Sözcük Bilimi ve Sözlükçülük - "Sözlük bilimi"

Transkript

Sözcük Bilimi ve Sözlükçülük - "Sözlük bilimi"
Türk Dil Kurumu Yayını
H
al
ûk
A
ka
lın
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
Şü
kr
ü
162
Ö
Sözcük Bilimi
ve Sözlükçülük
ŞÜKRÜ HALÛK AKALIN
ğrenim hayatı boyunca hemen her öğrenci, en az birkaç kez sözlüğe bakmış, anlamını bilemediği sözcükleri sözlükte aramıştır.
Yalnızca anlamını bilmediğimiz sözcükler için değil nereden
geldiğini merak ettiğimiz, yazılışını, söylenişini, türünü ve kullanılış
özelliklerini öğrenmek istediğimiz sözcükler için de sözlük sayfalarını
karıştırmışızdır.
Türk Dil Kurumu Yayını
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
TÜRK
DİLİ
Şü
kr
ü
H
al
ûk
A
ka
lın
Okuma yazmayı öğrendikten sonra bize kazandırılan bilgilerin başında sözlük kullanma kuralları ve ilkeleri gelmektedir. Sözcüklerin
abece sırasıyla sözlükte yer aldığı ilk verilen bilgilerdendir. Çoktan seçmeli sınavlarda karışık olarak verilen sözcüklerin sözlükte hangi sırayla
yer alması gerektiğine ilişkin soruları da yanıtlamışsınızdır. Pek çoğumuzun sözlüklerle ilgili bilgisi bunlarla sınırlıdır.
Oysa sözlükler çok daha fazla özelliğe sahiptir...
Bu özelliklerden haberdar olmayan pek çok kişi, sözlüklerden nasıl
yararlanacağını bilemez. Bir sözlükten yararlanmanın en iyi yolu kullanıcılar için hazırlanmış açıklayıcı bilgileri okumak, maddelerin gösteriliş düzenini görmektir.
Sözlükler hakkında başka ne biliyorsunuz?
Örneğin, sözlük hazırlamanın bir bilim hatta bir sanat olduğunu
biliyor musunuz?
Bir sözlükte hangi sözcükler yer alır?
Sözcükler sözlükte nasıl sıralanır?
Kullandığımız her sözcüğü sözlüklerde bulabilir miyiz?
Sözcüklerle ilgili ne tür bilgiler yer alır sözlüklerde?
Başka pek çok soru sıralanabilir sözlüklerle ilgili... Başka pek çok
şey söylenebilir sözlükler üzerine...
Sözlükler, aslında dillerin ve insanlığın belleğidir. İnsanoğlunun
ortaya koyduğu ilk sözlükten günümüze gelene değin geçen yüzlerce
yıllık süre içerisinde hazırlanan binlerce sözlük, dillerin söz varlığının
yanı sıra insanoğlunun binlerce yıllık bilgi birikimini bugünün ve geleceğin insanına ulaştırıyor.
Evet, sözlüklerde sözcüklerin anlamları dışında başka bilgiler de
yer alır...
Sözcüklerin türleri, yazılışları, söylenişleri, kullanış biçimleri, alıntıysa hangi dilden geçtikleri, çekim ekleriyle ve fiillerle kullanılış özellikleri gibi bilgiler sözlüklerde belirli bir düzen içerisinde sıralanır.
İşte bu düzeni sağlayan; sözlük hazırlama, yazma ilkeleri ve kurallarıdır... Bütün bu ilkeler ve kurallar, kullanıcıların sözlüklerden en
iyi bir biçimde yararlanmalarını sağlamak, sözlükleri daha işlevsel duruma getirmek içindir.
163
Türk Dil Kurumu Yayını
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
TÜRK
DİLİ
lın
Sözlükçülük
kr
ü
Şü
164
H
al
ûk
Bir dilin söz varlığını oluşturan
birimleri ve bu birimlerin anlamlarını,
birbirleriyle ilişkilerini, zaman içinde
yaşadığı değişim ve gelişmeleri araştıran dil bilimi dalına sözcük bilimi (lexicology) denir (Richards 1985: 165;
Hartmann - Stork 1976: 129; Geeraerts 1994: 2190a; Crystal 2001: 197).
Türkçede sözcük bilimi için eş
değer terim sayılabilecek kelime bilimi
(Korkmaz 2007: 144; Topaloğlu 1989:
98), kelimebilim (Meydan-Larousse 1972:
VII/ 152), sözcükbilim (Vardar 1978:
117) terimleri kullanılmıştır.
Bazı kaynaklarda ise sözcük bilimi
(veya sözcükbilim) teriminden sözlük bilimi (veya sözlükbilim) terimine gönderme yapıldığı (Vardar 1980: 134; Koç
1992: 239) kimi kaynaklarda ise leksikoloji karşılığında yalnızca sözlük bilimi
(veya sözlükbilim) teriminin kullanıldığı (Hengirmen 1999: 341) görülür.
Doğrudan doğruya sözcük araştırmalarını kapsayan bir bilim dalı
olan sözcük biliminin uygulamalı kolu
ve bir alt dalı sayılan; sözlük hazırlama, yazma bilimini ve sanatını ifade
eden sözlük bilimi (veya sözlükbilim) terimi ile karşılanması Türkçede karmaşaya yol açmaktadır.
Bir dilin söz varlığını oluşturan
sözcükleri yapıları ve anlamları bakımından inceleyen, sözcüklerin köken
yapılarını araştıran, biçim ve anlamlarında yaşanan gelişimi, değişimi in-
celeyen sözcük biliminin phraseology
‘cümle bilimi’ (Atalay 1999: 2578),
biçim bilgisi ve sözlükçülük gibi kolları
bulunmaktadır. Bir dilin söz varlığını
araştıran bilim dalını yalnızca sözlükçülük açısından adlandırmak sözcük
bilimini sözlükçülüğe indirgemek,
sözlük çalışmalarıyla sınırlandırmak
olur. Oysa, sözlük hazırlama ve
yazma işi sözlükçülük veya sözlük bilgisidir (lexicograpy).
A
ka
Sözcük bilimi
Sözlükçülük terimini Türkçe Sözlük
şöyle tanımlıyor ‘sözlük yazma veya
hazırlama işi, sözlük yazarlığı, lügatçilik’. Sözlük bilimi de benzer bir biçimde ‘sözlük yazma ve hazırlama işi,
leksikografi’ olarak tanımlanmaktadır
(TDK 2009: 1806).
Leksikografi karşılığında olmak
üzere sözlükçülük terimini kullanan
bir başka kaynak da Meydan-Larousse
sözlüğüdür (1973: XI/511).
Türkçe kaynaklarda sözlük bilimi
(Topaloğlu 1989: 133; Korkmaz 2007:
199) teriminin yanı sıra sözlükbilim
(Kocaman 2000: 111), sözlükbilgisi
(Vardar 1980: 135; Hengirmen 1999:
341), sözcükbilgisi (Vardar 1978: 117)
terimleri kullanılmıştır.
Bir terim karmaşasına yol açmamak, kavramların doğru algılanmasını ve anlaşılmasını sağlamak için
leksikografi karşılığında sözlükçülük teriminin kullanılmasının daha uygun
Türk Dil Kurumu Yayını
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
TÜRK
DİLİ
Şü
kr
ü
H
al
ûk
Dil bilimcilerin bir bölümü sözlükçülüğü bir bilim dalından çok
sanat olarak tanımlar (Stanley 1994:
2174b). Kimi dil bilimcilere göre ise
sözlükçülük hem bir sanat hem de bir
bilimdir (Crystal 2001: 197).
Sözlükçülüğün ne denli
ustalık isteyen bir iş olduğu, ilk sözlüğümüz
Divanü
Lugati’tTürk’ün yazarı Kâşgarlı Mahmud’un
eserini nasıl hazırladığını anlattığı bölümde görülebilir: Sözlüğü
kullanan aradığı sözcüğü doğru yerde bulsun, arayan belirlenmiş sırasında görebilsin diye her sözcüğü hece harfleri (abece)
sırasınca düzenledim; mensur ve manzum
cümlelerle, atasözleriyle, hikmetli sözlerle
ve zarif bir dille donattım (Atalay 2006: 5;
Dankoff-Kelly 1982: 71). Eserini hazırlarken izlediği yolu anlatan Kâşgarlı
Mahmud, âdeta sözlük ve sözlükçülük
terimlerini tanımlamaktadır.
Bu veriler ışığında sözlükçülük terimini bir dilin veya karşılıklı olarak
lın
Sözlükçülük bilim mi sanat mı?
daha fazla dilin söz varlığını sözlük
biçiminde ortaya koymak üzere yöntemleri araştırma; sözlük hazırlama,
yazma ilkelerini, kurallarını geliştirme ve uygulama alanına çıkarma
işi diye tanımlayabiliriz.
Bütün bu terimlere kaynaklık
eden ve Türkçe söz kökünden türetilen sözlük de bir dilin sözcüklerini yazılış, tür, anlam, söyleyiş, kullanım
özellikleriyle birlikte ve abece sırasıyla veren eserdir.
Sözlük, sözlükçülük, sözlük bilimi
gibi terimler dilimizin söz varlığına
yakın zamanda katılmıştır. Atatürk’ün başlattığı Dil Devrimi ile pek
çok alanda olduğu gibi dil bilgisi ve
dil bilimi alanlarında da Türkçe terim
türetme çalışmaları yürütülmüştür.
Azerbaycan, Türkmen ve Uygur
Türkçelerinde sözlük, Kazak Türkçesinde sözdik, Kırgız Türkçesinde sözdük biçimlerinde kullanılan sözlük
terimi benimsenmiş, söz kökünün türevi olarak dilimizin söz varlığına kazandırılmıştır.
A
ka
olacağına inanıyoruz. Sözcük anlamının ‘sözlük yazma’ olduğu, bu işi
yapan kişi için leksikolog karşılığında
Türkçede yaygın olarak sözlükçü terimi kullanıldığı da göz önüne alındığında kişisel olarak sözlükçülük
terimini benimsemekteyiz.
Arapçadan
alıntılanan sözcükler
Türkçenin kaynaklarıyla türetilen bu terimlerin öncesinde dilimizde
Arapçadan alınan lügat, kamus, tuhfe,
mucem sözcükleri kullanılmaktaydı.
Arapça kökenli lügat aslında ‘söz,
sözcük’ anlamındadır. Kökü ‫ لغو‬biçiminde olan sözün çokluğu ‘sözler,
sözcükler’ anlamında olmak üzere
165
Türk Dil Kurumu Yayını
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
TÜRK
DİLİ
lın
Eskiden olduğu gibi günümüz
Arapçasında da ‘sözlük’ anlamında
kullanılmakta olan sözcük kāmūs’tur.
Kökü ‫ ق م س‬harflerinden oluşan sözün
asıl anlamı ‘büyük deniz, okyanus;
denizin ortası’ iken mecazi olarak
‘sözlük’ anlamını da kazanmıştır.
al
ûk
Lügat sözünün Türkçede ‘sözlük’
anlamını kazanması daha sonralarıdır. Lehcetü’l-Lügat, Lügat-i Osmani,
Lügat-i Remzi, Ünsü’l-Lügat gibi Osmanlı Türkçesi sözlüklerine ad olan
lügat sözü, Türkçede uzun süre kullanılmıştır.
İlgi çekici olan, lügat sözünün
Arapçada ‘sözlük’ karşılığında kullanılmamasıdır. Bununla birlikte aynı
kökten türeyen luga Ebü’l-Esved’in
çalışmalarıyla birlikte ‘sözlükçülük
veya filoloji’ çalışmalarına ad olmuştur. Garîb sözü ise Kur’an’da ve hadislerde geçen ancak gündelik dilde yer
almayan sözcükler üzerine çalışmayı
ifade ediyordu (Haywood 1960: 1718).
A
ka
lugāttır. Arapçada lugat sözünün her
ulusun konuştuğu iletişim aracını
ifade eden ‘dil, lehçe’ anlamı da bulunmaktadır. Kâşgarlı Mahmud’un
eserine verdiği Divanü Lugāti’t-Türk
adındaki lugāt sözü de ‘dil, lehçe’ anlamındadır. Asıl anlamı ‘sözlük’ olmasa da esere bu anlamı katan sözcük
divandır.
H
kr
ü
Şü
166
Eski dilde ‘sözlükçülük’ karşılığında kullanılmış olan terim ilmilüga,
‘sözlükçü’ karşılığındaki ise ehlilügat
idi. Lügatnüvis ‘sözlük yazan, sözlükçü’, lügatşinas ‘sözlüğe hâkim kişi
çok sözcük bilen’ gibi terimler de söz
varlığımızda yer alıyordu.
Redhouse, ünlü sözlüğünde lexicology karşılığında ilmilügat, lexicography karşılığında lügat kitabının telifi,
lexicographer karşılığında ise lügat müellifi, musannif-i lügat açıklamalarını
yapmıştır (Redhouse 1884: 479).
Türkçede bu söz kullanılarak
Kamus-ı Türki, Kamus-ı Osmani, Mükemmel Kamus-ı Osmani, Resimli
Kamus-ı Osmani gibi sözlükler hazırlanmıştır.
Günümüz Arapçasında ‘sözlük’
anlamında kullanılmakta olan bir
başka sözcük ise mucemdir. ‘Noktalanmış, noktalı; noktalı harf’ anlamları da bulunan ve Osmanlı
Türkçesinde kullanılmış olan mucem
sözünün bir başka anlamı da ‘alfabetik sırayla dizilmiş’tir. Bu sözcüğün
‘sözlük’ karşılığında kullanılması bu
anlamdan kaynaklanmaktadır. Kök
harfleri ‫ ع ج م‬olan söz Osmanlı Türkçesinde ‘noktalanmış, noktalı’ anlamının yanı sıra ‘ebcedde noktalı
Türk Dil Kurumu Yayını
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
TÜRK
DİLİ
lın
Sözcük bilimi için Türkçede leksikoloji (< Fr. lexicologie) terimi de kullanılmaktadır. Fransızcadan Türkçeye
geçmiş olan leksikoloji sözü, Eski Yunanca ‘sözlük’ anlamındaki
lexikón
(Brachet 1873: 212b;
Chantrell 2002: 300a)
ile ‘bilim’ anlamındaki logíā sözlerinin
birleşmesinden oluşur. Lexikón sözü ise
Eski Yunanca ‘sözcük’ anlamındaki
léxis sözüne dayanır.
Bu sözün, Eski Yunanca ‘demek,
söylemek, konuşmak; toplamak, seçmek’ anlamlarındaki légein ile Latince
‘okumak; seçmek, toplamak’ anlamlarındaki legere kökteş sözcüklerle birlikte ortak bir köke kadar uzandığı
bilinmektedir.
Latince ve Eski Yunancanın söz
varlığında bu ortak kökten gelişmiş
sözcükler bulunmaktadır. Azizlerin
hayat hikâyelerini konu alan anlatıları, efsaneleri ifade eden Latince legend; ‘okuma, okuyuş, okuma işi’
anlamındaki lēctiōnem (yalın durumu
lēctiō) sözünden gelişen eski Fransızca
leçon, İngilizce lesson (<lessoun XIV. yy
< lesceun XIII. yy) vb. (Chambers 2006:
587a) ortak bir köke dayanmaktadır.
Bir dilin söz varlığındaki anlamlı
en küçük birimi tanımlayan leksem
(<İngilizce lexeme < Yunanca léxis +
İngilizce -eme) sözü de aynı sözcük ailesindendir (Chambers 2006: 587a,
591b-592a).
al
ûk
Arapça ‘armağan, hediye; yeni
çıkma, hoşa gider, güzel şey’ anlamlarındaki tuhfe sözü manzum sözlüklere de ad olmuştur. Bir dildeki
sözcüklerin bir başka dildeki karşılığının şiir biçiminde verildiği
sözlüklerin çeşitli
örnekleri arasında
Tuhfe-i Vehbi, Tuhfe-i Şahidi, Tuhfe-i Hüsami, Tuhfe-i Asım sayılabilir. Ancak
tuhfe sözünü taşımayan Lügat-i Halimî, Lügat-i Bahrü’l-Garaib gibi manzum sözlükler de bulunmaktadır.
Ortak bir köke dayanan terimler
leksikoloji ve leksikografi
A
ka
harfler göz önüne alınarak düşülen
tarih’ karşılığı da bulunmaktadır.
Şü
kr
ü
H
Bu genel terimlerin yanı sıra
Arapçada ‘sözlük’ için eserden esere
değişen sözcüklerin kullanıldığını da
belirtmemiz gerekiyor. En-Nevadir, Sihahü’l-Arabiyye, Esasu’l-Belaga gibi
sözlükten sözlüğe değişen özellik ve
türleri dolayısıyla çeşitli adlar kullanılmıştır. Bazı sözlüklerin de ilk harflerinin adıyla anıldığı görülür.
Örneğin Kâşgarlı Mahmud’un da eserinde adını andığı Halil bin Ahmed’in
ünlü sözlüğü Kitabü’l-Ayn adını taşır.
Ses yolunda en geride oluşan sesin
karşılığı olan ‫ ع‬harfiyle başlayan sözlük bu adı almıştır.
Farsça ferheng ‘bilgi; sözlük’ ise
sözlükçülük tarihimizde genellikle
Farsça-Türkçe sözlüklere ad olarak
kullanılmış, ancak Arapça lügat,
kamus gibi Türkçede geniş bir kullanım alanı kazanamamıştır.
167
Türk Dil Kurumu Yayını
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
TÜRK
DİLİ
A
ka
lın
açıklayan sözlük’ karşılığında kullanılmıştır. Bugün İngilizcede glossary
‘sözlükçe, küçük sözlük’ karşılığındadır. Bugün için glossary, bir kitapta
veya bir yazıda geçen ve anlamı bilinemeyeceği öngörülen sözlerin, terimlerin
sözlüğü
karşılığında
kullanılmaktadır.
Bir sözlük türü olmakla birlikte
'sözlük' anlamında da kullanılmakta
olan thesaurus, Eski Yunanca thēsaurós
'hazine; hazine dairesi; ambar; kasa,
sandık' sözüne dayanmaktadır. Latince aracılığıyla Batı dillerine geçen
bu söz, Peter Mark Roget'in 1852 yılında yayımlanan Thesaurus of English
Words and Phrases adlı kitabıyla birlikte 'sözlük; ansiklopedi; eş anlamlar
sözlüğü, eş ve karşıt anlamlar sözlüğü' anlamında kullanılmaya başlanmıştır (Chantrell 2002: 509b;
Crystal 2001: 339; Chambers 2006:
1133a; Atalay 1999: 3362a).
Son olarak, Batı dillerinde ‘sözlük’ anlamında kullanılmış olan ilgi
çekici bir sözcüğe değineceğiz. Köken
ve anlam bakımından sözcükle, sözlük
veya söz varlığıyla hiç ilgisi yokken bir
dönem Avrupa dillerinde kullanılan
bu sözcük calepindir...
Ambrogio Calepino’nun 1502’de hazırladığı
Latince
sözlük Calepin adıyla öyle ün kazanmıştır ki zamanla
bu özel ad genelleşmiş, ‘sözlük’ karşılığında bir süre kullanılmıştır.
kr
ü
Şü
168
H
al
ûk
Leksikografi ise Eski Yunanca kökenli lexikográphos sözüne dayanmaktadır. ‘Sözlük’ anlamındaki lexikón ile
‘yazmak’ anlamındaki gráphien sözlerinin birleşmesinden (Chambers 2006:
591b) oluşan bu sözcük Fransızcaya lexicographie biçiminde geçmiştir. Türkçedeki leksikografi de Fransızcadan
ödünçlemedir.
Latince ‘sözcük’ anlamındaki bir
başka söz dictiōnem (yalın durumu
dictiō) köküne dayanan dictionarium,
‘sözcüklerin toplandığı kitap’ anlamında orta Latincenin söz varlığında
yer alıyordu. Latince ‘söylemek, söyleyiş biçimi’ anlamındaki dictum, ‘bir
başka kişinin yazması için yüksek
sesle söyleme’ anlamındaki İngilizce
dictate sözünün kökeni de Latince
dictātus sözüne dayanmaktadır.
Latincede, Fransızcada, İngilizcede ve Türkçe dâhil pek çok dilde
kullanılmakta olan ‘diktatör’ anlamındaki söz de aynı Latince sözcüğe
dayanmaktadır (Chantrell 2002: 149b;
Chambers 2006: 276b).
Batı dillerinde ‘sözlük’ karşılığında kullanılan tek sözcüğün dictionarium ve türevleri olmadığını da
belirtmek gerekir.
Aslında ‘sözlük’ anlamında kullanılan ilk sözcük glossai; MÖ V. yüzyılda Yunanların, Homeros gibi eski
yazarlarının eserlerinde yer alan ama
unutulmuş olan sözcükleri açıklamak
üzere hazırladıkları sözlüğe verilen
addır. Bu sözcük Latincede glōssarium,
Eski Yunancada glōssárion ‘terk edilmiş veya yabancı kökenli sözcükleri
Türk Dil Kurumu Yayını
TÜRK DİLİ Dil ve Edebiyat Dergisi
TÜRK
DİLİ
Köken bilgisi meraklılarına
Yazımızda değindiğimiz Arapça kökenli lügat, luga sözcükleriyle Grekçe kökenli
légein, Latince kökenli legere arasındaki ünsüz benzerlikleri köken bilgisi meraklılarının
ilgisini çekmiş olmalı... Anlamca da yakınlık gösteren bu sözcüklerin türevleri de göz
önünde bulundurulduğunda aralarında ilişki olduğu düşünülmektedir. Aramice luwā
‫ ‘אעול‬çene, boğaz, ses çıkarma organı’, Akadca luχχu ‘boğaz, gırtlak’ (Nişanyan 2009:
lın
375b) ile de benzerlik gösteren bu sözcükler ortak bir kökten türemiş olabilir mi? Haywood’un
Arapça luganın Grekçe logos ‘sözcük; konuşma; masal’ sözünden türemiş
olabileceği yolundaki düşüncesini de belirttikten (Haywood 1960: 17) sonra Türkçede
A
ka
‘boş konuşmak anlamındaki laga luga etmek deyiminde geçen luga ile ‘söz, laf; boş söz,
dedikodu’ anlamlarındaki lakırtı sözlerini de köken bilgisi meraklılarının dikkatine
sunalım...
Şü
kr
ü
H
al
ûk
Kaynakça
Atalay Besim (2006), Kâşgarlı Mahmud Divanü Lugat-it-Türk (çeviri), TDK yayınları, Ankara.
Atalay, Hâmit (1999), İngilizce-Türkçe Sözlük, TDK yayını, Ankara.
Brachet A (1873), An Etymological Dictionary of the French Language, Oxford,
Chambers (2006), Dictionary of Etymology, Newyork.
Chantrell Glynnis (2002), The Oxford Dictionary of Word Histories, Oxford.
Crystal David (2001), A Dictionary of Language, Şikago.
Dankoff Robert, James Kelly (1982), Mahmûd al-Kâşgarî, Compendium of the Turkic Dialects (Diwân
Lugât at-Turk), Harvard.
Geeraerts, D (1994) “Lexicology” The Encyclopedia of Language and Linguistics, Pergamon yayınları,
C. IV, s. 2189-2192, Oxford, New York, Seoul, Tokyo.
Hartmann R. R. K ve F. C. Stork (1976), Dictionary of Language and Linguistics, Londra
Haywood John A. (1960), Arabic Lexicography, its history, and its place in the general history of lexicography, Leiden.
Hengirmen Mehmet (1999), Dil Bilgisi ve Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Engin yayınevi, Ankara.
Kocaman Ahmet vd. (2000), Uygulamalı Dilbilim-Yabancı Dil Öğretimi Terimler Sözlüğü, Hitit yayınları, Ankara.
Koç Nurettin (1992), Açıklamalı Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, İnkılap Kitabevi, İstanbul.
Korkmaz Zeynep (2007), Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK yayınları, Ankara.
Meydan-Larousse (1972, 1973) Büyük Lügat ve Ansiklopedi , Meydan Yayınevi, İstanbul
Redhouse James W. (1884), A Lexicon English and Turkish, 3. baskı, İstanbul.
Richard Jack vd. (1985), Longman Dictionary of Applied Linguistics, Essex.
Nişanyan Sevan (2009), Sözlerin Soyağacı, Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, 4. baskı, Everest yayınları, İstanbul.
Stanley E. G. (1994), “Lexicography” The Encyclopedia of Language and Linguistics, Pergamon yayınları, C. IV, s. 2174-2178, Oxford, New York, Seoul, Tokyo.
Topaloğlu Ahmet (1989), Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, Ötüken yayınları, İstanbul.
Türkçe Sözlük (2009), Türk Dil Kurumu yayınları, Ankara.
Vardar Berke vd. (1978), Başlıca Dilbilim Terimleri, İstanbul.
Vardar Berke vd. (1980), Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu yayınları, Ankara.
169

Benzer belgeler