stanbul`un Lüks Konut Kenti

Transkript

stanbul`un Lüks Konut Kenti
‹Ç‹NDEK‹LER
6 PORTRE
6
10
• Aynur Bektafl: “Çöpçü De Olsam,
Bafl› Olurdum!”
10 ST‹L
• Zehra Çobanl› “Beyaz” Döneminde
14 DEKORAKT‹F
• Kütahya Porselen’den Y›lbafl›
Seçenekleri
14
18 M‹MAR
22
• ‹stanbul’un Lüks Konut Kenti
22 MODA
• Özlem Süer’den 21 Aflka, 21 Kostüm
26 ESK‹C‹
• Sunay Ak›n: “Dünyan›n Her Hali
Oyuncaklara Yans›r”
18
30 AKTÜEL
• Carole Hakko: “Hiçbir fiey
30
‹mkans›z De¤ildir!”
32 METOT
• Özlem Çak›r: “Samimi ve ‹çten Olun!”
34 HOB‹
• Kem Gözlere Nazar Boncu¤u
36 MEKAN
• Anadolu’nun ‹kinci Efes’i: Aizanoi
32
26
38 WELLNESS & SA⁄LIK
36
34
38
• Wellness Beslenmenin ‹lk Dört Kural›
• Refleksoloji, Ayaklar Vücudun
Aynas›d›r
43 GURME
Y›lbafl› Sofralar›n›z ‹çin
44 B‹ZDEN HABERLER
43
50 ÖDÜLLÜ ÇENGEL BULMACA
Yay›na haz›rl›k
Say›:6 Aral›k 2008
Kütahya Porselen San. A.fi. ad›na imtiyaz sahibi
Ali ABACI
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü
Genel Yönetmen
Eser ÇET‹NTAfi
Metin GÜLBAY
Kapak foto¤raf›
Görsel Yönetmen
Adil GÜMÜfiO⁄LU
Murat KARA
Mekan: Shorba, ‹stanbul
Grafik & Tasar›m
‹letiflim adresi
Atatürk Bulvar› 43001 Kütahya
Tel: 0 274 225 15 16 Faks: 0 274 225 15 17
[email protected]
Yavuz KARAKAfi
Editör
Demet EY‹, Aysel SA⁄IR
Foto¤raf
NG Dergisi Kütahya Porselen. San. A.fi. taraf›ndan
3 ayda bir yay›nlan›r ve ücretsiz da¤›t›l›r.
4
Murat GÜNEY, Özer ÖLÇER,
Dudu KIRDI
‹letiflim
Tel: 0216 681 18 22
Görsel destek
Dünya Gazetesi
Arfliv Dokümantasyon Servisi
Bask›
Dünya Yay›nc›l›k A.fi “Globus”
Dünya Bas›nevi
100. Y›l Mahallesi
34440
Ba¤c›lar-‹stanbul
Tel: 0 212 440 20 10-11
ED‹TÖR
Merhaba;
Yeni y›la say›l› günler kala siz de¤erli dostlar›m›zla yeniden buluflman›n
mutlulu¤unu yafl›yoruz.
Kurumsal iletiflim dergimiz NG ile sizi biraz olsun içinde bulundu¤umuz stresli
ortamdan uzaklaflt›rmak, alanlar›nda duayen kiflilerle yapt›¤›m›z keyifli sohbetleri
paylaflmak, tarihi, kültürel mekanlar›m›z› tan›tmak ve bizden haberler bölümüyle
grubumuz hakk›ndaki bilgileri sizlere sunmak istedik.
Bu say›daki konuklar›m›z aras›nda de¤erli seramik sanatç›m›z, Anadolu
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Zehra Çobanl› yer al›yor.
Bizlere otuz y›la s›¤d›rd›¤› baflar›lar› ve eserleri ile ›fl›k tutuyor.
TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu Baflkan› Aynur Bektafl. Kendisine bankac›l›ktan
Gülden Güral
ticarete geçifl serüvenini ve kad›n profiliyle ifl hayat›ndaki s›k›nt›lar› sorduk, içten ve
Kütahya Porselen San. A.fi.
Bir di¤er konu¤umuz ise Hey Group Yönetim Kurulu Baflkan›, ayn› zamanda
samimi cevaplar ald›k.
Yönetim Kurulu Üyesi
Sevgili dostumuz, bireysel imaj ve iletiflim dan›flman› Özlem Çak›r ile sohbetimiz
esnas›nda imaj›n kiflinin baflar›s›nda ne kadar etkili oldu¤unu bir kez daha
kavrarken kendisi sözlerini flu flekilde noktal›yor: “Ben kiflinin içinde bulundu¤u
duruma fark›ndal›k kazand›rarak onu do¤ru yönlendirmifl olurum. Ama özgüven
kazand›rmak benim iflim de¤il.”
Wellness ve Sa¤l›k köflesinde Prof. Dr. Osman Müftüo¤lu bizlere kaliteli bir
yaflam›n yol haritas›nda beslenme kurallar›n› anlat›yor.
Gurme köflemizde sizler için haz›rlad›¤›m›z y›lbafl› sofras›nda Güral Harlek Otel
Mutfak fiefi ‹brahim Do¤an’dan bize özel bir mönü haz›rlamas›n› rica ettik.
fiirketlerimizin ma¤aza-showroom aç›l›fl haberleri, fuarlar, sosyal sorumluluk
projeleri gibi önemli konu bafll›klar›na yer verdi¤imiz bizden haberler bölümünde
sizlere k›saca bilgiler sunduk.
Büyük bir titizlik, özveri ve heyecanla haz›rlanan dergimizde eme¤i geçen
herkese teflekkür ediyor, ailemize yeni kat›lan Kütahya Seramik Sat›fl ve Pazarlama
Müdürü Say›n Göksen Yedigüller’e ve Güral Sapanca Wellness Park Genel Müdürü
Say›n Alp Onganer’e hofl geldiniz diyorum.
Dergimizi okurken keyif alaca¤›n›z› umut ediyor, yeni y›l›n size ve tüm
sevdiklerinize sa¤l›k, huzur, mutluluk ve baflar›lar getirmesini temenni ediyorum.
Sayg›lar›mla
5
PORTRE
AYNUR BEKTAfi
Çöpçü De Olsam,
“Kad›n, çekiniyor, utan›yor. Sivil toplum
örgütlerine girmiyor. Maalesef kad›nlar›m›z bunu
tercih ediyor, bu alan› erkeklere b›rak›yor.
Kad›nlar daha çok efllerinin arkas›nda durmay›
benimsiyor. Birçok ifl yapmalar›na ra¤men adlar›
yok. Adlar›n›n olmas›n› istemiyor”
K
amuoyunun baflar›l› ifl kad›n› olarak tan›d›¤› Aynur Bektafl, flüphesiz ki geldi¤i düzeyde, sadece “baflar›l›” s›fat›n›n çok daha ötesinde fleyleri hak ediyor. Uzun y›llar bankac›l›k yap›p, emekli olduktan sonra kendi iflini kuran Bektafl, Türkiye’deki haz›r giyim
sektöründe önemli bir yer tutuyor. Bektafl, sahibi oldu¤u Hey Group Yönetim Kurulu
Baflkanl›¤›n›n yan› s›ra TOBB Kad›n Giriflimciler Kurulu Baflkanl›¤› görevini yürütüyor.
Türkiye Giyim Sanayicileri Eski Baflkan› Aynur Bektafl gerek insanlar›n istihdam edilmesi, gerekse
Türkiye ekonomisine katk› anlam›nda önemli bir role sahipken, bu rolünün önemli ayr›nt›s› insana
bak›fl›nda yat›yor ve çizdi¤i profille bir anlamda s›ra d›fl› bir görüntü oluflturuyor.
Sizin s›rr›n›z nedir? Yani baflar›n›z›n s›rr›?
Benim s›rr›m yap›lanmamda, ruhumda yat›yor. Çocuklu¤umdan beri ruhum hiç de¤iflmedi. Babam›n hayat›mda çok önemli bir rolü var. Baflar›y› seven, beni okumam için teflvik eden, okulumdan eve kadar fasulye dizip, say› saymam›, matematik ö¤renmemi isteyen bir babayla büyüdüm.
Babam Karabük’te maarif görevlisiydi. Annem de ilkokul mezunu bir ev han›m›yd›. Evin büyü¤ü
olmam›n etkisi de vard›r mutlaka ama devaml› ifllere koflturan bir konumdayd›m. Çarfl›ya al›flverifl ifllerine gönderilirdim annem gidemedi¤i için. O günden bugüne ruhumda çok fazla de¤iflen
bir fley olmad›. Bankac›yken de çocukken de kendi iflimde de çok çal›flt›m. Hep fluna inand›m;
önce hizmet, sonra para.
Bankac›l›ktan sanayiye geçifl nas›l oldu?
Evet, bankac›l›ktan sanayiye geçiflim çok enteresan. Asl›nda bankac›l›¤a devam edebilirdim,
çok baflar›l› bir bankac›yd›m. Gitti¤im her yere mevduat, müflteri götürüyordum. Hep bir bankaya
ba¤l› kald›m. Ankara kökenli oldu¤umuz için daha ilim irfan do¤rultusunda yapt›m bankac›l›¤›. Her
yasadan haberimiz oldu, her türlü bankac›l›kla alakal› çal›flmalar› takip edebiliyorduk. Bankac›l›¤›n
ne demek oldu¤unu, kambiyo ne demek, kredi ne demek, mevzuat ne demek bu ifli gerçekten yasalar›yla ö¤renen bankac›lard›k. Sonra 1985’te ‹stanbul’a tayin oldum ve ‹stanbul’a yerlefltik. Fakat
‹stanbul’a geldi¤imde çok büyük bir ifl hayat› oldu¤unu gördüm. Ankara’da olsam yapar m›yd›m bilmiyorum. Belki de bir bankac› olarak kal›rd›m. ‹stanbul’a geldi¤imde çok farkl› bir ortam gördüm. Ticaretin burada ne kadar büyük oldu¤unu, Ankara’n›n ne kadar dar, insan›n giriflimcili¤ini çok fazla
tetiklemedi¤ini, ‹stanbul’da çok farkl› bir yap› oldu¤unu gördüm. Bankac›l›ktan emekli olduktan sonra farkl› bir ifl iste¤ini tafl›m›flt›m hep. Ama niyetimde tekstil de¤il de otomotiv vard›. Param yetmedi¤inden tekstili tercih ettim.
6
,
AYNUR BEKTAfi
Bafl› Olurdum!
Tercih etme olana¤›n›z olsayd› do¤al e¤itiminizde nelerin olmamas›n› isterdiniz?
Ben ailenin ilk çocu¤uyum. Küçük yerde yetifltim oralarda farkl› oluyor. Biraz da ay›p, günah gibi kavramlarla fazla hafl›r neflir edilmeseydik daha iyi olurdu tabii. Halen s›k›lganl›¤›m devam ediyor.
fiimdiki yaflam›mda da bunun izlerini tafl›yorum. Örne¤in, baflkan oluyorsun - TOBB Kad›n
Giriflimciler Kurulu baflkan›y›m- ama önden yürüyemiyorum halen. Çocukken annem karfl›dan karfl›ya geçerken elimi tutar, “Dur Mehmet A¤abey geçiyor, geçme. Dur, Ahmet A¤abey geliyor bekle”
derdi. “U¤ursuzluk olur” derdi. Küçük yerlerde o y›llarda, bir erke¤in önü kesilmezdi bizde. Hele bir
kad›n bunu asla yapamazd›. Bir toplant›da halen bacak bacak üstüne atmam. Halen kad›n erkek hiç
fark etmez aya¤a kalkar›m birisi geldi¤i zaman. Bunun olumsuz etkisi yan›mda yürüyenlere oluyor.
Yan›mdakiler bana “buyur baflkan” dediklerinde yan›mda yürüyene zor oluyor.
Kad›n olmaktan kaynakl› engellerle karfl›laflt›n›z m›?
Kasabada yaflayan bir insan, çocuklu¤u ve ilk gençli¤i oralarda geçmifl bir insan olarak kad›n olmaktan kaynakl› eziklik hissetmedim. Daha do¤rusu ailemde bunu yaflamad›m. Çünkü babam bize
okumam›z ve baflar›l› olmam›z konusunda devaml› etkide bulunurdu. Ama Anadolu kültürü çok
farkl› bir kültürdür. Gençken kad›n ezilir, yaflland›¤›nda da han›m a¤a yap›l›r. Bunu âdet ve görenek-
7
PORTRE
AYNUR BEKTAfi
HEY Group Yönetim
Kurulu Baflkan›
Aynur Bektafl,
‹stanbul
Mahmutbey’deki
ofisinde...
lerimizin bir hatas› olarak görüyorum. Kad›nlar›n e¤itimi çok önemli. Erkeklerin de önemli ama kad›n›n önce kendini kabul etmesi laz›m. E¤er kad›n› siz e¤itemezseniz, kad›n evde varl›¤›n› bilmezse
orada y›k›nt› bafllar. Erke¤in hatas› diye, Türkiye’deki kad›n›n ikinci s›n›fl›¤›n› erke¤e yükleyemiyorum. Kusura bakmas›n hiç kimse.
Yani bütün ifl yine kad›nda m› bitiyor?
Evet, anne e¤er evde kendinin bir flahsiyet oldu¤unu kabul edip, bunun gibi davran›rsa, evdeki
k›z›na da o¤luna da eflit davran›rsa, zaten baba da ona göre davranacak. Böylelikle çevre de ona
göre davranacak. Ben çok kiflilikli kad›n biliyorum. Öyle kad›nlar var ki, bunlar› çal›flma hayat›nda
görmüyoruz belki ama eve hakimdir, çevreye, mahalleye hakimdir. Bu konuda kad›nlar›n e¤itilmesi
gerekiyor. Kad›n, Türkiye’de çok e¤itimsiz. Belki aileler okutmak istiyor ama yurtlar yok, yuvalar yok.
Ben örne¤in, teyzem Ankara’da olmasayd› okuyamazd›m. Babam beni yurda göndermezdi. En fazla köy ö¤retmeni olurdum. Bence k›zlar›n kalabilece¤i yerler olmal›.
Çal›flmak d›fl›nda ilgi alanlar›n›z nedir?
Benim için “çal›flmamak” diye bir fley yok, yani hayat›n baflka bir taraf› yok. Spor yap›yorum, çal›fl›yorum, f›rsat buldukça seyahat ediyorum. Yenmeye çal›flt›¤›m bir uçak fobim var. Hayat›mda befl
saatten fazla uçamam demifltim ama iflim için Hong Kong’a da gittim. Zevkim için böyle uzun bir
yolculuk yapmam flahsen. Tiyatroyu çok seviyorum, sinemada da sosyal filmleri severim, be¤endi-
8
AYNUR BEKTAfi
¤im, güvendi¤im sanatç›lar olursa. Ailemle ilgiliyim. F›rsat buldukça gelinim Ayça’yla en az bir kez
konuflurum. Eflimle ifl konusunda asla anlaflamay›z. Hatta o¤lumla da anlaflamay›z. Gelinlerle daha
iyi anlafl›r›z. Gelinim Ayça, çok iddial›, çok önemli bir ifl kad›n›. fiu anda tek rakibim o.
Sosyal hayatla ilgili gözleminiz nedir?
Televizyondaki yar›flma programlar›n› izliyorum. Pop Star’› seyrediyorum mesela. Ülkemizdeki
insan manzaralar›n›, ülkemi görüyorum bu programlarda. Bir de “Var m›s›n Yok musun” adl› yar›flma program›n›, sürekli olmasa da. Bu tür olaylar› insanlar›n izleyip, baz› dersler ç›karmalar› gerekiyor. ‹nsan isterse her fleyi yapar diye bir söz vard›r. Orada birçok fleyi almay› hayal eden bir insan›n,
daha sonra bir araba alacak kadar bir sonuçla karfl›laflmas› halinde kendisini on dakika içerisinde
nas›l motive etti¤ini görüyorum. Bu benim çok hofluma gidiyor. Türk insan›n›n çok k›sa bir sürede
kendisini yenileyebilmesi gerçe¤i var bu programlarda. Beklentileri birdenbire küçültebilmek, büyütebilmek çal›flma hayat›nda çok önemli. An›nda de¤ifliyor yani beklentiler. O insanlar bana göre iyi
giriflimci olur. Bir de Pop Star’da da ac›mas›z tenkitleri görüyorum. Buna ra¤men flark›s›n› bitirip,
ayakta durabilen, a¤lamayan çok sa¤lam karakterler var onlara hayranl›k duyuyorum. Orada bir tiyatro sahnesi var sanki, o genç çocuklar 18 yafl›ndaki çocuklar çok sa¤lam duruyorlar. Eskiden böyle insanlara ars›z derlerdi. Ama flimdi toplumun da bu konuda ne kadar de¤iflti¤ini görüyorum. Ben
olsam iki ay kendime gelemem. Helal olsun çocuklara. Benim kesin motivasyonum bozulurdu. Böyle insanlar› görmek çok hofl bir fley.
Baflar›ya gelirsek yine, hiç baflar›s›z olmad›n›z m›?
Baflar›s›zl›¤› da görmek laz›m tabii ki. Okulu bitirdikten sonra birçok yere baflvurmufltum ve olmam›flt›. ‹fle ilk bankada bafllad›m, emekli olana kadar ayn› bankada devam ettim ama ben de bafllarken çok güçlük çektim. Bir sürü yer olumlu-olumsuz cevap verdi. Gençken tüberküloz olmufltum,
tüberkülozu gerekçe göstererek ifle almayanlar oldu bu hastal›¤› atlatmama ra¤men. Biz de flimdi
sa¤l›k raporu istiyoruz ama ben, “tüberküloz geçirdi” diye kifliyi ifle almamazl›k etmiyorum. Ama halen almayan firmalar var. fiu da var ki, insan›n kendine inanmas› laz›m. Ben çöpçü bile olsam çöpçü bafl› olurdum, ben kendime çok güveniyorum. Nereye girersem gireyim, bafl olup ç›k›yorum. Bu
da benim karakterim.
Siyaset yapmay› düflünüyor musunuz?
fiu andaki koflullarda siyasete at›lmay› düflünmüyorum. Ama yak›n bir gelecekte, gerçekten de
Türkiye’deki bu da¤›l›m› toparlayacak, laiklik, demokrasi, Türk-Kürt gibi, az›nl›klar gibi Türkiye’deki
bütün kesimlere, herkese sar›labilece¤ine inand›¤›m bir parti oluflumu olursa sadece bir hizmet için
burada olurum. Kuruluflunda destek veririm. Ama flu andaki hiçbir partide bu içeri¤i görmüyorum.
‹nsanlara ilk yaklafl›m›n›z nas›ld›r genellikle?
Önce yüz puan veririm her insana. Çünkü aksi ispat edilmedi¤i sürece her insan iyidir. Yani sizin gibidir, sizinle eflittir. Ama o insan› tan›d›kça, örne¤in h›rs›zsa verdi¤iniz puan› geri al›rs›n›z. Ben
onu denemeksizin bir insanla her türlü iliflkiye girerim. Bu davran›fl›mdan da hiçbir zarar görmedim
flimdiye kadar. Ama bafltan s›f›r puan verirseniz birçok insan› kaybedebilirsiniz.
Seçti¤i ifl alan› kad›n için önemli midir sizce?
Ben, flu meslek daha iyidir gibi yaklafl›mlara kat›lm›yorum. Kad›n isterse kendi vücuduyla para
kazans›n. Orada da ak›ll› ve baflar›l› kad›nlar var. Gelece¤ine yat›r›m yapm›fl, çocuklar›na istikbal sa¤layan, vücuduyla para kazanan birçok baflar›l› kad›na bu anlamda sayg› duyuyorum. Hatta o kad›nlar›n çok daha öne ç›kmalar›ndan yanay›m. Kad›n›n sorunu ne biliyor musunuz? Kad›n, çekiniyor,
utan›yor. Sivil toplum örgütlerine girmiyor. Maalesef kad›nlar›m›z bunu tercih ediyor, bu alan› erkeklere b›rak›yor. Kad›nlar daha çok efllerinin arkas›nda durmay› benimsiyorlar. Birçok ifl yapmalar›na
ra¤men adlar› yok. Adlar›n›n olmas›n› istemiyorlar.
9
ST‹L
ZEHRA ÇOBANLI
Zehra
Çobanl›
“Beyaz”
Döneminde
Otuz iki y›ld›r
çamura hayat veren
Prof. Dr. Zehra Çobanl›,
ellinci yafl›n› kutlad›¤›
bu y›l sadece beyaz
çal›flt›¤›n› söylüyor ve
ekliyor: “Art›k renkler
bitti, maviler bitti,
kahverengiler bitti,
beyaz bir dönem
bafllad›. Ben de
ellinci yafl›mda
böyle beyaz bir
sayfa açt›m”
10
ZEHRA ÇOBANLI
S
eramik sanat›yla yo¤rulmufl otuz y›la
yirmi befl kiflisel, yüzün üzerinde karma sergi, say›s›z ödül, üç kitap, yüzlerce makale, dünyan›n önde gelen
koleksiyonerlerinde ve müzelerinde
yer alan onlarca eser ve tabii ki baflar›larla dolu
bir akademik kariyer s›¤d›rm›fl Zehra Çobanl›…
‹lk önce rengarenk seramikler yapm›fl, ard›ndan
kahverengiler ve maviler gelmifl, flimdi ise kendi
deyimiyle “Beyaz Dönemini” yafl›yor. Seramiklerinde her zaman kad›na dair sorunlar›, kad›nlar›n baflar›lar›n› ve Anadolu’nun de¤erlerini kullanan Eskiflehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Zehra Çobanl›’yla
seramikle iç içe geçen otuz iki y›l› konufltuk.
Seramik yeryüzünün en eski sanat›,
Anadolu da bu sanat›n ana vatan›… Sizin
seramikle tan›flma öykünüzü ö¤renebilir
miyiz?
1976’da seramikle tan›flt›m. Band›rma fiehit Mehmet Gönenç Lisesi’ni bitirdikten sonra
amac›m sanat okumakt›. ‹stanbul’a gelip, Marmara Üniversitesi Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu’nu gezdi¤imde bana en yak›n bölümün
seramik oldu¤unu hissetim ve tercihimi serami¤e göre yapt›m. O y›l Tatbiki Güzel Sanatlara
sekiz bin ö¤renci müracaat etmiflti. Sekiz bin kiflinin kat›ld›¤› s›navda on iki ö¤rencinin al›nd›¤›
seramik bölümüne de üçüncü s›rada girdim.
Serami¤e girdikten sonra da do¤ru bir tercih
yapt›¤›m› anlad›m. Bugün hâlâ kopamamam›n
nedeni de o…
Seramikle dolu otuz iki y›l nas›l geçti?
Tabii otuz seneyi aflk›n bir süredir seramikle
iç içe bir yaflamdan bahsediyoruz. Bu süre içinde yirmi befl civar›nda kiflisel sergi açt›m, yüzün üzerinde karma sergiye kat›ld›m, pek çok ödül kazand›m, kitap ç›kard›m, say›s›z makale kaleme ald›m, k›sacas› hayat›m›n her döneminde seramik
vard›. Akademik olarak da seramikle iç içe olmak istiyordum. Bu nedenle 1983’te Mimar Sinan Üniversitesi’ne yüksek lisans için baflvurdum. O¤lum yeni do¤mufltu, bir haftal›k lohusayd›m, sütüm geliyordu, oturup kalkam›yordum, hakikaten büyük bir ›st›rap içinde -Ki, Anadolu’da lohusal›k döneminde kimse evden d›flar› bile ç›kmaz- yüksek lisans s›nav›na girdim ve kazand›m. Eflim askerlik görevini yerine getiriyordu, çocu¤um çok küçüktü ve maddi aç›dan s›k›nt›l› bir dönemdi. Tüm bunlara
ra¤men yüksek lisans e¤itimine devam ettim. Ard›ndan sanatta yeterlilik yapt›m, yine de Türkiye’de
ald›¤›m e¤itim bana az geldi, kendimi daha iyi gelifltirmem, dünyay› daha iyi ö¤renmem gerekiyordu. Bunun için yurt d›fl› burslar›n› araflt›rd›m ve Sidney Üniversitesi’ne kabul edildim. Böylece iki buçuk y›l seramikle yo¤un bir çal›flma sürecine girdim. Türkiye’ye döndü¤ümde de Anadolu Üniversitesi’nde çal›flmaya bafllad›m. Bugüne kadar her günüm seramikle, e¤itimle iç içe geçti.
11
ST‹L
ZEHRA ÇOBANLI
Çamura dokunmak sizin için ne ifade ediyor?
Seramik gibi ana maddesi çamur olan bir sanat dal› için dokunmak çok özeldir. Çünkü dokundu¤unuz zaman hissediyorsunuz, çamurla
iletiflim kuruyorsunuz, çamur size mesaj veriyor
ve çamuru istedi¤iniz gibi flekillendiriyorsunuz.
Çamura flekil vermeye bafllamadan neyin
ortaya ç›kaca¤›n› biliyor musunuz?
Tabii… Ben serami¤e bafllarken, önce kafamda tasarlar›m, sonra bu tasar›mlar›m› çizerim
ve çizmeden hiçbir projeme bafllamam.
Zehra Çobanl›’n›n, her bir
Eskiflehir’de toplumsal hayatta
önemli bir rol üstelenen kad›nlar›n
ellerinin kal›plar›yla yapt›¤› eserler,
“White-Light-Diet” adl› sergisinin
en ilginç yap›tlar›
aras›ndayd›
Zehra Çobanl› eserlerini olufltururken
nelerden ilham al›yor?
Biz, çok flansl› bir ülkeyiz çünkü seramik sanat›n›n dünyada en yo¤un yafland›¤›, bu konuda
en fazla kültüre, tarihi de¤erlere ve geçmifle sahibiz. Seramik sanatç›s› olarak beslenece¤imiz
Anadolu’ya özgü o kadar çok kayna¤›m›z var ki...
Tabii ki evrensel olmak çok önemli ama evrensel
bir noktaya varabilmek için önce kendi tarihi, kültürel, arkeolojik, edebi de¤erlerimizi özümsemeliyiz. Ancak o zaman bu de¤erleri modern bir yorumla sunabiliriz. Ben, bunu yapmaya çal›fl›yorum. Önce yerel, sonra ulusal sonra da evrensel
olmak benim için önemli… Her zaman buna dikkat ediyorum. Örne¤in; 1998’de Anadolu’daki
k›rkl› deyimleri inceledim. Bir fincan kahvenin
k›rk y›l hat›r› var, k›rk küp, k›rk›n›n da kulpu k›rk
küp, k›rk kat›r m› k›rk sat›r m› gibi… Bu çal›flmayla hem kendi k›rk›nc› yafl›m› kutlad›m hem de Anadolu’daki deyimleri yorumlayarak, ça¤dafl bir anlat›mla yeni birtak›m çal›flmalar yapt›m. Ne yapt›m?
Sanattaki tekrar ö¤esini kulland›m. Tekrar ö¤esiyle her yapt›¤›m formu k›rk kere tekrar ederek, bir
enstalasyonlar (yerlefltirme) dizisi ortaya ç›kard›m. Daha sonra Osmanl›’n›n 700. y›l›yla ilgili bir çal›flma zinciri ortaya ç›kt›. Orada da Osmanl› kaligrafisinden ve mavi renkli ‹znik Çinileri’nin renginden
yola ç›kt›m. Çamurda maviyi kulland›m ama çamurun üzerine yine kendi oluflturdu¤um sar›larla kaligrafik birtak›m yorumlar yapt›m. Yani kulland›¤›m objeler gelenekseldi ama malzeme yeni bir malzeme, sunum ça¤dafl bir sunumdu. Amerika’da bu eserlerimi sergiledi¤imde kulland›¤›m ö¤elerle belli ki ben, Anadolu’dan giden bir sanatç›y›m. Bir
Amerikal› gibi seramik yapmam›fl›m.
Eserlerinizden söz eder misiniz?
‹lk çal›flmalar›mda daha çok duvar tabaklar› vard› ve onlar›n içinde büyük
resimler yap›yordum, astarla çal›fl›yordum. 1992’ye kadar çok renkli seramikler
yapt›m, çünkü Avustralya’da renkli astarlar› çal›flm›flt›m. Kahverengiler, maviler,
pembeler, her renk vard›. 1992’den sonra iki y›l Japonya’da yaflad›m. Japonya’da
yaflad›¤›m dönemde bizde yayg›n olmayan kül s›rlar› üzerine çal›flt›m. Gerek Japonlar›n yaflam tarz› gerek Budizm’in etkisi ve geleneklerimizi daha fazla irdelemem neticesinde toprak renkler çal›flmaya karar verdim. Çünkü Anadolu’da çok zengin bir arkeolojik se-
12
ZEHRA ÇOBANLI
ramik kültürü vard›. Bu kültürü irdeledi¤imizde ise hep k›rm›z›, k›rm›z›n›n tonlar› ve kahverengiler
söz konusuydu. O dönem Anadolu serami¤inin bu yan›n› da ele alarak, kahverengiler yapt›m. Enstalasyonlara bafllad›¤›m bu dönemde hep kahverengi astar çal›flt›m. Kahverengili seriler çok keyifli ve güzeldi. Onlarla pek çok ödül ald›m. 1998’den sonra ise maviler bafllad›. Önce tu¤ralara bafllad›m, tu¤ralardan sonra tu¤ralar›n içindeki detaylardan yola ç›karak, üç boyutlu farkl› çal›flmalar
yapt›m. Ama art›k renkler bitti, maviler bitti, kahverengiler bitti, beyaz bir dönem bafllad›. Ben de ellinci yafl›mda böyle beyaz bir sayfa açt›m. fiu an ise bol bol beyazlar yap›yorum. Tabii bu dönem
ne kadar sürer bilmiyorum, çünkü ben, sanatç›lar›n de¤ifliminden yanay›m, dura¤anl›¤› sevmiyorum. Çal›flmalar›mda belli bir dönem herhangi bir tekni¤i denedikten sonra biraz farkl› bir yol almak
bana daha do¤ru geliyor. Çünkü akademisyenler sürekli geliflmek, fikirlerini gelifltirmek zorunda.
Tabii ki seramiklerimde kad›nlarla ilgili problemler, baflar›lar, Anadolu’daki deyimler, yaflamlar hep
bir ç›k›fl noktas› oluyor.
Eserlerinizin belirleyici, “‹flte bu Zehra Çobanl›’n›n eseridir” dedirten özellikler neler?
Benim çal›flmalar›mda bir kere ço¤ulcu bir anlat›m var. ‹kincisi çal›flmalar›mda mavi renk ve mavi renkle birlikte kulland›¤›m birtak›m yüzeysel resimler var. Çal›flmalar›m› fonksiyonel bir biçim de
olsa üç boyutlu bir obje gibi görüyorum. Türkiye’de ilk defa renkli astar› ben kulland›m ve bu konuda kitap yay›mlad›m. ‹flte astarl› çal›flmalar› için “Bu, Zehra Hoca’n›n çal›flmas›” denilebilir, mavi çal›flmalar›m ve düzenlemelerim için de keza öyle…
‹lk yapt›¤›n›z eserlerle bugünküleri k›yaslad›¤›n›zda Zehra Çobanl› nas›l bir yol kat etti?
Aradan otuz y›l geçti ama hâlâ ilk yapt›¤›m çal›flmalarla son yapt›klar›m› karfl›laflt›rd›¤›mda çok
kopukluk görmüyorum. Benzerlikler, yak›nl›klar buluyorum. En büyük geliflme, tekni¤imde oldu. ‹lk
çal›flmalar›mda malzemenin kalitesiyle ilgili bir fley söylemek do¤ru olmaz çünkü s›radan k›rm›z› bir
çamur kullan›yordum ama bugün kendi çamurumu gelifltirebiliyorum. Yine eskiden s›radan bir s›r
kullan›yordum ve çal›flmalar›m›n s›rr› çok belirgin de¤ildi, ama bugün çal›flmalar›m›n s›rr›n› da kendim yap›yorum. Teknik bir geliflmenin yan› s›ra estetik bir geliflmeden de söz edebilirim. ‹lk çal›flmalar›m daha çok Bat› etkisindeydi. Bugünkü çal›flmalar›m ise ça¤dafl çizgide ama geleneksel tatlar,
motifler ve imgeler bar›nd›r›yor. K›sacas› biraz daha ben, kendim oldum.
Eserlerinizde kad›n ve kad›na dair sorunlar önemli bir yer tutuyor. Neden kad›n?
Biraz kad›n, biraz anne, biraz e¤itimci biraz da toplumun ve dünyan›n fark›nda olmakla ilgili bu...
Bir sanatç› ve e¤itimci olarak görevlerimden birinin de ülkemizde kad›nla ilgili sorunlar› ve baflar›lar›
irdelemek oldu¤una inan›yorum. Yaklafl›k on y›ld›r her 8 Mart Kad›nlar Günü’nde kad›na dair bir sergi düzenliyorum. Genelde 8 Mart’larda kad›nlar›n ezilmiflli¤inden, erkeklerin kad›nlar üzerinde uygulad›¤› bask›lardan söz edilir. Bense düzenledi¤im bu sergilerle bunun tam tersini söylüyorum. Kad›n›n verimlili¤ini, kad›n›n düflünme sistemlerini, kad›n›n sosyal yaflamdaki yerini ve f›rsat yakalad›¤›
zaman kad›n›n ne kadar baflar›l› oldu¤unu ortaya koymaya çal›fl›yorum.
Son serginiz “White-Lihgt-Diet”i bize anlat›r m›s›n›z?
Son dönem çal›flmalar›m› kapsayan bu sergimi ellinci yafl›m› kutlamak için açt›m ve biraz kendime göndermeler yapt›m. Tabii ki ellinci yafl›ma geldi¤imde fiziksel olarak kendimde birtak›m
de¤ifliklik vard›. En önemli de¤ifliklik de kilo problemi. Bu, kad›nlar›n bir sorunu, erkekler fazla umursam›yor. O nedenle yine kad›nlar› elefltiren bir sergi oldu. Çünkü kad›nlar maalesef fiziksel görünüfllerine çok önem veriyor. Benim için kad›nlar›n fiziksel görünüflleri de¤il, kad›nlar›n düflünceleri,
düflünce sistemleri ve ürettikleri önemli. Sürekli tüketici kad›n tipi beni rahats›z ediyor. Bu sergimle
kad›nlar›n fazla tüketimlerini, diyet için harcad›klar› zaman›, paray› ve bu fikri elefltirdim. Sebze ve
meyvelerle yapt›¤›m düzenlemelerle, kad›nlar›n yaflamdaki çeliflkilerini ortaya koydum ve eserlerimde beyaz renk kulland›m.
13
DEKORAKT‹F
KÜTAHYA PORSELEN
14
Kivi Greek 2 'li Çay Tak›m›
Ürün kodu: ZUM84YT20
Zümrüt Serisi
Ürün kodu: AB08TKS2814
Verece¤iniz hediye, el
eme¤i göz nuruyla
yap›l›yorsa, y›llarca
kullan›l›yor ve
kullan›rken sizi
hat›rlat›yorsa, hediye
etti¤iniz kifliden
sonra çocuklar›, hatta
torunlar› kullan›yor,
zaman içinde antika
de¤eri kazan›yorsa,
marka ve sanat de¤eri
karfl›s›nda, yabanc›lar
hayranl›klar›n›
gizleyemiyorsa,
bundan daha de¤erli
ve anlaml› bir hediye
olur mu? E¤er y›lbafl›
için ne alaca¤›n›za
karar veremediyseniz,
en yak›n Kütahya
Porselen ma¤azas›n›
ziyaret etmelisiniz
85 Parça Yemek Tak›m›
Ürün kodu: ABKI17TS6635482
37 Parça Kahvalt› Tak›m›
Ürün kodu: ST85YT4203237
Ürün kodu: YS37KH42012302
Kütahya Porselen’den
Tepsili Kahvalt› Seti
Elit Gelincik Tak›m›
Ürün kodu: ABKR05CS6511877
Ürün kodu: ABEL12CS6625499
Ürün kodu: ABPS05TF220
Ürün kodu: ABKT04KT220
Ürün kodu: ABBH27DU220
ARTE BIANCO
Y›lbafl› Seçenekleri
Bahar Pasta Taba¤›
Kation Kahve Fincan›
Pafla Set
Kardelen Çay Seti
15
DEKORAKT‹F
KÜTAHYA SERAM‹K
Vivaldi, Do¤an›n Senfonisi
Do¤an›n bin bir yüzünü yans›tan, mevsimlerden esinlenerek haz›rlanan Vivaldi ürünü,
"mutlulu¤u do¤ada yakalamak" olarak tan›mlan›yor. Do¤an›n sundu¤u özgürlü¤ü sonsuz
bir senfoniyle anlatan ürün, senfoninin sadece do¤an›n seslerinde de¤il, dokunuflunda ve
renklerinde de var oldu¤unu gösteriyor. Bej ve bone fon renklerinde, 30x60 cm. boyut
için dikey ve yatay bordür seçene¤iyle tasarlanan Vivaldi serisi mevsimleri mekanlar›n›za
tafl›yor. Alt›n renkler sonbahar›, platin renkler k›fl›, sade renkler ise bahar› temsil ediyor.
Ürün, 42,5x42,5 cm. Vivaldi yer karosuyla döflendi¤i gibi 50x50 cm. model fildifli
lappato ile de dengeli bir uyum sa¤l›yor. Bej ve Bone fon renkleri üzerinde sunulan
dekorlar, Brezza cam koleksiyonlar›yla döfleme olana¤› da sa¤l›yor.
Simena ile banyolar›n›z
daha güzel
Simena 30x60 cm. parlak yüzeyi, zengin ve
zarif süslemeleriyle saraylardan
mekanlar›n›za tafl›n›yor. K›vr›ml›
süslemelerin ve çiçeklerin bir arada
kullan›ld›¤› ürün, yaflayan mekan›n
asaletini, fl›kl›¤› çeflitli renk alternatifleri ile
sunuyor. Serinin, antrasit, gri, bej ve kemik
renklerinde fon seçenekleri, 42.5x42.5 mat
yüzeyli yer karosu, alt›n ve platin
renklerindeki dekor seçenekleri bulunuyor.
16
MITTERTEICH
Mitterteich Kalitesiyle
Tan›flma Zaman›
Almanya’n›n Mitterteich kasabas›nda 1887’den beri porselen üreten ve ünü dünyan›n en seçkin
mutfaklar›na ulaflan Mitterteich, flimdi tüm modelleri, üstün üretim kalitesiyle Türkiye’de.
Porselende Rölyef Devri
köy
Ba¤dat Caddesi, No:317/C Eren
bul
‹stan
Kad›köy,
T:0216 411 95 00
www.mitterteich-porzellan.com
[email protected]
Mitterteich’›n en belirgin özelli¤i, porselenlerinde uygulad›¤› rölyefleri. Bu farkl› dokunun tüm dünyada popüler olma sebebi üstün üretim kalitesinin mümkün olan en fl›k haliyle mutfa¤›n›za gelmesi.
Mitterteich ma¤azalar›na gelirseniz, fark› daha yak›ndan hissedebilirsiniz. Mitterteich ürünleri Jumbo butik ma¤azalar› Linens ma¤azalar› ve 180 adet seçkin züccaciye ihtisas ma¤azalar›nda sat›l›yor.
Helen
Helen
Polo
Silvia
17
M‹MAR
MURAT ERKAN
‹stanbul’un Lüks
Konut Kenti
Mimar Murat Erkan’›n imzas›n› tafl›yan Royal
Park Residence, villalar›, villalara komflu
apartmanlar› ve teras evleriyle kentin içinde
ama kentin kargaflas›ndan uzak yaflamak
isteyenler için ‹stanbul’da hayata geçirilen en
önemli konsept konut projelerinden biri…
M
urat Erkan, 1974’te Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nden mimar olarak mezun olmufl. Çal›flma hayat›na ilk ad›m›n› Türkiye’de atm›fl, ard›ndan da Suudi Arabistan’a gitmifl ve
uzun y›llar orada mimarl›k yapm›fl. Türkiye’ye döndükten sonra müteahhitli¤e bafllam›fl. Ancak birkaç y›l sonra Saray Hal›’dan inflaas›na bafllad›¤› befl y›ld›zl› otellerin koordinatörlü¤ünü yapmas› için teklif alm›fl. Sonraki süreci Erkan flöyle anlat›yor: “Müte-
ahhitli¤i b›rakt›m, otellere devam ettim, otel iflini bitirdikten sonra yine iflimin bafl›na dönecektim ki; ‘Bizimle devam eder misin’ dediler ve bu teklifin üzerinden tam yirmi sene geçti.” Bugüne kadar say›s›z
projeye imza atsa da Mimar Murat Erkan ad›, ‹stanbul Kurtköy’de 2005’te bafllad›¤› ve bu y›l tamamlad›¤› ülkemizin en lüks konut projelerinden Royal Park Residence ile an›l›yor. Royal ‹stanbul A.fi.’nin
Genel Müdürlü¤ünü yürüten Murat Erkan’la bu lüks konut projesini konufltuk.
Royal ‹stanbul Turizm A.fi. hakk›nda bilgi verir misiniz?
Firmam›z, Saray Hal› bünyesinde yer alan ve Saray Hal›’n›n inflaat ve mimarl›k ifllerini yapan bir flirket. Saray Hal›, sahip oldu¤u arsalar üzerine inflaat yapmas› ve özel ormanlar›n› yönetmesi için Royal
‹stanbul’u kurmufl ve geçmifli yirmi y›l öncesine kadar uzan›yor. Saray Hal›’n›n kurumsal sosyal sorumluluk çal›flmalar› kapmas›nda on civar›nda okul, iki yurt, iki spor salonu, üç hastanenin tadilat› gibi pro-
18
jeleri hayata geçirdik. Ayr›ca, dükkanlar›m›z›, genel merkez binam›z› ve otellerimizi infla ettik Royal
MURAT ERKAN
Royal Park
Residence’de yer alan
örnek villan›n
oturma odas›...
Park Residence, Royal ‹stanbul Turizm’in sat›fl›n› yapmak üzere uygulad›¤› ilk projedir. Bunlar›n yan›
s›ra inflaas›na bafllad›¤›m›z ama daha sonra Tepe Grubu’na devretti¤imiz Beykoz Konaklar› ile yine
Tepe Grubu’na yapt›rd›¤›m›z Rose Residence projelerinin ve K‹PTAfi’a yapt›rd›¤›m›z bin 450 ve 600
dairelik konut projelerinin kontrolörlü¤ü bizde…
Peki, 2009 y›l› planlar›n›z› ö¤renebilir miyiz?
Royal Park Residence kapsam›nda yer alan “Teras Evler Projesi”ni 2009’da bitirmeyi planl›yorduk, ama bu sene tamamlad›k. 2009’da yeni konut projelerinden ziyade imar çal›flmalar› üzerinde yo¤unlaflmay› planl›yoruz. Örne¤in; Kurtköy Sabiha Gökçen Havaalan›’n›n yak›nlar›nda 100 dönüm,
Çerkezköy’de 250 dönüm arsam›z var. Buralara imar ç›kacak ki biz de inflaat yapabilelim. ‹nflaat› yapman›n kendisi kadar arsa gelifltirmek de bafll› bafl›na bir ifl.
Yeni konsept projelerin çizgisini, tasar›m›n› nas›l buluyorsunuz?
Bildi¤iniz gibi yeni konsept projelerin çizgisi birdenbire de¤iflti. Çünkü belediyeler balkonlar› emsal metrajlar›na dahil etti. Bu nedenle yeni projelerin hiçbirinde balkon göremezsiniz. Frans›z balkonu
yap›l›yor art›k. Ama Royal Park Residence Projesi’ne bakarsan›z, konutlar›n ön taraf›nda 12 metrekare, arka taraflar›nda ise dokuz metrekare balkonlar› var. Buras› bizim bir konsept projemizdir. Böyle
19
M‹MAR
MURAT ERKAN
bir proje çok pahal› oldu¤u için kimse taraf›ndan yap›lmaz. Ama biz, firmam›z›n yirmi senelik, kendimin de otuz befl senelik birikimiyle “böyle bir fley yapal›m, herkesin önüne geçelim” dedik.
Firman›z›n projelerindeki en önemli vurgusu nedir?
Öncelikle kalite… Daha önce Beykoz Konaklar›’nda -Tepe Grubu yapmakla beraber- kendi firma
sahiplerimizin konaklar›n› biz yapt›¤›m›z için orada bir kalite yaratt›k. Royal Park Residence’› yaparken
de dedi ki; buradan konut alacak kifliler, “Ben yapt›rsayd›m, flunu flöyle yapard›m” de¤il de “Ben de
böyle yapard›m” desin. Nitekim öyle oldu ve özellikle villalar›m›z› hiçbir de¤ifliklik yapmadan satt›k.
“Efendim, siz flu markay› kullanm›fls›n›z, ben flunu kullanacakt›m” diyen henüz ç›kmad›. Çünkü en üst
markalar› kulland›k. Sonra da hizmet geldi. Ev sahiplerine konutlar›n› her fleyi tamamlanm›fl olarak teslim ettikten sonra da “fiuradaki boya biraz kötü olmufl, yeniden boyar m›s›n›z” dediklerinde derhal istedikleri gibi yapt›k. Fiyat politikam›z da en arkaya düfltü tabii… Çok parlak bir fiyat politikam›z yok,
çünkü çok pahal›ya mal ettik. Bundan sonra bu derece lüks konut projeleri yapmay› düflünmüyorum.
Çünkü bugüne kadar 8 bin 500 civar›nda ziyaretçi geldi, evlerimizi çok be¤endi ama sat›n alamad›.
Royal Park’› anlat›r m›s›n›z?
Toplam 115 dönüm arazi üzerinde kurulu… 72 villa var ve bu villalar›n sekizinin bodrumu ve bodrumunda da havuzu bulunuyor. Normal villalar›m›z 365, bodrumlu villalar›m›z ise 515 metrekare
büyüklü¤ünde. Otuz iki adet 235 metrekare büyüklü¤ünde 3+1 dairemiz var. Yine otuz iki adet
187 metrekarelik 2+1 dairelerimiz mevcut. Bunlar›n d›fl›nda “Teras Evler” diye adland›rd›¤›m›z, baflka bir konseptle yapt›¤›m›z ama bu arsan›n içinde
yer alan 88 adet dairemiz de var. Bunlar, 71 metrekare 1+1 ile 128 ve 156 metrekare 3+1’lerden
olufluyor. Toplamda 224 ba¤›ms›z bölümümüz
bulunuyor. Villalarda doluluk oran› yüzde 50’yi
geçti fakat apartmanlardaki doluluk oran› yüzde
25 civar›nda kald›. Çünkü 187 metrekare 2+1’ler
ve 235 metrekare 3+1’ler insanlara büyük geldi.
Halbuki, bu daireleri villa sitesinde oturmak isteyen apartman sakinleri için yapm›flt›m.
Projelerinizde ürün seçimlerini yaparken ne gibi kriterleri baz al›yorsunuz?
Alan›nda dünyan›n en iyi markalar›n› kulland›k. Musluktan serami¤e, ankastre ürünlerden kap› koluna kadar alan›nda dünyan›n en iyi markas› neyse onu tercih ettim. Normalde bütün inflaatlarda kap›daki standart dört santimetredir, sadece özel ifllerde alt› santimlik kap› yap›l›r. Oysa buradaki bütün
kap›lar, alt› santim kal›nl›¤›ndad›r, seksen kilodur ve ses geçirmezler. Herkes ›s› cam kullan›l›r ama benim ›s› camlar›m 4+4 milimetre de¤ildir. D›flar›daki cam alt›, içerdeki ise dört milimetredir. Dolay›s›yla
ses yal›t›m› vard›r. fiömineyi Fransa’dan getirttim. K›sacas›; “ben, ev yapt›raca¤›m” diye ortaya ç›kan
zengin birisi ne biliyorsa onlar burada var. Daha iyisini bulup, getiremez.
Kütahya Seramik ve BREZZA'n›n ve sektördeki konumu hakk›ndaki düflünceleriniz?
Kütahya Seramik, befl alt› y›l önce akl›m›n ucundan geçmeyen Anadolu’ya mahsus bir seramikti
benim için. Bir gün Kütahya Seramik’ten ürün tan›t›m› için birisi geldi. “Kütahya Seramik iflte, git ifline
kardeflim” dedim. Hemen ard›ndan bir seri getirdi, “Bunlar, ithal mi” diye sordum, “Yok, biz yapt›k”
dedi. Son y›llarda Kütahya Seramik çok önemli bir s›çrama gerçeklefltirdi bence. Bunun fark›nday›m,
20
konutlar›m›zda kullan›yoruz. Müflterilerimize de “bunlar Kütahya Seramik” dedi¤imizde flafl›r›yor.
GÜRAL SAPANCA
Kongre Turizminde Yeni Adres:
Güral Sapanca
Bugüne kadar
birçok toplant› ve
konferans
organizasyonunu
baflar›yla
gerçeklefltiren Güral
Sapanca Wellness
Park, gerek konumu
gerek teknik
altyap›s›yla
ülkemizin önde
gelen kongre
merkezlerinden biri
olma yolunda
ilerliyor
Y
erli ve yabanc› turistler için cazibe merkezi olan Güral Sapanca Wellness Park, Türkiye’nin yeni kongre ve toplant› merkezi olma yolunda da h›zla ilerliyor. Bugüne kadar say›s›z kurumsal müflteri, firma ve flirketin toplant› ve konferanslar›na ev sahipli¤i yapan Güral Sapanca, bu alanda da bir numara olmay› hedefliyor.
Sapanca’n›n benzersiz konumunu kendisi için avantaja dönüfltürmek isteyen Güral Sapanca, 90 bin metrekarelik bir alana yay›l›yor ve 33 bin metrekareye varan kapal› alan kullan›m› sunuyor. Konumu itibariyle özellikle ‹stanbul, Ankara, Bursa ve ‹zmit’ten gelen tüm kongre ve toplant› taleplerini karfl›lamaya aday olan Güral Sapanca, kurumsal müflterilerinin kongre, toplant› ve konferanslar› için elveriflli flartlar sa¤l›yor. Toplant› salonlar›, aç›k büfe ve alakart restoranlar›, zengin aktivite alanlar›, Güral Sapanca’daki gerçeklefltiren organizasyonlar›n verimli geçmesine yard›mc› oluyor. Güral
Sapanca, yönetici ve çal›flanlara konforlu konaklama imkan sunan odalar›, executive lounge’un yer
ald›¤› kat›yla ifl dünyas›n›n isteklerini ne kadar ciddiye ald›¤›n› gösteriyor.
Güral Sapanca’da farkl› büyüklüklerde ve de¤iflen kat›l›mc› say›lar›na göre organize edilen kongre ve
toplant›lar için pek çok alan bulunuyor. Otuz yedi metrekareden 672 metrekareye kadar yedi farkl› salon, her türlü toplant› ve kongrenin ihtiyaçlar›n› karfl›layacak flekilde düzenlenebiliyor. Her biri bir çiçe¤in ismini tafl›yan toplant› ve kongre salonlar›nda teknik altyap›n›n kusursuz flekilde ifllemesine büyük
önem veren Güral Sapanca, konuklar›na projeksiyondan ses ve ›fl›k sistemleri, flipcharttan ve mikrofona kadar her türlü ekipman› da sa¤l›yor. Y›lsonu de¤erlendirmesi, bayi sat›fl ve e¤itim toplant›lar›n›
yapmak amac›yla Güral Sapanca Wellness Park’› tercih eden firma çal›flanlar› toplant›lardan arta
kalan zamanlar›n› otelin sundu¤u etkinliklerden yararlanarak, dinlenme olana¤› da buluyor.
Güral Sapanca Wellness Park’›n ulafl›m ve rezervasyon bilgilerine 0264 592 30 30 numaral› telefondan ulaflabilirsiniz.
www.guralsapanca.com
21
MODA
ÖZLEM SÜER
Aflka
Kostüm
Ülkemizin önde gelen moda tasar›mc›lar›ndan
Özlem Süer, insanl›k tarihinin gelmifl geçmifl en
tutkulu yirmi bir aflk›ndan esinlenerek haz›rlad›¤›
“21 Aflk Hikayesi” adl› koleksiyonu 2009’da
romantizm rüzgarlar› estirecek
Y
irmi y›l› aflk›n profesyonel hayat›na Avrupa’dan Amerika’ya Orta Do¤u’dan Uzak Do¤u’ya kadar genifl bir co¤rafyada yüzden fazla butikte sat›fl› yap›lan bir marka, uluslararas› platformlarda say›s›z baflar› ve yo¤un bir akademik kariyer s›¤d›ran moda tasar›mc›s› Özlem Süer, “21 Aflk Hikayesi” temal› 2009 ‹lkbahar-Yaz koleksiyonuyla
son dönemde ad›ndan s›kça söz ettiriyor. Her zaman s›ra d›fl› bir temay› koleksiyon-
lar›na tafl›yan Süer’in son koleksiyonunun ilham kayna¤› ise tarihin gelmifl geçmifl en tutkulu aflklar›… ‹nsanl›¤›n ilk aflk öyküsü Adem ile Havva’dan Do¤u’nun destans› aflk› Leyla ile Mecnun’a Napolyon ile Josephine’den Kafka ile Milena’ya, Rodin ile Camille’den Dante ile Beatrice’e kadar yirmi bir aflk öyküsü Süer’in son koleksiyonunda bir k›yafete dönüflmüfl… Çal›flmalar›n› otuz kiflilik
ekibiyle ‹stanbul, Niflantafl›’ndaki “moda üssü” olarak nitelendirdi¤i Özlem Süer House Deluxe’te
sürdüren ve “dünyaya yeniden gelsem, yine moda yapar›m” diyen Özlem Süer’le moda dünyas›ndaki yolculu¤unu konufltuk.
Özlem Süer’in tasar›m dünyas›ndaki yolculu¤unu bizimle paylafl›r m›s›n›z?
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü’nde e¤itime bafllamak ayn› zamanda tasar›m hayat›m›n da profesyonel bafllang›c›d›r. Her zaman pratik ile teorinin yan yana gitmesi gerekti¤ine inand›m ve ö¤rencilik sürecinde çal›flarak deneyimlerimi pekifltirdim. Bu yüzden hem alayl› hem de mektepliyim. Tekstil sektöründe büyüdüm, güzel sanatlar e¤itimi sonras›nda master, doktora yaparak, akademik kariyerime devam ettim. E¤itime çok inan›yorum ama
bu iflin do¤as›, iflinizin bafl›nda olmay› gerektiriyor. Moda tasar›m› hem bedensel hem de ruhsal
çal›flmay› gerektiren bir ifl… ‹lk günden de iflimin bu yönüne afl›k oldum. Kalbinizi, akl›n›z› katman›n yan› s›ra bedensel olarak da bu iflin iflçisisiniz ve ikisi bir arada olunca gerçekten sonuç baflar›l› oluyor. Tasar›m ya da sanat dedi¤imiz kavramlar sadece nesneler dünyas›nda esteti¤i bulmak için de¤il, manevi hayat›m›zda da ruhsal yap›m›zda da iflin felsefesini oluflturmak, söylenecek sözünü söylemek, bir söylemi olmak için seçilen bir yol. Bu aç›dan moda da benim için iyi
bir enstrüman oldu.
22
ÖZLEM SÜER
Sizin moda söylemeniz nedir?
Ben yaflant›m›n içinde güne ait bütün duygular›m› iletmeyi seçiyorum. Her koleksiyonum
yaflan›lan dönemin psikolojisini anlat›r, o dönemde okudu¤um kitaplar, ilgilendi¤im renkler
ya da izledi¤im filmler… Nas›l ki bir ressam›n
sergisini gezerken, resimlerden ressam›n o dönemki ilgisine dair fikir edinirseniz moda tasar›mc›s›n›n da ayn›d›r asl›nda.
Y›lda kaç koleksiyon haz›rl›yorsunuz?
Sonbahar-k›fl, ilkbahar-yaz olmak üzere iki
ana koleksiyon ve iki de ara koleksiyon haz›rl›yoruz. Ana markam›z Özlem Süer’dir. Bunu yan›nda daha günlük yaflam çözümlerine yönelik
“oez sue” markam›z var. “Oez sue” müflterilerimizin iste¤i do¤rultusunda do¤du. Müflterilerimiz, ‹stanbul’da sat›fl noktalar›m›z›n olmas›n›
çok istiyordu. Biz de Özlem Süer House Deluxe’te bu düzenlemeyi yaparak “oez sue”nin sat›fl›na bafllad›k. Yurt d›fl›nda da Avrupa, Orta
Do¤u, Uzak Do¤u, Amerika, Rusya, Singapur,
Kanarya Adalar›’na kadar genifl bir yelpazede
yüz civar›nda sat›fl noktam›z var.
Özlem Süer’in koleksiyonlar›nda
vazgeçemedi¤i ö¤eler var m›?
Tabii ki var. Renkler… Ekrudan bafllay›p siyaha kadar giden genifl bir yelpazenin içinde
hep aralardad›r Özlem Süer tonlar›. Ana renkleri hiçbir zaman kullanmam, hep aralarda daha
puslu, daha süslü görüntülerin arkas›ndan okunur renkler… Öyle bir renk seçerim ki birisi ona
“pembe” diyebilir bir baflkas› “bej” der. Bu aradal›¤› seviyorum. Yaflamda net olmak gibi bir
fleyin çok kiflilikli olmad›¤›n› düflünüyorum. Materyale çok düflkünüm. Kumafl benim için
“Ana renkleri hiçbir zaman
kullanmam, hep aralarda daha puslu,
daha süslü görüntülerin arkas›ndan
okunur renkler… Öyle bir renk seçerim
ki birisi ona “pembe” diyebilir bir
baflkas› “bej” der. Bu aradal›¤›
seviyorum. Zaten bir fley aradaysa, net
de¤ilse bence niteliklidir”
önemlidir. Hatta iplik seçiminden bafllayarak kumafl› olufltururum. Bir koleksiyonda kimi zaman
yüze yak›n kumafl denemesi yap›yorum. Tüller, danteller, jakarlar, kadifeler, ipekler… Bir elbisenin
üzerinde yedi, sekiz farkl› kumafl kulland›¤›m›z oluyor. Bunlar›n her birinin kombinasyonunun,
renk anlay›fl›n›n birbirini tutmas› için hem duygusal hem de fiziksel olarak çok ciddi mesailer veriyoruz. Ben iflimi bir yaflam tarz› olarak seçtim. Moda tasar›m› benim için hem hobi hem meslek,
bazen hüzün bazen coflku bazen haz… Dünyaya yeniden gelsem, yine moda yapard›m.
Özlem Süer’in ilk koleksiyonlar›n›n temalar›nda Anadolu’dan ö¤eler çok fazlayd›…
‹lk zamanlar biraz öyleydi. fiimdi ise daha global konulara do¤ru gidiyorum. Kimi zamanda lokal birtak›m hikayelerin peflinde koflulabiliyor. O dönemde ilgilendi¤im, etkilendi¤im ne varsa ondan yola ç›k›yorum. “Bu bana bir fley ifade etti¤i gibi baflkalar›na da ifade edebilecek mi” soru-
23
MODA
ÖZLEM SÜER
sunun yan›t› “evet” ise do¤ru ç›k›fl noktam oluyor. Örne¤in son koleksiyonum, çok dünyal› bir konu… ‹çinde Kafka’n›n da Napolyon’un da oldu¤u yirmi bir aflk›n kahramanlar›n›n isimlerinin yer ald›¤› kocaman bir hikaye… Özellikle beni etkileyen aflk mektuplar›n› bulup, insanlar›n birbirine hislerini görsellefltirdi¤im ve yirmi bir aflk›, yirmi bir k›yafetle anlatt›¤›m bir koleksiyon.
“21 Aflk Hikayesi” sizin 2009 ‹lkhabar-Yaz koleksiyonuz. Bu koleksiyonun detaylar›na
geçmeden yirmi bir aflk hikayesinin kahramanlar›n› ö¤renebilir miyiz?
Tabii… Camille Claudel ile Rodin, Dante ile Beatrice, Franz Kafka ile Milena Jesenska,
Pygmalion ile Yapt›¤› Heykel, Leyla ile Mecnun, Napoleon ile Josephine, Anton Çehov ile Olga
Knipper, Florentino Ariza ile Fermina Daza, Eros ile Pysche, Zeus ile Hera, Scarlett O’Hara ile
Rhett Butler, Narcisissus ile Kendisi, Frida Kalho ile Diego Rivera, Paris ile Helena, Cyrano ile
Moda Tasar›mc›s› Özlem Süer, 21
parçadan oluflan “21 Aflk Hikayesi”
temal› 2009 ‹lkbahar/Yaz
Koleksiyonu’nu geçti¤imiz eylül ay›nda
yap›lan 5. Uluslararas› Fashion
Forward Selanik’te gerçeklefltirdi¤i bir
defileyle tan›tt›
Roxane, Werther ile Lotte, Pyramus ile Thisbe, Tristan ile ‹solde, Leandros ile Hero, Adem ile
Havva ve sizin aflk hikayeniz...
Bu büyük aflklar› nas›l anlatt›n›z?
Aflk asl›nda yaflam›n içinde iki insan›n yaratt›¤› en büyük sanat eseridir. Bir yarat›c› da onu
baflka bir sanat eseri yaratarak anlatabilir. Ben, dünyada bu kadar olaylar yaratm›fl insanlar›n aflk
karfl›s›nda yaflad›klar› muhteflem çaresizli¤i ve ac›y› birkaç kelimeyle anlatamam. Belki bir flair ya
da müzisyen bunu yapabilir, bense giysilerle anlatma yoluna gittim. Yirmi bir kostümün her birinde bir kad›n afl›¤›n ad› ve her bir elbisenin etiketinde ise afl›¤›n›n ad› yaz›yor. Soft pasteller, romantik pembe, viktoryen danteller, tüller, jakarl› örmeler, sarays› hisler, uçuflan yaz ipekleri ve pamuk
vuallarla koleksiyonumda ihtiflam›n ve yal›nl›¤›n dualitesi var. Ayr›ca yirmi bir aflka adanm›fl ve bu
24
aflklar› temsil eden yirmi bir farkl› el yap›m› çiçe¤i aksesuar olarak kulland›m.
GÜRAL HARLEK
Huzur ‹çinde Bir
Tatil Sizleri Bekliyor
Turizm Bakanl›¤›
‹flletme Belgesi ve
Sa¤l›k Turizmi
Teflvik Ödülü’ne
sahip Güral Harlek
Thermal Resort,
benzersiz termal
sular› eflsiz orman
havas›yla
birlefltirerek
konuklar›na
dinlenme ve
kendilerini yenileme
olana¤› sunuyor
Güral Harlek, yirmi befl bin metrekarelik yemyeflil bir orman arazisi içinde, çam ormanlar›n›n
tam ortas›nda, etkileyici do¤as› ve tertemiz havas›yla misafirlerine hizmet veriyor. Güral Harlek Thermal Resort, ‹stanbul-Antalya Karayolu üzerinde Kütahya’ya 23 kilometre mesafede bulunuyor. Il›ca
yöresinde benzersiz termal sular›n›n eflsiz orman havas›yla birleflti¤i Güral Harlek, Turizm Bakanl›¤› ‹flletme Belgesi ve Sa¤l›k Turizmi Teflvik Ödülü’ne sahip. Sa¤l›k Bakanl›¤› Kapl›calar Yönetmeli¤i kapsam›nda belgeli olan Güral Harlek Tesisleri’nde bulunan 43 derece 760,3 mg/lt minerilizasyona sahip florürlü, termomineralli termal su romatizmal hastal›klar›n kronik dönemlerinde, kronik
bel a¤r›s›, eklem hastal›klar›, yumuflak doku hastal›klar›n›n tedavisinde tamamlay›c› tedavi unsuru
olarak, ortopedik operasyonlar, beyin ve sinir cerrahisi operasyonlar› sonras› gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlar›nda, nörolojik rahats›zl›klarda, stres bozukluklar›nda, spor yaralanmalar›nda
ve kad›n hastal›klar›nda tamamlay›c› tedavi unsuru olarak kullan›labilir niteliktedir. Cilt üzerinde
olumlu ve gençlefltirici etkisi de bulunuyor. Standart, standart clup, connected, engelli, junior suit
ve kral dairesi olmak üzere toplam 98 oda ve 200 yatak kapasitesine sahip olan Güral Harlek Thermal Resort’ta ba¤›ms›z bir binada her fleyden uzak sessiz sakin bir ortamda, 125 kiflilik anfi tiyatro
fleklinde konferans salonu, otuz kiflilik toplant› salonu, on iki kiflilik çal›flma odas› ve genifl fuaye
alanlar› bulunuyor. En büyük özelli¤i Türk hamamlar›n›, SPA ve fitness merkezlerini kapl›calar›yla
birlefltirmek olan Güral Harlek, böylece hem fiziksel hem de zihinsel alanlarda misafirlerine eksiksiz bir flekilde hizmet veriyor. Sundu¤u birbirinden farkl› hizmetlerle misafirlerine kendini yenileme
ve dinlenme olanaklar› sunan SPA merkezinde, klasik masaj, sa¤l›k masaj›, yüz masaj›, s›cak tafl
terapisi, stres giderici masaj, boyun ve s›rt masaj›, Tai, Bali, Hint, bafl, köpük, bal ve çikolata masaj› seçenekleri bulunuyor. Osmanl› tarz› havuzu, göbek tafl›, köpük- kese uygulamalar›, sauna ve buhar odalar› bulunan Güral Harlek’te Türk Hamam› keyfine flifal› termal sular efllik ediyor. Fitness
merkezi, aç›k ve kapal› havuz, aquapark, çocuklar için aç›k ve kapal› oyun alanlar›na sahip Güral
Harlek’te yer alan aktivite alanlar› sadece bunlarla s›n›rl› de¤il.
www.guralharlek.com
25
ESK‹C‹
SUNAY AKIN
Dünyan›n
Her Hali
Oyuncaklara
Yans›r
“Oyuncak Müzesi
insanl›¤›n ayd›nlanma
tarihidir, bilimin
tarihidir. ‹nsan›n uzaya
gitmesinin, aya ad›m
atmas›n›n tarihidir,
mimarinin, kostümün,
bir arada yaflaman›n ve
ne yaz›k ki savafl›n
tarihidir. Dünyan›n her
hali oyuncaklara
yans›m›flt›r”
fi
air kimli¤iyle tan›nan Sunay Ak›n, uzun süredir dünyan›n her yerinden oyuncak tarihinin en
önemli, en bulunmaz eserlerine toplayarak, kurdu¤u Oyuncak Müzesi’yle içinde yaflad›¤›m›z co¤rafyan›n ve toplumlar›n tarihsel hazinesinin koruyuculu¤unu yap›yor. Tarihsel bellek
ifllevi gören Sunay Ak›n’›n Türkiye’ye kazand›rd›¤› Oyuncak Müzesi’ni kendisinden dinledik.
Oyuncak Müzesi fikri nas›l do¤du?
Bir flair ve yazar olarak yurt d›fl›ndan akademilerden, üniversitelerden, kültür festivallerinden,
konferans ve panellerden ald›¤›m davetlerden dolay› 1990’l› y›llardan itibaren yüzlerce müze gezdim. Müzeleri çok severim. Bu ilgi çocuklu¤umda olufltu. Trabzonlu bir ailenin çocu¤uyum. Babam,
“çocuklar› daha iyi bir e¤itim als›n” diye ‹stanbul’a göç etti. Fakat on yafl›ma kadar ‹stanbul’a yerleflmeden önce babam bizi her yaz, bir ayl›¤›na ‹stanbul’a getirdi. Babam›n bizi ‹stanbul’da ilk getirdi¤i
yer ise Arkeoloji Müzesi’ydi. 1967-68 y›llar›yd›. Bunu yapan kifli, babam ilkokul mezunuydu. fiunu
merak ediyorum; acaba ‹stanbul’a Anadolu’dan gelen kaç aile çocuklar›n› önce müzeye getiriyor?
26
SUNAY AKIN
Müze sevgisi buradan afl›land› bana... ‹lk gördü¤üm müze olan Arkeoloji Müzesi’nden çok etkilendim. Trabzon’a geri döndü¤ümüzde yeni bir oyun keflfetmifltim. Annemin küpelerini, kolyelerini ve
tak›lar›n› büyük bir çekmeceye koyup, soka¤a ç›kararak bir oyuncak müze kuruyordum. Kimse benimle oynam›yordu ama... Müzecili¤i bilmedikleri için oynam›yorlard›. Zaten çok uzun da sürmüyordu. Annem, beni pencereden gözlerken tak›lar›n› ald›¤›m› görünce bir de güzelce pataklay›p elimden al›yordu sergilediklerimi. Galiba bu iflin DNA’lar›, bunlardan geliyor.
Bizdeki müzecilik anlay›fl›n› nas›l buluyorsunuz? Gördü¤ünüz müzelerdeki farkl›l›k
nelerdi?
Bizdeki müzecilik de¤il, depoculuk ne yaz›k ki... Genelde tarihi eserlerin depoland›¤› yer olarak
alg›lan›yor. Özel anlar›n, küçük objelerin, hayat›m›zda çok önemli yer edinen ama unuttu¤umuz pek
çok eflyan›n da bir tarihi oldu¤unu anlat›yordu gördü¤üm müzeler. Halk›n belle¤ini kaydetmifllerdi.
Halkta bellek oluflturmufllard›. Bizim örnek ald›¤›m›z Avrupa ülkeleri önce zengin olup, sonra m› mü-
27
ESK‹C‹
SUNAY AKIN
zelerini kurdular? Yoksa önce müzelerini kurarak m› bu de¤erleri kazand›lar sizce? Bir arada yaflaman›n koflullar› ki buna demokrasi diyoruz, bunlar›n hepsinin kökeni bellektir, haf›za, bilgi zenginli¤idir. ABD’de 18 bin müze var. Amerika’y› güçlü yapan budur. Bu gücü nas›l kullan›yor, bu belle¤i
nas›l oluflturdu? O ayr› bir tart›flma konusudur, ona girmeyelim. Ama demek ki, bilgiye de¤er veren,
haf›zay›, belle¤i kuran toplumlarda ilerleme mümkündür ancak. Bir Alman her gün bir müzeye gitmeye kalk›flsa, ömrünün on alt› y›l›n› soka¤a ç›kamadan Almanya’n›n müzelerinde geçirebilir. Ama
inan›n ki biz; Atatürk, Dolmabahçe Saray›’nda ölmemifl olsayd›, oray› da müze de¤il, otel yapard›k.
Haydarpafla Gar›’n› müze yapmay› düflünmüyorlar mesela. Bu bir iktidar de¤il, bir kültür sorunudur.
‹lk oyuncak müzesini nerede gördünüz?
‹lk oyuncak müzesini Almanya’da Nürnberg’te gördüm. Orada çok güzel iflkence müzesi de vard›r mesela. E¤er iflkence olmuyorsa Almanya’da bunun nedeni o müzelerdir. Bellek çok önemlidir
çünkü. Bizde de iflkence müzesi olmal› mesela.
Nürnberg’de mi oyuncak müzesi kurmak geldi akl›n›za?
Nürnberg’deki Oyuncak Müzesi’nden çok etkilendim. Ben dedim ki; “oyuncak müzesini hemen
gezip ç›kar›m”, ama bütün günüm orada geçti. Oyuncak müzesi insanl›¤›n ayd›nlanma tarihidir, bilimin tarihidir. ‹nsan›n uzaya gitmesinin, aya ad›m atmas›n›n tarihidir, mimarinin, kostümün, bir arada
yaflaman›n ve ne yaz›k ki savafl›n tarihidir. Dünyan›n her hali oyuncaklara yans›m›flt›r. Üstelik birebir
yans›m›flt›r. Örne¤in, 1927’de Charles Augustus Lindbergh Atlas Okyanusu’nu tek bafl›na geçtikten
sonra ayn› y›l o uça¤›n oyunca¤› yap›lm›flt›r. O uçak bizim müzede yer al›yor flimdi. O uça¤› bir de
Amerika’da müzede görebilirsiniz.
Oyuncak Müzesi ne zaman aç›ld›? Bu müze sizin flair kimli¤inizin önüne geçmifl gibi...
Biz müzeyi 23 Nisan 2005 tarihinde açt›k. Bu müze, flair olarak benim önüme geçti evet ama
fark›ndaysan›z, K›z Kulesi dedim, K›z Kulesi gündeme geldi. Zürafalar dedim, zürafalar gündeme
geldi. K›z›lderililer dedim K›z›lderililer furyas› bafllad›. Asl›nda benim ele ald›¤›m konular sonradan havai fiflek gibi bu ülkenin kültür sanat ortam›nda patl›yor. Zaten yazmak, flair olmak bu de¤il mi? Bu
benim için çok güzel bir fley. ‹lk ad›m› atmak hofluma gidiyor. Tabii fliir yazmaya devam ediyorum.
Müzedeki oyuncaklar› nas›l oluflturdunuz?
Oyuncak çok de¤erli bir objedir. 1950’lerden sonra dünyada yeni oyuncak müzeleri kurulmaya
baflland›. Bugün kitaplar›mdan elde etti¤im çok büyük manevi ve maddi kazanç var. Bunun maddi
taraf›yla bu oyuncaklar› temin ettim, ediyorum. Çok uzun bir birikimin ürünüdür bu oyuncaklar. Ço¤unu aç›k art›rmalardan ald›m. Bunun için dünyay› gezdim. Benim kitaplar›m› okuyan, benim gösterilerimi izleyen insanlarla kurduk biz bu müzeyi. Üstüne ailemin birikimi olan bu tarihi köflkü kurarak
bu müzeyi oluflturduk. Bu müze, flu anda Arkeoloji Müzesi bünyesindedir. Çocukken çok sevdi¤im
o müzeye ba¤lad›m buray›.
Bu müzenin dünyadaki di¤er oyuncak müzeleriyle aras›ndaki fark nerede yat›yor?
Buran›n dünyada gezdi¤im oyuncak müzelerinden fark›, oyuncak tarihinin en önemli, en bulunmaz eserlerine sahip olmas›d›r. Düflünün ki, burada Picasso, Van Gogh ve Dali’nin orijinalleri var. Ancak böyle bir karfl›laflt›rma yapabilirim. Ayr›ca metrekare olarak da alan›nda en büyük müzelerden birisi ve sunufl tarz› bak›m›ndan da en iyisidir. Çünkü buray› sahne tasar›m sanatç›s› Ayhan Do¤an’la tasarlad›k. Burada ressamlar, heykelt›rafllar çal›flt›, tasar›m›n› onlar yapt›. Bu müzenin dünyada baflka
bir örne¤i yok. Dünyada ça¤dafl anlamda bu müzeyle ilk örne¤iz. Buras› 750 metrekareden, befl kattan oluflan yüzy›ll›k tarihi ‹stanbul köflküdür. Ayr›ca, dünyada bir flair ve yazar›n kurdu¤u tek müzedir.
Hepsi antika toplam befl bin parçadan oluflan dünyan›n en de¤erli oyuncaklar› mevcuttur bu müzede.
28
AKTÜEL
B‹R D‹LEK TUT
Bir Dilek Tut Derne¤i Yönetim Kurulu
Baflkan› Carole Hakko
“Ben de onlar›n
sayesinde hayata daha
farkl›, daha anlaml›
bak›yorum. Bu yüzden
tüm insanlara bu türden
çal›flmalara kat›lmalar›n›
öneriyorum. Bunu
sadece ben de¤il,
gönüllü olan tüm
arkadafllar›m yafl›yor.
Bu olay benim
hayat›mda çok farkl›l›k
yaratt›. Ben, çok flansl›
oldu¤umu
düflünüyorum. Bu proje
sürekli devam edecek,
hiç bitmeyecek”
30
Hiçbir fiey
‹mkans›z De¤ildir!
B
ir Dilek Tut Derne¤i’nin Yönetim Kurulu Baflkan› Carole Hakko, 2005’ten itibaren
derne¤in çal›flmalar›n› yürütüyor. ‹ngiltere’de t›bbi foto¤rafç›l›k e¤itimi alan Hakko,
Türkiye’ye gelmeden önce çocuklara yönelik gönüllü bir ekip olan Pembe Melekler’le birlikte çal›flt›. 1990’l› y›llarda Türkiye’ye yerleflen Hakko, bu zaman zarf›nda
gönüllü olarak Okmeydan› SSK Hastanesi’nde “çok hasta” çocuklara gönüllü ola-
rak yard›m etti. Okmeydan› SSK Hastanesi’nde hasta çocuklarla arkadafll›k etmeye bafllayan
Carole Hakko, bir, iki çocu¤un fark›nda olmadan iste¤ini yerine getirdi¤inde hem kendisi hem
de çocuklar için farkl› bir dünyaya ad›m att›. “Bu çocuklar›n iste¤ini asl›nda hiç düflünmeden
gerçeklefltirdim. Çocu¤un istedi¤i popstarla ba¤lant› kurdum ve o popstar hastaneye geldi.
‹çeri flark› söyleyerek girdi, bütün hemflireler kendinden geçti. Bunu isteyen çocuk 14 yafl›nda çok hasta bir çocuktu. Sonra bir futbolcu geldi. Bu olaydan sonra ben baflka bir boyuta
B‹R D‹LEK TUT
geçtim. Çocuklar›n yan›nda gönüllü olarak
çal›flman›n çok üstünde bir duygu yaflad›m. ‘Ben ne yapt›m’ dedim kendi kendime. Çocuklar›n yüzlerindeki mutluluk, minnettarl›k ifadesini de görünce bambaflka
bir his geldi bana.”
Bir Dilek Tut do¤uyor
Araflt›rd›kça, içine do¤an hissin hiç de
bofluna olmad›¤›n› gören Hakko, dünyada
ve Türkiye’de 3-18 yafl aras› “çok hasta çocuklar›n” hayallerinden en imkans›z olan›n›
gerçeklefltirme peflinde olan bir derne¤in
varl›¤›na rastlad›: “Bir arkadafl›m bana dedi
ki, sizin yapt›¤›n›z tüm dünyada yap›lan bir
fley. Ben bilmiyordum tabii. Bunun üzerine
araflt›rd›m ki, dünyada otuz ülkede böyle
bir dernek var ve özellikle 3-18 yafl aras›ndaki çok hasta çocuklar›n dileklerini yerine getiriyor bu dernek. O zaman ben de ‘böyle bir dernek kurmak istiyorum’ dedim. Önce yurt d›fl›ndan bafllad›k araflt›rmaya. Sonra burada da böyle bir derne¤in oldu¤unu ö¤rendim. Dernek baflkan›yla tan›flt›m. Derne¤in baflkan›n efli yabanc›, kendisi Türk’tü. Onlar, Bir Dilek Tut Derne¤i’ni 2000’de kurmufllar. 2005’te de biz devrald›k. Misyonumuz, amac›m›z ayn›yd› ama tamamen yenilendi. Benim kiflisel amac›m, daha profesyonel çal›flmas› do¤rultusundayd›.”
Sadece üç dilek ve düflsellik
Bir Dilek Tut ekibi, “çok hasta çocuklar”dan sadece üç dilek al›yor ve bu üç dilekten çocu¤un en unutamayaca¤›, en hayali olan›n› belirlemeye çal›fl›yor; “Bunlardan en kal›c› olaca¤›n› tahmin etti¤imiz bir tanesini gerçeklefltiriyoruz. Ama tamamen çocu¤un hayalini istiyoruz.
Baz›lar› gerçekten düflsel fleyler istiyor. fiimdiye kadar, ‘uçan balonla uçmak istiyorum’, ‘Savarona’n›n kaptan› olmak istiyorum’ gibi dileklerle karfl›laflt›k ve onlar› yerine getirdik. Dile¤i gerçekleflen çocu¤un art›k bu mutlulu¤u unutmas› imkans›z. Ama Türkiye’de çocuklar›n hayalleri yüzde 80 sahip olma do¤rultusunda. Mesela, yurtd›fl›nda, ‹ngiltere’de çocuklar›n ço¤unun
dilekleri düflsel dilekler, yani daha hayali. Ama Türkiye’de böyle de¤il. Burada bu olanaklara
sahip de¤il çünkü çocuklar. Çocuk ne istiyorsa onu gerçeklefltiriyoruz ama daha gerçekleflmesi zor bir hayalini isterse bu çocuk için müthifl bir fley oluyor. Bu türden hayaller gerçekleflti¤inde, söz konusu dileklerin hiç unutulmama gibi kal›c›, dönüfltürücü etkisi olurken, hastal›¤›n›n iyileflmesinin imkans›z olmad›¤› do¤rultusunda da bir enerji gelifltirmifl oluyor.”
‹mkans›z ama gerçek
fiimdiye kadar binlerce çocu¤un dile¤ini gerçeklefltiren Bir Dilek Tut ekibi, çocu¤un imkans›z dilekte bulunmas›n› daha çok istiyor. Çünkü onlar için hiçbir fley imkans›z de¤il; “Bunu
gerçeklefltirdi¤imizde çocuk kendisi için hiçbir fleyin, hastal›¤›n›n imkans›z olmad›¤›n› anl›yor.
Çocu¤un böylelikle düflüncesi de¤ifliyor. Bambaflka psikolojik bir döneme giriyor. Bunu yapt›¤›m›z zaman çocuk de¤ifliyor. Bir çocu¤umuz da playstation istemiflti. Bu çocuk hayat›nda
hiç hediye almam›fl. Bu çocuk da kendini ayn› oranda avantajl› ve mutlu hissetti. Tabii imkans›z bir fley olursa, o daha bambaflka güçlü bir his yaratacak. Ama istekleri ne olursa olsun onlar tüm bunlar› isterken gerçekleflece¤inden emin de¤iller.”
31
METOT
ÖZLEM ÇAKIR
Samimi ve
“Ben, kiflinin içinde
bulundu¤u duruma
fark›ndal›k
kazand›rarak, onu
do¤ru çözümlere
yönlendiriyorum.
De¤indi¤i sorunlara
cevap buldu¤u için
kiflinin ayaklar› daha
s›k› bir flekilde yere
bas›yor. Ben
yapt›¤›m iflte
tümüyle kiflinin
özüne sad›k kalarak,
ona ne olabilece¤ini
gösteriyorum”
Ö
zlem Çak›r, bir imaj ve iletiflim dan›flman›. Kurumsal ve bireysel dan›flmanl›k yap›yor. Uluslararas› ‹maj Dan›flmanlar› Derne¤i Türkiye Baflkan› da olan Çak›r, öncelikle ifl dünyas›na, orta düzeyin üstündeki yöneticilere imaj dan›flmanl›¤› hizmeti sunuyor. Çak›r’›n hitap etti¤i alan oldukça genifl ve hizmet verdi¤i kurum ve kiflilere yönelik temel bir etik noktas› var; samimiyet ve içtenlik. Çak›r’a göre, insanlar aras›n-
da gerçek iletiflimin kurulabilmesinin yolu duygu ve de¤erleri ifade etmekten geçiyor.
Dan›flmanl›k ve e¤itim
Amerika’da konuyla ilgili e¤itimini tamamlay›p, 1999 y›l›nda Türkiye’ye dönerek söz konusu ifle bafllayan Çak›r, yapt›¤› ifli dan›flmanl›k ve e¤itim fleklinde ikiye ay›rarak tarif ediyor: “Kurumlar›n orta düzey yöneticilerine; medya iliflkileri, sunum becerileri ve alg› yönetimi, bireysel
markalaflma, kiflisel imaj yönetimi, ifl etiketi konular›nda e¤itim; üst düzey yöneticilere, ifl adamlar›na ve politikac›lara da bütün bu çerçeve baz olmak üzere bireysel dan›flmanl›k veriyorum.
Patronlardan ve üst düzey yöneticilerden daha önceden bu e¤itimi alanlar var m›d›r bilmiyorum.
Herhalde onlar bu iflin bafllang›c› Amerika oldu¤undan Amerika ya da Londra’da bu e¤itimleri
ya da dan›flmanl›¤› alm›fllard›r.”
Ç›¤ gibi büyüyen ilgi
Bafllang›çta imaj ve iletiflim dan›flmanl›¤›n› “koluna alt›n bilezik” takma olarak düflünen Çak›r, son derece isabetli bir seçim yapt›¤›n› ifli gerçeklefltirme sürecinde anlam›fl. “Ama ben bu
iflin bu kadar ra¤bet görece¤ini bilerek, bu ifle bafllamad›m. Ben, koluma bir alt›n bilezik takmak istedim, ilgilendi¤im bir konuydu ve kendime bir yat›r›m olarak düflündüm. Ondan sonra
da tabii ki ifl yapma flekillerini bildi¤im, daha önceden on üç y›ll›k bir profesyonellik hayat›m oldu¤u için bu iflin nas›l duyurulaca¤›n› ve nas›l kazand›r›laca¤›n› ve ne tip bir hizmet verebilece¤imi afla¤› yukar› tahmin edebiliyordum. Buraya geldikten sonra bir süre geçti, o süre içinde de
ben bu ifli duyurarak ve yapt›klar›m›n ne kadar önemli ve elzem oldu¤unu flirketlere anlatmakla geçirdim. Ama o dönemde flirketlerin insan kaynaklar› departman›n›n flirketlerin bünyesinde
en önemli departman olmas›, ifl hayat›n›n zorlaflmas›, her fleyin birbirine benziyor olmas›, rekabetin artmas› farkl›laflmay› getirdi¤i için ve kurumlar çal›flanlar›yla ancak onlara yat›r›m yaparak
onlardan daha iyi verim alabileceklerini bildikleri için bu ifle çok fazla önem vermeye bafllad›.”
Bütün mesele özgüven
Önce tan›ma sürecini bafllat›yor Özlem Çak›r. “Bu tan›ma süreci benim için befl dakika, çok
iddial›y›m bu konuda. Benim o kifliyi hissetmem laz›m. ‹lk izlenimi ben geçiyorum. ‹lk izlenim,
otuz saniyeyle dört dakika aras›nda oldu¤unu söylüyor sosyal psikologlar. Bu birkaç kifli için
geçerli asl›nda. ‹fl hayat›nda ve hayatta deneyim kazanm›fl, çok fazla bireysel çal›flma yapm›fl kifliler, bir kifliyi gördü¤ü zaman, yürüyüflünden, oturmas›ndan, kalkmas›ndan, vücut dilini kullanmas›ndan, seçti¤i kelimelerden, sözcüklerden afla¤› yukar› onun nas›l bir insan oldu¤unu anlar. Tabii ki ona benim sordu¤um sorular var. ‹fl hayat›yla, sosyal yaflant›s›yla, özel hayat›yla, hedefleriyle ilgili onlarla sohbet ederken, onlar› gözlemliyorum, sat›r aralar›n› okuyorum. O zaman
32
ÖZLEM ÇAKIR
‹çten Olun!
ben onunla ilgili çok fazla bilgiye sahip
oluyorum. Nas›l bir insan oldu¤unu, nas›l bir ailenin içinde do¤du¤unu, nas›l
bir çevrede yetiflti¤ini afla¤› yukar› anl›yorum ve bunlar›n hepsi çok önemli.
Baz› fleyleri de¤ifltiremezsiniz, baz› fleyler do¤ufltan kazan›lm›fl genetik fleylerdir. Bir uzman, pozitif düflüncenin yüzde k›rk›n›n genetik, yüzde onunun yaflamdan al›nan, yüzde ellisinin de kiflinin kendi iç kayna¤›n›n yarat›m› oldu¤unu söyledi. Mesela kiflilerin pozitif
düflünce ve iletiflim becerilerini sözlü
ve sözsüz gelifltirebilirsiniz. Özellikle sunum becerisini, diline hakim olmas›n›,
dilini iyi kullanmas›n›, topluluk önünde
konuflma yetkinli¤i kazanmas›n›, sesini
daha iyi kullanmas›n›. Burada bütün
mesele özgüvene ba¤lan›r. Kifliye, k›l›k
k›yafetinden tutun, ona yak›flandan, kurumuna, pozisyonuna, hedeflerine uygun giyim tarz›ndan önerileri ben veririm. E¤er kamuoyu önünde çok yer
alan bir kifliyse medya iliflkilerinde ne
yap›p ne yapamamas› gerekti¤iyle ilgili
ona dan›flmanl›k yapmak, vücut diliyle
ilgili geri bildirimler vermek gibi. Kiflinin
vücut dilinin de¤ifltirilebilece¤ine yönelik olarak kendisinde bu fark›ndal›¤› yarat›rken, bunun sahte olmamas›na
özen gösteririm. Ama özgüven kazand›rmak benim iflim de¤il. Ben kiflinin
içinde bulundu¤u duruma fark›ndal›k
kazand›rarak onu do¤ru çözümlere
do¤ru yönlendirmifl olurum. De¤indi¤i
sorunlara cevap buldu¤u için kiflinin
ayaklar› daha s›k› bir flekilde yere basar. Tümüyle ben yapt›¤›m iflte kiflinin
özüne sad›k kalarak, ona ne olabilece¤ini gösteriyorum. “
33
HOB‹
NAZAR BONCU⁄U
Kem Gözlere
Nazar Boncu¤u
Ülkemizdeki en önemli nazar boncu¤u
üretim yeri olan Görece’nin Belediye
Baflkan› Mustafa Öztürk
‹slamiyet öncesi Türk geleneklerinden kalan
nazar boncu¤u inanc›n›n temelinde, kiflinin
dünyaya aç›lan penceresinin göz oldu¤u ve
gözün her türlü iyi ve kötü düflüncenin ilk
ç›k›fl noktas› oldu¤u düflüncesi yatar. Nazar
boncu¤unun ise kötü bak›fllar› emdi¤ine inan›l›r
‹
nsanl›k tarihi boyunca, birçok kültürde ve dinsel inançta, göz
figürü kötülükleri savan güçlü bir t›ls›m olarak kabul edilir.
Musevi, H›ristiyan ve ‹slam kültürlerinin yan› s›ra Budist ve
Hindu toplumlarda da rastlanan bu figür, Anadolu’da geçmifli üç bin y›l öncesine uzanan cam sanat›yla yeni bir kimli¤e
bürünür ve cam ustalar›n›n elinde nazar boncu¤una dönüflür. Göz figürünün ateflin gücüyle birleflmesiyle yarat›lan bu mavi boncu¤un as›rlard›r
insano¤lunu kötü gözlere karfl› korudu¤una inan›l›r. ‹slamiyet öncesi Türk
geleneklerinden kalan nazar boncu¤u inanc›n›n temelinde kiflinin dünyaya aç›lan penceresinin göz oldu¤u ve gözün her türlü iyi ve kötü düflüncenin ilk ç›k›fl noktas› oldu¤u düflüncesi yatar. Nazar boncu¤unun ise kötü bak›fllar› emdi¤ine inan›l›r. Bu yüzden de insanlar yüzy›llar boyunca yeni do¤an bebeklerinden evlerine kadar kem gözlerden korumak istedikleri her fleye bu Anadolulu t›ls›m› ilifltirir. Bu iflin ustalar›na göre nazar boncu¤unun makbulü mavi üzerine
sar› renkli olan›d›r, çünkü sar› rengin içinde kurflun bulundu¤unu ve as›l nazardan da bu kurflunun korudu¤unu belirtiyorlar.
Nazar boncu¤unun bugünü
Nazar boncu¤u bugün, gerek inanç gerek gelenek gerekse süs eflyas› olarak varl›¤›n› sürdürse de ülkemizde sadece ‹zmir'e ba¤l› Görece ve Kurudere’de bu ifle gönül vermifl birkaç usta taraf›ndan yap›l›yor. Bu ustalar, üç bin y›ll›k Antik Akdeniz Cam Sanat›n›n incelikleriyle Anadolu nazar boncu¤unu f›r›nlar›nda yaflat›yor.
Bugün ülkemizin en önemli nazar boncu¤u üretim merkezi konumunda bulunan Görece’nin
Belediye Baflkan› Mustafa Öztürk, Türkiye’de ilk kez ‹zmir’de nazar boncu¤u üretildi¤ini ve yüz
elli y›l önce Arabistan’dan ‹zmir’e gelen ustalar›n cam bilezik ve hal hal yapmas›yla boncukçulu¤un bafllad›¤›n› anlat›yor. 1930’dan itibaren ise bu ustalar›n cam eritmesinde kullan›lan çam a¤ac› aç›s›ndan çok zengin bir yöre oldu¤u için faaliyetlerini Görece’ye tafl›d›klar›n› kaydediyor.
Günümüzde Görece’de sadece üç nazar boncu¤u oca¤›n›n çal›flt›¤›n› ve bu ifle gönül vermifl sa-
34
dece befl ustan›n oldu¤unu ifade eden Öztürk flöyle konufluyor: “Bu miras›n en büyük emektar-
NAZAR BONCU⁄U
lar›ndan olan ve rahmetle and›¤›m›z usta Mehmet Azar’› bu y›l kaybettik. Ne yaz›k ki nazar boncukçulu¤u, yetiflen nesilden hak etti¤i ilgiyi göremiyor ve giderek yok olmaya yüz tutuyor.” Boncukçulu¤un y›llar boyu Görece’de birçok ailenin babadan o¤luna geçen geçim kayna¤› oldu¤unu ancak mesle¤in zorluklar›n›n, yeni ustalar›n yetiflmesini engelledi¤ini kaydeden Mustafa Öztürk, “Son y›llarda ithal edilen düflük maliyetli fabrika üretimi boncuklar, bizim ‘el eme¤i, göz nuru’ nazar boncu¤umuzun pazardaki yerini ald›” diyor.
Nazar Boncu¤u Müzesi yolda
Nazar boncukçulu¤unun kaybolmamas› ve yeni nesillere iletilerek bir Türk sanat› olarak tan›t›lmas› için Görece Belediyesi’nin 2003’te Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) baflvurarak “Görece
Nazar Boncu¤u Üretim El ve ‹flleme Sanat›” patentini ald›¤›n› anlatan Öztürk, “Ancak ustalar aras›nda kooperatifleflme giriflimlerime olumlu sonuç alamad›m. Her biri kendi çap›nda üretim ve
sat›fl yapt›¤› ve usta say›s› azald›¤› için üretimde belirli bir art›fl sa¤lanamad›. Yine de bu de¤erimizi yaflatmak için çeflitli çal›flmalar yap›yoruz. 2001’den beri ‘Görece Gençlik ve El Sanatlar›
Festivali’ni organize ediyoruz. ‹ki y›l önce ‘Boncuk Evi’ni tamamlad›k ve gelmifl geçmifl en önemli boncuk ustas› Mehmet Azar’a gelecek nesillere örnek olacak bir ‘boncuk oca¤›’ infla ettirdik.
Ayr›ca ‘Nazar Boncu¤u Müzesi’ açmay› planl›yoruz” bilgisini eriyor.
Nazar boncu¤u üretimi
Günümüzde kullan›lan nazar boncu¤u f›r›nlar›n›n yap›s› ve çal›flma tekni¤i eskisiyle ayn›d›r. Sabah›n erken saatlerinde çam odunuyla yak›lan f›r›n, at›k camlar›n ve özel olarak haz›rlanan renklendirici kimyasallar›n f›r›n içindeki gözlere yerlefltirilmesinin ard›ndan, çok k›sa sürede 900 santigrat derecelik
bir s›cakl›¤a ulafl›yor. Bu, sadece atefl tu¤las›, kil ve samandan yap›lm›fl olan f›r›nlardaki
üstün teknolojinin bir göstergesidir. Çam
odunu ise yand›¤›nda yüksek ›s› vermesi, çok
az kül b›rakmas›, cama parlakl›k ve fleffafl›k
kazand›rmas› nedeniyle özellikle tercih ediliyor. Ustalar›n kulland›¤› araçlar›n adlar› da
bir hayli ilgi çekici… Ana parçay› oluflturan
cam›n sar›ld›¤› çubu¤un ad› “asabe”, nazar
boncu¤u üzerine gözleri kondurmada kullan›lan fliflin ad› “merdan” ve erimifl cama biçim veren yass› demire de “metleke” deniyor. Nazar boncu¤unun renklendirilmesi, Sümer tabletlerinde anlat›lanlardan çok farkl›
de¤ildir. Bak›r tozu, kepek ve sofra tuzu
camla kar›flt›r›l›p eritildi¤inde mavi renk;
kalay, çinko, kurflun ve cam kar›fl›m›na bak›r
tozu eklendi¤inde ise çeflitli tonlarda yeflil elde ediliyor. Cama opal kar›flt›r›l›rsa kaliteli
beyaz renge ulafl›l›yor.
35
MEKAN
A‹ZANO‹
ANADOLU’NUN ‹K‹NC‹ EFES’‹:
Aizanoi
“‹kinci Efes” olarak nitelendirilen ve sahip
oldu¤u eserlerle Anadolu tarihini günümüze
yans›tan en önemli merkezlerden Aizanoi Antik
Kenti, ülkemizin en iyi korunmufl Zeus
Tap›na¤›'na, dünyadaki ilk stadyum-tiyatro
kompleks örne¤ine ve dünyan›n ilk borsa binas›na
ev sahipli¤i yap›yor
K
ütahya'n›n Çavdarhisar ‹lçesi'nde bulunan antik kent Aizanoi'nin isminin Zeus'un k›z› su perisi Erato ile efsanevi kral Arkas'›n o¤lu ve Frigyal›lar'›n öncülü “Azan” isimli
mitoloji kahraman›ndan kaynakland›¤› san›l›yor. Kültürel yap›s›yla sanat çevrelerince
“‹kinci Efes” diye nitelendirilen Aizanoi, Anadolu'nun en iyi korunmufl Zeus Tap›na¤›'na, dünyadaki ilk stadyum-tiyatro kompleks örneklerinden birine ve dünyan›n ilk
borsa binas›na ev sahipli¤i yap›yor. Ayr›ca biri mozaikli olmak üzere iki hamam, Kocaçay üzerinde ikisi hâlâ hizmet veren befl köprü ile antik baraj, sütunlu caddeler, nekropol (mezarl›k) alanlar› ve Meter Steune'nin (Kybele) kutsal ma¤aras› bulunuyor.
Antik ça¤da ad› Penkalas olan Kocaçay'›n iki yakas›nda kurulan Aizanoi, en parlak dönemini
ikinci ve üçüncü yüzy›lda yaflarken, Bizans Dönemi'nde piskoposluk merkeziydi. Antik Aizanoi'nin
yüksek platosu üzerinde bulunan Zeus Tap›na¤›'n›n çevresinde yap›lan kaz›larda ‹.Ö. 3
binli y›llardan yaflam izleri ortaya ç›kar›ld›. Helenistik Dönem'de Bergama Krall›¤›'na ba¤lanan ve ‹.Ö. 133'te Roma
egemenli¤ine giren kent, bu dönemde tah›l ve
yün üretimi sayesinde zenginlefliyor. Ünü bölge
s›n›rlar›n› aflan Aizanoi, yedinci yüzy›ldan itibaren önemini yitiriyor. Tap›nak düzlü¤ü, Ortaça¤'da hisara dönüfltürülüyor. Yöreyi ele geçiren Selçuklular, Aizanoi'yi Çavdar
Tatarlar›'na veriyor ve 13. yüzy›ldan itibaren “Çavdarhisar” ad›n›
al›yor. 1824'te Avrupal› gezginlerce yeniden keflfedilen Aizanoi'de, 1926'da Alman arkeologlar taraf›ndan bafllat›lan kaz› çal›flmalar›, günümüzde de
sürdürülüyor.
36
Aizanoi'deki stadyum-tiyatro
kombinasyonunun bir
benzeri daha bulunmuyor
A‹ZANO‹
Zeus Tap›na¤›
Kentin ana kutsal alan› olan Zeus Tap›na¤›'n›n yap›labilmesi için Anadolu'nun erken evrelerine ait tabakalar›n ortadan kald›r›lm›fl oldu¤u son kaz›larda ortaya ç›kt›. Bu tabakalar›n
molozlar›n›n, tap›nak alan›n›n tekrar dolgusu s›ras›nda kullan›ld›¤› san›l›yor. Tarihi kaynaklarda, tap›na¤›n yap›m›na ikinci yüzy›l›n ikinci çeyre¤inde baflland›¤› ve inflaat için gerekli harcamalar›n, genifl tap›nak arazilerinin icara verilmesiyle sa¤land›¤› belirtiliyor. Tap›na¤›n en önemli özelli¤i, alt›nda tonozlarla örtülü bir baflka mekan›n olmas›d›r. Bu, Anadolu'da Roma Dönemi'nde pek al›fl›lmam›fl bir uygulama ve bugüne
kadar benzerine rastlanmam›fl. Tap›na¤›n kuzeybat› al›nl›¤›nda orta akroterde bir kad›n büstünün
bulunmas›, tap›na¤›n yaln›z Zeus'a de¤il, Tanr›ça Kybele'ye de adanm›fl oldu¤unu gösteriyor. Son
araflt›rmalar ise tap›na¤›n ne Zeus ne de Kybele'ye adanm›fl olamayaca¤›n› ortaya koyuyor.
Stadyum ve Tiyatro
Aizanoi'deki stadyum-tiyatro kombinasyonunun bir benzeri daha bulunmuyor. 1982-1990 y›llar› aras›nda yap›lan araflt›rmalar, stadyumun yap›m›n›n 160 y›l›ndan sonra bafllad›¤›n› ve üçüncü
yüzy›l ortalar›na kadar sürdü¤ünü gösteriyor. Stadyumun oturma s›ralar› hafif çokgen biçimli oldu¤undan, yap› ortada geniflliyor. Tiyatronun sahne k›sm› ise zengin mermer bezemelerle kapl›. Bu
bezemeler yüzy›llar boyu süregelen çeflitli depremler yüzünden oturma basamaklar›n›n ortas›na
y›k›lm›fl. Sahne binas›n› süsleyen özenle yap›lm›fl mermer mimarideki bezemeler üzerine yap›lan
araflt›rmalar, yap›n›n önce tek kat oldu¤unu, daha sonra stadyum geniflletilirken ikinci bir kat eklendi¤ini ortaya koyuyor.
37
WELLNESS
OSMAN MÜFTÜO⁄LU
erkezi
Sa¤l›kl› Yaflam M
PROF. DR. OSMAN
MÜFTÜO⁄LU
“Wellness, ‘kaliteli
bir yaflam›n yol
haritas›’ olmay› ve
‘bedensel ve
zihinsel sa¤l›k
üzerine odaklan›p,
mükemmel bir ruhbeden dengesi
kurmay›’ amaçlar.
Bu hedefe
ulaflabilmeniz için
de öncelikle yaflam
tarz›n›z›
de¤ifltirmeyi
önerir.”
38
Wellness
Beslenmenin ‹lk Dört Kural›
OSMAN MÜFTÜO⁄LU
W
ellness, wellbeing (iyilik, refah...) ve fitness (zindelik,
formda olma...) sözcüklerinin bileflkesidir. Fitness ile
tazelenen, canlanan bedeni
sa¤l›kl› ve dengeli besleyerek, farkl› rahatlama
teknikleriyle stresten ar›nd›rarak daha nitelikli
bir düzeye getirmeyi amaçlar. Wellness, “kaliteli bir yaflam›n yol haritas›” olmay› ve “bedensel ve zihinsel sa¤l›k üzerine odaklan›p, mükemmel bir ruh-beden dengesi kurmay›”
amaçlar. Bu hedefe ulaflabilmeniz için de öncelikle yaflam tarz›n›z› de¤ifltirmeyi önerir.
E¤er böyle bir yaflam›n›z olmas›n› istiyorsan›z
dengeli beslenmeli, yeterli ve nitelikli bir uyku
uyumal›, sürekli ve düzenli fiziksel aktivite yapmal›s›n›z. Uzun vadeli bir kazanç elde etmek
için bu önerileri ve wellness felsefesini yaflam
tarz›n›z ve al›flkanl›klar›n›zla birlefltirmelisiniz.
Akdeniz diyetine öncelik verin
Yeni bin y›lda sa¤l›kl› beslenme trendi
Türk, ‹talyan, Yunan, Lübnan, Fas ve Tunus
mutfaklar›n›n kar›fl›m› olan Akdeniz mutfa¤›nda yo¤unlafl›yor. Akdeniz mutfa¤› muhteflem
bir füzyon mutfa¤›d›r: Güney Avrupa, Balkanlar, Anadolu, Do¤u Akdeniz, Arap ve Kuzey Afrika yemeklerinin yüzlerce y›l sonra yeniden buluflmas›d›r. Akdeniz diyetinde sebzeler, meyveler, tah›llar,
deniz ürünleri (özellikle bal›k), kuru baklagiller, tah›l içeri¤i yüksek tam tah›l ekme¤i yer almaktad›r. Ayr›ca makarnaya, kuskusa, bulgura, zeytin ve zeytinya¤›na a¤›rl›k verilmifltir. Akdeniz diyetinde ayn› ö¤ünde, de¤iflik besin guruplar›n›n bir arada bulunmas› bir baflka önemli özelliktir. Ö¤le
ve akflam yemeklerinde genellikle sebzeler, kuru baklagiller ya da makarna vard›r. Ara ö¤ünlerde
meyve, ya¤s›z yo¤urt, ya¤l› tohumlar (f›st›k, ceviz) yer al›r. Akdeniz diyeti bol miktarda posa içerir.
Bol posa, özellikle meyve, sebze ve kuru baklagillerden sa¤lan›r. Bu besinler vitamin, mineral ve
bitkisel proteinler bak›m›ndan zengindir. Yar›m su barda¤› kuru baklagil, bir köfte büyüklü¤ünde
etle ayn› miktarda protein içerir. Akdeniz diyetinin temel ya¤ ö¤esi zeytinya¤›d›r. Genellikle günde 1-2 kadeh k›rm›z› flarap içilir. Uzun süren sofra sohbetleri, sevgi ve güler yüzle yap›lan törensel sofra servisi yan›nda, yiyene ve piflirene s›n›rs›z iltifat Akdeniz diyetinin geleneksel figürleridir.
39
WELLNESS
OSMAN MÜFTÜO⁄LU
Temiz ve güvenli besin kullan›n!
“Güvenli besin”den genel olarak anlafl›lan,
böcek öldürücüleri ve koruyucu kimyasal maddeleri içermemesi, kirlenmemesi, taze, temiz
ve do¤al üretilip size öyle teslim edilmesidir.
Besinlere bakteri ya da di¤er mikroorganizmalar›n bulaflmas› daha yayg›n ve tehlikeli bir sorundur. Tüm dünyada oldu¤u gibi, ülkemizde
de her y›l binlerce g›da zehirlenmesi ortaya ç›kmaktad›r. Mide bulant›s›, kramp tarz› a¤r›lar,
kusma, atefl ve ishal fleklinde oluflan sorundan
en çok küçük çocuklar ve yafll›lar etkilenir.
Katk› maddelerinden kaç›n›n!
Protein, ya¤ ve karbonhidratlar› yeterli ve
dengeli bir flekilde tüketmek ve bunlar›n yan›na gereken vitamin ve mineralleri eklemek sa¤l›kl› bir beslenme program› için tek bafl›na yeterli de¤ildir. Yiyeceklerin zararl› katk› maddelerini içermemesi ve vücuda zararl› etkisi olabilecek maddelerin oluflmas›na izin vermeyecek
flekilde haz›rlanm›fl, üretilmifl, paketlenmifl,
saklanm›fl olmas› gerekir. fieker, tuz gibi baz›
maddeler yiyeceklerin raf ömrünü uzatmak,
haz›rlanmas›n› kolaylaflt›rmak, daha ifltah aç›c›
bir görünüm kazand›rmak ya da rengini ve parlakl›¤›n› ön plana ç›kar›p sat›fl›n› art›rmak için
eklenir. Baz› katk› maddeleri do¤al kaynaklardan (fleker) elde edilirken birço¤u yapayd›r (aspartam). Yiyeceklerin içinde çok az miktarlarda
olsa da, bir y›l boyunca tükettiklerimizin tümü
ile nerede ise birkaç kilogram katk› maddesi
tüketmekteyiz. fiekeri de bir katk› maddesi sayarsak, bu rakam 40-50 kilograma kadar ç›kabilir. Katk› maddelerinin herhangi bir besin de¤eri olmad›¤› gibi bunlar›n, ço¤u zararl› maddelerdir. Bunlar›n baz›lar›n›n kullan›m› önce yasaklanm›fl, sonra baz› kurallara uyulmas› zorunlulu¤u getirilerek, serbest b›rak›lm›flt›r. Yapay bir tatland›r›c› olan sakarin buna örnektir.
Günümüzde yayg›n olarak kullan›lan aspartam›n da bafl a¤r›s›, ishal ve bilinç bozukluklar›,
haf›za kayb› gibi birtak›m yan etkileri bulundu¤u ve özellikle çocuklar için zararl› olabilece¤i
belirtilmektedir. En do¤ru seçim, katk› maddeleri bol olan rafine g›dalardan kaç›narak, taze
meyve ve sebzeler tah›llar ve bakliyat a¤›rl›kl›
bir planla beslenmek olacakt›r.
40
OSMAN MÜFTÜO⁄LU
Hayat dedi¤iniz iyi
olmal›d›r. Sa¤l›kl›,
nefleli, enerjik,
verimli, huzurlu ve
mutlu bir yaflam›
olabildi¤ince uzun
süre sevdikleriyle
paylaflmak isteyen
herkese wellness
felsefesini
izlemelerini
öneriyoruz.
Çi¤ g›dalar›n kullan›m›na dikkat edin!
En sa¤l›kl› yiyecekler do¤al koflullarda, yapay gübre, hormon ya da böcek öldürücü kimyasal
maddeler kullan›lmadan üretilen taze sebze ve meyvelerdir. Taze meyve ve sebzelerin olgun olanlar›n› seçmek gerekir. Olgun sebze ve meyveler, ham olanlara ya da rafta beklemifl olanlara göre çok daha fazla miktarda vitamin ve enzim içerir. Bu tür yiyeceklerin rafta bekleme süresi uzad›kça daha çok
besin maddesi kayb› olur. Meyveleri tüketmeden önce iyice y›kamak veya on dakika kadar temiz suda bekletmek önerilir. Meyvenin üzeri mumlanm›flsa, kabu¤u ince bir flekilde soyulmal›d›r. Genel olarak taze meyveler kabuklu tüketilmelidir. Narenciyelerin üzerindeki kabuk soyulabilir ancak kabu¤un
iç k›sm›ndaki beyaz bölge yenmelidir. Bu bölge C vitamini ve antioksidanlar aç›s›ndan çok zengindir.
Sebze ve meyveler mümkün oldu¤unca çi¤ tüketilmelidir. Vitaminler ›s›ya karfl› afl›r› derecede duyarl› olduklar›ndan, piflirme ifllemi s›ras›nda yap›sal tahribe u¤rarlar. E¤er çi¤ olarak tüketilmeyecekse,
buharla piflirme ya da bir tavada hafifçe yumuflayana kadar piflirme yöntemleri tercih edilmelidir. E¤er
sebze ve meyveleri taze olarak bulma flans›n›z yoksa konserve yerine donmufl ürünler tercih etmelisiniz. Konservelerde çok fazla miktarda tuz ve di¤er baz› zararl› maddeler bulunur.
Sonsöz
Hayat dedi¤iniz iyi olmal›d›r. Sa¤l›kl›, nefleli, enerjik, verimli, huzurlu ve mutlu bir yaflam› olabildi¤ince uzun süre sevdikleriyle paylaflmak isteyen herkese wellness felsefesini izlemelerini
öneriyoruz.
41
SA⁄LIK
REFLEKSOLOJ‹
Ayaklar Vücudun
Aynas›d›r
R
efleksoloji masaj›n›n temeli, ayaklar›n vücudun aynas› oldu¤u ö¤retisine dayan›r.
Ayaklar insan vücudunu temsil eder ve her nokta vücutta bir bölgeye karfl›l›k gelir. Bu
bölgelerin masaj yoluyla uyar›lmas›yla vücudun buna gereken tepkiyi verdi¤i inanc›yla temellenir. Belirli noktalara kiflinin verdi¤i tepkiyle bu temsil edilen bölgedeki problem saptanmaya çal›fl›l›r ve gerekli manipülasyonlarla bu bölgedeki sorun giderilmeye
çal›fl›l›r. Bu nedenle refleksoloji bir tür “denge” masaj›d›r ve kiflinin kendisini fiziksel, duygusal ve ruhsal bak›mdan iyi hissetmesini sa¤lar, kifliye do¤al dengesini kazand›r›r. Genelde herkes günlük hayat›nda stresle karfl› karfl›ya geliyor. Vücudumuz bu stresle bafla ç›kmakta bazen çok zorlanmakta.
Halbuki vücudun tüm sistemleri stresle yaflamaya az miktarda da olsa al›fl›kt›r. Çünkü bu stres vücudumuzu motive ederek, daha enerjik çal›flmas›n› sa¤lar. Ama modern yaflam tarz›n›n yaratt›¤›
stres vücudun yorgun düflmesine ve hastalanmas›na neden olur. Gerilimi gidermek ve hastal›klar›
tedavi etmek için el ve ayaklardaki belirli noktalara özel tekniklerle masaj uygulamas›na “refleksoloji” ad› verilir. Refleksoloji: El, ayak, bafl ve kulaklarda bedenin tüm bölgelerine, organlar›na ve sistemlerine karfl›l›k gelen refleks noktalar› oldu¤u ve bu noktalar›n beden anatomisinin aynas› oldu¤u
prensibine dayanan bir sanatt›r.
Güral Sapanca Wellness Park’taki ALIVA SPA Merkezi’nde refleksoloji masaj›, uzman Türk terapistler taraf›ndan uygulan›yor. Refleksoloji masaj›yla hiçbir hastal›¤›n›z olmasa dahi ruhsal ve fiziksel bir
dengeye kavuflup ileride oluflabilecek rahats›zl›klar›n önüne geçebilirsiniz.
Refleksolojinin Etkili Oldu¤u Alanlar
• Her türlü bafl a¤r›s› (Sinüzit, migren vb.)
• Her türlü romatizma ve eklem a¤r›lar›
• Bel a¤r›lar› (Ameliyat durumuna gelmemifl bel f›t›¤› ve kireçlenmeler)
• Siyatik a¤r›lar›
• Yüksek ve düflük tansiyon
• Ast›m ve benzeri nefes
daralmalar› (Bronflit vb.)
• fieker (diyabet) hastal›¤›
• Stres, uykusuzluk, sürekli
yorgunluk
• Kab›zl›k, haz›ms›zl›k ve
sindirim sorunlar›
• Kan dolafl›m›
bozuklu¤undan kaynaklanan
di¤er tüm hastal›klar
• Refleksoloji genel olarak
virüslü ve mikrobik olmayan
tüm hastal›klar›n tedavisine
yard›mc› olur.
42
Y›lbafl›
Sofralar›n›z
‹çin
Cevizli Kuzu
Kol Sarma
Malzemeler
(4 kiflilik )
Yeni bir y›l için geri say›m›n bafllad›¤› ve
herkesi tatl› bir telafl›n sard›¤› bugünlerde
Güral Harlek Otel mutfak flefimiz ‹brahim
Do¤an ile sizler için özel bir y›lbafl› mönüsü
ve eflsiz bir y›lbafl› sofras› haz›rlad›k.
Mönüde Neler Var?
Cevizli Kuzu Kol - Sarma Deniz Mahsullü Krep Bohças› - Ispanakl› Roka Salatas› - Kivili fiarlot
Kivili fiarlot
1 Adet kuzu kolu,
50 gr. Ceviz,
Malzemeler (4 kiflilik )
1 Difl sar›msak,
5 gr. Kimyon,
300 gr. Krem flanti
5 gr. Tuz,
5 gr. Karabiber,
2 gr. Yenibahar
GURME
YILBAfiI
100 gr. fiarlot tozu
1 Adet kivi,
500 gr. Su
50 gr. Süt
Haz›rlan›fl›: Kuzu kol bifteklik aç›l›r, ince,
koldan kalan k›ymal›k yerleri k›ymaya
dönüfltürülür. ‹çine ceviz, sar›msak, kimyon, tuz,
karabiber, yenibahar at›l›r. Yo¤rularak iç
haz›rlan›r. Biftek fleklinde açt›¤›m›z kola sar›l›r.
Üzeri folyo yap›larak 150 derecede 45 dakika
f›r›na konulur. Dilimlenerek s›cak servis yap›l›r.
‹ste¤e göre, ›zgara sebze ile servis edilebilir.
Haz›rlan›fl›: 50 gr. suda flarlot tozu eritilir.
Sütle birlikte ç›rp›lm›fl krem flanti eklenir. ‹çine
küçük do¤ranm›fl kivi at›l›r. Befl dakika ç›rp›l›r ve
kal›ba al›n›r. So¤uk havada dinlendirilir (45 dk.).
Sonra so¤uk havadan al›narak s›cak su
yard›m›yla kal›b›ndan ç›kart›l›r. Servis taba¤›na
al›n›r ve çilek sosuyla birlikte servis yap›l›r.
43
B‹ZDEN
HABERLER
Ambalaj
Ürünün
K›yafetidir
Kaliteli ürün, hizmet, üretim anlay›fl›; genifl ürün portföyü, güçlü yap›sal ve grafik tasar›m hizmetleriyle müflterilerinin rekabet gücüne katk› sa¤layabilen Türkiye’nin say›l› firmalar›ndan Kütahya Ambalaj, 23-26 Ekim 2008 tarihlerinde ‹stanbul, Beylikdüzü’ndeki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleflen 14. Uluslararas› Ambalaj Endüstrisi Fuar›’nda, Türkiye’nin en önemli markalar› için üretti¤i flexo ve ofset bask›l› kutu örneklerini sergiledi. “Ambalaj ürünün k›yafetidir” konseptiyle, estetik kurgusunun, modern, sade ve modülerlik kavramlar›yla anlat›ld›¤› stant tasar›m›yla fuarda yerini alan Kütahya Ambalaj, fuar süresince gerek bu tasar›m› gerekse sergiledi¤i ürün
çeflitlili¤iyle yo¤un ilgi gördü. Kütahya Ambalaj, üstün teknolojisiyle her türlü standart ve özel kesim flexo bask›l› oluklu mukavva kutular, 100x140 ofset makinelerinde çok renkli karton ve ofset
s›vamal› kutular üretiyor.
Dünya Mimarl›k ve
Habitat Günü Sponsoru
Kentsel tasar›m ve mimarinin önemi-
Bir Gelece¤in Mimar› Çocuklar Olsun”, son gün ise Dünya Habitat Günü temas›yla “Uyumlu Kent-
nin giderek artt›¤› günümüz koflullar›nda
ler” ve “Türkiye Mimarl›k Politikas› Hayata Geçiyor, Kentlimiz Mimarl›kla Bulufluyor” adl› konferans-
Kütahya Seramik, daha güzel bir çevre
lar yap›ld›. Kentin, kentlinin, mimarl›kla buluflmas›na katk› sa¤lamak, kentteki yap›lar›n niteli¤inin ve
yarat›lmas›na katk› da bulunmak için An-
kentlilik bilincinin art›r›lmas›, daha nitelikli yap›lar›n infla edilmesini özendirmek amac›yla düzenle-
talya Mimarlar Odas› taraf›ndan 6-10
nen program yo¤un ilgi gördü.
Ekim 2008 tarihleri aras›nda düzenlenen
“Dünya Mimarl›k ve Habitat Günü” etkinli¤ine sponsor oldu. Kütahya Seramik’in
kurumsal sosyal sorumluluk projeleri
do¤rultusunda sponsorlu¤unu üstlendi¤i “Dünya Mimarl›k ve Habitat Günü”
kapsam›nda farkl› temalarda üç konferans düzenlendi. Etkinli¤in ilk gününde
44
Kütahya Seramik
dünya mimarl›k temas›yla “Daha Güzel
HABERLER
Seramik Moda
Rüzgarlar› ‹talya’da Esti
Her y›l yeni ve farkl› konseptler gelifltirerek tasar›m çal›flmalar›n› sürdüren Kütahya Seramik,
yenilikçi, modern ve iddial› tasar›mlardan oluflan seramik ve cam koleksiyonlar›n› ‹talya’n›n Bologna kentinde 30 Eylül-4 Ekim 2008 tarihleri aras›nda gerçeklefltirilen CERSAIE Uluslararas› Seramik ve Banyo Fuar›’nda dünya seramik kaplama malzemeleri pazar›na sundu. Seramik sektörünün dünyadaki en önemli fuarlar›ndan birisi olarak kabul edilen ve Türk firmalar›n›n stant alan›yla kat›lmalar›n›n çok zor oldu¤u CERSAIE Fuar›, seramik modas›n›n yeni trendleri hakk›nda
da ipuçlar› verdi. Buna göre; tekstil ve metalik yüzeyler, do¤al mermer dokular›, soft yüzeyler, mücevher tad›nda aksesuarlarla zenginlefltirilmifl dekor ve bordürler y›l›n modas›n›n habercileri…
Kütahya Seramik’in 2009 y›l› ürün koleksiyonlar›nda, Venus, Dendro, Canvas, Norra, Metropol, Cosmopol serileri yer ald›. 25x100 ve 50x50 cm. boyutlar›nda antrasit, bej ve aqua marin
renklerindeki Venus Serisi s›rl› porselen, lappato teknik özellikleri ve alt›n dekorlar›; 33x66 cm.
boyutlar›ndaki Canvas Serisi do¤al renklerde tasarlanan tekstil tasar›mlar›yla be¤eni toplad›.
Dendro Serisi 30x60 cm. ölçülerinde, ahflap tasar›m› ve dairesel dekorlar›, y›l›n modas›na uygun
olarak tasarlanan metalik ve tekstil tasar›m› ile Metropol Serisi, dünyan›n en yeni teknolojilerinden micro doku tekni¤i ile üretilen 50x50 cm. ölçülerindeki Cosmopol Serisi, koleksiyonun en
be¤enilen parçalar› aras›ndayd›.
Kütahya Seramik, CERSAIE Fuar›’nda her bir parçan›n ayr› ayr› el iflçili¤iyle cam sanatç›lar›
taraf›ndan özenle üretilen ve do¤an›n büyüleyici renklerini içeren Brezza cam koleksiyonlar›na
da yer verdi. Tutku, yenilikçilik, basitlik, denge, hafiflik, dinginlik, sadelik ve gösterifl kavramlar›n›n anlat›ld›¤› Brezza; duvarlarda, çerçevelerin etraf›nda, koridorlarda, lavabolarda, mutfaklarda,
banyolarda ve dekorasyonun yer ald›¤› her mekana rahatl›kla uygulanabiliyor.
Minik Kalpler ‹çin El Ele
Arzu Sabanc›, Asl› Üstünkaya, Nesrin Ercan ve Zafer Kozano¤lu gibi cemiyet hayat›n›n tan›nm›fl isimlerinin kurdu¤u Minik Kalplerle Elele Derne¤i (M‹KA-DER), geçti¤imiz günlerde Trabzon’daki Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na (SHÇEK) ba¤l› üç çocuk yuvas› ve yetifltirme yurdunun koflullar›n›n iyilefltirilmesi amac›yla bir etkinlik düzenledi. Lütfi K›rdar Kongre ve
Sergi Saray›’nda düzenlenen ve pek çok seçkin ismi buluflturan yard›m gecesinde sanatç› Edip Akbayram ile Ferhat Göçer de flark›lar›n› minik kalpler için seslendirdi. Baflaran Ulusoy, fiiflli Belediyesi, BKM, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi, Bilim ‹laç, ENBE Orkestras› fiefi Behzat Gerçeker gibi
kifli ve kurumlar›n sponsorlu¤unda yap›lan ve konser veren sanatç›lar›n ücret almad›¤› etkinli¤e Kütahya Porselen de sat›fla sunulmak üzere özel olarak dizayn edilmifl “muglar” haz›rlayarak destek
verdi. Konserin bilet gelirinin tamam› M‹KA-DER taraf›ndan daha önce ziyaret edilerek eksikleri tespit edilen Trabzon ilindeki üç çocuk yuvas› ve yetifltirme yurdunun iyilefltirilmesine harcanacak.
Böylece o yuvalar daha yaflan›l›r hale gelecek, orada yaflayan çocuklar›m›z e¤itim, spor, müzik destekleriyle gelece¤e daha donan›ml› bireyler olarak yürüyecekler. M‹KA-DER daha önce Kocaeli,
Adapazar›, Sivas, Mardin ve fianl›urfa’da bulunan on bir yuvada bu hizmeti verdi.
45
B‹ZDEN
HABERLER
Mild
Çikolata’dan
Y›lbafl›’na
Özel Ürünler
Müflterilerine yepyeni tatlar sunmay› hedefleyen CKLT G›da, Mild markal› çikolatalar›yla sektörde
fark yarat›yor. Çikolata sektörüne h›zl› bir girifl yapan CKLT G›da, dünyan›n en büyük çikolata üreticilerinde görev yapm›fl uzmanlar›n ‹sviçre’de oluflturdu¤u Mild-Switzerland ile imzalam›fl oldu¤u özel bir
lisansa sahip. Sapanca‘da 3 bin 500 metrekarelik alana kurulu üretim tesislerinde üretilen tüm ürünler, g›da flartlar›na uygun olarak gerçek kakao ya¤›, kakao kütlesi ve kaliteli fleker kullan›larak üretiliyor. Özel ve yeni bir çikolata markas› yaratarak butik konsept segmentinde de yer alan CKLT G›da,
çikolata al›m›nda farkl›l›klar› yakalayarak çikolata sever kitlesini büyütmeyi ve pazara farkl› bir soluk getirmeyi hedefliyor. Günlük alt› ton üretim yapabilme kapasitesine sahip olan CKLT G›da, en iyi çikolata formüllerini uygulayarak, Türk damak tad›na uygun ürünler üretiyor. Türkiye’nin en büyük markalar›na özel, kurumsal projeler tasarlayan CKLT G›da’n›n müflterileri aras›nda Setur, Sodexho, Ali Uzungil, ABB, Evyap, Hayat Holding, Siemens, Garanti Bankas›, Ankaragücü Futbol
Klübü, Güral Sapanca, Fashion TV, Best FM, Arçelik, Finansbank, ETS Turizm, Atlas Jet,
IGM, Damat, Pierre Cardin, Enka Vak›fbank, Halkbank, TCDD, PTT, Türk Telekom gibi
önemli isimler yer al›yor. Mild markal› y›lbafl›na özel ve di¤er çikolata seçenekleri hakk›nda bilgi al-
46
mak için; [email protected] mail adresini kullanarak, siz de bu tatl› dünyadan faydalanabilirsiniz.
HABERLER
Kütahya Seramik’in
Ümraniye Ma¤azas› Hizmette
Kütahya Seramik, Türkiye'nin dört
bir yan›nda hizmet veren “ça¤dafl yaflam” konseptli ma¤azalar›na bir yenisini
daha ekledi. Ümraniye'de Tepeüstü
Mevkii, Alemda¤ Caddesi üzerinde yer
alan “Taflkent Yap›”, 25 Ekim 2008 tarihinde törenle hizmete aç›ld›. Ümraniye
Belediye Baflkan› Hasan Can, Alemda¤
Belediye Baflkan› Mehmet Yasa, Kütahya Porselen Sanayi A.fi. Yönetim Kurulu
Baflkan› Nafi Güral, Kütahya Porselen
San. A fi. Yönetim Kurulu Üyesi Erkan
Güral, Kütahya Seramik Pazarlama ve
Sat›fl Müdürü Göksen Yedigüller ve çok
say›da davetlinin kat›ld›¤› aç›l›fl töreninde ma¤azada kullan›lan Brezza ve Kütahya Seramik koleksiyonlar› davetlilerin
be¤enisini kazand›. Befl yüz seksen
metrekarelik ma¤aza alan› bulunan Taflkent Yap›’da, seçkin mimari inceliklerle
detayland›r›lm›fl mekanlarda yal›n ve rahat bir tasar›m dili kullan›ld›. Müflteri alg›s›n› kolaylaflt›ran
ve estetik kurgusunda sadeli¤in ön planda bulundu¤u ürün odakl› mekan tasar›mlar›nda kullan›lan seramik ve cam uyumu dikkat çekici sunumuyla ilgi gördü.
KYK’dan ‹ki Yeni Ürün
Kütahya Yap› Kimyasallar› (KYK), yeni ürün gelifltirme çal›flmalar› sonucunda ev ve ifl yerlerinin temizli¤i ve korunmas›na yönelik iki yeni ürün piyasaya sundu: Megaclean ve Megafugaguard… Megaclean kaplama ifllemi sonras›nda yüzeyde kalan inflaat art›klar›n›n temizlemesinde, kullan›m ve koflullara ba¤l› oluflan ve ev ile ofisin özellikle ›slak mekanlar›nda meydana gelen derzlerdeki sararma, renk de¤ifliklikleri, küflenme, yüzeyde oluflan lekelenmeler, çay ve
kahve gibi malzemelerle kirlenmifl yüzeylerin temizlenmesinde kullan›l›yor. Tek yap›lmas› gereken kirlenen yüzey üzerine Megaclean’in s›k›lmas› ve otuz saniye beklendikten sonra ›slak bir
bez ya da sünger yard›m›yla kirli yüzeyin temizlenmesi... Son derece pratik, herkesin uygulayabilece¤i ve hiçbir uzmanl›k gerektirmeyen kullan›m›yla Megaclean, ev ve iflyerlerinin temizli¤ini
sa¤lay›p, huzur içinde kaplama malzemelerinizi uzun süre kullanman›za yard›mc› oluyor.
KYK’nin gelifltirdi¤i ikinci ürün olan Megafugaguard ise yüzey ya da derzlerin temizlenmesinden sonra koruma amaçl› kullan›l›yor. Kolay bir uygulamaya sahip olan Megafugaguard, tüm iç
ve d›fl mekanlarda, s›k s›k temizlenen yüzeylerde ve zeminlerde uygulanm›fl yer zemin dolgu
renklerin korunmas›n› ve uzun ömürlü olmas›n› sa¤l›yor. Bu koruma için bez ya da sünger yard›m›yla Megafugaguard’› derz dolgusu üzerinde iyice yayman›z yeterlidir. Güzel ve kusursuz
derzlere sahip olmak isteyenler, Megaclean ve Megafugaguard’› Kütahya Seramik ve KYK sat›fl
noktalar›nda temin edebilir.
www.kyk.com.tr
47
B‹ZDEN
HABERLER
Kütahya Porselen Via/Port’ta
Kütahya Porselen, ‹stanbul Kurtköy’de 200 bin metrekarelik alan üzerine kurulan ve Türkiye’nin
“outlet” konseptinde en büyük al›flverifl merkezi olma özelli¤ini tafl›yan Via/Port Outlet Shopping’deki yerini ald›. Bayraktar Kardefller ‹nflaat A.fi. taraf›ndan 110 milyon dolarl›k yat›r›mla hayata geçirilen ve toplam 142 ma¤azas› bulunan Türkiye’nin “outlet” konseptli dev al›flverifl merkezi Via/Port
Outlet Shopping, dünyaca ünlü markalar› en uygun fiyatlarla tüketicilerle buluflturuyor. Avrupa ve
ABD’deki “outlet” ma¤azac›l›k bilinci esas al›narak planlanan ve çat›s› alt›nda Türkiye’nin ve dünyan›n ünlü markalar› yer alan Via/Port’ta Kütahya Porselen’in de iki ma¤azas› bulunuyor. Kütahya Porselen Via Port Outlet Sat›fl Ma¤azalar›nda kendi setlerinizi özgürce oluflturabilece¤iniz tek parça
ürünler, yemek, kahvalt›, çay ve kahve tak›mlar›, ev dekorasyon ürünleri, küçük ev aletleri ve
hediyelik ürün seçeneklerini cazip fiyatlarla tüketicilerinin be¤enisine sunuyor.
48
TBMM
Üstün
Hizmet
Ödülü
TBMM’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve milletine ulusal ve uluslararas› düzeyde üstün hizmetlerde bulunanlara, Türkiye'nin tan›t›m›na katk› sa¤layanlara, halk›n refah›, e¤itimi, mutlulu¤u
ve sosyal geliflimi için yararl› hizmetlerde bulunanlara verdi¤i “Üstün Hizmet Ödülü”nün bu y›lki adaylar› aras›nda Nafi Güral da vard›. TBMM Baflkanl›k Divan› taraf›ndan bu anlaml› ödülü verece¤i adaylar aras›nda gösterilen Nafi Güral, “TBMM Üstün Hizmet Madalyas› ve Berat›”yla
ödüllendirildi. Ödül, TBMM meclis salonlar›nda, bas›n ve kalabal›k bir davetli huzurunda TBMM
Baflkan› Köksal Toptan taraf›ndan Nafi Güral’a takdim edildi. Bugüne kadar say›s›z sosyal sorumluluk projesinin alt›nda imzas› olan Nafi Güral ayn› zamanda Kütahya Ticaret ve Sanayi
Odas› Yönetim Kurulu Baflkanl›¤› ve TOBB Ticaret ve Sanayi Odalar› Konsey Baflkanl›¤› görevlerini de yürütüyor.
HABERLER
ETG’den Örnek Kampanya
Eskiflehir Tasar›m Grubu’nun düzenlemifl oldu¤u “Cumhuriyetimiz” konulu
kompozisyon yar›flmas› sonuçland›. Eskiflehir ve civar ilkö¤retim okullar›ndan
toplam doksan alt› ö¤rencinin kat›ld›¤›
yar›flmada, birincili¤i Yrb. M.Yaflar Gülle
‹lkö¤retim Okulu yedinci s›n›f ö¤rencisi
Ebru Bolluca, ikincili¤i Melehat Ünügür
‹lkö¤retim Okulu yedinci s›n›f ö¤rencisi
Büflra Özcan, üçüncülü¤ü ise; Birinci
Hava ‹kmal Bak›m Merkezi ‹lkö¤retim
Okulu sekizinci s›n›f ö¤rencisi Fatma Akkucak kazand›. Bugünün küçükleri yar›n›n ifladamlar› ve yöneticileri olacak
gençlerimize yönelik düzenlenen yar›flma sonucunda dereceye giren ö¤rencilere çeflitli ödüller verildi.
Türkiye’nin En Büyük Seramik
“Showroom”u Kütahya Seramik’ten
Sektörün önde gelen kurulufllar›ndan Kütahya Seramik, Kütahya-Eskiflehir Karayolu’nun
sekizinci kilometresinde Türkiye’nin en büyük
seramik “showroom”unu hizmete açt›. ‹ki kat
olan ve bin 200 metrekarelik teflhir alan›nda faaliyet gösteren Kütahya Seramik “showroom”u
hem nihai tüketicilerin hem de mimar, müteahhit gibi yap› profesyonellerinin ihtiyaçlar›na uygun çözümler sunuyor. Kütahya Seramik ve
Brezza cam koleksiyonlar›ndaki tüm ürün gruplar›n›n sergilendi¤i “showroom”da yetmifl adet
yaflayan mekan sunumu bulunuyor. Birbirinden farkl› döfleme alternatiflerinin sergilendi¤i
seramik ve cam ürün koleksiyonlar›, pre-cut
(özel kesimli ürünler), sujet dekorlar ve teknik
ürün uygulamalar›yla be¤eni topluyor. Cam›n
ve serami¤in uyumlu bir birliktelik içinde sergilendi¤i “showroom”, ürünleri genifl bir biçimde sergileme amac›yla her kesime hitap ediyor.
49
BULMACA
Bulmacam›z› do¤ru yan›tlayan
okurlar›m›z Kütahya Porselen’den
sürpriz arma¤anlar kazanacakt›r.
ÇENGEL
Adres:
Atatürk Bulvar› 43001 KÜTAHYA
Tel: (0 274) 225 15 16
Eser Çetintafl ad›na göndermeleriniz rica olunur.
Özel yatakl›
dinlenme
odas›,›l›kl›k (resim)
“… Park”
(otelimizin ad›)
Pamuklu bir
kumafl türü
Bir baklagil
Bir nesnenin
taban›
Limon rengi
Hiçbir zaman
‹ki tekneden
oluflan deniz
tafl›t›
Kendir
‹lave
Büyük anne
Rusya’da bir
›rmak
Yönerge
Bir y›lan türü
Gümüfl
Etkili söz
söyleme
Kimyasal
tedavi
Tekstil
Bir kimsenin
borçlu oldu¤unu
gösterir
“… Longoria”
(Bir aktris)
Valide
Bir nota
Yass› demir
çelik
Maden pisli¤i
Rey
‹flaret
Öküz yemli¤i
“Yat›k …”
(Ömer
Kavur’un filmi)
Küçük bitki
Büyük zoka
Bir meze türü
Tedavi etmek
Latince 'Sudan
gelen sa¤l›k'
Bir fliir türü
Tafl atma arac›
Kurnazl›kla
Elektrik
ak›m›nda
fliddet birimi
Kazda¤›’n›n
mitolojideki
ad›
Mitoloji
Bir say›
Tahtta hükümdar
yokken devleti
yönetir
Y›rt›c› bir hayvan
Despot
Tahta sedir
Matematikte
sabit bir say›
Sipersiz bafll›k
Diri bal›k
saklanan
havuz
Pirinç rak›s›
Sonsuza
kadar
Peru’nun
plakas›
Yan›lg›
Pratik
Tersini
söyleyerek
alay etme
Bir ba¤laç
‹klim
Ceylan
Karadeniz’de
bir tatil kenti
Ya¤lanmaya
bafllayan
uskumru
Okuyucu
Damarlarda
dolafl›r
Kök boyas›
Sermaye
Ek
Bir tür b›çak
Yayl› bir at
arabas›
Tereke
Bir fleyin
içindeki öz
Kulak iltihab›
Numara
fiarapla
yap›lan bir tür
terapi
Otelimizin de
komflusu
oldu¤u göl
Tah›l tozu
Fas›la
Sertçe ovma
Konaklama
hizmeti sunar
Dolayl› anlat›m
Eski bir
uygarl›k
Alt›n kökü
Maksimum
Halk
Eski bir
uygarl›k
Baryumun
simgesi
Bir besin
maddesi
‹lkel bir silah
Bir ba¤laç
Uzakl›k anlat›r
Kumaflta
bulunan çizgi
Su kat›lmam›fl
içki
Bir tür cetvel
Yard›mc›
erkek
50
Bir haber
ajans›
Bir tembih
sözü
Yaz›l› ka¤›t
‹çki
Aylak
Temiz
Vilayet
Baston
Bo¤az, g›rtlak
Asya’da bir
baflk

Benzer belgeler