Devamı için tıklayın

Transkript

Devamı için tıklayın
insan, çevre, bilim, ekonomi
“GEZEGENİMİZİN SÜREKLİ EVRİMİNİ
DURDURAMASAK DA, BU SÜRECE
OLUMLU KATKI SAĞLAYABİLECEK
YAKLAŞIM VE ÖNERİLER GETİRMEK
AHLÂKİ SORUMLULUĞUMUZDUR.”
M
uazzam bir değişim çağında yaşıyoruz. Geleceğin ne
getireceği belirsiz, senaryolar hızla değişmekte ve
günümüz çelişkiler ve dengesizliklerle dolu.
Örneğin, şu bir gerçek ki bugün dünyada neredeyse bir milyar kişi
açlık çekerken diğer yanda aynı sayıda insan fazla kilolu veya obez.
Bu nedenle gıda ve beslenme ile ilgili tartışmalarda yer almanın
görevimiz olduğuna ve bugün üstesinden gelmemiz gereken
güçlüklere ve acil durumlara karşı somut, fizibilitesi olan
öneriler sunarak katkı sağlamamız gerektiğine inanmaktayız.
Lynn Johnson / National Geographic Görsel Koleksiyonu
Bugüne kadar ele aldığımız ve gelecekte ele alacağımız geniş kapsamlı temaları incelediğimizde, farklı disiplinleri bir
araya getiren bir yaklaşımın, bir yandan önceliklerin belirlenmesine ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyini artırırken aynı zamanda
bunlara cevap ve çözüm bulmanın da önünü açtığına inanmaktayız.
Benimsediğimiz yaklaşımla ekonomik, toplumsal, çevresel ve
bilimsel tematik alanları bir çatı altında toplamamızın nedeni de
budur. Aynı şekilde, bakış açıları, uzmanlık ve görüşler arasındaki
farklılıklardan çekinmiyoruz. Aksine, bunları açıkça tartışılması ve
yararlanılması gereken değerli kaynaklar olarak görmekte ve
sürekli olarak teşvik etmekteyiz.
Gıda ve beslenmeye ilişkin acil konuların gezegenimizin her
noktasındaki kanaat önderleri ve karar vericilerin öncelikli
gündemleri olması gerektiği görüşündeyiz. Bu nedenle, Barilla
Gıda ve Beslenme Merkezi’nin bir bilgi kaynağı olarak rolünün
giderek artmasına, bir yanda bilimsel araştırma, diğer yanda
siyasi kararlar ve hükümetlerin eylemleri arasında köprü işlevini
üstlenmesine yönelik desteğimizi sürdüreceğiz. Değişimi teşvik
etmek için gelecekte bizi bekleyen güçlükleri aşma ülküsüne
bağlılığımızı korurken, hedefimiz, açık diyalog oluşturmak
ve tüm dünya nüfusunun refahına katkıda bulunmaktır.
Guido Barilla
James L. Stanfield / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“İNSAN NE YERSE ODUR.” (Ludwig Feuerbach)
2
3
Tino Soriano / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“ANLAMAK İMKÂNSIZDIR, FAKAT BİLMEK
ZORUNLUDUR.” (Primo Levi)
BARILLA GIDA VE
BESLENME MERKEZİ
Gıda ve beslenmeye ilişkin temalara
yönelik somut öneriler için farklı
disiplinleri bir araya getiren bir yaklaşım
4
B
arilla Gıda ve Beslenme Merkezi (Barilla
Center for Food & Nutrition, kısaca BCFN),
dünyanın gıda ve beslenme konularıyla
bağlantılı başlıca sorunlarını çözümlemek amacıyla
2009 yılında kurulmuş bir düşünce kuruluşudur.
Merkez bu sorunlara, içerdikleri çeşitli bileşenleri
vurgulayabilen yegâne seçenek konumundaki multidisipliner bakış açısıyla yaklaşmaktadır. Bu kapsamda,
ekonomik, bilimsel, toplumsal ve çevresel faktörlerin
gıda üzerindeki neden-sonuç ilişkilerine etkileri analiz
edilmekte ve insanın sadece kendini doyurması gibi
“basit” bir ihtiyacının ötesine uzanılarak, yaşamın çeşitli
cephelerinin bu ilişkilerle bağlantıları vurgulanmaktadır.
İlk iki yılımızda, bizce artık ertelenmeye tahammülü
olmayan çok çeşitli konu başlıkları incelenmiştir.
Bu başlıkların her biri, bilimsel yayınlara konu
edilmiş, ayrıntılı ve somut önerilere tabi olmuş, kamu
kurumlarına yönelik sunumlarda yer almış ve genel
kamuoyunda tartışmaya açılmıştır. 2009 yılında İtalya’daki paydaşlarımıza ve kamu temsilcilerine
yönelik paylaşımlarımızın ardından, 2010 yılı ufkumuzu
ulusal sınırların ötesine genişlettiğimiz fikir ve bilgileri
Avrupa Birliği’ne sunduğumuz dönüm noktamız olmuştur. Uluslararası çapta bir taahhüt BCFN’nin doğasının
ayrılmaz bir parçasıdır ve misyonunun öngördüğü üzere,
üstesinden gelmek için çalıştığı konular gerek dünyanın
dört bir yanındaki insan toplulukları gerekse bir bütün
olarak gezegenimiz için acil çözüm bekleyen sorunlardır.
Bu nedenle, 2011 yılı, Fransa ve Amerika Birleşik
Devletleri gibi iki önemli ülkeye daha yayılmamızla
birlikte, projemizin uluslararası düzeye taşınmasına
yönelik güçlü bir ivmeye sahne olmaktadır.
5
Lynn Johnson / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“GEZEGENİMİZİ, YERYÜZÜ UZAY GEMİSİ
OLARAK GÖRMEYE BAŞLADIK. FAKAT
GEMİDEKİ YOLCULARIN DÖRTTE BİRİNİN
BİRİNCİ SINIF LÜKS KAMARALARDA, GERİ
KALAN DÖRTTE ÜÇÜNÜN İSE GÜVERTENİN
ALTINDA SEYAHAT ETTİĞİNİ
UNUTMAMALIYIZ.” (Robert McNamara)
İLK İKİ YILLIK
ÇALIŞMALARIMIZDAN
BULGULAR
6
SU YÖNETİMİ
(Mart 2009)
Bugün, 1.1 milyardan fazla insanın yeterli su kaynaklarına erişimi yok: her altı kişiden birinin bulabildiği içilebilir
nitelikte su miktarı günde 20 litreden az.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, TARIM VE GIDA
(Haziran 2009)
Kuzey Amerika tipi beslenen bir birey, her gün atmosfere yaklaşık 5.4 kg CO2 gazının salınmasına yol açarken,
Akdeniz tipi beslenen bireyler için bu miktar yarıdan daha azdır.
7
Travis Dove / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“YİYECEK, FARKLI KÜLTÜRLER ARASINDA
İLETİŞİMİN EN İYİ, HATTA KELİMELERDEN BİLE
DAHA İYİ YOLUDUR ÇÜNKÜ DAHA KOLAY VE
DAHA ERİŞİLEBİLİRDİR.” (Massimo Montanari)
GIDA VE SAĞLIK (Eylül 2009)
Kamu sağlık harcamaları içinde önleyici çalışmalara ayrılan payın %1 oranında artırılması, tedavi ve rehabilitasyon
hizmetleri giderlerinde %3’lük bir azalma sağlayacaktır.
GIDA GÜVENLİĞİNİN ÖNÜNDEKİ GÜÇLÜKLER (Kasım 2009)
Toprağın kullanımının azalması ve biyoyakıtların ekimi, otlak alanlarında artış gibi başka amaçlara tahsisi, 2050
yılına kadar ekili arazilerin kapladığı alanda %8 ile 20 oranında bir daralmaya neden olabilir. Bunlara ek olarak,
su kıtlığı, iklim değişikliği ve hastalık taşıyıcıların yayılımının etkisi, mevcut üretimi fazladan %5 ile 25 oranında
düşürebilir.
8
GIDANIN KÜLTÜREL BOYUTU (Aralık 2009)
Son dönemde gıda, yalnızca basit bir beslenme veya lezzet ihtiyacı olmaktan çıktı. Gıdaların işlevsel boyutları,
gıda ve sağlık arasındaki ilişki, günümüzün hızlı yaşam tarzına uygun ürünlere yönelik artan talep ve taşınabilme
kolaylığı gibi diğer yönler de daha baskın hale geldi.
ÇOCUKLARDA SAĞLIKLI BÜYÜME VE BESLENME (Nisan 2010)
Tüm dünyada okul çağındaki çocukların 155 milyonu yani onda biri, obez veya fazla kiloludur. Aynı zamanda,
gelişen ülkelerde beş yaşın altındaki yaklaşık 148 milyon çocuk akut veya kronik yiyecek kıtlığı nedeniyle aşırı
zayıftır.
9
“YERYÜZÜ, SADECE BİREYLERİN ÖZEL MÜLKÜ
DEĞİLDİR. HERKESE AİT, İNSANLIĞIN ORTAK
SERVETİ OLAN, KORUYACAK ELLERE VE
KOLLAYACAK GÖZLERE İHTİYACI OLAN
SIRADAĞLAR VE VADİLER DE VAR.”
Tim Laman / National Geographic Görsel Koleksiyonu
(Adriana Moreno)
ÇİFT PİRAMİT: İNSANLAR İÇİN SAĞLIKLI ,
GEZEGEN İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA (Haziran 2010)
Daha sık yenmesi önerilen gıdalar daha düşük çevresel etki bırakıyor. Bunun tam tersine, daha az sıklıkta yenmesi
önerilen gıdaların ise çevre üzerindeki etkisi daha fazla oluyor.
AKDENİZ YÖNTEMİNİN MÜKEMMELLİĞİ (Kasım 2010)
Akdeniz havzasında yemek demek, birisiyle beraber yemek yemek demektir. Ekmeği veya yiyeceği paylaşmak, bir
birliğin, bağların ve ilişkilerin kurulması ve kutsanması anlamına gelir.
10
İNSANLARIN ESENLİĞİNİN ÖLÇÜMÜ: BCFN ENDEKSİ (Kasım 2010)
Bireylerin genel anlamda esenliği, benimsedikleri beslenme modeli ve yaşam tarzıyla - her şeyden önce bu
aktörlerin insan sağlığı ve çevresel sürdürülebilirlik üzerindeki yan etkileri nedeniyle - büyük ölçüde bağlantılıdır.
GDO’LU TARIM SÜRDÜRÜLEBİLİR MİDİR? (Aralık 2010)
Bilimsel araştırmalar, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) içeren gıdaların tüketilmesinin, en azından
kısa vadede, insan sağlığı üzerinde ciddi etkilerine ilişkin herhangi bir kanıt ortaya koymuyor. Uzun vadede
ise, olumsuz etki korkusuna yol açacak bir şey görünmemekle birlikte, bunu kesin olarak doğrulayabilecek
hiçbir araştırma da mevcut değil.
11
2011
KONULARI
Analiz faaliyetlerinin
devamı ve yeni
araştırma alanları
U
luslararası kamuoyunun dikkatine
öncelikle en acil konuları getirme
hedefimiz doğrultusunda, her yıl
çözümlediğimiz ve araştırdığımız temaların
seçiminde iki unsuru göz önüne almaktayız.
Bir taraftan, içinde yaşadığımız toplumsal
ve ekonomik tabloyu değerlendirir ve bunun
sonucu olarak, bu bağlamın bize sunduğu önceliklere bakarız. Diğer taraftan ise tercihlerimize
dünyanın uluslararası ölçekli takvimi, yani
Avrupa, Asya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin
siyasi ve toplumsal gündemindeki olaylar yön
verir.
Bu değerlendirmeler ışığında, Barilla Gıda ve
Beslenme Merkezi BCFN 2011 boyunca aşağıda
özetlenen konuları ele almıştır:
Sisse Brimberg / National Geographic Görsel Koleksiyonu
Gıda, uzun ömür ve esenlik
12
1960 ile 2006 arasında, Avrupa’da ortalama
yaşam beklentisi sekiz yıl arttı.
“DOĞRUSU, YİYECEĞE KAYITSIZ KALAN
HİÇBİR İNSANA GÜVENİLEMEZ.”
(Manuel Vázquez Montalbán)
Giderek yaşlanan bir nüfusun sağlıklı yaşamasını
sağlamada beslenme biçiminin rolü nedir?
Yaşlanan nüfus bağlamında bu konu kritik önem
taşımaktadır. Sadece toplumsal düzeyde değil,
aynı zamanda sağlık hizmetlerinin ekonomik
sürdürülebilirliği gibi sorunlarla yüzleşmek
zorunda kalan siyasi/kurumsal yönetimler
açısından da bu soru cevap beklemektedir.
13
Tarım sektörünün geleceği
“GIDA GÜVENLİĞİ, SADECE YETERLİ GIDAYA
DEĞİL, AYNI ZAMANDA KÜLTÜREL AÇIDAN
UYGUN GIDAYA DA ERİŞEBİLMEK DEMEKTİR.”
(Vandana Shiva)
Küresel gıda ihtiyacını karşılamak için, önümüzdeki yıllarda ekilebilir arazilerin 120 milyon
hektar kadar artması gerekmektedir. Aynı zamanda, biyoyakıt üretiminde gelecek on yıl içinde
yaklaşık %90’lık bir artış da tahmin edilmektedir.
Tarım sektörünün gelecek yıllarda neleri, hangi
miktarlarda üreteceğini etkileyen başlıca faktörler
nelerdir? Tüketici talebi ne ölçüde ve hangi yönde
değişim gösterecektir? Bu soruların cevapları,
gelecekte
tarımsal
sürdürülebilirliği
ve
yaşamın devamını hangi üretim ve tüketim
modellerinin güvenceye alabileceğini anlama
yönünde atılmış bir adım olarak görülebilir.
Beslenme/Çevre Etkisi:
Çift Piramit
Rebecca Hale / National Geographic Görsel Koleksiyonu
Akdeniz tipi beslenme tarzının giderek daha çok
benimsenmesi, mide kanserine yakalanma riskinde %33’lük bir azalmayla ilişkilendirilmektedir.
14
Gıda tercihlerimizin çevre üzerindeki etkisi nedir?
Çift Piramit’in yayınlanmış ilk baskısını daha
da geliştirmekteyiz; bir yandan gıdaların çevresel etkilerine yönelik veritabanını güncelleyerek
kapsamını genişletirken diğer yandan gıdaların
üretiminden tüketimine uzanan zincirdeki belirli
aşamaları daha derinlemesine incelemekteyiz.
Gıda/çevre eğitiminde bütünleşik, somut ve etkin
stratejiler ortaya koymak, bu çalışmaların amacını
oluşturmaktadır.
15
Tarımsal Sürdürülebilirlik
ve GDO
“GAYRİSAFİ MİLLİ HÂSILA, ÇOCUKLARIMIZIN
SAĞLIĞINI HESABA KATMIYOR.
ŞİİRLERİMİZİN GÜZELLİĞİNİ UMURSAMIYOR,
KAMU GÖREVLİLERİMİZİN DÜRÜSTLÜĞÜYLE
İLGİLENMİYOR. KISACA, HAYATI DEĞERLI
KILANLAR HARİÇ HER ŞEYİ ÖLÇÜYOR.”
(Robert Kennedy)
2009’da 134 milyon hektarlık, yani 1996’ya oranla 80 kat fazla alanda genetiği değiştirilmiş bitki
ekildi. Bu da genetiği değiştirilmiş ürün yetiştirilen
alanların son 14 yılda küresel ölçekte yıllık
%39.9’lık bir hızla arttığı anlamına gelmektedir.
GDO’ların Kuzey Amerika, Brezilya ve Arjantin’de
benimsenen ekonomik tarımsal modellerdeki
rolü nedir? Hindistan ve Çin gibi ülkeler, genetiği
değiştirilmiş ürünlere geçmenin getirdiği riskler
ve fırsatları nasıl değerlendiriyor? Bu sorulara bir
cevap bulabilmek için, çalışmanın ilk versiyonunda
yer alan analizi, GDO’ların bu coğrafi bölgelerdeki
rolünü araştırmak suretiyle tamamlayacağız.
Bireylerin esenliğinin ölçülmesi
Abraham Nowitz / National Geographic Görsel Koleksiyonu
İskandinav ülkelerinin sosyoekonomik modeli,
eğitim, refah, aile, toplumsal çevre, demokrasi ve
bireysel özgürlükler boyutlarını en dengeli biçimde
bütünleştirmektedir. Buna karşın, Yunanistan, İtalya
ve İspanya gibi Akdeniz ülkeleri ulusal esenliklerinin bu noktalarında güçlükler yaşamaktadır.
16
Hayatımızı etkileyen hangi faktörler, esenliğimiz
üzerinde en fazla etkiye sahiptir? 2010 yılından
bugüne kadar elde ettiğimiz bulgular ışığında,
beslenme sorunlarını toplumsal esenlik, sağlık ve
çevre etkileri açısından araştıracağız.
17
2
009 yılında üretilen ve özellikle aciliyeti
devam eden temalar içeren bir dizi bilimsel çalışmayı da 2011’in ilk aylarında
güncelledik.
Su yönetimi ve kullanımı
Gezegenimizde yaklaşık 1.4 milyar km3 su
bulunmaktadır ancak, bunun sadece %2.5 kadarı
içilebilir niteliktedir. Bu miktarın büyük bölümü
kullanım güçlüğü arz etmektedir ve aslında,
sadece 45,000 km3 su (toplamın %0.003’üne eşit)
teorik olarak kullanılabilir durumdadır.
Ancak, bunun da sadece 9,000 - 14,000 km3’ünün
(toplamın %0.001’ine eşit) insanların kullanımına
uygun olduğu tahmin edilmektedir.
Yaşam tarzları, yeme
alışkanlıkları ve sağlık
Kan basıncını sadece 2 puan düşürmek, kalp
hastalıklarından ölme riskini %7 ve inme riskini
%10 azaltmaktadır. Sadece 4-5 kilo vermek, şeker
hastalığının görülme sıklığını üçte iki oranında
azaltırken, aynı zamanda genel esenliği de
yükseltmektedir.
James P. Blair / National Geographic Görsel Koleksiyonu
İklim değişikliği, tarım ve gıda
kaynakları
18
“TEK BAŞINA YEMEK YEDİĞİMİZDE TUHAF,
BAZEN DE ACINASI BİR YALNIZLIK HİSSİNE
KAPILIRIZ. BUNUN TERSİNE, YİYECEK VE
İÇECEĞİMİZİ PAYLAŞTIĞIMIZDA İSE
SOSYOKÜLTÜREL YAPIMIZIN ÖZÜNÜ
YAKALARIZ.” (George Steiner)
Bir yanda tarımsal faaliyet her yıl dünyada
üretilen sera gazlarının %33’ünden sorumludur.
Diğer yanda ise iklim değişikliği, tüm dünyadaki tarımsal üretimde, giderek artan oranlarda,
yıllık 190 milyar dolar tutarında azalmaya neden
olacaktır. Bu azalma İtalya’ya neredeyse 2.4
milyar dolarlık kayıp riski olarak yansımaktadır.
Gıda güvenliği
2008 yılında, temel tarımsal emtia fiyatları,
2007’ye göre %40 ve 2006’ya göre ise %76
oranında yükselmiştir. Kakao %520, şeker
%110’dan fazla, buğday %55’ten fazla, soya
fasulyesi %36’dan fazla ve yulaf %20’den fazla
fiyat artışı görmüştür.
19
“İNSAN KENDİNİ NE KADAR TANIRSA,
O KADAR İLERLER.” (Mahatma Gandhi)
ULUSLARARASI GIDA
VE BESLENME FORUMU
Uluslararası açık tartışma etkinliği
20
U
luslararası Gıda ve Beslenme Forumu, tüm
dünyadan önde gelen uzman ve kanaat
önderlerine tanışma, gıda ve beslenmeye
ilişkin sorunları görüşme fırsatı sağlamanın yanı sıra,
tartışmaların kamuoyu ve gelecek nesiller nezdinde
kapsamını genişletmek üzere oluşturulan uluslararası
düzeyde bir yıllık etkinliktir. Bu kapsamda, sadece söz
konusu temaların karmaşıklığına dikkat çekilmemekte,
aynı zamanda bunların farklı disiplinleri bir araya getiren
niteliği de vurgulanmaktadır. BCFN’in ilk iki yıllık faaliyetleri de bu etkinlikle paralel ilerlemektedir. Forum’un
amacı, gıda ve beslenme alanlarında zaman içinde
giderek küresel düzeyde referans gösterilen bir etkinlik
konumuna gelmektir. Bu nedenle, önde gelen uzmanların
katılımını temin ederek dünyanın en gelişkin fikirleri ve
uzmanlık birikimini uluslararası bir kitleye erişilebilir
kılmak da etkinliğin hedefleri arasında yer almaktadır.
2009 yılında Roma’da düzenlenen ilk Forum’un
ardından, ikinci etkinlik 2010’da Milano’daki
Università Bocconi’de gerçekleştirilmiştir. İki gün
süren konferans, 70 uzman ve 1,200 katılımcının yanı
sıra, oturumların canlı yayınını internet üzerinden
izleyen 10,000 kişiyi bir araya getirmiştir. İncelenen
konular, yıl içinde BCFN’nin izlediği çizgiyle örtüşmektedir. Üçüncü Forum, 30 Kasım ile 1 Aralık, 2011 tarihlerinde, bir kez daha Milano’daki Università Bocconi’de
düzenlenecektir.
İnternet’te, www.barillacfn.com adresinde tüm
oturumların tutanakları, çeşitli temalara ilişkin ek bilgiler ve etkinlik videolarıyla birlikte referans makaleler
ve ilk iki yıllık faaliyeti boyunca BCFN tarafından
hazırlanan tüm materyalin yer aldığı, Forum’a
yönelik özel bir bölüm çevrimiçi erişime açıktır.
21
Sisse Brimberg ve Cotton Coulson, Keenpress / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“BESLENME TARZININ KÖKLERİ, SADECE
KARMAŞIK KÜLTÜREL DEĞERLERE
UZANMAKLA KALMAZ, AYNI ZAMANDA
AİLELERİMİZİN ALIŞKANLIKLARINA VE
ONLARDAN BİZE GEÇEN DUYGUSAL
AKTARIMLARA KADAR DA YAYILIR.”
(Nella Livings)
2010
2
ETKİNLİKLERİ
Tartışma fırsatları
22
010
yılında,
hedef
kitlemizi
genişletmeye ve faaliyetlerimizle
oluşan materyal birikimimizi mümkün olan en yüksek sayıda insanın erişimine
açmaya karar verdik. Bu amaçla bilimsel
yayınlarımızı sunmakta ve kamuoyunda
tartışma olanakları oluşturmaktayız.
Kamuoyu, bunlara çok olumlu tepkiler vermiş, sektörel uzmanlarla yüz yüze
gelinebilen ortamlara aktif olarak katılmış ve
bizleri yeni fikirler ve araştırmalar için teşvik
etmiştir.
ÇOCUKLARIN BESLENME
BİÇİMİ, YAŞAM TARZI VE
SAĞLIĞI – YARININ
NESİLLERİ İÇİN BUGÜN
AŞILMASI GEREKEN
GÜÇLÜKLER (Roma, 4 Mayıs)
Dünyada okul çağındaki 155 milyon çocuk, yani her
on çocuktan biri, obez veya fazla kiloludur. İtalya’da
genel olarak, altı ile on bir yaş aralığındaki bir
milyondan fazla çocuğun, yani her üç çocuktan birinin
obezite ve kilo sorunu olduğu tahmin edilmektedir. Eş zamanlı olarak, gelişmekte olan ülkelerde beş
yaşından küçük çocuklarda kaydedilen 9.7 milyon ölümün %53’ünün nedeni, beslenme yetersizli-
ğidir. İtalya’daki ve uluslararası düzeydeki kurumların, iş dünyasının, toplumun ve sağlık sektörünün
temsilcileri mevcut durum ile birlikte ortak stratejileri,
inisiyatifleri ve deneyimleri görüşmek üzere toplanmışlardır. Katılımcılar arasında şu isimler öne çıkmaktadır:
Claudio Maffeis, Università degli Studi di Verona;
Daniela Galcone, İtalya Sağlık Bakanlığı; Riccardo
Garosci, İtalya Eğitim Bakanlığı; Lorenzo Terzi,
Avrupa Komisyonu; Pietro Vignali, Parma Şehri
Belediye Başkanı; Suzanne Heinen, ABD’nin
Birleşmiş
Milletler
Nezdindeki
Büyükelçisi;
Roberto Salvan, UNICEF İtalya; Roberto Ciati,
Barilla; Maurizio Zucchi, COOP Italia; Antonio
Affinita, MOIGE – Movimento Italiano Genitori (İtalyan Ebeveynler Derneği); ve Rino Agostiniani, Società
Italiana di Pediatria (İtalyan Pediyatri Derneği).
23
Justin Guariglia / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“MASAYA YEMEK İÇİN DEĞİL, BERABER
YEMEK İÇİN OTURURUZ.” (Plutarkhos)
KAYNAKLARIN KITLIĞI
VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ –
MÜDAHALE İÇİN
ÖNCELİKLER (Milano, 17 Mayıs)
Önümüzdeki 20-30 sene içinde, dünya nüfusu 7
milyardan 9 milyara çıkacak, Kuzey ve Güney arasındaki toplumsal ve ekonomik uçurum daha da derinleşecek ve yeni, geniş ölçekli ekonomiler, satınalma
güçlerinin ve yaşam kalitelerinin hızla yükseldiğine tanık olacaklar. Eş zamanlı olarak, iklim değişikliği arazi verimliliğini değiştirecek ve bunun bir sonucu olarak dünya gıda üretimi olumsuz yönde etkilenecektir.
Bu
senaryoda,
gelecekteki
jeopolitik
güç
24
dengesi nasıl şekillenecek? Beklentiler nelerdir? Ve
müdahale için öncelikler nelerdir? Bu konular, şu
isimler tarafından tartışılmıştır: Guido Barilla; Riccardo
Valentini, WWF İtalya; Andrea Boltho, Oxford Üniversitesi; ve Sergio Romano, Corriere della Sera gazetesi. Etkinlik, Corriere della Sera Vakfı ile ortaklaşa
düzenlenmiştir.
GIDA VE ÇEVRE: SİZİN İÇİN
İYİ OLAN, GEZEGEN İÇİN DE
İYİDİR (Milano, 29 Haziran)
Nasıl hem doğru beslenebiliriz hem de tükettiklerimizin
çevre üzerindeki etkisini azaltabiliriz? Gıda / çevre odaklı
Çift Piramit, bu soruya cevap bulmak için oluşturulmuş;
böylece, beslenme dengesiyle çevreyi koruma ve
gözetme işlevleri tek modelde bir araya getirilmiştir.
Örneğin, bu modele göre, Kuzey Amerika beslenme
tarzını izleyen bir birey her gün 26.8 m2’lik bir ekolojik ayak izi bırakmakta ve atmosfere yaklaşık 5.4 kg
CO2 salınımında bulunmaktadır. Öte yandan, Akdeniz
tipi beslenme tarzını benimseyen bir bireyin günlük
ekolojik ayak izi 12.3 m2 olmakta ve bu kişi atmosfere
yaklaşık 2.2 kg CO2 bırakmaktadır. Bu sorunun ele
alındığı tartışmaya şu isimler katılmışlardır: Gianfranco
Bologna, WWF İtalya; Andrea Boltho, Oxford
Üniversitesi; Barbara Buchner, İklim Politikası
İnisiyatifi, Venedik; Corrado Clini, İtalya Çevre, Toprak
ve Deniz Bakanı; Camillo Ricordi, Miami Üniversitesi;
Jeremy Rifkin, Washington D.C., ABD merkezli
Ekonomik Trendler Vakfı; Mathis Wackernagel, Global
Footprint Network; ve Paolo Barilla. Tartışmanın sonunda “Sürdürülebilir Gıda Manifestosu” yayınlanmıştır.
Manifestonun amacı, hem kendi geleceğimiz hem
de gezegenimizin geleceği için yeni bir sağlıklı
yaşam tarzını teşvik etmek ve insanların, tercih
ettikleri gıdalardan başlayarak, bu değişimde aktif rol
üstlenmesi için çağrıda bulunmaktır. Ayrıca, BCFN’in
misyonunu ve özellikle gıda/çevre odaklı Çift Piramit
temasını sunmak ve bunların ayrıntılarını paylaşabilmek
üzere, gerek İtalya gerekse Avrupa düzeyinde kamu
temsilcileriyle iki ayrı tanışma toplantısı da
düzenlenmiştir.
25
Michael Poliza / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“YERYÜZÜ, TÜM İNSANLIĞIN GIDA
KAYNAĞIDIR.” (John Dewey)
GIDA VE SAĞLIK
(Roma, Mart, Cumhuriyet Senatosu)
Hastalıkları önlemede gıdadan bir araç olarak
yararlanmak ve aynı anda çevreye saygı duymak ve
korumak: bu iki tema BCFN ve Osservatorio Sanità e
Salute tarafından desteklenen ve İtalya Senatosu’nda
düzenlenen toplantıda sunulmuştur.
Toplantının katılımcıları: Guido Barilla; Andrea Poli, NFI - İtalya Beslenme Vakfı Direktörü; ve hükümet temsilcileri: Romano Marabelli,
Veterinerlik Hizmetleri, Beslenme ve Gıda Güvenliği
Daire
Başkanı;
Senatör
Antonio
Tomassini,
Senato Sağlık ve Hijyen Komisyonu Başkanı; Livia
Turco, Demokratik Parti (DP) Temsilciler Meclisi
26
Sosyal İşler Komisyonu Koordinatörü; Senatör Paolo Scarpa Bonazza Buora, Senato Tarım Komisyonu
Başkanı; Paolo Russo, Temsilciler Meclisi Tarım
Komisyonu Başkanı; Senatör Emanuela Baio,
Senato Finans Komisyonu Üyesi; ve Massimo
Polledri, Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu Üyesi.
SAĞLIKLI GIDA, SAĞLIKLI
GEZEGEN
(Brüksel, 2 Ekim, Avrupa Parlamentosu)
Sadece bireysel esenlik için değil, aynı zamanda
gezegenimizin de sağlığı için sağlıklı ve dengeli bir
biçimde beslenmek: bu tartışmanın merkezinde,
gıdaların hem beslenme değerleri hem de çevreye
yönelik etkilerine göre sınıflandırılmasına olanak
tanıyan, gıda/çevre odaklı yeni Çift Piramit modeli yer
almıştır. BCFN Danışma Kurulu üyeleri Guido Barilla,
Barbara Buchner, Mario Monti ve Gabriele Ricardi’ye
bu toplantıda çok sayıda Avrupa ülkesinin hükümet
temsilcileri eşlik etmişlerdir: Paolo De Castro, Avrupa
Parlamentosu Üyesi ve Tarım ve Kırsal Gelişme
Komisyonu Başkanı; Paola Testori Coggi, Avrupa
Komisyonu, Sağlık ve Tüketici İşlerinden Sorumlu
Genel Müdür; Christel Schaldemose ve Maircad
McGuinness, Avrupa Parlamentosu üyeleri; Karl
Falkenberg, Avrupa Komisyonu, Çevreden Sorumlu
Genel Müdür; Mark Driscoll, WWF İngiltere, “One
Planet Food” programı yöneticisi; ve Antonio Tajani,
Avrupa Komisyonu, Sanayi ve Girişimcilik Komiseri.
27
Winfield Parks / National Geographic Görsel Koleksiyonu
“ÖNEMLİ OLAN, SORGULAMADAN
VAZGEÇMEMEKTİR.” (Albert Einstein)
DANIŞMA
KURULU
Bütünü tamamlayan
uzmanlık alanları ve
görüşler
28
Danışma Kurulu, BCFN tarafından araştırılan tema
ve analizleri öneren ve geliştiren kurumsal organdır.
Merkez’in multidisipliner yaklaşımına uygun olarak,
Kurul farklı ancak birbirini tamamlayıcı nitelikteki
sektörlerden bilim insanları ve uzmanlardan oluşmaktadır.
Ek olarak, en ileri düzeyde uzmanlığa ve yetkinliğe
sahip profesyonellerin katkı sağlayabilmesini temin
etmek şeklinde özetlenebilecek misyonu doğrultusunda,
farklı araştırma kurumları ve üniversitelerden gelen
harici uzmanlardan da Merkez’in yüksek düzeyde, belirli
hedeflere yönelik çalışmalarında yararlanılmaktadır.
Danışma
Kurulu
şu
üyelerden
oluşmaktadır:
Barbara Buchner, enerji konularında uzman, İklim
Politikaları İnisiyatifi Direktörü, Venedik; Claude
Fischler, sosyolog ve Fransız Ulusal Araştırma
Kurumu CNRS’nin Araştırma Direktörü; Mario
Monti, ekonomist ve Milano’daki Università
Bocconi’nin Başkanı; Gabriele Riccardi, tıp doktoru ve
beslenme uzmanı, Napoli’deki Università degli Studi
di Napoli Federico II’de İnsan Beslenmesi akademik
programının Direktörü; Camillo Ricordi, cerrah ve
bilim adamı, Miami Üniversitesi’nde Cerrahi, Tıp,
Biyomedikal Mühendislik, Mikrobiyoloji ve İmmünoloji
alanlarında Profesör; ve Umberto Veronesi, tıp doktoru
ve bilim adamı, Milano’daki Avrupa Onkoloji Enstitüsü
Direktörü ve 2008’den bu yana İtalya Cumhuriyeti
Senatörü. Materyallerin geliştirilmesinde ve bilimsel yayınlarda işbirliği yapan çok sayıda uzman
arasında, şu isimlerin katkılarını özellikle belirtmek
isteriz: Claudio Maffeis, çocuk hastalıkları doktoru ve
Università di Verona’da Profesör; Nancy Harmon Jenkins,
yazar, gazeteci ve tarihçi; Franco Cassano, sosyolog ve
Università degli Studi di Bari’de Profesör; ve esenlik
endeksi alanında 2011 yılındaki işbirliğini sürdürecek
olan Jean-Paul Fitoussi, ekonomist. Danışma Kurulu
üyelerinin daha ayrıntılı özgeçmişlerine erişmek için,
www.barillacfn.com adresinde kendilerine ayrılan
bölümü ziyaret edebilirsiniz.
29
İnsan, çevre, bilim, ekonomi: gıdaya ilişkin konularda
Barbara Buchner
“Tarım,
yıllık sera gazı salınımlarının %30 ile %45 arasında bir
oranının sorumlusudur. 1994 ile 2004 arasındaki dönemde bu salınımlar %25’ten fazla oranda artmıştır. Öte yandan beslenme biçimi, dünyadaki her bireyin çevre üzerinde bıraktığı etkinin %25’inden sorumludur.
”
Claude Fischler
“Dünyanın farklı bölgelerinde, “iyi yemek” kavramının tanımı bile tamamen
farklı bakış açılarıyla yorumlanabiliyor. Amerikan nüfusu açısından bu kavram
“kilo almadan sağlıklı yemek” anlamına geliyor. İtalyanlar içinse “iyi balık yiyip
iyi şarap içmek” veya bir masada düzgünce oturarak gazete okumadan ve telefonda konuşmadan “hakkını vererek yemek” anlamlarını taşıyor.
”
Mario Monti
“
Küresel gıda sistemini etkileyen zorlukların derecesi, yetersiz beslenme
nedeniyle açlık ve ölüm riski altında yaşayan insan sayısının yaklaşık bir
milyar düzeyinde olmasından anlaşılabilir. Bu istatistiğin diğer kefesinde ise,
dünya gıda sisteminin, kişi başına günlük 2,800 kalori düşmek üzere, tüm
dünya nüfusunu sağlıklı bir biçimde doyurabilecek miktardan daha fazla
üretim potansiyeli olduğu gibi somut bir veri yer almaktadır. Bu karşıtlık
üzerinden bakıldığında, ciddi dengesizlikler bugünkü durumun en belirgin özelliğidir.
”
farklı disiplinleri bir araya getiren bir yaklaşım
Gabriele Riccardi
“İtalya
özelinde en ürkütücü istatistik, çocuk obezitesidir. Çocukluk yaşlarındaki kilo sorunları ve obezite – ABD’deki oranlara çok
yakın olup, her üç çocuktan birini etkilemektedir. Ve İtalya’daki bu sorun,
yıllar içinde, belki de ABD’deki durumdan daha da kritik hale gelecektir.
Sorun korkutucu boyuttadır çünkü, bugünün obez çocuğu, yarının aşırı kilo,
diyabet ve yüksek tansiyon sorunlarıyla boğuşan yetişkin bireyi olacaktır.
”
Camillo Ricordi
“Akdeniz
tipi beslenme tarzının ayrılmaz bir parçası niteliğindeki
kompleks karbonhidratlar bakımından zengin gıdaların, aynı zamanda, insan
sağlığına yararlı etkileri vardır. Ek olarak, tam tahıllı gıdalar, baklagiller,
sebze ve meyveler de önerilmektedir çünkü, bu gıdalar diyabet ve kalp - damar
hastalıklarını önlemeye katkı potansiyeli taşımaktadır. Sebze lifleri içeren bu
gıdaların birçoğu, diyabetik hastaların glisemi kontrolünü daha iyi duruma
getirebilmelerine ve kalp damar hastalığı riskini azaltmaya katkıda bulunmaktadır.
”
Umberto Veronesi
“
Dünyanın dört bir yanındaki laboratuvarlar halen tarımsal verimi artırma ve
daha yüksek nitelikli ürünler elde etme amaçlı deneyler sürdürmektedirler. Bu
açıdan bakıldığında, gen aktarımı tekniklerinin kullanılması artık bir seçenek
olmaktan çıkmış ve bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu sadece bir nicelik
meselesi değil, aynı zamanda zenginleştirilmiş beslenme değeri temin
edebilen gıdalar yaratma ihtimalini de barındıran bir nitelik meselesidir.
Bu (çoğu insanın düşündüğü gibi), belirli bir yöne doğru yola koyulmadan önce
izin başvurusu olmaktan çıkmıştır. Yola çoktan çıkılmıştır ve ne yapmamız gerektiğini ve tercihlerimizi belirli yönlerden yana kullandığımızda bunların sonuçlarının neler olacağını bilmekteyiz.
”
Tüm görüşler, 30 Kasım – 1 Aralık 2010 tarihlerinde Milano’daki Università Bocconi’de düzenlenen İkinci Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu’ndan alıntılanmıştır.
30
31
James P. Blair / National Geographic Görsel Koleksiyonu
GIDA VE BESLENME TEMALI DAHA FAZLA
BİLGİ, VİDEO RÖPORTAJLARI VE MAKALELERİN
YANI SIRA BCFN’YE İLİŞKİN İÇERİK,
ANALİZ VE ARAŞTIRMALAR İÇİN
WWW.BARILLACFN.COM
ADRESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ.
32
35
www.barillacfn.com
Fotoğraflar:
Barilla Gıda ve Beslenme Merkezi Via Mantova, 166 - 43122 Parma, İtalya | [email protected]