İşkoliklik ile İş Yaşam Dengesi Arasındaki İlişkide Kişilik

Transkript

İşkoliklik ile İş Yaşam Dengesi Arasındaki İlişkide Kişilik
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
İŞKOLİKLİK İLE İŞ YAŞAM DENGESİ ARASINDAKİ
İLİŞKİDE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİN ARACILIK ROLÜ
ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Işıl PEKDEMİR*
Merve KOÇOĞLU**
THE RELATIONSHIP BETWEEN WORKAHOLIC AND
WORK LIFE BALANCE: A STUDY ON THE MEDIATING
ROLE OF PERSONALITY
Öz
Bu çalışma, işkoliklik ile iş yaşam dengesi boyutlarından iş-yaşam ve yaşam-iş
dengesi arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkide kişilik özelliklerinin aracılık rolünü,
diğer taraftan demografik özellikler açısından kişilerin iş-yaşam/yaşam iş
dengesi ve işkoliklik düzeylerindeki farklılıkları araştırmayı amaçlamaktır.
Çalışma Rize Kültür ve Sosyal Dayanışma Vakfı ile ilgisi olan, İstanbul’da
yaşayan ve çalışma hayatı olan 370 Rizelinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir.
Katılımcıların kişilik özellikleri araştırmacılar tarafından geliştirilen bir ölçek ile
ölçümlenmiştir. Sözü geçen ölçek 5 faktörlü yapıdadır ve bu faktörler işe
girişkenlik, insancıllık, canı tezlik, sıcakkanlılık ve dışa dönüklüktür. Araştırma
sonuçları, işkoliklik ile iş-yaşam ve yaşam-iş dengesi arasında ilişki olduğunu ve
bu ilişkide kişilik özelliklerinin aracılık rolü üstlenmediğini ortaya koymuştur.
Bunun yanında, katılımcıların cinsiyet ve yaş açısından yaşam-iş dengelerinde ve
medeni durum açısından işkoliklik düzeylerinde farklılıkların olduğu tespit
edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İşkoliklik, İş-Yaşam/Yaşam-İş Dengesi ve Kişilik
Özellikleri
Abstract
The study aims to examine the relationship between the workaholic and the
work-life balance and its dimensions, which are work-life and life-work balance
and the mediating role of personality in this relationship. Also a survey was
conducted to explore the differences in the individuals’ work-life/life-work
balances and the levels of workaholic regarding demographic characteristics. The
sample for this study was 370 people who are fellows of the Rize Culture and
Social Collaboration Foundation; those who live currently in Istanbul are the
Prof. Dr. Işıl Pekdemir, İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi, e-posta:
[email protected]
**
Dr. Merve Koçoğlu, e-posta: [email protected]
*
309
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
Rize decendents. The personality of the participants was measured with a scale
that has been developed by the researchers. The scale has five different
dimensions: work initiative, humanism, impatience, friendly, and extraversive.
The results show that there is a relationship between being a workaholic and the
work-life and life-work balance. However, personality does not have a mediating
effect on this relationship. Additionally, there are significant differences in the
life-work balance regarding gender groups and age groups. Workaholic levels
differ significantly in marital status.
Key Words: Workaholic, Work- Life / Life -Work Balance, Personality.
1. Giriş
Hayatın devamlılığını sağlayabilmeleri için kişiler çalışmak zorundadır.
Çalışma saatleri yasalar ile belirlenmiş olmasına rağmen, kişiler çalışma
saatlerinin dışına çıkarak zamanlarının büyük bir kısmını çalışarak
geçirmek zorunda kalmaktadır. Yaşamı sürdürebilmek için bu denli
öneme sahip olan çalışmanın gereğinden fazla önemsenmesi ve belirlenen
sürelerin dışına çıkılması işkoliklik ile sonuçlanabilmektedir. İşkolik
kişiler, örgüt amaçlarına ya da ekonomik standartlara ulaşmak veya
çalışma isteği içlerinden geldiği için iş arkadaşlarından daha fazla çalışan
kişilerdir. Bu durum, kişilerde zaman içerisinde başta fiziksel ve ruhsal
rahatsızlıklara ve örgüt içinde bazı sorunlara sebep olabileceği gibi
kişilerin gerek iş-yaşam gerekse yaşam-iş dengelerinin bozulmasına da
neden olabilmektedir. Kişilerin günlük yaşamlarındaki rolleri, beklentileri
ve istekleri ile çalışma hayatlarındaki rolleri, beklentileri ve isteklerinin
çatışması iş yaşam dengesini bozabilmektedir. Diğer taraftan kişilerin
sahip olduğu kişilik özellikleri de kişilerin hayata bakış açılarını, yaşam
tarzlarını etkileyebilmekte ve kişilerin gerek işkolik olmalarına gerekse iş
yaşam dengesizliği yaşamalarına sebep olabilmektedir. Örneğin hırslı,
çalışkan, gözü kara, girişimci, tez canlı, heyecanlı, özgüveni yüksek ve
işe yönelik kişilerin işkolik olmaları beklenebilir. Daha sosyal, dışa
dönük kişilerin işkoliklik düzeyleri daha düşük olabilir, bu kişilerin işyaşam dengelerinin de daha iyi olabileceği düşünülebilir. Literatür
kısmında belirtildiği gibi, kişilik özelliklerinden dolayı çalışanların
işkolik olabileceğine, yine kişilik özelliklerinin iş yaşam dengesini
etkileyebileceğine yönelik çalışmalar mevcuttur. Diğer taraftan, işkoliklik
düzeyi yüksek olan kişilerin iş yaşam dengelerinin bozulabileceğini
çalışmalar otaya koymuştur. Bu çalışmada, söz konusu çalışmalardan
hareketle, işkoliklik ile iş yaşam dengesi arasındaki ilişkide kişilik
özelliklerinin aracılık rolü araştırılmıştır.
310
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
2.İşkoliklik
Çalışmak insanlar için önemlidir. Bu önem gereğinden fazla önemsenirse
işkoliklik gibi olumsuz bir çıktı ile sonuçlanabilmektedir. Örgüt çıkarları
açısından bakıldığında işkoliklik olumlu bir çıktı olarak görülmesine
rağmen doğası gereği işkoliklik olumsuz bir çıktı olarak ele alınmaktadır
(Libona, vd., 2010:143).
İşkolikliğin tanımı, Oates tarafından 1971 yılında “Confession of a
Workaholic” adlı kitabında “kontrol edilemeyen ya da zorunluluk olarak
hissedilen aralıksız çalışma isteği” olarak tanımlanmıştır. (Broeck, vd.,
2011:602; Libona, vd., 2010:143). İşkoliklik, çalışanın işine fazlasıyla
bağlı olma ve zamanın çoğunu işi ile geçirme (Spence, Robbins, 1992:
161), çok çalışma, çalışma takıntısına sahip olma ve çalışmayı zorunluluk
olarak görme eğilimidir (Beek, vd., 2012:31). İşkoliklik aynı zamanda,
zaman ve mekan ayrımı yapılmaksızın her koşul ve şartta çalışılmasıdır.
İşkoliklik, uzun saatler boyunca çalışma ve kişinin çalışmayı zorunlu
olarak görmesidir (Broeck, vd., 2011:601-602). Kısaca, işkoliklik kişinin
kendini iş yapmaktan alıkoyamamasıdır (Müller, Schotter, 2010:717).
İşkolik kişiler işlerinin süreklilik arz ettiğini düşünürler ve içlerinden
gelen fakat kontrol edemedikleri fazlasıyla çalışma istekleri vardır. Bu
nedenle, işkolik kişiler sürekli olarak kendilerine çalışma ortamı
oluştururlar (Beek, vd., 2012:31; Libona, vd., 2010:143).
Görüldüğü gibi, işkoliklik çok fazla çalışmanın göstergesidir ve çalışma
saatlerinin yasal sınırları dışında çalışılmasıyla ilgili bir kavramdır.
Kişileri çok çalışmaya iten birçok neden vardır. Bu nedenler arasında,
kişinin kendi içinden gelen çalışma isteği gibi içsel faktörler olabildiği
gibi finansal sorunlar, kötü giden evlilik, örgüt kültürü, kariyerde ilerleme
baskısı gibi dışsal faktörler de olabilmektedir (Shimazu, Schaufeli,
2009:495-496). Ekonomik talep ve isteklerine ulaşmak isteği kişileri
işkolik yapabildiği gibi, proje bitiş tarihinde işi tamamlamak da bir
işkoliklik sebebi olabilmektedir (Broeck, vd., 2011:602). Kişileri
işkolikliğe iten bir diğer sebep de, örgütlerin sahip olduğu sınırlı
kaynaklar nedeniyle çalışanlarına performansları doğrultusunda sınırlı
maddi imkanlar sunabilmesidir. Bu imkanları çoğaltabilmek için kişiler
daha çok çalışmak durumunda kalabilmektedir (Müller, Schotter,
2010:718). Diğer taraftan, özellikle işkolik yöneticiler daha iyi
performans sergileyebilmesi için çalışanları daha fazla çalışmaya motive
edebilmektedir (Friedman ve Label, 2003:89). Son yıllarda, internetin ve
bilgisayar odaklı işlerin gelişmesiyle birlikte çalışanlar, artık istedikleri
yerde istedikleri zaman çalışabilmektedir. Bu değişim, çalışanları çalışma
saatlerinin dışında çalışmaya hatta daha fazla çalışmaya itebilmekte ve bu
311
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
durum çalışanların iş ve özel yaşamının sınırlarını birbiri içine
sokabilmektedir (Beek, vd., 2012:31).
İşkolikliğin, işkolik kişilere, yakınlarına ve çalıştıkları örgüte birçok
olumsuz etkisi bulunmaktadır. İşkolikliğin en belirgin sonuçlarından biri
iş stresidir (Shariat vd., 2012:151). Bunun yanında işkoliklik,
mükemmeliyetçilik, motivasyonda azalma, performansta düşme,
tükenmişlik sendromu, dikkat dağınıklığı, kişinin kendini kontrol
edememesi gibi çıktılarla sonuçlanmaktadır (Burke, 2000:1, Patel, vd.
2012:10). İşkolikliğin, örgütsel sonuçlarının yanında, fiziksel ve ruhsal
rahatsızlıklar gibi sağlık sorunları, iş yaşam dengesizliği, aile ilişkilerinde
problemler gibi sonuçları da söz konudur (Burke, 2000:1). İşkolik kişiler
çatışma eğilimi yüksek kişilerdir ve çok çalışma nedeniyle strese maruz
kaldıklarından daha sık hastalanırlar. Gerçekte, işkolikliğin en olumsuz
çıktısı çok çalışmadır (Beek, vd., 2012:31). İşkoliklik olarak
nitelendirelebilecek kadar çok çalışma, kişilerin yaşamını olumsuz yönde
etkileyebilmektedir (Broeck, vd., 2011:603).
Shimazu ve Schaufeli (2009:495) taraflarından 776 Japon çalışanla
yapılan çalışmada, Duwas işkoliklik ölçeği kullanılarak ölçülen işkoliklik
ile hastalıklar (psikolojik sıkıntılar ve fiziksel şikayetler) arasında pozitif,
iş performansı arasında negatif ve yaşam (iş ve aile) tatmini arasında yine
negatif ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Aziz ve Zickar’un (2006:52)
işkolikliğin sendromlarını belirlemeye yönelik olarak 174 beyaz yakalı
çalışanla yaptıkları bir çalışmada, işkolikliğin yaşam memnuniyetini
azalttığı ve iş yaşam dengesini bozduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Aziz vd.
(2010:627) taraflarından üniversite, hastane ve danışmanlık firmalarında
çalışan 199 kişiyle yapılan bir başka çalışmada, işkolik kişilerin önemli
ölçüde iş yaşam dengesizliği yaşadıkları tespit edilmiştir.
Diğer taraftan, işkoliklik kavramı kişilik özellikleriyle de
açıklanabilmektedir. Beek, vd.,( 2012:31)ne göre, işkolik kişilerin sosyal
yönleri zayıftır ve bu nedenle iş yaşam tatminleri de düşük
olabilmektedir. Aziz ve Tronzo (2011:269) tarafından işkolikliğin kişilik
ile ilişkisini incelemek amacıyla (Costa ve McCrea’nın geliştirdikleri 5
faktör kişilik modeli kullanılarak) hemşirelerle yapılan bir çalışmada,
kişilik boyutlarından uyumluluk, sorumluluk sahibi olma ve açıklığın
işkoliklik ile pozitif ilişkili tespit edilmiştir. Sharma ve Sharma
(2011:151) tarafından 145 akademisyenle yine 5 faktör kişilik modeli
kullanılarak yapılan bir başka çalışmada ise, kişiliğin duygusal denge ve
sorumluluk sahibi olma boyutlarının işkoliklik ile negatif ilişkili olduğu
sonucuna varılmıştır.
312
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
3.Kişilik
Kişilik, bireylerin karakteristik özelliklerinin duygu, tutum, motivasyon
ve tecrübe bakımından birbirlerinden farklılıklarını ifade etmektedir
(McGrea, John, 1992: 175). Kişilik, kişilerin duygu, düşünce ve
davranışlarındaki psikolojik farklılıkları belirleyen sadece yaşanan an,
içinde bulunulan biyolojik durum veya sosyal ortam ile açıklanamayan,
süreklilik gösteren özellikler olarak tanımlanabilmektedir (Berens, Dario,
1999:1). Bir başka ifadeyle, kişilik insan davranışlarını yönlendiren
karakteristik özelliklerdir (Feist, 2006:4).
Birçok araştırmacı tarafından yapılan çalışmada en yaygın kullanılan
kişilik modeli Paul Costa ve Robert McCrea tarafından 1985’te
geliştirilen 5 faktör kişilik modelidir. Bu beş faktör kişilik modeli,
duygusal denge, dışa dönüklük, açıklık, uyumluluk ve sorumluluk sahibi
olma boyutlarından oluşmaktadır (Costa, vd.,1986:647). McGrea’nın
Jonh (1992: 177-180) ile birlikte yaptıkları çalışmada da aynı boyutlarla
çalışılmıştır. Bu boyutlar, “duygusal denge” güvensizlik, endişe hali,
stresli ve öfkeli olma; “dışa dönüklük” sosyal, konuşkan, enerjik,
yaşamayı sevme; “açıklık”, yenilikçi, zeki, yeni tecrübelere açık olma;
“uyumluluk”, işbirlikçi, yardımsever, dürüst, adil olma; “sorumluluk
sahibi”, disiplinli, düzenli, çalışkan, azimli olma gibi kişilik özelliklerden
oluşmaktadır.
Söz konusu kişililik özelliklerinin iş hayatında etkilerini inceleyen
çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalardan biri olan Yelboğa (2006:206)
tarafından finans sektöründe çalışan 177 kişiyle yapılan çalışmada, Costa
ve McCrea’nın 5 faktör kişilik modelindeki kişilik özellikleri ile
performans arasında ilişkiler araştırılmış ve bazı kişilik özellikleri ile
performans arasında anlamlı ve pozitif ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Deniz ve Erciş (2008:303) tarafından tüketicilerin satın alma eğilimlerini
belirlemeye yönelik yaptıkları çalışmada uyumlu, sorumluluk sahibi ve
yeniliklere açık olan tüketicilerin satın alma sırasında risk algılarının
yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Surcinelli (2010:523) tarafından 274
yetişkinle depresyon ve gerginlik arasındaki ilişkide kişiliğin aracılık
rolünü incelemek amacıyla yapılan çalışmada, depresyon ve gerginliğin
belirtilerinin birbirinden farklı olduğu ve bu iki değişken arasındaki
ilişkide kişiliğin aracı değişken rolü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Godse
ve Thingujam (2010:69) tarafından 21-33 yaş aralığında 81 mühendisle
yapılan bir diğer çalışmada, 5 faktör kişilik modeli kullanılmış, algılanan
duygusal zeka ile problem çözümü arasındaki ilişkide kişiliğin aracılık
rolüne sahip olduğu belirtilmiştir. Illies ve Judge (2003:750) tarafından 5
faktör kişilik modeli kullanılarak yapılan çalışmada ise, genetik özellikler
313
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
ile iş tatmini arasındaki ilişkide kişiliğin aracılık rolüne sahip olduğu
görülmüştür. Shaffer ve Joplin (2001:15) tarafından 260 kişiyle yine 5
faktör kişilik modeli kullanarak yapılan çalışmada uyumluluk,
sorumluluk sahibi olma ve açıklık kişilik özelliklerinin iş yaşam dengesi
ile performans çıktıları arasındaki ilişkide aracılık rolünün olduğu tespit
edilmiştir.
4.İş Yaşam Dengesi
İş yaşam dengesi/çatışması kavramı temelde çatışma kavramına
dayanmaktadır. Türk Dil Kurumuna göre çatışma “aynı anda ortaya çıkan
birbirine karşıt ya da eşit derecede çekici dilek ve isteklerin bireyde
yarattığı ruhsal durumdur” (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük,
www.tdk.gov.tr, 12.12.2013) İş yaşam dengesinin, çatışma kavramı ile
ilişkisinde rol çatışması kavramı öne çıkmaktadır (Sree, Jyotbi, 2012: 35).
Rol çatışması, çalışanın birbirinin zıttı olan talep ve beklentilerle
karşılaşması durumunda ortaya çıkmaktadır (Rizzo, vd.,1970:151). Rol
çatışması, “kişinin üstlenmiş olduğu birden fazla rolle ilgili olarak iki
veya daha fazla baskı unsurunun eş zamanlı olarak ortaya çıkması ve
kişinin bu rollerden biri ile uyum içinde olmasının diğer rol ile uyum
içinde olmayı zorlaştırması şeklinde vuku bulmaktadır. Bu durumda kişi,
aynı anda iki ya da daha fazla rolü yerine getirme durumunda kalmakta
ve çeşitli sebeplerle rollerinden birisini ihmal etmektedir” (Çarıkçı,
Çelikol, 2009: 155).
İş yaşam dengesi/çatışması kavramı ilgili birçok tanım yapılmıştır. İş
yaşam dengesi, kişilerin işleri ile insan olmasından kaynaklı sosyal
yaşamının etkin yönetimidir (Chawla ve Sondhi, 2011:341). İş yaşam
dengesi, kişilerin işleri ile aile, seyehat, hobi, sanat gibi sosyal yaşam
içerisindeki aktiviteler arasındaki dengeyi özgürce sağlayabilmesidir
(Saif vd., 2011:608) Bir başka ifadeyle, iş yaşam dengesi, kişilerin iş
yaşamları ile sosyal yaşamlarını özgürce kontrol edebilmesidir (Sree,
Jyotbi, 2012:35). İş-yaşam dengesi aynı zamanda, objektif ve subjektif
olmak üzere iki farklı anlamı da içermektedir. İş ve sosyal yaşamında
memnuniyet subjektif iş yaşam dengesini ifade ederken, sağlık, kariyer ve
özel yaşamda başarı ise objektif iş yaşam dengesini ifade etmektedir
(Doğrul ve Tekeli, 2010:13). İş yaşam dengesini, Netemeyer vd.’nin
(1996:410) çalışmalarında iş-yaşam ve yaşam-iş dengesi olarak iki
yönüyle ele almışlardır. İş yaşam arasındaki denge kişilerin iş ve sosyal
yaşamlarından tatmin olmalarını sağlamaktadır. İşin sosyal, sosyal
yaşamın da işe engel olmaması anlamına gelmektedir. Sosyal yaşamdan
314
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
kast edilen aile ve arkadaşlarla ilişkiler ile kişisel gelişime yönelik
aktivitelerdir (Noor, 2011:240).
İş yaşam dengesi kavramındaki denge kavramı eşitliğe dayanmaktadır.
Bir başka ifadeyle, iki farklı kavramın talebinde eşitliğin sağlaması
anlamına gelmektedir. İş yaşam dengesi özünde, iş hayatındaki başarıyı
sosyal yaşamda eğlenme ile garanti etmektedir (Sree, Jyotbi, 2012:35). İş
hayatının talepleri ile sosyal yaşamın talepleri birbirinden çok faklıdır.
Dolayısıyla iş yaşam dengesi, kişilerin iş hayatı ile sosyal yaşamı
arasında uyumu açıklamaktadır (Marafi, 2013:174). İş yaşam dengesinin
kurulabilmesi, kişilerin işlerinden memnun ve başarılı olmaları, (Noor,
2011:241), bunun yanında özel ve sosyal yaşamlarında da mutlu olmaları
anlamına gelmektedir.
Kişilerin uzun saatlar boyunca çalışmak zorunda olmaları iş yaşam
dengesini
olumsuz
olarak
etkilemektedir.
İş
yaşam
dengesinde/çatışmasında yaşanan sorunun asıl nedeni, kişilerin işlerine
olan bağlılıklarının sosyal yaşamlarında güzel vakit geçirme isteklerini
engellemesidir (Marafi, 2013:175). İş yaşam dengesinin bozulması, iş ve
aile yaşantısı talepleri arasındaki uyumsuzluk ve çatışma halinin ortaya
çıkmasıdır (Tremblay, 2011:76). İnsanların profesyonel yaşamlarında
çatışmaya neden olan en önemli unsurların başında ailenin bir bireyi
olmaktan kaynaklı roller gelmektedir (Chawla ve Sondhi, 2011:342).
Kişiler hem iş hem de sosyal yaşamlarında tatmin olmak istemekte,
özellikle iş hayatında kendine zaman ayırma açısından esnekliğe sahip
olmayı beklemektedir. İş yaşam dengesinin sağlanabilmesinde kişilerin
gerek iş gerekse özel yaşamlarına eşit miktarda vakit ayırmaları
gerekmektedir. Dolayısıyla iş yaşam dengesinde en çok ihtiyaç duyulan
unsur zamandır ve zamanı iyi ayarlama kişilerin mutluluğuna vesile
olacak en önemli enstrümanlardan biridir (Kumar, Chakraborty, 2013:6263).
Görüldüğü gibi, kişinin yaşamının işine engel olmaması, işinin de
yaşamına engel olmaması ve kişinin bu dengeyi sağlayabilmesi önemli
bir konudur. Bu nedenle de, iş yaşam dengesi son zamanlarda farklı
kavramlar ile çok çalışılan konular arasında yer almaktadır. İşten ayrılma
niyeti, örgüt performansı, iş hayatı kalitesi, iş tatmini, örgüte bağlılık,
özellikle çalışmamızla ilgisi açısından önemli olan kişilik özellikleri ve
işkoliklik gibi kavramlar iş yaşam dengesi ile birlikte araştırılan konular
arasındadır (Noor, 2011:240).
Malekiha vd., (2012:141)’nin iki farklı örgütte çalışan 118 kadın çalışanla
yapmış oldukları çalışmada, Costa ve McCrea’nın 5 faktör kişilik
315
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
modelini kullanarak kişilik özellikleri ile iş yaşam dengesi arasındaki
ilişkiyi araştırmışlardır. Araştırma sonucuna göre, dışa dönük kişiliğe
sahip kişilerde iş yaşam dengesinde sorun yaşanmamasına rağmen,
duygusal denge problemi yaşayan kişilerde iş yaşam dengesizliği
görülmektedir. Bu sonuçlara ek olarak uyumlu olan kişilerde de az da
olsa iş yaşam dengesi sorunu yaşandığına işaret edilmektedir. Devi ve
Rani (2012:23) tarafından 300 kadın çalışanla yine 5 faktör kişilik modeli
kullanılarak yapılan bir diğer çalışmanın sonuçları açıklık, sorumluluk
sahibi olma, dışa dönüklük ve duygusal denge kişilik özellikleri ile iş
yaşam dengesi arasında ilişkinin olmadığını fakat uyumluluk kişilik
özelliği ile iş yaşam dengesi arasında pozitif ilişkinin olduğunu
göstermektedir.
İş yaşam dengesini etkileyen unsurlardan biri olan işkoliklik, Ölçer’in
(2005:137) Hatay ilinde işkolik olan ve olmayan 110 iş adamıyla
gerçekleştirdiği bir çalışmada incelenmiş ve bu çalışmada işkolik
bireylerin belirleyici özelliklerinden biri olarak, özel yaşamlarını ihmal
etmeleri görülmüştür. Bonebright (2000:469) tarafından yapılan
çalışmada ise, işkoliklerin iş yaşam çatışması yaşadıkları ve yaşam
tatminlerinin düşük olduğu sonucuna varılmıştır.
5.Araştırma Yöntem ve Sonuçları
5.1.Araştırmanın Amacı, Kapsamı ve Yöntemi
Araştırmanın amacı, işkoliklik ile iş yaşam dengesi boyutları olan işyaşam ve yaşam-iş dengeleri arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkide kişilik
özelliklerinin aracı rolünü incelemektir. Ayrıca, demografik özellikleri
açısından kişilerin işkoliklik düzeyleri ve iş-yaşam/yaşam-iş
dengelerindeki farklılıkları ortaya koymaktır.
Öncelikle karakteristik özellikleri ile tanınan Rizelilerin araştırmaya konu
olması uygun görülmüştür. Costa ve McCrea taraflarından geliştirilen 5
faktör kişilik modeli ölçeğinden (Costa vd.,1986:647, McCrae ve John,
1992:178-179; Costa ve McCrae, 1995:28; Costa ve McCrae, 1997:86;
McCrae, vd., 2004:267; Detrick, vd., 2010:410) esinlenerek, bir
Karadeniz insanı olan, karakteristik özellikleriyle bilinen ve çeşitli
durumlara, hatta esprilere konu olan Rizelilerin tipik kişilik özelliklerini
belirlemeye yönelik bir ölçek geliştirmek ve Rizelilerin kişilik
özelliklerini bu ölçek ile saptamak istenmiştir. Ölçek geliştirme
316
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
çalışmasının1 ilk aşamasında, Rize Dernekler ve Federasyonu tarafından
düzenlenen bir sosyal etkinlikte 46 Rizeli ile gerek bire bir gerekse
gruplar halinde yapılan mülakatlarda/görüşmelerde2 Rizelilerin kişilik
özelliklerinin neler olduğu sorulmuş ve bu şekilde 58 kişilik özelliği
belirlenmiş ve aslen Rizeli olan 5 kişi ile bu 58 kişilik özelliğine son şekli
verilmiştir.
Araştırmanın bu aşamasında, saptanan 58 kişilik özelliği ile birlikte,
işkoliklik, iş-yaşam/yaşam-iş dengesine yönelik ifadelerden ve
demografik özelliklerden oluşan bir anket formu hazırlanmıştır.
Çalışmanın bundan sonraki aşamasında, bir anket çalışması yapmak
üzere, 1989 yılında kurulmuş olan Rize Kültür ve Sosyal Dayanışma
Vakfı’yla ilişkisi olan ve İstanbul’da yaşayan Rizelilerin araştırma için
uygun olacağı düşünülmüş ve araştırmacılardan birinin Rizeli ve bahsi
geçen vakfın üyesi olmasının örnekleme erişimi kolaylaştıracağı da
dikkate alınmıştır. Bu doğrultuda, söz konusu vakıf tarafından
düzenlenen ve yaklaşık 500 kişinin katılmış olduğu bir organizasyonda,
araştırmacı tarafından anket formunun dağıtılması ve doldurulduktan
sonra toplanması, bazıları ile yüz yüze görüşülmesi, bir kısmına internet
aracılığıyla anket formunun gönderilmesi, ayrıca araştırmacının bizzat
kendi sosyal çevresini kullanarak bire bir ziyaret etmesi ile katılımcılara
ulaşılmıştır. Araştırma, Haziran-Temmuz 2013 tarihleri arasında
gerçekleştirilmiş
ve çeşitli
meslek gruplarından,
üniversite
öğrencilerinden ve farklı yaş gruplarından oluşan 469 Rizelinin anket
formu doldurması sağlanmıştır.
469 Rizeli’den alınan cevaplar doğrultusunda, ülkemizde karakteristik
özellikleri ile tanınmış Rizelilerin kişilik özelliklerini belirlemek üzere bir
ölçek geliştirilmiş, elde edilen 58 kişilik özelliğine yönelik verilere
uygulanan madde toplam korelasyon ve faktör analizleri sonucunda,
madde korelasyon değerleri 0.30 altında olan, faktör yükü düşük ve
faktör yükleri birbirine çok yakın olan3 30 özellik çıkartılmış ve 28 kişilik
özelliğinden oluşan 5 faktörlü yapıda bir ölçek elde edilmiştir. 5 faktörlü
yapıdaki ölçek çalışmasında, KMO değeri 0,90 olup toplam varyans
Ayrıntılı bilgi için bakınız: Merve KOÇOĞLU, Rizelilerin Kişilik Özelliklerini Belirlemeye Yönelik
Ölçek Geliştirme Çalışması ve Rize’ye ve Rize Kültürüne Bağlılıklarını Belirlemeye Yönelik Bir
Araştırma, Karadeniz Araştırmaları, 2013,Sayı:40, 109-134.
2
Mülakat yöntemi, “kişilerin tutum, görüş, duygu, inanç ve deneyimlerini yansıtmada kullanılan etkin
bir yöntemdir ve önceden belirlenmiş ve ciddi bir amaç için yapılan, soru sorma ve yanıtlama tarzına
dayalı karşılıklı ve etkileşimli bir iletişim sürecidir.” (Ali YILDIRIM, Hasan ŞİMŞEK, Sosyal
Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2011, s.119-120).
3
Durmuş, vd., Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2011, s.85.
1
317
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
(açıklayıcılık) %52,79’dur.4 Sözkonusu ölçeğin güvenilirlik kat sayısı
0,90’dur ve 5 faktörün güvenilirlik katsayıları 0,73 ile 0,83 arasında
değişmektedir. Bu ölçekte, birinci faktör altında toplanan özellikler “işe
girişkenlik”, ikinci faktörün altında toplanan özellikler “insancıllık”,
üçüncü faktörün altında toplanan özellikler “canı tezlik”, dördüncü
faktörün altında toplanan özellikler “sıcakkanlılık” ve beşinci faktörün
altında toplanan özellikler ise “dışa dönüklük” olarak belirtilmiştir. Hırslı,
cesur, gözü kara, çalışkan, girişimci, lider, mücadeleci gibi özellikler “işe
girişkenlik”, merhametli, yardımsever, vefalı gibi özellikler “insancıllık”,
heyecanlı, tez canlı, yüksek sesle konuşan gibi özellikler “canı tezlik”,
güler yüzlü, samimi, konuşkan, espirili gibi özellikler “sıcakkanlılık”,
eğlenmeyi seven, sosyal gibi özellikler “dışa dönüklük” faktörleri altında
toplanmıştır (Tablo-1). Bu 5 faktör araştırmanın aracı değişkeni olan
kişilik değişkeninin boyutları olarak çalışmada ele alınmıştır.
469 Rizeli ile yapılan kişilik özelliklerini belirlemeye yönelik ölçek
geliştirme çalışması sırasında daha önce de açıklandığı gibi, anket
formuna demografik özellikler ile işkoliklik ve iş-yaşam/yaşam-iş
dengesi ölçümüne yönelik ifadeler de ilave edilmiştir. Kişilik ölçeği
geliştirme çalışmaları 469 kişi ile yapılmış, araştırma değişkenleri ile
ilgili ilişkilere yönelik analizleri gerçekçi kılabilmek için çalışmayanlar
ve öğrenciler çalışmanın bundan sonraki aşamasına dahil edilmemiştir.
İstanbul’da yaşayan ve çalışma hayatı olan 370 katılımcının verileri ile
değişkenler arası ilişkilere yönelik analizler gerçekleştirilmiştir.
5.2. Araştırmanın Modeli
Bu araştırmada, işkoliklik, iş yaşam dengesi boyutları olan işyaşam/yaşam-iş dengesi ve kişilik özelliklerine ilişkin işe girişkenlik,
insancıllık, canı tezlik, sıcakkanlılık ve dışa dönüklük boyutları
arasındaki ilişkiler incelenmiş ve işkoliklik ile iş-yaşam dengesi ve
yaşam-iş dengesi arasındaki ilişkide kişiliğin aracılık rolü olabileceği
görüşüne dayanarak araştırma modeli Şekil-1 de görüldüğü üzere
oluştulmuştur.
Sosyal bilimler alanlarında açıklanan varyansın %40’dan fazla olması yeterli kabul edilmektedir
(Gündüz, Çoşkun, 2012:117; Karagöz, Gösterelioğlu, 2008:87).
4
318
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
İş Yaşam
Dengesi/Çatışması
Kişilik Özellikleri
İşkoliklik
İşe Girişkenlik
İnsancıllık
Canı tezlik
Sıcakkanlılık
Dışa Dönüklük
İş-Yaşam
Dengesi
Yaşam-İş
Dengesi
Şekil 1: Araştırma Modeli
5.3. Araştırmanın Değişkenleri
Bağımsız Değişken
İşkoliklik, DUWAS ölçeği (Hollanda işkoliklik ölçeği/Dutch
WorkAholism Scale) ile ölçümlenmiştir. DUWAS işkoliklik ölçeği,
“Work Addiction Risk Test-İş Bağımlılığı Riski Testi (WART)”
(Robinson, 1999) ve “Workaholism Battery-İşkoliklik Bataryası
(WorkBat)” (Spence & Robbins, 1992) ölçeklerine dayanmaktadır.
Spence & Robbins’ın, 1992 yılında geliştirdikleri 25 ifadeden oluşan
WorkBat ölçeğinin (McMillan, vd.,2002:361) yapılan araştırmalar
sonucunda geçerlilik ve güvenirlilikleri dikkate alınarak Schaufeli vd.
(2006) tarafından 17 ifadeye indirgenmiştir. Daha sonra yapılan
araştırmalar sonucunda güvenilirliği kanıtlanmış 10 ifadeden oluşan kısa
versiyonu oluşturulmuştur (Broeck, vd., 2011:608; Libona, vd.,
2010:143; Schaufeli, vd., 2008:182) ve bu çalışmada DUWAS işkoliklik
ölçeğinin bu kısa versiyonu kullanılmıştır.
Bağımlı Değişken
İş yaşam dengesi Netemeyer vd. tarafından 1996 yılında geliştirilen 10
ifadeden oluşan ölçek ile ölçümlenmiştir. İş yaşam dengesini ölçmek için
seçilen bu ölçekte ifadeler iş-yaşam ve yaşam-iş olmak üzere iki boyut
altında toplanmıştır. Ölçekteki 5 soru iş-yaşam dengesinin bozulması ile
ilgili, diğer 5 soru ise yaşam-iş dengesinin bozulmasına yönelik ifadeleri
319
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
içermektedir (Netemeyer, vd., 1996:410; Efeoğlu, 2006:150; Podratz,
2004:91-92).
Aracı Değişken:
Araştırmacılar, karakteristik özellikleriyle tanınan, esprilere konu olan
Rizelilerin kişilik özelliklerini belirlemeye yönelik bir ölçek geliştirmek
ve Rizelilerin kişilik özelliklerini bu ölçekle saptamak istemişlerdir.
Araştırma yönteminde açıklanan söz konusu ölçek geliştirme çalışmaları
sonrasında Rizelilere yönelik kişilik özellikleri 5 faktör atında
toplanmıştır. Hırslı, cesur, gözü kara, çalışkan, girişimci, lider,
mücadeleci gibi özellikler “işe girişkenlik”, merhametli, yardımsever,
vefalı gibi özellikler “insancıllık”, heyecanlı, yüksek sesle konuşan, tez
canlı gibi özellikler “canı tezlik”, güler yüzlü, samimi, konuşkan, espirili
gibi özellikler “sıcakkanlılık”, eğlenmeyi seven, sosyal gibi özellikler
“dışa dönüklük” faktörleri altında toplanmıştır (Tablo-1). Bu 5 faktör
araştırmanın aracı değişken boyutları olarak çalışmada ele alınmıştır.
Tablo-1: Faktör Analizi Sonrası Kişilik Özellikleri / Aracı Değişken
Boyutları
İşe
Girişkenlik
Hırslı
İnsancıllık
Canı Tezlik
Sıcakkanlılık
Merhametli
Sinirli
Güler yüzlü
Cesur
Girişimci
Özgüvenli
Yardımsever
Vefalı
Misafirperver
Tez canlı
Heyecanlı
Yüksek
Sesle
Konuşur
Hareketli
Çok Konuşkan
Esprili/Komik
Gözü kara
Güvenilir
Devletten
Beklemez
Kendi Yapar
Çalışkan
Mücadeleci
Lider
Pratik Zeka
Vatan Bayrak
Milliyetçisi
320
Samimi/İçten/Cana
Yakın
Dışa
Dönüklük
Eğlenmeyi
Seven
Özgürlükçü
Sosyal
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
5.4. Araştırmanın Bulguları
5.4.1. Cevaplayıcıların Demografik Özellikleri
Araştırmanın kapsamı ve yöntemi açıklanırken de belirtildiği gibi,
araştırmanın ölçek geliştirme aşamasından sonraki kısmı İstanbul’da
yaşayan, çalışma hayatı olan ve Rize Kültür ve Sosyal Dayanışma Vakfı
ile bağlantısı bulunan 370 Rizeliye yönelik verilerle gerçekleştirilmiştir.
Araştırmaya katılan Rizelilerin %36,5’i kadın, % 63,5’i erkektir. %
17,6’si 18-25, %40,5’i 26-35, %21,4’ü 36-45 yaş aralığında, %20,5’i ise
45 yaş ve üstündedir. Katılımcıların, %36,2’sinin lise ve altı, %63,8’inin
üniversite ve yüksek lisans mezunudur, %54,1’i evli, %45,9’u ise
bekardır.
5.4.2. Araştırmada Kullanılan Ölçeklere Yönelik Güvenilirlik
ve Geçerlilik Analizleri
Araştırmada 5 kişilik özelliği, iş-yaşam ve yaşam-iş dengesi
boyutlarından oluşan iş yaşam dengesi ölçeği ve işkoliklik ölçeği ile
çalışılmıştır. Kişilik özellikleri, iş yaşam dengesi ve işkoliklik ölçekleri
“değişkenler” başlığı altında açıklanmıştır. İş yaşam dengesi ve işkoliklik
ölçeklerine uygulanan Pearson madde toplam korelasyon analizi
sonucunda madde toplam korelasyon katsayısı 0.20’nin5 altında ifade
olmaması nedeniyle ölçeklerinin madde toplam sayıları korunmuştur.
Araştırmada kullanılan ölçeklere varimax rotasyon yöntemi kullanılarak
uygulanan temel bileşenler faktör analizi uygulanmış, KMO değerleri
0.80’in zerinde ve açıklanan varyans 0.50’nin üzerinde çıkmıştır. Faktör
analizi sonrasında, ifadeler ilgili faktörlerin altında yer almış ve faktör
yükleri ifade atılmasına gerek duyurmamıştır. Yapılan güvenilirlik
analizleri sonucunda, iş-yaşam dengesi, yaşam-iş dengesi ve işkoliklik
ölçeklerinin sırasıyla güvenilirlik katsayıları 0.89, 0.89, 0.84’dür.
Araştırmanın yönteminde de açıklandığı gibi, kişilik ölçeğinin güvenililik
katsayısı 0.90’dır ve 5 kişilik özelliğinin güvenilirlik katsayıları 0,73 ile
0,83 arasında değişmektedir.
Kazım ÖZDAMAR, Paket Programlar ile İstatistiksel Veri Analizi 2/Çok Değişkenli Analizler,
5
Eskişehir, Kaan Kitapevi, 2004, s.633.
321
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
5.4.3.İşkoliklik, İş-Yaşam/Yaşam-İş Dengesi ve Kişilik
Özellikleri Ortalama Değerleri ve Aralarındaki İlişkiler
Araştırmaya konu olan Rizelilerin, iş-yaşam/yaşam-iş dengeleri,
işkoliklik düzeyleri ve kişilik özellikleri olan işe girişkenlik, insancıllık,
canı tezlik, sıcakkanlılık, dışa dönüklük değişkenlerine yönelik ortalama
değerler sırasıyla 2.71, 1.92, 3.15, 4,25, 4.66, 3,98, 4,25 ve 4.23’tür
(Tablo-2). Kişilik özelliklerine yönelik ortalama değerler, söz konusu
kişilerin insancıl, sıcakkanlı, işe girişken, dışa dönük ve canı tez
olduklarını göstermektedir. Bu kişiler, işten kaçmayan, çalışkan,
gerektiğinde projelere liderlik edebilen, girişimci, özgüveni olan, pratik
zekaya sahip, gözü kara, mücadeleci, çok konuşkan, hareketli, güvenilir,
güler yüzlü, sosyal, yardımsever, vefalı, cana yakın ve espiri yeteği olan,
aynı zamanda bireysel düşünebilen insanlardır. Kendilerini yüksek
düzeyde işkolik olarak görmemektedirler. İş-yaşam ve yaşam-iş dengeleri
ortalamalarının düşük olması, araştırmaya katılan bu kişilerin iş-yaşam ve
yaşam-iş dengelerinin iyi olduğunu, bu konuda çatışma yaşamadıklarını
açıklamaktadır.
Tablo-2: Değişkenlere İlişkin Ortalama Değer, Standart Sapma ve
Korelasyon Katsayıları
Değişkenler
1. İş -Yaşam Dengesi
2. Yaşam- İş Dengesi
3. İşkoliklik
4.İşe Girişkenlik
5.İnsancıllık
6.Canı tezlik
7.Sıcakkanlılık
8.Dışa Dönüklük
Ortalama
2,71
1,92
3,15
4,25
4,66
3,98
4,25
4,23
SD
1,10
0,94
0,87
0,57
0,47
0,82
0,63
0,69
1
2
3
0,420**
0,328**
0,008
-0,040
0,128*
-0,068
-0,083
0,186**
0,015
-0,049
0,083
-0,019
-0,076
0,215**
0,049
0,122**
0,061
0,021
Tablo-2’de görüldüğü üzere, işkoliklik ile iş-yaşam dengesi boyutu
arasında (0,328), işkoliklik ile yaşam-iş dengesi boyutu arasında (0,186),
işe girişkenlik ile işkoliklik arasında (0,215), canı tezlik ile işkoliklik
arasında (0,122) ve canı tezlik ile iş-yaşam dengesi arasında (0.128)
düşük düzeyde istatistiksel olarak anlamlı (p=0,000<0,05) ilişkiler tespit
edilmiştir. İşe girişkenlik arttıkça diğer bir ifade ile, kişiler daha hırslı,
gözü kara, girişimci, mücadeleci, cesur, çalışkan ve özgüvenli oldukça az
da olsa işkoliklik düzeyleri artabilecektir. Bir başka kişilik özelliği olan
canı tezlik özelliği taşıyan kişilerde, diğer bir ifade ile daha heyecanlı, tez
canlı, sinirli ve yüksek sesle konuşan kişilerde biraz daha işkolik olma
322
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
eğilimi görülmektedir. Diğer taraftan, işkoliklik düzeyi arttıkça iş-yaşam
ve yaşam-iş dengesinin az da olsa bozulacağı ve bu konuda çatışma
yaşanmaya başlayacağı söylenebilir.
5.4.4.İşkoliklik, İş Yaşam/Yaşam-İş Dengesi Arasındaki İlişkide
Kişilik Özelliklerinin Aracılık Rolü
İşkoliklik ile iş yaşam dengesinin boyutları olan iş-yaşam ve yaşam-iş
dengesi arasındaki ilişkide kişiliğin aracı değişken rolü olabileceği
görüşünden hareketle araştırmanın birinci hipotezini test etmek üzere
kişilik özelliklerinin aracılık rolü, iş-yaşam ve yaşam-iş dengesi boyutları
açısından ayrı ayrı incelenmiştir.
1H1: İşkoliklik ile iş yaşam/yaşam iş dengesi arasındaki ilişkide kişilik
özelliklerinin aracı değişken rolü vardır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, öncelikle işkoliklik ile iş-yaşam dengesi
boyutu arasındaki ilişkide kişilik özelliklerinin aracılık rolü
araştırılmıştır. Aracı değişken analizinin (Baron & Kenney 1986:1176)
yapılabilmesi için birinci koşul bağımsız değişken olan işkoliklik ile
bağımlı değişken olan iş-yaşam dengesi arasında ilişki olmasıdır. Tablo3’de görüldüğü üzere, işkoliklik ile iş-yaşam dengesi arasında zayıf
düzeyde de olsa ilişkisi olması nedeniyle birinci koşul gerçekleşmektedir.
Aracı değişken rolü araştırılırken ikinci koşul ise bağımsız değişken ile
aracı değişken arasında anlamlı ilişki olması gerekliliğidir. Bu bağlamda
Tablo-2’de görüldüğü üzere bağımsız değişken olan işkoliklik ile kişilik
özelliklerinden “insancıllık”, “sıcakkanlılık” ve “dışa dönüklük”
özellikleri arasında anlamlı ilişkiler söz konusu değildir. İşkoliklik ile
kişilik özelliklerinden “işe girişkenlik” ve “canı tezlik” arasında zayıf
düzeyde de olsa pozitif, anlamlı ilişkiler söz konusudur. Bu nedenle,
sadece “işe girişkenlik” ve “canı tezlik” kişilik özeliklerinin işkoliklik ile
iş-yaşam dengesi arasındaki ilişkide aracılık rolü araştırılmıştır.
İşkoliklik ile iş-yaşam dengesi arasındaki ilişkide işe girişkenlik kişilik
özelliğinin aracı rolü olabilmesi için birinci koşul olan işkolikliğin işyaşam dengesi üzerindeki anlamlı etkisi gerçekleşmiştir (Tablo-3, Model
1, p=0,000<0,05). İş-yaşam dengesindeki değişiminin %10 (Düzeltilmiş
R2)’u işkoliklik değişkeni tarafından açıklanmaktadır. Bu çok düşük bir
açıklama oranı olsa da işe girişkenliğinin aracılık rolü araştırılmaya
devam edilmiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi, aracılık rolü için ikinci
koşul olan işkoliklik ile işe girişkenlik arasında oldukça düşük ancak
anlamlı bir ilişki de söz konusudur(Model 2). İşkoliklik ile işe
323
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
girişkenliğin birlikte iş-yaşam dengesi üzerindeki etkisine bakıldığında,
aracılık etkisinden bahsedebilmek için işe girişkenlik ile iş-yaşam dengesi
arasındaki ilişkinin anlamlı olması gerekmektedir. Üçüncü koşul olan işe
girişkenlik ile iş-yaşam dengesi arasındaki ilişki anlamlı çıkmamıştır
(Model 3, p=0,196˃0,05). Dolayısıyla, işkoliklik ile iş-yaşam dengesi
arasındaki zayıf ilişkide “işe girişkenlik” kişilik özelliğinin aracılık rolü
söz konusu değildir.
Tablo-3: “İşe Girişkenlik” Kişilik Özelliğinin İşkoliklik ile İş-Yaşam
Dengesindeki Aracılık Rolü
Birinci Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 1)
Bağımlı Değişken: İş-Yaşam Dengesi
Bağımsız Değişken:
Beta
t değeri
p değeri
İşkoliklik
0,328
6,661
0,000
R=0,328; DüzeltilmişR2=0,105;
F değeri=44,372;
p değeri=0,000
İkinci Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 2)
Aracı Değişken: İşe Girişkenlik
Bağımsız Değişken:
İşkoliklik
R=0,215; Düzeltilmiş R2=0,044;
Beta
0,215
F değeri=17,885;
t değeri
4,229
p değeri=0,000
p değeri
0,000
Üçüncü Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 3)
Bağımlı Değişken: İş-Yaşam Dengesi
Bağımsız Değişkenler:
Beta
t değeri
İşkoliklik
0,342
6,790
İşe Girişkenlik
-0,065
-1,1295
R=0,334;
Düzeltilmiş R2=0,107;
F değeri=23,065;
p değeri=0,000
p değeri
0,000
0,196
İşkoliklik ile iş-yaşam dengesi arasındaki ilişkide “canı tezlik” kişilik
özelliğinin aracı değişken rolüne yönelik yapılan analizlerde (Tablo-4) işyaşam dengesi üzerinde işkolikliğin anlamlı bir etkisi olması (Tablo-3)
nedeniyle birinci koşul gerçekleşmiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi, işyaşam dengesindeki değişimin %10 (Düzeltilmiş R2)’u gibi çok düşük bir
kısmı işkoliklik değişkeni ile açıklanmış olmasına rağmen, bu düşük
ilişkide canı tezlik kişilik özelliğinin aracılık rolü araştırılmaya devam
edilmiştir. İşkoliklik ile canı tezlik arasında anlamlı bir ilişki söz konusu
olması nedeniyle ikinci koşul da sağlanmıştır (Tablo-4, Model 2).
İşkoliklik ve canı tezliğin birlikte iş-yaşam dengesi üzerindeki etkisi
incelendiğinde, aracılık rolünden bahsedebilmek için üçüncü koşul olan
canı tezlik ile iş-yaşam dengesi arasındaki ilişkinin anlamlı olması
324
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
gerekmektedir. Model 3’te de görüldüğü gibi, canı tezlik ile iş-yaşam
dengesi arasındaki ilişki anlamlı değildir (p=0,073˃0,05). Dolayısıyla
işkoliklik ile iş-yaşam dengesi arasındaki zayıf ama anlamlı ilişkide “canı
tezlik” kişilik özelliğinin aracılık rolü söz konusu değildir.
İşkoliklik ile iş-yaşam dengesi arasındaki ilişkide kişilik özelliklerinden
işe girişkenlik ve canı tezlik kişilik özelliklerinin aracılık rolünün
araştırıldığı analizlerde bu aracılık rolü çıkmamıştır.
Tablo-4: “Canı tezlik” Kişilik Özelliğinin İşkoliklik ile İş-Yaşam
Dengesindeki Aracılık Rolü
İkinci Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 2)
Aracı Değişken: Canı tezlik
Bağımsız Değişken:
İşkoliklik
R=0,122; Düzeltilmiş R2=0,012;
Beta
0,122
F değeri=5,546;
t değeri
2,355
p değeri=0,01
p değeri
0,01
Üçüncü Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 3)
Bağımlı Değişken: İş-Yaşam Dengesi
Bağımsız Değişkenler:
Beta
t değeri
İşkoliklik
0,317
6,412
Canı tezlik
-0,089
1,799
R=0,340;
Düzeltilmiş R2=0,111;
F değeri=23,938;
p değeri=0,000
p değeri
0,000
0,073
Çalışmanın bu aşamasında, işkoliliklik ile iş yaşam dengesinin diğer
boyutu olan yaşam-iş dengesi boyutu arasındaki ilişkide kişilik
özelliklerinin aracılık rolü araştırılmıştır. Daha öncede bahsettiğimiz gibi,
aracı değişken analizinin (Baron & Kenney 1986:1176) yapılabilmesi için
birinci koşul bağımsız değişken olan işkoliklik ile bağımlı değişken olan
yaşam-iş dengesi arasında ilişki olmasıdır. Tablo-2’de de görüldüğü üzere
bahsi geçen ilişki söz konusudur. İkinci koşul ise bağımsız değişken ile
aracı değişken arasında anlamlı bir ilişkinin olması gerekliliğidir. Tablo2’de görüldüğü üzere işkoliklik ile kişilik özelliklerinden “işe girişkenlik”
ve “canı tezlik” arasında zayıf düzeyde de olsa pozitif, anlamlı ilişkiler
söz konusudur. Bu nedenle sadece bu iki kişilik özelliği ile aracı değişken
ilişkisi araştırılabilir. Dolayısıyla, işkoliklik ile yaşam-iş dengesi
arasındaki ilişkide işe girişkenlik ve canı tezlik kişilik özelliklerinin aracı
değişken rolü araştırılmıştır.
İşkoliklik ile yaşam-iş dengesi arasındaki ilişkide “işe girişkenlik” kişilik
özelliliğinin aracılık rolüne yönelik yapılan analizlerin (Tablo-5) birinci
aşamasında, yukarıda da söz edildiği gibi, işkoliklik ile yaşam-iş dengesi
325
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
arasında anlamlı bir ilişki söz konusudur. Yaşam-iş dengesindeki
değişiminin %3 (Düzeltilmiş R2)’ü gibi çok düşük düzeyde de olsa
işkoliklik değişkeni tarafından açıklanmaktadır. Bu çok düşük bir
açıklama oranı olmasına rağmen işe girişkenliğin aracılık rolü
araştırılmaya devam edilmiştir. İşkoliklik ile işe girişkenlik arasında da
oldukça düşük ancak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (Model 2). İşkoliklik
ve işe girişkenlik birlikte yaşam-iş dengesi üzerindeki etkisi
incelendiğinde, aracılık rolünden bahsedebilmek için işe girişkenlik ile
yaşam-iş dengesi arasındaki ilişkinin anlamlı olması gerekmektedir.
Model 3’te de görüldüğü gibi, işe girişkenlik ile yaşam-iş dengesi
arasındaki ilişki anlamlı değildir (p=0,612˃0,05). Dolayısıyla, işkoliklik
ile yaşam-iş dengesi arasındaki çok zayıf ilişkide “işe girişkenlik” kişilik
özelliğinin aracılık rolü söz konusu değildir.
Tablo-5: “İşe Girişkenlik” Kişilik Özelliğinin İşkoliklik ile Yaşam-İş
Dengesindeki Aracılık Rolü
Birinci Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 1)
Bağımlı Değişken: Yaşam -İş Dengesi
Bağımsız Değişken:
Beta
t değeri
p değeri
İşkoliklik
0,186
3,629
0,000
R=0,186; DüzeltilmişR2=0,032;
F değeri=13,172;
p değeri=0,000
İkinci Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 2)
Aracı Değişken: İşe Girişkenlik
Bağımsız Değişken:
İşkoliklik
R=0,215; Düzeltilmiş R2=0,044;
Beta
0,215
F değeri=17,885;
t değeri
4,229
p değeri=0,000
p değeri
0,000
Üçüncü Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 3)
Bağımlı Değişken: Yaşam -İş Dengesi
Bağımsız Değişkenler:
İşkoliklik
İşe Girişkenlik
R=0,188;
Düzeltilmiş R2=0,030;
Beta
0,192
-0,027
F değeri=6,702;
t değeri
3,650
-0,508
p değeri=0,001
p değeri
0,000
0,612
İşkoliklik ile yaşam-iş dengesi arasındaki ilişkide “canı tezlik” kişilik
özelliğinin aracı değişken rolüne yönelik yapılan analizlerin (Tablo-6)
birinci aşaması işkoliklik ile yaşam-iş dengesi arasında anlamlı bir ilişki
söz konusu olması (Tablo-5) nedeniyle gerçekleşmişti. (p=0,000<0,05).
Yukarıda da belirtildiği gibi, yaşam-iş dengesindeki değişiminin %3
(Düzeltilmiş R2)’ü gibi çok düşük bir oranda işkoliklik değişkeni
tarafından açıklanmış olmasına rağmen, canı tezlik kişilik özelliğinin
326
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
aracı değişken rolü araştırılmaya devam edilmiştir. İşkoliklik ile canı
tezlik arasında da anlamlı bir ilişki sağlanmıştır (Tablo-6, Model 2,
p=0,01<0,05). İşkoliklik ve canı tezliğin birlikte yaşam-iş dengesi
üzerindeki etkisi araştırıldığında, aracılık rolünden bahsedebilmek için
canı tezlik ile yaşam-iş dengesi arasındaki ilişkinin anlamlı olması
gerekmektedir. Model 3’te de görüldüğü üzere, canı tezlik ile yaşam-iş
dengesi arasındaki ilişki anlamlı değildir (p=0,232˃0,05). Bu nedenle,
işkoliklik ile yaşam-iş dengesi arasındaki çok zayıf ama anlamlı ilişkide
“canı tezlik” kişilik özelliğinin aracılık rolü söz konusu değildir.
İşkoliklik ile yaşam-iş dengesi arasında kişilik özelliklerinden işe
girişkenlik ve canı tezlik kişilik özelliklerinin aracılık rolünün
araştırıldığı analizlerde bu aracılık rolü çıkmamıştır.
Sonuç olarak, işkoliklik ile iş yaşam dengesinin boyutları olan iş-yaşam
ve yaşam-iş dengesi arasındaki ilişkide kişilik özelliklerinin aracılık rolü
çıkmamıştır. Bu nedenle araştırmanın birinci hipotezi red edilmiştir.
Tablo-6: “Canı tezlik” Kişilik Özelliğinin İşkoliklik ile Yaşam-İş
Dengesindeki Aracılık Rolü
İkinci Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 2)
Aracı Değişken: Canı tezlik
Bağımsız Değişken:
İşkoliklik
R=0,122; Düzeltilmiş R2=0,012;
Beta
0,122
F değeri=5,546;
t değeri
2,355
p değeri=0,01
p değeri
0,01
Üçüncü Basamak Regresyon Analizi Sonuçları (Model 3)
Bağımlı Değişken: Yaşam-İş Dengesi
Bağımsız Değişkenler:
Beta
İşkoliklik
0,178
Canı tezlik
0,062
R=0,196;
Düzeltilmiş R2=0,033;
F değeri=7,311;
t değeri
3,459
1,197
p değeri=0,001
p değeri
0,001
0,232
5.4.5. Demografik Açıdan Değişkenler Arasında Farklılıklar
Çalışmanın bu aşamasında, araştırmanın amacı doğrultusunda oluşturulan
ikinci ve üçüncü hipotezleri test etmek üzere, araştırma kapsamındaki
kişilerin demografik özellikleri açısından iş yaşam dengesi boyutları olan
iş-yaşam/yaşam-iş dengelerinde ve işkoliklik düzeylerindeki farklılıklar
araştırılmıştır.
2H1: Katılımcıların demografik özellikleri açısından iş yaşam/yaşam iş
dengesinde farklılıklar vardır.
327
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
Demografik özellikler açısından iş-yaşam dengesi boyutundaki
farklılıkları tespit etmeye yönelik olarak yapılan t- testi ve Anova
analizlerin sonuçlarına göre demografik özellikler açısından iş-yaşam
dengesinde anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Demografik
özellikler açısından yaşam-iş dengesi boyutunda farklılığı araştırmaya
yönelik olarak yapılan farklılık analizleri sonuçlarına göre, katılımcıların
cinsiyetleri ve yaşları açısından yaşam-iş dengelerinde farklılık tespit
edilmiştir. Dolayısıyla araştırmanın ikinci hipotezi kısmen kabul
edilmiştir.
Katılımcıların cinsiyetleri açısından yaşam-iş dengesi boyutunda anlamlı
bir farklılık ortaya çıkmıştır (Tablo:7, f:4,754, p:0,002). Ortalama
değerler incelendiğinde, erkeklerde kadınlara oranla biraz daha yüksek
oranda yaşam-iş dengesinin bozulduğu, başka bir ifade ile kadınların
erkeklere oranla yaşam-iş dengelerinin daha iyi olduğu şeklindedir.
Tablo-7: Cinsiyet İle Yaşam- İş Dengesi T-test Sonucu ve Grup
İstatistiği
Levene's Test
Yaşam-İş
Dengesi
t
-3,056
-3,174
*Ortalama Farklılığı Anlamlılık Düzeyi (p<0.005)
Cinsiyet
Kadın
Erkek
F
4,754
t-test for Equality
Sig.
0,030
N
Ortalama
135
275
1,7259
2,0349
df
368
312,030
Standart
Sapma
0,85230
0,98083
Sig. (2tailed)
0,002
0,002
Standart
Hata
0,07335
0,06398
Katılımcıların yaşları açısından yaşam-iş dengesinde farklılığı tespit
etmek üzere yapılan analiz sonucunda, 26-35 yaş aralığı ile 46 yaş ve
üstünde olan katılımcıların yaşam-iş dengelerinde farklılık olduğu ortaya
çıkmıştır (Tablo:8, f:3,344, p:0,01). Ortalama değerler incelendiğinde, 26
ve 35 yaş aralığında olan katılımcıların 46 yaş ve üstü yaş aralığında olan
katılımcılara göre yaşam-iş dengesinin daha iyi olduğu söylenebilir.
328
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
Tablo-8: Yaşam-İş Dengesi Yaşa Göre Farklılığının Scheffe Testi
Sonucu ve Grup İstatistiği
Yaş
Yaş
Ortalama
Farkı
Scheffe
26-35
18-25
-,15918
36-45
-,28584
46-üstü
-,38218*
*Ortalama Farklılığı Anlamlılık Düzeyi (p<0.005)
Yaş
26-35
46-üstü
N
Ortalama
150
76
1,75
2,13
3H1: Katılımcıların demografik
düzeylerinde farklılıklar vardır.
Standart
Sapma
0,85230
0,98083
özellikleri
Anlamlılık
Düzeyi
,728
,188
,040
Standart
Hata
,13925
,13035
,13203
Standart Hata
0,82808
1,16491
açısından
İşkoliklik
Çalışmanın bu aşamasında, demografik özellikler açısından işkoliklik
düzeyindeki farklılıkları araştırmaya yönelik olarak yapılan t-test ve
Anova analizleri sonucunda (Tablo-9), katılımcıların sadece medeni
durumları açısından işkoliklik düzeylerinde anlamlı bir farklılık (f: 3,375,
p: 0,05) olduğu görülmüştür. Ortalama değerlere göre, evlilerin bekarlara
oranla biraz daha işkolik olduğu tespit edilmiş ve araştırmanın üçüncü
hipotezi bu yönü ile kısmen de olsa kabul edilmiştir.
Tablo-9: Medeni Durum İle İşkoliklik T-test Sonucu ve Grup İstatistiği
t-test for Equality
t
df
Sig. (2-tailed)
2,027
368
0,04
2,006
339,010
0,04
*Ortalama Farklılığı Anlamlılık Düzeyi (p<0.005)
İşkoliklik
Medeni
Durum
Evli
Bekar
Levene's Test
F
Sig.
3,375
0,05
N
Ortalama
200
170
3,2360
3,0524
Standart
Sapma
0,851389
0,982859
Standart Hata
0,05755
0,067122
6. Sonuç ve Öneriler
Bu çalışma, işkoliklik ile iş yaşam dengesinin boyutları olan iş-yaşam ve
yaşam-iş dengesi arasındaki ilişkide kişilik özelliklerinin aracılık rolünü
incelemek ve katılımcıların demografik özellikleri açısından iş329
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
yaşam/yaşam-iş dengesi ve işkoliklik seviyelerindeki farklılıkları tespit
etmek amacına yöneliktir.
Rize Kültür ve Sosyal Dayanışma Vakfı’yla ilişkisi olan ve İstanbul’da
yaşayan ve bir işte çalışan 370 Rizeli, iş-yaşam/yaşam-iş çatışması
yaşamadıklarını, yaşam-iş dengesini koruyabildiklerini, iş ile özel
yaşamlarını ayırabildiklerini, işlerinin özel yaşamlarına, özel
yaşamlarının da işlerine engel oluşturmadığını düşünmektedir. Aynı
zamanda bu kişiler, yüksek düzeyde işkolik olmadıklarını da ifade
etmektedir. Kişilik özellikleri onların insancıl, sıcakkanlı, işe girişken,
dışa dönük ve canı tez kişiler olduğunu göstermektedir. Bu kişliler
kendilerini işten kaçmayan, çalışkan, kendine güvenen, liderlik
özelliklerine sahip, pratik zekası olan, gözü kara, mücadeleci, çalışma
ortamında iyi ilişkiler kurabilen, güvenilir, güler yüzlü, sosyal,
yardımsever, vefalı, cana yakın ve espiri yeteği olan, aynı zamanda
bireysel düşünebilen insanlar olarak tanımlamışlardır. İnsancıl,
sıcakkanlı, işe girişken, dışa dönük ve canı tez olan bu kişiler, yüksek
düzeyde işkolik olmayan ve iş-yaşam/yaşam-iş dengesini belirli bir
oranda koruyabilen kişilerdir.
Katılımcıların işe girişkenlik özellikleri arttıkça diğer bir ifadeyle, kişiler
daha hırslı, gözü kara, girişimci, mücadeleci, cesur, başkalarından iş
beklemeyen, çalışkan ve özgüvenli oldukça az da olsa işkoliklik düzeyleri
artma eğilimi göstermektedir. Canı tezlik özelliği taşıyan kişiler, diğer bir
ifade ile daha heyecanlı, tez canlı, sinirli ve yüksek sesle konuşan kişiler
biraz daha işkolik olma eğilimi taşımaktadır.
İşkolikliğin iş-yaşam ve yaşam-iş dengesiyle düşük düzeyde de olsa
ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Diğer bir ifade ile, işkoliklik düzeyi
arttıkça iş-yaşam ve yaşam-iş dengesi az da olsa bozulabilecek
dolayısıyla iş-yaşam ve yaşam-iş arasında çatışma artabilecektir.
Kişilerin işkoliklik düzeyleri ile iş yaşam dengesi boyutları olan iş-yaşam
ve yaşam-iş dengesi boyutları arasındaki ilişkide, araştırmacılar
tarafından geliştirilen kişilik ölçeğinin 5 kişilik özelliğinden (işe
girişkenlik, insancıllık, canı tezlik, sıcakkanlılık ve dışa dönüklük)
hiçbirinin aracılık rolü tespit edilememiştir.
Demografik özellikleri açısından (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim
durumu) iş-yaşam dengesi boyutunda farklılığın olmadığı, diğer taraftan,
cinsiyet ve yaş açısından yaşam-iş dengesi boyutunda anlamlı bir
farklılığın olduğu ortaya çıkmıştır. Bu farklılık, kadınların erkeklere
oranla yaşam-iş dengesini daha iyi koruduğu yönündedir. Buna ek olarak,
26 ve 35 yaş aralığında olanların yaşam-iş dengesinin 46 yaş ve üstü yaş
330
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
aralığında olanlara göre daha iyi olduğu görülmektedir. Katılımcıların,
medeni durumları açısından işkoliklik seviyeleri farklılık göstermektedir.
Araştırma sonuçları evlilerin bekarlara oranla biraz daha işkolik
olduklarını ortaya koymaktadır.
Sosyal bilimler alanında yapılan çalışmalarda, anketi cevaplandırırken
içinde bulunulan ortamın etkisinde kalındığı önemli bir gerçektir.
Araştırmanın İstanbul’da yaşayan Rizeliler için önemli olan Rize Kültür
ve Sosyal Dayanışma Vakfı’nın bir sosyal etkinliğinde yapılmış olması,
aile-dost ortamında gerçekleşmesi, sonuçları etkileyebileceğini akla
getirmektedir. Araştırmanın iş ortamında gerçekleştirilmesi halinde
sonuçların değişebileceği düşünülmektedir. Bu durum araştırmanın bir
kısıtını ortaya koymaktadır. Diğer taraftan, araştırmanın Rizelilere, bir
yöre insanına yapılmış olması, sınırlı örnekleme erişilebilmesi
araştırmanın bir başka kısıtını oluşturmaktadır. Yapılacak olan
çalışmalarda örneklem sayısı ve çeşitliliğinin arttırılması ile farklı
sonuçlara ulaşılabilir. İşkoliklik, iş yaşam dengesi ve kişilik özellikleri
arasındaki ilişkilere yönelik olarak daha sonra yapılacak çalışmalarda, iş
ortamında farklı faktörler araştırılabilir; kültür, iş hayatı kalitesi, iş
tatmini, örgüte bağlılık, örgütsel vatandaşlık, yaşam memnuniyeti,
çatışma, tükenmişlik sendromu, stres, sağlık sorunları ve performans gibi
konular, yapılacak araştırma konularının arasında yer alabilir ve bu
araştırmalardan farklı sonuçlar elde edilebilir.
Sonuç olarak, bir kültür ve sosyal dayanışma vakfıyla ilişkili belirli bir
yöre insanına yapılmış olması nedeniyle araştırmadan elde edilen
sonuçlar genellenememekle birlikte, işkolikliğin iş-yaşam/yaşam-iş
dengesi ile ilişkisi söz konusudur. Örgütlerde çalışan kişilerin işkoliklik
düzeylerinin artması kişilerin iş ve sosyal yaşamlarını olumsuz
etkileyebilecek, iş-yaşam/yaşam-iş dengesizliği yaşamalarına neden
olabilecektir. İşin sosyal yaşama, sosyal yaşamın da işe engel olmaması,
bu konuda dengenin sağlanması, hem kişinin mutluluğu hem de iş
hayatındaki başarısı için önemlidir. Aynı şekilde işkoliklik, belli bir
düzeyde şirketler tarafından istenilen bir durum olsa da zamanla kişilerde
özellikle fiziksel ve ruhsal sağlık açısından istenmeyen durumlar
oluşturabilmektedir. Ruhsal ya da fiziksel rahatsızlığı olan çalışanların
işlerinde etkin bir performans göstermesi ise beklenemez. Yapılan
çalışmalar, işkolik çalışanların aşırı stres altında olduklarını, tükenmişlik
sendromu yaşadıklarını, motivasyonlarının düştüğünü, dikkatlerinin
dağınık olduğunu, iyi performans sergileyemediklerini, aile ve sosyal
yaşamlarında sorunlar yaşadıklarını ortaya koymaktadır.
331
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
Şirketlerin başarısı sahip oldukları işgücüne önemli ölçüde bağlıdır,
çalışanların iş-yaşam/yaşam-iş arasında denge kurabilmeleri, yerinde ve
zamanında işinin ve özel/sosyal yaşamının gereklerini getiriyor olmaları,
sağlıklarını bozmayacak ancak işlerini de başarı ile yapabilecek şekilde
çalışıyor olmaları, çalışanlardan alınacak verimi olumlu etkileyecektir.
Bu kişilerin işten kaçmayan, özgüveni olan, çalışkan, gerektiğinde
projelere liderlik edebilen, gerekli durumlarda risk alabilen, cesur,
çalışma ortamında iyi ilişkiler kurabilen, güvenilir, vefalı, güler yüzlü,
sosyal, iş arkadaşlarına yardım edebilen, aynı zamanda bireysel
kararlarlar alabilen kişiler olmasının da ayrıca işletmeye katkıda
bulunacağı düşünülmektedir.
Kaynaklar
AZİZ, Shahnaz, Casie L. Tronzo, (2011), “Exploring the Relationship
Between Workaholism Facets and Personality Traits: A
Replication in American Workers”, The Psychological Record,
61, 269–286.
AZİZ, Shahnaz, Michael J. Zickar, (2006), “A Cluster Analysis
Investigation of Workaholism as a Syndrome”. Journal of
Occupational Health Psychology, 11(1), 52–62.
AZİZ, Shahnaz, Karl L. Wuensch, Howard R. Brando, (2010), “A
Comparison Among Worker Types Using A Composites
Approach and Median Splits”, The Psychological Record, 60,
62–642.
BARON, Reuben M. David A. Kenney, (1986), “The ModeratorMediator Variable Distinction in Social Psychological Research:
Conceptual, Strategic, and Statistical Considerations”, Journal of
Personality and Social Psychology, 51 (6), 1173-1182.
BEEK, Ilona van, Qiao Hu, Wilmar B. Schaufeli, Toon W. Taris, Bert
H.J. Schreurs, (2012), “For Fun, Love, or Money: What Drives
Workaholic, Engaged, and Burned-Out Employees at Work?”,
Applied Psychology: An International Review, 61 (1), 30–55.
BERENS, Linda V., Nardi, Dario, (1999), The Sixteen Personality Types:
Descriptions for Self-Discovery, Telos Publications, California.
BONEBRIGHT, Cynthia A., Clay, Daniel L., (2000), “The Relationship
of Workaholism with Work-Life Conflict, Life Satisfaction, and
332
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
Purpose in Life”, Journal of Counseling Psychology, 47(4), 469477.
BROECK, Anja Van den, Bert Schreurs, Hans De Witte, Maarten
Vansteenkiste, Filip Germeys, Wilmar Schaufeli, (2011),
“Understanding Workaholics’ Motivations: A Self-Determination
Perspective”, Applied Psychology: An International Review,
60(4), 600–621.
BURKE, Ronald, J. (2000). “Workaholism in Organizations: Concepts,
Results and Future Research Directions”. International Journal of
Management Reviews, 2(1), 1-16.
CHAWLA Deepak, Neena Sondhi, (2011), “Assessing Work-Life
Balance Among Indian Women Professionals”. The Indian
Journal of Industrial Relations, 47(2), 341-352.
COSTA, Paul, T., Catherine M. Bush, Alan B. Zonderman, Robert
McCrae, (1986), “Correlations of MMPI Factor Scales with
Measures of the Five Factor Model of Personality”, Journal of
Personality Assessment, 50(4), 640-650.
COSTA, Paul T., Robert R. McCrea, (1995), “Domains and Facets:
Hierarchical Personality Assessment Using the RevisedNEO
Personality Inventory”, Journal of Personality Assessment, 64(1),
21-50.
COSTA, Paul T., Robert R. McCrea, (1997), “Stability and Change, in
Personality Assesment: The Revised NEO Personality Inventory
in the Year 2000”, Journal of Personality Assessment, 58(1), 8694.
ÇARIKÇI, İlker H., Özlem Çelikkol, (2009), “İş – Aile Çatışmasının
Örgütsel Bağlılık ve İşten Ayrılma Niyetine Etkisi”, Süleyman
Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 9, 153170.
DENİZ, Arzu, Aysel Erciş, (2008), “Kişilik Özellikler İle Algılanan Risk
Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi Üzerine Bir Araştırma”,
İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 22(2), 301-330.
DETRİCK, Paul, John T. Chibnall, Cynthia Call, (2010), “Demand
Effects on Positive Response Distortion by Police Officer
Applicants on the Revised NEO Personality Inventory”. Journal
of Personality Assessment, 92(5), 410–415.
333
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
DEVİ, Chitra, S. Sheela Rani, (2012), “Personality and Work–Life
Balance”, Journal of Contemporary Research in Management,
7(3), 23-30.
DOĞRUL, Burcu Şefika, Seda Tekeli, (2010), “İş-Yaşam Dengesinin
Sağlanmasında Esnek Çalışma”, Sosyal ve Beşeri Bilimler
Dergisi, 2(2), 11-18.
DURMUŞ, Beril, E. Serra Yurtkuru, Murat Çinko, (2011), Sosyal
Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi, Beta Yayıncılık, İstanbul.
EFEOĞLU, İbrahim Efe, (2006), İş-Aile Yaşam Çatışmasının İş Stresi, İş
Doyumu ve Örgütsel Bağlılık Üzerindeki Etkileri: İlaç
Sektöründe Bir Araştırma, Çukurova Üniversitesi Yayınlanmış
Doktora Tezi, Adana.
FEİST Jess, Gregory J. Feist, (2006), Theories of Personality,.
International Edition McGrawHill, Singapore.
FRİEDMAN Stewart D.,
Sharon Label, (2003), “The Happy
Workaholic: A Role Model for Employees”, Academy of
Management Execultive, 17 (3), 87-98.
GODSE, Anand S., Thingujam, Nutankumar S., (2010), “Perceived
Emotional Intelligence and Conflict Resolution Styles among
Information Technology Professionals: Testing the Mediating
Role of Personality”, Singapore Management Review, 32 (1),
69-83.
GÜNDÜZ, Yüksel, Zehra Sedef Coşkun, (2012), “Öğrenci Algısına
Göre Öğretmen Etik Değerler Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlik
ve Güvenirlik Çalışması”, Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir
Eğitim Fakültesi Dergisi (KEFAD), 13(1), 111-131.
ILIES, Remus, Judge, Timothy A., (2003),. “On the Heritability of Job
Satisfaction: The Mediating Role of Personality”, Journal of
Applied Psychology, 88(4), 750-759.
KARAGÖZ, Yalçın, İlker Kösterelioğlu, (2008), “İletişim Becerileri
Değerlendirme Ölçeğinin Faktör Analizi Metodu ile
Geliştirilmesi”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
21, 81-98.
KOÇOĞLU, Merve, (2013), “Rizelilerin Kişilik Özelliklerini
Belirlemeye Yönelik Ölçek Geliştirme Çalışması ve Rize’ye ve
334
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
Rize Kültürüne Bağlılıklarını Belirlemeye Yönelik
Araştırma”, Karadeniz Araştırmaları, Sayı:40, 109-134.
Bir
KUMAR, Harish, Sudeep Kumar Chakraborty, (2013), “Work-Life
Balance (WLB): A Key to Organizational Efficacy”, Aweshkar
Research Journal, 15 (1), 62-70.
LÍBANO, Mario del, Susana Llorens, Marisa Salanova, Wilmar
Schaufeli, (2010), “Validity of a Brief Workaholism Scale”,
Psicothema, 22(1), 143-150.
MCMİLLAN, Lynley H. W., Elizabeth C. Brady, Michael P. O'Driscoll,
Nigel V. Marsh, (2002), “A Multifaceted Validation Study of
Spence and Robbins' (1992) Workaholism Battery”, Journal of
Occupational and Organizational Psychology, 75, 357-368.
MALEKİHA, Marzihe, Mohammad. R. Abedi, Iran Baghban, (2012),
“Work-Family Conflict And Personality” Interdisciplinary
Journal of Contemporary Research in Business, 3 (10), 144-152.
MARAFI, Hama, (2013), “Perception of Work-Life Balance-An
Investigation of Education Sector of East and West”, Asian
Journal of Business Management, 5(1), 174-180.
MCCRAE, Robert R., Oliver P. John, (1992), “An Introduction to the
Five-Factor Model and Its Applications”, Journal of Personality,
60(2), 175–215.
MCCRAE, Robert R., Paul T. Costa, Thomas A. Martin, (2004), “The
NEO–PI–3: A More Readable Revised NEO Personality
Inventory”, Journal of Personalıty Assessment, 84 (3), 261–270.
MÜLLER, Wieland, Andrew Schotter, (2010), “Workaholıcs And
Dropouts in Organizations”, Journal of the European Economic
Association, 8 (4), 717–743.
NETEMEYER, Richard G. Boles, James S., McMurrian, Robert, (1996),
“Development and Validation of Work Family Conflict and
Family Work Conflict Scale”, Journal of Applied Psychology, 81
(4), 400-410.
NOOR, Khairunneezam Mohd, (2011), “Work-Life Balance and
Intention to Leave Among Academics in Malaysian Public
Higher Education Institutions”, International Journal of Business
and Social Science, 2(11), 240-248.
335
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
ÖLÇER, Ferit. (2005), “İşkoliklik Üzerine Bir Araştırma”, Selçuk
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve
Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 9, 123-144.
ÖZDAMAR, Kazım, (2004), Paket Programlar ile İstatistiksel Veri
Analizi 2/Çok Değişkenli Analizler, Kaan Kitapevi, Eskişehir.
PATEL, Avani S., Mark C. Bowler, Jennifer L. Bowler, Scott A. Methe,
(2012), “A Meta-Analysis of Workaholism”, International
Journal of Business and Management, 7(11), 2-17.
PODRATZ, Leah Toney, (2004), The Nature of Work-Personal Life
Balance, University of Houston Published Dissertation, USA.
RIZZO, John R., House, Robert J., Lirtzman, Sidney, (1970), “Role
Conflict and Ambiguity in Complex Organizations”,
Administrative Science Quarterly, 15(2), 150-163.
SAİF Muhammad Iqbal, Muhammad Imran Malik, Muhammad Zahid
Awan, (2011), “Employee Work Satisfaction and Work - Life
Balance: A Pakistani Perspective”, Interdisciplinary Journal of
Contemporary Research in Business, 3 (5), 606-617.
SCHAUFELİ, W.B., Taris, T.W., Bakker, A. (2006), Dr. Jekyll and Mr.
Hide: On The Differences Between Work Engagement and
Workaholism. In R. Burke (Ed.): Research Companion To
Working Time And Work Addiction (pp. 193-217), Edward
Elgar: Northampton, MA.
SCHAUFELİ, Wilmar B., Toon W. Taris, Willem van Rhenen, (2008),
“Workaholism, Burnout, and Work Engagement: Three of a Kind
or Three Different Kinds of Employee Well-being?”, Applied
Psychology: An International Review, 57 (2), 173–203.
SHARİAT. H, Taboli.H, Shokuh Saljooghi.Z., (2012), “The Relation
between “Workaholism” & “Occupational Stress”: A Case Study
about “Welfare Organization Personnel” of Kerman, Iran”,
Interdisciplinary Journal of Contemporary Research in Business,
4(8), 151-168.
SHAFFER, Margaret A., Janice R. W. Joplin, (2001), “Work-Family
Conflict On International Assignments: Time- And Strain-Based
Determinants And Performance Effort Consequences”, Academy
of Management Proceedings, 11-16.
336
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, 14:309-337
SHARMA, J., P. Sharma, (2011), “Workaholism and Its Correlates: A
Study of Academicians”, Int. J. Manag. Bus. Res., 1(3), 151-160.
SHİMAZUİ, Akihito, Wilmar B. Schaufeli, (2009), “Is Workaholism
Good or Bad for Employee Well-being? The Distinctiveness of
Workaholism and Work Engagement among Japanese
Employees”, Industrial Health, 47, 495–502.
SURCİNELLİ, Paola Nicolino Rossi, Ornella Montebarocci, Bruno
Baldaro, (2010), “Adult Attachment Styles and Psychological
Disease: Examining the Mediating Role of Personality Traits”,
The Journal of Psychology, 144(6), 523–534.
SPENCE, Janet T., Ann S. Robbins, (1992), “Workaholism: Definition,
Measurement, and Preliminary Results”, Journal of Personality
Assessment, 58(1), 160-168.
SREE, Jyotbi, V., Jyotbi P., (2012), “Assessing Work-Life Balance:
From Emotional Intelligence and Role Efficacy of Career
Women”, Advances in Management, 5(6), 35-43.
TREMBLAY, Diane-Gabrielle, Émilie Genin, Martine di Loreto, (2011),
“Advances and Ambivalences: Organisational Support to WorkLife Balance in A Police Service”, Employment Relations
Record, 11(2), 75-93.
YELBOĞA, Atilla, (2006), “Kişilik Özellikleri ve İş Performansı
Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, “İş, Güç” Endüstri İlişkileri
ve İnsan Kaynakları Dergisi, 8(2), 196-211.
YILDIRIM Ali, Hasan Şimşek, (2011), Sosyal Bilimlerde Nitel
Araştırma Yöntemleri, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Türk
Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/index.
php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.52a99a
222de371.68189096, (12 Aralık 2013).
337
AIBU Journal of Social Sciences, Vol:14, Year:14, Issue:1, 14:309-337
338