Clostridium botulinum
Transkript
Clostridium botulinum
Clostridium botulinum 1 Nezihe TUNAİL Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü 01. Genel Bilgiler 02. Morfolojik, Kültürel Özellikleri ve Doğal Olarak Bulundukları Yerler 03. Diğer Önemli Özellikleri 03.01. Proteolitik Aktivite 03.02. Enterotoksinleri 03.03. Isıya Direnci 04. Hastalığın Belirtileri ve Aracı Olan Gıdalar 05. Clostridium botulinum ve Toksinlerinin Belirlenmesi 01. Genel Bilgiler Bacillaceae familyasında bulunan Clostridium cinsinin bir üyesi olan C. botulinum nörotoksini bilinen en öldürücü doğal bileşiklere örnek oluşturmaktadır. 'un 02. Morfolojik, Kültürel Özellikleri ve Doğal Olarak Bulundukları Yerler C. botulinum sporlu, anaerob, hareketli, Gram pozitif özellikte çubuk şeklinde bir bakteridir. Oval veya silindirik formlu sporlar hücrede terminal veya subterminal pozisyonda bulunurlar ve çoğunlukla vejetatif hücrenin spor bulunan bölgesinin şişmesine (raket formu) neden olurlar. İmmunolojik yöntemlerle birbirinden ayrılabilen 8 ayrı toksin (A, B, C1, C2, D, E, F, G) oluşturan 8 ayrı tipi bulunmaktadır. Son olarak Arjantin topraklarından izole edilen G tipi bugün C. argentinense olarak anılmaktadır. İnsanlarda görülen botulizme A, B, E, F tipleri neden olurken, C ve D tipleri hayvanlarda botulizm etmeni olarak belirlenmiştir. G tipinin botulizme neden olduğuna ilişkin veriler bulunmamaktadır. Mezofilik bir mikroorganizmadır ancak tiplere göre sıcaklık istekleri değişir. Tip A ve B optimum 37 oC de gelişir. Bunlar için minimum gelişme sıcaklığı 10-12.5 oC, maksimum gelişme sıcaklığı da 47.5-50 oC arasındadır. E tipi optimum olarak 30 oC de gelişmektedir. Minimum gelişme sıcaklığı ortalama olarak A ve B tipleri için belirlenen sıcaklıkların 10 oC altındadır, maksimum gelişme sıcaklığı ise, A ve B tiplerinin isteğinden 5 oC daha düşüktür. F tipi psikrotrof olup çok düşük derecelerde bile uzun sürede toksin oluşturabilmektedir. C. botulinum optimum olarak pH 6.0-7.5 arasında gelişir. pH 4.5' un altında gelişmeleri engellenir. Sporlarının çimlenmesi için minimum sıcaklık ve pH istekleri bakterinin gelişebilmesi için gerekli minimum değerlerden biraz daha yüksektir. Sporların çimlenebilmesi için en düşük derece 15 oC ve en düşük pH 5.0-5.1 olarak belirlenmiştir. Genel olarak pH' nın spor çimlenmesi ve gelişme için optimum oluşu toksin oluşumunu da stimule eder. Toksin oluşumunda minimum su aktivitesi değeri; A ve B için As= 0.94, E tipi için de As= 0.97' dir. Sıcaklığa dirençleri; A ve B tipleri için D121 oC = 0.2 dakika F tipi için D121 oC = 0.17 dakika olarak belirlenmiştir. % 10 oranında tuz ve % 60 oranında sakkaroz ortamlarında C. botulinum toksin oluşturmaz. Tuzun daha düşük konsantrasyonları (% 3.0-3.5), eğer beraberinde koruyucu teknolojik bir işlem 1 Kaynak : Gıda Mikrobiyolojisi ve Uygulamaları, 2000. Genişletilmiş 2. Baskı; Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü yayını. Sim Matbaası, Ankara 522 s 03. Bölüm, 03. kısım 1 (tütsüleme, ısıl işlem uygulaması) varsa toksin oluşumunu engeller. Gıdalara katılan nitratlar da gelişmeyi ve toksin oluşumunu, O/R potansiyelini yükselterek ve hidroksilamin (NH2OH) oluşturarak engeller. Clostridium botulinum suşlarının doğal habitatları toprak ve deniz tabanları ile kıyı sularıdır. Göllerin sedimentlerinde, balıkların sindirim kanallarında, bahçede yetiştirilen sebzelerde bulunurlar. Bunlardan özellikle E tipi kıyı sularında ve balıklarda görülür. Topraktan her tarafa dağılımı söz konusudur. 03. Diğer Önemli Özellikleri 03.01. Proteolitik Aktivite Fermentasyon yapan C. botulinum türleri, sakkarolitik ve proteolitik özelliklerine göre de sınıflandırılmıştır. İçlerinde A tipi toksin yapanlar, B ve F tipi toksin yapanların bir kısmı proteolitik bulunmuştur. Proteolitik aktivite göstermeyen grupta; E tipinin tüm suşları ile B ve F tipi toksin yapanların proteolitik olmayanları yer almaktadır. C ve D tipi C. botulinum suşları da proteolitik değildir, her iki tip de ortak metabolik sisteme sahip olduğundan ayrı bir grupta toplanmıştır. Proteolitik suşlardaki endojen proteazlar veya refakatçi flora olarak bulunan proteolitik suşların proteazları C. botulinum toksininin aktivitesini artırmada rol oynar. 03.02. Enterotoksinleri Toksinler sıcaklığa dayanıksız, suda çözünebilen, asitlere dirençli yüksek moleküllü proteinlerdir. İçlerinde A tipi toksinin toksisitesinin B tipi toksinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Nörotoksik proteinin 150 MDa büyüklükte tek bir polipeptid zincirden oluştuğu saptanmıştır. Bu polipeptid yapı; proteolitik olan A, B, F tiplerinde endojen proteazlar aracılığıyla, proteolitik olmayan B, E, F tiplerinde ise ekzojen proteazlar yardımıyla iki zincire parçalanır ve buna bağlı olarak toksisite artar. Toksinin 35 ng-10 mg arasındaki dozunun bir insanı öldürmeye yeterli olduğu düşünülmektedir. Toksin, organizmanın logaritmik gelişme evresinde sentezlenmekte ve hücre içinde birikmekte, logaritmik gelişme döneminin sonunda büyük olasılıkla liziz sonucu ortama geçmektedir. Toksinin hücre dışına çıkışında başka bir mekanizmanın var olup olmadığı bilinmemektedir. Gıda ile alınan toksin ince barsağa ulaştıktan sonra burada absorbe olur ve lenf sistemi yolu ile kana karışır. Ardından sinir sistemine ulaşan toksin burada belirli noktalara bağlanarak sinirlerin komuta ettiği kaslara komutların gönderilmesini engellemekte ve kasların paraliz (felç) olmasına neden olmaktadır. Toksinin etki mekanizmasına ilişkin tam açıklanamamış bazı bilgiler mevcuttur. Nörotoksik etkili proteinin, sinir düğüm ve kavşaklarında uyarı mesajlarının iletilmesini bloke ettiği, bunun sonucu olarak da sinir uçlarında asetilkolinin serbest hale geçmesinin engellendiği bilinmektedir. Anlaşılamayan kısım ise bu sonuca götüren blokajın nasıl olduğudur. Kesin olan, toksinin etkisinin nöromuskular blokaj şeklinde ortaya çıktığıdır. 03.03. Isıya Direnci C. botulinum toksinleri ısıya duyarlıdır. Kaynama derecesinde birkaç saniyede tahrip olurlar. 80 o C de 6 dakikada, 72 oC de 12 dakikada tamamen inaktif hale geçerler. Bu durum özellikle tekrar ısıtılarak yenen konserve ve diğer yiyeceklerde toksin rizikosunu azaltmaktadır. 2 04. Hastalığın Belirtileri ve Aracı Olan Gıdalar Toksinli gıdanın tüketilmesinden yaklaşık 12-36 saat sonra intoksikasyon; bulantı, kusma, ağrılı ve kramplı mide ve barsak rahatsızlığı şeklinde ortaya çıkar. Çift görme, dil ve boyun kaslarında felç ve en son olarak da solunum felci görülür. İntoksikasyonun ortaya çıkması gıdaya bağlı olarak 4 saatten 4 güne kadar değişebilir. Karın bölgesindeki ağrı ve kramplar hastalığın apandisit veya barsak düğümlenmesiyle, bazen de ağızda ve boğazda görülen kuruma, yanma, kızarma belirtileri faranjitle karıştırılabilir. Toksin ağız yolu ile alındığında minimal toksik dozun 0.1-1.0 mg olduğu düşünülmekle beraber toksinin daha geniş sınırlarda (35 ng-10 mg) ölüme neden olabileceği de ileri sürülmektedir. Toksinin taşınmasında aracı olan gıdalar arasında evde yapılan sebze konserveleri başta gelir. Yeterli ısıl işlem görmemiş (ticari sterilizasyon sıcaklığına ulaşamamış) ve asitliği fazla olmayan sebze konservelerinin yanında yine evlerde; tuz-sirke karışımına yatırılarak ve baharatla çeşnilendirilerek hazırlanan sebzeler, çiğ jambon, tütsülenmiş veya fermentasyon yolu ile lezzetlendirilmiş balıklar, buharla az pişirilen balıklar, salamura et ürünleri, ciğer ezmesi vb yiyecekler botulizme aracı olan gıdalardır. Özellikle uzak doğu ve İskandinav ülkelerinde aracı gıdalar olarak balık önemli görülmektedir. Sebze konserveleri (yeşil fasulye, bezelye, bakla, mercimek, nohut, ıspanak, kuşkonmaz) sık sık zehirlenmeye neden olur. Çeşitli salata sosları, özellikle domates, biber gibi sebzelerden hazırlananlar, C. botulinum toksinlerinin taşınmasında önemli paya sahiptir. Hasta zehirlendikten sonra kurtulması için polivalan antitoksin ile toksinin nötralizasyonu gerekmektedir. Nefes alma zorluğu baş gösterdiğinde de yapay solunum uygulanmalıdır. 05. Clostridium botulinum ve Toksinlerinin Belirlenmesi Clostridium botulinum' un gıda içerisinde kültürel yöntemle varlığının gösterilmesi veya sayılması intoksikasyonun seyri dikkate alındığında çok fazla anlam taşımamaktadır. Gıdalarda toksinin belirlenmesinde kullanılan geleneksel analiz yöntemi farelerle yürütülen letal doz testidir. Bu yöntem günümüzde hala en geçerli yöntem olarak kullanılır. Farelere farklı antitoksinler verilerek gıdadaki enterotoksin tipi nötralizasyon sonuçları ile ortaya konulabilir. C. botulinum nörotoksinlerinin belirlenmesi için birçok immunolojik yöntem geliştirilmiştir. Ancak geliştirilen immunolojik analiz yöntemlerinde belirlenen immunolojik aktivitedir. Toksinin biyolojik aktivitesini ortaya koyabilecek yöntemlerin de geliştirilmesi gerekmektedir. Bugün için Sandwich ELISA, floresan antikor teknikleri veya RPLA testleri henüz fare denemelerinin yerine geçebilmiş değildir. Örneğin RPLA testinin, toksini değil, toksin komponentlerinden birini belirlemeye yönelik olduğu belirtilmiştir. Floresan antikor tekniği bakterinin E tipi toksini için kullanılmaktadır. Ancak gıdalarda henüz bu yolla toksin saptamak mümkün olamamaktadır. Monoklonal antikor tekniğinin gelişmesi ile gelecekte immunolojik toksin belirleme yöntemlerinin hayvan denemelerinin yerine geçeceği düşünülmektedir. PCR ve gen sondalarının da henüz başarılı kullanımları görülmemektedir. Clostridium botulinum' un spor varlığının ballarda gösterilmesi tüm gıdalar içerisinde üstünde en fazla durulan konudur. Süt emmekte olan bebeklerde spontan olarak ortaya çıkan bebek botulizmlerine C. botulinum sporları neden olur. Sporların jerminasyonu ile barsakta gelişen C. botulinum vejetatif hücreleri, toksin oluşturarak bebek botulizmlerini yaratır. Bu şekildeki vakaların ABD, Japonya ve İngiltere' de ortaya çıktığı belirtilmektedir. Ballar da A ve B tipi 3 toksin yapan C. botulinum sporlarını içerdiklerinde aynı tehlikeli sonucu yaratabilmektedir. İşte böyle gıdalarda C. botulinum varlığının veya sayısının belirlenmesi yerine gıda içerisinde veya örneğin broth kültüründe toksinin geliştirilmesi ve gıda ekstraklarının deney farelerine verilerek, toksin oluşumunun ispatlanması yoluna gidilmektedir. Bu yolla balda C. botulinum veya spor varlığı belirlenmektedir. Balda C. botulinum varlığının gösterilmesi için 45 oC ye ısıtılan ve homojen hale getirilen bal 1:1 oranıyla steril destile suyla karıştırılarak (Örneğin 25 g bal : 25 ml steril su) bir dializ tüpünde, +4 oC de 24 saat süreyle suya karşı usulüne uygun olarak dializ edilir. Dializ tüpündeki bal+su karışımı, içinde önceden sterilize edilmiş çok az miktarda Cooked Meat Medium (CMM) bulunan bir erlene boşaltılır (5 g CMM az bir su içinde sterilize edilir). Dializ tüpü Triptone Peptone Glucose Yeast Extract (TPGY) Broth ile yıkanarak erlene alınır (2 x 60 ml; 1 kat konsantre TPGY kullanılır). Hacim aynı broth ile 300 ml' ye tamamlanarak 80 oC de 25 dakika su banyosunda ısıtılır ve 4 gün süreyle inkübe edilir. Gelişmeden sonra broth santrifüjlenerek süpernatantta toksinin varlığı deney hayvanları kullanılarak gösterilir. C. botulinum' un izolasyonu ve identifikasyonu amaçlandığında ise bakteri tehlikeli olduğundan toksoidlerle korunmak gerekir. C. botulinum içerdiği düşünülen gıdanın 1:1 oranıyla absolü alkol içerisinde oda sıcaklığında bir saat tutulması, refakatçi floranın ve C. botulinum vejetatif suşlarının öldürülmesi için gereklidir. Bu karışımdan öze ile Egg Yolk Agar (EYA) veya Liver Veal Egg Yolk Agar (LVEYA) plaklarına sürülür, plaklar 35 oC de 48 saat inkübasyona bırakılır. Bu besiyerleri üzerinde C. botulinum beyaz-sarı, yassı, homojen olmayan tipik koloniler oluşturur. Kolonilerin etrafında sedefli parlaklık gösteren presipitasyon zonları eğik ışıkta bakıldıklarında daha belirgin olarak görülürler. Diğer Clostridium türleri de aynı tarzda koloni verebileceklerinden, en az 3-5 koloni CMM' a (A, B tipi için) ve TPGY Broth' a (E tipi için) aşılanır. Birinci besiyeri 35 oC de, ikinci besiyeri 26 oC de 5' er gün inkübasyona bırakılır. Gelişen kültürlerde biyokimyasal testler yürütülür. Zenginleştirme gerekiyorsa; işlenmemiş ve az işlenmiş gıdalar için Differential Reinforced Clostridial Broth (DRCB) veya Modified Peptone Colloid Broth (MPCB) kullanılır. Çok fazla işlem görmüş gıdaları ise taze hazırlanmış Pork Pea Infusion Broth (PPIB) veya Beef Infusion Broth (BIB) besiyerlerinde 37 oC de 72 saat zenginleştirmek gerekmektedir. Gelişmenin görüldüğü tüplerden seyreltiler yapılarak Sülfite Polymyxin Sulfadiasine Agar (SPSA) plaklarına ekim yapılır ve 32 oC de 48-72 saat inkübasyona bırakılır. Plakta gelişen siyah kolonilerden 3-5 adet seçilerek biyokimyasal testler gerçekleştirilir. 4