Renewable Energy | yesap
Transkript
Renewable Energy | yesap
YENİLENEBİLİR ENERJİ, EKOSİSTEMLER VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN İLERİ ARAŞTIRMALAR PLATFORMU (YESAP) Initiative for Renewable Energy, Ecosystems and Sustainability (I-REES) Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)’nin 2005-2010 yıllarını kapsayan Stratejik Planı’nda yer alan vizyon boyutlarında ODTÜ “araştırma-ağırlıklı” bir üniversite olarak tanımlanmakta ve “öncelikli alanlarda” proje önerilerinin geliştirilmesi ve finansmanı için destek sağlanması birincil amaç olarak yer almaktadır. ODTÜ bu vizyona uygun olarak “Yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik” ile ilgili çalışmaları öncelikli araştırma alanı olarak belirlemiş ve üniversite içinde “Yenilenebilir Enerji, Ekosistemler ve Sürdürülebilirlik için İleri Araştırmalar Platromu (ODTÜ-YESAP) başlıklı bir araştırma ağının oluşturularak bu alanda büyük ölçekli projeler gerçekleştirilmesi için gerekli olan koordinasyonu sağlama kararını almıştır. ODTÜ-YESAP, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde farklı bölüm ve birimlerde gerçekleştirilmekte olan yenilenebilir enerji, ekosistemler ve sürdürülebilirlik alanlarındaki çalışmaların aynı çatı altında toplanarak araştırma grupları arasında sinerjinin sağlanması, bu alandaki araştırma, eğitim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinin koordine edilmesi ve üniversitenin içindeki ve dışındaki pek çok birimi/kurumu kapsayan güçlü bir ağ yapısının kurgulanarak, öncelikle Türkiye’de bu alandaki çalışmalara yön vermeyi ve işbirliği ortamını geliştirmeyi hedefleyen bir merkezdir. Bu merkez, bütünleşik araştırma projelerinin geliştirilerek toplumsal ve bilimsel etkisi yüksek araştırma çıktılarının üretilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır. Sürdürülebilirlik alanında çalışan araştırmacıların ve ilgili bölümlerin sayısı, gerçekleştirilmiş projelerin tutarı ve yapılan yayın sayılarına bakıldığında, ODTÜ’nün Türkiye’deki araştırmalara, uygulamalara, teknolojilere ve politikalara yön verebilecek güçte olduğu anlaşılmaktadır. ODTÜ, DPT, TÜBİTAK ve uluslararası projelere katılım ve aldığı bütçe açısından ülkemizdeki en başarılı üniversitedir. ODTÜ’de enerji konusunda yürütülen ulusal ve uluslararası projelerin bütçesi 40.000.000 $’a yaklaşmıştır. Halen ODTÜ’de değişik bölüm ve merkezler altında yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik alanında araştırmalar yapan pek çok araştırma grubu yer almakta ve sürdürülebilirlik teknolojik, sosyo-ekonomik ve çevresel olmak üzere tüm boyutlarıyla irdelenmektedir. Araştırma gruplarına ek olarak, bu alandaki eğitim programları ve toplumsal hizmet faaliyetleri ile ODTÜ sürdürülebilirliğin hem derinlik hem de genişlik olarak en fazla ele alındığı üniversitelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmalara güç katan unsurlardan biri de TEKNOKENT bünyesinde faaliyet gösteren firmalarla etkileşim ve işbirliği içinde olunmasıdır. Halen yürütülmekte olan araştırma projelerinde kurulmuş olan ulusal ve uluslararası kurumsal işbirlikleri bu alandaki çalışmalar için kritik başarı faktörlerini oluşturmaktadır. Bu raporun amacı, ODTÜ bünyesinde kurulacak olan ODTÜ-YESAP’ın altında yer alan mevcut araştırma gruplarını tanıtmak ve ODTÜ-YESAP’ın Türkiye’deki araştırmalara yön veren bir Mükemmeliyet Merkezi olmasını sağlayacak olan pek çok alana yayılmış bilgi birikimini ortaya koymaktır. 1 Gerekççe faaliyetleriniin artması ve karmaşııklaşması, ““kalkınma” kavramınınn doğal çeevrenin ve İnsan fa ekosisteemlerin koruunması ilkeesiyle bütünnleşmesi geerektiğini orrtaya koymaaktadır. Ekoosistemler sürekliddir; ülkelerrin idari ssınırlarına göre şekill alamaz. Bu nedennle “kalkın nma” ve “ekosisttemlerin koorunması” kkonuları, heer zaman uluuslararası huukukun öneemli konularrından biri olmuştuur. Ekosisttem yönettiminin önnemi ve insan faalliyetlerinin çevresel etkisinin değerlenndirilmesi kkonuları ilkk kez 1972 yılında düzzenlenen Biirleşmiş Miilletler İnsaan Çevresi Konferaansı’nda1 (S Stockholm K Konferansı)) ele alınm mıştır. Stockkholm Konfferansı, ele aldığı bu konular ile sürdürüülebilir kalkkınma kavraamının gelişşmesi yolunnda atılan çook temel bir adımdır. Ülkemizz bu konferansa katılaan 113 ülkeeden biridirr2. “Sürdürrülebilir Kaalkınma” kkavramının CED), 19887 yılında gündem me gelişi isse, Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonuu’nun3 (WC hazırladdığı Ortak Geleceğimiz G z4 isimli rappor ile olmuuştur. Ortayya atıldığınddan bu yanaa pek çok disipliniin temel araaştırma alanllarından birri olan, bu nedenle n pek çok anlam ve v içerik yüüklenen bu kavramıın Ortak Geeleceğimiz issimli raporddaki tanımı aaşağıdaki giibidir: “Sürdürülebbilir kalkınma, günüm müzün ihtiyaaçlarını, geelecek nesilllerin kendi ı karşılay i ihtiyaçların ayabilmeleriini tehlikkeye atmaadan karrşılayabilen 5 k kalkınmadır r.” (WCED D 1987). Sürdürüülebilir kalkıınma düşünncesinin tem mel ilkeleri aşağıdaki gibbi sıralanabiilir (Bkz. Şeema 1): 1) Ekosiistemler, ekkonomi ve tooplum arasınndaki karşılııklı bağlarınn dikkate alıınması, 2) Ekosistemlerin işlevi, değerrleri ve biyoçeşitliliğin kkorunması, 3) Tüm insan faaliyyetlerinde önnleyici (preccautionary) bir yaklaşım mın benimsenmesi, 4) Geleccek nesilleriin ve yoksull kesimlerinn haklarının güvence alttına alınmassı. Şeema 1- Sürdürülebilirr Kalkınmaa Yaklaşımıının Boyutlları6 Yukarıdda sayılan iilkeler, kayynakların koorunmasını ve akılcı kullanımınıı teşvik ederek, tüm yaşamınn dayandığı ekolojik süüreçlerin sürrdürülmesinne olanak tannımakta; heem günümüzzdeki hem de geleccekteki yaşaam kalitesinnin artırılmaasını sağlam maktadır. Buuluşçuluk (innovasyon) konusunda k 1 United N Nations Confeerence on the H Human Enviroonment Gedikli,, B. 2008. “D Doğa Koruma, Kentleşme, Planlama: P Yassal ve Kurumssal Yapı Üzerrine Bir Değeerlendirme”. Planlamaa, Sayı 1-2. s.887-99. 3 World Commission C foor Environmennt and Develoopment 4 Our Com mmon Future 5 World Commission C on Environmennt and Developpment (WCED D). 1987. Our Common Futuure. 6 Gönençç, Sorguç, A. 2009. “Sürddürülebilirlik İİçin Performaatif Mimarlıkk”. TMMOB Ekolojik Yappı Tasarımı, Malzeme, Teknoloji, Ç Çevre. İstanbull. 2 2 yaşanann son gelişm meler de, kayynakların koorunması vee akılcı kullaanımını desstekler yönddedir (Bkz. Şema 2)). Şem ma 2- Buluşççuluk (İnovvasyon) Dallgaları 20. Yüzzyıl’da sürddürülebilir kkalkınma koonusundaki köşetaşı nitteliğindeki bir diğer ulluslararası konferanns, 1992 yıılında düzennlenen Rio Yeryüzü Ziirvesi’dir7. Zirve Z çalışm maları sonucunda beş temel beelge üretilm miştir: R Rio Bildirgeesi G Gündem 21 O Orman İlkelleri Bildirgeesi İİklim Değişşikliği Çerçeeve Sözleşm mesi B Biyolojik Çeşitlilik Sözzleşmesi Türkiyee Rio Zirveesi’ne katılaan ve yukarrıdaki belgeelere taraf oolan ülkeleer arasındaddır. Ulusal düzeydee üretilen poolitika belgeelerine bakılldığında, süürdürülebilirr kalkınma yaklaşımının y n özellikle 1990’lı yıllardan buu yana temeel ilke olarakk benimsenddiği görülm mektedir. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (11990-1994), sürdürülebbilir kalkınm ma yaklaşım mının benim msendiği plann olması baakımından 7 Rio Eartth Summit 3 önemlidir. Plan, çevrenin gelecek nesillere aktarımına vurgu yaparak, her tür ekonomik politikada çevre boyutunun dikkate alınmasının esas olduğunu belirtmektedir8. İzleyen planlarda da, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak üzere gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılacağına ilişkin politikalar yer almaktadır. Öte yandan, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısı’nda (2008) alınan kararlar ve eylem planları da sürdürülebilir kalkınma ilkesi ile uyum içindedir. Şema 2’de açıklandığı gibi, Sürdürülebilir Kalkınma yaklaşımı, sosyal/toplumsal (şeffaflık, denge, eşitlik ve yapabilir kılma), ekonomik (büyüme, gelişme, verimlilik) ve Ekosistemin bütünlüğü, (taşıma kapasitesi, biyoçeşitlilik) bileşenlerinden oluşan bir yaklaşımdır9. Sürdürülebilir kalkınma kapsamında enerji üretimi, sürdürülebilirliğin WCED tarafından 1987 yılında yapılan tanımı ile de uygun olarak, günümüzün enerji üretim ihtiyaçlarını gelecek nesillerin enerji üretim ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye atmadan karşılayabilmek olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilir enerji üretimi, dünya üzerinde kaynakları sınırlı ve belli coğrafi bölgelerde yoğunlaşmış enerji kaynaklarından ziyade (fosil tabanlı yakıtlar gibi), mevcut doğal potansiyel enerji kaynaklarını, atıkları veya temiz yakıtları kullanarak günümüzün enerji ihtiyaçlarını karşılama anlamına gelmektedir. Yenilenebilir ve Temiz Enerji Teknolojileri olarak bilinen bu kaynaklara örnek olarak güneş, rüzgar, biyokütle ve biyoyakıtlar, dalga ve gel-git enerjisi, jeotermal enerji ve genel olarak enerji verimliliğini artırmaya yönelik teknolojiler verilebilir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren dünyadaki fosil yakıt rezervlerinin sınırlı miktarda olduğu gerçeği konusunda farkındalığın artması, bu kaynakların dünya üzerinde sadece belli bölgelerde yoğunlaşmış olmasından kaynaklanan siyasal ve ekonomik sorunlar ile fosil yakıtların enerji üretiminde kullanılmasının küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi negatif etkilerinin ortaya çıkması sonucu, yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarından enerji üretiminin önemi ortaya çıkmış ve bu alana yönelim artmıştır. Yenilenebilir enerjilerin kullanımı ve ekosistemlerin sürekliliği, sürdürülebilirliğin sağlanması için temel unsurları oluşturmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının önemi, dünyanın ve Türkiye’nin hızla artan enerji ihtiyacı doğrultusunda giderek artmaktadır. Sürekli artan nüfus ve gelişen teknoloji, tüm dünyada enerji, kimyasal ve değişik malzemelere olan gereksinimi artırmakta, bu da “yenilenebilir” ve “sürdürülebilir” alternatif kaynak arayışlarına girilmesine neden olmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, son yıllarda temiz enerji, çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında teknik, ekonomik ve sosyal araştırmalara ve problemlere yönelik çalışmalar ve toplum bilinci artmaktadır. Temiz ve yenilenebilir enerji, çevre, ekosistemler, iklim değişikliği konularında değişik boyutta ve alanda politik, bilimsel ve bireysel çalışmalar gittikçe önem kazanmaktadır. Üniversitemizde temiz çevre, ekosistemler, sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji konularında çok disiplinli ve disiplinlerarası bir araştırma yaklaşımını benimsemiş olarak kapsamlı araştırmalarını sürdüren gruplar, programlar ve bölümler bulunmaktadır. 8 Gedikli, B. 2008. “Doğa Koruma, Kentleşme, Planlama: Yasal Ve Kurumsal Yapı Üzerine Bir Değerlendirme”. Planlama, Sayı 1-2. s.87-99. 9 Gönenç, Sorguç, A. 2009. “Sürdürülebilirlik İçin Performatif Mimarlık”. TMMOB Ekolojik Yapı Tasarımı, Malzeme, Teknoloji, Çevre. İstanbul. 4 Bu düşünceden yola çıkarak, çoklu araştırma yapısına sahip bir merkezin kurulması gereksinimi Üniversitemizin gündemine gelmiştir. Söz konusu araştırma merkezinin yapısı Şema 3 ve Şema 4’te verilmektedir: Ulusal ve uluslararası kurumlar Sanayi kuruluşları Yenilenebilir Enerji Ulusal ve Bölgesel Sürdürülebilirlik Yönetişimi Sürdürülebilir Çevre Yönetimi ve Teknolojileri O Yenilenebilir Enerji, D Ekosistemler ve T Sürdürülebilirlik İçin İler Ü Araştırmalar Platfomu Yapılı Çevre Ekosistemler ODTÜ Teknokent ODTÜ Merkezi Lab Şema 3- Mükemmeliyet Merkezinin Yapısı 5 Center of Advanced Studies for Renewable Energy‐Ecosystems and Sustainability (CARES) Yenilenebilir Enerji, Ekosistemler ve Sürdürülebilirlik İçin İleri Araştırmalar Merkezi (YESAP) Yenilenebilir Enerji GÜNEŞ ENERJİSİ Sürdürülebilir Çevre Yönetimi ve Teknolojileri RÜZGAR ENERJİSİ BİYOKÜTLE BİYOHİDROJEN& YAKIT PİLLERİ JEOTERMAL SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ Ekosistemler DENİZ EKOSİSTEMLERİ VE İKLİM ARAŞTIRMALARI TATLISU EKOSİSTEMLERİ BİYOLOJİK KAYNAKLAR Yapılı Çevre SÜRDÜRÜLEBİLİR KENT Ulusal ve Bölgesel Sürdürülebilirlik Yönetişimi SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM SÜRDÜRÜLEBİLİR YERLEŞKE SOSYAL, POLİTİK VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR BÖLGE ÇALIŞMALARI YAPIM MALZEME VE TEKNOLOJİLERİ ENERJI VERİMLİLİĞİ, İŞLETMESİ VE EKONOMİSİ ENERJİ DEPOLAMA VE ENERJİ MALZEMELERİ FARKINDALIK ARTIRMA VE BİLGİ PAYLAŞIM ETKİNLİKLERİ Şema 4- ODTÜ-YESAP’ın altındaki araştırma grupları (DPT’den 2010 yılında kaynak talep edecek araştırma grupları koyu çerçeveyle gösterilmiştir) 6 Şema 3 ve 4’te gösterildiği üzere, ODTÜ-YESAP çatısı altında birbiriyle iletişim halinde olan ve işbirliği içinde çalışan Araştırma Grupları yer almaktadır. Araştırma Gruplarında ODTÜ’deki pek çok bölümden araştırmacı disiplinlerarası çalışmalar gerçekleştirmekte ve ODTÜ içindeki araştırma ağının üniversite dışındaki pek çok kurum ile bağlantısı bulunmaktadır. ODTÜYESAP çatısı altında toplanmış olan çalışmaların koordinasyonu Rektörlük tarafından sağlanacak, araştırma ağının genişletilmesi, güçlendirilmesi ve araştırma çıktılarının duyurulması için gerekli olan mekanizmalar Rektörlük tarafından oluşturulacaktır. ODTÜ-YESAP’ın araştırma çıktılarını topluma ulaştırmak üzere gerçekleştirilecek olan “Farkındalık artırma ve bilgi paylaşım etkinlikleri” öncelikli hedefler arasında yer alacaktır. Çoklu yapısı ile ODTÜ-YESAP’ın, Avrupa Birliği Çerçeve Programları’nın öncelikli olarak destek verdiği araştırma konularında projeler yapabilme olanağı ve rekabet gücü artırılmış olacaktır. Teknoloji geliştirme ve ulusal politikalar oluşturma potansiyelinin bağlantıların kuvvetlendirilmesi ve ağın, ilgili ulusal ve uluslararası kuruluşları (üniversiteler, karar verici kurumlar, sanayi kuruluşları vb.) da içine alacak şekilde genişlemesiyle sürekli olarak artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca, ODTÜ-YESAP’ın altında gerçekleştirilecek olan araştırma projelerinde ODTÜ’de 2002 yılından beri sürdürülmekte olan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) araştırmacılarının yoğun olarak yer alması planlanmakta ve mezuniyet sonrasında gidecekleri üniversitelerde bu alandaki çalışmaları yönlendirmeleri beklenmektedir. Bu sayede Türkiye için kritik öneme haiz olan yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik alanlarında geniş bir araştırma ağı oluşturulmuş olunacaktır. 2009 yılı itibariyle yaklaşık 700 öğrencinin ve 51 üniversitenin yer aldığı ÖYP’nin ODTÜ-YESAP için önemli bir katkı sağlayacağı açıktır. 2010 yılında DPT’nin desteklemesi halinde, ODTÜ, “Araştırmacı Yetiştirme Programı” (AYP) kapsamında ODTÜ-YESAP bünyesinde lisansüstü öğrenciler ve doktora sonrası araştırmacılar yetiştirmeyi ve bu sayede, ülkemizdeki benzer araştırma merkezlerinin ve sanayi kuruluşlarının bu alanlarda yetişmiş nitelikli araştırmacı ihtiyacını karşılamayı hedeflemektedir. ODTÜ-YESAP Yönetim Düzeni Oluşturulması öngörülen ‘Mükemmeliyet Merkezi’ ile, ODTÜ’de yenilenebilir ve temiz enerji, ekosistemler ve sürdürülebilirlik konusunda çalışan araştırmacılar ve sürdürülmekte olan bilimsel araştırmalar arasında sinerji yaratılması hedeflenmektedir. Böylece, toplumun, bu konularda oluşmuş ve oluşturulacak önemli bilgi birikiminden daha fazla yararlanabilmesi sağlanabilecektir. Söz konusu sinerjinin sağlanmasında, sadece ODTÜ değil, ülkemizin diğer ilgili kurum ve kuruluşlarında mevcut insan gücünden de yararlanılması gerekmektedir. ODTÜYESAP’nin yönetim düzeninin bu kavramsal çerçeveye uygun olarak, aşağıda belirtilen biçimde oluşturulması öngörülmektedir: 1. YESAP Koordinasyon Birimi Rektörlüğün yönetiminde, araştırma birimleri/çalışma grupları arasındaki koordinasyonun sağlanması amacıyla oluşturulacak birimdir. Bu birim, YESAP bünyesinde sürdürülen etkinlikleri izleyecek ve bütçe düzenlemelerine ait üst düzey kararları alacaktır. 7 2. YESAP Danışma Kurulu Koordinasyon birimi yetkilileri ile birim yönetici veya temsilcilerinden ve gerek duyulması halinde koordinasyon birimince görevlendirilecek çalışma grubu yönetici veya temsilcilerinden oluşan kuruldur. Kurul, koordinasyon biriminin uygun göreceği tarihlerde (yılda en az 6 kez) toplanarak yürütülen etkinlikler hakkında birimler/gruplar arası bilgi alışverişinde bulunulmasını sağlayacaktır. 3. Araştırma Birimleri ve Çalışma Grupları Yenilenebilir ve temiz enerji, ekosistemler ve sürdürülebilirlik konusunda çalışan araştırmacılar ve sürdürülmekte olan bilimsel araştırmalar arasında sinerji yaratılmasını sağlamak amacıyla oluşturulan bir platformdur. Platform, Koordinasyon Birimi yetkilileri ile birim yönetici veya temsilcilerinden, Koordinasyon Birimince görevlendirilecek çalışma grubu yönetici veya temsilcilerinden ve YESAP Danışma Kurulunca önerilecek dış paydaşlardan oluşacak. Koordinasyon Birimi tarafından yılda en az 2 (iki) kez toplantıya çağrılacaktır. Danışma Kurulunca önerilmesi durumunda çeşitli birimler/gruplar tarafından yürütülen etkinlikler ‘platform’da değerlendirilecektir. Uygun görülürse, yeni çalışma alanlarının/konularının saptanması, gerekli görülen alanlarda çalıştayların, toplantıların düzenlenmesi amacıyla “tematik çalışma grupları” oluşturulacaktır. ODTÜ-YESAP (I-REES) bünyesinde yer alması öngörülen araştırma birimleri ile çalışma grupları hakkındaki bilgilere aşağıda yer verilmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi, verilen bilgiler gerek mevcut gerekse gerçekleştirilmesi arzu edilen birimlere/çalışma gruplarına ait olup, talep edilen DPT desteği ile Rüzgar Enerjisi Teknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi (RÜZGEB), Biyorafineri Araştırma ve Geliştirme Birimi (BİYAGEB), Tatlısu Ekosistemleri Araştırma Birimi (TEAB), ve Deniz Ekosistemleri ve İklim Araştırmaları Birimi’nin (DEKOSİB) 2010 dönemi içinde yapılandırılmaya başlanması öngörülmektedir. Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Güneş Enerjisi Araştırma Grubu 2009 yılında DPT tarafından desteklenmiş olan GÜNAM bu grupta yer almaktadır: Güneş Enerjisi Araştırma-Uygulama Merkezi (GÜNAM) Dünyanın ve Türkiye’nin hızla artan enerji ihtiyacının karşılanabilmesi için yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması ihtiyacı gittikçe artmaktadır. Mevcut kömür, petrol gibi geleneksel ve rüzgar, biyokütle, hidrolik, dalga gibi yenilenebilir enerji kaynakları arasında güneş; temiz, sonsuz ve en güçlü enerji kaynağıdır. Güneş enerjisinin Fotovoltaik (FV) aygıtlar (güneş hücreleri) ile doğrudan elektrik enerjisine dönüştürülebilmesi, enerji ihtiyacının kaşılanmasında FV panellerin kullanılmasının yolunu açmış, ucuz ve yüksek verimli yapıların elde edilmesine yönelik Ar-Ge çalışmaları önem kazanmıştır. 8 Güneş Enerjisi Araştırma-G Geliştirme Merkezi (GÜNAM)), fotovolttaik güneşş hücresi ması amacı iile bilimsell ve teknik, temel ve sistemleerinin Türkiiye’de gelişştirilmesi vee uygulanm uygulam malı araştırm ma-geliştirm me ve eğittim çalışmaaları yürütm meyi hedeffleyen bir uzmanlık merkezzidir. GÜNA AM kuruluşşu Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafındann desteklenm mektedir. GÜNAM M, giderek bbüyük bir önnem kazanaan ve hızla ggelişen güneeş hücresi vve paneli sisttemlerinin Türkiyee’de üretimini sağlamakk için gerekkli bilgi ve deneyimi saağlamayı vee böylece gereken g alt yapıyı oluşturmayı o ı hedeflemeektedir. GÜ ÜNAM, özeel sektörün ve Kamu kuruluşlarınnın güneş panellerri üretimi iççin ihtiyaç duyduğu A Ar-Ge ve knnow-how deesteğini sağlayacaktır. GÜNAM, ODTÜ’de mevcutt araştırmaa altyapısınna entegre bir birim m olacaktır.. Fotovoltaaik güneş panellerrinin geliştirrilmesi malzzeme bilimii, fizik, kim mya, elektrikk mühendislliği, mimarlık gibi bir çok disiiplinin birliikte çalışmaasını gerekttirmektedir. GÜNAM, bu disiplinnlerin hepsinnden ilgili temsilciileri bir arayya getirmekttedir. Güneş hücresi maalzemeleriniin ve aygıttlarının üreetimi küçükk ölçeklerde ODTÜ’nnün çeşitli laboratuuvarlarında zaten yapıılmaktadır. GÜNAM bu çalışmaaların genişşletilerek eendüstriyel boyutta ürünlerin üüretimi için aaltyapı oluştturacaktır. M, üniversittenin birçokk bölümü ille organik bağı b olan çok disiplinlli bir yapıyaa sahiptir. GÜNAM ODTÜ çatısı altınndaki yerleeşimi ve diiğer birimllerle olan ilişkisi aşaağıda şemattik olarak gösterilm mektedir. Şema 5- GÜNAM M Yapısı Ü-Kuzey Kııbrıs Kamppusu Güneeş Enerjisii Araştırm maları ODTÜ Üniverssitemizin Kuuzey Kıbrıss Kampusu da Termal Güneş Güçç Santralı teeknolojisi konusunda k eğitim, araştırma ve uygulam ma çalışmaaları üzerinnde odaklannmaktadır. Yenilenebiilir enerji sistemleeri alanındaa fotovoltaik ve rüzgaar yanında üçüncü önnemli teknoloji kabul edilen bu sistemleerde, güneş enerjisi paarabolik oluuklu toplayyıcılarla yoğğunlaştırılarrak yüksek sıcaklıkta termal eenerjiye ve ttürbinlerde elektrik e eneerjisine dönüüştürülmektedir. 9 ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda, Almanya’da güneş enerjisi teknolojileri ve süreç kontrolü alanında faaliyet gösteren iki kuruluş ile proje ortaklığı yapılarak, çalışmalar yürütülmektedir. Projenin Alman ortakları, Eyalet bütçesinden aldıkları destekle gerekli bütün teçhizatı sağlayacak, termal güç ve süreç kontrolü konularında sahip oldukları teknolojik bilgiyi sunacak; ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu ise sistemin kurulumu, işletimi ve deneylerin yürütülmesinden sorumlu olacaktır. Projenin uygulaması için, KKTC’nin Güzelyurt bölgesindeki ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda, yaklaşık 1200 m2 brüt alanı kaplayacak parabolik oluklu toplayıcıların beslediği, 10 kW elektik ve 150 kW soğutma gücüne sahip küçük ölçekli bir güneş santralı kurulacaktır. ODTÜ Ankara kampusundan öğretim üyelerinin de yer aldığı bu proje ile ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu odaklanmış güneş enerjisi ile elektrik üretimi ve soğutma konusundaki güncel teknolojik araştırmaların içinde yer alacak, bu konuda bağımsız araştırma ve teknoloji geliştirme çalışmaları için teçhizat, tesisat ve donanıma sahip olacaktır. Kampus içinde kurulacak bu sistemler uzun vadede eğitim faaliyetleri için de kullanılabilecektir. Rüzgar Enerjisi Araştırma Grubu Bu başlık altında yer alan Rüzgar Enerjisi Araştırma ve Geliştirme Birimi (RÜZGEB) 2010 yılında desteklenmek üzere DPT’ye sunulmaktadır. Rüzgar Enerjisi Teknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi (RÜZGEB) Sürdürülebilir kalkınma kapsamında enerji üretimi, sürdürülebilirliğin WCED tarafından 1987 yılında yapılan tanımı ile de uygun olarak, günümüzün enerji üretim ihtiyaçlarını gelecek nesillerin enerji üretim ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye atmadan karşılayabilmek olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilir enerji üretimi, dünya üzerinde kaynakları sınırlı ve belli coğrafi bölgelere yoğunlaşmış enerji kaynaklarından ziyade (fosil tabanlı yakıtlar gibi), mevcut doğal potansiyel enerji kaynaklarını, atıkları veya temiz yakıtları kullanarak günümüzün enerji ihtiyaçlarını karşılama anlamına gelmektedir. Yenilenebilir ve Temiz Enerji Teknolojileri olarak bilinen bu kaynaklara örnek olarak güneş, rüzgar, biyokütle ve biyoyakıtlar, dalga ve gel-git enerjisi, jeotermal enerji ve genel olarak enerji verimliliğini artırmaya yönelik teknolojiler verilebilir. 20. yüzyılın ortalarından itibaren dünyadaki fosil yakıt rezervlerinin sınırlı miktarda olduğu gerçeği konusunda farkındalığın artması, bu kaynakların dünya üzerinde sadece belli bölgelerde yoğunlaşmış olmasından kaynaklanan siyasal ve ekonomik sorunlar ile fosil yakıtların enerji üretiminde kullanılmasının küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi negatif etkilerinin ortaya çıkması sonucu, rüzgar ve diğer yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarından enerji üretimi konusu özellikle 70’li yıllardan itibaren pek çok ülkede ulusal enerji politikası haline gelmiştir. Ancak, kısa sürede anlaşılmıştır ki, bu politikanın hayata geçirilmesi öncelikle yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimini sağlayan teknolojilerin geliştirilmesine ve hatta petrol fiyatları ile rekabet edebilir düzeye indirilmesine bağlıdır. Dünyada yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasına ilişkin araştırma ve geliştirme çalışmaları 70'li yıllarda başlamış, 80'lerde değişik teknolojiler bir bir ortaya çıkmış, 90'larda bu teknolojiler ticari nitelik kazanmıştır. 2000'li yıllara geldiğimizde artık ülkeler enerji kaynaklarının arasında yenilenebilir kaynakları gözle görülür oranlarda ifade edebilir hale gelmişlerdir. Rüzgar enerjisi açısından Türkiye'nin mevcut kurulu gücü ve büyüme hedefleri dikkate alınınca iddialı sayılabilecek “2020 yılına kadar 20 GW” hedefinin yakalanmasının önünde çeşitli zorluklar bulunmaktadır. Bu zorluklar 10 arasında özellikle yerli rüzgar türbin teknolojilerinin geliştirilmesi ve yetişmiş insan gücü yetiştirilmesi hususları çok kritiktir. Her ne kadar rüzgar enerjisi sektörü Türkiye’de çok hızlı gelişiyor olsa da, kurulan rüzgar santrallerinde kullanılan rüzgar türbinleri şu aşamada tamamen yurtdışı kaynaklardan temin edilmektedir ve bu, Türkiye’nin iddialı 2020 hedefleri de gözönüne alınınca, oldukça ciddi bir teknolojik dışa bağımlılık yaratacaktır. Türkiye rüzgar türbini ve insan gücü gereksinimini kendi kaynakları ile karşılamayı başarırsa, “2020 yılına kadar 20 GW” hedefini yakalamakla kalmayacak, diğer ülkelerde de kendine pazar oluşturabilecektir. Aksi halde, yakıtta olmasa da teknoloji ve bilgi açısından enerjide dışa bağımlılık sürecektir. Bu proje kapsamında ODTÜ-YESAP bünyesinde kurulması önerilen Rüzgar Enerjisi Teknolojileri Araştırma-Geliştirme Birimi, Türkiye’nin rüzgar enerjisi konusunda ortaya koyduğu ulusal hedeflere ulaşabilmek, bu hedeflere ulaşırken teknolojik dışa bağımlılığı en aza indirgeyebilmek ve hatta geliştirilecek özgün teknolojilerle dünya rüzgar enerjisi pazarında pay ve söz sahibi olabilmek için, ulusal teknolojik ve bilimsel gelişime çok önemli katkılarda bulunacak bir birim olacaktır. RÜZGEB, rüzgar enerjisi kullanılarak yenilenebilir ve temiz elektrik üretimi amacına yönelik, rüzgar türbinleri, rüzgar çiftlikleri ve rüzgar potansiyeli belirlenmesi ile ilgili teknolojilerin Türkiye’de geliştirilmesi, bu konularda “know-how” yaratılması ve insan gücü yetiştirilmesi amacı ile, temel araştırmalar yapılması, özgün teknoloji geliştirilmesi, rüzgar enerjisi endüstrisine tasarım, analiz, test ve teknoloji desteği verilmesi, çalıştaylar ve eğitim seminerleri düzenlenerek edinilen bilginin paylaşılması, ulusal ve uluslararası işbirliklerinin koordinasyonunun yapılması konularında faaliyet gösterecektir. ODTÜ-YESAP altında faaliyet gösterecek olan RÜZGEB’de üretilecek yerli ve özgün know-how ve teknolojilerin endüstriye aktarılması ve bu konularda sanayiye verilen destek sayesinde ülkemiz özgün rüzgar türbinleri ve rüzgar enerjisi sistemlerini geliştirme konusunda çok kritik bir hamle yapmış olacak, ve bu sektörde sadece müşteri ve kullanıcı olmaktan çıkarak dünya pazarına üreteceği özgün rüzgar enerjisi sistemlerini satabilen bir konuma gelecektir. Ayrıca ülkemizde halen kaba şekilde belirlenen rüzgar enerjisi potansiyeli haritalarının daha hassas hale dönüştürülmesi, dağıtılan rüzgar enerjisi kurulum lisanslarının hem potansiyel hem de çevresel etkiler göz önüne alınarak en uygun yatırım alternatiflerinin mekansal optimizasyonunun yapılmasına yönelik araştırmalarla hem özel sektör yatırımcılarının ihtiyaç duyduğu bilgiyi üretecek hem de rüzgar erejisinin ekonomik olmasını yönünde geliştirilecek olan modellerle ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır. RÜZGEB, ODTÜ’deki mevcut araştırma altyapısına entegre bir birim olacaktır. Rüzgar enerjisi teknolojilerinin geliştirilmesi Havacılık, Elektrik, Makina, Malzeme ve İnşaat Mühendislikleri gibi mühendislik bölümlerinin yanısıra Mimarlık ve İşletme gibi birçok farklı disiplinin birlikte çalışmasını gerektirmektedir. ODTÜ bu alanların hepsinde yetişmiş uzman araştırmacı altyapısına sahiptir. RÜZGEB’in yapılandırılması ve ilişkileri Şema 6’da verilmiştir. 11 Şeema 6- RÜZ ZGEB’in O ODTÜ İçi Ve Dışı Diğer Birimler ve Kurumllarla Etkileeşimi ODTÜ, rüzgar eneerjisi teknoloojileri alanıında yapılann lisansüstüü tezler, yayyınlar, danışşmanlıklar ve araşttırma projeleeri ile gerekken disiplinllerarası çalışmayı en iyyi düzeyde gerçekleştire g ecek insan altyapısına sahip ollduğunu ispatlamıştır. H Havacılık vee Uzay, Maakina, Elektrrik Elektronnik, İnşaat, rji-Malzemee Mühendisllikleri ile Mimarlık M ve İdari Bilim mler Fakültelleri gibi yerrleşmiş ve Metalurj zengin eğitim proogramlarına sahip bölüümler bu aalandaki eğğitimi en ileri düzeydee verecek durumddadır. Örneğğin 2008-2009 öğretim yılından itiibaren Havaacılık ve Uzzay Mühenddisliği’nde “Rüzgarr Enerjisi vee Rüzgar Tüürbin Teknoolojileri” adıı altında birr ders verilm meye başlannmıştır. Bu dersi heem Havacılıkk ve Uzay M Mühendisliğği’nden hem m de diğer böölümler ve hhatta üniverrsitelerden uzman öğretim üyeleri ile berraber endüsstriden geleen uzmanlarr birlikte veermişlerdir. Bu derse benzer eğitimler H Havacılık vee Uzay Müühendisliği öğretim üyeleri tarafınndan Enerjii ve Tabii Kaynakklar Bakanllığı personneline de Mayıs 20009’da veriilmiştir. RÜ ÜZGEB büünyesinde araştırm macıların bu alanda eğitiimler almalaarı ve uzmaanlaşmaları ssağlanacakttır. ütle Araştıırma Grubbu Biyokü Araştırma G Geliştirme B Birimi (BİYAGEB) 20110 yılında Bu başllık altında yyer alan Biyyorafineri A destekleenmek üzeree DPT’ye suunulmaktadıır. Biyoraf afineri Araaştırma G Geliştirme B Birimi (BİİYAGEB)) Günümüüzde süreklli artan nüfu fus ve gelişen teknoloji tüm dünyyada enerji, kimyasal vve değişik malzem melere olan gereksinimiin artmasınna neden olm maktadır. B Bu ihtiyaçlaarın karşılannması için kullanılaan petrol, ddoğalgaz gibbi fosil kaynnaklar gerekk reservlerinnin tükenm me aşamasınaa gelmesi, 12 gerekse çevre üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle tüm dünyada güneş, rüzgar ve biyokütle gibi “yenilenebilir” ve “sürdürülebilir” alternatif kaynak arayışlarına girilmesine neden olmaktadır. Ülkemizde her yıl ekonomik değeri olmayan milyonlarca ton tarımsal atık elde edilmesi, yenilenebilir ve sürdürülebilir doğal kaynaklar içerisinde “biyokütle”nin temel varlıklarımızdan olduğunu göstermektedir. Yenilenebilir kaynaklardan olup, ekonomiye hiçbir katkı sağlamayan ayçiçeği, pamuk sapı (tarımsal atık) ve/veya talaş (orman atığı) gibi biyokütle kaynakları, sürdürülebilir çevre, sürdürülebilir ekonomi ve sürdürülebilir toplum ilkelerine bağlı kalınarak ve katma değer maksimize edilerek, değişik teknolojilerle kimyasal, yakıt, katkı maddeleri, biyomalzeme, enerji gibi ticari ürünlere “biyorafineri” adı verilen endüstriyel komplekslerde dönüştürülmektedir. Tüm dünyada, hem devlet hem de özel sektör tarafından desteklenen yüksek bütçeli AR-GE projeleri kapsamında biyorafineri tesisi geliştirme ve tasarım çalışmaları sürdürülmektedir. 2010 yılında DPT tarafından desteklenmek üzere önerisi sunulan BİYAGEB bünyesinde de hedef, enerji, kimyasal ve malzeme üretiminin pilot ölçekte yapılabileceği bir biyorafineri tesisinin kurulmasıdır. ABD ve Avrupa’da kurulmaya ve üretime başlamış biyorafineriler ve üniversitelerle ortak çalışan pilot tesisler olduğu halde, Türkiye’de henüz pilot ya da üretim boyutunda bir biyorafineri yoktur. BİYAGEB bir ilk olacak ve bundan sonra, Türkiye’de de biyorafineriler kurulabilecektir. Atık biyokütlenin değerlendirileceği biyorafineriler Türkiye için büyük bir sosyo-ekonomik öneme sahiptir. Türkiye’de büyük miktarlarda üretilip kullanılamayan bitkisel atıklardan katma değeri yüksek ürünler yaratılacak; kırsal kesimde yaşayan ve tarımla uğraşan çiftçilere ve orman köylülerine ek gelir sağlanacak; Türkiye genelinde değişik bölgelerde kurulacak olan biyorafineri ön işleme merkezlerinde yine kırsal kesimde yaşamını sürdüren kişilere iş olanakları sağlanarak kentlere göç bir ölçüde önlenecek, günümüzde fosil kaynaklar kullanılarak üretilen kimyasal, yakıt ve malzemeler, çevreyi kirletmeden üretilecek ve doğada biriken plastikler vb. ortadan kalkacaktır. Kurulacak olan biyorafineri tesisinin hedefi, ABD ve Avrupa’da bulunan örnekleriyle rekabet edebilecek bir biyorafinerinin kurulmasına önayak olması amacıyla, Türkiye’deki tüm araştırmacılara, üniversite, sanayi ve kamu kuruluşlarına açık, AR-GE çalışmalarının ve pilot ölçekte üretim çalışmalarının yapıldığı, Üniversite ve sanayinin biraraya gelerek projeler ürettiği bir “Biyorafineri Uzmanlık Merkezi” olarak hizmet vermesidir. ODTÜ’de başlatılmış olan çalışmalar ve yetiştirilen yüksek lisans, doktora öğrencileri ve özellikle ÖYP programına kayıtlı, mezuniyet sonrasında Türkiye’deki diğer üniversitelere öğretim üyesi olarak gidecek lisansüstü öğrenciler sayesinde, bilginin Türkiye geneline, üniversite ve sanayiye yayılması sağlanacaktır. Ayrıca, bu konudaki çalışmalara ve üretime büyük ilgi gösteren özel sektör için geliştirilecek projelerle teknoloji transferi yapılarak, dünyada gelişmiş ülkelerdeki sanayinin kaydığı biyokütle-temelli sanayide gelişme sağlanmış olacaktır. Hem üniversitemizin stratejik hedefleri, hem son beş yıllık kalkınma planı hem de Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu kararları dikkate alındığında, BİYAGEB projemizin açıklanan hedeflerinin stratejik planlarda yer alan hedeflerle uyumlu olduğu göze çarpmakta, bu bağlamda sunulan önerinin desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. BİYAGEB’de yapılacak olan çalışmalar muhtelif kamu kurumları (Çevre Orman Bakanlığı, Tarım Köyişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, KOSGEB), sivil toplum kuruluşları (ORKOOP, Biyoteknoloji Derneği, PANKOBİRLİK) özel sektör (Ankara Sanayi Odası, Katkı Üreticileri Birliği, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi, İKSA) ve teknokent 13 şirketlerince (NANObiz, H2 Biyoteknoloji) desteklenmekte olup, dokuz farklı üniversitenin katılımı ile gerçekleştirilecektir. Kamu Kurumları Çevre Orman Bakanlığı Tarım Köyişleri Bakanlığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı KOSGEB ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü ODTÜ Biyoloji Bölümü Teknokent Şirketleri NANObiz, H2 Biyoteknoloji Sivil Toplum Kuruluşları, Uluslararası Kuruluşlar ORKOOP ASO Katkı Üreticileri Birliği Kimya Sanayi Odası GAP Genel Müdürlüğü Biyoteknoloji Derneği Dünya Bankası PANKOBİRLİK BİYAGEB ODTÜ Kimya Bölümü ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Diğer Katılımcı Üniversiteler KTÜ Orman Endüstri Müh. Böl. İTÜ Kimya Böl. Selçuk Üni. Kimya Böl. Kastamonu Üni. Orman Endüstri Müh. Böl. Gaziosmanpaşa Üni. Gıda Müh. Böl. Kocaeli Üni. Uludağ Üni. Biyoloji Böl. Başkent Üni. Özel Sektör Ankara Sanayi Odası Katkı Üreticileri Birliği OSTİM Organize Sanayi Bölgesi İKSA Şema 7- BİYAGEB İşbirliği Ağı Biyohidrojen & Yakıt Pili Araştırma Grubu Hidrojen geleceğin temiz, yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji sistemlerinden birisidir. Fosil yakıtların neden olduğu hava kirliliğinin önlenmesi, atmosferdeki sera gazlarının miktarının düşürülmesi ve doğal dengenin korunması için hidrojen enerjisi büyük potansiyele sahiptir. Hidrojen araştırmaları son yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde ilgi alanı haline gelmiştir. Son 15 yıldır ODTÜ bünyesinde Biyolojik Bilimler, Biyoteknoloji, ve Kimya Mühendisliği bölümlerindeki araştırmacılardan oluşan grubumuz Biyohidrojen ve yakıt pilleri üzerinde araştırmalar ve yayınlar yapmaktadır. Grubun üniversite içi ve dışı diğer birimler ve kurumlar ile etkileşimi Şema 8’de gösterilmiştir. Biyohidrojen konulu bir COST (Cost 841) Projemizin ve Biyolojik hidrojen üretimi ve yakıt pilleri ile ilgili DPT-YUUP (BAP-0 -11-DPT.2005K 120600) Projemizin ardından 2005 yılında katıldığımız Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programı projesi Hyvolution ( Proje No:019825 ) halen devam etmektedir. Hyvolution projesi için kurulan uluslararası işbirlikleri Şema 9’da verilmiştir. Bu projede tarımsal atıklardan biyolojik hidrojen üretimi yapacak iki aşamalı bir sistem geliştirilmektedir. Projenin, fotosentetik bakterilerden hidrojen üreten fotobiyoreaktör geliştirilmesi kısmının (Çalışma Paketi 3) koordinatörlüğünü grubumuz üstlenmiştir. Bu projede 12 ülkeden 22 araştırmacı bulunmaktadır. Araştırma Grubunun biyohidrojen ve yakıt pilleri konusunda çok sayıda ulusal ve uluslararası makale (50 kadar) ve bildirisi (150 den fazla) bulunmaktadır. Araştırma grubu olarak aşağıdaki iki alanda yoğunlaşılmıştır: 14 Biyolojiik Hidrojenn Üretimi Araştırmalları: Çalışm malarımızın amacı güünümüzde kullanılan hidrojenn üretim ssistemlerindden farklı olarak, biiyolojik yööntemlerle hidrojen üüretimidir. Çalışmaamızda, fottosentetik bakteriler b yyardımıyla güneş enerrjisinden yararlanarak,, tarımsal atıklardaan hidrojen elde edilmeesi planlanm maktadır. Ç Çevre dostu oolan hidrojeeni elde edeerken, aynı zamandda tarımsal aatıklardan daa yararlanm mak iki yönlüü bir çevre katkısı k sağlaamaktadır. Ü Ülkemizde şeker faabrikası ve ssüt fabrikasıı atıkları, zeytin karasuyyu bu amaççla kullanılaanılabilme ppotansiyeli taşımakktadırlar. OD DTÜ tarafınddan araştırm ma grubuna tahsis edileen bir bina vve bahçesi, 1180 m2’lik modern laboratuvaar binası ve dış ortam m çalışmalaarının yürüütüldüğü baahçesindeki serasıyla, mış bir araşştırma birim mi haline geelmiştir. Haalen laboratuuvarımızda çalışmalarıına devam donatılm etmektee olan dokttora sonrasıı araştırmaccılar ve 12 adet dokttora ve yükksek lisans öğrencisi bulunmaaktadır. Yakıt Piili Araştırm maları: İleri düzeyde çaalışmalar yappılabilecek teknik olannaklara sahipp bir yakıt pili araşştırma laborratuvarı kurrulmuştur. Laboratuvar L rda 1.5kW a kadar güççlerde PEM tipi yakıt pilleri teest edilebilir hale gelm miştir. Test isstasyonu vee bu sisteminn bir parçassı olan elekttronik yük ile ulusllararası düzzeyde geçerlliliğe sahip testler yapıılabilmekteddir. Sistem kkolaylıkla A Avrupa ve Amerikaa yakıt pili kkomisyonlaarı tarafındann hazırlanann test proseddürlerini uyggulayabilecek şekilde program mlanabilmekktedir. Şema 8- ODTÜ Biiyohidrojen n ve Yakıt P Pili Grubu’’nun Üniversite İçi Vee Dışı Diğerr Birimler ve Kurrumlar ile Etkileşimi E 15 Şeema 9- Avru upa Birliği 6. Çerçevee Programı Hyvolution n Projesi iççin Uluslaraarası İşbirliklerri mal Araşttırmalar Grubu G Jeoterm Genel aanlamda yerr kürenin sahhip olduğu ısı enerjisi oolarak tanım mlanmakta oolan Jeoterm mal enerji, ısı enerjjisini yeryüzzüne taşıyann akışkanınn (sıcak su vveya su buhharı) sahip oolduğu sıcakklığa bağlı olarak ççok farklı uyygulama alaanları bulabilmektedir. Doğrudan ıısı uygulam malarında alaan ısıtması (sera, kkonut), mineeral eldesi, kurutma uyygulamalarının yanısıraa yüksek enntalpili akışşkanlardan elde ediilen buhar vasıtasıyla ellektrik enerjjisi üretimi yyaygın uyguulamalar araasındadır. Ö Öte yandan son yılllarda Geliiştirilmiş Jeotermal J Sistemler (Enhanced Geotherm mal Systems) olarak isimlenddirilen çalışmalarda jeootermal sisteemin ısı eneerjisini yeryüüzüne getireebilecek yetterli doğal akışkanıın bulunmaadığı ortam mlarda yeraaltına basılaacak akışkaan vasıtasıyyla ısının yyeryüzüne çıkarılm ması (bir nevvi ısı madennciliği) araşttırmaları hızzla sürdürülm mektedir. miz jeoterm mal enerji kaynaklarrı açısındann Dünya’dda yüksek Jeolojikk yapısı geereği ülkem potansiyyele sahip ülkeler ü arasıında yer alm maktadır. T Tarih boyuncca Anadoluu’nun birçokk yerleşim bölgesinnde yer allan kaplıcaa, hamam geleneği günümüzde g termal saağlık uygullamalarına dönüşm mekte, birçok il ve ilçemizde jeootermal ile merkezi ısııtma sistem mleri kurulm makta, öte yandan Batı Anadoolu’daki yükksek entalpili sahalardaan elektrik eenerjisi üretiimi sürdürüllmektedir. 2007 yıllı sonunda T TBMM taraafından kabuul edilen Jeootermal Yassası yanısıraa Yenilenebbilir Enerji Kaynakkları Yasası sonrası uzuun yıllardır ggeliştirilmeyyi bekleyenn jeotermal sahalarımızz için yerli ve yabanncı yatırımccıların çabalları artarak ssürmektedirr. Bu çerççevede son yıllarda OD DTÜ öğretiim üyelerinnce birçok kurum k ve kkuruluşa daanışmanlık hizmetleeri verilmiiş olup hhalen gelişştirilmekte olan birçook saha iiçin uzmann katkısı 16 sürdürülmektedir. Bu tür kaynakların geliştirilmesi aşamasında büyük önem taşıyan yerbilimleri çalışmaları için Jeoloji ve Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden oluşan aktif bir grubun yanısıra, uygulama aşamasında katkıda bulunacak Elektrik, Makine, Malzeme ve Metalürji, Çevre mühendisliği disiplinlerindeki bilgi birikimi ve tecrübeleri ülkemizin önemli bir kaynağı olan Jeotermal Enerjinin kullanıma açılmasında önemli bir görev yapacaktır. Enerji Verimliliği, İşletmesi ve Ekonomisi Araştırma Grubu Araştırma grubu ekonomik kalkınma, ekosistemin korunması ve ulusal enerji güvenliği için geliştirme, optimize etme ve kritik enerji teknolojilerini belirleme konularında odaklanmaktadır. Bu grubun çeşitli mühendislik ve iktisat alanlarının yanı sıra ilgili iş dünyasından uzmanları barındıran disiplinlerarası bir çalışma yürütmesi öngörülmektedir. Araştırmalar, (enerji yerine) egzerjinin (egzerji ekonomisi veya termo-ekonomi, yaşam süreci egzerji veya enerji analizi, egzerji ekolojisi veya termo-ekoloji, vb.) ekonomik ve çevreyle ilgili araştırma yöntemlerinin bütünleştirilmesi üzerine yoğunlaşacaktır. Bu araştırma, özel enerji çevrim sistemlerinden ulusal ölçekli sistemlere çeşitli seviyelerdeki araştırmaları hem arz hem de talep yönünden aşağıda belirtildiği şekilde kapsamaktadır: Arz Bakımından: Arz tarafı, bütün elektrik üretme teknolojilerini içermektedir. Birincil önem, egzerji verimini artırmaya, maliyetleri düşürmeye ve yenilenebilir enerji teknolojileri üzerine özel bir önem gösterilerek elektrik üretme teknolojilerinin ekosisteme olan etkilerini nicelikli hale getirmeye ve azaltmaya verilecektir. Talep Bakımından: Talep tarafı, (ışıklandırma, ısıtma, soğutma, yüksek performanslı binalar, yeşil binalar, sıfır enerjili binalar, vb.) bina enerji sistemlerini ve endüstriyel enerji kullanımını da içeren bütün nihai kullanım enerji teknolojilerini kapsamaktadır. Egzerji verimini artırmanın, maliyetleri düşürmenin ve bu enerji sistemlerinin çevre üzerindeki etkilerini nicelikli hale getirmenin ve azaltmanın yanı sıra çalışmanın talep bakımından diğer bir yönü enerji talebini yönetmek olacaktır. Talep bakımından hem enerji kullanımını azaltmayı hem de enerji kullanım zamanını değiştirmeyi içeren enerji yönetimi, elektrik üretiminin, aktarımının ve dağıtımının üzerindeki en yüksek elektrik talebini azaltmak açısından büyük önem taşımaktadır. Ek olarak, talep yönetimi rüzgâr ve güneş enerjisi gibi zamana bağlı kontrol edilemeyen yenilenebilir enerji teknolojileri için kritik kolaylaştırıcı teknoloji olarak anılmaktadır. Ayrıca bu yönetim elektrik arz ve talep arasındaki zamana bağlı ilişkiyi düzenlemekte ve depolama ve yedekleme ihtiyacını azaltmaktadır. Özel Enerji Çevirim Teknolojileri: Bu araştırma öncelikle egzerji veriminin artırılması, nihai kullanım teknolojilerinin yönetimi ve yerel yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan yeni teknolojilerin geliştirmesi üzerine odaklanmaktadır. Ulusal Seviyede Analiz: Ekonomik kalkınma, ekosistemin korunması ve ulusal güvenlik konularında Türkiye’nin enerji ekonomisi için mevcut durum ve alternatif gelecek senaryolarını belirlemek amacıyla yeni yöntemler ve ölçüler geliştirmek öncelikli hedeftir. Bu yöntemlerin yanında coğrafi bilgi sistemleri ve mekansal veri analizi ve madenciliğine dayalı mekansal karar destek sistemleriin Türkiye’deki enerji ekonomisi konusundaki karar vericilerin ihtiyaç duyduğu analizlerin yapılmasına olanak sağlayacak metodların geliştirilmesi de hedeflenmektedir. Başka 17 bir öncelikli hedef ise Türkiye’nin sürdürülebilir ve güvenli enerji ekonomisini ileri seviyelere taşıyacak özel tavsiyeler geliştirmektir. Enerji Depolama ve Enerji Malzemeleri Enerji Malzemeleri Araştırma Grubunda faaliyetler ağırlıklı olarak Enerji Depolama ve Enerjinin Etkin Kullanımı alanlarına yoğunlaşmıştır. Enerji depolama alanında şimdiye kadar sürdürülen çalışmalar, özel sektör desteği ile yürütülen kurşun-asit bataryaların iyileştirilmesi konulu çalışmaları, ilaveten ağırlıklı olarak enerjinin hidrojen olarak depolanmasını konu almaktadır. Bu konuda 2000 yılından bu yana, ilk yıllarda BAP desteği ile dört proje , takiben TÜBİTAK desteği ile iki proje yürütülmüştür. Takiben “Hidrojen Gazı Üretimi, Depolanması ve Yakıt Hücrelerinde Elektrik Elde Edilmesi” konulu DPT YUUP projesi ve “Hidrojen Kartuş Geliştirme” konulu bir proje yine DPT desteğiyle yürütülmüştür. Bu projelerin geliştirilmesi ile BOS firması ile yüksek saflıktaki hidrojene yönelik olarak ürün geliştirme ( hidrojen kartuşu) odaklı bir proje ele alınmış, ancak BOS Firmasının uluslararası bir şirketçe satın alınması ile proje yarım kalmıştır. Bu projeler kapsamında ülke içinde ana olarak iki kuruluşla etkileşimde bulunulmuştur. Bunlardan biri Niğde Üniversitesi diğeri ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi olmuştur. Niğde Üniversitesi ile etkileşim hidrojen depolayıcı malzemelerin karakterizasyonu ağırlıklı olmuş, Osmangazi Üniversitesi ile işbirliği hidrojen depolama ölçüm düzeneğinin geliştirilmesi kapsamında olmuştur. DPT projeleri ile elde edilen birikim Avrupa Birliği 6. Çerçeve Projeleri kapsamında başlatılmış bulunan FP-6 NESSHY ( Novel Efficient Solid State Storage) projesinde katılımcı olarak yer almamızı sağlamıştır. Bu projede 12 Avrupa Birliği üyesi ülkede 22 kuruluşla hidrojen depolama alanında işbirliği yapılmıştır. Yaklaşık 160 000 € luk ODTÜ bütçesi ile devam etmekte olan bu proje 2010 yılı sonunda tamamlanacaktır. Hidrojen depolama konusunda elde edilen birikim ve özellikle hidrojen depolayıcı malzemelerin düşük maliyetli olarak oksitlerinden üretimi ile oksitler konusunda elde edilmiş bulunan bilgi birikimi, aynı zamanda ikincil lityum pilleri elektrot malzemeleri konusunda var olan modelleme birikimi ile birleştirilmiş ve Doldurulabilir (İkincil) Lityum Pillerinin üretimini konu alan yeni bir çalışma alanı başlatılmıştır. Halen, yine DPT desteğiyle sözkonusu çalışma alanına yönelik altyapı çalışmaları sürdürülmektedir. Bu alanda ileriye yönelik olarak Zonguldak Karaelmas Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi ile işbirliği planları yapılmış, ancak çalışmaların başlatılması altyapının tamamlanması amacıyla bir süreliğine ertelenmiştir. Bu alanda sürdürülen altyapı çalışmaları ana olarak reaktif malzeme proseslerine yöneliktir. Halen ODTÜ’de mevcut olan reaktif malzeme proseslerine yönelik altyapı Ni-MH pillerine yönelik elektrot malzemelerin üretimi amaçlı olarak TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü’nce gerek duyulan üretimi gerçekleştirmiştir. Sözkonusu altyapı halen Enerji Malzemeleri Altyapı Projesi kapsamında 3 yıllık bir süre zarfında gerek kapasite gerekse imkanlar itibariyle daha da geliştirilecektir. Enerjinin Etkin Kullanımı alanında bir kısmı önemli mesafe kat etmiş, bir kısmı ise gerekli insan kaynağının yeni temin edilmiş olması nedeniyle yeni başlayacak olan bir dizi çalışma 18 planlanmaktadır. Önemli mesafe kat edilen bir alan Manyetik Soğutma çalışmalardır. DPT desteği ile devam eden bu çalışma kompresör esaslı bir sistemden soğutmanın manyetik olarak yapıldığı potansiyel olarak daha verimli bir çevrimi esas almaktadır. Bu proje kapsamında temin edilen VSM ölçüm altyapısı Anadolu Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği tarafından da kullanılmıştır. Enerji verimliliği konusunda henüz Üniversitemize yeni katılan genç öğretim üyelerince oluşturulan çalışmalardan biri LED aydınlatmayı diğeri ise akıllı camları esas almaktadır. Yine yeni programlanan bir çalışma Parabolik güneş kolektörlerine yönelik ışığa karşı şeffaf ancak ısıya karşı yalıtımlı malzemelerin geliştirilmesini hedeflemektedir. Sonuç itibariyle Enerji Malzemeleri Araştırma Grubu özellikle enerji depolama açısından ülkemizin en gelişmiş altyapısına ve bilgi birikimine sahiptir. Sürdürülebilir Çevre Yönetimi ve Teknolojileri Araştırmaları Sürdürülebilir Çevre Yönetimi ve Teknolojileri Araştırma Grubu Son 10 yıldır ülkemizde çevre sorunlarının çözümüne verilen önem çok artmıştır. Buna ek olarak, ilgili tüm paydaşlar çevre sorunlarının çözümüne yönelik etkinlikleri “kalkınmanın önündeki engel”, “ölü yatırım”, vb. gibi eksikli/hatalı algılayış biçimlerinden, “sürdürülebilir bir yaşam’ın olmazsa olmazları” şeklinde doğru olarak algılamaya başlamışlardır. Bu olumlu yönelimin temelinde ilgili kurum ve kuruluşların yoğun çabaları, çevre sorunlarının küresel boyutlara ulaşması, ülkemizin AB uyum süreci, vd. etmenler yatmaktadır. Sürdürülebilir Çevre Yönetimi ve Teknolojileri Araştırma Grubu’nun (SÜÇEYTAG) çevre bilimleri ve teknolojileri konusundaki çalışmaları yaklaşık 40 yıllık bir geçmişe sahiptir. Konu üzerinde tüm dünyada yapılan çalışmalar çevre sorunlarının geldiği boyut itibariyle noktasal, disipliner ve salt teknoloji bazlı bir çözümünün olası olmadığını, aksine bu sorunların yaşam döngüsü perspektifli, disiplinlerarası ve bir sistem yaklaşımı çerçevesinde çözülebileceğini ortaya çıkarmıştır. Dünyadaki ilgili yönelimlerin yakından izlenmesiyle 1990’lı yılların ortasından bu yana çevre bilimleri ve teknolojisi alanlarına ek olarak, “sürdürülebilir çevre yönetimi” ekseninde çalışmalar da başlatılmış ve gelinen aşamada SÜÇEYTAG’ın kurulmasına karar verilmiştir. “Refah ve yaşam kalitesinin artışı ile bugünkü ve gelecekteki kuşakların yaşam dayanakları olan doğal kaynak ve ekosistemler arasındaki dengenin korunması” olarak da tanımlanan “sürdürülebilir kalkınma” çabalarına katkı bu yönelimin temel gerekçesini oluşturmuştur. SÜÇEYTAG çevre sorunlarının çözümü için salt çevre bilimleri ve çevre teknolojileri ile değil, yaşam kalitesi, ekonomik refah, halk sağlığı, endüstriyel verimlilik, doğal kaynak kullanımı, vb. ilgili konularla olan arayüzleri ekseninde araştırma faaliyetleri yürütmektedir. SÜÇEYTAG’ın sürdürülebilir çevre yönetimi ve teknolojileri alanlarında yürüttüğü araştırma etkinliklerine Avrupa Birliği, BMBF, MEDA, diğer uluslararası kuruluşlar ile TÜBİTAK, DPT, Çevre ve Orman Bakanlığı, vd. kuruluşlar tarafından maddi destek sağlanmaktadır. SÜÇEYTAG’ın yürüttüğü araştırma etkinliklerinde çeşitli ulusal (Boğaziçi Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, 19 TÜBİTAK-MAM, TTGV, Anadolu Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, ÇOB Araştırma Dairesi, ÇOB Orman Genel Müdürlüğü, ÇOB DMİGM, Fatih Üniversitesi) ve uluslararası (Delft University of Technology, Rheinisch Westfälische Technische Hochschule, Aachen University, Technical University of Catalonia, Swedish Royal Institute of Technology University of Stuttgart, Technical University of Braunschweig, Regional Activity Centre for Cleaner Production, Mediterranean Action Plan, University of Girona, United Nations Industrial Development Organization, United Nations Environmental Programme, United Nations Development Programme, Regional Environmental Center, University of New York, University of Maryland, University of Athens, Hebrew University of Jerusalem, CNR Italy, International Atomic Energy Agency) kurumlarla işbirliği yapılmaktadır. Sürdürülebilir Çevre Yönetimi alanında yapılmış ve yapılmakta olan çalışmalar yönetmelik ve tebliğ hazırlanması, ilgili ulusal/uluslararası projelere danışmanlık yapılması, havza bazında su kaynakları yönetimi, atık yönetimi, acil çevre eylem planlarının hazırlanması, çevre ile ilgili AB direktiflerine uyum, vd. konuları içermektedir. SÜÇEYTAG’ın “sürdürülebilir çevre yönetimi” alanında yürüttüğü veya katkı verdiği projelere örnekler aşağıda verilmiştir. Türkiye’de Koku Emisyon ve İmisyonlarının Yönetimi INCO Hedef Ülkelerinde Sürdürülebilir Katı Atık Yönetimi için Gerekli Araştırmaların Yapılması Amacıyla Network Geliştirilmesi (WASTE NET) Yerel Yönetimler için Bütünsel/Önleyici Çevre Yönetimi Projesi ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümünün Karbon Ayakizinin Azaltılması ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Laboratuvar Atıkları Yönetimi ODTÜ Kampüsü Evsel Atıksularının Yapay Sulakalanlarda Arıtımı Mikroeğitim: Sürdürülebilir İnovasyon için Etkin Eğitim Süt, Kağıt, Otomotiv, Gıda, Tekstil ve Metal İşleme Sektörlerinde Temiz Üretim Olanaklarının Değerlendirilmesi İşletme Verimliliğinin Arttırılmasına Yönelik Çevre Yönetimi’nin KOBİ’lerde Uygulanması Endüstriyel Verimlilik ve Çevre Performansının Paralel Olarak Arttırılması Türkiye’de UNIDO Ekoverimlilik Merkezinin Kurulması Yaşam Boyu Değerlendirme Yönteminin Ankara’nın Evsel Katı Atık Yönetiminde Uygulanması Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Azaltılması Akdeniz Ülkelerinde Tarımsal Sulama Amacıyla Sürdürülebilir Kentsel Atıksu Arıtımını ve Su Geri Kazanımını Teşvik Edecek Araç ve İlkelerin Geliştirilmesi Eymir ve Mogan Gölleri için Amanajman Planlarının Hazırlanması Uluabat Gölü Havzası için Toplam Maksimum Günlük Yük Tayini Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Sosyo-Ekonomik Faydalarının Karar Verme Döngüsündeki Yerinin Değerlendirilmesi: Yozgat İli Örneği Seyhan Hazvası’ndaki Yayılımlı Kirliliğin Bütünsel Sürdürülebilir Havza Yönetimi Kapsamında Değerlendirilmesi Investigation of the PCB pollution in Turkey in terms of identification of the sources and fate of PCBs and consequent development of applicable remediation strategies 20 Monitoring of marine pollution along the Black Sea coast of Turkey Investigation of distributions of volatile organic compounds and health risk associated with them in Ankara Investigation of sources and health effects of organic and inorganic air pollutants in Aliağa region (İzmir) Wastewater Pollution Assessment and Waste Management Study of the land based sources affecting the Marmara Sea and the Black Sea Studies on the control of the marine and air pollution from land based sources Apportionment of sources of particulate air pollutants in the city of Erzurum. Sürdürülebilir Çevre Teknolojileri alanında yapılan çalışmalar çevresel kirliliği azaltmaya yönelik olarak performansı yüksek, arıtma maliyetlerini düşürecek yeni teknolojilerin üretilmesine veya mevcut teknolojilerin geliştirilmesine yöneliktir. Bunun yanında atık azaltmaya yönelik olarak geri kazanım yöntemlerinin araştırılması, atıklardan enerji ve ürün eldesi de bu grubun araştırma konuları arasındadır. “Sürdürülebilir Çevre Teknolojileri” alanında yapılan araştırmalara örnekler aşağıda verilmiştir. Türkiye’de Biyokütleden Temiz Enerji Eldesinin Araştırılması Türkiye’deki Biyokütle ve Kömür Karışımları İçin Dolaşımlı Akışkan Yatakta Yakma Teknolojisinin Geliştirilmesi Demir-Çelik Endüstrisi Atık Maddelerinin Değerlendirilmesi ve Kükürtlü Hidrojen Gazının Rejeneratif Olarak Adsorblanmasında Kullanılması İçin Teknoloji Geliştirilmesi Anaerobik Çürütme Prosesi Çıkış Suyunda Besiyer Madde Giderim ve Geri Kazanımı Atıksu Arıtma Tesisi Su ve Çamurlarının Tarımsal Amaçlı Geri Kazanım ve Yeniden Kullanımı Organik Atıklardan Yenilenebilir Enerji ve Endüstriyel Kimyasal Madde Eldesi Evsel ve Agro-Endüstriyel Organik Atıklardan Organik Asit Eldesi Strüvit Çöktürme Yöntemi ile Evsel ve Agro-Endüstriyel Atıksulardan Azot ve Fosfor Arıtım ve Geri Kazanımı Kırsal Ölçekli Biyogaz Reaktörlerinin Kurulması Atıksu Arıtma Tesisi Çamurlarının Biyogaza Dönüşümünün İyileştirilmesi ve Çamur Minimizasyonu Katı Atıkların Organik Fraksiyonundan Kompost/Gübre Eldesi Katı Atıkların Organik Fraksiyonundan Metan Eldesinin Artırılması Atıksu Arıtma Çamurlarının Çimento Fabrikalarında Ek Yakıt ve Hammadde Olarak Kullanımının İncelenmesi Use of the natural zeolite clinoptilolite for heavy metal removal (Cu, Ni, Zn, Cd, Pb) as a polishing step in industrial wastewater treatment Endüstriyel Atıksuların Bertarafı için Anaerobik Teknolojilerin Uygulanması Atık Çamurların Geri Kazanımı ve Geri Kullanımı Arıtma Çamuru Minimizasyonu Türk Linyitlerinin Biyolojik Yolla Sıvılaştırılması ve Gazlaştırılması 21 Araştırma grubu bünyesinde, Jeodezi ve Coğrafi Bilgi Teknolojileri birimi ile birlikte enerji yatırımlarının yer seçiminde çevresel faktörlerin de göz önüne alınarak coğrafi bilgi sistemlerine (CBS) dayalı uygun yer seçimi optimizasyonunun yapılması ve evsel ve endüstriyel atık üretimi potansiyellerinin CBS ve mekansal istatistiğe dayalı yöntemlerle belirlenerek atık üretimi tahminleri için bölgesel ölçekte modellerin geliştirilmesi konularında araştırmalar da yapılmaktadır. Ekosistem Araştırmaları Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Grubu Bu başlık altında yer alan Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Birimi (DEKOSİB) 2010 yılında desteklenmek üzere DPT’ye sunulmaktadır. Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Birimi (DEKOSİB) Küresel iklim değişiminin bölgesel etkilerine uyum, yer sistemi araştırmalarının (deniz, kara, atmosfer, ekosistem) karar ve politika süreçlerine bilimsel destek sağlanması ile olanaklıdır. Bu amaçla, birçok ülkede devlet destekli iklim araştırma merkezleri kurulmuş, uluslararası bilimsel işbirliğine olanak sağlanmıştır. Öte yandan, iklim değişiminin, denizler ve okyanus kıta sahanlıklarını içeren yerel ve bölgesel etkilerinin öngörülmesi, küresel ölçeğe göre daha karmaşıktır. Bu etkilerin çözümlenmesi ancak deniz ekosistemleri ve atmosfer bileşenlerinin tümünü içeren bütünleştirilmiş bölgesel iklim araştırmalarıyla olanaklıdır. Bu nedenle, iklim ve çevre konularında karar ve yönetim süreçlerine girdi sağlayabilecek, yer sistem bilimlerinde kapasite geliştirmeye yönelik bir uzmanlık biriminin kurulması amaçlanmaktadır. Önerilen "Deniz Ekosistem ve İklim Araştırma Birimi"nin (DEKOSİB) hedefleri, (a) bütünleştirilmiş gözlem sistemlerinden elde edilen iklim değişken veri kümeleri ve zaman serilerinin uzun dönemli izlenmesi, saklanması ve çözümlenmesi, (b) fiziksel ve biyokimyasal süreçleri çözümleyen iklim modelleri ve öngörü sistemlerinin oluşturulması, var olan modellerde işbirliğine gidilmesi, ve (c) deniz, atmosfer ve ekosistem bilimlerinde uzmanlık ve bilgi birikiminin artırılmasıdır. Önerilen DEKOSİB altyapı desteğinin sağlayacağı katkılar aşağıda maddeler halinde sunulmuştur: İklim değişiminin küresel ve bölgesel etkilerinin, gözlem sistemleri ölçüm ve uydu verileri ile model öngörülerine dayanarak oluşturulan bölgesel değişim tarihçesi ve gelecekteki senaryoların bölgemize etkilerinin saptanması, Kıyısal arazi kullanımı, sulak alanlar, nehir ve deniz etkileşimleri sonucunda oluşabilen alg patlamaları, toksisite ve ötrofikasyon etkilerinin su ve gıda güvenliğine, balıkçılığa, çevre sağlığına etkileri, Kıyısal ve açık deniz süreçlerinin enerji stratejisi ve kullanımına (örn. petrol yayılımı, boru ve gaz hatları), su ve enerji iletimine etkileri, 22 Zaman serileri yardımı ile iklimin özellikle pelajik balıklar gibi paylaşılan balık stokları üzerindeki belirleyici etkilerinin ortaya konulması, farklı iklim senaryolarına karşı farklı balıkçılık işletim modelleri geliştirilmesi, balıkçılık filosunun bu yolla yönlendirilerek mevcut kaynaklardan en yüksek ürünü almasına olanak sağlanması, Oluşabilecek etki ve riskleri belirleyecek uyarı ve karar destek sistemlerinin çevre stratejisi ve sürdürülebilir yönetiminde kullanılması, Çevre standartları ve yönetimi konusundaki hukuksal güncellemelere ve Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP)’na katkısı, Ekosistem, iklim, çevre ve denizcilik alanlarında çalışmalar yapan üniversite araştırma birimleri, kamu kurumları ve sivil toplum örgütleriyle etkileşim, işbirliği ve hizmet sağlama, Çok katılımlı uluslararası araştırma planlarında ülkemizin yer almasını sağlama, operasyonel oşinografi, meteoroloji ve iklim çözümleme konsorsiyumlarında (örn. Akdeniz’de Mediterranean Operational Oceanography Network (MOON), The Mediterranean Scientific Comission (CIESM) - Integrated System of Mediterranean Marine Observatories, HYdrological cycle in the Mediterranean EXperiment (Hymex), European Strategy Forum on Research Infrastructures (ESFRI), European Multidisciplinary Seafloor Observatory (EMSO), okyanus gözlem sistemleri ağlarında (EuroGOOS, MedGOOS, Black SeaGOOS) aktif yer almak ve çalışmalarına katkıda bulunmak, ülkemizin bu çalışmalarda söz sahibi olmasına olanak sağlamaktır. DEKOSİB’i insan ve donanım kaynaklarıyla destekleyecek olan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü (DBE), otuz yılı aşkın bilimsel birikimini oluşturduğu süreçte, güçlü bir ulusal ve uluslarası işbirliği ağının önemli bir parçası olmuştur. DEKOSİB ile bu işbirliğinin daha kapsamlı bir şekilde devam edeceği, ülkemizin deniz ve atmosfer bilimlerindeki güçlü kurumları tarafından ODTÜ-DBE’ye yazılı olarak iletilmiştir. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü; Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı; İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü; Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü; Yakın Doğu Üniversitesi; Sinop ve Mersin Üniversiteleri Su Ürünleri Fakülteleri ve İTÜ Doğu Akdeniz Oşinografi ve Limnoloji Merkezi başta olmak üzere, bilimsel ve teknik destek ile işbirliği öneren kurumlardır. (Bkz. Şema 10). ODTÜ-DBE’nin uluslararası alandaki işbirliği yeteneğinin bir ölçütü olarak, yukarıda sunulan potansiyel işbirliği ağlarının önceli olan Avrupa Birliği 5., 6. ve 7. Çerçeve Programı ağırlıklı geçmiş ve devam eden 17 adet proje bulunmaktadır. Ekosistem ve iklim bilimlerinin ülkemizdeki yapısı, gerekli yaklaşımı ve öncelikleri konusundaki birikim, geçmiş yıllarda Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK)’nun önerisi ve TÜBİTAK’ın girişimi ile hazırlanmış, 7 ayrı Alt Grup çalışmasından oluşan ‘TÜBİTAK – TTGV Bilim – Teknoloji – Sanayi Tartışmaları Platformu, Deniz Ve Denizaltı Kaynaklarından Yararlanma Teknolojileri (DDKYT) Çalışma Grubu’ (2002) raporunda gözden geçirilmiş, konuyla ilgili politika önerileri gündeme getirilmiştir. Teklif edilen bu altyapı projesi, TÜBİTAK / TTGV DDKYT Çalışma Grubu (2002) raporu ile ve daha önce TÜBİTAK (Çevre, Atmosfer, Yer ve Deniz Bilimleri Araştırma Grubu (ÇAYDAG) tarafından belirlenmiş yürürlükte olan ‘Deniz Araştırma Programı’ (DAP) ve aynı grup tarafından ilan edilen araştırma öncelikleri ile bire bir uyumludur. DEKOSİB, ayrıca ulusal ve uluslararası araştırma ağlarıyla bütünleşerek, 23 bilimsel gelişme ve koordinasyonu sağlayan bir “Ulusal İklim Çalışma Grubu”nun nüvesini oluşturacak, bilim adamı ve uzman yetiştirme, teknolojik altyapı ve kapasite geliştirmede öncü görev üstlenecektir. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Yakın Doğu Üniversitesi ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü (DBE) DEKOSİB Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü İTÜ Doğu Akdeniz Oşinografi ve Limnoloji Merkezi Şema 10- DEKOSİB İşbirliği Ağı Bu araştırma grubu altında yer alan ve 2010 yılında desteklenmesi önerilen diğer bir birim ise Tatlısu Ekosistemleri Araştırma Birimidir. Tatlısu Ekosistemleri Araştırma Birimi (TEAB) Sürdürülebilir kullanımı mümkün bir doğal kaynak olan “tatlısu”, yeryüzünde yaşamın sürekliliği için en temel gereksinimdir. Göller, nehirler ve rezervuarlarda bulunan ve insan kullanımına açık su, tatlısu kaynaklarınının %0.26’sıdır. Tatlısu ekosistemler ve barındırdığı su günümüzde artan dünya nüfusuyla birlikte artan tarımda sulama suyu ihtiyacı gibi hızlı tüketim, arıtılmamış evsel ve sanayi atıksu deşarjlarıyla kirlenmekte ve kullanılabilir miktarlar azalmaktadır. Böylece sucul eksositemleri kullanma ile koruma arasındaki denge bozulmakta ve dolayısıyla sürdürülebilir kullanımdan uzaklaşılmaktadır. Tarım ve şehirleşmedeki artış sonucu ortaya çıkan hidrolojik değişimler, besin tuzu artışı ve kirlenme baskısı altında yeraltı ve yüzey suları ve destekledikleri ekosistemler (göller, akarsular ve lagünler) şimdi de bunlara ek olarak iklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı baskısı sonucu ekosistemler işlev ve değerlerini kaybetmektedirler (alg patlamaları, biyoçeşitlilik azalması, balık ölümleri, azot döngüsünün kırılması vb.). TEAB’in temel amacı tatlısu kaynakları ve ekosistemlerini havza temelli bakışla, yeraltı suları ve yüzey sularını bütünleşik olarak ele alarak akarsu, göl ve lagünel ekosistemlerinin hidrolojik, hidrojeolojik, hidrokimyasal faktörlerle ile bu sucul ekosistemlerin dinamik yapılarındaki biyolojik faktörleri günümüzde (sucul ekoloji) ve geçmişte 24 (paleolimnoloji) birleştiren disiplinler-arası ve –üstü yapıda araştırmaktır. TEAB kapsamında “temel bilim araştırmaları” “bilgi teknolojileriyle” bütünleştirilerek su kaynaklarının sürüdürülebilir akılcı koruma-kullanma arasındaki dengeyi gözeten, “yönetim bilimlere” uzanan bütüncül bir yapı kurgulanacaktır. TEAB, günümüz ve geleceğin 'daha sıcak' dünyasında, tatlısu ekosistemlerine olan etkilere uyum, azaltma ve koruma/restorasyon ihtiyaçlarıyla sosyoekonomik gelişmeyi dengeleyecek optimal kararların verilmesine yardımcı olacak “sürdürülebilir tatlısu kaynakları ve ekosistemleri” yönetim hedeflerini geliştirmek için tasarlanmıştır. TEAB sürdürülebilir kalkınma yönünden ulusal yönetmelikler ve protokollerle uyum içindedir. Bu amaçla TEAB, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde yer alan birikimli ve deneyimli araştırmacıları bir araya getiren disiplinlerarası ve üstü bir yapı ile; yüzey ve yeraltı sularının temel hidroloji ve hidro-meteroloji, hidro-jeoloji ve hidro-jeokimyası, biyolojik değişkenler, ekoloji, paleoekoloji ve ekogenetiği (Şema 11) gibi temel bilim alanlarında çalışan araştırmacıları içermektedir. Temel bilim bulgularıyla bilgi teknolojilerindeki mevcut deneyimi; modelleme, coğrafi bilgi sistemleri ve Uzaktan algılama ile birleştiren veri toplama analizinde kolaylık sağlayarak geleceğe dönük hidrodinamik ve ekosistem modellemeleriyle öngörüler üretecektir. Üretilecek olan bu bilgi birikimi ve deneyim sosyoekonomik gelişme ile ekosistemin işlev ve değerleri arasında sürdürülebilirliği sağlayarak özellikle küresel iklim değişimi ile diğer etkilerini azaltma, uyum ve restorasyon öngörüleri ortaya çıkaracaktır. Biyoloji Bölümü Deniz Bilimleri Araştırma Enst. Şehir Bölge Planlama Bölümü İnşaat Mühendisliği Bölümü TATLISU EKOSİSTEMLERİ ARAŞTIRMA BİRİMİ Sosyoloji Bölümü Fizik Bölümü Ekonomi Bölümü Şema 11- TEAB ekibi TEAB’in başarıyla hedeflerine ulaşabilmesi ve kendi sürdürülebilirliğine ulaşmasındaki önemli adım uygulamacı kurumlarla kurulacak olan sıkı bağlardır. Ülkemizde tatlısuların hidrolojisinden, su kalitesinden, ekolojik dinamikleri ve biyoçeşitliliğinden yasal ve uygulamacı olarak sorumlu bulunan Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı 3 genel müdürlük sırasıyla, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, TEAB’in danışma kurulunda yeralarak ülkemizin içsular konusundaki problemlerine üniversite-araştırma ile uygulamanın birlikte ortak akıl yürüterek ve tabandan gelen ihtiyaçlara cevap verecek şekilde belirlenmesini ve sonuçların direk uygulamaya geçmesini sağlayacaktır (Şema 12). Uygulamalı araştırmaların kamuoyunda tanıtılması ve sürdürülebilir su kaynaklarının kullanımı ve ekosistemlerinin kullanımında toplumsal bilinçlendirmenin en üst düzeyde yapılabilmesine 25 öncülük eden Sivil Toplum Örgütlerinden (STK) aktif olarak tatlısu ekosistemleriyle çalışan Kuş Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği ve WWF de danışma kurulumuzda yer alacaktır. Üniversite –STK işbirliği TEAB çıktılarının toplumsal farkındalığa dönüştürülmesinde en büyük ayak olacaktır (Şema 12). Danışma kuruluna bu alanda dünyaca ünlü iki yabancı ve 2 Türk bilim insanı da eklenmiştir; Prof.Dr. Rick Baterbee, UCL, ECRC, İngiltere, Prof.Dr. Erik Jeppesen, NERI, Danimarka, Prof.Dr. Emin Özsoy, DBE, ODTÜ ve Prof.Dr. Temel Oğuz, DBE, ODTÜ. Danışma kurulu mevcut üyeleriyle yılda 1 kez toplanarak ülkemizin tatlısu kaynakları ve ekosistemler için öncelikli araştırma alanlarını uygulamacı kurumlar, STKlar ve bilim insanlarıyla belirleyecektir. Yurtdışında bulunan Danışma Kurulu üyeleri bilgilendirilerek görüşleri alınacaktır. TEAB bilimsel mükemmeliyette en önde olmak için benzer enstitü ve araştırma laboratuvarlarıyla güçlü bağlar kuracaktır. Bu konuda ön bağlantılar ortak araştırma (AU-FP-7) ve öğrenci değişimi (ERASMUS), çalıştay ve toplantılar düzenleme kapsamında devam etmektedir. TEAB ve Çevre İLİŞKİLERİ Uluslararası ilişkiler Avrupa Birliği 7. Çerçeve *University College London, ECRC, Prof.Dr. Rick Batterbee *Aarhus Universitet, NERI, Freshwater research, Prof.Dr. Erik Jeppesen University of Reading, Prof.Dr. Paul Whtehead Estonian University of Life Sciences, Dr. Tina Noges ÖYP , AYP Üniversiteleri ve Kurumlar TEAB Ekibi *UYGULAMACI KURUMLAR Çevre ve Orman Bakanlığı, DSİ; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürülüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Ulusal ve Uluslararası ilişkiler *Prof.Dr. Emin Özsoy, DBE, ODTÜ *Prof.Dr. Temel Oguz, DBE, ODTÜ Prof.Dr. Luc DeMeester, U. Leeven, Belçika Dr. J. Vander Zander, U. Wisconsim, ABD Dr. Romi L. Burks, Southwestern U., ABD Dr. Susana Romo, Valenciya U., İspanya Dr. Mariana Merhoff, NERI, Uruguay‐ Denmark *Sivil Toplum Örgütleri Kuş Araştırmaları Derneği, Doğa Derneği ve WWF, Türkiye Şema 12- TEAB ve çevre ilişkileri (* işaretli olanlar TEAB Danışma Kurulu’nda yer alacaklardır) TEAB araştırıcılarının disiplinlerarası yapısı ve yaklaşımı bu merkezin üreteceği projeler için katma değerdir. TEAB ekibi yüzey ve yeraltı sularının hidrojeolojik yapısı, hidrojeokimyası, yüzey ve yeraltısuları yönetim planlaması, akiferlerin dolma ve boşalma modelleri, operasyonel 26 hidroloji ve su kayynakları yönnetimi, kulllanılabilir suu kaynaklarrı analizi kaapsamında ülkemizin dört bir tarafında aaraştırma prrojeleri yürüütmüşlerdir. Yine ekip tatlısu ekossistemlerin güncel ve geçmiş ekolojik yyapıları ve insan etkiisi altındakki değişimlleri ve resttorasyonu, sulakalan mi, endemikk, ekonomikk, hassas vve nadir tüür populasyyon dinamiğği ve geneetik yapısı yönetim araştırm maları yürüttmüştür. Biilgi teknoloojileri ve m modelleme kapsamındaa hidrolojikk yapı ve ekosisteem dinamikklerinin moddelleri ve suu kaynaklarrı ve ekosisstem değişkkenlerinin G GIS ve RS teknikleeriyle belirllenmesi ve CBS tabaanlı veri baankalarının oluşturulması konusunnda proje ekibininn yüksek deeneyimi buu alanda çokk sayıda prroje tamam mlamıştır. TE EAB yapısınnda temel bilim vve bilgi tekknolojileri bulgularını b sosyo-ekonnomik anallizlerle birleştirerak kooruma ve kullanm ma arasında dengeyi saağlayacak ddeneyim TE EAB ekibi içinde yerell, bölgesel, ulusal ve uluslaraarası boyutdda ekosistem m korunmasında sosya--ekonomik bboyutlar ve koruma yaaklaşımları kapsayaan projeler yyürütülmüş olmasıyla o teescillenmişttir. TEAB yapısı ve kurgusunddaki (Şemaa 13) orgaanizasyon ssonucu orttaya çıkan bütünsel disiplinllerarası ve üstü ü yapı, bbüyük bütçeeli, çok katılımlı konsoorsiyum proojelerindekii (örn: AB çerçeve ve TÜBİT TAK 1007) kurgulamallarla örtüşm mektedir. Buu da TEAB B üyelerininn ayrı ayrı başarılaarı bir arayya geldiğinnde birliktee büyük bir sinerji yyaratarak ççok büyük projeleri başaracaaklarının deelili olarak ggörülmelidirr. Şemaa 13- TEAB B yapısı Sürdürrülebilir K Kalkınma için Türkkiye Biyollojik Kayn naklar Arraştırma, Koruma ve Uyggulama Arraştırma Grubu G Türkiyee, gen kaynnakları (bittki, hayvann ve mikkroorganizm malar) bakkımından zzengin bir konumddadır. Genn kaynaklarrının araştırrılması, korrunması ve gen kaynaaklarının uyygulamaya aktarılm masına yöneelik araştırm malar farklı kamu kurulluşlarında ççok da etkinn olmayan bir b şekilde yapılmaaktadır. Buggün bitki genn kaynaklarrını korumayya yönelik oolarak İzmiir –Menemeen’de Ege Tarımsaal Araştırmaa Enstitüsü’’ne bağlı olarak o tohum m kolleksiyoonu olarak hizmet vereen bir gen bankası ve onun daa bir yedeğii Ankara’daa Tarla Bitkiileri Araştırrma Merkezzi’nde bulunnmaktadır. 27 Hayvan ve Mikrobiyal gen kaynaklarını korumaya yönelik koruma programları çok daha kısıtlı olup, ulusal bir birim bulunmamaktadır. Türkiye’nin Dünya’da kabul edilen 8 önemli tarımsal bitki gen kaynağı merkezlerinden 2’sine (Yakın Doğu ve Akdeniz Çeşitlilik Merkezleri) ev sahipliği yaptığı dikkate alınırsa, gen kaynaklarının araştırılması, korunması ve kullanılmasının ülkemiz tarımı için çok önemli olduğunu göstermektedir. Diğer bir örnek ise dünyada saptanmış 25 bal arısı alttüründen 5’i Türkiye’de bulunmakta ve son yıllarda görülen arı ölümleri dikkate alındığında hem arı ürünleri üretimi ve hem de bitkilerin tozlaşma yoluyla üremesini sağlamaları nedeniyle önemli bir genetik zenginlik oluşturmaktadır. Ülkemiz gen kaynaklarının korunması gerek Tarım Bakanlığı gerekse Çevre ve Orman Bakanlığı çalışma programlarında en önemli konulardan birini oluşturmaktadır. Ülkemizde gen kaynaklarını, moleküler biyoloji ve diğer ileri teknolojilerle çalışan, koruma programlarına yön verecek ve önemli gen kaynaklarını tarımda, hayvancılıkta, ormancılıkta, sağlıkta ve gıda endüstrisinde ülkemiz hizmetine sunacak ulusal bir merkeze olan gereksinim çok büyüktür. Böyle bir merkez için en uygun üniversite de ODTÜ’dür. Kurulması amaçlanan birimin “Sürdürülebilir Kalkınma için Türkiye Biyolojik Kaynaklar Araştırma, Koruma ve Uygulama Birimi” olması ve aşağıdaki alt birimlerden oluşması planlanmaktadır. Ekosistem İzleme-Çevre Toksikolojisi / Deney Hayvanları Uygulama ve Araştırma Birimi (Temel Bilimler, sağlık ve nanobiyoteknoloji, Biyofarmasötik ve Aşı geliştirme) Yaban Hayatı ve Hayvan Gen Kaynakları Araştırma Birimi Bitki Gen Kaynakları (Tarımsal bitkiler ve yabani akrabaları, Orman Ağaçları, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler) Araştırma Birimi Mikrobiyal Gen Kaynakları Araştırma Birimi Genomiks ve Proteomiks Araştırma Birimi Yukarıdaki birimlerin konularıyla ilgili üniversitemizde özellikle de Biyolojik Bilimler Bölümünde çalışan önemli sayıda öğretim üyesi ve araştırmacı bulunmaktadır. Yine bu birim konularıyla ilgili olarak önemli sayıda ve büyüklükte araştırma projeleri her yıl üniversitemize getirilmektedir. Birimin hedefi ülkemiz biyolojik kaynaklarını ve özellikle de gen kaynaklarını daha etkin çalışacak ve kullanacak bir altyapının oluşturulması, gerekli araştırmacıların eğitilmesi ve yetiştirilmesi, ülke gen kaynakları araştırma–koruma-kullanma politikalarının ulusal ve uluslararası platformlarda yönlendirilmesidir. Bu misyon ile ülkemizde ve bölgemizde mükemmeliyet merkezi ve referans laboratuvar görevini yerine getirmesi de amaçlanmaktadır. 1) Ekosistem İzleme-Çevre Toksikolojisi / Deney Hayvanları Uygulama ve Araştırma Birimi Bu birimin altında aşağıdaki araştırma grupları yer alacaktır: Biyokimyasal ve toksikolojik çalışmalar grubu Biyofiziksel çalışmalar grubu Hayvan fizyolojisi çalışmaları Biyoinformatik ve biyometri Ekosistem izleme (Farklı ekosistemlerin incelenmesi, modellenmesi, yönetilmesi ve izlenmesi) 28 2) Yaban Hayatı ve Hayvan Gen Kaynakları Araştırma Birimi Amacı, konumu nedeniyle birçok yerli hayvan ırkının Anadolu’da yetiştirildiği ve buradan dünyanın öteki bölgelerine yayıldığı ülkemizde evcil hayvanlar ve yaban hayatı gen kaynaklarının araştırılması, karakterize edilmesi, sürüdürülebilr kalkınma için korunması ve ekonomiye kazandırılmasına yönelik bilgi üretmektir. Birimin işlevi, ulusal ve bölgesel olarak referans merkezi olarak hizmet vermek, bu konuda gerekli olacak araştırmacı ve uygulamacılara yönelik eğitim vermek ve hayvan gen kaynakları kollekisyonu ve değişim görevi yapmak ve hayvan gen kaynakları için “adli tıp” merkezi görevini üstlenmektir. 3) Bitki Gen Kaynakları (Tarımsal bitkiler ve yabani akrabaları, Orman Ağaçları, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler) Araştırma Birimi Bu birimin amacı kültür bitkilerinin yabani akrabaları ile ekonomik önemi olan diğer aromatik ve tıbbi bitkiler ve orman ağaçlarımıza ait gen kaynaklarının ekosistem, tür ve gen düzeyinde çalışılması, karakterize edilmesi, korunması ve kullanılmasına yönelik bilgiler üretmektir. Ulusal ve bölgesel olarak referans merkezi olarak hizmet vermek, bu konuda gerekli olacak araştırmacı ve uygulamacılara yönelik eğitim vermek, bu birimle kurulacak Bitki Müzesi (Botanik Bahçesi, Arboretum ve Herbaryum) ile bitki gen kaynakları kollekisyon ve değişim görevi yapmak ve bitki gen kaynakları için “adli tıp” merkezi görevini üstlenmek hedefler arasındadır. Yapılı Çevre Araştırmaları Sürdürülebilir Kent Araştırma Grubu İnsan faaliyetlerinin somut hale geldiği alan mekandır. Diğer bir deyişle, sosyal ve ekonomik süreçlerin sonuçları, kentsel mekanda görünür hale gelmektedir. Konut alanlarının üretimi, sanayi faaliyetlerinin gerçekleşmesi, sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin üretimi, enerji ve kaynak kullanımı, ulaşım gibi konu ve süreçler; kentsel gelişmenin bileşenlerdir. Ancak belirtmek gerekir ki, kentsel alanlar, sözü edilen faaliyetlerin gerçekleştiği edilgen alanlar değildir; kentlerin yapıları ve mekansal örgütlenme biçimleri, üretim, tüketim ve yeniden üretim süreçleri üzerinde önemli bir etkide bulunmaktadır. Bu nedenle, planlı, sağlıklı, güvenilir, yaşanabilir; diğer bir deyişle sürdürülebilir kentlerin varlığı, yalnızca bu kentlerde yaşayanları değil; tüm ülkenin üretim ve tüketim faaliyetlerinin verimliliğini de doğrudan etkilemektedir. Giderek karmaşıklaşan sosyo-ekonomik faaliyetler ve bunların kentsel alanlarda ortaya çıkardığı yeni dinamikler ve sorunlar karşısında, sürdürülebilir kentsel gelişmenin nasıl sağlanacağı, tüm dünyada anlaşılmaya çalışılmakta; bir ilke olarak benimsenmekte; sürdürülebilir kentlere ulaşmak için politikalar geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Bu amaçla oluşturulmuş yüzlerce uluslararası girişim, proje, araştırma vardır10. Uluslararası akademik ortamda da, sürdürülebilirlik 10 Örneğin; Sustainable Cities and Towns Campaign: http://www.sustainable-cities.eu/; http://www.sustainablecities.org.uk/; Local Governmens for Sustainability: http://www.iclei-europe.org/; Association of European Local Authorities Promoting Local Sustainable Energy Policies: http://www.energie-cites.eu/; International Healthy Cities Foundation: http://www.healthycities.org/; Smart Growth: http://www.healthycities.org/; Sustainable Cities Programme (SCP): www.unhabitat.org; Localizing Agenda 21 Programme (LA21): www.unhabitat.org. 29 ve kentsel gelişme görülmektedir11. konularını bütünleştiren araştırma ortamlarının giderek arttığı ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ayda Eraydın ve Yrd. Doç. Dr. Bahar Gedikli sürdürülebilir kentsel gelişmenin çeşitli boyutlarıyla ilgili araştırma çalışmalarında yer almış, konuyla ilgili tezler yönetmiş ve bilimsel makaleler yazmışlardır. Şu anda İklim Değişikliği ve Kentsel Turizm isimli bir URBAN NET-TÜBİTAK projesini yürütmektedirler. Prof. Dr. Ayda Eraydın Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Kentleşme Şurası’nda Bölgesel Eşitsizlik, Yerel Kalkınma ve Rekabet Edebilir Kentler Komisyonu’nda komisyon başkanı olarak; Yrd. Doç. Dr. Bahar Gedikli yine aynı Şura’da Yerel Yönetimler, Katılımcılık ve Kentsel Yönetim Komisyonu’nda komisyon başkan yardımcısı olarak görev almıştır. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, kentsel araştırmalar ve ulaşım araştırmaları ile eğitim alanında gerek Avrupa gerek Türkiye üniversiteleri ile önemli işbirlikleri içindedir. Bölüm, Avrupa Planlama Okulları Birliği (Association of European Schools of Planning – AESOP), Asya Planlama Okulları Birliği (Association of Asian Schools of Planning) ve Türkiye Planlama Okulları Birliği (TUPOB) üyesidir. Sürdürülebilir Kent Araştırma Grubu’nda, kentsel çevrelerin oluşturulmasında aktif rol alan disiplinlerin buluşturulması hedeflenmektedir. Temel araştırma konuları yapılı çevre üzerinde yoğunlaşan Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği Bölümleri’nin yanı sıra, grubun mühendislik alanlarını, sosyal bilimleri ve temel bilimleri de araştırma yapısında barındırması önemlidir. Birimin yürüteceği araştırmaların kapsamı, kentsel mekanın şekillenmesinde gerçekleşen tüm süreçlerde (konut, sanayi, hizmetler, kamusal alanlar, rekreasyon alanları, vb.) doğa koruma/kullanma dengesinin gözetilmesi ilkesinin sağlanmasına yönelik olacaktır. Sürdürülebilir Kent Araştırma Grubu’nun çalışma konuları aşağıdaki gibidir: Kentsel büyümenin denetlenmesi ve arazi kullanım planlaması Kentsel tasarım Konut ve yaşama alanları Doğal çevrenin ve ekosistemlerin korunması Yenilenebilir enerji, iklim değişikliği ve kentsel gelişme ilişkileri Kentsel sosyal eşitlik Kent ekonomisi Yönetişim 11 Örneğin; Center for Sustainable Urban Development (Columbia University); Delft Center for Sustainable Urban Areas (TUDelft); Center for Sustainable Urban Regeneration (University of Tokyo); Eco Cities: The Bruntwood Initiative for Sustainable Cities (University of Manchester); Center for Sustainable Cities (University of Kentucky); Sustainable Urban Revitalization Center (Georgia Institute of Technology); Center for Sustainable Cities University of Southern California); Center for Sustainable Urban Development (Portland State University); Centre for Sustainable Urban and Regional Futures (University of Salford). 30 Sürdürülebilir Ulaşım Araştırma Grubu Kentsel ulaşım, farklı arazi kullanımları ve kentsel hizmetler arasında kentlilerin bir noktadan diğerine eriştirilmesi, veya yine kentin ve kentlilerin gereksinimi için malların bir noktadan diğerine taşınmasıdır. Ulaşım, insanın hem toplumsal, hem de bireysel yaşamının bir gereğidir. Öte yandan, kentsel ulaşım alanında son otuz yılda yaşanan gelişmeler, özellikle de özel otomobili temel alan gelişme eğilimleri ciddi çevresel, ekonomik ve toplumsal olumsuzlukları beraberinde getirmiş; ve yaşanabilir, sürdürülebilir kent hedefi doğrultusunda ulaşım sektörü, müdahale edilmesi gereken başlıca alanlardan biri haline gelmiştir. İklim değişikliği, küresel ısınma ve sera etkisi açısından en önemli etken olan karbondioksit gazının atmosfere salımında ulaşım sektörünün payı dünya genelinde %23, sanayileşmiş Avrupa ülkelerinde ise %35’in üzerindedir. Üstelik sanayi ve ısınma gibi diğer sektörlerde karbondioksit salımında azalma sağlanabilmişken, ulaşım sektöründe sürekli artış söz konusudur. Ulaşım sisteminin motorlu taşıt kullanımındaki sürekli artışa koşut olarak geliştirilmesi, ayrıca kent çeperlerindeki doğal alanların hızla betonlaşmasına ve zamanından önce kente katılmasına yol açmaktadır; ve bu gelişmenin de sürdürülemez olduğu açıktır. Bu çevresel etkilerin yanı sıra, ulaşımda sürdürülebilirlik tartışmaları neredeyse tamamıyla petrole bağımlı olan ulaşım sistemininin ekonomik olarak da sürdürülemez olduğunu; ayrıca sürekli otomobilli yolculuk talebine göre biçimlendirilen kentsel ulaşım ağının otomobil kullanmayanları, yayaları ve farklı yolculuk gereksinimleri olabilecek yaşlıları, engellileri dışlayarak toplumsal açıdan da sürdürülemez bir gelişme eğilimi yarattığını vurgulamaktadır. Pek çok dünya kentinde motorlu araç kullanımı, özellikle de otomobilin yoğun kullanımının yol açtığı bu sorunların giderilmesi ve sürdürülebilir bir ulaşım yapısı oluşturulabilmesi için uğraş verilmektedir. Sürdürülebilirlik ilkesinin üç ayağını oluşturan çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiğinde, ulaşım sisteminin: - Çevresel açıdan sürdürülebilir olması için, çevreyi olumsuz etkileyen gaz salımının ve yenilenemez yakıt kullanımının en aza indirilmesi; ulaşım ağının genişlemesine koşut olarak gerçekleşen kentsel yayılmanın (ve beraberinde doğal alanların hızla yapılaşması eğiliminin) en aza indirilmesi; - Ekonomik açıdan sürdürülebilir olması için, enerji kullanımının ve enerjide dış kaynak bağımlılığının en aza indirilmesi; trafikte kaybedilen zaman maliyetleri ile trafik kazaları maliyetlerinin en aza indirilmesi; - Toplumsal açıdan sürdürülebilir olması için, herkes için erişebilirlik sağlaması ve herkes tarafından maliyetinin ödenebilir düzeyde olması gerekmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde; ulaşımda özellikle toplu taşımda yenilenebilir ve temiz enerji seçeneklerinin yaygınlaştırılması, taşıtların değil insanların ulaştırılması amacıyla toplu taşımaya öncelik verilmesi ve yaygınlaştırılması, kentlerde otomobil kullanımına kısıtlar getirilmesi, yaya ve bisiklet ulaşımının politikalarda birinci önceliğe oturtulması, talep ve trafik yönetimi yaklaşımlarıyla otomobili temel alan ulaşım sistemlerinin değiştirilerek daha dengeli ve erişilebilirliği yüksek bir ulaşım sisteminin yaratılması, yeni teknolojilerin kullanımıyla etkili bir ulaşım yönetimi sistemi oluşturulması ve mevcut altyapının en verimli şekilde kentlilerin erişim koşullarının iyileştirilmesi için kullanılması, ayrıca kent planlamada da otomobil bağımlılığını 31 değil toplu taşım ile bisiklet ve yaya ulaşımını destekleyen gelişme modellerinin hayata geçirilmesi öne çıkan yaklaşımlar olarak kabul edilebilir. Sürdürülebilir Ulaşım Araştırma Grubu, yukarıda sayılan tüm alanları kapsayacak şekilde disiplinlerarası akademik araştırmaların yürütülmesi amacıyla kurulmuştur. Ulusal ve uluslararası karşılaştırmalı çözümlemelerin yapılması, yerelde ise araştırma ile uygulama arasındaki bağın kurulması hedeflenmekte; ülkemizde yerel ulaşım politikaları ve uygulamalarının sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde şekillenmesine katkıda bulunulması öngörülmektedir. Böyle bir yaklaşım, Araştırma Grubunun mevcutta var olan ulusal ve uluslararası işbirlikleri üzerinde geliştirilecek, ve daha fazla sayıdaki kentimizdeki belediye ile işbirliklerinin kurulmasına da olanak tanıyacaktır. Sürdürülebilir Ulaşım Araştırma Grubu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin iki bölümünün öncülüğünde kurulmuştur: İnşaat Mühendisliği Bölümü, ve Şehir ve Bölge Planlama Bölümü İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde Y.Doç.Dr. Hediye Tüydeş Yaman, Bölümün Sürdürülebilir Ulaşım Araştırma Grubu koordinatörüdür. Çalışmalarını ağ yönetim modelleri, trafik simülasyonları, Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) ve ulaşımda Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanımı konularında devam eden Dr. H. T. Yaman, ODTÜ Coğrafi ve Jeodetik Bilgi Teknolojileri programı İnşaat Müh. Böl. temsilcisidir. AB 6. Çerçeve Programı dahilinde AUS destekli ortak seyahat programı geliştirilmesi konusunda yürütülen bir projenin ODTÜ yürütücüsüdür. Sürdürülebilir ulaşımın önemli parçalarından olan “toplu taşımanın” özendirilmesi ya da desteklenmesi konusunda çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca İnşaat Müh. Bölümü Ulaşım Araştırma Merkezi çatısında gerek trafik güvenliği gerekse genel ulaşım planlaması konusunda yerel yönetimlerle ve ulaşımla ilgili kurum ve kuruluşlarla iletişim halinde olunup Ankara Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi, Bodrum Belediyesi, Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlarla ortak tez ve araştırmalar yürütülmektedir. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde Doç.Dr. Ela Babalık Sutcliffe, Bölümün Sürdürülebilir Ulaşım Araştırma Grubu koordinatörüdür. Babalık Sutcliffe, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde ulaşım planlama ve politikasına yönelik dersler vermekte; sürdürülebilir ulaşım ve kent, toplu taşıma, yayalaştırma, bisikletli ulaşım gibi konularda tezler yönetmektedir. Ayrıca, sürdürülebilir ulaşım üzerine araştırma projeleri bulunmaktadır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin ortaklarından biri olduğu Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programı kapsamındaki PARAMOUNT: Large Scale Dissemination for Clean Urban Transport, SSA (Specific Support Action) (Sözleşme no: TREN/05/FP6EN/S07.54974/518371) Projesinde 2006 Ocak ayından bu yana Türkiye Proje Yöneticisi olarak yer almaktadır. ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, kentsel araştırmalar ve ulaşım araştırmaları ile eğitim alanında gerek Avrupa gerek Türkiye üniversiteleri ile önemli işbirlikleri içindedir. Avrupa Planlama Okulları Birliği (Association of European Schools of Planning – AESOP) üyesi olan Bölümün, bu birlikteki temsilcilik görevini de Doç.Dr. Ela Babalık Sutcliffe yürütmektedir. Ayrıca ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Türkiye Planlama Okulları Birliği’nin 32 (TUPOB) de kurucu üyelerindendir ve bölümler arası eğitim ve araştırma işbirliğinin güçlendirilmesi, ve her yıl gerçekleştirilen Şehircilik Kollokyumu’nun düzenlenmesine de sürekli katkı sağlamaktadır. ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, ayrıca Ankara İl Trafik Komisyonu üyeliği görevini de uzun süredir yerine getirmekte olup, 2001 yılından bu yana anılan görevi Doç.Dr. Ela Babalık Sutcliffe yürütmektedir. Babalık Sutcliffe, ayrıca, Devlet Planlama Teşkilatı 2007-2013 Kalkınma Planı Kentiçi Ulaşım İhtisas Komisyonu’nda üye; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Kentleşme Şurası Teknik Altyapı ve Ulaşım Komisyonu’nda komisyon başkanı olarak görev almıştır. ODTÜ İnşaat Mühendisliği ve ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama bölümlerinin kurduğu işbirlikleri, Şema 14’te verilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi ODTÜ Coğrafi ve Jeodetik Bilgi Teknolojileri Programı Sürdürülebilir Ulaşım Araştırma Grubu ODTÜ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ ODTÜ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ Bodrum Belediyesi Karayolları Genel Müdürlüğü Avrupa Planlama Okulları Birliği Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programı Türkiye Planlama Okulları Birliği Ankara İl Trafik Komisyonu Şema 14- ODTÜ İnşaat Mühendisliği ile Şehir ve Bölge Planlama Bölümleri İşbirliği Ağı Sürdürülebilir Yerleşke Araştırma Grubu Sürdürülebilir kent kavramı gerek ölçek gerekse karmaşıklık seviyesi bakımından oldukça büyük bir kavram olup bu alanda beklenen değişimler uzun zaman içinde sağlanabilecektir. İçinde bulundukları toplumun birçok özelliğini taşıyan üniversite yerleşkeleri geleceğin kentsel yaşam tarzında olması beklenen günlük pratiklerin, tüketici alışkanlıklarının, teknolojik eğilimlerin ve örgütlenme biçimlerinin geliştirilip sınanabileceği kontrol edilebilir mekanlardır. Ayrıca yerleşkelerde başlatılacak çalışmaların ve uygulamaların toplumun geneline öncülük etmesi ve gözlemlenebilir örnek oluşturması sürdürülebilirlik konusunda yapılı çevrelerde beklenen 33 gelişim açısından önemli bir basamak olacaktır. Üniversiteler geleceğin toplumunun çekirdeklendiği mekanlar olmalıdır ve yapılı çevrede ulaşılması hedeflenen sürdürülebilir yaşam hayali, ilk olarak sürdürülebilir yerleşke seviyesinde denenmeli ve geliştirilmelidir. Bu hedef çerçevesinde TÜBİTAK Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projeleri Destekleme Programı (1007) kapsamında, başta Çevre ve Orman Bakanlığı olmak üzere iklim konusunda ilgili diğer bakanlık ve kurumların müşteri olarak dahil edileceği “İklim Dostu Üniversite Yerleşkeleri” adlı bir proje geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu proje özünde, a) yerleşkelerde enerjinin etkin kullanımı, b) yenilenebilir enerji teknolojileri alanındaki teknik yenilikler ve somut fiziksel gelişme ve uygulamaların yanısıra c) tüketici davranışı ve örneklenmiş bir toplum kesiminin ‘sürdürülebilirlik’ için örgütlenmesi, d) gerek yönetim gerekse de ekonomik bakımdan yepyeni modeller oluşturması konusunda gerçek bir araştırma ve geliştirme programı oluşturmayı hedeflemektedir. Farklı büyüklük, kurumsal yapı ve coğrafyaya sahip üniversite yerleşkelerini örnekleyen araştırmacı kurumlar olarak ODTÜ, Sabancı Üniversitesi, 19 Mayıs Üniversitesi ve Muğla Üniversitesi proje geliştirme aşamasında birlikte çalışmaktadır. Projedeki ana başlıklar şöyle sıralanabilir: 1) binalarda ısı verimliliği, 2) sürdürülebilir yerleşke ulaşımı, 3) katı atık ve su yönetimi, 4) sürdürülebilir yerleşke finansman ve yönetim modelleri ve 5) sürdürülebilirlik kültürü ve yaygınlaştırma etkinlikleri. Gerek ODTÜ-YESAP çatısı altında geliştirilecek politika, teknoloji ve bilgi birikiminin gerekse dünya literatüründe yer alan sürdürülebilir yerleşke çalışmalarının ışığında “sürdürülebilir ODTÜ yerleşkesi” hedefine yönelik çalışmaları yürütebilmek için başta Mimarlık Bölümü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü araştırmacıları olmak üzere diğer bölüm, fakülte ve araştırma merkezlerinden katılımcıların da yer alacağı bir araştırma grubu kurulmuş durumdadır. Gerekli alt yapı ve maddi imkanların sağlanması ile bu araştırma grubunun, orta ve uzun vadede başta ODTÜ yerleşkesi için sürdürülebilirlik vizyonu ve projeleri geliştirebilecek bir merkeze dönüşmesi hedeflenmektedir. Sürdürülebilir Yapı Malzemeleri ve Yapım Teknolojileri Araştırma Grubu İnsanoğlunun çeşitli faaliyetlerini sürdürebilmesi için tasarlanan ve inşaa edilen yapıların yapım süreçleri gerek yapım öncesi gerekse yapım esnası ve sonrası süreçler düşünüldüğünde doğal çevreyi ve ekosistemi etkileyen öğeler içermektedir. İnşaat öncesinde, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen malzemelerin kullanımı, ekolojik zarara yol açmadan çıkarılan malzemeler, sanayi atıklarının ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, uzun ömürlü ve az bakım gerektiren malzeme kullanımı; inşaat sırasında, binanın ısı performansına katkı sağlayacak, uzun ömürlü, teknik şartname ve ilgili mevzuata uygun malzemelerin kullanımı, ve son olarak inşaat sonrasında yapının ve elemanlarının yeniden kullanımı ile malzemelerin geri dönüştürülmesinden söz edilebilir. Örneğin, dünyada sudan sonra en fazla tüketilen malzeme olarak bilinen betonun ana hammaddesi olan çimento üretiminde yüksek oranda CO2 gazı ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu gazı azaltmak için çimento üretiminde, sanayi atıklarının değerlendirilmesi, gerek teknik gerekse ekonomik birtakım üstünlüklerinin yanısıra, çevre dostu olarak nitelendirilmesi nedeniyle de sürdürülebilir yapı malzemeleri bağlamında büyük önem arz etmektedir. 34 Çalışma grubunun içerisinde, İnşaat Mühendisliği’nin Yapı Malzemeleri, Yol Malzemeleri, Zemin, Yapım Mühendisliği ve Yönetimi disiplinlerinin yanısıra, Mühendislik Fakültesinin Çevre, Kimya ve Makina Mühendisliği gibi bazı bölümleri ile Mimarlık Fakültesi de yer almaktadır. Şimdiye kadar İnşaat Mühendisliğince sanayi atıklarının yapım süreçlerinde değerlendirilmesi kapsamında 32 yüksek lisans ve 7 doktora tezi yapılmış, iki adet TÜBİTAK projesi ve çok sayıda özel sektöre yönelik proje tamamlanmıştır. İnşaat Mühendisliği’nin Yapım Mühendisliği ve Yönetimi dalında ise sürdürülebilir yapım teknikleri ve finansman modelleri ile ilgili çalışmalar yürütülmektedir. Bu konularla ilgili olarak Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği, Türkiye Hazır Beton Birliği ve Sivil Toplum Kuruluşlarından olan İnşaat ve Kimya Mühendisleri Odalarınca işbirlikleri oluşturulmuştur. Bu çalışma grubunun amacı ise gerek ulusal gerekse uluslararası arenada ülkemizin bu konu ile ilgili ihtiyaçlarına yönelik projeler geliştirmek olacaktır. Ulusal ve Bölgesel Sürdürülebilirlik Yönetişimi (SÜR-YÖN) Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde oluşturulacak Ulusal ve Bölgesel Sürdürülebilirlik Yönetişimi Çalışma Grubu (SÜR-YÖN) sürdürülebilir enerji ve çevre politikalarının araştırılması, tasarımı, uygulaması ve etki analizini disiplinlerarası bir perspektifle yürütecektir. SÜR-YÖN iki alt çalışma grubundan oluşmaktadır: 1) Sosyal, Politik ve Ekonomik Araştırmalar; 2) Bölge Çalışmaları. Türkiye gibi enerji açısından dışa bağımlı ülkelerde yenilenebilir enerji politikalarıyla sürdürülebilir kalkınma ve çevre politikalarının eşgüdümlü bir şekilde yürütülebilmesi gerek ulusal koşulların gerekse dünyanın farklı bölgeleriyle ilişkilerin birlikte değerlendirilmesiyle olanaklıdır. Yenilenebilir enerji politikaları aynı zamanda karbon temelli yakıtlara dayanan sistemlerin ve duyulan gereksinimlerin de araştırılmasını gerektirmektedir. Enerjiye ilişkin çalışmalar bir yandan ürüne dönüştürme, yatırımların özel ve kamu sektörleri arasında bölüşümü, doğrudan yabancı sermaye girişi, kalkınma ve güvenlik gibi çok farklı ekonomik ve politik unsurları içermektedir. Diğer yandan da çevre eğitimi, farkındalık yaratma, sosyal devletin yeniden yapılandırılması gibi sosyal ve kültürel alanları da kapsamaktadır. Tüm bu konu başlıklarının aynı zamanda Türkiye’nin bölgelerle olan ilişkileri ve Türkiye’nin önemli bir enerji kavşağı olması çerçevesinde de değerlendirilmesi gereklidir. Tüm bu çalışmalar karar vericiler, araştırmacılar ve diğer paydaşlar arasında bir iletişim ve eşgüdümü zorunlu kılmaktadır. SÜR-YÖN sürdürülebilirlik yönetişiminin gerektirdiği bu yoğun çalışmayı ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü (SBE) çatısı altında kümelenmiş olan disiplinlerarası politikalar programları ve bölge çalışmaları birimleri aracılığıyla gerçekleştirecektir. Halihazırda Türkiye’de yalnızca ODTÜ-SBE çatısı altında mevcut olan bu öbeklenme büyük sinerji potansiyeli taşımaktadır. Disiplinlerarası politikalar alanında kurumsallaşmış olan Sosyal Politika, Kentsel Politika ve Yerel Yönetimler, Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Politikaları, Eğitim Politikaları, Medya ve Kültür Politikaları ve Bilim ve Teknoloji Politikaları programları sürdürülebilirliğe ilişkin ulusal durumun analizinde, ağ oluşturulmasında ve bilgi paylaşımında öncü rol oynayacaklardır. Asya Çalışmaları, Avrasya Çalışmaları, Avrupa Çalışmaları ve Orta Doğu Çalışmaları üzerine 35 kurumsallaşmış program ve merkezler aracılığıyla da bölgesel politikaların odağında yer alan Türkiye’nin küresel konumu ve enerji stratejileri hakkında çalışmalar yürütülebilecektir. Disiplinlerarası politika çalışmaları ve bölge çalışmalarının SÜR-YÖN çatısı altında eşgüdümü Türkiye’de bugüne kadar hiç görülmemiş büyüklükte bir araştırma, analiz ve politika geliştirme ekibine sürdürülebilir yönetişim alanında ortak çalışma, ağ oluşturma ve bilgi paylaşma olanağı sağlayacaktır. Bu etkileşim 29 ÖYP üniversitesi aracılığıyla Türkiye’ye, ODTÜ-SBE’nin Birleşmiş Milletler Ortak Programı, Dünya Bankası, Avrupa Komisyonu ve IOM gibi uluslararası ortaklıkları aracılığıyla tüm dünyaya yayılabilecektir. Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün sağlayacağı eşgüdümle çalışacak olan araştırma alan ve grupları Şema 15’te gösterilmektedir. SBE EŞGÜDÜMÜ BİLİM‐TEK EĞİTİM ASYA KONFÜÇYUS KENTSEL İKTİSAT AVRASYA KORA KADIN ÇALIŞMALARI İŞLETME AVRUPA AÇM ORTA DOĞU MEDYA‐KüLTÜR SOSYAL POLİTİKA Disiplinlerarası Politikalar Programları Disipliner Programlar Bölge Çalışmaları Programları Merkezler Şema 15- SBE Eşgüdümü Bu başlık altında faaliyet göstermekte olan araştırmacı gruplarından biri de ODTÜ-TEKPOL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi’dir. 36 ODTÜ-TEKPOL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL kendi vizyonu çerçevesinde aşağıda sıralanan amaçları gerçekleştirmek üzere 1997 yılında kurulmuş bir araştırma merkezidir. * Bilim ve teknoloji politikaları ile ekonomik kalkınma konularında disiplinlerarası teknik ve bilimsel araştırmalar yapmak, * Özel, kamu kurum ve kuruluşlarına ilgili konularda araştırmaya dayalı proje danışmanlık hizmetleri vermek, * 1997-1998 akademik yılından beri faaliyet gösteren Yüksek Lisans Programı ile bilim ve teknoloji politikaları alanında uzman yetiştirmek, * Toplumun teknolojiyi özümsemesinin yanısıra, sosyal alanda teknolojik yetkinliğinin geliştirilmesine ve teknoloji kültürünün yaygınlaşmasına katkıda bulunmak. Özel kuruluşlar, kamu kuruluşları ve tüzel kişiler, TEKPOL'den merkezin kuruluş amaçlarına dayalı olarak teknolojiye ilişkin tüm konularda danışmanlık hizmeti alabilmektedirler. TEKPOL'ün araştırma çalışmalarına yurtiçi ve yurtdışından bilim insanlarının katkısı ile birlikte yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda yürütülen bir yüksek lisans programına çeşitli disiplinlerden birçok akedemisyen katkı sağlamaktadır. Bu doğrultuda, TEKPOL, sorun-çözüm ilişkisinin en etkin biçimde irdelenebildiği, öğretim üyesi ve öğrencilerinin arasında disiplinlerarası etkileşmeyi de en etkili biçimde sağlayan disiplinlerarası bir platform oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra TEKPOL, bir işletme için uygun teknoloji seçimi, teknoloji transferi ve yönetimi; kendi AR-GE birimini kurması ve yönetmesi gibi konularda da destek vermektedir. TEKPOL’de, çeşitli konularda Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) ve değişik üniversiteler ile projeler ortak yürütülen Yaygınlaştırılmış Uluslararası Projeler (YUUP) kapsamında yürütülmüştür. Merkez bünyesinde yapılan çalışmalar periyodik olarak “TEKPOL Çalışma Raporları” serisinde yayınlanmaktadır. Ayrıca son dönemde, ODTÜ-TEKPOL olarak, UNDP ve EU tarafından desteklenen bir çalışmada (Integration of Sustainable Development into Sectoral Policies-Science and Technology Policies) yer alınmıştır. ODTÜ-YESAP bünyesinde sürdürülebilirlik ve enerji teknolojileri politikaları ile ilgili araştırmalar gerçekleştirecek olan merkez, üretilen teknolojik çözümlere uygun politiklar geliştirilebilmesi için kritik önem taşıyacaktır. Farkındalık Artırma ve Bilgi Paylaşım Etkinlikleri ODTÜ-YESAP altında çalışacak birçok merkez ve araştırma grubunun yaratacağı sinerjinin en üst noktaya çıkması için gerekli olan halkalardan birisi bu birimlerde üretilen bilgi, teknoloji ve stratejilerin toplumda kullanımını sağlayacak/arttıracak bir “sürdürülebilirlik bilinci ve farkındalığı” yaratılmasıdır. Bu kapsamda öncelikle üniversite içinde sürdürülebilirlik konusunda çalışmalar yürüten merkez ve araştırma gruplarının tanıtılacağı, yürütülen çalışmaların, bu projelerdeki gelişmelerin ve düzenlenecek aktivitelerin duyurulabileceği bir web portalı oluşturulacaktır. Gerek yerleşke gerekse toplumsal boyutta yürütülen sürdürülebilirlik bilincini ve farkındalığını ölçme ve artırma aktivitelerinin belirlenmesi ve düzenlenmesi için çalışacak bir 37 grup oluşturulacaktır. Farkındalık artırma ve bilgi paylaşımında ODTÜ-YESAP çatısı altındaki birimler kendi alanlarında çalışmalar (sempozyumlar, konferanslar, vs.) yapabilecekleri gibi bu birimlerin temsilcilerinin de yer alacağı ve üniversite genelinde (ve hatta yerel yönetimlere ve toplumun farklı kesimlerine) ulaşmayı hedefleyen etkinlikler (anket çalışmaları, sürdürülebilirlik şenlik ve haftaları, multi-medya programları, çalıştaylar, eğitim programları, vs.) düzenlenmesi de ODTÜ-YESAP hedefleri arasında olacaktır. Bu alanda üniversite ve toplum arasında bilgi paylaşımı olanaklarının ve alanlarının iyi belirlenmesi de önemlidir. Üniversitelerde gerçekleştirilen araştırmaların ya da üretilen modellerin zamanla topluma ve yerleşke ötesi boyutlara aktarılabilmesi, onlardan gelecek bilgi ve değerlendirmelerin üniversitede yürütülen araştırmalarda göz önünde bulundurulabilmesi için üniversite ve toplum arayüzünün ve iletişiminin sağlanması gerekmektedir. Bu konuda bir açılım sürekli eğitim merkezi aracılığı ile eğitim/sertifika programları düzenlenmesi olabilir. Bir başka açılım olarak yerel yönetim ya da sivil örgütlerle düzenli ya da planlı olarak yapılacak çalıştaylar düşünülebilir. İnternet ortamında sorun ve görüşlerin paylaşılabileceği “sürdürülebilirlik forumu”, “en iyi örnekler veritabanı” vb. gibi arayüzler geliştirilmesi planlanmaktadır. Toplum ve Bilim Araştırma ve Uygulama Merkezi DPT tarafından desteklenen ODTÜ-Toplum ve Bilim Merkezi (TBM), toplumda bilimsel farkındalık düzeyini artırmak üzere araştırma yapmak, toplumun bilimsel ve teknolojik konulara olan ilgisini yükseltmek, topluma bilimi sevdirmek ve bilimin gündelik yaşamda kullanımını artırmak, ilköğretimden başlayarak toplumun her katmanında bilimsel yaklaşım ve araştırma, yaratıcılık ve analiz yeteneğini geliştirmeyi özendirmek üzere faaliyetlerde bulunmak, toplum ve bilim arasındaki bağları güçlendirmek, üniversitelerin topluma yönelik faaliyetlerini artırmak ve bu tür faaliyetleri özendirmek amacıyla 2006 yılında kurulmuştur. ODTÜ çalışanları ve öğrencilerinin yanısıra, çeşitli üniversitelerden birçok akademisyen danışmanlığında çalışmalarını yürüten ve DPT tarafından desteklenen TBM, Bilim ve Teknoloji Müzesi uygulama alanında ziyaretçileri ağırladığı gibi, etkinliklerini şehir buluşmaları, fuarlar ve yayınlarla halka taşımakta ve bilimsel düşüncenin bir hayat biçimi olmasını çeşitli şekillerde özendirmeye çalışmaktadır. Amaçları doğrultusunda TBM etkinliklerini üç temel alanda yürütmektedir; Bilim ve Teknoloji Müzesi Uygulama Alanı, Topluma Erişim Grubu, Toplumsal Politikalar Grubu. Topluma Erişim Grubu, ODTÜ kampüsü dışında köy okullarında, yatılı ilköğretim bölge okullarında ve diğer uygun mekanlarda etkinlikler planlamakta, tematik konularda kamplar düzenlemekte, Anadolu'nun değişik coğrafyalarından gelen öğrencileri sosyal ve kültürel etkinliklerle ağırlayarak, TBM'nin etkinliklerini tüm yurda yaymak için projeler oluşturmaktadır. Bu amaçla gerçekleştirilen etkinliklerden bazıları şunlardır: TÜBİTAK destekli projeler (Küçük Öğretmenler Bilime Dokunuyor, Bilimce), Çalıştaylar (Birinci ve İkinci Uluslararası Sürdürülebilir Yaşam Çalıştayı), Yarışmalar (Bilim Elçileri Yarışması, Afet Yaşamayalım:Deprem Zararlarını Azaltma konulu resim yarışması), Fuar Katılımları (Antalya, İstanbul), Bilim Şenlikleri (parklarda, alışveriş merkezlerinde, üniversite yerleşkelerinde), Bilim Parkları ve Merkezleri Kurulması (Kocaeli, Kuzey Kıbrıs, Mamak Belediyesi). 38 Bilginin toplumsallaştırılması, bilgi üretimi kadar önemli bir konudur.Toplumsal Politikalar çalışma grubu, üniversitede üretilen bilginin sistematik ve bütüncül bir yaklaşımla topluma erişimini gerçekleştirmek üzere üniversite içi ve dışında sinerji yaratmayı, araştırma konularını projelendirecek ortam sunmayı ve toplumdaki paydaşlarıyla birlikte etkinlikler düzenlemeyi hedeflemektedir. Bu amaçla çeşitli halk konferansları (Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Küreselleşme ve Sorunları, Büyük Şehirde Yaşama Tutunmak) ve projeler (Geleceğin Meslekleri ve Bilim Alanları, Sosyal Sorumluluk Kapsamında Bilimsel ve Teknik Çözümler) gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda, TBM kurulacak olan ODTÜ-YESAP web sitesinin hayata geçirilmesi ve Merkez tarafından yürütülecek olan araştırmalar, düzenlenecek çalıştaylar, seminerler ve bilgi günlerinin gerek üniversitelerde gerekse toplumun diğer katmanlarında bir farkındalık yaratması ve çıktıların yaygınlaştırılması konularında tüm kaynakları ile doğrudan destek sağlayacaktır. Öğretim Üyesi Yetiştirme Projesi (ÖYP) kapsamındaki üniversiteler ile kurulmuş olan ağlar, ilgili bakanlıklarla yürütülen çalışmalar, sivil toplum kuruluşları ile birlikte düzenlenen etkinlikler ve çeşitli kurum, kuruluş ve yerel yönetimlerle gerçekleştirilecek bilgilendirme toplantıları ve seminerler bu alanda öncelikli olarak düşünülecektir. ODTÜ-YESAP AKTİVİTELERİNİ DESTEKLEYECEK DİĞER FAALİYETLER ODTÜ Fakülte ve Enstitülerinde YESAP çalışmalarına destek olacak çok sayıda Bölüm, Program ve açılmış olan dersler bulunmaktadır. Ayrıca YESAP bünyesinde sürdürülecek olan araştırma faaliyetleri ile yenilenebilir enerji, ekosistemler ve sürdürülebilirlik alanlarındaki mevcut birikimlerine ek olarak teknoloji ve politika üretecek olan ODTÜ, bu alandaki eğitim faaliyetlerini de güçlendirecek ve açacağı yeni programlar aracılığı ile araştırmacıların eğitimine destek verecektir. Halen geliştirilme aşamasında olan ‘Yer Sistemleri Bilimi’ ve ‘Çevre Yönetimi’ lisansüstü programlarının kapsamı ODTÜ-YESAP’ın çatısı altında bulunan birimlerin önemli bir bölümü ile çeşitli düzeylerde örtüşmektedir. Bu örtüşme önemli bir sinerjik etki yaratma potansiyeline sahiptir. Bu programlarda yer alacak olan öğrenciler, ODTÜ-YESAP araştırma grupları ve merkezlerindeki araştırmalara yoğun olarak katılacaklardır. Yer Sistemleri Bilimi Yüksek Lisans ve Doktora Programı Orta Doğu Teknik Üniversitesi, sürdürülebilir kalkınma konusunda disiplinlerarası bir ana bilim dalı hazırlanması konusunda kapsamlı bir çalışma tamamlamıştır. Hem yüksek lisans hem de doktora dereceleri verilecek olan bu program, ulusal, bölgesel ve uluslararası alanda Yer Sistemleri Bilimi konusunda yetişmiş profesyonellere duyulan gereksinim düşünülerek hazırlanmıştır. Üniversitemizin Mühendislik Fakültesi, Mimarlık Fakültesi ve Fen-Edebiyat Fakültesi’nden öğretim üyelerinin işbirliğiyle yürütülecek olan Program’ın hedefleri şöyledir: Profesyonellere ve öğrencilere, doğadaki süreçler ve insan faaliyetleri arasındaki etkileşimi konusunda eğitim vermek, Yeryüzündeki yaşamı etkileyen doğal ve insan-yapısı sistemler hakkında disiplinlerarası araştırma ortamı oluşturmak, 39 Paleoklimatik ve iklimsel değişikliklerin, küresel doğa olaylarının etkilerini araştırmak ve bu araştırmalar doğrultusunda üretilecek kestirim ve modellerle geleceği planlamak ve tasarlamak, Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için gerçekleştirilecek planlama ve karar verme süreçlerini destekleyen; ve bir takım olaylarla (doğal afetler, ani iklim değişiklikleri, bunu izleyen ekonomik kriz, vb.) ortaya çıkan yoksulluğa karşı hazırlıklılık sağlayan araçlar sağlamak, İklim ve çevre değişimine karşı bir politika oluşturmak. Çevre Yönetimi Yüksek Lisans Programı Çevre sorunlarının küresel boyutlara ulaşmasıyla, bu sorunların salt mikro ölçekli teknolojik bir yaklaşım ile çözülemeyeceği, ekosistemlerin kendisini etkileyen tüm etmenlerle birlikte ve bir sistem yaklaşımı ile yönetilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Çevre Yönetimi Yüksek Lisans Programı bu gereksinimden hareketle, dünyadaki gelişmeler ile örnekler detaylı olarak incelenerek ve ilgili paydaşlardan geri beslemeler alınarak hazırlanmıştır. Programın ana hedefleri öğrencileri: (1) karmaşık çevre sorunlarını algılama ve yorumlama, (2) ilgili karar alma süreçlerine katkı verebilme, (3) disiplinlerarası çalışmayı gerektiren çevre sorunlarının çözümü konusunda takım çalışması yapabilme, (4) çevreye duyarlı çözümler üretebilme ve (5) yerel ve küresel çevre sorunlarına yönelik politika ve strateji geliştirip, uygulayabilme konularında eğitmek olarak sıralanabilir. “Refah ve yaşam kalitesinin artışı ile bugünkü ve gelecekteki kuşakların yaşam dayanakları olan doğal kaynak ve ekosistemler arasındaki dengenin korunması” olarak da tanımlanan sürdürülebilir kalkınma, Çevre Yönetimi Yüksek Lisans Programı’nın temel yaklaşımını oluşturmuştur. Bu bağlamda bu Program, öğrencileri sürdürülebilirlik, doğal kaynak kullanımı, verimlilik, teknoloji seçimi, vd. boyutları bazında çevre yönetimi konusunda eğitmeyi ve çevre ile ilgili problemlerin çözümünde kullanabilecekleri ilgili yöntemleri öğretmeyi hedeflemektedir. Bu Program Çevre Mühendisliği disiplininin geniş bir bölümü (Çevre Bilimleri ve Teknolojileri ile Çevre Yönetimi) başta olmak üzere konu ile ilgili diğer disiplin ve alanlardan (Uluslararası İlişkiler, İstatistik, İnşaat Mühendisliği, Kimya Mühendisliği, Ekonomi, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Felsefe ve Sosyoloji) çeşitli dersleri içermektedir. Biliminsanı Yetiştirme Programları ÖYP, ülkemizin giderek artan öğretim üyesi gereksinimine yanıt vermek amacıyla 2001 yılında başlatılan ve Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinin güç birliğine dayanan üniversiteler arası bir ağdır. Yüksek başarı kriterlerine göre çok aşamalı bir sınav süreci ile seçilen öğrenciler, ÖYP kapsamındaki üniversitelerin Araştırma Görevlisi kadrolarına atanmakta ve doktoralarını ODTÜ’de tamamladıktan sonra bu üniversitelerde öğretim üyesi olarak görevlendirilmektedir. ÖYP’den mezun olan 80 öğrenci olup, devam etmekte olan yaklaşık 600 öğrenci vardır. 2009 yılı itibariyle 51 üniversite ile işbirliği protokolü imzalanmış durumdadır. 2009 sonbahar döneminde ÖYP’ye dahil edilmek üzere üniversiteler tarafından ODTÜ’ye yaklaşık 300 kişilik bir kontenjan bildirilmiştir. 40 ODTÜ-YESAP için araştırmacı desteğinin, ODTÜ’de halen yürütülmekte olan ÖYP’ye ek olarak, 2010 yılında başlatılmak üzere DPT’ye önerilen AYP ile sağlanması planlanmaktadır. Öncelikli olarak “yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik” alanında başlatılması planlanan AYP önerisi kapsamında 3 yılda YESAP için 45 kişilik bir araştırmacı kontenjanı belirtilmiştir. Doktora-sonrası araştırmacıların da istihdamının önerildiği AYP’nin YESAP’ın başarısında kritik öneme sahip olacağı düşünülmektedir. Bu programlarla, hem sanayi hem de yüksek öğretim kuruluşları için nitelikli araştırmacıların yetiştirilmesi ve ODTÜ-YESAP’ın araştırmalarının söz konusu programların mezunları aracılığıyla yaygınlaştırılması mümkün olacaktır. ODTÜ Teknokent 2000 yılında 9 AR-GE firması ile faaliyete başlayan ODTÜ Teknokent’te çalışan firma sayısı bugün 237’ye ulaşmıştır. Teknokent’te devam eden proje sayısı 650’nin üzerindedir. Toplam personel sayısı 3000’e yaklaşmış olup bu sayının yaklaşık 75%’i AR-GE personelidir. Eğitim merkezleri, teknoloji müzesi, misafirhane ve laboratuvarlar ile birlikte ODTÜ Teknokent’in kapalı alanı 100.000 m2’yi bulmaktadır. ODTÜ akademisyenleri ODTÜ Teknokent şirketleri ile ortak AR-GE projeleri yürütmektedir. 2002’den bugüne 336 farklı akademisyen, 90 farklı ODTÜ Teknokent şirketi tarafından yürütülen 492 projede ODTÜ Teknokent ile işbirliği yapmıştır. Yine 31 Ocak 2009 tarihli verilere göre, 41 farklı ODTÜ Teknokent şirketi, 96 farklı projeyi 121 akademisyen ile birlikte yürütmektedir. Bunlara ek olarak akademisyenler Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) kapsamında, patent konularında desteklenmektedirler. Teknoloji tabanlı girişimciliğin desteklenmesi kapsamında, “kuluçka merkezi” olan TEKMER’in yanı sıra, “Teknoloji Transfer Ofisi”, “Yeni Fikirler Yeni İşler Yarışması”, “Ön Kuluçka Merkezi” ve “METUTECH-BAN/Teknoloji Yatırımcıları Derneği” gibi Türkiye için yeni projeler ve yapılar geliştirilmiş, geliştirilmeye de devam edilmektedir. Bu yönleriyle, ODTÜ Teknokent, araştırma merkezleri de dahil olmak üzere, üniversitenin tüm AR-GE birimlerinde yürütülen araştırmaların sanayiye aktarılabileceği çok uygun bir ara yüz işlevi görmektedir. YESAP çatısı altında çalışacak olan araştırmacılar da bu avantajdan yararlanabileceklerdir. ODTÜ Merkezi Laboratuvar ODTÜ Merkezi Laboratuvar DPT Müsteşarlığı tarafından desteklenen bir Rektörlük projesi kapsamında, DPT’den sağlanan kaynaklarla ve Üniversitemiz desteği ile kurularak, 2005 yılında faaliyete geçmiş olup yine DPT desteği ve uluslararası projelerle geliştirilmesine devam edilmektedir. Merkezi Laboratuvar; üniversitelerimizde, kamu ve sanayide çalışan tüm araştırmacıların kullanımına açık, ileri teknoloji test, analiz ve karakterizasyon cihazlarının yer aldığı bir bilimsel araştırma, eğitim ve ölçme merkezidir. İleri malzeme araştırmalarına yönelik cihazları içeren “AR-GE Eğitim ve Ölçme Merkezi” ve her türlü rekombinant DNA çalışmaları, protein ve diğer biyomoleküllerin analizlerine yönelik cihazların bulunduğu “Moleküler Biyoloji-Biyoteknoloji AR-GE Merkezi” olarak iki ayrı alanda yapılandırılan Merkezi Laboratuvar Rektörlüğe bağlı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. 41 ODTÜ Merkezi Laboratuvarın amaçları: (i) Bilimsel araştırmada hem üniversitemizin hem de diğer üniversitelerin araştırmacılarına yardımcı olmak, (ii) Kamu ve özel sektör kuruluşlarının araştırma, ürün geliştirme ve üretim aşamalarında ihtiyaç duydukları analiz ve ölçümleri için hizmet sunmak, (iii) Ulusal ve uluslararası kapsamlı projelerin oluşturulmasında irtibat noktası rolünü üstlenebilmek, olarak ifade edilebilir. Merkezi Laboratuvar’ın her iki biriminde değişik alanlardan çoğu yüksek lisans ve doktora derecesine sahip kendi alanlarında tecrübeli yaklaşık 27 uzman çalışmaktadır. Merkezi laboratuvar’ın her iki biriminde bulunan ileri teknoloji cihazların yer aldığı aşağıda belirtilen alt laboratuvarlar hem üniversitemizin hem de diğer üniversitlerdeki araştırmacıların kullanımına açıktır. Önerilen ODTÜ-YESAP (METU-CARES) projesi alt gruplarının araştırmalarına da güçlü bir altyapı desteği sağlayacaktır. Ar-Ge Eğitim ve Ölçme Merkezi Elektron Mikroskobu Laboratuvarı Görüntü Laboratuvarı Kütle Spektrometresi Laboratuvarı X-ışını Laboratuvarı Nükleer Manyetik Rezonans Laboratuvarı Plazma Spektrometresi Laboratuvarı Termal Analiz Laboratuvarı Mekanik/Nano-Mekanik Test Laboratuvarı Elektrik/Manyetik/Optik Karakterizasyon Laboratuvarı Reolojik Ölçüm Laboratuvarı Parçacık ve Yüzey Karakterizasyon Laboratuvarı Elektron Spin Rezonans Spektrometresi (ESR) Jel Geçirgenlik Kromatografı (GPC) Dinamik Işık Saçılımı Spektrometresi (DLS) FTIR-Raman Spektrometresi ve Mikroskopları Süperkritik Akışkan Ekstraktörü Element Analiz Cihazı Örnek hazırlama (TEM,XRF,TIMS) Temiz oda Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji Ar-Ge Merkezi Fermentasyon ve Kromatografi Laboratuvarı DNA Sekans Laboratuvarı 42 Affymetrix Mikroarray Sistemi Elektroforez Sistemleri Mikroskop ve Görüntü Analiz Laboratuvarı Oligonükleotid Sentezi ve Protein Dizi Analiz Laboratuvarı Spektroskopi Laboratuvarı Doku Kültür Laboratuvarı Temel Ekipman Laboratuvar Mikrotom 43