Yeni Trendler - İş Makinaları Mühendisleri Birliği
Transkript
Yeni Trendler - İş Makinaları Mühendisleri Birliği
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERGİSİ İş Makinaları Mühendisleri Birliği Derneği yayın organıdır. Üç ayda bir yayınlanır. ISSN 1306-6943 4 ÖNSÖZ 6 Başyukarı Kuyu Yeni Nesil Kuyu Kazı Yöntemi (Raise Boring Method) 2016 Şubat Sayı: 53 İMMB Adına Sahibi Duran KARAÇAY Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Bayramali KÖSA Yayın Komisyonu Duran KARAÇAY Mustafa SİLPAĞAR Bayramali KÖSA Murtaza BURGAZ Halil OLKAN Halide RASİM Selami ÇALIŞKAN Faik SOYLU Turgay KARGIN Tuğba DEMİRBAĞ Gülderen ÖÇMEN Yazışma Adresi Uzayçağı Caddesi No: 62/7 Ostim / ANKARA Tel: 0.312 385 78 94 • Faks: 0.312 385 78 95 www.ismakinaları.org.tr e-posta: [email protected] Grup-e-posta: [email protected] Grup e-posta üyelik adresi: [email protected] Tasarım ve Baskı Bizim Grup Basımevi Mithatpaşa Cad. 62/11 Kızılay / ANKARA Tel: 0.312 418 18 03 - 0.312 418 10 89 Faks: 0.312 418 10 69 e-posta: [email protected] www.bizimgrup.com.tr Grafik Tasarım Hasan ERKAN Burak ÖNEN Yayının Türü: Yerel Basım Tarihi: 22. 03.2016 Bu dergi üyelerine ilgili kurum ve kuruluşlara ücretsiz olarak dağıtılır. Yayınlanan yazılardaki sorumluluk yazarlarına, ilanlardaki sorumluluk ilan veren kurum ve kişilere aittir. Yayınlanan yazılara ücret ödenmez. Yayınlanmayan yazılar geri iade edilmez. 32 38 42 15 Toplu Yakıt ve Yağ Depolarında Filtrelemenin Önemi 20 Endüstriyel Beton Pompası Hidrolik Devre Tasarımı, Kurulumu ve Simülasyonu Hidrolik Boru Bağlantı Sistemlerinde Yeni Trendler Elektrikli Kompresör Yangınları Hava+ Yag Ayırıcı Filtrelerde Arızacılık Reklam İndeksi ALPEM (Ön Kapak İçi Karşısı) ALPEM25 44 Ayırıcı Filtre Elemanındaki Problemlerin Genel Sebepleri 46 Silindir Strok Denetiminde Yeni Bir Yaklaşım Intellinder 56 İşbaşı İSG Konuşmaları (Toolbox Talks) 62 72 74 80 82 86 89 ANADOLU FLYGT 37 ANİŞMAK (Önsöz Karşısı) ANKOMAK81 ASSAN40 ASSAN41 CARRARO55 E-MAK (Arka Kapak) ECE ELEKTRİK 14 Dijital Takograf Zorunluluğu ECE ELEKTRİK 19 İstatistiklerle Kadın, 2015 HİDROMEK (Ön Kapak İçi) Uyku Apnesi Eğlence Zamanı... Etkinliklerimiz Sektörden Haberler Eğitimler HAKMAK69 İMMB OPERATÖRLÜK 95 İNS MAK. 43 İRENEC71 KASTAŞ13 KENTSEL MAK. 51 MOBİL (Arka Kapak İçi) ÖZBEKOĞLU11 ÖZÇELİKLER HİDROLİK 59 ÖZÇELİKLER HİDROLİK 61 PROFİMAK79 PİMMAKSAN27 PMS29 ROLEDA53 ROSEN31 TİTAN MAK. (Arka Kapak İçi Karşısı) TSM GLOBAL (İçindekiler Karşısı) Önsöz Önsöz Duran KARAÇAY İMMB Yönetim Kurulu Başkanı Değerli okurlar; Sizlere 2016 şubat sayısı dergimizle merhaba diyoruz. Genelde şubat sayısı dergilerimizde geçmiş yıl ve yaşayacağımız yeni yılla ilgili bazı tespit ve değerlendirmeler yapmaya çalışırım. Ekonomideki daralmadan ve büyüme hedeflerindeki aşınmadan sektörümüz de etkilenmiş durumdadır. Genel olarak baktığımızda dünyada bir ekonomik daralmadan söz edilmektedir. Öyleyse gelişecek ve rekabetçi olacak güçlerimizi çok hızlı ortaya çıkarmak durumundayız. Bunun için de ciddi tespitler yapılıp, eksiklikler giderilmelidir. Eğitimde eksikliğimizi söylemeyen yok. Biraz ondan bahsedeceğim. Eğitimde bir türlü ivmeli bir kalite dönüşümü sağlanamadı. İki yüze yakın üniversitemiz var, yeterli düzeyde bilim ve teknoloji üretemediğimiz ortada. İki yüze yakın sayıda üniversitemizin dünya bilimine katkısı çok düşük seviyede . Ekonomik büyüklük olarak on altıncı veya on yedinci olup, bilim ve teknoloji üretemez isek, bilinen bilim ve teknolojiyi kopyalayarak tekrar etmekle katma değeri yüksek üretim sınırlı kalmaktadır. Teknoloji üretemediğiniz zaman büyüme hedeflerini aşağı çekince doğal olarak işsizlik artmaktadır. İşsizlik oranları ve rakamları içinde bir milyona yakın üniversite mezunu kayıtlı işsiz olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Toplam işsizlik resmi rakamlara göre üç buçuk milyona yaklaştı. Dünyada yaklaşık yirmi beş ülke nüfusu bir milyon ile üç buçuk milyon arasında, yaklaşık seksen ülkede bir milyonun altında nüfusu var. Yirmi yedi Avrupa Birliği ülkesinden yedisinin nüfusu beş yüz bin ile üç buçuk milyon arasında. Öyleyse biz büyük bir ülkeyiz ve daha iyi bir gelecek için bilim ve teknoloji üretmek zorundayız. Bilim ve teknoloji üretmede çağı yakalamış olsak yaşanan sosyal çalkantılar bu kadar sert ve yıpratıcı etki yaratamayacak. Bu nedenle ne yapıp edip üniversitelerimiz ve sanayimiz birlikte daha fazla bilim ve tekİMMB Nedir? noloji üretmeli. Bunu ilgili ilgisiz hepimiz konuşuyoruz, konuşmakİMMB; İş makinaları konusunda uzmanlaşmış makina la olmuyor, hedef koymak ve hedefe uygun çalışmakla olacaktır. mühendisleri tarafından 1998 yılı Ağustos ayında kuruldu. Sorgulayan, soru soran, araştıran, gücüne ve bilgisine güvenen, Farklı sektörlerden (inşaat firmaları, maden firmalainanan ve araştırma sonucunu paylaşan genç nesil yetiştirme sorı, iş makinası üreticileri, iş makinası temsilcileri ve serrumluluğu hepimizin. visler) gelen profesyonellerin ortak amaçla toplandığı bir dernektir. İMMB’nin Amacı Nedir? İMMB’nin amacı; çoğunluğu ithal ürünler olan iş makinalarının tanınmasını, ulusal servetimiz olan bu üretim makinalarının iyi işletilmesini ve ekonomik ömürlerinin verimli bir şekilde sürdürülmesini sağlamaktır. Amacımız; verimliliği sağlayacak bilgi kaynaklarına en kısa sürede ulaşmak, bu kaynaklara ihtiyaç duyacak nitelikli insan potansiyelinin güç birliğini oluşturmaktır. Bu bilgilerin teknik alt kadrolara ulaştırılmasıyla da en yaygın şekilde paylaşımını sağlamaktır. İMMB; Üyelerine her yıl düzenli seminerler vermek suretiyle, üyelerinin bilgi düzeyinin yükseltilmesini sağlamaktadır. Bu seminerler aynı zamanda sektördeki insanların bir araya gelerek tanışmalarını sağlamaktadır ki bu da gelişimi ivmelendirmektedir. İMMB’nin internet ortamındaki grup mailinde üyeler ihtiyaçlarını gruba duyurmak suretiyle yardımlaşmayı sürdürmektedir. Derneğin her üç ayda yayınladığı İMMB dergisi ilgili kurumlar, şirketler ve bireylere ücretsiz olarak gönderilmektedir. Diğer bir konu, kadın eğitimi ve iş gücüne katılımı her geçen yıl artsa da Avrupa Birliği ülkeleri içinde sonuncu sıralarda olduğumuzu resmi istatistikler gösteriyor. Yapılacak çok iş ve çalışmaya ihtiyaç var. Bu konudaki çalışmalar ülkemizin her yöndeki gelişmesine katkı koyacaktır. Ekonomik olarak yeterli tasarruf yapamıyoruz. Tasarruf olarak gördüğümüz önemli fonların doğru yönetilemediği ortada. Bu konuda önemli bir çalışmaya ihtiyaç olduğu en yetkili ağızlarca dile getiriliyor. Özetle kaliteli eğitim ve fırsat eşitliği sağlamak, bilim ve teknoloji üretmek, ürettiğimiz değerlerin uluslararası dolaşımını sağlamak, tasarrufları doğru değerlendirmek, oluşan toplam katma değeri adaletli paylaşmak üzerine, hepimiz yapacağımız ne varsa yapmalıyız. İMMB olarak gücümüz yettiğince bu konularda, özellikle de sektörümüzde eğitim konusunda katkı koymaya devam edeceğiz. Son olarak, özellikle hassasiyetle vurgulamak istediğimiz bir konu, ülkemizdeki artan terörün bitirilmesidir. Ulusal bütünlüğümüze, birlik ve beraberliğimize, kardeşliğimize ve geleceğimize kasteden alçak terör saldırıları hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Terörü lanetliyor, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Tüm ulusumuzun başı sağ olsun. Saygılarımızla İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Yeni Nesil Kuyu Kazı Yöntemi Başyukarı Kuyu (Raise Boring Method) H. Oğuz ARSLAN / Sandvik İnşaat Türkiye 1. Giriş: Teknolojinin ilerlemesi ve bilgi birikiminin akıllarda yeni fikirler uyandırması sayesinde insanoğlu kaliteli bir yaşam için gerekli gördüğü yapılaşma yada değerli bir ihtiyacına ulaşma işlemini daha hızlı ve becerikli bir şekilde yapabilmeye başlamıştır. Örneğin enerji ihtiyacı için inşa edilecek bir baraj ve hidroelektrik santrali projesinde devasa kaya kütleleri içerisinden eskiye kıyasla daha hızlı bir şekilde tüneller açılabilmektedir. Aynı şekilde ulaşım amaçlı açılacak tüneller, yeni yöntemler ve makineler ile çok daha hızlı inşa edilebilmektedir. Yada bir yeraltı maden ocağında istenilen bir noktaya ulaşmak eski zamanlarda kullanılan ilkel yöntemler ile kıyaslandığında artık oldukça hızlı başarılabilmektedir. Yapısı gereği çeşitli davranışlar gösterebilecek birbirinden farklı kaya çeşitlerini içerisinde barındıran yeryüzü altında yapılaşmaya gidilirken, hız ile beraber insan hayatına zarar vermeyecek şekilde, yani güvenli bir şekilde bu yapıların gerçekleştirilmes her zaman beklenen ve istenen bir şeydir. Tünel inşasında ortamdaki kaya cinsinin ve yapısının müsaade etmesi durumunda delme-patlatma yöntemi dışında mekanik kazı yöntemi de tercih edilebilmektedir. Örneğin hızlı ilerleme ile beraber tahkimat anlamında güvenli bir yöntem olan TBM (Tunnel Boring Machine) ile kazı yöntemi hız ve güvenliğin çok önemli olduğu projelerde tercih sebebi olmaktadır. Aynı durum inşaat ve maden projelerinde tünel ve galeriler için çeşitli amaçlarda açılan düşey (dikey yada açılı) şaftlar – kuyular içinde geçerlidir. İlk olarak ilkel el aletleri ile kazılmaya başlanan şaftlar, delme patlatma yöntemi ile biraz daha hızlansa da, yazımızın başında da belirttiğimiz gibi teknoloji ve bilgi birikiminin değerlendirilmesi ile düşey şaftların açılmasında da mekanik kaya kazısı yapabilen RBM (Raise Boring Machine) makinelerden yararlanılmaya başlanmıştır. Baş yukarı kuyu kazı yöntemi olarak adlandırabileceğimiz ve yazımızın devamında detaylarına değineceğimiz yöntemde kullanılan makinelerin yardımı ile günümüzde hızlı ve daha güvenli yapılar inşa edilmeye başlanmıştır. 6 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil-2: Genişletme Delgi Aşaması Şekil-1 : Pilot Delgi Aşaması 2. Baş Yukarı Kuyu Kazı Prensibi: Çok genel anlatımla, karşılıklı iki kaya yüzeyi üzerinden giriş yani kazı başlangıcı olanağına ihtiyaç duyulan bir kazı yöntemidir. Genellikle yeryüzü ile yeraltında bulunan bir tünel yada galeri arasında veya yine yeraltında bulunan ve birbirinden farklı düşey seviyelerdeki iki galeri yada iki tünel arasında açılacak düşey bir şaft kazısında kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde mekanik kaya kazısı olarak adlandırabileceğimiz, delme-patlatma yönteminden farklı olarak, kazılacak kayadan daha dayanıklı ürünler yardımı ile kaya üzerinde dönerek baskı kuvveti oluşturma ve kayayı parçalama prensibi kullanılmaktadır. 3. Baş Yukarı Kuyu Kazı Makineleri: Baş yukarı kuyu kazı işleminde kullanılan makineler ile iki aşamada kazı işlemi gerçekleştirilir. Bunlar pilot delgi ve genişletme delgi aşamalarıdır. 3.1. Pilot delgi aşaması: Bir yüzeyden (genellikle diğerine göre daha üst seviyedeki kaya yüzeyinden) belirli çaptaki pilot bitler ile delgiye başlanır. Pilot bit çapı 9” ila 15” arasında tercih edilebilmektedir. Pilot bitin arkasından gelen delgi dizisini 1,5m uzunluğunda rodlar oluşturmaktadır. Pilot bit ve rodların oluşturduğu delgi dizisi, yüzeye yerleştirilen ana üniteden aldığı baskı ve rotasyon kuvvetini kayaya iletir. Baskı kuvveti sonucunda kaya parçalanarak parçalar şeklinde kopmalar başlar ve mekanik kaya kazısı gerçekleştirilmiş olur. Rodlar yine ana ünitede bulunan rod ekleme sistemi ile delgi dizisine eklenir. Pilot delgi aşamasında kör delgi yapıldığı için kaya parçacıklarının delik dibinden yüzeye taşınabilmesi ve pilot bitin soğutulması amacı ile su kullanılmaktadır. Bu aşamada su ihtiyacı oldukça fazla olduğu için kuyunun açıldığı noktada ana ünite yakınına çökeltme havuzları yapılarak kırıntının çökeltilmesi ve aynı suyun devir daim şeklinde kullanılması sağlanır. Gerekli su ihtiyacı için ortalama bir değer verilecek olursa 311mm çapında 12 ¼ inch pilot bitin kullanıldığı delgide dakikada 1000 ila 1200 litre suya ihtiyaç duyulacaktır. 3.2. Genişletme delgi aşaması: Pilot bitin delgisini tamamlaması ve alt seviyede bulunan diğer yüzeyden (galeri veya tünel) açığa çıkmasından sonra, pilot bit delgi dizisinin ucundan sökülerek 0,6 ila 6m çapında tercih edilebilecek genişletici kafa (reaming head) delgi dizisine eklenir. Pilot delgi aşamasında itme kuvveti uygulayarak kaya üzerinde baskı kuvveti oluşturan ana ünite, genişletme delgi aşamasında bu sefer delgi dizisini kendisine doğru çekerek kaya üzerinde ters yöne baskı oluşturacaktır. Genişletme delgi aşamasında yapılan mekanik kaya kazısı esnasında parçalanan kaya kırıntıları yerçekiminden yararlanılarak kuyudan uzaklaştırılacaktır. Bu sebeple bu aşamada suya ihtiyaç kalmayacaktır. Genişletme işlemini sonucunda ulaşılacak kuyu çapı, genişletici kafa çapı ile aynı olacaktır. Pilot delgi aşamasında ana ünite tarafından delgi dizisine eklenen rodlar, bu aşamada yine ana ünite tarafından diziden sökülecektir. 4. Kullanılan Kazı Çeşitleri: Baş yukarı kuyu kazı prensibinde kullanılan makineler ve ekipmanlar ile farklı yönlerde kazı yapmak mümkün olabilmektedir. Kullanım yöntemi inşa edilecek kuyunun amacı ve gerekli kuyu çapına bağlı olarak belirlenmektedir. 4.1. Baş Yukarı Kuyu Yöntemi : En çok bilinen ve tercih edilen kazı yöntemi olup, bu tür kazı yönteminde iki farklı kaya yüzeyinden delgi yapılır. 7 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil-3: Baş Yukarı Kuyu Yöntemi 0,6m’den 6,0m’ye kadar çapta kuyu açılabilmektedir. Genellikle cevher geçişleri, su iletimi ve havalandırma amaçlı şaftlarda ve benzeri yapıların inşasında tercih edilmektedir. Bu tür kazı yöntemindeki genişletme delgi aşamasında Şekil 3’ten görülebileceği üzere rodlar çekme basıncı altındadır. 4.2. Yatay Kuyu Yöntemi: Baş yukarı kazı yönteminde olduğu gibi iki farklı kaya yüzeyi üzerinden delgi işlemi gerçekleştirilir. Bu yöntemde 0,6m’den 4,5m’ye kadar çapta yatay kuyular açılabilmektedir. Patlatmaya ihtiyaç duyulmadığından dolayı genellikle yaşam alanları altında inşa edilen projelerde kaçış tünelleri, kanalizasyon tünelleri ve benzeri yapıların inşasında tercih edilmektedir. Yatay kuyu kazı çeşidinde kaya sağlamlığı önem arz etmektedir. Çünkü Şekil 4’ten de görülebileceği üzere yerçekimi kazı yönüne dik bir şekilde kuvvet oluşturacaktır. Genişletme delgi aşamasında rodlar çekme basıncı altındadır. Parçalanmış kaya kırıntılarının bertaraf işleminde yerçekiminden yararlanılamadığı için bu işlem için özel olarak geliştirilmiş kırıntı uzaklaştırma sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. 4.3. Kör Baş Yukarı Kuyu Yöntemi: Şekil 5’ten de görülebileceği üzere bu yöntemde tek bir kaya yüzeyinden kör delgi yapılmaktadır. Bu tür kuyu kazı çeşidinde genişletme işlemi daha zordur ve bu sebeple genişletme kafa çapı daha sınırlı tutulmuştur. 0,6m ila 1,8m’ye kadar çapta genişletici kafa kullanılabilmektedir. Rodlar bahsi geçen diğer iki yöntemden farklı olarak itme basıncı altındadır. Genellikle madenlerde cevher geçişleri, slot delikleri, işçi geçiş tünelleri ve benzeri yapıların inşasında tercih edilmektedir. Genişletici kafanın rodlar yardımı ile ana ünite tarafından itme kuvvetine maruz kalması sebebi ile sabitleyiciye ihtiyaç duyulmaktadır. 8 Şekil-4: Yatay Kuyu Yöntemi 4.4. Baş Aşağı Kuyu Yöntemi: Bir önceki kazı yöntemi olan “Kör Baş Yukarı Kuyu” yönteminde olduğu gibi yine tek kaya yüzeyinden giriş yapılır. Malzeme tahliyesi için pilot delgide yapılır. 0,6m ila 1,8m çap aralığında genişletici kafa kullanılmaktadır. Genellikle yer altında bulunan büyük boşlukların doldurulması amacı ile açılan kuyuların inşasında tercih edilmektedir. Genişletici kafanın rodlar yardımı ile ana ünite tarafından itme kuvvetine maruz kalması sebebi ile sabitleyiciye ihtiyaç duyulmaktadır. Rodlar itme basıncı altındadır. 5. Baş Yukarı Kuyu Kazı Yönteminin Delme-patlatma Yöntemine Göre Avantajları: Yazı başında belirtildiği gibi, delme – patlatma yöntemi ile kıyaslandığında, mekanik kaya kazısının hem hız anlamında hem de güvenlik anlamında daha avantajlı olduğu kesindir. Delgi hızı ile ilgili fikir vermesi açısından, kaya cinsine ve yapısına bağlı olarak, pilot delgi ve genişletme delgi sürecinde de saatte 1-2 metre ve hatta kaya koşullarının elverişli olması durumunda bu değerlerden de fazla olabilecek bir hızla delgi yapabildiği söylenebilir. Özellikle düşey (dikey yada açılı) şaft kazılarında mekanik kaya kazısı aşağıda sayılan sebeplerden dolayı oldukça avantajlı olduğu düşünülmektedir. • Delme-patlatma yönteminde süreç sadece aşağıdan yukarı doğru ilerlerken, baş yukarı kuyu kazı yönteminde daha önce bahsedildiği üzere neredeyse her yöne kazı yapmak mümkündür. • Delme-patlatma yönteminde ses ve sarsıntı açığa çıkarken, baş yukarı kuyu kazı yönteminde mekanik kaya kazı işlemi yapıldığı için ses ve sarsıntı olmayacaktır. • Delme-patlatma yönteminde patlatma işlemi sonrası kaya istikrarı bilinmediğinden mekanik kaya kazı yöntemine göre daha tehlikelidir. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil-5: Kör Baş Yukarı Kuyu Yöntemi Şekil-6: Baş Aşağı Kuyu Yöntemi Resim-1: Mekanik kazı sonrası kuyu cidarı • Delme-patlatma yönteminde her bir atımda ilerlenebilecek uzunluk kısıtlıdır. Baş yukarı kuyu kazı yöntemi kesinlikle daha hızlı bir yöntem olup pek çok kaya cinsi ve yapısında kullanılabilmektedir. Şekil-7: Baş Yukarı Kuyu ve Delme - Patlatma Yöntemleri • Delme-patlatma yönteminde patlatma sonrası kaya yüzeyi örselendiği için kaya desteklemesine ihtiyaç duyulacaktır. Baş yukarı kuyu kazı yönteminde kaya yüzeyi örselenmez. (Bkz:Resim-1) • Delme-patlatma yönteminde çalışma ortamı insan sağlığı açısından tehlikeli ve sağlıksızdır. Baş yukarı kuyu kazı yönteminde ise tüm süreç makine ve yardımcı üniteler ile yapıldığı için oldukça sağlıklı ve güvenlidir. • Delme-patlatma yönteminde fazla sayıda personele ihtiyaç duyulurken, baş yukarı kuyu kazı yönteminde çok daha az sayıda personele ihtiyaç vardır. 6. Baş Yukarı Kuyu Yönteminde Sistemi Oluşturan Ekipmanlar: Baş yukarı kuyu kazı makinesi genel olarak aşağıda sayılan ekipmanlardan oluşmaktadır. • Ana Ünite, • Delgi rodları ve dengeleyiciler, • Pilot bit yada genişletici kafa. Şekil-8: Sistemi Oluşturan Ekipmanlar 9 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ gerçekleştirilmesi adına sert ve sağlam yapıda özel olarak üretilen tungsten karbür malzemeler ile donatılmıştır. Farklı kaya sertliklerine uygun şekilde tasarlanmış iki farklı yapıda cutter seçeneği mevcuttur. • Saddle: Cutter ürünlerin genişletici kafa iskeletine bağlantısını sağlayan aynı zamanda cutter ürünlerin kaya üzerinde belirli bir yörüngede dönme hareketine yardımcı olan parçalardır. • Reaming Head Base: Genişletici kafa ana gövdesidir. 7. Baş Yukarı Kuyu Yönteminde Diğer Ekipmanlar: Şekil-9: Genişletici Kafa Bileşenleri 6.1. Genişletici Kafa (Reaming Head): 0,6m ila 6,0m çap aralığında genişletici kafa alternatifleri mevcut olup, ek parçalar ile genişletilebilen kafalarda çap 6,7m’ye kadar çıkabilmektedir. Genişletici kafa aşağıdaki parçalardan oluşmaktadır. • Stem: Genişletici kafanın rodlara bağlantısını sağlayan kısımdır. •Cutter: Mekanik kaya kazısı esnasında ana üniteden alınan rotasyon kuvveti sayesinde kaya üzerinde dönerek hareket eden ve yine ana üniteden alınan baskı kuvvetini kayaya ileterek kayanın parçalanmasını sağlayan özel ürünlerdir. Her bir cutter kayanın karşı direncine karşı koyarak mekanik kaya kazısının 10 Şekil 9’dan görülebileceği üzere, ana ünitenin hidrolik ve elektrik güç kaynakları mevcuttur. Ayrıca makinenin kontrol edildiği bir operatör istasyonuna ihtiyaç duyulmaktadır. 8. Baş Yukarı Kuyu Kazı Yönteminde Performansı Etkileyen Ana Faktörler: Her kazı yönteminde olduğu gibi baş yukarı kuyu kazı yönteminde de performansın en üst düzeyde tutulabilmesi için bazı kriterlere dikkat edilmektedir. Ana ünite ve kazının yapılmasına yardımcı olan diğer bileşenlerin kuyunun inşa edileceği ortamda bulunan kaya sertliği, yapısı ile inşa edilmesi planlanan kuyu çapı ve uzunluğuna göre uygun bir şekilde seçilmesi gerekmektedir. Bu yöntem ile gerçekleştirilen tüm projelerden toplanan bilgiler sonucunda baş yukarı kuyu kazı yönteminde aşağıdaki faktörlerin performansı etkilediği sonucuna varılmıştır. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil-10: Diğer Ekipmanlar • Kullanılan Makinenin Kapasitesi • Kullanılan Rod Kapasitesi • Pilot Delgi Çapı • Delinen Kaya Koşulları • Kuyu Uzunluğu • Kuyu Açısı • Genişletici Kafa Çapı • Genişletici Kafa ve Cutter Yapısı İnşa edilecek kuyu çapı ve uzunluğuna uygun kapasitede bir makine seçilmelidir. Kullanılacak rodların kapasitesi ile kullanılacak makine kapasitesi birbiri ile yakından ilişkilidir. Delik çapına uygun çapta seçilmiş rodlar operasyonda maliyet uygunluğu sağlayacaktır. Pilot delgi çapı ile rod çapı uyumu performans beklentisinde aranan bir özelliktir. Sağlam kaya yapısı başarılı bir uygulama için aranan bir özelliktir. Ay- 12 rıca tahkimat ihtiyacı da azalacaktır. Sağlam olmayan kaya koşullarında ise şerbet enjeksiyonu (grouting), yeraltı suyunu dondurma (ground water freezing), basınçlı hava (compressed air) gibi zemin iyileştirme yöntemlerine gidilebilmektedir. Şaftın çapı kullanılan makinenin kafa çapı kadar olacaktır. Ancak bu çap projede istenilen çaptan küçük ise ve daha geniş çapta bir kafa çapı mevcut değil ise genişletmek amaçlı delme – patlatma yöntemine gidilebilmektedir. Zaten mekanik kaya kazısı yöntemi ile açılan kuyu, delme patlatma yöntemi için gerekli boşluğun oluşturulmasını sağladığı gibi açığa çıkacak patlatılmış malzemenin kuyudan bertaraf işlemini de kolaylaştıracaktır. 9. Baş Yukarı Kuyu Kazı Makineleri Seçim Kriterleri: Baş Yukarı Kuyu Kazı yöntemi, sadece makina ilk yatırım maliyeti olarak ele alındığında diğer kazı yöntemlerine nazaran daha pahalı bir yöntemdir. Ancak insan sağlığı, güvenliği ve ayrıca işi sonlandırma hızı açısından değerlendirildiğinde ise en iyi yöntem olduğu kuşkusuzdur. Yatırımı planlanan bir baş yukarı kuyu kazı makinesinin uzun vadede mümkün olabilecek projeler ile değerlendirilmesi ve birden fazla projede kullanım olasılığı üzerinde durulması önerilir. Yatırım düşüncesi kesinleştikten sonra makine tüm ekipmanları ile birlikte yine uzun vadede amacına uygun bir şekilde belirlenmelidir. Daha önce bahsi geçen performans faktörleri üzerinde tek tek durularak makine ve tüm ekipmanları yapılacak işe veya işlere göre en iyi performansı alacak şekilde tercih edilmeli, yatırımcı için makinenin uzun vadede verimli bir şekilde kullanımı amaçlanmalıdır. Dünya üzerinde çalışan ve uzun yıllar önce teslim edilmiş baş yukarı kuyu kazı makineleri incelendiğinde, hem ana ünite hem de diğer ekipmanların bakımlarının düzgün yapılması durumunda uzun süreler bu makinelerden hizmet alınabildiği gözlemlenmektedir. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Toplu Yakıt ve Yağ Depolarında Filtrelemenin Ilker GERON / Gemi Insaatı ve Makinaları Mühendisi Smart Filtre Çözümleri Türkiye Müdürü Yeni Nesil Ekipman ve Motorlar Ülkemizdeki farklı sanayi hizmetlerinin birçok prosesinde yüklü miktarlarda yakıt ve yağ kullanımı söz konusudur. Bu kullanımı sağlayan firmalar ise teknolojiyi yakından takip ederek gerek makina parklarını gerek ise üretim hatlarındaki cihazları ve makinaları teknolojik değişimlere paralel olarak yenilemekte ve bu konuda büyük yatırımlar yapmaktadırlar. Gelişen teknoloji ile yüksek verimlilik sağlamak adına sistemler hassaslaşmakta ve her geçen gün çok daha temiz yakıt ve yağ ihtiyacı doğurmaktadır. Bu hassasiyet ile beraber yakıt ve yağların üretiminden başlayarak üretim sahalarına nasıl taşındığı, nasıl bir aktarım ile tank ya da varillere aktarıldığı ve nihai kullanım alanı olan makinalara nasıl aktarıldığı çok büyük önem kazanarak, büyük yatırımlar yapılarak oluşturulmuş olan üretim hatlarının kullanım ömürlerinde ciddi bir fark yaratmaktadır. Yakıt ve yağlar rafinelerden tanklara ulaşana kadar tanker, gemi yada boru hatları gibi farklı yöntemlerle büyük depolara toplanır, bu depolardan ise başka tankerlere yada varillere yüklenerek sahalara ulaştırılırlar. Her transferde Önemi yakıt ve yağ kirlenmeye maruz kalarak makinalar için kritik nitelikte tehlike taşıyan kirlilik de taşınmış olur. Dizel motor emisyon standartlarının (Euro4, Euro5 ve Euro6) yasal zorunluluk gereği, sürekli gelişmek zorunda olması, 1600-2500 bar basınç altında ve çok hassas toleranslar ile çalışan sofistike motorların (common-rail sistemler) üretimine neden olmuştur. Bu yeni nesil dizel motorlar günümüz şartlarından çok daha temiz yakıta ve yağa ihtiyaç duymaktadır. Görünmez Düşman Motor sistemleri içerisindeki her bir parça çok hassastır ve bu hassas bileşenlerde yüksek basınç altında hasar oluşma riski yüksektir. Yüksek basınç altında filtre edilememiş her parçacık neredeyse bir mermi gibi hareket ederek enjektör uçlarında aşınmaya ve zamansız motor arızasına sebebiyet verir. Hasar görmüş bir enjektör verimli şekilde çalışamayacağından düzensiz şekilde akaryakıt tüketeceğinden uygun olmayan egzoz emisyon değerlerine ve kötü yakıt ekonomisine sebebiyet verir. 15 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Günümüz şartlarında 40.000 lt kapasitesindeki bir yakıt teslimatı sırasında ortalama olarak 700gr toz ve diğer kirleticiler yakıt ile beraber sahadaki tanklara transfer olurlar. Bunu kum ve toz dolu bir su şişesi olarak düşünebiliriz. Bu kirleticiler daha önceden yakıt yada yağ tanklarında birikmiş olan kirlilik ile birleşerek kirlilik yükü daha yüksek bir likit haline gelir. Bu yüksek kirlilik seviyesindeki likit araçlarımızın içine aktarılır ve tüm yakıt yağ sistemleri için tehdit oluşturur. Bu işletmelere erken filtre dolumu, yakıt & yağ pompa arızaları, enjektör uçlarında aşınmadan dolayı fazla yakıt tüketimi ve erken enjektör ve motor arızası olarak geri döner. Su ise yakıt ve yağ sistemleri için ayrı bir risk oluşturmaktadır. Su yakıt ve yağın içine adsorpsiyon (soğurma), yoğuşma ve insan ihmallerinden dolayı karışabilir. Günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan su, yağ ve yakıt içerisinde genellikle çıplak gözle görülemezken çok az bir miktarı bile motor sistemleri için büyük risk oluşturabilir. Yakıt ve yağların kirlilik seviyelerini belirlemek için uluslararası makine üreticileri ve tedarikçileri ISO 4406 kirlilik kodunu kullanmaktadırlar. Bu kodlama sistemi akışkan malzemelerin içinde bulunan parçacık sayılarını bize ifade etmektedir. ISO 4406 Kirlilik Kodu akışkan bir madde içinde mevcut olan; 4 mikron ve daha büyük, 6 mikron ve daha büyük, 14 mikron ve daha büyük parçacıkların sayısına tekabül eden üç sayıdan oluşur. Aşağıdaki tabloda kirlilik seviyesi ISO 22/21/18 ile başlayıp, Common Rail Sistemlerde hedef temizlik olan ISO 14/13/11’e ulaşmanın rakamsal farklılığı belirtilmiştir. ISO 22/21/18 ortalama olarak ülkemiz şartlarında şantiyelerde araçlara ulaşan yakıt kalitesidir ve sadece 100ml yakıtın içinde 2.000.000 ile 4.000.000 adet 4 mikron ve daha büyük parçacık bulunduğunu göstermektedir. 16 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Bunu ortalama bir tank boyutuna göre hesapladığımızda parçacık sayısı hesaplanamayacak kadar büyük rakamlara denk gelmektedir. Birçok önemli makina üreticisi kullanma kılavuzlarında ISO 14/13/11 kalitesinde bir yakıt, ISO 16/14/11 kalitesinde hidrolik yağı kullanılmasını önermektedir. Günümüz şartlarında bu kalitede bir yakıt yada yağ kullanımı çeşitli filtreleme sistemleri kullanmadan mümkün olamamaktadır. Motor sistemlerindeki filtreler, sistemlere kullanım kılavuzlarında belirtilen kirlilik yükünde yakıt ya da yağ kullanıldığı varsayılarak, orta seviye filtreleme ve nihai sonucu elde etmek adına tasarlanmışlardır. Araç üstü filtreler aşırı kirlilik ya da su yükü taşıyan yakıt ve yağı temizlemek için tasarlanmamışlardır. Kirli yağ ve yakıt kullanımı ile beraber araç üstü filtreler işlevlerini düzgün yerine getiremeyecek ve zamanından erken dolarak ve ya tam verimli çalışamayarak enjektörlerde hasara sebebiyet vereceklerdir. Bu durumda işletmeler için fazla bakım maliyeti, plansız arızalardan oluşan iş ve üretim kaybı anlamına gelecektir. Hidrolik sistemler içerisindeki yağlar her zaman bir miktar kirletici partiküle sahiptirler. Bu kirletici partiküller dış etkenlerden dolayı ya da sistem içindeki metal parçaların sürtünmelerinden oluşabilirler. Kirletici parçaların artması, hidrolik yağların etkinliğini azaltır ve daha fazla sürtünmeye, metal parçaların yüzeyinde aşınma ve ezilmeye sebep olup sisteme daha fazla partikül karışmasına sebep olur. Asfaltenler Yakıtın oksidasyon sonucu oluşan yan ürünlerdir. Asfalten parçacıkları genellikle 0.5 ile 2.0 mikron aralığında olup yağlı bir çamur gibi toplanırlar. Su, serbest halde ise bu durum daha kötü bir hal alır. Hidrolik sistemlerde oluşan arızaların %70 inden fazlası bu tip partiküllerdir. Motor yağı içindeki kirlilik hızlıca aşınmaya sebebiyet vererek daha fazla yağ tüketimine, daha fazla iş gücü kaybına ve yüksek operasyon maliyetine sebebiyet verir. Hidrolik ve motor yağları temiz ürün olarak sahamıza ulaştırdığımızı düşünsek bile, gerçekte kirlenme daha rafineri içinde başlayıp, taşıma ve aktarmalarla ciddi seviyelere ulaşır. Yakıt ve yağ sistemlerinde arızalara sebebiyet veren bu kirletici partiküllerin birçok çeşidi mevcuttur. Bakteriler, mantarlar, su, mikroskobik paracıklar ve katkı maddeleri bu kirleticilerden bazılarıdır. Boyutları 4 ila 120 mikron arasında değişen bazı mikroskobik parçacıkların görüntüleri ve açıklamaları aşağıdaki gibidir. Sahalarımıza belli bir kirlilik yükü ile ulaşan yakıt ve yağlarımızın ciddi anlamda kirliliğe ve su oluşumuna maruz kalmasının bir diğer sebebi ise saklı bulunduğu tanklarda bulunan ucu açık havalandırma borularıdır. Genelde U şeklinde aşağı bükülmüş bir boru ya da üstünde metal şapka bulunan bu havalandırmalar, her yakıt yada yağ aktarımında içeri hava aktarmak zorunda olduklarından şantiye ortamında gözle görünen yada görülemeyen her türlü toz, polen ve diğer parçacıklarla beraber nemi de tank içine çeker. Hava şartlarındaki sıcak soğuk farkından yoğuşa- Mikroskop altı görünüş Tipik bir yakıt numunesinin mikroskop altı görüntüsüdür. Dikkatli gözlemlediğimizde, silica, metal partiküller ve asfaltenler gibi değişik mikroskobik parçacıkların varlığını görebiliriz. Paslanma Metal Parçacıkları Bunlar yağ-yakıt pompaları ve valflerin aşınması ile oluşurlar. Bu parçacıklar makina parçaları ve yakıt enjektörlerinde aşınma ve kırılmaya sebep olabilirler Toz ve silis parçacıkları Bu kirlilik; genellikle hava kaynaklı ya da tankın en alt kısmında birikmiş çamurdan oluşur. Tanklarda bulunan, U şekilli ucu açık havalandırmalar önemli ölçüde bu kirletici miktarını artırmaktadır. Partikül boyutları 4 ile 40 mikron arasında olup hassas makina aksamları için son derece aşındırıcıdır. Yakıtınızın içerinde bulunan su, oksidasyona ve bunun sonucunda yakıt tankınızda paslanmaya sebep olur. Ayrıca, suyun varlığı, yakıt kalitesini olumsuz etkileyerek, yakıtın kimyasal parçalanmasını hızlandırır. Artan su miktarı bu olumsuz etkiyi hızlandırır. Tehlikeli partikül büyüklükleri 10 ile 120 mikron arasında değişkenlik gösterir Lifler Uzun yıllara dayanan tecrübelerimize göre. analiz etmek için aldığınız yakıt örneklerinde liflerin varlığının ana sebebi; yanlış yapılan tank temizliği, bakımı ve yakıtların mobil tankerlerden toplu yakıt tanklara boşaltımı sırasında gerekli özenin gösterilmemesidir. 17 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ rak suya dönüşen nem hem karanlık ile bakteri oluşumuna hem de akışkan içinde serbest gezinen su miktarında artışa sebebiyet verir. Bu durum mevcut akışkanın yüksek su ve kirlilik oranlarına ulaşmasında önemli rol oynar. Bu kadar fazla kontrol edilemeyen etkene maruz kalan akışkanları, motor aksamlarına hasar vermeyecek, kullanım kılavuzlarında önerilen ISO 4406 değerlerinde kullanabilmemiz için yakıt yağ tanklarının dolum, havalandırma ve boşaltım aşamalarında ciddi bir filtreleme sistemi uygulanması, büyük yatırımlar ile oluşturulmuş araç filolarının ömürlerinin uzatılmasında önemli rol oynamaktadır. %99.95 - Çok Yüksek Performanslı Filtreler Toplu yakıt ve yağ filtreleme sistemlerinde ya da araç üstünde kullanılan filtreler çok çeşitlilik göstermek ile beraber verimliliğinde göz önünde bulundurulması alınacak sonuçlar açısından önem arz etmektedir. Filtreler piyasada genellikler mikron seviyesi üstünden adlandırılırken çalışma verimliliği pek dikkate alınmamaktadır. Fakat bir filtrenin kalitesini belirleyecek etken mikron seviyesinden çok verimliliği olmalıdır. Bu BETA (β) olarak adlandırılmakta ve verimlilik β-1/β olarak hesaplanmaktadır. Örnek vermek gerekirse araç üstündeki yakıt filtreleri her marka ve 18 modele değişiklik göstermek kaydı ile ortalama β100 seviyesindedir. Buda 100-1/100 = %99 verimliliğe denk gelir yani gelen her 100 parçacıktan 1 tanesi filtreden geçebilir. Bu her ne kadar yüksek bir verimlilik gibi gözükse de sadece 100 ml ISO 22/21/18 seviyesinde bir akışkanın içinde 2.000.000 ila 4.000.000 parçacık olduğu göz önüne alındığında hedeflenen kalitede ISO seviyelerine ulaşmak imkansızdır. Toplu yakıt ve yağ temizliğinde çok daha yüksek β seviyelerine sahip filtreler ancak yüklü miktardaki akışkanları hızlı ve performanslı şekilde istenilen seviyelere çekebilir. Günümüzde β2000 sertifikalı %99.95 gibi çok yüksek performanslı filtreler toplu yağ yakıt filtreleme için kullanılmakta ve tek geçişte hedeflenen ISO seviyelerine kolayca ulaşarak ve araçlar için risk oluşturmayan yakıt ve yağ sağlamaktadır. Sonuç olarak; minimum aksaklık süresi ve üretim kaybı, minimum bakım ve sahip olma maliyeti için toplu yakıt ve yağ depoların da filtreleme önemlidir. Kirletici parçacıkların %99.95 ‘ini tek geçişte yakalamak üzere dizayn edilen Ultra Yüksek Verimlilikteki Filtreler ile optimum çalışma süresi için gerekli olan tüm ihtiyaçlarınız tek bir kaynaktan karşılanabilir. Bu sayede yakıt depolama tanklarınız, yakıtınız ve en önemlisi pahalı ekipmanlarınız korunmaktır. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Endüstriyel Beton Pompası Hidrolik Devre Tasarımı, Kurulumu ve Simülasyonu Günümüz endüstriyel uygulamalarda hidrolik sistemler sıklıkla kullanılmakta olup yüksek güç temini, uzun ömürlü olmaları, hız ayarlarının kademesiz olması gibi birçok avantaja sahiptir. Bu çalışmada, hidrolik sistemlerden biri olan beton pompası incelenmiştir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Makina Mühendisliği Laboratuvarlarında, hem hidrolik hem de elektro-hidrolik devre elemanları kullanılarak iki adet birbirleri ile etkileşimli beton pompası hidrolik devresi oluşturulmuştur. Kurulan devrelerin FluidSIM hidrolik paket programıyla simülasyonu gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmayla inşaat sektöründe sıklıkla kullanılan beton pompası analiz edilerek, tasarımcılara yardımcı olabilecek nitelikte hidrolik ve elektro-hidrolik ekipmanların kullanıldığı özgün bir beton pompası devresi tasarlanmıştır. 20 Cengiz Görkem DENGİZ - Mahmut Can ŞENEL - Erdem KOÇ Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü 1. Giriş Hidrolik kelimesi eski Yunanca’da su anlamına gelen “hydro” ile boru anlamına gelen “aulis” kelimelerinin birleştirilmesinden türetilmiştir. İlk dönemlerde boru içindeki suyun davranışlarını belirlemek için kullanılmıştır [1]. Hidrolik sistemlerin uygulama alanı olarak taşıtların fren ve direksiyonları, yağlama istasyonları, hidrolik kaldıraçlar, damperli kamyonlar ve iş makineleri örnek gösterilebilir. Hidrolik sistemler pek çok endüstriyel tesiste yaygın olarak kullanılmaktadır. Krikolar, asansörler, vinçler, takım tezgâhları, vites kutuları, test cihazları, sanayi tipi robotlar gibi pek çok uygulama alanı vardır. Son dönemde elektroniğin hızla gelişmesine paralel olarak uygulama alanları çok hızlı bir şekilde genişlemiştir ve buna bağlı olarak yeni makineler geliştirilmiştir [1]. Günümüzde hidrolik sistemler hakkında literatürde pek çok çalışma mevcuttur. Özdemir ve ark. (2011), yüksek fırın prosesleri arasında bulunan ve sıvı ham demirin akacağı kanalı açan ve şarj işlemi sonrası kapatan çamur topu hidrolik sistemini incelemişler ve kullanılan ekipmanlar, oluşan arızalar, yapılan periyodik bakımlar ve yapılan iyileştirmeler hakkında bilgiler vermişlerdir [2]. Çelebi (2008), ergimiş çeliği döküldüğü kalıpları hareket ettiren hidrolik sistemdeki grupları ve bu grupların sisteme olan faydalarını incelemiştir [3]. Yaman ve ark. (2011), hidrolik fırlatma sistemi ile çalışan İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ bir dağ treninin (Roller Coaster) hidrolik devre tasarımı yapmışlar ve bir prototip üzerinde test edilmişlerdir [4]. Yaptıkları tasarımda trenin frenlenmesi esnasında oluşan enerjiyi akümülatörlerde depolayarak sistemin enerji verimliliğini arttırmışlardır. Civan (2011), gemi ırgat sisteminin kontrolü için geliştirilen hidrolik blokların devre şemaları, çalışma sistemi ve sisteme ait teknik özellikler hakkında bilgi vermiştir [5]. Başaran ve Balkan (2008), bir hidrolik vinç test sisteminin tasarımını yapmışlardır. Sistemin ve hidrolik devre tasarımından sonra bir bilgisayar yazılımında sistemin benzetimi yapılmış, elde edilen hız ve yük sonuçlarını deneysel sonuçlar ile karşılaştırmışlardır [6]. Canlı (2008), hidrostatik transmisyon sistemi içindeki parçaların genel tanımı, çalışma prensipleri ve seçim kriterlerini sayısal bir örnek ile incelemiştir [7]. Erdoğmuş (2011), giyotin makasın hantal mekanik sistemi yerine yüksek hızda çalışan bir hidrolik sistem tasarlayarak modifiye etmiştir [8]. Özdemir ve ark. (2011), kütük ve slab döküm tesislerinde bulunan potadan tandişe akan sıvı çeliği akışını kontrol eden pota sürgü sistemi, sistemde kullanılan ekipmanlar, oluşan arızalar, yapılan bakım ve iyileştirmeler hakkında bilgiler vermişlerdir [9]. İnce (2005), çalışmasında mekanik ve hidrolik zemin etüt sondaj makinasını tanıtarak çalışma prensipleri hakkında bilgi vermiş ve bu sistemleri birbirleri ile karşılaştırarak avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymuştur [10]. Dünya nüfusundaki hızlı artış; insanların barınma, alışveriş, eğitim gibi ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli artan bir yapılaşma içerisine girmesine sebep olmuştur. Bu hızla artan nüfusun yapı isteğini kısa sürelerde karşılamak için insanlar çözüm arayışları içerisine girmiştir. İnşaat firmalarının bu yapı taleplerini karşılayabilmek ve az zamanda çok iş kavramını gerçekleştirmek adına birçok atılımlarda bulunmuşlardır. Beton pompaları da talepleri karşılayabilmek adına gerçekleştirilmiş atılımlardan biridir. Beton pompası sıvı betonu basınçlandırarak belli bir debide istenilen yere transfer etmeye yarayan bir makinedir. Beton pompaları inşaat sektöründe yapıların yapım süresini büyük ölçüde kısaltmış ve yapım aşamasını kolaylaştırmıştır. Bu da insanların daha modern yapılarda yaşamasının ve daha yüksek binalar yap- Şekil 1. S-tüplü tipik bir beton pompası [11]. masının önünü açmıştır. Bu çalışmada, tasarlanan beton pompası hidrolik devresi temel olarak çek valfler, silindirler, 4/2 selenoid kontrollü yön kontrol valfi, acil durum butonu, basınç emniyet valfleri, manometreler, akümülatör, 4/3 selenoid kontrollü yay geri dönüşlü yön kontrol valfi, 3/2 selenoid kontrollü yay geri dönüşlü yön kontrol valfi, basınç sıralama valfi, yaylı çek valf gibi elemanlardan oluşmaktadır. 2. Materyal ve Metod Beton pompası elektrik ve hidrolik sistemlerin bir arada çalışması ile oluşur. Beton pompaları sıvı betonu güvenli bir şekilde boru ve hortum sistemlerine iletmek üzere tasarlanmıştır. Beton pompa sistemi S-tüp dizaynlı vana sistemi bulundurmaktadır. Bu sistemde beton pompalayan silindirler ile hidrolik silindirler senkronize çalışmaktadır. Besleme tankına dolan beton bu kısımdan malzeme silindiri içerisine emilir. Tamamen dolan silindir son stroğuna gelince bir sinyal üreterek S-tüp vanayı harekete geçirir. S-tüp vana dolan silindirin ağzını kapatır. Bu anda vananın bir ucu malzeme ile dolu olan silindire diğer ucu ise boru hattına bağlıdır. Beton silindiri ileri doğru hareket ederek malzemeyi borulara doğru yönlendirir. Burada malzemenin sürekli akışı iki adet beton silindiri tarafından sağlanır. Silindirlerden biri içerisine beton çekerken, bir önceki çevrimden dolu olan diğer silindir malzemeyi borulara pompalar (Şekil 1) [11]. Şekil 2. Beton pompası çalışma prensibi. 21 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 3. Beton emme-basma silindirlerinin hidrolik devresinin laboratuvarda kurulumu (a) ve devre şeması (b). 22 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Sınır Anahtarı Şekil 4. Sol piston basma, sağ piston emme durumunda devrenin çalışması. Hidrolik yağ akışı, hidrolik silindir pistonlarını hidrolik silindirler (1) içerisinde ileri ve geri hareket ettiren hidrolik pompa tarafından oluşturulur. Çünkü yağ silindirleri ile beton silindirleri (3) içerisindeki beton pistonları (2) ile birbirine bağlıdır ve pistonlar senkronize hareket eder [1]. Yağ silindirleri içeri çekildiğinde, beton besleme tankından beton silindiri içerisine emilir. Aynı anda diğer yağ silindiri ve beton pistonu besleme tankına doğru uzar. Beton pistonu betonu silindir içerisinde S-tüp (4) vasıtası ile iletim hattına (5) pompalar. Bu anda pompa stroğunu tamamlar ve S-tüpün konumunun değişmesine sebep olur. Böylelikle S-tüp, içerisine beton emilerek dolmuş olan silindirin tarafına geçerek yeni çevrimi başlatır. Beton pompası çalışma prensibi Şekil 2’de şematik olarak verilmiştir [1]. Sistemin gücü, aynı zamanda da hidrolik pompalara güç sağlayan, içten yanmalı bir motor tarafından sağlanır. 3. Bulgular ve Değerlendirme 3.1. Beton Emme-Basma Silindirleri Hidrolik Devresi Beton pompası hidrolik sistemi yukarıda anlatılan çalışma prensibi esas alınarak FluidSIM hidrolik paket programında tasarlanmıştır. Tasarlanan sitem Ondokuz Mayıs Üniversitesi Makine Mühendisliği laboratuvarında kurularak incelenmiştir (Şekil 3.a). Sistemde pompa için gerekli olan 2 adet çift etkili silindir ve S-tüpü değiştirmek için gerekli olan 1 adet çift etkili silindir kullanılmıştır. Aynı zamanda sistem elektro-hidrolik olarak çalıştığından dolayı tüm valfler selenoid kontrollü seçilmiş ve elektrik devreleri kurulmuştur. Şekil 3.b’de betonu pompalayacak silindirlerin çalışmasını sağlayan hidrolik devre kurulmuştur. Devrede emme ve basma yapması için 2 adet çift etkili silindir, 1 adet 4 yolu 2 konumlu selenoid kontrollü yön kontrol valfi, 2 adet yaylı çek valf ve yön kontrol valfinin kontrolünü sağlayan sınır anahtarları ile valf röleleri kullanılmıştır. Sistemin çalışma şekli Şekil 4’te gösterilmektedir. Bu anda sol taraftaki piston son stroğuna gelmiştir. Piston ucundaki yakınlık sensörü (A) pistonu algılamış ve sağ taraftaki elektrik devresine sinyal üreterek sınır anahtarlarını kapatmıştır. Kapanan sınır anahtarı devreden akım geçirerek valf rölesini (2Y) devreye almıştır. Devreye giren valf rölesi yön kontrol valfinin 2Y ile gösterilen selenoid kısmını manyetik olarak iterek valfin 2. konuma geçmesini sağlamıştır. 2. konumda P-B bağlantılı akan akışkan, sağ taraftaki silindiri ileri doğru çıkararak strok sonuna ulaştırmıştır. Bu anda S sınır anahtarına değen piston kolu sol tarafta gördüğümüz elektronik devredeki sınır anahtarını devreye sokar. Bu anahtar 1Y ile adlandırılmış valf rölesinden akım geçirerek yön kontrol valfinin yine 1Y ile adlandırılmış kısmını manyetik olarak iter. Böylelikle tekrar başlangıçtaki duruma dönülmüş olur. Bu da sistemin sürekli olarak aynı hareketi yapmasını sağlar (Şekil 5). Sistemde ayrıca 2 adet yaylı çek valf kullanılmıştır. Sistem yüksek basınçta çalıştığından dolayı pistonlar sıvı betonu basmaya başladıklarında zorlanırlar. Bu zorlanma silindir içinde sızmalara sebep olur ve pistonların senkronize hareketini bozar. İşte bu senkronize hareket bozulduğunda tekrar aynı 23 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 5. Sağ piston basma, sol piston emme durumunda devrenin çalışması. stroğu elde etmek için sisteme fazladan yağ pompalanır. Bu işlemi yapabilmek için sol taraftaki elektrik devresine bir adet strok değiştirme anahtarı konulmuştur. Normalde kapalı konumda olan bu anahtar istendiği anda açılarak yön kontrol valfinin sürekli olarak aynı konumda kalmasını sağlamaktadır. Bu durumda pompa sürekli olarak sağ taraftaki silindire yağ pompalamakta ve açılan çek valfler ile iki silindir arasında eksilen yağın tekrar tamamlanmasını sağlamaktadır. 3.2. S-Tüp Konum Değiştirme Hidrolik Devresi Sistemde betonun sürekli olarak pompalanabilmesi için silindirler ile iletim hattı arasındaki bağlantıyı sağlayan S-tüp adlı bir eleman sisteme dahil edilmiştir. S-tüpün sürekli olarak basma yapan silindire bağlı olması gerekmektedir. Bunun için S-tüp, ona bağlı bir silindir ile sürekli olarak yer değiştirmektedir. S-tüp değiştirme devresi için pompa devresi ile bağlantılı ayrı bir hidrolik devre kurulmuş (Şekil 6.a), bu devrenin kontrolünü sağlamak için ise mevcut elektrik devresine ek röleler ve anahtarlar eklenmiştir. S-tüp değiştirme devresinde 1 adet çift etkili silindir, 1 adet 4 yollu 2 konumlu selenoid kontrollü yön kontrol valfi, 1 adet 3 yollu 2 konumlu, tek tarafı selenoid kontrollü, yay geri dönüşlü yön kontrol valfi, 1 adet akümülatör, 1 adet basınç sıralama valfi, 1 adet yaylı çek valf ve standart güç ünitesi kullanılmıştır (Şekil 6.b). 24 Devredeki yön kontrol valfleri elektrik kontrollü olup sinyalleri pompa devresine bağlı olarak almaktadır. Çünkü pistonların senkronize hareketi iki devrenin de birbiriyle bağlantılı çalışmasını gerektirmektedir. Devredeki 4/2 yön kontrol valfi aldığı sinyaller ile devreye girmekte ve pistonu S-tüpü istenilen pozisyona getirmektedir. Beton basma silindirleri bir stroğunu tamamlayıncaya kadar yani diğer selenoide yeni bir sinyal gelinceye kadar bulunduğu pozisyonu korumaktadır. Sistemdeki 3/2 valf selenoid kontrollü ve normalde kapalı bir yön kontrol valfidir. Bu valf devreye sadece güvenlik amaçlı konulmuştur. Sistemde elektrik varken valf açık olarak bekleyecek, sistem çalışmıyorken veya elektrik kesintisi gibi bir durumda bu valf kapanacak ve akümülatördeki basınçlı akışkanı muhafaza edecektir. Bu valflerin dışında sistemde 1 adet basınç sıralama ve 1 adet yaylı çek valf kullanılmıştır. Basınç sıralama valfi akümülatörün şarj edilmesi istenen değere ayarlanır. Sistem çalıştırıldığında akümülatör dolmaya başlar ve istenen basınca ulaştığında basınç sıralama valfi kapanarak akümülatöre yağ pompalanmasını keser. Böylelikle akümülatörün istenilen değere şarj edilmesi sağlanır. Sistemde akümülatör kullanılmasının sebebi ise S-tüp değiştirme işleminin anlık olarak yüksek basınç ve debiye ihtiyaç duymasıdır. İstenilen bu debi ve basınç pompa tarafından anlık olarak İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 6. S-tüp konum değiştirme hidrolik devresi. 26 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 7. Beton pompalayıcı silindirlerin durumuna göre S-tüp konum değiştirici silindirin durumu. karşılanamaz. Bunun için pompa akümülatörü çevrim boyunca şarj eder. Akümülatör ise ihtiyaç anında akışkanı silindire göndererek S-tüpün hızlı bir şekilde yer değiştirmesini sağlar. Buradaki çek valfin görevi ise basınç ayar valfinde veya sistemde bir aksaklık olması halinde akışkanın pompa hattına geri dönerek sistemin genel veriminin düşmesini engellemektir. Şekil 7’de S-tüp konum değiştirici pistonun, pompalama işlemi yapan pistonların durumuna göre konumları şematik olarak verilmiştir. Buna göre konum değiştirici piston ileri çıktığında manivelayı iterek S-tüpün basma yapan silindirin ağzına gelmesini sağlamaktadır (Şekil 7a). Konum değiştirici piston geri çekildiğinde ise manivelayı da çekerek S-tüpün diğer silindirin ağzına gelmesini sağlamaktadır (Şekil 7b). Şekil 8, pompa devresinde sağ silindirin sıvı beton basma işlemini gerçekleştirdiği anda, S-tüp konum değiştirici devrenin durumunu göstermektedir. Şekil 8’de görüleceği üzere sağ piston sıvı beton basma işlemini gerçekleştirirken, S-tüpün bu silindirin ucuna bağlı olması gerekmektedir. Konum değiştirici silindir ilk konumda durarak sağ silindirin ucuna bağlı durmaktadır. Bu anda sağ silindir son stroğuna geldiği anda S sınır anahtarına basacak ve soldaki elektrik devresindeki valf rölelerinden akım geçmesine sebep olacaktır. Bu akım sol silindirin ileri hareketi için pompa devresindeki yön kontrol valfinin konumunu değiştirirken aynı zamanda S-tüp değiştiricideki 4/2 yön kontrol valfinin 4Y ile gösterilen selenoidini manyetik olarak iterek S-tüpün sol silindirin ucuna gelmesini sağlayacaktır. Şekil 9, sol silindir basma durumunda iken S-tüp konum değiştirici devrenin durumunu göstermektedir. Bu anda sol silindirin basma yapabilmesi için S-tüpün bu silindirin ucunda olması gerekmektedir. Şekil 9’daki silindir ileri çı- 28 karak, S-tüpün sol silindirin ucuna gelmesini sağlamıştır. Sol silindir ise bu anda stroğunun sonuna gelmiş ve A ile gösterilen sınır anahtarını kapatarak kendi yön kontrol valfinin konumunun değişmesini sağlamaktadır. Diğer taraftan ise aynı sınır anahtarına bağlı 3Y ile kodlanmış valf rölesinden akım geçmektedir. Bu da 4/2 yön kontrol valfindeki 3Y kodlu selenoidi iterek S-tüpün konumunun değişmesi sağlayacaktır. Böylelikle sistemde sürekli senkron hareketine devam edecektir. Tasarlanan devreler içerisinde bulunan silindirlerin uyumlu bir şekilde çalışması sistemin sürekliliği açısından oldukça önemlidir. Silindirlerin uyumlu bir şekilde çalıştığı FluidSIM programında silindirlere ait konum-çevrim grafikleri çizdirilerek takip edilmiştir. Şekil 10-11 ve 12’de üç silindire ait konum-çevrim grafikleri verilmiştir. Grafiklerde konum ekseni silindirlerin emme yaptığı (0) ve basma yaptığı (1) iki konuma ayrılmıştır. Ayrıca bir silindirin bir emme ve bir basma yapması 1 çevrim olarak değerlendirilmiştir. 4. Sonuçlar Bu çalışmada, endüstriyel beton pompasının hidrolik ve elektro-hidrolik devre tasarımı ve kurulumu yapılmıştır. Tasarım sırasında karşılaşılan en büyük sorun S-tüp konum değiştirici pistonun konum değiştirme hızının ayarlanması olmuştur. Akümülatörsüz yapılan tasarımlarda hızlı bir şekilde konum değişikliğinin yapılamadığı görülmüştür. Devreye bir akümülatör eklenerek sistemin cevap süresi kısaltılmıştır. Ayrıca silindirlere ait konum-çevrim grafikleri çizilerek silindirlerin senkronizasyonu sürekli olarak takip edilmiştir. Bu tür devre tasarımlarında paket programların kullanılması tasarımcıya büyük bir kolaylık sağlamaktadır. Bu amaçla kullanılan FluidSIM-Hidrolik paket programı çalışmada etkin rol oynamıştır. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Kaynaklar [1] ANONİM, “Hidrolik Sistemler”, Mes- leki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP), Makine Teknolojisi, 2 s. Ankara, 2005. [2] ÖZDEMİR G., CAN A. H., KARTAL V., “Çamur Topu Matkap Hidroliği (İsdemir 3. Yüksek Fırın Hidrolik Uygulamaları)”, VI. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 127 s, 12-15 Ekim 2011/ İzmir. [3] ÇELEBİ İ., “Çelikhane, Sürekli Döküm Makinası Kalıp Osilasyon (Titreşim) Sisteminin Hidrolik Uygulaması”, V. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 127 s, 2008. Şekil 8. Sağ piston basma durumunda iken s-tüp konum değiştirici devrenin durumu. [4] YAMAN U., KONUKSEVEN E. İ., AKOVA H. U., DEMİRER S., “Dağ Treni Hidrolik Fırlatma Sistemi Tasarımı”, VI. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 3 s, 12-15 Ekim 2011/İzmir. [5] CİVAN H. F., “Gemi Irgat Sistemleri İçin Hidrolik Vinç Kontrol Blok Uygulaması”, VI. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 15 s, 12-15 Ekim 2011/İzmir. [6] BAŞARAN S., BALKAN T., “Hidrolik Vinç Test Sistemi Tasarımı”, V. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 257 s, 2008. [7] CANLI C., “Kapalı Devre Hidrostatik Transmisyonlar”, V. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 73 s, 2008. Şekil 9. Sol piston basma durumunda iken s-tüp konum değiştirici devrenin durumu. Şekil 10. S-tüp konum değiştirici silindirin konum-çevrim durumu Şekil 11. Sağ beton basma silindirinin konum-çevrim durumu Şekil 12. Sol beton basma silindirinin konum-çevrim durumu 30 [8] ERDOĞMUŞ U., “Mekanik olarak Çalışan Giyotin Makasını Yüksek Hızda Çalışan Hidrolik Giyotin Makasına Dönüştürülmesi”, VI. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 567 s, 12-15 Ekim 2011/İzmir. [9] ÖZDEMİR G., KODAL Ç., GÜLDALI M., YURTSEVER E., KİMYECİ H., “Pota Sürgü Sistemi Hidroliği (İsdemir Sürekli Dökümler Hidrolik Uygulamaları)”, VI. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 143 s, 12-15 Ekim 2011/İzmir. [10] İNCE M. O., “Zemin Etüt Sondaj Makinalarında Açık ve Kapalı (Hidrostatik) Devre Hidrolik Sistem Uygulaması”, IV. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi, 301 s, 2005. [11] REED, “How does a REED concrete pump work?”, An Independent Member of the Shea Family of Companies, 13822 Oaks Avenue, Chino, CA, 91710, 2012 USA http://www.reedpumps.com/concretepumps.html. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Hidrolik Boru Bağlantı Sistemlerinde Yeni Trendler Rasim Berk SUCUOĞLU / Makina Mühendisi Parker Hannifin Corporation Sales Companies Central & Eastern Europe Parker Hareket ve Kontrol Sistemleri Tic.Ltd.Şti. Kullanılmakta olan hidrolik boru bağlantı sistemlerindeki dezavantaj, doğru montaj sonucunun ancak ekstra zaman harcayarak belirlenebilmesidir. EO-3 bağlantı sisteminde kullanılan görsel indikatör yüksük, dışarıdan sadece gözlem ile doğru montaj sonucunu göstermektedir. Buna ek olarak bu bağlantı sisteminin – hidrolik boru ve hortum uygulamalarında kullanılabilir – ekstra inandırıcı avantajları olarak: Kompakt dizayn sayesinde dar ve ulaşılması zor alanlarda montajı kolaylaştırma. Gövde içine yerleştirilmiş conta ile ekstra güvenlik ve optimum sızdırmazlık kabiliyeti. Yeni standart olarak belirlenmiş taper diş ve optimize edilmiş somun dizaynı ile daha az enerji harcayarak, montaj noktasına daha kolay ulaşım kolaylığı ile daha güvenli ve hızlı boru montajı. Bu teknik rapor yeni sistemin karakteristiğini ve tarihsel bağlantı sistemleri gelişimini gösterecektir. 32 1. Giriş Hidrolik sistemlerde boru veya hortum bağlantıları muhtelif şekillerde yapılabilmektedir fakat bu bağlantıların kaçak olmadan ve güvenli bir şekilde çalışmasının sistemin sağlığı açısından oldukça önemli olduğu küçümsenmemelidir. Geçtiğimiz 20 yıl içinde yapılmış olan araştırmalardan elde edilen sonuçlarda bağlantı elemanları kaynaklı kaçakların tüm kaçaklar içindeki payının %50’nin üzerinde olduğunu göstermektedir. Güvenli bağlantı sisteminin öneminin farkına varılması ile bağlantı sistemlerinin geliştirilmesi üzerine yoğun çalışmalar yapılmaya başlanmış ve birçok yeni dizayn ürün piyasaya sürülmüştür. Hidrolik bağlantı sisteminden tipik olarak 2 adet beklenti vardır: • Muhtelif basınç zirvelerine rağmen bağlantısı yapılmış boruları bir arada tutmak • Uzun süre kaçak vermeden aynı performansını devam ettirme. Günümüzün globalleşen düzeninde, özel tasarım ve yerel piyasayı pazar olarak seçmiş bir ürünün başarılı olması mümkün görünmemektedir. Tüm yedek parçaların ve montaj tekniklerinin dünya çapında biliniyor olması çok önemli duruma gelmiş durumdadır. Bu sebeple standartlaşma ile belirlenmiş ürünler halen yoğun biçimde kullanılmaktadır. 2. Hidrolik Bağlantı Sistemlerindeki Tarihsel Gelişim Hidrolik boru bağlantı sistemlerinde ilk başlangıç 1930’lu yıllarda Avrupa’da geliştirilen DIN 24˚ yüksüklü bağlantılar ve Amerika’da geliştirilen SAE JIC 37 havşalı bağlantı sistemleridir. Bunu takip eden 50 yıl içinde bu sistemlerin benzerleri değişik pazarlarda kullanılmaya devam edilmiştir. Amerika’da imperial borular için yüksüklü sistem geliştirilmiş, DIN 24˚ uygulaması kullanılmaya başlanmış, Avrupa’da ise 30˚ veya 45˚ havşalı bağlantı sistemleri yaygın olarak kullanılmıştır. Halen günümüzde de global olarak en yaygın olarak kullanılan 2 sistem olarak bu sistemler adlandırılabilir. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ DIN 24˚ Yüksüklü Bağlantı 1980-2000 yılları arasında elastomer sızdırmazlık elemanlarının yaygınlaşması ve özellikle JIC 37 bağlantının basınç sınıflarında limitlere ulaşılması sebebiyle contalı sistemler dizayn edilmiş ve piyasaya sürülmüştür. Bu gelişim esnasında da Amerika ve Avrupa ayrı yollar takip etmiş, JIC 37-37˚ Havşalı Bağlantı Amerika’da O.R.F.S.(o-ring face seal) olarak adlandırılan 90˚ flare sistemi kullanılmaya başlanırken, Avrupa’da DIN 24˚ bağlantı elemanlarında contalı sızdırmazlık elemanları kullanılmaya başlamıştır. 33 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 1990’li yıllardan itibaren Avrupa’da DIN 24˚ bağlantı elemanları ile kullanılabilecek form bağlantı sistemleri piyasaya sürülmüştür. Bu sayede yüksüklü sistemin kullanılmasının yasak olduğu veya tercih edilmediği pazarlardaki kaynak adaptörlerine alternatif çözüm sunulmuştur. 3. Bağlantı Sistemleri Karşılaştırması 3.1. SAE Bağlantı sistemleri(JIC 37 ve O.R.F.S.) Avantajlar • Havşalı bağlantı sistemi sayesinde yüksük montaj kaynaklı hata riskini azaltma • Montaj destek parçası sayesinde hem metrik hem imperyal borularda kullanılabilme • O.R.F.S. bağlantının dikey montaj kabiliyeti Dezavantajlar DIN 24˚ Contalı-Yüksüklü Bağlantı • Havşalama prosesi için makina gereksinimi • JIC 37 sisteminde yüksek yüzey kalitesi gerekliliği • 2 farklı gövde tasarımı(JIC 37 ve O.R.F.S.) 3.2. DIN Bağlantı sistemleri (Yüksüklü ve contalı) Avantajlar • DIN 24° gövde standart tasarımı • Contalı sistemler ile ileri sızdırmazlık kabiliyeti • Basınç sınıflarına göre seri sistemi Dezavantajlar • Yüksük montajında ortaya çıkan problemler • Montaj kontrolünün zorluğu 3.3. DIN Bağlantı sistemleri (Form bağlantı) Avantajlar • DIN 24° gövde standart tasarımı O.R.F.S. 90˚ Havşalı Bağlantı • Conta ile ileri sızdırmazlık kabiliyeti • Yüksük montaj problemli kaçağa son • Fazla sıkmaya karşı dirençli • Kaynak adaptörü kullanımına son Dezavantajlar • Form prosesi için makina gereksinimi • Kalıp ömrüne göre kalıp maliyeti 4. EO3® Yeni Bağlantı Sistemi Günümüzde konvansiyonel bağlantı sistemleri ISO, DIN, SAE veya spesifik şirket standartları ile sınırlandırılmıştır. Bu standartlaşma sonucunda önemli gelişimlere pek fazla yer bulunmamaktadır. DIN 24˚ Form Bağlantı 34 Müşteri tarafındaki kalite beklentilerinin artışı ve kalite dokümantasyon gerekliliği, sağlayıcılara ürün geliştirmeden üretime kadar tüm safhalarda kalite planlamasını zorunlu kılmaktadır. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Monte edilmiş EO-3® kesiti EO-3® bağlantı parçaları Fakat hidrolik boru bağlantı sistemlerinde en önemli süreç halen montajın doğru yapılmasıdır. Tecrübesiz montaj operatörleri ve zor montaj koşulları montaj kalitesini negatif etkilemektedir. Yanlış montaj sonucunda ise kaçak, makine duruşu, müşteri şikayeti, tamir, çevresel zarar ve hatta kaza riski gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. ce açık ağızlı anahtar ile kolayca yapılan montaj özellikle sıkışık alanlardaki montaj işlemlerinde büyük kolaylık sağlamaktadır. DIN standartlarında daha önceden belirlenmiş sistemlerin aksine, EO-3® sistemi 24˚ konik iç yüzeye yerleştirilmiş sızdırmazlık contası, taper diş dizaynı ve dışarıdan görülebilen montaj kontrolü olanaklarını sağlamaktadır. Ayrıca EO-3® sistemi hem boru hem de hortum bağlantılarında kullanılabilmektedir. EO-3 montaj avantajları: ® EO-3® sistemi yüksüklü bir sistem olmayıp formlanmış boru ile kullanılan bir sistemdir. Bu sayede yüksük montaj problemleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. EO-3® sisteminin müşteriye yarattığı faydalar: • Gözle kolayca yapılabilen montaj kontrolü ile kaçak problemine son • Montaj operatörü tarafından montaj esnasında, kalite tarafından istenildiğinde kolayca görülebilir montaj kontrolü(indikatör yüksük) • Makine performans ve güvenilirliğinde artış • Montaj zamanında %70’e varan tasarruf(taper diş dizaynı sonucunda) • Yağ kaçağını engellediği için çevre kirliliği yaratmaya son • Montaj tork gereksiniminde %50’ye varan azalma (taper diş dizaynı sonucunda) EO-3® sistemi ile Tamir ve Bakım: • Daha kompakt dizayn ile sıkışık alanlarda daha kolay montaj • Gövde iç yüzeyine yerleştirilmiş elastomer sızdırmazlık elemanı ile dinamik ortamda bile uzun süreli sızdırmazlık • Tamir ve montaj maliyetlerindeki düşüş ile toplamda tasarruf EO-3® sisteminin kullanıldığı bir son üründe tamir ihtiyacı doğduğunda ya da tekrar montaj gerekliliği ortaya çıkarsa, kolayca sökülebilen ve montajı kontrol edilebilen bir sistem olanağı sağlamaktadır. İndikatör yüksüğü bu • Sızdırmazlık contasının gövde iç yüzeyine monte edilmiş halde teslim edilmesi sonucu unutma problemine son Hidrolik bağlantı sistemleri tarihinde ilk kez, EO-3® sisteminde kullanılan indikatör yüksüğü ile dışarıdan kolayca gözlemlenebilen montaj kontrolü yapılabilmektedir. Montaj operatörleri somunu açmaya gerek kalmadan montajın doğru yapıldığından emin olmaktadır. EO-3® sistemindeki taper diş sayesinde diğer sistemlere göre oldukça çabuk monte edilebilmektedir. Tork anahtarı ve anahtar uzatma gerekliliğini ortadan kaldırdığı için de ekstra zaman tasarrufu sağlanmaktadır. 25 mm ve üzerindeki çaplarda kullanılan sekizgen somun ve sade- 35 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Nominal pressure EO-3® fitting Tube O.D. 6 8 10 12 15 16 18 20 25 30 38 22 28 35 42 aşamalarda da kullanılarak montajın doğruluğu kontrol edilebilmektedir. Tamir için bazı durumlarda diğer SAE veya DIN standart sistemlerine dönüş gerekebilir. Bu durumlar için de EO-3® adaptörü kullanılması planlanmıştır. Nominal Basınç (PN): Nominal basınç, hidrolik sistemdeki bir parçanın dinamik ortamdaki basınç sınıfını göstermek için kullanılır. Hidrolik bir bağlantı grubundaki en düşük basınç sınıfındaki parça o grubun basınç sınıfını belirler. Basınç yük testleri, patlama basıncına ulaşmadan, nominal basıncın en az 4 katı olarak belirlenmiştir. Uzun süreli dinamik basınç dayanımını ölçmek için bağlantı parçaları PN x 1.33 @ 1 Hz, 1 milyon çevrim şartlarında test edilmektedir. EO-3 Performans Data: ® • Boru ve hortum bağlantıları için kullanılabilir • 6 mm’den 42 mm’ye kadar tüm metrik konvansiyonel boru dış çaplarında, ticari olarak kullanılan tüm et kalınlıklarında kullanılabilir • EO-3® sisteminde, DIN 24˚ sisteminde kullanılan basınç seri sistemi (LL, L, S) kullanılmamaktadır. • Basınç sınıfı olarak izobarik 420 bar baz alınmıştır. Sadece tipik L serisi ölçüleri olan 22, 28, 35 ve 42 için 250 bar basınç sınıfı belirlenmiştir. Basınç sınıflandırması ISO 8434 basınç sınıflandırmasına uyumludur. • Taper diş, standartlar ile uyumlu olmayıp EO-3® sistemi için özel olarak geliştirilmiştir. • Malzeme olarak şu anda çelik piyasaya sürülmüştür. • Boru standardında herhangi bir değişiklik öngörülmemiştir. Konvansiyonel olarak DIN 10305-4 ile uyumlu E235 (St37) veya E355 (St52.4) boru kullanılabilir. 36 PN[bar] 420 420 420 420 420 420 420 420 420 420 420 250 250 250 250 • Elastomer sızdırmazlık contası NBR olarak seçilmiştir. • Cr6 içermeyen kaplama ile korozyon direnci arttırılmıştır. • Sıcaklık dayanımı NBR sızdırmazlık contası ile uyumlu olarak -40˚ ile +120˚ arasındadır. • Akışkan uyumluluğu için NBR sızdırmazlık contası baz alınmalıdır. • Yenilenmiş gövde iç yüzey kalitesinin sağladığı akış verimliliği ile enerji verimi arttırılmaktadır. Sonuç Konvansiyonel olarak kullanılan DIN ve SAE standartları ile sınırlandırılmış boru bağlantı elemanlarının aksine standart dışı olarak piyasaya giren EO-3® güvenli, hızlı ve kolay montaj uygulaması ile kullanıcıya bir çok avantaj sağlamaktadır. Standartlarda tanımlanmayan bir sistem olması gereği özellikle otomotiv pazarında çok çabuk kabul görmesi beklenmemektedir fakat standartlaşma çalışmaları da paralel olarak devam etmektedir. Otomotiv pazarı dışındaki standart ile çalışmanın zorunlu olmadığı bir çok pazarda, özellikle yüksek adette montaj yapılan uygulamalarda, sağlamış olduğu müşteri faydaları ile kısa sürede başarılı olacağı düşünülmektedir. Kaynaklar [1] TRAVER M. HUNT, “The Hydraulic Handbook” Elsevier, 1996. [2]BERND SCHMEHL, “Leak-Free Hydraulic Connection”, Verlag Moderne Industrie, 2005. [3]BRENDAN CASEY, “Selecting Hydraulic Connectors”, Machinery Lubrication, 09/2005. [4]ANTHONT PALANCI, “Leak Free Hydraulic Connections Prevent Vibration Failure”, Windpower Engineering, 04/2011. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Elektrikli Kompresör Yangınları Mustafa SİLPAĞAR / Makina Yüksek Mühendisi / Limak İnşaat, Sanayi ve Tic. A.Ş İş makinalarında yangın olgusu bir şekilde yaşanılmaktadır. Her değişik iş makinasında oluş sebepleri farklı olsa da genellikle yakıt, yağ sistemleri, operatör kabini gibi yanıcı ortam ile yangın çıkmasına sebep olacak elektrik ve ekzost gibi ısı kaynaklarının birlikteliğinden doğar. Isı kaynaklarına yakın yerlerden geçen yağ ve yakıt hortumların basınç ve ısıdan deformasyonu ile yangın oluşumu gözlemlediğimiz vakalardandır. Elektrikli kompresör yangınları şantiyelerde sık görülmez ise de tecrübesi yaşanılan bir olgudur. Elektrikli kompresörlerde çıkan yangınlarda kompresör yağı ve elektrik sistemi kaynak sebep olarak görülebilir. Elektrik panosunda bulunan kontaktörlerin devreye girme ve çıkmaları esnasındaki ark atlamalarından dolayı temas yüzeylerinin meme yapması olarak adlandırılan bozulmalara uğraması , kısa devre oluşturarak ve çevresel etkiler neticesinde yangın çıkması ilk akla gelen hususlardır. Periyodik makina bakımları esnasında kontaktörler, sigortalar ve aşırı akım rölelerinde, kablo bağlantılarında gevşeme ve ark atlamaları sebebi ile bozulmaların olup olmadığı incelenmelidir. Gerilim düşmelerinin ve elektrik kesintilerinin sık rastlanması halinde daha dar zaman aralıklarında kontrol yapılmasında fayda vardır. Aşağıdaki resimde kontaktörlerin kapağı kaldırılmış ve temas yüzeylerindeki ark atlama neticesinde oluşan arızalar görünmektedir. Elektrik kablolarının geçiş ve bağlantı noktalarında gevşeme ve sürtünmeleri önlenmelidir. Pano kapaklarının açılma ve kapanması esnasında sürtünmelere veya kısılmalara maruz kalacak olursa, kablolar kırılmaya uğrayarak kısa devre neticesinde yangın çıkmasına sebep olabilir. Pano çıkışlarında muflara dikkat edilmelidir. Kompresörü tahrik eden elektrik motorlarının rulmanlarının yağlanmasında kullanılan greslerin gerektiğinden fazla kullanılması neticesinde elektrik motorunun içine gres dolması veya ortam tozunun elektrik motorunun içine girmesi sebebi ile elektrik motorlarında kısa devre oluşarak yangın çıkması söz konusu olabilir. Bir diğer çok görülen yangın sebebi ise hava-yağ ayırıcı (separatör) filtrede statik elektriklenme kaynaklıdır. Separatör filtrede statik elektriklenmeyi anlamak için kısaca yapıyı inceleyelim. Kompresörün vida grubundaki sürtünmeleri azaltmak için püskürtülen yağ, hava ile karışım oluşturarak basınçlanmış olarak vidayı terk eder ve ayırıcı filtre hazinesine girer, sarmal (santrifüj) hareket etkisi ile 38 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Filtrede yağ ve havanın ayrılması esnasında filtre malzemesi ile olan sürtünmelerden dolayı oluşan statik elektrik filtre iç destek saçı üzerinden alınarak separatör filtre yuvasından topraklanmalıdır. Bu topraklanmayı temin etmek için separatör filtre contası (klingirit esaslı) üzerine en az 2 adet zımba teli iliştirilir. Aşağıdaki resimde mavi daire alınmış zımba görülebilir. Ayırıcı filtre flanşının alt ve üst yüzeylerindeki contaların her ikisinde de bu zımbalar görülür. yağın büyük kısmı havadan ayrılır ve yuvanın alt kısmında birikir, yağ sıcaklığına bağlı olarak yağ soğutucusu üzerinden veya doğrudan hidrolik filtresinde süzülerek vida grubuna yuvasına geri döner. Bir miktar yağ ise hava ile bera- ber sürüklenerek derin süzme sistemi ile çalışan filtreden geçerken fitlerinin yağ damlalarını birleştirme özelliği ile yağ damlaları birleşerek iri damlalar haline gelerek separatör filtre içinde birikir ve buradan püskürtme yağı olarak vida grubuna sevk edilir. Poliüretan esaslı ayırıcı filtrelerde ise; montaj sonrasında hazne kapağı ile temas edecek yaylı klips ayırıcı filtre iç yüzeyine monte edilir. Statik elektriklenmeyi artıran bir etmende yağ sıcaklığının yüksek olması, hidrolik yağ soğutucu temizliğinin ihmal edilmesi, yağ ve filtre değişim periyotlarına uyulmaması neticesinde yağın evsafını kaybetmesidir. Hidrolik yağ soğutucuları genellikle alüminyumdan yapılmış olmaları sebebi ile kirlenme olgusu hem soğutucu dış yüzeyinde hem de iç yüzeyde gerçekleşir. Dış yüzey haricinden sıcak basınçlı su ile temizlenmesine karşılık iç yüzeylerin temizlenmesi için özel temizlik banyosu ve alüminyum yapıya zarar vermeyen kimyasallar ile devirdaim düzeneği teşkil edilmelidir. Soğutucuların kirlenmesi ve ayırıcı filtre arızaları için imalatçı firmaların tespitleri ile ilgili yazıların tercümelerine de dikkat edilmelidir. Kaynaklar: 1. Mann Hummel filtreler 2. Comp Air örgün ağ 39 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Hava+Yağ Ayırıcı Filtrelerde Arızacılık Mustafa SİLPAĞAR / Makina Yüksek Mühendisi / Limak İnşaat, Sanayi ve Tic. A.Ş Kaynak: Mikropor Genel olarak, yağ ayırıcıların çalışma ömürü 4.000 8.000 saat sağlamak üzere tasarlanmıştır. Bununla birlikte çalışma ömrü aşağıda gösterilen faktörlere bağlıdır. 1. Kompresör grubunun tasarımına . 2.Kompresörün yağlama ve soğutmasını sağlayan akışkana . 3.Basınçlı havanın ayırıcı filtreye ulaşmasından önce ayrıştırılması gereken yağ miktarına . (Ayırıcı filtre yuvası içindeki sarmal hareketin verimliliğine) 4. Kompresör emiş havasındaki kirletici madde miktarına (Hava filtre verimliliğine) Eğer ayırıcı filtre sonrasında yağ akışında bir problem gözleniyorsa; aşağıdaki sebeplerden birisinden dolayı oluşabilir. 5. Çevreye (kompresörün çalıştığı ortama) • Yağ püskürtme dönüş hattı tıkanmış olabilir. 6. Kullanılan hava+yağ ayırıcı filtrenin tipine (filtre malzemesi, geçirgenliği) • Ayırıcı filtre içine yerleştirilen yağ borusu (püskürtme yağ dönüş hattı) hattı düzgün takılmamış İşte bazı ip uçları: Şayet yağ ayırıcıdaki basınç düşümü veya diğer bir ifade ile basınç farklılığı değeri artıyorsa , bu genellikle yağ ayırıcı filtrenin kirler veya su nedeni ile tıkanmaya başladığının ifadesidir. Şayet , yağ ayırıcı filtrenin fiziksel gözlenmesinde; yağ ayırıcı filtre kirden dolayı tıkanmış ise kompresör hava emiş filtresi kontrol edilmelidir. Hava emiş filtresini bir şekilde geçen kirlilik unsurları hava+yağ ayırıcı filtresinin işleyişini durdururlar. 42 Şayet problem sudan kaynaklı ise , bu genelde kompresörün soğuk çalıştığını işaret eder veya hava boşaltma hattında zafiyet olduğunu gösterir. Su nedeni ile kirlenme söz konusu ise paslanma bunun göstergesidir. • Püskürtme yağ hattı yağ ayırıcı haznesinin alt kısmına ulaşmıyor veya yağlama borusunun ucu 45° açı ile kesilmemiş. • Hazneye doldurulan yağ miktarı fazladır. • Yağ ayırıcı filtre malzemesi; kompresör yağı ile uyumlu değil. • Yağ ayırıcı filtrenin yapıştırma malzemesinde çatlak • Düzgün topraklama olmaması veya hava çıkış hattındaki talepte basınç dalgalanmalarından dolayı yağ+hava ayırıcı filtrenin tamamı ile arızalanmasıdır. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Ayırıcı Filtre Elemanındaki Problemlerin Genel Sebepleri Genellikle Yağ ayırıcı filtreleri yanlışlıkla kompresör arızasının nedeni olarak algılanmaktadır, fakat sorunun altında yatan gerçek nedenler farklıdır. Bu sayfa sorunların irdelenmesinde nereye bakılması hususunda bizi yönlendirici bilgileri sağlamaya çalışacaktır: Mustafa SİLPAĞAR / Makina Yüksek Mühendisi / Limak İnşaat, Sanayi ve Tic. A.Ş Kaynak: Ric Airtec Pneumatik internet sayfası 1. Basınç farkı değerinde (∆P) öngörülenden önce artış Kompresörlerin çalışması esnasında aşağıdaki şartlardan bir veya bir kaçının gerçekleşmesi halinde oluşur: • Hava emiş filtresi ve kompresör yağı evsafını kaybetmiş olabilir. • Aşırı kirlenmiş veya uygun olmayan kompresör yağı • Su kirliliği (yoğuşma suyunun mevcudiyeti) - Separatör haznesinde paslanma olgusundan dolayı hemen tespit edilebilir. Bu sorunların önlenmesi noktasında hava ve yağ filtrelerinin daha sık değiştirmeleri düşünülebilir. Kompresör yağınında tamamı ile ve de daha erken değişimi söz konusu olabilir. Ayırıcı filtreyi tıkayarak çalışmaktan alıkoyacak ve kompresörün arızalanıp devre dışı kalmasına sebep olacak verniklenme adı verilen kalıntılar için kontrol ediniz. Kompresörlerin aşırı yüksek sıcaklıklarda çalışmaması gerekmektedir. Soğutucu, soğutucu fanını ve termostatik valfi kontrol ediniz. 2. Kompresör yağının aşırı eksilmesi Bu normalde aşağıdaki şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde oluşur: • Ayırıcı filtre değişimi uygun zamanda aralığında yapılmamış. Ayırıcı filtre öngörülen çalışma ömrünü tamamlamış veya çok zor şartlarda çalışmış ve bu durumda da değiştirilmemiş ise; yapısal hasara uğrayarak (filtre malzemesinin kırılması veya bozunması ) neticesinde basınçlı hava yağı taşımış olabilir. 44 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ • Tıkanmış veya düzgün çalışmayan aktarma (püskürtme yağ dönüş) borusu. Bu durumda ayırıcı filtre içindeki yağ seviyesi yükselir ve neticesinde basınçlı hava ile birlikte taşınan yağ miktarı artar. Bu soruna mani olmak için aktarma borusu her bir ayırıcı filtre değişiminde doğru uzunlukta olduğu ve tıkanmaya sebep olacak kirlerden uzak kaldığından emin olunmalıdır. • Tanktaki yağ seviyesi yanlış. Olması gerekenden fazla yağ ikmali, tank içindeki havadan yağın sarmal( santrifüj) hareket ile ön ayrılmasını bozar ve ayırıcı filtre çeperine giden hava+yağ buharı karışımındaki yağ miktarının artmasına neden olarak ayırıcı filtre verimliliğinin düşmesine sebep olur. • Eski conta, yanlış conta ya da contanın uygulanmasında yanlışlık var. Yeni ayırıcı filtrenin takılması esnasında contanın yerleştirilmesi esnasında yanlış uygulama (kötü sızdırmazlık) yağ kaçaklarının fazlalaşması nedeni ile yağ ayrıştırılmasının bypass (kısa devre) olmasına sebep olur. • Verimsiz ayrıştırma sistemi. Bazı durumlarda, kompresörün, hava+yağ ayırma (separator) sisteminin tasarımı verimsizdir. Bu durumlarda ayırma sisteminin verimliliği arttırmak için üreticisi; yönlendirme plakaları ilavesi, ayırma filtresi malzemesinin dışına ön ayırıcı filtreleme malzemesi koyarak iyileştirmeler sağlayabilir. 3. Ayırıcı filtre malzemesinin çökmesi (Evsafını kaybetmesi) Bu normalde aşağıdaki durumlarda oluşur: • Ayırıcı filtre aşırı derecede kirlenmiş • Ani basınç dalgalanmaları meydana gelmiş olabilir. (Aşağıdaki nedenlerden dolayı) - Arızalı valfler - Atmosfere ani hava boşaltılması (mobil kompresörlerde) • Uygun ve düzgün boyutlu hava depolanma tankı olmaksızın pistonlu kompresörle dairesel dönen (Rotary) kompresörün parelel çalıştırılması 4. Ark oluşumu Bunlar çok nadir rastlanan ve aynı anda gerçekleşen çeşitli faktörlerden dolayı olur, ancak doğrudan Hava / Yağ ayırıcı filtre ile ilgili değildir. Böylece Bu sorunları önlemek için, ayırıcı filtre contasına uygun malzemelerin (en az bir ya da iki metal zımba ya da metal folyo) zımbalanması ile ayırıcı filtre ile filtre haznesi arasında güvenilir topraklama gerçekleştirilir. Bu topraklama pratiği statik elektrik oluşumunu önler. 45 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Silindir Strok Denetiminde Yeni Bir Yaklaşım Uğur KAŞIKCIOĞLU / Mobil Market Lideri Parker Hareket ve Kontrol Sistemleri Tic. Ltd. Şti. 1. GİRİŞ Elektro-hidrolik aktüatörler endüstriyel uygulamalarda yaygınlıkla kullanılır. Çok büyük kuvvetler yaratırlar, hızlı cevap süreleri sergilerler ve elektrikle çalışan benzerlerine göre daha yüksek güç ve ağırlık oranlarına sahiptirler. [1] Bu çalışmada, hidrolik silindirlerin poziyonlarını tayin etmede yaşanan problemlerin önüne geçilmesi için tasarlanmış Intellinder opto-elektronik silindirlerin, konvansiyonel silindirlerde kullanılan lineer cetvel uygulamalarının kısıtlarına karşılık avantajları incelenmiştir. İnceleme, üretim, montaj ve kullanım kolaylıkları göz önünde tutularak yapılmıştır. Deneysel sonuçlar Intellinder’ın geliştirildiği ve üretiminin yapıldığı Amerika’nın Arkansas eyaletinde gerçekleştirilmiştir. Bu deneysel çalışmaların sonuçlarına bağlı olarak ürünün parçalarının (silindir, sensör) validasyon testleri tamamlanarak, dayanım aralıkları tanımlanmıştır. 46 Askeri ve sivil birçok endüstriyel uygulamada örneğin sondaj platformları, plastik enjeksiyon makinaları ve vinçlerde pozisyon kontrol sistemlerine ihtiyaç vardır. Hidrolik silindirlerde pozisyon kontrolü için farklı metotlar kullanılmaktadır. 1.Dahili lineer cetveller: Genelde temassız manyetik cetveller (manyetostriktif) kullanılarak uygulanır. 2.Harici lineer cetveller: Manyetostriktif prensiple çalışanlar olduğu gibi potansiyometrik lineer cetveller (manyetoresistif) olan uygulamaları da yaygındır. Manyetoresistif çalışma prensibi çok sıkı bir şekilde kapatılmış gövdeler içine yerleştirilebilir anlamına gelmektedir. [3] 3. String pots Bunların birbirilerine karşı üstünlükleri olduğu gibi dezavantajları da mevcuttur. Dahili lineer cetvelli uygulamalardaki en ciddi problem silindir içine monte edilecek transdüserin yerleştirileceği silindirin merkezindeki kanalın açılması anlamına gelen “gun drilling” prosesidir. Lineer cetvel ve elemanlarının yerleştirileceği kanalların açılması işlemi silindir pistonu maliyetine ek yük bindirmektedir. Silindir içine lineer cetvel yerleştirilmesi konusu silindir üreticilerinin uzun zamandır en hassas konularından birisidir. “Gun drilling” işleminde yaşanan problemler, farklı silindir uzunlukları için kullanılması gereken farklı uzunluktaki cetvellerin her birinin stokta tutulması ihtiyacı gibi konular, endüstrinin dahili cetvel uygulamalarında karşılaştığı zorluklardan bazılarıdır. Ayrıca dahili transdüserler yani içi kanallı pistonlar çift milli silindir uygulamalarında kullanılamamaktadır. [2] İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 1.Intellinder parçaları Harici lineer cetvel uygulamaları silindir pistonuna “gun drilling” prosesi ile kanal açma işlemi içermemesi dolayısıyla daha ucuz maliyetlidir. Ama silindir üzerine entegre edilen transdüser ve elemanlarının arasındaki karışık bağlantılar zaman zaman problemlere yol açabilmektedir. Özellikle ağır koşullarda çalışan makineler üzerindeki harici pozisyon kontrolü yapmak için kullanılan transdüserlerin dış ortam koşullarına dayanıklı olması gerekmektedir. başlanabilmesi için, herhangi bir kalibrasyon sırasına veya silindirin bir sıfır referans noktasına hareket etmesine gerek yoktur. Bu da daha hızlı okuma, güvenli çalışma (voltaj değişimleri veya hızlı pozisyon değişimlerinden etkilenmez) ve yüksek performans sağlar. Buraya kadar anlatılan lineer cetvelli pozisyon kontrolü uygulamalarından farklı olarak yeni jenerasyon bir uygulama olan Parker Intellinder sistemi, konvansiyonel sistemlerde değinilen dezavantajları bertaraf eden özelliklere sahiptir. 2.Intellinder Çalışma Prensipleri Silindir pozisyon kontrolünde iki temel tip vardır[4]: a.Artımlı (incremental) kontrol: Sıfır pozisyon referansı belirtilir ve buna göre artan ya da azalan pozisyon bilgisi verilir. b.Mutlak (Absolute) kontrol: Bir patern'i tanıyarak sıfır pozisyona ihtiyaç duymadan çalışmaya başladığı andan itibaren ölçtüğü değeri verir. Intellinder’ın sensörleri mutlak pozisyon kontrolü prensibine göre çalışırlar. Silindir üzerinde yer alan sensörler pistona kodlanan özel patern'i (Şekil 2) okurlar. Bu da mutlak pozisyonu tayin eder. Sistem çalışmaya başladığı anda pozisyon bilgisi okunabilir. Yani pozisyon okumasına Şekil 2.Intellinder pistonu üzerindeki kod paterni Intellinder teknolojisi yük izleme, otomatik seviyeleme, tehlike savıcı, hız kontrolü, otomatik istifleme ve daha birçok zorlayıcı fonksiyonu sağlamak için dizayn edilmiştir. Bunu yaparken kapalı devre bir kontrol çevrimi kullanılır. 47 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 3.Kapalı devre kontrol çevrimi Tek bir sensör tipinin bütün silindirlere takılması da kurulum ve servis maliyetleri açısından Intellinder’a değer katmaktadır. Sensörün değiştirilmesi söz konusun olduğunda tek tip tasarıma sahip sensörlerin değiştirilmesi için sadece 4 adet M4’lük civatanın sökülmesi gerekmektedir. Özellikle araç direksiyon sistemleri gibi güvenlik kritik uygulamalarda yedeklilik (redundancy) kilit özelliktir. Intellinder’ın kompakt ve modüler dizaynı radyal şekilde markalanmış olan pistonun etrafına iki veya daha fazla sensör bağlanmasına izin vermektedir. Dahili lineer cetvel uygulamalarında bu tarz bir yedeklilik oluşturmak hem karmaşık hem de maliyetlidir. Ayrıca çift milli silindirlerin iki ucuna da sensör bağlanıp yedeklilik oluşturulabilir. Intellinder’ın bir elektronik kontrol ünitesi ile kombine çalıştırılması mobil sistemlerde büsbütün bir hareket ve kontrol sistemi sağlanmasına olanak verir. Standart CANbus J1939 protokolü ile çalıştırılabilir. IP-68 seviyesi sensör ve IP-67 seviyesi konektörler sayesinde zorlu koşullarda bile güvenli veri transferi sağlar. Şekil 4. Tek tip sensör tasarımı Geleneksel dahili tip cetvel tasarımları silindirin toplam boyunun değişmesine yol açarlar. En azından kontrol ünitesinin uzunluğu standart uzunluğun üstüne eklenir. En kötü durumlar arkadan monteli silindirlerde yaşanır. Yalancı bir borulama ve üstüne bir kep gerekliliği toplam boyu çok fazla etkilemektedir (Şekil 6). Fakat Intellinder sistemi standart silindir ölçüleri içerisinde kalınarak oluşturulabilmektedir. Buraya kadar anlatılanlar özetlenecek olursa Intellinder sisteminin geleneksel strok denetim sistemlerinde karşılaşılan bazı problemlere karşılık üstün özelliklere sahip olduğu söylenebilir (Tablo 1). Dahili lineer cetvel tipleri hem artımlı hem de mutlak olabiliyorlardı. İşte sadece artımlı pozisyon kontrolü sağlayabilenler arasında bulunan string pot ve rotary enkoderler de endüstride sıklıkla kullanılan strok denetim sistem ekipmanlarıdır. Intellinder, bu ürünlerle kıyaslandığında yine daha üstün özellikler sergilediği görülmektedir. Şekil 5. Yedeklilik için çoklu sensör bağlantısı 48 Intellinder silindirleri uzun ve yoğun bir geliştirme sürecinden doğmuştur. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan ve aynı zamanda ürünü koruyan 12 adet patent alınmıştır. Milyonlarca çevrim süresinde test programları düzenlenmiştir. Ayrıca çok farklı alanlarda ve marketlerde faaliyet gösteren Alpha müşteriler ile saha testleri yapılmaktadır. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 6. Arkadan monteli dahili cetvelli silindir boyunun uzaması Tablo 1. Intellinder ile dahili cetvelli sistemlerin karşılaştırılması Intellinder’ın dahili lineer cetvelli uygulamalarla karşılaştırılması: Dahili cetvelli sistem Intellinder Mutlak ölçüm cihazıdır Evet Evet Çift etkili silindire uygulanabilir Hayır Evet Yüksek kesinlik ve tekrar edilebilirlik Evet Evet Uzunluk değişimi olmadan elektronik ekipmanların kullanılabilmesi Hayır Evet Düzenli kalibrasyon ihtiyacına gerek olmadan çalışabilme Hayır Evet Silindirin nominal basıncında çalışma Hayır Evet Kısıtsız montaj seçenekleri Hayır Evet Hızlı ve düşük maliyetli servis Hayır Evet Tablo 2. Intellinder ile string pot ve rotary tip lineer cetvellerin karşılaştırılması Intellinder’ın string pot ve rotary uygulamalarla karşılaştırılması: String pot ve rotary Intellinder Hidrolik sistemden ayrıdır Evet Evet Dış etkilere karşı korunaklıdır Hayır Evet Silindir uzunluğuna sığabilir Hayır Evet Yüksek kesinlik ve tekrar edilebilirlik Hayır Evet Düzenli kalibrasyon ihtiyacına gerek olmadan çalışabilme Hayır Evet Diagnostik fonksyionu bulunur Hayır Evet Kullanıcı için güvenli-korunaklı bağlantılar Hayır Evet Yüksek teknoloji çözümü Hayır Evet Bu müşteriler çoğunlukla iş makineleri ve askeri alanlarda olduğu gibi, bunun yanı sıra karayolu ve arazi araçlarındaki direksiyon sistemi uygulamaları da testlerin yapılacağı alanlardır. 49 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şekil 8. Eksenel yük testi 3.1.1.3. Markalı Silindir Pistonu-Çevresel dayanım ASME B117’ye göre tuz testi • Nikel krom kaplama 1045 • Krom kaplama 1045 (0.001” kalınlığında) • Krom kaplama 17-4PH Test: Yüzeyler 200 saat boyunca etkilenmemiştir. Kimyasal direnç testi • Gübre, amonyak, hiroklorik asit, pil aside, temizleyiciler, vb. Test: Piston üzerindeki barkod markalamalar etkilenmemiştir. Şekil 7. Yanal yük testi 3.1. Laboratuvar testleri 3.1.1.Ürün validasyon testleri 3.1.1.1. Silindir dayanımı-Yanal yük Test silindiri spesifikasyonları: 210 bar basınca dayanıklı WHD serisi silindir Cam destekli naylon yataklama Yatak kontak basıncı: 69 bar Strok: 0.61m Hız: 0.2 m/s Hedef: 1milyon çevrim - >Test başarılı 3.1.1.2. Silindir dayanımı-Eksenel yük Test silindiri spesifikasyonları: 210 bar basınca dayanıklı WHD serisi silindir Cam destekli naylon yataklama Karşı yük=Silindir nominal yükünün %40’ı Strok: 0.61m Hız: 0.2 m/s Hedef: 1milyon çevrim - >Test başarılı 50 Şekil 9. 212 saatlik kimyasal test sonrası görüntü İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 3.1.1.4. Sensör-Çevresel dayanım 3.1.1.4.1. Mekanik dayanım SAE J1455’e göre titreşim testi, 12 gram, her eksen için 4 saat Test sonucu değeri: 12 g, 25 Hz-2 KHz IEC 68-2-27’ye göre şok testi, 100 gram, 6 ms, 6 yönde yarım sinüs dalga, her yönde 1 şok Test sonucu değeri:100 gram SAE J1455’e göre taşıma düşürme testi, 1 metreden 6 yönde, her yönden 1 düşüş Test sonucu değeri: Düşüş yüksekliği 1 metre 3.1.1.4.2. Sıcaklık dayanımı SAE J1455’e göre sıcaklık ve nem testi, -40 °C’den +105 °C’ye kadar, 90% bağıl nem, 2 saat yüzdürme 1.5 ila 4.5 °C/ dak Maksimum yük +105 °C, 168 saat Test sonucu değeri: Çalışma sıcaklık aralığı -40°C +105°C SAE J1455’e göre Termal şok testi, -40 °C ‘den +105 °C’ye kadar, 2 saat yüzdürme < 30 sn geçiş zamanı, 5 çevrim Şekil 10. Titreşim testi Test sonucu değeri: Termal şok -40°C +105°C Tablo 3. Sensörün çevresel dayanım test değerleri Test prosedürü SAE J1455 titreşim testi, 12 gram, her eksen için 4 saat Mekanik dayanım IEC 68-2-27 şok testi, 100 gram, 6 ms, 6 yönde yarım sinüs dalga, her yönde 1 şok Test sonucu değerleri 12 g, 25 Hz-2 KHz 100 g SAE J1455 taşıma düşürme testi, 1 metreden 6 yönde, her Yükseklik 1 metre yönden 1 düşüş Sıcaklık Girişim koruması SAE J1455 sıcaklık ve nem testi, -40 °C’den +105 °C’ye kadar, 90% bağıl nem, 2 saat yüzdürme 1.5 ila 4.5 °C/dak -40 ºC to 105 ºC SAE J1455 Termal şok testi, -40 °C ‘den +105 °C’ye kadar, Termal şok: -40ºC – 105 ºC 2 saat yüzdürme < 30 sn geçiş zamanı, 5 çevrim IEC 60529 daldırma IEC 60529 jetleme IEC 60529 toz IPx8, 10 m, 30 min IPx5 IP6x 3.1.1.5. Sensör-Elektriksel dayanım ve emisyon-1 Tablo 3. Sensörün elektriksel dayanım ve emisyon-1 değerleri Test prosedürü EN 61000-6-2 80 MHz – 1 Ghz: 10 V/m, 1.4 to 2.0 GHz: 3 V/m, 2.0 to 2.7 GHz: 1V/m IEC 61000-4-3 ISO 16750-2, 25V-> 15V, 2kHz, 5 pulses Electrical Immunity 52 Test sonucu değerleri EMI EN61000-6-2 Starting Profile 22VDC + |7V Sine|, 50Hz- 8Khz Batteryless Operation ISO 7637-2, Pulse 5b, 55V Clamp ISO 7637-2, Pulse 3a & 3b ISO 7637-2: Pulse 1 ISO7637-3 Pulse a and b ISO 7637-2 Test Pulse 2b 600V, 1MHz sine, 10 pulses Load Dump Switching Spikes Parallel Inductive Load Switching Mutual Coupling DC Motor Generators İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 3.1.1.6. Sensör-Elektriksel dayanım ve emisyon-2 Tablo 4. Sensörün elektriksel dayanım ve emisyon-2 değerleri Electrical Immunity Test prosedürü Test sonucu değerleri 100 uH harness inductance Rapid Magnetic Field Collapse ISO 7637-2 Pulse 2a Wiring Harness Inductance +36 VDC, 5 min -36 VDC, 5 min Short to GND, +32V, 5 min Wiring Harness Inductance Switching ISO 10605:2001 ±2, 4, 8 kV, 3 pulses each, case and leads Overvoltage to +36 VDC EN 61000-6-4 30 to 230 MHz: 40 db uV/m @ 10m 230MHz –1 GHz: 47 db uV/m @ 10 m CISPR 16-2-3 Reverse Polarity to -36 VDC IEC 60529’a göre daldırma, jetleme ve toz Test sonucu değerleri: Daldırma: IPx8, 10 m, 30 dak , Basınçlı yıkama: IPx5, Toz: IP6x Sonuç Elektro-hidrolik aktüatörler endüstriyel uygulamalarda yaygınlıkla kullanılır. Çok büyük kuvvetler yaratırlar, hızlı cevap süreleri sergilerler ve elektrikle çalışan benzerlerine göre daha yüksek güç ve ağırlık oranlarına sahiptirler. [5] Askeri ve sivil birçok endüstriyel uygulamada örneğin sondaj platformları, plastik enjeksiyon makinaları ve vinçlerde pozisyon kontrol sistemlerine ihtiyaç vardır. Opto-elektronik teknolojiyi kullanan Intellinder, özellikle harici lineer cetvellerin dayanıksızlığı ve dahili lineer cetvellerin potansiyel yorulma problemleri ile kompleks yapıları gibi geleneksel pozisyon izleme cihazlarının kısıtlamalarını önler. Piston üzerine işlenen patern'i okuyan, 0,03 mm çözünürlüğe sahip sensor silindir kafa kısmına monte edilmektedir. Sensor ünitesine entegre elektronik ekipman yar- Şekil 11. Intellinder’ın IQAN ile kontrolü 54 ESD: +/- 8 kV EN 61000-6-4 (Radiated Emissions) Electrical Emissions 3.1.1.4.3. Girişim koruması Short to GND, 32 VDC dımıyla okunan sinyal işlenir ve CAN-bus üzerinden kontrol sistemine gönderilir. Parker IQAN araç otomasyon cihazı ile Intellinder’ı kombine ederek OEM’lere mobil uygulamalar için komple bir tahrik ve kontrol sistemi sunulabilir. Intellinder’ın çift milli silindir olarak kullanılabilmesi ve güvenlik kritik uygulamalarda mutlak pozisyon kontrolü yapabilmesi araç direksiyon sistemleri için özellikle faydalı bir tasarım olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda yedekliliği (redundancy) sağlamak için iki ya da daha fazla sensörün piston etrafına monte edilebilmesi yüksek güvenlilik gerektiren uygulamalar için Intellinder’ı diğer lineer cetvellerden ayıran bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Intellinder silindirleri kullanıldığında sağlanan basitleştirilmiş makina dizaynı ve geliştirilmiş performans güvenilirliği, üretkenlik artışını sağlar, toplam ağırlık ve uygulmanın maliyetini düşürür. [6] Kaynaklar [1]M. R., Sirouspour, and S. E., Salcudean, “On the Nonlinear Control of Hydraulic Servo-systems”, Department of electrical and Computer Engineering, British Columbia University, 1996, Available at E-mail: [email protected], tims@ ece.ubc.ca.. [2]Makinetek Dergisi, Hidrolik Silindirlerde Pozisyon Ölçüm Uygulamaları [3]http://hydraulicspneumatics.com/200/TechZone/Cylinders/ Article/False/84767/TechZone-Cylinders [4]http://www.parker.com/literature/Cylinder%20Europe/ Cylinder%20Europe%20-%20English%20Literature/Product%20Literature/HY07-1501UK_Intellinder_Hydraulic_ Position_Monitoring_Cylinders.pdf [5]M. R., Sirouspour, and S. E., Salcudean, “On the Nonlinear Control of Hydraulic Servo-systems”, Department of Electrical and Computer Engineering, British Columbia University, 1996 [6]Hydraulics Unlimited, No 4, December 2013, S.8 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ İşbaşı İSG Konuşmaları (Toolbox Talks) Makinalardaki Koruyucu Ekipmanlar (Aparatlar) Tercüme: H.Erdem ERGÜVEN İşinizi yaparken makinanızdaki koruyucu ekipmanınızı (aparatınızı) bir engel gibi mi görüyorsunuz? Bazen bu mekanizmanın şimdi burada ne işi var, olmasaydı işimi daha rahat ve kolay yapardım diye düşündüğünüz oluyor mu? Eğer sizin için işler böyleyse ellerinize belkide son kez bakıyorsunuz. İstatistikler gösteriyor ki; her 10 “gün kayıplı kaza”dan 3’ü eller ve kollarda meydana geliyor ve “uzuv kayıplı kaza”ların neredeyse %10’ u makinalardan kaynaklanıyor. Makinelerdeki koruyucu ekipmanlar ellerdeki tüm yaralanmaları önleyemezken, geçmişte bir çok uzuv kayıplı ve sakat bırakan kazaları önledikleri aşikardır. Makinalardaki koruyucular koruma amaçlı dizayn edilmiştir, engel değildir. Operatörlerin tesadüfen ya da dikkat dağınıklığı sonucu bir kazaya mahal vermeyerek, olabilecek en güvenli seviyeyi sağlayacak şekilde tasarlanmışlardır. Makinalardaki koruyucu aparatlar direkt olarak hareketli parçalara karşı koruma sağlar; çapaklardan (sıçraklardan), geri tepmelerden ve metal ya da aşındırıcı sıvıların sıçramasından. Aynı zamanda koruyucu aparatlar çalışanalrı mekanik ve elektrik kaynaklı tehlikelerden de korur. Bir koruma ekipmanı, çalışan ile makina arasında bir dayanışma olmadıkça işe yaramaz. Bir makinada çalışan ya da çevresinde bulunan operatörün o makina hakkında genel güvenlik kurallarını bilmesi çok önemlidir. • Bir makinada çalışmaya başlamadan önce makina koruyucularının uygun olduğundan ve çalıştığından emin olun. • Makinaları kesinlikle korumaları olmadan çalıştırmayın. • Eğer makina koruyucu aparatları (ekipmanları) eksilmiş, hasar görmüş ya da kaybolmuş ise bir an önce ilk amirinize haber verin. • Sadece yetkili personel makina üzerinde ayar ve bakım görevlerini yapabilir. • Makina koruyucu aparatlarını (ekipmanlarını) asla ilk amirinizin onayı olmadan ayarlamayın ya da kaldırmaya çalışmayın. • Bakım ve ayar işlemleri için makina koruyucuları kaldırıldığında, makina ana şalterden kilitlenmelidir, kapalı konumda tutulmalıdır. Unutmayın!!! Makinalardaki koruyucu ekipmanlar (aparatlar) sizin sağlığınızı ve güvenliğinizi korumak için oradalar. Etkin bir biçimde sizi korumaya devam etmelerini istiyorsanız, periyodik bakımlarını yaptırmayı unutmayın. 56 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Lazer Güvenliği Tercüme: Emel Bahar KAYA Alacağınız güvenlik önlemlerini belirlemek için, birlikte veya yakınında çalıştığınız lazerlerin hangi sınıf olduğunu öğrenmeniz önemlidir. Lazer üreticilerinin, uygun lazer sınıflandırmasını belgelendirmesi gerekir. Eğer kaybolursa veya değiştirilmişse, sistemi çalıştırmadan önce sınıfını ve güvenlik gerekliliklerini belirlemeniz gerekir. Lazerler için bazı basit güvenlik önlemleri: • Her lazer operatörü eğitilmiş ve yeterli olmalıdır. Operatörler yeterlilik belgesine sahip olmalı ve her zaman gösterebilmelidirler. • Lazerlerin kullanıldığı tüm çalışma alanlarında, standart lazer uyarı mesajlarının olduğu levhalar olmalıdır. “TEHLİKE – Lazer Kullanımı” bugün sanayide yaygındır. Lazer ışığının kullanıldığı çok pratik cihazlar sebebiyle yaygın hale gelmiştir. Taşınabilir kesme testerelerde bıçağın hizalanmasını sağlar ve bir kereste fabrikasındaki bıçkı testerelerinin ayarlanmasında kullanılır. İnşaatlarda, ölçme ekipmanlarında ve tavan ızgaraları veya iç duvarların düzenlenmesine yardımcı olmada kullanılırlar. Lazerler uzun ve/veya pürüzlü yüzey üzerinde mükemmel bir şekilde düz bir hat döşemeyi gerektiren pek çok işlem için kullanılabilir. Yüksek güç cihazlar, hassas sonuçlarla çelik kesebilirler. Bir bütün olarak, lazerler, verimlilik ve hassasiyeti geliştirmek için değerli bir araçtır. Ancak, bugün sanayide çok yaygın oldukları için, bazen önemsenmezler. Lazerler her zaman önemle ele alınmalıdır. Kendileriyle çalışanlara ve kendileriyle çalışanların etrafındakilere tehlike arz ederler. Lazerler dört basit sınıflandırmaya ayrılmıştır. Bu sınıflar risklerin derece sınıflarına göre bir sistem üzerine kurulmuştur. Yüksek sınıf, kişilerin yaralanması için (özellikle göze veya deriye) yüksek potansiyele sahiptir. • Bir lazer asla kasıtlı olarak bir başka işçiye direk tutulmamalıdır. • Lazer, belli bir süre için gözetimsiz bırakıldığında yemek vakitleri, gece veya vardiya değişimleri gibikapalı, kapatılmış olmalı ya da kendi ışın önleyici kepenkleri olmalıdır. • Lazerler, yağmur, kar, duman/sis veya havada ağır tozlar varken kullanılmamalıdır. Bu tür koşullar, radyasyonu saptırabilir veya saçılmasına sebep olabilir. Eğer üretimin ertelenmesi mümkün değilse, çalışanlar, lazerin kaynak ve hedef aralığının dışında tutulmalıdır. Lazer ışığının yoğunluğu zararlı olabilir. Gelecek sefer, kendinizi bir lazerin veya lazer güdümlü bir ekipmanın yanında çalışırken bulursanız, sınıfını kontrol edin. Önlemler nelerdir? Hangi KKD gerekir? İşaretler lazerlerin kullanımı konusunda uyarıyor mu? DİKKAT ve TEHLİKE işaretlerine uyun onlar sizi, oluşabilecek zararların dışında tutmak için varlar. Lazer sınıfları ve risk koşulları aşağıdaki gibidir: Sınıf 1 Normal koşullar altında, kişisel yaralanma tehlikesine neden olmaz. Sınıf 2 Eğer kısa periyotlarla bakılırsa, düşük güçlendirilmiş, görünür lazer ışınları normalde herhangi bir tehlike arz etmez. Göz kırpmak ve yüz çevirmek normal bir insan tepkisidir. Sınıf 3a Eğer korumasız halde sadece anlık periyotlarla bakılırsa bir tehlike oluşturmaz. Sınıf 3b Direk olarak bakıldığında tehlike oluşturabilir. Sınıf 4 Tüm koşullar altında çıplak gözle bakmak tehlikelidir. Bu sınıf da, bir yangın başlatma ve deriye yakıcı zarar verme potansiyeline sahiptir. 57 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Silika Tozu: Risk Altında Mısınız? Tercüme: Abdullah ANAR Eğer uygun kontrol sistemleri izlenmez ise bir çok inşaat çalışması çok zararlı seviyede silika tozu kristalleri üretebilir. Silika tozu akciğerlerinize yerleştiğinde, silikozis denilen ve sonu ölümle sonuçlanan akciğer kanserine yakalanma riskiniz var demektir. Silikozis hastalığı tedavi edilebilir bir hastalık değildir, ancak önlenebilir bir hastalıktır. Silika tozu ile ilgili bilmeniz gereken şey, iyi bir hazırlık ile kendinizi kolayca koruyabileceğinizdir. Siz silika tozuna maruz musunuz? Eğer aşağıdaki çalışmalardan birini yapıyor iseniz, silika tozunu soluma riskiniz var demektir; • Kayalarda, betonda veya taşta yongalama, kesme, aşındırma, çekiçleme ve delme, • Kayaların çarpması, yüklenmesi, taşınması ve depolanması Çalışan işçi betonu vakum ekipmanı ile beraber aşındırıyor. • Beton veya taş yapıların sökülmesi. • Taşları kesme veya biçimlendirme Silika Nedir? Silika; kum ve kayanın temel bileşenidir. En iyi bilenen ve bol bulunan silika çeşidi kuvarsdır. Bazı yaygın silika içeren malzemeler şunlardır : • Beton, Beton bloklar, çimento ve harç karışımları • Taş duvarlar ve döşeme malzemeleri • Tuğlalar • Hardiplank (fiber çimento & siding) gibi kompozit ürünler. • Granit, kum, dolgu toprak, nebati toprak • Taş ve kaya içeren asfalt • Kumlama için kullanılan aşındırıcılar İnşaat çalışanları bu malzemeler ile çalıştıklarında silikaya maruz kalabilirler. Çalışan su ile tozu kontrol ederek beton kesimi yapıyor. 58 • Beton veya taş yapıların kesilmesi, çekiçlenmesi, delinmesi, aşındırılması ve yongalanması • Cephe tamir ve bakımı, • Betonun aşındırıcı kumlaması ve su ile aşındırma ile kesilmesi • Kuru süpürme veya basınçlı hava ile temizlik aktivitesi. • Tünel yapımı, kazı ve yüksek silika içeren toprak nakli Silika tozuna bağlı hastalıklar nasıl önlenir? Silika tozu nedeni ile oluşacak hastalıkları engellemenin en kolay yolu ortamda silika tozu oluşmasının engellenmesidir. Eğer silika tozuna maruz kalıyorsanız lütfen işvereninize sizi korumak amacıyla toz kontrolü için yapılan aktiviteleri sorunuz. Kaynak: WorksafeBC Toolbox Meetings Silica dust--are you at risk? http://www2.worksafebc.com/i/construction/Toolbox/pdfs/TG07-41_%20silica_ dust.pdf Çalışan kapalı alanda içerden dışarı üflemeli bir fan ile beton deliyor. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Çalışma Sahası Trafik Güvenliği Hazırlayan: Hüseyin SONYILDIZ Araçların, iş makinelerinin veya hareketli ekipmanların işçilere çarpması ölümle sonuçlanan kazalara veya yaralanmalara neden olmaktadır. Çalışma sahalarının; trafik işaretleri, konileri, dubaları ve bariyerleriyle düzenlenmiş trafik düzenleme kontrolüne gereksinimi vardır. Sürücüler, yürüyerek çalışan işçiler ve yayalar kendileri için uygun olan yolu görmeli ve anlamalıdırlar. Yapım/Yıkım gerçekleştirilen çalışma sahası içerisinde, sorumlu olan kişiler trafik kontrol planı belirlemeli ve uygulatmalıdır. • Trafik kontrol aletleri, işaretleri, ve uyarı panoları sürücülere çalışma olan yerlerden uzak olan yolları takip etmesi bilgisini verir. • Onaylı trafik kontrol aletleri ki bunlar trafik konileri, varilleri, barikatları ve dubalarıdır, çalışma sahası içerisinde kapalı alanlarda da kullanılabilir Çalışma Sahası Korumaları İnşaat çalışma sahası içerisinde, çeşitli beton bariyerler, su, kum, katlanabilir bariyerler, çarpışma yastığı ve kamyon gibi araçların arkasına montelenen ‘dikkatli ol, yavaşla’ anlamına da gelen ve bu yönden çarpmalarda etkiyi azaltan trafik ekipmanları sürücü ihlallerini azaltmada yardımcı olur. Bayrakla İşaret Vermek Bayrakçı yüksek görünürlüğe sahip, ışığı iyi şekilde geri yansıtan reflektörlü elbiseler giymelidir. Bu çalışanları her yönden en az 335 m (1000 ft ) den görünür kılar. Görünürlüğü sağlamak için giyilen bu elbisenin 2. veya 3. sınıf performansa sahip olduğundan emin olmak için elbisenin etiketini veya paketini kontrol diniz. Sürücüler ileride bayrakçıların olduğuna dair işaretlerle uyarılmalıdır. Bayrakçılar DUR / YAVAŞLA işaretlerini ki bu işaretler ışıklı olmalıdır veya bayrak kullanmalıdır (yalnızca acil durumlarda) 60 Aydınlatma Bayrakçının bulunduğu konum aydınlatılmalıdır.Yürüyen işçiler ve araç operatörleri için aydınlatma en az 54 lux (5 foot-candle) veya daha fazla olmalıdır. Mevcut olan aydınlatma yeterli değilse işaret ışığı veya kimyasal aydınlatma kullanılmalıdır. Göz alıcı aydınlatma azaltılmalı veya kontrol altına alınmalıdır. Eğitim Bayrakçılar eğitilmeli/sertifikalandırılmalı ve izin verilen sinyalizasyon yöntemlerini kullanmalıdır Sürüş Araçlar ve iş Makineleri üzerinde üretici firma önerilerine göre emniyet kemeri ve devrilmeye karşı koruma kullanılmalıdır Yararlanılan Kaynak: OSHA Quickcard: Work Zone Traffic Safety http://www.osha.gov/Publications/OSHA-work-zone-safety-english.html İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Dijital Takograf Zorunluluğu Derleyen: Bayramali KÖSA / Makina Mühendisi / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı 12.01.2012 tarih ve 28171 sayılı takograf cihazları muayene ve damgalama yönetmeliği gereği; 1986 ve sonrası 3,5 ton üzeri yük taşıyan arçlarda, 01.01.2014 tarihinden itibaren dijital takograf kullanma zorunluluğu getirilmiştir. Yönetmelik gereği damgalanarak etiketlenmeyen takografların kullanılması yasaklanmıştır. Ulaştırma Bakanlığı 06.06.2014 tarih ve 74966031/26066 sayılı sayısal takograf genelgesinde Ulaştırma Bakanlığı ile TOBB arasında 16 Nisan 2010 tarihinde yapılan protokol gereği takograf takibi için şirket kartı ve sürücü kartı TOBB (Ticaret odası yetkilendirilmiş) tarafından sağlanacaktır. Dijital takograflarda çipli ehliyetler kullanılmamakta, yeni alınacak sürücü kartları kullanılacaktır. Bu kartların da belli periyotlarla kontrolü ve yedeklemesi yapılacak. Kartlarla ilgili başvuru ve düzenleme esasları aşağıda belirtilmiştir. 1.Sayısal Takograf Kart Başvuru ve Düzenleme Esasları a. Sayısal Takograf Kartları Başvuru Esasları Sayısal Takograf Uygulamasıyla İlgili Bir Kısım İşlerin TOBB Tarafından Yürütülmesi İçin Yetki Devrine İlişkin Protokol ile AB Komisyonu tarafından onaylanan Sayısal Takograf Sistemi Türkiye Ulusal Güvenlik Belgesi çerçevesinde sayısal takograf kartı almak isteyenler ön başvurularını http://staum.tobb.org.tr internet sitesi üzerinden gerçekleştirdikten sonra; ön başvurusu esnasında belirlediği baş- 62 vuru merkezine almak istediği kart cinsine göre aşağıdaki belgeleri yanında bulundurarak başvuracaklardır. 1) Ticari Araç Sürücüleri (Sürücü Kartı): • Başvuru sahibinin sürücü belgesi ve mesleki yeterlilik belgesi (SRC1, SRC2, SRC3, SRC4 veya SRC5) • T.C. Kimlik Numarasının yazılı olduğu Nüfus Cüzdanı fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha, fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • 1 Adet fotoğraf • Kart ücretinin yatırıldığını gösterir belge 2) Taşımacı Firmalar (Şirket Kartı): • 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca alınan yetki belgesi fotokopisi • İmza Sirküleri fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • İmza sirkülerinde başvuruyu yapan şirket yetkilisinin adı geçmiyorsa; Vekaletname fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • Başvuruyu imzalayacak kişinin Nüfus Cüzdanı fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • Şirket kaşesi • Kart ücretinin yatırıldığını gösterir belge İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Şehirlerarası çalışan minibüs ve servislere de artık takograf takma zorunluluğu getirildi. Takograf cihazları mekanik, elektronik olabileceği gibi elektromekanik de olabilir. 2015 yılı araç muayene kusur tablosu Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü tarafından revize edilerek yayınlandı. Yeni kusur tablosuna göre takograf ile ilgili kusurlar ağır kusur oldu ve 23.03.2015 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek. Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 99 Takograf cihazı ile sürücü taşıma belgesi bulundurma ve kullanma zorunluluğu Şehirlerarası yolcu taşımak için kullanılan ve sürücü koltuğu haricinde 8’den fazla koltuğu olan motorlu taşıtlar ve yük taşımak için kullanılan ve azami müsaade edilebilir ağırlığı 3.500 kilodan fazla olan motorlu taşıtlarda takograf bulundurma zorunluluğu getirildi. Belirlenen mevzuatların istediği nitelikleri taşımayan ve geçerli muayenesi olmayan araçlar ağır kusurlu sayılacak ve muayeden geçemeyecek. Karayolları Trafik Yönetmeliği Madde 31 - (Değişik madde: 08/03/2000 - 4550/1 md.) Araçlarda; a. Özelliklerine ve cinslerine göre, yönetmelikte nitelik ve nicelikleri belirtilen gereçlerin, b. Kamyon, çekici ve otobüslerde ayrıca takograf, taksi otomobillerinde ise taksimetre, Bulundurulması ve kullanılır durumda olması zorunludur. Ancak, 2918 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten(1984) önceki yıllarda üretilen araçlarla, resmi taşıt olarak tescil edilmiş ve edilecek olanlar ile şehiriçi ve belediye mücavir alanı içerisinde yolcu ve yük nakliyatı yapanlarda takograf bulundurma ve kullanma zorunluluğu aranmaz. Madde 99 - (Değişik madde: 02/11/2000 - 24213 S. R.G. Yön/9. md.) Takograf cihazı ile sürücü çalışma belgelerinin hangi cins taşıtlarda bulundurulacağına ve kullanılacağına dair esaslar aşağıda gösterilmiştir. a. Takograf cihazları; 1. Takograf cihazları; nitelikleri, fonksiyonları ve teknik özellikleri İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak üzere Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanacak teknik şartnameye uygun, mekanik, elektronik veya elektromekanik olarak imal veya ithal edilir. 2. Takograf cihazlarının, yük veya yolcu nakliyatı yapan otobüs, kamyon ve çekicilerde kullanılır durumda bulundurulması ve kullanılması zorunludur. 3. Takograf cihazı takılan her taşıtın işleten ve sürücüsü, takıldığı tarihten itibaren bu cihazları kullanılır durumda bulundurmak zorundadır. Yayımlanan tabloda 1666-1669. sırada takograf ile ilgili tablo incelenebilir. 13.10 Takograf 13.10.1 Takograf: Yok Ağır Kusur 23.03.2015 12 13.10.2 Takograf: ilgili mevzuatında belirtilen niteliğe uygun değil Ağır Kusur 23.03.2015 12 13.10.3 Takograf: Geçerli muaynesi yok Ağır Kusur 23.03.2015 12 "Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı" Sayı: 7496603 Tarih: 06.06.2014 Konu: Sayısal Takograf Genelge (2014/KDGM-05/ST) İlgi: 30.12.2010 tarihli ve 2011/KUGM-04/ST sayılı Genelge. Bilindiği üzere, hazırlanması, kabulü, güncellenmesi, takibi Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (BM-AEK) tarafından yürütülen ve Türkiye’nin de taraf olduğu, “Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Taşıtlarda Çalışan Personelin Çalışmalarına İlişkin Avrupa Anlaşması (AETR)”nın 13 üncü maddesi uyarınca, Avrupa Birliği’ne üye olmayan fakat AETR’ye taraf olan ülkelere 16 Haziran 2010 tarihine kadar, uluslararası karayolu taşımacılığında, sayısal takograf uygulamasına geçilmesi konusunda bir geçiş süreci tanınmıştır. Ancak, 16 Haziran 2010’a kadar, çoğu ülkelerde, Sayısal Takograf sistemini bir bütün olarak uygulamak mümkün olmadığından, söz konusu geçiş sü- reci 31 Aralık 2010 tarihine kadar uzatılmıştır. Anılan geçiş sürecinin tamamlanması ile birlikte, 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren, 16 Haziran 2010 tarihinden sonra tescil edilen ve uluslararası taşımalarda kullanılan ticari yük ve yolcu taşıma araçlarında Sayısal Takograf (ST) kullanımı zorunlu hale gelmiştir. Bu kapsamda, Sayısal Takograf Sisteminin Türkiye’de uygulanması için, “Ulusal Otorite” olarak görevlendirilen Bakanlığımız, “Sayısal Takograf Sisteminin” ülkemizde bütünleşik bir sistem olarak uygulanmasını teminen, kurumlar arası koordinasyon dahil gerekli teknik, idari ve organizasyonel tüm sorumlulukları üstlenmiş bulunmaktadır. 63 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Bakanlığımızın üstlendiği bu sorumluluklar ve ilgili mevzuat çerçevesinde; Bakanlığımız ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasında 16 Nisan 2010 tarihinde imzalanan “Sayısal Takograf Uygulamasıyla İlgili Bir Kısım İşlerin TOBB Tarafından Yürütülmesi İçin Yetki Devrine İlişkin Protokol”le TOBB bir kısım iş ve işlemler hususunda Bakanlığımızca yetkilendirilmiştir. Sözkonusu protokol uyarınca, takograf kartlarına ilişkin başvuruların alınması, değerlendirilmesi, kartların sertifikalandırılması, kartların kişiselleştirilmesi ve sahiplerine dağıtılması sürecindeki iş ve işlemler Bakanlığımızın kontrol ve denetimi altında TOBB tarafından gerçekleştirilmektedir. • Başvuru sahibinin sürücü belgesi ve mesleki yeterlilik belgesi (SRC1, SRC2, SRC3, SRC4 veya SRC5) • T.C. Kimlik Numarasının yazılı olduğu Nüfus Cüzdanı fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha, fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • 1 Adet fotoğraf • Kart ücretinin yatırıldığını gösterir belge 2. Taşımacı Firmalar (Şirket Kartı): • 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca alınan yetki belgesi fotokopisi Buna göre: • İmza Sirküleri fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) 1. Sayısal Takograf Sistemi Uygulamasının Yasal Çerçevesi • İmza sirkülerinde başvuruyu yapan şirket yetkilisinin adı geçmiyorsa; Vekaletname fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) TOBB anılan protokol kapsamında Sayısal Takograf Sisteminin uygulanmasına yönelik gerçekleştireceği tüm iş ve işlemler ile takip edeceği süreçte; ulusal mevzuatın yanı sıra, takograf ve takograf kartlarının teknik şartlarını içeren AETR Anlaşması ve Eklerindeki (EK-1B) ilgili hükümler ile bu Genelgeye uygun olarak hareket edecektir. 2. Sayısal Takograf Kart Başvuru ve Düzenleme Esasları a . Sayısal Takograf Kartları Başvuru Esasları TOBB, tüm sayısal takograf kart başvuruları ve bu başvuruların mevcut/anlık durumunu gösteren/değerlendiren bir veri tabanı oluşturmuştur. TOBB, http://staum.tobb.org.tr internet sitesi üzerinden sayısal takograf kartlarına ilişkin ön başvuruları kabul edecektir. Sayısal takograf kart başvurularına ilişkin fiziksel belgeler dosya halinde Dumlupınar Bulvarı No:252 (Eskişehir Yolu 9. Km.) 06530 Ankara adresinde bulunan TOBB Binasında kurulan Sayısal Takograf Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde, Bakanlığın uygun göreceği bir yöntemle arşivleyecektir. Sayısal Takograf Uygulamasıyla İlgili Bir Kısım İşlerin TOBB Tarafından Yürütülmesi İçin Yetki Devrine İlişkin Protokol ile AB Komisyonu tarafından onaylanan Sayısal Takograf Sistemi Türkiye Ulusal Güvenlik Belgesi çerçevesinde sayısal takograf kartı almak isteyenler ön başvurularını http://staum.tobb.org.tr internet sitesi üzerinden gerçekleştirdikten sonra; ön başvurusu esnasında belirlediği başvuru merkezine almak istediği kart cinsine göre aşağıdaki belgeleri yanında bulundurarak başvuracaklardır. 64 1. Ticari Araç Sürücüleri (Sürücü Kartı): • Başvuruyu imzalayacak kişinin Nüfus Cüzdanı fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • Şirket kaşesi • Kart ücretinin yatırıldığını gösterir belge 3. Takograf Atölyeleri (Servis Kartı): • Başvuru sahibi Atölyeye ait Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen “Servis Yetki Belgesi” • Başvuru sahibinin ilgili Atölyede (müdür, şef, teknik uzman, operasyon yöneticisi ve benzeri unvanlarla) görev yaptığını belirten, çalışma süresi / sürelerinin yer aldığı Atölye yazısı, • Başvuru sahibi Atölyeye ait İmza Sirküleri fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • İmza sirkülerinde başvuruyu yapan şirket yetkilisinin adı geçmiyorsa; Vekaletname fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • Oda Kayıt Belgesi aslı • Başvuruyu imzalayacak kişinin Nüfus Cüzdanı fotokopisi ve aslı (Asıl nüsha fotokopi ile karşılaştırıldıktan sonra geri verilecektir.) • Servis kaşesi • Kart ücretinin yatırıldığını gösterir belge 4. Denetim Otoriteleri (Denetim Kartı): İstenilen kontrol kartı adedinin de belirtildiği Denetim Otoriteleri tarafından Bakanlığa ve TOBB’a muhatap olarak gönderilen resmi yazı. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 5. Kart Yenilemeleri: Kart yenileme işlemleri için de ilk başvuruda istenen belgeler sunulacaktır. Süresi dolmadan yapılacak kart yenileme işlemleri için ise, ilk başvuruda istenen belgelerin yanı sıra, süresi dolmadan yenileme nedenini tevsik eden belgeler de sunulacaktır. b. Sayısal Takograf Kart Başvuru Merkezleri Bakanlığımız ve TOBB arasında imzalanan “Sayısal Takograf Uygulamasıyla İlgili Bir Kısım İşlerin TOBB Tarafından Yürütülmesi İçin Yetki Devrine İlişkin Protokol” gereğince sayısal takograf kart başvuruları, her yıl 15 il artırılmak suretiyle tüm illerde TOBB’a bağlı Ticaret veya Ticaret ve Sanayi Odaları aracılığıyla kabul edilecektir. c. Sayısal Takograf Kart Başvurularını Sonuçlandırma Sayısal takograf başvuru belgelerini eksiksiz olarak temin eden kişilerin ve firmaların başvuru işlemleri en geç 10 iş günü içerisinde sonuçlandırılarak kullanıcılara teslim edilecektir. Başvuru süreci sonrasında kart almaya hak kazanamayanların kartları alamama gerekçesi ile eksiklikleri gidermeye yönelik hususları içeren bilgiler sisteme işlenecek ve ayrıca bir bilgilendirme mesajı başvuru sahiplerine de gönderilecektir. Kart için ön başvuru yaparak ödemesini gerçekleştiren başvuru sahipleri, başvuru tarihi itibariyle 1 yıl içinde ilgili yerel birime (odaya) başvurarak başvurularını tamamlamak zorundadırlar. Kart başvurusu yapıp ödeme yapmayan başvuru sahiplerinin başvuruları 45 gün sonra sistemden silinecektir. d. Sayısal Takograf Kart Ücretleri ve Kart Yenileme Süresi Sayısal takograf sürücü kartları ve şirket kartları 5 yılda bir, Sayısal takograf kontrol kartları 2 yılda bir, Sayısal takograf servis kartları her yıl yenilenir. Sayısal takograf kart ücretleri Bakanlığımız ile TOBB arasında imzalanan Protokol gereğince belirlenir ve yürürlüğe girer. e. Sayısal Takograf Kart Başvurularıyla İlgili Bilgilendirme Sayısal takograf kart başvurularına ilişkin tüm bilgiler (verilen kart sayısı, reddedilen başvurular ve reddedilme gerekçesi, iptal edilen veya kaybedilen/yenilenen kartlar, çalınan/bozulan kartlar vs.) ilk başvurunun yapıldığı tarihten itibaren 3 aylık dönemler halinde TOBB tarafından Bakanlığa sunulacaktır. f. Sayısal Takograf Afet Yedekleme Merkezi Kart başvurusu, sertifikalandırma, kişiselleştirme ve dağıtım işlemlerine yönelik tüm bilgiler herhangi bir afet durumuna karşı TOBB tarafından Afet Yedekleme Merkezi’ndeki yedek veri tabanına işlenecektir. 3. Bozuk, Kayıp, Çalıntı veya El Konulmuş Kart İçin İşlemler Bozuk Kart Sayısal takograf kartlarının ilk defa teslim alındığı tarihten itibaren 30 iş günü içinde uygun bir cihazda denenmek suretiyle çalışır vaziyette olduğunun kontrol edilmesi sorumluluğu sürücülere aittir. Bu süre içinde başvurulması halinde, bozuk çıkan kartlar, bozuk kartın iadesi şartıyla TOBB tarafından ücretsiz olarak en geç 10 iş günü içerisinde yeniden üretilecektir. 30 iş gününden sonra; kullanılmış ya da kullanılmamış bozuk kartlar, iade edilmeleri kaydıyla; ücreti mukabilinde değerlendirmeye alınacak ve yeniden üretilecektir. Kayıp, Çalıntı veya El Konulmuş Kart Sayısal takograf kartlarının kaybedilmesi, çalınması veya kartına denetim görevlilerince el konulması halinde, kartın iptali için kart sahibi bir dilekçe ile TOBB’a bağlı yetkilendirilmiş bir Oda’ya bildirimde bulunulacaktır. Yeni kart almak için sadece yetkili bir Oda’ya talepte bulunulabilecektir. Yukarıdaki durumlarda yeni kart talebi, kart ücretinin iki katı alınarak, ücretin ödendiği tarihten itibaren en geç 10 iş günü içerisinde sonuçlandırılacaktır. Kart Yenileme Talepleri Kart yenileme taleplerinde, daha önce verilmiş kartlar TOBB tarafından iptal edilecektir. Sayısal takograf kartının kaybedilmesi, çalınması, denetim görevlilerince el konulması, bozuk olması, karta veya yongasına müdahale edildiğinin tespit edilmesi durumunda, ilk yenileme işleminin yapıldığı tarihten itibaren, 2 defadan fazla yenileme başvurusu yapılması halinde, yeni kart talepleri bir önceki kart verilme tarihi üzerinden 6 ay geçmedikçe karşılanmayacaktır. İdari Yaptırım TOBB’a bildirimde bulunulmamış kayıp veya çalıntı kartın başkaları tarafından kullanılmasından, kart sahibi sorumlu olacaktır. Bu şekilde karta el konulması veya karta/ yongasına müdahale edildiğinin tespit edilmesi durumunda, yasal hak ve yükümlülükler saklı kalmak kaydıyla, kartı kullanan ve kullandıranların yeni kart talepleri, Bakanlığımızca usulsüzlüğün tespit tarihinden itibaren 6 ay geçmedikçe karşılanmayacaktır. 65 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 4. Sayısal Takograf Verilerinin Saklanması ve Denetimi 6. Denetim Bakanlıkça yapılacak denetim “Sayısal Takograf Uygu- 11/6/2009 tarihli ve 27255 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği uyarınca yetki belgesi’ne kaydedilmiş araç ünitelerinde kaydedilen verilerin, yetki belgesi sahiplerince geriye doğru 365 günlük veriyi içerecek şekilde ve en fazla üçer aylık periyotlarla dijital ortamda arşivlenmesi zorunludur. Bakanlık gerekli gördüğü takdirde ilgili verileri isteyebilir veya yerinde denetleyebilir. lamasıyla İlgili Bir Kısım İşlerin TOBB Tarafından Yürütülme- Bakanlık tarafından yetkilendirilen Kart Verme Otoritesi, sürücü kartlarına ait kart kullanım bilgilerinin aktarıldığı ve depolanarak muhafaza edildiği bir veritabanını, 31.12.2014 tarihine kadar kurar. Bu bilgilere Bakanlık ve denetimde görevli kamu idareleri erişebilir. Hangi kamu idarelerine erişim yetkisi verileceği Bakanlıkça belirlenir. Sözkonusu kart kullanım bilgilerinden kural ihlaline ilişkin olanlar süresiz, diğer kullanım bilgileri ise 2 yıl korunur. sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının si İçin Yapılan Yetki Devrine İlişkin Protokol” de belirlenmiş kurallara uygun olarak yapılacaktır. 7. Yetki Yukarıda belirtilen hususlar; 26/9/2011 tarihli ve 655 Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri çerçevesinde olmak üzere ve bunların Bakanlığımıza vermiş olduğu yetkiye istinaden belirlenmiştir. 8. İlgi Genelge Yürürlükten Kaldırılmıştır. 5. İnternet Sitesi TOBB, sayısal takograf sistemi, sayısal takograf kart başvuruları ve sayısal takograf kullanıcılarının bilgilendirilmesine yönelik olarak http://staum.tobb.org.tr adresli bir internet sitesi oluşturmuştur. Söz konusu internet sitesi üzerinden başvurular alınacak olup, sayısal takograf sisteminin geneli ve sayısal takograf başvurularına ilişkin tüm bilgiler bu sitede yer alacaktır. İnternet sitesinde aynı zamanda kart kullanıcılarının sorularını ve sorunlarını kaydedebilmeye imkân sağlayan bir yardım masası kısmı yer alacak ve bu bölümden kullanıcılara gerekli bilgi verilecektir. Bilgilerini ve gereğinin buna göre ifasını arz/rica ederim. Lütfi ELVAN Bakan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İçişleri Bakanlığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Taşımacı Dernekleri ve Meslek Kuruluşları Takograf Uygulaması 12.01.2012 tarih ve 28171 sayılı takograf cihazları muayene ve damgalama yönetmeliği gereği; 1986 ve sonrası 3,5 ton üzeri yük taşıyan araçlarda, 01.01.2014 tarihinden itibaren dijital takograf kullanma zorunluluğu getirilmiştir. 29 Nisan 2015 tarih ve 29341 sayılı yönetmelik ile 07.01.2016 tarih ve 29586 sayılı yönetmelikler de değişiklikler yapılmıştır. Yazının devamında yer verilen ilgili yönetmeliklerde araçların modellerine göre dijital takograf kullanıma geçiş süreçleri belirtilmiştir. Yönetmelik gereği damgalanarak etiketlenmeyen takografların kullanılması yasaklanmıştır. Şehir içi ve belediye mücavir alanı içerisinde yolcu ve yük nakliyatı yapanlarda takograf bulundurma ve kullanma zorunluluğu aranmaz. Bu bilgiler ışığında iki tercih var. 1. Tercih; Emniyet müdürlüğü Ruhsat yenilemeye müracaat edilerek belediye mücavir alanı dışına çıkmayan araçlar için ‘’ Belediye mücavir alan dışına çıkmayacağı’’taahhütnamesi verilecek. Bu durumda araç mücavir alan dışında karayoluna çıkamaz, çıkarsa ceza uygulanır, zorunlu hallerde TIR la nakledilebilir. Dijital takograf eksikliği veya takografla ilgili kusurlar araç muayenesinde ağır kusur kapsamına alınmıştır ve 23.03.2015 tarihinden sonra muayeneden geçmemektedir. 2 .Tercih; Dijital takograf zorunluluğu olana araçlara takograf taktırılacak. Buna bağlı olarak Ticaret odasından şirket kartı, sürücü kartı alınacak, her iki kart 5 yılda bir yenilenecek. 8+1 kişi ve üzeri yolcu taşıma kapasitesi olan, şehirler arası yolcu taşıyan minibüsler de dijital takograf uygulama kapsamına alınmıştır. Sürücü kartı bilgileri 28 günde bir, şirket kartı bilgileri 3 ayda bir yedeklenecek, yedeklemeler yetkili serviste veya alınacak cihazla şirket bünyesinde yapılabilecektir. 66 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Mevcut çipli kartlar dijital takograflarda kullanılamamakta. Şirket Kartı: 400 TL Sürücü kartı: 100 TL/adet Sürücü kartı alınabilmesi için bu kapsama giren şoförlerde mesleki yeterlilik belgesi (SRC ) zorunludur. Her iki yılda bir takografın muayenesi, kalibrasyonu ve mühürlemesi yapılmalıdır. Şirket kartı bilgi yedekleme: 40 TL (160 TL/yıl) Sürücü kartı bilgi yedekleme: 20 TL/adet (240 TL/yıl) Not: Bilgi yedekleme cihazı alınırsa: 750 Euro + KDV Dijital takografın iki yılda bir yapılacak periyodik kontrol ücreti ilave edilecektir. Dijital Takograf kullanma maliyetleri: Dijital takograf asgari fiyatı (Montaj, ilk muayene dahil): 1700 TL/adet, markalara göre değişen ve artan fiyatlar vardır. NOT: Fiyatlar 2015 yılına aittir. Fiyatlar takograf yetkili servislerinden güncellenebilir. Bilgiler, fiyatlar konuya dikkat çekme amaçlı verilmiştir. Yönetmelik "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından" Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 29.04.2015 Tarih ve 29341 Sayı MADDE 1 – 12/1/2012 tarihli ve 28171 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Analog takograf cihazı: 21/5/2010 tarihli ve 27587 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında Yönetmeliğin EK-I’ine uygun takograf cihazını, b) Bakanlık: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, c) Damga: Üzerinde damga yapmaya yetkili yerlerin bilgilerinin yer aldığı; yakma, asitle aşındırma, yapıştırma, basma, vurma veya tele takılan kurşunun sıkılması suretiyle yapılan veya plastik malzemeden imal edilmiş olan veya kendinden yapışma özelliğine sahip, çıkartıldığında tahrip olan özel olarak hazırlanmış etiketi veya elektronik olarak emniyet tedbirlerinin alınmasını sağlayan aracı, g) Kanun: 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanununu, ğ) Mekanik dönüştürücü: Dijital takograf cihazı kullanan veya kullanacak olan araçların şanzımanına hareket sensörünün doğrudan bağlanmasının mümkün olmadığı durumlarda, bağlantıya imkan sağlayan ve TSE K 246 Belgelendirme Kriterine uygun dönüştürücüyü, h) Montaj: Takograf cihazının bir araca takılması işlemini, ı) Montaj etiketi: Takograf cihazının kalibrasyonunun yapılmasını müteakip, araç sürücü kabini içerisine ve kolayca görünebilecek bir yere servis tarafından iliştirilecek olan ve takograf cihazı kalibrasyon belgesi ile aynı seri numarasını haiz, taklit edilmeyi önleyici hologram bulunan etiketi, i) Muayene: Takograf cihazının bu Yönetmelikte belirtildiği şekilde kontrolü ile gerektiğinde kalibrasyonunun yapılması işlemlerinin tamamını, ç) Dijital takograf cihazı: Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında Yönetmeliğin EK-IB’sine uygun takograf cihazını, j) Servis: 14/2/2012 tarihli ve 28204 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Takograf Cihazları Servis Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre Bakanlık tarafından belgelendirilen gerçek veya tüzel kişileri, d) Elektronik takograf cihazı: Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında Yönetmeliğin EK-I veya EK-IB’sinde yer alan gereklilikleri karşılamayan takograf cihazını, k) Şirket: Kiralık, ücret karşılığı veya kendi hesabına karayolunda taşımacılıkla meşgul olan; herhangi bir gerçek kişi, tüzel kişi, kâr amaçlı olsun olmasın kendi tüzel kişiliği olan veya bu tür kişiliğe sahip bir otoriteye bağımlı olan kuruluşu, e) İl müdürlüğü: Bakanlık il müdürlüklerini, f) Kalibrasyon: Takograf cihazının montajı, tamiri veya yeniden ayarlanmasını müteakip ilgili teknik düzenlemesine uygun çalışıp çalışmadığının güncellenmesi veya doğrulanmasını, l) Takograf cihazı: Analog ve dijital takograf cihazlarını, m) Tamir: Hareket sensörünün veya araç ünitesinin güç kaynağı ile bağlantısının kesilmesi veya diğer takograf cihazı aksamından ayrılması veya açılmasını gerektirecek servisler tarafından yapılan herhangi bir tamir işlemini, 67 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ n) Tip onay belgesi: Analog ve dijital takograf cihazları için Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Yapan Araçlarda Kullanılan Takograf Cihazları Hakkında Yönetmeliğe göre alınmış AT tip onay belgesini, o) Üretici etiketi: Takograf cihazının ilgili teknik düzenlemesinde belirtildiği şekilde cihazla ilgili bilgiler içeren, okunaklı ve tahrip edilmeden silinemez veya sökülemez bir şekilde tasarlanmış ve takograf cihazının üreticisi tarafından takograf cihazına iliştirilmiş açıklayıcı etiketi, ifade eder.” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddenin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(7) Bakanlıktan Takograf Cihazları Servis Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yetki belgesi almış teknik personel, takograf cihazının tamirinde sadece yetki belgesinde belirtilen takograf türü için işlem yapar.” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki (f) bendi eklenmiş ve maddeye aşağıdaki yedinci fıkra eklenmiştir. “a) Takograf cihazının ilgili teknik düzenlemesine uygun olduğunu, takograf cihazı üzerindeki damgaların yapılmış olduğunu, üretici etiketinin iliştirilmiş olduğunu ve bunların uygunluğunu kontrol eder.” “f) 30/06/2014 tarihinden sonra montajı yapılmış olan dijital takograf cihazının ve hareket sensörünün ilgili teknik düzenlemelerdeki tüm gereklilikleri karşılayan güncel sürümde olduğunu ve bağımsız hareket sinyalinin Kontrol Alan Ağı (CAN) üzerinden alınabildiği araçlarda bağımsız hareket sinyali fonksiyonunun çalıştığını kontrol eder.” “(7) Dijital takograf cihazlarının montaj işlemlerinde hareket sensörü, araç şanzımanına doğrudan bağlanır. Doğrudan bağlantı yapılamayan durumlarda ise yurtiçi taşımacılıkta kullanılan araçlar için mekanik dönüştürücü veya adaptör kullanılır. Mekanik dönüştürücü kullanılması durumunda dönüştürücünün seri numarası ve üretici bilgisi kalibrasyon belgesinin açıklama bölümünde belirtilir. Doğrudan bağlantı yapılamama nedeni, servis sorumlusunun da imzası olacak şekilde tutanak ile kayıt altına alınarak ilgili diğer bilgi ve belgelerle birlikte en az 2 yıl süresince serviste muhafaza edilir.” MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki (g) bendi eklenmiştir. “g) Mekanik dönüştürücü kullanılmış ise mekanik dönüştürücü ile hareket sensörü ve şanzıman bağlantı kısımları.” MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesine aşağıdaki üçüncü ve dördüncü fıkralar eklenmiştir. “(3) Servisler üçüncü tarafların talepleri doğrultusunda düzenledikleri raporları, tespit tutanaklarını ve belgeleri muhafaza eder. (4) Servisler, bu maddede belirtilen bilgi, belge, rapor, kayıt ve verileri en az 2 yıl boyunca muhafaza eder.” MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesine aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiştir. “(2) Analog ve elektronik takograf cihazı kullanan araçlardan Geçici 3 üncü maddede belirtilen süreler ve durumlara tabi olanlarda dijital takograf cihazının kullanılması zorunludur.” MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin Geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Yurt içinde taşımacılık yapan ve takograf kullanması zorunlu olan 1996 model ve sonrası araçlarda kullanılan analog veya elektronik takograf cihazlarının, aşağıda belirtilen süreler içerisinde dijital takograf ile değiştirilmesi zorunludur. a) 1996-1998 model araçlar, 30/6/2014 - 31/12/2015 tarihleri arasında, b) 1999-2001 model araçlar, 1/1/2016 - 31/12/2016 tarihleri arasında, c) 2002-2004 model araçlar, 1/1/2017 - 31/12/2017 tarihleri arasında, ç) 2005-2007 model araçlar, 1/1/2018 - 31/12/2018 tarihleri arasında, d) 2008 ve sonrası model araçlar, 1/1/2019 - 31/12/2019 tarihleri arasında.” MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin Ek-1’inde yer alan tutanağa aşağıdaki 16 ncı madde eklenmiştir. “16. Mekanik dönüştürücü kullanılması durumunda seri numarası ve üretici bilgisi” MADDE 9 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 10 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 12/1/2012 28171 Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 1. 12/5/2012 28290 2. 27/11/2013 28834 68 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından" Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 07.01.2016 Tarih ve 29586 Sayı MADDE 1 – 12/1/2012 tarihli ve 28171 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinin geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Yurt içinde taşımacılık yapan ve takograf kullanması zorunlu olan 1996 model ve sonrası araçlarda kullanılan analog veya elektronik takograf cihazlarının, aşağıda belirtilen sürelerde dijital takograf ile değiştirilmesi zorunludur: a) 1996-1998 model araçlar, 30/6/2016 tarihine kadar. b) 1999-2001 model araçlar, 31/12/2016 tarihine kadar. c) 2002-2004 model araçlar, 31/12/2017 tarihine kadar. ç) 2005-2007 model araçlar, 31/12/2018 tarihine kadar. d) 2008 ve sonrası model araçlar, 31/12/2019 tarihine kadar.” MADDE 2 – Bu Yönetmelik 1/1/2016 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 12/1/2012 28171 Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 1- 12/5/2012 28290 2- 27/11/2013 28834 3- 29/4/2015 29341 70 İstatistiklerle Kadın, 2015 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu Sayı: 21519 07 Mart 2016 Türkiye Nüfusunun %49,8’İni Kadın Nüfus Oluşturdu Türkiye nüfusunun (78 milyon 741 bin 53 kişi) %50,2’sini erkek nüfus (39 milyon 511 bin 191 kişi) ve %49,8’ini kadın nüfus (39 milyon 229 bin 862 kişi) oluşturdu. Kadınlar daha uzun yaşadığı için bu oran yaşlı (65 ve daha yukarı yaş) nüfusta değişmekte olup bu nüfus grubunun %43,8’ini erkek, %56,2’sini kadın nüfus oluşturdu. Kadınlarda Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi 80,7 Yıl Oldu Doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 78, erkeklerde 75,3 ve kadınlarda 80,7 yıldır. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıldır. Ülkemizde, kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu il 85,7 yıl ile Tunceli iken erkeklerde 77,7 yıl ile Muğla’dır. Doğuşta beklenen yaşam süresinin en düşük olduğu il kadınlarda 77,5 yıl ile Ağrı, erkeklerde 72,3 yıl ile Kilis’tir. Her Dört Kadından Biri Obezdir Sağlık Araştırması verilerine göre, 2012 yılında Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki bireylerin %17,2’si obez iken 2014 yılında bu oran %19,9’a yükseldi. Kadınların 2012 yılında %20,9’u obez iken 2014 yılında bu oran %24,5 oldu. Obez kategorisinde yer alan erkek nüfus oranı ise 2012 yılında aldığı %13,7 oranından 2014 yılında %15,3’e yükseldi. 72 Okuma Yazma Bilmeyen Kadın Nüfus Oranı Erkeklerden 5 Kat Fazladır Türkiye’de 2014 yılında 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen toplam nüfus oranı %5,6 iken bu oran erkeklerde %1,8, kadınlarda %9,2’dir. Lise ve dengi okul mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştakilerin toplam nüfus içindeki oranı %19,1 iken bu oran erkeklerde %23,2, kadınlarda %15’dir. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı %13,9 olup bu oran erkeklerde %16,2 kadınlarda ise %11,7’dir. Cinsiyete Göre Seçilmiş Göstergeler, 2014 Seçilmiş Göstergeler Erkek Kadın Okur-Yazar olmayan nüfus oranı (25+yaş) (%) 1,8 9,2 Yüksekokul veya fakülteden mezun 16,2 11,7 nüfus oranı (25+yaş) (%) İstihdam oranı (15+yaş) (%) 64,8 26,7 İşgücüne katılım oranı (15+yaş) (%) 71,3 30,3 Genç işsizlik oranı (15-24 yaş) (%) 16,6 20,4 Kadınlarda İlk Evlenme Yaşı 23,9 Oldu Resmi olarak ilk evliliğini 2015 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 23,9 iken, bu yaş erkeklerde 27’dir. İlk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, erkeklerde (29,4) ve kadınlarda (26,6) Tunceli oldu. İlk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise erkeklerde Afyonkarahisar (25,1), kadınlarda Ağrı (21,2) illeri oldu. İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Ortalama Boşanma Yaşının En Yüksek Olduğu İl Yalova Oldu Ortalama boşanma yaşı incelendiğinde 2015 yılında gerçekleşen boşanmalara göre kadınların ortalama boşanma yaşı 34,8 iken, bu yaşın erkeklerde 39,1 olduğu görüldü. Ortalama boşanma yaşının en düşük olduğu il erkeklerde Hakkari (34,1), kadınlarda Ardahan (29,2) oldu. Ortalama boşanma yaşının en yüksek olduğu il ise erkeklerde (43,3) ve kadınlarda (38,8) Yalova oldu. Kadınların İstihdam Oranı Erkeklerin İstihdam Oranının Yarısı Kadar Oldu Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde istihdam oranı 2014 yılında %45,5 olup, bu oran erkeklerde %64,8, kadınlarda ise %26,7 oldu. Eğitimli Kadınların İşgücüne Katılma Oranı Daha Yüksek Oldu Ülkemizde 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde işgücüne katılma oranı 2014 yılında %50,5 olup, bu oran erkeklerde %71,3, kadınlarda ise %30,3 oldu. Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okur-yazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %16, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılım oranı %25,8, lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %31,9, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %39,8 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı %71,3 oldu. Kadınların Hanehalkı ve Aile Bakımı Faaliyetine Ayırdığı Süre 4 Saat 17 Dakika Oldu Zaman Kullanım Araştırması, 2014-2015 sonuçlarına göre Türkiye genelinde 10 ve daha yukarı yaştaki fertlerin bir günde hangi faaliyetlere, ne kadar süre ayırdıkları incelendiğinde uykudan sonra kadınların en çok 4 saat 17 dakika ile hanehalkı ve aile bakımı faaliyetine zaman ayırdığı, erkeklerin 3 saat 58 dakika ile istihdam faaliyetine zaman ayırdığı görüldü. Kadınlar Tüm Eğitim Düzeylerinde Erkeklerden Daha Düşük Ücret Aldı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014 sonuçlarına göre, yüksek öğretim mezunu düzeyinde bir kadın çalışanın ortalama yıllık ortalama esas iş geliri, aynı eğitim düzeyinde bir erkek çalışanın yıllık ortalama esas iş gelirinden %1,3 oranında düşük gerçekleşirken, bu farkın en fazla olduğu eğitim düzeyi %1,8 ile lise altı oldu. Her 10 Kadından 4’Ü Eşinden veya Birlikte Yaşadığı Kişiden Fiziksel Şiddet Gördü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014 sonuçlarına göre; ülke genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddete maruz kalan kadın nüfus oranı %35,5’dir. Orta Anadolu bölgesi %42,8 ile yaşamın herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldığını belirten kadınların en fazla olduğu bölgedir. Yaşamın herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldığını belirten kadınların en az olduğu bölge %26,8 ile Doğu Karadeniz bölgesidir. Kadınlar Siyasi Alanda Erkeklere Göre Daha Az Yer Aldı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekili oranı 1935 yılında %4,5 iken, 80 yıl sonra bu oran %14,7'ye yükseldi. Ülke karşılaştırmalarına bakıldığında, Avrupa’da 2014 yılında kadın milletvekili oranının en yüksek olduğu ülkeler; %45 ile İsveç ve %42,5 ile Finlandiya oldu. Türkiye’de bakan sayısı 2015 yılında 27 olup bunların sadece %7,4’ü kadındır. Ülke karşılaştırmalarına bakıldığında 2013 yılında Avrupa’da kadın bakan oranının en yüksek olduğu ülkeler; %54,2 ile İsveç ve %50 ile Norveç oldu. Ülkemizde belediye başkanı kadın oranı 2009 yılında %0,9 iken, 2014 yılında %2,9 oldu. Belediye meclisi üyesi kadın oranı ise 2009 yılında %4,2 iken bu oran 2014 yılında %10,7’ye yükseldi. 73 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Uyku Apnesi Yaşamımızın üçte birini uykuda geçirmemize rağmen bu konuda bildiklerimiz yakın zamana kadar çok sınırlıydı. Son 40 yılda yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte sır perdesi aralanmaya başlanmıştır. Doç. Dr. Hüseyin LAKADAMYALI / Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi 74 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ “Uyku: Sağlık ve vücudumuzu birbirine bağlayan altın bir zincir” Thomas Dekker Uyku Apnesi Nedir Dekker’in 17. yüzyılda söylediği gibi, uyku sağlıklı bir yaşam için mutlak gerekli bir olgudur. Yaşamımızın üçte birini uykuda geçirmemize rağmen bu konuda bildiklerimiz yakın zamana kadar çok sınırlıydı. Son 40 yılda yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte sır perdesi aralanmaya başlanmıştır. Uyku günümüzde dış uyaranlarla (temas, ısı, ışık ve ses gibi) geri döndürülebilir; geçici bir bilinçsizlik hali olarak tanımlanmaktadır. Uyku ilişkili hastalıklar başlıca uykusuzluk, uyku ilişkili solunum bozuklukları, aşırı uyuma, uykuda davranış bozuklukları (parasomnia), uyku ilişkili hareket bozuklukları, biyolojik saatin kaymasına bağlı ritim bozuklukları ve izole semptomlar olarak sıralanabilir. Bugünkü yazımızın temel konusunu uyku ilişkili solunum bozuklukları içerisinde en sık görülen hastalık olan obstrüktif uyku apne sendromu oluşturacaktır. Uyku ilişkili solunum bozukları erişkin nüfusun yaklaşık dörtte birinde rastlanan, toplumda sıklığı gittikçe artan bir sağlık sorunudur. Horlama, uyku esnasında tıkanma, gündüz karşı konamayan uyku isteği, sabah baş ağrısı ve sabah yorgun uyanma gibi bulgularla kendini gösterir. Erkeklerde, kadınlara göre iki kat daha sıktır. Başlıca risk faktörleri; erkek cinsiyet, kilolu olma (obezite), boyun çevresinde artış (erkeklerde >42 cm, kadınlarda >38 cm), yaş (40-65 yıl), sigara ve alkol tüketimidir. Uyku ilişkili solunum bozuklukları arasında en sık rastlanan klinik tablo “uyku apnesi” olarak bilinen tıkayıcı (obstrüktif) uyku apne (nefes durması) sendromudur. Obstrüktif Uyku Apne Sendromu: Uyku sırasında tekrarlayan üst solunum yolu tıkanmaları ve sıklıkla kan oksijen değerlerinde azalma ile karakterize bir sendromdur. Bu hastalığın görülme sıklığı yetişkin toplulukta astımdan daha yaygındır. Obstrüktif uyku apne sendromu ile ilişkili bulunan başlıca hastalıklar aşağıda sıralanmıştır. Obstrüktif uyku apne sendromunda en sık rastlanan semptomlar ise: Horlama, tanıklı uykuda nefes durmaları, gündüz aşırı uyku hali, uykuda boğulma hissi, göğüs ağrısı, gece ortaya çıkan kalp ritminde düzensizlikler, sabah uyanınca baş ağrısı, yetersiz ve bölünmüş uyku, uykusuzluk, karar verme yeteneğinde azalma, hafıza zayıflaması – unutkanlık, karakter ve kişilik değişiklikleri, depresyon, uykuda kol ve bacaklarda anormal hareketlenme, ağız kuruluğu, gece boyun çevresinde terleme, gece sık idrara çıkma, işitme kaybı, cinsel isteksizlik ve reflü sıralanabilir. Obstrüktif Uyku Apne Sendromu’nda Tanı Uyku esnasında solunum düzeninde ortaya çıkan anormallikle kendini gösteren obstrüktif uyku apne sendromunun tanısında kullanılan kesin tanı yöntemi Uyku Tetkiki (polisomnografi)dir. Polisomnografi: tüm gece boyunca, kesintisiz – eşzamanlı birçok fizyolojik (solunum düzeni, kalp ritmi), pozisyonel (vücut pozisyonu), oksijen düzeyi, uyku – uyanıklık gibi (uyku mimarisi) hakkında temel bilgiler sağlayan bir kayıt yöntemidir. Test gece ve uyku esnasında yapılmaktadır. Gece boyunca beyin aktiviteniz, göz hareketleriniz, kas tonsunuz, bacak hareketleriniz, kalp ritminiz, oksijen seviyeniz ve solunum gayretinizle birlikte solunum paterniniz kayıt altına alınmaktadır. Vücut bütünlüğünüzü bozan herhangi bir uygulama (kan alma, iğne batırma vb.) işlem esnasında kesinlikle yapılmamaktadır. İşlem kalp grafisi (EKG) çektirmek kadar kolay ve risksizdir. Vücudumuza hiçbir zarar vermemektedir. 75 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 76 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Üç ya da daha fazla sorunun cevabı evet ise uyku apne sendromu riskiniz YÜKSEK; üçten daha az sorunun cevabı hayır ise uyku apne sendromu riskiniz DÜŞÜK tür. Üç ya da daha fazla soruya EVET yanıtı vermişseniz lütfen UYKU MERKEZİ olan bir hastanemize başvurunuz. Uyku Laboratuarı Hakkında Bilmeniz Gerekenler Obstrüktif Uyku Apnesi’nde Tedavi Seçenekleri Obstrüktif uyku apne sendromunun tedavisi, hastalığın Uyku laboratuarında geçireceğiniz bir gece sizin için şiddetine, hastanın taşıdığı risk faktörlerine (kalp – damar yeni bir deneyim olacaktır. Uyku testi (polisomnografi) farklı hastalıkları gibi) ve bilişsel etkilenme düzeyine göre de- uyku evrelerini tanımamıza yarayan ve değişik uyku sorun- ğişkenlik gösterir. Uyku laboratuarında elde edilen kaydın larını tanımı ve sınıflandırması için gerekli bilgilerin toplan- raporlanması ile birlikte yapılan ek konsültasyonlar sonrası dığı bir kayıt sürecidir. hastanın kolay uyum sağlayabileceği ve gelecekte ortaya Uyku kompleks süreçler dizisidir. Beynimizin farklı bölümleri uykuyu kontrol eder ve değişik uyku evrelerinin oluşmasını çıkabilecek sağlık sorunlarını önleyici tedavi tercihleri sırası ile ele alınır. sağlar. Uyku evreleri denildiğinde uykuya dalış, hafif uyku, Genel önlemler: Obezite hastalığın ortaya çıkma- derin uyku ve rüya uykusu (REM uykusu) anlaşılır. Bu şekilde sında en önemli risk faktörüdür. Bu nedenle obezitenin beyin ve vücudun değişik aktivitelerini ölçerek kişilerin hangi düzeltilmesi alınacak önlemlerin başında yer alır. Düşük uyku evresinde uyuduğunu tespit etmek mümkündür. kalorili diyet ve düzensiz egzersiz tüm hastalarımızın uy- Uyku testi süresince, vücudunuzda uykuda devam eden aktiviteler (beyin dalgaları, kas hareketleri, göz hareketleri, ağız ve burundan solunum, horlama, kalp hızı ve bacak hareketleri) elektrot denilen, cilde yapıştırılan küçük metal diskler aracılığı ile toplanan sinyaller kaydedilir. Göğüs duvarınızın ve karnınızın etrafına takılan kemerler solunum çabanız hakkında bize bilgi verirler. gulaması gerekir. Sigara, üst solunum yollarında neden olduğu ödem sebebiyle uykuda nefes durması sayısı, süresi ve sıklığını artırmaktadır. Bu nedenle bırakılmalıdır. Alkol kullanımı da yine uykuda nefes durma süresinde uzama ve sıklığında artışa neden olmaktadır. Obstrüktif uyku apneli hastalar alkol kullanımından mutlaka kaçınmalıdır. Kandaki oksijen düzeyi parmağınıza takılacak bir alıcı Üst solunum yolları cerrahisi: Üst solunum yollarında ile sürekli ölçülecektir. Bir video kamera aracılığı ile uyku uyku esnasında hava akımına engel olan yapısal veya edin- süresince ortaya çıkabilecek davranış ve hareket bozuk- sel anormalliklerin giderilmesi tedavide önemlidir. Özellikle lukları kaydedilir. Bu uygulamaların hiç biri ağrı verici çocukluk çağı bademcik ve geniz eti büyümeleri cerrahi değildir ve tümü olabildiğince konforlu olabilmeniz için olarak giderilerek obstrüktif uyku apnesi bu yaş grubunda tasarlanmıştır. kolaylıkla tedavi edilebilir. 77 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Ağız içi araçlar: Uyku esnasında dilin arkaya doğru hareketi, yumuşak damakta ortaya çıkan sarkmalar ve çene kemiğinin yapısal olarak geriye doğru yerleşimi ağız içerisine yerleştirilen araçlar ile hafif obstrüktif uyku apneli olgularda tamamen düzeltilebilir. Pozitif havayolu basınç (PAP) tedavisi: Havayollarında uyku esnasında ortaya çıkan dönemsel nefeste durma veya duraksamalar havayollarına uygulanan pozitif basınçlı hava ile birlikte engellenebilir. Düzenek yüze yerleştirilen bir maske, ara bağlantı hortumu ve havayoluna basınçla hava üfleyen bir motor mekanizmasından oluşur. Bu tedavi yöntemi 78 ağır hastalarda, hafif - orta düzeyde uyku apne sendromu olup ciddi kalp damar hastalığı olanlarda veya belirgin düzeyde hastalığa bağlı bilişsel fonksiyonları etkilenen kişilerde birinci sırada tercih edilen yöntemdir. Bu tedavi yöntemi obstrüktif uyku apne tedavisinde en etkin yöntemdir. Başkent Üniversitesi bünyesinde hizmet vermekte olan Uyku Bozuklukları Merkezlerimiz sahip olduğu olanaklar açısından “eğitim verebilen” ulusal derneklerce onaylanmış sayılı merkezlerdir. Sizleri sağlıklı bir yaşama bağlayan kaliteli uykular dileriz… Fıkra Köşesi Eğlence Zamanı... Bir devlet dairesinin büyük bir odasında 8-10 memur çalışırmış. Bunlardan iki tanesinin masaları karşı karşıya olmasına rağmen senelerden beri hiç birbirleri ile konuşmamışlar, tanışmamışlar. Memurlardan biri saat tam beşte önündeki bütün dosyaların muamelesini bitirir ve çıkıp giderken diğer memur önündeki dosyaların işi bitmediği için hep geç kalırmış. Bu böyle senelerce sürüp gitmiş. Bir gün dehşetli bir kar fırtınası başladığı için kimse daireden çıkamamış. Bütün gece orada kalmak zorunda olduklarını anlayan memurlar dışarıdan kebap, lahmacun, rakı getirtip eğlenmeye başlamışlar. Masaları çok yakın olduğu halde birbiri ile hiç konuşmayan iki memur alel acele kurulan rakı masasında da yan yana düşmüşler. Bir tanesi kadehini kaldırıp -Yahu arkadaş bu kadar senedir hiç konuşmak kısmet olmadı. Haydi şerefe! demiş.Öteki de -Şerefe arkadaşım deyip mukabele etmiş. Kadehi ilk kaldıran -Arkadaşım senelerden beri konuşmadık. Bari bundan sonra arada bir iş bitince beraber çıkalım, köşedeki meyhanede bir iki kadeh çekelim demiş. Öteki memur -Çok iyi olur ama benim işim sizinki gibi saat 5 te bir türlü bitmiyor. Siz nasıl oluyor da işinizin tam zamanında bitirebiliyorsunuz? diye sormuş. Öbürü cevap vermiş -Kimseye söylemiyeceğine dair söz verirsen sana bir sırrımı açıklayacağım demiş ve anlatmaya başlamış -Bana karışık, içinden çıkılması zor olan bir dosya getirdikleri zaman üstüne Ahmet beye havale yazıp kaleme geri gönderirim. Senelerce önce Nasıl olsa bu koca bakanlıkta bir Ahmet bey vardır diye düşündüm ve haklı çıktım. Şimdiye kadar havale ettiğim dosyaların hiç biri bana geri gelmedi. Öteki adam ayağa kalkmış, elini uzatmış ve -Galiba artık tanışmamızın zamanı geldi, bendeniz Ahmet demiş.. - Güm Güm Güm !!! İçeriden sormuşlar: - Kim o? Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: - Biz İstanbulu fetheden Fatihin yiğitleriyiz! İçeriden hemen cevaplamışlar: - Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi! Dışarıdan yine ses gelmiş: - Biz mehter takımıyız ancak geldik!!! 80 Gazeteci, ülkenin en zenginlerinden, 65 yaşlarında bir işadamıyla röportaj yapmaktadır. Sorar: - Efendim, bize bugünlere nasıl geldiğinizi, bu serveti nasıl oluşturduğunuzu anlatır mısınız? - Zevkle... 1920lerin sonuydu. 1. Dünya Savaşının etkileri yeni yeni siliniyordu, benimse cebimde birkaç sentten başka bir şey yoktu. Cebimdeki 5 sentimle, bir elma aldım. Akşama kadar onu parlatıp, 10 sente sattım. O gece sabahı zor ettim. Ertesi sabah, 10 sentimle 2 elma aldım ve onları da sattım. Böyle çalışarak, bir ay sonunda, 10 dolardan fazla para kazanmış oldum. Ertesin ayın başında, karımın halası öldü ve bize 20 milyon dolar miras bıraktı... Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikana gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinale götürürler. Adam ısrar eder. - Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum. Sonunda adamı Papanın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. İceride sesler yükselmiştir. Adam : - 1 milyar dolar. Papa : - Olmaz - 2 milyar dolar. - Hayır. - 5 milyar dolar. - Hayır. Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur. - Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ? - Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ? İki adam ölür ve cennetin kapısına gelirler. Cennetin kapısında Aziz Peter beklemektedir. Aziz Peter ilk adama sorar: - Hayattayken ne iş yapardın? - Ben rahiptim, ömrümü Tanrıya verdim, karıma sadıktım, her gün dua ettim, insanlara yardım ettim, çocukları sevdim, der. - Çok iyi, der Aziz Peter, al sana cennetin gümüş anahtarı. İkinci adama sorar: - Hayattayken ne is yapardın? - New Yorkta taksi şoförüydüm, der adam. Çok iyi, al sana cennetin altın anahtarı. Rahip bunu görünce öfkelenir. - Aziz Peter, nasıl olur bu? Ben ömrümü Tanrı ya adamış bir insanım, bana gümüş anahtarı bu taksi şoförüne de altın anahtarı uygun görüyorsunuz? Aziz Peter gülerek: - Oğlum, der. Sen vaaz verirken herkes uyuyordu, bu adam araba kullanırken herkes dua ediyordu. Etkinliklerimiz “İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB) Bilgi Paylaşımı İçin Değişik Seminer Organizasyonları İle Üyelerini ve Sektör Temsilcilerini Biraraya Getirmeye Devam Ediyor” OMV Petrol Ofisi A.Ş. Madeni Yağlar Etkinliğini Gerçekleştirdik. Derneğimiz ve üyelerimiz için hızla geçen bir yılın ardından, 2015 yılının son etkinliğini OMV Petrol Ofisi A.Ş. Madeni Yağlar ile 15 Aralık Salı günü Ankara Holiday Inn Hotel’de gerçekleştirdik. Sektöre yönelik faaliyet gösteren Nakliye & İnşaat Satışlar ve Teknik Hizmetler Müdürlüğü yöneticilerinin katılımı ile hazırlanan “Madeni Yağ Teknolojileri ve Yeni Trendler” konulu semineri Bölge Müdürü Erdem Kök ve Teknik Hizmetler Saha Müdürü Onur Bulduklu sundu. Üyelerimizin de soru ve tecrübeleri ile yoğun ilgi gösterdiği seminerde, temel triboloji prensipleri, güncel OEM gereksinimleri ve sahanın ihtiyaçları ile ilgili bilgi verildi. İş makinesi sektörünün öncelikli konusu olarak yeni egzoz emisyon teknolojisine sahip “MAXIMUS” motor yağları, değişken sıcaklık ve yük altında çalışan ekipmanlar için enerji verimliliği sağlayan yeni nesil “HYDRO TECH” hidrolik yağları ve ekipman korumasını en üst seviyeye çıkartan “ULTRA GRES CS” hakkında bilgilendirme yapıldı. Seminerde ayrıca, daha uzun ekipman ömrü ve daha az yakıt tüketimi için son kullanıcıların en basit ve ekonomik çözümünün doğru yağlama olduğu üzerine çalışmalar da paylaşıldı. Seminer sonunda düzenlenen gala yemeğinde OMV Petrol Ofisi Madeni Yağlar yetkilileri ile üyelerimiz biraraya gelerek bilgi alışverişinde bulundular. 82 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 83 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 2016 Yılında İlk Etkinliğimizi Pi Makina’nın “Yeni Yıla Merhaba” Yemek Daveti ile Gerçekleştirdik. Pi Makina tarafından 5 Ocak 2016 Salı Günü Ankara Atlı Otel’de Dernek üyelerimiz için düzenlenen “Yeni Yıla Merhaba” yemek davetinde üyelerimizin etkin katılımıyla biraraya geldik. Sektörümüz açısından 2015 yılının değerlendirildiği ve 2016 yılına daiir beklentilerin paylaşıldığı davette , Pi Makina Genel Müdür Yardımcısı, aynı zamanda Derneğimizin Onursal Başkanı olan Kaya GÜRSOY’a Pi Makina’yı sorduğumuzda “Üretim - Kalite - Arge - İnovasyon - Müşteri ve Çalışan Memnuniyeti - İstihdam” olarak ifade etti. Bu güzel ve anlamlı gecenin gerçekleştirilmesinde büyük emeği geçen başta Sayın Kaya GÜRSOY olmak üzere Pi Makina yönetici kadrosuna ve çalışanlarına çok teşekkür ederiz. 84 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 85 Sektörden Haberler MAATS İnşaat Makinaları DOOSAN Infracore’un Türkiye Distribütörü Oldu… MAATS İnşaat Makinaları Ticaret Ltd. Şti. 1 Ocak 2016 tarihi itibari ile 70 yıllık geçmişe sahip Kore’nin en büyük İş Makinaları üreticisi DOOSAN Infracore’un Türkiye Distribütörlüğünü almış bulunmaktadır. Maats tecrübeli satış ve satış sonrası kadrosu ile DOOSAN Ekskavatör, Lastik Tekerlekli Yükleyici ve Belden Kırma Kaya Kamyonlarının satış ve satış sonrası hizmetlerini Türkiye Distribütörü olarak vermeye başlamıştır. 70 yıllık tecrübesi ile Kore’nin en büyük makina üreticilerinden biri olan DOOSAN, Dünya’nın çeşitli bölgelerindeki 19 üretim tesisinde 14.500’den fazla çalışanı ve 1200 den fazla distribütörü ile Dünya’daki iş makinası üreticileri arasında üst sıralarda bulunan Global bir firmadır. DOOSAN Infracore, 1,5 ton ile 70 ton arası paletli ekskavatörlerin, 5,5 Ton ile 21 ton arası lastik tekerlekli ekskavatörlerin, 11 ton ile 31 ton arası lastik tekerlekli yükleyicile- rin, 30 ton ve 40 ton kapasiteli Belden Kırma Kamyonların, 50 HP ile 1000 HP arasında güce sahip dizel ve gaz yakıtlı motorların üretimini gerçekleştirmektedir. 2000 yılında kurulmuş olan MAATS İnşaat Makinaları Ticaret Ltd. Dünya’nın en önde gelen Teleskopik Forklift/ Telehandler, Personel Platformu, Arazi tipi ve Endüstriyel 86 tip Forklift, Depo içi ekipman üreticisi MANITOU’nun Türkiye Distribütörlüğünü 2006 yılından beri, Amerikan menşeili Trencher ve Yönlendirilebilir Yatay Sondaj üreticisi DITCH WITCH’in de Türkiye Distribütörlüğünü de 2009’dan yılından itibaren yürütmektedir. Maats ayrıca, 2016 yılı başından itibaren MANITOU grup şirketi üretimi MUSTANG marka mini yükleyici ve mini belden kırma lastik tekerlekli yükleyicilerinin Türkiye’de satışına başlamıştır. Maats, Türkiye’de bulunan 3000’den fazla DOOSAN (Eski Daewoo) iş makinalarının satış sonrası hizmetlerini verecektir. MAATS İNŞAAT MAKİNALARI TİC. LTD.ŞTİ. Ankara-Merkez: Uzayçağı Cad. No:7 Ostim / Ankara Tel : (312) 354 33 70 Faks : (312) 354 31 70 e-posta : [email protected] Web : www.maats.com.tr www.maats-doosan.com İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ 64. Kuruluş Yıldönümünü Kutladı İnşaat sektörünün en köklü meslek kuruluşu ve kar amacı gütmeyen sivil toplum örgütü Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 64. Kuruluş Yıldönümü Resepsiyonu 26 Ocak 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşti. Genel Merkez binasında TMB Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yenigün’ün ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ile yabancı misyon temsilcilerinin katıldıkları davette, sektörün önde gelen firmalarının yöneticileri, bürokrasi, iş dünyası ve medya temsilcileri TMB’nin 64. yılını kutlamak için bir araya geldi. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 142 üyesiyle yurtdışında Türk müteahhitlerinin yaptığı işlerin yüzde 90’ını, yurtiçindeki altyapı taahhüt işlerinin ise yüzde 70’ini gerçekleştirdiğini vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yenigün, ayrıca, TMB’nin kurulduğu 26 Ocak 1952 tarihinden bu yana yurtiçinde inşaat sektörünün gelişiminde ve yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin bu noktaya gelmesinde çok önemli bir rol oynadığını belirtti. Yenigün, ayrıca, dünyanın en büyük uluslararası müteahhitleri listesinde firma sayısıyla tam 8 yıldır Çin’den sonra ikinci konumda bulunmanın ülkemiz ve sektörümüz açısından büyük övünç kaynağı olduğunu, 2015 yılında yayımlanan listede yer alan 43 Türk müteahhitlik firmasın- dan 37’sinin TMB çatısı altında yer aldığını, TMB’nin, inşaat sektörünün ufkunun açılmasına, sektörün sorunlarının paylaşılmasına ve çözüm yollarının bulunmasına katkı sağladığını, önerilen çözümlerin hayata geçirilmesi için çaba sarf ettiğini, 64 yıldır önemli bir rol üstlendiğinin altını çizmiştir.En büyük eksikliğin finansman kaynağı olduğunu ve yeni pazarlarda finansman desteği sağlanabilirse, pazar paylarının katlanarak büyüyeceğini önemle vurguladı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TMB’nin gösterdiği performansa dikkat çekerek, hükümet olarak müteahhitlerin başarılarıyla gurur duyduklarını belirtti. Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ise, sektörün sorunlarının farkında olduklarını ve bunların el birliğiyle çözüleceğini kaydetti. Türkiye Müteahhitler Birliği Birlik Mahallesi, Doğukent Bulvarı, 447. Sokak No.4, Çankaya, 06610 Ankara, TÜRKİYE Tel : (312) 440 81 22 Faks : (312) 440 02 53 Web : www.tmb.org.tr e-posta : [email protected] 87 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Ankomak 2016 Fuarı; 1 - 5 Haziran Tarihlerinde İnşaat, Madencilik, Doğaltaş ve Tünelcilik Sektörlerini Tek Bir Çatı Altında Buluşturmaya Hazırlanıyor! ANKOMAK 2016 Fuarı;35 ülkeden yurtdışı alım heyetlerini ağırlayacak! Uluslararası İş Makinaları, Yapı Elemanları ve İnşaat Teknolojileri Fuarı - ANKOMAK, 1 – 5 Haziran 2016 tarihlerinde 350 katılımcı firmayı 80 ülkeden 25.000 profesyonel ziyaretçi ile yeni fuar adresi İstanbul Fuar Merkezi - CNR Expo’da bir araya getirecek. ANKOMAK 2016’da inşaat sektörünün yanı sıra madencilik, doğaltaş ve tünelcilik sektörleriyle ilgili ürün, hizmet ve teknolojiler de sergilenecek. T.C. Ekonomi Bakanlığı ve OAİB’nin desteğiyle ANKOMAK, 35 ülkeden yurtdışı alım heyetlerini ağırlayacak. Fuar ile eş zamanlı yapılacak panellerde ise akademisyenler, sektörün sivil toplum kuruluşları ve uluslararası firmaların üst düzey yetkilileri yer alacak. Türkiye’nin lider sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey’in bünyesinde yer alan EUF – E Uluslararası Fuarcılık tarafından, 2 yılda bir düzenlenen Uluslararası İş Makinaları, Yapı Elemanları ve İnşaat Teknolojileri Fuarı – ANKOMAK, 1 – 5 Haziran 2016 tarihlerinde CNR Expo’da 70 bin m2’lik kapalı ve açık alanda gerçekleşecek. Sektör temsilcilerine yeni satınalma, iş geliştirme, yeni iş ve işbirliği fırsatları yaratılması amacıyla düzenlenen “Yurtdışı Alım Heyetleri Programı” T.C. Ekonomi Bakanlığı ve OAİB’nin desteğiyle bu yıl 35 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilecek. Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Avusturya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Fas, Fransa, Gürcistan, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, İspanya, İsrail, İtalya, Kanada, Katar, Kuveyt, Macaristan, Makedonya, Mısır, Polonya, Sırbistan ve Suudi Arabistan, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan’dan katılacak alım heyetleri ile program, sektörün büyümesine katkı ve ihracatın artmasına ivme sağlayacak. ITE Turkey İş ve İnşaat Makinaları Grup Direktörü Nezih Çağın; “İnşaat sektörü ülke ekonomimiz için önemli bir yere sahip. İnşaat sektörü gerek yarattığı katma değer, gerekse yarattığı istihdam açısından Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden birisi olmuştur ve olmayı sürdürecektir. Türkiye’nin önemli projeleri arasında yer alan; 3. köprü ve otoyolları, 3. havalimanı, Kanal İstanbul projesi ve kentsel dönüşüm projeleriyle; inşaat sektörü ve dolayısıyla iş ve inşaat makinaları sektörü büyüyecek. Bunlara ek olarak madencilik, doğaltaş ve tünelcilik sektörünün de hem ülkemizde hem de dünyada gelişim göstermesi iş ve inşaat makinaları sektörünün büyümesine katkı sağlıyor. Bu yıl 21. kez düzenleyeceğimiz ANKOMAK 2016 fuarımız da, sektörün 2023 yılında 10 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasına katkı sağlayacak etkili bir iş platformu olacak… Hem katılımcılar hem de ziyaretçiler için verimli iş birliklerinin gerçekleşeceği fuarımızda bu yıl; Ekonomi Bakanlığı ve OAİB’nin destekleriyle yurtdışı alım heyetleri de katılım gösterecek. İnşaat, madencilik, doğaltaş ve tünelcilik sektörleriyle ilgili ürün, hizmet ve yeniliklerin sergileneceği fuara; 35 ülkeden katılım gösterecek alım heyeti ile yurtdışı tanıtım faaliyetlerimizi de en etkili şekilde gerçekleştiriyor olacağız” dedi. ITE Group’un “İş makinaları ve yapı elemanları” alanında 8 ülkede düzenlediği, bölgelerinin en büyükleri olan 10 fuar sayesinde sektöre özel bir uzmanlığı yer alıyor. ITE Turkey ise ANKOMAK fuarı ile Türkiye ve Avrasya Bölgesi’nde 32 yıllık tecrübeye ve uzmanlığa sahip bulunuyor. ITE Group’un sağladığı güçlü küresel ağ ile ITE Turkey’in deneyimi ve portföyünü birleştiren ANKOMAK, sektör için daha güçlü bir sinerji yaratmaya devam edecek. www.ankomak.com 88 Eğitim Faaliyetlerimiz Özel İş Makinaları Mühendisleri Birliği Meslek Kursu 25 Mart 2009 Tarihinde, Milli Eğitim Bakanlığından onay alınarak açılmıştır. Başlangıçta dozer, greyder, yükleyici (loder), kanal kazıyıcı (beko-loder) ve forklift sınıfında eğitim vermeye başlamıştır. 2013 yılında tavan vinci, mobil vinç, ekskavatör, silindir, delik delme-sondaj ve iş kamyonları sınıfında yetki alınarak eğitim faaliyetlerine devam etmiştir. 2016 yılında da personel ve yük yükseltici sınıfında operatörlük kursu ve belgelendirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığından yetki onayı alınmıştır. Bu makinalardan; 1. 2013 Model Güralp Vinç Monoray Gezer Vinç 2. 2013 Model Hyundai Forklift 3. 1991 Model Özel Amaçlı Vinç Monteli Kamyon 4. 2004 Model AS 150 Swing, Yükleyici Bu makina Limak İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından derneğimize hibe edilmiştir. 5. 2015 Model Vibrotech Silindir 6. 2007 Model JCB Ekskavatör 7. 1993 Model Iveco 65-9 Personel Yükseltici Kamyonet, sahiplik belgesi olması zorunlu hale getirildiğinden satın alınmıştır. 2015 yılında çıkan yeni yönergeye göre meslek kursumuzun sınav ve uygulama alanını yenilenmesi gerekmiştir. Bu amaçla yönetim kurulumuzun Yenimahalle Belediyesi Başkanı ile yapmış olduğu görüşmeler sonucu Serhat Mahallesindeki Macunköy Metro Bakım İstasyonu’nun arka kısmında bulunan Yenimahalle Belediyesi’ne ait 2500 metrekarelik arsa, sınav ve uygulama alanı olarak Derneğimiz tarafından kiralanmıştır. Uygulama ve sınav alanını, beton direkli 300 metre tel örgü içerisine alınarak, içerisine 80 metrekare beton zemin hazırlanmış ve üzerine 30 metrekare alana sahip yeni bir konteyner alınarak yerleştirilmiştir. Uygulama ve sınav alanı içerisinde, her bir araca uygun zemin hazırlanması için, kazı ve toprak hafriyatları, zemin sıkıştırma ve çakıl dökme işlemleri yapılmıştır. Teşekkür İhtiyacımız olan 2500 metrekarelik sınav ve uygulama alanının kursumuza yakın bir bölgede ivedilikle sağlanması konusunda gösterdiği hassasiyet ve anlamlı destekleri için Yenimahalle Belediye Başkanı Sayın Fethi YAŞAR’ a teşekkür ederiz. Derneğimize yaptığı yükleyici makina bağışı için Limak İnş. San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Nihat ÖZDEMİR’e teşekkür ederiz. Tüm makinaların alımında, ruhsatlandırılmasında, bakım ve onarımlarının yapılmasında emeklerini ve desteklerini esirgemeyen yönetim kurulumuza ve üyelerimize teşekkür ederiz. Sınav ve Uygulama Alanımız 89 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Sınav ve Uygulama Alanımız Makina Parkımız Silindir Personel ve Yük Yükseltici 90 Forklift İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ Mobil Vinç Yükleyici Tavan Vinci Ekskavatör Bekoloder 91 Eğitimlerimiz Operatörlük Eğitimleri 27.12.2015 Tarihli Sınav 92 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 17.01.2016 Tarihli Sınav 93 İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ 21.02.2016 Tarihli Sınav 94