Bülten 36
Transkript
Bülten 36
www.hindistangezi.com sitesi bülteni Bu bülten, periyodik bir yay›n de¤ildir. Sadece Hindistangezi.com sitesi üyelerine e-mail ile ücretsiz gönderilir Say› : 36 Ocak 2009 Haz›rlayan Zafer Bozkaya • Bu say›ya katk›da bulunanlar ‹smail Rag›p Geçmen Değerli üyemiz Gezi kitaplar›nda yeni ürünler. Bültenimiz haz›rlan›rken site üyemiz, gezgin arkadafl›m›z Faruk Budak’›n iki yeni kitab› yay›nland›. Bu kitaplarla ilgili olark yazarla söylefli yaparak kitaplar› tan›taca¤›z. Kitaplar hakk›nda özet bilgi afla¤›da. Zafer Bozkaya AFR‹KA KAFE 300 Sayfa, FABE Yay›n›. Büyük boy, 25 TL. Yazar, kitab›nda Afrikan›n en güneyindeki Güney Afrika Cumhuriyetinden karayolu ile yola ç›k›p, tüm Afrika’y› karayolundan geçerek 8 ay kadar bir sürede ‹stanbula ulaflan yolda yaflad›klar›n› anlat›yor. Kitapta çok say›da foto¤raf, krokiler yer alm›fl. Gezilen yerler hakk›nda tarihsel bilgiler ve aç›klamalar ayr› birer metin halinde verilmifl. Bir gezi an›lar› kitab› olmas›na ra¤men kitaptaki bilgilerle yola ç›kmak mümkün çünkü kitap ayn› zamanda bir rehber kitab›nda bulunabilecek ayr›nt›l› teknik bilgileri de içeriyor. Hindistangezi.com chat odalar›nda her türlü sorunuza canl› canl› cevaplar alabilirsiniz GEZG‹N‹N EL K‹TABI 210 Sayfa, FABE Yay›n›. Küçük boy, 15 TL. Yazar, bu kitapta birçok gezginin gezilerine gitmeden önce ve gezisi s›ras›nda yapcaklar›n› teknik bir dille, ama çok güzel bir organizasyonla anlatm›fl. Kitab›n bölümleri aras›nda gezilerle ilgili olarak “Ön Araflt›rma” yap›lmas› gerekti¤i, gezinin “Planlama”s› s›ras›nda zamanlama, arkadafl seçimi, bütçe, vizeler konular›nda ayr›nt›l› bilgiler, “Uygulama” bölümünde, yurtd›fl›nda konaklama, ülke mutfaklar›, güvenlik sorunlar›, iletiflim bilgileri ayr›nt›lar›yla verilmifl. Kitaptaki bilgiler, yazar›n kendi bafl›ndan geçmifl gerçek an›larla da desteklenmifl ve güzel örnekler verilmifl. Hindistangezi.com sitesi Hindistan hakk›nda bilmek istedi¤iniz her fleyi sunar 1 Sadece H ‹ N D ‹ S T A N ’ dolur a böyle fleyler Çocuklar eski ad› Kashi ve Benares olan Varanasi flehrinde Ganj nehri k›y›s›nda oturuyor. Varanasi flehri dünyan›n en eski yerleflim yerlerinden birisi olarak biliniyor. Varanasi hem Budist metinlerde hem de Mahabharata isimli Hindu destanlar›nda kutsal bir yer olarak yer alm›fl. Burada Varuna ve Assi isimli iki nehir birlefliyor ve bu birleflti¤i yer çok kutsal kabul ediliyor. Kashi ismi ise Siva ve Parvatinin zaman›n bafllang›c›ndan beri bulunduklar› “esas yer” olarak biliniyor. Varanasi, Hindu inanc›n›n en temel yerlerinden biridir ve daima büyük say›da hac›n›n ve ibadet için gelenlerin merkezi olmufltur. 9 Temmuz 2007 Mumbai’de Mahalakshmi tap›na¤›n›n d›fl›nda Manju, tap›nak d›fl›na b›rak›lm›fl 8 bin kadar çift ayakkab›n›n korumas›n› yap›yor. “Bu güne kadar, hiç bir ayakkab› kaybetmedim” diyor gururla. Manju, flehirde art›k yokolmaya bafllayan bir davran›fl› sayesinde maafl al›yor : güvenilirlik ve inan›l›rl›k. Ve bu özellikleri onun tan›nmas›na yeterli. Manju, sadece bir terlik koruyucusu de¤il. Tap›na¤a gelen ziyaretçiler cep telefonu ve flemsiye gibi fleyleri de rahatl›kla emanet ediyorlar. Yapt›¤› ifl için tap›naktan herhangi bir ücret alm›yor ve düzenli bir geliri de yok. 16 Temmuz 2007 Himalayalardaki çeflitli Budist rahip ve rahibeler Ladakh eyaletinin 800 y›ll›k Drukpa veya "dragon" ö¤retisi için biraraya geldiler. Bu ö¤reti - gelenek 13. yüzy›lda Tibet Budizminin ana kollar›ndan biri olan Kagyupa gelene¤i ile birlikte ortaya ç›kt›. Budizmde bu kollar kimi zaman “K›rm›z› fiapkal›lar“ ve “Sar› fiapkal›lar“ diye iki bölüme ayr›l›r. Gelukpa’lar yani “Sar› fiapkal›lar” Tibetin ruhsal lideri Dalai Lama’n›n en yak›n izleyicileri aras›ndad›rlar. 22 Temmuz, 2007 Mallakhamba veya ip üzerinde Yoga. Bu etnik spor, bütün dünyada tan›nmaya baflland› ve birçok kifli bunu ö¤renmek istiyor. Bu sporun tarihi 12. yüzy›la kadar gidiyor. Mallakhamba iki çeflit uygulama yap›yor: Sabit Mallakhamba ve as›l› duran Mallakhamba. Çeflitli Yoga durufllar› ve jimnastik hareketleri ip üzerinde ve hiçbir dü¤üm veya sabitleme arac› olmadan yap›labiliniyor. Ayr›ca “desteksiz tip” denilen bir duruflta Mallakhamba yerçekimi kuvvetini kullan›yor. Burada bedenini çeviriyor, büküyor ve dengeye getiriyor, izleyiciler için imkans›z denilebilecek bir pozisyonu al›veriyor. 19 July, 2007 Yerel yönetimin uygulad›¤› bir karar ile Yeni Delhi’de flehir içi tafl›mac›l›¤›n› gerçeklefltiren belediye otobüsleri iki günlü¤üne trafikten çekildi. Ortaya ç›kan bu ofllu¤u dolduran özel otobüsler, Delhi caddelerinde afl›r› yüklü, süratli, kaza yapan bir tafl›mac›l›k modelini ortaya koyuverdiler. Bu otobüslerin yolcu tafl›ma lisanslar›, teknik yeterlilikleri yok, flöforleri, deneyimsiz ve denetimsiz durumda. Yeni Delhi halk›n› iki günlü¤üne bu tafl›mac›l›k sistemine mahkum eden belediyeyi herkes protesto etti. Ama sonuçta böyle görüntüler ortaya ç›kt›. 23 Temmuz 2007 Mumbai’de banliyo hatlar›n›n vagonlar›nda bulunan en küçük bir milimetrelik yer bile kullan›l›yor ve her ne pahas›na olursa olsun gidilecek yere ulafl›lmaya çal›fl›l›yor. Baz›lar›n›n hayat›na mal olsa bile bundan vazgeçilemiyor. Yerel trenler, Mumbai’nin ana damarlar› gibidir, günde 6 milyon kifliyi ifl yerlerine, dükkanlara ve fabrikalara tafl›r. Oluflan kazalarda ortalama olarak her gün 10 kifli hayat›n› kaybediyor. Bunlar aras›nda raylarda ezilmek, yüksek gerilim hatlar›nda elektri¤e çarp›lmak ve hareket halindeki trenlerden düflmek gibi fleyler var. Trenlerin en yo¤un oldu¤u ifl ç›k›fl› ve sabah erken saatlerde 200 kifli için yap›lm›fl olan vagonlara 550 kiflinin binmesinin normal karfl›land›¤›n› da belirtelim. 26 Temmuz 2007 2 ZAFER BOZKAYA’n›n 2008 sonbahar gezileri Bildi¤iniz gibi sitemizin editörü Zafer Bozkaya, Hindistana gitmek isteyen gruplara Grup Liderli¤i 20 A¤ustos - 3 Eylül 2008 Yer : Rishikesh Otel ve rehberlik yapmaktad›r. Hindistan gezilerini uzun y›llar›n deneyimine sahip bir rehberle yapmak isterseniz siz de Zafer Bozkaya’ya baflvurun. Editörümüz, 2008 y›l› sonbahar döneminde 20 A¤ustos 2008 - 5 Ocak 2009 tarihleri aras›nda afla¤›da görece¤iniz 5 de¤iflik grupla çeflitli Hindistan gezileri gerçeklefltirdi. Bu gezilere kat›lan kiflilerin yaflad›klar› tecrübeleri kendilerinden ö¤renmek isterseniz Zafer Bozkaya’dan mail ve iletiflim adreslerini alabilirsiniz. 15 Ekim - 3 Kas›m 2008 16 Kas›m - 30 Kas›m 2008 Yer : Fetihpur Sikri Yer : Fetihpur Sikri 3 Aral›k - 11 Aral›k 2008 20 Aral›k 2008 - 5 Ocak 2009 Yer : Agra Fort Yer : ISKCON Temple - Delhi 3 Bir düfl ülkesi H i ND i S T AN ‹SMA‹L GEÇMEN’in H‹ND‹STAN GEZ‹ ANILARI - 11 14 Mart 2006, Mathura 9.Gün [email protected] 35. bültenden devam... Krishna Temple Hindular buraya ülkenin her yerinden hac› olmaya geliyor. Tap›na¤›n içi ve etraf› maymunlar ve yarasalarla dolu. Bütün tap›naklarda oldu¤u gibi burada da ayakkab›lar›m›z› ç›kart›p öylece giriyoruz içeri. Di¤er Tap›naklardan farkl› olarak içerisi bofl. San›r›m yeni bir restorasyon yap›lacakm›fl. Bofl demek yan›lt›c› asl›nda. ‹çerde maymun ve yarasalar›n egemenli¤i kurulmufl, maymunlar›n sesleri yarasalar›n 盤l›klar›na kar›fl›yor. Gerçeküstü bir dünyaday›m sanki. Ya da garip, ürkütücü bir rüyan›n tam ortas›nda. Onlarca maymun, yüzlerce y›ll›k sütunlar›n arkas›nda dolafl›yor, oynuyor, ba¤r›fl›yor. Arada bir yan›m›zdan 盤l›klar atarak geçen yarasalardan irkiliyoruz. Yüzlerini turuncu, sar›, Site üyelerimizden ‹smail Rag›p Geçmen’in mavi bin bir renge boyam›fl, gözleri sürmeli, yafll› Hindistan gezilerini anlatan kitab›n› hala adamlar, kad›nlar, çocuklarla birlikte ziyaret ediyoruz okumad›n›z m›? Bültenimizde bu kitaptan bu kutsal mabedi. Huflu içinde kendinden geçmifl kabaz› bölümleri yay›nlayaca¤›z. Bu bölümleri d›nl› erkekli bir grup, ellerinde garip çalg› aletleri, dans okudukça kitab› sevece¤inize ve tümünü ederek ve çal›p söyleyerek, gelip geçiyor yan›m›zdan. okumak isteyece¤ine eminiz. Erkeklerin üstleri ç›plak, ayaklar› yal›n. Acayip bir dünyan›n tam da içindeyim. Bilmedi¤im bir masal› yafl›yorum sanki. ‹nan›l›r gibi de¤il gördüklerim. Bir yerel rehber musallat oluyor, biz de gönüllü pefline tak›l›yoruz. Önce Kala Balaram’› gezdiriyor, sonra d›flar› ç›k›yoruz. Hava iyice kapan›yor ve nihayet ya¤mur bast›r›yor. Karanl›k, izbe ve oldukça pis bir binaya götürüyor rehberimiz bizi. ‹çerde yüzlerce kad›n var. Bunlar çeflitli nedenlerle dul ve sefil kalm›fl kad›nlar, buras› da onlara günde 2 ö¤ün süt veren bir hay›r kurumu. Hindistan’a gelmeden önce gördü¤üm çok çarp›c› bir foto¤raDans ederek tap›na¤a gelenler f› hat›rlat›yor bu bana. Foto¤rafta bir kad›n, etraf› yüzlerce fareyle çevrili büyükçe bir le¤ene süt dolduruyor. Fareleri besleyen bir kad›n yani! Ne garip bir kültür? VR‹NDAVAN'DA DUL KADINLARA SÜT YARDIMI Oradan ç›k›p bir baflka Tap›na¤a giriyoruz. Yerler basbaya¤› çamur, ama olsun ayakkab›lar illa ki ç›kacak. Çamurlara basa basa Tanr› heykelciklerinin oldu¤u bölüme giriyoruz. Bölüm, perde ve camekanla kapal›. Hep oldu¤u gibi burada da Tanr›lar›n›n önünde oturup ibadet eden buran›n sorumlusu bir ra- 4 hip var. Rahip bizi oturtup, kafllar›m›z›n aras›na turuncu bir boya sürüyor. Sonra duayla perdeyi aç›yor. Fil-tanr› ve di¤er tanr› heykelleri, alt›n s›rmal› perdeler, rengarenk çiçekler ve yald›zlarla bezenmifl. Rahip bize tap›na¤›n tarihçesini anlat›yor. ‹çerde alt›nlarla bezeli heykellerin aras›nda irice bir fare bizlere ald›r›fl etmeksizin geziniyor. Bu insanlar nas›l oluyor da salg›n hastal›k yaflam›yorlar acaba? Ya da yafl›yorlar da bizim mi haberimiz olmuyor? Ve bu denli büyük felsefe ve uygarl›k yaratm›fl bir olan bu toplum, nas›l olur da böylesine bir pisli¤i do¤al karfl›layabiliyor? Rahip, daha sonra kocaman bir defter ç›kar›p adlar›m›z›, adreslerimizi iflledikten sonra “eh eflek de¤iliz ya” yüklüce bir ba¤›flta bulunmam›z› istiyor. Biz 100 rupi haz›rlam›flt›k ama Rahip 100’er rupiye bile kanmayacak gibi. Zorbela kurtuluyoruz oradan. Sokakta dehfletli bir kalabal›k. Vrindavan’da pek çok kutsal mabet var oldu¤u için her yer Hindu hac›larla dolu. Yüzleri boyal›, elleri m›zrakl› hac›lar, mistik öykülerle bezeli 1001 gece masallar›ndan f›rlam›fl gibi. ‹nekler, keçiler, maymunlar ve insanlar bir sel halinde ak›yoruz. Çok garip ama gerçek iflte ! Tam arabam›za gelmiflken bir gürültü, bir vaveyla kopuyor. Bir grup insan taht›revanl› bir arabay› çekiyor. Perdeli taht›revan›n içinde Hindu Tanr›lar›n›n rengarenk k›r çiçekleriyle bezenmifl heykelleri var. Nerden bulunur ki bu kadar çiçek? Her yerde her dem taze k›r çiçekleri Tanr›lara arma¤an ediyorlar, onlar› süslüyor püslüTaht›revan içinde kutlanan festival yorlar. Da¤lar çiçeklerle dolu olsa gene de yetmez gibi geliyor insana. All› yeflilli morlu ama illa ki turuncu a¤›rl›kl› giysiler içindeki bando önde, ellerinde m›zraklar›yla yüzleri boyal› rahipler arkada, di¤er insanlar onlar›n da arkas›nda taht›revan› çekiyor. Ne flamata ama. Bolca foto¤raf çekiyorum. Bütün Hindular y›l boyu böyle, bir festival bitiyor di¤eri bafll›yor, haftan›n her günü bir hareket bir e¤lence bir bayram! Ne güzel ülke. Kimsesiz kad›nlar süt kuyru¤unda MATHURA'DA B‹R H‹NDU Nice sonra arac›m›za binip Mathura’ya do¤ru yola koyuluyoruz. Tanr› Kriflna’n›n bu flehirde do¤du¤una inan›l›yor ve tam do¤du¤u yere binlerce y›l önce büyükçe bir Tap›nak yap›lm›fl. Müslüman Mo¤ol ‹mparatorlar›ndan biri, bölgedeki egemenlik döneminde bu Tap›na¤› y›kt›r›p yerine Cami yapt›rm›fl. Hindular egemenli¤i ellerine al›nca bu kez Camiyi y›k›p Tap›naklar›n› yeniden infla etmek istemifller. Müslümanlar ayaklanm›fl, çat›flmalarda binlerce insan ölmüfl. Sonunda Hindular Tap›naklar›n› Caminin hemen yan›na yapm›fllar. Bu nedenle ‘Kriflna’ Tap›na¤›nda güvenlik her zaman en üst düzeyde tutuluyor, her yerde uzun namlulu silahlarla nöbet tutan askerleri görüyoruz, giHoli festivali nedeniyle herkes boyal› riflte biz de daha önce hiç karfl›laflmad›¤›m›z flekilde donumuza kadar aran›yoruz. Askerin biri pis pis s›r›tarak para cüzdan›m› açmam› istiyor, sert tepki gösterip açmayaca¤›m› söylüyorum. Telafllan›p b›rak›yor beni, ses ç›karmasam paralardan bir k›sm› kalk gidelim olacak. Hinduizm müzik ve dansla iç içe. Tap›nakta nefleli ilahilerle dans eden Hindular› izlemek keyif verici. K›vrak ezgilere dayanamay›p biz de dans edenlere kat›l›yoruz. Devam edecek... Sen çok yafla e mi Hare Kriflna! 5 H‹ND Falih R›fk› Atay 4 FAL‹H RIFKI ATAY 1894'te ‹stanbul'da do¤du. Darülfünun (‹stanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. 1911'de "Tecelli" dergisinde ilk fliirleri, Servet-i Fünun dergisinde ilk denemeleri yay›nland›. 1913'te Tanin gazetesinin baflyazar› oldu. ‹stanbul mektuplar›, röportajlar, köfle yaz›lar› yazd›. 1913-1914'te Bahriye ve Dahiliye kalemlerinde çal›flt›. 1'inci Dünya Savafl›'nda yedeksubay olarak Suriye'de bulundu. 1918'de birkaç arkadafl›yla birlikte Akflam gazetesini kurdu. Gazetenin Kurtulufl Savafl›'n› desteklemesi nedeniyle divan-› harpte yarg›lan›p tutukland›. 1922'den sonra Bolu ve Ankara milletvekili olarak Meclis'e girdi. Atatürk'e yak›n kifliler aras›nda yer ald›. CHP’nin yay›n organ› olan Hakimiyet-i Milliye gazetesinde, ard›ndan Ulus'ta yay›nlanan köfle yaz›lar›nda, Osmanl› Devleti'nden Cumhuriyet'e geçiflin yaratt›¤› sorunlar üzerinde durdu. Yap›lan reformlar› ve Bat›l›laflma çal›flmalar›n› savundu. Gezi yaz›lar›yla Cumhuriyet döneminin ilk örneklerini verdi. 1950'de Demokrat Parti iktidar›ndan sonra 1952'de ‹stanbul'da "Dünya" gazetesini kurdu. Yaflam›n›n sonuna kadar bu gazetede baflyaz›lar ve röportajlar yazd›. 20 Mart 1971'de ‹stanbul'da yaflam›n› yitirdi. Yazar 1943 y›l›nda yapt›¤› Hindistan gezisini 1946 y›l›nda yay›nlad›¤› H‹ND isimli kitab›yla anlatt›. O dönemlerin Hindistan›n› okurken flimdiki Hindistan›n tarihi ve flimdiki durumu hakk›nda bilgi sahibi oluyoruz. Günümüzden 60 y›ldan daha uzun süre önce yaz›lm›fl olmas›na ra¤men halen kulland›¤›m›z Türkçeye çok yak›n bir dil kullanmas› ilgiç olmufltur. Metin içinde yer alan parantez içindeki ve italik yaz›lar, aç›klama amac›yla taraf›mdan yaz›lm›flt›r ve esas metinde yoktur. Bu kitap, ülkemizde yay›nlanan ilk gezi kitaplar›ndan biri olmufltur. Bültenlerimizde yazar›n bu kitab›ndan seçme bölümleri size iletece¤iz. GWAL‹OR 18 Sonkânun 1943 Sokakta gezinen tavuskufllar›na, diz çöküp iki elini gö¤sünden ileri uzatarak selam veren dokunulmazlar s›n›f› üyelerine bakarak, istasyona gidiyorduk. Bir ara, türlü renkte camlardan, kumafllardan, bir Muharrem “Taziye” sine rastlad›k. Bütün müslümanlar sokakta idi. E¤er Maharaca yas tutmasayd›, bu gece 7 kilometre yürür, ve % 6’s› müslüman olan tebaas›n›n Muharrem alay›na kat›l›rm›fl. Gwalior nâz›rlar›ndan (bakanlar›ndan) birinin müslüman oldu¤unu da s›ras› gelmiflken, hat›rlatay›m. Tansen’in temsili resmi Delhi saray›ndaki büyük musiki üstadlar›ndan Tansen, Gwaliorlu idi. Çal›fl› ve söyleyifli “kimini cezbeye, kimini derin düflünceye” var- d›ran Tansen, 1588’de öldü. Mezar›n›n üstünde bir a¤aç vard›r ki musiki merakl›lar›, hâlâ gelip gidip ondan yaprak kopar›p çi¤nerler. AGRA 19 Sonkânun 1943 Trenle A¤ra’ya yaklafl›yoruz. fiehir, Tac Mahal’in mermer aksi vuran Yamuna ›rma¤› üstündedir. Tarihte iç ticaret ve müdafaa merkezlerinden bafll›calar›ndan biri olmufltur. ‹lk Türk ve Müslüman hanedanlar› Delhi ile A¤ra aras›nda aran›p durdular. ‹skender Lodi 1500’de saray›n› Agra’ya kurdu. 1526’da flehir, Babür’ün eline geçti. Babür, bütün Hind’i almaya burada karar verdi ve burada öldü. fiimdiki kale, büyük o¤lu Ekber’in eseridir. Onun için halk hâlâ Agra’ya Ekberâbad ad›n› verir. Alemgir Delhi’ye gidince Agra ehemmiyetten düfler ve bir daha payitaht olmaz. Türk medeniyetleri tarihinde Delhi, Lahor gibi merkez flehirler ve bilhassa Agra, bir frenk sanat tarihçisinin sözü ile, “orijinal ve klasik” bir mimarinin ve gene ayn› tarihçinin sözü ile “‹slam aleminde ilk defa d›fl dünyay› gören” eflsiz bir resim sanat›n›n befli¤i olmufltur. Yar›n Agra saraylar›n›, türbelerini ve ad›n› duy- 6 mad›k insan kalmayan Tac-Mahal’i gezece¤iz. Bugün için flehrin kap›s›nda dural›m ve siyasi, medeni Hind tarihinde Türklük nedir, ana çizgileri ile gözden geçirelim. 16. as›r bafllar›nda Timur o¤ullar›ndan Babür’ün kurdu¤u imparatorluk, 19. asr›n ortalar›na kadar devam etti. Bu imparatorlu¤un Türklü¤ü söz götürmez, fakat nedense ona “Mo¤ol” ad› vermek âdet olmufltur. Hindistan’daki Türk Devletleri hakk›nda sekiz yüz sayfal›k bir eser yazan Hindû tarihçisi, ‹shwari Prasad der ki : “Babür Mo¤ol de¤ildi ki bu imparatorlu¤a o ad› veriyoruz. Kendisi ve o¤ullar› sadece Türktürler. Babür hakikatte, Mo¤ollar› afla¤› görür ve hât›ralar›nda onlar›n hayat tarzlar›ndan nefretle bahseder. Gene kendi yaz›lar›nda Türk ve Mo¤ollar› birbirinden ay›rmaya her zaman dikkat etmifltir. Türkçe ve Farsçay› birbiri kadar iyi yazan, fliiri, nesri, musikiyi, resmi, mimariyi seven 12 yafl›ndan beri tacl› Babür, büyük bir savaflç› ve sporcudur. Sürgün avlar›na gider, k›fl sonlar›nda yabani hayvanlar peflinde koflar. Her koluna bir adam takarak duvarlardan aflar. Nehirde y›kanmaktan zevk duyar. Bir defa donmufl suya dald›¤› görülmüfltür. K›l›ç oynar, eyi ok atar. fievkli ve yüksek kalpli, fakat savafllarda disiplinci idi. Vefâs› büyüktü: hat›ralar›nda anas›ndan, babas›ndan, cedlerinden ve kardefllerinden derin sevgi ile bahseder. fiarap, kad›n ve saz düflkünü idi. Hât›ralar›nda içkiyi medheder, fakat, efendi gibi iç, der. Kad›n› saymakla beraber devlet ifllerine kar›flt›rmaz. Tabiat âfl›k›d›r. Yaz›lar›nda sevdi¤i gölleri, nebatlar›, çiçekleri ve yemiflleri anar. Fergana peysajlar›n›n hasretini Hindistan’a kadar götürür. Babür Hindistan’›n ne iklimini, ne de mimarisini sevmifltir: “Bahçelerinde ve saraylar›nda kemerler ve su kanallar› var. Fakat yap›lar› ne zarif, ne de büyüktür. Köylüler ve afla¤› halk hemen hemen ç›plakt›rlar. Burada yaln›z alt›n ve gümüfl boldur. Ya¤mur vakti iklimi hofl olur.” Bir baflka yerde flöyle der: “Burada ne güzel at, ne iyi et, ne yemifl, ne de buz ve so¤uk su var.” Leon Dascharis ve Paul Leon bir eserinde derler ki : “Bu Türk ‹mparatorlar› Hindistan mimarisinden hofllanmam›fllar, baflka yerlerden mimarlar getirmifllerdir. Babür, gerçi çok eser b›rakmad› ama, ‹stanbul’dan Sinan’›n talebelerini getirtti. Bu mimarlar A¤ra, Delhi ve Lahore saraylar›n› yapt›lar. Asya’da iken ‹ran kültürü tesirleri alt›nda bulunan Babür Türkleri Hindistan’da “orijinal ve klasik” bir mimariye Babür fiah nas›l vücud verdiler? Bunun bir sebebi fludur: ‹ran üslubu, iyi malzeme bulunmayan veya çok az bulunan bir memlekette do¤mufltur. Piflmifl veya çi¤ toprakla, genifl ve sade flekillerden baflka bir fley yap›lamaz. Bu topra¤› renklerle süslemek, çini tezyincili¤ine kuvvet vermek laz›md›r. Halbuki Hindistan, mimarlara en asil maddeleri verir. Hindistan’›n mermer eserlerinden daha ilk ad›mda çini kalkar ve onun yerine renkli tafl kak›mlar› geçer. Bundan baflka Osmanl› Mimar›, yeni saray ve türbelerin üslubuna kendi zevklerini getirir. Renê Grousset diyor ki: “Humayun’un Delhi’deki türbesi Isfehan’› ve Kanuni Süleyman devri ‹stanbul’unu hat›ra getirmektedir. Bu binay›, Sinan’›n bir talebesi yapm›fl olmal›d›r.” Mermer kullanma ve çiniden uzaklaflma Hindistan’daki Türk sanat›n›, ‹ran ve Osmanl› sanatlar›ndan süratle ay›rm›flt›r. Devam edecek... Babür, savafl giysileri içinde Kakma sanat›ndan bir ayr›nt› 7