Aston Martin V8 Vantage N430

Transkript

Aston Martin V8 Vantage N430
Mitsubishi
L200
daha sert daha
güçlü
6
YIL: 13
SAYI: 159
EKİM 2015
www.autowritetr.com
Aston Martin V8 Vantage N430
6
Editörden
2- Ne kadar ceza kesilebilir?
Merhaba,
EPA raporunda yönetmeliklere
uymayan her araç için 37 bin 500
dolar ceza kesilmesi teklif ediliyor.
Volkswagen, ABD’de 2008’den
bu yana 482 binin üzerinde dizel
motorlu araç sattı. Bu da toplam
ceza tutarının 18 milyar dolar ile
daha önce görülmemiş seviyelere
çıkabileceğine işaret ediyor.
Raporun yayınlanmasının ardından
piyasalardaki ilk işlemlerin
gerçekleştiği Pazartesi günü
Volkswagen hisseleri Frankfurt
borsasında yüzde 20 değer kaybetti
ve şirketin piyasa değeri bir günde
14 milyar dolar eridi.
Yaz tatili bitti dedik,
bayram bitti dedik
şimdi seçimi bekler
olduk.
T
üm sektörlerin yeniden
hareketlenmesi için seçimleri
de atlatmamız lazım ki, işimize
gücümüze bakabilelim. İçinde
bulunduğumuz günlerde, her
şey seçime endekslendi. Ödemeler,
borçlar, alacaklar için en büyük bahane
seçim. Çok mu? Alıştık bu işlere
bilemiyorum ama artık bezdirdi galiba.
Terör, seçim, geçim kaygısı gibi
gündemler arasında, ben otomobil
haberleri vermeye çalıştığım için bir
kere daha özür dilemek istiyorum. Ama
benim gibi parasını kazanmak isteyenler
muhakkak bir iş yapmalı ve ailelerine
bakabilmeli.
Artan ve artması önlenemeyen
döziv kurlarının haklı getirisi olan
belirlenemeyen fiyat politikaları
yüzünden, kar marjlarını minimumda
tutmayı amaçlayan, üretici veya
distribütör firmalar çok ince hesaplarla
araç satmaya çalışıyor.
Türkiye otomobil piyasası, iç pazara araç
satabilmek için çalışadursun, piyasaya
bir çok yeni araç da geliyor.
Mitsubishi L200, pick-up pazarında
yeni piyasaya giren Toyota Hılux ile
kıran kırana bir rekabete girdi. Ford
Ranger’dan ise, bu sene bir haber
çıkmayacak gibi. Nissan Navara’dan
da yenilenme daha
belli değil.
SUV segmentinin en yenisi ise, GÜÇ
temasını işleyen Hyundai Tucson.
Hyundai Tucson’un lansmanı aynı
tarihlere denk gelen Peugeot 508
lansmanı, ikisi de Bodrum’da oldu.
Ekim ayının başında ise, Fiat’ın
Türkiye’de üretip, dünya pazarlarında
yer arayacağı Egea lansmanı yapılacak.
Ne ilginçtir ki, bu lansmana günlük
gazetelerle birlikte digital medya da
dahil edilmiş. Zira, Egea iletişimi hep
günlük gazeteler üzerinden yapılmıştı.
Neyse şimdi Eylül ayının sonlarına
doğru ortaya çıkan Volkswagen
konusuna geleyim.
5 soruda Volkswagen Krizini özetlersek;
Küresel otomotiv endüstrisinin gözleri
Alman otomotiv devi Volkswagen’de.
ABD’de egzoz emisyonlarını kasıtlı
olarak düşük göstermekle suçlanan
şirketin, milyarlarca dolarlık cezayla
karşılaşması olası. Şirket, dünya
çapında sattığı 11 milyon araçta
ABD’li denetçilerin ‘sakıncalı’ bulduğu
yazılımın olduğunu açıkladı.
Teknik bir konu gibi gözüken ama tüm
küresel otomotiv sektörünü yakından
ilgilendiren olayla ilgili başlıca soruları
sizin için yanıtladık:
1- Volkswagen neyle suçlanıyor?
ABD’nin Çevre Koruma Müdürlüğü
(EPA) geçen hafta Volkswagen’in dizel
motorlu araçlarına fabrika çıkışında
yapılan egzoz emisyon testlerinin hatalı
olduğunu açıkladı.
Raporda Alman otomobil üreticisine
yarım milyon aracı piyasadan toplama
çağrısı yapılıyordu.
Aslında otomobil firmaları sorunlu
hava yastığı, fren sistemleri veya vites
kutusu sorunları gibi nedenlerle araç geri
çağırma durumuna alışık. Ancak bu kez
durum biraz farklıydı.
EPA, Volkswagen’i karbon
emisyonlarını kasıtlı olarak düşük
gösteren yazılımları araçlara yüklemekle
suçluyor.
Volkswagen raporda dizel motorlu
araçlara yerleştirilen bir yazılım
sayesinde aracın karbon emisyonlarını,
bilinçli şekilde olduğundan düşük
göstermekle suçlanıyordu.
Raporda ‘kasıt’ iddiasının bulunması,
Volkswagen yöneticileri hakkında
soruşturma başlatılması ve şirkete dava
açılması ihtimallerini gündeme getiriyor.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da
gelişmeler için “Oldukça düşündürücü”
yorumu yapıldı.
[email protected]
daha yaşanmaması için gereken her
türlü tedbiri almaya hazırız.”
4- Avrupa ne yapıyor?
Tüm bu gelişmeler sadece ABD’yi
kapsıyor. Ancak dünyanın en çok
araba satan şirketi olan ve merkezi
Almanya’nın Wolfsburg kentinde
bulunan Volkswagen, Avrupa’da
daha da güçlü bir marka.
Sadece 2014’te Avrupa’da 1
işleme olasılığı bulunuyor.
Her ne kadar Avrupa Birliği’nden
Volkswagen araçları için
soruşturma başlatılması için erken
olduğu açıklaması gelse de, şirketin
ABD’dekine benzer suçlamalarla
karşılaşabileceği ifade ediliyor.
Fransa Maliye Bakanı Michel
Sapin acilen soruşturma isterken,
İngiltere’den gelen ilk açıklama
Volkswagen skandalının mali özeti
ise:
Pazartesi günü şirketin kaybettiği
piyasa değeri: 14 milyar euro
Olası cezaların toplamı ise, 18
milyar $
482.000 bin dizel motorlu araç geri
çağırıldı. Çok sıkıntılı bir süreç.
3- Şirketin tepkisi ne oldu?
Volkswagen’nin ABD
operasyonlarının başındaki isim
Michael Horn ilk açıklamasında
ABD’li yetkililere karşı dürüst
olmadıklarını itiraf etti ve “Dürüst
davranmadık ve işi batırdık. Özür
dileriz” dedi.
Yeni Passat modelinin lansmanında
konuşan Horn, kesilecek cezayı
ödemeye hazır olduklarını da dile
getirirken, Associated Press haber
ajansı şirketin gelebilecek cezaları
karşılayabilmek amacıyla 7,3
milyar dolar nakit fon ayırdığını
aktardı.
“Dürüst davranmadık ve işi
batırdık. Özür dileriz. Yaşananlar
şirket değerlerimize tamamen
aykırı”. Michael Horn, Volkswagen
ABD CEO’su özür konuşmasına
şöyle devam etti:
“Bu tür davranışlar ve uygulamalar
şirketimizin değerlerine tamamen
aykırı. Bedeli ne olursa olsun
ödemeye ve bu tür olayların bir
milyonun üzerinde araç satan
şirket, pazar payının yüzde
12,41’ine hakim.
Bu satış rakamını daha iyi
anlayabilmek adına Türkiye’deki
duruma bakılacak olursa, Otomotiv
Distribütörleri Derneği verilerine
göre 2014 yılı boyunca tüm
markaların sattığı otomobil ve hafif
ticari araç sayısı 767 bin 681 adetti.
Yani Volkswagen, 1 yılda
Türkiye’de satılan araçtan daha
fazlasını Avrupa’da tek başına
satabilen bir marka.
Volkswagen dünyanın en büyük
otomobil üreticisi konumunda.
Avrupa’daki pazar payı yüzde
12’nin üzerinde.
Ancak şimdi bu pazar
hakimiyetinin şirket aleyhine
soruşturmaya temel olacak yeterli
kanıtın bulunmadığı yönünde oldu.
5- Volkswagen krizi, küresel
skandala dönüşür mü?
ABD Çevre Koruma Müdürlüğü,
Volkswagen soruşturmasının
diğer otomobil üreticilerini
de kapsayacak şekilde
genişletileceğini açıkladı.
BBC Ulaşım muhabiri Richard
Westcott, “Şimdi herkes ‘Bu olay
otomotiv sektörünün Libor skandalı
mı?’ sorusunu soruyor” diyor.
Libor skandalı, uluslararası finans
kuruluşlarının küresel ödemelerde
baz alınan Libor faiz oranlarını
aralarında gizlice anlaşarak
belirlediğinin ortaya çıkmasıyla
patlak vermiş ve çok sayıda
bankaya milyarlarca dolarlık ceza
kesilmişti.
Westcott, krizin küresel skandala
dönüşüp dönüşmeyeceğini
söylemek için henüz erken
olduğunu ifade etse de “Ancak artık
baskı küresel otomotiv devlerinin
üzerinde. Tüketicileri ve denetim
yetkililerini kandırmadıkları
konusunda herkesi ikna etmek
durumundalar. Sorunun
tüm sektörü ve tüm dünyayı
kapsamadığını ispat etmeleri
gerekecek” diyor.
ABD’nin soruşturmayı Volkswagen
dışındaki üreticileri de kapsayacak
biçimde genişlettiğini ifade eden
Westcott şöyle devam ediyor:
“Farklı markalarda da benzer
durumlara rastlarlarsa sonuçları
çok ağır olabilir: Milyarlarca
dolarlık cezalar, markalara güvenin
yerle bir olması ve en kötüsü
de insanların daha fazla karbon
emisyonu yüzünden erken ölümler
yaşamasından sorumlu tutulmak
olası sonuçlardan bazıları.”
ABD’deki soruşturmanın dizel
motorlu araçlar için geçerli
olduğunu hatırlatan Westcott,
ABD’de dizel araçların pazarın
yüzde 3’lük küçük bir bölümünü
kapsadığını, ancak Avrupa’da bu
oranın neredeyse yüzde 50’lere
çıktığını da hatırlatıyor.
Türkiye’ye nasıl yansır?
AB’den onaylı araç kanunu
sayesinde Türkiye’ye giren konu
olan araçlar zaten EA 189 motorlu
(2 litre ve 1.6 litre) ve EU onaylı
motorlar. Yani burada çok sorun
olmayacak gibi.
Doğuş Otomotiv bu konuda hiçbir
suçu olmayan bir yerde. Çünkü,
onlar da sattıkların araçların üretimi
ile hiçbir şekilde ilişkilendirilemez.
Ama, ben Doğuş Otomotiv’in
yerinde olsam, yeni yaptırımlar ile
elimi güçlendirmek için çalışırım.
Zira, onlara kusurlu mal sattırmak
istediler.
Türkiye’deki vergilendirme
sisteminde EA 189 motor vergisi
yüksek olduğundan çok rağbet
gören bir motor versiyonu değil.
Yeni ayda görüşmek üzere
İKİNCİ EL OTOMOBİL İÇİN EN DOĞRU ZAMAN
Yeni Mercedes A-Serisi
İkinci el otomobil pazarında ilk yedi ayda %20,4’lük büyüme gerçekleşti
Bu ay itibariyle piyasada
İ
kinci el otomobil pazarında 2015
yılının ilk yedi ayı, TÜİK verilerine
göre bir önceki yılın aynı dönemine
oranla yüzde 20,4 büyüdü. 2014’ün
ilk 7 ayında gerçekleşen 2.093.731
satış adedi, 2015 yılının aynı döneminde
2.520.136 adede ulaştı. DOD satışlarında
da buna paralel artış olduğunu belirten
DOD Satış ve Pazarlama Müdürü
Gökhan İncekara “2015 yılının ilk
yedi ayı beklenen düzeyde seyretti.
Son dönemde kurlarda meydana
gelen artış, sıfır otomobil pazarında
oluşturduğu etkinin aksine ikinci el
pazarına olumlu yansıdı. 2015 model
0 km araçların piyasada yüksek fiyatla
yer alması otomobil almak isteyenleri
ikinci el araçlara yöneltti. Sektördeki
gelişmeler paralelinde ikinci el otomobil
almak için en doğru zaman olduğunu
söyleyebiliriz” dedi. DOD’un ilk yedi ay
verilerine dayanarak müşteri tercihlerini
M
de değerlendiren İncekara, en
çok ikinci el otomobilin İstanbul’da
satıldığını belirtti. İncekara, “Satış
adetlerinde İstanbul’u Ankara ve
Adana izledi. Bu dönemde dizel
araçlar %64 oranıyla diğer yakıt
türlerine göre daha fazla ilgi gördü.
Motor tercihi ise %81 gibi büyük
bir oranla 1.6cc ve altı olarak
gerçekleşti. Manuel – otomatik
şanzıman seçenekleri arasından
%54’lük oranla yine manuel araçlar
tercih edildi. Müşterilerimiz en çok
50.000 kilometreye kadar olan ve
3 yaşını aşmamış araçları tercih
ederken, kasa tipinde tercihleri ise
hatchback oldu” açıklamasını yaptı.
İncekara, 2014 yılında 3.857.000
adetle kapanan pazarın 2015 yılında,
%10 artışla 4.250.000 adetlik rekor
satışla kapanacağını öngördüklerini
belirtti.
Genel Yayın Yönetmeni
Katkıda Bulunanlar
Babür Gürel
Turgay Fişekçi
[email protected]
Özgür Taçkın
Görsel Yönetmen
Asena Özkan
Tuana Medya
Kemalettin Bulamacı
Yayın Kurulu
İtalya Temsilcisi
Zeynep Görktürk Gürel
Yiğit Şen
Ali Otyam
Mahir Bayındır
Almanya Temsilcisi
Berke Bayındır
Şeyda Kırali
Savni Okcu
Polonya Temsilcisi
Ali Gülal
Öshan Çakar
Erkan Öztürk
Adres: 100, YIL Mah. 14 Yol Sok. No: 11 OTO CENTER Sitesi
H-Blok Kat: 2 Büro: 207 BAĞCILAR - İS­TAN­BU
Tel: 0212 654 45 81
Autowrite Dergisi’nde yayımlanan haber ve fotoğrafların her hakkı saklıdır.
Autowrite Dergisi, basın meslek ilkelerine uymayı kabul eder.
ercedes-Benz, yenilenen
A-Serisi’yle sportif
performans ve geliştirilmiş
konforu bir arada sunuyor.
2012 yılında pazara sunulduğu günden
bu yana dinamik bir kullanıcı kitlesi
tarafından yoğun ilgi gören MercedesBenz A-Serisi, yenilenen versiyonuyla
performans kaybı olmaksızın birçok
kullanıcının talep ettiğinden daha fazla
konfor özelliği sunuyor.
Yenilenen A-Serisi’nin heyecan uyandıran
sportif dış tasarımı ve yüksek kaliteyi
yansıtan iç tasarımı ile kendine özgü
karakteri, Mercedes-Benz’in genç
kitlelere hitap eden tasarım stratejisini
yansıtıyor. Dikkat çekici hatları ve
dinamik yapısı ile A-Serisi, sportif
radyatör ızgarası, yeni LED yüksek
performanslı farları ve tampona entegre
edilen egzoz boruları ile markanın başarılı
kompakt sınıf araçlarının sportifliğini ve
dinamikliğini vurguluyor. Tercihe göre
seçilebilen, Mercedes-AMG A 45’te
ise standart olarak sunulan yeni LED
yüksek performanslı farlar aracın geniş
görüş mesafesi ve gün ışığı rengiyle gece
koşullarında güvenli bir sürüş ortamı
sağlıyor ve aracın kendine özgü tasarımını
tamamlıyor.
Toyota Auris
Yeni Auris, Sofistike Tasarımı ve Kalitesiyle Sınıfına Yeni Bir Soluk Getiriyor…
T
oyota, Yeni Auris, tasarım
ve donanım özelliklerinin
yanı sıra duyusal kalite ve
geliştirilen sürüş dinamikleriyle
de sınıfında farkını ortaya koymaya
hazırlanıyor. Toyota’nın İngiltere’deki
fabrikasında üretilen, Hatchback ve
Touring Sports olmak üzere iki farklı
gövde tipiyle piyasaya sunulacak olan
Yeni Auris’in yıl sonuna kadar 4-5
bin adetlik satış hedefi bulunuyor.
Daha Sportif ve Sofistike
Dış Tasarım
Yeni Auris şimdi daha sportif bir
görünüme kavuştu. Otomobilin
ön ve arka kısımlarının yeniden
tasarlanması ile Auris, yola daha
hakim bir görünüme ve daha düşük
ağırlık merkezine sahip olurken,
profilden bakıldığında ise daha uzun
ve akıcı bir görünüme kavuştu.
Otomobilin ön tasarımında kaslı
ön tampon ve daha geniş alt ızgara
dikkat çekerken daha keskin üst
ızgara, krom detaylar ve Premium
versiyonda kullanılan LED farlar,
sofistike duruşu tamamlayan unsurlar
olarak öne çıkıyor.
Bu krom detaylarla birlikte Toyota
logosu da daha belirgin hale getirildi.
Auris’in arka tasarımı da büyük
ölçüde yenilendi. Daha kaslı tampon
yapısı ve otomobilin hatlarıyla
bütünleşen arka farlardaki LED
ışık çizgisi ile Yeni Auris, gece de
oldukça dikkat çeken bir model
olmayı başarıyor. Arka tasarımda
yapılan değişiklikler arasında yatay
reflektörler ve yatay krom çıtalar da
yer alıyor.
Toyota Auris hatchback 55 mm
uzayarak 4,330 mm’ye, Touring
Sports ise 35 mm uzayarak 4,595
mm’lik boyuta ulaştı. Ağırlığı ise
ortalama 25 kg azaldı.
Yeni Auris; Life, Active,
Advance ve Premium
versiyonlarıyla piyasaya
sunulacak. Premium
versiyonda standart
olarak sunulan Skyview
panoramik cam tavan,
Active ve Advance
versiyonlarında ise
opsiyonlu donanım
seçenekleri arasında
yer alıyor.
İç mekanda “kalite
algısı” arttı.
Yeni Auris’in dış tasarımının yanı
sıra iç mekan tasarımında da bir dizi
yenilikler yapıldı. Duyusal kaliteyi
artırmak için; iç mekan tasarımlar
arasında devamlılık, renk uyumu ve
görsel kalitenin geliştirilmesi üzerine
yoğunlaşıldı.
Yeni Auris’in iç mekan tasarımı,
aralarında Kıdemli Türk Mühendis
Mehmet Fatih Kale’nin de bulunduğu
bir ekip tarafından geliştirildi. Toyota
Avrupa’da 8 yıldır görev alan
Mehmet Fatih Kale, Duyusal Kalite
Ekibi’nin tasarım ve mühendislik
arasındaki bağlantıyı kurmak
üzere 2012 yılında kurulduğunu
belirterek, “Toyota’da Duyusal
Kalite, müşterilerin otomobile
oturduklarında ne hissettikleriyle
ilgili bir konudur. Bunlar daha çok
görsel, dokunsal ve işitsel hislerdir.
Mühendislik zekasındaki aynı derinliği
ergonomiden konfora, konfordan
dokunsal kaliteye yansıtmak
istiyorduk. Yeni Auris’te tasarım
dilinde belli bir akıcılık getirirken aynı
zamanda Avrupa pazarı için önemli
olan kalite hissini de artırdık” dedi.
Yeni Auris’te gösterge panelinin
ortasına konumlandırılan 4.2”
renkli TFT ekran ile daha sofistike
ve sportif görünüm elde edildi.
Sürücüler bu çok fonksiyonlu
ekranda sürüş, tüketim ve
navigasyon haritası gibi bilgileri
görüntüleyebilecekler.
Orta konsola entegre edilmiş
“Toyota Touch 2” sistemine sahip 7”
tam renkli multimedya dokunmatik
ekran ile yolculuklar daha keyifli hale
geliyor. “Toyota Touch 2” AM/FM
radio, CD/ MP3 çalar, Bluetooth ile
kablosuz cep telefonundan görüşme
yapma, cep telefonundan müzik
dinleme ve çalma listesinden seçim
yapabilme, araç bilgisi, USB girişi ile
iPod ve USB uyumlu mobil cihazlara
bağlantı ile şarj imkanı ve entegre
geri görüş kamerası özelliklerini
taşıyor.
EN HIZLI VE EN GÜÇLÜ
Bentley Motors bugün zirveye kurularak sektörü tanımlayacak yeni modeli Bentayga’yı tanıttı. Bentley
Bentayga, eşi bulunmaz bir konforu kolaylıkla elde edilen performans ve gündelik kullanışlılıkla birleştiriyor
T
amamen yenilenmiş W12 motoru ile
dünyanın en hızlı, en güçlü, en konforlu ve
en ayrıcalıklı spor arazi aracı olan Bentayga,
Bentley’in gerçek sürüş deneyimini sunuyor
ve yenilikçi teknoloji özelliklerini gözler önüne
seriyor. İngiltere’nin Crewe kasabasında geliştirilen,
tasarlanan ve el işçiliğiyle yaratılan Bentayga,
Bentley tarzının en duru halini yansıtıyor. Zamana
meydan okuyan zarif ve heykelsi görünümlü
Bentayga, atletiklik ve güven arasında mükemmel
bir denge kuruyor. Dört adet yuvarlak LED far ve
geniş matris ızgaradan, kolaylıkla ayırt edilebilen
güç hattı ve kaslı arka köşelere, Bentley’in genetik
yapısı kendini başından sonuna kadar belli ediyor.
608 beygir gücünde
Bentayga’nın kalbinde tamamen yeni Crewe
tarafından geliştirilen W12 TSI motor yer alıyor.
Bu 6,0 litrelik çift turbo motor ünitesi, rakipsiz
güç ve torkun lüksünü verimlilik ve zarafetle
birleştiriyor. Dünyada teknolojik açıdan en gelişmiş
12 silindirli motor olan bu ünite, 6.000 d/d’de
608 HP ve 1.250 d/d’den 4.500 d/d’ye kadar 900
Nm güç üretiyor. Bu göz alıcı güç üretimi, aynı
şekilde etkileyici performans rakamlarını da ortaya
çıkarıyor. Bentayga, 0-100 kilometre hızlanmasını
4,1 saniyede tamamlıyor ve saatte 301 kilometre
maksimum hıza çıkabiliyor. Yeni W12, hem direkt
hem de endirekt yakıt enjeksiyonu kullanıyor.
Bu iki teknoloji arasında sorunsuz bir şekilde
geçiş yapan bu sistemlerin birleşimi zarafeti de
maksimum düzeye çıkartarak, düşük partikül
emisyonu sağlıyor ve en yüksek düzeyde güç ile
tork üretimine ulaşıyor.
Zengin donanım
Bentayga şehir içi kullanımında da
birçok kolaylık sunuyor. Çeşitli trafik
işaretlerini tespit eden ve sürücü için
görüntüleyen Trafik İşareti Tanıma
(Traffic Sign Recognition); park
yerinden geri geri çıkarken arkadaki
trafiği radar teknolojisi kullanarak
algılayan Arka Geçiş Trafik Uyarısı
(Rear Crossing Traffic Warning);
ve dört kamera vasıtasıyla aracın
tüm çevresinin görüntüleyen Üstten
Görünüş (Top View) gibi özellikler
bir araya gelerek gündelik kullanışlılığı
daha da geliştiriyor. Bentayga’nın
tamamen yeni geliştirilmiş, 8 inçlik
çok modern bir dokunmatik ekrana
sahip bilgi-eğlence sistemi sınıfının
lideri bir teknolojiyi, 60 GB’lık hard
diski ve 30 farklı kullanım dilini
gururla sunuyor. Arka koltukta
yolculuk edenler, ilk kez sunulan
ve 4G, WiFi, rahatça kullanılabilir
Bluetooth ve hareket halinde bile
yüksek hızda bağlantı özelliklerine
sahip 10,2 inçlik, taşınabilir bir
Android cihaz olan Bentley Eğlence
Tableti’nden (Bentley Entertainment
Tablet) yararlanabiliyorlar.
236 kg daha hafif
Bentayga’nın tekerlek kemerleri,
çamurlukları ve tamponu spor
görünüm ile SUV duruşu arasında
sağlam bir denge sunuyor.
Olağanüstü keskin Bentley güç
hattı ve kaslı arka köşeler otomobil
dünyasında baskı ile şekillenmiş
en büyük tek parça alüminyumun
unsurları olarak yan görünümde
sıkı bir gerilim yaratıyorlar. Geniş
matris ızgara ve B şeklindeki kanat
havalandırmaları gibi Bentley
markasının sembol özellikleri
Bentayga’ya modern ve dinamik bir
zerafet katıyor. İleri tasarım, yenilikçi
mühendislik ve en gelişmiş üretim
teknolojilerinin bir araya gelmesi,
ayrıca hafif alüminyumun kullanımı,
geleneksel yapıdan 236 kilogram
daha hafif bir gövdenin üretimini
mümkün kıldı. Yeni Bentayga’nın
içine adım attığınızda kendinizi baştan
sona ahşap ve deri ile işlenmiş,
olağanüstü bir titizlikle mutlak
mükemmeli hedefleyerek üretilmiş,
dünya otomobil sektörünün ürettiği
en güzel kabinde buluyorsunuz.
Metal, ahşap ve derideki detaylı
işçilik modern İngiliz lüksünün somut
bir örneğini sergiliyor ve buna
ulaşmak ancak Bentley’in Crewe’deki
çalışanlarının istisnai beceri ve
duyarlılığı ile mümkün oluyor. Ahşap
kaplama ve metalin enfes bir şekilde
birleştiği unsurları ile Bentayga’nın
sürücü bölümü hassasiyet ve lüks
standartlarını yeniden belirliyor.
Gösterge paneli Bentley’in ikonik
“kanat” tasarımını esin kaynağı
olarak alıyor, bir kapıdan diğerine,
orta konsoldan yolcu bölümüne,
tavanlardan yerlere tüm yüzeyler
zarafetle akıyor.
Mitsubishi L200 daha sert daha güçlü
Ümit Işın’ın yol notlarını hazırladığı deneme sürüşünde, Türkiye’nin ve özellikle
Akdeniz Bölgesi’nin az bilinen yerlerinden Kasnak Meşesi Ormanı, Kovada Milli
Parkı, Yazılı Kanyonu ve Karacaören Baraj Gölü doğrultusunda araç kullanıldı.
Temsa Motorlu Araçlar, dünya çapında büyük heyecan yaratan 5. nesil Yeni
Mitsubishi L200’ü Isparta Davraz Dağı’nda gerçekleştirilen lansmanı ile Türkiye
pazarına tanıttı.
En zorlu yollarda bile daha sağlam, daha dayanıklı olan Yeni Mitsubishi L200,
pick-up pazarının tartışmasız lideri olmaya devam edeceği mesajını veriyor.
Yeni Mitsubishi L200, pickupsegmentinde çıtayı
yükseltti
Pick-up’ın sağlamlığının ve dayanıklılığının yanı sıra
sınıfında öncü konfor ve güvenlik özelliklerine
sahip olan Yeni L200, RISE gövde yapısı, darbe
emici şasisi ve yeni süspansiyon sistemi sayesinde
rahatlıkla her türlü zorluğun üstesinden geliyor.
Yenilenen efsane Mitsubishi L200, MIVEC ve Dizel
özellikleri bir arada sunduğu, dünyada bir ilke
imza attığı yeni motoru ile daha ekonomik, daha
güçlü ve daha çevreci olarak beklentilerin ötesine
geçiyor. Üstelik yüzde 20’ye varan yakıt tasarrufu
ve yüzde 17 daha az karbon salınımıyla Yeni
Mitsubishi L200 hem kullanıcılarının cebini hem de
çevreyi düşündüğünü bir kez daha kanıtlıyor.
Genişleyen iç kabin, yenilenen koltuklar, anahtarsız
çalıştırma sistemi, direksiyonda vites kulakçıkları,
çift bölgeli dijital klima ve Bi-xenon farlar ile
artırılmış konfor, Paris-Dakar Rallisi’nde elde ettiği
başarılar ile offroad performansını kanıtlamış
Pajero’dan geliştirilen yeni 4 sürüş modlu 4x4
Super Select sistemi, sessiz motor ve yalıtım
özellikleriyle pick-upkullanıcılarının tüm ihtiyaçlarını
karşılayan Yeni Mitsubishi L200, manevra
kabiliyetiyle şehir içinde ve dar yollarda kolaylık
sağlıyor. Tüm donanım seviyelerinde standart
olarak sunulan 7 adet hava yastığı, Aktif Çekiş
Denge Kontrolü, Yokuş Kalkış Destek Sistemi ve
Treyler Denge Kontrolü gibi artırılmış güvenlik
özellikleri ve güçlü gövde yapısı sayesinde de
güvenilir bir yol arkadaşı oluyor.
Zeka: “Açık ara pazar
lideri olan Mitsubishi L200
yenilenerek geliyor”
Türkiye pazarına Ağustos ayında
sunulan Yeni Mitsubishi L200’ün pazarı
ateşleyeceğine inandıklarını belirten
Temsa Motorlu Araçlar Genel Müdürü
Eşref Zeka, “Pick-up pazarındaki güçlü
oyuncumuz Mitsubishi L200, Temmuz
2015 itibarıyla yüzde 33gibi rekor
pazar payına ulaşarak, açık ara liderliğini
korumayı başardı. Ağustos ayında da
Türkiye pazarına sunduğumuz Yeni
Mitsubishi L200 ile pick-upsegmentine
yepyeni bir soluk getirerek iddiamızı
sürdüreceğiz. Bugüne kadar Mitsubishi
L200’den vazgeçemeyenler kadar, yeni
kullanıcıları da hayran bırakacağımıza
inanıyorum. Yeni Mitsubishi L200
sayesinde liderliğimizi pekiştirerek
devam ettirmeyi planlıyoruz” dedi.
Yeni Mitsubishi L200, 79.900
TL’den başlayan fiyatlarla…
Mitsubishi Motors, bugüne kadar
Mitsubishi L200’den vazgeçemeyenler
kadar yeni kullanıcıların da dikkatini
çekeceğini öngörerek 150 ülkede
yıllık 200.000 adetlik satış hedefliyor.
Yeni Mitsubishi L200’ü ‘Yılın Pickup’ı seçen İngiltere’nin önde gelen
haftalık otomobil dergisi Auto Express
de Avrupa’da resmi olarak pazara
sunulmadan önce sektöre hızlı bir giriş
yapan 5. Nesil Mitsubishi L200 ile ilgili
bu hedefi destekliyor.
Mitsubishi Motors’un yetmiş yıllık
pick-up ve 4x4 teknolojisi ile tasarlanan
Yeni Mitsubishi L200, sağlam, dayanıklı
ve çevreci kimliğini yeni donanım
paketi isimleri Storm, Tornado ve
Blizzard da yansıtıyor. 3 farklı donanım
5 farklı versiyonuyla Yeni Mitsubishi
L200, 79.900 TL’den başlayan fiyatlarla
tüketicilerin beğenisine sunuldu.
Üstelik Yeni Mitsubishi L200’ler
5yıl/100.000 km. garanti sunuyor.
Modeller
Model Yılı
Tavsiye Edilen
Anahtar Teslim Fiyatı
4X2 MT STORM2015
79.900 TL
4X2 AT STORM2015
83.400 TL
4X4 MT STORM2015
94.900 TL
4X4 MT TORNADO 2015
97.500 TL
4X4 AT BLIZZARD 2015
109.900 TL
NISSAN GRIPZ CONCEPT
Nissan, markanın yenilikçi geleceğine dair ipuçları veren yeni bir konsept otomobil tanıttı. Kompakt bir crossover boyutlarını
koruyan Nissan Gripz Concept, spor otomobil siluetini Zorlu sürüş koşullarıyla başa çıkabilecek bir yükseklikle bir arada
sunuyor
Avrupalı ve Japon tasarımcılar tarafından
şekillendirilen Nissan Gripz Concept, kompakt
crossover’ların yeteneklerini ve kullanışlılığını
spor bir otomobilin heyecanı ve performansıyla
buluşturuyor. Nissan Gripz Concept, günlük ulaşım
ihtiyaçlarını karşılamak ve haftasonu da gerçek
bir macera sunmak olarak iki yönlü bir otomobil
olarak düşünüldü. Nissan Gripz Concept’in
sürücüsü, hafta boyunca şehrin caddelerinde
dolaştıktan sonar izin gününde otomobiliyle
dağlarda sürüş keyfini yaşayabilir.
Gripz Concept, Nissan’ın crossover, dört çekişli
otomobiller ve spor otomobiller konusundaki
uzmanlığını yeni nesil için elektrikli motor
teknolojisiyle bir arada sunulmasını da simgeliyor.
Konseptin yüzü, alçağa yerleştirilmiş Nissan’ın
V-motion ön ızgarası tarafından domine edilirken
ızgaranın çevresini kısa ve uzun farlara da ev
sahipliği yapan aydınlatmalar alıyor. Farlara
gömülen sürüş yönüne dönük kameralar, tıpkı bir
bisikletlinin kask kamerası gibi çıkılan her yolculuğu
kaydediyor. Canlı besleme (live feed) özelliği
sayesinde yollardaki büyük maceralar canlı olarak
yayınlanabiliyor ve sürücü otomobilinin durumunu
arkadaşlarıyla bilgisayar, tablet veya akıllı telefon
üzerinden eşzamanlı olarak paylaşabiliyor. Üç
kollu 22 inçlik jantlarda da yarış bisikletlerinden
ilham alınırken, hafif ancak dayanıklı ve türüne
gore ince yapılı yüksek basınçlı, lastikler konsepte
özel olarak Bridgestone tarafından üretildi. Kırmızı
ve beyaz grafikler lastiklerin profillerini süslerken,
aynı desen konseptin iç mekanında direksiyonda
da kullanılmış. Nissan Gripz Concept de tıpkı
Nissan Sway Concept ve son dönemde tanıtılan
seri üretim modeler gibi “Gliding Wing” (kayan
kanat) gösterge tablosuna sahip. Bu zarif ve ince
tasarım güç ve sadeliği bir arada sunup konseptin
karakterini mükemmel biçimde yansıtıyor.
SUV KONFORU PICK-UP
YETENEĞİYLE BİRLEŞTİ
Japon otomotiv devi Toyota, Hilux modelini yeniledi. Tüm dünyada off-road denilince akıllara ilk gelen pick-up
modellerden biri olmayı başaran Toyota, Hilux modelini 8’inci neslini pazara sundu
J
apon otomotiv devi Toyota
pick-up modeli olan Hilux’un
8’inci neslini tanıttı. Kuzey
Kutbundan Antarktika’ya,
Volkanlardan Dakar Rallisi’ne kadar her
türlü koşulda kendisini bugüne kadar
ispatlayan Hilux’ın 8’inci nesli; teknolojik
özellikleri, sofistike tasarımı ve yüksek
off-road yetenekleriyle SUV tarzı
mükemmel bir sürüş konforu yansıtmayı
başarmış. Yeni Toyota Hilux, Pick-Up
segmentinde yeni bir çağın öncüsü
olmaya hazırlanırken, 4x4 yetenekleri ile
Land Cruiser seviyesine yakın olduğunu
da ispatladı. Toyota Türkiye Pazarlama
ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt,
Yeni Hilux’ın önümüzdeki yıldan
itibaren segmentinde lider olma iddiasını
taşıdığını belirterek, “2014 yılında 1.670
adet satmıştık. Yaklaşık yüzde 15’lik bir
pazar payımız var. 2016 yılı hedefimiz
ise segmentinde yüzde 30 civarında
pay alarak, 5 bin adetlere çıkarmak ve
pick-up segmentinde lider olmak. Hilux,
zaten16 milyondan fazla satış rakamıyla
dünyada da en çok satan pick-up” dedi.
Lider olmak için bütün ortam hazır
Hilux’ın Toyota içinde de önemli
bir yere sahip olduğunu vurgulayan
Bozkurt, “Corolla’dan sonra en çok
satan modelimiz. Artık Hilux’ı yine
lider pozisyonuna ulaştırmak için bütün
imkanlara sahibiz. Aracın üzerinde Land
Cruiser’dan esinlenmiş, hatta direk
alınmış özellikler Hilux’ta da var. Tüm
bunlar Hilux’ın hem şehirli hem de iş
aracı dediğimiz özelliklerin tek araçta
toplanmasına sebep oldu. Hilux ile
dünyanın her şartlarında gündüz işinizi
yapabilir, seyahat edebilirsiniz. Ama gece
olunca da yaşadığınız şehrin en lüks
restoranlarına bir 4x4 kullanıcısı olarak
smokininizi giyip gidebilirsiniz. Zaten
Hilux’ın en üst donanım seviyesinin ismi
de bu özelliğinden dolayı Hi-Cruiser”
diye konuştu.
4.2 inç renkli ekran
Önceki jenerasyona göre 70 mm daha
uzun 5,33 metre, 20 mm daha geniş
1,85 metre ve 35 mm daha alçak 1,81
metre olan Yeni Hilux, daha fazla taşıma
kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Güçlü bir
görünüme sahip sis farlarını barındıran
tampon ve “Under Priority- Öncelikli”
tasarım felsefesiyle oluşturulan alt ızgara,
Yeni Hilux’a şık ve güçlü bir görünüm
kazandırmış. İç mekanda, 7 inç’lik tablet
tarzı dokunmatik multimedya ekran
yer alıyor. Sürücünün önünde yer alan
yeni hız ve devir saati göstergelerinin
ortasında ise renkli 4.2 inç’lik TFT
çok fonksiyonlu bir ekran bulunuyor.
Direksiyondan da kolayca yönetilebilen
bu ekran, en gerekli sürüş bilgilerini
sürücüye yansıtıyor. Yeni kabin tasarımı,
bir önceki karoser yapısına göre daha
konforlu ve başarılı. Otomobil rahatlığına
kavuşturulan kabin, baş ve diz mesafesi
konusunda da cüretkar.
Verimli dizel ünite
Yeni Toyota Hilux, motor seçenekleriyle
de iddiasını artırıyor. Yeni 2.4 D-4D dizel
motor 150 bg güç/400
Nm tork üretirken,
2.8 D-4D dizel motor
ise 177 bg güç/450
Nm tork güç üretiyor.
Sadece 2 dizel motor
seçeneğiyle sunulan
araç, dört çeker sürüş
özelliğine sahip 2.4
D-4D motorunun 7.3
lt/ 100 km tüketim
ortalamasıyla ne kadar
verimli olduğunu da
kanıtlıyor. 2.4 D-4D
motora sahip Hilux, 6
ileri manuel şanzıman
ile sunulurken, yeni
2.8 D-4D ise dört
tekerlekten çekiş ve
yeni 6 ileri Süper ECT
(Elektronik kontrollü
şanzıman) otomatik
vites kutusuyla
donatıldı. Ayrıca tüm
Hilux modellerinde,
ECO ve POWER
olmak üzere iki farklı
sürüş modunda tercih
yapılabiliyor.
Yeni Volvo XC90 Türkiye’de!
Geçtiğimiz yaz sonunda dünya lansmanı gerçekleştirilen ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
merakla beklenen Yeni Volvo XC90, Türkiye’de kullanıcılarla buluştu.
Güç ve yakıt verimliliğinin rakipsiz kombinasyonu
Yeni XC90, performans ve yakıt verimliliğinin
olağanüstü kombinasyonuna sahip, 2 litrelik, 4
silindirli, 8 ileri şanzımana sahip 225 hp gücünde
D5 AWD motor seçeneği sunuyor.
Diğer bir alternatif ise ilerleyen aylarda sunulacak
olan T8 Twin Engine olacak. Türünün en iyi
örneği olan “Twin Engine” motoru, 2 litrelik, 4
silindirli supercharged ve turbo benzinli bir motoru
elektrikli bir motor ile bir araya getiriyor ve 406
HP ve 49 g/km karbondioksit (CO2) emisyonuyla
rakipsiz bir güç ve temizliğin kombinasyonu
sunuyor. Baştan ayağa yeniden tasarladığı
elektrik uyumlu XC90 T8 ise lüks bir SUV’dan
beklenen tüm performansı sunarken, küçük hibrid
otomobillerin bile ulaşamayacağı bir emisyon
düzeyine sahip. XC90 T8’in önümüzdeki aylarda
Türkiye’de satışa sunulması planlanıyor.
Lüks iç tasarım
Yeni Volvo XC90’ın iç kabinin en çarpıcı özelliği
ise tamamen yeni olan bu araç içi kontrol
sisteminin kalbini oluşturan tablet benzeri bir
dokunmatik konsolu. Hiçbir buton içermeyen
sistem, sürücülere araç kontrolü ve internet
tabanlı ürün ve hizmete erişmek için tamamen
yeni bir yol sunuyor. XC90’da yer alan ses sistemi,
19 adet Bowers &Wilkins hoparlör ve 1400
watt’lık D sınıfı bir amfiden oluşuyor. Sistemde
G
eleceğin tasarımını yakalayan, kendi
sınıfına özel yeni teknolojiler içeren ve
yeni Ölçeklenebilir Ürün Mimarisi (SPA)
teknolojisini kullanan Yeni Volvo XC90,
üç yıllık bir çalışmanın ve 11 milyar dolarlık bir
yatırım programının parçası oldu, Volvo tarihinde
yeni bir dönemin başlangıcını oluşturan ve merakla
beklenen Yeni Volvo XC90, Türkiye’de ilk kez
Haziran sonunda showroom’larda sergilenmeye
başlandı.
En kapsamlı standart güvenlik paketi
XC90, otomotiv endüstrisindeki en kapsamlı
ve teknolojik olarak en üst seviyedeki standart
güvenlik paketini sunuyor. Pakette her biri
dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan iki güvenlik
teknolojisi yer alıyor: Yoldan çıkma koruma paketi
ve kavşaklarda çarpışma anında otomatik fren
özelliği.
Yeni XC90, yoldan çıkma durumunda, ön emniyet
kemerleri yolcuların pozisyonlarını sabitlemek için
sıkılaşıyor. Koltuk ve koltuk çerçevesi arasındaki
enerji emilim özelliği otomobil sert bir zemine
düşüş yapınca ortaya çıkabilecek dikey güçleri
yastıklıyor ve böylece omurga yaralanmalarını
engellemeye yardım ediyor.
XC90, sürücü kavşaklarda bir araçla aniden karşı
karşıya gelince otomatik fren yapma teknolojisine
sahip dünyadaki ilk otomobil. Volvo Cars’ın tüm
otomatik frenleme fonksiyonlarını kapsayan City
Safety-Şehirde Güvenlik Sistemi, yeni XC90’da
standart olarak yer alıyor. Sistem, hem gündüz,
hem de gece, otomobilin önündeki araçları,
bisikletlileri ve yayaları kapsıyor.
ayrıca bir otomobile entegre edilmiş ilk hava
soğutmalı subwooferlardan biri de bulunuyor.
Otomobilin gövdesine monte edilen bu sistem
tüm iç kabini dev bir subwoofer’a çeviriyor.
Otomobillerin içinde dünya standartlarında canlı
performans deneyimi sunan hoparlörlerde ise son
sistem bir ses işlem yazılımı kullanılıyor.
XC90 ilk aşamada Momentum ve Inscription
donanım seviyesi ile sunuluyor. İlerleyen aylarda
R-Design’ın da sunulan donanım seviyelerine
eklenmesi planlanıyor. Otomotiv endüstrisindeki
en kapsamlı ve teknolojik olarak en üstseviyedeki
standart güvenlik paketini sunan yeni Volvo
XC90,305.390TL başlangıç fiyatıyla Türkiye’de
satılıyor.
ÖZGÜRLÜK İÇİN SAHNEYE ÇIKTI
CITROËN, C4 Cactus’un mirasından yükselen “Her yere gidebilir” görünümü ile dikkat çeken renkli ve eğlenceli
konsepti Cactus M’i Frankfurt Fuarı’nda tanıttı
C
ITROËN’nin eğlenceli, özgürlük duygusunu
yansıtan konsept otomobili CACTUS M
her tür arazide kullanıma imkan tanıyan,
sportif bir keyif aracı olarak tanımlanan
konsept oldukça renkli bir tasarıma sahip. Şişkin
çamurlukları daha kompakt ve kaslı bir görünüm
yaratırken, dik ön cam, yükseltilmiş gövde gibi dikkat
çekici özellikler CACTUS M’in sportif keyif aracı
kimliğine vurgu yapıyor. Cactus modelindeki gibi
Airbump® olarak tasarlanmış ve TPU (termo-plastik
poliüretan) kaplamalarıyla aynı konsept kullanılmış. İlk
defa CITROËN tarafından geliştirilen ve isim hakkı
alınan Airbump® aracı şehir içinde oluşabilecek
ufak darbelerden koruyor. Hem estetik hem de
fonksiyonel bu içi hava dolu kapsüller aracı adeta
ikinci bir deri gibi kaplıyor. Bu çekici, pratik buluş
şehir içi sürüşünü daha rahatlatıcı bir tecrübeye
dönüştürüyor.
CITROËN CACTUS M aynı
zamanda modüler bir araç; tavan
uzantısı yolcuların sörf tahtası
gibi ekipmanlarını bağlamalarını
sağlıyor. Araçta ayrıca surfboards
ve wakeboards’ların kolay
yüklenebilmesi için arkada ayrı
bir bölme yer alıyor. CACTUS
M’in üzerini örten tente ise aynı
zamanda çadır olarak da kullanım
şansı veriyor. CACTUS M, yatağa
dönüşebilen modüler kabini ve
çadır olabilen tavanıyla özgürlüğü
uçlarda yaşamaya izin veriyor.
Yenilikçi bir şişirme sistemine
sahip bu tavan aynı zamanda
yağmurlu havalarda koruma
sağlıyor. CITROËN CACTUS
M’in dokunmatik ekranı ve Easy
Push sistemi gibi günlük kullanıma
uygun teknolojileri ise C4 Cactus
modelinden geliyor.
R
LADA TÜRKİYE YOLLARINDA
usya’nın en tanınmış otomobil markası
Lada, Türkiye pazarına Mersa Otomotiv
ile dönüş yapıyor. Rusya’nın en büyük
otomotiv şirketi olan Avtovaz firması
tarafından üretilen Lada, 2012 yılından bu yana Gaz
ticari araçlar markasının Türkiye’de üretimi ve satışını
gerçekleştiren Mersa Otomotiv ile distribütörlük
anlaşması imzaladı. Anlaşma gereğince, Lada
modellerinden Granta, Kalina ve Niva Urban Kasım
ayından itibaren Türkiye’de satışa sunulacak. Bunu
2016 yılında ise Vesta ve XRay modelleri izleyecek.
Türkiye’de Rus Gaz markasını üretici ve distribütör
olarak temsil eden Mersa Otomotiv, Lada ile beraber
2016 yılında 40 yetkili satıcı ve 50 yetkili servisle
hizmet vermeyi planlıyor.
Euro 6 normlarına uygun benzinli ve dizel
motorlarıyla tüketiciyle buluşacak olan Lada
modelleri; standart ABS, BAS, ESC güvenlik
özelliklerinin yanı sıra, otomatik şanzıman seçeneği,
yağmur sensörü, far sensörü, ısıtmalı koltuk gibi
konfor özellikleriyle de ön plana çıkıyor. Lada,
ekonomikliğinin yanında kalitesi ile de dikkat çekiyor.
Gaz Ticari Araçlar Türkiye’nin
yanı sıra Lada Türkiye’nin de
genel müdürlüğü görevini de
üstlenen Cengiz Tiryakioğlu, iki Rus
markasını temsil etmenin bir sinerji
yaratacağını söyleyerek “Lada 90’lı
yıllarda Türkiye’de en çok satılan
otomobil markaları arasındaydı.
Rusya’da da Pazar payı şu anda
yüzde 20 civarında. Lada mevcut
modelleriyle 2016 yılından itibaren
Avrupa’nın pek çok ülkesinde de
satışa sunulacak. Mersa Otomotiv
olarak güçlenecek ve büyüyecek olan
altyapımız ve hizmet ağımız sayesinde
müşterilerimiz Lada’yı tercih
ettiklerinde satış-servis konusunda
hiçbir sorun yaşamayacaklar. Mersa
Otomotiv, binek ve ticari araçta
sunacağı geniş ürün yelpazesi ile
şimdi daha çok müşteriye ulaşacaktır”
dedi.
P
Peugeot Sport’tan 308 GTi
eugeot 308’in satışa sunulduğu 2013
yılından bu yana, sürüşü eşsiz hisler
sunduğundan, spor versiyonu da herkes
tarafından merakla bekleniyordu.
Özellikle titiz bir müşteri kesimine gamın
en radikal modelini sunmak hedeflendi. Bu
otomobil severlerin isteklerini tatmin etmek
amacıyla, aynı dili konuşan, aynı performans
tutkusuyla beslenen bir geliştirme ekibi
gerekiyordu. Peugeot bu görevi, tüm dünya
zeminlerinde edinilen bilgi birikimine sahip
Peugeot Sport mühendislerinin ellerine teslim
etti.
270 veya 250 HP güç üreten 1.6L Turbo
motorlu, Torsen® kilitli diferansiyelli, özel şasi
ayarlarından yararlanan, Peugeot i-Cockpit
donanımlı “308 GTi by Peugeot Sport” ile pilot
kullanıcısı şimdi en gelişmiş araca sahip. Üstelik,
1.6L Turbo motor, 139 g/km CO2 emisyonu ve
6,0 L/100km düşük yakıt tüketimi ile sınıfının en
verimlisi.
308 GTi by Peugeot
Sport
Efsanevi 205 GTi’ın lansmanından
bu yana, 800 000’in üzerinde satılan
Peugeot sportif modelleri sahiplerine
eşsiz bir sürüş keyfi sundular : 309 GTi,
405 Mi16, 306 S16 … 208 GTi, RCZ
R ve şimdi de yeni Peugeot 308 GTi
by Peugeot Sport.
308 GTi by Peugeot Sport, bu yeni
versiyon kendisini geliştiren ekibin
adını taşıyor.
Araçta 182 kW (250 HP) ve 200
kW (270 HP) şeklinde iki farklı güç
kademesinde sunulan 1.6L THP S&S
motor yer alıyor. Stop&Start sistemli
Euro6 uyumlu bu motor sadece
139 g/km CO2 emisyonu ve 6,0
l/100km’lik yakıt tüketimi sergiliyor.
Sadece 4,46 kg/HP’lik sınıfında rekor
oluşturan ağırlık/güç oranı ile 308 GTi
270 modeli 0 - 100 km/s hızlanmasını
sadece 6,0 saniyede tamamlarken,
0-1000m’yi 25,3 saniyede kat ediyor.
308 GTi, kaslı ve özgün bir
tasarıma sahip. 11 milimetre
azaltılmış zemin yüksekliği,
benzersiz tasarım ve iç mekan
detaylarına sahip.
308 GTi 270 kilitli Torsen®
diferansiyel ile Michelin Super Sport
lastikli 19 inçlik Carbone19 jantlara
sahip.
308 GTi 270’e özgü olarak, çift
renkli gövde yeni ve özel Ultimate
kırmızı ile İnci siyahını buluşturuyor.
Bunlar 308 GTi ürün gamının
altı farklı rengi arasında yer alıyor:
Ultimate kırmızı, Manyetik mavi,
İnci siyah, Tekno gri, Sedefli beyaz
ile Fırtına Grisi.
308 GTi 270 önde kırmızı kaliperli
ve Peugeot sport imzalı, 380 mm ve
arkada 268 mm disklerle donatılmış.
Sadece belli pazarlarda satışa
sunulacak 308 GTi 250 versiyonu ise,
0 - 100 km/s hızlanmasını sadece 6,2
saniyede tamamlarken, 0-1000m’yi
25,6 saniyede kat ediyor.
Peugeot Sport yarış pilotları
tarafından ayarlanan şasi, tüm
devirlerde dolu motor, özel
egzoz sesi, Peugeot i-Cockpit,
Performance Pack, sportif koltuklar
ile sonucu heyecan veriyor.
YENİ MEGANE ARTIK DAHA DİNAMİK
Tüm dünyada 6,5 milyon adetten fazla satılan Renault Megane’ın lansmanından 20 yıl sonra, Renault, ürün
gamının kalbini yeniliyor ve 4. nesil Yeni Megane’ı gün yüzüne çıkardı
Y
eni Megane, son derece rekabetçi bir
segmentte, dinamik çizgileri, sıradışı öne ve
arka far tasarımı ile dikkat çekiyor. Renault
Sport genleri taşıyan GT versiyonu Yeni
Megane ürün gamının başını çekiyor. Yeni far tasarımı
ile öne çıkan ve son derece dengeli ölçüleriyle Yeni
Megane her şeyden önce bir Renault. Yeni Megane,
kaslı yapısı ve büyük dikey logo ile vurgulanan ön
yüzü sayesinde Marka’nın tasarım genlerini alıyor.
Yeni Megane, Renault Talisman çizgisinde, « C »
şeklinde yanlara doğru uzanan farları ile ayrıcalıklı
far tasarımı imzası barındırıyor. Arka kısımda, gece
ve gündüz görülebilen bu ışıklı imza, aracın genişlik
algısını arttırıyor. « Yeni Megane’ın ilk başkışta,
kompakt hatchback’lerin rekabetçi pazarında,
rakiplerinden ayrılması esastı » Franck Le Gall.
Megane 3’e göre 25 mm daha alçak, önde 47 mm,
arkada 39 daha fazla genişlik ile Yeni Megane yola
mükemmel oturuyor. 28 mm daha uzun dingil
mesafesi ve daha kısa
arka dingil çıkıntısı
ile sportif bir siluet
çiziyor. « Öne
doğru yönelen net
ve sağlam hatlar yan
yüzey üzerine çizildi.
Özenle tasarlanmış
çizgileri Yeni Megane’a
dinamizm ve kişilik
katıyor. » Franck Le
Gall, dış tasarımcı.
Izgara yan çıtalar ve
kapı kollarındaki krom
ayrıntılar hemen
göze çarpıyor. Kaput
üstündeki ince çizgiler
ön yüzün karakterini
güçlendiriyor.
GT serisi sunulacak
Yeni Megane GT’nin ön yüzü sportifliği
yansıtıyor. Geniş hava giriş kanalı ve
ızgaralar arı kovanı şeklinde yer alıyor.
F1 dünyasından alınan, arkada krom
iki egzos çıkışı Yeni Megane GT’nin
tasarımını güçlendiriyor. Yeni Megane
GT arkada, kanatlarda ve önde «
Renault Sport » logosu taşıyor. Bu
sportif versiyona özel « Iron Mavi »
renk seçeneği önde ve yan aynalarda
« Dark Metal » dokunuşu Yeni
Megane’ın GT dünyasına aidiyetini
güçlendiriyor. Yeni Megane GT
Renault Sport tarafından özel olarak
geliştirilmiş 18ʺ elmas kesimli
alüminyum jantlar ile sunuluyor. Yeni
Megane iç mekanı, bir üst sınıfa ait
teknolojileri ve motor seçenekleri ile
otomobilseverlerle buluşuyor.
Peugeot 208, şimdi daha da etkileyici !
Yüksek verimli 3 sindirli PureTech ve Stop&Start sistemine sahip e-HDi dizel motor seçenekleri yüksek
performanslarının yanında düşük yakıt tüketimleri ile dikkat çekiyor.
Y
enilenen Peugeot 208’e,
2.750 TL’ye varan “Otomatik
Vites Desteği” ve araç
fiyatının yarısı peşin yarısı
ayda 606 TL’den başlayan taksitler ile
sahip olma şansı sizleri bekliyor.
Tampon köşelerine
yaklaştırılan sis farları ile
birlikte bu yeni kimlik,
araca daha dinamik ve
sportif bir görünüm
kazandırıyor.
Daha dinamik, sportif dış
tasarım
Ön tasarımda yapılan
değişikliklere ek olarak,
dinamik ve sportif
tasarım, araca daha
keskin ve aslansı bir
bakış kazandıran yeni
çift renkli farlar, siyah ve
krom gövde parçaları ve
markanın tasarım imzası
olan 3D LED’li stoplar ile
vurgulanıyor.
Ön yüzde, yeni tampon daha
keskin, net ve kaslı çizgiler sergiliyor.
Genişletilmiş ön ızgara ve krom çıta
tampon içine entegre edildi. Yüksek
donanım seviyelerinde, ızgarada
kullanılan yeni “Equalizer” kromaj,
benzersiz bir 3D efekti veriyor.
Yeni Peugeot 208’in içinde,
lansmanından bu yana kullanıcılar
tarafından beğenilen, kompakt
direksiyon simidi, göz hizasında
yerleştirilmiş gösterge paneli ve
7”geniş dokunmatik ekrandan
oluşan Peugeot i-Cockpit dikkat
çekiyor.
İkinci donanım seviyesinden
itibaren standart olarak sunulan
7” geniş dokunmatik ekran,
radyo, navigasyon, telefon
ve yol bilgisayarı gibi çeşitli
araç fonksiyonlarına erişimi
kolaylaştırıyor. Buna ek olarak,
akıllı telefon ekranının araç ekranı
üzerine taşınmasını ve belirli
uygulamaların kullanılmasını
sağlayan yeni MirrorScreen
sistemini barındırıyor.
Göz alıcı V8 Vantage N430
Göz alıcı V8 Vantage N430, başarılı “N” otomobillerinin mirası üzerinde yükseliyor
A
Cesur yeni tarz seçenekleri N430’un açık spor soyundan geliyor.
ston Martin, sembol haline
gelmiş olan V8 Vantage
yelpazesine cesur bir
ekleme yapıyor ve zamansız
DB9’a yeni etkileyici özel versiyonlar
görücülerle buluşuyor. Spor odaklı
Vantage serisinin albenisini geliştiren
ve Aston Martin’in GT’sinin zamana
dayanan albenisini yükselten DB9’un yeni
modelleri göz alıcı bir güzellik ve klasik
zarafet sunuyor.
V8 Vantage N430: yarış
için yaratıldı, spor tarzı
verildi
Yeni V8 Vantage N430’un kalbinde
saf, katıksız eğlence yatıyor. Yolda
mükemmel performans için N430
Coupe veya Roadster formlarında
mevcut ve hareketli V8 Vantage S’in
performansına yaklaşan 7.300 rpm 436
PS güç barındırıyor.
N430 tamamen pistte geliştirilmiş
heyecanı yolda ulaşılabilir, duygusal
olarak harekete geçici ve otantik olarak
“analog” bir şekilde aktarmak için
tasarlandı. Vantage’ın dinamik zindeliği
N430’un göz alıcı güzelliğini mükemmel
şekilde tamamlıyor.
Karbon fiber ve kevlar koltuklar gibi
hafif ve spor odaklı özellikleri ve hepsi
bir arada 20 kg hafifleme sağlayan on
şeritli dövme alaşımlı grafit boyalı jantları
kendinden gelen dinamik kabiliyet
ile birleştiğinde GT-4’ten ilham alan
N430’un kulüp spor ortamında üstün
performans sağlamak için yaratıldığı
görülüyor.
Bu yüzden yeni V8
Vantage N430’un 190
mph (304 km/h) hız
kapasitesi ve 0-60 mph’ye
4,6 saniyede çıkması
şaşırtıcı değil.
Güç arka tekerleklere spor tip altı
vitesli manuel bir şanzıman ile iletiliyor;
en sürücü odaklı ancak dâhil edici
konfigürasyonu arayanlar için ise
yakın oranlı altı vitesli Sportshift™ II
otomatikleştirilmiş manuel şanzıman
seçeneği mevcut.
N430’un ön ortasına monte edilmiş, 4.7
litrelik, tamamen alaşımdan üretilmiş,
dörtlü üstten kamlı, kuru karterli V8
motoru dikkat çeken spor egzoz, GT
yarışlarında sayısız zafer ile bilenmiş
aerodinamik ve rekabete odaklı fren
sistemi ile tamamlanıyor.
Vantage tasarımının kompakt boyutları
ve kendinden gelen dengesi dikkatlice
kalibre edilen spor süspansiyon ayarı
ve hızlı oranlı direksiyon kremayeri ile
desteklenerek gerçekten meraklısı olan
sürücüleri yolda ve pistte ödüllendiriyor.
Özel bir Aston Martin Test Merkezi’nin
bulunduğu Nürburgring’deki
Nordschleife dâhil olmak üzere dünyanın
dört bir yanındaki pistlerde saatler
boyunca yapılan testler gerçekten Aston
Martin’in “N” otomobil ailesine katılmayı
hak eden bir makine ortaya çıkarmış
durumda.
Pist düşüncesi uyandırmak şekilde tarz
verilen N430, Aston Martin’in spor
mirasını ve motor sporları başarısını
selamlıyor. Özellikle belirlenmiş karanlık
temalı dış detaylar - grafit boyalı dövme
alaşım tekerlekler ve siyah ön ızgara, ön
far çerçeveleri, dış ağlar, yan pencere
çerçeveleri, dokulu egzoz borusu apreleri
ve siyah çerçeveli şeffaf arka farlar tam
dozunda bir tehlike ve heyecan havası
veriyor.
Türkiye’de hiç bir başarı cezasız
kalmaz...’ Türk Malı Jeep’in Gizemli
Öyküsü!
Yıllar sonra, 1988’de, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri ortak projesi harekete geçirildi.
T
uzla’da, “Askeri Jeep (jip)
Üretimi”… Ve Tuzla Jeep
Fabrikası, 1990’da seri üretime
geçti. 15 yıldan fazla sürede,
yerli 13 bin kadar askeri jip üretti, çeşit
çeşit; her ihtiyacı karşılayan… Sonra,
2006’da, üretim durduruldu, hiçbir
açıklama yapılmadan!.. “İhtiyaç yok”
denildi. Artık ihtiyaçlar daha pahalıya
gelen ithal araçlarla gideriliyor…
Yerli malı kullanmalı” ise... Tamamı
yerli olan Tuzla Jeep’lerinin üretimine
neden son verildi, bilen var mı?
Tuzla üretimi askeri araçlar halen
TSK’da kullanılıyor. Bu üretimlerin
ayrıntıları, “askeri proje” olması
nedeniyle saydamlıktan uzak tutuldu.
Üretimin neden durdurulduğunu değil
kamuoyu ve basın; projede görev
alan askeri ve sivil uzmanlar dahi
anlayamadı, açıklayamadı. Tuzla’da
Jeep’lerin üretildiği fabrika, 1954
yılında, “Türk Willys Overland” adıyla
kurulmuştu. Türkiye’nin ilk otomotiv
fabrikası sayılan bu yerde, ABD’den
getirilen parçalar yerli parçalarla
montajlanarak sivil ve askerî amaçlı
Jeep, kamyonet üretiliyordu. Fabrika
daha sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne
devredildi. 1986 yılından itibaren ‘T
Model’ adıyla jiplerin yerlileştirilmesi
çalışmalarına geçildi. 1990’lı yıllarda da
yüzde yüz yerli GT ve GTD Model
olarak askerî jip üretimine başlandı.
Araçlara ait marka tescili, 1995’te Türk
Patent Enstitüsü tarafından ‘Tuzla
1013’ adı ve ‘T’ logosuyla yapıldı.
Ayrıca, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
Sanayi Genel Müdürlüğü’nden araç
tip onay belgeleri alınarak, ihracat için
gerekli şartlar elde edildi.
Ne oldu? Neden Oldu?
“Tuzla Jeep Fabrikası’nda üretime
neden son verildi?” sorusunu, bu işin
içinde olan kime sorarsak soralım,
yüzlerinde anlamlı, hüzünlü bir ifade
gördük. Yanıt hep aynı: “Bilmiyorum.
Anlamadım.” Ama sanki biliyorlar,
anlıyorlar da söyleyemiyorlar gibi…
Bu konuda, en açık konuşan ve
bilgilendiren isim, Yıldız Teknik
Üniversitesi Makine Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Rahmi Güçlü. Kendisi, Tuzla
Fabrikası’nda yerli jip üreten ekibin
içinde yıllarca görev üstlenmiş bir
mühendis ve akademisyen… “Neler
oldu? Neden oldu? Tuzla Jeep
Fabrikası’nın yerli üretimi neden
durduruldu?” sorusuna yanıt verirken,
“Bu konuyu yetkililer de bilmiyor.
Yanıtı ancak üst düzey makam ve
yetkililer verebilir, onlara sormak
lazım. Ordu’nun bir konsept değişikliği
yapacağı, imalat sektöründen çıkacağı,
farklı bir konsepte gireceği şeklinde bir
düşünce ifade ediliyordu. Bu fabrikada
üretimin durdurulacağı, hatta fabrikanın
kapatılacağı zaten sürekli konuşulan
bir şeydi. Birileri bu işten memnunken,
birileri de rahatsız olmuş olabilir”
diyerek söze başlayan Prof. Güçlü
şöyle devam ediyor: “İmalat kolay iş
değil. Yatırım, risk gerektirir. Herkes
bunu göze alamıyor. Çoğu sanayici
bundan kaçınıyor, ithalat kolaya
geliyor. TSK da bugün ithal ediyor…
Bizim yapmaya, gerçekleştirmeye
çalıştığımız; yerli olarak ürettiğimiz ama
her seferinde içeriden ve dışarıdan
önümüzün kesildiği onlarca proje var.
Devrim arabaları bir örnek… Benzin
unutuldu diye proje iptal edilir mi?
Buna kim inanır? Türkiye uçak yapıp
Hollanda’ya ihraç ettiği zaman da proje
durduruldu. Dış güçler engel oluyor
ama tabii içerden de onlara destek
olanlar çıkıyor.”
Ne oldu? Neden Oldu?
“Tuzla Jeep Fabrikası’nda üretime
neden son verildi?” sorusunu, bu işin
içinde olan kime sorarsak soralım,
yüzlerinde anlamlı, hüzünlü bir ifade
gördük. Yanıt hep aynı: “Bilmiyorum.
Anlamadım.” Ama sanki biliyorlar,
anlıyorlar da söyleyemiyorlar gibi…
Bu konuda, en açık konuşan ve
bilgilendiren isim, Yıldız Teknik
Üniversitesi Makine Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Rahmi Güçlü. Kendisi, Tuzla
Fabrikası’nda yerli jip üreten ekibin
içinde yıllarca görev üstlenmiş bir
mühendis ve akademisyen… “Neler
oldu? Neden oldu? Tuzla Jeep
Fabrikası’nın yerli üretimi neden
durduruldu?” sorusuna yanıt verirken,
“Bu konuyu yetkililer de bilmiyor.
Yanıtı ancak üst düzey makam ve
yetkililer verebilir, onlara sormak
lazım. Ordu’nun bir konsept değişikliği
yapacağı, imalat sektöründen çıkacağı,
farklı bir konsepte gireceği şeklinde bir
düşünce ifade ediliyordu. Bu fabrikada
üretimin durdurulacağı, hatta fabrikanın
kapatılacağı zaten sürekli konuşulan
bir şeydi. Birileri bu işten memnunken,
birileri de rahatsız olmuş olabilir”
diyerek söze başlayan Prof. Güçlü
şöyle devam ediyor: “İmalat kolay iş
değil. Yatırım, risk gerektirir. Herkes
bunu göze alamıyor. Çoğu sanayici
bundan kaçınıyor, ithalat kolaya
geliyor. TSK da bugün ithal ediyor…
Bizim yapmaya, gerçekleştirmeye
çalıştığımız; yerli olarak ürettiğimiz ama
her seferinde içeriden ve dışarıdan
önümüzün kesildiği onlarca proje var.
Devrim arabaları bir örnek… Benzin
unutuldu diye proje iptal edilir mi?
Buna kim inanır? Türkiye uçak yapıp
Hollanda’ya ihraç ettiği zaman da proje
durduruldu. Dış güçler engel oluyor
ama tabii içerden de onlara destek
olanlar çıkıyor.”
“Tuzla Fabrikası, Türkiye’nin yerli malı
ilk seri üretim otomotiv fabrikasıdır.
Burada 4 x 4 yerli askeri arazi
araçları üretildi, 15 farklı model…
Komutan aracı, personel aracı, mobil
silah araçları, ambülans… Ben kesin
cümlelerle şunu ifade edeyim: Bu
projede geldiğimiz noktada ürettiğimiz
araçlar, teknolojik açıdan, yurtdışından
ithal edilen araçlardan çok daha
üstündü. İthal taşıtların tırmanamadığı
eğime bizimkiler tırmanır…”
SORUŞTURMA
İHTİYACI
Türkiye’nin ilk ulusal yer gözlem
uydusu Göktürk-2 projesinde de yer
alan Prof. Dr. Rahmi Güçlü, 2006
sürecini “üzücü bir nokta” olarak
nitelendirirken ve “Yetkililer tarafından
araştırılması, niye böyle olduğunun
soruşturulması, sorgulanması gerekir”
derken, mevcut sistem ve altyapının
farklı bir açıdan ele alınabileceği,
üretime tekrar başlanabileceği mesajını
veriyor: “Bugün milli uydumuz
Göktürk-2’nin üretilmesi ne kadar
önemliyse, 1990’lı yıllarda yerli bir
askeri araç tasarlamak ve üretmek de
o kadar önemliydi, bugün de halen
çok önemli. Bu projenin kahramanları
var: Ben o zamanlar Yıldız Teknik
Üniversitesi Araştırma Görevlisi olarak
ekipteydim. Bir avuç Türk mühendisin
ve komutanın örnek gösterilecek
başarısıdır bu. Ders kitaplarına, tarihe
not düşülecek bir konudur. TSK
açısından stratejik önemi çok büyük
bir proje ve üretimdi. Ben inanıyorum
ki bugün bile böyle bir yerli üretim
olanak ve teknolojisine sahip fabrika
pek yoktur. O tarihte vites kutusu
hataları, orada kurduğumuz deney
setiyle tespit edilebiliyor ve böylece
tüm vites kutusu hatalı diye çöpe
atılmıyordu. Her ihtiyaç ya fabrikada
üretildi veya iç piyasadan temin
edildi. Üretilen araçların maliyeti, ithal
edilenlerin maliyetinin çok altındaydı.”
OSMANLI’DA ARABA SEVDASI
Ö
FATİH SULTAN MEHMET ÖLDÜGÜNDE, İSTANBUL DAKİ ARABA MODASI NEYDİ ?
nce ARABA ile
OTOMOBİL arasındaki farkı
anlatarak başlamak isterim.
Araba kendisi dışından bir
güçle çekilen veya itilen ulaşım ve
taşıma aracıdır.
Otomobil ise, gücünü kendi içinde
yakıtla çalışan bir motordan alan,
önden çekişli, arkadan itişli veya yere
bağlantısı bulunan 4 tekerleğinden
aldığı güçle hareket eden ulaşım veya
taşıma aracıdır.
Tekerleğin keşfedildiği ilk andan
itibaren gelişimini hep sürdüren
ulaşım araçları, motorun da devreye
girmesiyle hızlandı. Fakat motordan
önce çeşitli hayvanların çektiği
araçlar popülerdi. Osmanlı’da bir
kesim o zamanlar trendleri yakından
takip eden bir topluluk olduğundan;
dönemin Avrupa’sında kullanılan tüm
araçlar İstanbul’da da görülüyordu.
Ve o kesim Osmanlı’nın İmparatorluk
olduğu zamanda, bu gelişimini en üst
düzeye getirmiş ve kendisine özgü bir
takım tasarımları da yollara çıkartmıştı.
İSTANBUL yeni fethedilmişti!
OSMANLI İmparatorluğu’nda araba
kullanımına öncülük eden ilk padişah,
Fatih Sultan Mehmet.
Fatih sultan Mehmet’in son seferine
hanto tipi bir araba ile çıkması ve yolda
vefatı üzerine cenazesinin yine aynı
araba ile getirilişi, Osmanlı’da araba
dönemini başlattı.
Pay-ı taht İstanbul’da sadece saray
mensuplarına mahsus bir lüks sayılan
araba, 19. yüzyılda Tanzimat’la birlikte
Osmanlı halkı arasında moda hale
geldi.
1800’lü yılların ikinci yarısı, İstanbul ile
süslü arabaların tanışmaya başladıkları
en güzel dönemlerdi. İstanbul’un
doğası ve yapısına uygun bu araçlar
çok kısa sürede moda oldu. Doğal
olarak süslü arabalar genelde ekalliyet
ve üst sınıf tarafından kullanılırdı. Hatta
bir rivayete göre tatil günleri için ayrı
araba kullanabilen çok zengin bir kısım
da bulunuyordu.
O yıllarda İstanbul, sokak ve
caddelerinde görülen belli başlı araba
tipleri:
KİRA ARABALARI: O dönemin en
çok kullanılan araçlarından bir olan
KİRA arabaları bu günün taksileri ile
eş değerdi. Sürücü beygirleri adı da
verilen İstanbul’un kira arabaları iki
çeşitti: Numarasız lüksler, gündüz ve
gece arabaları. Kira arabalarının tarifesi
şöyle idi: 20 dakikayı bulmayacak yollar
5 – 7.5 kuruş, kırk dakikadan eksik
mesafelerin saati 10, güneş batımından
gece yarısına kadar 15 kuruş, hava
kararınca 20 kuruştu.
SEDYE: Asilzadelerin, turistlerin,
zenginlerin araba yerine kullandıkları,
iki – dört uşak tarafından taşınan
kabinli taht – ı revanlar. Bunlar kısa
mesafeler için kullanılan zenginlik
gösterisi sayılan araçlardı.
SANDIK ARABALARI: Genellikle
yük taşımayı amaçlayan, tek veya çift
atlı, kutu biçiminde halk tipi arabalar.
Günümüzün kamyonları gibi kullanılırdı.
Hatta küçük boyları daha pratik
olduğundan kabul görürdü.
KUPA: Avrupa’dan ithal, siyah renkli
ahşapla kaplı, atların çektiği arabalar.
Sultan Abdülhamit devrinde kadınların
sadece kupalara binmesine izin
verilmiş. Bu arabalar genelde her tarafı
kapalı olan araçlardı.
HANTO: Saray kadınlarınca kullanılan,
tepesi ve köşeleri billur ve gümüş
topuzlu, ağır arabalar.Saltanata mensup
özellikle kadınların kullandığı bu
araç, zamanında gizli işlerde de çok
kullanıldı.
TALİKA: Daha çok şehir dışındaki
sayfiye yerlerine gidiş için kullanılan,
koçulara nazaran daha süssüz, perdeli
ve tenteli arabalar.
KAP: İngiltere’den ithal edilmiş,
genellikle Kadıköy yakasında,
resmi nitelikli olarak kullanılan arabalar.
Genelde, orta düzey devlet çalışanları
kullanıyordu.
Fenerbahçe piyasasında kullanıldığı
görülen şık arabalar. İstanbul’da
sayıları 5 – 10 civarında idi.O dönem
İstanbul’unun en zenginlerinin
tercihiydi. Zira, o dönemin Kadıköy
bölgesinin en zengini sayılan Sarraf Ali
Efendi’nin iki tane olduğu rivayetler
arasında.
FAYTON: Abdülmecit döneminde
Avrupa’dan gelmiş, önceleri saray veya
konak arabaları sonraları kira faytonları
olarak kullanılan üstü körüklü tek veya
çift atlı arabalar. Sonrasında ise, halkın
en çok tercih ettiği arabalardı. Sebebi
ise, hem hafif olması hem de tek atla
bile çekilebilir olmasıydı.
LANDON: Alman kökenli, faytonlara
nazaran ağır ve oturaklı bir gövdesi
olan, iki parçalı körüklü, daha çok
KOÇU: Başı kurdeleli ya da çiçekli ama
mutlaka çıngıraklı öküzlerin çektiği,
sırma püsküllü tenteli tek düze yaygın
halk arabası. 2. Mahmut döneminde
toplam adetleri 700 civarında idi.
Bu arabalar hem yük hem de insan
taşıdığından çok kullanım amaçlı olarak
revaçta oldu.
OMNİBUS: 19. yüzyılın ikinci
yarısında İstanbul halkının günlük
yaşamına katıldı. 2 – 4 atla çekilen
ve 15 – 20 kişi taşıyabilen şık
görünümlü dolmuş arabaları için bu
deyim kullanılmaktaydı. Günümüzün
minibüsleri olarak da adlandırabiliriz.
EN ÇİRKİN TASARIMLAR