Sayı 6 - Geri Dönüşümcüler Konfederasyonu

Transkript

Sayı 6 - Geri Dönüşümcüler Konfederasyonu
Ülkemizde Geri Dönüßüm
Sektörünün Hukuki SorunlarÝ
Geri Dönüßüm Sanat Atölyesi
Çevre ve Þehirçilik BakanlÝÛÝ
Çevre Yönetimi Genel Müdürü
Mehmet Baß ile söyleßi
Küresel IsÝnmanÝn Nedeni
Karbondioksit DeÛil mi?
AtÝklarÝn Geri KazanÝmÝ ve
Elektrik Enerjisi Üretim Sistemleri
BilmediÛimiz Tehlikeleriyle Fosil YakÝtlar
WWF-Türkiye FotoÛraf YarÝßmasÝ
Haberler
Ülkemizde Geri Dönüşüm Sektörünün Hukuki Sorunları
Geri dönüşüm konusu yani yeniden değerlendirme imkânı olan atıkların ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dahil edilmesi son yıllarda giderek
çok büyük bir önem kazanmıştır.
Çünkü gerek içinde yaşadığımız dünyanın gerekse ülkemizin doğal kaynakları sınırlı
olup verimli kullanılmadığı takdirde tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Bu nedenle geri dönüşüm konusu AB ve diğer gelişmiş ülkelerin en önemli gündem
maddesi olmuş ve bu alan son derece ayrıntılı olarak yasal çerçeveye oturtulmuştur.
AB ile yürütmekte olduğumuz müzakerelerin de en kapsamlı alanı çevre olup üyelik
sürecinde bizim en çok zorlanacağımız konuların başında gelmektedir.
Bunun birçok nedeni vardır. En önemli nedenlerinden biri maalesef ülkemizin yıllardan beri uzun vadeli bir
çevre stratejik planı olmamasıdır. Bu alanı düzenleyen yasal ve hukuki metinler son derece sınırlı olup aynı
zamanda dağınıktır. Hepsinden önemlisi de bireylerde ve kurumlarda yeterli düzeyde çevre bilinci oluşturulamamıştır.
AB ile müzakere süreci başladıktan sonra bu alanda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. AB müktesebatına
uyum sağlamak için yeni yönetmelikler çıkartılmış ve mevcutlarla AB müktesebatına uyum amacı ile güncellenmiş ya da yeniden düzenlenmiştir.
Ama yapılan düzenlemeklerde doğal olarak öncelik çevrenin korunmasına verilmektedir.
Buna karşılık çevresel atıkların yeniden ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan düzenlemeler son derece
az ve yetersizdir.
Merkezi otoritenin yani devletin bu alanı yeterince düzenlememesi ve zorlayıcı kurallar koymaması, yerel
yönetimlerinde (büyük şehirler dahil olmak üzere ) son derece yetersiz kalması nedeniyle ülke ekonomisine
kazandırılması mümkün olan milyarlarca liralık ekonomik değer yok olup gitmektedir.
Bu alana yönelik sorunlar saymakla bitmez. Ama sorunların çözümü geri dönüşümün önemini anlamak ve
halkın sahiplenmesini sağlamaktan geçer. Bu nedenle öncelikle yapılması gereken Çevre Bakanlığının çevre
ile ilgili olmayan görevlerinden arındırılarak Bakanlık bünyesinde geri dönüşümle ilgili bir genel müdürlük
kurulması daha verimli çalışmasının sağlanmasıdır. İkincisi mevzuattaki boşlukları kısa sürede doldurulması
ve bu yapılırken de bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının, firmaların ve toplumun katılımı
sağlanmalıdır. Üçüncüsü de geri dönüşüm alanına toplumun ilgi ve katılımının sağlanması için bu alanda
faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına destek verilmeli ve onların çalışmaları teşvik edilmelidir. İlk aşamada bunlar yapılırsa daha sonraki aşamalar için büyük zaman ve fırsat kazanmış oluruz.
Geri Dönüşümcüler Birliği Federasyonu
Başkan Yardımcısı
Orhan Yıldız
ARALIK 2012
3
İçİndekİleR
03
Ülkemizde Geri Dönüşüm Sektörünün
Hukuki Sorunları
Orhan Yıldız
Geri Dönüşümcüler Birliği Federasyonu
Başkan Yardımcısı
Geridönüşüm Dergisi
Yıl 1 Sayı 6
ISSN: 1305-1253
@=:6E:=6?a*6C67E2=2Ea Y?Z`EZCZ4Z=6C:
6C?6]:a ?<2C2a "2=<P?>2a ;2?DP
:=6a3:C=:<E6a ?<2C2a Y=32`P?a52aI2<
=2`P<a3:CaIP=5PCa <@EFC:J>aG6a*FC:J>a 6C:
Y?Z`Z>Za+I8F=2>2=2CPaAC@;6D:?:aIZCZE
>6<E65:C
FaAC@;6a<2AD2>P?52a 6C:a Y?Z`Z>a)2?2E
EY=I6D:a92=<P?a5:<<2E:?:aW6<63:=>6<a:W:?
W6`:E=:a6E<:?=:<=6Ca5ZJ6?=6>6<E65:C a F?=2C
52?a3:C:a56a
a"2DP>a
aE2C:9=6C:?56
Y=32`Pa 6=65:I6D:?6a2:Ea0Z36I56a 2?P>
:=6a/2`2>a$6C<6J:?56a86CW6<=6`E:C:=5:
Fa 6E<:?=:]:?a 86CW6<=6`>6D:?56a 6>6]:
86W6?a 6=65:I6a 2`<2?PaG6a*6>:J=:<a^`=6C:
$Z5ZCZ?6a56DE6<=6C:?56?a5@=2IPa`Z<C2?
A=2<6E:aG6C:=5:
(6DD2>a%:=8Z?a =E2? P?aAC@;6a<2AD2>P?52
5ZJ6?=65:]:a3Fa6E<:?=:]:?a2>24Pa>FE72]P
>PJ52?aWYA6a8:56?a<@?D6CG6a<FEF=2CP aW2E
=2>P`a42>a32C52<=2Ca<PCP=2?aA@CD6=6?aI2a52
D6C2>:<aE232<=2CP?aI:?6a:?`22Ea>2=J6>6D:
D2E2?a5Z<<V?=2CP?a56A@=2CP?52a2EP<a5FC2?
D6C2>:<a72I2?D=2Caa42>aG6a2I?2=2CPa>@J2:<
$/'F :,;E;+
, 1F 1:*4$0'F
*
6>:Ja992G2 aEE6>:JaDDF
E6>:JaEE@AC2<N
:CaII2?52?aEE6<?@=@;:<
6?5ZDEC:I6=a886=:`:>6
:9E:I24P>PJaGG2C<6?
3:CaII2?52?a992G2>PJP?
DFIF>FJF? aEE@AC2]P>PJP?
E6>:Ja<<2=>2DPaWW@4F<=2CP>PJ2
3@C4F>FJ a F?2a552:CaFFJF?
G256=:a??6a88:3:aAAC@;6=6C:?:J
96567=6C:?:JaGG2C
'
D :=6aDYI=6`:
/2`2>a3:W:>=6C:?56<:a56]:`:>=6C6a32]=P
@=2C2<a@=F`2?a:9E:I2W=2C2a46G2AaG6C>6<
ZJ6C6a96Ca86W6?a8Z?a2CEP<a8YDE6C6?aE6<?@
=@;:<a G6a 6?5ZDEC:I6=a 86=:`>6=6C a 36C236
C:?56a W6GC6D6=a 56]6C=6C:?a E29C:3:a G6
I6?:=6?>6I6?a 5@]2=a <2I?2<=2CP?a 9PJ=2
2J2=>2DPa8:3:aAC@3=6>=6C:a@CE2I2aWP<2C>2<
EPC a 6]:`:>=6C6aA2C2=6=a@=2C2< a2EP<a>:<E2
CP?52a 8YCZ=6?a 2CEP`a G6a 3Fa 2EP<=2C52?
<2I?2<=2?2?a 3:Ca `6<:=56a I2`2?P=2a 86=6?
W6GC6aD@CF?=2CP aD25646aI6C6=56a<2=>2IPA
<ZC6D6=a3:Ca3@IFEE2a6E<:a@=F`EFC>2<E25PC
S6GC6I:a86=:`E:C>6?:? aW6GC6aD2]=P]P?Pa<@
CF>2?P?aG6aW6GC6a<:C=6?>6D:?:aY?=6>6?:?
56G=6E:?aG6aG2E2?52`=2CP?a8YC6G:a@=5F]F
96C<6D:?a>2=F>F5FC
S6GC6I:a<@CF>2a2>2W=PaI2AEP]P>PJaW2=P`
>2=2CaD@?F4F?52 aD@?aIP==2C52a<2?2=:J2D
I@?a `636<6D:a G6a 2EP<DPa 2CPE>2a E6D:D:a :=6
9:J>6EaG6C:=6?a36=65:I6aD2IPDP?52aG6a?Z
7FDE2aY?6>=:a2CEP`=2Ca@=>F`EFC
"2?2=:J2DI@?a`636<6D:a:=6a9:J>6EaG6C:=6?
?Z7FDF?a 36=65:I6a ?Z7FDFa :W:?56<:a @C2?P
*,
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Mükerrem LEVENT
Kayseri OSB, Atık Su Tesisi ve Metem’e
Bu Yıl Kavuşuyor!
12
--
TJ6==:<=6a GCFA2a :C=:]:a>6GJF2EP?52aDFa<:C
=:=:]:?a 2J2=>2DP?52<:a E6>6=a A@=:E:<2>PJ
2EP<aDFa@=F`EFC>2I2?aI2a52a@=F`2?a2EP<
DFIFaE6<C2Ca86C:a<2J2?2? aE6>:JaZC6E:>aE6<
?@=@;:=6C:?:?a<F==2?P=>2DPaG6aM<:C=:=:]:?a<2I
?2]P?52aY?=6?>6D:5:C M
U=<6>:J56 a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP?P?aE2
>2>=2?>2DP?52a36=65:I6=6CaD@CF>=F5FC
%Z7FDFa
56?a3ZIZ<a@=2?a36=65:I6
=6C a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP?P?aI2AP=>2DP
G6a:`=6E:=>6D:a?@<E2DP?52 a2EP<aDFa36CE2C27EP
:=6a:=8:=:a9:J>6E=6C:a<2C`P=2I23:=:Ca5FCF>52
@=5F<=2CP?52?a G6a
a IP=P?52?a 3F8Z?6
<252CaI2AP=2?a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP
?Z7FDa3ZIZ<a@=2?a36=65:I6=6C56a86CW6<=6`
E:]:?56?aIZJ56a@=2C2<a86CW6<=6`>6a@C2
?P?52a 9PJ=Pa 3:Ca 2CEP`a @=>F`EFC a F?F?=2
3:C=:<E6a
aIP=Pa:E:32C:I=6a:=6aC6923:=:E2DI@?
:9E:I24Pa@=2?aG6aI6?:aI2EPCP>a86C6<E:C6?a2EP<
DFa2CPE>2aE6D:D=6C:a:=6a9:J>6EaG6C:=6?a36=6
5:I6a?Z7FDF?F?aE@A=2>a36=65:I6a?Z7FDF?2
@C2?Pa:D6a 5:C
CP>=2CP?aE2>2>=2?>2DP?52aJ@C=F<=2Ca3F
=F?>2<E25PC a Fa?656?=6a2EP<aDFa2CPE>2aE6
D:D:aD2IPDPa2CE>2<=2a3:C=:<E6 a9:J>6Ea2=2?
?Z7FDa@C2?P?52<:a2CEP`a5292aI2G2`a@=>2<
E25PC
EP<aDFa2CPE>2aE6D:D=6C:?:?a6?6C;:aE6`G:<:?
56?aI2C2C=2?5PCP=2C2<a2EP<aDF=2CP?a5292a:I:
3:Ca`6<:=56a2CEEPCP=>2DPa96567=6?>6<E65:C
aD2IP=PaS6GC6a"2?F?F? a52a 6]:`:<=:<
I2AP=>2DP?2a 2:Ca"2?F? F?a a$2556
D:?56aI6Ca2=2? aK CPE>2aE6D:D:a<FC2? a:`=6
E6?a G6a IY?6E>6=:<=6C56a 36=:CE:=6?
IZ<Z>=Z=Z<=6C:aI6C:?6a86E:C6?a<FCF=F`=2CP?
2CPE>2aE6D:D=6C:?56a<F==2?5P<=2CPa6=6<EC:<
6?6C;:D:aE2C:76D:?:? aD2?2I:aE6D:D=6C:?56a<F=
=2?P=2?2a@C2?=2aIZJ56a6==:D:?6a<252Ca:?5:C:>
FI8F=2>2I2a 2<2?=P]P?aE6<=:7aZJ6C:?6a 2
<2?=2Ca "FCF=Fa I6E<:=:5:C Ma Z<>Za 3F=F?
>2<E25PC a Fa 9Z<Z>a W6CW6G6D:?56
2<2?=P]P>PJaE2C27P?52?a92JPC=2?2?aKS6GC6
"2?F?F?F?a aF?4Fa$2556D:aFI2CP?42
EP<aDFa CPE>2a*6D:D=6C:?:?a*6`G:<a*653:C
*,
Fa5ZJ6?=6>6I=6a3:C=:<E6 a2=P4Pa@CE2>P?aDF
<2=:E6D:?:?aIZ<D6=E:=>6D:a:W:? a2EP<aDFa2=E
I2APaE6D:D:aIY?6E:>=6C:?56?a<:>I2D2= a3:
I@=@;:<aG6a:=6C:a2EP<aDFa2CPE>2aE6D:D:?:a<FC2?
:`=6E6?aG6a:=8:=:a>6GJF2E2a36=:CE:=6?aIZ<Z>
=Z=Z<=6C:aI6C:?6a86E:C5:<E6?aD@?C2a2CPEP=>P`
2EP<aDF=2CP?Pa2=P4Pa@CE2>2a56`2C;a656?=6C
G6I2a86C:a5Y?Z`Z>=Za@=2C2<a<F==2?2?=2CP?
2CPE>2aE6D:D:a:`=6E>6a>2=:I6E=6C:a927:7=6E:
=646<aG6a2CPE>2aE6D:D=6C:?:?aW2=P`EPCP=>2DP
E6`G:<a65:=646<E:C
?6C;:aE6`G:<:a<2AD2>P?52 a
aIP=P?52
aE6D:D6a
a*#aY56>6aI2AP=
>P`EPC a/Y?6E>6=:<E6a36=:CE:=6?a`2CE=2CPaD2]
=2I2?a E6D:D=6C:?a D2IPDP?P?a 96Ca 86W6?a IP=
2CE242]Pa 5Z`Z?Z=5Z]Z?56 a Y56?6?a >:<
E2C52a2CEP<aA=2?=2?>2<E25PC a,6C:=646<aE6`
G:<=6a 2EP<a DFa 2CPE>2a E6D:D:a :`=6E>6a >2=:
IZ<Z?Z?a36=65:I6=6C6a5292a2JaI2?DP>2DP
-
" #
^<=:>a 6]:`:<=:]:
;/$0$*F 0C,+ ,C,
$#$,'F
/!-,#'-)0'1
$A'*F+'
/Y?6E:>a"FCF=Fa 2`<2?Pa)? a$Z<6CC6>a#6
G6?E a 2`<2?a/2C5P>4PDPa06I?6Aa/FCE<FC2?
G6a* "a 6C:5Y?Z`Z>4Z=6Ca :C=:]:a 6C?6]:
/Y?6E:>a"FCF=Fa 2`<2?a/2C5P>4PDPa&C92?
/P=5PJaG6a/Y?6E:>a"FCF=FaUI6D:a$29>FE
+]FCaS6E:? a 2=<=2a^=:`<:=6Ca$Z5ZCZa 6=>2
I<2Wa,6a 6C:5Y?Z`Z>a 6C8:D:a 5:EYCZaG6
)2?2Ea 2?P`>2?PaC6DD2>a%:=8Z?a =E2? P?
92JPCa3F=F?5F]Fa<29G2=EPa3:D:<=6EW:=6C:>:J:?
32`=2?8PWa?@<E2DP?2a86C:a5Y?>6D:I=6aD@?
3F=5F aa
6C:5Y?Z`Z>Z?aD2?2E2aI2?DPEP=>2DPI=2
@=F`2?a6D6C=6C:?a:W:?56aG6a8Y=Z?a>F9
E6`6>a>2?J2C2DP?52a86CW6<=6`6?a<29G
2=EP52a <@?Fa
6C:5Y?Z`Z>a G6
86C:5Y?Z`Z>Z?a*ZC<:I6 I6a<2J2?5PC5P<
=2CPI5P
?5ZDEC:I6=a722=:I6E=6C=6a@=F`2?aG6aD6C2
82JPa @=2C2<a 3:=:?6?a <2C3@?5:@<D:Ea G6
>6E2?a8:3:a82J=2CP?a2E>@D76C56<:a>:<E2
CP?P?a2CE>2DP?P?a<ZC6D6=aPDP?>2I2aI@=a2W
EP]P a D@?a IP==2C52a 6?a 72J=2a E2CEP`P=2?
<@?F=2Ca2C2DP?525PC a^55:2=2C2a8YC6aY?=6>
2=P?>2JD2 a3FJF==2C52a9PJ=Pa3:Ca6C:>6a@=2
42< a56?:J=6C:?aD6G:I6D:aIZ<D6=646< aA6<
W@<a<PIPa3Y=86D:aDFa2=EP?52a<2=242< aI2]P`
C6;:>=6C:a56]:`:Aa32JPa3Y=86=6CaWY==6`646<
5:]6CaI6C=6C56aD6=a32D<P?=2CPa>6I52?2a86
=646<E:C a Fa569`6EaD6?2CI@DF a :C=6`>:`
$:==6E=6C:a92C6<6E6a86W:C>:`aG6aA6<aW@<
Z=<6aE2C27P?52?a"I@E@a ?=2`>2DPa:>J2
=2?>P`EPC a
O56a:>J2=2?2?aG6a
OE6
IZCZC=Z]6a8:C6?a3Fa2?=2`>2?P?a82I6D: a2E
>@D76C56<:aD6C2a82JPa>:<E2CP?P? a:<=:>a:W:?
E69=:<6a@=F`EFC>2I242<aD6G:I656a<2=>2
DP?PaD2]=2>2<EPC a ?=2`>2aD2?2I:=6`>:`
Z=<6=6C:?aD6C2a82JPaD2=P>=2CP?Pa a?:DA6
E:?56a5Z`ZC>6I:a96567=6C<6? a32JPa3:=:>
252>=2CPa3F?F?aI6E6C=:a@=>2I242]P?P a82J
D2=P>=2CP?P?a
a?:DA6E:?56a2J2=EP=>2DP
86C6<E:]:?:a3:=5:C>6<E65:C a)6C2a82JPaD2
=P>P a6?6C;:aZC6E:>: aD2?2I: aE2CP> a:?`22E
E2`P>24P=P<a8:3:aY?6>=:a:?D2?a722=:I6E=6
C:?56?a <2I?2<=2?5P]P?52? a 3Fa 82J=2CP?
D2=P>P?P?a2J2=EP=>2DPa<2WP?P=>2Ja@=2C2<
D2?2I:a722=:I6E=6C:?:a6E<:=6I646< a6<@?@
>:<a<2IPA=2C2aI@=a2W242<EPC
6CW6<E6?a56a<ZC6D6=aPDP?>2?P?aG6a:<=:>
56]:`:>:?:?aD6363: a:?D2?a722=:I6E=6C:I=6
@=F`2?aD6C2a82J=2CPa>P5PC a F?F?a>:<E2CP
2J2=EP=PCD2a<ZC6D6=aPDP?>2a5FC242<a>P5PC
Fa <@?F52a 72C<=Pa 8YCZ`=6Ca @CE2I2a <@I2?
3:=:>a252>=2CPa52aG2C a 86aU?:G6CD:E6D:a0:
C22Ea 2<Z=E6D:a*2CP>D2=a/2AP=2CaG6a)F=2>2
Y=Z>Za T]C6E:>a UI6=6C:?56?a 'C@7 a C
$FD2a G4Pa52a3F?=2C52?a3:C: a"6?5:D:I=6
<ZC6D6=aPDP?>2?P?a?656?=6C:a<@?FDF?52a3:C
DYI=6`:a86CW6<=6`E:C5:<
'@=:6E:=6?a *6C67E2=2Ea Y?Z`EZCZ4Z=6C:
6C?6]:a a ?<2C2a"2=<P?>2a ;2?DPa:=6
3:C=:<E6a ?<2C2a Y=32`P?a52aI2<=2`P<a3:C
IP=5PCa <@EFC:J>aG6a*FC:J>a 6C:a Y?Z
`Z>Za+I8F=2>2=2CPaAC@;6D:?:aIZCZE>6<
E65:C a'C@;6aG6a2=P?2?aD@?FWE2?a32DP?P?
W@<a6E<:=6?5:]:a8YJ=6?5:
*2C:9E6a336?J6Ca::<=:>a
56]:`:<=:<=6C:a@@=5Fa>
>F
Z?I2?P?aI2C2EP=P`P?52? aYJ6==:<=6aD@?a
>:=I2CaIP=52?a36C:a3FaDP42<=P<a56]:`:<=6C:aDZ
C6<=:a@=>2<E2aG6a:<=:>=6Ca56]:`>6<E65:C
!6@=@;:<aE2C:9E6a2`PCPa:<=:>a56]:`:>=6C:aA6<
W@<a5672aE6<C2C=2?>P`EPC a Z?Z>ZJ56?a
>:=I@?a 32JPa3:=:>a252>=2CP?2a8YC6a a>:=
I@? aIP=aY?46a32`=25P]PaG6a9V=VaDZC5Z]Z
G2CD2IP=2?a5YC5Z?4Za;6@=@;:<aJ2>2?52a3:=6
:<=:>56a3ZIZ<a56]:`:<=:<=6CaI2`2?>P`EPCa F
5Y?6>a :W:?56a 5YCEa 256Ea 3ZIZ<a <ZC6D6=
3FJF=a5Y?6>:a:=6a3F?=2CP?a2C2DP?52aDP42<
:<=:>=6CaI6Ca2=>P`EPCa a3:?aIP=aY?46a5Z?I2IP
<2A=2I2?a3FJF==2CP?a`:>5:<:?:?a a<2EPa3Z
IZ<=Z]Z?56a @=5F]F a @C>2?=P<a 2=2?=2CP?
2J2=5P]P aWY==6C:?a2CEEP]PaE29>:?a65:=>6<E6
5:Ca Z?Z>ZJ56?a a3:?aIP=aY?46a5Z?I252<:
D@?a3FJF==2CP?a6C:>6I6a32`=25P]Pa5Y?6>
@=@D6?O:?a32`=2?8P4Pa@=2C2<a<23F=a65:=:C
,
-
-
:=>65:]:>:Ja*69=:<6=6C:I=6a
-0'*F )C1* /
-
1C)* /
aIP=5PCaI@]F?a3:Ca`6<:=56a<F==2?5P
]P>PJa<Y>ZC aA6EC@=aG6a5@]2=a82Ja8:3:a7@D:=
<Y<6?=:a6?6C;:a<2I?2<=2CP a?656?a@=5F<=2CP
W6GC6D6=aJ2C2C=2CaI2?P?52aDEC2E6;:<aY?6>6
56aD29:AE:C=6C a Z?I2a6<@?@>:D:a3ZIZ<aY=
WZ56a3Fa6?6C;:a<2I?2<=2CP?P?a7:I2EP?2a32
]P>=P5PC a Fa8Z4Za<@?EC@=a656?a56G=6E=6C
2I?:aJ2>2?52a5Z?I2a6<@?@>:D:?6a56aIY?
G6C>6<E65:C=6C a Fa <2I?2<=2CP?a <@?EC@=
65:=>6D:a:W:?a3ZIZ<aY=WZ56aDEC2E6;:<aG6a2D
<6C:a92C42>2=2CaI2AP=>2<E25PC a a'6EC@=
"C:J:a:=6aD2CDP=2?a5Z?I2a6<@?@>:D:?:?a56G
=6C:a3Fa<@?F52a:I:46a92DD2D=2`>P`aG6a"YC
76Ja )2G2`P?Pa 8YJ6a 2=2C2<a 3ZIZ<a 2D<6C:
92C42>2=2CaI2A>P`=2C5PC a F?=2Ca2D=P?52
A6EC@=a G6a 5@]2=82JP?a >2=:I6E:?56 a I2?:
D2EP`a7:I2EP?52a8YCZ=>6I6?a92C42>2=2C5PC
]6Ca3Fa2D<6C:a92C42>2aEFE2C=2CPa>2=:I6E
=6C6a6<=6?>:`a@=D2 aA6EC@=aG6a5@]2=a82JP?
-
-
---
D2EP`a7:I2EPa3F8Z?<Z?56?aW@<a5292aIZ<D6<
@=242<EPCa Z?Z>ZJ56a5FCF>a3YI=6a@=>2D2
52 aI2<P?a86=646<E6a3YI=6a3:CaD6?2CI@a:=6
<2C`P=2`>2>PJa<2WP?P=>2Ja8YJZ<ZI@C a 6
=:`>6<E6a@=2?aZ=<6=6C56?aS:? a96>a?Z7FDF
?F?a 72J=2=P]P a 96>a 56a 86=:`>6a 9PJP?P?
3ZIZ<=Z]Za?656?:I=6a8:56C6<a5292a72J=2
>:<E2C52aA6EC@=aG6a5@]2=a82J2a86C6<D:?:>
5FI>2<E2a G6a 3Fa :9E:I24P?Pa W@<a 3ZIZ<
@C2?52a:E92=2E=2a<2C`P=2>2<E25PCa Z?Z?a3:
e-posta:
[email protected]
www.geridonusumculerbirlig.org
C:?56a2CE>2DPa>F9E6>6=a@=2?aA6EC@=a7:I2E
=2CP R :? :a<2C`P=2?>2DPa:><V?DPJa3:Ca72EFC2
:=6aIZJaIZJ6a86E:C646<E:C a Fa5FCF> a Z?I2
D:I2D6EaG6a6<@?@>:D:?56aD@?F4Fa<6DE:C:=6
>6I6?a@=2I=2C2aI@=a2W23:=646<a3:Ca92?5:
<2AEPC a ^`E6a 3Fa DEC2E6;:<a E69=:<6=6C:
D6363:I=6 a7@D:=aI2<PE=2Ca5292aEZ<6?>656?
3F?=2CPa:<2>6a65646<aE69=:<6D:Ja2=E6C?2E:7
=6CaZC6E>6<aJ@CF?52IPJ
-$* *
$ +" -
*+* *%
+ - %-
3 F '/*'*'A'
D=P?52a7@D:=aI2<PE=2C52?aA6EC@=aG6a5@]2=
82JP?a
aIP=a:W:?56aEZ<6?646]:a96
D2A=2?>2<E25PC a "Y>ZCa C6J6CG=6C:a :D6
aIP=aI6E646<a>:<E2C52a@=>2DP?2
C2]>6?a86=646]:?a6?6C;:aD:DE6>:>:J:?
D25646a<Y>ZC6a52I2?>2DPa5FCF>F?52
5Z?I2>PJ52<:aW6GC6D6=aD@CF?=2C aE6=27:D:
:><V?DPJa3@IFE=2C2aF=2`242<EPC a Fa2WP
52?a7@D:=aI2<PE=2CP?aZC6E:>aG6aEZ<6E:>:
?:?a<PDPE=2?>2DPaG6a2J2=EP=>2DPa:W:?a6?
Y?6>=:aD636A a3F?=2CP?a>6I52?2a86E:C
5:]:aW6GC6a<:C=:=:]:aG6aE29C:32EP5PC a"Y>ZC
G6a 7F6=@:=a 8:3:a 7@D:=a I2<PE=2CP?a 3Z?I6
D:?56a3F=F?2?a<Z<ZCE a3F?=2CP?aI2<P=>2
DPI=2a<Z<ZCEa@<D:E=6C:?6a5Y?Z`ZC a 6?J:?
>2J@EaG6a#' a8:3:a7@D:=aI2<PE=2C=2aW2=P
`2?a E2`PEa 2C2W=2CP?52<:a :WE6?a I2?>2=P
>@E@C=2C52a:D6 a92G252<:a2J@EF?a@<D:
;6?=6aC62<D:I@?FaD@?F4F?52a2J@Ea@<D:E
=6C:a >6I52?2a 86=:C a ^`E6a 3Fa 82J=2CP?
92G252<:a DFa 3F92CPI=2a 6E<:=6`:>:a D@
?F4FaDZ=7ZC:<aG6a?:EC:<a2D:E=6Ca@=F`FCa<:
3F?=2Ca6?a<FGG6E=:a2D:E=6C5:C a/2]>FC=2
CP?a2D:E=:a92=6a86=>6D:a56>6<a@=2?aK2D:E
I2]>FC=2CPMa5Z?I2>PJP?a6<@D:DE6>=6C:?:
E29C:Aa656?a6?aY?6>=:a6E<6?=6C56?a3:
C:5:C a SZ?<Za DF=2CP?a 2D:E=6`>6D:I=6a DF
6<@D:DE6>:?:?a56?86D:a3@JF=FC a :CW@<
42?=Pa2D:E=:aDF=2C52aI2`2I2>2JaG6aY=ZC
-,
"
' ( - !
'
-
$
"
-#
-
**-& #
%
-$ *
! !
-'
!
-
*@AC2<E2a ?@C>2=56a WYJZ?>6I6?a 32JP
>2556=6C a2D:E=:aI2]P`=2C=2aWYJZ?ZCa92=6
86=:CaG6a3F?=2CP?a8YDE6C5:]:aJ69:C=6I:4:
6E<:I=6a3:E<:=6CaG6a5:]6Ca42?=P=2CaI2G2`
I2G2`aY=ZC a*@AC2<a6<@D:DE6>:a56aJ2C2C
8YCZC a ]2W=2CP?aG6a5:]6Ca3:E<:=6C:?aI2A
C2<=2CPa52a2D:E=:aI2]P`=2C52?a5@=2IPa<FCF
>2I2a 32`=2C a D:E=:a I2]P`=2Ca D25646
42?=P=2C2aJ2C2CaG6C>6<=6a<2=>2J a3:?2=2CP
G6aE2C:9:aI2AP=2CPa3:=6a2`P?5PCPC=2C a92EE2aI6C
2=EP?52<:aE6D:D2E2a3:=6aJ2C2CaG6C:C=6C a I
CP42a2J@Ea@<D:E=6C:?:?a92G252<:a@<D:;6?=6
6E<:=6`:>:a D@?F4F?52a >6I52?2a 86=6?
@J@?a 82JP a W@<a 2<E:7a @=>2DPa ?656?:I=6
3:E<: a92IG2?aG6a:?D2?aD2]=P]Pa:W:?aE69=:<6=:
3:Ca>25565:C a"Y>ZCZ?aI2?>2DPI=2a92
G2I2aD2=P?2?aE2?64:<=:a>2556=6C:? aE@J=2
CP?aG6a5F>2?=2CP?a52aD2]=P]2a?6a<252C
J2C2C=Pa @=5F]Fa 96C<6Da E2C27P?52?a 3:=:?
>6<E65:C
Banka Hesap Numarası
T.C Ziraat Bankası
0903-56939564-5001
" #
14
Küresel Isınmanın Nedeni
Karbondioksit Değil Mi?
Prof. Dr. Musa Avcı
19
Atıkların Geri Kazanımı ve
Elektrik Enerjisi Üretim Sistemleri
22
Baytom
24
Basın Toplantımızı Yaptık
26
Bilmediğimiz Tehlikeleriyle
Fosil Yakıtlar
Prof. Dr. Zafer Ayvaz
30
WWF-Türkiye Fotoğraf Yarışması
36
Haberler
-
(
+
-- *ZC<:I6aEE2C27P?52?
56?:J=6C:?a<<@CF?>2DPaGG6
2J2=2?aEEZC=6Ca<<@?FDF?52
72C<P?52=P<aII2C2E>2<
2>24PI=2a55ZJ6?=6?6?
7@E@]C27aII2CP`>2DP
<2AD2>P?52aYY5Z==6C
D29:A=6C:?6aEE6D=:>a665:=5:
-
, *
-- *ZC<:I6a 6?:Ja"@CF>2a =2?Pa/Y?6
E:>a '=2?Pa 'C@;6D:?:a IZCZE6?a G6a _F32E
2IP?52a 92I2EP?Pa <2I3656?a +>FEa *FC2=
25P?2a5ZJ6?=6?6?aI2CP`>252a3:C3:C:?56?
8ZJ6=a7@E@]C27=2CaI2CP`EPaG6a;ZC:?:?aY?a56
]6C=6?5:C>6D:I=6a92=<a@I=2>2DP?2a<2=2?
a7@E@]C27a2C2DP?52?a a7@E@]C27a56C6
46I6a8:C5: a 6C646I6a8:C6?aI2CP`>24P=2C2
Y5Z==6C:aG6C:=5: aK 2C6EE2a 2C6EE2aG6a @>@
)2A:6?DMaW2=P`>2DPI=2aI2CP`>2?P?a3:C:?4:D:
^=<6Ca 42C
'2A2?252<:a @C@J
3:?2a 6]:C>6?56C6
"@426=: ?56aW6<:=5:
@=2?a C6?a 2`E2?@]=Fa)FF?E@a :a52=P`a3:=
8:D2I2CPaY5Z=Za<2J2?5P aK 2C6EE2a 2C6EE2M
W2=P`>2DPI=2a:<:?4:=:<a56C646D:?6a=2IP<a8Y
CZ=6? a2?42<aI@]F?a:`aE6>A@DFaD6363:I=6
6E<:?=:]6a<2EP=2>2I2?a >C6aS6G:<6=a BF2
2=2?46aI6=6]:?:?aD29:3:a@=FC<6? aK#@EFDM
W2=P`>2DPI=2aZWZ?Z4Za@=2?a)6C52Ca)Z6Ca:D6
)FF?E@a0@@Aa52=P`a3:=8:D2I2CPaY5Z=Z?ZaE6D
=:>a2=5P a
" /% " aH
HH7a**ZC<:I6
+7F<a Y?>6J
6?:Ja*2G`2?Pa)2C@Ja Z?6I=:a
S6<:>a/P=Pa
$FDE272a 2I<2=
?6>@?a 2?@?a
&a
a$2<C@
Dergide bulunan yazıların
sorumluluğu yazarlarına,
reklamlarının sorumluluğu
firmalara aittir.
'
=6C:?56?a 2I52=2?>2DP?52a+IF=242<a+DF=
G6a D2D=2C2a 2:Ca/Y?6E>6=:<MaI2IP>=2?2
C2<aIZCZC=Z]6a8:C>:`E:C
-
"29G2=EPaD@936E:a56G2>a656C<6? a :D:<=6E=:
/2`2>a 6C?6]:aG6a @]2a 6C?6]:aZI6=6C:
3:D:<=6E=6C:I=6 $@82?a8Y=Za6EC27P?52a5@=2
`PAa<F`a8YJ=6>a6G=6C:?:a:?46=65: aS6GC6I6
2EP=>P`a 86C:a 5Y?Z`Z>56a <F==2?23:=:C=:]:
@=2?aWYA=6C:aE@A=2I2C2<aAC@;6>:J6a<2E<P52
3F=F?5F a
-
Yayın türü: Yerel Süreli Yayın
a IP=P?52a 3F
?42<a?Z7FDFa
56?a<ZWZ<a@=2?a36
=65:I6=6CaG6C5:<=6C:a9:J>6E=6C:?a<2C`P=P]P?P
2=2>25P<=2CP?52? a9:J>6E=6C:a<2C`P=2>252
G6aI2EPCP>=2CPaE2>2>=2>252a@=5F<W2aI6
E6CD:Ja<2=>2<E25PC=2C a ICP42a<ZWZ<a36=65:
I6=6C:?a D2IPDPa W@<a 72J=2a @=5F]F?52?a G6
36=65:I6=6Ca 25P?2a I2EPCP>=2CPa I2A2?a W@<
72J=2a>6C<6J:a<FCF>a3F=F?5F]F?52?aG6a3F
<FCF>=2CP?a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP?PaI2A
>2<a<@?FDF?52a9F<F<:a3:CaD@CF>=F=F<=2CP
3F=F?>25P]P?52? a<@@C5:?2DI@?FaG6aI2EP
E2>2>6?a 5P`2a 32]P>=Pa @=2?a <V]PEE2?
56]6Ca<2I3P?2aF]C2>252?aD25646a6?6C;:56
56]:=a92>>2556a56a<F==2?P=>2DP?2aY?46
=:<aG6C:=>6D:a8:3:a56E2I=Pa<@?F=2C2a>:9>2?
52C=P<aI2A>2IPa56C?6]:?a2>2W=2CPa2C2DP?52
D2I5P a
Y=32`P?P?a>ZDE6D?2aE6D:D=6C:?56?
3:C:a @=2?a <2=P?a )A@CE 52a 2DP?
>6?DFA=2CPaG6a'@=:6E:=6?a*6C67E2
=2Ea Y?Z`EZCZ4Z=6C:a 6C?6]:a/Y?6E:>:
<29G2=EP52a3:Ca2C2I2a86=5:
[email protected]
Tasar›m-Bask›
www.rekmay.com.tr
a IP=P?52a
a :<6?a
@C2?a
a6aWP<>P`EPC
%Z7FDa32JP?52a:D6a
aIP=P?52a36=65:I6
?Z7FDF?F?a
:a2EP<aDFa2CPE>2aE6D:D:?6
32]=Pa:<6? a
aIP=P?52a3Fa@C2?a a
6
F=2`>P`EPC a
aD@?F?2a<252Ca36=65:I6
?Z7FDF?F?a6?a2Ja
:?6a2EP<aDFa2CPE>2
9:J>6E:aG6C:=>6D:aA=2?=2?>2<E25PC
-
6C?6<a 2`<2?Pa )? a $Z<6CC6>a #6G6?E
I2AEP]Pa<@?F`>252a<PD242a56C?6]:?aW2
=P`>2=2CP?52?a329D6EE: a*ZC<:I6 56a86C:
5Y?Z`Z>aG6a<2EPa2EP<=2CP?a36CE2C27EPa56]:=
I6?:56?a<F==2?P=23:=:Ca92=6a5Y?Z`EZC>6I:
2I?PaJ2>2?52aI6?:=6?63:=:Ca6?6C;:a<2I?2<
=2CPaA@E2?D:I6=:?:a2CEEPC>2<a5P`2a32]P>=P
=P]Pa Y?6>=:a Y=WZ56a 2J2=E2C2<a 42C:a 2WP]P
2J2=E>2IPa96567=65:<=6C:?:aDYI=65: a 292
<@@C5:?6=:a3:Ca3:W:>56a*@A=2IP4P=2Ca a 6
A@4F=2Ca a%2<=:I64:=6Ca a 6C:a Y?Z`Z>
*6D:D=6C:a:=6a*ZC<:I6 ?:?aE6<a"@?7656C2D
I@?F?Fa<FC>2a2`2>2DP?2a86=5:<=6C:?:?
>Z;56D:?:a G6C5: a SYA=6C:?a <2I?2<=2C52
E@A=2?>2DPaG6a<2I?2<E2a2IPCP>aI2AP=>2DP
2EP<=2CP?a56]6CaI:E:C>656?a86C:a5Y?Z`Z>6
<2J2?5PCP=>2DPaG6aYJ6==:<=6a92>>2556D:
Editör / Sanat Danışmanı
Nilgün ALTAN
Yazışma Adresi
1314. Cad. 14 / 8
Aşağıöveçler-Ankara
Tel: +90 312 472 51 71
Fax:+90 312 472 51 81
^=<a5672a>@J2:<=6aE2?P`2?a Y=32`P=Pa92?P>
=2Ca3FaD2?2EPaW@<aD6G5: a G=6C:?56aG6a329
W6=6C:?56aW@<aC292Ea<F==2?23:=646<=6C:?:
:7256a6EE:=6CaG6a>@J2:<=6aE2?P`EPCP=5P<=2CPa:W:?
96>a56C?6]:>:J6a96>a56aC6DD2>a%:=8Z?
=E2? 2aE6`6<<ZC=6C:?:a:=6EE:=6C aa
@E@]C27 a 2?aT0 U%
Dergi Yayın Kurulu
İmdat ADAY
Nilgün ALTAN
Beyhan ASLAN
Belma AYKAÇ
Mustafa Sami BARSAN
Ergün MARAŞLI
Kenan NOHUT
E<:?=:<a <@@C5:?2EYCZa C6DD2>a %:=8Z?
=E2?a6E<:?=:]:?a2?2aE6>2DP?P? a6Ga6<@
?@>:D:?56a <25P?=2CP?a DYJa 92<<Pa @=5F
]F?Fa G6a <ZWZ<a 3:Ca E2`P?a 52=82a 52=82
I2IP=242]P?P a 3Fa ?656?=6a 56a :=<a Y?46
6G56a86C:5Y?Z`Z>Z?a32`=2>2DPa86C6<
E:]:?: a3F?Fa52aD2?2E=2a3ZEZ?=6`E:C6C6<
5292a<2=P4PaG6aJ6G<=:a@=>2DP?PaD2]=2>2<
@=5F]F?F?a2=EP?PaW:J5:
-
F
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Çevre Yönetimi Genel Müdürü
Mehmet Baş ile söyleşi
%:=8Z?a =E2?a>@J2:<aD2?2EP?Pa<2EP=P>4P=2C2
FI8F=2>2=Pa @=2C2<a 52a 8YDE6C5: a $@J2:<
>2=J6>6=6C:?56?aG:EC2Ia42>PaG6a2I?2aFI
8F=2>2=2CPaI@]F?a:=8:aW6<E: a"2EP=P>4P=2CP?
52a3Fa6E<:?=:<E6a3:Ca7::=aI6Ca2=2C2<a>@J2:<
I2A>2DPaD2]=2?5P a%2DP=a2EP<a>2556=6C:aD2
?2E=2a3ZEZ?=6`E:C6C6<aE6<C2Ca<F==2?P=23:=6?
DZDa6`I2=2CPa92=:?6a86=5:]:?:a56?6I6C6<aY]
C6?5:=6C a
:*! ECF ;!$4#$F ,C+F '*$F E +
$/)$5',#$F '/F 1)',*')F ;5$,*$#'
S6GC6aG6a_69:C4:=:<a 2<2?=P]P
S6GC6a/Y?6E:>:a 6?6=a$Z5ZCZ
08
E6<?:]:a:=6a3:C=6`E:C6C6<aE6<C2Ca<F==2?P=23:=:C
92=6a86E:C>6<E: a^<:a8Z?aDZC6?a3Fa6E<:?=:<E6
<2EP=P>4P=2C2a>@J2:<E6a<F==2?P=2?a>2=J6>6
G6a 2=6E=6Ca E2?PEP=5P a $@J2:<E6?a I2AP=>P`
6D6C=6Ca2?=2EP=2C2<a8YCD6=a@=2C2<a3:=8:=6?
5:C:=5:aG6aE6<?:<a3:=8:aG6C:=5: a
$91'A'+'5F ;,*$/#$F
Geçtiğimiz Günlerde
Geri Dönüşüm Sanat Atölyesi
Gölbaşı Zübeyde Hanım Aile Yaşam
Merkezinde Bir Etkinlik Düzenledi
06
Kapak Fotoğraf
Murat ALTINCAN
Demir ve Demirdışı Kağıt
Geridönüşümcüler Birliği
Derneği adına İmtiyaz sahibi
Mükerrem LEVENT
'
Geçtiğimiz Günlerde
Geri Dönüşüm
Sanat Atölyesi
Gölbaşı Zübeyde Hanım Aile Yaşam
Merkezinde Bir Etkinlik Düzenledi
P
olietilen Tereftalat Dönüştürücüleri
Derneği Ankara Kalkınma Ajansı
ile birlikte Ankara Gölbaşın da yaklaşık bir yıldır Ekoturizm ve Turizm Geri
Dönüşümü Uygulamaları projesini yürütmektedir.
Bu proje kapsamında Geri Dönüşüm Sanat
Atölyesi halkın dikkatini çekebilmek için
çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Bunlardan biri de 12-13 Kasım 2012 tarihlerinde
Gölbaşı Belediyesine ait Zübeyde Hanım
Aile Yaşam Merkezinde gerçekleştirildi.
Bu etkinliğin gerçekleşmesinde emeği
geçen Belediye Başkanı ve Temizlik İşleri
Müdürüne desteklerinden dolayı şükran
plaketi verildi.
Ressam Nilgün Altan’ın proje kapsamında
düzenlediği bu etkinliğin amacı mutfağımızdan çöpe giden konserve kutuları, çatlamış cam bardaklar, kırılan porselen ya da
seramik tabakların yine inşaat malzemesi
satan dükkânların depolarında atık duran
seramik fayanslar, cam ve aynaları mozaik
tekniği ile birleştirerek tekrar kullanılabilir
hale getirmekti. İki gün süren bu etkinlikte,
katılımcılara mozaikte kullanılan malzeme
ve aletler tanıtıldı. Mozaikten yapılmış
eserler anlatılarak görsel olarak bilgilendirildi ve teknik bilgi verildi.
Nilgün Altan mozaik sanatını katılımcılara
uygulamalı olarak da gösterdi. Mozaik
malzemelerinden vitray camı ve ayna uygulamaları yoğun ilgi çekti. Katılımcıların
da bu etkinlikte bir fiil yer alarak mozaik
yapması sağlandı. Nasıl atık maddeleri sanatla bütünleştirerek tekrar kullanılabilen
süs eşyaları haline geldiğini deneyerek öğrendiler.
Etkinlik koordinatörü ressam Nilgün
Altan etkinliğin ana temasının; ev ekonomisinde kadınların söz hakkı olduğunu ve küçük bir taşın dalga dalga
yayılacağını, bu nedenle de ilk önce
evde geridönüşümün başlaması gerektiğini, bunu da sanatla bütünleştirerek
daha kalıcı ve zevkli olmasını sağlamak
olduğunun altını çizdi.
İlk defa mozaikle tanışan Gölbaşılı hanımlar bu sanatı çok sevdi. Evlerinde ve bahçelerinde çok rahat kullanabileceklerini
ifade ettiler ve mozaikle tanıştırıldıkları için
hem derneğimize hem de ressam Nilgün
Altan’a teşekkürlerini ilettiler. ■
ARALIK 2012
7
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Çevre Yönetimi Genel Müdürü
MEHMET BAŞ ile söyleşi
T
emiz hava, temiz su,
temiz toprak…
Bir yandan teknolojik,
endüstriyel gelişime
ihtiyacımız varken,
bir yandan havamızın,
suyumuzun, toprağımızın
temiz kalması çocuklarımıza
borcumuz. Buna dair uzun
vadeli ne gibi projeleriniz,
hedefleriniz var?
SÖYLeŞİ
ARALIK 2012
8
Yaşam biçimlerindeki değişimlere bağlı
olarak oluşan ihtiyaçlara cevap vermek
üzere her geçen gün artık gösteren teknolojik ve endüstriyel gelişmeler, beraberinde çevresel değerlerin tahribi ve
yenilenmeyen doğal kaynakların hızla
azalması gibi problemleri ortaya çıkarmaktır. Değişimlere paralel olarak, atık miktarında görülen artış ve bu atıklardan
kaynaklanan bir şekilde yaşanıla gelen
çevre sorunları, sadece yerelde kalmayıp
küresel bir boyutta etki oluşturmaktadır.
Çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin,
devletin ve vatandaşların görevi olduğu
herkesin malumudur.
Çevreyi koruma amaçlı yaptığımız çalışmalar sonucunda, son yıllarda kanalizasyon şebekesi ve atıksı arıtma tesisi ile
hizmet verilen belediye sayısında ve nüfusta önemli artışlar olmuştur.
Kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen
nüfusun belediye nüfusu içindeki oranı
2002 yılında %83 iken 2010 yılında bu
oran %88’ e çıkmıştır.
Nüfus bazında ise 2002 yılında belediye
nüfusunun %35’i atık su arıtma tesisine
bağlı iken, 2012 yılında bu oran % 69,7’e
ulaşmıştır. 2017 sonuna kadar belediye
nüfusunun en az %80’ine atık su arıtma
hizmeti verilmesi planlanmaktadır.
Özellikle Avrupa Birliği mevzuatında su kirliliğin azalmasındaki temel politikamız,
atık su oluşturmayan ya da oluşan atık
suyu tekrar geri kazanan, temiz üretim teknolojilerinin kullanılması ve ”kirliliğin kaynağında önlenmesidir.”
Ülkemizde, atık su altyapı yatırımlarının tamamlanmasında belediyeler sorumludur.
Nüfusu 150.000’den büyük olan belediyeler, atık su altyapı yatırımlarının yapılması
ve işletilmesi noktasında, atık su bertaraftı
ile ilgili hizmetleri karşılayabilir durumda
olduklarından ve 2003 yılından bugüne
kadar yapılan atık su altyapı yatırımları,
nüfus büyük olan belediyelerde gerçekleştiğinden yüzde olarak gerçekleşme oranında hızlı bir artış olmuştur. Bununla
birlikte 2012 yılı itibariyle ile rehabilitasyon
ihtiyacı olan ve yeni yatırım gerektiren atık
su arıtma tesisleri ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna
oranı ise %2’dir.
Ancak nüfusu 150.000’den küçük olan belediyeler verdikleri hizmetlerin karşılığını
alamadıklarından, hizmetleri karşılamada
ve yatırımları tamamlamada oldukça yetersiz kalmaktadırlar. Ayrıca küçük belediyelerin sayısı çok fazla olduğundan ve
belediyeler adına yatırımları yapan çok
fazla merkezi kurum bulunduğundan ve bu
kurumların atık su altyapı yatırımlarını yapmak konusunda hukuki bir sorumlulukları
bulunmadığından, koordinasyonu ve yatı-
rımların tamamlanmasında zorluklar bulunmaktadır. Bu nedenle atık su arıtma tesisi sayısı artmakla birlikte, hizmet alan
nüfus oranındaki artış daha yavaş olmaktadır.
Atık su arıtma tesislerinin enerji teşvikinden yararlandırılarak atık suların daha iyi
bir şekilde arttırılması hedeflenmektedir.
5491 sayılı Çevre Kanunun’ da Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun’un 29. Maddesinde yer alan, “Arıtma tesisi kuran, işleten ve yönetmeliklerde belirtilen
yükümlülükleri yerine getiren kuruluşların
arıtma tesislerinde kullandıkları elektrik
enerjisi tarifesinin, sanayi tesislerinde kullanılana oranla yüzde ellisine kadar indirim
uygulamaya Bakanlığın teklif üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.” Hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm çerçevesinde;
Bakanlığımız tarafından hazırlanan “Çevre
Kanununun 29 uncu Maddesi uyarınca,
Atık su Arıtma Tesislerinin Teşvik Tedbir-
lerinden Faydalanmasında Uyulacak Usul
ve Esaslara Dair Yönetmelik” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
SÖYLeŞİ
Bu düzenlemeyle birlikte, alıcı ortamın su
kalitesinin yükseltilmesi için, atık su altyapı tesisi yönetimlerinden kimyasal, biyolojik ve ileri atık su arıtma tesisini kuran,
işleten ve ilgili mevzuata belirtilen yükümlülükleri yerine getirdikten sonra arıtılmış
atık sularını alıcı ortama deşarj edenler
veya geri dönüşümlü olarak kullananların
arıtma tesisi işletme maliyetleri hafifletilecek ve arıtma tesislerinin çalıştırılması
teşvik edilecektir.
Enerji teşviki kapsamında, 2011 yılında
172 tesise 22.897.941,40 TL ödeme yapılmıştır. Yönetmelikte belirtilen şartları sağlayan tesislerin sayısının her geçen yıl
artacağı düşünüldüğünde; ödenen miktarda artık planlanmaktadır. Verilecek teşvikle atık su arıtma tesisi işletme mali
yükünün belediyelere daha az yansıması
ARALIK 2012
9
Ülkemizde de yoğun ve plansız şehirleşme, motorlu taşıt sayısının artması, düzensiz sanayileşme, kalitesiz yakıt
kullanımı, topografik ve kritik meteorolojik
şartların oluşması gibi nedenlerden dolayı,
özellikle kış aylarında büyükşehirlerimiz
başta olmak üzere birçok ilimizde ve yerleşim birimlerimizde gerekli tedbirlerin
alınmaması neticesinde hava kirliliği sorunu yaşanmaktadır.
SÖYLeŞİ
sağlanacağından, işletilen ve yapılan atık
su arıtma tesisi sayısında artış olacağı düşünülmektedir.
Bu çerçevede, birçok ülke olduğu gibi
ülkemizde de, özellikle endüstriyel
olanda, üretimde verimliliği artırıp,
doğal kaynakların gelecek nesillere de
aktarılarak, sürdürülebilir bir şekilde
kullanımına neden olacak ve maliyeti
azaltacak temiz üretim tekniklerinin uygulanması benimsenmiştir.
Temiz üretim, alıcı ortamların (hava, su,
toprak) korunmasını sağlayan, en iyi teknik
ve uygulamaları kapsamının yanında işletmenin minimum ham madde ve enerji kullanılması ile daha fazla ürün üretilmesi ve
daha az atık oluşturulmasının sağlanması
ile işletmenin de ekonomik olarak faydasına olan üretim şeklidir. Bu yolla, enerji
verimliliği sağlanır ve düşük karbon salınımı gerçekleştirilmiş olur. İşletmenin rekabet edebilirliğinin artmasının yanında
ARALIK 2012
10
ülke ekonomisine de büyük faydalar sağlanmaktadır.
Bu cihetle, ilgili kurum/kuruluşlarla
ortak hareket edilerek temiz üretim mekanizmalarının yaygınlaştırılması için
gerekli rehber, doküman ve mevzuat hazırlama, ulusal ve uluslar arası projeler
yürütme, sanayi işletmecilerimizi bu
bağlamda bilinçlendirme faaliyetleri
yürütülmektedir.
Diğer taraftan, temiz hava solumak
hava kalitesinin korunması ile mümkündür. Bilindiği üzere, ısınma, ulaşım ve
sanayileşme ihtiyacı sonucu konutlar,
ulaşım araçları (kara, hava, deniz) ve
sanayi tesislerinden havaya salınan kirleticilerinin atmosferdeki yoğunluğuna
göre dış ortam hava kalitesi değişmekte ve kirleticilerin yoğun bir şekilde
artması sonucu oluşan hava kirliliği,
insan sağlığını ve çevreyi olumsuz
yönde etkilemektedir.
Gelişmekte olan bir ülke olarak endüstriyel
gelişme ve kirliliğin önlenmesi arasındaki
hassas denge etkin bir hava yönetimi politikasının uygulanması ile mümkün olmaktadır. Hava yönetiminin birincil
basamağı kirliliğinin kaynaklarının ve katkılarının ortaya konulması ile mevcut durumun tespitidir. Mevcut durumun
tespitinin ardından, sorun odaklı çözüm
gereğince, kaynakta önlemler alınarak
temiz hava eylem planları oluşturulmaktadır. Uzun vadeli hedefimiz, temiz hava soluyan sağlıklı nesiller yetiştirilebilmektir.
Bu doğrultuda hava yönetiminden sorumlu
tek otorite olarak, kapasitemizi güçlendirmek adına birden fazla alanda projeler yürütülmektedir.
Aynı zamanda, hava kirliliği ile mücadele
kapsamında ulusal ölçekte; Bakanlığımız
tarafından hava kirliliğine neden olan
kaynaklarda (ısınma, sanayi, ulaşım), gerekli önlemlerin alınarak hava kirliliğinin
azaltılması, hava kalitesinin korunması
ve iyileştirilmesi yönünde, Bakanlığımızca yönetmelikler yayınlanmakta ve
uygulanmaktadır. Ayrıca mevzuat oluşturulması ve uygulanmasına yardımcı
olmak amacıyla, projeler yürütülmekte ve
ulusal ölçekte politika ve stratejiler belirlenmektedir. Avrupa birliği (AB) hava kalitesi mevzuatının ulusal mevzuatımıza
aktarılması çalışmaları sonucunda mevzuatın uygulanması çerçevesinde çalışmalarımıza hız verilmiştir. İlaveten,
Bakanlığımız tarafından hava kalitesine
ilişkin, AB mevzuatının uygulanması için
izleme ağlarının kurulmasını, laboratuar
altyapısının oluşturulmasını, kurumsal
kapasitemizin arttırılmasını, eylem planlarının hazırlanmasını, gerekli önlemlerin
alınmasını ve hava kalitesi limit değerlerine indirilmesini ön görülmektedir.
AB hava kalitesi mevzuatının, ulusal mevzuata uyumlaşması kapsamında; AB Hava
Kalitesi Mevzuatı paralelinde hazırlanan
“Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi
Yönetmeliği (HKDYY)”, 6 Haziran 2008 tarihli ve 26898 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlülüğe girmiştir. Bu
yönetmelik ile hava kalitesi konusundaki
AB hava kalitesi sınır değerlerine uyumun
gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.
HKDYY’ nin uygulanması sorumluluğu, şehirlerde hava kirliliğinin azaltılması ve sonucunda insan sağlığı kalitesinin
arttırılması çabaları çerçevesinde, Bakanlığımıza aittir. Bu meyanda, HKDYY’ nin
uygulanması ve hava kalitesi limit değerlerine ulaşılması amacıyla, AB destekli
projeler yürütülmektedir.
Uluslararası İklim değişikliği müzakeresi,
Mayıs ayında ülkemizde gerçekleştirildi.
Müzakerelerin kapsamı ve alınan kararları
değerlendirir misiniz?
Ülkemiz, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ nin temel ilkelerinden biri olan “ortak fakat farklılaştırılmış
sorumluluklar” çerçevesinde, küresel iklim
değişikliği ile mücadele çabalarına, imkânları ölçüsünde katkıda bulunmayı bir hedef
olarak belirlemekte; çabalarını arttırmak
amacıyla finans, teknoloji ve kapasite geliştirme desteklerine ihtiyaç duymaktadır.
Müzakereler kapsamında finans, teknoloji
ve kapasite geliştirme desteklerinden yararlanma talebi savunulmakta, ülkemizin
mekanizmalardan etkin faydalanmasına
yönelik çabalar devam etmektedir.
Kyoto Protokolü’nün birinci taahhüt dönemi, 2012 yılı sonunda sona ereceğinden
uluslar arası müzakereler genel olarak
2012 sonrası, uluslar arası iklim rejiminin
belirlenmesi konusunda yoğunlaşmaktadır. 2010 yılında kabul edilen, Cancun Anlaşması ile ve Aralık 2011 yılında Güney
Afrika’nın Durban kentinde yapılan 17. Taraflar Konferansı’nda uluslar arası iklim
müzakerelerinin bazı kısımları karara bağlanabilmiştir.
Kyoto Protokolü’nün mevcut yapısıyla, küresel sera gazı emisyonlarının % 15’inden
az bir kısmını kontrol ediyor olması sebebiyle, tüm ülkelerin sera gazı emisyonlarını
kendi ulusal şartlarına uygun şekilde azaltmak ve sınırlandırmak üzere içerisinde yer
alacağı yeni bir anlaşmanın hazırlanması
zorunluluk olmuştur. Bu bağlamda, Durban
konferansının çıktıları ülkemizce son derece olumlu görülmektedir.
Ayrıca Türkiye, tüm ülkelerin içinde yer aldığı bir antlaşmanın oluşturulabilmesi durumunda, kendi ulusal şartlarına uygun
olacak şekilde üzerine düşeni yapmaya da
hazırdır. Ülkemizin bu küresel mücadelede
tam anlamıyla yer alabilmesi, ancak ihtiyaç duyulan finansman ve teknolojilerin
sağlanmasıyla mümkün olabilecektir.
Bu çevrede, Türkiye kendi durumunu ve
küresel sisteme ilişkin yapıcı tutumunu,
katılımcı ve şeffaf bir yaklaşım ile uluslar
arası platformlarda en iyi şekilde savunmaktadır. Durban kentinde gerçekleştiril-
Gelişmekte olan bir ülke
olarak endüstriyel gelişme
ve kirliliğin önlenmesi
arasındaki hassas denge
etkin bir hava yönetimi
politikasının uygulanması
ile mümkün olmaktadır.
miş olan 17. Taraflar Konferansına ülkemiz, Bakanlığımız, diğer ilgili kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler ve sivil
toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan 42 kişilik bir resmi heyetle katılım sağlanmıştır.
SÖYLeŞİ
Müzakere ekibimizin yıllardır süren mücadelesi sonucunda, Durban’ da “Taraflar
Konferansı; Türkiye’ nin Sözleşmenin ek1 listesindeki ülkelerin konumundan
farklı bir konumda olduğunun tanındığı
26/CP.7 ve 1/CP16 sayılı kararları hatırlatarak, Taraflar Konferansınca Özgün koşulları tanınan Taraflara, sözleşmenin
uygulanmasına yardımcı olmak için azatlım, uyum, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme ve finansman
konularında destek sağlanmasına yönelik
usulleri tartışmaya devam etmek konusunda anlaşmaya varır.” Kararı çıkmıştır.
Böylece, Sözleşme kapsamında ülkemizin azatlım, uyum, teknoloji geliştirme ve
transferi, kapasite geliştirme ve finansman konularında destek sağlanmasına
yönelik bir takım kazanımlar elde etmesine ilişkin müzakerelere devam edilecektir. ■
ARALIK 2012
11
Kayseri OSB, atık su tesisi ve METEM’e
bu yıl kavuşuyor!
K
ayseri OSB yönetimi, 20 milyon liraya mal olan atık su arıtma tesisleri ile 10 milyon lira harcanan
METEM’i yılsonuna kadar açmaya hazırlanıyor
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü, başta
enerji, ulaşım- lojistik, atık su arıtma ve
istihdam gibi temel hizmetler olmak
üzere mevcut tüm altyapı hizmetlerini
güçlendirerek bölgeyi teknoloji ağırlıklı
‘yatırım üssü’ haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi.
habeR
Sanayi sektörünün kalifiye eleman sorununa çözüm getirmek amacıyla, 10 milyon liralık harcama ile Mesleki ve Teknik
Eğitim Merkezi’ni (METEM) kurduklarını
vurgulayan Hasyüncü, “METEM’de hem
lise düzeyinde eğitim verilecek, hem de
işletme çalışanları eğitilerek mesleki donanımları güçlendirilecek. Geçen yıl 30
bin metrekarelik alan üzerinde yapımına
başlanan METEM’de çalışmalar bitmek
üzere. 32 derslikli, 900 öğrenci kapasiteli,
6 atölyeli, Ar-Ge üniteli, 6 bölümden oluşan eğitim merkezi önümüzdeki ders yılında faaliyete geçiyor. İlk etapta
METEM’in 12 derslik bölümünü bu yıl
eğitime açacağız. METEM, öğrencilere
300 yataklı bir yurtla konaklama hizmeti
de sunmaya hazırlanıyor.
Bunun yanı sıra, firmalar için yasal zorunluluk olan ilk yardım, temel iş sağlığı ve
güvenliği gibi konularda da eğitim programları, seminer ve paneller düzenliyoruz” diye konuştu. Bundan sonraki en
önemli amaçlarının çevre bilinci yüksek
bir OSB kimliğiyle gelecek kuşaklara
ARALIK 2012
12
daha temiz ve yeşil bir çevre bırakabilmek olduğunu ifade eden Hasyüncü,
“Kayseri OSB’de yılda 5 milyon 40 bin kilogram evsel atık, 3 milyon 360 bin kilogram proses atığı olmak üzere, yılda 8
milyon 400 bin kilogram atık toplanıyor.
Bunun için gerçekleştirdiğimiz en önemli
proje ise bu yıl faaliyete geçireceğimiz 20
milyon liralık harcama ile kurulan atık su
arıtma tesisleri. Tesisin kapasitesi 40 bin
metreküp/gün. Kapasite gerektiğinde 60
bin metreküp/güne çıkabiliyor. Fiziksel,
kimyasal ve biyolojik arıtmanın yapılacağı tesis, ekipman kalitesi ve proses
özellikleri dikkate alındığında diğer
OSB’ler için örnek olabilecek niteliklere
sahip” şeklinde konuştu.
Bölgeye 4 yeni trafo merkezi
Altyapı ile ilgili hiçbir sorunu bulunmayan
ender OSB’lerden olduklarını kaydeden
Hasyüncü, “Bölgemizde doğalgazın yanı
sıra yılda yaklaşık 850 milyon kwh elektrik enerjisi tüketiliyor. Enerjide güçlü bir
altyapıya sahibiz. Her yıl bütçemizin
yüzde 30’unu enerjiye ayırarak mevcut
altyapıyı güçlendiriyoruz. Havai hatlı
elektrik şebekesini yeraltına aldık. İlk
etapta 400 elektrik abonesini kapsayacak
şekilde uzaktan sayaç okuma sistemi getirdik. Bu sistem sayesinde elektrik tüketiminin yüzde 95’i uzaktan takip ediliyor.
Daha önceleri bölgede yüzde 3.07 olan
kayıp kaçak oranı, yapılan iyileştirme çalışmaları ile yüzde 0’ ye geriledi” diye konuştu. Bölgedeki doğalgaz abone
sayısının 600’e ulaştığı bilgisini veren
Hasyüncü, “2012’nin ilk altı ayında elektrik tüketimi yüzde 7, doğalgaz tüketimi
ise yüzde 6 oranında arttı. Üretim arttıkça, enerji tüketimi de artıyor. Özellikle
son yıllarda enerjiye yoğun talep var.
Artan talepleri karşılamak için 4 trafo
merkezinin daha devreye alınması kararlaştırıldı. Bunun yanı sıra 24’üncü Cadde
üzerinde enerjiye dayalı bir başka projeyi
daha bu yıl hayata geçirmenin gayreti
içindeyiz. Amacımız sanayicilerimize
daha temiz enerji kullandırmak” açıklamasını yaptı. ■
(Mahmut SABAH/Dünya)
Küresel Isınmanın
Nedeni
Karbondioksit
Değil mi?
Fotoğraf: Can ÖZGÜN
Makale
İklim Değişikliği
Endüstriyel faaliyetlerle oluşan ve sera
gazı olarak bilinen karbondioksit ve
metan gibi gazların atmosferdeki miktarının artmasının küresel ısınmaya yol açtığı, son yıllarda en fazla tartışılan
konular arasındadır. İddialara göre önlem
alınmazsa, buzullarda hızlı bir erime olacak, denizlerin seviyesi yükselecek, pek
çok kıyı bölgesi su altında kalacak, yağış
rejimleri değişip bazı bölgeler çölleşecek,
diğer yerlerde sel baskınları meydana gelecektir. Bu dehşet senaryosu, Birleşmiş
Milletleri harekete geçirmiş ve pek çok
ülke tarafından Kyoto Anlaşması imzalanmıştır. 1997`de imzalanan ve 2005`te
yürürlüğe giren bu anlaşmanın gayesi, atmosferdeki sera gazı miktarının, iklim için
tehlike oluşturmayacak seviyede kalmasını sağlamaktır. Anlaşma sanayileşmiş
ülkelerin sera gazı salımlarını %5 nispe-
tinde düşürmeyi hedeflerken, bazı bilim
adamları bunun yeterli olmayacağını, gaz
salımlarının %60 nispetinde azaltılması
gerektiğini bildirmektedir. Sera gazı salımı; enerji üretimi, sanayi, tarım, inşaat,
taşımacılık gibi önemli insan faaliyetlerinden kaynaklandığından, bu gazların
salımının azaltılması kaçınılmaz olarak
sanayi faaliyetlerini etkileyecek, ekonomik kayıplara yol açacaktır.
Gerçekten de küresel ısınmanın ve iklim
değişiminin sebebi, insan faaliyetleriyle
oluşan sera gazları mıdır? Bunun miktarı
azaltılırsa küresel ısınma duracak mıdır?
Bu konuda farklı görüşler ortaya koyan
bilim adamları da var. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama
Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr.
Musa Avcı da bunlardan biri. Kendisiyle
küresel ısınmanın nedenleri konusunda bir
söyleşi gerçekleştirdik.
Tarihte benzer iklim
değişiklikleri oldu mu?
Dünyanın yaratılışından, özellikle son 3,5
milyar yıldan beri bu sıcaklık değişikleri sürekli olmakta ve iklimler değişmektedir.
Jeolojik tarihte aşırı iklim değişimleri pek
çok defa tekrarlanmıştır. Günümüzden 1,6
milyon (bazı bilim adamlarına göre 1,8 milyon) yıl önce başladığı ve hâlâ sürdüğü
varsayılan dördüncü jeolojik zamanda bile
iklimde büyük değişiklikler yaşanmıştır. Bu
dönem içinde dört adet büyük küresel
buzul dönemi ile bunların arasında sıcak
iklimler yer almıştır. 18 bin yıl önce dünyayı
kaplayan buzulların şimdikinin 3 katı büyüklüğünde olduğu, ormanlık alanların
azaldığı, çöllerin arttığı tahmin edilmektedir. Günümüzden 10 bin yıl önce dünyadaki
son buzulların erimeye başladığı dönem
Holosen`in başlangıcı olarak kabul edilir.
HAZİRAN 2012
15
Günümüzden 8 bin ile 5 bin yıl önceki dönemler arasında ise atmosferdeki nem çok
artmış, her yer ormanlarla kaplanmış ve
dünyada hemen hemen hiç çöl kalmamıştır. 7 bin yıl öncesine kadar çok hızlı devam
eden deniz seviyesi yükselmesi günümüze
doğru giderek yavaşlamıştır. Bu arada
uzun buzul dönemleri yanında, meselâ 700
ile 200 yıl önceleri arasında, kısa süreli
buzul dönemleri de yaşanmıştır.
İklimlerin değiştiği dönemlerde
sıcaklıklar nasıldı?
Henüz nasıl işlediği tam anlaşılamayan
bu mekanizmalardan biri, yerkürede sıcaklık yükselmesini sınırlayan radyoaktif soğumadır. Küresel ısınmayı
dengeleyen bir diğer mekanizma ise,
her bir artı derece için yerküre-atmosfer-okyanus sisteminde çok daha fazla
ısı tutulmasıdır. Bu sistemlerin ısı tutma
kapasitesi, 5°C`den fazla ısınmayı engellemektedir. Soğumanın sınırlandırılması ise, buzul çağındaki soğuk
okyanuslardan havaya daha az nem bırakılmış olmasıyla açıklanabilir. Böylece
karadaki buzul kütleleri nemsiz kalmış
ve büyüyememiş olabilirler. Ancak bu
durum hakkında kesin bilgiler mevcut
değildir.
İklim değişikliğiyle ilgili
endişeler yersiz mi?
İklim her zaman değişmiştir ve değişecektir. İklim değişikliği için yapılabilecek en iyi
şey ona hazırlanmaktır. Eğer iklimin ne
yönde ve hangi derecede değişeceği önceden tahmin edilirse, buna göre ekonomik ve sosyal hazırlıklar yapılır, değişimle
birlikte ona uyum sağlanır. Bu sebeple
iklim değişimi üzerindeki araştırmalar bunlar üzerine odaklanmalıdır. İklim değişimini
durdurmaya yönelik araştırma ve danışmanlık hizmetleri beklenen yönde bir netice vermeyeceği gibi, bunlara harcanan
sermaye de boşa gitmiş olacaktır.
İklim değişikliğinde başka
faktörler mi rol oynuyor?
Şüphesiz, iklimin değişmesinde Güneş`ten
gelen enerji değişimlerinin, atmosferik ha-
Fotoğraf: Can ÖZGÜN
Makale
Dördüncü jeolojik dönemdeki sıcaklık değerleri, günümüzdeki değerlerden sadece
5-9 °C kadar düşük olmuştur. Bundan dolayı iklim değişmeleri de sınırlı kalmıştır.
Çünkü dünya ve onu çevreleyen atmosfer
sistemine aşırı ısınma ve soğumayı engelleyen mekanizmalar yerleştirilmiştir.
Atmosfer sisteminde aşırı
ısınma ve soğumayı engelleyen
mekanizmalar nasıl çalışıyor?
ARALIK 2012
16
diselerin, yerküredeki tektonik hareketlerin, volkanların, karaların ve denizlerin dağılımlarının, okyanuslardaki sıcak ve soğuk
su akımlarının, küresel karbon çevriminin
ve başka pek çok faktörün çok önemli tesirleri bulunmaktadır. Bu unsurlar arasında
çok karmaşık ilişkiler vardır ve birbirine zıt
tesirlere sahiptirler. Bazıları dünyanın ısınmasına sebep olurken diğerleri soğuma
sebebidir. Buna rağmen, sıcaklık ve soğukluğun hadsiz olabilirlikler ve ihtimaller arasından hayata elverişli sınırlar içinde
kalabilmesi nasıl olmaktadır? Bu dev unsurlar ve karmaşık sistemler, böyle bir
gaye etrafında nasıl birleşebilmektedirler?
Ana soru buradadır.
Ana faktör Güneş mi?
Dördüncü jeolojik zamanın son dönemindeki iklim değişimleri ile Güneş`teki faaliyetler arasında mükemmel bir uyumun
olması, son birkaç milyon yılda iklim değişmelerine sebep olan ana faktörün
güneş ısısındaki değişimler olduğuna
hemen hemen şüphe bırakmamaktadır.
Küresel iklim değişimi faktörleri arasında
en önemlisi olan Güneş 1,5 milyon km
çaplı, tükenmek bilmeyen muazzam bir
enerji kaynağıdır. Sıcaklık, merkezinde 16
milyon °C, kabuğunda ise 3 bin ile 500 bin
°C arasındadır. Güneş`in yeryüzüne kadar
ulaşan ısısı, her yıl deniz ve okyanuslardan
600 milyar m³ suyu buharlaştırmaktadır. Bir
saniyede neşrettiği enerji, medeniyet tarihinin başından bu yana insanların kullandığı enerjiden fazladır. Güneş`in yeryüzüne
üç gün içinde gönderdiği ısı ve ışık enerjisi
dünyada bilinen ormanların, kömür, doğalgaz ve petrollerin yanmasından elde edilecek enerjiye eş değerdedir. Güneşteki
aktiviteler arttığında güneş lekeleri mey-
dana gelir. Söz konusu lekelerin en küçüğü
dünya büyüklüğündedir. Lekelerin çevresinde sıcaklık 5700°C`dir. Lekelerinin artması Güneş`te faaliyetin artığını, azalması
ise sakinleştiğini temsil eder. Bu da yeryüzüne intikal eden güneş radyasyonunda
artma ve azalmaya sebep olur. Dolayısıyla
yeryüzü sıcaklığında buna bağlı olarak bir
artma veya azalma kendini gösterir.
Sıcaklığın artması
karbondioksite değil de
Güneş lekelerine mi bağlı?
Güneş lekesi periyot uzunluğu (Güneş`te
görülebilen lekelerin yerinin ve oluşma sıklığının sayılmasıyla elde edilen değer) ile
sıcaklıktaki sapmalar arasında önemli bir
paralellik vardır. 1890`dan 1950`ye kadar
sıcaklık sapması karbondioksit konsantrasyonundan daha ileridedir. 1940-1970
arasında karbondioksit ile sıcaklık sapması
arasında paralellik yoktur. Diğer yandan,
Güneşin solar magnetik döngü uzunluğu
ile sıcaklık sapmaları arasında da büyük
bir uyum ve paralellik olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Güneş`in soğuma ve
ısınma döngülerinin yerküre sıcaklığının
azalma ve artmasındaki rolünün büyük olduğu, karbondioksit artışının global ısınmanın bir sebebi olmadığı anlaşılmaktadır.
Karbondioksitin hiç mi rolü yok?
Küresel ısınmada insanın rolü konusundaki iddialar, iki basit gerçeğe dayanmaktadır. Birinci, “atmosferde bulunan
karbondioksit dünyanın sıcaklığının artmasına sebep olan bir sera gazıdır.” İkincisi,
“endüstri çağının başlamasından beri;
insan faaliyetleriyle büyük oranda karbondioksit üretilmekte, bunun neticesinde atmosferdeki seviyesi artmakta ve küresel
sıcaklık yükselmektedir.” Sadece bu gerçeklere dayanarak, “endüstri çağı sonrası
insan aktiviteleri, son zamanlarda gözlenen küresel ısınmanın sebebidir” neticesini çıkarmak ilk bakışta akla uygun
olabilir. Ayrıca, yine sadece bu iki gerçeğe
dayanarak, “ Karbondioksit üretimi mevcut
oranla veya daha büyük bir oranla devam
ederse sıcaklığın daha da artıracağını,
belki tehlikeli neticelere varacağını” düşünmek de makuldür. Ancak, sadece bu
neticelere dayanan bir hüküm, yani küresel ısınmanın sebebi insan kaynaklı sera
gazlarıdır hükmü, aslında, az bir bilginin ne
kadar tehlikeli olabileceğine güzel bir örnektir.
Sıcaklık artışıyla sera gazları
arasında bir bağlantı yok mu?
Dört yüz bin yıl önceden günümüze kadar
olan sürede hem atmosferdeki karbondioksit hem de yeryüzü sıcaklığında periyodik olarak azalma ve artışlar olmuştur. Bu
iki hâdise daima birbirine paralel seyretmiştir. İnsan kaynaklı karbondioksit üretimi
ise son yüz yıl ile sınırlıdır. Buna rağmen,
günümüzdeki sıcaklık artışını buna bağlamak hatalı bir yaklaşımdır. Aslında, atmosferdeki karbondioksit arttığı zaman mı
sıcaklık artıyor, yoksa sıcaklık arttığı zaman
mı karbondioksit artıyor, sorusu tam anlaşılmış değildir. Nitekim hem yıllık hem de
jeolojik (100 bin yıllık) zaman dilimlerindeki
sıcaklık değişimleri karbondioksit değişimlerinden önce gerçekleşmiştir. Bu sebeple
karbondioksit, sıcaklığın belli bir sınırda tutulmasında hafif derecede olumlu tesire
sahip olmakla birlikte, sıcaklık artışındaki
ana faktör olamaz. Buna delil olarak, hata
payı göz önüne alındığında bile, 1995`ten
beri atmosferik karbondioksit `de % 8`lik
ARALIK 2012
Makale
17
henüz ya çok az anlaşılabilmiş veya hiç anlaşılamamıştır. Bu belirsizlikleri hesaba katmayan hiçbir bilgisayar modeliyle
önümüzdeki 100 yıl için doğru bir iklim tahmini yapılamaz. Bu sebeple bilgisayar modelleme uzmanları şu an var olan (veya
gelecekte var olacak olan) hiçbir iklim modelinin bölgesel iklim değişikliği hakkında
doğru tahminlerde bulunmasının mümkün
olmadığında hemfikirdir.
Makale
bir artış olmasına rağmen ortalama küresel sıcaklık 1995`ten bu yana artmamış,
hatta 2002`den bu yana azalmıştır. Diğer
yandan, 20. yüzyılın sonlarındaki ortalama
küresel sıcaklık artışı son 10 bin yıldaki
iklim değişiminin sınırları içindedir. Dolayısıyla, günümüzdeki ısınmayı insan kaynaklı sera gazlarına dayandırmayı
gerektirecek bir durum yoktur.
Rasatlar ve modeller yeterli
değil mi?
Sıcaklık ve karbondioksit değerlerinin nasıl
değiştiğini anlamanın en güvenilir yolu onları belli bir düzen içinde sürekli ölçmektir.
Ölçü değerleri yok veya yetersizse, onlar
belli matematik modellerle tahmin edilmeye çalışılır. Dünya genelinde atmosferdeki karbondioksitin sürekli ve düzenli
olarak ölçümlerinin yapıldığı tek rasat evi
vardır, o da Hawaii Adası`n da dır. Tek bir
rasathanenin değerleri bütün dünya at-
ARALIK 2012
18
mosferindeki değişimleri temsil edemez.
Endüstriyel üretim yanında, volkanik püskürmeler ve canlı metabolizma faaliyetleriyle de atmosfere sürekli karbondioksit
bırakılmaktadır. Dolayısıyla, yeryüzünden
atmosfere tabii ve beşerî yollarla salıverilen karbondioksit miktarının gerçek değerleri henüz kesin olarak bilinmemektedir.
Diğer yandan, yeryüzündeki sıcaklıkların ölçüldüğü meteoroloji istasyonları şehir yerleşim alanları içinde kalmıştır. Şehir içleri
o bölgenin geneline göre daha sıcak olmakta ve sıcaklık değerleri yüksek gözükmektedir. Bu da sanki her yerde sıcaklık
artıyor gibi, hatalı bir neticenin çıkmasına
yol açmaktadır.
Sonuç olarak, iklim değişimi üzerinde insan
faaliyetlerinin tesiri yoktur, varsa da çok
azdır. Son yüzyıldaki sıcaklık değişimleri
orta seviyede olup, canlı yerkürenin tahammül ettiği tarihî normal aralıktadır. Yakın
gelecekteki muhtemel sıcaklıklar küçük hatalarla tahmin edilmektedir. Bunda insan
faaliyetlerinin tesiri olacağı beklenmemektedir; fakat iklim değişiminden doğacak
faydalar ve zararlar için tahminlerde bulunup ona göre davranılmalıdır. ■
Kaynaklar
1. Waple, A.,M. The sun-climate relationship in recent centuries: a review, Progress
in Physical Geography 23,3 (1999) pp. 309328
2. National Climatic Data Center, Global
Surface
Temperature
Anomalies
(2007),http://www.ncdc.noaa.gov/oa/climate/research/anomalies/anomalies.html
3. Zbigniew Jaworowski, M.D., Solar
Cycles, Not CO2, Determine Climate,
21st Century Winter 2003-2004, pp 52-65
İklimlerle ilgili modellemelere
nasıl bakmamız gerekir?
Ekoloji Dergisi/Sayı : 27. Sayı (TemmuzEylül 2010)
İklim değişikliği matematik denklemlerle
kolayca ifade edilemeyecek kadar karmaşık bir süreçtir ve bu sürecin bazı kısımları
Prof. Dr. Musa AVCI [email protected]
Atıkların Geri Kazanımı ve
Elektrik Enerjisi Üretim Sistemleri
DEDEOĞLU ELEKTRONİK
SANAYİ VE TİCARET Firması
Son 5 Yıllık AR-GE
döneminde aşağıda konuları
itibarı ile ATIKLARIN GERİ
KAZANIMI ve ELEKTRİK
ENERJİSİ ÜRETİM
SİSTEMLERİ teknolojilerini
geliştirerek çözüm
noktasında yenilikler
sunmuştur.
Çalışmalarımız ve
Gerçekleşenler konuları
itibarı ile değerlendirilmiştir.
1. PLASTİK ATIKLAR
Dünya piyasasında bir çok uygulama
alanı bulunan plastiklerin atık durumuna
düştükten sonraki çözümleri, içerisinde
PİROLİZ yöntemi ile YANABİLİR SIVI YAKITLARA dönüştürülmesi ve Her türlü sistemde
ELEKTRİK
ENERJİSİNE
çevrilebilmektedir.Verimi % 86 Olarak
deneme uygulamalarında gözlenmiş 1 kg
plastikten 1 Litre 10.700 Kcal/kg yanabilir
sıvı elde edilmiş ve 189 Gram/kWh ile
elektrik enerjisine çevrilmiştir.
Baca gazı emisyonları ölçülmüş, EURO
DIESEL den daha kaliteli yakıt olduğu raporlanmıştır.
Dünyamızdaki çevre kirliliğine neden
olan bir çok atıklardan kurtulmak ve ye-
nilenebilir enerji üretmek adına bir projemiz var. Bu projemiz ATIK PLASTİK
MADDELERDEN (BENZİN-MOTORİN
KARIŞIMI 11.000 KCAL) LİKİT YAKIT
ÜRETMEKTİR.Bu sistem küçük bir TÜPRAŞ Modelidir.sistem PROLİZ sistemi
ile çalışmaktadır ve çevre dostudur.
Baca gazı emisyonları En düşük seviyededir. Yurt dışı fiyatları 20-30 MİLYON
DOLAR seviyesindedir. 2 Yıl garantili fiyatlarımız yurt dışı fiyatlarının 1/6 si
Düzeyindedir.
1 KG PLASTİK ATIKTAN 1 LİTRE LİKİT
YAKIT elde Edilebilmekte ve LİTRE BAZINDA İŞLETME MALİYETİ YAKLAŞIK
20 KURUŞTUR. SİSTEM KENDİNİ ORTALAMA ÜÇ YILDA AMORTİ ETMEKTE-
FİRMa
DİR. Geleceğin yatırımı ENERJİ , Enerjinizi üste para alarak Üretmek isterseniz SAKARYA İlimizde DEMO
TESİSİMİZİ Görebilir,imalat Yaptırabilir
ve üretilen likit yakıtımızı analiz ettirebilirsiniz. Bu analizleri KOCAELİ İZAYDAŞ ve TÜBİTAK MAM Tarafından
Yapılmış bu yakıtlar için Şirketimiz PATENT Başvurusunda bulunmuştur.
Çünkü en Temiz yakıt statüsünde değerlendirilmiştir.
ÖZELLİKLE PLASTİK ATIK Diyoruz çünkü
bir tek PLASTİK Yapısında Yüksek kalorili yakıtlar vardır.Ayrıca sisteme SİNTİNE YAĞ, YANIK MOTOR YAĞLARI,
KİRLİ TİNER, KİRLİ SOLVENT Üniteleri
STANDART Olarak , HURDA OTO LASTİKLERİ OPSİYONEL OLARAK Üretilmektedir.
2014 YILI AVRUPA BİRLİĞİ ve ÜLKEMİZDE DAHİL OLMAK ÜZERE ATIKLAR
İÇİN BİR MİLATTIR. Belgesini alıp tesislerini kuranlar atıklardan Üste para
alacaklardır.
LİKİT YAKITIMIZ HER TÜRLÜ SİSTEMİN
YAKITIDIR (UÇAK MOTORLARI, BUHAR
KAZANLARI, DİZEL GEMİ MOTORLAR,
DOĞAL GAZ ÇEVRİM SANTRALLERİNİN VE DİĞER ISI KAYNAĞI OLAN TÜM
SİSTEMLERİN ALTERNATİF YAKITIDIR).
Yakma testlerinde EURO DİZEL Yakıtından daha üstün bir Performans sergilemiş % 91 verimlilikle Doğalgaz
değerlerine yaklaşmıştır. Gerek yakıt
içersindeki bileşenlerde zararlı maddeler BİNDE BİR oranında çıkması ve Baca
emisyonlarında da sıvı yakıtlar içersinde en düşük emisyonlara sahiptir.
ARALIK 2012
20
EPDK Tarafından Firmamıza çizilen yol
haritası gereğince ELEKTRİK ENERJİSİ
Üretimine İmkan sağlayan ve BİOKÜTLE
Kapsamında 29 ARALIK 2010 tarihinde
yayınlanan yeni yönetmeliğe göre 13.3
centdolar karşılığı KW tır
Teşvik kapsamında 10 yıl süre ile alım
garantisi ile teşvik edilmektedir. Amacımız Kanunlarımızın verdiği imkanlar
dahilinde Ülke ekonomimize katkıda
bulunmak ve doğada 900 yıl yok olmayan bu atıkları enerjiye çevirmektir.
ATIK PLASTİKLERİ 50 KURUŞ /KG SATINALIP 70 KURUŞA BENZİN VE MOTORİN EŞDEĞERİ MİX LİKİT YAKIT
YAPABİLİYORUZ. DOĞALGAZ DAN EN
AZ %40 DİGER LİKİT YAKITLARDAN EN
AZ %80 DAHA UCUZDUR.
2. TIBBİ ATIKLAR
Tibbi atıkların piyasalarda halen uygulaması bulunan 160oC Buhar sistemiyle
sterileze edildikten sonra toprağa gömülmesi sistemlerinde başarı oranı oldukça
düşüktür. Firmamız bu tip atıkları +
1.000oCderece Manyetik ısıtma alanından geçirerek sterilizasyon yaparken yine
Plastik atıkların YANABİLİR SIVILARA
DÖNÜŞTÜRÜLMESİ sistemi ile de entegre ederek ELEKTRİK ENERJİSİNE çevirmeyi amaçlamakta geri kalan atıkların
(Cam, Metal ve karbon siyahı ) değerlendirilmesi veya gömülmesi mümkün olabilmektedir. Bu sistemimiz bir gün
bazında 40 ton TIBBI ATIĞI bertaraf edebilme kapasitesi bulunduğundan Büyük
Şehirlerde dahi tüm atık miktarını karşılayabilecek kapasitededir.
3. SİNTİNE VE SLAŞ
ATIKLAR
Sintine atıkların YANABİLİR SIVI YAKITLARA çevrilmesi deneme çalışmalarında % 55 i su ile homojenize olmuş
her türlü sintine atıklar ve slaşlar AĞIR
DİZEL YAKIT a dönüştürülmüş ve yeniden kullanım alanı bularak ve geride
başkaca atık bırakmadan bertaraf edilmiştir.
4. YANIK MOTOR YAĞLARI
Yanık motor yağları % 96 oranında YANABİLİR SIVI YAKITLARA çevrilerek AĞIR
DİESEL yakabilen motorlarla ELEKTRİK
ENERJİSİNE dönüştürülebilmektedir. Bu
atıkların Geri kazanımının ardında başkaca atık olmamaktadır.
86 oranına kadar çıkabilmektedir. Firmamız bu nedenle plastik atıklar konusunda teknolojisini daha ileri noktaya
taşımak adına çalışmalar yapmaktadır.
ÖTL ler konusunda ise YÜKSEK FREKANS TEKNOLOJİSİNİ Geliştirmiş ve
uygulamalarda daha az enerji kullanarak PROLOTİK YAĞ verimini,artırmış ve
atmosfere salınan gazlar da minimize
edilmiştir. Diğer bir deyimle sistem küçültülmüş, patlama riski ortadan kaldırılmış, piroliz sistemine ihtiyaç
kalmamış ve bacası olmayan bir hale
dönüştürülmüştür. ■
Teknolojimizin Kullanım Alanları
ve Avantajları
5. ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ
LASTİKLER
1. Çözümsüz veya kötü çözümleri olan linear atıkların Geri
kazanımı ve Katma Değeri yüksek yakıt elde edilmesi.
PİROLİZ YÖNTEMİ ile yapılan deneme
çalışmalarında ÖTL ler maksimum %40
Prolitik yağ, %40 Karbon siyahı, % 810 arası ÇELİK TEL ve bazı eski lastiklerde %5 oranında KORD BEZİ ne
ayrılmış bir miktar da YANABİLİR GAZ
elde edilmiştir. Bu verim içerisinde elde
edilen PROLİTİK YAĞ ın % 30 civarında
sistemde yakılmak suretiyle (Elde edilen Gaz Dahil) kalan %28 oranında
PROLOTİK YAĞ verimiyle yetinilmiştir.
Yani her 100 kg lastikten 28 kg prolotik
yağ elde edilebilmekte bu verim oldukça düşüktür. Bu oran Plastiklerde %
2. Çimento Fabrikalarına Kaliteli yakıt temini.
3. Elektrik Üretim sistemlerinde en düşük üretim maliyeti.
4. Limanlarımızda büyük sorun olan sintinelere ve slaş atıklara
çözüm bulmak.
5. Tıbbi atıkların bertaraf edilmesi ile birlikte elektrik enerjisi
üretmek.
6. Yanık Motor yağlarının doğru alanda kullanılmasını sağlamak.
7. Çevreye duyarlı sistemlerin ve baca gazları emisyonlarının
azaltılması.
ARALIK 2012
21
Bitkisel Atık Yağ Toplama Makinesi
Baytom Evsel (bitkisel) Atık Yağların Toplanması Ve Ayrıştırılmasını Sağlayan Makina
Evsel (bitkisel) atık yağ toplama makinesi, evlerde kullanılan bitkisel atık yağların şehir kanalizasyonuna ve çöplere
dökülerek doğaya karışmasını önlemek için düşünülmüştür. Makinenin teknik özellikleri aşağıdadır;
Baytom Evsel (bitkisel) Atık Yağların Toplanması ve
Ayrıştırılmasını Sağlayan Makine
1-İlk dolum kabı; bu kap makineye yağ koymaya gelen kişinin yağı boşaltacağı, üzerinde boşalttığı
yağın seviyesini görebileceği, seviye işaretlerinin bulunduğu kaptır.
2-Start butonu; bu buton ilk dolum kabına yağ boşaltıldıktan sonra işlemin başlaması için basılması gereken butondur.
3-Sesli ikaz bölümü; atık yağı getiren kişiye ne yapması gerektiğini sesle anlatan ve koyduğu sıvının ne kadarının
yağ ne kadarının diğer sıvı olduğunu söyleyen, gerekli uyarı ve ikazlarda bulunan sesli sistemdir.
Evsel (bitkisel) atık yağ toplama makinesi, evlerde kullanılan
bitkisel atık yağların şehir kanalizasyonuna ve çöplere dökülerek
5-Ölçüm haznesi ve ölçüm kabı; makineye konulan yağın, ölçüldüğü ve ayrıştırıldığı kaptır.
doğaya karışmasını önlemek için düşünülmüştür.
Ölçme ve ayrıştırma Baytom a özel bir yöntemle yapılır.
4-Işıklı ve led li uyarılar; makine çalışırken, ölçüm yaparken renkli led lerle durumu hakkında bilgi veren sistemdir.
6-DC Motorlu küresel vanalar; yağ ya da diğer sıvı oluğu ölçüm sonucunda tespit edilen sıvı bu vanalar sayesinde
yağ kabı ya da diğer sıvı kabına alınır.
7-Yağ ve Diğer sıvı depoları; bu depolarda ölçüm kabından gelen sıvılar depolanır, dolan depolar üzerlerindeki
şamandıralar ile taşmaya karşı korunmuştur.
8-GSM telefon hattı; makinede muhtemel bir arıza oluşması, depoların dolması veya hediye biletinin bitmesi
durumunda bu hat üzerinden ilgili kişiye sms, çağrı veya sesli, uyarı gönderilir.
9-Hediye bilet bölümü; atılan atık yağın miktarına göre uygun bilet veya madeni para vermeye yarar.
10-Elektronik kart; mikroişlemci tabanlı, analog girişli, analog-dijital ve dijital-analog dönüştürücülü, role çıkışlı karttır.
Sistemden gelen veriler bu kartta değerlendirilir ve sıvının yağ/diğer sıvı oranı tespit edilir.
Sesli ve görsel uyarılar bu kart tarafından yönetilir.
Baytom Nasıl Çalışır ?
Kişi atık bitkisel yağını getirir BAYTOM'a döker.Yağ içindeki katı veya yağda çözünmemiş sıvıyı özel bir yöntemle ayırır
Atık Yağın miktarına göre size bilet veya madeni para verir.yağ ve diğerlerini ayrı depolar.kaç litre yağa ne kadar hediye vereceğini
siz belirlersiniz.İçerisine makineye zarar verecek sıvı döküldüğünde kendini kitler.Sizin kaydedeceğiniz GSM hattına mesaj atar
veya cepten arar.Aynı işlemi hediyesi bitiğinde veya tankı dolduğunda da yapar.
BAYTOM'lar isterseniz 50 litre biriktirme kapasiteli isterseniz 400litre biriktirme kapasitelidir.
Hediye Kupon Teknik Özellikler
- OPTİK KANAL TANITIM KARTI
- OPTİK GÖZ OKUMA BASKISI
- ÖN VE ARKA U.V. BASKI
- ARD ARDA 5 FARKLI BASKI
- HEDİYE KUPONLARININ BULUNDUĞU HER BİR SİLİNDİRDE 1100 KUPON BULUNACAKTIR.
HER BİR SİLİNDİR 7 KUPON TEKRARINDAN OLUŞACAKTIR. ARD ARDA 3 TANE 10 PUAN,
2 TANE 20 PUAN,1 TANE 10 PUAN,1 TANE 30 PUAN BULUNACAKTIR.
- PERFORAJ
- ÇİFT TARAFLI KUŞE KARTON
- 250 G / M2 +, - ½ 5
- BOYUTLARI : 40mm X 70 mm
1
BAYTOM NEDİR?
BAYTOM evsel kullanıcılardan bitkisel atık yağ toplamak amacıyla üretilen bir makinedir. Kullanıcı atık yağını makineye getirir ve döker,
karşılığında makineden ödülünü alarak atık yağını değerlendirmiş olur. Ayrıca kişi atık yağını ekonomiye kazandırmak adına bireysel
olarak ilk adımı atmış olur.
BAYTOM bir AR-GE çalışması olarak imalatına başlanmış bir makine olup, şuanda BAYTOM Mak. San. Tic. A.Ş. tarafından seri üretimi
gerçekleştirilmektedir. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği tarafından desteklenen bu makine sayesinde yağ sanayi üreticilerimizde üzerlerine
düşen sosyal sorumluluğu yerine getirmektedirler.
BAYTOM NASIL ÇALIŞIR VE KAÇ ÇEŞİT BAYTOM VARDIR?
Kişi atık bitkisel yağını getirir BAYTOM’ a döker. Yağ içindeki katı veya yağda çözünmemiş sıvıyı özel bir yöntemle ayırır. Atık Yağın
miktarına göre kullanıcıya ödül verir. Bu ödül makineyi satın alan kişinin tercihine bağlıdır
BAYTOM-1 Hediyesi madeni paradır. İç mekanda çalışır.Atık yağ dolum tankı 60 litredir.Diğer sıvı dolum tankı 20 litredir. Rezistanslı
sistem veya motor yağı dökülmesi durumunda ikaz sisteminin devreye giren modeli tercihe sunulmuştur. Rezistanslı model tercihi
durumunda BAYTOM’ a katı yağ dökülmesi ya da dökülen sıvı yağın, hava şartları dolayısıyla donması durumunda, rezistans devreye
girer ve yağı erittikten sonra devreden çıkar. Rezistans, normal çalışma esnasında devreye girmez ve elektrik harcamaz, sadece
yağın erimesi gereken durumlarda, çalışma süresince 20 Watt‘ lık bir elektrik harcar. Motor yağı dökülen model tercih edildiğinde,
BAYTOM kullanılmış motor yağını tespit eder ve bu yağı ölçme haznesinde tutar, kendini kilitler. İlgili kişiye konuyla ilgili mesaj atarak
temizlemesini ister.
BAYTOM-2 Hediyesi bilettir. Bilet üzerinde bulunan puanlar biriktirilerek; puan karşılığında hediye alabilmektedir. Hediye organizasyonunu
lisanslı yağ toplayıcıları ile belediyeler birlikte organize etmektedir.İç mekanda çalışır.Atık yağ dolum tankı 60 litredir. Diğer sıvı dolum
tankı 20 litredir. Rezistanslı sistem veya motor yağı dökülmesi durumunda ikaz sisteminin devreye giren modeli tercihe sunulmuştur.
Rezistanslı model tercihi durumunda BAYTOM’ a katı yağ dökülmesi ya da dökülen sıvı yağın, hava şartları dolayısıyla donması
durumunda, rezistans devreye girer ve yağı erittikten sonra devreden çıkar. Rezistans, normal çalışma esnasında devreye girmez ve
elektrik harcamaz, sadece yağın erimesi gereken durumlarda, çalışma süresince 20 Watt’ lık bir elektrik harcar. Motor yağı dökülen model
tercih edildiğinde, BAYTOM kullanılmış motor yağını tespit eder ve bu yağı ölçme haznesinde tutar, kendini kilitler. İlgili kişiye konuyla ilgili
mesaj atarak temizlemesini ister.
BAYTOM-3 Hediyesi manyetik okumalı kart sistemidir. Yağ döken kişilere birer adet bankamatik tarzında manyetik kart verilir. Akaryakıt
istasyonlarında benzin alımı sonrası karta puan yüklenmesi gibi, kişi atık yağını BAYTOM’ a döktükten sonra yağ miktarı ölçüsünde
kartına puan biriktirmektedir. Ayrıca kart, kullanıcının BAYTOM’ u kullanırken kaç kez aldatmaya yönelik sıvılar döktüğünde tespit
edebilmektedir.İç mekanda çalışır.Atık yağ dolum tankı 60 litredir. Diğer sıvı dolum tankı 20 litredir. Rezistanslı sistem veya motor yağı
dökülmesi durumunda ikaz sisteminin devreye giren modeli tercihe sunulmuştur. Rezistanslı model tercihi durumunda BAYTOM’ a katı
yağ dökülmesi ya da dökülen sıvı yağın, hava şartları dolayısıyla donması durumunda, rezistans devreye girer ve yağı erittikten sonra
devreden çıkar. Rezistans, normal çalışma esnasında devreye girmez ve elektrik harcamaz, sadece yağın erimesi gereken durumlarda,
çalışma süresince 20 Watt’ lık bir elektrik harcar. Motor yağı dökülen model tercih edildiğinde, BAYTOM kullanılmış motor yağını tespit
eder ve bu yağı ölçme haznesinde tutar, kendini kilitler. İlgili kişiye konuyla ilgili mesaj atarak temizlemesini ister.
ADRES BİLGİLERİ
Merkez: Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Cad. 1430 Sk. Akasya Apt. No:1/8 Balgat-Çankaya/ ANKARA/TÜRKİYE
Merkez Tel: +90 312 426 16 82-83 • Merkez Fax: +90 312 426 16 95
BASIN TOPLANTIMIZI
YAPTIK
Dernek Başkanı Sn. Mükerrem Levent
yaptığı konuşmada kısaca derneğin çalışmalarından bahsetti. Türkiye’de geri
dönüşüm ve katı atıkların bertaraftı değil,
yeniden kullanılabilir hale dönüştürmeyi,
aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelini arttırmak dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltarak cari açığı
azaltmayı hedeflediklerini söyledi. Daha
koordineli bir biçimde Toplayıcılar + Depocular + Nakliyeciler + Geri Dönüşüm
Tesisleri ile Türkiye’nin tek Konfederasyonunu kurma aşamasına geldiklerinin
müjdesini verdi. Çöplerin kaynaklarda
toplanması ve kaynakta ayırım yapılması,
atıkların değer yitirmeden geri dönüşüme
kazandırılması ve özellikle hammaddesi
G
ölbaşının müstesna tesislerinden
biri olan Akalın Sport’da Basın
mensupları ve Polietilen Tereftalat Dönüştürücüleri Derneği Yönetimi
kahvaltıda bir araya geldi.
Geridönüşümün sanata yansıtılmasıyla
oluşan eserlerin içinde ve gölün muhteşem manzarasında gerçekleşen kahvaltıda konu Geridönüşüm ve
geridönüşümün Türkiye’ye kazandırdıklarıydı.
Polietilen Tereftalat Dönüştürücüleri
Derneği - Ankara Kalkınma Ajansı ile
birlikte Ankara Gölbaşın da yaklaşık bir
yıldır Ekoturizm ve Turizm Geri Dönüşümü Uygulamaları projesini yürütmektedir. Proje ve alınan sonuçtan basının
çok etkilendiği gözlendi.
ARALIK 2012
24
tamamen dışa bağımlı olan kâğıttan
değer kaybına uğramadan sadece enerjide
değil hammadde de kullanılmasına öncelik verilmesi gibi detaylı konulara mihmandarlık yapmayı derneğin amaçları arasında
saydı.
Kahvaltı sohbeti devam ederken, Bisikletli
Yaşam Derneği ve Doğa Derneği üyeleri
bisikletleriyle Mogan gölü etrafında dolaşıp kuş gözlem evlerini inceledi. Çevreye
atılmış geri dönüşümde kullanabilirliği
olan çöpleri toplayarak projemize katkıda
bulundu.
HABeR
Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Mükerrem Levent, Başkan Yardımcısı Zeynep Yurtkuran
ve TDDK Geridönüşümcüler Birliği Derneği
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan
Yıldız ve Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut
Uğur Çetin, Halkla İlişkiler Müdürü Belma
Aykaç Ve Geridönüşüm Dergisi Editörü ve
Sanat Danışmanı ressam Nilgün Altan’ın
hazır bulunduğu kahvaltı bisikletçilerimizin
başlangıç noktasına geri dönmesiyle son
buldu. ■
ARALIK 2012
25
Bi³lmedi³ği³mi³z Tehli³keleri³yle Fosi̇l Yakıtlar
Prof. Dr. Zafer AYVAZ
Atıklar
100-150 yıldır yoğun bir şekilde kullandığımız kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil
kökenli enerji kaynakları, neden oldukları
çevresel zararlar yanında stratejik öneme
de sahiptirler. Dünya ekonomisi büyük ölçüde bu enerji kaynaklarının fiyatına bağımlıdır. Bu gücü kontrol eden devletler
ayni zamanda dünya ekonomisine de yön
vermektedirler. Bu kaynakların kontrol
edilmesi için büyük ölçüde stratejik ve askeri harcamalar yapılmaktadır. 1. Petrol
Krizi ile sarsılan dünya ekonomisinin devleri bu konuda iyice hassaslaşmış ve Körfez Savaşını göze alarak büyük askeri
harcamalar yapmışlardır. Bunlar aslında
petrol ve doğalgazın maliyetinde, yani
satış fiyatında görülmeyen harcamalardır.
Eğer bu askeri harcama tutarları maliyetlere eklenmiş olsa, petrol ve doğal gazın
satış fiyatı bugünkünden çok daha yüksek
olacaktır. Günümüzde durum böyle olmasa
da, yakın gelecekte böyle bir senaryo ile
karşılaşmamız kaçınılmaz gözüküyor. Gelişmekte olan ülkelerden Çin, hem nüfusunun fazlalığı, hem de gelişme hızının
büyüklüğü nedeniyle giderek daha fazla
miktarda petrol ve doğal gaza gereksinim
duymakta ve bu ihtiyacını çok büyük
oranda ithalatla karşılamaktadır. Günün bi-
rinde artması muhtemel olan petrol fiyatları, Ã?in’i karşılanması imkânsız bir fatura
ile yüz yüze getirecektir. Bu durum, Dünya
siyaset ve ekonomisinde sonucu kestirilemeyen olaylara yol açabilecek bir handikaptır. İşte bu stratejik tehlikeleri
sebebiyle, fosil yakıtlar daha tükenmeden,
bunları ikame edecek tehlikesiz alternatifler üretmek zorundayız.
Hava Kirliliği
Aslında fosil yakıtlardan petrol ve doğal
gazın 20-50 yıl içinde tükeneceği hesaplanmaktadır. Kömür rezervleri ise
100-500 yıl yetecek miktarda olmasına
rağmen geleceğin enerji sistemimizin
sadece kömüre dayanması durumunda
dünyamızdaki çevresel sorunlar, telafisi
imkânsız boyutlara ulaşacaktır. Bu açıdan fosil yakıtların üretim ve tüketiminin kısıtlanması ve azaltılması için en
önemli sebep, bunların meydana getirdiği çevre kirliliği ve tahribatıdır. Kömür
ve fueloil gibi fosil yakıtların bünyesinde bulunan kükürt, bunların yakılmasıyla kükürt oksitlerine dönüşür. Benzin,
mazot ve LPG gibi fosil yakıtlarla çalışan taşıt araçlarındaki içten yanmalı
motorlarda ise, havadaki azotun oksijenle reaksiyonu sonucunda azot oksitleri meydana gelir. İşte bu gazların
havadaki su buharıyla etkileşimi sonucu sülfürik ve nitrik asitler oluşur ki
bunlar en kuvvetli asitlerdir. Yağmurların asitli hale gelmesi demek olan “asit
yağmurları” dünyamızın ekosistemlerini
tahrip eden en önemli etkenlerden biridir. Çünkü suların asitleşmesiyle su
ekosisteminin dengesi bozulur. Birçok
canlı asitli sularda yaşayamaz ve ölür.
100-150 yıldır
yoğun bir şekilde
kullandığımız
kömür, petrol ve
doğal gaz gibi fosil
kökenli enerji
kaynakları, neden
oldukları çevresel
zararlar yanında
stratejik öneme de
sahiptirler.
Toprakta normalde çözünmeyen bazı
maddeler, asitli yağışlarla çözünür hale
gelir ve bunların gösterdiği zehirleyici
etkiyle bitkiler ve diğer canlılar yavaş
yavaş ölür. Toprak ekosistemi de zarar
görür. Ağaçların ve diğer bitkilerin yaprakları da asitli yağışlardan dolayı kurumaya başlar. Asitli yağışlar sadece
canlılara zarar vermekle kalmaz, binaları
ve tarihi yapıları bile aşındırırlar, hatta yer
altındaki tesisata bile zarar verirler. Ayrıca azot oksitlerinin havadaki oksijenle
etkileşimi sonucunda meydana gelen
ozon gazı, çok aktif olması nedeniyle
bitki, hayvan ve insan sağlığı için tehlikeli
bir maddedir. Kömürün yanmasıyla havaya salınan tanecikli maddelerin, tozların ve dumanların da sağlığa ne kadar
zararlı olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
ARALIK 2012
Makale
27
Su Kirliliği
Fosil yakıtlar su kirliliğine de neden olurlar.
Bunun birçok sebebi vardır. Birincisi, asit
yağmurlarının neden olduğu metal kirliliğidir. Asitli yağmurların topraktan erittiği
zehirli ağır metallerin ve alüminyum tuzlarının sulardaki oranı gittikçe artmaktadır.
Fosil yakıtlı enerji santrallerinin ve ısı tesislerinin soğutma suyu ihtiyacı sebebiyle,
ısınan suyun tekrar kaynağa deşarjı sonucu suların ısınması da bir tür su kirliliğidir. Bu ısınma iki şekilde suyun oksijeninin
azalmasına sebep olur. Birincisi, sudaki
canlıların metabolik aktivitesi ısınma sonucunda artar ve bu artış daha fazla oksijen tüketimine neden olur. İkincisi, ısınan
suyun oksijen tutma kabiliyetinin azalmasıdır. Suyun oksijeni azalınca aerobik, yani
havalı yaşam sona erer; anaerobik yaşam
ARALIK 2012
28
Azot oksitlerinin
havadaki oksijenle
etkileşimi
sonucunda
meydana gelen
ozon gazı, çok aktif
olması nedeniyle
bitki, hayvan ve
insan sağlığı için
tehlikeli bir
maddedir.
başlar ki bu da açığa çıkan pis kokulu gazlarla hemen kendini belli eder. Denizlerin,
akarsuların ve göllerin petrol taşımacılığı
ve petrol çıkarımı sırasındaki sızıntılarla ve
ayrıca tankerlerin yıkama sularının ve gemilerin sintine sularının temizlemeye tabi
tutulmadan deşarjı nedeniyle de sularımız
kirletilmektedir.
Toprak Kirliliği
Fosil yakıtların çıkarılması ve yakılması ile
birçok şekilde toprak kirliliği oluşur. Kömür
madeni yatakları, açık işletmeler olarak
çalıştırıldığında yüzeydeki tabaka kaldırıldığından toprak tahribatı meydana gelir.
Kömürün yanması sonucunda oluşan
külün atılmasıyla da büyük miktarda kirlilik
oluşur. Termik santrallerin uçucu küllerinin
depolanması için çok büyük barajlar inşa
edilmektedir. Ve bu bölgeler tamamen verimsiz topraklar haline gelmektedir. Tozların ve diğer gazların bacadan atılmasıyla
da topraklar verimsizleşir. Asit yağmurlarına bağlı çoraklaşma da buna eklendiğinde toprak tamamen yararsız hale
gelmektedir.
Küresel Isınma
Fosil yakıtların yanma ürünü olan karbondioksitin atmosferdeki oranının artması
yeryüzünden yansıyan ışınların kaçmasını
engellediğinden, bu olay sera etkisi adı
verilen ve yeryüzünün ortalama sıcaklığını yükselten hadiseyi ortaya çıkarır. Bu
sıcaklık artışı kutuplardaki buzulların erimesine, yağışların artmasına, iklimlerin
değişmesine, atmosfer olaylarının farklılaşmasına, El Nino gibi afetlere, kıyı bölgelerinin sular altında kalmasına neden
olur. Tsunami benzeri su baskınları, geçimini topraktan sağlayan fakir Asya ve Afrikalıları daha da yoksullaştıracaktır. İşin
ilginç yönü, küresel ısınma sıcak kuşakta
yaşayan fakir halklara zarar verirken,
soğuk kuşakta yaşayan zengin ülkelerin ikliminin ılıman hale dönmesidir. Bu da o
bölgeleri daha da yaşanır hale getirir. Yani
küresel ısınma fakiri daha fakir, zengini ise
daha zengin yapar.
boylu ışınları tutma özelliğine sahiptir.
Burada bulunan ozonu tahrip eden iki
faktör vardır. Bunlardan birincisi kloroflorokarbon gazları olup soğutucularda
ve spreylerde kullanılmaktadır. Diğer
faktör stratosferde ses üstü hızla uçan
uçakların enerjisini temin eden fosil yakıtların yanma gazlarında bulunan azot
oksitlerinin ozonu yok etmesidir. Bu şekilde delinen ozon tabakası, yeryüzündeki deri kanser vakalarının sayıca
artmasına sebep olmuştur. Bu tehlikelerden korunmak için kömür, petrol ve
doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanımına sınırlamalar getirmeli ve enerji ihtiyacımızı hidroelektrik, güneş, rüzgâr,
jeotermal ve biyokütle enerjileri gibi
yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamaya çalışmalıyız. Bu sayede hem döviz kaybımızı azaltacak
hem de sağlığımızı ve doğayı korumuş
olacağız. ■
Makale
Ozon Tabakasının Delinmesi
Atmosferin üst tabakası olan stratosferdeki ozon, güneşten gelen yüksek dalga
Kaynak. Ekoloji Dergisi// Sayı: 6.Sayı
(Nisan - Haziran 2005)
ARALIK 2012
29
WWF-TÜRKİYE
FOTOĞRAF YARIŞMASI
WWF-Türkiye tarafından
denizlerin korunması ve
azalan türler konusunda
farkındalık yaratmak
amacıyla düzenlenen
fotoğraf yarışması
kapsamında ödüller
sahiplerine teslim edildi.
WWF-Türkiye Deniz Koruma Alanı Yönetim Planı Projesini yürüten ve Şubat
ayında hayatını kaybeden Umut Tural
adına düzenlenen yarışmada birbirinden
güzel fotoğraflar yarıştı ve jürinin ön değerlendirmesiyle halk oylamasına kalan
14 fotoğraf arasından 3 fotoğraf dereceye girdi. Dereceye giren yarışmacılara
ödülleri verildi. “Caretta Caretta ve Homo
Sapiens” çalışmasıyla yarışmanın birincisi
olan Eren Baştanoğlu Suunto D4i dalış bilgisayarı ödülü kazandı. “Caretta Caretta”
çalışmasıyla ikincilik derecesine layık görülen, ancak yoğun iş temposu sebebiyle
etkinliğe katılamayan Emre Çevikel Aqua
Balance yeleğinin sahibi olurken, “Lotus”
çalışmasıyla üçünücü olan Serdar Süer ise
Suunto Zoop dalış bilgisayarı ödülünü teslim aldı.
KAYNAK: wwf Türkiye
Ufuk Dönmez
Deniz Tavşanı Saroz Güneyli
Çekim Yılı 2010
İlker Acar
Papanadaki Horozbina Değirmendere,
Kocaeli’nde çekildi.
Mustafa Baykal
Anemon Canon G12
F:4.O 1/50 Makro
Aziz Saltık Lipsoz
Lipsoz, Çeşme F22
1/125 @ISO 200
Altuğ Tosun
sanat
Lobotes Surinamensis Oasis Resifi
Kaş, Antalya
Ozan Atabilen
Kalamar
Kaş, Antalya
Emre Çevikel
Caretta caretta
Heybeli Ada – Kaş
Serdar Süer
Lotus Ahtapot
(Octopus Vulgaris)
Edremit Körfezi’nde
serbest dalışta
çekildi.
Eren Baştanoğlu
Caretta caretta ve
homo sapiens
Kaş – Besmi
ARALIK 2012
33
Serdar Süer
Gece uçuşu Ahtapot
(Octopus Vulgaris)
Serbest dalışta
(Şnorkelle) Edremit
Körfezi’nde çekildi.
Değer Erken
sanat
Değer – 1 Bodrum’da çekilmiş
iki adet deniztavşanı
dansı.
Mustafa Dönmez
Kimsesiz (Orfoz)
Koruma altında olan,
hızla türü azalan ama
hala hızla yok edilen,
yalnız ve kimsesiz
Orfoz.
Kaş, Antalya
Semih Engin
Salaria pavo, ibikli
horozbina Rize,
Sarayköy 2012
İbrahim Cem Özoral
Marmara Şakayığı 2012
yılında Neandros adası
civarında 28 metrede
çekilmiştir.
‘ÇÖP’ten 25 milyon dolar ciro yakaladı
Günde 1 milyon adet atık toplayarak geri dönüşüm çözümleri üreten TerraCycle,
25 milyon dolarlık ciroya ulaştı. Dünyanın en başarılı girişimcileri arasında
gösterilen Tom Szaky ise ‘Çöp adam’ olarak tanınıyor.
T
HABeR
ÜM dünyada ‘Çöp adam’ diye tanınan Tom Szaky, Amerika kökenli TerraCycle şirketi ile adını
duyurmayı başardı. Henüz 21 yaşındayken katıldığı bir proje yarışmasını kazanan ve kendisine 18 milyon dolarlık
kaynak yaratan Szaky, kurduğu şirket ile
günde 1 milyon parça atık toplayarak
çeşitli ürünlere dönüştürüyor. Üniversite eğitimini henüz birinci sınıftayken
bırakan Szaky, “O dönem cebimde 5 kuruşum yoktu şu anda 25 milyon dolar
ciro yapıyoruz” diyor. İnsanların, kendisine ‘Çöp adam’ diye seslenmelerinden
rahatsız olmadığını belirten Szaky, “Hedefim ‘Çöp adam’dan ‘Çöp Kralı’na terfi
etmek. Şirketimi, 5 yıl içinde 100 milyon
dolar ciroya ulaştıracağım” diye konuştu.
Okulu Yarıda Bıraktı
1982’de Budapeşte’de doğan Tom
Szaky, çocukluğunda da her şeyi merak
eden ve yaramaz bir çocuk olduğunu
söyleyerek, şöyle anlattı: “Belli bir yaştan sonra ailemle Kanada’ya yerleştik.
10 yıl sonra Preston Üniversitesi’ne
kabul edildim. Okulun henüz ilk yılında,
buna alışamadığımı anladım. Sokaklardaki atıklar için, ‘bu kadar çöp nereye
gidiyor’ diye hep düşünüyordum. Bir
proje hazırladım ve yarışmaya katıldım.
Projem kabul edildi ve bir şirketten 18
ARALIK 2012
36
milyon dolarlık destek aldık. Kendi kendime o dönem ‘bundan sonra çöplerin
kurtarıcısıyım’ dedim. Daha sonra süreç
bizim için çok iyi gitti ve bu aşamaya
kadar geldik.”
Terracycle, ilk olarak ‘Worm Poop’ adlı
gübreyi çıkarıp faaliyete geçti. Terracycle’ın halen atıklarını topladığı şirketler arasında meyve suyu, cips,
şekerleme, kişisel bakım gibi birçok sektör bulunuyor. Şirket, bunlardan WalMart gibi Amerikan perakende
mağazalarında satılan taşıma çantası,
portatif hoparlör ve defter yapıyor. Şirketin Ar-Ge biriminin temel felsefesinin ‘İğrençliğin sınırı yok’ olduğunu söyleyen
Tom Szaky, “Bebek bezlerini, kadın pedlerini bile değerlendirip, park ve bahçeler
için banklar yapıyoruz” diyor.
Türkiye’de büyüyeceğiz
Türkiye’ye şu ana kadar on kere geldiğini
ve her geldiğinde de çok eğlendiğini söyleyen Tom Szaky, “Türkiye’nin gelişimini
ben de takip ediyorum. Yurtdışındaki birçok yayında da Türkiye ile ilgili yazılar çıkıyor. Son 1 yıldır İstanbul’da ticari
anlamda ne yapabilirim diye araştırıyordum. 2012 yılının başında Colgate sponsorluğunda, ağız bakım ürünlerinin
toplanması konusunda anlaşma imzaladık. Buradaki hedeflerimiz daha büyük.
Türkiye’de daha farklı atık ürünlerini toplamak da istiyoruz. Ayrıca İstanbul’da da
bir tesis kurup ürün yapmayı düşünüyoruz. Görüştüğümüz şirketler var. Yakın
zaman içinde Türkiye bizim için ‘Çöp Merkezleri’nden birisi olacak. ■
Kaynak- HÜRRİYET
Ege Üniversitesi Güne! Enstitüsü’nde, farklı fakültelerde okuyan 6 ö"renci, hem
yenilenebilir enerji kullanımına dikkat çekmek hem de turistik yerlerde yolcu
ta!ımacılı"ı yapmak amacıyla 3 tekerli güne! enerjisiyle çalı!an araç üretti. Starl
adını verdikleri aracın saatte 25-30 km hız yapacak !ekilde üretildi"ini söyleyen
Doktora ö"rencisi Kerem Odaba!ı, aracın tek bir !arjla bin yüz metrelik mesafeyi
kere gidip gelebilecek kapasitede oldu"unu söyledi. (Kaynak: #zmir #HA)
Güneş Enerjisiyle Çalışan Araba Yaptılar
HABeR
E
ge Üniversitesi Güneş Enstitüsü öğrencileri, güneş enerjisiyle çalışan
3 tekerlekli araba yaptı. Tamamen yerli sermaye ile üretilen araç,
Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz ve Seferihisar Belediye
Başkanı Tunç Soyer’in katılımıyla kamuoyunun beğenisine sunuldu.
Ege Üniversitesi Güneş Enstitüsü’nde, farklı fakültelerde okuyan 6 öğrenci,
hem yenilenebilir enerji kullanımına dikkat çekmek hem de turistik yerlerde
yolcu taşımacılığı yapmak amacıyla 3 tekerli güneş enerjisiyle çalışan araç
üretti. Starlight adını verdikleri aracın saatte 25-30 km hız yapacak şekilde
üretildiğini söyleyen
Doktora öğrencisi
Kerem Odabaşı, aracın tek bir şarjla bin
yüz metrelik mesafeyi
10 kere gidip gelebilecek kapasitede olduğunu söyledi. ■
(Kaynak: İzmir İHA)
ARALIK 2012
37
Kahramanmaraş’a 40 Milyon Avroluk
Atık Su Tesisi
Tesiste incelemede bulunan AB delegasyonu heyeti hibe programını onayladı
K
ahramanmaraş Belediyesi tarafından yaptırılacak ve 40 milyon avroya mal olacak atık su arıtma tesisi projesi hibe programının Avrupa
Birliği (AB) tarafından onaylandığı bildirildi.
Belediyeden yapılan açıklamaya göre, atık su arıtma tesisinin AB hibesiyle
yaptırılması için hazırlanan etüt, fizibilite ve proje çalışmaları tamamlanarak,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı AB Yatırımları Dairesi Başkanlığı’na sunuldu.
Tesisin AB hibe desteğiyle yapılabilirliği değerlendirilerek saha incelemesi
yapılmasına karar verildi.
-Yüzde 85 hibe ile yapılacak-
HABeR
Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, heyetteki yetkililerle bir araya geldiği
toplantıda, atık su arıtma tesisi projesinin belediyenin en büyük ve en
önemli projelerinden biri olduğunu ifade ederek, “Tesis yüzde 85 hibe yoluyla yapılacak. Ayrıca bu projenin hayata geçirilmesi AB standartlarını yakalıyor olmanın yanı sıra uluslararası kuruluşların bu konuda sorumluluk
hissedip desteklerini almak da çok önemli bir başarıdır” dedi. ■
(Kaynak: AA)
KUBAT KAĞIT
geri dönüşüm tesisi ile avantaj sağlıyor
A
DANA - Kubat Kağıt Ambalaj,
kurulduğu 2000 yılından bu
yana gelişen teknolojiyi takip
ederek yeni pazarlar ve yeni ürünlerle
kalitesini artırıyor. Gri karton ve karton
köşebent üretimi yaptıklarını söyleyen
Kubat Kağıt Ambalaj’ın sahibi Mehmet
Kubat, “Bizim en büyük avantajımız geri
dönüşüm tesisimizin olması. Bu sayede
dışa bağımlı değiliz. Türkiye’de bu sektörde faaliyet gösteren firmalar arasında ilk üçte yer alıyoruz” dedi.
Firma olarak 2 bin metrekarelik alanda
gri karton ve karton köşebent üretimi
gerçekleştirdiklerini ifade eden Mehmet Kubat, yeniliklere her zaman açık
olduklarını, kaliteyi en uygun fiyata
sunmaya çalıştıklarını belirtti. Ambalaj
sektöründe geri dönüşüm tesisine
sahip ender firmalardan olduklarının altını çizen Kubat, bu sayede dışa bağımlı
kalmadıklarını anlattı. Kubat, “Atık toplanan kağıtları burada eriterek hamur
yapıyoruz. Daha sonra hamuru belirli işlemlerden geçirerek tekrar karton haline getiriyoruz. Kartonlar ambalaj
kısmında yeniden dilimleniyor ve karton
köşebent olarak üretiliyor. Bu köşebentler koliler hasar görmesin diye kullanılıyor. Her paletin kenarına konuluyor”
dedi. Çok büyük firmalarla çalıştıklarını
kaydeden Kubat, “Seramik, Arçelik, Paşabahçe, Eczacıbaşı’na satış yapıyoruz.
Bizim en büyük
avantajımız geri
dönüşüm
tesisimizin
olması. Bu sayede
dışa bağımlı
değiliz. Türkiye’de
bu sektörde
faaliyet gösteren
firmalar arasında
ilk üçte yer
alıyoruz.
Ayrıca narenciyenin hasat döneminde
bu sektöre yönelik olarak da üretim gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
HABeR
“Türkiye’de bu sektörde faaliyet gösteren yaklaşık 50 firma olduğuna değinen
Mehmet Kubat, “ Bulgaristan’a da ihracat yapıyoruz” dedi.
Piyasada rekabetin çok olduğunu ve kar
marjlarının düştüğünü belirten Kubat,
2009’dan önce 3 vardiya çalıştıklarını
ancak krizden dolayı tek vardiya çalışmaya başladıklarını anlattı. Kubat,
“2009’dan önce gri karton üretimimiz
aylık 250 ton, ambalaj üretimimiz ise
aylık 130-140 tondu. Şu an ise gri kartonda aylık 70 ton, ambalajda ise aylık
85-90 tona kadar geriledik. Hedefimiz
tam kapasite çalışabilmek” şeklinde
konuştu. ■
(Kaynak dünya gazetesi)
ARALIK 2012
39
Sagap Yönetim Kurulu Başkanı Özmen,
ilk tesisi 2013 yılında hayata geçirmeyi
planladıklarını belirtti.
HABeR
T
ürkiye’nin farklı bölgelerinde
120 ölçüm direği kurarak ülkenin
enerji atlasını çıkaran Sagap
Elektrik Üretim AŞ, yeni projesi ile çöplerden dizel üretimi gerçekleştirmeyi
hedefliyor. Sagap Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Özmen, “Atılan çöplerden dizel üreteceğiz, bu proje ile
Türkiye genelinde petrolden yüzde 30
oranında tasarruf elde edileceğini öngörüyoruz” dedi. Projeye ilişkin çalışmaların Türkiye ve Almanya’da devam
ARALIK 2012
40
ettiğini bildiren Özmen, ilk tesislerini
2013 yılında hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti.
1998 yılında Alman bir ortakla kurulan
Sagap Elektrik, yenilebilir enerji sektöründe Türkiye’de altyapı oluşturmayı
amaçlıyor. Türkiye’nin rüzgâr atlasını çıkarmaya yönelik çalışmalarını bu çalışmayı
2000 yılında sonuçlandırdıklarını belirten
Özmen, rüzgâr enerjisi üretimine ilişkin
Tokat, Amasya ve Susurluk’ta işletmeye
alınmış 3 tane projelerinin bulunduğunu
kaydederek, “Osmaniye Hasanbeyli’de inşaat halinde olan bir şantiyemiz var. 2013
sonunda faaliyete geçecek” dedi. Rüzgârda önümüzdeki senelerde bin megavatlık enerji elde etmeyi planladıklarını
ifade eden Özmen, yaklaşık 240 megavatlık bu yatırımların toplamının 350 milyon
Euro olduğunu bildirdi. Özmen, “Türkiye’yi
türbin imalatında dünyada lokomotif haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi. ■
(Kaynak: dünya gazetesi)
Vodafone Green Office Oldu
WWF’in Türkiye’deki ilk “Green Office” Diploması
Vodafone Türkiye’nin oldu
S
ürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmeye odaklanan
Vodafone Türkiye, WWF’in “Green Office (Yeşil Ofis) Programı” kapsamında
Türkiye’nin ilk “Green Office” diplomasını almaya hak kazandı.
Vodafone, Mart 2011’de Maslak
Plaza’da daha çevre dostu tercihler
yapmak yolunda başlattığı “Green Office” süreci sonucunda, 1 yılda erkek
tuvaletlerinde kullanılan suda yüzde 50
ve asansör önü aydınlatmalarında kullanılan elektrikte ise yüzde 87 oranında
elektrik tasarrufu sağlarken, atık yöne-
timi konusunda da önemli çalışmalar
gerçekleştirdi.
Hasan Süel’in katılımıyla düzenlenen bir
törenle aldı.
Ekolojik ayak izini azaltmak hedefiyle
çalışma ortamında bir tasarruf mekanizması oluşturmak ve çalışanlarında
doğal kaynakların bilinçli kullanımına
ilişkin farkındalık yaratmak yolunda
gerçekleştirdiği çalışmalar, Vodafone
Türkiye’ye WWF’in “Green Office Programı” kapsamında Türkiye’nin ilk
“Green Office” diplomasını getirdi.
Hasan Süel: “Çevre üzerindeki olası etkilerimizi en aza indirmeye odaklanıyoruz”
Green Office sertifikasını diğer binalarımızda da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz”
Vodafone Türkiye, “Green Office” diplomasını, WWF-Türkiye Yönetim Kurulu
Başkanı Uğur Bayar ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı
“Green Office” iyileştirme alanı olarak ilk
yılında elektrik, su ve atık tüketimi konularına öncelik tanıyan Vodafone Türkiye, su
yönetimi alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla da yıllık yaklaşık yüzde 50 oranında,
yani bir olimpik havuzun yaklaşık yüzde 35’i
kadar tatlı su tasarrufu sağladı. ■
HABeR
Kaynak WWF TÜRKİYE
ARALIK 2012
41
“Yaşlı”
Traktörlere
Hurda
Teşviki
Çağrısı
ARALIK 2012
42
T
ARMAKBİR Genel Sekreteri Selami İleri, Makine Sektörü Strateji Belgesi Eylem Planı ‘ da yer alan ancak uygulamaya geçmeyen hurda bedeli ödeme mekanizmasının bir an evvel
hayata geçirilmesinin ülke tarımı ve ekonomisine kazanç sağlayacağına dikkat çekti.
Hurda niteliğinde olan 25 yaş ve üzeri traktörlerin devlet tarafından
verilecek sübvansiyonlarla yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Ömür
dışı traktör kullanımının yol açtığı kayıplara da dikkat çeken İleri ,
“Yaşlı traktörlerin bir teşvik programıyla hurdaya ayrılarak parkın yenilenmesi, getireceği mali yükün çok ötesinde ülke tarımı, sanayi ve
ekonomisinde kazançlar oluşturacaktır.” diye ekledi. ■
(Dünya Gazetesi, 27.09.2012)

Benzer belgeler