Sayı 6 - Geri Dönüşümcüler Konfederasyonu
Transkript
Sayı 6 - Geri Dönüşümcüler Konfederasyonu
Ülkemizde Geri Dönüßüm Sektörünün Hukuki SorunlarÝ Geri Dönüßüm Sanat Atölyesi Çevre ve Þehirçilik BakanlÝÛÝ Çevre Yönetimi Genel Müdürü Mehmet Baß ile söyleßi Küresel IsÝnmanÝn Nedeni Karbondioksit DeÛil mi? AtÝklarÝn Geri KazanÝmÝ ve Elektrik Enerjisi Üretim Sistemleri BilmediÛimiz Tehlikeleriyle Fosil YakÝtlar WWF-Türkiye FotoÛraf YarÝßmasÝ Haberler Ülkemizde Geri Dönüşüm Sektörünün Hukuki Sorunları Geri dönüşüm konusu yani yeniden değerlendirme imkânı olan atıkların ikincil hammaddeye dönüştürülerek tekrar üretim sürecine dahil edilmesi son yıllarda giderek çok büyük bir önem kazanmıştır. Çünkü gerek içinde yaşadığımız dünyanın gerekse ülkemizin doğal kaynakları sınırlı olup verimli kullanılmadığı takdirde tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle geri dönüşüm konusu AB ve diğer gelişmiş ülkelerin en önemli gündem maddesi olmuş ve bu alan son derece ayrıntılı olarak yasal çerçeveye oturtulmuştur. AB ile yürütmekte olduğumuz müzakerelerin de en kapsamlı alanı çevre olup üyelik sürecinde bizim en çok zorlanacağımız konuların başında gelmektedir. Bunun birçok nedeni vardır. En önemli nedenlerinden biri maalesef ülkemizin yıllardan beri uzun vadeli bir çevre stratejik planı olmamasıdır. Bu alanı düzenleyen yasal ve hukuki metinler son derece sınırlı olup aynı zamanda dağınıktır. Hepsinden önemlisi de bireylerde ve kurumlarda yeterli düzeyde çevre bilinci oluşturulamamıştır. AB ile müzakere süreci başladıktan sonra bu alanda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. AB müktesebatına uyum sağlamak için yeni yönetmelikler çıkartılmış ve mevcutlarla AB müktesebatına uyum amacı ile güncellenmiş ya da yeniden düzenlenmiştir. Ama yapılan düzenlemeklerde doğal olarak öncelik çevrenin korunmasına verilmektedir. Buna karşılık çevresel atıkların yeniden ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan düzenlemeler son derece az ve yetersizdir. Merkezi otoritenin yani devletin bu alanı yeterince düzenlememesi ve zorlayıcı kurallar koymaması, yerel yönetimlerinde (büyük şehirler dahil olmak üzere ) son derece yetersiz kalması nedeniyle ülke ekonomisine kazandırılması mümkün olan milyarlarca liralık ekonomik değer yok olup gitmektedir. Bu alana yönelik sorunlar saymakla bitmez. Ama sorunların çözümü geri dönüşümün önemini anlamak ve halkın sahiplenmesini sağlamaktan geçer. Bu nedenle öncelikle yapılması gereken Çevre Bakanlığının çevre ile ilgili olmayan görevlerinden arındırılarak Bakanlık bünyesinde geri dönüşümle ilgili bir genel müdürlük kurulması daha verimli çalışmasının sağlanmasıdır. İkincisi mevzuattaki boşlukları kısa sürede doldurulması ve bu yapılırken de bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının, firmaların ve toplumun katılımı sağlanmalıdır. Üçüncüsü de geri dönüşüm alanına toplumun ilgi ve katılımının sağlanması için bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına destek verilmeli ve onların çalışmaları teşvik edilmelidir. İlk aşamada bunlar yapılırsa daha sonraki aşamalar için büyük zaman ve fırsat kazanmış oluruz. Geri Dönüşümcüler Birliği Federasyonu Başkan Yardımcısı Orhan Yıldız ARALIK 2012 3 İçİndekİleR 03 Ülkemizde Geri Dönüşüm Sektörünün Hukuki Sorunları Orhan Yıldız Geri Dönüşümcüler Birliği Federasyonu Başkan Yardımcısı Geridönüşüm Dergisi Yıl 1 Sayı 6 ISSN: 1305-1253 @=:6E:=6?a*6C67E2=2Ea Y?Z`EZCZ4Z=6C: 6C?6]:a ?<2C2a "2=<P?>2a ;2?DP :=6a3:C=:<E6a ?<2C2a Y=32`P?a52aI2< =2`P<a3:CaIP=5PCa <@EFC:J>aG6a*FC:J>a 6C: Y?Z`Z>Za+I8F=2>2=2CPaAC@;6D:?:aIZCZE >6<E65:C FaAC@;6a<2AD2>P?52a 6C:a Y?Z`Z>a)2?2E EY=I6D:a92=<P?a5:<<2E:?:aW6<63:=>6<a:W:? W6`:E=:a6E<:?=:<=6Ca5ZJ6?=6>6<E65:C a F?=2C 52?a3:C:a56a a"2DP>a aE2C:9=6C:?56 Y=32`Pa 6=65:I6D:?6a2:Ea0Z36I56a 2?P> :=6a/2`2>a$6C<6J:?56a86CW6<=6`E:C:=5: Fa 6E<:?=:]:?a 86CW6<=6`>6D:?56a 6>6]: 86W6?a 6=65:I6a 2`<2?PaG6a*6>:J=:<a^`=6C: $Z5ZCZ?6a56DE6<=6C:?56?a5@=2IPa`Z<C2? A=2<6E:aG6C:=5: (6DD2>a%:=8Z?a =E2? P?aAC@;6a<2AD2>P?52 5ZJ6?=65:]:a3Fa6E<:?=:]:?a2>24Pa>FE72]P >PJ52?aWYA6a8:56?a<@?D6CG6a<FEF=2CP aW2E =2>P`a42>a32C52<=2Ca<PCP=2?aA@CD6=6?aI2a52 D6C2>:<aE232<=2CP?aI:?6a:?`22Ea>2=J6>6D: D2E2?a5Z<<V?=2CP?a56A@=2CP?52a2EP<a5FC2? D6C2>:<a72I2?D=2Caa42>aG6a2I?2=2CPa>@J2:< $/'F :,;E;+ , 1F 1:*4$0'F * 6>:Ja992G2 aEE6>:JaDDF E6>:JaEE@AC2<N :CaII2?52?aEE6<?@=@;:< 6?5ZDEC:I6=a886=:`:>6 :9E:I24P>PJaGG2C<6? 3:CaII2?52?a992G2>PJP? DFIF>FJF? aEE@AC2]P>PJP? E6>:Ja<<2=>2DPaWW@4F<=2CP>PJ2 3@C4F>FJ a F?2a552:CaFFJF? G256=:a??6a88:3:aAAC@;6=6C:?:J 96567=6C:?:JaGG2C ' D :=6aDYI=6`: /2`2>a3:W:>=6C:?56<:a56]:`:>=6C6a32]=P @=2C2<a@=F`2?a:9E:I2W=2C2a46G2AaG6C>6< ZJ6C6a96Ca86W6?a8Z?a2CEP<a8YDE6C6?aE6<?@ =@;:<a G6a 6?5ZDEC:I6=a 86=:`>6=6C a 36C236 C:?56a W6GC6D6=a 56]6C=6C:?a E29C:3:a G6 I6?:=6?>6I6?a 5@]2=a <2I?2<=2CP?a 9PJ=2 2J2=>2DPa8:3:aAC@3=6>=6C:a@CE2I2aWP<2C>2< EPC a 6]:`:>=6C6aA2C2=6=a@=2C2< a2EP<a>:<E2 CP?52a 8YCZ=6?a 2CEP`a G6a 3Fa 2EP<=2C52? <2I?2<=2?2?a 3:Ca `6<:=56a I2`2?P=2a 86=6? W6GC6aD@CF?=2CP aD25646aI6C6=56a<2=>2IPA <ZC6D6=a3:Ca3@IFEE2a6E<:a@=F`EFC>2<E25PC S6GC6I:a86=:`E:C>6?:? aW6GC6aD2]=P]P?Pa<@ CF>2?P?aG6aW6GC6a<:C=6?>6D:?:aY?=6>6?:? 56G=6E:?aG6aG2E2?52`=2CP?a8YC6G:a@=5F]F 96C<6D:?a>2=F>F5FC S6GC6I:a<@CF>2a2>2W=PaI2AEP]P>PJaW2=P` >2=2CaD@?F4F?52 aD@?aIP==2C52a<2?2=:J2D I@?a `636<6D:a G6a 2EP<DPa 2CPE>2a E6D:D:a :=6 9:J>6EaG6C:=6?a36=65:I6aD2IPDP?52aG6a?Z 7FDE2aY?6>=:a2CEP`=2Ca@=>F`EFC "2?2=:J2DI@?a`636<6D:a:=6a9:J>6EaG6C:=6? ?Z7FDF?a 36=65:I6a ?Z7FDFa :W:?56<:a @C2?P *, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mükerrem LEVENT Kayseri OSB, Atık Su Tesisi ve Metem’e Bu Yıl Kavuşuyor! 12 -- TJ6==:<=6a GCFA2a :C=:]:a>6GJF2EP?52aDFa<:C =:=:]:?a 2J2=>2DP?52<:a E6>6=a A@=:E:<2>PJ 2EP<aDFa@=F`EFC>2I2?aI2a52a@=F`2?a2EP< DFIFaE6<C2Ca86C:a<2J2?2? aE6>:JaZC6E:>aE6< ?@=@;:=6C:?:?a<F==2?P=>2DPaG6aM<:C=:=:]:?a<2I ?2]P?52aY?=6?>6D:5:C M U=<6>:J56 a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP?P?aE2 >2>=2?>2DP?52a36=65:I6=6CaD@CF>=F5FC %Z7FDFa 56?a3ZIZ<a@=2?a36=65:I6 =6C a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP?P?aI2AP=>2DP G6a:`=6E:=>6D:a?@<E2DP?52 a2EP<aDFa36CE2C27EP :=6a:=8:=:a9:J>6E=6C:a<2C`P=2I23:=:Ca5FCF>52 @=5F<=2CP?52?a G6a a IP=P?52?a 3F8Z?6 <252CaI2AP=2?a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP ?Z7FDa3ZIZ<a@=2?a36=65:I6=6C56a86CW6<=6` E:]:?56?aIZJ56a@=2C2<a86CW6<=6`>6a@C2 ?P?52a 9PJ=Pa 3:Ca 2CEP`a @=>F`EFC a F?F?=2 3:C=:<E6a aIP=Pa:E:32C:I=6a:=6aC6923:=:E2DI@? :9E:I24Pa@=2?aG6aI6?:aI2EPCP>a86C6<E:C6?a2EP< DFa2CPE>2aE6D:D=6C:a:=6a9:J>6EaG6C:=6?a36=6 5:I6a?Z7FDF?F?aE@A=2>a36=65:I6a?Z7FDF?2 @C2?Pa:D6a 5:C CP>=2CP?aE2>2>=2?>2DP?52aJ@C=F<=2Ca3F =F?>2<E25PC a Fa?656?=6a2EP<aDFa2CPE>2aE6 D:D:aD2IPDPa2CE>2<=2a3:C=:<E6 a9:J>6Ea2=2? ?Z7FDa@C2?P?52<:a2CEP`a5292aI2G2`a@=>2< E25PC EP<aDFa2CPE>2aE6D:D=6C:?:?a6?6C;:aE6`G:<:? 56?aI2C2C=2?5PCP=2C2<a2EP<aDF=2CP?a5292a:I: 3:Ca`6<:=56a2CEEPCP=>2DPa96567=6?>6<E65:C aD2IP=PaS6GC6a"2?F?F? a52a 6]:`:<=:< I2AP=>2DP?2a 2:Ca"2?F? F?a a$2556 D:?56aI6Ca2=2? aK CPE>2aE6D:D:a<FC2? a:`=6 E6?a G6a IY?6E>6=:<=6C56a 36=:CE:=6? IZ<Z>=Z=Z<=6C:aI6C:?6a86E:C6?a<FCF=F`=2CP? 2CPE>2aE6D:D=6C:?56a<F==2?5P<=2CPa6=6<EC:< 6?6C;:D:aE2C:76D:?:? aD2?2I:aE6D:D=6C:?56a<F= =2?P=2?2a@C2?=2aIZJ56a6==:D:?6a<252Ca:?5:C:> FI8F=2>2I2a 2<2?=P]P?aE6<=:7aZJ6C:?6a 2 <2?=2Ca "FCF=Fa I6E<:=:5:C Ma Z<>Za 3F=F? >2<E25PC a Fa 9Z<Z>a W6CW6G6D:?56 2<2?=P]P>PJaE2C27P?52?a92JPC=2?2?aKS6GC6 "2?F?F?F?a aF?4Fa$2556D:aFI2CP?42 EP<aDFa CPE>2a*6D:D=6C:?:?a*6`G:<a*653:C *, Fa5ZJ6?=6>6I=6a3:C=:<E6 a2=P4Pa@CE2>P?aDF <2=:E6D:?:?aIZ<D6=E:=>6D:a:W:? a2EP<aDFa2=E I2APaE6D:D:aIY?6E:>=6C:?56?a<:>I2D2= a3: I@=@;:<aG6a:=6C:a2EP<aDFa2CPE>2aE6D:D:?:a<FC2? :`=6E6?aG6a:=8:=:a>6GJF2E2a36=:CE:=6?aIZ<Z> =Z=Z<=6C:aI6C:?6a86E:C5:<E6?aD@?C2a2CPEP=>P` 2EP<aDF=2CP?Pa2=P4Pa@CE2>2a56`2C;a656?=6C G6I2a86C:a5Y?Z`Z>=Za@=2C2<a<F==2?2?=2CP? 2CPE>2aE6D:D:a:`=6E>6a>2=:I6E=6C:a927:7=6E: =646<aG6a2CPE>2aE6D:D=6C:?:?aW2=P`EPCP=>2DP E6`G:<a65:=646<E:C ?6C;:aE6`G:<:a<2AD2>P?52 a aIP=P?52 aE6D:D6a a*#aY56>6aI2AP= >P`EPC a/Y?6E>6=:<E6a36=:CE:=6?a`2CE=2CPaD2] =2I2?a E6D:D=6C:?a D2IPDP?P?a 96Ca 86W6?a IP= 2CE242]Pa 5Z`Z?Z=5Z]Z?56 a Y56?6?a >:< E2C52a2CEP<aA=2?=2?>2<E25PC a,6C:=646<aE6` G:<=6a 2EP<a DFa 2CPE>2a E6D:D:a :`=6E>6a >2=: IZ<Z?Z?a36=65:I6=6C6a5292a2JaI2?DP>2DP - " # ^<=:>a 6]:`:<=:]: ;/$0$*F 0C,+ ,C, $#$,'F /!-,#'-)0'1 $A'*F+' /Y?6E:>a"FCF=Fa 2`<2?Pa)? a$Z<6CC6>a#6 G6?E a 2`<2?a/2C5P>4PDPa06I?6Aa/FCE<FC2? G6a* "a 6C:5Y?Z`Z>4Z=6Ca :C=:]:a 6C?6]: /Y?6E:>a"FCF=Fa 2`<2?a/2C5P>4PDPa&C92? /P=5PJaG6a/Y?6E:>a"FCF=FaUI6D:a$29>FE +]FCaS6E:? a 2=<=2a^=:`<:=6Ca$Z5ZCZa 6=>2 I<2Wa,6a 6C:5Y?Z`Z>a 6C8:D:a 5:EYCZaG6 )2?2Ea 2?P`>2?PaC6DD2>a%:=8Z?a =E2? P? 92JPCa3F=F?5F]Fa<29G2=EPa3:D:<=6EW:=6C:>:J:? 32`=2?8PWa?@<E2DP?2a86C:a5Y?>6D:I=6aD@? 3F=5F aa 6C:5Y?Z`Z>Z?aD2?2E2aI2?DPEP=>2DPI=2 @=F`2?a6D6C=6C:?a:W:?56aG6a8Y=Z?a>F9 E6`6>a>2?J2C2DP?52a86CW6<=6`6?a<29G 2=EP52a <@?Fa 6C:5Y?Z`Z>a G6 86C:5Y?Z`Z>Z?a*ZC<:I6 I6a<2J2?5PC5P< =2CPI5P ?5ZDEC:I6=a722=:I6E=6C=6a@=F`2?aG6aD6C2 82JPa @=2C2<a 3:=:?6?a <2C3@?5:@<D:Ea G6 >6E2?a8:3:a82J=2CP?a2E>@D76C56<:a>:<E2 CP?P?a2CE>2DP?P?a<ZC6D6=aPDP?>2I2aI@=a2W EP]P a D@?a IP==2C52a 6?a 72J=2a E2CEP`P=2? <@?F=2Ca2C2DP?525PC a^55:2=2C2a8YC6aY?=6> 2=P?>2JD2 a3FJF==2C52a9PJ=Pa3:Ca6C:>6a@=2 42< a56?:J=6C:?aD6G:I6D:aIZ<D6=646< aA6< W@<a<PIPa3Y=86D:aDFa2=EP?52a<2=242< aI2]P` C6;:>=6C:a56]:`:Aa32JPa3Y=86=6CaWY==6`646< 5:]6CaI6C=6C56aD6=a32D<P?=2CPa>6I52?2a86 =646<E:C a Fa569`6EaD6?2CI@DF a :C=6`>:` $:==6E=6C:a92C6<6E6a86W:C>:`aG6aA6<aW@< Z=<6aE2C27P?52?a"I@E@a ?=2`>2DPa:>J2 =2?>P`EPC a O56a:>J2=2?2?aG6a OE6 IZCZC=Z]6a8:C6?a3Fa2?=2`>2?P?a82I6D: a2E >@D76C56<:aD6C2a82JPa>:<E2CP?P? a:<=:>a:W:? E69=:<6a@=F`EFC>2I242<aD6G:I656a<2=>2 DP?PaD2]=2>2<EPC a ?=2`>2aD2?2I:=6`>:` Z=<6=6C:?aD6C2a82JPaD2=P>=2CP?Pa a?:DA6 E:?56a5Z`ZC>6I:a96567=6C<6? a32JPa3:=:> 252>=2CPa3F?F?aI6E6C=:a@=>2I242]P?P a82J D2=P>=2CP?P?a a?:DA6E:?56a2J2=EP=>2DP 86C6<E:]:?:a3:=5:C>6<E65:C a)6C2a82JPaD2 =P>P a6?6C;:aZC6E:>: aD2?2I: aE2CP> a:?`22E E2`P>24P=P<a8:3:aY?6>=:a:?D2?a722=:I6E=6 C:?56?a <2I?2<=2?5P]P?52? a 3Fa 82J=2CP? D2=P>P?P?a2J2=EP=>2DPa<2WP?P=>2Ja@=2C2< D2?2I:a722=:I6E=6C:?:a6E<:=6I646< a6<@?@ >:<a<2IPA=2C2aI@=a2W242<EPC 6CW6<E6?a56a<ZC6D6=aPDP?>2?P?aG6a:<=:> 56]:`:>:?:?aD6363: a:?D2?a722=:I6E=6C:I=6 @=F`2?aD6C2a82J=2CPa>P5PC a F?F?a>:<E2CP 2J2=EP=PCD2a<ZC6D6=aPDP?>2a5FC242<a>P5PC Fa <@?F52a 72C<=Pa 8YCZ`=6Ca @CE2I2a <@I2? 3:=:>a252>=2CPa52aG2C a 86aU?:G6CD:E6D:a0: C22Ea 2<Z=E6D:a*2CP>D2=a/2AP=2CaG6a)F=2>2 Y=Z>Za T]C6E:>a UI6=6C:?56?a 'C@7 a C $FD2a G4Pa52a3F?=2C52?a3:C: a"6?5:D:I=6 <ZC6D6=aPDP?>2?P?a?656?=6C:a<@?FDF?52a3:C DYI=6`:a86CW6<=6`E:C5:< '@=:6E:=6?a *6C67E2=2Ea Y?Z`EZCZ4Z=6C: 6C?6]:a a ?<2C2a"2=<P?>2a ;2?DPa:=6 3:C=:<E6a ?<2C2a Y=32`P?a52aI2<=2`P<a3:C IP=5PCa <@EFC:J>aG6a*FC:J>a 6C:a Y?Z `Z>Za+I8F=2>2=2CPaAC@;6D:?:aIZCZE>6< E65:C a'C@;6aG6a2=P?2?aD@?FWE2?a32DP?P? W@<a6E<:=6?5:]:a8YJ=6?5: *2C:9E6a336?J6Ca::<=:>a 56]:`:<=:<=6C:a@@=5Fa> >F Z?I2?P?aI2C2EP=P`P?52? aYJ6==:<=6aD@?a >:=I2CaIP=52?a36C:a3FaDP42<=P<a56]:`:<=6C:aDZ C6<=:a@=>2<E2aG6a:<=:>=6Ca56]:`>6<E65:C !6@=@;:<aE2C:9E6a2`PCPa:<=:>a56]:`:>=6C:aA6< W@<a5672aE6<C2C=2?>P`EPC a Z?Z>ZJ56?a >:=I@?a 32JPa3:=:>a252>=2CP?2a8YC6a a>:= I@? aIP=aY?46a32`=25P]PaG6a9V=VaDZC5Z]Z G2CD2IP=2?a5YC5Z?4Za;6@=@;:<aJ2>2?52a3:=6 :<=:>56a3ZIZ<a56]:`:<=:<=6CaI2`2?>P`EPCa F 5Y?6>a :W:?56a 5YCEa 256Ea 3ZIZ<a <ZC6D6= 3FJF=a5Y?6>:a:=6a3F?=2CP?a2C2DP?52aDP42< :<=:>=6CaI6Ca2=>P`EPCa a3:?aIP=aY?46a5Z?I2IP <2A=2I2?a3FJF==2CP?a`:>5:<:?:?a a<2EPa3Z IZ<=Z]Z?56a @=5F]F a @C>2?=P<a 2=2?=2CP? 2J2=5P]P aWY==6C:?a2CEEP]PaE29>:?a65:=>6<E6 5:Ca Z?Z>ZJ56?a a3:?aIP=aY?46a5Z?I252<: D@?a3FJF==2CP?a6C:>6I6a32`=25P]Pa5Y?6> @=@D6?O:?a32`=2?8P4Pa@=2C2<a<23F=a65:=:C , - - :=>65:]:>:Ja*69=:<6=6C:I=6a -0'*F )C1* / - 1C)* / aIP=5PCaI@]F?a3:Ca`6<:=56a<F==2?5P ]P>PJa<Y>ZC aA6EC@=aG6a5@]2=a82Ja8:3:a7@D:= <Y<6?=:a6?6C;:a<2I?2<=2CP a?656?a@=5F<=2CP W6GC6D6=aJ2C2C=2CaI2?P?52aDEC2E6;:<aY?6>6 56aD29:AE:C=6C a Z?I2a6<@?@>:D:a3ZIZ<aY= WZ56a3Fa6?6C;:a<2I?2<=2CP?P?a7:I2EP?2a32 ]P>=P5PC a Fa8Z4Za<@?EC@=a656?a56G=6E=6C 2I?:aJ2>2?52a5Z?I2a6<@?@>:D:?6a56aIY? G6C>6<E65:C=6C a Fa <2I?2<=2CP?a <@?EC@= 65:=>6D:a:W:?a3ZIZ<aY=WZ56aDEC2E6;:<aG6a2D <6C:a92C42>2=2CaI2AP=>2<E25PC a a'6EC@= "C:J:a:=6aD2CDP=2?a5Z?I2a6<@?@>:D:?:?a56G =6C:a3Fa<@?F52a:I:46a92DD2D=2`>P`aG6a"YC 76Ja )2G2`P?Pa 8YJ6a 2=2C2<a 3ZIZ<a 2D<6C: 92C42>2=2CaI2A>P`=2C5PC a F?=2Ca2D=P?52 A6EC@=a G6a 5@]2=82JP?a >2=:I6E:?56 a I2?: D2EP`a7:I2EP?52a8YCZ=>6I6?a92C42>2=2C5PC ]6Ca3Fa2D<6C:a92C42>2aEFE2C=2CPa>2=:I6E =6C6a6<=6?>:`a@=D2 aA6EC@=aG6a5@]2=a82JP? - - --- D2EP`a7:I2EPa3F8Z?<Z?56?aW@<a5292aIZ<D6< @=242<EPCa Z?Z>ZJ56a5FCF>a3YI=6a@=>2D2 52 aI2<P?a86=646<E6a3YI=6a3:CaD6?2CI@a:=6 <2C`P=2`>2>PJa<2WP?P=>2Ja8YJZ<ZI@C a 6 =:`>6<E6a@=2?aZ=<6=6C56?aS:? a96>a?Z7FDF ?F?a 72J=2=P]P a 96>a 56a 86=:`>6a 9PJP?P? 3ZIZ<=Z]Za?656?:I=6a8:56C6<a5292a72J=2 >:<E2C52aA6EC@=aG6a5@]2=a82J2a86C6<D:?:> 5FI>2<E2a G6a 3Fa :9E:I24P?Pa W@<a 3ZIZ< @C2?52a:E92=2E=2a<2C`P=2>2<E25PCa Z?Z?a3: e-posta: [email protected] www.geridonusumculerbirlig.org C:?56a2CE>2DPa>F9E6>6=a@=2?aA6EC@=a7:I2E =2CP R :? :a<2C`P=2?>2DPa:><V?DPJa3:Ca72EFC2 :=6aIZJaIZJ6a86E:C646<E:C a Fa5FCF> a Z?I2 D:I2D6EaG6a6<@?@>:D:?56aD@?F4Fa<6DE:C:=6 >6I6?a@=2I=2C2aI@=a2W23:=646<a3:Ca92?5: <2AEPC a ^`E6a 3Fa DEC2E6;:<a E69=:<6=6C: D6363:I=6 a7@D:=aI2<PE=2Ca5292aEZ<6?>656? 3F?=2CPa:<2>6a65646<aE69=:<6D:Ja2=E6C?2E:7 =6CaZC6E>6<aJ@CF?52IPJ -$* * $ +" - *+* *% + - %- 3 F '/*'*'A' D=P?52a7@D:=aI2<PE=2C52?aA6EC@=aG6a5@]2= 82JP?a aIP=a:W:?56aEZ<6?646]:a96 D2A=2?>2<E25PC a "Y>ZCa C6J6CG=6C:a :D6 aIP=aI6E646<a>:<E2C52a@=>2DP?2 C2]>6?a86=646]:?a6?6C;:aD:DE6>:>:J:? D25646a<Y>ZC6a52I2?>2DPa5FCF>F?52 5Z?I2>PJ52<:aW6GC6D6=aD@CF?=2C aE6=27:D: :><V?DPJa3@IFE=2C2aF=2`242<EPC a Fa2WP 52?a7@D:=aI2<PE=2CP?aZC6E:>aG6aEZ<6E:>: ?:?a<PDPE=2?>2DPaG6a2J2=EP=>2DPa:W:?a6? Y?6>=:aD636A a3F?=2CP?a>6I52?2a86E:C 5:]:aW6GC6a<:C=:=:]:aG6aE29C:32EP5PC a"Y>ZC G6a 7F6=@:=a 8:3:a 7@D:=a I2<PE=2CP?a 3Z?I6 D:?56a3F=F?2?a<Z<ZCE a3F?=2CP?aI2<P=>2 DPI=2a<Z<ZCEa@<D:E=6C:?6a5Y?Z`ZC a 6?J:? >2J@EaG6a#' a8:3:a7@D:=aI2<PE=2C=2aW2=P `2?a E2`PEa 2C2W=2CP?52<:a :WE6?a I2?>2=P >@E@C=2C52a:D6 a92G252<:a2J@EF?a@<D: ;6?=6aC62<D:I@?FaD@?F4F?52a2J@Ea@<D:E =6C:a >6I52?2a 86=:C a ^`E6a 3Fa 82J=2CP? 92G252<:a DFa 3F92CPI=2a 6E<:=6`:>:a D@ ?F4FaDZ=7ZC:<aG6a?:EC:<a2D:E=6Ca@=F`FCa<: 3F?=2Ca6?a<FGG6E=:a2D:E=6C5:C a/2]>FC=2 CP?a2D:E=:a92=6a86=>6D:a56>6<a@=2?aK2D:E I2]>FC=2CPMa5Z?I2>PJP?a6<@D:DE6>=6C:?: E29C:Aa656?a6?aY?6>=:a6E<6?=6C56?a3: C:5:C a SZ?<Za DF=2CP?a 2D:E=6`>6D:I=6a DF 6<@D:DE6>:?:?a56?86D:a3@JF=FC a :CW@< 42?=Pa2D:E=:aDF=2C52aI2`2I2>2JaG6aY=ZC -, " ' ( - ! ' - $ " -# - **-& # % -$ * ! ! -' ! - *@AC2<E2a ?@C>2=56a WYJZ?>6I6?a 32JP >2556=6C a2D:E=:aI2]P`=2C=2aWYJZ?ZCa92=6 86=:CaG6a3F?=2CP?a8YDE6C5:]:aJ69:C=6I:4: 6E<:I=6a3:E<:=6CaG6a5:]6Ca42?=P=2CaI2G2` I2G2`aY=ZC a*@AC2<a6<@D:DE6>:a56aJ2C2C 8YCZC a ]2W=2CP?aG6a5:]6Ca3:E<:=6C:?aI2A C2<=2CPa52a2D:E=:aI2]P`=2C52?a5@=2IPa<FCF >2I2a 32`=2C a D:E=:a I2]P`=2Ca D25646 42?=P=2C2aJ2C2CaG6C>6<=6a<2=>2J a3:?2=2CP G6aE2C:9:aI2AP=2CPa3:=6a2`P?5PCPC=2C a92EE2aI6C 2=EP?52<:aE6D:D2E2a3:=6aJ2C2CaG6C:C=6C a I CP42a2J@Ea@<D:E=6C:?:?a92G252<:a@<D:;6?=6 6E<:=6`:>:a D@?F4F?52a >6I52?2a 86=6? @J@?a 82JP a W@<a 2<E:7a @=>2DPa ?656?:I=6 3:E<: a92IG2?aG6a:?D2?aD2]=P]Pa:W:?aE69=:<6=: 3:Ca>25565:C a"Y>ZCZ?aI2?>2DPI=2a92 G2I2aD2=P?2?aE2?64:<=:a>2556=6C:? aE@J=2 CP?aG6a5F>2?=2CP?a52aD2]=P]2a?6a<252C J2C2C=Pa @=5F]Fa 96C<6Da E2C27P?52?a 3:=:? >6<E65:C Banka Hesap Numarası T.C Ziraat Bankası 0903-56939564-5001 " # 14 Küresel Isınmanın Nedeni Karbondioksit Değil Mi? Prof. Dr. Musa Avcı 19 Atıkların Geri Kazanımı ve Elektrik Enerjisi Üretim Sistemleri 22 Baytom 24 Basın Toplantımızı Yaptık 26 Bilmediğimiz Tehlikeleriyle Fosil Yakıtlar Prof. Dr. Zafer Ayvaz 30 WWF-Türkiye Fotoğraf Yarışması 36 Haberler - ( + -- *ZC<:I6aEE2C27P?52? 56?:J=6C:?a<<@CF?>2DPaGG6 2J2=2?aEEZC=6Ca<<@?FDF?52 72C<P?52=P<aII2C2E>2< 2>24PI=2a55ZJ6?=6?6? 7@E@]C27aII2CP`>2DP <2AD2>P?52aYY5Z==6C D29:A=6C:?6aEE6D=:>a665:=5: - , * -- *ZC<:I6a 6?:Ja"@CF>2a =2?Pa/Y?6 E:>a '=2?Pa 'C@;6D:?:a IZCZE6?a G6a _F32E 2IP?52a 92I2EP?Pa <2I3656?a +>FEa *FC2= 25P?2a5ZJ6?=6?6?aI2CP`>252a3:C3:C:?56? 8ZJ6=a7@E@]C27=2CaI2CP`EPaG6a;ZC:?:?aY?a56 ]6C=6?5:C>6D:I=6a92=<a@I=2>2DP?2a<2=2? a7@E@]C27a2C2DP?52?a a7@E@]C27a56C6 46I6a8:C5: a 6C646I6a8:C6?aI2CP`>24P=2C2 Y5Z==6C:aG6C:=5: aK 2C6EE2a 2C6EE2aG6a @>@ )2A:6?DMaW2=P`>2DPI=2aI2CP`>2?P?a3:C:?4:D: ^=<6Ca 42C '2A2?252<:a @C@J 3:?2a 6]:C>6?56C6 "@426=: ?56aW6<:=5: @=2?a C6?a 2`E2?@]=Fa)FF?E@a :a52=P`a3:= 8:D2I2CPaY5Z=Za<2J2?5P aK 2C6EE2a 2C6EE2M W2=P`>2DPI=2a:<:?4:=:<a56C646D:?6a=2IP<a8Y CZ=6? a2?42<aI@]F?a:`aE6>A@DFaD6363:I=6 6E<:?=:]6a<2EP=2>2I2?a >C6aS6G:<6=a BF2 2=2?46aI6=6]:?:?aD29:3:a@=FC<6? aK#@EFDM W2=P`>2DPI=2aZWZ?Z4Za@=2?a)6C52Ca)Z6Ca:D6 )FF?E@a0@@Aa52=P`a3:=8:D2I2CPaY5Z=Z?ZaE6D =:>a2=5P a " /% " aH HH7a**ZC<:I6 +7F<a Y?>6J 6?:Ja*2G`2?Pa)2C@Ja Z?6I=:a S6<:>a/P=Pa $FDE272a 2I<2= ?6>@?a 2?@?a &a a$2<C@ Dergide bulunan yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamlarının sorumluluğu firmalara aittir. ' =6C:?56?a 2I52=2?>2DP?52a+IF=242<a+DF= G6a D2D=2C2a 2:Ca/Y?6E>6=:<MaI2IP>=2?2 C2<aIZCZC=Z]6a8:C>:`E:C - "29G2=EPaD@936E:a56G2>a656C<6? a :D:<=6E=: /2`2>a 6C?6]:aG6a @]2a 6C?6]:aZI6=6C: 3:D:<=6E=6C:I=6 $@82?a8Y=Za6EC27P?52a5@=2 `PAa<F`a8YJ=6>a6G=6C:?:a:?46=65: aS6GC6I6 2EP=>P`a 86C:a 5Y?Z`Z>56a <F==2?23:=:C=:]: @=2?aWYA=6C:aE@A=2I2C2<aAC@;6>:J6a<2E<P52 3F=F?5F a - Yayın türü: Yerel Süreli Yayın a IP=P?52a 3F ?42<a?Z7FDFa 56?a<ZWZ<a@=2?a36 =65:I6=6CaG6C5:<=6C:a9:J>6E=6C:?a<2C`P=P]P?P 2=2>25P<=2CP?52? a9:J>6E=6C:a<2C`P=2>252 G6aI2EPCP>=2CPaE2>2>=2>252a@=5F<W2aI6 E6CD:Ja<2=>2<E25PC=2C a ICP42a<ZWZ<a36=65: I6=6C:?a D2IPDPa W@<a 72J=2a @=5F]F?52?a G6 36=65:I6=6Ca 25P?2a I2EPCP>=2CPa I2A2?a W@< 72J=2a>6C<6J:a<FCF>a3F=F?5F]F?52?aG6a3F <FCF>=2CP?a2EP<aDFa2=EI2APaI2EPCP>=2CP?PaI2A >2<a<@?FDF?52a9F<F<:a3:CaD@CF>=F=F<=2CP 3F=F?>25P]P?52? a<@@C5:?2DI@?FaG6aI2EP E2>2>6?a 5P`2a 32]P>=Pa @=2?a <V]PEE2? 56]6Ca<2I3P?2aF]C2>252?aD25646a6?6C;:56 56]:=a92>>2556a56a<F==2?P=>2DP?2aY?46 =:<aG6C:=>6D:a8:3:a56E2I=Pa<@?F=2C2a>:9>2? 52C=P<aI2A>2IPa56C?6]:?a2>2W=2CPa2C2DP?52 D2I5P a Y=32`P?P?a>ZDE6D?2aE6D:D=6C:?56? 3:C:a @=2?a <2=P?a )A@CE 52a 2DP? >6?DFA=2CPaG6a'@=:6E:=6?a*6C67E2 =2Ea Y?Z`EZCZ4Z=6C:a 6C?6]:a/Y?6E:>: <29G2=EP52a3:Ca2C2I2a86=5: [email protected] Tasar›m-Bask› www.rekmay.com.tr a IP=P?52a a :<6?a @C2?a a6aWP<>P`EPC %Z7FDa32JP?52a:D6a aIP=P?52a36=65:I6 ?Z7FDF?F?a :a2EP<aDFa2CPE>2aE6D:D:?6 32]=Pa:<6? a aIP=P?52a3Fa@C2?a a 6 F=2`>P`EPC a aD@?F?2a<252Ca36=65:I6 ?Z7FDF?F?a6?a2Ja :?6a2EP<aDFa2CPE>2 9:J>6E:aG6C:=>6D:aA=2?=2?>2<E25PC - 6C?6<a 2`<2?Pa )? a $Z<6CC6>a #6G6?E I2AEP]Pa<@?F`>252a<PD242a56C?6]:?aW2 =P`>2=2CP?52?a329D6EE: a*ZC<:I6 56a86C: 5Y?Z`Z>aG6a<2EPa2EP<=2CP?a36CE2C27EPa56]:= I6?:56?a<F==2?P=23:=:Ca92=6a5Y?Z`EZC>6I: 2I?PaJ2>2?52aI6?:=6?63:=:Ca6?6C;:a<2I?2< =2CPaA@E2?D:I6=:?:a2CEEPC>2<a5P`2a32]P>=P =P]Pa Y?6>=:a Y=WZ56a 2J2=E2C2<a 42C:a 2WP]P 2J2=E>2IPa96567=65:<=6C:?:aDYI=65: a 292 <@@C5:?6=:a3:Ca3:W:>56a*@A=2IP4P=2Ca a 6 A@4F=2Ca a%2<=:I64:=6Ca a 6C:a Y?Z`Z> *6D:D=6C:a:=6a*ZC<:I6 ?:?aE6<a"@?7656C2D I@?F?Fa<FC>2a2`2>2DP?2a86=5:<=6C:?:? >Z;56D:?:a G6C5: a SYA=6C:?a <2I?2<=2C52 E@A=2?>2DPaG6a<2I?2<E2a2IPCP>aI2AP=>2DP 2EP<=2CP?a56]6CaI:E:C>656?a86C:a5Y?Z`Z>6 <2J2?5PCP=>2DPaG6aYJ6==:<=6a92>>2556D: Editör / Sanat Danışmanı Nilgün ALTAN Yazışma Adresi 1314. Cad. 14 / 8 Aşağıöveçler-Ankara Tel: +90 312 472 51 71 Fax:+90 312 472 51 81 ^=<a5672a>@J2:<=6aE2?P`2?a Y=32`P=Pa92?P> =2Ca3FaD2?2EPaW@<aD6G5: a G=6C:?56aG6a329 W6=6C:?56aW@<aC292Ea<F==2?23:=646<=6C:?: :7256a6EE:=6CaG6a>@J2:<=6aE2?P`EPCP=5P<=2CPa:W:? 96>a56C?6]:>:J6a96>a56aC6DD2>a%:=8Z? =E2? 2aE6`6<<ZC=6C:?:a:=6EE:=6C aa @E@]C27 a 2?aT0 U% Dergi Yayın Kurulu İmdat ADAY Nilgün ALTAN Beyhan ASLAN Belma AYKAÇ Mustafa Sami BARSAN Ergün MARAŞLI Kenan NOHUT E<:?=:<a <@@C5:?2EYCZa C6DD2>a %:=8Z? =E2?a6E<:?=:]:?a2?2aE6>2DP?P? a6Ga6<@ ?@>:D:?56a <25P?=2CP?a DYJa 92<<Pa @=5F ]F?Fa G6a <ZWZ<a 3:Ca E2`P?a 52=82a 52=82 I2IP=242]P?P a 3Fa ?656?=6a 56a :=<a Y?46 6G56a86C:5Y?Z`Z>Z?a32`=2>2DPa86C6< E:]:?: a3F?Fa52aD2?2E=2a3ZEZ?=6`E:C6C6< 5292a<2=P4PaG6aJ6G<=:a@=>2DP?PaD2]=2>2< @=5F]F?F?a2=EP?PaW:J5: - F Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Mehmet Baş ile söyleşi %:=8Z?a =E2?a>@J2:<aD2?2EP?Pa<2EP=P>4P=2C2 FI8F=2>2=Pa @=2C2<a 52a 8YDE6C5: a $@J2:< >2=J6>6=6C:?56?aG:EC2Ia42>PaG6a2I?2aFI 8F=2>2=2CPaI@]F?a:=8:aW6<E: a"2EP=P>4P=2CP? 52a3Fa6E<:?=:<E6a3:Ca7::=aI6Ca2=2C2<a>@J2:< I2A>2DPaD2]=2?5P a%2DP=a2EP<a>2556=6C:aD2 ?2E=2a3ZEZ?=6`E:C6C6<aE6<C2Ca<F==2?P=23:=6? DZDa6`I2=2CPa92=:?6a86=5:]:?:a56?6I6C6<aY] C6?5:=6C a :*! ECF ;!$4#$F ,C+F '*$F E + $/)$5',#$F '/F 1)',*')F ;5$,*$#' S6GC6aG6a_69:C4:=:<a 2<2?=P]P S6GC6a/Y?6E:>:a 6?6=a$Z5ZCZ 08 E6<?:]:a:=6a3:C=6`E:C6C6<aE6<C2Ca<F==2?P=23:=:C 92=6a86E:C>6<E: a^<:a8Z?aDZC6?a3Fa6E<:?=:<E6 <2EP=P>4P=2C2a>@J2:<E6a<F==2?P=2?a>2=J6>6 G6a 2=6E=6Ca E2?PEP=5P a $@J2:<E6?a I2AP=>P` 6D6C=6Ca2?=2EP=2C2<a8YCD6=a@=2C2<a3:=8:=6? 5:C:=5:aG6aE6<?:<a3:=8:aG6C:=5: a $91'A'+'5F ;,*$/#$F Geçtiğimiz Günlerde Geri Dönüşüm Sanat Atölyesi Gölbaşı Zübeyde Hanım Aile Yaşam Merkezinde Bir Etkinlik Düzenledi 06 Kapak Fotoğraf Murat ALTINCAN Demir ve Demirdışı Kağıt Geridönüşümcüler Birliği Derneği adına İmtiyaz sahibi Mükerrem LEVENT ' Geçtiğimiz Günlerde Geri Dönüşüm Sanat Atölyesi Gölbaşı Zübeyde Hanım Aile Yaşam Merkezinde Bir Etkinlik Düzenledi P olietilen Tereftalat Dönüştürücüleri Derneği Ankara Kalkınma Ajansı ile birlikte Ankara Gölbaşın da yaklaşık bir yıldır Ekoturizm ve Turizm Geri Dönüşümü Uygulamaları projesini yürütmektedir. Bu proje kapsamında Geri Dönüşüm Sanat Atölyesi halkın dikkatini çekebilmek için çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Bunlardan biri de 12-13 Kasım 2012 tarihlerinde Gölbaşı Belediyesine ait Zübeyde Hanım Aile Yaşam Merkezinde gerçekleştirildi. Bu etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçen Belediye Başkanı ve Temizlik İşleri Müdürüne desteklerinden dolayı şükran plaketi verildi. Ressam Nilgün Altan’ın proje kapsamında düzenlediği bu etkinliğin amacı mutfağımızdan çöpe giden konserve kutuları, çatlamış cam bardaklar, kırılan porselen ya da seramik tabakların yine inşaat malzemesi satan dükkânların depolarında atık duran seramik fayanslar, cam ve aynaları mozaik tekniği ile birleştirerek tekrar kullanılabilir hale getirmekti. İki gün süren bu etkinlikte, katılımcılara mozaikte kullanılan malzeme ve aletler tanıtıldı. Mozaikten yapılmış eserler anlatılarak görsel olarak bilgilendirildi ve teknik bilgi verildi. Nilgün Altan mozaik sanatını katılımcılara uygulamalı olarak da gösterdi. Mozaik malzemelerinden vitray camı ve ayna uygulamaları yoğun ilgi çekti. Katılımcıların da bu etkinlikte bir fiil yer alarak mozaik yapması sağlandı. Nasıl atık maddeleri sanatla bütünleştirerek tekrar kullanılabilen süs eşyaları haline geldiğini deneyerek öğrendiler. Etkinlik koordinatörü ressam Nilgün Altan etkinliğin ana temasının; ev ekonomisinde kadınların söz hakkı olduğunu ve küçük bir taşın dalga dalga yayılacağını, bu nedenle de ilk önce evde geridönüşümün başlaması gerektiğini, bunu da sanatla bütünleştirerek daha kalıcı ve zevkli olmasını sağlamak olduğunun altını çizdi. İlk defa mozaikle tanışan Gölbaşılı hanımlar bu sanatı çok sevdi. Evlerinde ve bahçelerinde çok rahat kullanabileceklerini ifade ettiler ve mozaikle tanıştırıldıkları için hem derneğimize hem de ressam Nilgün Altan’a teşekkürlerini ilettiler. ■ ARALIK 2012 7 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü MEHMET BAŞ ile söyleşi T emiz hava, temiz su, temiz toprak… Bir yandan teknolojik, endüstriyel gelişime ihtiyacımız varken, bir yandan havamızın, suyumuzun, toprağımızın temiz kalması çocuklarımıza borcumuz. Buna dair uzun vadeli ne gibi projeleriniz, hedefleriniz var? SÖYLeŞİ ARALIK 2012 8 Yaşam biçimlerindeki değişimlere bağlı olarak oluşan ihtiyaçlara cevap vermek üzere her geçen gün artık gösteren teknolojik ve endüstriyel gelişmeler, beraberinde çevresel değerlerin tahribi ve yenilenmeyen doğal kaynakların hızla azalması gibi problemleri ortaya çıkarmaktır. Değişimlere paralel olarak, atık miktarında görülen artış ve bu atıklardan kaynaklanan bir şekilde yaşanıla gelen çevre sorunları, sadece yerelde kalmayıp küresel bir boyutta etki oluşturmaktadır. Çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin, devletin ve vatandaşların görevi olduğu herkesin malumudur. Çevreyi koruma amaçlı yaptığımız çalışmalar sonucunda, son yıllarda kanalizasyon şebekesi ve atıksı arıtma tesisi ile hizmet verilen belediye sayısında ve nüfusta önemli artışlar olmuştur. Kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki oranı 2002 yılında %83 iken 2010 yılında bu oran %88’ e çıkmıştır. Nüfus bazında ise 2002 yılında belediye nüfusunun %35’i atık su arıtma tesisine bağlı iken, 2012 yılında bu oran % 69,7’e ulaşmıştır. 2017 sonuna kadar belediye nüfusunun en az %80’ine atık su arıtma hizmeti verilmesi planlanmaktadır. Özellikle Avrupa Birliği mevzuatında su kirliliğin azalmasındaki temel politikamız, atık su oluşturmayan ya da oluşan atık suyu tekrar geri kazanan, temiz üretim teknolojilerinin kullanılması ve ”kirliliğin kaynağında önlenmesidir.” Ülkemizde, atık su altyapı yatırımlarının tamamlanmasında belediyeler sorumludur. Nüfusu 150.000’den büyük olan belediyeler, atık su altyapı yatırımlarının yapılması ve işletilmesi noktasında, atık su bertaraftı ile ilgili hizmetleri karşılayabilir durumda olduklarından ve 2003 yılından bugüne kadar yapılan atık su altyapı yatırımları, nüfus büyük olan belediyelerde gerçekleştiğinden yüzde olarak gerçekleşme oranında hızlı bir artış olmuştur. Bununla birlikte 2012 yılı itibariyle ile rehabilitasyon ihtiyacı olan ve yeni yatırım gerektiren atık su arıtma tesisleri ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam belediye nüfusuna oranı ise %2’dir. Ancak nüfusu 150.000’den küçük olan belediyeler verdikleri hizmetlerin karşılığını alamadıklarından, hizmetleri karşılamada ve yatırımları tamamlamada oldukça yetersiz kalmaktadırlar. Ayrıca küçük belediyelerin sayısı çok fazla olduğundan ve belediyeler adına yatırımları yapan çok fazla merkezi kurum bulunduğundan ve bu kurumların atık su altyapı yatırımlarını yapmak konusunda hukuki bir sorumlulukları bulunmadığından, koordinasyonu ve yatı- rımların tamamlanmasında zorluklar bulunmaktadır. Bu nedenle atık su arıtma tesisi sayısı artmakla birlikte, hizmet alan nüfus oranındaki artış daha yavaş olmaktadır. Atık su arıtma tesislerinin enerji teşvikinden yararlandırılarak atık suların daha iyi bir şekilde arttırılması hedeflenmektedir. 5491 sayılı Çevre Kanunun’ da Değişiklik yapılmasına Dair Kanun’un 29. Maddesinde yer alan, “Arıtma tesisi kuran, işleten ve yönetmeliklerde belirtilen yükümlülükleri yerine getiren kuruluşların arıtma tesislerinde kullandıkları elektrik enerjisi tarifesinin, sanayi tesislerinde kullanılana oranla yüzde ellisine kadar indirim uygulamaya Bakanlığın teklif üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.” Hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm çerçevesinde; Bakanlığımız tarafından hazırlanan “Çevre Kanununun 29 uncu Maddesi uyarınca, Atık su Arıtma Tesislerinin Teşvik Tedbir- lerinden Faydalanmasında Uyulacak Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. SÖYLeŞİ Bu düzenlemeyle birlikte, alıcı ortamın su kalitesinin yükseltilmesi için, atık su altyapı tesisi yönetimlerinden kimyasal, biyolojik ve ileri atık su arıtma tesisini kuran, işleten ve ilgili mevzuata belirtilen yükümlülükleri yerine getirdikten sonra arıtılmış atık sularını alıcı ortama deşarj edenler veya geri dönüşümlü olarak kullananların arıtma tesisi işletme maliyetleri hafifletilecek ve arıtma tesislerinin çalıştırılması teşvik edilecektir. Enerji teşviki kapsamında, 2011 yılında 172 tesise 22.897.941,40 TL ödeme yapılmıştır. Yönetmelikte belirtilen şartları sağlayan tesislerin sayısının her geçen yıl artacağı düşünüldüğünde; ödenen miktarda artık planlanmaktadır. Verilecek teşvikle atık su arıtma tesisi işletme mali yükünün belediyelere daha az yansıması ARALIK 2012 9 Ülkemizde de yoğun ve plansız şehirleşme, motorlu taşıt sayısının artması, düzensiz sanayileşme, kalitesiz yakıt kullanımı, topografik ve kritik meteorolojik şartların oluşması gibi nedenlerden dolayı, özellikle kış aylarında büyükşehirlerimiz başta olmak üzere birçok ilimizde ve yerleşim birimlerimizde gerekli tedbirlerin alınmaması neticesinde hava kirliliği sorunu yaşanmaktadır. SÖYLeŞİ sağlanacağından, işletilen ve yapılan atık su arıtma tesisi sayısında artış olacağı düşünülmektedir. Bu çerçevede, birçok ülke olduğu gibi ülkemizde de, özellikle endüstriyel olanda, üretimde verimliliği artırıp, doğal kaynakların gelecek nesillere de aktarılarak, sürdürülebilir bir şekilde kullanımına neden olacak ve maliyeti azaltacak temiz üretim tekniklerinin uygulanması benimsenmiştir. Temiz üretim, alıcı ortamların (hava, su, toprak) korunmasını sağlayan, en iyi teknik ve uygulamaları kapsamının yanında işletmenin minimum ham madde ve enerji kullanılması ile daha fazla ürün üretilmesi ve daha az atık oluşturulmasının sağlanması ile işletmenin de ekonomik olarak faydasına olan üretim şeklidir. Bu yolla, enerji verimliliği sağlanır ve düşük karbon salınımı gerçekleştirilmiş olur. İşletmenin rekabet edebilirliğinin artmasının yanında ARALIK 2012 10 ülke ekonomisine de büyük faydalar sağlanmaktadır. Bu cihetle, ilgili kurum/kuruluşlarla ortak hareket edilerek temiz üretim mekanizmalarının yaygınlaştırılması için gerekli rehber, doküman ve mevzuat hazırlama, ulusal ve uluslar arası projeler yürütme, sanayi işletmecilerimizi bu bağlamda bilinçlendirme faaliyetleri yürütülmektedir. Diğer taraftan, temiz hava solumak hava kalitesinin korunması ile mümkündür. Bilindiği üzere, ısınma, ulaşım ve sanayileşme ihtiyacı sonucu konutlar, ulaşım araçları (kara, hava, deniz) ve sanayi tesislerinden havaya salınan kirleticilerinin atmosferdeki yoğunluğuna göre dış ortam hava kalitesi değişmekte ve kirleticilerin yoğun bir şekilde artması sonucu oluşan hava kirliliği, insan sağlığını ve çevreyi olumsuz yönde etkilemektedir. Gelişmekte olan bir ülke olarak endüstriyel gelişme ve kirliliğin önlenmesi arasındaki hassas denge etkin bir hava yönetimi politikasının uygulanması ile mümkün olmaktadır. Hava yönetiminin birincil basamağı kirliliğinin kaynaklarının ve katkılarının ortaya konulması ile mevcut durumun tespitidir. Mevcut durumun tespitinin ardından, sorun odaklı çözüm gereğince, kaynakta önlemler alınarak temiz hava eylem planları oluşturulmaktadır. Uzun vadeli hedefimiz, temiz hava soluyan sağlıklı nesiller yetiştirilebilmektir. Bu doğrultuda hava yönetiminden sorumlu tek otorite olarak, kapasitemizi güçlendirmek adına birden fazla alanda projeler yürütülmektedir. Aynı zamanda, hava kirliliği ile mücadele kapsamında ulusal ölçekte; Bakanlığımız tarafından hava kirliliğine neden olan kaynaklarda (ısınma, sanayi, ulaşım), gerekli önlemlerin alınarak hava kirliliğinin azaltılması, hava kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi yönünde, Bakanlığımızca yönetmelikler yayınlanmakta ve uygulanmaktadır. Ayrıca mevzuat oluşturulması ve uygulanmasına yardımcı olmak amacıyla, projeler yürütülmekte ve ulusal ölçekte politika ve stratejiler belirlenmektedir. Avrupa birliği (AB) hava kalitesi mevzuatının ulusal mevzuatımıza aktarılması çalışmaları sonucunda mevzuatın uygulanması çerçevesinde çalışmalarımıza hız verilmiştir. İlaveten, Bakanlığımız tarafından hava kalitesine ilişkin, AB mevzuatının uygulanması için izleme ağlarının kurulmasını, laboratuar altyapısının oluşturulmasını, kurumsal kapasitemizin arttırılmasını, eylem planlarının hazırlanmasını, gerekli önlemlerin alınmasını ve hava kalitesi limit değerlerine indirilmesini ön görülmektedir. AB hava kalitesi mevzuatının, ulusal mevzuata uyumlaşması kapsamında; AB Hava Kalitesi Mevzuatı paralelinde hazırlanan “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği (HKDYY)”, 6 Haziran 2008 tarihli ve 26898 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlülüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile hava kalitesi konusundaki AB hava kalitesi sınır değerlerine uyumun gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. HKDYY’ nin uygulanması sorumluluğu, şehirlerde hava kirliliğinin azaltılması ve sonucunda insan sağlığı kalitesinin arttırılması çabaları çerçevesinde, Bakanlığımıza aittir. Bu meyanda, HKDYY’ nin uygulanması ve hava kalitesi limit değerlerine ulaşılması amacıyla, AB destekli projeler yürütülmektedir. Uluslararası İklim değişikliği müzakeresi, Mayıs ayında ülkemizde gerçekleştirildi. Müzakerelerin kapsamı ve alınan kararları değerlendirir misiniz? Ülkemiz, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ nin temel ilkelerinden biri olan “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” çerçevesinde, küresel iklim değişikliği ile mücadele çabalarına, imkânları ölçüsünde katkıda bulunmayı bir hedef olarak belirlemekte; çabalarını arttırmak amacıyla finans, teknoloji ve kapasite geliştirme desteklerine ihtiyaç duymaktadır. Müzakereler kapsamında finans, teknoloji ve kapasite geliştirme desteklerinden yararlanma talebi savunulmakta, ülkemizin mekanizmalardan etkin faydalanmasına yönelik çabalar devam etmektedir. Kyoto Protokolü’nün birinci taahhüt dönemi, 2012 yılı sonunda sona ereceğinden uluslar arası müzakereler genel olarak 2012 sonrası, uluslar arası iklim rejiminin belirlenmesi konusunda yoğunlaşmaktadır. 2010 yılında kabul edilen, Cancun Anlaşması ile ve Aralık 2011 yılında Güney Afrika’nın Durban kentinde yapılan 17. Taraflar Konferansı’nda uluslar arası iklim müzakerelerinin bazı kısımları karara bağlanabilmiştir. Kyoto Protokolü’nün mevcut yapısıyla, küresel sera gazı emisyonlarının % 15’inden az bir kısmını kontrol ediyor olması sebebiyle, tüm ülkelerin sera gazı emisyonlarını kendi ulusal şartlarına uygun şekilde azaltmak ve sınırlandırmak üzere içerisinde yer alacağı yeni bir anlaşmanın hazırlanması zorunluluk olmuştur. Bu bağlamda, Durban konferansının çıktıları ülkemizce son derece olumlu görülmektedir. Ayrıca Türkiye, tüm ülkelerin içinde yer aldığı bir antlaşmanın oluşturulabilmesi durumunda, kendi ulusal şartlarına uygun olacak şekilde üzerine düşeni yapmaya da hazırdır. Ülkemizin bu küresel mücadelede tam anlamıyla yer alabilmesi, ancak ihtiyaç duyulan finansman ve teknolojilerin sağlanmasıyla mümkün olabilecektir. Bu çevrede, Türkiye kendi durumunu ve küresel sisteme ilişkin yapıcı tutumunu, katılımcı ve şeffaf bir yaklaşım ile uluslar arası platformlarda en iyi şekilde savunmaktadır. Durban kentinde gerçekleştiril- Gelişmekte olan bir ülke olarak endüstriyel gelişme ve kirliliğin önlenmesi arasındaki hassas denge etkin bir hava yönetimi politikasının uygulanması ile mümkün olmaktadır. miş olan 17. Taraflar Konferansına ülkemiz, Bakanlığımız, diğer ilgili kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan 42 kişilik bir resmi heyetle katılım sağlanmıştır. SÖYLeŞİ Müzakere ekibimizin yıllardır süren mücadelesi sonucunda, Durban’ da “Taraflar Konferansı; Türkiye’ nin Sözleşmenin ek1 listesindeki ülkelerin konumundan farklı bir konumda olduğunun tanındığı 26/CP.7 ve 1/CP16 sayılı kararları hatırlatarak, Taraflar Konferansınca Özgün koşulları tanınan Taraflara, sözleşmenin uygulanmasına yardımcı olmak için azatlım, uyum, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme ve finansman konularında destek sağlanmasına yönelik usulleri tartışmaya devam etmek konusunda anlaşmaya varır.” Kararı çıkmıştır. Böylece, Sözleşme kapsamında ülkemizin azatlım, uyum, teknoloji geliştirme ve transferi, kapasite geliştirme ve finansman konularında destek sağlanmasına yönelik bir takım kazanımlar elde etmesine ilişkin müzakerelere devam edilecektir. ■ ARALIK 2012 11 Kayseri OSB, atık su tesisi ve METEM’e bu yıl kavuşuyor! K ayseri OSB yönetimi, 20 milyon liraya mal olan atık su arıtma tesisleri ile 10 milyon lira harcanan METEM’i yılsonuna kadar açmaya hazırlanıyor Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü, başta enerji, ulaşım- lojistik, atık su arıtma ve istihdam gibi temel hizmetler olmak üzere mevcut tüm altyapı hizmetlerini güçlendirerek bölgeyi teknoloji ağırlıklı ‘yatırım üssü’ haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi. habeR Sanayi sektörünün kalifiye eleman sorununa çözüm getirmek amacıyla, 10 milyon liralık harcama ile Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi’ni (METEM) kurduklarını vurgulayan Hasyüncü, “METEM’de hem lise düzeyinde eğitim verilecek, hem de işletme çalışanları eğitilerek mesleki donanımları güçlendirilecek. Geçen yıl 30 bin metrekarelik alan üzerinde yapımına başlanan METEM’de çalışmalar bitmek üzere. 32 derslikli, 900 öğrenci kapasiteli, 6 atölyeli, Ar-Ge üniteli, 6 bölümden oluşan eğitim merkezi önümüzdeki ders yılında faaliyete geçiyor. İlk etapta METEM’in 12 derslik bölümünü bu yıl eğitime açacağız. METEM, öğrencilere 300 yataklı bir yurtla konaklama hizmeti de sunmaya hazırlanıyor. Bunun yanı sıra, firmalar için yasal zorunluluk olan ilk yardım, temel iş sağlığı ve güvenliği gibi konularda da eğitim programları, seminer ve paneller düzenliyoruz” diye konuştu. Bundan sonraki en önemli amaçlarının çevre bilinci yüksek bir OSB kimliğiyle gelecek kuşaklara ARALIK 2012 12 daha temiz ve yeşil bir çevre bırakabilmek olduğunu ifade eden Hasyüncü, “Kayseri OSB’de yılda 5 milyon 40 bin kilogram evsel atık, 3 milyon 360 bin kilogram proses atığı olmak üzere, yılda 8 milyon 400 bin kilogram atık toplanıyor. Bunun için gerçekleştirdiğimiz en önemli proje ise bu yıl faaliyete geçireceğimiz 20 milyon liralık harcama ile kurulan atık su arıtma tesisleri. Tesisin kapasitesi 40 bin metreküp/gün. Kapasite gerektiğinde 60 bin metreküp/güne çıkabiliyor. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtmanın yapılacağı tesis, ekipman kalitesi ve proses özellikleri dikkate alındığında diğer OSB’ler için örnek olabilecek niteliklere sahip” şeklinde konuştu. Bölgeye 4 yeni trafo merkezi Altyapı ile ilgili hiçbir sorunu bulunmayan ender OSB’lerden olduklarını kaydeden Hasyüncü, “Bölgemizde doğalgazın yanı sıra yılda yaklaşık 850 milyon kwh elektrik enerjisi tüketiliyor. Enerjide güçlü bir altyapıya sahibiz. Her yıl bütçemizin yüzde 30’unu enerjiye ayırarak mevcut altyapıyı güçlendiriyoruz. Havai hatlı elektrik şebekesini yeraltına aldık. İlk etapta 400 elektrik abonesini kapsayacak şekilde uzaktan sayaç okuma sistemi getirdik. Bu sistem sayesinde elektrik tüketiminin yüzde 95’i uzaktan takip ediliyor. Daha önceleri bölgede yüzde 3.07 olan kayıp kaçak oranı, yapılan iyileştirme çalışmaları ile yüzde 0’ ye geriledi” diye konuştu. Bölgedeki doğalgaz abone sayısının 600’e ulaştığı bilgisini veren Hasyüncü, “2012’nin ilk altı ayında elektrik tüketimi yüzde 7, doğalgaz tüketimi ise yüzde 6 oranında arttı. Üretim arttıkça, enerji tüketimi de artıyor. Özellikle son yıllarda enerjiye yoğun talep var. Artan talepleri karşılamak için 4 trafo merkezinin daha devreye alınması kararlaştırıldı. Bunun yanı sıra 24’üncü Cadde üzerinde enerjiye dayalı bir başka projeyi daha bu yıl hayata geçirmenin gayreti içindeyiz. Amacımız sanayicilerimize daha temiz enerji kullandırmak” açıklamasını yaptı. ■ (Mahmut SABAH/Dünya) Küresel Isınmanın Nedeni Karbondioksit Değil mi? Fotoğraf: Can ÖZGÜN Makale İklim Değişikliği Endüstriyel faaliyetlerle oluşan ve sera gazı olarak bilinen karbondioksit ve metan gibi gazların atmosferdeki miktarının artmasının küresel ısınmaya yol açtığı, son yıllarda en fazla tartışılan konular arasındadır. İddialara göre önlem alınmazsa, buzullarda hızlı bir erime olacak, denizlerin seviyesi yükselecek, pek çok kıyı bölgesi su altında kalacak, yağış rejimleri değişip bazı bölgeler çölleşecek, diğer yerlerde sel baskınları meydana gelecektir. Bu dehşet senaryosu, Birleşmiş Milletleri harekete geçirmiş ve pek çok ülke tarafından Kyoto Anlaşması imzalanmıştır. 1997`de imzalanan ve 2005`te yürürlüğe giren bu anlaşmanın gayesi, atmosferdeki sera gazı miktarının, iklim için tehlike oluşturmayacak seviyede kalmasını sağlamaktır. Anlaşma sanayileşmiş ülkelerin sera gazı salımlarını %5 nispe- tinde düşürmeyi hedeflerken, bazı bilim adamları bunun yeterli olmayacağını, gaz salımlarının %60 nispetinde azaltılması gerektiğini bildirmektedir. Sera gazı salımı; enerji üretimi, sanayi, tarım, inşaat, taşımacılık gibi önemli insan faaliyetlerinden kaynaklandığından, bu gazların salımının azaltılması kaçınılmaz olarak sanayi faaliyetlerini etkileyecek, ekonomik kayıplara yol açacaktır. Gerçekten de küresel ısınmanın ve iklim değişiminin sebebi, insan faaliyetleriyle oluşan sera gazları mıdır? Bunun miktarı azaltılırsa küresel ısınma duracak mıdır? Bu konuda farklı görüşler ortaya koyan bilim adamları da var. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Musa Avcı da bunlardan biri. Kendisiyle küresel ısınmanın nedenleri konusunda bir söyleşi gerçekleştirdik. Tarihte benzer iklim değişiklikleri oldu mu? Dünyanın yaratılışından, özellikle son 3,5 milyar yıldan beri bu sıcaklık değişikleri sürekli olmakta ve iklimler değişmektedir. Jeolojik tarihte aşırı iklim değişimleri pek çok defa tekrarlanmıştır. Günümüzden 1,6 milyon (bazı bilim adamlarına göre 1,8 milyon) yıl önce başladığı ve hâlâ sürdüğü varsayılan dördüncü jeolojik zamanda bile iklimde büyük değişiklikler yaşanmıştır. Bu dönem içinde dört adet büyük küresel buzul dönemi ile bunların arasında sıcak iklimler yer almıştır. 18 bin yıl önce dünyayı kaplayan buzulların şimdikinin 3 katı büyüklüğünde olduğu, ormanlık alanların azaldığı, çöllerin arttığı tahmin edilmektedir. Günümüzden 10 bin yıl önce dünyadaki son buzulların erimeye başladığı dönem Holosen`in başlangıcı olarak kabul edilir. HAZİRAN 2012 15 Günümüzden 8 bin ile 5 bin yıl önceki dönemler arasında ise atmosferdeki nem çok artmış, her yer ormanlarla kaplanmış ve dünyada hemen hemen hiç çöl kalmamıştır. 7 bin yıl öncesine kadar çok hızlı devam eden deniz seviyesi yükselmesi günümüze doğru giderek yavaşlamıştır. Bu arada uzun buzul dönemleri yanında, meselâ 700 ile 200 yıl önceleri arasında, kısa süreli buzul dönemleri de yaşanmıştır. İklimlerin değiştiği dönemlerde sıcaklıklar nasıldı? Henüz nasıl işlediği tam anlaşılamayan bu mekanizmalardan biri, yerkürede sıcaklık yükselmesini sınırlayan radyoaktif soğumadır. Küresel ısınmayı dengeleyen bir diğer mekanizma ise, her bir artı derece için yerküre-atmosfer-okyanus sisteminde çok daha fazla ısı tutulmasıdır. Bu sistemlerin ısı tutma kapasitesi, 5°C`den fazla ısınmayı engellemektedir. Soğumanın sınırlandırılması ise, buzul çağındaki soğuk okyanuslardan havaya daha az nem bırakılmış olmasıyla açıklanabilir. Böylece karadaki buzul kütleleri nemsiz kalmış ve büyüyememiş olabilirler. Ancak bu durum hakkında kesin bilgiler mevcut değildir. İklim değişikliğiyle ilgili endişeler yersiz mi? İklim her zaman değişmiştir ve değişecektir. İklim değişikliği için yapılabilecek en iyi şey ona hazırlanmaktır. Eğer iklimin ne yönde ve hangi derecede değişeceği önceden tahmin edilirse, buna göre ekonomik ve sosyal hazırlıklar yapılır, değişimle birlikte ona uyum sağlanır. Bu sebeple iklim değişimi üzerindeki araştırmalar bunlar üzerine odaklanmalıdır. İklim değişimini durdurmaya yönelik araştırma ve danışmanlık hizmetleri beklenen yönde bir netice vermeyeceği gibi, bunlara harcanan sermaye de boşa gitmiş olacaktır. İklim değişikliğinde başka faktörler mi rol oynuyor? Şüphesiz, iklimin değişmesinde Güneş`ten gelen enerji değişimlerinin, atmosferik ha- Fotoğraf: Can ÖZGÜN Makale Dördüncü jeolojik dönemdeki sıcaklık değerleri, günümüzdeki değerlerden sadece 5-9 °C kadar düşük olmuştur. Bundan dolayı iklim değişmeleri de sınırlı kalmıştır. Çünkü dünya ve onu çevreleyen atmosfer sistemine aşırı ısınma ve soğumayı engelleyen mekanizmalar yerleştirilmiştir. Atmosfer sisteminde aşırı ısınma ve soğumayı engelleyen mekanizmalar nasıl çalışıyor? ARALIK 2012 16 diselerin, yerküredeki tektonik hareketlerin, volkanların, karaların ve denizlerin dağılımlarının, okyanuslardaki sıcak ve soğuk su akımlarının, küresel karbon çevriminin ve başka pek çok faktörün çok önemli tesirleri bulunmaktadır. Bu unsurlar arasında çok karmaşık ilişkiler vardır ve birbirine zıt tesirlere sahiptirler. Bazıları dünyanın ısınmasına sebep olurken diğerleri soğuma sebebidir. Buna rağmen, sıcaklık ve soğukluğun hadsiz olabilirlikler ve ihtimaller arasından hayata elverişli sınırlar içinde kalabilmesi nasıl olmaktadır? Bu dev unsurlar ve karmaşık sistemler, böyle bir gaye etrafında nasıl birleşebilmektedirler? Ana soru buradadır. Ana faktör Güneş mi? Dördüncü jeolojik zamanın son dönemindeki iklim değişimleri ile Güneş`teki faaliyetler arasında mükemmel bir uyumun olması, son birkaç milyon yılda iklim değişmelerine sebep olan ana faktörün güneş ısısındaki değişimler olduğuna hemen hemen şüphe bırakmamaktadır. Küresel iklim değişimi faktörleri arasında en önemlisi olan Güneş 1,5 milyon km çaplı, tükenmek bilmeyen muazzam bir enerji kaynağıdır. Sıcaklık, merkezinde 16 milyon °C, kabuğunda ise 3 bin ile 500 bin °C arasındadır. Güneş`in yeryüzüne kadar ulaşan ısısı, her yıl deniz ve okyanuslardan 600 milyar m³ suyu buharlaştırmaktadır. Bir saniyede neşrettiği enerji, medeniyet tarihinin başından bu yana insanların kullandığı enerjiden fazladır. Güneş`in yeryüzüne üç gün içinde gönderdiği ısı ve ışık enerjisi dünyada bilinen ormanların, kömür, doğalgaz ve petrollerin yanmasından elde edilecek enerjiye eş değerdedir. Güneşteki aktiviteler arttığında güneş lekeleri mey- dana gelir. Söz konusu lekelerin en küçüğü dünya büyüklüğündedir. Lekelerin çevresinde sıcaklık 5700°C`dir. Lekelerinin artması Güneş`te faaliyetin artığını, azalması ise sakinleştiğini temsil eder. Bu da yeryüzüne intikal eden güneş radyasyonunda artma ve azalmaya sebep olur. Dolayısıyla yeryüzü sıcaklığında buna bağlı olarak bir artma veya azalma kendini gösterir. Sıcaklığın artması karbondioksite değil de Güneş lekelerine mi bağlı? Güneş lekesi periyot uzunluğu (Güneş`te görülebilen lekelerin yerinin ve oluşma sıklığının sayılmasıyla elde edilen değer) ile sıcaklıktaki sapmalar arasında önemli bir paralellik vardır. 1890`dan 1950`ye kadar sıcaklık sapması karbondioksit konsantrasyonundan daha ileridedir. 1940-1970 arasında karbondioksit ile sıcaklık sapması arasında paralellik yoktur. Diğer yandan, Güneşin solar magnetik döngü uzunluğu ile sıcaklık sapmaları arasında da büyük bir uyum ve paralellik olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Güneş`in soğuma ve ısınma döngülerinin yerküre sıcaklığının azalma ve artmasındaki rolünün büyük olduğu, karbondioksit artışının global ısınmanın bir sebebi olmadığı anlaşılmaktadır. Karbondioksitin hiç mi rolü yok? Küresel ısınmada insanın rolü konusundaki iddialar, iki basit gerçeğe dayanmaktadır. Birinci, “atmosferde bulunan karbondioksit dünyanın sıcaklığının artmasına sebep olan bir sera gazıdır.” İkincisi, “endüstri çağının başlamasından beri; insan faaliyetleriyle büyük oranda karbondioksit üretilmekte, bunun neticesinde atmosferdeki seviyesi artmakta ve küresel sıcaklık yükselmektedir.” Sadece bu gerçeklere dayanarak, “endüstri çağı sonrası insan aktiviteleri, son zamanlarda gözlenen küresel ısınmanın sebebidir” neticesini çıkarmak ilk bakışta akla uygun olabilir. Ayrıca, yine sadece bu iki gerçeğe dayanarak, “ Karbondioksit üretimi mevcut oranla veya daha büyük bir oranla devam ederse sıcaklığın daha da artıracağını, belki tehlikeli neticelere varacağını” düşünmek de makuldür. Ancak, sadece bu neticelere dayanan bir hüküm, yani küresel ısınmanın sebebi insan kaynaklı sera gazlarıdır hükmü, aslında, az bir bilginin ne kadar tehlikeli olabileceğine güzel bir örnektir. Sıcaklık artışıyla sera gazları arasında bir bağlantı yok mu? Dört yüz bin yıl önceden günümüze kadar olan sürede hem atmosferdeki karbondioksit hem de yeryüzü sıcaklığında periyodik olarak azalma ve artışlar olmuştur. Bu iki hâdise daima birbirine paralel seyretmiştir. İnsan kaynaklı karbondioksit üretimi ise son yüz yıl ile sınırlıdır. Buna rağmen, günümüzdeki sıcaklık artışını buna bağlamak hatalı bir yaklaşımdır. Aslında, atmosferdeki karbondioksit arttığı zaman mı sıcaklık artıyor, yoksa sıcaklık arttığı zaman mı karbondioksit artıyor, sorusu tam anlaşılmış değildir. Nitekim hem yıllık hem de jeolojik (100 bin yıllık) zaman dilimlerindeki sıcaklık değişimleri karbondioksit değişimlerinden önce gerçekleşmiştir. Bu sebeple karbondioksit, sıcaklığın belli bir sınırda tutulmasında hafif derecede olumlu tesire sahip olmakla birlikte, sıcaklık artışındaki ana faktör olamaz. Buna delil olarak, hata payı göz önüne alındığında bile, 1995`ten beri atmosferik karbondioksit `de % 8`lik ARALIK 2012 Makale 17 henüz ya çok az anlaşılabilmiş veya hiç anlaşılamamıştır. Bu belirsizlikleri hesaba katmayan hiçbir bilgisayar modeliyle önümüzdeki 100 yıl için doğru bir iklim tahmini yapılamaz. Bu sebeple bilgisayar modelleme uzmanları şu an var olan (veya gelecekte var olacak olan) hiçbir iklim modelinin bölgesel iklim değişikliği hakkında doğru tahminlerde bulunmasının mümkün olmadığında hemfikirdir. Makale bir artış olmasına rağmen ortalama küresel sıcaklık 1995`ten bu yana artmamış, hatta 2002`den bu yana azalmıştır. Diğer yandan, 20. yüzyılın sonlarındaki ortalama küresel sıcaklık artışı son 10 bin yıldaki iklim değişiminin sınırları içindedir. Dolayısıyla, günümüzdeki ısınmayı insan kaynaklı sera gazlarına dayandırmayı gerektirecek bir durum yoktur. Rasatlar ve modeller yeterli değil mi? Sıcaklık ve karbondioksit değerlerinin nasıl değiştiğini anlamanın en güvenilir yolu onları belli bir düzen içinde sürekli ölçmektir. Ölçü değerleri yok veya yetersizse, onlar belli matematik modellerle tahmin edilmeye çalışılır. Dünya genelinde atmosferdeki karbondioksitin sürekli ve düzenli olarak ölçümlerinin yapıldığı tek rasat evi vardır, o da Hawaii Adası`n da dır. Tek bir rasathanenin değerleri bütün dünya at- ARALIK 2012 18 mosferindeki değişimleri temsil edemez. Endüstriyel üretim yanında, volkanik püskürmeler ve canlı metabolizma faaliyetleriyle de atmosfere sürekli karbondioksit bırakılmaktadır. Dolayısıyla, yeryüzünden atmosfere tabii ve beşerî yollarla salıverilen karbondioksit miktarının gerçek değerleri henüz kesin olarak bilinmemektedir. Diğer yandan, yeryüzündeki sıcaklıkların ölçüldüğü meteoroloji istasyonları şehir yerleşim alanları içinde kalmıştır. Şehir içleri o bölgenin geneline göre daha sıcak olmakta ve sıcaklık değerleri yüksek gözükmektedir. Bu da sanki her yerde sıcaklık artıyor gibi, hatalı bir neticenin çıkmasına yol açmaktadır. Sonuç olarak, iklim değişimi üzerinde insan faaliyetlerinin tesiri yoktur, varsa da çok azdır. Son yüzyıldaki sıcaklık değişimleri orta seviyede olup, canlı yerkürenin tahammül ettiği tarihî normal aralıktadır. Yakın gelecekteki muhtemel sıcaklıklar küçük hatalarla tahmin edilmektedir. Bunda insan faaliyetlerinin tesiri olacağı beklenmemektedir; fakat iklim değişiminden doğacak faydalar ve zararlar için tahminlerde bulunup ona göre davranılmalıdır. ■ Kaynaklar 1. Waple, A.,M. The sun-climate relationship in recent centuries: a review, Progress in Physical Geography 23,3 (1999) pp. 309328 2. National Climatic Data Center, Global Surface Temperature Anomalies (2007),http://www.ncdc.noaa.gov/oa/climate/research/anomalies/anomalies.html 3. Zbigniew Jaworowski, M.D., Solar Cycles, Not CO2, Determine Climate, 21st Century Winter 2003-2004, pp 52-65 İklimlerle ilgili modellemelere nasıl bakmamız gerekir? Ekoloji Dergisi/Sayı : 27. Sayı (TemmuzEylül 2010) İklim değişikliği matematik denklemlerle kolayca ifade edilemeyecek kadar karmaşık bir süreçtir ve bu sürecin bazı kısımları Prof. Dr. Musa AVCI [email protected] Atıkların Geri Kazanımı ve Elektrik Enerjisi Üretim Sistemleri DEDEOĞLU ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET Firması Son 5 Yıllık AR-GE döneminde aşağıda konuları itibarı ile ATIKLARIN GERİ KAZANIMI ve ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİM SİSTEMLERİ teknolojilerini geliştirerek çözüm noktasında yenilikler sunmuştur. Çalışmalarımız ve Gerçekleşenler konuları itibarı ile değerlendirilmiştir. 1. PLASTİK ATIKLAR Dünya piyasasında bir çok uygulama alanı bulunan plastiklerin atık durumuna düştükten sonraki çözümleri, içerisinde PİROLİZ yöntemi ile YANABİLİR SIVI YAKITLARA dönüştürülmesi ve Her türlü sistemde ELEKTRİK ENERJİSİNE çevrilebilmektedir.Verimi % 86 Olarak deneme uygulamalarında gözlenmiş 1 kg plastikten 1 Litre 10.700 Kcal/kg yanabilir sıvı elde edilmiş ve 189 Gram/kWh ile elektrik enerjisine çevrilmiştir. Baca gazı emisyonları ölçülmüş, EURO DIESEL den daha kaliteli yakıt olduğu raporlanmıştır. Dünyamızdaki çevre kirliliğine neden olan bir çok atıklardan kurtulmak ve ye- nilenebilir enerji üretmek adına bir projemiz var. Bu projemiz ATIK PLASTİK MADDELERDEN (BENZİN-MOTORİN KARIŞIMI 11.000 KCAL) LİKİT YAKIT ÜRETMEKTİR.Bu sistem küçük bir TÜPRAŞ Modelidir.sistem PROLİZ sistemi ile çalışmaktadır ve çevre dostudur. Baca gazı emisyonları En düşük seviyededir. Yurt dışı fiyatları 20-30 MİLYON DOLAR seviyesindedir. 2 Yıl garantili fiyatlarımız yurt dışı fiyatlarının 1/6 si Düzeyindedir. 1 KG PLASTİK ATIKTAN 1 LİTRE LİKİT YAKIT elde Edilebilmekte ve LİTRE BAZINDA İŞLETME MALİYETİ YAKLAŞIK 20 KURUŞTUR. SİSTEM KENDİNİ ORTALAMA ÜÇ YILDA AMORTİ ETMEKTE- FİRMa DİR. Geleceğin yatırımı ENERJİ , Enerjinizi üste para alarak Üretmek isterseniz SAKARYA İlimizde DEMO TESİSİMİZİ Görebilir,imalat Yaptırabilir ve üretilen likit yakıtımızı analiz ettirebilirsiniz. Bu analizleri KOCAELİ İZAYDAŞ ve TÜBİTAK MAM Tarafından Yapılmış bu yakıtlar için Şirketimiz PATENT Başvurusunda bulunmuştur. Çünkü en Temiz yakıt statüsünde değerlendirilmiştir. ÖZELLİKLE PLASTİK ATIK Diyoruz çünkü bir tek PLASTİK Yapısında Yüksek kalorili yakıtlar vardır.Ayrıca sisteme SİNTİNE YAĞ, YANIK MOTOR YAĞLARI, KİRLİ TİNER, KİRLİ SOLVENT Üniteleri STANDART Olarak , HURDA OTO LASTİKLERİ OPSİYONEL OLARAK Üretilmektedir. 2014 YILI AVRUPA BİRLİĞİ ve ÜLKEMİZDE DAHİL OLMAK ÜZERE ATIKLAR İÇİN BİR MİLATTIR. Belgesini alıp tesislerini kuranlar atıklardan Üste para alacaklardır. LİKİT YAKITIMIZ HER TÜRLÜ SİSTEMİN YAKITIDIR (UÇAK MOTORLARI, BUHAR KAZANLARI, DİZEL GEMİ MOTORLAR, DOĞAL GAZ ÇEVRİM SANTRALLERİNİN VE DİĞER ISI KAYNAĞI OLAN TÜM SİSTEMLERİN ALTERNATİF YAKITIDIR). Yakma testlerinde EURO DİZEL Yakıtından daha üstün bir Performans sergilemiş % 91 verimlilikle Doğalgaz değerlerine yaklaşmıştır. Gerek yakıt içersindeki bileşenlerde zararlı maddeler BİNDE BİR oranında çıkması ve Baca emisyonlarında da sıvı yakıtlar içersinde en düşük emisyonlara sahiptir. ARALIK 2012 20 EPDK Tarafından Firmamıza çizilen yol haritası gereğince ELEKTRİK ENERJİSİ Üretimine İmkan sağlayan ve BİOKÜTLE Kapsamında 29 ARALIK 2010 tarihinde yayınlanan yeni yönetmeliğe göre 13.3 centdolar karşılığı KW tır Teşvik kapsamında 10 yıl süre ile alım garantisi ile teşvik edilmektedir. Amacımız Kanunlarımızın verdiği imkanlar dahilinde Ülke ekonomimize katkıda bulunmak ve doğada 900 yıl yok olmayan bu atıkları enerjiye çevirmektir. ATIK PLASTİKLERİ 50 KURUŞ /KG SATINALIP 70 KURUŞA BENZİN VE MOTORİN EŞDEĞERİ MİX LİKİT YAKIT YAPABİLİYORUZ. DOĞALGAZ DAN EN AZ %40 DİGER LİKİT YAKITLARDAN EN AZ %80 DAHA UCUZDUR. 2. TIBBİ ATIKLAR Tibbi atıkların piyasalarda halen uygulaması bulunan 160oC Buhar sistemiyle sterileze edildikten sonra toprağa gömülmesi sistemlerinde başarı oranı oldukça düşüktür. Firmamız bu tip atıkları + 1.000oCderece Manyetik ısıtma alanından geçirerek sterilizasyon yaparken yine Plastik atıkların YANABİLİR SIVILARA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ sistemi ile de entegre ederek ELEKTRİK ENERJİSİNE çevirmeyi amaçlamakta geri kalan atıkların (Cam, Metal ve karbon siyahı ) değerlendirilmesi veya gömülmesi mümkün olabilmektedir. Bu sistemimiz bir gün bazında 40 ton TIBBI ATIĞI bertaraf edebilme kapasitesi bulunduğundan Büyük Şehirlerde dahi tüm atık miktarını karşılayabilecek kapasitededir. 3. SİNTİNE VE SLAŞ ATIKLAR Sintine atıkların YANABİLİR SIVI YAKITLARA çevrilmesi deneme çalışmalarında % 55 i su ile homojenize olmuş her türlü sintine atıklar ve slaşlar AĞIR DİZEL YAKIT a dönüştürülmüş ve yeniden kullanım alanı bularak ve geride başkaca atık bırakmadan bertaraf edilmiştir. 4. YANIK MOTOR YAĞLARI Yanık motor yağları % 96 oranında YANABİLİR SIVI YAKITLARA çevrilerek AĞIR DİESEL yakabilen motorlarla ELEKTRİK ENERJİSİNE dönüştürülebilmektedir. Bu atıkların Geri kazanımının ardında başkaca atık olmamaktadır. 86 oranına kadar çıkabilmektedir. Firmamız bu nedenle plastik atıklar konusunda teknolojisini daha ileri noktaya taşımak adına çalışmalar yapmaktadır. ÖTL ler konusunda ise YÜKSEK FREKANS TEKNOLOJİSİNİ Geliştirmiş ve uygulamalarda daha az enerji kullanarak PROLOTİK YAĞ verimini,artırmış ve atmosfere salınan gazlar da minimize edilmiştir. Diğer bir deyimle sistem küçültülmüş, patlama riski ortadan kaldırılmış, piroliz sistemine ihtiyaç kalmamış ve bacası olmayan bir hale dönüştürülmüştür. ■ Teknolojimizin Kullanım Alanları ve Avantajları 5. ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ LASTİKLER 1. Çözümsüz veya kötü çözümleri olan linear atıkların Geri kazanımı ve Katma Değeri yüksek yakıt elde edilmesi. PİROLİZ YÖNTEMİ ile yapılan deneme çalışmalarında ÖTL ler maksimum %40 Prolitik yağ, %40 Karbon siyahı, % 810 arası ÇELİK TEL ve bazı eski lastiklerde %5 oranında KORD BEZİ ne ayrılmış bir miktar da YANABİLİR GAZ elde edilmiştir. Bu verim içerisinde elde edilen PROLİTİK YAĞ ın % 30 civarında sistemde yakılmak suretiyle (Elde edilen Gaz Dahil) kalan %28 oranında PROLOTİK YAĞ verimiyle yetinilmiştir. Yani her 100 kg lastikten 28 kg prolotik yağ elde edilebilmekte bu verim oldukça düşüktür. Bu oran Plastiklerde % 2. Çimento Fabrikalarına Kaliteli yakıt temini. 3. Elektrik Üretim sistemlerinde en düşük üretim maliyeti. 4. Limanlarımızda büyük sorun olan sintinelere ve slaş atıklara çözüm bulmak. 5. Tıbbi atıkların bertaraf edilmesi ile birlikte elektrik enerjisi üretmek. 6. Yanık Motor yağlarının doğru alanda kullanılmasını sağlamak. 7. Çevreye duyarlı sistemlerin ve baca gazları emisyonlarının azaltılması. ARALIK 2012 21 Bitkisel Atık Yağ Toplama Makinesi Baytom Evsel (bitkisel) Atık Yağların Toplanması Ve Ayrıştırılmasını Sağlayan Makina Evsel (bitkisel) atık yağ toplama makinesi, evlerde kullanılan bitkisel atık yağların şehir kanalizasyonuna ve çöplere dökülerek doğaya karışmasını önlemek için düşünülmüştür. Makinenin teknik özellikleri aşağıdadır; Baytom Evsel (bitkisel) Atık Yağların Toplanması ve Ayrıştırılmasını Sağlayan Makine 1-İlk dolum kabı; bu kap makineye yağ koymaya gelen kişinin yağı boşaltacağı, üzerinde boşalttığı yağın seviyesini görebileceği, seviye işaretlerinin bulunduğu kaptır. 2-Start butonu; bu buton ilk dolum kabına yağ boşaltıldıktan sonra işlemin başlaması için basılması gereken butondur. 3-Sesli ikaz bölümü; atık yağı getiren kişiye ne yapması gerektiğini sesle anlatan ve koyduğu sıvının ne kadarının yağ ne kadarının diğer sıvı olduğunu söyleyen, gerekli uyarı ve ikazlarda bulunan sesli sistemdir. Evsel (bitkisel) atık yağ toplama makinesi, evlerde kullanılan bitkisel atık yağların şehir kanalizasyonuna ve çöplere dökülerek 5-Ölçüm haznesi ve ölçüm kabı; makineye konulan yağın, ölçüldüğü ve ayrıştırıldığı kaptır. doğaya karışmasını önlemek için düşünülmüştür. Ölçme ve ayrıştırma Baytom a özel bir yöntemle yapılır. 4-Işıklı ve led li uyarılar; makine çalışırken, ölçüm yaparken renkli led lerle durumu hakkında bilgi veren sistemdir. 6-DC Motorlu küresel vanalar; yağ ya da diğer sıvı oluğu ölçüm sonucunda tespit edilen sıvı bu vanalar sayesinde yağ kabı ya da diğer sıvı kabına alınır. 7-Yağ ve Diğer sıvı depoları; bu depolarda ölçüm kabından gelen sıvılar depolanır, dolan depolar üzerlerindeki şamandıralar ile taşmaya karşı korunmuştur. 8-GSM telefon hattı; makinede muhtemel bir arıza oluşması, depoların dolması veya hediye biletinin bitmesi durumunda bu hat üzerinden ilgili kişiye sms, çağrı veya sesli, uyarı gönderilir. 9-Hediye bilet bölümü; atılan atık yağın miktarına göre uygun bilet veya madeni para vermeye yarar. 10-Elektronik kart; mikroişlemci tabanlı, analog girişli, analog-dijital ve dijital-analog dönüştürücülü, role çıkışlı karttır. Sistemden gelen veriler bu kartta değerlendirilir ve sıvının yağ/diğer sıvı oranı tespit edilir. Sesli ve görsel uyarılar bu kart tarafından yönetilir. Baytom Nasıl Çalışır ? Kişi atık bitkisel yağını getirir BAYTOM'a döker.Yağ içindeki katı veya yağda çözünmemiş sıvıyı özel bir yöntemle ayırır Atık Yağın miktarına göre size bilet veya madeni para verir.yağ ve diğerlerini ayrı depolar.kaç litre yağa ne kadar hediye vereceğini siz belirlersiniz.İçerisine makineye zarar verecek sıvı döküldüğünde kendini kitler.Sizin kaydedeceğiniz GSM hattına mesaj atar veya cepten arar.Aynı işlemi hediyesi bitiğinde veya tankı dolduğunda da yapar. BAYTOM'lar isterseniz 50 litre biriktirme kapasiteli isterseniz 400litre biriktirme kapasitelidir. Hediye Kupon Teknik Özellikler - OPTİK KANAL TANITIM KARTI - OPTİK GÖZ OKUMA BASKISI - ÖN VE ARKA U.V. BASKI - ARD ARDA 5 FARKLI BASKI - HEDİYE KUPONLARININ BULUNDUĞU HER BİR SİLİNDİRDE 1100 KUPON BULUNACAKTIR. HER BİR SİLİNDİR 7 KUPON TEKRARINDAN OLUŞACAKTIR. ARD ARDA 3 TANE 10 PUAN, 2 TANE 20 PUAN,1 TANE 10 PUAN,1 TANE 30 PUAN BULUNACAKTIR. - PERFORAJ - ÇİFT TARAFLI KUŞE KARTON - 250 G / M2 +, - ½ 5 - BOYUTLARI : 40mm X 70 mm 1 BAYTOM NEDİR? BAYTOM evsel kullanıcılardan bitkisel atık yağ toplamak amacıyla üretilen bir makinedir. Kullanıcı atık yağını makineye getirir ve döker, karşılığında makineden ödülünü alarak atık yağını değerlendirmiş olur. Ayrıca kişi atık yağını ekonomiye kazandırmak adına bireysel olarak ilk adımı atmış olur. BAYTOM bir AR-GE çalışması olarak imalatına başlanmış bir makine olup, şuanda BAYTOM Mak. San. Tic. A.Ş. tarafından seri üretimi gerçekleştirilmektedir. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği tarafından desteklenen bu makine sayesinde yağ sanayi üreticilerimizde üzerlerine düşen sosyal sorumluluğu yerine getirmektedirler. BAYTOM NASIL ÇALIŞIR VE KAÇ ÇEŞİT BAYTOM VARDIR? Kişi atık bitkisel yağını getirir BAYTOM’ a döker. Yağ içindeki katı veya yağda çözünmemiş sıvıyı özel bir yöntemle ayırır. Atık Yağın miktarına göre kullanıcıya ödül verir. Bu ödül makineyi satın alan kişinin tercihine bağlıdır BAYTOM-1 Hediyesi madeni paradır. İç mekanda çalışır.Atık yağ dolum tankı 60 litredir.Diğer sıvı dolum tankı 20 litredir. Rezistanslı sistem veya motor yağı dökülmesi durumunda ikaz sisteminin devreye giren modeli tercihe sunulmuştur. Rezistanslı model tercihi durumunda BAYTOM’ a katı yağ dökülmesi ya da dökülen sıvı yağın, hava şartları dolayısıyla donması durumunda, rezistans devreye girer ve yağı erittikten sonra devreden çıkar. Rezistans, normal çalışma esnasında devreye girmez ve elektrik harcamaz, sadece yağın erimesi gereken durumlarda, çalışma süresince 20 Watt‘ lık bir elektrik harcar. Motor yağı dökülen model tercih edildiğinde, BAYTOM kullanılmış motor yağını tespit eder ve bu yağı ölçme haznesinde tutar, kendini kilitler. İlgili kişiye konuyla ilgili mesaj atarak temizlemesini ister. BAYTOM-2 Hediyesi bilettir. Bilet üzerinde bulunan puanlar biriktirilerek; puan karşılığında hediye alabilmektedir. Hediye organizasyonunu lisanslı yağ toplayıcıları ile belediyeler birlikte organize etmektedir.İç mekanda çalışır.Atık yağ dolum tankı 60 litredir. Diğer sıvı dolum tankı 20 litredir. Rezistanslı sistem veya motor yağı dökülmesi durumunda ikaz sisteminin devreye giren modeli tercihe sunulmuştur. Rezistanslı model tercihi durumunda BAYTOM’ a katı yağ dökülmesi ya da dökülen sıvı yağın, hava şartları dolayısıyla donması durumunda, rezistans devreye girer ve yağı erittikten sonra devreden çıkar. Rezistans, normal çalışma esnasında devreye girmez ve elektrik harcamaz, sadece yağın erimesi gereken durumlarda, çalışma süresince 20 Watt’ lık bir elektrik harcar. Motor yağı dökülen model tercih edildiğinde, BAYTOM kullanılmış motor yağını tespit eder ve bu yağı ölçme haznesinde tutar, kendini kilitler. İlgili kişiye konuyla ilgili mesaj atarak temizlemesini ister. BAYTOM-3 Hediyesi manyetik okumalı kart sistemidir. Yağ döken kişilere birer adet bankamatik tarzında manyetik kart verilir. Akaryakıt istasyonlarında benzin alımı sonrası karta puan yüklenmesi gibi, kişi atık yağını BAYTOM’ a döktükten sonra yağ miktarı ölçüsünde kartına puan biriktirmektedir. Ayrıca kart, kullanıcının BAYTOM’ u kullanırken kaç kez aldatmaya yönelik sıvılar döktüğünde tespit edebilmektedir.İç mekanda çalışır.Atık yağ dolum tankı 60 litredir. Diğer sıvı dolum tankı 20 litredir. Rezistanslı sistem veya motor yağı dökülmesi durumunda ikaz sisteminin devreye giren modeli tercihe sunulmuştur. Rezistanslı model tercihi durumunda BAYTOM’ a katı yağ dökülmesi ya da dökülen sıvı yağın, hava şartları dolayısıyla donması durumunda, rezistans devreye girer ve yağı erittikten sonra devreden çıkar. Rezistans, normal çalışma esnasında devreye girmez ve elektrik harcamaz, sadece yağın erimesi gereken durumlarda, çalışma süresince 20 Watt’ lık bir elektrik harcar. Motor yağı dökülen model tercih edildiğinde, BAYTOM kullanılmış motor yağını tespit eder ve bu yağı ölçme haznesinde tutar, kendini kilitler. İlgili kişiye konuyla ilgili mesaj atarak temizlemesini ister. ADRES BİLGİLERİ Merkez: Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Cad. 1430 Sk. Akasya Apt. No:1/8 Balgat-Çankaya/ ANKARA/TÜRKİYE Merkez Tel: +90 312 426 16 82-83 • Merkez Fax: +90 312 426 16 95 BASIN TOPLANTIMIZI YAPTIK Dernek Başkanı Sn. Mükerrem Levent yaptığı konuşmada kısaca derneğin çalışmalarından bahsetti. Türkiye’de geri dönüşüm ve katı atıkların bertaraftı değil, yeniden kullanılabilir hale dönüştürmeyi, aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelini arttırmak dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltarak cari açığı azaltmayı hedeflediklerini söyledi. Daha koordineli bir biçimde Toplayıcılar + Depocular + Nakliyeciler + Geri Dönüşüm Tesisleri ile Türkiye’nin tek Konfederasyonunu kurma aşamasına geldiklerinin müjdesini verdi. Çöplerin kaynaklarda toplanması ve kaynakta ayırım yapılması, atıkların değer yitirmeden geri dönüşüme kazandırılması ve özellikle hammaddesi G ölbaşının müstesna tesislerinden biri olan Akalın Sport’da Basın mensupları ve Polietilen Tereftalat Dönüştürücüleri Derneği Yönetimi kahvaltıda bir araya geldi. Geridönüşümün sanata yansıtılmasıyla oluşan eserlerin içinde ve gölün muhteşem manzarasında gerçekleşen kahvaltıda konu Geridönüşüm ve geridönüşümün Türkiye’ye kazandırdıklarıydı. Polietilen Tereftalat Dönüştürücüleri Derneği - Ankara Kalkınma Ajansı ile birlikte Ankara Gölbaşın da yaklaşık bir yıldır Ekoturizm ve Turizm Geri Dönüşümü Uygulamaları projesini yürütmektedir. Proje ve alınan sonuçtan basının çok etkilendiği gözlendi. ARALIK 2012 24 tamamen dışa bağımlı olan kâğıttan değer kaybına uğramadan sadece enerjide değil hammadde de kullanılmasına öncelik verilmesi gibi detaylı konulara mihmandarlık yapmayı derneğin amaçları arasında saydı. Kahvaltı sohbeti devam ederken, Bisikletli Yaşam Derneği ve Doğa Derneği üyeleri bisikletleriyle Mogan gölü etrafında dolaşıp kuş gözlem evlerini inceledi. Çevreye atılmış geri dönüşümde kullanabilirliği olan çöpleri toplayarak projemize katkıda bulundu. HABeR Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Mükerrem Levent, Başkan Yardımcısı Zeynep Yurtkuran ve TDDK Geridönüşümcüler Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Yıldız ve Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Uğur Çetin, Halkla İlişkiler Müdürü Belma Aykaç Ve Geridönüşüm Dergisi Editörü ve Sanat Danışmanı ressam Nilgün Altan’ın hazır bulunduğu kahvaltı bisikletçilerimizin başlangıç noktasına geri dönmesiyle son buldu. ■ ARALIK 2012 25 Bi³lmedi³ği³mi³z Tehli³keleri³yle Fosi̇l Yakıtlar Prof. Dr. Zafer AYVAZ Atıklar 100-150 yıldır yoğun bir şekilde kullandığımız kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil kökenli enerji kaynakları, neden oldukları çevresel zararlar yanında stratejik öneme de sahiptirler. Dünya ekonomisi büyük ölçüde bu enerji kaynaklarının fiyatına bağımlıdır. Bu gücü kontrol eden devletler ayni zamanda dünya ekonomisine de yön vermektedirler. Bu kaynakların kontrol edilmesi için büyük ölçüde stratejik ve askeri harcamalar yapılmaktadır. 1. Petrol Krizi ile sarsılan dünya ekonomisinin devleri bu konuda iyice hassaslaşmış ve Körfez Savaşını göze alarak büyük askeri harcamalar yapmışlardır. Bunlar aslında petrol ve doğalgazın maliyetinde, yani satış fiyatında görülmeyen harcamalardır. Eğer bu askeri harcama tutarları maliyetlere eklenmiş olsa, petrol ve doğal gazın satış fiyatı bugünkünden çok daha yüksek olacaktır. Günümüzde durum böyle olmasa da, yakın gelecekte böyle bir senaryo ile karşılaşmamız kaçınılmaz gözüküyor. Gelişmekte olan ülkelerden Çin, hem nüfusunun fazlalığı, hem de gelişme hızının büyüklüğü nedeniyle giderek daha fazla miktarda petrol ve doğal gaza gereksinim duymakta ve bu ihtiyacını çok büyük oranda ithalatla karşılamaktadır. Günün bi- rinde artması muhtemel olan petrol fiyatları, Ã?in’i karşılanması imkânsız bir fatura ile yüz yüze getirecektir. Bu durum, Dünya siyaset ve ekonomisinde sonucu kestirilemeyen olaylara yol açabilecek bir handikaptır. İşte bu stratejik tehlikeleri sebebiyle, fosil yakıtlar daha tükenmeden, bunları ikame edecek tehlikesiz alternatifler üretmek zorundayız. Hava Kirliliği Aslında fosil yakıtlardan petrol ve doğal gazın 20-50 yıl içinde tükeneceği hesaplanmaktadır. Kömür rezervleri ise 100-500 yıl yetecek miktarda olmasına rağmen geleceğin enerji sistemimizin sadece kömüre dayanması durumunda dünyamızdaki çevresel sorunlar, telafisi imkânsız boyutlara ulaşacaktır. Bu açıdan fosil yakıtların üretim ve tüketiminin kısıtlanması ve azaltılması için en önemli sebep, bunların meydana getirdiği çevre kirliliği ve tahribatıdır. Kömür ve fueloil gibi fosil yakıtların bünyesinde bulunan kükürt, bunların yakılmasıyla kükürt oksitlerine dönüşür. Benzin, mazot ve LPG gibi fosil yakıtlarla çalışan taşıt araçlarındaki içten yanmalı motorlarda ise, havadaki azotun oksijenle reaksiyonu sonucunda azot oksitleri meydana gelir. İşte bu gazların havadaki su buharıyla etkileşimi sonucu sülfürik ve nitrik asitler oluşur ki bunlar en kuvvetli asitlerdir. Yağmurların asitli hale gelmesi demek olan “asit yağmurları” dünyamızın ekosistemlerini tahrip eden en önemli etkenlerden biridir. Çünkü suların asitleşmesiyle su ekosisteminin dengesi bozulur. Birçok canlı asitli sularda yaşayamaz ve ölür. 100-150 yıldır yoğun bir şekilde kullandığımız kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil kökenli enerji kaynakları, neden oldukları çevresel zararlar yanında stratejik öneme de sahiptirler. Toprakta normalde çözünmeyen bazı maddeler, asitli yağışlarla çözünür hale gelir ve bunların gösterdiği zehirleyici etkiyle bitkiler ve diğer canlılar yavaş yavaş ölür. Toprak ekosistemi de zarar görür. Ağaçların ve diğer bitkilerin yaprakları da asitli yağışlardan dolayı kurumaya başlar. Asitli yağışlar sadece canlılara zarar vermekle kalmaz, binaları ve tarihi yapıları bile aşındırırlar, hatta yer altındaki tesisata bile zarar verirler. Ayrıca azot oksitlerinin havadaki oksijenle etkileşimi sonucunda meydana gelen ozon gazı, çok aktif olması nedeniyle bitki, hayvan ve insan sağlığı için tehlikeli bir maddedir. Kömürün yanmasıyla havaya salınan tanecikli maddelerin, tozların ve dumanların da sağlığa ne kadar zararlı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. ARALIK 2012 Makale 27 Su Kirliliği Fosil yakıtlar su kirliliğine de neden olurlar. Bunun birçok sebebi vardır. Birincisi, asit yağmurlarının neden olduğu metal kirliliğidir. Asitli yağmurların topraktan erittiği zehirli ağır metallerin ve alüminyum tuzlarının sulardaki oranı gittikçe artmaktadır. Fosil yakıtlı enerji santrallerinin ve ısı tesislerinin soğutma suyu ihtiyacı sebebiyle, ısınan suyun tekrar kaynağa deşarjı sonucu suların ısınması da bir tür su kirliliğidir. Bu ısınma iki şekilde suyun oksijeninin azalmasına sebep olur. Birincisi, sudaki canlıların metabolik aktivitesi ısınma sonucunda artar ve bu artış daha fazla oksijen tüketimine neden olur. İkincisi, ısınan suyun oksijen tutma kabiliyetinin azalmasıdır. Suyun oksijeni azalınca aerobik, yani havalı yaşam sona erer; anaerobik yaşam ARALIK 2012 28 Azot oksitlerinin havadaki oksijenle etkileşimi sonucunda meydana gelen ozon gazı, çok aktif olması nedeniyle bitki, hayvan ve insan sağlığı için tehlikeli bir maddedir. başlar ki bu da açığa çıkan pis kokulu gazlarla hemen kendini belli eder. Denizlerin, akarsuların ve göllerin petrol taşımacılığı ve petrol çıkarımı sırasındaki sızıntılarla ve ayrıca tankerlerin yıkama sularının ve gemilerin sintine sularının temizlemeye tabi tutulmadan deşarjı nedeniyle de sularımız kirletilmektedir. Toprak Kirliliği Fosil yakıtların çıkarılması ve yakılması ile birçok şekilde toprak kirliliği oluşur. Kömür madeni yatakları, açık işletmeler olarak çalıştırıldığında yüzeydeki tabaka kaldırıldığından toprak tahribatı meydana gelir. Kömürün yanması sonucunda oluşan külün atılmasıyla da büyük miktarda kirlilik oluşur. Termik santrallerin uçucu küllerinin depolanması için çok büyük barajlar inşa edilmektedir. Ve bu bölgeler tamamen verimsiz topraklar haline gelmektedir. Tozların ve diğer gazların bacadan atılmasıyla da topraklar verimsizleşir. Asit yağmurlarına bağlı çoraklaşma da buna eklendiğinde toprak tamamen yararsız hale gelmektedir. Küresel Isınma Fosil yakıtların yanma ürünü olan karbondioksitin atmosferdeki oranının artması yeryüzünden yansıyan ışınların kaçmasını engellediğinden, bu olay sera etkisi adı verilen ve yeryüzünün ortalama sıcaklığını yükselten hadiseyi ortaya çıkarır. Bu sıcaklık artışı kutuplardaki buzulların erimesine, yağışların artmasına, iklimlerin değişmesine, atmosfer olaylarının farklılaşmasına, El Nino gibi afetlere, kıyı bölgelerinin sular altında kalmasına neden olur. Tsunami benzeri su baskınları, geçimini topraktan sağlayan fakir Asya ve Afrikalıları daha da yoksullaştıracaktır. İşin ilginç yönü, küresel ısınma sıcak kuşakta yaşayan fakir halklara zarar verirken, soğuk kuşakta yaşayan zengin ülkelerin ikliminin ılıman hale dönmesidir. Bu da o bölgeleri daha da yaşanır hale getirir. Yani küresel ısınma fakiri daha fakir, zengini ise daha zengin yapar. boylu ışınları tutma özelliğine sahiptir. Burada bulunan ozonu tahrip eden iki faktör vardır. Bunlardan birincisi kloroflorokarbon gazları olup soğutucularda ve spreylerde kullanılmaktadır. Diğer faktör stratosferde ses üstü hızla uçan uçakların enerjisini temin eden fosil yakıtların yanma gazlarında bulunan azot oksitlerinin ozonu yok etmesidir. Bu şekilde delinen ozon tabakası, yeryüzündeki deri kanser vakalarının sayıca artmasına sebep olmuştur. Bu tehlikelerden korunmak için kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanımına sınırlamalar getirmeli ve enerji ihtiyacımızı hidroelektrik, güneş, rüzgâr, jeotermal ve biyokütle enerjileri gibi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamaya çalışmalıyız. Bu sayede hem döviz kaybımızı azaltacak hem de sağlığımızı ve doğayı korumuş olacağız. ■ Makale Ozon Tabakasının Delinmesi Atmosferin üst tabakası olan stratosferdeki ozon, güneşten gelen yüksek dalga Kaynak. Ekoloji Dergisi// Sayı: 6.Sayı (Nisan - Haziran 2005) ARALIK 2012 29 WWF-TÜRKİYE FOTOĞRAF YARIŞMASI WWF-Türkiye tarafından denizlerin korunması ve azalan türler konusunda farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen fotoğraf yarışması kapsamında ödüller sahiplerine teslim edildi. WWF-Türkiye Deniz Koruma Alanı Yönetim Planı Projesini yürüten ve Şubat ayında hayatını kaybeden Umut Tural adına düzenlenen yarışmada birbirinden güzel fotoğraflar yarıştı ve jürinin ön değerlendirmesiyle halk oylamasına kalan 14 fotoğraf arasından 3 fotoğraf dereceye girdi. Dereceye giren yarışmacılara ödülleri verildi. “Caretta Caretta ve Homo Sapiens” çalışmasıyla yarışmanın birincisi olan Eren Baştanoğlu Suunto D4i dalış bilgisayarı ödülü kazandı. “Caretta Caretta” çalışmasıyla ikincilik derecesine layık görülen, ancak yoğun iş temposu sebebiyle etkinliğe katılamayan Emre Çevikel Aqua Balance yeleğinin sahibi olurken, “Lotus” çalışmasıyla üçünücü olan Serdar Süer ise Suunto Zoop dalış bilgisayarı ödülünü teslim aldı. KAYNAK: wwf Türkiye Ufuk Dönmez Deniz Tavşanı Saroz Güneyli Çekim Yılı 2010 İlker Acar Papanadaki Horozbina Değirmendere, Kocaeli’nde çekildi. Mustafa Baykal Anemon Canon G12 F:4.O 1/50 Makro Aziz Saltık Lipsoz Lipsoz, Çeşme F22 1/125 @ISO 200 Altuğ Tosun sanat Lobotes Surinamensis Oasis Resifi Kaş, Antalya Ozan Atabilen Kalamar Kaş, Antalya Emre Çevikel Caretta caretta Heybeli Ada – Kaş Serdar Süer Lotus Ahtapot (Octopus Vulgaris) Edremit Körfezi’nde serbest dalışta çekildi. Eren Baştanoğlu Caretta caretta ve homo sapiens Kaş – Besmi ARALIK 2012 33 Serdar Süer Gece uçuşu Ahtapot (Octopus Vulgaris) Serbest dalışta (Şnorkelle) Edremit Körfezi’nde çekildi. Değer Erken sanat Değer – 1 Bodrum’da çekilmiş iki adet deniztavşanı dansı. Mustafa Dönmez Kimsesiz (Orfoz) Koruma altında olan, hızla türü azalan ama hala hızla yok edilen, yalnız ve kimsesiz Orfoz. Kaş, Antalya Semih Engin Salaria pavo, ibikli horozbina Rize, Sarayköy 2012 İbrahim Cem Özoral Marmara Şakayığı 2012 yılında Neandros adası civarında 28 metrede çekilmiştir. ‘ÇÖP’ten 25 milyon dolar ciro yakaladı Günde 1 milyon adet atık toplayarak geri dönüşüm çözümleri üreten TerraCycle, 25 milyon dolarlık ciroya ulaştı. Dünyanın en başarılı girişimcileri arasında gösterilen Tom Szaky ise ‘Çöp adam’ olarak tanınıyor. T HABeR ÜM dünyada ‘Çöp adam’ diye tanınan Tom Szaky, Amerika kökenli TerraCycle şirketi ile adını duyurmayı başardı. Henüz 21 yaşındayken katıldığı bir proje yarışmasını kazanan ve kendisine 18 milyon dolarlık kaynak yaratan Szaky, kurduğu şirket ile günde 1 milyon parça atık toplayarak çeşitli ürünlere dönüştürüyor. Üniversite eğitimini henüz birinci sınıftayken bırakan Szaky, “O dönem cebimde 5 kuruşum yoktu şu anda 25 milyon dolar ciro yapıyoruz” diyor. İnsanların, kendisine ‘Çöp adam’ diye seslenmelerinden rahatsız olmadığını belirten Szaky, “Hedefim ‘Çöp adam’dan ‘Çöp Kralı’na terfi etmek. Şirketimi, 5 yıl içinde 100 milyon dolar ciroya ulaştıracağım” diye konuştu. Okulu Yarıda Bıraktı 1982’de Budapeşte’de doğan Tom Szaky, çocukluğunda da her şeyi merak eden ve yaramaz bir çocuk olduğunu söyleyerek, şöyle anlattı: “Belli bir yaştan sonra ailemle Kanada’ya yerleştik. 10 yıl sonra Preston Üniversitesi’ne kabul edildim. Okulun henüz ilk yılında, buna alışamadığımı anladım. Sokaklardaki atıklar için, ‘bu kadar çöp nereye gidiyor’ diye hep düşünüyordum. Bir proje hazırladım ve yarışmaya katıldım. Projem kabul edildi ve bir şirketten 18 ARALIK 2012 36 milyon dolarlık destek aldık. Kendi kendime o dönem ‘bundan sonra çöplerin kurtarıcısıyım’ dedim. Daha sonra süreç bizim için çok iyi gitti ve bu aşamaya kadar geldik.” Terracycle, ilk olarak ‘Worm Poop’ adlı gübreyi çıkarıp faaliyete geçti. Terracycle’ın halen atıklarını topladığı şirketler arasında meyve suyu, cips, şekerleme, kişisel bakım gibi birçok sektör bulunuyor. Şirket, bunlardan WalMart gibi Amerikan perakende mağazalarında satılan taşıma çantası, portatif hoparlör ve defter yapıyor. Şirketin Ar-Ge biriminin temel felsefesinin ‘İğrençliğin sınırı yok’ olduğunu söyleyen Tom Szaky, “Bebek bezlerini, kadın pedlerini bile değerlendirip, park ve bahçeler için banklar yapıyoruz” diyor. Türkiye’de büyüyeceğiz Türkiye’ye şu ana kadar on kere geldiğini ve her geldiğinde de çok eğlendiğini söyleyen Tom Szaky, “Türkiye’nin gelişimini ben de takip ediyorum. Yurtdışındaki birçok yayında da Türkiye ile ilgili yazılar çıkıyor. Son 1 yıldır İstanbul’da ticari anlamda ne yapabilirim diye araştırıyordum. 2012 yılının başında Colgate sponsorluğunda, ağız bakım ürünlerinin toplanması konusunda anlaşma imzaladık. Buradaki hedeflerimiz daha büyük. Türkiye’de daha farklı atık ürünlerini toplamak da istiyoruz. Ayrıca İstanbul’da da bir tesis kurup ürün yapmayı düşünüyoruz. Görüştüğümüz şirketler var. Yakın zaman içinde Türkiye bizim için ‘Çöp Merkezleri’nden birisi olacak. ■ Kaynak- HÜRRİYET Ege Üniversitesi Güne! Enstitüsü’nde, farklı fakültelerde okuyan 6 ö"renci, hem yenilenebilir enerji kullanımına dikkat çekmek hem de turistik yerlerde yolcu ta!ımacılı"ı yapmak amacıyla 3 tekerli güne! enerjisiyle çalı!an araç üretti. Starl adını verdikleri aracın saatte 25-30 km hız yapacak !ekilde üretildi"ini söyleyen Doktora ö"rencisi Kerem Odaba!ı, aracın tek bir !arjla bin yüz metrelik mesafeyi kere gidip gelebilecek kapasitede oldu"unu söyledi. (Kaynak: #zmir #HA) Güneş Enerjisiyle Çalışan Araba Yaptılar HABeR E ge Üniversitesi Güneş Enstitüsü öğrencileri, güneş enerjisiyle çalışan 3 tekerlekli araba yaptı. Tamamen yerli sermaye ile üretilen araç, Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in katılımıyla kamuoyunun beğenisine sunuldu. Ege Üniversitesi Güneş Enstitüsü’nde, farklı fakültelerde okuyan 6 öğrenci, hem yenilenebilir enerji kullanımına dikkat çekmek hem de turistik yerlerde yolcu taşımacılığı yapmak amacıyla 3 tekerli güneş enerjisiyle çalışan araç üretti. Starlight adını verdikleri aracın saatte 25-30 km hız yapacak şekilde üretildiğini söyleyen Doktora öğrencisi Kerem Odabaşı, aracın tek bir şarjla bin yüz metrelik mesafeyi 10 kere gidip gelebilecek kapasitede olduğunu söyledi. ■ (Kaynak: İzmir İHA) ARALIK 2012 37 Kahramanmaraş’a 40 Milyon Avroluk Atık Su Tesisi Tesiste incelemede bulunan AB delegasyonu heyeti hibe programını onayladı K ahramanmaraş Belediyesi tarafından yaptırılacak ve 40 milyon avroya mal olacak atık su arıtma tesisi projesi hibe programının Avrupa Birliği (AB) tarafından onaylandığı bildirildi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre, atık su arıtma tesisinin AB hibesiyle yaptırılması için hazırlanan etüt, fizibilite ve proje çalışmaları tamamlanarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı AB Yatırımları Dairesi Başkanlığı’na sunuldu. Tesisin AB hibe desteğiyle yapılabilirliği değerlendirilerek saha incelemesi yapılmasına karar verildi. -Yüzde 85 hibe ile yapılacak- HABeR Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, heyetteki yetkililerle bir araya geldiği toplantıda, atık su arıtma tesisi projesinin belediyenin en büyük ve en önemli projelerinden biri olduğunu ifade ederek, “Tesis yüzde 85 hibe yoluyla yapılacak. Ayrıca bu projenin hayata geçirilmesi AB standartlarını yakalıyor olmanın yanı sıra uluslararası kuruluşların bu konuda sorumluluk hissedip desteklerini almak da çok önemli bir başarıdır” dedi. ■ (Kaynak: AA) KUBAT KAĞIT geri dönüşüm tesisi ile avantaj sağlıyor A DANA - Kubat Kağıt Ambalaj, kurulduğu 2000 yılından bu yana gelişen teknolojiyi takip ederek yeni pazarlar ve yeni ürünlerle kalitesini artırıyor. Gri karton ve karton köşebent üretimi yaptıklarını söyleyen Kubat Kağıt Ambalaj’ın sahibi Mehmet Kubat, “Bizim en büyük avantajımız geri dönüşüm tesisimizin olması. Bu sayede dışa bağımlı değiliz. Türkiye’de bu sektörde faaliyet gösteren firmalar arasında ilk üçte yer alıyoruz” dedi. Firma olarak 2 bin metrekarelik alanda gri karton ve karton köşebent üretimi gerçekleştirdiklerini ifade eden Mehmet Kubat, yeniliklere her zaman açık olduklarını, kaliteyi en uygun fiyata sunmaya çalıştıklarını belirtti. Ambalaj sektöründe geri dönüşüm tesisine sahip ender firmalardan olduklarının altını çizen Kubat, bu sayede dışa bağımlı kalmadıklarını anlattı. Kubat, “Atık toplanan kağıtları burada eriterek hamur yapıyoruz. Daha sonra hamuru belirli işlemlerden geçirerek tekrar karton haline getiriyoruz. Kartonlar ambalaj kısmında yeniden dilimleniyor ve karton köşebent olarak üretiliyor. Bu köşebentler koliler hasar görmesin diye kullanılıyor. Her paletin kenarına konuluyor” dedi. Çok büyük firmalarla çalıştıklarını kaydeden Kubat, “Seramik, Arçelik, Paşabahçe, Eczacıbaşı’na satış yapıyoruz. Bizim en büyük avantajımız geri dönüşüm tesisimizin olması. Bu sayede dışa bağımlı değiliz. Türkiye’de bu sektörde faaliyet gösteren firmalar arasında ilk üçte yer alıyoruz. Ayrıca narenciyenin hasat döneminde bu sektöre yönelik olarak da üretim gerçekleştiriyoruz” diye konuştu. HABeR “Türkiye’de bu sektörde faaliyet gösteren yaklaşık 50 firma olduğuna değinen Mehmet Kubat, “ Bulgaristan’a da ihracat yapıyoruz” dedi. Piyasada rekabetin çok olduğunu ve kar marjlarının düştüğünü belirten Kubat, 2009’dan önce 3 vardiya çalıştıklarını ancak krizden dolayı tek vardiya çalışmaya başladıklarını anlattı. Kubat, “2009’dan önce gri karton üretimimiz aylık 250 ton, ambalaj üretimimiz ise aylık 130-140 tondu. Şu an ise gri kartonda aylık 70 ton, ambalajda ise aylık 85-90 tona kadar geriledik. Hedefimiz tam kapasite çalışabilmek” şeklinde konuştu. ■ (Kaynak dünya gazetesi) ARALIK 2012 39 Sagap Yönetim Kurulu Başkanı Özmen, ilk tesisi 2013 yılında hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti. HABeR T ürkiye’nin farklı bölgelerinde 120 ölçüm direği kurarak ülkenin enerji atlasını çıkaran Sagap Elektrik Üretim AŞ, yeni projesi ile çöplerden dizel üretimi gerçekleştirmeyi hedefliyor. Sagap Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Özmen, “Atılan çöplerden dizel üreteceğiz, bu proje ile Türkiye genelinde petrolden yüzde 30 oranında tasarruf elde edileceğini öngörüyoruz” dedi. Projeye ilişkin çalışmaların Türkiye ve Almanya’da devam ARALIK 2012 40 ettiğini bildiren Özmen, ilk tesislerini 2013 yılında hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti. 1998 yılında Alman bir ortakla kurulan Sagap Elektrik, yenilebilir enerji sektöründe Türkiye’de altyapı oluşturmayı amaçlıyor. Türkiye’nin rüzgâr atlasını çıkarmaya yönelik çalışmalarını bu çalışmayı 2000 yılında sonuçlandırdıklarını belirten Özmen, rüzgâr enerjisi üretimine ilişkin Tokat, Amasya ve Susurluk’ta işletmeye alınmış 3 tane projelerinin bulunduğunu kaydederek, “Osmaniye Hasanbeyli’de inşaat halinde olan bir şantiyemiz var. 2013 sonunda faaliyete geçecek” dedi. Rüzgârda önümüzdeki senelerde bin megavatlık enerji elde etmeyi planladıklarını ifade eden Özmen, yaklaşık 240 megavatlık bu yatırımların toplamının 350 milyon Euro olduğunu bildirdi. Özmen, “Türkiye’yi türbin imalatında dünyada lokomotif haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi. ■ (Kaynak: dünya gazetesi) Vodafone Green Office Oldu WWF’in Türkiye’deki ilk “Green Office” Diploması Vodafone Türkiye’nin oldu S ürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmeye odaklanan Vodafone Türkiye, WWF’in “Green Office (Yeşil Ofis) Programı” kapsamında Türkiye’nin ilk “Green Office” diplomasını almaya hak kazandı. Vodafone, Mart 2011’de Maslak Plaza’da daha çevre dostu tercihler yapmak yolunda başlattığı “Green Office” süreci sonucunda, 1 yılda erkek tuvaletlerinde kullanılan suda yüzde 50 ve asansör önü aydınlatmalarında kullanılan elektrikte ise yüzde 87 oranında elektrik tasarrufu sağlarken, atık yöne- timi konusunda da önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Hasan Süel’in katılımıyla düzenlenen bir törenle aldı. Ekolojik ayak izini azaltmak hedefiyle çalışma ortamında bir tasarruf mekanizması oluşturmak ve çalışanlarında doğal kaynakların bilinçli kullanımına ilişkin farkındalık yaratmak yolunda gerçekleştirdiği çalışmalar, Vodafone Türkiye’ye WWF’in “Green Office Programı” kapsamında Türkiye’nin ilk “Green Office” diplomasını getirdi. Hasan Süel: “Çevre üzerindeki olası etkilerimizi en aza indirmeye odaklanıyoruz” Green Office sertifikasını diğer binalarımızda da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz” Vodafone Türkiye, “Green Office” diplomasını, WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar ve Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı “Green Office” iyileştirme alanı olarak ilk yılında elektrik, su ve atık tüketimi konularına öncelik tanıyan Vodafone Türkiye, su yönetimi alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla da yıllık yaklaşık yüzde 50 oranında, yani bir olimpik havuzun yaklaşık yüzde 35’i kadar tatlı su tasarrufu sağladı. ■ HABeR Kaynak WWF TÜRKİYE ARALIK 2012 41 “Yaşlı” Traktörlere Hurda Teşviki Çağrısı ARALIK 2012 42 T ARMAKBİR Genel Sekreteri Selami İleri, Makine Sektörü Strateji Belgesi Eylem Planı ‘ da yer alan ancak uygulamaya geçmeyen hurda bedeli ödeme mekanizmasının bir an evvel hayata geçirilmesinin ülke tarımı ve ekonomisine kazanç sağlayacağına dikkat çekti. Hurda niteliğinde olan 25 yaş ve üzeri traktörlerin devlet tarafından verilecek sübvansiyonlarla yenilenmesi gerektiğini vurguladı. Ömür dışı traktör kullanımının yol açtığı kayıplara da dikkat çeken İleri , “Yaşlı traktörlerin bir teşvik programıyla hurdaya ayrılarak parkın yenilenmesi, getireceği mali yükün çok ötesinde ülke tarımı, sanayi ve ekonomisinde kazançlar oluşturacaktır.” diye ekledi. ■ (Dünya Gazetesi, 27.09.2012)