economıc agenda

Transkript

economıc agenda
26 Şubat 2016
Haftanın Gündemi-Beklentiler
Küresel piyasalarda
dalgalı bir seyir var...

Küresel piyasalarda oldukça dalgalı bir haftayı geride bırakıyoruz. Petrol
fiyatlarındaki sert dalgalanmalar, Fed üyelerinden gelen ve Fed’in faiz
politikasına dönük karışık açıklamalar, ABD ve Euro Bölgesi’nde düşük
gelen enflasyon verileri ve Çin ekonomisiyle ilgili belirsizlikler dünya
ekonomisini etkilemeye devam ediyor. 2015 yılının son çeyreğine ait
revize ABD büyüme verisi, ABD’de büyümenin beklentilerden daha iyi
olduğunu gösterdi ve bu ülke ekonomisi ile Fed politikalarına yönelik soru
işaretlerini artırdı. Küresel piyasalar Fed’in faiz artırımını öteleyeceğine
dönük bekleyişler ile Mart ayında Avrupa Merkez Bankası ve Japon
Merkez Bankası’ndan gelebilecek ek parasal gevşeme önlemleriyle ilgili
beklentilerden olumlu etkilenmekte. Ancak dünya ekonomisinin bu yıl
geçen yıla göre ivme kaybedeceğine yönelik endişeler de sürüyor. Petrol
fiyatları Rusya ve OPEC üyelerinin Mart ayında üretimin dondurulması
konusunu görüşmek üzere toplanacağı haberleriyle yükselirken, bu
durum gelişmekte olan piyasaları bu hafta olumlu etkiledi. İngiltere’nin
AB’den ayrılmasına ilişkin endişeler ise İngiliz Sterlini ve euronun dolar
karşısında değer kaybetmesine yol açtı. Bugün Çin’de Şanghay’da
başlayan G20 maliye bakanları ve merkez başkanları toplantısından ise
küresel piyasalardaki bu dalgalı süreci ve yönsüzlüğü giderecek önemli
bir sonuç beklenmiyor. G20’nin özellikle “kur savaşları” tehdidine dönük
açıklamalar yapması istenmekte. IMF bu konuda G20 ülkelerinin dünya
ekonomisini desteklemeyi amaçlayan önlemler alması gerektiğini
vurguladı. Toplantıyı düzenleyen Çin yetkililerinden ise Çin ekonomisine
yönelik yatıştırıcı demeçler geliyor. Çin Merkez Bankası’nın istikrarlı bir
döviz kurunu hedeflediğini açıklaması ve Çin tahvil piyasalarının yurtdışı
yatırımcılara açılması küresel piyasalar tarafından olumlu karşılanan
adımlar arasında. Bu arada Latin Amerika’nın iki büyük ülkesindeki
durum bu hafta yakından izlendi. Brezilya’nın kredi notu bu sefer Moody’s
tarafından düşürülürken, Arjantin’in uzun yıllar sonra küresel piyasalara
entegre olmak için yeni adımlar atması olumlu haberler arasında.
 Döviz kurlarında bu hafta sert dalgalanma vardı. Dolar son
aşamada euro karşısında değer kazanmaya devam ederken; yen
karşısında fazla değişmedi. Euro/dolar paritesi 1.0965; dolar/yen
ise 113.40 civarında seyrediyor.
 Petrol fiyatlarında bu hafta dalgalı bir süreç yaşandı, ancak son
aşamada fiyatlar yükseldi. Brent ham petrolünün varili 36.65
dolar, ABD hafif ham petrolünün varili 34.15 dolar civarında.
 Altın fiyatları da artmaya devam etti ve 1228 dolar civarına geldi.
1

Türkiye’de bu hafta Şubat ayına ilişkin imalat sanayi kapasite kullanım
oranları açıklandı. Oran Şubat ayında, bir önceki aya göre 1.4 puan azalarak
%73.5 seviyesinde gerçekleşirken, geçen yılın aynı ayına göre ise 0.7 puanlık
bir artış oldu. Böylece kapasite kullanım oranları yılın başında düşük seyrini
sürdürdü. Haftaya Şubat ayı enflasyon oranları açıklanacak. Şubat ayında
yıllık enflasyon oranında önemli bir gerileme olmasını beklememekteyiz.

Bu hafta Türkiye piyasaları da küresel piyasalara paralel dalgalı bir seyir
yaşadı. Buna karşılık, petrol fiyatlardaki düşüşe bu ürünün önemli
ithalatçılarından olan Türkiye piyasalarının verdiği cevap gelişmekte olan
emtia ihracatçısı ülkelere göre daha olumlu. Bu nedenle Türkiye piyasaları
bazen bu ülkelere göre pozitif ayrıştı ve dolar/TL’de 2.92’nin altına doğru bir
geri çekilme oldu. Suriye konusunda bu gece başlayacak bir ateşkesin ilan
edilmesi de TL’yi destekledi ve faiz oranlarında hafif gerileme gerçekleşti.
Merkez Bankası’nın faizleri sabit bırakması piyasaları fazla etkilemedi.
Haftanın son gününde ise artış eğilimine giren petrol fiyatları, doların küresel
piyasalarda güçlenmesi ve akşam saatlerinde açıklanması beklenen Fitch’in
Türkiye değerlendirmesi dolar/TL kurunun yukarı yönlü hareketlenmesine
yol açtı.

Fitch’in bu akşam Türkiye’nin not görünümünü “negatife” indirmesi halinde
Pazartesi sabahı özellikle dolar/TL kurunda 2.95 eşiği aşılabilir, ancak bu
etkinin sınırlı ve kısa süreli olmasını bekliyoruz. Ancak bunun dışında küresel
piyasalarda Mart ayına yönelik olumlu bekleyişlerin sürmesi (Fed’in faiz
artırmayacağı ve diğer önemli merkez bankalarından gelebilecek ek gevşeme
adımları) ve bunun gelişmekte olan piyasalara yönelik risk iştahını artırması;
dolar/TL’nin 2.90-2.95 arasındaki hareketinin devam etmesine neden
olabilir. Küresel piyasalar G20 toplantısından gelebilecek yeni açıklamalar,
petrol fiyatlarındaki dalgalı seyir ile ABD ve Çin’den gelecek verileri izlemeye
devam edecektir. Bu arada, beklentilerden daha düşük gelebilecek tüketici
enflasyonu verileri, iki yıllık gösterge tahvil faizlerinin de %11’in altına
çekilmesine yol açabilir.
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...


Merkez Bankası, imalat sanayinde kapasite kullanım oranının (KKO)
Şubat ayında, bir önceki aya göre 1.4 puan azalarak yüzde 73.5 seviyesinde
gerçekleştiğini açıkladı. KKO, Ocak ayında yüzde 74.9 olmuştu. İmalat
sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı
bir önceki aya göre 1.1 puan azalarak yüzde 74.1 seviyesinde gerçekleşti.
Reel kesim güven endeksi Şubat ayında bir önceki aya göre 1.2 puan
artarak 104.5 seviyesine yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre
2
mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise bir önceki aya
göre 0.7 puan azalarak 105.2 oldu. Reel kesim güven endeksi 2013 ve 2014
yılları boyunca 100 seviyesinin üzerinde kalırken, endeks Eylül 2015'te
Aralık 2012'den beri ilk kez 100 seviyesinin altına inmişti.
TCMB faizleri sabit Merkez Bankası (TCMB) Şubat ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında
tuttu...
beklentilere paralel kısa vadeli faizleri sabit tutarken önümüzdeki dönemde para
politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağını belirtti. PPK, ücret
gelişmelerinin ve küresel piyasalardaki belirsizliklerin enflasyon beklentileri ve
fiyatlama davranışları üzerindeki etkileri ile enerji ve işlenmemiş gıda
fiyatlarındaki oynaklıkları dikkate alarak, gerekli görülen süre boyunca likidite
politikasındaki sıkı duruşun korunacağını ifade etti.
Dünya
Bankası
Türkiye’nin
beklentilerin
üzerinde
büyüdüğünü
açıkladı...
Turizm
destek...
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Johannes Zutt, Türkiye’nin 2015 yılı
büyümesinin beklentilerinin üzerinde gerçekleştiğini belirtti. "Küresel Ekonomik
Beklentiler 2016: Zayıf Büyümenin Yayılma Etkileri" raporunun tanıtıldığı Türk
Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Dünya Bankası iş birliğiyle
düzenlenen toplantıda konuşan Zutt, 2015’in hayal kırıklıklarıyla dolu bir yıl
olduğuna işaret ederek, küresel ekonominin yüzde 2,4 büyüyerek 2008-2009’daki
krizden bu yana en düşük büyüme oranını kaydettiğini söyledi. Raporda, 2016
yılında emtia fiyatlarının düşük kalacağının ve ekonomik büyümenin daha zayıf
gerçekleşeceğinin yer aldığını aktaran Zutt, “Gelişmiş ülkeler yüzde 4,8 büyüyecek.
Bunun için emtia fiyatlarının daha fazla düşmemesi gerekiyor. Diğer taraftan da
ekonomik faaliyetlerde ilerlemeye ihtiyaç var” diye konuştu. Zutt, Çin gibi
ülkelerde tüketim bazlı ve hizmetlere dayalı modele geçiş yapılması gerektiğine
dikkati çekerek, her şey yolunda giderse gelecek yıl toparlanma
gerçekleşebileceğini anlattı. Dünyanın bütün ekonomilerinin, büyümenin devam
etmesi için ihtiyatlı makroekonomik mali politikalara odaklanmasının
gerekliliğine değinen Zutt, Türkiye’nin 2015’te yüzde 4,2 büyüme kaydettiğini ve
ve beklentilerden daha yüksek oranda büyüdüğünü söyledi. Zutt, Türkiye’de özel
sektörün dış finansmana bağlı olduğunu belirterek, ABD Merkez Bankası’nın (Fed)
sıkı para politikasının öngörüldüğü hızda gitmeyeceğini ancak yine de Türkiye’yi
bekleyen risklerin olabileceğini söyledi. Düşük petrol fiyatları ve Euro
Bölgesi’ndeki gelişmelerin Türkiye’yi olumlu etkilemeye devam edeceğini dile
getiren Zutt, Türkiye’deki reform gündeminin devam etmesi gerektiğini söyledi.
sektörüne Turizm sektöründe olası sorunları telafi etmek için paket açıklayan Başbakan
Ahmet Davutoğlu, tedbirler kapsamında sektöre 255 milyon TL'lik hibe desteği,
288 milyon TL'lik ödemeye kolaylığı sağlayacaklarını söyledi. Davutoğlu ve
hükümet yetkilileri, turizm sektörüne yönelik geçen yıldan bu yanan artan
olumsuz etkilerin azaltılması için bir Turizm Acil Eylem Planı ve teşvik paketi
üzerinde çalışıldığını duyurmuşlardı. Telafi edici tedbirleri içeren "2016 Turizm
Acil Eylem Planı"nı açıklayan Davutoğlu, sektör firmalarının borçlarında
gerektiğinde yeniden yapılandırmaya gidilebileceğini söyledi. Buna göre turizm
destek paketi daha çok telafi edici tedbirler içeriyor. Turizm gelirleri 2015'te iç
güvenlik endişeleri ve Rusya-Ukrayna gerginliği başta olmak üzere bölgedeki
3
jeopolitik endişelerle bir önceki yıla göre yüzde 8.3 azalışla 31.46 milyar dolar
oldu.
Gazprom, Türk özel
sektörüne
verdiği
gazda
kesintiye
gitti...
Türkiye'nin
nezdinde oy
yükseldi...
Rus enerji şirketi Gazprom fiyat anlaşmazlığı nedeniyle Türk özel sektör
şirketlerine verdiği gazda yüzde 10 kesintiye giderken, Türkiye bu nedenle diğer
ülkelerden ilave gaz talebinde bulunmadı. Enerji Bakanlığı kaynakları, kesintinin
Gazprom'un Türk özel sektör gaz dağıtıcılarına uyguladığı yüzde 10.25'lik indirimi
iptal etmesi sonrası Türk şirketlerin de zamlı faturayı ödemeyi reddetmesi
ardından geldiğini belirtiler. Türkiye'nin yıllık doğalgaz tüketimi 50 milyar
metreküp düzeyindeyken, Rusya yıllık 30 milyar metreküplük kontratla en iyi
tedarikçi konumunda bulunuyor. Türkiye Rusya dışında, İran ve Azerbaycan'dan
gaz, Cezayir ve Nijerya'dan da LNG alıyor.
IMF Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu (IMF) nezdinde yüzde 0.61 olan oy gücü, kota
gücü ve yönetim reformunun tamamlanmasıyla yüzde 0.95 seviyesine yükseldi. Hazine
Müsteşarlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada Türkiye'nin söz konusu karar
kapsamında öngörülen kota artışını onayladığı ve gerekli ödemeleri tamamladığı
belirtilerek, böylece Türkiye’nin, IMF'de en yüksek oy gücüne sahip 20. ülke
konumuna yükseldiği belirtildi.
DÜNYA EKONOMİSİ
Dünya
Bankası,
“Küresel Ekonomik
Beklentiler”
raporunu Türkiye’de
tanıttı...
Dünya Bankası’nın "Küresel Ekonomik Beklentiler 2016: Zayıf Büyümenin Yayılma
Etkileri” raporunda küresel büyümenin 2015 yılında da beklentilerin gerisinde
kaldığı ve 2014 yılındaki yüzde 2,6 seviyesinden yüzde 2,4'e indiği anımsatılarak,
hayal kırıklığı yaratan bu performansın başlıca sebepleri arasında; yükselen ve
gelişmekte olan ülkelerde ekonomik faaliyetteki yavaşlamasının devam etmesi ve
emtia fiyatlarının, küresel ticaretin ve sermaye akışlarının zayıf seyretmesinin yer
aldığı aktarıldı. Küresel büyümenin daha önce öngörülenden daha yavaş hızda olsa
da biraz daha toparlanarak 2016 yılında yüzde 2,9, 2017 ve 2018 yıllarında ise
yüzde 3,1’e yükselmesinin beklendiği kaydedilen raporda, aşağı yönlü risklerin
etkisini sürdürdüğü ve giderek yükselen ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde
yoğunlaştığı ifade edildi. Raporun sunumunu gerçekleştiren Dünya Bankası
Kalkınma Araştırmaları Grubu Direktörü Ayhan Köse bu sene yükselmekte olan
pazarlarda yavaşlama ve mali piyasalarda duraklama riskinin bulunduğunu ifade
etti. 2016’nın da küresel ekonomi için son derece zorlu bir yıl olacağı öngörüsünde
bulunan Köse, küresel büyüme ortamını emtia fiyatlarındaki gerileyişin
etkilediğini anlattı. Büyümekte olan pazarlardaki keskin yavaşlamanın
derinleşebileceğini vurgulayan Köse, bu durumun küresel ekonominin
toparlanması karşısında çok büyük bir tehdit teşkil ettiğini dile getirdi.
4
G-20 toplantısı hafta Uluslararası Para Fonu, G20 ülkelerinin küresel ekonomiyi güç kaybetmekten
sonunda...
kurtaracak eşgüdümlü ekonomiyi destekleyici önlemler almaları çağrısında
bulunurken, Türkiye dahil bazı ülkelerin büyüme tahminlerini güncelledi. IMF'nin
hafta sonunda yapılacak G20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları
toplantısı için hazırladığı raporda, Türkiye için Ekim ayında yüzde 2.9 olarak
açıklanan 2016 ekonomik büyüme tahmini yüzde 3.2'ye revize edildi. Gelecek yıl
için büyüme tahmini ise yüzde 3.7'den yüzde 3.6'ya indirildi. Raporda, "G20
mümkün olan mali kaynaklar ile kamu yatırımlarını artırarak talebin eşgüdümlü
olarak destelenmesi için şu anda plan yapmalıdır" denildi. Küresel hisse
piyasalarındaki sert düşüş, kurlarda oynaklı ve dünyanın neredeyse her
ekonomisinde güç kaybı görülen bir dönemde yapılan G20 toplantısı, dünya
ekonomisinin iktisadi bunalımdan kurtaran Nisan 2009 toplantısına benzetiliyor.
Ancak, G20 toplantısında piyasalara istikrar kazandıracak bir irade oluşması
beklenmiyor.
ABD
ekonomisinde
gelişmeler...




Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, konunun mercek altına
alınmasına rağmen ABD'de negatif faiz oranı kullanmak gibi bir plan
olmadığını belirtti. Fischer, negatif faize geçilecek noktaya uzak olduklarını
söylerken, Danimarka gibi ülkelerde özellikle hızlı sermaye girişini azalttığı
için negatif faizin insanların beklediğinden daha iyi olduğunu söyledi.
Kansas City Fed Başkanı Esther George, Fed'in Mart ayında
gerçekleştireceği
bir
sonraki
toplantısında
faiz
artırmayı
değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Fed'in politika kurulunda bu yıl oy
hakkına sahip olan George, faiz artışına destek verip vermeyeceğine karar
vermek için 15-16 Mart'taki toplantıyı bekleyeceğini söyledi. George, finans
piyasalarındaki dalgalanmanın devam etmesinin politika yapıcıları
durdurabileceğini söylemekle beraber, Fed'in bu yıl dört kez faiz artışına
gidebileceğini söylediği Aralık ayından bu yana ABD ekonomisinde
görünümün önemli bir değişikliğe uğramadığını da not etti.
Fed St. Louis Başkanı James Bullard, merkez bankasının enflasyon
beklentilerinin çok fazla düşmeden harekete geçmesi gerektiğini
belirterek, faizleri artırma konusundaki endişelerini yeniden dile getirdi.
Bullard,
enflasyon
beklentilerinin
kontrolden
çıkmasına
izin
verilemeyeceğini söyleyerek, son dönemlerdeki düşük rakamları
kaldıramadığını söyledi. Bullard, ABD ekonomisinin daha büyük bir şokla
karşılaşması durumunda Fed'in elinde kullanacağı politika araçlarının
bulunduğunu, fakat negatif faiz oranlarına dönmenin pek mümkün
olmadığını söyledi.
Richmond Fed Başkanı Jeffrey Lacker, ABD istihdam piyasasında devam
eden güçlenmenin merkez bankasının bu yıl birkaç kez faizleri
artırmasına imkan sağlayabileceğini söyledi. Lacker, ekonomik verilerin
ABD'de bir resesyonun yakın olduğu sinyali vermediğini belirtti. Fed'in
politika kurulunda bu yıl oy kullanma hakkı olmayan fakat tartışmalara
aktif bir biçimde katılan Lacker, son dönemlerde istihdam piyasasında
görülen güçlü iyileşmenin ABD ekonomisinin sağlam bir büyüme yolunda
olduğunu gösterdiğini belirtti.
5








San Francisco Fed Başkanı John Williams yaptığı açıklamada ekonomi
güçlenirken, kademeli sıkılaştırıcı para politikasına devam
edilmesinin mantıklı olduğunu söyledi. Williams aynı zamanda, Fed'in 10
yıl aranın ardından ilk kez faiz artırdığı Aralık toplantısından bu yana
yurtdışı kaynaklı risklerin arttığını da kabul etti. Yatırımcılar Fed'in
önümüzdeki ay faiz artırma ihtimalini yüzde 10 olarak görüyor. Haziran'da
faiz artırma ihtimaliyse yüzde 24 seviyesinde bulunuyor. Williams, "Mart'ta
mı yoksa Haziran'da mı faiz artırmalıyız" konusunu takıntı edinen bir
tartışmaya karşı uyarıda bulundu.
ABD'de imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI) Şubat
ayında öncü veriye göre 51'e gerileyerek Ekim 2012'den bu yana en düşük
seviyeye indi. Ocak'ta nihai 52.4 değerini alan Markit imalat PMI'ın 52'ye
gerileyeceği tahmin ediliyordu.
ABD'de hizmet aktivitesi Şubat ayında daralmaya işaret etti. Markit
hizmet PMI Şubat'ta 49.8 ile beklentinin altında kaldı. Hizmet PMI böylece
2013 yılının Ekim ayından beri en düşük seviyeye indi. Beklenti 53.5'ti. Bir
önceki veri 53.2'ydi. Markit bileşik PMI da 50.1'ye geriledi. Bir önceki
değer 53.2'ydi.
Tüketici eğilimlerini ölçen Conference Board'un verilerine göre, Tüketici
Güven Endeksi şubatta önceki aya kıyasla 5,6 puan azalarak 92,2 olarak
beklentinin altında gerçekleşti. Bu Temmuz'dan beri görülen en düşük
rakam. Beklenti 97.2 düzeyindeydi. Ocak ayı Tüketici Güven Endeksi
98,1'den 97,8'e revize edildi.
ABD'de ikinci el konut satışları Ocak'ta düşüş beklentisine karşılık % 0.4
arttı. Beklenti % 2.5 düşüştü. National Association of Realtors'ın (NAR)
açıkladığı verilere göre ikinci el konut satışları 5.47 milyon adet oldu. Ocak
ayında satışlar 2007'nin Şubat ayından beri en iyi 2. artışı kaydetti. Aralık
ayı satışları ise 5.46 milyondan 5.45 milyona revize edildi.
Konut fiyatları Aralık'ta yükselmeye devam etti ancak beklentilerin
altında kaldı. 20 şehirdeki konut fiyatları baz alınarak hesaplanan S&P
Case-Shiller konut fiyatları endeksi Aralık ayında yıllık bazda %5.7 arttı.
Ulusal konut fiyat endeksi de yıllık %5.4 arttı.
Haftalık işsizlik maaşı başvuruları 3 ayın en düşük seviyesinden yükseldi.
Bu artışta tatil sezonlarındaki dalgalanmaların etkili olduğu belirtiliyor. 20
Şubatta sona eren haftada işsizlik maaşına ilk kez başvuranların sayısı 10
bin artarak 272 binle beklentiyi aştı. Tahminler artışları 270 bin olacağı
yönündeydi. Geçen 4 haftanın ortalaması ise yılın en düşük seviyesinde
gerçekleşti. Dört haftalık ortalama işsizlik maaşı başvuruları 1.250 kişi
azalarak 272 bin oldu. Süregelen işsizlik maaşı başvuruları da 13 Şubatta
sına eren haftada 19 bin kişi azalarak 2.25 milyon oldu. Mart ayından bu
yana işsizlik başvurularının 300 binin altında olması istihdam
piyasasındaki iyileşmeyle tutarlı.
Dayanıklı mal siparişleri Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 4.9 ile
beklentilerin oldukça üzerinde bir artış gösterdi. Dayanıklı mal
siparişlerinin yüzde 2.5 yükseleceği tahmin ediliyordu. Daha önce Aralık
ayında yüzde 5 düştüğü açıklanan dayanıklı mal siparişleri verileri ise
yüzde 4.6 düşüşe revize edildi.
6

AB ekonomilerinde AB:
gelişmeler...


ABD'de daha önce yılın dördüncü çeyreğinde yüzde 0.7 arttığı açıklanan
gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), revize edilen rakamlara göre yüzde 1 ile
beklentilerin üzerinde büyüdü. Aynı dönemde çekirdek kişisel tüketim
harcamalarındaki (PCE) artış yüzde 1.3 ile beklentilerin hafif üzerinde
oldu. Dördüncü çeyrekte GSYH'deki büyümenin yüzde 0.4'e revize edilmesi,
çekirdek PCE'deki artışın ise yüzde 1.2 olması bekleniyordu.
Euro bölgesinde öncü verilere göre Şubat ayında imalat PMI 51 ve
hizmetler PMI 53 değerini alarak beklentilerin altında kalırken, özel
sektörün yaklaşık bir yılın en zayıf büyümesini kaydettiğine işaret etti.
Euro bölgesi imalat PMI endeksinin Şubat'ta 52, hizmetler PMI'ın ise 53.3
seviyesinde açıklanması bekleniyordu. Markit'in hazırladığı euro bölgesi
imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) Ocak ayında nihai 52.3,
hizmetler PMI 53.6 seviyesinde açıklanmıştı.
Euro bölgesinde tüketici fiyatları nihai veriye göre Ocak'ta bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 0.3 yükselerek beklentilerin altında gerçekleşti.
Euro bölgesinde enflasyonun nihai yüzde 0.4 olması bekleniyordu. Euro
bölgesinde tüketici fiyatları bir önceki aya kıyasla ise yüzde 1.4 düşerek
beklentilere paralel gerçekleşti. Gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen
çekirdek enflasyon ise yıllık bazda yüzde 1 ile beklentilere paralel
gerçekleşirken, çekirdek fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 1.4 gerileyerek
yüzde 1.7 olan beklentilerden daha az düşüş kaydetti. Euro bölgesinde
enflasyon Aralık ayında yüzde 0.2 artış göstermişti.
Almanya:
 Almanya'da gayrı safi yurtiçi hasılanın (GSYH) geçen yılın son
çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre beklentiler doğrultusunda yüzde 0.3
büyüdüğü teyit edildi. Ekonomi önceki yılın aynı dönemine kıyasla ise yine
beklentiler doğrultusunda yüzde 2.1 büyüdü. Almanya'da GSYH geçen yılın
üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yine yüzde 0.3 büyümüştü.
Daha önce yüzde 1.8 olarak açıklanan üçüncü çeyrek yıllık büyümesi ise
yüzde 1.7'ye revize edildi.
 Ekonomik araştırma kuruluşu Ifo'nun verilerine göre, Alman iş dünyası
eğilim endeksi Şubat ayında 105.7'ye gerileyerek beklentilerin altında
gerçekleşti. İş dünyası eğilim endeksinin 106.7 değerini alması
bekleniyordu.
 Almanya'da öncü verilere göre tüketici fiyatları Şubat ayında değişim
kaydetmeyeceği beklentilerine karşın önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 0.2 düşüş gösterdi. Ocak'ta yıllık bazda yüzde 0.4 artan harmonize
tüketici fiyatlarının yatay kalacağı tahmin ediliyordu. Aylık bazda
bakıldığında Ocak ayında yüzde 1 düşen harmonize tüketici fiyatları Şubat
ayında yüzde 0.4 ile beklentilerin hafif altında artış gösterdi. Enflasyonun
aylık bazda yüzde 0.6 artması bekleniyordu.
7
İngiltere:
 İngiltere Başbakanı David Cameron, İngiltere'nin Avrupa Birliği'ne
(AB) üyeliğine ilişkin referandumun 23 Haziran'da gerçekleştirileceğini
ifade etti. Cameron'ın açıklaması, İngiltere'nin AB üyeliğinin tartışıldığı iki
günlük yoğun geçen Brüksel görüşmeleri sonrasında yapıldı.
 İngiliz sterlini ABD doları karşısında, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden
(AB) ayrılabileceği endişeleriyle 2009 yılından beri ilk kez 1,40
seviyesinin altına geriledi. Sterlin, İngiltere'nin 23 Haziran'da yapılacak AB
referandumunda üyelikten çıkabileceği kaygılarının artması üzerine dolar
karşısında son yedi yılın en düşük seviyesi olan 1,3889 düzeyine indi.
İngiltere'nin en büyük bankası HSBC'den yapılan açıklamada da
İngiltere'nin AB'den ayrılması durumunda sterlinin dolar karşısında yüzde
20 değer kaybedebileceği uyarısında bulunuldu. Muhafazakar Partili
Londra Belediye Başkanı Boris Johnson'ın hafta sonunda, AB'den ayrılmak
yönünde kampanya yürüteceğini duyurmasının ardından başlayan
sterlindeki düşüş devam etti. Sterlin, dolar karşısında geçen hafta
kapanışına göre yaklaşık yüzde 3,5 değer kaybetti. İngiltere
Parlamentosu'nda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan İngiltere Merkez
Bankası Başkanı Mark Carney, AB referandumuna ilişkin sorulara cevap
vermekten kaçınmasına rağmen İngiliz sterlinindeki hareketliliği yakından
izlediklerini belirtti.
 İngiltere'de geçen yılın dördüncü çeyreğinde gayri safi yurtiçi
hasıladaki (GSYH) büyüme beklentilere paralel şekilde yüzde 0.5 olarak
teyit edildi. İngiltere'nin ekonomik büyümesi yıllık bazda ise dördüncü
çeyrekte yüzde 1.9 olarak revize edilerek yine beklentiler doğrultusunda
gerçekleşti.
Diğer ekonomilerde Japonya:
gelişmeler...
Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) dikkate aldığı kilit fiyat göstergesi Ocak ayında
değişmeyerek 0 seviyesinde sabit kaldı. Söz konusu veri, Başkan Haruhiko
Kuroda'nın, eksi faiz benimsemesine karşın yüzde 2'lik enflasyon hedefinden epey
uzakta bulunuyor. Piyasalar eksi faiz benimsenmesinden sadece haftalar sonra
gelecek ay daha fazla parasal teşvik açıklanmasını bekliyor. Ocak ayında enflasyon
yıllık bazda yüzde 0.0 gelerek beklentileri karşıladı. Taze gıda dışı enflasyon ise
aynı ayda yüzde 0.0 ile beklentilere paralel geldi. Gıda ve enerji dışı enflasyon
yüzde 0.7 artış gösterdi. Beklenti yüzde 0.7 artacağı yönündeydi.
Çin:

Çin Merkez Bankası (PBOC), son dönemde artan likidite enjeksiyonları ve
para piyasası faizlerinin aşağı itilmesine yönelik hareketlerl yansıtabilmek
için, Başkan Zhou Xiaochuan'ın ihtiyaç duyulduğunda ilave adımlar
adımlar için kapasitelerinin bulunduğu açıklaması ile birlikte, para
politikası duruşuna ilişkin tanımlamasında ince ayara gitti. Zhou,
Şanghay'da, G-20 ülkelerinin temsilcileri ile görüşmeden önce yaptığı
açıklamada, Çin'in halen, olası aşağı yönlü riskleri giderebilmek için para
politikası kapasitesi ve çoklu politika araçlarının olduğunu söyledi. PBOC,
öte yandan, yaptığı ayrı bir açıklamada, mevcut para politikasını "hafifçe
gevşeme eğilimi gösteren temkinli" şeklinde tanımayan bir duyuru
8



yayınladı. PBOC, daha önceki tanımlamasında, "makul, bol" likiditeyi devam
ettirirken, temkinli bir politikayı sürdürme taahhüdünde bulunuştu. Zhu,
açıklamasında, politikanın şimdi "göreceli olarak genişlemeci" olduğunu
söyledi. PBOC'un bu yıl zorunlu karşılık oranlarında ve politika faizinde
indirimlere gitmesi bekleniyor. Zhou, açıklamasında, ayrıca, maliye ve
yapısal politikalarda reformlar üzerinde durulması gerektiğini söyledi ve
Çin'in finans piyasalarındaki balonları önleyeceğini belirtti. Kur sepetinin
daha önem kazandığına dikkat çeken Zhou, ABD dolarının bu sepet içinde
en fazla ağırlığı olan para olduğunu ve ABD dolarının en önemli para birimi
olduğunu sözlerine ekledi. Zhou, öte yandan, yuanın değer kaybetmesi için
bir neden olmadığını ifade etti. Zhou, Çin ekonomisinin güçlü kalmaya
devam ettiğini ve kalitesinin iyileştiğini söyledi ve ihracatı desteklemek için
para biriminin değerini düşürmeye karşı olduğunu belirtti. Zhou, Çin'in faiz
koridoru oluşturacağını ve faizin açık sinyaller göndermesi ve faiz
politikasının daha etkili olması gerektiğini sözlerine ekledi. PBOC Başkanı,
ayrıca, Çin'in makul miktarda döviz rezervi tutmaya devam edeceğini,
dünyanın Çin'in döviz rezervlerine ilişkin çok fazla endişe duyduğunu ve
ülkesinin denziaşırı ödemelerde bir sorununun olmayacağını kaydetti.
Merkez bankaları başkanları ve maliye bakanlarının Shanghai'de bir
araya geldiği G20 toplantısında konuşan Çin Merkez Bankası (PBOC)
Başkanı Zhou Xiaochuan bir güven mesajı vererek, ekonomiye destek
sağlamak için ülkenin yeniden bir devalüasyona gitmeyeceğini tekrar etti.
Çinli politika yapıcılar yaptıkları konuşmalarda küresel mali liderlere Çin
ekonomisinin hâlâ sağlam bir zeminde olduğunu ifade ederken, ülkeye
yönelik ekonomik reform beklentilerini de yönetmeye çalıştı. Son
dönemlerde açıklanan ekonomik veriler Çin'in önümüzdeki yıl için büyüme
beklentileri hakkında olumlu sinyaller verirken, Zhou PBOC'nin ekonomiye
yönelik aşağı yönlü risklerle başa çıkabilmek için elinde hâlâ para politikası
için gerekli alanın ve araçların mevcut olduğunu söyledi..
Çin Merkez Bankası (PBOC) Başkan Yardımcısı Yi Gang, Çin'in, piyasa
güçlerini dikkate almakla birlikte, göreceli olarak istikrarlı bir kuru
sürdürmek istediğini kaydetti. Yi Gang, Cuma günü başlayacak G-20 maliye
bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısı öncesi bir konferansta
yaptığı konuşmada, yuan kurunun, sadece dolar ile değil, temel olarak para
birimlerinden oluşan bir sepet tarafından belirleneceğini söyledi. Çin
Merkez Bankası, sermaye çıkışlarının döviz rezervini eritmesi ile birlikte,
yavaşlayan büyümeyi desteklemek ve yuan üzerindeki aşağı yönlü baskıyı
dengelemek için çaba gösteriyor. Yi, son değerlendirmelerinde aşırı gevşek
para politikasının yuan üzerinde değer kaybı baskısı yaratabileceğini
söylemişti. Yi, talebin görülebilir bir gelecekte oldukça güçlü kalmaya
devam edeceğini ve politika yapıcıların reformlar ve istikrar arasındaki
hassas dengeyi korumaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
Yuan, PBOC’nın günlük yuan referans kurunda altı haftanın en büyük
indirimini gerçekleştirmesi ve bunun sonucu, G-20 ülkelerinin maliye
bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısı öncesi yuanda istikrarın
sağlanacağına ilişkin güvenin azalması sonrası değer kaybetti. Yuan dolar
karşısında Salı günü yüzde 0.09 düşerek 6.5288 seviyesine geriledi. Hong
Kong’daki offshore piyasada ise yuan yaklaşık iki haftanın en düşük
9

seviyesine indi.
Çin'de gecelik para faizi, bazı bankaların açık piyasa operasyonlarının
finans sisteminden para çektiği sırada daha fazla karşılık ayırmak zorunda
kalmaları ile birlikte, Çin yeni Yıl tatilinden bu yana en hızlı yükselişini
gerçekleştirdi. PBOC, Perşembe gününden itibaren geçerli olmak üzere,
tercihli koşullara tabi bazı bankalar için zorunlu karşılıkları normalleştirdi.
Para otoritesi, finans istemine bu hafta yedi günlük ters repo işlemleri ile
580 milyar yuan (88.8 milyar dolar) verdi. Ancak Cuma günü itibariyle 960
milyar yuanlık kontratın vadesi doluyor.Finans sistemindeki likiditenin bir
bölümü olan gecelik repo faizi 16 baz puan yükselerek, yüzde 2.12'ye
yükseldi. Bu, bir haftalık Çin Yeni Yılı öncesi son işlem günü olan 6
Şubat'tan bu yana en güçlü yükselmeyi işaret ediyor.
Brezilya:
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Brezilya'nın tahvil ratingini 2 kademe
düşürerek Ba2'ye indirdi, görünümü de negatife çekti. Kuruluş, düşüşe gerekçe
olarak kötüleşen ekonomik görünümü gösterdi. Moody's'in bu adımı S&P'nin
ülkenin notunu çöp seviyesinin de altına indirmesinden bir hafta sonra geldi.
Suudi Arabistan:
Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali Al-Naimi önümüzdeki ay gerçekleştirilecek
görüşmelerde üretimin şu anki seviyede dondurulmasına daha fazla ülkenin
katılacağını umduğunu belirtirken, büyük petrol üreticileri tarafından yakın
zamanda üretimde kesintiye gidilmesi gibi bir planın söz konusu olmadığını
söyledi. Naimi, üretimin dondurulmasına dair artan destek ve güçlü talep ile
petrolde son 10 yılın en düşük fiyatlarının görülmesine neden olan aşırı arzda
rahatlama yaratacağını belirtti. Naimi piyasaların bu anlaşmayı üretimde bir
kesinti olarak algılamaması konusunda uyardı. Petrol fiyatları Naimi'nin bu
açıklamalarının ardından değer kaybetti. Suudi Arabistan, Rusya, Venezuela ve
Katar'ın bir hafta önce gerçekleştirdiği sürpriz toplantının ardından üretimin Ocak
ayı seviyesinde dondurulması konusunda görüş birliğine varılırken, Naimi diğer
ülkelerden de buna destek istedi. Öte yandan, Rusya Enerji Bakanı Alexander
Novak, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı ülkelerin petrol
bakanlarının Mart ayı ortasında görüşmeyi planladığını söyledi. Novak,
Rusya'nın toplantıya katılacağını ve Mart ayında büyük ihtimalle İran petrol
bakanı ile de görüşeceğini söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri:
Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), 2018 yılında yüzde 5 ek vergi
uygulamasını hayata geçirmeyi planladığı bildirildi. BAE Maliye Bakanı Ubeyd
Humeyd et-Tayir, düzenlediği basın toplantısında, yüzde 5'lik ek vergiyi 1 Ocak
2018'de hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti. Ek verginin devlet bütçesine
katkı yapacağına dikkati çeken Tayir, sağlık, eğitim, 100 temel gıda ürünü, bisiklet
ve sosyal hizmetlere ise ek vergi uygulanmayacağını kaydetti. Tayir, Körfez
İşbirliği Konseyi'nin (KİK) ek vergi meselesini görüşmek üzere bu yılın Mayıs
ayında toplanacağını dile getirerek, bu uygulamanın diğer Körfez ülkelerinde
2018-2019'da hayata geçirileceğini ifade etti. Uluslararası Para Fonu (IMF)
Başkanı Christine Lagarde, Pazartesi günü Abu Dabi'de yaptığı açıklamada, Körfez
10
ülkelerinin petroldeki zararlarını kapatmak için vergileri artırmaları gerektiğini
söylemişti. Petrol fiyatlarının 30 doların altına inmesiyle bütçede oluşan açığı
kapatmak için tedbir almaya başlayan Körfez ülkelerin hepsi benzine zam yaptı.
Arjantin:
Arjantin ülke borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda sözleşme
imzalamaya yanaşmayan iki kreditörle 5 milyar dolarlık anlaşma yaptı.
Arjantin’in konuya dair açıklama kreditörlerin temsilciliğini yürüten avukat
Matthew McGill’den geldi. Elliott Management ve Aurelius Capital Management
adlı kreditörler adına konuşan McGill, Manhattan’da bulunan ABD Federal Temyiz
Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde Arjantin’le anlaşma yaptıklarını belirtti.
Şubat ayı başında da Arjantin, Capital Markets Finacial Services’le 110 milyon
dolar, EM Ltd. ve Montreux Partners LP‘yle de 1,1 milyar dolarlık anlaşma
yapmıştı. Ülke, 2001 yılındaki 95 milyar dolarlık borcunun temerrüte düşmesi
sonrasında, kreditörler karşısında 10 yılı bulan bir dava süreciyle yüzleşmek
durumunda kaldı. 2001 krizinden sonra ülkenin geçtiği zor süreçte tahvilleri
ucuza alan ve borcun yeniden yapılandırma çabalarına da yanaşmayan bu
kreditörler, Arjantin yönetimi tarafından ülkenin borç sorunundan faydalanmakla
suçlanıyordu. Bu çözülemeyen borç sorunu Arjantin'i küresel ekonominin dışına
itti. Arjantin’in yeni Devlet Başkanı Mauricio Macri, zaferiyle sonuçlanan 22
Kasım seçimleri sonrasında serbest yatırım fonları ile uzlaşmak için çalışmalara
başlamıştı. Yapılan yeni anlaşmanın, 15 yıldır süren borç krizi sonrasında
Arjantin’in küresel ekonomiye yeniden entegre olması için önemli bir adım
olduğu vurgulanıyor.
Suriye:
ABD ve Rusya, Suriye'de ateşkesin Cumartesi günü itibariyle başlamasının
planlandığını açıklarken; bu ateşkesin İslam Devleti, Nusra Cephesi ve
Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak tanınan diğer örgütleri
kapsamayacağı belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın dağıttığı ve iki ülkenin
beraber hazırladığı açıklamaya göre, ateşkese katılacak tarafların Cuma günü
sabah 1000 itibariyle Rusya ve ABD'ye bunu bildirmesi istenirken, ateşkesin de
aynı gün gece yarısı itibariyle devreye girmesi bekleniyor. Anlaşmanın şartları
çerçevesinde Suriye hükümeti ve müttefiklerinin silahlı muhaliflere yönelik
herhangi bir silahla gerçekleştirdikleri saldırıları kesmeleri öngörülüyor. Bunun
karşılığında da silahlı muhalefetin saldırmaması bekleniyor. Açıklamada Rusya,
ABD ve diğer güçlerin, İslam Devleti, Nusra Cephesi ve ateşkesin dışında kalan, BM
tarafından terör örgütü ilan edilmiş gruplar tarafından kontrol edilen toprakların
geri alınması için beraber çalışacağı belirtildi. Bu arada Suriye hükümeti, ABD ve
Rusya tarafından varılan anlaşma çerçevesinde askeri operasyonları durdurmayı
kabul ettiğini ve hangi bölgelerin ve grupların buna dahil olacağını Rusya ile
görüşeceğini söyledi.
11
BU HAFTA PİYASALAR
Hafta başında İngiltere'nin euro
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
bölgesinden çıkacağına yönelik
(14.06.17 tahvili, % bileşik)
endişelerin euroda zayıflığa neden
%
25
olmasıyla TL euro karşısında değer
22
kazanırken, TL'de dolar karşısında
19
ise geçen hafta görülen negatif
16
ayrışma devam etti. Dolar/TL
13
paritesi haftaya 2.94 düzeyinde
10
başlarken; sepet bazında TL 3.09,
7
euro/TL ise 3.24 seviyelerinde
4
işlem görmekteydi. Tahvil bono
piyasasında ise 12 Mart 2025 itfalı
10 yıllık gösterge tahvilin ortalama
bileşik faizi %10.86; 14 Haziran 2017 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin ortalama
bileşik faizi %11.12 düzeyinde haftaya başladı. Salı günü Merkez Bankası
beklentilere paralel kısa vadeli faizleri değiştirmezken, piyasada dolar/TL dar bir
aralıkta kaldı. Hafta ortasında petrol fiyatlarındaki düşüş ve genel olarak risk
iştahındaki azalmaya paralel gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında
değer kaybederken, TL diğer para birimlerinden daha iyi performans gösterdi.
Petrol fiyatlarındaki düşüş küresel risk algısını olumsuz etkilese de Türkiye'nin
enerji maliyetlerini azaltıyor olması nedeniyle TL diğer gelişmekte olan ülke para
birimlerine göre daha sınırlı tepki veriyor. TL'nin jeopolitik riskler nedeniyle diğer
gelişmekte olan para birimlerinden negatif ayrışmasının bu hafta sona erdiği
gözlenmekte.
Gelişmekte olan para birimleri ise Brezilya’nın notunun
düşürülmesi ve Güney Afrika’dan gelen olumsuz verilerden etkilendi. Perşembe
günü ise gelişmekte olan ülke para birimlerinde dolar karşısında görülen değer
kaybı yerini kazanca bırakırken, dolar/TL 11 Şubat'tan bu yana ilk kez 2.92
seviyesinin altını test etti. Fed’in faiz artışını öteleyeceği beklentileri ve petrol
fiyatlarında yaşanan göreli düzelme gelişmekte olan ülke para birimlerini olumlu
etkiledi. Türkiye özelinde ise Suriye’de ateşkesin bu hafta sonu yürürlüğe girecek
olması para piyasalarını olumlu etkilemekte. Euro/TL 3.22’ye inerken, sepet
bazında TL de 3.07 TL oldu. İki yıllık gösterge tahvil faizleri de %11’e doğru aşağı
yönlü bir eğilim gösterdi. Haftanın son gününde ise piyasalar akşam saatlerinde
açıklanması beklenen Fitch’in Türkiye açıklamasını beklemekte. Fitch’in
Türkiye’nin notunu değiştirmesi beklenmezken, not görünümünü negatife
çevirmesi ihtimal dahilinde. Bu durum gerçekleştiği takdirde piyasalarda Pazartesi
günü kısa süreli bir negatif etki görebiliriz. Bu durum, petrol fiyatlardaki son artış
eğilimi ve ABD’den gelen beklentilerden yüksek büyüme verileri dolar/TL
paritesinin bugün itibariyle tekrar 2.94’e doğru yükselmesine neden oldu.
04.01.2007
01.03.2007
27.04.2007
25.06.2007
20.08.2007
17.10.2007
13.12.2007
12.02.2008
08.04.2008
05.06.2008
31.07.2008
25.09.2008
26.11.2008
28.01.2009
25.03.2009
25.05.2009
20.07.2009
14.09.2009
12.11.2009
11.01.2010
08.03.2010
30.04.2010
28.06.2010
20.08.2010
20.10.2010
22.12.2010
16.02.2011
12.04.2011
07.06.2011
02.08.2011
30.09.2011
30.11.2011
25.01.2012
21.03.2012
18.05.2012
13.07.2012
12.09.2012
12.11.2012
08.01.2013
05.03.2013
02.05.2013
28.06.2013
28.08.2013
31.10.2013
26.12.2013
21.02.2014
17.04.2014
17.06.2014
15.08.2014
14.10.2014
10.12.2014
05.02.2015
02.04.2015
02.06.2015
29.07.2015
23.09.2015
23.11.2015
19.01.2016
Kur dalgalanırken,
faiz fazla değişmedi...
12
Bu arada, Hazine borçlanma/itfa programının en yoğun olduğu dönemlerden biri
olan Şubat ayında yeni 10 yıllık gösterge tahvil dahil altı ihale ile 8.3 milyar TL'si
piyasadan toplam 10.2 milyar TL borçlanarak bu ayki programını tamamladı.
Hazine, Şubat ayında toplam 14.2 milyar TL'lik iç borç servisine karşılık 8 milyar
TL'si piyasadan toplam 12 milyar TL'lik iç borçlanma programlıyordu. Hazine
Şubat ayında kamudan 1.88 milyar TL borçlanma gerçekleştirirken, 1.9 milyar
TL'lik de kira sertifikası (sukuk) ihraç etti. Böylece Hazine ilk iki ayda piyasadan
19.84 milyar TL borçlanmış oldu. Hazine'nin bu hafta gerçekleştirdiği 14 Haziran
2017 itfalı 2 yıllık gösterge tahvilin yeniden ihracında ortalama bileşik faiz yüzde
11.20 ile beklentilerin üzerinde; yeni 10 yıllık gösterge olan 11 Şubat 2026 itfalı
tahvilin ilk ihracında ise yüzde 10.76 ile beklentilere paralel gerçekleşti.
Sonuçta 19 Şubat’ta Merkez Bankası kurlarıyla 2.9711 olan dolar/TL paritesi, 26
Şubat’ta 2.9345 TL oldu; 3.2989 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi ise 3.2354’e
geriledi. 19 Şubat’ta %11.19 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu
haftanın son günü %11.03 oldu.
Döviz, petrol ve altın Döviz:
fiyatları...
İngiliz sterlini özellikle Londra Belediye Başkanı Boris Johnson'ın, ülkenin Avrupa
Birliği'nden ayrılması yönünde kampanya yapacağını açıklamasının ardından
gerileyerek hafta başında Japon yeni karşısında iki yılın en düşük seviyesine indi.
Dolar, euro ve yen karşısında yaklaşık değer kaybeden sterlin, 1.4275 dolara indi.
Sterlin, yen karşısında da Cuma günü 162.10 seviyesinden 160.40 yene düşerek
Kasım 2013'ten bu yana en düşük seviyeyi gördü. Dolar ise yen karşısında hafif
değer kazanarak 112.88 yen olurken, euro da dolar karşısında 1.1110 seviyesine
indi. İlerleyen günlerde, Yen riskli ürünlerin cazibesini kaybetmesinin ardından
artan güvenli liman talepleriyle beraber yükselirken, euro ve sterlin İngiltere'nin
AB üyeliği üzerindeki belirsizlikten dolayı değer kaybetmeye devam etti. Hafta
içinde Yen, petrol ve hisselerdeki değer kayıplarının ardından artan güvenli liman
talebiyle dolar ve euro gibi büyük para birimleri karşısında değer kazandı. Euro üç
yılın en düşük seviyesi olan 123.09 yen seviyesine yaklaştı. Dolar da yen
karşısında 111.75 yen seviyesini görerek 11 günün en düşük seviyesine indi. Euro
dolar karşısında ise yatay bir seyir izledi ve 1.1011 dolar oldu. Sterlin ise
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkacağı endişeleriyle beraber dolar karşısında
yedi yılın en düşük seviyesini gördü. İngiliz sterlini dolar karşısında 1.3942 dolar
seviyesinden işlem görürken, haftalık kaybı yüzde 3.2 oldu Euro/dolar paritesi
son üç haftanın en düşük seviyesini görerek 1.0957 dolara inmesinin ardından
1.1030 dolardan işlem görmeye devam etti. Dolar/yen paritesi ise 111.04
seviyesine yükselerek en son 11 Şubat'ta gördüğü 15 ayın en yüksek seviyesi olan
110.985'e yaklaştı. Haftanın son gününde ise öğleden sonra açıklanan ABD
dördüncü çeyrek revize büyüme verilerinin beklentilerden yüksek gelmesi
doların, euro ve yene karşı değer kazanmasına neden oldu. Öte yandan,
yatırımcılar Şanghay'da başlamış olan G20 zirvesinden gelecek mesajlara gözlerini
çevirdi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.0965; Dolar/yen paritesi
113.40 düzeyindedir.
13
Petrol:
Petrol fiyatları ABD'deki aktif petrol kuyularının sayısında yaşanan düşüşten
destek bularak hafta başına yükselişle başladı. ABD ham petrolünün varil fiyatı 30
doları aşarken, Brent ham petrolünün varil fiyatı 33.45 dolara yükseldi. Fiyatlar
daha sonra yükselişini sürdürdü. Ancak hafta içinde, Suudi Arabistan tarafından
büyük üreticilerin yakın zamanda üretimi azaltmayacağının açıklanmasıyla
fiyatlar yine düşüş eğilimine girdi. Brent petrolü 32 dolara, ABD petrolü 31 dolara
geriledi. Petrol fiyatları ABD'den açıklanan güçlü akaryakıt talebi verilerinin
etkisiyle haftanın son günlerinde biraz yükseldi ve Brent petrolü 35 doları
geçerken, ABD petrolü de 33 dolara çıktı. OPEC ülkeleri ve Rusya’nın Mart ayında
üretimin dondurulmasını konuşmak üzere toplanacaklarını açıklamaları
fiyatlardaki yükselme eğilimini desteklemekte. Ayrıca ABD’de büyüme verilerinin
beklentilerden yüksek gelmesi de petrol fiyatlarını olumlu etkiledi. Cuma günü
itibariyle Brent ham petrolünün varili 36.65 dolar düzeyinde; ABD hafif ham
petrolünün varili 34.15 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın fiyatları, hafta başında ABD doları ve borsalardaki yükselişin etkisiyle bir
yılın zirve seviyesinden gerilese de, 1220 doların üzerindeki seyrine devam etti.
Sermaye piyasalarındaki çalkantılar ve küresel ekonomiye dair endişelerden
dolayı altın fiyatları bu ay son bir yılın en yüksek seviyesini görmüştü. Ancak
fiyatlar ilerleyen günlerde 1215 dolara doğru geriledi. Fiyatlar, dolardaki gerileme
ve yatırımcıların güvenli liman talepleriyle beraber hafta içinde tekrar 1230
doların üzerine çıktı. Haftanın son gününde de fiyatlarda yukarı yönlü eğilim vardı,
ancak ABD’den gelen büyüme verisi sonrasında dolarda meydana gelen güçlenme
bu eğilimi tersine çevirdi. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına
1228 dolar civarındadır.
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
31.12.15
29.01.16 26.02.16
%
değişim
2,9233
2,9662
2,9345
1,5
3,1896
3,2350
3,2354
1,4
3,0565
3,1006
3,0850
1,4
(2)/(1)
reel %
değişim
-0,3
-0,4
-0,4
(3)/(2)
%
değişim
-1,1
0,0
-0,5
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
Paritesi
1,0911
1,0906
1,1025
0,0
1,1
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım
danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye
özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz
ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak
yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir .
14

Benzer belgeler