da Reçine Kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz.) ve Gövde

Transkript

da Reçine Kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz.) ve Gövde
I.
Ulusal Akdeniz Çevre ve Orman Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
89
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Kızılçam (Pinus brutia Ten.)’da Reçine Kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz.) ve Gövde
Reçinesinin Uçucu Yağ Miktarları
Mehmet ÖZ1, İlhan DENİZ2, Mehmet YAŞAR1, Osman KOMUT1, M. Said FİDAN1
1
Gümüşhane Üniversitesi, Gümüşhane Meslek Yüksekokulu, Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojileri
Bölümü, 29000, Gümüşhane
2
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü, 61000, Trabzon
ÖZET: Reçine Kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz.) ülkemizdeki kızılçamlarda önemli zarara sebep
olmaktadır. Bu nedenle, gövdeden elde edilen akma reçine ve reçine kelebeğinin neden olduğu reçinenin uçucu
yağ ve terpen sınıflarındaki uçucu bileşenlerin miktarlarının karşılaştırılması yapılmıştır.
Bu çalışmada, 5 ayrı kızılçam gövdesinden, reçine kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz.) tırtıl galerilerinde
oluşmuş reçine yumruları ve aynı gövdede asit pasta yöntemi ile elde edilen reçinenin uçucu yağları su buharı
destilasyonu ile elde edilerek GC-MS ile analizi yapılmıştır.
Reçine kelebeği larva galerisine ait reçine örneğindeki uçucu yağ ortalama miktarları terebentin %12.82 ve
kolofan %87.18; kızılçam akma reçinesine ait reçine örneğindeki uçucu yağ ortalama miktarları ise terebentin
%31.64 ve kolofan %68.36 olarak tespit edilmiştir.
Reçine kelebeği larva galeri reçinesine ait terpen sınıflarındaki uçucu bileşenlerin ortalama miktarları,
monoterpenler %54.4, monoterpenoitler %7.9, seskiterpenler %27.0, seskiterpenoitler %2.7; kızılçam akma
reçinesinde ise monoterpenler %58.4, monoterpenoitler %6.5, seskiterpenler %25.9 ve seskiterpenoitler %1.7
oranında belirlenmiştir.
Sonuç olarak, reçine kelebeği larva galeri reçinesi ve kızılçam akma reçinesi miktarları arasındaki farklılık
terebentinden kaynaklanmaktadır. Bunun nedeni de, reçine kelebeği larva galerisi reçinesinin akma reçineye
göre daha uzun süre hava ile temas etmesinden dolayı terebentinin reçineden buharlaşmasından kaynaklandığı
söylenebilir.
Anahtar Sözcükler: Reçine kelebeği, Kızılçam, Terebentin, Uçucu yağ.
Resin Butterfly (Dioryctria sylvestrella Ratz.) at Red pine (Pinus brutia Ten.) and Amounts of Essential Oils in
Stalk Resins
ABSTRACT: Dioryctria sylvestrella Ratz. cause significant damage in Pinus brutia Ten. in our country. For this
reason, the body caused by the resin obtained from the flow of resin and essential oil and terpene resin
butterflies classes were made to compare the amount of volatile compounds.
In this study, 5 separate from the body of red pine, Dioryctria sylvestrella Ratz. Caterpillar galleries formed
nodules of resin and the resin obtained from the same body with acid paste method with volatile oils obtained by
steam distillation with GC-MS analysis was performed.
Resin of the resin sample gallery of butterfly larvae average amounts of volatile turpentine oil and colophony
12.82% 87.18%; the case of pine resin essential oil yield average quantities of resin in the turpentine and
colophony 31.64% 68.36% was determined to be.
Classes of resin terpene resin butterfly larval galleries average quantities of volatile compounds, 54.4%
monoterpenes, monoterpenoits 7.9%, 27.0% sesquiterpenes, sesquiterpenoits 2.7%, 58.4% monoterpenes in pine
resin flow, monoterpenoits 6.5%, 1.7% sesquiterpenes were 25.9% and sesquiterpenoits.
As a result, resin and pine resin moth larvae galleries pour turpentine is due to the difference between the
amounts of turpentine. The reason for this, pour resin gallery of butterfly larvae exposed to air for longer than
can be said that due to the fact that due to the evaporation of turpentine resin.
Keywords: Dioryctria sylvestrella Ratz., Pinus brutia Ten., Turpentine, Essential oils.
GİRİŞ
Reçine kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz);
erginlerinin ön kanatları arasındaki açıklık 26 – 31
mm arasındadır. Ön kanatları üzerin de grimsi
kahverengi ve sağlı-sollu, enine zikzaklı üçer adet
beyaz şerit görülmektedir. Arka kanatlar açık gri
renkte, damarları belirgin ve koyu renkli olup kanat
uçlarında beyaz renkli, tek şerit ve bu şeridin uçlarının
saçaklı olduğu görülmüştür (Aytar 2001).
__________________________________________
Sor. Yazar: M. Öz, [email protected]
Avrupa ve Rusya’da yayılış gösteren bu türün bu
alanlardaki Pinus ssp. ve Picea’lar üzerinde
yaşadıkları görülmüştür. Türkiye’de ilk kez 1975
yılında Tosun (1975) tarafından Antalya’da (BucakSeydiköy, Nebiler) tespit edilen D. sylvestrella Ratz.,
günümüze kadar Adana (Saimbeyli, Pos, Pozantı),
Artvin (Şavşat, Borçka), Aydın (Söke-Ovacık),
Çanakkale (Keşan), Giresun (Kemerköprü), İzmit
(Kerpe), Kastamonu (Tosya) ve Mersin (Gülnar,
Mersin, Mut, Tarsus) ormanlarında bulunan Pinus
I.
Ulusal Akdeniz Çevre ve Orman Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
90
brutia, P. pinaster, P. strobus, P. excelsa, P.
canariensis, P. elderica ve Picea orientalis’lere arız
olduğu belirtilmiştir (Tosun 1975, Matschek 1978,
Güler 1987, Mol 1993, Atakan 1991, Yüksel 1996,
Anonim 1999, Anonim 2000, Aytar 2001, Uslu ve ark.
2001).
Çam reçinesi (oleoresin), çam ağacı gövdelerine
tekniğine uygun olarak açılmış yaralardan üretilen ve
bileşenleri terpenik yapıda olan terebentin ile
genellikle reçine asitlerinden oluşan kolofandan
meydana gelmiş bir odun dışı orman ürünüdür.
Odunun sanayide işlenmesiyle elde edilen ve lifsel
olmayan, genelde “silvi kimyasal” maddeler olarak
tanımlanan bileşenler, odun kömürü, lignin türevleri,
eterik yağlar, reçineler, talloil, tanenler, kauçuk, zamk,
etanol, mayalar, alkoloitler, asetik asit ve vitamin
pastası gibi geniş ve önemli bir kimyasal madde
grubunu da içermektedir (Hafızoğlu 1991).
Bütün silvi kimyasal maddeler içerisinde hacim ve
değer olarak en yüksek oranda yer tutan ve “naval
stores” olarak adlandırılan reçine ürünleridir.
Özellikle çam türleri veya bu ağaçların odunlarından
ekstraksiyon, yaralama ve kağıt üretimi yan ürünü
olarak elde edilen reçineden üretilen terebentin,
kolofan, katran ve ziftlerden meydana gelen kimyasal
madde grubuna naval stores denilmektedir
(Anonymus 1979). Reçine, canlı ağaçlardan
yaralamayla elde edildiği gibi, kağıt fabrikası yan
ürünü ve reçineli odunların ekstraksiyonu ile de
üretilmektedir. Reçineye ilave olarak kağıt fabrikası
atık siyah çözeltisinden elde edilen asetik asit, vitamin
pastası ve diğer ürünler de, odun dışı orman ürünleri
(ODOÜ) kapsamına girmektedirler.
Kimya sanayinin genişlemesiyle reçine endüstrisi
de gelişerek reçinenin endüstriyel yöntemlerle
işlenmesinde yeni türevleri elde edilmiş ve bu sayede
reçinenin çok geniş bir kullanım sahası bulunduğu
anlaşılmıştır. Reçinenin fiziksel ve kimyasal
özellikleriyle bileşiminin anlaşılması ondan daha geniş
yararlanılmasını kaçınılmaz kılmıştır. Kimya endüstrisinin gösterdiği gelişmeye paralel olarak reçineye yeni
pazarlar açılmış, bu sayede reçine üretiminde verim
artırıcı yeni yöntemlere gidilerek mümkün olduğu
kadar kaliteli ve temiz ürün alma çalışmalarına
başlanmıştır.
Günümüzde yüzlerce milyon tonluk petrokimyasal
sentetik ürünlere rağmen reçine ürünleri üretimi
üzerine özellikle gelişmiş ülkelerde büyük projeler
yürütülmektedir. Bu sentetik ürünler, çevre tarafından
yok edilemediği için gerçek anlamda reçine
ürünlerinin yerini alamamakta, gelecek yıllarda neden
olacağı sağlık sorunlarından dolayı da ikame reçine
ürünleri üretiminde artış olacağı beklenmektedir.
Petrol ve kömür ise yer kabuğu altında yüksek
sıcaklık ve basınç altında teşekkül etmiş kimyasalları
içermektedir. Petrokimyasal ürünler ise, bu tür
kimyasal maddelerden üretildiği için, çevreye uyumlu
olamamakta ve biyolojik hayat için zararlı
olmaktadırlar (İçli 1998).
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Petrokimyasallar yerine bitkilerin güneş enerjisi
yardımıyla fotosentez ürünleri daha geniş oranda
kullanılırsa çevre ve canlı sağlığına büyük hizmet
yapılmış olacaktır. Doğal bir fotosentez ürünü olan
reçine ve türevlerinin petrokimyasal ürünlerden en
önemli farkları çevreye uyumlu olmalarıdır. Ayrıca,
yeryüzünün organik birikimi olan petrol-kömürde
olduğu gibi tüketilmemekte, üretildiği orman
ağaçlarının hayatı korunarak, ormanların potansiyel
değerleri sosyoekonomik hayata aktarılmaktadır.
Bundan dolayı reçine ürünleri konusunda tanınmış
firmalar (ABD’de Hercules, Fransa’da DRT) büyük
projelerle 300’den fazla ürünü ham reçineden
üretmektedirler.
Ham reçine, ABD gibi gelişmiş ülkelerde %100
oranında endüstriyel ürünlere dönüştürülerek iç
tüketimde değerlendirilirken, Çin, Brezilya, Arjantin,
Hindistan ve Endonezya gibi ülkelerde ise %40–100
oranında endüstriyel ürünlere dönüştürülmektedir. Bu
oranlar reçine ürünlerinin vazgeçilmez endüstriyel
değeri olduğunu göstermektedir. Kolofan ve
terebentinin ham ve yarı mamul olarak Dünya Global
Market değerleri toplamı 1996–1998 yıllarındaki
verilere göre 5 milyar ABD doları, mamul ürünlerin
ise bu değerin katları şeklinde olduğu anlaşılmaktadır
(Hodges 1997, Magrans ve ark. 1999).
Çam
reçinesi
kimyasallarının
petrokimya
ürünlerine kıyasla üstün tarafları; doğal kaynaklı
kimyasal ürünler olduklarından, atıkları doğaya
uyumlu olması, yeryüzünün organik birikimi olan
petrol-kömür kullanımına benzer olarak rezervin
tükenme tehlikesi yoktur.
Bu çalışmanın amacı; kızılçam gövdesinden,
reçine kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz.) tırtıl
galerilerinde oluşmuş reçine yumruları ve aynı
gövdede asit pasta yöntemi ile elde edilen reçinenin
uçucu yağları su buharı destilasyonu ile elde edilerek
GC-MS ile analizi yapılıp uçucu yağ ve terpen
sınıflarındaki uçucu bileşenlerin miktarlarının
karşılaştırılması amaçlanmıştır.
MATERYAL ve METOT
Materyal
Bu çalışmada, 5 ayrı kızılçam gövdesinden, reçine
kelebeği (Dioryctria sylvestrella Ratz.) tırtıl
galerilerinde oluşmuş reçine yumruları ve aynı
gövdede asit pasta yöntemi ile elde edilen 5 adet
reçine örneği alınmıştır. Örnekler, Adana Orman
Bölge
Müdürlüğü
Pozantı
Orman
İşletme
Müdürlüğüne bağlı 1100 m rakımlı Pozantı merkez
işletme şefliği sınırlarındaki Fındıklı mevkiindeki
kızılçam ağaçlarından alınmıştır. Örnek alınan
ağaçların yaşı 12, 20, 25, 35, 38; boyu 8, 13, 18, 15 ve
18 m ve çapı 18, 20, 22, 30 ve 35 cm’dir.
Bu yöntemde kullanılan asit-pasta DYO A.Ş.’den
temin edildi. Genel olarak asit pastanın karışımı;
kömür tozu, arpa pirinç kepeği, dyotamid toprağı ve
ağacın açılan yarayı kapatması, güçlenmesini ve
kabuk yapmasını sağlayan kimyasal maddelerden
I.
Ulusal Akdeniz Çevre ve Orman Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
91
oluşmaktadır. Asit olarak iklim koşullarına göre
%60’lık sülfürik asit kullanılmıştır. Rutubetli
bölgelerde asit oranı düşük, rutubetin düşük olduğu
bölgelerde ise asit oranı yüksek tutulabilir.
Metot
Reçine kelebeği (D. sylvestrella) tırtıl galerilerinde
oluşmuş reçine yumruları kızılçam ağaçlarının yerden
15-20 cm yukarıdaki kabuk çatlakları üzerinden
alınmıştır. Bu reçine yumrularının en taze örnekleri
seçilmiştir.
Asit pasta yöntemi ile elde edilen reçine örnekleri
ise, reçine kelebeği zararının olduğu ağaçların güneye
bakan üst kısımlarında, kızılçam ağacının gövdesinden
yara açma demiri yardımıyla genişliği 8 cm, yara
yüksekliği ise 3.5-4 cm olan dar yaralar açılmıştır. Açılan
yaralardan akacak reçineleri toplamak için yaranın altına
reçine toplama saksıları takılmıştır. Açılan dar yaranın üst
kısmına yara boyunca 2 mm kalınlık olacak şekilde asit
pasta sürülmüştür. Bu sürülmenin ardından 3 hafta
sonunda saksıda biriken reçineler toplanmıştır (Şahin ve
ark. 2004).
Uçucu yağların destilasyonu için, reçine kelebeği
reçinesi örneklerinden 21.7, 21.4, 21.8, 21.6, 21.5 g, akma
reçine örneklerinden ise hammadde az salgılandığından
dolayı 5.6, 6.5, 5.8, 20.7, 7.4 g numune alınarak
Clevenger düzeneği balonuna konulmuştur. Balon
içerisine numunenin tamamen ıslanacak şekilde 300 ml
destile su eklenmiştir. Clevenger düzeneğinin soğutması 18 ºC’de bir soğutucu ile yapılarak su buharı
destilasyonuna 4 saat devam edilmiştir.
Uçucu yağlar 0.5 ml n-hekzan (HPLC kalitesinde)
içinde çözülerek ve 4 ºC’de ağzı kapalı renkli bir şişede
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
saklanmıştır. Ekstraktların 1 µl’si direkt GC-MS cihazına
enjekte edilmiştir. Ağırlıkça uçucu yağlarının yüzde
verimleri, reçine kelebeği ve akma reçinelerinde
hesaplanmıştır.
GC-MS analizleri, Agilent-5973 model cihazında
yapılmıştır. Analiz için HP-5 model kapilar kolon
(uzunluk,30 mm x 0.32 mm i.d.(çap), film kalınlığı 0.25
µm) kullanılmıştır. Taşıyıcı gaz olarak 1 mL dak-1 akış
hızıyla helyum kullanılmıştır. Enjeksiyonlar 230 °C’de
splitless modunda uygulanmıştır. Hekzan (HPLC sınıfı)
içindeki 1 µL uçucu yağ çözeltisi enjekte edilerek
başlangıçta 60 °C’de 2 dakika tutularak analiz edilmiştir.
Sonra 3 °C dak-1 artışla 240 °C’ye çıkarılarak spektrumlar
alınmıştır.
BULGULAR ve TARTIŞMA
Bulgular
Reçine kelebeği (D. Sylvestrella Ratz.) larva
galerisine ait incelenen reçine örneğindeki uçucu yağ
miktarları ağırlık oranı olarak Çizelge 1’de, terpen
sınıflarındaki uçucu bileşenlerin miktarları ise Çizelge
2’de gösterilmiştir.
Çizelge 1’de görüldüğü gibi, reçine kelebeği larva
galerisine ait incelenen reçinelerdeki uçucu yağ
miktarlarından terebentin yüzdesi %8.9-16.2 arasında,
kolofan yüzdesi ise %83.8-91.1 arasındaki değerlerde
olduğu tespit edilmiştir. Reçine kelebeği (D.
sylvestrella Ratz.) larva galerisinden elde edilen
reçinenin uçucu yağ miktarları; terebentin miktarı
arttıkça kolofan miktarının azaldığı ve terebentin
miktarı azaldıkça kolofan miktarının ise arttığı Şekil
1’de görüldüğü gibi gözlemlenmiştir.
Çizelge 1. Reçine kelebeği (D. sylvestrella Ratz.) larva galerisinden sağlanan reçinenin uçucu yağ miktarları
Örnek
Yaş
Çap
Boy
Hammadde
Hacim
Miktar
Terebentin
Kolofan
No
(cm)
(m)
(g)
(ml)
(g)
(%)
(%)
1K
35
30
18
21.7
3.0
2.58
11.9
88.1
2K
12
18
8
21.4
2.2
1.90
8.9
91.1
3K
38
35
18
21.8
4.1
3.53
16.2
83.8
4K
25
22
13
21.6
2.8
2.41
11.1
88.9
5K
20
15
20
21.5
4.0
3.44
16.0
84.0
Çizelge 2. Reçine kelebeği (D. sylvestrella Ratz.) larva galerilerinden sağlanan reçinenin terpen sınıflarındaki
uçucu bileşenlerin miktarları
Bileşenler
1 N (%)
2 N (%)
3 N (%)
4 N (%)
5 N (%)
Monoterpenler
50.0
65.4
74.7
34.4
47.2
Monoterpenoitler
5.6
6.5
2.1
11.8
13.6
Seskiterpenler
20.5
24.2
17.9
43.5
28.9
Seskiterpenoitler
1.6
1.1
0.6
4.6
5.6
Bilinmeyenler
1.5
1.4
0.4
2.4
2.8
Ortak bileşenler
57.6
82.7
85.9
81.1
74.3
I.
Ulusal Akdeniz Çevre ve Orman Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
92
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Şekil 1. Reçine kelebeği (D. sylvestrella Ratz.) larva galerisinden
elde edilen reçinenin uçucu yağ miktarları
Çizelge 2’de görüldüğü gibi, en yüksek oranda
bileşene sahip grup genelde monoterpenler (1, 2, 3 ve
5 nolu örneklerde)’dir. 4 nolu örnekte, seskiterpenler
en yüksek oranda (%43.5) temsil edilmiştir. Bu 5
örnekte, terpen gruplarının ortalama dağılımları ise
monoterpenler %54.4, monoterpenoitler %7.9,
seskiterpenler % 27.0 seskiterpenoitler % 2.7’dir.
Şekil 2’de görüldüğü gibi, reçine kelebeği (D.
sylvestrella Ratz.) larva galerilerinden elde edilen
reçinenin terpen sınıflarındaki uçucu bileşenleri en
yüksek monoterpenler ile ortak bileşenlerde ve en
düşük ise seskiterpenoidler ile bilinmeyenlerde olduğu
belirlenmiştir.
Şekil 2. Reçine kelebeği (D. sylvestrella Ratz.) larva galerilerinden elde edilen reçinenin terpen
sınıflarındaki uçucu bileşenleri
Kızılçam (Pinus brutia Ten.) akma reçinesine ait
incelenen reçine örneğindeki uçucu yağ miktarları
ağırlık oranı olarak Çizelge 3’de, terpen sınıflarındaki
uçucu bileşenlerin miktarları ise Çizelge 4’te
gösterilmiştir.
Çizelge 3’de görüldüğü gibi, kızılçam akma
reçinesine ait incelenen reçinelerdeki uçucu yağ
miktarlarından terebentin yüzdesi %17.2-46.3
arasında, kolofan yüzdesi ise %53.7-82.8 arasındaki
değerlerde
olduğu
tespit
edilmiştir.
Akma
reçinesinden elde edilen reçinenin uçucu yağ
miktarları; terebentin miktarı arttıkça kolofan
miktarının azaldığı ve terebentin miktarı azaldıkça
kolofan miktarının ise arttığı Şekil 3’de görüldüğü
gibi vurgulanmıştır.
I.
Ulusal Akdeniz Çevre ve Orman Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
93
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Çizelge 3. Kızılçam (Pinus brutia Ten.) akma reçinesinin uçucu yağ miktarları
Örnek
Yaş
Çap
Boy
Hammadde
Hacim
Miktar
No
(cm)
(m)
(g)
(ml)
(g)
1N
35
30
18
5.6
2.1
1.81
2N
12
18
8
6.5
3.5
3.01
3N
38
35
18
5.8
1.0
1.00
4N
25
22
13
20.2
4.1
3.53
5N
20
15
20
7.4
3.8
3.27
Terebentin
(%)
33.0
46.3
17.2
17.5
44.2
Kolofan
(%)
67.0
53.7
82.8
82.5
55.8
Şekil 3. Akma reçinesinden elde edilen reçinenin uçucu yağ miktarları
Çizelge 4’te görüldüğü gibi, bileşenlerin terpen
gruplarına dağılım yüzdelerinde, en yüksek oranda
bileşene sahip grup, tüm örneklerde monoterpenlerdir.
Terpen gruplarının ortalama bileşen yüdeleri ise
monoterpenler %58.4, monoterpenoitler %6.5 ve
seskiterpenler %25.9 seskiterpenoitler % 1.7’dir.
Şekil 4’de görüldüğü gibi, Kızılçam (Pinus brutia
Ten.) akma reçinesinin terpen sınıflarındaki uçucu
bileşenleri en yüksek monoterpenler ile ortak
bileşenlerde ve en düşük ise seskiterpenoidler ile
bilinmeyenlerde olduğu bulunmuştur.
TARTIŞMA
Reçine kelebeği (D. sylvestrella Ratz.)’nin larva
galerine ait reçine örneklerindeki terebentin miktarları
ağırlık oranı olarak sırasıyla %11.9, %8.9, %16.2,
%11.1 ve %16.0; aynı ağaçlardan alınan kızılçam
(Pinus brutia Ten.) akma reçinesine ait reçine
örneğindeki terebentin miktarları ağırlık oranı olarak
sırasıyla %33.0, %46.3, %17.2, %17.5 ve %44.2
olarak bulunmuştur.
Reçine
kelebeği
larva
galerilerinden sağlanan reçinenin yeterince taze
olmasını sağlamak olabildiğince güç olmaktadır.
Ancak, ağaç üzerinde bulunan akıntılardan en taze
reçine örnekleri alınmıştır. Her iki reçine grubuna ait
terebentin miktarlarındaki farklılık, büyük oranda
alınan reçine örneklerinin salgılanma zamanları
arasındaki farklılıktan kaynaklanabilmektedir. Asitpasta yöntemiyle aynı ağaçlardan elde edilen
reçinelerin terebentin miktarı arasındaki farklılıklar
ise, ağaçların kalıtsal yapısının belirlediği değişik
özelliklere bağlanabilmektedir.
Reçine kelebeği (D. sylvestrella Ratz.)’nin larva
galerilerinden sağlanan altı reçine örneğindeki uçucu
yağ miktarları ağırlık oranı olarak sırasıyla %11.46,
%6.11, %5.27, %2.32, %3.32 ve %3.15 olarak
bulunmuştur (Deniz ve ark., 2006). Burada, uçucu yağ
miktarlarındaki düşük oranlar, örneklerin zamansal
olarak
daha
geç
alınmış
olmasından
kaynaklanmaktadır.
Çizelge 4. Kızılçam (Pinus brutia Ten.) akma reçinesinin terpen sınıflarındaki uçucu bileşenlerin miktarları
Bileşenler
1 N (%)
2 N (%)
3 N (%)
4 N (%)
5 N (%)
Monoterpenler
52.4
52.3
46.4
83.4
57.3
Monoterpenoitler
7.1
11.1
8.6
0.7
5.1
Seskiterpenler
28.0
30.8
29.8
15.4
25.3
Seskiterpenoitler
2.0
1.8
2.1
1.0
1.6
Bilinmeyenler
3.3
3.4
0.7
0.0
1.9
Ortak Bileşenler
63.6
74.0
58.1
83.9
75.6
I.
Ulusal Akdeniz Çevre ve Orman Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
94
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Şekil 4. Akma reçinesinden elde edilen reçinenin terpen sınıflarındaki uçucu bileşenleri
Deniz (1987), Kızılçam Mazek-Fialla yöntemi
çalışmasında,
İzmir-Karabel,
Denizli-Sarayköy,
Muğla-Köyceyiz ve Antalya-Düzlerçam sahalarında
akma reçine üretimindeki saksılardan alınan
reçinedeki terebentin oranları sırasıyla % 22.72, %
14.83, % 21.15 ve % 26.17 olarak bulmuştur. Sonuçta,
kalıtsal özellikler yanında, bölgesel etmenler de uçucu
yağ bileşenlerini değiştirebilmektedir.
Reçine kelebeği larva galerisi reçinesine ait
örneklerde, terpen gruplarının ortalama dağılımında;
monoterpenler %54.4, monoterpenoitler %7.9,
seskiterpenler %27.0, seskiterpenoitler %2.7 oranına
sahip olurken (Çizelge 2), akma reçinesi örneklerinde
terpen
gruplarının
ortalama
dağılımında;
monoterpenler %58.4, monoterpenoitler %6.5,
seskiterpenler %25.9 seskiterpenoitler %1.7 oranına
sahip olduğu tespit edilmiştir (Çizelge 4).
Deniz ve ark. (2006)’da, reçine kelebeği larva
galeri reçinesi uçucu yağ bileşimi ortalama değerleri;
monoterpenler %35.0, monoterpenoitler %20.6,
seskiterpenler
%21
ve
seskiterpenoitler
%3.4’saptamıştır. İki çalışmanın bu sonuçları
arasındaki farklılık, reçinenin tazeliğini kaybetmesi ile
monoterpenlerin
oksijenli
monoterpenoid
bileşenlerine dönüşmüş olmasının bir sonucu
olduğunu bildirmektedir (Deniz ve ark. 2005).
SONUÇ
Kızılçam reçine kelebeği (D. Sylvestrella
Ratz.)’nin larva galeri reçinesindeki terebentin
miktarları %8.9–16.2 ve Kızılçam (Pinus brutia Ten.)
akma reçinesi terebentin miktarları %17.2–46.3
oranında bulunmuştur.
Reçine kelebeği larva galeri reçinesine ait 5
örnekte, terpen gruplarının ortalama dağılım oranları,
monoterpenler
%54.4, monoterpenoitler %7.9,
seskiterpenler %27.0, seskiterpenoitler %2.7 dir.
Kızılçam akma reçinesine ait örneklerde, terpen
gruplarının ortalama dağılımı ise, monoterpenler
%58.4, monoterpenoitler %6.5, seskiterpenler %25.9,
seskiterpenoitler %1.7 oranında bulunmuştur.
Reçine Kelebeği larva galeri reçinesi uçucu
bileşenlerinde bulunduğu halde akma reçinesi uçucu
yağında bulunamayan bileşenlerden 2 tanesi
monoterpen, 6 tanesi monoterpenoit ve biri de
seskiterpenoit’tir.
Akma reçinesi uçucu yağında bulunduğu halde
Reçine kelebeği larva galeri reçinesi uçucu
bileşenlerinde bulunamayan bileşenlerden; 2 tanesi
monoterpen, 4 tanesi monoterpenoit ve biri ise
seskiterpen’dir.
Bu iki reçine grubunda karşılıklı olarak
bulunmayan bileşenlerin miktarları birbirine yakın
olmakla birlikte toplam miktarlarının 17 olması, bu
bileşenlerin yapısal ve işlevsel özelliklerinin özellikle
reçine kelebeğinin bu ağaç türüne çekilmesinde
herhangi bir etkisinin olup olmadığı dolayısıyla
feromon özelliği taşıyıp taşımadıklarının araştırılması
önerilebilir.
Ayrıca, reçine kelebeği larva galeri reçinesinin,
farklı uçucu bileşenlerinden kaynaklanabilecek,
reçinenin değişik amaçlı kullanımları üzerinde
herhangi bir etkisinin olup olmadığının araştırılması
da önemli görülmektedir.
KAYNAKLAR
Anonymus, 1979. ASMT D-804-79, Standard
Definitions of Terms Relating to Naval Stores and
Related Products, Pensilvanya, 2s.
Anonim, 1999. 1999 Yılı Orman Zararlıları ve
Hastalıkları
İle
Mücadele
Faaliyetleri
Değerlendirme Raporu, Orman Bakanlığı, Orman
Genel Müdürlüğü, Orman Koruma ve Yangınla
Mücadele Dairesi Başkanlığı, Ankara, 40s.
I.
Ulusal Akdeniz Çevre ve Orman Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
95
Anonim, 2000. 2000 Yılı Orman Zararlıları ve
Hastalıkları
İle
Mücadele
Faaliyetleri
Değerlendirme Raporu, Orman Bakanlığı, Orman
Genel Müdürlüğü, Orman Koruma ve Yangınla
Mücadele Dairesi Başkanlığı, Ankara, 38s.
Atakan, A. 1991. Orman Bölge Müdürlüklerinde 1. ve
2. Derecede Zararlı Böceklerin Biyolojik
Devreleri, Orman Bakanlığı, Orman Genel
Müdürlüğü, Orman Koruma ve Yangınla
Mücadele Dairesi Başkanlığı, Yayın No: 670, Seri
No:31, Ankara, 26s.
Aytar, F. 2001. Pozantı İşletmesi Ormanlarında Zarar
Yapan Böcekler ve Mücadelesi, Yüksek Lisans
Tezi, İ.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 74s.
Güler, N. 1987. Rapor: Kuzey İtalya’da Dioryctria
splendidella Ratzeburg Konusunda Yapılmış
Gözlemler, Yayınlanmamış.
Hafızoğlu, H. 1991. Production of naval stores in
Turkey, Naval Stores Review,101,4,5-9.
Hodges, A. 1997. Market Analysis, Naval Stores
Review, 8, 23-32.
İçli, S. 1998. Çam Reçinesinden Kimyasal Ürünler ve
Güneş Işınımları ile Yeni Bir Kimyasal Ürün
Eldesi, Türkiye 3. Çam Reçinesi Kimyasal
Prosesleri
ve
İşletmeciliği
Uluslararası
Sempozyumu, Kasım1998, Bildiriler Kitabı 34-39,
İzmir.
Magrans, J.J., Mc.Dermott, G.R., Moser, G.A. and
Clarke, M.T. 1999. Why We Are Bullish on Rosin,
Forest Chemicals Review, July-August, 15-16.
Matschek, M. 1978. Pyralidae, Zünsler, Bearbeitet (in
Schwenke,W.). Die Forstschädlinge Europas, 3.
Band. Verlag Paul Parey, Hamburg und Berlin,
205-215.
Mol, T. 1993. Kızılçam’da Zarar Yapan Kelebek
(Lepidoptera) Türleri, Uluslararası Kızılçam
Sempozyumu, Marmaris, 423-430.
Tosun, İ. 1975. Akdeniz Bölgesi İğne Yapraklı
Ormanlarında Zarar Yapan Böcekler ve Önemli
Türlerin Parazit ve Yırtıcıları Üzerinde
Araştırmalar, Orman Bakanlığı, Orman Genel
Müdürlüğü Yayınları, 612, Seri No: 24, İstanbul,
201s.
Uslu, N., Ünal, S. ve Küçük, Ö. 2001. Tosya Kızılçam
Ağaçlandırma Alanlarında Dioryctria splendidella
H.-S.’nın Biyolojisi ve Zararı, Gazi Üniversitesi
Kastamonu Eğitim Dergisi, 9(1): 181-188.
Yüksel, B. 1996. Türkiye’de Doğu Ladini (Picea
orientalis (L.) Link.)’nde Zarar Yapan Böcekler ve
Bazı Türlerin Yırtıcı ve Parazitleri Üzerine
Araştırmalar, Doktora Tezi, K.T.Ü., Fen Bilimleri
Enstitüsü, Trabzon. 224s.
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012

Benzer belgeler