temizlik - Pınar Eğitim Kurumları

Transkript

temizlik - Pınar Eğitim Kurumları
TEVEKKÜL
SABIR
ŞÜKÜR
PEYGAMBER
SEVGİSİ
EDEP
YARDIMLAŞMA
HOŞGÖRÜ
SORUMLULUK
TEVEKKÜL
SABIR–ŞÜKÜR
NAMAZ
TEMİZLİK
İLİM
Tanıtım:
Pınar Okulları’nda önemsediğimiz en önemli
noktalardan birisidir “Değerler Eğitimi”.
Her ay belirlediğimiz konularımızın
çocuğumuzun bilişsel ve duygusal
gelişiminde uygulamalı kavram haritalarına
işlensin istiyoruz.
Bu nedenle siz değerli velilerimize böyle
aylık dergiler hazırlamayı uygun bulduk.
Bu ayımızın konusu “TEVEKKÜL - SABIR ŞÜKÜR”.
İçerisinde Tevekkül - Sabır - Şükür ile ilgili
hikâyelerin, örnek olayların, fıkıh köşelerinin
olduğu dergimizin sizler ve çocuklarımız
arasında bir paylaşım aracı olsun
ümidindeyiz.
Çocuklarımıza ahlâki yönden her katkı
tartışılmaz bir değerdir. Ama biz diyoruz ki;
değerlerimiz uğruna yaptığımız bu çalışma
“OKUMAYA DEĞER”…
PINAR EĞİTİM KURUMLARI
İmtiyaz Sahibi Ali BULUT
Genel Müdür Ahmet Sacit BULUT
Genel Müdür Yrd. Mustafa TÜRK
Ankara Pınar İlkokul Müdürü Ali SERİT
HAZIRLAYANLAR
Ankara Pınar İlkokul Müdür Yrd. Aslı KIZILTAŞ BULAT
Psikolojik Danışman ve Rehber Fatma Betül DOĞAN
Sınıf Öğretmeni Münevver Ayten KÖKER
Neslihan YORULMAZ
Tuğba DURDU
Esra KARAKUŞ
Hacer ÜNAL
Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Esra DİLMAN
Şeyma UÇAR
Serpil AKBABA
DİZGİ TASARIM GÜRPINAR YAYINLARI
DİZGİ-GRAFİK BİRİMİ
Soru ve Önerileriniz İçin:
Adres: M.Akif Ersoy Mah. Yeşilay Cad. No: 36
Telefon: (312) 332 42 00
www.pinarkoleji.com
TÜM HAKLARI SAKLIDIR © PINAR EĞİTİM KURUMLARI
Teslimiyet
Huzur
Teslimiyet ne güzel bir haldir… Huzur
verir, takva sahibi yapar. İçini açınca bu
kavramın; sabır çıkar var olan tüm imtihanlara… Şükür çıkar tüm verilenlere…
Tevekkül ilk adımı olur tüm bunların…
Rabbimiz bize öyle güzel cüz’i iradeler
nasip etmiş ki… Hem çabalıyoruz, hem
teslim oluyoruz. Her türlü manevi doyuma ulaşıyoruz. Teslimiyet bizi küçültmüyor.
Manevi hazda arttırıyor bizi hatta. Çünkü
her şeyin Rabbimizden olduğunu bilmek;
bu koca dünyada nokta olan beni, güzel
dizilmiş lütuf olan iman bağından bir tane
yapıyor. Daha güçlü daha huzurlu hissediyoruz. Yalnız olmadığımızı; bizi sınayan,
bize şükredelim diye rızıklar veren Rabbimizin varlığıyla gönlümüz takva ve iman
hazinesi hâline gelsin diye duacıyız.
En çok sevdiklerimizin bize yaptığı hatayı kapatarak, Rabbimizin külli affediciliğinden bir parça alarak sabrımızı güçlendirdik.
Teşekkür etmenin çok büyük kibarlık
olduğu bir anlayıştan, yoktan var ede-
Lütuf edilen gücümüzün, aklımızın
yettiği kadar
uğraştık. Öğrendiklerimizi imanla
birleştirip tevekküle dönüştürdük.
İnsanların günümüzde iman ve inanç
meseleleriyle uğraştıkları şu çağda Rabbimizin emirleriyle güzelleşti dünyamız.
Esaret dediklerini (yanlış yorumladıkları)
bu iman hazinesinin bizi özgürleştirdiğini
göremediler. Tevekkülün insanı sorumluluklarının bittiği yere ulaştırdıklarını göremediler. Tevekkülün insanı sorumluluklarının bittiği yere ulaştırdıklarını göremediler.
Ama gene de dua ediyoruz ki onlar da
Rabbimin her yarattığı insandan tecelli
bulsun bu anlayış diye imanımız ve tebliği
için çabalamalıyız.
İmam Gazali bu düşünce ufuklarımızı şu
cümlelerle dile getiriyor;
“Ulaşamadığına tevekkül,
Ulaştığına rıza,
Kaybettiğine sabır,
gösteren kişi takva ehlindendir.”
diyor, sabreden, şükreden gönüllerden
olalım istiyoruz inşaallah…
Pınar Eğitim Kurumları
1
Tevekkül - Sabır - Şükür
Sabrettikçe şükredeceklerimiz artar düşüncesiyle bağlandık bu güzel teslimiyet
ruhuna… Tevekkül ile çabalarımızı anlamlandırdık. Eksiklerimizi bağışlayan bir dine
sahip olmanın verdiği inançla tövbe ettik, çabaladık, gene Rabbimize dönerek
“biz yaptık, Sen kabul et inşaallah” dedik.
Dünyanın boşluğundan yakınıp, boşluğa
düşenlerden olmamak için dünya telaşımızı “Rabbime havale ettik”lere dönüştürdük. Dünya’ya sırtımızı döndük ki; o bizim
peşimizden gelsin diye…
meyeceklerimizi
veren Rabbimize hamdü senalar etmenin
hazzına
varmak istedik.
Ayet ve Hadisler
2
Pınar Eğitim Kurumları
Tevekkül - Sabır - Şükür
Pınarlı Çocuklardan Şiirler
Pınar Eğitim Kurumları
3
BU DA GEÇER YA HÛ!
Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara, kendisine yardım edecek, yemek ve
yatak verecek biri olup olmadığını sorar.
Köylüler, kendilerinin de fakir olduklarını,
evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir
diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini salık verirler. Derviş yola koyulur, birkaç
köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından, Şakir’in bölgenin en zengin kişilerinden birisi olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci
zengin ise Haddad adında bir başka çiftlik
sahibidir. Derviş, Şakir’in çiftliğine varır. Çok
iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer içer, dinlenir. Şakir de, ailesi de hem misafirperver
hem de gönlü geniş insanlardır. Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir’e teşekkür ederken:
Hikaye
“Böyle zengin olduğun
için hep şükret.” der. Şakir
ise şöyle cevap verir:
“Hiçbir şey olduğu gibi
kalmaz. Bazen görünen, gerçeğin kendisi değildir. Bu da
geçer…” Derviş, Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu
söz üzerine uzun uzun düşünür. Birkaç yıl sonra, Derviş’in
yolu yine aynı bölgeye düşer.
Şâkir’i hatırlar, bir uğramaya
karar verir. Yolda rastladığı köylülerle
sohbet ederken Şakir’den söz eder. “Ha,
o Şakir mi?” der köylüler. “O iyice fakirleşti. Şimdi Haddad’ın yanında çalışıyor.”
Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine gider,
Şakir’i bulur. Eski dostu yaşlanmıştır, üzerinde eski püskü giysiler vardır. Üç yıl önceki
bir sel felâketinde bütün sığırları telef olmuş, evi yıkılmıştır. Toprakları da işlenemez
hale geldiği için tek çare olarak, selden
hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır. Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad’ın hizmetkârıdır. Şakir, bu kez Derviş’i
son derece mütevazı olan evinde misafir
4
Pınar Eğitim Kurumları
eder. Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır.
Derviş, vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir’den şu cevabı alır: “Üzülme…
Unutma, bu da geçer…” Derviş gezmeye
devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o
bölgeye düşer. Şaşkınlık içinde olan biteni
öğrenir. Haddad birkaç yıl önce ölmüş, ailesi olmadığı için de bütün varını yoğunu
en sadık hizmetkârı ve eski dostu Şakir’e
bırakmıştır. Şakir, Haddad’ın konağında
oturmaktadır, kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır.
Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı
alır: “Bu da geçer…” Bir zaman
sonra Derviş yine Şakir’i arar.
Ona bir tepeyi işaret ederler.
Tepede Şakir’in mezarı vardır
ve taşında şu yazılıdır: “Bu da
geçer.” Derviş: “Ölümün nesi
geçecek?” diye düşünür ve
gider. Ertesi yıl Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri
döner; ama ortada ne tepe
vardır ne de mezar. Büyük
bir sel gelmiş, tepeyi önüne
katmış, Şakir’den geriye bir
iz dahi kalmamıştır. O aralar
ülkenin sultanı, kendisi için
çok değişik bir yüzük yapılmasını ister.
Öyle bir yüzük ki, mutsuz olduğunda ümidini tazelesin, mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması
gerektiğini hatırlatsın. Hiç kimse sultanı tatmin edecek böyle bir yüzüğü yapamaz.
Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup
yardım isterler. Derviş, sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir. Kısa
bir süre sonra yüzük sultana sunulur. Sultan
önce bir şey anlamaz; çünkü son derece
sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne
büyük bir mutluluk ışığı yayılır; çünkü yüzükte “Bu da geçer” yazmaktadır.
Tevekkül - Sabır - Şükür
Cennete Uçuran Kanat:
Sabır
ye çalışmaktadır. Bir gün
sultan gemi ile
hacca gider.
Genç kızdan
ne hediye
istediğini sorar. Kız “Sabır taşı” der.
Sultan, mercimek tanesi büyüklüğündeki sabır taşını
getirir. Kız, bir gün başından geçenleri sabır
taşına anlatmaya başlar. “Sen olsan dayanabilir miydin?” der. Sabır taşı, kız anlattıkça şişer, büyür, sonunda çatlar. Şehzade
bütün olanları kapının anahtar deliğinden
görür. Baştan beri gözünün tutmadığı cariyeye mütkiş öfkelenir. Şehzade: “-Başka
tek söz istemiyorum, der. Ya kırk katır, ya
kırk satır!” Cariye yine yüzsüzlük yapar ve
inciler, ipekler, atlaslar yüklü kırk katırla ülkesine gönderilmek ister. Sultan, kırk katırın
kuyruğunda parçalanma emri verecektir
ki, genç kız söz ister. -Efendimiz! Sizden bi
dileğim var! -Dileğin,
dileğim olsun! -Öldürmeyin sultanım!
Ona kırk katır verin!
Katırlar, ipek, sırma
ve inci yüklü olsun!
her gittiği yerde “İşte
sultan böyle olur desinler!
Pınar Eğitim Kurumları
5
Örnek Olay
Bir genç kız, uyurken, bir kuş tarafından
sarayın penceresine bırakılır. Rüyasında
ona, şehzadenin başında kırk gün, kırk
gece bekleyeceği ve sonra da muradına
ereceği söylenir. Uyanır kırk gün kırk gece
bekler. Son gece, bir korsandan, sattığı bir
cariyeyi, bir elmas vererek kurtarır. Birbirlerine hikayelerini anlatırlar. Cariye, yalancı
ve haindir. Aslında korsan da ondan kurtulmak istemiştir. Genç kız da hikayesini anlatır. “Kırk gecedir bu saraydayım, bu günün
akşama doğru şehzadenin uyanacağını
umuyorum. Sen biraz başında bekle de,
ben kırk gündür hiç bir yanını göremediğim sarayda biraz gezeyim” der. O gittikten kısa bir müddet sonra şehzade uyanır.
Şehzade, ağır bir hastalığa yakalandığını,
ölmek istemediğini ve ona, “Yalnız kırk
gün kırk gece için öleceksin” dendiğini
anlatır. Uykusunda, kendisini kırk gün kırk
gece bekleyen genç kızla evlenmeye söz
vermiştir. Şehzade “Ey rüyalarımın kızı, beni
burada kırk gün kırk gece bekleyen sen
miydin?” diye sorunca, cariye “Seni ben
bekledim” der. O esnada gelen genç kızı
cariyesi olarak tanıtır. Sultan, muhteşem
bir düğün yaparak
cariye ile evlenir.
Cariye genç kıza sürekli eziyet etmektedir. Onu kırk katırla,
kırk satırla cezalandırmak için bahane aramakta, fakat
bulamamaktadır.
Genç kızı Zebellahi
denilen bir insan azmanı ile evlendirme-
SABIR KAHRAMANLARI
Hz. Muhammed (S.a.v)
“O” Sabır Kahramanı Bir Rehberdi.
Bunları Biliyor musunuz?
Sevgili Peygamberimiz sabırlı olma konusunda da biz Müslümanlara örnektir. O
asla sarsıntı yaşamadı, tereddüde düşmedi ve arkasındakilere de tereddüt yaşatmadı. Her zaman dimdik mesajının arkasında durdu. Herkese emniyet ve güven
kaynağı olmasını bildi. Tek başına eski mirasın ve kokuşmuş kadim düzenin bütün
yalancı değerlerini sarsıp yerle bir ettiğinde korkunç tepkiler aldı; farklı şekillerdeki
tehditlere maruz kaldı; bütün bunlar O’nu
yürüdüğü yoldan döndüremedi. O, İslam’ı
duyurmak için gittiği Taif’te, putperestlerin taşlamalarına maruz kaldığı zamanda
ümitsizliğe düşüp yolundan dönmediği
gibi, Müslümanların refah ve zenginliğe
kavuştukları, Arabistan’ın önemli bir bölümünü hakimiyetleri altına aldıkları dönemlerinde de asla yolunu değiştirmemiş, sürekli aynı yönde hareket etmiştir. Peygamberimizin ashabından Abdullah b. Mes’ud
diyor ki:
“Hz. Peygamber’i kavmi taşlamış, ve onu
yaralamıştı. O ise Allah’a şöyle dua ediyordu: –Allah’ım halkımı bağışla çünkü
onlar (gerçeği) bilmiyorlar.” Peygamberimizin bu tutumu ve Allah’ın yardımıyla
bir dönem sonra Taif halkı tümüyle Müslümanların hakimiyetine geçti ve o taş
atanların büyük bir bir bölümü İslam’ı kabul etti.
Hz. Eyüb:
Allah, kulu Eyüp’ün samimiyetini ve Hakk’a bağlılığını biliyordu. Bunu
diğer insanlara da göstermek istedi. Hem
böylece Eyüp gelmiş geçmiş herkese sabrın simgesi olacaktı. Hz. Eyüp’ün tıkır tıkır
giden işleri ilk kez hayvanlarının peş peşe
hastalanmaya başlamasıyla bozuldu. Kısa
süre içinde koca sürüden bir tek sıska inek,
bir tek kara keçi kalmadı; hepsi telef oldu.
İnsanlar Eyüp’ün bu duruma ne diyeceği-
6
Pınar Eğitim Kurumları
ni merak ediyor; ağzını yoklayarak:
“–Nedir bu başına gelenler…!” diyor ah
vah ediyorlardı. Eyüp peygamber yüksek
ahlakından ödün vermeksizin:
“-Allah verdi; Allah aldı; her şey O’nun
değil mi?” diyordu.
Eyüp Peygamber bir gün dışarıda işleriyle meşgul iken acı bir haber aldı. Ani bir
sarsıntıyla evleri yıkılmış, tüm çocukları göçük altında kalmıştı. Yıkıntıdan sağ kurtulan yalnızca karısıydı. Hz. Eyüp’ün gözleri
evlat acısından kanlı yaşlarla doldu; ama
‘sabır’ dedi. Belalar henüz bitmemişti. Hz.
Eyüp’ün vücudunda yaralar çıkmaya
başladı. Küçük küçük çıbanlar, gün geçtikçe büyüdü; bütün vücuduna yayıldı.
Hastalığının bulaşıcı olması ihtimaline karşı
kimse onun yanına yaklaşmak istemiyordu. Eyüp Peygamber yapayalnız kalmıştı.
Acı ve ıstıraplar içindeydi… Allah’a dua
etmeye ve O’ndan sabır istemeye devam
etti. Hastalığının şiddetlendiği bir anda:
“Ey Rabbim!” diye dua etti. Halim sana
malumdur. Adını anamayacak kadar hastayım! Ey Şifa Veren! Şifana muhtacım…”
Ayağını yere vur” diye vahyetti. Eyüp Peygamber güçlükle ayağını kaldırıp indirdi.
Ayağını indirdiği yerden berrak bir su kaynamaya başladı. Eyüp Peygamber o suyla yaralarını temizledi. Yaraları kısa sürede
kuruyup kayboldu; sudan doyasıya içti,
içindeki dertler şifa buldu.
Hz. Yakub: Ya’kûb (a.s) bitmeyen tükenmeyen güzel bir sabra sahipti. O, sabrıyla ve ümidiyle örnek bir peygamberdi.
Kendisi, evlad acısı ve evlad ihanetiyle
imtihan edildi. Kur’ân’da, onun hayatı,
Yûsuf (a.s)’ın hayatı ile iç içe anlatılmıştır.
Ya’kûb (a.s)’ın gözlerinin kaybolmasına,
saçlarının ağarmasına ve belinin bükülmesine sebep olan bu evlad imtihanı ve
onun örnek sabrı, Kur’ân’da da bahsedilmektedir.
Tevekkül - Sabır - Şükür
Sabır Nedir?
Sabır üç çeşittir:
1. Belaya, musibete sabır,
2. Din bilgilerini öğrenirken ve ibadetlerini
yaparken sabır,
3. Günah işlememek için sabır.
Belaya sabredene 300, ibadet yapmaya
sabredene 600, günah işlememeye sabredene ise, 900 derece ihsan edilir.
Sabır Duası: Hz Muhammed (s.a.v.)
sıkıntıda olanların bunu atlatabilmeleri,
sabırlı olmaları hakkında buyurdukları dua
şöyledir; “Bismillahi ala nefsi ve mali ve
dini. Allahümme raddini bi-kadaike ve
barik li fima kuddire li,
hatta la uhibbe ta’cile ma ahhartehu ve
te’hira ma acceltehu.” Meali, “Allah’ım!
Sana malımı, dinimi
ve nefsimi emanet
ediyorum. Allah’ım!
hükmüne beni razı
kıl, kaderimde bulunanı bana mübarek et, tehir ettiğinin
acele olanını, acele ettiğinin tehirini istemeyeyim. Nefsimi isyandan mahrum kıl,
teslimine yardımcı ol.”
Tevekkül Nedir?
Tevekkül, dinimizin bildirdiği sebeplere
yapıştıktan sonra neticeyi sebeplerden
değil, sebepleri yaratandan beklemektir.
(Bir işe başladığın zaman, Allahü teâlâya
tevekkül et, O’na güven!) âyet-i kerimesi,
tevekkül ile beraber azmederek çalışmak
gerektiğini gösteriyor. (Al-i imran 159)
Tevekkül Duası:
Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le
yekûlunnallâh(yekûlunnallâhu), kul e fe
Ve eğer gerçekten onlara: “Gökleri ve
yeri kim yarattı?” diye sorarsan, mutlaka: “Allah” derler. De ki: “Allah’tan başka taptıklarınızı gördünüz mü? Eğer Allah
bana bir zarar dileseydi, O’nun zararını
onlar giderebilir mi? Veya bana bir rahmet dileseydi, onun rahmetini tutabilirler
mi (engelleyebilirler mi)?” De ki: “Allah
bana yeter!” Tevekkül edenler (yalnız)
ona tevekkül ederler (onu vekil ederler).”
(39 / ZUMER – 38)
Şükür Nedir?
Şükür, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allahü teâlânın
emirlerini yapıp yasak
ettiklerinden sakınmak
şükretmekle olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek
de şükür sayılır.
Şükür Duası (sabah için)
“Allahümme ma eshaba bi min nimetin
ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, la şerike leke, fe lekel hamdü ve lekaşşükür” AMİN.
Şükür Duası (gece için)
“Allahümme ma emsa bi min nimetin ev
bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke,
la şerike leke, fe lekel hamdü ve lekaşşükür” AMİN.
Gece okunacak şükür duasının sabah
okunandan tek farkı “ma eshaba” yerine
“ma emsa”demektir.
Şükür Duasının Anlamı
Ya Rabbi, bana ve diğer yarattıklarına
verdiğin maddi ve manevi nimetlerin sabah ve akşama dek bizim yanımızda kalması yalnızca sendendir. Senin ortağın
yoktur, sana hamd ve şükrediyoruz.
Pınar Eğitim Kurumları
7
Bunları Biliyor musunuz?
Sabırlı olmak için, “Rabbena efriğ Aleyna sabran ve sebbit ekdamena vensurna alel kavmil kafiriin.” (Bakara 250) Meali, “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır,
ayaklarımızın yere sağlam basmasını sağla ve kafirlere karşı bize yardımcı ol.”
raeytum mâ ted’ûne min dûnillâhi in erâdeniyallâhu bi durrin hel hunne kâşifâtu
durrihi ev erâdenî bi rahmetin hel hunne
mumsikâtu rahmetihi, kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), aleyhi yetevekkelul mutevekkılûn(mutevekkılûne).
Fıkıh Köşesi
Tevekkül terim olarak hedefe ulaşmak için gerekli olan maddi ve manevi sebeplerin hepsine başvurduktan ve
yapacak başka bir şey kalmadıktan
sonra Allah’a dayanıp güvenmek ve
ondan ötesini Allah’a bırakmak demektir. Mesela bir çiftçi önce zamanında
tarlasını sürüp ekime hazırlayacak, tohumu atacak, sulayacak, zararlı bitkilerden
arındırıp ilaçlayacak,
gerekirse
gübresini
de verecek, ondan
sonra iyi ürün vermesi için Allah’a güvenip
dayanacak
ve sonucu ondan
bekleyecektir. Bunların hiçbirisini yapmadan “Kader ne
ise o olur” tarzında
bir anlayış tembellikten başka bir şey
değildir ve İslamın
tevekkül anlayışı ile
bağdaşmaz. Tevekkül eden kimse Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmuş, kaderine razı bir kimsedir. Fakat kadere inanmak datevekkül etmek de tembellik ve
miskinlik demek olmadıgı gibi,çalışma
ve ilerlemeye mani de değildir. Çünkü
her müslüman olayların, ilahi düzenin ve
8
Pınar Eğitim Kurumları
kanunların çerçevesinde, sebep-sonuç
ilişkisi içinde olup bittiğinin bilincindedir.
Yani tohum ekilmeden ürün elde edilmez. Salih ameller işlenmedikçe Allah’ın
rızası kazanılmaz; dolayısıyla cennete girilmez. Öyleyse tevekkül çalışıp çabalamak, çabalarken Allah’ın bizimle olduğunu hatırdan çıkarmamak ve sonucu
Allah’a bırakmaktır.
İnsan içinden çıkılmaz gibi görünen
her hadisede tevekkül kapısını sabır
tokmağıyla çalmalı.
Çünkü bu kapı insanı; darlıktan genişliğe, zahmetten
rahmete buyur eder.
İnsan gücü yettiği
kadar duyar, görür,
işitir. Yani; nihayet
bulan bir çizgisi vardır. Bu nihai noktanın
(ihtiyaca yönelik) sonsuza dönüşmesi, sonsuz güce dayanmakla mümkündür.
Akıllı bir müslümana yaraşan en doğru hareket, her ne surette olursa olsun
dünyada maruz kaldığı musibetlere sabretmek; ilahi nizamdan dışarı çıkmamak
ve halinden şikayetçi olmamaktır. Çün-
Tevekkül - Sabır - Şükür
kü musibetlerin en şiddetlisine peygamberler ve ermişler maruz kalır. Başa gelen
hadiselere sabretmek, sabır ışığı altında
çare arayıp bulmakla olur. “Debbağ,
sevdiği deriyi yerden yere vurur” atasözümüzden ilham alıp bütün hadisenin
bizim gelişmemize bir vesile teşkil edeceğini, herşeyin lehimize olduğunu düşünüp bilmek gerekmektedir. Her hadiseyi
böyle görmek ve sabretmek olgunluk ve
kemal işidir. İnsan başına gelen acı olaylarla pişirilir, olgunlaştırılır.
Nimetle imtihan edildiğinde müminden beklenen ise şükürdür. Bir minnettarlığın ifadesi olan şükür, birçok ayet ve
hadiste belirtildiği üzere, nimetlerin artırılmasına, doğru yola iletilmeye, cehennem azabından kurtulmaya vesiledir. Az
veya çok, ikram edilen bir nimete, bir iyiliğe teşekkür, ahlâkî bir borç, bir nezaket
kuralıdır. Öyleyse araya vesileler girse de
gerçekte bütün hayır ve nimetleri bize
ihsan eden Allah’ Tealâ’ya teşekkür, bir
nezaket kuralı olmaktan öte kulluk vazifemizdir, kaçınılmaz bir mükellefiyettir. Hem
bu kulluk vazifesini yerine getirmek hem
de vesile olduğu hayırlardan istifade için,
bütün şartlarına uymak suretiyle Allah’a
çokça şükretmemiz gerekmektedir.
Şükrün birinci şartı nimeti fark etmek,
verilenin “nimet” olduğunu bilmektir.
İkincisi, bize o nimeti vereni görmek, ikramından dolayı ona minnet, hürmet
ve muhabbet duymaktır. Üçüncüsü de
bahşedilen nimeti, o nimeti verenin rızası
istikametinde kullanmaktır. Bu demektir
ki şükür sadece sözle olmaz, ameli de
gerektirir. Nitekim ibadetlerimizin hepsi,
Allah’a karşı şükür vazifemizin, minnettarlığımızın amel halinde ifasıdır.
Şunu da hatırlatalım ki ister sözle, ister ibadetle, ister başka hayır hasenatla
ifade edilmiş olsun, şükür nimetin bedeli
değildir. Çünkü bir insan hayatı boyunca
şükretse, gece gündüz hiç durmadan
namaz kılsa, herhangi bir organının, bir
tek nimetin bedelini bile ödemiş olmaz.
Kaldı ki Cenab-ı Hakk’ın, kullarının teşekkürüne ihtiyacı da yoktur. Şükür, Allah’ın
azameti karşısında kulun aczini fark ve
itiraf etmesi, haddini bilmesidir. Minnettarlığını göstermek suretiyle Allah’ katındaki derecesini yükseltme çabasıdır. Bu
nedenle Kur’an’da (Neml, 40) Hz. Süleyman a.s.’a söyletildiği gibi, “Her kim şükrederse, kendi iyiliği için şükretmiş olur.”
1
Hastane ziyaretine gidilebilir. “Ben sabırlıyım ve şükrederim…”.
Aktiviteler
2
Enstrüman öğrenme: Çocuklar ney, bağlama, piyona kurslarına
gönderilerek bunun sabır işi olduğu öğretilir.
10
Pınar Eğitim Kurumları
Tevekkül - Sabır - Şükür
3
Çocuklar ile ağaç, lale soğanı ve çim adam büyütme etkinliği yaptırarak
bunun sabırla ve tevekkül yapılan bir iş olduğunu gösterilebilir.
4
Çocukların annelerinin çocuklarına onları büyütmedeki aşamalarını
göstererek sabır ve şükür üzerinde durulur.
5
Aktiviteler
Sabır gerektiren mesleklerle ilgili araştırma yapmaları sağlanabilir.
Pınar Eğitim Kurumları
11
Kitabın adı: Tevekkülün incelikleri
Kitabın Yazarı: İbn Ataullah el İskenderi
Yayınevi: Üsküdar
ÖZET:
Kitapdan bir kaç cümle: Kul Rabb’ini tanımış olsaydı O’nun yanında tedbir almaktan kaçınırdı.* * *Bütün insanlar hata yapar. Hata yapanların
en hayırlısı ise tevbe edenlerdir.* * *Dünya Sahabelerin kalplerinde değil
avuçlarndaydı.* * *Bil ki fakirlerin varlığı, zenginler için Allah’ın bir nimetidir. Rızık konusunda sebeplere sarılmak, Allah’a tevekküle engel değildir.
Okumalık - Seyirlik Tavsiyeler
KİTABIN ADI: Sabretmeyi Biliyorum
Kitabın Yazarları: Nuray Türkyılmaz, Rukiye Karaköse, Saadet
Kocagöz Uzun, Vahide Ulusoy, Necla Saydam
KİTABIN YAYINEVİ: Timaş çocuk
ÖZET:
“Sabretmeyi Biliyorum” adlı bu kitapta ilköğretim programında yer alan
“Sabır, kararlılık, azim, gayret, öfke/kızgınlık, zaman, plan, sükûnet, telaş,
beklemek, pişmanlık, hoşgörü, zor-kolay, hayal-gerçek, sorun-çözüm,
kavuşmak, ihtiyaç, istek, heves, kural, hastalık-sağlık, makine” gibi kavramlar işleniyor.
KİTABIN ADI: Tevekkül mü? Tembellik mi?
Kitabın Yazarı: Doç. dr. abdulaziz hatip
KİTABIN YAYINEVİ: Nesil yayınları
ÖZET:
“Tevekkül” konusu maalesef birçok kimse tarafından bilerek veya bilmeyerek istismara uğramış ve uğramaktadır. Buna mukabil, her dönemde
gerçek ilim ve takva ehli kimseler bu yaraya neşter vurarak çağdaşlarını
konuyla ilgili aydınlatmaya, böylece cahil veya sinsi istismarcıların tahribatına engel olmaya gayret etmişlerdir. Müslümanların her zamandan
fazla tahkiki bir imana sahip olarak “Allah’a tam tevekkül etmenin yanı
sıra İslamiyet»in terakkisi için yüksek bir performansla çalışmaya muhtaç
bulundukları günümüzde, tevekkülün hakikatine ışık tutarak çalışma ile
bağdaşabilirliği konusu bu kitapta ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve etrafındaki şüpheler bertaraf edilmiştir.
Kitabın adı: Sabır ve Şükür Öyküleri
KİTABIN YAZARI: SAİDE NUR DİKMEN
YAYINEVİ: UĞURBÖCEĞİ
ÖZET:
Dünyanın en güzel öyküleri arasından, iyiliğe özendiren, kötülükten kaçındıran harika hikâyeler seçtik... Onları kolayca anlayabilmeniz ve keyifle okuyabilmeniz için yeniden yazdık...
Sizler için iyilik, merhamet, dostluk, kardeşlik gibi değerlere dair harika bir
öykü dizisi hazırladık... Bu dizinin kitaplarını bir solukta okuyacaksınız, ama
ömür boyu unutamayacaksınız...
12
Pınar Eğitim Kurumları
Tevekkül - Sabır - Şükür
KİTABIN ADI: Sabredenler ve şükredenler
KİTABIN YAZARI: İbn Kayyım el-Cevziyye
KİTABIN YAYINEVİ: insan YAYINLARI
ÖZET:
Bu kitabın konusu sabır ve şükürdür. Çünkü iman iki sınıftır; sabır ve şükür. Buna göre, nasihati kabul eden, kurtulmayı arzu eden ve saadete
ermek isteyen kimsenin sabır ve şükrü ihmal etmemesi gerekir. Allâh-u
Teâlâ sabrı, tökezlemeyen bir at, körlenmeyen bir kılıç, bozguna uğramayan bir ordu, yıkılamayan muhkem bir kale kılmıştır. Zafere ulaşmak
sabırdan sonra gelir. Kur’ân-ı Kerim’de “Sabredin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir” buyrulmuştur.
İbn Kayyım el-Cevziyye’nin bu eseri, asıl konusu sabır ve şükürden başka,
Kur’ân-ı Kerim’in tefsirinden güzel örnekleri, senedleriyle hadîs-i şerifleri, selef-i sâlihînin eserlerini, fıkhî meselelerin açıklamalarını da içermektedir. Yine bu kitapta
dünyanın hakikati, Allâh-u Teâlâ’nın, Rasûlü’nün ve selef-i sâlihînin misallerle bu dünyayı anlatmaları, bu dünyada Allah’a yaklaştıran ya da O’ndan uzaklaştıranlar gibi birçok faydalı
mevzular anlatılmıştır.
Bu kitap, Zâdu’l-Meâd, Medâricu’s-Sâlikîn gibi önemli eserlerin de sahibi olan müellifin ifadesiyle, “hükümdarlar ve emirlerin, zenginler ve fakirlerin, sûfîler ve fakihlerin istifade edeceği bir
kitaptır.”
Filmin Adı: Hz. Eyyub
ÖZET:
Varlık ve yokluğun, itibar ve hakaretin, sağlık ve hastalığın en çetin ve
uzunu ile verilmiş bir imtihanın zirveye taşıdığı bir örnek olarak Kur’anın anılmasını emrettiği bir numune peygamberdir Hz.Eyyub. “Hayır! Yine
bir peygamber, yine aynı mesaj!” ‘O’nun haberini aldığında, İblis böyle
haykırır. Çünkü ‘O’; meleklerce “en iyi kul” olarak anılmaktadır. Servetini
öyle harcar ki Allah için; Besniye yöresinde yoksul bulunmaz olur. Şeytan
servetini ve evlatlarını yok ederek ‘O’nu kulluktan alıkoymayı tasarlar. Ve
insanlık tarihinin en büyük mücadelelerinden biri başlar böylece.
Filmin Adı: Pi’nin yaşamı
ÖZET:
Seyircilerde apayrı bir düşünce inşaa edecek olan Pi’nin yaşamı hepimizi küçük bir çocuğun inanılması güç ama gerçek olan macerasına
ve sabrına sürüklüyor. Egzotik bir hayvanat bahçesinde start alıp pasifik
okyanusuna doğru uzanan ilginç bir yolculuğu izlemeye hazırlanın.
Pınar Eğitim Kurumları
13
Okumalık - Seyirlik Tavsiyeler
Filmin Adı: Yüce Allah’a şükür
ÖZET:
Ahmet ve sevimli dostları, Pırpır ve Kartopu ormanda dolaşmaya çıkarlar. Allahın yarattığı bitkileri, gökyüzünü tanımaya çalışırlar… Sevimli kahramanlarımız Yüce Allah’a şükredilmesi gereken ne çok şey olduğunu
anlarlar. Böylece Allah’ın insanlara verdiği tüm nimetler için teşekkür
ederler.
Pınar Çocuk Kürsüsü
14
Pınar Eğitim Kurumları
Tevekkül - Sabır - Şükür
Pınar Çocuk Kürsüsü
Pınar Eğitim Kurumları
15
Güzel
Sözler
• İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır yarısı şükürdür. (Hz. Muhammed)
• Sabır; boyun eğmek değil mücadele etmektir. (Hz. Ömer)
• Şükrün esası nimetin sahibini bilmek, bunu kalp ile söylemek ve dil ile itiraf etmektir. (Abdulkadir Geylani)
• Tevekkül ve kanaat edip, haline razı olana dünyalık şeyler istemeden gelir. (Hasan
Basri)
• İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden. (Şems-i Tebrizi)
• Çalınan her kapı açılsaydı ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı. (Mevlana)
• Sabır ; çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir. (Necip Fazıl Kısakürek)
Oku - Düşün
A
B
C
P
F
G
U
T
I
J
E
U
16
F
T
U
S
R
D
S
E
G
O
D
T
G
R
T
F
E
P
M
S
A
B
I
R
T
V
E
J
M
L
O
L
F
L
A
T
A
J
V
L
Y
Ş
A
İ
Z
İ
F
E
H
L
E
T
T
H
A
M
D
N
D
Ş
A
N
K
D
R
N
O
İ
E
Y
R
E
Pınar Eğitim Kurumları
M
G
K
N
G
C
K
Y
R
T
L
K
M
Ş
Ü
K
Ü
R
Y
E
J
A
Ş
K
Ü
Y
L
B
V
Ö
R
T
İ
B
S
Ü
L
Z
C
V
E
Y
P
F
D
Z
A
R
D
A
Y
A
N
I
K
L
I
L
I
K
SABIR
ŞÜKÜR
TEVEKKÜL
GÜVEN
TESLİMİYET
HAMD
DAYANIKLILIK
SELAMET
TAHAMMÜL
TEŞEKKÜR