temizlik - Pınar Eğitim Kurumları
Transkript
temizlik - Pınar Eğitim Kurumları
TEVEKKÜL SABIR ŞÜKÜR PEYGAMBER SEVGİSİ EDEP YARDIMLAŞMA HOŞGÖRÜ SORUMLULUK TEVEKKÜL SABIR–ŞÜKÜR NAMAZ TEMİZLİK İLİM Tanıtım: Pınar Okulları’nda önemsediğimiz en önemli noktalardan birisidir “Değerler Eğitimi”. Her ay belirlediğimiz konularımızın çocuğumuzun bilişsel ve duygusal gelişiminde uygulamalı kavram haritalarına işlensin istiyoruz. Bu nedenle siz değerli velilerimize böyle aylık dergiler hazırlamayı uygun bulduk. Bu ayımızın konusu “TEVEKKÜL - SABIR ŞÜKÜR”. İçerisinde Tevekkül - Sabır - Şükür ile ilgili hikâyelerin, örnek olayların, fıkıh köşelerinin olduğu dergimizin sizler ve çocuklarımız arasında bir paylaşım aracı olsun ümidindeyiz. Çocuklarımıza ahlâki yönden her katkı tartışılmaz bir değerdir. Ama biz diyoruz ki; değerlerimiz uğruna yaptığımız bu çalışma “OKUMAYA DEĞER”… PINAR EĞİTİM KURUMLARI İmtiyaz Sahibi Ali BULUT Genel Müdür Ahmet Sacit BULUT Genel Müdür Yrd. Mustafa TÜRK Ankara Pınar İlkokul Müdürü Ali SERİT HAZIRLAYANLAR Ankara Pınar İlkokul Müdür Yrd. Aslı KIZILTAŞ BULAT Psikolojik Danışman ve Rehber Fatma Betül DOĞAN Sınıf Öğretmeni Münevver Ayten KÖKER Neslihan YORULMAZ Tuğba DURDU Esra KARAKUŞ Hacer ÜNAL Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Esra DİLMAN Şeyma UÇAR Serpil AKBABA DİZGİ TASARIM GÜRPINAR YAYINLARI DİZGİ-GRAFİK BİRİMİ Soru ve Önerileriniz İçin: Adres: M.Akif Ersoy Mah. Yeşilay Cad. No: 36 Telefon: (312) 332 42 00 www.pinarkoleji.com TÜM HAKLARI SAKLIDIR © PINAR EĞİTİM KURUMLARI Teslimiyet Huzur Teslimiyet ne güzel bir haldir… Huzur verir, takva sahibi yapar. İçini açınca bu kavramın; sabır çıkar var olan tüm imtihanlara… Şükür çıkar tüm verilenlere… Tevekkül ilk adımı olur tüm bunların… Rabbimiz bize öyle güzel cüz’i iradeler nasip etmiş ki… Hem çabalıyoruz, hem teslim oluyoruz. Her türlü manevi doyuma ulaşıyoruz. Teslimiyet bizi küçültmüyor. Manevi hazda arttırıyor bizi hatta. Çünkü her şeyin Rabbimizden olduğunu bilmek; bu koca dünyada nokta olan beni, güzel dizilmiş lütuf olan iman bağından bir tane yapıyor. Daha güçlü daha huzurlu hissediyoruz. Yalnız olmadığımızı; bizi sınayan, bize şükredelim diye rızıklar veren Rabbimizin varlığıyla gönlümüz takva ve iman hazinesi hâline gelsin diye duacıyız. En çok sevdiklerimizin bize yaptığı hatayı kapatarak, Rabbimizin külli affediciliğinden bir parça alarak sabrımızı güçlendirdik. Teşekkür etmenin çok büyük kibarlık olduğu bir anlayıştan, yoktan var ede- Lütuf edilen gücümüzün, aklımızın yettiği kadar uğraştık. Öğrendiklerimizi imanla birleştirip tevekküle dönüştürdük. İnsanların günümüzde iman ve inanç meseleleriyle uğraştıkları şu çağda Rabbimizin emirleriyle güzelleşti dünyamız. Esaret dediklerini (yanlış yorumladıkları) bu iman hazinesinin bizi özgürleştirdiğini göremediler. Tevekkülün insanı sorumluluklarının bittiği yere ulaştırdıklarını göremediler. Tevekkülün insanı sorumluluklarının bittiği yere ulaştırdıklarını göremediler. Ama gene de dua ediyoruz ki onlar da Rabbimin her yarattığı insandan tecelli bulsun bu anlayış diye imanımız ve tebliği için çabalamalıyız. İmam Gazali bu düşünce ufuklarımızı şu cümlelerle dile getiriyor; “Ulaşamadığına tevekkül, Ulaştığına rıza, Kaybettiğine sabır, gösteren kişi takva ehlindendir.” diyor, sabreden, şükreden gönüllerden olalım istiyoruz inşaallah… Pınar Eğitim Kurumları 1 Tevekkül - Sabır - Şükür Sabrettikçe şükredeceklerimiz artar düşüncesiyle bağlandık bu güzel teslimiyet ruhuna… Tevekkül ile çabalarımızı anlamlandırdık. Eksiklerimizi bağışlayan bir dine sahip olmanın verdiği inançla tövbe ettik, çabaladık, gene Rabbimize dönerek “biz yaptık, Sen kabul et inşaallah” dedik. Dünyanın boşluğundan yakınıp, boşluğa düşenlerden olmamak için dünya telaşımızı “Rabbime havale ettik”lere dönüştürdük. Dünya’ya sırtımızı döndük ki; o bizim peşimizden gelsin diye… meyeceklerimizi veren Rabbimize hamdü senalar etmenin hazzına varmak istedik. Ayet ve Hadisler 2 Pınar Eğitim Kurumları Tevekkül - Sabır - Şükür Pınarlı Çocuklardan Şiirler Pınar Eğitim Kurumları 3 BU DA GEÇER YA HÛ! Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara, kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler, kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini salık verirler. Derviş yola koyulur, birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından, Şakir’in bölgenin en zengin kişilerinden birisi olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci zengin ise Haddad adında bir başka çiftlik sahibidir. Derviş, Şakir’in çiftliğine varır. Çok iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer içer, dinlenir. Şakir de, ailesi de hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır. Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir’e teşekkür ederken: Hikaye “Böyle zengin olduğun için hep şükret.” der. Şakir ise şöyle cevap verir: “Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen, gerçeğin kendisi değildir. Bu da geçer…” Derviş, Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür. Birkaç yıl sonra, Derviş’in yolu yine aynı bölgeye düşer. Şâkir’i hatırlar, bir uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylülerle sohbet ederken Şakir’den söz eder. “Ha, o Şakir mi?” der köylüler. “O iyice fakirleşti. Şimdi Haddad’ın yanında çalışıyor.” Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine gider, Şakir’i bulur. Eski dostu yaşlanmıştır, üzerinde eski püskü giysiler vardır. Üç yıl önceki bir sel felâketinde bütün sığırları telef olmuş, evi yıkılmıştır. Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak, selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır. Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad’ın hizmetkârıdır. Şakir, bu kez Derviş’i son derece mütevazı olan evinde misafir 4 Pınar Eğitim Kurumları eder. Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır. Derviş, vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir’den şu cevabı alır: “Üzülme… Unutma, bu da geçer…” Derviş gezmeye devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o bölgeye düşer. Şaşkınlık içinde olan biteni öğrenir. Haddad birkaç yıl önce ölmüş, ailesi olmadığı için de bütün varını yoğunu en sadık hizmetkârı ve eski dostu Şakir’e bırakmıştır. Şakir, Haddad’ın konağında oturmaktadır, kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır. Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır: “Bu da geçer…” Bir zaman sonra Derviş yine Şakir’i arar. Ona bir tepeyi işaret ederler. Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: “Bu da geçer.” Derviş: “Ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır ne de mezar. Büyük bir sel gelmiş, tepeyi önüne katmış, Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır. O aralar ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Öyle bir yüzük ki, mutsuz olduğunda ümidini tazelesin, mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın. Hiç kimse sultanı tatmin edecek böyle bir yüzüğü yapamaz. Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup yardım isterler. Derviş, sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir. Kısa bir süre sonra yüzük sultana sunulur. Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır; çünkü yüzükte “Bu da geçer” yazmaktadır. Tevekkül - Sabır - Şükür Cennete Uçuran Kanat: Sabır ye çalışmaktadır. Bir gün sultan gemi ile hacca gider. Genç kızdan ne hediye istediğini sorar. Kız “Sabır taşı” der. Sultan, mercimek tanesi büyüklüğündeki sabır taşını getirir. Kız, bir gün başından geçenleri sabır taşına anlatmaya başlar. “Sen olsan dayanabilir miydin?” der. Sabır taşı, kız anlattıkça şişer, büyür, sonunda çatlar. Şehzade bütün olanları kapının anahtar deliğinden görür. Baştan beri gözünün tutmadığı cariyeye mütkiş öfkelenir. Şehzade: “-Başka tek söz istemiyorum, der. Ya kırk katır, ya kırk satır!” Cariye yine yüzsüzlük yapar ve inciler, ipekler, atlaslar yüklü kırk katırla ülkesine gönderilmek ister. Sultan, kırk katırın kuyruğunda parçalanma emri verecektir ki, genç kız söz ister. -Efendimiz! Sizden bi dileğim var! -Dileğin, dileğim olsun! -Öldürmeyin sultanım! Ona kırk katır verin! Katırlar, ipek, sırma ve inci yüklü olsun! her gittiği yerde “İşte sultan böyle olur desinler! Pınar Eğitim Kurumları 5 Örnek Olay Bir genç kız, uyurken, bir kuş tarafından sarayın penceresine bırakılır. Rüyasında ona, şehzadenin başında kırk gün, kırk gece bekleyeceği ve sonra da muradına ereceği söylenir. Uyanır kırk gün kırk gece bekler. Son gece, bir korsandan, sattığı bir cariyeyi, bir elmas vererek kurtarır. Birbirlerine hikayelerini anlatırlar. Cariye, yalancı ve haindir. Aslında korsan da ondan kurtulmak istemiştir. Genç kız da hikayesini anlatır. “Kırk gecedir bu saraydayım, bu günün akşama doğru şehzadenin uyanacağını umuyorum. Sen biraz başında bekle de, ben kırk gündür hiç bir yanını göremediğim sarayda biraz gezeyim” der. O gittikten kısa bir müddet sonra şehzade uyanır. Şehzade, ağır bir hastalığa yakalandığını, ölmek istemediğini ve ona, “Yalnız kırk gün kırk gece için öleceksin” dendiğini anlatır. Uykusunda, kendisini kırk gün kırk gece bekleyen genç kızla evlenmeye söz vermiştir. Şehzade “Ey rüyalarımın kızı, beni burada kırk gün kırk gece bekleyen sen miydin?” diye sorunca, cariye “Seni ben bekledim” der. O esnada gelen genç kızı cariyesi olarak tanıtır. Sultan, muhteşem bir düğün yaparak cariye ile evlenir. Cariye genç kıza sürekli eziyet etmektedir. Onu kırk katırla, kırk satırla cezalandırmak için bahane aramakta, fakat bulamamaktadır. Genç kızı Zebellahi denilen bir insan azmanı ile evlendirme- SABIR KAHRAMANLARI Hz. Muhammed (S.a.v) “O” Sabır Kahramanı Bir Rehberdi. Bunları Biliyor musunuz? Sevgili Peygamberimiz sabırlı olma konusunda da biz Müslümanlara örnektir. O asla sarsıntı yaşamadı, tereddüde düşmedi ve arkasındakilere de tereddüt yaşatmadı. Her zaman dimdik mesajının arkasında durdu. Herkese emniyet ve güven kaynağı olmasını bildi. Tek başına eski mirasın ve kokuşmuş kadim düzenin bütün yalancı değerlerini sarsıp yerle bir ettiğinde korkunç tepkiler aldı; farklı şekillerdeki tehditlere maruz kaldı; bütün bunlar O’nu yürüdüğü yoldan döndüremedi. O, İslam’ı duyurmak için gittiği Taif’te, putperestlerin taşlamalarına maruz kaldığı zamanda ümitsizliğe düşüp yolundan dönmediği gibi, Müslümanların refah ve zenginliğe kavuştukları, Arabistan’ın önemli bir bölümünü hakimiyetleri altına aldıkları dönemlerinde de asla yolunu değiştirmemiş, sürekli aynı yönde hareket etmiştir. Peygamberimizin ashabından Abdullah b. Mes’ud diyor ki: “Hz. Peygamber’i kavmi taşlamış, ve onu yaralamıştı. O ise Allah’a şöyle dua ediyordu: –Allah’ım halkımı bağışla çünkü onlar (gerçeği) bilmiyorlar.” Peygamberimizin bu tutumu ve Allah’ın yardımıyla bir dönem sonra Taif halkı tümüyle Müslümanların hakimiyetine geçti ve o taş atanların büyük bir bir bölümü İslam’ı kabul etti. Hz. Eyüb: Allah, kulu Eyüp’ün samimiyetini ve Hakk’a bağlılığını biliyordu. Bunu diğer insanlara da göstermek istedi. Hem böylece Eyüp gelmiş geçmiş herkese sabrın simgesi olacaktı. Hz. Eyüp’ün tıkır tıkır giden işleri ilk kez hayvanlarının peş peşe hastalanmaya başlamasıyla bozuldu. Kısa süre içinde koca sürüden bir tek sıska inek, bir tek kara keçi kalmadı; hepsi telef oldu. İnsanlar Eyüp’ün bu duruma ne diyeceği- 6 Pınar Eğitim Kurumları ni merak ediyor; ağzını yoklayarak: “–Nedir bu başına gelenler…!” diyor ah vah ediyorlardı. Eyüp peygamber yüksek ahlakından ödün vermeksizin: “-Allah verdi; Allah aldı; her şey O’nun değil mi?” diyordu. Eyüp Peygamber bir gün dışarıda işleriyle meşgul iken acı bir haber aldı. Ani bir sarsıntıyla evleri yıkılmış, tüm çocukları göçük altında kalmıştı. Yıkıntıdan sağ kurtulan yalnızca karısıydı. Hz. Eyüp’ün gözleri evlat acısından kanlı yaşlarla doldu; ama ‘sabır’ dedi. Belalar henüz bitmemişti. Hz. Eyüp’ün vücudunda yaralar çıkmaya başladı. Küçük küçük çıbanlar, gün geçtikçe büyüdü; bütün vücuduna yayıldı. Hastalığının bulaşıcı olması ihtimaline karşı kimse onun yanına yaklaşmak istemiyordu. Eyüp Peygamber yapayalnız kalmıştı. Acı ve ıstıraplar içindeydi… Allah’a dua etmeye ve O’ndan sabır istemeye devam etti. Hastalığının şiddetlendiği bir anda: “Ey Rabbim!” diye dua etti. Halim sana malumdur. Adını anamayacak kadar hastayım! Ey Şifa Veren! Şifana muhtacım…” Ayağını yere vur” diye vahyetti. Eyüp Peygamber güçlükle ayağını kaldırıp indirdi. Ayağını indirdiği yerden berrak bir su kaynamaya başladı. Eyüp Peygamber o suyla yaralarını temizledi. Yaraları kısa sürede kuruyup kayboldu; sudan doyasıya içti, içindeki dertler şifa buldu. Hz. Yakub: Ya’kûb (a.s) bitmeyen tükenmeyen güzel bir sabra sahipti. O, sabrıyla ve ümidiyle örnek bir peygamberdi. Kendisi, evlad acısı ve evlad ihanetiyle imtihan edildi. Kur’ân’da, onun hayatı, Yûsuf (a.s)’ın hayatı ile iç içe anlatılmıştır. Ya’kûb (a.s)’ın gözlerinin kaybolmasına, saçlarının ağarmasına ve belinin bükülmesine sebep olan bu evlad imtihanı ve onun örnek sabrı, Kur’ân’da da bahsedilmektedir. Tevekkül - Sabır - Şükür Sabır Nedir? Sabır üç çeşittir: 1. Belaya, musibete sabır, 2. Din bilgilerini öğrenirken ve ibadetlerini yaparken sabır, 3. Günah işlememek için sabır. Belaya sabredene 300, ibadet yapmaya sabredene 600, günah işlememeye sabredene ise, 900 derece ihsan edilir. Sabır Duası: Hz Muhammed (s.a.v.) sıkıntıda olanların bunu atlatabilmeleri, sabırlı olmaları hakkında buyurdukları dua şöyledir; “Bismillahi ala nefsi ve mali ve dini. Allahümme raddini bi-kadaike ve barik li fima kuddire li, hatta la uhibbe ta’cile ma ahhartehu ve te’hira ma acceltehu.” Meali, “Allah’ım! Sana malımı, dinimi ve nefsimi emanet ediyorum. Allah’ım! hükmüne beni razı kıl, kaderimde bulunanı bana mübarek et, tehir ettiğinin acele olanını, acele ettiğinin tehirini istemeyeyim. Nefsimi isyandan mahrum kıl, teslimine yardımcı ol.” Tevekkül Nedir? Tevekkül, dinimizin bildirdiği sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi sebeplerden değil, sebepleri yaratandan beklemektir. (Bir işe başladığın zaman, Allahü teâlâya tevekkül et, O’na güven!) âyet-i kerimesi, tevekkül ile beraber azmederek çalışmak gerektiğini gösteriyor. (Al-i imran 159) Tevekkül Duası: Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâh(yekûlunnallâhu), kul e fe Ve eğer gerçekten onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, mutlaka: “Allah” derler. De ki: “Allah’tan başka taptıklarınızı gördünüz mü? Eğer Allah bana bir zarar dileseydi, O’nun zararını onlar giderebilir mi? Veya bana bir rahmet dileseydi, onun rahmetini tutabilirler mi (engelleyebilirler mi)?” De ki: “Allah bana yeter!” Tevekkül edenler (yalnız) ona tevekkül ederler (onu vekil ederler).” (39 / ZUMER – 38) Şükür Nedir? Şükür, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allahü teâlânın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmekle olur. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır. Şükür Duası (sabah için) “Allahümme ma eshaba bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, la şerike leke, fe lekel hamdü ve lekaşşükür” AMİN. Şükür Duası (gece için) “Allahümme ma emsa bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, la şerike leke, fe lekel hamdü ve lekaşşükür” AMİN. Gece okunacak şükür duasının sabah okunandan tek farkı “ma eshaba” yerine “ma emsa”demektir. Şükür Duasının Anlamı Ya Rabbi, bana ve diğer yarattıklarına verdiğin maddi ve manevi nimetlerin sabah ve akşama dek bizim yanımızda kalması yalnızca sendendir. Senin ortağın yoktur, sana hamd ve şükrediyoruz. Pınar Eğitim Kurumları 7 Bunları Biliyor musunuz? Sabırlı olmak için, “Rabbena efriğ Aleyna sabran ve sebbit ekdamena vensurna alel kavmil kafiriin.” (Bakara 250) Meali, “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızın yere sağlam basmasını sağla ve kafirlere karşı bize yardımcı ol.” raeytum mâ ted’ûne min dûnillâhi in erâdeniyallâhu bi durrin hel hunne kâşifâtu durrihi ev erâdenî bi rahmetin hel hunne mumsikâtu rahmetihi, kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), aleyhi yetevekkelul mutevekkılûn(mutevekkılûne). Fıkıh Köşesi Tevekkül terim olarak hedefe ulaşmak için gerekli olan maddi ve manevi sebeplerin hepsine başvurduktan ve yapacak başka bir şey kalmadıktan sonra Allah’a dayanıp güvenmek ve ondan ötesini Allah’a bırakmak demektir. Mesela bir çiftçi önce zamanında tarlasını sürüp ekime hazırlayacak, tohumu atacak, sulayacak, zararlı bitkilerden arındırıp ilaçlayacak, gerekirse gübresini de verecek, ondan sonra iyi ürün vermesi için Allah’a güvenip dayanacak ve sonucu ondan bekleyecektir. Bunların hiçbirisini yapmadan “Kader ne ise o olur” tarzında bir anlayış tembellikten başka bir şey değildir ve İslamın tevekkül anlayışı ile bağdaşmaz. Tevekkül eden kimse Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmuş, kaderine razı bir kimsedir. Fakat kadere inanmak datevekkül etmek de tembellik ve miskinlik demek olmadıgı gibi,çalışma ve ilerlemeye mani de değildir. Çünkü her müslüman olayların, ilahi düzenin ve 8 Pınar Eğitim Kurumları kanunların çerçevesinde, sebep-sonuç ilişkisi içinde olup bittiğinin bilincindedir. Yani tohum ekilmeden ürün elde edilmez. Salih ameller işlenmedikçe Allah’ın rızası kazanılmaz; dolayısıyla cennete girilmez. Öyleyse tevekkül çalışıp çabalamak, çabalarken Allah’ın bizimle olduğunu hatırdan çıkarmamak ve sonucu Allah’a bırakmaktır. İnsan içinden çıkılmaz gibi görünen her hadisede tevekkül kapısını sabır tokmağıyla çalmalı. Çünkü bu kapı insanı; darlıktan genişliğe, zahmetten rahmete buyur eder. İnsan gücü yettiği kadar duyar, görür, işitir. Yani; nihayet bulan bir çizgisi vardır. Bu nihai noktanın (ihtiyaca yönelik) sonsuza dönüşmesi, sonsuz güce dayanmakla mümkündür. Akıllı bir müslümana yaraşan en doğru hareket, her ne surette olursa olsun dünyada maruz kaldığı musibetlere sabretmek; ilahi nizamdan dışarı çıkmamak ve halinden şikayetçi olmamaktır. Çün- Tevekkül - Sabır - Şükür kü musibetlerin en şiddetlisine peygamberler ve ermişler maruz kalır. Başa gelen hadiselere sabretmek, sabır ışığı altında çare arayıp bulmakla olur. “Debbağ, sevdiği deriyi yerden yere vurur” atasözümüzden ilham alıp bütün hadisenin bizim gelişmemize bir vesile teşkil edeceğini, herşeyin lehimize olduğunu düşünüp bilmek gerekmektedir. Her hadiseyi böyle görmek ve sabretmek olgunluk ve kemal işidir. İnsan başına gelen acı olaylarla pişirilir, olgunlaştırılır. Nimetle imtihan edildiğinde müminden beklenen ise şükürdür. Bir minnettarlığın ifadesi olan şükür, birçok ayet ve hadiste belirtildiği üzere, nimetlerin artırılmasına, doğru yola iletilmeye, cehennem azabından kurtulmaya vesiledir. Az veya çok, ikram edilen bir nimete, bir iyiliğe teşekkür, ahlâkî bir borç, bir nezaket kuralıdır. Öyleyse araya vesileler girse de gerçekte bütün hayır ve nimetleri bize ihsan eden Allah’ Tealâ’ya teşekkür, bir nezaket kuralı olmaktan öte kulluk vazifemizdir, kaçınılmaz bir mükellefiyettir. Hem bu kulluk vazifesini yerine getirmek hem de vesile olduğu hayırlardan istifade için, bütün şartlarına uymak suretiyle Allah’a çokça şükretmemiz gerekmektedir. Şükrün birinci şartı nimeti fark etmek, verilenin “nimet” olduğunu bilmektir. İkincisi, bize o nimeti vereni görmek, ikramından dolayı ona minnet, hürmet ve muhabbet duymaktır. Üçüncüsü de bahşedilen nimeti, o nimeti verenin rızası istikametinde kullanmaktır. Bu demektir ki şükür sadece sözle olmaz, ameli de gerektirir. Nitekim ibadetlerimizin hepsi, Allah’a karşı şükür vazifemizin, minnettarlığımızın amel halinde ifasıdır. Şunu da hatırlatalım ki ister sözle, ister ibadetle, ister başka hayır hasenatla ifade edilmiş olsun, şükür nimetin bedeli değildir. Çünkü bir insan hayatı boyunca şükretse, gece gündüz hiç durmadan namaz kılsa, herhangi bir organının, bir tek nimetin bedelini bile ödemiş olmaz. Kaldı ki Cenab-ı Hakk’ın, kullarının teşekkürüne ihtiyacı da yoktur. Şükür, Allah’ın azameti karşısında kulun aczini fark ve itiraf etmesi, haddini bilmesidir. Minnettarlığını göstermek suretiyle Allah’ katındaki derecesini yükseltme çabasıdır. Bu nedenle Kur’an’da (Neml, 40) Hz. Süleyman a.s.’a söyletildiği gibi, “Her kim şükrederse, kendi iyiliği için şükretmiş olur.” 1 Hastane ziyaretine gidilebilir. “Ben sabırlıyım ve şükrederim…”. Aktiviteler 2 Enstrüman öğrenme: Çocuklar ney, bağlama, piyona kurslarına gönderilerek bunun sabır işi olduğu öğretilir. 10 Pınar Eğitim Kurumları Tevekkül - Sabır - Şükür 3 Çocuklar ile ağaç, lale soğanı ve çim adam büyütme etkinliği yaptırarak bunun sabırla ve tevekkül yapılan bir iş olduğunu gösterilebilir. 4 Çocukların annelerinin çocuklarına onları büyütmedeki aşamalarını göstererek sabır ve şükür üzerinde durulur. 5 Aktiviteler Sabır gerektiren mesleklerle ilgili araştırma yapmaları sağlanabilir. Pınar Eğitim Kurumları 11 Kitabın adı: Tevekkülün incelikleri Kitabın Yazarı: İbn Ataullah el İskenderi Yayınevi: Üsküdar ÖZET: Kitapdan bir kaç cümle: Kul Rabb’ini tanımış olsaydı O’nun yanında tedbir almaktan kaçınırdı.* * *Bütün insanlar hata yapar. Hata yapanların en hayırlısı ise tevbe edenlerdir.* * *Dünya Sahabelerin kalplerinde değil avuçlarndaydı.* * *Bil ki fakirlerin varlığı, zenginler için Allah’ın bir nimetidir. Rızık konusunda sebeplere sarılmak, Allah’a tevekküle engel değildir. Okumalık - Seyirlik Tavsiyeler KİTABIN ADI: Sabretmeyi Biliyorum Kitabın Yazarları: Nuray Türkyılmaz, Rukiye Karaköse, Saadet Kocagöz Uzun, Vahide Ulusoy, Necla Saydam KİTABIN YAYINEVİ: Timaş çocuk ÖZET: “Sabretmeyi Biliyorum” adlı bu kitapta ilköğretim programında yer alan “Sabır, kararlılık, azim, gayret, öfke/kızgınlık, zaman, plan, sükûnet, telaş, beklemek, pişmanlık, hoşgörü, zor-kolay, hayal-gerçek, sorun-çözüm, kavuşmak, ihtiyaç, istek, heves, kural, hastalık-sağlık, makine” gibi kavramlar işleniyor. KİTABIN ADI: Tevekkül mü? Tembellik mi? Kitabın Yazarı: Doç. dr. abdulaziz hatip KİTABIN YAYINEVİ: Nesil yayınları ÖZET: “Tevekkül” konusu maalesef birçok kimse tarafından bilerek veya bilmeyerek istismara uğramış ve uğramaktadır. Buna mukabil, her dönemde gerçek ilim ve takva ehli kimseler bu yaraya neşter vurarak çağdaşlarını konuyla ilgili aydınlatmaya, böylece cahil veya sinsi istismarcıların tahribatına engel olmaya gayret etmişlerdir. Müslümanların her zamandan fazla tahkiki bir imana sahip olarak “Allah’a tam tevekkül etmenin yanı sıra İslamiyet»in terakkisi için yüksek bir performansla çalışmaya muhtaç bulundukları günümüzde, tevekkülün hakikatine ışık tutarak çalışma ile bağdaşabilirliği konusu bu kitapta ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve etrafındaki şüpheler bertaraf edilmiştir. Kitabın adı: Sabır ve Şükür Öyküleri KİTABIN YAZARI: SAİDE NUR DİKMEN YAYINEVİ: UĞURBÖCEĞİ ÖZET: Dünyanın en güzel öyküleri arasından, iyiliğe özendiren, kötülükten kaçındıran harika hikâyeler seçtik... Onları kolayca anlayabilmeniz ve keyifle okuyabilmeniz için yeniden yazdık... Sizler için iyilik, merhamet, dostluk, kardeşlik gibi değerlere dair harika bir öykü dizisi hazırladık... Bu dizinin kitaplarını bir solukta okuyacaksınız, ama ömür boyu unutamayacaksınız... 12 Pınar Eğitim Kurumları Tevekkül - Sabır - Şükür KİTABIN ADI: Sabredenler ve şükredenler KİTABIN YAZARI: İbn Kayyım el-Cevziyye KİTABIN YAYINEVİ: insan YAYINLARI ÖZET: Bu kitabın konusu sabır ve şükürdür. Çünkü iman iki sınıftır; sabır ve şükür. Buna göre, nasihati kabul eden, kurtulmayı arzu eden ve saadete ermek isteyen kimsenin sabır ve şükrü ihmal etmemesi gerekir. Allâh-u Teâlâ sabrı, tökezlemeyen bir at, körlenmeyen bir kılıç, bozguna uğramayan bir ordu, yıkılamayan muhkem bir kale kılmıştır. Zafere ulaşmak sabırdan sonra gelir. Kur’ân-ı Kerim’de “Sabredin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir” buyrulmuştur. İbn Kayyım el-Cevziyye’nin bu eseri, asıl konusu sabır ve şükürden başka, Kur’ân-ı Kerim’in tefsirinden güzel örnekleri, senedleriyle hadîs-i şerifleri, selef-i sâlihînin eserlerini, fıkhî meselelerin açıklamalarını da içermektedir. Yine bu kitapta dünyanın hakikati, Allâh-u Teâlâ’nın, Rasûlü’nün ve selef-i sâlihînin misallerle bu dünyayı anlatmaları, bu dünyada Allah’a yaklaştıran ya da O’ndan uzaklaştıranlar gibi birçok faydalı mevzular anlatılmıştır. Bu kitap, Zâdu’l-Meâd, Medâricu’s-Sâlikîn gibi önemli eserlerin de sahibi olan müellifin ifadesiyle, “hükümdarlar ve emirlerin, zenginler ve fakirlerin, sûfîler ve fakihlerin istifade edeceği bir kitaptır.” Filmin Adı: Hz. Eyyub ÖZET: Varlık ve yokluğun, itibar ve hakaretin, sağlık ve hastalığın en çetin ve uzunu ile verilmiş bir imtihanın zirveye taşıdığı bir örnek olarak Kur’anın anılmasını emrettiği bir numune peygamberdir Hz.Eyyub. “Hayır! Yine bir peygamber, yine aynı mesaj!” ‘O’nun haberini aldığında, İblis böyle haykırır. Çünkü ‘O’; meleklerce “en iyi kul” olarak anılmaktadır. Servetini öyle harcar ki Allah için; Besniye yöresinde yoksul bulunmaz olur. Şeytan servetini ve evlatlarını yok ederek ‘O’nu kulluktan alıkoymayı tasarlar. Ve insanlık tarihinin en büyük mücadelelerinden biri başlar böylece. Filmin Adı: Pi’nin yaşamı ÖZET: Seyircilerde apayrı bir düşünce inşaa edecek olan Pi’nin yaşamı hepimizi küçük bir çocuğun inanılması güç ama gerçek olan macerasına ve sabrına sürüklüyor. Egzotik bir hayvanat bahçesinde start alıp pasifik okyanusuna doğru uzanan ilginç bir yolculuğu izlemeye hazırlanın. Pınar Eğitim Kurumları 13 Okumalık - Seyirlik Tavsiyeler Filmin Adı: Yüce Allah’a şükür ÖZET: Ahmet ve sevimli dostları, Pırpır ve Kartopu ormanda dolaşmaya çıkarlar. Allahın yarattığı bitkileri, gökyüzünü tanımaya çalışırlar… Sevimli kahramanlarımız Yüce Allah’a şükredilmesi gereken ne çok şey olduğunu anlarlar. Böylece Allah’ın insanlara verdiği tüm nimetler için teşekkür ederler. Pınar Çocuk Kürsüsü 14 Pınar Eğitim Kurumları Tevekkül - Sabır - Şükür Pınar Çocuk Kürsüsü Pınar Eğitim Kurumları 15 Güzel Sözler • İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır yarısı şükürdür. (Hz. Muhammed) • Sabır; boyun eğmek değil mücadele etmektir. (Hz. Ömer) • Şükrün esası nimetin sahibini bilmek, bunu kalp ile söylemek ve dil ile itiraf etmektir. (Abdulkadir Geylani) • Tevekkül ve kanaat edip, haline razı olana dünyalık şeyler istemeden gelir. (Hasan Basri) • İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden. (Şems-i Tebrizi) • Çalınan her kapı açılsaydı ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı. (Mevlana) • Sabır ; çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir. (Necip Fazıl Kısakürek) Oku - Düşün A B C P F G U T I J E U 16 F T U S R D S E G O D T G R T F E P M S A B I R T V E J M L O L F L A T A J V L Y Ş A İ Z İ F E H L E T T H A M D N D Ş A N K D R N O İ E Y R E Pınar Eğitim Kurumları M G K N G C K Y R T L K M Ş Ü K Ü R Y E J A Ş K Ü Y L B V Ö R T İ B S Ü L Z C V E Y P F D Z A R D A Y A N I K L I L I K SABIR ŞÜKÜR TEVEKKÜL GÜVEN TESLİMİYET HAMD DAYANIKLILIK SELAMET TAHAMMÜL TEŞEKKÜR