telgraf 468-1 - Telgraf Gazetesi – Londra
Transkript
telgraf 468-1 - Telgraf Gazetesi – Londra
İran’ın Londra Büyükelçiliği Yumurta Yağmuruna Tutuldu Sayfa 2 Day-Mer’de Yapılan Denizleri Anma Etkinliğine Yoğun İlgi Walthamstow’un Bir Günü: Faşîstler, AntiFaşistler ve Binden Fazla Polis Sayfa 25 Sayfa 27 telgraf.co.uk Carşamba, 13/05/2015 Sayı HAFTALIK HABER GAZETESİ 468 SEÇİMLERİN KADERİ AVRUPA’DAKİ HALKIMIZIN ELİNDE ‘Alevilerin inanç özgürlüğü mücadelesi ne kadar kutsal ise Kürt halkının özgürlük mücadelesi de bir o kadar kutsaldır’ Turgut Öker Geçtiğimiz Pazar günü Wood Green’de bulunan Dominion Centre’da yapılan Tv10 ile dayanışma gecesinden konuşan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu eski başkanı ve HDP İstanbul milletvekili adayı Turgut Öker HDP’nin Türkiye halklarının acılarının bileşeni olduğunu belirterek, bu ülkeyi ırkçı ve kafatasçı yöneticilerden kurtarmak için yola çıktıklarını ifade etti. Öker ayrıca HDP ile ittifağı eleştiren kesimlere de cevap vererek; ‘kim ne derse desin bu Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonun, hepimizin kararıdır, ve yolumuz açıktır’ dedi. Kürt hareketinin ve Alevi hareketinin ortak mücadelesinin önemine değinen Öker; ‘Alevilerin inanç özgürlüğü mücadelesi ne kadar kutsal ise Kürt halkının özgürlük mücadelesi de bir o kadar kutsaldır’ dedi. HDP İLE İTTİFAKI SORGULAMAK SİZİN EN SON İŞİNİZ OLMALI Binden fazla kişinin katıldığı Tv 10 ile dayanışma gecesinde bir konuşma yapan Britanya Alevi Federasyonu başkanı İsrafil Erbil de, HDP ile ilgili bazı Alevilerden gelen tepkilere cevap verdi. Erbil, HDP’nin Alevilerin taleplerini kabul ettiğini ve ittifakın da bu temelde gerçekleştiğini ifade ettikten sonra şunları belirtti; ‘Ben özellikle farklı siyasi partilere oy verecek dostlardan isteğim, oy verdikleri partilerin Alevilerin taleplerine kulak vermelerini sorgulamalarını istiyorum. Eğer bu sorgulamayı yapamıyorsanız, eğer oy verdiğiniz partiyi Alevilerin taleplerini kabul eden bir noktaya getiremiyorsanız, o zaman Alevilerin taleplerini Kabul eden HDP ile ittifakı sorgulamak sizin en son işiniz olmalı.’ Haberin devamı sayfa....’de Tory Hükümeti İlk Gününe Protesto İle Başladı Geçtiğimiz Perşembe günü Birleşik Krallıkta yapılan genel parlamento seçimlerinde kullanılan oyların yüzde 36’sını alarak 331 milletvekili çıkaran Muhafazakar partisine karşı Cumartesi günü yüzlerce kişi başbakanlık önünde toplanarak protesto gösterisi yaptı. Gösterilerde polisler ile eylemciler arasında çatışmalar yaşanırken, birçok eylemci gözaltına alındı. Eylemde mevcut seçim sistemi de eleştirilirken, Muhafazakar partinin aldığı oyun kayıtlı seçmen sayısının yüzde 24’üne denk geldiğini ve bu yüzdelik ile çoğunluğun temsil edilmediği ifade edildi. Devamı sayfa …’de ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 2 İran’ın Londra Büyükelçiliği Kapısına ‘Faşist İran Rejimi’ Asıldı İran’ın Londra büyükeleçiliği önünde toplanan Kürdistanlılar ‘Faşist İran Rejimi’ yazılı afişi astıktan sonra binayı yumurta yağmuruna tuttu. İran rejiminin istihbarat elemanlarının tecavüzünden kurtulmak için Doğu Kürdistan’ın Mahabad kentinde intihar etmek zorunda kalan Ferinaz Xoşrowanî için hafta sonu iki tane eylem düzenlendi. Cumartesi günü Trafalgar meydanında toplanan bir grup Kürdistanlı Ferinaz Xoşrawani’nin resimlerini taşıyarak İran rejimini protesto etti. Pazar günü İran’ın Londra büyükelçiliğinin önünde toplanan Kürdistanlılar elçiliğin kapısına ‘Faşist iran rejimi’ yazısı astıktan sonra, binayı yumurta yağmuruna tuttular. BİR YIL İÇERİSİNDE 753 KİŞİ İDAM EDİLDİ Ferinaz Xoşrawani’nin ölümünden sonra başta Mahabad’ta olmak üzere Doğu Kürdistan’ın birçok kentinde yoğun protesto gösterileri yaşanmıştı. İran rejimi güvenlik güçleri protestoculara çok sert müdahale etmiş ve birçok kişiyi yaralamıştı. İran’da insan hakları ihlalleri devam ederken BM raporu bir yıl içerisinde 753 kişinin idam edildiğini açıkladı. BM, İran’da geçen yıl 753 kişinin idam edildiğini açıkladı. BM İnsan Hakları İran Özel Raportörü Ahmed Şahid, 16 Mart’ta İnsan Hakları Konseyi’ne sunacağı raporunda, “İran’da 2014’te 753 kişi idam edildi. Bu, son 12 yılın en yüksek rakamı” dedi BM, İran’da geçen yıl 753 kişinin idam edildiğini açıkladı. BM İnsan Hakları İran Özel Raportörü Ahmed Şahid, 16 Mart’ta İnsan Hakları Konseyi’ne sunacağı raporunda, “İran’da 2014’te 753 kişi idam edildi. Bu, son 12 yılın en yüksek rakamı” dedi. Geçen yıl idam edilenler arasında 25 kadının bulunduğuna işaret eden Şahid, 53 kişinin ise halk önünde idam edildiği bilgisini verdi. Hasan Ruhani, ılımlı söylemlerle seçilmişti, katliam ve idama sarılmıştı. HAFTALIK HABER GAZETESI • ROJNAMEYA NÛÇEYAN A HEFTANE Editör Alaettin Sinayiç Grafiker Yüksel Adıgüzel [email protected] [email protected] Muhabirler Esra Türk • Erem Kansoy • Yasemin Kazan Reklam Dilek Bozkurt - 0743 836 9969 [email protected] [email protected] - [email protected] Soru ve görüşleriniz: [email protected] Adres: Tel News Ltd. 33 Dalston Lane, London, E8 3DF Telefon: 0207 9230 838 - 0742 9481 490 Web: www.telgraf.co.uk ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 3 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 4 YPG Saflarında Savaşan İngiliz Yaralandı Ocak ayında İngiltere’nin Dorset kentinden Rojava’ya giderek YPG’ye katılan Jac Holmes adlı İngiliz gencin Daiş ile çıkan çatışmada yaralandığı haberi geldi. Rojava’nın Til Nasir yakınlarında yaralandığı belirtilen 22 yaşındaki Jac Holmes Daily mail gazetesine verdiği demeçte dönmek istemediğini ifade etti. Rojava’da yaşananları her gün izlemenin ve bunun karşısında Britanya hükümetinin ve dünyanın sessizliğini izlemenin kendisini rahatsız ettiğini belirten Jac Holmes, hiç bilmediği topraklardaki insanların mücadelesine destek olmak için yola çıktığını belirtti. Rojava tamamen özgürleşene kadar orada kalıp savaşmaya devam edeceğini belirten Jac Holmes, belki özgürleştikten sonra da buralarda kalıp oranın gelişimine destek sunmaya çalışacağını açıkladı. YPG saflarında savaşan Konstandinos Eric Scurfield adlı genç Britanyalı da 2 Mart’ta Rojava’da Daiş ile çıkan çatışmada yaşamını yitirmişti. Cenazesi 26 Mart’ta Nottingham’da toprağa verilmişti. Rojava’nın Qamîşlo kentine bağlı Til Berak’ta 2 Mart’ta yaşamını yitiren Britanya vatandaşı YPG’li savaşçı Konstandinos Erik Scurfield’in (Ke- mal) annesi Vasilis Scurfield Başbakan David Cameron, ABD Başkanı Barack Obama ve Avrupa Komisyonu’nun başkanı Jean-Claude Juncker’in dikkatine yönelik bir imza kampanyası başlattı. DAİŞ’in durdurulmasında hükümetlerin kararlı hareket etmesi için konunun parlamentoda tartışılabilmesini sağlamak amacıyla yüz bin imzaya ihtiyaç olduğunu ifade eden anne Scurfield, imza kampanyasının mümkün olduğunca her kesime ulaştırılmasını talep etti. ‘’Stop ISIS. Act decisively’’ (DAİŞ’i durdurun. İstikrarlı Davranın) başlığıyla hazırlanan kampanyaya www.change.org üzerinden imza verilerek destek olunabilir. Konstandinos Eric Scurfield Holloywood Sahnelerinden YPG Saflarına Pek çok Hollywood filminde rol alan İngiliz aktör, Michael Enright, Daiş’e karşı savaşmak için Rojava’ya giderek YPG saflarına katıldı. Birçok Hollywood filminde rol alan İngiliz aktör, Michael Enright, IŞİD’e karşı savaşmak için YPG saflarında eğitim alıyor. ‘Karayip Korsanları’, ‘Knight and Day’ başta olmak üzere çok sayıda Hollywood yapımında rol alan İngiliz aktör Michael Enright, sinema kariyerine ara verdi. Daily Mail’in haberine göre 51 yaşındaki aktör Kobani’ye geçerek YPG’ye katıldı. Enright, 2 aydır savaş eğitimi alıyor. Haberde Enright’ın 16 yaşında sinemaya adım attığı ve 19’unda da tanınan bir aktör haline geldiği ancak askeri faaliyette hiç bulunmadığı belirtildi. Hollywood yıldızının YPG’ye katıldıktan sonra askeri eğitim aldığı ifade edildi. Enright, filmlerinde hep Radikal silahlı düşmanları öldürdüğünü ve bu rolün gerçeğe dönüştüğünü söyledi. ABD’ye ya da İngiltere’ye dönmek istemediğini ve burada mutlu olduğunu belirten Michael Enright, “Eğer İngiltere ciddi bir şekilde IŞİD’i vursaydı örgüt bugün Rojava ve Suriye’de kalmazdı” diye konuştu. ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 5 Halkevi Yeni Yönetimini Belirledi 1984 yılından bu yana başken Londra’da topluma hizmet veren Halkevi yeni dönem yönetimini belirledi. Dalston bölgesinde hizmet veren Halkevi’ne 9 kişilik yönetim kurulu seçildi. 12 Nisan 2015 tarihinde yapılan Britanya Kürt Halk Meclisi Genel Kongresinde 151 kişilik yönetim kurulu belirlenmişti. Britanya Kürt Halk Meclisi bünyesinde çalışmalarını yürüten Halkevi yeni örgütlenme sistemi içerisinde mevcut yönetimini halk meclisine seçilen 151 kişilik yönetim içerisinden seçti. Hafta sonu yapılan toplantıda belirlenen yönetim kurulu üyeleri şöyle: Yaşar İsmailoğlu, İbrahim Çolak, Yeter Kurban, Nazlı Akkaya, Filiz Doğan, Songül Çulcu, Emine Karasoylu, Sinan Aslan ve Fırat Kuzu. Halkevi 31-33 Dalston Lane, E8 3DF adresinde hizmet veriyor. 6 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 --- ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 7 Londra’da Çekilen ‘Diren’ Filmi İzleyiciyle Buluştu Eğitim Köşesi OKTAY ŞAHBAZ Urswick Ortaokulu Bilgisayar Bölüm Başkanı [email protected] Kardeşler arası ilişkiler Uzun emekler ve özverili çalışmalar sonucunda tamamlanan ‘Diren’ filminin, 9 Mayıs’ta yapılan galasına yoğun ilgi vardı. Yaşamlarına Londra’da devam eden toplumumuzun yetiştirdiği ik genç Birkan Tercanlı ve Baran Bolat, ‘Diren’ isimli filmlerini Mayıs ayında gösterime sundu. 9 Mayısta Odeon Lee Valley sinemasında yapılan Gala gösterimine yoğun bir ilgi vardı. Birkan ve Baran arkadaşlar, sıfır bütçeyle çektikleri filmlerinde, Londra’da doğup büyüyen bir gencin hikayesini anlatıyor. Film en başta, zayıf bir aile ilişkisi ve zorlu yaşam koşulları içinde bir çıkış yolu arayan gencin tutunduğu tek dal, fedakar annesi ve kızarkadaşıdır. Zorluklar ve sıkıntıların yakasını bırakmadığı gencin yaşamı içinde çıkmaza sürüklenişini beyaz perdeye yansıtan gençler, her üretken genç arkadaşlarımız gibi sponsor sıkıntıları ile de yüzleşti. Başrollerini Can Kabadayı ve Susku Ekim Kaya’nın yaptığı filmin yönetmenliğini Birkan Tercan ve yardımcı yazarlık, yardımcı yönetmenlik ve filmin ses kayıtlarını ise Baran Bolat gerçekleştirdi. ‘Diren’ filminde, Ayşe Nurdoğan, Erol Demir, Nazım Demir, Cem Yeşil, Dilan Seçgin, Ozan Opan, Mehmet Emin Şahin, Cem Ok ve Ufuk Bay’da oyunculukları ile filmin yapım aşamasında büyük emek ortaya koydular. Film hakkında gazetemize açıklamada bulunan yönetmen Birkan Tercanlı, “yaşadığımız ülkede toplumsal sorunlarımızı dile getirecek bir film hazırlamak istedim. Bu filmin aileleri etkilemesini değilde daha çok bir me- saj vermek ve çocuklarına daha duyarlı davranmaları gerektiğini göstermektirç biz gençlere biraz daha destek sunulması gerektiğini savunuyorum. Filmin yapım aşamasında ve günlük yaşantımız da da karşılaştığımız en büyük sorun, aile desteği ve ailenin biz gençlere olan inancı ve motivasyonu. Ailelerimiz gençlere dahada destek olmalı ve motive etmeli. CAFE • OFF LICENCE/MARKET • KEBAB TAKE AWAY • FISH & CHIPS RESTAURANT İŞ KREDİSİ, SİGORTA BTL Mortgage, Is Kredisi, Business Plan ve Marketing Planlari MORTGAGE (BTL) Ve iş yeri krediniz icin tamamen guvenebileceginiz tek isim: Finans sektöründe de 25 senedir toplumumuzun hizmetindeyiz. SAİM KÖKSAL ARCIS FİNANCE & MANAGEMENT CONSULTANCY 73 Silver Street, Edmonton, London N18 1RP | [email protected] | www.arcisfinance.com Tel: 0208 803 4545 – 0208 344 7744 Mobile: 079 31 33 22 32 WE ARE DIRECTLY AUTHORISED AND REGULATED BY FSA, CONSUMER CREDIT LICENCE NO: 632 555 YOUR MORTGAGE IS AT RISK IF YOU DO NOT KEEP UP REPAYMENTS ON A MORTGAGE OR OTHER LOANS SECURED ON IT Bu hafta sizlere son dönemlerde sıkça rastladığım bir sorun hakkında bir yazı yazmak istedim. Özellikle yetişkinler olarak eş, dost ve akrabalarımız ile ilişkilerimizin iyi olmasına dikkat ederiz. Öyle ki bazen abla ve abilerimiz için her şeyi yapmaya hazır olan bir toplumuz. Fakat yeni kuşak gençlik ve çocuklarda şimdiden başlayan bir gerginlik var. Daha çok küçük yaşta bile kardeşler arasında kıskançlık, saldırganlık, bağımlılık, her şeyi tekeline alma eğilimi ve benzeri davranış bozukluklarına rastlamak mümkün. Durum böyle olunca ev içinde gerilim ve sıkıntı da eksik olmuyor. Bu konuyla ilgili yapılan araştırmalardan yola çıkarak sizlere bir şeyler anlatmak istedim, umarım faydalı olur. Her ne kadar kardeşler arasındaki bağ kültürümüzde çok değerli gibi görünse de bu ilişkinin temelinde ‘rekabet’ her zaman bulunmaktadır. Çocukların bu rekabetlerinin temelinde anne ya da babaya yalnızca kendilerinin sahip olma, onları başkalarıyla paylaşmak istememe gibi düşünceler yatar. Kardeş ilişkilerinin temelinde iki önemli etken vardır. Bunlardan birincisi, annenin tutumu; ikincisi ise çocuğun sıra, yaş, cinsiyet gibi özellikleri. Bu sorun eğer anne ve baba çalışıyorsa daha da kotu olabilir. Çocukları ile fazla zaman ayıramayan aileler yaptıkları davranışlar ile çocuklar arasındaki rekabeti çoğu zaman derinleştirebilir. Bizim toplumda isteyerek yada istemeyerek en çok yapılan hatalardan bir tanesi de bu olarak görülüyor. Çocuklarımızı bir birbirleriyle karşılaştırmak onların zamanla birbirlerinde nefret etmesine neden olabilir. Özellikle çok başarılı olan çocuğu örnek olarak göstermek ve onun kadar başarılı olamayan kardeşi buna zorlamak, o düzeye çıkamayacağına inanan çocuğun, meşhur olmak için, olumsuz yollara sapmasına kadar varan davranış bozukluklarını benimsemesine neden olabilmektedir. Çocukları aşırı zorlamak, bir çok hallerde onları gerekli gereksiz birbiriyle karşılaştırmak, yetişkinlerin istediği gibi olumlu sonuç vermemektedir. Yetişkinler, çocuklarının olumlu ilişkiler kurmalarını istiyorlarsa “Neden kardeşin gibi olamıyorsun? Anlamıyorum’’ türünden kıyaslayıcı konuşmalardan sakınmalıdırlar. Anne-babanın dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biri de ‘kıyaslamadır’. Çocuklar arasında yapılan kıyaslama çocuklar arası rekabeti ve doğal olarak kıskançlığı ciddi anlamda tetikleyecektir. Bunun için ebeveynler her çocuğunun davranışını ayrı ayrı takdir etmeli ve her çocuğunun hatasını ayrı ayrı ele almalıdır. “Bak ağabeyin ne kadar çalışkan sen de çalışsana!” gibi klişeleşmiş bir söz çocuğu olumsuz etkiler. Eğer anne çocuğunun çalışmasını istiyorsa bunu diğer kardeşleriyle kıyaslamadan direk olarak uygun bir üslupla söylemelidir. Sonuç olarak başta da belirtildiği gibi çocuklar arasındaki kıskançlığa en büyük etken ebeveynin ve esas olarak annenin tavır ve tutumlarıdır. Her durumda çocuklarla ayrı ayrı ilgilenilmeli, onlara hayatlarında yaşayacakları değişiklerle ilgili açıklamalar yapılmalı, kıyaslamalardan kesin bir şekilde kaçınılmalıdır. Anne baba arasındaki problemler de çocukların duygu durumlarını etkilediğinden çocuklara anne ya da baba yanında bir taraf olma baskısından kaçınılmalıdır. Ayrıca çocuklar arasında yapılacak cinsiyete ilişkin ayrım da çocuğu çok olumsuz etkileyeceğinden bu şekilde yapılan evlat ayrımlarından kaçınılmalıdır. ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 8 KİM NE DERSE DESİN BU Haber: Alaettin Sinayiç Foto: Erem Kansoy-Yasemin Kazan Geçtiğimiz Pazar günü Wood Green’de bulunan Dominion Centre’da yapılan Tv10 ile dayanışma gecesinden konuşan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu eski başkanı ve HDP İstanbul milletvekili adayı Turgut Öker HDP’nin Türkiye halklarının acılarının bileşeni olduğunu belirterek, bu ülkeyi ırkçı ve kafatasçı yöneticilerden kurtarmak için yola çıktıklarını ifade etti. Katılımın çok yoğun olduğu dayanışma gecesi Hüseyin Mehmet Gazi dedenin konuşması ve seslendirdiği deyiş ile başladı. Gecede HDP’li gençlerin geçen hafta yaptığı futbol turnuvasında şampiyon olan takıma kupası Turgut Öker tarafından verildi. Britanya Alevi gençleri de gecede sahneye çıkarak Turgut Öker şahsında tüm güçleriyle HDP’nin yanında olduklarını ifade ettiler. Öker, HDP ile ittifakı eleştiren kesimlere cevap vererek; ‘kim ne derse desin bu Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonun, hepimizin kararıdır, ve yolumuz açıktır’ dedi. Kürt hareketinin ve Alevi hareketinin ortak mücadelesinin önemine de değinen Öker; ‘Alevilerin inanç özgürlüğü mücadelesi ne kadar kutsal ise Kürt halkının özgürlük mücadelesi de bir o kadar kutsaldır’ dedi. Dayanışma gecesine katılan HDP İstanbul İkinci bölge birinci sıra adayı Turgut Öker 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlere ve Alevilerin HDP ile yapılan ittifakına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Oy kullanma hakkına sahip herkesi sandığa gitmeye çağıran Öker konuşmasında şu açıklamaları yaptı; ‘‘Türkiye’nin tüm farklı kimlikleri, tüm ezilen, ELİ KANLI DİKTATÖRE DUR DEME ZAMANI sesleri kısılan halkları bu engelleri aştı zaten, barajlar yıkıldı zaten, şimdi sorun, iktidarı ele geçirmiş, devleti ele geçirmiş bu eli kanlı diktatör Tayip Erdoğan’ı sandıkta da yenmek önemli. Özellikle Londra’da yaşayan oy kullanma hakkına sahip olan canlar, şayet o gün sandık başına gitmezseniz bu anlattıklarımın hiçbiri karşılığını bulmamış olur. İki eliniz kanda da olsa 30-31 Mayıs tarihinde sandık başına gidip Halkların Demokratik Partisine oy vererek, faşist Yezide dur diyelim. SEÇİMLERİN KADERİ AVRUPA’DAKİ HALKIMIZIN ELİNDE Eş genel başkanımız Selahattin Demirtaş’ın da dediği gibi bu seçimlerin kaderi Avrupa’daki halkımızın elinde. Avrupa’da 3 milyon civarında oy var, biz Dersim bombalandığında, Maraş kana bulandığında, Sivas, çorum kana bulandığında, Madımak ateşe verildiğinde, açlığımızdan, sefaletimizden dolayı, biz Kızılbaşlar o kutsal topraklarımızı terk etmek zorunda kaldık, acı çektik gözyaşı döktük, bugün Avrupa’da yaşayan Kızılbaşlar olarak, burada bulunuşumuz ilk defa bizim lehimize dönüştü, ilk defa Avrupa’da yaşıyor olmamız, Türkiye’de devrimci güçlerin yürüttüğü mücadeleye ilk defa ciddi katkı sunma durumuna geldik. Avrupa’da alacağımız 400 bin oy seçimlerin kaderini değiştirecektir. ALEVİLER HDP İLE NEDEN İTTİFAK YAPTI Ben 27 yıldır Alevilerin özgür bir şekilde yaşaması için mücadele veriyorum. Biz Avrupa’da bir tane Alevi kültür merkezi ile başladık, şuanda 270 tane Alevi kültür merkezimiz var. Avrupa’da önümüze koyduğumuz tüm hedefleri gerçekleştirdik. Yürüttüğümüz büyük mücadele ile artık kimseden korkmadan, cesurca sokaklara çıkabiliyoruz. Ama Türkiye’de halen ciddi sıkıntılar var, Aleviler birlik değil. Biz daha üç yıl önceden, gezi süreci olmadan, daha İşid ortaya çıkmamışken, Sol sosyalist kesimler, Alevi hareketi ve Kürt hareketi bir araya gelmesini istedik, ve biz buna öncülük ettik. Bugün ne kadar doğru bir şey yaptığımızı görüyoruz. Kürt hareketi ile Alevi hareketini yan yana getirmekle çok doğru bir şey yapmışız. Biz 27 yıldır bağımsız bir Alevi örgütlenmesi olmamıza rağmen, tüm proglarımızda ve çalışmalarımızda dedik ki Alevilerin inanç özgürlüğü mücadelesi ne kadar kutsal ise Kürt halkının özgürlük mücadelesi bir o kadar kutsaldır. Şimdi bu iki damar birleşti ve Halkların Demokratik Partisi Alevilerin tüm taleplerini programına aldı. HDP bize siz mecliste kendi adınıza kimi görmek istiyorsanız kendiniz karar verin dedi. Biz 269 Alevi örgütü toplandık ve 265 temsilci bu öneriye evet dedik. Bu noktada kim ne derse desin bu AABK’nin kararıdır, hepimizin kararıdır. Ve bu noktada da yolumuz açıktır. KÜRT GERİLLARI TÜM HALKLARI KORUYOR Bir aydır Türkiye’deyim, her yeri geziyoruz, yıllardır bu Şafii, Sünni, bu Alevi, bu Müslüman diye halkları karşı karşıya getiren bu güçler öyle bir zehir saçmışlarki, şuanda da aynı güçler bu zehiri saçmaya devam ediyor. Ama artık bunu başaramayacaklar. Türkmenler ırakta kuşatıldılar, ölümle yüz yüze kaldılar, onların yardımına ne Nato ne de Birleşmiş milletler gitti, kendi kaderleri ile baş başa kaldılar. Süryaniler, Ezidiler Şengal dağında büyük bir soykırımla karşı karşıya kaldılar, yine Nato ne de BM yardımlarına gitmedi, onların imdadına kim yetişti, başta yiğit Kürt kadın gerillaları olmak üzere Kürt özgürlük hareketi yetişti. Bu biz Aleviler için bir dönüm noktası oldu. Kendi özgün kimliğimizi ve davamızı koruyarak, seçimden sonra da bizim davamız Alevi davası olacak. Amacımız güçlü bir Alevi hareketi yaratmak. Bizler mecliste kendi kökleri üzerinde güçlenen, Alevilerin ve Kızılbaşların birliğini sağlayan bir siyasi hareketin bugün olduğu gibi yine Ermenilerle, Süryanilerle, Ezidilerle ve Kürt Özgürlük Hareketi ile yoldaşça yolumuza devam edeceğiz.’’ ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 HEPİMİZİN KARARIDIR HDP İLE İTTİFAKI SORGULAMAK SİZİN EN SON İŞİNİZ OLMALI Binden fazla kişinin katıldığı Tv 10 ile dayanışma gecesinde bir konuşma yapan Britanya Alevi Federasyonu başkanı İsrafil Erbil de, HDP ile ilgili bazı Alevilerden gelen tepkilere cevap verdi. Erbil, HDP’nin Alevilerin taleplerini kabul ettiğini ve ittifakın da bu temelde gerçekleştiğini ifade ettikten sonra şunları belirtti; ‘Ben özellikle farklı siyasi partilere oy verecek dostlardan isteğim, oy verdikleri partilerin Alevilerin taleplerine kulak vermelerini sorgulamalarını istiyorum. Eğer bu sorgulamayı yapamıyorsanız, eğer oy verdiğiniz partiyi Alevilerin taleplerini kabul eden bir noktaya getiremiyorsanız, o zaman Alevilerin taleplerini Kabul eden HDP ile ittifakı sorgulamak sizin en son işiniz olmalı.’ Erbil konuşmasında şunları belirtti; ‘‘Seçim süreciyle birlikte Alevi tabanında bazı tartışmalar başlamış, Konfederasyon nasıl gider Alevileri bir partiye yamar, satar yada Alevilerin oylarını bir partiye yönlendirir. Onlara söylenmesi gereken şu; biz Alevilerin taleplerinden vazgeçmedik, bizler Alevilerin inanç değerlerinden vazgeçerek kimseyle ittifak yapmadık. Biz ALevilerin oy verdikleri partilerden gelen teklifleri değerlendirdik. Alevilerin HDP’lileşmesinden çok, HDP’nin Alevilerin talepleri kabul etmesi ile gerçekleşti. SİYASETİ ALEVİ BİLİNCİYLE YAPACAK SİYASETÇİLERE İHTİYACIMIZ VAR Alevilerin sorunu siyasi yollarla çözülecek sorunlardır. Biz inancımızı artık yaşayabiliyoruz, sorun yok. Ama bugün AKP Alevi dedelerini okullarda okutarak, kendisine biaat eden, Türk-İslam tezini savunan, Aleviliğin içini boşaltan çalışmalar yürütüyor. Bunun karşısında durmak için, bugün Suriye’de bizi katleden zihniyete karşı durmak için siyasi arenada olmamız gerekiyor. Siyaseti Alevi bilinciyle yapabilecek siyasetçilerin oraya gitmesi gerekiyor. Alevi bilincinden taviz vermeden ittifaklar yapmak gerekiyor. Tam da bu bilinçle yapılan bu ittifak nedeniyle, Aleviler, Alevi örgütleri bunu söylüyoruz. Ama hiç bir Aleviye zorla, kafasına silah dayayarak oyunu bu partiye ver demiyoruz. Biz hangi siyasi parti ne demiş, Alevi kurumların başkanlarını nerede aday göstermiş, bunları anlatıyoruz. Bunları anlatmak bizim görevimiz. Sadece rapor vermek değil, aynı zamanda bu partinin, bu felsefenin yaklaşımını anlatıyoruz. Bunları yaparken Alevi örgütlerini parçalamak gibi hedefimiz yok. Önemli olan Alevilerin sorunlarının ve taleplerinin siyasi mercilerde çözülmesi için Aleviliğinden taviz vermeyen siyasetçileri oraya göndermektir. Bunun yolu da bu defa HDP’den geçiyor.’’ Dayanışma gecesinin müzik programında Sezgin Coşkun, Ali Sizer, Koma Zelal de sahneye çıkarak en güzel ezgilerini paylaştı. 9 10 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 Tory Hükümeti İlk Gününe Protesto İle Başladı Foto: Erem Kansoy Geçtiğimiz Perşembe günü Birleşik Krallıkta yapılan genel parlamento seçimlerinde kullanılan oyların yüzde 36’sını alarak 331 milletvekili çıkaran Muhafazakar partisine karşı Cumartesi günü yüzlerce kişi başbakanlık önünde toplanarak protesto gösterisi yaptı. Gösterilerde polisler ile eylemciler arasında çatışmalar yaşanırken, birçok eylemci gözaltına alındı. Eylemde mevcut seçim sistemi de eleştirilirken, Muhafazakar partinin aldığı oyun kayıtlı seçmen sayısının yüzde 24’üne denk geldiğini ve bu yüzdelik ile çoğunluğun temsil edilmediği ifade edildi. Birleşik Krallık’ta Perşembe günü yapılan seçimlerde David Cameron’un liderliğindeki Muhafazakar Parti seçimlerden zaferle çıkmış ve kazandığı 331 sandalye ile çoğunluk sayısını yakalamıştı. Cameron tarafından kurulan hükümetin birinci gününde başbakanlık binası önünde bir araya gelen yüzlere kişi protesto eylemi gerçekleştirdi. Kızgın eylemciler ara ara polis ile çatışırken sık sık Muhafazakar parti karşıtı sloganlar attı. Mevcut seçim sistemini de eleştiren eylemciler hükümetin aldığı yüze 36’lık oyun çoğunluk olmadığını, kendilerinin yüzde 64’lük çoğunluk olduğunu söylediler. London Black Revs, The Brick Lane Debates, BirminghamStrong Justice 4 ALL, Kashmiri Students Cam- paign UK, Rojava Solidarity Working Group, Class War, Occupy Democracy, Occupy UAL, Our Brixton ve Sisters Uncut gibi gruplar da eyleme destek verdiler. Toplamda 46,425,386 kayıtlı seçmenin olduğu seçimlere katılım oranının %66.1 olduğu seçimlerde İşçi Parti büyük bir kan kaybı yaşamış ve genel başkanı Ed Milliband istifa etmişti. Seçimlerde kan kaybeden diğer parti olan Liberal Demokratların genel başkanı Nick Clegg de istifa etmişti. Kendisi aday olduğu yerden kaybetmiş olsa da ülke genelinde oylarını yükselten UKİP’in lideri Nigel Farage istifa eden üçüncü lider olmuştu. Ancak daha Farage daha sonra kararını değiştirerek başkanlığa devame edeceğini açıklamıştı. 11 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 12 HACKNEY, HARİNGEY, ENFİELD VE İSLİNGTON İŞÇİ PARTİ DEDİ Toplumumuzun yoğun olarak yaşadığı Kuzey Londra’nın Hackney, Haringey, Enfield ve İslington bölgelerinde İşçi Partili adaylar Meg Hillier, Diane Abbott, Joan Ryan, Kate Osamor, David Lammy, Catherine West, Jeremy Corbyn, Emily Thornberry seçimlerden başarıyla çıkarak milletvekili seçildiler. CATHERINE WEST DAVID BURROWES DAVİD LAMMY DIANE ABBOTT EMILY THORNBERRY JEREMY CORBYN JOAN RYAN KATE OSAMOR MEG HILLIER ENFİELD NORTH’TA JOAN RYAN ZORLU YARIŞI KAZANDI İşçi Parti’li Joan Ryan, Muhafazakar Parti’li Nick deBois’ya 2010 genel seçimlerinde, kaybettiği milletvekilliği sandalyesini zorlu bir yarış sonucunda tekrar kazandı. Ryan, 20,172 oy ile, 1,086 çoğunluk kazanarak deBois’ı geride bırakarak, ülke genelinde büyük bir yenilgi yaşayan, İşçi Parti için önemli bir kazanç elde etti. Ryan, zafer konuşmasında seçim kampanyasına destek verenlere ve ailesine teşekkür edip, mücadele eden bir milletvekili olacağını dile getirdi. Ryan şöyle konuştu: ‘‘Son beş senede, Enfield North’ta çok zor bir zaman geçirdik. Chase Farm hastanesini korumak için mücadele edeceğim. Ulusal Sağlık Kurumu’nu (NHS) korumak için ve Enfield halkının ihtiyacı olan bütün hizmetleri korumak için mücadele edeceğim. Enfield North’ın bütün çocuklarının iyi eğitim almaları için mücadele edeceğim. Daha fazla staj imkanları, düşük üniversite harçları, adil vergi oranları, en kısa zamanda saatte sekiz sterlin asgari ücret uygulanması, bölgedeki aileler için daha iyi evler, ilk evlerini satın alanlara destek için mücadele edeceğim. Zor olacak, ama hep birlikte çalışırsak, Enfield’de yaşayanlar ve çalışanlar için daha iyi bir gelecek sağlayabiliriz.’’ ENFIELD NORTH- KATILIM %66 • İşçi Parti- Joan Ryan: 20,172 • Muhafazakar Parti- Nick de Bois: 19,086 • Christian Peoples- Yemi Awowla: 207 • Ukip- Deborah Cairns: 4,133 • Yeşiller- David Flint: 1,303 • Liberal Demokrat PartiCara Jenkinson: 1,059 • TUSC- Joe Simpson: 177 Kate Osamor Edmonton’da İşçi Parti’nin Oylarını Arttırdı Edmonton’da 1997 yılından itibaren milletvekili olan Andy Love’ın emekli olmasıyla, İşçi Parti’nin Edmonton adayı olan Kate Osamor, parti’nin oylarını arttırarak büyük bir başarı elde etti. Osamor, 25,388 oy ile, en yakın rakibi, Muhafazakar Parti’li Türk aday, Gönül Daniels’ı, 15,419 oy çoğunluğuyla geride bıraktı. Böylece, Edmonton’da, 2010 seçimlerinde %53.7 oy alan İşçi Parti, bu yıl %61.4 oy oranını yakalamış oldu. Osamor, zafer konuşmasında şöyle konuştu: ‘‘İşçi Parti sadece NHS’i kurtarabilir. Ben 15 yılımı NHS’e verdim ve milletvekili olarak zamanımı, aynı değerlerle, vermekten onur duyarım.’’ EDMONTON- KATILIM %63 • İşçi Parti- Kate Osamor: 25,388 • Muhafazakar Parti- Gönül Daniels: 9,969 • Yeşiller- Douglas Coker: 1,358 • TUSC- Lewis Peacock: 360 • Liberal Demokrat Parti- David Schmitz: 897 • Ukip- Neville Watson: 3,366 ENFIELD SOUTHGATE- KATILIM %70 • Muhafazakar Parti- David Burrowes: 22,624 (2010- 21,928) • İşçi Parti- Bambos Charalambous: 17,871 (2010- 14,302) • Yeşiller- Jean Robertson Molly: 1,690 (2010, aday değişimi var- 632) • Ukip- David Schofield: 2,109 (2010, aday değişimi var- 505) • Liberal Democrat- Paul Smith: 1,518 (2010, aday değişimi var- 6,124) HACKNEY SOUTH & SHOREDITCH- KATILIM %57 • • • • • • • • İşçi Parti- Meg Hillier: 30,663 Yeşiller- Charlotte George: 5,519 Bağımsız- Russell Shaw Higgs: 78 Liberal Demokrat Parti- Ben Mathis: 2,136 Ukip- Angus Small: 1,818 Muhafazakar Parti- Jack Tinley: 6,420 Bağımsız- Gordon Shrigley: 28 TUSC- Brian Debus: 302 HACKNEY NORTH- KATILIM %56 İşçi Parti- Diane Abbott: 31,357 Muhafazakar- Amy Gray: 7,349 Yeşiller- Heather Finlay: 7,281 Liberal Demokrat- Simon de Deney: 2,492 • Ukip- Keith Fraser: 1,085 • • • • TOTTENHAM- KATILIM %60 • İşçi Parti- David Lammy: 28,654 • Muhafazakar Parti- Stefan Mrozinski: 5,090 • Liberal Demokrat Parti- Turhan Özen: 1,756 • Ukip- Tariq Saeed: 1,512 • Yeşiller- Dee Searle: 3,931 Tusc- Jenny Sutton: 1,324 HORNSEY & WOOD GREEN- KATILIM %73 • İşçi Parti- Catherine West: 29,417 • Liberal Demokrat Parti- Lynne Featherstone: 18,359 • Yeşiller- Gordon Peters: 3,146 • Ukip- Clive Morrison: 1,271 • Muhafazakar Parti- Suhail Rahuja: 5,347 İSLINGTON NORTH • İşçi Parti- Jeremy Corbyn: 29,659 • Muhafazakar Parti- Dr Alex Burghart: 8465 • Yeşiller- Caroline Russell: 5,043 • Ukip- Greg Clough: 1,971 • Liberal Demokrat Parti- Julian Gregory: 3,984 • Sosyalist (Britanya)- Bill Martin: 112 İSLINGTON SOUTH & FINSBURY • İşçi Parti- Emily Thornberry: 22,547 • Yeşiller- Charlie Kiss: 3,371 UkipPete Muswell: 3,375 • Muhafazakar Parti- Dr Mark Lim: 9,839 • Liberal Demokrat Parti- Terry Stacy: 4,829 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 13 EMEKÇİLERİ ZORLU YILLAR BEKLİYOR Birleşik Krallık genelinde 7 Mayıs’ta yapılan genel seçim sonuçları siyaset sahnesinde deprem yarattı. Sonuçlar açıklandıktan sonra üç parti liderinden peş peşe istifalar geldi. Muhafazakar parti başkanı David Cameron Kraliçe Elizabeth’i ziyaret ederek hükümeti kurma yetkisi aldıktan hemen sonra işbaşı yaparak hükümeti kurdu. ‘bıraktığımız yerden devam edeceğiz’ diyen Cameron, yeni dönem kabinesinde bir çok aynı bakan ile devam etti- Liberal Demokrat Parti’nin hükümet ortağı olmamasıyla bakanlıklarda yeni isimlere de yer açıldı. Cameron’ın bakanlarının ‘merhametli’ ve ‘adil’ yaklaşımlarının olacağı söylediği aktarıldı. Fakat, seçim beyanlarında sosyal yardım harcamasında 12 milyar kesinti ve İnsan Hakları Yasası’nın (Human Rights Act) kaldırılması yer alan Muhafazakar Parti, yeni kabinesiyle bunları gerçekleştirmesi bekleniliyor. Avrupa İnsan Hakları Antlaşmasının Birleşik Krallık yasalarına dahil edilmesini sağlayan Human Rights Act’ın kaldırılmaması için Change.org’da imza kampanyası başlatıldı. Seçimlerin Galibi: Muhafazakar Parti ve İskoçya Ulusal Parti Bakanlık görev dağılımları: Aldığı %36.9 oy ile 331 milletvekili çıkaran Muhafazakar Parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu bu şekilde elde etmiş oldu. İngiltere genelinde Muhafazakar Parti oylarını artırırken, İskoçya’da ise İskoçya Ulusal Parti 56 milletvekili çıkararak seçimlerden büyük bir zaferle çıktı. Toplamda 46,425,386 kayıtlı seçmenin olduğu seçimlere katılım oranının %66.1 olduğu seçimlerde partilerin kazandıkları milletvekili sayısı şöyle: Muhafazakar Parti (Conservatives) : %36.9 ile 331 milletvekili İşçi Parti (Labour): %30.5 ile 232 milletvekili UKİP: %12.6 ile 1 milletvekili Liberal Demokrat Parti (Lib Dem): %7.8 ile 8 milletvekili İskoçya Ulusal Partisi (SNP): %4.7 ile 56 milletvekili Yeşiller Partisi (Green): %3.8 ile 1 milletvekili Seçimlerden zaferle ayrılan ve tahminlerin üzerinde destek gören Muhafazakâr Parti lideri David Cameron, Buckhingham Sarayı’nda İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in huzuruna çıkıp hükümeti kurma yetkisi aldıktan sonra, başbakanlık konutuna dönüp zafer konuşması yaptı. Cameron, AB üyeliğinin referanduma götürülmesi dâhil seçim kampanyası boyunca verilen sözleri tutacaklarını söyledi. Muhafazakar Parti lideri Cameron; İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda için varılan ‘yerinden yönetim, yetki devri’ uygulamasını da en kısa sürede yürürlüğe sokacaklarını ifade etti. İskoçya Ulusal Partisinden büyük çıkış SNP genel seçim kampanyasını, İskoçya’nın bağımsızlığı vaadi üzerinden yürütmedi, bunun yerine kemer sıkmaya son, sağlık sistemini koruma, sosyal harcamaları artırma, İskoçya’yı nükleer silahlardan arındırma vaatleri öne çıktı. Ancak İskoçya’da Mayıs 2016’da bölgesel parlamento seçimleri yapılacak. SNP bu seçim kampanyasında konuyu yeniden gündeme getirecek. SNP lideri Nicola Sturgeon kampanyası boyunca yakında ikinci bir bağımsızlık referandumu isteyip istemeyecekleri sorusuna net bir yanıt vermedi. 3 Parti Lideri İstifa Etti Seçim sonuçları netleştiğinde İşçi parti, Liberal Demokrat parti ve UKİP liderleri istifa etti. Ancak UKİP lideri Nigel Farage dün yaptığı açıklamada başkanlığa devam edeceğini belirterek istifasını geri çekti. Milliband: Artık Liderliği Başkasının Yapma Zamanı geldi Ed Miliband, 17 yaşında katıldığı İşçi Partisi’nin lideri olma ‘ayrıcalığına sahip olduğu’ için partiye teşekkür etti ve ailesiyle vakit geçirmek için sabırsızlandığını söyledi. Miliband, İşçi Partisi’nin geri döneceği sözünü verdi ve “Mücadele devam ediyor” dedi. Miliband, parlamentodaki sandalyelerini kaybeden arkadaşları için çok üzgün olduğunu söyledi ve “İngiltere’nin daha güçlü bir İşçi Partisi’ne ihtiyacı var. Artık liderliği başkasının almasının zamanı geldi” dedi. İşçi Partisi, 2010 yılındaki genel seçimlerde parlamentoya 258 milletvekili sokmuştu. Bu seçimlerde ise bu rakam 234’e düştü. Parti özellikle İskoçya’da büyük kan kaybetti. Ed Miliband, partinin yeni lideri seçilene kadar yardımcısı Harriet Harman’ın geçici olarak görevi üstleneceğini söyledi. Liberal Demokrat Parti Büyük Bir Hezimete Uğradı Liberal Demokrat Parti ülke genelinde adeta hezimete uğradı. Parti lideri Nick Clegg istifa etti. İktidarın küçük ortağı Liberal Demokrat Parti’nin lideri Nick Clegg, istifa konuşmasında “Bu seçimlerin Liberal Demokratlar için fevkalade zor olmasını zaten bekliyordum” dedi. Arkadaşlarının parlamentodaki sandalyelerini kaybetmeleri için ‘çok üzücü’ diyen Clegg, sonuçların tahmin edebileceğinden çok daha ezici olduğunu söyledi. Liberal Demokrat Parti’nin 2010 seçimlerinde elde ettiği 57 milletvekili sayısı bu seçimlerde 8’e düştü. Irkçı Parti Oyları Yükseltti Ancak Liderini Seçtiremedi Irkçı ve Faşist politikaları ile ön plana çıkan Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKİP) ülke genelinde oylarını ciddi anlamda yükseltirken genel başkanı Nigel Farage seçilemedi. UKİP ülke genelinde aldığı yüzde 12.7 oya rağmen parlamentoya sadece 1 milletvekili gönderebildi. MUHAFAZAKAR PARTİ 18 YIL SONRA İLK KABİNESİNİ KURDU Seçimlerden zaferle çıkan Muhafazakar Parti, 18 yıl sonra tek başına iktidar olarak kabinesini kurdu. Başbakan David Cameron, Pazartesi günü bir araya getirdiği kabinesiyle ilk toplantısını gerçekleştirdi. Seçim kampanyası süresince Maliye Bakanı- George Osborne İçişleri Bakanı Theresa May Dışişleri Bakanı- Philip Hammond İş ve Emeklilik BakanıIan Duncan Smith Savunma Bakanı- Michael Fallon Sağlık Bakanı- Jeremy Hunt Adalet Bakanı- Michael Gove Ticaret Bakanı- Sajid Javid House of Commons BaşkanıChris Grayling Eğitim Bakanı ve Kadın ve Eşitlikten sorumlu bakan- Nicky Morgan Enerji ve İklim Değişikliği bakanı- Amber Rudd Toplum ve Belediyeler Bakanı- Greg Clark Uluslararası Gelişim BakanıJustine Greening Ulaşım Bakanı- Patrick McLoughlin Kültür Medya ve Spor BakanıJohn Whittingdale Çevre, Gıda ve Tarım Bakanı- Elizabeth Truss İstihdam Bakanı- Priti Patel Ana Muhalefet İşçi Parti’nin Gölge Kabinesi: Ana Muhalefet ve İşçi Parti geçici başkanı- Harriet Harman Gölge Maliye Bakanı- Chris Leslie Gölge Dışişleri Bakanı- Hilary Benn Gölge İçişleri Bakanı- Yvette Cooper Gölge Adalet Bakanı- Lord Falconer of Thoroton Gölge Sağlık Bakanı- Andy Burnham Gölge Ticaret Bakanı- Chuka Umunna Gölge İş ve Emeklilik Bakanı- Rachel Reeves Gölge Eğitim Bakanı- Tristram Hunt Gölge Savunma Bakanı- Vernon Coaker Gölge Toplum ve Belediyeler Bakanı- Emma Reynolds Gölge Enerji ve İklim Değişikliği Bakanı- Caroline Flint Gölge House of Commons Bakanı- Angela Eagle Gölge Ulaşım Bakanı- Michael Dugher Gölge Uluslararası Gelişim Bakanı- Mary Creagh Gölge Çevre, Gıda ve Tarım Bakanı- Maria Eagle Gölge Kadın ve Eşitlikler Bakanı- Gloria De Piero Gölge Kültür, Medya ve Spor Bakanı- Chris Bryant. 14 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 15 Öker’den Haringey Esnafına Ziyaret HDP İstabul ikinci bölge birinci sıraya adayı Turgut Öker Pazartesi günü Haringey esnafını ziyaret etti. Sabah erken saatlerde Kürt Toplum Merkezinde Kürt halk meclisi üyeleri ile kahvalatıda bir araya geldi. Yapılan kahvaltılı toplantıda gündem yaklaşan genel seçimlerdi. Kahvaltı programından sonra kalabalık bir grupla Haringey’de bulunan esnafı ziyaret eden Öker’e Britanya Kürt Halk Meclisi eşbaşkanı Türkan Budak, Roj kadın meclisi temsilcileri, Ciwanen Azad temsilcileri, BAF başkanı İsrafil Erbil, Alevi gençlik temsilcileri eşlik etti. Tek tek esnafları ziyaret eden Öker hem esnafı dinledi, hem de yaklaşan seçimlere dönük duyarlılık çağrısı yaptı. Öker Cemevini de ziyaret ettikten sonra ülkedeki seçim çalışmalarına katılmak üzere Türkiye’ye döndü. HDP yurtdışında oyların tutulduğu odalara güvenlik kamerası istedi HDP, yurtdışında kullanılan oyların güvende olmadığı endişesinin Bern Konsolosluğu’da seçim materyallerinin tutulduğu çok anahtarlı odanın daha önce belirtilmeyen yedek anahtarının ortaya çıkması üzerine YSK’ya başvurarak, bu odalara güvenlik kamerası konulmasını istedi. Yazılı bir açıklama yapan HDP, yurt dışında ilk olarak Ağustos 2014’te oy kullanma hakkı elde eden Türkiyeli seçmenlerin, 7 Haziran’da ise ilk kez milletvekili seçimleri için 54 ülkede 112 temsilcilikte oy kullanacağını hatırlattı. Yurt dışında oy kullanımının birçok ülkedeki temsilciliklerde 8-31 Mayıs tarihleri arasında yapıldığı da vurgulanan açıklamada, “Bu ülkelerde 24 gün sürecek oy kullanımında her gün seçim merkezlerinde kullanılan oy sayısı tespit edilerek torbalar halinde saklama kuruluna teslim ediliyor ardından muhafaza odasına alınıyor. OYLAR GÜVENDE Mİ? Yurt dışı temsilciliklerindeki muhafaza odalarında bu kadar uzun süre bekleyecek oy pusulalarının güvende olamayacağı tartışılırken odanın iki parti temsilcisi ve konsolosluk görevlisinde olmak üzere 3 anahtarla koruma altına alınması uygulaması geliştirildi. Ancak 10 Mayıs tarihinde yaşanan bir olay, bu uygulamanın oyların güvende olduğu intibası yaratma amacından öteye gitmediğini ortaya çıkardı” dedi. TEMSİLCİLİKTE YEDEK ANAHTARLAR VAR 91 bin bin kayıtlı Türkiyeli seçmenin bulunduğu İsviçre’de oy kullanılan 3 merkezden biri olan Bern Konsolosluğu’nda gerçekleşen olayın oyların güvende olup olmadığı yönündeki endişeleri haklı çıkardığı vurgulanan HDP açıklamasında şunlar ifade edildi: “HDP temsilciler- inin tutanak altına aldığı olaya göre, Bern Konsolosluğunda kurayla muhafaza odasının anahtarı verilen iki parti temsilcisinden biri olan AKP’li temsilci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘gönlündeki partiye destek için’ gittiği Almanya’daki etkinliğine yanına anahtarını alarak gitti. Bu durumda anahtarı olmadan açılamaması gereken muhafaza odasının kapısı çilingir yardımı olmadan açılarak oy pusulaları alındı. Bu durum verilen anahtarların yedeklerinin temsilcilikte bulunduğunu ve tüm konsoloslukların partilerin haberi olmaksızın sandıklara ve seçim materyallerine erişilebileceği ve oyların değiştirebileceği ortaya çıkmış oldu.” HDP YSK’YA BAŞVURDU HDP’nin bugün bu durumu YSK’ya bir dilekçe ile bildirerek yurtdışında seçim güvenliğinin tehdit altında olduğunu ve bu sebeple sandıkların 24 saat izlenebilmesini sağlayacak bir kamera sisteminin tüm yabancı seçim bölgelerinde uygulanması önerisinde bulundu. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ali Ürküt imzasıyla YSK’ya gönderdiği dilekçede ortaya çıkan güvenlik açığının yurtdışı seçim sürecini açıkça tehdit ettiğine dikkat çekilerek, diğer yurt dışı seçim merkezlerinde de anahtarların çoğaltılmış olması ihtimaline karşın tüm saklama odalarının içinde 24 saat aktif güvenlik kamerası kurulması istenen dilekçede şöyle denildi: “Ekteki tutanaklardan da anlaşılabileceği üzere 10 Mayıs’ta Bern Konsolosluğu’nda seçim materyallerinin tutulduğu odaya erişimle ilgili ortaya çıkan güvenlik açığının yurt dışı seçim sürecini açıkça tehdit ettiği görülmektedir. Diğer yurtdışı seçim merkezlerinde de anahtarların çoğaltılmış olması ihtimali göz önünde bulundurularak tüm güvenli odaların içinde ve giriş kısımlarında 24 saat aktif ve kayıtlı olabilecek güvenlik kameralarının kurulması ve tüm müşahitlerin izleyebileceği imkanların sağlanması kritik bir gereklilik halini almıştır. Bu konuda YSK’nın gerekli önlemleri almasını diliyor, sonucu hakkında partimizin bilgilendirilmesini umuyoruz.” Başvuruya Bern’de 10 Mayıs’ta tutulan tutanaklar da eklendi. ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 16 İngiliz vatandaşı çocuğu olan kaçak göçmenler oturum alma hakkına sahip İçişleri Bakanlığı’nın (Home Office) 9 Temmuz 2012 yılında çıkardığı bir kanun sayesinde İngiltere’de kaçak bulunan ya da vizeli gelip de vize süresi bitmiş olanların İngiliz vatandaşı çocuğu varsa oturum alma şansına kavuştuğuna dikkat çeken Kılıç & Kılıç Avukatlık Bürosu Göçmenlik Uzmanı Emel Yılmaz, bu durumda olan birçok müvekkilerine oturum aldıklarını söyledi. Kaçak durumdaki kişinin İngiliz vatandaşı çocuğunun olmasının bu tür bir oturum başvurusu için yeterli olduğunu kaydeden Yılmaz, kişinin eşinden/partnerinden boşanmış olmasının ya da ayrı yaşıyor olmasının böyle bir başvuru yapmaya engel olmadığını ifade etti. Göçmenlik Uzmanı Emel Yılmaz konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Temmuz 2012 yılında çıkan bir yasa ile bu ülkede kaçak durumda olup da İngiliz vatandaşı çocuğu olanların oturuma başvurma hakkı doğdu. Bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana yüzlerce müvekkilimize bu yasaya dayalı olarak oturum aldık. Kişinin bu yasadan dolayı oturuma başurması için halen evli olması şartı aranmıyor; yani çocuğunun olduğu eşinden/partnerinden boşanmış ya da ayrılmış olması sorun değil. Kişi evli değilse çocuğuyla resmi görüşme hakkının olması yeterli. Böyle bir başvuru için partnerin ya da eski partnerin rızasının olması da gerekmiyor. Ayrıca bu tür bir başvuru için kişinin belli bir gelirinin olması ya da çalışma şartı aranmıyor. Kişinin eşi yardım alıyorsa bile kaçak durumdaki kişinin başvuru hakkı var.” İNGİLTERE’DE HERHANGİ BİR KAYDIN OLMASI ŞART DEĞİL Kaçak durumdaki bir kişinin İngiliz vatandaşı çocuğundan dolayı oturuma başvurması için İngiltere’de herhangi bir kaydının olması şartının aranmadığının da altını çizen hukukçu Emel Yılmaz, başvuracak kişinin sadece Türk pasaportuna ihtiyacı olduğunu söyledi. Yılmaz sözlerini şöyle devam etti: “Kaçak durumdaki ya da vize süresini aşmış kişinin böyle bir başvuru için Türk pasaportunun olması gerekiyor. Her Türkiye vatandaşı, İngiltere’de kaçak ya da hiçbir kaydı yoksa bile, belli evrakları sağlayarak Türk konsolosluğundan Türk pasaportunu çıkarabilir. Oturuma başvuracak kişinin pasaportu eğer Home Office’te ise o zaman Türk pasaportu çıkarma şartı da yok.” Bu tür oturum başvurularında Home Office’in bazen DNA testi isteyebildiğine dikkat çeken Yılmaz, başarılı bir başvuru sonunda alınan oturumun her Göçmenlik Uzmanı Emel Yılmaz iki buçuk yılda bir yenilenmek şartıyla 10 yıllık olduğunu söyledi. Yılmaz oturumun türü ve özellikleriyle ilgili olarak ise şöyle konuştu: “Normalde bu tür bir oturum alındığında 10 yıl boyunca yardım almama şartı konuyordu. Ancak yardım almama şartı ile ilgili olarak bazı müvekkilerimiz adına yaptığımız itiraz başvurularından da şu ana kadar hep olumlu sonuç aldık. Yani yadım almama şartına itiraz edip ortadan kaldırabiliyoruz ve kişi devlet yardımı da alabilecek duruma geliyor. Bu tür oturum sahibi kişiler rahatlıkla Türkiye’ye gidebiliyor, İngiltere’de resmi olarak çalışabiliyor ya da kendi işini kurabiliyor.” Bu durumda olanların iyi bir dosya ile başvurmaları gerektiğinin de altını çizen Yılmaz, kişinin oturum alma şansının belli kriterlere göre değiştiğini söyledi. Konuyla ilgili daha geniş bilgi almak isteyenler 0208 888 8341 ve 07852 11 77 30 numaralı telefonları arayabilirler. Kılıç & Kılıç Avukatlık Bürosunun yeni adresi: 307 West Green Road, N15 3PA, London. Email: [email protected] ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 17 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 18 Türk Büyükelçiliği Önüne Siyah Çelenk Haber: Şükrü Bolat Fotoğraf: Erem Kansoy 28 Mart’ta Suriye’nin İdlib köyünde, 25 Nisan’da Cisr eşŞuğur’da Alevilere karşı yapılan katliâmlar; Britanya Alevi Federasyonu tarafından TC Londra Büyükelçiliği’ne siyah çelenk bırakılarak protesto edildi. Çarşamba günü başkent Londra’da, TC Büyükelçiliği’nin önünde toplanan kalabalık, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Anısına, Dersim katliamları Anısına ve Suriye’de yaşamını yitiren tüm Aleviler ve bugüne kadar yapılan katliamlarla hayatını kaybeden tüm Aleviler adına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Siyah Çelenk bırakmak isteyen gruba; önce üç kişi tarafından bırakabileceği ifade edilmesine rağmen, daha sonra polislerin TC büyükelçilik yetkililerinden aldığı talimat ile Büyükelçilik yetkililerinin siyah Çelenk bırakma eylemine izin vermedikleri belirtilerek çelenk bırakılması engellendi. Bunun üzerine TC Büyükelçiliğinin Londra’daki Binasının önüne siyah çelenk bırakılması kararlaştırılarak yaşanan olaylar, yapılan açıklamalarla kınandı. Türkiye başta olmak üzere; Diktatör ve Gerici rejimlerin, Suriye Halkları üzerinden hesap yaparak katliamlarına devam ettikleri belirtildi. AKP hükümetleri tarafından desteklenmiş olan cihatçı çetelerin, bugüne kadar Suriye topraklarında genç, yaşlı demeden yüz binlerce insanın hayatına kıydığı vurgulandı. 28 Mart’ta Suriye’de İdlib köyünü ve 25 Nisan’da Cisr eş-Şuğur bölgesini ele geçiren El Kaide’nin Suriye kolu; Nusra Cephesi öncülüğündeki cihatçı çeteler, Cisr eş-Şuğur’un yaklaşık 3 kilometre güney batısında yer alan ve çoğunluğunu Alevilerin oluşturduğu, İştebrak Köyü’nde katliam yapmış, Katliamda onlarca Alevi yaşamını yitirmişti. Katliam görüntüleri, çetelerin, kendi sosyal medya sayfalarında propaganda amaçlı yayınlanmış, Türkiye ve başta Avrupa olmak üzere bir çok Alevi, Gazeteci, Yazar, Aydın ve Sanatçı; Alevi katliamlarına sessiz kalmamak gerektiğini vurgulayarak, yaşananları protesto etmişlerdi. TC. Londra Büyükelçiliği önünde yapılan konuşmalarda; Ortadoğuda kendi iktidarlarını gericilik üzerine inşaa eden diktatörlerin, sorgulamayan ve kadere boyun eğen toplumlar yaratmayı hedeflemekte olduğu ifade edilirken, Buna biaat etmeyen Alevilerin, diktatörlerin projesi içerisinde yer almayı ret ettiği vurgulandı. ‘‘Biz Aleviler; bu katliamlara dur demek için, gereken tüm demokratik mücadelemize devam edeceğiz. Türkiye ve Avrupa Alevi kurumları olarak başta; Suriye-Türkiye sınırında ve tüm metropollerde, Suriyedeki Alevilerin sesi ve çığlığı olacağız. Özellikle belirtmek isteriz ki; başta Ingiletere hükümeti olmak üzere hiçbir kapitalist ve emperyalist rejim bu katliamlarda masum değildir.’’ TC Londra Büyükelçiliği önünde gerçekleştirilen siyah çelenk bırakma eyleminde; Suriye’de katledilen, Alevi çocuklar, kadınlar, yaşlılar başta olmak üzere; öldürülen, katliama uğrayan tüm halkların; Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Türkmenlerin, Ezidilerin ve Arapların katillerinin, Türkiye Cumhuriyeti devlet yöneticileri olduğu vurgulandı. Alevilere yapılan bu katliamların ve saldırıların bütün insanlığa karşı yapıldığı, vicdanlı, demokrat insanların, bu katliamlara ve bu saldırılara karşı mücadele etmesi gerektiği ifade edildi. ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 19 “Özgürleştirme ve Yeniden İnşa Birlikte Sürecek” Röportaj: Yasemin Kazan fayda var. Biz mücadelemizi pratik anlamda yürütürken onlar da kendi ağları çerçevesinde teorik anlamda bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Daiş hepimizin ortak düşmanıdır, bu nedenle ortak düşmana birlikte karşı durmalıyız. Bizler Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmayı temenni ediyoruz. Bizlerin Türkiye’ye yaklaşımı kardeşçe bir yaklaşımdır, Türkiye’den beklentimiz de böyle bir yaklaşımdır. Kobani Kantonu Yönetimi Başkanı Enver Müslim: “Kobani’yi yeniden inşa ederken, kendi irademizle ve gücümüzle; halkımızı, topraklarımızı, onurumuzu savunmaya da devam edeceğiz.” Kobani’nin yeniden inşası için Amed’de 2-3 Mayıs tarihlerinde düzenlenen konferansın sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi: “İnançla el ele vererek tüm sömürgeci güçlere en güzel cevabı Kobani’yi hep birlikte inşa ederek vereceğiz. Birlik ruhu ile korunmuş Kobani’nin, inşasının da bu ruhla gerçekleştirilmesi gerekmektedir.” Kobani’nin demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir şekilde yeniden inşasının yanı sıra direnişin yarattığı etkilere de yer veren sonuç bildirgesinde şu açıklamalar da dikkati çekiyor: “Kobani direnişiyle hem askeri anlamda hem de siyasi anlamda ilk kez Kürdistani güçler birbirine bu kadar yakınlaştı ve sömürgeci zihniyetin sınırlarını anlamsızlaştırdı. Toplumun iradesi, iktidarcı kapitalist sistemin tüm saldırılarını boşa çıkarılabileceğini kanıtladı.” Bu açıklamalara bakılırsa; Ortadoğu’da Kürtsüz bir barışın ve istikrarın olmayacağı görülüyor. “Kimseye boyun eğmeyeceğiz, ya özgürlük ya ölüm” şiarıyla direnen Kobani, bizlere yeni bir yaşam biçimini öğretiyor ve öğretmeye de devam edecek… Konferans öncesi Enver Müslim’e yönelttiğimiz sorular arasında göç edenlerin akibeti ve sınır kapısı sorunu da vardı. Konferansta bu iki konuya yönelik alınan kararlar; Kobani halkının tekrar geri dönmesi ve inşa çalışmalarına aktif bir şekilde dahil olması yönündeydi. Sınır kapısı engelinin kalkması için ise; tüm uluslararası kurum ve kuruluşlara diplomatik çalışmalar başlatmaları çağrısı yapıldı. Enver Müslim Amed’de, “Kobani’yi yeniden inşa etmek insanlık değerlerine sahip çıkmaktır” sloganıyla organize edilen konferansa yönelik görüşlerini şöyle açıkladı: “Amacımız Kobani’nin her yönüyle yeniden inşası; yani şehrin bütün renkleri ile yeniden canlandırılması, çocukların okullarına geri dönebilmesi, göz yaşı döken annelerin topraklarına yeniden kavuşması… Bu konferansla hedeflenen yeniden inşa süreci sadece binaların inşası kapsamıyor: Eğitim, sosyal, kültürel, ekonomik, ekolojik ve yaşamsal tüm faaliyetleri idame ettirebilmek ve bunları da aşama aşama aktif hale getirebilmek. Konferansta sunduğumuz rapor var olan koşullar çerçevesinde detaya inilerek mühendisler tarafından hazırlanmıştır. Birinci aşama mevcut sorunları paylaştırmaktı; herkesin bir görev üstlenebilmesi, ikinci aşama ise bu görev alanlarının dağılımı ve bir sonraki konferansın geniş çapta yapılabilmesi… Yani tüm uluslarası kamuoyunu dahil edebileceğimiz bir çalışma başlatmak. Delegasyonlar bu raporu dağıtıp, paylaşılabilir, tartışmaya açabilir ve daha fazla ne katabilirim diye çalışma yürütebilirler. Bu çalışmalarla beraber yavaş yavaş inşa da devam edecek. Kobani yalnızca Kürtlerin şehri değil onu maddi ve manevi anlamda destekleyen tüm insanların şehridir. Bu konferansta Kürdistani bütün değerlerin, örgüt ve kurumların yer alması ve önümüzdeki uluslararası konferans için de bir zemin oluşturacaktır.” Direnişin devam ettiği dönemde; “Göstereceğimiz direniş zaferi getirecektir. Daiş’in Kobani’ye girme hesabı yanlıştır” açıklamasını yapan Enver Müslim’in, zafer sonrası Kobani’nin inşası ve bölgedeki duruma yönelik sorularımıza yanıtları ise şöyle: Daiş tehlikesinin devam etmesi inşa sürecini nasıl etkileyecek? Daiş tehlikesi kolay kolay bitecek gibi değil. Bölgede Musul ve Rakka gibi iki önemli şehri elinde tutuyor ve bunun yanı sıra Çeçenistan ve Afganistan gibi ülkelerden de besleniyor. Daha önceden örgütlenmiş bir yapı olması sebebiyle kolayca bitirilemez. Biz de bunun farkında olduğumuz için Kobani’yi yeniden inşa ederken, kendi irademizle ve gücümüzle; halkımızı, topraklarımızı, onurumuzu savunmaya da devam edeceğiz. Özgürleştirme ve yeniden inşa birlikte devam edecek. “Olası bir katliamın vebali herkesin boynunadır” Kobani’nin yeniden inşasında uluslararası destek alabilmek için ne tür temaslarınız oldu? Bulunduğumuz konum gereği etrafımız Daiş çeteleri ile sarılı ve savaş halen tüm gerçekliği ile devam ediyor. Daiş vahşetine karşı direnen bir halka bütün insanlığın sahip çıkması gerekiyor çünkü bu direniş insanlık onurunun tarihi bir direnişidir. Uluslararası anlamda diyaloglarımız kesilmiş değil; ancak netice itibarı ile çok fazla bir ilerleme de yok. Bu konuda çok büyük bir kaygı taşıdığımızı söyleyemem. Bugüne kadar desteklerini sunanların bunu devam ettireceklerine inancımız tam. Eğer destek göremezsek de, Kobani halkı daha öncede yaptığı gibi yine direnir ve yeniden yapılandırmaya var gücüyle yine devam eder. Ancak olası bir katliamın vebali herkesin boynunadır. Biz yapabileceğimizi yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Şuan için Kobani’de herhangi bir inşa çalışması söz konusu mu? Yeniden inşa boyutuyla birçok kesim tarafından verilmiş sözler var. Tabi bunların hepsi halen söz aşamasında ve pratik anlamda atılmış bir adım henüz yok. Sadece sağlık alanından uluslararası bazı kurumların pratik çalışmaları başladı ve devam ediyor. Yapacağımız diğer konferansta durum biraz daha netleşecek. “Yenilmezliğin yenilmesi” Rojava’nın insansızlaştırılması yani Kürtsüzleştirilmesi çabaları var mı? Kobani’nin düştü düşecek açıklamaları konusunda neler söyleyeceksiniz? Uluslararası destek gören Daiş vahşetinin salmış olduğu korku, işgal ettikleri yerlerde hakimiyetlerini kolaylıkla sağlayabilmeleri, zi- “Türkiye’nin bize yaklaşımı hinlerde onlar yenilemez algısını Daiş’in yaklaşımından farksız yarattı. Kobani direnişi Daiş’in olur” yenilmezliğinin yenilmesidir. Daiş çeteleri Kobani’de hakimiyetlerini kolaylıkla sağlayacaklarını zannediyordu fakat sonuç hiç de bekledikleri gibi olmadı. Ne onların ne de onlar üzerinden hesap yapanların Kobani’deki planları tuttu. Kobani halkı tarihi bir mücadele vererek bu planları bozdu. Bu mücadelenin bedeli yüzlerce gencimizin kanıyla ödendi. Eğer biz Kobani’de direnmeseydik bugün Daiş Türkiye’ye girmişti. Kürtler, Türkler, Ermeniler, Asuriler ve Araplar her zaman beraberce yaşadı ve böyle de yaşamaya devam etmek istiyor. Bizler demokratik bir Suriye için mücadele veriyoruz. Her halkın, kimliğin, inancın kendisini özgürce ifade ettiği ve örgütlendiği bir demokratik Suriye için bu mücadelemiz devam edecek. Bu mücadelemiz Ortadoğu sorununa da çözüm olacaktır. “Türkiye’nin Daiş ile işbirliği yaptığını kanıtlar nitelikte…” Daiş çetesini destekleyen ülkeler olduğunu ifade ettiniz. Hangi ülkeler destek veriyor ve bununla ilgili herhangi bir kanıt veya belge var mı? Bir bütün olarak devletleri suçlamak istemiyoruz, ancak kimi kurum ve kuruluşlar aracılığıyla Daiş’e destek ve yardım yapıldığı açıkça ortada. Akçapınar sınır kapısından yaralı Daiş üyelerinin geçirilmesi, Cerablus ve Til Abyad tarafında geçişlerin yapılması, Daiş’in hakim olduğu köylerde Türkiye treninin durması ve Mürşitpınar sınır kapısından giren bomba… Daiş ile işbirliği yapan birkaç ülke gibi, bu saydığım olaylar da Türkiye’nin Daiş ile işbirliği yaptığını kanıtlar nitelikte… Hatta bu yaşananları bizzat Türkiye hükümetine de sorduk ve önerilerde bulunduk. Daiş ile işbirliği yapan kurum ve karanlık organizasyonların açığa çıkarılması için bağımsız bir komisyon oluşturulmalıdır. Tabi ki Türkiye’de Daiş’e düşman olanlar ile ortak mücadele yürütüğümüzü de eklemekte Kobani’ye gönderilen insani yardımların geri çevrilmesi ve Mürşitpınar sınır kapısının açılması konusunda Türkiye ile temaslarınız var mı? Bu kapı açılmazsa Kobani’nin inşası nasıl gerçekleşecek? Biz Türkiye’nin sınır kapısını açmayacağını iddia etmiyoruz. Fakat üç tarafımız da Daiş çetesi ile çevrili ve Türkiye’de sınır kapısını kapatırsa, o zaman Türkiye’nin bize yaklaşımı Daiş’in yaklaşımından farksız olur. Bizim talebimiz kapının resmi olarak açılmasıdır. Bu konuda devlet yetkilileri ile görüşmelerimiz devam ediyor. En son Başbakan Davutoğlu’na bu konuda bir mektup da gönderdik. Kobani’nin yeniden inşa edilebilmesi, halkın geri dönebilmesi ve yeniden normal yaşamına devam edebilmesi için bu kapının açılması gerekiyor. Mevcut durumdaki gibi sınır kapısının sadece bazı insani yardımlara açık olması yeterli değil. Şuan binlerce kişi Kobani’de yaşamını çok zor koşullarda idame ettirmeye çalışıyor. Bu anlamda çok ciddi ihtiyaçlar var; su ve gıda ihtiyacından ilaç ihtiyacına kadar… Mürşitpınar sınır kapısının açılması konusunda çalışmalarımız ve girişimlerimiz devam edecek. Kobani’den göç edenlerin bazıları geri döndü ancak kalanların geri dönmesi için neler yapılıyor? Göç edenlerin geri dönüşleri konusundaki çalışmalarımız savaş döneminde bile devam etti. Dönenler için bir kamp inşa ettik. Ancak bunun birçok zorluğu var; şehirde halen birçok patlamamış bomba ve mayın, sınır kapısı ve altyapı sorunu var. Uluslararası kurumlardan bu konuda destek ve dayanışma olmazsa geri dönüşler mevcut durumda biraz zor olacak. Bunun yanı sıra bazı kesimlerin Kobani ve tüm Rojava’nın boşaltılması, insansızlaştırılması gibi uğraş ve istekleri durumu daha da zorlaştırıyor. Kantonlar arası yardımlaşma yapılabiliyor mu? Mevcut fiziki koşullardan kaynaklı zorluklar var fakat buna rağmen hem Afrin hem de Cezire kantonlarının destekleri devam ediyor. 20 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 21 BİR GARİP GENEL SEÇİM Dr. Utkan Alacakanat 7 Mayıs 2015 yapılan Birleşik Krallık genel seçimlerinden hiç bir tad alamadım. Ne kadar monoton ve gereksiz bir seçim havasıydı öyle, . Alışık olduklarımızın çok dışında. Ben de ilk defa bu ülkede oy kullanan biri olarak itiraz ediyorum . Böyle seçim olmaz kardeşim. Niye mi? Alin size bir sürü gerekçe. Kimsenin önünde promp yoktu. Arkalarında da her söze cevap vermeye hazır danışmanları olmadı. Ne gereksiz bir tartışma programlarıydı öyle, içim sıkıldı. Hatta daha da ileri giderek halktan insanların sorularına yanıt vermeye başladılar. Dahası bir terbiyesiz kalkıp başbakana yalancısınız diyebildi. Şok üstüne şok yaşıyorum. Bu densizin derhal hapse atılması ve süründürülmesi gerekirken, hiç bir şey olmadı. Nerede hırsız olduğu aşikar Cumhurbaşkanlarına hırsız diyenlerin hapislere atıldığı o güzel ülke. Çok garip bir seçim canım kimsenin umurunda değil arkadaşlar arasında senin adayın benim adayım diyerek kavgalar çıkmıyor, hatta aile içi kavgalar çıkmıyor. Bütün medya organlarında seçimde en az bir ay önce başlayan liderler arasındaki tartışmaları heyecan ve merakla izledim. Bununla da yetinmemişler posta ile oy kullanmak diye bir şey icad etmişler, Aman Allahım ya zarf açılır ve benim oyum değiştirilirse, daha da önemlisi kaydederken Hırsızlar partisine yazılırsa bütün oylar diye kaygılanmıyor insanlar. Hiç kimse rakibine hakaret etmedi, Hatta bardak fırlatan bile olmadı. Son derece saygılı bir şekilde iktidara gelirlerse neler yapabileceklerini anlattılar, Hiç biri ekran karşısına çıkıp rakipleriyle tartışmaktan korkmadı ve kaçmadı. Böyle seçim mi olur kardeşim. Pooling centre’da (sandık) ne polis var, ne de son anda kandırmaya yeltenen partililer, Gidiyorsun sakince oy kullanıyorsun. Üstelik kurşun kalemle vereceğin partinin karşısına bir çarpı koyuyorsun. Kafayı yemiş bu İngilizler, O kurşun kalem silinir ve yerine hırsızlar partisine oyum verilirse, Yok yok hiç güvenilir değil bu seçimler. Daha da ötesi kapalı kabin yok zarf yok, her şey aleni. Kesin çalınmıştır oylar. İnanılır gibi değil gece saat 10’a kadar oy kullanabiliyorsun, yani işinden olmana gerek yok , Akşam iş çıkışında gidip oy kullanabilirsin. Saat 5 dedi mi sandıkları kapatıp oy kullanmayan isçileri mağdur etmeden seçim mi olur kardeşim. Saat 10 oldu ben zevkle oturmuş bekliyorum elektrikler kesilecek diye Bir saat oldu kesilmedi 2 saat oldu kesilmedi. Sonunda dayanamadım elektrik idaresini aradım Kardeşim niye kesilmiyor bu elektrikler. Karşımdaki adam şaşkın bir şekilde, Bu ülkede elektrikler hiç kesilmez beyefendi dedi. Ama bugün seçimler yapıldı sonuçlar açıklanıyor, Kedilerde mi girmedi trafoya diye çıkıştım ama nafile . Adam bana git başımdan der gibi bir cevap verip telefonu kapadı. Doğrusu hiç alışık değilim böyle aydınlık ve açık bir seçim sonucu izlemeye, Yok yok bunlar seçim nasıl yapılır bilmiyorlar, inanıyorum oy çalmayı da beceremezler. Sonuçlar 2-3 saat içinde neredeyse netleşti, Şimdi sokaklarda çılgınca korna çalan , bağırarak zaferi kutlayan insanların sokağa çıkmasını bekliyor,. Sabahın 2’si hala çıt yok sokakta. Bunlar ne uyuz insanlar secim zaferini bile kutlayamıyorlar. Yok bu İngilizlerin seçim konusunda daha çok pişmesi ve öğrenmesi lazım. Böyle gürültüsüz tadı tuzu olmuyor seçimlerin. Nerde o benim alışık olduğum secim atmosferleri? Her seçimde olağan üstü önlemler alınmasına rağmen bir kaç kişi mutlaka oldurulur. Bir tek cinayet bile işlenmedi seçim günü ve sonrasında oy yada aday nedeniyle. Yalancı ve hırsızların hükmettiği ülkede mutlaka sahtekârlıklar yapılır oylar çalınır, ve hatta bu yaptıklarıyla öğünülürdü. İngiliz politikacılarını oraya göndermek lazım ders almaları için . En çok zoruma giden de, secimin hemen ertesi günü; Kaybeden partilerin liderleri sorumlu benim deyip istifa ettiler, yahu durum ne oluyor? Bilmiyor musunuz , bir yerlerde secimi kaybedenler bile secimden zaferle çıktıklarını söyleyip koltuğa yapışırlar, Aceleniz ne , Sizin ülkenizde hiç mi koyun yok , Biraz daha gütmeyi denesenize… Olmuyor böyle, duyarlı ve onurlu insanlarla secim yapmakta tad vermiyor. Hiç ama hiç tadı yok Ingiltere’de genel seçimlerin, Ben bir daha seçim döneminde burada olmak istemem. Gelelim sonuçlara; Muhafazakar parti kendinin bile beklemediği bir oy alarak tek başına iktidara geldi. Ingiliz halkı tutarlı ve ekonomideki dengeli tavrını ödüllendirdi David Cameron’un. Haklıydılar da, onlar kadar istikrarlı bir propaganda yapanda yoktu zaten. Seçimin en büyük mağlubu İsçi partisi oldu bence, Geçen dönemden 26 milletvekili daha az çıkararak anketleri bile yanılttılar. Ed Miliband’ın liderlik vasfı hep sorgulanıyordu. Kardeşinin arkasında liderlik yapan birini İngiltere halkları cezalandırdı. Işçi partisi daha çok etnik azınlıkların yoğun olduğu yerlerden başarılı çıktı, Etnik Minority partisi olmaktan derhal çıkması gerekiyor. UKIP 15% oy almasına rağmen sadece bir tek MP çıkarabildi. Bu da secim sistemini sorgular hale getirdi. Kendisinin yarısı kadar oy alan SNP 56 Milletvekili çıkarırken UKIP ‘in bir Milletvekili çıkartması çok adil değil. Sistem sorgulanmalı ve daha adil bir seçim sistemine geçilmeli diye düşünüyorum. Liberal Demokratlar zaten bitmiş bir partiydi, bu seçim de onun kanıtı olmuş oldu. Yakışıklı Lider çok oy almak için yeterli değilmiş, İngiltere halkları bunu bize öğretmiş oldu. 22 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 23 ONUNCU YOUNGEAST FESTIVAL’İ DÜZENLENDİ 2 - 3 Mayıs günleri, MostArt Centre’da gerçekleşen YoungEast Festivaline yaşları 6 ile 26 arasında değişen 50 genç müzisyen katıldı. 2006 yılından bu yana Londra’da düzenlenip bu yıl Onuncu’suna erişilen GuitarEast ve YoungEast Festival’lerin bu yılki etabında minik rockçılar yetişkinleri imrendirecek bir performans sergilediler. Geçtiğimiz on yıllık süreç içerisinde 500’ün üzerinde genç müzisyene sahne, basın ve medya aracılığıyla seslerini duyurma ve yükseltmeleri için platform sunmaya çalışan festivaller zincirinde yer alan Sudden Exit, Canan Sağar, Olcay Bayır gibi solist veya topluluklarımız, kendi beste ve sözleriyle oluşturdukları albümleriyle adlarını sadece Londra ve Türkiye’de değil, bir kaç kıtada birden duyurmaya başladılar. Festivale çocukluk yaşlarında katılıp da, şimdi kolej veya üniverisite aşamasında okumakta olan Ayhan Ekerer, Hasan Coştu, Hilal Sak gibi gençlerimizin ise, Türkiye’de ve İngiltere’deki dinletilerde, rock konser ve festivallerinde yer alıyor olmaları, yetişmekte olan yeni genç kuşağa enerji ve moral aşılıyor. Müzik öğretmenleri Sedat Sarıcı, Suzan Beyazıt ve Hakan Doğuç’un yönetiminde gerçekleşen festivalde yeni başlayanından üniversite öncesi akademik eğitim derecelendirmesinde en yüksek seviye olan Grade 8’e kadar her seviyeden genç sahne aldı. Edip Akbayram Londra’da Sevenleri İle Buluşacak Ses sanatçısı Edip Akbayram başkent Londra’da yapılacak konserde sevenleri ile buluşacak. 19 Mayıs’ta Dominion Centre’da yapılacak konser İnternational Music and Dance Centre direktörü Mehmet Karakuş tarafından organize ediliyor. 19 Mayıs Salı akşamı saat 19:30’da başlayacak konserin biletleri kapıdan temin edilebilir. Wood Green’de bulunan Dominion Centre’da yapılacak konsere Edip Akbayram dev kadrosu ile birlikte katılıyor. Aynı konserde Özkan Orman da sahne alacak. Konseri organize eden Mehmet Karakuş 12 yıldır İnternational Music and Dance adlı okulda müzik ve dans eğitimleri veriyor. Bunun yanında şimdiye kadar çok sayıda başarılı konser organize eden Karakuş tüm müzikseverleri Edip Akbayram konserine davet etti. 24 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 25 Denizler Londra’da da anıldı Haber: Arif Bektaş Foto: Erem Kansoy Türkiye’nin dört köşesinde ve dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Londra’da da Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 43. yılında anıldı. Türk Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi (DAY-MER) tarafından düzenlenen anmaya 300’den fazla kişi katıldı. Kuzey Londra’daki Londra Toplum Merkezi’nde düzenlenen anmada konuşan DAY-MER Başkanı Aslı Gül, Denizlerin, ezenlerin karşısında ezilenlerin yanında savaştıklarını ve idealleri uğruna hayatlarını ortaya koymaktan tereddüt etmediklerini söyledi. Gül, Denizlerin mücadelesine sahip çıkmanın yolunun günümüzdeki mücadele içinde yer almaktan geçtiğini belirterek, onların bıraktığı yerden sosyalizm mücadelesinin devam ettiğini söyledi. Aslı Gül, sağlık, eğitim alanlarındaki saldırılara da değinerek, İngiltere’de, bu mücadele içinde yer almanın Denizlerin mücadelesine sahip çıkmak anlamına geldiğini de sözlerine ekledi. Dayanışma zamanı DAY-MER Gençlik Komisyonu üyesi Sevgi Taş’ın da bir konuşma yaptığı anmada konuşan HDP Britanya Koordinasyonu Temsilcisi Burhan Tanrıverdi, tıpkı Mahirlerin Denizleri kurtarmak için cezaevinden kaçıp eylem yaptıkları gibi, büyük dayanışmaların günümüzde de önemli olduğunu ve Türkiye’deki haksızlıklara, yolsuzluklara, inkar ve talana karşı HDP içinde bütünleşmek gerektiğini belirtti. Denizlerin mücadelesinin devam ettiğini, idealleri ve sosyalizm arzularının yeni kuşaklar aracılığı ile devam ettiğini söyleyen Tanrıverdi, Denizlerin idam sehpasındaki sloganlarına bakıldığında, onların sosyalizme ve halkların bağımsızlıklarına duydukları bağlılığın kolayca görülebileceğini kaydetti. DAY-MER Gençliğinin oluşturduğu koro grubu, şiir dinletisi ve sinevizyonla devam eden etkinlikte, DAY-MER Müzik Topluluğu da sahne aldı. Sinevizyon ve şiir dinletisinde yer yer duygusal anların da yaşandığı anmada, sanatçı Özkan Orman da türküleriyle katıldı. Orman proğramı içinde yaptığı konuşmada, böyle mücadele ve isyan türküleri söylemesinde Denizlerin mücadelesinin büyük payının olduğunu belirterek, anmada sahne aldığı için de onur duyduğunu söyledi. ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 26 Bozcader’li Gençler, Köylüleri Hüseyin İnan’ı Andılar 6 mayıs 1972’de, devrimci arkadaşları Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan ile idam edilen Hüseyin İnan, Bozcader’li köylüleri tarafından anıldı. Sivasın Gürün ilçesine bağlı Bozhüyük ve Camiliyurt köyleri derneği Bozcader, her sene Bozhüyüklü olan Hüseyin İnan için bir anma etkinliği düzenliyor. Bu sene, gençlerin özellikle emekleriyle düzenlenen geceye ilgi büyük oldu. Gençlik kollarının düzenlediği anma etkinliğinde İnan, Gezmiş ve Aslan’ın hayatları ve devrimci mücadelelerinin anlatıldığı slayt gösterisinde, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan Alevi ve demokrasi karşıtı katliamları ve diğer devrimcilerin hayatları ve mücadeleleri de anlatıldı. Gençlik kollarından Hasan Durna’nın hazırlayıp sunduğu slayt gösterisinde İnan’ın mücadelesinin bugün için önemi ve gençlerin onun değerlerine sahip çıkmaları için ailelerinin çocuklarına İnan’ı anlatmalarının önemi vurgulandı. Durna, Gezmiş’lerin, dönemlerinden önce yaşanan katliamların tekrarlanmaması için mücadele ettiklerini ve geriye bıraktıkları mücadelenin devam etmesi gerektiğini ifade etti. Gezmiş, Aslan ve İnan’ın ailelerine yazdıkları son mektuplar, idam edilmeden önce söyledikleri son sözleri Durna yanı sıra, gençlik kollarından, Deniz Çifci ve Okan Doğan okudular. Devrim şehitleri Sinan Cemgil, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın hayatları ve devrimci mücadelelerine de sunumda yer verildi. Sunumda, Cumhuriyet’in kurulduğu dönemden bu yana Türk ve Sunni’ler dışında diğer etnik kökenler ve dinlerin asimile edildikleri anlatıldı. Dersim katliamında Atatürk ve manevi kızı Sabiha Gökçen’in rollerinin de özellikle belirtildiği sunumda, İnan’ların idamlarının par- lamento oylamasında CHP’li milletvekillerinin toplamının ‘hayır’ oyunu kullanmamaları eleştirildi. Ayrıyeten, Sabiha Gökçen isminin havaalanına verilmesinin ve Fatih Sultan isminin İstanbul’un üçüncü köprüsüne verilme planının Alevilere karşı yapılan katliamların tasvibi ve hakaret olduğu ifade edildi. Sunumda Koçgiri katliamı, Dersim katliamı, 1 Mayıs 1977, Malatya katliamı, Maraş katliamı, 12 Eylül darbesi, Sivas katliamı, Gazi olayları, ‘Hayata dönüş operasyonu’ ve AKP hükümetinin bugün yürüttüğü siyasi baskı anlatıldı. Sunumda son olarak Daiş çetelerinin Rojava, Şengal, Suriye ve Irak’ta Aleviler ve Kürtlere karşı katliamları anlatıldı. Büyük bir ilgiyle dinlenilen slayt gösterisi süresince Grup Anatolia, duygulu yorumuyla sevilen devrimci şarkılar seslendirdiler. 100. yılında Ermeni Soykırımı konulu panel Londra’da gerçekleştirildi Sınıf Teorisi Dergisinin “100 Yıldönümünde Ermeni Soykırımını Lanetliyoruz” Paneli Londra Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’n de yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Saygı duruşunun ardından Panelist Recep Maraşlı’nın hazırladığı Ermeni Soykırımına yönelik Sinevizyon gösterimi ile başlayan panel, moderatörün İbrahim Kaypakaya’nın resmi ideolojiden ve modernizmden kopuşunu verdiği örneklerle anlattıktan sonra sözü Recep Maraşlı’ya bıraktı. “Ermeni soykırımının yapıldığına dair belgeler varmı? diye sorulur çoğu kere. Arşivleri açalım diye de önerilerde bulunurlar egemenler. Oysa belgeleri tutanlar kendileri ve arşivlere yerleştirilenler de yine kendileridir. Bu arşivlerin güvenirliliği nedir? biliyoruz ki binlerce Ermeninin doğum kayıtları var ama ölüm kayıtları yoktur. Mesela kendi kayıtlarında 1915 yılında Adana’da 52 bin Ermeni yaşıyorken, 1965 yılında yine kendilerinin yaptığı bir araştırmada 28 Ermeni yaşadığı açığa çıkıyor. Yine aynı tarihlerde Wan’da 65 bin ve sonrasında 1 kişi kalıyor. Kayseri’de 50 bin ve sonrasında 9 kişi kalıyor. Bir çok ilde aynı sonuçlar ortaya çıkıyor. Peki ne oldu bu insanlara? Bundan daha büyük bir belge ve ıspat varmıdır” diye devam eden Maraşlı bir soru üzerine bir kısım Kürtlerin de Ermeni soykırımında devlete yardımcı olduğunu savundu. Daha sonra söz Muzaffer Oruçoğlu’na verildi. İşin insani boyutunu aktaran Oruçoğlu “Bir bakıma hepimiz suçlu konumundayız. İnsanlığı en derinden saran ideoloji dindir ve her din kendi dışındaki inancı sapkınlık olarak yorumlar ve kendi inançlarının cennete götüreceğini, diğerlerinin ise cehennemi boylayacaklarını vaaz eder ve cehennemde ne kadar kalacaklarını ise tanrının bile bilmediği” şeklinde aktardı. “Her imparatorluğun bir kalbi vardır ve Anadolu Osmalı İmparatorluğunun da kalbi vardı, kapitalizmin atılım göstermesi nedeniyle ulusal bilincin ve milli uyanışların gerçekleştiğini ve bunun milli isyanlara yol açtığını biliyoruz. O dönemler Ermeni milli bilinci gelişkindir. Üretici güçlerin gelişmesiyle işin daha da hızlandığı görülüyordu. Bütün diğer gelişmelerin de oluşmasıyla İttihat Terakki ulusal devlet planları başlamış oluyordu. Böylelikle Teşkilat-ı Mahsusa, Kürt derebeyleri ve azılı mahkumlar kullanılarak kafile kafile Ermeni katliamlarına girişildi. Kabul etmeliyiz ki halkın da elleri kanlıdır. Halkın eleştiriye tutulmamasını anlamak mümkün değil! Çözüm noktasında hayalci olmalıyız çünkü hayalci insanlar gerçekleri kolayca söylerler. Ortada batı Ermenistan diye bir yer var ve bunun kurulmasını savunmak gerekir. Kurulur veya kurulmaz, gerçekleşir veya gerçekleşmez ama bizim hakkını teslim etmemiz gerekir ve gerçeklerin hakkını vermemiz gerekir. Batı Ermenistanın tanınması gerekir. Bunu açık açık savunmalıyız.” Sorulan sorulara verilen cevaplar sonrasında, 17 Mayıs 2015 günü yapılacak olan önder Kaypakkaya anma yürüyüşüne yapılan çağrı ile panel sona erdi. ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 Walthamstow’un Bir Günü: Faşîstler, Anti-Faşistler ve Binden Fazla Polis Geçtiğimiz Cumartesi günü doğu Londra’nın Walthamstow bölgesinde gösteri düzenleyen İngiliz Savunma Ligi-EDL adlı faşist-ırkçı gruba karşı anti faşist gruplar da karşı eylem düzenledi. Gösteri yerine binden fazla polis gönderilerek, her iki grubun birbirine yakınlaşması engellendi. Londra’nın en kozmopolit bölgelerinden birisi olan ve Walthamstow’da EDL adlı ırkçı grup, bölgedeli Müslüman nüfusunun çok arttığını iddia ederek göçmenlere karşı ırkçı bir gösteri düzenledi. Londra dışından da gelenlerin içerisinde olduğu yaklaşık yüz kişilik ırkçı gruba karşı anti faşistler de karşı gösteri düzenlemek istedi. Gösteri yerine binden fazla polis ve yüzlerce polis aracı sevkedildi. Her iki grubun bir birine temas etmemesi için etten duvar ören polis özellikle de Anti-Faşist grubu çembere aldı. Hemen hemen gün boyu devam eden gösteride ırkçı EDL grubu üyeleri sık sık `defolunun gidin`, `Biz Israili destekliyorz`, `Sağlık için ülkemize gelmeyin` şeklinde göçmen karşıtı ırkçı sloganlar attılar. Sayıları 2 bini bulan Anti-Faşist grubu birbirinden ayıran polisler, grubun bir araya gelmesini engelledi. Bunun üzerine Anti-Faşist grup, ‘Polis Nazileri Koruyor’ şeklinde slogan atarak polisin tavrını protesto etti. Gün boyu devam eden gergin eylemden sonra ırkçı grup yine polis güvenliği altında BlackHorse tren istasyonuna kadar götürüldüler. Polisler ile Anti-Faşist gruplar arasında ara ara gerginlikler ve kovalamacalar yaşandı. 27 28 ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 Sudoku Zor Sudoku Basit KARİKATÜRLER ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 29 Bozcader FC Şampiyon Sivasın Gürün ilçesine bağlı Bozhüyük ve Camiliyurt köyleri derneği, Bozcader’in futbol takımı, Bozcader FC yarıştığı ligde yenilgisiz şampiyon oldu. Serkan Boyraz yönetimindeki Bozcader FC, The Edmonton & District Sunday Football League adındaki, Pazar ligine sezon başında dördüncü kümeden giriş yapmıştı. Yenilgisiz, şampiyon olarak üçüncü lige yükselen takım, önümüzdeki döneme güçlü bir giriş yapması bekleniyor. Bozcader FC’nin 2014-15 sezonun gol kralı, 24 gol ile, Umut Doğan oldu. Bozcader FC’nin başarısını kutlamak için, son lig maçlarında, dernek başkanı İrfan Sağır dahil, bir çok dernek yöneticisi ve üyeler, takımlarını yalnız bırakmadılar. Boyraz, duygularını şöyle ifade etti: ‘‘Çok gururluyum ve önümüzdeki sezon için heyecanlıyım. Ligi başarıyla bitireceğimizden emindim ve daha azını beklemiyordum. Oyuncularıma inanıyordum ve yaklaşımları oldukça olumluydu.’’ Sezon başında, Boyraz takımının iyi sonuçlar alıp, kısa bir zamanda birinci kümeye yükseleceğini ifade etmişti- bu sezonda gösterdikleri performans, hızlı bir yükseliş sergileyebileceklerinin mümkün olduğunun işareti. Kupa yarışında da başarılı performans sergileyen takım, Challenge Cup, Divisional Cup, League Cup ve Supplementary Cup, yarışmalarında çeyrek ve yarı finallere yükselmeyi başarmıştı. The Edmonton & District Sunday Football League, 90 seneyi aşkındır aktif ve dört kümeden oluşuyor. 1925 senesinde kurulan Pazar ligi, 2004 sen- esinde İngiliz Futbol Derneği’ne (FA) katılma kararı alarak, ülkenin belirlenmiş diğer liglerinin arasına dahil oldu. Boyraz, desteklerinden dolayı takımın sponsorları Meray Nuts, Lebara, GSI Insurance, Where to Save ve Kings Chicken & Pizza’a teşekkür etti. ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 30 SERi iLANLAR İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz Bu sayfada £10 1 kutu ilan 0742 948 1490 İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. DRİVİNG LAND ŞOFÖR OKULU Kısa sürede fazla para harcamadan ehliyet almak, güvenli sürücü olmak için vitesli & otamatik direksiyon dersleri verilir. Erken test günü alınır Ali 07723921216 Sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olmak için henüz gec değil, özel ve grup dersleri ile kendinizi yeniden kesfetme zamanı. Deniz Dogrusoz Personal Trainer www.deniz-personal-tranining.com 07427424619 Ufuk Kaya 07405891522 El sanatları kursu verilir Takı, Mosaic, geleneksel el sanatları. Her türlü boya ve dekorasyon işi itina ile yapılır. TOPCU MOBILE CAR MECHANIC Her türlü araba tamiri işleriniz yapılır REPAIRS SERVICING DIAGNOSTICS PRE-MOT/FAILURES AHMET TOPCU 07415106521 07405756462 Horizon Books Kitap Satış Temsilcisi MEM Painting and Decoration Mahmut Söylemez Hurdar Sinop Tel:07448 654 828 07455947693 ALTUN CLEANING SERVICES Hurdar Hand Crafts Özel Türkçe Dersi Türkçe diksiyon ve gramer dersleri verilir. Diren Yalçın 07504 662756 07984 513 968 BALINZA LAUNDRY & CLEANING SERVICES Her türlü çamaşır yıkama işi yapılır. Evden alıp eve teslim servisimiz mevcuttur. One 2 One English for children and adults 07428336181 OREL BOOKKEEPING & ADMIN 07768282295 [email protected] Yıldız Adıgüzel Qualified English Language Teacher SATS, GCSE, A LEVEL, ESOL, IELTS & BUSINESS ENGLISH For more information and Free consultation: t 0753 4491 623 e [email protected] ÇARŞAMBA, 13 MAYIS 2015 SERi iLANLAR İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz 31 Bu sayfada £30 1 kutu ilan 0742 948 1490 İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 9 REWŞA ŞÎZOFRENÎK TIRSA JI AŞTIYÊ Serhildana ku dest pê kir tirseke mezin xist nava dewlet û hikûmetê. Dewleta tirk û hikûmeta AKP’ê careke din xwe avêtin bextê Rêber Apo ku ev serhildana gel rawestîne Dema Serokomar Recep Tayîp Erdogan li ser desthilatdariya AKP’ê bû (hê jî li ser e) ji bo hemû sazî, dezgeh, komele û derdorên cuda bi xwe ve girê bide hemû rê û rêbaz bi kar anî. Bi vê yekê gelekî nepixî. Xwe wekî hêzekî ku dê qet têk neçe û dê qet rûyê wî yê rast dernekeve holê didît. Hatibû asta yek zilamî û desthilatdariya herî xurt ku digot qey dê her tim wiha be. Lê Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan bi têkoşîn, xebat û berhemên xwe, ew vala derxistin û rûyê wan yê rast derxist holê. Li ser vê yekê hikûmeta AKP’ê û Erdogan hêj zêde har bûn. Li hemberî Rêber Apo, Tevgera Azadiyê û siyaseta kurd (ku îro li bakurê Kurdistanê û Tirkiyeyê DBP û HDP’ê dimeşîne) ket nav hewldanên tolhildan, tunekirin, pasîfîzekirin û reşkirinê. Ji ber fikr, felsefe û paradîgmaya Rêber Apo ku li hemberî netewdewletê, neteweya demokratîk pêşdixist û rêveberiya xwecihî esas digirt û li bakurê Kurdistanê li hemberî dewletê ji bo civakê dibû altarnatîfa herî guncav. Ku roj bi roj şênber dibû. Bi taybetî di hilbijartinên 30’yê adara 2009’an de nêzî 100 şaredarî ket destê siyaseta kurd. Hikûmeta AKP’ê ku di heman demê de bi cemaeta Gulen re tevdigeriya tehamulî vê serkeftin û tercîha civakê ya demokratîk nekir dest bi operasyonên qirkirina siyasî yên di bin navê KCK’ê de kir. Bi hezaran siyasetmedarên kurd ku paradîgmaya Rêber Apo dixistin meriyetê hatin girtin. Bi vê qirkirinê, xwestin ku pardîgmaya Rêber Apo ya xweseriya demokratîk asteng bikin. Lê Tevgera Azadiyê, gelê kurd li hemberî van kiryarên AKP’ê têkoşînek bê hempa da. Li bakurê Kurdistanê gerîlayên HPG’ê hemleya rizgariyê da destpêkirin û li Botanê gelek heremên ku di bin hêzên dagirkerên artêşa tirk de bûn hatin rizgarkirin. Her wiha HPG’ê heremên ku rizgar kirin xistin bin kontrola xwe. Xwe avêtin lingên Rêber Apo Di heman demê de li rojavayê Kurdistanê jî şoreşek pêk hatibû û gelê kurd destkeftiyên mezin bi dest xistibûn. Dîsa li hemberî zext û zordariya dewletê li girtîgehên Tirkiye û Kurdistanê bi hezaran girtiyên siyasî jî bi berxwedanek bêhempa çalakiya greva birçîbûnê dest pê kiribûn. Ev berxwedana zindan di raya giştî de deng veda. Ev yek AKP xist nav tirs û xofên mezin. Hikûmeta AKP’ê, ev serhildan û berxwedan li hemberî xwe wekî xetereyek mezin dîtin. Li ser vê yekê ketin nav lig û tevgerê. Xwe avêtin lingên Rêber Apo û xwestin berxwedana li zindanan û şerê şoreşgerî yê ku ji aliyê HPG’ê hatibû destpêkirin bidawî bike. Rêber Apo jî li ser sozên ku danê bangawaziyek kir û di roja 68’an de berxwedêran çalakiya xwe bi dawî kirin. Destpêka komkujiyan Dawiya 2012’an dewletê bi Rêber Apo re hevdîtin kir û Rêber Apê pêvajoyek da destpêkirin. Lê di dawiya 2012’an de careke din hêzên dagirker dest bi qirêjiyên xwe kir û li Licêya Amedê di nav de fermandarê HPG’ê û Endamê Meclisa Leşkerî Numan Amed jî di nav de 10 şervanê Têkoşîna Azadiyê şehîd xistin. Di heman demê de di 9’ê çileya 2013’an bi destê MÎT’a Tirkiyeyê ve li paytextê Fransa Parîsê 3 jinên şoreşger ên kurd Sakîne Cansiz, Fîdan Dogan û Leyla Şaylemez bi awayekî hovane hatin qetilkirin. Li hemberî van kiryarên dijmirovî gelê kurd nerazîbûnên tund nîşanî dewlet û hikûmeta AKP’ê da. Zextên 2013’an Rêberê Apo di Newroza 2013’an de pêvajoya diyalog û çareseriyê da destpêkirin. Piştî ku ev pêvajoya ji aliyê Rêber Apo ve hat destpêkirin dewleta tirk dest bi çêkirina qereqol, kalekol, bendav û HES’an kir. Dîsa di navbera Rojava û Bakur de xendek kola û dîwarê bi bilindiya 3 metroyî kir. Bi sedan welatiyên ku nerazîbûn nîşanî van kiryarên qirêj dan hatin binçavkirin, girtin û qetilkirin. Her wiha ambargo danî ser rojavayê Kurdistanê. Haya wî çawa tune ye? Li ser hewldanên Rêber Apo yên demokratîk û çareseriyê Heyeta Îmraliyê li Qesra Çankayayê di 28’ê Sibatê de bi amedebûna alîgirê serokwezîrê tirk Yalçin Akdogan û Wezîrê Karê Hundur Efkan Ala li ser 12 xalên ku hatibûn lihevkirin ji raya giştî re bi daxuyaniyeke çapemeniyê hat aşkerakirin. Li aliyê din jî serokomarê tirk Erdogan derket pêşberî çapemeniyê û got; “Tiştên ku li Dolmabahçeyê hatin aşkerakirin haya min jê tune û ez napejirînim”. Li ser vê daxuyaniya wî berdevkê hikûmetê Bulent Arinç jî wî derewandibû û gotibû; “Em her tiştî pê re parve dikin. Ne gengaz e ku haya serokomar ji van geşedanan tune be.” Ev şîzofreniya Erdogan nîşan dide. Her tiştê ku di bin konrola wî de ye, çawa dibe ku haya wî jê tune be. Erdogan dîn û har bû Erdogan êdî hewldanên Rêber Apo yên ji bo demokrasiyê baş dîtibû. Di heman demê de rûyên wan yên di neçareseriyê de israr, baş hatibû teşhîrkirin. Bi ketina pêvajoya hilbijartinê û piştgiriya ku HDP’ê ji raya giştî wergirt, Erdogan har û dîn kir. Carek din dest bi zimandirêjî, heqaret û hewldanên provokatîf kir û got; “Pirsgirêka kurd tune ye; kesên ku bibêjin pirsgirêka kurd heye, li Îmraliyê dewlet li ser maseyê rûneştiye, ew cudakar in. HDP dixwaze cudakariyê bike” û hwd. Armanc ew bû ku pêvajoyê têk bibe û di hilbijartinê de HDP bi ser nekeve. Tirsa Erdogan Lewma Erdogan baş dizane ku ev pêvajo pêşve biçe û HDP jî bi ser bikeve dê mîna berê nikaribe her tîştî li gorî xwe pêk bîne û desthilatdariya xwe bimeşîne. Lewra hevserokê HDP’ê Selehattîn Demîrtaş bang li Erdogan kiribû û gotibû; ‘Em ê te nekin ‘serok’’, ev gotinên Demîrtaş û atmosfera ku HDP’ê li Tirkiyeyê dabû avakirin tirs xistibû dilê Erdogan û AKP’ê. Ev tirsa wan a ji hêzên demorasiyê, wan li hemberî gel û hêzên çareseriyê xist nav tevgera qirêj û êdî bi awayekî vekirî dest bi provokasyonên têkbirinê kirin. Armanca provokasyonê Provokasyona xwe ya herî qirêj li Giyadîna Agiriyê li Çiyayê Tendûrekê pêk anîn. Welatiyên ku xwestin mîhrîcana çandina şitlê daran li dar bixin asteng kirin. Xwestin leşkerên xwe bi gerîlayên HPG’ê bidin kuştin ku di raya giştî ya Tirkiyeyê de xwe mafdar bidin xuyakirin. Lê bi belge û dîmenan ev hewldanên wan ên provokatîf derket holê. Di encama vê provokasyonê de 2 gerîlayên HPG’ê û hevserokê HDP’a Giyadinê yê berê Cezmî Budak şehîd ketin. Îlankirina pêvojoya şer Dîsa li Şirnex, Colemêrg, Mêrdîn, Amed, Bedlîs û gelek deverên din operasyonên leşkerî dan destpêkirin û gelek qatên gerîlayan topbaran kirin. Carek din di bin navê ewlehiyê de dest bi girtina cerdevanên nû kirin. Dîsa li seranserê Tirkiyeyê êrîşên li hemberî buroyên hilbijartin û navendên HDP’ê pêk tên. Ev hemû jî tên wateya ku pêvajoya şer hatiye destpêkirin. Mebesta desthilatdariyê Niha dema ku mirov li rewşa nûnerên dewlet û hikûmeta AKP’ê, ji wezîr heta serokwezîr û heta serokomar dinêre, mirov ew rewşa şîzofrenîk di wecên wan de dibîne. Dibe ku ev têgeha şîzofren tam li cihê xwe rûnene. Lê dikevin karekterên ji hevdu cuda. Di esasê xwe de tu karekterê wan hêvî û baweriyê nade. Bi nêzîkbûna hilbijartinê jî ev bi awayekî beloq kifş bû. Heke AKP bi tena serê xwe desthilatdariyê bi dest nexe, îhtimal heye ku hilbijartinên lezgîn têxe rojevê. An jî mumkûn e ku kaoseke mezin derxîne. Lewre bi hemû şaneyên xwe otorîterî, dîktatorî û faşîzmê dijî û diparêze. Niha hemû hewldanên wan ên provokatîf û êrîşên wan ên li ser HDP’ê, bi vê mebestê ye. Rûpoşa xapînok a Erdogan ketiye Ev demek e hikûmeta AKP’ê û serokomarê tirk Recep Tayyîp Erdogan travmayên dînik nîşan didin. Di heman demê de ketine rewşeke şîzofrenîk. Em bala xwe bidin wan ku bi çi awayî tev digerin. Erdoganê beriya were desthilatdariyê xwe hertim wekî demokrat, mafparêz û dijberê emperyalîzmê dida xuyakirin. Di aliyê din de jî xwe wekî oldar û mirovhez dida xuyakirin. Lê rastî ne wiha bû, rûpoş bû, ya li ser çavê wî. Heta astekê jî mirov dikare bibêjê gelek derdor bi vî awayî xapand û bi xwe ve girê da. Lê ev rûpoşa wî ji aliyê Tevgera Azadiyê ve hat xwarê. Êdî nizane ku dê çi bike. Rûyê xwe yê qirêj bi kîjan rûpoşê binixumîne. Jiber ewqas qirêjiyên wî û derdora wî derketiye holê ku nizane dê çawa veşêre. Li dijî gavavêtinê ye Li aliyekî dewletê bi Rêber Apo re hevdîtin dikir li aliyê din jî çiqas polîtîkayên qirêj hebûn dixist dewreyê. Êdî ji aliyê her kesî ve dihat dîtin ku li gorî ruhê pêvajoyê gavên ku diviya bihata avêtin ji aliyê dewlet û hikûmetê ve nedihat avêtin. Li hemberî vê yekê jî bi awayekî vekirî dijminatiya gelê kurd dihat kirin. Ne tenê li Bakur di heman demê de li Rojava jî gelek hovitiyên dijmirovî pêk anîn. Dewleta tirk xwest ku li ser hîmên ‘lihevkirina bi hêzên hegemonîk ên kurewî’ re Şoreşa Rojava bifetisîne û gelê kurd qir bike. Lewre armanca serweriyê ew bû ku ev felesefe û feraseta Rêber Apo têk bibe ku ji gelên bindest re nebe mînak. Li ser vê armancê çeteyên xwe yên hov DAIŞ ava kirin û ajotin ser gelê kurd û civaka êzidî. Ligel ku pêvojayeke ji aliyê Rêber Apo hatibû destpêkirin û bi nûnerên dewletê re hevdîtin pêk dihatin jî, hikûmeta AKP’ê û Erdogan bi awayekî aşkera piştgiriyeke bêsînor dan çeteyan. Êrîşî Kobanê dikirin Van çeteyan ji Tirkiyeyê piştgirî werdigirtin û bi hemû hêza xwe êrîşî Kobanê dikirin. Ji bo Kobanê bikeve, dewleta tirk bi awayekî aşkera tanq, top, çek didan û rêya çeteyan vedikir û çeteyên hovkar diparast. Dîsa gelek yekîneyên xwe yên taybet jî xist nav çeteyan û bi ahengsazî û bi tifaq dimeşiyan. Gelê kurd êdî tehamulî ev tifaqa kirêt nekir û di 6’ê Cotmehê de rabû ser piyan. Li seranserê Kurdistan û Tirkiyeyê gel daket kolanan û her der veguherand cihê serhildanê. Serhildana ku dest pê kir tirseke mezin xist dilê dewlet û hikûmetê. Dewleta tirk û hikûmeta AKP’ê careke din xwe avêtin bextê Rêber Apo û xwestin ku ev serhildana gel rawestîne. Li ser bangawaziya Rêber Apo gelê kurd rawestiya. ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 8 HEVOKÊN HEMWATE Amed Tîgrîs-A.Welat Di wêje û gramerê de hem bêjeyên hemwate û hem jî hevokên hemwate hene. Lê bêjeyên hemwate û hevokên hemwate her yek xwedî taybetmendiyên cuda ne. Bêjeyên hemwate dikarin wateyên wan ji sedî sed wekî hev an jî gelek nêzîkî hev bin, lê hevokên hemwate bi tenê dikarin xwedî heman wateyan bin. Ji ber ku bêjeyên hemwate ji yek bêjeyî pêk tên; lê hevokên hemwate ji çend bêjeyên cuda pêk tên û mirov dikare cihê rêzkirina bêjeyan jî biguhere. Ji ber vê yekê wateya hevokên hemwate her yek bi rengekî cuda ye, bi tenê wateyên hevokan nêzîkî hev in. Rêzkirin û guhertina bêjeyan nuansên cuda peyda dikin lê dîsa armanca sereke ji binî ve nayê guhertin û hevok hemwate dimînin. Ev formulasyona yekem e lê dîsa mirov dikare di formulasyona duyem de jî gelek bêjeyan cuda bi kar bîne; belê dîsa armanc û wateya hevokan nêzîkî hev dimînin. Ev çawa dibe? Ez dikarim wiha li jêr çend mînakan bidim ku mijar bi awayekî zelal were fêmkirin. Nimûne ji bo Formulasyona yekem ku bêje nayêne guhertin lê cihê rêzkirina wan tên guhertin: Ez dixwazim îsal li Amedê beşdarî festîvala zebeşan bibim. Ez îsal dixwazim li Amedê beşdarî festîvala zebeşan bibim. Îsal ez li Amedê dixwazim beşdarî festîvala zebeşan bibim. Mirov dikare bi heman bêjeyan çend hevokên hemwate yên din jî lê zêde bike. Li vir bêje heman bêje ne lê cihê bêjeyan hatine guhertin. Her çiqas nûansên biçûk hebin jî dîsa wate û armanca sereke ya hevoka yekem nehatiye guhertin. Nimûne ji bo formulasyona duyem ku bêje tên guhertin lê wate heman wate dimîne: Li Amedê her sal festîvala zebeşan heye, ez jî dixwazim îsal beşdarî wê bibim. Ji bo zebeşên Amedê hersal festîval tê lidarxistin, îsal ez jî dixwazim beşdarî festîvalê bibim. Ev her du formulasyon jî hevokên hemwate ne lê bêjeyên wan ne yek in, cuda ne. Dîsa jî ji aliyê wateyê ve formulasyona yekem û duyem yek in. Gelo mirov dikare bêje ji van hevokan yek an du rast in û yên din şaş in? Na! Hemû hevok rast in lê bi çend formên cuda hatine nivisîn. Ji van hevokan yek an du dikarin ji yên din baştir li hev bin û li guhên mirov xweştir û ahengtir bên. Dibe ku li gorî devoka herêma mirov be jî. Her kes kurdiya herêma xwe baştir û rastir dibîne. Ji bo ku bi salan wê formu- lasyonê bihîsiye û bi kar aniye. Loma jê re baş, xweş û rastir tê. Gelek nivîskar û bi taybetî redaktor û edîtorên me, di nav van hevokan de ya herêma xwe rastir û duristir dibînin, xêz didin ser alternatîfên din, sansor û qedexe dikin. Ji vî kar û berpirsiyariyê re jî dibêjin xebata redektekirinê. Ev ne rast e. Ev kar û helwest li dijî zanistiya lengustîkî ye. Ji ber ku ev helwest ziman di nav qalibên hesinî de teng dike û dewlemendî, rengînî, elastîkî û estetîka ziman dikuje. LI ÇIYAYAN ZIMANÊ TEMBÛRÊ BI COŞTIR E Ji bo gerîlayan huner parçeyekî ji jiyanê ye. Gerîla Egîd Serhad jî bi tembûra xwe hewl dide ku çand û hunera kurdî li çiyayên azad biparêze û pêş bixe hez dikin. Li aliyê jî teknîka şelpe jî îfadeya hestên serhildêr a gerîla dijî.” ELEWÎTÎ ÇANDA ME YE Egîd bi lêv kir ku ji roja ku PKK hatiye avakirin heta niha, zemîneke ji bo ku gel û baweriyên cuda xwe îfade bikin û bi taybetî jî aliyên ku ji aliyên ku pergalê ve hewl hatiye dayîn ku bê tinekirin, li ser linga bê girtin, avakirine û têkiliya elewîtiyê ya bi PKK’ê re wiha vegot: “Elewîtî ne terzeke jiyanê ya ji me dûr e. Edalet, exlaq, jiyana komunal a di civakê de ji bo me her tim bûye mînak. Dîsa her tim aliyê bindest e. Elewîtiya ku pergal hewl dide tune bike, reng û cewhera vê erdnîgariyê ye. Jiyana elewîtiyê jiyana demokrasiyê ye. Divê ev nirx bên xurtkirin. Ji roja ku Rêber Apo dest bi têkoşînê kir elewî parastin.” Dema tê gotin gerîla gotin tişta yekem tê hişê mirovan çek û şer e. Lê dema mijar bibe gerîlayên PKK’ê, rewş berovajî dibe. Gerîla ligel şervaniya xwe, xwe di hunerê de jî pêş dixîn. Ji bo gerîla huner parçeyekî jiyanê ye. Wiha ye ku gelek gerîlayan navê xwe bi hunera xwe di Têkoşîna Azadiya Kurdistanê de nivîsî. Ozan Mizgîn, Ozan Sefkan, Ozan Serhad, Delîla û gelekên din li çiyayan bi hunera xwe bûn destdan. LI GERÎLATIYÊ HUNER Gerîla Egîd Serhad jî di şopa gerîlayên ku li çiyayan bi hunera xwe jî hebûn, diçe. Egîd bi tembûra xwe û teknîka şelpkeyê balê dikişîne. Di 1985’an de li Eleşkîrta Agiriyê ji dayik bûye. Di temenê biçûk de jiyana metropolên mezin nas dike. Eleqeya wî ya ji bo tembûrê li Stenbolê pêş dikeve, li hemberî beytên elewiyan eleqeya wî zêde dibe. Tevî ku di malbata wî de kes li dijî muzîkê ne eleqedar e jî Egîd bi eşqeke mezin ji tembûra xwe dûr nakeve. Demekê li dibistaneke tembûrê perwerdeyê dibîne û di çarçoveya derfetên xwe de, xwe pêş dixe. Ji bo Egîd jiyan weke ku dixwest neçû. Şerê ku di biçûkatiya xwe de li Kurdistanê şahidiya wê kir, hê jî didome. Di 2008’an de dema zanîngeh dixwend, li dijî operasyonên li çiyayên Kurdistanê berdewam dikir, li dijî terora polîsan a li ser gelê kurd bêdeng nema û zanîngeha ku beşa fîzîkê dixwend, terk kir û derket çiyayan. Egîd piştî hat çiyayê Kurdistanê jî eleqeya xwe ji tembûra xwe nebirî. Ji ber şert û mercên zehmet ên gerîlayan derfetê lêdanê nedîtiya. Di sala duyem a gerîlatiyê de ev derfet dîtiye û dest bi lêdana tembûrê kiriye. Eleqeya gerîlayan a li dijî muzîka elewiyan moreleke mezin daye Egîd. Wisa ye ku her dema ku Egîd li tembûrê dide, hevalên wî dibêjin ji min re jî beytek û piştre bi şelpe berdewam bike. Egîdê ku bi piştgiriya hevalê xwe tembûrê lê dide, rastî eleqeyeke mezin tê. Egîd sedema eleqeya ji bo beytên elewiyan wiha got: “Beytên elewiyan xwedî felsefeyek kûr in. Dîsa di hundirê wê de berxwedan heye. Xweîfadekirina gelê ku li ber xwe dide ye. Ev rewş rastiya me ye. Ji me ne qutkirî ye. Ji bo vê gerîla ji beytan NASNAMEYA GERÎLA Egîd di berdewamiya axaftina xwe de bi lêv kir ku gerîla ne tenê bi şer, bi çand û hunerê re jî eleqedar dibe, her gerîlayek nasnameya wan a hunerî jî heye û wiha got: “Hevalên me yên di tevgerê de yên bi çanda xwe re eleqedar bûne û şehîd ketine hene. Hîna hevalên me yên têkoşîna vê didin hene. Gerîla ne tenê şervan di heman demê de hunermend in jî. Taybetiya ku gerîlayan ji artêşên din cuda dike ev e. Bi muzîk û wêjeyê re eleqedar dibin. Mînak Hozan Sefkan, Hogir, Serhat, Mizgîn, Şîlan û Bakî.” ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 7 Ebola li Lîberyayê qediya: Dor hatiye welatên din Şewba Ebola ku di nava salekê de rê li ber mirina zêdeyî 11 hezar Afrîkayî vekir, hat ragihandin ku li Lîberyayê bi temamî hatiye têkbirin. Armanca Neteweyên Yekbûyî (NY) qedandina vîrûsê li Gîne û Sîerra Leone ye. Şewba Ebola ku di Kanûna 2013’an de destpê kir û li welatên Rojavayê Afrîkayê Gîne, Lîberya û Sîerra Leone bi 26 hezar 600 kesî ket, rê li ber mirina zêdeyî 11 hezar kesî vekir. Hat ragihandin ku li Lîberyaya heta roja îro 4 hezar 716 kesan jiyana xwe ji dest dane, şewba Ebola lê bi dawî bûye. Di daxuyaniya duh a Rêxistina Tenduristiyê ya Cîhanê (WHO) a Neteweyên Yekbûyî de hat gotin ku di nava 42 rojên dawî de li Lîberyayê nexweşekî ji ber vîrûsa ebola nehatiye dîtin. Bi vî rengî zelal bû ku nexweşî bi temamî ji vî welatî çûye. Li Lîberyayê mirina herî dawî ya ji ber Ebola di 28’ê Adarê de hatibû tespîtkirin. Li vî welatî heta roja îro bi giştî 10 hezar 500 nexweşên ji ber vîrûsa Ebola hatibûn dîtin û ji van 4 hezar 716 kes miribûn. Li Lîberyayê hejmara nexweşên heftane dihatin tespîtkirin ji 300 heta 400 kesî bû. Di daxuyaniya WHO ya meha Adarê de hatibû ragihandin ji bilî Lîberyayê rewşa li Gîne û Sîerra Leone tirsnak e. Li van her du welatan hînê bi dehan kes her hefte bi nexweşiyê dikevin û tê texmînkirin ku gelek cenazeyên ji rayedaran re nehatine gotin ên mirovên ji ber nexweşiyê mirine, bêyî wergirtina tedbîran hatine veşartin. Li hemberî vîrûsa Ebola hînê tedawiyeke zelal nehatiye dîtin. Derziya bi navê VSVEBOV a ji aliyê pisporên Kanadayî ve hatiye çêkirin hînê li Gîneyê di asta testê de ye. Derziyeke din a li DYA hat amadekirin jî li Lîberyayê hatibû ceribandin. Li Nepalê bi şîdeta 7.3 pileyî erd hejiya Di daxuyaniya Navenda Lêkolîna Jeolojîk a DYA de hat ragihandin ku erdheja 10 kîlometre di binê erdê de rû da, li paytexta Nepal Kamtandû û li paytexta Hîndîstan Delhî ya Nû jî hatiye hîskirin. Li dû erdheja saet di 12:35 a wexta herêmê rû da de, mirovên li paytexta Nepal Katmandûyê bi tirs ji avahiyan derketin û reviyan. Li Qada Sor merasîmeke mezin Di 70. Salvegera serketina Yekîtiya Sovyetan a li hember Elmanyaya Nazî, li Qada Sor bi tevlîbûna 16 hezar û 127 leşkeran merasîma meşa girseyî pêk hat. Tankên Armata T-14 ku ji aliyê hin derdoran ve wek tankên herî bihêz ên cîhanê tên nirxandin, fuzeyên 50 ton, bi dehan balafirên şer, çekên modela herî dawî û zêdetirî 16 hezar leşker tevlî merasîma meşa leşkerî bûn. Rûsyayê bi qasî saetekê têkildarî hêza xwe ya leşkerî xwepêşandan li dar xist. Afîşên Stalîn jî bal kişandin, tifaqên Rûsyayê yên Amerîkî û Ewropayî yên di serketina li hember Naziyan de merasîm boykot kirin. Li Qada Sor a Moskowa li rex Serokdewletê Rûsya Vladîmîr Pûtîn, gelek serokdewlet jî amade bûn. Di nav wan de serokên Çîn, Misir, Hîndîstan Venezuella, Afrîkaya Başûr û Kuba hebûn. Bi sedhezaran mirov ji bo pîrozbahiyan li Qada Sor kom bûn, Vladîmîr Pûtîn di axaftina xwe ya merasîmê de got: “Ya li hember Elmanyaya Hîtler nuqteya dawî li şer xist Artêşa Sor bû. Yekîtiya Sovyetan di şerê herî bi xwîn de cih girt.” Yekîtiya Komarên Sosyalîst a Sovyet di tevahiya 2’yemîn Şerê Cîhanê de bi mirina zêdetirî 25 mîlyon mirovan li dijî faşîzmê û parastina welêt de berdêla herî giran dabû. Vladîmîr Pûtîn, her çiqasî serokdewletên wan jî nehatibûn ji ber tevkariya di serketina li hember Naziyan de gelên Îngîltere, Fransa û DYA spas kir. Hevdîtinên navbera Yewnanîstan-YE dewam dikin Muzakereyên di navbera Yekîtiya Ewropa (YE) û Yewnanîstanê dewam dikin. Hikûmeta Syrîza hewl dide ji sozên daye gel tawîzan nede. Tê gotin ku di nava du hefteyan de wê li Yewnanîstanê pirsgirêka lîkîdîte derkeve holê. Wezîrê Maliyeyê yê Yewnanîstanê Yanîs Varûfakîs, di demeke ku muzakereyên bi YE re dewam dike de daxuyaniyek da û diyar kir ku di dayîna deynê cemaweriyê de welatê wî wê zehmetiyan bikşîne. Varûfakîs ragihand ku pirsgirêka lîkîdîte ya welatê wî ‘lezgîn’ e û anî ziman ku heta du hefteyan dibe ku ew dikarin diravdanê bikin. Li Brukselê jî di mijarên teqawîtî, baca hêzahiya lêzêdebûyî û reforma xebatê de muzakere dewam dikin. Yekîtiya Ewropa û saziyên fînansî yên navneteweyî di berdêla hin tawîzên ji mafên civakî dixwazin dest ji wergirtina baca zêde ji yên xwedî hatineyên zêde bê berdan. Li Peravên Diranên Fîlan kremên spîkirina çerm hatin qedexekirin Li Peravên Diranên Fîlan kremên spîkirina çerm bi sedema ji bo tenduristiyê nebaş in hatin qedexekirin. Hilberînên spîkirina çerm, tevî ku tê zanîn rê li ber pançeşêr, diyabet û nexweşiyên çerm û hwd nexweşiyan vedike jî, li Afrîkayê bi taybet di nav jinan de pir tên bikaranîn. Di daxuyaniya Wezareta Tenduristiyê ya Peravên Diranên Fîlan de, hat gotin ku kremên di nav wan de madeya pîgmend û hîdrokînan hene bi temamî hatine qedexekirin. Lê belê pispor diyar dikin ku ev qedexe wê nikaribe rê li ber bikaranîna van kreman bigire. Li Gambîa tevî hatiye qedexekirin jî ev berhem tên bikaranîn. Tê texmînkirin ku li Afrîkaya Başûr tevî ev berhem bi salan e, qedexe ne jî ji her sê jinan yek bi kar tîne. Li gor rapora 2008’an a Bernameya Hawirdorê ya NY, welatê herî zêde ev berhem tên bikaranîn Nîjerya ye. ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 6 NY bi PYD’ê re ‘çareseriya li Sûriyeyê’ axivî Nûnerê Neteweyên Yekbûyî yê Sûriyeyê Staffan De Mistura di çarçoveya amadekariyên civîna Cenevre-3 bi heyeteke ji endamên Partiya Yekîtiya Demokratîk (PYD) û Rêveberiya Xweseriya Demokratîk a Rojava hevdîtin pêk anî. Nûnerê Neteweyên Yekbûyî li Sûriyeyê Staffan De Mistura Li paytexta Swîsre Cenevre bi Hevserokê Partiya Yekîtiya Demokratîk (PYD) Salih Muslim, Nûnerê (PYD) yê Ewropayê Ebdulselam Mistefa û Nûnera Rêveberiya Xweseriya Demokratîk a Rojava li Ewropayê Sînem Mihemed re rûnişt. Têkildarî hevdîtinê Hevserokê PYD’ê Muslim got ku hevdîtin erênî derbas bûye û bal kişand ku ji bo çareseriyeke siyasî ya li Sûriyeyê hevdîtinên bi vî awayî girîng in. Muslim diyar kir ji nûnerê NY re gotine ku sîstema li Rojava ji bo çareseriyeke demokratîk a li Sûriyeyê modelek e. Muslim anî ziman ku ji Mistura re têkoşîna YPG’ê ya li hember DAIŞ’ê bi xetên giştî careke din bibîr xistine û diyar kirine ev têkoşîn ne tenê ji bo gelê Kurd ji bo tevayî gelan e. Muslim destnîşan ku bal kişandine ser rola aştiyane ya Kurd ji dîrokê heta roja me îro dilîzin û ji bo çareseriyeke siyasî ya tevayî gelan digire nav xwe wê xebatên xwe bidomînin. Muslim got ku ji heyetê ragihandine divê NY jî li ser vî esasî stratejiyeke çareseriyê pêş bixe. Muslim, ragihand rayedarên NY ew jî di nav de wê hevdîtinên bi hêzên muxalif ên din re bidomîne. Li Cizîr û Kobanê gelek çete hatin kuştin Navenda Çapemeniyê ya YPG’ê, der barê operasyonên YPG/YPJ’ê yên li kantonên Cizîr û Kobanê yên bi armanca ji holê rakirina gefa çeteyên DAIŞ’ê û paqijkirina derdorê tê meşandin de, daxuyaniyek nivîskî weşand. Navendê diyar kir ku xebatên lêgerînê yên li gundên Mişêrfa û Aşra yên li rojavayê Hesekê ku duh ji çeteyan hatibû paqijkirin bi encam bûye û got, “Hêzên me di van gundan de tevî 7 termên çeteyan dest danîn li ser doçkeke 23,5 mm, 7 kleş, 2 BKC, 1 roketavêja B7 û 13 guleyên, dîsa gelek cebilxaneyên van çekan û hejmarek zêde amûrên leşkerî. Hêzên me li vir 4 maşîneyên çeteyan ku yek ji van doçka 23,5 mm yek jî doçka 14,5 mm bar kirî bû rûxandin.” 2 GUNDÊN LI ROJAVAYÊ HESEKÊ HATIN AZADKIRIN, HERÎ KÊM 3 ÇETE HATIN KUŞTIN Di daxuyaniyê de hat ragihandin ku duh berêvarê bi armanca azadkirina gundên Xanat û Emero yên 9 km li rojavaye Hesekê ne, operasyonek hatiye lidarxistin û di encamê de her du gund ji çeteyan hatine paqijkirin. Li gorî daxuyaniyê di pevçûnên li van gundan de hejmareke zêde çete hatine kuştin û tevî termên 3 çeteyan 2 kleş, 1 BKC, 1 roketavêja B7 û hejmarek zêde cebilxane hatine desteserkirin. Navendê da xuyakirin ku komên çete nîvê şevê êrîşî gundê Emero kirine û di encama pevçûna heta saet 02’an, çeteyan windahiyeke giran dane. LI HERÊMA ALYA GUNDEK Û 4 GUNDIK HATIN AZADKIRIN Navenda Çapemeniyê ya YPG’ê da zanîn ku duh bi şev li herêma Alya jî li hember qadên di bin dagirkeriya çeteyan de bû operasyonek pêk hatiye û di encamê de gundê Lîfaf û 4 gundikên bi navê Ehmedê Kino, Mala Ehmet Xelef, Mala Ebû Xelef û Mala Naîf Xelîl ji çeteyan hatine paqijkirin. Hejmara kuştî û birîndarên çeteyan a di vê operasyone de heta niha nehatiye zelalkirin. Navend diyar kir ku hêzên YPG/YPJ’ê li heman herême êrîşî komên çete yên li gundê Şêx Recûm xwe bi cih kiribûn kirin û di encama vê çalakiyê de maşîneke çeteyan tevî çeteyên tê de hatiye rûxandin. GUNDÊ HÎLALÊ HAT RIZGARKIRIN, LI GUNDÊ HEWŞA NASIR PEVÇÛNÊN DIJWAR DIQEWIMIN Di dewama daxuyaniyê de hat ragihandin ku îro ber destê sibehê li heman herême bi armanca rizgarkirina gundê Hîlalê operasyonek hatiye lidarxistin û piştî pevçûnên dijwar gund ji çeteyan hatiye paqijkirin. Li gorî daxuyaniyê li gundê Hewşa Nasir ê li heman qadê ye pevçûnên dijwar diqewimin û li vir jî tankeke çeteyan tevî çeteyên tê de hatiye rûxandin. Pevçûnên li vê herêmê dewam dikin. LI KOBANÊ GUNDÊ KARTÊL HAT PAQIJKIRIN: 15 ÇETE HATIN KUŞTIN Navenda Çapemeniyê ya YPG’ê der barê roja 239. a berxwedana Kobanê de jî agahî da û diyar kir ku hêzên YPG/YPJ’ê duh bi şev tevî şervanên Suwar El Reqqa li rojhilatê Kobanê operasyonek hevbeş meşandine û ev operasyona ji bo rizgarkirina gundê Kartêl û derdora wê bi serketî bi encam bûye. Di encama vê operasyonê de gundê Kartêl û girê stratejîk a Kartêl ji çeteyan hatiye paqijkirin. Li gorî daxuyaniyê, di vê operasyonê de 15 endamên çete hatin kuştin, 9 cenazeyên wan ketin destê hêzên YPG/YPJ’ê. Di daxuyaniyê de hat gotin, “Di vê operasyonê de rêhevalekî me ku bi lehengî şer dikir gihîşt şehadetê.” Karasû: Gelê me yê li Ewropayê divê biçe ser sindoqan Endamê Konseya Rêveber a KCK’ê Mûstafa Karasû bang li gelên Kurdistanî û Tirkiyeyî yên li Ewropayê dijîn kir, ku biçin ser sindoqan û dengê xwe bikar bînin. Karasû destnîşan kir ku 7’ê Hezîranê firsendeke û divê ji dest neyê revandin. Endamê Konseya Rêveber a KCK’ê Mûstafa Karasû da xuyakirin ku di 7’ê Hezîranê de wê hilbijartina herî girîng a Tirkiyeyê were kirin û ev hilbijartin di asta şoreşê de dikare rê li ber pêşketinan veke. Karasû diyar kir ku weke tevgera azadiyê ya Kurdistanê ew dixwazin hêzên demokrasiyê di vê hilbijartinê de bi ser bikevin û got, “Ji ber ku em bawer in êşên gelê me û hêzên demokrasiyê bi salan kişandine, berdêlên dane, dikarin bi rêyên têkoşîna siyasî û demokratîk re Tirkiyeyê demokratîk bike û pirsgirêka Kurd çareser bike. Lewma di vê hilbijartinê de roleke girîng dikeve ser milê gelê me yê li Ewropayê.” ‘BI RÊBAZÊN ŞERÊ TAYBET RE BI ZORÊ KOÇBER BÛN’ Karasû bibîr xist ku gelê Kurdistanê yê li Ewropayê ji ber rejîma 12’ê Îlonê û kuştinên kiryar nediyar ên salên 90’î ji neçarî koçî Ewropayê kiriye û got, “Her wiha ji ber mêtîngerî, xizanî û rêbazên şerê taybet îro li Ewropayê bi mîlyonan Kurdistanî û Tirkiyeyê dijîn. Eger îro gelê me ji xaka xwe hatiye dûrxistin, hatiye koçkirin, li erdnîgariyeke ji çand, ziman û welatên xerîb dijîn, sedema vê yekê demokratîknebûna Tirkiyeyê û çaresernekirina pirsgirêka Kurd e.” ‘AZADIYA TIRKIYEYÊ BI AZADIYA GELÊ KURD DIBE’ Karasû anî ziman ku azadiya Tirkiyeyê bi azadiya gelê Kurd dibe û destnîşan kir ku ji ber vê yekê girîng e HDP di vê hilbijartinê de bi ser bikeve. Karasû diyar kir ku HDP partiya sîwanî ya hevpar a gelên Tirkiye û gelê Kurd e û ragihand ku ji bo jiyaneke demokratîk û azad a Sûnî, Elewî, Êzidî, Ermenî, Çerkez, Ereb, hemû bawerî û komên etnîkî, pêwîste partiyeke weke HDP li Tirkiyeyê bi ser bikeve. ‘BI SERKETINA HDP’Ê RE WÊ KOÇBERKIRINA BI ZORÊ JI HOLÊ RABE’ Karasû da xuyakirin ku ji ber van hemû sedeman hilbijartin ji bo gelê Kurdistanê yê koçberî Ewropayê hatiye kirin girîng e û got, “Eger HDP di vê hilbijartinê de bi ser bikeve, ev yek wê bi hewldana we ya hevpar be. Hingî wê koçberiya ji zorê ji holê rabe, hemû polîtîkayên zextdar ji holê rabin. Ji her kesî bêhtir gelê Kurdistanê bi wateya jiyana li cihek lê demokrasî, azadî û jiyan bi xwe nîne, dizane. Gelê me yê koçî Ewropayê bûye jî nesîba xwe ji vê girtiye, li her şêwe zext û îşkenceyê rast hatiye. Ji ber vê yekê gelê me yê li Ewropayê bi taybetî gelê me yê li Elmanyayê divê di vê hilbijartinê de gelekî bixebite.” 7 HEZÎRANÊ FIRSENDEKE DÎROKÎ YE Karasû bibîr xist ku di sala 1993-94’an de ew weke nûnerê rêxistinê yê li wê derê xebitiye û axaftina xwe wiha dewam kir: “Ez dizanim ku gelê Kurd ê li Ewropayê ji aliyê madî û manewî ve kedeke mezin daye vê têkoşînê. Bi dehan salane gelê me li Ewropayê her şêwe berdêl daye û amade ye ji niha û pê ve jî bide. Bûye paceya li cîhanê ya Kurdan, ku weke gelekî bê parêzer dihat naskirin. Li hemberî hewldanên dewleta Tirk ên tepisandina Têkoşîna Azadiyê ya Kurd her tim bi rêbazên têkoşîna demokratîk li dij derketiye. Dem hatiye ku ked û berdêlên bi salan hatine dayîn êdî veguherin destketiyên şênber. Ji bo vê jî firsendeke gelekî girîng a dîrokî derketiye pêşiya me. 7’ê Hezîranê firsendeke dîrokî ye, bikaranîna vê firsendê bi awayekî rast, di destê me de ye.” ‘GIRÎNG E HER KES DI VÊ DEMA HILBIJARTINÊ DE SEFERBER BIBE’ Endamê Konseya Rêveber a KCK’ê Mûstafa Karasû got, “Gelê me yê li Ewropayê divê qîma xwe bi tenê bi dengdanê neyne, cîran û dostên xwe jî bibe ser sindoqan. Ji ber ku di van hilbijartinan de, ez nabêjim derbaskirina ji bendê, ji bo bidestxistina dengekî ji rêjeyeke bilind, divê gelê me yê li Ewropayê destekê bide HDP’ê. Di serî de gelê me yê li Elmanya tevahiya gelê me yê lİ Ewropayê, pêwîste heta 31’ê Gulanê bi tempoyeke bilind bixebitin û baweriya me ji vê heye. Girîng e her kes di vê hilbijartinê de wezîfeya dikeve ser milê xwe bi ruhê seferberiyê bicih bîne.” ‘BANG LI TEVAHIYA GELÊ ME DIKIM KU DENGÊ XWE BIDE HDP’Ê Karasû destnîşan kir ku divê her kes bi ruhê seferberiyê, bi coşa şoreşgerî û dildariya azadiyê bixebitin û axaftina xwe bi vê bangê bi dawî kir: “Eger bi vî rengî xebat were meşandin, wê gelê me yê li Ewropayê di serketina HDP’ê de roleke mezin bilîze. 7’ê Hezîranê firsendeke, divê ji dest neyê revandin. Yekane rêya hegemonya AKP’ê bisekinîne, hîn bêhtir xebat û bi xurtî derketina ji sindoqê ye. Li ser vê bingehê tang li tevahiya gelê me yê li Ewropayê dijî dikim ku dengê xwe bide HDP’ê, silav, hezkirin û rêzên xwe pêşkêşî tevahiya gelê me dikim.” ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 5 Li Paytext Londonê Jibo Ferînaz Banga Adaletê Kurdistaniyên li bajarê Londonê yê Birîtanyayê dijîn li ber avahiya Sefaretxaneya Îranê ji bo piştigiriya serhildanên bajarê Mihabadê ên li dijî kiryarên rejîma Îranê xwepêşandanek lidarxistin. Li Londonê roja Yekşemê ji aliyê komek Kurdistanî ve li ber sefaretxaneya Îranê li dijî siyasta rejima Îranê a li himberî gelê Kurd bi teybet li ser jinên Kurd dide meşandin xwepêşandanek lidarxistin û bûyara li ser jina kurd a li bajarê rojhilatê Kurdistanê Mihabadê pêkhatî şermezar kirin. Koma ku li pêşiya sefaretxaneyê kombûyî afîşa ku li ser “Rejîma Îranê ya Faşîst” bi derî ve hat dalîqandin. Pişt re jî heman komê sefaretxaneya Îranê dagirkirin û hêk li avahiya sefaretaxaneyê dan. Çalakiyek li qada Trafalgarê jî hat kirin Li bajarê Mahabad ê Rojhilatê Kurdistanê li hember jina Kurd Ferînaz Xosrawanî hewldana tecawizê ya ji aliyê Îtlaat û hêzên taybet û û tiştên piştî wê rû dan, roja Şemiyê li paytext Londonê ji hêlan bi dehan Kurd ve li qada Trafalgarê hat şermezar kirin. Di çalakiyê de wêneyên Ferînaz hatin rakirin û dirûşmên, “Qatil Îran” û “Jin, Jiyan Azadî” hatin gotin. Kurdistaniyan xwestin hêzên navneteweyî zextê li Îranê bikin. Li Îranê ji serê salê ve zêdetirî 400 kes hatin darvekirin Di pêvajoyeke ku di navbera welatên rojavayî û Îranê de muzakereyên têkildarî nukleerê hene, binpêkirinên mafan ên li Îranê bal dikişîne. Li Îranê piştî Hasan Rûhanî bû Serokkomar jî darvekirinan ji leza xwe tiştek winda nekir. Li gor çavkaniyên muxalif ji serê sersalê heta niha herî kêm 406 kes hatine darvekirin. 6’ê Gulanê li Girtîgeha Urmiyê 6 kes bi komî hatin darvekirin. Tenê di destpêka Gulanê de herî kêm 31 kes ku hatin darvekirin, ji civaka navneteweyî ti şermezarkirin nehat. Rêxistina mafê mirovan a Humain Rights a Îran a navenda wê li Oslo ye, diyar kir ku di sala 2014’an de 753 kes hatine darvekirin. Rejîma Îranê gelek kesên tên darvekirin, bi awayekî fermî aşkera nake. Hin kes bi dizî tên veşartin. Ji ber vê tê texmînkirin ku hejmara rast a darvekirinan zêdetir e. Rejîm her wiha îşkence û pêkanînên hov ên wek qutkirina dest û lingan, derxistina çavan, kevirkirin, di nav şert û mercên dij mirovî de hiştin û hwd. pêk tîne. Rejîm her wiha mudaxeleyî cil û bergan, modela poran jî dike. Rejîma Îranê têkildarî mijara înternet, çapemenî û azadiya ramanê di nav welatên herî zextdar de cih digire. ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 4 ‘Yê ji te bitirse bila wekî te be’ ‘Kujerên li Somayê ji aliyê Hevserokê Giştî yê HDP’ê Selahattîn Demirtaş bi namzetên HDP’ê yên Stenbolê herêma duyemîn re li Qada Metro bi gel re hat cem hev. Demîrtaş bersiv da gotina Erdogan a “Ji ber derketina min a qadan nerehet in”. Demîrtaş ji Erdogan re got: “Em ji te re nabêjin dernekeve qadan. Em ji te natirsin. Êvaran jî mîtîngan pêk bîne. Yê ji te bitirse bila wekî te be.”Demîrtaş ji bo Serokwezîr Davutoglu jî got: “Em ji bo te xemgînın Ahmet Xoce” û bang li Davutoglu kir ku deng bide HDP’ê. Hevserokê Giştî yê HDP’ê û namzetê Stenbolê yê HDP’ê Selahattîn Demîrtaş, di çarçoveya xebatên hilbijartinê de li Rawestgeha Metro ya Aksaray bi gel re hat gel hev. Li qada ku bi alên HDP’ê hat xemilandin, dirûşma, “Serokwezîr Demîrtaş” hat gotin, horon û govend hat gerandin. ‘TI BEND LI HEMBER VÊ LEHIYÊ NIKARE BISEKINE’ Di mîtîngê de piştî namzetên herêma duyemîn ên Stenbolê gel silavkirin, Hevserokên Rêxistina HDP’ê ya Stenbolê Ayşe Erdem û Cesîm Soylu axivîn. dema Hevserokê Giştî yê Stenbolê Selahattîn Demîrtaş hat qadê coş bilind bû. Demîrtaş bi dirûşma, “Serokwezîr Demîrtaş” dest bi axaftina xwe kir. Demîrtaş got: “Coşa we, heyecana we wê bibe lehî û bendan derbas bike. Heta hûn li rex hev bin wê ti bendên neyên hilweşandin nînbin. Ev lehî heye ev lehî ti bend nikare li hember vê lehiyê bisekine” û gel silav kir. Demîrtaş diyar kir ku Serokkomarekî welatekî ji bo HDP di bin bendê de bimîne qad bi qad digere û got: “Rojê 3 mîtîngan li dar dixe. Hemû armanc ev e ku HDP di bin bendê AKP’ê ve tên parastin!’ de bimîne. Ew ji demokrasiyê vê fêm dikin.” ‘YÊ JI TE RE BITIRSE BILA WEKÎ TE BE’ Demîrtaş bersiv da gotina Erdogan a “Ji ber derketina min a qadan nerehet in”. Demîrtaş ji Erdogan re got: “Em ji te re nabêjin dernekeve qadan. Em ji te natirsin. Êvaran jî mîtîngan pêk bîne. Yê ji te bitirse bila wekî te be.” JI BO DAVUTOGLU DENG BIDE HDP’Ê BANG Demîrtaş di axaftina xwe bang li Serokwezîr Davutoglu kir û got: “Çima ti qad bi qad digerî Ahmet Xoce. Ji bo te heyfe. Em ji bo te xemgîn dibin. Binêre li Tirkiyeyê yekane çareseriya demokrasiyê HDP ma. Ti jî were deng bide HDP’ê herî kêm bila derfeta ku kursiyê te yê serokwezîrtiyê rizgar bibe bimîne. Netirse em li rex tene. Em ê wî nekin serok û em ê te jî nekin serokwezîr.” Demîrtaş bibîr xist ku li Ewropayê dengdanê destpê kiriye û ev bang li hilbijêrên Tirkiyeyî kir: “Mutleq biçin ser sindoqan. Dengên xwe bidin. Nebêjin ‘Ma ji dengekî çi derdikeve’. Dibe ku ya bendê hilweşîne zarfa di destê te de ye. Dibe ku dengek dawiya AKP’ê bîne.” JI BO MAMOSTEYÊN NEHATIN TAYÎNKIRIN SOZ Demîrtaş ji bo mamosteyên nehatine tayînkirin jî got: “Em di Hezîranê de werin desthilatdariyê di Tîrmehê de hûn ê li ser wezîfeya xwe bin.” Di ser Komkujiya Somayê re ku 301 madenkaran jiyana xwe ji dest dane, çend roj maye salek derbas bibe. Parêzerê Komeleya Têkoşîn û Piştevaniya Karkerên Madenê û Komeleya Hiqûqnasên Hemdem Gokoglû diyar kir ku her çedn salek di ser komkujiyê re derbas dibe jî hînê li navçeyê guhertinek bi kêrî karkeran were nehatiye kirin. Parêzer Gokoglû da xuyakirin ku mirina karkeran weke polîtîkayeke dewletê rû didin û destnîşan kir ku kujer ji aliyê hikûmeta AKP’ê ve tên parastin. ‘LI SOMA TIŞTEK NEGUHERÎ’ Parêzerê Komeleya Têkoşîn û Piştevaniya Karkerên Madenê û Komeleya Hiqûqnasên Hemdem Engîn Gokoglû ji ANF’ê re peyivî û diyar kir ku her çend salek di ser Komkujiya Somayê re derbas dibe jî li navçeyê ti guhertinek bi kêrî karkeran were nehatiye kirin, li madenan hînê odeyên jiyanê nîne û zexta li karkeran hînê dewam dike. Gokoglû da zanîn ku ne tenê li madenan li sektorên din jî karker ber bi mirinê ve tên dehfdan û anî ziman ku li welêt komkujiyên karkeran veguheriye polîtîkayeke dewletê. Gokoglû bal kişand ser darizandina Soma û ragihand ku kujer hînê nehatine darizandin û mîna dozên kar ên mîna vê, kujer bi awayekî vekirî ji aliyê desthilatdariya siyasî ve tên parastin. Gokoglû diyar kir ku daxwaza veguhastina dozê ji cihekî din re û daxwaza neanîna kiryaran ji rûniştina destpêkê ya dozê re nîşan dide ku hewl tê dayîn bi demêhiştinê re pêşî li darizandina kiryaran were girtin. Gokoglû destnîşan kir ku ew ê rê nedin vê yekê. ‘PÊWÎSTÎ BI FERASETEKE SENDÎKAYÎ YA SERBIXWE HEYE’ Gokoglû rexne kir dadgeriyeke serbixwe nîne û hêrsa kar mezin bûye, ewlekarî û nirxê jiyan û tenduristiya karkeran nîne û anî ziman ku bi têkoşîneke hevpar re ev pirsgirêk dikarin çareser bibin. Gokoglû rêvebirina sendîkayan jî rexne kir û ragihand ku sendîka bi patronan re tevdigerin, lewma ji du aliyan ve dor li karkeran hatiye girtin. Pêwîstî bi feraseteke sendîkayî ya serbixwe yan jî bi avakirina meclîsên karker heye. DI 13’Ê GULANÊ DE BÎRANÎN Parêzer Gokoglû da xuyakirin ku weke Komeleya Têkoşîn û Piştevaniya Karkerên Madenê ew ê di 13›ê Gulanê de li Kinikê bi malbatên madenkaran re merasîma bîranînê lidar bixin û ji bo xêra 301 madenkarên jiyana xwe ji dest dane, wê nan were belavkirin. Dijminatiya Erdogan a Oxira te ne ya xêrê be! li Rojava dewam dike Serokkomarê Tirk Erdogan di daxuyaniya xwe ya li hemberî Rojava û HDP’ê de diyar kir ku desteka ji bo çeteyan bi armanca pêşîgirtina li xeta Efrîn-KobanêQamişlo hatiye kirin. Serokkomarê Tirk Recep Tayyîp Erdogan di vegera ji gera Elmanya û Belçîkayê de daxuyaniyek da û dijminatiya xwe ya li Rojava û HDP’ê dewam kir. Erdogan ku li hemberî Şaredariyên DBP’yî zimanekî êrîşkar bikar anî û di ser ‘pêvajoya çareseriyê’ re HDP hedef girt, provokasyona li Agirî û êrîşên li hemberî HDP’ê ji nedîtî ve hat. XWESTINE XETÊ BIGIHÎNIN HEV! Erdogan ê dijminatiya xwe ya li Rojava dewam kir, li xwe mukur hat ku ji bo pêşî li hevgirtina xeta Efrîn-Kobanê-Qamişlo, destek ji çeteyan re hatiye dayîn. Erdogan da xuyakirin ku desteka ji bo çeteyan di ser Hatayê re dewam dikin û anî ziman ku DYA bi erênî li projeya li vê qadê diniêre. Erdogan got, “Amerîka hînê nû vê dibîne. Perwerde bike-bi çek bike jî di nav de, em xebatên îlankirina herêma ewle û herêma li firîna balafiran qedexe bimeşînin. Niha ekîbên me xebatan dimeşînin. Perwerde bikebi çek bike, destpê kir. Diyaloga me ya bi Amerîka re bi erênî dewam dike, wê destekê bidin.” Kujer beşdarî cenazeyê darbekar Evren bûn. Kesên ku li Kurdistanê navê wan tevlî komkujiyan bûne, beşdarî cenazeyê dîktator darbekar Kenan Evren bûn. Berpirsê sereke yê Darbeya Faşîzan a 12’ê Îlonê, 7. Serokkomarê Tirk Kenan Evren ê 9’ê Gulanê li GATA ya dihat dermankirin, mir û li Goristana Dewletê hat definkirin. Di merasîma cenaze de, dema mele helaltî xwest, çar kesan qîr kir û gotin ‘bila heram be’. Gelek kesên ku navê wan tevlî cînayetên kiryar nediyar ên li Kurdistanê pêk hatine, bibûn, beşdarî merasîmê bûn. Orgeneralê teqawît ê Fermandariya Artêşa 1. ê berê Çevîk Bîr, wezîrê berê Mehmet Agar jî beşdar bûn. ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 3 Pênc Salên Zehmet Li Pêşiya Kedkaran e Heftê Gulanê roja Pêncşemê hilbijartina parlamentoyê yên Brîtanya pêk hat. Di hilbijartinan de ku tevlîbûn ji sedî 66.1 bû, ji 650 herêmên hilbijartinê Partiya Muhafezekar a Davîd Cameron serokê wê ye 331 kursî bi dest xist. Piştî encamên hilbijartinê Davîd Cameron hûkûmet di heman rojê de ava kir û wezîrên xwe diyar kirin. Partiya Karkeran bi 232 kursiyan bû duyemîn. Muhafezekaran li gor sala 2010’an 25 kursiyên nû qezenckirin. Partiya karkeran 26 kursî winda kir. Partiya Neteweyî ya Îskoç (SNP) jî ku berê hejmara kursiyên wê 6 bûn, derxist 56’an. Enjamên hilbijartinê wisa ne: Hejmara hilbijêran: 46,425,386 Hejmara kesên çûyîn ser sindoqan: %66.1 Partiya Muhafazakar (Conservatives) : %36.9 - 331 Parlementer Parti Karkeran (Labour): %30.5 - 232 Parlementer UKİP: %12.6 - 1 parlamenter Partîya Liberalên Demokrat (Lib Dem): %7.8 - 8 Parlementer Partiya Neteweyî ya Îskoç (SNP): %4.7 - 56 Parlementer Partiya Keskan (Green): %3.8 - 1 Parlementer LI HACKNEY, HARİNGEY, ENFİELD Û İSLİNGTON´Ê NAMZETÊN PARTIYA KARKERAN BI SER KETIN Herêmên ku civaka me bi piranî lê jiyan dikeç wekî Hackney, Haringey, Enfield û İslington´ê namzetên Partiya Karkeran; Meg Hillier, Diane Abbott, Joan Ryan, Kate Osamor, David Lammy, Catherine West, Jeremy Corbyn, Emily Thornberry hatin hilbijartin. LI HEMBER ENCAMÊN HILBIJARTINÊ ÇALAKÎ Piştî serketina Partiya Muhafazakar roja Şemiyê bi hezaran kes li pêşiya serokwezareta Brîtanya kombûn û partiya Muhafazakar şermezar kirin. Di navbera polês û çalakvanan de pevçûn derket û gelek çalakvan hatin girtin. Çalakvanan da zanîn ku Partiya Muhafazakar ne nûnerê wan e wan qebûl nakin. Qedera Hilbijartinê Di Destê Gelê Me Yê Ewropa´de ye Serokê berê yê Konfederasyona Yekîtiya Elewiyan Ya Ewropa û namzetê HDP´ê yê Stenbolê Turgut Oker di şeva piştevaniya Tv10´ê de axivî û da zanîn ku fersendeke mezin li pêşiya gelên azadîxwaz e û banga xwedî derketinê li HDP´ê kir. Roja Yekşemê li salona Dominion Centre ya li Wood Green jibo piştevaniya Tv10´ê şeveke piştevaniyê hat li dar xistin. Şeva piştevaniyê ya ku zêdetirî hezar kesî tevlî bûyî vegûherî mîtînga HDP´ê. Tevî nûnerên gelek saziyên sivîl hevserokên Meclîsa Gelê Kurd ya Brîtanya Turkan Budak û Sabri çîmen, serokê federasyona Elewîyan Israfîl Erbîl tevlî şevê bûn. Elewî hatiye girtin û pêwiste ku hemû kes liv ê biryarê xwedî derkeve. Di şeva piştevaniyê de namzetê HDP´ê yê Stenbolê Turgut Oker axaftinek kir û banga hişyariyê û xwedî derketina li HDP´ê kir. Oker da zanîn k udi tevahî jiyana xwe ya têkoşînê de wan bi qasî ku têkoşîna azadiya Elewiyan, têkoşîna azadiya gele Kurd jî bi rûmet dibînin. Oker di axaftina xwe de bersiv da kesên ku hevkariya din av wan û HDP´ê de rexne dikin û da zanîn ku ev biryra ya konfederasyona Elewiyên li Ewropa ye û tê wateya biryara me hemûyan e. Oker da zanîn ku ev biryar bi îradeya 269 komeleyên Di şevê de serokê Federasyona Elewiyan Israfîl Erbîl jî axaftinek kir û wî jî bersiv dan kesên ku ji vê îttîfaqê nexweşin. Erbîl wiha axivî: “HDP´ê hemû dexwazên Elewiyan qebûl kirine û ev daxwaz xistine bernameya xwe de. Ya jibo me herî girîng ew e ku Elewî bi nasname û rûmeta xwe ya Elewîtiyê di parlamentoyê de cîh bigirin.” Di şeve de hûnermendên wek Alî Sizer, Sezgîn Coşkun û Koma Zelal jî derketin ser dikê. Bername heta derengiya şevê bi awayekî coş berdewam kir. ÇARŞEM, 13 GULAN 2015 2 Xaçepirs Bersiva Hefteya Borî PÊKENOK Dûayên Kurd û Tirkekî Çi ji te re binivîsînim? Birîn li pey birînê Êş li pey êşê Dil di kefenekî spî de Xewn li ser darbestê Nalîna xwînê Binefşên kuştî Rîhanên zuha Û destên te yên ku dixwazim aniha, Bi ser wan de bibarim!! Ehmed Huseynî Dibêjin ku Kurd û Tirkek ku her du jî pir feqîr in, diçin hizûra Xwedê. Dibêjin -Ya Rebbî em feqîr in û ji te hinek tiştan dixwazin. Xwedê dibêje “em daxwaza evdên xwe qebûldikin lê çi kesên ji xwe re çi bixwaze em du qetên wi didin cîranê wî jî. Hûn çi ji xwe re bixwazin em ê du qata bidin hevalê wî, de ka Kurdo tu pêşî bixwaze.” Xwedê dibê baş e min 100 pez û 20 dewar dan te û 200 pez û 40 dewarî jî da cîranê te yê Tirk. Kurd spasiya Xwedê dike û disekine. Xwedê ji yê Tirk dipirse ka tu çi dixwazî, dibêje; -Ey Allah’ım ez tu tiştek naxwazim, tenê çavekî min kor bike… (Ger ku xweda dûayê wî Kurd dibêje: qebûl bike, û çavekê wî kor -Ya Rebbî ez dixwazim tu bike tê wateya ku dê du çavên 100 pezî 20 dewarî bidî min. cîranê wî kor bike.) Demirtaş: Yê ji te bitirse bila wekî te be Rupel 4 Li Paytext Londonê Jibo Ferînaz Banga Adaletê Rupel 5 Rewşa şîzofrenîk tirsa ji aştiyê Rupel 9 telgraf.co.uk Çarşem, 13/05/2015 Hêjmar ROJNAMEYA HEFTEYÎ 468 Dijminên Kedkaran Dê Pênc Salên Din Li Ser Kar Bin! Di hilbijartinên ji bo Kamaraya Avam a baskê jêr a Parlamentoya Brîtanya ya xwedî 650 parlamenterî ye hilbijartina roja Pênçşemê bi serketina Partiya Muhafezekar li desthilatdariyê û Partiya Neteweyî ya Îskoç (SNP) bi encam bû. Piştî encamên sûrprîz roja Şemiyê li pêşiya serokwezareta Brîtanya bi hezaran kes kom bûn û partiya Cameron şermezar kirin. Di hilbijartinan de ku tevlîbûn ji sedî 65 bû, ji 650 herêmên hilbijartinê Partiya Muhafezekar a Davîd Cameron serokê wê ye 331 kursî bi dest xist. Partiya Karkeran bi 232 kursiyan bû duyemîn. Muhafezekaran li gor sala 2010’an 25 kursiyên nû qezenckirin. Partiya karkeran 26 kursî winda kir. Partiya Neteweyî ya Îskoç (SNP) jî ku berê hejmara kursiyên wê 6 bûn, derxist 56’an. Piştî encamên hilbijartinê her sê serokên mûxalefetê li pey hev îstîfa kirin. Seroka Partiya Karekaran Ed Milliband, Serokê Partiya Lîberalên Demokrat Nick Clegg û Serokê Partiya UKIP´ê Nigel Farage bi daxûyaneyeke giştî îstîfaya xwe eşkere kirin. Tevî ku partiya nîjadperest UKIP´ê hejmara dengên xwe bilind jî kirin lê serokê partiyê nehatibû hilbijartin û îstîfa kiribû, duh dîsa vegeriya ser karê xwe û îstîfaya xwe şûn ve vegerand. Berdewama nûçeyê di rûpelê 3´yan de ye Qedera Hilbijartinê Di Destê Gelê Me Yê Ewropa´de ye Serokê berê yê Konfederasyona Yekîtiya Elewiyan Ya Ewropa û namzetê HDP´ê yê Stenbolê Turgut Oker di şeva piştevaniya Tv10´ê de axivî û da zanîn ku fersendeke mezin li pêşiya gelên azadîxwaz e û banga xwedî derketinê li HDP´ê kir. Berdewama nuçeyê di rûpelê 3´yan de ye