Ziyareti ilişkin rapor için tıklayınız.

Transkript

Ziyareti ilişkin rapor için tıklayınız.
İNGİLTERE ÇALIŞMA ZİYARETİ
TOPLANTI TUTANAĞI
TOPLANTIYA KATILANLAR:
Feyzullah Taşkın-Hukuk İşleri Genel Müdürü-Arabuluculuk Kurulu Başkanı
Muharrem Özkaya-HSYK Üyesi
Adem Albayrak-Yargıtay Üyesi
Kürşat Karacabey-TBB Yönetim Kurulu Üyesi-Arabuluculuk Kurulu Üyesi
Yurdagül Gündoğan-TBB Yönetim Kurulu Üyesi-Arabuluculuk Kurulu Üyesi
Muhsin Özyar-Avukat-Arabuluculuk Kurulu Üyesi
Yakup Erikel- Avukat-Arabuluculuk Kurulu Üyesi
İlker Koçyiğit-Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı-Arabuluculuk Kurulu Üyesi
Yasemin Ertekin-TESK Genel Sekreter Yardımcısı-Arabuluculuk Kurulu Üyesi
Hakan Öztatar-Arabuluculuk Daire Başkanı
TOPLANTI TARİHİ VE YERİ: 01 HAZİRAN -05 HAZİRAN 2015-İngiltere, Londra
TOPLANTININ AMACI: Türkiye ve İngiltere arasında yargı alanında işbirliğini
geliştirmek, İngiliz hukuk sistemini ve arabuluculuk uygulamalarını yerinde görmek amacıyla
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Sisteminin Geliştirilmesi Projesi kapsamında
Londra’ya çalışma ziyareti yapıldı.
TOPLANTININ KONUSU: İngiltere Adalet Bakanlığı organizasyonluğunda yapılan
çalışma ziyaretinde, konusunda uzman kişiler tarafından aile arabuluculuğu, arabuluculuk
eğitimi standartları, hukuk arabuluculuğu, mahkeme içi arabuluculuk, hakimin
arabuluculuktaki rolü, zorunlu arabuluculuk, küçük alacaklardaki arabuluculuk usulleri
(telefon arabuluculuğu), arabuluculuk merkezleri hakkında bilgi alış verişinde bulunuldu.
Arabuluculuk uygulamalarını görmek maksadıyla bir mahkeme, arabuluculuk merkezi,
Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı ziyaret edildi.
TOPLANTI GÜNDEMİ:
02 Haziran 2015-Salı Saat 09:30-12:30:
Yer: CEDR-Etkin Uyuşmazlık Çözüm Merkezi
Görüşülen Kişiler: (1)-Andrew Fidyd (CEDR Program Müdürü)
(2)-Andy Rogers-(CEDR Direktörü)
1
Çalışma ziyaretinin açılış konuşmasını Hukuk İşleri Genel Müdürü yaparak programa
ilişkin bilgi verdi.
CEDR’ın 25 yıl önce İngiltere’de avukatlar tarafından kurulan bir sivil toplum örgütü
olduğu, kuruluşunda İngiliz Sanayi Kuruluşları Konfederasyonu’nun çok ciddi destek verdiği,
maddi yardımda bulunduğu ve mahkemeye başvurmadan önce uyuşmazlıkların arabuluculuğa
götürülmesi ve çözümlenmesi konusunun hedef olarak belirlendiği belirtildi.
CEDR’ın 25 yıllık çalışma hayatında öncelikle arabulucuların yetiştirilmesi konusunda
çalıştığı, yılda 14 arabuluculuk eğitim semineri yaptığı, 7000 arabulucunun bu arabuluculuk
merkezi tarafından yetiştirilerek eğitimleri sonucunda sisteme entegre edildiği belirtildi.
CEDR’in özellikle iki konuda faaliyet gösterdiği, birinci olarak arabulucu
yetiştirildiği, ikinci olarak yetiştirilen arabulucuların kayıtlarının tutulduğu (akredite edildiği)
bilgisi verildi.
CEDR’in uyuşmazlıkların alternatif çözüm yöntemleri ile çözümlenmesinin
hedeflendiği, bu konuda en fazla arabuluculuk yolu ile uyuşmazlıkların çözümlendiği
belirtildi.
25 yıl içerisinde dava değeri 1.000.000 Sterlin üzerinde olan 400 uyuşmazlığı
çözdüğü, CEDR’ın 100.000 büyük ticari uyuşmazlık, 300.000 diğer hukuk uyuşmazlıkları
olmak üzere toplamda arabuluculuk merkezi olarak 400.000 uyuşmazlığı arabuluculuk sistemi
ile çözümlediği, CEDR’ın müşterileri arasında hükümetler, kamu kurumları, hukuk büroları,
bankacılar, sigortacılar ve sanayicilerin olduğu, daha çok hükümetler ve kamu kurumları ile
çalışıldığı ifade edildi.
CEDR’in hem bir yardım kuruluşu hem de bir şirket olarak yapılandırıldığı ve üyelik
ücretleri ile arabuluculuk ücretleri ile faaliyetlerine devam edildiği, CEDR’in müşterileri
arasında Roche, Nestle, Mitsubishi, Ries gibi çok uluslu ve büyük sermayeli şirketlerin yer
aldığı ifade edildi.
Arabuluculuk sisteminin tahkim ve dava yoluna göre basit, kolay ve ucuz olduğu,
kazan kazan prensibi gereğince her iki tarafında kazandığı, geçmişi yargılamayan, geleceğe
yönelik perspektif üreten bu anlamda tarafların çözümü kendilerinin bulduğu bir sistem
olduğu ve bu avantajlardan dolayı diğer alternatif çözüm yöntemlerine göre öne çıktığı
belirtildi.
Arabuluculuk

Tahkim

Dava
*Basit
*Bağlayıcıdır
*Karmaşık
*Ucuz
*Daha pahalı
*Pahalı
*Kısa süreli
*En az bir yıl sürer
*Uzun yıllar sürer
*Kazan kazan
*Kazan kaybet
*Kazan kaybet
2
*Geleceğe bakar
*Kaybet kaybet
*Kaybet Kaybet
*Esnek
*Geçmişe bakar
*Geçmişe bakar
*Resmi olmayan
*Resmi-Esnek olmayan
*Resmidir
*Bağlayıcıdır
Arabuluculuk anlaşmasının, taraflar arasında bağlayıcı olan anlaşmalar olduğu,
istatistiki verilere göre CEDR’ın çözdüğü 1000 arabuluculuk uyuşmazlığından sadece binde
3’üne tarafların uymadığı ve binde 3’ü oranında tarafların icraya gitmek sureti ile icra
edilebilir şerhi aldıklarına değinildi.
CEDR’da uyuşmazlıkların %90 oranında arabulucular tarafından çözüldüğü, sürecin
gizli olup, kontrolün taraflarda olduğu, taraflarda çözüm iradesinin mevcut olduğu belirtildi.
Niçin arabulucuya gidilir ? sorusuna cevap arandığında, sürecin kısa olduğu, ortalama
bir günde bittiği, bazen içeriğe bağlı olarak uzadığı, %75-80’in aynı gün, %10-15’in bir
günden bile kısa sürede sonuçlandığı, tüm arabuluculuk uyuşmazlarına oranlandığında, işçiişveren uyuşmazlıklarının %20-25 oranında bulunduğu belirtildi.
CEDR’in asıl hedefinin, ticari uyuşmazlıklar olduğu, bu hususun, kuruluşta görev
yapan avukatlar tarafından ortaya konulduğu, aile ile ilgili uyuşmazlıklara bakılmadığı, aile
ilgili uyuşmazlıklar duygusallık gerektirdiği, ticari uyuşmazlıkların ise farklı bir teknik
gerektirdiği, aile uyuşmazlıklarına ilişkin ayrıca aile arabulucularının olduğu ifade edildi.
CEDR'in aynı zamanda kamu kurumu ile vatandaşlar arasındaki uyuşmazlıkları da
çözdüğü, örnek olarak Londra Belediyesi ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıklarda
arabuluculuk yolu ile çözüldüğü, özellikle, sağlık hizmetlerinde arabuluculuk müessesesinin
daha fazla uygulandığı, çevre uyuşmazlıklarında, OECD ile bir enerji şirketi arasındaki
uyuşmazlıkta CEDR'in arabuluculuk yaptığı belirtildi.
2002 tarihli temyiz mahkemesine ait bir kararda taraflardan her ikisine de
arabuluculuk önerildiği, davacı tarafın arabuluculuk önerisini kabul etmediği, yargılama
sonunda davacı tarafın haklı çıkmasına rağmen arabuluculuğa gidilmemesi konusunda
haklı gerekçeler getirilmediği ve bu konuda hakim ikna edilmediği için davacı tarafın
yargılama giderlerini ödemeye mahkum edildiği belirtilmiştir. İçtihada konu olay ise;
bayan DUNNET ile RAİLTRACK Demiryolu Şirketi arasında görüldüğü, kısaca,
DUNNET’ın tarlasının tren yolunun yanında olduğu, tren istasyonu çalışanlarının
Dunnet’in bahçesine girmek sureti ile kapıyı açık bıraktıkları, kapıyı açık bırakması
sonucu Dunnet’in iki atının tren yoluna çıktığı ve trenin çarpması sonucu öldükleri
belirtilmiştir. Davanın temyiz mahkemesine gittiği, temyiz mahkemesi hakiminin taraflara
bu uyuşmazlığı mutlaka arabuluculuk yolu ile çözmeleri gerektiğini beyan ederek, tarafları
arabuluculuğa davet ettiği. Dunnet’ın teklifi kabul etmediği ancak Railtrack’in teklifi
3
kabul ettiği, yargılama sonucu Dunnet’in dava da haklı çıktığı, ancak arabuluculuk
teklifinin kabul etmeme gerekçesi konusunda hakimi ikna edemediğinden yargılama
giderlerini ödemeye mahkum edildiği, ifade edilmiştir.
Bu içtihatla birlikte, uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra dava öncesi ve dava
sırasında yapılan arabuluculuk teklifinin kabul edilmemesine ilişkin haklı gerekçelerin
ortaya konulup bu konuda hakimi ikna edilememesi durumunda taraflardan birisinin dava
sonunda haklı çıkması halinde dahi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edileceği
açıkça belirtildiği ifade edilmiştir. İçtihatla birlikte Birleşik Krallık'da zorunlu
arabuluculuk konusunda yazılı bir düzenleme bulunmadığı halde fiili bir uygulama
oluştuğu belirtilmiştir.
2003 yılında 1000 - 2000 adet arabuluculuk başvurusu varken, 2014 yılında 9000 10000 adet arabuluculuk başvurusu yapıldığı, artıştaki en önemli etkenin 2002 tarihli
yukarıda anlatılan içtihattan kaynaklandığı, zorunluluk yanında, insanların arabuluculuğa
başvuru konusundaki tercihlerinin de sayının artmasında önemli etkenlerden olduğuna
değinilmiştir.
CEDR’in 25 yılda çözmüş olduğu arabuluculuk uyuşmazlıkları sonucunda sırf
dava yoluna değil de arabuluculuğa gitmekten kaynaklı olarak İngiltere Hükümetinin
33.000.000.000 Sterlin kar ettiği ifade edilmiştir.
Birleşik Krallık’ta 9000 kişinin hukuk arabuluculuğu yaptığı, yaklaşık 2000 kişinin de
aile arabuluculusu olarak görev yaptığı, 25 yıldır arabuluculuk uygulaması yapılan Birleşik
Krallıkta son birkaç yıldır arabuluculuğun daha fazla popüler olmaya başladığı, vatandaşlar
tarafından arabuluculuk sistemini kullandıkları ve çok faydalı olduğu konusunda geri
bildirimler alınmaya başladığı ifade edilmiştir.
Birleşik Krallık’ta 2014 yılı için arabulucuların çoğunluğunu avukatlar oluşturduğu,
ancak az sayıda da olsa muhasebeci, doktor vs. gibi kişilerin de arabuluculuk yaptığı,
arabuluculuğun tam zamanında olmadığı başka işlerinin de
olduğu, genel olarak
arabuluculuğun meslek olarak kabul edilmediği belirtilmiştir.
Arabuluculuğun geliştirilmesi için bir takım girişimlerde bulunulduğu, özellikle
avukatlarda bir karşı duruş varken, tüzüklerinde yapılan değişiklik ile avukatların iş
sahiplerini, arabuluculuk konusunda bilgilendirme zorunluluğunun getirildiği, baroların
“arabuluculuk konusunda daha fazla faaliyet yapmalıyız” diyerek, meslek içi eğitim
programına arabuluculuk konusunu dahil ettikleri, ayrıca, avukat ve diğer arabulucuların
hakimlerin beyanlarından etkileneceği dikkate alınarak hakimlerin de sürece dahil
edilmelerinin sağlanmasının faydalı olacağı ifade edilmiştir.
Arabuluculuk eğitimi üç başlıkta toplandığı, birincisinin eğitim içeriği, ikincisinin
eğitimin yapısı şekli, üçüncüsünün ise eğitimciler ve katılımcılar arasındaki ilişki olduğu
belirtilmiştir.
4
Arabuluculuk eğitimi iki ayaktan oluştuğu. Birincisinin mevzuat eğitim araçları, etik,
ihtilaf teorisi, uyuşmazlık çözüm süreci, bilgilendirme. İkincisinin ise becerilerin
geliştirilmesi olduğu ifade edilmiştir.
CEDR arabuluculuk eğitimini 40-60 saat arası vermekte olduğu, Almanya’da bu süre
100 saat olduğu, ortalama 24 kişilik sınıflarda eğitim verildiği belirtilmiştir. Arabuluculuk
eğitimi veren kişilerin arabuluculuk konusunda yetenekli olması gerektiği, Birleşik Krallık'ta
eğitim sonucunun değerlendirilmekte olup, sicil ve değerlendirme başlığı altında denetlendiği,
ABD’de ise eğitim sonucu değerlendirilmediği, bu eğitimi alan herkesin arabulucu olduğu
belirtilmiştir. Arabuluculuk eğitimi, arabuluculuk yapan kişilerce kurumsal bazda verildiğine
değinilmiştir.
Arabuluculuğun geliştirilmesi için önce uygulamaya başlanıldığı, (pilot bazda yada
ülkenin tümünde) sonra mevzuatın yapıldığı Kıta Avrupası’nda ise önce mevzuatın yürürlüğe
girdiği, sonra uygulamanın başladığı ifade edilmiştir. Arabuluculuların arabuluculuk
faaliyetine devam edebilmesi için yılda en az 2-3 arabuluculuk faaliyeti yapmalarının
gerektiği, sözleşme yaparken de kurumlar CEDR gibi arabuluculuk merkezlerinden yardım
aldıklarını, her yıl en az 18 saat sürekli eğitimi arabulucuların almak zorunda oldukları,
arabulucular ömür boyu arabuluculuk yapabildikleri ve Birleşik Krallık’ta arabuluculuğa
elverişli olmayan çok az sayıda uyuşmazlığın olduğuna değinilmiştir.
TOPLANTININ TARİHİ VE YERİ 02/06/2015 Salı 14.30- 16.15
Colin Maning, Baro Kurulu Alternatif Uyuşmazlık Çözme Komitesi Başkanı
İngiltere de, baro üyesi avukatların (balister) yıllarca avukatlık yaptıklarını, kendisinin
40 yıl sonra avukatlığı bırakarak arabulucuğa başladığını, halen baro üyesi olduğunu, ticari
uyuşmazlıklarda uzmanlaştığını, baro üyesi avukatların çekişmeli uyuşmazlıklarda
duruşmalarda görev yaptıklarını, Birleşik Krallık'ta uyuşmazlıkların %98'inin mahkemelerden
önce arabuluculukta çözüldüğünü, kendisinin 1997 yılında CDER da kursa gittiğini ve
arabulucu olduğunu, başlangıçta deneyimsiz olduğunu, çalışarak ve uygulama yaparak
eksikliğini tamamladığını,halen fuul time (tam zamanlı) olarak arabuluculuk yaptığını belirtti.
İngiltere de hakimlerin yarı zamanlı olarak avukatlık yapabildiklerini, baro mensubu
avukatların serbest olarak çalıştıklarını, genellikle 6-8 ortağın bir araya gelerek arabulucu
olarak çalıştıklarını, kendisinin de bir dönem yarı zamanlı hakim olarak çalıştığını, tarafların
bazılarının arabulucuyu uzman olarak gördüklerini, bazılarının ise uyuşmazlık çözümünde
uzman olarak gördüklerini, her arabulucunun kendisine has yöntemleri olduğunu belirtti.
İngiltere de, dosya hazırlayan avukatlar ( solister ) ile duruşmaya çıkan avukatlar (
balister ) olmak üzere 2 tür avukat bulunduğunu, baro mensubu avukatlara arabuluculuk ile
ilgili dosyaların solisterlerce intikal ettirilmediği, bu sebeple 2005 yılından sonra baro
bünyesinde arabuluculukla ilgili komisyon oluşturulduğunu, baro bünyesinde kurulan
komisyonun öncelikle baro mensubu balisterları arabulucuk konusunda eğittiklerini ifade etti.
5
Kendisinin full time olarak arabulucuk yaptığını, avukatlık yapmayı bıraktığını ifade
etti. Sadece hukukçuların değil, mimar, mühendis, muhasebeci, eğitimci gibi meslek
gruplarının da arabuluculuk yapabildiklerini beyan etti.
1990'larda ilk defa Birleşik Krallık ta arabuluculuk kurumu ortaya çıktığında
avukatların önce bu kuruma inanmadıklarını, bu kurumun önem kazanacağını
düşünmediklerini, arabuluculuğu müzakere diye algıladıkları, müzakere diye bir kurum
olduğunu, bu kuruma ihtiyaç olmadığını, avukatların müvekkilleri ile müzakerede
bulundukları düşüncesi ile bu kuruma ihtiyaç olmadığı inancının geliştiğini ve böylelikle
arabuluculuk kurumuna da inanmadıklarını beyan ettiklerini ifade etti.
Hakimlerinde “tarafların muhakeme etme hakları vardır.” diyerek arabuluculuğa karşı
çıktıklarını, arabuluculuğu desteklemeyerek proaktif davrandıklarını,bazı hakimlerin ise “bu
dosyaların arabuluculukta çözülsün” dediğini, ancak buradan sonuç alınamadığını, ta ki,
müeyyide oluncaya kadar bu şekilde devam ettiğini, bu müeyyidenin de yukarıda belirtilen
2002 yılına ilişkin içtihatla ortaya çıktığını, hakimin arabuluculuğa yönlendirdiği halde
taraflardan birisi arabuluculuğu kabul etmez ise o taraf davada haklı çıksa bile mahkeme
masraflarını ödemek zorunda olduğu, ancak arabuluculuğu kabul etmeyen tarafın kabul
etmeme gerekçesinin haklı olması halinde yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı
beyan edildi.
Usul yasasında yapılan değişiklikle dava açmadan önce avukatın talep formunu
doldurması gerektiği, talep formunda sorulardan bir tanesinin avukata müvekkiline
arabuluculuk ile ilgili bilgi vermesine ilişkin bir kutucuk olduğu, böylelikle avukatın alternatif
çözüm yöntemleri ve özellikle arabuluculuk konusunda bilgilendirme yükümlülüğünün
bulunduğu bilgisi verildi.
Arabuluculuk sürecinin çok kısa sürdüğü, kendisinin yapmış olduğu en kısa
arabuluculuğun 2 saat sürdüğünü, en uzun arabuluculuğun da 18 saat olduğunu,
arabuluculuktaki başarı oranının % 80 -85 oranında olduğu beyan edildi.
TOPLANTI YERİ VE ZAMANI: 03 Haziran 2015 Çarşamba
Sir Alan Wart-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kurulu Başkanı (CMC)
Eski Temyiz Mahkemesi Başkanı
1970’lerde İngiltere’de aile arabuluculuğu konseyinin başladığını, 2003’te hukuk
uyuşmazlıkları arabuluculuğu kurulunun Adalet Bakanlığının desteği ile oluşturulduğunu,
kendisinin temyiz mahkemesi başkanlığından emekli olduktan sonra Hukuk
Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kurulu Başkanı olarak görev yaptığını belirtti.
Arabuluculuğun önceleri uzlaşma adı ile bilindiğini, ticarete ilişkin uyuşmazlıklarda
on yıllardır kullanıldığını, aile ile ilgili ayrıca bir kurulun bulunduğunu beyan etti.
6
2003 yılında hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuğun yerleşik hale geldiğini, yavaş
yavaş etkinlik ve tanıtımların arttırıldığını, önceleri bireysel daha sonra toplumsal
arabuluculuğun geliştiğini (komşuluk hukukundan kaynaklanan), başlarda CMC’nin bir klup
iken, şu sıralarda tüm arabuluculuk camiasının sesi haline geldiğini, arabuluculuğa teşvik ve
güven için sicil sisteminin öne alındığını, böylece güvenin oluştuğunu, bugün için CMC’nin
tanınan, bilinen ve güvenilen bir makam haline geldiğini beyan etti.
Son dönemde, arabuluculuk konusunda bir konferans verdiğini, konferansın başlığının
“Arabuluculuk Sizin İçin İyidir” sloganı oluştuğunu, konuşmasında arabuluculuğun yargılama
sürecinde hakimin ulaşamadığı, tesir etmediği bölgelere ulaşan bir sistem olduğunu
belirttiğini ifade etti.
CMC’nin sınırlı sorumlu bir limited şirket olduğunu, kar amacı gütmediğini, kamu
menfaatini gözeten bir yardım kuruluşu ve şirket olduğunu beyan etti.
Kurulun 12 yönetim kurulu üyesi tarafından yönetildiğini, 6 adet bağımsız arabulucu
ve 6 adet de bunun dışında yine bağımsız kurul üyesi bulunduğunu, CMC’nin yönetim kurulu
tarafından yönetildiğini, ayrıca alt komisyonları olduğunu, alt komisyonların disiplin etik
komisyonu, iletişim ve tanıtım hizmetleri komisyonu, sicil ve akredidasyon komisyonu,
devlet ve hükümet ile ilişkiler komisyonu olduğunu, CMC’de ücret karşılığı çalışan iki kişi
olduğunu, diğerlerinin gönüllülük esasına göre çalıştıklarını, bu iki kişiden birinin sekreter ve
diğerinin kurum yöneticisi olduğunu, CMC gelirlerinin arabuluculuk hizmeti sağlayan
kurumlar tarafından verilen giriş ücreti ve yıllık aidat ile serbest arabulucular tarafından
CMC’ye tescil için ödenen ücretlerden oluştuğunu, kamu menfaati için arabuluculuk
yapıldığını, arabuluculuk mesleğinin yasa ile getirilmediğini, mesleğe kalite ve güven
sağlamak amacı ile çalıştıklarını beyan etti.
CMC’ye üye olan 90 kuruluş bulunduğunu, bu kuruluşların bünyesinde de 6-400
arabulucunun çalıştığını, yaklaşık olarak 5000'e yakın arabulucunun CMC'ye akredite
olduğunu, ancak CMC’ye üye olmayan arabulucuların da olduğunu, bunların da arabuluculuk
alanında faaliyet gösterdiği, şahıs olarak da 450 arabulucunun üye olduğunu, CMC’ye üye
olmanın iradi olduğunu, hiçbir şekilde hiç kimseye arabulucu önerilmediğini belirtti.
Adalet Bakanlığının arabuluculuk konusunda bir tarifesinin olduğunu, ancak
arabuluculuk şirketlerinin kendi ücretlerini kendilerinin belirlediğini, ücret konusunda
pazarlık yapılabileceğini, Adalet Bakanlığı ücret tarifesinde, 70.000 Euro'ya kadar olan mal
varlığına ilişkin uyuşmazlıklarda, tek taraf için yarım günde 500 Euro, bir günde 1.000 Euro
olarak belirlendiğini ifade etti.
İtalya Hükümeti tarafından kabul edilen zorunlu arabuluculuğun çok iyi bir şekilde
işlediği ve Avrupa Birliği bünyesinde takdir gördüğünü belirtti.
Arabuluculuğun geliştirilmesi için ortak hedeflerin; (1) Hükümeti ikna etmek,
(2)Hakimleri ikna etmek, (3) Avukatları ikna etmek, (4)Kullanıcıları ikna etmek, (5)
Üniversiteleri ikna etmekten geçtiğini ifade etti.
7
Arabuluculuğun dava yoluna göre çok daha ucuz olduğunu, 24.000.000.000 Sterlinlik
bir davada arabuluculuk maliyetinin 22.000.000 Sterlin olduğunu, yapılan bir araştırmada
yargılama masraflarının, arabuluculuk sürecindeki masraflara oranla daha pahalı olduğu
belirtilmekle, tarafların %81 oranında arabuluculuğa gitmekte motive olduklarını beyan etti.
Birleşik Krallıkta işçi işveren uyuşmazlıklarda daha önce uygulanan zorunlu
müdafi yardımı kaldırıldığı için arabuluculuk süreci dava yoluna göre devlete daha az
masraf getirdiğinden zorunlu arabuluculuk sistemine geçtiğini ve arabuluculuk
ücretlerinin hükümet tarafından ödendiğini belirtti.
03 HAZİRAN 2015 Çarşamba 14:30-15:30
Siopan Macgrat-Eşya Hukuku Dairesi Başkanı
Bu mahkemelerde taşınır taşınmaz mal uyuşmazlıkları ile kira uyuşmazlıklarına
bakıldığı, hakimlerin aynı zamanda arabulucu olarak görev yapabildikleri, mahkemelerde
arabuluculuğun hakim arabulucular tarafından yapıldığı, mahkemelerde iki farklı uygulama
olduğu, mahkemede 12 arabulucunun bulunduğu, gelen davanın %60’ının hakim
arabulucular tarafından arabuluculuk ile çözüldüğü, bunların büyük bölümünün küçük
uyuşmazlıklar olup, taraf sayısının az, uyuşmazlığın basit olduğu belirtildi.
Mahkemelerde arabuluculuk tanıtımının üç şekilde yapıldığı, dava açılmasından sonra
taraflara arabuluculuk tanıtımına ilişkin broşür gönderildiği, ön inceleme duruşmasında
hakimin taraflarla yüz yüze görüşerek arabuluculuk sürecini anlatıp yönlendirme yaptığı
ayrıca taraflara dava açılmasından sonra başvuru kabulü için dava açma koşulu olarak (dava
şartı olarak) yönerge ile düzenlenen bir formun gönderildiği ve bu formdaki arabuluculukla
ilgili kutucuğun bulunduğu, bu şekilde arabuluculuk tanıtımının yapıldığı, arabuluculuk
seanslarını yarım günlük toplantı şeklinde olduğu, yapılan arabuluculuk uygulamalarında %70
başarı elde edildiği, arabuluculuk faaliyetinin genellikle adliyelerde bulunun arabuluculuk
merkezinde yapıldığını, ancak bazen taşınmaza yakın yerlerde veya arazinin yanına gitmek
sureti ile de hakimin arabuluculuk yaptığını, arabuluculuk yapan hakimlerin arabuluculuk
yaptığında ayrıca ek bir ücret almadıklarını, sadece hakimlik maaşı ödendiği, arabuluculuk
yapan hakimin arabuluculuk süreci başarısızlık ile sonuçlandığında yargılamanın bundan
sonraki aşamalarında görev yapamayacağı ifade edildi.
Arabuluculuk süreci başlatıldığında öncelikle tutanak düzenlendiği, daha sonra
taraflarla bir araya gelinerek görüşmeler yapıldığı, ihtiyaç halinde taraflar ile ayrı ayrı farklı
odalara gönderilerek görüşmeler yapıldığı, sürecin sonunda ise bir tutanak düzenlendiği,
sürecin başarıya ulaşması halinde düzenlenen tutanağın anlaşma tutanağı olduğu belirtildi.
Arabuluculukta asıl amacın yargı hizmetlerinden tasarruf olduğu, ancak tek amacın bu
olmadığı, arabuluculuk sürecinin taraflar açısından daha iyi sonuçlar doğurduğu,
arabulucuların mahkeme içinde sürekli bir eğitime tabi tutulduğu, arabuluculukla ilgili talebin
sürekli olarak arttığı belirtildi.
8
İngiltere de arabuluculuğun her davada uygulanmadığı, ancak arabuluculuğun daha
çok geliştirilerek farkındalığın artırılması, taraflara arabuluculuk sürecinin anlatılması
gerektiği, bunun için tarafların bir araya gelmelerinin çok önemli olduğu, öncelikle bunun
yapılması gerektiği, arabuluculuğa elverişli olmayan uyuşmazlıklarla ilgili yazılı kuralların
bulunmadığı, tarafların istekli olup olmadıklarının önemli olduğu, bu kapsamda taşınmaz
davalarının da arabuluculuğa elverişli olduğu belirtildi.
04 HAZİRAN 2015 Perşembe--Adalet Bakanlığı
Robert Hatson-Aile Arabuluculuğundan Sorumlu,
Michel Colins-Hukuk Yargılamasında Arabuluculuk Politikalarından Sorumlu
AİLE ARABULUCULUĞU
Birleşik Krallıkta, Aile Arabuluculuk Standartları Kurulunun oluşturulduğu, bu
kuruluşta Adalet Bakanlığının bir temsilcisinin de bulunduğu, aile arabuluculuğunda dava
açıldığında başvurma formatı olarak başvurucuya 3 seçenek sunulduğu, bu seçeneklerden
birisinin işaretlemesi gerektiği, birinci kutucukta arabuluculuk bilgilendirme toplantısına
katıldım, ikinci kutucukta arabuluculuk davaya göre bu uyuşmazlıkta daha uygundur, üçüncü
kutucukta da arabuluculuk yoluna gittim ancak başaramadım ifadelerinin bulunduğu, bu
kutucuklardan birinin dava açan tarafça işaretlemek zorunluluğunun bulunduğu, aile içi şiddet
iddiası bulunan aile uyuşmazlıklarında arabuluculuk yapılmadığı, ancak aile içi şiddet
iddiasında bulunan tarafın hakim huzurunda bunu kanıtlaması gerektiği beyan edildi.
Hakimin tarafları arabuluculuk konusunda bilgilendirme toplantısına gönderme
zorunluluğunun bulunduğu, bilgilendirme hususunun dava şartı olduğu, bilgilendirme
almayan tarafın doğrudan dava açamayacağı ve açılmış davayı yürütemeyeceği, Birleşik
Krallık'da aile hukukunda zorunlu arabuluculuğun olmadığı, ancak arabuluculuk konusunda
zorunlu bilgilendirmenin bulunduğu, bu bilgilendirmeyi almayan tarafın davaya devam
edemeyeceği ifade edildi.
Aile arabuluculuğunda, daha çok velayet, mal paylaşımı konularında aile
arabuluculuğunun uygulandığı, aile arabuluculuğunda arabulucuların farklı eğitim
standartlarına tabii tutulduğu, aile arabulucularının çoğunun da hukukçulardan oluştuğu,
ancak ihtiyaç halinde psikologların da bu sürece katıldıkları, aile arabuluculuğundaki ücretin
devlet tarafından karşılandığı, tarafların boşanma konusunda anlaşmış olsalar da boşanmaya
mutlaka mahkeme tarafından karar verileceği, 1500 aile arabulucusunun bulunduğu ifade
edildi.
9
HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK
Birleşik Krallık'ta uyuşmazlıkların %98 oranında arabuluculukla çözüldüğü, %2
oranında mahkemelerde çözüldüğü, %2 oranında mahkemelere yansıyan uyuşmazlıkların
maliyetinin yüksek oluşundan kaynaklı dava sayısının azaltılması bakımından İngiltere
Adalet Bakanlığı'nca politikalar üretilemeye çalışıldığı belirtildi.
Türkiye'de arabulculuğu geliştirmeye yönelik yapılan çalışmalara ilişkin bilgi
notunu incelediğinde bazı konularda Türkiye'deki arabuluculuk konusundaki çalışmaların
İngiltere'den daha iyi ileri seviyede olduğunu, İngiltere'de de arabuluculuğun zorunlu
olup olmayacağı hususunun tartışılmaya başlandığını belirtti.
2 yıl önce İngiltere'de telefon arabuluculuğunun başladığını, mahkemede çalışan
yaklaşık 20-25 personelin arabuluculuk konusunda eğitildiğini ve bu konuda çalışmaya
başladıklarını, yılda yaklaşık olarak 10.000 uyuşmazlığın telefon arabuluculuğu kullanılmakla
çözümlendiği, ilk başta dava miktarı 5.000 sterlin'e kadar olan uyuşmazlıklar arabuluculukla
çözümlenirken, bu yıl alınan karar ile 10.000 sterline kadar olan uyuşmazlıkların telefon
arabuluculuğu ile çözümlendiğini, arabulucunun kendi ofisinde telefon yardımı ile
telekonferans yöntemiyle taraflar ile biraraya gelmek suretiyle 1 saatlik süre içerisinde
tarafları uyuşmazlıkları çözmesine yardım ettiğini, alınan geri bildirimlerden tarafların
telefon arabuluculuğundan çok memnun olduklarını, küçük alacak davalarının %70’inin
telefon arabuluculuğuyla çözüldüğünü tespit ettiklerini belirtti.
Küçük alacaklarda(10.000 Sterline kadar olan uyuşmazlıklarda), taraflardan birisinin
mahkemeye başvurduğunda kendisine bir başvuru formu verildiğini, bu formda arabuluculuğu
denemek ister misiniz diye bir kutucuk bulunduğu, taraflardan her ikisinin de bu kutucuğu
işaretlemesi halinde sistem üzerinden dosyanın doğrudan telefon arabulucusuna sevk
edildiğini, telefon arabuluculuğundan herhangi bir ücreti alınmadığını, telefon
arabuluculuğunda personel ücretinin devlet tarafından karşılandığını, telefon arabuluculuğuna
başvurulduğunda sadece başvuru harcı alındığını, nispi harç alınmadığını belirttir.
İngiltere'de yargı teşkilatının hukuk, aile, ceza ve idari olmak üzere 4 ayrı koldan
oluştuğu, aile ile ilgili uyuşmazlıkların aile yargı kolu içerisinde değerlendirildiği, aile ile
ilgili uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecin gönüllülük esası(iradilik) üzerine kurulduğunu,
mahkeme öncesi arabuluculukta da sürecin çok önemli olduğu ve aile uyuşmazlıklarında
mahkeme öncesi arabuluculuk yolunun daha çok kullanıldığını belirtti.
İngiltere'de müdafi yardımına ilişkin önemli bir reformun yapıldığını, aile
uyuşmazlıkları da dahil olmak üzere müdafi yardımının dava süreci için kaldırıldığını, bundan
sonra arabuluculuğa başvuru sayısının arttığını, dava başvurusunun azaldığını, arabuluculukla
ilgili dava öncesi bilgilendirmede de %56 oranında azalma olduğunu, tanıtım ihtiyacının
azaldığı, yine de halen bilgilendirmeye yönelik talep azalmasının tersine çevrilmesi yönünde
çalışmalar yapıldığını, müdafi yardımının halen arabuluculuk sürecinde bulunduğu, 03 Kasım
2013 tarihinde yapılan değişiklik ile tüm tarafların arabuluculuktan adli yardım aldıkları, bu
değişiklik ile olumlu sonuçlar alındığını ifade edildi.
10
Arabuluculuk bilgilendirme toplantıları ve arabuluculuk oturumu sürecine ilişkin
istatistiklere bakıldığında, arabuluculuğa başvuru da ciddi bir artış olduğunu, bu rakamların
daha da artacağını düşündüklerini, Ocak-Mart aylarında yoğun kampanyalarının yapıldığı, bu
anlamda slaytların hazırlandığı belirtildi.
SONUÇ
1-Birleşik Krallık'ta hukuk uyuşmazlıklarının %98'inin dava öncesi arabuluculuk yolu
ile çözümlendiği, %2 gibi çok küçük bir oranının dava yolu ile çözümlendiği, Adalet
Bakanlığı'nca dava yolu ile çözümlenen %2'lik oranın azaltılması yönünde politikalar
üretilmeye çalışıldığı,
2-Birleşik Krallık'ta zorunlu arabuluculuğun bulunmadığı, ancak fiili bir zorunluluğun
bulunduğu, fiili zorunluluk sebebi olarak 2002 yılında Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesince
çıkartılan içtihat ile, alternatif çözüm yolları tüketilmeden dava açılamayacağının belirtildiği,
davada müdafi yardımının kaldırılması ve avukatlara alternatif çözüm yöntemleri ve özellikle
arabuluculukla ilgili bilgilendirme yükümlülüğünün getirilmesinden kaynaklandığı, iş
uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk bulunduğu, zorunlu arabuluculukla ilgili İtalya
uygulamasının, Birleşik Krallık'ta tartışılmaya başlandığı,
3-Birleşik Krallık'ta herkesin arabuluculuk yapabildiği, çoğunlukla hukukçuların
arabuluculuk yaptıkları, mahkemelerde ise hakimlerin aynı zamanda yarı zamanlı arabulucu
olarak görev yaptıkları,
4-Birleşik Krallık'ta arabuluculuk ile ilgili aile uyuşmazlıklarında bilgilendirme
konusunda eğitim alma zorunluluğunun bulunduğu bu hususun dava şartı olarak kabul
edildiği,
5-Yapılan istatistiki çalışmada 10.000 arabuluculuk uygulamasının %75-80'inin bir
günde, %10-15'inin bir günden daha az bir sürede, çözümlendiği, başarı oranının %75-80
olduğu, hakim arabulucularının mevcut uyuşmazlıkların %60'ını arabuluculuk yöntemi ile
çözdükleri, CEDR'in 25 yıl içinde 400.000 uyuşmazlığı arabuluculuk yöntemi ile çözdüğü, 25
yılda arabuluculuk yolu ile çözümlenen uyuşmazlıklar sebebi ile İngiltere Hükümetinin 33
Milyar Sterlin tasarruf sağladığı,
6-10.000 Sterline kadar olan küçük alacaklarla ilgili farklı arabuluculuk yöntemlerinin
uygulandığı(telefon arabuluculuğu)
7-İngiltere Adalet Bakanlığı'nca Türkiye'de arabuluculuk faaliyetinin geliştirilmesine
ilişkin projenin yakından takip edildiği, yapılan çalışmaların övgü ile karşılandığı, bizim bu
kısa sürede mevzuat ve diğer konularda aldığımız mesafenin çok önemli ve takdire
şayan olduğu,
8-Ülkemizde arabuluculuğun geliştirilmesi projesi kapsamında yapılacak mevzuat
değişikliği çalışmalarında Birleşik Krallık'taki uygulamalardan yararlanılması gerektiğine
ilişkin, iş bu rapor düzenlenmiştir. 17/06/2015
11

Benzer belgeler

ABD`de Topluluk Arabuluculuğu Merkezleri ve

ABD`de Topluluk Arabuluculuğu Merkezleri ve arabuluculuğa uygun olup olmadığına da bu izleme mekanizması sayesinde karar verilebilir. Ayrıca bu tür davalarda kendini kontrol etmek çok önemli olduğundan tarafların veya arabulucuların katılımc...

Detaylı

Arabuluculuk Daire Başkanlığı Fransız İdari Yargı Uyuşmazlıklarında

Arabuluculuk Daire Başkanlığı Fransız İdari Yargı Uyuşmazlıklarında olduğunu, bu kuruma ihtiyaç olmadığını, avukatların müvekkilleri ile müzakerede bulundukları düşüncesi ile bu kuruma ihtiyaç olmadığı inancının geliştiğini ve böylelikle arabuluculuk kurumuna da in...

Detaylı