P2 Depresyon, birinci basamak tedavide yayglndlr Jan Libiger P3

Transkript

P2 Depresyon, birinci basamak tedavide yayglndlr Jan Libiger P3
~
z
Editorden
o.
P2
Moussaoui
w
Depresyon,
Jan Libiger
birinci
basamak
tedavide
P3
L-'~
Günlük
pratikte
depresyon
daha iyi nasll tanlnlf
Tomasz Szafranski, Marek Jarema
z
yayglndlr
WPA Depresyon Bülteni
..
o
t
E
r
e
n
iddetli halleri sôz konusu degilse, depresyon, psikiyatristlerden çok pratisyen hekimlerin alanlna girmektedir.
I Libiger.in makalesi, bu anlamda, depresyona ili~kin epidemiyolojik
bilgiler üzerine iyi bir incelemedir.
Depresyon hastalarlmn büyük bir klsml ba~ta aile hekimlerine ba~vurur. Depresif bozukluklar, tek ba~larlna ortaya çlkabilecegi
gibi organik bir hastallkla birlikte de gôrülebilir. Bu nedenle, çogu doktor I dünya genelinde en yaygln gôrülen depresif
bozukluk semptomlarlnln,
organik kôkenli ba~ka bir hastallkla açlklanamayan somatik bozukluklar olmasmdan endi~e
duyar. Bu durum, geleneksel kültürün yaygln oldugu (daha klrsal, daha toplumsal ve dinin baskln oldugu) geli~mekte olan
ülkelerde daha da yayglndlr.
196011arln
sonunda Paul Kielholz'un ortaya attlgl .maskeli depresyon. kavramlson 20 yllda çok benimsenmi~tir.Maskeli
depresyontammlna gôre. aile hekimleri. psikiyatristlerinkar~lla~tlglndanfarkll olarak. üzüntünün organik temeli olmayan
somatik bozukluklarla .maskelendigi.tipte bir depresyonlakar~lla~maktadlr.Psikiyatristlerinakll hastanelerindegôrdügü
hastalar,daha çok, hezeyanln.konfüzyon. koma ya da intihara yônelik hüznün gôzlendigi hastalardl.Zamanla.depresyon
hastalarlmnbüyük bir klsmlnln ônce aile hekimlerive alam psikiyatriolmayan uzmanlartaraflndan gôrüldügünü fark ettiler.
Ayrlca, somatik ~ikayetlerin, depresyonun en slk gôzlenen semptomlarl oldugunu da fark ettiler. Bu noktada. maskeli
depresyonkavramlnln artlk bir gerekçesikalmaml~ti.Bu gôrü~ünen büyük saklncalarlndanbiri de, aile hekimleri araslnda
yaygln olan. depresyontanlSlnadirencin artmasldlr. Marek Jarema.makalesindebunu.
tam anlamlyla .maskelenmi~.
oldugundan depresyonu te~his edemedim .diye ifade etmi~tir. Dolaylslyla. bu kavram. medikal sôylemden tamamen
çlkarllmalldlr.
Genel eri~kin popülasyonunda
artmaktadlr.
popülasyonunun
Amerika
bozukluk
giderek ya~lanmaslndan
ve Avrupa'da
gruplarlnda
olmaslna
depresif bozukluklarln
Bu, sadece, depresif
aynl tanl ôlçegjnin
gerçekle~tirilen
kar~ln depresif
ili~kincepidemiyolojik
baskllarln giderek artmaslndan
(MINI) kullanlldlgl
prevalansl
prevalanslna
daha iyi te~his edilip fark edilmesinden
ve ekonomik
bir kaç yeni çall~maya
bozukluk
insidansl artarken
olgularlnln
da kaynaklanmaktadlr.
ve birkaç ülkenin genel popülasyonunu
gôre, bu ülkelerde
popülasyonun
veriler de giderek
degil, aynl zamanda,
Afrika,
dünya
Orta
temsil eden ôrneklem
ya~ ortalamaslnln
nispeten
genç
%14 ila %36 araslnda bulunmu~tur.
Bu tip çall~malar, bir kaç nedenle daha geni~ çapta yapllmalldlr:
karar mekanizmalarlnda
son sôzü sôyleyenler ve siyasi liderler, ba~ka ülkelerin epidemiyolojik
verilerinin
kendi
ülkeleri için de geçerli oldu~una pek inanamazlar. Akll hastallklarl, onlar için hem anla~llmaz, hem de, ili~tirilen etiket
nedeniyle istenmeyen bir olgudur. Dolaylslyla, onlarl, sadece ulusal istatistikler ikna edebilir.
-ayrlca,
politik
mevcut
hastallklarln
ko~ullarlyla
prevalanslndaki
açlklanabilir.
ve gündelik
uygulama
ana fikrini açlklamaktadlr:
bir dereceye
lç sava~lar, ~iddetli toplumsal
sadece ülkeler için de~il, aynl zamanda
Ara~tlrma
farkllllklar,
alamndaki
.Depresyon:
bu ülkeleri olu~turan
huzursuzluklar,
sosyoekonomik
ya da
yaratan faktôrlerdir.
da gerekçesi olan yukarldaki
bu ba~lamda
Driss MOUSSAOUI
Ibn Rushd Üniversitesi Psikiyatri Merkezi, Kazablanka, Fas
ülkenin
siyasi ya da sosyal rejimde ani de~i~iklikler.
bireyler için de dengesizlik
ulusal ve yerel çabalarln
yerel perspektifler..
kadar, sôz konusu
bu iki neden. meselenin
Orta ve Do~u Avrupa ilk a~amayl olu~turmaktadlr.
.epidemik boyutproblemidir.
" terimi heterobozukluklarln
temel
semptomlarl, üzüntü, hayattan pek zevk
alamama
ya da hiç zevk almama.
çaresizlik. ümitsizlik ve suçluluk hisleri,
davranl~
ve zihjnsel
etkjnligjn
engellenmesjdir.
Genelrikle
intihar
giri~imiyle ya da intiharla sonuçlanan
yogun intihar fikirleri de vardlr. Depresyon.
majôr depresyonlu
hastalarln
% 1520'sinde intiharla sonuçlanan ôlümcül bir
hastallktlr. Depresyonda sosyal ve i~levsel
bozukluklarl artlran semptomlar da slkça
gôzlenir: geçmeyen yorgunluk, anksiyete,
azalan i~tah, bazen kendine ve digerlerine
yônelik dü~manca tutumlar. Depresyon.
uykusuzluk. libido kaybl, i~tah kaybl, kilo
kaybl gibi somatik semptomlar ve çe~itli
psikofizyolojjk otonom belirtiler de içerir.
Ayrlca, adaptif bir ônemi de olmasl
mümkündür.
Çevrenin
talepleri
ile
organizmamn durumu araslndaki dengeyi
korumaya
yarayan
düzenleyicj
bir
mekanizma gôrevi gôrebilir. Depresyonun,
tehlike
ya da stres altlnda,
sosyal
hiyerar~ilerdeki
rütbe
rekabetinde
ugranllan yenilgiye kar~1 abartlll ya da
yanll~ evrimsel bir koruyucu strateji oldugu
ône sürülmü~tür. Ancak. depresyonun
adaptif degeri kaybolmu~, tepkinin ~iddeti
ve süresi, baglamla ili~kisi ve esnekligi
hastallkll hale gelmi~tir.
Insan topluluklarlnda
depresyon, stresli
bir olayla ili~kili geçici emosyonel bir
durum, ya~mln zor dônemlerinde ya da
fiziksel
bozukluklarda
kar~lla~llan
emosyonel bir komplikasyon veya gôrünür
bir dl~ neden olmakslzln kendiliginden
ortaya çlkan yetersizlik yaratan bir hastallk
olarak gôrülmekteydi.
Tipolojik
tanl
kategorilerinin ve kuramsal psikopatoloji
derecelerinin.
standart
psikiyatrik
yakla~lmdan ibaret oldugu zamanlarda
" depresyon " terimi, depresif sendromla
ve depresyonun bazl nosolojik tipleriyle
e~ anlamll kullanllml~tlr.
Bu tanllarda
genellikle
nedensellik
mekanizmasl
bulundugu varsayllml~lr: ôrnegin, reaktif,
nevrotik, endojen, istemsiz ya da organik
depresyon gibi. Modern operasyonel ve
teorik olmayan tanl sistemlerinin ortaya
çlkl~lyla depresyon da, çe~itliligini klsmen
kaybetmi~tir.
Depresif
durumlarln
enlemsel
ayrlml yerini, Tekrarlayan
(Unipolar)
Depresyon
ve Bipolar
Bozuklugun Depresif Epizotu halindeki
geçerli ayrlma blrakml~tlr. ICD'de yer alan
Depresyon, ~iddet boyutu üzerinde hafif,
orta ve ~iddetli depresif epizotlar halinde
derecelendirilirken
somatik sendromun
veya psikotik semptomlarln
var olup
olmamaslna gôre nitelendirilir. Inatçl hafif
depresyon Distimi olarak slnlflandlrlllr.
Tüm belirti ve semptomlarlyla depresyon,
her zaman, ki~iyi i~ gôremez hale getiren
ve hayati tehlike potansiyeli ta~lyan bir
hastallk olarak gôrülmü~tür.
Yine de,
depresyonun topluma getirdigi külfet,
ancak yakln zamanlarda fark edilmi~tir.
Depresyon, top/uma külfeti
en üst slrada yer a/an
hastahktlr
1996'da Harvard epidemiyologlarlndan
Murray ve Lopez .Hastallklarln Küresel
Külfeti. adll bir kitap yazd,lar. Bu kitapta,
belirli
bir hastallgln
ya da sagllk
(DAL Y) adl verildi. Diger bir endeks olan
.ômrün yetersizlikle geçen ylllarl" (YLD)
ise, sadece, belirli bir bozuklu9un neden
oldu9u baskln i~levsel bozuklu9u yansltlr.
Bu geni~ kapsamll epidemiyoloji çall~masl,
sa911kpolitikalarlna rehberlik etmek üzere
Dünya Bankasl ve Dünya Sa911kOrgütü
için yürütülmü~tür.
Murray ve Lopez,
1990'da geli~mekte olan ülkeler kadar
geli~mi~ ülkelerde
de, .unipolar"
depresyonun, tüm dünyada DALY'nin
ônde gelen nedeni oldu9unu buldular.
Gelecege yônelik projeksiyonlara gôre,
2020'de tüm dünyada yetersizli9in ikinci
slradaki (geli~mi~ ülkelerde birinci slrada)
nedeni depresyon
olacaktlr.
Ayrlca,
1990'da
Bipolar
Bozukluk,
ômrün
yetersizlik-uyumlu ylllarlnln altInCI nedeni
olarak derecelendirilmi~tir. 2000 ylllnda,
WHO, Hastallklarln Küresel Külfeti adll
epidemiyoloji
çall~maslnl (GBD 2000)
gerçekle~tirmi~tir.
Bu çall~mada,
depresyonun,
tüm nôropsikiyatrik
hastallklarda bu güne kadar gerçekle~en
en büyük yetersizlik paylna sahip oldu9u
gôrülmü~tür. Omrün yetersizlikle geçen
ylllarlnln
en ônde gelen nedenleri
araslnda, depresyon, toplam DAL Y'nin
%4 'ünden fazla olmak üzere, ait solunum
yolu enfeksiyonlarl, HIV/AIDS ve do9umda
meydana ge/en hastallklardan
sonra
dôrdüncü
slrada ve kardiyovasküler
morbidite, inme ve kôtü beslenmeden
ônce yer almaktadlr. Omrün yetersizlikle
geçen ylllarlnln (YLD) nedeni olarak ise
tüm dünyada birinci slrada yer alml~tlr.
probleminin
getirdigi
külfetin
büyüklügünü
yansltan bir endekse yer
verdiler. Bu endekste, zamanslz ôlüm
ABD'de depresyonun
43.7
milyar
ABD
ekonomik külfeti
Dolar
tahmin
edilmektedir,
büyük bir klsmlnl
(genellikle depresyondaki intihar) insan
ômründe kaybedilen yll ve beklenen
ya~m kalitesinin korunmaslm engelleyen
i~levsel bozukluklar gibi yetersizliklerle
geçen yll saylsl toplandl.
Elde edilen
ôlçüye. .ômrün yetersizlik-uyumlu yl"arl.
(% 72) dolayll harcamalar,
yakla~lk
%20'sini ise hospitalizasyon
giderleri
olu~turmaktadlr.lngiltere'de
ve Galler'de
bunun
depresif hastallgln toplam maliyetinin
1991.de 3.39 milyar Sterlin oldugu tahmin
edilmektedir.
Tablo 1. ICP ara~tlrmalarlnda majôr depresif bozukluk prevalansl ve kallclllgl
MP=l ayllk prevalans. Andrade L, Caraveo-Anduaga JJ ve ark. 2003.ten uyarlanml~tlr.
YP= 1 yllllk prevalans
LP= ya~am boyu prevalans
YP/LP: 1.e yakla~tlkça bozuklugun popülasyondaki kallCIiiglnln arttlgl, bir yllda ve ômür boyu tespit edilen depresyon saylslnln
birbirine yaklnla~tlgl, kaba bir kroniklik ôlçüsüdür .
MP/YP: azaldlkça, bir yllda depresif epizot geçiren farkll ki~ilerin saylslnln arttlgl kaba bir remisyon ôlçüsüdür.
Depresyonun getirdi9i ekonomik külfetin
en büyük kayna91nl dolayll harcamalar
(i~ g6remezlik
ve i~sizlik için yapllan
6demeler. sosyal yetersizlige neden olan
bu bozuklu9un
kronik
seyretmesi)
olu~turmaktadlr.
Pek çok fiziksel
bozuklu9a e~lik eden bir hastallk olarak
depresyonun,
bu hastallklarln seyri ve
sonucu üzerinde istenmeyen etkilerde
bulundu9u artlk daha açlkça g6rülür bir
hal alml~lr. E~lik eden depresyonla birlikte
fiziksel hastallklarlndan 6türü tedavi g6ren
hastalarln
hospitalizasyon
giderleri.
depresyonun e~lik etmedi9i hastalarln
giderlerinden yakla~lk %36 daha fazladlr.
ABD'de temel sa911kgiderlerinde. temel
tedavi hizmetlerinden
yararlanan
bir
depresyon hastaslrun toplam tedavi gideri.
depresyonu olmayan hastalar için yapllan
harcamalarln neredeyse iki katldlr.
Depresyon giderek
daha slk ve kronik
ha/de gorü/en
bir bozuk/uktur
Depresyonun prevalansl popülasyonlara
gôre farkllllklar gôsterir. Depresyonun
prevalanslna
ili~kin
rakamlar
da,
ara~tlrmalarln
amaçlarlna
ve
metodolojisine gôre degi~ir. GBD 2000
ara~tlrmaslnda,
unipolar depresyonun
nokta prevalansl, erkekler için % 1.9,
kadlnlar için %5.8 bulunmu~tur.
Bu
ara~tlrmada bipolar bozuklugun nokta
prevalansl ise %4 civarlndad,r. Kisa bir
süre ônce, tüm dünyada 10 farkll ülkede,
1990-1999
ylllarl
araslnda,
ICPE
(Psikiyatrik Epidemiyoloji
Uluslararasl
Konsorsiyumu) taraflndan geli~mi~ bir
metodolojiyle yapllan bir epidemiyoloji
ara~tlrmaslnln
sonuçlarl yaylmlanml~tlr.
WHO'nun
tanlya
kurdugu
y6nelik.
güvenirligi
olan.
bu
Konsorsiyum.
uluslararasl
kamtlanml~
geçerligi
standart
Birle~ik Uluslararasl
bir 61çek
Tam G6rü~mesi
(CIDI) 61çegini ku/1anml~lr.
Bu çall~malarda
saptanan
maj6r
depresyon
olgularl, DSM-III-R veya DSM-IV
kar~lllk
gelmektedir.
incelenen
hepsi
epizodu
tamlarlna
Bu çall~malarda
popülasyon
bir arada
ve
6rneklemlerinin
yakla~lk
37000
denek
içermektedir.
Ya~am boyu maj6r depresif
epizotlarlna
ili~kin prevalans degerleri %3
ila
%16.9
günlük
araslnda
prevalans
degi~irken.
1 yllllk
% 10 araslndadlr.
ucunda
Cumhuriyeti
Brezilya'da
bulunmu~tur.
%0.9
ila %3.9
prevalans
% 1.2 ila
Bu degerlerin
Japonya.
varken,
prevalans
Türkiye
ABD,
30
araslnda
en dü~ük
ve
Hollanda
degerleri
Çek
ve
yüksektir.
Tablo 1 'de ay/ômür ve ylVômür prevalans
oranlarlyla çe~itli ülkelerdeki ômür boyu
prevalans de~erlerinin genel bir ôzeti
gôrülmektedir.
Bu oranlarln. kroniklik
(yüksek 12 ay/ômür prevalans oranlna
kar~lllk gelir) ve tekrarlama (dü~ük 30
gün/12 ay prevalans oranl) endeksleri
olarak yorumlanmasl mümkündür. ICPE
ara~tlrmalarlnln
analizinde
ba~langlç
medyan
ya~1 20-25
yll araslnda
bulunmu~tur.
Depresyon
prevalansl
kadlnlarda. erkeklerde oldu~undan daha
yüksektir. E~in olmamasl. depresyon tanlSI
riskini artlrmaktadlr.
Ba~ka bir çall~mada. ômür boyu majôr
depresyon
rjski Almanya'da
% 17
bulunmu~tur. Wittchen. 1970'lerde ve
1980'lerde
yapllan ilk çall~malarda
depresyon
için 12 ayllk prevalans
oranlarlnln %4 -%6 iken. en yeni sonuca
gôre. Almanya'da 1 yllilk majôr depresyon
prevalanslnln eri~kin popülasyonda %8.3
oldu~unu belirtmektedir. Epidemiyologlar.
bu bozuklugun, prevalanslndaki artl~la
birlikte ba~langlç ya~lnln dü~tügüne dikkat
çekmektedir.
Thornicroft ve Sartorius,
depresyonun
sadece %20 oranlnda
kronik, remisyon gôstermeyen bir seyir
izledigini gôrmü~lerdir. Iyile~meyi izleyen
2 yll içerisinde depresyon hastalarlnln
%35'i ba~ka bir epizot geçirmektedir,
ayrlca, ilk epizottan
12 yll sonraki
tekrarlama oranl %60'dlr. Tekrarlayan
depresyonda ortalama epizot saylsl 65
ya~lna gelindiginde
yakla~lk 5.7'dir.
Standart gôrü~me teknikleriyle koyulan
majôr depresyon
tanlsl, depresyon
olgusunun nispeten slnlrll bir tanlmldlr.
Çek
Cumhuriyeti'nde
telefon
gôrü~mesiyle
gerçekle~tirilen
bir
ara~lrmada, aynl ülkede titizlikle yürütülen
ICPE ara~tlrmaslnln
verilerinden
beklenenden bariz oranda yüksek 6 ayllk
prevalans oranlarl bulunmu~tur. Herhangi
bir depresyon için prevalans oranl % 15.2
tahmin
edilmektedir.
Kent
popülasyonlarlnda, i~siz ve yalnlz ya~yan
bireylerde bu oranlar daha yüksektir.
Slovakya'da 1212 denekten olu~an bir
popülasyon ôrnekleminde MINI (Modifiye
Uluslararasl Nôropsikiyatrik Gôrü~me) ile
yapllan majôr depresyon ara~tlrmaslnda
6 ayllk prevalans % 12.8 bulunmu~tur.
Ayrlca katlllmcllarln
%5.1 'inde minôr
depresyon ve %23'ünde
de depresif
semptomlar bulunmu~ur. Aynl çall~mada,
Beck Depresyon Envanteri subjektif soru
formuna verilen yanltlarla bu popülasyon
ôrnekleminin %22.6'slnda bir dereceye
kadar depresyon tespit edilmi~tir. Çek
psikiyatri poliklinigine ilk ba~vuranlarln
hepsinin % 18'ini afektif bozukluklar
olu~turmaktadlr .
Depresyon ba~langlç ya~lmn dü~mesi ve
tekrarlayan epizotlarln 45 ya~lndan sonra
daha slk gôzlenmesi,
depresyon
prevalanslnln
daha da artacaglnln
sinyallerini
vermektedir.
Ozellikle
popülasyonun ya~ ortalamaslnln yükseldigi
ülkelerde depresyon riskinin büyümesi
beklenebilir.
Depresyon, aynl zamanda,
ba1ka hastahklara e11ik
eden bir hastahktlr
Depresyon, pek çok ba~ka psikiyatrik
tanlya da e~lik eder. Pek çok anksiyete
ve somatoform bozuklu~unun ardlndan
ortaya çlkar veya bu bozukluklarla birlikte
gôrülür. Bu da, depresyonun
tanl ve
gere~ince tedavisini güçle~tirmektedir .
ICPE ara~tlrmalarlnda
majôr depresif
bozukluk, ôncesindeki bir panik ataktan
ôngôrülmü~tür.
Her tür anksiyete
bozuklu~u olan hastalarda depresyon
riskinin yükseldi~ini
gôsteren
Odds
oranlarl
(OR), post travmatik
stres
bozuklu~unda
9.4, yaygln anksiyete
bozuklu~unda
81.6.llk bir anlamllllk
araslnda de~i~mektedir.
Depresyonun
güçlü
habercileri
aktif
anksiyete
bozukluklarldlr. Çek Cumhuriyeti'nde, ilk
psikiyatrik ba~vurularln %39'u ile 2002'de
psikiyatri polikliniklerine ilk ba~vurularln
nedeni, anksiyete, somatoform ve nevrotik
bozukluklardlr.
Depresyonun sadece psikiyatrik bir sorun
olmadl~l. genel tlpta pek çok hastallkta
ônemli bir rol oynadl~1 artlk giderek daha
iyi anla~llmaktadlr. WHO'nun depresyonla
ilgili e~itim programlnda. depresyonun.
farkll türlerdeki kanser hastalarlnda %33
ila %42 oranlnda, miyokart enfarktüs
geçiren hastalarda ataktan sonraki 4 ayllk
dônemde
%33 oranlnda
bulundu~u
bildirilmi~tir.
Inme geçiren hastalarda,
inmeden
hemen
sonra hastalarln
neredeyse yarlslnda depresyon vardlr.
Parkinson hastall~lna e~lik eden depresyon
oranl %39'dur.
Astlm hastalarlndaki
depresyon
prevalansl
%30 olarak
de~erlendirilmektedir. Depresyon, ayrlca,
tip 2 diyabetin ortaya çlkmaslndan ônce
bile, insülin direnci ile ili~kilidir. Diyabet
hastalarlnda depresyon prevalansl % 14
civarlndadlr .
Depresyonun do~ru ôlçülmesini ve tedavi
edilmesini
engelleyebilecek
kültürel
faktôrler vardlr. Erkekler agresyon ve
dü~manca
tutumlar,
semptomlarln
somatize edilmesi, hissedilen anhedoni,
anksiyete
ve üzüntüyü
ifade etme
yetersizli~i, bazl popülasyonlarda do~ru
tanlyl gôlgeleyebilir.
Depresyon tanlsl,
oldugundan
daha az konulmaktadlr.
Depresif semptomlarln ~iddet, seyir ve
ili~ki açlslndan farkllllklar
gôstermesi,
hastalar
için Istlrap nedenidir.
Bu
semptomlar intihar riskini artlrlrken, i~
gôremezlik (yetersizlik) nedeniyle büyük
bir külfet
olu~tururlar.
Yine de,
depresyonun
tedavi
edilmesi
ve
iyile~tirilmesi mümkündür.
Depresyon,
zamanlnda
dü~ünülür,
fark edilir ve
gere9ince
tedavi edilirse
Istlrabln,
yetersizli9in ve intihar riskinin azaltllmasl
da mümkündür.
~u anda temel sa911k
hizmetlerine ba~vurma nedeni yakla~lk
olarak %30 oranlnda depresyondur.
Sôzgelimi: %25 oranlnda altta yatan
depresyonla ili~kili olabilecek bel a9rlsl
~ikayetlerini de dikkate alacak olursak. o
zaman. depresyon hastalarlnln oranl daha
da yükselecektir .
Bir WHO Ortak Çall~maslnda. temel sa~llk
hizmetlerine
art arda ba~vuranlarln
%26'slnda
ICD-10 kriterlerine
gôre
psikiyatrik
bir bozukluk
oldu~u
bulunmu$tur. Günümüzdeki depresyon
prevalansl
% 16.9. yaygln anksiyete
bozuklu~u % 7.1 bildirilmi$tir. Psikiyatrik
tedavi arayanlarln %50.den fazlaslnln bu
yardlml pratisyen hekimden veya aile
hekiminden aldlklarl tahmin edilmektedir.
Temel
sa~llk
hizmeti
düzeyinde
depresyonun tanlnmasl. sa~llk zincirinde
zaylf halka olabilece~inden, giderek daha
çok ilgi oda~1 olmaktadlr.
Alman Depresyon 2000 çall~maslnda, çok
saylda
merkezde,
temel
sa~llk
hizmetlerine rasgele art arda ba~vuran
hastalardan olu~an bir ôrneklemde DSMIV Majôr Depresif
Bozukluk
tanlSI
% 1 0.9'dur (nokta prevalansl). Temel
sa~llk hizmeti veren hekimlerin do~ru
tespit oranl ise, hastalarln %38.5'ine
kar~lllk gelmektedir (~ekil 1). Erkekler ve
gençler araslnda bu oran dü~üktür. Fark
edilmeyen
depresyon
hastalarlnda,
antidepresan tedavisi ve bir uzmana sevk
edilme oranl yok denecek düzeydedir.
Aym ~ekilde, mental sorunlan fark edildi~i
halde depresyon tamslmn atlandl91 temel
sa911khizmetlerine ba~vuran hastalarda
da, % 19.6 ile, antidepresan tedavisi ve
uzmana sevk oranlarl, oldukça azdlr.
Çek Cumhuriyeti'nde,
Baudis ve Skoda
taraflndan, aile hekimleri ve depresyon
üzerine yapllan daha küçük bir çall~mada,
Genel Sa~llk Anketi (GHQ-30 ile aile
$ekil1.
Majôr depresyonla terne' sa~llk hizrnetine art
arda ba$Vuranlar arasmdaki tarnnrna oranlan. (Wittchen
ve ark. 2003'ten
uyarlanrnl~lr)
WPA Depresyon Bülteni
hekimine ba~vuran hastalarln % 18'inin
büyük olaslllkla psikiyatrik olgular oldugu
tespit edilmi~tir. Bu hastalarln üçte biri
(%6.3). bu sagllk anketiyle depresyon
hastasl olarak degerlendirilmi~tir.
Aile
hekiminin koydugu depresyon tanlSI ise
sadece %0.4 oranlndadlr. Yine de. aile
hekimleri.
bu hastalarln
%3.9'unda.
hastanln problemini klsmen psikolojik
faktôrlerin
olu~turabilecegini
dü~ünmü~lerdir.
GHQ ile depresyonun
tespit
edildigi
hastalarda,
tedavi
hizmetlerine ba~vuru oram daha yüksek,
ayrlca. allnan ilaç türü de daha fazladlr.
Hekimler
depresyon
tanlSI ile ilgili
bilgilendirildikten sonra. tedavi hizmetlerine
ba~uru araslndaki farklar da kaybolmu~ur.
Depresyon, birinci basamak
tedavide teJhisi
ve tedavisi mümkündür
Çe~itli depresif bozukluklarl te~his. sevk
ve tedavi edebilecek e~itimli pratisyen ve
aile hekimleri.
depresyonun
bu sinsi
yayglnll~lna kar~1 durmalldlr.
Gotland e~itim programl ve çall~masl.
temel sa~llk hizmetleri düzeyinde e~itimin
etkisine slk slk gôsterilen bir ôrnektir .
60.000 yerli nüfusu ve 18 pratisyen
hekimiyle Isveç'in Gotland adaslnda klrsal
bir alana gôre yüksek bir intihar oranl
varken reçete edilen antidepresan oranl
dü~üktü.
1980'lerin
ba~lnda yerel
pratisyen hekimlere yônelik yapllandlrllml~
bir e~itim programl ba~latlldl ve 2 yll
sürdürüldü.
Bu interaktif
programda,
tekrarlanan
2 günlük
kurslara
ve
tartl~malara yer verilmi~ti. Bu programa
ba~landlktan sonra 3 yllda intihar oranlnda
üçte ikilik bir dü~ü~ meydana gelmi~tir .
Yerel psikiyatri kliniginde
depresyon
tedavisi gôren hasta saylsl %30 civarlnda
azallrken antidepresan
reçete oranl
oldukça artml~tlr. Bu ôrnekten allnacak
ônemli bir ders de, programln etkisinin
sonraki YI"arda kayboldu~udur. Programln
tekrarlanmasl gerekmi~tir.
Alman Depresyon 2000 çall~maslnda,
depresyonun
temel sa~llk hizmeti
düzeyinde do~ru tespitinin hekimle ili~kili
habercileri saptanml~tlr. Depresyonla ilgili
e~itimlere
katlllm saylsl yüksek olan
hekimlerin
kendi
hekimlik
uygulamalarlnda bu bozuklu~u çok daha
iyi tespit etmektedirler.
Geleneksel
depresyon slnlflandlrmaslna
ba~vuran
ya~11hekimlerde ise, do~ru tanl koyma
oranl anlamll düzeyde daha dü~üktür. Bu
sonuçlar
bize.
uygulamalarda
tanlya
yapllacak
yônelik
ônemli
de9i~ikliklerle,
temel sa911k hizmeti
düzeyinde
erken tanl ve tedavinin
mümkün olabilece9ini gôstermektedir.
Pratisyen hekimlerin, slnlflandlrmadaki
de9i~iklikleri
bilmeleri, tanl ve tedavi
alanlndaki
geli~meleri
güncel takip
etmeleri için gereken yapllmalldlr.
Sonuç
Depresyon, yayglnllQI, tekrarlayan niteliQi
ve kronik olu~undan
otürü ciddi bir
problemdir.
Ekonomik
ve sosyal bir
külfettir. Intihar yüzünden ciddi oranda
olüme yol açar, tüm dünyada hastall~a
ba~11yetersizlikte onemli bir paya sahiptir
ve ya~am kalitesini bozar. Etiketlenme
nedeniyle (i~sizlik tehlikesi) olduQundan
daha az depresyon tanlsl verilir. Aynl
nedenle, hasta taraflnda
profesyonel
yardlm almaktan ve tedavi gormekten
kaçlnma sôz konusuyken, hekim taraflnda
temel saQllk uygulamalarlnda ihmal edilme
tehlikesi vardlr.
Depresyonun
giderek
yayglnla~ma
tehlikesine kar~1 mücadelede, kapsamll
e~itim etkinliklerinin ve halkln bu konuda
bilinçlendirilmesinin yam Slra, akla yatkln
ekonomik ve maliyetlyarar analizlerinin
de faydasl olabilir.
.Bir aile hekimine ba~vuranhastalannyakla~/konda birinde depresyonvard,r
.Depresyon riski, kadlnlarda,ya~hlarda,i~sizlerde,yalrnzya~ayanlardave bir depresif epizot geçirmi~olanlarda daha
yüksektir.
.Depresyon, genel!ikle,anksiyeteve somatoform ~ikayetlerleya da psikofizyolojikotonom bozukluklarlabaglantlhdtr.
.Depresyon, slkhkla, diyabet, astlm, kanser ve koroner kalp hastahklangibi tlbbi bozukluklara e~lik eder.
.Depresyon, slkhkla, Parkinsonhastahglve inme gibi norolojik hastahklarae~likeder.
.Depresyon hastalanrnnortalama onda biri ya da ikisi intihar eder.
.Dogru
tarn koyuldugunda, depresyonun,günümüz antidepresanlanylaba~anylatedavisimümkündür.
REFERANSLAR
1. AndradeL, Caraveo-Anduaga
JJ, BerglundP.Theepidemiology
of majordeprressive
episodes.
resultsfromthe International
Consortiu
m of Psychiatric
Epidemiology
(lCPE)
SurveysInt J Methods
Psychiatric
fies.2003;12.3-20.
2. Oavvson
A.,TyleeA, eds.Depression~
SocialandEconomic
Timebomb
Wor1d
HealthOrganization,
London:BMJPublishing
Group;2001.
3. Educational
Program
WPA/PTD-OVerview
andBasicAspects,
Wor1d
Psychiatric
Organization
andInternational
Committee
for Prevention
andTreatment
of Depression;
1997.
4. MurrayCJL,LopezAD TheGlobalBunfenof DiseaseWHO.HarvardUniversity
Press;1996.
5. ThomicroftG,SartoriusN,Thecourseandoutcomeof depression
in differentcultures.10 yearfollow-upof theWHOCollaborative
StudyontheAssessment
of Depressive
DisordersPsycholMed.
1993;23:1023-1032.
6. WittchenH-U,BeesdoK,BittnerA. Depression
-an underdiagnosed
disease.Medicographia.
2003;25:9-1
B.
7. TheWorldHealthReport2001.MentalHealth'NewUnderstanding
, NewHope.Geneva.
WoridHealthOrganization;
2001.
Somatik bOlukluklarda
semptomlarln
Somatik bozukluklar
.dünya çaplnda
ylklCI bozukluklardan
olarak kabul edilmekBu hastal19ln. klsa
yetersizlik (i~ gôremezlik)
nedenleri
araslnda en slk rastlanan
durumlardan
biri olaca91 tahmin
edilmektedir. Depresyon prevalansl ülkeler
araslnda de9i~iklik gôsterse de toplumda
ya~ayan bireylerin %6'dan fazlaslnda
depresif semptomlar
ve sendromlar
saptanml~tlr. Son 10 yll içinde. ôzellikle
endüstriyel ülkelerde ve kentli toplumlarda
ya~ayan ki~iler araslnda,
kaydedilen
depresyon olgularlnda bir artl~ oldu9u
tespit edilmi~tir.
1992 ylllndan sonra
yaylnlanan duygu durum bozukluklarlmn
ya~m boyu prevelanslna ili~kin çall~malar ,
anlamll
düzeyde
yüksek
oranlar
bildirmektedir. Bu artl~, depresyon tamslna
ili~kin yôntemlerin
geli~imi ile ancak
klsmen açlklanabilmektedir.
Avrupa'da
Depresyon Ara~tlrmasl Derne9i (DEPRES),
prevalansln " majôr depresyon " için %3.8
ve %9.1. " minôr depresyon" için % 1.53.0 ve "depresif semptomlar" için %5.6% 11.6 araslnda oldu9unu gôstermi~tir .
Duygudurum
bozukluklarlmn
insidansl
ve prevelansl üzerine bulgularl bildiren
literatürün
sistematik
bir incelemesi
çall~malar araslnda sürekli ve anlamll bir
varyasyonu ortaya çlkarmaktadlr. Majôr
depresif bozuklu9uIl en yaygln bildirilen
prevalansl çok yüksek olabilir.
Depresyon kronik ve tekrarlayan
bir
hastallktlr ve ônemli bir ôlüm ve klsltllllk
riski ta~lr. Tedavi edilmeyen depresyonun
sonuçlarl kôtü ya~am kalitesi. gündelik
ya~am aktivitelerinin
gerçekle~tirilmesi
yetene~inde
slnlrllllk.
dü~ük çall~ma
verimlili~i. yüksek intihar riski ve medikal
hastall~ln seyrinde kôtüle~medir. Depresif
bozukluklar ve yüksek mortalite araslnda.
~-
depresif
prevalansl
Depresyon prevalansl
Kronika~rl semptomlarl
Parkinsonhasta"~1
%50'ye varanoranda
%50'ye varanoranda
Neoplazma
%20 -%40
Serebrovasküler
olay
%25 -%35
Ti!oith~"klarl
%20 -%30
Tabla 1: Depresyon ve somatik bozukluklar (Puzynski s. Depressive disorders)n
practice, particularly in basic health care. Psychiatry Pol. 2000, 34: 47-58)
ôzellikle
ya~11 popülasyon
içinde,
kanltlanml~ bir ili~ki vardlr. Ara~tlrma.
depresif semptomlarln, aralarlnda artrit.
kronik obstrüktif
akci~er hastall~l.
diabetes mellitus. koroner arter hastall~1
ve hipertansiyonun da bulundu~u birçok
medikal hastall~a klyasla daha fazla
klsltllllktan
sorumlu
oldu~unu
gôstermektedir. Depresyon. 2000 ylllnda
hastallk yükünün dôrdünçü ônde gelen
nedeni olmu~ ve ôlümcülolmayan yükün
en büyük miktarma neden olmu~ur. 2020
ylllnda depresyonun her ya~tan insanda
ikinci en büyük klsltllllk nedeni olmasl
beklenmektedir .
Bu istatistiklere
ra~men. depresyona
gerekti~i
gibi tanl konmamakta
ve
yeterince
tedavi
edilmemektedir
.
Günümüzde. depresif hastalarln en az
%50'sinin
birinci
basamak
sa~llk
hizmetlerinde
tedavi ediliyor olmasl
nedeniyle depresyon tam ve tedavisindeki
ilerlemenin birinci basamak tedaviye ba~11
oldu~u yaygln biçimde kabul edilmektedir.
Depresyan aranlarl medikal hastalar
araslnda ôzellikle yüksek seyretmektedir .
Depresyan
ve samatik
hastallklarln
kamarbiditesine ili~kin bazl epidemiyalajik
veriler Tabla l'de ôzetlenmektedir.
general medical
Ne yazlk ki birinci
basamak sagllk
hizmetlerinde depresyon prevalanslnln
incelendigi çall~malar araslnda büyük
metodolojik farklll,klar bulunmaktadlr.
Aile hekimlerine ba~vuran hastalarln en
az %25'inin psi~ik semptomlar sergiledigi.
% 1 O.unun da depresif semptomlar
gôsterdigi
tahmin edilmektedir.
Aile
hekimleri hastalarln %50 ila % 70.ine
depresyon tanlSI koyamamaktadlr.
Bu
soruya yanlt vermek oldukça karma~lktlr:
temel sagllk hizmetlerinde
depresyon
tanlsl koymak neden zordur? Bu soruya
yanlt vermeden
ônce depresyonun
modern, tanlmlaylcl,
fenomenolojik
tanlSInln temel ilkelerini hatlrlamak yararll
olacaktlr .
Depresyonun
semptomatolojisi
Depresyon. yo~un sübjektif aCIçekme ile
karakterize
edilir. Tipik depresif
semptomlar araslnda hem psi~ik hem de
somatik semptomlar yer almaktadlr .
Temel depresif semptomlar ~unlardlr:
.depresif duygudurumu
.ilgi ya da zevk kaybl
WPA Depresyon Bülteni
.ya~ama sevinci kaybl ve bitkinlik ya da
enerji kaybl
.en küçük bir çabada~ sonra bile dikkat
çekici yorgunluk
.azalan aktivite.
Depresif bozuklu~un daha hafif biçimleri
canllllkta azalma ve kolayca yorulma
e~ilimindeki artl~la karakterize edilebilir.
Hastalar, açlkça depresif duygudurumu
sergilemek yerine stresli, disforik ya da
a~lrl hassas olabilirler.
Di~er depresif semptomlar araslnda ~unlar
sayllabilir: depresif dü~ünce: gelece~e
yônelik kôtümserlik, ümitsizlik. tekrarlayan
ôlüm dü~üncesi. kendi kendine zarar
verme ya da intihar dü~ünceleri ya da
eylemleri. ôzsaygl kaybl, kendine güvende
azalma, de~ersizlik hissi ve a~lrl suçluluk
duygusu. Kendine, dünyaya ve gelece~e
ili~kin negatif bakl~ Beck üçlüsü olarak
anllmaktadlr.
Depresyon çeken hastalarln çogu, aynl
zamanda, belli bir düzeyde anksiyete
semptomlarl da gôsterirler. Bu depresyon
ve anksiyete komorbiditesi.
bir istisna
degil. daha çok bir kural olarak gôrülebilir.
Bu bireylerde depresyon daha kronik bir
seyir izler ve bozulma daha büyüktür;
ayrlca daha büyük bir intihar riski altlnda
olabilirler.
Depresif hastalarda
somatik
semptomlar
Depresyon
kllavuzlarlna
tanlsl
ve
ICD-10'daki
tanl
klinik
tanlmlara
dayandlrllmalldlr. Depresif epizoda ili~kin
bu kriterler (F32), sürelerini ve ki~isel
i~levler üzerindeki etkilerini de belirleyerek,
tipik ve ilave belirti ve semptomlarln
saptanmaslna dayanmaktadlr
(Tablo III).
Tanl için genellikle 2 haftallk bir süre
gerekmektedir ama semptomlarln ôzellikle
~iddetli olmasl ve ba~langlCInln hlzll olmasl,
2 haftadan daha klSa bir süre içinde bir
tam konmaslm sa~layabilir. Semptomlar
slklntlya yol açabilir ve genellikle bir
dereceye kadar i~levleri (ki~inin slradan
i~lerini ya da aktivitelerini) engelleyebilir.
Depresif epizot varll~lmn saptanabilmesi
için ICD-10 kriterlerinin A grubundan en
az iki semptomun ve B grubundan iki
semptomun
var olmasl
gerekir.
.Melankolik.,
.ya~amsal., .biyolojik.
olarak da adlandlrllan somatik sendromun
tanlnabilmesi için de C grubundaki belirti
ve semptomlardan dôrdü var olmalldlr.
Bu semptomlarln ôzel bir klinik ôneme
sahip olduklarl geni~ ôlçüde kabul
edilmektedir ve bu nedenle ICD-l0
depresyon
kriterleri
araslnda
sayllmaktadlrlar .
Depresyon tanlsl koymak
bazl pratisyenler için
neden zordur?
Do~ru
depresyon
tanlSI
konusunda, sadece pratisyen
koyma
hekimler
de~il, bazl durumlarda yetkin psikiyatristler
de güçlük çekerler. Depresyonun tamslmn
atlanmaslmn bir kaç nedeni vardlr. En slk
belirtilen nedenler ~unlardlr:
.Pratisyen
hekimlerin
yeterli klinik
psikiyatri e~itimi almaml~ olmasl.
.Temel sa~llk hizmeti verilen kurumlarda
tam mental durum de~erlendirmesi
yapacak zaman olmamasl.
.Hasta ile doktor ileti~imindeki kültürel
farkllllklar ve zorluklar
.Depresyonun ya~m olaylarlna " normal
bir tepki " oldu~u gôrü~ü
.Etiketlemekten
kaçlnmak amaclyla
depresyon tanlsl koymamak
.Birinci
basamak sa~llk hizmetlerine
ba~vurarak yardlm arayl~lnda olan
hastalarda depresif bozuklu~un atipik
klinik bir tablo sergilemesi
.Depresyon ve somatik hastallklarln bir
arada bulunmasl
.Depresyon
ile alkol
ve madde
ba~lmllll~lnln
bir arada bulunmasl
.Depresyon ile anksiyete bozukluklarlmn
bir arada bulunmasl
.Depresyon
ile demansln bir arada
ba~ka psi~ik ve
da bulunabilir
(Tablo I).
bulunmasl
.Ya~11 ki~ilerde depresif semptomlarln
yanll~ bir ~ekilde ya~lanmaya atfedilmesi
Temel sa~llk hizmeti
veren kurumlara
ba~vuran
depresyonlu
eri~kinlerin
yarlslndan fazlaslnln üzüntü gibi duygu
durumlarlnl
bildirmediklerine
dikkat
edilmelidir. Bu durum tanl sürecinde bir
engel olu~urabilir, çünkü hekimler esasen
üzüntü bildiren ki~ilerde depresyonu
tanlma all~kanll~lndadlr.
Tipik depresif
semptomlar klinik tabloda baskln de~ilse,
Tablo ": Depresif hastalarda
pi~ik ve somatik semptomlar
da bulunan
.
Tabla III: Depresyon
kriterleri
için IC R-1 O tarn
depresif
semptomlar
yava~ yava~
ba~laml~, ilk gôrülen semptomlar a~lrllkll
somatik ve aksiyete semptomlarlysa
ve/veya depresif semptomlar
somatik
bozuklu~a
e~lik ediyorsa,
o zaman
temel sa~llk hizmeti düzeyinde
depresyonun tespit edilmesi ôzellikle
güçle~mektedir. Bazl ara~tlrmacllar,
1960'lardan itibaren depresyon
semptomatolojisinin, somatizasyon
yônünde giderek artan bir e~ilimle
karakterizeoldu~unu iddia etmi~lerdir.
Aile hekimine ba~uran hastalarln mental
sorunlardan degil somatik semptomlardan
sôz ettikleri açlktlr. Oyleyse, mesele ruhsal
de~il bedenseldir. Üstelik aile hekiminin
ilgisi de somatik semptomlara yôneliktir.
Spesifik somatik belirtiler ve semptomlar
sergileyen hastaya pratisyen hekimlerin
daha fazla ilgi gôstermesi mümkündür ,
bôylece, bu semptom ve belirtileri ayrlntlll
biçimde de sorgularlar.
Depresyon belirtilerinin,
ônceden tanl
koyulan tlbbi bir hastal191n belirtisi olarak
gôrülmesi
de yaygln rastlanan
bir
durumdur. Tlbbi ôyküsü olan hastalarda
somatik semptomlarln kendini en zaylf
yerlerden (ônceden geçirilen organik bir
hastallktan)
gôsterdi9i
de unutulmamalldlr.
Ote yandan, organik bir patolojinin
saptanamadl~1
fiziksel
semptomlar
genellikle (en azlndan Polonya'da bôyledir)
hipokondri
veya
nevroz
olarak
etiketlenmektedir.
Ku~kusuz, sürekli
de~i~en çok saylda semptom ~ikayetiyle
gelen bir hastayla kar~lla~an hekim, yine
depresyonu de~il, daha çok psikojenik
bir bozuklu~u
dü~ünecektir.
Hem
hastarnn, hem de hekimin dikkatinin çok
çe~itli somatik ve otonom sinir sistemi
semptomlarlna yôneldi~i klinik durumlara
genellikle
" depresyon
ya da afektif
depresif bozukluk " , " depresyon maskesi "
ya da" gizli depresyon" adl verilmektedir .
Maskeli depresyon, duygu durum tepkisi
olarak tarnmlanan ve i~tah veya kilo artl~l,
a~lrl uyuma, genel paraliz ve ki~iler arasl
ili~kilerde uzun süredir devam eden
allnganllk gibi belirtilerle karakterize olan
atipik depresyondan
farklldlr. Henkel,
temel sa~llk hizmeti veren polikliniklere
ba~vuran depresyonlu hastalarln büyük
bir
kl$mlnda
atipik
depresyon
olabilece~ini,
bunun da, temel sa~llk
hizmeti
düzeyinde
depresyonun
oldu~undan daha az tarnnmaslna katklda
bulunabilece~ini iddia etmi~tir.
Tabla
IV: Maskeli depresyon
1996'dan
allnml~tlr.)
Depresyonun
semptomatolojisi
(Puzynski
$. Depresyon
yaygln
gôrülen
ya da "maskeleri"
~unlardlr:
.belli belirsiz a~rl, SIZIve aCI
.ba~ a~rlsl (gerginlik ba~ a~rlsl)
.Slrt a~rlsl, nevralji benzeri a~rllar
.solunum
bozukluklarl
(dispne,
bazen hiperventilasyon)
.kardiyak
bozukluklar (perikartta
a~rl ve rahatslzllk)
.gastrointestinal bozukluklar
(çe~itli a~rllar ve karln bôlgesinde
rahatslzllk, konstipasyon).
Yukarldakilerin yam slra ba~ka çe~itli belirti
ve semptomlar da depresyonun maskesi
gôrevi gôrebilir.
Bunlarln
araslnda
ku~kusuz
en yaygln
olanl
uyku
bozukluklarldlr.
Tablo IV'de farkll türde
depresif maskeler gôrülmektedir.
Maskeli depresyonu
edebiliriz?
nasll tespit
~gldaki
ônerilerin maskeli depres-yonun
tamnmaslnda yararl olabilir:
.Genellikle
tipik depresif belirtiler
ve semptomlar da vardlr (bunlarl
sorun !)
.Maskeli
depresyon genellikle artlp
azalan bir seyir izler
.Hastanln
maskeli depresyonla
birlikte
tipik afektif epizotlarl
olabilir
.Ailede
afektif bozukluk ôyküsü
ve Afektif
Bozukluklar,
PZWL. Var~ova,
(hem tipik, hem de maskeli epizotlar)
.Antidepresan
ilaçlar etkili olur
.Psikosomatik
maskelerde
hastall~ln di~er belirtileri yoktur.
Ya~11hastalardaki somatik semptomlar,
genç hastalardakinden de fazladlr. Ya~11
hastalarda,
bellek zaylfll~1 ve bili~sel
i~levlerin
gerilemesi,
depresyonun
tamnmaslm daha da zorla~lrlr ve demans
ya da" sadece ya~llllk " olarak gôrülmesine
neden olabilir.
Depresif duygudurumu, asll $ikayet olarak
pek belirtilmese de, ya$11hastalarda barjz
depresif algllama ve $iddetli ajitasyon
daha yayglndlr ve bu hastalar $iddetli
uykusuzluktan daha çok yaklmrlar. Intihar
fikirleri pek ifade edilmez ama ba$arlll
intihar giri$imleri
daha slk gôrülür.
Ya$lanma, intihara ba~I$lklIk kazandlrmazt
Depresyon tamslm ve tedavisini engelleyen
yaygln
bir neden
de, hastanln
depresyonunun anla~llabilir ve açlklanabilir
(ya~anan olumsuz olaylarla) oldu~u ve
dolaylslyla da tlbbi tedaviye gerek olmadl~1
inancldlr. ( " Hayatlnda bôyle olaylarla
kar~lla~an kim depresif olmaz ki?")
Temel sa~lIk sisteminin ôzellikleri (ôrne~in.
vizitte ayrllan sürenin yetersizli~i)
de
depresyonun te~his edilmesine bir engel
olu~turabilir.
Hastaya,
depresyon
semptomlarlnl
ortaya çlkarabilecek
a~agldaki sorulara benzer sorularln
sorulmasl gerekir:
WPA Depresyon Bülteni
.Son
bir ayda, yaptl~lnlz
~eylere
pek ilgi duymamaktan
ya da zevk
almamaktan slklldl~lnlZ oldu mu7
.Son
bir ayda, kendinizi
keyifsiz,
depresif ya da ümitsiz hissetti~iniz
oldu mu7
Vizit slraslnda
hastayl gôzlemenin,
belirti ve semptomlarl
tespit etmeye
yararl olabilir:
.Depresif
gôrünümde. gôzle
temasl az. baklmslz ml?
.Mutsuz
ya da çaresiz mi
gôrünüyor?
.A~llyor
mu?
.Anksiyete ya da ajitasyon belirtisi v~r ml?
Temel sa~llk hizmetlerinde
depresyon
taramaslmn depresyon tespitini artlrdl~lm
gôsteren veriler vardlr. Burada belirli bir
tarama ôlçe~i ônermiyoruz.
Hastanln
kendi kendine uygulayabilece~i,
klsa
sayllabilecek pek çok ôlçek vardlr.
Depresyondan ~üphe edilen hastalarln
te~hisinde. en azlndan a~a~lda slralanan
semptomlarln/belirtilerin
aranmasl
gerekti~i unutulmamalldlr:
.Daha
çok depresyona ôzgü ümitsizlik.
çaresizlik. degersizlik. suçluluk hisleri.
intihar fikirleri
.I$ten
ve hayattan
zevk almama.
ilgi duymama
.Kendisi
ve gelecek
hakklnda
olumsuz
dü~üncelerin
baskln
olmasl. yoksulluk
veya hastallkla
ilgili dü$üncelerle fazla me~guliyet
Aynca
~unlara
da bakllmasl
onerilir:
.Hastamn,
uyku bozuklu~uyla ilgili
~ikayeti var ml?
.Zihinsel
ve fiziksel
etkinliginde
dü~ü~ var ml?
.I~tah kaybl var ml?
.Ak~amlarl,
semptomlarl bir
dereceye kadar azallyor mu?
Tanl sürecinde
biraz
titiz
onerilir, çünkü:
.Depresif
duygudurumu
edilmeyebilir
.Hastanln
davranl$lnda
yon tespit edilebilir
.Hasta,
kendi hakklnda
olunmasl
kolay fark
retardaspek bir $ey
.Diger taraftan, maskeli depresyon
hastalarl, endi~eli ve konu~kan
hipokondriyaklar olabilir
.Hasta,
semptomlarlnln
(duygu
durumunu
dü~üren)
farklnda
olmayabilir;
ama geriye dogru
baktlglnda fark edebilir .
Depresyonda, ne zaman
bir psikiyatristin
yardlmlna gerek vard,r?
Pratisyen hekimin tedavi edecegi hasta
popülasyonu ile uzman psikiyatrik yardlma
ihtiyacl olan hastalarl belirlemek
çok
güçtür.
Genel
olarak,
depresif
bozukluklarln
ilk epizotunun te~hisinin
temel sagllk hizmetlerinin sorumlu oldugu
ve hafif-orta
~iddetteki
depresyon
hastalarlnln tedavisini üstlenmesi gerektigi
sôylenebilir. Hafif ~iddetteki semptomlarln
genellikle daha ~iddetli semptomlara yol
açtlgl ve tedaviye mümkün oldugunca
erken ba~lanmasl gerektigi unutulmamalldlr.
sôylemeyebilir
REFERANSLAR
HenkelV,MerglR.CoyneJC,KohnenR.AllgajerAK.RuhlE,Mo"erHJ,HegerlU.Depression
wnl1atypicalfeaturesjn a sampleof prim'dYcareoutpatien1s.
prevalence,
specificcharacteristlcs
andconsequences.
J AffectOisord.2004;83,237-242.
Wi"iamsJW,PignoneM, RamirezG,Ste"atoCP.ldentifying
depressjon
in primarycare.a literaturesynthesisof case-findjng
instrument.
GenHospPsychiat2002;24.225-237.
Tianeptin
FORMÜl:BehertabletteTianeptine'insodyumtuzu",125 mg, FARMAKOlOJIK
OZElliKlERI: Tianeptine
bir antidepresandlr,
HayvanlarüzerindegôsterildiOiüzeretianeptine,hipokampustapiramidalhücrelerinspontanaktiviteleriniarttlnr, fonksiyonel
inhibisyonlarmdan
sonrayenidenaktivasyonlanmhlzlandlrlr,-Hipokampusve korteksnôron~rlndaserotonin geri emilim
hlzlm arttlrlr insanlarda,-duygu durumu üzerinde,sedatif ve stimülan kutuplar araslndaorladayer alacak~ekildeetki
eder,-ôzellikleanksiye1e
ve duygudurumubozukluk~rlnabaOl1
sjndirimsel~ikayetlerve diOersomatik~ikayetlerüzerinde
etkilidir,-k~ilik bozukluklannda
ve alkol baOlmlIlanmn
nekahatdônemlerindeetkilidir Tianep1ine'in,
-uykuve vijilans,-kardiyovasküler
sistem,-koline~iksistem(an1ikoline~ik
e1kigôstermez)üzerinde
KONTRENDlKASYONLARI:
-15 y~m altlndakiçocuk~rda,-MAOinhib~ôrleriile kombinekullammda-Hamilelerde-süt emzirmedônemlerindekon1rendikedir,
UYARllAR/ONlEMlER:-Tümdepres~durum~r için geçerliolduOu
üzere,muhtemelin1iharriskine ka~l, ôzellikletedavininba~langlcmdadikkatli olunmalldlr,-Genelanestezialacakhastalarda,
anestezjstuyanlmallve ilaç 24-48saatôncesindenkesilmelidjr,-DiOertüm psikotroplarda
olduOugibj doz,tedricen
azaltllaraktedavison~ndlnlmalldlrYANETKilER/ADVERS
ETXlLER:
Nadirve genelljklehafif olmaküzere
-mideve kannaOrl~rl,aOIZkuruluOu,bulan1J-kusma,
kablZIlk,gaz~ikaye1leri
gôrülebillr,-Uykusuzjuk,
uykuyameyil, kabus,asteni,-ta~ikardi,ekstrasjstol,gôOüsaOrlsl,-b~ dônmesi,lipotimi, titreme,
slcakbasmaSl,-solunumrahatslZllOI,
yutmagÜçlüOü,
-kasaOn~n,lumbagogibi e1kilerde
bildirilmi$lir,
lLAÇETKilE~MElERIVE DI~ERETKilE~MElER:MAOinhib~ôrleriile beraberkullamlmamalld,r
KUlLANIM~EKli VE DOZU:Onerilendoz sabah,ôOIen,ak$amyemekJerinde
allnmaküzeregünde
3 defa1 table1tirKronikaJkoliklerde,
sirozolsunveyaolmaSInherhangibir dozajdegi~ikliOigerekmez,
Renalye1mezlIOi
olan veya y~1I hastalarda(70 ya~m üzeri), günlük doz 2 tablete indirilmelidir TlcARI
$EKti: Stablon125 mg, 60 table1içerenbilister ambalailardasunulmaktadlr,15 AOustos2005tarihi itibariylePer,
Sat,Fia,(KDVdahil)28,640,000,-Tl,/28,64-YTl Reçe1e
ile satlllr, ServierlIaç ve Ara~tlrmaA,$, Adres' Maslak GIZKule Meydan Sk,
No: 28 Kat 22 34357 Maslak-islanbul Tel: (9D-212) 3291400 Fax' (9D-212) 2902030 Tlx: (0607) 27960 Silc tr
Detaytlbilgi için firmamlza ba$V1Jrunuz,
.~
~
SERVIER
~
~
"'
:g
X",. Dünya Psikiyatri
5,000 yllllk
Kongresi,
Kahire,
Bilim ve Tedavi: Psikiyatrinin
http:/www.
10-15 Eylül, 2005
Gelecegini
Yaratmak
wpa-cairo2005.com
WPA Jean Delay Odülü Sahibi
Prof Otto
Steenfeldt-Foss
Dr. Steenfeldt-Foss,
haklarlnl
tüm kariyerini,
ve onurunu
anlatmaya
ak,l hastalarlmn
adam/~tlr;
insan
bu da, WPA .mn
en goze çarpan çah~ma alanlarlndan biridir. 6düle laylk bulunan
Dr. Steenfeldt-Foss,
XI11. Dünya Psikiyatri
konu~ma yapacakt".
Il$izofreni
toplum
bir
Servier, WPA Jean Delay 6dülüne parasal
ve lojistik destek saglamaktan
WPA Okasha
Kongresinde
odülü
sahipleri:
hastalanmn
içi tedaviye
gurur duymaktad".
aileleriyle
denenmeye
çalt~mak: geli~mekte
deger bir alternatif.
olan ülkelerde
klasik
Il çalt~maslyla M,slr'dan
Dr. Ahmed EI-Shafei ve Dr. Hanan Hussein.
-Ak,l
sagl,g,
ülkelerindeki
sorunlara
hizmetlerini
incelemeye
ak,l hastalar,mn
adayan
karar
tedavisinde
EEPSI çah~ma grubu
veren
ve ara~t'rmalar'n',
ortaya
(Dogu A vrupa
ç'kan
spesifik
Psikiyatri
kendi
ve pratik
Alternatifi).
-t
~
"'
5
t;;
"'
o

Benzer belgeler