P2 Depresyon, birinci basamak tedavide yayglndlr Jan Libiger P3
Transkript
P2 Depresyon, birinci basamak tedavide yayglndlr Jan Libiger P3
~ z Editorden o. P2 Moussaoui w Depresyon, Jan Libiger birinci basamak tedavide P3 L-'~ Günlük pratikte depresyon daha iyi nasll tanlnlf Tomasz Szafranski, Marek Jarema z yayglndlr WPA Depresyon Bülteni .. o t E r e n iddetli halleri sôz konusu degilse, depresyon, psikiyatristlerden çok pratisyen hekimlerin alanlna girmektedir. I Libiger.in makalesi, bu anlamda, depresyona ili~kin epidemiyolojik bilgiler üzerine iyi bir incelemedir. Depresyon hastalarlmn büyük bir klsml ba~ta aile hekimlerine ba~vurur. Depresif bozukluklar, tek ba~larlna ortaya çlkabilecegi gibi organik bir hastallkla birlikte de gôrülebilir. Bu nedenle, çogu doktor I dünya genelinde en yaygln gôrülen depresif bozukluk semptomlarlnln, organik kôkenli ba~ka bir hastallkla açlklanamayan somatik bozukluklar olmasmdan endi~e duyar. Bu durum, geleneksel kültürün yaygln oldugu (daha klrsal, daha toplumsal ve dinin baskln oldugu) geli~mekte olan ülkelerde daha da yayglndlr. 196011arln sonunda Paul Kielholz'un ortaya attlgl .maskeli depresyon. kavramlson 20 yllda çok benimsenmi~tir.Maskeli depresyontammlna gôre. aile hekimleri. psikiyatristlerinkar~lla~tlglndanfarkll olarak. üzüntünün organik temeli olmayan somatik bozukluklarla .maskelendigi.tipte bir depresyonlakar~lla~maktadlr.Psikiyatristlerinakll hastanelerindegôrdügü hastalar,daha çok, hezeyanln.konfüzyon. koma ya da intihara yônelik hüznün gôzlendigi hastalardl.Zamanla.depresyon hastalarlmnbüyük bir klsmlnln ônce aile hekimlerive alam psikiyatriolmayan uzmanlartaraflndan gôrüldügünü fark ettiler. Ayrlca, somatik ~ikayetlerin, depresyonun en slk gôzlenen semptomlarl oldugunu da fark ettiler. Bu noktada. maskeli depresyonkavramlnln artlk bir gerekçesikalmaml~ti.Bu gôrü~ünen büyük saklncalarlndanbiri de, aile hekimleri araslnda yaygln olan. depresyontanlSlnadirencin artmasldlr. Marek Jarema.makalesindebunu. tam anlamlyla .maskelenmi~. oldugundan depresyonu te~his edemedim .diye ifade etmi~tir. Dolaylslyla. bu kavram. medikal sôylemden tamamen çlkarllmalldlr. Genel eri~kin popülasyonunda artmaktadlr. popülasyonunun Amerika bozukluk giderek ya~lanmaslndan ve Avrupa'da gruplarlnda olmaslna depresif bozukluklarln Bu, sadece, depresif aynl tanl ôlçegjnin gerçekle~tirilen kar~ln depresif ili~kincepidemiyolojik baskllarln giderek artmaslndan (MINI) kullanlldlgl prevalansl prevalanslna daha iyi te~his edilip fark edilmesinden ve ekonomik bir kaç yeni çall~maya bozukluk insidansl artarken olgularlnln da kaynaklanmaktadlr. ve birkaç ülkenin genel popülasyonunu gôre, bu ülkelerde popülasyonun veriler de giderek degil, aynl zamanda, Afrika, dünya Orta temsil eden ôrneklem ya~ ortalamaslnln nispeten genç %14 ila %36 araslnda bulunmu~tur. Bu tip çall~malar, bir kaç nedenle daha geni~ çapta yapllmalldlr: karar mekanizmalarlnda son sôzü sôyleyenler ve siyasi liderler, ba~ka ülkelerin epidemiyolojik verilerinin kendi ülkeleri için de geçerli oldu~una pek inanamazlar. Akll hastallklarl, onlar için hem anla~llmaz, hem de, ili~tirilen etiket nedeniyle istenmeyen bir olgudur. Dolaylslyla, onlarl, sadece ulusal istatistikler ikna edebilir. -ayrlca, politik mevcut hastallklarln ko~ullarlyla prevalanslndaki açlklanabilir. ve gündelik uygulama ana fikrini açlklamaktadlr: bir dereceye lç sava~lar, ~iddetli toplumsal sadece ülkeler için de~il, aynl zamanda Ara~tlrma farkllllklar, alamndaki .Depresyon: bu ülkeleri olu~turan huzursuzluklar, sosyoekonomik ya da yaratan faktôrlerdir. da gerekçesi olan yukarldaki bu ba~lamda Driss MOUSSAOUI Ibn Rushd Üniversitesi Psikiyatri Merkezi, Kazablanka, Fas ülkenin siyasi ya da sosyal rejimde ani de~i~iklikler. bireyler için de dengesizlik ulusal ve yerel çabalarln yerel perspektifler.. kadar, sôz konusu bu iki neden. meselenin Orta ve Do~u Avrupa ilk a~amayl olu~turmaktadlr. .epidemik boyutproblemidir. " terimi heterobozukluklarln temel semptomlarl, üzüntü, hayattan pek zevk alamama ya da hiç zevk almama. çaresizlik. ümitsizlik ve suçluluk hisleri, davranl~ ve zihjnsel etkjnligjn engellenmesjdir. Genelrikle intihar giri~imiyle ya da intiharla sonuçlanan yogun intihar fikirleri de vardlr. Depresyon. majôr depresyonlu hastalarln % 1520'sinde intiharla sonuçlanan ôlümcül bir hastallktlr. Depresyonda sosyal ve i~levsel bozukluklarl artlran semptomlar da slkça gôzlenir: geçmeyen yorgunluk, anksiyete, azalan i~tah, bazen kendine ve digerlerine yônelik dü~manca tutumlar. Depresyon. uykusuzluk. libido kaybl, i~tah kaybl, kilo kaybl gibi somatik semptomlar ve çe~itli psikofizyolojjk otonom belirtiler de içerir. Ayrlca, adaptif bir ônemi de olmasl mümkündür. Çevrenin talepleri ile organizmamn durumu araslndaki dengeyi korumaya yarayan düzenleyicj bir mekanizma gôrevi gôrebilir. Depresyonun, tehlike ya da stres altlnda, sosyal hiyerar~ilerdeki rütbe rekabetinde ugranllan yenilgiye kar~1 abartlll ya da yanll~ evrimsel bir koruyucu strateji oldugu ône sürülmü~tür. Ancak. depresyonun adaptif degeri kaybolmu~, tepkinin ~iddeti ve süresi, baglamla ili~kisi ve esnekligi hastallkll hale gelmi~tir. Insan topluluklarlnda depresyon, stresli bir olayla ili~kili geçici emosyonel bir durum, ya~mln zor dônemlerinde ya da fiziksel bozukluklarda kar~lla~llan emosyonel bir komplikasyon veya gôrünür bir dl~ neden olmakslzln kendiliginden ortaya çlkan yetersizlik yaratan bir hastallk olarak gôrülmekteydi. Tipolojik tanl kategorilerinin ve kuramsal psikopatoloji derecelerinin. standart psikiyatrik yakla~lmdan ibaret oldugu zamanlarda " depresyon " terimi, depresif sendromla ve depresyonun bazl nosolojik tipleriyle e~ anlamll kullanllml~tlr. Bu tanllarda genellikle nedensellik mekanizmasl bulundugu varsayllml~lr: ôrnegin, reaktif, nevrotik, endojen, istemsiz ya da organik depresyon gibi. Modern operasyonel ve teorik olmayan tanl sistemlerinin ortaya çlkl~lyla depresyon da, çe~itliligini klsmen kaybetmi~tir. Depresif durumlarln enlemsel ayrlml yerini, Tekrarlayan (Unipolar) Depresyon ve Bipolar Bozuklugun Depresif Epizotu halindeki geçerli ayrlma blrakml~tlr. ICD'de yer alan Depresyon, ~iddet boyutu üzerinde hafif, orta ve ~iddetli depresif epizotlar halinde derecelendirilirken somatik sendromun veya psikotik semptomlarln var olup olmamaslna gôre nitelendirilir. Inatçl hafif depresyon Distimi olarak slnlflandlrlllr. Tüm belirti ve semptomlarlyla depresyon, her zaman, ki~iyi i~ gôremez hale getiren ve hayati tehlike potansiyeli ta~lyan bir hastallk olarak gôrülmü~tür. Yine de, depresyonun topluma getirdigi külfet, ancak yakln zamanlarda fark edilmi~tir. Depresyon, top/uma külfeti en üst slrada yer a/an hastahktlr 1996'da Harvard epidemiyologlarlndan Murray ve Lopez .Hastallklarln Küresel Külfeti. adll bir kitap yazd,lar. Bu kitapta, belirli bir hastallgln ya da sagllk (DAL Y) adl verildi. Diger bir endeks olan .ômrün yetersizlikle geçen ylllarl" (YLD) ise, sadece, belirli bir bozuklu9un neden oldu9u baskln i~levsel bozuklu9u yansltlr. Bu geni~ kapsamll epidemiyoloji çall~masl, sa911kpolitikalarlna rehberlik etmek üzere Dünya Bankasl ve Dünya Sa911kOrgütü için yürütülmü~tür. Murray ve Lopez, 1990'da geli~mekte olan ülkeler kadar geli~mi~ ülkelerde de, .unipolar" depresyonun, tüm dünyada DALY'nin ônde gelen nedeni oldu9unu buldular. Gelecege yônelik projeksiyonlara gôre, 2020'de tüm dünyada yetersizli9in ikinci slradaki (geli~mi~ ülkelerde birinci slrada) nedeni depresyon olacaktlr. Ayrlca, 1990'da Bipolar Bozukluk, ômrün yetersizlik-uyumlu ylllarlnln altInCI nedeni olarak derecelendirilmi~tir. 2000 ylllnda, WHO, Hastallklarln Küresel Külfeti adll epidemiyoloji çall~maslnl (GBD 2000) gerçekle~tirmi~tir. Bu çall~mada, depresyonun, tüm nôropsikiyatrik hastallklarda bu güne kadar gerçekle~en en büyük yetersizlik paylna sahip oldu9u gôrülmü~tür. Omrün yetersizlikle geçen ylllarlnln en ônde gelen nedenleri araslnda, depresyon, toplam DAL Y'nin %4 'ünden fazla olmak üzere, ait solunum yolu enfeksiyonlarl, HIV/AIDS ve do9umda meydana ge/en hastallklardan sonra dôrdüncü slrada ve kardiyovasküler morbidite, inme ve kôtü beslenmeden ônce yer almaktadlr. Omrün yetersizlikle geçen ylllarlnln (YLD) nedeni olarak ise tüm dünyada birinci slrada yer alml~tlr. probleminin getirdigi külfetin büyüklügünü yansltan bir endekse yer verdiler. Bu endekste, zamanslz ôlüm ABD'de depresyonun 43.7 milyar ABD ekonomik külfeti Dolar tahmin edilmektedir, büyük bir klsmlnl (genellikle depresyondaki intihar) insan ômründe kaybedilen yll ve beklenen ya~m kalitesinin korunmaslm engelleyen i~levsel bozukluklar gibi yetersizliklerle geçen yll saylsl toplandl. Elde edilen ôlçüye. .ômrün yetersizlik-uyumlu yl"arl. (% 72) dolayll harcamalar, yakla~lk %20'sini ise hospitalizasyon giderleri olu~turmaktadlr.lngiltere'de ve Galler'de bunun depresif hastallgln toplam maliyetinin 1991.de 3.39 milyar Sterlin oldugu tahmin edilmektedir. Tablo 1. ICP ara~tlrmalarlnda majôr depresif bozukluk prevalansl ve kallclllgl MP=l ayllk prevalans. Andrade L, Caraveo-Anduaga JJ ve ark. 2003.ten uyarlanml~tlr. YP= 1 yllllk prevalans LP= ya~am boyu prevalans YP/LP: 1.e yakla~tlkça bozuklugun popülasyondaki kallCIiiglnln arttlgl, bir yllda ve ômür boyu tespit edilen depresyon saylslnln birbirine yaklnla~tlgl, kaba bir kroniklik ôlçüsüdür . MP/YP: azaldlkça, bir yllda depresif epizot geçiren farkll ki~ilerin saylslnln arttlgl kaba bir remisyon ôlçüsüdür. Depresyonun getirdi9i ekonomik külfetin en büyük kayna91nl dolayll harcamalar (i~ g6remezlik ve i~sizlik için yapllan 6demeler. sosyal yetersizlige neden olan bu bozuklu9un kronik seyretmesi) olu~turmaktadlr. Pek çok fiziksel bozuklu9a e~lik eden bir hastallk olarak depresyonun, bu hastallklarln seyri ve sonucu üzerinde istenmeyen etkilerde bulundu9u artlk daha açlkça g6rülür bir hal alml~lr. E~lik eden depresyonla birlikte fiziksel hastallklarlndan 6türü tedavi g6ren hastalarln hospitalizasyon giderleri. depresyonun e~lik etmedi9i hastalarln giderlerinden yakla~lk %36 daha fazladlr. ABD'de temel sa911kgiderlerinde. temel tedavi hizmetlerinden yararlanan bir depresyon hastaslrun toplam tedavi gideri. depresyonu olmayan hastalar için yapllan harcamalarln neredeyse iki katldlr. Depresyon giderek daha slk ve kronik ha/de gorü/en bir bozuk/uktur Depresyonun prevalansl popülasyonlara gôre farkllllklar gôsterir. Depresyonun prevalanslna ili~kin rakamlar da, ara~tlrmalarln amaçlarlna ve metodolojisine gôre degi~ir. GBD 2000 ara~tlrmaslnda, unipolar depresyonun nokta prevalansl, erkekler için % 1.9, kadlnlar için %5.8 bulunmu~tur. Bu ara~tlrmada bipolar bozuklugun nokta prevalansl ise %4 civarlndad,r. Kisa bir süre ônce, tüm dünyada 10 farkll ülkede, 1990-1999 ylllarl araslnda, ICPE (Psikiyatrik Epidemiyoloji Uluslararasl Konsorsiyumu) taraflndan geli~mi~ bir metodolojiyle yapllan bir epidemiyoloji ara~tlrmaslnln sonuçlarl yaylmlanml~tlr. WHO'nun tanlya kurdugu y6nelik. güvenirligi olan. bu Konsorsiyum. uluslararasl kamtlanml~ geçerligi standart Birle~ik Uluslararasl bir 61çek Tam G6rü~mesi (CIDI) 61çegini ku/1anml~lr. Bu çall~malarda saptanan maj6r depresyon olgularl, DSM-III-R veya DSM-IV kar~lllk gelmektedir. incelenen hepsi epizodu tamlarlna Bu çall~malarda popülasyon bir arada ve 6rneklemlerinin yakla~lk 37000 denek içermektedir. Ya~am boyu maj6r depresif epizotlarlna ili~kin prevalans degerleri %3 ila %16.9 günlük araslnda prevalans degi~irken. 1 yllllk % 10 araslndadlr. ucunda Cumhuriyeti Brezilya'da bulunmu~tur. %0.9 ila %3.9 prevalans % 1.2 ila Bu degerlerin Japonya. varken, prevalans Türkiye ABD, 30 araslnda en dü~ük ve Hollanda degerleri Çek ve yüksektir. Tablo 1 'de ay/ômür ve ylVômür prevalans oranlarlyla çe~itli ülkelerdeki ômür boyu prevalans de~erlerinin genel bir ôzeti gôrülmektedir. Bu oranlarln. kroniklik (yüksek 12 ay/ômür prevalans oranlna kar~lllk gelir) ve tekrarlama (dü~ük 30 gün/12 ay prevalans oranl) endeksleri olarak yorumlanmasl mümkündür. ICPE ara~tlrmalarlnln analizinde ba~langlç medyan ya~1 20-25 yll araslnda bulunmu~tur. Depresyon prevalansl kadlnlarda. erkeklerde oldu~undan daha yüksektir. E~in olmamasl. depresyon tanlSI riskini artlrmaktadlr. Ba~ka bir çall~mada. ômür boyu majôr depresyon rjski Almanya'da % 17 bulunmu~tur. Wittchen. 1970'lerde ve 1980'lerde yapllan ilk çall~malarda depresyon için 12 ayllk prevalans oranlarlnln %4 -%6 iken. en yeni sonuca gôre. Almanya'da 1 yllilk majôr depresyon prevalanslnln eri~kin popülasyonda %8.3 oldu~unu belirtmektedir. Epidemiyologlar. bu bozuklugun, prevalanslndaki artl~la birlikte ba~langlç ya~lnln dü~tügüne dikkat çekmektedir. Thornicroft ve Sartorius, depresyonun sadece %20 oranlnda kronik, remisyon gôstermeyen bir seyir izledigini gôrmü~lerdir. Iyile~meyi izleyen 2 yll içerisinde depresyon hastalarlnln %35'i ba~ka bir epizot geçirmektedir, ayrlca, ilk epizottan 12 yll sonraki tekrarlama oranl %60'dlr. Tekrarlayan depresyonda ortalama epizot saylsl 65 ya~lna gelindiginde yakla~lk 5.7'dir. Standart gôrü~me teknikleriyle koyulan majôr depresyon tanlsl, depresyon olgusunun nispeten slnlrll bir tanlmldlr. Çek Cumhuriyeti'nde telefon gôrü~mesiyle gerçekle~tirilen bir ara~lrmada, aynl ülkede titizlikle yürütülen ICPE ara~tlrmaslnln verilerinden beklenenden bariz oranda yüksek 6 ayllk prevalans oranlarl bulunmu~tur. Herhangi bir depresyon için prevalans oranl % 15.2 tahmin edilmektedir. Kent popülasyonlarlnda, i~siz ve yalnlz ya~yan bireylerde bu oranlar daha yüksektir. Slovakya'da 1212 denekten olu~an bir popülasyon ôrnekleminde MINI (Modifiye Uluslararasl Nôropsikiyatrik Gôrü~me) ile yapllan majôr depresyon ara~tlrmaslnda 6 ayllk prevalans % 12.8 bulunmu~tur. Ayrlca katlllmcllarln %5.1 'inde minôr depresyon ve %23'ünde de depresif semptomlar bulunmu~ur. Aynl çall~mada, Beck Depresyon Envanteri subjektif soru formuna verilen yanltlarla bu popülasyon ôrnekleminin %22.6'slnda bir dereceye kadar depresyon tespit edilmi~tir. Çek psikiyatri poliklinigine ilk ba~vuranlarln hepsinin % 18'ini afektif bozukluklar olu~turmaktadlr . Depresyon ba~langlç ya~lmn dü~mesi ve tekrarlayan epizotlarln 45 ya~lndan sonra daha slk gôzlenmesi, depresyon prevalanslnln daha da artacaglnln sinyallerini vermektedir. Ozellikle popülasyonun ya~ ortalamaslnln yükseldigi ülkelerde depresyon riskinin büyümesi beklenebilir. Depresyon, aynl zamanda, ba1ka hastahklara e11ik eden bir hastahktlr Depresyon, pek çok ba~ka psikiyatrik tanlya da e~lik eder. Pek çok anksiyete ve somatoform bozuklu~unun ardlndan ortaya çlkar veya bu bozukluklarla birlikte gôrülür. Bu da, depresyonun tanl ve gere~ince tedavisini güçle~tirmektedir . ICPE ara~tlrmalarlnda majôr depresif bozukluk, ôncesindeki bir panik ataktan ôngôrülmü~tür. Her tür anksiyete bozuklu~u olan hastalarda depresyon riskinin yükseldi~ini gôsteren Odds oranlarl (OR), post travmatik stres bozuklu~unda 9.4, yaygln anksiyete bozuklu~unda 81.6.llk bir anlamllllk araslnda de~i~mektedir. Depresyonun güçlü habercileri aktif anksiyete bozukluklarldlr. Çek Cumhuriyeti'nde, ilk psikiyatrik ba~vurularln %39'u ile 2002'de psikiyatri polikliniklerine ilk ba~vurularln nedeni, anksiyete, somatoform ve nevrotik bozukluklardlr. Depresyonun sadece psikiyatrik bir sorun olmadl~l. genel tlpta pek çok hastallkta ônemli bir rol oynadl~1 artlk giderek daha iyi anla~llmaktadlr. WHO'nun depresyonla ilgili e~itim programlnda. depresyonun. farkll türlerdeki kanser hastalarlnda %33 ila %42 oranlnda, miyokart enfarktüs geçiren hastalarda ataktan sonraki 4 ayllk dônemde %33 oranlnda bulundu~u bildirilmi~tir. Inme geçiren hastalarda, inmeden hemen sonra hastalarln neredeyse yarlslnda depresyon vardlr. Parkinson hastall~lna e~lik eden depresyon oranl %39'dur. Astlm hastalarlndaki depresyon prevalansl %30 olarak de~erlendirilmektedir. Depresyon, ayrlca, tip 2 diyabetin ortaya çlkmaslndan ônce bile, insülin direnci ile ili~kilidir. Diyabet hastalarlnda depresyon prevalansl % 14 civarlndadlr . Depresyonun do~ru ôlçülmesini ve tedavi edilmesini engelleyebilecek kültürel faktôrler vardlr. Erkekler agresyon ve dü~manca tutumlar, semptomlarln somatize edilmesi, hissedilen anhedoni, anksiyete ve üzüntüyü ifade etme yetersizli~i, bazl popülasyonlarda do~ru tanlyl gôlgeleyebilir. Depresyon tanlsl, oldugundan daha az konulmaktadlr. Depresif semptomlarln ~iddet, seyir ve ili~ki açlslndan farkllllklar gôstermesi, hastalar için Istlrap nedenidir. Bu semptomlar intihar riskini artlrlrken, i~ gôremezlik (yetersizlik) nedeniyle büyük bir külfet olu~tururlar. Yine de, depresyonun tedavi edilmesi ve iyile~tirilmesi mümkündür. Depresyon, zamanlnda dü~ünülür, fark edilir ve gere9ince tedavi edilirse Istlrabln, yetersizli9in ve intihar riskinin azaltllmasl da mümkündür. ~u anda temel sa911k hizmetlerine ba~vurma nedeni yakla~lk olarak %30 oranlnda depresyondur. Sôzgelimi: %25 oranlnda altta yatan depresyonla ili~kili olabilecek bel a9rlsl ~ikayetlerini de dikkate alacak olursak. o zaman. depresyon hastalarlnln oranl daha da yükselecektir . Bir WHO Ortak Çall~maslnda. temel sa~llk hizmetlerine art arda ba~vuranlarln %26'slnda ICD-10 kriterlerine gôre psikiyatrik bir bozukluk oldu~u bulunmu$tur. Günümüzdeki depresyon prevalansl % 16.9. yaygln anksiyete bozuklu~u % 7.1 bildirilmi$tir. Psikiyatrik tedavi arayanlarln %50.den fazlaslnln bu yardlml pratisyen hekimden veya aile hekiminden aldlklarl tahmin edilmektedir. Temel sa~llk hizmeti düzeyinde depresyonun tanlnmasl. sa~llk zincirinde zaylf halka olabilece~inden, giderek daha çok ilgi oda~1 olmaktadlr. Alman Depresyon 2000 çall~maslnda, çok saylda merkezde, temel sa~llk hizmetlerine rasgele art arda ba~vuran hastalardan olu~an bir ôrneklemde DSMIV Majôr Depresif Bozukluk tanlSI % 1 0.9'dur (nokta prevalansl). Temel sa~llk hizmeti veren hekimlerin do~ru tespit oranl ise, hastalarln %38.5'ine kar~lllk gelmektedir (~ekil 1). Erkekler ve gençler araslnda bu oran dü~üktür. Fark edilmeyen depresyon hastalarlnda, antidepresan tedavisi ve bir uzmana sevk edilme oranl yok denecek düzeydedir. Aym ~ekilde, mental sorunlan fark edildi~i halde depresyon tamslmn atlandl91 temel sa911khizmetlerine ba~vuran hastalarda da, % 19.6 ile, antidepresan tedavisi ve uzmana sevk oranlarl, oldukça azdlr. Çek Cumhuriyeti'nde, Baudis ve Skoda taraflndan, aile hekimleri ve depresyon üzerine yapllan daha küçük bir çall~mada, Genel Sa~llk Anketi (GHQ-30 ile aile $ekil1. Majôr depresyonla terne' sa~llk hizrnetine art arda ba$Vuranlar arasmdaki tarnnrna oranlan. (Wittchen ve ark. 2003'ten uyarlanrnl~lr) WPA Depresyon Bülteni hekimine ba~vuran hastalarln % 18'inin büyük olaslllkla psikiyatrik olgular oldugu tespit edilmi~tir. Bu hastalarln üçte biri (%6.3). bu sagllk anketiyle depresyon hastasl olarak degerlendirilmi~tir. Aile hekiminin koydugu depresyon tanlSI ise sadece %0.4 oranlndadlr. Yine de. aile hekimleri. bu hastalarln %3.9'unda. hastanln problemini klsmen psikolojik faktôrlerin olu~turabilecegini dü~ünmü~lerdir. GHQ ile depresyonun tespit edildigi hastalarda, tedavi hizmetlerine ba~vuru oram daha yüksek, ayrlca. allnan ilaç türü de daha fazladlr. Hekimler depresyon tanlSI ile ilgili bilgilendirildikten sonra. tedavi hizmetlerine ba~uru araslndaki farklar da kaybolmu~ur. Depresyon, birinci basamak tedavide teJhisi ve tedavisi mümkündür Çe~itli depresif bozukluklarl te~his. sevk ve tedavi edebilecek e~itimli pratisyen ve aile hekimleri. depresyonun bu sinsi yayglnll~lna kar~1 durmalldlr. Gotland e~itim programl ve çall~masl. temel sa~llk hizmetleri düzeyinde e~itimin etkisine slk slk gôsterilen bir ôrnektir . 60.000 yerli nüfusu ve 18 pratisyen hekimiyle Isveç'in Gotland adaslnda klrsal bir alana gôre yüksek bir intihar oranl varken reçete edilen antidepresan oranl dü~üktü. 1980'lerin ba~lnda yerel pratisyen hekimlere yônelik yapllandlrllml~ bir e~itim programl ba~latlldl ve 2 yll sürdürüldü. Bu interaktif programda, tekrarlanan 2 günlük kurslara ve tartl~malara yer verilmi~ti. Bu programa ba~landlktan sonra 3 yllda intihar oranlnda üçte ikilik bir dü~ü~ meydana gelmi~tir . Yerel psikiyatri kliniginde depresyon tedavisi gôren hasta saylsl %30 civarlnda azallrken antidepresan reçete oranl oldukça artml~tlr. Bu ôrnekten allnacak ônemli bir ders de, programln etkisinin sonraki YI"arda kayboldu~udur. Programln tekrarlanmasl gerekmi~tir. Alman Depresyon 2000 çall~maslnda, depresyonun temel sa~llk hizmeti düzeyinde do~ru tespitinin hekimle ili~kili habercileri saptanml~tlr. Depresyonla ilgili e~itimlere katlllm saylsl yüksek olan hekimlerin kendi hekimlik uygulamalarlnda bu bozuklu~u çok daha iyi tespit etmektedirler. Geleneksel depresyon slnlflandlrmaslna ba~vuran ya~11hekimlerde ise, do~ru tanl koyma oranl anlamll düzeyde daha dü~üktür. Bu sonuçlar bize. uygulamalarda tanlya yapllacak yônelik ônemli de9i~ikliklerle, temel sa911k hizmeti düzeyinde erken tanl ve tedavinin mümkün olabilece9ini gôstermektedir. Pratisyen hekimlerin, slnlflandlrmadaki de9i~iklikleri bilmeleri, tanl ve tedavi alanlndaki geli~meleri güncel takip etmeleri için gereken yapllmalldlr. Sonuç Depresyon, yayglnllQI, tekrarlayan niteliQi ve kronik olu~undan otürü ciddi bir problemdir. Ekonomik ve sosyal bir külfettir. Intihar yüzünden ciddi oranda olüme yol açar, tüm dünyada hastall~a ba~11yetersizlikte onemli bir paya sahiptir ve ya~am kalitesini bozar. Etiketlenme nedeniyle (i~sizlik tehlikesi) olduQundan daha az depresyon tanlsl verilir. Aynl nedenle, hasta taraflnda profesyonel yardlm almaktan ve tedavi gormekten kaçlnma sôz konusuyken, hekim taraflnda temel saQllk uygulamalarlnda ihmal edilme tehlikesi vardlr. Depresyonun giderek yayglnla~ma tehlikesine kar~1 mücadelede, kapsamll e~itim etkinliklerinin ve halkln bu konuda bilinçlendirilmesinin yam Slra, akla yatkln ekonomik ve maliyetlyarar analizlerinin de faydasl olabilir. .Bir aile hekimine ba~vuranhastalannyakla~/konda birinde depresyonvard,r .Depresyon riski, kadlnlarda,ya~hlarda,i~sizlerde,yalrnzya~ayanlardave bir depresif epizot geçirmi~olanlarda daha yüksektir. .Depresyon, genel!ikle,anksiyeteve somatoform ~ikayetlerleya da psikofizyolojikotonom bozukluklarlabaglantlhdtr. .Depresyon, slkhkla, diyabet, astlm, kanser ve koroner kalp hastahklangibi tlbbi bozukluklara e~lik eder. .Depresyon, slkhkla, Parkinsonhastahglve inme gibi norolojik hastahklarae~likeder. .Depresyon hastalanrnnortalama onda biri ya da ikisi intihar eder. .Dogru tarn koyuldugunda, depresyonun,günümüz antidepresanlanylaba~anylatedavisimümkündür. REFERANSLAR 1. AndradeL, Caraveo-Anduaga JJ, BerglundP.Theepidemiology of majordeprressive episodes. resultsfromthe International Consortiu m of Psychiatric Epidemiology (lCPE) SurveysInt J Methods Psychiatric fies.2003;12.3-20. 2. Oavvson A.,TyleeA, eds.Depression~ SocialandEconomic Timebomb Wor1d HealthOrganization, London:BMJPublishing Group;2001. 3. Educational Program WPA/PTD-OVerview andBasicAspects, Wor1d Psychiatric Organization andInternational Committee for Prevention andTreatment of Depression; 1997. 4. MurrayCJL,LopezAD TheGlobalBunfenof DiseaseWHO.HarvardUniversity Press;1996. 5. ThomicroftG,SartoriusN,Thecourseandoutcomeof depression in differentcultures.10 yearfollow-upof theWHOCollaborative StudyontheAssessment of Depressive DisordersPsycholMed. 1993;23:1023-1032. 6. WittchenH-U,BeesdoK,BittnerA. Depression -an underdiagnosed disease.Medicographia. 2003;25:9-1 B. 7. TheWorldHealthReport2001.MentalHealth'NewUnderstanding , NewHope.Geneva. WoridHealthOrganization; 2001. Somatik bOlukluklarda semptomlarln Somatik bozukluklar .dünya çaplnda ylklCI bozukluklardan olarak kabul edilmekBu hastal19ln. klsa yetersizlik (i~ gôremezlik) nedenleri araslnda en slk rastlanan durumlardan biri olaca91 tahmin edilmektedir. Depresyon prevalansl ülkeler araslnda de9i~iklik gôsterse de toplumda ya~ayan bireylerin %6'dan fazlaslnda depresif semptomlar ve sendromlar saptanml~tlr. Son 10 yll içinde. ôzellikle endüstriyel ülkelerde ve kentli toplumlarda ya~ayan ki~iler araslnda, kaydedilen depresyon olgularlnda bir artl~ oldu9u tespit edilmi~tir. 1992 ylllndan sonra yaylnlanan duygu durum bozukluklarlmn ya~m boyu prevelanslna ili~kin çall~malar , anlamll düzeyde yüksek oranlar bildirmektedir. Bu artl~, depresyon tamslna ili~kin yôntemlerin geli~imi ile ancak klsmen açlklanabilmektedir. Avrupa'da Depresyon Ara~tlrmasl Derne9i (DEPRES), prevalansln " majôr depresyon " için %3.8 ve %9.1. " minôr depresyon" için % 1.53.0 ve "depresif semptomlar" için %5.6% 11.6 araslnda oldu9unu gôstermi~tir . Duygudurum bozukluklarlmn insidansl ve prevelansl üzerine bulgularl bildiren literatürün sistematik bir incelemesi çall~malar araslnda sürekli ve anlamll bir varyasyonu ortaya çlkarmaktadlr. Majôr depresif bozuklu9uIl en yaygln bildirilen prevalansl çok yüksek olabilir. Depresyon kronik ve tekrarlayan bir hastallktlr ve ônemli bir ôlüm ve klsltllllk riski ta~lr. Tedavi edilmeyen depresyonun sonuçlarl kôtü ya~am kalitesi. gündelik ya~am aktivitelerinin gerçekle~tirilmesi yetene~inde slnlrllllk. dü~ük çall~ma verimlili~i. yüksek intihar riski ve medikal hastall~ln seyrinde kôtüle~medir. Depresif bozukluklar ve yüksek mortalite araslnda. ~- depresif prevalansl Depresyon prevalansl Kronika~rl semptomlarl Parkinsonhasta"~1 %50'ye varanoranda %50'ye varanoranda Neoplazma %20 -%40 Serebrovasküler olay %25 -%35 Ti!oith~"klarl %20 -%30 Tabla 1: Depresyon ve somatik bozukluklar (Puzynski s. Depressive disorders)n practice, particularly in basic health care. Psychiatry Pol. 2000, 34: 47-58) ôzellikle ya~11 popülasyon içinde, kanltlanml~ bir ili~ki vardlr. Ara~tlrma. depresif semptomlarln, aralarlnda artrit. kronik obstrüktif akci~er hastall~l. diabetes mellitus. koroner arter hastall~1 ve hipertansiyonun da bulundu~u birçok medikal hastall~a klyasla daha fazla klsltllllktan sorumlu oldu~unu gôstermektedir. Depresyon. 2000 ylllnda hastallk yükünün dôrdünçü ônde gelen nedeni olmu~ ve ôlümcülolmayan yükün en büyük miktarma neden olmu~ur. 2020 ylllnda depresyonun her ya~tan insanda ikinci en büyük klsltllllk nedeni olmasl beklenmektedir . Bu istatistiklere ra~men. depresyona gerekti~i gibi tanl konmamakta ve yeterince tedavi edilmemektedir . Günümüzde. depresif hastalarln en az %50'sinin birinci basamak sa~llk hizmetlerinde tedavi ediliyor olmasl nedeniyle depresyon tam ve tedavisindeki ilerlemenin birinci basamak tedaviye ba~11 oldu~u yaygln biçimde kabul edilmektedir. Depresyan aranlarl medikal hastalar araslnda ôzellikle yüksek seyretmektedir . Depresyan ve samatik hastallklarln kamarbiditesine ili~kin bazl epidemiyalajik veriler Tabla l'de ôzetlenmektedir. general medical Ne yazlk ki birinci basamak sagllk hizmetlerinde depresyon prevalanslnln incelendigi çall~malar araslnda büyük metodolojik farklll,klar bulunmaktadlr. Aile hekimlerine ba~vuran hastalarln en az %25'inin psi~ik semptomlar sergiledigi. % 1 O.unun da depresif semptomlar gôsterdigi tahmin edilmektedir. Aile hekimleri hastalarln %50 ila % 70.ine depresyon tanlSI koyamamaktadlr. Bu soruya yanlt vermek oldukça karma~lktlr: temel sagllk hizmetlerinde depresyon tanlsl koymak neden zordur? Bu soruya yanlt vermeden ônce depresyonun modern, tanlmlaylcl, fenomenolojik tanlSInln temel ilkelerini hatlrlamak yararll olacaktlr . Depresyonun semptomatolojisi Depresyon. yo~un sübjektif aCIçekme ile karakterize edilir. Tipik depresif semptomlar araslnda hem psi~ik hem de somatik semptomlar yer almaktadlr . Temel depresif semptomlar ~unlardlr: .depresif duygudurumu .ilgi ya da zevk kaybl WPA Depresyon Bülteni .ya~ama sevinci kaybl ve bitkinlik ya da enerji kaybl .en küçük bir çabada~ sonra bile dikkat çekici yorgunluk .azalan aktivite. Depresif bozuklu~un daha hafif biçimleri canllllkta azalma ve kolayca yorulma e~ilimindeki artl~la karakterize edilebilir. Hastalar, açlkça depresif duygudurumu sergilemek yerine stresli, disforik ya da a~lrl hassas olabilirler. Di~er depresif semptomlar araslnda ~unlar sayllabilir: depresif dü~ünce: gelece~e yônelik kôtümserlik, ümitsizlik. tekrarlayan ôlüm dü~üncesi. kendi kendine zarar verme ya da intihar dü~ünceleri ya da eylemleri. ôzsaygl kaybl, kendine güvende azalma, de~ersizlik hissi ve a~lrl suçluluk duygusu. Kendine, dünyaya ve gelece~e ili~kin negatif bakl~ Beck üçlüsü olarak anllmaktadlr. Depresyon çeken hastalarln çogu, aynl zamanda, belli bir düzeyde anksiyete semptomlarl da gôsterirler. Bu depresyon ve anksiyete komorbiditesi. bir istisna degil. daha çok bir kural olarak gôrülebilir. Bu bireylerde depresyon daha kronik bir seyir izler ve bozulma daha büyüktür; ayrlca daha büyük bir intihar riski altlnda olabilirler. Depresif hastalarda somatik semptomlar Depresyon kllavuzlarlna tanlsl ve ICD-10'daki tanl klinik tanlmlara dayandlrllmalldlr. Depresif epizoda ili~kin bu kriterler (F32), sürelerini ve ki~isel i~levler üzerindeki etkilerini de belirleyerek, tipik ve ilave belirti ve semptomlarln saptanmaslna dayanmaktadlr (Tablo III). Tanl için genellikle 2 haftallk bir süre gerekmektedir ama semptomlarln ôzellikle ~iddetli olmasl ve ba~langlCInln hlzll olmasl, 2 haftadan daha klSa bir süre içinde bir tam konmaslm sa~layabilir. Semptomlar slklntlya yol açabilir ve genellikle bir dereceye kadar i~levleri (ki~inin slradan i~lerini ya da aktivitelerini) engelleyebilir. Depresif epizot varll~lmn saptanabilmesi için ICD-10 kriterlerinin A grubundan en az iki semptomun ve B grubundan iki semptomun var olmasl gerekir. .Melankolik., .ya~amsal., .biyolojik. olarak da adlandlrllan somatik sendromun tanlnabilmesi için de C grubundaki belirti ve semptomlardan dôrdü var olmalldlr. Bu semptomlarln ôzel bir klinik ôneme sahip olduklarl geni~ ôlçüde kabul edilmektedir ve bu nedenle ICD-l0 depresyon kriterleri araslnda sayllmaktadlrlar . Depresyon tanlsl koymak bazl pratisyenler için neden zordur? Do~ru depresyon tanlSI konusunda, sadece pratisyen koyma hekimler de~il, bazl durumlarda yetkin psikiyatristler de güçlük çekerler. Depresyonun tamslmn atlanmaslmn bir kaç nedeni vardlr. En slk belirtilen nedenler ~unlardlr: .Pratisyen hekimlerin yeterli klinik psikiyatri e~itimi almaml~ olmasl. .Temel sa~llk hizmeti verilen kurumlarda tam mental durum de~erlendirmesi yapacak zaman olmamasl. .Hasta ile doktor ileti~imindeki kültürel farkllllklar ve zorluklar .Depresyonun ya~m olaylarlna " normal bir tepki " oldu~u gôrü~ü .Etiketlemekten kaçlnmak amaclyla depresyon tanlsl koymamak .Birinci basamak sa~llk hizmetlerine ba~vurarak yardlm arayl~lnda olan hastalarda depresif bozuklu~un atipik klinik bir tablo sergilemesi .Depresyon ve somatik hastallklarln bir arada bulunmasl .Depresyon ile alkol ve madde ba~lmllll~lnln bir arada bulunmasl .Depresyon ile anksiyete bozukluklarlmn bir arada bulunmasl .Depresyon ile demansln bir arada ba~ka psi~ik ve da bulunabilir (Tablo I). bulunmasl .Ya~11 ki~ilerde depresif semptomlarln yanll~ bir ~ekilde ya~lanmaya atfedilmesi Temel sa~llk hizmeti veren kurumlara ba~vuran depresyonlu eri~kinlerin yarlslndan fazlaslnln üzüntü gibi duygu durumlarlnl bildirmediklerine dikkat edilmelidir. Bu durum tanl sürecinde bir engel olu~urabilir, çünkü hekimler esasen üzüntü bildiren ki~ilerde depresyonu tanlma all~kanll~lndadlr. Tipik depresif semptomlar klinik tabloda baskln de~ilse, Tablo ": Depresif hastalarda pi~ik ve somatik semptomlar da bulunan . Tabla III: Depresyon kriterleri için IC R-1 O tarn depresif semptomlar yava~ yava~ ba~laml~, ilk gôrülen semptomlar a~lrllkll somatik ve aksiyete semptomlarlysa ve/veya depresif semptomlar somatik bozuklu~a e~lik ediyorsa, o zaman temel sa~llk hizmeti düzeyinde depresyonun tespit edilmesi ôzellikle güçle~mektedir. Bazl ara~tlrmacllar, 1960'lardan itibaren depresyon semptomatolojisinin, somatizasyon yônünde giderek artan bir e~ilimle karakterizeoldu~unu iddia etmi~lerdir. Aile hekimine ba~uran hastalarln mental sorunlardan degil somatik semptomlardan sôz ettikleri açlktlr. Oyleyse, mesele ruhsal de~il bedenseldir. Üstelik aile hekiminin ilgisi de somatik semptomlara yôneliktir. Spesifik somatik belirtiler ve semptomlar sergileyen hastaya pratisyen hekimlerin daha fazla ilgi gôstermesi mümkündür , bôylece, bu semptom ve belirtileri ayrlntlll biçimde de sorgularlar. Depresyon belirtilerinin, ônceden tanl koyulan tlbbi bir hastal191n belirtisi olarak gôrülmesi de yaygln rastlanan bir durumdur. Tlbbi ôyküsü olan hastalarda somatik semptomlarln kendini en zaylf yerlerden (ônceden geçirilen organik bir hastallktan) gôsterdi9i de unutulmamalldlr. Ote yandan, organik bir patolojinin saptanamadl~1 fiziksel semptomlar genellikle (en azlndan Polonya'da bôyledir) hipokondri veya nevroz olarak etiketlenmektedir. Ku~kusuz, sürekli de~i~en çok saylda semptom ~ikayetiyle gelen bir hastayla kar~lla~an hekim, yine depresyonu de~il, daha çok psikojenik bir bozuklu~u dü~ünecektir. Hem hastarnn, hem de hekimin dikkatinin çok çe~itli somatik ve otonom sinir sistemi semptomlarlna yôneldi~i klinik durumlara genellikle " depresyon ya da afektif depresif bozukluk " , " depresyon maskesi " ya da" gizli depresyon" adl verilmektedir . Maskeli depresyon, duygu durum tepkisi olarak tarnmlanan ve i~tah veya kilo artl~l, a~lrl uyuma, genel paraliz ve ki~iler arasl ili~kilerde uzun süredir devam eden allnganllk gibi belirtilerle karakterize olan atipik depresyondan farklldlr. Henkel, temel sa~llk hizmeti veren polikliniklere ba~vuran depresyonlu hastalarln büyük bir kl$mlnda atipik depresyon olabilece~ini, bunun da, temel sa~llk hizmeti düzeyinde depresyonun oldu~undan daha az tarnnmaslna katklda bulunabilece~ini iddia etmi~tir. Tabla IV: Maskeli depresyon 1996'dan allnml~tlr.) Depresyonun semptomatolojisi (Puzynski $. Depresyon yaygln gôrülen ya da "maskeleri" ~unlardlr: .belli belirsiz a~rl, SIZIve aCI .ba~ a~rlsl (gerginlik ba~ a~rlsl) .Slrt a~rlsl, nevralji benzeri a~rllar .solunum bozukluklarl (dispne, bazen hiperventilasyon) .kardiyak bozukluklar (perikartta a~rl ve rahatslzllk) .gastrointestinal bozukluklar (çe~itli a~rllar ve karln bôlgesinde rahatslzllk, konstipasyon). Yukarldakilerin yam slra ba~ka çe~itli belirti ve semptomlar da depresyonun maskesi gôrevi gôrebilir. Bunlarln araslnda ku~kusuz en yaygln olanl uyku bozukluklarldlr. Tablo IV'de farkll türde depresif maskeler gôrülmektedir. Maskeli depresyonu edebiliriz? nasll tespit ~gldaki ônerilerin maskeli depres-yonun tamnmaslnda yararl olabilir: .Genellikle tipik depresif belirtiler ve semptomlar da vardlr (bunlarl sorun !) .Maskeli depresyon genellikle artlp azalan bir seyir izler .Hastanln maskeli depresyonla birlikte tipik afektif epizotlarl olabilir .Ailede afektif bozukluk ôyküsü ve Afektif Bozukluklar, PZWL. Var~ova, (hem tipik, hem de maskeli epizotlar) .Antidepresan ilaçlar etkili olur .Psikosomatik maskelerde hastall~ln di~er belirtileri yoktur. Ya~11hastalardaki somatik semptomlar, genç hastalardakinden de fazladlr. Ya~11 hastalarda, bellek zaylfll~1 ve bili~sel i~levlerin gerilemesi, depresyonun tamnmaslm daha da zorla~lrlr ve demans ya da" sadece ya~llllk " olarak gôrülmesine neden olabilir. Depresif duygudurumu, asll $ikayet olarak pek belirtilmese de, ya$11hastalarda barjz depresif algllama ve $iddetli ajitasyon daha yayglndlr ve bu hastalar $iddetli uykusuzluktan daha çok yaklmrlar. Intihar fikirleri pek ifade edilmez ama ba$arlll intihar giri$imleri daha slk gôrülür. Ya$lanma, intihara ba~I$lklIk kazandlrmazt Depresyon tamslm ve tedavisini engelleyen yaygln bir neden de, hastanln depresyonunun anla~llabilir ve açlklanabilir (ya~anan olumsuz olaylarla) oldu~u ve dolaylslyla da tlbbi tedaviye gerek olmadl~1 inancldlr. ( " Hayatlnda bôyle olaylarla kar~lla~an kim depresif olmaz ki?") Temel sa~lIk sisteminin ôzellikleri (ôrne~in. vizitte ayrllan sürenin yetersizli~i) de depresyonun te~his edilmesine bir engel olu~turabilir. Hastaya, depresyon semptomlarlnl ortaya çlkarabilecek a~agldaki sorulara benzer sorularln sorulmasl gerekir: WPA Depresyon Bülteni .Son bir ayda, yaptl~lnlz ~eylere pek ilgi duymamaktan ya da zevk almamaktan slklldl~lnlZ oldu mu7 .Son bir ayda, kendinizi keyifsiz, depresif ya da ümitsiz hissetti~iniz oldu mu7 Vizit slraslnda hastayl gôzlemenin, belirti ve semptomlarl tespit etmeye yararl olabilir: .Depresif gôrünümde. gôzle temasl az. baklmslz ml? .Mutsuz ya da çaresiz mi gôrünüyor? .A~llyor mu? .Anksiyete ya da ajitasyon belirtisi v~r ml? Temel sa~llk hizmetlerinde depresyon taramaslmn depresyon tespitini artlrdl~lm gôsteren veriler vardlr. Burada belirli bir tarama ôlçe~i ônermiyoruz. Hastanln kendi kendine uygulayabilece~i, klsa sayllabilecek pek çok ôlçek vardlr. Depresyondan ~üphe edilen hastalarln te~hisinde. en azlndan a~a~lda slralanan semptomlarln/belirtilerin aranmasl gerekti~i unutulmamalldlr: .Daha çok depresyona ôzgü ümitsizlik. çaresizlik. degersizlik. suçluluk hisleri. intihar fikirleri .I$ten ve hayattan zevk almama. ilgi duymama .Kendisi ve gelecek hakklnda olumsuz dü~üncelerin baskln olmasl. yoksulluk veya hastallkla ilgili dü$üncelerle fazla me~guliyet Aynca ~unlara da bakllmasl onerilir: .Hastamn, uyku bozuklu~uyla ilgili ~ikayeti var ml? .Zihinsel ve fiziksel etkinliginde dü~ü~ var ml? .I~tah kaybl var ml? .Ak~amlarl, semptomlarl bir dereceye kadar azallyor mu? Tanl sürecinde biraz titiz onerilir, çünkü: .Depresif duygudurumu edilmeyebilir .Hastanln davranl$lnda yon tespit edilebilir .Hasta, kendi hakklnda olunmasl kolay fark retardaspek bir $ey .Diger taraftan, maskeli depresyon hastalarl, endi~eli ve konu~kan hipokondriyaklar olabilir .Hasta, semptomlarlnln (duygu durumunu dü~üren) farklnda olmayabilir; ama geriye dogru baktlglnda fark edebilir . Depresyonda, ne zaman bir psikiyatristin yardlmlna gerek vard,r? Pratisyen hekimin tedavi edecegi hasta popülasyonu ile uzman psikiyatrik yardlma ihtiyacl olan hastalarl belirlemek çok güçtür. Genel olarak, depresif bozukluklarln ilk epizotunun te~hisinin temel sagllk hizmetlerinin sorumlu oldugu ve hafif-orta ~iddetteki depresyon hastalarlnln tedavisini üstlenmesi gerektigi sôylenebilir. Hafif ~iddetteki semptomlarln genellikle daha ~iddetli semptomlara yol açtlgl ve tedaviye mümkün oldugunca erken ba~lanmasl gerektigi unutulmamalldlr. sôylemeyebilir REFERANSLAR HenkelV,MerglR.CoyneJC,KohnenR.AllgajerAK.RuhlE,Mo"erHJ,HegerlU.Depression wnl1atypicalfeaturesjn a sampleof prim'dYcareoutpatien1s. prevalence, specificcharacteristlcs andconsequences. J AffectOisord.2004;83,237-242. Wi"iamsJW,PignoneM, RamirezG,Ste"atoCP.ldentifying depressjon in primarycare.a literaturesynthesisof case-findjng instrument. GenHospPsychiat2002;24.225-237. Tianeptin FORMÜl:BehertabletteTianeptine'insodyumtuzu",125 mg, FARMAKOlOJIK OZElliKlERI: Tianeptine bir antidepresandlr, HayvanlarüzerindegôsterildiOiüzeretianeptine,hipokampustapiramidalhücrelerinspontanaktiviteleriniarttlnr, fonksiyonel inhibisyonlarmdan sonrayenidenaktivasyonlanmhlzlandlrlr,-Hipokampusve korteksnôron~rlndaserotonin geri emilim hlzlm arttlrlr insanlarda,-duygu durumu üzerinde,sedatif ve stimülan kutuplar araslndaorladayer alacak~ekildeetki eder,-ôzellikleanksiye1e ve duygudurumubozukluk~rlnabaOl1 sjndirimsel~ikayetlerve diOersomatik~ikayetlerüzerinde etkilidir,-k~ilik bozukluklannda ve alkol baOlmlIlanmn nekahatdônemlerindeetkilidir Tianep1ine'in, -uykuve vijilans,-kardiyovasküler sistem,-koline~iksistem(an1ikoline~ik e1kigôstermez)üzerinde KONTRENDlKASYONLARI: -15 y~m altlndakiçocuk~rda,-MAOinhib~ôrleriile kombinekullammda-Hamilelerde-süt emzirmedônemlerindekon1rendikedir, UYARllAR/ONlEMlER:-Tümdepres~durum~r için geçerliolduOu üzere,muhtemelin1iharriskine ka~l, ôzellikletedavininba~langlcmdadikkatli olunmalldlr,-Genelanestezialacakhastalarda, anestezjstuyanlmallve ilaç 24-48saatôncesindenkesilmelidjr,-DiOertüm psikotroplarda olduOugibj doz,tedricen azaltllaraktedavison~ndlnlmalldlrYANETKilER/ADVERS ETXlLER: Nadirve genelljklehafif olmaküzere -mideve kannaOrl~rl,aOIZkuruluOu,bulan1J-kusma, kablZIlk,gaz~ikaye1leri gôrülebillr,-Uykusuzjuk, uykuyameyil, kabus,asteni,-ta~ikardi,ekstrasjstol,gôOüsaOrlsl,-b~ dônmesi,lipotimi, titreme, slcakbasmaSl,-solunumrahatslZllOI, yutmagÜçlüOü, -kasaOn~n,lumbagogibi e1kilerde bildirilmi$lir, lLAÇETKilE~MElERIVE DI~ERETKilE~MElER:MAOinhib~ôrleriile beraberkullamlmamalld,r KUlLANIM~EKli VE DOZU:Onerilendoz sabah,ôOIen,ak$amyemekJerinde allnmaküzeregünde 3 defa1 table1tirKronikaJkoliklerde, sirozolsunveyaolmaSInherhangibir dozajdegi~ikliOigerekmez, Renalye1mezlIOi olan veya y~1I hastalarda(70 ya~m üzeri), günlük doz 2 tablete indirilmelidir TlcARI $EKti: Stablon125 mg, 60 table1içerenbilister ambalailardasunulmaktadlr,15 AOustos2005tarihi itibariylePer, Sat,Fia,(KDVdahil)28,640,000,-Tl,/28,64-YTl Reçe1e ile satlllr, ServierlIaç ve Ara~tlrmaA,$, Adres' Maslak GIZKule Meydan Sk, No: 28 Kat 22 34357 Maslak-islanbul Tel: (9D-212) 3291400 Fax' (9D-212) 2902030 Tlx: (0607) 27960 Silc tr Detaytlbilgi için firmamlza ba$V1Jrunuz, .~ ~ SERVIER ~ ~ "' :g X",. Dünya Psikiyatri 5,000 yllllk Kongresi, Kahire, Bilim ve Tedavi: Psikiyatrinin http:/www. 10-15 Eylül, 2005 Gelecegini Yaratmak wpa-cairo2005.com WPA Jean Delay Odülü Sahibi Prof Otto Steenfeldt-Foss Dr. Steenfeldt-Foss, haklarlnl tüm kariyerini, ve onurunu anlatmaya ak,l hastalarlmn adam/~tlr; insan bu da, WPA .mn en goze çarpan çah~ma alanlarlndan biridir. 6düle laylk bulunan Dr. Steenfeldt-Foss, XI11. Dünya Psikiyatri konu~ma yapacakt". Il$izofreni toplum bir Servier, WPA Jean Delay 6dülüne parasal ve lojistik destek saglamaktan WPA Okasha Kongresinde odülü sahipleri: hastalanmn içi tedaviye gurur duymaktad". aileleriyle denenmeye çalt~mak: geli~mekte deger bir alternatif. olan ülkelerde klasik Il çalt~maslyla M,slr'dan Dr. Ahmed EI-Shafei ve Dr. Hanan Hussein. -Ak,l sagl,g, ülkelerindeki sorunlara hizmetlerini incelemeye ak,l hastalar,mn adayan karar tedavisinde EEPSI çah~ma grubu veren ve ara~t'rmalar'n', ortaya (Dogu A vrupa ç'kan spesifik Psikiyatri kendi ve pratik Alternatifi). -t ~ "' 5 t;; "' o