Skip Estes - Hoş Geldiniz

Transkript

NEDEN MÜSLÜMAN OLDUM?
YUSUF ESTES - SKİP ESTES
Prof. Dr. Mustafa TEMİZ
27.02.2014
Giriş
Skip Estes diyor ki:
“Rûhumu Hz. İsâ'ya adadığım günden îtibâren, bir
insanı Hıristiyan yapmak, benim için olağanüstü bir
mutluluk olacaktı. Sürekli olarak bir Müslüman’ı Hıristiyan
yapmayı arzûlardım, tâ ki bir gün babamın Mısırlı bir
arkadaşıyla tanışıncaya kadar...”
“Onu çok sevmiştim ve onda iyi bir Hıristiyan olma
potansiyeli sezmiştim ve bu işin olacağına, kesin gözüyle
bakmaya başlamıştım.”
1
“Çünkü onun İsâ adına kurtarılmaya ihtiyâcı olduğuna
inanıyordum. Hâlbuki başıma gelecekler husûsunda, ufacık
bir bilgim dahî yoktu1.”
Çünkü Skip, Mısırlı bir Müslüman’ı Hıristiyan yapmak
isterken sonunda kendisi paçayı kaptırarak Müslüman
olmuştur.2.
Skip Estes’in Çocukluğu
1944 yılında Ohio’da, Midwest'te çok sıkı bir Hıristiyan
âilesinde dünyâya gelen Skip, 1950'lerde genç bir çocuktu.
Bir Müslüman’ı Hıristiyan yapmak isterken, kendisi
Müslüman olmuş, Yusuf Estes adını almıştır.
Yusuf Estes, Müslüman olmadan önce Hıristiyanlığı
yaymak için çalışıyor ve aynı zamanda da eğlence ve müzik
endüstrisiyle uğraşıyordu. Babasıyla birlikte para kazanmak
1
İzafet, Müslümanı Hıristiyan yapmaya çalışırken Müslüman
oldum, Alındığı İnternet Elektronik Adresi,
http://www.izafet.com/hayatin-icinden/143911-hristiyan-yapayimderken-kendisi-musluman-oldu.html, En Son Erişim Târihi: 28.02.2014.
2
Sorularla İslamiyet, Müslüman olan Papaz`ın itirafları (Yusuf
Estes), Alındığı İnternet Elektronik Adresi,
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=article&aid=5291,
En Son Erişim Târihi: 28.02.2014.
2
ve aynı zamanda eğlenmek için müzik marketleri kuruyor,
TV ve radyo programları, açık hava eğlenceleri
düzenliyordu.
Müzik işinden sorumlu olan Skip, ayrıca Midilli turları
düzenliyor,
‘Palyaço
Skippy’
olarak
çocukları
eğlendiriyordu.
Yusuf Estes, âilesini şöyle tanıtıyor:
“Babam, kilise işlerine destek oluyordu, özellikle de
kilise okul programlarına; 1970'lerde bir papaz olarak
atandı.”
“O ve üvey annem birçok tv evangelistlerini, vâizlerini
tanıyorlardı, hattâ Oral Roberts’ı ziyâret edip Oklahoma,
Tulsa’daki ‘Prayer Tower-Duâ Kulesi’ inşâsına yardım
ettiler. Annemle babam aynı zamanda Jimmy Swaggart, Jim
ve Tammy Fae Baker, Jerry Fallwell, John Haggi ve
Müslümanların en büyük düşmanı Pat Robertson’un güçlü
taraftarları idiler.”
“Orta Batı’da çok güçlü dinî inançlara sâhip bir
âilenin içinde doğdum.”
diyen Skip devam ederek:
3
“Atalarım bölgeye ilk gelen göçmenlerdi, bu topraklar
üzerindeki ilk kiliseler, ilkokullar benim âilem tarafından
kurulmuştu. Ben ilkokula gidiyorken, 1949, Houston,
Teksas’a yeniden yerleştik. Düzenli olarak kiliseye gider
âyinlere katılırdık. 12 yaşına geldiğimde Pasadena,
Teksas’ta yeniden vaftiz edildim.”
dedikten
sonra
gelecekteki
açıklamaktadır Skip3:
düşüncelerini
şöyle
“İlk gençlik yıllarımda diğer kiliseleri ziyâret edip
onların öğreti ve inançlarını öğrenmeyi çok istiyordum.
Baptistler, Metodistler, Episkopalyanlar, Karizmatik
akımlar, Nazarinler, İsâ’nın Kilisesi (Church of Christ),
Tanrı’nın Kilisesi (Church of God), Hıristiyan Tanrı’nın
Kilisesi (Church of God in Christ), Tüm İncil, Agape
(Sevgi), Katolikler, Presbiteryanlar, vb…”
‘İncil ya da şöyle diyebiliriz “Tanrı Haberlerine” karşı
doymak bilmez bir susuzluğum vardı.’
3
4
“Din konusundaki araştırmalarım sâdece Hıristiyanlık
ile sınırlı kalmadı. Hem de hiç… Hinduizm, Mûsevilik,
Budizm, Metafizik, Amerikan yerlilerinin inançları, hepsi
benim araştırmalarım içinde yer almaktaydı.”
“Hakkında ciddî bir araştırma yapmadığım tek din
İslâm idi.”
Müzik sorumlusu olan Yusuf Estes, bu konuda da
şunları söylüyor:
“Çok çeşitli müzik dallarıyla ilgilenmeye başladım,
özellikle kilise müziği ve klâsik müzik beni çok etkiliyordu.
Tüm âilem müziksever ve dindar olduğundan dolayı ben de
her iki alanla ilgilenmeye başladım.”
“Zaman içinde yakın ilişkiler kurduğum kiliselerin
çoğunda müzik sorumlusu oldum. 1960 yılında klavyeli
çalgı âleti öğretmenliği yapmaya başladım, 1963 yılında
Maryland, Laurel’da kendi stüdyolarımı açtım,’Estes Music
Studios-Estes Müzik Stüdyoları’”.
Yusuf Estes’in İş Görüşmeleri
Yusuf Estes Teksas, Oklahoma ve Florida’daki iş
projeleri için ise şöyle söylüyor:
5
30 yıldan fazla bir süre babam ve ben birçok iş
projesinde birlikte çalıştık. Eğlence programları, şovlar,
faaliyetler hazırladık. Teksas ve Oklahoma’dan Florida’ya
kadar her yerde org ve piyano dükkânları açtık.”
“O yıllarda milyonlarca dolar kazandık ancak huzûru
asla bulamadım.”
Yusuf Estes’in Huzur Arayışı
Yusuf Estes, huzurdan neyi kastediyordu?
Bu sorunun cevâbını yine onun soru ve cevaplarından
çıkarmaya çalışalım. Yusuf Estes’i, dinleyelim:
“Eminim siz de kendinize şu soruları sormuşsunuzdur”:
“Allah beni neden yarattı?”
“Veyâ Allah benim ne yapmamı istiyor?”
“Ya da bu arada Allah tam olarak kim?”
Skip, tahrif olmuş Hıristiyanlık’ta çocukların suçlu ve
günahkâr olarak doğmalarına ilişkin olarak da:
6
“Biz neden ‘ilk günah’a inanıyoruz?”
“Neden Âdem’in oğulları onun günâhını kabul etmek
zorundalar, neden bu günahtan dolayı sonsuza kadar
cezalandırılsınlar?”
diyor ve devam ediyor:
“Fakat eğer bunları bir başkasına sorarsanız, büyük bir
ihtimalle size soru sormadan inanmak zorunda olduğunuzu
söyleyecektir veyâ şöyle cevaplayacaktır sorunuzu, bu bir
‘gizem’dir ve sormamalısın-‘Sâdece inan kardeşim!’”.
“Çok garip” olarak nitelediği tahrif olmuş
Hıristiyanlıktaki Teslis inancı hakkında ise Skip, şöyle
devam ediyor:
“Teslis (Trinity) kelimesi İncil’de yer almamaktadır.
Kâdiri mutlak Allah'a yükselmesinden 200 yıl geçmesinden
îtibâren dinî araştırmacıların ilgisini çekmektedir Teslis…”
“Aslında vâiz ve papazlara sormak istiyorum: Birisi
nasıl olur da üçünden biri olduğunu fark eder veyâ Allah
kendisi, ki her şeye kâdirdir, nasıl olur da sâdece günahları
affetmez, onun yerine önce insan olur, dünyâya gelir, tüm
7
insanların günahlarını alır ve bu esnâda da tüm evrende
bildiğimiz kadarıyla evrenin dışında da her şeye kâdir olan
Allah olduğunun da farkındadır. Bu kadar tuhaf bir şey
daha önce ortaya atılmamıştır.”
Yusuf Estes, Müslüman olduktan sonra kendisine en
çok sorulan sorulara değiniyor4:
“Birçok insan bana nasıl olup da Hıristiyan bir vâiz
veyâ papazın İslâm’ı seçebildiğini soruyor, özellikle de
İslâm ve Müslümanlar hakkında her gün duyduğumuz onca
kötü şeye rağmen...”
“Soranlardan bâzıları sâdece meraklıydı, bâzıları ise
çok aşırı tepki gösterdiler. Bâzıları İsâ’ya sırtımı nasıl
dönebildiğimi,
Kutsal
Rûhu
gerçekten
anlayıp
anlamadığımı sordu, bâzıları da kendimi ‘yeniden doğmuş’
kabul edip etmediğimi veyâ kurtuluşa erip ermediğimi
sorguladı.”
4
8
“Bir keresinde çok zarif bir Hıristiyan beyefendi e-mail
ile bana neden ve nasıl Hıristiyanlığı terk edip İslâm’ı
seçtiğimi sordu.”
Estes’in İslâm’a Gidiş Mâcerâsı
Estes, bundan sonra “Babam atanmış bir papazdı.”
girişi ile İslâm’a gidişini anlatan yola giriyor. Anlattıklarına
göre, 1980'lerin başında babası ve annesi “Şükür” kasetleri
kaydediyorlar ve bunları hastânelerde ve huzurevlerinde
ücretsiz olarak dağıtıyorlardı.
1991 başlarında babası Mısırlı bir adamla iş yaptığını
söyler ve onun bu adamla tanışmasını ister.
Bu fikir, piramitler, sfenks, Nil nehri ve benzeri şeylerin
ülkesinden olan, uluslararası biriyle tanışmaktan dolayı,
Estes’e heyecan verir.
Babası bu adamın Müslüman olduğunu söyleyince,
kafasında uçak korsanlar, adam kaçıranlar, bombacılar,
teröristler, kim bilir daha neler neler gidip gelmeye başlar.
Önce bir “kâfir, hava korsanı, adam kaçırıcı, bombacı,
terörist, inançsız” biriyle tanışma fikrinden hiç hoşlanmaz.
9
Estes, konu ile ilgili düşüncelerini babasına şöyle
anlatır:
“Müslümanlar Allah’a inanmazlar. Çölün ortasındaki
bir kara kutuya taparlar. Ve günde beş defâ yeri öperler.
İmkânsız! Onunla görüşmek istemiyorum!” der.
Fakat babası onunla görüşmesi konusunda ısrar eder ve
onun çok iyi bir insan olduğu konusunda kendisini iknâ
eder.
Estes, inatçılığının sebebini de şöyle açıklıyor:
“Bu benim için çok fazlaydı. Üstelik birlikte seyâhat
ettiğim Evangelistler de Müslümanlardan ve İslâm’dan bu
kadar nefret ediyorken… O kadar nefret içindeydiler ki
insanları İslâm’dan korkutmak için doğru olmayan şeyler
söylüyorlardı. Bu insanlarla ne yapabilirdim?”
Estes Ve Mısırlı Muhammed
Tam bu sırada Estes’in aklına parlak bir fikir gelir:
“Biz bu adamı Hıristiyan yapabiliriz.” der Estes...
Böylece o Mısırlı iş adamıyla görüşmeyi kabul eder
ancak onun bâzı şartları vardır.
10
Estes diyor ki:
“Onun yanına giderken yanıma bir İncil ve bir haç
aldım, başıma ‘İsâ benim Tanrımdır!’ yazan bir şapka
takmıştım.”
“Onunla Pazar günü kiliseden sonra buluşacaktık,
böylece hepimiz duâmızı yapmış, Tanrı’yla birlikte
olacaktık. Her zamanki gibi İncil kolumun altında olacaktı.
Büyük parlak haçım sallanıyordu, tam karşıdan görünecek
biçimde “İsâ benim Tanrımdır!” yazan bir şapka
başımdaydı.”
“Karım ve iki küçük kızım yanımdaydı ve biz
“Müslümanlar ile ilk karşılaşmamıza hazırdık…”
Estes, dükkâna girip babasına o Müslüman’ın nerede
olduğunu sorduğunda babası, onu göstererek:
“Orada, tam karşında” der. Estes’in kafası karışır.
“Mümkün değil…” diye mırıldanır.
Estes, bu şaşkınlığını şöyle açıklıyor:
11
“Ben kafasında türban, gömleğinin yarısına kadar
gelen sakalıyla tüm alnını kuşatan kaşları, paltosunun
altında bir kılıç veyâ bomba saklayan, uçuşan cübbesi
içinde devâsa bir adam arıyordum gözlerimle…”
Fakat:
“Bu adamın (Muhammed’in) sakalı yoktu. Aslında
kafasında hiç tüy yoktu. Neredeyse tamâmen keldi.
Hepsinden daha iyisi de, çok nâzik bir adamdı, hoş geldiniz
deyip elimizi sıktı.”
“Bu hiç mantıklı gelmiyordu, bana... Ben onların
terörist ve bombacı olduklarını düşünüyordum. Bütün
bunlar ne demek oluyordu?”
Okuyucu, Estes’in bu sözlerinden, Batı’da, İslâm dini
ve Müslümanlar hakkında yapılan haksız ve asılsız
karalama propagandası hakkında bir fikir edinebilir.
Konuya dönersek, Estes adamı gözüne kestirmiştir.
Kendi kendine düşünür:
“Hiç merak etmeyin! Ben bu adamla ilgileneceğim. Bu
adamın ‘İsâ adına’ ‘kurtarılması’ gerekiyordu, ben ve
Tanrı bunu yapacaktık.”
12
Estes anlatıyor yine:
“Kısa çabuk bir tanışma faslından sonra, ona sordum:
“Tanrı’ya inanıyor musun?”
Cevâbı ‘evet’ oldu.”
Sonra tekrar sordum:
“Âdem ve Havva’ya inanıyor musunuz?”
‘Evet’ dedi.”
“Sordum:
‘Peki ya İbrâhim?
Ona inanıyor musunuz, ona ve onun nasıl oğlunu Tanrı
için kurban etmeyi denediğine?”
‘Evet’ dedi.”
“Sonra tekrar sordum:
13
‘Peki ya Mûsâ? On emir? Kızıl Deniz’in ikiye
ayrılması?”
“Tekrar ‘Evet’ dedi.”
“Sonra:
‘Peki ya diğer peygamberler, Dâvut, Süleyman, Yahyâ
peygamber?’
‘Evet’ dedi.”
“Sordum:
‘İncil’e inanıyor musun?’
Tekrar ‘Evet’ dedi.”
“Ve şimdi en önemli sorunun zamanı geldi:
“İsâ’ya inanıyor musun? O’nun Mesih olduğuna?”
“Tekrar ‘Evet’ dedi.”
Estes, her ‘Evet’ için içinden ‘güzel!’, ‘mükemmel!’,
‘muhteşem!’ diyordu.
14
Adamın İsâ’nın Mesih olduğuna inanmasına da içinden
‘hârikâ!” diyerek şu sonuca varmıştı:
“Güzel! Bu düşündüğümden daha kolay olacak... Vaftiz
edilmeye hazırdı, sâdece o bunun farkında değildi. Ben de
bunun farkına varmasını sağlayacaktım.”
Estes, Müslümanların inançları
önceden bâzı bilgelere zâten sâhipti.
konusunda
daha
Bu konuda diyor ki:
“1991 baharında bir gün öğrendim ki Müslümanlar
İncil’e inanıyormuş… Çok şaşırdım. Bu nasıl olabilirdi?”
“Hepsi bu da değildi, aynı zamanda onlar İsâ’ya da
inanıyordu ve İsâ’nın, Tanrı’nın gerçek bir elçisi olduğuna;
Tanrı’nın peygamberi olduğuna; insan eli değmeden
gerçekleşen mucizevî doğumuna inanıyorlardı.”
“Ve de İncil’de belirtildiği gibi Mesih olduğuna; şu
anda Tanrı’nın yanında olduğuna ve en önemlisi;
Kıyâmet’ten önceki son günlerde geri geleceğine ve ‘Mesih
düşmanları’na karşı îman edenleri yöneteceğine de
inanıyorlardı.”
15
Estes, kutsal amacını hep tâze tutuyordu:
“Her gün “İsâ adına ruhları Tanrı’ya kazandıktan
sonra, bu benim için büyük bir başarı olacaktı; şu
‘Müslümanlardan birini yakalayıp onu Hıristiyan
yapmak…’
Estes, anlatmaya devam ediyor:
“Ona çay sevip sevmediğini sordum, sevdiğini söyledi.
Böylece dışarı çıkıp çarşıda çay içebileceğimiz yer bulup
oturduk, en sevdiğim konuyu konuşmaya başladık:”
“İnançlar...”
“Bu kafede oturup saatlerce konuşurken-ki konuşmanın
çoğunu ben yaptım-fark etmeye başladım ki karşımda çok
nâzik, sessiz ve biraz da utangaç bir adam vardı.”
Söylemek zorunda olduğum her kelimeyi dikkatlice
dinledi ve bir kere bile sözümü kesmedi.”
“Bu adamın tarzını sevmiştim, iyi bir Hıristiyan olmak
için kesinlikle potansiyeli vardı. Gözlerimin önünden
gelecekte olmasını beklediğim olaylar geçti.”
16
“Öncelikle babamın bu adamla iş yapma kararı bana
olumlu geldi, hatta Teksas’ın kuzey bölümüne çıktığım iş
seyâhatlerinde bana eşlik etmesini istedim.”
“Gün be gün, berâber seyâhat edip bu insanların
değişik inançlarının farklı konularını tartıştık.”
“Ve yol boyunca bu zavallı insana doğru yola iletecek
radyo programlarını dinletebildim. Tanrı mefhûmu, hayâtın
anlamı, peygamberler ve onların görevleri, Tanrı’nın insan
ırkına isteğini bildirmesi gibi konuları konuştuk. Ayrıca,
birçok anımızı ve fikirlerimizi anlattık birbirimize…”
“Bir gün öğrendim ki arkadaşım Muhammed bir
arkadaşıyla berâber kaldığı evinden ayrılıp bir süre câmide
kalacaktı.”
“Babama gidip büyük kır evimize bizimle kalması için
Muhammed’i dâvet edip edemeyeceğimizi sordum. Ne de
olsa yapılması gereken işlerin ve giderlerin birazını
karşılardı, üstelik ne zaman seyâhate çıkacak olsak hemen
hazır olurdu. Babam kabul etti ve Muhammed evimize
taşındı.”
17
Estes ve Muhammed’in Arkadaşlığı
Estes, aynı zamanda Teksas eyâletine yayılmış olan
papaz ve Evangelist dostlarını ziyâret edecek zaman
buluyordu.
Bunlardan bir tânesi Teksas-Meksika sınırı yakınlarında
yaşarken, bir diğeri Oklahoma sınırında yaşıyordu. Bir vâiz
bir arabadan bile daha büyük bir haç taşımayı seviyordu.
Onu omuzlarının üzerine alıyor, ucu yere değen haç
şeklindeki bu iki kirişi yollarda ve otoyolda sürüklüyordu.
İnsanlar arabalarını durdurup ona doğru geliyor ve ona
neler olduğunu soruyorlardı, o da onlara Hıristiyanlık
üzerine kitapçık, broşürler veriyordu.
Bir gün haçlı dostu kalp krizi geçirdi, Emekli Asker
Hastânesine kaldırıldı, orada uzunca bir süre kaldı. Onu
haftada birkaç defâ ziyâret eden Estes, giderken yanında
Muhammed’i de götürüyordu ki, inanç ve din konularını
tartışabilmek için...
Hasta arkadaşı pek etkilenmemişti bundan… Açıkça
belliydi ki o, İslâm hakkında bilgi sâhibi olmak
istemiyordu.
18
Estes ve Katolik Papaz
Bir gün, arkadaşının odasını paylaştığı kişi tekerlekli
sandalyesinin tekerleklerini çevirerek odaya girer.
Estes, onun yanına gidip adını sorar. Fakat adam
Estes’e bunun önemli olmadığını söyler. “Nerelisin?”
dediğinde de Estes’e “Jüpiter gezegeninden” diye cevap
verir.
Bu söylediklerini düşününce Estes, kararsız bir hâle
gelir:
“Onun kalp hastalıkları koğuşunda mı, yoksa Psikoloji
koğuşunda mı yattığına emin olamadım.”
Estes, şöyle devam ediyor anlatmaya:
“Adamın yalnız olduğunu, mutsuz olduğunu ve
hayâtında birisine ihtiyaç duyduğunu anladım. Böylece ona
Tanrı’yı anlatmaya başladım.”
19
“Ona Eski Ahit’ten Yunus Peygamber’i okudum.
İnsanları doğru yola çağırması için Tanrı tarafından
gönderilen Yunus Peygamber’in hikâyesini anlattım5.”
Estes’in hikâyesine göre Yunus, insanlarını terk edip bir
gemiyle denize açılır. Bir fırtına gelir. Gemi neredeyse
alabora olur, gemideki insanlar da onu denize atarlar.
Büyük bir balık yüzeye yaklaşır, Yunus’u alıp yutar ve
sonra yeniden denizin dibine döner. Yunus orada 3 gün 3
gece kalır.
Yine Tanrı’nın merhâmetiyle, balık Yunus’u ağzından
karaya bırakır. Böylece Yunus, Ninova şehrine, kendi
evine, sağ sâlim olarak geri döner.
Yunus’un hikâyesiyle Estes, adama şunu anlatmak
istiyordu:
“Kendi sorunlarımızdan asla kaçamayız, çünkü ne
yaptığımızı en iyi olarak Tanrı ve kendimiz biliriz.”
5
Islamhouse, Yusuf Estes'in Müslüman Oluşu,
http://d1.islamhouse.com/data/tk/ih_articles/tk_story_of_islam_Yusuf_
Estes.pdf, Erişim Târihi 27.02.2014.
20
Tekerlekli sandalyedeki adam bu hikâyeyi dinledikten
sonra başını kaldırıp Estes’e bakar ve özür diler.
Kaba davranışlarından dolayı üzgün olduğunu, son
zamanlarda çok ciddî sorunlar yaşadığını, Estes’e günah
çıkarmak istediğini söyler.
Estes, ona Katolik bir papaz olmadığını ve günah
çıkarmadığını bildirir. O da Estes’e bunu bildiğini
söyledikten sonra der ki:
”Ben bir Katolik papazım.”
Estes bu durum karşısında:
“Şok oldum.
ediyordum.” diyor.
Bir
papaza
Hıristiyanlık
vaazı
Bundan sonra papaz Estes’e kendi hikâyesini anlatmaya
başlar:
Anlattığına göre papaz, Güney ve Orta Amerika’da ve
Meksika’da, hattâ New York’ta 12 yıl misyonerlik
yapmıştır.
Estes:
21
“Hastâneden taburcu edildiği zaman nekâhat
döneminde bir Katolik âileyle kalmaktansa babama taşrada
bizimle ve Muhammed ile yaşaması için dâvet etmemizi
önerdim. Hepimiz aynı fikirde olunca o da yanımıza
taşındı.”
diyor ve şöyle devam ediyor:
“Eve giderken bu papazla bâzı inanç mefhumlarını
anlattım ancak onun da bunları bildiğini görünce şaşırdım,
hatta İslâm hakkında çok bilgi sâhibiydi.”
“Bana Katolik papazların gerçekten İslâm’ı
öğrendiklerini söyledi, hattâ bâzıları doktora yapmıştı. Tüm
bunlar benim için çok aydınlatıcıydı. Aslında daha çok şey
öğrenecektim.”
Estes eve yerleştikten sonraki günlerini de şöyle
anlatmaktadır:
“Yerleştikten sonra, her akşam yemekten sonra mutfak
masasının etrâfına toplanıp dinî konuları tartışırdık.”
“Babam İncil’in seçtiği kendi sürümünü, Kral James
sürümünü, ben kendi sürümümü, gözden geçirilmiş
22
Standart sürümünü, karım başka bir İncil sürümünü –ki
Jimmy Swaggart’ın Good News for Modern Man gibi bir
şey olabilir - papaz da elbette kendi Katolik İncil’ini
getiriyordu.”
“Böylece, hangi İncil’in doğru olduğunu, hangisinin
daha gerçek olduğunu konuşarak ve Muhammed’i
Hıristiyan yapmaya çalışarak daha fazla zaman harcadık.”
Estes anlatmaya devam ediyor ve Muhammed’e soru
soruyor:
“Bir noktada ona Kur’an hakkında soru sormak aklıma
geldi, son 1400 yıl içinde acabâ Kur’an’ın kaç sürümü
oluşmuştu?”
“O da (Muhammed de) bana sâdece tek bir Kur’an
olduğunu söyledi. Ve söylediğine göre hiç değişmemişti.”
“Ayrıca, bana Kur’an’ın tüm dünyâda çeşitli ülkelere
yayılmış yüz binlerce kişi tarafından tamâmının
ezberlendiğini söyledi.”
“Kur’an ortaya çıktığından beri, yüzyıllar boyunca,
milyonlarca insan onu harf harf tamâmını ezberlemiş ve
23
sonra da kendilerinden sonra gelenlere harflerinde bile tek
yanlış olmadan başından sonuna kadar nakletmişlerdi.”
“Bugün 9 milyon Müslüman Kur’an’ın tamâmını baştan
sona ezberlemiş bulunmaktadır.”
Estes Muhammed’in bu cevâbına inanamaz. O şöyle
düşünüyordu:
“Bu bana pek de mümkün görünmüyordu. Ne de olsa
İncil’in orjinal dili yüzyıllardır ölü bir dildi,
konuşulmuyordu. Belgelerin orjinalleri de yüzlerce,
binlerce yıldır kayıptı.”
“İncil’de farklılıklar varken, Kur’an’ın tamâmını
korumak nasıl bu kadar kolay olabilirdi.”
Katolik Papaz Ve Estes Müslüman Oluyor
Derken bir gün papaz, Muhammed’e câminin nasıl bir
yer olduğunu görmek istediğini söyler ve ondan kendisine
eşlik etmesini ister.
Konuşarak geri geldiklerinde Estes, papaza oranın nasıl
bir yer olduğunu, yaptıkları tüm törenleri sormak için
sabırsızlanır.
24
Papaz:
“Aslında pek bir şey yapmıyorlar.” diye cevap verir ve
ekler:
“Sâdece câmiye geliyorlar duâlarını yapıyorlar ve
gidiyorlar.”
Estes, meraklanır ve sorar:
“Gidiyorlar mı? Vaaz veyâ ilâhî söylemeden mi?”
Evet.” der papaz.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra papaz gittikleri
câmiye yine gitmek istediğini ve Muhammed’in de
katılmasını arzûladığını söyler. Bu sefer bir şeyler farklıdır.
Uzunca bir süre geri gelmezler. Hava kararmıştır. Bir
ara Estes:
“Başlarına kötü bir şey gelmesinden endişelenmeye
başladık.” diye endişelenir.
En sonunda gelirler. Estes diyor ki:
25
“Kapıdan girdiklerinde Muhammed’i hemen tanıdım,
fakat yanındaki kimdi?”
“Beyaz elbise giyen beyaz şapkalı biri… Durun bir
dakika! Bu papazdı. Pete?”
“Dedim ki Müslüman mı oldun?”
Papaz Müslüman olmuştu.
Estes:
“Daha neler göreceğiz?“ diyerek hayıflanır.
Estes devam ediyor:
“Ben olanları biraz düşünmek için üst kata çıktım ve
konuyu karıma açtım. O da bana kendisinin de İslâm’a
gireceğini, çünkü doğru olanın bu olduğunu bildiğini
söyledi.”
O anda Estes:
“Şok oldum!” diyor ve devam ediyor:
26
“Alt kata indim, Muhammed’i uyandırdım, konuşmak
istediğimi söyledim, dışarı çıktık. O gece sabaha kadar
konuştuk ve yürüdük.”
Estes Âilesi Müslüman Oluyor
Estes konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Sabah namazı vakti geldiğinde gerçeğin karşımda
durduğunu biliyordum. Artık işin bana düşen kısmını
yapmak benim kararıma kalmıştı.”
“Babamın evinin arkasına gittim, oradaki saçağın
altında eski bir parça kontrplak buldum. Onu başımın
altına koyup günde beş defâ Müslümanların duâ ettiği yöne
doğru başımı yere koydum6.”
Estes bu vaziyette iken yalvarmaya başlar:
“Yol göster Tanrım! Yol göster!”
Yavuz, U., Müslüman olan Papaz'ın itirafları, Alındığı İnternet
Elektronik Adresi, http://umutyavuz666.blogcu.com/musluman-olanpapaz-in-itiraflari/1290427, Erişim Târihi 27.02.2014.
6
27
Bu pozisyondayken, Estes, bedeni kontrplak üzerinde
büzülmüş bir şekilde, başı toprağın üstündeyken, yalvarır
yalvarır, çok yalvarır:
”Tanrım! Eğer oradaysan bana yol göster, yol göster!”
Bundan sonrasını yine Estes’ten dinleyelim:
“Ve bir süre sonra başımı yerden kaldırdım ve bir şeyin
farkına vardım.”
“Hayır! Gökyüzünden melekler ve kuşlar inmedi, sesler
ve müzik duymadığım gibi parlak ışıklar ve parıltılar da
görmedim. Fark ettiğim şey içimdeki değişiklikti.”
“Şimdi daha önce olmadığım kadar farkındaydım, artık
benim için yalan söylemenin ve kendimden gizlenmenin
sonuydu.”
“Artık doğru ve dürüst bir adam olmaya çalışmanın
zamanı gelmişti. Şimdi ne yapmam gerektiğini biliyordum.”
Estes, devam ediyor hikâyesine:
“Böylece yukarı çıktım, bir duş aldım, yıllardır olmayı
sürdürdüğüm eski günahkâr insanı yıkamaktı düşüncem.
28
Şimdi yeni ve tâze bir hayâta doğuyordum. Gerçeğe ve
doğruya dayanan bir hayâta…7”
Estes diyor ki:
“Yeni oldum!”
“O sabah saat 11:00 civârında, iki şâhit önünde
durdum, biri bir eski papaz, ki eskiden kendisi Peder Peter
Jacob’s olarak bilinirdi, diğeri de Muhammed Abel
Rahman’dı ve ‘Şehâdetimi yüksek sesle söyledim-ki bu söz
Tanrı birliğine Muhammed Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem’in
onun peygamberi olduğuna şâhitlik anlamına gelmektedir.”
Artık Estes, Müslüman olmuştu. O Müslüman olduktan
sonra Yusuf Estes adını alır.
Açıkçası o demişti ki:
“Ben şehâdet ederim ki, hakkıyla ibâdet edilecek
Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed onun kulu ve
elçisidir.“
Hidâyet Işığını Bulanlar, Yusuf Estes'in Müslüman Oluşu,
Alındığı İnternet Elektronik Adresi,
http://hidayetibulanlar.blogspot.com.tr/2008_09_01_archive.html, En
Son Erişim Târihi: 27.02.2014.
7
29
Estes anlatmaya devam ediyor:
“Birkaç dakika sonra da karım beni tâkip edip aynı
şehâdette bulundu. Ama onun şehâdetine üç kişi şâhitlik
yaptı-üçüncüsü bendim.”
“Babam bu konuda biraz ihtiyatlı davrandı, şehâdetini
yapmadan önce birkaç ay daha bekledi. Ama o da sonunda
İslâm’a girdi, benimle ve diğer Müslümanlar ile birlikte
günde beş defâ duâ etmek için mescide (câmiye) gelmeye
başladı.”
“Çocuklarımız Hıristiyan okulundan alınıp Müslüman
okuluna yerleştirildiler. Ve şimdi, aradan on yıl geçtikten
sonra onlar da Kur’an’ın büyük kısmını ezberlediler,
İslâm’ın öğretilerini daha iyi kavradılar.”
“Benim babamın karısı da ölmeden önce kabul etti ki
İsâ Tanrı’nın oğlu olamaz, Tanrı’nın büyük bir peygamberi
olabilir ancak Tanrı olamaz. 86 yaşında, şehâdetinin
üzerinden birkaç ay sonra geçtikten sonra vefât etti. Tanrı
onun şehâdetini kabul etsin, amin... 8”
Islamhouse, Yusuf Estes'in Müslüman Oluşu, Alındığı İnternet
Elektronik Adresi,
8
30
Estes,
hoşlanır9:
Müslüman
olanların
hikâyelerinden
çok
Müslüman olduğu yıl Estes, Dallas'ta Joe Baptist adında
Tennesseeli bir kilise öğrencisi ile tanışır. Joe Baptist,
Kilise öğrencisi iken, Kur'an okuduktan sonra İslâm'ı kabul
eder.
Geçtiğimiz sene de eski bir Katolik râhip ile tanışır.
Kendisi Afrika'da 8 yıl boyunca gönüllü misyonerlik
yapmış, Afrika'da iken İslâm hakkında çok şeyler öğrenmiş
ve Müslüman olmuştur.
Râhip daha sonra ismini Ömer olarak değiştirip,
Dallas'a yerleşir.
“Yine iki yıl önceydi” diyerek yeni bir hikâyeye
başlıyor, Estes:
http://d1.islamhouse.com/data/tk/ih_articles/tk_story_of_islam_Yusuf_
Estes.pdf, En Son Erişim Târihi: 27.02.2014.
9
İlgili Forum, Müslümanı Hıristiyan yapmaya çalışırken
Müslüman oldum, Alındığı İnternet Elektronik Adresi,
http://forum.vatan.tc/hristiyan-yapayim-derken-musluman-oldut19722.0.html, En Son Erişim Târihi: 27.02.2014.
31
“San Antonio'dayken, Rusya Ortodoks Kilisesi'nde
çalışan eski bir Ortodoks Baş Râhip ile tanıştım. İslâmiyet
ile tanışmış ve kilisedeki önemli görevini Müslüman olmak
için terk etmiş…”
“Bundan başkaları da var tabii ki... İslâm hakkında çok
güzel şeyler düşünen Katolik bir râhip vardı. Ben de ona;
‘Öyleyse neden İslâm’a girmiyorsun?’ diye sormuştum. O
da ‘Olmaz, işimi kaybederim’ dedi.”
“O râhibin adı Peder John'du ve râhipliği bir ekmek
kapısı olarak görüyordu. Biz hâlâ onun hidâyete ermesi için
Allah'a duâ ediyoruz.”
diyerek hikâyesini bitiriyor, Yusuf Estes10…
welovemuhammadsav, Allah Nurunu Tamamlayacak, Alındığı
İnternet Elektronik Adresi,
http://welovemuhammadsav.blogcu.com/allah-nurunutamamlayacak/11898293, En Son Erişim Târihi: 27.02.2014.
10
32

Skip Estes - Hoş Geldiniz

Transkript

Benzer belgeler

Müslüman Saati - Burhan Dergisi

Id al-Fitr/Ramazan Bayramı, 28/29Temmuz 2014

BK - Bible for Children

Müslümanlar Neden Güçsüz

The Birth of Jesus Turkish Tract

10.03.1987 tarihli kupürü indirmek için tıklayınız.

Bilimin Sultanları Sergisi