Dişhekimi 43. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
Transkript
Dişhekimi 43. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi haber 1 haber 2 dişhekimi dişhekimi haber 3 haber 4 dişhekimi dişhekimi haber 5 editör dişhekimi Merhaba, Özlem KEKEÇ [email protected] 6 6225 sayılı Yasa’da dişhekimliğinin 8 alanının uzmanlık dalı olarak belirlenmesinin ardından birçok hükmünün yürütmesinin durdurulması ve iptali için Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı. Ancak, uzmanlık cephesinde sular durulmuş değil ve tartışmaların daha da sürmesi olağan görünüyor. Bu sayımızda konuyla ilgili sorularımızı E.Ü Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti AD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilge Hakan Şen, İ.Ü Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi AD Başkanı Prof. Dr. Fatma Koray ve İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimi ayrıca Tıpta Uzmanlık Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necmi Gökay’a yönelttik. Sağlık Bakanlığı 11 Ağustos’ta çekilen kura gereğince 4/B sözleşmeli 661 dişhekimi atadı. Doktoralı kadroların 62’si boşta kaldı. Bir önceki sayımızda, yıllarca çözüm bulunamayan bu sorunun seçim öncesi bir çırpıda halledilmesini “Oy için mi?” sorusuyla değerlendirmiştik. Yeniden 4/B’li personel alımı gerçekleştiren Hükümet bu atamalar ile sorumuzun yanıtını vermiş oldu. Sağlık Bakanlığı, yeni yaptığı çalışma ile Bilgilendirme ve İzin Alma Yönetmeliği isimli bir yasa taslağı yayınladı. Bu yasaya göre özellikle “yazılı bilgilendirme” çok önemli. İzmir’deki bir meslektaşımızın bir hastasının dişine uyguladığı işlem için yazılı değil “sözlü bilgilendirme” yaptığı gerekçesiyle mahkeme tarafından tazminat ödemeye mahkum edilmesi konuyu dergimize taşımamızı gerektirdi. Yasal süreç devam ettiği için adını vermek istemeyen meslektaşımızla davaya konu olan olayın sürecini ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölümleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş ile yazılı bilgilendirme ile söz konusu yasa taslağını konuştuk. 21-23 Ekim tarihlerinde İzmir Tepeku- le Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan 16. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi için geri sayım başladı. Bu kez diğer kongrelerden farklı olarak yabancı meslektaşlarımız da canlı sunum yapacaklar. Kongrede canlı sunum yapacak meslektaşlarımız çalışmaların içeriğini dergimizle paylaştılar. Kongrenin ilk gününde İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim üyeleri ve öğrencileri, kendi emekleriyle sahneye koydukları Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı adlı sunum ile bizlerle beraber olacaklar. Bu buluşma için oldukça heyecan duyan Prof. Dr. Raif Erişen ve gösteriyi gerçekleştirecek akademisyenlerle Kuvayi Milliye Destanı hakkında konuştuk. Sağlık Bakanlığı, birçok özel muayenehaneyi kapanma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak olan yönetmeliği, Danıştay’ın durdurma kararı vermesinin ardından yeniden düzenledi. Hekim muayenehanelerinin ardından dişhekimi muayenehanelerine de sıranın gelebileceğinden endişelenen meslektaşlarımız bu kararla rahat bir nefes aldı. Bu sayımızda ayrıca Corega’nın düzenlediği ve 600 kişinin katıldığı Korostar yarışmasında ilk 10 arasına girerek finalde yarışmaya hak kazanan ve meslektaşlarından destek bekleyen İzmirli meslektaşımız Figen Coşgun ie konuştuk. 2008 ile 2010 yıllarında yapılan Sağlık Olimpiyatları’nda ülkemize altın madalya ile dönen Denttürk futbol takımının bir üyesi olan meslektaşımız Sefa Güneş ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Mavisel Yener Mavi Köşe’deki öyküsüyle bu kez buruk bir tat bırakacak. Sürekli yazarımız Serdar Sıralar’ın ve İlter Uzel hocamızın keyifli yazılarını da kaçırmamanızı öneririz. Yeniden buluşacağımız güne dek sevgiyle kalın... dişhekimi haber 7 içindekiler dişhekimi 10 İktidar 4/B’liden 24 vazgeçemiyor Doktorlar eski usül çalışmaya, hastalar yeni usül yasalarla dava açmaya başlayınca bilgilendirmeme diye bir bombardıman başladı Tabela standartlarında değişiklik 12 TDB’nin belirlediği logo ve aydınlatma amaçlı ışık kullanılabilecek ADSM’lerin sevk konusundaki isteksizliği hastaları mağdur ediyor 14 EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI 1974 EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinin veremediği hizmetlerde; özele sevk etmemesi, hastayı doğru yönlendirmemesi sonucunda hastalar ve özel dişhekimleri mağdur oluyor. ULUSLARARASI BiLiMSEL KONGRE ve SERGİSİ Aegean Region Chambers of Dentist International Scientific Congress and Exhibition 34 Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’ndeyiz Bu kez yabancı meslektaşlarımız da canlı sunum yapacak Uzmanlıkta belirsizlik sürüyor Uzmanlıkta sınırları mahkemeler mi belirleyecek? 16 Reklam İndeksi Bego..........................................15 Colgate............. 76 - Arka kapak içi Dental Labor.......... Ön kapak içi - 1 Drogsan.....................................65 EDAD.........................................67 GC.......................................... 4-39 GSK........................................ 7-37 Gülsa.................................... 43-55 Sefa Güneş “Ülkemi bu şekilde temsil etmek gerçekten gurur verici” Hakgönül Dental........................72 Hamle.............................. 59-63-69 Heraeus.....................................51 İdex Fuarı...................................75 İnci Sigorta.................................78 İpana...........................................9 İztomer......................................74 Oral - B................................. 19-23 Haber Sorumlusu Erdal BİLİCİ Sahibi İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na Yönetim Kurulu Başkan› Turgan Ülker Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü Özlem Kekeç 8 Yay›n Kurulu Turgan Ülker, Cenk Celep 48 Görsel Yönetmen Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU Baskı Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Candere Yolu No: 23 Ayazağa - İSTANBUL Tel: 0.212 289 24 24 Faks: 0.212 289 07 87 Kuraray .....................................70 Lider Diş....................................27 Nucleoss....................................21 Ortotek..................................... 3-5 Tekka................................... 32-33 Turkuaz Dental............................2 Ünaldı Medikal............Arka Kapak W&H.........................................13 Bas›m Tarihi: Ağustos 2011 Yay›n Türü: Yayg›n Süreli Yay›n İletişim Adresi Anadolu Caddesi 40, Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571 Faks 0.232 461 3759 [email protected] Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir. Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r. dişhekimi haber 9 haber dişhekimi İktidar 4/B’liden vazgeçemiyor 851 kişinin alınacağı duyurulan kadrolara 4/B’li 661 dişhekimi atandı. Doktoralı kadroların 62’sinin boşta kalması; ya yeterince doktoralı meslektaşımızın bulunmadığını ya da uzmanlık yasası sonrası uzman olan meslektaşlarımızın kamuyu tercih etmediğini ortaya çıkardı. 62 uzman kadrosu boşta kaldı Sağlık Bakanlığı taşra teşkilatı hizmet birimlerinde, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesine göre sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilmek üzere, 723 sözleşmeli dişhekimi alımı kurası, 11 Ağustos 2011 tarihinde çekildi. Kurada, 661 dişhekiminin görev yerleri belli oldu. Sağlık Bakanlığı, internet sitesinden yaptığı duyuruda 913 kişilik 4/B’li sözleşmeli dişhekimi ve eczacı kadrosuna 3473 kişinin başvurduğunu, kura sonucunda 851 kişinin yerleştirildiğini bildirdi. Ancak, 62 tane uzman kadrosu boş kaldı. Dişhekimliğinde 62 tane uzman kadrosunun boş kalması, ya yeterince doktoralı meslektaşımızın bulunmadığını ya da yasa sonrası uzman olan meslektaşlarımızın kamuyu tercih etmediğini ortaya çıkardı. Haklı çıktık: Yıllarca çözülmeyen ve raflarda bekleyen bu sorunun seçim öncesi bir çırpıda çözülmesini, bir önceki sayımızda, “Oy için mi?” sorusuyla değerlendirmiştik. Hükümetin bu yeni hamlesi bu şüphelerimiz haklı çıkardı. Sözleşmeli personel sorunu, seçim sonrası 4-B’li personel alımı ile yeniden yaratıldı. Yeni 4/B’liler de kadrolu olabilmek için yeniden seçim vaadi beklemek zorunda kalacak. 12 Haziran seçimleri öncesi yasal bir düzenlemeyle kadroya geçirilen meslektaşlarımız YENi SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçimlere birkaç gün kala 205 bin kişiyi 4/B kadrosundan 4/A kadrosuna aldıklarını açıklamıştı. 12 Haziran seçimleri öncesi gerçekleştirilen bu hamle, sözleşmeli personel pozisyonunda bulunan meslektaşlarımız arasında da büyük sevinç yaratmış, ancak kafalarda soru işaretleri bırakmıştı. 4/B’den 4/A’ya geçen meslektaşlarımız yaşam standartlarını ve yatırımlarını sözleşmeli statüsünde çalışırken, almış oldukları maaşa göre planlamışlardı. Kadrolu olmayı tercih etmeleri halinde maşlarının düşecek, emeklilik sürelerinin uzayacak olması ve özlük haklarında bir kay- 10 bın söz konusu olup olmayacağı konusunda belirsizlikler yaşadılar. Süreç içerisinde çeşitli hukuki düzenlemeler ile özlük haklarında görece iyileştirmeler yapılan 4/B’li kamu çalışanlarının pek çoğu tercihini; iş güvencesine sahip olmanın huzuruna kavuşmak ve belki de en önemlisi yıllarca maruz kaldıkları ayrımcılıktan kurtulabilmek dileği ile kadrolu olmaktan yana kullandı. Maaşlar halen döner sermayeden ödeniyor Son dönemlerde yürürlüğe giren pek çok hukuksal düzenlemede olduğu gibi aceleyle hazırlanmış, dişhekimi uygulaması konusunda detaylandırma ve planlama yapılmadan hayata geçirilmiş olan bu düzenleme, 4/B’den kadroya geçen kamu çalışanlarını yeni bir belirsizlik ile baş başa bıraktı. Bu belirsizlik maaşların halen döner sermayeden ödenmesi konusunda yaşandı. 4/B’den kadroya geçen kamu çalışanlarının maaşlarını Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çalışıyorlarsa genel bütçeden, üniversite hastanelerinde çalışıyorlarsa katma bütçeden almaları gerekiyor. Ancak halen maaşlarını döner sermaye üzerinden alan meslektaşlarımız olduğu şikayetleri üzerine harekete geçtik. Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’na yazılan yazılar ile bu haksız uygulamanın sonlandırılmasını talep ettik. Yanlış uygulamanın devamı halinde, hukuksal yollara başvurulacağını belirtmek isteriz. 4/B statüsünden 4/A’ya atanan meslektaşlarımıza yaşadıkları sıkıntıları sorduk “Uzman doktor olarak atandım ancak, atamada branşım yazmadığı için maaşım bir türlü hesaplanamıyor” Bilecik, Bozüyük’te ADSM’de görev yapan Emre Özkır, 4/A kadrosuna geçiş yapılırken yeterli alt yapı oluşturulmadığını söyledi. Özkır, “Kendi açımdan maaş konusunda sıkıntılar yaşıyorum. Diğer hastanelerde bulunan dişhekimi arkadaşlarım da aynı durumdan şikayetçi. Uzman doktor olarak atandım, benim uzmanlık alanım protez ancak maaşım bir türlü hesaplanamıyor. Bakanlık’ta bu konuda görüşecek hiçbir yetkili bulamıyoruz. Bugün maaşımı alacağım ama ne kadar alacağım bilmiyorum. Buradaki yetkililer uzmanlık atamalarında branş yazması gerektiğini ancak branş yazmadığı için bir şey yapamadıklarını söylüyorlar. 4/A’ya geçerken uzman görünüyoruz ancak tıpta branşla geliniyor bizde branş olmadığı için bu sorunla karşı karşıyayız. Ben bütçeden maaşımı alıyorum ancak halen 4/A kadrosunda olup döner sermayeden maaş alan meslektaşlarım var.” “Uzmanlıklar tescillendiğinde döner sermaye maaşlarına nasıl yansıyacağını merak ediyorum” Bursa, İnegöl’de yaklaşık 2 aydır 4/A kadrosunda haber görev yapan Akın Oğuz, çalışma şartları açısından henüz bir sıkıntı yaşamadığını belirtti. Oğuz, “Ancak burada 12 dişhekimi var bunlardan sadece 3 dişhekimi genel bütçeden maaş almak üzere atandı. Diğer arkadaşlar döner sermayeden maaşlarını almaya devam ediyorlar. Uzmanlık dalları belirlendiğinde, kimi arkadaşlar uzmanlıkları tescillendiğinde bunun döner sermaye maaşlarına nasıl yansıyacağını merak ediyorlar. Bu konuda muhatap bulamadıklarından şikayetçiler.” “4/A kadrosuna geçmemize rağmen daha yeni devlet memurluğu şartlarında çalışmaya başladık” Manisa’da görev yapan meslektaşımız Eyüp Eraz, “Ben birkaç dişhekimi arkadaşımla birlikte henüz daha yeni kadroya geçtim. 4/A kadrosuna geçmemize rağmen henüz yeni devlet memurluğu şartlarında çalışmaya başladık. Çalışma şartlarımız ve maaş konusunda herhangi bir sıkıntımız olup olmadığı önümüzdeki aylarda belli olacak. Şu ana kadar maaşlarımızı döner sermaye üzerinden alıyorduk. Döner sermaye üzerinden atamamız yapıldığı için aynı şekilde devam edeceği söyleniyor. Uzmanlık konusuna gelince biz pratisyen hekim olarak görev yapıyoruz o yüzden uzmanlık dalımız yok bu konuda sıkıntı yaşamayacağız.” “4/A kadrosuna geçerken kadrolar döner sermaye ya da genel bütçe diye açılmıştı. 4/A’lıyız ama maaşlarımızı halen döner sermayeden alıyoruz” İki yıl önce Ağrı’ya geldiğini belirten meslektaşımız, 4/B’den 4/A kadrosuna geçilmesinden memnuniyet duyduğunu belirtti. Ancak halen sıkıntılar yaşandığını söyleyen meslektaşımız, sözlerine şöyle devam etti: “Biz 5-6 dişhekimi olarak maaşlarımızı döner sermayeden alıyoruz. Bunun sebebi de 4/A kadrosuna geçerken kadrolar döner sermaye ya da bütçe diye açılmıştı. Bu yüzden döner sermaye bütçesinden oluşan kadroların çoğu döner sermayeden ödeniyor, bunun kısa sürede çözüleceğini umut ediyoruz. Bunun dışında kadro yetersizliği sıkıntılarımız var. Çoğu meslektaşımız kadro alınmasına rağmen doğu bölgelerinde görevlerini sürdürmek istemiyorlar. Buradaki çalışma şartlarını görmeden, hiç gelmeden çalışmayı kabul etmeyen meslektaşlarımız var.” 11 haber dişhekimi Tabela standartlarında değişiklik TDB’nin belirlediği logo ve aydınlatma amaçlı ışık kullanılabilecek; elektronik posta adresi yazılabilecek Türk Dişhekimleri Birliği’nin Yönetim Kurulu 13-14 Temmuz 2011 tarihli toplantısında Türk Dişhekimleri Birliği Tabela Standartlarının bazı maddelerinde değişiklik yaptı. Değişiklikte, TDB’nin belirlediği logonun tabelalara eklenmesi uygun bulundu. Logonun en fazla 40x40 cm ebatlarında kullanılabileceği belirtilirken, söz konusu logonun TDB tarafından yaptırılarak odalara gönderileceği, meslektaşlarımızın da buradan ücret karşılığında temin edebileceği kaydedildi. Muayenehaneler ve poliklinik tabelaları için yapılan değişiklikler şöyle; 3 Tabelaların üzerinde “Dişhekimi” unvanı ve dişhekiminin adı ve soyadının yanı sıra çalışma gün ve saatleri, adresi, telefon numarası ile elektronik posta adresi (e-mail) de belirtilebilir. Ancak elekt- 12 ronik posta adresinde reklam ya da haksız rekabet niteliğinde ifadelere yer verilemez. 3 Tabelalarda yalnız Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda uzmanlık olarak belirtilen dallar yazılabilir. 3 Tabelalarda örneği ekli standart logo dışında resim, grafik ve benzerine yer verilemez. Logo üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. 3 Işıklı tabela kullanılamaz. Tabelanın aydınlatılması amacıyla ışık kullanılabilir ancak ışıkla süsleme yapılamaz. 3 Dişhekimliği hizmeti veren tüzel kişiler (şirketler) tüzel kişiliğin ticaret sicil gazetesindeki adının yazdığı en çok 15x30 cm ebadında 1 adet tabela kullanabilirler. Bu tabela bina ya da muayenehane kapısına asılabilir. dişhekimi haber 13 haber dişhekimi ADSM’lerin sevk konusundaki isteksizliği hastaları mağdur ediyor Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinin veremediği hizmetlerde; özele sevk etmemesi, hastayı doğru yönlendirmemesi sonucunda hastalar ve özel dişhekimleri mağdur oluyor. Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinin (ADSM) SGK’nın Mart 2010 tarihli genelgesine göre veremediği bazı hizmetlerde özel merkezlere sevk etmesi gerekirken bunu yapmaması ve hastaları bu konuda aydınlatmaması nedeniyle bir çok hasta mağdur durumda. Sözkonusu genelgeye göre %40 üzerinde özürlü olan hastalar haricindeki hastaların sevkleri sadece Sağlık Bakanlığı’na bağlı ADSM’ler tarafından yapılıyor. Ancak hastalardan gelen şikayetlere göre ADSM’lere başvuranlar bu konuda bilgilendirilmiyor, “Burada bu tedaviyi yapamıyoruz” denilerek geri gönderiliyor. Hastalar bu cevap doğrultusunda kendi ceplerinden ödeyip özelde tedavi olmak zorunda kalıyorlar. Engelliler de mağdur 30 Mart 2010’da yayınlanan genelgeden önce % 40 ve üzerinde özürlü kişiler, diş tedavileri için özürlülük durumunu belgelendirmek suretiyle, tüm sağlık kurum ve kuruluşlarına veya serbest diş hekimliklerine doğrudan başvurabiliyorlardı. Genelgede bu konuda yapılan son değişiklik sonucunda %40 üzeri özürlü raporu bulunan hastalar, özürlü olmayan hastalar gibi sadece ADM’den değil herhangi bir resmi sağlık kuruluşundan da sevk alabiliyor. Ancak resmi sağlık kuruluşlarına giden özürlü hastalar normal hastalara uygulanan prosedürle karşılaşarak ADSM’lere yönlendiriliyor. Bunun sonucunda sevk alabilmek için günlerce devlet hastaneleri, semt poliklinikleri ve ADSM’ler arasında mekik dokuyan engelliler zor durumda kalıyor. Ortodonti sevkleri de sorunlu Ortodonti tedavisinde sevk gerektiren durumlarda ise ADSM’lerin sevk konusundaki isteksizliği dikkat çekiyor. Yaşı küçük hastalarda sevk işlemi sürekli erteleniyor ve bu nedenle vakit kaybeden hastalar, 18 yaşını doldurmalarıyla birlikte tedavi haklarını kaybediyorlar. Sevk işlemlerinde 10 gün zorunluluğu 3 Haziran 2011 tarihinde SGK tarafından Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine ve Sağlık Bakanlı- 14 ğı tarafından da Valiliklere gönderilen yazılarda; ADSM’ler, kamu ve üniversite hastanelerinde sağlanamayan ağız diş sağlığı hizmetlerinde özele sevk edilen hastaların 10 iş günü içerisinde tercih edecekleri özel sağlık hizmet birimine müracaat ederek tedaviye başlanılması zorunluluğu getirildi. Resmi kurumlarda ve ADSM’lerde 3-5 ay sonra randevu verilmesine; Örneğin protez yapılması için tüm dişleri çekilen hastaya 5 ay sonraya gün verilmesine rağmen özele sevk halinde 10 gün içinde tedaviye başlanılması zorunluluğu getirilmesi kafaları karıştırıyor. Devletin kendi kuruluşlarında bu kadar uzun sürebilen bir tedavi sürecini 10 gün içinde başlanılması zorunluluğu getirmesi hastanın tercih ettiği özel sağlık kuruluşu ile hasta arasında bir çok soruna neden oluyor. Bu durumdan haberi olmayan kimi hastalar özel dişhekimlerine geç başvurdukları için bu hakkını kaybediyor. Ayrıca özel dişhekimleri sevk ile gelen hastayı protokol defterine işleyip fatura kesmek zorunda kalıyor. Ancak hastanın tedavisi uygulamaya göre 1-2 ay ya da ortodonti tedavisinde 1 yıla kadar sürdüğü takdirde sorunlara yol açıyor. Bu konuda meslektaşlarımızın yapması gereken başvuru tarihinde sevk ile gelen hastayı protokol defterine kaydederek muayene faturası kesmesi, tedavi sonuçlandıktan sonra ise tedaviye ilişkin fatura kesmesi gerekiyor. SGK ödemelerinde de sorun var ADSM’lerden yapılan sevklerde özellikle kanal tedavisi ve ortododonti konularında bazı sorunlar mevcut. Kanal tedavisinde hastaların yaşadıkları en büyük sorun SGK’dan uygulama ücretlerini alamamaları. Örneğin; geniş derin çürükleri olan hastalar sevk edildiğinde, özel dişhekiminin kanal tedavisi yapmadan sorunu dolgu yaparak çözmesi durumunda SGK tedavi ücretini karşılamıyor. Ya da endikasyonu doğru olan kanal tedavilerinde tedavi bitiminde üstüne yapılan dolgu SGK tarafından ödenmeyebiliyor. dişhekimi haber 15 haber ? dişhekimi Uzmanlıkta belirsizlik sürüyor Uzmanlıkta sınırları mahkemeler mi belirleyecek 3 Dişhekimliği Uzmanlık Sınavları ne zaman yapılacak? 3 Uzmanlık dalları meslektaşlarımızın çalışma alanlarını kısıtlayacak mı? 3 Üniversitelerde uzmanlı eğitimi yeterli olacak mı? 16 dişhekimi Birçok konuda düzenlemenin yer aldığı 6225 sayılı Yasa’da dişhekimliğinin 8 ayrı çalışma alanı uzmanlık dalı olarak belirlenmişti. Yasa’da yer alan düzenlemelerden dişhekimliğinde uzmanlık alanları ve uzmanlık sürelerinin belirlenmesi ile belirlenen bu uzmanlık alanlarında doktora yapmış olanlara uzmanlık belgesi verilmesine ilişkin hükümler de dahil olmak üzere birçok hükmün yürütmesinin durdurulması ve iptali için Cumhuriyet Halk Partisi ta- haber rafından Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava sonucu beklenirken, bir yandan konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı, bakanlık komisyonları, dekanlıklar ve anabilim dalı düzeyinde çalışmalar sürerken diğer yandan da tartışmalar devam ediyor. Oldukça eski olmasına rağmen tıpta uzmanlığın halen tartışmalara sebep olması, dişhekimliğinde de aynı konudaki tartışmaların daha çok uzun yıllar süreceğinin göstergesi. Prof. Dr. Bilge Hakan Şen / Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti AD Öğretim Üyesi Danıştay 1.5 yıl önce uzmanlık alanlarının diş hekimlerinin çalışma alanlarını kısıtlayamayacağına karar verdi. Yani hiçbir müfredat çalışması dişhekimlerine ‘sen şunu yapabilirsin sen bunu yapamazsın’ diyemeyecek. Üniversitelerde üçüncü sınıftan itibaren tüm tedavi yöntemleri öğrencilere uygulamalı ya da uygulamasız anlatılıyor. Dişhekimi adayları buradan mezun olduklarında tüm tedavi yöntemlerini yapabilecek seviyede mezun oluyorlar. Ancak yine de uzman oldukları dalda görevlerini sürdürmelerinde yarar var. Bu, önümüzdeki yıllarda hukuksal açıdan da herhangi bir olumsuzluk yaşamamak için gerekli. Uzmanlıkla ilgili sınırları Sağlık Bakanlığı müfredat bazında çalışmalarla belirleyecek. Bu konuda çalışmalar henüz tamamlanmadı. Bildiğim kadarıyla eylül ya da ekim ayında bir toplantı daha yapılacak. Uzmanlık ile ilgili tartışmaların olması sürpriz değil. 2 yıl önce Antalya’da uzmanlık ile ilgili toplanmıştık. Burada genel tıptaki uzmanlık konularında dahi tartışmalar olduğunu gördük. Örneğin plastik cerrahi ile kulak burun boğaz arasında olduğu gibi. Bu bizim için de geçerli, ilan edilen uzmanlık dalları içerisinde iç içe giren uygulamalar var. Ancak uzmanlık ile ilgili yapılması gereken bir şey var, bu konuda hem odalara hem TDB’ye görev düşüyor. Uzmanlığını ilan eden bir hekim kartına ya da tabelasına yazdırdıysa o uzmanlık alanında sınırlı kalması gerekli. Ben kanal tedavisi uzmanıyım bu tedavi dışında gerekli hiçbir techizat bulundurmamam gerekli. Aslında olması gereken bu, ABD’de böyle yapılıyor. Dişhekimlerinin korktuğu kadar kötü bir senaryo olmadığını düşünüyorum. Danıştay uzmanlık alan17 haber larının dişhekimlerinin çalışma alanlarını kısıtlayamayacağına karar vermişti. Yani hiçbir müfredat çalışması dişhekimlerine sen şunu yapabilirsin sen bunu yapamazsın diyemeyecek. Akademisyen olarak bizler, öğrencilerimize mesleğe atıldıklarında yapacakları tedavilerin -buna implant da dahil- tümünün eğitimini fakültelerde fazlasıyla veriyoruz. Yıllar önce ortodonti ile ilgili bir dava olmuştu, mahkeme uygulamalı eğitim alıp almadığına dahi bakmadı. Teorik eğitimi aldıysa o uygulamayı yapabileceğine hükmetti. Bizde en uç örnek implant, hep bunun üzerine konuşuyoruz. Biz şu an son sınıf öğrencilerine implant radyolojisinden cerrahisine kadar, endikasyonları dahil olmak üzere her şeyiyle eğitimini veriyoruz. Ben eğitimini verdiğim konuda mezun olmuş dişhekimine bunu yapamazsın diyemem, kimse de diyemez. Bu kadar hasta varken Türkiye gerçeğine aykırı bir durum olur. Sonuç olarak Dişhekimi uzman olmasa da eğitimini aldığı her tedavi yöntemini, uygulamayı yapabilir. Uzmanlık sınırlarını mahkemeler mi belirleyecek? ABD’de ve bir çok ülkede uzmanlık sınırlarını mahkemeler ve tazminat davaları belirliyor. Bizde de bu sınırları mahkemelerin belirleyeceğini düşünüyorum. Herhangi bir olası durumda mahkeme malpraktis üzerinden yola çıkarak yeterliliğine bakacak ve öyle karar verecektir. Şu anda dahi tazminat davaları artacak. Avukatlar hastaların peşinde, ciddi tazminat davaları açılmış durumda. Ben bu konuda kendime kesin sınırlar çiziyorum. Herkes kendi uzman olduğu alanda kalmalı diye düşünüyorum. Ben çok uzun zamandır kanal tedavisi haricinde hiçbir şey yapmadım. Bir tane bile diş çekmedim, diş eti tedavisi yapmadım. En basitlerini söylüyorum, bunları yapamayacağımdan değil. Ben bu sınırı çizdim. Hastalar bana profesör olduğum için değil, kanal tedavisi uzmanı olduğum için geliyorlar. Aslında olması gereken bu. Uzmanlığı olanlar dişhekimlerine rakip olmamalı, rakip gösterilmemeli, tersine onlarla tamamlayıcı 18 dişhekimi şekilde çalışmamız gerekli, bizim görevimiz bu olmalı. Halkın bu konuda bilinçlenmesi meselesine gelirsek bu zor. Şuna inanmıyorum; gözünüz bozuk ise net bir şekilde göz doktoruna gidiyorsunuz ya da kalbiniz ile sıkıntı varsa kardiyolağa gidiyorsunuz. Peki dişi ağrıdığı zaman hasta kime gidecek? Hastada böyle net bir bilinç oluşması mümkün değil. Ülkemizde hasta dişi ağrıdığı zaman dişhekimine gider, şimdi bu durumda hasta dişim ağrıyor kanal tedavisi uzmanına veya cerraha mı gideyim diyecek. Yine yakınında ya da bildiği dişhekimine gidecek. Ancak dişhekimi gerek görürse ya da uzmanına gidilmesi gerektiğini söylerse uzmana gidecek. Ben kapıdan kanal tedavisi yaptırmak istiyorum diye gelenini görmedim. Yine bu noktada başında söylediğimiz yere geliyoruz. Üniversitelerin uzmanlık eğitimi yeterli olacak mı? Sağlık Bakanlığı’nın müfredat programında uzman olmak için asgari eğitim şartlarının ne olması gerektiğini komisyonda tüm ayrıntıları ile yazdık. Bunlar uzmanlık eğitimi verecek her kuruma dikte ettirilecek. Fakülte ya da başka kurum bu eğitimi bu asgari şartlar içerisinde verecek. Ege Üniversitesi olarak bizim bu asgari eğitimin üzerinde olacağımız kesin ancak asgari şartlar esas alınacak. Planlama öncesi bu ülkenin hangi uzmana ne kadar ihtiyacı olduğunun tespit edilmesi çok önemli. Bu konuda TDB’ye çok büyük iş düşüyor. Bazı uzmanlık alanlarında uzman enflasyonu yaşamamak için bu gerekli. Yani uzmanlık için çok çok uzun bir süreç bizi bekliyor. Önümüzdeki 5-10 yıl ne olacağını kestirmek mümkün değil. ÖSYM 2012 sınav takvimini açıkladı fakat sınav takvimi içinde DUS yok. DUS 2012’de yapılacak mı? DUS için hazırlık devam ediyor. Ekim ayında yapılacağı söyleniyordu ancak Nisan ayına kalacak deniliyor. Uzmanlık ana dalları hakkında süren bazı davaların olması, henüz bir sınav jüri üyesi kurulunun belirlenmemesi gibi bazı teknik konular da dahil olmak üzere konu yavaş ilerlemektedir. dişhekimi haber 19 haber dişhekimi Fatma Koray / İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi AD Başkanı Restoratif Dişhekimliği Derneği Başkanı - European Federation Of Conservative Dentistry EFCD Başkanı Diş hastaneleri ve ADSM’lerde, fakülteler ile aynı sayı ve ünvanda eğitici dişhekimi bulunacağı koşullar oluşmadığı takdirde buralarda uzmanlık eğitiminin verilmesi hastalarımızın sağlığı açısından çok sakıncalıdır. Başlangıçta uzmanlık eğitiminin yalnızca üniversitelerde verilmesi Türk Diş Hekimliği açısından büyük önem taşımaktadır. Üniversiteler uzmanlık eğitimi için yeterli olacakmı? Uzmanlık konusunda ki düşüncelerimi, Restoratif Diş Tedavisi Uzmanlık Ana Dalı ve bu uzmanlık ana dalında Istanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültes’inde verilecek olan eğitime ilişkin konular ile sınırlamak istiyorum. Üniversitemizde Anabilim Dalı gerek araç ve gereçleri ve gerekse zengin hasta ve vak’a potansiyeli ile Çekirdek müfredata uygun “Restoratif Diş Tedavisi”uzmanlık eğitimi vermeye ve “Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı” yetiştirmeye hazırdır. Öğretim üyeleri sayıca ve unvan olarak (Prof.. Doç) Doktora Eğitimi vermeye yeterli olan tüm fakültelerde “Restoratif Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi” başarıyla verilecektir. Diğer kamu kuruluşlarında Örn.:Ağız Diş Sağlığı Merkezlerinde ise fakülteler ile aynı sayı ve ünvanda eğitici diş hekimi bulunacağı koşullar oluşmadığı takdirde buralarda uzmanlık eğitiminin verilmesi hastalarımızın sağlığı açısından çok sakıncalıdır. Başlangıçta uzmanlık eğitiminin yalnızca üniversitelerde verilmesi Türk Diş Hekimliği açısından büyük önem taşımaktadır. Uzmanlık sınırlarında belirsizlik var uygulamalar iç içe geçmiş durumda örneğin diş beyazlatmayı tüm uzmanlar yapabilecekmi ? Belirsizlik nasıl ortadam kaldırılacak? Diş beyazlatma diş sert dokularını ilgilendiren bir patolojidir.Bunun tedavilerinden biri olan ve farklı yöntemler ile yapılabilen “Diş Beyazlatma” tedavileri doğrudan Restoratif Diş Tedavisi Uzmanlık alanını ilgilendirir. Kanımca bir birey kendisinde uygulanan “Diş Beyazlatma “ tedavisinden bir şikayeti olduğunda ve bu sorununu yargıya ilettiğinde, yargılama süre- 20 cinde bu tedaviyi yapan diş hekiminin Restoratif Diş Tedavisi uzman olup olmadığı dikkate alınmalıdır. Dişhekimleri Uzmanlık sınavları ile ilgili düşünceleriniz ? Diş hekimlerinin uzmanlık eğitimi için başvurularında eğitime kabul edileceklerin seçiminde Tıpda olduğu gibi bir Üniversite ve uzmanlık eğitimi vermeye yetkin diğer sağlık kuruluşlarının üstünde sınavın olması gerekmektedir. dişhekimi haber 21 haber dişhekimi Prof. Dr. Necmi Gökay / İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimi - Tıpta Uzmanlık Kurulu Üyesi Benim tahminim, Dişhekimliğinde Uzmanlık Sınavı “DUS”un 2012’nin Nisan ayında yapılacağı yönünde. Uzmanlık dalları nasıl belirlenecek? Uzmanlık dallarını çekirdek eğitim müfredat komisyonları hazırladı. Şu anda uzmanlık dalları müfredatları hazır. Müfredatta çelişkiler varsa bunlar zamanla belirlenecektir. Üniversitelerde eğitim yeterli olacak mı? Fazlasıyla yeterli olacak diye düşünüyorum. Bugüne kadar zaten fiilen vardı. Şu anki doktora eğitimi aşağı yukarı uzmanlık eğitimi ile eşdeğer. Sadece formatı değişiyor. Mevcut doktora eğitimlerinin formatını değiştirdiğin zaman uzmanlığa eşdeğer olacak zaten. Uzmanlık eğitiminin üniversitelerde yeterli olamayacağı tartışmaları var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Türkiye’deki bütün üniversiteler uzmanlık eğitimi verebilecek mi derseniz buna bende katılırım. Türkiye’de uzmanlık eğitimi verebilecek kurumların standartı olacak ve bu standartı Sağlık Bakanlığı belirleyecek. Diyelim ki Bolu’da yeni kurulmuş bir üniversite var. Bu üniversite uzmanlık eğitimini o standartı sağlayana kadar vermeyecek. Uzmanlık eğitimi verecek üniversiteler ayrılacak. Yeterli olmayan üniversiteden mezun olanlar yeterliliği olan diğer üniversitelerde uzmanlık eğitimi alacaklar. Dişhekimi olarak kalmak ister uzmanlık istemezse dişhekimi olarak görevini sürdürebilecek. Mevcut dişhekimleri ile ilgili bir sıkıntı olmayacak. Doktora yapmış olanların uzmanlıkları tescil edilecek. Bundan sonra Dişhekimliği Uzmanlık Sınavı (DUS) yapılacak Herkesin merak ettiği bir konu var; Dişhekimliği Uzmanlık Sınavları (DUS) ne zaman yapılacak? Bununla ilgili kesin bir tarih yok ama yavaş yavaş belirleniyor gibi. Benim tahminim 2012 nisan ayında yapılacağı yönünde. Sağlık Bakanlığı’nın dişhekimliğinde uzmanlık ile ilgili olarak gelen tepkiler doğrultusunda yeni bir çalışması var mı? Tıpta uzmanlık bu kadar eski olmasına rağmen halen tartışmalar var. Mesela Estetik cerrahlarla, 22 K.B.B doktorları arasında hukuki sıkıntılar zaman zaman yaşanıyor. Kimin uzmanlık alanı, hangi tedaviyi kimin yapması gerektiği gibi. Kadın doğumcuların ultrason yapması ya da yapmaması gerektiği tartışması gibi. Bu kadar eski uzmanlık alanlarında dahi sıkıntılar halen yaşanıyorsa, dişhekimliğinde olmaması beklenemez. Tıpta olan sorunlar hukuk yoluna intikal ediyor ya da Sağlık Bakanlığı bir çalışma yaparak komisyonlar kurarak bu işi çözüyor. Uzmanlık sınırları ile ilgili sorunları ileride mahkemeler mi çözecek? Tıpta bu tür sorunlar nasıl hukuki yollarla çözülüyorsa, dişhekimliğinde ileride çıkacak sorunlara da mahkemeler karar verecektir. Bu kadar tartışma konusu yaratmamak gerekli. Tekrar yineliyorum tıpta eski olmasına rağmen halen sorunlar var ise dişhekimliğinde de olacak, bunun ötesi yok. dişhekimi haber 23 haber dişhekimi Doktorlar eski usül çalışmaya, hastalar yeni usül yasalarla dava açmaya başlayınca; Bilgilendirmemeye dayanan dava bombardımanı başladı “Sağlık Bakanlığı, yeniyaptığı çalışmada Bilgilendirme ve İzin alma yönetmeliği diye bir yasa taslağını internete ekledi. Onda bazı ek hükümler yer alıyor. Eğer o hükümler getirilirse hekimlerin işi zorlaşır ve binlerce lira tazminat ödemek zorunda kalırlar.” Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölümleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş, bilgilendirmeme tazminatları ile ilgili önemli bilgiler verdi. Hastayı Bilgilendirme nedir? Ülkemizde nasıl uygulanıyor ? Günümüzde en çok şikayet edilen konulardan birisi hastanın bilgilendirilmemesi ya da bilgilendirdiği halde bunun yazılı olarak yapılmaması. Yani nedir bilgilendirmeme? Doktorun yapacağı uygulamalar konusunda hastanın özgürce karar verme durumuna getirilmemesi. Beden dokunulmazlığımız ve yaşam hakkının korunması, anayasal haklardan biri. Bir kişinin bedenine müdahele edilirken, o kişinin bilgisi olmalı ve bu bilgi doğrultusunda izni olmalıdır. Yani hastaya bilgi ver, hastanın iznini al. Örneğin; diş tedavisi yaparken dişin fiziksel yapısına müdahele ediyorsanız bu konuda hastayı bilgilendirmek ve yapılacak tedavi hakkında onayını almak zorundasınız. Bireyin saçının kılına dokundurmayan hukuk, bedene yapılacak her türlü müdahelenin izinsiz yapılmasını haliyle tanımıyor. Hiçbir meslek grubunun böyle bir yetkisi yoktur. Süreçle bilgilendirmenin ne şekilde yapılacağı, nasıl kayıt altına alınacağı ve arşiv olarak saklanması gerektiği gibi zorunluluklar ortaya çıktı. Bu durum ülkemizde kırılma noktası oldu. Bu aşamadan sonra bilgilendirmeme ile ilgili bir çok davayla karşılaştık. 24 Bizdeki Hasta Hakları Yönetmeliği, Avrupa Hasta Hakları Bildirgesi’nin çevirisi. Ancak bizim sağlık sistemimiz o kadar iyi değil. Böylece doktorlar eski usul çalışmaya, hastalar yeni usul yasalarla dava açmaya başlayınca, bilgilendirmemeye dayanan dava bombardıman başladı. Aslında hukukçular da bu alanı çok iyi bilmiyorlar. Hasta Hakları Hukuku konusundaki bilgileri; İcra İflas Hukuku, Boşanma Hukuku gibi konularda olduğu kadar iyi değil. Son zamanlarda davaların artması, emsal davaların yüklü tazminatlarla sonuçlaması dikkat çekti ve bu konuda yavaş yavaş hukukçularda bilinçlendi. Bu öyle bir hal aldı ki, hekim hastayı bilgilendirmediğinde sonuç iyi olsa bile hasta sizi şikayet edebiliyor ve tazminat kazanabiliyor. Bizim yaptığımız işlerde belirli oranda risk var. Çünkü her beden müdahelesinde beden bütünlüğünü bozuyorsunuz. Hasta bilgilendirildi ve tedavi olmazsa ölümüne yol açacak durumlar söz konusu. Hasta tedaviyi reddetti. Bu durumda ne olacak? Şimdi hasta bilgilendirildiği zamanlarda da kendi karar vermesinin sınırları var. Bilgilendirme hakkının ortadan kalktığı zorunlu müdahele olan durumlar var. Kişinin kanunlar gereğince bedenine müdahele edilecek haller var. Yasaların zorunlu kıldığı rızaya dahil olmayan durumlar dışında, siz tedavi amaçlı bile olsa herhangi birinin bedenine müdahale edip, onun adına karar veremez- haber dişhekimi “Bilgilendirdiğini ispatlama yükümlülüğü doktora aittir. Bu kesin ve net bir durum. İstediğiniz kadar bilgilendirme yapın rıza alın ancak yazılı arşiv kaydını çıkartamadığınız takdirde yasal olarak hastayı bilgilendirmemiş sayılırsınız.” siniz. Bu çok net bir durum: hastanın rızası yoksa müdahele edemezsiniz. Ayrıca hastanın bazı fikrine saygı göstermek gerekir. Bu durum etik açıdan tartışmalı ama yasal açıdan çok net. Örneğin kişi ölüm orucunda. Acaba müdahele etmeli miyiz? Kişi kanser hastası, müdahele etmezsek hastalık ilerler. Örneğin hasta kanser. Dişhekimi çenesine müdahele edebilir mi? Hastayı zorla kolunu bacagını bağlayıp tümöre müdahele etmeli miyiz? Enfeksiyon riski yaşıyan bir operasyon sonrasında hasta bir problem olmadan iyileşmiş olabilir. Ancak hasta, “Ben bu riski bilseydim, tedaviyi kabul etmezdim” diye düşünürse iş değişiyor. Örneğin siz dişhekimisiniz enjeksiyon yapacaksınız. Anestezi dişhekimlerinde en çok korkulan şeylerden biri. Alerji durumu, solunum durması ya da kalp krizi oluşabilir. Böyle bir durumda, dişhekimi “Ben buranın imkanlarıyla gerekli müdaheleyi yaparım. problem oluştuğunda 112’yi çağırım. An- cak isterseniz tam teşekküllü bir hastanede de bu uygulamayı yaptırabilirsiniz” uyarısını yapmadıysa ve hastanın rızasını almadıysa bu hastayı bilgilendirmediği anlamına gelir. Sonuç olarak; genel mantık acısından kişinin kendi bedeni üzerindeki karar hakkına saygı göstermek lazım. Tabi ki başka kişilerin sağlığını tehdit edecek bir durum yoksa. Bir hastayı, hekimi anlayacağı düzeye getirmek için 6 yıl eğitmek gerekir. Ama bir hekim köyde yaşayan bir insanın düzeyine bile inebilir. O yüzden hastanın anlayabileceği dilde yeterli bilgilendirme yükümlülüğü hekimdedir. Hekimin gerek ceza hukuku, gerek tazminat hukuku açısından sorumluluğunun olmaması için hangi koşulların bulunması gerekir? Bilgilendirmenin cezai ve hukuki bir sorumluluk getirmemesi için yapılması gereken 3 şey vardır. Birincisi müdahele yaptığınız kişiyi bilgilendirmiş, o mü- 25 haber dahele için izin almış olmanız gerekiyor. Yani gerektiği şekilde hastayı bilgilendirecek sonra da yazılı iznini alacaksınız. Ancak rıza almış olmak yeterli değil. İkincisi; yapılan işlemin tıbben gerekli olması gerekiyor. Yani bilgilendirdim rıza aldım diyerek hastanın bütün sağlam dişlerini çekemezsiniz. Yapılacak her tıbbi müdahelede gerekçe olması gerekir. Üçüncüsü ise; müdaheleyi yapan kişinin bu konuda uzman ya da yetkili olması gerekiyor. Yani hastayı bilgilendirdiniz, yazılı izin aldınız, hatta notere onaylattınız, dişini çekmek gerekiyor ama dişhekimi değilsiniz. O zaman yine rıza almak bilgi vermek yeterli değil. Bu üç şarttan biri yerine getirilmediği takdirde yapılan tedavi hukuk dışı olarak tanımlanır. Malpraktis ise, tüm bu koşullar var iken hekimin yaptığı uygulamada hata yapmasıdır. Burada da hastaya yazılı dahi olsa bilgi vermiş olmak, rızasını almak, dava açılmasına engel değildir. Doktor kusuru bilirkişiler tarafından tespit edilirse, hekimin yasalar çerçevesinde sorumluluğu doğar. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı, yeni yaptığı çalışmada “Bilgilendirme ve İzin Alma Yönetmeliği” diye bir yasa taslağını internete ekledi. Yönetmelik taslağında bazı ek hükümler yer alıyor. Eğer o hükümler getirilrise hekimlerin işi daha da zorlaşacak... Mesela şu an bilgilendirme yapılarak, yazılı onamın tıbbi müdahaleden önce alınması yeterli. Bu onam 1 saat önce de, 5 saat önce de, ya da 2 gün önce de alınabilir. Ancak yeni yönetmelik taslağında en az 24 saat önce alınması şartı getiriliyor. Yani hastayı bilgilendir, iznini al, 24 saat düşünsün öyle kararını versin... Bu taslak kabul edilirse bu süre koşuluna uygun olarak alınmamış onamlar geçerli olmayacak. Hekim, hasta imzayı attı ben kurtarırım diyemeyecek. Web kamera kaydı yazılı bilgilendirme yerine geçer mi? Web kamerası belirli yerlerde güvenlik amaçlı kullanılır. Yasak değildir. Fakat bazı kesimlerde kullanılması mahremiyete girer. Ancak mahremiyet başka şey yasak başka şey, bunu ayırt etmek gerekir. Bu da özel hayatın gizliliğine kadar gider. Yasalar çok açık hastayı bilgilendirip yazılı rızasını almadığın sürece hastayı bilgilendirmemiş sayılıyorsun. Bilgilendirdiğini ispatlama yükümlülüğü doktora aittir. Bu kesin ve net bir durum. İstediğiniz kadar bilgilendirme yapın rıza alın ancak yazılı arşiv kaydını çıkartamadığınız takdirde yasal olarak hastayı bilgilendirmemiş sayılırsınız. 26 dişhekimi Tedavi sonucu iyi bile olsa eğer yazılı bir bilgilendirme ve rıza belgesi yoksa, hasta hekimi dava edebilir. Bu hastaya tanınmış bir hak. Bunun başka tartışılır yönü yok. Bu tür davalarda bilirkişinin rolü nedir? Yeni yasalardan sonra bilirkişilere daha fazla iş düşüyor. Çünkü son zamanlarda hukuk fakültesini tekrar okumayı gerektirecek kadar mevzuat değişikliği oldu. Bu değişiklikler sonucunda yargı karar vereceği bir çok konuda bilirkişilerden görüş almak zorunda kalıyor. Ancak bilirkişilerle ilgili ciddi sorunlar var. Bilirkişilik özel bir alan. Ayrıca bu alanı yargının kullanması ile ilgili olarak da sıkıntılar var. Kısacası iş tam yerine oturmadı. Bazı bilirkişiler, “komplikasyon olabilir, doğaldır” gibi kararlar verirke, bazı bilirkişiler ise, her şeyi en iyi şekilde yaparak yeni şartlara göre ya da Avrupa standartlarına göre değerlendirme yapıyorlar. Bazıları da bunu kasten yapabiliyorlar. Yani taraflı bilirkişilik diyoruz biz buna. Bilirkişilerin meslek odaları tarafından kurstan geçirilmesi gerekiyor. Bilirkişiliği kurumsal olarak yapmak gerekli. Biz bundan çok uzağız. Bilirkişinin belirlenmeside önemli. Mesela profesör için pratisyen bilirkişi tayin ediliyor. Bu saçma bir uygulama oluyor. Bilirkişiye itiraz diye bir kavram da yok. Çünkü hukukçular bir belge olsun iş yürüsün mantığıyla bilirkişi raporlarına bakıyorlar. Yani bilirkişinin hazırladığı belgenin gerçekçiliği tarafsızlığını değerlendirecek mekanizma yok. Ülkemizde daha da kötüsü resmi bilirkişilik var. Bilginin resmiyeti olmaz. Bilirkişilik konusundaki sorunların aşılmasında Tabip Odaları ve Dişhekimi odalarına büyük görev düşüyor diye düşünüyorum. dişhekimi haber 27 haber ! dişhekimi Meslektaşımıza bilgilendirmeme tazminatı Meslektaşlarımızın hastalarını sözlü olarak bilgilendirmelerine rağmen “yazılı onam” almaması binlerce lira tazminat ödemesine sebep olabiliyor. İzmirli bir meslektaşımız, uyguladığı tedavi hakkında, hastasını sözlü olarak bilgilendirmesine rağmen “yazılı onam” almadığı gerekçesiyle mahkeme tarafından tazminat ödemeye mahkum edildi. İzmir’de kendisine ait özel bir klinikte görevini sürdüren ve dava süreci devam ettiği için isminin yayınlanmasını istemeyen meslektaşımız, hasta yakınını bile koruyan kanun maddeleri olduğunu, ancak hekimleri koruyan hiçbir yasal düzenleme olmadığını belirtti. Meslektaşımız sözlerine şöyle devam etti: ‘’Hastanın şikayette bulunması durumunda mahkeme tamamen hekimin aleyhine karar veriyor. Çünkü yasal düzenlemeler tamamen bunu gerektiriyor. Avukatım bile ‘sizi koruyacak hiçbir hukuk maddesi yok ne yapabilirim’ diyor.” “Mahkeme, hastayı bilgilendirdiğimi söylediğim halde, yazılı bir belge olmadığı için bilgilendirmeyi kabul etmedi” İzmirli meslektaşımız 2008 Temmuz ayında sınıf arkadaşlarının akrabasını muayene ediyor. Diş taşlarını temizledikten ve dolgu yaptıktan sonra hasta dişinin fazlasıyla ağrıdığını ve yapılacak bir şey yoksa çekilmesini istiyor. Dişhekimi gerekli incelemeler sonucu dişin çekilmesi gerektiğini ancak bazı komplikasyonlar oluşabileceğini söylüyor. Hastanın sözlü rızasıyla ağrıyan dişi çekerken komplikasyon oluşuyor. Fakat bu komplikasyon geçici yani iyileşme sürecine bağlı bir komplikasyon. Meslektaşımız 6 ay sonra hastasıyla bir davette karşılaşıyor. Hasta yapılan tedavi nedeniyle bir sıkıntı yaşadığı konusunda herhangi bir şeyden bahsetmiyor. Ancak aradan 1-1.5 yıl geçtikten sonra hasta telefon ederek dişinin hangi tarihte çekildiğini soruyor. Dişinin kötü durumda olduğunu belirtiyor. Dişhekimi 6 ay önce karşılaştık herhangi bir şey yoktu eğer bir sorun varsa 28 hemen gelin gereken neyse yapalım diyor. Hekim hatasından kaynaklanmayan ancak oluşması muhtemel komplikasyon yüzünden hasta sağlıkçı yakın çevresinin talimatlarıyla dişhekimine dava açıyor. Davada, hasta, dişhekimine 4-5 ay önce gitmiş gibi ifade veriyor. Meslektaşımız sonrasında gelişen olayları şöyle anlatıyor: “Hasta avukatı beni aradı ve sizi dava etmek istemiyorum anlaşalım dedi. Ben de benim uygulamam ile ilgili bir sorun yok, ben alnımın akıyla bu davadan çıkarım dedim. Hasta acı yiyememek, saç yutmak gibi olağan dışı bahaneleri gerekçe olarak gösterdi. Bu komplikasyonlar benim yaptığım tedavi nedeniyle olmaz. Ancak yine de başvurusanız bu sorunlarınızı çözmeye çalışırız. Ancak mahkeme sonucunda hakim, bu komplikasyonun oluşabileceği konusunda hastanın bilgilendirilmediğine karar verdi. Mahkemede hastayı bilgilendirdiğimi söylediğim halde yazılı bir belge olmadığı için bilgilendirdiğimi kabul etmedi.” dişhekimi Yazılı rıza hastayı tedirgin ediyor İzmirli meslektaşımız davayı kaybetmesinde etkili olan yazılı bilgilendirme ile ilgili olarak şunları söyledi: “Son yıllarda sıkça rastlanan bu durumlarda, meslektaşlarımız hasta ile yasal zorunluluk arasında kalmış durumda. Ancak yazılı onam almak istediğimizde hastalar bu durumdan tedirginlik duyuyorlar. Çünkü bu belgelerde ölüme kadar giden maddeler var. Hasta bu maddeleri okuyunca tedirgin oluyor. Yazılı onam imzalanması istenen hasta dişhekiminin bu konuda yeterli tecrübeye sahip olmadığını düşünüyor. Birçok vatandaş bunu yasal bir zorunluluk değil, yanlış bir uygulama yapma olasılığı yüksekmiş gibi görüyor. Böyle bir yasal zorunluluktan birçok kimsenin haberi yok. Bilgisi olmayan bir uygulamayı nasıl ben hastama yaptırabilirim. Yasal düzenlemelerde, hastanın rızasının alınması her zaman yazılı olmak zorunda değildir ama ispat sorunlarına yol açmamak için yazılı alınmasında yarar vardır diyor. Bu bile kendi başına bir çelişki.” Davanın gerekçeli kararı henüz yayınlanmadı ancak meslektaşımız temyiz mahkemesine davayı götürürken asıl tartışılacak konunun bu yasal zorunluluğun uygulanması konusundaki zorluklar olduğunu belirtiyor. haber Hasta Hakları Yönetmeliği ne diyor? Madde 31 - Rıza alınırken hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır. Hastanın, uygulanacak tıbbi müdahale için verdiği rıza, bu müdahalenin gerektirdiği sair tıbbi işlemleri de kapsar. Ancak, tıbbi işlemlerin uygulanmasında, bu yönetmelikte ve diğer mevzuatta belirlenen hakların ihlal edilmemesi için azami ihtimam gösterilir. Rıza Formları: Hastaya yapılacak girişimlerde hastanın onayının alınması şarttır. Bu onay hasta mevcut durum ve olası riskler konusunda bilgilendirilmedikçe anlam ifade etmez. Bu nedenle hasta bilgilendirilerek rızası alınmalıdır. Aile Dişhekimliği geliyor mu? Sağlık Bakanlığı, aile hekimliğinden sonra aile diş hekimliği için de çalışmalara başladı. Sistemin nasıl uygulanacağı konusunda henüz bir karar verilmiş değil, ancak bu konuda çalışmalar hız kazanmış durumda. Aile hekimliği uygulamasını Türkiye genelinde yaygınlaştırmaya devam eden Sağlık Bakanlığı, Aile Dişhekimi sistemi için projeler üretmeye başladı.. Dünyada, sadece gelişmiş bazı ülkelerde uygulanan Aile Dişhekimliği sayesinde herkesin ağız ve diş sağlığı periyodik olarak kontrol edilecek, çocukların diş bozuklukları önlenecek, yatalak hastalar evde diş tedavisi hizmeti alacağı belirtiliyor. Düşünülen sistem devreye girdiği takdirde, tıpkı aile hekimliğinde olduğu gibi ailelerin kendilerine ait diş hekimleri olacak ve ailenin tamamının ağız-diş sağlıkları kontrol altına alınacak. Ancak bu uygulamanın ayrı bir hekimlik mi olacağı, yoksa aile hekimliği ile birleştirileceği konusunda henüz verilmiş bir karar yok. TDB yetkilileri geçtiğimiz ocak ayında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Dr. M. Emin Zararsız ve Genel Sağlık Sigortası (GSS) Genel Müdürü Dr. Hasan Çağıl ile bir araya gelmişti. Görüşmelerde aile hekimliği uygulamasının gelişmesiyle birlikte diş hekimliği uygulamalarının da aile hekimliğine dahil edilebilme ihtimali de dile getirilmişti. Aile Dişhekimliği uygulaması nasıl olacak Eğer sistem uygulamaya konulursa şu şekilde uygulanması beleniyor. Aile hekimlerinde olduğu gibi aile dişhekimleri de birinci basamak ağız diş sağlığı merkezleri olarak hizmet verecek. Aile Dişhekimleri, Bakanlık ile anlaşma karşılığında çalışacak. Adrese dayalı nüfus sayımına göre her vatandaş, yaşadığı bölgedeki aile dişhekimine otomatik kayıt olacak. Aile Dişhekimi 6 ayda bir listesinde kayıtlı vatandaşı çağırarak muayene edecek. Sistem, sağlık sorunlarının başlamadan veya başlar başlamaz engellenmesini sağlayacak. Bu yolla, özellikle küçük çocukların daimi dişlerinde oluşabilecek estetik bozuklukları ve sağlık sorunları da büyük ölçüde engellemiş olacak. 29 haber dişhekimi Muayenehane hekimleri rahatladı Sağlık Bakanlığı, birçok özel muayenehaneyi kapanma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak olan yönetmeliği, Danıştay’ın durdurma kararı vermesinin ardından mahkeme kararına uygun olarak yeniden düzenledi. Yürütmesi durdurulan yönetmeliğin dişhekimi muayenehanelerine de uygulanabileceğini düşünüp tedirginlik duyan meslektaşlarımız da bu kararla rahat bir nefes aldı. Mithat Kara İzmir Tabip Odası Avukatı İzmir Tabip Odası tarafından açılan davada Danıştay 10. Dairesi, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 12. Maddesinin (e) ve (f ) bentlerinin yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. Muayenehane hekimlerinin, muayenehane açma prosedürüne ilişkin sorunlarını çözmek amacıyla Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın talimatıyla yeni bir düzenleme yapıldı. Bakanlık’tan yapılan yazılı açıklamada, ‘’Bakanlığımız tarafından, sorunun çözümüne yönelik, öncelikle muayenehanelerin ilgili yönetmelikte belirtilen fiziki şartlara uyumu, imar ve özürlüler mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmiştir’’ denildi. Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: “Diğer taraftan muayenehanelerin bulunduğu yapıların durumu, mevcut yapı stoku yönünden ayrıntılı bir biçimde tetkik ettirilmiştir. Tespit edilen sorunlarla ilgili değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler, yasal çerçeve içerisinde mümkün olan en geniş mutabakat sağlanarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, hazırlanan taslak yönetmelik, taraflarca da oldukça memnun edici bulunmuştur.” İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara: ‘’Bakanlığın asıl amacı standart getirmek değil muayenehane açılmasını önlemekti.’’ İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara, Sağlık Bakanlığı’nın başından itibaren yönetmelikle ilgili olarak oldukça sert bir tutum içinde davrandığını ve amacının yeni muayenehane açılmasını önlemek olduğunu belirtti. Kara, Bakanlığın bu tutumunun geri teptiğini Danıştay kararlarının ardından da geri adım atmak zorunda kaldığını söyledi. 30 haber dişhekimi Dava süreci nasıl gelişti? Biz davayı kısıtlayarak muayenehaneleri ilgilendiren yönüyle alakalı olarak açtık. TTB’nin açtığı dava daha kapsamlıydı bu yüzden bizim dava daha çabuk sonuçlandı. Bu yönetmelik 15 Şubat 2008’den bu yana 9 kez değişti. Biz ilk kez ana yönetmeliğe dava açtık, en son 3 Ağustos 2010’daki muayenehanelerin fiziki standartlarını düzenleyen yönetmelik ile ilgili açtığımız davalar sonuçlandı. Burada kararın gerekçesi önemliydi. Meslek örgütünün, bilimsel kuruluşların görüşlerinin alınmamış olması, bu konuyla ilgili bilimsel bir kurulun oluşturulmaması kararda etkili oldu. Sağlık Bakanlığı’nın kendince bilimsel kurul oluşturduğunu davayı açtığımızda mahkemenin verdiği yanıtta öğrendik. 7 Nisan 2011’de yeni yönetmelik değişikliği yapıldı, Danıştay’ın iptal ettiği maddelerin neredeyse aynısını kelime oyunlarıyla değiştirerek yeniden yayınladı. Buna karşı açtığımız davaya Danıştay oldukça hızlı ve kısmen lehimize karar verdi. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı yeni yönetmelikte hekimler açısından bir rahatlama söz konusu oldu mu? Yeni yönetmelik hazırlandı, Resmi Gazete’de yayınlandı. İzmir Tabipler Odası ya da diğer mesleki kuruluşlar olarak kimse bir standartın getirilmesine karşı değil. Mutlaka bir muayenehane ya da sağlık ku- ruluşunun standartı olmalı. Ancak uygulanabilirliliği yüksek yönetmelikle olmalı düşüncesi içerisindeyiz. Yeni yönetmeliğin hekimleri biraz rahatlatacağını düşünüyorum çünkü olabildiğince esnek görülüyor. Bir nevi yumuşatma söz konusu. Örneğin Depreme Dayanıklılık Raporu ile ilgili madde eski muayenehaneler için kalktı ancak yeni açılacak muayenehaneler için halen geçerli. Ayrıca 03.08.2011 tarihine kadar verilen uyumluluk süreci gibi oldukça sert yönetmelik maddelerinin daha yumuşak hale getirildiğini görebiliyoruz. Yeni yönetmeliğin hazırlanmasında Danıştay kararlarının etkisi nedir? Sağlık Bakanlığı gözü kapalı gidiyordu. ‘Bir adamın annesini sırtına alıp muayenehaneye çıkmasını istemiyorum, benim vatandaşım muayenehaneye gitmek için sıkıntı çekmeyecek, zorluk yaşamayacak’ gibi absürd açıklamalar yapmıştı. Bakanın tavrı başından beri olumsuzdu. Getirilen koşulların makul olmadığının, iyi niyetli olmadığının bakanlık farkındaydı. Asıl niyetin standart getirmek değil yeni muayenehane açılmasını önlemek olduğu herkesçe bilinen bir gerçekti. Ancak Danıştay’ın kararları bakanlığı frenledi. Sürekli yapılan eleştiriler, bilimsel açıklamalar ve uzman derneklerin temsilcilerinin yaptığı görüşmelerin etkisi de göz ardı edilemez. Ama en önemlisi Danıştay’ın verdiği kararların gerekçesiydi. DEĞİŞİKLİK ÖNCESİ DEĞİŞİKLİK SONRASI Mevcut muayenehaneler için 3/8/2011 tarihine kadar uyum süresi belirlenmişti. Mevcut muayenehanelere uygunluk için 4 yıl ek süre verilmesi ve deprem raporundan muaf tutulması yönünde düzenleme yapılmıştır. Asansör girişi için, en az 80 santimetre; merdivenler için, basamak yüksekliği, 16-18 santimetre, basamak genişliği 30-33 santimetre, sahanlığın genişliği en az 1,30 metre; kapılar için 90 ve 110 cm ölçüleri öngörülmekteydi. Giriş, kapı, asansör, merdiven, tuvalet, lavabo vb. fiziki alanların İmar Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun düzenlenmesi öngörülmüştür. Depreme dayanıklılık raporu ve binada yangına yönelik tedbirlerinin alındığına ilişkin belge tüm binalar için istenmekteydi. Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi başvurusu Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 19.08.2008 tarih ve 26972 sayılı değişikliğinden sonra yapılmış binalarda istenmemesi öngörülmüştür. Kadın hastalıkları ve doğum ile üroloji muayene odalarında tuvalet bulunma zorunluluğu bulunmaktaydı. Ultrasonografi(USG) yapılan kadın hastalıkları ve doğum muayene odasının ve ürodinami işlemi yapılan üroloji muayene odasının yakınında, hastaların mahremiyete uygun olarak bekleme salonundan ayrı bir bölümden geçişinin sağlandığı tuvalet bulunması kaydıyla, kadın hastalıkları ve doğum ile üroloji muayene odalarında tuvalet bulunma zorunluluğu kaldırılmıştır. Yardımcı sağlık personeli istihdamı zorunluydu. Yardımcı sağlık personeli istihdamı zorunlu olmaktan çıkarılmıştır. Bir muayenehanede tek hekim çalışabilmekteydi. Yeterli fiziki mekân varlığında, ayrı ayrı ruhsat almak kaydıyla birden fazla hekimin aynı mekânda müşterek muayenehane faaliyeti gösterebilmesi öngörülmüştür. Haber Ajansları; değişiklikleri, öncesi ve sonrası şeklinde tablo olarak duyurdu. * 31 haber 32 dişhekimi dişhekimi haber 33 16. Kongre dişhekimi EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI 1974 EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI ULUSLARARASI BiLiMSEL KONGRE ve SERGİSİ Aegean Region Chambers of Dentist International Scientific Congress and Exhibition Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’ndeyiz Bu kez yabancı meslektaşlarımız da canlı sunum yapacak 15. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi’nde ilk kez gerçekleştirilen uydu konferans yöntemi ile canlı sunum, Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirilecek kogrede de yapılacak. Bu kez gerçekleştirilecek canlı sunumlarda yabancı dişhekimleri de canlı sunum yapacaklar. Kongrede canlı sunum yapacak olan meslektaşlarımıza çalışmaların içeriğini sorduk. “Piezo Cerrahi ile External Sinüs Lifting ve Bone Splitting” Doç. Dr. Uğur Tekin E:Ü. Diş. Hek. Fak. Ağız Diş ve Çene Cer. AD Piezocerrahi (piezoelektrik kemik cerrahisi), ultrasonik titreşimler ve özel uçlarla, sert ve yumuşak dokuları travmatize etmeden son derece hassas osteotomilerin yapılabildiği, gelecek vaadeden bir tekniktir. Piezocerrahi, ilk defa 1880 yılında Jean ve Marie Curie tarafından, belli seramik ve kristallerin içinden elektrik akımı geçirildiğinde modifiye olması ve osilasyon yapması olarak tanımlanan, piezoelektrik olay üstüne kuruludur . İlk olarak İtalyan çene cerrahı Toması Vercellotti tarafından, konvan- 34 siyonel ultrasonik aletleri değiştirip geliştirerek, geleneksel cerrahi aletlerin getirdiği kısıtlamalara alternatif olarak üretilmiştir. Piezocerrahi, oral cerrahi dışında otorinolaringoloji, nöroşiruriji, oftalmoloji, travmatoloji ve ortopedide de kullanılmaktadır. Piezocerrahi ve geleneksel olarak kullanılan elmas ya da karDoç. Dr. Uğur Tekin bid döner aletlerin, histolojik ve histomorfometrik olarak karşılaştırıldığı bir dizi hayvan çalışmasında, yara iyileşmesi ve kemik oluşumunun piezocerrahi kullanıldığında daha istenilen düzeyde gerçekleşti- 16.Kongre dişhekimi ği gösterilmiştir. Oral-maksillofasiyal cerrahide piezocerrahi ilk olarak sinus lift operasyonlarında kullanılmıştır ancak endikasyon alanları her geçen gün genişlemektedir. Genellikle operasyon süresi uzasa da, diğer tekniklere oranla Schneiderian membran perforasyon veya laserasyonlarının insidansı önemli ölçüde azalmıştır. Kanama nedeniyle görüşün bozulduğu ve çalışma etkinliğinin azaldığı konvansiyonel mikrotesterelerin tersine, piezocerrahide nerdeyse tüm işlem boyunca kanama görülmemekte, ve böylece mükemmel görüş sağlanmaktadır. Bunun dışında piezocerrahi implanta hazırlık için alveoler kretin sagital olarak yetersiz genişliği sahip olan durumlarda alveoler kretin genişletilmesi için (bone splitting) güvenle kullanılabilmektedir. Sonuç olarak Piezocerrahi, boyutsal hassasiyeti yüksek ve endikasyonları her geçen gün artan bir kemik cerrahisi yöntemidir. Temel avantajları, yumuşak dokuların korunması, operasyon alanında sağlanan mükemmel görüş, gürültü ve titreşimde azalma, hasta konforunda artış, kan kaybında azalma ve dişlerin vitalitelerinin korunmasıdır. Bu canlı sunumda piezocerrahi ile eksternal sinus lifting ve bone splitting işlemleri gerçekleştirelecektir. “Balon Tekniği ile Sinüs Lifting” Minimal invaziv yaklaşımla sinüs balon tekniği uygulaması (MIAMBE Tekniği) Dr. Ziv Mazor (İsrail) Üst çene arka bölgede sıklıkla implanta destek olacak kemik yetersizliği mevcuttur. Bu bölgede kemik ogmentasyonu işlemleri genellikle (a) lateral pencere tekniği ve (b) osteotom tekniği olmak üzere iki türlü yapılmaktadır. Her iki teknik de farklı derecelerDr. Ziv Mazor de başarı oranları göstermektedir. Aynı şekilde bu tekniklerin bir komplikasyonu olan membran perforasyonu özel aletler ve ustalık isteyen bir teknikle azaltılabilir. Bu metodlarda sıklıkla membran perforasyonu, kanama, enfeksiyon, sinüs obstrüksiyonu ope- 35 haber rasyon sonrası ödem ve rahatsızlık görülebilir. Minimal invazif antral membran balon elevasyonu (MIAMBE) tekniği krestal yaklaşımın bir modifikasyonu olup antral membran elevasyonu uygun balon ile ≤ 3.5 mm osteotomi alanından uygulanır. MIAMBE tekniği operasyon sonrası komplikasyonları azalttığı gibi operasyon zamanını da azaltır. “Komplike vakalarda tüm çene immediyat implant yerleştirme ve yükleme” Dr. Alain Simonpieri Diş Teknisyeni Joce Perret (Fransa) Daha önceki kanıtlanmış bilgilere göre en önemli başarı kriteri osteoentegrasyondu. O zaman yapılmış olan protezler osteointegre olmuş fakat estetik değillerdi. Neden hemen yükleme yapılmış implantlarda bu kadar çok başarısızlık var? Bu başarısızlıklara engel olmak Dr. Alain Simonpieri için neler yapılabilir? Uzun dönemde başarıyı koruyabilmek için hangi şartlar gerekir? Bütün bu soruların cevaplarını bu operasyonda bulacaksınız. Bu Joce Perret teknikte immediyat diş çeki- 36 dişhekimi mi ve immediyat implantasyon uygulaması yapılacaktır. İmplantlar simetrik olarak anterior palatinal foramen’e simetrik olacak şekilde yerleştirilecektir. Transfer parçaları yerleştirildikten sonra vestibüler apozisyon greftleri ve de implant ile kemik arasındaki boşluklar kemik biomateryalleri ile doldurulacaktır. Uygulanan grefti korumak ve sabitlemek için de PRF membranları yerleştirilecektir. Dikiş sonrası ölçü alınarak birkaç saat sonra immediyat yükleme yapılacak protezin hazırlığına başlanacaktır. “Üst Bölgede Gülüş Dizaynı İçin Periodontal Cerrahi” Dr. Karim El Jaffali (Fas) Karim El Jaffali, daha estetik bir gülüş dizaynı için sert ve yumuşak dokuların yönetimini temel alan bir operasyon gerçekleştirecek. Doğal ve protezli dişler her vakada farklı derecelerde periyodontal resesyona uğrar ki bazı klinik vakalarda diş etlerinin normalden fazla göründüğü Dr. Karim El Jaffali estetik olmayan gülüş söz konusudur. Dolayısıyla yapacağımız periyodontal cerrahi müdahale, ekstraksiyon, implantasyon ve immediyat yükleme içerebilir. Bunun amacı, gülüş sırasında diş etlerinin görünür olma durumunu an- dişhekimi haber 37 haber terior maksillada yapılacak osteoplastik müdahale ve kron uzatma ile tedavi edebilmektir. Daha iyi bir doku kalitesi ve uzun süreli stabiliteye ulaşmak için bağ doku greftleri kullanılacaktır. Farklı insizyon ve sütür tekniklerine detaylı olarak yer verilecektir. “Estetik Bölgede Tek Diş İmmediyat İmplantasyon ve İmmediyat Yükleme” Dr. Konstantinos D. Valavanis (Yunanistan) Estetik implant destekli restorasyonların başarısı restoratif uygulamalar yapan diş hekimi için sürekli bir mücadeledir. Doğal dişin köküne göre implant daha küçük çaplı dairesel bir yapıya sahip olduğu için, kaçınılmaz olarak doğal dişin taç şeklindeki yapısını taklit edecek yapay bir proKonstantinos fil yapılandırılır. Çevreleyen D. Valavanis yumuşak doku görünümü büyük önem taşımaktadır ve bu konuyla ilgili çeşitli teknikler geliştirilmiştir. Bu operasyon sürecinde izlenecek adımlar: Tedavi planlaması ve radyolojik ve klinik inceleme, flap dizaynı kararının alınması, implantın pozisyonlandırılması, biomateryal seçimi ve endikasyonları, dikiş teknikleri, üst yapı seçimi ve geçici restorasyonun dizaynı ve simantasyonudur. “CAD-CAM Sistemi İle Hasta Başinda Tek Seansta İki Farklı Full Porselen Restorasyon” Dr. Cem Uygur Serbest Dişhekimi Cad-Cam sistemleri sayesinde tedavilerimizde hızlı, kaliteli ve öngörülebilir sonuçlar etmek giderek kolaylaşıyor. Yeni yazılımlar ve yeni cihazlar bu konuda diş hekimlerine pek çok avantajlar sunuyor. Hasta başında uygulanan bilgisayar destekli, porselen restorasyon tasarım ve üretim sistemleri sayesinde, ölçü almadan, geçici restorasyon yapmadan, tek seansta porselen inlay, onlay, endo kuron, 38 dişhekimi tek veya çok üye kuronlar, köprüler, laminalar yapılabilmektedir. Özel kamerası ile optik olarak sistemin bilgisayarına 3 boyutlu olarak aktarılan dişin dijital ölçüsü üzerinde diş hekimi tarafından 5-10 dakikada bilgisayar ortamında ideal şekilde tasarlanan restorasyon, sistem tarafından 10 dakikada üretilebilmekte ve hastanın ağDr. Cem Uygur zına aynı gün yerleştirilebilmektedir. Sunum sırasında CEREC AC görüntüleme ünitesi ve CEREC MC XL kullanarak hasta başında birer anterior lamina ve posterior kuron restorasyonları gerçekleştirilecektir. Yeni CEREC yazılımı ve avantajlarının anlatılacağı sunumda sırasıyla; Optik ölçünün hasta ağzından doğrudan alınması, Cad/Cam yazılımında restorasyon tasarımı, Restorasyonun üretilmesi – frezleme, Karakterizasyon (makyaj) ve glaze, Yapıştırma adımları uygulanırken kullanılacak malzemeler ve teknikler ile ilgili püf noktaları gösterilecektir. “Çoklu Laminate Veneer Yapıştırmanın Püf Noktaları” Doç.Dr. Arzu Aykor Yeditepe Üniv. Diş Hek. Fak. Diş Hast. Ted. AD Porselen laminaları yapıştırırken, klinik başarıyı etkileyen birçok faktör rol oynamaktadır. Bu faktörler arasında laminalar yapıştırılmadan diş yüzeylerinde ve lamina iç yüzeylerinde yapılan kontroller, adeziv materyallerin dişlere ve porselen iç yüzeylerine uygulama tekniği ve uygulama süreleri, laminaların oturtulması, yaDoç. Dr. Arzu Aykor pıştırıcı materyalin temizlenmesi ve okluzyon kontrolleri önem kazanır. Bu sunumda, 10 adet laminanın simantasyon hazırlıkları ve laminaların adeziv olarak yapıştırılması, ayrıntılı olarak gösterilecektir. dişhekimi haber 39 haber dişhekimi Kongre açılış ında Kuvayi Milliye Destanı heyecanı Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde 21-23 Ekim tarihleri arasında, 16. Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları tarafından düzenlenecek olan Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi’nin açılışında Kuvayi Milliye Destanı slayt gösterisi ve dinletisi gerçekleştirilecek. İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim üyeleri ve öğrencilerinin gerçekleştirileceği gösteriyi yöneten İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Erişen gösterinin nasıl hayata geçirildiğini ve yaşadıkları heyecanı anlattı. Kuvayi Milliye Destanı sunumu nasıl ortaya çıktı? Kuvayi Milliye Destanı tiyatro sanatçıları tarafından bir çok kez sahnelenmiş bir büyük eser. Bizim gerçekleştirdiğimiz sunum bazı özellikler ve mesajlar içeriyor. Meslektaşlarım beni Endodonti toplantılarından anımsarlar. Ama diğer bir uğraşı alanım da Ulusal Kurtuluş savaşı tarihi üzerinedir. Bu çerçevede fakültemizde çeşitli etkinliklerde sunumlarım oldu. Bunlardan bazıları “Çanakkale” ve “Kör Cemal” isimli senaryosu da bana ait olan öykülerdir. Beni en çok heyecanlandıranı ise “Kuvayi Milliye” olmuştur. Fakültemizin 2011 ba- har şenliğinde sergilediğimiz bu sunum büyük ilgi gördükten sonra birkaç kez kendi aramızda gerçekleştirdik. Böylece Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi’nin açılışı için aldığımız davet ile tamamen profesyonelce hayata geçti diyebiliriz. Sunumdaki kişilerin daha önce bu tarz deneyimleri oldu mu? Sunumdaki kişilerin bende dahil olmak üzere hiçbirinin amatör tiyatro eğitimi dahi yok. Sunumda yer alan kişiler alanlarında son derece değerli yöneticiler, bilim adamları, asistanlar ve öğrenciler. Hiçbiri tiyatro eğitimi almamalarının yanı sıra hayatlarında şiir de okumamışlar. Buna rağmen oldukça profesyonel bir şekilde sunumu tamamlıyorlar, bu da ayrı bir heyecan katıyor. Ayrıca benim de yönetmenlik gibi bir deneyimim yok. Hepimiz bu sxunumu keyif aldığımız için yapıyoruz. Sunumda kimler görev alıyor? İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Meriç, İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Serdar Çintan, İÜ Diş Hekimliği Fak. Periodontoloji ABD Öğ. Üyesi Prof. Dr. Berna Tarım, İÜ Diş Hekimliği Fak. Diş Hastalıkları ve Tedavisi ABD Öğretim üyeleri Prof. Dr. Yavuz Gömeç, Prof Dr. Yasemin Benderli, İÜ Diş Hekimliği Fak. Protetik Diş Tedavisi ABD Öğ.Üyesi Doç.Dr. Tonguç Sülün, İÜ Diş Hekimliği Fak Endodonti ABD Başasistanı Dr. Rüştü Dağlaroğlu, İÜ. Diş Hekimliği Fak. Endodonti ABD Asistanları D. Yağmur Yalçın ve Dt. Hande Gürbüz. Müzikleri yapan arkadaşlarımız Beliz Özel ve Onur Erdem Erdur 3. Sınıf, Diren Demirci ise 5.Sınıf öğrencileri. Sunumda vermek istediğiniz mesaj nedir? Sunumumuz Power Point gösterisi ve müziklerle şiirlerin okunması şeklinde sahnelenecek. Mesajımız kısaca 40 dişhekimi şudur: Ülkemizin sahip olduğu en büyük destan olan Kurtuluş Savaşımızın, ülkemizin en büyük şairi Nazım Hikmet’in en iyi anlatımlardan biri olan büyük eserinin yine kendimize ait bir üslupla sunulmasıdır. Düşüncemiz bu iki önemli değerin, her toplulukta, herkes tarafından coşkuyla okunup nesiller boyunca devamlılığına bir katkıda bulunmaktır. Bizler fakültemizin dekanı, meslek örgütümüzün başkanı, profesörler, doçentler, asistanlar ve öğrenciler elele, coşkuyla Kurtuluş Savaşımızın onlarca kahramanını, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, Ulusal Kurtuluş Savaşına omuz vermiş Türk halkını ve Büyük şairimiz Nazım Hikmet’i saygıyla ve büyük bir heyecanla anıyor, bizi izleyecek herkesi; öğrencilerimizi, meslektaşlarımızı bu coşkuyu paylaşmaya çağırıyoruz. Bu organizasyonda bize yer veren kongrenin değerli yönetimine ve bizlere sponsor olan firmalara içten şükranlarımızı sunuyoruz. “Burada bizler şarkı söyler gibi, içimizden geldiği gibi okuyacağız” İnanılmaz heyecanlı ve çoşkuluyum. Daha önce hiç şiir okumadığım gibi, ilkokul, lise ve üniversite hayatımda da bir oyunda yer almadım. Ama Kuvayi Milliye olunca durum farklı oldu. Burada bizler şarkı söyler gibi, içimizden geldiği gibi okuyacağız. Bu çok duygulu ve heyecan verici bir olay. Tüm ekip, büyük Prof. Dr. bir coşkuyla, çocuklar gibi heBerna Tarım yecanlı bir şekilde İzmir’e geliyoruz. Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları yönetimlerine de bu açıdan organizasyonlarında bize yer vermelerine ve davetlerine çok teşekkür ediyorum. “Öğrenci, asistan ve öğretim üyelerinin ortaklaşa yaptığı bu sunumun beğeni alması ve tekrarının istenmesi bizi çok gururlandırdı” Bilindiği gibi Diş Hekimliği Eğitimi ve mesleği dünyanın en zor eğitimlerinden ve mesleklerinden biridir. Bu bağlamda Dekan olduktan sonra öğrencilerimizi yoğun çalışma temposundan kurtarmak adına ve onları bu ortamdan uzaklaştırmak adına öğrenci kulüplerine çok ciddi önem verdik. Bu kulüplerden bir tanesi de Prof. Dr. Raif Erişen’in sorumluluğunda olan “Atatürkçü Düşünce Kulübü“dür. İlk olarak öğrencilerimizin ve öğretim üyelerimizin birlikte çalışmaları sonucunda İs- haber taiklal Savaşımızı anlatan “KÖR CEMAL“ adlı bir sunum yaptılar. Çok başarılı idiler. Sevgili Raif Hoca çalışmalarını daha da büyüterek Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı’nı slayt gösterisi ve müzik eşliğinde sunmak istediğini bana söyledi ve bunu söylerken ayrıca benim de bu kadroda olmamı talep etti. Ben Prof. Dr. de zaten gerek tiyatro kulübünHasan Meriç de gerek se müzik kulübünde öğrencilerimle aktif olarak çalışmaktaydım. Bunu da seve seve kabul ettim ve Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz öğrenci festivalinde Kuvayi Milliye Destanını sahneledik. Olağanüstü bir beğeni aldık. Bu bizi çok heyecanlandırmıştı. Şimdi Ege Bölgesi Diş Hekimleri Odaları 16. Uluslararası Bilimsel Kongresinde bu sunumu tekrarlayacağız. Olay yalnız burayla bitmiyor. İstanbul’ a döndükten sonra da bu sunumu pek çok yerletee tekrarlamak üzere aldığımız teklifleri değerlendirerek Kuvayi Milliye Destanı’nı sahnelemeye devam edeceğiz. Bir Diş hekimliği Fakültesinin öğrenci, asistan ve öğretim üyelerinin ortaklaşa yaptığı bu sunumun beğeni alması ve başka yerlerde de sunumun tekrarının istenmesi bizi çok gururlandırıyor. Umarım 21 Ekim 2011 Cuma günü saat 11:00 de Kongre açılışında yapacağımız sunumumuz tüm katılanların beğenisi toplar. “Önce biraz çekindim, çok heyecanlandım ama bir tarafta Kurtuluş Savaşı Destanı diğer tarafta tadına doyulmaz bir Nazım Hikmet üslubu...” Fakültemizde önemli günlerde Prof. Dr. Raif Erişen hocamızın Kurtuluş Savaşı ile ilgili hazırladığı kahramanlık destanlarını özgün müziği ve birbirinden güzel görüntüleri ile izlemekten çok büyük mutluluk duyuyoruz. Bir gün bize yeni bir projesi olduğunu ve bizlerin de katılmamızı istediğini dile getirdi. Önce biraz Prof. Dr. çekindim çok heyecanlandım Yavuz Gömeç ama bir tarafta Kurtuluş Savaşı Destanı diğer tarafta tadına doyulmaz bir Nazım Hikmet üslubu. Tüm bu güzelliklere ilaveten bu coşkulu sunumu paylaştığımız çok sevdiğim ve saydığım, senelerdir birlikte çalıştığım dostlarım. Tabiatıyla tüm bunlar biraraya gelince büyük keyif alıyoruz. 21 Ekim’de güzel İzmir’de buluşmak üzere... 41 haber dişhekimi Hukuk mücadelesi veren meslektaşımız Nazan Güner, Hatalı ünitin parasını geri aldı Meslektaşımız Nazan Güner, 2 yıl önce almış olduğu arızalı diş üniti için başlattığı hukuk mücadelesini kazandı. Güner’in açtığı dava sonucunda mahkeme, cihazın ayıplı olduğuna karar vererek bedelinin iadesini istedi İzmir Bornova’da muayenehanesi bulunan Nazan Güner, 4 yıl önce ithalatçı bir firma ile diş üniti alımı için anlaştı. İthalatçı firma tarafından getirilip kurulan cihaz kısa bir süre sonra arıza yaptı. Meslektaşımız firmanın sağladığı servis hizmetinden yararlanarak cihazın tamirini istedi. Cihaz tamir edildikten kısa bir süre sonra yeniden aynı arıza gerçekleşti. Yetkili firma ile yaptığı uzun görüşmelerin ardından firma, servis aracılığıyla cihazın tamirini gerçekleştirdi. Sözleşmeye göre aynı gün gelmesi gereken servis 2-3 gün sonrasına gün verdi. Ancak cihaz yine aynı şekilde kısa bir süre çalıştıktan sonra başka arızalar çıkarmaya başladı. Bu süre içerisinde ünitin bazı parçaları ve kompresörü değişti. 2 yıl boyunca yaklaşık 23 kez gelen servis, cihazın tam performans çalışmasını sağlayamadı Güner firmaya yaptığı başvurunun ardından, “şebeke suyu basıncından kaynaklanıyor, gerilim hattınızda sorunlar var” gibi cevaplarla karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine meslektaşımız noter aracılığıyla cihazın yenisi ile değiştirilmesini istedi. Bu konuda da firmadan cevap alamayınca Avukatı Yalçın Cabar aracılığıyla İzmir Ticaret Mahkemesi’ne başvuran Güner, aldığı ünitin bedelinin iadesini istedi. 2 yıl süren dava sürecinin ardından mahkeme meslektaşımızı haklı gördü ve ürünün bedelinin iadesine karar verdi. Meslektaşımız dava aşamasında yaşananları şöyle anlattı; “Cihazla ilgili mahkemenin tayin ettiği bilirkişi ayrıntılı rapor çıkardı. İncelemeler sonucunda cihazın imalatından kaynaklanan bir kusuru olduğu tespit edildi. Bu aşamadan sonra mahkeme davayı kabul etti. Yaklaşık 2 yıllık bir sürecin ardından 1500 TL cihazın kullanılamadığı günler için tazminat ödenmesine ve cihazın bedelinin aynen iadesine karar verildi. Ancak firma mahkeme kararına uymayıp 42 ödemeyi yapmayınca icra yoluna gittik. Benim meslektaşlarıma tavsiyem; kullandıkları cihazlarda ardarda aynı arızanın tekrarlanması ve tamiri mümkün olmadığı takdirde imalat hatası olabileceği düşüncesiyle, açacakları davalarda kanıt olmak üzere mahkemeden tespit yaptırmalarıdır.” Avukat Yalçın Cabar; “Dişhekimleri cihazların ithalatçı firmasını, garanti şartlarını ve servis ağını mutlaka iyi bir şekilde araştırsınlar” Meslektaşımız Nazan Güner’in avukatı Yalçın Cabar, ”Makinede aynı arıza üç kez tekrarlandığı takdirde bazı haklara sahip oluyorsunuz. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın genelge ve mevzuatına göre borçlar kanununda üç tercihli hak sunuluyor. Birincisi aynı ürünün yenisi ile değiştirilmesi, ikincisi makinenin parasının geri iade edilmesi, üçüncüsü ise makinenin arızasının giderilmesi şeklinde. Bilirkişi raporları ve yapılan tespitlerin ardından biz bu tercih ve haklardan ürünün bedelinin iadesini talep ettik. Dişhekimlerinin kullandığı cihazlar yüksek bedelli teknoloji gerektiren cihazlardır. Bu davadaki cihazın bedeli 20.000 euro değerindeydi. Dişhekimlerine tavsiyem bu cihazların ithalatçı firmasını, garanti şartlarını ve servis ağını mutlaka iyi bir şekilde araştırmaları yönünde. Fakat aynı arızanın 3 kez tekrarlanmış olması önemli. Ancak 3 kez tekrarlandığında bu bizim davadaki haklara sahip olabiliyorsunuz.” dişhekimi haber 43 oralmoral dişhekimi Sakın bu dişler... Serdar SIRALAR [email protected] Hani yardımcınız gelip de “Filanca hasta aradı, yarına randevu aldı” dediğinde sırtınızdan aşağı soğuk bir ter damlasının süzülmesine neden olan şahsiyetler vardır. İşte Gönül hanım bu anlamda birinciliği kimselere kaptırmayacak nadide bir örnekti. Randevusuna her seferinde yarım saat erken gelir, bekleme salonunda sıkıntılı öflemelerle gezinir, yardımcıma “Beni ne zaman alacaksınız?” diye bir kaç kez sorarak ortamı iyice gererdi. Sonra sırası gelip de muayene odasına aldığımızda “Merhaba doktor bey, yine çok beklettiniz beni” diyerek tamamen demoralize bir vaziyette tedaviye başlamamızı adeta teşvik ederdi. Hiç bir sefer “Ama siz randevunuza erken geldiniz” diye itiraz etmemiştim. Bunun bir faydası olmazdı çünkü. Negatif, vesvesli ve karamsar olmak onun yaşam tarzıydı ve hekim olarak bana düşen bunu böylece kabul etmekti. Gönül hanıma alt çenede full porselen kuron köprü yapmaya çalıştığımız bir dönemdi. Daha ilk seanstan enteresan sorulara başlamıştı: - İğne mi vuracaksınız? - Evet efendim. - Şimdi o dişlerin hepsi gidecek değil mi köprü için? - Hayır. Sadece küçülteceğiz. Hepsi sapasağlam kaplamaların içinde kalacak. - Ya alttan çürürse. - İyi bakım yapar ve en az altı ayda bir bana kontrole gelirseniz hiç bir sorun olmaz efendim. Bir şekilde becerip de mandibuler anesteziyi yaptıktan sonra, uyuşmanın dudağına gelip gelmediğini sor- 44 duğumda, hayalet görmüş gibi büyüyen gözlerle yüzüme bakıp, kuşkunun had safhada olduğunu abartılı bir şekilde ifade eden ses tonuyla ve hatta alt dudağı yana kaya kaya: - Yoo, dafa gevmedi, diyordu. Mecburen küçük numaralar yapmaya zorluyordu beni: - Fazla beklersek de uyuşukluk geçebilir. Başlayalım bence. Daha ilk dişin okluzaline frez değmesiyle kalkan kollar, öğürmeler, “Daha bitmedi mi?” soruları, aaah ah, bilen bilir o durumu. Böyle zamanlarda sakin olmaya çalışırım. Yemyeşil çayırları, çiçek kokuları taşıyan ılık rüzgarları, döne kıvrıla akan ırmağın kenarında ateş yakıp bir dalın ucuna takıp da pişirdiğim sucuğu afiyetle yediğimi hayal ederim. “Bu tedavi nasıl olsa bitecek” derim kendi kendime, “Sonsuza kadar koltukta oturmayacak ya! Onun da evi var, işi gücü var. Gidecek elbet”. Geçici köprünün takılmasıyla sorular yine yağmur gibi devam ediyordu: - Asıl dişler de böyle mi olacak? Bunlar çok büyük ve beyaz. Ay keşke yaptırmasa mıydım? - Merak etmeyin, bunlar geçici plastik dişler. Esas porselenlerle hiç bir ilgisi yok. - Ama aynı kalıba göre yapılmayacak mı? - ??????. Şimdi bakın bunların malzemesi de yapım tekniği de farklı. Bu geçiciler dişleri soğuktan sıcaktan korumak için sadece. - Ayyy, böyle düz düz olmuş, çok kötü, çok kötü. Metal provada israrla aynayı istemiş ve sorularını sürdürmüştü: oralmoral dişhekimi - Böyle siyah siyah mı olacak bu dişler? - Yok efendim olur mu hiç. Bu içerde kalacak destek yapı. Her taraf diş rengi porselenle kapanacak sonra. - Eee bu diş öbüründen yüksek olmuş. - Siz bir dahaki seans bakacaksınız, yani porselen kaplanmış provada. - Ama bu diş büyük işte! Elbette en dayanılmaz safha dentin provaydı. Benim aklıma bile gelmeyecek benzetmelerle bezeli kahredici yorumlar iflahımı kesmek üzereydi: - E, bu dişler böyle öne doğru vapur burnu gibi geliyor. Normal insan diş kavsi “U” şeklinde olur. Bu böyle “V” gibi. - Efendim biz dişleri ezbere yapmıyoruz. Alttaki dişlerinizin izlediği kavsi takip ediyoruz. Ayrıca üst dişlerinizin kavsi ile de uyum sağlamak zorundayız. Ben söylediklerimin tek bir kelimesinin dahi dinlenmediğimden emindim. Ancak insan bir şeyler açıklamak gereği duyuyor tabii. Gönül hanım elindeki aynaya bakıp tekrar tekrar aynı şeyi söylüyordu: - Bunu yapan adam görmüyor mu Allah aşkına? Böyle vapur gibi, “V” şeklinde olur mu hiç? Cık, cık, cık. Uzatmanın bir anlamı yoktu. Istırabı o anlık da olsa dindirmek için, dişlerin şeklini değiştirmek üzere tekrar laboratuvara yollamayı teklif ettim. Hasta gittikten sonra dişlerini tedavi ettiğim tiyatro oyuncusu bir bayan arkadaşım geldi. Sıkıntılı halimin nedenini sordu, anlattım. Derken kafamda bir ampul yandı. Ona bu fikrimi anlatınca hemen yardım etmeyi kabul etti. Gönül hanım ikinci prova seansında yine elinde ayna detaylı incelemelerine başlamıştı. Bekleme salonunda ise tiyatrocu arkadaş vardı. Yine desteksiz ve anlamsız eleştiriler başlayınca bizim arkadaş muayene odasının kapısına gelip: - Daha çok bekleyecek miyim doktor bey? dedi, göya sinirli bir sesle. - Hastamızın alt kaplamalarını prova ediyoruz da, dedim. Malesef beğenmiyor. Biraz uzun sürebilir. Tiyatrocu kız: - Alt kaplamalar mı? Aaaa, aynı benim gibi de- senize. Ay hanım efendi izninizle bir bakabilir miyim? diye sordu heyecanla. Birbirimize baktık. Gönül hanım başıyla onayladı. Kız yaklaşıp baktı ve çığlığı bastı: - İnanmıyoruuuuuuuum, harkulade. Tam istediğim gibi. Ay süper olmuş. Ay doktor beeeey, hanım efendi beğenmediyse o dişler bana uyar mı acaba? Lütfen eğer uyarsa ve hanımefendi istemiyorsa onları bana takın, n’oooluurrr! - Valla bilmem ki, dedim. Yani belki biraz törpülersek falan... Gönül hanımın sol kaşı ortadan ikiye katlanıp taa alnının ortasına kadar yükselmişti. - Bi dakka, bi dakka küçük hanım. Onlar benim dişim. Biraz “V” gibiydi, bak şimdi söyleyince düzeltmişler. Ben istiyorum dişlerimi canım, o kadar da değil yani. Bir kaç gün sonra glazürlenmiş kuronları yapıştırmak üzere keyifle siman karıştırıyordum. Yardımcım da kesik dişleri kurutuyordu. İçi siman dolu kuronları tepsiye yerleştirdim ve sırayla ağıza uygulamak üzere ilkini elime aldım. Gönül hanım birden el kol hareketlerine başladı. Heyecanla “Durun, durun!” diye bağırıyordu. - Ama hemen yapıştırmalıyız, yoksa siman donacak, lütfen, dedim. Dinlemedi. Koltukta hop oturuyor, hop kalkıyor, benim ve yardımcımın elini itiyordu. Durdum: - Ne oldu? Diye sordum. - Dün akşam Uğur Dündar’ın programında gördüm. Mezarlıkta ölülerin dişlerini çalıyorlardı. Sakın bu dişler ölülerden çıkartılmış olmasın? Hep derim. Diş hekimleri cennetliktir, cennetlik. 45 haber dişhekimi Nostalji Köşesi l e z U r e t l İ . r D . f Pro “Annelere Diş Bakımı” Paris Rene Descartes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 1315 yılında kurulan Kütüphanesi dünyaca ünlüdür. Burada yazma ve baskı kitaplar, belgeler ve koleksiyonlar titizlikle saklanır ve korunur. Günceli de izleyen bu kütüphaneye tıp tarihi çalışma amacıyla gittiğimde karşıma çıkan halk için yazılmış bir ağız diş sağlığı kitabını tanıtmak istedim.“Nostalji” köşemde değerli meslektaşlarıma… Tanıtmak istediğim, kitabın adı “Le Dentiste des Dames”, Tam Türkçe çevirisi “Kadınların Diş Hekimi” . İçeriğini incelediğimde özellikle çocuklar ve gençler için ağız-diş bakım bilgilerine yer verildiğini gördüm. Bu nedenle “Annelere Diş Bakımı” adını vermeyi uygun buldum. Joseph Le Maire yerli ve yabancı birçok bilimsel ve ulusal derneklere üye. Napolyon’un cerrahı ünlü anatomist ve askeri cerrah Guillaume Dupuytren (17771835) çene kırıklarını ona bağlatırmış. Ayrıca Le Marie o dönemde hala revaçta olan kanamayı kızgın demirle dağlama yerine literatüre ilk defa hidrojen peroksiti(H2O2) kullanan kişi olarak geçmiş. Le Maire 1834 de ölmüş. Elimizdeki nüsha eserin genişletilmiş ikinci baskısı. (Resim:1). Ne yazık ki birinci baskı kaybolmuş. Kitap 246 sayfa. Kendi portresi hariç üç resim içeriyor. (Resim:2)Bunların altını şiirlerle süslemiş: (Resim:3) “Her gün iyi yap ağız bakımını Bakımsız dişler aşk arzusunu bile yok eder Gülerken görünen bembeyaz dişlerse Kalbe ne hoş hava verir” Eserin yazarı Diş Hekimi Joseph Le Marie’in bulabildiğim kadarıyla biyografisine gelince: “Şövalye” unvaResim 1: Joseph Le nına sahip bir Fransız. 1752 de Maire’in “Le Dentiste Ayrıca kitabının çeşitli yerledoğmuş. Bavyera kral ve kraliçesi- des Dames” eserinin kapağı (1818). rine edebi deyişleri serpiştirmiş: nin özel diş hekimi. Paris Tıp Fa“Güzellik sağlığın çiçeğidir” “Bakültesinde, Kraliyet Görme Enkımlı bir ağız kendi ruh dünyanızı yangelliler Enstitüsü’nde ve Paris’in 5 ve 10 sıtır”. “Bakımlı bir ağız size güven verir” no.lu dispanserinde diş hekimliği yapmış. … gibi. Le Maire çocuğunu emziren anne Demek ki bizdeki gibi “birden fazla yerde neden çalışıyorsun” diye meslek odaları gravurunun altına şu mısraları yazmış: (Resim:4) onun peşine düşmemiş. 46 haber dişhekimi “Emzirirken sana acı verse de Tertemiz sütünün damlalarından yavruna sağlık akar” Eserin bölümlerine gelince. Kitap (9) bölüm içeriyor: 1. Annelerin doğumdan iki yaşına kadar çocuklarına yapmaları gereken bakım, 2. Kalıcı dişResim 3: Her gün iyi yap ağız bakımını, lenme evresi, Bakımsız dişler aşk arzusunu bile yok eder, 3. Evde veya Gülerken görünen bembeyaz dişlerse yurtlarda gençleKalbe ne hoş hava verir. rin ağız bakımı , 4. 15-16 yaşından evliliğe kadarki ağız -diş bakımı, 5. Evli kadınların ağız-diş bakımı, 6. Yaşlı kadınların ağız -diş bakımı, 7. Yapay dişler (protezler), 8. Günlük kaprislerden etkilenen “züppe” kadınlara öğütler, 9. İleri yaşa kadar dişleri korumak için öğütler. Ayrıca kitabın son bölümünde ağız diş sağlığı ve genel sağlık için çeşitli formüller yer almış. Yazar burada da entelektüel birikimini göstermiş ve bu bölümü resimlerken Eski Yunan Sağlık Tanrıçası Hygea’ya yer vermiş. (Resim:5). Kısacası özenle düzenlenmiş ve halk için hazırlanmış bir kadınlara yönelik ağız sağlığı kitabı… Bizde bilinen matbu Türkçe ilk ağız diş sağlığı kitabı Abdülmecit Döneminde (1839-1856) İstanbul’da çalışan Parisli Diş Hekimi Philip Phelis tarafından yazılmış. Bu kitabın tek nüshası halen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nde korunuyor. Cumhu- Resim 4: riyetin ilk yıllarında hocalarımız halk için ağız-diş sağlığı kitapları yazmışlar. Bunları bir araştırmamda yayımlamıştım. Ben de 1984 yılında ilk kitabımı halk için “Ailenin Diş Sağlığı” adıyla yazmıştım. Kitabım 1990 da ikinci baskısını yaptı. Daha sonra Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu iki baskı daha yaptı. Bu kitabı yazarken, Gülha- Resim 5: Eski Yunan Sağlık Tanrıçası ne Komutanlarından Prof. Asklepios’un kızı Hygea (Hijyen Dr.Lütfi Vural ‘ın halk için terimi buradan türemiştir). yazdığı “Kalbimizi Tanıyalım” eserinin ön sözünden çok etkilenmiştim. Orada Prof.Dr.Vural, özellikle A.B.D.de ünlü hekimlerin halk için “vulgarize” eserler yazdıklarını söylüyordu. Gerçekten A.B.D.’ye gittiğimde bizde ekranları yoran medyatik ünlü bir kalp doktorumuzun Amerikan halkı için yazılmış kalp sağlığı kitabını tüm kitapçıların vitrinlerinde görmüştüm. Le Maire’in “Annelere Diş Sağlığı” eseri Batı’da halka yönelik kitaplar yazılmaya 18. Yüzyılın başında başlandığını göstermektedir. Fakat bizim meslek çevremizde en çok kitap-makale yazan kişiler olarak akademisyenlerden bu tür kitapları yazmaları beklenir. Fakat akademisyenlerce yazılmış halka yönelik ağız-diş sağlığı kitapları yok denecek kadar azdır. Dileriz onlar da tenezzül buyurur bu tür kitaplar yazarlar, ama o zaman diş koltuklarına daha az “banknot” oturur, değil mi? Emzirirken sana acı verse de, Tertemiz sütünün damlalarından yavruna sağlık akar. 47 hobi röportaj > Özlem Kekeç “Ülkemi bu şekilde temsil etmek gerçekten gurur verici” yılında bitirdim. Halen İstanbul’da serbest İstanbul’da yaşamını sürdüren meslektaşıhekimlik yaparak mesleğimi sürdürüyomız Sefa Güneş ile beraber 9 meslektaşırum. mızın yer aldığı Denttürk futbol takımı başarıdan başarıya koşuyor. Kurucusu Ne kadar zamandan beri futbol oyda iki diş hekimi olan Denttürk, 2008 nuyorsunuz? ve 2010 yıllarında yapılan Dünya Sağlık Olimpiyatları’nda iki kez şampiyon 7 yaşında Vitesse Arnhem’de başladığım futbola 13 yaşında Altay alt yapıolarak ülkemize döndü. Dahası 2012 sında devam edip İzmir’de 6 yıl kayılı yazında yapılacak olan 33. Dündar birkaç profesyonel takımda futya Sağlık Olimpiyatları’nı İstanbul’a bol oynadım. Dişhekimliği fakültesi aldırarak 3000 sporcunun ülkemize Brezilya, Arjantin, ile beraber yürütemediğim futbolu gelmesinin yolunu açtılar. MeslektaAlmanya, Fransa, 1996 yılında bırakıp amatör olarak şımız Sefa Güneş ile üyesi olmaktan 2000 yılına kadar devam ettirdim. büyük mutluluk duyduğu bu ekibi İtalya ve diğer çok ve çalışmalarını konuştuk. sayıda ülkenin Nasıl bir ekip Denttürk? Kimlerarasından sıyrılıp den oluşuyor? Kısaca kendinizden bahseder Denttürk her yıl düzenli olarak Memisiniz? şampiyon olmak dikal And Healthy Games isimli 1973 Nevşehir doğumluyum. Babakolay değil. Ayrıca Dünya Sağlık Olimpiyatları’na ülkemın Hollanda’da işçi olması sebebiybildiğim kadarıyla le 1 yaşında Hollanda’ya gidip bumiz adına katılan ve sağlıkçılardan oluşan bir futbol takımı. Bu orgarada 13 yaşına kadar kaldım. SonTürkiye olarak nizasyona futbol branşında 2 katerasında Türkiye’ye dönüş yaparak olimpiyatlarda takım goride; 6 lık futbol ve 11 lik futbol İzmir’e yerleştik. Ortaokulu Bayraksporlarında şampiyon lı Lisesi’nde, liseyi Atatürk Lisesi’nde kategorisinde yaklaşık 35-40 kişilik olan ilk ekibiz. sağlıkçı grubumuz katılıyor. 35-40 bitirdim. Sonrasında Ege Üniversikişilik bu grubumuzda 9 dişhekimi, tesi Dişhekimliği Fakültesi’ni 1997 48 dişhekimi 5 doktor, 3 eczacı arkadaşımız var. Ekipteki diğer arkadaşlarımızın da sağlıkla ilgili çeşitli görevlerde bulunmakta. Siz bu organizasyona nasıl dahil oldunuz? Denttürk 2000 yılında dişhekimi Şahin Filik ve Murat Sözen tarafından kuruldu. Ben 1999 yılında askerlik vesilesiyle geldiğim İstanbul’a yerleştim. 2005 yılında İstanbul Dişhekimleri Odası’nın çıkardığı dergide Denttürk’ün haberini okuyup gruba katıldım. 6 yıldır hiç ara vermeden katıldım. Medigames’e katılan arkadaşlarımızın tümü İstanbul’dan. Antrenmanlara ne kadar zamanınızı ayırıyorsunuz? Tüm yıl boyunca haftanın 3 günü, İstanbul şehrinin yoruculuğu ve diş hekimi olmanın getirdiği zorlukları bir kenara bırakıp antrenmanlarımızı sürdürüyoruz. Turnuvanın düzenlenmesine yakın, bir hafta Riva’daki milli takım tesislerinde kampa giriyoruz. Sağlık Olimpiyatları her yıl farklı bir ülkede mi yapılıyor? Yaklaşık kaç ülke katılıyor? Evet, her yıl farklı farklı ülkelerde düzenleniyor. Mesela bu yıl İspanya’da Kanarya Adaları’nda düzenlendi. Yaklaşık 40-45 ülke katılıyor. Oyunlarda futbolun dışında tenis, atletizm, voleybol, hentbol gibi 20’nin üzerinde branş var. Bu organizasyonda ülkemizi bu şekilde temsil etmek gerçekten gurur verici. Başarılı olununca daha da gurur verici olmuştur. Tabii ki. 2008 yılında Almanya’da ve 2010 yılında Hırvatistan’da yapılan turnuvalarda Türk ekibi olarak iki kere dünya şampiyonu olduk.Üstelik Brezilya, Ar- jantin, Almanya, Fransa, İtalya ve diğer çok sayıda ülkenin arasından sıyrılıp şampiyon olmak da kolay değil sonuçta.. Ayrıca bildiğim kadarıyla Türkiye olarak olimpiyatlarda takım sporlarında şampiyon olan ilk ekibiz... Oyunlar sırasında yaşadığınız ilginç bir anınızı bizimle paylaşır mısınız? Her turnuvada yaklaşık 10 gün kadar kaldığımız yabancı bir ülkede başımıza ilginç olaylar gelebiliyor elbet. 2006 yılında İtalya’da maç esnasında çarpışma sonucu dişi kırılan bir arkadaşımıza, maç dönüşü otelde anestezi dahi olmaksızın elimizden geldiği kadar temizlediğimiz bir pense ile diş çekimi yapmıştık. 2005 yılında Fas’ta, Türkiye ile arasında 3 saatlik farktan dolayı, saatimizi 3 saat geri almayı unutup sabah 9’daki maça, saat 4’de kalkıp 5’de hazır şekilde beklemiştik. Bunun gibi daha pek çok ilginç olaylar başımıza geliyor. Bu sene kurucumuz Şahin Filik’in ve grubumuzun yoğun gayretiyle bu oyunların 33.sünü ülkemize, İstanbul’a aldırdık. Yaklaşık 3000 sağlık çalışanının 10 gün boyunca ülkemizde kalmasını sağlayacağız. Oyunlarda futbolun dışında tenis, atletizm, voleybol, hentbol gibi 20’nin üzerinde branş var. 49 haber ’da r a t s Koro işhekimi bir d dişhekimi Meslektaşlarından DESTEK iSTiYOR Yarışmada tek dişhekimi olarak ilk on arasına giren İzmirli dişhekimi Figen Coşgun, meslektaşarından destek bekliyor. Coşgun, “Meslektaşlarım www.korostar.com adresinden veya KORO boşluk 106 yazıp 3969’a göndermek suretiyle bana destek olabilirler. Şimdiden tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. İzmirli Dişhekimi Figen Coşgun, Corega’nın düzenlediği ve 600 kişinin katıldığı Korostar yarışmasında ilk 10 arasına girerek finalde yarışmaya hak kazandı. Küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içe yaşayan İzmirli meslektaşımız, yarışmaya nasıl katıldığını ve neler yaşadığını Dişhekimi Dergisi’ne anlattı. Kendinizden biraz bahseder misiniz? Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden 1981 yılında mezun oldum. Dört yıl İzmir, on dokuz yıl Konya Seydişehir ve dört yıl Muğla Dalaman’da serbest hekimlik yaptım. İki yıl önce doğduğum ve eğitim gördüğüm İzmir’e geri döndüm. Evliyim, eşim de kamuda dişhekimi olarak görev yapıyor. Üç çocuk sahibiyim. Sekiz yaşından bu yana müzikle iç içeyim, işimin yanı sıra müzikle hobi olarak uğraşmaya devam ediyorum. Ne kadar zamandır müzikle uğraşıyorsunuz? Müzik çocukluğumdan beri hobilerimin içinde idi. Sekiz yaşından beri enstrüman çalıyorum. Seydişehir’de Musiki Cemiyeti’nde yıllarca solist ve udi olarak müzik yaşantımı sürdürdüm. İzmir’e döndükten sonra kliniği açmadan önce Balçova Belediyesi Türk Sanat Müziği korosuna girip solist ve udi olarak faaliyetlere başladım. En son İzmir Dişhekimleri Odası’na ait koromuzu kurduk ve haftada bir kere de kendi koromuza udi ve solist olarak gidiyorum. Diş hekimleri korosu henüz çok amatör ve katılım şimdilik az, ancak ileride katılımın artacağını umuyorum. Kendi meslek grubumdan oluşan bu koroda büyük keyif alıyorum. Bu arada odamızda 15 günde bir yapılan seminerleri de kaçırmıyoruz. 50 Korostar maceranız nasıl başladı? Korostar maceram Sensodyn ve Corega’yı temsil eden reprezantın muayenehaneme gelmesi ile başladı. Reprezant korostar broşürleri getirdi. Yarışma 40 yaşını geçen ve sesine güvenenleri ilgilendiriyordu. Benim kriterlerime uygun olması ilgimi çekti. Gelen broşürü inceledim, İzmir elemelerinin 30 Nisan’da olduğunu gördüm. Aynı tarihte Fethiye’de gerçekleştirilecek olan 15. Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları Uluslararası Kongresi’ne kayıt yaptırmıştık. En uygun tarih Ankara elemeleriydi, elemelere Ankara’dan katıldım ve 500 kişi arasından ilk ona girerek finalde yarışmaya hak kazandım. Coşkun Sabah, Selçuk Ural, Semiha Yankı ve Osman İşmen’den oluşan jüri bana yoğun ilgi gösterdi. Aldığım övgüler müzik yaşantım boyunca aldığım en büyük ödül oldu. Nasıl bir yarışma bu? Korostar, Corega’nın düzenlediği internet ortamında izlenen bir ses yarışması. Elemeler 4 ilde 5 ayrı mekanda yapıldı. Yarışmaya 450-500 kişi katıldı. 10 kişilik koro jüri kararı ile seçildi. Yarışma sırasında beğenilen videolar www.korostar.com adresinden izlenebildi. İstanbul’da koroya seçilenlerle bir albüm yapıldı. Hazırlanan 20.000 cd ücretsiz olarak dağıtıldı. Yalnızca internetten izlenerek sms ve mail yoluyla oylama yapılan bir yarışma. İnternet ortamında videolar dinlenecek % 50 sms ve internet oylaması, % 50 jüri kararıyla birinci belli olacak. Gelişmeleri Korostar Müzik ödülü’nün Facebook sayfasından ve internet sayfasından izleyebilirsiniz. www.korostar.com adresinden 106 Figen Cosgun Yemenimde Hare Var şarkısını tıklayarak oy verebilirsiniz. Oylamanın geçerli olması için mailnize gelen cevap mesajını onaylamanız gerekiyor. dişhekimi haber 51 haber dişhekimi Pierre Fauchard’ın 250. Ölüm Yıldönümü Anısına Prof. Dr. İlter Uzel ki okuyucu mektuplarımda değindiğim Türk Diş Hekimliği eğitiminin kuruluş aşamasındaki yanDiş Hekimliği Tarihi bizde en çok ihmal edilen lışlıklar bizde meslek tarihine duyulması gerealanlardan birisi olmuştur. Gerçi hocalarımız ta- ken ilgiyi azaltmış olabilir mi diye sormuyor derafından birkaç diş hekimliği tariğilim kendi kendime… hi kitabı yazılmıştır. Fakat burada İşte bu nedenle, ünlü İngiliz politiönemli olan hem diş hekimi kökenkacısı Churehill’in “Geçmiş ne kali olan, hem de bilim tarihi metodar iyi bilinirse gelecek de o kadolojisi bilen kişilerin kitap yazmadar iyi planlanır” ve Fransız heya girişmesidir. Oysa bu yazarların kim ve tıp tarihçisi Emile Littre’nin çoğu daha bir diş hekimliği tarihi (1800-1881) “Tıp mesleği sıradan makalesi bile yazmadan bu alanda bir zanaat düzeyine inmek istemikitap yazmaya girişmişlerdir. Böyleyorsa tarihi ile ilgilenmek zorundace tarih metodolojisi ve historiogdır.” özdeyişlerini, meslek heyecanı rafi tekniğinden mahrum kalan bu duyan, yaptığı tedavilerle insanlaalana ilgi duyulmamış; meslek çevrı mutlu etmeyi hedefleyen ve para releri de Diş Hekimliği Tarihi ile ilhırsı olmayan genç meslektaşlarımFransa’da haftalık yayımgilenenleri biraz “gülümseme” ile ca hatırlanmasını ve beyinlerinin lanın Information Denhafife almışlardır. bir köşesine yazmalarını öneririm. taire dergisinin Pierre Fauchard’ın 250. Ölüm Aslında diş hekimliği eğitim aşaDeğerli Meslektaşlarım, Yıldönümüne ayrılan sayısı. masında fizik, kimya ve biyolojik biOsmanlı Devleti toplum evriminlimlere yer verir. Ayrıca öğrencilere temel tıp bi- de yaşanması şart olan “sanayileşme süreci”ni limleri öğretilir. Uygulama aşamasında da bu bil- yaşayamadı. ve sanayi toplumuna dönüşemegiler kullanılır. Kısaca hem eğitimi birçok tıp uz- di. Biz birçok toplumsal ve ekonomik aşamamımanlık alanından daha zordur, hem de klinik ça- zı Atatürk Çağı ile başlattık ve şimdi de sürdülışması çok yorucudur. “Bir klinisyen diş hekimi rüyoruz. Bilindiği gibi diş hekimliği mesleği bilim her gün ameliyata giren bir cerrah gibidir.” Diş ve teknolojinin karşılıklı etkileşimi ile gerçeklehekimliği asla iyi manipulasyonla sınırlı bir “za- şir. Dolayısıyla. “teknoloji yaratamadık, bilim tanaat” değildir. Dolayısıyla belki de daha önce- rihine adını yazdırmış bir diş hekimi yetiştireme- Pierre Fauchard’ın 250. Ölüm yıldönümü anısına düzenlenen SFHAD kongresinin Pierre Fauchard Akademisi’nde yapılan açılış kokteyli (30 Mart 2011) 52 Kongre’den bir anı: Kongre Başkanı ünlü tıp tarihçisi ve filolog Prof.Dr. Danielle Gourevitch ve diğer katılımcılar. haber dişhekimi Pierre Fauchard Akademisi’nde onun büstünün önünde. dik de diş hekimliği tarihine olan ilgisizlik aceba bundan mı kaynaklanıyor. Çünkü, sanayileşmiş ve hatta bilim çağı evresini yaşayan gelişmiş ülkelerde diş hekimleri meslek tarihlerine büyük ilgi duymaktadırlar. 31 Mart – 2 Nisan 2011 tarihleri arasında Paris’te Fransız Diş Hekimliği Tarihi Cemiyeti’nin (SFHAD) 31. Kongresi’ne çağırılı konuşmacı olarak katıldım. Bu kongre Pierre Fauchard’ın 250. Ölüm Yıldönümü anısına düzenlenmişti. Modern diş hekimliğinin babası Pierre Fauchard 1677 de Bretagne’da doğmuş, 1718 de Paris’e yerleşmiş ve 1728 yılında ünlü “Le Chirurgien Dentiste” eserini yayınlamıştır. Eserin genişletilmiş. 2. baskısı 1746 yılında çıkmış, fakat Alman- en sergide teşhir ediKong re anısına düzenlen ste” eserinin, yazarın len “Le Chirurgien Denti ddesi (Paris Tıp Fakültesi el yazısı ile olan müsve maktadır.) Kütüphanesinde kor un cası daha ilk baskıdan 1733 de yayımlanmıştı. Kitap İngilizceye 1946 yılında (tarihsel amaçla) ve 1984 de de Japoncaya çevrilmiştir. Pierre Fauchard, o zamana kadarki tüm gelişmeleri içeren diş hekimliğinin bu başucu kitabın yazmakla kalmamış; pek çok orijinal vaka takdimleri ve icat ettiği aletlerle “diş hekimliği mesleğinin babası” olmayı da hak etmiş bir öncümüzdür. 1761 yılında Paris’te ölmüş ünlü St.Come kilisesine gömülmüştür. Kongre, Paris’in ünlü Tıp Fakültesi’nin görkemli binalarında gerçekleşti. Rusya, Almanya, İngiltere, İtalya ve Kongo dan katılanlar vardı. Tek Türk katılımcı bendim. Toplantıda yalnız Pierre Fauchard ile ilgili bildiriler sunulmadı. Meslek teknolojisi, biyomateryallerin tarihi, biyografiler ve paleostomatoloji ile ilgili önemli bildirilerde sunuldu. Bize gelince… Bugün diş hekimi kökenli on kadar değerli tıp tarihçimiz ve etikçimiz yetişmiştir. Fakat ilk diş hekimliği tarihi kongremizi 2022 kasım 2003 tarihinde o zaman Dekanlığını yürüttüğü Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde Prof.Dr.Funda Yanıkoğlu’nun çabalarıyla İstanbul’da yapabildik. Burada ikinci Kongrenin Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde düzenlemesi kararı alınmıştı. Fakat gerçekleşmedi. Dileğim bu etkinliğin devam etmesi ve Türk Diş Hekimleri Birliği’nin karnavala dönüşen yıllık “uluslararası” kongrelerinde meslek tarihine de birazcık yer ayrılması ve mesleğin boş kalan bu alanının doldurulmasıdır. Paris Tıp Fakültesi Müzes i’nde İstanb ul’dan giden bir koleksiyon (Üsküdar da diş hekiml iği yapan, 1824-1906 yalları arasın da yaşamış berber Hatutyan Torkom ian’a ait alet sandığından bir bö lüm.) “Birinci Türk Diş H ve Etiği Kong ekimliği Tarihi resi” Pr og ra mı (20-22 K asım 2003). 53 okur mektubu dişhekimi Sorulara Yanıtlar Hakan Kızılay İnternet ortamının insana sunduğu imkânlardan birisi çok farklı fikirlerin hızlı ve net bir biçimde toparlanabilmesi, değerlendirilip tekrar geri döndürülebilmesidir. “Sakıncalı piyade”ye dönmek üzere olan internetin bu faydalarından birini denemek istedim. Ortaya karışık bir “sorun ve soru” tepsisi hazırladım. İlginç ve düşündürücü yanıtlar aldım. Bu yazıda o sorun-soru paketini ve verilen yanıtları derleyerek İZDO’nun dergi okurlarının da konu ile ilgili düşünce oluşturmasını amaçladım. Hatta düşünce oluşturmanın ötesinde sorgulamaya katılıp öneri geliştirmeleri Türkiye’de diş hekimliği için bir kazanç olacaktır. TÜRKİYE’DE DİŞ HEKİMLİĞİ; SORUNLAR, SORULAR VE YANITLAR 1. sorun: Türkiye’de diş hekimliğinin çatı örgütü olan TDB ve odaların “üyelerinin katılımını” sağlayamaması Diş hekimlerinin TDB çalışmalarına katılımını sağlamak için kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: a) dekanlarla ortak çalışma içerisine girilerek, oda kaydı yaptırmayan mezunlara diploma verilmemesinin sağlanması b) seçime katılmama cezasının en az 500 TL olarak belirlenmesi. Dt. Kürşat Kapusuz: Yine mecburiyetten katılımı sağlamak için. Mecburi tutmak önemli değil insanları heyacanlandıracak bir oluşum gönülle isteyerek odaya kayıt önemlidir Ben odaya kaydolursam şu kazanımlarım olur diyerek isteyerek kaydolmalıdır Yoksa istediğiniz kadar mecbur tutun 500 TL ne ki? Dt Fehmi Karataş: Katılım konusunda inisiyatifi kullanma gibi bir tercih yoktur. Kanunda açıkça diyor ki “seçimlere katılmayanlara ceza uygulanır”. Ceza uygulama konusunda sert olan Odalarımızın çoğu(aidat vb.) nedense bu konu54 da pek oralı olmamaktadır. Yani bir hukuk uygulanacaksa işine geldiğine göre olmamalıdır. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: TDB’ ye katılımda ve seçimlerde ceza alınmasına karşıyım. Zorla olacak gönülsüz katılımlardan bir fayda olmayacaktır. seçimlere katılımda online oy vermede kullanılabilir bu sanırım bir çok kişinin daha rahat katılımını sağlayacaktır. TDB ye katılımda özendirici olmalı TDB’nin cazip çalışmalarıyla üyelerin ve katılacakların ilgisini çekmelidir buda siyasetsiz birleştirici çalışmalarla olacaktır. Dt. Esin Çakır: TDB ve Odalar; birlik olmanın önündeki en büyük engel olan, mesleki sorunların dışındaki faaliyetlerine son vermeliler. Bu en önemlisi Üyelerin güvenlerini sağlama açısından; yönetimlerin her konuda şeffaf olmaları sağlanmalı, örneğin gelir-giderlerinin web sitelerinde ayrıntılı yayınlanması, yönetim kurulu kararlarının duyurulması, isteyen üyelerin yapılan her türlü toplantılara (imkânlar elverdiğince…) gözlemci olarak katılabilmelerinin önünün açılması, vs. Bu ikinci önemli olan… Günün teknolojik gelişmelerinden de faydalanarak üyelerle arasındaki iletişimin arttırılması, üyelerle hızlı bilgilendirmeyi sağlayacak yeni bir yapılanmaya gitmek. Mevcut sorunların çözümünde üyelerin isteklerini göz önünde bulundurma, anketler düzenleyerek kararlar vermek gibi… Mevcut sorunların çözümde üyelerin de aktif olarak çalışmalarını sağlamak, Oda çalışmalarına ve hatta seçimlerine katılmayan üyeleri muayenehanelerinde ziyaret ederek, bunun sebebini birebir görüşerek öğrenmek, onları da oda çalışmalarına veya sosyal ve bilimsel faaliyetlere davet etmek… Oda seçimleri ile beraber TDB delegelerinin ve ilçe temsilcilerinin de seçilmesini sağlamak, Üyelerin eleştiri ve önerilerini samimi olarak dinlemeli, önemsemeli ve onlara bu konuda yardımcı olmalılar, Üyelerin aidiyet duygusunu geliştirici tüm sosyal-bilimsel-idari çalışmaları yapmak 2. sorun: Türkiye’de diş hekimliğinin çatı örgütü olan TDB ve odaların “adeta turnike sistemiyle” yönetici seçimi yapması dişhekimi okur mektubu 55 haber TDB ve oda yönetimlerinin tek bir anlayışın hegemonyasından çıkarılması için kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: Dünyanın en büyük sivil toplum organizasyonu olan JCI’dan örnek alınarak bir görevi bir kişinin 2 kere yapmasının engellenmesinin sağlanmasını savundum. Dt Fehmi Karataş: Odaların genel kurullarına katılımın ki bu çoğunda % 5-10 geçmez, artırılması ile Oda komisyonlarına ve seçimli organlarına ilgi artacaktır. Bugün için katılmayan birçok meslektaşımızın gerekçesi bunlardan bir şey çıkmaz diye düşünmesidir. Oysa bugün kayıplarımızın en büyük nedenleri de Oda genel kurullarına katılım konusunda ki duyarsızlığımızdır. Katılım arttığında MEVCUT hegemonyayı tasvip eden Oda üyeleri Oda genel kurulunda tescilleyecek ya da yeni fikir ya da grupların ya da anlayışın önünü açacaktır. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: TDB ye yöneticiler her seçimde yenilenmeli görev alan bir daha almamalı yaş sınırı olmalı ve genç aktif üyeler daha çoğunlukta olmalıdır genel olarak serbest çalışan hekimler çoğunlukta olmalıdır ancak bu hekimlerin bir ürün temsilcisi ya da tanıtımcısı olanları TDB de yönetiminde olmamalıdır Dt. Esin Çakır: Oda organlarında en fazla 2 dönem, TDB organlarında en fazla 2 dönem çalışma zorunluluğu gelmeli.. Ancak bu işte uzmanlaşmış meslektaşlarımızdan da danışman olarak faydalanmayı devam ettirmek gerek… 3. sorun: Türkiye’de diş hekimliğinin muayenehane hizmet sunum standartlarının dengeli olmaması (donanımdan, il ve bölgelerdeki muayenehane dağılımına kadar) Türkiye’de muayenehanecilikle ilgili olarak standardizasyon çalışması için (donanımdan, il ve bölgelerdeki muayenehane dağılımına kadar) kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: Gelir durumuna ve nüfusa göre bir ayarlama yapılarak muayenehane kapasitesini doldurmuş bölgelerde muayenehane açmanın yasaklanması. Yani bu şu demek X bölgesinde 400 kişi var gelir durumu kişi başı 5000 TL. Başka yerde 2000 kişi var gelir durumu kişi başı 1000. Bu iki yer- 56 dişhekimi deki hekim sayısı eşit olmalı. Dt Fehmi Karataş: Hiç bir zaman zorla cezayla yaklaşmak olsa olsa dar sermayesi olan meslektaşlarımızı bezdirir. Öncelikle muayenehanesi olan diş hekimleri ihtiyaç olan yerlere yönlenmek durumundadır. Bunu da araştıracaksunacak Odalarımız ve TDB’ dir. Diş hekimi gerçek ihtiyaç olan yerde hizmet vermeye başladığında da alet ve ekipmanını çok kolayca temin edecektir. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Gelir durumuna göre muayene dağılımı önerisi şu an için çok gerçekçi olmayabilir. Ancak muayenelerin bulunduğu gelir ortamına göre fiyat tarifeleri olması gereklidir ve bu tarifelere kesinlikle uyulmalıdır bunu kontrol etmeli bu muayeneler kadar etraf tıp merkezi ve hastanelerde kontrol edilmeli kayıtlar daha düzgün tutulmalıdır artık bir hasta bilgi bankası olmalı hangi hasta nerede ne yaptırmış… Bunları diş hekimleri görebilmelidir Dt. Esin Çakır: Muayenehane standardizasyonu mevcut yönetmeliklerle yapılıyor zaten, bunların eksiklileri varsa değiştirilebilir. Ancak muayenehane dağılımda adil ve etkili bir yöntem uygulamak şarttır. Yasaklarla bunu yapabilmenin imkânı yoktur. Yapılması gereken şudur. Önce ve mutlaka kamu özel muayenehanelerden hizmet alımının önünü açacak. Kamu SGK Kurumu hastalarına öncelikle koruyucu hizmetleri makul bir ücret karşılığında verecek. SGK yardımlarından faydalanabilecek kişilere zorunlu ağız muayeneleri ve tedavi şartı getirilecek. Her diş hekimine bulunduğu yerleşim birimindeki nüfus oranına göre hastaya bakma izni verilecek. Örneğin; İstanbul Şişli’de 1 diş hekimine 450 vatandaş düşüyorsa ( yanlış anlaşılmasın ben İstanbul Şişli’de 22 yıldır özel muayenehanecilik yapmaktayım…) bu bölgedeki hekimin bakabileceği hasta sayısı en fazla 450 kişi ile sınırlandırılacak. Muş’ta örneğin 30.000 kişiye 1 hekim düşüyorsa, otomatik olarak oradaki hekim 30.000 hastaya bakacak. Bu sistemi getirdik mi, en kısa süre içinde tüm yurtta belirli bir denge sağlanır. Yasaklama ile bu mümkün değildir. Yasaklanınca bu iş mutlaka “etkin-yetkin yüce” vatandaşlarımız tarafından mutlaka suiistimal edilecektir Ayrıca taksi plakası gibi muayenehane devir üc- haber dişhekimi reti gibi haksız bir ranta neden olunacaktır. Ve çabuk bir şekilde denge sağlanamayacaktır… 4. sorun: Türkiye’de kamunun ağız ve diş sağlığı hizmetini özel muayenehaneciliğin rekabet edemeyeceği şartlarda ve yaygınlıkta sunması. Türkiye’de kamunun ağız ve diş sağlığı hizmetini sunması karşısında özel muayenehaneler için kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da çözüm önerdim: * Muayenehanelere ortak kalite standartının getirilmeli * Bankalarla antlaşma yapılmalı, halka ulaşan kampanyalar yapılmalı ağız diş sağlığı ile alakalı olarak. * alışveriş yapılan büyük depolar, ilaç firmaları ve de macun firmalarının destekleyiciliğinde TDB çatısı altında TV reklamları yapılmalı * Odaların gelirlerinin arttırılarak(ceza vb. bkz. 1.madde) bu gelirin bir kısmını işletme akademisyenlerinden muayenehane işletmeciliği ve kalite yönetimi eğitimin odalarca ücretsiz verilmesinin sağlanması Dt Fehmi Karataş: Kamu ile özel rekabet eden değil sinerji yaratan durumunda olacaktır. Çünkü SGK’ nın ve dolayısı hazinenin kaynakları sınırlıdır. Bu durumda öncelik kamu kaynaklarının verimli ve vatandaşların tümüne eşit götürülmek durumundadır. Kısaca kamu öncelikle 0-18 yaşa yönelik ağız diş sağlığı hizmetlerinde, koruyucu ve eğitici hizmetlere önem verecektir. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Özel muayeneler cazibe merkezi olmalıdır bunun içinde daha konforlu ve ferah bir ortam ve modern cihazlar olmalıdır ancak buda maliyet demektir. En önemlisi de devletle rekabeti bırakıp kendimize güvenerek muayenelerimize çeki düzen vererek hastayı muayeneye çekmeye özen göstermeliyiz Yani kamunun özel muayenehanelerden hizmet alımından başka bu işi çözecek başka bir alternatif henüz icat edilmemiştir. 5. sorun: Türkiye’de diş hekimliği hizmeti veren özel ve kamu kurumsal yapıların ve popüler diş hekimlerinin verdikleri hizmetleri neredeyse “davul zurnayla” duyurması Türkiye’de özel muayenehanelerin maruz kaldığı haksız tanıtım rekabeti için kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: Bakınız 4. Sorunun yanıtı Dt Fehmi Karataş: Dünyada uygulamalar ve de genel hukuku çiğnemeden, bilgilendirme amaçlı ve hastaları yanılmadan yapabilecektir. Kaldı ki sağlık turizmi ülkemize girdisi olabilecek bir alandır. Bu konuda ki tanıtım ve bilgilendirmede TDB öncülük de yapmalıdır. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Bakınız 4. Sorunun yanıtı Dt. Esin Çakır: AB ülkelerinde uygulanan kamunun özel muayenehanelerden hizmet almasının önü açıldığında bunların fazla bir önemi kalmayacaktır. Eğer bir diş hekimi çalışma saatlerinin tamamını ya da büyük bölümünü full çalışarak geçiriyorsa bahsedilen şeyin ne önemi olabilir ki? 6. sorun: Türkiye’de ağız ve diş sağlığında koruyucu hekimlik hizmetinin hiç verilmiyor olması Türkiye’de koruyucu diş hekimliği hizmeti verilmesi konusunda kim ne öneriyor? -Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da çözüm önerdim AB projeleri. AB örneği önümüzde. Dt Fehmi Karataş: Koruyucu hizmetler olmazsa olmaz bir konu olup önemi nedeni ile öncelik devlet imkânlarının ülkenin her yerine dengeli bir şekilde götürülmelidir. Yoksa bu kadar daha ADSM ve fakülte vb. daha açsak yetiştiremeyiz. Çünkü sonsuz zenginliğimiz-kaynağımız yok. Yapılacak iş tedrici olarak başlanmak kaydı ile oradaki sitemin aynısıdır. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: AB projeleri genelde küçük grupları kapsayan projelerdir ülkemiz- Dt. Esin Çakır: Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek var mı? 57 haber de yapılan başarılı projeler vardır ve bunlar göz önüne alınsa daha iyi çalışmalar yapılacaktır(Bu yanıtlar forum ortamında verildiği için Mehmet Rıfat Akpınar burada E.Bihter Gürler’in “AB Projeleri” önerisinin yeterli olmayacağını vurguluyor.) Dt. Esin Çakır: Koruyucu diş hekimliği devlet zoru ve desteği olmadan gerçekleştirilemez. 7. sorun: Türkiye’de ağız ve diş sağlığı yardımcı personelinin yeterli sayıda ve yetkinlikte bulunmaması Türkiye’de ağız ve diş sağlığı yardımcı personeli konusunda kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da çözüm önerdim. Nasıl ki “eğitmen diş hekimi varsa”, “yardımcı personel eğitmenin” in de TDB bünyesinde oluşturularak, odaların üyelerinin yardımcı personelini ücretsiz eğitmesinin sağlanması. Dt Fehmi Karataş: Bu konuda sağlık meslek liseleri ve yüksekokulları ile diyaloğa geçilmelidir. Yeter ki mezunlara sigortalı istihdam imkânı verebilelim. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Meslek liselerinde bu konuda bir dal oluşturulması mantıklı olacak ve eğitilmiş yardımcı ihtiyacını gidermede yeterli olacaktır. ki temsilcisi olan Odalar ve TDB çalışmaları doğrultusunda önereceği “ standart yönetmeliğine” uyacaktır. Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: CE standardı yanında TSE denden bir standart istenmelidir ayrıca garanti ve yedek parça süreleri de belirlenmelidir. Dt. Esin Çakır: TDB; TSE ile işbirliğine girip hem ülkemizde imal edilen hem de yurtdışından getirilen malzemelere yeterlilik belgesi verebilir. 9. sorun: Türkiye’de diş hekimliği cihaz ve donanımı mühendis ve teknik elemanı yetersizliği ve eğitimi verilmiyor olması Bu konuda kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da bir çözüm olmaz. Bu mühendislik fakülteleriyle olmaz. Siz diş hekimisiniz diye size master, doktora yaptırmıyorlar. Dt Fehmi Karataş: Bu konuda üniversitelerin ilgili fakülteleri ile görüşülerek yukarda bahsedilen standartlarda malzeme veya makina ihtiyaçlarımızın olduğu buna yönelik mühendis ve teknik elamanların yetiştirilmesi için TDB ve Odaları olarak her türlü işbirliğine hazır olduğumuz ifade edilecek çalışmaları yapılacaktır. Dt. Esin Çakır: TDB’nin bu konuda eğitim vermesi (sertifika verebilir) önerisini destekliyorum… Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Cihaz ve donanım için meslek lisesi ve sonrasında 2 yıllık bir üniversite eğitimi ile tekniker yetiştirilmesi düşünülebilir illa mühendise gerek yok ara elamanlar yeterli olacaktır 8. sorun: Türkiye’de diş hekimliği cihaz ve donanımının standart olmaması Dt. Esin Çakır: Valla makine mühendisiyim diyeni ile çıraklıktan yetişeni arasında bir fark göremedim. Ben gördüm diyenler bana da bildirsin… Bu konuda kim ne öneriyor? Dt. E.Bihter GÜRLER: Olmaz efendim. Tutturmuş millet bir CE standartı saçmalığı gidiyor. CE belgeleri varmış bu CE saçmalığı kalmadıkça bu konuda çözüm öneremem ben kendi adıma. Dt Fehmi Karataş: Bu konularda standart derken belli firmaların tekeli gibi anlaşılmamalıdır. Kamu zaten koruyucu ve eğitici hizmetler vererek ülkeye ciddi bir katma değer yaratacağından standart yönünden avantajlı olacaktır. Muayenehanelerde kazandığında ki bunun içinde ihtiyaç olan yerlerde yapılanmak durumundadır 58 dişhekimi “Qua Vadis?”yazısında olduğu gibi bu yazıda da benim “yanıtlarıma” yer kalmadı. Bir daha ki sefere onları yazmak istiyorum. Ancak görünen bir durum var: Diş hekimlerinin konuşmaya, anlatmaya çok ihtiyacı var. Çok tutarlı ve yenilikçi fikirleri de var. Beni bu süreçte en çok etkileyen yönlerden birisi bu kadar zeki, yetenekli, çalışkan ve yaratıcı insanların bu gücü ve enerjisinin kullanılmamış olmasıdır. Ama ne demiş güzel dilli atalarımız: Çıkmayan candan umut kesilmez! dişhekimi haber 59 haber dişhekimi İZDO’dan kitap satışları devam ediyor İzmir Dişhekimleri Odası İktisadi İşletmesi’nin İzmir Güven Kitapevi ve Quintessence ile yaptığı sözleşmeler ile Nobel Tıp Kitapları ve Quintessence yayınlarına meslektaşlarımız İzmir Dişhekimleri Odası’ndan ulaşmaya devam ediyor. İki yayınevinin toplam 38 kitabı ve 3 adet DVD’si bulunmakta.Birbirinden önemli yayınlara meslektaşlarımızın ve öğrencilerin daha kolay ulaşması için yapılan anlaşmalar gereği meslektaşlarımızı Dergimiz ile birlikte kendilerine ulaşan kitap listesinde bulunan yayınlara bir telefonla ulaşabilecek. Ulaşım bedelini yayınevi ödeyecek İzmir Dişhekimleri Odası’nı arayarak sipariş veren meslektaşlarımız, kitap listesi üzerinde gördükleri fiyatlar dışında herhangi bir ödeme yapmayacak. Türkiye’nin neresinde olursa olsun, kitap ve DVD’lerin kargo ulaşım bedeli yayınevi tarafından karşılanacak. Dişhekimi Dergisi’nin her sayısında ise odamızdan ulaşabileceğiniz kitaplarla ilgili bilgilere yer vereceğimiz bir kitap sayfamız yer alacak. NOBEL TIP KİTAPLARI LİSTESİ KİTAP ADI YAZAR FİYAT (TL) Ağız Kokusu Dr.Murat Aydın 15,00 Oral Mikrobiyoloji Ve İmmunoloji Prof.Dr. Osman Erganiş, Prof.Dr. Adnan Öztürk 7,75 Ağız Hastalıkları Atlası Dr.Esma Kürklü 39,00 Endodonti Cep Atlası Dr. M. Emir Dinçol 42,50 Oral İmplantoloji Barış Tunalı 15,00 Endodontide Tanı Tedaviler Prof.Dr. M. Kemal Çalışkan 130,00 Endodonti Temel İlkeler Ve Uygulamalar Prof. Dr. Raif Erişen 108,00 Yazar: Prof.Dr. Ömer Kutay 136,00 Dental İmplant Protezler 60 Diş Hekimliğinde Anamnez Dr. Hüseyin Afşin 25,00 Farmadex Güncel İlaç Rehberi Dr. Fatih Kara, Dr. İnci Kara 30,00 Ağız Diş Çene Hastalıkları Ve Cerrahisi Doç.Dr. Nurgül Kömerik 22,75 haber dişhekimi Dental İmplant Cerrahisi Renkli Atlası Prof.Dr. Cüneyt Karabuda, Prof.Dr. Tayfun Özdemir 100,00 Ağız Hastalıklarının Tedavisi Dr.Esma Kürklü 22,00 KİTAP ADI YAZAR FİYAT Ağız Hastalıklarının Tanı ve Tedavisi Prof. Dr. Meral Ünür, Prof. Dr. Özen Doğan Onur 75,00 Porselen Laminat Venerler Dt.Galip Gürel 180,00 Doğanın Morfolojisi Shigeo Kataoka 35,00 OUİNTESSENCE KİTAPLARI LİSTESİ Dişhekimliğinde Antibiotik ve Antimikrobiyal Kullanımı Michael Newman DDS, Arie J.van Winkelhodd,Phd 40,00 Operatif Dişhekimliğinde Gelişmeler Cilt 1 Jean-François Roulet, Prof Dr Nairn H.F. Wilson Phd,Msc,BDS Massimo Fuzzi 70,00 Operatif Dişhekimliğinde Gelişmeler Cilt 2 Jean-François Roulet, Prof Dr Nairn H.F. Wilson Phd,Msc,BDS Massimo Fuzzi 75,00 Periodontal Cerrahi: Klinik Atlas Naoshi Sato,DDS Dişhekimliğinde Lokal Anestezi Prof. Dr. Hülya Koçak Berberoğlu, Prof.Dr. Banu Gürkan Kasapoğlu, Prof. Dr. Çetin Kasapoğlu 70,00 Dişhekimin Endodonti El Kitabı Martin Trope, DMD and Gilberto J.Debelian,DMD,PhD 35,00 Total Protezlerin Temel İlkeleri ve Pratiği Prof. Dr. Ender Kazasoğlu 50,00 Travma Olgularında Tedavi Planlaması Koray Gencay 55,00 İmplant Diş hekimliğinde Estetik Dr. Türker Örnekol 75,00 150,00 Diş Hekimliği Pratiğinde Yumuşak Dokuda Lazer Uygu Prof. Dr. Hakkı Tanyeri 20,00 "Osteointegrasyonda Klinik Endikasyon ve Planlama" Doç. Dr. Mehmet Yaltırık 65,00 Erken Ortodontik Tedavi de Klinik Başarı Prof. Dr. Tülin Taner 55,00 Adeziv Köprüler ve Klinik Uygulmaları Prof. Dr. Şebnem Eskimez, Yrd. Doç. Dr. Ayça Deniz İzgi Uygulamalı İmplant Diş Hekimliği Sethi, Ashok & Kaus,Thomas Hareketli Bölümlü Protezler Doç. Dr. Pınar Kursoğlu 45,00 Hareketli Bölümlü Protezlerde Temel İlkeler Prof. Dr. Bülent Kesim 55,00 Yirmiyaş Dişlerinin Cerrahi Çekimi Prof. Dr. Özen Doğan Onur 55,00 Hassas Bağlantılar- Başarılı Restoratif Tedavi Prof.Dr.Bülent Şermet, Yrd. Doç. Dr. Bilge Gökçen-Röhlig, Dr. Değer Öngül 55,00 Dental Fotografçılık Ömer Engin 55,00 Diş Hekimliği Soru Cevapları- Final,Denklik,Doktora Dt.Esra Bihter Gürler 25,00 Diş Hekimliği Ve Sistemik Hastalıklar Murat Tokgöz 25,00 Hangi Hastada, Hangi İlaç, Hangi Test? Prof.Dr. Şükran Atamer-Şimşek, Prof.Dr.Yegane Güven 40,00 25,00 150,00 Multimedia (DVD) VCD01 A dan Z ye Porselen Laminat Vener Dt.Galip Gürel 30,00 DVD01 Silikon Matrix ile Ön Diş Kırığında Kompozit Rest. Engin Taviloğlu 30,00 DVD02 Muayenehane Şartlarında İndirekt Kompozit Restorasyonlar Engin Taviloğlu 30,00 61 mavi köşe dişhekimi Limansız “Yazıya dökülenin dışında kalan tek şey ölümdür.” Robert Pinget Mavisel YENER [email protected] www.maviselyener.com 62 “Hayatınızda bir sıfır noktası seçecek olsanız, hangi anı seçmek isterdiniz?” Dergide okuduğu bu cümleye verecek ne çok yanıtı vardı İnan’ın. Bakışlarını, vedalaşmak istercesine, muayenehanesinde gezdirdi. İşçiler girip çıkıyor, aletleri söküyorlardı. Artık gerçekliğinden bile kuşkuya düştüğü onca insanın oturduğu hasta koltuğu, nicedir arayıp soramadığı onlarca nesne… Sinsice gelişen hüzün metastaz yapıp onu kıskıvrak yakalamıştı. “Metastaz…” Son yıllarda en çok duyduğu sözcük… Önceleri, iyileşip işine döneceğini sanıyordu, evdeki hesabın çarşıya uyduğu nerede görülmüştü? İlkin kompresörü yüklendi adamlar. -Okusaydın kutunun üstünü, son kullanma tarihine baksaydın atmadan önce. Arkadaşı, saygı dolu alçak bir ses tonuyla yanıtladı: -Okudum İnan, sekiz yıl olmuş geçeli! İnan, sekiz yılın her gününü işine gitmeyi umarak geçirmişti. Bu genç yaşta emekli olunur muydu? Hem zaten emekli maaşı da alamazdı, Bağkur primlerini ödeyememişti ki… Bu düşüncelerden sıyrılıp “Belki kullanılır şu röntgenler” dedi arkadaşına. -Ucuz mu buldun da kutular dolusu röntgen biriktirdin dostum? -İşe yararsa atma! Götür işte, kullanırsın muayenehanende. -Yedi yıl önce tamamlamış bunlar ömrünü, getirsene bir çöp poşeti daha, doldu bak bu. -İşe yarayan malzeme varsa al… Kullanırsın. -Vay beee… Bu ölçü malzemesinden kaç muayenehanede vardır bilmem. Ya üç, ya beş kişi kullanır bunu, çok kaliteli. -Fransa’dan getirtmiştim… -İyi bilmem ne yedin! At çöpe geçmiş bunun son kullanması. Bari üniti satsaydın, üç beş kuruş gelirdi. -Denedim, beceremedim. Bilmem kaç taksitle yenisini almak varken kimse talip olmadı. İhtiyacı olan bir öğrenciye bağışlayayım, dedim. Onu da beceremedim. -Neyse, en iyi yere bağışladın. Orada işe yaratırlar bunları. Keşke sekiz yıl beklemeseydin… Selim çok yorgundu. Ölümcül bir dermansızlık dolaştı kaslarında. Üniti indiriyorlardı şimdi de… Enerjisini toparlamaya çalıştı: -Bak, şu çekmecede ısırtma kâğıtları var, onlar işe yarar işte, dedi. -Haydaaa… Bir çekmece dolusu ısırtma kâğıdını ne yapacaktın da aldın? Piyasada bulunmazsa satarım diye falan mı? -Al sen onları, akmaz, kokmaz. -Tamam, at çantama peki. Oğlum parana hiç mi acımadın sen ya, bunca banyo solüsyonuna yazık. Dök şunları helâya. Hasta koltuğundaydı sıra… -Uuu, geçici setine bak be! Fıstık gibi… Bunun likidi mevta olmuştur, tozunu bırak da likidi gönder çöpe. Sarf malzemesi bunların adı oğlum, sarf edilecek, biriktirmek için değil… -Sterilizatörü de yükletelim değil mi? Uzak geçmişten gelen, zar zor hatırlanan, bulanık bir hayalete bakar gibi baktı sterilizatöre. “Hı hı…” diye yanıtladı arkadaşını. -Ne o, pek isteksiz söyledin? Evde çatal bıçaklarını steril edeceksen kalsın tabii. Arkadaşının ağzından fırlayan sözcükler duvarları delen mermi oldu. Her şey üstüne yığıldı sanki İnan’ın. Gangrenli diş kokusu sardı odayı. Röntgen, hekim sandalyesi… Her biri giderken İnan sessizce bakıyordu ardından. Çekmeceler birer ikişer toplandı. Frezler, kanal eğeleri, matrisler, matris bantları, envai çeşit kama, simanlar felan feşmekânlar… Naylon torbalar yetmedi atmaya. Karton kutular bulundu. Kim bilir hangi rüzgârların, hangi anaforların, hangi dip akıntılarının istiflediği onca hüznü topluyordu. Göçebeleri düşündü. İz bırakmadan oradan oraya savrulan limansız insanları. Genç yaşta işini bırakmak zorunda kalan nice meslektaşını… Sahi, neden hiç fotoğrafı yoktu orada? Nasıl kanıtlanırdı ki oradan bir Doktor İnan geçmiştir. Oysa İnan, sonsuzca aynı kalacağını sanmıştı her şeyin. Öylesine sıradan geliyordu ki yaptıkları, gün gelip de bu hüznü yaşayacağını bilse… İki göz kırpışı arasında gördüğü düştü yaşam. Arkadaşının sesiyle irkildi. -Hadi oğlum, toparladık ne var ne yoksa. Kamyoncu hareket ediyor. Tamam, anlamında başını salladı. Çok ama çok yorgundu. Kamyonun inleyerek çalıştığı duyuldu. İnan kendiyle göz göze geldi. Her şey bir başka şeye dönüşüyordu yaşamda… Onlarca yıldan kalan tek anı olarak neyi eve götüreceğine karar vermişti. Kapının üzerindeki, büyük, siyah harflerle ismi yazılı olan tabelaya baktı: “Diş Hekimi İnan Ener”. Onu sökmesini rica etti arkadaşından. Arkadaşı söktü. İnan tabelayı koltuğunun altına sıkıştırıp bir sis bulutuna doğru yürüdü. dişhekimi mavi köşe 63 ödüllü bulmaca > Arife Kişioğlu dişhekimi 1 2 3 SOLDAN SAĞA 1) Kan damarlarından oluşan tehlikesiz ur -(1866- 1 1925) yılları arasında yaşamış, fazlalıklara yer ver- 2 meyen, geleneksel olmaktan uzak üslubuyla tanınmış Fransız besteci.2) Polis tarafından aranan bir 3 kimsenin yüz hatlarının tanıklarin ifadelerine göre 4 portre olarak çizilmesi yöntemi - XX. yüzyılın eşiğin- 5 de İspanyol yaşamına ve edebiyatına yeni bir canlılık kazandırmayı amaçlayan “98 Kuşağı”nın öncülerin- 6 den olan ünlü İspanyol romancı - Fransa’da 30.59 7 gr, Ingiltere’de 28.349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi.3) Kemikli baliklardan, uzunlugu 40 cm 8 kadar olan, esmer renkli, yassı bir tür balık - Irkçı- 9 lık -Matematik iki ile bölünemeyen (sayı) - (1919) Sedat Simavi’nin çıkardığı aylık kadın dergisi . 4) 10 Derebeylik Japonyası’nda en aşağı sınıfı oluşturan 11 halk - Sitara benzen dört telli bir Hint çalgısı - İyimser - Mağara.5) Motorlu taşıtlarda motorun en az 12 yakıtla çalışma ayarı - Kayınbirader -Kaynağı mitolo- 13 jik çağlara dayanan kirişli bir çalgı - Azalma.6) Sigor14 ta için verilen ücret - İsveç ve Finlandiya’da üretilen bir halı cinsi -İrandan geçerek Kuzey Hindistan’a 15 yerleşen halk - Gaetano Donizetti’nin bir operası.- 16 Radon’un simgesi.7) Ispanyol tiyatrosunda güldürücü kısa oyun - Bir peygaber -Eski Mısır’da üretici 17 güç - Eski dilde damar. 8)Hakan Günday’ın bir ro- 18 manı - Türk Dil Kurumu - Kıta - Günümüzde özellikle internetin yaygınlaşmasından sonra hız kazan- 19 mış, gençler arasında sıkça rastlanan bir dans ve 20 müzik anlayışı.9)Diş hekimliğinde dezenfektan olarak kullanılan benzelyum klorüre verilen ad - Jeolojide birinci çağın dördüncü dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer tabakaları .10) Dolaylı olarak anlatma -………. KUTLAR Türk şair, yazar, düşünce adamı -Yapmacık davranış.11)Yaradılış, tabiat - Cezayir safrasında vahalar dizisi - Ürkü.12)Keyifli bir durum anlatılırken ‘’ne güzel, ne iyi’’ anlamlarında söylenen bir söz - Uzaklık anlatan bir söz - Satrançta bir taş - Kaybolma,yitme.13) Utanma - Eski dilde ağız -… . ARİF ünlü şair, gazeteci - İridyumun simgesi - Üzme, sıkıntı verme.14)Beyaz bisiklet, Bir Kırık Bebek , Dünden Sonra Yarından Önce filmleriyle tanınmış kadın sinema yönetmenimiz - Eski Mısır tanrılarının asası - İlkel aydınlatma aracı .15)Üye - İnci Aral’ın bir romanı -Bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yetişen, dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki türü - Bir mısır tanrısı .16) Eski Yahudilere verilen ad - DURAN …… 1935’te doğmuş, Çukurova’nın insanını yansıtan toplumsal içerikli yapıtlarıyla tanınmış ressamımız - Yahya Kemal’in hece ölçüsüyle yazdigi tek siiri -…... WEBER 1864-1920 yılları arasında yaşamış, kapitalizmin gelişimini “Protestan ahlakı”na bağlayan tezi ve bürokrasi üzerine görüşleriyle tanınmış Alman iktisatçı ve toplumbilimci.17)Bir olumsuzluk ön eki - Akdeniz’de yasayan iri karides türü - Tantalın simgesi - En kısa zaman - Bir nota .18)Koruma alanı - Hayır’’ anlamında kullanılan söz -Bir tarikat ya da sanatın kurucusu - İtalya’da bir kent - Japon lirik dramı .19) Çalgılar giderek daha yüksek ses verecek biçimde çalınma durumu - Araba okunun ekseni.-Elif Şafak’ın son romanı 20) Eril isimlerin anlam kaybına uğramadan bayanlarda kullanılmasını sağlayan sonek.- Geleneksel Japon türkü ve şarkılarına verilen ad -Bulmacada resmi bulunan gazeteci ve yazarımız. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1)Doku ve organlardaki hücre sayısının artışıyla ortaya çıkan büyüme –(1866-1944) yılları arasında yaşamış, modern resim anlayışı içinde ilk salt soyut kompozisyonları gerçekleştiren sanatçılardan biri olmuş ünlü Rus asıllı ressam.2) Basıcı, yayıncı -Kışın en soğuk günleri - Sürülmememiş, ekilmememiş sert toprak.3) Eskiden üç telli çalgılara verilen genel adı -………..BAYSAL Türk yazar - 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Adana’nin Tufanbeyli ilçesinde antik bir kent - Bir cetvel.4) Kars’in doğusunda ünlü antik kent - Keman yapımıyla ünlü bir Italyan ailesi - Geveze - Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz .5) Briçte sanzatu. - Vietnam plakası - Algı - Kendini beğenme, bencillik.6) Kukla filmin ve çizgi filmin en büyük ustalarından biri olan Çek sinemacı -Atletizmde koşma ve atlamanın dışında kalan yarışma dallarının genel adı - Doğu Hıristiyan kiliselerini süsleyen sabit ya da taşınır kutsal resim.7) Bir düşünceyi belirtmekteki kesinlik. -Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret - Kilometre .8) Birçok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için söylenen söz - Baba, cet - Malaya dilinde delirme - EDGAR ALLEN ……..ünlü şair 9) Afrika’da bir ırmak - Genişlik -Haydut, hırsız.10)Sinir uçları iltihabı - Manganezin simgesi - Akciğer.11)Tecrübeye dayanan , deneysel -Tanzanya plakası Kuveyt’in plâka imi.12) Farsçada den, dan manasında ön ek - Çağdaş balenin öncülerinden olup eşarbının bindiği arabanın tekerleğine dolanmasıyla boğularak ölen ünlü ABD’li dansçı.13) Otomobil direksiyon tertibatında rotlar arasında mafsal görevi yapan parça - Kum büyüklüğünde taneciklerden oluşan tortul kayaçların genel adı -Değerli bir orkide türü -Fransa’da bir ırmak.14)Van ilinde, MÖ üç bin yılına tarihlenen bir höyük - Sebze bahçesi - Japonyada bir kent -İrin birikimi.15) Zayıf, ince uzun boylu kimse - Küçük bitki - Zirkonyumun simgesi -Kaş kemerinin altına sıkıştirılarak kullanilan gözlük camı.16)Kalayın simgesi - Küfürbaz -Eski dilde su -Dökme demir - Arnavutluk’un para birimi.17)Bir borcu, ödeme - Canan Tan’ın bir romanı - Eski dilde zümrüt .18) İnsan veya çalgı sesinin yükseklik veya alçaklık derecesi - Işıncılık da denilen soyut resim akımı - Bir nota – Akademik bir unvan.19) Bir Aytaç Ağırlar filmi - İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan - Batı Makedonya’da bulunan, tarih öncesi bir höyük: 20) 1945-1997 yılları arasında yaşamış, modernize edilmiş oyun havalarıyla ve tangolarıyla tanınmış müzik sanatçımız - İlgi eki - Görelilik, atom ve katı-hal fiziği, matis mekaniği, kuantum mekaniği, optik ve akışkanların kinetik teorisi gibi fiziğin birçok dalında önemli çalışmaları olmuş Alman teorik fizikçi. BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA; Dilediğiniz tatta 300 gr. ambalajında orjinal hidrofobik EMS Air-Flow Tozu hediye edilecektir. (Vişne-Tropikal-Limon-Nane -Frenk Üzümü veya tatsız) 64 dişhekimi haber 65 duyuru dişhekimi Başsağlığı Dişhekimi Aranıyor Meslektaşlarımızdan; > Dişhekimi Fethi Bayar Kliniği’nde çalışacak dişhekimi aranıyor. Adres: Saltak Caddesi Haznedar İş Merkezi No:63 Kat:6 Merkez/Denizli İletişim: 0258 241 52 63 Gsm: 0 549 232 23 30 – 0 532 417 09 23 > Levent Karaoğlu, > Alper Yaşar Erdağ, > Muzaffer Sakarya, > Prof. Dr. Tayfun Günbay’ın annesi, > Vahit Cüneyt Işıker’in annesi, > Ülkü Belkıs Ayaz Karlı ve Oya Ayaz Sevinçli’nin babası, > Tayfun Çakmakçı’nın annesi, > Halil Çınar Atagün’ün babası > Özel Çiğli Kent Ağız Ve Diş Sağlığı Polikliniği’ne dişhekimi aranıyor. Adres: 8050 Sokak No:15/A Egekent Girişi Çiğli/İzmir > 3 Yıldır denizlide hizmet veren polikliniğimize kalıcı bir şekilde çalışacak dişhekimi ve çene cerrahı aramaktayız. İletişim: Gürhan Kuzu / Beyaz Diş Polikliniği Tel: 258 2647630 / GSM: 532 7818689 vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz... Geçmiş Olsun Satılık ve Kiralık > Manisa, Selende’de bulunan 20 yıllık, iyi bir hasta portföyü bulunan muayanemanemi kamu ataması nedene ile devren satıyorum. İletişim: Özkan Akgün / Tel: 0 537 286 34 48 Meslektaşlarımızdan; > Fethi Bayar’a > Ömer Uyanık’a, > Kıvanç Ergene’ye > Bora Tecimer’e > Uzay Kamil Uysal’a > Selami Adamoğlu’nun annesine > Tüm aletleri ile birlikte devren kiralık muayehenahe İletişim: Hasan Nedim Gafuroğu Ev: 0 232 483 18 62 / GSM: 0 544 545 62 98 Rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Mutlu Günlerimiz Meslektaşlarımızdan; > Prof. Dr. Celal Artunç’un kızı Burcu Artunç ve Burak Ülkümen, > Elif Kantar ve Anıl Atila, > Mehmet Engin Akın’ın oğlu Kerem Akın ve Zeynep Yalçın evlendiler. Tebrik ediyoruz. > Çandarlı, Dikili’de bulunan, iyi bir hasta portföyü olan muayanemanemi kamu ataması nedeni ile devren satıyorum. İletişim: Nursel Adar Tel: (0532) 376 02 97 > İzmir, Hatay’daki iyi bir hasta portföyü olan muayanemanemi kamu ataması nedeni ile devren satıyorum. İletişim: Aylin Güvenç Tel: (0535) 436 17 10 > İzmir, Çankaya’daki iyi bir hasta portföyü olan muayanemanemi kamu ataması nedeni ile devrediyorum. İletişim: Çğdem Esen Tel: (0535) 946 01 26 42. sayıdaki bulmacanın çözümü 42. say› bulmacam›z› çözerek hediye kazanan meslektaşlarımız; > Dt. Yetiş Kayık / İstanbul > Aylin Kesman Güvenç / Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz. 66 dişhekimi haber 67 karikatür 68 > Dişhekimi Mete Ağaoğlu dişhekimi dişhekimi haber 69 haber 70 dişhekimi dişhekimi haber 71 haber 72 dişhekimi dişhekimi haber 73 haber 74 dişhekimi dişhekimi haber 75 haber 76 dişhekimi