Dişhekimi 43. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası

Transkript

Dişhekimi 43. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi
haber
1
haber
2
dişhekimi
dişhekimi
haber
3
haber
4
dişhekimi
dişhekimi
haber
5
editör
dişhekimi
Merhaba,
Özlem KEKEÇ
[email protected]
6
6225 sayılı Yasa’da dişhekimliğinin 8
alanının uzmanlık dalı olarak belirlenmesinin ardından birçok hükmünün yürütmesinin durdurulması ve iptali için Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı. Ancak, uzmanlık cephesinde sular
durulmuş değil ve tartışmaların daha da
sürmesi olağan görünüyor. Bu sayımızda konuyla ilgili sorularımızı E.Ü Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti AD Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Bilge Hakan Şen, İ.Ü Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi AD Başkanı Prof. Dr. Fatma Koray
ve İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimi
ayrıca Tıpta Uzmanlık Kurulu Üyesi Prof.
Dr. Necmi Gökay’a yönelttik.
Sağlık Bakanlığı 11 Ağustos’ta çekilen
kura gereğince 4/B sözleşmeli 661
dişhekimi atadı. Doktoralı kadroların
62’si boşta kaldı. Bir önceki sayımızda,
yıllarca çözüm bulunamayan bu sorunun seçim öncesi bir çırpıda halledilmesini “Oy için mi?” sorusuyla değerlendirmiştik. Yeniden 4/B’li personel alımı
gerçekleştiren Hükümet bu atamalar ile
sorumuzun yanıtını vermiş oldu.
Sağlık Bakanlığı, yeni yaptığı çalışma ile
Bilgilendirme ve İzin Alma Yönetmeliği isimli bir yasa taslağı yayınladı.
Bu yasaya göre özellikle “yazılı bilgilendirme” çok önemli. İzmir’deki bir meslektaşımızın bir hastasının dişine uyguladığı işlem için yazılı değil “sözlü bilgilendirme” yaptığı gerekçesiyle mahkeme tarafından tazminat ödemeye mahkum edilmesi konuyu dergimize taşımamızı gerektirdi. Yasal süreç devam ettiği için adını vermek istemeyen meslektaşımızla davaya konu olan olayın sürecini ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölümleri Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Ekin Özgür Aktaş ile yazılı bilgilendirme
ile söz konusu yasa taslağını konuştuk.
21-23 Ekim tarihlerinde İzmir Tepeku-
le Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan 16. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi için geri sayım
başladı. Bu kez diğer kongrelerden farklı olarak yabancı meslektaşlarımız da
canlı sunum yapacaklar. Kongrede canlı sunum yapacak meslektaşlarımız çalışmaların içeriğini dergimizle paylaştılar. Kongrenin ilk gününde İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim
üyeleri ve öğrencileri, kendi emekleriyle
sahneye koydukları Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı adlı sunum ile bizlerle beraber olacaklar. Bu buluşma için oldukça heyecan duyan Prof. Dr. Raif Erişen ve gösteriyi gerçekleştirecek akademisyenlerle Kuvayi Milliye Destanı hakkında konuştuk.
Sağlık Bakanlığı, birçok özel muayenehaneyi kapanma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak olan yönetmeliği,
Danıştay’ın durdurma kararı vermesinin ardından yeniden düzenledi. Hekim
muayenehanelerinin ardından dişhekimi muayenehanelerine de sıranın gelebileceğinden endişelenen meslektaşlarımız bu kararla rahat bir nefes aldı.
Bu sayımızda ayrıca Corega’nın düzenlediği ve 600 kişinin katıldığı Korostar yarışmasında ilk 10 arasına girerek finalde
yarışmaya hak kazanan ve meslektaşlarından destek bekleyen İzmirli meslektaşımız Figen Coşgun ie konuştuk.
2008 ile 2010 yıllarında yapılan Sağlık
Olimpiyatları’nda ülkemize altın madalya ile dönen Denttürk futbol takımının
bir üyesi olan meslektaşımız Sefa Güneş ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Mavisel Yener Mavi Köşe’deki öyküsüyle bu
kez buruk bir tat bırakacak. Sürekli yazarımız Serdar Sıralar’ın ve İlter Uzel hocamızın keyifli yazılarını da kaçırmamanızı öneririz.
Yeniden buluşacağımız güne dek sevgiyle kalın...
dişhekimi
haber
7
içindekiler
dişhekimi
10 İktidar 4/B’liden
24
vazgeçemiyor
Doktorlar eski usül
çalışmaya, hastalar
yeni usül yasalarla
dava açmaya başlayınca
bilgilendirmeme diye bir
bombardıman başladı
Tabela standartlarında değişiklik
12
TDB’nin belirlediği logo ve aydınlatma
amaçlı ışık kullanılabilecek
ADSM’lerin sevk konusundaki isteksizliği
hastaları mağdur ediyor
14
EGE BÖLGESİ
DİŞHEKİMLERİ ODALARI
1974
EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinin veremediği
hizmetlerde; özele sevk etmemesi, hastayı
doğru yönlendirmemesi sonucunda hastalar
ve özel dişhekimleri mağdur oluyor.
ULUSLARARASI
BiLiMSEL KONGRE
ve SERGİSİ
Aegean Region Chambers of Dentist
International Scientific Congress and Exhibition
34
Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’ndeyiz
Bu kez yabancı
meslektaşlarımız da
canlı sunum yapacak
Uzmanlıkta belirsizlik sürüyor
Uzmanlıkta sınırları
mahkemeler mi
belirleyecek? 16
Reklam İndeksi
Bego..........................................15
Colgate............. 76 - Arka kapak içi
Dental Labor.......... Ön kapak içi - 1
Drogsan.....................................65
EDAD.........................................67
GC.......................................... 4-39
GSK........................................ 7-37
Gülsa.................................... 43-55
Sefa Güneş
“Ülkemi bu şekilde
temsil etmek
gerçekten gurur verici”
Hakgönül Dental........................72
Hamle.............................. 59-63-69
Heraeus.....................................51
İdex Fuarı...................................75
İnci Sigorta.................................78
İpana...........................................9
İztomer......................................74
Oral - B................................. 19-23
Haber Sorumlusu
Erdal BİLİCİ
Sahibi
İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na
Yönetim Kurulu Başkan›
Turgan Ülker
Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü
Özlem Kekeç
8
Yay›n Kurulu
Turgan Ülker, Cenk Celep
48
Görsel Yönetmen
Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU
Baskı
Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.
Candere Yolu No: 23
Ayazağa - İSTANBUL
Tel: 0.212 289 24 24
Faks: 0.212 289 07 87
Kuraray .....................................70
Lider Diş....................................27
Nucleoss....................................21
Ortotek..................................... 3-5
Tekka................................... 32-33
Turkuaz Dental............................2
Ünaldı Medikal............Arka Kapak
W&H.........................................13
Bas›m Tarihi:
Ağustos 2011
Yay›n Türü:
Yayg›n Süreli Yay›n
İletişim Adresi
Anadolu Caddesi 40,
Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir
Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571
Faks 0.232 461 3759
[email protected]
Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir.
Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r.
dişhekimi
haber
9
haber
dişhekimi
İktidar 4/B’liden
vazgeçemiyor
851 kişinin alınacağı duyurulan kadrolara 4/B’li 661 dişhekimi atandı. Doktoralı
kadroların 62’sinin boşta kalması; ya yeterince doktoralı meslektaşımızın
bulunmadığını ya da uzmanlık yasası sonrası uzman olan meslektaşlarımızın
kamuyu tercih etmediğini ortaya çıkardı.
62 uzman kadrosu boşta kaldı
Sağlık Bakanlığı taşra teşkilatı hizmet birimlerinde, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B
maddesine göre sözleşmeli personel statüsünde
istihdam edilmek üzere, 723 sözleşmeli dişhekimi alımı kurası, 11 Ağustos 2011 tarihinde çekildi. Kurada, 661 dişhekiminin görev yerleri belli oldu. Sağlık Bakanlığı, internet sitesinden yaptığı duyuruda 913 kişilik 4/B’li sözleşmeli dişhekimi ve eczacı kadrosuna 3473 kişinin başvurduğunu, kura sonucunda 851 kişinin yerleştirildiğini bildirdi. Ancak, 62 tane uzman kadrosu boş
kaldı. Dişhekimliğinde 62 tane uzman kadrosunun boş kalması, ya yeterince doktoralı meslektaşımızın bulunmadığını ya da yasa sonrası uzman olan meslektaşlarımızın kamuyu tercih etmediğini ortaya çıkardı.
Haklı çıktık: Yıllarca çözülmeyen ve raflarda bekleyen bu sorunun seçim öncesi bir çırpıda çözülmesini, bir önceki sayımızda, “Oy için mi?”
sorusuyla değerlendirmiştik. Hükümetin bu yeni hamlesi bu şüphelerimiz haklı çıkardı. Sözleşmeli personel sorunu, seçim sonrası 4-B’li
personel alımı ile yeniden yaratıldı. Yeni 4/B’liler de kadrolu olabilmek
için yeniden seçim vaadi beklemek zorunda kalacak.
12 Haziran seçimleri öncesi yasal bir düzenlemeyle
kadroya geçirilen meslektaşlarımız
YENi SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçimlere birkaç
gün kala 205 bin kişiyi 4/B kadrosundan 4/A kadrosuna aldıklarını açıklamıştı. 12 Haziran seçimleri
öncesi gerçekleştirilen bu hamle, sözleşmeli personel pozisyonunda bulunan meslektaşlarımız arasında da büyük sevinç yaratmış, ancak kafalarda soru
işaretleri bırakmıştı. 4/B’den 4/A’ya geçen meslektaşlarımız yaşam standartlarını ve yatırımlarını sözleşmeli statüsünde çalışırken, almış oldukları maaşa göre planlamışlardı. Kadrolu olmayı tercih etmeleri halinde maşlarının düşecek, emeklilik sürelerinin uzayacak olması ve özlük haklarında bir kay-
10
bın söz konusu olup olmayacağı konusunda belirsizlikler yaşadılar. Süreç içerisinde çeşitli hukuki düzenlemeler ile özlük haklarında görece iyileştirmeler yapılan 4/B’li kamu çalışanlarının pek çoğu tercihini; iş güvencesine sahip olmanın huzuruna kavuşmak ve belki de en önemlisi yıllarca maruz kaldıkları ayrımcılıktan kurtulabilmek dileği ile kadrolu olmaktan yana kullandı.
Maaşlar halen döner sermayeden ödeniyor
Son dönemlerde yürürlüğe giren pek çok hukuksal düzenlemede olduğu gibi aceleyle hazırlanmış,
dişhekimi
uygulaması konusunda detaylandırma ve planlama
yapılmadan hayata geçirilmiş olan bu düzenleme,
4/B’den kadroya geçen kamu çalışanlarını yeni bir
belirsizlik ile baş başa bıraktı. Bu belirsizlik maaşların halen döner sermayeden ödenmesi konusunda yaşandı. 4/B’den kadroya geçen kamu çalışanlarının maaşlarını Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çalışıyorlarsa genel bütçeden, üniversite hastanelerinde çalışıyorlarsa katma bütçeden almaları
gerekiyor. Ancak halen maaşlarını döner sermaye
üzerinden alan meslektaşlarımız olduğu şikayetleri
üzerine harekete geçtik. Maliye Bakanlığı ve Devlet
Personel Başkanlığı’na yazılan yazılar ile bu haksız uygulamanın sonlandırılmasını talep ettik. Yanlış uygulamanın devamı halinde, hukuksal yollara
başvurulacağını belirtmek isteriz.
4/B statüsünden 4/A’ya atanan
meslektaşlarımıza yaşadıkları
sıkıntıları sorduk
“Uzman doktor olarak atandım
ancak, atamada branşım
yazmadığı için maaşım
bir türlü hesaplanamıyor”
Bilecik, Bozüyük’te ADSM’de görev yapan Emre
Özkır, 4/A kadrosuna geçiş yapılırken yeterli alt
yapı oluşturulmadığını söyledi. Özkır, “Kendi açımdan maaş konusunda sıkıntılar yaşıyorum. Diğer
hastanelerde bulunan dişhekimi arkadaşlarım da
aynı durumdan şikayetçi. Uzman doktor olarak
atandım, benim uzmanlık alanım protez ancak
maaşım bir türlü hesaplanamıyor. Bakanlık’ta bu
konuda görüşecek hiçbir yetkili bulamıyoruz. Bugün maaşımı alacağım ama ne kadar alacağım bilmiyorum. Buradaki yetkililer uzmanlık atamalarında branş yazması gerektiğini ancak branş yazmadığı için bir şey yapamadıklarını söylüyorlar. 4/A’ya
geçerken uzman görünüyoruz ancak tıpta branşla
geliniyor bizde branş olmadığı için bu sorunla karşı karşıyayız. Ben bütçeden maaşımı alıyorum ancak halen 4/A kadrosunda olup döner sermayeden
maaş alan meslektaşlarım var.”
“Uzmanlıklar tescillendiğinde
döner sermaye maaşlarına nasıl
yansıyacağını merak ediyorum”
Bursa, İnegöl’de yaklaşık 2 aydır 4/A kadrosunda
haber
görev yapan Akın Oğuz, çalışma şartları açısından henüz bir sıkıntı yaşamadığını belirtti. Oğuz,
“Ancak burada 12 dişhekimi var bunlardan sadece 3 dişhekimi genel bütçeden maaş almak üzere
atandı. Diğer arkadaşlar döner sermayeden maaşlarını almaya devam ediyorlar. Uzmanlık dalları belirlendiğinde, kimi arkadaşlar uzmanlıkları
tescillendiğinde bunun döner sermaye maaşlarına nasıl yansıyacağını merak ediyorlar. Bu konuda
muhatap bulamadıklarından şikayetçiler.”
“4/A kadrosuna geçmemize
rağmen daha yeni devlet memurluğu
şartlarında çalışmaya başladık”
Manisa’da görev yapan meslektaşımız Eyüp
Eraz, “Ben birkaç dişhekimi arkadaşımla birlikte
henüz daha yeni kadroya geçtim. 4/A kadrosuna
geçmemize rağmen henüz yeni devlet memurluğu şartlarında çalışmaya başladık. Çalışma şartlarımız ve maaş konusunda herhangi bir sıkıntımız
olup olmadığı önümüzdeki aylarda belli olacak.
Şu ana kadar maaşlarımızı döner sermaye üzerinden alıyorduk. Döner sermaye üzerinden atamamız yapıldığı için aynı şekilde devam edeceği söyleniyor. Uzmanlık konusuna gelince biz pratisyen
hekim olarak görev yapıyoruz o yüzden uzmanlık dalımız yok bu konuda sıkıntı yaşamayacağız.”
“4/A kadrosuna geçerken
kadrolar döner sermaye ya da
genel bütçe diye açılmıştı. 4/A’lıyız
ama maaşlarımızı halen döner
sermayeden alıyoruz”
İki yıl önce Ağrı’ya geldiğini belirten meslektaşımız,
4/B’den 4/A kadrosuna geçilmesinden memnuniyet
duyduğunu belirtti. Ancak halen sıkıntılar yaşandığını söyleyen meslektaşımız, sözlerine şöyle devam
etti: “Biz 5-6 dişhekimi olarak maaşlarımızı döner
sermayeden alıyoruz. Bunun sebebi de 4/A kadrosuna geçerken kadrolar döner sermaye ya da bütçe
diye açılmıştı. Bu yüzden döner sermaye bütçesinden oluşan kadroların çoğu döner sermayeden ödeniyor, bunun kısa sürede çözüleceğini umut ediyoruz. Bunun dışında kadro yetersizliği sıkıntılarımız
var. Çoğu meslektaşımız kadro alınmasına rağmen
doğu bölgelerinde görevlerini sürdürmek istemiyorlar. Buradaki çalışma şartlarını görmeden, hiç gelmeden çalışmayı kabul etmeyen meslektaşlarımız var.”
11
haber
dişhekimi
Tabela standartlarında değişiklik
TDB’nin belirlediği logo ve
aydınlatma amaçlı ışık kullanılabilecek;
elektronik posta adresi yazılabilecek
Türk Dişhekimleri Birliği’nin Yönetim Kurulu 13-14
Temmuz 2011 tarihli toplantısında Türk Dişhekimleri Birliği Tabela Standartlarının bazı maddelerinde değişiklik yaptı. Değişiklikte, TDB’nin belirlediği
logonun tabelalara eklenmesi uygun bulundu. Logonun en fazla 40x40 cm ebatlarında kullanılabileceği belirtilirken, söz konusu logonun TDB tarafından yaptırılarak odalara gönderileceği, meslektaşlarımızın da buradan ücret karşılığında temin edebileceği kaydedildi. Muayenehaneler ve poliklinik
tabelaları için yapılan değişiklikler şöyle;
3 Tabelaların üzerinde “Dişhekimi” unvanı ve dişhekiminin adı ve soyadının yanı sıra çalışma gün
ve saatleri, adresi, telefon numarası ile elektronik
posta adresi (e-mail) de belirtilebilir. Ancak elekt-
12
ronik posta adresinde reklam ya da haksız rekabet niteliğinde ifadelere yer verilemez.
3 Tabelalarda yalnız Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda uzmanlık olarak
belirtilen dallar yazılabilir.
3 Tabelalarda örneği ekli standart logo dışında
resim, grafik ve benzerine yer verilemez. Logo
üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz.
3 Işıklı tabela kullanılamaz. Tabelanın aydınlatılması amacıyla ışık kullanılabilir ancak ışıkla süsleme yapılamaz.
3 Dişhekimliği hizmeti veren tüzel kişiler (şirketler) tüzel kişiliğin ticaret sicil gazetesindeki adının
yazdığı en çok 15x30 cm ebadında 1 adet tabela
kullanabilirler. Bu tabela bina ya da muayenehane
kapısına asılabilir.
dişhekimi
haber
13
haber
dişhekimi
ADSM’lerin sevk konusundaki isteksizliği
hastaları mağdur ediyor
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinin veremediği hizmetlerde; özele sevk etmemesi, hastayı doğru yönlendirmemesi sonucunda hastalar ve özel dişhekimleri mağdur oluyor.
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinin (ADSM) SGK’nın
Mart 2010 tarihli genelgesine göre veremediği bazı
hizmetlerde özel merkezlere sevk etmesi gerekirken
bunu yapmaması ve hastaları bu konuda aydınlatmaması nedeniyle bir çok hasta mağdur durumda.
Sözkonusu genelgeye göre %40 üzerinde özürlü olan
hastalar haricindeki hastaların sevkleri sadece Sağlık Bakanlığı’na bağlı ADSM’ler tarafından yapılıyor.
Ancak hastalardan gelen şikayetlere göre ADSM’lere
başvuranlar bu konuda bilgilendirilmiyor, “Burada bu
tedaviyi yapamıyoruz” denilerek geri gönderiliyor.
Hastalar bu cevap doğrultusunda kendi ceplerinden
ödeyip özelde tedavi olmak zorunda kalıyorlar.
Engelliler de mağdur
30 Mart 2010’da yayınlanan genelgeden önce % 40
ve üzerinde özürlü kişiler, diş tedavileri için özürlülük
durumunu belgelendirmek suretiyle, tüm sağlık kurum ve kuruluşlarına veya serbest diş hekimliklerine
doğrudan başvurabiliyorlardı. Genelgede bu konuda
yapılan son değişiklik sonucunda %40 üzeri özürlü raporu bulunan hastalar, özürlü olmayan hastalar gibi
sadece ADM’den değil herhangi bir resmi sağlık kuruluşundan da sevk alabiliyor. Ancak resmi sağlık kuruluşlarına giden özürlü hastalar normal hastalara uygulanan prosedürle karşılaşarak ADSM’lere yönlendiriliyor. Bunun sonucunda sevk alabilmek için günlerce
devlet hastaneleri, semt poliklinikleri ve ADSM’ler arasında mekik dokuyan engelliler zor durumda kalıyor.
Ortodonti sevkleri de sorunlu
Ortodonti tedavisinde sevk gerektiren durumlarda ise
ADSM’lerin sevk konusundaki isteksizliği dikkat çekiyor. Yaşı küçük hastalarda sevk işlemi sürekli erteleniyor ve bu nedenle vakit kaybeden hastalar, 18 yaşını
doldurmalarıyla birlikte tedavi haklarını kaybediyorlar.
Sevk işlemlerinde 10 gün zorunluluğu
3 Haziran 2011 tarihinde SGK tarafından Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine ve Sağlık Bakanlı-
14
ğı tarafından da Valiliklere gönderilen yazılarda;
ADSM’ler, kamu ve üniversite hastanelerinde sağlanamayan ağız diş sağlığı hizmetlerinde özele sevk
edilen hastaların 10 iş günü içerisinde tercih edecekleri özel sağlık hizmet birimine müracaat ederek tedaviye başlanılması zorunluluğu getirildi. Resmi kurumlarda ve ADSM’lerde 3-5 ay sonra randevu verilmesine; Örneğin protez yapılması için tüm
dişleri çekilen hastaya 5 ay sonraya gün verilmesine
rağmen özele sevk halinde 10 gün içinde tedaviye
başlanılması zorunluluğu getirilmesi kafaları karıştırıyor. Devletin kendi kuruluşlarında bu kadar uzun
sürebilen bir tedavi sürecini 10 gün içinde başlanılması zorunluluğu getirmesi hastanın tercih ettiği
özel sağlık kuruluşu ile hasta arasında bir çok soruna neden oluyor. Bu durumdan haberi olmayan
kimi hastalar özel dişhekimlerine geç başvurdukları
için bu hakkını kaybediyor. Ayrıca özel dişhekimleri
sevk ile gelen hastayı protokol defterine işleyip fatura kesmek zorunda kalıyor. Ancak hastanın tedavisi uygulamaya göre 1-2 ay ya da ortodonti tedavisinde 1 yıla kadar sürdüğü takdirde sorunlara yol
açıyor. Bu konuda meslektaşlarımızın yapması gereken başvuru tarihinde sevk ile gelen hastayı protokol defterine kaydederek muayene faturası kesmesi, tedavi sonuçlandıktan sonra ise tedaviye ilişkin fatura kesmesi gerekiyor.
SGK ödemelerinde de sorun var
ADSM’lerden yapılan sevklerde özellikle kanal tedavisi ve ortododonti konularında bazı sorunlar mevcut. Kanal tedavisinde hastaların yaşadıkları en büyük sorun SGK’dan uygulama ücretlerini alamamaları. Örneğin; geniş derin çürükleri olan hastalar sevk edildiğinde, özel dişhekiminin kanal
tedavisi yapmadan sorunu dolgu yaparak çözmesi durumunda SGK tedavi ücretini karşılamıyor. Ya da endikasyonu doğru olan kanal tedavilerinde tedavi bitiminde üstüne yapılan dolgu SGK tarafından ödenmeyebiliyor.
dişhekimi
haber
15
haber
?
dişhekimi
Uzmanlıkta belirsizlik sürüyor
Uzmanlıkta sınırları
mahkemeler mi
belirleyecek
3 Dişhekimliği Uzmanlık Sınavları ne zaman yapılacak?
3 Uzmanlık dalları meslektaşlarımızın çalışma
alanlarını kısıtlayacak mı?
3 Üniversitelerde uzmanlı eğitimi yeterli olacak mı?
16
dişhekimi
Birçok konuda düzenlemenin yer aldığı 6225
sayılı Yasa’da dişhekimliğinin 8 ayrı çalışma alanı uzmanlık dalı olarak belirlenmişti. Yasa’da
yer alan düzenlemelerden dişhekimliğinde uzmanlık alanları ve uzmanlık sürelerinin belirlenmesi ile belirlenen bu uzmanlık alanlarında doktora yapmış olanlara uzmanlık belgesi verilmesine ilişkin hükümler de dahil olmak
üzere birçok hükmün yürütmesinin durdurulması ve iptali için Cumhuriyet Halk Partisi ta-
haber
rafından Anayasa Mahkemesi’nde dava açıldı.
Dava sonucu beklenirken, bir yandan konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı, bakanlık komisyonları, dekanlıklar ve anabilim dalı düzeyinde
çalışmalar sürerken diğer yandan da tartışmalar devam ediyor. Oldukça eski olmasına rağmen tıpta uzmanlığın halen tartışmalara sebep olması, dişhekimliğinde de aynı konudaki tartışmaların daha çok uzun yıllar süreceğinin göstergesi.
Prof. Dr. Bilge Hakan Şen / Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti AD Öğretim Üyesi
Danıştay 1.5 yıl önce uzmanlık alanlarının diş hekimlerinin
çalışma alanlarını kısıtlayamayacağına karar verdi.
Yani hiçbir müfredat çalışması dişhekimlerine
‘sen şunu yapabilirsin sen bunu yapamazsın’ diyemeyecek.
Üniversitelerde üçüncü sınıftan itibaren tüm tedavi yöntemleri öğrencilere uygulamalı ya da uygulamasız anlatılıyor. Dişhekimi adayları buradan mezun olduklarında tüm tedavi yöntemlerini yapabilecek seviyede mezun oluyorlar. Ancak yine de uzman oldukları dalda görevlerini sürdürmelerinde
yarar var. Bu, önümüzdeki yıllarda hukuksal açıdan da herhangi bir olumsuzluk yaşamamak için
gerekli.
Uzmanlıkla ilgili sınırları Sağlık Bakanlığı müfredat
bazında çalışmalarla belirleyecek. Bu konuda çalışmalar henüz tamamlanmadı. Bildiğim kadarıyla eylül ya da ekim ayında bir toplantı daha yapılacak. Uzmanlık ile ilgili tartışmaların olması sürpriz değil. 2 yıl önce Antalya’da uzmanlık ile ilgili toplanmıştık. Burada genel tıptaki uzmanlık konularında dahi tartışmalar olduğunu gördük. Örneğin plastik cerrahi ile kulak burun boğaz arasında olduğu gibi. Bu bizim için de geçerli, ilan edilen uzmanlık dalları içerisinde iç içe giren uygulamalar var. Ancak uzmanlık ile ilgili yapılması gereken bir şey var, bu konuda hem odalara hem
TDB’ye görev düşüyor. Uzmanlığını ilan eden bir
hekim kartına ya da tabelasına yazdırdıysa o uzmanlık alanında sınırlı kalması gerekli. Ben kanal
tedavisi uzmanıyım bu tedavi dışında gerekli hiçbir
techizat bulundurmamam gerekli. Aslında olması
gereken bu, ABD’de böyle yapılıyor. Dişhekimlerinin korktuğu kadar kötü bir senaryo olmadığını düşünüyorum. Danıştay uzmanlık alan17
haber
larının dişhekimlerinin çalışma
alanlarını kısıtlayamayacağına karar vermişti. Yani hiçbir
müfredat çalışması dişhekimlerine sen şunu yapabilirsin
sen bunu yapamazsın diyemeyecek. Akademisyen olarak bizler, öğrencilerimize mesleğe atıldıklarında yapacakları tedavilerin
-buna implant da dahil- tümünün
eğitimini fakültelerde fazlasıyla
veriyoruz. Yıllar önce ortodonti
ile ilgili bir dava olmuştu, mahkeme uygulamalı eğitim alıp almadığına dahi bakmadı. Teorik eğitimi aldıysa o uygulamayı yapabileceğine hükmetti. Bizde en uç
örnek implant, hep bunun üzerine konuşuyoruz. Biz şu an son sınıf öğrencilerine implant radyolojisinden cerrahisine kadar, endikasyonları dahil olmak üzere
her şeyiyle eğitimini veriyoruz. Ben eğitimini verdiğim konuda mezun olmuş dişhekimine bunu yapamazsın diyemem, kimse de diyemez. Bu kadar
hasta varken Türkiye gerçeğine aykırı bir durum
olur. Sonuç olarak Dişhekimi uzman olmasa da
eğitimini aldığı her tedavi yöntemini, uygulamayı yapabilir.
Uzmanlık sınırlarını mahkemeler mi
belirleyecek?
ABD’de ve bir çok ülkede uzmanlık sınırlarını
mahkemeler ve tazminat davaları belirliyor.
Bizde de bu sınırları mahkemelerin belirleyeceğini düşünüyorum. Herhangi bir olası durumda mahkeme malpraktis üzerinden yola çıkarak
yeterliliğine bakacak ve öyle karar verecektir. Şu
anda dahi tazminat davaları artacak. Avukatlar hastaların peşinde, ciddi tazminat davaları açılmış durumda.
Ben bu konuda kendime kesin sınırlar çiziyorum.
Herkes kendi uzman olduğu alanda kalmalı diye
düşünüyorum. Ben çok uzun zamandır kanal tedavisi haricinde hiçbir şey yapmadım. Bir tane bile
diş çekmedim, diş eti tedavisi yapmadım. En basitlerini söylüyorum, bunları yapamayacağımdan
değil. Ben bu sınırı çizdim. Hastalar bana profesör olduğum için değil, kanal tedavisi uzmanı olduğum için geliyorlar. Aslında olması gereken bu.
Uzmanlığı olanlar dişhekimlerine rakip olmamalı,
rakip gösterilmemeli, tersine onlarla tamamlayıcı
18
dişhekimi
şekilde çalışmamız gerekli, bizim
görevimiz bu olmalı.
Halkın bu konuda bilinçlenmesi
meselesine gelirsek bu zor. Şuna
inanmıyorum; gözünüz bozuk ise
net bir şekilde göz doktoruna gidiyorsunuz ya da kalbiniz ile sıkıntı varsa kardiyolağa gidiyorsunuz. Peki dişi ağrıdığı zaman hasta kime gidecek? Hastada böyle
net bir bilinç oluşması mümkün
değil. Ülkemizde hasta dişi ağrıdığı zaman dişhekimine gider, şimdi bu durumda hasta dişim ağrıyor kanal tedavisi uzmanına veya
cerraha mı gideyim diyecek. Yine
yakınında ya da bildiği dişhekimine gidecek. Ancak dişhekimi gerek görürse ya da uzmanına gidilmesi gerektiğini söylerse uzmana gidecek. Ben kapıdan kanal tedavisi yaptırmak istiyorum
diye gelenini görmedim. Yine bu noktada başında söylediğimiz yere geliyoruz.
Üniversitelerin uzmanlık eğitimi yeterli olacak mı?
Sağlık Bakanlığı’nın müfredat programında uzman olmak için asgari eğitim şartlarının ne olması gerektiğini komisyonda tüm ayrıntıları ile yazdık. Bunlar uzmanlık eğitimi verecek her kuruma
dikte ettirilecek. Fakülte ya da başka kurum bu
eğitimi bu asgari şartlar içerisinde verecek. Ege
Üniversitesi olarak bizim bu asgari eğitimin üzerinde olacağımız kesin ancak asgari şartlar esas
alınacak. Planlama öncesi bu ülkenin hangi uzmana ne kadar ihtiyacı olduğunun tespit edilmesi
çok önemli. Bu konuda TDB’ye çok büyük iş düşüyor. Bazı uzmanlık alanlarında uzman enflasyonu yaşamamak için bu gerekli. Yani uzmanlık için
çok çok uzun bir süreç bizi bekliyor. Önümüzdeki 5-10 yıl ne olacağını kestirmek mümkün değil.
ÖSYM 2012 sınav takvimini açıkladı fakat sınav takvimi içinde DUS yok. DUS 2012’de yapılacak mı?
DUS için hazırlık devam ediyor. Ekim ayında yapılacağı söyleniyordu ancak Nisan ayına kalacak deniliyor. Uzmanlık ana dalları hakkında süren bazı
davaların olması, henüz bir sınav jüri üyesi kurulunun belirlenmemesi gibi bazı teknik konular da
dahil olmak üzere konu yavaş ilerlemektedir.
dişhekimi
haber
19
haber
dişhekimi
Fatma Koray / İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi AD Başkanı Restoratif Dişhekimliği Derneği Başkanı - European Federation Of Conservative Dentistry EFCD Başkanı
Diş hastaneleri ve ADSM’lerde, fakülteler ile aynı sayı ve ünvanda
eğitici dişhekimi bulunacağı koşullar oluşmadığı takdirde buralarda
uzmanlık eğitiminin verilmesi hastalarımızın sağlığı açısından çok
sakıncalıdır. Başlangıçta uzmanlık eğitiminin yalnızca üniversitelerde
verilmesi Türk Diş Hekimliği açısından büyük önem taşımaktadır.
Üniversiteler uzmanlık eğitimi için yeterli olacakmı?
Uzmanlık konusunda ki düşüncelerimi, Restoratif Diş Tedavisi Uzmanlık Ana Dalı ve bu uzmanlık ana dalında Istanbul Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültes’inde verilecek olan eğitime ilişkin konular ile sınırlamak istiyorum. Üniversitemizde Anabilim Dalı gerek araç ve gereçleri ve gerekse zengin hasta ve vak’a potansiyeli ile Çekirdek müfredata uygun “Restoratif Diş Tedavisi”uzmanlık eğitimi vermeye ve “Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı”
yetiştirmeye hazırdır.
Öğretim üyeleri sayıca ve unvan olarak (Prof..
Doç) Doktora Eğitimi vermeye yeterli olan tüm fakültelerde “Restoratif Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi” başarıyla verilecektir. Diğer kamu kuruluşlarında Örn.:Ağız Diş Sağlığı Merkezlerinde ise fakülteler ile aynı sayı ve ünvanda eğitici diş hekimi bulunacağı koşullar oluşmadığı takdirde buralarda uzmanlık eğitiminin verilmesi hastalarımızın
sağlığı açısından çok sakıncalıdır. Başlangıçta uzmanlık eğitiminin yalnızca üniversitelerde verilmesi Türk Diş Hekimliği açısından büyük önem taşımaktadır.
Uzmanlık sınırlarında belirsizlik var uygulamalar iç içe geçmiş durumda örneğin diş beyazlatmayı tüm uzmanlar yapabilecekmi ?
Belirsizlik nasıl ortadam kaldırılacak?
Diş beyazlatma diş sert dokularını ilgilendiren bir
patolojidir.Bunun tedavilerinden biri olan ve farklı yöntemler ile yapılabilen “Diş Beyazlatma” tedavileri doğrudan Restoratif Diş Tedavisi Uzmanlık
alanını ilgilendirir.
Kanımca bir birey kendisinde uygulanan “Diş Beyazlatma “ tedavisinden bir şikayeti olduğunda ve
bu sorununu yargıya ilettiğinde, yargılama süre-
20
cinde bu tedaviyi yapan diş hekiminin Restoratif Diş Tedavisi uzman olup olmadığı dikkate alınmalıdır.
Dişhekimleri Uzmanlık sınavları ile ilgili düşünceleriniz ?
Diş hekimlerinin uzmanlık eğitimi için başvurularında eğitime kabul edileceklerin seçiminde Tıpda olduğu gibi bir Üniversite ve uzmanlık eğitimi
vermeye yetkin diğer sağlık kuruluşlarının üstünde sınavın olması gerekmektedir.
dişhekimi
haber
21
haber
dişhekimi
Prof. Dr. Necmi Gökay / İzmir Eğitim Diş Hastanesi Başhekimi - Tıpta Uzmanlık Kurulu Üyesi
Benim tahminim, Dişhekimliğinde Uzmanlık Sınavı “DUS”un
2012’nin Nisan ayında yapılacağı yönünde.
Uzmanlık dalları nasıl belirlenecek?
Uzmanlık dallarını çekirdek eğitim müfredat komisyonları hazırladı. Şu anda uzmanlık dalları müfredatları hazır. Müfredatta çelişkiler varsa
bunlar zamanla belirlenecektir.
Üniversitelerde eğitim yeterli olacak mı?
Fazlasıyla yeterli olacak diye düşünüyorum. Bugüne kadar zaten fiilen vardı. Şu anki doktora
eğitimi aşağı yukarı uzmanlık eğitimi ile eşdeğer.
Sadece formatı değişiyor. Mevcut doktora eğitimlerinin formatını değiştirdiğin zaman uzmanlığa
eşdeğer olacak zaten.
Uzmanlık eğitiminin üniversitelerde yeterli
olamayacağı tartışmaları var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Türkiye’deki bütün üniversiteler uzmanlık eğitimi verebilecek mi derseniz buna bende katılırım.
Türkiye’de uzmanlık eğitimi verebilecek kurumların standartı olacak ve bu standartı Sağlık Bakanlığı belirleyecek. Diyelim ki Bolu’da yeni kurulmuş
bir üniversite var. Bu üniversite uzmanlık eğitimini
o standartı sağlayana kadar vermeyecek. Uzmanlık eğitimi verecek üniversiteler ayrılacak. Yeterli olmayan üniversiteden mezun olanlar yeterliliği olan diğer üniversitelerde uzmanlık eğitimi alacaklar. Dişhekimi olarak kalmak ister uzmanlık istemezse dişhekimi olarak görevini sürdürebilecek.
Mevcut dişhekimleri ile ilgili bir sıkıntı olmayacak.
Doktora yapmış olanların uzmanlıkları tescil edilecek. Bundan sonra Dişhekimliği Uzmanlık Sınavı
(DUS) yapılacak
Herkesin merak ettiği bir konu var; Dişhekimliği Uzmanlık Sınavları (DUS) ne zaman yapılacak?
Bununla ilgili kesin bir tarih yok ama yavaş yavaş belirleniyor gibi. Benim tahminim 2012 nisan
ayında yapılacağı yönünde.
Sağlık Bakanlığı’nın dişhekimliğinde uzmanlık ile ilgili olarak gelen tepkiler doğrultusunda yeni bir çalışması var mı?
Tıpta uzmanlık bu kadar eski olmasına rağmen
halen tartışmalar var. Mesela Estetik cerrahlarla,
22
K.B.B doktorları arasında hukuki sıkıntılar zaman
zaman yaşanıyor. Kimin uzmanlık alanı, hangi tedaviyi kimin yapması gerektiği gibi. Kadın doğumcuların ultrason yapması ya da yapmaması gerektiği tartışması gibi. Bu kadar eski uzmanlık alanlarında dahi sıkıntılar halen yaşanıyorsa, dişhekimliğinde olmaması beklenemez. Tıpta olan sorunlar hukuk yoluna intikal ediyor ya da Sağlık Bakanlığı bir çalışma yaparak komisyonlar kurarak
bu işi çözüyor.
Uzmanlık sınırları ile ilgili sorunları ileride
mahkemeler mi çözecek?
Tıpta bu tür sorunlar nasıl hukuki yollarla çözülüyorsa, dişhekimliğinde ileride çıkacak sorunlara da mahkemeler karar verecektir. Bu kadar tartışma konusu yaratmamak gerekli. Tekrar yineliyorum tıpta eski olmasına rağmen halen sorunlar var ise dişhekimliğinde de olacak, bunun ötesi yok.
dişhekimi
haber
23
haber
dişhekimi
Doktorlar eski usül çalışmaya,
hastalar yeni usül yasalarla dava açmaya başlayınca;
Bilgilendirmemeye dayanan
dava bombardımanı başladı
“Sağlık Bakanlığı, yeniyaptığı çalışmada Bilgilendirme ve İzin alma
yönetmeliği diye bir yasa taslağını internete ekledi. Onda bazı
ek hükümler yer alıyor. Eğer o hükümler getirilirse hekimlerin işi
zorlaşır ve binlerce lira tazminat ödemek zorunda kalırlar.”
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bölümleri
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş, bilgilendirmeme tazminatları ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Hastayı Bilgilendirme nedir? Ülkemizde nasıl
uygulanıyor ?
Günümüzde en çok şikayet edilen konulardan birisi hastanın bilgilendirilmemesi ya da bilgilendirdiği
halde bunun yazılı olarak yapılmaması. Yani nedir
bilgilendirmeme? Doktorun yapacağı uygulamalar
konusunda hastanın özgürce karar verme durumuna getirilmemesi.
Beden dokunulmazlığımız ve yaşam hakkının korunması, anayasal haklardan biri. Bir kişinin bedenine müdahele edilirken, o kişinin bilgisi olmalı ve
bu bilgi doğrultusunda izni olmalıdır. Yani hastaya
bilgi ver, hastanın iznini al. Örneğin; diş tedavisi yaparken dişin fiziksel yapısına müdahele ediyorsanız
bu konuda hastayı bilgilendirmek ve yapılacak tedavi hakkında onayını almak zorundasınız. Bireyin
saçının kılına dokundurmayan hukuk, bedene yapılacak her türlü müdahelenin izinsiz yapılmasını haliyle tanımıyor. Hiçbir meslek grubunun böyle bir
yetkisi yoktur.
Süreçle bilgilendirmenin ne şekilde yapılacağı,
nasıl kayıt altına alınacağı ve arşiv olarak saklanması gerektiği gibi zorunluluklar ortaya çıktı. Bu durum ülkemizde kırılma noktası oldu.
Bu aşamadan sonra bilgilendirmeme ile ilgili
bir çok davayla karşılaştık.
24
Bizdeki Hasta Hakları Yönetmeliği, Avrupa Hasta
Hakları Bildirgesi’nin çevirisi. Ancak bizim sağlık sistemimiz o kadar iyi değil. Böylece doktorlar eski
usul çalışmaya, hastalar yeni usul yasalarla dava açmaya başlayınca, bilgilendirmemeye dayanan dava
bombardıman başladı. Aslında hukukçular da bu
alanı çok iyi bilmiyorlar. Hasta Hakları Hukuku konusundaki bilgileri; İcra İflas Hukuku, Boşanma Hukuku gibi konularda olduğu kadar iyi değil. Son zamanlarda davaların artması, emsal davaların yüklü
tazminatlarla sonuçlaması dikkat çekti ve bu konuda yavaş yavaş hukukçularda bilinçlendi. Bu öyle
bir hal aldı ki, hekim hastayı bilgilendirmediğinde sonuç iyi olsa bile hasta sizi şikayet edebiliyor ve tazminat kazanabiliyor. Bizim yaptığımız işlerde belirli oranda risk var. Çünkü her beden müdahelesinde beden bütünlüğünü bozuyorsunuz.
Hasta bilgilendirildi ve tedavi olmazsa ölümüne yol açacak durumlar söz konusu. Hasta tedaviyi reddetti. Bu durumda ne olacak?
Şimdi hasta bilgilendirildiği zamanlarda da kendi karar vermesinin sınırları var. Bilgilendirme hakkının ortadan kalktığı zorunlu müdahele olan durumlar var. Kişinin kanunlar gereğince bedenine müdahele edilecek haller var. Yasaların zorunlu kıldığı rızaya dahil olmayan durumlar dışında,
siz tedavi amaçlı bile olsa herhangi birinin bedenine müdahale edip, onun adına karar veremez-
haber
dişhekimi
“Bilgilendirdiğini
ispatlama yükümlülüğü doktora aittir. Bu kesin ve net
bir durum. İstediğiniz kadar bilgilendirme yapın rıza
alın ancak yazılı arşiv kaydını çıkartamadığınız takdirde
yasal olarak hastayı bilgilendirmemiş
sayılırsınız.”
siniz. Bu çok net bir durum: hastanın rızası yoksa müdahele edemezsiniz. Ayrıca hastanın bazı fikrine saygı göstermek gerekir. Bu
durum etik açıdan tartışmalı ama
yasal açıdan çok net. Örneğin kişi
ölüm orucunda. Acaba müdahele etmeli miyiz? Kişi kanser hastası, müdahele etmezsek hastalık
ilerler. Örneğin hasta kanser. Dişhekimi çenesine müdahele edebilir mi? Hastayı zorla kolunu bacagını bağlayıp tümöre müdahele etmeli miyiz? Enfeksiyon riski
yaşıyan bir operasyon sonrasında hasta bir problem olmadan iyileşmiş olabilir. Ancak hasta, “Ben
bu riski bilseydim, tedaviyi kabul etmezdim” diye
düşünürse iş değişiyor.
Örneğin siz dişhekimisiniz enjeksiyon yapacaksınız.
Anestezi dişhekimlerinde en çok korkulan şeylerden biri. Alerji durumu, solunum durması ya da
kalp krizi oluşabilir. Böyle bir durumda, dişhekimi
“Ben buranın imkanlarıyla gerekli müdaheleyi yaparım. problem oluştuğunda 112’yi çağırım. An-
cak isterseniz tam teşekküllü bir
hastanede de bu uygulamayı yaptırabilirsiniz” uyarısını yapmadıysa ve hastanın rızasını almadıysa
bu hastayı bilgilendirmediği anlamına gelir.
Sonuç olarak; genel mantık acısından kişinin kendi bedeni üzerindeki karar hakkına saygı göstermek lazım. Tabi ki başka kişilerin sağlığını tehdit edecek bir durum yoksa. Bir hastayı, hekimi anlayacağı düzeye getirmek için 6
yıl eğitmek gerekir. Ama bir hekim köyde yaşayan bir insanın düzeyine bile inebilir.
O yüzden hastanın anlayabileceği dilde yeterli bilgilendirme yükümlülüğü hekimdedir.
Hekimin gerek ceza hukuku, gerek tazminat
hukuku açısından sorumluluğunun olmaması
için hangi koşulların bulunması gerekir?
Bilgilendirmenin cezai ve hukuki bir sorumluluk getirmemesi için yapılması gereken 3 şey vardır. Birincisi müdahele yaptığınız kişiyi bilgilendirmiş, o mü-
25
haber
dahele için izin almış olmanız gerekiyor. Yani gerektiği şekilde hastayı bilgilendirecek sonra da yazılı iznini alacaksınız. Ancak rıza almış olmak yeterli değil. İkincisi; yapılan işlemin tıbben gerekli olması gerekiyor. Yani bilgilendirdim rıza aldım diyerek hastanın bütün sağlam dişlerini çekemezsiniz. Yapılacak her tıbbi müdahelede gerekçe olması gerekir. Üçüncüsü ise; müdaheleyi yapan kişinin
bu konuda uzman ya da yetkili olması gerekiyor.
Yani hastayı bilgilendirdiniz, yazılı izin aldınız, hatta
notere onaylattınız, dişini çekmek gerekiyor ama
dişhekimi değilsiniz. O zaman yine rıza almak bilgi vermek yeterli değil. Bu üç şarttan biri yerine getirilmediği takdirde yapılan tedavi hukuk
dışı olarak tanımlanır.
Malpraktis ise, tüm bu koşullar var iken hekimin
yaptığı uygulamada hata yapmasıdır. Burada da
hastaya yazılı dahi olsa bilgi vermiş olmak, rızasını
almak, dava açılmasına engel değildir. Doktor kusuru bilirkişiler tarafından tespit edilirse, hekimin yasalar çerçevesinde sorumluluğu doğar.
Ayrıca, Sağlık Bakanlığı, yeni yaptığı çalışmada “Bilgilendirme ve İzin Alma Yönetmeliği” diye bir yasa
taslağını internete ekledi. Yönetmelik taslağında
bazı ek hükümler yer alıyor. Eğer o hükümler getirilrise hekimlerin işi daha da zorlaşacak...
Mesela şu an bilgilendirme yapılarak, yazılı
onamın tıbbi müdahaleden önce alınması yeterli. Bu onam 1 saat önce de, 5 saat önce de,
ya da 2 gün önce de alınabilir. Ancak yeni yönetmelik taslağında en az 24 saat önce alınması şartı getiriliyor. Yani hastayı bilgilendir, iznini
al, 24 saat düşünsün öyle kararını versin... Bu
taslak kabul edilirse bu süre koşuluna uygun olarak
alınmamış onamlar geçerli olmayacak. Hekim, hasta imzayı attı ben kurtarırım diyemeyecek.
Web kamera kaydı yazılı bilgilendirme yerine
geçer mi?
Web kamerası belirli yerlerde güvenlik amaçlı kullanılır. Yasak değildir. Fakat bazı kesimlerde kullanılması mahremiyete girer. Ancak mahremiyet
başka şey yasak başka şey, bunu ayırt etmek gerekir. Bu da özel hayatın gizliliğine kadar gider. Yasalar çok açık hastayı bilgilendirip yazılı rızasını almadığın sürece hastayı bilgilendirmemiş sayılıyorsun.
Bilgilendirdiğini ispatlama yükümlülüğü doktora aittir. Bu kesin ve net bir durum. İstediğiniz kadar bilgilendirme yapın rıza alın ancak
yazılı arşiv kaydını çıkartamadığınız takdirde
yasal olarak hastayı bilgilendirmemiş sayılırsınız.
26
dişhekimi
Tedavi sonucu iyi bile olsa eğer yazılı bir bilgilendirme ve rıza belgesi yoksa, hasta hekimi dava edebilir. Bu hastaya tanınmış bir hak. Bunun başka tartışılır yönü yok.
Bu tür davalarda bilirkişinin rolü nedir?
Yeni yasalardan sonra bilirkişilere daha fazla
iş düşüyor. Çünkü son zamanlarda hukuk fakültesini tekrar okumayı gerektirecek kadar
mevzuat değişikliği oldu. Bu değişiklikler sonucunda yargı karar vereceği bir çok konuda
bilirkişilerden görüş almak zorunda kalıyor.
Ancak bilirkişilerle ilgili ciddi sorunlar var. Bilirkişilik özel bir alan. Ayrıca bu alanı yargının kullanması ile ilgili olarak da sıkıntılar var. Kısacası iş
tam yerine oturmadı. Bazı bilirkişiler, “komplikasyon olabilir, doğaldır” gibi kararlar verirke, bazı bilirkişiler ise, her şeyi en iyi şekilde yaparak yeni şartlara göre ya da Avrupa standartlarına göre değerlendirme yapıyorlar. Bazıları da bunu kasten yapabiliyorlar. Yani taraflı bilirkişilik diyoruz biz buna. Bilirkişilerin meslek odaları tarafından kurstan geçirilmesi gerekiyor. Bilirkişiliği kurumsal olarak yapmak
gerekli. Biz bundan çok uzağız. Bilirkişinin belirlenmeside önemli. Mesela profesör için pratisyen bilirkişi tayin ediliyor. Bu saçma bir uygulama oluyor. Bilirkişiye itiraz diye bir kavram da yok. Çünkü hukukçular bir belge olsun iş yürüsün mantığıyla bilirkişi raporlarına bakıyorlar. Yani bilirkişinin hazırladığı
belgenin gerçekçiliği tarafsızlığını değerlendirecek
mekanizma yok. Ülkemizde daha da kötüsü resmi
bilirkişilik var. Bilginin resmiyeti olmaz. Bilirkişilik konusundaki sorunların aşılmasında Tabip Odaları ve
Dişhekimi odalarına büyük görev düşüyor diye düşünüyorum.
dişhekimi
haber
27
haber
!
dişhekimi
Meslektaşımıza
bilgilendirmeme
tazminatı
Meslektaşlarımızın hastalarını sözlü olarak bilgilendirmelerine rağmen
“yazılı onam” almaması binlerce lira tazminat ödemesine sebep olabiliyor.
İzmirli bir meslektaşımız, uyguladığı tedavi hakkında,
hastasını sözlü olarak bilgilendirmesine rağmen “yazılı onam” almadığı gerekçesiyle mahkeme tarafından
tazminat ödemeye mahkum edildi. İzmir’de kendisine
ait özel bir klinikte görevini sürdüren ve dava süreci devam ettiği için isminin yayınlanmasını istemeyen meslektaşımız, hasta yakınını bile koruyan kanun maddeleri olduğunu, ancak hekimleri koruyan hiçbir yasal
düzenleme olmadığını belirtti. Meslektaşımız sözlerine şöyle devam etti: ‘’Hastanın şikayette bulunması durumunda mahkeme tamamen hekimin aleyhine karar veriyor. Çünkü yasal düzenlemeler tamamen
bunu gerektiriyor. Avukatım bile ‘sizi koruyacak hiçbir
hukuk maddesi yok ne yapabilirim’ diyor.”
“Mahkeme, hastayı bilgilendirdiğimi
söylediğim halde, yazılı bir belge olmadığı için
bilgilendirmeyi kabul etmedi”
İzmirli meslektaşımız 2008 Temmuz ayında sınıf arkadaşlarının akrabasını muayene ediyor. Diş taşlarını temizledikten ve dolgu yaptıktan sonra hasta dişinin fazlasıyla ağrıdığını ve yapılacak bir şey yoksa
çekilmesini istiyor. Dişhekimi gerekli incelemeler sonucu dişin çekilmesi gerektiğini ancak bazı komplikasyonlar oluşabileceğini söylüyor. Hastanın sözlü
rızasıyla ağrıyan dişi çekerken komplikasyon oluşuyor. Fakat bu komplikasyon geçici yani iyileşme sürecine bağlı bir komplikasyon. Meslektaşımız 6 ay
sonra hastasıyla bir davette karşılaşıyor. Hasta yapılan tedavi nedeniyle bir sıkıntı yaşadığı konusunda herhangi bir şeyden bahsetmiyor. Ancak aradan
1-1.5 yıl geçtikten sonra hasta telefon ederek dişinin hangi tarihte çekildiğini soruyor. Dişinin kötü durumda olduğunu belirtiyor. Dişhekimi 6 ay önce karşılaştık herhangi bir şey yoktu eğer bir sorun varsa
28
hemen gelin gereken neyse yapalım diyor. Hekim
hatasından kaynaklanmayan ancak oluşması muhtemel komplikasyon yüzünden hasta sağlıkçı yakın
çevresinin talimatlarıyla dişhekimine dava açıyor.
Davada, hasta, dişhekimine 4-5 ay önce gitmiş gibi
ifade veriyor. Meslektaşımız sonrasında gelişen olayları şöyle anlatıyor: “Hasta avukatı beni aradı ve sizi
dava etmek istemiyorum anlaşalım dedi. Ben de benim uygulamam ile ilgili bir sorun yok, ben alnımın
akıyla bu davadan çıkarım dedim. Hasta acı yiyememek, saç yutmak gibi olağan dışı bahaneleri gerekçe olarak gösterdi. Bu komplikasyonlar benim yaptığım tedavi nedeniyle olmaz. Ancak yine de başvurusanız bu sorunlarınızı çözmeye çalışırız. Ancak
mahkeme sonucunda hakim, bu komplikasyonun
oluşabileceği konusunda hastanın bilgilendirilmediğine karar verdi. Mahkemede hastayı bilgilendirdiğimi söylediğim halde yazılı bir belge olmadığı için bilgilendirdiğimi kabul etmedi.”
dişhekimi
Yazılı rıza hastayı tedirgin ediyor
İzmirli meslektaşımız davayı kaybetmesinde etkili olan
yazılı bilgilendirme ile ilgili olarak şunları söyledi: “Son
yıllarda sıkça rastlanan bu durumlarda, meslektaşlarımız hasta ile yasal zorunluluk arasında kalmış durumda. Ancak yazılı onam almak istediğimizde hastalar
bu durumdan tedirginlik duyuyorlar. Çünkü bu belgelerde ölüme kadar giden maddeler var. Hasta bu maddeleri okuyunca tedirgin oluyor. Yazılı onam imzalanması istenen hasta dişhekiminin bu konuda yeterli tecrübeye sahip olmadığını düşünüyor. Birçok vatandaş
bunu yasal bir zorunluluk değil, yanlış bir uygulama
yapma olasılığı yüksekmiş gibi görüyor. Böyle bir yasal
zorunluluktan birçok kimsenin haberi yok. Bilgisi olmayan bir uygulamayı nasıl ben hastama yaptırabilirim.
Yasal düzenlemelerde, hastanın rızasının alınması her
zaman yazılı olmak zorunda değildir ama ispat sorunlarına yol açmamak için yazılı alınmasında yarar vardır
diyor. Bu bile kendi başına bir çelişki.”
Davanın gerekçeli kararı henüz yayınlanmadı ancak
meslektaşımız temyiz mahkemesine davayı götürürken
asıl tartışılacak konunun bu yasal zorunluluğun uygulanması konusundaki zorluklar olduğunu belirtiyor.
haber
Hasta Hakları
Yönetmeliği ne diyor?
Madde 31 - Rıza alınırken hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır. Hastanın, uygulanacak tıbbi müdahale için verdiği rıza, bu müdahalenin gerektirdiği sair tıbbi işlemleri de kapsar.
Ancak, tıbbi işlemlerin uygulanmasında, bu
yönetmelikte ve diğer mevzuatta belirlenen
hakların ihlal edilmemesi için azami ihtimam
gösterilir.
Rıza Formları: Hastaya yapılacak girişimlerde hastanın onayının alınması şarttır. Bu
onay hasta mevcut durum ve olası riskler konusunda bilgilendirilmedikçe anlam ifade etmez. Bu nedenle hasta bilgilendirilerek rızası alınmalıdır.
Aile Dişhekimliği geliyor mu?
Sağlık Bakanlığı, aile hekimliğinden sonra aile diş
hekimliği için de çalışmalara başladı. Sistemin nasıl uygulanacağı konusunda henüz bir karar verilmiş değil, ancak bu konuda çalışmalar hız kazanmış durumda.
Aile hekimliği uygulamasını Türkiye genelinde yaygınlaştırmaya devam eden Sağlık Bakanlığı, Aile
Dişhekimi sistemi için projeler üretmeye başladı..
Dünyada, sadece gelişmiş bazı ülkelerde uygulanan Aile Dişhekimliği sayesinde herkesin ağız ve
diş sağlığı periyodik olarak kontrol edilecek, çocukların diş bozuklukları önlenecek, yatalak hastalar
evde diş tedavisi hizmeti alacağı belirtiliyor. Düşünülen sistem devreye girdiği takdirde, tıpkı aile hekimliğinde olduğu gibi ailelerin kendilerine ait diş
hekimleri olacak ve ailenin tamamının ağız-diş sağlıkları kontrol altına alınacak. Ancak bu uygulamanın ayrı bir hekimlik mi olacağı, yoksa aile hekimliği
ile birleştirileceği konusunda henüz verilmiş bir karar yok. TDB yetkilileri geçtiğimiz ocak ayında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Dr. M. Emin
Zararsız ve Genel Sağlık Sigortası (GSS) Genel Müdürü Dr. Hasan Çağıl ile bir araya gelmişti. Görüşmelerde aile hekimliği uygulamasının gelişmesiyle
birlikte diş hekimliği uygulamalarının da aile hekimliğine dahil edilebilme ihtimali de dile getirilmişti.
Aile Dişhekimliği uygulaması nasıl olacak
Eğer sistem uygulamaya konulursa şu şekilde uygulanması beleniyor. Aile hekimlerinde olduğu gibi aile dişhekimleri de birinci basamak ağız diş sağlığı
merkezleri olarak hizmet verecek. Aile Dişhekimleri, Bakanlık ile anlaşma karşılığında çalışacak. Adrese dayalı nüfus sayımına göre her vatandaş, yaşadığı bölgedeki aile dişhekimine otomatik kayıt olacak. Aile Dişhekimi 6 ayda bir listesinde kayıtlı vatandaşı çağırarak muayene edecek. Sistem, sağlık
sorunlarının başlamadan veya başlar başlamaz engellenmesini sağlayacak. Bu yolla, özellikle küçük
çocukların daimi dişlerinde oluşabilecek estetik bozuklukları ve sağlık sorunları da büyük ölçüde engellemiş olacak.
29
haber
dişhekimi
Muayenehane
hekimleri rahatladı
Sağlık Bakanlığı, birçok özel muayenehaneyi kapanma tehlikesiyle
karşı karşıya bırakacak olan yönetmeliği, Danıştay’ın durdurma
kararı vermesinin ardından mahkeme kararına uygun olarak yeniden
düzenledi. Yürütmesi durdurulan yönetmeliğin dişhekimi
muayenehanelerine de uygulanabileceğini düşünüp tedirginlik
duyan meslektaşlarımız da bu kararla rahat bir nefes aldı.
Mithat Kara
İzmir Tabip Odası Avukatı
İzmir Tabip Odası tarafından açılan davada Danıştay 10. Dairesi, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel
Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in 12. Maddesinin (e) ve (f ) bentlerinin yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. Muayenehane hekimlerinin,
muayenehane açma prosedürüne ilişkin sorunlarını
çözmek amacıyla Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın talimatıyla yeni bir düzenleme yapıldı.
Bakanlık’tan yapılan yazılı açıklamada, ‘’Bakanlığımız tarafından, sorunun çözümüne yönelik, öncelikle muayenehanelerin ilgili yönetmelikte belirtilen fiziki şartlara uyumu, imar ve özürlüler mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmiştir’’ denildi. Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:
“Diğer taraftan muayenehanelerin bulunduğu yapıların durumu, mevcut yapı stoku yönünden ayrıntılı bir biçimde tetkik ettirilmiştir. Tespit edilen sorunlarla ilgili değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler, yasal çerçeve içerisinde mümkün olan en geniş
mutabakat sağlanarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca,
hazırlanan taslak yönetmelik, taraflarca da oldukça
memnun edici bulunmuştur.”
İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara:
‘’Bakanlığın asıl amacı standart getirmek değil
muayenehane açılmasını önlemekti.’’
İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara, Sağlık
Bakanlığı’nın başından itibaren yönetmelikle ilgili olarak oldukça sert bir tutum içinde davrandığını
ve amacının yeni muayenehane açılmasını önlemek
olduğunu belirtti. Kara, Bakanlığın bu tutumunun
geri teptiğini Danıştay kararlarının ardından da geri
adım atmak zorunda kaldığını söyledi.
30
haber
dişhekimi
Dava süreci nasıl gelişti?
Biz davayı kısıtlayarak muayenehaneleri ilgilendiren yönüyle alakalı olarak açtık. TTB’nin açtığı dava
daha kapsamlıydı bu yüzden bizim dava daha çabuk sonuçlandı. Bu yönetmelik 15 Şubat 2008’den
bu yana 9 kez değişti. Biz ilk kez ana yönetmeliğe
dava açtık, en son 3 Ağustos 2010’daki muayenehanelerin fiziki standartlarını düzenleyen yönetmelik ile ilgili açtığımız davalar sonuçlandı. Burada kararın gerekçesi önemliydi. Meslek örgütünün, bilimsel kuruluşların görüşlerinin alınmamış olması, bu
konuyla ilgili bilimsel bir kurulun oluşturulmaması
kararda etkili oldu. Sağlık Bakanlığı’nın kendince bilimsel kurul oluşturduğunu davayı açtığımızda mahkemenin verdiği yanıtta öğrendik. 7 Nisan 2011’de
yeni yönetmelik değişikliği yapıldı, Danıştay’ın iptal
ettiği maddelerin neredeyse aynısını kelime oyunlarıyla değiştirerek yeniden yayınladı. Buna karşı açtığımız davaya Danıştay oldukça hızlı ve kısmen lehimize karar verdi.
Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı yeni yönetmelikte hekimler açısından bir rahatlama söz konusu oldu mu?
Yeni yönetmelik hazırlandı, Resmi Gazete’de yayınlandı. İzmir Tabipler Odası ya da diğer mesleki kuruluşlar olarak kimse bir standartın getirilmesine karşı değil. Mutlaka bir muayenehane ya da sağlık ku-
ruluşunun standartı olmalı. Ancak uygulanabilirliliği yüksek yönetmelikle olmalı düşüncesi içerisindeyiz. Yeni yönetmeliğin hekimleri biraz rahatlatacağını düşünüyorum çünkü olabildiğince esnek görülüyor. Bir nevi yumuşatma söz konusu. Örneğin Depreme Dayanıklılık Raporu ile ilgili madde eski muayenehaneler için kalktı ancak yeni açılacak muayenehaneler için halen geçerli. Ayrıca 03.08.2011 tarihine kadar verilen uyumluluk süreci gibi oldukça
sert yönetmelik maddelerinin daha yumuşak hale
getirildiğini görebiliyoruz.
Yeni yönetmeliğin hazırlanmasında Danıştay
kararlarının etkisi nedir?
Sağlık Bakanlığı gözü kapalı gidiyordu. ‘Bir adamın
annesini sırtına alıp muayenehaneye çıkmasını istemiyorum, benim vatandaşım muayenehaneye gitmek için sıkıntı çekmeyecek, zorluk yaşamayacak’
gibi absürd açıklamalar yapmıştı. Bakanın tavrı başından beri olumsuzdu. Getirilen koşulların makul
olmadığının, iyi niyetli olmadığının bakanlık farkındaydı. Asıl niyetin standart getirmek değil yeni muayenehane açılmasını önlemek olduğu herkesçe bilinen bir gerçekti. Ancak Danıştay’ın kararları bakanlığı frenledi. Sürekli yapılan eleştiriler, bilimsel açıklamalar ve uzman derneklerin temsilcilerinin yaptığı
görüşmelerin etkisi de göz ardı edilemez. Ama en
önemlisi Danıştay’ın verdiği kararların gerekçesiydi.
DEĞİŞİKLİK ÖNCESİ
DEĞİŞİKLİK SONRASI
Mevcut muayenehaneler için 3/8/2011 tarihine kadar
uyum süresi belirlenmişti.
Mevcut muayenehanelere uygunluk için 4 yıl ek süre
verilmesi ve deprem raporundan muaf tutulması yönünde düzenleme yapılmıştır.
Asansör girişi için, en az 80 santimetre; merdivenler
için, basamak yüksekliği, 16-18 santimetre, basamak
genişliği 30-33 santimetre, sahanlığın genişliği en az
1,30 metre; kapılar için 90 ve 110 cm ölçüleri öngörülmekteydi.
Giriş, kapı, asansör, merdiven, tuvalet, lavabo vb. fiziki alanların İmar Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine
uygun düzenlenmesi öngörülmüştür.
Depreme dayanıklılık raporu ve binada yangına yönelik
tedbirlerinin alındığına ilişkin belge tüm binalar için istenmekteydi.
Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi başvurusu
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 19.08.2008 tarih ve 26972 sayılı değişikliğinden sonra yapılmış binalarda istenmemesi öngörülmüştür.
Kadın hastalıkları ve doğum ile üroloji muayene odalarında tuvalet bulunma zorunluluğu bulunmaktaydı.
Ultrasonografi(USG) yapılan kadın hastalıkları ve doğum muayene odasının ve ürodinami işlemi yapılan
üroloji muayene odasının yakınında, hastaların mahremiyete uygun olarak bekleme salonundan ayrı bir bölümden geçişinin sağlandığı tuvalet bulunması kaydıyla, kadın hastalıkları ve doğum ile üroloji muayene
odalarında tuvalet bulunma zorunluluğu kaldırılmıştır.
Yardımcı sağlık personeli istihdamı zorunluydu.
Yardımcı sağlık personeli istihdamı zorunlu olmaktan
çıkarılmıştır.
Bir muayenehanede tek hekim çalışabilmekteydi.
Yeterli fiziki mekân varlığında, ayrı ayrı ruhsat almak
kaydıyla birden fazla hekimin aynı mekânda müşterek
muayenehane faaliyeti gösterebilmesi öngörülmüştür.
Haber Ajansları; değişiklikleri, öncesi ve sonrası şeklinde tablo olarak duyurdu.
*
31
haber
32
dişhekimi
dişhekimi
haber
33
16. Kongre
dişhekimi
EGE BÖLGESİ
DİŞHEKİMLERİ ODALARI
1974
EGE BÖLGESİ DİŞHEKİMLERİ ODALARI
ULUSLARARASI
BiLiMSEL KONGRE
ve SERGİSİ
Aegean Region Chambers of Dentist
International Scientific Congress and Exhibition
Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’ndeyiz
Bu kez yabancı
meslektaşlarımız da
canlı sunum yapacak
15. Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi’nde ilk kez gerçekleştirilen uydu konferans yöntemi ile canlı sunum, Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirilecek kogrede de yapılacak. Bu kez gerçekleştirilecek canlı sunumlarda
yabancı dişhekimleri de canlı sunum yapacaklar. Kongrede canlı sunum yapacak olan meslektaşlarımıza çalışmaların içeriğini sorduk.
“Piezo Cerrahi ile External
Sinüs Lifting ve Bone Splitting”
Doç. Dr. Uğur Tekin
E:Ü. Diş. Hek. Fak. Ağız Diş ve Çene Cer. AD
Piezocerrahi (piezoelektrik kemik cerrahisi), ultrasonik titreşimler ve özel uçlarla, sert ve yumuşak
dokuları travmatize etmeden son derece hassas
osteotomilerin yapılabildiği, gelecek vaadeden bir
tekniktir. Piezocerrahi, ilk defa 1880 yılında Jean
ve Marie Curie tarafından, belli seramik ve kristallerin içinden elektrik akımı geçirildiğinde modifiye olması ve osilasyon yapması olarak tanımlanan, piezoelektrik olay üstüne kuruludur . İlk olarak İtalyan
çene cerrahı Toması Vercellotti tarafından, konvan-
34
siyonel ultrasonik aletleri
değiştirip geliştirerek, geleneksel cerrahi aletlerin getirdiği kısıtlamalara alternatif olarak üretilmiştir. Piezocerrahi, oral cerrahi dışında otorinolaringoloji, nöroşiruriji, oftalmoloji, travmatoloji ve ortopedide de
kullanılmaktadır. Piezocerrahi ve geleneksel olarak
kullanılan elmas ya da karDoç. Dr. Uğur Tekin
bid döner aletlerin, histolojik ve histomorfometrik
olarak karşılaştırıldığı bir dizi hayvan çalışmasında,
yara iyileşmesi ve kemik oluşumunun piezocerrahi
kullanıldığında daha istenilen düzeyde gerçekleşti-
16.Kongre
dişhekimi
ği gösterilmiştir. Oral-maksillofasiyal cerrahide piezocerrahi ilk olarak sinus lift operasyonlarında kullanılmıştır ancak endikasyon alanları her geçen gün
genişlemektedir. Genellikle operasyon süresi uzasa
da, diğer tekniklere oranla Schneiderian membran
perforasyon veya laserasyonlarının insidansı önemli ölçüde azalmıştır. Kanama nedeniyle görüşün bozulduğu ve çalışma etkinliğinin azaldığı konvansiyonel mikrotesterelerin tersine, piezocerrahide nerdeyse tüm işlem boyunca kanama görülmemekte,
ve böylece mükemmel görüş sağlanmaktadır. Bunun dışında piezocerrahi implanta hazırlık için alveoler kretin sagital olarak yetersiz genişliği sahip
olan durumlarda alveoler kretin genişletilmesi için
(bone splitting) güvenle kullanılabilmektedir. Sonuç
olarak Piezocerrahi, boyutsal hassasiyeti yüksek ve
endikasyonları her geçen gün artan bir kemik cerrahisi yöntemidir. Temel avantajları, yumuşak dokuların korunması, operasyon alanında sağlanan mükemmel görüş, gürültü ve titreşimde azalma, hasta
konforunda artış, kan kaybında azalma ve dişlerin
vitalitelerinin korunmasıdır. Bu canlı sunumda piezocerrahi ile eksternal sinus lifting ve bone splitting
işlemleri gerçekleştirelecektir.
“Balon Tekniği ile
Sinüs Lifting”
Minimal invaziv yaklaşımla sinüs balon
tekniği uygulaması (MIAMBE Tekniği)
Dr. Ziv Mazor (İsrail)
Üst çene arka bölgede sıklıkla implanta destek olacak kemik yetersizliği mevcuttur. Bu
bölgede kemik ogmentasyonu işlemleri genellikle (a) lateral pencere tekniği ve (b)
osteotom tekniği olmak üzere iki türlü yapılmaktadır. Her
iki teknik de farklı derecelerDr. Ziv Mazor
de başarı oranları göstermektedir. Aynı şekilde bu tekniklerin bir komplikasyonu olan membran perforasyonu özel aletler ve ustalık isteyen bir teknikle azaltılabilir. Bu metodlarda sıklıkla membran perforasyonu, kanama, enfeksiyon, sinüs obstrüksiyonu ope-
35
haber
rasyon sonrası ödem ve rahatsızlık görülebilir. Minimal invazif antral membran balon elevasyonu (MIAMBE) tekniği krestal yaklaşımın bir modifikasyonu
olup antral membran elevasyonu uygun balon ile ≤
3.5 mm osteotomi alanından uygulanır.
MIAMBE tekniği operasyon sonrası komplikasyonları azalttığı gibi operasyon zamanını da azaltır.
“Komplike vakalarda tüm
çene immediyat implant
yerleştirme ve yükleme”
Dr. Alain Simonpieri
Diş Teknisyeni Joce Perret (Fransa)
Daha önceki kanıtlanmış bilgilere göre en önemli başarı kriteri osteoentegrasyondu. O zaman yapılmış olan protezler osteointegre olmuş fakat estetik değillerdi. Neden
hemen yükleme yapılmış implantlarda bu kadar çok
başarısızlık var?
Bu başarısızlıklara engel olmak
Dr. Alain Simonpieri
için neler yapılabilir? Uzun dönemde başarıyı koruyabilmek
için hangi şartlar gerekir? Bütün bu soruların cevaplarını bu
operasyonda bulacaksınız. Bu
Joce Perret
teknikte immediyat diş çeki-
36
dişhekimi
mi ve immediyat implantasyon uygulaması yapılacaktır. İmplantlar simetrik olarak anterior palatinal
foramen’e simetrik olacak şekilde yerleştirilecektir.
Transfer parçaları yerleştirildikten sonra vestibüler
apozisyon greftleri ve de implant ile kemik arasındaki boşluklar kemik biomateryalleri ile doldurulacaktır. Uygulanan grefti korumak ve sabitlemek için de
PRF membranları yerleştirilecektir. Dikiş sonrası ölçü
alınarak birkaç saat sonra immediyat yükleme yapılacak protezin hazırlığına başlanacaktır.
“Üst Bölgede
Gülüş Dizaynı İçin
Periodontal Cerrahi”
Dr. Karim El Jaffali (Fas)
Karim El Jaffali, daha estetik
bir gülüş dizaynı için sert ve
yumuşak dokuların yönetimini
temel alan bir operasyon gerçekleştirecek.
Doğal ve protezli dişler her vakada farklı derecelerde periyodontal resesyona uğrar ki bazı
klinik vakalarda diş etlerinin
normalden fazla göründüğü Dr. Karim El Jaffali
estetik olmayan gülüş söz konusudur. Dolayısıyla yapacağımız periyodontal cerrahi müdahale, ekstraksiyon, implantasyon ve immediyat yükleme içerebilir. Bunun amacı, gülüş sırasında diş etlerinin görünür olma durumunu an-
dişhekimi
haber
37
haber
terior maksillada yapılacak osteoplastik müdahale
ve kron uzatma ile tedavi edebilmektir. Daha iyi bir
doku kalitesi ve uzun süreli stabiliteye ulaşmak için
bağ doku greftleri kullanılacaktır. Farklı insizyon ve
sütür tekniklerine detaylı olarak yer verilecektir.
“Estetik Bölgede Tek Diş
İmmediyat İmplantasyon
ve İmmediyat Yükleme”
Dr. Konstantinos D. Valavanis (Yunanistan)
Estetik implant destekli restorasyonların başarısı restoratif uygulamalar yapan
diş hekimi için sürekli bir
mücadeledir. Doğal dişin
köküne göre implant daha
küçük çaplı dairesel bir yapıya sahip olduğu için, kaçınılmaz olarak doğal dişin
taç şeklindeki yapısını taklit edecek yapay bir proKonstantinos
fil yapılandırılır. Çevreleyen
D. Valavanis
yumuşak doku görünümü
büyük önem taşımaktadır
ve bu konuyla ilgili çeşitli
teknikler geliştirilmiştir. Bu operasyon sürecinde izlenecek adımlar: Tedavi planlaması ve radyolojik ve
klinik inceleme, flap dizaynı kararının alınması, implantın pozisyonlandırılması, biomateryal seçimi ve
endikasyonları, dikiş teknikleri, üst yapı seçimi ve
geçici restorasyonun dizaynı ve simantasyonudur.
“CAD-CAM Sistemi İle Hasta
Başinda Tek Seansta İki Farklı
Full Porselen Restorasyon”
Dr. Cem Uygur
Serbest Dişhekimi
Cad-Cam sistemleri sayesinde tedavilerimizde hızlı,
kaliteli ve öngörülebilir sonuçlar etmek giderek kolaylaşıyor. Yeni yazılımlar ve yeni cihazlar bu konuda
diş hekimlerine pek çok avantajlar sunuyor.
Hasta başında uygulanan bilgisayar destekli, porselen restorasyon tasarım ve üretim sistemleri sayesinde, ölçü almadan, geçici restorasyon yapmadan, tek seansta porselen inlay, onlay, endo kuron,
38
dişhekimi
tek veya çok üye kuronlar, köprüler, laminalar
yapılabilmektedir. Özel
kamerası ile optik olarak sistemin bilgisayarına 3 boyutlu olarak aktarılan dişin dijital ölçüsü
üzerinde diş hekimi tarafından 5-10 dakikada bilgisayar ortamında ideal şekilde tasarlanan restorasyon, sistem tarafından 10 dakikada üretilebilmekte ve hastanın ağDr. Cem Uygur
zına aynı gün yerleştirilebilmektedir. Sunum sırasında CEREC AC görüntüleme ünitesi ve CEREC
MC XL kullanarak hasta başında birer anterior lamina ve posterior kuron restorasyonları gerçekleştirilecektir. Yeni CEREC yazılımı ve avantajlarının anlatılacağı sunumda sırasıyla; Optik ölçünün hasta
ağzından doğrudan alınması, Cad/Cam yazılımında restorasyon tasarımı, Restorasyonun üretilmesi – frezleme, Karakterizasyon (makyaj) ve glaze,
Yapıştırma adımları uygulanırken kullanılacak malzemeler ve teknikler ile ilgili püf noktaları gösterilecektir.
“Çoklu Laminate Veneer
Yapıştırmanın Püf Noktaları”
Doç.Dr. Arzu Aykor
Yeditepe Üniv. Diş Hek. Fak. Diş Hast. Ted. AD
Porselen laminaları yapıştırırken, klinik başarıyı etkileyen birçok faktör rol oynamaktadır. Bu faktörler arasında laminalar yapıştırılmadan diş yüzeylerinde ve lamina iç yüzeylerinde yapılan
kontroller, adeziv materyallerin dişlere ve porselen iç
yüzeylerine uygulama tekniği ve uygulama süreleri, laminaların oturtulması, yaDoç. Dr. Arzu Aykor
pıştırıcı materyalin temizlenmesi ve okluzyon kontrolleri önem kazanır. Bu sunumda, 10 adet laminanın simantasyon hazırlıkları ve laminaların adeziv olarak
yapıştırılması, ayrıntılı olarak gösterilecektir.
dişhekimi
haber
39
haber
dişhekimi
Kongre açılış
ında
Kuvayi Milliye Destanı
heyecanı
Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde 21-23 Ekim tarihleri arasında, 16. Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları tarafından düzenlenecek olan Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi’nin açılışında Kuvayi Milliye Destanı slayt
gösterisi ve dinletisi gerçekleştirilecek. İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim üyeleri ve öğrencilerinin gerçekleştirileceği gösteriyi yöneten İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Ana Bilim
Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Erişen gösterinin nasıl
hayata geçirildiğini ve yaşadıkları heyecanı anlattı.
Kuvayi Milliye Destanı sunumu nasıl ortaya çıktı?
Kuvayi Milliye Destanı tiyatro sanatçıları tarafından bir
çok kez sahnelenmiş bir büyük eser. Bizim gerçekleştirdiğimiz sunum bazı özellikler ve mesajlar içeriyor.
Meslektaşlarım beni Endodonti toplantılarından anımsarlar. Ama diğer bir uğraşı alanım da Ulusal Kurtuluş savaşı tarihi üzerinedir. Bu çerçevede fakültemizde
çeşitli etkinliklerde sunumlarım oldu. Bunlardan bazıları “Çanakkale” ve “Kör Cemal” isimli senaryosu da
bana ait olan öykülerdir. Beni en çok heyecanlandıranı ise “Kuvayi Milliye” olmuştur. Fakültemizin 2011 ba-
har şenliğinde sergilediğimiz bu sunum büyük ilgi gördükten sonra birkaç kez kendi aramızda gerçekleştirdik. Böylece Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi’nin
açılışı için aldığımız davet ile tamamen profesyonelce
hayata geçti diyebiliriz.
Sunumdaki kişilerin daha önce bu tarz deneyimleri oldu mu?
Sunumdaki kişilerin bende dahil olmak üzere hiçbirinin amatör tiyatro eğitimi dahi yok. Sunumda yer
alan kişiler alanlarında son derece değerli yöneticiler,
bilim adamları, asistanlar ve öğrenciler. Hiçbiri tiyatro eğitimi almamalarının yanı sıra hayatlarında şiir de
okumamışlar. Buna rağmen oldukça profesyonel bir
şekilde sunumu tamamlıyorlar, bu da ayrı bir heyecan
katıyor. Ayrıca benim de yönetmenlik gibi bir deneyimim yok. Hepimiz bu sxunumu keyif aldığımız için yapıyoruz.
Sunumda kimler görev alıyor?
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Hasan Meriç, İstanbul Diş Hekimleri Odası
Başkanı Prof. Dr. Serdar Çintan, İÜ Diş Hekimliği Fak.
Periodontoloji ABD Öğ. Üyesi Prof. Dr. Berna Tarım,
İÜ Diş Hekimliği Fak. Diş Hastalıkları ve Tedavisi ABD
Öğretim üyeleri Prof. Dr. Yavuz Gömeç, Prof Dr. Yasemin Benderli, İÜ Diş Hekimliği Fak. Protetik Diş Tedavisi ABD Öğ.Üyesi Doç.Dr. Tonguç Sülün, İÜ Diş Hekimliği Fak Endodonti ABD Başasistanı Dr. Rüştü Dağlaroğlu, İÜ. Diş Hekimliği Fak. Endodonti ABD Asistanları D. Yağmur Yalçın ve Dt. Hande Gürbüz. Müzikleri
yapan arkadaşlarımız Beliz Özel ve Onur Erdem Erdur
3. Sınıf, Diren Demirci ise 5.Sınıf öğrencileri.
Sunumda vermek istediğiniz mesaj nedir?
Sunumumuz Power Point gösterisi ve müziklerle şiirlerin okunması şeklinde sahnelenecek. Mesajımız kısaca
40
dişhekimi
şudur: Ülkemizin sahip olduğu en büyük destan olan
Kurtuluş Savaşımızın, ülkemizin en büyük şairi Nazım
Hikmet’in en iyi anlatımlardan biri olan büyük eserinin
yine kendimize ait bir üslupla sunulmasıdır. Düşüncemiz bu iki önemli değerin, her toplulukta, herkes tarafından coşkuyla okunup nesiller boyunca devamlılığına bir katkıda bulunmaktır. Bizler fakültemizin dekanı,
meslek örgütümüzün başkanı, profesörler, doçentler,
asistanlar ve öğrenciler elele, coşkuyla Kurtuluş Savaşımızın onlarca kahramanını, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, Ulusal Kurtuluş Savaşına omuz
vermiş Türk halkını ve Büyük şairimiz Nazım Hikmet’i
saygıyla ve büyük bir heyecanla anıyor, bizi izleyecek
herkesi; öğrencilerimizi, meslektaşlarımızı bu coşkuyu
paylaşmaya çağırıyoruz. Bu organizasyonda bize yer
veren kongrenin değerli yönetimine ve bizlere sponsor olan firmalara içten şükranlarımızı sunuyoruz.
“Burada bizler şarkı söyler gibi,
içimizden geldiği gibi okuyacağız”
İnanılmaz heyecanlı ve çoşkuluyum. Daha önce hiç şiir okumadığım gibi, ilkokul, lise ve üniversite hayatımda da bir oyunda
yer almadım. Ama Kuvayi Milliye olunca durum farklı oldu.
Burada bizler şarkı söyler gibi,
içimizden geldiği gibi okuyacağız. Bu çok duygulu ve heyecan
verici bir olay. Tüm ekip, büyük
Prof. Dr.
bir coşkuyla, çocuklar gibi heBerna Tarım
yecanlı bir şekilde İzmir’e geliyoruz. Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları yönetimlerine de bu açıdan organizasyonlarında bize yer vermelerine ve davetlerine çok teşekkür ediyorum.
“Öğrenci, asistan ve öğretim
üyelerinin ortaklaşa yaptığı bu
sunumun beğeni alması ve tekrarının
istenmesi bizi çok gururlandırdı”
Bilindiği gibi Diş Hekimliği Eğitimi ve mesleği dünyanın en zor eğitimlerinden ve mesleklerinden biridir. Bu
bağlamda Dekan olduktan sonra öğrencilerimizi yoğun çalışma temposundan kurtarmak adına ve onları
bu ortamdan uzaklaştırmak adına öğrenci kulüplerine
çok ciddi önem verdik. Bu kulüplerden bir tanesi de
Prof. Dr. Raif Erişen’in sorumluluğunda olan “Atatürkçü Düşünce Kulübü“dür. İlk olarak öğrencilerimizin ve
öğretim üyelerimizin birlikte çalışmaları sonucunda İs-
haber
taiklal Savaşımızı anlatan “KÖR
CEMAL“ adlı bir sunum yaptılar.
Çok başarılı idiler. Sevgili Raif
Hoca çalışmalarını daha da büyüterek Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı’nı slayt gösterisi ve müzik eşliğinde sunmak
istediğini bana söyledi ve bunu
söylerken ayrıca benim de bu
kadroda olmamı talep etti. Ben
Prof. Dr.
de zaten gerek tiyatro kulübünHasan Meriç
de gerek se müzik kulübünde
öğrencilerimle aktif olarak çalışmaktaydım. Bunu da
seve seve kabul ettim ve Mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz öğrenci festivalinde Kuvayi Milliye Destanını sahneledik. Olağanüstü bir beğeni aldık. Bu bizi çok heyecanlandırmıştı. Şimdi Ege Bölgesi Diş Hekimleri Odaları
16. Uluslararası Bilimsel Kongresinde bu sunumu tekrarlayacağız. Olay yalnız burayla bitmiyor. İstanbul’ a
döndükten sonra da bu sunumu pek çok yerletee tekrarlamak üzere aldığımız teklifleri değerlendirerek Kuvayi Milliye Destanı’nı sahnelemeye devam edeceğiz.
Bir Diş hekimliği Fakültesinin öğrenci, asistan ve öğretim üyelerinin ortaklaşa yaptığı bu sunumun beğeni
alması ve başka yerlerde de sunumun tekrarının istenmesi bizi çok gururlandırıyor. Umarım 21 Ekim 2011
Cuma günü saat 11:00 de Kongre açılışında yapacağımız sunumumuz tüm katılanların beğenisi toplar.
“Önce biraz çekindim, çok heyecanlandım ama bir tarafta Kurtuluş Savaşı Destanı diğer tarafta tadına doyulmaz bir Nazım Hikmet üslubu...”
Fakültemizde önemli günlerde
Prof. Dr. Raif Erişen hocamızın
Kurtuluş Savaşı ile ilgili hazırladığı kahramanlık destanlarını özgün müziği ve birbirinden güzel
görüntüleri ile izlemekten çok
büyük mutluluk duyuyoruz. Bir
gün bize yeni bir projesi olduğunu ve bizlerin de katılmamızı istediğini dile getirdi. Önce biraz
Prof. Dr.
çekindim çok heyecanlandım
Yavuz Gömeç
ama bir tarafta Kurtuluş Savaşı
Destanı diğer tarafta tadına doyulmaz bir Nazım Hikmet üslubu. Tüm bu güzelliklere ilaveten bu coşkulu
sunumu paylaştığımız çok sevdiğim ve saydığım, senelerdir birlikte çalıştığım dostlarım. Tabiatıyla tüm bunlar biraraya gelince büyük keyif alıyoruz. 21 Ekim’de
güzel İzmir’de buluşmak üzere...
41
haber
dişhekimi
Hukuk mücadelesi veren meslektaşımız Nazan Güner,
Hatalı ünitin parasını geri aldı
Meslektaşımız Nazan Güner, 2 yıl önce
almış olduğu arızalı diş üniti için
başlattığı hukuk mücadelesini kazandı.
Güner’in açtığı dava sonucunda
mahkeme, cihazın ayıplı olduğuna
karar vererek bedelinin iadesini istedi
İzmir Bornova’da muayenehanesi bulunan Nazan
Güner, 4 yıl önce ithalatçı bir firma ile diş üniti alımı
için anlaştı. İthalatçı firma tarafından getirilip kurulan cihaz kısa bir süre sonra arıza yaptı. Meslektaşımız firmanın sağladığı servis hizmetinden yararlanarak cihazın tamirini istedi. Cihaz tamir edildikten kısa bir süre sonra yeniden aynı arıza gerçekleşti. Yetkili firma ile yaptığı uzun görüşmelerin ardından firma, servis aracılığıyla cihazın tamirini gerçekleştirdi. Sözleşmeye göre aynı gün gelmesi gereken servis 2-3 gün sonrasına gün verdi. Ancak cihaz yine aynı şekilde kısa bir süre çalıştıktan sonra
başka arızalar çıkarmaya başladı. Bu süre içerisinde
ünitin bazı parçaları ve kompresörü değişti.
2 yıl boyunca yaklaşık 23 kez gelen servis,
cihazın tam performans çalışmasını sağlayamadı
Güner firmaya yaptığı başvurunun ardından, “şebeke suyu basıncından kaynaklanıyor, gerilim hattınızda sorunlar var” gibi cevaplarla karşı karşıya kaldı.
Bunun üzerine meslektaşımız noter aracılığıyla cihazın yenisi ile değiştirilmesini istedi. Bu konuda da firmadan cevap alamayınca Avukatı Yalçın Cabar aracılığıyla İzmir Ticaret Mahkemesi’ne başvuran Güner,
aldığı ünitin bedelinin iadesini istedi. 2 yıl süren dava
sürecinin ardından mahkeme meslektaşımızı haklı
gördü ve ürünün bedelinin iadesine karar verdi.
Meslektaşımız dava aşamasında
yaşananları şöyle anlattı;
“Cihazla ilgili mahkemenin tayin ettiği bilirkişi ayrıntılı rapor çıkardı. İncelemeler sonucunda cihazın
imalatından kaynaklanan bir kusuru olduğu tespit
edildi. Bu aşamadan sonra mahkeme davayı kabul
etti. Yaklaşık 2 yıllık bir sürecin ardından 1500 TL
cihazın kullanılamadığı günler için tazminat ödenmesine ve cihazın bedelinin aynen iadesine karar
verildi. Ancak firma mahkeme kararına uymayıp
42
ödemeyi yapmayınca icra yoluna gittik.
Benim meslektaşlarıma tavsiyem; kullandıkları
cihazlarda ardarda aynı arızanın tekrarlanması ve tamiri mümkün olmadığı takdirde imalat
hatası olabileceği düşüncesiyle, açacakları davalarda kanıt olmak üzere mahkemeden tespit yaptırmalarıdır.”
Avukat Yalçın Cabar; “Dişhekimleri cihazların
ithalatçı firmasını, garanti şartlarını ve servis
ağını mutlaka iyi bir şekilde araştırsınlar”
Meslektaşımız Nazan Güner’in avukatı Yalçın Cabar, ”Makinede aynı arıza üç kez tekrarlandığı
takdirde bazı haklara sahip oluyorsunuz. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın genelge ve mevzuatına göre borçlar kanununda üç tercihli hak sunuluyor. Birincisi aynı ürünün yenisi ile değiştirilmesi, ikincisi makinenin parasının geri iade
edilmesi, üçüncüsü ise makinenin arızasının giderilmesi şeklinde. Bilirkişi raporları ve yapılan tespitlerin ardından biz bu tercih ve haklardan ürünün bedelinin iadesini talep ettik. Dişhekimlerinin
kullandığı cihazlar yüksek bedelli teknoloji gerektiren cihazlardır. Bu davadaki cihazın bedeli 20.000
euro değerindeydi. Dişhekimlerine tavsiyem bu cihazların ithalatçı firmasını, garanti şartlarını ve servis ağını mutlaka iyi bir şekilde araştırmaları yönünde. Fakat aynı arızanın 3 kez tekrarlanmış olması
önemli. Ancak 3 kez tekrarlandığında bu bizim davadaki haklara sahip olabiliyorsunuz.”
dişhekimi
haber
43
oralmoral
dişhekimi
Sakın bu dişler...
Serdar SIRALAR
[email protected]
Hani yardımcınız gelip de “Filanca hasta aradı, yarına randevu aldı”
dediğinde sırtınızdan aşağı soğuk
bir ter damlasının süzülmesine neden olan şahsiyetler vardır. İşte Gönül hanım bu anlamda birinciliği
kimselere kaptırmayacak nadide bir
örnekti. Randevusuna her seferinde
yarım saat erken gelir, bekleme salonunda sıkıntılı öflemelerle gezinir,
yardımcıma “Beni ne zaman alacaksınız?” diye bir kaç kez sorarak ortamı iyice gererdi. Sonra sırası gelip de muayene odasına aldığımızda
“Merhaba doktor bey, yine çok beklettiniz beni” diyerek tamamen demoralize bir vaziyette tedaviye başlamamızı adeta teşvik ederdi. Hiç
bir sefer “Ama siz randevunuza erken geldiniz” diye itiraz etmemiştim. Bunun bir faydası olmazdı çünkü. Negatif, vesvesli ve karamsar olmak onun yaşam tarzıydı ve hekim
olarak bana düşen bunu böylece kabul etmekti.
Gönül hanıma alt çenede full porselen kuron köprü yapmaya çalıştığımız bir dönemdi. Daha ilk seanstan enteresan sorulara başlamıştı:
- İğne mi vuracaksınız?
- Evet efendim.
- Şimdi o dişlerin hepsi gidecek değil mi köprü için?
- Hayır. Sadece küçülteceğiz. Hepsi sapasağlam kaplamaların içinde
kalacak.
- Ya alttan çürürse.
- İyi bakım yapar ve en az altı ayda
bir bana kontrole gelirseniz hiç bir
sorun olmaz efendim.
Bir şekilde becerip de mandibuler
anesteziyi yaptıktan sonra, uyuşmanın dudağına gelip gelmediğini sor-
44
duğumda, hayalet görmüş gibi büyüyen gözlerle yüzüme bakıp, kuşkunun had safhada olduğunu abartılı bir şekilde ifade eden ses tonuyla
ve hatta alt dudağı yana kaya kaya:
- Yoo, dafa gevmedi, diyordu.
Mecburen küçük numaralar yapmaya zorluyordu beni:
- Fazla beklersek de uyuşukluk geçebilir. Başlayalım bence.
Daha ilk dişin okluzaline frez değmesiyle kalkan kollar, öğürmeler,
“Daha bitmedi mi?” soruları, aaah
ah, bilen bilir o durumu. Böyle zamanlarda sakin olmaya çalışırım.
Yemyeşil çayırları, çiçek kokuları taşıyan ılık rüzgarları, döne kıvrıla
akan ırmağın kenarında ateş yakıp
bir dalın ucuna takıp da pişirdiğim
sucuğu afiyetle yediğimi hayal ederim. “Bu tedavi nasıl olsa bitecek”
derim kendi kendime, “Sonsuza kadar koltukta oturmayacak ya! Onun
da evi var, işi gücü var. Gidecek elbet”. Geçici köprünün takılmasıyla
sorular yine yağmur gibi devam ediyordu:
- Asıl dişler de böyle mi olacak?
Bunlar çok büyük ve beyaz. Ay keşke yaptırmasa mıydım?
- Merak etmeyin, bunlar geçici
plastik dişler. Esas porselenlerle hiç
bir ilgisi yok.
- Ama aynı kalıba göre yapılmayacak mı?
- ??????. Şimdi bakın bunların
malzemesi de yapım tekniği de farklı. Bu geçiciler dişleri soğuktan sıcaktan korumak için sadece.
- Ayyy, böyle düz düz olmuş, çok
kötü, çok kötü.
Metal provada israrla aynayı istemiş ve sorularını sürdürmüştü:
oralmoral
dişhekimi
- Böyle siyah siyah mı olacak bu dişler?
- Yok efendim olur mu hiç. Bu içerde kalacak
destek yapı. Her taraf diş rengi porselenle kapanacak sonra.
- Eee bu diş öbüründen yüksek olmuş.
- Siz bir dahaki seans bakacaksınız, yani porselen kaplanmış provada.
- Ama bu diş büyük işte!
Elbette en dayanılmaz safha dentin provaydı.
Benim aklıma bile gelmeyecek benzetmelerle bezeli kahredici yorumlar iflahımı kesmek üzereydi:
- E, bu dişler böyle öne doğru vapur burnu gibi
geliyor. Normal insan diş kavsi “U” şeklinde olur.
Bu böyle “V” gibi.
- Efendim biz dişleri ezbere yapmıyoruz. Alttaki dişlerinizin izlediği kavsi takip ediyoruz. Ayrıca üst dişlerinizin kavsi ile de uyum sağlamak zorundayız.
Ben söylediklerimin tek bir kelimesinin dahi
dinlenmediğimden emindim. Ancak insan bir
şeyler açıklamak gereği duyuyor tabii. Gönül hanım elindeki aynaya bakıp tekrar tekrar aynı şeyi
söylüyordu:
- Bunu yapan adam görmüyor mu Allah aşkına? Böyle vapur gibi, “V” şeklinde olur mu hiç?
Cık, cık, cık.
Uzatmanın bir anlamı yoktu. Istırabı o anlık da
olsa dindirmek için, dişlerin şeklini değiştirmek
üzere tekrar laboratuvara yollamayı teklif ettim.
Hasta gittikten sonra dişlerini tedavi ettiğim tiyatro oyuncusu bir bayan arkadaşım geldi. Sıkıntılı halimin nedenini sordu, anlattım. Derken kafamda bir ampul yandı. Ona bu fikrimi anlatınca
hemen yardım etmeyi kabul etti.
Gönül hanım ikinci prova seansında yine elinde
ayna detaylı incelemelerine başlamıştı. Bekleme
salonunda ise tiyatrocu arkadaş vardı. Yine desteksiz ve anlamsız eleştiriler başlayınca bizim arkadaş muayene odasının kapısına gelip:
- Daha çok bekleyecek miyim doktor bey? dedi,
göya sinirli bir sesle.
- Hastamızın alt kaplamalarını prova ediyoruz
da, dedim. Malesef beğenmiyor. Biraz uzun sürebilir.
Tiyatrocu kız:
- Alt kaplamalar mı? Aaaa, aynı benim gibi de-
senize. Ay hanım efendi izninizle bir bakabilir miyim? diye sordu heyecanla.
Birbirimize baktık. Gönül hanım başıyla onayladı. Kız yaklaşıp baktı ve çığlığı bastı:
- İnanmıyoruuuuuuuum, harkulade. Tam istediğim gibi. Ay süper olmuş. Ay doktor beeeey,
hanım efendi beğenmediyse o dişler bana uyar
mı acaba? Lütfen eğer uyarsa ve hanımefendi istemiyorsa onları bana takın, n’oooluurrr!
- Valla bilmem ki, dedim. Yani belki biraz törpülersek falan...
Gönül hanımın sol kaşı ortadan ikiye katlanıp
taa alnının ortasına kadar yükselmişti.
- Bi dakka, bi dakka küçük hanım. Onlar benim
dişim. Biraz “V” gibiydi, bak şimdi söyleyince düzeltmişler. Ben istiyorum dişlerimi canım, o kadar
da değil yani.
Bir kaç gün sonra glazürlenmiş kuronları yapıştırmak üzere keyifle siman karıştırıyordum. Yardımcım da kesik dişleri kurutuyordu. İçi siman
dolu kuronları tepsiye yerleştirdim ve sırayla ağıza uygulamak üzere ilkini elime aldım. Gönül hanım birden el kol hareketlerine başladı. Heyecanla “Durun, durun!” diye bağırıyordu.
- Ama hemen yapıştırmalıyız, yoksa siman donacak, lütfen, dedim. Dinlemedi. Koltukta hop
oturuyor, hop kalkıyor, benim ve yardımcımın elini itiyordu. Durdum:
- Ne oldu? Diye sordum.
- Dün akşam Uğur Dündar’ın programında gördüm. Mezarlıkta ölülerin dişlerini çalıyorlardı. Sakın bu dişler ölülerden çıkartılmış olmasın?
Hep derim. Diş hekimleri cennetliktir, cennetlik.
45
haber
dişhekimi
Nostalji Köşesi
l
e
z
U
r
e
t
l
İ
.
r
D
.
f
Pro
“Annelere Diş Bakımı”
Paris Rene Descartes Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nin 1315 yılında kurulan Kütüphanesi dünyaca ünlüdür. Burada yazma ve baskı kitaplar, belgeler ve koleksiyonlar titizlikle saklanır ve korunur. Günceli de izleyen bu kütüphaneye tıp tarihi
çalışma amacıyla gittiğimde karşıma çıkan
halk için yazılmış bir ağız diş
sağlığı kitabını tanıtmak
istedim.“Nostalji” köşemde değerli meslektaşlarıma…
Tanıtmak istediğim, kitabın adı “Le Dentiste des
Dames”, Tam Türkçe çevirisi “Kadınların Diş Hekimi” . İçeriğini incelediğimde özellikle çocuklar ve
gençler için ağız-diş bakım
bilgilerine yer verildiğini
gördüm. Bu nedenle “Annelere Diş Bakımı” adını vermeyi uygun buldum.
Joseph Le Maire yerli ve yabancı birçok bilimsel ve ulusal derneklere üye.
Napolyon’un cerrahı ünlü anatomist ve askeri cerrah Guillaume Dupuytren (17771835) çene kırıklarını ona bağlatırmış.
Ayrıca Le Marie o dönemde hala revaçta
olan kanamayı kızgın demirle dağlama yerine literatüre ilk defa hidrojen peroksiti(H2O2) kullanan kişi olarak geçmiş. Le
Maire 1834 de ölmüş.
Elimizdeki nüsha eserin
genişletilmiş ikinci baskısı.
(Resim:1). Ne yazık ki birinci baskı kaybolmuş. Kitap 246 sayfa. Kendi portresi hariç üç resim içeriyor. (Resim:2)Bunların altını şiirlerle süslemiş: (Resim:3)
“Her gün iyi yap ağız bakımını
Bakımsız dişler aşk arzusunu bile yok eder
Gülerken görünen bembeyaz dişlerse
Kalbe ne hoş hava verir”
Eserin yazarı Diş Hekimi Joseph Le Marie’in bulabildiğim kadarıyla biyografisine gelince: “Şövalye” unvaResim 1: Joseph Le
nına sahip bir Fransız. 1752 de
Maire’in “Le Dentiste
Ayrıca kitabının çeşitli yerledoğmuş. Bavyera kral ve kraliçesi- des Dames” eserinin kapağı (1818).
rine edebi deyişleri serpiştirmiş:
nin özel diş hekimi. Paris Tıp Fa“Güzellik sağlığın çiçeğidir” “Bakültesinde, Kraliyet Görme Enkımlı
bir
ağız
kendi ruh dünyanızı yangelliler Enstitüsü’nde ve Paris’in 5 ve 10
sıtır”. “Bakımlı bir ağız size güven verir”
no.lu dispanserinde diş hekimliği yapmış.
… gibi. Le Maire çocuğunu emziren anne
Demek ki bizdeki gibi “birden fazla yerde neden çalışıyorsun” diye meslek odaları gravurunun altına şu mısraları yazmış:
(Resim:4)
onun peşine düşmemiş.
46
haber
dişhekimi
“Emzirirken sana acı verse de
Tertemiz sütünün damlalarından yavruna sağlık
akar”
Eserin bölümlerine
gelince. Kitap (9) bölüm içeriyor:
1. Annelerin doğumdan iki yaşına kadar çocuklarına yapmaları gereken bakım,
2. Kalıcı dişResim 3:
Her gün iyi yap ağız bakımını,
lenme evresi,
Bakımsız dişler aşk arzusunu bile yok eder,
3. Evde veya
Gülerken görünen bembeyaz dişlerse
yurtlarda gençleKalbe ne hoş hava verir.
rin ağız bakımı ,
4. 15-16 yaşından evliliğe kadarki ağız
-diş bakımı,
5. Evli kadınların ağız-diş bakımı,
6. Yaşlı kadınların ağız -diş bakımı,
7. Yapay dişler (protezler),
8. Günlük kaprislerden etkilenen
“züppe” kadınlara öğütler,
9. İleri yaşa kadar dişleri korumak
için öğütler.
Ayrıca kitabın son bölümünde ağız diş
sağlığı ve genel sağlık için çeşitli formüller yer almış. Yazar burada da entelektüel
birikimini göstermiş ve bu bölümü resimlerken Eski Yunan Sağlık Tanrıçası Hygea’ya yer vermiş. (Resim:5). Kısacası özenle düzenlenmiş ve halk için hazırlanmış bir kadınlara yönelik
ağız sağlığı kitabı…
Bizde bilinen matbu
Türkçe ilk ağız diş sağlığı kitabı Abdülmecit Döneminde (1839-1856)
İstanbul’da çalışan Parisli Diş Hekimi Philip
Phelis tarafından yazılmış. Bu kitabın tek nüshası halen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi
Müzesi’nde korunuyor. Cumhu- Resim 4:
riyetin ilk yıllarında
hocalarımız halk için
ağız-diş sağlığı kitapları yazmışlar. Bunları
bir araştırmamda yayımlamıştım.
Ben de 1984 yılında ilk kitabımı halk
için “Ailenin Diş Sağlığı” adıyla yazmıştım. Kitabım 1990
da ikinci baskısını yaptı. Daha sonra Başbakanlık Aile
Araştırma Kurumu
iki baskı daha yaptı.
Bu kitabı yazarken, Gülha- Resim 5:
Eski Yunan Sağlık Tanrıçası
ne Komutanlarından Prof. Asklepios’un kızı Hygea (Hijyen
Dr.Lütfi Vural ‘ın halk için terimi buradan türemiştir).
yazdığı “Kalbimizi Tanıyalım” eserinin ön sözünden
çok etkilenmiştim. Orada Prof.Dr.Vural,
özellikle A.B.D.de ünlü hekimlerin halk
için “vulgarize” eserler yazdıklarını söylüyordu. Gerçekten A.B.D.’ye gittiğimde bizde ekranları yoran medyatik ünlü bir kalp
doktorumuzun Amerikan halkı için yazılmış kalp sağlığı kitabını tüm kitapçıların
vitrinlerinde görmüştüm.
Le Maire’in “Annelere Diş Sağlığı” eseri Batı’da halka yönelik kitaplar yazılmaya
18. Yüzyılın başında başlandığını göstermektedir. Fakat bizim meslek çevremizde
en çok kitap-makale yazan kişiler olarak akademisyenlerden bu tür kitapları yazmaları beklenir. Fakat akademisyenlerce yazılmış halka yönelik ağız-diş sağlığı kitapları
yok denecek kadar azdır.
Dileriz onlar da tenezzül buyurur bu tür kitaplar yazarlar, ama o zaman diş koltuklarına daha az “banknot” oturur, değil mi?
Emzirirken sana acı verse de,
Tertemiz sütünün damlalarından
yavruna sağlık akar.
47
hobi röportaj
> Özlem Kekeç
“Ülkemi bu şekilde
temsil etmek gerçekten
gurur verici”
yılında bitirdim. Halen İstanbul’da serbest
İstanbul’da yaşamını sürdüren meslektaşıhekimlik yaparak mesleğimi sürdürüyomız Sefa Güneş ile beraber 9 meslektaşırum.
mızın yer aldığı Denttürk futbol takımı
başarıdan başarıya koşuyor. Kurucusu
Ne kadar zamandan beri futbol oyda iki diş hekimi olan Denttürk, 2008
nuyorsunuz?
ve 2010 yıllarında yapılan Dünya Sağlık Olimpiyatları’nda iki kez şampiyon
7 yaşında Vitesse Arnhem’de başladığım futbola 13 yaşında Altay alt yapıolarak ülkemize döndü. Dahası 2012
sında devam edip İzmir’de 6 yıl kayılı yazında yapılacak olan 33. Dündar birkaç profesyonel takımda futya Sağlık Olimpiyatları’nı İstanbul’a
bol oynadım. Dişhekimliği fakültesi
aldırarak 3000 sporcunun ülkemize
Brezilya,
Arjantin,
ile beraber yürütemediğim futbolu
gelmesinin yolunu açtılar. MeslektaAlmanya, Fransa,
1996 yılında bırakıp amatör olarak
şımız Sefa Güneş ile üyesi olmaktan
2000 yılına kadar devam ettirdim.
büyük mutluluk duyduğu bu ekibi
İtalya ve diğer çok
ve çalışmalarını konuştuk.
sayıda ülkenin
Nasıl bir ekip Denttürk? Kimlerarasından sıyrılıp
den oluşuyor?
Kısaca kendinizden bahseder
Denttürk her yıl düzenli olarak Memisiniz?
şampiyon olmak
dikal And Healthy Games isimli
1973 Nevşehir doğumluyum. Babakolay değil. Ayrıca
Dünya Sağlık Olimpiyatları’na ülkemın Hollanda’da işçi olması sebebiybildiğim kadarıyla
le 1 yaşında Hollanda’ya gidip bumiz adına katılan ve sağlıkçılardan
oluşan bir futbol takımı. Bu orgarada 13 yaşına kadar kaldım. SonTürkiye olarak
nizasyona futbol branşında 2 katerasında Türkiye’ye dönüş yaparak
olimpiyatlarda takım
goride; 6 lık futbol ve 11 lik futbol
İzmir’e yerleştik. Ortaokulu Bayraksporlarında şampiyon
lı Lisesi’nde, liseyi Atatürk Lisesi’nde
kategorisinde yaklaşık 35-40 kişilik
olan
ilk
ekibiz.
sağlıkçı grubumuz katılıyor. 35-40
bitirdim. Sonrasında Ege Üniversikişilik bu grubumuzda 9 dişhekimi,
tesi Dişhekimliği Fakültesi’ni 1997
48
dişhekimi
5 doktor, 3 eczacı arkadaşımız var. Ekipteki diğer arkadaşlarımızın da sağlıkla ilgili çeşitli görevlerde bulunmakta.
Siz bu organizasyona nasıl dahil oldunuz?
Denttürk 2000 yılında dişhekimi Şahin Filik ve Murat
Sözen tarafından kuruldu. Ben 1999 yılında askerlik
vesilesiyle geldiğim İstanbul’a yerleştim. 2005 yılında İstanbul Dişhekimleri Odası’nın çıkardığı dergide
Denttürk’ün haberini okuyup gruba katıldım. 6 yıldır
hiç ara vermeden katıldım. Medigames’e katılan arkadaşlarımızın tümü İstanbul’dan.
Antrenmanlara ne kadar zamanınızı
ayırıyorsunuz?
Tüm yıl boyunca haftanın 3 günü, İstanbul şehrinin yoruculuğu ve diş hekimi olmanın getirdiği zorlukları bir
kenara bırakıp antrenmanlarımızı sürdürüyoruz. Turnuvanın düzenlenmesine yakın, bir hafta Riva’daki milli takım tesislerinde kampa giriyoruz.
Sağlık Olimpiyatları her yıl farklı bir ülkede mi yapılıyor? Yaklaşık kaç ülke katılıyor?
Evet, her yıl farklı farklı ülkelerde düzenleniyor. Mesela bu yıl İspanya’da Kanarya Adaları’nda düzenlendi.
Yaklaşık 40-45 ülke katılıyor. Oyunlarda futbolun dışında tenis, atletizm, voleybol, hentbol gibi 20’nin üzerinde branş var. Bu organizasyonda ülkemizi bu şekilde
temsil etmek gerçekten gurur verici.
Başarılı olununca daha da gurur verici
olmuştur.
Tabii ki. 2008 yılında Almanya’da ve 2010 yılında
Hırvatistan’da yapılan turnuvalarda Türk ekibi olarak
iki kere dünya şampiyonu olduk.Üstelik Brezilya, Ar-
jantin, Almanya, Fransa, İtalya ve diğer çok sayıda ülkenin arasından sıyrılıp şampiyon olmak da kolay değil
sonuçta.. Ayrıca bildiğim kadarıyla Türkiye olarak olimpiyatlarda takım sporlarında şampiyon olan ilk ekibiz...
Oyunlar sırasında yaşadığınız ilginç bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Her turnuvada yaklaşık 10 gün kadar kaldığımız yabancı bir ülkede başımıza ilginç olaylar gelebiliyor elbet. 2006 yılında İtalya’da maç esnasında çarpışma sonucu dişi kırılan bir arkadaşımıza, maç dönüşü otelde anestezi dahi olmaksızın elimizden geldiği kadar temizlediğimiz bir pense ile diş çekimi yapmıştık. 2005
yılında Fas’ta, Türkiye ile arasında 3 saatlik farktan dolayı, saatimizi 3 saat geri almayı unutup sabah 9’daki
maça, saat 4’de kalkıp 5’de hazır şekilde beklemiştik.
Bunun gibi daha pek çok ilginç olaylar başımıza geliyor. Bu sene kurucumuz Şahin Filik’in ve grubumuzun yoğun gayretiyle bu oyunların 33.sünü ülkemize,
İstanbul’a aldırdık. Yaklaşık 3000 sağlık çalışanının 10
gün boyunca ülkemizde kalmasını sağlayacağız. Oyunlarda futbolun dışında tenis, atletizm, voleybol, hentbol gibi 20’nin üzerinde branş var.
49
haber
’da
r
a
t
s
Koro işhekimi
bir d
dişhekimi
Meslektaşlarından
DESTEK iSTiYOR
Yarışmada tek dişhekimi olarak ilk on arasına giren İzmirli dişhekimi Figen Coşgun,
meslektaşarından destek bekliyor. Coşgun, “Meslektaşlarım www.korostar.com
adresinden veya KORO boşluk 106 yazıp 3969’a göndermek suretiyle bana
destek olabilirler. Şimdiden tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.
İzmirli Dişhekimi Figen Coşgun, Corega’nın düzenlediği ve 600 kişinin katıldığı Korostar yarışmasında ilk 10
arasına girerek finalde yarışmaya hak kazandı. Küçük
yaşlardan itibaren müzikle iç içe yaşayan İzmirli meslektaşımız, yarışmaya nasıl katıldığını ve neler yaşadığını Dişhekimi Dergisi’ne anlattı.
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden 1981 yılında mezun oldum. Dört yıl İzmir, on dokuz yıl Konya
Seydişehir ve dört yıl Muğla Dalaman’da serbest hekimlik yaptım. İki yıl önce doğduğum ve eğitim gördüğüm İzmir’e geri döndüm. Evliyim, eşim de kamuda dişhekimi olarak görev yapıyor. Üç çocuk sahibiyim.
Sekiz yaşından bu yana müzikle iç içeyim, işimin yanı
sıra müzikle hobi olarak uğraşmaya devam ediyorum.
Ne kadar zamandır müzikle uğraşıyorsunuz?
Müzik çocukluğumdan beri hobilerimin içinde idi. Sekiz yaşından beri enstrüman çalıyorum. Seydişehir’de
Musiki Cemiyeti’nde yıllarca solist ve udi olarak müzik
yaşantımı sürdürdüm. İzmir’e döndükten sonra kliniği açmadan önce Balçova Belediyesi Türk Sanat Müziği korosuna girip solist ve udi olarak faaliyetlere başladım. En son İzmir Dişhekimleri Odası’na ait koromuzu kurduk ve haftada bir kere de kendi koromuza udi
ve solist olarak gidiyorum. Diş hekimleri korosu henüz
çok amatör ve katılım şimdilik az, ancak ileride katılımın artacağını umuyorum. Kendi meslek grubumdan oluşan bu koroda büyük keyif alıyorum. Bu arada odamızda 15 günde bir yapılan seminerleri de kaçırmıyoruz.
50
Korostar maceranız nasıl başladı?
Korostar maceram Sensodyn ve Corega’yı temsil
eden reprezantın muayenehaneme gelmesi ile başladı. Reprezant korostar broşürleri getirdi. Yarışma 40
yaşını geçen ve sesine güvenenleri ilgilendiriyordu. Benim kriterlerime uygun olması ilgimi çekti. Gelen broşürü inceledim, İzmir elemelerinin 30 Nisan’da olduğunu gördüm. Aynı tarihte Fethiye’de gerçekleştirilecek
olan 15. Ege Bölgesi Dişhekimleri Odaları Uluslararası Kongresi’ne kayıt yaptırmıştık. En uygun tarih Ankara elemeleriydi, elemelere Ankara’dan katıldım ve 500
kişi arasından ilk ona girerek finalde yarışmaya hak kazandım. Coşkun Sabah, Selçuk Ural, Semiha Yankı ve
Osman İşmen’den oluşan jüri bana yoğun ilgi gösterdi. Aldığım övgüler müzik yaşantım boyunca aldığım
en büyük ödül oldu.
Nasıl bir yarışma bu?
Korostar, Corega’nın düzenlediği internet ortamında izlenen bir ses yarışması. Elemeler 4 ilde 5 ayrı mekanda yapıldı. Yarışmaya 450-500 kişi katıldı. 10 kişilik koro jüri kararı ile seçildi. Yarışma sırasında beğenilen videolar www.korostar.com adresinden izlenebildi.
İstanbul’da koroya seçilenlerle bir albüm yapıldı. Hazırlanan 20.000 cd ücretsiz olarak dağıtıldı. Yalnızca internetten izlenerek sms ve mail yoluyla oylama yapılan
bir yarışma. İnternet ortamında videolar dinlenecek %
50 sms ve internet oylaması, % 50 jüri kararıyla birinci belli olacak. Gelişmeleri Korostar Müzik ödülü’nün
Facebook sayfasından ve internet sayfasından izleyebilirsiniz. www.korostar.com adresinden 106 Figen Cosgun Yemenimde Hare Var şarkısını tıklayarak oy verebilirsiniz. Oylamanın geçerli olması için mailnize gelen
cevap mesajını onaylamanız gerekiyor.
dişhekimi
haber
51
haber
dişhekimi
Pierre Fauchard’ın
250. Ölüm Yıldönümü Anısına
Prof. Dr. İlter Uzel
ki okuyucu mektuplarımda değindiğim Türk Diş
Hekimliği eğitiminin kuruluş aşamasındaki yanDiş Hekimliği Tarihi bizde en çok ihmal edilen lışlıklar bizde meslek tarihine duyulması gerealanlardan birisi olmuştur. Gerçi hocalarımız ta- ken ilgiyi azaltmış olabilir mi diye sormuyor derafından birkaç diş hekimliği tariğilim kendi kendime…
hi kitabı yazılmıştır. Fakat burada
İşte bu nedenle, ünlü İngiliz politiönemli olan hem diş hekimi kökenkacısı Churehill’in “Geçmiş ne kali olan, hem de bilim tarihi metodar iyi bilinirse gelecek de o kadolojisi bilen kişilerin kitap yazmadar iyi planlanır” ve Fransız heya girişmesidir. Oysa bu yazarların
kim ve tıp tarihçisi Emile Littre’nin
çoğu daha bir diş hekimliği tarihi
(1800-1881) “Tıp mesleği sıradan
makalesi bile yazmadan bu alanda
bir zanaat düzeyine inmek istemikitap yazmaya girişmişlerdir. Böyleyorsa tarihi ile ilgilenmek zorundace tarih metodolojisi ve historiogdır.” özdeyişlerini, meslek heyecanı
rafi tekniğinden mahrum kalan bu
duyan, yaptığı tedavilerle insanlaalana ilgi duyulmamış; meslek çevrı mutlu etmeyi hedefleyen ve para
releri de Diş Hekimliği Tarihi ile ilhırsı olmayan genç meslektaşlarımFransa’da haftalık yayımgilenenleri biraz “gülümseme” ile
ca hatırlanmasını ve beyinlerinin
lanın Information Denhafife almışlardır.
bir köşesine yazmalarını öneririm.
taire dergisinin Pierre
Fauchard’ın 250. Ölüm
Aslında diş hekimliği eğitim aşaDeğerli Meslektaşlarım,
Yıldönümüne ayrılan sayısı.
masında fizik, kimya ve biyolojik biOsmanlı Devleti toplum evriminlimlere yer verir. Ayrıca öğrencilere temel tıp bi- de yaşanması şart olan “sanayileşme süreci”ni
limleri öğretilir. Uygulama aşamasında da bu bil- yaşayamadı. ve sanayi toplumuna dönüşemegiler kullanılır. Kısaca hem eğitimi birçok tıp uz- di. Biz birçok toplumsal ve ekonomik aşamamımanlık alanından daha zordur, hem de klinik ça- zı Atatürk Çağı ile başlattık ve şimdi de sürdülışması çok yorucudur. “Bir klinisyen diş hekimi rüyoruz. Bilindiği gibi diş hekimliği mesleği bilim
her gün ameliyata giren bir cerrah gibidir.” Diş ve teknolojinin karşılıklı etkileşimi ile gerçeklehekimliği asla iyi manipulasyonla sınırlı bir “za- şir. Dolayısıyla. “teknoloji yaratamadık, bilim tanaat” değildir. Dolayısıyla belki de daha önce- rihine adını yazdırmış bir diş hekimi yetiştireme-
Pierre Fauchard’ın 250. Ölüm yıldönümü anısına düzenlenen
SFHAD kongresinin Pierre Fauchard Akademisi’nde yapılan
açılış kokteyli (30 Mart 2011)
52
Kongre’den bir anı: Kongre Başkanı ünlü tıp tarihçisi ve filolog Prof.Dr. Danielle Gourevitch ve diğer katılımcılar.
haber
dişhekimi
Pierre Fauchard
Akademisi’nde onun
büstünün önünde.
dik de diş hekimliği tarihine olan ilgisizlik aceba
bundan mı kaynaklanıyor.
Çünkü, sanayileşmiş ve hatta bilim çağı evresini
yaşayan gelişmiş ülkelerde diş hekimleri meslek
tarihlerine büyük ilgi duymaktadırlar.
31 Mart – 2 Nisan 2011 tarihleri arasında
Paris’te Fransız Diş Hekimliği Tarihi Cemiyeti’nin
(SFHAD) 31. Kongresi’ne çağırılı konuşmacı olarak katıldım. Bu kongre Pierre Fauchard’ın 250.
Ölüm Yıldönümü anısına düzenlenmişti.
Modern diş hekimliğinin babası Pierre Fauchard
1677 de Bretagne’da doğmuş, 1718 de Paris’e
yerleşmiş ve 1728 yılında ünlü “Le Chirurgien Dentiste” eserini yayınlamıştır. Eserin genişletilmiş. 2. baskısı 1746 yılında çıkmış, fakat Alman-
en sergide teşhir ediKong re anısına düzenlen
ste” eserinin, yazarın
len “Le Chirurgien Denti
ddesi (Paris Tıp Fakültesi
el yazısı ile olan müsve
maktadır.)
Kütüphanesinde kor un
cası daha ilk baskıdan 1733 de yayımlanmıştı.
Kitap İngilizceye 1946 yılında (tarihsel amaçla)
ve 1984 de de Japoncaya çevrilmiştir.
Pierre Fauchard, o zamana kadarki tüm gelişmeleri içeren diş hekimliğinin bu başucu kitabın yazmakla kalmamış; pek çok orijinal vaka
takdimleri ve icat ettiği aletlerle “diş hekimliği mesleğinin babası” olmayı da hak etmiş bir
öncümüzdür. 1761 yılında Paris’te ölmüş ünlü
St.Come kilisesine gömülmüştür.
Kongre, Paris’in ünlü Tıp Fakültesi’nin görkemli binalarında gerçekleşti. Rusya, Almanya, İngiltere, İtalya ve Kongo dan katılanlar vardı. Tek
Türk katılımcı bendim.
Toplantıda yalnız Pierre Fauchard ile ilgili bildiriler sunulmadı. Meslek teknolojisi, biyomateryallerin tarihi, biyografiler ve paleostomatoloji ile ilgili önemli bildirilerde sunuldu.
Bize gelince… Bugün diş hekimi kökenli on kadar değerli tıp tarihçimiz ve etikçimiz yetişmiştir. Fakat ilk diş hekimliği tarihi kongremizi 2022 kasım 2003 tarihinde o zaman Dekanlığını yürüttüğü Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde Prof.Dr.Funda Yanıkoğlu’nun
çabalarıyla İstanbul’da yapabildik. Burada ikinci
Kongrenin Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi’nde düzenlemesi kararı alınmıştı. Fakat gerçekleşmedi. Dileğim bu etkinliğin devam
etmesi ve Türk Diş Hekimleri Birliği’nin karnavala dönüşen yıllık “uluslararası” kongrelerinde
meslek tarihine de birazcık yer ayrılması ve mesleğin boş kalan bu alanının doldurulmasıdır.
Paris Tıp Fakültesi Müzes
i’nde
İstanb ul’dan giden bir
koleksiyon
(Üsküdar da diş hekiml
iği yapan,
1824-1906 yalları arasın
da yaşamış
berber Hatutyan Torkom
ian’a ait
alet sandığından bir bö
lüm.)
“Birinci Türk
Diş H
ve Etiği Kong ekimliği Tarihi
resi” Pr og ra
mı
(20-22 K asım
2003).
53
okur mektubu
dişhekimi
Sorulara Yanıtlar
Hakan Kızılay
İnternet ortamının insana sunduğu imkânlardan
birisi çok farklı fikirlerin hızlı ve net bir biçimde toparlanabilmesi, değerlendirilip tekrar geri
döndürülebilmesidir. “Sakıncalı piyade”ye dönmek üzere olan internetin bu faydalarından birini denemek istedim. Ortaya karışık bir “sorun
ve soru” tepsisi hazırladım. İlginç ve düşündürücü yanıtlar aldım.
Bu yazıda o sorun-soru paketini ve verilen yanıtları derleyerek İZDO’nun dergi okurlarının da
konu ile ilgili düşünce oluşturmasını amaçladım.
Hatta düşünce oluşturmanın ötesinde sorgulamaya katılıp öneri geliştirmeleri Türkiye’de diş
hekimliği için bir kazanç olacaktır.
TÜRKİYE’DE DİŞ HEKİMLİĞİ;
SORUNLAR, SORULAR VE YANITLAR
1. sorun: Türkiye’de diş hekimliğinin çatı örgütü olan TDB ve odaların “üyelerinin katılımını” sağlayamaması
Diş hekimlerinin TDB çalışmalarına katılımını sağlamak için kim ne öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER: a) dekanlarla ortak çalışma içerisine girilerek, oda kaydı yaptırmayan
mezunlara diploma verilmemesinin sağlanması
b) seçime katılmama cezasının en az 500 TL
olarak belirlenmesi.
Dt. Kürşat Kapusuz: Yine mecburiyetten katılımı sağlamak için. Mecburi tutmak önemli değil
insanları heyacanlandıracak bir oluşum gönülle
isteyerek odaya kayıt önemlidir Ben odaya kaydolursam şu kazanımlarım olur diyerek isteyerek kaydolmalıdır Yoksa istediğiniz kadar mecbur tutun 500 TL ne ki?
Dt Fehmi Karataş: Katılım konusunda inisiyatifi kullanma gibi bir tercih yoktur. Kanunda açıkça diyor ki “seçimlere katılmayanlara ceza uygulanır”. Ceza uygulama konusunda sert olan
Odalarımızın çoğu(aidat vb.) nedense bu konu54
da pek oralı olmamaktadır. Yani bir hukuk uygulanacaksa işine geldiğine göre olmamalıdır.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: TDB’ ye katılımda ve seçimlerde ceza alınmasına karşıyım. Zorla olacak gönülsüz katılımlardan bir fayda olmayacaktır. seçimlere katılımda online oy vermede kullanılabilir bu sanırım bir çok kişinin daha
rahat katılımını sağlayacaktır. TDB ye katılımda
özendirici olmalı TDB’nin cazip çalışmalarıyla
üyelerin ve katılacakların ilgisini çekmelidir buda
siyasetsiz birleştirici çalışmalarla olacaktır.
Dt. Esin Çakır: TDB ve Odalar; birlik olmanın
önündeki en büyük engel olan, mesleki sorunların dışındaki faaliyetlerine son vermeliler. Bu
en önemlisi Üyelerin güvenlerini sağlama açısından; yönetimlerin her konuda şeffaf olmaları sağlanmalı, örneğin gelir-giderlerinin web sitelerinde ayrıntılı yayınlanması, yönetim kurulu
kararlarının duyurulması, isteyen üyelerin yapılan her türlü toplantılara (imkânlar elverdiğince…) gözlemci olarak katılabilmelerinin önünün
açılması, vs. Bu ikinci önemli olan…
Günün teknolojik gelişmelerinden de faydalanarak üyelerle arasındaki iletişimin arttırılması, üyelerle hızlı bilgilendirmeyi sağlayacak yeni
bir yapılanmaya gitmek. Mevcut sorunların çözümünde üyelerin isteklerini göz önünde bulundurma, anketler düzenleyerek kararlar vermek
gibi… Mevcut sorunların çözümde üyelerin de
aktif olarak çalışmalarını sağlamak, Oda çalışmalarına ve hatta seçimlerine katılmayan üyeleri muayenehanelerinde ziyaret ederek, bunun
sebebini birebir görüşerek öğrenmek, onları da
oda çalışmalarına veya sosyal ve bilimsel faaliyetlere davet etmek… Oda seçimleri ile beraber
TDB delegelerinin ve ilçe temsilcilerinin de seçilmesini sağlamak, Üyelerin eleştiri ve önerilerini
samimi olarak dinlemeli, önemsemeli ve onlara
bu konuda yardımcı olmalılar, Üyelerin aidiyet
duygusunu geliştirici tüm sosyal-bilimsel-idari
çalışmaları yapmak
2. sorun: Türkiye’de diş hekimliğinin çatı örgütü olan TDB ve odaların “adeta turnike
sistemiyle” yönetici seçimi yapması
dişhekimi
okur mektubu
55
haber
TDB ve oda yönetimlerinin tek bir anlayışın hegemonyasından çıkarılması için kim
ne öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER: Dünyanın en büyük sivil
toplum organizasyonu olan JCI’dan örnek alınarak bir görevi bir kişinin 2 kere yapmasının engellenmesinin sağlanmasını savundum.
Dt Fehmi Karataş: Odaların genel kurullarına
katılımın ki bu çoğunda % 5-10 geçmez, artırılması ile Oda komisyonlarına ve seçimli organlarına ilgi artacaktır. Bugün için katılmayan birçok
meslektaşımızın gerekçesi bunlardan bir şey çıkmaz diye düşünmesidir. Oysa bugün kayıplarımızın en büyük nedenleri de Oda genel kurullarına katılım konusunda ki duyarsızlığımızdır.
Katılım arttığında MEVCUT hegemonyayı tasvip
eden Oda üyeleri Oda genel kurulunda tescilleyecek ya da yeni fikir ya da grupların ya da anlayışın önünü açacaktır.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: TDB ye yöneticiler her seçimde yenilenmeli görev alan bir daha
almamalı yaş sınırı olmalı ve genç aktif üyeler
daha çoğunlukta olmalıdır genel olarak serbest
çalışan hekimler çoğunlukta olmalıdır ancak bu
hekimlerin bir ürün temsilcisi ya da tanıtımcısı
olanları TDB de yönetiminde olmamalıdır
Dt. Esin Çakır: Oda organlarında en fazla 2 dönem, TDB organlarında en fazla 2 dönem çalışma zorunluluğu gelmeli.. Ancak bu işte uzmanlaşmış meslektaşlarımızdan da danışman olarak
faydalanmayı devam ettirmek gerek…
3. sorun: Türkiye’de diş hekimliğinin muayenehane hizmet sunum standartlarının
dengeli olmaması (donanımdan, il ve bölgelerdeki muayenehane dağılımına kadar)
Türkiye’de muayenehanecilikle ilgili olarak
standardizasyon çalışması için (donanımdan, il ve bölgelerdeki muayenehane dağılımına kadar) kim ne öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER: Gelir durumuna ve nüfusa göre bir ayarlama yapılarak muayenehane
kapasitesini doldurmuş bölgelerde muayenehane açmanın yasaklanması.
Yani bu şu demek X bölgesinde 400 kişi var gelir durumu kişi başı 5000 TL. Başka yerde 2000
kişi var gelir durumu kişi başı 1000. Bu iki yer-
56
dişhekimi
deki hekim sayısı eşit olmalı.
Dt Fehmi Karataş: Hiç bir zaman zorla cezayla yaklaşmak olsa olsa dar sermayesi olan
meslektaşlarımızı bezdirir. Öncelikle muayenehanesi olan diş hekimleri ihtiyaç olan yerlere
yönlenmek durumundadır. Bunu da araştıracaksunacak Odalarımız ve TDB’ dir. Diş hekimi gerçek ihtiyaç olan yerde hizmet vermeye başladığında da alet ve ekipmanını çok kolayca temin
edecektir.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Gelir durumuna
göre muayene dağılımı önerisi şu an için çok
gerçekçi olmayabilir. Ancak muayenelerin bulunduğu gelir ortamına göre fiyat tarifeleri olması gereklidir ve bu tarifelere kesinlikle uyulmalıdır bunu kontrol etmeli bu muayeneler kadar etraf tıp merkezi ve hastanelerde kontrol
edilmeli kayıtlar daha düzgün tutulmalıdır artık
bir hasta bilgi bankası olmalı hangi hasta nerede ne yaptırmış… Bunları diş hekimleri görebilmelidir
Dt. Esin Çakır: Muayenehane standardizasyonu mevcut yönetmeliklerle yapılıyor zaten, bunların eksiklileri varsa değiştirilebilir. Ancak muayenehane dağılımda adil ve etkili bir yöntem uygulamak şarttır. Yasaklarla bunu yapabilmenin
imkânı yoktur. Yapılması gereken şudur. Önce
ve mutlaka kamu özel muayenehanelerden hizmet alımının önünü açacak. Kamu SGK Kurumu
hastalarına öncelikle koruyucu hizmetleri makul
bir ücret karşılığında verecek. SGK yardımlarından faydalanabilecek kişilere zorunlu ağız muayeneleri ve tedavi şartı getirilecek. Her diş hekimine bulunduğu yerleşim birimindeki nüfus oranına göre hastaya bakma izni verilecek. Örneğin; İstanbul Şişli’de 1 diş hekimine 450 vatandaş düşüyorsa ( yanlış anlaşılmasın ben İstanbul Şişli’de 22 yıldır özel muayenehanecilik yapmaktayım…) bu bölgedeki hekimin bakabileceği
hasta sayısı en fazla 450 kişi ile sınırlandırılacak.
Muş’ta örneğin 30.000 kişiye 1 hekim düşüyorsa, otomatik olarak oradaki hekim 30.000 hastaya bakacak. Bu sistemi getirdik mi, en kısa
süre içinde tüm yurtta belirli bir denge sağlanır.
Yasaklama ile bu mümkün değildir. Yasaklanınca bu iş mutlaka “etkin-yetkin yüce” vatandaşlarımız tarafından mutlaka suiistimal edilecektir
Ayrıca taksi plakası gibi muayenehane devir üc-
haber
dişhekimi
reti gibi haksız bir ranta neden olunacaktır. Ve
çabuk bir şekilde denge sağlanamayacaktır…
4. sorun: Türkiye’de kamunun ağız ve diş
sağlığı hizmetini özel muayenehaneciliğin
rekabet edemeyeceği şartlarda ve yaygınlıkta sunması.
Türkiye’de kamunun ağız ve diş sağlığı hizmetini sunması karşısında özel muayenehaneler için kim ne öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da çözüm
önerdim: * Muayenehanelere ortak kalite standartının getirilmeli
* Bankalarla antlaşma yapılmalı, halka ulaşan
kampanyalar yapılmalı ağız diş sağlığı ile alakalı olarak.
* alışveriş yapılan büyük depolar, ilaç firmaları ve de macun firmalarının destekleyiciliğinde
TDB çatısı altında TV reklamları yapılmalı
* Odaların gelirlerinin arttırılarak(ceza vb. bkz.
1.madde) bu gelirin bir kısmını işletme akademisyenlerinden muayenehane işletmeciliği ve
kalite yönetimi eğitimin odalarca ücretsiz verilmesinin sağlanması
Dt Fehmi Karataş: Kamu ile özel rekabet eden
değil sinerji yaratan durumunda olacaktır. Çünkü SGK’ nın ve dolayısı hazinenin kaynakları sınırlıdır. Bu durumda öncelik kamu kaynaklarının verimli ve vatandaşların tümüne eşit götürülmek durumundadır. Kısaca kamu öncelikle
0-18 yaşa yönelik ağız diş sağlığı hizmetlerinde,
koruyucu ve eğitici hizmetlere önem verecektir.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Özel muayeneler cazibe merkezi olmalıdır bunun içinde daha
konforlu ve ferah bir ortam ve modern cihazlar
olmalıdır ancak buda maliyet demektir.
En önemlisi de devletle rekabeti bırakıp kendimize güvenerek muayenelerimize çeki düzen
vererek hastayı muayeneye çekmeye özen göstermeliyiz
Yani kamunun özel muayenehanelerden hizmet
alımından başka bu işi çözecek başka bir alternatif henüz icat edilmemiştir.
5. sorun: Türkiye’de diş hekimliği hizmeti
veren özel ve kamu kurumsal yapıların ve
popüler diş hekimlerinin verdikleri hizmetleri neredeyse “davul zurnayla” duyurması
Türkiye’de özel muayenehanelerin maruz
kaldığı haksız tanıtım rekabeti için kim ne
öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER:
Bakınız 4. Sorunun yanıtı
Dt Fehmi Karataş: Dünyada uygulamalar ve de
genel hukuku çiğnemeden, bilgilendirme amaçlı ve hastaları yanılmadan yapabilecektir. Kaldı
ki sağlık turizmi ülkemize girdisi olabilecek bir
alandır. Bu konuda ki tanıtım ve bilgilendirmede
TDB öncülük de yapmalıdır.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar:
Bakınız 4. Sorunun yanıtı
Dt. Esin Çakır: AB ülkelerinde uygulanan kamunun özel muayenehanelerden hizmet almasının önü açıldığında bunların fazla bir önemi
kalmayacaktır.
Eğer bir diş hekimi çalışma saatlerinin tamamını
ya da büyük bölümünü full çalışarak geçiriyorsa
bahsedilen şeyin ne önemi olabilir ki?
6. sorun: Türkiye’de ağız ve diş sağlığında
koruyucu hekimlik hizmetinin hiç verilmiyor olması
Türkiye’de koruyucu diş hekimliği hizmeti
verilmesi konusunda kim ne öneriyor?
-Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da çözüm
önerdim AB projeleri.
AB örneği önümüzde.
Dt Fehmi Karataş: Koruyucu hizmetler olmazsa olmaz bir konu olup önemi nedeni ile öncelik
devlet imkânlarının ülkenin her yerine dengeli
bir şekilde götürülmelidir. Yoksa bu kadar daha
ADSM ve fakülte vb. daha açsak yetiştiremeyiz.
Çünkü sonsuz zenginliğimiz-kaynağımız yok.
Yapılacak iş tedrici olarak başlanmak kaydı ile
oradaki sitemin aynısıdır.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: AB projeleri genelde küçük grupları kapsayan projelerdir ülkemiz-
Dt. Esin Çakır: Amerika’yı yeniden keşfetmeye
gerek var mı?
57
haber
de yapılan başarılı projeler vardır ve bunlar göz
önüne alınsa daha iyi çalışmalar yapılacaktır(Bu
yanıtlar forum ortamında verildiği için Mehmet
Rıfat Akpınar burada E.Bihter Gürler’in “AB Projeleri” önerisinin yeterli olmayacağını vurguluyor.)
Dt. Esin Çakır: Koruyucu diş hekimliği devlet
zoru ve desteği olmadan gerçekleştirilemez.
7. sorun: Türkiye’de ağız ve diş sağlığı yardımcı personelinin yeterli sayıda ve yetkinlikte bulunmaması
Türkiye’de ağız ve diş sağlığı yardımcı personeli konusunda kim ne öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da çözüm
önerdim. Nasıl ki “eğitmen diş hekimi varsa”,
“yardımcı personel eğitmenin” in de TDB bünyesinde oluşturularak, odaların üyelerinin yardımcı personelini ücretsiz eğitmesinin sağlanması.
Dt Fehmi Karataş: Bu konuda sağlık meslek liseleri ve yüksekokulları ile diyaloğa geçilmelidir.
Yeter ki mezunlara sigortalı istihdam imkânı verebilelim.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Meslek liselerinde
bu konuda bir dal oluşturulması mantıklı olacak
ve eğitilmiş yardımcı ihtiyacını gidermede yeterli olacaktır.
ki temsilcisi olan Odalar ve TDB çalışmaları doğrultusunda önereceği “ standart yönetmeliğine” uyacaktır.
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: CE standardı yanında TSE denden bir standart istenmelidir ayrıca garanti ve yedek parça süreleri de belirlenmelidir.
Dt. Esin Çakır: TDB; TSE ile işbirliğine girip hem
ülkemizde imal edilen hem de yurtdışından getirilen malzemelere yeterlilik belgesi verebilir.
9. sorun: Türkiye’de diş hekimliği cihaz ve
donanımı mühendis ve teknik elemanı yetersizliği ve eğitimi verilmiyor olması
Bu konuda kim ne öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER: Bu konuda da bir çözüm
olmaz. Bu mühendislik fakülteleriyle olmaz. Siz
diş hekimisiniz diye size master, doktora yaptırmıyorlar.
Dt Fehmi Karataş: Bu konuda üniversitelerin ilgili fakülteleri ile görüşülerek yukarda bahsedilen standartlarda malzeme veya makina ihtiyaçlarımızın olduğu buna yönelik mühendis ve teknik elamanların yetiştirilmesi için TDB ve Odaları
olarak her türlü işbirliğine hazır olduğumuz ifade edilecek çalışmaları yapılacaktır.
Dt. Esin Çakır: TDB’nin bu konuda eğitim vermesi (sertifika verebilir) önerisini destekliyorum…
Dt. Mehmet Rıfat Akpınar: Cihaz ve donanım
için meslek lisesi ve sonrasında 2 yıllık bir üniversite eğitimi ile tekniker yetiştirilmesi düşünülebilir illa mühendise gerek yok ara elamanlar yeterli olacaktır
8. sorun: Türkiye’de diş hekimliği cihaz ve
donanımının standart olmaması
Dt. Esin Çakır: Valla makine mühendisiyim diyeni ile çıraklıktan yetişeni arasında bir fark göremedim. Ben gördüm diyenler bana da bildirsin…
Bu konuda kim ne öneriyor?
Dt. E.Bihter GÜRLER: Olmaz efendim. Tutturmuş millet bir CE standartı saçmalığı gidiyor. CE
belgeleri varmış bu CE saçmalığı kalmadıkça bu
konuda çözüm öneremem ben kendi adıma.
Dt Fehmi Karataş: Bu konularda standart derken belli firmaların tekeli gibi anlaşılmamalıdır.
Kamu zaten koruyucu ve eğitici hizmetler vererek ülkeye ciddi bir katma değer yaratacağından standart yönünden avantajlı olacaktır. Muayenehanelerde kazandığında ki bunun içinde
ihtiyaç olan yerlerde yapılanmak durumundadır
58
dişhekimi
“Qua Vadis?”yazısında olduğu gibi bu yazıda da
benim “yanıtlarıma” yer kalmadı. Bir daha ki sefere onları yazmak istiyorum. Ancak görünen
bir durum var: Diş hekimlerinin konuşmaya, anlatmaya çok ihtiyacı var. Çok tutarlı ve yenilikçi fikirleri de var. Beni bu süreçte en çok etkileyen yönlerden birisi bu kadar zeki, yetenekli, çalışkan ve yaratıcı insanların bu gücü ve enerjisinin kullanılmamış olmasıdır. Ama ne demiş güzel dilli atalarımız: Çıkmayan candan umut kesilmez!
dişhekimi
haber
59
haber
dişhekimi
İZDO’dan kitap
satışları devam ediyor
İzmir Dişhekimleri Odası İktisadi
İşletmesi’nin İzmir Güven Kitapevi ve Quintessence ile yaptığı sözleşmeler ile Nobel Tıp Kitapları ve Quintessence yayınlarına meslektaşlarımız İzmir Dişhekimleri Odası’ndan ulaşmaya devam ediyor.
İki yayınevinin toplam 38 kitabı ve 3 adet
DVD’si bulunmakta.Birbirinden önemli yayınlara meslektaşlarımızın ve öğrencilerin daha kolay ulaşması için yapılan anlaşmalar gereği meslektaşlarımızı Dergimiz ile birlikte kendilerine ulaşan kitap listesinde bulunan yayınlara bir telefonla ulaşabilecek.
Ulaşım bedelini yayınevi ödeyecek
İzmir Dişhekimleri Odası’nı arayarak sipariş veren meslektaşlarımız,
kitap listesi üzerinde gördükleri fiyatlar dışında herhangi bir ödeme
yapmayacak. Türkiye’nin neresinde olursa olsun, kitap ve DVD’lerin
kargo ulaşım bedeli yayınevi tarafından karşılanacak. Dişhekimi
Dergisi’nin her sayısında ise odamızdan ulaşabileceğiniz kitaplarla ilgili bilgilere yer vereceğimiz bir kitap sayfamız yer alacak.
NOBEL TIP KİTAPLARI LİSTESİ
KİTAP ADI
YAZAR
FİYAT
(TL)
Ağız Kokusu
Dr.Murat Aydın
15,00
Oral Mikrobiyoloji Ve İmmunoloji
Prof.Dr. Osman Erganiş, Prof.Dr. Adnan Öztürk
7,75
Ağız Hastalıkları Atlası
Dr.Esma Kürklü
39,00
Endodonti Cep Atlası
Dr. M. Emir Dinçol
42,50
Oral İmplantoloji
Barış Tunalı
15,00
Endodontide Tanı Tedaviler
Prof.Dr. M. Kemal Çalışkan
130,00
Endodonti Temel İlkeler Ve Uygulamalar
Prof. Dr. Raif Erişen
108,00
Yazar: Prof.Dr. Ömer Kutay
136,00
Dental İmplant Protezler
60
Diş Hekimliğinde Anamnez
Dr. Hüseyin Afşin
25,00
Farmadex Güncel İlaç Rehberi
Dr. Fatih Kara, Dr. İnci Kara
30,00
Ağız Diş Çene Hastalıkları Ve Cerrahisi
Doç.Dr. Nurgül Kömerik
22,75
haber
dişhekimi
Dental İmplant Cerrahisi Renkli Atlası
Prof.Dr. Cüneyt Karabuda, Prof.Dr. Tayfun Özdemir
100,00
Ağız Hastalıklarının Tedavisi
Dr.Esma Kürklü
22,00
KİTAP ADI
YAZAR
FİYAT
Ağız Hastalıklarının Tanı ve Tedavisi
Prof. Dr. Meral Ünür, Prof. Dr. Özen Doğan Onur
75,00
Porselen Laminat Venerler
Dt.Galip Gürel
180,00
Doğanın Morfolojisi
Shigeo Kataoka
35,00
OUİNTESSENCE KİTAPLARI LİSTESİ
Dişhekimliğinde Antibiotik ve Antimikrobiyal Kullanımı Michael Newman DDS, Arie J.van Winkelhodd,Phd
40,00
Operatif Dişhekimliğinde Gelişmeler Cilt 1
Jean-François Roulet, Prof Dr Nairn H.F.
Wilson Phd,Msc,BDS Massimo Fuzzi
70,00
Operatif Dişhekimliğinde Gelişmeler Cilt 2
Jean-François Roulet, Prof Dr Nairn H.F.
Wilson Phd,Msc,BDS Massimo Fuzzi
75,00
Periodontal Cerrahi: Klinik Atlas
Naoshi Sato,DDS
Dişhekimliğinde Lokal Anestezi
Prof. Dr. Hülya Koçak Berberoğlu,
Prof.Dr. Banu Gürkan Kasapoğlu, Prof. Dr. Çetin Kasapoğlu
70,00
Dişhekimin Endodonti El Kitabı
Martin Trope, DMD and Gilberto J.Debelian,DMD,PhD
35,00
Total Protezlerin Temel İlkeleri ve Pratiği
Prof. Dr. Ender Kazasoğlu
50,00
Travma Olgularında Tedavi Planlaması
Koray Gencay
55,00
İmplant Diş hekimliğinde Estetik
Dr. Türker Örnekol
75,00
150,00
Diş Hekimliği Pratiğinde Yumuşak Dokuda Lazer Uygu Prof. Dr. Hakkı Tanyeri
20,00
"Osteointegrasyonda Klinik Endikasyon ve Planlama"
Doç. Dr. Mehmet Yaltırık
65,00
Erken Ortodontik Tedavi de Klinik Başarı
Prof. Dr. Tülin Taner
55,00
Adeziv Köprüler ve Klinik Uygulmaları
Prof. Dr. Şebnem Eskimez, Yrd. Doç. Dr. Ayça Deniz İzgi
Uygulamalı İmplant Diş Hekimliği
Sethi, Ashok & Kaus,Thomas
Hareketli Bölümlü Protezler
Doç. Dr. Pınar Kursoğlu
45,00
Hareketli Bölümlü Protezlerde Temel İlkeler
Prof. Dr. Bülent Kesim
55,00
Yirmiyaş Dişlerinin Cerrahi Çekimi
Prof. Dr. Özen Doğan Onur
55,00
Hassas Bağlantılar- Başarılı Restoratif Tedavi
Prof.Dr.Bülent Şermet, Yrd. Doç. Dr. Bilge Gökçen-Röhlig,
Dr. Değer Öngül
55,00
Dental Fotografçılık
Ömer Engin
55,00
Diş Hekimliği Soru Cevapları- Final,Denklik,Doktora
Dt.Esra Bihter Gürler
25,00
Diş Hekimliği Ve Sistemik Hastalıklar
Murat Tokgöz
25,00
Hangi Hastada, Hangi İlaç, Hangi Test?
Prof.Dr. Şükran Atamer-Şimşek, Prof.Dr.Yegane Güven
40,00
25,00
150,00
Multimedia (DVD)
VCD01
A dan Z ye Porselen Laminat Vener
Dt.Galip Gürel
30,00
DVD01
Silikon Matrix ile Ön Diş Kırığında Kompozit Rest.
Engin Taviloğlu
30,00
DVD02
Muayenehane Şartlarında İndirekt Kompozit Restorasyonlar
Engin Taviloğlu
30,00
61
mavi köşe
dişhekimi
Limansız
“Yazıya dökülenin dışında kalan tek şey
ölümdür.”
Robert Pinget
Ma­vi­sel YE­NER
[email protected]
www.maviselyener.com
62
“Hayatınızda bir sıfır noktası seçecek olsanız,
hangi anı seçmek isterdiniz?” Dergide okuduğu
bu cümleye verecek ne çok yanıtı vardı İnan’ın.
Bakışlarını, vedalaşmak istercesine, muayenehanesinde gezdirdi. İşçiler girip çıkıyor, aletleri
söküyorlardı. Artık gerçekliğinden bile kuşkuya
düştüğü onca insanın oturduğu hasta koltuğu,
nicedir arayıp soramadığı onlarca nesne… Sinsice gelişen hüzün metastaz yapıp onu kıskıvrak
yakalamıştı. “Metastaz…” Son yıllarda en çok
duyduğu sözcük… Önceleri, iyileşip işine döneceğini sanıyordu, evdeki hesabın çarşıya uyduğu
nerede görülmüştü?
İlkin kompresörü yüklendi adamlar.
-Okusaydın kutunun üstünü, son kullanma tarihine baksaydın atmadan önce.
Arkadaşı, saygı dolu alçak bir ses tonuyla yanıtladı:
-Okudum İnan, sekiz yıl olmuş geçeli!
İnan, sekiz yılın her gününü işine gitmeyi umarak geçirmişti. Bu genç yaşta emekli olunur
muydu? Hem zaten emekli maaşı da alamazdı, Bağkur primlerini ödeyememişti ki… Bu düşüncelerden sıyrılıp “Belki kullanılır şu röntgenler” dedi arkadaşına.
-Ucuz mu buldun da kutular dolusu röntgen
biriktirdin dostum?
-İşe yararsa atma! Götür işte, kullanırsın muayenehanende.
-Yedi yıl önce tamamlamış bunlar ömrünü, getirsene bir çöp poşeti daha, doldu bak bu.
-İşe yarayan malzeme varsa al… Kullanırsın.
-Vay beee… Bu ölçü malzemesinden kaç muayenehanede vardır bilmem. Ya üç, ya beş kişi
kullanır bunu, çok kaliteli.
-Fransa’dan getirtmiştim…
-İyi bilmem ne yedin! At çöpe geçmiş bunun
son kullanması. Bari üniti satsaydın, üç beş kuruş gelirdi.
-Denedim, beceremedim. Bilmem kaç taksitle
yenisini almak varken kimse talip olmadı. İhtiyacı olan bir öğrenciye bağışlayayım, dedim. Onu
da beceremedim.
-Neyse, en iyi yere bağışladın. Orada işe yaratırlar bunları. Keşke sekiz yıl beklemeseydin…
Selim çok yorgundu. Ölümcül bir dermansızlık
dolaştı kaslarında.
Üniti indiriyorlardı şimdi de…
Enerjisini toparlamaya çalıştı:
-Bak, şu çekmecede ısırtma kâğıtları var, onlar
işe yarar işte, dedi.
-Haydaaa… Bir çekmece dolusu ısırtma
kâğıdını ne yapacaktın da aldın? Piyasada bulunmazsa satarım diye falan mı?
-Al sen onları, akmaz, kokmaz.
-Tamam, at çantama peki. Oğlum parana hiç
mi acımadın sen ya, bunca banyo solüsyonuna
yazık. Dök şunları helâya.
Hasta koltuğundaydı sıra…
-Uuu, geçici setine bak be! Fıstık gibi… Bunun
likidi mevta olmuştur, tozunu bırak da likidi gönder çöpe. Sarf malzemesi bunların adı oğlum,
sarf edilecek, biriktirmek için değil…
-Sterilizatörü de yükletelim değil mi?
Uzak geçmişten gelen, zar zor hatırlanan, bulanık bir hayalete bakar gibi baktı sterilizatöre.
“Hı hı…” diye yanıtladı arkadaşını.
-Ne o, pek isteksiz söyledin? Evde çatal bıçaklarını steril edeceksen kalsın tabii.
Arkadaşının ağzından fırlayan sözcükler duvarları delen mermi oldu. Her şey üstüne yığıldı
sanki İnan’ın. Gangrenli diş kokusu sardı odayı.
Röntgen, hekim sandalyesi…
Her biri giderken İnan sessizce bakıyordu ardından.
Çekmeceler birer ikişer toplandı. Frezler, kanal eğeleri, matrisler, matris bantları, envai çeşit kama, simanlar felan feşmekânlar… Naylon
torbalar yetmedi atmaya. Karton kutular bulundu. Kim bilir hangi rüzgârların, hangi anaforların, hangi dip akıntılarının istiflediği onca hüznü topluyordu. Göçebeleri düşündü. İz bırakmadan oradan oraya savrulan limansız insanları. Genç yaşta işini bırakmak zorunda kalan nice
meslektaşını…
Sahi, neden hiç fotoğrafı yoktu orada? Nasıl
kanıtlanırdı ki oradan bir Doktor İnan geçmiştir. Oysa İnan, sonsuzca aynı kalacağını sanmıştı her şeyin. Öylesine sıradan geliyordu ki yaptıkları, gün gelip de bu hüznü yaşayacağını bilse…
İki göz kırpışı arasında gördüğü düştü yaşam.
Arkadaşının sesiyle irkildi.
-Hadi oğlum, toparladık ne var ne yoksa. Kamyoncu hareket ediyor.
Tamam, anlamında başını salladı. Çok ama
çok yorgundu. Kamyonun inleyerek çalıştığı duyuldu.
İnan kendiyle göz göze geldi. Her şey bir başka şeye dönüşüyordu yaşamda…
Onlarca yıldan kalan tek anı olarak neyi eve
götüreceğine karar vermişti.
Kapının üzerindeki, büyük, siyah harflerle ismi
yazılı olan tabelaya baktı: “Diş Hekimi İnan
Ener”.
Onu sökmesini rica etti arkadaşından. Arkadaşı söktü. İnan tabelayı koltuğunun altına sıkıştırıp bir sis bulutuna doğru yürüdü.
dişhekimi
mavi köşe
63
ödüllü bulmaca > Arife Kişioğlu
dişhekimi
1 2
3
SOLDAN SAĞA
1) Kan damarlarından oluşan tehlikesiz ur -(1866- 1
1925) yılları arasında yaşamış, fazlalıklara yer ver- 2
meyen, geleneksel olmaktan uzak üslubuyla tanınmış Fransız besteci.2) Polis tarafından aranan bir 3
kimsenin yüz hatlarının tanıklarin ifadelerine göre 4
portre olarak çizilmesi yöntemi - XX. yüzyılın eşiğin- 5
de İspanyol yaşamına ve edebiyatına yeni bir canlılık
kazandırmayı amaçlayan “98 Kuşağı”nın öncülerin- 6
den olan ünlü İspanyol romancı - Fransa’da 30.59 7
gr, Ingiltere’de 28.349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi.3) Kemikli baliklardan, uzunlugu 40 cm 8
kadar olan, esmer renkli, yassı bir tür balık - Irkçı- 9
lık -Matematik iki ile bölünemeyen (sayı) - (1919)
Sedat Simavi’nin çıkardığı aylık kadın dergisi . 4) 10
Derebeylik Japonyası’nda en aşağı sınıfı oluşturan 11
halk - Sitara benzen dört telli bir Hint çalgısı - İyimser - Mağara.5) Motorlu taşıtlarda motorun en az 12
yakıtla çalışma ayarı - Kayınbirader -Kaynağı mitolo- 13
jik çağlara dayanan kirişli bir çalgı - Azalma.6) Sigor14
ta için verilen ücret - İsveç ve Finlandiya’da üretilen
bir halı cinsi -İrandan geçerek Kuzey Hindistan’a 15
yerleşen halk - Gaetano Donizetti’nin bir operası.- 16
Radon’un simgesi.7) Ispanyol tiyatrosunda güldürücü kısa oyun - Bir peygaber -Eski Mısır’da üretici 17
güç - Eski dilde damar. 8)Hakan Günday’ın bir ro- 18
manı - Türk Dil Kurumu - Kıta - Günümüzde özellikle internetin yaygınlaşmasından sonra hız kazan- 19
mış, gençler arasında sıkça rastlanan bir dans ve 20
müzik anlayışı.9)Diş hekimliğinde dezenfektan olarak kullanılan benzelyum klorüre verilen ad - Jeolojide birinci çağın dördüncü dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer tabakaları .10) Dolaylı olarak anlatma -………. KUTLAR Türk şair, yazar, düşünce adamı -Yapmacık davranış.11)Yaradılış, tabiat - Cezayir safrasında vahalar dizisi - Ürkü.12)Keyifli bir durum anlatılırken ‘’ne güzel, ne iyi’’ anlamlarında söylenen bir söz
- Uzaklık anlatan bir söz - Satrançta bir taş - Kaybolma,yitme.13)
Utanma - Eski dilde ağız -… . ARİF ünlü şair, gazeteci - İridyumun simgesi - Üzme, sıkıntı verme.14)Beyaz bisiklet, Bir Kırık Bebek , Dünden Sonra Yarından Önce filmleriyle tanınmış kadın sinema yönetmenimiz - Eski Mısır tanrılarının asası - İlkel aydınlatma
aracı .15)Üye - İnci Aral’ın bir romanı -Bulunduğu bölgenin ekolojik
şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yetişen, dünyanın başka
yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki türü - Bir mısır
tanrısı .16) Eski Yahudilere verilen ad - DURAN …… 1935’te doğmuş, Çukurova’nın insanını yansıtan toplumsal içerikli yapıtlarıyla
tanınmış ressamımız - Yahya Kemal’in hece ölçüsüyle yazdigi tek
siiri -…... WEBER 1864-1920 yılları arasında yaşamış, kapitalizmin
gelişimini “Protestan ahlakı”na bağlayan tezi ve bürokrasi üzerine
görüşleriyle tanınmış Alman iktisatçı ve toplumbilimci.17)Bir olumsuzluk ön eki - Akdeniz’de yasayan iri karides türü - Tantalın simgesi - En kısa zaman - Bir nota .18)Koruma alanı - Hayır’’ anlamında kullanılan söz -Bir tarikat ya da sanatın kurucusu - İtalya’da bir
kent - Japon lirik dramı .19) Çalgılar giderek daha yüksek ses verecek biçimde çalınma durumu - Araba okunun ekseni.-Elif Şafak’ın
son romanı 20) Eril isimlerin anlam kaybına uğramadan bayanlarda kullanılmasını sağlayan sonek.- Geleneksel Japon türkü ve şarkılarına verilen ad -Bulmacada resmi bulunan gazeteci ve yazarımız.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1)Doku ve organlardaki hücre sayısının artışıyla ortaya çıkan büyüme –(1866-1944) yılları arasında yaşamış, modern resim anlayışı içinde ilk salt soyut kompozisyonları gerçekleştiren sanatçılardan biri olmuş ünlü Rus asıllı ressam.2) Basıcı, yayıncı -Kışın en
soğuk günleri - Sürülmememiş, ekilmememiş sert toprak.3) Eskiden üç telli çalgılara verilen genel adı -………..BAYSAL Türk yazar -
4
5
6
7 8
9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
Adana’nin Tufanbeyli ilçesinde antik bir kent - Bir cetvel.4) Kars’in
doğusunda ünlü antik kent - Keman yapımıyla ünlü bir Italyan ailesi - Geveze - Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan
bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz .5) Briçte sanzatu. - Vietnam plakası - Algı - Kendini beğenme, bencillik.6) Kukla
filmin ve çizgi filmin en büyük ustalarından biri olan Çek sinemacı -Atletizmde koşma ve atlamanın dışında kalan yarışma dallarının genel adı - Doğu Hıristiyan kiliselerini süsleyen sabit ya da taşınır kutsal resim.7) Bir düşünceyi belirtmekteki kesinlik. -Bir müzik
sesini belirtmeye yarayan işaret - Kilometre .8) Birçok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için söylenen söz - Baba, cet - Malaya dilinde delirme - EDGAR ALLEN ……..ünlü şair 9) Afrika’da bir ırmak
- Genişlik -Haydut, hırsız.10)Sinir uçları iltihabı - Manganezin simgesi - Akciğer.11)Tecrübeye dayanan , deneysel -Tanzanya plakası Kuveyt’in plâka imi.12) Farsçada den, dan manasında ön ek - Çağdaş balenin öncülerinden olup eşarbının bindiği arabanın tekerleğine dolanmasıyla boğularak ölen ünlü ABD’li dansçı.13) Otomobil direksiyon tertibatında rotlar arasında mafsal görevi yapan parça - Kum büyüklüğünde taneciklerden oluşan tortul kayaçların genel adı -Değerli bir orkide türü -Fransa’da bir ırmak.14)Van ilinde,
MÖ üç bin yılına tarihlenen bir höyük - Sebze bahçesi - Japonyada
bir kent -İrin birikimi.15) Zayıf, ince uzun boylu kimse - Küçük bitki - Zirkonyumun simgesi -Kaş kemerinin altına sıkıştirılarak kullanilan gözlük camı.16)Kalayın simgesi - Küfürbaz -Eski dilde su -Dökme demir - Arnavutluk’un para birimi.17)Bir borcu, ödeme - Canan Tan’ın bir romanı - Eski dilde zümrüt .18) İnsan veya çalgı sesinin yükseklik veya alçaklık derecesi - Işıncılık da denilen soyut resim akımı - Bir nota – Akademik bir unvan.19) Bir Aytaç Ağırlar filmi - İnsan bedeni çevresindeki manyetik alan - Batı Makedonya’da
bulunan, tarih öncesi bir höyük: 20) 1945-1997 yılları arasında yaşamış, modernize edilmiş oyun havalarıyla ve tangolarıyla tanınmış
müzik sanatçımız - İlgi eki - Görelilik, atom ve katı-hal fiziği, matis mekaniği, kuantum mekaniği, optik ve akışkanların kinetik teorisi gibi fiziğin birçok dalında önemli çalışmaları olmuş Alman teorik fizikçi.
BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA;
Dilediğiniz tatta 300 gr. ambalajında orjinal hidrofobik
EMS Air-Flow Tozu hediye edilecektir.
(Vişne-Tropikal-Limon-Nane -Frenk Üzümü veya tatsız)
64
dişhekimi
haber
65
duyuru
dişhekimi
Başsağlığı
Dişhekimi Aranıyor
Meslektaşlarımızdan;
> Dişhekimi Fethi Bayar Kliniği’nde çalışacak dişhekimi
aranıyor. Adres: Saltak Caddesi Haznedar İş Merkezi
No:63 Kat:6 Merkez/Denizli
İletişim: 0258 241 52 63
Gsm: 0 549 232 23 30 – 0 532 417 09 23
> Levent Karaoğlu,
> Alper Yaşar Erdağ,
> Muzaffer Sakarya,
> Prof. Dr. Tayfun Günbay’ın annesi,
> Vahit Cüneyt Işıker’in annesi,
> Ülkü Belkıs Ayaz Karlı ve
Oya Ayaz Sevinçli’nin babası,
> Tayfun Çakmakçı’nın annesi,
> Halil Çınar Atagün’ün babası
> Özel Çiğli Kent Ağız Ve Diş Sağlığı Polikliniği’ne
dişhekimi aranıyor.
Adres: 8050 Sokak No:15/A Egekent Girişi Çiğli/İzmir
> 3 Yıldır denizlide hizmet veren polikliniğimize kalıcı bir
şekilde çalışacak dişhekimi ve çene cerrahı aramaktayız.
İletişim: Gürhan Kuzu / Beyaz Diş Polikliniği
Tel: 258 2647630 / GSM: 532 7818689
vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı dileriz...
Geçmiş Olsun
Satılık ve Kiralık
> Manisa, Selende’de bulunan 20 yıllık, iyi bir hasta
portföyü bulunan muayanemanemi kamu ataması nedene ile devren satıyorum.
İletişim: Özkan Akgün / Tel: 0 537 286 34 48
Meslektaşlarımızdan;
> Fethi Bayar’a
> Ömer Uyanık’a,
> Kıvanç Ergene’ye
> Bora Tecimer’e
> Uzay Kamil Uysal’a
> Selami Adamoğlu’nun annesine
> Tüm aletleri ile birlikte devren kiralık muayehenahe
İletişim: Hasan Nedim Gafuroğu
Ev: 0 232 483 18 62 / GSM: 0 544 545 62 98
Rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.
Mutlu Günlerimiz
Meslektaşlarımızdan;
> Prof. Dr. Celal Artunç’un kızı Burcu Artunç
ve Burak Ülkümen,
> Elif Kantar ve Anıl Atila,
> Mehmet Engin Akın’ın oğlu Kerem Akın
ve Zeynep Yalçın evlendiler.
Tebrik ediyoruz.
> Çandarlı, Dikili’de bulunan, iyi bir hasta portföyü olan muayanemanemi kamu ataması nedeni ile devren satıyorum. İletişim: Nursel Adar
Tel: (0532) 376 02 97
> İzmir, Hatay’daki iyi bir hasta portföyü olan
muayanemanemi kamu ataması nedeni ile devren satıyorum.
İletişim: Aylin Güvenç
Tel: (0535) 436 17 10
> İzmir, Çankaya’daki iyi bir hasta portföyü olan
muayanemanemi kamu ataması nedeni ile devrediyorum.
İletişim: Çğdem Esen
Tel: (0535) 946 01 26
42. sayıdaki bulmacanın çözümü
42. say› bulmacam›z› çözerek hediye kazanan meslektaşlarımız;
> Dt. Yetiş Kayık / İstanbul
> Aylin Kesman Güvenç /
Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını
istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz.
66
dişhekimi
haber
67
karikatür
68
> Dişhekimi Mete Ağaoğlu
dişhekimi
dişhekimi
haber
69
haber
70
dişhekimi
dişhekimi
haber
71
haber
72
dişhekimi
dişhekimi
haber
73
haber
74
dişhekimi
dişhekimi
haber
75
haber
76
dişhekimi

Benzer belgeler