çelik sektörüne ilişkin ab müktesebat rehberi

Transkript

çelik sektörüne ilişkin ab müktesebat rehberi
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN
AB MÜKTESEBAT REHBERİ
CPS tarafından
MESS
için hazırlanmıştır.
Haziran 2011,
Brüksel & İstanbul
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
1
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
İÇERİK
Önsöz
Kısaltmalar
I.
GİRİŞ
II.
AB’NİN ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN POLİTİKASI
A.
B.
C.
D.
Tarihsel Gelişim
Çelik Yardım Kodları
AT Antlaşması Kapsamında Yasal Temel
Çelik Sektöründeki Mevcut Durum
III. ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATI
A.
Çelik Sektörüne ilişkin AB Rekabet Politikası
1. Giriş
2. Temel Mevzuat
2.1. Anti-tröste ilişkin Kurallar
2.2. Birleşmelere İlişkin Kurallar
3. Beklemedeki Önergeler
B.
Çelik Sektörüne ilişkin AB Devlet Yardımları Kuralları
1. Giriş
2. Temel Mevzuat
2.1. Devlet Yardımlarına ilişkin Genel Düzenlemeler
2.2. Çelik Sektörüne yönelik Devlet Yardımlarına ilişkin Özel Kurallar
2.3. Çelik Sektörüne yönelik Devlet Yardımlarının Usule ilişkin Kuralları
2.4. Devlet Yardımları Denetimi ve Çelik Sektörü
2.5. AKÇT Antlaşması Kapsamına Girmeyen Belirli Çelik Sektörleri için
Çerçeve
3. Beklemedeki Önergeler
C.
Dış İlişkiler ve Çelik Sektörü
1. Çelik Sektörüne ilişkin AB’nin Dış İlişkilerine Genel Bakış
2. Temel Mevzuat
3. Beklemedeki Önergeler
D.
Çelik Sektörüne ilişkin Diğer Düzenlemeler
E.
Çelik Sektörünün Çevresel Boyutu
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
2
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
IV. ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB BİLİM VE ARAŞTIRMA POLİTİKASI
A. AT Antlaşması Kapsamında Yasal Temel
B. Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu
C. Çerçeve Programlar Temelinde Çelik Sektörü
1. Altıncı Çerçeve Programı (2002–2006)
2. Yedinci Çerçeve Programı (2007–2013)
D. Diğer Fonlar, Platformlar ve Girişimler
E. Güncel Rapor ve Gelişmeler
V.
AB ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN İÇTİHAT KARARI
VI. YENİ GENİŞLEME DALGASI VE AB ÇELİK SEKTÖRÜ
A.
B.
Yeni Üye Devletlere Sağlanan Geçiş Düzenlemeleri
Genişlemenin Çelik Sektörüne Etkileri
VII. TÜRKİYE’DEKİ YASAL ÇERÇEVE VE TÜRKİYE’NİN ÇELİK
SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATINA UYUM DURUMU
A.
B.
C.
D.
Çelik sektörüne ilişkin AB-Türkiye İlişkileri Tarihçesi
AKÇT – Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması ve Ulusal Program
Türkiye’de Çelik Sektörüne ilişkin Mevcut Durum
Çelik Sektörüne ilişkin Türk Mevzuatının Uyum Tablosu
VIII. MÜZAKERE SÜRECİ
A.
B.
C.
D.
E.
AB Değerlendirmeleri
1998–2010 İlerleme Raporları’nın Değerlendirmesi
Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgeleri
Genişleme Strateji Belgesi (2009–2010)
Müzakere Süreci
1. Müzakere Sürecine ilişkin Genel Bilgiler
2. Çelik Sektöründe Müzakere Sürecine ilişkin Özel Bilgiler
KAYNAKÇA
EKLER:
EK I: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma kapsamında olan malların
ticaretine ilişkin Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu arasında
imzalanan Anlaşma
EK II: AB-27’de Paslanmaz Çelik Piyasa Tedarikine ilişkin İstatistiksel Veriler
EK III: Spesifik Ticaret Anlaşmalarının Listesi – 2008
EK IV: Eurofer Çelik Sektörü Tahminleri (Ocak 2009)
EK V: Eurofer Çelik Sektörü Tahminleri: AB’de Çelik kullanıcısı sektörlere Genel Bakış
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
3
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
ÖNSÖZ
Çelik ürünlerinin üretimi, Avrupa’daki imalat döngüsünde temel bir endüstri dalı olarak
kabul edilmektedir. Öte yandan, Avrupa Birliği’nde (AB) çelik ürünlerine yönelik olan talep,
imalat endüstrilerindeki gelişmenin bir sonucu olarak son yıllarda devamlı olarak bir artış
göstermektedir. Avrupa Birliği, dünya çapındaki toplam çelik üretiminin %15-16’sına
karşılık gelecek şekilde, yıllık 193 milyon ton üretimle, dünya çelik ürünü imalatında en
önemli ikinci oyuncu konumundadır. Rekabetçi bir Avrupa çelik endüstrisinin, başlıca
endüstriyel sektörlerin (otomotiv ve inşaat sektörleri başta olmak üzere) gelişimi için taşıdığı
öneme istinaden, Avrupa Birliği çelik sektörünün küresel piyasadaki rekabet gücünü
korumaya yönelik gerekli adımları atmaya yüksek önem atfetmektedir.
AB çelik endüstrisinin sermaye ve enerji yoğun bir sektör olduğunun vurgulanması
gerekmektedir. Daha açık bir ifadeyle, çelik sektörü, çimento ve alüminyumla birlikte,
enerji-yoğun üç endüstri kolundan birini teşkil etmektedir. Öte yandan, hammadde ve
enerji girdilerini ürüne dönüştüren AB çelik endüstrisi, çeşitli yatırımlar (örneğin, makine,
inşaat) ve tüketim malları endüstrisi (örneğin, ev aletleri, otomotiv) için önemli bir katkı
sağlamaktadır.
AB çelik endüstrisi, 1980–1995 yılları arasında gerçekleşen uzun bir yeniden yapılandırma
süreci sonunda, tamamen özelleşmiş ve rekabetçi performansını iyileştirmiş; böylelikle de
sektördeki şirket birleşmeleri için gereken koşullar hazırlanmıştır. Buna ek olarak, AB çelik
endüstrisinin bütünleşmesinin ileri bir düzeye eriştiği kaydedilmektedir.
Bununla birlikte, tüm üretim ve dağıtım zincirinin yeniden yapılandırılmasını gerektiren ve
çelik sektörü için öngörülen Avrupa standartlarına uyum çok kolay bir şekilde
gerçekleşmemektedir. Bu bağlamda, çelik şirketlerinin yeniden yapılandırma süreçlerini
tamamlamaları ve İç Pazar’a tam uyum sağlamaları için 1 Mayıs 2004 tarihi itibariyle
Birliğe giren yeni Üye Devletler ile Avrupa Birliği arasında geçiş dönemleri hususunda bir
takım müzakereler yürütülmüştür. Bu tür muafiyetler, yeni Üye Devletlerin çelik sektöründe
faaliyet gösteren şirketlerin ise uzun vadede kendi ayakları üstünde durabilmeleri için gerekli
mali desteği sağlamalarına yönelik bir gerekliliktir.
Öte yandan, hâlihazırda Avrupa çelik sektörü, Avrupa’daki çevresel standartlara uyum
hususunda, özellikle de sınaî emisyonların denetimi konusunda birtakım endişeler
taşımaktadır. Avrupa çelik endüstrisinin ton başına CO2 üretiminde dünya liderleri arasında
yer almasından ötürü, bir referans yılı ve değeri uyarınca emisyonlarında sektörde bir
azaltıma gidilmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak, bu durum, sektörün rakiplerine kıyasla
rekabet avantajının azalması riskini taşımaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
4
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu bağlamda, çelik sektörünün temsilcileri, bu çevresel yükümlülüklere ilişkin endişelerini
ifade etmekte ve sektörün AB’nin çevreye ilişkin düzenlemelerine kolay bir şekilde uyum
sağlaması için bir çözüm talebinde bulunmaktadır. Halihazırda, Avrupa Komisyonu, hangi
sınai sektörlerin Emisyon Ticaret Sistemi çerçevesinde CO2 emisyon serbestisi elde edeceği
hususuna 2010 yılında karar vermek üzere mutabakata varmıştır.
Son olarak, Avrupa çelik endüstrisinin sektörel boyuttaki rekabet koşulları karşısında rekabet
gücünü koruması gerektiği için, özellikle daha temiz ve karbonsuz üretim süreçleri
konusunda araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ilişkin daha ileri stratejilerin belirlenmesi,
sektör açısından büyük önem arz etmektedir.
Bunun yanı sıra, Çelik sektörünün Türkiye boyutunu incelemekte de fayda bulunmaktadır.
AKÇT ürünlerine ilişkin AB Üye Devletleri ve Türkiye arasındaki ticaret, Türkiye-AKÇT
Serbest Ticaret Antlaşması ile yürütülmektedir. Sonuç olarak, bu alan, Gümrük Birliği
kapsamı dışında yer almaktadır. Öte yandan, çelik ürünleri, Türkiye’nin üçüncü ülkelerle
yaptığı Serbest Ticaret Antlaşmaları’nda yer alan diğer endüstri ürünleri ile aynı olarak
tanımlanmaktadır.
Türk çelik endüstrisinin temel sorunlarının üstesinden gelebilmek için, Türkiye, Avrupa
Komisyonu tarafından teknik destek verilmiş “Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı”nı
tasarlamış ve son karar için Avrupa Birliği’ne sunmuştur.
Türk çelik sektöründe, şirket birleşmeleri ve devralmalarına ilişkin birçok örnek
bulunmaktadır. Bununla birlikte, sektör dikkate değer bir büyüme ivmesi yakalamış ve son
yıllarda çelik tüketimi önemli bir ölçüde artmıştır. Öte yandan, sektörün, özellikle AB
rekabet kuralları ve çevresel standartlar olmak üzere, eylem ve stratejilerini Avrupa Birliği
beklentileri ile uyumlaştırması gerekmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
5
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
KISALTMALAR
AB
AT
AET
AKÇT
ECMR
EMF
ESTEP
EUROFER
GBER
IISI
KOBİ
NRP
MICA
RFCS
RTD
: Avrupa Birliği
: Avrupa Topluluğu
: Avrupa Ekonomik Topluluğu
: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
: AT Şirket Birleşme Yönetmeliği
(EC Merger Regulation)
: Avrupa Metal İşçileri Federasyonu
(European Metal Workers’ Federation)
: Avrupa Çelik Teknoloji Platformu
(European Steel Technology Platform)
: Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu
(European Confederation of Iron and Steel Industries)
: General Block Exemption Regulation
: Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü
(International Iron and Steel Institute)
: Küçük ve Büyük Boy İşletmeler
: Türkiye Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı
: İtalya Endüstri, Ticaret ve Zanaat Bakanlığı
(Ministry for Industry, Trade and Crafts of Italy)
: Kömür ve Çelik İçin Araştırma Fonu
(Research Fund for Coal and Steel)
: Araştırma ve Teknoloji Geliştirme
(Research and Technological Development)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
6
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
I. GİRİŞ
Dünyada en yaygın kullanılan madde olarak bilinen ve endüstri için temel bir hammadde
olan çelik, ülkelerin ekonomik gelişimlerinde önemli bir role sahiptir. Nitekim, gelişmiş
ülkelerin verileri doğrultusunda, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra önemli miktarda çelik
ürettikleri ve ileri derecede bir gelişmişlik seviyesine eriştikleri görülmektedir. Dolayısıyla,
kişi başına düşen çelik üretimi, ülkelerin gelişmişlik derecesini ölçmek için önemli bir kıstas
haline gelmektedir.
Çelik sektörünün mevcut durumu göz önüne alındığında; bahse konu sanayinin,
küreselleşme eğiliminin klasik göstergelerini desteklemekte olduğu görülmektedir. Bu
sektör, uzun süreden beri üretim ve fiyat dalgalanmalarından olumsuz yönde
etkilenmektedir. Geçtiğimiz yıllarda, yatay ve dikey birleşmeler yoluyla sektörel yapının
konsolidasyonuna yönelik girişimlerin (örneğin, Arcelor, Mittal Steel) altını çizmekte yarar
bulunmaktadır. Bu yönelimin başlıca sebepleri, üretim ve satışlar konusundaki
konsolidasyon, hammaddelerin düşük fiyattan tedariki, küresel müşterilere erişim olanakları
sağlanması, Ar-Ge maliyetlerinin düşük olması ve fiyat istikrarıdır.
Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu’nun değerlendirmesine göre, Avrupa
Birliği (AB), yılda 200 milyon ton çelik üretmekte ve AB’deki çelik endüstrisinin yıllık
geliri 200 milyon Euro olduğu öngörülmekte ve 27 AB Üye Devletinde 500’den fazla çelik
üretim tesisi olduğu tahmin edilmektedir1.
Yaklaşık olarak 408.0002 AB vatandaşının istihdam edildiği çelik sektörü, Avrupa’daki
ekonomik büyüme ve rekabet etme gücü açısından anahtar bir sektör niteliğindedir.
Çelik üretimi ve tüketiminin küresel düzeyde dinamik bir şekilde büyüdüğü bir dönemde;
çelik kullanıcılarının performans, teknolojik güncellemeler ve çelik ürünlerinin yeterli
miktarda ve güvenilirlikte olmasına yönelik olarak süregelen talepleri, Topluluğu, Çelik
Politikası’nı çoklu düzeyde geliştirmeye zorlamaktadır; zira ekonomik faaliyet içinde
bulunan diğer sektörler doğrudan veya dolaylı olarak çelik sektörüne tabi bulunmaktadır.
Bir süreden beri giderek daha yoğun bir uluslararası rekabetle karşı karşıya kalan çelik
sektörü; yeniden yapılanma, yoğunlaşma ve teknolojik modernizasyon sürecinde
bulunmaktadır.
Öte yandan, EUROFER’in (Avrupa Demir ve Çelik Sanayileri Konfederasyonu)
değerlendirmesine istinaden, AB bazında ekonomik canlılığın 2010 yılında aşamalı olarak
gitgide artması ve risklerin bir yıl öncesine göre çok daha dengeli hale geleceği
öngörülmektedir. Bu durumun AB çelik sektörü temellerinde de gelişimi sağlayacak bir
dönüşüme öncülük edebileceği düşünülmektedir. AB’de çelik kullanılan sanayilerin en
güncel faaliyet verilerine göre, 2010 yılının son çeyreğindeki çıktı büyümesi % 8.3
oranında olmuştur. Buna mukabil, sanayideki siparişlerdeki artış, uzmanların 2011 yılında
çelik sanayisi için olumlu beklentiler içine girmesine sebep olmaktadır.3
1
http://www.eurofer.org/
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/economic-sectors/industrial-goods/steel/index_en.htm
3
www.eurofer.org/index.php/eng/.../Market%20Report-2011-April.pdf
2
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
7
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
İşbu Avrupa Topluluğu (AT) Müktesebat Rehberi, AB Çelik Politikası’nın tarihi gelişimi
hakkında genel bir açıklamada bulunmakta; çelik ürünleriyle ilgili önceden belirlenmiş
mevzuatları özetlemekte; son genişleme dalgasıyla beraber Birliğe katılan 12 yeni Üye
Devlet’in katılımlarına ilişkin önemli hususlara ışık tutmakta; Türkiye’nin müktesebata
uyum için hâlihazırdaki ilerleme durumunu analiz etmekte ve Türkiye-AB müzakereleri
hakkında bilgi sağlamaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
8
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
II.
AB’NİN ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN POLİTİKASI
A. Tarihsel Gelişim
Yaygın olarak bilindiği üzere, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT), ilk Topluluk
örgütlenmesi olarak, İkinci Dünya Savaşı ertesinde kurulmuştur. Öncelikli olarak hedefi,
Avrupa ekonomisini yeniden yapılandırmak ve sürdürülebilir bir barış sağlamaktır.
Böylelikle, bu iki hammaddenin, Fransa ve Almanya’nın endüstrilerinin ve güçlerinin
temelini oluşturması gerçeğinden hareketle, bu iki ülkenin kömür-çelik üretimini tek bir
havuzda toplama fikri ortaya atıldı ve altı Üye Devlet (Fransa, Almanya, İtalya, Belçika,
Lüksemburg ve Hollanda) arasında barışı teminat altına almak ve Batı Avrupa’nın kömürçelik sanayilerini bütünleştirmek suretiyle, onları ekonomik ve siyasi açıdan birleştirmek için
AKÇT kuruldu. Temel siyasi hedef; Fransız-Alman dayanışmasını güçlendirmek ve Avrupa
bütünleşmesinin önünü açmaktı. Pazarı denetleme yetkisi ve karar alma gücü, “Yüksek
Kurul” olarak adlandırılan bağımsız ve ulus-üstü bir kuruma devredildi.
Bu amaç doğrultusunda, AKÇT Antlaşması 18 Nisan 1951 tarihinde Paris’te imzalanmış ve
24 Temmuz 1952 tarihinde 50 yıl boyunca geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.
Antlaşma tarafından savunulan Ortak Pazar, 1 Mayıs 1952 tarihinde, “çelik” için açılmıştır.
AKÇT; Üye Devletler tarafından değil, bizzat kendi kaynakları tarafından (yani; üretim
değeri temelinde kömür ve çelik üreticilerinin ödediği prelevman/vergi) finanse edilmiştir.
AKÇT, çelik endüstrisinin sosyal ve teknolojik düzeylerdeki dönüşüm sürecinde hayati bir
rol oynamıştır. Sosyal perspektiften bakıldığında, çelik sektöründe istihdam edilmiş eski
çalışanların yeni bir eğitim sürecine dahil olmasını sağlamış; teknolojik açıdan ise tüm
üretim zincirinin modernizasyonu ve çevreye ilişkin yükümlülüklerin uyumlaştırılmasına
yönelik araştırma faaliyetlerine destek vermiştir.
Öte yandan, Araştırma ve Teknolojik Gelişim hususu, Antlaşma’nın bir başka bölümünü
teşkil etmektedir. Bu bağlamda, Araştırma ve Teknolojik Gelişime yönelik olarak çelik
sektöründeki ilk projeler, 1955 yılında fonlanmıştır. Sağlık ve güvenlik alanlarında teknik ve
sosyal araştırmalar yapılmasını desteklemek, AKÇT Antlaşması tarafından kurulan orijinal
yapının en önemli özelliklerinden biri olmuştur.
Antlaşma çerçevesinde olumlu bir ilerleme kaydedilmiştir; zira Topluluk böylelikle üretimin
ve kaynakların dengeli gelişiminin sağlanması ve zorunlu olan endüstriyel yeniden
yapılanma sürecinin kolaylaştırılması suretiyle, krizlerle başa çıkabilen bir konuma
ulaşmıştır. Bu bağlamda, çelik üretiminde bir artış kaydedilmiş ve ürünler daha ucuz, daha
kaliteli ve daha temiz bir hale gelmiştir.
Avrupa Birliği’nin Çelik ürünlerine yönelik politikası, 23 Temmuz 2002 tarihine kadar,
AKÇT Antlaşması (1951) ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma (1957)
tarafından yönetilmiştir. AKÇT Antlaşması’nın süresi dolunca, çelik politikası Avrupa
Topluluğu Kurucu Antlaşması’nın içine dahil edilmiştir. Başka bir deyişle, Çelik Politikası,
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
9
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Ortak Pazar’ın sanayi ürünleri için öngördüğü her zamanki kurallar ve araçlar çerçevesinde
ele alınacaktır.
Öte yandan, AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolmasıyla ilgili finansal sonuçlara ve kömürçelik için kurulan araştırma fonuna ilişkin bir Protokol de, Nice Antlaşması’na (2001) ek
olarak iliştirilmiştir. Bahse konu Protokol, AKÇT’den doğan tüm kıymet varlıkları ve
yükümlülüklerin ve kömür-çelik sanayiyle bağlantılı sektörlerdeki araştırmalar için gerekli
olan bu kıymet varlıkları ve yükümlülüklerin net değerlerinin kullanımının Avrupa
Topluluğu’na devredilmesini sağlamaktadır.
B. Çelik Yardım Kodları
70’lerin ikinci yarısı ve 80’lerin başında ortaya çıkan ciddi yapısal problemler, çelik
sektörünü işsizlik ve ekonomik kriz tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Bu dönem
boyunca, bu sektörün büyük bölümünün iflasın eşiğinden kurtarılması, bazı Üye Devletleri,
kendi çelik sektörlerini korumak amacıyla birtakım karşı-önlemler (bir diğer deyişle, Devlet
yardımları) almaya yöneltmiştir. Bu bağlamda, Topluluk, aşırı yüksek orandaki bu Devlet
yardımlarının etkin bir mekanizma aracılığıyla azaltılması gereğini fark etmiştir. Sonuç
itibariyle, Çelik Yardım Kodları, geçiş sürecindeki bir sektörde adil rekaberi sağlamak
üzere uygun birer araç işlevi görmüştür. Bahse konu Kodlar, AKÇT Antlaşması’nın
95.maddesiyle uyumlu olarak yürürlüğe girmiş ve AKÇT’nin süresi dolana kadar da
yürürlükte kalmıştır.
Avrupa Komisyonu, Birinci (1981) ve İkinci (1982) Kodlar aracılığıyla, kapasite azaltımını
sağlayan Devlet yardımlarına izin verilmesine ilişkin politikasını oluşturmuştur. Üçüncü
Kod’dan (1985) itibaren ise, çelik sektörü için olan yardımların kapsamı, önceki Kod’lar
çerçevesinde yardım tahsis etmemiş olan Üye Devletlerle sınırlandırılmıştır. Bu yardımın
tek koşulu ise, yardımların “Araştırma ve Geliştirme, Çevre, Şirket Kapatmaları ve Bölgesel
Yatırımlara” yönelik olmasıdır.
Bahse konu önlemlerin, önemli ölçüde kapasite azaltımına yol açmasına rağmen, var olan
aşırı kapasite ve ekonomik durumun kötüleşmesi sonucunda sektörde yeni ve şiddetli krizler
ortaya çıkmıştır. Şirketlerin tasfiyesine ilişkin bazı Komisyon önergelerine rağmen, Çelik
sektörü bunları uygulamamıştır.
“Çelik için Genel Hedefler” adlı Komisyon Raporu, kapasite fazlalığını öngörmüştür. 23
Kasım 1992 tarihinde Komisyon, uygun teşvik edici önlemlere ilişkin bir Tebliğ sunmuştur.
Önerilen önlem paketi, sadece yeniden yapılandırma ve rekabet kurallarına ilişkin
maliyetin bir kısmını karşılayan finansal teşvikleri değil, aynı zamanda Topluluk-içi çelik
piyasasını istikrara kavuşturmayı amaçlayan dış ticaret önlemlerini de içermektedir.
Avrupa Birliği Konseyi, Aralık 1993’ten bu yana, AKÇT Antlaşması’nın 95.maddesinde yer
alan amaçlara yönelik olarak birçok istisnai karar benimsemiştir. Bu Kararların amacı, Doğu
Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz ve İrlanda’daki bazı şirketleri yeniden yapılandırmak ve
kapasite azaltımını sağlamaktır. Bahse konu girişimler, çelik krizi ile yeniden yapılandırma
ve rasyonelleştirme sürecini üstlenen demir ve çelik sanayiden gelen muhtura aracılığıyla
teşvik edilmiştir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
10
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Altı çizilmesi gereken önemli bir diğer husus ise; Çelik Yardım Kodlarının, çelik
sektöründeki adil rekabette olduğu kadar, çevrenin korunması ve endüstriyel teknolojinin
teşvikine de katkıda bulunduğudur. Ayrıca, Kodların gerçekleştirdiği hedeflerinden bir diğeri
de, sosyal açıdan kabul edilebilir koşullar yoluyla sürdürülemeyen kapasiteleri sonlandırmak
suretiyle, talep ve kapasite arasında bir denge kurulmasına yapılan katkıdır. Son Çelik
Yardım Kodu, 1997–2002 yılları arası için kabul edilmiş ve devlet yardımlarına izin verilen
koşullar, Komisyon’un 6 aylık düzenli raporlar aracılığıyla gerçekleştirdiği gözetim yoluyla
sınırlandırılmıştır.
AKÇT Antlaşması’nın bitiş tarihi olan 23 Temmuz 2002 tarihinden itibaren; Devlet Yardım
Kodları da sonlandırılmış ve AKÇT’ye ait olan ürünler Ortak Pazar içine dahil
edilmiştir.
Dış ilişkiler, Avrupa’daki çelik sektörünün önemli boyutlarından birini teşkil etmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri tarafından alınan ve kendi piyasalarına erişimi kısıtlayıp, önemli
oranlarda ticari sapma riski yaratan korumacı önlemlere karşı AB’nin verdiği karşılık, Mart
2002’de belirli çelik ürünleri ithalatı için geçici koruma önlemleri kabul edilmesi şeklinde
olmuştur. Avrupa Birliği, Eylül 2002’de, erga omnes (herkesi bağlayan yükümlülükler)
etkisi ile, belirli çelik ürünleri ithalatına ilişkin nihai koruma önlemlerini kabul etmiştir.
Bahse konu önlemlerin hedefi, AB çelik üreticilerini, ABD’nin korumacılığından
kaynaklanan ithalat dalgalanmalarının verdiği ciddi zarardan korumaktır.
AB, 1998 yılından beri, dünyanın lider çelik üreticilerinden biri ve çelik konusunda en geniş
tek pazarıdır. İşletme ve Sanayi Genel Müdürlüğü’nün 2006 yılında vermiş olduğu bir
bildirime göre, Avrupa çelik sektörünün öncelikleri rekabet edilebilirlik, Ar-Ge girişimleri
ve çevrenin korunmasıdır. Bu bağlamda; konsolidasyon süreci, Devlet yardımları ve
rekabet edilebilirliğe ilişkin kurallar giderek önem kazanmaktadır.
C. AT Antlaşması Kapsamında Yasal Temel
AT Antlaşması’nın 28 ile 30. Maddeleri arasında (Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair
Anlaşma’nın 34 ila 36. maddeleri), özellikle miktar kısıtlamaları ve eş etkili önlemler
bağlamında “Malların Serbest Ticareti”ne ilişkin genel kurallar belirlenmektedir.
Madde 28 (yeni Madde 34) uyarınca, “miktar kısıtlamaları ve eş etkili önlemler, Üye
Devletler arasında yasaklanmalıdır.” “Miktar kısıtlamaları, diğer Üye Devletlerle yapılan
ticarette yasaklama veya kısıtlama anlamına gelirken, “eş etkili önlemler” ise gümrük
tarifeleri ve miktar kısıtlamaları ile aynı sonuçlara sahip olan önlemleri ifade etmektedir.
Madde 29 (yeni Madde 35), ihracat konusundaki tüm miktar kısıtlamalarını ve Üye Devletler
arasındaki eş etkili tüm önlemleri yasaklarken; Madde 30 (yeni Madde 36) ise “Madde 34 ve
35’daki hükümlerin; ithalat, ihracat veya genel ahlak, kamu politikası veya güvenliği; insan,
hayvan veya bitki sağlığı ve yaşamının korunması; sanatsal, tarihi veya arkeolojik değer
taşıyan ulusal hazinelerin korunması; veya sınai ve ticari mülklerin korunması temelinde
gerekçelendirilen ve ithalat, ihracat veya mal geçişlerindeki yasaklama ve kısıtlamalara
engel olunmaması; bununla birlikte, bu tür yasak ve kısıtlamaların, Üye Devletler
arasındaki ticarette keyfi ayrımcılık veya üstü kapalı bir kısıtlama getirmemesi gerektiğini”
belirtmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
11
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
AKÇT çelik ürünleri ticaretinde geçerli olan kuralların, Ortak Ticaret Politikası içine dahil
edilmesi, aşamalı bir şekilde gerçekleşti. Ayrıca, çelik ürünlerinde ticarete uygulanan antidamping ve anti-sübvansiyon korumaları gibi kurallar, diğer AT ürünlerine uygulanan
kurallarla da ayrı çizgiye getirilmiştir.
Aynı zamanda, Madde 25 (yeni Madde 30) bu konuya ilişkin genel kuralları içermektedir.
Madde 25 (yeni Madde 30) uyarınca, “Üye Devletler arasında ithalat ve ihracattaki gümrük
tarifeleri ile eş etkili vergiler yasaklanmalıdır. Bu yasaklama, mali nitelikteki gümrük
vergilerine de uygulanmalıdır.”
D. Çelik sektöründeki Mevcut Durum
2009 yılında, küresel ekonomik koşulların kötüleşmesi ile paralel olarak, Avrupa Birliği
çelik piyasası, “olağan dışı” kabul edilen bir gerileme süreciyle karşı karşıya bulunmuştur.
Bununla birlikte, Eurofer tarafından belirtildiği üzere, 2009 yılının üçüncü çeyreğinde
AB’deki ekonomik durgunluk ortadan kalkmış ve ekonomik büyüme tekrar pozitife
dönmüştür. Eurofer, Avrupa ekonomilerinin İkinci Dünya Savaşı’ndan beri bölgeyi etkileyen
en ciddi krizin yansımalarından 2010 yılında kurtulmasının beklenildiğini belirtmektedir.
Eurofer aynı zamanda ekonomik canlılık aşamalı olarak güç kazanırken ekonomik iyileşme
hızının nispeten düşük kalacağını ve belirsizliklerle çevrili olacağını öngörmektedir. Ancak
yine de bir yıl öncesi ile karşılaştırıldığında risklerin çok daha dengeli olduğu
değerlendirmeye eklenmektedir.4 Eurofer’in yaptığı son açıklamaya göre ise Avrupa’daki
çelik sektöründeki iş faaliyetleri 2011 yılının ilk çeyreğinde artış göstermiştir.5
Dünya Çelik Birliği’nin (Worldsteel Association) son verilerine göre AB’nin 27 üye
ülkesi 2008 yılında toplamda yaklaşık olarak 1.33 milyar ton civarında olan küresel ham
çelik üretiminin %15’i ne denk gelen miktarda (200 milyon ton) ham çelik üretmiştir.6
Konu hakkındaki en güncel araştırmaya göre AB 2010 yılında 173 milyon ton ham çelik
üreterek dünyadaki 2. en büyük çelik üreticisi olmuştur 7.
III.
ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATI
A. Çelik Sektörüne ilişkin AB Rekabet Politikası
1. Giriş
Yukarıda bahsedildiği üzere, AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolması ile, 24 Temmuz 2002
tarihinden itibaren AKÇT Antlaşması’nın önceden kapsadığı sektörler, usul kuralları ve işbu
Antlaşma’dan doğan diğer ikincil mevzuat, AT Antlaşması’nın kurallarına tabi olmak
4
http://www.eurofer.org/index.php/eng/News-Publications/Press-Releases/EU-steel-market-first-green-shootsof-recovery
5
www.eurofer.org/index.php/eng/.../Market%20Report-2011-April.pdf
6
http://www.worldsteel.org/
7
http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/economic-sectors/industrial-goods/steel/index_en.htm
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
12
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
durumunda kalmıştır. Sonuç itibariyle, AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolmasından
itibaren, Çelik sektörü, AT Antlaşması’nın rekabet ve devlet yardımlarına ilişkin genel
kuralları çerçevesinde yönetilmektedir.
13 Aralık 2007 tarihinde üye devletler tarafından imzalanan ve 1 Aralık 2009 tarihi itibari ile
yürürlüğe girmiş olan Lizbon Antlaşması (Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma) AT
Antlaşması’nda değişiklik öngörmektedir. Ancak, rekabet hukuku anlamında anlaşma
hükümlerinde herhangi bir değişiklik gerçekleşmemiş, yalnızca maddelerin yeniden
numaralandırılması söz konusu olmuştur.
Altını çizmek gerekir ki, işbu iki Antlaşma’da (AT Antlaşması ve AKÇT Antlaşması) yer
alan rekabet kuralları, birbirleriyle benzerdir ve uygulama şekilleri de, uzun zamandan beri
örtüşmektedir. Bu sebepten dolayı, pratik düzeyde, AKÇT Antlaşması’nın süresinin
dolmasından kaynaklanan önemli ve usule ilişkin değişikliklerin kapsamı oldukça sınırlıdır8.
Geçiş rejimi olarak adlandırılan bu dönem, iki genel hüküm temelinde düzenlenmektedir
(yani; anti-tröst ve yoğunlaşma kuralları -AB jargonunda şirket birleşmeleri). 23
Temmuz 2002 tarihinde veya daha önce bir dönemde, Komisyon tarafından AKÇT
Antlaşması bünyesinde muafiyet getirilen tüm kısıtlayıcı anlaşmalar veya uyumlu eylemler,
AB rekabet kurallarına tabi tutulmuştur. Diğer bir deyişle, AKÇT rejimi dâhilinde verilen
izinler veya uyum belgeleri, Antlaşma’nın sona ermesiyle birlikte geçerliliğini yitirdiler. Bu
durum da, bu tür anlaşma veya uygulamalara taraf olan şirketler, bu alanda uygulanabilen
ilgili Blok muafiyetleri ve kılavuz ilkeleri dikkate almak suretiyle, AT Antlaşması’nın 81. ve
82. maddeleri doğrultusundaki anlaşmaların geçerliliğini gözden geçirmeye zorlamaktadır.
Buna rağmen, Komisyon, AKÇT rejimi altında önceden oluşturulmuş anlaşmalar ışığında,
AT Antlaşması 81. Maddesi (yeni Madde 101) altındaki hükümlerine bağlı muamelelere
girişmeyi kastetmemektedir. Bu sebepten dolayıdır ki, şu anlaşmalara taraf olan şirketlere
mali ceza uygulanmayacaktır: İzin veya uyum belgesine iliştirilmiş koşul veya
zorunluluklara, ilgili tarafların muvafakat etmesine devam edilecektir. Bununla birlikte, bazı
gerçek veya yasal gelişmelerden ötürü, anlaşmanın muafiyet için artık elverişli olmaması
durumunda, Komisyon, müdahale etme kararı alabilir9.
Son olarak, AKÇT tebligatlarının yürürlükte olduğu durumlarda, Komisyon, daha önceki
döneme dayanarak, AKÇT Antlaşması’nı (AKÇT’nin süresi dolmadan) ve arkasından da AT
Antlaşması’nı uygulayacaktır.
Yoğunlaşmalar, bu geçiş rejimine de konu olmaktadır. Bir yoğunlaşmanın koşullarının veya
zorunluluklarının önceden yerine getirilmesi durumunda, ve eğer bu koşul veya
8
Bununla birlikte, Komisyon, çıkarmış olduğu 2002/C152/03 sayılı Tebliğ ile, AKÇT kurallarından AT
kurallarına geçişin açıklığa kavuşturmak amacıyla, AKÇT Antlaşmasının süresinin dolmasından kaynaklanan
rekabet kurallarının ele alınışına ilişkin belirli özelliklerle ilgili duruşunu açıklamaktadır. Bu geçişin doğurduğu
sonuçlardan biri de, AKÇT sisteminin, fiyat listeleri ve satış koşullarının Komisyon’a bildirilmesini ve kamuya
açılmasına yönelik talebinin kaldırılmasıdır.
9
Bu durumun ortaya çıkışına örnek olarak, ABD’nin tarife konmasına ilişkin olarak yakın zamanda vermiş
olduğu karara cevaben, AB’de koruma önlemlerine başvurulması (19 Temmuz 2002) verilebilir. Zira, bunun
sonucunda, AB pazarı içinde kurulmuş olan şirketlerin pozisyonlarını güçlendirmesi muhtemeldir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
13
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
zorunlulukları yeterli derecede karşılamazsa, Komisyon 4064/89 sayılı AT Şirket Birleşme
Yönetmeliği altında, aşağıda örnekleneceği şekilde, faaliyette bulunmaktadır.
Bir şirket yoğunlaşmasının AKÇT sisteminde bildirimi yapılmış ve incelemesi halen
sürmekte ise, onaylanmış tarafların AT Şirket Birleşme Yönetmeliği’nde belirlenen eşikleri
karşılaması durumunda, bahsekonu Yönetmelik uygulanır. Şirket birleşmesi incelemesinin
ikinci aşamasının, AKÇT Antlaşması’nın vadesinin bitiminden önce açıklanmış olması,
ancak iddianamenin henüz onaylanmaması durumunda, Avrupa Komisyonu, AT Şirket
Birleşme Yönetmeliği’nin 6(1)(c) maddesi uyarınca ve ivedilikle bir Karar alacaktır (yani;
derin bir inceleme başlatma kararı).
Ortak teşebbüsler (joint venture) ile ilgili olarak, AT Şirket Birleşme Yönetmeliği sisteminde
yalnızca eşikleri karşılayan tam-işlevli ortak teşebbüslerin bildirimi zorunludur. AKÇT
Antlaşması’nın vadesinin sona erdiği tarihte gerçekleşen ve tam-işlevli olmayan ortak
teşebbüsler söz konusu ise, bildirimlerin AT Antlaşması’nın 81. Maddesi’nde (yeni Madde
101) belirtilen bildirimlere dönüştürülmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, belirtmek gerekir ki, çelik sektöründeki yoğunlaşmalar, AT Şirket
Yönetmeliği’nde yer alan normal kurallara tabi olmaktadır. Bunun yanında, AKÇT
Antlaşmasından AT Antlaşmasına geçiş ve Topluluk şirketleri arasındaki yoğunlaşmalar, AT
Rekabet Politikası çerçevesi içinde kontrol edilmektedir.
2. Temel Mevzuat
AB Rekabet Politikası’yla uyumlu olarak çelik sektörünü düzenleyen mevzuat, şu şekilde
belirtilmektedir:
•
•
Avrupa Birliği’ndeki işletmelere uygulanan ve Madde 81’den Madde 86’ya kadar
olan (yeni Madde 101’den 106’ya kadar olan) Ortak Rekabet Kuralları;
Blok muafiyetlere ilişkin Madde 81.3 (yeni Madde 101.3)
2004 yılı, AB Rekabet Politikası’nda, küresel bağlamdaki değişiklikler (zira, bu değişiklikler
sonucunda Rekabet ve dolayısıyla, Avrupa Adalet Divanı’ndaki davalar artmıştır) nedeniyle
gerçekleştirilen kapsamlı bir reform temelinde bir dönüm noktası olmuştur.
Bu doğrultuda, Yeni Şirket Birleşme Yönetmeliği, Uygulamaya ilişkin Komisyon
Yönetmeliği10, AT Yatay Birleşme Kılavuz İlkelerini tebliğ eden bildirimler ile Rekabet
Genel Müdürlüğü En İyi Uygulamaları kabul edilmiş ve 1 Mayıs 2004’de yürürlüğe
girmiştir.
10
İşletmeler arası yoğunlaşmaların kontrolüne ilişkin 139/2004/AT sayılı Konsey Yönetmeliğini
uygulayan 802/2004/AT sayılı ve 7 Nisan 2004 tarihli Komisyon Yönetmeliği (AEA ile ilintili) (ABRG, L,
13, 30.04.2004, s.1-39)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
14
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
2.1. Anti-tröste ilişkin Kurallar
Yargılama Yetkisi
AT Antlaşması çerçevesinde, rekabet kurallarının kömür ve çelik endüstrilerine
uygulanması ulusal mahkemelerin ve ulusal rekabet kurumlarının müşterek yargılama
yetkisi doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Ulusal rekabet kurumları, ilk aşamada, Üye
Devletler’deki ticaretin, kayda değer ölçüde etkilenmemesi kaydıyla, kendi ulusal rekabet
kurallarını uygulama yetkisine haizdirler.
AKÇT Antlaşması hükümlerinin aksine, AT Antlaşması, rekabet kurallarının Topluluk-içi
ticarete etkilerine ilişkin birtakım koşullar içermekteydi. AT Antlaşması’nın 81. ve 82.
Maddeleri’nin (yeni 101. ve 102. Maddeleri’nin) uygulanması için, mutlaka Üye Devletler
arası ticaretin etkileniyor olması gerekmektedir. Bu nedenle, çelik sektöründe rekabeti
kısıtlayıcı anlaşmaların ya da uyumlu eylemlerin veya hâkim konum durumunun Üye
Devletler arası ticareti etkilememesi kaydıyla, 24 Temmuz 2002 tarihinden itibaren, ulusal
mahkemeler söz konusu olduğu davalarda, (sadece) kendi ulusal rekabet kurallarını
uygulama iznine sahiptirler.
Rekabete ilişkin olarak sözü edilen kurallar, Antlaşma’nın Madde 81 ve 82’de yer alan
Rekabete ilişkin Kuralların uygulanmasına dair 16 Aralık 2002 tarihli ve 1/2003/AT sayılı
Konsey Yönetmeliği’nde düzenlenmektedir.
Yeni Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 1 Mayıs 2004 tarihinden itibaren ise, tüm ulusal
rekabet mercileri, rekabetin bozulmaması veya kısıtlanmaması için, Antlaşma hükümlerini
uygulama yetkisine sahip olmuşlardır.
Önemli Anti-tröst Kuralları
AT antlaşmasının 81.maddesi (yeni Madde 101), rekabeti engelleyen antlaşmaları
yasaklarken; 82.maddesi (yeni Madde 102) ise hâkim konumda olan şirketin bu konumunu
kötüye kullanmasını yasaklamaktadır.
Bu bağlamda, AKÇT Antlaşmasının yürürlükten kalkmasının ardından bildirilen ortak
teşebbüsler, AT Antlaşmasının 81.maddesi (yeni Madde 101) kapsamındaki antlaşmalar ile
birlikte değerlendirilecektir.
Çelik sektöründeki antitröste ilişkin özel kurallar konusundaki güncel gelişmeler:
25 Ocak 2010 tarihinde, Avrupa Komisyonu, Lizbon Anlaşması’nın 101. maddesine bağlı
olarak, BHP Billiton ve Rio Tinto madencilik şirketlerinin arasında kurulması teklif edilen
ortak teşebbüsün ortak pazara etkisini araştırmak üzere kapsamlı resmi bir soruşturma
başlatmıştır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
15
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu söz konusu ortak teşebbüsün dünya çapındaki pazar
rekabetine negatif etkisi olup olmayacağını soruşturacaktır.
Bu bağlamda, önemle belirtmek gerekir ki; BHP Billiton ve Rio Tinto şirketleri dünya
çapında sırasıyla 2. ve 3. en büyük demir cevheri üreticileridir.
2.2. Birleşmelere ilişkin Kurallar
Şirket birleşmelerinin kontrolü, AB Rekabet kuralları çerçevesinde giderek önem
kazanmaktadır. Bu yeni bağlamda, çelik sektöründeki şirket birleşmeleri, Yeni Şirket
Birleşmeleri Yönetmeliği altında düzenlenen denetim sisteminin bir parçası olmaktadır.
İşletmeler arasındaki yoğunlaşmaların kontrolüne ilişkin 139/2004 sayılı ve 20 Ocak 2004
tarihli Konsey Yönetmeliği’ne göre (AT Birleşme Yönetmeliği), kümelenme “daha önceden
bağımsız olan iki veya daha fazla girişimin birleşmesi” veya “en az bir girişimi kontrol
eden bir veya daha fazla kişi veya girişimin, doğrudan veya dolaylı olarak, gerek hisse
senedi veya malvarlığı satın alınması, gerekse bir sözleşme veya herhangi başka bir şekilde
bir veya birden fazla girişimin tamamının veya bir bölümünün denetimine sahip olması
halinde devralınmasıdır”.
Yeni Birleşme Yönetmeliği’nin amacı, daha bütünleşmiş bir Pazar ve AB’nin gelecekteki
genişlemesinin doğuracağı zorlukları karşılamak için işletmeler arasındaki yoğunlaşmaları
kontrol etmektir.
Yeni Birleşme Yönetmeliği’ne göre, uygulanmadan evvel tüm yoğunlaşmalar Komisyona
bildirilmelidir. Eğer yoğunlaşmalar, işletmeler için hâkim veya üstün Pazar durumunu
yaratıyor veya güçlendiriyorsa ve bunun sonucunda Ortak Pazar’da veya Ortak Pazar’ın
önemli bir bölümünde etkin rekabet engelleniyorsa; yoğunlaşmaların Ortak Pazar’la
bağdaşmadığına hükmedilir (bu, şirket birleşmelerin yasallığını ölçen bir koşuldur). Bununla
birlikte, sadece cirosu belirli bir eşiği karşılayan işletmeleri içeren yoğunlaşmalar (yani;
Topluluk boyutu olan yoğunlaşmalar) Komisyon’un yargılama yetkisine girmektedir.
Yeni Şirket Birleşmeleri Yönetmeliği ve AT Rekabet kurallarının reformu ile, bir Üye
Devlet’in, kendi sınırları dâhilindeki rekabeti önemli ölçüde etkileyerek tehdit eden ve Üye
Devletler arasındaki ticareti etkileyen ama Topluluk boyutu11 bulunmayan bir kümelenmeyi,
Komisyon’a bildirme hakkı bulunmaktadır. Üç veya daha fazla Üye Devlet böyle bir istekte
bulunursa, Komisyon kümelenmeyi gözden geçirmek için münhasır yetkiye sahip olacaktır.
11
İşbu Yönetmelik çerçevesinde, dünya çapında en az 5 milyar Euro; Avrupa Ekonomik Alanı dâhilinde ise
her biri için 250 milyon Euro’dan fazla cirosu bulunan şirket birleşmeleri ve devralmalar hakkında Topluluğun
yargı yetkisi bulunmaktadır. Sözkonusu şirketlerin Avrupa cirolarının üçe ikisinden fazlasının, AB ülkelerinden
birinde ve aynı ülke içinde bulunması durumunda, şirket birleşmesi, ilgili ülkenin rekabet kurumu tarafından
incelenir; zira bahsekonu ulusal rekabet kurumu, bu durumun olası etkilerinin araştırılması konusunda
Komisyon’dan daha yetkili bir konumda bulunmaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
16
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolmasıyla, çelik sektörüne uygulanan şirket birleşmeleri
kontrol sistemi, özellikle Komisyonun yargı yetkisiyle, bildirimlerin zamanlaması ve
kararların alınmasına ilişkin amaçlarında değişiklik yapmıştır. Bu bağlamda, Yeni Şirket
Birleşme Yönetmeliği, Mayıs 2004’den beri işlevsel durumdadır.
İşbu Şirket Birleşmeleri Yönetmeliği altında, herhangi bir çelik piyasasında sınırlı hisseye
sahip olan şirketler, “de minimis” kurallarının uygulanmasından faydalanacaklardır. Öte
yandan, AT Antlaşması 82. maddesi (yeni Madde 102) (hâkim konumun kötüye
kullanılması) anlaşılması çok daha kolay olan bir kuraldır. 82. Madde (yeni Madde 102)
rejimi, hâkim konumdaki şirketlere çok daha fazla hukuki mükellefiyet yükleyecektir.
Yoğunlaşmalara ilişkin Temel Düzenlemeler
Şirket yoğunlaşmalarında yaşanan zorlukları değerlendirmek amacıyla, Komisyon tarafından
bazı özel araçlar kullanılmaktadır.
Yeni Şirket Birleşmeleri Yönetmeliği, rekabet testi12 aracılığıyla Komisyon’un, oligopoller
dâhil olmak üzere, tüm rekabet-karşıtı şirket birleşmelerine müdahale etmesini sağladığını
belirtmektedir. Temel soru, ihtiyaç duyulan tercihlerle, tüketici sağlayan birleşmelerden
sonra gerekli rekabetin kalıp kalmayacak olmasıdır.
Öte yandan, daha önceden AKÇT Antlaşması altında Komisyon tarafından incelenmiş bazı
işlemler, şimdi ulusal rekabet kuralları kapsamı içinde olmakta ve ilgili ulusal yetkililer
tarafından iyice incelenmektedir.
Yoğunlaşmalara ilişkin Usul Hukuku
AKÇT ve AT Antlaşmaları altındaki şirket birleşmelerine ilişkin işlem usullerinin
uyumlaştırılmasına ilişkin bildirim hükümlerinin Komisyon tarafından uygulanmaya
başlandığı sırada, çelik sektöründe faaliyet gösteren yoğunlaşmaların muamelesine ilişkin
usuller, Mart 1998’den beri, geniş kapsamda uyumlaştırılmaktadır.
Birçok Üye Ülkede gerçekleşen değişik şirket birleşmelerinin denetim usullerine riayet
ederken harcanan zamanı ve masrafları sınırlandırmak amacıyla, Avrupa Birliği tarafından
“şirket birleşmelerinin denetimi sistemi” ortaya konmuştur. Bu sistem aracılığıyla, Topluluk
boyutu taşıyan (normal koşullar altında, şirket birleşmesine taraf olanların, birtakım ciro
eşiklerini karşılaması koşuluyla gerçekleşen) şirket birleşmeleri, Komisyon tarafından tek
prosedür altında (“tek merkezli bilgi” prensibi) değerlendirilmektedir. Ciro eşiklerini
karşılayamayan şirket birleşmeleri, sorumluluğu altında şirket birleşmelerinin denetimi
bulunan ulusal mercilerin yetkisi altına girmektedirler.
12
Rekabet testi, kümelenmenin, etkin rekabetin ortak Pazar veya önemli bir parçasında engellenmesi sonucu
hâkim konum yaratılması veya güçlendirilmesine neden olup olmadığı konusunun aydınlatılması için
yapılmaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
17
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu prosedür uyarınca, bir şirketteki çıkarların denetiminin başka bir şirket tarafından iktisabı
durumunda, devralan şirket, bildirim formunu tamamlamakla yükümlüdür. Bir şirketin
devralınacağı kamu ihalelerinde ise, teklif sahibi bildirim formunu tamamlamalıdır. Bildirim
formunu tamamlayan her taraf, sağlanan bilginin doğruluğu konusunda sorumluluk
taşımaktadır.
Prosedür aşağıdaki gibi yürütülmektedir:
Yeni Birleşme Yönetmeliği’nde, taraflar planlanmış işlemin onayı için Komisyon’a
başvurabilirler. Şirket birleşmesindeki iyi niyet temelinde bildirim yapılması mümkün hale
getirilmiştir. Böylelikle, bu durum da düzenleyici yetki aranırken işletmelere daha fazla
esneklik sağlamaktadır.
3. Beklemedeki Önergeler:
Hâlihazırda, beklemede herhangi bir önerge bulunmamaktadır.
B. Çelik Sektörüne İlişkin AB Devlet Yardımları Kuralları
1. Giriş
Devlet yardımlarına yönelik Avrupa’da uygulanan rejimin hedefi; Üye Devletletin
AB’deki rakipleri karşısında korunmasını ve diğer şirketlerin kendileri aleyhine
desteklenmesinin önlenmesidir. Diğer bir ifadeyle, buradaki temel amaç, Tek Pazar’ın
korunması ve sektörel rekabet gücünün geliştirilmesidir.
Devlet yardımlarına ilişkin bu bölüm, genel AB devlet yardımları kuralları ile özellikle
çelik şirketlerine tanınan devlet yardımlarını açıklamaktadır.
2. Temel Mevzuat
2.1. Devlet Yardımlarına ilişkin Genel Düzenlemeler
AT Antlaşmasının 87. maddesine (yeni Madde 107) göre, eğer bir önlem Üye Devletler
arasındaki ticareti etkilerse, bu önlem “Devlet Yardımı” olarak adlandırılır.
Devlet yardımları, AB mevzuatı altında yasaklanmasına rağmen, Avrupa Komisyonu özel ve
kati koşullar ile yeniden yapılandırma yardımlarına izin vermektedir.
AB mevzuatı, devlet yardımlarını yasaklamakla birlikte bir takım devlet yardımı türlerine
çok belirli ve katı koşullar altında izin vermektedir:
•
Bölgesel yatırım yardımları, halen yasaktır ve işbu yasaklama, KOBİ’lere sağlanan
bölgesel yardım ilavelerini de içermektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
18
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
•
Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları, halen yasaktır ve Devlet
Yardımına ve/veya tüm sektörlerde zor durumda bulunan şirketlerin yeniden
yapılandırılmasına ilişkin yeni kılavuz ilkeler uyarınca13, bu yasağa kömür-çelik
sektörü de dâhildir.
•
Çevre Koruması için Devlet Yardımlarına ilişkin Topluluk Kılavuz İlkeleri
çevre korumasının en üst seviyeye çıkarılması amacıyla tanınan devlet yardımlarına
izin verilmesine yönelik koşulları belirtmektedir. Söz konusu Kılavuz İlkeler 31
Aralık 2014 tarihine kadar uygulanacaktır.
•
Araştırma ve Geliştirme yardımına14 Çelik sektöründeki araştırma-geliştirmeye
yönelik devlet yardımları için öngörülen Topluluk çerçevesi doğrultusunda izin
verilmektedir. Buna rağmen, çelik sektöründe meydana gelen her bir dava için
bildirim formu talep edilmektedir. 30 Aralık 2006 tarihinde, Avrupa Komisyonu
tarafından, Araştırma-Geliştirme ve Yenilikçilik Alanlarında Yeni bir Çerçeve
kabul edilmiştir. Bununla amaçlanan, Üye Devletlerin, Araştırma-Geliştirme ve
Yenilikçilik alanlarındaki projelere nasıl daha iyi bir şekilde devlet yardımı
verebileceklerini açıklığa kavuşturmaktır. Yeni Çerçeve, daha öncekinden farklı
olarak, yenilikçilik projeleri için yardımı da kapsamaktadır. Öte yandan, bahsekonu
olan Çerçeve tarafından oluşturulmuş kılavuz ilkeler; Üye Devletlere kendi yardım
önlemlerini özel durumlara uyarlamalarına izin vermekte ve Avrupa şirketlerini,
şayet küresel rekabetçiliği amaçlıyorlarsa, Araştırma-Geliştirme ve Yenilikçilik
alanlarında daha fazla yatırım yapmaya teşvik etmektedir. Bu şartlar altında, Üye
Devletler, yardım önlemlerinin incelenmesi ve bunlara izin verilmesi amacıyla,
Avrupa Komisyonu’na bildirimde bulunmakla yükümlüdür. Ancak, eğer bu önlemler
kılavuz ilkeler doğrultusunda alınmışsa, izin verme süreci daha hızlı olacaktır. Buna
rağmen, Araştırma&Geliştirme&Yenilikçiliğe yönelik olan Devlet Yardımı
önlemlerine, üç kıstas temelinde izin verilmektedir:
•
•
•
İyi tanımlanmış bir pazar aksaklığına karşılık gelmesi;
Hedefin iyi belirlenmiş olması; karşılaşılan sorunla orantılı olması ve
teşvik etkisi yaratılması;
Rekabet ve ticaret kurallarıyla uyumlu olması;
Yeni Çerçeve, 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
•
Çelik sektöründeki Şirket Kapatmalarıyla ilgili yardımlara izin verilmektedir.
•
Küçük ve Orta Boy İşletmelere (KOBİ) verilen yardımlara, 6 Ağustos 2008
tarihli ve 800/2008/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği (Genel Blok Muafiyet
Yönetmeliği) doğrultusunda, %15 ve %7,5’a kadar oranlarda yardım edilmesine izin
verilecektir.
13
Komisyon Tebliği: Zor durumda olan şirketleri kurtarma ve yeniden yapılandırılması için verilen
Devlet Yardımlarına ilişkin Topluluk Kılavuz ilkeleri (ABRG 244, 01.10.2004, s. 2–17)
14
Araştırma ve geliştirmeye (Ar&Ge) yönelik Devlet yardımları için Topluluk çerçevesi (ABRG, C, 45,
17.02.1996, s. 5–16)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
19
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
•
AT Antlaşması’nın 87 ve 88.maddelerinin de minimis yardımına uygulanmasına
ilişkin 15 Aralık 2006 tarihli ve 1998/2006/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği (söz
konusu Yönetmelik, 31 Aralık 2006 tarihinde geçerliliği sona eren 69/2001/EC sayılı
Yönetmeliğin yerine geçmiştir) doğrultusunda, De Minimis yardımına izin
verilmektedir.
•
6 Ağustos 2008 tarihli ve 800/2008/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği (Genel Blok
Muafiyet Yönetmeliği) doğrultusunda, Eğitim yardımına izin verilmektedir.
•
İstihdama yapılan yardıma ilişkin ilkeler ve 6 Ağustos 2008 tarihli ve 800/2008/EC
sayılı Komisyon Yönetmeliği (Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği) doğrultusunda
İstihdam yardımına izin verilmektedir15.
Devlet Yardımları Eylem Planı ve Küçük İşletmeler için Yasal Düzenlemler doğrultusunda,
Yeni Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği her tür yardım önlemi için otomatik onay sistemini
düzenlemekte ve Üye Devletleri bu tür Devlet Yardımlarını Komisyon’a önceden bildirim
yapmaksızın vermesini sağlamaktadır. Blok muafiyet kapsamında değerlendirilen devlet
yardımları 10’dan 26’ya yükseltilmiştir. Bu kategoriler:
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Bölgesel yardım;
KOBİ yatırımı ve istihdam yardımı;
Kadın girişimciler tarafından kurulan işletmelere verilen yardımlar;
Çevrenin korunmasına verilen yardımlar;
KOBİ’ler yararına danışmanlık ve KOBİ’lerin fuarlara katılımının sağlanması;
Risk sermayesi formunda yardımlar;
Araştırma, geliştirme ve yenilikçiliğe verilen yardımlar;
Eğitim yardımı;
Mağdur veya özürlü işçilere verilen yardımlar.
Yönetmelik Üye Devletlere, devlet kaynaklarından istihdamın ve yatırımın artırılmasına
yönelik yardım tedbirleri tahsis etmelerine izini verirken diğer yandan ise kamu otoriteleri,
yardım yararlanıcıları ve Avrupa Komisyonu üzerindeki bürokratik baskıyı azaltma
amacını taşımaktadır.
Yönetmelik, 5 özel Yönetmeliği tek bir yasal metin halinde konsolide ederken, diğer
kategorilerdeki devlet yardımlarını kapsayacak şekilde kapsamını genişletmektedir.
Yönetmelik kapsamında olmayan devlet yardımı uygulamaları otomatik olarak kanuna
aykırı olarak kabul edilmemektedir. Bu tür yardımlar, Komisyon’un kılavuz ilkeler ve
çerçeve kapsamında değerlendirme yürüttüğü mevcut bildirim sistemine tabi olmayı
sürdüreceklerdir.
Bununla birlikte, Yönetmelik, tarım ve gemi inşa özel olarak düzenlenmiş sektörler gibi
kömür ve çelik gibi bazı sektörleri kapsam dışında tutmaktadır.
15
İstihdama yapılan yardıma ilişkin ilkeler: ABRG C 334, 12.12.1995, p.4–9.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
20
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Buna ilaveten, işbu Yönetmelik, daha önce beş farklı Yönetmelik çerçevesinde ele alınan
kuralları tek bir çerçeve altında bir araya getirmektedir: 68/2001/EC sayılı Yönetmelik,
70/2001/EC sayılı Yönetmelik, 2204/2002/EC sayılı Yönetmelik, 1628/2006/EC sayılı
Yönetmelik ve 1407/2002/EC sayılı Yönetmelik. Söz konusu Yönetmeliklerden bazıları
(68/2001/EC, 70/2001/EC ve 2204/2002/EC) yürürlükten kalkmış; 1628/2006/EC sayılı
Yönetmelik ise ilga edilmiştir.
Üye Devletler tarafından tahsis edilen bölgesel yardım tedbirleriyle uyumun sağlanması
için, söz konusu tedbirlerin saydam bir şekilde düzenlenmesi ve teşvik edici etkisinin
bulunması gerekmektedir. Buna ilaveten, söz konusu tedbirlerin bireysel bildirim eşik
değerlerine ve yasa metninin ilk bölümünde ayrıntılı bir şekilde bahsedilen azami yardım
oranlarına uygun olması da öngörülmektedir. Buna ilaveten, yardım tedbirlerinin
Yönetmeliğin 2.Bölümü’nde yer alan koşullarla da uygunluğunun sağlanması
gerekmektedir.
Güncel gelişmeler:
25 Şubat 2009 tarihinde, Avrupa Komisyonu AB Devlet Yardımları kurallarının
uygulanmasında Üye Devlet mahkemelerine yardım amaçlı bir dizi kılavuz ilke
yayımlamıştır. Söz konusu Kılavuz İlkeler, Komisyon’un 1995 yılında çıkarmış olduğu
Tebliğ’i güncellemekte ve ulusal mahkemelerin Komisyon’dan Devlet yardımı kurallarının
uygulanmasında görüşünü talep etmesini sağlayan bir istişare emkanizması getirmektedir.
Buradaki amaç; öncelikle suçlamaya maruz kalan tarafların doğrudan haklarını
kullanmasını sağlamak suretiyle, rekabet kuralları ihlallerinin ortaya çıkarılması sürecini
güçlendirmek ve bunun yanı sıra, Topluluk düzeyinde ortaya çıkan idari külfetleri
azaltmaktır.
Bu çerçevede, ulusal mahkemeler, Devlet yardımlarının tüm özelliklerinin incelenmesi
temelinde, bir yardımın yasaya aykırı olup olmadığına ve Komisyon’un öncül bir onayının
bulunup bulunmadığına karar verebilecektir. Bununla birlikte, şayet Avrupa Komisyonu
söz konusu Devlet yardımından haberdar edilirse, bu durumda yardımın Topluluk hukuku
ile uyumlu olup olmadığına karar verme yetkisi Komisyon’da bulunmaktadır. Söz konusu
Karar, ayrıca, Avrupa Adalet Mahkemesi’ne de taşınabilir16.
2.2. Çelik Sektörüne Yönelik Devlet Yardımlarına İlişkin Özel Kurallar
Özellikle ciddi ekonomik problemlerle karşılaşmış olan bazı sektörler, “hassas sektörler”
olarak adlandırılır ve eğer kömür-çelik endüstrisinde olduğu gibi Devlet yardımı alırlarsa,
rekabet ortamının bozulmasına sebep olmaktadırlar.
16
Daha fazla bilgi için, bknz:
http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=MEMO/09/82&format=HTML&aged=0&language=
EN&guiLanguage=en
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
21
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Komisyon, hassas sektörler için, diğer sanayi kollarıyla kıyaslandığında, son derece
kısıtlayıcı kararlar almıştır. Burada amaçlanan, piyasanın bozulmasını önlemektir. Örneğin,
bu sektörlerin hemen hemen hepsinde, Üye Devletlere (onaylanmış bir ulusal Devlet yardımı
planı olmasına rağmen, her bireysel davanın Komisyon’a bildirilmesi gibi) özel bildirim
gerekleri dayatılmaktadır.
Zor Durumdaki Şirketlerin Kurtarılma ve Yeniden Yapılandırma Yardımı ile Şirket Kapatma
Yardımı yalnızca Topluluk çıkarını gözeten bazı katı koşulların yerine getirilmesi yoluyla
verilebilmektedir. Bununla birlikte, AKÇT’nin 1996 Çelik Yardım Kodu, yeniden
yapılandırma ve yatırım yardımını, 1980’ler ve 1990’larda başlayan kapasite fazlası krizi
nedeniyle tamamen yasaklamaktadır.
AB Üye Devletleri, devlet kuruluşlarının özelleştirilmesi ve sanayinin konsolidasyonunu
içerecek şekilde büyük yeniden yapılandırma programlarını ortaya koymuştur. Böylece,
şirket kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımını AKÇT Antlaşması altında, ve bu
antlaşmanın 23 Haziran 2002 tarihinde yürürlülükten kalkmasını takiben AT Antlaşması
altında, bazı sektörlere yasaklayan kurallar uygulanmıştır. Bunun ardından Çelik Sanayi
için Kurtarma ve Yeniden Yapılandırma ve Kapatma’ya ilişkin Komisyon Bildirimi
yayınlanarak kapatmaya ilişkin olarak ise bir istisna getirilmiştir. Yatırım yardımına ilişkin,
Büyük Yatırım Projeleri için Gözden Geçirilmiş Çok Sektörlü Çerçeve, bu tür yardımların
çelik sektörü için yasaklandığını düzenlemektedir. Kurtarma ve Yeniden Yapılandırma
Yardımına ilişkin olarak ise, 1993 yılındaki son kararına dayanarak Komisyon, bu tür
yardımların ortak pazar ile bağdaşmadığını düzenlemiştir. Kapatma yardımı kapsamında
ise, 87(3). Madde uyarınca şu yardımlar çelik sektöründeki şirketler için Ortak Pazar ile
uygun olarak nitelendirilmekte ve bu yardımlara izin verilmektedir: işten çıkarılan veya
erken emekliliğe ayrılan çalışanları için çelik şirketlerine tanınan yardımlar ile tamamen
kapatılan çelik şirketlerine tanınan yardımlar.
Bu çerçevede, 23 Temmuz 2002 tarihinde AKÇT Antlaşmasının son bulmasıyla, Çelik
Sektörüne hâlihazırda uygulanmakta olan Devlet yardımları hükümleri için gerekli olan üç
adet belge bulunmaktadır. Bunlar: Şirketlerin Kurtarılma ve Yeniden Yapılandırma
Yardımı ile Şirket Kapatma Yardımı, Büyük Çaplı Yatırım Projeleri için Bölgesel
Yardım, Çok Sektörlü Çerçeve ve Çok Sektörlü Çerçevenin tadiline ilişkin Komisyon
Tebliği.
Çelik sektöründeki Devlet yardımlarına ilişkin özel kurallar konusundaki
Güncel Gelişmeler:
17 Nisan 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu, Macaristan tarafından ülkenin en büyük
çelik üreticisi olan Dunaferr’e 37,4 milyon Euro düzeyindeki yatırım yardımı tahsisi
planının AT Devlet Yardımları kurallarına uygunluğuna ilişkin kapsamlı bir soruşturma
başlatmıştır. Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu söz konusu desteğin AT Devlet Yardımı
kurallarıyla uyumlu olup olmadığını soruşturacaktır; keza söz konusu kurallar gereğince
sektörün yapısal bir kapasite aşımından dolayı Celik ürünlerine yatırım yardımı
sağlanmasına izin verilmemektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
22
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu bağlamda, önemle belirtmek gerekir ki; Dunaferr Macaristan’da gerçekleşen entegre
çelik çalışmalarının tümünü bünyesinde barındırmaktadır.
Öte yandan, Macaristan otoritelerinden gelen beyana göre, söz konusu yardım, sadece çelik
sektöründe yer almayan ürünleri kapsamaktadır. Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu’nun
bahse konu soruşturması, sadece bazı ürünlerin sınıflandırılmasına odaklanması
beklenmekte idi17.
1 Ağustos 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu söz konusu husustaki soruşturmayı kapatmış
bulunmaktadır. Macaristan mercilerinin Komisyonu Dunaferr’in artık söz konusu
yardımdan yararlanamayacağını ve yardımın kendisine henüz tahsis edilmemiş olduğu
konusunda bilgilendirmelerini takiben, soruşturmanın da geçerliliği ortadan kalkmış
bulunmaktadır18.
***
2008 yılının Ekim ayında, Avrupa Komisyonu öngerilme çeliği tedariğinde faal olan bir
dizi şirkete yönelik olarak, kısıtlayıcı iş uygulamalarına ilişkin AB kurallarını ihlal eden bir
kartele katıldıkları gerekçesiyle, bir itiraz mütalaası (Statement of Objections)
göndermiştir. 2009 yılının Şubat ayına kadar, ilgili şirketlerin tümü söz konusu itirazlara
yönelik yanıtlarını Avrupa Komisyonu’na iletmişlerdir. Komisyon, hâlihazırda, bahse konu
yanıtları inceleme aşamasındadır. Şayet, şirketlerin suçlu bulunmaları durumunda, yıllık
ciroları temelinde %10’a varan bir cezaya maruz kalmaları olasılık dâhilindedir.
Bilindiği üzere, İtiraz Mütalaası, AB anti-tröst soruşturmalarında yasal bir adımdır ve söz
konusu süreçte Avrupa Komisyonu, ilgili itirazlara ilişkin olarak tüm tarafların yazılı
yanıtlarını veya sözlü savunmalarını talep ederek; duruma ilişkin ilgili tüm olgu ve
yorumları derlemektedir. Bunun sonucunda, Avrupa Komisyonu, söz konusu yanıtların AT
Antlaşması’nın anti-tröst kurallarına uygunluğuna ilişkin bir karar almaktadır.
2.2.1 Komisyon Tebliği: Çelik Sektörüne ilişkin şirket kurtarma ve yeniden
yapılandırma yardımı ve şirket kapatma yardımı
(C (2002) 315 No’lu Belge altında bildirilmiştir.)
(AEA ile ilintili)
(ABRG C, 070, 19.03.2002, p.0021–0022)
17
http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/1232&format=HTML&aged=0&language=EN
&guiLanguage=en
18
http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/595
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
23
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Özet
İşbu Tebliğ, Avrupa Parlamentosu, Üye Devletler, AKÇT Danışma organları ve çelik
şirketlerinin, yatırım yardımları ve kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları başta olmak
üzere çelik sektörüne verilen Devlet yardımlarında daha sıkı kuralların getirilmesi için
çağrıda bulunduğunu ifade etmektedir. Bu yüzden; çelik sektörüne yönelik yatırım
yardımı ile kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı yasaklanmış ve Ortak Pazar ile
uyumsuz addedilmiştir.
Avrupa’da ve dünya ölçeğinde, sektördeki kapasite fazlası ve bunu müteakip oluşan
verimsizlik sorunları göz önüne alındığında, sektörün daha sağlıklı gelişebilmesi için
Tebliğ’in EK B’sindeki ayrıntılar doğrultusunda, bazı istisnai durumlarda kapanma
yardımlarına izin verilebilmektedir.
Komisyon, önceki deneyimleri ve çelik sektörünün özelliklerini göz önüne alarak, Devlet
yardımları biçimlerine odaklanmaktadır. Yatırım yardımı ile kurtarma ve yeniden
yapılandırma yardımının, bahsekonu sektörde rekabet ortamını bozucu etkilere sahip
olduğunu belirtmektedir. Öte yandan, Komisyon ve Konsey, Topluluk Çelik şirketlerini
kurtarmaya yönelik, kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı hakkında artık karar
alınmayacağında hemfikir bulunmaktadır. Bu koşullar altında, çelik şirketleri maliyet
düşürme ve güçlü rekabet edilebilirliğe karşı çabalarını arttırmaya devam etmelidir.
Çelik sektörüne ait zor durumda bulunan şirketlerin kurtarılması ve yeniden
yapılandırılmasına yönelik verilen yardımlarla ilgili tüm planlar ve bahsekonu sektöre
yönelik kapatma yardımları, bireysel olarak bildirilmelidir. Komisyon, yardımın verildiği
zaman yürürlükte olan ölçütler temelinde verilen izin olmadan, çelik sektörüne sağlanan
yardımla ortak Pazar arasındaki uyumu inceleyecektir. Bunu takiben, yapısal uyumu
kolaylaştırmaya yönelik yardım, çelik endüstrisinin daha sağlıklı bir konuma gelmesine ve
gelişimine katkıda bulunabilir ve böylelikle, Ortak Pazarla uyumlu hale gelebilmesi mümkün
olabilir. Bu çerçevede, çelik ürünlerinin üretiminin daimi olarak durdurulmasına ilişkin
olarak çelik şirketlerine verilen yardım ve çelik şirketleri tarafından erken emekli edilen veya
işten çıkarılan işçilere verilen ödemeleri kapsayan yardımlar kabul edilmektedir.
Madde 2.1 uyarınca, çelik şirketleri tarafından erken emekli edilen veya işten çıkarılan
işçilere verilen ödemeleri kapsayan yardımın Ortak Pazarla uyumlu addedilmesi için şu
koşulları karşılaması gerekmektedir:
ƒ
ƒ
ƒ
Ödemelerin, genelde Üye Devletler’in yasaları altında verilen ödemeleri aşmaması;
Yardımın onaylanması konusunda henüz göz önüne alınmamış olan ve çelik
şirketlerinin kısmi veya tamamen kapanmasından doğan ödemeler;
Söz konusu ödemelerin %50’sini aşmayan yardım.
Madde 2.2 uyarınca, çelik ürünleri üretimini daimi olarak durduran çelik şirketlerine yönelik
yardımların Ortak Pazar kurallarıyla uyumlu hale gelebilmesi için, şu koşulları sağlamaları
gerekmektedir:
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
24
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Çelik firmalarına 1 Ocak 2002’den evvel tüzel kişilik kazanmış olmaları;
Bahsekonu yardımın bildirim tarihine kadar düzenli olarak çelik ürünü imalatında
bulunmuş olmaları;
1 Ocak 2002 tarihinden itibaren, üretim veya tesis yapılarını yeniden düzenlememiş
olmaları;
Üretimin durdurulması veya yardımın Komisyon tarafından onaylanmasını takiben
altı ay içinde, çelik ürünleri imalatında kullanılan tesisatların kapanması veya
parçalara ayrılması;
Tesislerinin kapanmasının, yardımın onaylanmasında dikkate alınmış olmaması;
Verilen yardımın tutarının, (1 Ocak 2002’den itibaren ulusal enflasyon oranını
aşmayan herhangi bir revalüasyon kısmını yok saymak suretiyle) kapatılan tesislerin
kalıntı defter (residual book) değerlerini oranda olması.
Madde 2.2’de belirtilen koşulları karşıladıkları halde (doğrudan veya dolaylı yoldan)
denetim atında tutulan çelik şirketlerine yönelik yardımların, Ortak Pazar kurallarıyla
uyumlu addedilebilmesi için, şu koşulları karşılaması gerekmektedir:
•
Yardım yapılmasından en az 6 ay önce kapatılacak firmanın, kurumsal yapıdan
ayrılmış olması;
•
Kapatılacak olan firmanın hesaplarının, Komisyon tarafından onaylanmış bir denetçi
tarafından tasdik edilmesi;
•
Yardıma tabi olmuş kapanma tarihi veya onaylanmış yardıma ilişkin en son ödeme
tarihini takiben beş yılı aşkın bir süreçte çelik ürünlerine yönelik üretim
kapasitesinde bir indirim olması anlamında, endüstrinin tamamına kayda değer bir
yarar sağlamak amacıyla, üretim kapasitesinde gerçek ve doğrulanabilir bir indirimin
olması.
İşbu Tebliğ, 24 Temmuz 2002 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamış olup, 31
Aralık 2009 tarihine dek geçerliliğini sürdürecektir.
2.2.2 Komisyon Tebliği: Büyük çaplı yatırım projeleri için Bölgesel Yardımlara dair
Çok Sektörlü Çerçeve
(C (2002) 315 No’lu Belge altında bildirilmiştir.)
(AEA ile ilintili)
(ABRG C, 70, 19.03.2002, s. 8–20)
Tadil eden:
•
Yapısal sorunlarla karşılaşan sektörlerin listesinin oluşturulmasına ilişkin Geniş
Çapta Yatırım Projeleri için Bölgesel Yardım hakkındaki Çoksektörlü
Çerçevenin (2002) Değiştirilmesi hakkındaki Komisyon Tebliği ve Motorlu
araçlar sektörü ve sentetik elyaf sektörüne ilişkin AT Antlaşması’nın Madde 88
paragraf 1’ne uygun önlemler hakkındaki Önerge (AEA’yı da kapsayan metin)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
25
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
(ABRG C, 263, 01.11.2003, s. 3–4)
Özet
İşbu Tebliğ’in amacı, büyük çaplı yatırım projelerine ilişkin bölgesel yardımı yönetmek
için basit ve şeffaf bir aracı tanıtmaktır. Tebliğ, ilk yatırımı teşvik etmeyi amaçlayan ve
bölgesel yardıma uygulanan çok sektörlü çerçevenin gelişimini izlemektedir. Bu konu,
Topluluğu Kuran Antlaşma’nın madde 87(3) (a) ve (c) (yeni madde 107(3) (a) ve (c))
temelinde, çelik sektörü için ilk yatırıma bağlı istihdam yaratmayı içermektedir.
Çelik sektörüne uygulanan bu çerçeve aynı zamanda, küçük ve orta ölçekli işletmelere
ilişkin verilen devlet yardımları ile ilgili AT Antlaşması 87 ve 88. Maddelerin (yeni madde
107 ve 108) uygulanmasına yönelik 70/2001/AT19 sayılı Komisyon Yönetmeliği’nden
muaf tutulmayan KOBİ işletmelerine20 ilişkin olarak verilen geniş çaplı bireysel yardımlara
da uygulanmaktadır.
Çelik sektörünün özellikleri (özellikle yapısı, Avrupa ve dünya ölçeğinde varolan kapasitefazlası, sermaye-yoğun yapısı, çelik fabrikalarının çoğunun bölgesel yardımlardan
yararlanan bölgelerde konumlanması; çelik sektörünün yeniden yapılandırılmasına ayrılmış
kamu fonlarının önemli meblağlarda oluşu ve çelik alanlarının dönüştürülmesi) ve geçmişte
uygulanan ve daha esnek olan Devlet yardımlarına ilişkin kurallardan elde edilen deneyim
göz önünde bulundurulduğunda, yatırımın büyüklüğüne bakılmaksızın, bu sektöre ilişkin
yatırım yardımını yasaklamaya devam etmenin haklılığını göstermektedir. Bu bağlamda,
Yeni Çerçeve, yardım sonucu rekabet ortamının gereksiz yere bozulmasını önleyen bir
düzeye getirmeyi ve bahsekonu yardımı daha sistematik bir şekilde izlemeyi
hedeflemektedir.
Dolayısıyla, Komisyon, çelik sektörüne yönelik bölgesel yardımların ortak pazarla uyumlu
olmadığı görüşünü taşımaktadır.
Bununla birlikte, çelik sektörüyle uyumlu olan bazı yardımlar ise, aşağıdaki gibidir:
-
19
Çelik şirketlerinin, işten çıkardıkları veya erken emekli ettikleri çalışanlarına
yapacakları ödemeleri karşılamaya yönelik (ödemelerin yüzde ellisini aşmayacak
orandaki) yardım;
http://eurlex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2006/c_168/c_16820060720en00150018.pdf
20
Avrupa Komisyonu, KOBİ’lere yönelik yeni bir tanım benimsemektedir. Bu bağlamda, 2003/361/AT sayılı
Komisyon Tavsiye Kararı’na göre mikro ölçekteki ve küçük ve ortak boy işletmelere ilişkin yeni tanım, 1
Ocak 2005 tarihinden itibaren geçerli olmaktadır. KOBİ’lere ilişkin tanım, azami 250 işçiden az işçi istihdam
eden, senelik cirosu 50 milyon Euro tutarından az olan veya senelik bilançosu en fazla 43 milyon Euro olan,
sermayesinin ya da oy hakkının %25’inden azı KOBİ olmayan başka bir şirket tarafından sahip olunan
herhangi bir işletmeyi kapsamaktadır. “Küçük” işletmeler” azami 50 işçinin çalıştığı, senelik cirosu azami 10
milyon Euro’yu geçmeyen veya senelik bilançosu azami 5 milyon Euro olan işletmeler olarak
tanımlanmaktadır. “Mikro işletmeler” ise, azami 10 kişinin çalıştığı, senelik ciro bilançosu ve/veya cirosu 2
milyon Euro’yu geçmeyen işletmelere olarak belirlenmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
26
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
-
Çelik ürünlerindeki üretimini daimi olarak durdurmuş çelik şirketlerine yönelik
yardımlar;
Tebliğ içinde ayrıntılı olarak belirtilmiş koşullar çerçevesinde, çelik ürünlerindeki
üretimini daimi olarak durdurmuş, ancak doğrudan ya da dolaylı olarak denetlenen
ya da Ortak Pazarla uyumlu addedilen bir çelik şirketini kendileri dolaylı ya da
doğrudan kontrol eden çelik şirketlerine yönelik yardımlar.
Çerçeve’nin EK B’si, çelik ürünlerinin üretimiyle ilgili işletmeleri içeren çok-sektörlü
çerçevenin amacına yönelik olarak çelik endüstrisini tanımlamaktadır.
Çok sektörlü çerçeve, 31 Aralık 2009 tarihine kadar uygulanacaktır.
Bununla birlikte, Tebliğ’in ilk versiyonunun belirli özellikleri, bir diğer tamamlayıcı
Tebliğ aracılığıyla, 2003 yılında değiştirilmiştir. Bu Tebliğ’e göre, ciddi yapısal
problemlerin hâkim olduğu sektörlerin, EK olarak iliştirilmiş bir sektör listesinde belirtilmesi
gerekmektedir. Böyle bir listenin kabul edilmesine ilişkin olarak, teknik fizibilite ile siyasi
ve ekonomik fırsatlar incelenmiştir21. Ve bu inceleme doğrultusunda, listeye ilişkin ciddi
yapısal sorunlar, kolay anlaşılır tüketici verileri temelinde ve elverişli bir düzeyde
değerlendirilecektir. Gerekli görüldüğü takdirde, listedeki sektörler güncellendirilecektir.
2.3. Çelik Sektörüne Yönelik Devlet Yardımlarının Usule ilişkin Kuralları
Çelik sektöründeki Devlet yardımlarına ilişkin bazı usul kuralları, aşağıda sözü edilen AT
Antlaşması’nın 93. maddesinin (yeni madde 113) uygulanmasına ilişkin ayrıntılı kuralların
yer aldığı 22 Mart 1999 tarihli 659/1999/AT sayılı Konsey Yönetmeliği’nde ve işbu
Yönetmeliğin Uygulama Yönetmeliği niteliğindeki 794/2004 sayılı Yönetmelik çerçevesinde
düzenlenmektedir.
AT Antlaşması’nın 88. Maddesi’nin (Eski Madde 93) uygulanmasına yönelik ayrıntılı
kuralların yer aldığı 22 Mart 1999 tarihli ve 659/1999 sayılı Konsey Yönetmeliği
(ABRG, L 083, 27.03.1999, s. 1–9)
Tadil eden:
•
Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ne katılımları sebebiyle, malların serbest
dolaşımı, kişilerin serbest dolaşımı, şirketler hukuku, rekabet politikası,
tarım politikası (veterinerlik ve bitki sağlığı mevzuatı), ulaştırma politikası,
vergilendirme, istatistik, enerji, çevre, adalet ve içişleri alanında işbirliği,
gümrük birliği, dış ilişkiler, ortak dış ve güvelik politikası ve kurumlar
alanlarına belirli Yönetmelik ve Kararları uyarlayan 20 Kasım 2006 tarihli
ve 1791/2006/EC sayılı Konsey Yönetmeliği
(ABRG L 363, 20.12.2006, s. 1–80)
21
http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2006/c_168/c_16820060720en00150018.pdf
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
27
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
•
Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta,
Polonya, Slovenya ve Slovakya’nın Avrupa Birliği’nin kurucu
Antlaşmaları’na katılımına ilişkin Senet
(ABRG L 236, 23.9.2003, s. 33)
Özet
İşbu Yönetmelik, AT Antlaşması’nın 88. Maddesi’nde (yeni madde 108) belirtilen
hükümlerin uygulanmasına yönelik koşulları oluşturan ve bir yardımın hangi koşullar altında
mevcut bir yardım olarak nitelendirilebileceğini belirten bir usul Yönetmeliği’dir.
Yardımların bildirimine ilişkin usulün tümünü içermektedir. Bu bağlamda, sağlanacak
yeni yardıma ilişkin planlar bildirilmeli ve Komisyon’un onayı alınana dek uygulamaya
konmamalıdır.
659/1999/AT sayılı Konsey Yönetmeliği’ni uygulayan 794/2004/AT sayılı
Yönetmelik, yardım sürecinin bildirimiyle daha fazla detay içermektedir.
yeni
Bu yeni Uygulama Yönetmeliği uyarınca, Bildirimler, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren,
Komisyon ve bildirimde bulunan Üye Devletler arasında başka bir şekil öngörülmediği
sürece, elektronik olarak yapılacaktır. İşbu yeni yönetmeliğin ardında yatan sebep, Devlet
yardımı önlemlerinin incelenmesi sürecini, gereksiz usul yükümlülüklerinden kurtarmak; ve
böylelikle, yeni ve zorunlu bir bildirim formu yoluyla, kararların hızlı bir şekilde alınmasını
kolaylaştırmaktır. Ayrıca, Komisyon’un ilgili Üye Devlet’ten ilave bilgi talebi
gereksiniminin azaldığı göz önünde bulundurulursa, bildirim formunun karar verme sürecini
hızlandıracağı görülecektir. Yönetmeliğin EK I’in içindeki 1.Bölümü, bildirim formunu
içermektedir. Öte yandan, yardımın uygunluğuna ilişkin Komisyon’un resmi soruşturma
usulünü başlatabilme hakkını haiz olması örneğinde olduğu gibi, ayrıntılı usuller de
bulunmaktadır.
2.4. Devlet Yardımları Denetimi ve Çelik Sektörü
6. Çelik Yardım Kodu kapsamında veya AKÇT Antlaşması’nın 95. maddesi uyarınca bazı
koşullar altında Komisyon tarafından izin verilen Devlet yardımlarına yönelik olarak
Komisyon, 23 Temmuz 2002 tarihinden sonra bile, bunların doğru bir şekilde yerine
getirildiğinin denetlenmesine devam etmiştir. İlgili hükümlerin yerine getirilmediğinin
tespiti halinde, AT Antlaşmasının 88. maddesi (yeni madde 108) uygulanacaktır.
31 Aralık 2001 tarihinden önce veya bu tarihte bildirimi yapılman ve Komisyonun ilke
olarak Çelik Yardım Kodu’nun 6(5). maddesinin öngördüğü usule uygun olarak başlattığı
yardımlar söz konusu olduğunda, Komisyon, ulaşabildiği bilgiler temelinde en geç 23
Temmuz 2001 tarihinde bir karar almaya çalışır. Ancak, nesnel sebeplerden ötürü, bunun
mümkün olamadığı durumlarda, Komisyon, 659/1999 sayılı Yönetmeliğin hükümleri
kapsamında soruşturmaya devam etmektedir ve AT Antlaşması’nın 88 (2) sayılı maddesi
(yeni madde 108(2)) çerçevesinde nihai bir karar kabul etmeye çalışır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
28
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Komisyon onayının verilmesinden evvel bir tarihte veya bundan önce uygulamaya konan bir
Devlet yardımına yönelik olarak 23 Temmuz 2002 tarihinden sonra karar alınması
durumunda, Komisyon, gayrimeşru Devlet yardımlarının değerlendirilmesine ilişkin olarak
uygulanan kuralların belirlenmesi hakkındaki Komisyon Bildirimine uygun bir şekilde
hareket edecektir.
Bahsekonu bildirim uyarınca, Komisyon, yardımın verildiği tarihte yürürlükte olan herhangi
bir araca ilişkin olarak oluşturulan temel kıstaslara uygun olarak, Devlet yardımının Ortak
Pazar ile olan uyumluluğunu değerlendirmekle yükümlüdür.
2.5. AKÇT Antlaşması kapsamına girmeyen belirli çelik sektörleri için Çerçeve
AB Komisyonu 1988 senesinde, AKÇT Antlaşması’nın kapsamına girmeyen belirli çelik
ürünlerine dair bir çerçeve yayımlamıştır. Bu çok sayıdaki sektör ve alt-sektörler, AKÇT
çeliğinin, AKÇT Antlaşması’nın kapsamına girmeyen nihai ürünün son haline yönelik
işlemlerden önce, ön işleme tabi tutulmayı sürdürmektedir.
Aşağıda belirtilen alt-sektörler kapsamında şunlar bulunmaktadır:
• Boru ve tüpler için: geniş ve dikişsiz bir şekilde kaynaklanmış, küçük ve orta boyda
kaynaklanmış
• Tel çizim ve mil çizim (Wire-drawing and rod-drawing)
• Soğuk haddeleme ve soğuk biçimlendirme (Cold-rolling and cold-forming)
• Dövme metal için: açık kalıba dövme metal basma (open-die forging stamping)
• Diğer: Çelik dökümhaneleri
• Derin çekme kesimi (Deep drawing cutting)
3. Beklemedeki Önergeler
Hâlihazırda, beklemede herhangi bir önerge bulunmamaktadır.
C. Dış İlişkiler ve Çelik Sektörü
1. Çelik Sektörüne ilişkin AB’nin Dış İlişkilerine Genel Bakış
Rusya, Ukrayna, Kazakistan menşeli ürünler için bazı istisnai durumlar olmasına rağmen,
çelik ürünlerin ithalatı miktar kısıtlamalarına ve eş etkili engellere tabi olmaksızın Avrupa
pazarlarına özgürce girebilmektedirler. Belirli çelik ürünlerinin ithalatına ilişkin ikili
anlaşmalar, Rusya ve Ukrayna ile 1995 yılından beri; Kazakistan ile de 1999 yılından beri
yürürlüktedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
29
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Buna rağmen, Çelik sektörüne ilişkin AKÇT ve Ukrayna arasındaki ticari ilişkilerin süresi
31 Aralık 2001 yılında dolarken; Temmuz 2002’de Rusya Federasyonu, Kazakistan ve
AKÇT arasındaki çelik sektörüne ilişkin olarak kurulmuş ticari ilişkiler ise 31 Aralık 2004
tarihinde sonlanmaktadır. Birlik, bu yüzden, AKÇT’nin uluslararası hükümlerini üstlenmiş
ve 2005 yılı için Yeni bir Anlaşma imzalanması ve ileriki yıllarda bu üç ülkeyle bazı çelik
ürünlerinin ticaretine ilişkin olarak bir anlaşma hazırlanması amacıyla birtakım
yönetmelikleri kabul etmiştir.
Yeni Yönetmelikler22, bu ülkelerden ithal olan çelik ürünlerine ilişkin miktar sınırlarının
aşılmamasını ve önceden Komisyon’un onayından geçmeden, Üye Devletler tarafından
ithalat lisanslarının çıkarılmamasını teminen bir yönetim usulü oluşturmayı amaçlamaktadır.
Komiyon’dan alınan bu teyit, bahsekonu miktar kısıtlaması çerçevesinde, yeterli miktarın
erişilebilir olduğunu onaylamak zorundadır.
Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Kazakistan menşeli olarak, işbu Yönetmeliklerin EK I’nde
sıralanan Topluluk çelik ürünlerinin ithalatı, 1 Ocak 2005 ila 31 Aralık 2005 tarihleri
arasında yeni Yönetmelikler çerçevesinde düzenlenmiştir.
Bu üç ülkeyle gerçekleşen ikili çelik anlaşmaları, 2005 yılında yenilenmiştir.
Öte yandan, Avrupa Birliği, ithal edilmiş çelik üretimin en önemli kaynaklarından biri olan
Rusya ile ilişkilerini geliştirmiştir. 2007 yılı Ekim ayında, AB ve Rusya belirli çelik
ürünlerine ilişkin bir ticaret anlaşması imzalamıştır. Sonuç olarak, Ocak 2007’den beri
yürürlükte bulunan bağımsız AB önlemlerinin yerine ikame etmek üzere, iki taraf da için düz
çelik ve uzun çelik ürünlerine ilişkin 2007 ve 2008 yılları kota seviyelerinde uzlaşmaya
varmıştır. Buna ek olarak, Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa Birliği’ne katılmları dikkate
alınarak kota seviyeleri yükseltilmiştir. Böylelikle, düz çelik ve uzun çelik ürünlerine ilişkin
kota seviyesi, 2007 yılında 2.904 milyon tona; 2008 yılında ise 3.031 milyon tona ulaşmıştır.
Söz konusu Anlaşma, 2007 ve 2008 yıllarını kapsayacak şekilde sonuçlandırılmıştır; ancak
bu süre bitiminde kendiliğinden yenilenecektir. Bahis konusu Sözleşme, Rusya’nın Dünya
Ticaret Örgütü’ne katılımı ile birlikte tadil edilecektir23. 4 Haziran 2009 tarihinde AB Ticaret
Komiseri ve Rusya Ekonomik Gelişimden Sorumlu Bakanı Rusya’nın Dünya Ticaret
Örgütü’ne katılımının mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirilmesi konusunda
anlaşmaya vararak, bundan sonraki görüşmelerin baş müzakereciler arasında
gerçekleştirilmesinde karar kılmışlardır.
22
Rusya Federasyonu ile Avrupa Topluluğu arasında belirli çelik ürünlerinin ticaretine ilişkin 20 Aralık 2004
tarihli ve 2267/2004 sayılı Yönetmelik (ABRG, L, 395, 31.12.2004, s.38-55)
Ukrayna ile Avrupa Topluluğu arasında belirli çelik ürünlerinin ticaretine ilişkin 20 Aralık 2004 tarihli ve
2266/2004 sayılı Yönetmelik (ABRG, L 395, 31.12.2004, s.20-37)
Kazakistan ile Avrupa Topluluğu arasında belirli çelik ürünlerinin ticaretine ilişkin 20 Aralık 2004 tarihli ve
2265/2004 sayılı Yönetmelik (ABRG, L 395, 31.12.2004, s.1)
23
http://ec.europa.eu/trade/issues/bilateral/countries/russia/pr261007_en.htm
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
30
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu esnada, 28 Ocak 2008 tarihinde, Konsey, istikrar ve işbirliğine ile ilgili 1/2007 sayılı
AB/Makedonya (Former Yugoslav Republic of Macedonia-FYROM) ortaklığına yönelik
Konsey Kararı’nın uygulanmasına ilişkin bir Yönetmelik kabul etmiştir. 1 Şubat 2008
tarihinde yürürlüğe giren söz konusu Yönetmelik24, Makedonya’dan AB’ye ithal edilen
çeliğe uygulanan çifte kontrol sisteminin kaldırılmasını onaylamaktadır.
Buna ilaveten, üçüncü ülke menşeli belirli çelik ürünlerinin istatistikî nedenlerle ön bir
teftişe tabi tutulmasına ilişkin başka Topluluk uygulamaları da mevcuttur.
Bununla birlikte, Avrupa çelik endüstrisinin, Çin, Güney Kore ve Tayvan’dan ithal edilen
belirli çelik ürünlerine ilişkin anti-damping önlemlerinin uygulanmasını talep eden antidamping şikayet dosyaları ile uğraştığının altını çizmek gerekir. Söz konusu şikayetler,
olası tehlikeler ve çelik ürünlerinin dampingi sonucu Avrupa çelik endüstrisine (örneğin;
önemli ölçüde piyasa payı kaybı) maddi zarar verildiğini ve bir tehdit oluşturduğunu
gösteren gerekli bulgular temelinde dosyalanmaktadır. Ancak, bu ürünlere ilişkin antidamping önlemlerinin uygulanması AB piyasasını kapatmamaktadır. Bunun yerine, söz
konusu ülkelerden adil bir şekilde yapılan ihracatlar Avrupa’ya serbestçe girebilmektedir25.
2. Temel Mevzuat
1. AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsamına giren bazı üçüncü ülke menşeli belirli
demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişine tabi tutulmasını öngören 17
Ocak 2002 tarihli ve 76/2002/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği
(ABRG L 016, 18.01.2002, s. 3–8)
Tadil eden:
•
AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsamına giren bazı üçüncü ülke menşeli belirli
demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişine tabi tutulmasını
öngören 76/2002/AT sayılı Komisyon Yönetmeliğini tadil eden 1337/2002/AT
sayılı ve 24 Temmuz 2002 tarihli Komisyon Yönetmeliği
(ABRG L 195, 24.07.2002, s. 25–31)
•
Bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatını Topluluk
ön teftişine tabi tutulmasını öngören ve tadil edilmesine ilişkin 30 Aralık 2002
tarihli ve 2385/2002/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği
(ABRG L 358, 31.12.2002, s. 125–127)
24
Makedonya’dan Avrupa Topluluğu’na ihraç edilen belirli AKÇT ve AT çelik ürünlerine (çifte-kontol
sistemi) ilişkin 152/2002 sayılı Yönetmeliği ilga eden 28 Ocak 2008 tarih ve 79/2008/AT sayılı Konsey
Yönetmeliği
25
Daha fazla bilgi için, bknz. http://ec.europa.eu/enterprise/steel/third_countries.htm
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
31
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
•
Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta
Polonya, Slovenya, Slovakya’nın Avrupa Birliği’nin kurucu antlaşmalarına
katılımına ilişkin Senet
(ABRG L 236, 23.9.2003, P. 773–788)
•
AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsamına giren bazı üçüncü ülke menşeli
belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişine tabi
tutulmasını öngören 23 Mart 2005 tarihli ve 469/2005/ AT sayılı Komisyon
Yönetmeliği
(ABRG L 78, 24.3.2005, P. 12–13)
•
Bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk
ön teftişinin tabi tutulmasını öngören 18 Aralık 2006 tarihli ve1915/2006/AT
sayılı Komisyon Yönetmeliği
(ABRG L 365, 21.12.2006, s. 76–77)
•
Bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk
ön teftişine tabi tutulmasını öngeren yönetmeliği devam ettiren ve kapsamında
güncelleme gerçekleştiren 16 Aralık 2009 tarihli 1241/2009 (AB) sayılı
Komisyon Yönetmeliği
(ABRG L 332, 17.12.2009, p. 54–59)
Özet
Avrupa Birliği çıkarı, belirli çelik ürünleri ithalatının, Topluluk ön teftişine tabi tutulması
doğrultusundadır; zira bu şekilde daha ileri düzeyde istatistikî bilgi temin edilmesini ve
ithalat eğilimlerinin daha hızlı bir analizinin gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır.
76/2002/AT sayılı Yönetmeliği tadil eden 1337/2002/AT sayılı Yönetmelik, kendinden
önceki yönetmeliğinden birinci maddesinin birinci paragrafını şu şekilde değiştirmiştir: “EK
I’de yer alan AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsadığı çelik ve demir ürünlerinin Topluluk
dâhilinde serbest dolaşımına bırakılması, 3285/94/AT sayılı Yönetmeliğin 11. ve 12.
maddeleri ile 519/94/AT sayılı Yönetmeliğin 9 ve 10. maddelerine uygun olarak Topluluk ön
teftişine tabi tutulmalıdır. Bu gereklilik, üye olmayan tüm ülkelerden yapılan ithalata
uygulanmaktadır. Bununla birlikte, Topluluk ve üye olmayan bir devlet arasında
oluşturulmuş çift taraflı kontrol antlaşmasına tabi olan ürünler, bahsekonu Yönetmeliğin
şartlarına değil, bu anlaşmayla oluşturulmuş koşullara tabi olmalıdır”. Aynı zamanda, işbu
Yönetmeliğin EK’i, 76/2002/AT sayılı Yönetmeliğin EK’ini tadil etmiştir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
32
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Ayrıca, 76/2002/AT sayılı Yönetmeliği tadil eden 2385/2002/AT sayılı Yönetmelik yoluyla
küçük miktarda ithalatlar ve net ağırlığı 500 kg.ı geçmeyen ithalatlar, gereksiz sınırlamaları
yok etmek amacıyla, işbu Yönetmeliğin kapsamından çıkartılmıştır. Bu noktada, sınıra yakın
şirketlerin faaliyetlerinin kayda değer oranda etkilenmemesine yönelik bir niyet de söz
konusudur.
İşbu Yönetmeliğin hukuki temeli, üçüncü ülkelerle yapılan ithalata ilişkin ortak kurallarla
ilgili 519/94/AT sayılı Yönetmeliğin 9 ve 10. maddeleri ile ithalata ilişkin ortak kurallarla
ilgili 3285/94/AT sayılı Yönetmeliğin 11 ve 12. maddesine dayanmaktadır. Bu Yönetmelik,
Amerika Birleşik Devletleri tarafından Mart 2002’de uygulamaya konulan çeliğe karşı
koruyucu önlemleri dikkate almaktadır ve bu nedenle de sistemin Mart 2005’in sonuna kadar
sürdürülmesini uygun bulmaktadır.
10 yeni Üye Devletin Çelik Politikasına katılım koşullarıyla ilgili olan Senet, 76/2002/AT
sayılı Yönetmeliğe bazı düzenlemeler getirirken, aynı zamanda EK’in başlığını ülkelerin
yetkili mercilerinin, yine bu ülkelerin kendi lisanlarında olacak şekilde kaleme alarak
değiştirmiş ve Belçika ve Danimarka sınırları arasındaki “Ulusal Yetkili Mercilerin
Listesi”ni de iliştirmiştir.
Üçüncü ülkelerden gelen belirli demir ve çelik ürünlerine Topluluk ön denetimi devamınına
ilişkin 18 Aralık 2006 tarih ve 1915/2006/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği tarafından tadil
edilen 76/2002/AT sayılı Yönetmelik aşağıda belirtildiği gibi değiştirilmiştir.
“1. madde 3. paragraf, aşağıdaki metin ile değiştirilmiştir:
3. Net ağırlığı 2500
uygulanmayacaktır.”
kilogramı
aşmayan
ithal
ürünlere
bu
Yönetmelik
Bunun yanı sıra, 76/2002/AT sayılı Yönetmelik’in geçerlilik süresi 31 Aralık 2009 tarihine
kadar uzatılmıştır.
Öte yandan, 76/2002/AT sayılı Yönetmelik kapsamında, 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle
Bulgaristan ve Romanya’da serbest dolaşımıda olan ve 1 Ocak 2007 tarihinden önce
nakliyatı yapılmış çelik ürünlerine ilişkin olaran, bir denetim belgesi gerekliliği ortadan
kaldırılmıştır. Ayrıca, nakilyat tarihini kanıtlamak amacıyla, manifesto veya Topluluk
tarafından eşdeğer özellikte adledilen bir taşımacılık belgesi şart koşulmaktadır.
Ağırlığı 2500 kilogramdan az miktarlar, ön denetim yükümlülüğünden muaf tutulmaktadır.
Değişiklik öngören 1241/2009 (AB) sayılı Komisyon Yönetmeliği Ek’inde listediği yeni
ürünler paralelinde teftişin sınırlarını genişletirken aynı zamanda yetkili ulusal otoritelerin
listesini de değiştirmektedir.
Ek olarak 76/2002 (AT) sayılı Yönetmeliğin yürürlük süresi de 31 Aralık 2012 tarihine
kadar uzatılmaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
33
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
2. Norveç Krallığı’nda demir ve çelik ürünlerinin satışına ilişkin 7 Nisan 1975 tarihli ve
911/75/AKÇT sayılı Komisyon Kararı
(ABRG L 088, 09.04.1975, s. 7–8)
Özet
Bu Kararla, fiyatlara ilişkin hükümlerin, AKÇT Antlaşması’nın 60. Maddesi’nde belirtildiği
şekliyle, Antlaşma’nın 1 numaralı EK’inde listesi verilen demir-çelik endüstrisi
ürünlerindeki işletmeler tarafından Norveç topraklarında gerçekleştirilen işlemlere
uygulanmaktadır. AKÇT Antlaşması’nın 60. Maddesi rekabete uymayan ve ayrımcı
uygulamaları yasaklamaktadır. Aynı madde, işletmeler tarafından, satışlarda uygulanacak
fiyat listesi ve satış şartlarının Komisyon’un öngördüğü şekilde halka duyurulacağını
belirtmektedir.
Bahsekonu işletmeler, 23 Mayıs 1973 tarihli ve 73/152/AKÇT sayılı Komisyon Kararı’nda
belirtildiği üzere, Topluluk limanları ile Norveç limanları arasında deniz hatları da dâhil
olmak üzere tüm rotalar için nakliye ücretlerine ilişkin planları yayınlamakla yükümlüdürler.
Karara uymayan işletmeler, AKÇT Antlaşmasının 64. Maddesi’nde tanımlanan yaptırımlara
tabi tutulacaklardır. Yani, bahsekonu yatırımların, ihmal sonucunda etkilenmiş satışların
değerinin iki katını geçmemeleri gerekmektedir. İhlal tekrarlanacak olursa, azami yaptırım
bedeli ikiye katlanacaktır.
3. Ukrayna’dan ithal edilen bazı çelik ürünlerine yapılan belirli kısıtlamaların
yönetimine ilişkin 752/2007/EC sayılı Yönetmeliği ilga eden 26 Mayıs 2008 tarihli ve
455/2008/EC sayılı Konsey Yönetmeliği
(ABRG L 137, 27.5.2008, s.1)
Özet
Söz konusu Yönetmelik, Ukrayna’dan ithal edilen bazı çelik ürünlerine yapılan belirli
kısıtlamaların yönetimine ilişkin 752/2007/EC sayılı Konsey Yönetmeliği’ni ilga etmiştir.
Ukrayna’nın 16 Mayıs 2008 tarihinden itibaren Dünya Ticaret Örgütü üyesi olması
sebebiyle, 752/2007/EC sayılı Yönetmelik de, bu koşullar altında geçersiz sayılarak ilga
edilmiştir.
4. 2265/2004 sayılı Yönetmeliği ilga eden ve Kazakistan’dan ithal edilen belirli çelik
ürünlerine ilişkin bazı kısıtlamaların yönetimine ilişkin 18 Temmuz 2005 tarihli ve
1441/2005/AT sayılı Konsey Yönetmeliği
(ABRG L 232, 8.9.2005, s. 22–41)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
34
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Özet
Söz konusu Yönetmelik, Kazakistan menşeli ve EK I’de listelenmiş olan Topluluk’a ithal
edilmiş çelik ürünlerine uygulanmaktadır. Ayrıca, EK I, çelik ürünlerinin sınıflandırılmasını,
ürün grupları çerçevesinde gerçekleştirmektedir.
Bahse konu ürünlerin ithalatı, EK V’de belirtilen yıllık miktar kısıtlamalarına tabi
olmaktadır. Ayrıca, EK I’de sıralanan ve Kazakistan menşeli ürünlerin Topluluk içinde
serbest dolaşımına ilişkin olarak, Üye Devletler tarafından verilmiş menşe belgesi (Bölüm
II) ve ithal ruhsatına sahip olmaları gerekmektedir. İthal ruhsatı, Madde 4’te yer alan
hükümler uyarınca Üye Devletler tarafından verilmektedir.
Yönetmelik, miktar kısıtlamları (Bölüm II) ve idari işbirliğinin (Bölüm III) yönetimine
uygulanabilir usullere ilişkin bir takım koşullar içermektedir.
3. Beklemedeki Önergeler
Hâlihazırda, beklemede herhangi bir önerge bulunmamaktadır.
D. Çelik Sektörüne ilişkin diğer Düzenlemeler
1. Demir ve çelik işletmelerine hızlı bir soruşturma yapılmasına ilişkin 18 Aralık 1980
tarihli ve 3316/80/AKÇT sayılı Komisyon Kararı
(ABRG L 345, 20.12.1980, s. 16–17)
Özet
Komisyon, Yeniden Yapılandırma politikası bağlamında, Topluluktaki demir-çelik
endüstrisinin niteliği ve kalitesi hakkında güncellenmiş bilgiye ihtiyaç duymaktadır. Bu
sebeple, bilgilerin güncellenmesi için hızlı bir soruşturma gereksinimi vardır. Bu amaçla,
işbu Karar uyarınca, bilgi formlarının Komisyon tarafından demir-çelik işletmelerine
gönderilmesi; bahsekonu formların bu işletmeler tarafından doldurduktan sonra Komisyon’a
geri gönderilmesi öngörülmektedir. Düzeltilmiş bilgi formlarının, işletmelerin eline
ulaştıktan sonra 15 gün içinde Komisyon’a geri gönderilmesi gerekmektedir.
Karar’ın EK’i, üretimin nihai modernizasyonu ve onay-teslimat dönemini de içeren dört
aşamasına (maden eritme ocakları, çelik tesisleri, devamlı döküm ve sıcak haddeleme)
ilişkin olarak verilecek bilgiyi belirlemektedir. Ayrıca, her tesis için 1979 ve 1980
yıllarındaki üretime ve saatlere ilişkin detaylar da temin edilmek zorundadır.
2. Çelik sanayindeki işletmelerin çelik üretimi ile ilgili belirli bilgileri sağlama
yükümlülüğüne ilişkin 16 Mayıs 1975 tarih ve 1272/75/AKÇT sayılı Komisyon Kararı
(ABRG L 130, 21.05.1975, s. 7–9)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
35
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Özet
Komisyon’un bahsekonu sektördeki eğilimleri önceden tahmin edebilmesi amacıyla, yapılan
talep doğrultusunda üretimi ayarlamaya ilişkin daha iyi bir yönlendirmeye kavuşma ve
hâlihazırdaki üretime ilişkin rakamları Komisyon’a göndermek, Avrupa Topluluğu’nun
çıkarları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, durumun gerektirdiği ölçüde, çelik
işletmelerinin tahmini veya planlanmış aylık ham çelik üretimlerine ilişkin bilgileri
tedarik etmeleri talep edilmektedir.
Her ay için bildirilen planlı ya da tahmini üretimlere ilişkin beyannameler, önceki ayın
yirmi beşinci gününde; her aya ilişkin güncel üretim beyannameleri ise, takip eden ayın en
geç beşinci gününde Komisyon’a ulaşmalıdır.
Üretim hacminden dolayı prelevman ödemesinden muaf tutulan bu işletmeler, Karar’ın
gerekliliklerinden de bağışık tutulabilmektedirler.
3. Standart dışı ürün ve düşük kaliteli mallar bağlamında demir ve çelik
endüstrisindeki işletmeler tarafından yapılan beyannamelere ilişkin 26 Temmuz 1982
tarihli ve 2030/82/AKÇT sayılı Komisyon Kararı
(ABRG, L 218, 27.07.1982, s. 13–15)
Özet
İşbu Kararın konusunu, çelik endüstrisindeki işletmelerin, standart dışı ürünler ve düşük
standartlı mallar için her ay yapmakla yükümlü oldukları beyannamelere ilişkin Komisyon’a
geri dönüş yapmak yükümlülükleri oluşturmaktadır. Çelik ürünleri ve bu sınıflar, EK’de
belirtilmektedir.
Standart dışı ürünler ve düşük standartlı mallardan Karar uyarınca kastedilen, işçilik
hatası olan, iade edilmiş ve yapılışı itibariyle kullanımı kısıtlı ürünlerdir. Bahsekonu ürünler,
işletmelerin birinci kalite ürünleri için yayınlanan fiyat listesinin altında bir fiyata satılıyor
olup, kalite hataları veya ebat hataları olan ürünlerdir.
İşbu Karar, teslimatın tonajına ilişkin olarak yapılan beyannamenin içermesi gereken bilgi
listesini oluşturmaktadır. Aynı zamanda, beyannameler için bir model öngörülmektedir:
Beyannameler, EK’de listelenen her bir ürün sınıfı için ayrı olarak oluşturulmalı ve bir
önceki ay ürünlerin teslimatının olduğu göz önünde bulundurularak her ayın 25.’inde
gönderilmelidir.
İşletmeler, standart dışı veya düşük kaliteli malların satış tarihi, sevkiyat tarihi, ürün tanımı,
satış fiyatı, alıcının adı, standart dışı sınıflama için gerekçeleri, teslim edilen metrik ton,
gideceği ülke gibi bazı ayrıntıları da içeren her işlemi kapsayan kayıt özeti saklamakla
yükümlüdürler. Her şeye rağmen, üçüncü ülkelere yapılan teslimata ilişkin olarak alıcı adı ve
fiyat talep edilmektedir. İşletmeler, standart dışı ürün sınıflandırması veya düşük kaliteli mal
sınıflandırmasına ilişkin nedenlerini, fatura çerçevesinde alıcıya bildirmekle yükümlüdürler.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
36
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
4. Çelik işletmelerinin yatırımlarına ilişkin bilgiyle ilgili 15 Ekim 1991 tarihli ve
3010/91/AKÇT sayılı Komisyon Kararı
(ABRG, L 286, 16.10.1991, s. 20–23)
Özet
İşbu Karar, özellikle çelik ve demir endüstrilerindeki yatırım faaliyetlerine uygulanmaktadır.
Bahsekonu Karar kapsamında; Komisyon, faaliyette, yapım aşamasında veya planlanmış
olan çelik üretim tesislerine, yatırım faaliyetine ve sektördeki üretim kapasitelerinin
arttırılmasına ilişkin ayrıntılı bilgi edinmeyi ve bahsekonu bilgileri düzenli olarak
güncellemeyi amaçlamaktadır
Komisyon, aynı zamanda, bir yandan arz ve talep arasındaki dengeye önemli ölçüde etki
edebilecek yatırım projeleri, diğer yandan da ana üretimin daimi kapanmasına ilişkin
durumlardan ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmelidir.
İşletme tarafından kararı alınmış yatırım programlarına ilişkin bildirimler, mümkün olan
en çabuk sürede, Komisyon’a gönderilmelidir. Komisyon’a bildirilmiş olan yatırım
programlarındaki herhangi bir ana değişiklik, Madde 4 ve 5’de yer alan sınırlamalar
doğrultusunda tadil edilmiş şekliyle, Komisyon’a geri gönderilmelidir.
Bildirimler herhangi bir daimi kapamayı, bütün tesisin transferi ya da satışını kapsamalıdır
ve işletme tarafından bahsekonu alana ilişkin alınan karar doğrultusunda, mümkün olan en
çabuk sürede, Komisyon’a gönderilmelidir.
Yukarıda bahsedilen rapor ve bildirimlere ek olarak, tüm Topluluk çelik işletmeleri, özellikle
tesis ve yatırımları ile üretim kapasitesindeki etkilerine ilişkin Komisyon’un düzenli olan
teftişlerine cevap vermekle yükümlüdürler.
Komisyon, gerekli gördüğü takdirde, ayrıntıları incelemek üzere, ek bilgi veya bahsekonu
bildirim ve raporları talep edebilmektedir.
5. Üye olmayan devletlerden gelen belirli çelik kablolarının ithalatının, Topluluk
tarafından geriye dönük olarak teftişine ilişkin 16 Eylül 1994 tarihli ve 2248/94/AT
sayılı Komisyon Yönetmeliği
(ABRG L 242, 17.09.1994, s. 5)
Tadil eden:
•
Üye olmayan devletlerden gelen belirli çelik kablolarının ithalatının, Topluluk
tarafından geriye dönük olarak teftişine ilişkin 2248/94/AT sayılı Yönetmeliği
tadil eden 30 Haziran 1995 tarihli ve 1565/95/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği
(ABRG L 150, 01.07.1995, s. 23)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
37
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Özet
Komisyon, işbu Yönetmelik kapsamında, Topluluğa ithal edilen belirli çelik kabloları
(elektrikle yalıtılmamış olmak kaydıyla, bükülü kablo, kablolar, örme şeritler, perlon veya
benzeri, demir-çelik) için geriye dönük olarak teftiş yapılmasını amaçlamaktadır. Bu
bağlamda, Üye Devlet, söz konusu ayı takip eden ikinci ayın 10.gününde, miktar ve ithal
malların cif (maliyet, sigorta, nakliye ücreti) değerini bildiren tetkiklerin sonuçlarını
Komisyon’a bildirmekle yükümlüdür.
İşbu Yönetmelik; Topluluk tarafından geriye dönük teftişe tabi olan ürünler için kombine
nomenklatür (malların ortak sınıflandırılması) kodlarını arttırmaya yönelik olarak tadil
edilmiştir.
6. Komisyon’dan Konsey’e ve Avrupa Parlamentosu’na Rapor: Çek Cumhuriyeti ve
Polonya’da çelik sektörü yeniden yapılandırılmasına ilişkin Üçüncü Gözlem Raporu
COM (2006), 814 final
Özet
Söz konusu Rapor, Katılım Antlaşması’ndaki belirli bölümlerde belirtilen gereksinimler
ile uygun olarak, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’daki çelik şirketlerinin işlemlerinde
yürüttükleri yeniden yapılandırma sürecindeki ilerlemeyi açıklamaktadır. Söz konusu iki
ülkede, çelik sektöründeki fiyat ve satışlardaki düşüşe rağmen, bu ülkelerdeki şirketler
dikkat çekici bir şekilde gelir sağlamışlardır. Ancak, çelik fabrikalarının sürdürülebilir mali
kapasitesini sağlayabilmek için yeniden yapılandırma sürecini tamamlamaya yönelik
çalışmalarda bulunmaya devam etmektedirler.
Bu çerçevede, geçiş süreleri AB, Çek Cumhuriyeti ve Polonya arasında müzakere edilmiştir.
Böylelikle, gerekli mali destek alınarak çelik şirketlerine yeniden yapılandırma süreçlerini
tamamlamalarına yönelik izin verilmiştir.
Ancak, söz konusu geçiş sözleşmeleri, Katım Antlaşması’nda yer alan belirli bölümlerde
belirtildiği üzere, hükümetlerin ve münferit şirketlerin bir takım yükümlülüleri yerine
getirmesine bağlı olarak yapılmaktadır.
Bu Rapor’da aşağıdakilere yer verilmektedir:
ƒ
Küresel çelik piyasasındaki temel gelişmelerin betimlemesi ve yeniden
yapılandırma sürecinin arka planı;
ƒ
Başlıca gözlem sonuçlarına ilişkin ülke temelinde rapor;
ƒ
Alınacak önlemlere ilişkin sonuçlar ve tavsiyeler ile yeniden yapılandırma
dönemi sonunda, sürdürülebilirliği sağlayabilmeye yönelik faydalanıcı
şirketlere ilişkin gerekli iş takibinin yapılması;
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
38
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu alanda, Avrupa Komisyonu kapsamlı bir soruşturma yürütmüş ve Çek Cumhuriyeti
tarafından çelik üretimi yapan Trinecké Zelezarny şirketine ilişkin alınan önlemlerin, AT
Antlaşması’nda yer alan Devlet yardımlarına ilişkin kuralları ihlal etmediğine karar
vermiştir.
Başka bir deyişle, Avrupa Komisyonu, söz konusu önlemlerin, Katılım Antlaşması’nın 2
Numaralı Protokolü çerçevesinde (sınırlı sayıda şirketler dışında) belirtildiği üzere katılım
öncesi verilmesi yasaklanmış olan çelik sektörüne ilişkin yeniden yapılandırma
yardımlarını teşkil etmediğini doğrulamaktadır. Eğitim desteği AB kurallarına uygun
olarak verilmiş ve Çek hükümeti tarafından bahse konu şirketin hisselerinin bir kısmı için
ödenmiş olan miktar aşırı olmamıştır. Son olarak, üretim faaliyetinin kapanmasına yönelik
sağlanan doğrudan yardım ise tamamıyla şirkete ödenmemiştir.
7. Metal endüstrilerinin rekabet gücüne ilişkin olarak Avrupa Komisyonu’ndan
Konsey ve Avrupa Parlamentosu’na yönelik Tebliğ – AB’nin İstihdam ve Büyüme
Stratejisi’ne Katkı
SEC (2008) 246
/* COM/2008/0108 final */
Özet
İşbu Tebliğ, metal endüstrilerinin rekabet gücünü değerlendirmekte ve geleceğe yönelik bazı
tavsiyelerde bulunmaktadır. Tebliğ, ayrıca, enerji, iklim değişikliği politikası ve
hammaddeler gibi alanlarda sektörün performansını etkileyen kilit faktörleri mercek altına
almaktadır.
Rapor, yüksek sermaye yükümlülüklerinden dolayı, özellikle düz çelik ürünlerinde faal olan
büyük şirketlerin piyasaya hakim olduğuna dikkat çekmektedir. Tebliğ’de, ayrıca, oldukça
ileri bir seviyeye erişen Avrupa metal endüstrilerinin konsolidasyonu ve yeniden
yapılandırılması sürecinin altını çizmektedir. Bu bağlamda, çelik şirketleri gerek Avrupa
boyutlu faaliyetlerde bulunmakta, gerekse küresel düzlemdeki konumlarını muhtelif
iktisaplar aracılığıyla güçlendirmektedir.
Tebliğ, ayrıca, sektördeki olumlu eğilimlere rağmen, AB-25’in çelik üretim payının %25’ten
%16 düzeyine gerilediğini ve bunun sebebinin de gelişmekte olan ekonomilerdeki üretimin
hızlı bir şekilde artması olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda özellikle altının çizilmesi
gereken bir diğer husus da, geçen yirmi yılda, Avrupa’daki özellikle ham çelik üretiminden
sağlanan tüketim düzeyinin de azalma kaydettiğidir.
Teliğ kapsamında, yeni Üye Devletlerdeki geçiş ekonomilerinin çelik yeniden yapılandırma
sürecinden oldukça etkilendiğini de belirtmektedir. Buna karşılık, söz konusu ülkelerde,
kabul edilen program ve planlar sonucunda, artan üretkenlik düzeyleri ve işlevselliğini
yitirmiş tesislerin modernizasyonu ile birlikte, ekonomik konsolidasyon ve düzelmeye dair
olumlu sinyaller alınmaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
39
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
E. Çelik Sektörünün Çevresel Boyutu
Çimento ve alimunyum sektörleri ile birlikte enerji-yoğun endüstrilerinden biri olan çelik
sektörü, özellikle Avupa Birliği’nin çevresel gereksinimlerinden etkilenmektedir. Bu
çerçevede, sera gazı emisyonlarının denetimi sekötün yüzleştiği temel problemlerden birini
oluşturmaktadır.
2003/87 sayılı Yönerge temelinde geliştirilmiş olan AB Emisyon Ticareti Planı
(Emissions Trading Scheme -ETS) dünya çapındaki en geniş çaplı çok ülkeli çok sektörlü
emisyon ticareti planıdır. Söz konusu planın 3 farklı ticaret aşamasında yürütülmesi
öngörülmüştür. I. aşama 1 Ocak 2005 ile 31 Aralık 2007 dönemini kapsamaktadır. II. aşama
ise, 1 Ocak 2008 tarihinde başlayıp 2012 Aralık tarihine kadar devam edecektir. III. aşama
ise 2013 yılından 2010 yılına kadar sürecektir.
Sera Gazı Emisyonlarının Salım Ticareti Düzeni ETS, karbondioksit emisyonu hakkındaki ilk
uluslararası emisyonların salım ticareti olup, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir
araçtır. Söz konusu düzeni, AB çapında, demir ve çelik tesisleri, seramik, selülöz, kağıt,
çimento, cam, kireç, tuğla üreten fabrikalar, yanma tesisleri, petrol rafineleri, kok fırınları vb
gibi 11,300 adet enerji yoğun tesisi kapsamaktadır.
Söz konusu Düzende, Üye Devletler tarafından hazırlanmış, ulusal planlara göre, tesisler,
Sera Gazı Emisyonlarının Salım Ticareti Düzeni ETS’nin II. Safhası uyarınca, 2008-2012
yılları arasında hiç bir ödeme yapmadan, bir sene süresince ürettikleri karbonun bir kısmını
doğaya bırakabilmektedirler. Üye Devletlere tahsis edilen bu pay, ya bir ton tutarındaki
karbondioksit emisyonu veya bir ton miktarındaki karbondioksit gazı kadar kürsel ısınmaya
katkıda bulunabilecek başka bir sera gazı emisyonudur. AB’nin Sera Gazı Emisyonlarının
Salım Ticareti Düzeni ETS çerçevesinde ticareti yapılan bu paylar, Üye Devletler tarafından
ayarlanmış elektronik kayıtlarda hesaba geçirilmelidir. Söz konusu paylar, hesaba geçtikten
sonra ise, işlemlerdeki kuraldışılıkları denetlemekten sorumlu olacak AB seviyesindeki bir
merkezi idare tarafından takip edilmelidir. Bu yolla, bahse konu sistem, söz konusu payların
sahiplerini düzenli olarak takip edebilecektir. Topluluğun Bağımsız İşlem Günlüğü (The
Community Independent Transaction Log) (CITL) Topluluğun, sera gazı emisyonlarının
salım ticareti uyarınca yapılan hesaplamaların uygunluğunu sağlayacak kayıtlardan oluşan bir
veri tabanıdır. Topluluğun Bağımsız İşlem Günlüğü, kayıtta yer alan payların, ihraç
edilebilme, transfer, iptal edilebilme, çekilme, banka işlemleri gibi kayıtlarını tutmaktadır.
23 Ocak 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu, iklim değişikliği ile mücadeleye ve küresel
ısınmayı önlemeye yönelik geniş kapsamlı bir önergeler paketi yayımlamıştır. 6 Nisan 2009
tarihinde Konsey, iklim ve değişikliği ile mücadele etmek ve yenilenebilir enerjiyi
desteklemeye ilişkin önlemler içeren iklim-enerji yasa paketini kabul etmiştir. 2009/29/AT
sayılı Yönerge AB’de emisyon iznine ilişkin bir çerçeve oluşturmuş olan 2003/87 sayılı
Yönerge’yi yenilemektedir.
Düşük karbonlu bir ekonomi amacına paralel olarak hazırlanmış olan 2009/29/AT sayılı
Yönerge’ye göre, Avrupa Birliği sera gazı emisyonlarını 2020 yılına kadar azaltmalıdır. Bu
çerçevede, bahse konu Yönerge, üye Devletlerin ETS sektöründeki emisyon haklarının tahsisi
konusunda artık denetim yetkilerinin ortadan kaldırılmasını ve Ulusal Tahsisat Planlarının
geçerliliğini yitirmesini öngörmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
40
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bir hatırlatmada bulunmak gerekirse, Avrupa’daki CO2 emisyonlarını azaltmaya yönelik yeni
yönerge (1990 seviyelerinde gore 2020 yılında %20 oranında) çerçevesinde, bazı sektörler (AB
Emisyon Ticareti Planı (Emissions Trading Scheme -ETS) tarafından kapsanmakta olan
enerji yoğun sektörlerin de dahil olduğu), 2013 yılından itibaren açık artırma yoluyla emisyon
izni satın alacaklardır. Emisyon izinlerinin artık ücretsiz olarak dağıtılması yerine, açık artırma
ile 2013 yılından 2020 yılına kadar %20’sinin ücretlendirilmesinden %70’lik kısmının
ücretlendirilmesine geçilmesi suretiyle satılması söz konusu olacaktır. ETS, 27 Üye Devlet
tarafından yürürlüğe konulması gereken zorunlu bir plan olup, AB içinde yerleşik olmayan
rakipler bu planı uygulamakla yükümlü tutulmamaktadırlar.26
İşbu stratejinin temel noktası, Emisyon Ticareti Planı’nın güçlendirilmesi ve genişletilmesi
hususlarıdır. Böylelikle, Komisyon, Üye Devlet seviyesi yerine, AB seviyesinde karbon izni
vererek ETS’nin yeniden güçlendirilmesini amaçlamaktadır. Buna ek olarak, 2012 ile 2020
yılları arasında, ETS tarafından kapsanan endüstriyel sektörlerin sayısı artacaktır.
Avrupa Komisyonu, rekabet edilebilirlik üzerine etkilerini dikkate aldıktan sonra, Emisyon
Ticareti Planı çerçevesinde, endüstriyel sektörlerin sera gazı emisyonlarına ilişkin nihai
kararını Haziran 2010 tarihinden geç olmamak üzere verecektir. Böylelikle, çelik sektörü
serbest izin belgesi alıp alamayacağı hususunda bu tarihe kadar bekleyecektir.
Bazı endüstri temsilcileri, işbu önlemlerin Avrupa rekabet edilebilirliğine zarar vereceğini
belirtmektedir. Örneğin, Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu, sera gazı
emisyonlarını azaltmaya yönelik önergelerin, endüstriyi, rakipleri (örneğin, Çin) ile
karşılaştırıldığında rekabet açısından sakıncalı bir konuma getireceği yönündeki bir takım
endişelerini vurgulamıştır. Bu sebeple, Çelik Endüstrisi, sektörün sanayilerini Avrupa dışına
çıkarmaya zorlanacağı hususunda uyarıda bulunmuştur. Ayrıca, EUROFER, endüstrilerin ton
başına düşen CO2 emisyonunun ölçülmesi esnasında, Avrupa’daki tesis performanslarının
dikkate alınmasının faydalı olacağı yönünde görüşünü belirtmiştir27.
Bunun sonucunda, Avrupa çelik endüsrisi, ETS’nin zorunlu doğası gereği ortaya çıkan ilave
maliyet ve riskleri üstlenmek durumunda kalacaktır. Bununla birlikte, AB üreticileri diğer
çelik üreticisi ülkelerlerdeki küresel rakipleri karşısında (söz konusu rakiplerin emisyon
azaltımı, ihtiyari olacağı için) dezavantajlı maliyetlerle başa çıkmak zorunda kalacaktır. Ayrıca,
AB çelik endüstrisinin yatırımları çekim gücü azalacak ve uzun erimli, istikrarlı ve düzgün bir
şekilde tasarlanmış bir çerçevenin kabul edilmemesi durumunda tehlikeye maruz kalacaktır.
Öte yandan, önemli düzeyde CO2 salınımında bulunan bir sektör olarak, çelik endüstrisi, iklim
değişikliğin azaltım çabalarına kayda değer bir katkıda bulunacaktır. Bunun anlamı ise,
yüksek çevresel performans ve enerji etkinliği sergilerken, rekabet gücünü de koruması
gerekmektedir.
26
Ayrıntılı bilgi için, Bkz: http://ec.europa.eu/environment/climat/emission.htm ve
http://ec.europa.eu/environment/climat/pdf/emission_trading3_en.pdf
27
Bu alandaki gelişmeler için, Bkz: http://ec.europa.eu/environment/climat/climate_action.htm
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
41
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Son Gelişmeler
18 Aralık 2009 tarihinde Komisyon, karbon sızıntısı riskine maruz kalmış olan ve bu
yüzden III. aşamada ücretsiz izin almaya devam edecek sanayi sektörleri listesinin
taslağını açıklamıştır.
Bu taslak listeye göre
- demir, çelik ve demirli alaşım yapımı,
- çelik boru yapımı,
- döküm demir boru yapımı,
- soğuk kalıp çekimi,
- demir cevheri madenciliği (sinter, pellet),
- kok fırını ürünleri üretimi
karbon sızıntısı riski altında olduğu belirlenen çelik endüstrisi sektörleridir.
Bu sektörlere verilecek olan ücretsiz izinlerin oranı ciddi bazı kriterlere bağlı olarak
belirlenecek va sadece en iyi performansı gösterenler %100 ücretsiz izin alabilecektir.
Öte yandan, çelik endüstrisi 2008/1/EC sayılı Entegre Kirliliğin Önlenmesi ve Denetimi
Yönergesi’ni uygulamak ve sektördeki faaliyetlerin ve proseslerdeki enerji etkinliğinin
mevcut en iyi tekniklerle uyumlu olduğunu temin etmekle yükümlüdür. 2008/1/AT sayılı
Yönerge’yi tadil eden 2009/31/AT sayılı Yönerge, karbon dioksit maddesinin jeolojik
olarak depolanmasına ilişkin bir hukuki çerçeve oluşturmayı amaçlamaktadır.
Atıkların yönetimine ilişkin Topluluk politikasının beş ana hedefi bulunmaktadır:
-
çevre dostu olan ve daha az atık-yoğun teknolojilerin ve proseslerin teşviki; çevre
dostu olup geri dönüşümü mümkün ürünler üretmek yoluyla atıkların önlenmesi;
yeniden prosese tabi tutulmanın (özellikle de, hammadde olarak atıkların yeniden
kullanımı ve geri kazanımı) teşvik edilmesi;
Avrupa düzeyinde bağlayıcı çevre standartlarının (özellikle de mevzuat bağlamında)
ortaya konması suretiyle, atık bertarafının iyileştirilmesi;
tehlikeli maddelerin taşınmasına ilişkin hükümlerin sıkılaştırılması;
kirliliğe maruz kalmış arazilerin ıslah edilmesi.
Atık yönetimine ilişkin mevzuat, atıkların toplanması, bertarafı ve işleme tabi tutulması
(özellikle de tehlikeli atıkların), ambalaj ve ambalaj atıkları, tehlikeli atıkların sınır ötesi
sevkıyatı, tehlikeli atıkların yakılması ve damping hususlarına ilişkin Yönergeler üzerine
temellenmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
42
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Atık politikalarının AB Çevre Koruma girişimlerinin bir mihenk taşı haline gelmesinden
dolayı, çok parçalanmış ve etkisiz olduğu için eleştirilen ilgili politika çerçevesi, 2008 yılında
2008/98/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Yönergesi aracılığıyla gözden
geçirilmiştir. Göreceli olarak yakın bir zamanda kabul edilen söz konusu Yönerge’nin
amacı; AB düzeyinde kapsamlı bir atık politikası oluşturmaktır. Bu bağlamda, atık oluşumu
ve yönetiminden kaynaklanan olumsuz etkilerin önlenmesi veya azaltılması, kaynak
kullanımının etkilerinin azaltılıp etkin kullanımının artırılması yoluyla çevrenin ve insan
sağlığının korunmasına yönelik spesifik tedbirler ortaya konmaktadır Söz konusu Yönerge,
geri dönüşüm konusunda yeni hedeflerde koymaktadır: Üye Devletler, 2020 yılında evsel
atıkların ve benzer atıkların %50’ni, inşaat ve yıkım işlerinin atıklarının ise %70’ni geri
dönüştürmek zorundadırlar
Öte yandan çelik endüstrisi, REACH (Tehlikeli maddelerin kayıt altına alınması,
değerlendirilmesi, izne tabi tutulması ve kısıtlanması) Yönetmeliği’nin gereklerine uyum
sağlaması gerekmektedir. Bu çerçevede, alaşımlı çelik üreticileri alaşımlarında bulunan
maddeleri kayıt altına alma zorunluluğu olmayan alt kullanıcılardır. Fakat eritilmiş
alaşımlar, bir veya birden fazla maden filizi veya maden filizi konsantresinin bir alaşıma
dönüşmesinden oluştuğu için, bu tip alaşımların üreticileri (tepkimenin sonucu olarak)
kendi alaşımlarında üretilmiş olan bu yeni maddeleri kayıt altına almak zorundadırlar.
Avrupa Metal Sendikaları Federasyonu EUROFER çelik ürünlerinin REACH Yönetmeliği
uyarınca değerlendirilebilmesi amacıyla birçok Hatırlatıcı Not ve Kılavuz belge
hazırlamıştır28.
Yönetmelik, AB kimyasallar endüstrisinin rekabet gücünün geliştirilmesini ve insan
sağlığı ve çevrenin kimyasalların tehlikesinden korunmasını amaçlamaktadır. Yönetmeliğin
hükümleri uyarınca, yılda 1 ton veya daha üzerinde miktarlarda kimyasal madde üreticileri
veya ithalatçıları, Ajans’a kayıt olmalıdır.
Ayrıca,
•
1 ton üzerinde ithal edilen veya üretilen maddeler için, ön-kayıt sürecinin bir parçası
olarak, 1 Haziran ve 1 Aralık tarihleri arasında Avrupa Kimyasallar Ajansı’na
teknik bir dosyanın sunulması gerekmektedir29.
•
10 ton üzerinde ithal edilen veya üretilen maddeler içn, bir güvenlik raporunun
hazırlanması gerekmektedir.
•
Bir şirketin kimyasallar kullanması durumunda, “alt kullanıcı” olarak, Güvenlik
Bilgi Formu aracılığıyla güvenlik tedbirlerini uygulaması veya kimyasal güvenlik
değerlendirmesini uygulaması gerekmektedir.
28
http://www.eurofer.eu/index.php/eng/REACH/Documents-and-useful-web-links/Eurofer-position-papers
Ön kayıt sistemi sayesinde, maddeye ve tonaj ağırlığına bağlı olarak, değişik kayıt mühletlerinden (2010,
2013 veya 2018) yararlanılması mümkün hale gelmektedir.
29
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
43
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
REACH, eski ve yeni kimyasallara yönelik tek bir sistem oluşturmayı hedeflemektedir. Bu
bağlamda, ithal edilen, üretilen, “aracı” olarak kullanılan, piyasaya sürülen münhasır veya
bir müstahzar içindeki maddeleri içermektedir. REACH’e eşdeğer diğer mevzuatlarda yer
alan atıklar, gıda ve kimyasallar, bu kapsama girmemektedir. Güvenlik için kullanılan
maddeler, Üye Devletlerin talepleri doğrultusunda REACH kapsamından çıkartılabilir.
Avrupa Kimyasallar Ajansı, REACH’in AB düzeyinde uygulanması hedefi doğrultusunda
oluşturulmuştur. Ayrıca, bahse konu Yönetmeliğin idari, teknik ve bilimsel özelliklerini
tamamlamayı da amaçlamaktadır. REACH öncesi kimyasallar ve 30.000 adet madde, 11 yıl
içinde kayıt altına alınacaktır.
REACH izin sürecinin, daha güvenli alternatiflere doğru şirketlerin yönlendirilmesini
sağlayacağı beklenmektedir. Aslında, tüm izin başvurularının, alternatiflerin ve –uygun bir
alternatif olması durumunda- bir ikame planının analizini içermesi öngörülmektedir.
Bu kimyasalların insan sağlığı ve çevre için zararlı olması durumunda, piyasaya sunulması,
kullanımı veya üretiminin kısıtlanması mümkündür. Ayrıca, bahse konu kimyasallar
konusundaki bilginin herkesin erişimine açık olması gerekmektedir. Ancak, bazı bilgiler
gizli tutulabilir.
REACH’i uygulamak için:
•
•
•
•
Endüstri kolları ve Üye Devletler tarafından teknik dosyaların geliştirilmesi
gerekmektedir;
Bu dosyalar, Ajans’a sunulmalıdır;
Dosyaların Ajans ve Üye Devletler tarafından hazırlandığı sırada, bir IT sistemi
oluşturulmalıdır;
Üye Devletler ve Ajans için teknik bir kılavuz hazırlanmalıdır.
Öte yandan, Üye Devletler ve Ajans, her beş yılda bir, bahse konu Yönetmeliğin
uygulanmasına ilişkin olarak raporlar hazırlamalı ve bunları Komisyon’a sunmalıdır. Üye
Devletler, ilk raporlarını 1 Haziran 2010 tarihinde; Ajans ise 1 Haziran 2011 tarihinde
ileteceklerdir30.
Sektör, aynı zamanda, atık suların işlenmesi, hava kalitesi ve atık yönetimine ilişkin mevcut
AB standartlarını karşılamalıdır. Bu çerçevede, AB Beşinci Genişleme Dalgası dâhilinde yeni
üye olan ülkelere, atık suların işlenmesi, atık yönetimi ve hava kalitesi standartlarının
iyileştirilmesine yönelik olarak, 2002–2006 yılları arasında kullanılmak üzere 500 milyon Euro
katkıda bulunmuştur.
Ayrıca, çelik endüstrisinin Avrupa Birliği Kimyasallar Yönetmeliği olan REACH’in
(Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması) yükümlülüklerini yerine
getirmek adına önemli yükümlülükleri bulunmaktadır.
30
For further details and information about developments
http://ec.europa.eu/environment/chemicals/news/updates.htm
in
this
field,
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
please
consult
44
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu çerçevede, alaşım üreticileri, alaşımlarındaki maddelerin kayıt altına alınması yönünde
herhangi bir yükümlülüğe haiz değildir. Ancak, eritilmiş alaşımlar, bir alaşımın reaksiyon
sonucu dönüşümünden meydana geldikleri için, üreticilerine bu “yeni” maddeleri kayıt
sorumluluğu yüklemektedir. Eurofer, çelik ürünlerinin REACH Yönetmeliği çerçevesinde
değerlendirmeye tutulmasına yönelik Durum Belgeleri ve Kılavuz Belgeler yayımlamaktadır31.
IV.
ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB BİLİM VE ARAŞTIRMA
POLİTİKASI
Avrupa çelik endüstrisi, küresel düzeyde diğer aktörlerin giderek artan rekabeti karşısında,
rekabet edebilir olarak kalmaya zorunda olduğu için temiz ve karbon olmayan süreçlerde,
geliştirilmiş araştırma ve gelişime çalışmaları önemli bir role üstlenmektedir. Bu sebeple, çelik
üretim endüstrisi, çelik yapımı sürecine ilişkin buluş niteliğinde teknoloji sonuçlarını geliştiren,
uzun dönemli araştırma ve geliştirme inisiyatiflerine yatırım yapmaya karar vermiştir.
A. AB Antlaşması Kapsamında Yasal Temel
Avrupa Birliği’nin İşleyişine Yönelik Antlaşma’nın XIX sayılı başlığı (AT
Antlaşması’nın XVIII sayılı başlığı) çelik sektöründeki teknolojik Araştırma ve Geliştirme
(AR-GE) faaliyetleri için yasal zemini oluşturmaktadır32.
B. Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu
AKÇT Antlaşması’nın yürürlükten kalkmasına ve yenilenmeyeceğine karar verilmesine
rağmen, (kömür-çelik sektörü, artık daha önceden stratejik düzeyde sahip olduğu barışı
koruma ve ekonomideki rolünü devam ettirememektedir) AKÇT bünyesinde yürütülen çelik
araştırmaların önemli sonuçları onaylanmıştır ve bu alandaki çalışmalar, süreci geliştirmek
amacıyla, sürdürülmektedir.
Nice Antlaşması’na eklenen Protokol’e göre, AB’ye aktarılan AKÇT net kıymet varlıkları ve
yükümlülükleri, yeni “Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu”na tahsis edilmiştir.
Antlaşma’nın yürürlükten kalktığı tarih itibariyle fonun toplam tutarı 1,6 milyar Euro’dur.
Bu miktarın yıllık faizi ise, 60 milyon Euro’ya ulaşmaktadır. %72.8’lik bölümü çelik
araştırmalarına tahsis edilmiştir. Bu da, 2003 ve 2004 yıllarında gerçekleştirilen araştırmalar
için, 43 milyon Euro’dan fazla bir miktara karşılık gelmektedir.
AKÇT sonrasındaki Yeni program, AB’nin mevcut araştırma ve geliştirme programı
çerçevesinde, AB’nin bilimsel, teknolojik ve siyasi hedefleriyle uyumlu olmaktadır; Üye
Devletlerde ve hâlihazırdaki AB Araştırma-Geliştirme Programı gerçekleştirilen faaliyetleri
tamamlaması beklenmektedir.
31
32
http://www.eurofer.eu/index.php/eng/REACH/Documents-and-useful-web-links/Eurofer-position-papers
http://eur-lex.europa.eu/JOHtml.do?uri=OJ:C:2010:083:SOM:EN:HTML
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
45
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu’nun Araştırma Programı, 27 Şubat 2002 tarihinde,
2002/234/AKÇT (ABRG L 79/42) sayılı Konsey Kararı ile kabul edilmiştir. Ulaştırma ve
Enerji Genel Müdürlüğü, Kömür Araştırma Programını; Araştırma Genel Müdürlüğü
ise, yeni Kılavuz İlkeler çerçevesinde, Çelik araştırma programını yönetmektedir.
Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu, araştırmacı ve üreticilerin oluşturduğu bir ağı kullanarak
araştırma, yenilikçilik ve endüstriyel uygulamalar arasında karşılıklı bir ilişki oluşturmayı
amaçlamaktadır. Bu sebeple, bilgi değişimini ve teknolojinin hızlı bir şekilde transferini teşvik
etmektedir.
Araştırma Çerçeve Programı’ndan ayrı, ancak tamamlayıcı nitelikte olan Kömür ve Çelik için
Araştırma Fonu Programı, bu iki alanda araştırma yapmaya yönelik olarak yıllık 60 milyon
Euro bütçeye sahiptir. Çelik ve kömürün (üretim süreçleri, uygulama, kaynakların dönüşümü,
iş güvenliği, çevresel koruma vb.) tüm aşamalarını kapsamaktadır. Ayrıca, bu Program, çelik
üretiminden kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmayı hedeflemektedir.
Bahse konu Araştırma Programının temel hedefleri, Avrupa Kömür ve Çelik endüstrisinin
rekabet edilebilirliğini arttırmak ve bu endüstrinin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda
bulunmaktır. Çelik ürünlerinin ekonomik, temiz ve güvenli üretiminin temin edilmesi için
yeni veya ileri teknolojilerin geliştirilmesi, bahsekonu programın en önemli hedeflerinden
birini teşkil etmektedir. Program, aşağıda belirtilen iki temel Araştırma ve Teknolojik
Gelişme eyleminden oluşmaktadır:
•
•
Araştırmaya yönelik, pilot ve teşhir projeleri;
bu program kapsamında edinilen bilginin kullanımının teşvikine ilişkin ek önlemler.
Teklifler, her yılın 15 Eylül tarihine kadar verilmelidir. Bunun yanı sıra, projelerin bütçelerine
ilişkin herhangi bir tavan miktar veya projelerde yer alacak ortak sayısı için bir sınırlama
bulunmamaktadır. Projelere katılmasına izin verilen üçüncü dünya ülkeleri, Avrupa
Birliği’nden herhangi bir mali destek almamaktadır. Seçilmiş olan dış uzmanlar, araştırma
teklifinin kalitesine göre projeleri değerlendirmektedir. Projelerin denetimi yıllık olarak
gerçekleşmektedir.
Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu kapsamında, 1 Şubat 2003, 2003/76/AT sayılı,
2003/77/AT sayılı ve 2003/78/AT sayılı resmi Konsey Kararları çerçevesinde, Yeni Program
için, çelik araştırmaları projelerine yönelik tekliflere ilişkin olarak açık ve daimi çağrılar
açılmıştır.
1 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleşen son genişleme dalgası dâhilindeki 10 Yeni Üye Ülke,
Katılım Antlaşmaları uyarınca, Kömür ve Çelik Araştırma Fonu’na toplam 169 milyon Euro
katkıda bulunacaklardır. Ödemeler, 2006–2009 yılları arasında vadeli olarak yapılacaktır.
Fonların yapısı ve içeriği Çok Yıllık Teknik Kılavuz İlkeler’in EK Bölümü’nde yer
almaktadır. Uygun olduğu takdirde, her beş sene de bir olmak kaydıyla ve ilk dönem 31
Aralık 2007 tarihinde sona ermek üzere, bunlar yeniden gözden geçirileceklerdir veya çeşitli
ilaveler yapılacaktır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
46
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Katılım usulü, yukarıda bahsedilen çok yıllık Teknik Kılavuz İlkeleri’nin 1.4 sayılı maddesi
altında oluşturulmaktadır. Bahsekonu maddeye göre, Üye Devlet sınırları içinde yerleşik
olan işletmeler, araştırma enstitüleri veya gerçek kişiler, bu programa katılabilmekte ve
Araştırma-Teknik gelişim eylemlerinde bulunmaya niyetlenmiş veya böyle bir eyleme
önemli ölçüde katkıda bulunabilecek yeterlilikte olmaları kaydıyla, mali destek için
başvurabilmektedirler.
Öte yandan, ilgili Avrupa Anlaşmaları ve bu Anlaşmaların EK Protokolleri ile Ortaklık
Konseyleri’nde alınan kararların oluşturduğu diğer durum meydana gelene kadar, başvuran
ülkelerde yer alan işletmeler, araştırma enstitüleri ve gerçek kişiler, program dâhilinde
herhangi bir mali katkı almaksızın, programa katılmaya yetkilidirler. Son olarak, üçüncü
ülkelerde yerleşik olan işletmeler, araştırma enstitüleri ve tüzel kişiler, Topluluğun
çıkarına yönelik olmak kaydıyla, herhangi bir mali katkı almadan, bireysel projeler
temelinde bu programa katılmaya yetkilidirler.
Komisyon tarafından yönetilen bu Program, ilgili komiteler, danışma grupları ve teknik
gruplarla desteklenmektedir.
2007 yılının Temmuz ayında, Avrupa Komisyonu kömür ve çelik araştırma fonlarının
harcanmasına yönelik gözden geçirilmiş ilkelere ilişkin Konsey Kararı Önergesi’ni kabul
etmiştir. Önerilmiş olan söz konusu Karar, birçok idari prosedürün sadeleştirilmesini
amaçlamaktadır. Bunlar:
-
-
Bir takım yardımcı önlemlerin kaldırılması (çünkü bu önlemler
7.Çerçeve Programı dâhilinde bulunmaktadır.)
Pilot ve örnek projeler için mali desteğin arttırılması (%40’tan % 50’ye);
7.Çerçeve Programı ve diğer ilgili gereksinimlerle uyumlu olarak,
tanımlanmış önceliklere ilişkin özel çağrılar oluşturulması.
Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu ve ilgili eylemelere ilişkin daha fazla bilgi aşağıdaki
web sitesinden bulunabilir:
http://cordis.europa.eu/coal-steel-rtd/home.html
C. Çerçeve Prorgramlar Temelinde Çelik Sektörü
Araştırma ve Teknolojik Gelişime ilişkin AB Çerçeve Programları, ürün gelişimi, temel
araştırma ve süreci desteklemeyi amaçlamaktadır.
1. Altıncı Çerçeve Programı (2002–2006) 33
Araştırma ve Teknolojik Geliştirmeye yönelik AB 6.Çerçeve Programı (6.ÇP) Avrupa
Araştırma Alanı’nın oluşturulmasını destekleyen ve 2002–2006 dönemi boyunca araştırma
fonuna yönelik Birliğin başlıca yardımcısı olan başlıca araçtır. ÇP bütçesinin büyük kısmı,
yedi adet tematik öncelikli alandaki araştırma eylemlerine odaklanma ve bütünleşmeye
yönelik olarak harcanmıştır.
33
http://cordis.europa.eu/fp6/dc/index.cfm?fuseaction=UserSite.FP6HomePage
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
47
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu bağlamda, program, “Nanoteknoloji ve Nanobilimler, Bilgi-temelli Çok işlevli
Malzemeler ile Yeni Üretim süreçleri ve cihazları - NMP” olarak adlandırılan tematik
öncelikler altında çelik sektörü alanında gerçekleşen araştırma projelerini desteklemektedir.
6.ÇP altındaki NMP (Yeni Üretim süreçleri ve cihazları) önceliği, uygulanabilir yeni bilgiler
ve uzun vadeli Araştırma-Teknolojik Gelişimdeki büyük yenilikler aracılığıyla, bilgi-temelli
ürünlere ve hizmetlere geçişi teşvik etmeyi tasarlamaktadır. Daha önce uygulanmış olan
Çerçeve Programları’nda “nano-araştırma”ya yönelik destek sağlanmışsa bile, aynı
yoğunlukta ve önemde olmamıştır.
İşbu Altıncı Çerçeve Programın Araştırma Odaklı ve Bütünleştirici Bölümünün Üçüncü
Tematik Önceliği, Endüstriyel araştırmayı, temel bir öncelik olarak almaktadır. İşbu alanın
başlıca ilkesi ise, endüstriyel araştırmalar için daha geniş bir faaliyet alanı (çevre, sağlık,
enerji, bilim ve toplum, istihdam gibi) gerektiren entegre (bütünleşmiş) bir yaklaşım
aracılığıyla, bilgi-temelli ve daha fazla çevre-dostu bir sanayi ortamına ulaşmak;
sektörler-arası yaklaşımları temin etmek ve kişilerin, uzmanların, eylemlerin ve
fonların entegrasyonunu sağlamaktır. Bu çerçevede, Avrupa Birliği, nano-bilimlerdeki
güçlü pozisyonunu, Avrupa endüstrisinde gerçek bir rekabet avantajına çevirmeyi
hedeflemektedir. Öte yandan, NMP altında tanımlanan özel bir programın da amacı,
çevrenin ve toplumların daha fazla güvenlik ve emniyetine öncülük eden, yeni jenerasyon
akıllı ve hibrid bütünleştirilmesini temin etmektir. Bu bağlamda, IPPC Yönergesi’nin
(Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol) hükümlerinin, Çelik Sektörüne eksiksiz bir şekilde
uygulanması gerekmektedir.
Altıncı Çerçeve Programı, bütünleştirilmiş projeler ve mükemmeliyet ağları gibi yeni
araçlara başvurmuştur. Kullanılan ilk araçlar, özellikle, Araştırma-Teknolojik Gelişim,
yenilikçilik, bilgi-temelli yönetim, eğitim ve kamu ile diyalogu içeren eylemlerin
kullanımını ifade ederken; ikinci araçlar ise, uzun dönemli hedefler ve sürdürülebilirlik ve
rekabet edilebilirlik ilkeleri aracılığıyla, önceden belirlenmiş alanlardaki araştırma
kapasitelerinin, istenilen sonucu vermeleri için gerekli olan yeterli miktarlarda olmasının
sağlanmasıyla ilintilidir.
Öte yandan, 6.ÇP aynı zamanda, belirli hedeflere yönelmiş araştırma projeleri, eşgüdümlü
eylemler ve özel destek eylemleri gibi geleneksel araçları da kullanmaktadır.
Uluslararası işbirliği de, Altını Çerçeve Programı’nın önemli bir boyutunu teşkil
etmektedir; zira, üçüncü ülkelerin Araştırma-Teknolojik Gelişim eylemlerine katılımını (bu
katılımın iyi bir şekilde gerekçelendirilmiş ve çalışma programı faaliyetlerine entegre
edilmiş olması kaydıyla) temin etmektedir. Bu tür katılımların fonlanmasına yönelik tüm
tematik öncelikler için, 285 milyon Euro tutarında bir bütçe tahsis edilmiştir. Aynı zamanda,
kendi ulusal fonları aracılığıyla işbirliğinde bulunan Üçüncü Ülkelerle bilimsel ve teknolojik
ortaklığa yönelik olarak ikili anlaşmalar serisi de bulunmaktadır.
Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) de, çok sektörlü endüstriyel özelliğe sahip
olmalarından ötürü, bütçesel kolaylıkları, bütünleşmiş projeleri ve mükemmeliyet ağları
yoluyla, NMP çerçevesinde önemli bir konumda yer almaktadır. Ayrıca, yüksek teknolojiye
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
48
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
sahip KOBİ’ler, NMP çerçevesinde uygulanan tüm araç çeşitlerinde aktif rol üstlenmeye
teşvik edilmiştir.
Öte yandan, Komisyon, Avrupa çelik endüstrisinin yüzleşeceği çevresel zorlukların
üstesinden gelebilmek için, Kömür ve Çelik Fonu 2003-2004 çağrıları ile (5 milyon Euro)
eşgüdümlü olarak, “CO2 Seviyesi Çok Düşük Çelik İşlemleri” alanında 6. Çerçeve
Programı’ndaki (20 milyon Euro) Öncelik 3’e (nano-teknolojiler ve nano-bilimler, bilgitemelli çok-işlevli malzemeler ile yeni üretim süreçleri ve cihazları) yönelik bir çağrı
açmıştır. Kuvvetsiz-karbon teknolojileri, doğal gaz ve hidrojenin yenilikçi kullanımı,
biokütle veya elektrik, bu konuda örnek olarak verilebilir.
Bahsekonu çağrının hedefi, ileri jenerasyon demir-çelik yapımı süreçlerinin esaslı bir
biçimde geliştirilmesidir. Zira, bu hedef, ürünlerin halihazırdaki yüksek kalitesini ve çevresel
standartları geliştirirken, bir yandan da toplumun uzun-dönemli sürdürülebilirlik
gereksinimlerini göz önüne alacaktır. Kyoto Protokolü’nün gereksinimleri doğrultusunda,
emisyonların önemli ölçüde azaltılmasına yönelik olarak, çelik endüstrisinin de, büyük
teknolojik yenilikler temelinde yeni üretim paradigmaları geliştirmeye gereksinimi
bulunmaktadır.
2. Yedinci Çerçeve Programı (2007–2013) 34
Çelik sektörüne ilişkin düzenlemeleri içeren Tema 4’ün başlığı, 7. Çerçeve Programı (ÇP7)
ile “Nano-bilimler, Nano-teknolojiler, Malzemeler ve Yeni Üretim Teknolojileri” olarak
değiştirilmiştir. Ancak, ana hedefi aynı kalmıştır: Avrupa sanayisinin rekabet
edilebilirliğini geliştirmek ve Ar-Ge sonuçlarının KOBİ’lere ulaştırılmasına özel bir
önem vermek suretiyle, araştırmaya yönelik değişiklik adımları atmak ve yeni teknolojik
uygulamalar için nihai bilgileri oluşturarak, bahsekonu sanayinin kaynak-yoğun bir şekle
dönüşmesini temin etmek. NMP, önceki Çerçeve Programları ile bir devamlılık
sağlamaktadır; ama Avrupa endüstrisinin gereksinimleri doğrultusunda dayatılan
zorunlulukların ve önceden edinilmiş deneyimlerin temelinde gelişimini de sürdürmektedir.
Tema 4’ün temel öğelerinden birini, nano-teknoloji, malzeme bilimi, tasarım ve yeni üretim
yöntemlerinin etkili bir şekilde bütünleşmesi teşkil etmekte ve bu suretle, endüstriyel
dönüşüme yönelik etkilerin oluşması ve artırılması; sürdürülebilir üretim ve tüketimin
desteklenmesi hedeflenmektedir.
KOBİ’lere yönelik ortak projeler için açılan teklif çağrıları, bilimsel ve teknolojik temellerini
güçlendirmek ve yenilikçi çözümlerin geçerliğini denetlemek amacıyla, belirli alanlara
yönelik olarak uygulanmaktadır.
Çeliğin, yüksek bilgi içeriğine ve önemli katma değere sahip bir malzeme olması itibariyle,
“Malzemeler” alt-başlığı altında, Tema 4 kapsamında bulunmaktadır. Yeni anlaşmalar
uyarınca, araştırmalar, yeni oluşturulmuş bilgi-temelli çok-işlevli alanların ve malzemelerin
gelişimine odaklanacak ve bu süreç zarfında, bu ürünlerin bütün yaşam döngüsü boyunca
sağlığa, güvenliğe ve çevreye yaptıkları etkiler göz önünde bulundurulacaktır.
34
http://cordis.europa.eu/fp7/home_en.html
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
49
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Avrupa Topluluğu; sürdürülebilir kalkınmayla uyumlu olarak, düz ve yassı ürünlerin üretim
kapasitesinin geliştirilmesine yönelik girişim ve projeleri desteklemektedir.
Malzemeler, teknolojik ilerlemelere yönelik temel öğelerdir ve bu sebeple de, bu
malzemelerin uygulanması, diğer Yedinci Çerçeve Programı Temalarıyla yüksek düzeyde
bağlantılıdır. Bu temalar, diğer sektörler ve faaliyet alanları arasında bütünleşmenin
gerçekleşmesini gerektirmektedir. NMP Teması, esas olarak, ileri malzeme tasarımlarına,
gelişime ve işlemeye odaklanırken; diğer Temalar malzemelerin kendi uygulama alanları
doğrultusunda kullanımına ilişkin araştırmalarla ilgilidir.
Bu bağlamda, yapı endüstrisi, işbu programın temasına dâhil edilmiştir; zira kaynakların
tüketiminin azaltılması ve yenilenebilir enerjilerin daha geniş kullanımına yönelik kayda
değer bir katkısı bulunmaktadır. Bu konunun başlıca hedefi, hammadde kaynaklarının neden
olduğu enerji tüketimini ve binaların, tüm yaşam döngüleri boyunca yarattığı çevresel
etkilerin azaltılmasıdır.
D. Diğer Fonlar, Platformlar ve Girişimler
AB’nin yeni katı çevresel düzenlemelerinin arka planına bakarsak ve enerjinin AB içindeki
arıtma metallerinin maliyetinin %50 ila %90’ını karşıladığını dikkate alırsak, Çelik
endüstrisi, yüksek seviyeli kaynak tüketimi ve enerjiye olan yüksek gereksinimleri ile, enerji
ihtiyacını ve CO2 salınımını azaltmak için alternatif yollar bulmak durumdadır. Bu zorluklar,
eşgüdümlü bir sistem tarafından desteklenen uzun vadede yapılandırılmış bir eylem ile
birlikte, bütün ortak paydaşların ve kamu-özel işbirliklerinin katılımını gerektirmektedir.
Ayrıca, teknlojik yenilikçilik ve gelişime, çelik üretimindeki iklim değişikliği standartlarını
karşılamaya yönelik olarak ihtiyaç duyulmaktadır35. Bunun yanı sıra, İklim değişikliğine
ilişkin Hükümetlerarası Panel uyarınca, dünyadaki toplam sera gazı emisyonlarının % 34’ünü çelik endüstrisinin oluşturduğu düşünülmektedir.
Avrupa Çelik Teknoloji Platformu
AB’nin çelik sektörünü desteklemeye ve daha rekabetçi bir AB çelik endüstrisi oluşturmaya
yönelik olarak, 12 Mart 2004 tarihinde Brüksel’de resmi olarak “Çelik Teknoloji Platformu”
kurulmuştur. Bahsekonu Platform tarafından hazırlanan “Avrupa Çelik Teknolojileri
Platformu: Vizyon 2030” başlıklı rapor uyarınca, AB çelik sektörünün 2030 yılında küresel
ve sürdürülebilir liderliğe erişmesi hedeflenmektedir. İşbu platform, çeliğe yönelik Stratejik
Araştırma Gündemi’nin uygulanmasında merkezi role sahiptir. Hedef grubu olarak, Avrupa
çelik endüstrisini, üniversiteler, araştırma merkezleri, Avrupa Komisyonu ve diğer AB
kurumları, Üye Devletler, büyük çelik şirketleri ve sendikalarla birleştirmektedir. Başlıca
hedef, Avrupa’nın çelik sektöründeki küresel liderliğinin konsolidasyonuna destek olmak ve
bu sektörün sürdürülebilir gelişimine katkı sağlamaktır.
35
Bu çerçevede, çelik endüstrisine ilişkin CO2 emisyonlarının azaltılmasına yönelik sektörel yaklaşım ile ilgili
bilgiye, 2007 yılı Aralık ayında Uluslar arası Demir ve Çelik Enstitüsü’nün yayımladığı görüş belgesinde
bulabilirsiniz.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
50
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu çerçevede, bu Platform güvenli ve sağlıklı bir çelik yapımı sunmayı; makine mühendisliği
alanında kullanılan daha güvenilir ürünlerin yapımının optimizasyonu sağlamayı ve otomotiv,
mekanik ve yapı sektörleri gibi önde gelen piyasalarda çeşitlendirilmiş uygulamalar için
gelişmiş ürünlerin tasarlanmasını amaçlamaktadır.
Avrupa Çelik Teknolojileri Platformu, ayrıca Avrupa çelik sektörünün dünyadaki durumunu
güçlendirme hedefiyle kalifiye çalışanların Avrupa’ya çekilmesini ve korunmasını
göztmektedir.
Avrupa Çelik Teknolojileri Platformu çerçevesinde, metal üreticileri, yeni sorunlarla mücadele
edebilmek adına, son kullanıcılarla ve teçhizat tedarikçileriyle işbirliğinde bulunurlar.
Bunun yanı sıra, söz konusu platform, enerjinin akıllı bir şekilde kullanımına katkıda
bulunmayı ve geleceğe yönelik enerji kaynaklarının gelişimini sağlamak için çalışmalarını
yürütmektedir. Böylelikle, enerjinin üretilmesi ve saklanmasına yönelik yenilikçi üretim
teknolojilerinin geliştirilmesini hedeflemektedir.
Söz konusu platform, kaynakların sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek amacıyla atıkları
değerli ürünlere dönüştürerek kaynakların saklanması ve atık önlemeye büyük önem
vermektedir. Sonuç olarak, bu platform, güvenli, temiz ve etkin-maliyetli teknolojileri
oluşturmayı denemektedir.
Çelik endüstrisinin karşı karşıya kaldığı bir küresel tehdit olan iklim değişikliği ile mücadeleye
katkıda bulunabilmeye yönelik olarak bu platform, çelik üretiminde %50 oranında CO2
azaltılmasını amaçlayan çok düşük CO2 salınımı gerçekleştiren çelik üretimine ilişkin projeler
sunarak uzun vadeli yenilikçi süreçleri geliştirmektedir.
Hâlihazırda, platform tarafından yürütülen ULCOS adı altında önemli bir proje bulunmaktadır.
Kyoto sonrası dönemimde çelik endüstrisinin CO2 emisyonlarını azaltmaya yönelik
yenilikçi çözümler bulmayı amaçlayan bu Proje ile çelik üretim süreci ile ilgili olarak
ekosistemlerin korunması teşvik edilmektedir. Avrupa çapında 48 ortağın (çelik üreticileri,
araştırma laboratuarları, üniversiteler ve çelik arz zincirinde yer alan şirketler) katılımı ile
yürütülmekte olan söz konusu Proje, Kömür ve Çelik Araştırma Fonu’ndan 9,6 milyon Euro ve
6.Çerçeve Programı’ndan 20 milyon Euro mali destek almaktadır.
Söz konusu Program’dan, iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunulması ve gelecekteki
rekabet edilebilirliği sağlaması amacıyla uygun teknolojilerin geliştirilmesine yönelik iyi bir
girişim olarak bahsedilmektedir.
27 Şubat 2008 tarihinde, Platform, çok düşük düzeyde CO2 salınımı yapan çelik üretimine
ilişkin araştırma programı’nın ikinci aşamasını (ULCOS-II) oluşturmaya karar vermiştir. İşbu
Program, çelik üretimi sürecinde CO2 salınımını azaltmaya yönelik dünyanın en iddialı
Programı olarak adledilmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
51
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
ULCOS-II Programı, karbon yakalama ve depolama kavramına ilişkin özel bir hassasiyet
göstererek, en çok umut vadeden orta/uzun vade teknolojileri denemeye yönelik birçok sayıda
pilot proje oluşturacaktır. Programın oluşturulmasından bugüne kadar geçen süre içerisinde
teknik tanımlamalar ve kaynak yaratılması ile finansman konularında ilerleme kaydedilmiştir.
Avrupa Araştırma Alanı’nın bir bölümü olarak kurulan Teknolojik Platform, 2030 yılına
kadar Avrupa çelik endüstrisinin hedeflerine daha etkin bir cevap olacak stratejik araştırma
gündemini uygulamayı mümkün kılmakla yükümlüdür.
Gelecekteki Çelik Araçları
Öte yandan, Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü (IISI), 2007 yılı Aralık ayında Bali’de
gerçekleştirilen BM iklim değişikliği konferansında tanıtılan gelecekteki çelik araçlarına
yönelik bir araştırma programı oluşturmuştur. “Gelecekteki Çelik Araçları” adı ile
oluşturulan bu Program, aracın tüm döngüsünden sera gazı emisyonlarını azaltabilcek
güvenli çelik gövdeler oluşturmak amacıyla alternatif konseptler geliştirmeyi
hedeflemektedir36.
Çelik Endüstrisine İlişkin Sektörel Sosyal Diyalog Komitesi
Avrupa Metal Sendikaları Federasyonu (European Metalworkers’ Federation-EMF) ve
Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu (European Confederation of Iron and
Steel Industries- EUROFER) işbirliği ile 21 Haziran 2006 tarihinde oluşturulan Çelik
Endüstrisine ilişkin Sektörel Sosyal Diyalog Komitesi’nden de bahsetmek de fayda
bulunmaktadır. Söz konusu girişim, Avrupa çelik endüstrisinin küresel rekabet edebilirliğine
katkıda bulunmayı ve kaliteli iş olanakları için yüksek oranda istihdamı sağlamayı
amaçlamaktadır. Söz konusu Komite, aynı zamanda, Avrupa ve ulusal düzeyde politika
gelişmelerine katkıda bulunmak amacıyla tavsiyeler vermeyi hedeflemektedir. Buna ek
olarak, Komite, çelik sektörüne ilişkin AB politikalarının sosyal, ekonomik ve istihdama
ilişkin sonuçlarını gözlemlemeyi öngörmektedir37.
Komite’den ayrı olarak, EUROFER, ortak araştırma projelerine (düşük karbon çelik üretimi)
ilişkin başlıca yenilikçi fikirler geliştirmeyi; AB çelik araştırma eylemlerine katılmayı ve
sektörün başlıca zorluklarına ilişkin envanter oluşturmayı amaçlayan araştırma ve geliştirme
eylemlerini teşvik etmekte ve gerçekleştirmektedir.
36
Daha fazla bilgi için Bkz:
http://www.worldautosteel.org/newsrelease.do;jsessionid=540F0C0C9E89E1953BF6858C49CB6314?mid=1&
id=154
http://was.iconicweb.com/assets/attachments/Bali_COP-13_Speech.pdf
http://was.iconicweb.com/assets/attachments/WorldAutoSteel_MediaRelease_UNFCCC-Bali_11Dec2007.pdf
37
http://www.eurofer.org/docs/pressRelease/SSDC.pdf
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
52
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
E. Yeni Raporlar ve Gelişmeler
2008 yılının Şubat ayında, Avrupa Komisyonu metal endüstrilerinin rekabet gücüne ilişkin
bir Tebliğ kabul etmiş; enerji, iklim değişikliği ve çevresel hedefler, araştırma &
geliştirme ve inovasyonun rolü, ticari hususlar ve hammaddelere erişim konuları mercek
altına alınmıştır.
Tebliğ, sektörün performansını etkileyen başlıca faktörleri belirlemekte ve Avrupa
Komisyonu, Üye Devletler ve endüstrinin sektörün gelecekteki rekabet gücünü ne şekilde
koruyup güçlendireceğinin yanı sıra, 2020 yılına kadar seragazı azaltım hedeflerine nasıl
uyum sağlanacağına dair önerileri içermektedir.
Ayrıca, çelik sektörünün rekabet gücünü etkileyen hususları kapsamlı bir şekilde inceleyen
önemli bir Araştırma da, 2008 yılının Ağustos ayında, Rekabetçilik ve Yenilikçilik
Programı çerçevesindeki Teklif Çağrıları’nı takiben bağımsız bir uzman kadrosu tarafından
hazırlanmıştır. Bahse konu Araştırma, AB çelik endüstrisindeki mevcut rekabetçi konuma
dair analizler ve sektörün karşılaştığı risk ve sorunlar üzerine temellenmektedir. Sektörün
karşılaştığı sorunlar arasında, Araştırma özellikle endüstrinin faaliyet merkezlerinin Doğu
Avrupa’ya kaydırılması ve yeni rakipler gerçeğinin yanı sıra, hammadde talebi ve tedariki
arasındaki dengesizlikler, ticaret politikaları, çevre yönetmelikleri ve nitelikli işgücü
sorunlarını ele almaktadır.
Bu bağlamda, Rapor, iklim değişikliği sorunu, ileri teknoloji alanında liderlik, bilgi
paylaşımının geliştirilmesi ve AB enerji ve taşımacılık piyasalarının işleyişine ilişkin bir
dizi eylem alanında birçok olası stratejik seçeneği belirlemektedir.
Araştırma, AB-27’deki demir-çelik ürünlerinin belirlenmesi, çelik tüpler ve çelik üretimi
hususlarını da kapsamaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
53
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
IV.
AB ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN İÇTİHAT KARARI
Bu bölüm, çelik sektörüne ilişkin Devlet yardımları ile ilgili AB düzenlemelerine yönelik bir
davanın ayrıntılı bir analizini yapmaktadır. Bu yolla, içtihat kararları ile oluşturulan temel
ilkelerin sunulması ve konunun daha iyi kavranabilmesi hedeflenmektedir.
Çelik Sektörü ile İlgili Devlet Yardımlarına İlişkin İçtihat Kararı
Konu: Ön karara referans: Çelik sektörüne ilişkin Devlet Yardımları – Ortak Pazar ile
uyumlu olmayan yardımın açıklanması - 18 Temmuz 2007 tarihli Mahkeme Kararı (Grand
Chamber)
Dava C-119/05
Avrupa Adalet Divanı raporları 2007
Taraflar:
Ministero dell'Industria, del Commercio e dell'Artigianato (İtalyan Sanayi, Ticaret ve El
Sanatları Bakanlığı ), Lucchini SpA’ya karşı.
Özet:
İtalyan hukuku kapsamında kurulmuş bir şirket olan Lucchini SpA, İtalyan Sanayi, Ticaret
ve El Sanatları Bakanlığı’nın (Ministry for Industry, Trade and Crafts of Italy -MICA) devlet
yardımlarının geri ödenmesine ilişkin kararına karşı çıkmıştır. MICA, Mezzogiorno
Bölgesi’nin devlet yardımlarına ilişkin yönetiminden sorumludur.
1985 yılında, Lucchini SpA belirli çelik tesislerini modernleştirmeye yönelik olarak
183/1976 No’lu İtalyan yasası38 kapsamında bulunan yardım için yetkili İtalyan otoritelerine
başvurmuştur. Bahse konu yardım, maliyetlerin %30’unu karşılayan sübvansiyonları ve
krediye ilişkin faiz oranı sübvansiyonlarını kapsamaktadır.
İtalyan yetkili makamları, söz konusu çelik şirketine verilecek olan çevre korumasının
geliştirilmesine yönelik yatırımlar ile ilgili yardımın planını Avrupa Komisyonu’na
bildirmiştir.
Avrupa Komisyonu, yardım önlemine ilişkin daha fazla bilgi (örneğin, türü, talep edilen
kredinin faiz oranı, vs.) talebinde bulunmuştur. Komisyon, ayrıca, bahse konu yardımın,
tesislerin yeni çevresel standartlar ile uyumlaştırılmasına yönelik genel bir plan altında
verilip verilmediğinin belirtmesini ilgili yetkili mercilerden talep etmiştir. Ancak, yetkili
merciler işbu bilgi taleplerine cevap vermemiştir.
38
183/1976 sayılı İtalyan yasası uyarınca, Mezzogiorno Bölgesi’ndeki endüstriyel projelerin yatırım
maliyetlerinin %30’una kadar faiz oranı sübvansiyonları ve proje yardımları aracılığıyla sübvansiyonların
verilmesi mümkün olmaktadır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
54
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Avrupa Komisyonu nezdinde bu hususta herhangi bir karar henüz alınmamış iken, yetkili
ulusal merciler sübvansiyon şeklinde ve geçici olmak üzere bu yardımın bir bölümünü 1988
yılında vermişlerdir.
1990 yılında, Komisyon, verilen tüm yardımın ortak Pazar ile uyumlu olmadığını
açıklamıştır. Lucchini SpA, Komisyon’un kararına karşı çıkmazken, İtalyan makamlarına
karşı asliye hukuk mahkemesine davayı getirmiştir. Ancak, asliye hukuk mahkemeleri
Topluluk Hukuku veya Topluluk kararının uygulanabilir hükümlerine atıfta bulunmamıştır.
Sonuç olarak, 1994 yılında, Lucchini SpA’ya en başta talep etmiş olduğu yardımın
tamamının ödemesine karar verilmiştir.
Bu karara ilişkin herhangi bir temyiz davası olmamasından ötürü, 1995 yılı Şubat ayında
dava sonlandırılmış ve bahis konusu yardım Lucchini SpA’ya verilmiştir. Ancak, halihazırda
ortak Pazar ile uyumlu olmadığı açıklanan yardımın verilmesi, İtalyan yetkili makamalarının
Topluluk Hukuku’na aykırı hareket ettiğini göstermiştir. Sonuç olarak, İtalya Sanayi
Bakanlığı bahis konusu yardımı geçersiz kılmış ve Lucchini’den söz konusu yardımı geri
ödemesini talep etmiştir.
1999 yılında, Lucchini SpA’nın başvurmuş olduğu asliye hukuk mahkemesi, verilmiş olan
yardımın son bir karar ile doğrulanmış olduğunu ve bu sebeple kamu makamlarının kendi
eylemini geri alamaycağını beyan etmiştir.
Akabinde, Sanayi Bakanlığı danıştaya (“Consiglio di Stato”) temyiz başvurusunda
bulunmuştur. Danıştay ise, 1994 yılında verilen karar ile 1990 yılında Avrupa Komisyonu
tarafından verilen karar arasında bir aykırılık tespit etmiştir.
Bu sebeple, Danıştay; uygulanması Topluluk hukukuna aykırı olarak nitelenen, bu kapsamda
verilen yardımın geri ödenmesini engelleyen, Komisyon’un nihai kararı ile Ortak Pazar ile
uyumlu olmadığına karar verilen ve res judicata (bir diğer deyişle, “daha önce üzerinde
hukuki karar alınmış konu) prensibini içeren ulusal bir düzenlemenin uygulanmasının
Topluluk hukuku aykırı olup olmayacağı hususunu Avrupa Topluluğu Adalate Divanı’na
sormuştur.
Adalet Divanı, ulusal mahkemelerin Topluluk hukuku hükümlerini tam olarak yürürlüğe
koyması ve Topluluk hukukunun hükümleri ile uyumlu olmadığı belirlenen ulusal hukuk
hükümlerinin uygulanmasının engellenmesini Topluluk Hukuku’nun üstünlüğünün bir
sonucu olarak değerlendirmektedir.
Sonuç olarak, ATAD, İtalyan Medeni Kanunu’nun ilgili maddesinin, Avrupa
Komisyonu’nun nihai kararıyla Ortak Pazar ile uyumlu olmadığı belirlenen, Topluluk
hukukuna aykırı sayılan Devlet yardımlarının geri ödenmesini engellediği ölçüde
uygulanmaması gerektiğine hükmetmiştir.39.
39
Bu davaya ilişkin olarak daha fazla bilgi için Bkz:http://curia.europa.eu/jurisp/cgibin/form.pl?lang=EN&Submit=rechercher&numaff=C-119/05
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
55
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
VI.
YENİ GENİŞLEME DALGASI40 VE AB ÇELİK SEKTÖRÜ
A. Yeni Üye Devletlere Tanınan Geçiş Düzenlemeleri
1. 2004 yılındaki Genişleme Dalgası ile AB’ye Katılan Yeni Üye
Devletler
1 Mayıs 2004 tarihi itibariyle, Birliğe 10 yeni ülkenin katılımının ardından - Slovenya,
Polonya, Malta, Litvanya, Letonya, Estonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi - çelik sektörünün de içinde bulunduğu hemen hemen tüm
sanayi kollarında önemli etkiler gözlemlenmiştir.
Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovenya ve Slovakya’da, çelik sektörünün yeniden
yapılandırma süreci, Avrupa Anlaşmaları ile birlikte başlamıştır. Daha açık bir biçimde
tanımlamak gerekirse, Çek Cumhuriyeti ile yapılan Avrupa Antlaşması AKÇT ürünlerine
ilişkin Protokol 2’ye göre:
“Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren, ilk 5 yıl boyunca ve paragraf 1(iii) de
belirtilen derogasyon doğrultusunda, Sözleşmenin Akit Tarafları, Çek Cumhuriyetinin AKÇT
çelik ürünlerine ilişkin yeniden yapılandırma amacı güden yardımlardan yararlanmasını,
aşağıda belirtilen koşulların sağlanması kaydıyla, kabul etmişlerdir:
•
Yeniden yapılandırma süreci sonunda, normal piyasa koşulları kapsamındaki lehtar
şirketlerinin finansal kapasitesinin oluşmasına öncülük etmek;
•
Bu tür yardımların miktarı ve yoğunluğunun, bu kapasiteye erişmek için kesinlikle
gerekli olduğu kabul edilen düzeyde sınırlandırılması ve tedricen azaltılması;
•
Yeniden yapılandırma programının, Çek Cumhuriyeti’ndeki kapasitenin azalması ve
küresel rasyonelleştimeye ilintili olması.”
Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne yönelik olarak öngörülen yeniden yapılandırma sürecinin
zamanı, ulusal yeniden yapılandırma programlarının oluşturulması koşuluna bağlı olarak
uzatılmıştır. AB Katılım Antlaşması uyarınca, Beşinci Genişleme Dalgası dahilindeki yeni
üye ülkelerden bazılarına, çelik sektörüne yönelik Devlet Yardımı verilmesine ve geçiş
dönemleri tanınmasına belirli kurallar çerçevesinde izin verilmiştir. Bu bağlamda, Polonya
(Katılım Antlaşması Protokol 8 - Çelik endüstrisini Yeniden Yapılandırma), Çek
Cumhuriyeti (Katılım Antlaşması Protokol 2 - Çelik endüstrisini Yeniden Yapılandırma),
Slovakya (EK XIV- Mali Yardım Planı) bu özel Devlet Yardımlarını sağlamak için harekete
geçecektir.
40
Bahse konu “Yeni Genişleme Dalgası”, 2004 yılı Mayıs ayında 10 yeni Üye Devletin katılımı ile başlayan ve
1 Ocak 2007 tarihinde Bulgaristan ve Romanya’nın Birliğe katılımı ile tamamlanan AB’nin son genişleme
dalgasını ifade etmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
56
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Her bir geçiş dönemi, ülkeler tarafından sektörel düzeyde hazırlanan Çelik Yeniden
Yapılandırma Ulusal Programı ve kurumsal düzeyde Bireysel İş Planları sunmak
kaydıyla verilecektir.
Yeniden yapılandırma programlarının genel amacının, yararlanıcı şirketlerin uzun dönem
sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik olduğunu belirtmekte fayda vardır. Bu amaçla, söz
konusu şirketlerin bireysel iş planlarının Avrupa Komisyonu’na sunulması gerekmektedir.
Onaylanma testi şirket bazında gerçekleştirilmektedir.
Avrupa Birliği’nin Beşinci Genişleme dalgasına dâhil olan ülkeler için, AB üyeliğinin birçok
doğrultuda ekonomik değişimler yaratması beklenmektedir. Örneğin, tüm bu ülkelerde “dört
özgürlüğün” gelişimi, malların ve hizmetlerin ticaretine yönelik engellerin kaldırılmasını
içeren Topluluk müktesebatının uygulanması yoluyla, Tek Pazarın alanını genişletmekte;
sermayenin hareketini ve AB işgücünün serbest dolaşımını kolaylaştırmaktadır. Aynı
zamanda, bahsekonu süreç ile birlikte, AB fonları aracılığıyla kalkınmanın desteklenmesi
önerilmekte ve Maastricht Kriterlerini yerine getiren yeni Üye Devletlere Euro’ya uyum
sağlamaları konusunda zorunluluk getirilmektedir41.
İşbu değişiklikler, genişleyen AB Pazarında faaliyet gösteren çelik endüstrisinde de önemli
değişimlere neden olmaktadır:
•
Yeni Üye Devletlerin AB’nin GSMH’nın %5’inden az ek getirmesine rağmen,
(75 milyon yeni vatandaşla birlikte) İç Pazarın boyutu genişlemiştir.
•
Özellikle yeni Üye Devletlerde, ekonomik büyüme artacaktır.
•
Endüstriyel, sosyal ve altyapısal gelişimi desteklemek üzere, önemli AB
fonlarına erişim sağlanmıştır.
•
AB çevre kanunlarının kabulü, potansiyel olarak yüksek ek maliyetlere yol
açacaktır.
•
Şirketler arası rekabetin güçlenmesi, kaliteyi de artıracaktır.
EUROFER’e (Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu) göre, genişleme süreci,
AB’nin çelik yapma kapasitesini yıllık 40 milyon tondan 240 milyon tona ve üretim
kapasitesini de 183 milyon tondan daha fazlasına, yani dünya çelik üretimin %19’unu
oluşturacak şekilde yükseltecektir.
41
Ülkelerin Celik sektörüne ilişkin Raporları için, bknz: http://ec.europa.eu/enterprise/steel/countries.htm
Yasal temel hakkında daha fazla bilgi için, bknz:
http://ec.europa.eu/enterprise/steel/legal.htm
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
57
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Yeni Üye Devletlerin 6’sı (Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Slovenya ve
Letonya) çelik imalatı ve/veya metal işçiliğinin diğer ülkelerde gerçekleşmesine rağmen,
çelik yapım tesislerine sahiptir. Yalnızca Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve
Macaristan uluslararası öneme sahip miktarlarda çelik üretmektedir. Polonya, aralarındaki en
büyük çelik üreticisidir ve üretimi, toplam sınaî üretimin yüzde beşini oluştururken, Çek
Cumhuriyeti ise AB çelik üretiminin %3’ünü karşılamaktadır.
Her bir yeni Üye Devletteki çelik üretimi, sadece tek bir şirket tarafından yürütülmektedir.
Bununla birlikte, aralarından hiçbiri dünyanın en büyük 30 üreticisi arasına girememektedir.
Bu ülkelerde, düşük işgücü üretkenliği ile tüketici kalitesini karşılama konusundaki ve
teslimat gereksinimlerindeki zorluklar, potansiyel birer sakınca doğurmaktadır.
Yeni Üye Devletlerin katılımı, AB’yi, Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci çelik
pazarı haline getirerek, AB çelik tüketimini yıllık olarak 163 milyon ton civarına
ulaştırmıştır.
Çelik veya çelik ürünleri ihraç veya ithal etmek isteyen herhangi bir şirketin, vergilendirme
ve gümrüklere ilişkin AB kanunlarıyla uyumlu olma zorunluluğunun, altının çizilmesinde
yarar vardır. Ayrıca, 1 Mayıs 2004 tarihinden başlayarak, AB Gümrük Kodu ve Uygulama
Yönetmelikleri, ulusal mevzuata otomatik olarak aktarılmış bulunmaktadır.
Mayıs 2004’te gerçekleşen Avrupa Birliği’ne katılımdan önce, finansal kapasiteye
erişemeyen birçok şirketin olmasından dolayı, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin AB ile
gerçekleştirdiği müzakerelerde, geçiş dönemleri konusunda resmi pazarlıklar yapılmıştır.
Bununla amaçlanan, birtakım özel şirketlere Devlet yardımı verilmesini sağlamaktır. O
zamandan beri, Avrupa Komisyonu, birtakım alanlara ilişkin tavsiyeler yayınlamak üzere,
bahsekonu ülkelerin yeniden yapılandırma çabalarında ulaştıkları ilerlemeyi gözlemlemiştir.
Çek ve Polonyalı çelik şirketlerinin yeniden yapılandırılması, şu an için büyük ölçüde
tamamlanmıştır. Komisyon’un yatırım, üretkenlik artışı ve maliyet azalması gibi yeniden
yapılandırma kıyaslamalarına büyük önem atfettiğinin bilinmesinde fayda vardır. Ayrıca,
bahsekonu önlemler, şirketlerin olası ekonomik değişikliklere karşı daha güçlü hale
gelebilmesi için eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır42.
Slovakya için, 2009 yılının sonunda veya toplam yardım değeri 500 milyon USD’ye ulaştığı
zaman (hangisi daha evvel gerçekleşirse), çelik sektöründeki bir işletmeye finansal yardım
verilmesi tasarlanmıştır. Bu yardımın amacı, işgücü fazlasının zaman içinde akılcı bir yolla
azaltılmasına öncülük edilmesidir. Aynı zamanda, yardımın toplam değeri aşırı insan gücü
maliyeti toplamı ile karşılaştırılabilir olması tasarlanmıştır.
Öte yandan, bu yeni Üye Devletlerin Kömür ve Çelik Araştırma Fonuna olan katkısına,
sektörün her ülke içindeki önem sıralamasındaki yerine bakılarak karar verilmektedir.
Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Slovakya, Macaristan, Letonya ve Estonya 2006 yılı
başından itibaren, bahsekonu fona katkıda bulunmaktadır.
42
Daha geniş bilgi için, bknz: http://ec.europa.eu/enterprise/steel/index_en.htm
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
58
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Ülke adı
Çek Cumhuriyeti
Estonya
Letonya
Macaristan
Polonya
Slovakya
Slovenya
Fona yapılan katkı (milyon Euro)
39.88
2.5
2.69
9.93
92.46
20.11
2.36
2. Bulgaristan ve Romanya
Bulgaristan ve Romanya 1 Ocak 2007 tarihinde AB’ye katılarak AB üye sayısını 27’ye
yükseltmiştir. Gümrük engelleri, AB ülkeleriyle olan 15 sınırda kaldırılmıştır; ama
Bulgaristan’ın Türkiye, Sırbistan ve Makedonya ile olan sınırlarındaki denetimler, blok
standartları karşılamak için bu ülkelerdeki reformları izlemeye ilişkin olarak
güçlendirilmiştir.
Bulgar çelik sektörünün yeniden yapılandırılması süreci, katılım tarihine kadar, Bulgaristan
Hükümeti’yle yapılan Avrupa Antlaşması’nın 2 nolu Protokolüyle düzenlenmiştir.
Bulgaristan hükümeti, 18 Mart 2004 tarihinde, Protokolün gereksinimlerine uygun olarak,
çelik sektörüne yönelik Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı’nı ve 1998–2006 yıllarını
kapsayan dönemde Devlet Yardımlarından yararlanan şirkete (Kremikovtzi) yönelik bireysel
iş planını kabul etmiştir. AB ve Bulgaristan, 2007 yılının sonuna kadar, altı aylık raporlar ve
dış danışmanlar tarafından yapılmış analizler doğrultusunda, yeniden yapılandırma
programının uygulanmasını yakinen gözlemleme konusunda anlaşmaya varmışlardır.
Gözden geçirilmiş Ulusal yeniden Yapılandırma Programı, 13 Eylül 2006 tarihinde Bulgar
Hükümeti tarafından onaylanmış ve 19 Eylül 2006 tarihinde resmen Komisyon’a
bildirilmiştir.
2008 yılına kadar yeniden yapılandırmaya yönelik olarak uzatmadan yararlanmak üzere
başvuruda bulunan Bulgaristan, koşulların karşılanmaması durumunda, Devlet yardımı
talebinde bulunma seçeneğinin genişletilmesini de kabul etmiştir.
AB ile Romanya arasında, 2002 yılında, belirli çelik ürünlerine ilişkin miktar kısıtlaması
olmaksızın çift taraflı kontrol sisteminin kurulmasına ilişkin özel anlaşmalar imzalanmış
ve işbu anlaşmaların süresi, Avrupa Birliği’ne katılım tarihine dek yürürlükte kalan (ve artık
yürürlükte olmayan) bir Konsey Yönetmeliği ile uzatılmıştır.
Katılım Senedi’nin 23.Maddesi’nde yer alan bir liste aracılığıyla, Bulgar çelik endüstrisine
yönelik geleneksel önlemler bir araya getirilmiştir.
Bulgaristan’ın AB üyeliğine yönelik olarak teknik yardım durumuna ilişkin Gözlem
Raporu’na göre, çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılması ciddi olarak ertelenmiştir ve
üzerinde mutabakata varılmış olan yeniden yapılandırma döneminin sona ermeden, bu
finansal kapasiteye erişilmesi mümkün görülmemektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
59
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bulgaristan’ın, özelleştirme ve yeniden yapılandırma alanlarındaki hazırlıklarını
kuvvetlendirmeye gereksinimi bulunmaktadır. Çelik sektörüne yönelik ulusal yeniden
yapılandırma programına katılım için daha fazla çaba sarfedilmesi gerekmektedir.
Romanya çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılmasına yönelik geleneksel önlemler
Katılım Senedi (EK VII, Kısım 4, Bölüm B) EK VII İlave A içinde yer almaktadır.
Romanya için öngörülen geçici önlemler çerçevesinde, Devlet yardımlarından yararlanan
her şirket, entegre olmayan çelik şirketleri söz konusu ise %10’luk ciroları sonucu oluşan
yıllık asgari brüt maliyetini; entegre çelik imalathaneleri söz konusu olduğunda %13,5’ini
ve öz sermayenin üzerinden alınan cironun asgari %1,5’luk hasılatını, 31 Aralık 2008
tarihinden geç olmamak kaydıyla, sağlamakla yükümlüdürler. Bu durum 2005–2009 dönemi
için yıllık olarak uygulanan bağımsız değerlendirme aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Öte
yandan, AB çelik endüstrisinin eriştiği üretkenlikle kıyaslanabilir bu genel üretkenlik düzeyi,
31 Aralık 2006 tarihi itibariyle tedricen gerçekleştirilmelidir. Bu süreç, 2005–2009 yılları
arasında yıllık olarak gerçekleştirilen bağımsız değerlendirmeye de tabi tutulacaktır. Son
olarak, sektörün finansal kapasitesini sağlamak için, bahsekonu lehtar ülkelerin iş planlarıyla
uyumlu olacak şekilde, maliyetteki azaltmalara özel bir önem atfedilmelidir.
Çelik endüstrisine yönelik Devlet Yardımlarına ilişkin olarak, Romanya ulusal çelik
yeniden yapılandırılması programını uygulamak ve programın taahhütleri çerçevesinde çelik
tesislerine herhangi bir yardıma izin vermemek amacıyla, Avrupa Komisyonu ile sıkı bir
işbirliği içinde bulunmaktadır. Buna rağmen, yeniden yapılandırma sürecinin sonunda uzunvadeli finansal kapasiteye erişen şirketlerin kazançlarını teminat altına almak amacıyla,
Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı dışında yer alan çelik şirketlerine tahsis edilen
yeniden yapılandırma yardımı yakın takibe almıştır.
Tarihsel açıdan bakıldığında, Bulgaristan AB’de yassı ürünler alanında üstün bir net
ihracatçı; uzun ürünlerde ise net ithalatçı konumunda olagelmiştir. Bulgar çelik sektöründe
sıcak, soğuk ve kaplamalı ürünler üstüne odaklanan Kremikovtzi AD adlı şirket hâkim
konumdadır. Romanya endüstrisinde ise, uzun ve yassı ürünlerde ve çelik boru yapma
kapasitesinde önemli aşama kaydedilmiştir. Romanya çelik sektörü, Ispat Sidex şirketi
tarafından yönetilmektedir.
3. Genişlemenin Çelik Sektörüne Etkileri
Yeni Üye Devletlerdeki çelik endüstrisi, birçok etkisiz tesisin kapatılmasıyla birlikte önemli
bir yeniden yapılandırma sürecine tanıklık etmiştir. Yaygın olan kanıya göre, bu ülkelerin
kendi endüstrilerini yeniden yapılandırması adına önemli miktarda Devlet yardımından
faydalanmaları gerekmektedir.
Genişleme sürecinin bir parçası olarak, AB–15 Ülkeleri, yeni Üye Devletlerle, bahsekonu
sektörün 2006 yılı itibariyle ticari açıdan ayakta durabilir hale getirilmesi ve endüstrinin
üretkenliğinin artırılması amacıyla, çelik sektörünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin
özel anlaşmalar serisini resmi olarak müzakere etmişlerdir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
60
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bahsekonu anlaşmalar, ulusal katılım anlaşmalarına dâhil edilmiştir ve belirli koşulların
karşılanması halinde belirli bir zaman sürecinin ilerisinde bir dönem için birtakım Devlet
yardımlarının verilmesine ilişkin “onaylanmış yeniden yapılandırma ulusal programlarının
onaylanmasını içermektedir. Bireysel olarak çelik üretiminde bulunanlar için de özel
müddetler sıralanmıştır. Bunun karşılığında, Yeni Üye Devletlerdeki eski çelik işçilerine,
yeni sürece uyum sağlama ve çalışma eğitimi konusunda destek mahiyetinde AB fonlarına
erişim sağlanmıştır.
Avrupa Komisyonu, üzerinde mutabakata varılmış müddetlerdeki herhangi bir ihlal ile etkin
bir şekilde ilgilenmek amacıyla yeni Üye Devletlerin, kendi katılım anlaşmalarına riayet edip
etmediklerini yakinen gözlemlemektedir.
Öte yandan, yeni Üye Devletlerin çelik endüstrilerindeki yatırım, yeniden yapılandırma ve
özelleştirme süreci tarafından yönlendirilmektedir. AB üyelik süreci geri dönülmez bir
şekilde devam etmesi gerçeğinden hareketle, uluslararası çelik şirketlerinin yaklaşımı daha
katı hale gelmiştir ve bu bölgeye yatırım yapmaya olan ilgileri daha da artmıştır. Bu şartlara
paralel olarak, yeni Üye Devletler, üyeliğe kabul gereksinimlerini karşılamak için
endüstrilerini yeniden yapılandırmaya başlamışlardır.
Yeni Üye Devletlerdeki çelik üreticilerine yönelik bir diğer önemli zorluk, AB çevre
mevzuatıyla uyumluluk yeteneklerine ilişkindir. Örneğin, Çelik endüstrisi Entegre Kirlilik
Önleme ve Kontrol Yönergesi’ni uygulamak ve eylemlerini, mevcut en iyi tekniklere
uyumlu bir çizgiye getirmeyi teminat altına almakla yükümlü olacaktır.
Genişleme dalgası, birçok ülkenin katılım anlaşmalarını etkilemiştir. Tüm yeni AB üye
Devletlerine uygulanan belirli çelik ürünlerindeki ticarete ilişkin gümrük tarifeleri, tedricen
azaltılacaktır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
61
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
VII. TÜRKİYE’DEKİ YASAL ÇERÇEVE VE TÜRKİYE’NİN ÇELİK
SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATINA UYUM
DURUMU
A. Çelik Sektörüne ilişkin AB-Türkiye İlişkileri Tarihçesi
Ankara Anlaşması (12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan ve 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe
giren) Türkiye ve AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) arasında bir ortaklık oluşturmuştur.
Türkiye ve AET arasında imzalanan söz konusu Anlaşma’dan beri, çelik sektörüne ilişkin
ürünler Ankara Anlaşması kapsamının dışında tutulmaktadır. Buna ek olarak, Ankara
Anlaşması 26. Maddesi kapsamında, “ Anlaşma’nın, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu yetki
alanı içinde yer alan ürünlere uygulanamayacağı” açıkça belirtilmektedir.
Bu sebeple, 23 Kasım 1970 tarihinde imzalanan ve 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren
Katma Protokol’e eklenen Çerçeve Anlaşması ile sonuçlanan, çelik sektöründe ilgili taraflar
arasındaki ilişkilerin tanımlanması ve düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bununla birlikte, Çerçeve Karar’ın, uygulama prosedürü, süresi ve koşullarının daha sonra
belirlenmesini şart koşması ve 1995 yılının sonuna kadar hiçbir uygulama önleminin
hazırlanmaması sebebiyle, AKÇT Antlaşması’nın kapsadığı ürünlerin ticaretine ilişkin olan
taraflar arasında öngörülen İmtiyazlı Ticaret Rejimi yürürlüğe konulmamıştır.
1994 yılında, Gümrük Birliği amacını gerçekleştirmeye yönelik çalışmalar hız kazanmış ve
söz konusu rejimin uygulanmasına ilişkin müzakereler başlamıştır. Sonuç olarak, Türkiye,
AKÇT ile bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmıştır. 1 Ağustos 1996 tarihinde yürürlüğe
giren söz konusu Anlaşma’nın hedefi, çelik ticaretine ilişkin gümrük vergilerinin karşılıklı
olarak kaldırılmasıdır. Bahis konusu Serbest Ticaret Anlaşması uyarınca, AB 630 ürüne ilişkin
gümrük vergilerini kaldırırken, Türkiye yassı ürünler, üretimi yeterli olmayan özel çelik
ürünleri, paslanmaz çelik ürünleri ile endüstri tarafından artık üretilmeyen 498 özel çelik ürünü
kapsamında gümrük vergilerini kaldırması öngörülmüştür.
Bunun yanı sıra, Türkiye, diğer 132 uzun ve özel çelik ürününe ilişkin gümrük vergilerini
kademeli olarak kaldıracağı düzenlenmiştir. Son olarak, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin, söz
konusu Anlaşma’nın genel hükümleri uyarınca, üçüncü dünya ülkeleri ile olan ticarete ilişkin
gümrük vergileri üzerinde serbestçe karar vereceği belirtilmektedir.
Anlaşma’nın 8. Maddesi, her durumun ayrı değerlendirilmesi koşuluyla, çelik işletmelerine
gerekli kamu yardımlarını sağlayarak, Türk çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılması ve
dönüştürülmesine yönelik olarak 5 yılık bir geçiş sürecini içerdiği belirtilmesi gereken bir
husustur. Söz konusu geçiş süreci, 2001 yılı Ağustos ayında sona ermiştir. Ancak, 20 Aralık
2000 tarihinde, Türk otoriteleri, resmi bir şekilde sürecin uzatılmasına yönelik olarak AB’ye
başvurmuştur.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
62
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Brüksel’de gerçekleştirilen görüşmeler ve tolantıları takiben, AB, Türk otoritelerinden, geçiş
sürecini uzatmak amacıyla yeniden yapılandırma aşamasında yer alması gereken tüm şirketler
için detaylı bilgi ve münferit iş planları sağlayan, yeterli bir Ulusal Yeniden Yapılandırma
Programı (NRP) hazırlamasını talep etmiştir. Buna ek olarak, bağımsız ve etkin bir devlet
yardımları otoritesinin kurulmasının gerektiği vurgulanmıştır.43
2006–2010 dönemini kapsayan Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı, 31 Ağustos 2006
tarihinde Avrupa Birliği’ne sunulmuştur. Söz konusu Plan’ın amacı, 31 Temmuz 2001
tarihinden itibaren sektöre sağlanmış olan devlet yardımlarını AB gereksinimleri ile
uyumlaştırmak ve gelecekte verilecek yardımları bu çerçevede altında verilmesini sağlamaktır.
Çelik Sektörüne ilişkin Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı’nın temel prensipleri
aşağıda yer almaktadır:
-
Devlet yardımlarının, ürünlerin dönüşümü ve yeniden yapılandırılmasına
yönelmiş olması;
Yassı ve uzun ürünlerin tüketimi ile ürün arasındaki dengesizliğin düzeltilmesi;
İlgili sektördeki rekabet gücünün, Serbest piyasa koşullarına uyumlu olarak
arttırılması;
Yüksek katma-değere sahip ürünlere (yani, yassı ürünler) ilişkin sektörlere
yönelim;
Çevreye ilişkin Avrupa mevzuatına uyum sağlanması.
Bu çerçevede, AB’ye iletilen Yeniden Yapılandırma Programı’nın, hazırlıkları hâlihazırda
devam eden Bireysel İş Planları’nı içermediğinin altını çizmekte fayda bulunmaktadır.
Türk Ulusal yeniden Yapılandırma Programı sonuçları ışığında, kömür ve çelik sektörlerine
ilişkin yeniden yapılandırma maliyetinin yaklaşık 1 milyar Dolar olması beklenmektedir.
Avrupa Komisyonu, Devlet yardımlarının Ulusal
çerçevesinde verilebileceğinin altını çizmektedir.
Yeniden
Yapılandırma
Programı
AB, Türkiye’den aşağıda yer alan hedefleri yerine getirmesini beklemektedir;
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Uzun çelik ürünlerinin üretim fazlasını, üretimi yetersiz bulunan
yassı ürünlere dönüştürülmesi;
Serbest Pazar koşulları altında sektörün sürdürülebilirliğinin
arttırılması ve rekabet edilebilirliğin sağlanması;
Çelik ürünlerinin kalitesinin ve sektörel etkinliğin arttırılması;
Üretim süreçlerinin AB çevre standartları ile uyumlaştırılması.
43
AB katılım prosedürleri çerçevesinde, bir Katılım Ortaklığı Belgesi, her bir aday ülkeye, Üye Devlet olmaya
yönelik hazırlık sürecinde gerekli desteğin verilmesi için oluşturulmaktadır. (“Müzakere ve Tarama Süreci”
başlığı altında detaylı bir biçimde açıklanmaktadır.)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
63
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
B. AKÇT – Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması ve Ulusal Program
Türkiye’nin en önemli hedeflerinden biri, Türk sanayisinin gelişimini temin edecek olan
ilgili Ab mevzuatının eksiksiz bir şekilde uygulanmasıdır. Zira, bu şekilde, uygun seviyede
bir rekabet edilebilirliğin sağlanması ve gereksinim duyulan istihdam ve katma değerin
temin edilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin gelişimi ve
endüstriyelleşme sürecinde Türk çelik sektörü, önemli bir role sahiptir.
Geçen yıllarda çelik sektöründe meydana gelmiş en önemli gelişmelerin başında, Avrupa
Birliği ile Gümrük Birliği sürecinin başlamasına paralel bir şekilde, 1996 yılında Avrupa
Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) ile serbest ticaret antlaşması imzalanmış olmasıdır.
Sonuç itibariyle, AB ve Türkiye arasındaki ticaretin gelişimine katkısı bulunması gayesiyle,
çelik ticaretindeki gümrük vergileri karşılıklı olarak kaldırılmıştır. AKÇT Antlaşmasının
imzalanmasıyla birlikte, çelik sektörünün dış rekabete açılması için önemli bir adım
atılmıştır. Serbest Ticaret Anlaşması’na göre, Çelik Sektörüne yönelik Devlet Yardımları,
Türkiye ve Topluluk arasındaki ticareti etkilemesi durumunda yasaklanmıştır.
Buna rağmen, çelik sektörü içindeki değişen amaçlar ve yeniden yapılandırmaya dayanarak,
Devlet Yardımına 5 yıllığına ve özel koşullar altında izin verilmektedir. Bu koşullar aşağıda
sıralandığı şekildedir:
ƒ
ƒ
ƒ
Meslek tanımlama planı (job description plan) doğrultusunda, sektörel olarak
verilen Devlet Yardımlarının tanımlanması;
Sıcak haddeleme ürünlerinde Türkiye’deki kapasitenin artırılmasına neden
olmaması;
Şirketlerin etkinliğini arttırarak normal rekabetçi piyasa koşullarının
uygulanması ve hacim ve yoğunluk olarak önceden belirlenen hedeflerin
aşılmaması.
AKÇT-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’yla uyumlu olarak, bir yandan Avrupa Birliği 630
üründe gümrük vergilerini kaldırırken, diğer yandan Türkiye ise yassı ürünler ve üretimi
yetersiz olan özel çelikler, paslanmaz ürünler ve bazı özel çeliklere (498 ürün) ilişkin
gümrük vergilerini kaldırmakla yükümlüdür. Türkiye, geriye kalan 132 ürüne (uzun ürünler
ve özel çelik ürünleri) ilişkin 132 ürüne yönelik olarak gümrük vergilerini tedricen
kaldıracaktır. Anlaşmaya göre, hem Avrupa Birliği, hem de Türkiye, Üçüncü Ülkelerle olan
ticarete yönelik gümrük vergilerine özgürce karar vereceklerdir.
Bu bağlamda, Anlaşmanın 8.maddesi, Türkiye için 5 yıllık geçiş dönemi öngörmüştür. Bu
geçiş döneminin amacı, uyumlaştırma sürecinin garanti altına alınması ve Türkiye’nin çelik
endüstrisinin yeniden yapılandırılıp dönüştürülmesidir. Bunun da, çelik şirketlerine her bir
duruma özgü bir şekilde tek tek kamu yardımı tahsis ederek gerçekleşmesi hedeflenmektedir.
Bu geçiş döneminin 2001 yılının Ağustos ayında sona ermesine rağmen, Türk mercileri
resmi olarak 20 Aralık 2000 tarihinde AB’ye başvuruda bulunarak, bahsekonu sürenin
uzatılmasını talep etmişlerdir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
64
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu çerçevede, AB, Türk yetkililerinden, geçiş dönemini uzatmak amacıyla yeniden
yapılandırma süreci içinde yer almaya ihtiyaç duyan tüm şirketlere ilişkin “bireysel iş
planları” ve detaylı bilgi sağlayan kabul edilebilir Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı
hazırlamalarını talep etmiştir. Bu bağlamda, bağımsız olarak faaliyette bulunan ve Devlet
yardımlarını denetleyen bir otoritenin kurulması, Türkiye’nin ilerleme raporlarında öncelikli
bir konu olarak vurgulanmaktadır.
Öte yandan, anlaşma dâhilinde, Devlet yardımlarının tahsisi, kapasite düşmesinden dolayı
işten çıkarılmış olan çalışanlara verilen sosyal yardımlar, kapasite düşmesine karşı yapılan
teşvikler, Ar-Ge faaliyetleri ve çevresel konularla sınırlanmaktadır. Buna rağmen, sektöre
yönelik olarak verilen Devlet yardımlarının verilmesine, üretim dönüşümüne yönelik yatırım
ve yeniden yapılandırma amacıyla ilintili olarak, beş yıllık bir dönem için devam edeceği
üstüne mutabakata varılmıştır. 1999 yılından beri, AB menşeli çelik ürünlerinin ithalatına
yönelik uygulanan vergiler, yazılı koruma oranlarını feshetmek suretiyle, tamamen
kaldırılmıştır. Önceleri, çelik ürünleri için öngörülen üç yıllık geçiş dönemi için gümrük
vergileri tedricen düşürülmüş idi. Anlaşmadan beri, AB-Türkiye arası çelik ticaretinde
önemli bir ilerleme kat edilmiştir. AKÇT Antlaşması sona ermesinden itibaren, AKÇTTürkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nın (1996) güncellenmeye ihtiyacı bulunmaktadır.
Gümrük Birliği içine çelik ürünlerini de dâhil etmek üzere prensip kararı alınmıştır.
Çelik endüstrisi alanında, çelik endüstrisine yönelik Devlet yardımına ilişkin Topluluk
kurallarını oluşturan 18 Aralık 2006 tarihli ve 2496/96/AKÇT sayılı Komisyon Kararı,
Türkiye’nin Bölüm 6- Rekabet Politikası altında Ulusal Program dâhilindeki açık-uçlu uyum
taahhütlerinden dolayı artık yürürlükte bulunmamaktadır. Aynı zamanda, Bölüm 15- Sanayi
Politikası ve Bölüm 25-Gümrük Birliği altında da taahhütte bulunulmamıştır.
2003 tarihli Ulusal Program’dan bu yana, işbu programın en son gelişmeler uyarınca
güncellenmesi gerektiğinden dolayı, ilerleme raporlarına ve tarama süreci belgelerine
dayanmak çok daha güvenilir bir kaynak olacaktır. Ayrıca belirtilmesi gereken bir diğer
husus ise, Ulusal Programlarda taahhütler için özel zaman sınırlaması öngörülmüş olsa bile,
Türkiye çelik sektörüne ilişkin mevzuata ilişkin yasal yükümlülüklerin tümüyle uyumu
henüz sağlayamamıştır. Öte yandan, Türkiye’de bahsekonu alanda bir yasa kabul edilmiş
olsa bile, yasanın onaylanma tarihi ertelenebilmektedir.
C. Türkiye’de Çelik Sektörüne İlişkin Mevcut Durum
Türk çelik sektörü, Avrupa’ya coğrafi yakınlığı ve yüksek büyüme potansiyelinden dolayı,
küresel çelik piyasasında imtiyazlı bir konumda bulunmaktadır. Buna rağmen, uzun ve yassı
çelik ürünlerinin üretimi ve tüketimi arasındaki oransızlığın yol açtığı yapısal problemlerle
karşılaşmaktadır. Yani, uzun ve yassı ürünlerin tüketim oranı %50–50 iken, üretim oranı ise
%12–86 seviyesinde yer almaktadır.
2008 yılında Türkiye, Avrupa’nın 3. en büyük çelik üreticisi iken dünya çapında çelik
üreten ülkeler sıralamasında 11. olmuştur. Türkiye, 2010 yılında 29.1 milyon tonluk çelik
üretimi ile dünyadaki onuncu en büyük Avrupa’daki ikinci en büyük çelik üreticisi
olmuştur44.
44
http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=6&Itemid=6&lang=en
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
65
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Buna ilaveten, Çelik İhracatçıları Birliği’nin hesaplamalarına göre, “ Türkiye’de
200.00’den 5 milyon tona uzanan kapasiteye sahip 24 elektrik ark ocağı imalathanesi ve 2
adet endüksiyon ocağı ve kapasitesi 1.5 milyondan 3.5 milyon tona uzanan 3 adet bazik
oksijen fırınında (BOF Plants) vardır”45. Çelik endüstrisi Türkiye ekonomisine katkıda
bulunan üçüncü en büyük endüstridir46.
Türk çelik sektörünün uzun vadeli sürdürülebilirliğinin tutarlı, açık ve makul bir Ulusal
Yeniden Yapılandırma Programı’na dayandığı için çelik sektöründe yeniden yapılandırma
süreci başlamıştır. Öte yandan, Türk çelik sektörü, 2001 yılından beri süregelen yeniden
yapılandırma sürecinden ve AB’nin bu süreç dâhilindeki taleplerini sürekli artırmasından
rahatsızlık duymaktadır.
Ulusal yeniden Yapılandırma Planının hedeflerinden biri olarak, Erdemir devlet hisselerinin
özelleştirilmesinden sonra (Lüksemburg’un Arcelor AS Şirketi ve OYAK’ın -Ordu
Yardımlaşma Kurumu- birleşmesi ile birlikte), Türk çelik endüstrisi tamamen özel sektör
tarafından çalıştırılan bir konuma erişmiştir.
Türkiye, AB’ye, başlıca olarak, yarı bitmiş veya uzun ürünler ihraç etmektedir. Buna
rağmen, Türkiye AB’den yüksek değere sahip yassı ve özel çelik ürünleri ithal etmektedir.
Türkiye’nin en fazla çelik ihracatı yaptığı üçüncü yer Avrupa Birliği olup, Türkiye 2010
yılında Avrupa Birliği’ne 17.3 milyon ton çelik ihraç etmiştir. 47.
Öte yandan, Çelik sektörünün çevresel gereksinimlere uyum sağlama sürecinin, ilgili
şirketlere ek mali yükümlülükler getirmesi beklenmektedir. Aynı durum, yapı malzemelerine
yönelik AT sınıflandırması içindeki uyum süreci için de gerekmektedir. Bu süreç, Türk çelik
endüstrisi rekabet edilebilirliğine oldukça önemli bir etkide bulunmaktadır.
D. Çelik Sektörüne ilişkin Türk Mevzuatının Uyum Tablosu
Çelik sektörüne ilişkin temel AB mevzuatı ve 2008 yılı Müktesebatın Üstlenilmesine
ilişkin Türkiye Ulusal Programı’nda yer alan düzenlemeler karşılıklı olarak aşağıdaki
tabloda yer almaktadır:
AB Mevzuatı
İlgili Türk Mevzuatı
Madde 81 ve 82’de yer alan Rekabete ilişkin
kuralların uygulamasına yönelik 16 Aralık
2002 tarihli ve 1/2003/AT sayılı
Konsey Yönetmeliği
Rekabet Kurumu, Türk mevzuatıyla bu Yönetmeliğin
uyumundan sorumlu bulunmaktadır.
Bu Yönetmelik, 1994 Türk Rekabet Kanunu’nun 4. ve
5. Maddesi ile uygulanmaktadır.
45
http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=4&Itemid=5&lang=en
http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=4&Itemid=5&lang=en
47
http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=6&Itemid=6&lang=en
46
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
66
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
İşletmeler arasındaki yoğunlaşmaların
kontrolüne ilişkin 20 Ocak 2004 ve
139/2004/AT sayılı Konsey Yönetmeliği
[AT Birleşme Yönetmeliği]
Rekabet Kurumu, Türk mevzuatının bu Yönetmelikle
uyumlu
bir
çizgiye
gelmesinden
sorumlu
bulunmaktadır.
Tebliğleri yayımlamak için Rekabet Kurulu’na yetki
veren 1994 Türk Rekabet Kanunu’nun 7.Maddesi, bu
Yönetmeliğin ana hükmüdür.
AT Birleşme Yönetmeliği ile eşleştirme sağlamak
amacıyla,1997 yılında Rekabet Kurulundan İzin
alınması gereken Birleşme ve Devralmalar hakkında
Rekabet Kurulu’nun yayımladığı Tebliğ
(1997/1 sayılı Tebliğ)
Türk Rekabet Kurumu, AT Birleşme Yönetmeliğinde
yer alan birleşme tanımları ve yasaklamalarla aynı
yaklaşımı sürdürmeyi tasarlamaktadır.
Türk rekabet mevzuatında süre ve zaman kısıtlamaları,
belgelerin iletilmesine ve benzeri faaliyetlere ilişkin
kuralların uygulanması, ilgili AT mevzuatında yer alan
prensiplerle ilintilidir.
AT Antlaşması Madde 87 ve 88
2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, Türkiye söz
konusu mevzuata 2009 yılında, Devlet Yardımları
Kanunu’nun çıkarılması yoluyla uyum sağlamayı
taahhüt etmiştir.
Uyum sürecinden sorumlu kurum olarak ise, Devlet
Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır.
AT Antlaşması’nın 87 ve 88.maddelerinin de
minimis yardımına uygulanmasına ilişkin 15
Aralık 2006 tarihli ve 1998/2006/EC sayılı
Komisyon Yönetmeliği
2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu
mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları
arası öngörülmektedir.
Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim
Mercii kurulacaktır.
AT Antlaşması’nın 88.maddesinin
uygulanmasına yönelik ayrıntılı kurallar
getiren 22 Mart 1999 tarihli ve
659/1999/EC sayılı Konsey Yönetmeliği
2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, Türkiye söz
konusu mevzuata 2009 yılında, Devlet Yardımları
Kanunu’nun çıkarılması yoluyla uyum sağlamayı
taahhüt etmiştir.
Uyum sürecinden sorumlu kurum olarak ise, Devlet
Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır.
Büyük çaplı Yatırım Projelerine ilişkin
Bölgesel Yardıma yönelik Çok Sektörlü
Çerçeve
2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu
mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları
arası öngörülmektedir.
Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim
Mercii kurulacaktır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
67
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
KOBİ’lere yönelik Devlet Yardımlarına
ilişkin AT Antlaşmasının 87 ve 88.
maddelerinin
uygulanmasıyla
ilgili
70/2001/AT sayılı ve 12 Ocak 2001 tarihli
Komisyon Yönetmeliği
Çevrenin korunmasına yönelik Devlet
yardımlarına ilişkin Topluluk ilkeleri
2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu
mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları
arası öngörülmektedir.
Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim
Mercii kurulacaktır.
2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu
mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları
arası öngörülmektedir.
Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim
Mercii kurulacaktır.
Araştırma ve Geliştirmeye yönelik Devlet
Yardımlarına ilişkin Topluluk Çerçevesi
(R&D)
2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu
mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları
arası öngörülmektedir.
Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim
Mercii kurulacaktır.
Çelik sektörüne ilişkin kurtarma, yeniden
yapılandırma ve kapanma yardımına ilişkin
Komisyon Tebliği
Türk mevzuatında karşılık gelen özel bir yönetmelik
bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Türk çeliğine
yönelik ulusal yeniden yapılandırma planlarıyla ilgili
değerlendirmeler sürdürülmektedir.
6 Ağustos 2008 tarihli ve 800/2008/EC sayılı
Komisyon Yönetmeliği
Hâlihazırda, söz konusu Yönetmelikle uyumlaştırmaya
yönelik herhangi bir belirlenmiş tarih
bulunmamaktadır.
(Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği)
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
68
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
VIII. MÜZAKERE SÜRECİ
A. AB Değerlendirmeleri
10–11 Aralık 1999 tarihinde, Helsinki Avrupa Konseyi Zirvesi’nde, AB liderleri
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım perspektifindeki aday ülke statüsünü açıklamışlardır.
Bunu takiben, 16–17 Aralık 2004 tarihlerinde gerçekleşen Brüksel Avrupa Konseyi
Zirvesi’nde ise Türkiye ve AB arasında katılım müzakerelerinin başlangıç tarihi
belirlenmiştir. Müzakereler 3 Ekim 2005 tarihinde, tarama sürecinin ilk aşaması ile
başlamış, bu aşama 12–13 Ekim 2006 tarihinde son bulmuştur.
Türkiye’nin üyelik için gerekli şartları yerine getirmesine ilişkin ilerleme kaydetmesi,
Konsey tarafından düzenli olarak Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan İlerleme
Raporları’na göre incelenmektedir. Komisyon son olarak 9 Kasım 2010 tarihinde, Türkiye
hakkında yıllık İlerleme Raporu’ nu yayımlamıştır.
B. 1998 – 2010 İlerleme Raporları Değerlendirmesi
Konsey, Türkiye’nin üyeliğe yönelik gereklilikleri karşılamada katettiği ilerlemeyi, Avrupa
Komisyonu’nun Düzenli İlerleme Raporları yoluyla, düzenli olarak gözden geçirmektedir.
Birlik mevzuatıyla uyumun bir sonucu olarak, ilerleme raporları, ilgili ülkenin
gerçekleştirdiği ilerlemenin daha açık bir şekilde göz önüne serilmesi için temel unsur
niteliği taşımaktadır.
Türk çelik sektörünün ilerlemesini 1998 yılından günümüze kadar uzanan bir süreç dâhilinde
değerlendirmek, yerinde bir seçim olacaktır. Bu çerçevede, çelik sektörü alanındaki ilerleme
birinci rapordan itibaren karışık bir görüntü sunmaktadır.
1997’den beri, Türkiye’nin yeniden yapılandırma süreci bağlamında, özelleştirmeler hız
kazanmıştır. Çelik sektörünün de bu sürecin bir parçası olması itibariyle, sektörünün
bütününün yeniden yapılandırmaya gereksinimi vardır. Aynı zamanda, tüm Devlet
yardımlarının, Uluslararası yükümlülüklere uygun bir şekilde verilmesi sağlanmalıdır.
Çelik sektöründe, 2001 yılında karar verilen Erdemir’in (yassı ürünler) devir alınması,
tesislerin modernleşmesini ve üretimin değişik piyasa segmanlarına doğru yeniden
yönlendirilmesini sağlamaktadır.
2005 yılında, büyük ölçeklerdeki özelleştirmelerin içine, çelik ve demir üreticisi Erdemir de
dâhil olmuştur. Rekabet Kurumu, icra faaliyetleri konusunda, çelik sektöründeki rekabet
kuralların ihlallerine yönelik cezaları uygulamaya devam etmiştir. Bu bağlamda, çelik
sektörüne yönelik yeni yatırım teşvik belgelerinin verilmesi ihtimalini ortadan kaldırmak
için mevzuatta değişikliğe gidilmiştir. Şirketler, buna rağmen, önceden verilmiş belgelerin
etkilerinden faydalanmayı sürdürmüşlerdir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
69
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Komisyon tarafından 8 Kasım 2006 tarihinde kabul edilen 2006 yılı İlerleme Raporu’na
göre, Türkiye, 1996 AKÇT-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nda taahhüt edilen sektöre
yönelik Devlet yardımlarının sağlanması konusunda yeterli düzeyde şeffaflık
sağlayamamıştır.
2007 İlerleme Raporu uyarınca, çelik sektörüne ilişkin yardımlar ile ilgili gelişmeler sınırlı
kalmıştır. Türkiye, Türk çelik endüstrisinin yapısını ve örnek teşkil eden Devlet yardımlarını
detaylı bir şekilde açıklayan Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı’nın taslak versiyonunu
Avrupa Komisyonu’na göndermiştir48. Buna ek olarak, yeni yatırım yardımı planı, çelik
ürünlerinin üretimine ilişkin ek yardım sertifikaları seçeneğini ortadan kaldırmıştır. Ancak,
İlerleme Raporu, özellikle gelecekte verilecek yardımların amacı ve yararlanıcıları olmak
üzere, endüstriyel yeniden yapılandırma stratejisi, kapasite gelişimi ve Devlet yardımlarına
ilişkin önemli derecede eksiklikler olduğunu belirtmiştir. Bunun yanı sıra, Türkiye, Ulusal
Yeniden Yapılandırma Programı’nda belirtilen fayda sağlayan çelik şirketlerinin münferit iş
planlarını henüz göndermemiştir.
2008 İlerleme Raporu çerçevesinde ise, şu tespitlerde bulunulmaktadır: “Çelik sektöründe bazı
ilerlemeler kaydedilmiştir. Yeni bilgilerin 2008 yılında iletilmesini takiben, Avrupa Komisyonu
2001 yılından günümüze değin sağlanan devlet yardımları hakkında daha fazla bilgi sahibi
olmuştur. Buna ilaveten, Türkiye, devlet yardımları ve piyasa analizi ile, Türk çelik
endüstrisine ilişkin tahminleri içeren ulusal yeniden yapılanma programını gözden geçirmiştir.
Bununla birlikte, birçok kapasite geliştirme faaliyetinin ve geçtiğimiz senelerde sağlanan
devlet yardımlarının yanı sıra, sektördeki gelecek dönem devlet yardımlarına ilişkin Türk
mercilerinin tutumuna dair bilgi eksikliği halen bulunmaktadır.”
2009 İlerleme Raporu’na göre ise: “Devlet yardımları konusunda herhangi bir mevzuat
kabul edilmemiş ve devlet yardımlarını izlemek üzere işlevsel olarak bağımsız bir otorite
kurulmamıştır. Türkiye, çelik sektörüne verilen devlet yardımları konusunda, Haziran
2009’da gözden geçirilmiş “Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı”nı sunarak ilerleme
kaydetmiştir.”
2010 İlerleme Raporu’na göre ise “Çelik sektörüne yapılan devlet desteğine ilişkin olarak
çok sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. 2001-2006 yılları arasında bu sektörün desteklenmesine
yönelik devlet uygulamalarının nihai değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir.
Ulaştırma ve enerji sektörlerinde, devlet desteğini düzenleyecek kurumların kurulmasında ve
hukuki çerçevenin oluşturulmasında ilerleme kaydedilmemiştir” ve “Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, esnaf ve sanatkarlara yönelik olarak, finansmana erişimin geliştirilmesi,
kümelenme için destek, girişimcilik, yenilik ve üniversitelerle işbirliği gibi tedbirleri de
kapsayan bir strateji ve eylem planı hazırlamıştır. Kimya, demir çelik ve otomotiv sektörleri
için yol haritaları hazırlanmıştır.
48
Söz konusu programın amacı, üretim kapasitesini uzun ürünlerden yassı ürünlere dönüştürmek üzere
yatırımlarında hükümet desteğinden yararlanan Türk çelik üreticilerine imkân tanımak; üretim kalitesini
artırmak; yüksek katma değerli ürün yelpazesini geliştirmek; üretim maliyetlerini düşürmek ve sektörün serbest
piyasa kuralları altında finansal kapasitesini ve rekabet gücünü geliştirmektir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
70
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Türk çelik sanayisi ile ilgili Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı konusunda, geçen yıl
gerçekleştirilen revizyonu takiben yeni bir gelişme kaydedilmemiştir. Bir devlet desteklerinin
izlenmesi otoritesinin kurulması ve bu otorite tarafından, çelik sanayisinin yeniden
yapılandırılmasının resmi olarak onaylanması gerekmektedir”.
C. 2005 – 2008 Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgeleri
12–13 Aralık 1997 tarihlerinde gerçekleşen ve Avrupa’nın geleceğine yönelik bir dönüm
noktası olarak değerlendirilen Luxembourg Zirvesi’nde birçok önemli girişimlerin yolu
açılmış; tek ve tutarlı bir çerçeve dâhilinde aday ülkelere yönelik tüm yardım olanaklarını
harekete geçirmek suretiyle güçlendirilmiş katılım-öncesi stratejinin temel özelliği olarak
“Katılım Ortaklığı Belgesi” (Accession Partnership) adında yeni bir aracın oluşturulması
kararı alınmıştır.
Genel olarak, her Katılım Ortaklığı Belgesi:
-
Aday ülkenin AB’ye katılması için ilerleme kaydetmesi gereken öncelikli
alanları değerlendirir ve bunun sonucunda da aday ülke için önceliklerini
(kısa/orta vadeli) programlaması amacıyla bir çerçeve sağlar.
-
Aday ülke için, katılıma yönelik hazırlıklarda kullanılmak üzere mali destek
aracı olan katılım öncesi yardıma ilişkin kuralları belirtir.
-
Aday ülkeye, belirtilen öncelikleri gerçekleştirmesi için mali araçlarını planlama
fırsatı verir.
Bu doğrultuda, Konsey Mart 2001’de Lüksemburg Başkanlık Kararları’na uygun olarak
Türkiye için ilk Katılım Ortaklığı Belgesi’ni kabul etmiştir.
Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi Mart 2003 tarihinde Avrupa Komisyonu
tarafından sunulmuş; Mayıs 2003 tarihinde Konsey tarafından kabul edilmiştir. Avrupa
Komisyonu, Ekim 2004 tarihli Tavsiye Kararı’nı takiben, 2005 yılında yeni Gözden Geçirilmiş
Katılım Ortaklığı Belgesi’nin kabul edilmesi önerisinde bulunmuştur. Belge, 2006/35/EC sayılı
Karar çerçevesinde kabul edilmiştir.
Ayrıca, Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi (2005) çelik sektörünün yeniden
yapılandırılmasına ilişkin olarak Türkiye’nin kısa ve orta vadeli yükümlülüklerini aşağıda
belirtiliği şekilde sıralamıştır:
Bu çerçevede, Çelik sektöründe Türkiye tarafından karşılanması öngörülen gereksinimler şu
şekilde sıralanmıştır:
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
71
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Kısa vadeli
-
Hassas bir alan olması itibariyle, çelik sektörüne yönelik Devlet yardımlarına
ilişkin mevzuatla uyumlaştırmanın gerçekleşmesi;
-
Devlet yardımlarını ulusal düzeyde gözlemleyecek ve sıkı bir denetimde
bulunacak bir otoritenin kurulması;
-
Çelik sektörünün finansal kapasitesinin ve AB’nin Devlet yardımlarına ilişkin
kurallarına riayet edilmesinin teminat altına alınması amacıyla Ulusal bir
Çelik Programının kabul edilmesi.
Orta vadeli
-
Üzerinde mutabakata varılmış olan kapsamlı bir sektörel program
çerçevesinde, çelik sektörünün yeniden yapılandırılmasının takibinin
yapılması.
Aşağıda belirtildiği üzere, Katılım Ortaklığı Belgesi öncelikleri, Katılım Öncesi Mali (IPAInstrument for Pre-Accession Assistance) yardım başta olmak üzere Topluluk tarafından
sağlanan mali desteğin programlanmasını oluşturmaktadır.
Ancak, 23 Şubat 2008 tarihinde, Avrupa Birliği Konseyi gözden geçirilmiş Katılım Ortaklığı
Belgesi’ni kabul etmiştir. Türkiye’ye ilişkin söz konusu dördüncü Katılım Ortaklığı
Belgesi 2006/35/AT sayılı Karar ilga etmiştir.
Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi, aşağıda yer alan öncelikler doğrultusunda,
Topluluk’un mali yardımlarının programlanmasının, özellikle de Katılım Öncesi Destek (PreAccession Assistance – IPA)’in temelini oluşturmaktadır. Konsey, Genel İşler ve Dış İlişkiler
Konseyi toplantısında, Katılım Ortaklığı’nda yer alan ilke, öncelik ve koşulları gözden
geçiren bir kararı 18 Şubat 2008 tarihinde kabul etmiştir.
Bu çerçevede, çelik sektörüne ilişkin Türkiye’nin yerine getirmesi gereken öncelikler
aşağıda yer almaktadır:
Kısa vadeli
-
AB şartları ile uyumlu olarak Ulusal Çelik Yeniden Yapılandırma Programı’nın
tamamlanması ve onaylanması.
Genel bir kural olarak, her bir Aday Ülke Katılım Ortaklığı Belgesi’ne Müktesebata Uyuma
Yönelik bir Ulusal Program (National Programme for the Adoption of the Acquis - NPAA)
ile cevap vermektedir. Söz konusu Program, bir zaman çizelgesi içermekte ve Katılım Ortaklığı
Belgesi’nde yer alan önceliklere ilişkin özel önlemleri ele almayı ve gerçekleştirmeyi
öngörmektedir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
72
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Bu bağlamda, Türkiye AB Müktesebatının üstlenilmesine ilişkin Üçüncü Ulusal
Programı’nı 31 Aralık 2008 tarihinde kabul etmiş bulunmaktadır.
D. Genişleme Strateji Belgesi (2009-2010)
14 Ekim 2009 tarihinde, Avrupa Komisyonu, AB genişlemesine ilişkin polikasını açıklayan
ve yılllık olarak yayımlanan Genişleme Strateji Belgesi (2009-2010) kabul etmiştir. Belge,
her bir aday ve potansiyel aday ülke tarafından son 12 ay içinde kaydedilmiş ilerlemelerin
bir özetini teşkil etmektedir. Ayrıca, söz konusu Belge, genişleme sürecinde yer alan
ülkelerin (Türkiye ve Batı Balkan Ülkeleri) genişleme sürecinde karşılaştıkları temel
sorunların altını çizmektedir. Avrupa Komisyonu, aynı zamanda, genişleme sürecine ilişkin
bir takım tavsiye ve sonuçlara da yer vermektedir.
Strateji Belgesi’nin Türkiye bölümünde “ülkede devlet yardımı tahsisine ilişkin hususların
halen saydamlıktan uzak olduğu”na değinilmektedir.
E. Müzakere Süreci
1. Müzakere Sürecine ilişkin Genel Bilgiler
Katılım müzakerelerinin başlatılması için, Türkiye’nin ulusal mevzuatının AB mevzuatına
uyumunda ilerleme seviyesinin değerlendirilmesi amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından
mevzuat taraması uygulamasının yürütülmesi gerekmektedir.
Söz konusu fiili müzakerelerin ilk aşamasını oluşturan tarama süreci, 35 başlığın iki
aşamalı incelenmesini kapsamaktadır.
İlk aşamayı teşkil eden “analitik tarama” sürecinde, “Tanıtıcı Tarama Toplantısı”nda
Avrupa Komisyonu AB müktesebatını Türkiye’ye sunarken; ikinci aşama olan “Ayrıntılı
Tarama” da ise ulusal yetkililer kendi ulusal mevzuat ve taahhütlerini açıklamaktadır.
Tarama süreci, ilk Tanıtıcı Tarama Toplantısı ile “Bilim ve Araştırma” müktesebat başlığı
altında 20 Ekim 2005 tarihinde başlatılmıştır. Bu başlık 12 Haziran 2006 tarihinde
müzakereye açılmış ve geçici olarak kapatılmıştır.
Sonunda, Türkiye için Tarama süreci 12–13 Ekim 2006 tarihlerinde tamamlanmıştır.
Ancak, 8 müzakere başlığının fiili olarak açılması, Kıbrıs konusu sorun teşkil ettiği sürece,
öngörülmemektedir:
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
Malların serbest dolaşımı
İş kurma hakkı ve hizmetlerin serbest dolaşımı;
Tarım;
Balıkçılık;
Ulaştırma;
Dış ilişkiler;
Mali hizmetler ve
Gümrük Birliği.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
73
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Öte yandan, müzakere başlıklarının diğerleri açılsa bile, Türkiye’nin 29 Temmuz 2005
tarihli Protokol’de (Ankara Anlaşması’na ek olarak, 15 Üye Devletten oluşan Gümrük
Birliği’nin 25 üyeli konjonktüre uyarlanması) öngörüldüğü üzere Gümrük Birliği dâhilinde
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne karşı yükümlülüklerini tam olarak yerine getirene kadar bu
başlıkların kapanmasının mümkün olmayacağı ifade edilmektedir.49
Hâlihazırda, “Sermayenin Serbest Dolaşımı”, “Şirketler Hukuku”, “Fikri Mülkiyet Hakları”,
“Bilgi Toplumu ve Medya”, “Trans-Avrupa Ağları”, “Tüketicinin ve Sağlığın Korunması”,
“Bilim ve Araştırma”, “İstatistik”, “Mali Kontrol”,“İşletmeler ve Sanayi Politikası” ve
“Çevre”, “Vergilendirme” ve “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası”
olmak üzere 13 müzakere başlığı açılmış bulunmaktadır.
2. Çelik Sektöründe Müzakere Sürecine ilişkin Özel Bilgiler
Tarama süreci boyunca, Çelik Sektörü, AB Rekabet Politikası (Devlet yardımı) ve
“Gündem Öğesi VI: Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı” başlığı altında
incelenmektedir. Çelik sektörüne yönelik kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı ile
şirket kapatma yardımı, bu süreç boyunca tartışılan iki konudan birini teşkil etmektedir.
Tarama sonuçlarına göre, çelik sektörüne yönelik kurtarma ve yeniden yapılandırma
yardımı ile şirket kapatma yardımına ilişkin Türkiye’de özel bir düzenleme
bulunmamaktadır. Buna rağmen, Türk çelik endüstrisine yönelik ulusal yeniden
yapılandırma planına ilişkin değerlendirmelere devam edilmektedir.
Öte yandan, yatırım teşviki sertifikaları, Temmuz 2004 tarihinden beri Çelik endüstrisine
verilmemektedir.
49
Bu Protokol imzalanmış olmasına rağmen, Türk Hükümeti aynı zamanda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni
tanımadığını belirten bir beyanatta bulunmuştur.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
74
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
KAYNAKÇA
EUR-Lex Web Sitesi, AB Hukuku’na Online Erişim:
http://eur-lex.europa.eu/en/index.htm
Pre-Lex Web Sitesi, Kurumlar arasındaki karar alma sürecinin izlenmesi;
http://ec.europa.eu/prelex/apcnet.cfm?CL=en
SCAD Plus, İç Pazar’daki Teknik Uyumlaşma http://europa.eu/scadplus/leg/en/s15000.htm
Avrupa Topluluğu Adelet Divanı Resmi Websitesi
http://curia.eu.int/en/index.htm
AB Dış Ticaret Genel Müdürlüğü Resmi Websitesi
http://ec.europa.eu/trade/
AB Çevre Genel Müdürlüğü Resmi Websitesi
http://ec.europa.eu/dgs/environment/index_en.htm
Avrupa Kurumları Basın Odası
http://europa.eu/rapid/setLanguage.do?language=en
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Tarama Süreci
http://www.abgs.gov.tr/tarama/screening.htm
Çek Cumhuriyeti, Estonya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta,
Polonya, Slovenya ve Slovakya’nın AB’ne katılımlarına ilişkin belgeler
http://eur-lex.europa.eu/JOIndex.do?year=2003&serie=L&textfield2=236&Submit=Search
Bulgaristan ve Romanya’nın katılımına ilişkin Önemli Belgeler
- Romanya için: http://ec.europa.eu/enlargement/archives/romania/key_documents_en.htm
- Bulgaristan için:
http://ec.europa.eu/enlargement/archives/bulgaria/key_documents_en.htm
-Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa Birliği’ne katılımına ilişkin müzakere sonuçları
http://ec.europa.eu/enlargement/archives/pdf/result_of_neg_final_council_version_st05859_0
405_en.pdf
Avrupa Komisyonu, Genişleme Genel Müdürlüğü, Türkiye Bölümü, Önemli Siyasi Belgeler
http://ec.europa.eu/enlargement/turkey/key_documents_en.htm
6.Çerçeve Programı Resmi Websitesi
http://ec.europa.eu/research/fp6/index_en.cfm
7.Çerçeve Programı Resmi Websitesi
http://cordis.europa.eu/fp7/home_en.html
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
75
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
EUROFER Resmi Websitesi
http://www.eurofer.org/home.htm
Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü Resmi Websitesi
http://www.worldsteel.org/
EUobserver Haber Bültenleri, online erişim için:
http://euobserver.com/
Agence Europe – Avrupa Birliği Haber Ajansı
AB Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı, Resmi Websitesi
http://www.eu2009.cz/en/
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
76
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
EK 1: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma kapsamında olan
malların ticaretine ilişkin Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
arasında imzalanan Anlaşma
İçerik:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Madde 1.
Madde 2.
Madde 3. Gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin kaldırılması
Madde 4. Miktar kısıtlamaları veya eş etkili tedbirlerin kaldırılması
Madde 5.
Madde 6. Gümrük Hükümleri
Madde 7. Rekabet, Birleşmeler ve Devlet Yardımları
Madde 8.
Madde 9.
Madde 10. Ticareti Koruma Araçları. Anti-damping işlemleri
Madde 11.
Madde 12. Koruma Tebirleri.
Madde 13.
Madde 14. AKÇT/ Türkiye Ortak Komitesi
Madde 15.
Madde 16. AKÇT/Türkiye Ortak Komitesi İstişareleri
Madde 17. Anlaşmazlıkların Çözülmesi
Madde 18.
Madde 19.Temas Grubu
Madde 20. Genel ve Nihai Hükümler. Yürürlüğe Giriş
Madde 21.
Madde 22. Yorum.
EK I. AKÇT Kömür ve Çelik Ürünleri Listesi
Madde 1
Bu Anlaşma, Ek 1'de listelendiği gibi, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nu kuran
Andlaşmanın yetki alanına giren Türkiye veya Topluluk menşeili kömür ve çelik ürünleri
için uygulanacaktır.
Madde 2
Türkiye ve Topluluk, bu Anlaşmanın hükümlerine uygun olarak ve Dünya Ticaret Örgütü
çerçevesindeki yükümlülükleriyle uyumlu olarak, 1. maddede atıfta bulunulan ürünlere
ilişkin bir serbest ticaret alanı kuracaklardır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
77
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin kaldırılması
Madde 3
1. Maddede atıfta bulunulan ürünlerin Taraflar arasındaki ticaretinde uygulanmakta olan
ithalat veya ihracat gümrük vergileri, işbu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
kaldırılacak; ancak istisnai olarak, Ek II'deki ürünlerin Türkiye'ye ithalatında uygulanmakta
olan gümrük vergileri bu Anlaşmanın 20. madde muvacehesinde yürürlüğe giriş tarihini
takibeden ayın ilk gününden itibaren Ek II'de belirlenen takvime göre 3 yıl içinde, yani Ek
II'de belirtilen konsolide edilmiş gümrüklerde, Anlaşmanın birinci yılında % 50'lik, ikinci ve
üçüncü yılında da % 25'erlik indirimler yapılması suretiyle, kaldırılacaktır.
2. Taraflar arasındaki ticarette, işbu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren ithalat veya
ihracat üzerine yeni hiçbir gümrük vergisi konmayacaktır.
3. Gümrük vergileri dışındaki vergi, resim ve harçlar ile eş etkili tüm tedbirler, bu
Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren her iki tarafça kaldırılacak ve tekrar yürürlüğe
konulmayacaktır.
Miktar kısıtlamaları veya eş etkili tedbirlerin kaldırılması
Madde 4
Türkiye veya Topluluk arasındaki ticarette mevcut miktar kısıtlamaları veya eş etkili
tedbirler, işbu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren tamamen kaldırılacaktır. Türkiye ve
Topluluk, bu tarihten itibaren aralarındaki ticarete herhangi yeni bir miktar kısıtlaması veya
eş etkili tedbir getirmekten kaçınacaklardır.
Madde 5
Türkiye ya da Topluluk, belirli bir uygulamanın 3. veya 4. madde hükümlerine aykırı olduğu
kanaatine varırsa, konuyu Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne getirebilir; Ortak Komite'deki
istişareyi müteakiben veya bu nevi bir istişare müracaatından 45 gün sonra uygun tedbirleri
alabilir. İşbu Anlaşmanın işleyişini en az etkileyen tedbirlere öncelik verilecektir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
78
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Gümrük Hükümleri
Madde 6
1. Topluluk ithalatına konu malların sınıflandırılmasında kombine mal nomenklatürü
uygulanacaktır.
2. işbu Anlaşma gereği menşe kuralları Protokol 1'de belirlenmiştir.
Rekabet, Birleşmeler ve Devlet Yardımları
Madde 7
1. Türkiye ile Topluluk arasındaki ticareti etkiledikleri ölçüde, aşağıdaki hususlar, işbu
Anlaşmanın düzgün işleyişi ile uyumsuz addedilecektir:
i. rekabetin engellenmesi, kısıtlanması veya bozulmasını amaç edinen veya bu sonucu
doğuran, tüm kuruluşlar arası işbirliği veya birleşme niteliğindeki anlaşmalar, kuruluşların
örgütlerince alınan kararlar ve kuruluşlar arası ortak uygulamalar;
ii. bir veya daha çok kuruluşun, Türkiye veya Topluluk topraklarının tümü veya önemli bir
bölümündeki hakim durumu kötüye kullanması;
iii. AKÇT Andlaşması çerçevesinde sağlanan derogasyonlar haricindeki herhangi bir türde
kamu yardımlarının hepsi.
2. 1(i), (ii) ve (iii) fıkralarına aykırı herhangi bir uygulama, Avrupa Kömür ve Çelik
Topluluğunu kuran Andlaşmanın 65. ve 66. maddeleri (ve ilgili olduğu takdirde, Avrupa
Topluluğu'nu kuran Andlaşma'nın 85. maddesi) ve AKÇT sektöründeki devlet yardımlarına
ilişkin kurallarla birlikte talii mevzuatının uygulanmasından doğan ilgili kıstaslara göre
değerlendirilmelidir.
3. Türkiye, AKÇT çelik sektöründe verilmesi önerilen herhangi bir devlet yardımını, yeterli
bir süre içinde Topluluğa bildirecektir. Topluluk, bir Üye Devlet tarafından verildiğinde
Topluluk hukukuna aykırı addedilebilecek bu tür herhangi bir yardıma, itiraz beyan edebilme
hakkına sahip olacaktır. Eğer Türkiye Topluluğun görüşünü kabul etmez ve sorun 30 gün
içerisinde çözümlenemez ise, Türkiye ve Topluluk'dan her biri, konuyu tahkim müessesesine
götürmeye hak kazanacaktır.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
79
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
4. Her iki taraf, kamu yardımları alanında, önerilen herhangi bir yardımın tutarı, yoğunluğu
ve gayesi dahil olmak üzere, diğer tarafa tam ve sürekli bilgi iletmek suretiyle şeffaflığı
temin edeceklerdir.
5. Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi, bu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren iki yıl
içerisinde, 1'den 4'e kadar olan fıkraların uygulama kurallarını tesbit edecektir. Bu kurallar,
Toplulukta halen yürürlükte olan kurallar üzerine bina edilecek ve diğerlerinin yanı sıra,
mütekabil rekabet veya devlet yardımları otoritelerinin rolünü de belirtecektir.
6. Eğer Türkiye veya Topluluk, belli bir uygulamanın 1. ila 4. fıkralar hükümlerine aykırı
olduğu ve;
- 5. fıkra çerçevesinde kabul olunan kurallar çerçevesinde uygun olarak ele alınmadığı,
veya
- bu kuralların olmadığı hallerde sözü edilen uygulamanın yerli sanayinin, veya önemli bir
bölümünün menfaatlerine zarar verdiği veya zarar tehdidi teşkil ettiği,
kanaatine varır ise, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi toplantısını müteakiben veya istişare
müracaatından 45 gün sonra, uygun tedbiri alabilir. Bu Anlaşmanın işleyişini en az zarara
uğratan tedbirlere öncelik verilecektir. 1(iii) fıkrasına aykırı uygulamalar sözkonusu olduğu
takdirde alınabilecek bu türden uygun tedbirler, Dünya Ticaret Örgütü'nü kuran Anlaşma'nın
atıfta bulunduğu hallerde; sadece Dünya Ticaret Örgütü tarafından belirlenmiş uygulama
esaslarına uygun olarak ve onun belirlediği koşullar çerçevesinde, ve anılan kuruluş
kontrolünde müzakere edilmiş olup Taraflar arasında uygulanması mümkün olan ilgili bir
diğer vasıtaya uygun olmalıdır.
7. Türkiye, herhangi bir üye devlet tarafından verilen bir yardımın Topluluk hukukuna aykırı
olduğu hususunda itiraz etmeye Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne müracaatta bulunma
(seize) hakkına sahiptir. Eğer sorun üç ay içinde çözülmez ise, Türkiye/AKÇT Ortak
Komitesi konuyu Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'na götürmeye karar verebilir.
Madde 8
1. Taraflar işbu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren 5 yıl süreyle ve 7. maddenin 1(iii)
fıkrasından sapma (derogasyon) yoluyla, Türkiye'nin, işbu Anlaşma kapsamındaki ürünlerde,
her bir durum ayrı ayrı incelenmek suretiyle istisnai olarak yeniden yapılanma veya
dönüştürme amaçlı kamu yardımlarını vermesini, aşağıdaki şartların sağlanması koşuluyla
kabul ederler:
- yeniden yapılanma programının uygulanmasına ilişkin olarak, yardımın miktarı, yoğunluğu
ve gayesi ile, detaylı bir yeniden yapılanma planını kapsayan tam ve sürekli bilgi alışverişi
suretiyle şeffaflığın temini;
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
80
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
- yeniden yapılanma programının sıcak haddeli ürün kapasitesinde genel bir artışa yol
açmayan bir rasyonelleştirmeye bağlı olması;
- yardımın, yardımdan faydalanan şirketlerin normal pazar koşullarındaki verimliliklerinin
yeniden yapılanma döneminin sonunda geliştirilmesi amacıyla, modernizasyonu da içeren
normal yaşayabilirlik kıstaslarına göre tayin edilen bir yaşayabilirliğe yol açması;
- verilen yardım miktarının hedefleriyle orantısız olmaması ve, yaşayabilirliği düzeltmek için
mutlaka gerekli düzeyi, tutar ve yoğunluk itibariyle kesinlikle aşmaması,
- Türkiye, bu madde kapsamında verilmesi önerilen herhangi bir yardım hakkında,
Topluluğa uygun bir süre içinde bildirimde bulunur. Topluluk, yukarıda belirtilen kıstaslara
uymayan herhangi bir yardımla ilgili olarak sebep belirterek itiraz etme hakkına sahip
olacaktır.
2. Yukarıdaki 1. fıkra kapsamındaki sübvansiyonlara ilişkin derogasyon süresi zarfında ve
çelik pazarının özel hassasiyeti de gözönünde bulundurularak, taraflardan biri menşeili
belirli çelik mamullerinin ithalatı, benzeri malların yerli üreticileri üzerinde ciddi bir zarar
veya zarar tehdidi hasıl ederse ya da mukabil Tarafın çelik pazarları üzerinde ciddi
rahatsızlıklar doğurursa, Taraflar uygun bir çözüm bulunması amacıyla derhal istişareye
başlarlar. Böyle bir çözüm bulunana kadar ve Anlaşmanın diğer hükümlerine bakılmaksızın
ve özellikle beklenmedik durumların derhal harekete geçilmesini gerektirdiği hallerde,
ithalatçı taraf, uluslararası ve çok taraflı yükümlülüklerine uygun olarak, durumun
düzeltilmesi için kesinlikle gerekli olan, miktara bağlı veya diğer çözümlere derhal
başvurabilir. Bu tedbirler, anılan çelik ürünlerinin ithalatından etkilenen bir veya birden fazla
bölgeyle sınırlı miktar kısıtlamalarını içerebilir.
Madde 9
Taraflar, mesleki veya iş gizliliğinin gereksinimlerinin getirdiği kısıtlamalar da dikkate
alınarak, bilgi teatisinde bulunacaklardır.
Ticari Koruma Araçları
Anti-damping İşlemleri
Madde 10
Eğer taraflardan birisi, diğer tarafla yapılmakta olan ticarette, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret
Genel Anlaşması'nın VI. maddesi anlamında damping olduğunu tesbit eder ise, bu
uygulamaya karşı Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)'ın VI. maddesinin
uygulanmasına ilişkin Anlaşma, ilgili iç mevzuatı ve 11. maddede belirtilen şartlar ve usuller
muvacehesinde uygun tedbirler alabilir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
81
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Madde 11
1. Türkiye ve Topluluk arasındaki ticarette damping uygulanırsa, zarar gören taraf
Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne bildirimde bulunabilir ve sözkonusu Komite, anılan
uygulamalara son vermek amacıyla ilgili şahıs veya şahıslara tavsiyelerde bulunacaktır.
2. Zarar gören taraf, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne bildirimde bulunduktan sonra,
aşağıdaki koşulların oluşması halinde uygun koruyucu tedbirler alabilir:
(a) Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'nin, müracaatın yapılmasını takip eden üç ay içerisinde,
1. fıkraya uygun olarak hiçbir karar almaması;
(b) tavsiyelerin verilmesine rağmen damping uygulamalarının devam etmesi.
Ayrıca, zarar gören tarafın çıkarları acil önlem alınmasını gerektirdiğinde, anılan taraf, antidamping vergiler de dahil olmak üzere koruyucu geçici tedbirlere, Türkiye/AKÇT Ortak
Komitesi'ni bilgilendirdikten sonra başvurabilir. Bu tedbirler, müracaat tarihinden veya zarar
gören tarafça birinci bendin (b) şıkkı uyarınca koruyucu tedbirler alındığı tarihten itibaren üç
aydan fazla yürürlükte kalmayacaktır.
3. ikinci fıkranın birinci bendinin (a) şıkkı veya aynı fıkranın ikinci bendi uyarınca koruyucu
tedbirlere başvurulması halinde, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi, 1. fıkra uyarınca
tavsiyelerde bulununcaya kadar, herhangi bir zamanda koruyucu tedbirlerin askıya
alınmasına karar verebilir.
Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi, 2. fıkranın birinci bendinin (b) şıkkı çerçevesinde alınan
koruyucu tedbirlerin, iptali veya değiştirilmesi yolunda tavsiyede bulunabilir.
Korunma Tedbirleri
Madde 12
1. Herhangi bir ürün;
- Taraflardan birisinin topraklarındaki benzeri veya doğrudan doğruya rakip ürünlerin yerli
üreticileri üzerinde ciddi zarara, veya
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
82
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
- çelik sektörü veya ekonominin ilgili bir sektöründe ciddi rahatsızlıklara veya herhangi bir
bölgenin ekonomik durumunda ciddi tahribata yol açabilecek zorluklara,
sebep olacak veya tehdit oluşturacak koşullarda ve artan miktarlarda ithal edilirse, ilgili taraf,
Türkiye veya Topluluk, 16. maddede belirtilen şartlar dahilinde ve usullere uygun tedbirleri
alabilir.
2. 1. fıkraya uygun olarak alınacak tedbirlerin seçiminde, işbu Anlaşmanın işleyişine en az
zarar verecek tedbirlere öncelik verilecektir.
Madde 13
Üçüncü memleketlere karşı uygulanacak ticari politika tedbirleri muvacehesinde, Taraflar,
koşulları ve milletlerarası yükümlülükleri elverdiğince, bilgi değişimi ve istişare yollarıyla
eylemlerini eşgüdüm içerisinde yönlendirmek imkânlarını aramaya çaba göstereceklerdir.
AKÇT / Türkiye Ortak Komitesi
Madde 14
1. Bir Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi bu vesileyle teşkil edilmiştir. Ortak Komite, işbu
Anlaşmanın doğru işlemesini teminat altına almak gayesiyle, görüş ve bilgi mübadelesinde
bulunacak, Taraflara tavsiyeler belirtecek ve görüşlerini iletecektir. Burada öngörülen
hallerde Ortak Komite karar alma yetkisine sahip olacaktır. Alınan kararların uygulanmasını
teminen gerekli önlemleri alacak olan Taraflar için bu kararlar bağlayıcı olacaktır.
Ortak Komite, kararlarını ve tavsiyelerini, Taraflar arasında mutabakat sağlayarak
oluşturacaktır.
2. Taraflar, bu Anlaşmanın uygulanmasına ilişkin olup Taraflardan biri için zorluk yaratan
herhangi bir hususu Ortak Komite'de istişare edebileceklerdir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
83
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Madde 15
1. Ortak Komite, Taraflar temsilcilerinden oluşacaktır.
2. Ortak Komite'nin başkanlığı, altı aylık sürelerle değişimli olarak, Topluluk, yani Türkiye
temsilcisi ile Avrupa Toplulukları Komisyonu temsilcisi tarafından deruhte edilecektir.
3. Ortak Komite, sorumluluklarını yerine getirmek için yapacağı toplantıların sıklığını
belirleyecek ve Başkanın veya Taraflardan birisinin talebi üzerine de toplanabilecektir.
Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'nin İstişareleri
Madde 16
1. 5, 10 ve 12. maddelerde belirtilen hallerde Türkiye veya Topluluk'dan ilgili olanı,
Taraflarca kabul edilebilir bir çözümün bulunması amacıyla, Türkiye/AKÇT Ortak
Komitesi'ne ilgili tüm bilgileri temin edecektir.
2. 1. fıkranın uygulanması amacıyla aşağıdaki hükümler geçerli olacaktır:
(a) 12. maddeye ilişkin olarak bu maddeden husule gelecek sorunların incelenmesi için
Ortak Komite'ye müracaat edilecektir. Anılan Komite, sorunu sona erdirmek için gerekli
herhangi bir kararı alabilecektir. Ortak Komite veya ihracatı yapan tarafın sözkonusu sorunu
sona erdirmek üzere bir karar almaması veya Ortak Komite'ye müracaat tarihinden itibaren
30 gün içerisinde başka bir tatminkar çözüm bulunulamayışı halinde, ithalatçı taraf ortaya
çıkan sorunun giderilmesi için uygun tedbirleri alabilir. İşbu Anlaşmanın işleyişini en az
etkileyen tedbirlere öncelik verilecektir.
(b) acilen harekete geçilmesini gerektiren istisnai durumlarda, ön bilgi veya incelemeyi
imkansız kılması halinde Türkiye veya Topluluk'dan ilgili olan Taraf, 12. maddede belirtilen
durumlarda derhal, durumun kesinlikle gerektirdiği ön ve geçici tedbirleri alma yoluna
gidebilir ve Ortak Komite de durumdan derhal haberdar edilir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
84
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Anlaşmazlıkların Çözülmesi
Madde 17
Eğer 12. madde çerçevesinde alınan korunma önlemleriyle ilgili bir anlaşmazlığın halli
amacıyla Ortak Komite'nin yaptığı inceleme başarısızlıkla sonuçlanırsa, müracaatın yapıldığı
tarihten itibaren altı ay içerisinde her iki Taraf da anlaşmazlığı 18. maddede belirlenen
prosedür çerçevesinde tahkim müessesesine intikal ettirebilir. Tahkimin anlaşmazlığa ilişkin
kararı, Taraflar için bağlayıcı olacaktır.
Madde 18
1. Anlaşmazlık tahkim müessesesine intikal ettirildiği takdirde, üç hakem olacaktır.
2. Anlaşmazlığa konu taraflardan her biri, 30 gün içerisinde birer hakem atayacaktır.
3. Seçilen iki hakem, uzlaşma yoluyla, akit tarafların tabiiyetinde olmayan bir hakem
atayacaklardır. Eğer hakemler atanmalarından itibaren iki ay içinde hakem seçimi konusunda
anlaşmaya varamazlarsa, bu seçimi, Ortak Komite tarafından Komitenin usule ilişkin
kurallarına uygun olarak saptanıp gözden geçirilen yedi kişilik bir liste içinden
yapacaklardır.
4. Hakem kurulu Brüksel'de ikamet edecektir. Kurul, Taraflar aksine bir karar almadığı
sürece, usul kurallarını kendisi tesbit edecektir. Kurul, kararlarını oy çokluğuyla alacaktır.
Temas Grubu
Madde 19
Taraflar, özellikle taraflar arasındaki ticarete ilişkin sorunlar dâhil olmak üzere işbu
Anlaşmanın işleyişinde ortaya çıkacak sorunları, yatırıma ve yeniden yapılanmadaki
gelişmeye ilişkin işbirliklerini tartışacak olan bir Temas Grubu teşkil edeceklerdir. Temas
Grubu, Ortak Komite'ye rapor verecektir.
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
85
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
Genel ve Nihai Hükümler
Yürürlüğe giriş
Madde 20
Bu Anlaşma taraflarca kendi mevzuatlarına uygun olarak onaylanacaktır. Anlaşma, tarafların
bu işlemlerin tamamlandığını birbirlerine bildirdikleri tarihi takip eden ayın ilk gününden
itibaren yürürlüğe girecektir.
Madde 21
Bu Anlaşma Danimarkaca, Hollandaca, İngilizce, Fince, Fransızca, Almanca, İtalyanca,
İspanyolca, İsveççe, Yunanca, Portekizce ve Türkçe dillerinde aynı derecede geçerli ikişer
nüsha olarak hazırlanacaktır.
Yorum
Madde 22
Anlaşma kapsamına giren ürünler için yürürlüğe konmaları ve uygulanmaları amacıyla işbu
Anlaşma hükümleri, Avrupa Topluluğunu kuran Anlaşmanın hükümleri ile özde eşdeğer
oldukları sürece, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'nın ilgili kararlarına uygun olarak
yorumlanmalıdır.
Brüksel’de, 25 Temmuz 1996 tarihinde imzalanmıştır.
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
Türkiye Cumhuriyeti
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
86
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
EK II – AB27 PASLANMAZ ÇELİK PİYASASI TEDARİKİNE İLİŞKİN
İSTATİSTİKSEL VERİLER
Kaynak: EUROFER – Resmi internet sitesi:
http://www.eurofer.org/index.php/eng/Eurofer-Stainless/Figures
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
87
CPS
Corporate & Public Strategy
Advisory Group
EK III: SPESİFİK TİCARET ANLAŞMALARI 2010
Kaynak: Avrupa Komisyonu Dış Ticaret Genel Müdürlüğü,
http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2008/september/tradoc_140673.pdf
EK IV: EUROFER ÇELİK SEKTÖRÜNE YÖNELİK TAHMİNLER
(Ocak 2009)
Kaynak: Eurofer Resmi internet sitesi,
www.eurofer.org/index.php/eng/content/download/387/2316/file/Market%20Report2010-Jan.pdf
EK V: EUROFER ÇELİK SEKTÖRÜNE YÖNELİK TAHMİNLER:
Avrupa Birliği’nde Çelik kullanıcısı sektörlere Genel Bakış
Kaynak: Eurofer Resmi internet sitesi,
www.eurofer.org/index.php/eng/content/download/387/2316/file/Market%20Report2010-Jan.pdf
© All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011.
88

Benzer belgeler