çelik sektörüne ilişkin ab müktesebat rehberi
Transkript
çelik sektörüne ilişkin ab müktesebat rehberi
CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBAT REHBERİ CPS tarafından MESS için hazırlanmıştır. Haziran 2011, Brüksel & İstanbul © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 1 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group İÇERİK Önsöz Kısaltmalar I. GİRİŞ II. AB’NİN ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN POLİTİKASI A. B. C. D. Tarihsel Gelişim Çelik Yardım Kodları AT Antlaşması Kapsamında Yasal Temel Çelik Sektöründeki Mevcut Durum III. ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATI A. Çelik Sektörüne ilişkin AB Rekabet Politikası 1. Giriş 2. Temel Mevzuat 2.1. Anti-tröste ilişkin Kurallar 2.2. Birleşmelere İlişkin Kurallar 3. Beklemedeki Önergeler B. Çelik Sektörüne ilişkin AB Devlet Yardımları Kuralları 1. Giriş 2. Temel Mevzuat 2.1. Devlet Yardımlarına ilişkin Genel Düzenlemeler 2.2. Çelik Sektörüne yönelik Devlet Yardımlarına ilişkin Özel Kurallar 2.3. Çelik Sektörüne yönelik Devlet Yardımlarının Usule ilişkin Kuralları 2.4. Devlet Yardımları Denetimi ve Çelik Sektörü 2.5. AKÇT Antlaşması Kapsamına Girmeyen Belirli Çelik Sektörleri için Çerçeve 3. Beklemedeki Önergeler C. Dış İlişkiler ve Çelik Sektörü 1. Çelik Sektörüne ilişkin AB’nin Dış İlişkilerine Genel Bakış 2. Temel Mevzuat 3. Beklemedeki Önergeler D. Çelik Sektörüne ilişkin Diğer Düzenlemeler E. Çelik Sektörünün Çevresel Boyutu © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 2 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group IV. ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB BİLİM VE ARAŞTIRMA POLİTİKASI A. AT Antlaşması Kapsamında Yasal Temel B. Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu C. Çerçeve Programlar Temelinde Çelik Sektörü 1. Altıncı Çerçeve Programı (2002–2006) 2. Yedinci Çerçeve Programı (2007–2013) D. Diğer Fonlar, Platformlar ve Girişimler E. Güncel Rapor ve Gelişmeler V. AB ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN İÇTİHAT KARARI VI. YENİ GENİŞLEME DALGASI VE AB ÇELİK SEKTÖRÜ A. B. Yeni Üye Devletlere Sağlanan Geçiş Düzenlemeleri Genişlemenin Çelik Sektörüne Etkileri VII. TÜRKİYE’DEKİ YASAL ÇERÇEVE VE TÜRKİYE’NİN ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATINA UYUM DURUMU A. B. C. D. Çelik sektörüne ilişkin AB-Türkiye İlişkileri Tarihçesi AKÇT – Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması ve Ulusal Program Türkiye’de Çelik Sektörüne ilişkin Mevcut Durum Çelik Sektörüne ilişkin Türk Mevzuatının Uyum Tablosu VIII. MÜZAKERE SÜRECİ A. B. C. D. E. AB Değerlendirmeleri 1998–2010 İlerleme Raporları’nın Değerlendirmesi Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgeleri Genişleme Strateji Belgesi (2009–2010) Müzakere Süreci 1. Müzakere Sürecine ilişkin Genel Bilgiler 2. Çelik Sektöründe Müzakere Sürecine ilişkin Özel Bilgiler KAYNAKÇA EKLER: EK I: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma kapsamında olan malların ticaretine ilişkin Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu arasında imzalanan Anlaşma EK II: AB-27’de Paslanmaz Çelik Piyasa Tedarikine ilişkin İstatistiksel Veriler EK III: Spesifik Ticaret Anlaşmalarının Listesi – 2008 EK IV: Eurofer Çelik Sektörü Tahminleri (Ocak 2009) EK V: Eurofer Çelik Sektörü Tahminleri: AB’de Çelik kullanıcısı sektörlere Genel Bakış © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 3 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group ÖNSÖZ Çelik ürünlerinin üretimi, Avrupa’daki imalat döngüsünde temel bir endüstri dalı olarak kabul edilmektedir. Öte yandan, Avrupa Birliği’nde (AB) çelik ürünlerine yönelik olan talep, imalat endüstrilerindeki gelişmenin bir sonucu olarak son yıllarda devamlı olarak bir artış göstermektedir. Avrupa Birliği, dünya çapındaki toplam çelik üretiminin %15-16’sına karşılık gelecek şekilde, yıllık 193 milyon ton üretimle, dünya çelik ürünü imalatında en önemli ikinci oyuncu konumundadır. Rekabetçi bir Avrupa çelik endüstrisinin, başlıca endüstriyel sektörlerin (otomotiv ve inşaat sektörleri başta olmak üzere) gelişimi için taşıdığı öneme istinaden, Avrupa Birliği çelik sektörünün küresel piyasadaki rekabet gücünü korumaya yönelik gerekli adımları atmaya yüksek önem atfetmektedir. AB çelik endüstrisinin sermaye ve enerji yoğun bir sektör olduğunun vurgulanması gerekmektedir. Daha açık bir ifadeyle, çelik sektörü, çimento ve alüminyumla birlikte, enerji-yoğun üç endüstri kolundan birini teşkil etmektedir. Öte yandan, hammadde ve enerji girdilerini ürüne dönüştüren AB çelik endüstrisi, çeşitli yatırımlar (örneğin, makine, inşaat) ve tüketim malları endüstrisi (örneğin, ev aletleri, otomotiv) için önemli bir katkı sağlamaktadır. AB çelik endüstrisi, 1980–1995 yılları arasında gerçekleşen uzun bir yeniden yapılandırma süreci sonunda, tamamen özelleşmiş ve rekabetçi performansını iyileştirmiş; böylelikle de sektördeki şirket birleşmeleri için gereken koşullar hazırlanmıştır. Buna ek olarak, AB çelik endüstrisinin bütünleşmesinin ileri bir düzeye eriştiği kaydedilmektedir. Bununla birlikte, tüm üretim ve dağıtım zincirinin yeniden yapılandırılmasını gerektiren ve çelik sektörü için öngörülen Avrupa standartlarına uyum çok kolay bir şekilde gerçekleşmemektedir. Bu bağlamda, çelik şirketlerinin yeniden yapılandırma süreçlerini tamamlamaları ve İç Pazar’a tam uyum sağlamaları için 1 Mayıs 2004 tarihi itibariyle Birliğe giren yeni Üye Devletler ile Avrupa Birliği arasında geçiş dönemleri hususunda bir takım müzakereler yürütülmüştür. Bu tür muafiyetler, yeni Üye Devletlerin çelik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin ise uzun vadede kendi ayakları üstünde durabilmeleri için gerekli mali desteği sağlamalarına yönelik bir gerekliliktir. Öte yandan, hâlihazırda Avrupa çelik sektörü, Avrupa’daki çevresel standartlara uyum hususunda, özellikle de sınaî emisyonların denetimi konusunda birtakım endişeler taşımaktadır. Avrupa çelik endüstrisinin ton başına CO2 üretiminde dünya liderleri arasında yer almasından ötürü, bir referans yılı ve değeri uyarınca emisyonlarında sektörde bir azaltıma gidilmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak, bu durum, sektörün rakiplerine kıyasla rekabet avantajının azalması riskini taşımaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 4 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu bağlamda, çelik sektörünün temsilcileri, bu çevresel yükümlülüklere ilişkin endişelerini ifade etmekte ve sektörün AB’nin çevreye ilişkin düzenlemelerine kolay bir şekilde uyum sağlaması için bir çözüm talebinde bulunmaktadır. Halihazırda, Avrupa Komisyonu, hangi sınai sektörlerin Emisyon Ticaret Sistemi çerçevesinde CO2 emisyon serbestisi elde edeceği hususuna 2010 yılında karar vermek üzere mutabakata varmıştır. Son olarak, Avrupa çelik endüstrisinin sektörel boyuttaki rekabet koşulları karşısında rekabet gücünü koruması gerektiği için, özellikle daha temiz ve karbonsuz üretim süreçleri konusunda araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ilişkin daha ileri stratejilerin belirlenmesi, sektör açısından büyük önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra, Çelik sektörünün Türkiye boyutunu incelemekte de fayda bulunmaktadır. AKÇT ürünlerine ilişkin AB Üye Devletleri ve Türkiye arasındaki ticaret, Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Antlaşması ile yürütülmektedir. Sonuç olarak, bu alan, Gümrük Birliği kapsamı dışında yer almaktadır. Öte yandan, çelik ürünleri, Türkiye’nin üçüncü ülkelerle yaptığı Serbest Ticaret Antlaşmaları’nda yer alan diğer endüstri ürünleri ile aynı olarak tanımlanmaktadır. Türk çelik endüstrisinin temel sorunlarının üstesinden gelebilmek için, Türkiye, Avrupa Komisyonu tarafından teknik destek verilmiş “Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı”nı tasarlamış ve son karar için Avrupa Birliği’ne sunmuştur. Türk çelik sektöründe, şirket birleşmeleri ve devralmalarına ilişkin birçok örnek bulunmaktadır. Bununla birlikte, sektör dikkate değer bir büyüme ivmesi yakalamış ve son yıllarda çelik tüketimi önemli bir ölçüde artmıştır. Öte yandan, sektörün, özellikle AB rekabet kuralları ve çevresel standartlar olmak üzere, eylem ve stratejilerini Avrupa Birliği beklentileri ile uyumlaştırması gerekmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 5 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group KISALTMALAR AB AT AET AKÇT ECMR EMF ESTEP EUROFER GBER IISI KOBİ NRP MICA RFCS RTD : Avrupa Birliği : Avrupa Topluluğu : Avrupa Ekonomik Topluluğu : Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu : AT Şirket Birleşme Yönetmeliği (EC Merger Regulation) : Avrupa Metal İşçileri Federasyonu (European Metal Workers’ Federation) : Avrupa Çelik Teknoloji Platformu (European Steel Technology Platform) : Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu (European Confederation of Iron and Steel Industries) : General Block Exemption Regulation : Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü (International Iron and Steel Institute) : Küçük ve Büyük Boy İşletmeler : Türkiye Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı : İtalya Endüstri, Ticaret ve Zanaat Bakanlığı (Ministry for Industry, Trade and Crafts of Italy) : Kömür ve Çelik İçin Araştırma Fonu (Research Fund for Coal and Steel) : Araştırma ve Teknoloji Geliştirme (Research and Technological Development) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 6 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group I. GİRİŞ Dünyada en yaygın kullanılan madde olarak bilinen ve endüstri için temel bir hammadde olan çelik, ülkelerin ekonomik gelişimlerinde önemli bir role sahiptir. Nitekim, gelişmiş ülkelerin verileri doğrultusunda, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra önemli miktarda çelik ürettikleri ve ileri derecede bir gelişmişlik seviyesine eriştikleri görülmektedir. Dolayısıyla, kişi başına düşen çelik üretimi, ülkelerin gelişmişlik derecesini ölçmek için önemli bir kıstas haline gelmektedir. Çelik sektörünün mevcut durumu göz önüne alındığında; bahse konu sanayinin, küreselleşme eğiliminin klasik göstergelerini desteklemekte olduğu görülmektedir. Bu sektör, uzun süreden beri üretim ve fiyat dalgalanmalarından olumsuz yönde etkilenmektedir. Geçtiğimiz yıllarda, yatay ve dikey birleşmeler yoluyla sektörel yapının konsolidasyonuna yönelik girişimlerin (örneğin, Arcelor, Mittal Steel) altını çizmekte yarar bulunmaktadır. Bu yönelimin başlıca sebepleri, üretim ve satışlar konusundaki konsolidasyon, hammaddelerin düşük fiyattan tedariki, küresel müşterilere erişim olanakları sağlanması, Ar-Ge maliyetlerinin düşük olması ve fiyat istikrarıdır. Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu’nun değerlendirmesine göre, Avrupa Birliği (AB), yılda 200 milyon ton çelik üretmekte ve AB’deki çelik endüstrisinin yıllık geliri 200 milyon Euro olduğu öngörülmekte ve 27 AB Üye Devletinde 500’den fazla çelik üretim tesisi olduğu tahmin edilmektedir1. Yaklaşık olarak 408.0002 AB vatandaşının istihdam edildiği çelik sektörü, Avrupa’daki ekonomik büyüme ve rekabet etme gücü açısından anahtar bir sektör niteliğindedir. Çelik üretimi ve tüketiminin küresel düzeyde dinamik bir şekilde büyüdüğü bir dönemde; çelik kullanıcılarının performans, teknolojik güncellemeler ve çelik ürünlerinin yeterli miktarda ve güvenilirlikte olmasına yönelik olarak süregelen talepleri, Topluluğu, Çelik Politikası’nı çoklu düzeyde geliştirmeye zorlamaktadır; zira ekonomik faaliyet içinde bulunan diğer sektörler doğrudan veya dolaylı olarak çelik sektörüne tabi bulunmaktadır. Bir süreden beri giderek daha yoğun bir uluslararası rekabetle karşı karşıya kalan çelik sektörü; yeniden yapılanma, yoğunlaşma ve teknolojik modernizasyon sürecinde bulunmaktadır. Öte yandan, EUROFER’in (Avrupa Demir ve Çelik Sanayileri Konfederasyonu) değerlendirmesine istinaden, AB bazında ekonomik canlılığın 2010 yılında aşamalı olarak gitgide artması ve risklerin bir yıl öncesine göre çok daha dengeli hale geleceği öngörülmektedir. Bu durumun AB çelik sektörü temellerinde de gelişimi sağlayacak bir dönüşüme öncülük edebileceği düşünülmektedir. AB’de çelik kullanılan sanayilerin en güncel faaliyet verilerine göre, 2010 yılının son çeyreğindeki çıktı büyümesi % 8.3 oranında olmuştur. Buna mukabil, sanayideki siparişlerdeki artış, uzmanların 2011 yılında çelik sanayisi için olumlu beklentiler içine girmesine sebep olmaktadır.3 1 http://www.eurofer.org/ http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/economic-sectors/industrial-goods/steel/index_en.htm 3 www.eurofer.org/index.php/eng/.../Market%20Report-2011-April.pdf 2 © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 7 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group İşbu Avrupa Topluluğu (AT) Müktesebat Rehberi, AB Çelik Politikası’nın tarihi gelişimi hakkında genel bir açıklamada bulunmakta; çelik ürünleriyle ilgili önceden belirlenmiş mevzuatları özetlemekte; son genişleme dalgasıyla beraber Birliğe katılan 12 yeni Üye Devlet’in katılımlarına ilişkin önemli hususlara ışık tutmakta; Türkiye’nin müktesebata uyum için hâlihazırdaki ilerleme durumunu analiz etmekte ve Türkiye-AB müzakereleri hakkında bilgi sağlamaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 8 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group II. AB’NİN ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN POLİTİKASI A. Tarihsel Gelişim Yaygın olarak bilindiği üzere, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT), ilk Topluluk örgütlenmesi olarak, İkinci Dünya Savaşı ertesinde kurulmuştur. Öncelikli olarak hedefi, Avrupa ekonomisini yeniden yapılandırmak ve sürdürülebilir bir barış sağlamaktır. Böylelikle, bu iki hammaddenin, Fransa ve Almanya’nın endüstrilerinin ve güçlerinin temelini oluşturması gerçeğinden hareketle, bu iki ülkenin kömür-çelik üretimini tek bir havuzda toplama fikri ortaya atıldı ve altı Üye Devlet (Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda) arasında barışı teminat altına almak ve Batı Avrupa’nın kömürçelik sanayilerini bütünleştirmek suretiyle, onları ekonomik ve siyasi açıdan birleştirmek için AKÇT kuruldu. Temel siyasi hedef; Fransız-Alman dayanışmasını güçlendirmek ve Avrupa bütünleşmesinin önünü açmaktı. Pazarı denetleme yetkisi ve karar alma gücü, “Yüksek Kurul” olarak adlandırılan bağımsız ve ulus-üstü bir kuruma devredildi. Bu amaç doğrultusunda, AKÇT Antlaşması 18 Nisan 1951 tarihinde Paris’te imzalanmış ve 24 Temmuz 1952 tarihinde 50 yıl boyunca geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. Antlaşma tarafından savunulan Ortak Pazar, 1 Mayıs 1952 tarihinde, “çelik” için açılmıştır. AKÇT; Üye Devletler tarafından değil, bizzat kendi kaynakları tarafından (yani; üretim değeri temelinde kömür ve çelik üreticilerinin ödediği prelevman/vergi) finanse edilmiştir. AKÇT, çelik endüstrisinin sosyal ve teknolojik düzeylerdeki dönüşüm sürecinde hayati bir rol oynamıştır. Sosyal perspektiften bakıldığında, çelik sektöründe istihdam edilmiş eski çalışanların yeni bir eğitim sürecine dahil olmasını sağlamış; teknolojik açıdan ise tüm üretim zincirinin modernizasyonu ve çevreye ilişkin yükümlülüklerin uyumlaştırılmasına yönelik araştırma faaliyetlerine destek vermiştir. Öte yandan, Araştırma ve Teknolojik Gelişim hususu, Antlaşma’nın bir başka bölümünü teşkil etmektedir. Bu bağlamda, Araştırma ve Teknolojik Gelişime yönelik olarak çelik sektöründeki ilk projeler, 1955 yılında fonlanmıştır. Sağlık ve güvenlik alanlarında teknik ve sosyal araştırmalar yapılmasını desteklemek, AKÇT Antlaşması tarafından kurulan orijinal yapının en önemli özelliklerinden biri olmuştur. Antlaşma çerçevesinde olumlu bir ilerleme kaydedilmiştir; zira Topluluk böylelikle üretimin ve kaynakların dengeli gelişiminin sağlanması ve zorunlu olan endüstriyel yeniden yapılanma sürecinin kolaylaştırılması suretiyle, krizlerle başa çıkabilen bir konuma ulaşmıştır. Bu bağlamda, çelik üretiminde bir artış kaydedilmiş ve ürünler daha ucuz, daha kaliteli ve daha temiz bir hale gelmiştir. Avrupa Birliği’nin Çelik ürünlerine yönelik politikası, 23 Temmuz 2002 tarihine kadar, AKÇT Antlaşması (1951) ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma (1957) tarafından yönetilmiştir. AKÇT Antlaşması’nın süresi dolunca, çelik politikası Avrupa Topluluğu Kurucu Antlaşması’nın içine dahil edilmiştir. Başka bir deyişle, Çelik Politikası, © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 9 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Ortak Pazar’ın sanayi ürünleri için öngördüğü her zamanki kurallar ve araçlar çerçevesinde ele alınacaktır. Öte yandan, AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolmasıyla ilgili finansal sonuçlara ve kömürçelik için kurulan araştırma fonuna ilişkin bir Protokol de, Nice Antlaşması’na (2001) ek olarak iliştirilmiştir. Bahse konu Protokol, AKÇT’den doğan tüm kıymet varlıkları ve yükümlülüklerin ve kömür-çelik sanayiyle bağlantılı sektörlerdeki araştırmalar için gerekli olan bu kıymet varlıkları ve yükümlülüklerin net değerlerinin kullanımının Avrupa Topluluğu’na devredilmesini sağlamaktadır. B. Çelik Yardım Kodları 70’lerin ikinci yarısı ve 80’lerin başında ortaya çıkan ciddi yapısal problemler, çelik sektörünü işsizlik ve ekonomik kriz tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Bu dönem boyunca, bu sektörün büyük bölümünün iflasın eşiğinden kurtarılması, bazı Üye Devletleri, kendi çelik sektörlerini korumak amacıyla birtakım karşı-önlemler (bir diğer deyişle, Devlet yardımları) almaya yöneltmiştir. Bu bağlamda, Topluluk, aşırı yüksek orandaki bu Devlet yardımlarının etkin bir mekanizma aracılığıyla azaltılması gereğini fark etmiştir. Sonuç itibariyle, Çelik Yardım Kodları, geçiş sürecindeki bir sektörde adil rekaberi sağlamak üzere uygun birer araç işlevi görmüştür. Bahse konu Kodlar, AKÇT Antlaşması’nın 95.maddesiyle uyumlu olarak yürürlüğe girmiş ve AKÇT’nin süresi dolana kadar da yürürlükte kalmıştır. Avrupa Komisyonu, Birinci (1981) ve İkinci (1982) Kodlar aracılığıyla, kapasite azaltımını sağlayan Devlet yardımlarına izin verilmesine ilişkin politikasını oluşturmuştur. Üçüncü Kod’dan (1985) itibaren ise, çelik sektörü için olan yardımların kapsamı, önceki Kod’lar çerçevesinde yardım tahsis etmemiş olan Üye Devletlerle sınırlandırılmıştır. Bu yardımın tek koşulu ise, yardımların “Araştırma ve Geliştirme, Çevre, Şirket Kapatmaları ve Bölgesel Yatırımlara” yönelik olmasıdır. Bahse konu önlemlerin, önemli ölçüde kapasite azaltımına yol açmasına rağmen, var olan aşırı kapasite ve ekonomik durumun kötüleşmesi sonucunda sektörde yeni ve şiddetli krizler ortaya çıkmıştır. Şirketlerin tasfiyesine ilişkin bazı Komisyon önergelerine rağmen, Çelik sektörü bunları uygulamamıştır. “Çelik için Genel Hedefler” adlı Komisyon Raporu, kapasite fazlalığını öngörmüştür. 23 Kasım 1992 tarihinde Komisyon, uygun teşvik edici önlemlere ilişkin bir Tebliğ sunmuştur. Önerilen önlem paketi, sadece yeniden yapılandırma ve rekabet kurallarına ilişkin maliyetin bir kısmını karşılayan finansal teşvikleri değil, aynı zamanda Topluluk-içi çelik piyasasını istikrara kavuşturmayı amaçlayan dış ticaret önlemlerini de içermektedir. Avrupa Birliği Konseyi, Aralık 1993’ten bu yana, AKÇT Antlaşması’nın 95.maddesinde yer alan amaçlara yönelik olarak birçok istisnai karar benimsemiştir. Bu Kararların amacı, Doğu Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz ve İrlanda’daki bazı şirketleri yeniden yapılandırmak ve kapasite azaltımını sağlamaktır. Bahse konu girişimler, çelik krizi ile yeniden yapılandırma ve rasyonelleştirme sürecini üstlenen demir ve çelik sanayiden gelen muhtura aracılığıyla teşvik edilmiştir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 10 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Altı çizilmesi gereken önemli bir diğer husus ise; Çelik Yardım Kodlarının, çelik sektöründeki adil rekabette olduğu kadar, çevrenin korunması ve endüstriyel teknolojinin teşvikine de katkıda bulunduğudur. Ayrıca, Kodların gerçekleştirdiği hedeflerinden bir diğeri de, sosyal açıdan kabul edilebilir koşullar yoluyla sürdürülemeyen kapasiteleri sonlandırmak suretiyle, talep ve kapasite arasında bir denge kurulmasına yapılan katkıdır. Son Çelik Yardım Kodu, 1997–2002 yılları arası için kabul edilmiş ve devlet yardımlarına izin verilen koşullar, Komisyon’un 6 aylık düzenli raporlar aracılığıyla gerçekleştirdiği gözetim yoluyla sınırlandırılmıştır. AKÇT Antlaşması’nın bitiş tarihi olan 23 Temmuz 2002 tarihinden itibaren; Devlet Yardım Kodları da sonlandırılmış ve AKÇT’ye ait olan ürünler Ortak Pazar içine dahil edilmiştir. Dış ilişkiler, Avrupa’daki çelik sektörünün önemli boyutlarından birini teşkil etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri tarafından alınan ve kendi piyasalarına erişimi kısıtlayıp, önemli oranlarda ticari sapma riski yaratan korumacı önlemlere karşı AB’nin verdiği karşılık, Mart 2002’de belirli çelik ürünleri ithalatı için geçici koruma önlemleri kabul edilmesi şeklinde olmuştur. Avrupa Birliği, Eylül 2002’de, erga omnes (herkesi bağlayan yükümlülükler) etkisi ile, belirli çelik ürünleri ithalatına ilişkin nihai koruma önlemlerini kabul etmiştir. Bahse konu önlemlerin hedefi, AB çelik üreticilerini, ABD’nin korumacılığından kaynaklanan ithalat dalgalanmalarının verdiği ciddi zarardan korumaktır. AB, 1998 yılından beri, dünyanın lider çelik üreticilerinden biri ve çelik konusunda en geniş tek pazarıdır. İşletme ve Sanayi Genel Müdürlüğü’nün 2006 yılında vermiş olduğu bir bildirime göre, Avrupa çelik sektörünün öncelikleri rekabet edilebilirlik, Ar-Ge girişimleri ve çevrenin korunmasıdır. Bu bağlamda; konsolidasyon süreci, Devlet yardımları ve rekabet edilebilirliğe ilişkin kurallar giderek önem kazanmaktadır. C. AT Antlaşması Kapsamında Yasal Temel AT Antlaşması’nın 28 ile 30. Maddeleri arasında (Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Anlaşma’nın 34 ila 36. maddeleri), özellikle miktar kısıtlamaları ve eş etkili önlemler bağlamında “Malların Serbest Ticareti”ne ilişkin genel kurallar belirlenmektedir. Madde 28 (yeni Madde 34) uyarınca, “miktar kısıtlamaları ve eş etkili önlemler, Üye Devletler arasında yasaklanmalıdır.” “Miktar kısıtlamaları, diğer Üye Devletlerle yapılan ticarette yasaklama veya kısıtlama anlamına gelirken, “eş etkili önlemler” ise gümrük tarifeleri ve miktar kısıtlamaları ile aynı sonuçlara sahip olan önlemleri ifade etmektedir. Madde 29 (yeni Madde 35), ihracat konusundaki tüm miktar kısıtlamalarını ve Üye Devletler arasındaki eş etkili tüm önlemleri yasaklarken; Madde 30 (yeni Madde 36) ise “Madde 34 ve 35’daki hükümlerin; ithalat, ihracat veya genel ahlak, kamu politikası veya güvenliği; insan, hayvan veya bitki sağlığı ve yaşamının korunması; sanatsal, tarihi veya arkeolojik değer taşıyan ulusal hazinelerin korunması; veya sınai ve ticari mülklerin korunması temelinde gerekçelendirilen ve ithalat, ihracat veya mal geçişlerindeki yasaklama ve kısıtlamalara engel olunmaması; bununla birlikte, bu tür yasak ve kısıtlamaların, Üye Devletler arasındaki ticarette keyfi ayrımcılık veya üstü kapalı bir kısıtlama getirmemesi gerektiğini” belirtmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 11 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group AKÇT çelik ürünleri ticaretinde geçerli olan kuralların, Ortak Ticaret Politikası içine dahil edilmesi, aşamalı bir şekilde gerçekleşti. Ayrıca, çelik ürünlerinde ticarete uygulanan antidamping ve anti-sübvansiyon korumaları gibi kurallar, diğer AT ürünlerine uygulanan kurallarla da ayrı çizgiye getirilmiştir. Aynı zamanda, Madde 25 (yeni Madde 30) bu konuya ilişkin genel kuralları içermektedir. Madde 25 (yeni Madde 30) uyarınca, “Üye Devletler arasında ithalat ve ihracattaki gümrük tarifeleri ile eş etkili vergiler yasaklanmalıdır. Bu yasaklama, mali nitelikteki gümrük vergilerine de uygulanmalıdır.” D. Çelik sektöründeki Mevcut Durum 2009 yılında, küresel ekonomik koşulların kötüleşmesi ile paralel olarak, Avrupa Birliği çelik piyasası, “olağan dışı” kabul edilen bir gerileme süreciyle karşı karşıya bulunmuştur. Bununla birlikte, Eurofer tarafından belirtildiği üzere, 2009 yılının üçüncü çeyreğinde AB’deki ekonomik durgunluk ortadan kalkmış ve ekonomik büyüme tekrar pozitife dönmüştür. Eurofer, Avrupa ekonomilerinin İkinci Dünya Savaşı’ndan beri bölgeyi etkileyen en ciddi krizin yansımalarından 2010 yılında kurtulmasının beklenildiğini belirtmektedir. Eurofer aynı zamanda ekonomik canlılık aşamalı olarak güç kazanırken ekonomik iyileşme hızının nispeten düşük kalacağını ve belirsizliklerle çevrili olacağını öngörmektedir. Ancak yine de bir yıl öncesi ile karşılaştırıldığında risklerin çok daha dengeli olduğu değerlendirmeye eklenmektedir.4 Eurofer’in yaptığı son açıklamaya göre ise Avrupa’daki çelik sektöründeki iş faaliyetleri 2011 yılının ilk çeyreğinde artış göstermiştir.5 Dünya Çelik Birliği’nin (Worldsteel Association) son verilerine göre AB’nin 27 üye ülkesi 2008 yılında toplamda yaklaşık olarak 1.33 milyar ton civarında olan küresel ham çelik üretiminin %15’i ne denk gelen miktarda (200 milyon ton) ham çelik üretmiştir.6 Konu hakkındaki en güncel araştırmaya göre AB 2010 yılında 173 milyon ton ham çelik üreterek dünyadaki 2. en büyük çelik üreticisi olmuştur 7. III. ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATI A. Çelik Sektörüne ilişkin AB Rekabet Politikası 1. Giriş Yukarıda bahsedildiği üzere, AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolması ile, 24 Temmuz 2002 tarihinden itibaren AKÇT Antlaşması’nın önceden kapsadığı sektörler, usul kuralları ve işbu Antlaşma’dan doğan diğer ikincil mevzuat, AT Antlaşması’nın kurallarına tabi olmak 4 http://www.eurofer.org/index.php/eng/News-Publications/Press-Releases/EU-steel-market-first-green-shootsof-recovery 5 www.eurofer.org/index.php/eng/.../Market%20Report-2011-April.pdf 6 http://www.worldsteel.org/ 7 http://ec.europa.eu/trade/creating-opportunities/economic-sectors/industrial-goods/steel/index_en.htm © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 12 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group durumunda kalmıştır. Sonuç itibariyle, AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolmasından itibaren, Çelik sektörü, AT Antlaşması’nın rekabet ve devlet yardımlarına ilişkin genel kuralları çerçevesinde yönetilmektedir. 13 Aralık 2007 tarihinde üye devletler tarafından imzalanan ve 1 Aralık 2009 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiş olan Lizbon Antlaşması (Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma) AT Antlaşması’nda değişiklik öngörmektedir. Ancak, rekabet hukuku anlamında anlaşma hükümlerinde herhangi bir değişiklik gerçekleşmemiş, yalnızca maddelerin yeniden numaralandırılması söz konusu olmuştur. Altını çizmek gerekir ki, işbu iki Antlaşma’da (AT Antlaşması ve AKÇT Antlaşması) yer alan rekabet kuralları, birbirleriyle benzerdir ve uygulama şekilleri de, uzun zamandan beri örtüşmektedir. Bu sebepten dolayı, pratik düzeyde, AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolmasından kaynaklanan önemli ve usule ilişkin değişikliklerin kapsamı oldukça sınırlıdır8. Geçiş rejimi olarak adlandırılan bu dönem, iki genel hüküm temelinde düzenlenmektedir (yani; anti-tröst ve yoğunlaşma kuralları -AB jargonunda şirket birleşmeleri). 23 Temmuz 2002 tarihinde veya daha önce bir dönemde, Komisyon tarafından AKÇT Antlaşması bünyesinde muafiyet getirilen tüm kısıtlayıcı anlaşmalar veya uyumlu eylemler, AB rekabet kurallarına tabi tutulmuştur. Diğer bir deyişle, AKÇT rejimi dâhilinde verilen izinler veya uyum belgeleri, Antlaşma’nın sona ermesiyle birlikte geçerliliğini yitirdiler. Bu durum da, bu tür anlaşma veya uygulamalara taraf olan şirketler, bu alanda uygulanabilen ilgili Blok muafiyetleri ve kılavuz ilkeleri dikkate almak suretiyle, AT Antlaşması’nın 81. ve 82. maddeleri doğrultusundaki anlaşmaların geçerliliğini gözden geçirmeye zorlamaktadır. Buna rağmen, Komisyon, AKÇT rejimi altında önceden oluşturulmuş anlaşmalar ışığında, AT Antlaşması 81. Maddesi (yeni Madde 101) altındaki hükümlerine bağlı muamelelere girişmeyi kastetmemektedir. Bu sebepten dolayıdır ki, şu anlaşmalara taraf olan şirketlere mali ceza uygulanmayacaktır: İzin veya uyum belgesine iliştirilmiş koşul veya zorunluluklara, ilgili tarafların muvafakat etmesine devam edilecektir. Bununla birlikte, bazı gerçek veya yasal gelişmelerden ötürü, anlaşmanın muafiyet için artık elverişli olmaması durumunda, Komisyon, müdahale etme kararı alabilir9. Son olarak, AKÇT tebligatlarının yürürlükte olduğu durumlarda, Komisyon, daha önceki döneme dayanarak, AKÇT Antlaşması’nı (AKÇT’nin süresi dolmadan) ve arkasından da AT Antlaşması’nı uygulayacaktır. Yoğunlaşmalar, bu geçiş rejimine de konu olmaktadır. Bir yoğunlaşmanın koşullarının veya zorunluluklarının önceden yerine getirilmesi durumunda, ve eğer bu koşul veya 8 Bununla birlikte, Komisyon, çıkarmış olduğu 2002/C152/03 sayılı Tebliğ ile, AKÇT kurallarından AT kurallarına geçişin açıklığa kavuşturmak amacıyla, AKÇT Antlaşmasının süresinin dolmasından kaynaklanan rekabet kurallarının ele alınışına ilişkin belirli özelliklerle ilgili duruşunu açıklamaktadır. Bu geçişin doğurduğu sonuçlardan biri de, AKÇT sisteminin, fiyat listeleri ve satış koşullarının Komisyon’a bildirilmesini ve kamuya açılmasına yönelik talebinin kaldırılmasıdır. 9 Bu durumun ortaya çıkışına örnek olarak, ABD’nin tarife konmasına ilişkin olarak yakın zamanda vermiş olduğu karara cevaben, AB’de koruma önlemlerine başvurulması (19 Temmuz 2002) verilebilir. Zira, bunun sonucunda, AB pazarı içinde kurulmuş olan şirketlerin pozisyonlarını güçlendirmesi muhtemeldir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 13 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group zorunlulukları yeterli derecede karşılamazsa, Komisyon 4064/89 sayılı AT Şirket Birleşme Yönetmeliği altında, aşağıda örnekleneceği şekilde, faaliyette bulunmaktadır. Bir şirket yoğunlaşmasının AKÇT sisteminde bildirimi yapılmış ve incelemesi halen sürmekte ise, onaylanmış tarafların AT Şirket Birleşme Yönetmeliği’nde belirlenen eşikleri karşılaması durumunda, bahsekonu Yönetmelik uygulanır. Şirket birleşmesi incelemesinin ikinci aşamasının, AKÇT Antlaşması’nın vadesinin bitiminden önce açıklanmış olması, ancak iddianamenin henüz onaylanmaması durumunda, Avrupa Komisyonu, AT Şirket Birleşme Yönetmeliği’nin 6(1)(c) maddesi uyarınca ve ivedilikle bir Karar alacaktır (yani; derin bir inceleme başlatma kararı). Ortak teşebbüsler (joint venture) ile ilgili olarak, AT Şirket Birleşme Yönetmeliği sisteminde yalnızca eşikleri karşılayan tam-işlevli ortak teşebbüslerin bildirimi zorunludur. AKÇT Antlaşması’nın vadesinin sona erdiği tarihte gerçekleşen ve tam-işlevli olmayan ortak teşebbüsler söz konusu ise, bildirimlerin AT Antlaşması’nın 81. Maddesi’nde (yeni Madde 101) belirtilen bildirimlere dönüştürülmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, belirtmek gerekir ki, çelik sektöründeki yoğunlaşmalar, AT Şirket Yönetmeliği’nde yer alan normal kurallara tabi olmaktadır. Bunun yanında, AKÇT Antlaşmasından AT Antlaşmasına geçiş ve Topluluk şirketleri arasındaki yoğunlaşmalar, AT Rekabet Politikası çerçevesi içinde kontrol edilmektedir. 2. Temel Mevzuat AB Rekabet Politikası’yla uyumlu olarak çelik sektörünü düzenleyen mevzuat, şu şekilde belirtilmektedir: • • Avrupa Birliği’ndeki işletmelere uygulanan ve Madde 81’den Madde 86’ya kadar olan (yeni Madde 101’den 106’ya kadar olan) Ortak Rekabet Kuralları; Blok muafiyetlere ilişkin Madde 81.3 (yeni Madde 101.3) 2004 yılı, AB Rekabet Politikası’nda, küresel bağlamdaki değişiklikler (zira, bu değişiklikler sonucunda Rekabet ve dolayısıyla, Avrupa Adalet Divanı’ndaki davalar artmıştır) nedeniyle gerçekleştirilen kapsamlı bir reform temelinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu doğrultuda, Yeni Şirket Birleşme Yönetmeliği, Uygulamaya ilişkin Komisyon Yönetmeliği10, AT Yatay Birleşme Kılavuz İlkelerini tebliğ eden bildirimler ile Rekabet Genel Müdürlüğü En İyi Uygulamaları kabul edilmiş ve 1 Mayıs 2004’de yürürlüğe girmiştir. 10 İşletmeler arası yoğunlaşmaların kontrolüne ilişkin 139/2004/AT sayılı Konsey Yönetmeliğini uygulayan 802/2004/AT sayılı ve 7 Nisan 2004 tarihli Komisyon Yönetmeliği (AEA ile ilintili) (ABRG, L, 13, 30.04.2004, s.1-39) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 14 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group 2.1. Anti-tröste ilişkin Kurallar Yargılama Yetkisi AT Antlaşması çerçevesinde, rekabet kurallarının kömür ve çelik endüstrilerine uygulanması ulusal mahkemelerin ve ulusal rekabet kurumlarının müşterek yargılama yetkisi doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Ulusal rekabet kurumları, ilk aşamada, Üye Devletler’deki ticaretin, kayda değer ölçüde etkilenmemesi kaydıyla, kendi ulusal rekabet kurallarını uygulama yetkisine haizdirler. AKÇT Antlaşması hükümlerinin aksine, AT Antlaşması, rekabet kurallarının Topluluk-içi ticarete etkilerine ilişkin birtakım koşullar içermekteydi. AT Antlaşması’nın 81. ve 82. Maddeleri’nin (yeni 101. ve 102. Maddeleri’nin) uygulanması için, mutlaka Üye Devletler arası ticaretin etkileniyor olması gerekmektedir. Bu nedenle, çelik sektöründe rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaların ya da uyumlu eylemlerin veya hâkim konum durumunun Üye Devletler arası ticareti etkilememesi kaydıyla, 24 Temmuz 2002 tarihinden itibaren, ulusal mahkemeler söz konusu olduğu davalarda, (sadece) kendi ulusal rekabet kurallarını uygulama iznine sahiptirler. Rekabete ilişkin olarak sözü edilen kurallar, Antlaşma’nın Madde 81 ve 82’de yer alan Rekabete ilişkin Kuralların uygulanmasına dair 16 Aralık 2002 tarihli ve 1/2003/AT sayılı Konsey Yönetmeliği’nde düzenlenmektedir. Yeni Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 1 Mayıs 2004 tarihinden itibaren ise, tüm ulusal rekabet mercileri, rekabetin bozulmaması veya kısıtlanmaması için, Antlaşma hükümlerini uygulama yetkisine sahip olmuşlardır. Önemli Anti-tröst Kuralları AT antlaşmasının 81.maddesi (yeni Madde 101), rekabeti engelleyen antlaşmaları yasaklarken; 82.maddesi (yeni Madde 102) ise hâkim konumda olan şirketin bu konumunu kötüye kullanmasını yasaklamaktadır. Bu bağlamda, AKÇT Antlaşmasının yürürlükten kalkmasının ardından bildirilen ortak teşebbüsler, AT Antlaşmasının 81.maddesi (yeni Madde 101) kapsamındaki antlaşmalar ile birlikte değerlendirilecektir. Çelik sektöründeki antitröste ilişkin özel kurallar konusundaki güncel gelişmeler: 25 Ocak 2010 tarihinde, Avrupa Komisyonu, Lizbon Anlaşması’nın 101. maddesine bağlı olarak, BHP Billiton ve Rio Tinto madencilik şirketlerinin arasında kurulması teklif edilen ortak teşebbüsün ortak pazara etkisini araştırmak üzere kapsamlı resmi bir soruşturma başlatmıştır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 15 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu söz konusu ortak teşebbüsün dünya çapındaki pazar rekabetine negatif etkisi olup olmayacağını soruşturacaktır. Bu bağlamda, önemle belirtmek gerekir ki; BHP Billiton ve Rio Tinto şirketleri dünya çapında sırasıyla 2. ve 3. en büyük demir cevheri üreticileridir. 2.2. Birleşmelere ilişkin Kurallar Şirket birleşmelerinin kontrolü, AB Rekabet kuralları çerçevesinde giderek önem kazanmaktadır. Bu yeni bağlamda, çelik sektöründeki şirket birleşmeleri, Yeni Şirket Birleşmeleri Yönetmeliği altında düzenlenen denetim sisteminin bir parçası olmaktadır. İşletmeler arasındaki yoğunlaşmaların kontrolüne ilişkin 139/2004 sayılı ve 20 Ocak 2004 tarihli Konsey Yönetmeliği’ne göre (AT Birleşme Yönetmeliği), kümelenme “daha önceden bağımsız olan iki veya daha fazla girişimin birleşmesi” veya “en az bir girişimi kontrol eden bir veya daha fazla kişi veya girişimin, doğrudan veya dolaylı olarak, gerek hisse senedi veya malvarlığı satın alınması, gerekse bir sözleşme veya herhangi başka bir şekilde bir veya birden fazla girişimin tamamının veya bir bölümünün denetimine sahip olması halinde devralınmasıdır”. Yeni Birleşme Yönetmeliği’nin amacı, daha bütünleşmiş bir Pazar ve AB’nin gelecekteki genişlemesinin doğuracağı zorlukları karşılamak için işletmeler arasındaki yoğunlaşmaları kontrol etmektir. Yeni Birleşme Yönetmeliği’ne göre, uygulanmadan evvel tüm yoğunlaşmalar Komisyona bildirilmelidir. Eğer yoğunlaşmalar, işletmeler için hâkim veya üstün Pazar durumunu yaratıyor veya güçlendiriyorsa ve bunun sonucunda Ortak Pazar’da veya Ortak Pazar’ın önemli bir bölümünde etkin rekabet engelleniyorsa; yoğunlaşmaların Ortak Pazar’la bağdaşmadığına hükmedilir (bu, şirket birleşmelerin yasallığını ölçen bir koşuldur). Bununla birlikte, sadece cirosu belirli bir eşiği karşılayan işletmeleri içeren yoğunlaşmalar (yani; Topluluk boyutu olan yoğunlaşmalar) Komisyon’un yargılama yetkisine girmektedir. Yeni Şirket Birleşmeleri Yönetmeliği ve AT Rekabet kurallarının reformu ile, bir Üye Devlet’in, kendi sınırları dâhilindeki rekabeti önemli ölçüde etkileyerek tehdit eden ve Üye Devletler arasındaki ticareti etkileyen ama Topluluk boyutu11 bulunmayan bir kümelenmeyi, Komisyon’a bildirme hakkı bulunmaktadır. Üç veya daha fazla Üye Devlet böyle bir istekte bulunursa, Komisyon kümelenmeyi gözden geçirmek için münhasır yetkiye sahip olacaktır. 11 İşbu Yönetmelik çerçevesinde, dünya çapında en az 5 milyar Euro; Avrupa Ekonomik Alanı dâhilinde ise her biri için 250 milyon Euro’dan fazla cirosu bulunan şirket birleşmeleri ve devralmalar hakkında Topluluğun yargı yetkisi bulunmaktadır. Sözkonusu şirketlerin Avrupa cirolarının üçe ikisinden fazlasının, AB ülkelerinden birinde ve aynı ülke içinde bulunması durumunda, şirket birleşmesi, ilgili ülkenin rekabet kurumu tarafından incelenir; zira bahsekonu ulusal rekabet kurumu, bu durumun olası etkilerinin araştırılması konusunda Komisyon’dan daha yetkili bir konumda bulunmaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 16 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group AKÇT Antlaşması’nın süresinin dolmasıyla, çelik sektörüne uygulanan şirket birleşmeleri kontrol sistemi, özellikle Komisyonun yargı yetkisiyle, bildirimlerin zamanlaması ve kararların alınmasına ilişkin amaçlarında değişiklik yapmıştır. Bu bağlamda, Yeni Şirket Birleşme Yönetmeliği, Mayıs 2004’den beri işlevsel durumdadır. İşbu Şirket Birleşmeleri Yönetmeliği altında, herhangi bir çelik piyasasında sınırlı hisseye sahip olan şirketler, “de minimis” kurallarının uygulanmasından faydalanacaklardır. Öte yandan, AT Antlaşması 82. maddesi (yeni Madde 102) (hâkim konumun kötüye kullanılması) anlaşılması çok daha kolay olan bir kuraldır. 82. Madde (yeni Madde 102) rejimi, hâkim konumdaki şirketlere çok daha fazla hukuki mükellefiyet yükleyecektir. Yoğunlaşmalara ilişkin Temel Düzenlemeler Şirket yoğunlaşmalarında yaşanan zorlukları değerlendirmek amacıyla, Komisyon tarafından bazı özel araçlar kullanılmaktadır. Yeni Şirket Birleşmeleri Yönetmeliği, rekabet testi12 aracılığıyla Komisyon’un, oligopoller dâhil olmak üzere, tüm rekabet-karşıtı şirket birleşmelerine müdahale etmesini sağladığını belirtmektedir. Temel soru, ihtiyaç duyulan tercihlerle, tüketici sağlayan birleşmelerden sonra gerekli rekabetin kalıp kalmayacak olmasıdır. Öte yandan, daha önceden AKÇT Antlaşması altında Komisyon tarafından incelenmiş bazı işlemler, şimdi ulusal rekabet kuralları kapsamı içinde olmakta ve ilgili ulusal yetkililer tarafından iyice incelenmektedir. Yoğunlaşmalara ilişkin Usul Hukuku AKÇT ve AT Antlaşmaları altındaki şirket birleşmelerine ilişkin işlem usullerinin uyumlaştırılmasına ilişkin bildirim hükümlerinin Komisyon tarafından uygulanmaya başlandığı sırada, çelik sektöründe faaliyet gösteren yoğunlaşmaların muamelesine ilişkin usuller, Mart 1998’den beri, geniş kapsamda uyumlaştırılmaktadır. Birçok Üye Ülkede gerçekleşen değişik şirket birleşmelerinin denetim usullerine riayet ederken harcanan zamanı ve masrafları sınırlandırmak amacıyla, Avrupa Birliği tarafından “şirket birleşmelerinin denetimi sistemi” ortaya konmuştur. Bu sistem aracılığıyla, Topluluk boyutu taşıyan (normal koşullar altında, şirket birleşmesine taraf olanların, birtakım ciro eşiklerini karşılaması koşuluyla gerçekleşen) şirket birleşmeleri, Komisyon tarafından tek prosedür altında (“tek merkezli bilgi” prensibi) değerlendirilmektedir. Ciro eşiklerini karşılayamayan şirket birleşmeleri, sorumluluğu altında şirket birleşmelerinin denetimi bulunan ulusal mercilerin yetkisi altına girmektedirler. 12 Rekabet testi, kümelenmenin, etkin rekabetin ortak Pazar veya önemli bir parçasında engellenmesi sonucu hâkim konum yaratılması veya güçlendirilmesine neden olup olmadığı konusunun aydınlatılması için yapılmaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 17 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu prosedür uyarınca, bir şirketteki çıkarların denetiminin başka bir şirket tarafından iktisabı durumunda, devralan şirket, bildirim formunu tamamlamakla yükümlüdür. Bir şirketin devralınacağı kamu ihalelerinde ise, teklif sahibi bildirim formunu tamamlamalıdır. Bildirim formunu tamamlayan her taraf, sağlanan bilginin doğruluğu konusunda sorumluluk taşımaktadır. Prosedür aşağıdaki gibi yürütülmektedir: Yeni Birleşme Yönetmeliği’nde, taraflar planlanmış işlemin onayı için Komisyon’a başvurabilirler. Şirket birleşmesindeki iyi niyet temelinde bildirim yapılması mümkün hale getirilmiştir. Böylelikle, bu durum da düzenleyici yetki aranırken işletmelere daha fazla esneklik sağlamaktadır. 3. Beklemedeki Önergeler: Hâlihazırda, beklemede herhangi bir önerge bulunmamaktadır. B. Çelik Sektörüne İlişkin AB Devlet Yardımları Kuralları 1. Giriş Devlet yardımlarına yönelik Avrupa’da uygulanan rejimin hedefi; Üye Devletletin AB’deki rakipleri karşısında korunmasını ve diğer şirketlerin kendileri aleyhine desteklenmesinin önlenmesidir. Diğer bir ifadeyle, buradaki temel amaç, Tek Pazar’ın korunması ve sektörel rekabet gücünün geliştirilmesidir. Devlet yardımlarına ilişkin bu bölüm, genel AB devlet yardımları kuralları ile özellikle çelik şirketlerine tanınan devlet yardımlarını açıklamaktadır. 2. Temel Mevzuat 2.1. Devlet Yardımlarına ilişkin Genel Düzenlemeler AT Antlaşmasının 87. maddesine (yeni Madde 107) göre, eğer bir önlem Üye Devletler arasındaki ticareti etkilerse, bu önlem “Devlet Yardımı” olarak adlandırılır. Devlet yardımları, AB mevzuatı altında yasaklanmasına rağmen, Avrupa Komisyonu özel ve kati koşullar ile yeniden yapılandırma yardımlarına izin vermektedir. AB mevzuatı, devlet yardımlarını yasaklamakla birlikte bir takım devlet yardımı türlerine çok belirli ve katı koşullar altında izin vermektedir: • Bölgesel yatırım yardımları, halen yasaktır ve işbu yasaklama, KOBİ’lere sağlanan bölgesel yardım ilavelerini de içermektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 18 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group • Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları, halen yasaktır ve Devlet Yardımına ve/veya tüm sektörlerde zor durumda bulunan şirketlerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin yeni kılavuz ilkeler uyarınca13, bu yasağa kömür-çelik sektörü de dâhildir. • Çevre Koruması için Devlet Yardımlarına ilişkin Topluluk Kılavuz İlkeleri çevre korumasının en üst seviyeye çıkarılması amacıyla tanınan devlet yardımlarına izin verilmesine yönelik koşulları belirtmektedir. Söz konusu Kılavuz İlkeler 31 Aralık 2014 tarihine kadar uygulanacaktır. • Araştırma ve Geliştirme yardımına14 Çelik sektöründeki araştırma-geliştirmeye yönelik devlet yardımları için öngörülen Topluluk çerçevesi doğrultusunda izin verilmektedir. Buna rağmen, çelik sektöründe meydana gelen her bir dava için bildirim formu talep edilmektedir. 30 Aralık 2006 tarihinde, Avrupa Komisyonu tarafından, Araştırma-Geliştirme ve Yenilikçilik Alanlarında Yeni bir Çerçeve kabul edilmiştir. Bununla amaçlanan, Üye Devletlerin, Araştırma-Geliştirme ve Yenilikçilik alanlarındaki projelere nasıl daha iyi bir şekilde devlet yardımı verebileceklerini açıklığa kavuşturmaktır. Yeni Çerçeve, daha öncekinden farklı olarak, yenilikçilik projeleri için yardımı da kapsamaktadır. Öte yandan, bahsekonu olan Çerçeve tarafından oluşturulmuş kılavuz ilkeler; Üye Devletlere kendi yardım önlemlerini özel durumlara uyarlamalarına izin vermekte ve Avrupa şirketlerini, şayet küresel rekabetçiliği amaçlıyorlarsa, Araştırma-Geliştirme ve Yenilikçilik alanlarında daha fazla yatırım yapmaya teşvik etmektedir. Bu şartlar altında, Üye Devletler, yardım önlemlerinin incelenmesi ve bunlara izin verilmesi amacıyla, Avrupa Komisyonu’na bildirimde bulunmakla yükümlüdür. Ancak, eğer bu önlemler kılavuz ilkeler doğrultusunda alınmışsa, izin verme süreci daha hızlı olacaktır. Buna rağmen, Araştırma&Geliştirme&Yenilikçiliğe yönelik olan Devlet Yardımı önlemlerine, üç kıstas temelinde izin verilmektedir: • • • İyi tanımlanmış bir pazar aksaklığına karşılık gelmesi; Hedefin iyi belirlenmiş olması; karşılaşılan sorunla orantılı olması ve teşvik etkisi yaratılması; Rekabet ve ticaret kurallarıyla uyumlu olması; Yeni Çerçeve, 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. • Çelik sektöründeki Şirket Kapatmalarıyla ilgili yardımlara izin verilmektedir. • Küçük ve Orta Boy İşletmelere (KOBİ) verilen yardımlara, 6 Ağustos 2008 tarihli ve 800/2008/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği (Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği) doğrultusunda, %15 ve %7,5’a kadar oranlarda yardım edilmesine izin verilecektir. 13 Komisyon Tebliği: Zor durumda olan şirketleri kurtarma ve yeniden yapılandırılması için verilen Devlet Yardımlarına ilişkin Topluluk Kılavuz ilkeleri (ABRG 244, 01.10.2004, s. 2–17) 14 Araştırma ve geliştirmeye (Ar&Ge) yönelik Devlet yardımları için Topluluk çerçevesi (ABRG, C, 45, 17.02.1996, s. 5–16) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 19 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group • AT Antlaşması’nın 87 ve 88.maddelerinin de minimis yardımına uygulanmasına ilişkin 15 Aralık 2006 tarihli ve 1998/2006/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği (söz konusu Yönetmelik, 31 Aralık 2006 tarihinde geçerliliği sona eren 69/2001/EC sayılı Yönetmeliğin yerine geçmiştir) doğrultusunda, De Minimis yardımına izin verilmektedir. • 6 Ağustos 2008 tarihli ve 800/2008/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği (Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği) doğrultusunda, Eğitim yardımına izin verilmektedir. • İstihdama yapılan yardıma ilişkin ilkeler ve 6 Ağustos 2008 tarihli ve 800/2008/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği (Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği) doğrultusunda İstihdam yardımına izin verilmektedir15. Devlet Yardımları Eylem Planı ve Küçük İşletmeler için Yasal Düzenlemler doğrultusunda, Yeni Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği her tür yardım önlemi için otomatik onay sistemini düzenlemekte ve Üye Devletleri bu tür Devlet Yardımlarını Komisyon’a önceden bildirim yapmaksızın vermesini sağlamaktadır. Blok muafiyet kapsamında değerlendirilen devlet yardımları 10’dan 26’ya yükseltilmiştir. Bu kategoriler: Bölgesel yardım; KOBİ yatırımı ve istihdam yardımı; Kadın girişimciler tarafından kurulan işletmelere verilen yardımlar; Çevrenin korunmasına verilen yardımlar; KOBİ’ler yararına danışmanlık ve KOBİ’lerin fuarlara katılımının sağlanması; Risk sermayesi formunda yardımlar; Araştırma, geliştirme ve yenilikçiliğe verilen yardımlar; Eğitim yardımı; Mağdur veya özürlü işçilere verilen yardımlar. Yönetmelik Üye Devletlere, devlet kaynaklarından istihdamın ve yatırımın artırılmasına yönelik yardım tedbirleri tahsis etmelerine izini verirken diğer yandan ise kamu otoriteleri, yardım yararlanıcıları ve Avrupa Komisyonu üzerindeki bürokratik baskıyı azaltma amacını taşımaktadır. Yönetmelik, 5 özel Yönetmeliği tek bir yasal metin halinde konsolide ederken, diğer kategorilerdeki devlet yardımlarını kapsayacak şekilde kapsamını genişletmektedir. Yönetmelik kapsamında olmayan devlet yardımı uygulamaları otomatik olarak kanuna aykırı olarak kabul edilmemektedir. Bu tür yardımlar, Komisyon’un kılavuz ilkeler ve çerçeve kapsamında değerlendirme yürüttüğü mevcut bildirim sistemine tabi olmayı sürdüreceklerdir. Bununla birlikte, Yönetmelik, tarım ve gemi inşa özel olarak düzenlenmiş sektörler gibi kömür ve çelik gibi bazı sektörleri kapsam dışında tutmaktadır. 15 İstihdama yapılan yardıma ilişkin ilkeler: ABRG C 334, 12.12.1995, p.4–9. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 20 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Buna ilaveten, işbu Yönetmelik, daha önce beş farklı Yönetmelik çerçevesinde ele alınan kuralları tek bir çerçeve altında bir araya getirmektedir: 68/2001/EC sayılı Yönetmelik, 70/2001/EC sayılı Yönetmelik, 2204/2002/EC sayılı Yönetmelik, 1628/2006/EC sayılı Yönetmelik ve 1407/2002/EC sayılı Yönetmelik. Söz konusu Yönetmeliklerden bazıları (68/2001/EC, 70/2001/EC ve 2204/2002/EC) yürürlükten kalkmış; 1628/2006/EC sayılı Yönetmelik ise ilga edilmiştir. Üye Devletler tarafından tahsis edilen bölgesel yardım tedbirleriyle uyumun sağlanması için, söz konusu tedbirlerin saydam bir şekilde düzenlenmesi ve teşvik edici etkisinin bulunması gerekmektedir. Buna ilaveten, söz konusu tedbirlerin bireysel bildirim eşik değerlerine ve yasa metninin ilk bölümünde ayrıntılı bir şekilde bahsedilen azami yardım oranlarına uygun olması da öngörülmektedir. Buna ilaveten, yardım tedbirlerinin Yönetmeliğin 2.Bölümü’nde yer alan koşullarla da uygunluğunun sağlanması gerekmektedir. Güncel gelişmeler: 25 Şubat 2009 tarihinde, Avrupa Komisyonu AB Devlet Yardımları kurallarının uygulanmasında Üye Devlet mahkemelerine yardım amaçlı bir dizi kılavuz ilke yayımlamıştır. Söz konusu Kılavuz İlkeler, Komisyon’un 1995 yılında çıkarmış olduğu Tebliğ’i güncellemekte ve ulusal mahkemelerin Komisyon’dan Devlet yardımı kurallarının uygulanmasında görüşünü talep etmesini sağlayan bir istişare emkanizması getirmektedir. Buradaki amaç; öncelikle suçlamaya maruz kalan tarafların doğrudan haklarını kullanmasını sağlamak suretiyle, rekabet kuralları ihlallerinin ortaya çıkarılması sürecini güçlendirmek ve bunun yanı sıra, Topluluk düzeyinde ortaya çıkan idari külfetleri azaltmaktır. Bu çerçevede, ulusal mahkemeler, Devlet yardımlarının tüm özelliklerinin incelenmesi temelinde, bir yardımın yasaya aykırı olup olmadığına ve Komisyon’un öncül bir onayının bulunup bulunmadığına karar verebilecektir. Bununla birlikte, şayet Avrupa Komisyonu söz konusu Devlet yardımından haberdar edilirse, bu durumda yardımın Topluluk hukuku ile uyumlu olup olmadığına karar verme yetkisi Komisyon’da bulunmaktadır. Söz konusu Karar, ayrıca, Avrupa Adalet Mahkemesi’ne de taşınabilir16. 2.2. Çelik Sektörüne Yönelik Devlet Yardımlarına İlişkin Özel Kurallar Özellikle ciddi ekonomik problemlerle karşılaşmış olan bazı sektörler, “hassas sektörler” olarak adlandırılır ve eğer kömür-çelik endüstrisinde olduğu gibi Devlet yardımı alırlarsa, rekabet ortamının bozulmasına sebep olmaktadırlar. 16 Daha fazla bilgi için, bknz: http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=MEMO/09/82&format=HTML&aged=0&language= EN&guiLanguage=en © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 21 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Komisyon, hassas sektörler için, diğer sanayi kollarıyla kıyaslandığında, son derece kısıtlayıcı kararlar almıştır. Burada amaçlanan, piyasanın bozulmasını önlemektir. Örneğin, bu sektörlerin hemen hemen hepsinde, Üye Devletlere (onaylanmış bir ulusal Devlet yardımı planı olmasına rağmen, her bireysel davanın Komisyon’a bildirilmesi gibi) özel bildirim gerekleri dayatılmaktadır. Zor Durumdaki Şirketlerin Kurtarılma ve Yeniden Yapılandırma Yardımı ile Şirket Kapatma Yardımı yalnızca Topluluk çıkarını gözeten bazı katı koşulların yerine getirilmesi yoluyla verilebilmektedir. Bununla birlikte, AKÇT’nin 1996 Çelik Yardım Kodu, yeniden yapılandırma ve yatırım yardımını, 1980’ler ve 1990’larda başlayan kapasite fazlası krizi nedeniyle tamamen yasaklamaktadır. AB Üye Devletleri, devlet kuruluşlarının özelleştirilmesi ve sanayinin konsolidasyonunu içerecek şekilde büyük yeniden yapılandırma programlarını ortaya koymuştur. Böylece, şirket kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımını AKÇT Antlaşması altında, ve bu antlaşmanın 23 Haziran 2002 tarihinde yürürlülükten kalkmasını takiben AT Antlaşması altında, bazı sektörlere yasaklayan kurallar uygulanmıştır. Bunun ardından Çelik Sanayi için Kurtarma ve Yeniden Yapılandırma ve Kapatma’ya ilişkin Komisyon Bildirimi yayınlanarak kapatmaya ilişkin olarak ise bir istisna getirilmiştir. Yatırım yardımına ilişkin, Büyük Yatırım Projeleri için Gözden Geçirilmiş Çok Sektörlü Çerçeve, bu tür yardımların çelik sektörü için yasaklandığını düzenlemektedir. Kurtarma ve Yeniden Yapılandırma Yardımına ilişkin olarak ise, 1993 yılındaki son kararına dayanarak Komisyon, bu tür yardımların ortak pazar ile bağdaşmadığını düzenlemiştir. Kapatma yardımı kapsamında ise, 87(3). Madde uyarınca şu yardımlar çelik sektöründeki şirketler için Ortak Pazar ile uygun olarak nitelendirilmekte ve bu yardımlara izin verilmektedir: işten çıkarılan veya erken emekliliğe ayrılan çalışanları için çelik şirketlerine tanınan yardımlar ile tamamen kapatılan çelik şirketlerine tanınan yardımlar. Bu çerçevede, 23 Temmuz 2002 tarihinde AKÇT Antlaşmasının son bulmasıyla, Çelik Sektörüne hâlihazırda uygulanmakta olan Devlet yardımları hükümleri için gerekli olan üç adet belge bulunmaktadır. Bunlar: Şirketlerin Kurtarılma ve Yeniden Yapılandırma Yardımı ile Şirket Kapatma Yardımı, Büyük Çaplı Yatırım Projeleri için Bölgesel Yardım, Çok Sektörlü Çerçeve ve Çok Sektörlü Çerçevenin tadiline ilişkin Komisyon Tebliği. Çelik sektöründeki Devlet yardımlarına ilişkin özel kurallar konusundaki Güncel Gelişmeler: 17 Nisan 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu, Macaristan tarafından ülkenin en büyük çelik üreticisi olan Dunaferr’e 37,4 milyon Euro düzeyindeki yatırım yardımı tahsisi planının AT Devlet Yardımları kurallarına uygunluğuna ilişkin kapsamlı bir soruşturma başlatmıştır. Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu söz konusu desteğin AT Devlet Yardımı kurallarıyla uyumlu olup olmadığını soruşturacaktır; keza söz konusu kurallar gereğince sektörün yapısal bir kapasite aşımından dolayı Celik ürünlerine yatırım yardımı sağlanmasına izin verilmemektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 22 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu bağlamda, önemle belirtmek gerekir ki; Dunaferr Macaristan’da gerçekleşen entegre çelik çalışmalarının tümünü bünyesinde barındırmaktadır. Öte yandan, Macaristan otoritelerinden gelen beyana göre, söz konusu yardım, sadece çelik sektöründe yer almayan ürünleri kapsamaktadır. Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu’nun bahse konu soruşturması, sadece bazı ürünlerin sınıflandırılmasına odaklanması beklenmekte idi17. 1 Ağustos 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu söz konusu husustaki soruşturmayı kapatmış bulunmaktadır. Macaristan mercilerinin Komisyonu Dunaferr’in artık söz konusu yardımdan yararlanamayacağını ve yardımın kendisine henüz tahsis edilmemiş olduğu konusunda bilgilendirmelerini takiben, soruşturmanın da geçerliliği ortadan kalkmış bulunmaktadır18. *** 2008 yılının Ekim ayında, Avrupa Komisyonu öngerilme çeliği tedariğinde faal olan bir dizi şirkete yönelik olarak, kısıtlayıcı iş uygulamalarına ilişkin AB kurallarını ihlal eden bir kartele katıldıkları gerekçesiyle, bir itiraz mütalaası (Statement of Objections) göndermiştir. 2009 yılının Şubat ayına kadar, ilgili şirketlerin tümü söz konusu itirazlara yönelik yanıtlarını Avrupa Komisyonu’na iletmişlerdir. Komisyon, hâlihazırda, bahse konu yanıtları inceleme aşamasındadır. Şayet, şirketlerin suçlu bulunmaları durumunda, yıllık ciroları temelinde %10’a varan bir cezaya maruz kalmaları olasılık dâhilindedir. Bilindiği üzere, İtiraz Mütalaası, AB anti-tröst soruşturmalarında yasal bir adımdır ve söz konusu süreçte Avrupa Komisyonu, ilgili itirazlara ilişkin olarak tüm tarafların yazılı yanıtlarını veya sözlü savunmalarını talep ederek; duruma ilişkin ilgili tüm olgu ve yorumları derlemektedir. Bunun sonucunda, Avrupa Komisyonu, söz konusu yanıtların AT Antlaşması’nın anti-tröst kurallarına uygunluğuna ilişkin bir karar almaktadır. 2.2.1 Komisyon Tebliği: Çelik Sektörüne ilişkin şirket kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı ve şirket kapatma yardımı (C (2002) 315 No’lu Belge altında bildirilmiştir.) (AEA ile ilintili) (ABRG C, 070, 19.03.2002, p.0021–0022) 17 http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/1232&format=HTML&aged=0&language=EN &guiLanguage=en 18 http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/595 © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 23 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Özet İşbu Tebliğ, Avrupa Parlamentosu, Üye Devletler, AKÇT Danışma organları ve çelik şirketlerinin, yatırım yardımları ve kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımları başta olmak üzere çelik sektörüne verilen Devlet yardımlarında daha sıkı kuralların getirilmesi için çağrıda bulunduğunu ifade etmektedir. Bu yüzden; çelik sektörüne yönelik yatırım yardımı ile kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı yasaklanmış ve Ortak Pazar ile uyumsuz addedilmiştir. Avrupa’da ve dünya ölçeğinde, sektördeki kapasite fazlası ve bunu müteakip oluşan verimsizlik sorunları göz önüne alındığında, sektörün daha sağlıklı gelişebilmesi için Tebliğ’in EK B’sindeki ayrıntılar doğrultusunda, bazı istisnai durumlarda kapanma yardımlarına izin verilebilmektedir. Komisyon, önceki deneyimleri ve çelik sektörünün özelliklerini göz önüne alarak, Devlet yardımları biçimlerine odaklanmaktadır. Yatırım yardımı ile kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımının, bahsekonu sektörde rekabet ortamını bozucu etkilere sahip olduğunu belirtmektedir. Öte yandan, Komisyon ve Konsey, Topluluk Çelik şirketlerini kurtarmaya yönelik, kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı hakkında artık karar alınmayacağında hemfikir bulunmaktadır. Bu koşullar altında, çelik şirketleri maliyet düşürme ve güçlü rekabet edilebilirliğe karşı çabalarını arttırmaya devam etmelidir. Çelik sektörüne ait zor durumda bulunan şirketlerin kurtarılması ve yeniden yapılandırılmasına yönelik verilen yardımlarla ilgili tüm planlar ve bahsekonu sektöre yönelik kapatma yardımları, bireysel olarak bildirilmelidir. Komisyon, yardımın verildiği zaman yürürlükte olan ölçütler temelinde verilen izin olmadan, çelik sektörüne sağlanan yardımla ortak Pazar arasındaki uyumu inceleyecektir. Bunu takiben, yapısal uyumu kolaylaştırmaya yönelik yardım, çelik endüstrisinin daha sağlıklı bir konuma gelmesine ve gelişimine katkıda bulunabilir ve böylelikle, Ortak Pazarla uyumlu hale gelebilmesi mümkün olabilir. Bu çerçevede, çelik ürünlerinin üretiminin daimi olarak durdurulmasına ilişkin olarak çelik şirketlerine verilen yardım ve çelik şirketleri tarafından erken emekli edilen veya işten çıkarılan işçilere verilen ödemeleri kapsayan yardımlar kabul edilmektedir. Madde 2.1 uyarınca, çelik şirketleri tarafından erken emekli edilen veya işten çıkarılan işçilere verilen ödemeleri kapsayan yardımın Ortak Pazarla uyumlu addedilmesi için şu koşulları karşılaması gerekmektedir: Ödemelerin, genelde Üye Devletler’in yasaları altında verilen ödemeleri aşmaması; Yardımın onaylanması konusunda henüz göz önüne alınmamış olan ve çelik şirketlerinin kısmi veya tamamen kapanmasından doğan ödemeler; Söz konusu ödemelerin %50’sini aşmayan yardım. Madde 2.2 uyarınca, çelik ürünleri üretimini daimi olarak durduran çelik şirketlerine yönelik yardımların Ortak Pazar kurallarıyla uyumlu hale gelebilmesi için, şu koşulları sağlamaları gerekmektedir: © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 24 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Çelik firmalarına 1 Ocak 2002’den evvel tüzel kişilik kazanmış olmaları; Bahsekonu yardımın bildirim tarihine kadar düzenli olarak çelik ürünü imalatında bulunmuş olmaları; 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren, üretim veya tesis yapılarını yeniden düzenlememiş olmaları; Üretimin durdurulması veya yardımın Komisyon tarafından onaylanmasını takiben altı ay içinde, çelik ürünleri imalatında kullanılan tesisatların kapanması veya parçalara ayrılması; Tesislerinin kapanmasının, yardımın onaylanmasında dikkate alınmış olmaması; Verilen yardımın tutarının, (1 Ocak 2002’den itibaren ulusal enflasyon oranını aşmayan herhangi bir revalüasyon kısmını yok saymak suretiyle) kapatılan tesislerin kalıntı defter (residual book) değerlerini oranda olması. Madde 2.2’de belirtilen koşulları karşıladıkları halde (doğrudan veya dolaylı yoldan) denetim atında tutulan çelik şirketlerine yönelik yardımların, Ortak Pazar kurallarıyla uyumlu addedilebilmesi için, şu koşulları karşılaması gerekmektedir: • Yardım yapılmasından en az 6 ay önce kapatılacak firmanın, kurumsal yapıdan ayrılmış olması; • Kapatılacak olan firmanın hesaplarının, Komisyon tarafından onaylanmış bir denetçi tarafından tasdik edilmesi; • Yardıma tabi olmuş kapanma tarihi veya onaylanmış yardıma ilişkin en son ödeme tarihini takiben beş yılı aşkın bir süreçte çelik ürünlerine yönelik üretim kapasitesinde bir indirim olması anlamında, endüstrinin tamamına kayda değer bir yarar sağlamak amacıyla, üretim kapasitesinde gerçek ve doğrulanabilir bir indirimin olması. İşbu Tebliğ, 24 Temmuz 2002 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamış olup, 31 Aralık 2009 tarihine dek geçerliliğini sürdürecektir. 2.2.2 Komisyon Tebliği: Büyük çaplı yatırım projeleri için Bölgesel Yardımlara dair Çok Sektörlü Çerçeve (C (2002) 315 No’lu Belge altında bildirilmiştir.) (AEA ile ilintili) (ABRG C, 70, 19.03.2002, s. 8–20) Tadil eden: • Yapısal sorunlarla karşılaşan sektörlerin listesinin oluşturulmasına ilişkin Geniş Çapta Yatırım Projeleri için Bölgesel Yardım hakkındaki Çoksektörlü Çerçevenin (2002) Değiştirilmesi hakkındaki Komisyon Tebliği ve Motorlu araçlar sektörü ve sentetik elyaf sektörüne ilişkin AT Antlaşması’nın Madde 88 paragraf 1’ne uygun önlemler hakkındaki Önerge (AEA’yı da kapsayan metin) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 25 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group (ABRG C, 263, 01.11.2003, s. 3–4) Özet İşbu Tebliğ’in amacı, büyük çaplı yatırım projelerine ilişkin bölgesel yardımı yönetmek için basit ve şeffaf bir aracı tanıtmaktır. Tebliğ, ilk yatırımı teşvik etmeyi amaçlayan ve bölgesel yardıma uygulanan çok sektörlü çerçevenin gelişimini izlemektedir. Bu konu, Topluluğu Kuran Antlaşma’nın madde 87(3) (a) ve (c) (yeni madde 107(3) (a) ve (c)) temelinde, çelik sektörü için ilk yatırıma bağlı istihdam yaratmayı içermektedir. Çelik sektörüne uygulanan bu çerçeve aynı zamanda, küçük ve orta ölçekli işletmelere ilişkin verilen devlet yardımları ile ilgili AT Antlaşması 87 ve 88. Maddelerin (yeni madde 107 ve 108) uygulanmasına yönelik 70/2001/AT19 sayılı Komisyon Yönetmeliği’nden muaf tutulmayan KOBİ işletmelerine20 ilişkin olarak verilen geniş çaplı bireysel yardımlara da uygulanmaktadır. Çelik sektörünün özellikleri (özellikle yapısı, Avrupa ve dünya ölçeğinde varolan kapasitefazlası, sermaye-yoğun yapısı, çelik fabrikalarının çoğunun bölgesel yardımlardan yararlanan bölgelerde konumlanması; çelik sektörünün yeniden yapılandırılmasına ayrılmış kamu fonlarının önemli meblağlarda oluşu ve çelik alanlarının dönüştürülmesi) ve geçmişte uygulanan ve daha esnek olan Devlet yardımlarına ilişkin kurallardan elde edilen deneyim göz önünde bulundurulduğunda, yatırımın büyüklüğüne bakılmaksızın, bu sektöre ilişkin yatırım yardımını yasaklamaya devam etmenin haklılığını göstermektedir. Bu bağlamda, Yeni Çerçeve, yardım sonucu rekabet ortamının gereksiz yere bozulmasını önleyen bir düzeye getirmeyi ve bahsekonu yardımı daha sistematik bir şekilde izlemeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla, Komisyon, çelik sektörüne yönelik bölgesel yardımların ortak pazarla uyumlu olmadığı görüşünü taşımaktadır. Bununla birlikte, çelik sektörüyle uyumlu olan bazı yardımlar ise, aşağıdaki gibidir: - 19 Çelik şirketlerinin, işten çıkardıkları veya erken emekli ettikleri çalışanlarına yapacakları ödemeleri karşılamaya yönelik (ödemelerin yüzde ellisini aşmayacak orandaki) yardım; http://eurlex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2006/c_168/c_16820060720en00150018.pdf 20 Avrupa Komisyonu, KOBİ’lere yönelik yeni bir tanım benimsemektedir. Bu bağlamda, 2003/361/AT sayılı Komisyon Tavsiye Kararı’na göre mikro ölçekteki ve küçük ve ortak boy işletmelere ilişkin yeni tanım, 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren geçerli olmaktadır. KOBİ’lere ilişkin tanım, azami 250 işçiden az işçi istihdam eden, senelik cirosu 50 milyon Euro tutarından az olan veya senelik bilançosu en fazla 43 milyon Euro olan, sermayesinin ya da oy hakkının %25’inden azı KOBİ olmayan başka bir şirket tarafından sahip olunan herhangi bir işletmeyi kapsamaktadır. “Küçük” işletmeler” azami 50 işçinin çalıştığı, senelik cirosu azami 10 milyon Euro’yu geçmeyen veya senelik bilançosu azami 5 milyon Euro olan işletmeler olarak tanımlanmaktadır. “Mikro işletmeler” ise, azami 10 kişinin çalıştığı, senelik ciro bilançosu ve/veya cirosu 2 milyon Euro’yu geçmeyen işletmelere olarak belirlenmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 26 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group - Çelik ürünlerindeki üretimini daimi olarak durdurmuş çelik şirketlerine yönelik yardımlar; Tebliğ içinde ayrıntılı olarak belirtilmiş koşullar çerçevesinde, çelik ürünlerindeki üretimini daimi olarak durdurmuş, ancak doğrudan ya da dolaylı olarak denetlenen ya da Ortak Pazarla uyumlu addedilen bir çelik şirketini kendileri dolaylı ya da doğrudan kontrol eden çelik şirketlerine yönelik yardımlar. Çerçeve’nin EK B’si, çelik ürünlerinin üretimiyle ilgili işletmeleri içeren çok-sektörlü çerçevenin amacına yönelik olarak çelik endüstrisini tanımlamaktadır. Çok sektörlü çerçeve, 31 Aralık 2009 tarihine kadar uygulanacaktır. Bununla birlikte, Tebliğ’in ilk versiyonunun belirli özellikleri, bir diğer tamamlayıcı Tebliğ aracılığıyla, 2003 yılında değiştirilmiştir. Bu Tebliğ’e göre, ciddi yapısal problemlerin hâkim olduğu sektörlerin, EK olarak iliştirilmiş bir sektör listesinde belirtilmesi gerekmektedir. Böyle bir listenin kabul edilmesine ilişkin olarak, teknik fizibilite ile siyasi ve ekonomik fırsatlar incelenmiştir21. Ve bu inceleme doğrultusunda, listeye ilişkin ciddi yapısal sorunlar, kolay anlaşılır tüketici verileri temelinde ve elverişli bir düzeyde değerlendirilecektir. Gerekli görüldüğü takdirde, listedeki sektörler güncellendirilecektir. 2.3. Çelik Sektörüne Yönelik Devlet Yardımlarının Usule ilişkin Kuralları Çelik sektöründeki Devlet yardımlarına ilişkin bazı usul kuralları, aşağıda sözü edilen AT Antlaşması’nın 93. maddesinin (yeni madde 113) uygulanmasına ilişkin ayrıntılı kuralların yer aldığı 22 Mart 1999 tarihli 659/1999/AT sayılı Konsey Yönetmeliği’nde ve işbu Yönetmeliğin Uygulama Yönetmeliği niteliğindeki 794/2004 sayılı Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmektedir. AT Antlaşması’nın 88. Maddesi’nin (Eski Madde 93) uygulanmasına yönelik ayrıntılı kuralların yer aldığı 22 Mart 1999 tarihli ve 659/1999 sayılı Konsey Yönetmeliği (ABRG, L 083, 27.03.1999, s. 1–9) Tadil eden: • Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ne katılımları sebebiyle, malların serbest dolaşımı, kişilerin serbest dolaşımı, şirketler hukuku, rekabet politikası, tarım politikası (veterinerlik ve bitki sağlığı mevzuatı), ulaştırma politikası, vergilendirme, istatistik, enerji, çevre, adalet ve içişleri alanında işbirliği, gümrük birliği, dış ilişkiler, ortak dış ve güvelik politikası ve kurumlar alanlarına belirli Yönetmelik ve Kararları uyarlayan 20 Kasım 2006 tarihli ve 1791/2006/EC sayılı Konsey Yönetmeliği (ABRG L 363, 20.12.2006, s. 1–80) 21 http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/site/en/oj/2006/c_168/c_16820060720en00150018.pdf © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 27 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group • Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovenya ve Slovakya’nın Avrupa Birliği’nin kurucu Antlaşmaları’na katılımına ilişkin Senet (ABRG L 236, 23.9.2003, s. 33) Özet İşbu Yönetmelik, AT Antlaşması’nın 88. Maddesi’nde (yeni madde 108) belirtilen hükümlerin uygulanmasına yönelik koşulları oluşturan ve bir yardımın hangi koşullar altında mevcut bir yardım olarak nitelendirilebileceğini belirten bir usul Yönetmeliği’dir. Yardımların bildirimine ilişkin usulün tümünü içermektedir. Bu bağlamda, sağlanacak yeni yardıma ilişkin planlar bildirilmeli ve Komisyon’un onayı alınana dek uygulamaya konmamalıdır. 659/1999/AT sayılı Konsey Yönetmeliği’ni uygulayan 794/2004/AT sayılı Yönetmelik, yardım sürecinin bildirimiyle daha fazla detay içermektedir. yeni Bu yeni Uygulama Yönetmeliği uyarınca, Bildirimler, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren, Komisyon ve bildirimde bulunan Üye Devletler arasında başka bir şekil öngörülmediği sürece, elektronik olarak yapılacaktır. İşbu yeni yönetmeliğin ardında yatan sebep, Devlet yardımı önlemlerinin incelenmesi sürecini, gereksiz usul yükümlülüklerinden kurtarmak; ve böylelikle, yeni ve zorunlu bir bildirim formu yoluyla, kararların hızlı bir şekilde alınmasını kolaylaştırmaktır. Ayrıca, Komisyon’un ilgili Üye Devlet’ten ilave bilgi talebi gereksiniminin azaldığı göz önünde bulundurulursa, bildirim formunun karar verme sürecini hızlandıracağı görülecektir. Yönetmeliğin EK I’in içindeki 1.Bölümü, bildirim formunu içermektedir. Öte yandan, yardımın uygunluğuna ilişkin Komisyon’un resmi soruşturma usulünü başlatabilme hakkını haiz olması örneğinde olduğu gibi, ayrıntılı usuller de bulunmaktadır. 2.4. Devlet Yardımları Denetimi ve Çelik Sektörü 6. Çelik Yardım Kodu kapsamında veya AKÇT Antlaşması’nın 95. maddesi uyarınca bazı koşullar altında Komisyon tarafından izin verilen Devlet yardımlarına yönelik olarak Komisyon, 23 Temmuz 2002 tarihinden sonra bile, bunların doğru bir şekilde yerine getirildiğinin denetlenmesine devam etmiştir. İlgili hükümlerin yerine getirilmediğinin tespiti halinde, AT Antlaşmasının 88. maddesi (yeni madde 108) uygulanacaktır. 31 Aralık 2001 tarihinden önce veya bu tarihte bildirimi yapılman ve Komisyonun ilke olarak Çelik Yardım Kodu’nun 6(5). maddesinin öngördüğü usule uygun olarak başlattığı yardımlar söz konusu olduğunda, Komisyon, ulaşabildiği bilgiler temelinde en geç 23 Temmuz 2001 tarihinde bir karar almaya çalışır. Ancak, nesnel sebeplerden ötürü, bunun mümkün olamadığı durumlarda, Komisyon, 659/1999 sayılı Yönetmeliğin hükümleri kapsamında soruşturmaya devam etmektedir ve AT Antlaşması’nın 88 (2) sayılı maddesi (yeni madde 108(2)) çerçevesinde nihai bir karar kabul etmeye çalışır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 28 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Komisyon onayının verilmesinden evvel bir tarihte veya bundan önce uygulamaya konan bir Devlet yardımına yönelik olarak 23 Temmuz 2002 tarihinden sonra karar alınması durumunda, Komisyon, gayrimeşru Devlet yardımlarının değerlendirilmesine ilişkin olarak uygulanan kuralların belirlenmesi hakkındaki Komisyon Bildirimine uygun bir şekilde hareket edecektir. Bahsekonu bildirim uyarınca, Komisyon, yardımın verildiği tarihte yürürlükte olan herhangi bir araca ilişkin olarak oluşturulan temel kıstaslara uygun olarak, Devlet yardımının Ortak Pazar ile olan uyumluluğunu değerlendirmekle yükümlüdür. 2.5. AKÇT Antlaşması kapsamına girmeyen belirli çelik sektörleri için Çerçeve AB Komisyonu 1988 senesinde, AKÇT Antlaşması’nın kapsamına girmeyen belirli çelik ürünlerine dair bir çerçeve yayımlamıştır. Bu çok sayıdaki sektör ve alt-sektörler, AKÇT çeliğinin, AKÇT Antlaşması’nın kapsamına girmeyen nihai ürünün son haline yönelik işlemlerden önce, ön işleme tabi tutulmayı sürdürmektedir. Aşağıda belirtilen alt-sektörler kapsamında şunlar bulunmaktadır: • Boru ve tüpler için: geniş ve dikişsiz bir şekilde kaynaklanmış, küçük ve orta boyda kaynaklanmış • Tel çizim ve mil çizim (Wire-drawing and rod-drawing) • Soğuk haddeleme ve soğuk biçimlendirme (Cold-rolling and cold-forming) • Dövme metal için: açık kalıba dövme metal basma (open-die forging stamping) • Diğer: Çelik dökümhaneleri • Derin çekme kesimi (Deep drawing cutting) 3. Beklemedeki Önergeler Hâlihazırda, beklemede herhangi bir önerge bulunmamaktadır. C. Dış İlişkiler ve Çelik Sektörü 1. Çelik Sektörüne ilişkin AB’nin Dış İlişkilerine Genel Bakış Rusya, Ukrayna, Kazakistan menşeli ürünler için bazı istisnai durumlar olmasına rağmen, çelik ürünlerin ithalatı miktar kısıtlamalarına ve eş etkili engellere tabi olmaksızın Avrupa pazarlarına özgürce girebilmektedirler. Belirli çelik ürünlerinin ithalatına ilişkin ikili anlaşmalar, Rusya ve Ukrayna ile 1995 yılından beri; Kazakistan ile de 1999 yılından beri yürürlüktedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 29 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Buna rağmen, Çelik sektörüne ilişkin AKÇT ve Ukrayna arasındaki ticari ilişkilerin süresi 31 Aralık 2001 yılında dolarken; Temmuz 2002’de Rusya Federasyonu, Kazakistan ve AKÇT arasındaki çelik sektörüne ilişkin olarak kurulmuş ticari ilişkiler ise 31 Aralık 2004 tarihinde sonlanmaktadır. Birlik, bu yüzden, AKÇT’nin uluslararası hükümlerini üstlenmiş ve 2005 yılı için Yeni bir Anlaşma imzalanması ve ileriki yıllarda bu üç ülkeyle bazı çelik ürünlerinin ticaretine ilişkin olarak bir anlaşma hazırlanması amacıyla birtakım yönetmelikleri kabul etmiştir. Yeni Yönetmelikler22, bu ülkelerden ithal olan çelik ürünlerine ilişkin miktar sınırlarının aşılmamasını ve önceden Komisyon’un onayından geçmeden, Üye Devletler tarafından ithalat lisanslarının çıkarılmamasını teminen bir yönetim usulü oluşturmayı amaçlamaktadır. Komiyon’dan alınan bu teyit, bahsekonu miktar kısıtlaması çerçevesinde, yeterli miktarın erişilebilir olduğunu onaylamak zorundadır. Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Kazakistan menşeli olarak, işbu Yönetmeliklerin EK I’nde sıralanan Topluluk çelik ürünlerinin ithalatı, 1 Ocak 2005 ila 31 Aralık 2005 tarihleri arasında yeni Yönetmelikler çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu üç ülkeyle gerçekleşen ikili çelik anlaşmaları, 2005 yılında yenilenmiştir. Öte yandan, Avrupa Birliği, ithal edilmiş çelik üretimin en önemli kaynaklarından biri olan Rusya ile ilişkilerini geliştirmiştir. 2007 yılı Ekim ayında, AB ve Rusya belirli çelik ürünlerine ilişkin bir ticaret anlaşması imzalamıştır. Sonuç olarak, Ocak 2007’den beri yürürlükte bulunan bağımsız AB önlemlerinin yerine ikame etmek üzere, iki taraf da için düz çelik ve uzun çelik ürünlerine ilişkin 2007 ve 2008 yılları kota seviyelerinde uzlaşmaya varmıştır. Buna ek olarak, Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa Birliği’ne katılmları dikkate alınarak kota seviyeleri yükseltilmiştir. Böylelikle, düz çelik ve uzun çelik ürünlerine ilişkin kota seviyesi, 2007 yılında 2.904 milyon tona; 2008 yılında ise 3.031 milyon tona ulaşmıştır. Söz konusu Anlaşma, 2007 ve 2008 yıllarını kapsayacak şekilde sonuçlandırılmıştır; ancak bu süre bitiminde kendiliğinden yenilenecektir. Bahis konusu Sözleşme, Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü’ne katılımı ile birlikte tadil edilecektir23. 4 Haziran 2009 tarihinde AB Ticaret Komiseri ve Rusya Ekonomik Gelişimden Sorumlu Bakanı Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü’ne katılımının mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirilmesi konusunda anlaşmaya vararak, bundan sonraki görüşmelerin baş müzakereciler arasında gerçekleştirilmesinde karar kılmışlardır. 22 Rusya Federasyonu ile Avrupa Topluluğu arasında belirli çelik ürünlerinin ticaretine ilişkin 20 Aralık 2004 tarihli ve 2267/2004 sayılı Yönetmelik (ABRG, L, 395, 31.12.2004, s.38-55) Ukrayna ile Avrupa Topluluğu arasında belirli çelik ürünlerinin ticaretine ilişkin 20 Aralık 2004 tarihli ve 2266/2004 sayılı Yönetmelik (ABRG, L 395, 31.12.2004, s.20-37) Kazakistan ile Avrupa Topluluğu arasında belirli çelik ürünlerinin ticaretine ilişkin 20 Aralık 2004 tarihli ve 2265/2004 sayılı Yönetmelik (ABRG, L 395, 31.12.2004, s.1) 23 http://ec.europa.eu/trade/issues/bilateral/countries/russia/pr261007_en.htm © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 30 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu esnada, 28 Ocak 2008 tarihinde, Konsey, istikrar ve işbirliğine ile ilgili 1/2007 sayılı AB/Makedonya (Former Yugoslav Republic of Macedonia-FYROM) ortaklığına yönelik Konsey Kararı’nın uygulanmasına ilişkin bir Yönetmelik kabul etmiştir. 1 Şubat 2008 tarihinde yürürlüğe giren söz konusu Yönetmelik24, Makedonya’dan AB’ye ithal edilen çeliğe uygulanan çifte kontrol sisteminin kaldırılmasını onaylamaktadır. Buna ilaveten, üçüncü ülke menşeli belirli çelik ürünlerinin istatistikî nedenlerle ön bir teftişe tabi tutulmasına ilişkin başka Topluluk uygulamaları da mevcuttur. Bununla birlikte, Avrupa çelik endüstrisinin, Çin, Güney Kore ve Tayvan’dan ithal edilen belirli çelik ürünlerine ilişkin anti-damping önlemlerinin uygulanmasını talep eden antidamping şikayet dosyaları ile uğraştığının altını çizmek gerekir. Söz konusu şikayetler, olası tehlikeler ve çelik ürünlerinin dampingi sonucu Avrupa çelik endüstrisine (örneğin; önemli ölçüde piyasa payı kaybı) maddi zarar verildiğini ve bir tehdit oluşturduğunu gösteren gerekli bulgular temelinde dosyalanmaktadır. Ancak, bu ürünlere ilişkin antidamping önlemlerinin uygulanması AB piyasasını kapatmamaktadır. Bunun yerine, söz konusu ülkelerden adil bir şekilde yapılan ihracatlar Avrupa’ya serbestçe girebilmektedir25. 2. Temel Mevzuat 1. AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsamına giren bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişine tabi tutulmasını öngören 17 Ocak 2002 tarihli ve 76/2002/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 016, 18.01.2002, s. 3–8) Tadil eden: • AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsamına giren bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişine tabi tutulmasını öngören 76/2002/AT sayılı Komisyon Yönetmeliğini tadil eden 1337/2002/AT sayılı ve 24 Temmuz 2002 tarihli Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 195, 24.07.2002, s. 25–31) • Bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatını Topluluk ön teftişine tabi tutulmasını öngören ve tadil edilmesine ilişkin 30 Aralık 2002 tarihli ve 2385/2002/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 358, 31.12.2002, s. 125–127) 24 Makedonya’dan Avrupa Topluluğu’na ihraç edilen belirli AKÇT ve AT çelik ürünlerine (çifte-kontol sistemi) ilişkin 152/2002 sayılı Yönetmeliği ilga eden 28 Ocak 2008 tarih ve 79/2008/AT sayılı Konsey Yönetmeliği 25 Daha fazla bilgi için, bknz. http://ec.europa.eu/enterprise/steel/third_countries.htm © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 31 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group • Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta Polonya, Slovenya, Slovakya’nın Avrupa Birliği’nin kurucu antlaşmalarına katılımına ilişkin Senet (ABRG L 236, 23.9.2003, P. 773–788) • AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsamına giren bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişine tabi tutulmasını öngören 23 Mart 2005 tarihli ve 469/2005/ AT sayılı Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 78, 24.3.2005, P. 12–13) • Bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişinin tabi tutulmasını öngören 18 Aralık 2006 tarihli ve1915/2006/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 365, 21.12.2006, s. 76–77) • Bazı üçüncü ülke menşeli belirli demir ve çelik ürünlerinin ithalatının Topluluk ön teftişine tabi tutulmasını öngeren yönetmeliği devam ettiren ve kapsamında güncelleme gerçekleştiren 16 Aralık 2009 tarihli 1241/2009 (AB) sayılı Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 332, 17.12.2009, p. 54–59) Özet Avrupa Birliği çıkarı, belirli çelik ürünleri ithalatının, Topluluk ön teftişine tabi tutulması doğrultusundadır; zira bu şekilde daha ileri düzeyde istatistikî bilgi temin edilmesini ve ithalat eğilimlerinin daha hızlı bir analizinin gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır. 76/2002/AT sayılı Yönetmeliği tadil eden 1337/2002/AT sayılı Yönetmelik, kendinden önceki yönetmeliğinden birinci maddesinin birinci paragrafını şu şekilde değiştirmiştir: “EK I’de yer alan AKÇT ve AT Antlaşmalarının kapsadığı çelik ve demir ürünlerinin Topluluk dâhilinde serbest dolaşımına bırakılması, 3285/94/AT sayılı Yönetmeliğin 11. ve 12. maddeleri ile 519/94/AT sayılı Yönetmeliğin 9 ve 10. maddelerine uygun olarak Topluluk ön teftişine tabi tutulmalıdır. Bu gereklilik, üye olmayan tüm ülkelerden yapılan ithalata uygulanmaktadır. Bununla birlikte, Topluluk ve üye olmayan bir devlet arasında oluşturulmuş çift taraflı kontrol antlaşmasına tabi olan ürünler, bahsekonu Yönetmeliğin şartlarına değil, bu anlaşmayla oluşturulmuş koşullara tabi olmalıdır”. Aynı zamanda, işbu Yönetmeliğin EK’i, 76/2002/AT sayılı Yönetmeliğin EK’ini tadil etmiştir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 32 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Ayrıca, 76/2002/AT sayılı Yönetmeliği tadil eden 2385/2002/AT sayılı Yönetmelik yoluyla küçük miktarda ithalatlar ve net ağırlığı 500 kg.ı geçmeyen ithalatlar, gereksiz sınırlamaları yok etmek amacıyla, işbu Yönetmeliğin kapsamından çıkartılmıştır. Bu noktada, sınıra yakın şirketlerin faaliyetlerinin kayda değer oranda etkilenmemesine yönelik bir niyet de söz konusudur. İşbu Yönetmeliğin hukuki temeli, üçüncü ülkelerle yapılan ithalata ilişkin ortak kurallarla ilgili 519/94/AT sayılı Yönetmeliğin 9 ve 10. maddeleri ile ithalata ilişkin ortak kurallarla ilgili 3285/94/AT sayılı Yönetmeliğin 11 ve 12. maddesine dayanmaktadır. Bu Yönetmelik, Amerika Birleşik Devletleri tarafından Mart 2002’de uygulamaya konulan çeliğe karşı koruyucu önlemleri dikkate almaktadır ve bu nedenle de sistemin Mart 2005’in sonuna kadar sürdürülmesini uygun bulmaktadır. 10 yeni Üye Devletin Çelik Politikasına katılım koşullarıyla ilgili olan Senet, 76/2002/AT sayılı Yönetmeliğe bazı düzenlemeler getirirken, aynı zamanda EK’in başlığını ülkelerin yetkili mercilerinin, yine bu ülkelerin kendi lisanlarında olacak şekilde kaleme alarak değiştirmiş ve Belçika ve Danimarka sınırları arasındaki “Ulusal Yetkili Mercilerin Listesi”ni de iliştirmiştir. Üçüncü ülkelerden gelen belirli demir ve çelik ürünlerine Topluluk ön denetimi devamınına ilişkin 18 Aralık 2006 tarih ve 1915/2006/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği tarafından tadil edilen 76/2002/AT sayılı Yönetmelik aşağıda belirtildiği gibi değiştirilmiştir. “1. madde 3. paragraf, aşağıdaki metin ile değiştirilmiştir: 3. Net ağırlığı 2500 uygulanmayacaktır.” kilogramı aşmayan ithal ürünlere bu Yönetmelik Bunun yanı sıra, 76/2002/AT sayılı Yönetmelik’in geçerlilik süresi 31 Aralık 2009 tarihine kadar uzatılmıştır. Öte yandan, 76/2002/AT sayılı Yönetmelik kapsamında, 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle Bulgaristan ve Romanya’da serbest dolaşımıda olan ve 1 Ocak 2007 tarihinden önce nakliyatı yapılmış çelik ürünlerine ilişkin olaran, bir denetim belgesi gerekliliği ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca, nakilyat tarihini kanıtlamak amacıyla, manifesto veya Topluluk tarafından eşdeğer özellikte adledilen bir taşımacılık belgesi şart koşulmaktadır. Ağırlığı 2500 kilogramdan az miktarlar, ön denetim yükümlülüğünden muaf tutulmaktadır. Değişiklik öngören 1241/2009 (AB) sayılı Komisyon Yönetmeliği Ek’inde listediği yeni ürünler paralelinde teftişin sınırlarını genişletirken aynı zamanda yetkili ulusal otoritelerin listesini de değiştirmektedir. Ek olarak 76/2002 (AT) sayılı Yönetmeliğin yürürlük süresi de 31 Aralık 2012 tarihine kadar uzatılmaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 33 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group 2. Norveç Krallığı’nda demir ve çelik ürünlerinin satışına ilişkin 7 Nisan 1975 tarihli ve 911/75/AKÇT sayılı Komisyon Kararı (ABRG L 088, 09.04.1975, s. 7–8) Özet Bu Kararla, fiyatlara ilişkin hükümlerin, AKÇT Antlaşması’nın 60. Maddesi’nde belirtildiği şekliyle, Antlaşma’nın 1 numaralı EK’inde listesi verilen demir-çelik endüstrisi ürünlerindeki işletmeler tarafından Norveç topraklarında gerçekleştirilen işlemlere uygulanmaktadır. AKÇT Antlaşması’nın 60. Maddesi rekabete uymayan ve ayrımcı uygulamaları yasaklamaktadır. Aynı madde, işletmeler tarafından, satışlarda uygulanacak fiyat listesi ve satış şartlarının Komisyon’un öngördüğü şekilde halka duyurulacağını belirtmektedir. Bahsekonu işletmeler, 23 Mayıs 1973 tarihli ve 73/152/AKÇT sayılı Komisyon Kararı’nda belirtildiği üzere, Topluluk limanları ile Norveç limanları arasında deniz hatları da dâhil olmak üzere tüm rotalar için nakliye ücretlerine ilişkin planları yayınlamakla yükümlüdürler. Karara uymayan işletmeler, AKÇT Antlaşmasının 64. Maddesi’nde tanımlanan yaptırımlara tabi tutulacaklardır. Yani, bahsekonu yatırımların, ihmal sonucunda etkilenmiş satışların değerinin iki katını geçmemeleri gerekmektedir. İhlal tekrarlanacak olursa, azami yaptırım bedeli ikiye katlanacaktır. 3. Ukrayna’dan ithal edilen bazı çelik ürünlerine yapılan belirli kısıtlamaların yönetimine ilişkin 752/2007/EC sayılı Yönetmeliği ilga eden 26 Mayıs 2008 tarihli ve 455/2008/EC sayılı Konsey Yönetmeliği (ABRG L 137, 27.5.2008, s.1) Özet Söz konusu Yönetmelik, Ukrayna’dan ithal edilen bazı çelik ürünlerine yapılan belirli kısıtlamaların yönetimine ilişkin 752/2007/EC sayılı Konsey Yönetmeliği’ni ilga etmiştir. Ukrayna’nın 16 Mayıs 2008 tarihinden itibaren Dünya Ticaret Örgütü üyesi olması sebebiyle, 752/2007/EC sayılı Yönetmelik de, bu koşullar altında geçersiz sayılarak ilga edilmiştir. 4. 2265/2004 sayılı Yönetmeliği ilga eden ve Kazakistan’dan ithal edilen belirli çelik ürünlerine ilişkin bazı kısıtlamaların yönetimine ilişkin 18 Temmuz 2005 tarihli ve 1441/2005/AT sayılı Konsey Yönetmeliği (ABRG L 232, 8.9.2005, s. 22–41) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 34 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Özet Söz konusu Yönetmelik, Kazakistan menşeli ve EK I’de listelenmiş olan Topluluk’a ithal edilmiş çelik ürünlerine uygulanmaktadır. Ayrıca, EK I, çelik ürünlerinin sınıflandırılmasını, ürün grupları çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Bahse konu ürünlerin ithalatı, EK V’de belirtilen yıllık miktar kısıtlamalarına tabi olmaktadır. Ayrıca, EK I’de sıralanan ve Kazakistan menşeli ürünlerin Topluluk içinde serbest dolaşımına ilişkin olarak, Üye Devletler tarafından verilmiş menşe belgesi (Bölüm II) ve ithal ruhsatına sahip olmaları gerekmektedir. İthal ruhsatı, Madde 4’te yer alan hükümler uyarınca Üye Devletler tarafından verilmektedir. Yönetmelik, miktar kısıtlamları (Bölüm II) ve idari işbirliğinin (Bölüm III) yönetimine uygulanabilir usullere ilişkin bir takım koşullar içermektedir. 3. Beklemedeki Önergeler Hâlihazırda, beklemede herhangi bir önerge bulunmamaktadır. D. Çelik Sektörüne ilişkin diğer Düzenlemeler 1. Demir ve çelik işletmelerine hızlı bir soruşturma yapılmasına ilişkin 18 Aralık 1980 tarihli ve 3316/80/AKÇT sayılı Komisyon Kararı (ABRG L 345, 20.12.1980, s. 16–17) Özet Komisyon, Yeniden Yapılandırma politikası bağlamında, Topluluktaki demir-çelik endüstrisinin niteliği ve kalitesi hakkında güncellenmiş bilgiye ihtiyaç duymaktadır. Bu sebeple, bilgilerin güncellenmesi için hızlı bir soruşturma gereksinimi vardır. Bu amaçla, işbu Karar uyarınca, bilgi formlarının Komisyon tarafından demir-çelik işletmelerine gönderilmesi; bahsekonu formların bu işletmeler tarafından doldurduktan sonra Komisyon’a geri gönderilmesi öngörülmektedir. Düzeltilmiş bilgi formlarının, işletmelerin eline ulaştıktan sonra 15 gün içinde Komisyon’a geri gönderilmesi gerekmektedir. Karar’ın EK’i, üretimin nihai modernizasyonu ve onay-teslimat dönemini de içeren dört aşamasına (maden eritme ocakları, çelik tesisleri, devamlı döküm ve sıcak haddeleme) ilişkin olarak verilecek bilgiyi belirlemektedir. Ayrıca, her tesis için 1979 ve 1980 yıllarındaki üretime ve saatlere ilişkin detaylar da temin edilmek zorundadır. 2. Çelik sanayindeki işletmelerin çelik üretimi ile ilgili belirli bilgileri sağlama yükümlülüğüne ilişkin 16 Mayıs 1975 tarih ve 1272/75/AKÇT sayılı Komisyon Kararı (ABRG L 130, 21.05.1975, s. 7–9) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 35 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Özet Komisyon’un bahsekonu sektördeki eğilimleri önceden tahmin edebilmesi amacıyla, yapılan talep doğrultusunda üretimi ayarlamaya ilişkin daha iyi bir yönlendirmeye kavuşma ve hâlihazırdaki üretime ilişkin rakamları Komisyon’a göndermek, Avrupa Topluluğu’nun çıkarları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, durumun gerektirdiği ölçüde, çelik işletmelerinin tahmini veya planlanmış aylık ham çelik üretimlerine ilişkin bilgileri tedarik etmeleri talep edilmektedir. Her ay için bildirilen planlı ya da tahmini üretimlere ilişkin beyannameler, önceki ayın yirmi beşinci gününde; her aya ilişkin güncel üretim beyannameleri ise, takip eden ayın en geç beşinci gününde Komisyon’a ulaşmalıdır. Üretim hacminden dolayı prelevman ödemesinden muaf tutulan bu işletmeler, Karar’ın gerekliliklerinden de bağışık tutulabilmektedirler. 3. Standart dışı ürün ve düşük kaliteli mallar bağlamında demir ve çelik endüstrisindeki işletmeler tarafından yapılan beyannamelere ilişkin 26 Temmuz 1982 tarihli ve 2030/82/AKÇT sayılı Komisyon Kararı (ABRG, L 218, 27.07.1982, s. 13–15) Özet İşbu Kararın konusunu, çelik endüstrisindeki işletmelerin, standart dışı ürünler ve düşük standartlı mallar için her ay yapmakla yükümlü oldukları beyannamelere ilişkin Komisyon’a geri dönüş yapmak yükümlülükleri oluşturmaktadır. Çelik ürünleri ve bu sınıflar, EK’de belirtilmektedir. Standart dışı ürünler ve düşük standartlı mallardan Karar uyarınca kastedilen, işçilik hatası olan, iade edilmiş ve yapılışı itibariyle kullanımı kısıtlı ürünlerdir. Bahsekonu ürünler, işletmelerin birinci kalite ürünleri için yayınlanan fiyat listesinin altında bir fiyata satılıyor olup, kalite hataları veya ebat hataları olan ürünlerdir. İşbu Karar, teslimatın tonajına ilişkin olarak yapılan beyannamenin içermesi gereken bilgi listesini oluşturmaktadır. Aynı zamanda, beyannameler için bir model öngörülmektedir: Beyannameler, EK’de listelenen her bir ürün sınıfı için ayrı olarak oluşturulmalı ve bir önceki ay ürünlerin teslimatının olduğu göz önünde bulundurularak her ayın 25.’inde gönderilmelidir. İşletmeler, standart dışı veya düşük kaliteli malların satış tarihi, sevkiyat tarihi, ürün tanımı, satış fiyatı, alıcının adı, standart dışı sınıflama için gerekçeleri, teslim edilen metrik ton, gideceği ülke gibi bazı ayrıntıları da içeren her işlemi kapsayan kayıt özeti saklamakla yükümlüdürler. Her şeye rağmen, üçüncü ülkelere yapılan teslimata ilişkin olarak alıcı adı ve fiyat talep edilmektedir. İşletmeler, standart dışı ürün sınıflandırması veya düşük kaliteli mal sınıflandırmasına ilişkin nedenlerini, fatura çerçevesinde alıcıya bildirmekle yükümlüdürler. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 36 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group 4. Çelik işletmelerinin yatırımlarına ilişkin bilgiyle ilgili 15 Ekim 1991 tarihli ve 3010/91/AKÇT sayılı Komisyon Kararı (ABRG, L 286, 16.10.1991, s. 20–23) Özet İşbu Karar, özellikle çelik ve demir endüstrilerindeki yatırım faaliyetlerine uygulanmaktadır. Bahsekonu Karar kapsamında; Komisyon, faaliyette, yapım aşamasında veya planlanmış olan çelik üretim tesislerine, yatırım faaliyetine ve sektördeki üretim kapasitelerinin arttırılmasına ilişkin ayrıntılı bilgi edinmeyi ve bahsekonu bilgileri düzenli olarak güncellemeyi amaçlamaktadır Komisyon, aynı zamanda, bir yandan arz ve talep arasındaki dengeye önemli ölçüde etki edebilecek yatırım projeleri, diğer yandan da ana üretimin daimi kapanmasına ilişkin durumlardan ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmelidir. İşletme tarafından kararı alınmış yatırım programlarına ilişkin bildirimler, mümkün olan en çabuk sürede, Komisyon’a gönderilmelidir. Komisyon’a bildirilmiş olan yatırım programlarındaki herhangi bir ana değişiklik, Madde 4 ve 5’de yer alan sınırlamalar doğrultusunda tadil edilmiş şekliyle, Komisyon’a geri gönderilmelidir. Bildirimler herhangi bir daimi kapamayı, bütün tesisin transferi ya da satışını kapsamalıdır ve işletme tarafından bahsekonu alana ilişkin alınan karar doğrultusunda, mümkün olan en çabuk sürede, Komisyon’a gönderilmelidir. Yukarıda bahsedilen rapor ve bildirimlere ek olarak, tüm Topluluk çelik işletmeleri, özellikle tesis ve yatırımları ile üretim kapasitesindeki etkilerine ilişkin Komisyon’un düzenli olan teftişlerine cevap vermekle yükümlüdürler. Komisyon, gerekli gördüğü takdirde, ayrıntıları incelemek üzere, ek bilgi veya bahsekonu bildirim ve raporları talep edebilmektedir. 5. Üye olmayan devletlerden gelen belirli çelik kablolarının ithalatının, Topluluk tarafından geriye dönük olarak teftişine ilişkin 16 Eylül 1994 tarihli ve 2248/94/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 242, 17.09.1994, s. 5) Tadil eden: • Üye olmayan devletlerden gelen belirli çelik kablolarının ithalatının, Topluluk tarafından geriye dönük olarak teftişine ilişkin 2248/94/AT sayılı Yönetmeliği tadil eden 30 Haziran 1995 tarihli ve 1565/95/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği (ABRG L 150, 01.07.1995, s. 23) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 37 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Özet Komisyon, işbu Yönetmelik kapsamında, Topluluğa ithal edilen belirli çelik kabloları (elektrikle yalıtılmamış olmak kaydıyla, bükülü kablo, kablolar, örme şeritler, perlon veya benzeri, demir-çelik) için geriye dönük olarak teftiş yapılmasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Üye Devlet, söz konusu ayı takip eden ikinci ayın 10.gününde, miktar ve ithal malların cif (maliyet, sigorta, nakliye ücreti) değerini bildiren tetkiklerin sonuçlarını Komisyon’a bildirmekle yükümlüdür. İşbu Yönetmelik; Topluluk tarafından geriye dönük teftişe tabi olan ürünler için kombine nomenklatür (malların ortak sınıflandırılması) kodlarını arttırmaya yönelik olarak tadil edilmiştir. 6. Komisyon’dan Konsey’e ve Avrupa Parlamentosu’na Rapor: Çek Cumhuriyeti ve Polonya’da çelik sektörü yeniden yapılandırılmasına ilişkin Üçüncü Gözlem Raporu COM (2006), 814 final Özet Söz konusu Rapor, Katılım Antlaşması’ndaki belirli bölümlerde belirtilen gereksinimler ile uygun olarak, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’daki çelik şirketlerinin işlemlerinde yürüttükleri yeniden yapılandırma sürecindeki ilerlemeyi açıklamaktadır. Söz konusu iki ülkede, çelik sektöründeki fiyat ve satışlardaki düşüşe rağmen, bu ülkelerdeki şirketler dikkat çekici bir şekilde gelir sağlamışlardır. Ancak, çelik fabrikalarının sürdürülebilir mali kapasitesini sağlayabilmek için yeniden yapılandırma sürecini tamamlamaya yönelik çalışmalarda bulunmaya devam etmektedirler. Bu çerçevede, geçiş süreleri AB, Çek Cumhuriyeti ve Polonya arasında müzakere edilmiştir. Böylelikle, gerekli mali destek alınarak çelik şirketlerine yeniden yapılandırma süreçlerini tamamlamalarına yönelik izin verilmiştir. Ancak, söz konusu geçiş sözleşmeleri, Katım Antlaşması’nda yer alan belirli bölümlerde belirtildiği üzere, hükümetlerin ve münferit şirketlerin bir takım yükümlülüleri yerine getirmesine bağlı olarak yapılmaktadır. Bu Rapor’da aşağıdakilere yer verilmektedir: Küresel çelik piyasasındaki temel gelişmelerin betimlemesi ve yeniden yapılandırma sürecinin arka planı; Başlıca gözlem sonuçlarına ilişkin ülke temelinde rapor; Alınacak önlemlere ilişkin sonuçlar ve tavsiyeler ile yeniden yapılandırma dönemi sonunda, sürdürülebilirliği sağlayabilmeye yönelik faydalanıcı şirketlere ilişkin gerekli iş takibinin yapılması; © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 38 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu alanda, Avrupa Komisyonu kapsamlı bir soruşturma yürütmüş ve Çek Cumhuriyeti tarafından çelik üretimi yapan Trinecké Zelezarny şirketine ilişkin alınan önlemlerin, AT Antlaşması’nda yer alan Devlet yardımlarına ilişkin kuralları ihlal etmediğine karar vermiştir. Başka bir deyişle, Avrupa Komisyonu, söz konusu önlemlerin, Katılım Antlaşması’nın 2 Numaralı Protokolü çerçevesinde (sınırlı sayıda şirketler dışında) belirtildiği üzere katılım öncesi verilmesi yasaklanmış olan çelik sektörüne ilişkin yeniden yapılandırma yardımlarını teşkil etmediğini doğrulamaktadır. Eğitim desteği AB kurallarına uygun olarak verilmiş ve Çek hükümeti tarafından bahse konu şirketin hisselerinin bir kısmı için ödenmiş olan miktar aşırı olmamıştır. Son olarak, üretim faaliyetinin kapanmasına yönelik sağlanan doğrudan yardım ise tamamıyla şirkete ödenmemiştir. 7. Metal endüstrilerinin rekabet gücüne ilişkin olarak Avrupa Komisyonu’ndan Konsey ve Avrupa Parlamentosu’na yönelik Tebliğ – AB’nin İstihdam ve Büyüme Stratejisi’ne Katkı SEC (2008) 246 /* COM/2008/0108 final */ Özet İşbu Tebliğ, metal endüstrilerinin rekabet gücünü değerlendirmekte ve geleceğe yönelik bazı tavsiyelerde bulunmaktadır. Tebliğ, ayrıca, enerji, iklim değişikliği politikası ve hammaddeler gibi alanlarda sektörün performansını etkileyen kilit faktörleri mercek altına almaktadır. Rapor, yüksek sermaye yükümlülüklerinden dolayı, özellikle düz çelik ürünlerinde faal olan büyük şirketlerin piyasaya hakim olduğuna dikkat çekmektedir. Tebliğ’de, ayrıca, oldukça ileri bir seviyeye erişen Avrupa metal endüstrilerinin konsolidasyonu ve yeniden yapılandırılması sürecinin altını çizmektedir. Bu bağlamda, çelik şirketleri gerek Avrupa boyutlu faaliyetlerde bulunmakta, gerekse küresel düzlemdeki konumlarını muhtelif iktisaplar aracılığıyla güçlendirmektedir. Tebliğ, ayrıca, sektördeki olumlu eğilimlere rağmen, AB-25’in çelik üretim payının %25’ten %16 düzeyine gerilediğini ve bunun sebebinin de gelişmekte olan ekonomilerdeki üretimin hızlı bir şekilde artması olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda özellikle altının çizilmesi gereken bir diğer husus da, geçen yirmi yılda, Avrupa’daki özellikle ham çelik üretiminden sağlanan tüketim düzeyinin de azalma kaydettiğidir. Teliğ kapsamında, yeni Üye Devletlerdeki geçiş ekonomilerinin çelik yeniden yapılandırma sürecinden oldukça etkilendiğini de belirtmektedir. Buna karşılık, söz konusu ülkelerde, kabul edilen program ve planlar sonucunda, artan üretkenlik düzeyleri ve işlevselliğini yitirmiş tesislerin modernizasyonu ile birlikte, ekonomik konsolidasyon ve düzelmeye dair olumlu sinyaller alınmaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 39 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group E. Çelik Sektörünün Çevresel Boyutu Çimento ve alimunyum sektörleri ile birlikte enerji-yoğun endüstrilerinden biri olan çelik sektörü, özellikle Avupa Birliği’nin çevresel gereksinimlerinden etkilenmektedir. Bu çerçevede, sera gazı emisyonlarının denetimi sekötün yüzleştiği temel problemlerden birini oluşturmaktadır. 2003/87 sayılı Yönerge temelinde geliştirilmiş olan AB Emisyon Ticareti Planı (Emissions Trading Scheme -ETS) dünya çapındaki en geniş çaplı çok ülkeli çok sektörlü emisyon ticareti planıdır. Söz konusu planın 3 farklı ticaret aşamasında yürütülmesi öngörülmüştür. I. aşama 1 Ocak 2005 ile 31 Aralık 2007 dönemini kapsamaktadır. II. aşama ise, 1 Ocak 2008 tarihinde başlayıp 2012 Aralık tarihine kadar devam edecektir. III. aşama ise 2013 yılından 2010 yılına kadar sürecektir. Sera Gazı Emisyonlarının Salım Ticareti Düzeni ETS, karbondioksit emisyonu hakkındaki ilk uluslararası emisyonların salım ticareti olup, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir araçtır. Söz konusu düzeni, AB çapında, demir ve çelik tesisleri, seramik, selülöz, kağıt, çimento, cam, kireç, tuğla üreten fabrikalar, yanma tesisleri, petrol rafineleri, kok fırınları vb gibi 11,300 adet enerji yoğun tesisi kapsamaktadır. Söz konusu Düzende, Üye Devletler tarafından hazırlanmış, ulusal planlara göre, tesisler, Sera Gazı Emisyonlarının Salım Ticareti Düzeni ETS’nin II. Safhası uyarınca, 2008-2012 yılları arasında hiç bir ödeme yapmadan, bir sene süresince ürettikleri karbonun bir kısmını doğaya bırakabilmektedirler. Üye Devletlere tahsis edilen bu pay, ya bir ton tutarındaki karbondioksit emisyonu veya bir ton miktarındaki karbondioksit gazı kadar kürsel ısınmaya katkıda bulunabilecek başka bir sera gazı emisyonudur. AB’nin Sera Gazı Emisyonlarının Salım Ticareti Düzeni ETS çerçevesinde ticareti yapılan bu paylar, Üye Devletler tarafından ayarlanmış elektronik kayıtlarda hesaba geçirilmelidir. Söz konusu paylar, hesaba geçtikten sonra ise, işlemlerdeki kuraldışılıkları denetlemekten sorumlu olacak AB seviyesindeki bir merkezi idare tarafından takip edilmelidir. Bu yolla, bahse konu sistem, söz konusu payların sahiplerini düzenli olarak takip edebilecektir. Topluluğun Bağımsız İşlem Günlüğü (The Community Independent Transaction Log) (CITL) Topluluğun, sera gazı emisyonlarının salım ticareti uyarınca yapılan hesaplamaların uygunluğunu sağlayacak kayıtlardan oluşan bir veri tabanıdır. Topluluğun Bağımsız İşlem Günlüğü, kayıtta yer alan payların, ihraç edilebilme, transfer, iptal edilebilme, çekilme, banka işlemleri gibi kayıtlarını tutmaktadır. 23 Ocak 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu, iklim değişikliği ile mücadeleye ve küresel ısınmayı önlemeye yönelik geniş kapsamlı bir önergeler paketi yayımlamıştır. 6 Nisan 2009 tarihinde Konsey, iklim ve değişikliği ile mücadele etmek ve yenilenebilir enerjiyi desteklemeye ilişkin önlemler içeren iklim-enerji yasa paketini kabul etmiştir. 2009/29/AT sayılı Yönerge AB’de emisyon iznine ilişkin bir çerçeve oluşturmuş olan 2003/87 sayılı Yönerge’yi yenilemektedir. Düşük karbonlu bir ekonomi amacına paralel olarak hazırlanmış olan 2009/29/AT sayılı Yönerge’ye göre, Avrupa Birliği sera gazı emisyonlarını 2020 yılına kadar azaltmalıdır. Bu çerçevede, bahse konu Yönerge, üye Devletlerin ETS sektöründeki emisyon haklarının tahsisi konusunda artık denetim yetkilerinin ortadan kaldırılmasını ve Ulusal Tahsisat Planlarının geçerliliğini yitirmesini öngörmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 40 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bir hatırlatmada bulunmak gerekirse, Avrupa’daki CO2 emisyonlarını azaltmaya yönelik yeni yönerge (1990 seviyelerinde gore 2020 yılında %20 oranında) çerçevesinde, bazı sektörler (AB Emisyon Ticareti Planı (Emissions Trading Scheme -ETS) tarafından kapsanmakta olan enerji yoğun sektörlerin de dahil olduğu), 2013 yılından itibaren açık artırma yoluyla emisyon izni satın alacaklardır. Emisyon izinlerinin artık ücretsiz olarak dağıtılması yerine, açık artırma ile 2013 yılından 2020 yılına kadar %20’sinin ücretlendirilmesinden %70’lik kısmının ücretlendirilmesine geçilmesi suretiyle satılması söz konusu olacaktır. ETS, 27 Üye Devlet tarafından yürürlüğe konulması gereken zorunlu bir plan olup, AB içinde yerleşik olmayan rakipler bu planı uygulamakla yükümlü tutulmamaktadırlar.26 İşbu stratejinin temel noktası, Emisyon Ticareti Planı’nın güçlendirilmesi ve genişletilmesi hususlarıdır. Böylelikle, Komisyon, Üye Devlet seviyesi yerine, AB seviyesinde karbon izni vererek ETS’nin yeniden güçlendirilmesini amaçlamaktadır. Buna ek olarak, 2012 ile 2020 yılları arasında, ETS tarafından kapsanan endüstriyel sektörlerin sayısı artacaktır. Avrupa Komisyonu, rekabet edilebilirlik üzerine etkilerini dikkate aldıktan sonra, Emisyon Ticareti Planı çerçevesinde, endüstriyel sektörlerin sera gazı emisyonlarına ilişkin nihai kararını Haziran 2010 tarihinden geç olmamak üzere verecektir. Böylelikle, çelik sektörü serbest izin belgesi alıp alamayacağı hususunda bu tarihe kadar bekleyecektir. Bazı endüstri temsilcileri, işbu önlemlerin Avrupa rekabet edilebilirliğine zarar vereceğini belirtmektedir. Örneğin, Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik önergelerin, endüstriyi, rakipleri (örneğin, Çin) ile karşılaştırıldığında rekabet açısından sakıncalı bir konuma getireceği yönündeki bir takım endişelerini vurgulamıştır. Bu sebeple, Çelik Endüstrisi, sektörün sanayilerini Avrupa dışına çıkarmaya zorlanacağı hususunda uyarıda bulunmuştur. Ayrıca, EUROFER, endüstrilerin ton başına düşen CO2 emisyonunun ölçülmesi esnasında, Avrupa’daki tesis performanslarının dikkate alınmasının faydalı olacağı yönünde görüşünü belirtmiştir27. Bunun sonucunda, Avrupa çelik endüsrisi, ETS’nin zorunlu doğası gereği ortaya çıkan ilave maliyet ve riskleri üstlenmek durumunda kalacaktır. Bununla birlikte, AB üreticileri diğer çelik üreticisi ülkelerlerdeki küresel rakipleri karşısında (söz konusu rakiplerin emisyon azaltımı, ihtiyari olacağı için) dezavantajlı maliyetlerle başa çıkmak zorunda kalacaktır. Ayrıca, AB çelik endüstrisinin yatırımları çekim gücü azalacak ve uzun erimli, istikrarlı ve düzgün bir şekilde tasarlanmış bir çerçevenin kabul edilmemesi durumunda tehlikeye maruz kalacaktır. Öte yandan, önemli düzeyde CO2 salınımında bulunan bir sektör olarak, çelik endüstrisi, iklim değişikliğin azaltım çabalarına kayda değer bir katkıda bulunacaktır. Bunun anlamı ise, yüksek çevresel performans ve enerji etkinliği sergilerken, rekabet gücünü de koruması gerekmektedir. 26 Ayrıntılı bilgi için, Bkz: http://ec.europa.eu/environment/climat/emission.htm ve http://ec.europa.eu/environment/climat/pdf/emission_trading3_en.pdf 27 Bu alandaki gelişmeler için, Bkz: http://ec.europa.eu/environment/climat/climate_action.htm © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 41 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Son Gelişmeler 18 Aralık 2009 tarihinde Komisyon, karbon sızıntısı riskine maruz kalmış olan ve bu yüzden III. aşamada ücretsiz izin almaya devam edecek sanayi sektörleri listesinin taslağını açıklamıştır. Bu taslak listeye göre - demir, çelik ve demirli alaşım yapımı, - çelik boru yapımı, - döküm demir boru yapımı, - soğuk kalıp çekimi, - demir cevheri madenciliği (sinter, pellet), - kok fırını ürünleri üretimi karbon sızıntısı riski altında olduğu belirlenen çelik endüstrisi sektörleridir. Bu sektörlere verilecek olan ücretsiz izinlerin oranı ciddi bazı kriterlere bağlı olarak belirlenecek va sadece en iyi performansı gösterenler %100 ücretsiz izin alabilecektir. Öte yandan, çelik endüstrisi 2008/1/EC sayılı Entegre Kirliliğin Önlenmesi ve Denetimi Yönergesi’ni uygulamak ve sektördeki faaliyetlerin ve proseslerdeki enerji etkinliğinin mevcut en iyi tekniklerle uyumlu olduğunu temin etmekle yükümlüdür. 2008/1/AT sayılı Yönerge’yi tadil eden 2009/31/AT sayılı Yönerge, karbon dioksit maddesinin jeolojik olarak depolanmasına ilişkin bir hukuki çerçeve oluşturmayı amaçlamaktadır. Atıkların yönetimine ilişkin Topluluk politikasının beş ana hedefi bulunmaktadır: - çevre dostu olan ve daha az atık-yoğun teknolojilerin ve proseslerin teşviki; çevre dostu olup geri dönüşümü mümkün ürünler üretmek yoluyla atıkların önlenmesi; yeniden prosese tabi tutulmanın (özellikle de, hammadde olarak atıkların yeniden kullanımı ve geri kazanımı) teşvik edilmesi; Avrupa düzeyinde bağlayıcı çevre standartlarının (özellikle de mevzuat bağlamında) ortaya konması suretiyle, atık bertarafının iyileştirilmesi; tehlikeli maddelerin taşınmasına ilişkin hükümlerin sıkılaştırılması; kirliliğe maruz kalmış arazilerin ıslah edilmesi. Atık yönetimine ilişkin mevzuat, atıkların toplanması, bertarafı ve işleme tabi tutulması (özellikle de tehlikeli atıkların), ambalaj ve ambalaj atıkları, tehlikeli atıkların sınır ötesi sevkıyatı, tehlikeli atıkların yakılması ve damping hususlarına ilişkin Yönergeler üzerine temellenmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 42 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Atık politikalarının AB Çevre Koruma girişimlerinin bir mihenk taşı haline gelmesinden dolayı, çok parçalanmış ve etkisiz olduğu için eleştirilen ilgili politika çerçevesi, 2008 yılında 2008/98/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Yönergesi aracılığıyla gözden geçirilmiştir. Göreceli olarak yakın bir zamanda kabul edilen söz konusu Yönerge’nin amacı; AB düzeyinde kapsamlı bir atık politikası oluşturmaktır. Bu bağlamda, atık oluşumu ve yönetiminden kaynaklanan olumsuz etkilerin önlenmesi veya azaltılması, kaynak kullanımının etkilerinin azaltılıp etkin kullanımının artırılması yoluyla çevrenin ve insan sağlığının korunmasına yönelik spesifik tedbirler ortaya konmaktadır Söz konusu Yönerge, geri dönüşüm konusunda yeni hedeflerde koymaktadır: Üye Devletler, 2020 yılında evsel atıkların ve benzer atıkların %50’ni, inşaat ve yıkım işlerinin atıklarının ise %70’ni geri dönüştürmek zorundadırlar Öte yandan çelik endüstrisi, REACH (Tehlikeli maddelerin kayıt altına alınması, değerlendirilmesi, izne tabi tutulması ve kısıtlanması) Yönetmeliği’nin gereklerine uyum sağlaması gerekmektedir. Bu çerçevede, alaşımlı çelik üreticileri alaşımlarında bulunan maddeleri kayıt altına alma zorunluluğu olmayan alt kullanıcılardır. Fakat eritilmiş alaşımlar, bir veya birden fazla maden filizi veya maden filizi konsantresinin bir alaşıma dönüşmesinden oluştuğu için, bu tip alaşımların üreticileri (tepkimenin sonucu olarak) kendi alaşımlarında üretilmiş olan bu yeni maddeleri kayıt altına almak zorundadırlar. Avrupa Metal Sendikaları Federasyonu EUROFER çelik ürünlerinin REACH Yönetmeliği uyarınca değerlendirilebilmesi amacıyla birçok Hatırlatıcı Not ve Kılavuz belge hazırlamıştır28. Yönetmelik, AB kimyasallar endüstrisinin rekabet gücünün geliştirilmesini ve insan sağlığı ve çevrenin kimyasalların tehlikesinden korunmasını amaçlamaktadır. Yönetmeliğin hükümleri uyarınca, yılda 1 ton veya daha üzerinde miktarlarda kimyasal madde üreticileri veya ithalatçıları, Ajans’a kayıt olmalıdır. Ayrıca, • 1 ton üzerinde ithal edilen veya üretilen maddeler için, ön-kayıt sürecinin bir parçası olarak, 1 Haziran ve 1 Aralık tarihleri arasında Avrupa Kimyasallar Ajansı’na teknik bir dosyanın sunulması gerekmektedir29. • 10 ton üzerinde ithal edilen veya üretilen maddeler içn, bir güvenlik raporunun hazırlanması gerekmektedir. • Bir şirketin kimyasallar kullanması durumunda, “alt kullanıcı” olarak, Güvenlik Bilgi Formu aracılığıyla güvenlik tedbirlerini uygulaması veya kimyasal güvenlik değerlendirmesini uygulaması gerekmektedir. 28 http://www.eurofer.eu/index.php/eng/REACH/Documents-and-useful-web-links/Eurofer-position-papers Ön kayıt sistemi sayesinde, maddeye ve tonaj ağırlığına bağlı olarak, değişik kayıt mühletlerinden (2010, 2013 veya 2018) yararlanılması mümkün hale gelmektedir. 29 © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 43 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group REACH, eski ve yeni kimyasallara yönelik tek bir sistem oluşturmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, ithal edilen, üretilen, “aracı” olarak kullanılan, piyasaya sürülen münhasır veya bir müstahzar içindeki maddeleri içermektedir. REACH’e eşdeğer diğer mevzuatlarda yer alan atıklar, gıda ve kimyasallar, bu kapsama girmemektedir. Güvenlik için kullanılan maddeler, Üye Devletlerin talepleri doğrultusunda REACH kapsamından çıkartılabilir. Avrupa Kimyasallar Ajansı, REACH’in AB düzeyinde uygulanması hedefi doğrultusunda oluşturulmuştur. Ayrıca, bahse konu Yönetmeliğin idari, teknik ve bilimsel özelliklerini tamamlamayı da amaçlamaktadır. REACH öncesi kimyasallar ve 30.000 adet madde, 11 yıl içinde kayıt altına alınacaktır. REACH izin sürecinin, daha güvenli alternatiflere doğru şirketlerin yönlendirilmesini sağlayacağı beklenmektedir. Aslında, tüm izin başvurularının, alternatiflerin ve –uygun bir alternatif olması durumunda- bir ikame planının analizini içermesi öngörülmektedir. Bu kimyasalların insan sağlığı ve çevre için zararlı olması durumunda, piyasaya sunulması, kullanımı veya üretiminin kısıtlanması mümkündür. Ayrıca, bahse konu kimyasallar konusundaki bilginin herkesin erişimine açık olması gerekmektedir. Ancak, bazı bilgiler gizli tutulabilir. REACH’i uygulamak için: • • • • Endüstri kolları ve Üye Devletler tarafından teknik dosyaların geliştirilmesi gerekmektedir; Bu dosyalar, Ajans’a sunulmalıdır; Dosyaların Ajans ve Üye Devletler tarafından hazırlandığı sırada, bir IT sistemi oluşturulmalıdır; Üye Devletler ve Ajans için teknik bir kılavuz hazırlanmalıdır. Öte yandan, Üye Devletler ve Ajans, her beş yılda bir, bahse konu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin olarak raporlar hazırlamalı ve bunları Komisyon’a sunmalıdır. Üye Devletler, ilk raporlarını 1 Haziran 2010 tarihinde; Ajans ise 1 Haziran 2011 tarihinde ileteceklerdir30. Sektör, aynı zamanda, atık suların işlenmesi, hava kalitesi ve atık yönetimine ilişkin mevcut AB standartlarını karşılamalıdır. Bu çerçevede, AB Beşinci Genişleme Dalgası dâhilinde yeni üye olan ülkelere, atık suların işlenmesi, atık yönetimi ve hava kalitesi standartlarının iyileştirilmesine yönelik olarak, 2002–2006 yılları arasında kullanılmak üzere 500 milyon Euro katkıda bulunmuştur. Ayrıca, çelik endüstrisinin Avrupa Birliği Kimyasallar Yönetmeliği olan REACH’in (Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması) yükümlülüklerini yerine getirmek adına önemli yükümlülükleri bulunmaktadır. 30 For further details and information about developments http://ec.europa.eu/environment/chemicals/news/updates.htm in this field, © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. please consult 44 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu çerçevede, alaşım üreticileri, alaşımlarındaki maddelerin kayıt altına alınması yönünde herhangi bir yükümlülüğe haiz değildir. Ancak, eritilmiş alaşımlar, bir alaşımın reaksiyon sonucu dönüşümünden meydana geldikleri için, üreticilerine bu “yeni” maddeleri kayıt sorumluluğu yüklemektedir. Eurofer, çelik ürünlerinin REACH Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirmeye tutulmasına yönelik Durum Belgeleri ve Kılavuz Belgeler yayımlamaktadır31. IV. ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB BİLİM VE ARAŞTIRMA POLİTİKASI Avrupa çelik endüstrisi, küresel düzeyde diğer aktörlerin giderek artan rekabeti karşısında, rekabet edebilir olarak kalmaya zorunda olduğu için temiz ve karbon olmayan süreçlerde, geliştirilmiş araştırma ve gelişime çalışmaları önemli bir role üstlenmektedir. Bu sebeple, çelik üretim endüstrisi, çelik yapımı sürecine ilişkin buluş niteliğinde teknoloji sonuçlarını geliştiren, uzun dönemli araştırma ve geliştirme inisiyatiflerine yatırım yapmaya karar vermiştir. A. AB Antlaşması Kapsamında Yasal Temel Avrupa Birliği’nin İşleyişine Yönelik Antlaşma’nın XIX sayılı başlığı (AT Antlaşması’nın XVIII sayılı başlığı) çelik sektöründeki teknolojik Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) faaliyetleri için yasal zemini oluşturmaktadır32. B. Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu AKÇT Antlaşması’nın yürürlükten kalkmasına ve yenilenmeyeceğine karar verilmesine rağmen, (kömür-çelik sektörü, artık daha önceden stratejik düzeyde sahip olduğu barışı koruma ve ekonomideki rolünü devam ettirememektedir) AKÇT bünyesinde yürütülen çelik araştırmaların önemli sonuçları onaylanmıştır ve bu alandaki çalışmalar, süreci geliştirmek amacıyla, sürdürülmektedir. Nice Antlaşması’na eklenen Protokol’e göre, AB’ye aktarılan AKÇT net kıymet varlıkları ve yükümlülükleri, yeni “Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu”na tahsis edilmiştir. Antlaşma’nın yürürlükten kalktığı tarih itibariyle fonun toplam tutarı 1,6 milyar Euro’dur. Bu miktarın yıllık faizi ise, 60 milyon Euro’ya ulaşmaktadır. %72.8’lik bölümü çelik araştırmalarına tahsis edilmiştir. Bu da, 2003 ve 2004 yıllarında gerçekleştirilen araştırmalar için, 43 milyon Euro’dan fazla bir miktara karşılık gelmektedir. AKÇT sonrasındaki Yeni program, AB’nin mevcut araştırma ve geliştirme programı çerçevesinde, AB’nin bilimsel, teknolojik ve siyasi hedefleriyle uyumlu olmaktadır; Üye Devletlerde ve hâlihazırdaki AB Araştırma-Geliştirme Programı gerçekleştirilen faaliyetleri tamamlaması beklenmektedir. 31 32 http://www.eurofer.eu/index.php/eng/REACH/Documents-and-useful-web-links/Eurofer-position-papers http://eur-lex.europa.eu/JOHtml.do?uri=OJ:C:2010:083:SOM:EN:HTML © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 45 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu’nun Araştırma Programı, 27 Şubat 2002 tarihinde, 2002/234/AKÇT (ABRG L 79/42) sayılı Konsey Kararı ile kabul edilmiştir. Ulaştırma ve Enerji Genel Müdürlüğü, Kömür Araştırma Programını; Araştırma Genel Müdürlüğü ise, yeni Kılavuz İlkeler çerçevesinde, Çelik araştırma programını yönetmektedir. Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu, araştırmacı ve üreticilerin oluşturduğu bir ağı kullanarak araştırma, yenilikçilik ve endüstriyel uygulamalar arasında karşılıklı bir ilişki oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple, bilgi değişimini ve teknolojinin hızlı bir şekilde transferini teşvik etmektedir. Araştırma Çerçeve Programı’ndan ayrı, ancak tamamlayıcı nitelikte olan Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu Programı, bu iki alanda araştırma yapmaya yönelik olarak yıllık 60 milyon Euro bütçeye sahiptir. Çelik ve kömürün (üretim süreçleri, uygulama, kaynakların dönüşümü, iş güvenliği, çevresel koruma vb.) tüm aşamalarını kapsamaktadır. Ayrıca, bu Program, çelik üretiminden kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmayı hedeflemektedir. Bahse konu Araştırma Programının temel hedefleri, Avrupa Kömür ve Çelik endüstrisinin rekabet edilebilirliğini arttırmak ve bu endüstrinin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmaktır. Çelik ürünlerinin ekonomik, temiz ve güvenli üretiminin temin edilmesi için yeni veya ileri teknolojilerin geliştirilmesi, bahsekonu programın en önemli hedeflerinden birini teşkil etmektedir. Program, aşağıda belirtilen iki temel Araştırma ve Teknolojik Gelişme eyleminden oluşmaktadır: • • Araştırmaya yönelik, pilot ve teşhir projeleri; bu program kapsamında edinilen bilginin kullanımının teşvikine ilişkin ek önlemler. Teklifler, her yılın 15 Eylül tarihine kadar verilmelidir. Bunun yanı sıra, projelerin bütçelerine ilişkin herhangi bir tavan miktar veya projelerde yer alacak ortak sayısı için bir sınırlama bulunmamaktadır. Projelere katılmasına izin verilen üçüncü dünya ülkeleri, Avrupa Birliği’nden herhangi bir mali destek almamaktadır. Seçilmiş olan dış uzmanlar, araştırma teklifinin kalitesine göre projeleri değerlendirmektedir. Projelerin denetimi yıllık olarak gerçekleşmektedir. Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu kapsamında, 1 Şubat 2003, 2003/76/AT sayılı, 2003/77/AT sayılı ve 2003/78/AT sayılı resmi Konsey Kararları çerçevesinde, Yeni Program için, çelik araştırmaları projelerine yönelik tekliflere ilişkin olarak açık ve daimi çağrılar açılmıştır. 1 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleşen son genişleme dalgası dâhilindeki 10 Yeni Üye Ülke, Katılım Antlaşmaları uyarınca, Kömür ve Çelik Araştırma Fonu’na toplam 169 milyon Euro katkıda bulunacaklardır. Ödemeler, 2006–2009 yılları arasında vadeli olarak yapılacaktır. Fonların yapısı ve içeriği Çok Yıllık Teknik Kılavuz İlkeler’in EK Bölümü’nde yer almaktadır. Uygun olduğu takdirde, her beş sene de bir olmak kaydıyla ve ilk dönem 31 Aralık 2007 tarihinde sona ermek üzere, bunlar yeniden gözden geçirileceklerdir veya çeşitli ilaveler yapılacaktır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 46 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Katılım usulü, yukarıda bahsedilen çok yıllık Teknik Kılavuz İlkeleri’nin 1.4 sayılı maddesi altında oluşturulmaktadır. Bahsekonu maddeye göre, Üye Devlet sınırları içinde yerleşik olan işletmeler, araştırma enstitüleri veya gerçek kişiler, bu programa katılabilmekte ve Araştırma-Teknik gelişim eylemlerinde bulunmaya niyetlenmiş veya böyle bir eyleme önemli ölçüde katkıda bulunabilecek yeterlilikte olmaları kaydıyla, mali destek için başvurabilmektedirler. Öte yandan, ilgili Avrupa Anlaşmaları ve bu Anlaşmaların EK Protokolleri ile Ortaklık Konseyleri’nde alınan kararların oluşturduğu diğer durum meydana gelene kadar, başvuran ülkelerde yer alan işletmeler, araştırma enstitüleri ve gerçek kişiler, program dâhilinde herhangi bir mali katkı almaksızın, programa katılmaya yetkilidirler. Son olarak, üçüncü ülkelerde yerleşik olan işletmeler, araştırma enstitüleri ve tüzel kişiler, Topluluğun çıkarına yönelik olmak kaydıyla, herhangi bir mali katkı almadan, bireysel projeler temelinde bu programa katılmaya yetkilidirler. Komisyon tarafından yönetilen bu Program, ilgili komiteler, danışma grupları ve teknik gruplarla desteklenmektedir. 2007 yılının Temmuz ayında, Avrupa Komisyonu kömür ve çelik araştırma fonlarının harcanmasına yönelik gözden geçirilmiş ilkelere ilişkin Konsey Kararı Önergesi’ni kabul etmiştir. Önerilmiş olan söz konusu Karar, birçok idari prosedürün sadeleştirilmesini amaçlamaktadır. Bunlar: - - Bir takım yardımcı önlemlerin kaldırılması (çünkü bu önlemler 7.Çerçeve Programı dâhilinde bulunmaktadır.) Pilot ve örnek projeler için mali desteğin arttırılması (%40’tan % 50’ye); 7.Çerçeve Programı ve diğer ilgili gereksinimlerle uyumlu olarak, tanımlanmış önceliklere ilişkin özel çağrılar oluşturulması. Kömür ve Çelik için Araştırma Fonu ve ilgili eylemelere ilişkin daha fazla bilgi aşağıdaki web sitesinden bulunabilir: http://cordis.europa.eu/coal-steel-rtd/home.html C. Çerçeve Prorgramlar Temelinde Çelik Sektörü Araştırma ve Teknolojik Gelişime ilişkin AB Çerçeve Programları, ürün gelişimi, temel araştırma ve süreci desteklemeyi amaçlamaktadır. 1. Altıncı Çerçeve Programı (2002–2006) 33 Araştırma ve Teknolojik Geliştirmeye yönelik AB 6.Çerçeve Programı (6.ÇP) Avrupa Araştırma Alanı’nın oluşturulmasını destekleyen ve 2002–2006 dönemi boyunca araştırma fonuna yönelik Birliğin başlıca yardımcısı olan başlıca araçtır. ÇP bütçesinin büyük kısmı, yedi adet tematik öncelikli alandaki araştırma eylemlerine odaklanma ve bütünleşmeye yönelik olarak harcanmıştır. 33 http://cordis.europa.eu/fp6/dc/index.cfm?fuseaction=UserSite.FP6HomePage © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 47 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu bağlamda, program, “Nanoteknoloji ve Nanobilimler, Bilgi-temelli Çok işlevli Malzemeler ile Yeni Üretim süreçleri ve cihazları - NMP” olarak adlandırılan tematik öncelikler altında çelik sektörü alanında gerçekleşen araştırma projelerini desteklemektedir. 6.ÇP altındaki NMP (Yeni Üretim süreçleri ve cihazları) önceliği, uygulanabilir yeni bilgiler ve uzun vadeli Araştırma-Teknolojik Gelişimdeki büyük yenilikler aracılığıyla, bilgi-temelli ürünlere ve hizmetlere geçişi teşvik etmeyi tasarlamaktadır. Daha önce uygulanmış olan Çerçeve Programları’nda “nano-araştırma”ya yönelik destek sağlanmışsa bile, aynı yoğunlukta ve önemde olmamıştır. İşbu Altıncı Çerçeve Programın Araştırma Odaklı ve Bütünleştirici Bölümünün Üçüncü Tematik Önceliği, Endüstriyel araştırmayı, temel bir öncelik olarak almaktadır. İşbu alanın başlıca ilkesi ise, endüstriyel araştırmalar için daha geniş bir faaliyet alanı (çevre, sağlık, enerji, bilim ve toplum, istihdam gibi) gerektiren entegre (bütünleşmiş) bir yaklaşım aracılığıyla, bilgi-temelli ve daha fazla çevre-dostu bir sanayi ortamına ulaşmak; sektörler-arası yaklaşımları temin etmek ve kişilerin, uzmanların, eylemlerin ve fonların entegrasyonunu sağlamaktır. Bu çerçevede, Avrupa Birliği, nano-bilimlerdeki güçlü pozisyonunu, Avrupa endüstrisinde gerçek bir rekabet avantajına çevirmeyi hedeflemektedir. Öte yandan, NMP altında tanımlanan özel bir programın da amacı, çevrenin ve toplumların daha fazla güvenlik ve emniyetine öncülük eden, yeni jenerasyon akıllı ve hibrid bütünleştirilmesini temin etmektir. Bu bağlamda, IPPC Yönergesi’nin (Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol) hükümlerinin, Çelik Sektörüne eksiksiz bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Altıncı Çerçeve Programı, bütünleştirilmiş projeler ve mükemmeliyet ağları gibi yeni araçlara başvurmuştur. Kullanılan ilk araçlar, özellikle, Araştırma-Teknolojik Gelişim, yenilikçilik, bilgi-temelli yönetim, eğitim ve kamu ile diyalogu içeren eylemlerin kullanımını ifade ederken; ikinci araçlar ise, uzun dönemli hedefler ve sürdürülebilirlik ve rekabet edilebilirlik ilkeleri aracılığıyla, önceden belirlenmiş alanlardaki araştırma kapasitelerinin, istenilen sonucu vermeleri için gerekli olan yeterli miktarlarda olmasının sağlanmasıyla ilintilidir. Öte yandan, 6.ÇP aynı zamanda, belirli hedeflere yönelmiş araştırma projeleri, eşgüdümlü eylemler ve özel destek eylemleri gibi geleneksel araçları da kullanmaktadır. Uluslararası işbirliği de, Altını Çerçeve Programı’nın önemli bir boyutunu teşkil etmektedir; zira, üçüncü ülkelerin Araştırma-Teknolojik Gelişim eylemlerine katılımını (bu katılımın iyi bir şekilde gerekçelendirilmiş ve çalışma programı faaliyetlerine entegre edilmiş olması kaydıyla) temin etmektedir. Bu tür katılımların fonlanmasına yönelik tüm tematik öncelikler için, 285 milyon Euro tutarında bir bütçe tahsis edilmiştir. Aynı zamanda, kendi ulusal fonları aracılığıyla işbirliğinde bulunan Üçüncü Ülkelerle bilimsel ve teknolojik ortaklığa yönelik olarak ikili anlaşmalar serisi de bulunmaktadır. Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) de, çok sektörlü endüstriyel özelliğe sahip olmalarından ötürü, bütçesel kolaylıkları, bütünleşmiş projeleri ve mükemmeliyet ağları yoluyla, NMP çerçevesinde önemli bir konumda yer almaktadır. Ayrıca, yüksek teknolojiye © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 48 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group sahip KOBİ’ler, NMP çerçevesinde uygulanan tüm araç çeşitlerinde aktif rol üstlenmeye teşvik edilmiştir. Öte yandan, Komisyon, Avrupa çelik endüstrisinin yüzleşeceği çevresel zorlukların üstesinden gelebilmek için, Kömür ve Çelik Fonu 2003-2004 çağrıları ile (5 milyon Euro) eşgüdümlü olarak, “CO2 Seviyesi Çok Düşük Çelik İşlemleri” alanında 6. Çerçeve Programı’ndaki (20 milyon Euro) Öncelik 3’e (nano-teknolojiler ve nano-bilimler, bilgitemelli çok-işlevli malzemeler ile yeni üretim süreçleri ve cihazları) yönelik bir çağrı açmıştır. Kuvvetsiz-karbon teknolojileri, doğal gaz ve hidrojenin yenilikçi kullanımı, biokütle veya elektrik, bu konuda örnek olarak verilebilir. Bahsekonu çağrının hedefi, ileri jenerasyon demir-çelik yapımı süreçlerinin esaslı bir biçimde geliştirilmesidir. Zira, bu hedef, ürünlerin halihazırdaki yüksek kalitesini ve çevresel standartları geliştirirken, bir yandan da toplumun uzun-dönemli sürdürülebilirlik gereksinimlerini göz önüne alacaktır. Kyoto Protokolü’nün gereksinimleri doğrultusunda, emisyonların önemli ölçüde azaltılmasına yönelik olarak, çelik endüstrisinin de, büyük teknolojik yenilikler temelinde yeni üretim paradigmaları geliştirmeye gereksinimi bulunmaktadır. 2. Yedinci Çerçeve Programı (2007–2013) 34 Çelik sektörüne ilişkin düzenlemeleri içeren Tema 4’ün başlığı, 7. Çerçeve Programı (ÇP7) ile “Nano-bilimler, Nano-teknolojiler, Malzemeler ve Yeni Üretim Teknolojileri” olarak değiştirilmiştir. Ancak, ana hedefi aynı kalmıştır: Avrupa sanayisinin rekabet edilebilirliğini geliştirmek ve Ar-Ge sonuçlarının KOBİ’lere ulaştırılmasına özel bir önem vermek suretiyle, araştırmaya yönelik değişiklik adımları atmak ve yeni teknolojik uygulamalar için nihai bilgileri oluşturarak, bahsekonu sanayinin kaynak-yoğun bir şekle dönüşmesini temin etmek. NMP, önceki Çerçeve Programları ile bir devamlılık sağlamaktadır; ama Avrupa endüstrisinin gereksinimleri doğrultusunda dayatılan zorunlulukların ve önceden edinilmiş deneyimlerin temelinde gelişimini de sürdürmektedir. Tema 4’ün temel öğelerinden birini, nano-teknoloji, malzeme bilimi, tasarım ve yeni üretim yöntemlerinin etkili bir şekilde bütünleşmesi teşkil etmekte ve bu suretle, endüstriyel dönüşüme yönelik etkilerin oluşması ve artırılması; sürdürülebilir üretim ve tüketimin desteklenmesi hedeflenmektedir. KOBİ’lere yönelik ortak projeler için açılan teklif çağrıları, bilimsel ve teknolojik temellerini güçlendirmek ve yenilikçi çözümlerin geçerliğini denetlemek amacıyla, belirli alanlara yönelik olarak uygulanmaktadır. Çeliğin, yüksek bilgi içeriğine ve önemli katma değere sahip bir malzeme olması itibariyle, “Malzemeler” alt-başlığı altında, Tema 4 kapsamında bulunmaktadır. Yeni anlaşmalar uyarınca, araştırmalar, yeni oluşturulmuş bilgi-temelli çok-işlevli alanların ve malzemelerin gelişimine odaklanacak ve bu süreç zarfında, bu ürünlerin bütün yaşam döngüsü boyunca sağlığa, güvenliğe ve çevreye yaptıkları etkiler göz önünde bulundurulacaktır. 34 http://cordis.europa.eu/fp7/home_en.html © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 49 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Avrupa Topluluğu; sürdürülebilir kalkınmayla uyumlu olarak, düz ve yassı ürünlerin üretim kapasitesinin geliştirilmesine yönelik girişim ve projeleri desteklemektedir. Malzemeler, teknolojik ilerlemelere yönelik temel öğelerdir ve bu sebeple de, bu malzemelerin uygulanması, diğer Yedinci Çerçeve Programı Temalarıyla yüksek düzeyde bağlantılıdır. Bu temalar, diğer sektörler ve faaliyet alanları arasında bütünleşmenin gerçekleşmesini gerektirmektedir. NMP Teması, esas olarak, ileri malzeme tasarımlarına, gelişime ve işlemeye odaklanırken; diğer Temalar malzemelerin kendi uygulama alanları doğrultusunda kullanımına ilişkin araştırmalarla ilgilidir. Bu bağlamda, yapı endüstrisi, işbu programın temasına dâhil edilmiştir; zira kaynakların tüketiminin azaltılması ve yenilenebilir enerjilerin daha geniş kullanımına yönelik kayda değer bir katkısı bulunmaktadır. Bu konunun başlıca hedefi, hammadde kaynaklarının neden olduğu enerji tüketimini ve binaların, tüm yaşam döngüleri boyunca yarattığı çevresel etkilerin azaltılmasıdır. D. Diğer Fonlar, Platformlar ve Girişimler AB’nin yeni katı çevresel düzenlemelerinin arka planına bakarsak ve enerjinin AB içindeki arıtma metallerinin maliyetinin %50 ila %90’ını karşıladığını dikkate alırsak, Çelik endüstrisi, yüksek seviyeli kaynak tüketimi ve enerjiye olan yüksek gereksinimleri ile, enerji ihtiyacını ve CO2 salınımını azaltmak için alternatif yollar bulmak durumdadır. Bu zorluklar, eşgüdümlü bir sistem tarafından desteklenen uzun vadede yapılandırılmış bir eylem ile birlikte, bütün ortak paydaşların ve kamu-özel işbirliklerinin katılımını gerektirmektedir. Ayrıca, teknlojik yenilikçilik ve gelişime, çelik üretimindeki iklim değişikliği standartlarını karşılamaya yönelik olarak ihtiyaç duyulmaktadır35. Bunun yanı sıra, İklim değişikliğine ilişkin Hükümetlerarası Panel uyarınca, dünyadaki toplam sera gazı emisyonlarının % 34’ünü çelik endüstrisinin oluşturduğu düşünülmektedir. Avrupa Çelik Teknoloji Platformu AB’nin çelik sektörünü desteklemeye ve daha rekabetçi bir AB çelik endüstrisi oluşturmaya yönelik olarak, 12 Mart 2004 tarihinde Brüksel’de resmi olarak “Çelik Teknoloji Platformu” kurulmuştur. Bahsekonu Platform tarafından hazırlanan “Avrupa Çelik Teknolojileri Platformu: Vizyon 2030” başlıklı rapor uyarınca, AB çelik sektörünün 2030 yılında küresel ve sürdürülebilir liderliğe erişmesi hedeflenmektedir. İşbu platform, çeliğe yönelik Stratejik Araştırma Gündemi’nin uygulanmasında merkezi role sahiptir. Hedef grubu olarak, Avrupa çelik endüstrisini, üniversiteler, araştırma merkezleri, Avrupa Komisyonu ve diğer AB kurumları, Üye Devletler, büyük çelik şirketleri ve sendikalarla birleştirmektedir. Başlıca hedef, Avrupa’nın çelik sektöründeki küresel liderliğinin konsolidasyonuna destek olmak ve bu sektörün sürdürülebilir gelişimine katkı sağlamaktır. 35 Bu çerçevede, çelik endüstrisine ilişkin CO2 emisyonlarının azaltılmasına yönelik sektörel yaklaşım ile ilgili bilgiye, 2007 yılı Aralık ayında Uluslar arası Demir ve Çelik Enstitüsü’nün yayımladığı görüş belgesinde bulabilirsiniz. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 50 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu çerçevede, bu Platform güvenli ve sağlıklı bir çelik yapımı sunmayı; makine mühendisliği alanında kullanılan daha güvenilir ürünlerin yapımının optimizasyonu sağlamayı ve otomotiv, mekanik ve yapı sektörleri gibi önde gelen piyasalarda çeşitlendirilmiş uygulamalar için gelişmiş ürünlerin tasarlanmasını amaçlamaktadır. Avrupa Çelik Teknolojileri Platformu, ayrıca Avrupa çelik sektörünün dünyadaki durumunu güçlendirme hedefiyle kalifiye çalışanların Avrupa’ya çekilmesini ve korunmasını göztmektedir. Avrupa Çelik Teknolojileri Platformu çerçevesinde, metal üreticileri, yeni sorunlarla mücadele edebilmek adına, son kullanıcılarla ve teçhizat tedarikçileriyle işbirliğinde bulunurlar. Bunun yanı sıra, söz konusu platform, enerjinin akıllı bir şekilde kullanımına katkıda bulunmayı ve geleceğe yönelik enerji kaynaklarının gelişimini sağlamak için çalışmalarını yürütmektedir. Böylelikle, enerjinin üretilmesi ve saklanmasına yönelik yenilikçi üretim teknolojilerinin geliştirilmesini hedeflemektedir. Söz konusu platform, kaynakların sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek amacıyla atıkları değerli ürünlere dönüştürerek kaynakların saklanması ve atık önlemeye büyük önem vermektedir. Sonuç olarak, bu platform, güvenli, temiz ve etkin-maliyetli teknolojileri oluşturmayı denemektedir. Çelik endüstrisinin karşı karşıya kaldığı bir küresel tehdit olan iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunabilmeye yönelik olarak bu platform, çelik üretiminde %50 oranında CO2 azaltılmasını amaçlayan çok düşük CO2 salınımı gerçekleştiren çelik üretimine ilişkin projeler sunarak uzun vadeli yenilikçi süreçleri geliştirmektedir. Hâlihazırda, platform tarafından yürütülen ULCOS adı altında önemli bir proje bulunmaktadır. Kyoto sonrası dönemimde çelik endüstrisinin CO2 emisyonlarını azaltmaya yönelik yenilikçi çözümler bulmayı amaçlayan bu Proje ile çelik üretim süreci ile ilgili olarak ekosistemlerin korunması teşvik edilmektedir. Avrupa çapında 48 ortağın (çelik üreticileri, araştırma laboratuarları, üniversiteler ve çelik arz zincirinde yer alan şirketler) katılımı ile yürütülmekte olan söz konusu Proje, Kömür ve Çelik Araştırma Fonu’ndan 9,6 milyon Euro ve 6.Çerçeve Programı’ndan 20 milyon Euro mali destek almaktadır. Söz konusu Program’dan, iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunulması ve gelecekteki rekabet edilebilirliği sağlaması amacıyla uygun teknolojilerin geliştirilmesine yönelik iyi bir girişim olarak bahsedilmektedir. 27 Şubat 2008 tarihinde, Platform, çok düşük düzeyde CO2 salınımı yapan çelik üretimine ilişkin araştırma programı’nın ikinci aşamasını (ULCOS-II) oluşturmaya karar vermiştir. İşbu Program, çelik üretimi sürecinde CO2 salınımını azaltmaya yönelik dünyanın en iddialı Programı olarak adledilmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 51 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group ULCOS-II Programı, karbon yakalama ve depolama kavramına ilişkin özel bir hassasiyet göstererek, en çok umut vadeden orta/uzun vade teknolojileri denemeye yönelik birçok sayıda pilot proje oluşturacaktır. Programın oluşturulmasından bugüne kadar geçen süre içerisinde teknik tanımlamalar ve kaynak yaratılması ile finansman konularında ilerleme kaydedilmiştir. Avrupa Araştırma Alanı’nın bir bölümü olarak kurulan Teknolojik Platform, 2030 yılına kadar Avrupa çelik endüstrisinin hedeflerine daha etkin bir cevap olacak stratejik araştırma gündemini uygulamayı mümkün kılmakla yükümlüdür. Gelecekteki Çelik Araçları Öte yandan, Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü (IISI), 2007 yılı Aralık ayında Bali’de gerçekleştirilen BM iklim değişikliği konferansında tanıtılan gelecekteki çelik araçlarına yönelik bir araştırma programı oluşturmuştur. “Gelecekteki Çelik Araçları” adı ile oluşturulan bu Program, aracın tüm döngüsünden sera gazı emisyonlarını azaltabilcek güvenli çelik gövdeler oluşturmak amacıyla alternatif konseptler geliştirmeyi hedeflemektedir36. Çelik Endüstrisine İlişkin Sektörel Sosyal Diyalog Komitesi Avrupa Metal Sendikaları Federasyonu (European Metalworkers’ Federation-EMF) ve Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu (European Confederation of Iron and Steel Industries- EUROFER) işbirliği ile 21 Haziran 2006 tarihinde oluşturulan Çelik Endüstrisine ilişkin Sektörel Sosyal Diyalog Komitesi’nden de bahsetmek de fayda bulunmaktadır. Söz konusu girişim, Avrupa çelik endüstrisinin küresel rekabet edebilirliğine katkıda bulunmayı ve kaliteli iş olanakları için yüksek oranda istihdamı sağlamayı amaçlamaktadır. Söz konusu Komite, aynı zamanda, Avrupa ve ulusal düzeyde politika gelişmelerine katkıda bulunmak amacıyla tavsiyeler vermeyi hedeflemektedir. Buna ek olarak, Komite, çelik sektörüne ilişkin AB politikalarının sosyal, ekonomik ve istihdama ilişkin sonuçlarını gözlemlemeyi öngörmektedir37. Komite’den ayrı olarak, EUROFER, ortak araştırma projelerine (düşük karbon çelik üretimi) ilişkin başlıca yenilikçi fikirler geliştirmeyi; AB çelik araştırma eylemlerine katılmayı ve sektörün başlıca zorluklarına ilişkin envanter oluşturmayı amaçlayan araştırma ve geliştirme eylemlerini teşvik etmekte ve gerçekleştirmektedir. 36 Daha fazla bilgi için Bkz: http://www.worldautosteel.org/newsrelease.do;jsessionid=540F0C0C9E89E1953BF6858C49CB6314?mid=1& id=154 http://was.iconicweb.com/assets/attachments/Bali_COP-13_Speech.pdf http://was.iconicweb.com/assets/attachments/WorldAutoSteel_MediaRelease_UNFCCC-Bali_11Dec2007.pdf 37 http://www.eurofer.org/docs/pressRelease/SSDC.pdf © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 52 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group E. Yeni Raporlar ve Gelişmeler 2008 yılının Şubat ayında, Avrupa Komisyonu metal endüstrilerinin rekabet gücüne ilişkin bir Tebliğ kabul etmiş; enerji, iklim değişikliği ve çevresel hedefler, araştırma & geliştirme ve inovasyonun rolü, ticari hususlar ve hammaddelere erişim konuları mercek altına alınmıştır. Tebliğ, sektörün performansını etkileyen başlıca faktörleri belirlemekte ve Avrupa Komisyonu, Üye Devletler ve endüstrinin sektörün gelecekteki rekabet gücünü ne şekilde koruyup güçlendireceğinin yanı sıra, 2020 yılına kadar seragazı azaltım hedeflerine nasıl uyum sağlanacağına dair önerileri içermektedir. Ayrıca, çelik sektörünün rekabet gücünü etkileyen hususları kapsamlı bir şekilde inceleyen önemli bir Araştırma da, 2008 yılının Ağustos ayında, Rekabetçilik ve Yenilikçilik Programı çerçevesindeki Teklif Çağrıları’nı takiben bağımsız bir uzman kadrosu tarafından hazırlanmıştır. Bahse konu Araştırma, AB çelik endüstrisindeki mevcut rekabetçi konuma dair analizler ve sektörün karşılaştığı risk ve sorunlar üzerine temellenmektedir. Sektörün karşılaştığı sorunlar arasında, Araştırma özellikle endüstrinin faaliyet merkezlerinin Doğu Avrupa’ya kaydırılması ve yeni rakipler gerçeğinin yanı sıra, hammadde talebi ve tedariki arasındaki dengesizlikler, ticaret politikaları, çevre yönetmelikleri ve nitelikli işgücü sorunlarını ele almaktadır. Bu bağlamda, Rapor, iklim değişikliği sorunu, ileri teknoloji alanında liderlik, bilgi paylaşımının geliştirilmesi ve AB enerji ve taşımacılık piyasalarının işleyişine ilişkin bir dizi eylem alanında birçok olası stratejik seçeneği belirlemektedir. Araştırma, AB-27’deki demir-çelik ürünlerinin belirlenmesi, çelik tüpler ve çelik üretimi hususlarını da kapsamaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 53 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group IV. AB ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN İÇTİHAT KARARI Bu bölüm, çelik sektörüne ilişkin Devlet yardımları ile ilgili AB düzenlemelerine yönelik bir davanın ayrıntılı bir analizini yapmaktadır. Bu yolla, içtihat kararları ile oluşturulan temel ilkelerin sunulması ve konunun daha iyi kavranabilmesi hedeflenmektedir. Çelik Sektörü ile İlgili Devlet Yardımlarına İlişkin İçtihat Kararı Konu: Ön karara referans: Çelik sektörüne ilişkin Devlet Yardımları – Ortak Pazar ile uyumlu olmayan yardımın açıklanması - 18 Temmuz 2007 tarihli Mahkeme Kararı (Grand Chamber) Dava C-119/05 Avrupa Adalet Divanı raporları 2007 Taraflar: Ministero dell'Industria, del Commercio e dell'Artigianato (İtalyan Sanayi, Ticaret ve El Sanatları Bakanlığı ), Lucchini SpA’ya karşı. Özet: İtalyan hukuku kapsamında kurulmuş bir şirket olan Lucchini SpA, İtalyan Sanayi, Ticaret ve El Sanatları Bakanlığı’nın (Ministry for Industry, Trade and Crafts of Italy -MICA) devlet yardımlarının geri ödenmesine ilişkin kararına karşı çıkmıştır. MICA, Mezzogiorno Bölgesi’nin devlet yardımlarına ilişkin yönetiminden sorumludur. 1985 yılında, Lucchini SpA belirli çelik tesislerini modernleştirmeye yönelik olarak 183/1976 No’lu İtalyan yasası38 kapsamında bulunan yardım için yetkili İtalyan otoritelerine başvurmuştur. Bahse konu yardım, maliyetlerin %30’unu karşılayan sübvansiyonları ve krediye ilişkin faiz oranı sübvansiyonlarını kapsamaktadır. İtalyan yetkili makamları, söz konusu çelik şirketine verilecek olan çevre korumasının geliştirilmesine yönelik yatırımlar ile ilgili yardımın planını Avrupa Komisyonu’na bildirmiştir. Avrupa Komisyonu, yardım önlemine ilişkin daha fazla bilgi (örneğin, türü, talep edilen kredinin faiz oranı, vs.) talebinde bulunmuştur. Komisyon, ayrıca, bahse konu yardımın, tesislerin yeni çevresel standartlar ile uyumlaştırılmasına yönelik genel bir plan altında verilip verilmediğinin belirtmesini ilgili yetkili mercilerden talep etmiştir. Ancak, yetkili merciler işbu bilgi taleplerine cevap vermemiştir. 38 183/1976 sayılı İtalyan yasası uyarınca, Mezzogiorno Bölgesi’ndeki endüstriyel projelerin yatırım maliyetlerinin %30’una kadar faiz oranı sübvansiyonları ve proje yardımları aracılığıyla sübvansiyonların verilmesi mümkün olmaktadır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 54 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Avrupa Komisyonu nezdinde bu hususta herhangi bir karar henüz alınmamış iken, yetkili ulusal merciler sübvansiyon şeklinde ve geçici olmak üzere bu yardımın bir bölümünü 1988 yılında vermişlerdir. 1990 yılında, Komisyon, verilen tüm yardımın ortak Pazar ile uyumlu olmadığını açıklamıştır. Lucchini SpA, Komisyon’un kararına karşı çıkmazken, İtalyan makamlarına karşı asliye hukuk mahkemesine davayı getirmiştir. Ancak, asliye hukuk mahkemeleri Topluluk Hukuku veya Topluluk kararının uygulanabilir hükümlerine atıfta bulunmamıştır. Sonuç olarak, 1994 yılında, Lucchini SpA’ya en başta talep etmiş olduğu yardımın tamamının ödemesine karar verilmiştir. Bu karara ilişkin herhangi bir temyiz davası olmamasından ötürü, 1995 yılı Şubat ayında dava sonlandırılmış ve bahis konusu yardım Lucchini SpA’ya verilmiştir. Ancak, halihazırda ortak Pazar ile uyumlu olmadığı açıklanan yardımın verilmesi, İtalyan yetkili makamalarının Topluluk Hukuku’na aykırı hareket ettiğini göstermiştir. Sonuç olarak, İtalya Sanayi Bakanlığı bahis konusu yardımı geçersiz kılmış ve Lucchini’den söz konusu yardımı geri ödemesini talep etmiştir. 1999 yılında, Lucchini SpA’nın başvurmuş olduğu asliye hukuk mahkemesi, verilmiş olan yardımın son bir karar ile doğrulanmış olduğunu ve bu sebeple kamu makamlarının kendi eylemini geri alamaycağını beyan etmiştir. Akabinde, Sanayi Bakanlığı danıştaya (“Consiglio di Stato”) temyiz başvurusunda bulunmuştur. Danıştay ise, 1994 yılında verilen karar ile 1990 yılında Avrupa Komisyonu tarafından verilen karar arasında bir aykırılık tespit etmiştir. Bu sebeple, Danıştay; uygulanması Topluluk hukukuna aykırı olarak nitelenen, bu kapsamda verilen yardımın geri ödenmesini engelleyen, Komisyon’un nihai kararı ile Ortak Pazar ile uyumlu olmadığına karar verilen ve res judicata (bir diğer deyişle, “daha önce üzerinde hukuki karar alınmış konu) prensibini içeren ulusal bir düzenlemenin uygulanmasının Topluluk hukuku aykırı olup olmayacağı hususunu Avrupa Topluluğu Adalate Divanı’na sormuştur. Adalet Divanı, ulusal mahkemelerin Topluluk hukuku hükümlerini tam olarak yürürlüğe koyması ve Topluluk hukukunun hükümleri ile uyumlu olmadığı belirlenen ulusal hukuk hükümlerinin uygulanmasının engellenmesini Topluluk Hukuku’nun üstünlüğünün bir sonucu olarak değerlendirmektedir. Sonuç olarak, ATAD, İtalyan Medeni Kanunu’nun ilgili maddesinin, Avrupa Komisyonu’nun nihai kararıyla Ortak Pazar ile uyumlu olmadığı belirlenen, Topluluk hukukuna aykırı sayılan Devlet yardımlarının geri ödenmesini engellediği ölçüde uygulanmaması gerektiğine hükmetmiştir.39. 39 Bu davaya ilişkin olarak daha fazla bilgi için Bkz:http://curia.europa.eu/jurisp/cgibin/form.pl?lang=EN&Submit=rechercher&numaff=C-119/05 © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 55 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group VI. YENİ GENİŞLEME DALGASI40 VE AB ÇELİK SEKTÖRÜ A. Yeni Üye Devletlere Tanınan Geçiş Düzenlemeleri 1. 2004 yılındaki Genişleme Dalgası ile AB’ye Katılan Yeni Üye Devletler 1 Mayıs 2004 tarihi itibariyle, Birliğe 10 yeni ülkenin katılımının ardından - Slovenya, Polonya, Malta, Litvanya, Letonya, Estonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi - çelik sektörünün de içinde bulunduğu hemen hemen tüm sanayi kollarında önemli etkiler gözlemlenmiştir. Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovenya ve Slovakya’da, çelik sektörünün yeniden yapılandırma süreci, Avrupa Anlaşmaları ile birlikte başlamıştır. Daha açık bir biçimde tanımlamak gerekirse, Çek Cumhuriyeti ile yapılan Avrupa Antlaşması AKÇT ürünlerine ilişkin Protokol 2’ye göre: “Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren, ilk 5 yıl boyunca ve paragraf 1(iii) de belirtilen derogasyon doğrultusunda, Sözleşmenin Akit Tarafları, Çek Cumhuriyetinin AKÇT çelik ürünlerine ilişkin yeniden yapılandırma amacı güden yardımlardan yararlanmasını, aşağıda belirtilen koşulların sağlanması kaydıyla, kabul etmişlerdir: • Yeniden yapılandırma süreci sonunda, normal piyasa koşulları kapsamındaki lehtar şirketlerinin finansal kapasitesinin oluşmasına öncülük etmek; • Bu tür yardımların miktarı ve yoğunluğunun, bu kapasiteye erişmek için kesinlikle gerekli olduğu kabul edilen düzeyde sınırlandırılması ve tedricen azaltılması; • Yeniden yapılandırma programının, Çek Cumhuriyeti’ndeki kapasitenin azalması ve küresel rasyonelleştimeye ilintili olması.” Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne yönelik olarak öngörülen yeniden yapılandırma sürecinin zamanı, ulusal yeniden yapılandırma programlarının oluşturulması koşuluna bağlı olarak uzatılmıştır. AB Katılım Antlaşması uyarınca, Beşinci Genişleme Dalgası dahilindeki yeni üye ülkelerden bazılarına, çelik sektörüne yönelik Devlet Yardımı verilmesine ve geçiş dönemleri tanınmasına belirli kurallar çerçevesinde izin verilmiştir. Bu bağlamda, Polonya (Katılım Antlaşması Protokol 8 - Çelik endüstrisini Yeniden Yapılandırma), Çek Cumhuriyeti (Katılım Antlaşması Protokol 2 - Çelik endüstrisini Yeniden Yapılandırma), Slovakya (EK XIV- Mali Yardım Planı) bu özel Devlet Yardımlarını sağlamak için harekete geçecektir. 40 Bahse konu “Yeni Genişleme Dalgası”, 2004 yılı Mayıs ayında 10 yeni Üye Devletin katılımı ile başlayan ve 1 Ocak 2007 tarihinde Bulgaristan ve Romanya’nın Birliğe katılımı ile tamamlanan AB’nin son genişleme dalgasını ifade etmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 56 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Her bir geçiş dönemi, ülkeler tarafından sektörel düzeyde hazırlanan Çelik Yeniden Yapılandırma Ulusal Programı ve kurumsal düzeyde Bireysel İş Planları sunmak kaydıyla verilecektir. Yeniden yapılandırma programlarının genel amacının, yararlanıcı şirketlerin uzun dönem sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik olduğunu belirtmekte fayda vardır. Bu amaçla, söz konusu şirketlerin bireysel iş planlarının Avrupa Komisyonu’na sunulması gerekmektedir. Onaylanma testi şirket bazında gerçekleştirilmektedir. Avrupa Birliği’nin Beşinci Genişleme dalgasına dâhil olan ülkeler için, AB üyeliğinin birçok doğrultuda ekonomik değişimler yaratması beklenmektedir. Örneğin, tüm bu ülkelerde “dört özgürlüğün” gelişimi, malların ve hizmetlerin ticaretine yönelik engellerin kaldırılmasını içeren Topluluk müktesebatının uygulanması yoluyla, Tek Pazarın alanını genişletmekte; sermayenin hareketini ve AB işgücünün serbest dolaşımını kolaylaştırmaktadır. Aynı zamanda, bahsekonu süreç ile birlikte, AB fonları aracılığıyla kalkınmanın desteklenmesi önerilmekte ve Maastricht Kriterlerini yerine getiren yeni Üye Devletlere Euro’ya uyum sağlamaları konusunda zorunluluk getirilmektedir41. İşbu değişiklikler, genişleyen AB Pazarında faaliyet gösteren çelik endüstrisinde de önemli değişimlere neden olmaktadır: • Yeni Üye Devletlerin AB’nin GSMH’nın %5’inden az ek getirmesine rağmen, (75 milyon yeni vatandaşla birlikte) İç Pazarın boyutu genişlemiştir. • Özellikle yeni Üye Devletlerde, ekonomik büyüme artacaktır. • Endüstriyel, sosyal ve altyapısal gelişimi desteklemek üzere, önemli AB fonlarına erişim sağlanmıştır. • AB çevre kanunlarının kabulü, potansiyel olarak yüksek ek maliyetlere yol açacaktır. • Şirketler arası rekabetin güçlenmesi, kaliteyi de artıracaktır. EUROFER’e (Avrupa Demir ve Çelik Endüstrileri Konfederasyonu) göre, genişleme süreci, AB’nin çelik yapma kapasitesini yıllık 40 milyon tondan 240 milyon tona ve üretim kapasitesini de 183 milyon tondan daha fazlasına, yani dünya çelik üretimin %19’unu oluşturacak şekilde yükseltecektir. 41 Ülkelerin Celik sektörüne ilişkin Raporları için, bknz: http://ec.europa.eu/enterprise/steel/countries.htm Yasal temel hakkında daha fazla bilgi için, bknz: http://ec.europa.eu/enterprise/steel/legal.htm © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 57 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Yeni Üye Devletlerin 6’sı (Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Slovenya ve Letonya) çelik imalatı ve/veya metal işçiliğinin diğer ülkelerde gerçekleşmesine rağmen, çelik yapım tesislerine sahiptir. Yalnızca Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan uluslararası öneme sahip miktarlarda çelik üretmektedir. Polonya, aralarındaki en büyük çelik üreticisidir ve üretimi, toplam sınaî üretimin yüzde beşini oluştururken, Çek Cumhuriyeti ise AB çelik üretiminin %3’ünü karşılamaktadır. Her bir yeni Üye Devletteki çelik üretimi, sadece tek bir şirket tarafından yürütülmektedir. Bununla birlikte, aralarından hiçbiri dünyanın en büyük 30 üreticisi arasına girememektedir. Bu ülkelerde, düşük işgücü üretkenliği ile tüketici kalitesini karşılama konusundaki ve teslimat gereksinimlerindeki zorluklar, potansiyel birer sakınca doğurmaktadır. Yeni Üye Devletlerin katılımı, AB’yi, Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci çelik pazarı haline getirerek, AB çelik tüketimini yıllık olarak 163 milyon ton civarına ulaştırmıştır. Çelik veya çelik ürünleri ihraç veya ithal etmek isteyen herhangi bir şirketin, vergilendirme ve gümrüklere ilişkin AB kanunlarıyla uyumlu olma zorunluluğunun, altının çizilmesinde yarar vardır. Ayrıca, 1 Mayıs 2004 tarihinden başlayarak, AB Gümrük Kodu ve Uygulama Yönetmelikleri, ulusal mevzuata otomatik olarak aktarılmış bulunmaktadır. Mayıs 2004’te gerçekleşen Avrupa Birliği’ne katılımdan önce, finansal kapasiteye erişemeyen birçok şirketin olmasından dolayı, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin AB ile gerçekleştirdiği müzakerelerde, geçiş dönemleri konusunda resmi pazarlıklar yapılmıştır. Bununla amaçlanan, birtakım özel şirketlere Devlet yardımı verilmesini sağlamaktır. O zamandan beri, Avrupa Komisyonu, birtakım alanlara ilişkin tavsiyeler yayınlamak üzere, bahsekonu ülkelerin yeniden yapılandırma çabalarında ulaştıkları ilerlemeyi gözlemlemiştir. Çek ve Polonyalı çelik şirketlerinin yeniden yapılandırılması, şu an için büyük ölçüde tamamlanmıştır. Komisyon’un yatırım, üretkenlik artışı ve maliyet azalması gibi yeniden yapılandırma kıyaslamalarına büyük önem atfettiğinin bilinmesinde fayda vardır. Ayrıca, bahsekonu önlemler, şirketlerin olası ekonomik değişikliklere karşı daha güçlü hale gelebilmesi için eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır42. Slovakya için, 2009 yılının sonunda veya toplam yardım değeri 500 milyon USD’ye ulaştığı zaman (hangisi daha evvel gerçekleşirse), çelik sektöründeki bir işletmeye finansal yardım verilmesi tasarlanmıştır. Bu yardımın amacı, işgücü fazlasının zaman içinde akılcı bir yolla azaltılmasına öncülük edilmesidir. Aynı zamanda, yardımın toplam değeri aşırı insan gücü maliyeti toplamı ile karşılaştırılabilir olması tasarlanmıştır. Öte yandan, bu yeni Üye Devletlerin Kömür ve Çelik Araştırma Fonuna olan katkısına, sektörün her ülke içindeki önem sıralamasındaki yerine bakılarak karar verilmektedir. Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Slovakya, Macaristan, Letonya ve Estonya 2006 yılı başından itibaren, bahsekonu fona katkıda bulunmaktadır. 42 Daha geniş bilgi için, bknz: http://ec.europa.eu/enterprise/steel/index_en.htm © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 58 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Ülke adı Çek Cumhuriyeti Estonya Letonya Macaristan Polonya Slovakya Slovenya Fona yapılan katkı (milyon Euro) 39.88 2.5 2.69 9.93 92.46 20.11 2.36 2. Bulgaristan ve Romanya Bulgaristan ve Romanya 1 Ocak 2007 tarihinde AB’ye katılarak AB üye sayısını 27’ye yükseltmiştir. Gümrük engelleri, AB ülkeleriyle olan 15 sınırda kaldırılmıştır; ama Bulgaristan’ın Türkiye, Sırbistan ve Makedonya ile olan sınırlarındaki denetimler, blok standartları karşılamak için bu ülkelerdeki reformları izlemeye ilişkin olarak güçlendirilmiştir. Bulgar çelik sektörünün yeniden yapılandırılması süreci, katılım tarihine kadar, Bulgaristan Hükümeti’yle yapılan Avrupa Antlaşması’nın 2 nolu Protokolüyle düzenlenmiştir. Bulgaristan hükümeti, 18 Mart 2004 tarihinde, Protokolün gereksinimlerine uygun olarak, çelik sektörüne yönelik Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı’nı ve 1998–2006 yıllarını kapsayan dönemde Devlet Yardımlarından yararlanan şirkete (Kremikovtzi) yönelik bireysel iş planını kabul etmiştir. AB ve Bulgaristan, 2007 yılının sonuna kadar, altı aylık raporlar ve dış danışmanlar tarafından yapılmış analizler doğrultusunda, yeniden yapılandırma programının uygulanmasını yakinen gözlemleme konusunda anlaşmaya varmışlardır. Gözden geçirilmiş Ulusal yeniden Yapılandırma Programı, 13 Eylül 2006 tarihinde Bulgar Hükümeti tarafından onaylanmış ve 19 Eylül 2006 tarihinde resmen Komisyon’a bildirilmiştir. 2008 yılına kadar yeniden yapılandırmaya yönelik olarak uzatmadan yararlanmak üzere başvuruda bulunan Bulgaristan, koşulların karşılanmaması durumunda, Devlet yardımı talebinde bulunma seçeneğinin genişletilmesini de kabul etmiştir. AB ile Romanya arasında, 2002 yılında, belirli çelik ürünlerine ilişkin miktar kısıtlaması olmaksızın çift taraflı kontrol sisteminin kurulmasına ilişkin özel anlaşmalar imzalanmış ve işbu anlaşmaların süresi, Avrupa Birliği’ne katılım tarihine dek yürürlükte kalan (ve artık yürürlükte olmayan) bir Konsey Yönetmeliği ile uzatılmıştır. Katılım Senedi’nin 23.Maddesi’nde yer alan bir liste aracılığıyla, Bulgar çelik endüstrisine yönelik geleneksel önlemler bir araya getirilmiştir. Bulgaristan’ın AB üyeliğine yönelik olarak teknik yardım durumuna ilişkin Gözlem Raporu’na göre, çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılması ciddi olarak ertelenmiştir ve üzerinde mutabakata varılmış olan yeniden yapılandırma döneminin sona ermeden, bu finansal kapasiteye erişilmesi mümkün görülmemektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 59 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bulgaristan’ın, özelleştirme ve yeniden yapılandırma alanlarındaki hazırlıklarını kuvvetlendirmeye gereksinimi bulunmaktadır. Çelik sektörüne yönelik ulusal yeniden yapılandırma programına katılım için daha fazla çaba sarfedilmesi gerekmektedir. Romanya çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılmasına yönelik geleneksel önlemler Katılım Senedi (EK VII, Kısım 4, Bölüm B) EK VII İlave A içinde yer almaktadır. Romanya için öngörülen geçici önlemler çerçevesinde, Devlet yardımlarından yararlanan her şirket, entegre olmayan çelik şirketleri söz konusu ise %10’luk ciroları sonucu oluşan yıllık asgari brüt maliyetini; entegre çelik imalathaneleri söz konusu olduğunda %13,5’ini ve öz sermayenin üzerinden alınan cironun asgari %1,5’luk hasılatını, 31 Aralık 2008 tarihinden geç olmamak kaydıyla, sağlamakla yükümlüdürler. Bu durum 2005–2009 dönemi için yıllık olarak uygulanan bağımsız değerlendirme aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Öte yandan, AB çelik endüstrisinin eriştiği üretkenlikle kıyaslanabilir bu genel üretkenlik düzeyi, 31 Aralık 2006 tarihi itibariyle tedricen gerçekleştirilmelidir. Bu süreç, 2005–2009 yılları arasında yıllık olarak gerçekleştirilen bağımsız değerlendirmeye de tabi tutulacaktır. Son olarak, sektörün finansal kapasitesini sağlamak için, bahsekonu lehtar ülkelerin iş planlarıyla uyumlu olacak şekilde, maliyetteki azaltmalara özel bir önem atfedilmelidir. Çelik endüstrisine yönelik Devlet Yardımlarına ilişkin olarak, Romanya ulusal çelik yeniden yapılandırılması programını uygulamak ve programın taahhütleri çerçevesinde çelik tesislerine herhangi bir yardıma izin vermemek amacıyla, Avrupa Komisyonu ile sıkı bir işbirliği içinde bulunmaktadır. Buna rağmen, yeniden yapılandırma sürecinin sonunda uzunvadeli finansal kapasiteye erişen şirketlerin kazançlarını teminat altına almak amacıyla, Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı dışında yer alan çelik şirketlerine tahsis edilen yeniden yapılandırma yardımı yakın takibe almıştır. Tarihsel açıdan bakıldığında, Bulgaristan AB’de yassı ürünler alanında üstün bir net ihracatçı; uzun ürünlerde ise net ithalatçı konumunda olagelmiştir. Bulgar çelik sektöründe sıcak, soğuk ve kaplamalı ürünler üstüne odaklanan Kremikovtzi AD adlı şirket hâkim konumdadır. Romanya endüstrisinde ise, uzun ve yassı ürünlerde ve çelik boru yapma kapasitesinde önemli aşama kaydedilmiştir. Romanya çelik sektörü, Ispat Sidex şirketi tarafından yönetilmektedir. 3. Genişlemenin Çelik Sektörüne Etkileri Yeni Üye Devletlerdeki çelik endüstrisi, birçok etkisiz tesisin kapatılmasıyla birlikte önemli bir yeniden yapılandırma sürecine tanıklık etmiştir. Yaygın olan kanıya göre, bu ülkelerin kendi endüstrilerini yeniden yapılandırması adına önemli miktarda Devlet yardımından faydalanmaları gerekmektedir. Genişleme sürecinin bir parçası olarak, AB–15 Ülkeleri, yeni Üye Devletlerle, bahsekonu sektörün 2006 yılı itibariyle ticari açıdan ayakta durabilir hale getirilmesi ve endüstrinin üretkenliğinin artırılması amacıyla, çelik sektörünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin özel anlaşmalar serisini resmi olarak müzakere etmişlerdir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 60 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bahsekonu anlaşmalar, ulusal katılım anlaşmalarına dâhil edilmiştir ve belirli koşulların karşılanması halinde belirli bir zaman sürecinin ilerisinde bir dönem için birtakım Devlet yardımlarının verilmesine ilişkin “onaylanmış yeniden yapılandırma ulusal programlarının onaylanmasını içermektedir. Bireysel olarak çelik üretiminde bulunanlar için de özel müddetler sıralanmıştır. Bunun karşılığında, Yeni Üye Devletlerdeki eski çelik işçilerine, yeni sürece uyum sağlama ve çalışma eğitimi konusunda destek mahiyetinde AB fonlarına erişim sağlanmıştır. Avrupa Komisyonu, üzerinde mutabakata varılmış müddetlerdeki herhangi bir ihlal ile etkin bir şekilde ilgilenmek amacıyla yeni Üye Devletlerin, kendi katılım anlaşmalarına riayet edip etmediklerini yakinen gözlemlemektedir. Öte yandan, yeni Üye Devletlerin çelik endüstrilerindeki yatırım, yeniden yapılandırma ve özelleştirme süreci tarafından yönlendirilmektedir. AB üyelik süreci geri dönülmez bir şekilde devam etmesi gerçeğinden hareketle, uluslararası çelik şirketlerinin yaklaşımı daha katı hale gelmiştir ve bu bölgeye yatırım yapmaya olan ilgileri daha da artmıştır. Bu şartlara paralel olarak, yeni Üye Devletler, üyeliğe kabul gereksinimlerini karşılamak için endüstrilerini yeniden yapılandırmaya başlamışlardır. Yeni Üye Devletlerdeki çelik üreticilerine yönelik bir diğer önemli zorluk, AB çevre mevzuatıyla uyumluluk yeteneklerine ilişkindir. Örneğin, Çelik endüstrisi Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Yönergesi’ni uygulamak ve eylemlerini, mevcut en iyi tekniklere uyumlu bir çizgiye getirmeyi teminat altına almakla yükümlü olacaktır. Genişleme dalgası, birçok ülkenin katılım anlaşmalarını etkilemiştir. Tüm yeni AB üye Devletlerine uygulanan belirli çelik ürünlerindeki ticarete ilişkin gümrük tarifeleri, tedricen azaltılacaktır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 61 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group VII. TÜRKİYE’DEKİ YASAL ÇERÇEVE VE TÜRKİYE’NİN ÇELİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN AB MÜKTESEBATINA UYUM DURUMU A. Çelik Sektörüne ilişkin AB-Türkiye İlişkileri Tarihçesi Ankara Anlaşması (12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan ve 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe giren) Türkiye ve AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu) arasında bir ortaklık oluşturmuştur. Türkiye ve AET arasında imzalanan söz konusu Anlaşma’dan beri, çelik sektörüne ilişkin ürünler Ankara Anlaşması kapsamının dışında tutulmaktadır. Buna ek olarak, Ankara Anlaşması 26. Maddesi kapsamında, “ Anlaşma’nın, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu yetki alanı içinde yer alan ürünlere uygulanamayacağı” açıkça belirtilmektedir. Bu sebeple, 23 Kasım 1970 tarihinde imzalanan ve 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokol’e eklenen Çerçeve Anlaşması ile sonuçlanan, çelik sektöründe ilgili taraflar arasındaki ilişkilerin tanımlanması ve düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, Çerçeve Karar’ın, uygulama prosedürü, süresi ve koşullarının daha sonra belirlenmesini şart koşması ve 1995 yılının sonuna kadar hiçbir uygulama önleminin hazırlanmaması sebebiyle, AKÇT Antlaşması’nın kapsadığı ürünlerin ticaretine ilişkin olan taraflar arasında öngörülen İmtiyazlı Ticaret Rejimi yürürlüğe konulmamıştır. 1994 yılında, Gümrük Birliği amacını gerçekleştirmeye yönelik çalışmalar hız kazanmış ve söz konusu rejimin uygulanmasına ilişkin müzakereler başlamıştır. Sonuç olarak, Türkiye, AKÇT ile bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmıştır. 1 Ağustos 1996 tarihinde yürürlüğe giren söz konusu Anlaşma’nın hedefi, çelik ticaretine ilişkin gümrük vergilerinin karşılıklı olarak kaldırılmasıdır. Bahis konusu Serbest Ticaret Anlaşması uyarınca, AB 630 ürüne ilişkin gümrük vergilerini kaldırırken, Türkiye yassı ürünler, üretimi yeterli olmayan özel çelik ürünleri, paslanmaz çelik ürünleri ile endüstri tarafından artık üretilmeyen 498 özel çelik ürünü kapsamında gümrük vergilerini kaldırması öngörülmüştür. Bunun yanı sıra, Türkiye, diğer 132 uzun ve özel çelik ürününe ilişkin gümrük vergilerini kademeli olarak kaldıracağı düzenlenmiştir. Son olarak, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin, söz konusu Anlaşma’nın genel hükümleri uyarınca, üçüncü dünya ülkeleri ile olan ticarete ilişkin gümrük vergileri üzerinde serbestçe karar vereceği belirtilmektedir. Anlaşma’nın 8. Maddesi, her durumun ayrı değerlendirilmesi koşuluyla, çelik işletmelerine gerekli kamu yardımlarını sağlayarak, Türk çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılması ve dönüştürülmesine yönelik olarak 5 yılık bir geçiş sürecini içerdiği belirtilmesi gereken bir husustur. Söz konusu geçiş süreci, 2001 yılı Ağustos ayında sona ermiştir. Ancak, 20 Aralık 2000 tarihinde, Türk otoriteleri, resmi bir şekilde sürecin uzatılmasına yönelik olarak AB’ye başvurmuştur. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 62 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Brüksel’de gerçekleştirilen görüşmeler ve tolantıları takiben, AB, Türk otoritelerinden, geçiş sürecini uzatmak amacıyla yeniden yapılandırma aşamasında yer alması gereken tüm şirketler için detaylı bilgi ve münferit iş planları sağlayan, yeterli bir Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı (NRP) hazırlamasını talep etmiştir. Buna ek olarak, bağımsız ve etkin bir devlet yardımları otoritesinin kurulmasının gerektiği vurgulanmıştır.43 2006–2010 dönemini kapsayan Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı, 31 Ağustos 2006 tarihinde Avrupa Birliği’ne sunulmuştur. Söz konusu Plan’ın amacı, 31 Temmuz 2001 tarihinden itibaren sektöre sağlanmış olan devlet yardımlarını AB gereksinimleri ile uyumlaştırmak ve gelecekte verilecek yardımları bu çerçevede altında verilmesini sağlamaktır. Çelik Sektörüne ilişkin Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı’nın temel prensipleri aşağıda yer almaktadır: - Devlet yardımlarının, ürünlerin dönüşümü ve yeniden yapılandırılmasına yönelmiş olması; Yassı ve uzun ürünlerin tüketimi ile ürün arasındaki dengesizliğin düzeltilmesi; İlgili sektördeki rekabet gücünün, Serbest piyasa koşullarına uyumlu olarak arttırılması; Yüksek katma-değere sahip ürünlere (yani, yassı ürünler) ilişkin sektörlere yönelim; Çevreye ilişkin Avrupa mevzuatına uyum sağlanması. Bu çerçevede, AB’ye iletilen Yeniden Yapılandırma Programı’nın, hazırlıkları hâlihazırda devam eden Bireysel İş Planları’nı içermediğinin altını çizmekte fayda bulunmaktadır. Türk Ulusal yeniden Yapılandırma Programı sonuçları ışığında, kömür ve çelik sektörlerine ilişkin yeniden yapılandırma maliyetinin yaklaşık 1 milyar Dolar olması beklenmektedir. Avrupa Komisyonu, Devlet yardımlarının Ulusal çerçevesinde verilebileceğinin altını çizmektedir. Yeniden Yapılandırma Programı AB, Türkiye’den aşağıda yer alan hedefleri yerine getirmesini beklemektedir; Uzun çelik ürünlerinin üretim fazlasını, üretimi yetersiz bulunan yassı ürünlere dönüştürülmesi; Serbest Pazar koşulları altında sektörün sürdürülebilirliğinin arttırılması ve rekabet edilebilirliğin sağlanması; Çelik ürünlerinin kalitesinin ve sektörel etkinliğin arttırılması; Üretim süreçlerinin AB çevre standartları ile uyumlaştırılması. 43 AB katılım prosedürleri çerçevesinde, bir Katılım Ortaklığı Belgesi, her bir aday ülkeye, Üye Devlet olmaya yönelik hazırlık sürecinde gerekli desteğin verilmesi için oluşturulmaktadır. (“Müzakere ve Tarama Süreci” başlığı altında detaylı bir biçimde açıklanmaktadır.) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 63 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group B. AKÇT – Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması ve Ulusal Program Türkiye’nin en önemli hedeflerinden biri, Türk sanayisinin gelişimini temin edecek olan ilgili Ab mevzuatının eksiksiz bir şekilde uygulanmasıdır. Zira, bu şekilde, uygun seviyede bir rekabet edilebilirliğin sağlanması ve gereksinim duyulan istihdam ve katma değerin temin edilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin gelişimi ve endüstriyelleşme sürecinde Türk çelik sektörü, önemli bir role sahiptir. Geçen yıllarda çelik sektöründe meydana gelmiş en önemli gelişmelerin başında, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği sürecinin başlamasına paralel bir şekilde, 1996 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) ile serbest ticaret antlaşması imzalanmış olmasıdır. Sonuç itibariyle, AB ve Türkiye arasındaki ticaretin gelişimine katkısı bulunması gayesiyle, çelik ticaretindeki gümrük vergileri karşılıklı olarak kaldırılmıştır. AKÇT Antlaşmasının imzalanmasıyla birlikte, çelik sektörünün dış rekabete açılması için önemli bir adım atılmıştır. Serbest Ticaret Anlaşması’na göre, Çelik Sektörüne yönelik Devlet Yardımları, Türkiye ve Topluluk arasındaki ticareti etkilemesi durumunda yasaklanmıştır. Buna rağmen, çelik sektörü içindeki değişen amaçlar ve yeniden yapılandırmaya dayanarak, Devlet Yardımına 5 yıllığına ve özel koşullar altında izin verilmektedir. Bu koşullar aşağıda sıralandığı şekildedir: Meslek tanımlama planı (job description plan) doğrultusunda, sektörel olarak verilen Devlet Yardımlarının tanımlanması; Sıcak haddeleme ürünlerinde Türkiye’deki kapasitenin artırılmasına neden olmaması; Şirketlerin etkinliğini arttırarak normal rekabetçi piyasa koşullarının uygulanması ve hacim ve yoğunluk olarak önceden belirlenen hedeflerin aşılmaması. AKÇT-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’yla uyumlu olarak, bir yandan Avrupa Birliği 630 üründe gümrük vergilerini kaldırırken, diğer yandan Türkiye ise yassı ürünler ve üretimi yetersiz olan özel çelikler, paslanmaz ürünler ve bazı özel çeliklere (498 ürün) ilişkin gümrük vergilerini kaldırmakla yükümlüdür. Türkiye, geriye kalan 132 ürüne (uzun ürünler ve özel çelik ürünleri) ilişkin 132 ürüne yönelik olarak gümrük vergilerini tedricen kaldıracaktır. Anlaşmaya göre, hem Avrupa Birliği, hem de Türkiye, Üçüncü Ülkelerle olan ticarete yönelik gümrük vergilerine özgürce karar vereceklerdir. Bu bağlamda, Anlaşmanın 8.maddesi, Türkiye için 5 yıllık geçiş dönemi öngörmüştür. Bu geçiş döneminin amacı, uyumlaştırma sürecinin garanti altına alınması ve Türkiye’nin çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılıp dönüştürülmesidir. Bunun da, çelik şirketlerine her bir duruma özgü bir şekilde tek tek kamu yardımı tahsis ederek gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Bu geçiş döneminin 2001 yılının Ağustos ayında sona ermesine rağmen, Türk mercileri resmi olarak 20 Aralık 2000 tarihinde AB’ye başvuruda bulunarak, bahsekonu sürenin uzatılmasını talep etmişlerdir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 64 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu çerçevede, AB, Türk yetkililerinden, geçiş dönemini uzatmak amacıyla yeniden yapılandırma süreci içinde yer almaya ihtiyaç duyan tüm şirketlere ilişkin “bireysel iş planları” ve detaylı bilgi sağlayan kabul edilebilir Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı hazırlamalarını talep etmiştir. Bu bağlamda, bağımsız olarak faaliyette bulunan ve Devlet yardımlarını denetleyen bir otoritenin kurulması, Türkiye’nin ilerleme raporlarında öncelikli bir konu olarak vurgulanmaktadır. Öte yandan, anlaşma dâhilinde, Devlet yardımlarının tahsisi, kapasite düşmesinden dolayı işten çıkarılmış olan çalışanlara verilen sosyal yardımlar, kapasite düşmesine karşı yapılan teşvikler, Ar-Ge faaliyetleri ve çevresel konularla sınırlanmaktadır. Buna rağmen, sektöre yönelik olarak verilen Devlet yardımlarının verilmesine, üretim dönüşümüne yönelik yatırım ve yeniden yapılandırma amacıyla ilintili olarak, beş yıllık bir dönem için devam edeceği üstüne mutabakata varılmıştır. 1999 yılından beri, AB menşeli çelik ürünlerinin ithalatına yönelik uygulanan vergiler, yazılı koruma oranlarını feshetmek suretiyle, tamamen kaldırılmıştır. Önceleri, çelik ürünleri için öngörülen üç yıllık geçiş dönemi için gümrük vergileri tedricen düşürülmüş idi. Anlaşmadan beri, AB-Türkiye arası çelik ticaretinde önemli bir ilerleme kat edilmiştir. AKÇT Antlaşması sona ermesinden itibaren, AKÇTTürkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nın (1996) güncellenmeye ihtiyacı bulunmaktadır. Gümrük Birliği içine çelik ürünlerini de dâhil etmek üzere prensip kararı alınmıştır. Çelik endüstrisi alanında, çelik endüstrisine yönelik Devlet yardımına ilişkin Topluluk kurallarını oluşturan 18 Aralık 2006 tarihli ve 2496/96/AKÇT sayılı Komisyon Kararı, Türkiye’nin Bölüm 6- Rekabet Politikası altında Ulusal Program dâhilindeki açık-uçlu uyum taahhütlerinden dolayı artık yürürlükte bulunmamaktadır. Aynı zamanda, Bölüm 15- Sanayi Politikası ve Bölüm 25-Gümrük Birliği altında da taahhütte bulunulmamıştır. 2003 tarihli Ulusal Program’dan bu yana, işbu programın en son gelişmeler uyarınca güncellenmesi gerektiğinden dolayı, ilerleme raporlarına ve tarama süreci belgelerine dayanmak çok daha güvenilir bir kaynak olacaktır. Ayrıca belirtilmesi gereken bir diğer husus ise, Ulusal Programlarda taahhütler için özel zaman sınırlaması öngörülmüş olsa bile, Türkiye çelik sektörüne ilişkin mevzuata ilişkin yasal yükümlülüklerin tümüyle uyumu henüz sağlayamamıştır. Öte yandan, Türkiye’de bahsekonu alanda bir yasa kabul edilmiş olsa bile, yasanın onaylanma tarihi ertelenebilmektedir. C. Türkiye’de Çelik Sektörüne İlişkin Mevcut Durum Türk çelik sektörü, Avrupa’ya coğrafi yakınlığı ve yüksek büyüme potansiyelinden dolayı, küresel çelik piyasasında imtiyazlı bir konumda bulunmaktadır. Buna rağmen, uzun ve yassı çelik ürünlerinin üretimi ve tüketimi arasındaki oransızlığın yol açtığı yapısal problemlerle karşılaşmaktadır. Yani, uzun ve yassı ürünlerin tüketim oranı %50–50 iken, üretim oranı ise %12–86 seviyesinde yer almaktadır. 2008 yılında Türkiye, Avrupa’nın 3. en büyük çelik üreticisi iken dünya çapında çelik üreten ülkeler sıralamasında 11. olmuştur. Türkiye, 2010 yılında 29.1 milyon tonluk çelik üretimi ile dünyadaki onuncu en büyük Avrupa’daki ikinci en büyük çelik üreticisi olmuştur44. 44 http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=6&Itemid=6&lang=en © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 65 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Buna ilaveten, Çelik İhracatçıları Birliği’nin hesaplamalarına göre, “ Türkiye’de 200.00’den 5 milyon tona uzanan kapasiteye sahip 24 elektrik ark ocağı imalathanesi ve 2 adet endüksiyon ocağı ve kapasitesi 1.5 milyondan 3.5 milyon tona uzanan 3 adet bazik oksijen fırınında (BOF Plants) vardır”45. Çelik endüstrisi Türkiye ekonomisine katkıda bulunan üçüncü en büyük endüstridir46. Türk çelik sektörünün uzun vadeli sürdürülebilirliğinin tutarlı, açık ve makul bir Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı’na dayandığı için çelik sektöründe yeniden yapılandırma süreci başlamıştır. Öte yandan, Türk çelik sektörü, 2001 yılından beri süregelen yeniden yapılandırma sürecinden ve AB’nin bu süreç dâhilindeki taleplerini sürekli artırmasından rahatsızlık duymaktadır. Ulusal yeniden Yapılandırma Planının hedeflerinden biri olarak, Erdemir devlet hisselerinin özelleştirilmesinden sonra (Lüksemburg’un Arcelor AS Şirketi ve OYAK’ın -Ordu Yardımlaşma Kurumu- birleşmesi ile birlikte), Türk çelik endüstrisi tamamen özel sektör tarafından çalıştırılan bir konuma erişmiştir. Türkiye, AB’ye, başlıca olarak, yarı bitmiş veya uzun ürünler ihraç etmektedir. Buna rağmen, Türkiye AB’den yüksek değere sahip yassı ve özel çelik ürünleri ithal etmektedir. Türkiye’nin en fazla çelik ihracatı yaptığı üçüncü yer Avrupa Birliği olup, Türkiye 2010 yılında Avrupa Birliği’ne 17.3 milyon ton çelik ihraç etmiştir. 47. Öte yandan, Çelik sektörünün çevresel gereksinimlere uyum sağlama sürecinin, ilgili şirketlere ek mali yükümlülükler getirmesi beklenmektedir. Aynı durum, yapı malzemelerine yönelik AT sınıflandırması içindeki uyum süreci için de gerekmektedir. Bu süreç, Türk çelik endüstrisi rekabet edilebilirliğine oldukça önemli bir etkide bulunmaktadır. D. Çelik Sektörüne ilişkin Türk Mevzuatının Uyum Tablosu Çelik sektörüne ilişkin temel AB mevzuatı ve 2008 yılı Müktesebatın Üstlenilmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı’nda yer alan düzenlemeler karşılıklı olarak aşağıdaki tabloda yer almaktadır: AB Mevzuatı İlgili Türk Mevzuatı Madde 81 ve 82’de yer alan Rekabete ilişkin kuralların uygulamasına yönelik 16 Aralık 2002 tarihli ve 1/2003/AT sayılı Konsey Yönetmeliği Rekabet Kurumu, Türk mevzuatıyla bu Yönetmeliğin uyumundan sorumlu bulunmaktadır. Bu Yönetmelik, 1994 Türk Rekabet Kanunu’nun 4. ve 5. Maddesi ile uygulanmaktadır. 45 http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=4&Itemid=5&lang=en http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=4&Itemid=5&lang=en 47 http://www.turkishsteel.eu/index.php?option=com_content&view=article&id=6&Itemid=6&lang=en 46 © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 66 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group İşletmeler arasındaki yoğunlaşmaların kontrolüne ilişkin 20 Ocak 2004 ve 139/2004/AT sayılı Konsey Yönetmeliği [AT Birleşme Yönetmeliği] Rekabet Kurumu, Türk mevzuatının bu Yönetmelikle uyumlu bir çizgiye gelmesinden sorumlu bulunmaktadır. Tebliğleri yayımlamak için Rekabet Kurulu’na yetki veren 1994 Türk Rekabet Kanunu’nun 7.Maddesi, bu Yönetmeliğin ana hükmüdür. AT Birleşme Yönetmeliği ile eşleştirme sağlamak amacıyla,1997 yılında Rekabet Kurulundan İzin alınması gereken Birleşme ve Devralmalar hakkında Rekabet Kurulu’nun yayımladığı Tebliğ (1997/1 sayılı Tebliğ) Türk Rekabet Kurumu, AT Birleşme Yönetmeliğinde yer alan birleşme tanımları ve yasaklamalarla aynı yaklaşımı sürdürmeyi tasarlamaktadır. Türk rekabet mevzuatında süre ve zaman kısıtlamaları, belgelerin iletilmesine ve benzeri faaliyetlere ilişkin kuralların uygulanması, ilgili AT mevzuatında yer alan prensiplerle ilintilidir. AT Antlaşması Madde 87 ve 88 2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, Türkiye söz konusu mevzuata 2009 yılında, Devlet Yardımları Kanunu’nun çıkarılması yoluyla uyum sağlamayı taahhüt etmiştir. Uyum sürecinden sorumlu kurum olarak ise, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır. AT Antlaşması’nın 87 ve 88.maddelerinin de minimis yardımına uygulanmasına ilişkin 15 Aralık 2006 tarihli ve 1998/2006/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği 2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları arası öngörülmektedir. Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır. AT Antlaşması’nın 88.maddesinin uygulanmasına yönelik ayrıntılı kurallar getiren 22 Mart 1999 tarihli ve 659/1999/EC sayılı Konsey Yönetmeliği 2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, Türkiye söz konusu mevzuata 2009 yılında, Devlet Yardımları Kanunu’nun çıkarılması yoluyla uyum sağlamayı taahhüt etmiştir. Uyum sürecinden sorumlu kurum olarak ise, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır. Büyük çaplı Yatırım Projelerine ilişkin Bölgesel Yardıma yönelik Çok Sektörlü Çerçeve 2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları arası öngörülmektedir. Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 67 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group KOBİ’lere yönelik Devlet Yardımlarına ilişkin AT Antlaşmasının 87 ve 88. maddelerinin uygulanmasıyla ilgili 70/2001/AT sayılı ve 12 Ocak 2001 tarihli Komisyon Yönetmeliği Çevrenin korunmasına yönelik Devlet yardımlarına ilişkin Topluluk ilkeleri 2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları arası öngörülmektedir. Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır. 2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları arası öngörülmektedir. Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır. Araştırma ve Geliştirmeye yönelik Devlet Yardımlarına ilişkin Topluluk Çerçevesi (R&D) 2008 yılı Ulusal Programı çerçevesinde, söz konusu mevzuatın tam uygulanması için, 2009–2011 yılları arası öngörülmektedir. Bu kapsamda, Devlet Yardımları Denetim ve Gözetim Mercii kurulacaktır. Çelik sektörüne ilişkin kurtarma, yeniden yapılandırma ve kapanma yardımına ilişkin Komisyon Tebliği Türk mevzuatında karşılık gelen özel bir yönetmelik bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Türk çeliğine yönelik ulusal yeniden yapılandırma planlarıyla ilgili değerlendirmeler sürdürülmektedir. 6 Ağustos 2008 tarihli ve 800/2008/EC sayılı Komisyon Yönetmeliği Hâlihazırda, söz konusu Yönetmelikle uyumlaştırmaya yönelik herhangi bir belirlenmiş tarih bulunmamaktadır. (Genel Blok Muafiyet Yönetmeliği) © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 68 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group VIII. MÜZAKERE SÜRECİ A. AB Değerlendirmeleri 10–11 Aralık 1999 tarihinde, Helsinki Avrupa Konseyi Zirvesi’nde, AB liderleri Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım perspektifindeki aday ülke statüsünü açıklamışlardır. Bunu takiben, 16–17 Aralık 2004 tarihlerinde gerçekleşen Brüksel Avrupa Konseyi Zirvesi’nde ise Türkiye ve AB arasında katılım müzakerelerinin başlangıç tarihi belirlenmiştir. Müzakereler 3 Ekim 2005 tarihinde, tarama sürecinin ilk aşaması ile başlamış, bu aşama 12–13 Ekim 2006 tarihinde son bulmuştur. Türkiye’nin üyelik için gerekli şartları yerine getirmesine ilişkin ilerleme kaydetmesi, Konsey tarafından düzenli olarak Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan İlerleme Raporları’na göre incelenmektedir. Komisyon son olarak 9 Kasım 2010 tarihinde, Türkiye hakkında yıllık İlerleme Raporu’ nu yayımlamıştır. B. 1998 – 2010 İlerleme Raporları Değerlendirmesi Konsey, Türkiye’nin üyeliğe yönelik gereklilikleri karşılamada katettiği ilerlemeyi, Avrupa Komisyonu’nun Düzenli İlerleme Raporları yoluyla, düzenli olarak gözden geçirmektedir. Birlik mevzuatıyla uyumun bir sonucu olarak, ilerleme raporları, ilgili ülkenin gerçekleştirdiği ilerlemenin daha açık bir şekilde göz önüne serilmesi için temel unsur niteliği taşımaktadır. Türk çelik sektörünün ilerlemesini 1998 yılından günümüze kadar uzanan bir süreç dâhilinde değerlendirmek, yerinde bir seçim olacaktır. Bu çerçevede, çelik sektörü alanındaki ilerleme birinci rapordan itibaren karışık bir görüntü sunmaktadır. 1997’den beri, Türkiye’nin yeniden yapılandırma süreci bağlamında, özelleştirmeler hız kazanmıştır. Çelik sektörünün de bu sürecin bir parçası olması itibariyle, sektörünün bütününün yeniden yapılandırmaya gereksinimi vardır. Aynı zamanda, tüm Devlet yardımlarının, Uluslararası yükümlülüklere uygun bir şekilde verilmesi sağlanmalıdır. Çelik sektöründe, 2001 yılında karar verilen Erdemir’in (yassı ürünler) devir alınması, tesislerin modernleşmesini ve üretimin değişik piyasa segmanlarına doğru yeniden yönlendirilmesini sağlamaktadır. 2005 yılında, büyük ölçeklerdeki özelleştirmelerin içine, çelik ve demir üreticisi Erdemir de dâhil olmuştur. Rekabet Kurumu, icra faaliyetleri konusunda, çelik sektöründeki rekabet kuralların ihlallerine yönelik cezaları uygulamaya devam etmiştir. Bu bağlamda, çelik sektörüne yönelik yeni yatırım teşvik belgelerinin verilmesi ihtimalini ortadan kaldırmak için mevzuatta değişikliğe gidilmiştir. Şirketler, buna rağmen, önceden verilmiş belgelerin etkilerinden faydalanmayı sürdürmüşlerdir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 69 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Komisyon tarafından 8 Kasım 2006 tarihinde kabul edilen 2006 yılı İlerleme Raporu’na göre, Türkiye, 1996 AKÇT-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nda taahhüt edilen sektöre yönelik Devlet yardımlarının sağlanması konusunda yeterli düzeyde şeffaflık sağlayamamıştır. 2007 İlerleme Raporu uyarınca, çelik sektörüne ilişkin yardımlar ile ilgili gelişmeler sınırlı kalmıştır. Türkiye, Türk çelik endüstrisinin yapısını ve örnek teşkil eden Devlet yardımlarını detaylı bir şekilde açıklayan Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı’nın taslak versiyonunu Avrupa Komisyonu’na göndermiştir48. Buna ek olarak, yeni yatırım yardımı planı, çelik ürünlerinin üretimine ilişkin ek yardım sertifikaları seçeneğini ortadan kaldırmıştır. Ancak, İlerleme Raporu, özellikle gelecekte verilecek yardımların amacı ve yararlanıcıları olmak üzere, endüstriyel yeniden yapılandırma stratejisi, kapasite gelişimi ve Devlet yardımlarına ilişkin önemli derecede eksiklikler olduğunu belirtmiştir. Bunun yanı sıra, Türkiye, Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı’nda belirtilen fayda sağlayan çelik şirketlerinin münferit iş planlarını henüz göndermemiştir. 2008 İlerleme Raporu çerçevesinde ise, şu tespitlerde bulunulmaktadır: “Çelik sektöründe bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Yeni bilgilerin 2008 yılında iletilmesini takiben, Avrupa Komisyonu 2001 yılından günümüze değin sağlanan devlet yardımları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmuştur. Buna ilaveten, Türkiye, devlet yardımları ve piyasa analizi ile, Türk çelik endüstrisine ilişkin tahminleri içeren ulusal yeniden yapılanma programını gözden geçirmiştir. Bununla birlikte, birçok kapasite geliştirme faaliyetinin ve geçtiğimiz senelerde sağlanan devlet yardımlarının yanı sıra, sektördeki gelecek dönem devlet yardımlarına ilişkin Türk mercilerinin tutumuna dair bilgi eksikliği halen bulunmaktadır.” 2009 İlerleme Raporu’na göre ise: “Devlet yardımları konusunda herhangi bir mevzuat kabul edilmemiş ve devlet yardımlarını izlemek üzere işlevsel olarak bağımsız bir otorite kurulmamıştır. Türkiye, çelik sektörüne verilen devlet yardımları konusunda, Haziran 2009’da gözden geçirilmiş “Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı”nı sunarak ilerleme kaydetmiştir.” 2010 İlerleme Raporu’na göre ise “Çelik sektörüne yapılan devlet desteğine ilişkin olarak çok sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. 2001-2006 yılları arasında bu sektörün desteklenmesine yönelik devlet uygulamalarının nihai değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir. Ulaştırma ve enerji sektörlerinde, devlet desteğini düzenleyecek kurumların kurulmasında ve hukuki çerçevenin oluşturulmasında ilerleme kaydedilmemiştir” ve “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, esnaf ve sanatkarlara yönelik olarak, finansmana erişimin geliştirilmesi, kümelenme için destek, girişimcilik, yenilik ve üniversitelerle işbirliği gibi tedbirleri de kapsayan bir strateji ve eylem planı hazırlamıştır. Kimya, demir çelik ve otomotiv sektörleri için yol haritaları hazırlanmıştır. 48 Söz konusu programın amacı, üretim kapasitesini uzun ürünlerden yassı ürünlere dönüştürmek üzere yatırımlarında hükümet desteğinden yararlanan Türk çelik üreticilerine imkân tanımak; üretim kalitesini artırmak; yüksek katma değerli ürün yelpazesini geliştirmek; üretim maliyetlerini düşürmek ve sektörün serbest piyasa kuralları altında finansal kapasitesini ve rekabet gücünü geliştirmektir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 70 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Türk çelik sanayisi ile ilgili Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı konusunda, geçen yıl gerçekleştirilen revizyonu takiben yeni bir gelişme kaydedilmemiştir. Bir devlet desteklerinin izlenmesi otoritesinin kurulması ve bu otorite tarafından, çelik sanayisinin yeniden yapılandırılmasının resmi olarak onaylanması gerekmektedir”. C. 2005 – 2008 Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgeleri 12–13 Aralık 1997 tarihlerinde gerçekleşen ve Avrupa’nın geleceğine yönelik bir dönüm noktası olarak değerlendirilen Luxembourg Zirvesi’nde birçok önemli girişimlerin yolu açılmış; tek ve tutarlı bir çerçeve dâhilinde aday ülkelere yönelik tüm yardım olanaklarını harekete geçirmek suretiyle güçlendirilmiş katılım-öncesi stratejinin temel özelliği olarak “Katılım Ortaklığı Belgesi” (Accession Partnership) adında yeni bir aracın oluşturulması kararı alınmıştır. Genel olarak, her Katılım Ortaklığı Belgesi: - Aday ülkenin AB’ye katılması için ilerleme kaydetmesi gereken öncelikli alanları değerlendirir ve bunun sonucunda da aday ülke için önceliklerini (kısa/orta vadeli) programlaması amacıyla bir çerçeve sağlar. - Aday ülke için, katılıma yönelik hazırlıklarda kullanılmak üzere mali destek aracı olan katılım öncesi yardıma ilişkin kuralları belirtir. - Aday ülkeye, belirtilen öncelikleri gerçekleştirmesi için mali araçlarını planlama fırsatı verir. Bu doğrultuda, Konsey Mart 2001’de Lüksemburg Başkanlık Kararları’na uygun olarak Türkiye için ilk Katılım Ortaklığı Belgesi’ni kabul etmiştir. Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi Mart 2003 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından sunulmuş; Mayıs 2003 tarihinde Konsey tarafından kabul edilmiştir. Avrupa Komisyonu, Ekim 2004 tarihli Tavsiye Kararı’nı takiben, 2005 yılında yeni Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi’nin kabul edilmesi önerisinde bulunmuştur. Belge, 2006/35/EC sayılı Karar çerçevesinde kabul edilmiştir. Ayrıca, Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi (2005) çelik sektörünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin olarak Türkiye’nin kısa ve orta vadeli yükümlülüklerini aşağıda belirtiliği şekilde sıralamıştır: Bu çerçevede, Çelik sektöründe Türkiye tarafından karşılanması öngörülen gereksinimler şu şekilde sıralanmıştır: © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 71 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Kısa vadeli - Hassas bir alan olması itibariyle, çelik sektörüne yönelik Devlet yardımlarına ilişkin mevzuatla uyumlaştırmanın gerçekleşmesi; - Devlet yardımlarını ulusal düzeyde gözlemleyecek ve sıkı bir denetimde bulunacak bir otoritenin kurulması; - Çelik sektörünün finansal kapasitesinin ve AB’nin Devlet yardımlarına ilişkin kurallarına riayet edilmesinin teminat altına alınması amacıyla Ulusal bir Çelik Programının kabul edilmesi. Orta vadeli - Üzerinde mutabakata varılmış olan kapsamlı bir sektörel program çerçevesinde, çelik sektörünün yeniden yapılandırılmasının takibinin yapılması. Aşağıda belirtildiği üzere, Katılım Ortaklığı Belgesi öncelikleri, Katılım Öncesi Mali (IPAInstrument for Pre-Accession Assistance) yardım başta olmak üzere Topluluk tarafından sağlanan mali desteğin programlanmasını oluşturmaktadır. Ancak, 23 Şubat 2008 tarihinde, Avrupa Birliği Konseyi gözden geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi’ni kabul etmiştir. Türkiye’ye ilişkin söz konusu dördüncü Katılım Ortaklığı Belgesi 2006/35/AT sayılı Karar ilga etmiştir. Gözden Geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi, aşağıda yer alan öncelikler doğrultusunda, Topluluk’un mali yardımlarının programlanmasının, özellikle de Katılım Öncesi Destek (PreAccession Assistance – IPA)’in temelini oluşturmaktadır. Konsey, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısında, Katılım Ortaklığı’nda yer alan ilke, öncelik ve koşulları gözden geçiren bir kararı 18 Şubat 2008 tarihinde kabul etmiştir. Bu çerçevede, çelik sektörüne ilişkin Türkiye’nin yerine getirmesi gereken öncelikler aşağıda yer almaktadır: Kısa vadeli - AB şartları ile uyumlu olarak Ulusal Çelik Yeniden Yapılandırma Programı’nın tamamlanması ve onaylanması. Genel bir kural olarak, her bir Aday Ülke Katılım Ortaklığı Belgesi’ne Müktesebata Uyuma Yönelik bir Ulusal Program (National Programme for the Adoption of the Acquis - NPAA) ile cevap vermektedir. Söz konusu Program, bir zaman çizelgesi içermekte ve Katılım Ortaklığı Belgesi’nde yer alan önceliklere ilişkin özel önlemleri ele almayı ve gerçekleştirmeyi öngörmektedir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 72 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Bu bağlamda, Türkiye AB Müktesebatının üstlenilmesine ilişkin Üçüncü Ulusal Programı’nı 31 Aralık 2008 tarihinde kabul etmiş bulunmaktadır. D. Genişleme Strateji Belgesi (2009-2010) 14 Ekim 2009 tarihinde, Avrupa Komisyonu, AB genişlemesine ilişkin polikasını açıklayan ve yılllık olarak yayımlanan Genişleme Strateji Belgesi (2009-2010) kabul etmiştir. Belge, her bir aday ve potansiyel aday ülke tarafından son 12 ay içinde kaydedilmiş ilerlemelerin bir özetini teşkil etmektedir. Ayrıca, söz konusu Belge, genişleme sürecinde yer alan ülkelerin (Türkiye ve Batı Balkan Ülkeleri) genişleme sürecinde karşılaştıkları temel sorunların altını çizmektedir. Avrupa Komisyonu, aynı zamanda, genişleme sürecine ilişkin bir takım tavsiye ve sonuçlara da yer vermektedir. Strateji Belgesi’nin Türkiye bölümünde “ülkede devlet yardımı tahsisine ilişkin hususların halen saydamlıktan uzak olduğu”na değinilmektedir. E. Müzakere Süreci 1. Müzakere Sürecine ilişkin Genel Bilgiler Katılım müzakerelerinin başlatılması için, Türkiye’nin ulusal mevzuatının AB mevzuatına uyumunda ilerleme seviyesinin değerlendirilmesi amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından mevzuat taraması uygulamasının yürütülmesi gerekmektedir. Söz konusu fiili müzakerelerin ilk aşamasını oluşturan tarama süreci, 35 başlığın iki aşamalı incelenmesini kapsamaktadır. İlk aşamayı teşkil eden “analitik tarama” sürecinde, “Tanıtıcı Tarama Toplantısı”nda Avrupa Komisyonu AB müktesebatını Türkiye’ye sunarken; ikinci aşama olan “Ayrıntılı Tarama” da ise ulusal yetkililer kendi ulusal mevzuat ve taahhütlerini açıklamaktadır. Tarama süreci, ilk Tanıtıcı Tarama Toplantısı ile “Bilim ve Araştırma” müktesebat başlığı altında 20 Ekim 2005 tarihinde başlatılmıştır. Bu başlık 12 Haziran 2006 tarihinde müzakereye açılmış ve geçici olarak kapatılmıştır. Sonunda, Türkiye için Tarama süreci 12–13 Ekim 2006 tarihlerinde tamamlanmıştır. Ancak, 8 müzakere başlığının fiili olarak açılması, Kıbrıs konusu sorun teşkil ettiği sürece, öngörülmemektedir: 1) 2) 3) 4) 5) 6) 7) 8) Malların serbest dolaşımı İş kurma hakkı ve hizmetlerin serbest dolaşımı; Tarım; Balıkçılık; Ulaştırma; Dış ilişkiler; Mali hizmetler ve Gümrük Birliği. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 73 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Öte yandan, müzakere başlıklarının diğerleri açılsa bile, Türkiye’nin 29 Temmuz 2005 tarihli Protokol’de (Ankara Anlaşması’na ek olarak, 15 Üye Devletten oluşan Gümrük Birliği’nin 25 üyeli konjonktüre uyarlanması) öngörüldüğü üzere Gümrük Birliği dâhilinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne karşı yükümlülüklerini tam olarak yerine getirene kadar bu başlıkların kapanmasının mümkün olmayacağı ifade edilmektedir.49 Hâlihazırda, “Sermayenin Serbest Dolaşımı”, “Şirketler Hukuku”, “Fikri Mülkiyet Hakları”, “Bilgi Toplumu ve Medya”, “Trans-Avrupa Ağları”, “Tüketicinin ve Sağlığın Korunması”, “Bilim ve Araştırma”, “İstatistik”, “Mali Kontrol”,“İşletmeler ve Sanayi Politikası” ve “Çevre”, “Vergilendirme” ve “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası” olmak üzere 13 müzakere başlığı açılmış bulunmaktadır. 2. Çelik Sektöründe Müzakere Sürecine ilişkin Özel Bilgiler Tarama süreci boyunca, Çelik Sektörü, AB Rekabet Politikası (Devlet yardımı) ve “Gündem Öğesi VI: Kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı” başlığı altında incelenmektedir. Çelik sektörüne yönelik kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı ile şirket kapatma yardımı, bu süreç boyunca tartışılan iki konudan birini teşkil etmektedir. Tarama sonuçlarına göre, çelik sektörüne yönelik kurtarma ve yeniden yapılandırma yardımı ile şirket kapatma yardımına ilişkin Türkiye’de özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna rağmen, Türk çelik endüstrisine yönelik ulusal yeniden yapılandırma planına ilişkin değerlendirmelere devam edilmektedir. Öte yandan, yatırım teşviki sertifikaları, Temmuz 2004 tarihinden beri Çelik endüstrisine verilmemektedir. 49 Bu Protokol imzalanmış olmasına rağmen, Türk Hükümeti aynı zamanda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanımadığını belirten bir beyanatta bulunmuştur. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 74 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group KAYNAKÇA EUR-Lex Web Sitesi, AB Hukuku’na Online Erişim: http://eur-lex.europa.eu/en/index.htm Pre-Lex Web Sitesi, Kurumlar arasındaki karar alma sürecinin izlenmesi; http://ec.europa.eu/prelex/apcnet.cfm?CL=en SCAD Plus, İç Pazar’daki Teknik Uyumlaşma http://europa.eu/scadplus/leg/en/s15000.htm Avrupa Topluluğu Adelet Divanı Resmi Websitesi http://curia.eu.int/en/index.htm AB Dış Ticaret Genel Müdürlüğü Resmi Websitesi http://ec.europa.eu/trade/ AB Çevre Genel Müdürlüğü Resmi Websitesi http://ec.europa.eu/dgs/environment/index_en.htm Avrupa Kurumları Basın Odası http://europa.eu/rapid/setLanguage.do?language=en Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Tarama Süreci http://www.abgs.gov.tr/tarama/screening.htm Çek Cumhuriyeti, Estonya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovenya ve Slovakya’nın AB’ne katılımlarına ilişkin belgeler http://eur-lex.europa.eu/JOIndex.do?year=2003&serie=L&textfield2=236&Submit=Search Bulgaristan ve Romanya’nın katılımına ilişkin Önemli Belgeler - Romanya için: http://ec.europa.eu/enlargement/archives/romania/key_documents_en.htm - Bulgaristan için: http://ec.europa.eu/enlargement/archives/bulgaria/key_documents_en.htm -Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa Birliği’ne katılımına ilişkin müzakere sonuçları http://ec.europa.eu/enlargement/archives/pdf/result_of_neg_final_council_version_st05859_0 405_en.pdf Avrupa Komisyonu, Genişleme Genel Müdürlüğü, Türkiye Bölümü, Önemli Siyasi Belgeler http://ec.europa.eu/enlargement/turkey/key_documents_en.htm 6.Çerçeve Programı Resmi Websitesi http://ec.europa.eu/research/fp6/index_en.cfm 7.Çerçeve Programı Resmi Websitesi http://cordis.europa.eu/fp7/home_en.html © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 75 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group EUROFER Resmi Websitesi http://www.eurofer.org/home.htm Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü Resmi Websitesi http://www.worldsteel.org/ EUobserver Haber Bültenleri, online erişim için: http://euobserver.com/ Agence Europe – Avrupa Birliği Haber Ajansı AB Çek Cumhuriyeti Dönem Başkanlığı, Resmi Websitesi http://www.eu2009.cz/en/ © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 76 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group EK 1: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu Kuran Antlaşma kapsamında olan malların ticaretine ilişkin Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu arasında imzalanan Anlaşma İçerik: • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Madde 1. Madde 2. Madde 3. Gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin kaldırılması Madde 4. Miktar kısıtlamaları veya eş etkili tedbirlerin kaldırılması Madde 5. Madde 6. Gümrük Hükümleri Madde 7. Rekabet, Birleşmeler ve Devlet Yardımları Madde 8. Madde 9. Madde 10. Ticareti Koruma Araçları. Anti-damping işlemleri Madde 11. Madde 12. Koruma Tebirleri. Madde 13. Madde 14. AKÇT/ Türkiye Ortak Komitesi Madde 15. Madde 16. AKÇT/Türkiye Ortak Komitesi İstişareleri Madde 17. Anlaşmazlıkların Çözülmesi Madde 18. Madde 19.Temas Grubu Madde 20. Genel ve Nihai Hükümler. Yürürlüğe Giriş Madde 21. Madde 22. Yorum. EK I. AKÇT Kömür ve Çelik Ürünleri Listesi Madde 1 Bu Anlaşma, Ek 1'de listelendiği gibi, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nu kuran Andlaşmanın yetki alanına giren Türkiye veya Topluluk menşeili kömür ve çelik ürünleri için uygulanacaktır. Madde 2 Türkiye ve Topluluk, bu Anlaşmanın hükümlerine uygun olarak ve Dünya Ticaret Örgütü çerçevesindeki yükümlülükleriyle uyumlu olarak, 1. maddede atıfta bulunulan ürünlere ilişkin bir serbest ticaret alanı kuracaklardır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 77 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin kaldırılması Madde 3 1. Maddede atıfta bulunulan ürünlerin Taraflar arasındaki ticaretinde uygulanmakta olan ithalat veya ihracat gümrük vergileri, işbu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kaldırılacak; ancak istisnai olarak, Ek II'deki ürünlerin Türkiye'ye ithalatında uygulanmakta olan gümrük vergileri bu Anlaşmanın 20. madde muvacehesinde yürürlüğe giriş tarihini takibeden ayın ilk gününden itibaren Ek II'de belirlenen takvime göre 3 yıl içinde, yani Ek II'de belirtilen konsolide edilmiş gümrüklerde, Anlaşmanın birinci yılında % 50'lik, ikinci ve üçüncü yılında da % 25'erlik indirimler yapılması suretiyle, kaldırılacaktır. 2. Taraflar arasındaki ticarette, işbu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren ithalat veya ihracat üzerine yeni hiçbir gümrük vergisi konmayacaktır. 3. Gümrük vergileri dışındaki vergi, resim ve harçlar ile eş etkili tüm tedbirler, bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren her iki tarafça kaldırılacak ve tekrar yürürlüğe konulmayacaktır. Miktar kısıtlamaları veya eş etkili tedbirlerin kaldırılması Madde 4 Türkiye veya Topluluk arasındaki ticarette mevcut miktar kısıtlamaları veya eş etkili tedbirler, işbu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren tamamen kaldırılacaktır. Türkiye ve Topluluk, bu tarihten itibaren aralarındaki ticarete herhangi yeni bir miktar kısıtlaması veya eş etkili tedbir getirmekten kaçınacaklardır. Madde 5 Türkiye ya da Topluluk, belirli bir uygulamanın 3. veya 4. madde hükümlerine aykırı olduğu kanaatine varırsa, konuyu Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne getirebilir; Ortak Komite'deki istişareyi müteakiben veya bu nevi bir istişare müracaatından 45 gün sonra uygun tedbirleri alabilir. İşbu Anlaşmanın işleyişini en az etkileyen tedbirlere öncelik verilecektir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 78 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Gümrük Hükümleri Madde 6 1. Topluluk ithalatına konu malların sınıflandırılmasında kombine mal nomenklatürü uygulanacaktır. 2. işbu Anlaşma gereği menşe kuralları Protokol 1'de belirlenmiştir. Rekabet, Birleşmeler ve Devlet Yardımları Madde 7 1. Türkiye ile Topluluk arasındaki ticareti etkiledikleri ölçüde, aşağıdaki hususlar, işbu Anlaşmanın düzgün işleyişi ile uyumsuz addedilecektir: i. rekabetin engellenmesi, kısıtlanması veya bozulmasını amaç edinen veya bu sonucu doğuran, tüm kuruluşlar arası işbirliği veya birleşme niteliğindeki anlaşmalar, kuruluşların örgütlerince alınan kararlar ve kuruluşlar arası ortak uygulamalar; ii. bir veya daha çok kuruluşun, Türkiye veya Topluluk topraklarının tümü veya önemli bir bölümündeki hakim durumu kötüye kullanması; iii. AKÇT Andlaşması çerçevesinde sağlanan derogasyonlar haricindeki herhangi bir türde kamu yardımlarının hepsi. 2. 1(i), (ii) ve (iii) fıkralarına aykırı herhangi bir uygulama, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu kuran Andlaşmanın 65. ve 66. maddeleri (ve ilgili olduğu takdirde, Avrupa Topluluğu'nu kuran Andlaşma'nın 85. maddesi) ve AKÇT sektöründeki devlet yardımlarına ilişkin kurallarla birlikte talii mevzuatının uygulanmasından doğan ilgili kıstaslara göre değerlendirilmelidir. 3. Türkiye, AKÇT çelik sektöründe verilmesi önerilen herhangi bir devlet yardımını, yeterli bir süre içinde Topluluğa bildirecektir. Topluluk, bir Üye Devlet tarafından verildiğinde Topluluk hukukuna aykırı addedilebilecek bu tür herhangi bir yardıma, itiraz beyan edebilme hakkına sahip olacaktır. Eğer Türkiye Topluluğun görüşünü kabul etmez ve sorun 30 gün içerisinde çözümlenemez ise, Türkiye ve Topluluk'dan her biri, konuyu tahkim müessesesine götürmeye hak kazanacaktır. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 79 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group 4. Her iki taraf, kamu yardımları alanında, önerilen herhangi bir yardımın tutarı, yoğunluğu ve gayesi dahil olmak üzere, diğer tarafa tam ve sürekli bilgi iletmek suretiyle şeffaflığı temin edeceklerdir. 5. Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi, bu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren iki yıl içerisinde, 1'den 4'e kadar olan fıkraların uygulama kurallarını tesbit edecektir. Bu kurallar, Toplulukta halen yürürlükte olan kurallar üzerine bina edilecek ve diğerlerinin yanı sıra, mütekabil rekabet veya devlet yardımları otoritelerinin rolünü de belirtecektir. 6. Eğer Türkiye veya Topluluk, belli bir uygulamanın 1. ila 4. fıkralar hükümlerine aykırı olduğu ve; - 5. fıkra çerçevesinde kabul olunan kurallar çerçevesinde uygun olarak ele alınmadığı, veya - bu kuralların olmadığı hallerde sözü edilen uygulamanın yerli sanayinin, veya önemli bir bölümünün menfaatlerine zarar verdiği veya zarar tehdidi teşkil ettiği, kanaatine varır ise, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi toplantısını müteakiben veya istişare müracaatından 45 gün sonra, uygun tedbiri alabilir. Bu Anlaşmanın işleyişini en az zarara uğratan tedbirlere öncelik verilecektir. 1(iii) fıkrasına aykırı uygulamalar sözkonusu olduğu takdirde alınabilecek bu türden uygun tedbirler, Dünya Ticaret Örgütü'nü kuran Anlaşma'nın atıfta bulunduğu hallerde; sadece Dünya Ticaret Örgütü tarafından belirlenmiş uygulama esaslarına uygun olarak ve onun belirlediği koşullar çerçevesinde, ve anılan kuruluş kontrolünde müzakere edilmiş olup Taraflar arasında uygulanması mümkün olan ilgili bir diğer vasıtaya uygun olmalıdır. 7. Türkiye, herhangi bir üye devlet tarafından verilen bir yardımın Topluluk hukukuna aykırı olduğu hususunda itiraz etmeye Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne müracaatta bulunma (seize) hakkına sahiptir. Eğer sorun üç ay içinde çözülmez ise, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi konuyu Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'na götürmeye karar verebilir. Madde 8 1. Taraflar işbu Anlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren 5 yıl süreyle ve 7. maddenin 1(iii) fıkrasından sapma (derogasyon) yoluyla, Türkiye'nin, işbu Anlaşma kapsamındaki ürünlerde, her bir durum ayrı ayrı incelenmek suretiyle istisnai olarak yeniden yapılanma veya dönüştürme amaçlı kamu yardımlarını vermesini, aşağıdaki şartların sağlanması koşuluyla kabul ederler: - yeniden yapılanma programının uygulanmasına ilişkin olarak, yardımın miktarı, yoğunluğu ve gayesi ile, detaylı bir yeniden yapılanma planını kapsayan tam ve sürekli bilgi alışverişi suretiyle şeffaflığın temini; © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 80 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group - yeniden yapılanma programının sıcak haddeli ürün kapasitesinde genel bir artışa yol açmayan bir rasyonelleştirmeye bağlı olması; - yardımın, yardımdan faydalanan şirketlerin normal pazar koşullarındaki verimliliklerinin yeniden yapılanma döneminin sonunda geliştirilmesi amacıyla, modernizasyonu da içeren normal yaşayabilirlik kıstaslarına göre tayin edilen bir yaşayabilirliğe yol açması; - verilen yardım miktarının hedefleriyle orantısız olmaması ve, yaşayabilirliği düzeltmek için mutlaka gerekli düzeyi, tutar ve yoğunluk itibariyle kesinlikle aşmaması, - Türkiye, bu madde kapsamında verilmesi önerilen herhangi bir yardım hakkında, Topluluğa uygun bir süre içinde bildirimde bulunur. Topluluk, yukarıda belirtilen kıstaslara uymayan herhangi bir yardımla ilgili olarak sebep belirterek itiraz etme hakkına sahip olacaktır. 2. Yukarıdaki 1. fıkra kapsamındaki sübvansiyonlara ilişkin derogasyon süresi zarfında ve çelik pazarının özel hassasiyeti de gözönünde bulundurularak, taraflardan biri menşeili belirli çelik mamullerinin ithalatı, benzeri malların yerli üreticileri üzerinde ciddi bir zarar veya zarar tehdidi hasıl ederse ya da mukabil Tarafın çelik pazarları üzerinde ciddi rahatsızlıklar doğurursa, Taraflar uygun bir çözüm bulunması amacıyla derhal istişareye başlarlar. Böyle bir çözüm bulunana kadar ve Anlaşmanın diğer hükümlerine bakılmaksızın ve özellikle beklenmedik durumların derhal harekete geçilmesini gerektirdiği hallerde, ithalatçı taraf, uluslararası ve çok taraflı yükümlülüklerine uygun olarak, durumun düzeltilmesi için kesinlikle gerekli olan, miktara bağlı veya diğer çözümlere derhal başvurabilir. Bu tedbirler, anılan çelik ürünlerinin ithalatından etkilenen bir veya birden fazla bölgeyle sınırlı miktar kısıtlamalarını içerebilir. Madde 9 Taraflar, mesleki veya iş gizliliğinin gereksinimlerinin getirdiği kısıtlamalar da dikkate alınarak, bilgi teatisinde bulunacaklardır. Ticari Koruma Araçları Anti-damping İşlemleri Madde 10 Eğer taraflardan birisi, diğer tarafla yapılmakta olan ticarette, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması'nın VI. maddesi anlamında damping olduğunu tesbit eder ise, bu uygulamaya karşı Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)'ın VI. maddesinin uygulanmasına ilişkin Anlaşma, ilgili iç mevzuatı ve 11. maddede belirtilen şartlar ve usuller muvacehesinde uygun tedbirler alabilir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 81 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Madde 11 1. Türkiye ve Topluluk arasındaki ticarette damping uygulanırsa, zarar gören taraf Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne bildirimde bulunabilir ve sözkonusu Komite, anılan uygulamalara son vermek amacıyla ilgili şahıs veya şahıslara tavsiyelerde bulunacaktır. 2. Zarar gören taraf, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne bildirimde bulunduktan sonra, aşağıdaki koşulların oluşması halinde uygun koruyucu tedbirler alabilir: (a) Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'nin, müracaatın yapılmasını takip eden üç ay içerisinde, 1. fıkraya uygun olarak hiçbir karar almaması; (b) tavsiyelerin verilmesine rağmen damping uygulamalarının devam etmesi. Ayrıca, zarar gören tarafın çıkarları acil önlem alınmasını gerektirdiğinde, anılan taraf, antidamping vergiler de dahil olmak üzere koruyucu geçici tedbirlere, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ni bilgilendirdikten sonra başvurabilir. Bu tedbirler, müracaat tarihinden veya zarar gören tarafça birinci bendin (b) şıkkı uyarınca koruyucu tedbirler alındığı tarihten itibaren üç aydan fazla yürürlükte kalmayacaktır. 3. ikinci fıkranın birinci bendinin (a) şıkkı veya aynı fıkranın ikinci bendi uyarınca koruyucu tedbirlere başvurulması halinde, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi, 1. fıkra uyarınca tavsiyelerde bulununcaya kadar, herhangi bir zamanda koruyucu tedbirlerin askıya alınmasına karar verebilir. Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi, 2. fıkranın birinci bendinin (b) şıkkı çerçevesinde alınan koruyucu tedbirlerin, iptali veya değiştirilmesi yolunda tavsiyede bulunabilir. Korunma Tedbirleri Madde 12 1. Herhangi bir ürün; - Taraflardan birisinin topraklarındaki benzeri veya doğrudan doğruya rakip ürünlerin yerli üreticileri üzerinde ciddi zarara, veya © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 82 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group - çelik sektörü veya ekonominin ilgili bir sektöründe ciddi rahatsızlıklara veya herhangi bir bölgenin ekonomik durumunda ciddi tahribata yol açabilecek zorluklara, sebep olacak veya tehdit oluşturacak koşullarda ve artan miktarlarda ithal edilirse, ilgili taraf, Türkiye veya Topluluk, 16. maddede belirtilen şartlar dahilinde ve usullere uygun tedbirleri alabilir. 2. 1. fıkraya uygun olarak alınacak tedbirlerin seçiminde, işbu Anlaşmanın işleyişine en az zarar verecek tedbirlere öncelik verilecektir. Madde 13 Üçüncü memleketlere karşı uygulanacak ticari politika tedbirleri muvacehesinde, Taraflar, koşulları ve milletlerarası yükümlülükleri elverdiğince, bilgi değişimi ve istişare yollarıyla eylemlerini eşgüdüm içerisinde yönlendirmek imkânlarını aramaya çaba göstereceklerdir. AKÇT / Türkiye Ortak Komitesi Madde 14 1. Bir Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi bu vesileyle teşkil edilmiştir. Ortak Komite, işbu Anlaşmanın doğru işlemesini teminat altına almak gayesiyle, görüş ve bilgi mübadelesinde bulunacak, Taraflara tavsiyeler belirtecek ve görüşlerini iletecektir. Burada öngörülen hallerde Ortak Komite karar alma yetkisine sahip olacaktır. Alınan kararların uygulanmasını teminen gerekli önlemleri alacak olan Taraflar için bu kararlar bağlayıcı olacaktır. Ortak Komite, kararlarını ve tavsiyelerini, Taraflar arasında mutabakat sağlayarak oluşturacaktır. 2. Taraflar, bu Anlaşmanın uygulanmasına ilişkin olup Taraflardan biri için zorluk yaratan herhangi bir hususu Ortak Komite'de istişare edebileceklerdir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 83 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Madde 15 1. Ortak Komite, Taraflar temsilcilerinden oluşacaktır. 2. Ortak Komite'nin başkanlığı, altı aylık sürelerle değişimli olarak, Topluluk, yani Türkiye temsilcisi ile Avrupa Toplulukları Komisyonu temsilcisi tarafından deruhte edilecektir. 3. Ortak Komite, sorumluluklarını yerine getirmek için yapacağı toplantıların sıklığını belirleyecek ve Başkanın veya Taraflardan birisinin talebi üzerine de toplanabilecektir. Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'nin İstişareleri Madde 16 1. 5, 10 ve 12. maddelerde belirtilen hallerde Türkiye veya Topluluk'dan ilgili olanı, Taraflarca kabul edilebilir bir çözümün bulunması amacıyla, Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne ilgili tüm bilgileri temin edecektir. 2. 1. fıkranın uygulanması amacıyla aşağıdaki hükümler geçerli olacaktır: (a) 12. maddeye ilişkin olarak bu maddeden husule gelecek sorunların incelenmesi için Ortak Komite'ye müracaat edilecektir. Anılan Komite, sorunu sona erdirmek için gerekli herhangi bir kararı alabilecektir. Ortak Komite veya ihracatı yapan tarafın sözkonusu sorunu sona erdirmek üzere bir karar almaması veya Ortak Komite'ye müracaat tarihinden itibaren 30 gün içerisinde başka bir tatminkar çözüm bulunulamayışı halinde, ithalatçı taraf ortaya çıkan sorunun giderilmesi için uygun tedbirleri alabilir. İşbu Anlaşmanın işleyişini en az etkileyen tedbirlere öncelik verilecektir. (b) acilen harekete geçilmesini gerektiren istisnai durumlarda, ön bilgi veya incelemeyi imkansız kılması halinde Türkiye veya Topluluk'dan ilgili olan Taraf, 12. maddede belirtilen durumlarda derhal, durumun kesinlikle gerektirdiği ön ve geçici tedbirleri alma yoluna gidebilir ve Ortak Komite de durumdan derhal haberdar edilir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 84 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Anlaşmazlıkların Çözülmesi Madde 17 Eğer 12. madde çerçevesinde alınan korunma önlemleriyle ilgili bir anlaşmazlığın halli amacıyla Ortak Komite'nin yaptığı inceleme başarısızlıkla sonuçlanırsa, müracaatın yapıldığı tarihten itibaren altı ay içerisinde her iki Taraf da anlaşmazlığı 18. maddede belirlenen prosedür çerçevesinde tahkim müessesesine intikal ettirebilir. Tahkimin anlaşmazlığa ilişkin kararı, Taraflar için bağlayıcı olacaktır. Madde 18 1. Anlaşmazlık tahkim müessesesine intikal ettirildiği takdirde, üç hakem olacaktır. 2. Anlaşmazlığa konu taraflardan her biri, 30 gün içerisinde birer hakem atayacaktır. 3. Seçilen iki hakem, uzlaşma yoluyla, akit tarafların tabiiyetinde olmayan bir hakem atayacaklardır. Eğer hakemler atanmalarından itibaren iki ay içinde hakem seçimi konusunda anlaşmaya varamazlarsa, bu seçimi, Ortak Komite tarafından Komitenin usule ilişkin kurallarına uygun olarak saptanıp gözden geçirilen yedi kişilik bir liste içinden yapacaklardır. 4. Hakem kurulu Brüksel'de ikamet edecektir. Kurul, Taraflar aksine bir karar almadığı sürece, usul kurallarını kendisi tesbit edecektir. Kurul, kararlarını oy çokluğuyla alacaktır. Temas Grubu Madde 19 Taraflar, özellikle taraflar arasındaki ticarete ilişkin sorunlar dâhil olmak üzere işbu Anlaşmanın işleyişinde ortaya çıkacak sorunları, yatırıma ve yeniden yapılanmadaki gelişmeye ilişkin işbirliklerini tartışacak olan bir Temas Grubu teşkil edeceklerdir. Temas Grubu, Ortak Komite'ye rapor verecektir. © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 85 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group Genel ve Nihai Hükümler Yürürlüğe giriş Madde 20 Bu Anlaşma taraflarca kendi mevzuatlarına uygun olarak onaylanacaktır. Anlaşma, tarafların bu işlemlerin tamamlandığını birbirlerine bildirdikleri tarihi takip eden ayın ilk gününden itibaren yürürlüğe girecektir. Madde 21 Bu Anlaşma Danimarkaca, Hollandaca, İngilizce, Fince, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, İsveççe, Yunanca, Portekizce ve Türkçe dillerinde aynı derecede geçerli ikişer nüsha olarak hazırlanacaktır. Yorum Madde 22 Anlaşma kapsamına giren ürünler için yürürlüğe konmaları ve uygulanmaları amacıyla işbu Anlaşma hükümleri, Avrupa Topluluğunu kuran Anlaşmanın hükümleri ile özde eşdeğer oldukları sürece, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı'nın ilgili kararlarına uygun olarak yorumlanmalıdır. Brüksel’de, 25 Temmuz 1996 tarihinde imzalanmıştır. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Türkiye Cumhuriyeti © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 86 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group EK II – AB27 PASLANMAZ ÇELİK PİYASASI TEDARİKİNE İLİŞKİN İSTATİSTİKSEL VERİLER Kaynak: EUROFER – Resmi internet sitesi: http://www.eurofer.org/index.php/eng/Eurofer-Stainless/Figures © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 87 CPS Corporate & Public Strategy Advisory Group EK III: SPESİFİK TİCARET ANLAŞMALARI 2010 Kaynak: Avrupa Komisyonu Dış Ticaret Genel Müdürlüğü, http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2008/september/tradoc_140673.pdf EK IV: EUROFER ÇELİK SEKTÖRÜNE YÖNELİK TAHMİNLER (Ocak 2009) Kaynak: Eurofer Resmi internet sitesi, www.eurofer.org/index.php/eng/content/download/387/2316/file/Market%20Report2010-Jan.pdf EK V: EUROFER ÇELİK SEKTÖRÜNE YÖNELİK TAHMİNLER: Avrupa Birliği’nde Çelik kullanıcısı sektörlere Genel Bakış Kaynak: Eurofer Resmi internet sitesi, www.eurofer.org/index.php/eng/content/download/387/2316/file/Market%20Report2010-Jan.pdf © All rights reserved. Corporate and Public Strategy Advisory Group 2011. 88