O 2

Transkript

O 2
KAN HÜCRELERİ
• eritrositler; kırmızı kan hücreleri, alyuvarlar
• lökositler; beyaz kan hücreleri, akyuvarlar
• trombositler; kan pulcukları, plateletler
KANIN GÖREVLERİ
•
•
•
•
•
solunum
beslenme
atılım
termoregülasyon
osmotik denge
•
•
•
•
•
asit-baz dengesi
hemostaz
interstisyel sıvı hacmi
savunma
haberleşme
KANIN FONKSİYONLARI
KANIN ŞEKİLLİ ELEMANLARI
hematokrit-plazma
• kanın hücresel
elemanlarının toplam
yüzdesi hematokrit
(%44-46)
•geriye kalan sıvı
plazma (%54-56)
KAN PLAZMASI
plazmanın organikleri
•
•
•
•
proteinler; albumin, globulin, fibrinojen
lipidler; nötral yağlar, fosfolipid, kolesterol
karbonhidratlar; glikoz, laktik asit
NPN (nonprotein azotlu maddeler);
üre, ürik asit, ksantin, hipoksantin, kreatin,
kreatinin, amonyak, amino asitler
• DİĞER; iç salgılar, antikorlar ve enzimler
plazma protein azalması nedenleri
•
•
•
•
•
•
•
kanamalar
kronik karaciğer hastalıkları
böbrek hastalıkları
bağırsaktan emilim bozukluğu
uzun süren açlık
çeşitli enfeksiyonlar
kalıtsal hastalıklar
plazma protein artışı nedenleri
• yaygın yanıklar
• dehidratasyon
• akut enfeksiyon ve doku harabiyeti ile
seyreden durumlarda fibrinojen artışı
söz konusu olabilir
Hemoglobin sentezi
Alyuvar Yapımını Etkileyen Faktörler
PROERİTROBLAST
ERİTROSİTLER
DOKUNUN
OKSİJENLENMESİ
Oksijenlenmeyi azaltan faktörler
Kan hacminin azalması
Anemi
Kan akımının azalması
Akciğer hastalıkları
HÜCRE ZARINDAN MADDELERİN TAŞINMASI
PASİF TAŞIMA - Basit Difüzyon
15
Kolaylaştırılmış Difüzyon Şekilleri
16
Kolaylaştırılmış Difüzyon
17
Osmoz
18
AKTİF TAŞIMA
19
Adsorbsiyon
Yüzeyde konsantre olma işlemine adsorbsiyon denir.
• Yüzey zarında derişim azalmasına negatif
adsorbsiyon; derişim artışına ise pozitif
adsorbsiyon denir.
Kromatografide;
• Adsorbe olan maddelere adsorbat;
• adsorbe eden maddelere ise adsorban denir.
20
Adsorban
Adsorbat
21
Kolloidal Sistemler
Kolloidal sistem içerisindeki dağılan parçacıklara
“Disperz faz” bunların içinde dağılmış olduğu
ortama da “Disperziyan ortamı” adı verilir.
22
24
25
Hormonların Kimyasal Yapısı ve Sentezi
1. Proteinler ve polipeptitler: Ön ve arka hipofiz bezinden,
pankreastan, paratiroid bezinden salgılanan hormonlardır.
2. Steroidler: Adrenal korteks, overler, testisler ve
plesantadan salgılanan hormonlardır.
3. Tirozin amino asidi türevleri: Tiroid bezinden ve adrenal
medulladan salgılanan hormonlardır.
PKA: Protein kinaz
28
29
30
PIP2: Fosfatizilinozitol bifosfat
IP3: İnozitol trifosfat
DAG: Diaçilgliserol
PKC: Protein kinaz C
31
32
33
34
35
36
39
40
AKSİYON POTANSİYELİ
• Hücre zarlarında
– İstirahat (Dinlenim) potansiyeli
– Aksiyon potansiyeli
olmak üzere iki tip potansiyelden söz edilmektedir.
• İstirahat potansiyeli: Hücreler herhangi bir iş
yapmadıkları zaman, iyonların, hücre içi ve dışında farklı
dağılımda yerleşmeleri ile oluşan bir potasiyel iken,
• Aksiyon potansiyeli: Hücreleri aktif oldukları sırada
bazı iyonların hücre içine ve dışına hareketleri sonucunda
zarda oluşan bir dizi potansiyel değişiklikleridir.
41
mV
- 35 mV
- 70 mV
Eşik potansiyeli
İstirahat potansiyeli
msn
42
43
Saltatorik ileti
44
45
46
HÜCRESEL SOLUNUM
Metabolik reaksiyonlardan enerji eldesi için
kullanılanların, yani karbonhidrat, lipid,
protein gibi maddelerin yıkımı katabolizma
olarak adlandırılırken, daha basit
moleküllerden (monomer) daha karmaşık
yapıları (karbonhidrat, lipid, protein, nükleik
asit) yapan reaksiyonlara anabolik
reaksiyonlar (anabolizma) denir. Her iki
reaksiyon çeşidi arasında esas bağlantı ATP ile
sağlanır.
47
Bütün canlılar ATP’ye sahiptirler ve bunu
esas (primer) enerji molekülü olarak
kullanırlar. ATP, adenozin (adenin + riboz)
kısmına 3 fosforil (PO4-3) grubunun bir
fosfoester bağı ve iki fosfoanhidrit bağı ile
bağlanması ile oluşur.
ATP’nin tüm canlılar tarafından esas enerji
molekülü olarak seçilmesinin esas sebeplerinden
biri bu molekülün fosfoanhidrit bağlarının
yıkılması sonucu açığa çıkan yüksek miktardaki
serbest enerjidir.
48
SOLUNUM
İki çeşit solunum vardır
HÜCRE DIŞI SOLUNUM: Canlıların dış ortamdan O2 alıp,
dış ortama CO2 vermeleridir.
HÜCRE İÇİ SOLUNUM: Canlıların hücrelerinde meydana
gelen ve organik besin maddelerinin O2 ile yakılarak
enerji elde edilmesiyle sonuçlanan bir reaksiyondur.
49
Hücre Solunumu
•Hücre solunumunun iki basamağı
bulunmaktadır;
• Glikoliz
• Oksijenli veya Oksijensiz solunum
50
Oksijenli (Aerob) Solunum
Organik bileşiklerdeki kimyasal bağların oksijenli
ortamda yıkılarak enerji elde edilmesidir. Son
ürünler CO2 ve H2O’dur.
Oksijensiz (Anaerob) Solunum
Glikozun oksijensiz ortamda etil alkol ve laktik asite
kadar
yıkılarak
enerji
elde
edilmesidir.
Fermantasyon da denir.
51
Glikoliz Reaksiyonları
• Glikoz molekülü, ATP’ den 1 fosfat alır ve glikoz mono
fosfat molekülüne dönüşür.

Glikoz monofosfat, enzimler yardımıyla fruktoz
monofosfat molekülüne dönüşür.

Fruktoz monofosfat, ATP’ den 1 fosfat alır ve fruktoz
difosfat molekülüne dönüşür.

Böylece substrat aktifleşmiş olur.

Fruktoz difosfat, 2 PGAL molekülüne parçalanır.
52

2 PGAL' den, 2 hidrojen ayrılır ve kalan moleküle
sitoplazmadan 2 fosfat katılarak, 2 DPGA molekülü
oluşur.
Açığa çıkan H+ iyonları, NAD++ tarafından yakalanır.

Böylece 2 NADH2 molekülü sentezlenir.

2 DPGA molekülü, 2 fosfat kaybeder 2 PGA molekülüne
dönüşür.
Bu dönüşüm reaksiyonları sırasında, 2 ATP sentezlenir.



2 PGA molekülü, 2 fosfat kaybeder ve 2 pürivik
aside (piruvat) dönüşür.

Bu dönüşüm reaksiyonları sırasında; 2
ATP daha sentezlenir.
53
C6H12O6
(C3H4O3)
(C3H4O3)
54
Bu işlemler sona erdiğinde 2NADH2, 4ATP ve 2Pirüvat açığa
çıkar.
2 ATP reaksiyonun başında glikozu aktifleştirmek için
kullanıldığı için bu aşamada net kazanç 2ATP ve 2NADH2’dir.
2. Trikarboksilik asit döngüsü
 TCA mitekondrinin matriks (iç zarın çevrelediği sıvı)
kısmında meydana gelir.
56
• Kreps reaksiyonları evresi; Asetil Co-A
oluşumu ve kreps çemberi olmak üzere iki
aşamada gerçekleşir.
57
Asetil Co-A oluşumu:
• Glikoliz evresi sonunda
oluşan pirüvat, mitokondri içine girer.
 Pirüvat molekülünden,
1 CO2 ve 2H+ iyonu ayrılarak; 1 Asetil
CoA molekülü oluşur.
 Ayrılan H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır
ve 1 NADH2 sentezlenir.
 Oluşan Asetil Co-A molekülü ise, kreps
çemberine katılır.
58
Asetil-CoA molekülü, okzalo asetik asit ile birleşerek sitrik
asiti oluşturur.
Sitrik asitten, 2 H+ iyonu ve 1 CO2 ayrılarak; α-ketoglutarik
asit oluşur.
Serbest kalan H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır ve 1
NADH2 sentezlenir.
α-ketoglutarik
asit’ten 2H+ iyonu ve 1 CO2 ayrılarak; Süksinil CoA oluşur.
H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır
ve 1 NADH2 sentezlenir.
Süksinil CoA molekülü, Süksinik asit molekülüne dönüşür
ve açığa çıkan enerjiden; 1 ATP sentezlenir.
59
Süksinik asit molekülü, Fumarik asit molekülüne
dönüşürken; 2 H+ iyonu ayrılır.
H+ iyonları, FAD tarafından yakalanır
ve 1FADH2 sentezlenir.
Fumarik asit, Malik asite dönüşür.
Malik asit, Oksaloasetik
asite dönüşürken; 2H+ iyonu ayrılır.
H+ iyonları, NAD tarafından yakalanır
ve 1 NADH2 sentezlenir.
60
Sonuç:
• Kreps reaksiyonları evresi sonunda, 1
pürivat molekülüne karşılık;
• 1 ATP ,4 NADH2 ve 1 FADH2 sentezlenirken, 3
CO2 açığa çıkar.
• Kreps reaksiyonları evresinde, 2
pürivat kulladıldığından; toplam: 2 ATP, 8
NADH2 ve 2 FADH2 sentezlenir ve 6 CO2 açığa
çıkar.
• Kreps reaksiyonlarının gerçekleşmesi sırasında 6
H2O kullanılır.
61
62
TCA DÖNGÜSÜNDE ÜRETİLEN ENERJİ:
• Bir mol asetil CoA = 12 mol ATP.
• 3 NADH ……… 9 ATP.
• 1 FADH2 ………2 ATP.
• 1 mol GTP ….. 1 Mol ATP.
63
3. ETS (Elektron Taşıma Sistemi)
ETS mitekondrinin krista (iç zarın matriks içinde yaptığı
kıvrımlar) kısmında bulunur.
64
Bu evrede; glikoliz ve kreps reaksiyonları evresinden gelen
hidrojenler, oksijenle yakılarak (oksitlenerek) ATP
sentezlenir.
Elektron taşıma sistemi; NAD, FAD, CoQ ve sitokrom
sistemi' den oluşur.
ETS' yi oluşturan moleküller, elektron çekim kuvvetlerine
göre; küçükten-büyüye doğru şöyle sıralanır:
65
Glikoliz ve kreps reaksiyonlarında açığa çıkan H+ iyonları
ve elektronlar, mitokondri kristasına aktarılır.
H+ iyonları, NAD, FAD ve CoQ tarafından yakalanır ve
krista zarının, dış zar kısmına bakan boşluğa bırakılır.
Elektronlar ise NAD, FAD, CoQ ve sitokrom sistemi
tarafından oksijene doğru taşınır.
Elektronlar, NAD’ tan FAD’ a aktarılırken 1
ATP; Sitokrom-b’ den-Sitokrom-c’ ye aktarılırken 1 ATP;
Sitokrom-a’ dan-Sitokrom-a3’ e aktarılırken 1
ATP üretilir.
66
Böylece NAD’ın yakaladığı hidrojenler için: 3ATP; FAD’ın
yakaladığı hidrojenler için : 2ATP sentezlenir.
Elektronlar son olarak oksijen tarafndan yakalanır.
Zarın diğer tarafındaki H+ iyonları da oksijenen tarafından
yakalanır.
Böylece; hidrojenler oksijen ile yakılarak H2O oluşur.
ETS’de 24 H+ iyonu, 6 O2 ile yakılarak; toplam: 12 H2O
oluşur.
Kreps reaksiyonlarında 6 H2O kullanıldığından; oksijenli
solunum sonunda 6 net H2O açığa çıkar.
67
68
69
Laktik Asit Fermantasyonu
Glikozdan başlayarak laktik asit
oluşumuna
kadar
geçen
olaylar zinciridir. Laktik Asit
fermantasyonunda
tıpkı
oksijenli solunumda olduğu
gibi glikoliz görülür.
Glikoliz
sonunda
oluşan
Piruvatlar
NADH2’lerin
H2’lerini bağlayarak laktik asite
dönüşürler.
70
Laktik asit fermantasyonu sonucunda bir tane glikozdan
2 tane laktik asit ortaya çıkar ve 4ATP enerji elde edilir.
Glikolizin başlangıcındaki 2ATP çıkarıldığı zaman net
kazanç 2ATP olur.
Omurgalıların çizgili kaslarında ve yoğurt bakterilerinde
laktik asit fermantasyonu görülebilir. Az miktarda
oluşan laktik asit kasların daha iyi çalışmasını sağladığı
halde (sporcuların ısınma hareketleri) fazlası kana
karışır ve yorgunluk hissi verir.
71
Proteinlerin yapıtaşı olan aminoasitlerin anaerobik bazı
bakteriler tarafından fermente edilmesi sonucu kötü
kokular açığa çıkar. Bu olaya kokuşma (putrifikasyon)
adı verilir.
Yemeklerin bozulmasıyla çeşitli kokuların oluşması,
kokuşma olayının bir sonucudur.
72
Etil Alkol Fermantasyonu
Glikozdan
başlayarak
etil
alkol
oluşumu-na kadar geçen olaylar
zinciridir.
Etil alkol fermantasyonunda oksijenli
solunumda olduğu gibi glikoliz görülür.
Glikoliz sonunda oluşan piruvatlar önce
bir tane CO2 vererek asit aldehit’e
dönüşürler. Asit aldehit’ler NADH2’lerin
H2’lerini bağlayarak etil alkol’e
dönüşürler
73
Etil Alkol Fermantasyonu
Etil alkol fermantasyonu sonucunda bir tane glikozdan 2
tane etil alkol ortaya çıkar ve 4ATP enerji elde edilir.
Glikolizin başlangıcındaki 2ATP çıkarıldığı zaman net kazanç
2ATP olur.
Bira mayası başta olmak üzere maya mantarları ve şarap
bakterilerinde görülür. Bu canlılarda fermantasyon ürünleri
üremeyi durdurucu etki yapar. Örneğin bira mayasında alkol
oranı %18’i geçerse üreme durur.
74
Serbest Radikal Kaynakları
• Aşırı alkol tüketimi
• Sigara kullanımı
• Elektromanyetik
radyasyon
• Güneş ışınları(UV)
• Kronik inflamasyonlar
• Aşırı demir yüklemesi
• Aşırı fiziksel egzersiz
• Yaşlanma
• Doğum kontrol hapları
Antioksidan Moleküller
• Enzimler (SOD, Katalaz,
GSH-Px)
• Proteinler (Albumin,
serüloplazmin)
• Selenyum
• Askorbik asit (C vitamini)
• Tokoferoller (E vitamini)
• Karotenoidler
• Flavonoidler
• Glutatyon ve tiyoller
• Koenzim Q, ubikinon ve
türevleri
75
Reaktif oksijen türleri (ROS)
• Reaktif oksijen türleri (ROS), normal oksijen
metabolizması sırasında az miktarda oluşan
süperoksit radikali (O2⋅−), hidrojen peroksit (H2O2) ve
hidroksil radikali (OH•)'dir.
76
Süperoksit, hücrelerde özellikle solunum zincirlerindeki
elektron kaçaklarından dolayı sitosolde ve mitokondride
önemli miktarlarda üretilmektedir. Süperoksit
kendiliğinden ya da süperoksit dismutaz aracılığıyla
hidrojen peroksit ve oksijene dönüşmektedir. Hidrojen
peroksit ise ya çeşitli enzimler aracılığıyla (GSH-Px, GSH,
CAT) su ve oksijene dönüştürülerek etkisiz hale getirilir
ya da geçiş metalleri (Fe2+, Ca+) aracılığıyla aşırı reaktif
hidroksil radikaline dönüşerek lipit peroksidasyonuna,
DNA veya proteinlerde hasarlara neden olabilirler.
77
78
Hidrojen peroksit (H2O2)
Hidrojen peroksit (H2O2), Süperoksitin çevresindeki
moleküllerden bir elektron alması veya moleküler
oksijenin çevresindeki moleküllerden iki elektron alması
sonucu oluşan peroksitin iki proton (H+) ile birleşmesi
sonucu meydana gelir.
79
Hidroksil radikali (OH•)
Hidroksil radikali (OH•), Fenton reaksiyonu ve HaberWeiss reaksiyonu sonucu hidrojen peroksitten
oluşmaktadır.
Hidroksil radikali son derece reaktif bir oksidan
radikaldir, yarılanma ömrü çok kısadır.
80
Hidroksil radikali olasılıkla reaktif oksijen türlerinin
(ROS) en güçlüsüdür. Oluştuğu yerde tiyoller ve yağ
asitleri gibi çeşitli moleküllerden bir proton kopararak
tiyil radikalleri (RS•), karbon merkezli organik radikaller
(R•), organik peroksitler (RCOO•) gibi yeni radikallerin
oluşmasına ve sonuçta büyük hasara neden olur.
81
Enzimatik Savunma Sistemleri ve
Özellikleri
Süperoksit Dismütaz (SOD)
SOD, süperoksit anyon radikali (O2• –)’nin, daha az reaktif
olan H2O2’e indirgenmesini katalize eder.
82
Bir radikal üzerine direkt olarak hareket eden tek
enzimdir. Hidrojen iyonu kullanır ve oksijen üretir.
Toksik ve reaktif olan O2• –’ni süpürerek hücreleri korur.
Kesin özgüllüğe sahip olan bu enzim kofaktör olarak Cu,
Zn, Mn ve Fe’i kullanır. İntrasellüler olarak Cu-Zn SOD
olarak sitozol ve nükleusta yer alır. Mitokondriyal
matriks ve nükleusta ise Mn-SOD olarak yer alır.
83
Katalaz (CAT)
• H2O2’i suya ve oksijene dönüştürerek süpüren bir
diğer enzim katalazdır.
• Tetramerik yapıda olan katalaz, yapısında dört tane
hem grubu bulunan bir hemoproteindir.
• En yüksek oranda karaciğer ve eritrositlerin
peroksizomlarında lokalize olmuştur.
84
Glutatyon Redüktaz (GSH-R)
• Glutatyon redüktaz, GSH-Px vasıtasıyla
hidroperoksitlerin indirgenmesi sonucu oluşan okside
glutatyonun (GSSG) tekrar indirgenmiş glutatyona
(GSH) dönüşümünü katalize eder.
85
Glutatyon Peroksidaz (GSH-Px)
• Glutatyon peroksidaz (GSH-Px) sitozolde bulunur, 4
selenyum atomu içerir, tetramerik yapıdadır.
• Glutatyon peroksidaz, hidroperoksitlerin
indirgenmesinden sorumlu enzimdir.
86
Enzimatik Olmayan Savunma
Sistemleri ve Özellikleri
• α-tokofrol (E vitamini), β-karoten (A vitamini), askorbat
(C vitamini) gibi vitaminler antioksidan savunma
sisteminde yaygın bir sekilde yer alan vitamin grubudur.
Vitaminlerin yanı sıra glutatyon ve Cu, Zn, Fe, Mn, Se
gibi mineraller de non- enzimatik antioksidan savunma
sisteminin bir parçasıdır .
87
VİTAMİNLER
Vitaminler, özel hücresel fonksiyonların yerine
getirilmesinde vücudun eser miktarda gereksinim
duyduğu organik bileşiklerdir.
Vitaminler vücudu hastalıklardan koruyan, direnci
artıran, taze meyve, sebze ve diğer besinlerde
bulunan maddelerdir. Bitkisel besinler en iyi vitamin
kaynağıdır.
88
Vitaminler gerekenden çok veya az kullanıldığı zaman
bazı bozukluklar ortaya çıkar.
Uzun süre ihtiyacın altında vitamin alınması durumunda
spesifik olmayan bazı belirtiler görülür. Buna
hipovitaminoz denir.
Birden çok vitaminin noksanlığına bağlı olarak meydana
gelirse buna, polihipovitaminoz denir.
89
Vitaminlerin Özellikleri
•
•
•
•
•
•
Bir organik maddedir
Az miktarda bulunurlar
Hayatsal öneme sahiptirler
Yetersizlik – sorunlar
Çoğunluğu “esansiyel” karaktere sahip
Enzimlerin yapısında bulunma ve katalizör
olma özellikleri
90
Vitaminlerin Özellikleri
Metabolizmadaki olaylarda görev alan
enzimlerin önemli bir kısmını meydana
getirir. Bu nedenle de; Sağlıklı büyüme ve
gelişme için Metabolizmadaki olayların
düzenli yürüyebilmesi için son derece önemli
maddelerdir.
Vitaminler vücut içinde yapılmaz. Daima
dışardan hazır olarak besin maddeleriyle
birlikte alınırlar.
91
• Sınıflandırma
• Vitaminler çözünürlüklerine göre iki sınıfta incelenirler:
• Yağda çözünenler (VitA, VitD, VitE, VitK)
• liposolubl olup dokularda depolanabilirler.
• Suda çözünenler (VitB-kompleksleri, VitC)
• Vit C dışındakiler metabolizmada koenzim olarak görev
alır,
• Suda çözünür olup dokularda depolanmazlar (Vit B12
hariç), fazla alındıklarında idrarla atılırlar.
92
Adlandırma
•Alfabetik (VitA, VitB, VitC, VitD..)
•Kimyasal (Retinol, Kalsiferol..)
•Fizyolojik (Antiberiberik, antiraşitik..)
•Ticari (Thiamin-HCl, Menadion..)
93
Yağda eriyen vitaminler
94
A Vitamini - Organizmadaki rolleri
Retinoik asit glikoprotein sentezine katılır. Epitel hücrelerinin
büyüme ve farklılaşmasını artırır. Epitel dokunun yapısının
korunması için gereklidir.
1.Üreme (sperm ve yumurta üretimi)
2.Solunum sistemi (mukus salgılanması)
3.Sindirim sistemi (sindirim sistemi mukozasının korunması)
4.Boşaltım sistemi (keratinleşmenin önlenmesi)
5.Ayrıca Vitamin A büyümede önemlidir . Normal kemik gelişimi,
serebrospinal sıvı basıncının ayarlanması ve deride anormal
değişimleri önler.
• Antoksidan etkiye sahip bir vitamindir. Düşük oksijen basıncında
serbest, peroksitradikallerinin dokularda yakalanmasında rol
oynayarak antikanserojen aktiviteye sahiptir. Β-karoten düşük O2
basıncında etkili olduğundan daha yüksek O2 basıncında etkili
olan vit. E’nin antioksidan etkisini tamamlar.
95
A Vitamini - Eksiklik Durumları:
• Gece körlüğü oluşur.
• Büyümede gerileme
• Göz retinası ve kornea’da yapısal bozulmalar, göz
sinirlerinde yapısal ve fonksiyonel bozukluklar
• Daha ileri eksiklik durumlarında müköz sekresyonda
azalma, göz, akciğer, gastrointestinal ve genito üriner
kanallara ait epiteliyal dokularda keratinizasyon
oluşur. Göz dokusunun bozulması olan kseroftalmi
(korneanın ve konjunktivanın kuruması körlüğe neden
olur.
A Vitamini - Fazlalık Durumları: Deride kuruluk, hepatik
büyüme, eklem ağrısı.
96
D Vitamini - Eksiklik Durumları: Ca yeteri kadar
bağırsaklardan emilemediği için Ca eksikliğinden
dolayı kemiklerde mineralizasyon gerçekleşmez.
Çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalazi
görülür.
D Vitamini - Fazlalık Durumları: Toksikasyon, iştah
kaybı, bulantı, kusma, sersemlik gibi belirtilerle
görülür. Hiperkalsemi şekillenir ve buna bağlı
olarak arterler ve böbreklerde Ca birikir.
97
K Vitamini - Önemi
• Karaciğerde protrombin ve diğer bir çok kan pıhtılaşma
faktörlerinin yapımında gereklidir.
• İsmini koagülasyondan alır
• Antihemorajik vitamindir.
• Kimyasal olarak yapısı kinondur,
• Elektron transferinde görev alır,
98
Suda çözünen vitaminler
• Tiamin (B1 Vitamini, Anörin)
• Riboflavin (B2 Vitamini, Laktoflavin)
• Niyasin (Nikotinamid, PP Vitamini, B3)
• Piridoksin (B6 Vitamini)
• Biotin (H Vitamini)
• Pantotenik asid (B5 vitamini)
• Paraaminobenzoik asid
• Folik asid (B9 vitamini)
• Vitamin B12 (Siyanokobalamin)
• Lipoik asid
• C Vitamini (Askorbik asid)
99
Vit B1-Önemi
•Enerji üretiminde görevli metabolik döngüde
anahtar rol oynar,
•Karbonhidratların sindirimini kolaylaştırır,
•Sinir sisteminin, kalp ve kasların normal
fonksiyonu için esansiyeldir,
•İştahın sürekliliği, büyüme ve iyi bir kas tonusu
için elzemdir.
100
Vit B1-Yetersizlik belirtileri
•İştah kaybı
•Güçsüzlük ve yorgunluk
•Sinirsel uyarılabilirlik ve paraliz
•Uykusuzluk
•Canlı ağırlık kaybı
•Nervus vagus ile ilgili ağrılar ve sancı
•Mental depresyon ve kabızlık
•Kalp ve mide-bağırsak ile ilgili sorunlar
•Şiddetli yetersizlik belirtileri Beriberi olarak bilinir
101
Vit B2-Önemi
•Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması için
gerekli,
•Eritrosit ve antikor üretimine hizmet eder,
•Hücre solunumunu sağlar,
•İyi görme, sağlıklı deri, tırnak ve saç için gerekli,
•Göz yorgunluğunu hafifletir,
•Genel sağlığı koruyucudur.
102
Vit B2-Yetersizlik belirtileri
•Gözlerde yanma ve kaşınma,
•Ağızda ve dudakta çatlamalar ve yaralar,
•Gözlerde kanlanma,
•Dilde morarma,
•Dermatitis,
•Büyümede gecikme,
•Sindirim bozuklukları,
•Titremeler,
•Üşengeçlik,
•Deride yağlanma.
103
Niasin-Önemi
•Dolaşımı düzenler,
•Kanda kolesterol miktarını düşürür,
•Sinir sistemini sağlıklı kılar,
•Protein, şeker ve yağ metabolizmasına hizmet eder,
•Yüksek kan basıncını düşürür,
•Besinlerden enerji eldesini yükseltir,
•Pelegrayı önler,
•Deri, dil ve sindirim sisteminin sağlıklı halde
tutulmasına hizmet eder.
104
Niasin-Yetersizlik belirtileri
•Deri bozuklukları ve Pelegra (cüzzam),
•Mide-bağırsak ve sindirim bozuklukları,
•Sinirlilik,
•Baş ağrısı,
•Yorgunluk,
•Uykusuzluk,
•Mental depresyon,
•İştah kaybı,
•Kas güçsüzlüğü,
•Solunum bozukluğu.
105
Folik asit-Önemi
•DNA ve RNA sentezi için gereklidir
(vücudun tüm hücrelerinin büyümesi ve çoğalması için bu
iş gereklidir),
•Kemik iliği üzerine etkisi ile eritrosit yapımında ve
•Amino asit metabolizmasında görev alır,
106
Folik asit-Yetersizlik belirtileri
•Mide-bağırsak bozuklukları,
•Anemi (makrositik),
•Vit B12 yetersizliği (megaloblastik),
•Erken ağarmış saçlar veya kıllar
107
Vitamin benzeri bileşikler
• kolin
• karnitin
• -lipoik asit
• PABA (p-aminobenzoat)
• inozitol
• koenzim Q
• biyoflavonoidler (vitamin P)
108
VİTAMİN EKSİKLİĞİ NEDENLERİ
1- Günlük yetersiz alınım:
• Açlık, yoksulluk, alkolizm, uzun süreli sıkı diyet, uzun süre
antiasit kullanımı.
2- Yetersiz emilim:
• Safra kanalı tıkanması sonucu yağda çözünür
(A,D,E,K) Vitaminler emilemez
• Pernisiöz anemi (İntrinsik faktör eksikliği)
• Spru sendromu
• İnce barsak iltihabı
109
3- Yetersiz Kullanım:
• Bazı Vitaminlerin transportu için gerekli olan protein eksikliği
• İnaktif olan Vitamin ön maddesinden aktif şeklin sentezindeki
bozukluk
4- İhtiyacın Artması:
• Büyüme, hamilelik, laktasyon, yaralanma
110
Mineraller
• İnsan vücudunun yaklaşık % 4'ünü
mineraller oluşturur.
Makromineraller: Bunlara olan ihtiyaç
günde 50 mg'ın üzerindedir
Mikromineraller (eser elementler):
Günlük ihtiyaç 50 mg’dan daha azdır.
111
Makroelementler
Mikroelementler
>50 mg/kg vücut ağırlığı
<50 mg/kg vücut ağırlığı
Kalsiyum
Fosfor
Magnezyum
Sodyum
Potasyum
Klor
Kükürt
Demir
Bakır
Mangan
Çinko
Kobalt
Molibden
Selenyum
İyot
Krom
Flor
*Toksik
elementler
Aluminyum
Brom
Nikel
Vanadyum
Kalay
Arsenik
Lityum
Kurşun
Kadmiyum
112
Kalsiyum
Kaynakları:
• Süt ve ürünleri (en iyi)
• Pekmez, susam, fındık vb, kuru baklagiller, yeşil yapraklı
sebzeler, kurutulmuş meyveler (iyi)
• Yeşil sebzeler, yumurta, portakal, çilek (orta)
• Tahıllar, diğer sebze-meyveler, etler (zayıf)
Özellikleri:
•
•
•
•
•
Asit ortam emilimi arttırır.
Posa, Okzalatlar (y.sebzeler) emilimi azaltır.
D, C vitamini emilimi arttırır.
Laktoz emilimi kolaylaştırır.
Ca/P dengesizliği, fazla Al, Zn emilimi zorlaştırır.
113
Görevleri:
•
•
•
•
Kemik ve diş yapımı,
Kanın pıhtılaşması
Sinir iletimi
ve kalp atımının denetimi
Hücre membranının taşıma işlevi
Gereksinim:
Diyetteki kalsiyumun ortalama % 30’u emildiği
düşünülürse;
• Çocuklar: 500 mg
• Ergenler: 800-1200 mg
• Yetişkinler:600 mg, Menopoz sonrası 1200 mg
• Gebelik ve emziklilik: + 500 mg
114
Yetersizliği:
•
•
•
•
•
Büyüme geriliği
Raşitizm
Osteomalazi
Erken osteoporoz riski
Kas seyrimesi
Fazlalığı:
• Böbrek taşı
• Mide asidi artışı
115
Sodyum
Kaynakları:
Tuz, karbonat, Hayvansal besinler, İşlenmiş besinler
Özellikleri:
İshal, ter ile kayıp artar.
Görevleri:
• Vücudun suyunu dengeler
• Sinir iletişimlerini ve kasların kasılmalarını sağlar
• Kalbin normal atış ritmini korur.
116
Gereksinim:
3-7 g, <5 g öneriliyor.
Yetersizliği: Kramp, İştah azalır, Yorgunluk
Fazlalığı:
Hipertansiyon, kanser, osteoporoz riski artar.
117
Potasyum
Kaynakları:
• Yeşil sebzeler, meyve suları, çay, kahve
Özellikleri: İshal, ter ile kayıp artar.
Görevleri:
• Asit baz dengesi
• Hücre içi-dışı sıvıların dengelenmesi
Gereksinim:
2-4 g,
Yetersizliği:
Kas yorgunluğu, Na/K oranı önemli
118
İyot
Kaynakları:
• Toprak ve sudaki iyot ile ilgili değişiklik gösterir.
Deniz ürünleri
Özelliği:
• Haşlama suyu ile % 60 kayba uğrar. Işıktan çok
etkilenir.
119
Görevi:
• Tiroid bezi çalışması
Gereksinim: En az 150 mcg veya 2 mcg / kg
Yetersizliği:
• Hipotiroidi, Endemik Guvatr. Korumak için İyotlu tuz
kullanılmalı
Fazlalığı:
• Toksik etkili
120
Minerallerin toksik etkileri
Kadmiyum:
• Sigara, rafine yiyecekler, çay, kahve, su
boruları, midye en belirgin kaynaklarıdır.
Etkisi:
• Serbest radikallerin zararını artırır,
böbreklerde birikerek hipertansiyona yol
açar, kemik ve eklem ağrıları yapar.
121
Nikel:
• Saç ürünlerinde, sigarada, endüstriyel
atıklarda bulunur.
Etkisi:
• Baş ağrısı, mide bulantısı, kusma,
vertigo, alerjik durumlar yapabilir.
122

Benzer belgeler