4 - Türk Metal Sendikası

Transkript

4 - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL
MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI
TÜRK
ŞUBAT 2012 | SAYI: 151
METAL
ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
TÜRKMETAL
ŞUBAT 2012 - SAYI: 151
EDİTÖRDEN
EZBER
BOZMAYA
DEVAM
EDİYORUZ
İşte yeni bir sayıda, yeni bir dergide yine sizlerle birlikteyiz.
Sendikal yaşam içinde, birçok sendika, periyodik olarak dergi hazırlıyor ve
bunları üyelerine ulaştırıyor. Bizler de bu amaçla, zaman zaman tasarım olarak
farklılaşan dergilerimizle, sizlerle birlikte olduk.
Geçen sayımızdan itibaren yeni bir tasarımla hazırlanan dergimizi, sizlerin
beğenisine sunmuş bulunuyoruz. Yeni tasarımla, bu ikinci sayımız. Bizler dergiyi
hazırlarken, haber ve makaleleri sizlerin zorlanmadan okuması için, tasarıma önem
veriyor, yeni arayışlara giriyoruz. Biz, üyelerimizin her sayfasını ilgi ve dikkatle
takip ettiği bir dergi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Yakın bir zamanda, Türk Metal
Dergisi, profesyonel tasarımı ve içeriğiyle alanında ‘1 numara’ olacak… Sendikal
yayınlar anlamında, bugüne kadar var olan klişeleşmiş yaklaşımlarla birlikte,
ezberleri de bozacağız…Elbette ki bu gayretimiz, sizlere duyduğumuz saygının bir
gereği…
Gelir dağılımında, vergide adaletsizlik; işsizlik, çalışanların temel sorunları olma
özelliğini koruyor. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, üzerinde önemle durduğu,
ülkemizin kanayan yarası haline gelen bu sorunlar hakkındaki görüşlerini özet
olarak paylaştığı “KANAYAN YARALARIMIZ ÜZERİNE” başlıklı başyazısı, bir
‘merhem’ niteliğinde..
Dergimizin bu sayısında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, İİBF, Çalışma
Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi Dr. Salih Dursun’un
kaleme aldığı, “İşsizliğin Sosyo-Psikolojik yönü: İşsizlik Psikolojisi” başlıklı,
okurlarımızın ve üyelerimizin vicdanlarına hitap eden, sosyolojik ve psikolojik bir
analiz olan makalesini iç sayfalarımızda bulacaksınız.
Bu sene Türk Metal Sendikası 16 şubesinin genel kurulunu gerçekleştirecek.
Bugüne kadar yapılan Manisa 1 No’lu, İzmir 2 No’lu, İzmir 1 No’lu, Eskişehir
ve Bozüyük Şubelerimizin genel kurullarıyla ilgili haber ve fotoğraflar yine iç
sayfalarımızda yer alıyor.
Örgütlenmede gösterdiği başarının karşılığı olarak, 19 Şubat 2012 günü
Bursa’da düzenlenen Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısı ile birlikte,
röportajlar, sektör haberleri, şubelerimizden haberler dergimizin içeriğinde yer alan
bölümler oldu.
Bizler, bu dergiyi sizler için hazırladık… Bu derginin içinde, bugüne kadar hep
metal işçileri oldu, bundan sonra da metal işçileri olacak… Unutmayın, bize yol
gösterecek, beğenilerinizi ve eleştirilerinizi bekliyoruz…
Hepinize güzel günler…
türk
Ertan Gençmetal.org.tr
urk@turk
ertangenct
İÇİNDEKİLER
4
18
29
36
46
50
TÜRK METAL SENDİKASI
AYLIK YAYIN ORGANI
Şubat 2012 | Sayı: 151
YAYIN SAHİBİ
Türk Metal Sendikası
Adına
Pevrul KAVLAK
SORUMLU YAZI İŞLERİ
MÜDÜRÜ
Bekir EROĞLU
HABER MÜDÜRÜ
Ertan GENÇTÜRK
ARAŞTIRMA
M. KEMAL ŞEN
YÖNETİM MERKEZİ
Türk Metal Sendikası Genel
Merkezi Basın Müşavirliği
Beştepe Mahallesi
Yaşam Caddesi 1. Sokak
No:7/A 06520
Söğütözü/ANKARA
Telefon: 0312 292 64 00
Faks: 0312 284 40 18
[email protected]
PRODÜKSİYON
CTCP REPROTEK
BASKI
Ziraat Gurup
Matbaacılık A.Ş.
Ziraat Bankası
Tesisleri İstanbul
Yolu Trafo Karşısı
Varlık - ANKARA
Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45
YAYIN TARİHİ: 29 / 02 / 2012
YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli
YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY
YAYIN DİLİ: TÜRKÇE
Dergimiz basın ahlak yasasına
uyar. Ayda bir yayımlanır ve
üyelerimize ücretsiz dağıtılır.
Bu ayın öne
çıkanları
Türkiye’de
gerçek anlamda
sendikacılık Türk-İş
ile başlamıştır
SAYFA 15
2012 toplu
sözleşme yılı olacak
SAYFA 16
İzmirliler ödedikleri
vergi kadar hizmet
alamıyor
SAYFA 22
6 Sektörden haberler
8 2011 yılı adrese dayalı nüfusumuz belli oldu
10 Dünyadan haberler
12 Türk-İş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’na görüş bildirmedi
14 Sloganımız tescillendi
26 ECBOHS Projesi’nin ilk izleme ziyareti gerçekleştirildi
27 Ford Otosan Genel Müdürü Otay’ı kaybettik
34 Çimtaş Çelik çalışanları Türk Metal dayanışma gecesinde
40 Arabuluculuk - Mediasyon / Dr. Naci Önsal’ın Makalesi
44 Ekonomi / Merve Özkan
58 Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi
ve Teşkilatlandırma Eğitimi
60 Kitap ve sinema köşesi
62 Bulmaca
64 Mart ayı, gurur ayı...
65 Bizden Haberler
%15 işsizlik
oranı Eskişehir’e
yakışmıyor
SAYFA 23
Bizim gücümüzün
kaynağı sizlersiniz...
SAYFA 24
TÜRK METALMESS SINAV VE
BELGELENDİRME
A.Ş.
SAYFA 58’TE
FUTBOL HER
ŞEY İSE
NEDEN İÇİNDE
‘SENDİKA’ YOK?
SAYFA 30’DA
BA ŞYAZI
KANAYAN
YARALARIMIZ
ÜZERİNE...
METAL
B
TÜRK
4
Pevrul KavlaK
Türk-İş Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
[email protected]
twitter.com/KavlakPevrul
u yazımızda, çalışanların temel sorunları hakkında, şube
genel kurullarımızda delegelerle paylaştığımız görüşleri, bir
kez de üyelerimizle paylaşmak istiyorum.
Türkiye’nin yakasını yıllardır bırakmayan 2 büyük sorunu var…
Biri işsizlik, diğeri ise gelir dağılımındaki adaletsizlik…
Resmi rakamlara göre, Türkiye’de işsiz sayısı 2,5 milyon
kişi, fiili işgücü ise 28,5 milyona yakın. Ancak, iş bulma umudu
kalmayanları eklediğimizde, bu sayı 4,5 milyona yaklaşıyor…
İşsizlik, Türkiye’nin üzerinde kara bir bulut gibi duruyor…
Aslında bir çare var. Ama o çareye kimse elini uzatamıyor.
Çare, kayıt dışıyla mücadele etmek… 8 milyondan fazla kayıt dışı
çalışan var. Çalışanların üzerindeki vergi yükü % 35’lerde. Bu
vergi yükünü biraz düşürsek, onları da kayıt altına almak mümkün
olacak. Vergi yükü, % 25’e inse, kayıt dışı yarı yarıya azalacak.
Bir yandan gelir artacak, öte yandan çalışanlar üzerindeki vergi
yükü azalacak. Bu ülkeye en büyük zararı, kayıt dışındaki çeteler
veriyor… Öyleyse işsizlikle mücadelede yapılacak tek şey vardır. O
da, kayıt dışını kayıt altına almaktır…
Gelir adaletsizliği, ikinci büyük yaramızdır…
Bu adaletsizlik, zincirin halkaları gibidir. Diğer halkaları, ücrette
adaletsizliktir… Eğitimde, sağlıkta, sosyal güvenlikte adaletsizliktir.
Sağlıkla ilgili kaynak ve imkânlara erişmek, sosyo-ekonomik şartlara
göre farklıdır. Hastaneden, doktordan, hemşireden, hasta bakıcıdan
aldığınız hizmet, ekonomik güce göre değişmektedir. Aynı
adaletsizlik, eğitimde de vardır. Parası olan okumakta, diğerleri
ise toplumun bağrında yaralar açmaya adeta teşvik edilmektedir.
Emekli maaşları ise tek başına bir adaletsizliktir…
Ama bunlara rağmen, insanlar büyüme masallarıyla
uyutulmaktadır. İşsizlik var; Ama büyüyoruz…
Yoksulluk var, ama büyüyoruz… İnsanlar, parayla sağlık
hizmeti alıyor, parayla okuyor, ama büyüyoruz…
Büyüme, insanlara hayat verir, insanları süründürmez…
Eğer, gerçekten ekonomi büyükse; O zaman, 5 milyon işçi
emeklisi, neden yoksulluk sınırının altında yaşıyor?
Neden yaklaşık 2 milyon memur emeklisi, “geçinemiyoruz”
diye feryat ediyor? Neden 9,5 milyon insan, yeşil kartla hayata
tutunmaya çalışıyor? Çalışanlar neden açlık ve yoksulluk sınırının
altında yaşıyor?
Neden işten çıkarılıyor? Neden, büyümeyi sağlayan işçiler,
çalışanlar, emekliler büyümeden nasibini alamıyor? Neden
intiharlar, cinnetler, cinayetler artıyor?
bilinmesinde de yarar var…
Türkiye’de kıdem tazminatının 75 yıllık bir tarihi var.
İftiharla söyleyelim, kıdem tazminatının tarihini, işçiler ve
sendikalar yazmıştır. Biz kıdem tazminatının fona devrine
kesinlikle karşıyız. Kıdem Tazminatı Fonuyla, çalışanların
alın teri gasp edilecektir. Bu uygulama, işvereni bireysel
yükümlükten kurtaracağı için, çalışanların işten çıkarılması da
kolaylaşacaktır. Çünkü, çalışanların bu saatten sonra kıdem
tazminatı konusundaki muhatabı fon olacaktır.
Türkiye’nin fon karnesi zayıflarla doludur. Konut
Edindirme Yardımı, Tasarrufu Teşvik Fonu gibi bütün
fonlar, amaçları dışında kullanılmış, fonda biriken para pul
olmuş, sonra da tasfiye edilmiştir. Kıdem Tazminatı Fonu da,
çalışanlara, geçmişteki fon uygulamalarının karanlık sonunu
hatırlatmaktadır.
Bugün ekonomi yönetimi işsizliği Türkiye’nin en önemli
sorunu ilan etti. Bir çözüm arıyorlar. Ancak, çözüm kadar
samimiyet de önemlidir. Bugüne kadar uygulanan birçok
fon, maalesef gerçek amacının dışında kullanılmıştır. İşsizlik
Sigortası Fonu da bunlardan biridir. İş-Kur’un geçenlerde
yaptığı açıklamaya göre, fona girişlerin toplamı 72 milyar
lirayı geçmiştir. Fonda bugün 54 milyar lira para bulunuyor.
Fondaki paranın ancak % 3,15’i işsizler için kullanıldı.
İşsizlere fondan ödenen para sadece 4 buçuk milyar lira.
Fondaki paranın 12,5 milyarı ise Hazine ve GAP gibi yerlere
aktarıldı. Bu fon, adı üstünde işsizlik fonudur, ama maalesef
işsizler için kullanılmamıştır. İşte biz, bunun için fon
tuzağına karşıyız…
Kıdem tazminatında, çalışanların aleyhinde bir
düzenleme, Türk-İş’e yapılmış bir saldırıdır. Türk-İş genel
kurulunda, bu anlamda bir saldırıya cevap vermek için
hazırlanan önergeye, ilk imza atan sendika biziz. Kabul
edilen bu önerge ile, kıdem tazminatına yapılacak
bir müdahale genel grev sebebi olacak!
Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal
Sendikası Genel Başkanı olarak bir
kez daha sesleniyorum: Kıdem
tazminatına kimse el uzatamaz.
Kıdem tazminatı, Türk işçi
hareketi için, ya hep ya
hiç davasıdır!
METAL
Resmi RakamlaRa göRe,
TüRkiye’de işsiz sayısı 2,5
milyon kişi, fiili işgücü
ise, 28,5 milyona yakın.
ancak, iş bulma umudu
kalmayanlaRı eklediğimizde
bu sayı 4,5 milyona
yaklaşıyoR… işsizlik,
TüRkiye’nin üzeRinde kaRa
biR buluT gibi duRuyoR…
5
TÜRK
Gelir dağılımındaki adaletsizliği tetikleyen bir başka
unsur, vergi adaletsizliğidir…
Bildiğiniz gibi, 2012 Bütçesi Meclis’te kabul edildi.
Çağdaş ülkelerde bütçe, toplumun ihtiyaçlarını gözetmek,
ekonomik taleplere cevap vermek ve refah düzeyini
yükseltmek için yapılır. Ama, bugüne kadar yapılan
bütçelerde, biz bunu göremedik. Çünkü başlangıcından
bugüne, bütçeler, bizim ülkemizde gelir ve vergi adaletsizliği
ile birlikte yoksulluğu azdıran bir araç haline geldi.
2012 bütçesinin amacının büyümeye istikrar kazandırmak
olduğu söyleniyor. Ama 2002 ile 2011 arasına baktığımızda,
büyüme ortalamasının % 4,8; istihdam ortalamasının ise %
1,3 olduğunu görüyoruz.
O zaman, istihdam yaratmayan büyümenin hangi
mantığa hizmet ettiğini, birilerinin bize açıklaması gerekiyor.
Bütçedeki en büyük gelir kaynağı, yine vergiler. Yaklaşık
330 milyar lira gelir hedeflenmiş. 2012 bütçesinde bütçe
gelirlerinin % 93’ü, yani yaklaşık 278 milyar lira vergi
gelirlerinden oluşuyor. Bu gelirlerin % 67’si ise; dolaylı
vergilerden elde edilecek. Çalışanlardan alınan gelir vergisi,
geçtiğimiz yıla göre 7,7 milyar lira artacak ve 56,1 milyar
liraya çıkacak. Yani, yine çalışanların yakasına yapışacaklar.
Türkiye’de adaletsiz olduğu kadar, acımasız bir vergi
anlayışı var.
Türkiye’de her hane, 53 liralık elektrik tüketiyor. 80
lira da telefonla konuşmaya ödüyor. Elektrik faturalarında,
sayaç okuma bedeli var. Kayıp-kaçak bedeli var. TRT payı
var. Türkiye’de yılda yaklaşık 800 milyon liralık kaçak
elektrik kullanılıyor. Ama bunun cezasını, namusuyla
faturasını ödeyenler çekiyor. Cep telefonunda ise, vergi
yükü bakımından, % 48 ile şampiyonuz. 60 liralık konuşma,
ÖTV’siyle, KDV’siyle, Özel İletişim Vergisi’yle, harçlar ve
fonlar ile 90 lira olarak karşımıza çıkıyor.
İnsanlarımızın cebinden, kredi kartı ücreti diye, 2 milyar
lira para haksız yere alınıyor. Güncelleme denilen zamlarla,
yine çoğunluğu çalışanlardan oluşan dar gelirliler eziliyor.
En pahalı benzini, en pahalı mazotu, en pahalı enerjiyi biz
kullanıyoruz. Ama en yüksek vergiyi, yine biz ödüyoruz.
Bir başka yara ise, asgari ücret…
Hala, asgari ücretlilere şamar oğlanı muamelesi yapılıyor.
Bugün asgari ücret, dünyanın 20’nci büyük ekonomisinden
biri olan Türkiye’ye yakışmıyor. Öncelikle yapılması
gereken; asgari ücretin, açlığa ve yoksulluğa direnecek
düzeye gelmesidir. Asgari ücret, sosyal devletin varlığını
çağrıştıracak düzeyde olmalıdır. Bu yolda atılacak ilk adım,
asgari ücret üzerindeki % 35’e varan vergi yükünün Avrupa
standartlarına, yani % 25’lere düşürülmesidir. OECD içindeki
9 ülkede, asgari ücretten vergi alınmıyor. 6 ülkede ise, vergi
% 10’u geçmiyor. Türkiye ise, asgari ücretliden en fazla vergi
alan ülke durumunda…
5 milyon asgari ücretlinin ödediği vergi, en tepedeki 90
büyük kuruluşun ödediği vergiye eş değerde… 6 milyon
750 bin ücretlinin ödediği vergi, 652 bin şirketin ödediği
vergiden daha fazla. Yani her 10 işçi, her bir şirketten
daha fazla vergi ödüyor. Bu ülkede mobilyacı, doktor,
konfeksiyoncu, noter, avukat, mimar, kürkçü, eczacı ve
kuyumcuların tamamının ödediği vergi, sadece 4,5 milyar
lira. Toplam verginin % 2’si değil. Yani, asgari ücretlilerin
ödediği verginin yanına bile yaklaşamıyorlar.
Kıdem tazminatı hakkındaki görüşlerimizin
METAL
N
E
D
R
Ö
T
Elektrikli
K
SE
Renault Fluence,
Mart ayında satışta
üzere, 45 bayiye şarj istasyonu kurulacağını bildirdi. Aybar, bataryanın 1
saatte dolacağını, Ankara İstanbul arası maliyetin sadece 10 TL olacağını
ifade etti. Elektrikli Fluence Z.E, Aralık 2011’de dünya pazarına sunulmaya başlandı.
TÜRK
6
Oyak Renault, elektrikli Fluence model otoyu, Mart ayında satışa
sunmayı planlıyor. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, bu konudaki alt yapı çalışmalarının hızlandırıldığını ve başlangıçta İstanbul, Ankara, Kocaeli, Gaziantep ve Bursa olmak
Türkiye’de en çok satan 10
otomobilin 6’sı yerli
Türkiye’deki otomotiv pazarında geçen yıl en çok satan 10 otomobil markasının 6’sını yerli üreticilerin ürünleri oluşturdu. Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre, Türkiye’de 864 bin binek oto
ve hafif ticari araç satışı ile geçen yıl
bir rekor kırıldı. Otomobilde 593 bine
ulaşan satışın 218 bin 911’ini 10 marka üstlendi. İthalatın payı % 70‘e çıkarken, Türk otomotiv pazarında en
çok satan 10 otomobil markasının
6’sını yerli üretim otomobiller oluşturdu.
İrfan Bayrak:
Bosch başarılı
bir yıl geçirdi
Bosch Türkiye Genel Müdürü irfan Bayrak, Manisa Fabrikası’nda 241 Milyon ciro ile 500 bin
üzerinde bir üretimle başarılı bir yıl geçirdiklerini söyledi. Bayrak, Türk Metal Sendikası Manisa
1 Nolu Şubesi 2.Olağan Genel kurulu’nda yaptığı konuşmada, dünya çapında 51 Milyar euro ciro
ile 300 bin çalışan sınırını aştıklarını belirtti. Bayrak, ekonominin dalgalanmalar gösterdiği böyle bir dönemde rekabet edebilmek için, çalışanlar
ve sendikalarla birlikte hareket ederek, esnekliği arttırmayı ve böylece dünyadaki değişime hızlı
ayak uydurmayı hedef edindiklerini ifade etti.
Çeliğin
büyümeye
katkısı
Türkiye ekonomisinde, 2011 yılının ilk 9 aylık döneminde gerçekleşen % 9,6 büyümede,
demir-çelik sektörünün katkısı, diğer sektörlere
göre daha büyük oldu. ekonomide ilk üç dönemde imalat sanayideki büyüme % 10,4, inşaat faaliyetlerindeki büyüme % 12,7, demir-çelik sektöründe ise % 18,9 oranında büyüme gerçekleşti.
ERDEMİR Grubu,
2011 yılı net kârını, bir
önceki yıla göre % 31
artırdı. Gruptan yapılan yazılı açıklamada, geçen yıl
1 milyar 5 milyon 562 bin 503
lira net kâr elde edildiği bildirildi. Açıklamada, 6 milyon 119 bin
tonu yassı ve 794 bin tonu uzun
mamul olmak üzere, toplam 6
milyon 913 bin ton nihai mamul
üreten Erdemir’in nihai mamul
satışlarının, 6 milyon 647 bin ton
seviyesinde gerçekleştiği belirtildi.
2011 yılında konsolide satış gelirlerinin, 2010 yılına göre % 34 oranında artışla, 8 milyar 920,5 milyon liraya çıktığı da kaydedilen
açıklamada, faiz, amortisman ve
vergi öncesi kâr (FAVÖK) değerinin % 43 artarak, 2 milyar 34,1
milyon liraya ve FAVÖK marjının
da %23’e ulaştığı ifade edildi.
TOFAŞ’ın net kârı 474.2 milyon lira
Tofaş’ın 2011 net kârı, % 23 artışla, 474,2 milyon lira olarak, beklentilerin biraz üzerinde gerçekleşti. Reuters anketine göre, şirketin 2011 yılında
460,5 milyon lira net kâr, 7.58 milyar lira da satış geliri elde etmesi bekleniyordu. Şirketin KAP’a bildirdiği finansal sonuçlara göre, 2011 yılında satış
gelirleri % 15 artışla 7.34 milyar lira olarak gerçekleşti. Şirket 2010 yılında 384,2 milyon lira net kâr, 6.41 milyar lira da satış geliri açıklamıştı.
7
TÜRK
Erdemir Grubu’ndan
1 milyar lira net kâr
Türk Traktör 2011 yılında net kârını, %
54 artışla, 277 milyon liraya çıkardı. Türk Traktör Genel Müdürü Marco Votta, geçen yıl traktör satışlarının, bir önceki yıla göre, yurt içi pazarda % 56, yurt dışı pazarda ise % 7 artış göstererek, toplamda 40 bine ulaştığını ifade etti. Votta, istihdam sağladıkları 2 bin 500’den fazla çalışanla, 5 yıldır pazar lideri konumunda Türkiye tarımına yön vermeye devam etiklerini, amaçlarının 2012 yılında da konumlarını ve etkinliklerini sürdürmek olduğunu kaydetti. Türk Traktör
Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Memet Kamber de, geçen yılın finansal sonuçlarına ilişkin bilgiler verdi. Türkiye traktör pazarındaki dalgalanmalara rağmen, her yıl bir önceki yıla göre daha
fazla büyümeyi sürdürdüklerini anlatan Kamber,
Türk Traktör’ün, 2011 yılsonu rakamlarına göre
40 bin traktör üretimiyle bir rekora daha imza
attığını, toplam satışın 31 bin 152’sinin yurt içi
pazarda, 9 bin 601’inin ise yurt dışı pazarda gerçekleştiğini bildirdi. Kamber, geçen yıl Türk
Traktör’ün, % 51 artış ile toplam 1,8 milyar lira
ciro elde ettiğini, şirketin net kâr rakamının ise %
54 artış ile 277 milyon liraya ulaştığını ifade etti.
METAL
Türk
Traktör’den
277 milyon
TL net kâr
A
S
I
K
A
KIS
2011 yılı adrese dayalı
nüfusumuz belli oldu
METAL
Türkiye nüfusunun, 31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla,
74.724.269 kişi olduğu bildirildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun
yayınladığı verilere göre, Türkiye nüfusu, 2011 yılında, bir önceki
yıla göre, % 013,5 oranında büyüdü ve 1.001.281 kişi arttı. Aynı
verilere göre, 15-64 yaş grubu çalışma çağı nüfusu 50.346.979
kişi ile, toplam nüfusun %67,4’ünü oluşturuyor. Türkiye’de kilometrekareye 97 kişi düşerken, nüfusun %18,2’si İstanbul’da ikamet ediyor. Türkiye’de ortanca yaşın 29,7 olduğu ve ülke nüfusunun yarısının ortanca yaşın altında bulunduğu da, TÜİK tarafından açıklanan veriler arasında yeralıyor.
TÜRK
8
Türkiye’de
işsizlik
ödeneğinden
yararlanan
işsizlerin
oranı % 1
Türkiye’de işsiz sayısının 2 milyon 454 bin olduğu açıklandı. İş-Kur’dan işsizlik ödeneği alanların sayısının
ise, Ekim 2011’de, 23 bin 359
olduğu belirtildi. Bu çerçevede, Türkiye’de işsizlik ödeneği
alanların oranının, sadece % 1
olduğu ifade edildi.
Babacan: “Türkiye,
OECD ülkeleri
içinde en dipte”
BaşBakan Yardımcısı Ali
Babacan, dünyanın ilk on ekonomisine
girmek için, eğitim konusunda
acil önlemler alınması gerektiğini
söyledi. Birleşmiş Milletler Küresel
Sürdürülebilirlik Raporu’nun tanıtımı
için düzenlediği basın toplantısında
gazetecilerin sorularını da yanıtlayan
Babacan, BM’nin insani gelişmişlik
endeksinde Türkiye’nin 85.sırada
olduğunu belirtti. Türkiye’de 25 yaş
üstü gençlerin okulda kalma süresinin
6.5 yıl olduğunu kaydeden Bakan
Babacan, “Bu süreyle, dünyanın
en büyük ilk 10 ekonomisi arasına
girmemiz mümkün değildir. Gençlerin
liseyi bitirmelerini zorunlu kılacak
bir yapıyı kurmamız gerekir” dedi.
Babacan, bir süre önce yayımlanan
OECD raporunda da, Türkiye’de
18-25 yaş arası gençlerin % 60’ının
lise diploması almadığının ortaya
konulduğunu, bu oranla Türkiye’nin
OECD içinde en dipte olduğunu
belirterek, “Acil tedbirlere ihtiyacımız
var. Bu teklif, hükumetin hazırladığı
bir tasarı değil, dolayısıyla Meclis’te
konuşulacak, tartışılacak. Milli
Eğitim Bakanı ayrıntılı bir açıklama
yapacaktır” diye konuştu.
Türkiye’de her gün
ortalama 172 iş
kazası oluyor
Kişi başı
en az
İstanbul’a
en fazla
Tunceli’ye
harcandı
METAL
Türkiye’de her gün ortalama 172 iş kazası olduğu bildirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakan yardımcısı Halil etyemez, bu kazalarda 4 çalışanın hayatını kaybettiğini, 6 çalışanın ise
sürekli iş göremez hale geldiğini bildirdi. etyemez, “Oysa iş kazaları ve meslek hastalıklarının
% 98’i önlenebilir” dedi. dünyada her gün ortalama 1 milyon iş kazasının yaşandığını, her yıl da
2 milyon 300 bin kişinin iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybettiğini kaydeden
etyemez, yıllık maddi kayıpların, ülkelerin gayri safi milli hâsılalarının % 1 ila 4’ü arasında değiştiğini ifade etti. iş sağlığı ve güvenliği koşullarının iyileştirilmesi ve iş kazalarının önlenmesi için işverenlerin, çalışanların ve devletin aynı bakış açısı ile iş sağlığı ve güvenliği alanında
odaklanması gerektiğini de vurgulayan etyemez, iş Sağlığı ve Güvenliği yasa Tasarısı’nın hazırlanarak Bakanlar kurulu’na sunulduğunu, önleyici, iyileştirilici ve geliştirici anlayışa sahip olan
tasarının, tüm çalışanları kapsadığını dile getirdi. .
TÜRK
9
68 il açık verdi, 13
ilin bütçesi fazla verdi
Bütçenin 1,7 milyar TL fazla verdiği 2012 yılı Ocak ayında, 13
ilin bütçesi fazla, 68 ilin bütçesi ise
açık verdi. Bütçe açığı sıralamasında
ardı ardına depremlerin vurduğu Van
230,2 milyon TL açık ile ilk sırada yer
aldı. Maliye Bakanlığı, Ocak ayında tahakkuk eden 76,9 milyar TL’lik verginin 23,5 milyar TL’sini tahsil etti. İstanbul 10,3 milyar TL vergi tahsilâtıyla
ilk sırada yer alırken, İstanbul’u 2,7
milyar TL ile Kocaeli, 2,5 milyar TL
ile İzmir, 2,4 milyar TL ile Ankara izledi. ANKA Ajansı’nın, Maliye Bakanlığı verilerinden yaptığı hesaplamalara
göre, 2012 yılı Ocak ayında vergi gelirleri tahakkuku bir önceki yılın aynı
ayına göre % 20,6 artışla 76 milyar
911,6 milyon TL olurken, vergi geliri
tahsilâtı bir önceki yılın aynı ayına göre
% 18,7 artışla 23 milyar 460 milyon
TL düzeyinde gerçekleşti.
Devlet, geçen yıl en az
İstanbullu’ya harcadı. Buna karşın 2011’de her İstanbullu devlete
8 bin 705 lira kazandırdı. Kişi başına en yüksek harcama Tunceli’de
gerçekleşti. Başkent Ankara ise
Tunceli’nin ardından kişi başına en
yüksek harcamanın yapıldığı ikinci
il olarak kayıtlara geçti. Ankara’da
kişi başına harcama 5 bin 694 lira
olurken, kişi başına gelir 7 bin 386
lira olarak belirlendi. Tunceli ve
Ankara’yı Artvin izledi. Öte yandan, Kocaeli, 21 bin 405 lira ile
kişi bazında devlete en fazla kazanç
sağlayan il oldu.
2
METAL
DÜNYADAN
HABERLER
TÜRK
10
Japonya da ekonomik krizden etkilendi
Ekonomi daraldı
1
dünyanın üçüncü büyük
ekonomisi olan Japonya, geçen yılın son çeyreğinde % 2,3 daraldı.
GSYH, geçen yılın üçüncü çeyreğine
göre ise, % 0,6 küçüldü. Japon
ekonomisindeki düşüşün, YEN’in değerinin yüksek olması, AVRO bölgesindeki borç krizi ve Tayland’daki sellerin ihracatı olumsuz etkilemesinden
kaynaklandığı belirtiliyor.
Protestolara daha fazla dayanamadı
Romanya Başbakanı istifa etti
RoManya Başbakanı
Emil Boc, kemer sıkma önlemleri nedeniyle başlayan protestolar karşısında istifa etti. Başbakanlık
görevini 2008 yılından buyana yürüten Emil Boc, Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı açıklamada, toplumsal ve siyasi gerginliği yatıştırmak için görevden ayrıldığını belirtti.
Romanya’nın geleceğini düşünerek istifa kararını aldığını belirten Boc, ül-
3
kedeki bütün siyasetçilere olgun davranmaları ve yeni hükümeti hızla kurmaları çağrısında da bulundu.
Önseçimi kazandı
Meksika’da
ilk kadın
Cumhurbaşkanı
adayı
Meksika’da iktidardaki Ulusal Eylem Partisi, 1
Temmuz’da yapılacak seçimlerde, ilk
kez Cumhurbaşkanlığına bir kadını aday
gösterdi. Eski Eğitim Bakanı Josefina
Vazquez Mota, önseçimde Cumhurbaşkanı Felipe Calderon’un tercihi Ernesto Cordero’yu geride bırakarak, partinin
cumhurbaşkanı adayı oldu. Ancak kamuoyu yoklamaları, Mota’nın, temmuz başında yapılacak seçimde şansının düşük
olduğunu gösteriyor.
2
IMF’dan Çin’e
büyüme uyarısı
3
4
1
UlUslararası Para
Fonu (IMF), euro bölgesindeki borç krizinin derinleşmesi halinde, Çin’in ekonomik büyüme oranının bu yıl yarıya inebileceği uyarısında bulundu. Dünyanın ikinci büyük ekonomisinin bu
yıl % 8,2 büyüyeceğini öngören
IMF, küresel ekonominin kötüleşmesi durumunda Çin ekonomisinin büyüme hızının % 4’lere gerileyebileceğine dikkati çekti. IMF
ayrıca, borç krizi karşısında ekonomiyi desteklemek için Pekin yönetiminin mali teşvikleri artırabileceğine işaret etti.
5
METAL
6
5
Çin hükümeti, Suriye’de
şiddetin durdurulması için
Arap Birliği’nin önerileri temelinde
barışçıl bir çözüm istediğini açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yeralan açıklamada,
Suriye’ye giden Çin Dışişleri Bakanı Yardımcısı Zhai Jun’un, Devlet Başkanı Beşşar Esad’a, ‘’Bir çözüm bulunması için Suriye hükümeti, muhalefeti, Arap Birliği ile
çaba harcamak istedikleri” mesajını ilettiği belirtildi. Çin’in, soruna siyasi bir çözüm bulunabilmesi
için Arap Birliği’nin bütün arabuluculuk çabalarını desteklediği vurgulanan açıklamada, tüm ilgili taraflara, “Arap Birliği’nin konuyla ilgili önerileri temelinde soruna barışçıl ve uygun bir çözüm bulunabilmesi için iletişimi ve görüşmeleri artırma çağrısında bulunulduğu’’
kaydedildi.
6
İflas tekrar gündeme geldi
Yunanistan zor durumda
avrUpa Birliği, 130 milyar
Euro’luk ikinci kurtarma paketi için, Yunanistan’ın kemer sıkma önlemlerinin kabulünü yeterli bulmadı. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, tüm çabaların başarısız olması halinde, Yunanistan’ın iflasına iki yıl öncesine göre daha hazırlıklı olunduğunu belirtti. Avrupa Birliği talimatları doğrultusunda ilerleyen Yunanistan’da alınan
4
ekonomik önlemler, emeklilerinki de dahil olmak üzere, maaşlarda düşüş ve toplu işten çıkarmaları da öngörüyor. Bu
arada, krizin her geçen gün kendini daha
fazla hissettirdiği ülke, sosyal patlamanın eşiğine geldi. Aş evlerinin kapasitesinin üstünde çalışmaya başladığı, evsizlere günde üç öğün yemek dağıtılan merkezlere işsiz kalanlar ve emeklilerin de
gelmeye başladığı belirtiliyor.
11
TÜRK
Çin, Suriye
konusunda
çark etti
KONFEDERASYON’DAN
METAL
Türk-İş,
Çalışma ve
Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’na
görüş bildirmedi
TÜRK
12
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız
Genel Başkanı Pevrul Kavlak imzalı yazıda, Ulusal İstihdam Stratejisi ile ilgili
olarak 21.06.2011 tarihinde görüş bildirildiği hatırlatılarak, bunların dikkate
alınmaması nedeniyle, yeniden görüş bildirilmeyeceği ifade edildi.
T
ürk-İş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, 8 Şubat tarihinde yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısında sosyal taraflara verilen, “Ulusal İstihdam Stratejisi Taslağı (2012-2023)” ile “Ulusal İstihdam Stratejisi Eylem
Planı Taslağı (2012-2014)” hakkında görüş
bildirmeyeceğini ifade etti. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Türkİş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak imzalı yazıda, Ulusal İstihdam Stratejisi ile ilgili olarak
21.06.2011 tarihinde görüş
bildirildiği hatırlatılarak, bunların dikkate alınmaması nedeniyle, yeniden görüş bildirilmeyeceği ifade edildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilen yazıda şöyle denildi: “Konfederasyonumuz 8.6.2010 günü yapılan toplantısındaki sunum çerçevesinde ve ‘değerlendirilecek konular’ alt başlığı altında yer alan hususlarla ilgili talep edilen
görüşünü, bir rapor halinde 21.6.2010 gün ve 2010391/31 sayılı yazı ekinde Bakanlığınıza iletmiştir.
Açılış konuşmasında ifade edilmesine ve sunum
metninde yer verilmesine rağmen, Konfederasyonumuz, strateji ve eylem planı taslaklarının hazırlık sürecinde hiçbir şekilde yer almamıştır. Üçlü Danışma Kurulu’ndaki sunum, strateji ve eylem planı taslaklarının içeriği değerlendirildiğinde egemen olan temel yaklaşımın; kıdem tazminatı, bölgesel asgari ücret, özel istihdam büroları, esnek çalışma biçimleri ile işgücü piyasasının esnekleştirilmesi olduğu, Konfederasyonumuzun yüksek duyarlılık
gösterdiği ve yazılı olarak bildirdiği bu konudaki hususların dikkate alınmadığı görülmektedir. Konfederasyonumuz, kıdem tazminatı, bölgesel asgari ücret, özel istihdam büroları ve esnek çalışma biçimlerinin yer aldığı istihdam stratejisi ve eylem planı hakkında, ilave ve yeni herhangi bir görüş bildirmeyecektir.
Konfederasyonumuz, yukarıda anılan konularla ilgili yapılması düşünülen
yasal düzenlemeler Bakanlığınızca ayrıntılı ve
gerekçeli olarak gönderilip, tarafımızca incelenip
görüşlerimiz bildirilmeden, istihdam stratejisi ve eylem planına onay vermeyecek ve gerekirse bu konuda düzenlenecek
toplantılara da katılmayacaktır.”
Türk-İş’ten
Konfederasyonumuz, ETUC’un eylem günü vesilesiyle
krizin çözümü için sunduğu önerileri desteklediğini açıkladı.
ETUC’un eylem günü vesilesiyle krizin çözümü için sunduğu öneriler;
n Kaliteli işler için Avrupa iyileştirme ve yatırım planı,
n Düşük karbon, yeşil ekonomi ve iş ve büyüme yaratacak geleceğin sektörlerine dönüşen dinamik bir Avrupa sanayi politikası,
n Uzun vadede bütçe dengesinde restorasyon,
n Gençler için kaliteli iş garantisi,
n Avrupa tahvilleri ile borçların birleştirilmesi,
n Aynı zamanda yatırım politikalarını da destekleyecek
olan mali işlemler vergisi,
n Sosyal haklar ve ücretlerin azaltılmasına karşı yoğunlaştırılmış mücadele,
n Şirketler için minimum vergi ile vergi tabanının düzenlenmesi,
n Temel sosyal hakların garanti altına alınması ve saygı
duyulması,
n Vergi kaçıranlara ve vergi hilelerine karşı mücadele…
METAL
ürk-İş’in üyesi bulunduğu ve 36 Avrupa ülkesinde toplam 60 milyon çalışanı temsil eden Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), 29 Şubat gününü Avrupa
Eylem Günü ilan etmiştir. Tüm Avrupa çalışanları 29 Şubat
tarihinde Avrupa’da giderek yaygınlaştırılan kemer sıkma politikalarının işe yaramadığını bir kez daha gündeme getirmek
ve artık bu uygulamalara bir son verilmesini talep etmek üzere eylem yapmaktadır.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nca yapılan yazılı açıklamada, “Avrupa’da uzun sürede ve zorlu mücadelelerle kazanılmış olan sosyal hakların geri alınması için sürdürülen baskıları ve tüm dünyaya örnek olması gereken sosyal modelin tahrip edilişini büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla karşılanmaktadır. Avrupa’yı Avrupa yapan değerler düşüncesizce
aşındırılmaktadır.”
Konfederasyonumuz, Avrupa’daki hak kayıplarının ve
sosyal dampingin, başta ülkemiz olmak üzere, tüm dünyayı
etkileyeceğine inanmaktadır. Bu nedenle, Avrupa eylem gününde tüm Avrupalı kardeşlerini verdikleri mücadelede desteklemekte ve onların yanında yer almaktadır.
13
TÜRK
T
Avrupa Eylem Günü
açıklaması
HABER
Türk Patent tarafından tescillendi
Türk Metal Sendikası ismi, logosu ve “insana sevgi, emeğe saygı”
sloganımız, Türk Patent Enstitüsü tarafından marka olarak tescillendi
ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre
ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve
eğlence hizmetleri. Dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama
hizmetleri. Film, televizyon ve radyo programları yapım
hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği
hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri gibi konularda
Türk Metal Sendikası’nın ismi ve sloganı 9 Ocak 2012
tarihinden itibaren resmi olarak tescillenmiş oldu.
METAL
Türk Metal dergisinin isminin yayıncılık alanında tescil
edilmesinden sonra, kurum olarak Türk Metal Sendikası
ismi ve sloganları da tescillenmiş oldu. Reklamcılık,
pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, (Ticari ve
reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri
dahil) Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular
ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik
hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil) Eğitim
TÜRK
14
KADIN İŞÇİLER İÇİN
www.turkmetal8mart.com
Türkiye’de en çok kadın üyeye sahip olan Türk
Metal Sendikası, Kadın İşçiler Büyük Kurultayları için
web sitesi hazırladı. Sendikamızın geleneksel olarak,
tüm dünya ile aynı gün kutladığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün anlamını bir güne değil, tüm yıla yaymak
için, www.turkmetal8mart.com adlı siteyi kadın metal iş-
çilerinin hizmetine sundu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
ile ilgili temel bilgilerin yer aldığı sitede, geçmiş kurultaylardan fotoğraf ve video albümü, kadın işçilerinin tezgâh
başında çekilen fotoğraflarından oluşan foto albümü ve 8
Mart 2012 tarihinde 17’incisi gerçekleştirilen Kadın İşçiler Büyük Kurultayı ile ilgili geniş bilgilere ulaşabilirsiniz.
Manisa 1 Nolu Şb. 2. Olağan Genel Kurulu
HABER
Türkiye’de gerçek anlamda
sendikacılık Türk-İş ile başlamıştır
Türk Metal Manisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda konuşan
Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak,
“Türkiye’de gerçek anlamda sendikacılık Türk-İş ile başlamıştır” dedi
Özben: Sendikamıza ve Türk-İş’e sahip çıkalım
Genel Kurul açılış konuşmasını, Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Özben yaptı. Özben, Türkiye’de işçi hareketinin
üçayağı olduğunu, bu ayakları ise emekçilerin, sendikacıların ve
Türk-İş’in oluşturduğunu söyledi. Özben, Mehmet Akif’in “Sahipsiz kalan vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan bu vatan
batmayacaktır” dizeleriyle, sendikamıza ve Türk-İş’e sahip çıkılmasının gerektiğini vurguladı.
Kavlak: İnadına örgütlenmeli…
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak konuşmasında, “dünya sendikal hareketinin önemli bir dönemden geçtiğini ve hem çalışanların hem de sendikaların uluslararası alanda baskılara ve saldırılara maruz kaldığını, bu saldırılara karşı, sendikaların, önce işçilerin, daha sonra kamuoyunun güveni kazanması gerektiğini” ifade etti. Gerçek anlamda Türk-İş ile başlayan Türk sendikal hareketinin kan kaybettiğine dikkat çeken Genel
Başkanımız Kavlak, konuşmasına şöyle devam etti: “Türk sendikal hareketinin artık kendisine bir çeki düzen verme zamanı gelmiştir” dedi. Kavlak, “Sendikalar inadına örgütlenmelidir. Küresel güçlerin saldırılarına karşı dik durmanın tek yolu,
tek çaresi budur. Sendikalar, nitelikli sosyal ve kültürel faaliyetlerle,
eğitimlerle hizmet yelpazesini ge-
METAL
M
Manisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda, Divan Başkanvekilliğini, Genel
Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun yaptı.
nişletmek zorundadır. Eğer, sendikaları yönetenlerin kafasında
sendikacılık yoksa. Aldığı aidatı yine üyeye sosyal hizmet olarak
iade etmiyorsa. Eğitimsel veya sosyal yaptığı bir yatırım yoksa.
Üyelerini insanca yaşama şartlarına kavuşturmak ideali yoksa.
O sendikanın varlığı ya da yokluğu fark etmez. İşte bizim farkımız da burada. Çünkü biz, nerede metal işçisi varsa orada olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Metal işçilerinin
emeğinin karşılığını almak, onları insanca yaşatmak, Metal işçilerinin eş ve çocukları için, sosyal ve kültürel yatırımlar yapmak,
hizmetlerde bulunmak, bizim temel görevimizdir. Biz bu görevden onur duyarız, gurur duyarız. Bu onuru da gururu da namusumuz gibi alnımızda taşırız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın...”
Genel Kurul’da söz alan MHP Milletvekili Ercan Akçay,
Meclis’e gönderilen yeni Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı’nın
işçilerin lehine en uygun şekilde çıkarılması için tüm güçleri
ile çalışacaklarını söyledi. Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk
Özdağ da, sendikaların inadına örgütlenmeleri gerektiğini, bunun demokrasi için, Türkiye için gerekli olduğunu vurguladı.
Manisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu’nda, Hüseyin Özben Şube Başkanlığına yeniden seçilirken, Nihat Gülserliler Şube Sekreterliğine, Ercan Dereli Şube Mali Sekreterliği görevine getirildi.
15
TÜRK
anisa 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu 11 Şubat
Cumartesi günü Manisa Saruhan Otel’de yapıldı. Genel Kurula Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavklak, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ,
MHP Manisa Milletvekili Ercan Akçay, Türk-İş eski Genel Başkanı Salih Kılıç, Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı,
Manisa Belediye Başkan Yardımcısı Mesut Bayram Laçalar, çok
sayıda işveren ve sendika temsilcisi katıldı.
HABER İzmir 2 Nolu Şb. 2. Olağan Genel Kurulu
METAL
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
İzmir 2 Nolu Şubemizin 2. Olağan
Genel Kurulu için gittiği İzmir’de,
metal işçilerinin yoğun sevgi ve
coşkusuyla karşılandı.
TÜRK
16
2012 toplu sözleşme
yılı olacak işçisBiizv, anrserea doeramd etal
T
ürk Metal Sendikası İzmir 2 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu, 12 Şubat’ta İzmir Anemon Otel’de gerçekleştirildi. Genel Kurula Türk-İş Genel Sekreteri
ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türk-İş eski
Genel Başkanı Salih Kılıç ile çok sayıda işveren temsilcisi
ve sendikacı katıldı. Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa
Kundakçı’nın Divan Başkanlığını yürüttüğü genel kurulda,
Süleyman Yıldırım Şube Başkanlığı görevine yeniden seçildi. Genel Kurulda Hayrettin Çakmak Şube Sekreterliğine,
Hacı Kılıç Şube Mali Sekreterliği görevine getirildi.
Genel Başkanımıza Muhteşem Karşılama
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, İzmir 2 Nolu Şubemizin 2. Olağan Genel Kurulu için gittiği İzmir’de, metal işçilerinin yoğun sevgi ve coşkusuyla karşılandı. Yüzlerce metal işçinin karşıladığı Genel Başkanımıza İzmirli efeler eşlik etti.
Yıldırım: Hepiniz aramıza hoş geldiniz
Genel Kurul açılış konuşmasını, İzmir 2 Nolu Şube Başkanımız Süleyman Yıldırım yaptı. Konuşmasında, İzmir 2
Nolu Şube’nin kuruluşu hakkında değerlendirmeler yapan
Yıldırım, “2008 yılında kurulan şubemizin ne kadar doğru bir kararla kurulduğunu bugün aramızda bulunan metal işçileri bize gösteriyor” dedi. Daha sonra salondan bulunan metal işçilerine seslenen Yıldırım, “650 üyemizin bulunduğu Sidemir Demir Çelik, 500 üyemizin bulunduğu
Ede Demir Çelik, 150 üyemizin bulunduğu PFW Havacılık, 180 üyemizin bulunduğu Fokker Elmo, hepiniz hoş
geldiniz…” dedi.
ayız
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
Türk Metal’i işçi hareketinin bir numarası yapan tüm metal işçilerine teşekkür etti. Kavlak, “Biz, Türk Metal’iz. Biz, İzmir’deyiz,
İstanbul’da, Bursa’da, Eskişehir’de, ankara’da, Kırıkkale’de,
Gölcük’te, Manisa’dayız... Biz, nerede metal işçisi varsa ordayız.
Biz, her yerdeyiz. her zamandayız. Biz, durmayız. Biz kaçmayız.
Biz korkmayız. Biz mücadeleyiz. Biz dayanışmayız. Biz, metal işçisiyiz; ahmet’iz, Mehmet’iz, Muzaffer’iz, ayşe’yiz, Fatma’yız.
Biz, dostuz, biz kardeşiz, biz arkadaşız. Biz, bir değiliz, on değiliz, bin değiliz. Biz yüz binleriz. Biz, tek yüreğiz, tek bileğiz, tek
yumruğuz. Vurduğumuz yerden ses getiririz.” diye konuştu.
“Ailemize 25 bin işçi daha katıldı”
Bugün Türk Metal’in büyük ve güçlü bir sendika olmasında, uygulanan sosyal sendikacılık anlayışının büyük rolü bulunduğunu vurgulayan Genel Başkanımız Kavlak, “Bu sendikal anlayış sayesinde metal işçileri, Türk Metal çatısında toplanmaya
devam etmektedir. Türk Metal, yurt genelindeki tüm şubeleriyle birlikte, 2011 yılında, büyük ve ciddi bir teşkilatlanma performansı ortaya koymuştur. 2011 yılı Türk Metal için örgütlenme
yılıydı. Biz sendika olarak, bu konuda üzerimize düşeni yaptık
ve 25 bin metal işçisini daha Türk Metal üyesi yaptık. Örgütlenme atağımız, bu ve bundan sonraki yıllarda da aynı istek ve heyecanla devam edecektir.
2012 yılı için de kendimize bir hedef koyduk. 2012 yılı bizim için toplu sözleşme yılı olacak. En iyi, en güzel ve en yaşanılır hakları sizlerle buluşturan sözleşmenin yılı olacak. Bundan
kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
HABER
enel Kurulda, Delphi işyerinden üyemiz Serkan Sarısaltık’ın
eşi Serpil Sarısaltık bir konuşma yaptı. Kürsüye eşi ve kızı Ege ile
birlikte çıkan Serpil Sarısaltık, “sendikamızın bizlere verdiği hizmetlerin
örneği dünyada yok. Bizler de, sendikamızın en az bize verdiği değer kadar ona sahip çıkacağız” dedi. Serpil
Sarısaltık’ın konuşması, salondaki delegeler ve konuklar tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı.
“Biz de sahip çıkıyoruz”
“Bu kürsüden sizlere hitap ederken, bir metal işçisinin eşi olmanın sevincini yaşıyorum. Türkiye’de kadınların ikinci sınıf vatandaş yerine konulduğu, kadın hakları konusunda yeterli düzenlemelerin yapılmadığı, kadınların erkeklerle eşit tutulmadığı bir süreçte yaşıyoruz. Tüm bunlara rağmen,
bir işçi eşi olarak buradan, bu kürsüden hitap etme imkânını bana veren
sendikama, Türk Metal’e tüm işçi eşleri adına teşekkür ediyorum...
Türkiye’de sendikacı olmanın ne
kadar zor olduğunu biliyoruz. Ama
buna rağmen, bir işçi eşi olarak,
Türk Metal’in gerek eşlerimize, gerek
bizlere ve gerekse çocuklarımıza sunmuş olduğu hizmetler, zorlukların
Türk Metal için bir anlam taşımadığını
bizlere gösteriyor. Türk Metal’in ailelerin birliği, bütünlüğü ve devamı yolunda yaptığı katkılar sonucunda, bugün bizler de tıpkı eşlerimiz gibi Türk
Metal’e sahip çıkıyoruz. Sahip çıkmaya
da devam edeceğiz.”
“Dünyaya örnek oluyor”
“Geçen sene yapılan Aile Kurultayı, gerçekten olağanüstü bir hizmet.
İçeriği, organizasyonu ve ruhu ile gerçekten o kurultay boyunca bir aile olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşadık. Biz kadınlar olarak, bugüne kadar,
ne Türkiye’de ne de dünyada bu anlamda bir sosyal hizmet duymadık. Bu
Sarısaltık Ailesi, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a, ailelerin birliği
ve beraberliği için yaptığı tüm hizmetlerden dolayı teşekkür etti.
sadece Türkiye’deki sendikalara değil,
tüm dünyaya da örnek olmalı. Bizleri,
ailemizle birlikte düşündüğünüz için,
mutluluğumuzu çoğalttığınız için size
olan duygularımızı teşekkürle tarif etmemiz mümkün değil.
Bize gösterdiğiniz ilginin, saygının ve sevginin kat be kat fazlasını hak
ediyorsunuz. Sizin şahsınızda, tüm yöneticilere, tüm kadrolara teşekkür ediyoruz. Biz işçi eşlerine verdiğiniz değer ve hizmetler sebebiyle, özellikle
size sevgiyle, saygıyla ayrıca teşekkür
ediyorum. Bizler, bu hizmetlere layık
olmaya çalışacağız. Bizler de işçi eşleri olarak sendikamıza sahip çıkacağız. Size layık olmaya çalışacağız. Türk
Metal için ‘tek bilek tek yürek’ olacağız. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.”
17
TÜRK
G
Eşlerimiz gibi bizler de
Türk Metal’e sahip
çıkmaya devam edeceğiz
METAL
İzmir 2 Nolu Şube, 2. Olağan
Genel Kurulunda konuşan
Delphi işyerinden üyemiz
Serkan Sarısaltık’ın eşi
Serpil Sarısaltık, “Türkiye’de
sendikacı olmanın ne kadar
zor olduğunu biliyoruz. Ama
buna rağmen, bir işçi eşi
olarak, Türk Metal’in gerek
eşlerimize, gerek
bizlere ve gerekse
çocuklarımıza sunmuş
olduğu hizmetler, zorlukların
Türk Metal için bir anlam
taşımadığını bizlere
gösteriyor. ” dedi
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, konuşmasının ardından Bursa
Şube Başkanları ile sahnede birlik ve beraberlik mesajı verdi.
METAL
i
r
e
l
i
ç
ş
i
l
a
t
e
m
ı
l
a
Burs
TÜRK
18
k
e
t
e
l
’
l
a
t
e
M
k
r
Tü
bilek tek yürek
Bursa Atatürk Spor Salonu’nda yapılan, Bursa Şubeleri
Genişletilmiş Temsilciler Meclisi’nde konuşan Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak, Bursalı 4 bin metal işçisine seslendi: “Şimdi biz
kendimize yeni bir hedef belirledik. 2012’yi sözleşme yılı ilan ettik.
Biz kafamıza koyduk; Metal işçilerini mükemmel bir sözleşmeyle
taçlandıracağız… Örgütlenmede nasıl birinci olduysak, sözleşmede
de birinci olacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın…”
B
ursa Genişletilmiş Temsilciler Meclisi toplantısı, 19 Şubat
Pazar akşamı, Bursa Atatürk Spor Salonu’nda yapıldı ve
toplantıya 4 bin metal işçisi katıldı. “Yüz binlerin bir bildiği
var” sloganı ile yola çıkılan Genişletilmiş Temsilciler Meclisi’nde
büyük coşku, birlik beraberlik ve sendikamıza duyulan bağlılık
hâkimdi. Sloganlar eşliğinde kürsüye çıkan Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak, özellikle sözleşme dönemine girdiğimiz 2012 yılı için önemli ipuçları verdi. Türk Metal’in sözleşmeler ve örgütlenmeler konusundaki duruşunu bir kez daha hatırlattı ve Türk
Metal’in kesin çizgilerle diğer sendikalardan ayrılan özelliklerine
vurgu yaptı: “Türk Metal olarak, bugün 100 binlerle ifade ediliyorsak, demek ki 100 binlerin bir bildiği var... Aklın yolu birdir...
Metal işkolunun bir numarası da Türk Metal’dir... Diğerlerinin numarası belli değildir. Onlar numaracıdır... Yaptıkları; Türk Metal’in
imzaladığı sözleşmelerin fotokopisini çekmektir. Onlar varlıklarını bu fotokopilere borçludur.”
GENEL BAŞKANIMIZ PEVRUL KAVLAK’IN KONUŞMASINDAN BAŞLIKLAR:
Otomotiv sektöründe tek bir sendika
vardır, o da Türk Metal’dir
“Bursa, şimdi otomotivin başkenti olmaya doğru hızla ilerliyor. Otomotiv sektöründe ise, tek bir sendika
vardır, o da Türk Metal’dir. Bu nedenle Bursa’yı hedefine kavuşturacak olan
metal işçileridir ; Türk Metal’dir. Türk
Metal’in hedefi ise, büyüyen Bursa’ya
karşılık, metal işçilerinin, eş ve çocuklarının refahı ve huzurudur. Biz sendika
olarak, bu amaçla yola çıktık. Bu yoldan
da dönmeyeceğiz.”
METAL
Örgütlü insan verimlidir, kaliteli
üretir. Gelişmeye katkıda bulunur…
“Bir ülkenin gerçek anlamda büyümesi ve gelişmesi, örgütlü insan sayısıyla doğru orantılıdır. Örgütlü insan, verimlidir, kaliteli üretir. Gelişmeye katkıda
bulunur... Bugün her İsveçli, en az 4 örgüte üye. İsveç
mükemmelliği, işte bu örgütlenmeyle yakaladı. İsveç,
örgütlenmenin önünü açtı... Biz ne durumdayız? Kendimizi kandırmayalım. Biz, ülke olarak sınıfta kaldık.
Biz, örgütlü toplum olamadık. Bizim ülkemiz, sendikalaşma yolundaki uluslararası sözleşmelere uymayan,
dünyanın en kötü 25 ülkesi arasında, kara listede. Bizim ülkemizde11 milyon insan çalışıyor. Ama sendikalı sayısı, 600-700 bin civarında. Yani 100 çalışandan
5’i; en fazla 6’sı sendikalı. İşte bizim demokrasi notumuz bu… Bu ayıptan kurtulmalıyız.”
TÜRK
19
Toplantıya Genel Mali
Sekreterimiz Mehmet Soyupek,
Genel Teşkilatlandırma
Sekreterimiz İsmail Dursun, Şube
Başkanları ile çok sayıda işveren
temsilcisi katıldı.
Bursa’da üye sayımız 40 bini geçti
“Sendikalaşmak, hem çalışanların hem de
ülkenin ekonomisine katkıda bulunmaktır. Bizim örgütlenme anlayışımız, bu temel üzerine kurulmuştur.
‘Üretmek, kazanmak, kazandırmak istiyoruz’ derken,
biz niyetimizin aynı zamanda toplumsal fayda olduğunu da söylüyoruz... Bizim düzenlediğimiz eğitimlerin
amacı da budur. Biz, bir taraftan üyelerimizin refahını düşünen, eğitimlerimizle onları verimlilik ve kaliteli
üretim doğrultusunda yönlendiren, hem işyerlerimize,
hem de üyelerimize, dolayısıyla ülkemize katkıda
bulunuyoruz. Bizim sendikal anlayışımız bu… Biz, bu
anlayışla örgütleniyoruz. Allah’a şükürler olsun ki, bu
anlayışımız, sizler tarafından büyük kabul gördü. Böyle
olduğu için, Bursa’da metal işçileri Türk Metal’i seçti.
Böyle olduğu için, Türk Metal, büyüdü, güçlendi. İşte
biz, bunun için büyük ve güçlü bir aile olduk. Bugün
Türkiye’deki her 5 sendikalı işçiden 1’i, biziz. Sendikaların giderek küçüldüğü bir süreçte, Türk Metal, Türk
Sendikacılığının yüz akı olmuştur. Bursa’da üye sayımız 40 bini geçti.”
METAL
Bizim kapımız Mevlana kapısıdır;
kim olursan ol yine gel, yine gel...
Adres, Türk Metal’dir...
TÜRK
20
“Bugün Türkiye’de sendikalaşmanın önündeki
engeller, hepimizin ortak sorunudur. Bir taraftan yasalar, diğer taraftan işverenler, örgütlenme önüne kurdukları engellerle, Türkiye’nin demokrasi yolunu tıkamaktadır. Ama bu engellere sığınıp, örgütlenmekten vazgeçmeye hiç bir sendikanın, sendikacının hakkı yoktur. Barajları bahane edip, örgütlenme refleksini çalıştırmayanların şikâyet etmeye hakkı yoktur. Ne yazık ki, bugün
Türk Sendikal hareketi, engellerin gölgesinde oturup,
sendikalaşmanın kan kaybetmesine adeta çanak tutmaktadır. Örgütlenmek emek işidir, inanç işidir. Örgütlenmek, ince bir nakış işlenir gibi sabır ister. Ama her şey-
den önce, cesaret ve samimiyet ister. Sendikacılık, mücadele demektir. Mücadele etmeden, örgütlenmek olmaz.
Eğer, sendikalaşmakta samimi iseniz, koltuklara yapışmayacaksınız. Ayakta duracaksınız, uyumayacaksınız,
gerekirse yatmayacaksınız. Bunu yapmayanların, bugün
içine düştükleri içler acısı durumu hepimiz görüyoruz.
Eğer böyle yapmaya devam ederlerse, yakında çalışma
hayatından diskalifiye olacaklar, yok olacaklar... Ne yapalım diye soranlara, çare arayanlara, ben adresi gösteriyorum. Bu adresteki bütün kapılar, metal işçilerine açıktır... Bizim kapımız Mevlana kapısıdır; kim olursan ol
yine gel, yine gel... Adres, Türk Metal’dir...”
Genel Başkanımızın
konuşması sonrası sahne
alan Alişan, söylediği
hareketli türkülerle
salondaki Bursalı metal
işçilerini coşturdu.
Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak’ın
konuşması
www.turkmetal.org.tr
adresimizden canlı
olarak verildi. Salonda
bulunan 4 bin metal
işçisinin yanısıra,
on binin üzerinde
metal işçisi de
internet üzerinden
Genel Başkanımızın
konuşmasını canlı
olarak izledi.
Uzak demedik, yakın demedik. Kolay demedik,
zor demedik. Yılmadık, yorulmadık...
Bıkmadan, usanmadan örgütlendik…
işyerinde çalışan arkadaşlarımıza sizlerin huzurunda ‘hoş
geldiniz’ diyor, onları saygıyla selamlıyorum. Grammer
emekçileri, sizlere teşekkür ediyorum. Kendinizi Birleşik
Metal zulmünden kurtardığınız için. Çimtaş Çelik’teki
arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Birleşik Metal’e
okkalı bir tokat atarak, fabrika dışına attıkları için. Buradan Asil Çelik’teki kardeşlerimize bir çağrıda bulunmak
istiyorum. Değerli kardeşlerim, değerli Asil Çelik çalışanları, emeğinizin, ekmeğinizin, kıymetini bilmeyen bu yalancı sendikalara, sıfır sözleşmeye imza atanlara gelin bir
tokat da siz atın. Gelin Türk Metal’e huzur bulun.”
“Türk Metal olarak, bugün 100 binlerle ifade ediliyorsak, demek ki 100 binlerin
bir bildiği var... Aklın yolu birdir...
Metal işkolunun bir numarası da Türk
Metal’dir. Diğerlerinin numarası belli değildir. Onlar numaracıdır. Yaptıkları;
Türk Metal’in imzaladığı sözleşmelerin
fotokopisini çekmektir. Onlar varlıklarını bu fotokopilere borçludur. Şimdi, biz kendimize yeni bir hedef koyduk. 2012’yi sözleşme yılı ilan ettik.
Biz kafamıza koyduk; Metal işçilerini mükemmel bir sözleşmeyle taçlandıracağız… Örgütlenmede nasıl birinci olduysak, sözleşmede de birinci olacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Sakın ola ki, işverenler, MESS karşımıza
yine kriz lafıyla çıkmasın. Yok, Avrupa’da
kriz varmış. İhracat daralmış. Kapasite azalmış. Bırakın bunları, geçin bunları.
Şimdi, biz krizdeyiz, biz ! Çarşıda, pazarda krizdeyiz, evde, mutfakta, krizdeyiz,
elektrikte, suda, krizdeyiz... Ey patronlar!
Geçtiğimiz kriz döneminde, işletmelerin yaşaması için üzerimize düşeni yaptık.
Şimdi de siz üzerinize düşeni yapın. Şimdi, biz krizdeyiz. Artık, fedakârlık sırası
sizde, siz fedakârlık yapacaksınız…”
METAL
Sakın ola ki,
karşımıza yine
kriz lafıyla
çıkmayın...
Başaracağız...
Başaracağız…
Başaracağız...
“ÖrgüTlenmede nasıl başardıysak, hizmette, eğitimde nasıl başarılı olduysak, sözleşmede de başarılı olacağız. Başaracağız ; başarmak zorundayız. Her başarı, yeni başarılar için
bir basamak olacak. Bu basamakları hep birlikte çıkacak, metal işçilerini, Türk Metal çatısı altında toplayarak kızıl elmamıza ulaşacağız. Bunun için, dün olduğu gibi bugün de, yarın da bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.
Başaracağız, başaracağız, Başaracağız... Değerli arkadaşlarım, başaracağız diyorum, çünkü biz,
Türk Metal’iz. Biz, Bursa’dayız, Ankara’dayız,
İstanbul’da, İzmir’deyiz. Biz, her yerdeyiz. Nerede metal işçisi varsa, ordayız. Biz durmayız,
korkmayız, kaçmayız. Biz, mücadeleyiz, dayanışmayız. İnançlıyız, kararlıyız. Biz, dostuz, kardeşiz, arkadaşız. Ahmet’iz, Mehmet’iz, Ayşe’yiz,
Fatma’yız. Bir değil, on değil, bin değil, biz yüz
binleriz. Biz tek yüreğiz, tek bileğiz. Vurduğumuz yerden ses getiririz.”
21
TÜRK
“2009 yılında genel kurulumuzu yaptık. Hedefimiz
örgütlenmeydi... Bu hedefe kilitlendik. Uzak demedik,
yakın demedik. Kolay demedik, zor demedik. Yılmadık,
yorulmadık. Bıkmadan, usanmadan örgütlendik. 3 yılın
sonunda, toplam 86 işyerinde çalışan 25 bin metal işçisini daha sizlerle buluşturduk. Bunu, akılla yaptık. Bilgiyle yaptık. Karşılıklı sevgi ve saygıyla, ama daha da önemlisi güvenle yaptık. Biz metal işçilerine inandık. Onlar da
bize inandı. Bu sayede, Türkiye’nin en büyük ve en güçlü
sendikası olduk. İşte Türk Metal farkı bu. İşte Türk Metal bu. Ben, Bursa’da aramıza yeni katılan 18
İzmir 1 Nolu Şb. 2. Olağan Genel Kurulu
HABER
İzmirliler
ödedikleri
vergi kadar
hizmet
alamıyor
METAL
Türk Metal İzmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda konuşan Türk-İş
Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, “İzmirlileri,
vergi adaletsizliği karşısındaki onurlu duruşları sebebiyle kutluyorum” dedi
TÜRK
22
İ
zmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulu 18 Şubat
Cumartesi günü İzmir Anemon Otel’de yapıldı. Genel
Kurula Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel
Başkanı Pevrul Kavlak, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı çok sayıda işveren temsilcisi ve sendikacı katıldı.
Tosun: Bugünlere inanarak geldik…
Genel Kurul açılış konuşmasını, İzmir 1 Nolu Şube
Başkanı Halil İbrahim Tosun yaptı. Tosun konuşmasında, “2008 yılından bugünlere, sizlerle birlikte, birlik, beraberlik ve gönül bağıyla, birbirimize inanarak geldik” dedi.
Kavlak: Kaçağın faturasını masumlar ödüyor
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak konuşmasında, “Türkiye’de adaletsiz olduğu kadar,
acımasız bir vergi anlayışı var. Türkiye’de her hane, 53 liralık elektrik tüketiyor. 80 lira da telefonla konuşmaya ödüyor. Elektrik faturalarında, sayaç okuma bedeli var. Kayıpkaçak bedeli var. TRT payı var. Var da var. Türkiye’de yılda yaklaşık 800 milyon liralık kaçak elektrik kullanılıyor.
Ama bunun cezasını namusuyla faturasını ödeyenler çekiyor. Cep telefonunda ise, vergi yükü bakımından, % 48
ile şampiyonuz. 60 liralık konuşma, ÖTV’siyle, KDV’siyle,
özel iletişim vergisiyle, harçlar ve fonlar ile 90 lira olarak
karşımıza çıkıyor. İnsanlarımızın cebinden, kredi kartı ücreti diye, 2 milyar lira para haksız yere alınıyor. Güncelleme
denilen zamlarla, yine çoğunluğu çalışanlardan oluşan dar
gelirliler eziliyor. En pahalı benzini, en pahalı mazotu,
en pahalı enerjiyi biz kullanıyoruz. Ama en yüksek vergiyi, yine biz ödüyoruz” dedi. Kavlak konuşmasında,
2011 yılında 254 milyar lira vergi toplandığını ve bunun % 11’ini İzmirlilerin ödediğini hatırlatarak, “Toplam
27,5 milyar lira ile İzmir üçüncü oldu. İzmir, Doğu ve
Güneydoğu’daki illerin tamamından fazla vergi ödüyor.
Ama onlar kadar hizmet alamıyor. 27,5 milyar lira vergiye
karşılık, 7 milyar liralık bir yardım. Kepçeyle alıyorlar, çay
kaşığı ile geri veriyorlar. Ben, sizlerin şahsında tüm İzmirlileri, vergi adaletsizliği karşısındaki onurlu duruşları sebebiyle canı gönülden kutluyorum” dedi. İzmir 1 Nolu Şube
2. Olağan Genel Kurulu sonucunda Halil İbrahim Tosun
yeniden Şube Başkanlığı görevine seçilirken, Güngör Sunar Şube Sekreterliğine, Şafak Aşınmaz Şube Mali Sekreterliği görevine getirildi.
İzmir 1 Nolu
Şube 2. Olağan
Genel Kurulunu
ölümsüzleştirmek
için, Genel
Başkanımız Pevrul
Kavlak adına
1000 fidanlık bir
koru oluşturuldu.
İzmir 1 Nolu Şube 2. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkan Vekilliğini, Genel Sekreterimiz
Muharrem Aslıyüce yaptı
HABER
Eskişehir Şb. 11. Olağan Genel Kurulu
%15 işsizlik oranı
Eskişehir’e yakışmıyor
Genel Başkanımız Kavlak: İşsizlik, kentlerin
üzerinde bir kara bulut gibi duruyor…
Kavlak, işsizliğin kentlerin üzerinde bir
kara bulut gibi durduğunu ve işsizlikle
mücadelenin, kayıt dışı ile mücadeleden
geçtiğini ifade etti…
Gümüşay: Türk Metal’e hizmet
etmeye devam edeceğim…
Eskişehir Şube Başkanı Mevlüt Gümüşay genel kurulda tekrar aday olmazken,
Türk Metal’in bir neferi olmaktan onur
duyduğunu söyledi. Gümüşay konuşmasında, “Bugün Türk Metal’i değil, şube
başkanlık görevimi bırakıyorum. İhtiyaç
duyulduğum her yerde ve her zaman Türk
Metal’e hizmet etmeye devam edeceğim”
dedi. Genel Kurula, Genel Teşkilatlanma Sekreterimiz İsmail Dursun, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, Koç Holding End.
İlişkiler Koordinatörü Hakan Yıldırımoğlu, Ford Otosan İnsan Kaynakları Direktörü Nursel Ölmez Ateş, Arçelik A.Ş. Eskişehir Kampusü İnsan Kaynakları Yöneticisi Ali Orhan, Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Türkiye Emekliler
Derneği eski Başkanı Arif Duru, Türk-İş
8. Bölge Temsilcisi Sabri Özdemir, Türkİş Eskişehir Bölge Temsilcisi Nejat Kılıç,
çok sayıda işveren temsilcisi ve sendikacı
katıldı. Genel Kurul sonucunda, Hakan
Tuncel Şube Başkanlığına, Murat Yüzügüllü Şube Sekreterliğine ve Erkunt Kılıç
da Şube Mali Sekreterliği görevine seçildi.
METAL
E
skişehir Şubemize ait sosyal tesislerde 25 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirilen, Eskişehir Şubesi 11.
Olağan Genel Kurulunda açılış konuşmasını yapan Türk-İş Genel Sekreteri ve
Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türkiye’nin iki büyük sorunu olduğunu, bunlardan birinin işsizlik, diğerinin ise
gelir dağılımımdaki adaletsizlik olduğunu
vurguladı. Kavlak, “TÜİK’in açıklamalarına, yani resmi rakamlara göre, Türkiye’de
işsiz sayısı 2,5 milyon kişi, fiili işgücü ise,
28,5 milyona yakın. Ancak, iş bulma umudu kalmayanları eklediğimizde bu sayı,
4,5 milyona yaklaşıyor. Böyle olunca da,
işsizlik oranı %15’lere ulaşıyor. Yani, Eskişehir, Afyon, Denizli, Bilecik, Kütahya,
Uşak, Aydın’da yaşayan insanların sayısı
kadar işsizimiz var” dedi.
Konuşmasında işsizlik konusunda değerlendirmeler yapan Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak: “Geçtiğimiz yılın başında
Eskişehir Ticaret Odası’nın bir araştırmasını okumuştum. Eskişehir’de 16 binin üzerinde işyeri var. 781 bin nüfus içinde, aktif
sigortalı sayısı, 209 bin civarında. 58 bin
kişi emekli aylığı alıyor. 32 bin kişi de yeşil kartlı. Nüfusun % 95’i sosyal güvenlik
kapsamında. Eskişehir, sosyo-ekonomik
gelişme bakımından 81 ilin içinde 6.durumda. Ama buna rağmen, işsizlik oranı % 15’in üzerinde. Bu oran Eskişehir’e
yakışmıyor…” dedi. Genel Başkanımız
23
Eskişehir Şubesi 11. Olağan Genel Kurulunda, Divan Başkanvekilliğini Genel Sekreterimiz
Muharrem Aslıyüce yaptı.
TÜRK
Türk Metal Eskişehir
Şubesi 11. Olağan
Genel Kurulunda
konuşan Türk-İş Genel
Sekreteri ve Sendikamız
Genel Başkanı Pevrul
Kavlak, Eskişehir’in,
sosyo-ekonomik gelişme
bakımından 81 ilin içinde
6. durumda olduğunu
belirterek, “Ama
buna rağmen, işsizlik
oranı % 15’in üzerinde.
Bu oran, Eskişehir’e
yakışmıyor” dedi
HABER Bozüyük Şb. 4. Olağan Genel Kurulu
Türk Metal Bozüyük
Şubesi 4. Olağan Genel
Kurulunda konuşan,
Türk-İş Genel Sekreteri
ve Sendikamız Genel
Başkanı Pevrul Kavlak,
metal işçilerine
seslenerek, “Biz, Türk
Metal olarak, bugüne
kadar, sağlam ve dik
duruşunu koruyan
bir sendikayız. Bizim
gücümüzün kaynağı
METAL
sizlersiniz” dedi.
TÜRK
24
Bizim gücümüzün
kaynağı sizlersiniz...
B
ozüyük Şubesi’nin, 26 Şubat Pazar günü gerçekleştirilen 4.Olağan Genel Kurulunda açılış konuşmasını yapan, Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türk Metal’in sağlam ve dik
duruşunu koruyan bir sendika olduğunu, bu sağlamlığın ve dik duruşun arkasında ise metal işçilerinin olduğunu belirterek, “Hep birlikte oluşturduğumuz büyük ve güçlü Türk Metal dayanışması sayesinde bugünlere geldik”
dedi. Türk Metal’in, vizyonu ve misyonuyla sendikacılıkta bir marka olduğunu vurgulayan Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Biz, dünyada yaşanan gelişmelere karşı, çalışanların fik-
ri bakımdan daha donanımlı olması gereğinden hareketle, eğitimlere hayati derecede önem veren bir sendikayız... Biz,
‘ille de örgütlenme, inadına örgütlenme’
diyerek, son genel kuruldan bu yana 25
bin metal işçisini daha Türk Metal’de kenetleyen bir sendikayız. Biz, çalışanlardan toplanan aidatın zerresine leke getirmeden, bu aidatları sosyal ve kültürel hizmet ve yatırım olarak, çalışanlara, onların eş ve çocuklarına sunan bir
sendikayız. Biz, varlığını metal işçilerine
borçlu olan ve bu borcun ödeme koşulunu, metal işçilerine, eşlerine ve çocuklarına hizmet olarak gören bir sendikayız.
Biz, çağı seyreden değil, çağın önünde
koşan, değişimde öncü bir sendikayız.
Bozüyük Şubesi 4. Olağan Gen
el Kurulunda Divan Başkanvekilli
ğini, Genel
Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsma
il Dursun yaptı.
Yatırımlarımızla, hizmetlerimizle, eğitimlerimizle, anlayış ve uygulamalarımızla, bugün Türk Sendikal Hareketi
bakımından ‘örnek’ bir sendikayız. Biz,
iktidar olsun, muhalefet olsun, her partiye aynı mesafede olan bir sendikayız.
Biz, cumhuriyet, devlet, millet ve demokrasi gibi en temel değerleri aklında
ve yüreğinde kutsal bir emanet olarak
taşıyan ve koruyan bir sendikayız. Biz,
Türk Metal’iz!..”
Güney: Bilecik yatırım teşviki
alan iller arasına eklenmeli…
Bozüyük Şube Başkanı Cemal Güney,
Türkiye’deki çalışma hayatı ve sendikamız
faaliyetleri ile ilgili değindiği konuşmasında, “Bilecik ilimizin gelişebilmesi için yatırım teşviki alan iller arasına eklenmesi gerekir” dedi. Genel Kurul Divan Başkanlığını Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Divan Başkan Vekilliğini ise Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun yaparken, Genel Kurula, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, çok sayıda şube
başkanı ve yöneticisi ile işveren temsilcileri katıldı. Genel Kurul sonucunda Cemal
Güney Şube Başkanlığına, Dinçer Uluışık
Şube Sekreterliğine ve Erol Arslan Şube
Mali Sekreterliği görevine seçildi.
SİZDEN MEKTUPLAR
METAL
Teşekkürler
Türk MeTal
avlak
um ki, yapmış
r
o
Sayın Pevrul K
iy
il
B
.
ır
d
sı
a
lliler’ haft
ası olmuştur.
d
y
fa
k
o
ç
e
r
Bu hafta ‘Enge
le
iz
seminerlerin, b
e
v
im
it
i çok mutlu
ğ
n
e
e
b
z
u
sı
n
a
m
ıl
p
a
olduğu
y
eğlencenin de
a
ın
r
a
r
rimi sunar,
a
le
y
r
ü
in
k
r
k
e
şe
il
te
in
iç
Engell
uğunuz her şey
d
n
lu
u
b
a
ıd
tk
a
etti. K
Saygılarımla
.
im
r
e
il
d
y
ı
ın
m
deva
Uğur Ozanso
çalışmalarınızın
1
09.12.1
elli Çalışanı /
g
n
E
e
m
it
İş
tomotive
Rollmech Au
25
TÜRK
Türk Metal – MeSS tarafından yürütülen Ortak
eğitim Projesi kapsamında, Dünya engelliler
Günü dolayısıyla, engelli metal İşçileri, bir
hafta süreyle, ankara’da Büyük anadolu
Oteli’nde eğitime katılmışlardı. eğitim sonrası
bölgelerine dönen metal işçileri, gönderdikleri
mektuplarla, Genel Başkanımız Pevrul kavlak’a
teşekkür ettiler. Gönderilen çok sayıdaki teşekkür
mektuplarından birinde şu ifadeler yeralıyor:
METAL
ECBOHS Projesi’nin ilk
izleme ziyareti gerçekleştirildi
TÜRK
26
ECBOSH projesinde Türk Metal’i temsil eden Dış İlişkiler ve Proje Koordinatörümüz Miray Vurmay ve İş
Sağlığı ve Güvenliği Uzmanımız Cem Snaet’in de katıldığı izleme toplantısında, Türk Metal ve MESS’in yanısıra, Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Kosova’dan 10 sivil toplum kuruluşunun yer
aldığı ECBOSH Projesi’nin verimliliği, hedefleri, işlevselliği ve sürdürülebilirliği tartışıldı.
MESS’in koordinatörlüğünde Türk Metal’in ortaklığı ile yürütülen, Avrupa Komisyonu Genişleme
Direktörlüğü tarafından
“IPA Sosyo-Ekonomik Ortaklık Programı” kapsamında finanse, “ECBOHS –
İş Sağlığı ve Güvenliği için
Avrupa İşbirliği Köprüleri
Projesi”nin ilk izleme ziyareti gerçekleştirildi. Avrupa
Birliği’nden uzman denetmen Sarah Ansel’in gerçekleştirdiği izleme ziyaretinde, aynı zamanda projelerden de sorumlu olan Genel
Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz
Gökçe’nin başkanlık ettiği
Türk Metal heyetine, projenin mevcut durumu hakkında sorular yöneltildi.
Türk MeTal SendikaSı’nı
sosyal medyadan da
Takip edebilirSiniz...
facebook.com/turkmetalsendikasi
twitter.com/KavlakPevrul
www.turkmetal.org.tr
Ford Otosan’ın değerli Genel Müdürü Nuri Kamil Otay,
6 Şubat Pazartesi günü aramızdan ayrıldı
Ford Otosan Genel Müdürü
Nuri Kamil Otay’ı kaybettik
G
eçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden
Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Kamil Otay, 9
Şubat Perşembe günü Levent Camii’nde kılınan
öğle namazının ardından toprağa verildi. Otay için ilk tören, Ford Otosan’ın Gölcük Fabrikası’nda yapıldı. Buradaki
törene Koç Gurubu’ndan çok sayıda temsilci katıldı. Türkİş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul
Kavlak törende yaptığı konuşmada, “Hani, bazı insanlar
için, ‘ölüm ona yakışmadı’ derler ya. Bizler de Nuri Otay’a
yakıştıramadık bu ani gidişi” dedi.
Genel Başkanımız Pevrul KAVLAK’ın konuşmasından
bazı başlıklar:
“Çok ama çok ileriye gitti”
Nuri Kamil Otay Kimdir?
Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü
mezunu olan Nuri Otay, Ford Otosan kariyerine 1983
yılında metot mühendisi olarak başladı ve sırasıyla Dış
Satın Alma Müdürü, İstanbul Fabrikası Müdürü ve 2001
yılında açılışı yapılan Kocaeli Fabrikası’nın ilk fabrika
müdürü olarak görev yaptı. 2007-2008 yıllarında Ford
Avrupa Yönetim Ekibi’nin bir üyesi olarak Köln Üretim
Tesisleri Direktörü görevinde bulunan Otay, 2009 yılında
Genel Müdür Başyardımcısı olarak Ford Otosan’a atandı.
2010 yılında da, Ford Otosan’da yaklaşık 3 yıldır Genel
Müdür olarak görev yapan Mike Flewitt, yerini Genel
Müdür Başyardımcısı Nuri Otay’a devretmişti.
Ben, Ford Otosan’da çalışan kardeşlerimizin temsilcisi olarak, Merhum Nuri Otay ile sendikamız arasında sevgi ve saygıya dayalı ikili ilişkilerin, fabrikamızın başarısında önemli bir yeri olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Zaman zaman kendisiyle, zaman zaman da görevlendirdiği yöneticilerle yapmış olduğumuz görüşmeler sayesinde, Ford Otosan’da kusursuz bir üretim sürecini inşa etmeye çalıştık. Bugün geldiğimiz noktada, Fabrika’nın içindeki atmosfere baktığımızda, bu alandaki ortak başarımızın
ne kadar saygın olduğu görülecektir. Merhum Nuri Otay,
‘Go Further’ dediğimiz, hep daha ileriyi düşünen, hedefleyen ve oralara varmayı planlayan bir anlayışın temsilcisiydi. Ama olmadı. Merhum, çok ama çok ileriye gitti… Bizleri, geride bıraktı. Ben, böylesine saygın bir yöneticiyle tanışma şansını kendime teselli yaparak, şahsım, sendikam
ve Ford Otosan çalışanları olarak, Merhum’a Allah’tan rahmet, başta Koç Holding camiası olmak üzere, Otay ailesine, yakınlarına ve Ford Otosan çalışanlarına başsağlığı diliyorum…”
27
TÜRK
“Bugün, Ford Otosan’da bir tören düzenleniyor. Ve bu
törende hepimizin gözleri bir kişiyi arıyor. Her zaman ortaya yaymış olduğu pozitif enerjisiyle, güler yüzüyle Nuri
Otay’ı arıyor. Sizlerin de, benim gibi inanmakta zorlandığınıza inanıyorum.Sanki merhum, biraz sonra güler yüzüyle buraya gelecek ve aramıza katılacak gibi... Hani, bazı insanlar için ‘ölüm ona yakışmadı’ derler ya. Bizler de Nuri
Otay’a yakıştıramadık, bu ani gidişi. Biliyorum ki, böyle
bir günde kurulan cümleler, yaşadığımız acıyı tarif etmekte yetersiz kalacaktır. Ama, aramızdan ayrılanları rahmetle
anmanın yanısıra, onlar hakkında hatırda kalan iyi ve güzel şeylerden bahsetmek ve onlara hakkımızı helal etmek,
bizim geleneğimizin bir parçası…
METAL
“Ölüm ona yakışmadı”
UAMİF
Ukraynalı Sendikacıların eğitim programında açılış konuşmasını, UAMİF Genel
Sekreteri ve Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek yaptı.
METAL
Ukraynalı sendikacılar
Türkiye’de
TÜRK
28
Ukraynalı Sendikacılar UAMİF
Genel Merkezi’nde Eğitim Aldı
U
luslararası Avrasya Metal İşçileri
Federasyonu’nun Ankara’daki Genel Merkezi’nde yapılan eğitimlere devam ediliyor. Bu çerçevede, eğitim için Ukrayna’dan bu yılın ikinci grubu, 21 Şubat’ta Türkiye’ye geldi. Eğitim
programının 22 Şubat tarihindeki açılış konuşmasını, UAMİF Genel Sekreteri
ve Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek yaptı. Soyupek konuşmasında, dünyada birçok ülkenin kriz içinde
olduğunu ve bu ülkelerin krizin faturasını emekçilere çıkarttığını söyledi. Kendi ülkelerinde işçilik maliyetini düşürmek
isteyen gelişmiş ülkelerin, çözüm olarak
Avrasya’nın birçok ülkesinde çok düşük
ücretlerle işçi çalıştırdığını ifade eden Soyupek, “Avrasyalı sendikalar birlikte hareket ettiği sürece, bu sömürü düzeniyle savaşılabilir” dedi. Soyupek konuşmasında
sendikamızın çeşitli faaliyetlerine ilişkin
bilgi de verdi. Soyupek, şöyle devam etti:
“Türk Metal’deki merkezi sendikacılık örneğini gördünüz. Biz merkezi sendikacılıkla, bir haftalık eğitim sürecinde
gördünüz bu tesisleri üyelerimizin hizmetinde sunduk. Bu yapılanma Avrasya’daki
tüm sendikalara örnek olmalıdır. Türk
Metal’de gördüğünüz bu yapılanmayı uygularsanız, ülkenizde daha güçlü bir sendikanın sahibi olabilirsiniz” dedi.
Ankara’ya 21 Şubat’ta gelen Ukrayna Metalurji Maden Sendikası Şube Başkan Yardımcısı Vladamir Bazaryanin başkanlığındaki 25 kişilik heyet, 27 Şubat tarihine kadar ülkemizde kalarak, UAMİF
tarafından düzenlenen eğitimlere katıldı. Ocak ayında da, Ukrayna Gaz İşçileri
Sendikasına üye 14 işçi, UAMİF eğitimleri için Ankara’ya gelmişti.
Ukraynalı Sendikacılar UAMİF Genel
Merkezi’ndeki eğitim programına katıldı.
HABER
Genel Başkanımızın
Milli Gazete röportajı
METAL
Türk-İş
G
Sekret enel
er
Sendik
amız G i ve
enel
Başkan
ı Pe
Kavlak vrul
, yerli
oto ko
nu
sendik sunda,
her tür a olarak
lü d
vermey esteği
eh
oldukla
rını be azır
lirtti.
29
TÜRK
G
enel Başkanımız Pevrul Kavlak,
Milli Gazete muhabiri Saadettin İnan’a bir röportaj verdi.
Milli Gazete’nin 6 Şubat tarihli nüshasında tam sayfa olarak yayımlanan
ve birinci sayfadan da anonsla gösterilen röportajda, Genel Başkanımızın, yerli oto üretiminden Türkİş’e, Kıdem tazminatından, sendikacılığında bugünkü durumuna
ilişkin birçok konudaki görüşlerine
yer verildi. Milli Gazete Ankara Bürosu’ndan Saadettin İnan, “Erbakan’ın Yerli Oto Çabasını Unutmayız” başlığı
ile yayımlanan röportajla ilgili şu ifadelere yer verdi:
“İşkolunun önemli sendikalarından olan Türk Metal
Sendikası’nın, yerli oto girişimine her türlü desteği vermeye
hazır olduğunu belirten Kavlak, geçmişte bu alanda yapılan
çalışmalara dikkat çekti. Türkiye’nin geçmişte kendi arabasını üretmek için gereken çalışmaları yaptığını anımsatan Kavlak, ‘Bu konuda rahmetli Erbakan’ın verdiği çabalar da hâlâ
hafızalarda’ dedi…
Çalışma hayatı son günlerde hareketli ve stresli bir süreç
geçiriyor. Bir tarafta uzun yıllardır tartışılan 12 Eylül ürünü mevzuatın değişmesi yönündeki beklentiler, bir tarafta da
iş kolu barajları açıklanacak mı açıklanmayacak mı kaygısı.
İşçiden tutun, sendika yöneticilerine kadar herkeste bir tedirginlik vardı. Neyse ki korkulan olmadı. Ama tedirginlik
de bitmiş değil. İlgili yasa tasarısı Meclis’e gönderilerek, en
azından şimdilik tarafların biraz olsun nefes alması sağlanmış
oldu. İşte bütün bu yaşananları, Türk-İş’in Genel Sekreteri
ve Türk Metal Sendikası’nın Genel Başkanı olan Pevrul Kavlak ile konuştuk. Aslında genel başkanlığını yaptığı sendikanın ‘baraj’ gibi bir kaygısı olmasa da, Türk-İş’teki temsil makamından dolayı, yaşananlar kendisini yakından ilgilendiriyor. Kavlak, görüşmemizde son günlerde yaşananları değerlendirirken, çalışma hayatının temel sorunlarını ve bu sorunlara karşı sendikaların neden çare üretemedikleri yönündeki
sorularımızı yanıtladı. Kavlak, Türk-İş’e yönelik eleştirilere
de detaylı cevaplar verdi.”
Röportajın tam metnini www.turkmetal.org.tr adresinden bulabilirsiniz…
METAL
RÖPORTAJ
TÜRK
30
Futbol her şey
ise neden içinde
‘sendika’ yok?
“Yeşil sahaların
en sempatik
çılgını” Yılmaz
Vural, türk
metal’in
sorularını
Yanıtladı...
T
RT’nin Boğaziçi yerleşkesinde, İlknur Ertugay’ın “Futbol
Her Şeydir” stüdyosundayız.
Kapıda bizleri içten gülümsemesiyle karşılayan İlknur Ertugay’la,
sendika olarak ilk kez karşılaşmıyoruz aslında. Onun futbol tartışırkenki ışıltısı, bir zamanlar emekçiler ve tüm emek dünyası için yansırdı sözcüklerinden. Türkiye televizyonlarının ilk çalışma yaşamı
programı, işçinin, emekçinin
sesi “İşgünü”nden bildiğimiz
sıcaklığıyla elimizi sıkıyor.
Hiç kuşkusuz, bugün burada olmamızın nedeni Yılmaz Hoca. Yeşil sahalarımızın en sempatik çılgını. Bir
futbol dehası, spor adamı,
emekçisi… Yılmaz Vural.
Futbol Her Şeydir’in
yayınına bir saatten daha
fazla bir zaman var. Ekip
yeni yeni toplanıyor. Yılmaz Vural’ın yanında
Ümit Sezgin, İlhan Mansız ve az ötedeki reji odasında uğultulu bir kalabalık... Derbi sonrasında 3-2’lik Galatasaray
galibiyeti, “hasta” iki
Beşiktaşlı İlhan’ın ve İlknur’un neşesini kaçırmışa benziyor ama belli
etmiyorlar. Fenerbahçeli Ümit Sezgin de, şampiyonluk kesin gitti der
gibi bakıyor. Yılmaz Hoca’nın aklında ise belli ki başına yeni geçtiği
Sakaryaspor’dan başka bir şey yok…
Hiç zaman kaybetmeden Yılmaz Vural’ın karşısına geçiyoruz.
Sorularımızın arasında “Ne olacak
bu Türk Futbolu’nun hali?” yok. Bu
sorunun yanıtını şimdilerde kimse
veremiyor.
Biz daha çok, “Ne olacak bu futbol emekçisinin hali?” sorusunun
yanıtını arayacağız. Ama gelin, Yılmaz Hoca denince akla gelen ilk soruyla başlayalım söyleşimize.
Hocam, bizim basın bürosuna sizinle buluşacağımızı söylediğimizde, sizin için, “Allah muhtaç
etmesin ama yokluğunu da göstermesin” dediler. Hangi takım zorda olsa sizi çağırıyor, neden hocam?
Neden? ... Valla ben hemen hemen yirmi takımda çalıştım, bazılarında birden fazla çalıştım. Sezon
başı çalıştığım beş takım vardı diyebilirim. Sezon başı benimle çalışmıyorlar nedense... Gerekçesi şu,
tabi benim tahminim. Antrenörlüğü
METAL
TÜRK
31
raconuna göre yapmak isteyişim.
Mesela anlaşacağım kulüple, dokuz on
sayfalık bir sözleşme önlerine koyuyorum. Bizim yöneticiler öyle sözleşmeyi falan sevmiyorlar. Bir kaç istisna var
tabi. “Sen buranın anahtarını istiyorsun” diyorlar. Biz de, başarılı olmak istiyorsanız sorumluluk verdiğiniz insana yetki de vermelisiniz diyoruz. Oyun-
cuya verdiğini antrenöre de vermelisin, vermiyorsan demek ki antrenör senin için sıradan biri. Ben de o sıradan
insan olmam. Yani biz biraz fazla ciddi
geliyoruz. Bundan kaynaklanıyor bence. Bugünkü spor yöneticilerinin sporu yönetmekle ilgili çok ciddi sıkıntıları
var. İşte Ankaragücü. Yüz iki yıllık kulüp. Her yönetici bir taş koysaydı yüz
iki taş, koca bir bina olurdu. Şimdi bakıyorsun ki; küme düşmüş...
Oyunculuk günleriniz de oldu,
ama teknik direktörlük kariyeriniz
daha ön planda, ayrıca futbolun okulundan da mezun oldunuz. Kendinizi
alaylı mı yoksa mektepli mi görüyorsunuz?
Türkiye’de aslında her meslekTe hak
alma sorunu var. Bu hakkı almak
için de örgüTlü olmak gerekiyor.
METAL
RÖPORTAJ
TÜRK
32
Sendikalaşmamız, örgütlenmemiz
sağlanmış olsaydı, bizim adımıza
bu haklarımızın peşinden koşacak
bir yapının içinde olurduk...
İkisi olarak da görüyorum. Futbolun kampını, antrenmanını, maçını, soyunma odasını yaşamış biriyim.
Ankara’da Spor Akademisi’nde okurken,
Hacettepe’de daha sonra Demirspor’da
da futbol oynuyordum. Sonra yüksek lisans yaptım. Türkiye’de hocalık yapıp
da, iki üniversite bitirmiş kaç kişi var?
Sonra Almanya’ya gittiniz değil
mi?
Burada Spor Akademisi’ni bitirdim, öğretim görevlisi sınavını kazandım. Bu arada Doğan Andaç’a gittim,
“siz hangi okulun hocalık diplomasını
kabul ediyorsunuz?” dedim. “Biz bir tek
Almanya’daki teknik direktörlük diplomasını kabul ediyoruz” dedi. “Ha öyle
mi?” dedim. Zaten 75–80 dönemi, siyasi bunalımlı günler. Spor Akademisi Öğretim Görevlisi sınavını kazanmıştım ama atanamıyordum. Gidelim yurt
dışına orada geliştirelim kendimizi dedik. Almanya’ya gittim, ama hiç beklediğim gibi olmadı. Buradaki hiç bir şeyi
kabul etmediler. Her şeye sıfırdan başlayacaksın dediler. Yeni baştan spor akademisine girdim, onu bitirdim. Yeni
baştan antrenörlük kurslarını bitirdim.
Almanca da bilmiyorum. Önce onu öğrendim. Çok zor oldu tabi.
Orada futbol da oynadınız...
Tabi, ama daha çok para kazanma
amaçlıydı. Amatör takımlarda antrenörlük de yaptım. Orda Ergun Gürsoy’la
tanışmıştım. Yaptıklarımı gördü. Sonra 1986 yılında Türkiye’den beni aradı.
Ben de A lisansını bitirmiştim. “Özkan
Sümer Malatyaspor’a hoca oluyor yardımcısı olur musun?” dedi. Böylece başladım.
Hocam, Türk futbolunun son derece zor bir süreçten geçtiğini biliyoruz.
Eğer bu endüstrinin emekçileri örgütlü
olsaydı yaşananlar daha kolay atlatılabilir miydi?
Türkiye’de aslında her meslekte hak
alma sorunu var. Bu hakkı almak için de
örgütlü olmak gerekiyor. Ben 30 yıldır
antrenörlük yapıyorum. Çalışırken pek
çok insanla, kurumla ve yapıyla muhatap
oluyorum. Muhatap olduğumuz bu kişi
ve kulüplerle yaşadığımız pek çok sorun oluyor doğal olarak. Maddi anlamda, sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmesi konusunda, anlaşmazlık noktasına gelindiğinde yolların
na-
sıl ayrılacağı gibi başlıklarda yaşıyoruz
bu sorunları. İşte bu noktada tek başına bir antrenörün, bir futbolcunun savaş vermesi genellikle sonuca götürmüyor bizleri. Oysa sendikalaşmamız, örgütlenmemiz sağlanmış olsaydı, bizim
adımıza bu haklarımızın peşinden koşacak bir yapının içinde olurduk. O zaman da kendimizi güvende hissederdik.
Hele alt ve amatör kümeleri düşünürsek,
oradaki arkadaşlarımızın bizlerden daha
çok bu tür bir güvenceye gereksinim
duyduklarını söyleyebiliriz. Aslında benim de içinde aktif olarak çalıştığım,
1965 yılında kurulan Antrenörler Derneği bu konu üzerinde çok mesai harcadı. Ama maalesef 2012 yılına geldik
hala bir sonuç alamadık. Birkaç nedeni
var bunun tabii… Bana göre ilk sayılabilecek neden Kulüpler Birliği’nin sporda
örgütlenmeyi tasvip etmemesi. Kulüpler
karşı çıkıyor ve baskı yapıyor…
Kime baskı yapıyor hocam?
Kendi egemenliklerini yitirecekleri
endişesiyle bu sürecin önünü tıkayabilecek herkese diyelim, nasıl olsa okuyucu
ne demek istediğimizi anlayacaktır.
Hocam bu konuda bir dernek içinde
çalıştığınızı söylediniz. Dernek olarak
ya da şahsen sendikalarla diyalog kurdunuz mu hiç? Örneğin, Türk-İş’le iletişiminiz oldu mu?
Elbette oldu. Geçtiğimiz yıllarda
Türk-İş’le yaptığımız görüşmelerde, o
zamanki Başkan Sn. Salih Kılıç’la çok
sık bir araya gelmiştik. Meslek olarak da
miamızın kapılarını Türk-İş’e aralayacak
çok arkadaşımız var. Bunlardan biri de
benim. Benim dışımda örneğin Metin
Kurt yıllarını verdi bu işe. Hepimiz bir
araya gelmeliyiz ve birikimlerimizi paylaşmalıyız. İş işten geçmeden.
Gündemin en sıcak konusuna değinmezsek olmaz herhalde hocam. Siz
Türkiye’de şike olduğuna inanıyor musunuz?
Olmasa bu kadar şey olur mu? Sadece Türkiye’de değil her yerde var bence.
Küme düşme olmalı mı peki?
Düşme kalkar mı ya?.. Yapan düşecek. Yapma kardeşim. Kimsenin kimseyi kandırmaya hakkı yok. Bence bu sürecin en mağduru şu veya bu takım değil, yalnızca taraftar. Tüm futbol izleyicileri acaba birileri bizi de kandırdı mı
diye düşünüyor. İnanın bana örgütlü
olmak bu tür sorunların da üstesinden
gelmemizi sağlayacaktır.
Yayına çok az kaldı hocam. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim. Bütün Türk
Metal ailesine, onun üyesi sevgili işçi
kardeşlerime sevgilerimi gönderiyorum.
METAL
kiye Futbol Federasyonu bünyesinde
Uyuşmazlık Kurulu vardı, o da kaldırıldı. Tek yolumuz kalıyor; dava açmak,
mahkemeye gitmek. Adalet sisteminin
karmaşasında ve ağır çalışma temposunda bu davaların ne kadar zamanda ve ne
kadar lehimize sonuçlandığını da tahmin edersiniz herhalde. Bir de artık kulüp gelirlerine de haciz konulamıyor, sonuç olarak paramızı alamıyoruz. Hele ki
bizler, süper ligde önemli takımlarda çalışıyoruz, alt liglerde zaten çok küçük paralara, büyük özveriyle, zor şartlarda çalışan kardeşlerimin durumu içler acısı…
Bir yanda Türkiye’nin en büyük işçi
konfederasyonu Türk-İş, diğer yanda
büyük futbol ailesi. Başarı o kadar da
zor olmasa gerek.
Bana göre artık “Futbol Ailesi” yalan oldu. Bu büyük aile birbirine yabancılaştı, temel taşları çok mağdur durumda. Önce bizim kendimizi yeniden gözden geçirmemiz ve hiç zaman kaybetmeden toparlanmamız gerek. Aile ne kadar
kenetlenirse, onun bireyleri de o denli
güçlü hissedecektir kendisini. Örgütlenme bu sürecin olmazsa olmazı. Bizim ca-
33
TÜRK
bir tanınma sorunumuz var. O dönem,
hangi iş koluna dâhil edileceğimiz de
tartışma yaratmıştı örneğin. Yeni bir iş
kolu oluşturulması gerekiyor tabii. Bunun için yine o dönem İspanya ve Fransa örneğini incelemiş, üzerinde çalışmıştık Türk-İş’le birlikte.
Zaten Türk-İş bu sürecin sürükleyicisi oldu her zaman. Şimdilerde de takip ettiğim, duyduğum kadarıyla Türkİş Genel Sekreteri Sn. Pevrul Kavlak yeniden bir çalışma başlattı. Henüz kendisiyle bir araya gelmedik, ama ben bu konudaki birikimimi aktarmaya hazırım.
Kendi pencerenizden baktığınızda,
futbolun içinde biri olarak, örgütlü olmanın önemini nasıl açıklarsınız?
Mutlaka örgütlenmenin sağlanması gerekiyor, gerçekten çok mağduruz. Yabancı teknik adamlar ve
futbolcular öyle sözleşmelerle sağlam
geliyorlar ki Türkiye’ye, anlaşmazlık yaşanırsa da hemen FIFA’ya başvuruyorlar ve sorun çözülüyor. Bizim bu hakkımız da yok! Sözleşmeden kaynaklanan haklarımızı kulüpten alamadığımızda bir başımıza kalıyoruz. Eskiden Tür-
Zaten Türk-İş bu sürecin sürükleyicisi
oldu her zaman. Şimdilerde de takip
ettiğim, duyduğum kadarıyla Türk-İş
Genel Sekreteri Sn. Pevrul Kavlak yeniden
bir çalışma başlattı. Henüz kendisiyle bir
araya gelmedik, ama ben bu konudaki
birikimimi aktarmaya hazırım
HABER
METAL
Gecede konuşan Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak, “Türk Metal’in sadece örgütlenmede değil,
sözleşmelerde de bir numara olduğunu dünya âleme
göstereceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”dedi.
TÜRK
34
Çimtaş Çelik çalışanları Türk
Metal dayanışma gecesinde
Ç
imtaş Boru ve Çimtaş Borulama’dan sonra, yeni yılın
ilk günlerinde Türk Metal’i seçen Çimtaş Çelik çalışanları için düzenlenen dayanışma gecesi, 5 Şubat Pazar akşamı Gemlik Yaşam Merkezi’nde yapıldı. Geceye Çimtaş Çelik çalışanları, aileleri ile birlikte yoğun ilgi gösterirken, gecenin onur konuğu Genel Başkanımız Pevrul Kavlak oldu. Dayanışma gecesine, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun ile Bursa’da bulunan Şube başkanlarımız da katıldı.
Durmaz: Çimtaş’ı tek çatı altında topladık
Gecenin açılış konuşmasını yapan, Gemlik Şube Başkanımız Kemal Durmaz, “Birleşik Metal-İş Sendikasından istifa ederek Türk Metal’e geçen 360 işçi ile ÇİMTAŞ’ı tek bir
çatı altında toplamayı başardık” dedi. Durmaz, bundan böyle toplu bir şekilde mücadele edeceklerini belirtti ve tercihlerini Türk Metal’den yana kullandıkları için ÇİMTAŞ işçilerine teşekkür etti.
Kavlak: Önceliğimiz işçilerimizin huzurudur
Çimtaş Çelik dayanışma gecesinde konuşan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Çimtaş Çelik çalışanlarıyla birleşerek güzel bir adım atıldığını ve Çimtaş ailesinin tek bir çatı altında birleştirildiğini belirtti. Kavlak, sendikacılık alanında sadece sözleşmeyi değil, örgütlenmeyi ve hizmeti de esas aldıklarını kaydederek, “Türk Metal’in sosyal sendikacılık alanında
sunduğu hizmetlerden artık Çimtaş Çelik çalışanları da faydalanacaktır.” dedi. Genel Başkanımızın konuşmasından bazı
başlıklar:
“Türk Metal, sizinle daha da güçlenmiştir”
“Sendikalar, nitelikli sosyal ve kültürel faaliyetlerle, eğitimlerle hizmet yelpazesini genişletmek zorundadır. Çalışanlar,
ücret ve çalışma koşullarını iyi bilen, bu alanlardaki sorunları çalışanlar lehine sonuçlandıracak istek ve yeteneğe sahip sendikacılar istiyor… İçinde bulunduğumuz süreç, bizlerden koltuklarda oturmayı değil, örgütlü ve örgütsüz tüm emekçilerle
güçlü bir dayanışma için harekete geçmemizi istiyor. Sendikal
biz örgütlenmeye aileden başladık. Çünkü, güçlü bir dayanışma için en temel unsur, huzurdur. Bir çalışanın iş yaşamında
huzurlu olması, aile içi huzurla mümkündür. Türk Metal’in
hedefi, metal işçilerini, hem iş hem de aile yaşamında huzurlu
kılmaktır. Aile mutluluğuna katkıda bulunmaktır…”
Konuşmaların ardından, Çimtaş Çelik çalışanları eşli olarak katıldıkları dayanışma gecesinde gönüllerince eğlendi. Gecede sahne alan Sevda-Volkan ikilisi de eğlenceye renk kattı.
“Örgütlenmektir bizim işimiz...”
“2009 yılında yaptığımız genel kuruldan 2011 yılı sonuna kadar 25 bin metal işçisiyle Türk Metal çatısı altında birleştik. Şimdi de sizlerle birlikteyiz. Sizlere yeni hizmetler sunmak
için buradayız. Eşlerinize ve çocuklarınıza Türk Metal’in hizmetlerini ve yatırımlarını sunmak için buradayız. Sendikalı olmanın huzurunu sizlere yaşatmak için buradayız. 2011 yılında
Türkiye’de örgütlenmede birinci olduk; 2012 yılında da sözleşmelerde birinci olacağız… Örgütlenmektir, bizim işimiz,
iyi bir sözleşmedir eserimiz… Türk Metal’in sadece örgütlenmede değil, sözleşmelerde de bir numara olduğunu dünya âleme göstereceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın…”
“Yeniçağlar açan bir sendikayız”
“Biz, Türk Metal olarak, sendikacılıkta bir çağın peşinde giden değil, yeniçağlar açan sendikayız. Değişimde Öncüyüz. Biz, sendikacılığı, sadece toplu sözleşme imzalamak olarak görmüyoruz. Sendikacılığı, körelten, çürüten ve yozlaştıran bu köhnemiş alışkanlığı şiddetle reddediyoruz. Biz, sendikacılıkta sadece sözleşmeyi değil, örgütlenmeyi ve hizmeti de
esas aldık. Biz, sosyal sendikacılık yapıyoruz. Bizim sendikamızda özne sadece metal işçisi değildir. Bizim öznemiz, aynı
zamanda metal işçilerinin eşleri ve çocuklarıdır. İşte bunun için
35
TÜRK
ruh istiyor, sendikal heyecan istiyor. İdeolojiden uzak sendikacı istiyor Bunun için, emekçi olmak gerekiyor. Alın teri dökmek gerekiyor. Sendikacı olmak için, önce emeğin ve alın terinin kıymetini bilmek gerekiyor. Eğer, sendikaları yönetenlerin kafasında sendikacılık yoksa. Aldığı aidatı yine üyeye sosyal
hizmet olarak iade etmiyorsa. Yaptığı sosyal ve kültürel bir yatırım yoksa. Üyelerini insanca yaşama şartlarına kavuşturmak
amacı yoksa. O sendikanın varlığı da yokluğu da fark etmez.
Biz, Çimtaş emekçileriyle bunun için elele verdik Biz Çimtaş çalışanlarına yakışan bir sendikal anlayışı sunmaya geldik.
Çimtaş, çalışanları ile Türk Metal, şimdi daha da büyümüştür,
güçlenmiştir. Türk Metal dayanışmasına güç veren, bu dayanışmayı büyüten Çimtaş’lı metal işçilerini kutluyor, onlara teşekkür ediyorum…”
METAL
Gemlik Şubemize bağlı Çimtaş Çelik çalışanları, sendikamız Türk Metal’in
düzenlediği dayanışma gecesinde bir araya geldi. Geceye katılan Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak, Türk Metal’in sosyal sendikacılık alanında sunduğu
bütün hizmetlerden artık Çimtaş Çelik çalışanlarının da faydalanacağını söyledi.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, sendikacılık
alanında sadece sözleşmeyi değil, örgütlenmeyi
ve hizmeti de esas aldıklarını ifade etti.
UĞUR POLAT
[email protected]
METAL
Türk Metal dergimizin yeni bir sayısında, yeni bir konukla sizlerle
beraberiz. İşte Hayatımız adlı yazı dizimizin bu ayki konuğu İzmir’den…
İzmir 2 Nolu Şubemizin yetkili olduğu PWF Havacılık işyerinden
Sevda Furat, metal işçilerine doğru yolu gösterdi:
TÜRK
36
Metal
işçileri için
daha iyi bir
yaşamın
anahtarı
Türk
Metal’dir
METAL
TÜRK
37
“Meslek Lisesi Telekomünikasyon Bölümü mezunuyum.
Öğrencilik döneminde bir süre kendi alanımda iş yaptım.
Daha sonra mesleğim dışında işlerde çalıştım. En son PFW
Havacılık işyerinin boyahanesinde çalışmaya başladım.”
“Hayatı bazen kontrol edemiyoruz…”
Sevda Furat evli ve bir erkek çocuk sahibi… 1,5
yıldır da PWF Havacılık işyerinin boyahanesinde
çalışıyor. “PFW de işbaşı yapalı yaklaşık 1,5 yıl oldu.
Daha önce bir yıl Eldor işyeri, bir yıl da Vestel işyeri
olmak üzere çalışma hayatında iki yıllık bir deneyimim
oldu.” Sevda Furat, 2003 yılında, İzmir Mimar Sinan
Meslek Lisesi Telekomünikasyon Bölümü’nden mezun
olmuş. Mezun olduğu bölümle çalıştığı işyerinin pek bir
ilgisi bulunmuyor. “Meslek Lisesi Telekomünikasyon
mezunuyum. Öğrencilik döneminde bir süre kendi
alanımda iş yaptım. Daha sonra kendi mesleğim dışında
işlerde çalıştım. En son PFW Havacılık işyerinin
boyahanesinde çalışmaya başladım. Evet, mesleğimle
yakından uzaktan bir bağlantısı yok, ama hayatı bazen
kontrol edemiyoruz. Bugün burada boyahanede
çalışıyorum, ama işimden ve çalışma hayatımdan
memnunum…”
“Hiçbir arkadaşım bu durumu göz ardı etmiyor”
Sevda Furat, PFW işyerinin çalışma ortamından
oldukça memnun. “PFW’ye başlamadan önce Eldor
ve Vestel işyerlerinde çalıştım. O işyerlerinde sendika
yoktu ve emeğimizin karşılığını alamıyorduk. Çalışma
şartları daha ağırdı. Sözleşmeli işçi statüsünde çalıştığımız
için, sözleşmemi tamamlayınca işten ayrıldım. PFW’de
ben işe başlamadan önce sendika yokmuş… Çalışma
arkadaşlarımın anlatımları ile sendika geldikten sonraki
dönemde elde edilen kazançlardan herkes oldukça
memnun. Özellikle bu durumdan ben de çok memnunum.
Son imzalanan toplu sözleşme ile maaşımızda, sosyal
haklarımızda, yemekhanemizde ve servislerimizde hatırı
sayılır bir artış ve düzenleme yapıldı. Türk
Metal, metal işçileri için daha iyi bir yaşamın
anahtarıdır. İşyerindeki hiçbir arkadaşım bu
durumu göz ardı etmiyor.”
Çalışma hayatında dört yıla yakın bir deneyimi
olduğunu söyleyen Sevda Furat, son 1,5 yıl içinde
yaşadığı iki olayın kendisi için bir ilk olduğunu
belirtiyor. “2011 yılında ilk defa Kadınlar
Günü’nü kutladım. Bu benim içim bir ilkti…
İşyerimiz ve sendikamızın, geçtiğimiz ay ortaklaşa
düzenlediği yeni toplu iş sözleşmemizi kutlamak
için yapılan pasta kesimi ise diğer bir anımdı.
Bu anların benim için unutulmaz olmasının
nedeni, hem işyerimizin hem de bizim adımıza
sendikamızın bizler için bir şey yapmasıydı…”
METAL
“Türk Metal’le her şey daha da iyi”
“Oğlumuz en önemli kanıtı…”
Sevda Furat, eşi Taner Beyle 2007 yılında
evlenmiş. Çiftin beş yaşında Ulaş adlı bir
erkek çocukları var. Sevda Furat eşi ile staj
yaptığı iş yerinde tanıştığını, eşinin branşının
da telekomünikasyon olduğunu anlatıyor.
“Eşim Taner ile Alsancak Telekom’da staj
yaparken tanıştım. Taner, telekomünikasyon
altyapısı üzerine faaliyet gösteren bir firmada
çalışıyordu. O dönem staj yaptığım işyerinde
görev yapıyordu. Tanıştık ve kısa bir süre sonra
evlenme kararı aldık. Şu an İzmir’in Bornova
ilçesinde mutlu ve huzurlu bir yaşamı birlikte
paylaşıyoruz. Eşimin bana karşı yardımseverliği
ve sevgisi, birlikteliğimizi her geçen gün biraz
daha artırıyor. Oğlumuz Ulaş da bu birlikteliğin
en önemli kanıtını oluşturuyor.”
Röportajımızı tamamlarken bizler de Furat
ailesine bizleri kabul ettikleri için teşekkürlerimizi
bir kez daha bildiriyoruz. Bizleri yalnız
bırakmayan İzmir 2 Nolu Şube Sekreterimiz
Hayrettin Çakmak’a ayrıca teşekkür ederiz…
TÜRK
38
İşyerine çabuk adapte olduğunu söyleyen
Sevda Furat, PWF işyerini ve arkadaşlarını evi
ve ailesi gibi sahiplendiğini, Türk Metal’i ise iş
güvencesi olarak gördüğünü söylüyor. “PFW
işyerine çabuk ısındım. Burada çalışma ortamı
ve arkadaşlık çok iyi… Her şey sendikamız
Türk Metal’le daha da iyiye gidiyor. Sendikalı
olmanın verdiği rahatlıkla, işyerimde kendimi
daha da güvende hissediyorum. İşyerimi
ailem gibi, sendikamı ailemin içinde huzuru
sağlayan güvence olarak görüyorum. Tabii ki
eşim ve çocuğum da benim yaşama gayemi
oluşturuyor.”
“PFW işyerine çabuk ısındım. Burada çalışma
ortamı ve arkadaşlık çok iyi… Her şey
sendikamız Türk Metal’le daha da iyiye gidiyor.
Sendikalı olmanın verdiği rahatlıkla işyerimde
kendimi daha da güvende hissediyorum.”
METAL
“PFW’ye başlamadan önce Eldor ve Vestel
işyerlerinde çalıştım. O işyerlerinde sendika yoktu
ve emeğimizin karşılığını alamıyorduk. Çalışma
şartları daha ağırdı. Sözleşmeli işçi statüsünde
çalıştığımız için, sözleşmemi tamamlayınca işten
ayrıldım. PFW’de ben işe başlamadan önce sendika
yokmuş… Ama çalışma arkadaşlarımın anlatımları
ile sendika geldikten sonraki dönemde elde edilen
kazançlardan herkes oldukça memnun.”
TÜRK
39
MAKALE
Arabuluculuk
METAL
MEDİASYON
TÜRK
40
Mediasyon, çağdaş,
pratik, kaybettirmeyen
ve hızlı bir çözüm
yoludur. Taraflar
arasında kalan, gizli,
bağlayıcılığı olmayan
bu müzakere süreci,
ancak tarafların kabulü
ile sonuç vermektedir.
Dr. Naci Önsal
1. Toplu İş İlişkilerinde Arabuluculuk
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu üçüncü bölümünde “Uyuşmazlık ve Arabuluculuk” başlığı altında, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde olası uyuşmazlık hallerini ve uyuşmazlığın çözülmesine ilişkin yolu” (madde
21-22-23) düzenlemiştir (A).
33.maddesinde ise, karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavtın Bakanlar Kurulu tarafından ertelenmesi halinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın ve seçeceği bir arabulucunun devreye girmesine yer verilmiştir. (B)
Grev oylaması sonucunun grevin uygulanmaması şeklinde
çıkması (madde 36), grev ve lokavtın geçici olarak yasaklanması (madde 31), grev ve lokavtın yasak olduğu işler (madde
29) ile yerlerde (madde 30) taraflar dilerlerse Yüksek Hakem
Kurulu’nu devreye sokabilmektedirler (C).
Ayrıca (madde 58) taraflar, anlaşarak toplu hak ve
menfaat uyuşmazlıklarının
her aşamasında özel hakem’e
başvurabilmekte ve taraflar
uyuşmazlığın her aşamasında aralarında anlaşarak özel
hakem olarak Yüksek Hakem
Kurulunu da seçebilmektedirler (D).
Tespit yazısını alan işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren veya yetki belgesini alan işçi sendikası, tespit
yazısını veya yetki belgesini aldığı tarihten itibaren on beşgün
içinde karşı tarafı toplu görüşmeye çağıracak, çağrının karşı tarafa tebliğinden itibaren altı işgünü içinde taraflar toplu görüşmenin yer, gün ve saatini aralarında anlaşarak belirleyecekler
ve bunu görevli makama bildireceklerdir.
Toplantı yer, gün ve saati bakımından taraflar arasında
bir anlaşmaya varılamazsa, taraflardan birinin üç işgünü içinde başvurması üzerine görevli makamca toplantı yeri, günü ve
saati başvurma tarihinden başlayarak altı işgünü içinde tespit
edilecek ve taraflara bildirilecektir.
Bundan sonra farklı hallerde uyuşmazlık aşaması yaşanabilecektir.
Toplu görüşme için tespit edilen yer, gün ve saatte taraflardan biri toplantıya gelmezse veya toplantıya geldiği halde görüşmeye başlamazsa ya da toplu görüşmeye başladıktan sonra taraflardan biri toplantıya devam etmezse, toplantıya gelen taraf, durumu görevli makama altı iş günü içinde
yazı ile bildirecektir.
Toplu görüşmenin başladığı tarihten itibaren otuz gün
geçmesine rağmen anlaşma sağlanamamışsa, taraflardan her
biri görüşmelere resmi listeden bir arabulucunun katılmasını
görevli makamdan isteyebilir. Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmış gün içinde taraflar anlaşamadıklarını bir
tutanak ile tespit edip durumu görevli makama yazı ile bildirebilir.
ç) Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmışıncı
günün sonunda taraflar anlaşmaya varamamışlarsa, taraflardan biri durumu görevli makama bildirir.
d) Toplu görüşmenin başlamasından itibaren altmış gün
geçmesine rağmen taraflar anlaşamamışlarsa ve taraflardan biri
anlaşamadıklarını görevli makama bildirmemişse, görevli makam re’sen altı işgünü içinde mahkemeye başvurmak suretiyle
resmi listeden bir arabulucunun tayinini isteyecektir.
Karar verilmiş veya başlamış olan kanuni bir grev veya lokavt genel sağlığı veya milli güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı bir kararname
ile altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme kararnamesinin
yürürlüğe girmesi üzerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bizzat ve resmi arabulucu listesinden seçeceği bir arabulucu
yardımı ile uyuşmazlığın çözümü için erteleme süresince her
türlü gayreti gösterir.
a) Grev oylaması sonucunda işçiler grevin uygulanmamasına karar verirlerse ve uyuşmazlıkta taraf olan işçi sendikası,
oylama sonucunun kesinleşmesinden itibaren onbeş gün içinde karşı tarafla anlaşmaya varmazsa, Yüksek Hakem Kurulu’na
başvurabilir.
Grev ve lokavtın yasak
olduğu işler ile yerlerdeki
uyuşmazlıklarda taraflardan
biri arabulucunun düzenlediği tutanağı almasından itibaren altı işgünü içinde Yüksek Hakem Kurulu’na başvurabilir.
Geçici grev ve lokavt yasağının altı ayı doldurmasından itibaren, taraflardan biri altı işgünü içinde Yüksek Hakem Kurulu’na başvurabilir.
Taraflar anlaşarak toplu hak ve menfaat uyuşmazlıklarının
her aşamasında özel hakeme başvurabilirler. Toplu iş sözleşmesinde taraflardan birinin başvurması üzerine özel hakeme
gidileceğine dair hükümler geçerlidir. Bu takdirde, bir tarafın
başvurusu üzerine uyuşmazlık özel hakem tarafından çözülür.
Menfaat uyuşmazlıklarında taraflar özel hakeme başvurma
hususunda yazılı olarak anlaşma yaparlarsa, bundan sonra arabuluculuk, grev ve lokavt, kanuni arabuluculuk hükümleri uygulanmaz. Menfaat uyuşmazlıklarında özel hakeme başvurulduğu hallerde, hakem kararları toplu iş sözleşmesi hükmündedir. Hak uyuşmazlıklarında özel hakem kararları genel hükümlere tabidir. Uyuşmazlığın her aşamasında taraflar, aralarında anlaşarak özel hakem olarak Yüksek Hakem Kurulunu
da seçebilirler.
Mediasyon, gelişMiş
ülkelerin birçoğunda
uygulanan uyuşMazlık
çözüM yoludur.
2. Mediasyon
Mediasyon, gelişmiş ülkelerin birçoğunda uygulanan
uyuşmazlık çözüm yoludur. Önemli iki özelliği bulunmaktadır. Birincisi, uyuşmazlığın taraflarının, bu uyuşmazlığın çözümü için arzulu ve kararlı olmalarıdır. İkincisi, yargıda çözülecek bu uyuşmazlığı yargı dışında çözmeyi arzu etmeleridir. Hiç kuşkusuz mediasyon sürecinde çözümlenemeyen
uyuşmazlıklar, yine yargı yolu ile çözülecektir.
41
TÜRK
M
ediasyon kavramı, uzlaştırma kavramı karşılığında kullanılmakta; arabulucuya da mediatör denilmektedir.
Acaba, toplu iş ilişkilerinin bir kurumu olan arabuluculuk ile mediasyon eş kurumlar mıdır?
Bu sorunun cevabını ararken, iki kurum da gözden geçirilecek ve bir sonuca varılmaya çalışılacaktır.
METAL
TÜRK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı
Taraflar anlaşarak Toplu hak ve
menfaaT uyuşmazlıklarının her
aşamasında özel hakeme başvurabilirler...
Uyuşmazlık tarafları niçin yargıya
gitmek yerine, mediasyonu tercih edip
bir mediatöre gideceklerdir? Bu sorunun birden fazla cevabı olabilir. Örneğin, uzun süren bir yargılama süreci yerine kısa sürede sonuç alınmak istenebilir. Yargılama sonunda taraflardan birisi kaybedecektir. Mediasyon,
tarafların her ikisinin de söylediklerinin (istediklerinin) olmadığı, ancak iki
tarafın istekleri arasında orta yolun bulunduğu bir çözüm yoludur. Tarafların hiç birisine kaybettirmeyen mutlu
bir çözümdür.
Mediasyon, çağdaş, pratik, kaybettirmeyen ve hızlı bir çözüm yoludur.
Taraflar arasında kalan, gizli, bağlayıcılığı olmayan bu müzakere süreci, an-
cak tarafların kabulü ile sonuç vermektedir. Mediasyon, aile içi uyuşmazlıklar, öğretmen-öğrenci-veli uyuşmazlıkları, kat malikleri-komşular arasındaki uyuşmazlıklar, şirket içi uyuşmazlıklar, şirketler arası uyuşmazlıklar, kültürel uyuşmazlıklar, diplomatik
uyuşmazlıklar, işçi-işveren uyuşmazlıkları vb. hemen her uyuşmazlık alanında uygulanabilmektedir.
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi, hiç kuşkusuz uyuşmazlık konusunda uzman mediatörün varlığını gerektirmektedir.
Ülkemizde kimlerin mediatör olabileceği, nasıl ücretlendirilecekleri, mediatörlere nasıl ulaşılacağı vb. hususlar
hukuki bir esasa bağlanmamıştır.
“Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin gündemindedir. Tasarıya göre; Lisans eğitimini tamamlamış herkes arabulucu olmak için müracaat edecek, özel bir eğitim ve sınavdan geçecektir. Hukuk dışında lisans eğitimi olanlar, ayrıca hukuk eğitimi alacaklar ve arabulucuların
ücretleri bir tarifeye bağlanacak ve aksi
kararlaştırılmamışsa, taraflarca ortaklaşa ödenecektir.
Tasarı, arabuluculuğu, “sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek
ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların
birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini
METAL
TÜRK
43
Toplu iş ilişkilerinde uzlaşTırma, zorunlu
olarak geçilmesi gereken bir aşama olup,
uzlaşTırma yerine yargıya giTme şansı yokTur.
sağlamak için, aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm
yöntemi” olarak tanımlamıştır.
Kanuni bir düzenleme olmamakla
birlikte, hukukçu veya hukukçu olmayan
kişiler mediasyon görevini yerine getirmektedirler. Hatta bir de dernekleri bulunmaktadır.
3. Sonuç
Toplu iş ilişkilerinde uzlaştırma, yukarıda kısaca özetlendiği gibi on değişik
halde yaşanmaktadır. Bunların bir kısmında uzlaştırma, zorunlu tahkim niteliğindedir. Yani, tarafların arabulucuya
gidip gitmeme seçenekleri olmadığı gibi,
arabulucunun kararını kabul edip etmemek gibi bir şansları da yoktur. Bazı hallerde ise, işçi sendikası arabulucuya gitmeyebilir, ama bunun sonucu ağırdır.
İşçi sendikası yetkisini kaybetmektedir.
Böyle olunca, arabuluculuk zorunlu hale
gelmektedir.
Diğer hallerde ise, arabuluculuk toplu iş sözleşmesine erişmek için yapılan
yolculukta geçilmesi gereken bir aşamadır. En önemlisi de, toplu iş ilişkilerinde
uzlaştırmaya gitmek yerine yargıya gitmek seçeneği, hak uyuşmazlığı dışında
yoktur. O halde de özel hakem’e gidileceği toplu iş sözleşmesi ile kabul edilmişse yargı yolu yine kapalıdır.
Sonunda genel olarak ifade etmek
gerekirse; toplu iş ilişkilerinde uzlaştırma, zorunlu olarak geçilmesi gereken
bir aşama olup, uzlaştırma yerine yargıya gitme şansı yoktur.
Mediasyonda ise, taraflar arasındaki
uyuşmazlığın çözüm yeri yargıdır. Taraflar yargıya gitmek yerine mediasyonu tercih etmektedirler. Uzlaşamamaları halinde yine gidecekleri yer yargıdır.
Önemli bir husus da, mediasyon eğitimi almış bir kişinin (mediatör) müzakere ve uzlaştırma tekniklerini ne kadar
bilirse bilsin, toplu iş ilişkileri uyuşmazlıklarında endüstri ilişkileri uzmanı olmadan başarı şansının çok düşük olmasıdır. Bütün bu nedenlerle, toplu iş uyuşmazlıkları için mediasyon kavramının
kullanılmaması yerinde olacaktır.
EKONOMİ
Avrupa,
Türkiye ve
resesyon
METAL
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)
açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin
Avrupa Birliği’ne ihracatı, bir önceki
yıla göre gerileme göstermiştir.
TÜRK
44
T
üm dünyada ve Türkiye’de ekonomik gelişmeler bütün
hızıyla devam ediyor. Gün geçtikçe artan rekabet ortamıyla şirketler ve ülkeler, daha başarılı olup ayakta kalabilmek için uluslararası boyutta başarılarını arttırmaya odaklanmış durumda. Günümüzde, küreselleşmeyle birlikte, ticarette mal, miktar kısıtlaması gibi engellerin azaldığı, toplumların, yaşam tarzı, tüketim alışkanlıkları gibi konularda birbirlerine benzediği süreçte, uluslararası ticaretin önemi de bir hayli artış gösterdi.
Krizin küresel bir boyutta etkilerinin devam ettiği dönemde, Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkeleri kendilerini kötü
duruma hazırlaması için uyardı. Bu durumda, ülkemizin ticari partnerlerinin ekonomisindeki değişiklikler bizi çok yakından ilgilendiriyor. Türkiye, dış ticaretinin neredeyse yarısını
(1996) Gümrük Birliği Anlaşması ile içinde bulunduğu Avrupa Birliği ülkeleriyle yapmaktadır.
Avrupa Birliği, ekonomik ve siyasi bir birlik oluşturmak
amacıyla Avrupa’da bir araya gelen bir örgütlenmedir. Toplam
27 ülkeden oluşmaktadır. Ekonomik, siyasi, ticari her alanda
barış ve birbirine destek olan bu birliğin temeli, 2.
Dünya Savaşı sonrasına dayanmaktadır.
Avrupa birçok savaşa şahit oldu ve büyük bir yıkıma uğramıştı.1 Bu durumdan kurtulmak için toplanma yolları aramaktaydı. II. Dünya Savaşı
sonrasında Avrupalı devlet adamlarının, Avrupa’da kalıcı bir barış oluşturma çabaları hızla arttı.
Robert Schuman (Fransa Dışişleri Bakanı) Fransa ve Almanya arasında yüzyıllardır süregelen çekişmenin son bulabilmesi için, Schuman Planı’nı hazırladı. Planın ana
hedefi, ortak kömür ve çelik üretimini
sağlamak ve bu örgütlenmeyi tüm Avrupa devletlerinin katılımına açık tutmaktı.
1951 yılında Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda’dan oluşan 6 ülke ile Avrupa Kömür ve
Çelik Topluluğu(AKÇT) kuruldu. Bu üye devletler, 1957 yılında iş gücü, mal ve hizmetlerde serbest dolaşımına dayanan
ekonomik birlik kurma amacıyla ‘Roma Antlaşması’nı imzalayarak, ‘Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu oluşturdu. Böylelikle, üye ülkelerdeki insanların, ürünlerin ve sermayenin kendi içinde serbest dolaşım hakkı oldu. Roma Antlaşması ile Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu da (EURATOM) oluşturuldu.
Bu oluşumdaki amaç da, nükleer enerjinin güvenli ve olumlu
kullanımını sağlayabilmekti.
1965 yılında Füzyon (Birleşme) Anlaşmalarının imzalanması ile birbirinden ayrı durumdaki bu topluluklar, tek bir
konsey ve komisyon ile Avrupa Toplulukları adını aldı.
1968 yılında Gümrük Birliği Anlaşmasıyla, gümrük vergileri, ticari bir bütün oluşturma amacı ile kaldırıldı. Daha sonra, genişlemeye doğru giden bu topluluk, 1980’lerde 12 üyeye ulaştı. Topluluğun ‘ortak bir Pazar’ oluşturma amacı vardı. Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe giren Maastricht Anlaşması ile
Avrupa Topluluğu, yeni boyutlar
ve yeni bir hukuksal yapı kazanarak,
Avrupa Birliği’ne dönüştü. Maastricht Anlaşması, ekonomik ve parasal birliğin gerçekleştirildiği
anlaşmadır. Maastricht Anlaşması ile üç sütunlu AB
yapısı oluşturuldu.2 Bu
Merve Özkan
METAL
[email protected]
yapının ilk sütununu Avrupa Toplulukları (AKÇT, AEK
ve EURATOM) ikinci sütunu Ortak Dış İşleri Güvenlik
Politikası, üçüncü sütunu ise Adalet ve İçişleri oluşturuyor.
1995 yılında Avusturya, İsveç ve Finlandiya’nın katılımıyla üye sayısı 15’e cıktı. 1 Ocak 2002 tarihinde Euro
(Avrupa ortak para birimi) yürürlüğe girdi ve 12 ülkede
kullanılmaya başlandı. Ortak para birimiyle ticaretin daha
kolay ve daha fazla olacağı düşünülmekteydi. 2004 yılında ise Avrupa Birliği’nde büyük bir genişleme gerçekleşti
ve 10 yeni ülke (Çek Cumhuriyeti, Estonya GKRY, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve
Slovenya) katıldı. Son olarak 2007 yılında Bulgaristan ve
Romanya’nın katılımıyla üye sayısı 27’ye yükseldi.
En büyük ticari partnerimiz olan AB, bu aşamalar sonucunda bugünkü yapısını kazanmıştır. Uluslararası ticaretin
önemini bu birliğin oluşum süreciyle daha iyi anlayabiliriz.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standarts and
Poors(S&P), Avrupa’da bir çok ülkenin kredi notunu düşürdü. 3 Derecelendirme kuruluşları, ülkelerin veya firmaların istekleri üzerine ya da kendi saptadıkları dönemlerde, ülkelerin
veya firmaların borçlarını geri ödeme yetenekleri konusunda
bilgi veren kuruluşlardır. Bir anlamda, ekonomideki istikrarı
ifade eden bu kavram, not düşüklüğüne uğrayan Avrupa ülkelerinin resesyondan olumsuz etkilendiğini yansıtmaktadır.
Fransa ve Avusturya’nın notu AAA’dan AA+ ya düştü.
İtalya A’dan BBB+’ya geriledi. İspanya AA-‘den A’ya ge-
riledi. Kıbrıs Rum Kesimi BBB’den –BB+’ya çekildi. Portekiz BBB-‘den –BB’ye düştü. Avrupa ülkelerindeki bu düşüşler, Türkiye’nin dış ticaretinde de olumsuz etkisini göstermiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı, bir önceki
yıla göre gerileme göstermiştir. 2010 yılında ihracatımızın
neredeyse yarısını (%45,2) AB ülkelerine yaparken, 2011
yılında bu oran %41,7’ye gerilemiştir.
Avrupa’daki bu düşüşten, Türkiye’nin de kendine pay
çıkartıp, önlem alması gerekmektedir. Ülkeler ne kadar
çok üretip, ne kadar çok satarsa, ekonomisi o kadar gelişir.
Daha fazla üretim demek, ülkeye daha fazla kazanç ve istihdam demektir. Bu nedenle, Avrupa’daki resesyonu küçümsemeyerek, 2012 yılında planlı bir gidişat sergilemeliyiz.
<< KAYNAKÇA VE DİPNOTLAR >>
n Baldwin,R,Wyplosz,C (2009).The economics of European
Integration.P.g.60
n AVRUPA BİRLİĞİ TARİHİ (2012).http://tr.wikipedia.org/wiki/
Avrupa_Birli%C4%9Fi
n 1- AB tarihi(2012) http://www.atb.gov.tr/pages.
aspx?pageId=07a81eeb-c843-4244-8fe2-2ab1c339bf9e
n 2-AB tarihi(2012) http://www.atb.gov.tr/pages.
aspx?pageId=07a81eeb-c843-4244-8fe2-2ab1c339bf9e
n 3- Kredi Derecelendirme(2012)
45
TÜRK
Ülkeler ne kadar çok Üretip, ne kadar
çok satarsa, ekonomisi o kadar gelişir
BİZİM FABRİKALARIMIZ
METAL
Semer üretiminden,
dünya liderliğine…
TÜRK
46
G
rammer
tarihi,
Willibald
Grammer’in Almanya’da 1880
yılında kurduğu semer ve fayton
koltuğu atölyesinin, 1954 yılında torun
George Grammer tarafından devralınıp,
traktör koltuğu fabrikasına dönüşümüyle başlamıştır. Grammer bugün, faaliyet
gösterdiği 18 ülkede, 8500’ü aşkın çalışanı, 24 üretim merkezi ile gerçek anlamda bir “Dünya Markası” olduğunu kanıtlamıştır. 1986 yılında Bursa’da
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde
kurulmuş olan Grammer A.Ş., Türkiye ve dünya pazarında kendi alanında
lider konumunu sürdürmektedir. Özellikle traktör, iş makineleri, tren ve kamyon koltuklarında önemli bir pazar payına sahiptir. Yaklaşık 130 yıl önce semer üretimi ile başlayan üretim yolculuğu, bugün şirketi, alanında dünya lideri
konumuna taşımıştır.
an için bulunmamaktadır. Kamyon sürücü koltuğunda da, Mercedes, MAN, DAF,
PACCAR, FORD, BMC gibi, konusunda
lider firmalarla çalışmalarını sürdürmektedir. Bu alanda en büyük üretim merkezi Türkiye’dedir. Ayrıca, otobüs,
minibüs konularında tek üretim
Türkiye’de yapılmaktadır. Tren
koltukları üretimi de, hem Türkiye hem de Almanya’da devam etmektedir.
Müşteri memnuniyeti
odaklı üretim...
GraMMer, araç koltuk sistemlerini entegre
bir sistemle üretiyor. Bu çerçevede, koltuklar, şase
aksamları ile üretiliyor ve fabrika bünyesindeki boyahanede boyanıyor. Araç koltuklarında kullanılan
süngerleri de kendisi üreten Grammer, koltukların
kılıfları için kumaş kesim, dikim ve giydirme işlemlerini de gerçekleştiriyor. Tüm bu üretim kısımlarından akan parçalar, fabrikanın montaj hatlarında
bir araya getiriliyor.
Faaliyetlerine traktör operatör koltukları üretimi ile başlayan ve bunu sürdüren Grammer’in
DS44 ve MSG44 traktör koltukları, tasarımı, sağlamlığı ve ergonomisiyle, bugün bile talep gören
ürünler arasında yer alıyor. Otobüs, minibüs ve
kamyonlarda kullanılan FA418 ve MS418 mekanik
süspansiyonlu sürücü koltukları da, üretimi devam
eden başlıca ürünler arasında.
47
TÜRK
GraMMer yaptığı toplam iş hacminin yaklaşık %65’ini otomobil sektöründen, %35’ini ağır vasıta kamyon, otobüs, tren, traktör ve iş makinelerinden yaratmaktadır. Dünya üzerinde otomobil sektöründe büyük markalarla çalışmaktadır.
Bunlar arasında Mercedes, Audi, BMW,
Volkswagen gibi dünyaca ünlü markalar
bulunmaktadır. Orta konsol, koltuk kafalıkları, kolçak ve kapı panelleri üretimi yapmaktadır. Türkiye’de bu alanda üretimi şu
METAL
Kamyon Koltuğunda en büyük
üretim merkezi Türkiye…
BİZİM FABRİKALARIMIZ
Sektörde öncü...
METAL
Otobüs yolcu koltuğu üretiminde edinilen bu başarıların da yol göstermesi
ile Grammer, tren yolcu koltukları üretimi çalışmalarına da başladı
TÜRK
48
GraMMer, 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren, yine otomotiv pazarında ilklerden olan havalı sürücü koltuğu üretimine başladı. Sırasıyla MSG90.3 ve
MSG90.5 havalı sürücü koltukları devreye girdi. İlerleyen
yıllarda değişik versiyonları ve ilave özellikleri ile ürünlerin gelişimleri sürdürüldü. Son dönemde de, MSG90.6
havalı sürücü koltuğunun üretimi başladı. Anılan ürünler, Türkiye’deki ve dünyanın dört bir yanındaki kamyon,
otobüs, midibüs ve minibüs gibi ticari araç üreticileri tarafından kullanılmaktadır. Türkiye, Almanya, Avusturya,
ABD, Rusya, Hindistan, Çin, Brezilya, İtalya, Tunus, Mısır, İran ve daha birçok ülkedeki üretici firmalar, bu ürünleri tercih etmektedir. 1990’lı yılların başından itibaren
Grammer çeşitli otobüs, midibüs ve minibüs segmentleri
için yolcu koltuğu üretimine de başladı. Bugün de, yolcu
koltuklarındaki başarıları ile sektöre öncülük eden Grammer, bu alandaki üretimi ve ürün geliştirme faaliyetlerini
olanca hızı ile sürdürmekte.
Otobüs yolcu koltuğu üretiminde edinilen bu başarıların da yol göstermesi ile Grammer, tren yolcu koltukları
üretimi çalışmalarına da başladı ve son yıllarda ortaya koyduğu başarılı ürünleri ile demiryolu sektöründeki önemli projelerde tedarikçi olarak yer aldı. Gerek otobüs yolcu
koltuklarında, gerekse de tren yolcu koltuklarında, sektörün taleplerine cevap veren Grammer’in ürünleri, tüm homologasyon gereklerine, Avrupa normlarında cevap verebilen, yasal yükümlülüklerin öngördüğü tüm testlere uygun özelliktedir.
Grammer’in ürün gamının bir diğer unsurunu da iş makineleri
operatör koltukları oluşturmaktadır. Grammer, Türkiye’deki
belli başlı iş makinesi üreticilerine, MSG85 modeli ürünü ile hizmet vermektedir. Ağır çalışma koşullarındaki bu araçlarda herhangi bir kalite sorununa yol açmayacak nitelikteki ürünleriyle müşterilerini memnun etmektedir. Kara yolları, demir
yolları ve arazi
şartlarında çalışan tüm
araçlar
için koltuk
üretimi gerçekleştiren
Grammer, deniz araçları için operatör koltuğu üretiminde
de, sektörde son yıllarda gerçekleşen gelişme ve büyümeye paralel olarak yerini almıştır. Bu konudaki ihtiyacı karşılayabilmek amacıyla başlatılan geliştirme faaliyetleri sonucu üretilen kaptan koltukları, çeşitli testlerle de başarısını kanıtlamıştır. Tüm bu ürünlerin yanısıra, ülkemizin göz
bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli ihtiyaçlarına
da yerli bir üretici olarak destek verilmektedir.
Grammer için en değerli varlık,
eğitilmiş, nitelikli insandır…
Grammer A.Ş. uzun yıllardır, gerek Bursa’da gerekse Türkiye genelinde çeşitli sosyal sorumluluk projelerine de imza atmıştır. Grammer için en değerli varlık, eğitilmiş, nitelikli insandır. Ülkelerin kalkınabilirliği, işletmelerin rekabet edebilirliği eğitim ile doğrudan ilgilidir. Dünya, rekabet çağı olarak adlandırılabilecek hızlı bir dönüşüm içerisindedir. Hızlı teknolojik değişimler ve küreselleşme; sürekli eğitimin, metodolojik çalışmanın, esnek becerilerin ve bilgi kullanımının önemini artırmıştır. İşletme
organizasyonunu ve süreçlerini iyileştirebilen, bunları sürekli geliştirebilen ve verimliliklerini arttırabilen işletmeler
katma değer yaratabilmektedir. Bu yoğun rekabet ortamında “biz de varız” diyen Grammer, personel eğitim faaliyetlerine son dönemde hız kazandırmıştır. Bu çerçevede,
teknik ve kişisel nitelikte eğitim programları Grammer tarafından organize edilmekte ya da genel katılıma açık eğitimlere personelin katılımı sağlanmaktadır.
Grammer A.Ş. tarafından geçen yıl tüm personele, toplam 15.897 saat eğitim verildi. Kişi başı eğitim
saati 24,18’e ulaştırıldı. Eğitim faaliyetlerine 2012 yılında
da artarak devam ediliyor. Eğitim faaliyetlerinin yanısıra, çalışanların motivasyonunu, şirkete bağlılıklarını artırmak, iş-özel
hayat dengesine katkı sağlamak
amacıyla kurulan Sosyal Kulüpler etkinlikleri çerçevesinde,
bowling turnuvası, futbol turnuvası, geziler, doğa yürüyüşleri, amatör balıkçılık gibi etkinlikler organize edilmekte ve çalışanların iş dışında da birlikte keyifli vakit
geçirmeleri sağlanmaktadır.
Arıncı, Grammer’in CEO’sından başarı
ödülünü almıştır.
Bu başarı, tamamen firmadaki mavi
yakalı ve beyaz yakalı ekibin takım oyununu tam anlamıyla hayata geçirebilmesi sayesinde elde edilmiştir. Tüm bunların yanında, Grammer, koltuk alanında
ilk Ar-Ge merkezini kuran firma ünvanını elde bulundurmaktadır. Birinci yılını
yeni dolduran Ar-Ge merkezinde Grammer, ürün yelpazesini geliştirerek, pazar
payını artırma ve bu sayede istihdamını
büyütme hedefindedir. Firmanın Ar-Ge
merkezi Almanya’ya da hizmet etmekte
olup, Türk mühendis ve teknikerlerinin
başarıları sayesinde, yeni ürünlere imza
atmaktadır. Bu yapılanma ile pazara yeni
koltuklar sunarak, zaten bir marka olan
Grammer’in marka değerinin de büyütülmesi hedeflenmektedir. Kriz sonrası ürün yelpazesini genişleten Grammer,
dünyada lider olduğu demiryolu ulaşım
sektöründe, Türkiye’de de ciddi adımlar atmış, şehirlerarası trenlerde ve metrolarda aranan marka olma yolunda hızlı
adımlarla ilerlemektedir. Bu alanda hem
ülkemiz, hem de çevrede birçok ülkede yeni proje üzerinde çalışmalar devam
etmektedir. Savunma sanayinde yapılan yeni atılımlarla, prosedürleri çok yoğun olan bu sektöre de ürünler yaratan
Grammer, Türk sanayisinin başardığı savaş gemisi projelerine koltuk vererek bu
alanda da başarısını kanıtlamıştır.
Grammer Koltuk A.Ş. Genel Müdürü
TUNA ARINCI
“Bizler, 2023 yılında konulan 4
milyon araç üretimi hedefinin yakalanacağını ve Türkiye’nin bu hedefleri gerçekleştireceğine inanıyoruz. Grammer,
bu büyüyen pazarda yeni ürünleri ile
devamlı lider olmayı amaçlamaktadır.
2012 yılı ile ilgili beklentilerimize
gelince; en az 2011 yılı rakamlarının yakalanacağını, bu yılın ilk 6 ayının biraz
zor geçeceğini ve sonrasında ivmeleneceğini düşünüyoruz. En kötü senaryo,
%-5/-10 yani 2011 yılının altında bir
gerçekleşme olmasıdır. Bize bu başarılarda destek olan mavi yaka çalışanlarına
ve Türk Metal Sendikası’na teşekkür etmek istiyorum. Bu iş ekip işi. Bizler iyi
bir ekip oluşturduk. Hepimiz için başarılı bir yıl diliyorum.”
49
TÜRK
GraMMer’de çalışanların yaş
ortalaması 34, kıdem yılı ortalaması ise
7,5 yıldır. Grammer, 95’i beyaz yaka,
501’i mavi yaka olmak üzere toplam 596
çalışana sahiptir. Grammer, 2011 yılında
üretim rakamlarını artırarak, 2009 krizi
öncesi rakamlarına ulaşmıştır. Özellikle,
kriz sonrası Avrupa pazarları haricinde
geliştirdiği Rusya ve Brezilya pazarlarında başarılı şekilde çalışmalarına devam
etmektedir. Bu iki Pazar, toplam satışın %10’ununu yakalamıştır. Bunun yanında, üretim, verimlilik, kalite anlamında, 2010’dan sonra 2011 yılında da, tüm
dünya Grammer fabrikaları içinde birinciliğini yine korumuştur. Kasım 2011 yılında Grammer’in Genel Müdürü Tuna
METAL
Grammer’in başarısı mavi
ve beyaz yakalı çalışanların
uyumuna eşdeğerdir…
MAKALE
METAL
İşsizliğin sosyopsikolojik yönü:
İşsizlik psikolojisi
TÜRK
50
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2011 Küresel İstihdam Eğilimleri
raporuna göre, dünya genelinde 2010 yılında işsiz sayısı 2007
yılına göre 26,7 milyon artarak, 205 milyon olmuştur. Ayrıca
raporda, dünya genelinde işsizlik oranı 2010 yılı için % 6,2’dir. Bu
oran 2009 yılı için % 6,3 ve 2005 yılı için % 5,6’dır. Buna göre,
2005 yılından itibaren dünya genelinde artan bir işsizlik oranı
dikkati çekmektedir. Gençler arasında (15-24 yaş grubu) işsizlik
oranı ise 2009 yılında 29,6 milyon iken 2010 yılında 77,7 milyona
düşmekle beraber, bu rakamlar 2007 yılına göre (73,5 milyon)
yüksekliğini korumaktadır. Küresel ölçekte genç işsizliği oranı ise
2007 yılında % 11,7 iken 2010 yılında % 12,6’ya yükselmiştir.
İşsizlik sorunu
tüm dünyada olduğu
gibi Türkiye’de de
en önemli sorun
alanlarından birini
oluşturmaktadır.
Tablo 1, Türkiye
İstatistik Kurumu
(TÜİK) verilerine
göre Türkiye’de
istihdam ve işsizlikle
ilgili temel verileri
göstermektedir.
Dr. Salih DURSUN
Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
Bölümü, Yönetim ve Çalışma Psikolojisi Anabilim Dalı
METAL
işsizlik, ekonomik ve toplumsal
bir problem olmasının yanında,
bireyler açısından da psikolojik
sonuçları olan, hem bireyler
ve aileleri hem de toplumlar
açısından farklı sorunlara
kaynaklık eden bir olgudur.
TÜRK
51
Y
andaki tabloya göre, Türkiye’de işsizlik oranı % 9,2’dir.
Buna göre, işgücü içersinde yer alan yaklaşık 3 milyon
kişi işsiz durumdadır. İşgücüne katılma oranı ise % 51
olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, Türkiye’de gençler arasında işsizlik oranının dünya ortalamasının oldukça üzerinde
bir seyir izlediği dikkati çekmektedir (%18,6).
İşsizlik sorunu gelişmişlik ayrımı olmaksızın tüm toplumların çözüm aradığı sosyo-ekonomik sorunların başında gelmektedir. Çünkü, işsizlik, ekonomik ve toplumsal bir problem olmasının yanında, bireyler açısından da psikolojik sonuçları olan, hem bireyler ve aileleri hem de toplumlar açısından
farklı sorunlara kaynaklık eden bir olgudur (Yılmaz ve diğerleri, 2004:164).
Günümüz toplumlarında “çalışma” insanlar için yaşamın
tek merkezi konumundadır (Keser, 2009:6). İnsanların çalışma hayatı içersinde yer almalarının öncelikli nedeni, yaşamlarını idame ettirecekleri bir gelire sahip olmaktır. Diğer taraftan, çalışma veya bir işe sahip olma, bir gelir getirmesinin (ekonomik boyut) yanında, psikolojik ve sosyal boyutu
olan bir kavramdır. Bir iş sahibi olmanın bireye sağlayacağı
psikolojik ve sosyal katkıları şu şekilde belirtmemiz mümkündür (Tınar, 1996:7-8):
n İşyeri başka insanlarla tanışılan, yeni arkadaşlıklar ve sosyal iletişimin kurulduğu mekânlardır. Bu özelliğiyle, işbirliği
kurma, dayanışma ve paylaşma gibi sosyal yeteneklerin gelişmesine aracılık etmektedir.
n İş, çalışan insan ve ailesine bir sosyal statü sağlar.
n İş, insanın kendisine saygısının, toplum için yararlı bir
şeyler gerçekleştirme duygusunun önemli bir kaynağıdır.
n İnsanın bir aidiyet ve kimlik duygusu oluşturmasında,
işin rolü çok büyüktür.
n Çalışma yaşamı, insanın belirli bir düzen içersinde yaşama ihtiyacına cevap verir ve zamanın periyodik algılanmasını sağlar.
n İş, sağladığı gelir ile iş dışı yaşamın da maddi temelini
oluşturmakta, özel yaşamın şekli ve boş zamanı şekillendirme
biçiminin de önemli bir belirleyicisi olmaktadır.
Ayrıca, çalışma psikolojik bir haz kaynağıdır. Bireyin çalışma esnasında bir takım başarılar elde etmesine ve kişisel
saygınlığını geliştirmesine yardımcı olmaktadır.
METAL
Aile veya
toplumdan
işsiz kaldığı
dönemde
yeterli sosyal
desteği
sağlayan
birey, yaşamış
olduğu işsizlik
psikolojisi
ile baş
edebilmede
daha başarılı
olabilmektedir.
TÜRK
52
Bu tatmin ise sadece iş yaşamıyla sınırlı kalmamakta, genel yaşam tatmininin de artmasına neden olmaktadır (Keser,
2009: 60).
İşsizlik konusunda popüler araştırma konularından biri de,
işsizliğin bireyin psikolojik ve fiziksel sağlığı üzerine olan etkilerinin incelenmesidir. Bu konuda ilk olarak 1930’larda Büyük
Bunalım sırasında başlayan ve günümüze değin devam eden
birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda işsizliğin birey üzerindeki etkisi farklı araştırma yöntemleri kullanılarak test edilmeye çalışılmıştır. Bunların başında ise, vaka çalışmaları, işsiz bireylerle çalışan bireyleri karşılaştıran kesitsel araştırmalar,
bireyleri çalıştıkları dönem ile işsiz kaldıkları dönem veya işsiz oldukları dönem ile çalışmaya başladıkları dönem arasında
izleyen boylamsal araştırmalar ve ulusal veya bölgesel işsizlik
oranlarını akıl hastanesi başvuruları ve intihar oranları endeksleri ile karşılaştırma gelmektedir (Wanberg ve diğerleri, 2009:
296-297). Bu çalışmalardan elde edilen bulguların ortak özelliği ise işsizliğin birey üzerinde psikolojik (stres, depresyon,
kaygı, öz güven kaybı vb.) ve fiziksel sağlığı (uykusuzluk, baş
ve mide ağrıları, vücut direncinin düşmesi, vb. gibi çeşitli somatik rahatsızlıklar) ilişkili olduğudur.
Çalışırken işsiz kalmak veya işgücü piyasasında iş bulamamak insan hayatında derin izler bırakan bir olaydır. İşten
yoksunluk beraberinde şunları da getirmektedir (Tınar, 1996:
105):
n Ekonomik güvencenin ve hayatı idame ettirebilmek için
gerekli gelir kaynağının kaybı
n “Ailenin geçimini sağlayan kişi” rolünün sona ermesi
n Zaman duygusunun ve buna bağlı düzen algısını kaybetme
n Bireysel (kariyer) ve sosyal (kabul görme) mesleki perspektifin yok olması; bunun yerine sosyal açıdan dışlanmışlıkla karşı karşıya kalma
n İş ortamındaki ve sosyal çevredeki sosyal ilişkilerden
yoksun kalma
n Bir yaşam ifadesi ve bir şeyler yapma veya işe yarama
duygusunun tatmin yeri olarak işteki meşguliyetin yitirilmesi
n Topluma yararlı olma duygusunun kaybı
Diğer taraftan, işsizliğin neden olduğu sosyo-psikolojik
sorunlar, toplumdan topluma ve bireyden bireye değişen bir
yapı sergilemektedir. Diğer bir ifade ile herkes işsizliğin olumsuz sonuçlarından aynı şekilde etkilenmemektedir.
METAL
3-Topluma ve Aileye Karşı Roldeki Çatışmalar: İşini kaybeden insan en önemli toplumsal bağlarından birini de kaybetmiş olmaktadır. İş ortamından ve sosyal ilişkilerinden yoksun
kalan birey, kendini önemli bir boşluk içinde hissetmeye başlayacaktır. Özellikle kişi, tekrar iş bulma konusunda sürekli hayal
kırıklığı yaşıyorsa, toplumdan kopmaya ve izole olmaya, sosyal
ilişkilerden kaçmaya, hatta eski iş arkadaşlarıyla bile görüşmemeye başlamaktadır. Diğer taraftan, bu duruma, ailedeki dengelerin değişimi sonucu, aileye karşı rolünü ve otoritesini kaybetmesi eşlik etmeye başlayacaktır (Kumaş, 2001:122-123).
Aşağıda değinileceği üzere aile içinde yaşanan bu denge bozulması, aile içi geçimsizlik ve boşanma oranlarındaki artışı da beraberinde getirecektir.
4-İşsizliğin Getirdiği Psiko- Somatik Sorunlar: İşsizlik sonucu yaşanan psikolojik baskı, somatik rahatsızlıkları da beraberinde getirmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalardan elde
edilen bulgulara göre, işsiz kalma şu somatik rahatsızlıkları da
beraberinde getirmektedir (Tınar, 1996:106):
n Beslenme bozuklukları
n Kas yapısının zayıflaması
n Vücut direncinin zayıflaması, bulaşıcı hastalıkların artışı,
salgın hastalık riskinin artması
n Mide-bağırsak rahatsızlıkları, kalp ve dolaşım hastalıkları gibi psiko-somatik şikayetlerde artış
n Tansiyon, kolesterol vb. sağlık göstergelerindeki değişmeler
n Raşitizm hastalığında artış
n Direncin azalması ve kötü bakım nedeniyle deri hastalıklarında artış
n Bebek ve çocuk ölümlerinde artış
n İş yapma gücünün azalması
5- İşsizliğin Sosyal Maliyeti: İşsizliğin etkileri yalnızca işsiz kalan bireyle sınırlı kalmamakta, aile ve toplum açısından
da önemli maliyetlere neden olmaktadır. İşsizlik toplumda aile
kurumunun zedelenmesine ve boşanma oranlarında artışa neden olabilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yapmış olduğu bir çalışmada, eş ile yaşanan sorunlar sıralamasında “ev
ve çocuklar ile ilgili sorumluluklar” % 34,6 ile birinci sırada
yer alırken, “aile gelirinin yetersizliği” % 31,6 ile ikinci sırada
gelmektedir. Buna göre, iş kaybı nedeniyle yaşanan gelir kaybının aile içi geçimsizlik ve boşanma ile sonuçlanabilecek bir
sürece neden olacağı söylenebilir.
İşsizliğin neden olduğu diğer bir toplumsal maliyet ise,
suç oranlarındaki artıştır. Suç oranları birçok faktörden etkilenmekle beraber, işsizlik, özellikle mala karşı işlenen suçlarda
artışa neden olabilecek sosyal bir faktör olarak kabul edilmektedir. Örneğin, Ata (2011) tarafından yapılan çalışmada, işsizlik oranının, kişi başına düşen suç sayısı üzerinde istatistiksel
olarak anlamlı ve pozitif işaretli bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Dursun ve diğerleri (2011) tarafından yapılan bir başka çalışmada da, hırsızlık, cebri hırsızlık (gasp), dolandırıcılık,
rüşvet, zimmet ve para ve mal kaçakçılığı gibi ekonomik getirisi olan suçlar ile işsizlik arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Bu iki çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, işsizlik
oranlarındaki artış, suç faaliyetinin de artmasına yol açmaktadır. İşsizliğin sosyal maliyetleri boşanma ve suç oranlarındaki
artışla sınırlı olmayıp, intihar oranlarının artışı, toplumsal çatışmaların artması ve toplumsal huzurun bozulması, toplumda
ahlaki çözülmeler gibi birçok alanda da önemli sorunlara neden olabilmektedir.
53
TÜRK
Örneğin, işsizlik sigortası sisteminin etkin olarak işlev kazandığı toplumlarda, işsizliğin sosyo-psikolojik etkileri nispeten daha az olabilmektedir. Diğer taraftan aile veya toplumdan
işsiz kaldığı dönemde yeterli sosyal desteği sağlayan birey, yaşamış olduğu işsizlik psikolojisi ile baş edebilmede daha başarılı olabilmektedir. İşsizliğin neden olduğu psiko-sosyal sorunları şu başlıklar altında incelememiz mümkündür.
1-Stres, Depresyon ve Kaygı Düzeylerindeki Artış: İşsizliğin psikolojik boyutunu ele alan birçok çalışmada, işsiz kalmanın çalışanların stres, depresyon ve kaygı düzeylerinin artması gibi mental sağlıkları üzerinde olumsuz etkilerde bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu tür psikolojik rahatsızlıklar, çalışan veya bir iş sahibi olan insanlarda da görülmekle beraber,
işsiz veya işini kaybetmiş insanlarda etkisi hem daha uzun olmakta hem de daha ciddi sonuçlara neden olmaktadır. Örneğin, Linn ve diğerleri’nin (1985) ABD’de 300 erkek üzerinde
yaptığı çalışmada işsiz bireylerin çalışan bireylere göre depresyon ve kaygı düzeyleri anlamlı bir şekilde daha yüksek bulunmuştur. Bir başka çalışmada ise, Murphy ve Athanasou (1999)
tarafından 1986-1996 yılları arasında İngiltere, Norveç, ABD,
Almanya, Avustralya, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerde
yapılan ve 16 çalışmayı ele alan meta analiz çalışmasında, işsizliğin akıl sağlığı üzerine etkileri ortaya konulmuştur. Bu çalışmalardan elde edilen ortak sonuç, işsizliğin akıl sağlığı üzerine
olumsuz etkilerinin bulunduğu yönündedir. Örneğin, ele alınan çalışmalardan birinde (Bolton ve Oatley, 1987) işsiz grupların çalışan gruplara göre 1 veya 2 kez daha depresif duygular taşıdığı, bu grupların tekrar istihdam edildikleri durumda
depresyon eğilimlerinin anlamlı bir şekilde düştüğü yönündedir. Türkiye’de bu konuda Kumaş (2001) tarafından işsizler üzerinde yapılan çalışmada, işsizlerde işsiz olmanın yarattığı duygular sıralamasında ilk sırayı % 19 ile stres almakta, ardından % 9 ile moral bozukluğu ve % 6,8 ile kaygı gelmektedir. Yüksel’in (2003) Ankara’da 182 işsiz üzerinde yapmış olduğu çalışmasında ise, işsizlerin %86,3’ünün depresyon içinde
olduğu tespit edilmiştir.
Cinsiyet açısından baktığımızda ise, işsizliğin etki düzeyi, ailenin geçimini sağlayan kişi rolünü erkeğin üstlendiği durumlarda, gerek ailenin gerekse de toplumun baskısı nedeniyle, erkek işsizler, bu sorunları kadınlara göre daha yoğun olarak yaşayabilmektedir. Örneğin, Çizel ve diğerleri (2011) tarafından Antalya’da İşkur’a başvuran işsizler üzerinde yapılan
bir çalışmadan elde edilen bulgulara göre, işsizlik süresince erkekler, kadınlara göre daha fazla parasal sıkıntı ve psikolojik
sorun yaşamaktadırlar.
2- Öz Saygının ve Kendine Güven Duygusunun Zedelenmesi: İşsiz kalan insan, kendi kimliği ve sosyal statüsünün belirlenmesinde önemli bir rol oynayan bir faktörden yoksun kalmanın boşluğunu yaşayarak kendine olan saygısını yitirebilir
(Tınar, 1996:108). Mlomo’nun (1996) Güney Afrika’da yapmış olduğu çalışmada işsizlerin % 41’inin düşük öz saygıya
sahip oldukları tespit edilmiştir. Türkiye’de ise bir insan kaynakları sitesinde yapılan anket sonucunda, “işsizlik psikolojinizi nasıl etkiledi?” sorusuna katılımcıların % 15,45’i “kendime olan güvenim azaldı” şeklinde cevap vermiştir (http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/291546.asp).
Diğer taraftan, bu güven kaybı ve öz saygıda azalma, işini kaybeden bireyin tekrar iş arama girişimlerinin de azalmasına neden olabilmektedir. Ayrıca, işsizlik süresi uzadıkça kişinin kendine olan güveni ve saygısı da gittikçe azalmaktadır.
METAL
TÜRK
54
SONUÇ YERİNE
YuKArıDA kısaca ele alınmaya çalışıldığı üzere, insanlar için bir iş sahibi olmak maddi gelirin ötesinde,
psikolojik ve sosyal ihtiyaçları da karşılayan bir etkiye
sahiptir. İşsizliğin yol açtığı sorunlar ise, yalnızca bireyi
etkilememekte, aile ve toplum üzerinde de zaman zaman telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle işsizlik sorununa, yalnızca ekonomik açıdan yaklaşmamak, psikolojik ve sosyal boyutun
da her zaman göz önünde tutulması gerekmektedir. İşsiz kişilerin maddi ihtiyaçlarının göz önünde tutulması
gerekmekle beraber, diğer psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının yalnızca istihdam içinde yer almaları ile sağlanacağı unutulmamalıdır. Bu açıdan, ekonomik ve sosyal
kalkınma ve gelişme ancak sağlıklı bir toplumla mümkündür. Sağlıklı toplumlar ise fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı birey ve ailelerden meydana gelmektedir.
KAYNAKLAR
n Ata, A. Y. (2011), “Ücretler, İşsizlik ve Suç Arasındaki İlişki: Yatay-Kesit Analizi”, Çalışma ve Toplum, 4, ss.113-134.
n Çizel, R.B., Güzeller, C.O. ve Mütevellioğlu, N. (2011), “İşsizliğin Piskolojik
Sonuçları: Antalya Örneği”, Çalışma İlişkileri Dergisi, 2 (2), ss.26-41.
n Dursun, S., Aytaç, S., Berkay, F. ve Topbaş, F. (2011), “The Effects of Unemployment and Income on Crime: A Panel Data Analysis on Turkey”, 16th Word Congress International Society for Criminology, Kobe, Japan.
n Keser, Aşkın (2009), “Çalışma Psikolojisi”, Ekin Yayınevi, Birinci Baskı, Bursa.
n Kumaş, Handan (2001), “İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki Etkileri”, Dokuz Eylül Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(4), ss.1-425.
n Linn, M. W., Sandifer, R., and Stein, S. (1985), “Effects of Unemployment on
Mental and Physical Health”, Am J Public Health, 75, pp.502-506.
n Mlomo, Vuyelwa Christa (1996), “Psychological Correlates of Unemployment: Low Self-Esteem and Depression”, Applied Master of Arts (MA) Clinical
Psychology, University of Zululand.
n Murphy, G.C. ve Athanasou, J. A. (1999), “The Effect of Unemployment on
Mental Health”, Journal of Occupational and Organizational Psychology, 72, pp.8399.
n Tınar, Mustafa Yaşar (1996), “Çalışma Psikolojisi”, Birinci Baskı, İzmir.
n Wanberg, C.R., Kammeyer-Mueller, J.D. Ve Shi, K. (2009), “İş Kaybı ve İşsizlik Deneyimi: Uluslar arası Araştırmalar ve Perspektifler”, “Endüstri, İş ve Örgüt Psikolojisi El Kitabı 2. Cilt”, (Ed:Neil Anderson, Deniz S. Öneş, Handan Kepir Sinangil ve
Chockalingam Viswesvaran), Birinci Baskı, Literatür Yayıncılık, İstanbul.
n Yılmaz, Tuncay, Fidan, Fatma ve Karataş, Veli (2004), “İşsizliğin SosyoPsikolojik Sonuçları: Sosyo-Demografik Özelliklere Göre Bireylerin Tutumları Bir
Alan Araştırması”, Sosyal Siyaset Konferansları, 48.
n Yüksel, İlhan (2003), “İşsizliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 4(2), ss.21-38.
n
http://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/@dgreports/@dcomm/@
publ/documents/publication/wcms_150440.pdf (Erişim:06.12.2011).
n http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/291546.asp (Erişim:15.12.2011).
n
http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=25&ust_id=8 (Erişim
01.12.2011).
Miray Vurmay
55
TÜRK
Türkiye’nin en büyük
işçi sendikası olan
Türk Metal ve en köklü
işveren sendikası MESS
ortaklığında, “Otomotiv
Sanayi Mesleki Yeterlilik
Sınav ve Belgelendirme
Merkezi Projesi”
oluşturuldu. Zihinsel
hazırlığı, ciddi planlamalar
ve fizibilite çalışmaları,
yine her iki sendikanın
uzmanlarından oluşan
ortak bir ekip tarafından
yürütülen 2 yıllık titiz bir
çalışmayla tamamlanan
proje, Otomobil Sanayicileri
Derneği’nin de (OSD)
katılımıyla hayata geçirildi
METAL
Türk Metal-MESS
Sınav ve
Belgelendirme A.Ş.
METAL
N
TÜRK
56
itelikli işgücü, standardize olmuş meslekler, verimli bir
ekonomi için şüphesiz ki vazgeçilmez bir unsurdur.
Nitelikli işgücüne sahip olabilmek ise, iyi planlanmış
mesleki ve teknik eğitimle sağlanabilir. Mesleki ve teknik eğitim, bu açıdan gelişmekte olan ekonomiler için hayati önem
arz etmektedir. Bilindiği üzere, Türkiye, gelişmekte olan sanayisinde istihdam etmek için uzun yıllardır ciddi anlamda nitelikli işgücü sıkıntısı çekmektedir. Bu sıkıntının temel nedeni, Türkiye’deki mesleki ve teknik eğitim sisteminin, gerek ortaöğretim gerekse de yüksek öğretim düzeyinde yeterliliğini
yitirmiş olmasıdır. Bu durum, Türkiye’ye işsizlik-mesleksizlik
gibi iki büyük derin sorunu da beraberinde getirmiştir.
Söz konusu sıkıntıların temelinde, Türkiye’de halen uygulamada olan mesleki ve teknik eğitim müfredatlarında kullanılan eğitim-öğretim yöntemlerinin, her geçen gün yenilenen
eğitim-öğretim teknolojilerini yeterince uygulayamaması olduğu söylenebilir. Böylesine bir mesleki eğitim sisteminin getirisi, daha doğrusu götürüsü ise, nitelikleri işverenin arzuladığı seviyede ol(a)mayan, yeniden eğitilmeye muhtaç ve bu anlamda işveren için zaman, enerji ve maddi kayba neden olan,
“sorunlu” bir işgücüdür. Bu noktada, çıkış yolu olarak Ulusal Yeterlilik Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” (UYEP) geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bu bağlamda, Katılım
Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) çerçevesinde, Avrupa Birliği
ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve Mesleki
Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından yürütülen, “Türkiye’de
Mesleki Yeterlilik Kurumunun ve Ulusal Yeterlilik Sisteminin
Güçlendirilmesi Projesi” (UYEP), iş piyasası ihtiyaçlarına uygun örgün ve yaygın mesleki eğitim ve öğretim verilmesini
sağlamak, hayatboyu öğrenmeyi desteklemek, eğitim ve istihdam arasındaki ilişkiyi güçlendirmek ve Avrupa Yeterlilikler
Çerçevesi (AYÇ) ile uyumu kolaylaştırmaktır. Proje ve AYÇ
ile uyumlu, tüm seviyelerde ölçme, değerlendirme ve belgelendirme için uygun bir sistem geliştirerek, meslek standartları temelinde verimli ve sürdürülebilir bir ulusal Yeterlilik
Sistemi’nin kurulması ve işletilmesi için MYK ve Meslek Standardı Geliştirme, Mesleki Bilgi ve Beceri Sınav ve Belgelendirme Merkezleri (VOC-TEST Merkezleri) desteklenmektedir.
Türkiye’nin geleceğinin tasarlanacağı bu süreçte,
Türkiye’nin en büyük işçi sendikası olan Türk Metal ve en
köklü işveren sendikası MESS ortaklığında, “Otomotiv Sanayi Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi Projesi” oluşturuldu. Zihinsel hazırlığı, ciddi planlamalar ve fizibilite çalışmaları, yine her iki sendikanın uzmanlarından oluşan ortak bir ekip tarafından yürütülen 2 yıllık titiz bir çalışmayla tamamlanan proje, Otomobil Sanayicileri Derneği’nin
de (OSD) katılımıyla hayata geçirildi. Proje ana hedef olarak, motorlu kara taşıtları, treyler ve yarı treyler imalatı alt sektöründe yeralan 15 ulusal yeterlilik için sınav ve belgelendirme merkezi ile bağlı şubelerinin kurulmasına ve işletilmesine
odaklanmaktadır. Nitekim, projenin net ve somut çıktıları ile
Türkiye ekonomisinin bel kemiği durumuna gelen otomotiv
sanayi, nitelikli, sertifikalı işgücüne sahip olacak, işletmelerdeki mevcut işçiler daha bilinçli, daha modern bir çalışma hayatına kavuşacak ve belki de en önemlisi, işsizlik-mesleksizlik kısır döngüsündeki genç nüfus için hayati önem taşıyan bir süreç
başlamış olacaktır. Oluşacak bu pozitif sinerji, büyüme iddiasındaki Türkiye ekonomisini kağıt üzerinde değil, gerçek anlamda büyüme rakamlarına ulaştıracaktır.
Bu bağlamda, “Otomotiv Sanayi Mesleki Yeterlilik Sınav
ve Belgelendirme Merkezi Projesi” ni hayata geçiren Türk Metal ve MESS, Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinde ve daha da
önemlisi, ülke sanayisi ve ekonomisinin gelişerek, uluslararası
çağdaş standartlara ulaşması ve nitelikli, teknolojiyi takip eden,
mesleki anlamdaki bilgi ve becerilerini uluslararası geçerliliği
olan, AB’nin “meslek pasaportu” olarak adlandırdığı belge ile
belgelendirmiş kalifiye işgücüne ulaşmasını sağlayacak sistemin kurulmasına öncülük etme iddiasındadır. Nitekim, bu konudaki ihtiyaçlar, eksiklikler, hedefler ve amaçlar 2 yıllık bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan analizlerle ortaya konulmuş
ve proje, bu analizler doğrultusunda hayata geçirilebilir ve sürdürülebilir, gerçek, sağlam temeller üzerine oturtulmaya gayret gösterilmiştir.
Açık ve net bir şekilde, sorunu, arz ve talepleri göz önüne
alarak hazırlanan proje, bir diğer yönüyle de ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de örneğine az rastlanan bir işçi-işveren diyaloğuna sahip olan Türk Metal ve MESS, ellerini taşın altına hiç
çekinmeden koyarak, sektörün içinden bir kuruluşu, OSD’yi
de yanlarına alarak, örnek bir işbirliği içerisinde Otomotiv
VOC-TEST Merkezi Projesi’ni hayata geçirmişlerdir. 24 ay
sürecek olan Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi, otomotiv ana ve yan sanayinde çalışanların MYK onaylı sertifikalarla
belgelendirilmesiyle, başta MESS üyesi işletmeler olmak üzere,
Türk sanayisinin, yeterlilikleri sertifikalarla kanıtlanmış işgücüne kavuşmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Söz konusu ana
hedefin yanısıra, proje ile ülkemiz ve AB için örnek bir ölçme,
değerlendirme ve belgelendirme sistemi kurulacak ve MYK çatısı altında yürütülen Ulusal Yeterlilik Sistemi (UYS) çalışmalarından elde edilecek sonuçların somut çıktıları ilk kez alınmış
olacak ve bu doğrultuda UYS’nin sürdürülebilir hale getirilmesine önemli katkılar sağlanmış olacaktır.
Proje nasıl yürütülecek?
Öncelikle, Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi kapsamında belgelendirmesi yapılacak yeterlilikler için program komiteleri oluşturulacak, pilot belgelendirme programları geliştirilecek, her bir belgelendirme programının yeterlilik ön şartları, değerlendirme şartları ve prosedürleri, sınav yöntemi ve
materyalleri ile belgelendirme şartları AB standartlarına uygun
olarak hazırlanacak. Bu bağlamda, otomotiv sanayinin ihtiyaçları, talepleri doğrultusunda öncelikli olarak belirlenen İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir ve Adana illerinde eşgüdümlü olarak faaliyetler başlatılacak. Bu çerçevede, Bursa’da BUTGEM,
Ankara’da ODTÜ, KKTM Gazi Üniversitesi ile konuya ilişkin yürütülen görüşmelerde protokollerin imza aşamasına gelindi. Böylece süreç, optimum kazanç ilkesi üzerine inşa edilmeye başlandı.
Kamu, işçi, işveren, üniversite gibi, sistemin ana aktörlerini tek bir çatı altında bir araya getiren örnek bir sosyal diyalog
uygulaması olan Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi çerçevesinde geliştirilen teknik bilgi, yöntem ve metodoloji, diğer
kurum ve kuruluşlara da kolaylıkla aktarılabilecek özelliktedir.
Yine yapılan detaylı araştırmalar sonucu elde edilen sonuçlar doğrultusunda, Otomotiv VOC-TEST Merkezi
Projesi’nden öncelikli olarak, imalat sektörü, işverenler, işletmeler, işçiler, sivil toplum örgütleri, eğitim sağlayıcıların faydalanması öngörülmektedir. Bu bağlamda, hedef gruplar;
MESS, Türk Metal Sendikası, motorlu kara taşıtları, treyler ve
yarı treylerin imalatını oluşturan otomotiv sektöründe faaliyet
gösteren MESS üyesi işletmeler, istihdam edilen Türk Metal
Sendikası üyesi işçiler, OSD üyesi firmalar, aday işçiler, çalışan ve mesleki yeterliliklerini belgelendirmek isteyen diğer işçiler olarak belirlenmiştir. Projenin, hedef gruplar ve nihai yararlanıcılar üzerinde uzun dönemli sürdürülebilir etkisi olacaktır.
Zira bu sistem, işçi-işveren ortaklığı ile işletilecektir. Sistemin
kalite güvencesi, gerek sektör gerekse de sosyal paydaşlar tarafından kolaylıkla sağlanabilecektir. Uzun dönemli sürdürülebilir bir işletim sistemi ile Türk Metal ve MESS’in bu süreçte
rollerinin devamlılığı sağlanacak, otomotiv sektörünün ihtiyaç
duyduğu vasıflı işgücü belgelendirilebilecektir.
Proje Faaliyetleri
Proje ekibinin mevcut paydaşlarla yaptığı görüşmeler sonucunda ortaya konulan çalışma yöntemi ve takvimine göre,
Tanıtım ve yaygınlaştırma.
Açıkça görülebileceği üzere, Otomotiv VOC-TEST Merkezi Projesi’nde, ulaşılması güç, sürdürülmesi zor, somut olmayan, ütopik, realiteden uzak, şartları zorlayacak ve teoripratik dengesizliğine yol açacak önermeler bulunmamaktadır.
Bu durum, şüphesiz ki projenin hedefe ulaşmasını, somut, uygulanabilir ve sürdürülebilir çıktılar alınmasını doğru orantılı
bir şekilde etkileyecektir.
METAL
Hedef Gruplar
proje şu faaliyetler üzerinden yürütülecektir.
n Otomotiv sektörü temsilcilerinin yer alacağı Sınav ve
Belgelendirme İzleme ve Yönlendirme Komitesi’nin oluşturulması ve çalışması.
n Avrupa ülkelerindeki benzer merkezlere teknik çalışma
ziyaretlerinin düzenlenmesiyle, iyi uygulama örneklerinin ve
yenilikçi bilgi birikiminin adapte edilmesi.
n Sınav ve belgelendirme konusunda fiziki ve teknik altyapı ile beşeri kapasitenin güçlendirilmesi amacıyla eğitim seminerlerinin düzenlenmesi.
n Organizasyonel yapılanma ile yeterlilik programlarının,
sınav/belgelendirme sürecine yönelik prosedürlerin hazırlanması.
n Teorik ve uygulamalı soru bankasının hazırlanması.
n TÜRKAK 17024 Akreditasyon sürecinin başlatılması
ve yürütülmesi.
n Otomotiv VOC-TEST Merkezi ve bağlı şubelerinde,
ulusal yeterlilik programlarına yönelik asgari 180 sınavın uygulanması.
57
TÜRK
Türk Metal ve MESS’in ortaklaşa kurduğu, aynı oranda sürdürebilir bir yönetim anlayışıyla işletilecek olan bu merkez, ülkemizin AB ile adaylık müzakerelerini yürüttüğü sürece de ciddi
anlamda destek verecektir.
TÜRK METAL/MESS
ORTAK EĞİTİM PROJESİ
2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de
gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız:
1 3 6 1
Türk Metal-MESS Ortak Eğitim Projesi
ve Teşkilatlandırma Eğitimi
20 Ocak-18 Şubat tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu Otel’de
yapılan, teşkilatlandırma ve ortak eğitimlere 798 üyemiz katıldı
METAL
Kırıkkale Şubemizden
toplam 53 üyemizin katıldığı
teşkilatlandırma eğitimi,
20-22 Ocak tarihlerinde
gerçekleştirildi.
TÜRK
58
Çerkezköy Şubemizden 83 üyemizin katıldığı, Türk
Metal-MESS Ortak eğitimi, 23-25 Ocak tarihlerinde
gerçekleştirildi.
Kırıkkale Şubemizden 44 üyemizin katıldığı teşkilatlandırma
eğitimi, 27-29 Ocak tarihleri arasında yapıldı.
İzmir 1, İzmir 2 ve Manisa 1
nolu şubelerimizden 74 üyemizin
katıldığı, 26-28 Ocak tarihleri
arasında gerçekleştirilen eğitim
programının açılışını, Genel
Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi
Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı.
Karadeniz Ereğli Şubemizden
toplam 44 üyemizin katıldığı
eğitim, 30 Ocak - 1 Şubat tarihleri
arasında gerçekleştirildi.
TÜRK METAL/MESS
ORTAK EĞİTİM PROJESİ
Kırıkkale Şubemizden 44 üyemizin katıldığı teşkilatlandırma
eğitimi, 3-5 Şubat tarihleri arasında yapıldı.
Kırıkkale Şubemizden 44 üyemizin katıldığı teşkilatlandırma
eğitimi, 10-12 Şubat tarihleri arasında yapıldı.
METAL
İstanbul, İstanbul 1 ve İstanbul
Anadolu Yakası şubelerinden
toplam 70 üyemizin katıldığı
eğitimler, 2-4 Şubat tarihleri
arasında gerçekleştirildi.
TÜRK
59
Ankara 1, Ankara 3, Bursa 2 ve
Biga şubelerimizden 73 üyemizin
katıldığı eğitimler, 6-8 Şubat
tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Eskişehir, Bozüyük, Kocaeli, Bolu ve Sakarya
şubelerimizden 73 üyemizin katıldığı eğitimler 13-15 Şubat
tarihlerinde gerçekleştirildi.
Bursa Nilüfer, Bursa ve Biga
1Nolu Şubelerimizden 74
üyemizin katıldığı eğitimler,
9-11 Şubat tarihleri arasında
gerçekleştirildi.
Gölcük Şubemizden
78 üyemizin
katıldığı, 16-18
Şubat tarihleri
arasındaki eğitim
programının
açılışını, Genel
Eğitim ve Toplu
İş Sözleşmesi
Sekreterimiz Yavuz
Gökçe yaptı.
KİTAP
KÜÇÜK MUCİZELER
DÜKKÂNI
Debbie Macomber
Sayfa sayısı: 480 Baskı: Türkçe 1. Basım
Çeviri: Ozan Aydın Yayın: Martı Kitabevi
Kitapları bütün dünyada 140 milyondan
fazla satan ve birçok dile çevrilen
Debbie Macomber, Küçük Mucizeler
Dükkanı romanıyla şimdi de Türkiye’de.
METAL
‘‘Artık o eski tatsız kız değilim. Yaşadığım her günün
değerini biliyorum. Çünkü hayatın ne kadar değerli olduğunu öğrendim... Hiçbir şeyi, özellikle de hayatı hafife almaz oldum. Artık hiçbir günümü boşa geçirmiyorum. Çektiğim acıların karşılıklarının olduğunu öğrendim...’’ Hayatın içinden dört
güçlü kadın... Küçük mucizeler, büyük umutlar... Ve dostluğun iyileştirici gücüne dair sımsıcak bir hikaye...
TÜRK
60
HİÇ HASTALANMAYAN
İNSANLARIN SIRLARI
Gene Stone
Sayfa sayısı: 264 Baskı: Türkçe 1. Basım
Çeviri: Başak Öztürk Yayın: Yakamoz Yayınevi
Bilimsel verilerle kanıtlanmış, her
birinin farklı bir sırrı olan yirmi beş
kişinin hikâyesini anlatıyor.
Bu kitapta, yiyeceklerle ilgili sırlar var. Neden sarımsak yemeli? C vitamini almalı, daha fazla probiyotik ürünler tüketmeli, vegan olmalı ya da bira mayası kullanmalı. Egzersiz sırları var.
Ağırlık kaldırmanın faydaları, esnemenin gücü. Çevresel sırlar
var. Mavi kuşak bölgesinde yaşamak, mikropların değerini anlamak. Duygusal sırlar var. Arkadaşlarla görüşmek, maneviyatı
güçlendirmek. Fiziksel sırlar var. Daha fazla şekerleme yapmak,
sabahları soğuk duş almak. Ve bilgelik eski kuşaklara dayanıyor,
evet tavuk çorbası gerçekten işe yarıyor. Hikâyeler bu sırları kişiselleştiriyor, araştırmalar ise gerçek kılıyor.
THE MUPPETS
SEN KİMSİN?
Tekin ( Tolga Çevik) ve emekli trafik polisi yardımcısı İsmail Abi (Köksal Engür), kaybolan bir
kızı bulmak için, hayatları pahasına her türlü tehlikeyi göze alır. Sıradan bir kayıp kız vakası şeklinde başlayan hikaye, hesaplaşmaların, oyun
içinde oyunların geliştiği bir maceraya dönüşür.
Kim masum, kim suçlu birbirine karışır. Hafiyelerimizin tek bir hatası vardır, o da kendi yöntemlerini kullanmak... ‘Sen Kimsin?’ prodüksiyonu, çekim teknikleri ve hikayesi ile sezonun iddialı filmlerinden biri.
FİLMİN KÜNYESİ
Tür: Komedi
Yapım Yılı: 2012
Oyuncular: Tolga Çevik, Köksal Engür, Pelin Körmükçü, Toprak Sergen, Zeynep Özder
Vizyon Tarihi: 2 Mart
Senaryo: Tolga Çevik
Yapımcı Firma: BKM Film
Yapım Ülkesi: Türkiye
METAL
Yapım: 2011-2012 - ABD
Tür: Animasyon, Aile, Komedi, Müzikal
Süre: 86 dakika
Yönetmen: James Bobin
Oyuncular: Amy Adams, Jason Segel, Chris Cooper,
Rashida Jones, Alan Arkin, Bill Cobbs
Yapımcı: Jason Segel, Todd Lieberman
61
TÜRK
FİLMİN KÜNYESİ
Dünyanın en büyük kukla hayranı Walter ve onun
ABD’den arkadaşları olan Gary (Jason Segel) ve Mary
(Amy Adams ) Los Angeles’da tatil yaparken, petrolcü Tex Richman’ın (Chris Cooper) Kukla Tiyatrosu’nu yıkarak, mekanın altında yeni keşfedilen petrol için arama yapacağını ortaya çıkarırlar. Walter, Mary ve Gary,
“Bugüne Kadarki En Büyük Kukla Televizyon Yardım
Kampanyası”nı sahnelemek ve tiyatroyu kurtarmak için
gereken 10 milyon doları toplamak amacıyla, farklı yönlere dağılmış olan kuklaları yeniden bir araya getirmesi için Kermit’e yardım ederler. Fozzie, Reno’da Moopets
adındaki bir ‘tribute’ grubunda sahne almaktadır. Miss
Piggy Vogue, Paris’te büyük beden moda editörü olarak
çalışmaktadır.
METAL
SUDOKU BULMACA
E Ğ L E N C E
TÜRK
62
1
4
3
7
6
4
9
1
3
8
8
4
7
8
2
4
1
3
9
5
7
9
2
9
4
İLGİNÇ BİLGİLER
almıştı. Rehber, 1878 yılının Şubat ayında Connecticut New
n 18 Şubat 1979 tarihinde, Sahra Çölü’ne kar yağdı.
n Açık bir gecede, çıplak gözle yaklaşık iki bin yıldız Haven’da yayımlandı.
n Gözlerimiz hiçbir zaman büyümez. Ama burgörmek mümkündür.
numuz ve kulaklarımızın büyümesi asla sona ern Albert Einstein, dokuz yaşına kadar düzgün komez.
nuşamamıştı.
n Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dâhil oln Amerika’da her saat 40 kişi kanserden hayatını
mak
üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an
kaybediyor.
için
durur.
n Bir devekuşunun gözü, beyninden
n Herhangi bir okyanusun en uzak oldubüyüktür.
ğu
nokta Çin’dir.
n Bir erkek, hayatının ortalama
n
Bir
kilo
n Hindistan`da oyun kâğıtları yuvar3350 saatini tıraş olmak için harcar.
laktır.
limonda,
bir
n Bir insan yaşamı boyunca
n Hindistan’daki yıllık doğum sayısı,
kilo çilekten
iki yüzme havuzunu dolduracak
Avustralya’nın toplam nüfusundan fazladaha fazla
kadar tükürük salgılar.
dır.
şeker vardır.
n Bir karınca, kendi ağırn
İngiltere’deki bütün kuğular
lığının elli katı ağırlığı kaldıKraliçe’nin malıdır.
rabilir.
n İnsan vücudunda doğumda 300
n Bir karıncanın
adet kemik yeralır. Bu sayı yetişkinlik
koku alma yeteneği, en
döneminde 206’ya düşer.
az bir kopeğinki kadar
n Kereviz yerken harcagelişmiştir.
nan kalori, kerevizin içindeki
n Bir kilo limonda, bir kilo çikaloriden daha fazladır.
lekten daha fazla şeker
n Kirli kar, temiz kardan
vardır.
daha kolay erir.
n Bugüne kadar
n Mexico City her yıl yaklaşık
tespit edilebilen en ağır
25
cm.
batmaktadır.
böbrek taşı, 1.36 kg.
n Ortalama bir insan, hayatı boyunca iki yılını telefonn Çocuklar baharda daha fazla büyür.
da
konuşarak
harcar.
n Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer
4 RAKAMLILAR
7 RAKAMLILAR
73169452
3573 – 7104
1016422 - 2125669
86371546
METAL
SAYI YERLEŞTİRME
5 RAKAMLILAR
6190231 - 6234949
9 RAKAMLILAR
11390 – 91614
6243906 - 7346718
317809233 –
63
9661624 - 9975722
300527264
TÜRK
3269810 -3280158
239770 – 359821
8 RAKAMLILAR
10 RAKAMLILAR
685120 – 736198
38992636 - 45389265
1644896230 –
935133 - 981262
50261459 - 71126395
2671052962
6 RAKAMLILAR
SAĞLIK İÇİN KÜÇÜK BİLGİLER
n Yetersiz beslenme sonucu ihtiyacı olan besinleri alamayan saçlar, hızlı bir şekilde dökülür.
n Aşırı stresin fıtık yaptığını biliyor musunuz?
n Geceleri ansızın ortaya çıkan tatlı krizini bastırmak için, evinizde çok fazla tüketmediğiniz bir meyve bulundurun.
n Ülkemizde her 10 kişiden 3’ü obeziteye yakalanıyor.
n Kar üzerinde yürürken elleri cebe sokmak omurgada eksen kaymasına kadar uzanan ciddi sorunların yaşanmasına n
eden olabilir.
n Göz kanlanması her zaman yorgunluk belirtisi değildir. Bir haftayı geçen kanlanmaların nedeni kesinlikle tespit edilme
lidir.
n Göz kapağı düşüklüğü hastalık habercisi olabilir. Mutlaka kontrol ettirmelisiniz.
n Aç karnına içilen bir sigara, tokken içilen iki sigara kadar zararlıdır.
n Düzenli su tüketimi, kan şekerinin ayarlanmasında etkilidir.
AKTÜEL
Mart ayı, gurur ayı...
Mart ayı tarihimiz açısından özel bir öneme sahip... Çünkü, binlerce yıllık bir
gelenek olan Nevruz, yani “Bahar Bayramı” bu ayın 21’inde kutlanıyor... İstiklal
Marşı’mız, mart ayının 12’sinde kabul edildi... Ve, bir kahramanlık destanı
yazılan Çanakkale savaşlarında elde edilen zaferin tarihi de 18 Mart...
Nevruz Bayramı
18 Mart günü, 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümüdür. 18
Mart, 2002 yılından itibaren de, ‘’Şehitler Günü’’ olarak kabul edilmiştir. Çanakkale savaşları, yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisidir. Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almak istiyorlardı. Üç yüz bin askerimizin şehit
olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmalarına geçit verilmedi ve
ağır kayıplar vererek geri çekildiler. Çanakkale Savaşı, ordumuzu zafere taşıyan Mustafa Kemal gerçeğini ortaya çıkartmıştır. Mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vererek, bir ulusun kaderini değiştiren, vatanımızı, istiklalimizi, sarsılmaz imanları ve eşsiz cesaretlerine borçlu olduğumuz,
aziz şehitlerimiz, dünyada eşi benzeri olmayan bir destan yazmıştır.
METAL
TÜRK
64
Çanakkale Zaferi ve
Şehitleri Anma Günü
21 Mart, tüm varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak
kabul edilerek, Nevruz/Yenigün bayramı adıyla kutlanır. Yaşadığı geniş
coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı’nın,
Anadolu’da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü
ve zengin bir geçmişi vardır. Türk dünyasının kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna kadar uzanan engin coğrafyada yaşayan toplulukların pek çoğu tarafından yaygın olarak kutlanan bahar bayramıdır. Tabiat ile iç içe yaşayan, toprağı ‘’ana’’ olarak vasıflandıran, Türk’ün düşünce
sisteminde ‘’baharın gelişi’’, daima önemli bir yere sahip olmuştur.
İstiklal Marşı’nın kabulü ve
Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü
UlUsal Kurtuluş Savaşı’nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan ihtiyacı göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921 yılında, bu amaçla bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için,
başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama Millî Eğitim Bakanı Hamdullah
Suphi’nin (Tanrıöver) ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla, o da şiirini gönderdi. Yarışma sırasında Akif’in dizelerinin oya sunulması kararlaştırıldı ve ‘’Oy birliği ile kabul edildi.’’ Kabulün ardından da, son bir kez de ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Akif ‘’Onu milletime ve kahraman
ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım’’ diyerek, karşılığında para ödülünü kabul etmedi. İstiklal Marşı’nı,
bugünkü söylendiği şekliyle 1922’de besteleyen kişi ise, Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası’nın ilk şefi olan Osman Zeki Üngör’dür.
GEMLİK ŞUBESİ
METAL
Asil Çelik işçisine sahip çıktık
TÜRK
66
Bursa Orhangazi’deki Asil Çelik Fabrikası’nda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş Sendikası’ndan ayrılarak sendikamız Türk Metal’e üye olan 22 işçiye, toplu sözleşmeden
doğan farkları ödenmedi. Bu gelişme üzerine harekete geçen Gemlik Şubesi yönetimi, Türk Metal çatısı altında toplanan üyelerine sahip çıktı. Gemlik Şubemizi ziyaret eden
Asil Çelik işçisi üyelerimize bir konuşma yapan Şube Başkanımız Kemal Durmaz, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın,
Türk Metal’e üye oldukları için toplu sözleşmeden doğan
farklarını alamayarak hak kaybına uğrayan 22 işçinin haklarının ödenmesini istediğini aktardı. Sendikaların asli görevinin, çalışanların hak ve menfaatlerini korumak olduğunu, bunu yaparken de, çalışanların, dinine, diline, ideolojisine bakılmayacağını belirten Başkan Durmaz, şöyle devam
etti: “Asil Çelik’te çalışan metal işçileri üzerinde oyunlar oynanıyor. Asil Çelik çalışanlarına işveren değil, sendika ‘köle’
muamelesi yapıyor. Burada bir sözleşme imzalandı. Önceki sözleşmelerini ve kayıpları düşününce, bunun adına sözleşme demek için, bin şahit gerekiyor. Asil Çelik’teki sendikanın zulmüne direnen 22 arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımıza sözleşmeden doğan farklar ödenmiyor. Bu arkadaşlarımız adı geçen sendikaya yıllarca aidat ödedi. Bunlar kafalarına göre, kendilerini eleştirenleri cezalandırıyorlar. Sözleşme
masasında bile bu arkadaşlarımızı pazarlık konusu yaptılar.
Bunlar sendikacı değil, utanç abidesidir. Hiç kimsenin metal
işçisini mağdur etmeye hakkı yoktur.”
Konuşmaların ardından, fabrika muhasebesinden
alınan bilgi doğrultusunda, Birleşik Metal-İş
Sendikası’ndan ayrılarak sendikamıza üye olan
işçilere, toplu sözleşmeden doğan farkları ödendi.
İZMİR 1 NOLU ŞUBE
Kıdemlilik ödüllendirildi
Şubemiz yetkisindeki Ege Endüstri ve Tic.
A.Ş. işyerinde geleneksel hale gelen plaket töreni,
bu yıl 24 Ocak’ta işyeri yemekhane salonunda gerçekleştirildi. Törende bir konuşma yapan Bayraktar
Holding Onursal Başkanı Hüseyin Bayraktar, daha
sonra, işyerinde 5, 10, 15, 20 ve 25. yılını dolduran
sendikamız üyelerine birer plaket takdim etti.
GEMLİK ŞUBESİ
Huzurevi ziyaret edildi
Fıcosa Otomotiv Fabrikası çalışanları 12 Şubat pazar
günü, fabrika baştemsilciliğinin organize ettiği huzurevi ziyaretine maddi ve manevi destek verdiler. Ziyaret sırasında huzurevinin ihtiyacı olan hasta bezleri, ıslak mendil, sabun, havlu
gibi malzemeler idari personele teslim edilirken, huzurevi sakinlerine de hediyeler dağıtıldı. Fıcosa çalışanları, organizasyona verdiği destekten dolayı, Gemlik şubemize teşekkür ettiler.
AKSARAY 1 NOLU ŞUBE
Geçmiş olsun ziyareti
Şube Başkanımız
Muhterem Taşdemir, Niğde Ditaş’ta çalışan ve iş kazası geçiren üyelerimiz Ahmet
Karagöz ile Mehmet Aslan’ı
evlerinde ziyaret etti. Başkan
Taşdemir, ziyaretlerde arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Çocuklar için İngilizce Dil Kursları başladı
ANKARA 1 NOLU ŞUBE
67
TÜRK
Ocak toplantısı
Türk Traktör’de
gerçekleştirildi
METAL
aksaray’da şubemize
bağlı işyerlerinde çalışan üye çocuklarına yönelik açılan İngilizce dil kursu 2. dönem eğitimine 4
sınıf olarak başladı. Öte yandan,
Niğde Ditaş’ta çalışan üye çocuklarına yönelik olarak da, 2 sınıf halinde İngilizce kursu düzenlendi.
Şubemiz, 2012 yılının ilk
yönetim kurulu toplantısını Türk
Traktör Fabrikası’nda yaptı. Toplantının ardından yönetim kurulu
üyelerimiz ve şube yöneticilerimiz
fabrikayı gezerek üyelerimizle bir
süre sohbet ettiler.
Mitaş işyerlerinde uyuşmazlığa gittik
mitaŞ işyerleri ve sendikamız arasında 16 Aralık 2011 tarihinden beri devam eden ve 2012 – 2014 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine uyuşmazlığa gidildi. İşverenle 10 Şubat 2012 tarihinde yapılan 6. toplantı da
uyuşmazlıkla sonuçlandı. Süreç, bu aşamadan sonra, her iki tarafın da
kabul edeceği arabulucu ataması ile devam edecek. Bu arada, Şube
Başkanımız Hasan Göçeroğlu ve şube yöneticilerimiz, Mitaş işyerlerini ziyaret ederek, çalışan üyelerimizle tezgahları başında sohbet etti.
GEBZE DİLOVASI ŞUBESİ
CRH otomotiv işçileri de
Türk Metal’li oluyor
Gebze Dilovası şubemiz teşkilatlanma faaliyetlerini hızlı bir şekilde sürdürüyor. Gebze’deki TAYSAD Organize Sanayii Bölgesi’nde üretime başlayan CRH Otomotiv işyerinde çalışan işçi arkadaşlarımız
da sendikamıza guruplar halinde üye olmaya başladılar. 15.000 metrekare kapalı alanda Avrupa’nın ve dünyanın sayılı kuruluşları
arasında yeralan firmada çalışan işçiler, sendikamız ayrıcalıklarından faydalanmanın ilk
adımı olan üyelik işlemlerine noter huzurunda başladı. Şube Başkanımız Uysal Altundağ, yeni üye olan arkadaşlarımızla bir araya
gelerek, sendikamız hakkında bilgi verdi.
METAL
Diler Demir Filmaşin
tesislerinde toplantı
TÜRK
68
Diler Demir Filmaşin tesislerinde 4 Ocak’ta yapılan
aylık danışma kurulu toplantısına, Şube Başkanımız Uysal
Altundağ da katıldı. İşyerindeki zorunlu kurullarımız, temsilcilerimiz ve her bölümden görevlendirilen ünite temsilcilerinin yeraldığı toplantıda, ekonomik gelişmeler, şu an
Meclis’te olan yeni toplu iş ilişkileri kanun taslağı hakkında
geniş değerlendirmeler yapıldı.
Kabel Kablo Çalışanları Kartepe’de
ŞUBEMİZ yetkisindeki Kabel Kablo çalışanları, 19
Şubat tarihinde Kartepe gezisinde buluştular. Yoğun çalışma temposundan biraz da olsa uzaklaşan üyelerimiz
sendika 2.temsilcimiz Elif Sarpdağ’ın düzenlediği organizasyonda stres atma fırsatı buldular.
ANKARA 3 NOLU ŞUBE
DAYM ziyaret edildi
Şube Başkanımız Nihat Zengin,
Hasanoğlan’da bulunan Ders Aletleri Yapım Merkezi işyerini, 9 Şubat’ta ziyaret etti. Fabrika Müdürü Enver Kesiktaş tarafından karşılanan Başkan Zengin, atölyeleri tek tek dolaşarak üyelerimizle sohbet
etti ve sorunlarını dinledi. Başkan Zengin, işyeri yönetimi ile de görüştü.
BURSA 3 NOLU ŞUBE
Delphi çalışanları
şubemizi ziyaret etti
Beyçelik Gestamp
sözleşmesi imzalandı
METAL
Delphi Automotive Systems işyerinde çalışan üyelerimiz, 27
Ocak’ta şubemizi ziyaret etti. Şube Yöneticilerimiz, çalışma hayatı ve
güncel konular hakkında üyelerimize bilgi verdi.
Şubemize yeni katılan Beyçelik Gestamp işyerinde, 1 Ocak 2012
tarihinden itibaren geçerli olan Toplu İş Sözleşmesi, 3 Şubat’ta imzalandı.
Şube Başkanımız Mesut Gezer ve şube
yöneticilerimiz, işyerini ziyaret ederek,
imzalanan toplu sözleşme ile ilgili üyelerimize ayrıntılı bilgi verdiler.
Sözleşme hakkında
bilgilendirildiler
Emarc-Çelik ziyaret edildi
Şube başkanımız Mesut Gezer ve şube yöneticilerimiz, şubemize yeni katılan Emarc-Çelik işyerini 8 Şubat’ta ziyaret etti. Başkan
Gezer ve şube yöneticilerimiz, toplu sözleşmenin getirileri hakkında
üyelerimize bilgi verdiler.
BİGA 1 NOLU ŞUBE
Şubemizi ziyaret ettiler
biGa İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Abdullah Cengiz ve Sinekçi Jandarma Komutanı Astsubay Başçavuş Serkan Ocak, 3 Ocak günü Türk–
İş Çanakkale İl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikası Biga 1 Nolu Şube Başkanı Osman Akkurt’u makamında ziyaret ettiler. Ziyarette, ülke gündemindeki konular ve İçdaş’la ilgili gelişmeler ele alındı.
Şube başkanımız Mesut Gezer ve şube yöneticilerimiz, sendikamıza yeni katılan Çelikpan işyerini 8
Şubat’ta ziyaret etti. Başkan Gezer,
tezgâhları başında çalışan üyelerimizle bir araya gelerek, imzalanan sözleşme hakkında bilgi verdi.
TÜRK
69
KARADENİZ EREĞLİ ŞUBESİ
Şubemizin Genişletilmiş Lokal Toplantısı yapıldı
Şubemizin Genişletilmiş Lokal Toplantısı, Genel
Teşkilatlandırma Sekreterimiz
İsmail Dursun’un da katılımıyla, 31 Ocak’ta Büyük Anadolu Otel’de gerçekleştirildi. Şubemize bağlı 225 lokal
temsilcisinin katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan
Şube Başkanımız Yusuf Ziya
Odabaş, ünitelerde lokal temsilciliği görevini yapan arkadaşlara Ereğli gündemi, işyeri
çalışma şartları hakkında bil-
gi verdi, sendikal konulardaki
beklentilerini dile getirdi.
Genel Teşkilatlandırma
Sekreterimiz İsmail Dursun
da konuşmasında, özellikle
2009 yılından bu yana sendikamızın yaptığı çalışmalar ve
örgütlenme konusunda elde
edilen gelişmeleri anlattı. Konuşmasında çalışma mevzuatı ile 2821 ve 2822 sayılı Kanunlardaki değişikliklere de
değinen Dursun, konuya ilişkin soruları da yanıtladı.
METAL
Teşkilatlandırma eğitimine katılan üyelerimiz yemek düzenledi
Doyasıya eğlendiler
TÜRK
70
Şubemizin, çalışanlarımız ve aileleri arasındaki dostluk, kaynaşma ve dayanışmayı pekiştirmek amacıyla düzenlediği yemekler devam ediyor. Bu çerçevede,
yeni yılın ilk paylaşım gecesi Atölyeler ve Bakım Baş Müdürlüğü bünyesinde bulunan ünitelerde çalışan üyelerimiz ve eşleri için düzenlendi. Büyük Anadolu Otel’de
8 Şubat’ta gerçekleştirilen geceye, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun da katıldı. İsmail Dursun; Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın selam ve sevgilerini
ileterek başladığı konuşmasında, Türk Metal
Sendikası’nın kadına ve aileye verdiği önemi vurguladı. Yaklaşık 400 kişinin katıldığı
muhteşem gecede, çalışanlarımız ve eşleri
doyasıya eğlendiler.
Odabaş, Cinevitrin
programına katıldı
Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş, 11 Şubat’ta Cine5 kanalında yayınlanan, ‘CİNEVİTRİN’ programına konuk oldu. Başkan Odabaş programda, Erdemir’in
bölge ekonomisine yaptığı katkılara değindi ve iş güvenliği ve iş barışının Erdemir için çok önemli olduğunu vurguladı. Türk Metal Sendikası’nın, sosyal sendikacılık kavramı çerçevesinde, Ankara ve Didim’den sonra, Ereğli’de de Büyük Anadolu
Oteli kurduğunu anlatan Başkan Odabaş, “Sendika olarak, işçiden aldığımız aidatı,
yine onlar ve ailelerine hizmet için harcıyoruz” diye konuştu.
ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları çalışanlarından, geçen yıl Teşkilatlandırma Eğitimi
programına katılan 95 üyemiz için, 1 Şubat’ta
bir değerlendirme toplantısı ve yemek düzenlendi. Yemeğe katılan Genel Teşkilatlandırma
Sekreterimiz İsmail Dursun, yaptığı konuşmada, sendikal konular, çalışma mevzuatına yönelik gelişmeler ve teşkilatlanmanın önemine değindi. Dursun, Teşkilatlandırma Eğitimine katılan arkadaşlardan beklentilerini de dile getirdi.
Konuşmaların ardından müzik eşliğinde devam
eden yemek, coşkulu bir şekilde tamamlandı.
1. ve 2. Soğuk Haddehane
Ünitelerine ziyaret
Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş başkanlığında, İcra ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Baş
Temsilci ve ünite temsilcilerimiz işyeri ziyaretlerine devam etti. Başkan Odabaş ve beraberindekiler, 13 Şubat’ta, 1. ve 2. Soğuk Haddehane
Müdürlüğü’ne bağlı işyerlerini ziyaret ederek, çalışanlarla biraraya gelerek sohbet etti.
GÖLCÜK ŞUBESİ
Ford Otosan’da
Birol Topaloğlu konseri
Ford Otomotiv Sanayi bünyesinde faaliyet gösteren VKV Ford Otosan
Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi’nde 1.
yıl etkinlikleri kapsamında, 27 Ocak’ta,
ülkemizin önemli etnik müzik sanatçılarından Birol Topaloğlu konser verdi.
Gölcük halkına ücretsiz verilen konsere
üyelerimiz de yoğun ilgi gösterdi. Lazca, Hemşince, Gürcüce ve Rumca seslendirilen şarkılar eşliğinde üyelerimiz
gönüllerince eğlenip halay çektiler.
Çocuk tiyatrosu
büyük ilgi gördü
Ford Otomotiv bünyesinde faaliyet gösteren VKV Ford Otosan Kültür ve Sosyal Yaşam
Merkezi’nde 28 Ocak’ta, 5 yaş çocuk tiyatrosu tarafından sergilenen ‘Sana İhtiyacım Var’ isimli çocuk oyunu sergilendi. Çocuklara, hayvan sevgisinin yanında,
arkadaşlık ilişkileri dostluk ve dayanışma mesajları veren oyun, çocuklardan büyük ilgi gördü.
Kişisel Gelişim Semineri yapıldı
Şubemize bağlı işyerlerimizde çalışan üyelerimize yönelik olarak düzenlenen kişisel gelişim semineri, 11 Şubat’ta şube
toplantı salonumuzda gerçekleştirildi. NLP uzmanları Mehmet
Yaşar Helvacı ile İlhan Akbulut tarafından verilen seminerde
kişisel gelişim, etkili iletişim, hedef belirleme, sandviç metodu
ve nefes tekniği konusunda eğitimler verildi. Şube Başkanımız
Yücel Yücel, bu tür etkinliklerle, çalışanların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçladıklarını belirtti.
71
TÜRK
Ford Otomotiv Sanayi bünyesindeki VKV
Kültür Merkezi’nda, 26 Ocak’ta Lübnan asıllı Caz
sanatçısı Jehan Barbur rüzgârı esti. Jehan Barbur,
müziği de kendisi gibi yumuşak, sade, sempatik, mütevazı, neşeli sahne performansı ve içtenliği ile tüm
Gölcük ve çevre halkını kendisine hayran bıraktı.
METAL
Ford Otosan’da
caz dolu bir gece
BURSA 2 NOLU ŞUBE
Eğitimler devam ediyor
METAL
SenDiKamızın düzenlemiş olduğu “7.Dönem Teşkilatlandırma Eğitim Semineri” 8- 14 Ocak tarihleri arasında Bursa 2 Nolu Şubemiz yetkisindeki Bosch işyerinde çalışan üyelerimize yönelik olarak gerçekleştirildi. Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun
ve Şube Başkanımız Şevket Yılmaz’ın da
katıldığı eğitim semineri sürecinde gerçekleştirilen etkinliklere aktif olarak katılan üyelerimiz, eğitim programından
son derece memnun ayrıldılar.
TÜRK
72
Beta Seals çalışanları
şubemizi ziyaret etti
beta Seals işyeri çalışanları 9 Şubat Perşembe günü vardiya çıkışında şubemizi ziyaret etti. Şube
Başkanımız Şevket Yılmaz, Sekreter Ersoy Yenizağra, Mali Sekreter Yalçın Civan, üyelerimizle, Türkiye ve dünyadaki güncel gelişmeler, işyerlerindeki durum ve sendikal çalışmalara ilişkin sohbet etti.
Coşkunöz Genel Müdürü Besler,
şubemizi ziyaret etti
CoŞKunöz Radyatör ve Isı Sanayi firması Genel Müdürü
Mehmet Besler, 6 Şubat’ta şubemizi ziyaret etti. İşyeri baştemsilcimiz
Ümit Uysal’ın da bulunduğu ziyarette, çalışma yaşamı, yeni yasal düzenlemeler ve güncel olaylara ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.
Karsan yöneticilerinden ziyaret
KarSan İnsan Kaynakları Müdürü Alp Ernst Geıssler ve İnsan Kaynakları Endüstriyel İlişkiler Sorumlusu
Ender Kaynar 9 Şubat’ta şubemizi ziyaret etti. Ziyarette,
otomotiv sanayinde yaşanan gelişmeler, Karsan A.Ş. olarak 2012 yılı hedefleri ve tahminleri, toplu iş ilişkileri taslağı hakkında değerlendirmeler yapıldı.
Temsilciler Meclisi toplandı
Şube Temsilciler Meclisi toplantısı 7 Şubat’ta şubemizde yapıldı. Şube Başkanımız Şevket Yılmaz
toplantıda, 2011 yılının değerlendirmesini yaptı ve 2012 yılının hedeflerini temsilcilerle paylaştı.
BURSA NİLÜFER ŞUBESİ
M.M. Mako ziyaret edildi
73
Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve şube yöneticileri, Magneti
Marelli Mako Elektrik Sanayi işyerini ziyaret etti. Ziyarette, işyerinde kıdemli çalışanlara da çeşitli ödüller verildi.
TÜRK
Bursa Şubeleri işyeri baş temsilcileri ve şube yöneticileri, Ocak 2012’den itibaren uygulanmaya başlanan
Genel Sağlık Sigortası (SGK) mevzuatı ile ilgili eğitime
katıldı. 25 Ocak’ta Bursa Nilüfer Şubemizde gerçekleştirilen eğitimde, Bursa SGK İl Müdür Yardımcısı İsmet
Çağlayan, mevzuata ilişkin bir sunum yaptı.
METAL
SGK Mevzuatı
eğitimi verildi
Periyodik toplantılar devam ediyor
Şubemiz yetkisindeki Magneti Marelli Mako Elektrik Sanayi
çalışanı 80 üyemiz şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Ruhi Biçer ve Sekreter Yılmaz Özlütürk,
ziyarette, Genel Sağlık Sigortası,
çalışma hayatına yönelik yeni düzenlemeler ve 2012 yılı otomotiv
sektöründeki beklentiler konusunda üyelerimizle sohbet etti.
Temsilciler Meclisi toplandı
ŞubemizDe, 20 Şubat’ta gerçekleştirilen Temsilciler Meclisi toplantısına, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun da katıldı. Toplantıda, 19 Şubat tarihinde gerçekleştirilen Bursa Şubeleri Genişletilmiş Temsilciler Meclisi’nin değerlendirilmesi yapıldı.
İSKENDERUN 1 NOLU ŞUBE
Temsilciler Meclisi toplandı
Şube Temsilciler Meclisi toplantısı, 31
Ocak’ta şubemizde gerçekleştirildi. Şube Başkanımız Çakır Varan başkanlığındaki toplantıda, işyerleriyle ilgili sorunlar, hazırlık aşamasında
olan yeni Sendikalar Kanunu ele alındı.
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
METAL
Şube Başkanımız Çakır Varan, Yazıcı A.Ş. işyerini gece vardiyasında ziyaret
etti. Başkan Varan, çalışan üyelerimizle
sohbet etti ve işyerinin genel durumu ve
karşılaşılan sorunları dinledi.
Şube Başkanımız Çakır Varan, şubemizin
yetkili olduğu, Tarsus’taki ÇUMİTAŞ işyerini 23
Şubat tarihinde ziyaret etti. Başkan Varan, üyelerimizle tezgahları başında bir araya gelerek sorunlarını dinledi.
TÜRK
74
Çumitaş Ziyaret Edildi
GEBZE 1 NOLU ŞUBE
Yönetim toplantısı Şesan’da yapıldı
Şube Yönetim Kurulu toplantısı, 5
Ocak’ta, Şesan Yedek Parça Sanayi işyerinde
yapıldı. Şube Başkanımız Şeref Özcan ve şube
yöneticileri, toplantı sonrası çalışan üyelerimizle bir araya gelerek sohbet etti.
MANİSA 1 NOLU ŞUBE
Franke Mutfak’ta sözleşme
görüşmeleri başladı
FranKe Mutfak Sistemleri işyeri için 2012–2014 tarihleri arasını kapsayacak olan Toplu İş Sözleşme görüşmelerine 17 Şubat’ta başlandı. Şube Başkanımız Hüseyin Özben
ve sendika temsilcilerimizin katıldığı görüşmelerde firmayı,
Fabrika Müdürü Fabio Ciucci temsil etti.
METAL
Mazbatalarını aldılar
TÜRK
75
11 Şubat’ta yapılan 2.Olağan Genel Kurulda seçilen Şube Başkanımız Hüseyin Özben,
Şube Sekreterimiz Nihat Gülserliler, Mali Sekreterimiz Ercan Dereli ve Yönetim Kurulumuz, 15
Şubat’ta Adliye’den mazbatalarını aldılar. Bu arada, genel kurulun ardından şubemize ziyaretler
de devam ediyor. Bu çerçevede sırasıyla, Manisa
Halitpaşa Belediye Başkanı Vedat Çıvgın, Manisa Halk Eğitim Müdürü Nihat Kaya, Valfsel San.
A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Orhan, şubemizi ziyaret ederek, Başkan Hüseyin Özben ve yönetim
kuruluna hayırlı olsun dileklerini ilettiler.
KAYSERİ ŞUBESİ
HAS Çelik’te sözleşme
anlaşmayla sonuçlandı
Şubemiz yetkisindeki Has Çelik ve Halat Sanayi Ticaret A.Ş. ve Metal Matris A.Ş. işyerlerinde,
2012–2013 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşme
görüşmeleri 18 Ocak 2012 tarihinde anlaşmayla sonuçlandı. Şube Başkanımız Mustafa Acun ve şube
yöneticileri, işyerlerini ziyaret ederek, imzalanan anlaşmaya ilişkin bilgi verdiler.
ÇERKEZKÖY ŞUBESİ
METAL
Türk-İş’in Trakya Bölgesi
Bilgilendirme Toplantısı
Çorlu’da yapıldı
TÜRK
76
türK-iŞ’in yeni yönetiminin kararı doğrultusunda planlanan,
“Çalışma Hayatı” adıyla gerçekleştirilecek bilgilendirme toplantılarının
ilki, Trakya Bölgesine yönelik olarak
28 Ocak’ta Çorlu’da yapıldı.
Toplantıya, Türk – İş Genel
Teşkilatlandırma Sekreteri Nazmi Irgat, Türk – İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak,
Türk – İş Tekirdağ İl Temsilcisi ve
Türk Metal Sendikası Çerkezköy
Şube Başkanı Murat Koçak, Türk –
İş Edirne İl Temsilcisi Erkan Çakan,
Türk – İş Kırklareli İl Temsilcisi
Habib Çalışkan ve bölgedeki Türk –
İş’e bağlı sendikaların Şube Başkanları katıldı.
Ev sahibi olarak açılış konuşmasını yapan Türk-İş Tekirdağ İl Tem-
silcisi ve Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak,
toplantının amacını anlattı. Türk –
İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da, toplantılarda,
bölge sendikalarının sorunlarının
ele alınacağını bildirdi. Türk-İş Ge-
nel Teşkilatlandırma Sekreteri Nazmi Irgat da konuşmasında, sendikaların varlığının toplumsal ve siyasal yaşam açısından büyük önem taşıdığını belirterek, “Eğer sendikalar
olmazsa, var olan haklardan geriye
eser kalmayacak” dedi.
Üyelerimiz İş Sağlığı ve Güvenliği
Konferansı’na katıldı
lüleburGaz’Da, İş Sağlığı ve Güvenliği konferansı düzenlendi. Lüleburgaz bölgesindeki fabrikaları denetleyecek olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri
tarafından, soru cevap şeklinde bir program tasarlandı. Programa şubemize bağlı Ego Elektrikli Aletler, Trakya Döküm,
Ölçüsan Ölçü Aletleri işyerlerinden Baştemsilci, Temsilci ve
İş Sağlığı ve Güvenliği kurulu üyelerimiz katıldı. İki saat süren programda katılımcılar, müfettişlere sorular yönelterek,
konuya ilişkin bilgi aldı.
Hizmetleri berat
ile ödüllendirildi
Şubemiz yetkisindeki Arçelik A.Ş. işyerinde, 10 ve 20.hizmet yıllarını dolduran
çalışanlara berat ve çekilişle ödül verildi. Çalışanların ödüllerini Türk – İş Tekirdağ İl
Temsilcisi ve Çerkezköy Şube Başkanımız
Murat Koçak ile Arçelik A.Ş. işyeri Direktörü Mehmet Savaş verdi.
Çavuş ailesi
tatil kazandı
türK Metal dergimizde yeralan numaralar arasında çekilen kura sonucu ücretsiz tatil hakkı kazanan, BSH Ev Aletleri işyerinde çalışan üyemiz Mehmet Çavuş, Ankara Büyük
Anadolu Oteli’ni seçti. Ailesi ile birlikte1 haftalık tatil için Ankara’ya giden Çavuş ailesi, Şube
Başkanımız Murat Koçak’ı ziyaret etti. Başkan
Koçak, Mehmet Çavuş ve ailesine iyi zaman
geçirmeleri dileğinde bulundu.
SamSun Bölge Temsilcimiz Orhan Demir, Şubat ayı içerisinde Bölge Temsilciliğimizin yetki alanında olan Yeşilyurt Demir
Çelik Haddehane Fabrikası ile İzabe Fabrikası’nı ziyaret etti. Ziyaretlerde çalışanlarla tezgahları başında
bir araya gelen Demir, onlarla sohbet etti ve sorunlarını dinledi.
KOCAELİ ŞUBESİ
Önerilere ödül
DyteCh Otomotiv işyerinde, toplam kalite ve
verimliliği arttırmak amacı düzenlenen öneri sistemleri çalışmalarına katkıda bulunan üyelerimiz, düzenlenen bir törenle ödüllendirildi. Şube Başkanımız
Yakup Yıldız, önerileriyle ödüle hak kazanan üyelerimiz Fatih Keskinoğlu, Yalçın Güney, Halit Karza,
İsmail Demir, Yasemin Yolcu, Betül Karagöz, Metin Kahraman ve Gürkan Yavuz’a ödüllerini verdi.
77
TÜRK
Yeşilyurt Haddehane ve İzabe
Fabrikaları ziyaret edildi
METAL
SAMSUN BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ
İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ
Kaliteli sağlıklı hizmet
üyelerimizin
daha indirimli ve kaliteli
sağlık hizmeti alabilmeleri için şubemizin anlaşma yapmış olduğu bölge hastanesinde, temsilcilerimize kan tahlili yapıldı. Temsilcilerimiz ayrıca göz muayenesinden
de geçirildi.
METAL
BOLU ŞUBESİ
Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce 1
Şubat’ta Bolu şubemizi ziyaret etti. Aslıyüce, şube binamızda yöneticiler ve üyelerimizle sohbet etti. Genel Sekreterimizi yakından tanıma
ve sohbet imkânı bulan üyelerimiz, ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
TÜRK
78
Genel Sekreterimiz
şubemizi ziyaret etti
Kıdemliler ödüllendirildi
bolu Arçelik
Pişirici Cihazlar
İşletmesi’nde 10
ve 20.hizmet yılını
dolduranlar çalışanlar
için, 31 Ocak’ta berat
töreni düzenlendi.
Törene katılan
Şube Başkanımız
Yusuf Uyman da,
arkadaşlarımıza plaket
ve rozetlerini vererek
takdim etti.
BASIN TEMSiLCiLERiNDEN
ANKARA 3 NOLU ŞUBE
Çocuk
Yuvası
öğrencilerini
ağırladık
METAL
SevGi Evleri Çocuk Yuvası’na bağlı
yaklaşık 30 çocuk, Man Türkiye A.Ş. işyerini
ziyaret etti. İşyeri baştemsilcimiz Yusuf
Yılmaz tarafından karşılanan çocuklara,
fabrikanın bazı bölümleri de gezdirildi.
Geçmiş olsun
79
TÜRK
Şubemiz yetkisindeki
Man Türkiye A.Ş. işyeri
baştemsilcimiz Yusuf Yılmaz
ve temsilcilerimiz, 9 Ocak’ta iş
kazası geçirerek kolunu kıran
üyemiz İsmail Gedik’i evinde
ziyaret ederek geçmiş olsun
dileğinde bulundular.
Aydemir
ŞENTÜRK
MAN Türkiye A.Ş.
Basın Temsilcisi
KIRIKKALE ŞUBESİ
Ücret kayıpları için tespit davası açılacak
Bülent Akgül
Kırıkkale Şubesi
Basın Temsilcisi
Şube Başkanımız Mürsel Öcal, sendikamız avukatları ile bir grup üyemizin katılımıyla şubemizde gerçekleştirilen toplantıda, Kırıkkale’de şubemiz yetkisindeki iş yerlerinde çalışan üyelerimizin, çalışırken askere gitmelerinden doğan ücret kayıplarının giderilmesi ve hizmet tespiti için açılacak davalar konusu ele alındı. Soru cevap
şeklinde, sohbet ortamında geçen görüşmelerde arkadaşlarımızın sıkıntılarını dinleyen
sendika avukatlarımız, bu sıkıntıları gider-
mek için dava açacaklarını ve kaybolan hakların geri alınması için gerekenlerin yapılacağını belirtti.
BOLU ŞUBESİ
Emeklilere şilt verildi
METAL
arÇeliK’te
uzun yıllar çalışan bir
grup üyemiz ocak ayında
emekli oldu. Emekli
olan arkadaşlarımıza
Şube Başkanımız Yusuf
Uyman’ın da katıldığı bir
törenle, şiltleri takdim
Ahmet AKALIN
edildi. Şube olarak emekli Bolu Şubesi
Basın Temsilcisi
arkadaşlarımıza mutlu ve
sağlıklı bir ömür diliyoruz.
TÜRK
80
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
SALİH DEMİR
Çerkezköy Şubemizin yetkisinde olan Trakya Döküm işyerinde
çalışan üyemiz Salih Demir, 23 Ocak’ta geçirdiği rahatsızlık
sonucu hayatını kaybetti. Merhum Salih Demir’e Allah’tan
rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve mesai
arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
YÜKSEL GÖKTEPE
Kdz. Ereğli Şubemizin yetkili olduğu ERDEMİR 2. Soğuk
Haddehane Müdürlüğü çalışanlarından üyemiz Yüksel Göktepe,
yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek 29 Ocak’ta hayatını
kaybetti. Merhuma Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak
üzere, tüm sevenlerine, yakınlarına ve Erdemir camiasına
başsağlığı dileriz.
M. ALİ ORAL
Aksaray 1 Nolu şubemizin yetkili olduğu DİTAŞ işyerinde 8
yıldır çalışan üyemiz M. Ali Oral, 12 Şubat’ta hayatını kaybetti.
Merhuma Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere,
yakınlarına ve mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize
Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Bu dergi, sendikalı işçiler tarafından basılmıştır.

Benzer belgeler