www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık

Transkript

www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
NİSAN 2012 - SAYI 122
Makale:
DEVLETLERİN EGEMENLİK YETKİSİNE ETKİSİ BAKIMINDAN
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ
Yrd.Doç.Dr. Mehmet Nihat KANBUR
I – ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ
1) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI SÜREÇTE ULUSLARARASI CEZA
MAHKEMESİNİN KURULUŞU
A) GENEL OLARAK
Uluslararası hukukun savaş ya da barış zamanlarında gerek sivillere gerekse sivil olmayan
kişilere yönelik soykırım, saldırı veya insanlığa karşı işlenen diğer fiiller ile ihlal edilmesi bu
tür ihlallerin ne şekilde yaptırım altına alınacağı sorununu ortaya çıkarmıştır. Bu ihlallerin
muhakemesi ve yaptırımların uygulanması bakımından, milli mercilerin mi yoksa
milletlerarası bir merciin mi yetkili olması konusu tartışılmıştır. Bu hususta farklı iki görüş
savunulmaktadır. Ulusal ceza hukuku sistemlerinde bu tür ihlallere yönelik yargılamaların
milli mercilerce yapılması gerektiği tezi savunulmaktadır. Bu görüş dayanağını ceza
hukukunda “mülkilik” ilkesinden almaktadır. Mülkilik ilkesinin 1, devlete, kendi egemenlik
hakkından kaynaklanan cezalandırma yetkisini sağladığı belirtilmektedir. Diğer görüşe göre
ise bu tür ihlallerde milli mercilere güvenmek mümkün değildir. İşlenilen fiillerin ağırlığı
milli merciiler üzerinde olumlu ya da olumsuz etki bırakacak ve milli mercilerin yargılama
makamlarının bağımsızlığı tarafsızlığı ve güvenilirliği kaybolacaktır. Dolayısıyla bu tür

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi – Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı
Başkanı – ANTALYA – [email protected]
1
Mülkilik ilkesi egemenlik yetkisinin bir yansıması olarak kabul edilmektedir. Ülkede işlenen tüm suçlar
hakkında o ülke ceza kanununun uygulanmasına mülkilik ilkesi denilir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu da 8.
Maddesiyle kural olarak mülkilik ilkesini benimsemiş ancak bu ilkeyi esnetmek ve bazı sakıncalarını gidermek
amacıyla devam eden maddelerinde –şahsilik- -koruma- ve –evrensellik- ilkelerini de benimsemiştir. Mülkilik
ilkesi ve 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunundaki düzenlenmeler hakkında ayrıntılı açıklamalar için bkz.
ÖZBEK Veli Özer; TCK İzmir Şerhi – Türk Ceza Kanununun Anlamı (Açıklamalı – Gerekçeli – İçtihatlı) Cilt:1
– Genel Hükümler (Madde 1–75) – Gözden Geçirilmiş – Genişletilmiş 4.Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ocak – 2010
– Ankara, s.152–164, ÖZBEK Veli Özer / KANBUR Mehmet Nihat / DOĞAN Koray / BACAKSIZ Pınar /
TEPE İlker; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Gözden Geçirilmiş ve Yenilenmiş 2. Baskı, Seçkin
Yayıncılık, Kasım 2011 – Ankara, s.132–142.
1
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
ihlallerin yargılanması milli merciler yerine daimi bir uluslararası ceza mahkemesi tarafından
yapılmalı ve bunun için uluslarüstü bir mahkeme kurulması gereği ifade edilmiştir 2.
Eskiden günümüze kadar, savaş kurallarını belirlemek için çalışmalar bulunmakla birlikte
uluslararası bir ceza mahkemesinin oluşturulması konusu özellikle Birinci Dünya Savaşından
sonra hız kazanmıştır.3 İkinci dünya savaşından sonra BM Şartı hükümlerine uygun olarak
uluslararası ceza mahkemesi kurulması yönünde çabalar da göze çarpmaktadır 4. 1937 yılında,
Fransa’nın gayretleriyle uluslararası bir ceza mahkemesinin kurulmasına ilişkin çalışmalar
yapılmış ve bu yönde bir antlaşma metni hazırlanmıştır. Ancak II. Dünya Savaşının araya
girmesiyle, bu metin gerekli ilgiyi görmemiş ve unutulmuştur5. Uluslararası Ceza
Hukuku’nun en temel amaçlarından biri de devletlerin sorumluluğunun yanında, suç işleyen
bireylerin cezalandırılmasıdır. Nitekim günümüze kadar kurulmuş olan sürekli uluslararası
yargı organları, sadece devlet üzerinde yargı yetkisine sahipti. Ancak bu tür ihlallerin gerçek
faillerinin her zaman gerçek kişiler olması ve sadece bu gerçek kişilerin cezalandırılması
gerekliliği6 Roma Statüsünün 25. Maddesinde 7 ortaya konulmuştur.
İnsanlığa karşı işlenen ve tüm devletler tarafından suç sayılan eylemler, bütün insanlığa karşı
işlenmiş eylemlerdir ve bu tür suçları cezalandırmakta bütün insanlığa düşmektedir. Eğer bir
devlet bu suçları işleyenleri cezalandırmaktan kaçınırsa evrensellik8 ve adalet ilkeleri gereği
başka devlet ya da devletler bu kişileri yargı önüne çıkarmalıdırlar. Grotius bu ilkeyi şu
şekilde ifade etmiştir; “aut dedere aut punire9” (ya geri ver ya cezalandır). İnsanlığa karşı
işlenen suçlar, ulus-devlet egemenliğini görece bir kavram düzeyine indirgeyen ve bu suçların
cezalandırılmasını sağlayan uluslararası ceza mahkemesinin kurulmasına neden olmuştur
2
Daimi bir uluslararası ceza mahkemesi kurulmasına yönelik olarak, adaletin ayrımcılığa yol açacak şekilde
uygulanmasının engellenmesi, mahkemenin sürekliliğinin sağlanması, faillerin kişisel cezai sorumluluklarını
sağlamak suretiyle toplumların sorumluluklarının ortadan kaldırılması ve caydırıcılık sağlanması gibi gerekçeler
ileri sürülmektedir. Bahse konu gerekçeler ve daimi bir uluslararası ceza mahkemesinin gerekliliği yolunda
görüşler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ÖNOK Rıfat Murat; Tarihi Perspektifiyle Uluslararası Ceza Divanı,
Turhan Kitabevi, Ankara, 2003, s.6 vd. KARAKEHYA Hakan; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uygulanabilir
Hukuk, in. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (AÜHFD), Y:2007 – C:57 – S:2, s.134. ASLAN
Muzaffer Yasin; Uluslararası Ceza Divanı ve Türkiye’ye Etkileri, in. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dergisi (AÜHFD), Y:2007 – C:56 – S:4, s.56.
3
LÜTEM; s.201. Uluslararası bir ceza mahkemesi kurma çabalarının tarihsel süreci hakkında ayrıntılı bilgi için
bkz. ÖNOK; s.22 vd, ERDAL Selcen; Uluslararası Ceza Mahkemesinin Devlet Egemenliğine Etkisi; Yetkin
Yayınları, Ankara – 2010, s.60 vd.
4
y.a.g.e., s. 203-212.
5
TEZCAN Durmuş, Uluslararası Suçlar ve Uluslararası Ceza Divanı, in. Hukuk Kurultayı 2000, C. 1, Ankara,
12–16 Ocak, 2000, s.273, TÖNGÜR Ali Rıza; Uluslararası Ceza Mahkemesinin Kapsamı ve Yargılama
Hukuku, Kazancı Yayınevi, İstanbul 2005, s.5.
6
KALABALIK Halil; İnsan Hakları Hukuku Ders Notları, Değişim Yayınları, İstanbul, 2004, s. 73. ÖNOK;
s.12–13.
7
Roma Statüsü m.25/1-2’ye göre; “Divan, bu statüye uygun olarak özel kişiler üzerinde yargı yetkisine sahiptir.
Divanın yargı yetkisine giren bir suçu işleyen kişi bu Statü’ye uygun olarak cezalandırılmaktan bireysel olarak
sorumlu olacak ve cezalandırılabilecektir.
8
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda evrensellik ilkesi bakımından ayrıntılı bilgi için bkz. TURHAN Faruk;
Türk Ceza Kanunu’nun Yer Bakımından Uygulanmasında Evrensellik İlkesi ve Yeni TCK m.13; in. Hukuki
Perspektifler Dergisi (HPD), Sayı:4 – Ağustos 2005, s.197 vd, ÖZBEK; (TCK İzmir Şerhi Genel Hükümler),
s.177, ÖZBEK / KANBUR / DOĞAN / BACAKSIZ / TEPE; (Genel Hükümler), s.149.
9
ÇINAR M. Fatih; Uluslararası Ceza Mahkemelerinin Gelişimi Işığında Uluslararası Ceza Divanı, Kazancı
Hukuk Yayımevi, İstanbul, 2004, s. 41.
2
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
denilebilir. 10 Savaş
değerlendirebiliriz. 11
suçlarının
cezalandırılması
çabalarını
da
bu
bağlamda
B) ROMA STATÜSÜNÜN KABUL EDİLMESİ SÜRECİ VE DEVLETLERİN
TUTUMU
Bu çabaların sonucunda 1994 yılında kabul edilen statü tasarısı 17 Temmuz 1998’de kabul
edilmiş ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Roma Statüsü ile Hollanda’nın La Haye
kentinde kurulmuştur12. Roma Statüsü13, altmışıncı onay belgesinin teslim edilmesiyle
birlikte14 1 Temmuz 2002’den itibaren yürürlüğe girmiştir15. UCM’nin faaliyete başlamasıyla
birlikte, insancıl hukukun ağır ihlalleriyle ilgili, ulusal yargı yetkisini tamamlayıcı bir yetki
türü olarak Mahkeme’ye tanınan yargılama yetkisi, evrensel bir yetki niteliğine sahiptir. 16
Roma Statüsü’ne taraf olan devletlerin ifadesiyle, uluslararası cezai yargı, jus cogens normlar
düşüncesine ve 1907 La Haye Sözleşmelerinin mirasına dayanmaktadır. 17 1899 ve 1907 La
Haye Sözleşmeleri, ilk defa sistematik bir hukuksal bütünlük içinde çatışmaların
yürütülmesine insancıl ilkeler (jus in bello) getirmiş ve uluslararası insancıl hukukun, diğer
bir deyişle savaş hukuku kurallarının doğmasına yol açmıştır. La Haye Sözleşmeleri’nin temel
amacı, savaş hukuku kurallarının ihlal edilmesine engel olmak ve bu ihlali gerçekleştiren
kişileri de bu kurallarla uymaya zorlamaktır. 18 Savaş sırasında uyulması gereken kurallara “La
Haye Hukuku” da denmektedir.19 1949 Cenova Andlaşması (Convention) -özellikle 3.
madde- savaş hukukunun gelişiminde önemli bir yere sahiptir. 20
Kurulma aşamasında ABD21, Çin ve Fransa’nın kurgusu, UCM’nin Güvenlik Konseyi’nin
kontrolü altında olması, böylece istemedikleri davaları önleyebilmek şeklinde olmuştur.
Almanya ve Kanada’nın başını çektiği 42 devlet ise BM Güvenlik Konseyi’nin
müdahalesinden arındırılmış, bağımsız bir mahkeme kurulması ve bu mahkemenin etkili
10
TÜRKMEN Füsun; İnsan Haklarının Yeni Boyutu: İnsancıl Müdahale, Okumuş Adam Yayınları, İstanbul –
2006, s.308.
11
ESER Albin; Uluslararası Ceza Mahkemesinin Kurulması, Roma Statüsünün Ortaya Çıkışı ve Temel
Özellikleri, (Çeviren: Faruk TURHAN), in. Uluslararası Ceza Divanı, (Editör: Feridun YENİSEY, İstanbul –
2007). AZARKAN Ezeli; “Uluslararası Ceza Mahkemelerinde Savaş Suçları”, Hukuk ve Adalet Dergisi, Sayı:1,
İstanbul, Ocak-Mart 2004, s.53.
12
Uluslararası Ceza Divanı’nın kurulması sürecinde hazırlık komitelerinin kuruluşu ve çalışmaları, konferansın
teşkilatlanışı, sonuçlanması hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ÖNOK; s.87 vd.
13
Roma Statüsünün İngilizce metni için ve Roma Statüsü’nü imzalayan, imzalayıp onaylayan, uygun bulan ya
da
tasdik
eden
devletlerin
listesi
için
bkz:
http://untreaty.un.org/ENGLISH/bible/englishinternetbible/partI/chapterXVIII/treaty11.asp,
14
Altmışıncı onay belgesi, 11 Nisan 2202’de 10 devlet tarafından birlikte teslim edilmiştir. Roma Statüsü m.126
hükmü uyarıca bu teslimden sonra uyulacak prosedür sonucunda UCM’nin yargı yetkisinin doğması kuruluş
safhasının hukuken tamamlanması 01.07.2002’de gerçekleşmiştir. Bkz. ÖNOK; s.107.
15
UZUN Elif; Milletlerarası Ceza Mahkemesi Kapsamındaki Suçlar Bakımından Yeni Türk Ceza Kanunu’nun
Değerlendirilmesi, Eskişehir Barosu Dergisi, S.7, Eskişehir, Haziran 2005, s. 207.
16
TEZCAN Durmuş; Ulusal Mahkemelerin Evrensel Yargı Yetkisi ve Belçika Örneği, Hukuk ve Adalet
Dergisi, Sayı. 1, İstanbul, Ocak-Mart 2004, s. 82.
17
KÖCHLER, Hans, Küresel Adalet mi, Küresel İntikam mı?, (Çeviren: Funda KESKİN / Erdem DENK),
Alkım Yayınları., İstanbul, 2005, s. 40.
18
AZARKAN Ezeli; Nuremberg’ten La Haye’ye: Uluslararası Ceza Mahkemeleri, Beta Yayıncılık, İstanbul,
2003, s.30.
19
y.a.g.e., s. 29.
20
WILSON Heather A; International Law and the Use of Force by National Liberation Movements, Oxford
University Press, Oxford / New York, 1990. s.43.
21
Uluslararası Ceza Mahkemesinin gerekliliği konusunda yapılan tartışmalar ve Roma Statüsünün kabulü için
yapılan oylamada red oyu veren ABD’nin muhalefeti hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ÖNOK; s.301 vd.
3
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
çalışabilecek bir savcıya sahip olması görüşünü savunmuşlardır. 22 Hindistan, Mısır ve
Meksika olmak üzere, özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerine karşı mesafeli
duran devletler, Güvenlik Konseyi’ne Mahkeme ile bağlantılı yetki verilmemesi ve nükleer
silahların yasaklanacak silahlar içine alınması için yoğun çaba harcamışlardır. 23
Statü metni hiçbir devletin isteklerini tam olarak yansıtmamıştır. Bunda Statü’yü hazırlayan
devletlerin farklı isteklerinin rolü büyüktür. Sonunda, UCM’nin etkin bir biçimde çalışmasını
sağlamak ile devletlerin geniş desteğini getirecek güvenceler sağlamak arasında dengeleyici
bir metin ortaya çıkmıştır. Ayrıca Statü, farklı iç hukuk sistemlerini de bağdaştırma çabası
içindedir.24 Bilindiği üzere, ceza usul hukuku bakımından Kıta Avrupası Hukuk Sistemi ile
Anglo-Sakson Hukuk Sistemi oldukça farklıdır. UCM Statüsü incelendiğinde, Savcılık
makamı ya da hazırlık soruşturulmasının yapılması bakımından Kıta Avrupası Hukuk
Sistemi’nin ilkelerinin açıkça kabul edildiği görülecektir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde
iddia makamı, uluslararası adaletin bir organıdır ve tarafsız bir şekilde görevini yerine getirir.
Bir anlamda her iki tarafın ve uluslararası toplumun temsilcisidir. 25
UCM Statüsü 7’ye (ABD, Çin, dâhil) karşı 120 (İngiltere, Fransa, ve Rusya dahil) oyla kabul
edilmiştir.26 Türkiye dâhil toplam 21 ülke çekimser oy kullanmıştır 27. Oylama gizli yapıldığı
için hangi ülkelerin ret oyu verdikleri kesin olarak bilinmemekle beraber, görüşmeler
sırasındaki tutum ve oylamaya ilişkin görüşler göz önüne alınarak ABD, Çin, Hindistan, Irak,
İsrail, Libya, Katar ve Yemen’in ret oyu verdikleri ileri sürülmektedir 28.
UCM Statüsü’nün 120. maddesine göre, UCM’ne çekince koyarak taraf olmak imkânı
bulunmamaktadır. Çekince konmasına izin verilmemesinin amacı, mahkemenin işlevsiz bir
hale gelmesinin önüne geçmek ve Statü’nün yeknesaklığını sağlamak olarak
değerlendirilebilir.29
C) TÜRKİYE’NİN TUTUMU ve İÇ HUKUKTAKİ BAZI DÜZENLEMELER
Türkiye, terörizmle ilgili olarak, ülke içindeki silahlı çatışmalardan dolayı Güvenlik
Konseyi’ne herhangi bir rol verilmesine ve bu çatışmaların savaş suçları kapsamında
değerlendirilerek UCM’ne yargı yetkisi verilmesine karşı çıkmıştır. 30 Yine Türkiye, Statü’nün
tartışılması sırasında terörizmin insanlığa karşı suçlar grubunun içinde yer almasını istemişse
22
GEMALMAZ Mehmet Semih; Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, Beta Yayıncılık,
4. Bası, İstanbul, 2003, s.374. Ayrıca bkz. ÖNOK; s.96.
23
ATEŞ EKŞİ Canan; Uluslararası Ceza Mahkemesinin İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Üzerindeki Yargı
Yetkisi, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2004, s.16. Ayrıca bkz. KIRSCH Philippe / HOLMES John; The Rome
Conference on an International Criminal Court: The Negotiating Process, AJIL (The American Journal of
International Law),, Vol.93-1, Jan. 1999, s.3 vd.
24
ATEŞ EKŞİ; s.26, ERDAL; s.88–89.
25
İngiltere uygulamasında delillerin toplanması açısından savcılık makamından ziyade, polisin objektif hareket
etmesi asıldır. Amerikan uygulamasında da savcılık makamının şüpheli ve sanıkların suçluluklarını ikna etmeye
çalıştığı görülmektedir. Bkz: AKSAR Yusuf; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Ceza Usul Hukuku,
Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2003, s.35–36.
26
CASSESE Antonia; International Criminal Law, Oxford University Press, Birinci Basım, New York, 2003,
s.343.
27
ERDAL; s.90. Konferansın neticeleri ve oylama hakkında bilgi için bkz. ÖNOK; s.102 vd.
28
Bkz. SMITH Thomas; The International Criminal Court and The Limits of Legalism, Moral Hazard and
Humanitarian Law, International Politics, Vol.39, (June–2002), s.175 vd.
29
ÖNOK; s.307.
30
CASSESE; s.342.
4
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
de başta ABD31 olmak üzere birçok devlet, tanımda32 anlaşma sağlanamamasını gerekçe
göstererek terörizmin insanlığa karşı suçlar grubunun içinde yer almasına karşı çıkmıştır.
Sonuçta terör suçu yargılama kapsamındaki suçlar listesine alınmamıştır. 33 Terörizmin
mahkemenin yargı yetkisine giren bir suç olarak kabul edilmemesi34, bu uğurda büyük uğraş
veren Türkiye’nin Statü’yü imzalamamasının temel gerekçelerinden birini teşkil etmiştir. 35
Türkiye Mahkeme’ye taraf değildir 36. Ancak Anayasa’nın 38. maddesine eklenen son fıkra ve
Yeni Türk Ceza Kanunu’na eklenen suçlar UCM’ne taraf olma ihtimalinin olduğunu
göstermektedir.37 Ancak Roma Statüsü’ne taraf olmayan Türkiye’nin, Divan’ın yetkisine
giren suçlar bakımından doğrudan yargı yetkisine tabi olmamak için, tamamlayıcılık prensibi
çerçevesinde etkili bir iç hukuk mekanizmasına sahip olması gerekmektedir 38.
1982 Anayasası m.38/sonda Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının yabancı ülkeye suç
sebebiyle iade edilememesi kuralına Uluslararası Ceza Mahkemesine iade bakımından bir
istisna getirilmiştir. Madde hükmüne göre; “Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın
gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye
verilemez.39” Aynı düzenleme 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.18/2’de de bulunmaktadır 40.
Öğretide Türkiye’nin henüz taraf olmadığı bir anlaşmanın getirdiği hükümlerin gereğini
yerine getirebilmenin hem anayasal hem de yasal zeminini hazırlamış ve dolayısıyla da
Türkiye anlaşmaya taraf olduğu andan itibaren bir Türk vatandaşının suç sebebiyle yabancı
bir yargılama makamına iadesine hukuki bir engel kalmamış olduğu ileri sürülse41 de
kanaatimizce Roma Statüsüne Türkiye taraf olsa bile iç hukukunda yargı yetkisini bahse konu
suçlar bakımından da devam ettirdiği için bu suçları işleyen vatandaşın iadesi zorunlu
31
TEZCAN Durmuş; Uluslararası Suçlar ve Uluslararası Ceza Divanı, in. Ankara Barosu Hukuk Kurultayı, 12–
16 Ocak, 2000, s.276; Statünün hazırlanmasının tüm aşamalarında etkin bir katılım gerçekleştiren ABD,
özellikle dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan ve bir takım operasyonlar gerçekleştiren askerlerinin, kendi rızası
olmaksızın yargılanması ihtimalinden büyük rahatsızlık duymaktadır. Bu ve bir takım başka nedenlerle dünyanın
bu önde gelen ülkesi şu an itibarıyla Statüye taraf değildir.
32
Tanım sorunu hakkında bkz. SAUL Ben; Uluslararası Hukukta Terörizmi Tanımlama Girişimleri, (Çeviren: S.
İrem ÇAKIRCA), in. Terör ve Düşman Ceza Hukuku, Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi:8, (Proje
Yöneticisi: Kayıhan İÇEL – Editör: Yener ÜNVER), Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ocak 2008, s.21 vd. SAUL
Ben; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konsey’inde Terörizmin Tanımı: 1985–2004, (Çeviren: Seda KOÇ), in. Terör
ve Düşman Ceza Hukuku, Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi:8, (Proje Yöneticisi: Kayıhan İÇEL –
Editör: Yener ÜNVER), Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ocak 2008, s.49 vd.
33
TURHAN Faruk; Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre Uluslararası Suçların Cezalandırılması, in. Hukuki
Perspektifler Dergisi (HPD), Sayı:3 – Nisan 2005, s.9, KAYA, s.167. Türkiye’nin girişimleri hakkında ayrıca
bkz. LEE Roy; The International Criminal Court, The Making of The Rome Statute, Issues – Negotiations –
Results, Kluwer Law International, The Hague, 1999, s.629 vd.
34
Bkz. GOLDSTONE J. Richard / SIMPSON Janine; Terörizme Hukuki Bir Cevap Olarak Uluslararası Ceza
Mahkemesi’nin Rolünün Değerlendirilmesi, Çeviren: Gülay ARSLAN), in. Terör ve Düşman Ceza Hukuku,
Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi:8, (Proje Yöneticisi: Kayıhan İÇEL – Editör: Yener ÜNVER),
Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ocak 2008, s.123 vd.
35
ATEŞ EKŞİ; s.44.
36
Türkiye, Roma Statüsü’ne taraf değildir. Bununla birlikte Divan faaliyetleri takip edilmekte olup, sırasıyla
New York ve Lahey’de düzenlenen Taraf Devletler Kurulu toplantılarına katılım sağlanmaktadır. Bkz.
http://www.mfa.gov.tr/uluslararasi-ceza-divani-ve-turkiye.tr.mfa SON ERİŞİM TARİHİ: 30 Mart 2012.
37
İPEK Aydın; Anayasa ve Uluslararası Hukuk Çerçevesinde Kuvvet Kullanımı; Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü - Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi – İzmir – 2007, s.138,
UZUN, s.207.
38
ASLAN; (Uluslararası Ceza Divanı…), s.58.
39
7.5.2004 tarih 5170 sayılı Yasa m.5 ile değişik.
40
Suç sebebiyle iade konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. ÖZBEK; (TCK İzmir Şerhi Genel Hükümler), s.188–
207, ÖZBEK / KANBUR / DOĞAN / BACAKSIZ / TEPE; (Genel Hükümler), s.155–167.
41
ŞEN / MALBELEĞİ; s.34.
5
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
değildir. Bunun için ayrıca ve açıkça zorunlu tutan bir kanuni düzenleme gereklidir 42. 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu, Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisine giren suçlardan
Soykırım Suçunu (m.76), İnsanlığa Karşı Suçları (m.77) ve bu suçları işlemek amacıyla Örgüt
Kurulması Suçunu (m.78) özel suç tipleri olarak düzenleyerek bu fillerin gerçek niteliklerine
uygun olarak muhakemelerini sağlamaya çalışmıştır.
2) ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNİN YARGI KONUSU
A) GENEL OLARAK (İnsancıl Hukuk – Savaş Hukuku – İnsan Hakları Hukuku
Kavramları)
İnsancıl hukuk, savaş hukuku (İnternational Humanitarian Law – Laws of War) kavramları
arasında bazı farklılıklar bulunmakla birlikte bu kavramlar batı literatüründe çoğunlukla aynı
kavramlar olarak kullanılmaktadırlar. Bu kavramlar ile insan hakları hukuku (İnternational
Human Rights Law) uluslararası hukukun iki ayrı dalıdır. 43 Tarihi gelişimi ve öğreti
kaynakları açısından da insancıl hukukla, insan hakları hukuku arasında farklılık söz
konusudur.44
Ancak her iki hukukun amacı da bireylerin haklarını korumaktır. İnsancıl hukuk, savaş
hukuku ya da uluslararası ceza hukuku, ulusal veya uluslararası mahkemeler aracılığıyla
bireylerin cezai sorumluluğunu tesis etmek amacıyla hareket ederken, insan hakları hukuku,
özellikle devletlere karşı hak arayışı içinde olan bireylerle, devletlerarasındaki ilişkileri
düzenlemek amacını taşımaktadır.45 Uluslararası insancıl hukuk kurallarından farklı olarak
insan haklarından46 bazıları silahlı çatışma ortamında uygulanamazlar. 47 Yaşam hakkı, sağlık
hakkı, ailenin korunması ve insancıl yardım alma hakkı gibi kişilerin en temel hakları insancıl
hukukun kapsamı içinde yer alırken, seçme ve seçilme hakkı, seyahat hürriyeti, hâkim kararı
olmadan tutuklanmama, düşünceyi ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı,
sendikal haklar ve benzeri bir takım insan hakları, silahlı bir çatışma ortamında uygulanabilir
olmadığından bunun sağlanması da gerçekçi kabul edilmediğinden insancıl hukuk
kapsamında yer almamaktadır.48
Uluslararası insancıl hukukun, geniş anlamıyla insan hakları kavramının bir bölümünü
oluşturduğu söylenebilir. Ancak, uluslararası insancıl hukukun uygulanmasından birinci
derecede sorumlu olan silahlı kuvvetler, aynı konuda birbirinden farklı değişik prensip ve
emirlerle hareket edemeyeceğinden, askeri bir harekâtın icrasında uyulması gereken tek bir
42
Aynı yönde ve alman hukukunda bu tür sorunların aşılması bakımından getirilen kanuni düzenlemeler
hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TURHAN; (Uluslararası…), s.11–12. ÖZBEK ise henüz sözleşmeye taraf
olunmadan bu tarz bir “yükümlülük” düzenlemesi getirilmesini ülke bağımsızlığı ve egemenliği bakımından
eleştirmektedir. Eleştiri için bkz. ÖZBEK; (TCK İzmir Şerhi Genel Hükümler), s.197, dipnot.122.
43
AKSAR Yusuf; Nuremberg’den Günümüz Uluslararası Ceza Yargısı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne…,
Hukuk ve Adalet Dergisi, Sayı. 1, Ocak-Mart 2004, s.84. Silahlı çatışma hukuku da insancıl hukuk olarak
kullanılmaktadır. Bkz: ÇAYCI; s.40.
44
AZARKAN Ezeli; “Uluslararası İnsancıl Hukuk ve Birleşmiş Milletler Askeri Operasyonları”, Atatürk
Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1–2, 2006, s.85.
45
AKSAR; 2004, s.84.
46
İnsan hakları konusunda teorik açıklamalar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin uygulamaları ve Türk
Hukukundaki görünüş hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ERDOĞAN Mustafa, İnsan Hakları Teorisi ve Hukuku,
Orion Kitabevi, Ankara, 2007 s.93 vd. Ayrıca Bkz. TEZCAN Durmuş / ERDEM Mustafa Ruhan /
SANCAKDAR Oğuz / ÖNOK Rıfat Murat; İnsan Hakları El Kitabı, Birinci Baskı, Eylül 2006, s.62 vd.
47
ŞEKER; s.45.
48
ÇAYCI Sadi; Uluslararası İnsancıl Hukuk Açısından Eski Yugoslavya Olayları, in. Askeri Adalet Dergisi,
Sayı: 99, Ankara, Mayıs 1997, (a), s.40.
6
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
kurallar bütünü belirlenmelidir. İnsan hakları hukuku ile insancıl hukuk kavramları yer ve
zaman bakımından teknik olarak ayrıştırılarak bu kurallar bütünü belirlenmektedir. Barış
durumunda insan hakları hukuku, savaş ya da silahlı çatışma durumunda insancıl hukuk
kuralları uygulanır. 49
Bununla birlikte, bir ihtilaf durumunda yalnızca birinin uygulanacağını söyleyen genel görüşe
karşı çıkan yaklaşımlar da söz konusudur. UAD’nin Nükleer Silahlar Konusundaki Tavsiye
Kararı’nda belirttiği üzere uluslararası insancıl hukuk ile insan hakları arasında bir ilişki
mevcuttur. Divan’a göre; bu iki farklı hukuk dalı, savaş durumunda bir taraf hukuka uygun bir
şekilde zarar görmediği sürece birlikte uygulamaya devam edilecektir. Bu bağlamda insancıl
hukuk bir insan hakları kuralının yorumlanmasında kullanılabilir. Bu yöntemle, insancıl
hukuk ve insan hakları hukuku arasında örtüşme ve birleşme sağlanabilir. 50 Bu bağlamda
bakıldığında en temel insan haklarından olan sivil kişilerin canlarının ve mallarının korunması
ilkesinin uluslararası insancıl hukukun özünü oluşturduğu görülecektir. 51
B) ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNİN YARGI YETKİSİNE GİREN
SUÇLAR
UCM, uluslararası toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren “en ciddi suçları” işleyen kişileri
yargılamak amacıyla kurulmuştur ve bu yönüyle kendinden önceki ad hoc mahkemelerden
ayrılır 52. UCM’nin, devletler üzerinde veya devletlerin sorumluluğuna yönelik yargı yetkisi
bulunmamaktadır. Mahkeme’nin yetkisine giren suçlar, uluslararası toplumu derinden
etkileyen çok ağır suçlar olan “soykırım suçu”, “insanlığa karşı işlenen suçlar”, “savaş
suçları53” ve “saldırı suçu54”dur (saldırı suçu henüz tanımlanmadığından bu konudaki yargı
yetkisi tanımın yapılmasına kadar askıdadır). Bu suçlar Statü’nün 5-8 maddeleri arasında
düzenlenmiş ve bunlar dışında kalan diğer uluslararası suçlar, (örneğin terörizm, uyuşturucu
suçları gibi suçlar) Statü’ye alınmamıştır 55.
a) Soykırım Suçu
Soykırım; Yunanca genos (halk-soy) ve Latince caedere (öldürmek) kelimelerinden
oluşturulmuştur. İlk defa 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısında Jenosid
(soykırım) bir uluslararası suç olarak tanımlanmış ve ardından birçok değişik uluslararası
sözleşmelerde ve iç hukuklarda yer almıştır 56.
49
ÇAYCI; s.12.
AZARKAN; 2006, s. 85–86.
51
Etnik temizleme; askeri zorunluluk olmadıkça sivillerin yerlerinin değiştirilmesi, göçe zorlanması, bütün bu
fiiller uluslararası insancıl hukuka aykırı fiillerdir. Bkz: ÇAYCI; s.16. Irak’lı yetkililerin askeri hedefleri
korumak amacıyla sivilleri kalkan olarak kullanması ve bu sivillerin ölümüne sebebiyet vermesi savaş suçu
olarak değerlendirilen bir eylemdir. ÇOLAK Halil / ASLAN M. Yasin; / “Savaş Hukukunun Temel
Prensipleri”, Askeri Adalet Dergisi, S: 119, Ocak- 2004, s.30.
50
52
ATEŞ EKŞİ; s.29,
SUNAY Reyhan; Tartışılan Egemenlik, Yetkin Yayınları, Ankara – 2007, s.286.
54
Bu suçların unsurlarına ilişkin ayrıntılı bir inceleme için bkz. BAŞAK Cengiz; Uluslararası Ceza Mahkemeleri
ve Uluslararası Suçlar, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, s.71 vd.
55
GÜLLER Nimet / ZAFER Hamide; Uluslararası Ceza Mahkemesi El Kitabı. European Initative for
Democracy and Human Rights, İnformation & Ratification Campaign on the ICC in Russia, Turkey and Central
Asian Countries. Gustav-Stresemann-Institut e.V. European Academy Bonn (GSI), 2006, s.75. ÖNOK, s.150.
EREM Faruk; İnsanlığa Karşı Cürümler – Genoside, Güney Matbaacılık, Ankara, 1948, s.5.
56
TURHAN Faruk; Soykırım Suçunda Bir Grubu Tamamen veya Kısmen Yok Etme Amacı ve Ermeni Tehciri
Olayı; in. Hukuki Perspektifler Dergisi (HPD), Sayı:9 Aralık – 2006, s.46–47, ŞEN Ersan / MALBELEĞİ
53
7
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
Soykırım suçunun tanımlandığı Statü’nün 6. Maddesine göre soykırım; milli, etnik, ırki veya
dini bir grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla yine statüde belirtilen bazı
fiillerin işlenmesidir. Bu fiiller; - belirtilen grup üyelerinin öldürülmesi – grup üyelerine
önemli fiziksel ve ruhsal zarar verilmesi – fiziksel olarak kısmen veya tamamen ortadan
kaldırmak amacıyla grubun yaşam koşullarını ağır bir şekilde kötüleştirilmesi – grup içinde
doğumları önleyici tedbirler alınması – grup içindeki çocukları zorla başka gruplara
nakledilmesini içermektedir 57. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu da 76. Maddesinde 58 soykırım
fiillerini ayrı ve bağımsız bir suç olarak Uluslararası Suçlar başlıklı birinci kısmın birinci
bölümünde düzenlemiştir 59.
b) İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar
Roma Statüsü bakımından İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar, 7. maddede bentler halinde
belirtilmiş olan fiillerden herhangi birisinin, -yapılan saldırının bilincinde olarak herhangi bir
sivil nüfusa karşı yöneltilmiş yaygı veya sistematik bir saldırının parçası- olarak işlenmesidir.
Bu fiiller; -adam öldürme - topyekün imha etme - köleleştirme - nüfusun zorla nakli ya da
sürgünü - uluslararası hukukun temel kurallarını ihlal eder halde hapsetme ya da fiziksel
özgürlükten sair şekilde ağır mahrumiyet - işkence - ırza geçme - cinsel kölelik - zorla fuhuş
yaptırma - zorla hamile bırakma - zorla kısırlaştırma - veya bunlara benzer cinsellik içeren
şiddet - tanımlanabilir bir grup ya da topluluğa karşı; siyasi - ırki - milli - etnik - kültürel - dini
- cinsi ayrımcılık veya zulüm - kişilerin zorla kaybedilmesi - ırk ayramcılığı - kasten büyük
eza veren vücut ya da zihinsel ya da fiziki sağlıkta ciddi zarara yol açan gayrı insani
hareketler, olarak sayılmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu da 77. Maddesinde 60
Erkam; Türk Ceza Kanunu’nda Uluslararası Suçlar; Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ekim 2011, s.22 vd. ÖZBEK
Veli Özer / KANBUR Mehmet Nihat / DOĞAN Koray / BACAKSIZ Pınar / TEPE İlker; Türk Ceza Hukuku
Özel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ekim 2010, s.65, GÜLLER / ZAFER; s.75, TEZCAN Durmuş /
ERDEM Mustafa Ruhan / ÖNOK Rıfat Murat; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’na Göre Teorik ve Pratik Ceza
Özel Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara- Temmuz 2006, s.50.
57
GÜLLER / ZAFER; s.76, ÖNOK; s.150–151, ERDAL; s.101–102.
58
Soykırım
MADDE 76. - (1) Bir plânın icrası suretiyle, millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen
yokedilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu
oluşturur:
a) Kasten öldürme. b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme. c) Grubun, tamamen veya
kısmen yokedilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması. d) Grup içinde doğumlara engel
olmaya yönelik tedbirlerin alınması. e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten
öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
59
Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş olan soykırım suçu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ÖZBEK Veli Özer /
DOĞAN Koray; Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, TCK İzmir Şerhi C.2, Seçkin Yayıncılık, 2008, s.77 vd,
TEZCAN Durmuş / ERDEM Mustafa Ruhan / ÖNOK Rıfat Murat; Uluslararası Ceza Hukuku, Seçkin
Yayıncılık, Ankara- 2009, s.511–542. ŞEN / MALBELEĞİ; s.21–39, TURHAN; (Soykırım…), s.47 vd.
ÖZBEK / KANBUR / DOĞAN / BACAKSIZ / TEPE; (Özel Hükümler – 2010), s.65–72, TEZCAN /
ERDEM / ÖNOK; (Ceza Özel Hukuku), s.50–59.
60
İnsanlığa karşı suçlar
MADDE 77. - (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plân
doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:
a) Kasten öldürme. b) Kasten yaralama. c) İşkence, eziyet veya köleleştirme. d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tâbi kılma. f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı. g) Zorla hamile
bırakma. h) Zorla fuhşa sevketme.
8
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
İnsanlığa Karşı Suçları oluşturan fiilleri belirtmek suretiyle ayrı ve bağımsız bir suç olarak
Uluslararası Suçlar başlıklı birinci kısmın birinci bölümünde düzenlemiştir 61.
Bir eylem, savaş suçu olmasının yanında insanlığa karşı işlenmiş bir suç da olabilir. Örnek
olarak savaş mağdurlarının korunmasına ilişkin 1949 Cenevre Sözleşmelerinin ortak
maddelerinde tanımlanan, sözleşmeler gereğince korunması gereken kişi ve mallara yönelik
olan “ağır ihlallerin”, savaş suçları kapsamına mı, yoksa insanlığa karşı işlenen suçlar
kapsamına mı girdiğine ilişkin tartışmalar akademik çevrelerde halen devam etmektedir. 62 Bu
tartışmalar devam etse de artık, ulusal egemenlik ve ulusal sınırlar, bu suçlar açısından bir
bahane veya iltica duvarı oluşturamayacaktır. Ancak bu durum evrensel yargı olgusunun
evrensel anlamda kabul gördüğü anlamına gelmemektedir. 63 Türkiye açısından bakacak
olursak ağır ihlallerle ilgili düzenlemelerin iç hukuk düzenlemelerinde bulunduğu
görülecektir.64 Ayrıca, ağır suçlar bakımından ulusal yasalarla af çıkarmakta mümkün
değildir. 65 Bu suçlar, uluslararası örf ve adet hukukunun ayrılmaz bir parçası olduğundan
bütün uluslararası silahlı çatışmalardaki tarafları bağlar. 66 Ağır ihlal suçunun işlenmesi
halinde tüm devletler yargılama yetkisine sahiptir. Taraf devletler kendi yetki alanlarında
bulunan sanıkları, ya kendileri yargılamalıdır ya da yargılanmak üzere bir başka taraf devlete
göndermelidirler.67 Çağdaş hukukta oluşmakta olan ortak kanı, neredeyse tüm evrensel yargı
uygulamalarının egemenlik iddialarıyla bir şekilde çatıştığı yönündedir. 68
c) Savaş Suçları
Statünün 8. maddesi hükmüne göre; uluslararası silahlı çatışmalar esnasında işlenebilecek
otuz dört adet ve iç silahlı çatışmalar sırasında işlenebilecek on altı adet savaş suçu tipi
öngörülmüştür. Savaş suçlarının cezalandırılması hakkında uluslararası literatürde üç görüş
vardır: birinci görüşe göre; savaşa ilişkin herhangi bir kuralın ihlali savaş suçudur. İkinci
görüşe göre; sadece Cenevre sözleşmeleri hükümlerinin ağır ihlallerinin savaş suçu olduğu
kabul edilmektedir. Üçüncü görüş ise savaşa ilişkin kural ve adetlerin ihlali ile bunların
uluslararası ceza hukuku metinlerinde öngörülmesi halinde savaş suçu bulunduğunu kabul
(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına;
diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına
hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama
suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
61
. İnsanlığa karşı suçları oluşturan fiiller ve bu suçların unsurları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TEZCAN /
ERDEM / ÖNOK; (Uluslararası Ceza Hukuku), s.542–559, ŞEN / MALBELEĞİ; s.39-47, ÖNOK, s.156 vd.
GÜLLER / ZAFER, s.80 vd. ÖZBEK / DOĞAN; s.86 vd, ERDAL; s.102–104, ÖZBEK / KANBUR /
DOĞAN / BACAKSIZ / TEPE; (Özel Hükümler – 2010), s.73–77, TEZCAN / ERDEM / ÖNOK; (Ceza Özel
Hukuku), s.59–67.
62
AZARKAN; (2004), s. 54–55; Ağır ihlaller: a) kasten adam öldürme, b) işkence ve kişiler üzerinde uygulanan
biyolojik deneyleri de içeren insanlık dışı eylemler, c) kasten insan bedeni ve sağlığına ciddi zarar verme veya
bunlarda ağır tahribata neden olma, d) savaş tutsaklarını zorla çalıştırma, e) savaş tutsaklarını kasıtlı olarak
adil yargılama hakkından yoksun bırakma, f) hukuka aykırı biçimde kişileri bir yerden başka bir yere transfer
etme, hapsetme ve rehin etme. Bkz: AZARKAN; (2004), s. 55.
63
TÜRKMEN; s.74–75.
64
KAYA Abdullah / DAĞ Rıdvan; Silahlı Çatışma Hukuku İle İlgili Barış Döneminde Yapılması Gereken
Çalışmalar, Askeri Adalet Dergisi, Sayı: 108, Mayıs – 2000, s. 97.
65
BOUCHET-SAULNİER Françoise; İnsancıl Hukuk Sözlüğü, (ÇEVİREN: Selahattin BAĞDATLI), İletişim
Yayınları, İstanbul – 2002, s.302.
66
YILMAZ Ali; Uluslararası Ceza Hukuku (El Kitabı), Beta Yayınları, İstanbul – 2001, s.7.
67
ÇAYCI; 1995, s.63.
68
KÖCHLER; s.47, s.69.
9
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
etmektedir. Statü düzenlemesi ise savaş suçları bakımından üçüncü görüşe daha yakın bir
düzenleme getirmiştir69. Bu düzenlemeler, savaş hukukunun temel iki direğini oluşturan
Cenevre ve La Hey sözleşmelerinin etkiyle oluşmuştur. Savaş suçları, öncelikle silahlı
çatışma halinde bireysel değerleri korumaktadır. Ayrıca suçlar ile bireyler üstü bir değer olan
dünya barışı ve uluslararası güvenlik de korunmaktadır. Savaş suçları sadece bir ülkenin iç
kamuoyunu ilgilendiren değil uluslararası kamuoyunu inciten ve insanlığı şok eden
suçlardır 70.
d) Saldırı Suçları
Roma Statüsünün 5. Maddesine göre, UCM’nin yargı yetkisine giren suçlardan bir diğeri de
saldırı suçudur 71. Saldırı suçu ne Roma Statüsünde ne de başka bir uluslararası metinde
UCM’nin yetki alanını belirler şekilde tanımlanmış değildir. Bu sebeple statünün 5/2 maddesi
uyarınca saldırı suçunun tanım ve unsurları belirlenene kadar, Mahkemenin bu suçla ilgili
yargı yetkisi bulunmamaktadır. Saldırı suçunun tanımı ancak Statünün yürürlüğe girmesinden
yedi yıl sonra yapılabilecektir. Yine Statünün 5/2 maddesi hükmünce saldırının tanımının BM
şart’ında yer alan ilgili maddelerle uyum içinde olması gerektiğine dikkat çekilmiştir 72.
UCM’nin statüsüne ilişkin çalışmalar, saldırı suçuna ilişkin uluslararası hukuk kurallarının
gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Sonuçları itibari ile ağır bir silahlı kuvvet kullanımı, işgal
veya ilhaka yol açan kuvvet kullanma eylemlerinin saldırı suçunu oluşturduğu görülmektedir.
Eylemleri ile bu türden silahlı kuvvet kullanılmasının hazırlanmasına, başlatılmasına, ya da
gerçekleştirilmesine yönelik genel planlamalara katılan bireyler artık uluslararası hukuk
kuralları çerçevesinde sorumlu tutulabileceklerdir. 73 Saldırı savaşının başlatılması barışa karşı
suç olarak da nitelendirilmektedir.74
UCM statüsüne ilişkin çalışmalar, saldırı suçuna ilişkin uluslararası hukuk kurallarını
geliştirici bir kodifikasyon hareketi olarak da değerlendirilebilir. Bunda saldırı suçu üzerinde
Mahkeme’nin yargı yetkisini kullanabilmesi için saldırı suçunun tanımının yapılmasının
öngörülmüş olması da önemli bir etkendir.75 Yürütülmekte olan bu çalışmalarla, uluslararası
toplumun temel düzenini derinden etkileyen silahlı kuvvet kullanma eyleminin suç olma
niteliği güçlenmektedir. Bu türden eylemleri işleyenlerin yargı önüne çıkarılmasına ilişkin
etkin bir sistem kurarak uluslararası hukuk kurallarının oluşturulması, insanoğlunun
korunması için oldukça önemlidir. 76
Saldırı fiilinin tespiti BM Şartı dikkate alındığında BM Güvenlik Konseyi’nin tekeli
altındadır. Ancak, UCM’nin bağımsızlığını ve Güvenlik Konseyi’nin siyasi düşüncelerle
hareket eden bir organ olduğunu dikkate alan görüşe göre, UCM, saldırı fiilinin tespitinde BM
69
Ayrıntılı bilgi için bkz. TEZCAN / ERDEM / ÖNOK; (Uluslararası Ceza Hukuku), s.559–592, ÖNOK;
s.166 vd, ERDAL; s.104–107, ATEŞ EKŞİ; s.49 vd.
70
Bkz. GÜLLER / ZAFER; s.87–88. Öğreti’de savaş suçlarının tanımı üzerinde uluslararası hukukta henüz bir
uzlaşı sağlanamadığı için bu suçların TCK’de ayrı bir suç olarak düzenlenmemesi olumlu bulunmaktadır. Bkz.
TURHAN; (Uluslararası…), s.9.
71
Saldırı fiilinin tarihçesi, statüdeki düzenlemeler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin konumu hakkında
ayrıntılı bilgi için bkz. ÖNOK; s.191 vd, TEZCAN / ERDEM / ÖNOK; (Uluslararası Ceza Hukuku), s.592–
601, TURHAN; (Uluslararası…), s.9.
72
GÜLLER / ZAFER; s.95.
73
ACER Yücel; Uluslararası Hukukta Saldırı Suçu Kavramının Temel Unsurları: Tanım Çalışmaları ve
Yansımalar, Uluslararası Hukuk ve Politika, Yıl: 1, Sayı:3, Ankara, 2005, s.42.
74
Bkz: ÇAYCI; 1997, (a), s. 21.
75
ACER Yücel; Uluslararası Hukukta Saldırı Suçu, Roma Yayınları, Ankara, - 2004, s.184.
76
ACER; s.185.
10
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
Güvenlik Konseyi’nin ön kararı ile bağlı olmamalıdır. UCM, saldırı fiili üzerindeki yetkisini
kendisi belirleyecektir ve bu belirleme önündeki dava bakımından değer taşıyacaktır.77
Ancak, kimilerine göre saldırı fiilinin işlendiğinin Güvenlik Konseyi tarafından tespit
edilmesi zorunluluktur. Statü’nün saldırı fiiline ilişkin Güvenlik Konseyi’nin yetkisine
tecavüz ederek adeta BM Şartı’nı değiştirerek kullanması daimi üyeler tarafından
engellenmiştir denilebilir 78.
Ayrıca, Güvenlik Konseyi, mahkemedeki duruşmaların yürütülmesine dolaylı olarak
müdahale de edebilir. UCM’nin yargılama yetkisine giren bir konuda Güvenlik Konseyi,
Statü’nün 16. maddesi çerçevesinde, Savcılıktan hazırlık soruşturması ya da iddianamenin
Mahkemeye sunulmasının 12 ay ya da daha kısa bir süre için ertelenmesini isteyebilir. 79
Güvenlik Konseyi’nin bu isteği, soruşturmaya devam edilmesinin uluslararası barışı tehdit
etmesi şartına bağlıdır. Bu şartı gerçekleştiren bir taleple Savcılık makamı da bağlıdır. 80
Ancak, daimi üyelerden birinin erteleme talebini veto etmesi de mümkündür. 81 Savcılık
makamı bir davayı kendi özgür iradesi ile başlatabildiği ve hiçbir siyasi olay savcının işini
yürütmesine engel olamadığı için usul açısından UCM ve savcının konumu çoğu iç hukuk
sistemine göre daha bağımsızdır.82
3) ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNE YÖNELİK ELEŞTİRİLER
UCM’nin maddi yargı yetkisi, getirmiş olduğu bütün yeniliklere rağmen birçok açıdan
eleştirilmekten kurtulamamıştır. Roma Statüsü’nün çeşitli savaş suçlarını tanımlayan 8.
maddesi ve diğer maddelerde nükleer silahlar ve kitle imha silahlarının düzenlenmemiş
olması bu konuda derin bir belirsizliğe neden olmaktadır.83 Kimilerine göre, nükleer silahların
kullanımı veya kullanma tehdidi, gözü kör edici lazer silahlarının kullanımı ve diğer kitle
imha silahlarının kullanımının savaş suçları başlığı altında düzenlenmemiş olması nedeniyle
Mahkeme’nin bu alanda yargılama yetkisi bulunmamaktadır. Bu durum toplumların
vicdanlarında, hukuk kurallarının doğru düzenlenmemesi nedeniyle adaletin tam olarak
gerçekleşmeyeceği düşüncesinin doğmasına neden olmaktadır. 84
Suç tanımının nükleer silah kullanma kararını verme konumunda bulunan devlet görevlilerine
bağışıklık tanıyacak şekilde yapılması, askeri kuvvet kullanımının en aşırı şekillerinin yargı
yetkisi dışında tutulması, UCM’ni değersizleştirmektedir. 85 Nitekim Fransa’nın 2 numaralı
“yorum bildirisi”, nükleer silahların kullanımının UCM’nin yargı yetkisi dışında olduğu
anlamına gelmektedir. Ancak, 8. maddenin nükleer silahları da içerecek şekilde yorumlanması
yönünde bir görüşte bulunmaktadır. Uygulanan uluslararası hukuk kuralları açısından nükleer
silahların kullanımını açık bir şekilde yasaklayan hiçbir andlaşma bulunmamaktadır. 86 UCM,
77
ÖNOK; s.195 -198.
ATEŞ EKŞİ; s.58, ERDAL; s.110.
79
KÖCHLER; s.57, AKSAR; 2004, s.94.
80
AKSAR; 2004, s.94.
81
KÖCHLER; s.57.
82
KÖCHLER; s.58.
83
Ancak özel antlaşmalarla bazı silahların kullanımının yasaklanması da mümkündür. Bununla birlikte
yasaklanmamış silahların kullanımında bile gereklilik ve oranlılık aşımı cezai sonuçlar doğurabilir. Bu durum
nükleer ve kimyasal silahlar içinde geçerlidir. KÖCHLER; s.338.
84
AKSAR; 2004, s.91.
85
KÖCHLER; s. 90.
86
ŞEKER; s.63.; UAD, BM’nin 1996 yılında görüş istemesi üzerine nükleer silahların tehdidine ve kullanımına
ilişkin genel bir yasak bulunmadığını ancak, kuvvet kullanımı ile ilgili yapılageliş değeri kazanmış ilke ve
kurallara ilke olarak aykırı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, meşru savunma halinde nükleer silahların
kullanılabileceğini de ifade etmiştir. Bkz: ŞEKER; s.63.
78
11
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
sadece bireylerle ilgili yargı yetkisine sahiptir. 87 Mahkeme, sadece gerçek kişileri yargılama
yetkisine sahip olmasından ötürü, örgüt ve grupları da yargılama yetkisine sahip bulunan
Nüremberg Mahkemesinin gerisinde kalmakla eleştirilmiştir. 88
Egemenlik ilkesinin bir sonucu olarak bir devlet kendi ülkesinde işlenmiş suçları yargılama
yetkisine sahiptir. Devletler yargılamayı kendileri yapabilecekleri gibi, uluslararası
andlaşmalar yolu ile başka devletlerce de yapılmasını sağlayabilirler. 89 Ancak devletler
vatandaşlarının yargılanmasını çoğu zaman kendi iç ve dış politikalarının da yargılanması
olarak görme eğiliminde olduklarından bu durum UCM’nin işlevselliğine olumsuz etki
yapacaktır denilebilir. 90
II –EGEMENLİK KAVRAMI ve ÇEŞİTLİ GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ BAKIMINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
1) GENEL OLARAK EGEMENLİK KAVRAMI
Egemenlik kavramı açık bir şekilde ilk olarak Jean Bodin ve ardından Thomas Hobbes
tarafından kullanılmış 91, belirginleşmiş 92, ancak günümüze kadar birçok yazar tarafından ele
alınmış olmasına rağmen kavramın ortak bir tanımında uzlaşılamamıştır 93. BODİN,
egemenliği hâkim güç olarak nitelendirmiş ve kanun yapma ve icra etme gücünü bu kavram
altında iken94, HOBBES egemenliği, cebir gücü olarak nitelendirmiş tüm sosyal kurumların
egemene tabi olmasını95 kabul etmiştir 96. Bu anlamda egemen, ancak bir devlet örgütü olabilir
ve egemenlik yetkisi devletlerin asli ve kurucu erki kabul edilmektedir 97. Devlet örgütünü,
diğer sosyal topluluklardan ayıran husus, devlet örgütlenmesinin emrinde silahlı ve zorlayıcı
güçlerin bulunmasıdır 98.
87
AKSAR Yusuf; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uygulamalarına Genel Bir Bakış, in. Uluslararası Hukuk ve
Politika, Yıl; 1, S; 3, Ankara, 2005, s.6. Savaş suçlarını genel olarak, savaş sürecinde meydana gelen öldürme,
yaralama, adam kaçırma, geniş ölçekli yıkım ve yağmalama eyleri olarak nitelendirebiliriz. Bkz: AZARKAN;
2004, s.55. Bosna savaşında işlenen suçlarla ilgili davalara bakan Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Mahkemesi,
2001 yılında verdiği kararla tecavüzü insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirmiştir. Daha geniş
bilgi için bkz: YUMUL Arus; Savaş ve Kadın, Hukuk ve Adalet Dergisi, Sayı:1, İstanbul, Ocak – Mart 2004, s.
41. Soykırım da insanlığa karşı işlenmiş suçlardan sayılmaktadır. Bkz: ÇAYCI; 1997, (a), s.21.
88
ATEŞ EKŞİ, s.32.
89
HALATÇI Ülkü; Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Yargı Yetkisini Kullanabilmesinin Önkoşulları, in.
Uluslararası Hukuk & Politika, Yıl;1, S;3, Ankara, 2005, s.69.
90
TÜRKMEN; s.75.
91
BROWN Chris; Sovereignty, Rights and Justice (International Political Theory Today), Polity Press,
Cambridge / Malden, 2005, s.27.
92
ERDOĞAN Mustafa; Egemenliğin Dünü-Bugünü, in. Hukuk ve Adalet Dergisi, Yıl:2, Sayı: 6–7, İstanbul,
Ekim 2005, s.218–219.
93
ŞAHİN Fatma Süzgün; Değişen Egemenlik Kavramı, Türk İdare Dergisi, Sayı:443, Ankara, Haziran 2004, s.
22.
94
OKANDAN Recai Galip; Umumi Amme Hukuku, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul,
1976, s.527, ERDAL; s.30–31.
95
ERDOĞAN; s.219.
96
Grotius’a göre egemen, eylemleri bir başkasının denetimine bağlı olmayan, yaptıkları bir başkasının iradesiyle
geçersiz kılınamayandır. GROTIUS Hugo; Savaş ve Barış Hukuku (De Iure Belli Ac Pacis), (ÇEVİREN: Seha
L. MERAY), Ankara Üniversitesi SBF Yayınları NO: 222–204, Ankara, 1967, s.30.
97
AKDOĞAN Can; Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanma ve Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Harekâtları
İle Egemenlik, in. Askeri Adalet Dergisi, S:117, Ankara, Mayıs 2003, s.22.; Grotius devleti egemenliğin ortak
taşıyıcısı olarak tanımlamaktadır. Bkz: GROTIUS; s.30-31. Aynı yönde, ERDAL; s.30.
98
DEMİR Fevzi; Anayasa Hukukuna Giriş, 6.Bası, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, İzmir, Mart 2005, s.17.
12
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
Egemenlik iç ve dış egemenlik olmak üzere ikiye ayrılır. 99 İç egemenlik; devletin kendi ülke
sınırları içerisinde en üstün otorite olması, otoritesini tüm gerçek ve tüzel kişilere kabul
ettirmesi100, ülke toprakları üzerinde yaşayan insanları yönetme yetkisidir 101. Bu aynı
zamanda normatif bir içeriğe sahip olan ve siyasal iktidarın dağılımını da tanımlayan bir
egemenliktir 102. Dış egemenlik ise resmi nitelikte olup hesap vereceği daha yüksek bir merciin
bulunmamasıdır 103. Bir devletin uluslararası ilişkiler bakımından diğer devletlerle hukuki
açıdan eşit olması, üstünlüğün bulunmaması ve bağımsız olması da dış egemenlik
kapsamındadır 104. Günümüzde iç ve dış egemenlik alanları arasında çok yoğun bir etkileşim
olduğu, uluslar arası yapıda değişim sonucu iç ve dış egemenlik ayırımının zayıfladığını
söylemek mümkündür105.
Egemenlik doğrudan buyurma yetkisi olup devletin manevi ve hukuki kişiliğine, yani politik
olarak örgütlenen millete aittir. Egemenliğin millete ait olması; din, sınıf, zümre, etnisite,
askeri güç gibi olguların egemenliğin kaynağı olamayacağını gösterir ve bu bağlamda milli
egemenlik kavramı laik bir kavramdır. 106 Egemenlik hakkı, halkın bir bölümüne değil
tamamına aittir107 ve egemenliği kendinde saklı tutan topluluk, bağımsız bir topluluk olarak
kabul edilir.
2) ÇEŞİTLİ EGEMENLİK İLKE – TASNİF(LERİ)
A) DEMOKRATİK EGEMENLİK İLKESİ
a) Genel Olarak
Demokrasi Latince bir deyimdir. “Halk” anlamına gelen “demos” ile “egemenlik–iktidar ve
otorite” anlamına gelen, “kratos” “kratein” sözcüklerinden oluşur. Sözcük anlamında
demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi, halka ait olan ve kaynağı halkta bulunan
egemenliğin halk tarafından ve halk için kullanılması, halk iktidarı, halkın yönetimi olarak
99
ÖZKAN Gürsel; Avrupa Birliği Hukuku ve Milli Egemenliğin Devri, 2023 Dergisi, Sayı:16, Ankara, 15
Ağustos 2002, s,34, DEMİR; s.18.
100
DEMİR, s.18.
101
KABOĞLU, İbrahim Ö. Anayasa Hukuku Dersleri, Legal Yayıncılık, İstanbul, 2005, (a), s.67.
102
MOGOACH Douglas; Egemenlik Kavramları: Devlet, Ekonomi ve Kültür Üzerine Tarihsel Yansımalar, in.
Liberalizm, Devlet, Hegemonya, (Der: E. Fuat KEYMAN), Everest Yayınları, İstanbul, Mart 2002, s.12,
ERDAL; s.31
103
MOGOACH; s.12.
104
ERDAL, s.49–53. Bir yaklaşıma göre erklerin anayasal düzenlemelerde kesin bir ayrımının yapılması, dış
egemenliğin iç bölümlenmesi olarak kabul edilmektedir. Bkz. BOGDANOR Vernon; Blackwell’in Siyaset
Bilimi Ansiklopedisi, Çev: Bülent PEKER/ Leyla KESKİNER/ Erhan YÜKSELCİ, C:1, Birinci Baskı, Ümit
Yayıncılık, Ankara,1999, s.239.
105
İç ve dış egemenlik alanlarının etkileşimi ve özellikle “ulusal yetki alanı” kapsamında farklı egemenlik
algılamaları için bkz. SUNAY; (Tartışılan Egemenlik), s.103–112.
106
AKYOL Taha; AB ve Globalleşme Sürecinde Egemenlik, Egemenliğin Çağdaş Kayıt ve Şartları, in. Anayasa
Yargısı 20, Anayasa Mahkemesi Yayınları:50, Ankara, 2003, s.99. Egemenliğin sahibi olan bireylerin devlet
yönetiminde nasıl söz sahibi olacağı, iktidarı nasıl kullanacağı noktasında ortaya çıkan sorunlar hakkında bkz
HAKYEMEZ Yusuf Şevki; Mutlak Monarşilerden Günümüze Egemenlik Kavramı, Seçkin Yayıncılık, Birinci
Baskı, Ankara, Mayıs–2004, s.63.
107
Buna “Egemenliğin Bölünmezliği” ilkesi denilmektedir. İlke hakkında bkz. TEZİÇ Erdoğan; Türkiye’de
Siyasal Düşünce ve Örgütlenme Özgürlüğü, Anayasa Yargısı 7, Anayasa Mahkemesi Yayınları, Ankara, 1990,
s.45.
13
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
tanımlanabilir. 108 Demokrasinin çağdaş kullanımı, batı toplumunda 18. yüzyıl sonlarındaki
devrimci değişimlerden kaynaklanır.109 Demokrasi kavramı “halkın, halk tarafından ve halk
için yönetimi110” olarak tanımlanmaktadır 111.
Bu anlamda demokratik egemenliğin var olduğu bir anayasal düzende, bütün siyasal kararlar,
genel oya dayalı olarak seçilmiş kurumlar ve organlar tarafından alınmalıdır. Bu organlar
kararlarından dolayı halka hesap verir (accountable) ve sorumlu (responsible) kılınan
organlardır ve bu nedenle devlet yönetimi içindeki kurum ve kişiler (bürokratlar – atanmışlar)
seçilmiş sivil yöneticilerin kararlarına tabi olacaklardır 112.
Modern devletin oluşumu ile eşzamanlı olarak ortaya çıkan egemenlik kavramı113, gelişim
sürecinde siyasal rejim ve oluşumların her zaman kendisine başvurdukları bir kavram
olmuştur114. Egemenliğin konusu hukuksal bir düzen olup115, egemenliğin kaynağı ve
kullanımını belirlemek için devletin tanımlanmasında demokrasiye başvurulmaktadır116. Bu
husus egemenliğe sahip olunmasında ve kullanılmasında “meşruiyet” kavramını öne
çıkarmıştır 117. Meşruiyet, bir iktidarın hukuk kurallarına göre oluşmasını ve arkasında özgür
rızaya dayalı çoğunluğun bulunmasını gerektiren, iktidar kabul edilme biçimi olarak
tanımlanmaktadır 118. Egemenliği kullananların yasal kurallara uygun kurulması ve
hükümlerini bu kurallara uygun şekilde yürütmeleri yeterli olmayıp, aynı şekilde ülkenin ve
çağın demokratik ölçüleri içinde ulusal egemenlik ilkesine bağlı ve dayalı olmaları
gerekmektedir 119.
108
ALİEFENDİOĞLU Yılmaz; Temsili Demokrasinin ‘Seçim’ Ayağı, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S.60,
Ankara, Eylül/Ekim 2005, s.71, GÖZÜBÜYÜK A. Şeref, Anayasa Hukuku, Turhan Kitabevi Yayınları,
Güncelleştirilmiş 9.Bası, Ankara, Eylül 2000, s.22.
109
HUNTİNGTON Samuel F; The Thırd Wave, Democratization in the Late Twentieth Century, Univesity of
Oklahama Press: Normon and London 1991, p.5.
110
ÇEBİ Sezgin Süleyman; Türkiye’nin AB’ne Tam Üye Olması Yolundaki Engeller, (Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1997, s.30.
111
Gerçek demokrasi de halk yönetilmenin bir aracı ya da objesi değil aksine yönetici süjenin kendisidir. Bkz.
ARSLAN Zühtü; “İki Tarz-ı Demokrasi: Avrupa Anayasası ve Türk Anayasası Üzerine Notlar”, Anayasa
Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yay:52, Ankara, 2005,(a), s.366. Avrupa Parlamentosu, 12 Nisan 1989
tarihinde kabul ettiği “Temel Hak ve Özgürlükler Bildirgesi”nin (Decleration of Fundemantal Rights –
Freedoms) 17. maddesinde demokrasiyi şu şekilde tanımlamıştır: “her türlü kamusal yetki halktan doğmalı ve
hukuk devleti ilkesine uygun olarak kullanılmalıdır; her kamu fonksiyonu ya doğrudan seçilmiş görevliler
tarafından ya da doğrudan seçilmiş bir parlamentoya karşı sorumlu görevlilerce yürütülmelidir.” Bkz. OJ No C
120/51, 16.5.1989, s. 55.
112
YAZICI Serap; “Türk Silahlı Kuvvetlerinin Yetki ve Ayrıcalıkları: Sivilleşmeye Yönelik Anayasal ve Yasal
Reformlar”, Hukuk ve Adalet Dergisi, Yıl:1, Sayı:4, İstanbul, Ekim-Aralık 2004, s.229.
113
HAKYEMEZ; s.27, Özellikle Rousseau, egemenliğin demokratik boyutunun ön plana çıkmasında önemli
rol oynamıştır.
114
TÜRK Yeliz; Modern Devletin Oluşum Sürecinde Egemenlik Kuramı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
Ankara Üniversitesi SBE, Ankara, 2002, s.121.
115
KELSEN Hans; Law And Peace In International Relations, Cambridge, Massachusetts, Harvard University
Pres, 1942, s. 77.
116
SEZER A. Necdet; Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet SEZER’in Töreni Açış Konuşması, in.
Anayasa Yargısı 17, 2000, s. 2.
117
AKKUŞ Selahattin; “Modern Egemenliğin Doğuşu Pratik ve Kavramsal Belirlenme”, (Yayınlanmamış
Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi SBE., İstanbul, 1995, s. 19–20, SUNAY; (Tartışılan Egemenlik), s.23 vd.
118
SELÇUK Sami; “Demokrasiye Doğru”, Polis Dergisi, Yıl: 9, Sayı: 36, Ankara, 2003, s. 41. Meşruiyet ve
egemenliğin bizzat insan doğasına uygunluğundan kaynaklandığı yolunda görüş için bkz. ÖKTEM Niyazi;
“Egemenlik, Hukuk Devleti ve Meşruiyet”, Polis Dergisi 159. Yıl Özel Sayısı, Yıl: 10, Sayı: 39,Ankara, 2003, s.
353–354.
119
SOYSAL Mümtaz; Değişen Egemenlik ve Meşruluk, in. Anayasa Yargısı 20, Anayasa Mahkemesi
Yayınları:50, 2003, s.171–173.
14
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
Meşruiyet egemenliğe değer boyutu katmaktadır 120. Sağlam bir egemenlik zemininin birinci
ve öncelikli şartı meşruiyettir 121. Bu nedenle kaynağını halktan alan, halkın halk tarafından
halk için yönetildiği egemenlik türüne “Demokratik Egemenlik” denmektedir. Demokratik
egemenlik; devletin varlığı için zorunlu olan hâkim gücü yani egemenliği, devletin insan
unsuruna dayandıran ve bu güce, toplumu sahip ve kaynak olarak gösteren egemenlik
anlayışıdır 122. Egemenliği kullanan iktidarın devamı meşru olmasına bağlıdır ve bu meşruiyet
günümüzde ancak demokratik egemenlikle mümkün olmaktadır 123. Egemenliğin millete ait
olduğu bir devlette, siyasal rejimin de bununla paralel olarak demokratik bir rejim olması
gereklidir 124.
b) Demokratik Egemenlik İlkesi Bakımından Halk Egemenliği – Ulus Egemenliği
Ayırımı
Demokratik egemenlik anlayışı açısından bakıldığında biri halk egemenliği, diğeri de ulus
egemenliği (ulusal egemenlik-milli egemenlik) olmak üzere125 ikili bir ayrım söz
konusudur126. Belli bir bütünlük içinde egemenliğin kaynağının halk olduğu düşüncesi ilk
olarak Rousseau tarafından ileri sürülmüştür127. Aynı şekilde KANT’a göre de asıl egemen
halk olup, hükümdarın iktidarı bile halka aittir ve sınırlıdır 128. Halk, milletin mevcut zaman
diliminde (hâl’de) yaşayan kısmıdır 129. Halk egemenliği anlayışında egemenlik, bireylerden
ayrı, manevi bir varlığa değil, doğrudan doğruya toplumu oluşturan bireylere ait
bulunmaktadır.130 Halkın egemenliği bireylerin egemenliklerinin toplamıdır 131 ve bireylerin
her biri egemenlikte ayrı ayrı pay sahibidir 132. Halk egemenliği anlayışı siyasi iktidarın
meşruluğunun kendi içinde olmayıp, yönetilenlerin rızasından kaynaklandığını gösterir 133. Bu
120
DAVUTOĞLU Ahmet; Küreselleşme ve AB - Türkiye İlişkileri Çerçevesinde Ulusal Egemenliğin Geleceği,
in. Anayasa Yargısı 20, Anayasa Mahkemesi Yayınları:50, 2003, s.51.
121
DAVUTOĞLU s.55.
122
OKANDAN; s.762.
123
ERDOĞAN Mustafa; Anayasal Demokrasi, Siyasal Kitabevi, 5.Baskı, Ankara, Ocak 2003, (a), s. 327–329.
124
ÖZBUDUN Ergun; Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, 8.Baskı, Ankara, 2004, s.83.
125
GÖZÜBÜYÜK; s.68. ; ÖZDAL Barış / GENÇ Mehmet; Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın
Türkiye – AB İlişkilerine Etkileri, Aktüel Yayıncılık, İstanbul, 2005, s.20, ÖZER Attila, Anayasa Hukuku,
Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, 2005, s.54.
126
KOÇAK Mustafa; İngiltere’de Parlamento ve Parlamentonun Egemenliği Doktrininin Tarihsel Kökleri,
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Sayı:5, Temmuz 2005, s.255, ERDAL, s.36.
127
GEMALMAZ Mehmet Semih; Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, Beta Yayınları,
4.Bası, İstanbul, 2003, s.62. ROUSSEAU ile özdeşleşen toplumsal sözleşme kuramı ve ROUSSEAU’nun
egemenlik anlayışı özellikleri bakımından ayrıca bkz BAŞGİL Ali Fuad; Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Birinci
Kitap Cilt:1, Fasikül:1, İsmail Akgün Matbaası, 1948, s.112. YÜCEL Bülent; “Westphalia Antlaşmasından Nice
Antlaşmasına: Egemenlik Kavramının Tarihsel Seyri ve Bir Prototip Olarak Avrupa Birliği, Atatürk Üniversitesi
Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1-2, 2006, s.167. THOMSON David; Siyasi Düşünce Tarihi,
(Editör; Serdar TAŞÇI), Metropol Yayınları – İstanbul, 2002, s.132.
128
YILDIZ Düzgün; Egemenlik ve Michel Foucault, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Cumhuriyet
Üniversitesi, SBE. Sivas 2003, s.28–29.
129
ERDAL; s.37, ÖZER; s.48.
130
OKANDAN; s.767.
131
BURDEAU; s.20.
132
HAKYEMEZ; s.64.
133
Ulusal uzlaşma belgesi olan anayasalar, devlet gücünü uygar bir şekilde sınırlamanın, hak ve özgürlükleri
güvenceye bağlamanın hukuksal yapıtıdırlar. Eğer bu uzlaşmada özgür iradeyle verilmiş bilinçli bir rızaya
dayanmamakta ise, o sözleşme doğuştan sakattır. Bkz. SANCAR Mithat; Devlet Aklı Kıskacında Hukuk
Devleti, İletişim Yayınları, İstanbul, 2000, s.69. ÖZDEN Yekta Güngör; İnsan Hakları, Laiklik Demokrasi
Yolunda, Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ankara, Nisan 1994, s.123. SELÇUK Sami; s.41. ERDOĞAN, 2005, s. 223.
15
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
temel üzerinde halkın iradesine bağlı bir yasama organı eliyle hukuk devleti kurulmaktadır134.
Halk egemenliğinde ulus egemenliği ilkesinden farklı olarak egemenliğe sahip olan gerçek
fiziki varlığa sahip olan halk, yani vatandaş kitlesi, gerektiğinde kendi iradesini aracısız ve
direkt olarak açıklama imkânına sahiptir 135.
Ulus egemenliği kavramı, egemenliğin tüm ulusa ait olması demektir. Buradaki “ulus”
kavramı, sadece belirli bir zamanda yaşayan fiziki varlık olarak halkı değil, halkı da içine
alan, geçmişten geleceğe uzanan manevi ve tüzel (hukuki, siyasi) bir varlığı anlatır. Bu
bakımdan halk egemenliği ve ulus egemenliği kavramları birbirinden ayrılır 136. Egemenliğin
sahipliği rolünü oynama açısından bakıldığında soyut olan ulus kavramı somut olan halk
kavramına göre daha elverişlidir. Bu sayede devletin somutta kullandığı yetkilerin ulusun
istencine uygun olduğu da varsayılabilmiştir 137. Ayrıca ulus egemenliğinde “milli irade”,
milleti oluşturan kişilerin iradesinden ayrı ve onların iradelerine üstün bir irade olarak
karşımıza çıkmaktadır 138. Günümüze yazar ve düşünürler, ulus egemenliği anlayışını
görünüşte demokratik fakat gerçekte hiçbir şekilde demokratik olmayan ve “autocratie” de
dâhil olmak üzere her türlü hükümet sisteminin meşruluğunu açıklamaya hizmet edebilecek
bir doktrin olarak kabul etmektedirler 139. Ulus egemenliği anlayışı, “parti disiplini” ve “lider
sultası” düşünüldüğünde, parti ya da partilerin üst yöneticilerinin ya da tek başına parti
liderinin iradesine dönüşebilmektedir 140.
c) Demokratik Egemenliğin Kullanım Şekilleri
Egemenlik demokratik biçimde genel kabul açısından doğrudan, yarı doğrudan ve temsili
demokrasi olmak üzere üç biçimde kullanılmaktadır 141. Doğrudan demokraside halk,
egemenliğini aracısız bir şekilde doğrudan doğruya kendisi kullanır 142. Genel kanıya göre
doğrudan demokrasinin yani halkın egemenliğini kendisinin kullanmasının nüfus açısından
134
AKAD Mehmet; Türk Hukuk Tarihi Üzerine, in. Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Maltepe
Üniversitesi Yayınları, 2006/1, İstanbul, s.5–6. Hukuk devleti ve demokrasi birbirlerinin olmazsa olmaz
şartlarıdır. ÖZER Attila; Hukuk Devleti, Polis Dergisi, Yıl: 9, Sayı: 36, Ankara, 2003, (a), s. 45. ÖZKAVAK
Mustafa; Anayasanın Üstünlüğü Anlayışı Çerçevesinde Hak ve Hürriyetlerimizin Düzenlenmesi ve Teminat
Altına Alınması, Polis Dergisi, Yıl:9, Sayı:36, Ankara, 2003. KABOĞLU İbrahim Ö; Türkiye’de Hukuk
Devletinin Gelişimi, Hukuk Devleti, (editör: Hayrettin ÖKÇESİZ), Afa Yayıncılık, İstanbul, 1998, s.96.
135
KAPANİ Münci; Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, 13. Basım, Ankara, Ekim 2001, s.74, YAVUZ;
s.68. Bu bakımdan halk egemenliği, referandum, halk oylaması, plebisit ve halkın kanun teklifi gibi yarı
doğrudan demokrasi yöntemlerinin kullanılmasına da elverişlidir. Halk egemenliğini gerçekleştirmeye imkân
tanıyan yarı doğrudan demokrasinin ulus egemenliği anlayışının bir sonucu olan temsili sisteme göre daha üstün
olduğu söylenebilir. TEZİÇ Erdoğan; Anayasa Hukuku, Beta Yayınları, 8.Bası, İstanbul – 2003, s.237.
136
DEMİR; s.37. Ali Fuad BAŞGİL, “Milleti” şu şekilde tarif etmektedir; “millet…yalnız yaşayan vatandaşlar
camiasından ibaret değildir. Millet, ebediyete doğru durmadan akan bir ırmak gibi, bütün geçmiş ve gelecek
nesilleri ihtiva eden bir mefhumdur.” Bkz: BAŞGİL Ali Fuad; Türkiye Teşkilat Hukukunda Nizamname
Mefhumu ve Nizamnamelerin Mahiyeti ve Tabi Olduğu Hukuki Rejim, Cemil BİLSEL’e Armağan, İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul – 1939, s.55.
137
EROĞUL; s.8.
138
SARICA Murat; Fransa ve İngiltere’de Emredici Vekâletten Yeni Temsil Anlayışına Geçiş, İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul – 1969, s.183.
139
KAPANİ, s.79. Ancak bazı yazarlar günümüzde halk ve millet kavramları arasında fark kalmadığını ve bu
ayrımın önemini kaybettiğini ileri sürmektedirler. Bkz. ÖZBUDUN; s.83–84. ERDOĞAN; s.222.
140
HAKYEMEZ; s.69.
141
GÖZÜBÜYÜK; s.71; YAVUZ; s.73, ERDAL; s.39–43.
142
Doğrudan demokrasinin en önemli savunucusu Rousseau’ya göre, yasama yetkisi mümkün olduğu ölçüde
devredilmemeli ve halk tarafından kullanılmalıdır. Yürütme ve yargı fonksiyonları ise temsili organlar tarafından
yerine getirilebilir. Bu fonksiyonların halk tarafından kullanılması zorunluluğu yoktur. DEMİR Fevzi;
Türkiye’de Siyasi İstikrar Sorunu ve Çözüm Yolları, İzmir Ticaret Odası Yayını, No: 51, İzmir, 1998, s.2.
Ayrıca bkz. ERDAL; s.39–40.
16
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
büyük sayılara ulaşmış geniş devletlerde uygulanması pratikteki güçlükler nedeniyle olanak
dışı olarak kabul edilmekte143 ve ancak bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin,
demokrasinin biçimini ve gelişimini etkileyeceği de açık bir şekilde görülmektedir.144
Yarı doğrudan demokrasi şekli, temsili demokrasinin eksikliklerini giderme amacını taşır ve
bu eksiklikleri önemli ölçüde giderir 145. Yarı doğrudan demokrasi, temsili demokrasi ile
doğrudan demokrasinin uzlaşımı veya karışımı olarak da ifade edilebilir. Egemenliğin bu tür
kullanımında, temsili sistemin -halkın seçtiği parlamentonun kanunları yapmasıuygulanmasının yanında önemli konularda halkın doğrudan kararları kendisinin alması söz
konusudur. Hukuki temeli açısından halk egemenliği anlayışına dayandığı söylenebilir 146. Bu
egemenlik kullanımı şeklinde, seçilmiş parlamentonun egemenliğin yasama yetkisini
kullanmasının yanı sıra, halkın egemenliğin kullanılmasına katılması da “Halk Girişimi 147” –
“Referandum148” ve “Halk Vetosu149” yöntemleriyle sağlanmaktadır 150.
Temsili demokrasi anlayışı ulus egemenliği ilkesinden kaynaklanmaktadır. Egemenliğin
sahibi olan millet, egemenliğin kullanılmasını kendisini temsil eden organlara devretmiştir. 151
Temsili demokrasi de egemenlik hakkının halkın seçtiği kişi ve kuruluşlar eliyle kullanılması
söz konusudur152. Temsili demokrasinin başlıca iki şekli bulunmaktadır. Seçmenlerin yalnızca
yasama organı üyelerini seçtiği ve yasama organı üyelerinin yürütmeyi belirleyip denetlediği,
yasamanın üstünlüğüne dayalı sistem ile seçmenlerin yasama organı üyelerinin yanında devlet
başkanını da seçtiği, yasamanın üstünlüğünün dengelendiği sistem153.
B) ANAYASA ve EGEMENLİK
Anayasa, devlet iktidarını, çoğunluk iradesinin aşırılıklarını sınırlayan ve bu yolla anayasal
devleti kuran yazılı bir metin olarak ifade edilebilir. 154 Bir diğer tanımla Anayasa, devletin
143
BAŞGİL Ali Fuad; Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Cilt:3, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Talebe
Cemiyeti Yayınları, No:10, İstanbul – 1942, s.17, ALİEFENDİOĞLU Yılmaz; Temsili Demokrasinin ‘Seçim’
Ayağı, s.71, TEZİÇ; (2003), s.238, GÖZÜBÜYÜK; s.71, YAVUZ, s.73.
144
SAĞIR Meral; “Demos”un Genişlemesi ve Temsili Demokrasiden “Küresel Doğrudan Demokrasi”ye,
Amme İdaresi Dergisi, TODAİE Yayını, C:37, S:3, Ankara, Eylül–2004, s.12. BİÇKİN İnci, Elektronik İmza ve
Elektronik İmza İle İlgili Yasal Düzenlemeler, TBB Dergisi, Sayı:63, Ankara–2006, s.109, ÖNEN Turgut; Türk
Anayasası ve Özellikle Adalet Reformu, Yeni Türkiye Yargı Reformu Özel Sayısı, Yıl:2, Sayı:10, Ankara–1996,
s.401.
145
ERDAL; s.41, BAŞGİL; (Esas Teşkilat…), s.17.
146
GÖZÜBÜYÜK; s.70–72, TEZİÇ; s.232.
147
Halk girişimi (halkın kanun teklifi) usulü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. SAN Coşkun; Anayasa
Değişiklikleri ve Anayasa Gelişmeleri, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayınları, No:85, Ankara–
1974, s.65, SOYSAL Mümtaz; 100 Soruda Anayasanın Anlamı, Gerçek Yayınevi, 11. Baskı, İstanbul–1997,
s.179, GÖZÜBÜYÜK A. Şeref; Anayasa Hukuku, s.73, KARAMUSTAFAOĞLU Tuncer; Yasama
Meclislerini Fesih Hakkı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No:465, Ankara–1982, s.140,
ERDAL, s.42–43.
148
Referandum (halkoylaması) usulü hakkına ayrıntılı bilgi için bkz. SAN; s.70, ERDAL; s.41–42,
GÖZÜBÜYÜK; s.72, DEMİR; (2005), s.59, ÖZER; (2005), s.85.
149
Halk vetosu usulü hakkına ayrıntılı bilgi için bkz. DEMİR, 2005, s.60, ERDAL; s.43, GÖZÜBÜYÜK; s.72.
150
BAŞGİL; s.17, GÖZÜBÜYÜK; s.72, TEZİÇ; s.232, YAVUZ; s.75.
151
Temsili demokraside egemenliğin temsilciler aracılığıyla kullanımının devredilmezlik ilkesine aykırı kabul
edilmeyeceği yönünde görüş için bkz. ERDAL; s.48, TEZİÇ; (2003), s.222.
152
TANÖR Bülent / YÜZBAŞIOĞLU Necmi; 1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku, Yapı Kredi
Yayınları, 2.Baskı, İstanbul–2001, s.111. DEMİR; (2005), s.48.
153
GÖZÜBÜYÜK, s.72. Temsili demokrasi uygulaması hakkında ayrıntılı görüş ve eleştiriler için bkz.
BOZKURT Veysel; Değişen Dünyada Sosyoloji, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa–2006, s.226.
154
ANAYURT Ömer; 1876 Kanun-i Esasiyesi ve 1909 Değişikliklerinde Temel hak ve Hürriyetler, Yeni
Türkiye İnsan Hakları Özel Sayısı I, S.21, Mayıs-Haziran, 1998, s.670.
17
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
temel yapısını, yönetim biçimini, devletin temel organlarını, bunların birbirleriyle olan
ilişkilerini, kişilerin devlete devletinde kişilere karşı olan hak ve görevlerini düzenleyen en
üstün yasa; esas teşkilat kanunudur155. Bir devlet bünyesi içinde egemenliğe ait yetkiler
“kuvvetler ayrılığı çerçevesinde üç ayrı organ tarafından kullanılır. Bu organlar yasama,
yürütme ve yargı organıdır 156.
Anayasanın amacı, devleti hukuka bağlamak ve devlete hukukun üstünlüğünü kabul
ettirmektir 157. Egemenlik 1982 Anayasasında sınırlandırılmış bir şekilde ortaya konmaktadır.
1982 Anayasasının 6. maddesinde “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” denilmektedir.
Burada ki kayıtsız şartsız oluş, egemenliğin kullanılması açısından değil, ulusa ait olması
bakımındandır. 6. maddenin 2. fıkrası ise egemenliği yetki olarak ele almaktadır; “Türk
Milleti egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eli ile kullanır.”
Son fıkrasında da “...Kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi”nin söz konusu
olamayacağı belirtilerek yetkili organların dahi Anayasal sınırlar içinde kalacakları ifade
edilmektedir. Ayrıca Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğünü düzenleyen 11. madde de
“Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını ... bağlayan temel hukuk
kurallarıdır.” denilerek egemenliğin hukukla yani Anayasa ile bağlı bir yetki olduğu ifade
edilmektedir 158.
C) ÜNİTER EGEMENLİK
1982 Anayasası’nın 3. maddesinin ilk fıkrasına göre “Türkiye Devleti, ülkesi ve milleti ile
bölünmez bir bütündür. …” 159. Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmezliği ve bütünlüğü
ilkesine uyan devlet modeli “üniter devlet” olarak kabul edilmektedir. Üniter devlet
modelinde tek ülke, tek ulus ve bunlara bağlı olarak tek bir siyasal ve hukuki örgütlenme söz
konusudur160. Üniter devlet, otoritenin tek merkezde toplanması nedeniyle kimilerince
merkezi devlet olarak da değerlendirilmektedir 161. Egemenliğin tekliği ve bölünmezliği
ilkesi162 sadece ulusun egemenliğin kaynağı olması demektir. Ulusaltı, etnik topluluklar
egemenliğin kaynağı olamazlar. Bu bağlamda bu toplulukların egemenlikten kaynaklanan
yetkiler olan yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kullanması söz konusu değildir. Bu
anlamda devletin tek meşruluk kaynağı ulustur. Böylece egemenliğin tekliği ile ulusun tekliği
arasında zorunlu bir bağlantı kurulmaktadır 163. Tek bir sınıfın iktidarını amaçlayan bir partinin
155
YILMAZ Ejder; Hukuk Sözlüğü, Yetkin Basımevi, 4.Baskı, Ankara–1992, s.65.
GÜNUĞUR Haluk; Avrupa Birliği’nin Hukuk Düzeni, Avrupa Ekonomik Danışma Merkezi Yayınları, Bilim
Serisi–3, Ankara, 2007, (a), s.19.
157
GÖZÜBÜYÜK, s.3–4.
158
TEZİÇ, s.122–123.
159
UYGUN Oktay; Federal Devlet, Ayyıldız Yayınları, İkinci Basım, Ankara–2002, s.150.
160
HAKYEMEZ Yusuf Şevki; Militan Demokrasi Anlayışı ve 1982 Anayasası, Seçkin Yayıncılık, Ankara–
2000, s.202, GÖZLER; (2000), (a), s.115–116. Bu tanım dar anlamda üniter devletin tanımıdır. Birleşik Krallık
gibi birden çok ulusun oluşturduğu üniter devlet modelini içermemektedir.
161
ÖZER; (2005), s.62.
162
Bkz. ERDAL; s.46–47.
163
NALBANT Atilla; Üniter Devlet (Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul–
1997, s.65. Anayasa Mahkemesi de ulus kavramının sınıflarüstü bir kavram olduğunu ve egemenlikle ilişkisini
şu şekilde açıklamaktadır: “Egemenlik ve devlet kavramlarının, ulus kavramıyla bütünleşmesi, devletin herhangi
bir etnik kökenden gelenlerle ya da herhangi bir toplumsal sınıfla özdeşleştirilmesine engeldir. Bunun nedeni;
ulusun çeşitli toplumsal sınıflardan oluşmasına karşın sınıflarüstü bir kavram olmasıdır. Bunun için,
egemenliğin kullanılmasını tek bir toplumsal sınıfa bırakan ya da bir toplumsal sınıfı egemenliğin
kullanılmasından alıkoyan veya egemenliği bölen düzenlemeler bölünmez bütünlük ve tekil devlet ilkesine ters
düşer.” Karar için bkz. Anayasa Mahkemesi, E.1992/1, K. 1993/1, 14 Temmuz 1993, in. Anayasa Mahkemesi
Kararları Dergisi, 29/2, s. 1167.
156
18
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
programı, Devletin Milleti ile bölünmezliği ilkesine aykırılık oluşturmaktadır164. Egemenliğin
bölünmezliği demek, devletin sınıf devleti olmamasıdır. Din, etnik, ideolojik, siyasi görüş ve
inançlarından ötürü hiçbir vatandaşın dışlanmamasıdır 165. Üniter devletin bölünmezliği ilkesi
ile anlaşılan, ulusun egemenliğini dinsel, monarşik vb. başka bir irade ile paylaşmamasının
yanında ulus ve ulusal iradenin tekil bir yapı olması bu yapının bölünmez olarak
değerlendirilmesidir 166. Üniter devlette egemenlik, bir federal devlette olduğu gibi
paylaşılmamıştır. Federal bir devlette, egemenlik merkezi hükümetle eyaletler ya da federe
devletler arasında paylaşılmıştır. Anayasa spesifik olarak hangi yetkilerin federal, hangi
yetkilerin bölgesel hükümetlerde olduğunu açıklar. Örneğin, devletin dış ilişkileri, ulusal
güvenlik ve para basma gibi temel yetkiler federal devlete Anayasayla verilmişken, diğer
yetkiler federe devletlere bırakılmıştır. Bazı yetkiler ise paylaşılmıştır 167.
D) AVRUPA BİRLİĞİ ve EGEMENLİK
Avrupa devletlerinin egemenlik anlayışlarında yavaş da olsa bir değişme söz konusudur.
Avrupa Birliği gelişmelerinin bir (AB) Federasyonuna ya da Avrupa Birleşik Devletlerine
gideceği şimdilik belirsiz olmakla birlikte, Avrupa devletlerinin egemenlik anlayışındaki bu
dönüşüm birleşik ve güçlü bir Avrupa düşüncesinin olduğu söylenmektedir. AB bugünkü
yapısıyla federal devlet öncesi pre-federal bir yapılaşmayı andırmaktadır 168. Süreç içerisinde
federal nitelikte siyasal bir birliğe dönüşmektedir denilebilir 169. AB federal bir yapıya doğru
evrilmektedir de denilebilir 170. Avrupa Anayasasından yola çıkarak AB için, federasyon ve
konfederasyon arasında “ulusal-üstü Birlik” tanımı da yapılmaktadır 171. Bugünkü yapısıyla
AB, “federalleşme süreci içinde olan bir konfederasyon” olarak da tanımlanmaktadır 172. Bu
durum özellikle Birliğin birinci sütununu oluşturan “Topluluk Hukuku” açısından böyledir.
Avrupa bütünleşmesinin ulusüstülük ile aynı kavramlar olduğu da söylenilmektedir 173.
164
ÖZÇELİK A. Selçuk; Anayasamızın Dayandığı Temel İlkeler, Ord. Prof. Dr. Ernst E. HIRSCH’e Armağan,
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Özel Sayı, İstanbul–1977, s. 28–29.
165
TURHAN; s.228.
166
UYGUN Oktay; Üniter ve Federal Devlet Açısından Egemenliğin Bölünmezliği İlkesi, Cumhuriyet’in 75. Yıl
Armağanı, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul–1999, s.410.
167
THOMPSON; s.9.
168
KOÇAK Mustafa; Devlet ve Egemenlik, Seçkin Yayıncılık, Birinci Baskı, Ankara, 2006, s.283.
169
UYGUN Oktay; Küreselleşme ve Değişen Egemenlik Anlayışının Sosyal Haklara Etkisi, Anayasa Yargısı 20,
Anayasa Mahkemesi Yayınları:50, Ankara, 2003, s.276.
170
ASLAN; (2005), (a), s.364. “Bazılarına göre bu Birlik, egemen devletler topluluğu olarak görülmelidir.
Anayasa, bilinçli bir şekilde “federal” kelimesini kullanmamış olsa da ortaya çıkan manzara federalizmi
andırmaktadır. Nitekim Birlik Anayasası ve kanunlarının üye devletlerin iç hukuku karşısında üstün olması
(madde 6) ve Birliğin bayrak, milli marş, ortak para birimi ve milli gün (medde 8) gibi ulus-devletlerin
simgelerine sahip olması, Birliği federal devlet yapısına daha da yakınlaştırmaktadır. Birlik üye
devletlerarasındaki ilişki ve yetki paylaşımı da Federal Hükümet ile Federe Devletlerarasındaki ilişkiye
benzemektedir. Örneğin Anayasa’nın 11. maddesine göre “Birliğe Anayasa ile verilmemiş yetkiler Üye
Devletlere aittir.” Benzer bir hüküm Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nda da vardır. Amerikan
Anayasası’nın Onuncu Değişikliği de “Anayasa tarafından Birleşik Devletlere verilmeyen yetkilerin Eyaletlere
ait olduğunu belirtmektedir.”
171
KABOĞLU İbrahim Ö; Açılış Bildirisi Anayasal Uyum ve Ötesi, Anayasa Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi
Yayınları:52, Ankara, 2005,(b), s.28.
172
UYGUN Oktay; Avrupa ve Türk Anayasası: Temel İlkeler Yönünden Genel Bir Değerlendirme, Anayasa
Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005, s.386.
173
YÜKSEL Saadet; Avrupa Birliği’nin Anayasa Süreci, Prof. Dr. Ergon A. ÇETİNGİL ve Prof. Dr. Rayegan
KENDER’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı, İstanbul, 2007, s.1257–1258.
19
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
Maastricht Andlaşması, AB bütünleşmesini üç sütun üzerine oturtmuştur. Bu yapıyı oluşturan
sütunların ilki de Topluluk hukukunun içinde olduğu birinci sütundur.174 AB, kendine özgü
karmaşık yapısı, kendine devredilen egemenlik yetkilerinin nitelik ve niceliği ile üyelerinin
entegrasyon düzeyi ne olursa olsun, üye ülkeler tarafından kurulan ve yetkileri, kurucu
devletlerin devrettikleri yetkilerle sınırlı olan bir uluslararası örgüttür175. AB Anayasası
bütünleşmenin simgesi olmakla birlikte ulus devlet gerçeğini de yadsımamaktadır ancak AB
üyesi devletler amaçlarını birlikte gerçekleştirmek için “egemenliklerini ortak kullanma”
yoluna gitmişlerdir 176. Buna rağmen savunma ve dış politika konularında üye devletlerin
egemenlik devri konusundaki hassas tutumları görülmektedir 177. AB Hukuk Düzenine
Türkiye’nin 1982 Anayasasında değişiklik yapmadan katılması mümkün değildir 178.
Tüm bunlara rağmen AB üyeliği ile Türk kamu hukukunun egemenlik alanındaki değişimine
bakıldığında, egemenliğin kaynağı açısından bir değişiklik söz konusu değildir. Değişiklik
egemenliğin kullanılması açısından söz konusu olmaktadır 179. Egemenliğin sahibi olanın,
egemenliğin kullanımında değişikliğe gitme hakkı her zaman mevcuttur. Dolayısıyla
egemenliğin kaynağı ve sahibi millet oldukça egemenliğin devrinden değil, kullanımının
devrinden söz edilebilir. Aksi halde, egemenliğin sahipliğinin ya da egemenliğin kaynağı
olmanın devri Türkiye’nin federal bir AB devletinin federe devleti olması anlamına gelir.
Anayasaya göre egemenliğin sahibi olan millet, egemenliğini yetkili organları eli ile
kullanmaktadır. Söz konusu değişikliklerle AB organları da anayasada sayılan yetkili organlar
arasına girecektir 180.
Ortak dış politika, güvenlik ve savunma konuları AB’nin İkinci Sütun’unu 181 oluşturmaktadır.
Bu sütunda yer alan konular Devletler tarafından vazgeçilmez egemenlik sahaları olarak
algılandıkları için genel anlamda uluslararası hukuk konuları niteliğindedirler. Ancak, AB’nin
bütünleşmiş bir dış politika kavramı, hatta ortak savunma politikası kavramının geçmişi
topluluğun kuruluşuna kadar uzanır. Maastricht Andlaşması ile ODGP’nın kapsamı çizilmeye
çalışılmış, ODGP alanı Topluluk karar yetkisinin ve yargı denetiminin dışında bırakılmıştır.
Bu alanda üye ülkelerin egemenlik yetkilerinin korunması esası benimsenmiştir 182. 1997
yılında imzalanan ve 1999 yılında yürürlüğe giren Amsterdam Andlaşması ile ODGP’ye,
Maastricht Andlaşması’nda “ortak tutumlar”, “ortak eylemler” ve “ortak kararlar” olarak
174
GÜNUĞUR Haluk; Avrupa Birliği, Avrupa Ekonomik Danışma Merkezi Yayınları, Bilim Serisi–3, Ankara,
2007, (b), s.26.
175
ŞEN Murat; Egemenliğin Kolektif Kullanımı: AB’nin Anayasal Yapısına Uyum Açısından Anayasamız,
Anayasa Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005, s.222–223.
176
İNCEOĞLU Sibel; Türkiye: AB’nin Yetkileri Karşısında Nasıl Bir Egemenlik Anlayışı, Anayasa Yargısı 22,
Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005, s.251, ODER; s.205.
177
ARIKAN Ayşe Saadet; “Tartışma ”, Anayasa Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005,
(b), s.127. TÜRE Fatih; “Birleşik Avrupa Düşüncesi ve Avrupa Birliği”, Avrupa Birliği Sürecinde Türkiye,
(Editörler: Turgay UZUN, Serap ÖZEN), Seçkin Yayıncılık, Ankara–2004, s.66, KOÇAK; s.284.
178
1982 Anayasası, millet egemenliğine dayalı olarak kullanılan yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin hangi
organlar tarafından kullanılacağını hükümselleştirmiş ve bu egemenlik yetkilerinin devredilemeyeceğini de kural
haline getirmiştir. Bkz. KUZU Burhan; “Avrupa Birliği Sürecinde Nasıl Bir Anayasa”, Prof. Dr. Hayri
Domaniç’e 80. Yaş Günü Armağanı, Beta Basın Yayın, C:II, İstanbul, 2001, s.1428. Ayrıca bkz. ALBI Anneli;
“Avrupa Anayasası: Ulusal Anayasalar Üzerindeki Etkileri Nelerdir?”, Anayasa Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi
Yay:52, Ankara, 2005, s.49. ÖZDAL / GENÇ; s.46. KOÇAK; (2006), s.285.
179
KOÇAK; (2006), s.287–293.
180
İPEK; s.61.
181
SUNAY; (Tartışılan Egemenlik), s.216.
182
SUNAY Reyhan; “AB Bütünleşmesi ve “Düzenleyici Devlet Niteliği”, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk
Fakültesi Dergisi, Cilt:10, Sayı:3–4, 2006, s.151. ÖZDAL / GENÇ; s.32–34, IŞIKAY, s.15. BİLECEN; s.154.
20
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
sayılan araçlara “ortak stratejiler”de ilave edilmiştir 183. Üye Devletler ODGP kapsamındaki
konuları kendi egemenlik yetkileri içinde görmektedirler 184. Türkiye bakımından, ikinci
Sütunu oluşturan ODGP alanında devredilen yetkiler söz konusu olmadığından şimdilik 1982
Anayasasında bir değişiklik gerekli görülmemektedir 185. Ceza hukuku alanı ise diğer
alanlardan farklı olarak ulusal kültür ve egemenlik ile doğrudan bağlantılıdır. Ceza koyma
yetkisinin devri konusunda açık bir hüküm bulunmazsa birliğin bu yetkiyi kullanamayacağı
açıktır. Ancak cezalandırma tekelini elinde tutan ve bunu kıskançlıkla savunan ulusal
devletlerde
cezalandırma
yetkisi,
“egemenliğin
çekirdek
alanı”
olarak
186
değerlendirilmektedir .
E) KUVVETLER AYRILIĞI ve EGEMENLİK
Egemenlik, millet ya da halkın -ayrı ya da birlikte- devlete kazandırdığı bir güç olup devletin
vazgeçilmez bir erkini oluşturur. Kuvvetler ayrılığı, egemenliğin üç farklı biçiminin yasama,
yürütme ve yargı organları tarafından kullanılması ilkesi demokrasinin temeli olarak kabul
edilmektedir.187 Bu bağlamda kuvvetler ayrılığından ulusal iradenin ortaklaşa kullanımı
olarak söz etmekte mümkündür. 188 Mutlak egemenliğin siyasi geçerliliğinin olduğu yerlerde
kuvvetler ayrılığından söz edilemez. Egemenlik halka ait bir kavram ise herhangi bir devlet
iktidarının kaynağını halktan almayan kimselerin elinde olması, yani yasama, yürütme ve
yargı yetkilerini elinde bulundurması kabul edilemez bir durumdur. 189 İlk olarak J. Locke ve
ardından Montesquieu, İngiliz siyasal sisteminden hareketle, egemenliğin kullanımına ait
yetkilerin farklı organlar aracılığıyla kullanılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. 190
Montesquieu, İngiliz anayasa hukukundan aldığı kuvvetler ayrılığı fikrini daha da
geliştirmiştir.191 Locke’a göre yasama gücü sınırsız değildir ve yürütme gücü de ayrı
olmalıdır. 192 John Locke’un yasama ile yürütme kuvvetini birbirinden ayırma nedeni, her iki
kuvvetin yetkilerini kişi haklarına ve yasalara uygun olarak kullanmalarını sağlamak
içindir. 193 Kuvvetler ayrılığı ilkesi, klasik egemenlik anlayışının bir sonucu olarak iktidarın
tek elde toplanmasının doğuracağı sakıncaları gidermek ve demokratik rejimlere geçişi
sağlamak amacını taşımaktadır. Demokratik egemenlik ilkesi bireyi önemseyen bir nitelik
taşırken, kuvvetler ayrılığı egemenliğin kullanılmasında söz sahibi olan iktidarı kontrol altına
alarak ve sınırlandırarak bireyi daha fazla koruma altına almaktadır ve demokratik rejimlere
183
ÜLGER İrfan Kaya; “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasının Arka Planı, Oluşumu ve Temel
Anlaşmazlık Konuları”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve Türkiye, (Editörler: Refet YİNANÇ / Hakan
TAŞDEMİR), Seçkin Yayıncılık, Ankara–2002, s.101–102.
184
ÖZDAL / GENÇ; s.148.
185
İPEK; s.70.
186
Üye devletlerin egemenlik konularında çekinceleri hakkında görüler ve ayrıntılı bilgi için bkz. ERDEM
Mustafa Ruhan; Avrupa Birliği Hukuku’nun Üye Devletlerin Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukuna Etkileri,
Seçkin Yayıncılık, 2004 – Ankara, s.91.
187
GÖKCAN Hasan Tahsin; “Çağcıl Hukukta ve 1982 Anayasasında Yargı Erki”, Türk Hukuk Dünyası Dergisi,
Sayı:3, Ankara, Mayıs 2002, s.120.
188
GÜRAN Sait; “Yargı Reformu”, Yeni Türkiye Yargı Reformu Özel Sayısı, Yıl:2, Sayı:10, Ankara, 1996,
s.922.
189
KUTLU Mustafa; Kuvvetler Ayrılığı (Temelleri – Gelişimi), (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara
Üniversitesi, SBE., İstanbul, 1995, s.171.
190
UYGUN; 2003, s.252.
191
ÜÇOK Coşkun; Siyasal Tarih (1789–1960), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No: 423, İkinci
Bası, Ankara, 1978, s.16.
192
PARKİNSON C. Northcote; Siyasal Düşüncenin Evrimi, (Çeviren: Mehmet HARMANCI), Remzi Kitabevi,
2. Basım, İstanbul, 1984, s.107.
193
AKIN İlhan F; Devlet Doktrinleri, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1964, s.141.
21
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
geçişin simgesi olmuştur. Ali Fuat Başgil de iç egemenliğin kuvvetler ayrılığı ve bireyin hak
ve hürriyetleri ile sınırlı olduğunu belirtmektedir 194.
Kuvvetler ayrılığına dayalı sağlıklı bir iktidar dengesinin, ulus egemenliğinin yerleşip kök
saldığı siyasi rejimlerde kurulabileceği düşüncesi genelde doğru olmakla birlikte yukarıdaki
açıklamalar doğrultusunda tartışmaya açıktır. İlk olarak kuvvetler ayrılığı egemenliğin
kullanımına ilişkindir, egemenlik halkta kalmaya devam eder. Devleti yöneten iktidar bu
yetkisini halkla bütünleşmesi oranında elde eder. İkinci olarak egemenliğin kullanımı yetki
ve görev ayrımını zorunlu kılar. Devlet asıl olarak ulusun temsili bir organıdır, hükmi bir
yapısı vardır ve içsel olarak oldukça karmaşık ve çok yönlü olmasına karşın “bir”dir. Devlet
“bir” olmakla birlikte karmaşık yapısına bakıldığında üç gruba ayrılabilecek yetki ve
görevlerden oluşmaktadır. Bunlar yasamaya ilişkin yetki ve görevler, yürütmeye ilişkin yetki
ve görevler ve yargıya ilişkin yetki ve görevlerdir. Kuvvetler ayrılığının mantığını oluşturan
da bu yetki ve görevler olmaktadır 195.
F) BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ve EGEMENLİĞİN SINIRLANDIRILMASI
Uluslararası alanda devletlerin egemenliği Birleşmiş Milletler Şartı’nın 2/7 maddesi ile kabul
edilerek, uluslararası hukuk açısından en temel bir metin tarafından düzenlenmiş
bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Şartı’nın 2. maddesinin 1. bendinde yer alan “Devletlerin
Egemen Eşitliği” ilkesi, bu kuralın karşılıklılık uygulamasını zorunlu kılmaktadır 196. Bunlar
dışında “Devletlerin Birbirlerinin İç İşlerine Karışma Yasağı” ve “Doğal Kaynaklar Üzerinde
Sürekli Egemenlik Hakkı” ilkeleri de söz konusudur. 197. Günümüzde, egemenliğin klasik
anlamından bir hayli uzaklaşılmış olup, hukukun üstünlüğü karşısında mutlak, sınırsız bir
iktidar karşılığı olarak egemenliğin kullanılmasından söz edilemeyeceği konusunda tereddüde
yer olmamalıdır 198. Nitekim günümüzde devletlerin egemenliği geleneksel anlayıştan yeni bir
boyuta geçmiştir. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletler egemenliğini
uluslararası örgütlerle gittikçe daha fazla paylaşır hale gelmiştir 199. Birleşmiş Milletler
katılımcı bir yapı sergilemektedir. Ancak 5 daimi üye daha çok katılmaktadırlar ve veto
hakları ile birlikte daha çok katıldıkları için daha çok denetleme kabiliyetine sahiptirler.
Katılım ile denetim arasındaki dengenin diğer devletler aleyhine olan bu yapısı, bu devletlerin
egemenlik alanının daralması ve egemenlik problemlerinin ortaya çıkmasına neden
olmaktadır.200
G) JUS COGENS (EMREDİCİ HUKUK NORMLARI) ve EGEMENLİK
194
EBENSTEIN William; Siyasi Felsefenin Büyük Düşünürleri, (Çeviren: İsmet ÖZEL), Şule Yayınları,
İstanbul, 2003, s.239. ŞENEL Alaeddin; Siyasal Düşünceler Tarihi, Bilim ve Sanat Yayınları, Onuncu Basım,
Ankara, 2002, s.355. FLANZ Gisbert H; XIX Asır Avrupasında Anayasa Hareketleri (Anayasa Hareketlerinin
Mukayeseli Olarak İncelenmesine Giriş), (Çevirenler: Necat ERDER, Şerif MARDİN, Aydın SİNANOĞLU),
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, No: 53–35. Ankara, 1956, s.17. HAKYEMEZ; (2004),
s.104–105; UYGUN; (2003), s.252. AKYOL; s.96. Bazı yazarlara göre; kuvvetlerin egemen olarak belirtilmesi
hatalı ve mantıksal açıdan tutarsız bulunmaktadır. ÖZBUDUN; s.172.
195
KUTLU; s. 172–173.
196
ŞAHİN, s.33, ÖZKAN, s.35.
197
PAMİR Aybars; Batı’da Egemenlik Kavramının Gelişimi ve Eski Türk Egemenlik Anlayışı, (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi SBE., Ankara, 1998, s.16.
198
HAZIR Hayati; “Avrupa Topluluğu İle Türk Hukuk Sisteminin Bütünleşmesinde Egemenliğin Devri
Sorunu”, Prof. Dr. Halil Cin’e Selçuk Üniversitesinde 10. Hizmet Yılı Armağanı, Selçuk Üniversitesi Yayınları,
No:129, Konya, 1995, s.21. ÖZKAN; s.35, UYGUN; 2003, s.225.
199
SUNAY; (Tartışılan Egemenlik, s.186 vd. TEZCAN / ERDEM / ÖNOK; (Uluslararası Ceza Hukuku), s.53–
54.
200
DAVUTOĞLU; s.53–54.
22
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
İç hukukta aksi sözleşme ile kararlaştırılamayan emredici hukuk kurallarının varlığı
uluslararası hukukta benzer kuralların varlığı tartışmalarına neden olmuştur. 1969 Viyana
Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesinin 53. maddesi ile uluslararası hukukta emredici hukuk
kuralları da düzenlenmiş bulunmaktadır. 53. maddeye göre emredici hukuk normu (jus
cogens); “…bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplumun kendisinden hiçbir surette
sapmaya müsait olmayan ve ancak aynı nitelikte olan daha sonraki bir uluslararası genel
hukuk normu ile değiştirilebilecek olan bir norm olarak kabul ettiği ve tanıdığı bir hukuksal
normdur.” Örneğin, kuvvet kullanma yasağı jus cogens bir normdur 201. Sözleşme
hükümlerine göre “jus cogens” kurallarına uyulması, devletlerin başlıca yükümlülüğüdür ve
uluslararası hukukun başlıca işlevidir202. Andlaşma veya teamül şeklindeki bütün uluslararası
normların meşruiyet kaynağı olan emredici normlar hiyerarşinin üst başlangıcı olacaktır. 203
Uluslararası hukukta bir normun “jus cogens” (emredici norm) olabilmesi için iki şartı
karşılaması gerekmektedir. Birincisi, bütün devletlerin böyle bir normu kabul etmiş olmasıdır.
İkincisi de bir bütün olarak devletlerin tamamının normu kabul ederken ondan hiçbir surette
sapılamayacağı kaydıyla o normu kabul etmesidir 204. Uluslararası hukukun buyruk kuralları
içinde kabul edilen egemen eşitlik, kendi kaderini tayin hakkı, içişlerine müdahale edilmemesi
gibi ulusun egemen olmasından doğan egemenlik haklarının, öncelikle temel insan hakları ile
ve diğer egemen ulusların egemenlik hakları ile sınırlandığı görülmektedir.
III – ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNİN (UCM) YARGI YETKİSİNİN
ORTAYA ÇIKMASI ve BU BAĞLAMDA EGEMENLİK YETKİSİ SORUNU
ÜZERİNE DEĞERLENDİRME ve SONUÇ
İlke olarak UCM’nin devletler bakımından yetkili205 olabilmesi için UCM Statüsü ile bağlı
olmak yani taraf olmak gereklidir 206. Her ne kadar Türkiye UCM’ye taraf olmasa da
UCM’nin yargı yetkisine giren suçlar, BM Güvenlik Konseyi’nin BM Şartının VII. Bölümü
çerçevesinde verebileceği bağlayıcı bir karar gereğince UCM Savcılığınca
kovuşturulabilecektir. Ayrıca eğer bir birey, UCM Statüsü’ne taraf bir devlette ilgili suçlardan
birini işlerse taraf devletlerden birinin mülkilik ilkesi gereği yargı yetkisine sahip olması
nedeniyle, suç işlediği iddia edilen birey, Statü’ye taraf olmayan bir devletin uyruğunda olsa
bile UCM’nin yargı yetkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla bu hükümlerin dikkate alınması
gerekir 207. UCM’nin mülkilik (ülkesellik) ilkesine dayanarak, yargı yetkisine sahip kılınması,
ulusal egemenlik konusunda etkili bir sınırlama getirmektedir 208. Gerçekten de mülkilik ilkesi
201
HİLLER TİM; Sourcebook on Public International Law, Cavendish Publishing Limited, London, Sydney,
1998, s.591. TOPAL Ahmet Hamdi; Uluslararası Terörizm ve Terörist Eylemlere Karşı Kuvvet Kullanımı, Beta
Yayınları; İstanbul, 2005, (a), s.101, KÖCHLER; s.459. GÜNDÜZ; s.35.
202
GÜNEŞ Şule Anlar; “Uluslararası Toplumun Ortak Değerleri Sorunu, Çevrenin Korunması ve Jus Cogens
Doktrini”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi (AÜSBFD), Sayı: 59–4, Ekim-Aralık 2004,
s.125.
203
GÖÇER Mahmut, “Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Anayasa Kavramı”, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi Dergisi (AÜSBFD), Sayı: 57–2, 2002, s.10.
204
GÜNDÜZ; s.36.
205
Uluslararası ceza mahkemeleri ve yargı egemenliği hakkında ayrıntılı bilgi için bkz, SUNAY; (Tartışılan
Egemenlik), s.280–290.
206
PAZARCI; (2000), s.356.
207
ÇAYCI, Sadi “Uluslararası İnsancıl Hukukun Uygulanmasına İlişkin Güncel Sorunlar”, Askeri Adalet
Dergisi, Sayı: 118, Ankara, Eylül 2003, s.18, HALATÇI; “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Yargı
Yetkisini…”, s.70.
208
Mülkilik ilkesinin uluslararası hukuktan kaynaklanan (Diplomatik Dokunulmazlık – Yabancı Asker Kişilerin
Dokunulmazlıkları) gibi bazı istisnaları bulunmaktadır. Bunlar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TEZCAN /
23
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
“egemenlik teorisine” dayanmaktadır. Buna göre devlet kendi ülkesi üzerinde egemenlik
yetkisi kullanır ve burada işlenen suçlar üzerinde sınırsız bir cezalandırma yetkisi vardır.
Ancak bu sınırsızlığın günümüz cezalandırma hukuku bakımından artık geçerli olmadığı da
ileri sürülmektedir 209. Nitekim yetkilerinin mülkilik ilkesini sınırlandırmasının ABD’nin
UCM’nin yargılama yetkisini reddetmesinin asıl nedeni olduğu söylenebilir 210.
UCM, Statü kapsamına giren suçlar nedeniyle devlet başkanı, hükümet başkanı, genelkurmay
başkanı vb. yargılayabilecektir.211 Mahkeme’nin kurulması, dünyanın en ağır suçlarını
işlemekten sorumlu kişilerin etkin şekilde cezalandırılması amacına yönelik olarak önemli bir
adımdır. Bu suçları işleyen ya da ileride işleyebilecek olan kişilerin cezasız kalmaması için
devletler, Statü’yü imzalamaya teşvik edilmektedir.212
Uluslararası hukuk kuralları, kanunsuz emir veren amirlerin ve astlarının sorumluluğunun
yanı sıra, bazı durumlarda astları tarafından UCM’nin yargı yetkisine sahip olduğu suçların
işlenmesi durumunda askeri ve sivil üstleri de sorumlu tutmaktadır. UCM Statüsü’ne göre
hiyerarşik sorumluluk askeri amirlerin sorumluluğu ve sivil üstlerin sorumluluğu olmak üzere
ikiye ayrılır. 213 Statü’nün hazırlanması sırasında Çin ve bazı devletler sivil üstlerin sorumlu
tutulmaması yönünde tavır sergilemişlerdir. Ancak bu görüş kabul edilmemiştir. 214 Resmi
görevini sürdürüyor olmak UCM’nin yargılama yetkisini ortadan kaldırmamaktadır. 215.
Konusu açıkça suç teşkil eden bir emir, UCM Statüsünün 5. maddesinde sayılan suçlar
bakımından bu emri yerine getiren astın kişisel cezai sorumluluğunu da ortadan
kaldırmamaktadır. 216 Dolayısıyla bir ülke ülkesel egemenlikten söz ederek sorumluluktan
kurtulamayacaktır. Ayrıca Statü’nün yetkisi içine giren suçlar açısından UCM ve egemenlik
bölümünde belirttiğimiz üzere kişilerin cezalandırılması da söz konusu olabilecektir.
Askeri amirler açısından sorumluluğun doğması için -madde 28 (a)-; amirlerin, astlarının söz
konusu suçları işlemekte olduklarını ya da işlemek üzere olduklarını bilmeleri ya da mevcut
koşullara göre bilmeleri gerekirken, sivil üstler açısından ise -madde 28 (b)-; üst, astların söz
konusu suçları işlemekte olduklarını ya da işlemek üzere olduklarını bilmeli veya bunu açıkça
gösteren bilgileri bilinçli olarak dikkate almamış olmalıdır. Askeri amirlerin suçların varlığını
öğrenmek için kendisi açısından kullanabileceği araçları değerlendirmeyip ihmal etmeleri
cezai sorumluluklarını gerektirirken, sivil üstlerin sahip oldukları bir bilgiye rağmen kasten
görmezden gelmesi gerekmektedir. Dolayısıyla sivillerin sorumlu tutulabilmesi için daha
yoğun bir kusur düzeyi aranmaktadır. 217 Ayrıca, ulusal hukuk mevzuatlarında da giderek artan
bir şekilde görülmektedir ki devletler, işlendikleri silahlı çatışmanın niteliğine bakılmaksızın
bütün savaş suçlarından üstlerin sorumlu tutulmasını öngörmektedir. 218
ERDEM / ÖNOK; (Uluslararası Ceza Hukuku), s.122–133 ÖZBEK / KANBUR / DOĞAN / BACAKSIZ /
TEPE; (Genel Hükümler), s.177–181.
209
Görüşlerin gelişimi açısından bkz. TEZCAN / ERDEM / ÖNOK; (Uluslararası Ceza Hukuku), s.81–82.
210
KÖCHLER; s.289–290.
211
UZUN; s.207.
212
TÜTÜNCÜ Ayşe Nur, İnsancıl Hukuka Giriş, Beta Yayınları İstanbul, Mart 2006, s.167.
213
TÜTÜNCÜ; s.175–176.
214
ATEŞ EKŞİ; s.37.
215
ŞEKER; s.89.
216
Ancak emre itiraz etmesi durumunda “ya infaz edersin ya da sende infaz edilecek gruba katılırsın” şeklinde
bir cevabı alan erin ikiye karşı üç oyla beraatına zaruret hali gözetilerek karar verilmiştir. Bkz. ÇAYCI, (2003),
s.19.
217
ÖNOK Rıfat Murat; “Silahlı Çatışmalar Hukukunda Üstün Sorumluluğu Doktrini”, Uluslararası Hukuk &
Politika, Yıl;1, S;3, Ankara, 2005, s.125.
218
TÜTÜNCÜ; s.176.
24
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
Sorumluluktan kurtulmak için resmi bir görevin ifası, üstün emri, komuta sorumluluğu ve iç
hukukta suç oluşturmama gibi savunmalar kullanılamamaktadır. Ancak üstün emir vermesi ile
ilgili olarak astın sorumlu tutulabilmesi için kendisine emir verilen kişinin, emredilen eylemin
uluslararası hukuk kurallarına aykırı olduğunu bilmesi gerekir. Silahlı kuvvetler
mensuplarının hukuka uygun tüm emirleri yerine getirmek görevleridir. Savaş sırasında her
emrin hukuki değerini dikkatle ölçmeleri silahlı kuvvetler mensuplarından beklenemez.
Belirli savaş kuralları, muğlâk şekilde algılanabilir, tartışmalı olabilir veya verilen emrin söz
konusu kurallara uygun olup olmadığı belirlenemeyebilir. Emir, açık bir şekilde hukuka aykırı
olmalıdır. Buradaki değerlendirmede esas alınacak olan ölçüt, aynı veya benzer koşullar
altında olağan zekâ ve anlayıştaki bir kişinin emrin hukuka aykırı olduğunu bilip
bilemeyeceğidir 219.
Statü evrensel ceza hukuku kurallarına yer vermekle birlikte, genel hükümler açısından
ayrıntılı bir düzenlemeye gitmemiştir. Örnek olarak haksız tahrik ve takdiri indirim sebepleri
gibi konulara değinilmemiştir. Bu durum, Statü’nün çok katılımlı bir yapıya kavuşması için
genel kabul gören konuların öne çıkarılarak ortak bir noktada birleşilmeye çalışılması amacı
ile açıklanabilir. Genel hükümlerin ayrıntılı bir şekilde düzenlenmemesi, verilecek cezaların
şahsileştirilmesi ve adil bir yargılamanın yapılması açısından sorun olabilir. Ancak bu sorun,
UCM hâkimlerinin ve Savcılık kurumunun, evrensel ceza hukuku prensiplerine gösterecekleri
duyarlılıkla aşılabilir 220.
UCM’nin kurulması, ulus – devlet egemenliği anlayışını ciddi biçimde etkilemiştir. Gerçekten
de mülkilik ilkesine göre kendi mahkemesi yargılama yaparken yabancı ceza kanununun bir
ülkede uygulama bakımından dikkate alınması bile egemenliğin kaybı şeklinde değerlendirilip
ve tartışılırken221, yargılamayı bizzat UCM’nin yapacak olması devleler açısından kolay kabul
edilecek bir durum değildir. Ancak statü incelendiğinde bu endişenin yersizliği görülecektir.
Çünkü statüye göre devletlerin yargı yetkisinin UCM’ye devrinden ziyade UCM ile paylaşımı
söz konusudur222. Mahkemenin en önemli ilkelerinden biri “tamamlayıcılık 223” ilkesidir.
UCM, egemen devletin mahkemeleri, UCM’nin kapsamına giren suçlarla ilgili davalara
bakmaz, bakmakta isteksiz olur ya da bakmak istemezse davaya bakabilecektir. 224 Dolayısıyla
Statü ile kabul edilen “tamamlayıcılık” ilkesi UCM’nin belirli suçlar açısından tek yetkili
yargı organı olmasını engellemiş ve tam anlamıyla bir yargı yetkisinin devrini şimdilik
öngörmemiştir. 225
Ancak Statünün kabulü ile ulusal egemenliğin keyfi olarak yorumlanması da mümkün
olmamaktadır.226 UCM’nin yargılama yetkisine giren bir suçu işleyen bir kişiyi korumaya
çalışabilecek bir devlet, UCM’nin bu kişiyi yargılamasını ve kendi ulusal yargı sistemiyle
suçlunun cezalandırılmasını engellemek için oyalayıcı bir prosedür işletir ve bu anlaşılırsa söz
219
TÜTÜNCÜ; s.167–173.
ÇINAR; s.17.
221
Suç yeri ülkesinin iç işlerine karışma tehlikesi tartışmaları için bkz. TEZCAN / ERDEM / ÖNOK;
(Uluslararası Ceza Hukuku), s.166.
222
YÜCEL Bülent, “20. Yüzyılda Ulus Devletin Egemenlik Yetkisine Yapılan Son Müdahale: Uluslararası Ceza
Mahkemesi”, Eskişehir Barosu Dergisi, S. 7, Haziran 2005, s. 231.
223
BAYILLIOĞLU Uğur; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Türkiye, in. Ankara üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dergisi, Cilt:56, Sayı:1 Ankara – 2007, s.56, TURHAN; (Uluslararası ), s.10, ERDAL, s.94–96.
224
ALİBABA Arzu; “Uluslararası Ceza Mahkemesinin Kuruluşu”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dergisi, C: 49, S: 1–4, 2000, Ankara, 2001, s.198, UZUN Elif; “Milletlerarası Ceza Mahkemesi
Kapsamındaki…”, s.208.
225
YÜCEL; 2005, s.231.
226
TEZCAN, (Uluslararası Suçlar…) s.289.
220
25
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
konusu tamamlayıcılık ilkesi gereğince, UCM devreye girerek yargılamada bulunabilecektir.
UCM’nin devreye girme ihtimali, yargılamada bulunmayan ya da engelleyici prosedür
uygulayan devletin üzerinde manevi bir baskı oluşturacaktır. Bu durum, Statü dâhilindeki bir
suçun takip edilebilmesi imkânını sağlamaktadır. 227
UCM’nin yargı alanına giren birçok suç devletlerin iç hukuku tarafından da düzenlenmiştir.
Türkiye bu bağlamda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile soykırım suçunu iç hukuka dâhil
etmiştir. İç hukuk yargısının gerçekleşmemesi durumunda bu tür suçların cezasız kalmaması
için UCM’nin varlığı caydırıcılık unsuru olarak değerlendirilebilir. 228
Tüm eleştiri ve engellemelere 229 rağmen, UCM’nin kurulmasıyla başlayan süreç, uluslararası
cezai yargıyı bağımsız ve evrensel bir şekilde uygulayabilecek gerçek ve etkin bir yapının
kurulmasına yol açabilir. UCM, devletlerarası uyum sonucunda tam ve etkin olarak
kurulduğunda, uluslararası ilişkilerde niteliksel bir değişim meydana getirecek ulus-üstü bir
otoritenin geliştirilmesinde öncü rol oynayabilir 230.
KAYNAKÇA
ACER Yücel; Uluslararası Hukukta Saldırı Suçu Kavramının Temel Unsurları: Tanım Çalışmaları ve
Yansımalar, Uluslararası Hukuk ve Politika, Yıl: 1, Sayı:3, Ankara, 2005.
ACER Yücel; Uluslararası Hukukta Saldırı Suçu, Roma Yayınları, Ankara, - 2004.
AKAD Mehmet; Türk Hukuk Tarihi Üzerine, in. Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Maltepe
Üniversitesi Yayınları, 2006/1, İstanbul.
AKDOĞAN Can; Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanma ve Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Harekâtları İle
Egemenlik, in. Askeri Adalet Dergisi, S:117, Ankara, Mayıs 2003.
AKIN İlhan F; Devlet Doktrinleri, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1964.
AKKUŞ Selahattin; “Modern Egemenliğin Doğuşu Pratik ve Kavramsal Belirlenme”, (Yayınlanmamış Doktora
Tezi), İstanbul Üniversitesi SBE., İstanbul, 1995.
AKSAR Yusuf; Nuremberg’den Günümüz Uluslararası Ceza Yargısı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne…,
Hukuk ve Adalet Dergisi, Sayı. 1, Ocak-Mart 2004.
AKSAR Yusuf; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Ceza Usul Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara,
2003.
AKSAR Yusuf; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uygulamalarına Genel Bir Bakış, in. Uluslararası Hukuk ve
Politika, Yıl; 1, S; 3, Ankara, 2005.
AKYOL Taha; AB ve Globalleşme Sürecinde Egemenlik, Egemenliğin Çağdaş Kayıt ve Şartları, in. Anayasa
Yargısı 20, Anayasa Mahkemesi Yayınları:50, Ankara, 2003.
ALBI Anneli; “Avrupa Anayasası: Ulusal Anayasalar Üzerindeki Etkileri Nelerdir?”, Anayasa Yargısı 22,
Anayasa Mahkemesi Yay:52, Ankara, 2005.
ALİBABA Arzu; “Uluslararası Ceza Mahkemesinin Kuruluşu”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,
C: 49, S: 1–4, 2000.
ALİEFENDİOĞLU Yılmaz; Temsili Demokrasinin ‘Seçim’ Ayağı, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S.60,
Ankara, Eylül/Ekim 2005.
ALİEFENDİOĞLU Yılmaz; Temsili Demokrasinin ‘Seçim’ Ayağı.
ANAYURT Ömer; 1876 Kanun-i Esasiyesi ve 1909 Değişikliklerinde Temel Hak ve Hürriyetler, Yeni Türkiye
İnsan Hakları Özel Sayısı I, S.21, Mayıs-Haziran, 1998.
227
BAŞAK Cengiz, Uluslararası Ceza Mahkemeleri ve Uluslararası Suçlar, Turhan Kitabevi Yayınları,
Ankara, 2003, s.61–62.
228
KAYA, s.164.
229
ABD’nin UCM konusundaki tutum ve davranışları, sürekli bir kurum olan UCM’nin varlık nedenini inkâr
etmekte ve tüm evrensel yargı sistemini çökertme tehlikesi oluşturmaktadır. ABD’nin bu tavrı egemenlik
anlayışına dayandırılmaktadır. Bir Süpergüç devlet için ulusal egemenlik, kendi hukukunu tüm devletlere
uygulatma yetkisidir ve bu egemenlik anlayışı diğer devletlerin egemenliğini doğrudan reddeder. Daha geniş
bilgi için bkz: KÖCHLER; s.60–66.
230
KÖCHLER; s.50.
26
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
ARIKAN Ayşe Saadet; “Tartışma ”, Anayasa Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005, (b).
ARSLAN Zühtü; “İki Tarz-ı Demokrasi: Avrupa Anayasası ve Türk Anayasası Üzerine Notlar”, Anayasa
Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yay:52, Ankara, 2005,(a).
ASLAN Muzaffer Yasin; Uluslararası Ceza Divanı ve Türkiye’ye Etkileri, in. Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi (AÜHFD), Y:2007 – C:56 – S:4.
ATEŞ EKŞİ Canan; Uluslararası Ceza Mahkemesinin İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Üzerindeki Yargı Yetkisi,
Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2004.
AZARKAN Ezeli; “Uluslararası Ceza Mahkemelerinde Savaş Suçları”, Hukuk ve Adalet Dergisi, Sayı:1,
İstanbul, Ocak-Mart 2004.
AZARKAN Ezeli; “Uluslararası İnsancıl Hukuk ve Birleşmiş Milletler Askeri Operasyonları”, Atatürk
Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1–2, 2006.
AZARKAN Ezeli; Nuremberg’ten La Haye’ye: Uluslararası Ceza Mahkemeleri, Beta Yayıncılık, İstanbul,
2003.
BAŞAK Cengiz, Uluslararası Ceza Mahkemeleri ve Uluslararası Suçlar, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara,
2003.
BAŞAK Cengiz; Uluslararası Ceza Mahkemeleri ve Uluslararası Suçlar, Turhan Kitabevi, Ankara 2003.
BAŞGİL Ali Fuad; Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Birinci Kitap Cilt:1, Fasikül:1, İsmail Akgün Matbaası,
1948.
BAŞGİL Ali Fuad; Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Cilt:3, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Talebe
Cemiyeti Yayınları, No:10, İstanbul – 1942.
BAŞGİL Ali Fuad; Türkiye Teşkilat Hukukunda Nizamname Mefhumu ve Nizamnamelerin Mahiyeti ve Tabi
Olduğu Hukuki Rejim, Cemil BİLSEL’e Armağan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul – 1939.
BAYILLIOĞLU Uğur; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Türkiye, in. Ankara üniversitesi Hukuk Fakültesi,
Dergisi, Cilt:56, Sayı:1 Ankara – 2007.
BİÇKİN İnci, Elektronik İmza ve Elektronik İmza İle İlgili Yasal Düzenlemeler, TBB Dergisi, Sayı:63,
Ankara–2006.
BİLECEN Halil; “Maastricht Antlaşması’ndan Günümüze Avrupa Birliği Ortak Dış ve Güvenlik Politikası”,
Uluslararası Hukuk / Politika, Yıl; 1, S; 2, 2005.
BOGDANOR Vernon; Blackwell’in Siyaset Bilimi Ansiklopedisi, Çev: Bülent PEKER/ Leyla KESKİNER/
Erhan YÜKSELCİ, C:1, Birinci Baskı, Ümit Yayıncılık, Ankara,1999.
BOUCHET-SAULNİER Françoise; İnsancıl Hukuk Sözlüğü, (ÇEVİREN: Selahattin BAĞDATLI), İletişim
Yayınları, İstanbul – 2002.
BOZKURT Veysel; Değişen Dünyada Sosyoloji, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa–2006.
BROWN Chris; Sovereignty, Rights and Justice (International Political Theory Today), Polity Press, Cambridge
/ Malden, 2005.
CASSESE Antonia; International Criminal Law, Oxford University Press, Birinci Basım, New York, 2003.
ÇAYCI Sadi; Uluslararası İnsancıl Hukuk Açısından Eski Yugoslavya Olayları, in. Askeri Adalet Dergisi,
Sayı: 99, Ankara, Mayıs 1997, (a).
ÇAYCI, Sadi “Uluslararası İnsancıl Hukukun Uygulanmasına İlişkin Güncel Sorunlar”, Askeri Adalet Dergisi,
Sayı: 118, Ankara, Eylül 2003.
ÇEBİ Sezgin Süleyman; Türkiye’nin AB’ne Tam Üye Olması Yolundaki Engeller, (Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1997.
ÇINAR M. Fatih; Uluslararası Ceza Mahkemelerinin Gelişimi Işığında Uluslararası Ceza Divanı, Kazancı
Hukuk Yayımevi, İstanbul, 2004.
ÇOLAK Halil / ASLAN Muzaffer Yasin; / “Savaş Hukukunun Temel Prensipleri”, Askeri Adalet Dergisi, S:
119, Ocak- 2004.
DAVUTOĞLU Ahmet; Küreselleşme ve AB - Türkiye İlişkileri Çerçevesinde Ulusal Egemenliğin Geleceği, in.
Anayasa Yargısı 20, Anayasa Mahkemesi Yayınları:50, 2003.
DEMİR Fevzi; Anayasa Hukukuna Giriş, 6.Bası, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, İzmir, Mart 2005.
DEMİR Fevzi; Türkiye’de Siyasi İstikrar Sorunu ve Çözüm Yolları, İzmir Ticaret Odası Yayını, No: 51, İzmir,
1998.
EBENSTEIN William; Siyasi Felsefenin Büyük Düşünürleri, (Çeviren: İsmet ÖZEL), Şule Yayınları, İstanbul,
2003.
ERDAL Selcen; Uluslararası Ceza Mahkemesinin Devlet Egemenliğine Etkisi; Yetkin Yayınları, Ankara –
2010, s.60 vd.
ERDEM Mustafa Ruhan; Avrupa Birliği Hukuku’nun Üye Devletlerin Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukuna
Etkileri, Seçkin Yayıncılık, 2004 – Ankara.
ERDOĞAN Mustafa, İnsan Hakları Teorisi ve Hukuku, Orion Kitabevi, Ankara, 2007.
ERDOĞAN Mustafa; Anayasal Demokrasi, Siyasal Kitabevi, 5.Baskı, Ankara, Ocak 2003, (a).
27
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
ERDOĞAN Mustafa; Egemenliğin Dünü-Bugünü, in. Hukuk ve Adalet Dergisi, Yıl:2, Sayı: 6–7, İstanbul, Ekim
2005.
EREM Faruk; İnsanlığa Karşı Cürümler – Genoside, Güney Matbaacılık, Ankara, 1948.
ESER Albin; Uluslararası Ceza Mahkemesinin Kurulması, Roma Statüsünün Ortaya Çıkışı ve Temel
Özellikleri, (Çeviren: Faruk TURHAN), in. Uluslararası Ceza Divanı, (Editör: Feridun YENİSEY, İstanbul –
2007).
FLANZ Gisbert H; XIX Asır Avrupasında Anayasa Hareketleri (Anayasa Hareketlerinin Mukayeseli Olarak
İncelenmesine Giriş), (Çevirenler: Necat ERDER, Şerif MARDİN, Aydın SİNANOĞLU), Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, No: 53–35. Ankara.
GEMALMAZ Mehmet Semih; Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, Beta Yayıncılık, 4.
Bası, İstanbul, 2003.
GEMALMAZ Mehmet Semih; Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, Beta Yayınları,
4.Bası, İstanbul, 2003.
GOLDSTONE J. Richard / SIMPSON Janine; Terörizme Hukuki Bir Cevap Olarak Uluslararası Ceza
Mahkemesi’nin Rolünün Değerlendirilmesi, Çeviren: Gülay ARSLAN), in. Terör ve Düşman Ceza Hukuku,
Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi:8, (Proje Yöneticisi: Kayıhan İÇEL – Editör: Yener ÜNVER),
Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ocak 2008.
GÖÇER Mahmut, “Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Anayasa Kavramı”, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi Dergisi (AÜSBFD), Sayı: 57/2, 2002.
GÖKCAN Hasan Tahsin; “Çağcıl Hukukta ve 1982 Anayasasında Yargı Erki”, Türk Hukuk Dünyası Dergisi,
Sayı:3, Ankara, Mayıs 2002.
GÖZÜBÜYÜK A. Şeref, Anayasa Hukuku, Turhan Kitabevi Yayınları, Güncelleştirilmiş 9.Bası, Ankara, Eylül
2000, s.22.
GROTIUS Hugo; Savaş ve Barış Hukuku (De Iure Belli Ac Pacis), (ÇEVİREN: Seha L. MERAY), Ankara
Üniversitesi SBF Yayınları NO: 222–204, Ankara, 1967.
GÜLLER Nimet / ZAFER Hamide; Uluslararası Ceza Mahkemesi El Kitabı. European Initative for Democracy
and Human Rights, İnformation & Ratification Campaign on the ICC in Russia, Turkey and Central Asian
Countries. Gustav-Stresemann-Institut e.V. European Academy Bonn (GSI), 2006.
GÜNEŞ Şule Anlar; “Uluslararası Toplumun Ortak Değerleri Sorunu, Çevrenin Korunması ve Jus Cogens
Doktrini”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi (AÜSBFD), Sayı: 59–4, Ekim-Aralık 2004.
GÜNUĞUR Haluk; Avrupa Birliği, Avrupa Ekonomik Danışma Merkezi Yayınları, Bilim Serisi–3, Ankara,
2007, (b).
GÜNUĞUR Haluk; Avrupa Birliği’nin Hukuk Düzeni, Avrupa Ekonomik Danışma Merkezi Yayınları, Bilim
Serisi–3, Ankara, 2007.
GÜRAN Sait; “Yargı Reformu”, Yeni Türkiye Yargı Reformu Özel Sayısı, Yıl:2, Sayı:10, Ankara.
HAKYEMEZ Yusuf Şevki; Militan Demokrasi Anlayışı ve 1982 Anayasası, Seçkin Yayıncılık, Ankara–2000.
HAKYEMEZ Yusuf Şevki; Mutlak Monarşilerden Günümüze Egemenlik Kavramı, Seçkin Yayıncılık, Birinci
Baskı, Ankara, Mayıs–2004.
HALATÇI Ülkü; Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Yargı Yetkisini Kullanabilmesinin Önkoşulları, in.
Uluslararası Hukuk & Politika, Yıl;1, S;3, Ankara, 2005.
HAZIR Hayati; “Avrupa Topluluğu İle Türk Hukuk Sisteminin Bütünleşmesinde Egemenliğin Devri Sorunu”,
Prof. Dr. Halil Cin’e Selçuk Üniversitesinde 10. Hizmet Yılı Armağanı, Selçuk Üniversitesi Yayınları, No:129,
Konya, 1995.
HİLLER TİM; Sourcebook on Public International Law, Cavendish Publishing Limited, London, Sydney, 1998.
HUNTİNGTON Samuel F; The Thırd Wave, Democratization in the Late Twentieth Century, Univesity of
Oklahama Press: Normon and London 1991.
IŞIKAY Mahir; “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası ve Türkiye”, Askeri Adalet Dergisi, Sayı: 114,
Mayıs 2002.
İNCEOĞLU Sibel; Türkiye: AB’nin Yetkileri Karşısında Nasıl Bir Egemenlik Anlayışı, Anayasa Yargısı 22,
Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005.
İPEK Aydın; Anayasa ve Uluslararası Hukuk Çerçevesinde Kuvvet Kullanımı; Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü - Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi – İzmir – 2007.
KABOĞLU İbrahim Ö; Açılış Bildirisi Anayasal Uyum ve Ötesi, Anayasa Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi
Yayınları:52, Ankara, 2005,(b).
KABOĞLU İbrahim Ö; Türkiye’de Hukuk Devletinin Gelişimi, Hukuk Devleti, (editör: Hayrettin ÖKÇESİZ),
Afa Yayıncılık, İstanbul, 1998.
KABOĞLU, İbrahim Ö; Anayasa Hukuku Dersleri, Legal Yayıncılık, İstanbul, 2005, (a).
KALABALIK Halil; İnsan Hakları Hukuku Ders Notları, Değişim Yayınları, İstanbul, 2004.
KAPANİ Münci; Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, 13. Basım, Ankara, Ekim 2001.
28
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
KARAKEHYA Hakan; Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uygulanabilir Hukuk, in. Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi (AÜHFD), Y:2007 – C:57 – S:2.
KARAMUSTAFAOĞLU Tuncer; Yasama Meclislerini Fesih Hakkı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yayınları, No:465, Ankara–1982.
KAYA Abdullah / DAĞ Rıdvan; Silahlı Çatışma Hukuku İle İlgili Barış Döneminde Yapılması Gereken
Çalışmalar, Askeri Adalet Dergisi, Sayı: 108, Mayıs – 2000.
KELSEN Hans; Law And Peace In International Relations, Cambridge, Massachusetts, Harvard University
Pres, 1942.
KIRSCH Philippe / HOLMES John; The Rome Conference on an International Criminal Court: The
Negotiating Process, AJIL (The American Journal of International Law),, Vol.93-1, Jan. 1999.
KOÇAK Mustafa; Devlet ve Egemenlik, Seçkin Yayıncılık, Birinci Baskı, Ankara, 2006.
KOÇAK Mustafa; İngiltere’de Parlamento ve Parlamentonun Egemenliği Doktrininin Tarihsel Kökleri, Kocaeli
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Sayı:5, Temmuz 2005.
KÖCHLER, Hans, Küresel Adalet mi, Küresel İntikam mı?, (Çeviren: Funda KESKİN / Erdem DENK), Alkım
Yayınları., İstanbul, 2005.
KUTLU Mustafa; Kuvvetler Ayrılığı (Temelleri – Gelişimi), (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara
Üniversitesi, SBE., İstanbul, 1995.
KUTLU; s. 172–173.
KUZU Burhan; “Avrupa Birliği Sürecinde Nasıl Bir Anayasa”, Prof. Dr. Hayri Domaniç’e 80. Yaş Günü
Armağanı, Beta Basın Yayın, C:II, İstanbul, 2001.
LEE Roy; The International Criminal Court, The Making of The Rome Statute, Issues – Negotiations – Results,
Kluwer Law International, The Hague, 1999.
LÜTEM İlhan; Harp Suçları ve Devletlerarası Hukuk, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları,
Ankara, 1951.
MOGOACH Douglas; Egemenlik Kavramları: Devlet, Ekonomi ve Kültür Üzerine Tarihsel Yansımalar, in.
Liberalizm, Devlet, Hegemonya, (Derleyen: E. Fuat KEYMAN), Everest Yayınları, İstanbul, Mart 2002.
NALBANT Atilla; Üniter Devlet (Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul–1997.
OKANDAN Recai Galip; Umumi Amme Hukuku, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul,
1976.
ÖKTEM Niyazi; “Egemenlik, Hukuk Devleti ve Meşruiyet”, Polis Dergisi 159. Yıl Özel Sayısı, Yıl: 10, Sayı:
39,Ankara, 2003.
ÖNEN Turgut; Türk Anayasası ve Özellikle Adalet Reformu, Yeni Türkiye Yargı Reformu Özel Sayısı, Yıl:2,
Sayı:10, Ankara–1996.
ÖNOK Rıfat Murat; “Silahlı Çatışmalar Hukukunda Üstün Sorumluluğu Doktrini”, Uluslararası Hukuk &
Politika, Yıl;1, S;3, Ankara, 2005.
ÖNOK Rıfat Murat; Tarihi Perspektifiyle Uluslararası Ceza Divanı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2003.
ÖZBEK Veli Özer / DOĞAN Koray; Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, TCK İzmir Şerhi C.2, Seçkin
Yayıncılık, 2008.
ÖZBEK Veli Özer / KANBUR Mehmet Nihat / DOĞAN Koray / BACAKSIZ Pınar / TEPE İlker; Türk Ceza
Hukuku Genel Hükümler, Gözden Geçirilmiş ve Yenilenmiş 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Kasım 2011 – Ankara.
ÖZBEK Veli Özer / KANBUR Mehmet Nihat / DOĞAN Koray / BACAKSIZ Pınar / TEPE İlker; Türk Ceza
Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ekim 2010.
ÖZBEK Veli Özer; TCK İzmir Şerhi – Türk Ceza Kanununun Anlamı (Açıklamalı – Gerekçeli – İçtihatlı) Cilt:1
– Genel Hükümler (Madde 1–75) – Gözden Geçirilmiş – Genişletilmiş 4.Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ocak – 2010
– Ankara.
ÖZBUDUN Ergun; Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, 8.Baskı, Ankara, 2004.
ÖZÇELİK A. Selçuk; Anayasamızın Dayandığı Temel İlkeler, Ord. Prof. Dr. Ernst E. HIRSCH’e Armağan,
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Özel Sayı, İstanbul–1977.
ÖZDAL Barış / GENÇ Mehmet; Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın Türkiye – AB İlişkilerine Etkileri,
Aktüel Yayıncılık, İstanbul, 2005.
ÖZDEN Yekta Güngör; İnsan Hakları, Laiklik Demokrasi Yolunda, Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ankara, Nisan
1994.
ÖZER Attila, Anayasa Hukuku, Turhan Kitabevi Yayınları, Ankara, 2005.
ÖZER Attila; Hukuk Devleti, Polis Dergisi, Yıl: 9, Sayı: 36, Ankara, 2003, (a),
ÖZKAN Gürsel; Avrupa Birliği Hukuku ve Milli Egemenliğin Devri, 2023 Dergisi, Sayı:16, Ankara, 15
Ağustos 2002.
ÖZKAVAK Mustafa; Anayasanın Üstünlüğü Anlayışı Çerçevesinde Hak ve Hürriyetlerimizin Düzenlenmesi ve
Teminat Altına Alınması, Polis Dergisi, Yıl:9, Sayı:36, Ankara, 2003.
PAMİR Aybars; Batı’da Egemenlik Kavramının Gelişimi ve Eski Türk Egemenlik Anlayışı, (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi SBE., Ankara, 1998.
29
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
PARKİNSON C. Northcote; Siyasal Düşüncenin Evrimi, (Çeviren: Mehmet HARMANCI), Remzi Kitabevi, 2.
Basım, İstanbul, 1984.
SAĞIR Meral; “Demos”un Genişlemesi ve Temsili Demokrasiden “Küresel Doğrudan Demokrasi”ye, Amme
İdaresi Dergisi, TODAİE Yayını, C:37, S:3, Ankara, Eylül–2004.
SAN Coşkun; Anayasa Değişiklikleri ve Anayasa Gelişmeleri, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi
Yayınları, No:85, Ankara–1974.
SANCAR Mithat; Devlet Aklı Kıskacında Hukuk Devleti, İletişim Yayınları, İstanbul, 2000.
SARICA Murat; Fransa ve İngiltere’de Emredici Vekâletten Yeni Temsil Anlayışına Geçiş, İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul – 1969.
SAUL Ben; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konsey’inde Terörizmin Tanımı: 1985–2004, (Çeviren: Seda KOÇ),
in. Terör ve Düşman Ceza Hukuku, Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi:8, (Proje Yöneticisi: Kayıhan
İÇEL – Editör: Yener ÜNVER), Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ocak 2008.
SAUL Ben; Uluslararası Hukukta Terörizmi Tanımlama Girişimleri, (Çeviren: S. İrem ÇAKIRCA), in. Terör ve
Düşman Ceza Hukuku, Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi:8, (Proje Yöneticisi: Kayıhan İÇEL – Editör:
Yener ÜNVER), Seçkin Yayıncılık, Ankara – Ocak 2008.
SELÇUK Sami; “Demokrasiye Doğru”, Polis Dergisi, Yıl: 9, Sayı: 36, Ankara, 2003.
SEZER Ahmet. Necdet; Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet SEZER’in Töreni Açış Konuşması, in.
Anayasa Yargısı 17, 2000.
SMITH Thomas; The International Criminal Court and The Limits of Legalism, Moral Hazard and
Humanitarian Law, International Politics, Vol.39, (June–2002).
SOYSAL Mümtaz; 100 Soruda Anayasanın Anlamı, Gerçek Yayınevi, 11. Baskı, İstanbul–1997.
SOYSAL Mümtaz; Değişen Egemenlik ve Meşruluk, in. Anayasa Yargısı 20, Anayasa Mahkemesi
Yayınları:50, 2003.
SUNAY Reyhan; “AB Bütünleşmesi ve “Düzenleyici Devlet Niteliği”, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk
Fakültesi Dergisi, Cilt:10, Sayı:3–4, 2006.
SUNAY Reyhan; Tartışılan Egemenlik, Yetkin Yayınları, Ankara – 2007.
ŞAHİN Fatma Süzgün; Değişen Egemenlik Kavramı, Türk İdare Dergisi, Sayı:443, Ankara, Haziran 2004.
ŞEKER Yusuf; “Silahlı Çatışma Hukuku”, Askeri Adalet Dergisi, Sayı: 116, Ocak 2003.
ŞEN Ersan / MALBELEĞİ Erkam; Türk Ceza Kanunu’nda Uluslararası Suçlar; Seçkin Yayıncılık, Ankara –
Ekim 2011.
ŞEN Murat; Egemenliğin Kolektif Kullanımı: AB’nin Anayasal Yapısına Uyum Açısından Anayasamız,
Anayasa Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005.
ŞENEL Alâeddin; Siyasal Düşünceler Tarihi, Bilim ve Sanat Yayınları, Onuncu Basım, Ankara, 2002.
TANÖR Bülent / YÜZBAŞIOĞLU Necmi; 1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku, Yapı Kredi
Yayınları, 2.Baskı, İstanbul–2001.
TEZCAN Durmuş / ERDEM Mustafa Ruhan / ÖNOK Rıfat Murat; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’na Göre
Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara- Temmuz 2006.
TEZCAN Durmuş / ERDEM Mustafa Ruhan / ÖNOK Rıfat Murat; Uluslararası Ceza Hukuku, Seçkin
Yayıncılık, Ankara- 2009.
TEZCAN Durmuş / ERDEM Mustafa Ruhan / SANCAKDAR Oğuz / ÖNOK Rıfat Murat; İnsan Hakları El
Kitabı, Birinci Baskı, Eylül 2006.
TEZCAN Durmuş, Uluslararası Suçlar ve Uluslararası Ceza Divanı, in. Hukuk Kurultayı 2000, C. 1, Ankara,
12–16 Ocak, 2000.
TEZCAN Durmuş; Ulusal Mahkemelerin Evrensel Yargı Yetkisi ve Belçika Örneği, Hukuk ve Adalet Dergisi,
Sayı. 1, İstanbul, Ocak-Mart 2004.
TEZİÇ Erdoğan; Türkiye’de Siyasal Düşünce ve Örgütlenme Özgürlüğü, Anayasa Yargısı 7, Anayasa
Mahkemesi Yayınları, Ankara, 1990.
THOMSON David; Siyasi Düşünce Tarihi, (Editör; Serdar TAŞÇI), Metropol Yayınları – İstanbul, 2002.
TOPAL Ahmet Hamdi; Uluslararası Terörizm ve Terörist Eylemlere Karşı Kuvvet Kullanımı, Beta Yayınları;
İstanbul, 2005, (a).
TÖNGÜR Ali Rıza; Uluslararası Ceza Mahkemesinin Kapsamı ve Yargılama Hukuku, Kazancı Yayınevi,
İstanbul 2005.
TURHAN Faruk; Soykırım Suçunda Bir Grubu Tamamen veya Kısmen Yok Etme Amacı ve Ermeni Tehciri
Olayı; in. Hukuki Perspektifler Dergisi (HPD), Sayı:9 Aralık – 2006.
TURHAN Faruk; Türk Ceza Kanunu’nun Yer Bakımından Uygulanmasında Evrensellik İlkesi ve Yeni TCK
m.13; in. Hukuki Perspektifler Dergisi (HPD), Sayı:4 – Ağustos 2005.
TURHAN Faruk; Yeni Türk Ceza Kanunu’na Göre Uluslararası Suçların Cezalandırılması, in. Hukuki
Perspektifler Dergisi (HPD), Sayı:3 – Nisan 2005.
TÜRE Fatih; “Birleşik Avrupa Düşüncesi ve Avrupa Birliği”, Avrupa Birliği Sürecinde Türkiye, (Editörler:
Turgay UZUN, Serap ÖZEN), Seçkin Yayıncılık, Ankara–2004.
30
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi),
Sayı: 122, Nisan 2012
TÜRK Yeliz; Modern Devletin Oluşum Sürecinde Egemenlik Kuramı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
Ankara Üniversitesi SBE, Ankara, 2002, s.121.
TÜRKMEN Füsun; İnsan Haklarının Yeni Boyutu: İnsancıl Müdahale, Okumuş Adam Yayınları, İstanbul –
2006.
TÜTÜNCÜ Ayşe Nur, İnsancıl Hukuka Giriş, Beta Yayınları İstanbul, Mart 2006.
UYGUN Oktay; Avrupa ve Türk Anayasası: Temel İlkeler Yönünden Genel Bir Değerlendirme, Anayasa
Yargısı 22, Anayasa Mahkemesi Yayınları:52, Ankara, 2005.
UYGUN Oktay; Federal Devlet, Ayyıldız Yayınları, İkinci Basım, Ankara–2002.
UYGUN Oktay; Küreselleşme ve Değişen Egemenlik Anlayışının Sosyal Haklara Etkisi, Anayasa Yargısı 20,
Anayasa Mahkemesi Yayınları:50, Ankara, 2003.
UYGUN Oktay; Üniter ve Federal Devlet Açısından Egemenliğin Bölünmezliği İlkesi, Cumhuriyet’in 75. Yıl
Armağanı, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul–1999.
UZUN Elif; Milletlerarası Ceza Mahkemesi Kapsamındaki Suçlar Bakımından Yeni Türk Ceza Kanunu’nun
Değerlendirilmesi, Eskişehir Barosu Dergisi, S.7, Eskişehir, Haziran 2005.
ÜÇOK Coşkun; Siyasal Tarih (1789–1960), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No: 423, İkinci
Bası, Ankara, 1978.
ÜLGER İrfan Kaya; “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasının Arka Planı, Oluşumu ve Temel Anlaşmazlık
Konuları”, Uluslararası Güvenlik Sorunları ve Türkiye, (Editörler: Refet YİNANÇ / Hakan TAŞDEMİR),
Seçkin Yayıncılık, Ankara–2002.
WILSON Heather A; International Law and the Use of Force by National Liberation Movements, Oxford
University Press, Oxford / New York, 1990.
YAVUZ K., Haluk; Türkiye’de Siyasal Sistem Arayışı ve Yürütmenin Güçlendirilmesi, Seçkin Yayıncılık,
Birinci Baskı, Ankara, 2000.
YAZICI Serap; “Türk Silahlı Kuvvetlerinin Yetki ve Ayrıcalıkları: Sivilleşmeye Yönelik Anayasal ve Yasal
Reformlar”, Hukuk ve Adalet Dergisi, Yıl:1, Sayı:4, İstanbul, Ekim-Aralık 2004.
YILDIZ Düzgün; Egemenlik ve Michel Foucault, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Cumhuriyet
Üniversitesi, SBE. Sivas 2003.
YILMAZ Ali; Uluslararası Ceza Hukuku (El Kitabı), Beta Yayınları, İstanbul – 2001.
YILMAZ Ejder; Hukuk Sözlüğü, Yetkin Basımevi, 4.Baskı, Ankara–1992, s.65.
YUMUL Arus; Savaş ve Kadın, Hukuk ve Adalet Dergisi, Sayı:1, İstanbul, Ocak – Mart 2004.
YÜCEL Bülent, “20. Yüzyılda Ulus Devletin Egemenlik Yetkisine Yapılan Son Müdahale: Uluslararası Ceza
Mahkemesi”, Eskişehir Barosu Dergisi, S.7, Haziran 2005.
YÜCEL Bülent; “Westphalia Antlaşmasından Nice Antlaşmasına: Egemenlik Kavramının Tarihsel Seyri ve Bir
Prototip Olarak Avrupa Birliği, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1–2,
2006.
YÜKSEL Saadet; Avrupa Birliği’nin Anayasa Süreci, Prof. Dr. Ergon A. ÇETİNGİL ve Prof. Dr. Rayegan
KENDER’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı, İstanbul, 2007.
31

Benzer belgeler