beypazarı fest val 06-07 haz ran`da - Beypazarı Ticaret Odası

Transkript

beypazarı fest val 06-07 haz ran`da - Beypazarı Ticaret Odası
BEYPAZARI
FESTİVALİ
06-07
HAZİRAN’DA
NİHAT ERGÜN GÖREVİ DEVRALDI
it
k
a
N
n
e
rd
Hepsi Bi
.
L
T
9
9
2.9
Bonus’a özel
peşin fiyatına
mobilya
Mayıs Kampanyaları
Bonus’a özel
+6 taksit
İSTANBUL HALI
SARAYI LTD. ŞTİ.
Mrk: Milli Egemenlik Cd. No: 9 Tel: 312 762 44 06
Şb. : İşçiler Cd. No: 26
Tel: 312 796 06 56
Organize Sanayi Bölgesi 7.Cad. Tel: 222 236 17 12
Sakarya Cd. No: 274/B
Tel: 222 220 23 80
Yunusemre Cd. 92/B
Tel: 222 234 41 41
Ank.Asfaltı 8.Km.YiğitlerMh. 628 Tel: 224 342 02 16
BEYPAZARI
ÇAYIRHAN
ESKİŞEHİR
ESKİŞEHİR
ESKİŞEHİR
BURSA
mobilya
ESKİŞEHİR-BURSA-YALOVA
BALIKESİR-KÜTAHYA-BİLECİK
ufuklar a.ş.
BÖLGE BAYİİ
Mrk.: Sakarya Cd. No: 70/D Tel : (222) 220 23 80 (pbx) Fax : 231 23 24 ESKİŞEHİR
Şube : Yunusemre Caddesi No. 58/A
Tel : (222) 234 41 41 ESKİŞEHİR
Bölge Deposu : Organize Sanayi Bölgesi 7. Cad. Tel : (222) 236 17 12 ESKİŞEHİR
Şube : Ankara Asfaltı 8. Km. Yiğitler Mh. No: 628 Tel : (224) 342 02 16 BURSA
UFUKLAR A.Ş. BİR İSTANBUL HALI SARAYI KURULUŞUDUR.
YÖNETİM
Beypazarı Ticaret Odası
Adına Sahibi
H. Necdet Çalışkan
8 NİHAT ERGÜN
GÖREVİ
DEVRALDI
YAYIN KOORDİNATÖRÜ
Nazmi Yünsel
SORUMLU MÜDÜR
Mehmet Yurdakul
Hisarcıklıoğlu,
Yeniden TOBB
Başkanı Seçildi
EDİTÖR
Melih Topaloğlu
GÖRSEL YÖNETMEN
Muammer Sargın
FOTOĞRAFLAR
E. Burcu BOZKURT
DAĞITIM SORUMLUSU
Kerim Çınar
BASKI
Yeni Çınarcık Matbaacılık
Gersan San. Sitesi 655. Sok.
No. 11 Batıkent / ANKARA
Tel : 0312 256 38 33
ADRES
Gazi Gündüzalp
İş Merkezi Kat 1 No. 61
06730 Beypazarı / ANKARA
Tel : 0312 762 89 89
Fax : 0312 762 89 88
16
8
Polis Gününde
Anlamlı Ziyaret
ŞEHİDİMİZ HACI KAZIM
OZAN BABA OCAĞINDAN
AHİRETE UĞURLANDI
32 BEYPAZARI'NDA
UZUN SOLUKLU
BİR PROJE
“DOĞRULUK EKSENİ”
Web : www.beypazari.oto tobb.org.tr
e-mail:[email protected]
45
Zafer Beypazarı’nın
Dergimiz Basın Ahlak ve Yasasına Uyar. Dergimizde yayınlanan
yazıların hukuksal sorumluluğu yazı sahiplerine aittir.
Yeni Döneme
Başlarken
H.Necdet ÇALIŞKAN
Beypazarı Ticaret Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
Öncelikle kısa bir süre önce
gerçekleştirdiğimiz Beypazarı Ticaret Odası
Başkanlığı seçimi sürecinin diğer odalara örnek
olacak şekilde demokratik bir platformda
sorunsuz olarak geçmesine katkıda bulunan tüm
oda üyesi arkadaşlarıma teşekkürü bir borç
bilirim. Ticaret odası yeni yönetimi olarak küresel
ekonomik krizin etkilerinin ülkemizde şiddetle
hissedilmeye başlandığı bu günlerde böyle zor bir
görevi devralmış olmamız sorumluluğumuzu
daha da artırmıştır. Yeni yönetim olarak temel
felsefemiz katılımcı, paylaşımcı, yenilikçi bir
anlayış çerçevesinde tüm kurum kuruluş ve
kişilere karşı eşit mesafede bulunarak ilçemizin
ticari hayatındaki problemleri çözmek, ticari
hayatın belirlenmiş kuralları çerçevesinde
sorunsuz olarak yürümesini sağlamaktır. Bu yolda
en büyük destekçilerimizin odamızın tüm
üyelerinin olacağı şüphesizdir. Yönetim olarak
seçim sürecin de yaşanmış olan kırgınları unutup
tüm kesimleri kucaklayarak faaliyetlerimizi
sürdürmek temel düsturumuz olacaktır.
Temel amacımız ekonomik krizin etkisinin
büyük ölçüde hissedildiği ilçemizde ticari hayatın
yeniden canlandırılabilmesi için tüm kamu kurum
ve kuruluşları ile görüşmeler yaparak gerekli
çözümlerin oluşturulup hayata geçirilmesini
sağlamaktır. Bu kapsamda AB destek
programlarına ilişkin olarak, gerekli araştırma ve
incelemeleri yaptırarak odamız üyelerinin
geliştireceği projelerin desteklenmesine yönelik
çalışmaların oluşturulmasına gayret sarf
edeceğiz. Bunun yanı sıra ilçemizin sosyokültürel yaşantısının canlandırılmasına
tanıtılmasına ilişkin projelerin üretilmesi ve
uygulanmasına Beypazarı Ticaret Odası olarak
gerekli katkıları yapmak temel amaçlarımızdan
olacaktır. Unutulmamalıdır ki bir yerde ticari
hayatın başarılı ve etkin olması o yerdeki soysakültürel hayatın canlılığının ve gelişmişliğinin
sonuçlarındandır.
BTO yönetimi olarak selefim olan Sayın M.
Cengiz Özalp beyefendinin İlçemiz belediye
başkanı olması ayrıca bizler için sevinç kaynağı
olmuştur. Dürüstlüğü ve beyefendiliği ile her
zaman ilçemizin sevilen ticaret erbaplarından
olmuş olan Sayın Cengiz beyefendinin ticari
hayatta ve BTO yönetiminde elde ettiği deneyim ve
tecrübelerini ilçemiz belediye yönetimine aktararak
ilçemizde yapılmış olan başarılı çalışmaları daha
da ileri noktaları taşıyacağına inancımız yüksektir.
Sonuç olarak yeni dönemde
ilçemizde ticari hayatın canlandırılması ve
eski güçlü aktif yapısına kavuşturulması
için ben ve arkadaşlarım üzerimizdeki
sorumluluğun idrakinde olarak odamızın
ve toplumun tüm kesimleri ile işbirliği
içerinde çalışma azim kararlılığında
olduğumuzu belirtmek isterim. Yeni
dönemin üyelerimiz ve halkımız için hayırlı
olacağı temennisi ile sevgi ve saygılarımı
sunarım.
KRİZİ YÖNETMEK
İşletmeler zaman içerisinde belirli sorunlarla
uğraşırken (çalışma ilişkileri, pazarlama, finansman vb)
bazen farkında olmadıkları varlıklarını tehdit edebilecek
kadar büyük sorunlarla da karşı karşıya kalabilirler. Bu
sorunlar birden bire ortaya çıkan tehlikeler değildir. Tıpkı
kalp hastalıklarında olduğu gibi önceden bazı sinyaller
verirler. Bu sinyalleri dikkate almayan bireylerin
uğrayacakları muhtemel sonuç kalp krizi olduğu gerçeği
ise, işletmelerde bu sinyalleri iyi algılamaz gerekli
tedbirleri almazlarsa ciddi bir ekonomik ve yönetsel krizle
karşı karşıya kalabilirler.
Kriz genellikle işletmenin
yönetsel becerilerini etkileyerek
karmaşıklık yaratan, belirsizlik
unsurunu en üst düzeye çıkarıp
buhran ve gerilim oluşturan bir
özelliğe sahiptir. Doğrusu hiç bir
kriz makro ve mikro anlamda
(ülke ve işletme bazında)
önceden bir sinyal vermeden
ortaya çıkmaz. Önemli olan bu
sinyallerin işletmelerde neyi
tehdit edebileceğini iyi anlayıp
geleceğe yönelik hangi sorunları
ortaya çıkarabileceğini
düşünerek (proaktif yaklaşım)
tedbir almaya çalışmaktır. Çünkü
ilk başta zayıf bir güce sahip olan
kriz ortamı işletmenin bana bir
şey olmaz, beni etkilemez, hele
biraz daha bekleyelim, ne olacak
bir bakalım gibi duyarsızlıkları ile
çok kısa zamanda her şeyi yerle
bir edebilir. İlk başta veya ortada
bazı basit tedbirlerle
giderilebilecek tehlike, zaman
geçtikçe içinden çıkılmaz hale
gelebilir. Karar verdiğimiz anda
hala yapabileceğimiz birçok
şeyimiz vardır.
Kriz ortamını daha büyük
bir sorun haline getiren iki temel
unsur vardır.
1. Zamanı çok çabuk şekilde
kullanmama,
2. Acele sonuç almaya yönelik
plansız dağınık çalışmalar.
İşletmelerin önceden tedbir
almadıkları halde krize
yakalandıklarında hala
yapabilecekleri hamleler vardır.
Önemli olan bu hamleleri
zamanında planlı ve eksiksiz
olarak yapabilmektir. Genelde
batılı büyük şirketlerin
yöneticileri krizi yönetmede “4 R”
dedikleri formülü uygulayarak
kriz ortamından çıkmaya
çalışırlar.
1. Reduction (Azaltma) Krizin
etkilerini azaltmaya yönelik bir
anlayıştır. Özellikle insan
kaynaklı krizlerde diğer bir
ifadeyle bireylerin tutum ve
davranışlarının etkin olduğu
ortamlarda iyi bir insan
kaynakları yönetimi uygulayarak
bu durumdan çıkmaya
ç a l ı ş m a k t ı r. E k o n o m i k
anlamdaki krizlerde ise mali
disiplin, aşırı harcamaların
azaltılması (hem işletme içi hem
de bireysel) işletmeye zarar
vermeyecek şekilde tüm
alanlarda belirli bir oranda
5
küçülmeyi sağlamak.
2. Readniess (Hazırlıklı olma)
Yöneticiler ve çalışanların
psikolojilerini etkileyen durumlar
ve bu durumların uzantılarına
karşı hazır olma. Sürekli iletişim
sağlayan toplantılar yapma.
Olumsuz ve psikolojik sıkıntıları
giderme (işten çıkarılma korkusu
vb) açık ve net olarak durumu
anlatma, bilgi akışını sürekli hale
getirme, kapalılığı yok ederek ne
olacak sorularının cevaplarını
hep beraber düşünmeye
çalışma.
3. Response (Cevaplama)
Planlama yaparak bilgi toplama,
kaynak analizi, yoğun
promosyonlar, fiyatlarla ilgili
alınan tedbirler, çalışanlara yarı
ücretli düzenlemeler yada
ücretlerde yapılabilecek makul
düşürmeler, yerel kuruluşlarla
ortak hareket etme, ticari
kuruluşların ve odaların
öncülüğünde, tüketicilere cazip
gelebilecek programlar ve
tanıtımlar yapma, önemli
kişileriağırlayarak onların bölge
ile ilgili demeçlerini kullanmak.
4. Recovery (Tedavi) Kuruluşun eski gücünü
kazanarak tam kapasite ile çalışmaya dönme hızı,
hasara uğramış çalışanların yeniden eski haline
gelmesi, krizden dolayı düşen moral ve
motivasyon algılarının yükseltilmeye çalışılması
için çalışanların rehabilitasyonu (gerekirse bire bir)
çalışanları tekrar eski güçlü duruma geldik
dedirtebilecek ücret yükseltmeleri, zamlar,
hediyeler ve yeni dönemler ile ilgili planlamalar.
bütünlüğün sağlanması. Özellikle ticaret ve sanayi
odalarının bu anlamda öncülük yaparak meslek
birliklerini harekete geçirmeleri gerekir. Müşterilere
daha organize ve birlikte bir görünüm sunmak
önemlidir. (Fiyattan ürün teslimine kadar cazibeyi
artırmak).
2. Güven sağlamak için bir lidere ve ortak akla
ihtiyaç duyulur. Bunun en önemli göstergesi odalar
ve bunların organizasyonlarıdır. Bu çalışmaları
organize etmelidirler.
Tüm bu unsurlar krizle mücadelede etkili
yöntemler olarak kullanılabilir. Ama asıl olan
işletme içi aidiyet duygusunun daha kuvvetli hale
getirilerek çalışanlar ile işletme arasında psikolojik
bağlılığı yükseltmektir. Bu bağlılık aslında daha
çok kriz öncesi dönemlerde işletme sahibi ve
yöneticilerin uyguladıkları adalet ve etik unsurları
ile oluşan güven kavramına bağlıdır. O halde kriz
öncesindeki yönetsel davranışın tutarlılığı kriz
esnasında işletmelerin nasıl etkilendiği açısından
bir gösterge olacaktır.
3. İşten çıkarma ya da ücret azaltma olacaksa bir
defada en kısa zamanda yapılmalıdır. Süregelen
bir ücret azaltması ve işten çıkarma moralleri daha
fazla bozar. Ayrıca bu eylemde olabilecek en fazla
şeffaflığı göstermek zorunludur.
4. Acı ilaç içme ve fedakârlık en üst düzeyden
başlamalı ve göstermelik olmamalıdır. Yani önce
patronlar ve üst yöneticiler bu fedakârlığı
yapmalıdırlar.
Bunun yanında kriz döneminde mevcut durumdan
daha az hasarla çıkabilecek bazı pratik önlemlerin
alınması işletmenin gelecekteki süreçte kendini
daha hızlı toparlayabilmesi için etkilidir. Bunlar
neler olabilir:
5. İşletme yöneticileri işletme içerisinde moral
bozukluğu içinde olmamalıdırlar. Çünkü onların
morallerinin bozulması hakkı yoktur. Onlar bundan
dolayı yönetici olarak adlandırılmaktadırlar.
1. Olayı sadece bireysel düşünmemek, sektörde
olan diğer kuruluşlarla işbirliği sağlayarak yerel
6. Krizlerde mümkün olduğu kadar ülke için de
diğer bölgelere ürün satmak ve yurt dışı ihracatını
geliştirmeye çalışmak önemlidir.
Tüm bu tedbirler iyi organize olunup uygulanırsa
mutlaka iyi sonuçlar verecektir. Ülkemizin sürekli
olarak kriz ortamında bulunmaya uygun bir ülke
olduğu varsayılarak (siyasal beceriksizlikler,
sürekli kısır çekişmeler vb) işletmelerimizin bu
ortamlara uygun olarak hareket etme becerilerini
geliştirmeleri gerekmektedir. Burada asıl önemli
olan kriz sürecinden sonra işletmelerin nereden
başlayacaklarına karar vermeleridir. Ne yazıktır ki!
İşletmelerimizin büyük bir kısmı içine düştüğü
durumdan kurtulmaya çalışırken geleceği
düşünmeyi hiç dikkate almamaktadırlar. Eğer bu
ortamdan çıkıldığında bir yol haritanız yoksa ve ne
yapabileceğinize dair planlamanızı
oluşturmamışsanız işte asıl facia ondan sonra
başlayacaktır.” Geçmişi sürekli düşünmek
geleceğinizi de ipotek altına alabilir.”
SAĞLIK VE
MUTLULUKLAR DİLEĞİYLE
6
Cumhurbaşkanı Gül: “Temel Hedef: Türkiye ve Avrupa'nın Enerji Arz Güvenliği”
yönelik müzakerelere bu bilinçle iştirak ettiğini
vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, “Nabucco
projesinin hayata geçirilmesinin, diğer projelere de
hız kazandırması ve Azerbaycan, Türkmenistan,
Kazakistan, Irak ve Mısır başta, ayrıca uluslararası
konjonktür uygun olduğunda İran da dâhil olmak
üzere, Hazar ve Orta Doğu bölgelerinde bulunan
önemli doğal gaz üreticisi ülkelerin Avrupa'nın
enerji güvenliğini arttırıcı rol oynaması samimi
temennimizdir” dedi.
Enerji Piyasalarının Liberalizasyonu
Doğrultusunda Önemli Reformlar
Güney Gaz Koridoru'nun, Türkiye'nin, üyelik
müzakerelerini yürüttüğü AB ile enerji ilişkilerinde
en önemli gündem maddelerinden biri haline
geldiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, enerji
piyasalarının liberalizasyonu doğrultusunda
önemli reformlar gerçekleştiren Türkiye'nin, enerji
alanında AB ile iş birliği ve dayanışmasını daha da
geliştirmeyi arzu ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Prag'taki Güney
Koridoru-Yeni İpekyolu Zirvesinde “Enerji ve
Ulaştırma: Koridor Ülkeleri Arasında Daha
Derin İşbirliğinin Temel Unsurları” ana başlıklı
Genel Kurul oturumuna katıldı.
Kongre Merkezi'nde düzenlenen zirvede yaptığı
konuşmada Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin
müşterek dostları ve ortaklarıyla birlikte, başta
Avrupa olmak üzere uluslararası camia açısından
büyük önem taşıyan enerji projelerini hayata
geçirmek için yoğun gayret sarfettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa Birliği üyeliği yolunda
ilerleyen Türkiye'nin enerji politikasının temel
hedeflerinin, enerji kaynak ve güzergâhlarının
çeşitlendirilerek kendi ulusal arz güvenliğinin
güçlendirilmesi ile birlikte, Avrupa'nın da arz
güvenliğine katkıda bulunması doğrultusunda
şekillendiğini vurguladı.
İş Birliğinin Bölgesel İstikrara, Barışa ve
Refaha Katkısı
Cumhurbaşkanı Gül, “Ancak, daha da başarılı
olabilmemiz için bu iş birliğinin ve dayanışmanın iki
yönlü olması büyük önem arz etmektedir. Bu
bağlamda enerji faslı müzakerelerine
başlanmasının bu doğrultuda büyük faydalar
sağlayacağı inancındayız” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bugüne kadar dost ve müttefik ülkelerle
birlikte gerçekleştirdiği stratejik önemi haiz
projelerin, Modern İpek Yolu olarak addedilen
Türkiye geçişli Güney Koridoru enerji projelerine
verdiğimiz önemin teminatı olduğuna işaret eden
Cumhurbaşkanı Gül, bu koridora dâhil olan
projelerin bir bütün olarak birbirini tamamlayıcı
özellikte olduklarının altını bir kez daha çizdi.
Cumhurbaşkanı Gül, kabul edilecek Ortak
Bildiri'de de ifade olunduğu üzere, enerji
alanındaki iş birliğinin, enerji güvenliğinin de
ötesinde, bölgesel istikrara, barışa ve refaha
kaydadeğer katkılarda bulunacağını da kaydetti.
Zirvede Ayrıca Aile Fotoğrafı da Çekildi. Zirvenin
ardından Cumhurbaşkanı Gül, heyetinde yer alan
ve temaslarını izleyen gazetecilerle birlikte Prag'ın
tarihî ve kültürel mekânlarını gezdi.
Türkiye'nin, Avrupa'nın doğal gaz arz güvenliğinde
coğrafi açıdan stratejik konumda bir ülke olmasının
kendisine yüklediği sorumluluğun bilincinde
olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, aynı
sorumluluk duygusunu, Güney Gaz Koridoru'nda
ve onun en önemli halkasını oluşturan Nabucco'da
da taşıdığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, Nabucco'nun
gerçekleştirilmesi için en üst seviyede kararlılığa
ve siyasi iradeye sahip olan Türkiye'nin, projenin
hukuki ve teknik altyapısının oluşturulmasına
7
NİHAT ERGÜN GÖREVİ DEVRALDI
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün: ''Demokrasi İçinde Seçimle Gelinen Yerlerde
İlanihaye Görev Yapmak Söz Konusu Olmamalıdır''''Mutlaka Yenilenmeye İhtiyaç
Vardır. Yenilenme Yeni Ruh Yeni Bir Heyecan Yeni Bir Dinamizm Getirecektir. Bu Ruhu,
Bu Heyecanı Bu Dönemde Türkiye, Yeni Kabineyle Gerçekleştirmiş Olacak'’
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na
atanan Nihat ERGÜN, görevini
Devlet Bakanlığına atanan
Zafer Çağlayan'dan devraldı…
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
görevini Çağlayan'dan devralan
Nihat Ergün, Sanayi
Bakanlığının, üreten insanlara,
tüketicilere yol gösteren,
Türkiye'nin sanayileşmesine,
ülkedeki ticaretin gelişmesine
katkı sağlayan, bunun alt
yapısını, rekabetçi ortamı, şeffaf
ortamı ve uygun hukuk düzenini
oluşturan bir bakanlık olarak
çalışmalarına devam edeceğini
söyledi.
Görevlerinin ülkede ahenkli bir
ekonomik faaliyetin olabilmesi
ve bunun küresel düzeyde güçlü
bir ekonomiye ulaşabilmesi için
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın
bütün birikimini harekete
geçirmek olduğunu dile getiren
Ergün, bunun taraflarından birisi
bakanlık ve bürokratları ise
diğerinin de üretenler ve
bunların örgütleriyle tüketenler
ve tüketici örgütleri olduğunu
söyledi. Ergün, bu unsurlarla
işbirliği içinde olacaklarını ifade
etti.
”DEĞİŞİM BİR ZARURET'’
Bakan Ergün, kabinedeki
revizyonla ilgili olarak da
değişimin bir zaruret, kendi
başına bir ihtiyaç olduğunu
söyledi.
Değişimin başarıdan ya da
başarısızlıktan bağımsız
olduğunu, bazen en başarılı
insanların da değişmesi
gerekebileceğini vurgulayan
Ergün, ''Kurumsallaşmanın var
olduğunu ispat etmek açısından
buna ihtiyaç vardır. Demokrasi
içinde seçimle gelinen yerlerde
ilanihaye görev yapmak söz
konusu olmamalıdır. Mutlaka
yenilenmeye ihtiyaç vardır.
Yenilenme yeni bir ruh yeni bir
heyecan yeni bir dinamizm
getirecektir. Bu ruhu, bu
heyecanı bu dönemde Türkiye,
yeni kabineyle gerçekleştirmiş
olacak'' diye konuştu.
Devlet Bakanlığına atanan Zafer
Çağlayan ise, makamda
düzenlenen törende yaptığı
konuşmada, 20 ay süren Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı süresince
yürüttükleri çalışmalar hakkında
bilgi verdi.Sanayi ve Ticaret
Bakanlığının çok önemli
fonksiyonlar icra eden bir
bakanlık olduğuna işaret eden
Çağlayan, görevini devrettiği
Nihat Ergün'ün de sanayi ve
ticaret konusunda bugüne kadar
yapılmışların daha ötesinde
başarılı hizmetler yapacağına
inandığını söyledi. Çağlayan,
yeni kabinenin millete, devlete,
ticaret hayatına, istihdama,
üretime hayır getirmesini diledi.
Hisarcıklıoğlu, Yeniden TOBB Başkanı Seçildi
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB 64. Genel Kurulunda yapılan
seçimde 1.362 geçerli oyun tamamını alarak yeniden başkan seçildi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bin 362
geçerli oyun tamamını alarak yeniden başkan
seçildi. Seçimli 64. Genel Kurulu'nda bin 552
kayıtlı delegeden bin 385'i oy kullandı. 23 oy
geçersiz sayılırken tek aday olan TOBB Başkanı
M. Rifat Hisarcıklıoğlu bin 362 geçerli oyun
tamamını alarak yeniden başkan seçildi.
TOBB'un 22. Başkanı olan Hisarcıklıoğlu, 12 yıl
görev yapan ilk başkan olacak. Salona girişi
sırasında delegeler tarafından ayakta alkışlanan
Hisarcıklıoğlu, teşekkür konuşması yaptı.
Hisarcıklıoğlu, birlik ve beraberliğin olduğu yerde
bereketinde olacağını belirterek, “Başarının
tamamen sahibi sizsiniz. Sizlerle gurur
duyuyorum. Eksiklikler noksanlıklar varsa bu
benimdir. Liderlik bunu gerektirir. Üç dönem
odalar birliği başkanlığı yaptım. Bu bana karşı
gösterdiğiniz teveccühünüz. Sizlere hizmet etmek
bu ülkeye hizmet etmektir” diye konuştu.
Başarıda hanım ve çocukların büyük katkısı
olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, hanım ve
çocukların hizmet etmek için fırsat verdiğini
kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Evde huzursuzluk olsa ne
işinizle ne odanızla ilgilenebilirsiniz. Başarınızın
yüzde 51'i onun hakkı. Onların hakkını verin” dedi.
Salonda 365 oda ve birlik başkanı bulunduğunu ve
bütün başkanların kardeşi olduğunu vurgulayan
Hisarcıklıoğlu, sadece 14 tanesini yönetim
kuruluna seçilebileceğini söyledi. Herkesin
yönetim kurulu üyesi olduğunu, kimsenin ayrısı
gayrısı olmadığını ifade eden Hisarcıklıoğlu,
“Aranıza fitne ve fesatın girmesine müsaade
etmeyin” dedi.
BEYPAZARI TİCARET ODASI MESLEK KOMİTELERİ
TOPLANTILARINA BAŞLADI
Beypazarı Ticaret Odası Başkanlığı' nın, Şubat
ayında yapılan organ seçimlerinin ardından oluşan
yeni Yönetim Kurulu çalışmalarına ''Meslek
Komiteleri Toplantıları '' ile başladı.
Beypazarı'ndaki meslek komitelerinin sorunlarını
ve çözümü için yapılması gerekenleri tespit etmek
amacıyla her Meslek Komitesi içerisinde bulunan
ana sektörleri ve bu sektörlerin sıkıntılarını
masaya yatırmak amacıyla Beypazarı Ticaret
Odası Yönetim Kurulu tarafından başlatılan sektör
toplantıları; Beypazarı Ticaret Odası Hizmet Binası
Toplantı Salonunda geçtiğimiz günlerde
gerçekleştirildi.
Beypazarı Ticaret Odası Tarım ve Hayvancılık
Komitesi içerisinde yer alan Tarım ve Zirai İlaç
Sektörü temsilcilerinin katıldığı ilk toplantıda
sektörün içerisinde bulunduğu durum ve sıkıntılar
ile gelecekte bekleyen sorunlar konuşularak
çözüm yolları tartışıldı. Tarım ve Zirai İlaç
Sektörünün genel bir değerlendirmesi ve analizi
yapıldı. Bir diğer toplantı da Enerji, Altyapı, İnşaat
ve İnşaat Malzemeleri Komitesi ile gerçekleşti.
Sektör temsilcileri tarafından toplantıların çok
faydalı ve yerinde olduğu ifade edilerek, bu tip
toplantıların belirli aralıklarla tekrarlanması talep
edildi.
Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı
H. Necdet Çalışkan “ Odamız yalnızca bir meslek
kuruluşu gibi çalışmakla yetinmeyip, üyelerinden
almış olduğu destekle Beypazarı'nın ekonomisini
ve sosyal kalkınmasını canlandıracak projeler
üreterek çalışmalarına devam edecektir” dedi
Polis Gününde Anlamlı Ziyaret
Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp ve Beypazarı Ticaret Odası
Başkanı H. Necdet Çalışkan, Polis Teşkilatı'nın 164. kuruluş yıldönümü ve Polis
Haftası nedeniyle Beypazarı İlçe Emniyet Müdürü Nazmi Küçükkale'yi
makamında ziyaret ederek, kutladı.
Türk Polis Teşkilatı'nın toplum güvenliğini sağlama
vazifesini en iyi şekilde yerine getirdiğini belirten
Başkan Özalp, “Polis Teşkilatımızın bu anlamlı
haftasını kutluyor, görevleri başında şehit olan
polislerimizi saygıyla anıyorum” dedi.
Özalp, seçim sürecinin demokratik bir ortamda
geçmesinde ve önemli bir olayın meydana
gelmemesinde Emniyet Teşkilatının büyük
katkıları olduğunu da sözlerine ekledi.
Ticaret Odası Başkanı Çalışkan;
“Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği
düşünüldüğünde polisin önemi daha iyi anlaşılıyor.
Polis teşkilatımız huzur ve güvenliği sağlamak
uğrunda canlarını tehlikeye atarak bu görevi yerine
getirmektedir. Beypazarı'nda bugün huzur ortamı
varsa bu Beypazarı polisinin huzur ortamını
sağlamak için canla başla çalışmalarından
dolayıdır” dedi.
Beypazarı İlçe Emniyet Müdürü Nazmi Küçükkale,
ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek,
Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp ve Ticaret
Odası Başkanı H. Necdet Çalışkan'a teşekkür etti.
12
''BTO ' da 19 MAYIS COŞKUSU'’
Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanlığı gençlerimizi unutmadı.19 Mayıs
Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı
kutlamalarına bir etkinlikte BTO'dan
geldi.18 Mayıs 2009 Pazartesi günü . BTO
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın H. Necdet
ÇALIŞKAN , ilçemiz Ticaret Meslek Lisesi
Müdürlüğü'nde eğitim gören 10 Kişilik
öğrenci grubunu öğrenmenleri eşliğinde
makamında ağırladı.Öğrencileri tek tek
tanımaya çalışan ÇALIŞKAN ,
kendilerinden gelecek hakkında
beklentilerini sordu.Oda hakkında da
öğrencilere kısa bilgi veren BTO Yönetim
Kurulu Başkanı
H.Necdet ÇALIŞKAN ,
öğrencilerle uzun süre sohbet etti.Daha
sonra küçük hediyeler veren ÇALIŞKAN,
kendilerine ziyaret için teşekkür etti.
BEYPAZARI TURİZM SEZONUNU AÇTI
Havaların iyiden iyiye ısınmaya başlamasıyla
birlikte turizm sezonunu açan Beypazarı; 01
Mayıs İşçi Bayramının da resmi tatil olması ile
birlikte hafta sonu 5000'in üzerinde ziyaretçiyi
ağırladı.
Kültür turizminin son yıllarda gösterdiği yükselişle
paralel olarak, Beypazarı'nı ziyaret edenleri sayısı
da her geçen gün artmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz yıl 370 Bin'in üzerinde turistin ziyaret
ettiği ilçeye bu yıl yabancı turistlerin ilgisi de büyük.
Ankara'ya 100 km. uzaklıkta olmasının yanı sıra
İstanbul'dan 3.5 saat gibi kısa bir sürede ulaşımın
sağlanması ve de uçurtma şenliği, doğa
yürüyüşleri uygulamalı atölye çalışmaları gibi
düzenlenen farklı kültürel etkinlikler, özellikle hafta
sonları alternatif seçenekler arayanlar için
Beypazarı'nı oldukça cazip kılıyor.
Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinden gelen
turları misafir ettiklerini söyleyen işletme sahipleri;
turizm sezonunun nisan ayında yaşadığı
yoğunluktan oldukça memnun olduklarını dile
getirdiler.
BEYPAZARI FESTİVALİ İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI
Beypazarı; 06-07 Haziran tarihleri arasında 10.su gerçekleştirilecek “Beypazarı
Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali” için hazırlıkları tüm
hızıyla devam ediyor. Türkiye'nin her bölgesinden gelecek ziyaretçiler, özellikle de
Ankaralılar Beypazarı'ndaki kültürler buluşmasına akın edecekler.
Geçen yıl 130 Binin üzerinde ziyaretçinin akın ettiği
Beypazarı Festivali'ne bu yıl daha fazla katılımın
olacağı tahmin ediliyor. Kültürlerinin tanıtımını
yapacak çok sayıda Belediyenin katılması
beklenen festival; 06 Haziran Cumartesi günü
yapılacak açılış töreniyle başlayacak.
sanatçının fotoğraf ve resim sergilerinin yer alacak
Yöresel Kültürler Bir Arada
Çevre il ve ilçelerin yanı sıra bu yıl ülkemizin
değişik yörelerinden katılacak 30'u aşkın farklı il
ve ilçe Belediyeleri festivalde yer alarak kendi
yörelerine özgü ürünleri tanıtacaklar. Festival için
hummalı çalışmaların sonuna yaklaştıklarını
belirten Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz
Özalp; festivalin büyük bir coşkuyla kutlanacağının
altını çizerken katılımcıların daha önce gidip
görme fırsatı bulamadıkları yöreler hakkında bilgi
sahibi olacaklarını, o yörelere has lezzetleri
tadabileceklerini söyledi.
Kültürler Beypazarı'nda Buluşuyor
Yabancı konuk ülkeler ve belediyeler kültürel
özelliklerini yansıtan gösterilerle festivale renk
katacaklar. İki gün boyunca şehrin farklı
bölgelerinde halk oyunları gösterileri sunacak olan
ülke temsilcileri, tüm Beypazarılılar tarafından
merakla bekleniyor.
Bu yıl şehir stadyumunda Beypiliç sponsorluğunda
düzenlenecek konserlerle dopdolu geçecek
festival için işletmeler de hazırlıklarına başladı.
Kültür Festivalinin Vazgeçilemezleri Sergiler
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da çok sayıda
15
BEYPAZARI UÇURTMALARLA RENKLENDİ
Beypazarı Geleneksel Uçurtma Şenliği Pazar
günü Beypazarı'nın şenlik merkezi Hıdırlık
Tepesi'nde uçurtma tutkunlarını bir araya getirdi.
Bu yıl 8.si düzenlenen Beypazarı Uçurtma
Şenliği'nde genciyle yaşlısıyla hem Beypazarılı
hem de Ankaralı uçurtma tutkunları bir araya geldi.
26 Nisan Pazar günü Beypazarı Kaymakamlığı,
Beypazarı Doğa Evi ve Beypazarı Belediyesinin
katkılarıyla, Beypazarı'nın şenlik merkezi olan
Hıdırlık Tepesi'nde yapılan etkinliklerde
katılımcılar, uçurtmalarıyla yarışma fırsatı da
buldular. En Büyük Uçurtma, En Farklı Uçurtma,
En Yükseğe Çıkan Uçurtma ve En Yaşlı Uçurtmacı
dallarında yarışan
katılımcılardan dereceye
girenlere sürpriz ödüller ve plaketler verildi. Her yıl
çeşitli animasyon gösterileriyle renklenen şenlikte
bu yıl Uluslararası Engelliler Vakfı Korosu ile
Beypazarı Belediyesi Gençlik Merkezi Folklor
Ekibi gösterileriyle çocuklara özel eğlenceli bir
program hazırlandı.
Gelenekselleşen etkinlikte tüm uçurtma sevenleri
bir arada görmenin mutluluğunu yaşadıklarını
söyleyen Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz
Özalp; bu tür etkinlikleri önümüzdeki günlerde
artırarak devam ettireceklerini belirtti.
AFYONKARAHİSAR BELEDİYESİ'NDEN
BEYPAZARI'NA ZİYARET
Tarihi dokunun korunması ve yaşatılmasına
yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken Beypazarı,
Türkiye'deki yöresel mirasını korumanın yollarını
arayan merkezlere örnek olmaya devam ediyor.
Bugüne kadar 500'ün üzerinde Belediye'nin;
Beypazarı'nda yapılan Belediye çalışmaları ile
özellikle turizm alanında elde edilen başarıları
yerinde görmek ve bilgi almak için ziyaret ettiği
Beypazarı Belediyesi; son olarak Afyonkarahisar
Belediyesi yetkililerini ağırladı.
Afyon Milletvekili Sait Açba ve Afyonkarahisar
Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ile birlikte
gelen heyet; Beypazarı Kaymakamı Hikmet Aydın
ve Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz Özalp'i
ziyaret ederek, yeni dönemde Beypazarı'nda
gerçekleştirmeyi düşündüğü projeler hakkında
bilgi aldılar. Özellikle Beypazarı'nda yapılan
restorasyon çalışmalarına büyük ilgi gösteren
yetkililer; ilçeyi gezerek incelemeler yaptılar.
Beypazarı'nda yaşanan gelişmeleri yakından takip
ettiklerini ve Beypazarı'na hayran kaldıklarını dile
getiren katılımcılar özellikle evlerin mimari
özelliklerini yakından incelediler.
Belediyeler tarafından örnek alınmaktan memnun
olan Beypazarı Belediye Başkanı M. Cengiz
Özalp; Beypazarı'ndaki değişimi yakından
görebilmek ve karşılıklı fikir paylaşımında
bulunabilmek amacıyla tüm kültür ve tarih
gönüllülerini Beypazarı'na davet ettiklerini söyledi.
BEYPAZARI'NDA
UZUN SOLUKLU
BİR PROJE
“DOĞRULUK EKSENİ”
Samanyolu Televizyonu'nun en iddialı yapımı
olarak yayınlanmaya başlanan “Doğruluk Ekseni”
dizisinin çekimleri Beypazarı'nda devam ediyor. Bir
Anadolu kasabasında yaşayan bir aile yaşantısının
konu edildiği dizinin çekimlerinin yaklaşık iki yıl
sürmesi planlanıyor.
Farklı mizaçlarda kardeşlerden oluşan geniş bir
ailenin hikâyesi 'Doğruluk Ekseni'nde ekrana
taşınıyor. Yönetmenliğini Taner Tunç'un üstlendiği
“Doğruluk Ekseni” dizisinde, Rahman Görede,
Ayçin Tuyun, Kamil Adıgüzel ve Özer Tunca rol
alıyor. Küçük bir kasabada yaşayan Adalı ailesinin
büyükleri ve çocukları arasında geçen hikâyede,
aynı kızı isteyen iki kuzenin yaşadıkları çatışma,
aile içi kutuplaşmalara sebep oluyor.
Seyirciyi Ekrana Kilitleyen Bir Dizi
Dizinin yapımcısı Mustafa Kartal; bu proje ile adabı
muaşeretten geleneğe göreneğe kadar aile
hayatına vurgu yapıldığını, Osmanlı'daki pederşahi
aile sisteminin günümüzde uygulamasının nasıl
olabileceğini tartışan yapıda bir dizi olduğunu
belirtti. Dizi yayınına başlamasından itibaren
izleyiciyi ekrana kilitledi. Bir kasaba hikâyesinden
oluşan dizide geniş ve köklü bir aile ve bu ailenin
oğulları arasında geçen miras davası konu alınıyor.
Adalılar adlı ailenin 5 çocuğunun mal mülk
paylaşımının anlatıldığı dizi, uzun bir dönem daha
ekranlarda olacak. Samanyolu Televizyonu'nun,
ilçelerinde uzun soluklu dizi film çekecek
olmasından oldukça memnun olan yöre halkı da
kısa sürede film ekibiyle kaynaştı.
600 Kişilik Salonumuz ile
Nişan, Düğün, Mevlüt ve Özel Günlerinizde
KULE MEVLANA Hizmetinizde...
(Klimalı-Teraslı)
Pide
Çeşitleri
Kebap
Çeşitleri
Sulu Yemek
Çeşitleri
Kiremit
Çeşitleri
Kıymalı Pide
Kuşbaşılı Pide
Kaşarlı Pide
Beyaz Peynirli Pide
Karışık Pide
Cıvıklı Pide
Sucuklu Pide
Mevlana Pide
Kapalı Pide
Develi Pide
Lahmacun
Döner
İskender
Adana Kebap
Urfa Kebap
Patlıcanlı Kebap
Beyti Kebap
Tavuk Şiş
Kuzu Şiş
Tavuk Kanat
Izgara Köfte
Kuzu Haşlama
Çoban Kavurma
Tavuk Haşlama
Sac Kavurma
Sebzeli Köfte
Salçalı Köfte
Patlıcan Musakka
Kuru Fasulye
Pilav
Kiremitte Köfte
Kiremitte Tavuk
Kiremitte Kuşbaşı
Kiremitte Karışık
Gazi Gündüzalp İş Merkezi Kule Altı, Terminal Yanı
Tel: (0312) 763 36 58 - 762 36 58 Beypazarı - Ankara
Gsm : 0533 469 19 99-533 729 89 52 - 0533 469 46 46
ŞEHİDİMİZ HACI KAZIM OZAN BABA
OCAĞINDAN AHİRETE UĞURLANDI
Mardin'in Bilge köyünde yapılan
saldırıda hayatını kaybeden imam Hacı
Kazım Ozan (24),
Beypazarı'nda
gözyaşları arasında toprağa verildi.
Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde
nişan töreni yapılan eve düzenlenen silahlı saldırıda
ölen Ozan'ın cenazesi, Beypazarı Devlet Hastanesi
morguna kaldırıldı. Polis ekipleri, cenazenin morga
konulması sırasında güvenlik önlemi alırken, çok
sayıda vatandaş da hastane bahçesinde toplandı.
Beypazarı İle Özdeşleşen
Turuncu Zenginlik
“Havuç”
Ülkemizdeki havuç üretiminin %60'nı
karşılayan Beypazarı; havuçtan üretilen
Havuç Lokumu ve Havuç Suyu gibi yan
ürünlerin çeşitliliği ile de Türkiye'nin adeta
havuç deposu.
Havucun memleketi olarak da anılan Beypazarı,
turizm sektörünün gelişmeye başladığı yıllarda
havuçla ilgili yan ürünlerin üretildiği yeni bir
sektörle tanıştı. Şekerlemecilik sektöründe
günden güne artan çeşitler, hem havuç
üretimcisinin hem de tüketicinin yüzünü
güldürüyor.
Özlem Şekerleme, Bulduk Şekerleme, İrfan
Şekerleme ve Yıldız Şekerleme olmak üzere
Beypazarı'nda faaliyet gösteren şekerlemeciler
havuç lokumu, havuç cezeryesi gibi ürünleri
Türkiye'nin hemen hemen her bölgesine
pazarlıyorlar. İlçeye gelen turist sayısındaki artışın
işlerine olumlu yansıdığını belirten üretici firma
sahipleri; ürün yelpazelerini genişleterek taleplere
cevap vermeye çalıştıklarını söylüyorlar.
Havucun Salebini Bile Yapan
Vitaminci Amca: Ziya Ünal
Kendi çabalarıyla Beypazarı havucunu dünya markası yapmak için
çalışan ve geçtiğimiz yıl vefat eden
Ziya Ünal; Ankara'da
siyasetçileri de sık sık ziyaret ederek havucun tanıtımına büyük
katkılar sağladı. Dönemin Cumhurbaşkanlarına, Başbakanlarına
havuç suyunu ve havuçtan ürettiği kendi imalatı olan havuç
dondurmasını ikram eden Ziya Ünal, Kenan Evren'den Süleyman
Demirel'e kadar pek çok önemli ismin dikkatini çekmeyi de başardı.
Ziya Ünal havuçtan üretilen ürünlerin çeşitliliğini arttırmak için uzun
yıllar emek harcadı. Onun öncülüğünde sevilmeye başlayan ürünler
şimdi hem Beypazarı'nda bir sektör oluşturdu hem de Beypazarı ile
anılmaya başlandı.
Vitamin Deposu
Rejim için ideal bir sebze olan havucun 100 gramı sadece 40 kalori içeriyor.
Mineral tuzlar, şeker, fosfor, kalsiyum, sodyum, potasyum, magnezyum,
demir ve başta A olmak üzere B, C ve E vitaminleri, bol miktarda karaten ve
karotin esansi içerdigi için, tek başına insan bedeninin günlük ihtiyaçlarını
karşılayabiliyor. Aynı zamanda; görme bozuklukları, baş dönmesi, düşük
tansiyon, bitkinlik gibi rahatsızlıkları iyileştirip, bronşları açan, kuru
öksürüğü kesen ve bağırsakları yumuşatan bir sebze olma özelliği ile
havuç mucizevi bir sebze olarak adlandırılıyor.
Dünya'da Yaygın Olan Mini Havuç
ABD'de bugün hemen hemen tek
tüketilen havuç “baby carrots” denilen
mini havuç çeşididir. Bu çeşit havuç ilk
defa 1989 yılında piyasaya sürülmüş,
üretim kolaylığı sebebiyle çiftçi
tarafından lezzetli ve gevrekliği ile de
tüketici tarafından çok sevilmiş, sadece
Kalifornia Eyaletinde 1995 yılında
220.000 ton mini havuç üretilmiştir.
Mini havuç, karopak adı verilen
özel bir çeşit. Diğer havuç çeşitlerine
göre daha küçük ve normalden daha sık
ekilip yetiştiriliyor. Bu da havucun daha
gevrek ve küçük olmasını sağlıyor.
Havuç tarladan hasat edildikten sonra
klorlu su ile yıkanıyor, aşırı büyük ve
küçük olanlar ayrılıyor. Soyulduktan
sonra parmak şeklinde kesiliyor yarım,
bir yada iki buçuk kiloluk poşetlere
dolduruluyor. 1990' lı yıllarda yaygın
üretime başlıyor bu havuç ABD'den
sürekli Avrupa Ülkelerine ve Japonya'ya
ihraç ediliyor. Paketlenmiş olarak uygun
şartlarda depolandığında 29 gün ilk
günkü tazeliğini rahatlıkla muhafaza
ediyor. 1970'li yıllarda ABD'den ihraç
edilen havuç 25 bin ton iken, 1991
yılında bu rakam 90 bin tona ulaşmıştır.
Mini havucun Türk çiftçisine
tanıtımı ve çok kolay olan paketleme
tekniğinin uygulanması ile Avrupa
Ülkelerine ve özellikle Japonya gibi gıda
maddelerinin tamamını ithal eden bir
Ülkeye Pazar açılması, Türk çiftçisine
yeni kaynaklar oluşturacağı
belirtilmektedir. Mini havuç üretimine
geçildiği takdirde özellikle Beypazarılı
havuç üreticileri için büyük bir Pazar
imkanı sağlayacağı tahmin
edilmektedir.
Türkiye'nin İlk ve Tek "Yaşayan Müzesi”
Somut olmayan kültürel mirasın müzeleşmesi
bağlamında gerek proje olarak gerekse uygulama
müzesi olarak Türkiye'de bir ilk ve tek olan Yaşayan
Müze; Beypazarı'nı ziyaret edenlerin uğrak
yerlerinden biri. Her hafta sonu farklı bir
organizasyon düzenlenen müzede, ebru sanatı,
ıhlamur baskı, keçe sanatı gibi etkinliklerin yanı
sıra, özel günlerde de günün anlamına uygun
etkinlikler düzenleniyor.
Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın
öncülüğüyle klasik müzecilik anlayışının dışında
kurulan "Yaşayan Müze"nin proje sahibi ve
uygulayıcısı olan Halk Bilimci Sema Demir;
konakta Beypazarı'nın ve Türk kültürünün
değerlerini ziyaretçilerle paylaşıyor.
Masal gecelerinden, perdede oynatılan KaragözHacivat gösterisine geniş bir etkinlik yelpazesi olan
Müze'de Beypazarı'ndaki günlük yaşamın izleriyle
de karşılaşabiliyorsunuz. İlçenin en güzel
konaklarından biri olan Müze; artık çok az
rastlanan bir paylaşım kültürünü simgeleyen döner
bir yemek dolabına da sahip. Geçmişte bu konakta
yaşayanlar; ihtiyaç sahiplerine yiyecekleri bir tarafı
açık bir tarafı kapalı olan bu dolabı kullanarak
yardım ederlermiş. Yardımın ihtiyaç sahibini
utandırmadan bu yolla yapılması, özellikle
günümüzde sosyal yardımların nasıl yapılması
gerektiğini vurgulaması açısından önemli bir miras.
Ödüllü Müze
Türkiye'nin ilk yaşayan müzesi kısa sürede ödülle
de layık görüldü. Sema Demir; dünya çapında
faaliyet gösteren genç liderler ve girişimciler
federasyonu "Junior Chamber International
Türkiye" tarafından "2008 Yılının En Başarılı 10
Genci Yarışması"nda birincilik ödülünü aldı. Farklı
dallarda ondört yıldır verilen ödüllerde bu yıl Sema
Demir de Kültürel Başarı alanında 2008 Türkiye
birincisi olarak ödülünü aldı. Bu ödülün,
uluslararası platformda Türkiye'nin tanıtılmasında
da önemli bir yeri olacağına inandığını belirten
Demir; bu projeyi hayata geçirmedeki en büyük
desteği Beypazarı Belediye Başkanı Mansur
Yavaş'tan aldığının altını çiziyor.
22
KOSGEB Genel Kurul Toplantısı, Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan
başkanlığında ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat
Ergün'ün katılımıyla KOSGEB konferans
salonunda yapıldı. Bakan Nihat Ergün, genel
kurul toplantısında yaptığı konuşmada küresel
krizin Türkiye'ye yansıyan yüzünü, en az hasarla
aşmak için umut kapılarının açıldığını ve
ekonominin yeniden bir yükseliş trendine
girdiğini söyledi.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ERGÜN:
-''KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE'YE YANSIYAN
YÜZÜNÜ, EN AZ HASARLA AŞMAK İÇİN,
UMUT KAPILARI AÇILMIŞ VE EKONOMİMİZ
YENİDEN BİR YÜKSELİŞ TRENDİNE
GİRMİŞTİR'’
-''KRİZİN ETKİLERİNİ EN AZA İNDİRMEK İÇİN
REEL SEKTÖR, ÖZEL SEKTÖR, FİNANS
SEKTÖRÜ VE HÜKÜMET OLARAK HEP
BERABER DAYANIŞMA VE İSTİŞARE
İÇERİSİNDE ÇALIŞMA YAPIYORUZ''
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve
Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)
Genel Kurul Toplantısı, Devlet Bakanı ve
B a ş b a k a n Ya r d ı m c ı s ı A l i B a b a c a n
başkanlığında, KOSGEB konferans salonunda
yapıldı.. Genel Kurul divanında Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan'ın yanı sıra Devlet
Bakanı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Ticaret Bakanı
Nihat Ergün ile KOSGEB Başkan vekili Mustafa
Kaplan'da yer aldı.
Toplantının açılışında konuşan Bakan Ergün, bir
süre önce açıklanan sanayi üretim endeksi ve
kapasite kullanım oranındaki iyileşmenin, yeni bir
sürecin başında olduğunu gösterdiğini belirtti.
''Küresel krizin Türkiye'ye yansıyan yüzünü en az
hasarla aşmak için umut kapıları açılmış ve
ekonomimiz yeniden bir yükseliş trendine girmiştir''
diyen Ergün, güven ve istikrar zemininin krizle
mücadelenin en önemli dinamiği olduğunu ifade etti.
Hükümetin ve bakanlığının bütün dikkatleri ile reel
sektörün yanında olduğunu kaydeden Ergün,
geçmişin birikimini de göz önünde tutarak yeni bir
ruhla, yeni bir heyecanla kamunun imkan ve
kaynaklarının, özel sektörle birlikte tam bir işbirliği
içinde harekete geçirildiğini söyledi.
Yaşanan finansal krizin etkilerini en aza indirmek için
reel sektör, özel sektör, finans sektörü ve hükümet
olarak hep beraber dayanışma ve istişare içinde
çalışma yaptıklarını anlatan Ergün, şöyle konuştu:
''Hükümet olarak, bu gerçekten hareketle gerekli
önlemleri alıyor, bunları bir bir uygulamaya
koyuyoruz. Yaşanan küresel krize karşı 2008 ekim
ayından bu yana 60'a yakın başlıkta toplanan çok
önemli tedbirler aldık. Bundan sonra da almaya
devam edeceğiz. Bu tedbirler ile reel sektörün,
hizmet sektörünün, ticaret sektörünün, KOBİ'lerin,
esnaf ve sanatkarın, tüccarın, sanayicinin kısacısı
tüm vatandaşlarımızın krizden etkilenme derecesini
asgari seviyede tutmayı hedefliyoruz.'’
23
“BTO’DAN YENİ BİR HİZMET ATAĞI DAHA”
Beypazarı Ticaret Odası, verdiği hizmetlerinin
yanına bir yenisini daha ekliyor: “ Doğru iş, Doğru
Çalışan” Son yıllarda artan işsizlik, ara eleman
sıkıntısı ve kalifiye elemanların işsiz kalmasına
seyirci kalamayan Beypazarı Ticaret Odası, yeni
bir hizmete daha imza atıyor. Oda bünyesinde
oluşturulacak Doğru iş, Doğru çalışan Masası
sayesinde, hem oda üyeleri aradıkları ara
elemana daha kolay ulaşacak hem de içemizde
işsiz olan ya da iş arayan kalifiye eleman ve
gençlerimiz daha kolay iş sahibi olacaklar.
Başkanı Sayın H. Necdet ÇALIŞKAN, sistemin
işleyişi hakkında şu bilgileri verdi: Öncelikle iş
arayanlar bizzat odamıza müracaat ederek,
kendilerine sunulan İş Başvuru Formunu
dolduracaklar ve odamıza teslim edecekler.
Formun teslimiesnasında kendileri ile kısa bir
mülakat yapılarak formları teslim alınacak.
Odamız Genel Sekreterliğince oluşturulacak
dosya sayesinde işçi arayan oda üyelerimiz bu
dosyayı inceleme imkanına sahip olacaklar.
Aradıkları niteliklere sahip işçi tespit etmeleri
durumunda her iki tarafı bir araya getirerek
buluşturup konuşmalarını sağlayacağız. BTO
yönetimi olarak tamamen tarafsız olacağımız ve
hiçbir müdehalede bulunmayacağımız bir sistem
olacağı garantisi veren Sayın ÇALIŞKAN,
tamamen adil, herkese ve her şahsa eşit
mesafede olacaklarını bildirdi.
Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu
Başkanlığı’ndan edinilen bilgiye göre, 01 Haziran
2009 tarihinden itibaren hizmete girmesi
düşünülen Doğru İş, Doğru Çalışan Masası’nın
asıl amacı iş arayanla işçi arayan üyeleri bir araya
getirerek buluşturmak. BTO Yönetim Kurulu
BTO Aidat Borcu Gecikme Zammı Almayacak
Beypazarı Ticaret Odası Yönetim Kurulu
BaşkanıH. Necdet Çalışkan, aidat borcu olan
üyelerden altı ay içinde aidatlarının tamamını
ödemeleri halinde gecikme zammı
alınmayacağını açıkladı. Uygulama
kapsamında, birikmiş aidat borçları
bulunan BTO üyeleri, 28 Ağustos
2009 tarihine kadar borçlarının
tamamını öderse kendilerinden
gecikme zammı alınmayacak. .
Oda aidat borçlarına ilişkin gecikme
faizlerinin 6 ay için silinmesini
öngören kararın Resmi Gazete'de
yayınlanarak yürürlüğe girdiğini
hatırlatan Çalışkan, şöyle konuştu:
"Üyelerimizin aidat borçlarına ait
gecikme zamlarının tamamı, aidat borçlarının
tamamının altı ay içinde ödenmesi halinde, bu
borçlara ait gecikme zamları silinecek."
Beypazarı Ticaret Odası Başkanı H. Necdet
Çalışkan, krizin etkilerinin esnaf ve ticaret erbabını
derinden etkilediğini ve durgunluk ortamının ticari
ortamı sıkıntıya soktuğunu belirterek aidat
borçlarının 6 ay içinde ödenmesi halinde gecikme
zamlarına af getirilmesi uygulamasının olumlu
etkileri olacağını anlattı. BTO Yönetim Kurulu
Başkanı Çalışkan, son yıllarda esnaf ve ticaret
erbabımızın içine düştüğü ekonomik güçlükler,
ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturan esnaf-
ticaret erbabı ve kobilerin yaşam savaşı
vermesine neden olduğunu söyledi.
Yerel ekonomileri ayakta tutan, istihdam yaratan,
binbir güçlükle kazandığını vergi olarak devlete
ödeyen esnaf ve ticaret erbabının
yaşanan kriz nedeniyle büyük
güçlükler yaşadığını anlatan
çalışkan, şöyle konuştu: "Yasa
gereği odalara ödenmesi gereken
aidatlara ilişkin son yıllarda oluşan
ödeme güçlüğü, özellikle
üyelerimizin belge taleplerinde
sıkıntı yaşamalarına neden
oluyordu. Binbir güçlükle şirket
kurup ticaret yapmaya çalışan ama
ülke ve dünya koşulları nedeniyle
zorda kalan üyelerimizin Oda aidat borçları
nedeniyle bankalardan kredi kullanma ya da çeşitli
ihalelere katılma hususlarında Odamızdan belge
istediklerinde karşılaşılan bu sorun nedeniyle
ticaret yapamaz duruma gelmiş olmaları bizleri
son derece rahatsız ediyordu. Aidat borçlarına ait
tahakkuk eden faizin affı kısmen de olsa
üyelerimize olumlu katkısı olacak bir
uygulamadır."
Oda üyelerinin uygulamadan bir an önce
yararlanmalarını isteyen BTO Başkanı Çalışkan,
"Bu önemli fırsattan üyelerimizin en üst düzeyde
istifade etmelerini bekliyoruz" diye konuştu.
24
“Terör Odaklarına Verilecek En Güzel Cevap,
Ülkemizin Bütünlüğüne Sahip Çıkmaktır”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M.
Rifat Hisarcıklıoğlu, meydana gelen son terör
olaylarına ilişkin bir açıklama yaptı.
Hisarcıklıoğlu'nun açıklaması şöyle;
ülkemizin bütünlüğüne, siyasi iradesiyle, askeriyle,
güvenlik güçleriyle, tüm sivil toplum kuruluşlarıyla
birlik ve beraberlik içinde hareket ederek sahip
çıkmaktır.
“Hakkari Çukurca ilçesi kırsalında mayın
patlaması sonucu 6 Silahlı Kuvvetler
mensubumuzun şehit edilmesi, 8 Silahlı
Kuvvetler mensubumuzun ise yaralanması
nedeniyle duyduğumuz üzüntü büyüktür.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu
olarak, son günlerde artan terör eylemlerinden
büyük endişe duyuyor ve teröre karışan ve terörizme
arka çıkan iç ve dış mihrakları, ülkemize yönelik
terörist saldırıları nefretle kınıyoruz.
Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü hedef alan bu
saldırılar hiçbir zaman amacına
ulaşamayacaktır. Geçmişte olduğu gibi bugün
de, insanlık değerlerinden nasibini almamış
terör odaklarına verilecek en güzel cevap,
Türk iş dünyası adına, hayatını kaybeden
şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralanan
askerlerimize acil şifalar, Kahraman Türk Silahlı
Kuvvetlerimize, Yüce Türk Milletine ve şehitlerimizin
ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.”
BEYPAZARI
FOTOĞRAF: MURAT ÖZTÜRK
TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞEN MİRASIMIZ:
SEMERCİLİK
Eski tarihlerde oldukça geçerli bir meslek olan
semercilik, ulaşım araçlarının zamanla
değişmesiyle önemini kaybeden mesleklerimizden
birisidir. Beypazarı'nda da semerciliğin geçmişinin
oldukça eskilere dayandığının bir göstergesi,
ilçenin Bağdat yolu üzerinde bulunması ve
kervanların bu yolu kullanmasıdır. Yılların getirdiği
yeniliklerle semerin kullanımı da büyük ölçüde
azalmıştır. Ancak; hayatımızın her alanında söz
sahibi haline gelen teknolojinin durmak bilmeksizin
ilerlediği bu yüzyılda, semercilik mesleğinin
sürdürüldüğü ender ilçelerden biri Beypazarı.
Turizmle birlikte kaybolmaya yüz tutmuş el
sanatlarımız Beypazarı'nda halen yaşatılmaya
çalışılıyor. Ancak bu yaşam mücadelesi veren
sanatlar arasında belki de en dezavantajlı
durumda olanı semercilik mesleği. Tarım ve
hayvancılıkla geçimini sağlayan ilçelerde bile artık
semerci ustaları teknolojiye yenik düşüyorlar.
Eskiden oldukça cazip bir meslek olan semercilik
Beypazarı'nda kullanım amacı dışında turistlere
yönelik dekorasyon ve süs amaçlı küçük
semerlerle çeşitlendirilmiş durumda. Turistlerin
beğenisini kazanan semerler, bu mesleğin
yaşaması adına Beypazarı'nı diğer ilçelerden bir
adım öne taşıdı.
Beypazarı'nın
Tek Semerci Ustası:
İbrahim Atıcı
Beypazarı'nda bulunan tek semerci ustası İbrahim
Atıcı turizm avantajına rağmen yine de çırak
bulamamaktan yakınarak, ileride bu el sanatının
yok olmasından büyük endişe duyduğunu dile
getiriyor. Bu mesleğin yine semerci ustası olan
babası Mustafa Atıcı'dan kendisine miras kaldığını
söyleyen İbrahim Usta; gelişen turizmle birlikte bir
nebze de olsa nefes aldıklarına değiniyor. Haftanın
farklı günleri çevre ilçelerdeki pazarlara giderek
satış yaptıklarını söyleyen İbrahim Usta;
semercilik mesleğinin kaybolmamasının ve
gelecek nesillere kalabilmesinin en büyük
temennisi olduğunu vurguluyor
Beypazarı Sofrası (Değirmencioğlu Konak)
Cumhuriyet Cad. Alaattin Sok. (Kurşunlu Camii Karşısı)
BEYPAZARI/ANKARA
Tel : (0312) 763 15 18 - Fax : 0312 762 80 24
Gsm : 0542 746 57 90
SU VE YERALTI SULARI
SU : Sözlük anlamı (Ana Britanica 20.cilt sayfa:93) Hidrojen ve
oksijen elementlerinden oluşan; gaz, sıvı ve katı halde
bulanabilen bir maddedir. Doğada en çok (bol) miktarda bulunan
ve canlıların yaşamını sürdürmesi için en gerekli olan
bileşiklerden biridir. Fiziksel ve kimyasal özellikleri: oda
sıcaklığında renksiz, kokusuz ve tatsızdır. Başka bir madde ile
çözülebilmektedir. Kimyasal Formülü: H20'dur. Deniz
kenarında O'C de donar 100'C de kaynar. Suyun üç hali vardır.
Katı, sıvı ve gaz hali, suyun katı haldeki (buz hali) yoğunluğu sıva
halindeki yoğunluğundan daha düşüktür. Su içinde bulunduğu
kabın şeklini alır. Yani bir şekli -biçimi yoktur.
DÜNYA : (Temel Britanica cilt:6 sayfa:7)
Güneş çevresinde dolanan dokuz gezegenden
biridir. Bu gezegenlerden sadece dünya
yüzeyinde bol miktarda su bulunmaktadır. Canlı
yaşamının başlaması ve devamlılığı için su temel
maddedir. Bilindiği kadarıyla güneş sisteminde
canlıların tek yaşadığı gezegen de dünyadır.
Hepimizin bildiği ve hatırladığı kadarıyla: dünya
bir küre biçimindedir. Dünyanın yuvarlak
olduğunu ilk keşfeden kişi M.Ö. 6. yüzyılda
yaşayan eski yunanlı bilgin Pisagor'dur. Dünya;
kutuplardan basık; ekvatordan biraz şişkincedir.
Dünyanın ekvatordaki çapı: 12756776 metredir.
Yüzölçümü: 510.100.934 km2'dir. Dünya kendi
ekseni etrafında 23 saat 56 dakika 4.00 saniyede
döner. Yani 24 saatten (4) dakika daha kısadır.
Güneşin etrafındaki dolanımını 365 gün 6 saatte
tamamlar. Buna bir yıl denmektedir. Dünyanın
yörünge eksenindeki eğim: yaz ve kış
mevsimlerinin yaşanmasına neden olmaktadır.
Dünyanın kuzey-güney kutuplarından geçtiği farz
edilen eksenin yörünge düzlemiyle 23 derece 27
dakika açı yapması bunun asıl nedenidir. Bilim
adamları dünyanın dönme hızının giderek
yavaşladığını hesaplamışlardır. Dünyanın, güneş
çevresinde dolanırken çizdiği yörünge elips
biçimindedir. Dünyanın güneşe olan uzaklığı: 147
ila 152 milyon km'dir.
SU (Lügat anlam;): İki hidrojen bir oksijen
atomundan oluşan, doğal sıcaklıkta sıvı
durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız bir
maddedir. Yeryüzünün beşte dördünü kaplayan
kitledir (okyanus-deniz-göl-akarsu)
KANUNLARIMIZDAKİ DÜZENLEMELER:
TMK.nun 754. maddesine göre: (.... İçmeler,
ılıcalar ve kaynak sularının korunmasına ilişkin
mülkiyet kısıtlamaları, özel kanun hükümlerine
tabidir).
TMK.nun 756. maddesinde "Kaynaklar arazinin
bütünleyici parçası olup; bunların mülkiyeti ancak
kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte
kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan
kaynaklar üzerindeki hak; bir irtifak hakkı olarak
tapu kütüğüne tescil ile kurulur.
Yeraltı Suları, Kamu Yararına ait Sulardandır: Arza
malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da
malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi
maliklerinin yeraltı sularından yararlanma biçimi
ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.
TMK.nun 757. maddesi ise kaynaklara zarar
verilmesi halinde tazminat hakkını düzenlemiştir.
Buna göre: önemli ölçüde yararlanılan veya
yararlanmak amacıyla suyu biriktirilen kaynakları
veya kuyuları kazı, yapı veya benzeri faaliyetler
yüzünden kısmen olsun keserek yada kirleterek
malikine veya ondan hak sahibi olana zarar veren
kimse bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar kasten veya ihmal yoluyla verilmemişse
yada zarar görenin de kusuru varsa hâkim
tazminatın gerekip gerekmediğine gerekiyorsa
miktar ve türünü takdir eder.
Ayrıca, TMK.nun 758,759,760 ve 761.
maddelerinde de düzenlemeler yer almaktadır.
Bilindiği üzere; su, hava ve güneş; canlıların
yaşamaları için en önemli üç unsurdan biridir. Bu
nedenle, su üzerindeki hakların konusu, suyun
üretimdeki büyük önemi, ekonomik ve sosyal
yaşamdaki yeri dolayısıyla çok eski zamanlardan
beri kanun koyucuların üzerinde dikkatle
durdukları bir konu olmuştur.
30
Roma Hukukunda: su kaynakları doğal ve fiziki
yönden yeraltı ve yerüstü suları olarak
ayrılabilirler, oysa hukuksal açıdan sular, klasik
olarak eskiden beri genel sular ve özel sular
biçiminde ele alınmıştır. Genel sular üzerinde
kişisel mülkiyet hakkı olmaz. (Denizler, göller,
ırmaklar, buzullar gibi) genel sular devletin
egemenliği altında bulunurlar. Özel sular ise kamu
mallarının dışında kalmakta, özel hukuk alanına
giren ve özel mülkiyete konu olan sulardır.
Germen Hukuku: Roma hukukundan kısmen
ayrılık göstermektedir. Germen hukukunda
nehirler, ormanlar, çayırlar ortak maldır. Bunların
üzerinde kişilerin sahip olduğu hak, mülkiyet hakkı
değil, yararlanma hakkıdır. Kişilerin bunlardan
yararlanma hakkı olduğu gibi koruma
yükümlülüğü de vardır.
sulardan kadim yararlanma hakları çiğnenemez.
Kadim yararlanma hakkı ihtiyaçtan fazla olamaz.
Kadim yararlanma hakkı başkasının zararına
çoğaltılamaz. Genel sular özel mülke konu
olamaz. Kadim yararlanma hakkı mahkeme
kararıyla değiştirilemez. Genel sular
kamulaştırılamaz.
Genel sulardan: bu suya komşu olan taşınmaz
sahiplerinin ark ve mecra yoluyla yararlanma hakkı
mevcuttur. Birinin önceden yararlanmaya
başlaması öteki toprak sahiplerinin bu sulardan
yararlanmasına engel teşkil etmez. Tüm bu ilkeler,
genel suların kötü kullanımına veya nehir, göl,
ırmak, çay yatağının kurutulmasına sebep teşkil
etmez.
Özel Sular: Hukukumuzda genel sularla ilgili yasal
bir düzenlemenin yapılamadığını az yukarda
açıklamıştım. Buna karşın Medeni Kanunumuz
özel mülkiyete konu olabilecek özel sularla ilgili
ayrıntılı düzenlemeler getirmiştir. Bu bağlamda;
Kaynak: yer altı suyunun doğal bir şekilde veya
insan emeğiyle toprak yüzüne çıkmasından
oluşur. Bu durumda, toprak sahibi, mülkiyet
hakkına dayanarak kaynak suyunu dilediği gibi
kullanır. Ancak, komşuluk hukukundan ve kamu
yararından doğan kısıtlamalar konulabilmektedir.
Derginin bu sayısındaki konumuz yer altı sularıdır.
Eski Türk Hukuku: Eski hukukumuzda topraklar;
mülk, miri, vakıf, metruk ve mevat diye çeşitlere
ayrılması, her çeşit toprak için uygulanan
kuralların ve kuralları uygulayacak mercilerin
farklı olması, bu topraklar içindeki sularla ilgili
kurallarında değişik olması sonucunu
doğurmuştur.
Örneğin: Mecelle; mülk toprakları ve ona ilişkin
kuralları düzenlerken; Arazi Kanunu: toprakların
öteki çeşitlerine ilişkin kurallara yer vermiştir.
Mesela: miri topraklar üzerindeki hakların
kazanılması ve kullanılması padişah irade ve
fermanlarına, vakıf toprakları üzerindeki haklar
ise vakfiyelere dayalı tasarruflara
dayandırılmıştır.
Mer'i Anayasaya göre Sular: Günümüzün teknik
imkânları, ekonomik ve toplumsal sorunları, planlı
kalkınma politikası, su kaynaklarının akılcı ve
rasyonel biçimde kullanılmasını gerekli kılmıştır.
Anayasamız, sularla ilgili kuralları kamu yararı
gözeterek ele almıştır. 168. maddesi "...Tabii
servetler ve kaynakların devletin hüküm ve
tasarrufu altında olduğunu..." Düzenlemiştir.
Ne var ki, 70-80 yıldan beri TBMM'ce "umuma ait
yerüstü suları" hakkında yasal bir düzenleme
yapılmamıştır. Daha yukarılarda da açıklandığı
üzere
Genel sular: orta malı niteliğindeki kamu
mallarındandır. Daha açık anlatımla: genel
sulardan herkesin yararlanma hakkı vardır. Genel
31
Yer Altı Suları : 16.12.1960 tarih ve 167 sayılı
Kanunun 1. maddesine göre; yer altı suları umumi
sular statüsünde olup, devletin hüküm ve
tasarrufu altındadır. Buna göre; yer altı suyu;
yeraltındaki durgun ve hareket halinde olan tüm
sulardır. Yer altı suyu deposu; bünyesinde yer altı
suyu bulunan tabakadır ki, bu tabakaların her
hangi bir noktasından su çekildiğinde bütün su
kütlesine tesir edilmiş olur.
Yer altı sularının işletme sahalarının belirlenmesi
ve ilan edilmesi Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün teklifi ve ilgili Bakanlığın onayıyla
olmaktadır.
Kuyu açan kimse, bulunan suyun ancak, kendi
faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya
yetkilidir. Bu miktarı aşan
yeraltı suları 2886 sayılı
Ya s a y a g ö r e İ l Ö z e l
İdarelerince kiraya verilir.
İlan edilmiş yeraltı suyu
işletme sahaları dışında yeraltı
suyu aranması arazi sahibine
aittir. Ancak, yeraltı suyu
bulunduktan sonra arazi
sahibi, bunun kendi faydalı
ihtiyaçlarına yetecek miktarını
kullanmak hakkına sahiptir.
Faydalı ihtiyaç miktarı: Yer
altı suyunu kullanacak
kimsenin faydalı kullanışları için muhtaç olduğu
su miktarıdır. Eş anlatımla, temizlikte, hayvan
sulamada ve zirai sulamada kullanılmasıdır.
Ancak, belli bir derinlikten daha derinlerden su
çekmek için açılan kuyular için DSİ.Genel
Müdürlüğünden izin alınması yada bilgi verilmesi
zorunludur. Faydalı ihtiyaç miktarı tanımı ucu açık
bir tanımdır. Kişiden kişiye yada kuruluştan
kuruluşa değişiklik gösterir. Şöyle ki, 1 dönüm
arazisi ve 5 koyunu, 1 ineği olan kişi ile 1000
dönüm miktarlı bir araziyi sulanma arzusundaki
arazi sahibinin, 2000 koyunu ve keçisi, 500 büyük
baş hayvanı olan kişinin faydalı ihtiyaç miktarı
elbette aynı olmayacaktır. Bunun yönetmelik değil
yasa maddesiyle kriterleri açıkça net olarak
saptanmalıdır.Değerli okuyucularım; görüldüğü
üzere yer altı suları umuma ait sulardır. Bu
sularda, ülke sınırları içinde yaşayan herkesin
hakkı vardır.
Dolayısıyla yer altı sularını her arazi sahibi canı
istediği biçimde yada ekonomik durumu
elverdiğince,50,100,150,200,500 vs. metre yerin
derinliklerine inerek su çekemez. Ne var ki,
ülkemizin günden güne genel suları azalmakta, yer
altı sulan denetimsizlik yada plansız sulu tarıma
geçilmesinin sonucunda günden güne daha
derinlere kaçmaktadır. Bu durum, tüm
insanlarımızı ve devletimizi yakından
ilgilendirmektedir. Bu nedenle, ilçelerde
Kaymakam ve bağlı birimleri, illerde Valiler ve bağlı
birimleri, kolluk ve güvenlik birimleriyle tüm
vatandaşların duyarlı olması gerekmektedir. İl ve
ilçe Tarım Müdürlüklerinin ise sulu tarım için plan
ve program yapmaları, daha fazla arazinin umumi
ve yer altı sularıyla hoyratça sulanmaları
önlenmelidir. Yasa koyucu ise bu konuda en kısa
sürede çok kapsamlı kanun
çıkarmalı; aykırı kullanım ve su
çekimleri için ağır müeyyideler
getirmelidir. Aksine durum 1020 yıl önce su zengini olan bu
topraklar, 10-20 yıl sonra su
fakiri olacak, küresel ısınma ile
iyice azalacak ve petrolden
daha pahalı hale gelecektir.
Günlük ve kişisel çıkarlardan
ziyade toplumsal ve umumi
menfaatlerin gözetilmesi
gerekmektedir. Daha geç
olmadan acil düzenleme ve
ö n l e m l e r a l ı n m a l ı d ı r.
Unutulmamalıdır ki, Dünyadaki kaynak sularının %
3'ü tatlı su olup, bunun % l'i kullanılabilmektedir.
Su, canlılar için yaşam ve kaynağı ise bunu hep
birlikte korumak ve kollamak zorundayız.
Ayrıca, dünyamızın toplam su rezervi 1.4 milyar
km3 tür. Bu suyun % 97,5'u okyanuslar ve
denizlerde tuzlu su olup, % 2,5'u ise derelerde,
göllerde, yer altında ve kutuplarda (buzul) tatlı su
olarak bulunmaktadır. Bir insanın yaşamsal ve
biyolojik su tüketimi günde ortalama 25 litredir.
Yaşam standardına göre bu miktar günde 100-150
litreye kadar yükselebilmektedir. Nüfusumuzun
hızlı artışı, küresel ısınma, suyun hoyratça
kullanılması vs. gibi nedenlerle Türkiye 2050 veya
2100 yılında çok ciddi su kriziyle karşı karşıya
kalacaktır. Tüm bu nedenlerle, siyasetçilerin,
mahalli idarelerin, eğitim kurumlarının ve ailelerin
suyun önemini iyi anlamaları, anlatmaları,
tüketiminde oldukça dikkatli olmaları ve gerekli tüm
kanuni ve ahlaki tedbirlerin alınması kaçınılmazdır.
2008 -2009 SEZONUNDA
BEYPAZARI BELEDİYESİ GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ
2008 -2009 Sezonunda Beypazarı Belediyesi
Gençlik Ve Spor Kulübü Amatör takım: 2. amatör
kümede mücadele ediyor. müsabakaları devam
ediyor. Oynadığı 8 maçta 6 galibiyet ve 2
mağlubiyet ve topladığı 18 puanla gurubunda
ikinci sırada bulunan takımımızın hedefi
şampiyon olarak 1. amatör ligde Beypazarı'nı
temsil etmek.
A genç takım: 2008'de kötü bir sezon geçiren
takımımız 2009 yılında Beypazarı'nı A genç 2
kümede temsil edecek.
B genç takım: müsabakalara ilk kez 2009
yılında katılacak takımızın antrenmanları devam
ediyor.
Minik takım. 2008 yılında oynadığı 8 maçın 5'ini
kazanarak iyi bir sezon geçiren minik takım.
averajla 3. sırada yer alarak Türkiye elemelerine
gitme şansını son anda kaçırdı.
mini minik takım: 2009 sezonunda ilçemizi temsil
eden diğer bir takım olan mini minik takımımız,
ilçemizi en güzel şekilde temsil ediyor. 9 takımın
bulunduğu grupta oynadığı 2 maçıda kazanarak
(3:1 ve 7:3)lider durumda bulunan mini
miniklerin hedefi de şampiyon olmak ve ilçemizi
Türkiye finallerinde temsil etmek.
Beypazarı Belediyesi Gençlik Sporun Başkanlığı'nı
Ahmet Kavas yönetim kurulunda ise Öner Güler,
Mustafa Kunt, Yakup Türkoğlu, İhsan Yavaş yer
almakta.
Kulübün Antrenörlüğü'nü ise : Hasan Varlık, Özgür
Bediz ve Zafer Kahya yapmaktalar.
33
Zafer Beypazarı’nın
Beypazan'nın
rüzgar kızları, 6
yıldır Okullararası
Atletizm
İl Birinciliği'ni hiç
kimseye
kaptırmıyor.
Başarılı okulun
yeni hedefi,
6. Kez
Türkiye
Şampiyonluğu'na
imza atmak
Okullararası Atletizm İl Birinciliği'nde Beypazarı
Lisesi bu yılda tüm rakiplerini geride bırakıp
şampiyon oldu. Bundan 6 yıl önce ilköğretim
çağındaki kızlardan oluşan takımın oyuncuları 5
yıldır da Türkiye Şampiyonu olarak kırılması güç
bir rekoru ellerinde bulunduruyorlar. Ankara'da
yapılan yarışlarda Türkiye Şampiyonası'na
katılma vizesi alan sporcular, Bursa'da yapılacak
yarışlarda da Dünya Şampiyonası'na katılma
biletini cebine koyup dönmenin hesaplarını
yapıyor.
Müdürü kutladı
Başarılı okulun antrenörü Muhsin Soysal, Türkiye
Şampiyonasında Ankara'yı en iyi şekilde temsil
edeceklerini söyledi.
Soysal, "Hedeflerimizi bir bir gerçekleştiriyoruz. Bu
yılda Ankara Şampiyonu olduk.
Şimdi tüm hazırlıklarımızı 25 Mayıs tarihinde
Bursa'da yapılacak Türkiye şampiyonası için
yapıyoruz. Biz aynı takımla 5 yıldır Türkiye
şampiyonu olduk. Buy d 6. kez aynı başarıyı
tekrarlamak istiyoruz. Bursa'dan zaferle dönersek
25-30 Haziran tarihlerinde Estonya'da yapılacak
Dünya Şampiyonası'na katılma hakkını elde
edeceğiz. O neden Bursa'dakiyarışlar çok önemli.
Biz takımımıza güveniyoruz. Estonya'da Türkiye'yi
Beypazarı Lisesi temsil edecek" diye konuştu
TA K I M I M I Z A
İlce Milli Eğitim GÜVENİYORUM
Beypazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet
Temur, elde edilen başarılardan dolayı
Okul Müdürü Kemalettin Yıldırım,
antrenörler Muhsin Soysal, Ahmet Peker
v e s p o r c u l a r ı k u t l a d ı . Te m u r,
"Öğrencilerimiz bize çok başarılar
kazandırıyor. Ben onların Türkiye
Şampiyonasında da büyük zaferler elde
edeceğine inanıyorum. Estonya'da da
ülkemizi bizim kızlarımız temsil edecek"
diye konuştu.
34
BEYPAZARILI GENÇLER MÜZİK VE
HALK OYUNLARI KURSLARI'NDA
BİR ARAYA GELİYOR
Beypazarı Belediyesi Gençlik Merkezi'nin; kültür
ve sanat etkinlikleri çerçevesinde açtığı müzik ve
halk oyunları kurslarına Beypazarılı gençlerden
yoğun katılım bekleniyor
2006 yılından bu yana gençlere sosyal ve kültürel
eğitim veren Beypazarı Gençlik Merkezi
(BEYGEM), bu güne kadar 2000'in üzerinde
Beypazarılı gence hizmet veren ve 40'a yakın
uluslararası, ulusal ve yerel düzeyde
organizasyonlar düzenledi. Bu yılda, tüm hızıyla
devam eden ve her dönem yoğun ilgi ile beklenen
gitar, piyano, keman, halkoyunları, ritim, tiyatro ve
Avrupa Birliği gençlik projeleri eğitimlerine tüm
Beypazarılı gençlerin katılımı hedefleniyor.
Konservatuarlı profesyonel eğitmenler tarafından
verilen müzik kursları; piyano, keman, gitar , ritim
ve tiyatro olmak üzere beş ayrı dalda sürdürülüyor.
Müzik kurslarında toplam 145 öğrenciye eğitim
verdiklerini belirten Gençlik Merkezi yetkilileri,
talebin yoğun olmasından dolayı şubat ayı
sonunda yeni kayıtlar alacaklarını bildirdiler. Halk
oyunları gruplarında da küçük ve büyük olmak
üzere iki ayrı grubun oluşturulduğunu belirten
eğitmenler, toplam 160 öğrenciye beş farklı
yöresel halk oyunu eğitimi verildiğini söylediler
Hafta sonları Beypazarı Belediyesi Kültür Sanat
Evi'nde verilen kurslarla gençleri kültür sanat
etkinliklerine yönlendirmeyi amaçladıklarını
belirten Beypazarı Belediyesi Yetkilileri; bu tür
etkinliklere katılımın yoğun olmasından büyük
memnuniyet duyduklarını belirtti.
‘' KOSGEB Sincan Müdürü Sayın Tarık FEVZİOĞLU ve
Yardımcısı Sayın Fatih SÜZEN BTO 'ya hayırlı olsun
ziyaretinde bulunmuşlardır. BTO Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın H. Necdet ÇALIŞKAN ' ı makamında ziyaret eden
heyet KOSGEB' in yeni yapılanması konusunda da bazı
bilgiler vermişlerdir. Ziyarette BTO Oda Meclis Başkanı
Sayın Sadettin AYIK ' da hazır bulundu.
''BTO
AYLIK
OLAĞAN
MECLİS
TOPLANTISI
YAPILDI'’
Beypazarı Ticaret Odası
Başkanlığının, Aylık Olağan
Meclis Toplantısı yapıldı.25
Mayıs 2009 tarihinde saat
21.00'da gerçekleştirilen
toplantıya Oda Meclis
Ü y e l e r i i ş t i r a k e t t i l e r.
Toplantıda, aylık olağan
yapılan işlerin yanı sıra, son
ekonomik gelişmeler de
değerlendirildi.
HAZIR BETON
Kurtuluş Mah. Ilıman Mevkii 1500 ada
6 Parsel Nallıhan yolu 3. Km. BEYPAZARI/ANKARA
Tel : 0 312 762 53 23 Fax : 0 312 762 53 21
A. Ş.
ULAŞTIRMA VE TURİZM
ARASINDAKİ BAĞ;
GEÇMİŞ, BUGÜN ve GELECEK
Yrd. Doç. Dr. R.Pars Şahbaz
[email protected]
[email protected]
Turizm araştırmaları sonucunda, turizm ve ulaştırma arasında
geniş boyutlu bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ulaştırma
endüstrisi teknolojik gelişmelere kendisini adapte etmekte,
bunun sonucunda ulaştırma araçlarının hız,
güvenlik ve
konforlarında artış meydana gelmekte, bilet fiyatları ve buna
bağlı olarak seyahat maliyeti düşmektedir. Bütün bunlar turizm
hareketliliklerini olumlu yönde etkileyen faktörlerdir.
Seyahatin maliyeti ve buna bağlı olarak
belirlenen fiyat, hem teknolojik ilerlemenin hem
de ekonomik gelişme düzeyinin bir sonucudur.
Bu kriterler kolektif bir biçimde, ulaştırma
araçlarının belirli bir türü kullanılarak
gerçekleştirilen seyahatlerin maliyetini
belirlemektedir. Pek çok durumda fiyat ve
zaman zamanda seyahatin süresi, tüketicinin
belirli ulaştırma modellerini seçmesinde temel
faktörler olmaktadır. Örneğin; Concorde adı
verilen uçaklar Avrupa ve ABD arasındaki
seyahat süresini yarı yarıya azaltmıştır. Bu
uçakların bir diğer farklılığı ise bilet fiyatlarının
çok yüksek oluşuydu.
Çok sayıda yolcu, daha yüksek hız ve buna
bağlı olarak seyahat süresinin kısalması
karşılığında yüksek maliyetlere katlanmak
yerine, daha ucuz olduğu için normal uçakları
ve zaman olarak daha uzun seyahatleri tercih
etmiştir.
Avrupalı turistler sekiz temel tipte incelenebilir;
1- Aileler;
* Bilindik kıyı tatil yöresinde uzun süre kalırlar,
* Kısa ve orta mesafelere özel araçları ile seyahat
ederler,
* Uzun mesafeli seyahatlerini tarifesiz uçuşlar
(charter) kullanarak havayolu ile gerçekleştirirler.
2- İkinci konut sahipleri;
*İspanya vb. ülkelerde ikinci konut sahipliği
oldukça yaygındır,
*Konut sahipleri kuzeyden güneye yaptıkları
yolculuklarında havayolu ile seyahati tercih
etmektedirler.
3- Gezginler;
Kullanılan ulaştırma aracı turist tiplerine göre
farklılık gösterebilir. Bu konuda yapılan bir
araştırmanın sonuçlarını aşağıda görmek
mümkündür;
* Büyük çoğunluğu genç yaş grubundadır,
* Bu kategorideki turistler, daha çok demiryolu
sisteminden yararlanırlar.
4- Kültürel amaçlı seyahat edenler;
*İkinci konuta, ailelere, arkadaşlara yapılan
ziyaretler
* Üçüncü yaş grubuna dahil,
*Temel ulaştırma modeli karayolu,
* Üst gelir grubunda olan,
* Yaşam standartları yüksek,
* Demiryolu ve havayolu işletmeleri tarafından
hedef kitle olarak belirlenen grup.
5- Kongre katılımcıları ve teşvik edici
(incentive) seyahatlere katılanlar;
* Seyahatin doğrudan doğruya seyahat edenlerin
mesleği ile ilgili olduğu seyahatlerdir,
*Daha uzun mesafeli seyahatlerde demiryolu ya
da havayolu kullanılır.
*Hangi amaçla seyahate çıkarlarsa çıksınlar,
turistlerin hemen hemen tamamının kullandığı
ulaştırma modeli havayolu dur,
*Kongre ve teşvik edici seyahatlerin, kaplıca ve
zayıflama kulüplerine yapılan seyahatlerin,
rekreasyonel seyahatlerin ve kısa süreli
konaklamaların/hafta sonu tatillerin talebinde
artış beklenmek
Uzak merkezlerde gerçekleşen kongrelerin
katılımcıları ve teşvik edici seyahatlere çıkanlar
havayolunu tercih etmektedirler.
*Gelişmeleri uzun dönemli tahmin etmek güçtür,
6- Kaplıcalar, Zayıflama Kulüpleri;
*Sonuç olarak; ulaştırma işletmeleri turizm sektörü
için önemli bir rol oynamaktadırlar ve bu durum
geri dönülemez bir noktaya ulaşmıştır.
* İleri yaş grubuna dahil olanlar,
7- Rekreasyonel Turistler;
*Daha genç yaştaki yetişkinler,
*Turizm sektörü ulaştırma sektörü için en kârlı
alanlardan birisidir,
*Ulaştırma turizm sektörü için olmazsa olmaz
unsurdur,
*Az sayıda çocuk sahibidirler ya da çocukları
yoktur,
*Aralarında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki vardır,
*En az bir kültürel ya da sportif aktivitenin
gerçekleştiği hareketli seyahatleri tercih ederler,
*Tüm ulaştırma modelleri turizmden elde
edecekleri faydalara daha çok ilgi duymaktadırlar
*Farklı ulaştırma modellerini tercih edebilirler
8- Kısa süreli konaklayanlar/hafta sonu
tatilcileri;
"TÜKETİCİ YASASI DEĞİŞİYOR”
İlk kez 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da 2003
yılında kapsamlı bir değişikliğe gidilmiştir. Ancak
tüketicinin korunması konusunun çok dinamik bir
konu olması nedeniyle, aradan geçen 6 yıl içinde
AB tüketici hukukunda bazı değişiklikler ve ilaveler
olmuştur. AB tüketicinin korunması mevzuatı ile
tam uyumun sağlanması için mevcut Kanun'un
gözden geçirilmesi ve kısmen yeniden kaleme
alınması ihtiyacı kendisini göstermiştir. Ayrıca, son
değişikliğin yapıldığı günden bu güne geçen
sürede tespit edilen sorunların giderilmesi de
Kanunda değişikliğe gidilmesinin en önemli
amaçlarından birisidir.
Avrupa Birliği mevzuatı ile tam uyum hedefiyle
yola çıkılan ve son iki yıldır sürdürülen çalışmalar
sonucunda Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Başbakanlığa
sevk edilmiştir.
3 Mart 2008 tarihinde görüşe açılan Tasarı
Taslağına gelen görüşler doğrultusunda son şekli
verilmiş ve 24 Nisan 2009 tarihinde Başbakanlığa
sevk edilmiştir.
33 çerçeve maddeden oluşan söz konusu Taslak
ile mevcut Kanunda kapsamlı değişikliğe gidilmiş
olup daha önce düzenlenmemiş olan finansal
hizmetler, haksız ticari uygulamalar, indirimli
satışlar, ihtiyari garanti gibi alanlara ilişkin
düzenlemeler yapılmış, imalatçının sorumluluğu,
paket tur, devre tatil ve tüketici kredileri gibi
alanlarda daha kapsamlı düzenlemeye gidilmiştir.
Taslak gerekçeleri ile birlikte Bakanlık
www.sanayi.gov.tr web sayfasında yayınlanmıştır.
Kanun değişikliği iki temel eksende yürütülmüştür.
Bunlar; AB müktesabatına uyum ve uygulamada
karşılaşılan sorunların ortadan kaldırılmasına
yöneliktir.
Söz konusu değişiklikler ana başlıklar itibariyle
aşağıda gösterilmiştir.
A B M Ü K T E S E B AT I N A TA M U Y U M
SAĞLANMASI İÇİN YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
“Ayıplı mal” ve “hatalı ürün” kavramları ayrı ayrı
düzenlenmiştir.
Açık ayıpta 30 günlük ihbar süresi kaldırılmıştır.
Tüketici, 2 yıllık zamanaşımı süresi boyunca ayıbı
tespit ettiği anda seçimlik haklarını
kullanabilecektir. Ancak, ilk 6 ayda, satıcının malın
ayıplı olmadığını, 6 aydan sonra ise tüketicinin
malın ayıplı olduğunu ispatlaması zorunluluğu
getirilmiştir.
Satıcının ve imalatçının sorumlulukları ayrı ayrı
düzenlenmiştir.
İkinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan
sorumluluğu en az bir yıl olacaktır. Bu süre, konut
veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda üç yıldan az
olamayacaktır.
İhtiyari garanti kavramı ilave edilmiştir.
Sözleşmedeki haksız şartların iptal edilmesine
yönelik kimlerin dava açabileceği düzenlenmiştir.
Devre tatil ve diğer uzun süreli tatil ürünlerini
düzenleyen AB Yönergesi Kanun'a ilave edilmiştir.
Paket tur sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler AB
Yönergesine uygun olarak tekrar kaleme
alınmıştır.
Kapıdan sözleşmelerin kapsamı genişletilmiştir.
Finansal hizmetlerin mesafeli satışını düzenleyen
AB Yönergesi Kanun'a ilave edilmiştir.
Tüketici kredilerine ilişkin düzenlemeler AB
mevzuatına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.
Kredi alacak tüketiciye kredi sözleşmesi
kurulmadan en az bir gün önce sözleşme öncesi
bilgi formu verilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Tüketiciye, kredi sözleşmesinden 14 gün içinde
cayma hakkı tanınmıştır.
Sözleşmede belirtilmek suretiyle tüketici
kredilerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı
kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle
belirlenebilecektir.
AB'de Aralık 2007'de yürürlüğe giren haksız ticari
uygulamalar Yönergesi Kanun'a ilave edilmiştir.
Haksız ticari uygulamaları denetleyen Haksız
Ticari Uygulamalar Kurulu oluşturulacaktır.
Beypazarı'nın En Büyük Alışveriş Mağazası Açıldı
Beypazarı'nın en büyük alışveriş mağazası
Alparslan Türkeş Bulvarı üzerinde hizmete açıldı.
24 Nisan Cuma günü gerçekleştirilen
organizasyonda mağazanın açılışını Beypazarı
Kaymakamı Hikmet Aydın, Beypazarı Cumhuriyet
Başsavcısı Cengiz Öner, Büyükşehir Belediye
Başkan Adayı Mansur Yavaş, Beypazarı Belediye
Başkanı M. Cengiz Özalp birlikte yaptı.
Çok sayıda davetlinin katıldığı açılış öncesin de bir
konuşma yapan Beypazarı Kaymakamı Hikmet
Aydın Beypazarı'nın önemli bir ihtiyacına cevap
verecek olan Akın Evsun Mağazası'nın tüm
Beypazarı halkı için hayırlı olmasını diliyorum.
Dedi. Daha sonra protokol, alışveriş merkezi
içinde incelemelerde bulundu.
Mağaza yetkilileri yeni açılan Akın Evsun Alışveriş
Merkezi'nin toplamda 1250 m2 olduğunu, geniş iç
hacmi ile müşterilerine rahat alışveriş yapma
imkanı sunduğunu açıkladı.
Mağaza Yetkileri Beypazarı nüfusunun gün
geçtikçe artış gösterdiğini, bu yüzden de her türlü
ürün çeşidinin bir arada bulunduğu mağazaya
ihtiyaç olduğunu söylediler Akın Evsun Alışveriş
Merkezi'nde 3 binin üzerinde ürün çeşidi ve
otomatik halı yıkama tesisi ile Beypazarı halkına
ve müşterilerimize hizmet vereceğiz.
Mağazamızın Beypazarı halkı için hayırlı olmasını
diliyoruz. dediler.
Açılışın ardından Akın Evsun Alışveriş Merkezi'ni
gezen ve alışveriş yapan vatandaşlara çeşitli
hediyeler verildi.
Akın Evsun Alışveriş Merkezleri müşterilerine
nakit, kredi kartı, taksit kartlar ve kredili finans
sistemiyle satış yapıyor.
TURİZMDE MARKALAŞMANIN ÖNEMİ VE
Yakup ÖZTÜRK
Gazi Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Yüksek Lisans Öğrencisi
BEYPAZARI
Günümüzde makro açıdan ülke
ekonomilerine ve istihdama, mikro açıdan ise
isletmelere, ekonomik yönden büyük katkılar
sağlayan turizm sektörünün önemi her geçen gün
artmaktadır. Artık tüm dünya devletleri tarafından
turizm sektörünün önemi anlaşılmış ve ülkeler
farklı tüketici gruplarını kazanabilmek için yeni
pazarlama stratejileri geliştirmeye yönelmişlerdir.
Bunun en önemli nedenlerinden biri, dünyada
turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısının düzenli
olarak her yıl artması ve gelecekte de bu artışın
süreceğinin tahmin edilmesidir. Bu nedenle,
ülkeler günümüzde ve gelecekte turizm
pastasından daha büyük bir pay alabilmek için
tanıtım ve pazarlama konusunda bas döndürücü
bir yarışa girmişlerdir. Bunların yanında, Türkiye
tarihsel, kültürel ve doğal çekicilikler yönünden
zengin olması nedeniyle turizm sektörünün
gelişmesi açısından elverişli bir konumdadır.
Önemi giderek artan uluslararası turizm
pazarında rekabet edebilmek için makro düzeyde
ülke isimleri mikro düzeyde ise bölgelerin (turizm
bölgesi markası), markalaşması gerekmektedir.
Son yıllarda Türkiye´deki turizm bölgeleri ve
işletmeler markalaşma çabası içine girmişlerdir.
Bu bölgeler ve buralardaki işletmeler
markalaşabilmek için hizmet kalitesi, müşteri
memnuniyeti, imaj, güven gibi konulara
yönelmişlerdir.
Markalaşma sayesinde isletmeler sadık
müşteriler yaratabilmekte ve bu sayede müşteriye
özel ürün ve hizmetler geliştirebilmektedir. Ayrıca,
bu bölgeler ve işletmeler markalaşma sayesinde
müşterilerin zihninde olumlu bir imaj oluşturarak
ağızdan ağza reklamları artırabilmektedir. Bunun
sonucunda da uzun vadede reklam ve pazarlama
giderlerini azaltabilmektedir.
Turizm sektöründe markalaşmanın gerek
bölgeler, gerek işletmeler ve gerekse tüketiciler
açısından bu çeşit yararlarının olması nedeniyle
bu yönde yapılacak çalışmalar büyük önem
taşımaktadır. Ürünlerini rekabet ettikleri diğer
ürünlerden farklı kılmak isteyen ülkeler, bölgeler,
şehirler ve işletmeler markalamaya tüm alanlarda
olduğu gibi vazgeçilmez bir unsur olarak
yaklaşmaktadırlar. Son yıllarda, özellikle
tüketicilerin hizmet dallarına yönelik kabulüyle,
turizm pazarlamacılarının uzak mesafelere satış
yapılabileceği konusunda giderek artan bir şekilde
üzerinde durduğu görülmektedir. Bu nedenle
turistik bölge markalaşması kavramı son yıllarda
turizm sektöründe üzerinde durulan konuların
başında gelmektedir. Güçlü bir marka imajı olan
bölge;
- Pazara sunulan normal ürünlere göre daha
yüksek fiyata ve kar marjına sahip olabilecektir.
Özet olarak, bölgeler ve bölgedeki hizmet
işletmelerinde markalaşma tüketici satın alma
davranışını olumlu yönde etkileyerek kaliteli
-
Kendisini rakiplerinden kolayca
farklılaştırabilecektir.
hizmet anlayışı ve daha profesyonel bir yönetim
felsefesi ile nitelikli turistleri çekebilmektedir.
Böylece yıl boyunca belli bir
- Katma değer hissi sağlayarak turistleri
sağlayarak
finansal
ziyaret oranı
performansını
bölgeye çekecek ürünleri satın almaya
arttırabilmektedir. Küçük ölçekli bölgeler satış ve
itebilecektir.
pazarlama maliyetlerini azaltmak için sadık
müşteriler yaratmalı ve bunlar aracılığıyla ağızdan
- Beklentilerini gerçekleştirmek isteyen
ağza olumlu reklam yapmaları sağlanmalıdır.
potansiyel turistlerin harekete geçmeleri için
Hizmet işletmelerinde marka stratejileri her
güvenilir bir referans oluşturabilir.
kademede çalışan personel tarafından
- Tekrar ziyaret sayısını arttırma ve bağımlılık
benimsenmelidir.
oluşturma fırsatlarını değerlendirebilir.
- Bir turistik ürün olmanın ötesinde statü
bölgesi olarak pozisyonunu geliştirebilir (1).
Beypazarı´nda turistlere yönelik yapılan bir
araştırmaya göre turistler açısından marka
kavramı, baslıca üç etmen olarak kalite,
profesyonellik ve müşteri sadakati ifade
etmektedir. Başka bir deyişle, marka denildiğinde
tüketicilerin ilk aklına gelen kalitedir. Tüketiciler
açısından markalaşmış destinasyonlar ve hizmet
işletmeleri aynı zamanda kaliteli ve memnuniyeti
sağlayacak yerlerdir ve onlar için bir saygınlık
göstergesidir.
Bunun yanında Beypazarı'na gelen
turistlerin satın alma kararlarında öncelikli olarak
yöresel ürünlerin olması ve tarihi ve kültürel
zenginliklerin olması etki etmektedir. Bu bağlamda
işletmeler ve yerel yönetim tarihi ve kültürel
dokuyu bozmayarak yerel değerleri korumalıdır.
Ayrıca küçük ölçekli bölgeler için
1.ATAY,
L. (2003). “Destinasyon Pazarlaması
fiyatlar önemli bir çekim gücü oluşturmaktadırlar.
Yönetimine ilişkin Stratejik Bir Yaklaşım”, Dokuz
Bunun için fiyat belirleme politikaları iyi
Eylül Üniversitesi İletme Fakültesi Dergisi, 4(2),
planlanmalıdır.
ss.144-158.
Dr. Hakan KOÇ
İşletmelerde
Kültür ve Medeniyet
[email protected]
İşletmeler önceden belirledikleri amaç ve
hedeflerine ulaşabilmek için yönetim
fonksiyonlarını kullanarak oluşturdukları sistem ile
faaliyetlerini yürütürler. Bu işletme sistemi iç ve dış
çevre koşullarından sürekli olarak etkilenmektedir.
İşletmelerin iç çevresini oluşturan, işletme
sahipleri, ortaklar, hissedarlar, çalışanlar ve
yöneticiler kontrol edilmesi gereken bir değişken
olarak dikkati çekmektedir. İşletme iç çevresinde
bulunan bu bireylerin ortak amaçlar için organize
olmaları bir örgüt kültürünün oluşturulmasına ve
etkinliğine bağlıdır.
Örgüt kültürü, bir işletme organizasyonunun temel
değerlerini ve inanç sistemini tüm çalışanlara
ileten simge, seremoni ve mitolojilerin toplamı
olarak ifade edilmektedir. Bir başka ifade ile
işletme organizasyonun içinde bulunan tüm
bireylerin davranışlarını yönlendiren normlar,
değerler, inançlar ve alışkanlıklar sistemi örgüt
kültürünü oluşturmaktadır.
İşletme organizasyonları bilinçli olsun ya da
olmasın mutlaka bir kültüre sahiptir. Ve sahip
olunan bu kültürün üç ana boyutu vardır(1):
Temel Değerler: işletme organizasyonundaki
işveren ve işgörenlerin paylaştıkları temel
değerler örgüt kültürünün temelini
oluşturmaktadır. Örgütleri başarıya taşıyan bu
değerler çoğu kez sloganlaşır ve tüm örgüt üyeleri
tarafından benimsenir.
Merasimler ve Simgeler: örgütler için merasimler
ve simgeler çeşitli sembol ve sembolik
faaliyetlerden oluşur. Merasimler çoğunlukla boş
zamanların beraberce geçirilip eğlencelerin
düzenlendiği faaliyetlerdir ve örgüt kültürünün bir
diğer boyutunu oluşturur.
Kahramanlar ve Liderler: bir işletme
organizasyonunun sürekliliğini ve başarısını
sağlamak için kurucusunun oynayacağı en etkin
rol sağlam, kalıcı, yenilik ve büyümeye açık ama
temel değerlerden taviz vermeden bir örgütün
kültürünü oluşturmak ve sürdürülebilirliğini
sağlamaktır. Temel değerler ve inançlar nasıl ki
örgüt kültürünün özünü oluşturuyorsa, lider ve
kahramanlarda bu değerleri simgeleyen örnekleri
ortaya koyar, o kültürün gücünü temsil eder(2).
Belirli aralıklarla, (her bayram) tekrarlanır ve bu
kurul herhangi bir yerde yazılı bir metin halinde
bulunmaz.
Diğer yandan bir toplumda veya işletme
organizasyonunda kültürün varlığını ifade eden
dört temel özellik mevcuttur. Bunlar(3);
1. Kültür öğrenilmiş veya sonradan kazanılmış bir
olgudur.
2. Kültür tüm grup üyeleri tarafından paylaşılan bir
durumdur.
3. Kültür belirli aralıklarla tekrarlanan davranış
kalıplarından oluşur.
4. Kültür yazılı bir metin halinde değildir.
Bu dört özellik kültürel bir durum olarak ifade
edilen tüm olay ve olgular için geçerlidir. Örneğin,
toplumsal sistemimiz içerisinde bayramlarda
büyüklerin ellerini öpmek Türk kültürünün bir
parçasıdır. Bu kültürel seremoni; bireyler
tarafından öğrenilir veya sonradan kazanılır, tüm
Türk toplumu tarafından paylaşılan bir durumdur,
Belirli aralıklarla, (her bayram) tekrarlanır ve bu
kural herhangi bir yerde yazılı bir metin halinde
bulunmaz.
Anlaşılacağı üzere, kültür toplumu toplum yapan
veya işletmeyi işletme yapan bir kimliğin
göstergelerini oluşturmaktadır. Dolayısıyla her
işletme organizasyonunun mutlaka bir kültürü ve
kültürel göstergeleri mevcuttur. İşletme
organizasyonu içerisinde insan ilişkileri dikkate
alındığında, A işletmesinde kişiler arası hitap şekli
“bey ve hanım” şeklinde iken B işletmesinde “abi
ve abla” şeklinde olduğu görülmektedir. Bu
duruma kültürel açıdan bakıldığında A
işletmesindeki hitap şekli doğrudur B işletmesinde
yanlıştır denemez. Çünkü kültürel göstergeler o
topluma özgü sembol ve ifadelerden oluşur.
Ancak, kültür her ne kadar tüm işletme
organizasyonlarında var olsa da, mevcut olan
işletme kültürü başarıya ulaşmada itici bir güç
olmayabilir. Bu durum mevcut kültürün birleştirme
ve bütünleştirme fonksiyonunu yerine
getirememesi ve bireylere bir kimlik
verememesiyle sonuçlanabilir.
İşletmenin kültürünün belirlenen amaçlara hizmet
etmesi, ancak onun evrensel değer yargılarına ve
tüm bireyler tarafından kabul edilebilir bir nitelikte
olmasına bağlıdır. Bu noktadan hareketle,
işletmeler için kurum kültürünün varlığı yeterli
değildir. Dolayısıyla işletmeler kurum kültürünün
bir sonraki aşaması olan işletme medeniyetini
kurmak ve sürdürmek zorundadır.
İşletme medeniyeti, işletme sisteminin evrensel
kural ve ilkelere göre tasarlanarak işletme
içerisindeki tüm iş ve ilişkilerin bu temel ilkelere
göre düzenlenmesi şeklinde ifade edilebilir.
Sonuç olarak, işletme organizasyonlarında ihtiyaç
duyulan itici güç bir kurum kültürünün var
olmasından ziyade, bir işletme medeniyetinin
oluşturulmuş olmasıdır.
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Melih Topaloğlu, (2000). Örgüt Kültürünü Oluşturan
Yönetsel Boyutlar, G.Ü.T.T.E.F. Dergisi, Ankara.
(2) Cem Kozlu, (1996). Kurumsal Kültür, Defne Yayıncılık,
İstanbul.
(3) Erol Eren, (1998). Örgütsel Davranış ve Yönetim
Psikolojisi, Beta Yayıncılık, İstanbu
İNME
Dr. Mithat UYSAL
Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan
dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül
veya inme denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli
vardır. Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın
neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda
iyileşeceğine inanmasıdır.
İnme yani felç hastalığı, dünyada kalp hastalığı
ve kanserden sonra gelen en önemli ölüm
nedenidir. Sağ kalanların bir kısmı ise engelli bir
şekilde ve yaşam kalitesinin çok düşük olduğu
yatalak ve başkasının bakım ve yardımına
muhataç bir hayatı yaşarlar. Kişinin yaşı ne
kadar ileriyse ölüm riski o kadar yüksektir. Aynı
zamanda hasta erkek cinsiyetindense ölüm riski
yine daha yüksektir.
Herhangi bir sebeple (çoğunlukla beyne kan
taşıyan damarların tıkanması) beyne kanın
akışının aksaması durumunda saniyeler içinde
konuşma, görme, anlama bozulabilir, vücudun
bir yarısında kuvvet azalması veya tam bir
güçsüzlük gelişebilir veya denge bozukluğu
oluşabilir. Bazen de hastada ani koma durumu
ortaya çıkabilir. Bu kayıplar, yine dakikalar veya
saatler içinde düzelebilir ve düzeliyorsa geçici
inmeden bahsedilir. Bu geçici inme atakları kalıcı
inmelerin ön habercidir. Kişi bu durumu
önemsemeyip doktora başvurmazsa kalıcı inme
gelişmesi neredeyse kaçınılmazdır.
Hastalığının ana sebebi:
Hastalığın sebebi beyni sulayan beyin
damarlarındaki tıkanmalardır. Bu tıkanmalar şah
damarı dediğimiz boyun bölgesindeki beyine
giden ana damarlarda olabileceği gibi, beynin
içindeki irili ufaklı birçok damarda da olabilir.
Daha az sıklıkta ise beyin kanaması, nadiren
beyin ve zarının iltihapları inmeye neden olur.
Kaba bir tahminle bir hastanenin acil servisine
müracaat eden 10 inme hastasının 7-8'inde
beyin damarlarında tıkanma vardır.
Damar tıkanmasının sebebi:
Damar tıkanmasının sebepleri ise; yaşlanma,
yüksek tansiyon hastalığı, damarların sertleşmesi,
kan yağlarının fazlalığı, kandaki kırmızı kan
hücrelerinin çokluğu, sigara, alkol gibi kötü
alışkanlıklar, kalp ve damar hastalıklarına irsi
yatkınlık, kalp kapak hastalıkları, kalp ritm
bozuklukları, şeker hastalığı olarak ifade edilebilir.
Beyin Damarında Tıkanma
İnmede neler yapılmalı?
Hasta apar topar hareket ettirilmemeli. Gereksiz
panikle hastaya zarar verilmemeli. İnme gerçek bir
acil durumdur. En kısa zamanda en yakın sağlık
merkezine ulaşımı sağlanarak erken tedavi imkanı
yaratılmalıdır. Erken tedavi yapılabilmesi için
hastanın mümkün olan en kısa sürede beyin
tomografisinin çekilmesi gerekmektedir. Çünkü
hastada tıkanma mı yoksa kanama mı olduğunun
kesin olarak anlaşılması bu tetkikle
sağlanmaktadır. Kanama tedavisiyle tıkanmanın
tedavisi farklıdır. Hastaların hemen hemen hepsi
hastaneye yatırılır. İnme sonrası ilk günler tedavi
için çok önemlidir. Bu günlerdeki uygun tedaviler
hastanın gerek hastalıktan ölmesini gerekse ağır
engelli olmasını önleyebilir.
Bazı inmeler günler içinde yapılan tedaviyle iz
bırakmadan iyileşir. İnmenin geçmemesi
durumunda; hasta hekim hekim dolaştırılmamalı,
tıp dışı yanlış uygulamalara (yatıra götürmek gibi)
fırsat verilmemelidir. Hastanın ilaç tedavisinin
eksiksiz uygulanmasının yanısıra fizik tedavi
imkanları aranmalıdır. Hastanın ilk günlerinden
itibaren uygulanan değişik fizik tedavi
uygulamaları engelllilik seviyesini düşürür. Ayrıca,
hastanın iyileşme arzusu, hasta yakınlarının ilgi
ve desteği iyileşme sürecinde en az ilaç ve fizik
tedavi kadar etkili olabilmektedir.
Beyin Damarında Kanama
Tedavide kullanılan ilaçların temel hedefi
inmenin tekrarlama ihtimaline karşı kişiyi
korumaktır. Yüksek tansiyonu normalleştirmek,
kan yağlarını (kolesterol) düşürmek ve özellikle
damar tıkanmasına bağlı inmelerde kan
sulandırıcı(aspirin) kullanmak tedavinin esasını
oluşturur. Ayrıca hastanın beslenme tarzı
değiştirilmelidir. Yüksek tansiyonu olanlarda az
tuzlu beslenme önemlidir. Yine katı yağlardan ve
kırmızı etten uzak kalınmalı, sıvı yağlı, sebze ve
bakliyat ağırlıklı, beyaz etli beslenme tercih
edilmelidir.
Ağır inmeli ve yatalak hastaların
hayatla ilgisinin kopmamasına dikkat edilmeli,
çökkün(depresif) duygulanım gelişmesi
durumunda bunun ilaçla tedavisi sağlanmalıdır.
Bazı hastalarda, özellikle genç inmeli hastalarda
inmenin ilk 3 saati içinde damar açıcı tedaviler
uygulanabilmekte ve bu hastaların bir kısmında
saatler ve günler içinde tam iyileşme
o l a b i l m e k t e d i r. F a k a t t e r s e t k i l e r i
(komplikasyonları) çok ciddi olan bir tedavi şeklidir.
Hastanın damarı açıldıktan sonra bu defa beyin
kanamaları gelişmekte ve hastaların inmesi daha
ağırlaşmakta ve bir kısmı ölmektedir. Özellikle
yaşlı hastalarda bu durum daha sık ortaya
çıkmaktadır. Öte yandan hasta veya hasta
yakınlarının en çok sordukları ve istedikleri tedavi
budur. Gelecekte daha iyi damar açıcı ilaçların
geliştirilmesiyle belki de bu mümkün olabilecektir.
Biçki Dikiş Kursu Hatırası - 1942 1-Sorgu Hakiminin Necla 2- 3- Emin
Ağaların Nimet 4- Uruşlu Ahmetin kızı Türkan 5-Feleklerin Mediha 67- Mustandıkın Hoca hanım 8-Kuyumcuların Naciye 9-Hafız Hakkıların Fatma
1- Hüsnü Çağlar 2- 3- Alaattin Yolasığmaz 4- Erhan Tiftik 5- Reşat Göçmen
6- 7- Yüksel Çağlar 8- Bedri Yıldırım 9- 10- Kozalanlı Zeki Akoğlu
11- Kapullulu Bayram
Afide Hanım, Kızı, oğlu ve torunu Günnur
1- Hurşit’in Mehmet Sivaslıoğlu 2- İsmet Diril 3- Aşçı Salih Şuvak,
4- Faik Arı 5- Kemal İnan 6-Şeref Ertürk
1- Bedri Yücel 2- Mustafa Yücel 3- Kadir Katipoğlu 4- İhsan Okyay
5- Küçük Hafız Şükrü Zeyrek 6- Nuri Özgün 7- Nihat Çağlar8- Ahmet Nazif Yücel
9- Ali Sağlam 10-Sait Yavaş 11- Orhan Sağlam 12- Müslüm Tuğcu
13- Tuğba Yücel 14- Sayit Yücel 15- İhsan Yavaş 16- 17- Mehmet Sağlam
Zehra Öğretmen, Ayten Kefelioğlu, Tülay Karaoğuz İnceoğlu
BEYPAZARLIM
Ayaktakiler Solda Sağa: Hüseyin Göçmen, PTT Memuru Orhan, Tuğrul Ulusoy,
Gazi Kaya, Önder, Kaleci Şener Oturanlar: Özkan Saraç, Doğan İncekara,
Alaattin Başaran, Metin Arı,Nazif Zeyrek, Ali Kılıçarslan
Adına yakışır asalet senin
Çalışkan gururlu haysiyetlisin
On parmağında on hüner var senin
Canım kurban olsun sana Beypazarlım
Tarihten geldin atiye gidiyorsun
Beş tepe arasında bir vadidesin
Cennet gibi bahçelerin var senin
Ne güzel bir şehirsin Beypazarım
Buram buram tarih kokar evlerin
Yol boyunca açmış çiçek güllerin
Dünya duydu senin adın şöhretin
Dillere destan oldun Beypazarım
Soldan Sağa: Halil Usta, Baki Bulduk, Ali Akyürek, Kemal Ertürk
Türlü sanat ehli vardır burada
Her birisi emek üretir yurda
Çoğu gurbet elde gönlü sılada
Gurbette şanın var Beypazarım
Hünerlidir parmakların, ellerin
Güzel kızların dokur ipekten kilim
Kazalar içinde altıncı yerin
Sanat ehli kızların var Beypazarım
1-Saatçi Hafızın Nazmi 2-Dilekçeci Tahsin 3-Kör Muzaffer 4- 5-Tombul Mehmet
6-Zeynepin Hüseyin 7- Kahveci Karagevrek 8-Bakkal Hurşitin oğlu
9- Bakkal Hurşit 10-Av. Tahir 11- Emin Ağa 12- 13- 14- Evrak Memuru
Pek güzel kentimin ekmeği aşı
Göveci, baklava, yaprak dolması
İçtin mi güzeldir maden sodası
Sana paye biçilmez Beypazarım
Seherde hafızlar okuyor ezan
Her devirde vardı şairi ozanı
Şairlere ilhamsın sen Beypazarım
Turizm şehrisin sen Beypazarım
Etem Ertürk
1962 Yılı Rüstempaşa İlkokulu 5 A Sınıfı Mezunları Soldan Sağa:
Sınıf Öğretmeni Murtaza Ulusoy, Mustafa Saydam, Okul Müdürü Oktay Ege
Öğrenciler: Ali Sezen, Ahmet Yünsel, Muhterem Erdoğan, Nermin Tütüncüoğlu,
Mehmet Karaoğlu, Ali Basmakçı, Erdal Ulusoy, Işıl Konyalıoğlu, Mustafa Çınar
AKŞEMSEDDİN
O
T
E
L
B E Y PA Z A R I
2004 yılında faaliyetine başlayan otelimiz modern, kaliteli, disiplinli hizmet anlayışını
benimseyerek deneyimli, güleryüzlü gece ve gündüz kadrosuyla konaklamanız süresince
sizlere rahat, güvenli ve konforlu bir ortamda evinizde gibi hissettirecektir.
SİZLERİ DE MİSAFİR ETMEKTEN MUTLULUK DUYARIZ.
50 Kişilik Oturma Grubuna sahip geniş ve ferah lobisi, 36 Standart ve 3 Suit olmak
üzere toplam 39 odası ve 104 yatak kapasitesi ile misafirlerine konforlu bir konaklama
imkanı sunan otelimizin tüm odalarında; Ortopedik Yataklar, Merkezi Isıtma, 24 Saat Sıcak
Su, Küvet, Saç Kurutma Makinesi, Minibar, TV, Kablosuz İnternet ve Telefon vardır.
İRFAN GÜMÜŞEL CAD. NO: 47 BEYPAZARI / ANKARA
TEL : +90 312 763 01 12 (3 Hat) FAX : +90 312 763 01 15
www.aksemseddinotel.com
[email protected]
B E Y PA Z A R I ’ N I N E N B Ü Y Ü K
ALIŞVERİŞ MERKEZİ
Beyaz Eşyadan;
Halıya...
Züccaciyeden;
Avizeye...
Mobilyadan;
Mefruşata...
Giyimden;
Küçük Ev
Aletlerine...
Kozmetik ve Tüm
Ev ihtiyaçlarında
TEK ADRESİNİZ...
AKIN EVSUN
AKIN EVSUN
T A V A N D A N
TABANA KADAR
E V İ N İ Z İ
BİZ KURUYORUZ
AKIN
EVSUN
A L I Ş
V E R İ Ş
M E R K E Z İ
Merkez : Kurtuluş Mahallesi Alparslan Türkeş Blv. No. 224 Beypazarı/ANKARA
Tel : 0.312 763 05 45 - 762 77 78 - Fax : 0.312 763 27 45
Şube : Kayhan Güven Cad. Kasaplar Hali Üstü No. 6 Beypazarı/ANKARA
Tel : 0.312 763 34 45 Gsm : 0533 652 86 45 - 0545 401 45 45
www.akinevsun.com.tr
e-mail:[email protected]

Benzer belgeler

SAYI 182

SAYI 182 Dr. Şahap KAVCIOĞLU Halk Bank olarak Türkiye’nin ilk KOBİ Bankası ünvanına yaraşır şekilde 70 yıldır faaliyetlerini sürdürerek ülke kalkınmasına, gelişmesine ve zenginleşmesine katkıda bulundukları...

Detaylı