Pelvik İnflamatuar Hastalık ve Vulvovajinit

Transkript

Pelvik İnflamatuar Hastalık ve Vulvovajinit
Pelvik İnflamatuar
Hastalık
ve
Vulvovajinit
A.Ü. Tıp Fakültesi
Acil Tıp A.B.D.
Dr. Murat BERBEROĞLU
•
Dişi üreme sisteminin üst kısmına ait enfeksiyonları kapsar
•
Serviks ve vajenden asendan yolla yayılarak;
salpenjit, endometrit, abse, peritonit, perihepatit yapabilir.
•
Üreme çağında ki bayanlarda 10-20/1000 oranında A.B.D. de yılda 1,5 milyon vaka
olduğu bildirilmiş.
•
Uzun dönemde; tubal nedenlere bağlı infertilite, ektopik gebelik, kronik ağrı hastaların
•
1998 yılında 1.88 milyar dolar harcanmış
% 25 inde sekel olarak kalmaktadır.
•
Hastalar acil servise non-spesifik yakınmalarla başvurur
•
Erken tanı ve agresif tedavi ile olası ciddi sekeller ve bulaş azaltılır.
20.04.2010
PATOLOJİ ve RİSK FAKTÖRLERİ;
ETYOLOJİ;
Birçok hastada N.gonore ve C. Trachomatis izole edilmiş.
•
•
traktta yayılması sonucu oluşuyor.
Üst üreme sisteminden alınan kültür materyalleriyle yapılan çalışmalarda etkenin
aerob-non aerob polimikrobiyal olduğu saptanmış
•
Önceye ait kuldosentezle yapılan örnekleme çalışmalarında prosedüre ilişkin
nedenlerle % 80 gibi bir oran bulunmuş
•
Laparoskopik kültür çalışmalarında bu oran % 30-40 olarak bulunmuş
•
H.influenza, S.agalactia, M. Hominis, U.urelyticum
Çoğu vaka cinsel yolla bulaşan hastalık (STD) etkenlerinin alt genital trakt yoluyla üst
•
%10 -20 oranında tedavi edilmeyen gonokokal ve klamidyal servisit PİD ye ilerliyor
•
Ovulasyon ve retrograd mensturasyon asendan yayılım ihtimalini arttırıyor
•
Bakteriler spermler aracılığıyla uterus ve tubalara yayılabilir.
•
Multiparlarda ve poastpartum hastalarda daha invaziv seyreder
•
Üst genital traktın başlangıç enfeksiyonlarında etkenler klasik
•
Transmural yayılımla parametrial yapılara yayılabilir ( örneğin; barsak )
•
Abse varlığında anaerob ve fakültatif anaeroblar
•
Batın içine yayılırsa peritonit oluşturur
Jinekolojik operasyon, HIV enfeksiyonu, M. tuberkülozis
•
Direk veya lenfatik yolla pelvisten hepatik kapsüle yayılarak perihepatite yol açabilir
•
RİSK FAKTÖRLERİ;
•
•
Seksüel aktif hastalarda multiple cinsel partner, geçirilmiş STD öyküsü, cinsel
•
PİD nedeniyle hospitalize edilen her üç kadından birinde tuba-ovaryan abse gelişiyor
istismar, sık vajinal duş, RİA (2-9 kat)
•
İnfeksiyon ve inflamasyon nedeniyle tubal yapışıklık
•
PİD olanlarda ektopik gebelik riski % 12-15 oranında daha fazla
Menarş öncesi; servikal permeabilitenin artmış olması, servikal ektopi, klamidyal
antikorarın yetersiz oluşu
•
KOMPLİKASYONLAR;
•
OKS kullanımı; mukus viskozitesini arttırarak, menstrüell kan akımını azaltarak PİD
riskini azaltır.
•
Bilateral tüp ligasyonu koruyucu değil ancak nispeten hastalık daha hafif geçiyor
•
Gebelik koruyucu etki gösterir mukus tıkacı aracılığıyla
Önceye ait geçirilmiş PİD sayı ve cidiyetine bağlı olarak tubal infertilite riski %12-50
oranında artmaktadır.
•
Tubal infertilitesi mevcut olan kadınların % 50 sinde PİD öyküsü yok ancak tubalarda
•
Kronik pelvik ağrısı ve disparönisi olan hastaların % 18 inde geçirilmiş PİD öyküsü
skar ve antikorlar mevcut.
•
Gonore de P9-Opa(b) protein ekspirasyonu, Klamidya da CHSP60 antijen
mevcut.
ekspresyonu yapan genler
KLİNİK;
FİZİK MUAYENE;
•
Alt karın ağrısı en sık olan başvuru şikayeti
ƒ
•
Diğer semptomlar;
ƒ
Alt karın duyarlılığı, servikal ve adneksiyal duyarlılık saptanabilir
Çok merkezli bir çalışmada adneksiyal duyarlılık en sensitif bulgu olarak bulunmuş (%
95- < 0.001 )
anormal vajinal akıntı, kanama, postkoital kanama, disparöni, bulantı, kusma, ateş,
ƒ
Mukopürülan servisit sık görülmesi nedeniyle yokluğu anlamlı NPV ye sahip
halsizlik,
ƒ
•
Minimal semptomatik veya asemptomatik olabilir
•
•
ƒ
Aşırı unilateral adneksiyal duyarlılık ve/veya kitle varlığı ovaryan abse lehine
değerlendirilmeli
Defans ve rebaund peritonit lehine değerlendirilmeli
Ayırıcı tanıda düşünülmesi gerekenler;
ƒ
Servisit, ektopik gebelik, endometriozis, over kisti-torsiyonu, spontan
abortus,kolesistit, gastroentrit, apandisit, divertikülit, renal kolik…
LABORATUVAR;
ƒ
Sağ üst kadran duyarlılığı ve sarılık varlığı FitzHugh-Curtis sendromu lehine
değerlendirilmeli
Diğer STD bulguları açısından değerlendirilmeli.
PROSEDÜR;
•
Mutlaka gebelik testi yapılmalı
•
Bahsi geçen prosedürler PİD tanısını kesinleştirmek için kullanılabilir
•
Ektopik gebelik ve septik abortus ekate edilmeli, tedavi rejimi ona göre planlanmalı
•
PİD tanısı diğer cerrahi acilleri taklit edebileceği için bahsi geçecek prosedürleri
•
Saline ve potasyum hidroksit tatbik dilmiş preparatlar clue cell, trikomonas ve lökore
•
Salinli preparatta lökore yokluğu PİD için negatif prediktördür
(epitel başına birden fazla PNL varlığı) açısından değerlendirilmeli.
•
Endoservikal sürüntü örneği kültüre gönderilmeli ve gram boyanmalı
bilmek faydalıdır.
•
ciddi hastalığı düşündürür.
•
•
Acil serviste kantitatif kültür kullanımının yeri yoktur
•
•
Lökositoz, sedim, CRP yüksekliği tanıyı destekler.
•
•
•
Endometrial biopsi histopatolojik olarak endometrit tanısını koymada faydalı
Transvajinalpelvik USG de tubada >5mm sıvı veya serbest pelvik sıvı varlığı akut
•
Pelvik abseler USG ile internal kompleks adneksiyal kitleler şeklinde görülür
Ektopik gebelik ve tuba-ovaryan abse ayrımında TV USG oldukça faydalıdır
Doppler USG PİD tanısını koymakta ve ciddiyetini belirlemede yararlıdır
Laparoskopi PİD tanısını koymada altın standart, klinik kriterlerden çok daha sensitif
ve spesifiktir.
Kültür için alınan örnekler sıklıkla vajinal flora ile kontamine olur bu prosedürle bu
•
durumun önüne geçilir
•
hepatik kapsül eksudasyonu ve/veya yapışıklıkları görülebilir.
•
Ancak acil serviste kullanımı sınırlı
•
Kültür kontaminasyon olmaksızın alınabilir
•
Kuldosentez acilde hızlıca yapılabilecek bir teknik
•
Prosedür pahalı, inaziv, uygulama için anestezi ve ameliyathaneye ihtiyaç var
•
Laparoskopik bulgularla hastalığın ciddiyeti arasında korelasyon yoktur
•
% 20 vaka da laparoskopi bulgu vermez
•
Laparoskopide yalnızca organların yüzeyi hakkında bilgi edinilebilir.
•
•
•
Endometrial suction küret ile örnek alınır, %90 sensitivite ve spesiviteye sahipdir.
Tubada hiperemi, tubal duvarda ödem, tubal yüzey ve fimbriada eksuda varlığı PİD
lehine bulgular
Elde edilen bulgular nonspesifik olduğu için acil serviste faydalılığı sınırlı
Apandisit, divertikülit veya vajinal kontaminasyon
TEDAVİ;
•
Tedavide hastanın akut semptomlarının giderilmesi, enfeksiyonun eradike edilmesi,
ve uzun dönem sekel riskinin en aza indirilmesi amaçlanır.
•
•
•
•
Antiinflamatuar ilaçların kullanımı net değil ancak iyi bir ağrı palyasyonu yapılmalı
Acil serviste yukarıda bahsi geçen organizmaların hepsini kapsayacak geniş
spektrumlu antibiotikler başlanmalı
Tedavi ne kadar erken başlanırsa uzun dönem sonuçları o kadar iyi oluyor.
İV. ve PO. Tedavileri kıyaslayan çalışmalar yok ancak semptomları azaltmada ve
mikrobiyolojik kür sağlamada ki başarıları karşılaştırılmış
•
RİA mevcut ise antibiotik başlandıktan sonra çıkarılması gerekir.
•
Tüm hastalar 72 saat sonra klinik ilerleme yönünden değerlendirilmeli
•
İV tedavi sonrası hastalarda oral tedaviye geçilebilir
•
72 saatlik tedavinin ardından düzelme olmayan hastalar cerrahi patolojiler
açısından değerlendirilmeli ( laparoskopi, drenaj)
•
Tuba-ovarian abselerin % 60-80 i sadece antibiotiklerle geriler.
•
Antibiotiklere yanıt vermeyen vakalarda laparoskopi kullanışlı olabilir, hem ayırıcı
tanı hem de drenasyona olanak sağlar
•
Gerilemeyen abseler , perkütanöz, laparoskopik olarak veya cerrahi olarak drene
edilmeli.
•
•
Birçok durumda paranteral tedavi gerekmez.
•
Uzun dönemde aradaki farkı gösterecek bir çalışma yok
•
Acil serviste yatış kararı hastalığn ciddiyetine, hastanın medikasyona uyumuna ,
major anaerobik enfeksiyon varlığı ( RİA, pelvik, tuba-ovaryan abse), eşlik eden
hastalık ve immünkompremizasyon, gebelik , adölesan, HIV ile infekte vs….
•
Eşlik eden gebelik varlığında Jinekoloji
•
Apandisit ekarte edilememişse Genel cerrahi
•
Durumu aydınlatmanın en iyi yolu oral ve İV opaklı batın BT çekmektir
•
Hastalara cinsel perhiz önerilmeli tedavi uyumu sağlanmalı
Boyutları giderek artan pelvik kitleler kanama lehine değerlendirilmeli.
VULVOVAJİNİT
•
Vulva ve vajinal dokuların inflamasyonu olarak tanımlanır.
•
Sıklıkla vajinal akıntı ve / veya kaşıntı iritasyonla karakterizedir, kötü koku oluşabilir.
•
A.B.D. De yılda 10 milyon başvuru oluyor
•
Prepubertal dönemde ki en sık jinekolojik yakınma
•
•
En sık nedenler:
infeksiyonlar, iritan ve allerjik ajanlar, vajinal yabancı cisimler, atrofi
En sık bakteriyal vajinoz (BV) etkenleri
gardnerella vajinalis, candida albicans, trichomonas vajinalis
•
BV vajinal akıntı ve kötü kokunun en sık nedenidir ve sıklıkla tek etken kaynaklıdır
•
İnfeksiyona sekonder olanlar sıklıkla üreme çağında görülür
•
Candida vajiniti, kontakt ve atrofik vajinit postmenopozal ve prepubertal daha sıktır.
GENEL YAKLAŞIM;
•
Ayrıntılı jinekolojik öykü alınmalı ve pelvik muayene yapılmalı
•
Vajinal sekresyonların mikroskobik bakısı yapılmalı
•
Hastaların semptomları nonspesifik, muayene bulguları değişken olabileceği için pH
değerlendirilmeli (nitrazine kağıdı) ve mikroskobik inceleme yapılmalı
•
pH > 4,5 trichomonas ve BV için tipik, pH 4,5 un altında ise fizyolojik akıntı veya
•
Minimal akıntı ve inflamasyon varlığında patojenler saptanamıyorsa , mekanik
fungal enfeksiyon
kimyasal, allerjik ve diğer noninfeksiyöz nedenler akla gelmeli
•
•
•
Doğurgan çağda, östrojen sebebiyle vajinal epitelin büyük kısmını süpefisyal hücreler
oluşturur.
BAKTERİYEL VAGİNOZİS (BV)
•
Lactobacillus türlerinin yerini anaerop bakterilerin alması ile oluşan durumdur.
•
BV kokulu akıntının en sık nedenidir ancak kadınların yarısı asemptomatiktir.
•
Seksüel aktivitesi olmayanlarda nadir görülür, çoklu partneri ile ilişkilidir.
Glikojen lactobacilli ve corynebacteria tarafından laktik asite dönüştürülür.
Asidik çevre patojen bakterilerin yerleşmesini engeller.
•
•
Normal vajinal sekresyon pH sı 4-4.5 arasındadır kıvamı çok değişkenlik gösterir,
kokusuzdur semptom vermez ve normal.
CDC tanı kriterleri;
1- vajinal duvarı kaplayan homojen, beyaz, noninflamatuar akıntı
2- clue cellerin varlığı (bakteriler tarafından kaplanan epitel hücreleri)
•
Menst öncesinde ve sırasında olan alkali sekresyon ,enfeksiyona yatkınlık oluşturur.
3- pH 4,5’ ten yüksek
•
•
Menarş öncesi ve menapoz sonrası vajinal pH 6-7 arasındadır.
östrojen konsantrasyonu, hijyen azlığı vajinite neden olan sebeplerdir.
•
4- KOH damlatıldıktan sonra balık kokusu olması.
üçünün olması tanı koydurur.
Prepubertal kadınlarda labia majoranın introitusu daha az kapaması, düşük
•
Gram boyama kullanılabilir ancak kültürü önerilmez.
Gebelerde preterm eylem, EMR gibi sonuçları nedeniyle 2. trimesterde yüksek riskli
hastalara ( prematür doğumu olan) tedavi önerilmektedir.
•
Bütün semptomatik hastalar, alerjileri yoksa, gebelik durumuna
bakılmaksızın metronidazol ile tedavi edilmelidir.
•
•
Asemptomatik gebe olmayan hastalarda eğer cerrahiye gitmeyecekse tedavi
önerilmez.
Cerrahi sonrası enfeksiyon ile BV ilişkisinden dolayı cerrahi abortus öncesinde
enfekte hastalara profilaktik tedavisi yapılmalıdır.
•
Bütün cerrahi girişime gidecek asemptomatik enfekte hastalarda tedavi önerilir.
CANDİDA VAJİNİTİ
•
•
•
•
•
•
7 günlük metronidazol tablet, vajinal jel veya klindamisin vajinal krem rejimleri
arasında 4 haftalık takiplerde belirgin fark bulunamanıştır.
•
Metronidazol vajinal jel daha az yan etki oluşturur fakat oral preparata alerjisi olan
hastalarda kullanılmamalıdır.
•
Oral metronidazol alan hastalar disülfiram benzeri etki nedeniyle 24 saat sonrasına
kadar alkol almamalı.
•
Vajinal klindamisin krem metronidazol rejimlerinden daha az yararlılık göstermiştir.
•
Gebelikte klindamisin vajinal krem kullanımı preterm eylem olasılığından dolayı
önerilmemektedir.
Başlangıçta tedaviye yanıt veren hastaların % 30’ unda 3 ay içinde rekürrens
görülmüştür.Bu nedenle 10-14 günlük tedavi önerilir.
•
•
Vulvovajinal candidiasis (VVC) prevalans bilgileri güvenilir değildir çünkü hastalık
rapor edilmiyor.
Tahminen hastaların % 75’i doğurganlık döneminde (gebeliğin 3. trimesterinde
daha yüksek olasılıkla) en az bir kere geçirmiştir.
Vajinal enfeksiyonların 2. yaygın sebebidir.
Organizma doğurganlık çağındaki sağlıklı asemptomatik kadınların % 20’
sinde izole edilmiştir.
Asemptomatik vajinal kolonizasyonu artıran faktörler ; gebelik,OKS kullanımı,
kontrolsüz DM ve sık seksüel geçişli hastalık öyküsü.
Menapozdan sonra östrojen yerine konulmadığında insidans azalır, bu da VVC’ nın
hormonal bağımlılığını vurgular.
•
% 85-92’ si C. albicanstır.
•
C. glabrata ve C.tropicalis nonalbicans enfeksiyonun en sık nedenleridir ve tedaviye
dirençlidirler.
•
Normal vajinal floranın gelişimini engelleyen durumlar ;
•
Klinik semptomlar ;
Lökore, vajinal kaşıntı, external disüri ve disparoni.
•
•
Mens öncesi veya koitusla semptomlar artar.
Jinekolojik muayenede ;
Vulvar eritem ve ödem, vajinal eritem ve peynir kesiği akıntı.
Sistemik geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı,
•
Tanıda vajinal pH 4-4.5 ve mikroskopik inceleme yardımcıdır.
•
SF’li preparatta maya tomurcukları ve psödohifler görülür, sensitivite % 40-60
Glikojen depolarının azalması (DM, gebelik, OKS)
Vajinal pH’ nın artması (mestruel kanama, semen…)
•
•
•
Candida kolonizasyonunu artırır, semptomatik enfeksiyona neden olur.
Dar giysiler-özellikle sentetikler- sıcaklık artışı, nem ve lokal irritasyon yaparak
•
%10’luk KOH ile epitel hücreleri uzaklaştırılır, maya tomurcukları ve psödohifler
görülür, sensitivite % 80’e spesifite % 100 e çıkar.
Semptomatik hastalarda şüphe varsa ve mikroskopik inceleme negatifse
kültüralınabilir.
üremeye uygun ortam yaratır.
•
Kültür pozitif hastaların tedavisi semptomlu hastaların tedavisi ile sınırlıdır.
•
Tedavi rejimlerinin çoğu hastaların % 80’ inden çoğunu rahatlatır.
•
•
•
•
•
•
•
Azol grubu nistatinden daha etkilidir, tedaviyi tamamlayan hastaların % 80-90’ında
başarılı.
Kremler, losyonlar, spreyler, vajinal tabletler, suppozituarlar , tamponlar eşdeğerdir ve
tedavi seçimi hastaya bırakılmalı.
Hafif-orta şiddette,sporadik, sağlıklı kişilerde nonrekürren hastalık durumunda
azollerin tek doz kullanımı yeterlidir.
Şiddetli, tekrarlayan hastalık,dirençli organizma varlığında topikal veya oral azol ile
10-14 gün tedavi önerilir.
Lokal ajanlar yanma ve irritasyon, oral ajanlar bulantı, karın ağrısı ve baş ağrısı
yapabilirler.
Oral flukonazole gebede kullanılmaz, ketokonazole diğer ilaçlarla etkileşerek KC
toksisitesi yapar.
Gebede oral ajanlar kullanılmaz ve sık nüks dışında partner tedavisi gerekmez.
TRİCHOMONAS VAGİNALİS
•
•
•
•
Daha önce VVC tanısı alan hastalara benzer semptomları olduğunda aynı tedaviyi
kullanmaları önerilir.
Semptomlar devam eder veya 2 ay içinde tekrarlarsa vajinal muayene ve mikroskopik
inceleme tekrarlanmalıdır.
Tekrarlayan VVC yılda 4 veya daha fazla atak olması olarak tanımlanır ve sağlıklı
kadınlarda % 5’ ten az görülür.
•
Etken bir flajellalı protozoa olan T.vajinalistir.
•
Paraüretral skene bezlerinde yaşar ve vaginaya geçerek enfeksiyon yapabilir.
•
Amerika da yıllık 2-3milyon başvuru.
•
Tekrarlayan şikayetleri olan hastaların çoğunda neden bulunamaz.(DM?)
•
•
Sık tekrarlayan enfeksiyonu olan hastalarda amaç uzun dönem profilaktik rejim ile
tedaviden çok semptom kontrolü sağlamaktır.
•
•
Güncel teori vajinal immun mekanizmanın bozulmasıdır.
•
Tanı kesinleştiğinde OKS kesilmeli ve DM’lerde kan şekeri kontrolü yapılmalıdır.
•
İnfeksiyon asemptomatik taşıyıcılıktan akut hastalığa kadar değişkenlik gösterebilir.
•
Vajinal akıntı hastaların % 50-75’ inde rapor edilmiştir.
•
•
•
•
Trichomonas her zaman seksüel geçişlidir ve prevelansı çalışma yapılan toplumun
seksüel aktivitesi ile koreledir.
Vajinal trichomoniasis gebeliğin sonlanımı, erken membran rüptürü ve preterm eylem
riskini arttırır.
Enfekte kadınlarla ilişkiye giren erkeklerin % 70’ inde 48 saat içinde organizma
saptanır,erkek partneri enfekte olan kadınların % 85’ i enfekte olur.
•
Kadınlarda trichomoniasis ile birlikte gonore prevalansı da yüksektir.
•
OKS, spermisidal ajanlar ve bariyer kontraseptifler geçişi azaltır.
•
Asılı damla görüntüsünün olması,semptomatik hastalarda %80-90 tanıya sensitiftir.
•
SF le yapılan preparatınincelemesinde PMN ve hareketli trichomonadlar görülür.
•
Asemptomatik hastalarda taramada %50-70 sensitif, %100 spesifik.
Klasik sarı-yeşil köpüklü akıntıdan (%20-30) griye kadar değişebildiği gibi hiç
akıntı olmayabilir.
Diğer semptomlar ağrı,irritasyon (%25-50),kaşıntı (%25-50),disüri (% 25) ve kötü
kokulu akıntı (% 25) dır.
Semptomatik kadınların yarısından çoğunda disparoni şikayeti vardır.
Semptomlar mens öncesi anında sonrasında vajinal pH çok alkali olduğunda
şiddetlenir.
•
Alt karın ağrısı nadir görülür, doktoru başka hastalıklar açısından uyarmalıdır.
•
Jinekolojik muayenede klasik “çilek servix” görülebilir(%2).
•
Diffüz eritem hastaların % 10-33’ ünde görülür.
•
•
Kültür %95 sensitiftir ve semptomatik ancak mikroskobisi doğal olan hastalarda
alınabilir.
Musluk suyunda,küvetlerde,tuvaletlerde ve havuzlarda 24 saate kadar yaşayabilir.
•
Erkeklerin % 90’ı ve kadınların %25’i asemptomatik taşıyıcıdır ve sıklıkla bulaş
semen aracılığıyla olur.
Primer ilaç metronidazoldür ancak nüks sıktır ve çoklu terapi gerektirir. Kür %90 dır
•
Sexüel partnerin eş zamanlı tedavisi ile kür oranı %90’ ın üzerine çıkar.
•
Tek doz tedavi düşük maliyet, az yan etki ve hasta uyumu nedeniyle işlevsel
•
Yanıtsız hastalarda 7 günlük tedavi gerekir.
•
GENİTAL HERPES
•
Genital herpes bir DNA virüsünün neden olduğu seksüel geçişli hastalıktır.
•
U.S.’ te yaklaşık 25 milyon genital herpesi olan hasta var.
•
Genital herpes, genital ülserlerin en sık karşılaşılanıdır ve seksüel geçişli hastalıkların
en sık görülenlerindendir.
•
2 antijenik grubu vardır: HSV-1 ve HSV-2.
•
Genital herpesin %85-90’ ında etken HSV-2’ dir,bazı çalışmalarda %30 etken HSV-1
•
Tekrarlayan genital herpesin nedeni HSV-2’ dir.
•
Doğum kanalından bulaşla oluşan neonatal enfeksiyon yüksek mortalite ve
morbiditeye sahiptir.
•
Kür sağlanmadığında tekrarlayan hastalık olarak kalır.
•
Bulaştan sonraki 45 gün içinde (ortalama 5.8 gün) lezyonlar oluşur
•
•
Lezyon ağrılı başlar,vezikül veya papül oluşur, kenarları keskin,birleşme eğiliminde,
yüzeyel bir ülser halini alır.
•
Semptomlar 8-10. günlerde pik yapar,sonraki hafta azalır,ülserler ise 21 günde iyileşir
•
Derin inguinal nodları tutar,üretral spazm,idrar retansiyonu nedeniyle disüri olur.
•
•
•
•
Başlangıç lezyonu %80 servixte. Faranjit ve vücudun diğer alanlarına yayılım –
genellikle belden aşağı- hastaların 2/3’ ünde rapor edilmiştir.
Ateş, baş ağrısı,miyalji ve halsizlik yaygındır. Hepatit, aseptik menenjit ve otonomik
disfonksiyon olabilir.
Aseptik menenjit HSV-2 ile daha sık oluşur ve hastaların % 30’unda rapor edilmiş.
İnaktive virüs sakral dorsal kök ganglionlarında kalır, endojen ve ekzojen uyarılar
sonrasında virüs aşağıya yönelir replike olur ve semptomları oluşturur.
•
Ataklar hafiftir ve sistemik bulgular genelde olmaz.
Genital lezyonlar daha az, küçük ve sıklıkla tek taraflıdır, ülseratif veya ekskoriasyon
veya çatlağa benzer olabilir.
•
Tekrarlayan lezyonlar aynı lokalizasyonda oluşma eğilimindedir
•
Semptomlar 4-8 gün kalır, lezyonlar 10 günde kaybolur.
•
Atakların sıklığı ve aradaki interval çok değişkendir.
•
,Ortalama semptomların tekrarlama süresi her 5-8 yılda bir olur.
•
Asemptomatik enfeksiyon, lezyon veya semptomları olmadan pozitif viral kültürün
olması olarak tanımlanır.
•
Klinikle HSV-1 ve HSV-2’ yi ayırt etmek olanaksızdır
•
HSV-1 daha hafif hastalığa neden olur, daha az tekrarlar ve ataklar daha hafiftir.
•
•
•
Klinik tanıda şüphe varsa kültür veya PCR yapılabilir ,virüs, ülser tabanından,
vezikülden izole edilebilir.
Tzanck preparatı hazırlanabilir.Giemsa veya Wright ile boyanır, multinükler dev
hücreler aranır(%50) yanlış pozitif olabilir.
Tedavi kür sağlamaz,semptom ve bulguları kontrol altına alır, iyileşmeyi hızlandırır,
atak şiddet ve sıklığına etkisi yoktur, topikal tedavi etkisizdir.
•
•
Ciddi hastalar hastaneye yatırılıp IV tedavi gerektirebilir.
•
Aataklarda tedavi prodrom evrede veya lezyonların 1. gününde başlanmalıdır.
•
•
Yılda 6 veya daha sık atak varsa günlük süpresif tedavi kullanılabilir fakat 1 yıl sonra
kesilmelidir. Bu tedavi atak sıklığını % 75 azaltır.
Süpresif tedavi virüsleri geçişini azaltmaz ve bu nedenle bulaş olsılığının devam
ettiğini anlatmak gerekir.
•
Asiklovir ve valasiklovirin gebelikte güvenirliği gösterilmemiştir
•
Genel popülasyonla karşılaştırıldığında major doğum defektleri riskini artırmamıştır
•
KONTAKT VULVOVAGİNİT
•
•
Kimyasal irritanlar veya alerjenlerle oluşur.
En yaygın irritan / alerjenler; sabun, parfüm, kumaş boyası, tuvalet kağıdı, tampon,
ped,kadın hijyenürünleri, topikal antibiyotikler,sentetik-sıkı iç çamaşırları..
•
Vulvovajinal bölgede eritem,ödem, vezikül veya ülser görülebilir.
•
Kontakt vulvovajinitin tanısında enfeksiyon dışlayıp etkeni bulmak gerekir.
•
•
•
Hafif vakaları kendiliğinden geriler, şiddetli vakalarda;
serin oturma banyosu, dilüe borik asit veya Burrow solüsyonu kompres
Topikal kortikosteroidler (hydrocortisone acetate-%0.5-2.5, fluocinolone acetonide%0.01-0.2,triamcinolone acetonide-%0.025) semptomları rahatlatır ve iyileşmeyi
kolaylaştırır.günde 2-3 defa uygulanır.
C. Albicans ile süperenfeksiyon oluşabilir,bu vakalarda nistatin/ triamcinolon
(Mycolog) kullanılabilir.
Gebe kadınlarda ensefalit, pnömoni veya hepatit gibi hayatı tehdit edici durumlarda
IV asiklovir kullanılmalıdır.
•
Sistemik analjezik gerekebilir.
•
Vajinal ve vulvar dokularla temas sonrasında şiddetli disüri oluşur.
•
Ürinasyon sırasında sıcak su dökülmesi semptomların rahatlamasını sağlar.
•
HSV enfeksiyonları yenidoğanda major mortalite ve morbidite nedenidir.
•
Doğum sırasında aktif lezyon varsa sezeryan uygulanabilir.
•
Gebelik sırasında enfeksiyon önlenmelidir ve aktif hastalık varsa tedavi edilmelidir.
ATROFİK VAJİNİT
•
Menapoz sonrası hücrelerin içerdiği glikojen azalır, vajinal pH artar, mukoza direnci
azalır.
•
•
•
Fizyolojik atrofik vagina ile semptomatik atrofik vajinitin ayrımı önemlidir.
Vajinit oluştuğunda vajinal epitel ince, inflame, ülseredir, ağrı, disparoni ve ara sıra
lekelenme-akıntı eşlik eder.
Östrojen replasman tedavisi kullanılmadıkça candida ve trichomonas enfaksiyonları
nadirdir.
•
Smear alınması kanamalı alanda kanseri dışlamak için zorunludur.
•
Topikal vajinal östrojen verilir (10-25 mg östrodiolün gece kullanımı etkilidir).
•
Üreme çağındaki kanser öyküsü olan kadınların hiçbirine önerilmemelidir.
•
Hastalar Pap smear yapılması ve tedavinin takibi için yönlendirilmelidir.
TEŞEKKÜRLER….

Benzer belgeler

N. gonorrhoeae

N. gonorrhoeae Aseptik menenjit HSV-2 ile daha sık oluşur ve hastaların % 30’unda rapor edilmiş. İnaktive virüs sakral dorsal kök ganglionlarında kalır, endojen ve ekzojen uyarılar sonrasında virüs aşağıya yöneli...

Detaylı

Giriş Giriş - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Giriş Giriş - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Tüm partnerler semptom bașlangıcından 60 gün önceye kadar temas varsa Gonore ve Klamidya tedavisi almalı

Detaylı