sözcükte anlam - Kartanelerim.com

Transkript

sözcükte anlam - Kartanelerim.com
SÖZCÜKTE ANLAM
Sözcüklerin tek başlarına anlamları olmakla beraber
cümle içinde de farklı anlam özellikleri kazanabilirler. Hatta
aynı sözcük farklı cümlelerde farklı anlama gelebilmektedir.
Ör: Üzerinde ince bir gömlek vardı. (kalın değil)
Bu yaptığın çok ince bir davranıştı. (kibar)
GERÇEK ANLAM
Bir sözcüğün söylendiğinde aklımıza gelen ilk
anlamıdır. Sözlükte ilk anlam olarak verilir.
Ör: Kağıtların hepsini tek tek yaktı.
Yere düşen çocuğun burnu kanadı.
Kuşun kanadında kırmızı bir tüy var.
YAN ANLAM
Sözcüğün gerçek anlamına bir yönü ile benzeyen yeni
anlamıdır. Mutlaka gerçek anlam ile şekil, özellik, renk gibi bir
bağlantısı vardır.
Ör: Yine bizimki yemeği yaktı.
Ayakkabının burnunu eskitiyor.
Uçağın kanadını maviye boyamışlar.
EŞ SESLİ (SESDEŞ)
Yazılışları aynı; anlamları farklı olan sözcüklerdir.
Ör: Yaz: yazma eylemi
Yaz: bir mevsim
ZIT ANLAMLI
Birbirine karşıt anlamları karşılayan sözcüklerdir.
Ör: Güzel - çirkin
ağla – gül
Not: Bir sözcüğün olumsuzluk eki almış hali ile zıt anlam
yapılmaz.
Ör: gel – git ( gelme zıt anlam olmaz)
Not: Her sözcüğün eş anlamlısı, eş seslisi, ya da zıt anlamlısı
yoktur.
Not: sözcüklerin bu anlam özellikleri cümledeki kullanılışı ile
bulunur. Örneğin “ince” sözcüğünün zıt anlamlısı “kalın”dır. Oysa
“çok ince bir insansın” cümlesindeki “ince” sözcüğünün zıt
anlamlısı “kaba”dır.
GENEL VE ÖZEL ANLAM
Dar kapsamlı sözcüklere özel; geniş kapsamlı
sözcüklere genel anlamlı denir. Aşağıda genelden özele bir
sıralama yapılmıştır.
Varlık-canlı-bitki-ağaç-çam ağacı-diken yapraklı çam ağacı
MECAZ ANLAM
Bir sözcüğün gerçek anlamı ile hiçbir ilişkisi olmadan
o sözcüğü yepyeni bir anlama gelecek şekilde kullanmaktır.
Ör: Ayrılık acısı ciğerimizi yaktı.
Ne kadar da burnu havada bir kızsın sen.
Rıfkı Bey, mahallenin yetimlerini kanatları altına aldı.
NİCEL VE NİTEL ANLAM
Nicel sayılabilen, ölçülebilen özelliği olan kelimelerdir;
nitel sayılamayan, ölçülemeyen özelliği olan kelimelerdir.
Ör: Eve gelince bir tabak yemek yedi. (Nicelik)
Bu çok lezzetli bir yemek. (Nitelik)
AD AKTARMASI
Bir kavramı uzun uzun anlatmak yerine, o kavramla
alakalı bir yada birkaç sözcüğü kullanıp tamamını kastetmedir.
Ör: Bizler Yahya Kemal okuduk. (Yahya Kemal şiirleri)
Yine sobayı yakmamış. (Sobanın içindeki odunları)
Beş dakikada üç tabak yedi. (Üç tabak yemek)
SOYUT VE SOMUT ANLAM
Beş duyu organımızdan herhangi biri ile
algılayamadığımız varlıklar soyuttur. Beş duyu organımızdan
herhangi biri ile algılayabildiğimiz varlıklar somuttur.
Ör: Akıl, zeka, sevgi, ilgi, nazar, öfke… - soyut anlamlı
Kalem, okul, taş, hava, yazı, gül…. – somut anlamlı
DUYULAR ARASI AKTARMA
Bir duyu organının bir bir özelliğini başka bir duyu
organınınkini karşılayacak şekilde kullanmaktır.
Ör: Adamın acı bir sesi vardı. (Acı - tat alma)
TERİM ANLAM
Bilim, sanat ya ada meslekle alakalı özel kelimelerdir.
Bir sözcüğün günlük anlamdaki kullanımı terim değildir.
Ör: Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir. (Terim)
Bu olaya bakış açını beğenmedim. (Terim değil)
DOLAYLAMA
Tek sözcükle ifade edilebilecek bir kavramı, birkaç
sözcükle anlatmaktır.
Ör: Kaleci – file bekçisi
Kömür – kara elmas
Sinema – beyaz perde
Turizm – bacasız sanayi
SÖZCÜK ÖBEKLERİ (GRUPLARI)
Birkaç sözcüğün bir araya gelmesi ile oluşmuş, kendi
içinde kalıplaşıp artık bir bütün olmuş sözcükleridir.
GÜZEL ADLANDIRMA
Söylenince insanlarda korku, üzüntü, uğursuzluk gibi
duyguları uyandıran sözcüklerin yerine başka sözcüklerin
kullanılmasıdır.
Ör: Verem – ince hastalık
Ölüm – son yolculuk
Cinler – üç harfliler
doğa üstü varlık – iyi saatte olsunlar
EŞ ANLAM (ANLAMDAŞ)
Yazılışları farklı; anlamları aynı olan sözcüklerdir.
Ör: öğrenci – talebe
konuk – misafir
DEYİMLER
En az iki sözcüğün bir araya gelerek kendi
anlamlarından başka bir anlamı karşılayarak oluşturduğu
bütündür. Tüm deyimler mecaz anlamlıdır. Deyimler genellikle
eylem bildirdikleri için, genellikle sonlarına “-mek,-mak” eki alırlar.
Ör: Aldığı her işi yüzüne gözüne bulaştırır.
Bu yaptıklarınla öğretmenin gözünden düştün.
ATASÖZÜ
Söyleyeni belli olmayan, deneyimlere dayanan, bizlere
öğüt veren ve her zaman bir cümle şeklinde olan kalıplaşmış
kelime gruplarıdır.
Ör: Dost ile ye iç; alışveriş etme.
1
Horoz ölür gözü çöplükte kalır.
Not: Kimi atasözleri sadece gerçek; kimileri hem gerçek hem
de mecaz; kimileri ise sadece mecaz anlamlıdır.
Ör: Son pişmanlık fayda vermez (gerçek)
Ağaç yaşken eğilir (hem gerçek hem mecaz)
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır (mecaz)
Not: Deyimleri ve atasözlerini oluşturulan kelimeler kesinlikle
atılamaz ya da değiştirilemez.
ÖZDEYİŞLER (VECİZE)
Ünlü biri tarafından söylenmiş özlü sözlerdir.
Atasözlerinden farkı söyleyenin belli olmasıdır.
Ör: Bir Türk dünyaya bedeldir (Atatürk)
İKİLEMELER
İki sözcüğün bir araya gelerek kalıplaşması ile oluşan
gruplardır. Şu şekillerde oluşur:
 Aynı sözcüğün tekrarı ile,
Ör: Her tarafa sarı sarı yapraklar dökülmüş.
 Yakın anlamlı sözcüklerin tekrarı ile,
Ör: Yalan yanlış sözlerle beni oyalama.
 Zıt anlamlı sözcükler ile,
Ör: Elindeki irili ufaklı taşları denize atıyor.
 Anlamsız sözcüklerle,
Ör: Abur cubur yemekten midesi bozuldu.
 Biri anlamlı diğeri anlamsız iki sözcükle,
Ör: Bu sorunu para mara çözemez.
YANSIMA SÖZCÜKLER
Doğada duyulan seslerin taklidiyle oluşur.
Ör: Ağaçlardan gelen hışırtı beni korkutuyor.
Not: Önemli olan bir sesten yola çıkarak oluşmasıdır.
Ör: Masa gıcır gıcır ediyordu. ( Yansıma)
Evi temizledi, her yer gıcır gıcır oldu. (Yansıma değil)
Sabahleyin pırıl pırıl güneşte uyandım. (Yansıma değil)
Not: İsim ve sıfat tamlamaları da birer söz öbeğidir.
CÜMLEDE ANLAM
Her cümle bir şeyi ifade etmek amacıyla kurulur.
Yüklemsiz cümle olmaz. Her sözcüğün kendi başına bir anlamı
olsa bile cümle içinde yeni anlam kazanabilir.
TANIM CÜMLESİ
Bir şeyin ne olduğunu anlatan cümlelerdir.
Ör: Çiçek, renkli ve kokulu bir bitkidir.
Not: Tanımlama öznel ya da nesnel olabilir.
Ör: Sevgi emektir. (Öznel tanımlama)
Not: Tanım cümlesi “Bu nedir?” sorusuna cevap verir.
ÜSLUP BİLDİREN CÜMLE
Bir sanatçının dili kullanma şekli, sözcük seçimi,
cümle kurma biçimi o yazarın üslubudur. Üslup bir cümlenin
“Nasıl” anlatıldığıdır.
Ör: Öyle şairler vardır ki onların yazdıklarını dağdaki çoban
bile anlar. (Yazarın anlaşılır bir dil kullandığı söylenmiştir)
İÇERİK İLE İLGİLİ CÜMLELER
Bir sanatçının yazısında nelerden bahsettiği, hangi
konulara değildir. İçerik bir cümlede “Ne” anlatıldığıdır.
Ör: Bu kitapta Keloğlan’ın başına gelenlerden bir bölüm
bulabilirsiniz. (Kitapta neler anlatıldığı söylenmiştir)
KARŞILAŞTIRMA CÜMLESİ
En az iki kavramın ya da varlığın birbiri ile
kıyaslanmasıdır.
Ör: Ali Mehmet’ten daha uzundur.
Not: “en” sözcüğü de karşılaştırma anlamı içerir.
Ör: Sınıfın en başarılısı Nuri’dir. (Sınıf ile Nuri karşılaştırıldı)
BENZETME CÜMLESİ
Bir varlık ya da kavramın bazı özellikleri ile diğerine
benzetilmesidir.
Ör: O da babası gibi siyah saçlı ve ela gözlüydü.
Not: Benzetme ve karşılaştırma birbirine karıştırılabilir; bu
durumda anlamsal özelliğine dikkat etmek gerekir.
Ör: Arslan kadar güçlü çocuktur o. (Karşılaştırma)
Arslan gibi güçlü çocuktur o. (Benzetme)
YORUM
Cümleyi söyleyenin, sözünü ettiği konu hakkında kendi
görüşlerini ortaya koymasıdır.
Ör: Bu kasaba deniz kıyısında kurulmuştur. (Yorum yok)
Bu şirin kasaba deniz kıyısına kurulmuştur. (Yorum var)
ÖZNEL VE NESNEL ANLATIM
Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamayan, kişiden
kişiye değişiklik gösteren cümleler özneldir. Doğruluğu ya da
yanlışlığı kanıtlanabilen, kişiden kişiye değişiklik göstermeyen
cümleler nesneldir.
Ör: Bu çok güzel bir renkmiş. (Öznel)
Gökkuşağında yedi renk vardır. (Nesnel)
ELEŞTİRİ - DEĞERLENDİRME
Bir kişi , sanat eseri ya da varlığı çeşitli yönleri ile
inceleyip bir çıkarımda bulunmaktır.
Not: Bu cümleler çoğunlukla özneldir ama nesnel
değerlendirmeler de yapılabilir.
Ör: Bu kitaptaki anlatım çok başarılıdır. (Öznel)
100 sayfanın 95’inde uzun uzun onu anlatmış. (Nesnel)
Not: Eleştiri her zaman olumsuz olmaz.
Ör: Bu roman okuyucuyu çok sıkıyor. (Olumsuz eleştiri)
Bu roman dili ve içeriği ile fark yaratıyor (Olumlu eleştiri)
NEDEN – SONUÇ CÜMLESİ
Bir işin hangi gerekçe ile yapıldığını bildirir. “Neden?”
sorusu sorularak bulunur.
Ör: Uyumadığı için sabah kalkamadı. (Neden kalkamadı?)
AMAÇ – SONUÇ CÜMLESİ
Bir işin yapılma amacını söyleyen cümlelerdir. “Hangi
amaçla?” sorusu sorularak bulunur.
Ör: İlaç almak için eczaneye gitti (Hangi amaçla gitti?)
KOŞUL – ŞART CÜMLESİ
Bir işin gerçekleşmesinin diğerine bağlı olduğu
cümlelerdir. Genellikle “-se,-sa” eki ile yapılır.
Ör: Yemeğini yersen kola içebilirsin.
Başarılı olmak için ders çalışmalısın.
2
CÜMLE ANLAMI SORULARINDA SORULAN
ÖZEL KAVRAMLAR
Varsayım: Olmamış bir olayı olmuş gibi kabul etmek.
Ör: Diyelim ki Ankara’ya gittin, ne yapacaksın orda ?
Öneri: Bir konunun eksikliğini gidermek için çözüm sunma.
Ör: Sınava bir hafta önceden çalışmak sizi öne geçirir.
Tasarı: İlerde yapılması planlanan cümlelerdir.
Ör: Yarın o arkadaşlarla görüşeceğim.
Not: Tasarı kesin planlanır; önerinin yapılıp yapılmayacağı
belli değildir.
Ör: Bu kitaba önsöz yazılması iyi olurdu. (Öneri)
Bu kitaba bir de önsöz yazacağım. (Tasarı)
Önyargı: Kesin bilgiye sahip olmadan olumsuz karar verme.
Ör: Bu çocuk ne kadar çalışsa da başarılı olamaz.
Tahmin: Kimi kanıtlara dayanarak bir durumun sonucunu
sezmeye çalışmaktır.
Ör: Kapıyı çalan Ahmet olmalı, aç lütfen.
Yakınma: Olumsuz bir durumdan üzülme ve şikâyetçi olma.
Ör: Bu sınıfın yaramazlıkları insanı bıktırıyor.
Sitem: Birine kırıldığını bildirmektir.
Ör: İnsan buraya kadar gelir de annesini ziyaret etmez mi?
Hayıflanma: Kendi kendine kızma ve pişman olmadır.
Ör: Ah karnım ! O son sarmayı yemeyecektim.
Kaygı : Bir durumun daha kötüye gideceğinden korkmakdır.
Ör: Yeni nesil her geçen gün daha saygısız olacak galiba.
Uyarma: Bir durumun kötüleşmemesi için ikaz etme.
Ör: Sakın gitme oraya, köpekler var!
Kinaye: Tersini söyleyerek alay etmek.
Ör: Ayda bir çalışıyor, okul birincisi olacak bizimki !
Karşıtlık: Zıt kavramların beraber söylenmesidir.
Ör: Önceleri çok dar giyiyordu; şimdi ise çok bol…
Beğenme: Olumlu karşılamak, hoşuna gitmektir.
Ör: İşte ev dediğin böyle olmalı.
ANLATIMDA DERECELENDİRME
Bir durumun zihinde daha iyi canlanması için
aşamaları ile birlikte anlatılmasıdır.
Ör: Sesler önce fısıltıya, sonra homurtuya, sonra bağrışmaya
dönüştü.
Ör: Hava gittikçe kararıyordu.
GENEL VE ÖZEL ANLAMLI CÜMLELER
Geniş kapsamlı olan cümleler genel anlamlı; dar
kapsamlı olan cümleler özel anlamlıdır.
Ör: Kitapları çok severim. Romanları çok severim. Polisiye
romanları çok severim. Ahmet Ümit’in polisiye romanlarını çok
severim. Ahmet Ümit’in son polisiye romanını çok severim.
(Cümleler genelden özele doğru sıralanmıştır.)
ANLAMCA ÇELİŞEN CÜMLELER
Birbiri ile farklı veya karşıt şeyleri söyleyen cümlelerdir.
Ör: Büyük yazarın en önemli özelliği yıllarca okunmasıdır.
Büyük yazarın en büyük özelliği şimdi okunmasıdır.
AKTARMA CÜMLELERİ
Düz Anlatım: Sözü söyleyenin lafının hiç
değiştirilmeden aktarıldığı cümlelerdir.
Ör: Öğretmen “Çabuk gel !” dedi.
Dolaylı Anlatım: Başkasına ait bir sözü kendi
söyleyişimizle iletmektir.
Ör: Öğretmen çabuk gelmeni söyledi.
PARÇADA ANLATIM
Paragraf sorularını çözerken önce paragrafı değil
soruyu okumalıyız.
Emin olduğumuz şıklara “+” işareti koyup diğerleri
üzerinde daha fazla zaman harcamalıyız.
Paragraf sorularını çözerken kendi görüşümüze değil
paragrafın bize anlattığına dikkat etmeliyiz. Mesela bir paragrafta
“Hırsızlık iyidir” diyorsa biz “Hırsızlık kötüdür” diyemeyiz.
Paragraf sorularında zorlanmamak için çok sayıda
paragraf sorusu çözmeliyiz. Sınava kadar kendimize bir hedef
koyup, mesela her gün en az 5 paragraf sorusu çözmeliyiz.
Mutlaka sorudaki “değildir, olamaz, bu çıkarılamaz” gibi
olumsuz ifadelere dikkat etmeliyiz.
ANLATIM BİÇİMLERİ
Anlatım biçimleri 4 tanedir. 2 tanesi olay yazılarında
(Öyküleme, betimleme) ; 2 tanesi düşünce yazılarında (Açıklama,
tartışma) kullanır. Şifre : ABTÖ
1- AÇIKLAYICI ANLATIM
Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir şeyler öğretmek amacı
ile kullanılır. Açık ve anlaşılır bir dili vardır. Öznellikten kaçınılır,
tanımlar yapılır ve örnekler verilir.
2 - TARTIŞMACI ANLATIM
Yazar bir konuda kendi görüşünü savunurken bu
anlatım biçimini kullanır. Zaman zaman iki düşünce karşılaştırılır
ve biri kanıtlanmaya çalışılır. Amaç okuyucunun düşüncesini
yazarın düşüncesi yönünde değiştirmektir.
3- ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM
Olayların, oluş sırasına göre anlatıldığı yazılarda
kullanılır. Olay olmazsa öyküleme de olmaz. Yani okuyucuya
mutlaka bir hikaye anlatılır.
4- BETİMLEYİCİ ANLATIM
Okuyucunun kafasında resim çiziyormuş gibi bir anlatım
yapmadır. Öyle ki okuyucu anlatılanları hiç görmemiş olsa bile,
zihninde ona dair görünüş özellikleri canlanır.
a) Ruhsal Betimleme : Kişilerin iç dünyası ve ruh halleri
anlatılır.
Ör: İçli ve çok duygulu bir adamdı; konuşurken hem ağlar, hem
ağlatırdı.
b) Fiziksel Betimleme: Dış görünüş özellikleri anlatılır.
Ör: Kırmızı duvarlı, sarı pencereli, üç katlı bir okuldu. Kocaman,
kahverengi demirden bir kapısı vardı.
Not: Genellikle açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimleri
beraber; betimleyici ve öyküleyici anlatım biçimleri de beraber
kullanılır.
Açıklama ve tartışma, makale, deneme, Ansiklopedi,
ders kitabı, araştırma vb. bilimsel eserlerde kullanılır.
Öyküleme ve betimleme, roman, hikâye, masal, tiyatro
vb. sanatsal yapıtlarda kullanılır.
3
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
Anlatım biçimi ile düşünceyi geliştirme yolları farklı
kavramlardır. Düşünceyi geliştirme yolları anlatın biçimlerinin
içinde kullanılır. Mesela, açıklayıcı anlatımda, tanımlama,
karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma kullanılabilir.
1- TANIMLAMA
Bir kavram yada varlığın ne olduğunun anlatılmasıdır.
Tanım “nedir” sorusuna verilen cevaptır.
2- KARŞILAŞTIRMA
En az iki farklı düşünce, durum ya da varlığın birbiri ile
benzer veya zıt yönlerinin ortaya konarak aralarındaki farkın
ortaya çıkarılmasıdır. “Ali Mehmet’ten daha çalışkandır.”
derken Ali ile Mehmet karşılaştırılmıştır. “Ali sınıfın en
çalışkanıdır.” derken Ali tüm sınıf ile karşılaştırılmıştır.
3- ÖRNEKLENDİRME
Anlatılan konu ile ilgili örneklerin verilmesidir. Konuyu
daha anlaşılır yapmak veya kanıtlamak için kullanılır.
4- TANIK GÖSTERME
Yazarın görüşüne destek bulmak için başka birinin, o
konudaki bir sözünün alıntı yapılmasıdır. Örnekleme ile
karıştırılmamalıdır. Tanık göstermede kavramlar ve varlıklar
yerine birinin sözü verilir.
5- BENZETME
Bir kavramın yada varlığın diğerine ait özellikle
anlatılmasıdır. 4 öğesi vardır ama hepsi kullanılmayabilir.
Aslan
gibi
güçlü
adam
Benzetilen
Ben. Edatı
Ben. Yönü
Benzeyen
6- SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA
Düşünceyi kanıtlamak için sayılardan, istatistiklerden,
araştırma sonuçlarının verilerinden yararlanmaktır.
7- DUYULARDAN YARARLANMA
Görme, tatma, duyma, dokunma ve koklama
duyularının yazıda kullanılmasıdır. Yazar bu duyuları ile
hissettiklerini anlatır. Bazen bir duyunun özelliği başka bir
duyuya aktarılabilir.
Ör: Birden bire acı bir çığlık duyduk.
(Acı sözcüğü tatma ile ilgili bir duyu iken, bu cümlede
duyma ile ilişkilendirilmiştir.)
ANLATICILAR VE BAKIŞ AÇILARI
ANLATICILAR
1- Birinci Kişili Anlatım: Olayın “Ben” in ağzından
yapılmasıdır.
Ör: Eve geldim, yemek yedim, sonra uyudum.
2- Üçüncü Kişili Anlatım: Olayın “O” nun ağzından
yapılmasıdır.
Ör: Eve geldi, yemek yedi, sonra uyudu.
ANLATICI BAKIŞ AÇILARI
1- İlahi (Hakim – Tanrısal) Bakış Açısı: Anlatıcının gizli
olayları ve kişilerin iç dünyalarını dahi bildiği anlatımdır. 3. kişi
tarafından anlatılır.
2- Kahraman Bakış Açısı: Anlatıcı metindeki kahramanlardan
biridir. Olayı kendi gördükleri ve düşündükleri ile anlatır. 1. kişi
tarafından anlatılır.
3- Gözlemci Bakış Açısı: Anlatıcı olayların içinde yer almaz,
sanki bir köşeden izlediklerini bize anlatır. Kahramanların ruh
hallerini bilmez, sadece gördüklerini anlatır. 3. kişi tarafından
anlatılır.
SÖZCÜK TÜRLERİ
İSİM (AD)
Evrende her şeyin bir adı vardır. İşte bu adlara isim
denir. İsimler çeşitli bölümlerde incelenir.
1- Varlıklara Verilişlerine Göre:
Özel İsim: Tek olan ve tam olarak bir benzeri
bulunmayan isimlerdir.
Ör: Çukurova, Yunus Emre, Türkçe, İslamiyet, Kızılay
Cins İsim: Aynı türden varlıkların adıdır.
Ör: Kitap, köpek, ev, hayal, nefes, şiir, yıldız
Not: Bir sözcük kullanıldığı cümleye göre özel ya da cins isim
olabilir.
Ör: Uzaydan Dünya’nın fotoğrafı çekildi (Özel)
Seni dünyalar kadar seviyor. (Cins)
2- Varlıkların Sayısına Göre:
Tekil İsim: Tek bir varlığı karşılar.
Ör: Ağaç, asker, koyun
Çoğul İsim: Birden çok varlığın adıdır. “-ler,-lar” eki ile
yapılır.
Ör: Ağaçlar, askerler, koyunlar
Topluluk İsmi: “-ler,-lar” eki almamasına rağmen bir
çokluk ifade eden isimlerdir.
Ör: Orman, ordu, sürü
3- Varlıkların Oluşlarına Göre:
Somut isim: Beş duyu organından en az biri ile
algıladığımız isimlerdir.
Ör: Kitap, taş, su, orman
Soyut İsim: Beş duyu organından hiçbiri ile
algılayamadığımız isimlerdir.
Ör: Aşk, sevinç, korku, saygı, insanlık
Not: Bir sözcük kullanıldığı cümleye göre somut ya da soyut
isim olabilir.
Ör: Duvarları maviye boyadım. (Somut)
Aramızdaki düşmanlık duvarını yıkmalıyız. (Soyut)
4- Yapısına Göre İsimler:
Basit isim: Hiç yapım eki almamış isimdir. Çekim eki
alabilir.
Ör: Gün, kelebek, hava, evim, yollar
Türemiş İsim: Yapım eki almış isimdir. Çekim eki de
alabilir.
Ör: Yağmurluk, sözlük, sevinç, bilgiler, korkum
Birleşik isim: En az iki sözcüğün birleşmesiyle yapılır.
Ör: Uyurgezer, kahvaltı, ketenhelva, cumartesi
İsimlerde Küçültme: İsimlere sevgi, şefkat, acıma gibi anlamları
yüklemek için “-cık,-cik,-cuk,-cağız,-ceğiz” eklerinin eklenmesi ile
yapılır. Ama kimi zaman bu ekler kalıplaştığı için küçültme anlamı
taşımaz.
Ör: kitapçık, odacık, yavrucak, çocukcağız (Küçültme var)
Bademcik, oyuncak, gelincik, Mehmetçik (küçültme yok)
İSİM TAMLAMASI
İki ya da daha fazla isimden oluşmuş tamlamadır. İki
öğeden birincisine tamlayan, ikincisine tamlanan denir.
Tamlayan eki: -ın,-in-,-un,-ün,-nın,-nin,-nun,-nün
Tamlanan eki: İyelik (sahiplik) ekidir.
4
İsim tamlamaları 4’e ayrılır.
1- Belirtili İsim Tamlaması: İkisi de ek alır.
Ör: Evin kapısı, portakalın suyu, kalemin ucu
Not: İsim soylu sözcükler dışındaki sözcüklerle tamlama
yapılamaz. Ama zamirlerle yapılabilir (bizim evimiz)
Ör: okulun açılması, onun döneceği (tamlama değil)
2- Belirtisiz İsim Tamlaması: Sadece biri ek alır.
Ör: Ev kapısı, portakal suyu, kalem ucu
3- Takısız İsim Tamlaması: Hiçbiri ek almaz.
Ör: ipek gömlek, bakır kap, mermer saray
Not: Takısız isim tamlamasının da sıfat tamlamasın da eki
yoktur. Takısız isim tamlaması bir şeyin neye benzediğini ya da
neden yapıldığını (hammaddesini) söyler.
Ör: kırmızı kalem (Sıfat t.)
tahta kalem (İsim t.)
4- Zincirleme İsim Tamlaması: En az üç isimden oluşur.
Ör: demir kapının kolu, bizim evin sahibi
Not: Tamlamalarda “-ın” eki yerine “-dan” eki olabilir.
Ör: çocukların birkaçı, çocuklardan birkaçı
Not: Eğer isim tamlamasının tamlayanı bir zamirse kimi
zaman bu zamir kullanılmaz, buna tamlayanı düşmüş isim
tamlaması denir.
Ör: Bizim evimiz çok güzel.
Evimiz çok güzel.
SIFAT (ÖNAD)
Bize isimlerin özelliklerini anlatan sözcüklerdir.
İsimden önce gelirler. 2’ye ayrılırlar.
1 – Niteleme Sıfatları :
“Nasıl” sorusu ile bulunur, ismin özelliğini anlatır.
Ör: çizgili gömlek, yumuşak söz, sapsarı yapraklar
2- Belirtme Sıfatları:
Kendi içinde 4’e ayrılırlar.
İşaret Sıfatları: İsimlerin bulunduğu yeri gösterir.
Ör: şu ev, buradaki çocuk, o adam
Sayı sıfatları: İsimlerin sayısal özelliklerini anlatır.
Ör: yedi öğrenci (Asıl sayı sıfatı)
Yedinci öğrenci
(Sıra sayı sıfatı)
Yedişer kişi
(Üleştirme sayı sıfatı)
Yedide bir ihtimal
(Kesir sayı sıfatı)
Belgisiz Sıfat: Sayıca tam belli olmayan sıfatlardır.
Ör: bazı evler, hiçbir resim, bütün çiçekler, her konu
Soru Sıfatı: İsimlerin özelliklerini soran sıfatlardır
Ör: nasıl ev, kaç kişi, hangi kitap
Not: Sıfatların türleri kullanıldıkları cümleye göre değişebilir.
Ör: Burada bir gün kalacak (Sayı sıfatı)
Bir gün çok pişman olacaksın. (Belgisiz sıfat)
Sıfat Tamlaması
En az bir isim ve bir sıfattan oluşan söz gurubudur. Bir
sıfat birden çok isimi etkileyebildiği gibi, birden çok sıfat tek
ismi de etkileyebilir.
Ör: Yeşil kalemi bana ver.( yeşil-sıfat, kalem-isim)
Yeşil ve büyük kalemi bana ver.(yeşil, büyük-sıfat)
Yeşil kalem ve defteri bana ver. (kalem, defter-isim)
Adlaşmış Sıfat
Kimi zaman sıfat tamlamasını oluşturan isim düşer
geriye sadece sıfat kalır, bu sıfata “adlaşmış sıfat” denir.
Ör: Yeni ayakkabılarını görünce eski ayakkabılarını attı.
Yenilerini görünce eskilerini attı.
Not: sıfat ve isim arasına noktalama işareti konmaz; ama bir
isim birden çok sıfatla niteleniyor ya da belirtiliyorsa kullanılır.
Ör: Taze elmalar çok güzel görünüyor,
Yeşil, taze, büyük elmalar çok güzel görünüyor.
Sıfatlarda Pekiştirme
Sözcüğün ilk hecesi ve “m,p,s,r” harfleri ile yapılır.
Ör: pembe-pespembe, temiz-tertemiz, uzun-upuzun
Tekrar yolu ile yapılır.
Ör: uzun uzun kavaklar, yeşil yeşil yapraklar
Sıfatlarda Küçültme
“-ce, -cık, -ımsı, -ımtırak” ekleri ile yapılır.
Ör: iyice, azıcık, yeşilimsi, mavimtırak
Sıfatlarda Derecelendirme
“pek, çok, daha, en” gibi sözcüklerle yapılır.
Ör: en çalışkan öğrenci
Sıfatların Yapısı
1- Basit Sıfat: Yapım eki almamış, birleşmemiştir.
Ör: iyi çocuk, az para, mor duvar
2- Türemiş Sıfat: Yapım eki almıştır.
Ör: yaşlı adam, solgun çiçek, gönülsüz iş
3- Birleşik Sıfat: İkiye ayrılırlar.
Kaynaşmış Birleşik Sıfatlar: Birden fazla sözcüğün
birleşmesi ile oluşur.
Ör: Kahverengi göz, okuryazar adam, sıcakkanlı çocuk
Kurallı Birleşik Sıfatlar: belli kurallara göre birleşen
sıfatlardır.
 Sıfat tamlamasının sonuna “-lı,-sız” getirilerek,
Ör: uzun boy - uzun boylu adam
 Sıfat tamlamasının ters çevrilmesi ve iyelik eki ile,
Ör: küçük oda – odası küçük ev
 “-e” eki almış isim ve bir sıfattan,
Ör: cana yakın komşu, boğazına düşkün adam
ZAMİR ( ADIL )
İsimlerin yerine kullanılan sözcüklerdir. Zamirler isimlerin
aldığı ekleri alabilirler. Cümlede isimmiş gibi kullanılırlar.
Ör: Ahmet kitabı masaya bırakmış. / O, bunu, buraya
bırakmış. ( Ahmet=O, kitabı=bunu, masaya=buraya)
1-Şahıs (Kişi) Zamiri: Kişi isimlerinin yerine kullanılırlar.
 ben, sen, o, biz, siz, onlar
2- Dönüşlülük Zamiri: “kendi” sözcüğüdür.
 kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri
3- İşaret Zamiri: İsimlerin yerini işaret ederek tutarlar.
 bu,şu,o,bunlar,şunlar,onlar,burası, şurası,öteki…
4- Belgisiz Zamir: İsimlerin yerini belirli belirsiz tutarlar.
 bazı, kimse, hepsi, herkes, bazıları…
5
5- Soru Zamirleri: İsimlerin yerine soru yoluyla geçerler.
 Ne, nerede, hangisi, kaçı, kim…
Not: Aynı zamirler kullanıldıkları cümleye göre farklı türe
dönüşebilirler.
Ör: O, ders çalışmıyor. (Kişi Z.)
O, demirden yapılmıştır. (İşaret Z.)
Not: Dönüşlülük zamiri başka bir zamirle beraber kullanılabilir.
Ör: Buraya ben kendim geldim.
Not: “şey” sözcüğü zamir olarak kullanılabilmektedir.
Ör: Bana iki yıl önce şey almıştı…Neydi…Ha! Kol saati almıştı.
(şey=kol saati)
Not: Zamirler, sıfatlar ile karıştırılmamalıdır.
Ör: Bu çocuk daha akıllı. (sıfat) / Bu daha akıllı. (zamir)
Kimi insan çok uyur. (sıfat) / kimi çok uyur. (zamir)
Ek Halindeki Zamirler
1 – İlgi Zamiri: ismin yerini tutan “ki” ekidir.
Ör: Onunki daha güzel. (Onun kıyafeti)
2- İyelik Zamiri: isimlerin sonuna eklenip onların kime ait
olduklarını belirten ekleridir.
“-m,-n,-i,-miz,-niz,-leri”
Ör: evim (benim evim)
kitapları (onların kitapları)
ZARF (BELİRTEÇ)
İsimlerin önüne gelip onların özelliklerini bize söyleyen
sözcüklere sıfat demiştik. Fiillerin önüne gelip onların
niteliklerini anlatan sözcüklere ise “zarf” denir.
Ör: güzel ev (sıfat)
güzel konuş (zarf)
Not: zarfların mutlaka fiilin önüne gelmesi gerekmez, araya
başka sözcükler girebilir.
Ör: Öğretmen yavaşça yerinden kalktı.
1. Durum (Hal) Zarfı
Fiilin durumunu anlatır. “nasıl” sorusu ile bulunur.
Ör: O hızlı koşardı.
2. Zaman Zarfı
Fiilin zamanını anlatır, ”ne zaman” sorusu ile bulunur.
Ör: Tatilden dün dönmüşler.
3. Yer-Yön Zarfı
Fiilin yöneldiği yeri anlatır, ”nereye” sorusuna cevap
verir ve ek almaz.
Ör: Yukarı çık, ben de geliyorum.
4. Azlık-Çokluk (Miktar) Zarfı
Fiilin, sıfatın, zarfın, adlaşmış zarfın miktarını anlatır. “ne
kadar” sorusuna cevap verir.
Ör: Pastadan biraz alabilir miyim? (fiilin önünde)
Çok güzel bir kitaptı. (sıfatın önünde)
Çok hızlı koşuyor. (zarfın önünde)
En yaşlı içeri girdi. (adlaşmış sıfatın önünde)
5. Soru Zarfı
Cümlede zarfı bulmak için sorduğumuz sorular (nereye
hariç) soru zarflarıdır. “nasıl, ne zaman, ne kadar, neden, niçin,
ne diye, neyle, kimle, ne…”
Ör: Nasıl buldun burayı?
EDAT (İLGEÇ)
Tek başına anlamı olamayan diğer sözcüklerle anlam
ilişkileri kuran sözcüklerdir.
 Gibi
Ör: Bu onun gibi kısa değil.
 Kadar
Ör: Eşek kadar adam olmuşsun.
 İçin
Ör: Gezmek için dışarı çıktı.
 Mi
Ör: Öğrenciler okula geldi mi?
 İle
Ör: Sakarya’ya tren ile gittik.
 Yalnız
Ör: Aradığını yalnız İstanbul’da bulursun.
 Göre
Ör: At sahibine göre kişner.
 Sanki
Ör: Sen sanki çok biliyorsun.
 Üzere
Ör: Kitap almak üzere kütüphaneye gittim.
 Karşı
Ör: Sabaha karşı ayrıldılar.
Örnekler
Her şeye rağmen iyiyiz.
Sadece seninle konuşurum.
Burada ancak iki saat kaldık. Üsküdar’dan beri yürüyoruz.
Akşama doğru dışarı çıktık. Benden başka herkes biliyor.
Çalışmadığından dolayı sınıfta kaldı. Sevinsin diye geldik.
BAĞLAÇ
Tek başlarına anlamları olmayan, sözcükleri, sözcük
gruplarını, cümleleri birbirine bağlayan cümlelerdir. Cümlede
virgül, noktalı virgül gibi bağlamaya yarayan noktalama işaretleri
gibi kullanılırlar.
 De
Ör: Düşünse de bulamaz.
 İle, ve
Ör: Leyla ile Mecnun’u bilir misin? Ev ve araba almış.
 Ki
Ör: Bana söylemiyorsun ki bileyim.
 Çünkü
Ör: Çalışmam gerek çünkü para biriktirmeliyim.
 Meğer
Ör: Biliyor sanıyordum; meğer onun da haberi yokmuş.
 Ama
Ör: Baktım ama kimseyi göremedim.
 Fakat
Ör: Okula gel; fakat uslu dur.
 Yalnız
Ör: Şiir yazıyor; fakat okumuyor.
 Ya…ya
Ör: Ya sev, ya terk et !
 Ne…ne
Ör: ne yemek yedim ne su içtim.
 Hem…hem
Ör: Hem suçlu hem güçlü !
Örnekler
İster sev, ister öldür !
Korkmuş, hatta kaçmış.
Televizyonu kapat, yoksa kızarım. Ha geldi ha gelecek…
Geldi ya da gelmek üzere.
Gelmedi öyleyse hastadır.
Mademki sen yoksun, ben de gelmiyorum.
6
Not: Kimi sözcükler hem bağlaç hem de edat olarak
kullanılabilir. Önemli olan bağlacın bağladığını; edatın ise ilgi
kurduğunu unutmamaktır.
Ör: Bu soruyu yalnız sen çözersin. (edat)
Yemeğini ye yalnız üstüne dökme.
(bağlaç)
Okula araba ile geliyor.
(edat)
Ahmet ile Mehmet kardeştirler. (bağlaç)
ÜNLEM
Cümlede acıma, korku, üzülme, sevinme, şaşırma,
beğenme, kızma, öfkelenme, yalvarma gibi duygularla birden
söylenen sözlerdir.
Gerçek Ünlemler: a!
ah!
vah!
of! …
Yansıma Ünlemler: çat! güm! pat!
hor hor!
Öbekleşmiş Ünlemler: Hadi oradan!
Aman Yarabbi!
Not: Bunların dışında vurgu ve tonlama yoluyla düğer
sözcükler de ünlem anlamı kazanabilir.
Ör: Çabuk dışarı çık!
İleri gidin!
Not: Ünlem işareti ünlem sözcüğünün arkasına da cümlenin
sonuna da konabilir.
Ör: Hey! Buraya gelin.
Hey, buraya gelin!
FİİL (EYLEM)
Hareketleri, oluşları ya da durumları karşılayan
sözcükleridir. “-mek, -mak” eklerini alabilirler. 3’e ayrılırlar:
İş (kılış) Fiil: yapılan hareket bir varlığa yönelmiştir.
“neyi, kimi ” sorularını cevaplar.
Ör: sallamak, itmek, ezmek, onarmak, temizlemek…
Durum Fiil: bu fiillerde hareket vardır; fakat
hareketten etkilenen bir varlık yoktur. Yani yapılan iş sadece işi
yapan ile alakalıdır. “neyi, kimi” sorularına cevap vermez.
Ör: yatmak, durmak, bakmak, susmak, kalmak…
Oluş Fiil: bu fiillerde bir hareket yoktur. İş bizim
isteğimiz dışında gerçekleşir yani kendiliğinden olur.
Ör: sararmak, büyümek, kaşınmak, zayıflamak, doymak…
Çekimli Fiil
Kip ve kişi bildirecek şeklinde yapılandırılmış fiillerdir.
Bir çekimli fiilde kip eki mutlaka bulunur ama kişi eki
bulunmayabilir; çünkü bazı kişilerin ekleri yoktur.
KİP EKLERİ
Haber (bildirme-zaman) kipleri ve dilek kipleri olarak
ikiye ayrılır.
Haber Kipleri
1- Bilinen Geçmiş Zaman “-di”:
geldin
2- Öğrenilen (duyulan) Geçmiş Zaman “-miş”: gelmişsin
3- Şimdiki Zaman “-(i)yor”:
geliyorsun
4- Gelecek zaman “-(e)cek”:
geleceksin
5- Geniş Zaman “-er”:
gelirsin
Not: Şimdiki zamanı “-mekte, makta” eki de ifade eder.
Dilek Kipleri
1- Gereklilik Kipi “-meli”:
2- Şart Kipi “-se”:
3- İstek Kipi “-e”:
4- Emir Kipi “eki yoktur”:
gelmelisin
gelsem
gelesin
gel
KİŞİ EKLERİ
İşi yapanı gösteren eklerdir. Türkçede 6 kişi vardır; 3’ü
tekil, 3’ü çoğul kişidir:
1.Tekil Kişi:
Ben
geliyorum
geldim
2.Tekil Kişi:
Sen
geliyorsun
geldin
3.Tekil Kişi:
O
geliyor
geldi
1.Çoğul Kişi:
Biz
geliyoruz
geldik
2.Çoğul Kişi:
Siz
geliyorsunuz
geldiniz
3.Çoğul Kişi:
Onlar
geliyorlar
geldiler
Fiillerde Olumsuzluk: “-me, - ma” eki ile yapılır. Geniş zamanın
olumsuzu “-mez, -maz” eki ile yapılır.
Ör: gelmişsin - gelmemişsin
bırakacak - bırakmayacak
sormalıyım - sormamalıyım
bilirsin - bilmezsin
Fiillerde Soru: “-mı, -mi” eki ile yapılır. Bu ek ayrı yazılır, daha
sonra gelen bir ek varsa bu eke birleşik yazılır.
Ör: geldin mi?
gelmeli miyim?
FİİLDE ANLAM (ZAMAN) KAYMASI
Her kip ekinin kendine ait bir anlamı vardır. Bir fiil kipinin
kendi anlamında değil başka bir kipin anlamında kullanılmasına
almam kayması denir. Mesela şimdi yapılan bir iş için şimdiki
zaman eki (-yor); gelecekte yapılacak bir iş için gelecek zaman
eki (-ecek) kullanılır. Oysa aşağıdaki cümlede şimdiki zaman eki,
gelecek zaman ekinin anlamında kullanılmıştır.
Ör: Yarın size geliyorum. (geleceğim)
Daha üç yaşındayken babasını kaybediyor. (kaybetti)
Şöyle buyurun efendim. (buyurasınız)
Burayı hemen terk edeceksin. (terk et)
Her yıl bize geliyor. (gelir)
FİİLDE YAPI
1- Basit Fiil: Hiç yapım eki almamış fiildir, çekim eki
alabilir.
Ör: gel, geliyorum
2- Türemiş Fiil: Bir isim ya da fiil kökünün aldığı yapım
eki ile yeni bir fiil haline gelmesidir.
Ör: Göz-le (isim kökü fiile dönüşmüştür)
Ye-dir (fiil kökü yapım eki alarak yeni bir fiile dönüşmüştür)
3- Birleşik Fiil:
a)Yardımcı Fiil İle Yapılan Birleşik Fiiller: İsim soylu bir
sözcükten sonra “et, ol, kıl, eyle, buyur” gibi sözcüklerin gelmesi
ile yapılır.
Ör: arz etmek, yardım etmek, namaz kılmak, mutlu kılmak
b) Kurallı Birleşik Fiiller: Bir fiile özel 4 ekten birinin getirilmesi
ile yapılırlar. Bunlar;
* Yeterlilik: (-ebilmek): gelebildik.
Not: bu fiilin olumsuz şeklinde yardımcı fiil ortadan kalkar.
(gelebildik – gelemedik)
* Tezlik: (-ivermek): bakıverdin.
* Süreklilik: (-ekalmak, -edurmak, -egelmek):
Ör: bakakaldı, düşünedursun, süregeliyor.
* Yaklaşma: (-e yazmak): öleyazdık
7
c) Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller: Bir isim ve bir fiilin
anlamca kaynaşması ile oluşurlar. Sözcüklerden biri ya da ikisi
anlamını yitirir. Bunlar genellikle deyimdirler.
Ör: ağzını aramak, laf atmak, hapı yutmak, başvurmak
EKFİİL (EKEYLEM)
Bazı ekler isimleri yüklem yapar, onları fiilmiş gibi
kullandırır veya tek zamanlı fiilleri iki zamanlı yapar. Bu eklere
ekfiil denir.
Ekfiilin iki görevi vardır:
1- İsimleri Yüklem Yapmak:
(-idi )
güzelidim
güzelidik
güzelidin
güzelidiniz
güzeldi
güzelleridi
(-imiş)
güzelimişim
güzelimişiz
güzelimişsin
güzelimişsiniz
güzelimiş
güzelimişler
(-ise)
Güzelisem
güzelisek
Güzelisen
güzeliseniz
Güzelisegüzeliseler
(-dir)
Güzelimdir
güzelizdir
Güzelsindir
güzelsinizdir
Güzeldir güzeldirler
Not: Bu ekfiiller ses değişikliğine uğrarlar. Yeni halleri ile
söylenir ve yazılırlar.
Ör: güzelidin- güzeldin
güzeliseniz- güzelseniz
Not: “-dir” eki genellikle düşer.
Ör: güzelsindir- güzelsin güzelizdir- güzeliz
Ekfiilin Olumsuzu
Ekfiil “değil” sözcüğü ile olumsuz yapılır.
Ör: hastaydım- hasta değildim
yeşilse- yeşil değilse
Not: “var” sözcüğünün olumsuzu “yok” sözcüğü ile yapılır.
Ör: Bugün çok işim vardı. Bugün çok işin yoktu.
Ekfiilin Sorusu
Tıpkı fiiller gibi “mi” eki ile yapılır.
Ör: çalışkandın- çalışkan mıydın?
2- Birleşik Zamanlı Fiil Yapmak:
-idi, -imiş ve –ise ekleri kullanılarak tek zamanlı fiiller
iki zamanlı yapılabilir.
a) Hikaye Birleşik Zaman: (-idi)
Ör: biliyorduk
(şimdiki zamanın hikayesi)
çözmeliydik
(gereklilik kipinin hikayesi)
gitmiştik
(geçmiş zamanın hikayesi)
alacaktık
(gelecek zamanın hikayesi)
b) Rivayet Birleşik Zaman: (-imiş)
Ör: geliyormuşum
(şimdiki zamanın rivayeti)
gitmeliymişiz (gereklilik kipinin rivayeti)
sorarlarmış
(geniş zamanın rivayeti)
çözmüş müymüş
(geçmiş zamanın rivayeti)
c) Şart Birleşik Zaman: (-ise)
Ör: geliyorsanız
(şimdiki zamanın şartı)
gelmişseniz
(geçmiş zamanın şartı)
gelmeliyseler (gereklilik kipinin şartı)
Not: ek fiil zamir ve fiilimsilere gelerek onları da yüklem yapar.
(sendin, okumaktı)
Not: ek fiil alan cümleler isim cümlesidir.
FİİLİMSİLER
Fiilden türeyen ve cümlede isim, sıfat ve zarf
görevlerinde kullanılan sözcüklerdir. 3’e ayrılır.
1- İSİM-FİİL
( -ma, -ış, -mak)
Ör:
Yazı yazma bana hep zor geldi.
Yemek hazırlayışını çok beğendim.
Üç saat yol yürümek beni bitirdi.
Ör:
2- SIFAT-FİİL (Ortaç)
(-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş, -dığı)
Kışın açan çiçek beni duygulandırdı.
Kırılası eller neler yaptılar ?
Bu kesmez bıçak beni bıktırdı.
Burada akar çeşme yok.
Tanıdık bir adam var mı ?
Kırılacak odun var mı ?
Çok bilmiş bir çocuksun sen.
Anlamadığım konu kalmadı.
3- ZARF-FİİL ( Ulaç / Bağ-fiil )
(-ınca, -dıkça, -meden, -ıp, -ken, -a…-a, -r…mez, -arak, -eli, maksızın, -esiye)
Ör:
Kapıyı açınca onu gördüm.
Soruları çözdükçe daha iyi anlıyorum
Bize haber vermeden gitti.
Bu kağıdı imzalatıp gelin.
Televizyon seyrederken uyudu.
Bunları anlata anlata bitiremiyordu.
Sınıfa girer girmez yazılı yaptı.
Sadece kitap okuyarak yaşıyor.
Köyden ayrılalı on yıl oldu.
Ders çalışmaksızın sınav kazanılmaz.
Adam ölesiye çalışıyordu.
Not: Kimi fiilimsi ekleri Türkçenin başka ekleri ile karışabilir.
Ayrıca kimi kelimelerin kendi kök veya gövdelerindeki ekler
fiilimsi ekleri gibi görünebilir. Bunu ayırabilmek için öncelikle
fiilimsi eklerinin fiillere geldiğini unutmamak gerekir. Ayrıca bu
sözlerin fiilimsi olduklarında; isim, sıfat, zarf görevinde
kullanıldıkları bilinmelidir.
Ör:
Kırılmaz camdan bir bardağı var. ( Fiilimsi)
Bu bardak asla kırılmaz. ( Geniş Zaman Eki)
Görür göz gerek insana. (Fiilimsi)
Herkes yakında bunları görür. ( Geniş Zam. Eki)
Bilinmedik fıkralar anlattı durdu. (Fiilimsi)
Biz kimse tarafından bilinmedik (Geç. Zam. Eki)
Konuşan adam bize bakıyordu. (Fiilimsi)
Yine soğan aldık. ( sözcüğün kökünün parçası)
8
Not: Bazı sözcükler ilk önceleri fiilimsi eki almakla beraber,
zamanla kalıplaşıp bir kavramın adı olduğu için artık fiilimsi
sayılmazlar.
Ör: Ekmek, kazma, yağış, yemek, dolma, sarma, saçma
Not: Eğer sıfat fiilin nitelediği isim cümlede kullanılmazsa bu
sıfat fiil adlaşır, buna adlaşmış sıfat fiil denir.
Ör: Söylenen
sözler
beni çok
kırdı.
Sıfat-fiil
isim
Söylenenler beni
çok
kırdı.
Adlaşmış sıfat-fiil
SÖZCÜKTE YAPI
1 - KÖK
Sözcüğün anlamlı en küçük parçasıdır. Fakat
bulduğumuz bu anlamlı en küçük parçanın, sözcüğün tamamı
ile anlamsal olarak bir ilişkisi olması gerekir.
Ör: gül gel bak-ış kitap-lık
göz-lük-çü
“Kelebek” sözcüğünün kökü “kel” değildir. Çünkü
“kelebek” ile “kel” arasında bir ilişki yoktur. Aynı şekilde
“balıkçı” sözcüğünün kökü “bal” değil; “balık”tır.
Kök Çeşitleri:
1- İsim Kökü: “-mek,-mak” eki almaz.
Ör: masa
kalem
bilgisayar
Ör: gel
2- Fiil Kökü:
“-mek,-mak” eki alır.
düşün
anlaş
3-Ortak Kök: Hem isim hem fiil olarak kullanılabilen
ve aralarında anlam yakınlığı olan köklerdir.
Ör:
Boya (Boya maddesi ve boyamak eylemi)
Savaş (Savaş kavramı ve savaşmak eylemi)
4-Sesteş Kök: Yazılışları aynı fakat aralarında
anlamsal yakınlık bulunmayan köklerdir. Bunlar ortak kök
olarak kabul edilmez.
Ör:
Gül (Çiçek ve gülmek eylemi)
Diz (Bacağın bir bölümü ve dizmek eylemi)
2 - EK
Sözcüklerin sonuna eklenerek yeni kelime türeten ya
da anlam ilişkisi kuran parçacıklardır.
Yapım ve çekim ekleri olarak ikiye ayrılır.
YAPIM EKLERİ
Eklendiği sözcüğün anlamını değiştiren, kafamızda
yeni bir resim oluşturan eklerdir.
Ör:
simit – simitçi “bu sözcükteki –çi eki bir yapım ekidir.
A) İsimden İsim Yapan Yapım Eki
Sözcüğün önceki hali de, sonraki hali de isimdir.
 -lık:
yazlık tuzluk
 -sız:
yolsuz işsiz
 -ce:
Türkçe kolayca
 -ci:
demirci şakacı
 -lı:
akıllı
kirli
 -deş: özdeş çağdaş
 -cil:
evcil
bencil
B) İsimden Fiil Yapan Yapım Eki
Sözcüğün önceki hali isim, sonraki hali fiildir.
 -el:
düzel daral
 -ar:
sarar morar
 -len:
evlen süslen
 --leş: iyileş beyazlaş
 -imse: benimse küçümse
 -a:
yaşa
C) Fiilden Fiil Yapan Yapım Eki
Sözcüğün önceki hali de, sonraki hali de fiildir.
 -il:
veril
dikil
 -in:
görün giyin
 -uş:
buluş tartış
 -it:
yürüt taşıt
 -ir:
geçir yatır
 -dir:
yaptır bindir
B) Fiilden İsim Yapan Yapım Eki
Sözcüğün önceki hali fiil, sonraki hali isimdir.
 -ge:
dalga süpürge
 -gen: atılgan ısırgan
 -geç: süzgeç utangaç
 -gi:
silgi
bilgi
 -gin:
yaygın keskin
 -giç:
bilgiç dalgıç
 -im:
ekim geçim
 -ucu: tutucu yapıcı
 -it:
geçit umut
Not: Fiilimsi (Eylemsi) “isim-fiil, sıfat-fiil, zarf-fiil” ekleri fiilden isim
türetme ekleri olarak kabul edilir.
Not: Fiil ve eylem sözcüğü; isim ve ad sözcüğü eş anlamlıdır.
Yapım ekleri türleri söylenirken zaman zaman eylem ve ad
sözcükleri kullanılır.
ÇEKİM EKLERİ
Sözcüklerin kök ya da gövdelerine eklenip, onların
anlamını değiştirmeyen ama sözcükler arasında anlam ilişkileri
kuran eklerdir.
 Hal Ekleri
 İyelik Ekleri
 Tamlayan Ekleri
 Çoğul Eki
 Soru Eki
 Olumsuzluk Eki
 Kip ve Kişi Ekleri
1- Hal Ekleri
1- Yalın Hal: isimlerin hiçbir hal eki almamış halidir.
Ör: Ev
İp
Taş
2- Belirtme Hali (-i): işten etkilenen varlığı bildirir.
Ör: Evi
İpi
Taşı
3- Yönelme Hali (-e): işin neye, kime, nereye yöneldiğini
belirtir.
Ör: Eve İpe
Taşa
4- Bulunma Hali (-de): Bir yerde olma anlamı taşır
Ör: Evde
Çöpte
Taşta
9
5- Ayrılma Hali (-den): isimlerin hiçbir hal eki almamış
halidir.
Ör: Evden
Çöpten
Taştan
Not: Bu ekler her zaman hal ekleri olarak kullanılmazlar.
Ör:
Beni sevdiğinden geldi.
Aydan bize geldi.
2- İYELİK EKLERİ
Bir varlığın kime ait olduğunu gösteren eklerdir. İye,
sahip demektir.
1.Tekil Kişi(Ben): -m
Evim
2.Tekil Kişi (Sen): -n
Evin
3.Tekil Kişi (O): -ı
Evi
1.Çoğul Kişi (Biz): -mız
2.Çoğul Kişi (Siz) -nız
3.Çoğul Kişi (Onlar) -ları
Evimiz
Eviniz
Evleri
3 – TAMLAYAN EKİ
İsim tamlamalarında kullanılır. –ın (-in,-un,-ün)
Ör: Evin Önü
4 – ÇOĞUL EKİ
Sayısal çokluk bildiren eklerdir. (-ler,-lar)
İki Fiil İle: çekyat, gelgit, biçerdöver, uyurgezer
Bir İsim Bir Fiil İle: mirasyedi, ateşkes, imambayıldı
Bir İsim Ve Bir Fiilimsi İle: günebakan, oyunbozan, çöpçatan
CÜMLENİN ÖĞELERİ
Bir duygu ya da düşünceyi tam olarak anlatan sözcük ya
da sözcük gruplarına cümle denir. Cümlede özne ve yüklem
temel öğeler; nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç yardımcı
öğelerdir.
 Bir cümleyi öğelerine ayırırken öncelikle yüklem
bulunur, daha sonra yükleme sorular sorularak diğer
öğelere ulaşılır.
 Yüklemden hemen sonra özne bulunmalıdır.
 Tamlamalar, deyimler, ikilemeler, yardımcı fiil ile
yapılmış birleşik fiiller gibi öbekler ayrılamaz, tek öğe
olarak kabul edilirler.
 Devrik cümleler kurallı hale getirilerek; soru cümleleri
cevap cümleleri haline getirilerek öğeler daha açık bir
şekilde görülürler.
 Bağlaçlar, ünlem ve hitaplar bir kelime grubunun içinde
yer almıyorsa cümlenin öğesi sayılmaz.
5- SORU EKİ
İsimlere soru anlamı katar. ( mi, mı, mu, mü) Soru eki
her zaman ayrı yazılır, soru ekinden sonra gelen ek soru ekine
bitişik yazılır.
Ör: Geldin mi?
Bakıyorlar mıymış?
YÜKLEM
Cümlede yargı bildiren çelimli öğeye denir. Bir cümle
sadece yüklemden oluşabilir. Yüklemsiz cümle olmaz.
Ör: Geliyorum.
Yarın okula geliyorum.
Olayı duyunca küplere bindi.
Avludaki demir, meğer sokak kapısının anahtarıymış.
Sonbaharın kışa döndüğü, esintili, az güneşli bir gündü.
6- OLUMSUZLUK EKİ
Bir işin yapılmadığını bildirir. (-me,-ma)
Ör: gelmedim
ÖZNE
Cümlede işi yapandır. “kim ve ne” soruları ile bulunur.
Ör: Öğretmen soruyu bana sordu. (kim sordu?)
7- KİP VE KİŞİ EKLERİ
Kip ekleri, zaman ve dilek ekleri demektir. Kişi eki ise
işi yapanı gösteren ektir.
Ör: geliyorum
yor=kip eki
um=kişi eki
Kişi ekleri ise yapılan işi, kimin yaptığını gösteren
eklerdir.
Not: Gövde ve türemiş sözcük aynı kavramdır. İkisi de yapım
eki almış sözcük demektir.
BASİT SÖZCÜK
Yapım eki almış sözcüklerdir. Çekim eki alabilirler.
Ör: kitap
(hiç ek almamıştır, basittir)
kitaplar
(sadece çekim eki almıştır, basittir)
Not: Her kök basit sözcüktür ama her basit sözcük kök
olmayabilir. Çünkü basit sözcükler çekim eki ala birken, kök
olan sözcükler hiçbir ek alamazlar.
BİRLEŞİK SÖZCÜK
İki farklı sözcüğün birleşerek kendi anlamlarından az
çok uzaklaşıp, farklı bir anlam oluşturacak şekilde kalıplaşması
ile oluşurlar. Farklı şekillerde yapılırlar:
İsim Tamlaması Yolu İle: kuşpalazı, balayı, aslanağzı
Sıfat Tamlaması Yolu İle: açıkgöz, sivrisinek, karatavuk
İyelik Eki İle: bağrı yanık, başıboş, sütü bozuk
Özne
Yüklem
Bahçede çiçekler açmıştı. (açan ne?)
Özne
Yüklem
Gizli Özne: Bazen cümlede özne açıkça olmaz, biz
yüklemdeki kişi ekinden işi yapanı biliriz. Bu özneye “gizli özne”
denir.
Ör: Bu kitabı ona verdim. (Kim verdi? –Ben verdim)
Yüklem (Ben: Gizli Özne)
Not: edilgen çatılı cümlelerin öznesi yoktur.
Ör: Cam kırıldı. (kıran kim? –belli değil)
Yüklem
Sözde Özne: Edilgen çatılı cümlelerde özneymiş gibi
görülen ama aslında belirtisiz nesne olan sözcüklere sözde özne
denir.
Ör: Ferit dün orada görülmüş.
Sözde Özne
Yüklem
Örtülü Özne: Edilgen çatılı cümlelerde özne olmaz
fakat “tarafından, etkisiyle, -ce” gibi sözcük ve ekler ile cümlede
özne de verilebilir. Bu yolla cümleye eklenmiş öznelere örtülü
özne denir.
Ör: Kütüphane öğrenciler tarafından temizlendi.
Örtülü Özne
Ödevler öğretmence verildi.
Yüklem
Örtülü Özne Yüklem
10
NESNE (Düz Tümleç)
Bir cümlede işten etkilenen varlık, kişi ya da
kavramdır.
1- Belirtili Nesne: İsmin “-i” halindedir. “neyi, kimi”
soruları sorularak bulunur.
Ör: Ben
arabayı
yıkadım.
Özne
Bli. Nesne
Yüklem
Özne
Bsiz. Nesne
2- Belirtisiz Nesne: İsmin yalın halindedir. “ne, kim”
soruları sorularak bulunur.
Ör: Ben
araba
yıkadım.
Yüklem
Not: Sorulan soruları aynı olduğu için özne ve nesne çoğu
zaman karıştırılır. Unutmamak gerekir ki, özne işi yapandır,
nesne işten etkilenendir. Aşağıda aynı sözcükler farklı
cümlelerde özne ve nesne olarak kullanılmıştır.
Ör: Teyzesi kazak ördü.
Özne
Ben teyzesini yolda gördüm.
Bli. Nesne
Araba saatte 180 km hız yapıyor.
Özne
Komşumuz yeni bir araba aldı.
DOLAYLI TÜMLEÇ (Yer Tamlayıcısı)
Yüklemin bulunduğu, yöneldiği ve çıktığı yeri gösterir.
İsmin “-e, -de,-den” hal eklerini alan sözcükler dolaylı
tümleç olurlar. “kime, kimde, kimden, neye, nede, neyden,
nereye, nerede, nereden” gibi sorularla bulunur.
Ör: Elindeki kitap ve defterleri
bana
verdi.
Bli. Nesne
elma ve kiraz
Dol. Tüm.
getirdiler.
Dol. Tüm.
Bsiz. Nesne
Dol. Tüm.
Bsiz. Nesne Yüklem
Yüklem
Yüklem
Pazardan iki kilo erik almış babam.
Özne
Not: Her “-e,-de,-den” eki alan sözcük dolaylı tümleç değildir.
Dolaylı tümleç olmak için bir “yer-mekan” kavramına ihtiyaç
vardır. Bu sözcükler “zaman ve neden” anlamı gibi anlamla r
taşırlarsa zarf tümleci olurlar.
Ör: İşte bu evlerin hepsi
kağıttan
yapılmış
Zarf Tümleci
Sizinle yaza görüşürüz.
Zarf Tümleci
Seninle gelmeyi yürekten istiyorum.
Zarf Tümleci
ZARF TÜMLECİ
Yüklemi zaman, durum, miktar, yön, koşul gibi
yönlerden tamamlayan sözcüklerdir. Ne zaman, nasıl, ne
kadar, nereye doğru, nere, niçin, hangi şartla, neden, ne ile,
kim ile” gibi sorular zarf tümlecini buldurur.
Ör: Hava kararmadan köye inmeliyiz.
Zarf Tümleci
Aldığı notlar
şaşılacak kadar
Dol. Tüm.
Yüklem
Özne
Zarf Tümleci
Yüklem
iyiydi.
Zamanımız kalırsa bir örnek daha çözeriz.
Zarf Tümleci
Bsiz. Nesne
Dol. Tüm
Dol. Tüm.
Yüklem
CÜMLE VURGUSU
Cümlede asıl anlatılmak istenen öğe vurgulanır.
Vurgulanan öğe yüklemden hemen önce gelir.
Ör: O beni hep burada bekler. (Dol. tümleç vurgulanmıştır.)
O burada hep beni bekler. (Bli. nesne vurgulanmıştır.)
Not: Kelime vurgusu ise genellikle son hecededir.
Ör: güçlü, Aydın
FİİLEDE ÇATI
Bsiz. Nesne
Evden
ARASÖZ
Cümleyi söylerken araya sıkıştırılan, bazen bir öğenin
açıklayıcısı, bazen cümle dışı unsur olan söz ya da söz
gruplarına arasöz denir.
Ör: Seni hiçbir zaman, emin ol, unutmayacağım. (ara söz)
Yürüyorum ama yoruldum. (bağlaç)
Anne, bana yemek yapar mısın? (hitap-seslenme)
Eyvah! Yine geliyorlar… (ünlem)
Not: Yukarıdaki arasözler cümlenin bir öğesi sayılmaz; ancak bir
öğenin açıklayıcısı olan arasözler açıkladığı öğeden sayılırlar.
Ör: Eve,
yıllarımızın geçtiği o yere,
gittim.
Yüklem
Not: Yön bildiren “aşağı, yukarı, ileri, geri” gibi sözcükler ismin
“-e,-de,-den” hal eklerini alırlarsa dolaylı tümleç olurlar,
almazlarsa zarf tümleci olurlar.
Ör: Yukarıya yeni bir anten takmışlar. (Dolaylı Tümleç)
Yukarı yeni bir anten takmışlar (Zarf Tümleci)
Bir çekimli fiilin özneye ve nesneye göre aldığı duruma
çatı denir. Çatı iki ana bölüme ayrılır.
NESNESİNE GÖRE ÇATI (NESNE-YÜKLEM İLİŞKİSİ)
1 - Geçişli Çatı: Nesne alabilirler. “Neyi, kimi” sorularına
cevap verebilirler. Önlerine “onu” sözcüğü getirilebilir.
Ör: Etrafı görebilmek için ışığı yaktı.
Bahçedeki kurumuş ağaçları kestiler.
Not: Bir fiil “neyi, kimi” sorularına cevap verebiliyorsa; fakat bu
soruların cevabı cümlede yoksa, yine de geçişlidir.
Ör: Ben aldım. (neyi aldım? -kalemi, taşı, parayı….)
2 - Geçişsiz Çatı: Nesne alamazlar. “Neyi, kimi”
sorularına cevap veremezler. Önlerine “onu” sözcüğü
getirilemez.
Ör: Bahçede saatlerdir dolaşıyordu.
Bu sabah komşunun köpeği çok havladı.
Not: Kimi sözcükler bulunduğu cümleye göre geçişli ya da
geçişsiz olabilir.
Ör: O kadar yolu yayan mı gittin? (geçişli)
Okula hep bu yoldan gittin. (geçişsiz)
3 - Oldurgan Çatı: Geçişsiz bir fiile “-dır, -r, -t” ekleri
getirilerek geçişli hale getirilmesi ile yapılır.
Ör: düşmek-düşürmek ağlamak-ağlatmak
gülmekgüldürmek
4 - Ettirgen Çatı: Zaten geçişli bir fiile “-dır, -r, -t” ekleri
getirilerek bir daha geçişli hale getirilmesi ile yapılır.
Ör: temizlemek-temizletmek
yakmak-yaktırmak duymakduyurmak
ÖZNESİNE GÖRE ÇATI (ÖZNE-YÜKLEM İLİŞKİSİ)
1 - Etken Çatı: Öznesi belli olan cümleler etken çatılı
cümlelerdir.
Ör: Çocuklar evcilik oynuyorlar. (özne: çocuklar)
Mehmet bu akşam geldi. (özne: Mehmet)
Not: Gizli öznesi olan cümleler de etken çatılıdır.
Ör: Yağmurlu günlerde uyurdum. (gizli özne: ben)
11
2 - Edilgen Çatı: Öznesi belli olmayan cümleler
edilgen çatılı cümlelerdir. “-l,-n” ekleri ile yapılır.
Ör: Masa temizlendi. (kimin temizlediği belli değil)
Cam kırılmış. (kimin kırdığı belli değil)
Not: Bir cümlede sözde özne varsa, o cümlenin çatısı yine de
edilgendir.
Ör: Masalar bir güzel temizlenmişler. (Sözde özne: masalar)
Resim, hoca tarafından beğenildi. (örtülü özne: hoca)
Not: Edilgen fiiller her zaman geçişsizdir.
3 - Dönüşlü Çatı: özne yaptığı işi kendi üzerinde
yapıyorsa cümle dönüşlü çatıdır. “-l,-n” ekleri ile yapılır.
Ör: Tarağı eline alıp bir güzel tarandı.
Hasan bu olaydan çok sıkıldı.
Not: “-l,-n” ekleri hem edilgen çatıda hem de dönüşlü çatıda
vardır, bunlar karıştırılmamalıdır.
Ör: Adam yatmadan önce yıkandı. (dönüşlü çatı)
Evin bütün halıları yıkandı. (edilgen çatı)
4 - İşteş Çatı: En az iki özne tarafından karşılıklı ya
da birlikte yapılan fiillerin çatısıdır. Mutlakla “-ş” eki almalıdır.
Ör: Yolda karşılaşınca selamlaşırlardı. (karşılıklı)
Kuzular otların arasında meleşiyorlar. (birlikte)
Not: her “-ş” eki alan fiil işteş değildir.
Ör: Adam genç yaşta dünyayı dolaştı. (işteş değil)
Not: Bazı sözcükler kelimelerinin köklerindeki “-ş” eki
dolayısıyla yapıca değil, anlamca işteştir. (barış-, savaş-,
güreş-, üleş-)
Not: İsim cümlelerinde çatı aranmaz.
CÜMLE ÇEŞİTLERİ
Dört ana bölüme ayrılır:
1- Yüklemin Türüne Göre (İsim-Fiil)
2- Yüklemin Yerine Göre (Kurallı-Devrik)
3- Anlamına Göre (Olumlu-Olumsuz-Soru…)
4- Yapısına Göre (Basit- Birleşik)
1- YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER
Eğer cümlenin yüklemi fiil ise o cümle fiil cümlesidir;
cümlenin yüklemi isim soylu ise o cümle isim cümlesidir. Fiil
soylu sözcükler “-mek,-mak” eki alır.
Ör: Burası Afşin’in en güzel köyüdür. (İsim Cümlesi)
Sabahtan beri peşinde koşuyor.
(Fiil Cümlesi)
2- YÜKLEMİNİN YERİNE GÖRE CÜMLELER
Eğer yüklem olan sözcük, cümlenin sonunda ise o
cümle kurallı cümledir ; yüklem olan sözcük cümlenin
sonunda değilse o cümle devrik cümledir.
Ör: Her gün buraya geliyor. (Kurallı Cümle)
Buraya geliyor her gün. (Devrik Cümle)
3- ANLAMINA GÖRE CÜMLELER
A) Olumlu Cümle: Bir şeyin olduğunu, bir işin
yapıldığını anlatan cümlelerdir.
Ör: Köyden eve kadar koştu.
B) Olumsuz Cümle: Bir şeyin olmadığını, bir işin
yapılmadığını anlatan cümlelerdir.
Ör: Köyden eve kadar koşmadı.
Not: Olumlu ve olumsuz olma durumu, bir işin iyi ya da kötü
olması ile ilgili değildir.
Ör: Hırsızlık yaptım.
(olumlu)
Hırsızlık yapmadım. (olumsuz)
Not: Kimi cümleler biçim olarak olumlu, anlamca olumsuz olabilir.
Kimileri ise biçim olarak olumsuz, anlamca olumlu olur.
Ör: Ne yemek yedim, ne su içtim. “yemedim-içmedim” (biçim
olarak olumsuz, anlamca olumlu)
Seni sevmiyor değilim. “seviyorum” (biçimce olumsuz,
anlamca olumlu)
Not: Fiillerde olumsuzluk “-me,-ma” eki ile; isimlerde ise “değil”
sözcüğü ile yapılır.
Ör: Yürüdüm (olumlu) yürümedim (olumsuz)
hasta (olumlu)
hasta değil (olumsuz)
Not: Kimi kaynaklarda olumlu ve olumsuz cümleye “Haber
Cümlesi” denir.
Not: yüklemi olmayan, yüklemi okuyucunun hayal gücüne
bırakılan cümlelere “Eksiltili Cümleler” denir.
Ör: Eve gelince kapıya yönelip…
C) Soru Cümlesi: Soru yolu ile bilgi almayı amaçlayan
cümlelerdir. Sonuna soru işareti (?) konur. Kimi soru cümleleri
gerçekten soru sorarken, kimileri de onaylatmak amacı taşırlar.
Her iki durumda da soru işareti kullanılır.
Ör: Akşam yemekte ne yedin ? ( Gerçek soru)
İnsan kardeşini sevmez olur mu ? (Onaylatma Anlamı)
Not: Bazı cümlelerde soru eki olmamasına rağmen ses tonu o
cümleyi soru cümlesi yapar.
Ör: Adınız, soyadınız?
C) Ünlem Cümlesi: Acıma, heyecan, sevinç, korku gibi
duyguları bildiren cümlelerdir.
Ör: Sakın uzaklaşmayın ha !
Ah, nerede o güzel günler !
Eyvah, kitapları evde unuttum !
Not: Eğer ünlem işareti cümlenin sonuna konacaksa, ünlem
bildiren sözcükten sonra virgül kullanılır.
Ör: Hey, bana bakın!
Hey ! Bana bakın.
C) Emir Cümlesi: Bir işin yapılmasını kesin bir dille bildiren
cümlelerdir.
Ör: Akşam kitabı getireceksin
Not: Emir cümlesi söyleyenin uygularını aşırı biçimde yansıtırsa,
ünlem cümlesine dönüşür.
Ör: Çabuk yerleri süpür tembel adam !
D) Şart Cümlesi: Şart kipi “- se, -sa” ile çekimlenmiş fiillerin
yüklem olduğu cemlerdir.
Ör: Çalışırsa para kazanır.
Not: Her “-se,-sa” eki şart anlamı katmaz
Ör: Keşke onlar da okusa ( şart değil istek anlamı var)
3- YAPISINA GÖRE CÜMLELER
A) Basit Cümle: Tek yüklemi olan, tek yargı bildiren cümlelerdir.
Ör: Arkadaşım şubat tatilinde gelecek.
Not: Bir cümlenin basit olması az sözcükten oluştuğu anlamına
gelmez.
Not: Basit cümlenin yüklemi bir fiil de olabilir, bir isim de olabilir.
Ör: En sevdiğim renk kırmızıdır.(İsim)
Ben geliyorum anne. (Fiil)
12
B) Birleşik Cümle: İçinde birden fazla yargı taşıyan cümledir.
Birleşik cümlede temel asıl yargıyı ifade eden cümleye “Temel
Cümle” denir. Temel cümleyi tamamlayan diğer yargılara “Yan
Cümle” denir.
Ör: Her yüzüne gülen, dost değildir.
Yan Cümle
Temel Cümle
Birleşik cümle 6’ya ayrılır:
1) Girişik Birleşik Cümle: İçinde fiilimsi bulunan cümledir.
Ör: eve gelen adam, bizi gördü.
2) Şart - Birleşik Cümle: Şart kip eki “-se,-sa” eki ile birbirine
bağlanmış cümlelerdir.
Ör: Biraz yürürsen, açılırsın.
3) “ki” İlgi Cümlesi: İki farklı cümlenin “ki” bağlacı ile
bağlanmasıyla yapılır.
Ör: Bunları yazdım ki size bir faydası olsun.
4) İç İçe Birleşik Cümle: Bir cümlenin içinde başka bir
cümlenin olduğu cümlelerdir.
Ör: Duyduğum sözler, çık dışarı terbiyesiz, beni çok üzdü.
5) Sıralı Cümle: Arka arkaya cümlelerin sıralanması ve bir
noktalama işaretiyle ayrılması ile yapılır. İkiye ayrılır:
a) Bağımsız Sıralı: Ortak öğesi yoktur.
Ör: Ağaçlar yaprak döktü, kış yaklaşıyor.
b) Bağımlı Sıralı: Ortak öğesi vardır.
Ör: Ahmet ceketini giydi, son bir defa baktı, çıktı.
6) Bağlı Cümle: Arka arkaya cümlelerin sıralanması ve bir
bağlaçla ayrılması ile yapılır.
Ör: Eve geldim ve yemek yedim.
YAPISINA GÖRE CÜMLE
Birleşik Cümle
Basit
Cümle
Girişik Birleşik
Şart Birleşik
İlgi Cümlesi
İç İçe Birleşik
Sıralı Birleşik
Bağımsız sıralı
Bağımlı Sıralı
Bağlı Cümle
ANLATIM BOZUKLUKLARI
ANLATIM BOZUKLUKLARI
Bir cümlenin dil bilgisel ve anlamsal açıdan
eksikliğinin ya da fazlalığının olmaması gerekir, aksi durumda
anlatım bozukluğu yapılmış olur.
A) ANLAM İLE İLGİLİ OLANLAR
1 – Gereksiz Sözcük ve Ek Kullanılması: Cümlede
fazladan bulunan ve aynı işi gören kelime kullanılmamalıdır.
Ör: O çok burnu havada, kendini beğenmiş biridir.
Onunla aşağı yukarı yaklaşık 5 yıldır tanışıyoruz.
İki kardeşten en küçüğü benim arkadaşımdı.
Eve arkadaşı ile birlikte geldi.
Onu sevmemin nedeni, çok uslu olmasındandır.
2 - Cümlede Belirsizlik Bulunması: Cümlenin
anlamında karışıklık olmamalıdır.
Ör: Geleceğini babamdan öğrendim.
Yaşlı evine doğru gitti.
3 – Birbiri ile Çelişen İfadelerin Bulunması: Bir eylem
ya da kavram anlamsal açıdan hem olumlu hem de olumsuz
olamaz.
Ör: Sanırım o bu işi mutlaka kabul edecektir.
Onunla görüşmeyeli aşağı yukarı tam 3 sene oldu.
Yarına kadar eminim ona herhalde ulaşırsınız.
4 - Yanlış Anlamda Sözcük Kullanılması: her kelime
kendi anlamına uygun cümlede kullanılmalıdır.
Ör: Ödül kazanmama babam neden oldu. (sağladı)
İnsanlar bilmedikleri yerde çekimser olurlar. (çekingen)
Düğün resimlerini arkadaşına gösterdi. (fotoğraflarını)
Çocuklar uygunluk içinde oynuyorlardı. (uyum)
5 – Mantık Hatasının Olması: Eylemlerin oluş sırası ve
anlatımı mantıklı olmalıdır.
Ör: Böyle ilaçlar insanı öldürür, hatta hasta eder.
(Böyle ilaçlar insanı hasta eder, hatta öldürür.)
Arkasındaki yarışçıyı geçince birinci oldu.
(Önündeki yarışçıyı geçince birinci oldu)
6 – Sözcüklerin Tek Eyleme Yanlış Bağlanması: Her
eylem her sözcüğe bağlanamaz, anlamsal özelliğine dikkat
etmek gerekir.
Ör: Bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil.
(Bize yarar mı sağladı, zarar mı verdi belli değil.)
Adam aksama kadar bir aşağı bir yukarı çıktı.
(Adam akşama kadar bir aşağı indi, bir yukarı çıktı.)
Sabah ceketimi ve kravatımı takıp okula geldim.
(Sabah ceketimi giydim, kravatımı takıp okula geldim)
7 – Deyim ve Atasözlerinin Yanlış Anlamda
Kullanılması: Bunların sözcükleri değiştirilemez, bunlar
anlamları dışında kullanılamaz.
Ör: Kardeşim sevinçten küplere binmişti.
(Kardeşim öfkeden küplere binmişti.)
Ben sana demedim mi aka aka göl olur diye ?
(Ben sana demedim mi damlaya damlaya göl olur diye)
8 – Sözcüklerin Yanlış Yerde Kullanılması: Sözcük
yerinde kullanılmazsa anlam belirsizliğine yol açar.
Ör: Yorgunluktan ihtiyar ağaca dayandı.
(Ağaca ihtiyar yorgunluktan dayandı.)
Yeni okula gelmiştim ki o olayı gördüm.
(Okula yeni gelmiştim ki o olayı gördüm.)
Not: Noktalama İşaretlerinin kullanılmaması da anlatım
bozukluğuna yol açar.
Ör: O köşeyi döndü. (O, köşeyi döndü.)
13
B) YAPI İLE İLGİLİ OLANLAR
1 – Öğe Eksikliği (Özne, Nesne, Dolaylı Tüm.,
Yüklem, Zarf Tüm.Eksikliği): Genellikle öğeleri ortak
cümlelerde öğe eksikliği ya da öğenin tüm cümleye yeterli
olmayışı anlatım bozukluğu yapar. Aşağıda işaretli yerlerde
eksiklik vardır.
Ör: Hiçbirimiz onu üzmez, * severdik. (özne: hepimiz eksik)
Ne sen beni * , ne ben seni severim. (yüklem: seversin eksik)
Arkadaşlarını sevmez, * nefret ederdi.(Dol.Tüm:onlardan ek.)
Bebeğe sevgiyle baktı, * sevdi. (Nesne:bebeği eksik)
Bizi hep koruyor, * üzmüyordu. (Zarf Tüm.:hiçbir zaman eksik)
2 – Özne/Yüklem Uyumsuzluğu: Özne ile yüklem
kişi ve teklik-çokluk açısından uyum içinde olmalıdır.
 Özne ve yüklem sayıca eşit olmalıdır.
Ör: Sen ve ben okula gidiyorum. (gidiyoruz) “sen ve ben=biz”
Not: İnsanlar çoğul olduklarında yüklem çoğul da olabilir tekil
de olabilir. Yani “Çocuklar okula geldiler” de doğrudur,
“Çocuklar okula geldi” de doğrudur. Ama eğer özne bitkiler,
hayvanlar, varlıklar ,soyut kavramlar ise yüklem her zaman
tekil olur. Aşağıdaki kullanımlar yanlıştır.
Ör: Kuşlar dallara kondular. (kondu)
Sevgiler gizli kaldıkça güzelleşirler. (güzelleşir)
3 – Tamlama Hataları: İsim ve sıfat tamlamalarının
birbirlerini karşılayamamaları, tamlayan ya da tamlananın eksik
olması anlatım bozukluğuna yol açar.
Ör: Pasta ve meyve suyu ikram ettik.
( Meyve suyu ve pasta ikram ettik.)
Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi.
( Kaza yerine bir çok askeri araç ve polis aracı geldi.)
4 – Ek Yanlışlıkları: eklerin eksik, fazla ya da yanlış
kullanılması anlatım bozukluğu yapar.
Ör: Hedefimiz sınavı kazanmak ve iyi bir fakülteye girmemizdir.
(girmektir)
Senin en beğendiğim yanın, derslerine düzenli
çalıştığındır. (çalışmandır)
Birçok insanlar müziksiz yapamaz. (birçok insan)
5 – Çatı Uyumsuzluğu : Birleşik cümlelerde aynı
öznenin yüklemleri çatı açısından uyumlu olmalıdır.
Ör: Düğüne giderek bir güzel oynandı.
(“Düğüne gidilerek bir güzel oynandı” ya da “Düğüne giderek
bir güzel oynadı”)
Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.
(“hazırlanıp…koyulmadır” ya da “hazırlayıp… koymalıdır” )
6 – Ekfiil Eksikliği: Sıralı cümlelerde ek fiilin
kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
Ör: O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı
değildi. (O yaşlı şair geleneklere bağlıydı, ama yeniliklere
kapalı değildi.)
Sen benim, ben de seninim (Sen benimsin, ben de
seninim)
7 – Gereksiz Yardımcı Eylem Kullanması: Yardımcı
eylemin yerini tek sözcük tutabiliyorsa o yardımcı eylem
(etmek, olmak, eylemek, kılmak…) gereksizidir.
Ör: Artik ben de yaşlı oldum. (yaşlandım.)
Beni unutmayacağınızı umut ediyorum. (umuyorum)
Kazandıklarını hesap ediyordu. (hesaplıyordu)
SES OLAYLARI
Kalın
İnce
Dudak
Diş
Damak
Gırtlak
ÜNLÜ HARFLER
DÜZ
Geniş
Dar
a
ı
e
i
YUVARLAK
Geniş
Dar
o
u
ö
ü
ÜNSÜZ HARFLER
YUMUŞAK
SERT
Sürekli
Süreksiz
Sürekli
Süreksiz
m, v
b
f
p
j, n, z
c, d
s, ş
ç, t
ğ, l, r,y
g
k
h
ÜNLÜ UYUMLARI
1 – Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık – İncelik): Bir
sözcükteki tüm sesli harflerin ya kalın ya da ince olması
kuralıdır.
Ör: öğretmen (uyar)
asker (uymaz)
Not: Kimi sözcüklerin eski söylenişleri uyarken, şimdiki
söylenişleri uymaz.
Ör: karındaş >kardeş
şışman>şişman
kangı>hangi
Not: kimi ekler uymaz (-yor, -ki, -ken, -leyin, -gil, -daş, imtrak)
Not: yabancı, birleşik ve tek heceli sözcüklerde aranmaz.
2 – Küçük Ünlü Uyumu (Düzlük – Yuvarlaklık): düz
ünlülerden sonra (a, e, ı ,i ) düz ünlüler gelir. Eğer ilk hecede
yuvarlak ünlüler (o, ö, u, ü) varsa ya “a, e” ya da “u, ü” gelir.
Yani ilk hecede yuvarlak ünlü varsa daha sonra “ı, i, o, ö”
gelemez.
Ör: yazı (uyar)
kavun (uymaz) olay (uyar) koli (uymaz)
SES OLAYLARI
1 – Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşmesi): Eğer kelimenin
sonunda “f,s,t,k,ç,ş,h,p” sessizleri varsa ve bu sözcüğe “b,c,d,g”
ile başlayan bir ek gelirse;“b-p,c-ç,d-t,g-k”
değişimleri yaşanıp ve ünsüz sertleşmesi görülür.
Ör: ağaç-dan > ağaçtan
ocak-cı > ocakçı
Seç-gin > seçkin
kaç-dı > kaçtı
Not: Kimi sözcükler bu kurala uymazlar. (üçgen, beşgen)
2 – Ünsüz Değişimi (Yumuşaması): Eğer bir sözcük
“p,ç,t,k” sesleri ile bitiyorsa ve bu sözcüğe sesli harfle başlayan
bir ek gelirse; p-b, ç-c, t-d, k-g” değişimleri yaşanıp ve ünsüz
yumuşaması görülür.
Ör: dolap-a > dolaba
ağaç-a > ağaca
Kanat-ı > kanadı
yemek-e > yemeğe
Not: kimi sözcüklerde yumuşama olmaz ve bunun kuralı yoktur.
(teki, hukukun, kanıtıdır, adaleti, kökü, ata, pilotu)
3 – Ünlü Düşmesi: Sözcüğün aslında bulunan bir ünlü
harfin düşmesidir.
Ör: sarı-ar-dı > sarardı
sabır-ı > sabrı
Kahır olmak > kahrolmak
kahve altı > kahvaltı
Besi-le > besle
yumurta-la > yumurtla
Ne için > niçin
bu öyle > böyle
14
4 – Ünsüz Düşmesi: Sözcüğün aslında bulunan bir
ünsüzün düşmesidir.
Ör: küçük-cük > küçücük ufak-cık > ufacık
Ufak-l >ufalmak
küçük-l > küçülmek
5 – Ses Türemesi (Ünlü ve Ünsüz Türemesi):
Ek ile sözcük arasına ünlü harf girebilir.
Ör: genç-cik > gencecik
bir-cik > biricik
sap-sağlam > sapasağlam
Kelimeler birleşirken ünsüz harf türeyebilir.
Ör: his etmek > hissetmek red etmek > reddetmek
6 – Ünlü Darlaşması (daralması): Sonunda “a,e”
sesleri bulunan bir sözcüğe “-yor” eki gelirse; “e,a” sesleri,
“ı,i,u,ü” seslerine dönüşür.
Ör: bekle-yor > bekliyor
de-yor > diyor
sorgula-yor > sorguluyor
kork-ma-yor > korkmuyor
7 – Kaynaştırma Harfleri (Koruyucu Ünsüzler):
Eğer sözcük ile ek birleşirken iki ünlü harf yan yana geliyorsa
araya “y,ş,s,n” seslerinden biri girer.
Ör: yedi-er > yedişer
ayı-ı > ayıyı
evi-in > evinin
ağla-an > ağlayan
Not: “ ile –idi, -imiş, -ise” gibi sözcükler ünlü ile biten bir
kelimeye ekleniyorsa “i” sesi düşer, araya “y” kaynaştırma harfi
girer.
Ör: bitti ise > bittiyse
kısa idi > kısaydı
araba ile > arabayla
hasta imiş > hastaymış
8 – Yer Değiştirme (Göçüşme / Metatez): Yan yana
gelen kimi ünsüzlerin yer değiştirmesidir. Konuşma dilinde
görülür, yazıya geçerse yazım yanlışı kabul edilir.
Ör: köprü-körpü / toprak-torpak / yanlış-yanlış / ekşi - eşki
9 – Ulama: bir sözcük sessi harf ile bitiyorsa ve ondan
sonra gelen kelime sesli harf ile başlıyorsa birleşik sözcük gibi
okunmasıdır.
Ör: Okumak istiyorum.
10 – Yardımcı Ünlüler: Yan yana gelen iki ünsüz
harfin okunuşunu kolaylaştırmak amacıyla araya giren “u,ü,ı,i”
harflerine denir. Genellikle “-yor” ekinden önce gelir.
Ör: yak-ı-yor
kes-i-yor koş-u-yor
11 – n/b Değişmesi (n/b Çatışması): “b” ünsü-zünden
önce gelen “n” ünsüzü bazı sözcüklerde “m”ye dönüşür.
Ör: penbe>pembe canbaz>cambaz
sünbül>sümbül
YAZIM (İMLA) KURALLARI
1 – Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler
 Cümleler büyük harfle başlar
Ör: Her sabah erkenden kalkarım.
 Kitap, dergi, kurum, kuruluş isimleri ile özel isimler
büyük harfle başlar.
Ör: Ben Yalnızız romanını çok beğeniyorum.
Sonunda Milli Eğitim Bakanlığı’nda iş bulmuş.
Sınıf başkanımız Ahmet çok çalışkandır.
 Özel isimlere bağlı unvan ve lakaplar her zaman
büyük yazılır.
Ör: Bunu yapsa yapsa Çakal Nedim yapar.
Bugün bize Avukat Rıza Bey gelecek.
 Ay, güneş, gezegen isimleri gibi sözcükler terim
anlamıyla kullanılırsa büyük harfle başlar.
Ör: Seni dünyalar kadar seviyor.
Ay Dünya’nın etrafında döner.
 Yön bildiren sözcük, yönünü bildirdiği sözcükten önce
gelirse büyük; sonra gelirse küçük yazılır.
Ör: Anadolu’nun kuzeyi çok soğuktur.
Ben Kuzey Anadolu’yu çok iyi bilirim.
 Tarihler arasında kullanılan gün ve ay isimleri büyük
yazılır.
Ör: 30 Mart 1914 Çarşamba günü geldi.
Bize her mart ayında gelirdi.
 Dil, din, mezhep, devlet, yer isimleri büyük harfle başlar.
(İslam, Türkçe, Azerbaycan, Afşin Ovası)
Not: Nokta, iki nokta, soru işareti, ünlem işaretinden sonra gelen
cümleler büyük harfle başlar. Eğer cümle değilse küçük harfle
başlar.
Ör: İnsan: Düşünebilen varlıktır.
Sıfat: kırmızı, güzel, hızlı…
Not: Amca, teyze, hala gibi sözcükler akrabalık bildiriyorsa
küçük; lakap-unvan anlamında kullanlıyorsa büyük yazılır.
Ör: Bakkal Selim Dayı çok pahalı satıyor.
Yazın bize Selim Dayım gelecek.
2 – Sayıların Yazılışı
 Sayılar edebi metinlerde yazıyla yazılır.
 Saat, para, ölçü, istatistik veriler ile büyük sayılar
rakamla yazılır. (14.30 , 1.450.000)
 Sayılar birden fazla kelimeden oluşuyorsa her kelime
ayrı yazılır.
Ör: üç yüz altmış beş
 Üleştirme sayıları yazıyla yazılır. (ikişer)
 Parasal anlamdaki sayılar bitişik yazılır.
Ör: -16376-onaltıbinüçyüzyetmişaltı Sayılardan oluşan kalıplaşmış sözcükler birleşik yazılır.
Ör: beştaş, altmışaltı, üçtaş
3 – “ki” ve “de”nin Yazımı
Bir yerde olma (bulunma) anlamı taşıyan “ki” ve “de”ler
birleşik yazılır. Bir yerde olma anlamı taşımayan “ki” ve “de”ler
ayrı yazılır.
Ör: Evde yemek de kalmamış.
Unutma ki, bendeki kalem çok pahalı.
Not: “çünkü, sanki, meğerki, halbuki, oysaki” gibi kalıplaşmış
sözcüklerde bulunma anlamı taşımamasına rağmen bitişik
yazılır.
Not: Ayrı yazılan “de/da”nın “te/ta” biçimi yoktur.
Ör: İnsan buraya gelip te beni görmez mi? (yanlış)
4 – “mi” nin Yazımı
Soru eki olan “mi” ayrı yazılır. Ünlü uyumuna uyarak,
“mı, mi, mu, mü” şekillerine girebilir.
Ör: eve geldin mi?
Hala konuşuyor mu?
Soru ekinden sonra gelen ekler soru ekine birleşir.
Ör: Yarın tatile gidiyor muyuz?
“mi” soru edatı gerçekten soru sormak istemese de ayrı
yazılır.
Ör: Güzel mi güzel bir yerdi.
15
İnsan hiç annesini sevmez mi?
Not: soru eki olan “mi” ile olumsuzluk eki olan “me”
karıştırılmamalıdır. Olumsuzluk eki birleşik yazılır.
Ör: Bir türlü söylemiyor.
5 – Kısaltmaların Yazımı
Tek kelimeden oluşan kısaltmalar sözcükten birkaç harf
alınarak yapılır ve bu kısaltmaların sonuna nokta konur.
Ör: Dr.(Doktor)
Md. (Müdür) Öğrt. (Öğretmen)
Birkaç kelimeden oluşan kısaltmalar her sözcüğün ilk
harfi alınarak yapılır, büyük harfle yazılır ve araya nokta
konmaz.
Ör: TBMM
TSK
TDK
THY
Not: Birkaç kısaltmada araya nokta konur. (T.C K.K.K)
Kısaltmalardan sonra gelen ekler, eğer kısaltma
büyük harfle yapılmışsa kısaltmanın okunuşuna; kısaltma
küçük harfle yapılmışsa kısaltılan sözcüğün okunuşuna uyar.
Ör: Dr.un verdiği ilaçları al.
THY’den bilet aldık.
6 – Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler
 Ses olayı yaşanan kelimeler: ne asıl>nasıl, kayın
ana>kaynana, Pazar ertesi>pazartesi
 Anlamını kaybederek birleşen kelimeler: hanımeli,
karafatma, alinazik, imambayıldı
 Bir ya da iki kelimesi emir kipi ile kurulanlar: ateşkes,
çekyat, kapkaç, albeni
 Ara yön adları: kuzeybatı, güneydoğu
 “bir” kelimesi ile oluşturulan sıfat ve zamirler: birkaç,
birçok, hiçbir, biraz
 Renk adları: kavuniçi, yavruağzı, gülkurusu
 Sıfat-fiil eki ile kalıplaşanlar: oyunbozan, cankurtaran,
bilgisayar, kuşkonmaz
 “hane, zade, name” ile oluşan kelimeler. Ayrıca hane
sözcüğü sesli harf ile biten bir kelimeye eklenirse ses
düşmesi yaşanır: hastane, beyanname, nezarethane,
siyasetname
 “ev” ve “baş” sözcükleri ile yapılanlar: öğretmenevi,
başbakan, huzurevi, başkent
 Birden çok kelimeden oluşmuş yer adları: Büyüksevin,
Çanakkale, Gümüşhane
 Oyun isimleri: beştaş, dokuztaş, körebe
6 – Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler:
 Ses olayı yaşanmayan birleşik fiilller: arz etmek, kabul
etmek, hasta olmak
 Anlam değişmesi olmayan kelimeler: sakız ağacı,
Antep fıstığı, gök taşı, kuyruklu yıldız, Urfa kebabı
 Bir ismin yönünü bildirerek kalıplaşanlar: İç Anadolu
Batı Trakya, Orta Avrupa
 “ar” ve “mez” eki kullanılarak yapılan, sıfat tamlaması
şeklinde kalıplaşanlar: çalar saat, çıkmaz sokak
 “iç, dış,sıra” sözcükleri ile yapılanlar: Ahlak dışı, kanun
dışı, ceviz içi, hafta içi, aklı sıra, peşi sıra
Not: “şey” sözcüğü daima ayrı yazılır. (her şey, birçok şey,
hiçbir şey)
Not: ikilemeler ayrı yazılır, araya noktalama işaretleri
girmez. (hızlı hızlı, abur cubur, baş başa, dişe diş, soy
sop, bata çıka, çoluk çocuk)
Not: Bir hece ekleyerek yapılan pekiştirme sıfatları birleşik
yazılır. (bembeyaz, dümdüz, çepeçevre, sapsarı, sırılsıklam)
Not: Sayılardan sonra gelen ekler sayıların okunuşuna uyar
( 6’ıncı-yanlış 6’ncı-doğru)
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Nokta ( . )
 Tamamlanmış cümlelerin sonuna
Ör: Bu konuyu mutlaka öğrenmeliyim.
 Kısaltmalarda
Ör: Dr. (Doktor) Cad. (Cadde)
Not: Eğer kısaltma birden çok sözcüğün kısaltması
olacaksa, her sözcüğün ilk harfi alınır ve aralara nokta
konulmaz. (T.C. hariç)
Ör: TBMM
TDK
MEB
 Rakamla yazılan tarihlerin arasına
Ör: 15.05.1984’te doğdu.
 Sıra bildirmek için
Ör: Dershanede 5. olduğunu söyledi.
 Saat ve dakikaların yazımında
Ör: Bugün 15.30’da geliyorlarmış.
 Matematikte çarpı işareti olarak
Ör: Öğretmen bize 15.4 = 60 işlemini sordu.
Virgül ( , )
 Birbirine benzeyen, aynı görevli sözcüklerin arasına
Ör: Kitaplarını, kalemlerini, defterlerini aldı.
 Anlam karışıklığını önlemek için
Ör: Yaşlı, ağaca yaslandı.
Yaşlı ağaca yaslandı.
 Arasözlerin başına ve sonuna
Ör: Bu yazarı, Ömer Seyfettin’i, çok seviyorum.
 İçinde başka virgül olmayan sıralı cümlelerin
ayrılmasında kullanılır. Eğer başka bir virgül daha varsa,
cümleleri ayırmak için ( ; ) kullanılır.
Ör: Eve geldim, yemek yedim.
 Cümle içindeki ünlem sözcüğünden sonra
Ör: Eyvah, buna izin yok!
 Seslenme bildiren sözcüklerden ve mektuplardaki
hitaplardan sonra
Ör: Arkadaşlar, beni dinleyin.
Sevgili Ali,
 Özne yüklemden çok uzakta kalmışsa
Ör: Kitap, yaşamın tüm renklerini içinde barındıran güzellikte bir
arkadaş gibi, bizi huzurla doldurdu.
 Sayıların ondalık kısımlarında ( 5,86 )
Noktalı Virgül ( ; )
 “ama,fakat,oysa,çünkü…” gibi bağlaçlardan hemen
önce kullanılır.
Ör: Eve geldim; ama kimse yoktu.
 İçinde virgül bulunan birleşik cümleleri ayırmak için
kullanılır.
Ör: Öğretmen, elindeki defteri açtı ; isimleri okudu.
 Virgülle ayrılmış gurupları ayırmak için
Ör: Meyvelerden muz, kiraz, üzümü; sebzelerden havuç, pırasa,
lahanayı seviyorum.
 Öznenin karıştığı durumlarda kullanılır.
Ör: Küçük, eski bir eve girdi.
16
İki Nokta ( : )
 Bir cümlede açıklama yapılacaksa
Ör: Bizi seven ki kişi vardı: annemiz, babamız.
 Tanımlama ve açıklamada
Ör: İsim: Evrendeki varlıkların adıdır.
 Konuşma metinlerinde
Ör: Ahmet: “Ne zaman geldiniz?” dedi,
Not: İki noktadan sonra bir cümle geliyorsa büyük harfle
başlar; örnek geliyorsa küçük harfle başlar.
Soru İşareti ( ? )
 Gerçekten soru sorsa da, sormasa da, soru soran tüm
cümlelerin sonuna konur.
Ör: Yemek yedin mi ?
İnsan annesini sevmez mi?
 Bir sözcüğün tam tersi anlamında kullanılır.
Ör: Burada en akıllı ( ? ) insan Ali’dir.
 Kesin olmayan tarihlerde
Ör: Yunus Emre (1298 - ? ) büyük bir şairdir.
 Uzun çizgi ( --- ) karşılıklı konuşmada kullanılır
Üç Nokta ( … )
 Benzer örneklerin devam edebileceği
Ör: Bahçede elma, armut, kiraz… ağaçları vardı.
 Tamamlanmamış cümlelerin sonuna
Ör: Bir de eve geldim ki…
 Söylenmek istenmeyen yerlerde
Ör: Bu suçu … işlemiş olmalı.
 Bir alıntının alınmayan yerlerinde
Ör: Hoca : “ …. bu çok kötü bir davranış !” dedi.
Not: Ünlem ve soru işaretinden sonra yan yana iki nokta
konur.
Ör: Bir de baktım ki !..
Tırnak İşareti ( “ ” )
 Başkasına ait sözleri belirtmede
Ör: Ahmet : “Eve yarın geleceğim.” dedi.
 Cümlede özellikle vurgulanmak istenen yerlerde
Ör: Bu sınıfta herkes “yaramazlık” yapıyor.
 Alıntılarda
Ör: Yunus Emre’nin “ Bana seni gerek, seni” dizesi var.
Ünlem ( ! )
 Korku, heyecan, sevinç… cümlelerinin sonuna
Ör: Hey!
Eyvah!
Abooo!
 İnanılmayan sözlerde
Ör: Ne kadar da nazik ( ! ) bir adamsın sen.
Not: Ünlem bildiren sözcük cümlenin bir parçasıysa ve
sonunda değilse bu sözcükten sonra virgül konur, cümle
sonuna ünlem konur.
Ör: Hey, bana baksana sen !
Sıralı Noktalar ( ….. )
 Bir metinde alınmayan yerler ya da diyaloglarda
susmalar yerine kullanılır.
Ör: Bahar gelmiş memleketime,
…..
Her taraf çiçekler içinde !
Kısa Çizgi ( - )
 “ve, ile” gibi sözcüklerin yerine
Ör: Bu savaş 1945-1946 yılları arasında oldu.
 Kağıda sığmayan sözcükleri ayırmada kullanılır. Kağıt
sonuna tek harf bırakılmaz. Sığmayan kısım kesme
işaretine denk geliyorsa, ayrıca kısa çizgi konmaz.
 Ek ve kök ayırmada kullanılır
Ör: Ev-ler-i-miz
 Osmanlıca tamlamalarda
Ör: Fecr-i Ati
KESME İŞARETİ ( ’ )
 Özel isimlere gelen çekim eklerini ayırmada
Ör: Ahmet’in arabası
Not: Özel isimlere gelen yapım ekleri ayrılmaz. Yapım
eklerinden sonra gelen çekim ekleri de ayrılmaz.
Ör: Türkçe
Afşinli
 Sayılara ve kısaltmalara gelen eklerde
Ör: 14.45’te
THY’nin
Not: Kısaltmalara gelen ek, kısaltmanın okunuşuna uyar.
Parantez / Ayraç ( )
 Bir sözcüğün eş anlamlısı verilirse
Ör: Bu öğrenci (talebe) çok yaramaz.
 Açıklamalarda
Ör: İki ülke ( Türkiye ve Yunanistan) anlaştılar.
 Cümle içinde verilen tarih aralıklarında, yabancı
sözcüklerin okunuşunda, tiyatro metinlerindeki
hareketleri anlatan bölümlerde.
Ör: Yunus Emre (1299-1345) büyük bir şairdir.
Bacon (Beykın) ünlü bir düşünürdür.
Adam ( gülerek ) : Gel yemek yiyelim.
Düzeltme İşareti ( ^ )
Düzeltme işareti, dilimize Arapça ve Farsçadan giren
“g,k,l” seslerinin ince okunması gerektiği durumlarda, bu
seslerden sonra gelen “a,u” sesleri üzerine konur.
Ör: mekân, rüzgâr, kağıt, dergah, mahkum, dükkan, hikaye
Not: “l” den sonra gelen seslere artık düzelme işareti
konmamaktadır. “lale, reklam, selam” vb. bunun sebebi “l” sesinin
zaten inceltici bir etkisinin olmasıdır.
Yazılışları aynı fakat anlamları farklı sözcükleri ayırt
etmek için de kullanılır.
Ör: âdem – adem
âlâ – ala
âlem – alem
âmâ – ama
âşık – aşık
dâhi - dahi
hâk – hak
hâl – hal
hâlâ – hala
mâni – mani
nâr – nar
tâbi – tabi
yâd – yad
yâr - yar
Nispet “ î ” si denilen ek, bazı isimleri sıfat haline getiren
bir ektir. Eklendiği kelimeye “ait, ilgili” anlamları katar.
Ör: hukuk – hukukî
asker – askerî
17
YANLIŞ
asvalt
af edersin
alınyazısı
alel acele
antreman
ağaç kakan
ağırsıklet
açık göz
alış veriş
arasöz
acaip
ard arda
anne anne
ardısıra
aparatif
alt yapı
anektot
bilinç altı
baba anne
başbaşa
başabaş
baş hekim
baş ucu
başı bozuk
baş vurmak
baş örtüsü
baş rol
bir çok
bir kaç
birşey
baş sağlığı
cici anne
çinakop
çeki düzen
def etmek
def ol
döküman
düz yazı
dinazor
idda
ilüzyon
ispad
ilk öğretim
ilk okul
iş veren
insiyatif
iki yüzlü
ip ucu
karekter
karnıbahar
koperatif
kontür
kangıren
kırathane
kurdale
DOĞRU
asfalt
affedersin
alın yazısı
alelacele
antrenman
ağaçkakan
ağır sıklet
açıkgöz
alışveriş
ara söz
acayip
art arda
anneanne
ardı sıra
aperitif
altyapı
anekdot
bilinçaltı
babaanne
baş başa
başa baş
başhekim
başucu
başıbozuk
başvurmak
başörtüsü
başrol
birçok
birkaç
bir şey
başsağlığı
cicianne
çinekop
çekidüzen
defetmek
defol
doküman
düzyazı
dinozor
iddia
illüzyon
ispat
ilköğretim
ilkokul
işveren
inisiyatif
ikiyüzlü
ipucu
karakter
karnabahar
kooperatif
kontör
kangren
kıraathane
kurdele
YANLIŞ
doğal gaz
egzos
eşkiya
erazyon
etüd
edavat
entellektüel
espiri
espiritüel
elektirik
florasan
faranjit
fedaral
fesh etmek
fantazi
fülüt
firitöz
fasülye
gardrop
gelişi güzel
gök kuşağı
göz yaşı
gider ayak
gün aşırı
güleryüz
git gide
hoş sohbet
hava alanı
hava yolu
her hangi
herkez
her halde
herşey
hoperlör
hoş görü
hıristiyan
hiç bir
halbu ki
iç güdü
kıravat
klasizim
klavuz
kuruyemiş
kalemtraş
kolestrol
kamu oyu
lavobo
labaratuar
müsvette
mütevazi
metod
makina
motorsiklet
müsade
malesef
DOĞRU
doğalgaz
egzoz
eşkıya
erozyon
etüt
edevat
entelektüel
espri
espritüel
elektrik
floresan
farenjit
federal
feshetmek
fantezi
flüt
fritöz
fasulye
gardırop
gelişigüzel
gökkuşağı
gözyaşı
giderayak
günaşırı
güler yüz
gitgide
hoşsohbet
havaalanı
havayolu
herhangi
herkes
herhalde
her şey
hoparlör
hoşgörü
hristiyan
hiçbir
halbuki
içgüdü
kravat
klasisizim
kılavuz
kuru yemiş
kalemtıraş
kolesterol
kamuoyu
lavabo
laboratuvar
müsvedde
mütevazı
metot
makine
motosiklet
müsaade
maalesef
YANLIŞ
meyva
meğer ki
madem ki
nükler
okur yazar
orotoryo
orta öğretim
orta okul
orjinal
ortaoyunu
olagan üstü
ön görü
oysa ki
öğe
öte beri
parelel
pardesü
perhis
peşisıra
pilaj
prosedör
profosör
peşpeşe
pis boğaz
pedogog
poaça
resturan
DOĞRU
meyve
meğerki
mademki
nükleer
okuryazar
oratoryo
ortaöğretim
ortaokul
orijinal
orta oyunu
olağanüstü
öngörü
oysaki
öge
öteberi
paralel
pardösü
perhiz
peşi sıra
plaj
prosedür
profesör
peş peşe
pisboğaz
pedagog
poğaça
restoran
YANLIŞ
alacakaranlık
bir mukabele
bire bir (etkili)
birebir (ölçü)
bir takım (bazı)
direk (aracısız)
düz üstü (pc)
gurup (küme)
grup (günbatımı)
halüsilasyon
konservatuar
milletler arası
uluslar arası
vaz geçmek
YANLIŞ
sömesdir
saygı değer
silahşör
süpriz
sandiviç
soy adı
sivri sinek
sarmsak
sezeryan
sıtajyer
şarz
şöför
şohben
tesbih
telafuz
ünvan
uslup
uniforma
üstgeçit
var yemez
vejeteryan
vijdan
yanlız
yalnış
zatüre
sıkboğaz
DOĞRU
sömestir
saygıdeğer
silahşor
sürpriz
sandviç
soyadı
sivrisinek
sarımsak
sezaryen
stajyer
şarj
şoför
şofben
tespih
telaffuz
unvan
üslup
üniforma
üst geçit
varyemez
vejetaryen
vicdan
yalnız
yanlış
zatürre
sık boğaz
DOĞRU
alaca karanlık
bilmukabele
birebir (etkili)
bire bir (ölçü)
bir takım (bazı)
direkt (aracısız)
dizüstü (pc)
grup (küme)
gurup (günbatımı)
halüsinasyon
konservatuvar
milletlerarası
uluslararası
vazgeçmek
18

Benzer belgeler