Binaya Entegre Fotovoltaik Sistemler, Ekoyapı Dergisi

Transkript

Binaya Entegre Fotovoltaik Sistemler, Ekoyapı Dergisi
ekoyapi14-07_Layout 1 4/30/13 5:28 PM Page 88
TEKNİK
FOTOVOLTAİK SİSTEMLER VE MİMARİ
Binaya Entegre Fotovoltaik Sistemlerin
MİMARİDE
KULLANIMLARI
Üretİlen enerjİnİn
bÜyÜk bİr bölÜmÜnÜn
bİnalar tarafında
tÜketİldİğİ
dÜşÜldÜğÜnde,
gÜnÜmÜz mİmarlarına
dÜşen görev, bİnaları
enerjİ kullanıcı olarak
değİl Üretİcİ olarak
tasarlamak, az enerjİ
harcayan hatta Üreten
çevrecİ sİstemlere
yönelmek olmalıdır.
88 EKOYAPI Nisan-Mayıs 2013 www.ekoyapidergisi.org
Solar Decathlon 2009 Birincilik Ödülü Alan Bina, ABD.
Ebru Ünver, Ebru ÜNVER, Y. Mimar, LEED AP, BREEAM Assessor, EKB Uzmanı, İLTAY Enerji Ltd. Şti.
ünya Çevre ve Gelişim Komisyonu, Sürdürebilirliği, bugünün gereksinimlerinin
gelecek nesillerin gereksinimlerini giderme yetisini tehlikeye atmadan karşılama becerisi olarak
tanımlamaktadır. Konu sürdürülebilir
mimarlık bağlamında ele alındığında,
kaynakları koruma, yaşam döngüsünü değerlendirme ve yaşanılabilir
çevre tasarlama, vb. konular ön plana
çıkmaktadır. Binalarda kullanılan su,
malzeme ve enerji vb. temel kaynaklardan, enerji korunması gereken
kaynakların en başında gelmektedir
D
Günümüzde, geleneksel enerji
kaynakları olan kömür, petrol, doğal
gaz, vb. fosil yakıtlar enerji kaynaklarının büyük bölümünü oluşturmakta
ve enerji tüketiminin %85’i fosil yakıtlardan sağlanmaktadır. Geleneksel
enerji kaynağı rezervleri, yani fosil yakıtlar giderek tükenirken, küresel
enerji tüketimi ve talebi artmaya
devam etmektedir. Uluslararası Enerji
Ajansı’nın (International Energy
Agency, IEA) verilerine göre 2030 yılına kadar petrol ve doğal gaz üretim
%40-60 oranında azalacaktır [1].
1970’li yıllarda başlayan enerji
ekoyapi14-07_Layout 1 4/30/13 5:28 PM Page 89
krizi, enerji fiyatlarındaki artış, enerji
üretimi ve tüketiminin doğal çevre
üzerindeki olumsuz etkileri, enerjinin
daha sınırlı ve daha verimli kullanımını, bu bağlamda enerji etkin tasarımları gündeme getirmiştir. 1970
yılından bu yana dünya ekonomisi 3
kattan fazla büyümüş, dünya nüfusu
ise 3 milyardan fazla artmış olup
2012 verilerine göre yaklaşık 7 milyara ulaşmıştır.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı
(United Nations Environment Programme, UNEP) verilerine göre, günümüzde dünya nüfusunun %50’den
fazlası şehirlerde yaşamakta; şehirler,
dünya enerji kaynaklarının %75’ini
tüketmekte, üretilen enerjinin %6080’ini kullanmakta ve CO2 salınımının %75’ini yaratmaktadır. 2050
yılında ise şehirlerde yaşayan nüfus
oranının %70’lere ulaşacağı, enerji
tüketiminin bugüne göre %80 daha
fazla olacağı öngörülmektedir [2].
Bu olgu, dünyadaki birçok ülkenin,
geleneksel enerji kaynakları kullanımını sınırlandırılması, enerji korunumunun sağlanması, yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, vb. konularda öneriler
ve radikal önlemler getirmesi sonucunu doğurmuştur. 1990’lı yılların
başlarından itibaren, binaların çevreye olan etkilerini; enerji, su, malzeme tüketimlerini, vb.
ölçmek/belirlemek amacıyla birçok
farklı değerlendirme sistemi oluşturulmuştur. Bunlardan başlıcaları; BREEAM (Building Research
Establishment Environmental Assessment Method)-İngiltere, LEED (Leaderships in Energy and Environmental
Design)-Amerika Birleşik Devletler ve
Kanada, CASBEE (Comprehensive Assessment System For Building Envi-
ronmental Efficiency)-Japonya,
GREEN STAR- Avustralya, DGNB (Deutsche Gesellschaft für Nachhaltiges
Bauen e.V.)-Almanya olarak sıralanabilir.
Bu nedenle, önümüzdeki yüzyılların
enerji kaynağının güneş olacağı ön
görülmekte olup güneş enerjisi ile ilgili çalışmalar özellikle 21. yüzyıldan
bu yana büyük bir ivme kazanmıştır.
Avrupa Birliği yayınladığı enerji
politikası ile 2020 yılında tüm enerji
ihtiyacının %20’sini yenilenebilir
enerji kaynaklarından karşılamayı,
enerji etkinliğini %20 arttırmayı ve
CO2 salınımını %20 düşürmeyi hedeflemektedir. Dünya Doğal Yaşamı
Koruma Vakfı (World Wide Fund for
Nature, WWF) 2011 tarihli enerji raporunda bu konudaki vizyonunu,
2040 yılına kadar fosil yakıtlara bağımlılığı %70 azaltmak ve 2050 yılında ise ihtiyaç duyulan tüm enerjiyi
yenilenebilir kaynaklardan sağlamak
olarak açıklamıştır [3].
Güneş ışınımları enerjiye
dönüştüren sitemler, ürettikleri
enerji türlerine göre;
Yenilenebilir enerji kaynakları su,
güneş, rüzgar, jeotermal, biyokütle,
vb. olarak sıralanmaktadır. Ancak,
konu yapılı çevre ölçeğinde ele alındığında kullanımı en kolay enerji kaynağı güneştir. 19.yüzyılda başlıca
enerji kaynağı olan kömür, 20.yüzyılda yerini petrole bırakmıştır. Güneş,
neredeyse sonsuz bir enerji kaynağı
olarak, 4-5 triyon yıl daha dünyaya
enerji sağlayabilme gücüne sahiptir.
3 Isı enerjisi üreten, güneş enerjili
ısıtma sistemleri (Solar Thermal
Systems),
3 Elektrik enerjisi üreten, Isıl (fotovoltaik) elektrik sistemler, (PV Systems),
3 Isı ve elektriği aynı anda üreten
Güneş Enerjili Isıtma sistemler,
olarak sınıflandırılabilir.
Bu makalede konu, güneş ışınımlarından elektrik enerjisi üreten fotovoltaik sistemler ile sınırlandırılmış ve bu
sistemlerin mimaride kullanımları
üzerinde durulmuştur.
FOtOvOltAiK vE
FOtOvOltAiK SiStEmlEr
NEdir?
Fotovoltaik Nedir?
Fotovoltaik (Photovoltaic) kelimesi
Yunaca’da “ışık” anlamına gelen
“ph s” ve gerilimin birimi olan “volt””
Schlierberg Solar Yerleşkesi, Almanya
www.ekoyapidergisi.org Nisan-Mayıs 2013 EKOYAPI
89
ekoyapi14-07_Layout 1 4/30/13 5:28 PM Page 90
FOTOVOLTAİK SİSTEMLER VE MİMARİ
TEKNİK
Kaco New Energy Binası, Almanya
Fotovoltaİk (Pv)
hücreler,
üzerlerİne gelen
ışık enerjİsİnİ
elektrİk enerjİsİne
dönüştürebİlen,
sİlİsyum, galyum
arsenİt, kadmİyum
tellür gİbİ yarıİletken
malzemelerden
oluşan bİrİmlerdİr.
sözcüklerinin birleşmesinden oluşmaktadır. Fotovoltaik terimi (photovoltaic) İngilizce’de 1849 yılında bu
yana kullanılmakta ve ışıktan elektrik
akımı üretilmesi anlamına gelmektedir. Bu terim, ışıktan elektrik üreten
fotovoltaik hücrelerin pratik uygulaması ile ilgili araştırma ve teknolojilerde kullanılan genel bir terimdir.
Burada sözü edilen ışık, doğal ya da
yapay yollarla elde edilmiş olabilir.
Güneş ve gök ışığının birleşiminden
oluşan “gün ışığı” fotovoltaik hücreler aracılığı ile elektrik enerjisine dönüşür. Fotovoltaik hücreler üzerlerine
gelen ışığı elektrik akımına dönüştürebilen yarı-iletken malzemelerden
oluşan düzeneklerdir. Bunlar, güneş
pilleri, güneş panelleri vb. çeşitli adlarla adlandırılabilmekte ve değişik
özelliklerde üretilebilmektedir.
90 EKOYAPI Nisan-Mayıs 2013 www.ekoyapidergisi.org
Fotovoltaik (PV) hücreler, üzerlerine gelen ışık enerjisini elektrik enerjisine dönüştürebilen, silisyum,
galyum arsenit, kadmiyum tellür gibi
yarı-iletken malzemelerden oluşan birimlerdir. Fotovoitaik hücrelerde kullanılan yarı iletkenler, temelde Tablo
1’de verilen silikon esaslı kristalin ve
ince film olarak iki ana grupta toplanmaktadır [4], [5].
Fotovoltaik Sistem Nelerden
Oluşur?
Fotovoltaik’lerin ortaya çıkışı 19.
yüzyılın başına kadar uzanmaktadır.
İlk olarak 1839 yılında Fransız fizikçi
Alexander Edmond Becquerel tarafından bulunmuştur. 1950’li yılların sonunda ilk konvansiyonel Fotovoltaik
hücreler üretilmiş ve Amerika Birleşik
Devletleri uzaya gönderdiği uyduda
kullanılmıştır. 1970’lerde enerjini kri-
Polikristalin Silikon;
Multi c-Si
tablo 1. Fotovoitaik hücrelerde kullanılan yarı iletkenler
Fotovoltaik tipleri
Fotovoltaik’in tarihçesi
KriStAliN
Monokristalin silikon;
Mono c-Si
zinin çıkması ile fotovoltaik çalışmalarına ağırlık verilmiştir. 1980’lerde
hesap makinesi, saat, vb. elektronik
aletlerde, sokak aydınlatma elemanlarında yaygın olarak kullanılmıştır.
Binalarda kullanımına ilişkin ilk uygulama örnekleri de 1980 yıllarında gerçekleşmiştir.
Işıktan elektrik üreten tüm birim
ve alt sistemlerin bütünü fotovoltaik
(PV) sistem olarak adlandırılır. PV sistemler, enerji ihtiyacının özelliklerine,
ekonomik koşullara ve bağlanılan
elektrik şebekesi koşullarına göre birçok farklı biçimde oluşabilir. Bu sistemler, yapılanması ne olursa olsun
maliyet, ömür, verim, geri ödeme,
iNCE Film
Cadmium Telluride;
CdTE
Copper Indium Diselenide; CIS,
Amorphous Silicon; ASI
Copper Indium Gallium
Diselenide; CIGS
Tandem Micro Crystalline
Silicon; McSİ
ekoyapi14-07_Layout 1 4/30/13 5:28 PM Page 91
çevre konuları, güvenilirlik vb. açılardan optimum bir etkinlik sağlanmalıdır. Fotovoltaik sistemler
temelde, fotovoltaik hücreler ve
bunlardan üretilen doğru akımı (Direct Current, DC) alternatif akıma
(Alternative Current, AC) dönüştüren elemanlar (inverter) olmak
üzere iki bölümden meydana gelir.
Kullanım amaçlarına göre, üretilen
elektriğinin miktarını ölçen sayaç,
üretilen elektriği depolayabilen akü,
elektrik panosu, şarj regülatörü, vb.
elemanlar sisteme ilave edilebilir.
Örneğin, bir binada kullanıldığında, fotovoltaikler tarafından üretilen doğru akımı (DC) inverterler
aracılıyla elektrik enerjisini bina içerisindeki cihazları çalıştırabilmek için
alternatif akıma (AC) dönüştürür.
Sisteme ilave edilen aküler, güneş
enerjisinin yetersiz olduğu durumlarda sistemi beslemek aynı zamanda da üretilen enerjiyi
depolamak için kullanılır. Sayaçlar
ise, PV sistem tarafından üretilen
elektrik miktarını ve/veya şehir şebekesinden kullanılan elektrik miktarını ölçmek için kullanılır. PV
sistemler, ürettikleri enerjiyi şehir
şebekesine verme şebekesine bağlı
(grid-connected) ya da vermeme
durumlarına göre şebekeden bağımsız (off-grid) olarak düzenlenebilir.
FOtOvOltAiK vE mimAri
Amerika Yeşil Binalar Konseyi
(US Green Building Council,
USGBC) verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri’nde genel enerji kullanımının %40’ı, elektrik
tüketiminin %72’si, CO2 salınımının
%39’u, temiz su kullanımının
%14’nün binalar tarafından gerçekleştirilmektedir [6]. Bu durumun
diğer dünya ülkeleri ve ülkemizdeki
binalar için de benzer olduğu söylenebilir.
Üretilen enerjinin büyük bir bölümünün doğrudan ya da dolaylı
olarak binalar tarafında tüketildiğini
düşüldüğünde, günümüz mimarlarına düşen görev, binaları enerji kullanıcı olarak değil üretici olarak
tasarlamak, az enerji harcayan hatta
üreten çevreci sistemlere yönelmek
olmalıdır. Bir başka anlatımla izlenecek yol, enerjiyi mümkün olduğunca
korumak, enerji verimliliğini arttırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarından güneşi kullanmak olarak
açıklanabilir.
Yukarıda da belirtildiği üzere fotovoltaiklerin binalarda kullanımı
1980’lı yıllar başlamış ve gelişen
teknolojileri ile giderek yaygınlaşmıştır. Gelişen PV teknolojisi, güneş
enerjisini binalara uyarlayabilmek
için mimariye ve yapı teknolojisine
yeni olanaklar sunmaktadır. Nitekim
Avrupa Fotovoltaik Endüstri Birliği
(European Photovoltaic Industry Association, EPIA) 2020 yılında, Avrupa’da tüketilen elektrik miktarının
%12 sinin fotovoltaik panellerden
karşılanacağını ön görmektedir [7].
Bina kabuğunu geleneksel malzemesinden çıkarıp, güneş enerjisini
BMW5 Welt Binası, Almanya
aracılığı ile elektrik üreten bir sistem
haline getirmek mümkündür.
PV elemanlar enerji üretmenin
yanı sıra bina formunun oluşmasında,
bir yapı elemanı gibi davranıp yapı
kabuğunun (cephe ve çatı) şekillenmesinde ve de bina yapım aşmasında
önemli ve belirleyici rol oynamaktadır.
PV sistemlerin mimari ile ilişkilendirilmesi, mevcut bir binaya sonradan
ilave etme/ekleme (Building Added
PV, BAPV) ya da tasarım aşamasında
bina ile bütünleştirme (Building Integrated PV, BIPV) olmak üzere iki
ayrı biçimde gerçekleştirilebilir. Aşağıdaki bölümde, bina ile bütünleşmiş
(Integrated, Building Integrated Photovoltaic, BIPV) sistemlerin özellikleri
ele alınmıştır.
Bina ile Bütünleşik Fotovoltaik
Sistemler (BIPv)
Çevresel, ekonomik, enerji korunumu, enerji kazanımı, prestij/imaj
gibi birçok farklı amaçla binalarda
kullanılan PV sistemler, ekonomik ve
teknolojik yeterlilik, yapı özellikleri,
kullanıcı ve uygulayıcının bilinç ve
bilgi düzeyi doğrultusunda yapılarda
www.ekoyapidergisi.org Nisan-Mayıs 2013 EKOYAPI
91
ekoyapi14-07_Layout 1 4/30/13 5:28 PM Page 92
TEKNİK
FOTOVOLTAİK SİSTEMLER VE MİMARİ
binalarda kullanılması ile yenilebilir
kaynaklar hakkında toplum bilinci
oluşturmak ve eğitim imkanı arttırmak, binaya prestij kazandırmak, vb.
Çevre: Çevre dostu yeşil bina tasarımına katkı sağlamak, karbon bağımsız enerji üretimini sağlamak, sera
gazı miktarını düşürmek, vb.
Estetik: Mimari tasarım ile uyum,
mimariye artı değer katma, yenilikçi
tasarıma olanak sağlama ve tasarım
seçeneklerini artması, vb.
mimari: Bir bina bileşeni olarak;
ilave bir strüktüre ihtiyaç duymaması,
ısı, su ve ses yalıtımı sağlaması, güneş
kontrolü sağlaması, vb. (Şekil-01)
BIPv Kullanım Yerleri Nerelerdir?
BIPV sistemler enerji üretimine
katkı sağlayan yapı malzemeleri olarak görülmeli ve tasarıma holistic bir
anlayış ile yaklaşılmalıdır. PV sistemler
mimari tasarıma entegre edilirken,
elektrik üretimi için maksimum verimi
almak ve mimari estetik değeri yüksek binalar tasarlamak hedef olmalı
ve PV sistem ihtiyacını en aza indirmek için pasif güneş tasarımı ilkeleri
dikkate alınmalıdır.
Şekil-01
Pv sİstemler
mİmarİ tasarıma
entegre edİlİrken,
elektrİk üretİmİ
İçİn maksİmum
verİmİ almak ve
mİmarİ estetİk
değerİ yüksek
bİnalar
tasarlamak hedeF
olmalıdır.
farkı şekillerde değerlendirilebilir.
“Bina ile bütünleşik (BIPV)” fotovoltaik sistemler temel işlevleri olan
elektrik enerjisi üretmenin yanı sıra
verimlilik, ekonomik, çevresel, estetik
vb. açıdan da yarar sağlamaktadır. Bu
yararlar, kısaca aşağıdaki gibi açıklanabilir.
verimlilik: İletim sıradaki enerji
kayıplarının azaltılması, enerji niteliliğini artırılması, gerilim kontrolü sağlanması vb.
Bina Ekonomisi: Yapı malzeme
giderlerinde azalma, bina işletim maliyeti ve işçilik giderlerinde azalma, PV
sistem kurulumu için gerekli alan ihtiyacının ortadan kalması/azalması, vb.
Sosyo-ekonomi: Yeni bir pazar
oluşturmak, yeni iş imkanı sağlamak,
92 EKOYAPI Nisan-Mayıs 2013 www.ekoyapidergisi.org
Bu sistemler, mimaride kullanıldıkları yapı elemanlarını/ yapı yüzeylerini,
verimsel gerekliliklerinden dolayı biçimsel; yüzeysel özelliklerinden dolayı
ise görsel olarak etkiler.
Işığı elektrik enerjisine çeviren PV
sistemlerin verimi üzerlerine gelen
ışık miktarı ile doğru orantılıdır. Sisteme ulaşan dolaysız güneş ışığının
enerjisi, gökten gelen yayınık ışığa
göre çok daha fazla olduğundan, gün
boyunca dolaysız güneş ışığını olabildiğince uzun süre alabilmek ve güneş
ışınlarının dik açı ile gelmesini sağlamak verimlilik açısından büyük önem
taşır. Bu nedenle, binanın coğrafi konumu, bina formu, binanın güneşe
göre yönelimi, PV’lerin bina kabuğundaki yönü, eğimi (güneş ışını ile
yaptığı açı), sisteme gölge atabilecek
doğal ve/veya yapay engellerin varlığı,
vb. etkenler tasarım sırasında dikkate
alınmalıdır.
ekoyapi14-07_Layout 1 4/30/13 5:28 PM Page 93
Yapı kabuğundaki yaygın kullanım
yerleri genelde, çatı ve cephelerdir.
Ancak, binaların uygun koşulları sağlayan hemen hemen her yerinde kullanılabilen BIPV sistemler, yer aldıkları
yapı bileşenine ve özelliklerine bağlı
olarak çok değişik şekillerde uygulanabilir (Şekil-02). Bu uygulamalar
aşağıdaki gibi örneklendirilebilir:
Çatılar, yüksekte olmaları, çevrelerinde gölge atabilecek doğal ve/veya
yapay engellerin bulunma olasılığının
düşük olması nedeni ile en yaygın
kullanım yeridir. PV teknolojisi doğrudan PV paneller halinde kullanılabileceği gibi klasik çatı kaplamaları
(kiremit, şingle, vb.) ile birleştirilerek
hem eğimli hem de düz çatılarda uygulanabilir.
Cepheler, yapı kabuğunun düşey
elemanı olup, burada cam, doğal taş,
seramik, vb. cephe kaplama malzemeler yerine PV paneller kullanılabilir.
Cepheler, saydam ve/veya saydam olmayan bölümlerden oluşur. PV paneller gün ışığı geçirim istenilen
bölgelerde (pencereler) kullanılabileceği gibi güneş kontrolü istenilen
bölgelerde ya da saydam olmayan
(duvarlar) bölümlerde yer alabilir. Bu
bağlamda, giydirme cephe sistemlerine, çift cephe, vb. uygulamalara entegre edilebilirler.
Gölgeleme/güneş denetim elemanları, iç mekanlarda özellikle dolaysız güneş ışığının oluşturduğu
aydınlığın ve ısının olumsuz etkilerinin denetlenmesi vb. amaçlarla kullanılırlar. PV panellerden oluşan güneş
denetim elemanları, güneşin olumsuz
etkilerinin denetlenebildiği gibi bina
kabuğundaki PV kullanım yüzeylerini
de arttıracaktır.
BIPV kullanımına uygun mimari
öğeler, ışıklık, atriyum, kış bahçesi,
balkon, kanopi, saçak, vb. olarak sıralanabilir. (Şekil-02)
Şekil-02
SONuÇ
Sürdürebilirlik ve özellikle sürdürebilir mimarlık kavramlarının temelin
ilkeleri, kaynaklarının korunması,
yaşam döngüsü değerlendirme ve yaşanılabilir çevrelerin tasarımı olarak
sıralanabilir. Bu bağlamda, enerji kaynaklarının korunumu günümüzün en
güncel sorunlarında biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde, fosil
yakıtlar enerji kaynaklarını büyük bölümünü oluşturmakta olup rezervleri
giderek tükenmekte olmasına karşı
küresel enerji talebi ve tüketimi giderek artmaktadır. Bu artış doğal olarak
kullanıcı olan dünya nüfusunun artması ve kullanıcıların enerji ihtiyaçlarının çoğalması ile doğru orantılıdır.
Günümüzde Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği Enerji ajansı vb. kuruluşlar,
geleneksel enerji kaynaklarının kullanımının azaltılması, enerjinin verimli
kullanılması, yenilebilir enerji kaynakların kullanımın yaygınlaştırılması gibi
konularda çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Güneş çağı olarak tanımlanan,
içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda,
yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri olan güneş enerjisi ile ilgili sistemler ve uygulamalar yaygınlaşmıştır.
Bu sistemlerden biri de fotovoltaik
sistemlerdir. Fotovoltaik sistemler ilkesel olarak üzerlerine gelen güneş
enerjisini elektrik enerjisine çeviren
yarı iletken malzemelerden oluşan bi-
rimlerdir. Günümüzde, enerjinin
büyük bir bölümü binalar tarafından
kullanılması nedeni ile PV sistemlerin
uygulandığı binalar giderek önemli
hale gelmiştir. PV sistemler çatılar ve
cephelerde uygulanabilir. PV sistemleri en verimli şekilde kullanabilmek
için, tasarım kriterlerine dikkat etmek,
binaya en fazla verim sağlayacak şekilde konumlandırmak ve tasarıma
entegre etmek gerekir. Bu olgu, bina
tasarımcısı olan mimarlara büyük
görev düşmesine yol açmaktadır.r
KAYNAKlAr
1. http://www.wwf.eu, 2013-03-01
2. Birleşmiş Milletler Çevre Programı, United
Nations Environment Programme, UNEP,
2011, http://www.unep.org, 2013-03-01
3. Enerji Raporu, World Wide Fund for
Nature, WWF, http://www.wwf.org.tr,
2013-03-01
4. Avrupa Fotovoltaik Endüstri Birliği,
European Photovoltaic Industry Association,
EPIA, Photovoltaic Energy Electricity From
The Sun, http://www.epia.org
5. Claudia Lüling, Energizing Architecture,
Design and Photovoltaics, Jovis Berlag
Gmbh, 2009
6. Amerika Yeşil Binalar Derneği, US Green
Building Council, USGBC,
http://www.usgbc.com, 2013-03-01
7. Fotovoltaik Endüstri Birliği, European
Photovoltaic Industry Association, EPIA,
http://www.epia.org, 2013-03-01
www.ekoyapidergisi.org Nisan-Mayıs 2013 EKOYAPI
93

Benzer belgeler

BİNA KABUĞUNDA KULLANILAN FOTOVOLTAİK PANELLER VE

BİNA KABUĞUNDA KULLANILAN FOTOVOLTAİK PANELLER VE geleneksel enerji kaynaklarının kullanımının azaltılması, enerjinin verimli kullanılması, yenilebilir enerji kaynakların kullanımın yaygınlaştırılması gibi konularda çeşitli çalışmalar yapmaktadır....

Detaylı