Şişli Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Aile Planlaması Merkezine

Transkript

Şişli Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Aile Planlaması Merkezine
ORIGINAL RESEARCH / ORİJİNAL ARAŞTIRMA
2016
Şişli Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Aile Planlaması Merkezine Başvuran
Hastaların Tercih Ettikleri Doğum Kontrol Yöntemi Dağılımı
Birth Control Method Preferations of Patients Admitted to Şişli Etfal Training and
Research Hospital Family Planning Center
AUTHORS /
YAZARLAR
Hüseyin Balcıoğlu
Aile Hekimliği Ana
Bilim Dalı, Osmangazi
Üniversitesi Tıp
Fakültesi, Eskişehir
Nimet Göker
Kadın Hastalıkları ve
Doğum Kliniği,
Osmanoğlu Hastanesi,
İstanbul
ÖZET
Amaç: Ülkemizde doğum kontrol yöntemleri hakkında bilinç ve kullanım düzeyi her geçen gün
artmaktadır. Özellikle modern yöntemlerin kullanımındaki artış, gelişim süreci açısından umut verici olsa
da geleneksel yöntemlerdeki devamlılık, bize bu konuda hâlâ çalışmamız gerekliliğini ortaya koymuştur.
Ülkemizde özellikle son yıllarda ulusal düzeyde konuyla ilgili veriler toplanmakta ve sonuçlar
değerlendirilerek gerekli planlar yapılmaktadır.
Yöntem: Bu çalışmada, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Planlaması Merkezine
başvuran 18 yaş üstü olgular; yaş, eğitim düzeyi ve sahip oldukları çocuk sayısına göre geriye dönük
incelenerek, tercih ettikleri doğum kontrol yöntemi dağılımı araştırılmıştır.
Bulgular: Çalışmamızda 35 yaş ve üzeri olguların %42 ile en yüksek orana ulaştığı görülmüştür.
Eğitim düzeyleri göz önüne alınarak incelendiğinde ilkokul mezunu olanların %53 ile en yüksek oranda
olduğu tespit edilmiştir. Sahip oldukları çocuk sayıları göz önüne alınarak incelendiğinde 2 çocuğu
olanlar %42 ile en yüksek oranda saptanmıştır. Tercih ettikleri doğum kontrol yöntemi göz önüne
alınarak incelendiğinde modern yöntemler arasında rahim içi araç kullanan olgu sayısının %61 ile en
yüksek oranda olduğu ve bunu %10 ile prezervatif (kondom) kullananların izlediği görülmüştür.
Sonuç: Halen modern yöntem dışındaki geleneksel yöntemlere başvuran kişi sayısının fazla oluşu,
aile planlaması hizmetlerinin duyurulması ve toplumun bilinçlendirilmesi için, eğitim ve iletişim çalışmalarına yaygınlıkla beraber yoğunluk kazandırılması gerekliliğini ortaya koymuştur.
Anahtar kelimeler: doğum kontrolünün dağılımı, aile planlaması, eğitim, yaş dağılımı
ABSTRACT
Aim: Awareness about birth control methods and their use in our country is increasing every day. In
particular, increased use of modern methods, though promising in terms of continuity in the development
process in the traditional method, has revealed the need for us to work still on it. In our country, the
relevant data is collected at the national level in recent years and the results are evaluated and the
necessary plans are made.
Methods: In this study, 18 years and older people who attended to Şişli Etfal Training and Research
Hospital Family Planning Center were included. Contraceptive method distribution was evaluated
retrospectively according to their age, educational status and number of children.
Results: Our study showed that reached the highest rate with 42% of patients 35 years and older.
When education levels were examined, primary school graduates were found the largest group with 53%.
When the number of children were investigated, two children did have the highest rate of 42%. Taking
into consideration of preferred modern contraceptive methods, usage of intrauterin device and usage of
condoms were 61% and 10%, respectively.
Conclusion: High preference of of traditional methods address the necessity of improvement in
education and communication attempts, to spread the family planning services and enhance the
knowledge of the community.
Keywords: contraceptive distribution, family planning, education, age distribution
Corresponding Author / İletişim için
Öğr. Gör. Dr. Hüseyin Balcıoğlu
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı, Eskişehir, Türkiye
E-posta: huseyinbalcı[email protected]
Date of submission: 06.01.2016 / Date of acceptance: 01.03.2016
41
Balcıoğlu H ve ark. Aile Planlaması Merkezine Başvuran Hastaların Tercih Ettikleri Doğum Kontrol Yöntemi Dağılımı
Giriş
Aile Planlaması (AP); bireylerin veya eşlerin
sosyo-ekonomik durumlarını, yaşlarını göz önüne
alarak ne zaman ve ne kadar çocuk sahibi
olacaklarına karar vermelerine,
istenmeyen
gebeliklerden sakınmalarına, iki doğum arasındaki
süreyi düzenlemelerine ve çocuğu olmayan ailelerin
çocuk sahibi olma isteklerini gerçekleştirmelerine
yardım eden uygulamaların tümüdür (1). Ülkemizde
uygulanan nüfus politikaları temel olarak iki dönemde incelenmektedir. Birinci dönem, Cumhuriyetin
kuruluşundan 1960’lı yıllara kadar nüfusu artırıcı
politikalardır. İkinci dönem ise 1960’lı yıllarda
tartışılmaya başlanan ve bugüne kadar devam eden
nüfus artış hızını yavaşlatıcı politikalardır (2). 2013
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA 2013),
son kırk yıldır ulusal düzeyde yürütülmekte olan bir
dizi nüfus ve sağlık araştırmalarının sonuncusudur.
TNSA 2013’ün ilk amacı, hane halklarının sosyoekonomik özellikleri ile 15-49 yaş arasındaki
kadınların, doğurganlık, çocuk ölümlülüğü, evlenme
örüntüsü, aile planlaması, anne ve çocuk sağlığı,
çocuk ve kadınların beslenme durumları ve üreme
sağlığı ile ilgili veri toplamaktır.
Doğurganlık kesintisiz olarak devam etmekte ve
doğurganlığın yaş yapısı da değişmektedir. 2013
yılında en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29
yaş grubunda gözlemlenmiştir. Daha önceki araştırmalarda en yüksek yaşa özel doğurganlık hızları
20-24 yaş grubunda ortaya çıkarken, ilk kez 2008
yılında en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29
yaş grubuna ilerlemiştir. Bu sonuç, Türkiye’de yaşa
özel doğurganlık örüntüsünün değiştiğini ve
doğumların ileri yaşlara ertelendiğini göstermektedir.
Ülkemizde gebeliği önleyici yöntem kullanımı
2003’te %71 iken 2013’te %74’e ulaşmıştır. Modern
yöntem kullanımı da 1988’den 2013 yılına kadar
geçen 25 yılda
%31’den %47’ye yükselmiştir.
Ülkemizde kadınların % 99’u ve halen evli kadınların
hemen hemen tamamı gebeliği önleyici en az bir
yöntemi duymuşlardır. Tüm kadınlarda en çok bilinen
gebeliği önleyici modern yöntemler hap %96, kadının
tüplerinin bağlanması %87 ve erkek kondomu %86
iken, halen evli kadınlar arasında rahim içi araç (RİA)
%98, hap %98, kadının tüplerinin bağlanması %93 ve
42 erkek kondumu %92 oranıyla en çok bilinen modern
yöntemlerdir. Modern doğum kontrol yöntemini
kullananların sayısı günden güne artmakta iken
geleneksel yöntem kullananların sayısı azalmaktadır.
Aile planlaması yöntemi uygulayan tüm kadınların
oranı %51 iken halen evli olan kadınlarda bu oran
%74’dür. Kullanılan yönteme göre ise tüm kadınların
%33’ü modern yöntem kullanırken halen evli
kadınlarda bu oran %47’dir. Tüm kadınların %18’i
geleneksel yöntem kullanırken evli kadınların %26’sı
geleneksel yöntemleri kullanmaktadırlar (3).
Ülkemizde cinsel sağlık ve üreme sağlığı
açısından öncelikli sorunların başında anne ölümlerinin yüksek olması gelmektedir. 18 yaş altında, 35
yaş üstünde, dört ve dört doğumdan fazla ve iki
yıldan daha kısa aralıkla olan gebeliklerde annenin ve
çocuğun hastalık ve ölüm riski artmaktadır (4). Aşırı
doğurganlık annede “Tükenme Sendromu”; gebelik,
doğum ve doğum sonu kanamaları, toksemi, gebeliğe
bağlı hipertansiyon ve doğumla ilgili enfeksiyon
risklerini artırmaktadır (5). Araştırmalar bize, her
doğumun en az iki yıl ara ile olması sağlandığında
bebek ölümlerinin %10 azalacağını, bir-dört yaş arası
çocuk ölümlerinde ise %21 oranında azalma
sağlanacağını göstermektedir (6). Doğurganlık çağındaki kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı bilgi
düzeylerinin çok düşük olması ve istenmeyen
gebeliklerin fazla olması, aile planlaması ile ilgili
problemlerin temelini oluşturmaktadır. Bireylerin aile
planlaması ve kontraseptif yöntemler ile ilgili bilgi
seviyesini yükseltmede; aile planlaması hizmetlerinin
yaygınlığını sağlayacak düzenlemelerin yapılması,
kalitenin sağlanması ve standardize edilmesi ile
danışmanlık hizmetlerinin eğitim görmüş sağlık
personeli tarafından sunulması önemlidir. Aile
planlaması hizmetlerini geliştirmek ve istenmeyen
gebelikleri önlemek için, kontraseptif yöntemler
yaygın olarak sunulmalı ve ulaşılabilir olmalıdır.
Bu araştırmada amacımız Şişli Etfal Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Aile Planlaması Merkezine
başvuran olguların hastane kayıtlarının incelenerek
yaş, eğitim düzeyi ve sahip oldukları çocuk sayısına
göre tercih ettikleri doğum kontrol yöntemlerini
retrospektif olarak incelemek ve yönelimlerini
saptamaktır.
Euras J Fam Med 2016;5(1):41-5
Yöntem
Bu araştırmada 01 Ocak - 31 Aralık 2009 tarihleri
arasında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Aile Planlaması Merkezi’ne başvuran 3761 olgunun
hastane kayıtları incelendi ve yaş, eğitim düzeyi ve
sahip oldukları çocuk sayısına göre tercih ettikleri
doğum kontrol yöntemleri retrospektif olarak
değerlendirildi. Kayıtlar incelenirken 18 yaşının
altındaki olgular çalışmaya dahil edilmedi Hangi yaş
grubunda kaç olgunun bulunduğu, eğitim düzeyi,
sahip olduğu çocuk sayısına göre olgular gruplandırıldı ve hangi yönteme kaç olgunun başvurduğu,
sayılarıyla ve yüzdelik dilimleriyle grafikler halinde
gösterildi.
Bulgular
Olguların yaşları göz önüne alınarak incelendiğinde 35 yaş ve üzerinde olanlar %42 ile en yüksek
orandadır (Şekil 1).
Şekil 3. Olguların çocuk sayılarına göre dağılımı
Olguların tercih ettikleri doğum kontrol yöntemi
göz önüne alınarak incelendiğinde modern yöntemlerden RİA kullananların %61 ile en yüksek oranda
olduğu ve bunu %10 ile prezervatif (kondom)
kullananların izlediği görülmüştür. Gele- neksel
yöntemler arasında en sık kullanılan metot ise %15
oranıyla geri çekme metodudur (Şekil 4).
D oğ umK ontrolY öntemleri
9%
3% 2%
10%
61%
15%
R ahimiçiaraç(R İA)
P rezervatif(K ondom)
Hiçbiri
Doğumkontrolhapı(K O K )
G eriçekme
Aylıkiğne
Şekil 1. Olguların yaş gruplarına göre dağılımı
Olguların eğitim düzeyleri göz önüne alınarak
incelendiğinde ilkokul mezunu olanların %53 ile en
yüksek oranda olduğu görülmüştür (Şekil 2).
Şekil 2. Olguların eğitim düzeylerine göre dağılımı
Olguların sahip oldukları çocuk sayıları göz
önüne alınarak incelendiğinde 2 çocuğu olanlar %42
ile en yüksek oranda saptanmıştır (Şekil 3).
Şekil 4. Olguların tercih ettikleri doğum kontrol yöntemine
göre dağılımı
Tartışma
Çalışmamızda kadınların yaş ortalaması 32±7’dir.
Otuzbeş yaş üstü grubun %42 gibi yüksek oranda
olması, bu hizmetten doğurganlığın ileri dönemindeki
kadınların daha fazla yararlandıklarını düşündürmektedir.
Baksu ve ark. (7) 1997-2002 yılları arası Aile
Planlaması merkezimize başvuran olguları incelemiş,
yaş ortalamalarını 31±6,9 saptamışlardır. Geçen 10
yılı aşkın sürede benzer yaş grubunun hizmetten daha
fazla yararlandığı görülmektedir. Bu grup doğurgan
bir yaş grubu olsa da, adolesan evliliklerin ve
gebeliklerin günümüzde yaygın olduğu düşünülürse,
hizmetin ulaştığı yaş grubunun daha geniş bir aralık
43
Balcıoğlu H ve ark. Aile Planlaması Merkezine Başvuran Hastaların Tercih Ettikleri Doğum Kontrol Yöntemi Dağılımı
olması gerektiği ve bu konuda daha çok çalışmamız
gerektiği düşünüldü.
Tokuç ve ark. (8) 2001 yılında Edirne il
merkezinde 15-49 yaş arası kadınların aile planlaması
yöntemi kullanım oranlarını inceledikleri çalışmalarında kadınların yaş ortalaması 32,5±7,3’dir. Bu
değer, çalışmamızda elde ettiğimiz yaş ortalaması ile
hemen hemen aynıdır. Her iki ilin Marmara
bölgesinde ve Türkiye ortalamasına göre sosyoekonomik yönden daha gelişmiş olduğu düşünülürse
sonuçların benzer olması şaşırtıcı değildir.
Eğitim düzeylerine bakacak olursak Tokuç ve
ark.‘nın (8) çalışmasında incelenen kadınların çoğu
%46,2 oranla ilkokul mezunudur. Edirne gibi
ülkemizin batısında ve sosyoekonomik yönden
görece daha kalkınmış bir bölge olan Trakya
bölgesinde oluşu ve okullaşma oranının Türkiye
ortalamasından daha yüksek oluşu, bu sonucu kısmen
açıklamaktadır (8). Baksu ve ark. (7) 2005 yılında
yaptığı araştırmada başvuranların %76’sının lise
düzeyinden daha aşağıda bir eğitim seviyesinde
olduğu görülmüştür. Türkiye’de 15-49 yaş arası
kadınların eğitim düzeylerine bakacak olursak ilkokul
mezunları %32,2 oranla ilk sıradadır (3). Çalışmamızda incelediğimiz olguların çoğu %53,68 oranında
ilkokul mezunuydu. Bölgemiz olguları Edirne’deki
olgulara göre düşük eğitim seviyesinde olsa da
özellikle ilkokulu bitirme düzeyinde ülke ortalamasından daha yüksek saptanmıştır. Olgularımızın her
ne kadar okur-yazarlık oranı yükselse de üniversite
mezunlarının oranı çok düşük olduğu görülmektedir.
İstanbul, Trakya bölgesinde ve okullaşma oranının
yüksek olduğu bir ildir. Ancak merkezimize
başvuranların çoğunun eğitimlerini tamamlamadan
İstanbul’a göç edip yerleştiklerini veya alt eğitim
düzeyindekilerin daha çok başvurduklarını düşündürmektedir. Baksu ve ark.‘nın (7) çalışmasında
eğitim düzeyleri açısından 2009 yılı olgularının
eğitim düzeylerinin birbirine yakın olduğu görülmektedir. Eğitim düzeylerinin arttırılmak istendiği
ülke politikalarına rağmen geçen 10 yılı aşkın süreye
rağmen hastanemizden Aile Planlaması hizmeti
almak için başvuran olguların halen birbirlerine yakın
bir eğitim düzeyinde oluşu, eğitim düzeyinin artırma
yönünde yapılan çalışmaların maalesef yetersiz
olduğunu düşündürmektedir. Bilinçli toplumlar elde
44 etmek amacıyla, eğitim düzeyinin artmasını sadece
istemek yeterli değildir. Halkımızın eğitime
yönlendirilmesi amacıyla hem görsel hem de işitsel
kitle iletişim araçlarının daha fazla devreye sokularak
eğitime olan ilgilerinin artırılmaya çalışılması
gerektiği düşünüldü. Çünkü verilen hizmet hangi
kalitede olursa olsun, hizmeti alacak olan halkın
düzeyi, Aile Planlamasının sürekliliği ve kalitesi
açısından temel belirleyici faktördür.
TNSA 2013 yılı verilerine göre kadınların sahip
oldukları çocuk sayıları ortalaması 2,26 olarak tespit
edilmiştir. Bu değer kırsal bölgelerde ve kentlerde
farklı olduğu gibi bölgeler arasında da farklılıklar
göstermektedir (3). Baksu ve ark. (7) 2005 yılında
yaptıkları çalışmada ortalama çocuk sayısı 2,2 saptanmıştır. Kurşun (9) çalışmasında iki çocuk sahibi
olanlar %40 oranla ilk sıradadır. Çalışmamızda iki
çocuğu olanların %42,99 ile en yüksek oranda olduğu
görülmektedir. Her iki çalışma da İstanbul’un farklı
ilçerinde yapılmış ve kadınların kaç çocuk sahibi
olmak istedikleri konusunda birbirlerine yakın
oldukları görülmüştür. Ayrıca bu sayı, ülke geneliyle
de yakındır. TNSA 2013 verilerine göre en sık tercih
edilen geleneksel doğum kontrol yönteminin
%25,5’lik bir oranla geri çekme metodudur. Modern
yöntemlerden ise %16,8’lik oranla RİA kullanımı ve
%15,8’lik oranla kondom kullanımı bunu takip
etmektedir (3). Güngör ve ark. (10) çalışmasında,
kadınların hayatının herhangi bir döneminde
kontrasepsiyon yöntemi olarak en sık tercih ettikleri
yöntem incelenmiş ve %68.6 ile geri çekme olduğu
saptanmıştır. Geri çekme metodu ise ancak %3 gibi
bir orana sahipti. Bu anlamlı farkın, bölgemizdeki
olgular tarafından geri çekme metodunun bir doğum
kontrol yöntemi olarak tercih edilmediğini düşündürmektedir. Baksu ve ark. (7) çalışmasında merkezimize başvuranların %56 oranında RİA kullanımını
tercih edilen ettikleri görülmüştür. Bölgemizdeki
kadınların modern yöntem kullanma konusunda
Türkiye ortalamasının çok üzerinde %61 gibi bir
oranla RİA kullanması, modern yöntemlere ülkemiz
geneline göre daha çok başvurduğunu göstermektedir.
Bölgemiz kadınlarının RİA uygulamasına daha çok
yönelmeleri, onların diğer modern doğum kontrol
yöntemleri konusunda yeterince bilgilendirilmeyip
kulaktan duyma veya özellikle RİA uygulamasının
Euras J Fam Med 2016;5(1):41-5
daha çok anlatıldığı bir aile planlaması hizmeti mi
aldıkları sorusunu akıllara getirmektedir. Sebep her
ne olursa olsun bölgemiz kadınlarının modern bir
doğum kontrol yöntemi olan RİA uygulamasına olan
yüksek talepleri, aile planlamasının yaygınlaştırılmak
istendiği günümüzde, merkezimiz adına sevindiricidir.
Sonuç
Aile Planlamasına Merkezimize başvuran olguların genel özelliklerine bakacak olursak; çoğunluğu
30’lu yaşlarda, düşük eğitim düzeyinde ve 2 çocuk
sahibi kadınlar oldukları görülmüştür. Rahim içi
aracın %61 oranla kadınlar tarafından en fazla
kullanılan doğum kontrol yöntemi olduğu tespit
edilmiştir. Halen modern yöntem dışındaki geleneksel
yöntemlere başvuran kişi sayısının fazla oluşu, aile
planlaması hizmetlerinin duyurulması ve toplumun
bilinçlendirilmesi için, eğitim ve iletişim çalışmalarına yaygınlıkla beraber yoğunluk kazandırılması
gerekliliğini ortaya koymuştur. Aile Planlaması
eğitimi ve bireylerin bilgi düzeyindeki artış,
kendilerine en uygun aile planlaması yöntemine
başvurmalarını ve bu konuda daha kontrollü hareket
etmelerini sağlar. Danışmanlık ve uygulama
hizmetleri, üreme çağındaki tüm bireyleri kapsayacak
şekilde yaygınlaştırılmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır.
Böylece istenmeyen gebeliklerin azalması konusunda
da önemli yollar kat edileceği unutulmamalıdır.
Kaynaklar
1. Dirican R, Bilgen N. Halk
sağlığı. Bursa: Uludağ
Üniversitesi Basımevi;
1992:377-90.
2. Özberk E. Nüfus Politikaları
ve Kadın Bedeni Üzerindeki
Denetim (tez). Ankara:
Ankara Üniversitesi; 2003.
3. Hacettepe Üniversitesi Nüfus
Etütleri Enstitüsü (TR).
Türkiye Nüfus ve Sağlık
Araştırması 2013. Ankara:
2014.
4. Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk
Sağlığı Ve Aile Planlaması
Genel Müdürlüğü (TR).
Üreme Sağlığı Ve Aile
Planlaması Eğitim Rehberi.
Ankara: Damla Yayıncılık;
2005.
5. Sağlık Bakanlığı (TR). Ulusal
Aile Planlaması Hizmet
Rehberi Cilt 1. İstanbul: Ana
Çocuk Sağlığı Ve Aile
Planlaması Genel Müdürlüğü
Yayınevi; 1996. 304 p.
6. Neyzi O, Ertuğrul T. Pediatri.
İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi;
2002. 2049 p.
7. Baksu A, Güneş G, Akı G,
Tüysüz F, Göker N. Change
in contraceptive choices and
the effect of education on use
of contraception at the family
planning clinic of Şişli Etfal
Training And Research
Hospital, Istanbul,
Turkey. Eur J Contracept
Reprod Health Care
2005;10(2):98-104.
8. Tokuç B, Eskiocak M,
Ekuklu G, Saltık A. Edirne il
merkezinde 15-49 yaş evli
kadınların aile planlaması
yöntemleri konusundaki bilgi
düzeyleri ve yöntem kullanım
oranları. STED
2005;14(1):8-14.
9. Kurşun Z. Ümraniye Merkez
Sağlık Ocağı AP ve ÜS
Ünitesine Başvuranların
Kontraseptif Kullanımı Ve
Fertilite Özellikleri (tez).
İstanbul: Marmara
Üniversitesi; 2000.
10. Güngör S, Başer İ, Göktolga
Ü, Özkömür E, Keskin U.
Koitus interruptus (geri
çekme) yönteminin etkinliği
ve eğitim seviyesinin önemi.
Gülhane Tıp Dergisi
2006;48(1):8-10.
45

Benzer belgeler

Makaleyi Yazdır - Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi

Makaleyi Yazdır - Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi Denetim (tez). Ankara: Ankara Üniversitesi; 2003.

Detaylı

18-49 Yaş Grubu Evli Kadınların Üreme Sağlığı ve Kontrasepsiyon

18-49 Yaş Grubu Evli Kadınların Üreme Sağlığı ve Kontrasepsiyon retrospectively according to their age, educational status and number of children. Results: Our study showed that reached the highest rate with 42% of patients 35 years and older. When education le...

Detaylı