UNUTMA...UNUTTURMA UNUTMA...UNUTTURMA

Transkript

UNUTMA...UNUTTURMA UNUTMA...UNUTTURMA
AĞUTOS 2014 SAYI: 40
DEPREM
DEPREM
UNUTMA...UNUTTURMA
Sigortalanma oranında dünya ortalamasının üzerindeyiz. Peki bu
yeterli mi? 17 Ağustos depreminin 15’inci yıldönümünde DASK’ın
yeni hedefleri, beklentiler, yapılması gerekenler...
Zorun deprem sigortasının günlük maliyeti
sadece 40 kuruş; ihmalinin bedeli ise çok ağır
FORTUNE DERGİSİYLE ÜCRETSİZ DAĞITILMAKTADIR
editör
Ağustos 2014
AKILLI YAŞAM
Barış Bekar
[email protected]
Unutamadıklarımız
Atatürk 1881 yılında doğdu. Cumhuriyet 23 Nisan 1923’te ilan edildi. 15 Mayıs 1919’da
Yunanlılar İzmir’i işgal etti. Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.
Cumhurbaşkanlığına aday olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 5 Temmuz 2014’te
Milli Mücadele ruhuna vurgu yapmak için Samsun’da miting düzenledi. 23 Temmuz
1919’da Erzurum, 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi düzenlendi. 9 Eylül 1922’de İzmir
işgalden kurtuldu...
***
20 Nisan 1924’te ilk anayasa yürürlüğe girdi. 11 Şubat 1925’te Kürt isyanı başladı. 25
Kasım 1925’de şapka inkılabı, 3 Kasım 1928’de harf devrimi yapıldı. 1938’de Atatürk
vefat etti. 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti kuruldu ve tek partili dönem sona erdi. 14
Mayıs 1950’de Demokrat Parti iktidara geldi, CHP dönemi bitti. 27 Mayıs 1960’ta
darbe oldu ve asker yönetime el koydu. 17 Eylül 1961’de Başbakan Adnan Menderes
idam edildi ve bu tablo Türk siyasi tarihinde kara bir leke olarak kaldı...
***
12 Mart 1970’te muhtıra verildi, 12 Eylül 1980’te bir darbe daha oldu. Aradaki gelgitleri
çok fazla anımsamasak da bu da Türk siyasi tarihinin ikinci büyük kamburu olarak
kazındı hafızalarımıza. 1983 yılında Turgut Özal öncülüğünde Anavatan Partisi
kuruldu. İlk seçimlerde tek başına iktidara geldi. Üst üste seçimler kazandı. Sonra
Özal Köşk’e çıktı. 17 Nisan 1993’te vefat etti...
***
1991 yılında ülke krize girdi. Bunun etkisi geçmeden 1994’te çok daha büyük bir kriz
yaşadık. Kelimenin tam anlamıyla felaket yılıydı. “Daha büyüğü olmaz” deniliyordu
ama oldu. 1998’de küçük çaplı, 2001’de ise cumhuriyet tarihinin en büyük krizi
yaşandı; 25 banka battı, 50 binden fazla bankacı işsiz kaldı. Kurtarıcı olarak ABD’den
Kemal Derviş geldi. İktidardaki üç parti krizin faturasını ödedi ve meclis dışında kaldı.
3 Kasım 2002’de yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidara geldi.
Üst üste seçimler kazandı. Türkiye’nin alışık olmadığı bir şekilde 12 yıl aralıksız, tek
başına ülkeyi yönetti. 12 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı yapan Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Temmuz’da ilk kez halk
tarafından seçilecek olan cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı...
***
15 yıl önce 17 Ağustos 1999’da Marmara depremi oldu. Binalar 45 saniye sallandı
ama yürekler 15 yıldır yanıyor. On binlerce ev yıkıldı, on binlerce insan yaşamını
yitirdi. Ölenler öldü de kalanlar ne yapacaktı? 2000 yılında Doğal Afet Sigortaları
Kurumu (DASK), zorunlu deprem sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi
faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olarak kuruldu. DASK
kurulalı 14 yıl oldu ama hala evlerin sadece yüzde 36’sının deprem sigortası var...
Künye
AĞUTOS
İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Müdür
Medya Gündem Dijital Yayıncılık
ve Tic. A.Ş. adına
Yayın Koordinatörü
Sibel Köklü
[email protected]
Reklam Rezervasyon
Seda Uygun
[email protected]
Kayhan Öztürk
[email protected]
Görsel Yönetmen
Halil Günüç
[email protected]
Genel Yayın Yönetmeni
Barış Bekar
[email protected]
Editör
Berrin Vildan Uyanık
[email protected]
Yayıncı Şirket
Medya Gündem Dijital Yayıncılık ve Tic. A.Ş.
Cumhuriyet Cad. No: 181 Efser Han K: 8
Harbiye / Şişli - İstanbul
Tel: 0212.255.32.92-93-94
Fax: 0212.238.72.07
Yazı İşleri Müdürü
Abdullah Çetin
[email protected]
Katkıda bulunanlar
Celalettin Kafesoğlu, Serap Sürmeli,
Burak Taşçı, Murat Soral, Sinan Özel (Fotoğraf)
Baskı: Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yayın ve
Hizmet A.Ş. Dudullu Org. San. Bölgesi 1. Cd.
No. 16 Ümraniye / İstanbul Tel: 444 44 03
Dağıtım: Yaysat A.Ş
I: 40
2014 SAY
EM
DNEUTMPA..R
MA
U
.UN TTUR
U
i bu
deyiz. Pek
sının üzerin nde DASK’ın
ortalama
da dünya
i yıldönümü ekenler...
nma oranın depreminin 15’inc
ası ger
Sigortala
stos
tiler, yapılm
Ağu
len
17
bek
mi?
ri,
yeterli
yeni hedefle
k maliyeti
nlü
asının gü
ır
rem sigort
ise çok ağ
Zorun dep ; ihmalinin bedeli
kuruş
sadece 40
Akıllı Yaşam | Ağutos
AĞI TILM
AKT ADI
R
2014 | 3
44
50
32
26
22
28
18
Maddi hasarlı kaza sonrası ne yapmalıyız?
Maddi hasarlı bir kaza durumunda ne yapmanız
gerektiğinizi bilmeniz, hem sıkıntı yaşamamanızı hem de
hasarınızı eksiksiz ve zamanında almanızı sağlar...
20
22
Seyahat sağlık sigortasını unutuyoruz!
TÜİK verilerine göre, 2013’te yurtdışına 8 milyon 11 bin 654
kişi seyahat etti. Aynı dönemde kesilen seyahat sağlık
sigortası poliçesi sayısı ise 1 milyon 52 bin 862’de kaldı...
26
“Sektör artık kronik hastalığından kurtulmalı”
Ray Sigorta İcra Kurulu Üyesi Koray Erdoğan, sigorta
sektöründeki kârlılığın devam edebilmesi için fiyat
rekabetine girilmemesi gerektiğini vurguluyor...
28
32
Deprem kendini hatırlattıkça poliçe sayısı artıyor
17.6 milyon konutun 6.3 milyonu depreme karşı sigortalı.
Selamet Yazıcı, 2017’de sigortalı konut sayısının 10 milyona
ulaşacağını öngörüyor...
44
50
Başarının anahtarı bilinçli çalışanların elinde
Garanti Emeklilik Genel Müdürü Cemal Onaran,
“Çalışanımızın şirketimize adım attığı anla müşterimizin
sisteme ilk katıldığı an bizim için çok önemli” diyor...
15 soruda mali sorumluluk sigortaları
İşveren ve mesleki sorumluluk sigortaları ile
ilgili merak edilenler...
F Kasko ile yüksek ikinci el değeri
Axa Sigorta’nın Ford Otosan işbirliğiyle Ford marka araç
sahipleri için geliştirdiği genişletilmiş F Kasko ürünü,
orijinal yedek parça ve işçilik garantisiyle araçların ikinci el
değerini yüksek tutuyor...
C
M
Y
CM
MY
CY
54
İnternetten araştırıp sigortacıdan alıyorlar
İnternet, sigortada da fiyat araştırması için en popüler
platform. Sompo Japan Sigorta Genel Müdür Yardımcısı
Murat Dişçi, “Satın alma işlemi ise hâlâ ağırlıklı olarak
acentelerinden ya da telefonla yapılıyor” diyor...
60
Dümende zor dönemlerin kaptanı var!
Ege Sigorta Genel Müdürü Kadir Şimşek, “Eski dönemdeki
sorunları büyük ölçüde giderdik, şimdi sıra özel ürünlerle
bu butik şirketi pazarda tutundurmaya geldi” diyor...
62
Ölümüzü de koruyor dirimizi de
Akdeniz Güvenlik’in müşteri portföyünde mezarlıklardan
havalimanlarına, şantiyelerden stadyumlara yok yok...
yazarlar
18
24
4 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
“Şimdi size buradan bir uçan tekme atarım!”
Ekonominin soğuk yüzünü ısıtan, şen kahkahalarıyla, tatlı
esprileriyle seyirciyi ekrana kilitleyen Aslı Şafak’ın kendi
yatırımlarını babaanne felsefesiyle yönettiğini biliyor
muydunuz?..
Zeynep Turan
CAT bonds al; deprem, kasırga
olmasın diye dua et!
Ali Savaşman
Potansiyel BES müşterisine
söylenmeyecek 13 şey!
48
58
Dalkan Delican
Geçici olamayan 2. Madde
Musa Günaydın
Eksper ve sovtaj takdiri
CMY
K
VİTRİN
Yabancı uyruklu kişilere
özel sağlık sigortası: FİT
Güneş Sigorta
web sitesini yeniledi
Güneş Sigorta
kurumsal web
sitesi www.gunessigorta.com.
tr güncel trendler
ile tüketicilerin
eğilim ve ihtiyaçları dikkate alınarak yenilendi. Gerek
tasarım gerekse içerik dizini olarak yenilenen web sitesi, ziyaretçilerine site içi dolaşımda kolaylık sağlarken,
bilgiye pratik ve hızlı bir biçimde ulaşma imkanı sunuyor. “Duyarlı web tasarımı” ilkesiyle teknolojik araçlara
uygun olarak hazırlanan site, kullanıcıları bilgisayar dışındaki cihazlardan gerçekleştirilen görüntülemelerde
yaşanan sorunlardan da kurtarıyor. www.gunessigorta.
com.tr bu özelliğiyle sadece değil, tablet ve telefon gibi
internete bağlı tüm cihazların ekran boyutlarına uygun
olarak kendini konumlandırabiliyor. Farklı cihazlara
uyumlu yapısı sayesinde ziyaretçilere kolayca işlem
yapabilme özgürlüğü sunan Güneş Sigorta kurumsal
web sitesinde, iletişimin dinamik yapısı da tasarıma
ve altyapıya yansıtılmış. Ürün sayfaları başta olmak
üzere tüm menülerin sadeleştirildiği yeni web sitesinde
ziyaretçiler online işlemlerle hasar işlemleri adımlarına
da kolayca erişebiliyor.
Axa'dan yeni uygulama
Axa Sigorta’nın “Axa Yanımda”
mobil uygulaması, “Axa Hesabım” vasıtasıyla müşterilere
hayat dışı ve hayat/emeklilik
portföylerini izleme, poliçe ve
sözleşmeleri hakkında detaylı
bilgiye her yerde ulaşma imkanı sağlıyor. Uygulama, aynı
zamanda en yakın acente, anIşıl Akyol
laşmalı kurum arama, ilgi noktaları, acil yardım, hasar anında
yapılması gerekenler, ürün bilgileri gibi konularda da
kullanıcılara yardımcı oluyor.
Axa Sigorta Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Işıl Akyol,
acentelerin de iş yükünü azaltan uygulamayla ilgili
“Günümüzün teknolojik olanaklarını müşterilerimize
sunarak memnuniyetlerini daha da artırmak istedik.
Dijitalleşme alanındaki çalışmalarımız devam edecek”
açıklamasını yaptı.
6 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
11 Nisan 2014’ten itibaren yabancı
uyruklu vatandaşlara özel sağlık sigortası yaptırma zorunluluğu getirildi. Groupama Sigorta’nın ikamet
izni için başvuran yabancı uyruklu
kişilere özel geliştirdiği FİT Sağlık
Sigortası, Türkiye’de yaşamak isteyen kişi ve ailesine kaliteli sağlık
hizmeti güvencesi sağlıyor.
FİT Sağlık Sigortası, hastalık ya da
kaza durumunda oluşabilecek muayene, tedavi ve bakım giderlerini
Groupama Sigorta farkıyla 7/24 güvence altına alıyor. Yatarak ve ayakta
tedavi teminatları sunan FİT Sağlık Sigortası, yatarak tedavi giderleri
konusunda anlaşmalı sağlık kurumlarında sigortalıdan katılım payı almıyor. Ayrıca limit de uygulamıyor. FİT Sağlık Sigortası ayrıca, anlaşmalı kurumlarda yoğun bakım gideri konusunda da limitsiz hizmet
sunuyor. Anlaşmalı olmayan kurumlarda ise 20 bin lira limitli yatarak
tedaviden yüzde 20 katılım payı alıyor. Üstelik anlaşmalı kurumlarda
sadece pasaport ve sigorta kartını ibraz etmek yeterli.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Axa gönüllüleri yine kalpleri fethetti
Axa Sigorta, Kurumsal Sorumluluk
Haftası’nı çalışanlarının ve tüm paydaşlarının yüksek katılımıyla kutladı. Axa’nın faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde aynı tarihlerde
kutlanan Kurumsal Sorumluluk Haftası’nda
Türkiye’deki “Axa Tüm Kalplerde” gönüllüleri, Darülaceze Huzurevi’nde kalan yaşlıları,
Hasan Tan Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocukları, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nı ve Yedikule Hayvan Barınağı’nı ziyaret etti. Bu arada, iyi sürücü
tanımlamalarına uyan tüm sürücüler de “iyi sürücü” etiketiyle ödüllendirildi.
Hafta boyunca ziyaretlerin yanı sıra birçok seminer, sergi ve tanıtım etkinliği
düzenlendi. Axa Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cemal Ererdi,
Kurumsal Sorumluluk Haftası’yla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Yaşadığımız global ve ekonomik ortamda, kurumsal sosyal sorumluluk
faaliyetleri her zamankinden daha önemli hale geldi. Dünyada büyüklüğünü
ve farkını kanıtlamış olan Axa Grubu, Türkiye’de de öncülüğünü ispat etti.
İlkleri gerçekleştiren sorumlu bir sigorta şirketi olarak, bu başarıya katkı
sağlamış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”
’den
15şla0yanTpLrimlerle!
Yıllık
ba
SGK’lının Reçetesi
1 X ERGO Yüzde 100 Sağlık Sigortası*
- Yıllık 150 TL’den başlayan çok uygun
primlerle alınacak.
- İsteğe göre doğum teminatı eklenecek.
- Ücretsiz asistans hizmetlerinden faydalanılacak.
Yüzde 100 Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile
özel sağlık kurumlarında SGK’nızdan faydalanırken
fark ücreti ödemezsiniz. Böylece uygun primler
karşılığında ayrıcalıklı sağlık hizmeti alırsınız.
Sağlık endişelerinizi geride bırakmak için
en yakın ERGO acentesine uğrayın!
Detaylı bilgi için:
www.ergoturkiye.com/yuzde100saglik
* Sigortaya giriş yaş üst sınırı 55’tir.
Bize Ulaşın: 444 0 466
www.ergoturkiye.com
/ergoturkiye
VİTRİN
Yurtdışı seyahat sigortası
sadece bir vize prosedürü değildir!
Türk vatandaşlarına vize uygulayan ülkelerin vize başvurusunda zorunlu
olarak talep ettiği yurtdışı seyahat sigortasını Anadolu Sigorta’dan yaptıranlar, sadece zorunlu tutulan 30 bin Euro’luk sağlık teminatlarına değil;
bagajın kaybolmasından tarifeli bagajların zarar görmesi, çalınması veya
gecikmesine kadar tatil keyiflerini kaçırabilecek pek çok aksiliğe karşı da
kendilerini koruyor. Yurtdışı seyahat sigortası, sadece tatil sırasında olabilecek riskler için değil, turla yapılan tatilin iptal olması ve aile üyelerinden
birinin ölümü veya evde meydana gelen hasar nedeniyle yolculuğun durdurulması gibi beklenmedik durumlara karşı da teminat altına alıyor. Sigorta teminatları arasında; sigortalının acil mesajlarının gerekli yerlere
ulaştırılması ve ihtiyaç anında hukuki/kanuni işlemlerde kullanmak üzere
borç olarak sigortalıya belirli bir miktar nakit para sağlanması hizmeti de
yer alıyor. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, yurtdışı seyahat
sigortasının yalnızca vize alınırken, mecburen yaptırılması gereken bir
sigorta olarak algılanmaması gerektiğini belirtti. Ülken, “Hangi amaçla
olursa olsun yurtdışına çıkan sigortalılarımızı, seyahat masraflarıyla karşılaştırıldığında son derece cüzi kalan bir prim tutarı karşılığında, yurtdışında oldukları süre boyunca, başlarına gelebilecek pek çok riske karşı
güvence altına alıyoruz” dedi.
Avrupa ülkeleri için yurtdışı seyahat sigortası yaptırmanın bedeli 8 güne
kadar 5.6 Euro,16 güne kadarsa 10.24 Euro karşılığı Türk Lirası. Anadolu
Sigorta, isteyen sigortalılara düşük ek bir prim karşılığında seyahat sırasında oluşabilecek ölüm ve sürekli sakatlık durumlarına karşı ferdi kaza
teminatı da veriyor.
C
M
Y
CM
MY
CY
Musa Ülken
CMY
K
Ray Sigorta’dan avantajlı yaz kampanyaları
Feridun Art
8 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Ray Sigorta, yaz döneminde hem
sigortalılarına hem de dağıtım kanallarına yönelik avantaj sağlayan
kampanyalar düzenliyor. Ray Sigorta
Pazarlama Direktörü Feridun Art, bu
kampanyalarda iki tarafın da ihtiyaçlarını göz önüne aldıklarını belirtiyor.
Nisan ayında Ray Plus Loyatly programına dahil olan sigortalılara konut,
kasko, ferdi kaza ve sağlık ürünlerinde
özel indirimler sağladıklarını hatırlatan Art, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Mayıs ayında da Anneler Günü’ne
özel 20 yaş ve üzeri tüm kadın müşterilerimiz bireysel ürünlerdeki indirimlerden yararlandı. Yaz kampanyalarımıza haziran ayında da devam
etti ve Babalar Günü’ne özel 25 yaş ve
üzeri erkekler için kasko, sağlık, konut
ve ferdi kaza ürünlerimizde indirimler
sağladık. Pazarlama stratejimiz doğrultusunda dağıtım kanalımızı özellikle motor
dışı ürünlerde desteklemeyi sürdürüyoruz. Bu doğrultuda 1 Mayıs’tan itibaren
konut poliçesi yaptıran tüm sigortalılarımıza yılda 1 kez kombi ve klima bakım
hizmetini ücretsiz olarak veriyoruz.
Hizmet verdiğimiz il sayısını artırıyoruz.
Sigorta sektöründe son yıllarda dijital
iletişim kanalı çok gelişiyor. Ancak sigorta hala aracılar vasıtasıyla satılan bir
ürün. Kısa ve orta vadede bu sürecin
fazla değişeceğini düşünmüyorum. Sigortalılarımıza sunduğumuz hizmetlerin
gelişen dijital platformlara göre uyarlanması en önemli nokta olacaktır.”
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
VİTRİN
'Koruma'da yüzde 50 büyüdü
BNP Paribas Cardif Türkiye ekibi, yılın ilk yarısının finansal
değerlendirmesini yapmak üzere 26 Haziran 2014’te İstanbul
Halıcıoğlu’ndaki Rahmi Koç Müzesi’nde bir araya geldi. BNP
Paribas Cardif Türkiye Genel Müdürü Cemal Kişmir’in ev
sahipliğinde verilen akşam yemeğine, şirketin üst düzey
yöneticilerinden oluşan 64 kişilik ekip katıldı. Buluşmada, 2014
yılının ilk yarı finansal değerlendirmesinin yanı sıra gelecek
hedefleri ve büyüme stratejileri paylaşıldı. Cemal Kişmir, özetle
şu değerlendirmeyi yaptı:
“2013 yılını başarılı bir grafikle tamamlamıştık. Bu yılın ilk
yarısında da büyümemizi başarıyla sürdürdük. Kurum olarak
2014 yılı için belirlediğimiz hedef ve stratejilerimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Koruma ürünlerinde yakaladığımız hızlı büyüme trendini 2014 yılının ilk yarısında da hem iş
ortaklıkları hem de banka sigortacılığı kanallarımızda sürdürüyoruz. Ulaştığımız finansal sonuçlar da bu büyümenin göstergesi.
Mayıs sonu itibariyle şirketimizin koruma ürünlerindeki toplam
büyümesi yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşerek brüt prim
üretimimizi 120 milyon TL’nin üzerine taşıdı. Bu ivme özellikle
banka sigortacılığı kanalında yılbaşından bugüne yüzde 80
seviyesine ulaşarak, BNP Paribas Cardif’i sektörün en hızlı
büyüyen şirketi konumuna yükseltti.”
Yemekte ayrıca geçen yıl şirket içinde inovasyon kültürü
yaratmak amacıyla başlatılan “Cardif’in Yıldızları Ödül Programı” kapsamında, kârlılığa, verimliliğe ve sürdürülebilir başarıya
katkı sağlayan başarılı projelerin sahiplerine ödülleri verildi.
Allianz acentelerine ödül yağmuru
olduğunun altını çizen Allianz Sigorta Genel Müdürü Arif
Aytekin, “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da
acentelerimizle birlikte büyümeye devam edeceğiz.
Türkiye pazarındaki başarılarımızda acentelerimizin
çabalarını çok önemsiyoruz” dedi.
Allianz Sigorta Loca Çekilişi’nde acentelere ayrıca 3 Apple
Macbook Pro notebook, 5 Samsung Note3 + Gear cep telefonu, 5 Apple iPhone 5S cep telefonu, 10 iPad retina tablet
ve 3 Samsung LED TV gibi hediyeler dağıtıldı.
Arif Aytekin
Allianz Sigorta, acenteleriyle sürdürdüğü başarılı işbirliğini, keyifli organizasyonlar ve ödüllerle pekiştiriyor.
Acentelerin Allianz Sigorta’yla iş ortaklığının güçlendirilmesi ve motivasyonlarının yükseltilmesi amacıyla düzenlenen bu buluşmaların sonuncusu Antalya Cornelia
Diamond Resort & SPA Hotel’de yapıldı. Yoğun katılımla
gerçekleşen Allianz Acenteler Toplantısı, ayrı bir heyecana
da sahne oldu. Aralık, ocak ve şubat ayları boyunca
yaptıkları üretime göre çekiliş haklarına sahip olan Allianz
Sigorta acenteleri, noter huzurunda ve Milli Piyango
yetkililerinin katılımıyla yapılan çekilişe katıldı. Allianz
Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes,
çekilişin büyük ödülü olan Mercedes A180 AMG’yi
kazanan acenteyi belirledi. Ödülü kazanan ise ERKA
Sigorta Acenteliği oldu.
Temel yaklaşımlarının acenteyle beraber kazanmak
10 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Allianz’ın kaptan acenteleri
Bodrum’daydı
Allianz Türkiye’nin hayat ve emeklilik ürünlerinin satışında uzmanlaşmış “Kaptan Acenteleri”nin son rotası Bodrum oldu. Bodrum’un
en güzel koylarından biri olan Akyarlar’da düzenlenen ve “Kaptanlarımızın Rotası Belli” sloganından yola çıkılarak kurgulanan
geziye, 100’e yakın acente katıldı. Allianz Hayat ve Emeklilik Genel
Müdürü Volker Stuven ve Grup Başkanı Barış Yılmaz’ın da katıldığı
organizasyonun ikinci gününün toplantı kısmında yöneticiler, gelecek dönemle ilgili hedef ve stratejileri acentelere aktardı. Bu keyifli
buluşmanın ikinci gününün öğleden sonraki konuğu ise yelken
sporcusu Tolga Pamir oldu. Asıl mesleği reklamcılık olduğu halde
küçük bir tekneyle Atlantik Okyanusu’nu tek başına geçen ilk Türk
olan Pamir, buradaki deneyimlerini acentelerle paylaştı. Aynı gece
düzenlenen gala yemeğinde ise bu dönem içinde başarı gösteren
acentelere “Performans Ödülleri” verildi.
VİTRİN
Türkiye İçin Emeklilik Vakti
Asya Emeklilik, “Türkiye İçin Emeklilik
Vakti” kampanyasıyla yeni katılımcılara yüzde 25 devlet katkısının yanı sıra
birçok avantajı bir arada sunuyor. 31
Ağustos 2014’e kadar Asya Emeklilik’ten
bireysel emeklilik sözleşmesi yaptıranlar
“Türkiye İçin Emeklilik Vakti” kampanyasıyla yüzde 25 devlet katkısının
yanında, AsyaCard ile yapacakları BES
ödemelerinde 250 TL’ye varan Asya Puan
kazanıyor. Yine kampanyaya dahil olan
herkes, AsyaCard kredi kartı aidatı ve
Bank Asya hesap işletim ücreti ödemiyor.
Sözleşme yapan katılımcılar bir yıl bo-
yunca internet, ATM, telefon bankacılığı
ve Asya Cep şubesinden para transferlerini ücretsiz yapabilirken konut ve taşıt
finansmanı dosya masraflarında yüzde 50
indirim hakkı kazanıyor.
2 yıl önce kurulan ve bu süre içinde
203 bin katılımcıya ulaşarak sektörün
7’nci büyük emeklilik şirketi olan Asya
Emeklilik’in Genel Müdürü Türker
Gürsoy, “Katılımcılarımız, sunduğumuz
avantajlarla bugünden kazanmaya başlayacak ve rahat bir emeklilik dönemi için
tasarruf yaparak önemli bir adım atacaklar” dedi.
ERGO ailesi ‘yaza merhaba’ dedi
ERGO Türkiye çalışanları ve aileleri “Yaza Merhaba” partisinde buluştu. ERGO Türkiye’nin 2013 yılı çalışmalarının değerlendirildiği ve 2014 hedeflerinin paylaşıldığı etkinlikte ERGO
ailesi ve yöneticiler bir araya gelme fırsatı buldu. İstanbul Bahar Country’de gerçekleştirilen etkinlik “ERGO Day” karşılama bandosunun gösterisiyle başlayıp brunch ile devam etti.
Brunch sonrasında ERGO Türkiye CEO’su Theo Kokkalas’ın
konuşması ve tüm ERGO’luların interaktif katılımıyla keyifli
bir sohbet toplantısı gerçekleştirildi. “ERGO Day”, animasyon ekibinin düzenlediği eğlenceli oyunlar, çocuklar ve yetişkinler için özel kurgulanmış etkinlikler, turnuvalar, sürpriz
ikramlar ve barbekü partisiyle devam etti.
BNP Paribas Cardif’te atama
Deneyimli isimlerle kadrosunu güçlendirmeye devam eden BNP Paribas
Cardif ’te İş Ortaklıkları Kanalı Satış ve
Strateji Direktörlüğü görevine Gökhan
Özüm getirildi. Özellikle koruma sigortalarında sektörün önemli oyuncuları
arasında yer alan BNP Paribas Cardif
Gökhan
Türkiye, finans sektörünün yanı sıra otoÖzüm
motiv, perakende, kahverengi ve beyaz
eşya sektörlerindeki iş ortaklarına da zengin ürün portföyü
ve inovatif sigorta çözüm sağlayıcısı olarak hizmet veriyor.
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu Gökhan
Özüm, New York State University’de ekonomi mastırı, Bab-
12 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
son College’da da MBA yaptı. Profesyonel kariyerine Anadolu Endüstri Holding’de finansal analist olarak başlayan
Özüm, sonrasında Amerika’da finans ve emeklilik alanlarında Fidelity Investments, Putnam Investments gibi şirketlerde koordinatörlük, emeklilik planı analistliği ve emeklilik
danışmanlığı görevlerini üstlendi. Türkiye’ye dönüşünün
ardından 2006 yılında Garanti Emeklilik ve Hayat’a strateji,
planlama ve ürün geliştirme müdürü olarak katılan Özüm,
2013 yılında ise 26 ülkede hizmet veren ABD’li hayat reasürans şirketi RGA Global Reasürans Türkiye’nin genel
müdürü oldu. Gökhan Özüm, Temmuz 2014 itibarıyla BNP
Paribas Cardif Türkiye ekibine İş Ortaklıkları Kanalı Satış
ve Strateji Direktörü olarak katıldı.
VİTRİN
‘Düşünmeyi Öğreniyorum’
projesine destek
Eureko Sigorta; çalışanları, müşterileri ve iş
ortaklarına yönelik
başlattığı Öncü Gönüllüler Hareketi kapsamında Türkiye Eğitim
Gönüllüleri Vakfı’nın
(TEGV) “Düşünmeyi
Öğreniyorum” projesine destek veriyor. İstanbul, Ankara ve
Gaziantep’ten 14 Öncü Gönüllü’nün destek verdiği proje
kapsamında 450’nin üzerinde ilköğretim çağındaki çocuğa
ulaşıldı. TEGV’li çocukların öğrendikleri farklı düşünme
tekniklerini kullanarak müze gibi yerlerdeki eserleri farklı
bakış açılarıyla incelemesi hedefiyle düzenlenen proje
kapsamında Miniatürk, Oyuncak Müzesi, Doğal Hayat
Müzesi gibi farklı müzelere geziler düzenlendi, bazı ekipler
de sinema keyfini yaşadı.
Eureko Sigorta Online Sigortacılık Program Koordinatörü
ve Öncü Gönüllüler Yönetim Komitesi Başkanı Özlem
Odar, gönüllülerin bu projeyi sahiplenerek organizasyona
büyük destek verdiğini ve bu kadar fazla çocuğa ulaşmaktan
çok memnun olduklarını belirtiyor. Odar, “Gönüllülük
bizim kurum olarak sahiplendiğimiz ve çok önem verdiğimiz bir konu. İlk projemiz olan ve hem şirketimiz hem de
çalışanlarımız tarafından gönülden sahiplenilen TEGV
Düşünmeyi Öğreniyorum projesi gezi modülünü başarıyla
tamamlamaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Yaşam standardınızı düşürmeden de
tasarruf yapabilirsiniz
Ziraat Emeklilik, yazılı ve görsel medyaya yönelik yeni
bir reklam kampanyası başlattı. “Ziraat Emeklilik
Biriktirir” konseptiyle üç farklı temada hazırlanan
reklam filmleri, farklı müşteri profilleri üzerinden
“harcarken de tasarruf yapılabileceği” mesajını veriyor.
Ulusal televizyon kanallarında gösterime giren reklam
filmleriyle eşzamanlı olarak radyo spotları, gazete ve
dergi ilanları da yayınlanmaya başladı. Küçük birikimlerin önemine dikkat çeken reklam filmleri, izleyicileri
yaşam standartlarından vazgeçmeden tasarruf yapmaya
teşvik etmeyi amaçlıyor.
Ziraat Emeklilik Genel Müdürlüğü tarafından yapılan
açıklamada, Ziraat Bankası’nın iştiraki olarak “Ziraat”
markasının gücüne yakışır bir şekilde hayat sigortalarının yanı sıra bireysel emeklilikte de öncü şirketler
arasında yer edinme hedefi doğrultusunda yeni reklam
kampanyasının başlatıldığı belirtildi. Öte yandan Ziraat
Emeklilik, Temmuz 2011’de faaliyete başladığından bu
yana sektörde yaklaşık 172 bin katılımcı sayısına ve 564
milyon TL’lik fon büyüklüğüne ulaştı.
14 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Hayatınızda fark yaratacak yenilikler,
fırsatlar Deniz’de.
Türkiye’de bireyselden KOBİ’ye, ticariden yatırım bankacılığına kadar tüm faaliyet alanlarında
her kesimi kucaklayan; tarımda, kamu projelerinde, eğitimde, denizcilikte ve sağlıkta denizin
bereketini ülkesinin geleceğine taşıyan yenilikler, fırsatlar Deniz’de.
Hayat Deniz’de güzel!
DenizBank bir Sberbank Grubu kuruluşudur.
SİGORTA KULİSİ
Kayhan Öztürk / [email protected]
O şimdi asil Genel Sekreter
Mehmet Kalkavan,
Türkiye
Sigorta
Birliği (TSB) Genel
Sekreterliği görevine asaleten atandı.
Genel sekreter yardımcısı unvanıyla
bu görevi de vekaleten yürüten Kalkavan, 1 Temmuz
2014 tarihi itibariyle asil olarak göreve başladı.
Çalışma hayatına
1993 yılında Sigorta
Denetleme
Mehmet
Kurulu’nda başlaKalkavan
yan Mehmet Kalkavan, başkan yardımcılığı da dahil olmak üzere kurulun çeşitli kademelerinde görev
aldı. Kalkavan, 2009 yılında Hazine Müsteşarlığı’ndan ayrılarak
Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’nde
(TSRŞB) genel sekreter yardımcısı olarak göreve başlamıştı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü mezunu Mehmet Kalkavan, yüksek lisansını Boston Üniversitesi’nde finans alanında yaptı. Aynı zamanda TARSİM (Tarım Sigortaları Havuzu), Güvence Hesabı, DASK, Sigorta Tahkim Komisyonu, Türk
Sigorta Enstitüsü Vakfı ve Türk Loydu Vakfı’nda Yönetim Kurulu
Üyesi olan Mehmet Kalkavan, evli ve iki kız çocuğu babası.
Aon Benfield’ın dümenine
Ferhan Özay geçti
Aon Benfield Türkiye’de Servet
Gürkan’ın 1 Temmuz’da emekli olmasıyla, CEO’luk görevini Genel
Müdür Yardımcısı Ferhan Özay
devraldı. 2006 yılından bu yana
Aon Benfield’da görev yapan Özay,
daha önce Garanti Sigorta ve İsviçre Sigorta’da üst düzey yönetici
olarak çalışmıştı.
16 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
TARSİM’de Yusuf
Satoğlu dönemi
Tarım sigortalarının tanıtılması, yaygınlaştırılması ve üreticileri doğal afetlerden, risklerden koruyacak uygulamaların yürütülmesi gibi önemli görevler
üstlenen TARSİM’in genel müdürü değişti. Bülent Bora’nın istifasıyla boşalan
TARSİM Genel Müdürlüğü görevine,
sigorta sektörünün yakından tanıdığı
bir isim olan Yusuf Satoğlu atandı. 1968
Kayseri doğumlu Yusuf Satoğlu; ilk, orta
ve lise eğitimi Kayseri TED Koleji’nde
tamamladı. ODTÜ iktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi’ni
bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi
Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü’nde
“Uluslararası Bankacılık” üzerine yüksek
lisans yaptı. İş yaşantısına tekstil sektöründe başladı. 1993 yılında Aksigorta’da
sigortacılık kariyerine başladı. 2003
yılına kadar çalıştığı Aksigorta’da kaza
müdürüyken, Ankara Sigorta’nın Polis
Bakım ve Yardım Sandığı tarafından
satın alınması üzerine bu şirkete genel
müdür olarak transfer oldu. 2008 yılında
Ankara Sigorta’dan istifa etti ve Nippon
Sigorta’da genel müdürü olarak göreve
başladı. 1 Şubat 2013 tarihi itibarıyla da
bu görevinden ayrıldı.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Y
HABER
Maddi hasarlı kaza sonrası
T
ne yapmalıyız?
rafikteki araç sayısı her
geçen gün artıyor.
Büyük şehirlerdeki
yoğun iş stresi araç
sayısının artmasıyla
birleşince kazalar kaçınılmaz hale
geliyor. İyi bir sürücü olsanız bile çoğu
zaman sizden kaynaklanmayan
kazalara karışmanız da mümkün.
Diyelim ki bir kazaya karıştınız ve
aracımızda sadece maddi hasarlı bir
durum söz konusu. Böyle bir durumda
neler yapmanız gerektiğini biliyor
musunuz? İşte size böyle bir durumda
hayatınızı kolaylaştıracak küçük
ipuçları...
Tutanak gerektiren ve
gerektirmeyen durumlar
Öncelikle sadece maddi hasarlı
kazalarda, kazaya karışan diğer
araçların sürücü ya da sürücüleriyle
hatanın kimde olduğuna dair ortak bir
görüş birliğine varmanız gerekiyor.
Bundan sonra ise ilk yapmanız gereken,
taraflar olarak “Maddi Hasarlı Trafik
Kazası Tespit Tutanağı”nı doldurmak.
Kazaya karışan diğer sürücülerle
anlaşamadığınız takdirde 155 veya kaza
mahalli Jandarma bölgesiyse 156
numaralı telefondan trafik zabıtasına
haber vermeniz gerekiyor. Aşağıdaki
durumlarda da kaza tespit tutanağı
doldurulması gerekmiyor:
• Sürücü belgesiz motorlu araç
kullanılıyorsa veya yetersiz sürücü
belgesiyle motorlu araç kullanılıyorsa,
• Sürücüde yaş küçüklüğü varsa, yani
18 yaşından küçükse,
• Sürücüde alkol veya akıl sağlığı
şüphesi varsa,
18 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Maddi hasarlı bir kaza durumunda ne yapmanız
gerektiğinizi bilmeniz, hem sıkıntı yaşamamanızı hem de
hasarınızı eksiksiz ve zamanında almanızı sağlar...
• Kazaya karışan araçlardan biri
veya daha fazlası kamu kurumlarına aitse,
• Kamu kurumlarına ait eşyada
zarar meydana gelirse,
• Trafik kazasında sadece 3’üncü
kişilere ait eşyalara zarar gelirse,
• Kazaya karışan araçlardan
birinin veya birkaçının trafik
sigortası yoksa (Yurtdışından
gelen araçlar için düzenlenmiş
Yeşil Kart (Green Card) belgesi
de trafik sigortası yerine geçiyor),
• Trafik kazası ölüm ve/veya
yaralanmayla sonuçlanmışsa...
Yukarıdaki nedenlerle Maddi
Hasarlı Trafik Kazası Tespit
Tutanağı dolduramadığınız
durumlarda yapmanız gerekenlerse şunlar:
• Kaza yerinde aracın konumunu
değiştirmeden trafik polisini
aramalı, kaza zaptı tutturmalı ve
alkol raporu almalısınız.
• Kaza yeri jandarma sınırları
içindeyse en yakın jandarma
karakoluna haber vererek ifade
vermeli ve görgü tespit tutanağı
tutturmalısınız.
• Kazaya başka bir araç da
karışmışsa o araca ait trafik
poliçesinin fotokopisini ve
sürücüsünün ehliyet ve ruhsat
fotokopisini almalısınız.
• Araç çalışmıyor ve kasko
poliçenizin asistans hizmeti varsa
çekici için asistans şirketini
aramalısınız.
Hasar ihbarı için gerekenler
Mümkün olan durumlarda
araçlar kaza yerinden kaldırılmadan önce farklı açılardan
fotoğrafları çekilmesi gerekiyor.
Tutanakların bir suretinin
fotoğraflarla beraber karşı tarafın
veya kendi aracınızın trafik
sigortası poliçesini tanzim eden
sigorta şirketine veya kasko
poliçesinden tazminat talep
edilecekse aracınızın kasko
sigortası poliçesini tanzim eden
sigorta şirketine ulaştırılması
gerekiyor. Kaza zaptı işleminden
sonra aracı, anlaşmalı veya yetkili
bir servise çektirmelisiniz. Hasar
ihbarını yapabilmek için
aşağıdaki evrakları hazırlamanız
gerekiyor:
• Poliçe fotokopisi,
• Kaza Tespit Tutanağı,
• Alkol raporu,
• İfade tutanakları, görgü tespit
tutanağı,
• Sürücülerin ehliyet ve ruhsat
fotokopisi,
• Hasara ait fotoğraflar,
• Rehinli ve ipotekli araçlarda
bankadan alınacak resmi
belgeler.
Değer verdiğiniz
herşey bize emanet!
HABER
Seyahat sağlık sigortasını
TÜİK verilerine göre, 2013’te
yurtdışına 8 milyon 11 bin
654 kişi seyahat etti. Aynı
dönemde kesilen seyahat
sağlık sigortası poliçesi
sayısı ise 1 milyon 52 bin
862’de kaldı...
unutuyoruz!
11 bin 654 kişiden 1 milyon 52
bin 862’sinin seyahat sağlık
sigortası yaptırdığını hatırlatıyor.
A
ğustos ayına girdiğimiz şu günlerde
bazılarımız tatile
çıktı, bazılarımızsa
çıkma planları
yapıyoruz. Tatile çıkarken birçok şeyi
bir arada düşünürüz. Mayomuzu
aldık mı, aracımızın vergisi ödedik
mi, kaskomuzun süresi geçti mi gibi
sorulara yanıt ararız. Tatil öncesi
aylarca hayali kurulan birçok şeyin
yanında, yaşanabilme riski yüksek
olan birçok olumsuzluğu ise hiç
aklımıza getirmek istemeyiz. Doğal
olarak kendimizi en özgür hissettiğimiz an olan tatilde tüm kaygılardan
uzak kalmak isteriz.
Peki ya başımıza güneş geçerse,
kulağımıza su kaçarsa, otelin
yemeğinden zehirlenirsek ne olur?
Tatilimizi hastane odalarında, doktor
muayenehanelerinde geçirmek
istemeyiz değil mi?
Uzmanlar, seyahate çıkanların yüzde
65’inin herhangi bir sebepten dolayı
bir süre kendini hasta hissettiğini,
yüzde 15’inde ciddi hastalık
belirtileri ortaya çıktığını, yüzde
8’inin hastalık nedeniyle doktora
gittiğini, yüzde 6’sının da seyahati
yarım bırakıp geri dönmek zorunda
kaldığını belirtiyor.
Bu risklere rağmen Türkiye’de yurtdışına seyahat eden tatilcilerin sadece
yüzde 13-14’ü seyahat sağlık sigortası
yaptırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) verilerine göre, 2013’te
yurtdışına çıkan kişi sayısı 8 milyon
20 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Sağlığınız da bagajınız da
güvence altında
11 bin 654’ken, aynı dönemdeki seyahat sağlık sigortası
poliçe sayısı 1 milyon 52 bin
862’de kaldı. Aksigorta Genel
Müdürü Uğur Gülen, son
yıllarda gözle görülür bir artış
olmasına rağmen seyahat
sağlık sigortası poliçe sayısının
yeterli düzeyde olmadığını
belirtiyor. Gülen, 2012’de
yurtdışına çıkan 6 milyon 273
bin 993 kişiden 904 bin
151’inin, 2013’te de 8 milyon
Sigorta şirketleri, yurtdışı
seyahatleri sırasında yaşanan
acil hastalık ve/veya kaza
sonucu oluşabilecek acil tıbbi
yardım masraflarını, poliçelerde yazan limitler dahilinde
teminat altına alıyor. Yurtdışında aniden hastalanma veya
yaralanma durumunda;
hastane, ameliyat ve tedavi
masrafları ile ilaç masrafları 30
bin Euro’ya kadar limitle, acil
diş tedavi giderleri ise 60
Euro’ya kadar karşılanıyor.
Ayrıca yurtdışında aniden
hastalanma veya yaralanma
durumunda ambulans
tarafından en uygun ve en
yakın tıbbi merkeze transferi
sağlanıyor. Seyahat sigortası
ürünleri sayesinde acil sağlık
sorunlarından bagaj kaybına
kadar birçok kaygıdan uzak
seyahat yapmak mümkün.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
SÖYLEŞİ
Barış Bekar / [email protected]
Başarının anahtarı
bilinçli çalışanların elinde
Garanti Emeklilik Genel Müdürü
Cemal Onaran, müşteriyle ilk
teması sağlayan çalışanların
sistem için hayati öneme sahip
olduğunu düşünüyor. Onaran,
“Çalışanımızın şirketimize adım
attığı anla müşterimizin sisteme
ilk katıldığı an bizim için çok
önemli” diyor...
G
aranti Emeklilik, 19 şirketin faaliyet
gösterdiği bireysel emeklilik sisteminde
(BES) katılımcı sayısı açısından lider
konumda bulunuyor. Haziran 2014 sonu
itibariyle 817 bin katılımcısı sayısına ulaşan
Garanti Emeklilik’in yönettiği fonların tutarı ise
5 milyar liraya yaklaştı. Bu da şirketin bir
basamak atlayarak fon büyüklüğünde üçüncü
sıraya yükselmesini sağladı. Garanti Emeklilik
Genel Müdürü Cemal Onaran, bu başarıyı
çalışana ve müşteriye verdikleri önemle birlikte
verimli çalışmaya bağlıyor.
Onaran, BES için 40 milyonun üzerinde
potansiyel katılımcı olduğunu düşünüyor.
Sistemin katılımcılarına vaat ettiği kazancı “18
yaşında aylık 200 lira katkı payıyla dahil olan bir
katılımcı 56 yaşında 500 bin liralık birikim
yapabilir” sözleriyle özetleyen Cemal Onaran ile
sistemdeki gelişmeleri ve Garanti Emeklilik’in
başarısının sırrını konuştuk...
En fazla katılımcı sayısına sahip şirket
olmanızda Garanti Bankası’nın etkisi ne
kadar?
Cemal Onaran
22 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Satışlarımızın neredeyse tamamı banka
kanalıyla yapılıyor. Bizim acentelik sistemimiz
yok. Garanti Bankası’yla çalışıyoruz. Bunun
yanında Türkiye Finans ile de çok güzel bir iş
ortaklığımız var. Banka kanalını BES satışları
için çok iyi kullanan bir şirketiz. 19 şirketin
faaliyet gösterdiği bu sistemde en çok
katılımcı sayısı bizde. Hayat tarafına
bakıldığında ise yılbaşından bu yana
yapılan yeni satışlarda ikinci
sıradayız. Hayat sigortalarında sektör
mayıs ayı sonu rakamlarına göre
yüzde 16 küçüldü. Bizse yüzde 4
büyüdük.
Hayat sigortaları neden küçüldü?
Hayat sigortalarında iki türlü satış
var. Biri kredi ürünlerine dayalı olan
satışlar. Bir de eğitim, işsizlik gibi
birebir yapılan satışlar var. Yasal
düzenlemelerle birlikte kredi talebi
düşünce hayat sigortaları da küçüldü.
Siz nasıl büyüdünüz?
Biz krediye bağlı ürünlerde azalma
olunca diğer hayat ürünlerine
yöneldik. Örneğin eğitim ve işsizlik
gibi sigortalara ağırlık verdik.
Katılımcı sayısında lidersiniz ama
fon büyüklüğünde de buna paralel
artış var mı?
İlk hedefimiz katılımcı sayısında lider
olmaktı. Bunu da başardık. Tabii
bunu yaparken fon tarafında da
büyümeyi ihmal etmedik. Geçen yıl
şubat ayında katılımcı sayısında
liderliğe yükselince fon büyüklüğünde dördüncü sıradaydık. Ocak sonu
itibariyle o alanda da bir basamak
yükselerek üçüncü olduk. Önümüzdeki süreçte fon tarafında da hızlı
büyüme sağlayacağız. Çünkü bizim
gelir yaratacağımız alan fon büyüklüğü.
Kişi başına ortalama katkı payı
tutarı ne kadar?
Bu çok önem verdiğimiz ve yakından
takip ettiğimiz bir veri. İki yıl önce
kişi başına ortalama katkı payı tutarı
133 liraydı. Şimdi 200 liraya yükseldi.
Bütün bunlar doğru satış modeliyle,
devlet katkısının doğru anlatılmasıyla
sağlandı. Hem içerdeki müşterilerin
katkı paylarını artırmalarını hem de
yeni girenlerin bütçeleri ölçüsünde
maksimum katkı payını
ödemelerini sağlayarak
başardık. Bu strateji de bizi bir
basamak yükseltti.
Hem lider olacak hem de
sürekli sisteme yeni katılımcılar sağlayacak; bunu da
kârlı bir şekilde yapacaksanız. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Elbette en etkili yöntem
verimlilik. Geçen yıl yüzde 46
büyüdük ama insan kaynağı
tarafına bakıldığında çalışan
sayımız bir kişi bile artmadı.
Mevcut elemanımızdan daha
fazla nasıl fayda sağlarız,
çalışanların operasyon maliyetini nasıl azaltırız, bunlara kafa
yorduk. Örneğin, iPad ile satışı
biz başlattık.
Bu yenilikler size nasıl katkı
sağladı?
Ürünü müşteriye anlatırken 3
dakika içerisinde tüm operas-
yonları tamamlayabiliyoruz.
Verimli satış yapıyoruz.
Verimliliği kontrol edemezseniz
bu işten para kazanmanız
bugün için zor, yarın içinse
imkansız. Para kazanamayan
şirketlerde ise sıkıntı yaşanması
kaçınılmaz.
Bireysel taraf büyürken
işveren katkılı katılımlarda
beklenen ivmenin sağlanamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sisteme bütün olarak bakıldığında o tarafta da büyüme var
aslında. 2010 yılında işveren
katkılı satışların toplam satışlara
oranı yüzde 3.5 civarındaydı.
Bugünse yüzde 7.1’e yükseldi.
Ancak elbette çok daha fazla
büyüme potansiyeli olan bir
alan burası. Bence de bu oran
daha yüksek olmalı. İşverenlerimize bu işin faydasını yeteri
kadar anlatamadığımızı
düşünüyorum. İşverenlerimiz
SATIŞTA İYİ METOT, KÖTÜ METOT
Cemal Onaran, Garanti Emeklilik’in
sadece müşterilerine değil, müşteriyle
ilk temas eden çalışanlarına da çok
önem verdiğini vurguluyor. Onaran,
şirketinin çalışan, müşteri ve satış
konuşunda izlediği politikayı şöyle
özetliyor:
“Çalışanımızın şirketimize adım attığı
anla müşterimizin sisteme ilk katıldığı an
bizim için çok önemlidir. Çalışanlarımıza
da müşterilerimize de büyük önem
veririz. Her ikisiyle de uzun süreli
işbirliği planlarız. Hem çalışanlarımızın
hem de müşterilerimizin uzun süreli
yolculuklarının her anını ciddi anlamda
planlarız. Çalışanın müşteriyle ilk temas
noktası çok önemlidir. Sürekli müşteriye
nasıl yaklaşmamız gerektiğine kafa
yoruyoruz. Diyelim ki siz BES’i anlatırken
müşteri ‘Param yok’ dedi. Farklı
yöntemlerle onu nasıl ikna edebilirsiniz?
Örneğin, cebindeki sigarayı gösterip
‘Bir sigara parası da ayıramaz mısınız’
diyebilirsiniz. Bu bir satış metodudur.
Ama kötü bir metottur. Yine ‘Eşime
sorayım’ dediğinde ‘Delikanlı adamsın,
eşine sormaya ne gerek var’ demek
de bir satış metodudur. O da kötü bir
metottur. O müşteri satın salsa bile iki
gün sonra sistemden çıkar.
İşte bizde türlü soruların cevapları
hazırdır. Mesela ‘Eşime sormam lazım’
diyen bir müşteriye satıcının ‘Evet, bu
tür önemli bir kararı eşinizle birlikte
vermenizi çok doğru buluyoruz, ben de
olsam aynısı yapardım’ derse o müşteri
ya eşiyle birlikte sisteme girer ya da
girmez.”
Cemal Onaran, Garanti Emeklilik
çalışanlarının müşterilerin bazılarına
maille, bazılarına telefonla ulaşıp,
bazılarını da bizzat ziyaret ederek
iletişimi sürekli ve güçlü tutmaya
özen gösterdiğini anlatıyor. Onaran,
“Sistemden ayrılırken bile onlara iyi bir
deneyim yaşatmak istiyoruz. Çünkü kötü
ayrılırlarsa sadece şirketimize değil
sisteme de zarar vereceklerdir” diyor.
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 23
SÖYLEŞİ
“HAYAT SİGORTASININ HAYATİ
ÖNEMİ İYİ ANLATILMALI”
Garanti Emeklilik
Genel Müdürü Cemal
Onaran, şirketlerin ve
basının elbirliğiyle hayat
sigortalarının önemini
vurgulaması gerektiğini
düşünüyor. “İnsanların
da artık hayat sigortası
primlerine ekstra bir
masraf olarak bakmaması
gerekiyor” diyen Onaran,
“Evimize, arabamıza
verdiğimiz değeri ailemize,
işimize, çocuklarımıza da
vermemiz gerekiyor. Hayat
sigortalarında ödenen küçük
tutarlar bazen hayati öneme
sahip olabiliyor. Geçen yıl
hayat ve işsizlik sigortaları
için 55 milyon, bu yılın ilk
altı ayında ise 35 milyon
TL ödeme yaptık. Bunlar
ciddi rakamlar. İnsanların
başına beklenmedik bir olay
geldiğinde, vefat ettiğinde
geride kalanlara umut
oluyor. Primleri de o kadar
küçük ki. Herkes ihtiyacına
göre bu ürünlerden mutlaka
almalı” diyor.
hâlâ bunu bir maliyet olarak
görüyor. Oysa sadık çalışan
yaratmak, çalışanları uzun vadeli
şirkette tutmak için BES çok
önemli hale geldi. Uluslararası
firmalar BES’e eleman sirkülasyonunu azaltıcı, kurum sadakatini
artırıcı bir ürün olarak bakıyor.
Ama Türkiye’de o bilinci henüz
yerleştiremedik. Nitekim önce
kurumsal firmalar çalışanlarına
işveren katkılı BES yaptırdı. Şimdi
diğer büyük ticari firmalar sisteme
dahil olmaya başladı. Yavaş yavaş
KOBİ tarzı firmaların da artan
ilgisini gözlemliyoruz.
Üzerinde çalışılan zorunlu BES
uygulamasının işveren katkılı
girişlere faydası olur mu?
24 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Garanti Emeklilik
Genel Müdürü
Cemal Onaran
"Geçen yıl hayat ve
işsizlik sigortaları
için 55 milyon, bu
yılın ilk altı ayında
ise 35 milyon TL
ödeme yaptık"
diyor.
Elbette olacak. Ben o sisteme
“yarı zorunlu” diyorum. Çünkü
giriş zorunlu olacak ama çıkış
serbest. Bu sistemin çok büyük
faydaları var. Yüzde 25 devlet
katkısı sektöre büyük ivme
getirdi. Ama potansiyeli
düşündüğümüzde hâlâ bu
sistemin yeteri kadar anlatıldığını düşünmüyorum. Bana göre
Türkiye’de 40-45 milyon kişilik
potansiyel var. Peki sistem niye
yeteri kadar büyümüyor? Yeteri
kadar anlatamıyoruz da ondan.
İyi anlatırsak, katılımcı zaruri
durumlar haricinden sistemden
çıkmayacaktır. Bu yüzden
zorunlu katılım sistemi çok
büyütecektir. İlk satış anı çok
önemli. İlk aşamada ürün her
yönüyle iyi anlatılırsa müşteri ya
sisteme girmeyecektir, girdiğin-
de de zaten çıkmayacaktır. Onun
için biz Türkiye’nin her yerinde
aynı satış modelini kullanıyoruz.
Eğer sen işin başında ürünü iyi
anlatmadan sisteme dahil
edersen o kişi bir süre sonra ya
tahsilat sorunu yaşar ya da erken
çıkar.
100 liralık katkı payıyla da iyi
bir emeklilik planı yapılabilir
mi?
Şimdi Türkiye’deki gelir
durumunu iyi değerlendirmek
lazım. 40 milyon potansiyel
katılımcıdan bahsediyorsak
bunun büyük bir bölümünün
asgari ücret ya da onun biraz
üzerinde gelir seviyesine sahip
insanlardan oluştuğunu kabul
etmemiz lazım. Diyelim ki
1.500-2 bin lira aylık geliri olsun.
Gelirinin yüzde 10’unu ayırsa iyi bir
birikim yapılabilir. Tabii burada süre
önemli. Ama önce küçük tutarlı
ödemeyle sisteme dahil etmek de
önemli. Ödeme gücü olanları sonra
arayarak artırmalarını sağlayabiliyoruz. Mevcut duruma bakarak, 18
yaşında 200 lirayla sisteme giren bir
kişinin 56 yaşında 500 bin lira para
biriktirebileceğini tahmin edebiliriz.
likten kaynaklanıyor. Şirketler
agresif davranıp da böyle bir
ürün çıkaramıyor. Biz insanların daha uzun yaşayacağını
düşünüyoruz ama Hazine’nin
belirlediği tablolarda daha kısa
yaşayacağı öngörülüyor.
Aradaki süre şirketler için sorun
oluşturuyor. Bizim düşündüğümüz gibi olacaksa şirketler çok
büyük zararlar yazacak. Aradaki
bu süreyi reasüre etmeye çalıştık
ama reasürans şirketleri
yanaşmıyor. Şirketler için de
riskli bir durum oluşuyor. Bize
sunulan tablolarda ortalama
ömür 75 yıl olarak belirtiliyor.
Bizse 83 yıl olarak kabul
edilmesini istiyoruz. Hazine ile
bu tablolar üzerinden görüşmeler sürüyor.
Garanti Emeklilik,
hobi kulüpleriyle
müşterilerine ek
fayda sağlayacak
hizmetler
veriyor.
Fonların getirileri de
çok tartışılıyor...
Burada elmayla armudu değil,
elmayla elmayı karşılaştırmak lazım.
Bunun bir tasarruf ürünü olduğu
unutulmamalı. Uzun vadeli bakılması
gerekiyor. 10 yıllık geçmişe bakıldığında bütün fonların ortalama getirisi
yüzde 260 seviyesinde. Reel olarak
bakıldığında ise yüzde 60 getiri var.
Bunlar gayet iyi oranlar. Ancak
Türkiye’de bir yıla bakarak değerlendirme yapılıyor. 2012 yılında fonlar
iyi getirdi. 2013’te piyasalardaki
dalgalanma getirileri düşürdü.
2014’te ise getiriler iyi. Bizim
fonlarımıza bakıldığında, yılbaşından
bugüne yüzde 9 getiri de var, yüzde
18 de... Hisse fonlarında ortalama
yüzde 16’yı buluyor. Bu yıl bizim
fonlarımızın getirisi sektör ortalamalarının üzerinde.
Sandık ve vakıf paralarının BES’e
aktarımı ne durumda?
Burada da büyük bir potansiyel var.
2015 yılı sonuna kadar geçiş süresi
verildi. Biz de bu tür vakıf ve
sandıklarla görüşüyoruz. Önemli
olan aktarımlarla gelen müşterilerin
sistemde uzun süreli kalmasını
sağlamak.
Bunun için ne yapılması gerekiyor?
Vakıflardan BES’e yapılacak aktarımları kalıcı kılmak için öncelikle iyi
getiriler sağlamak lazım. İkincisi de
hizmet tarafında eksiklikler olmaması lazım. İyi hizmet verilirse sistemde
kalırlar.
Şu anda emeklilerin tercihi
ne yönde?
Sandıkların sayısı ne kadar?
Türkiye’de üyelerinin birikimlerini BES’e aktarabilecek 250
civarında sandık ve vakıf var.
Bazılarında çok yüksek fonlar
var, bazılarında ise daha az.
Bunların büyük bölümü BES’e
aktarım yapacak. Çünkü bu
sistem üyeleri için çok büyük
avantajlar sunuyor. Örneğin
üyelerin, vakıftaki paralarını
çektikleri takdirde gelir vergisi
ödemeleri gerekiyor. BES’e
aktardıkları takdirde ise sadece
getiri üzerinden yüzde 3.75 gelir
vergisi ödeniyor.
Birçok alternatif var. Bazıları 10
ya da 20 yıl gibi süreli maaş
istiyor. Bazıları “Bana aylık 1000
lira ver, içerideki param bitene
kadar ver” diyor. “Bana içerdeki
param bitene kadar ayda 2 bin
lira ver” diyenler de var...
19 BES şirketi varken
katılımcılar neden Garanti
Emeklilik’i tercih etmeli?
Bunun için iki önemli gerekçe
var. İlki getiri anlamında ne
sunuyorum ona bakmalılar.
Yani müşterinin parasını nasıl
değerlendiriyorum? İkincisi de
hizmet ihtiyacım olursa en kısa
zamanda ve en doğru şekilde
Sistemin ilk 10 yılı tamamlan- hizmet alabiliyor mu ona
bakmalılar. Biz ikisine de önem
dı. Bundan sonra emekli
veriyoruz. Teknolojik anlamda
olanların sayısı artacak?
yatırımlarımızı artırıyoruz.
Ömür boyu maaş ödemeli
Avantaj yaratmak istiyoruz.
sistem neden hâlâ yok?
Örneğin, hobi kulüplerimizle
Bunun için gerekli yasal
düzenlemeler yapıldı. Bizim için müşterilerimize ek fayda
sağlayacak hizmetler
zorluk, mortalite (ölüm oranı)
tablolarından kaynaklı belirsiz- veriyoruz.
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 25
HABER
“Sektör artık kronik
hastalığından kurtulmalı”
Ray Sigorta İcra Kurulu Üyesi Koray Erdoğan, sigorta
sektöründeki kârlılığın devam edebilmesi için kronik
hastalık haline gelen fiyat rekabetine girilmemesi
gerektiğini vurguluyor...
Koray Erdoğan
S
igorta sektörünün 2013
yılı verileri, şirket sahipleri
ve profesyonel yöneticilerin bir kısmında çok
iyimser beklentilere yol
açmıştı. Ancak 2014 yılının ilk
dönemindeki gelişmeler bu iyimserliği biraz gölgelemişe benziyor. Ray
Sigorta Mali ve İdari İşler Genel
Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu
Üyesi Koray Erdoğan ise sektörün
2013’teki kadar olmasa da bu yıl da
büyüyeceğini öngörüyor. Erdoğan,
“2014 yılının ilk çeyreğinde alınan
sonuçlar, bazı sigorta profesyonellerinin çizdiği gibi çok kötümser bir
tabloya işaret etmiyor. Poliçelerin
seyrine bakıldığında, lokomotif
branşlarda yılın ilk çeyreğinde halen
artış var. Bu da önemli bir gösterge”
diyor.
2014’te de kârlılığın devam edeceğine inanan Erdoğan, geçen yılki prim
artış seviyelerine ulaşmanın ise
mümkün olmayacağını
öngörüyor. İşte bu noktada
Erdoğan, sektör temsilcilerine
yönelik çok önemli bir uyarıda
bulunuyor:
“Burada yapılabilecek en
büyük yanlış, bir önceki yılın
prim artış hızına ulaşmak için
yeniden özellikle kasko
branşında bir fiyat rekabetine
girmek olacaktır. Ki bunu ilk
çeyrekte biraz gözlemledik. Bu
tutum maalesef sektörümüzün
kronik hale gelmiş hastalığı ve
halen de kurtulabilmiş değiliz.”
Sigorta sektörünün artık daha
yaratıcı olması gerektiğini
vurgulayan Koray Erdoğan,
aynı işleri yaparak farklı
sonuçlar beklemenin yanlış
olduğunu hatırlatıyor.
Sigortacılıkta bilginin değeri-
nin halen anlaşılamadığını
düşünen Erdoğan, sözlerini
şöyle sürdürüyor:
“Uzun vadede hem elindeki
hem de sosyal paylaşım
ağlarındaki bilgileri en etkin
şekilde işleyen ve bu verilere
göre müşteri ihtiyaçlarını, ürün
yapısını, fiyatlama politikasını
belirleyen şirketlerin başarılı
olacağına inanıyorum. Kârlılık
sadece teknik performansın bir
sonucu değildir. Gider yönetim
politikaları ve sağlıklı bir
tahsilat yapısı da kârlılıkta çok
önemli faktörler. Etkin bir
gider yönetimi ve tahsilat
politikası sağlıklı bir fiyatlama
politikasıyla birleştiğinde, bu
faktörlere sabrı da eklediğinizde mutlak surette başarı
gelecektir.”
REKABET NEREDEN BAŞLAMALI?
Enflasyon ve kur artışları hasar açısından önemli maliyet unsurları. Ancak sigorta
sektörünün bunları fiyatlara yansıtabildiğini söylemek mümkün değil. Nitekim
Koray Erdoğan da “Sektör olarak bizim en büyük eksiğimiz bu” diyor ve şöyle
ekliyor: “Rekabetin nereden başlaması gerektiğini bir türlü çözemedik. Bu maliyet
unsurlarının mutlaka fiyatlama politikalarına yansıtılması gerekiyor. Aksi takdirde
zarar yeniden kaçınılmaz hale gelecek. Biz Ray Sigorta olarak kur artışlarının
etkisinin büyük olduğu iki branşta çok kontrollü gidiyoruz.”
26 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
BNP
bnpparibascardif.com.tr
444 43 23
EMEKLİLİĞE
DAHA
ÇOK VAR
DEMEYİN!
BNP PARIBAS CARDIF EMEKLİLİK’E GELİN, %25 DEVLET KATKISI
AVANTAJINDAN YARARLANIN. YENİ NESİL EMEKLİLİKLE TANIŞMAK
İÇİN SİZİ DE TEB ŞUBELERİ VE ACENTELERİMİZE BEKLERİZ.
BNP Eylul Kam 20.5x27.indd 1
07.11.2013 16:21
DOSYA
Sibel Köklü / [email protected]
Deprem kendini hatırlattıkça
poliçe sayısı
artıyor
T
ürkiye’ye son yılların en
büyük acısını yaşatan 17
Ağustos depreminin
üzerinden 15 yıl geçti.
Herkesin büyük bir acıyla
uyandığı o sabaha karşı binlerce ev
yıkıldı, on binlerce insanımız hayatını
kaybetti.
Depremin yol açtığı acı can ve mal
kayıplarıyla sınırlı kalmadı. Geride
kalan mağdurlar için tüm Türkiye
seferber oldu. Herkes kendi çapında
yardım eli uzattı, devlet de deprem
vergileriyle evsiz kalanlar için konut
inşa etti. O güne kadar çok fazla
bilinmeyen deprem sigortası da artık
ihtiyaç olarak görülmeye başladı. İşte o
büyük depremin ardından kurulan
Doğal Afet Sigortaları Kurumu
(DASK) şimdi tüm dünyada örnek
gösteriliyor.
Günlük hayatın koşuşturması içinde
depremi unutsak da o dönem dönem
28 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Türkiye’deki 17.6 milyon konutun 6.3
milyonu depreme karşı sigortalı. Her
yıl ağustos ayında tazelenen acılar
ve dönem dönem çeşitli bölgelerdeki
sarsıntılar sigortalanma talebini
artırıyor. DASK Yönetim Kurulu
Başkanı Selamet Yazıcı, 2017’de
sigortalı konut sayısının 10 milyona
ulaşacağını öngörüyor...
kendini bize hatırlatıyor. 24
Mayıs 2014’te Gökçeada
yakınlarında, Ege Denizi
merkezli yaşanan deprem
korkuları tekrar gündeme
getirdi. Kısa sürede zorunlu
deprem sigortası talebinde
büyük bir artış oldu. Depremin
en şiddetli hissedildiği il olan
Çanakkale’de, sadece 15 gün
içinde sigortalılık oranı yüzde 3
arttı.
Peki Türkiye’de konutların ne
kadarı sigortalı? DASK verilerine
göre deprem sigortası yaptıranların sayısı her geçen gün artıyor.
Bugün Türkiye’deki 17.6 milyon
konutun 6.3 milyonu sigortalı.
Oysa bu rakam 2012 yılında
yaklaşık 4.8 milyondu. 2017
yılının sonuna kadar ise deprem
sigortalı konut sayısının 10
milyona ulaşması bekleniyor.
Uzun vadeli hedefse elbette
Türkiye’deki bütün konutların
depreme karşı sigortalanması...
En duyarlı bölge Marmara
Türkiye’de konutların sigortalanma oranı illere ve bölgelere göre
değişiyor. Örneğin Marmara
Bölgesi’nde deprem sigortası
yaptırılan evlerin oranı yüzde
45.3’ken, Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde yüzde 23.9’da kalıyor.
DASK tarafından açıklanan
SİGORTALANMA ORANI EN YÜKSEK 10 İL
İL KONUT SİGORTALI SİGORTALILIK SAYISI KONUT SAYISI
ORANI
YALOVA BOLU TEKİRDAĞ SAKARYA İSTANBUL ÇANAKKALE EDİRNE KOCAELİ ANKARA ANTALYA İZMİR BÖLGE VE İL BAZINDA ZORUNLU
DEPREM SİGORTASI YAPTIRMA ORANI
%7.6
%11.3
%13.5
%42.3
GÜNEY DOĞU ANADOLU
DOĞU ANADOLU
KARADENİZ
MARMARA
%18.5
İÇ ANADOLU
EGE
AKDENİZ
79.590 58.660 264.840 194.190 3.682.450 126.590 100.430 421.370 1.525.130 610.140 1.120.220 48.745 35.434 148.348 96.652 1.725.418 58.340 46.312 189.601 665.474 255.551 402.861 başka bir istatistiğe göre ise
birinci derece riskli bölgelerdeki
konutların yüzde 45.24’ü
sigortalı. İkinci derece riskli
bölgelerde bu oran yüzde 26.73’e
düşüyor. Bu oranlar Türkiye
geneline uyarlandığında
konutların ortalama sigortalılık
oranı yüzde 36 seviyesinde
oluşuyor.
Biz düşük olarak görsek de bu
oran diğer ülkelere göre hiç de
fena değil.
Örneğin, ABD’nin deprem riski
yüksek eyaletlerinden
Kaliforniya’da konutların
sigortalılık oranı sadece yüzde 15.
Japonya’da ise son büyük deprem
öncesine kadar sigortalılık oranı
yüzde 23’tü. Depremden sonra
yüzde 40’a yükseldi. Dolayısıyla
Türkiye’deki oranın dünya
ortalamasına göre düşük
olduğunu söylemek mümkün
değil. Hatta sürekli alınan
tedbirler ve konut sigortasındaki
zorunluluk nedeniyle yaşanan
artışı sevindirici bulmak
gerekiyor.
“Deprem geçecek, hayat
devam edecek”
2000 yılında kurulan DASK,
%61,20 %60,40 %56,00 %49,80 %46,90 %46,10 %46,10 %45,00 %43,60 %41,90 %36,00 TOPLAM
PRİM (TL)
6.919.600
5.213.442
12.146.048
14.131.293
219.125.474
8.030.453
2.973.192
28.111.455
32.390.913
24.881.746
60.085.521
Türkiye’de zorunlu deprem
sigortası edindirme, uygulama ve
yönetimi faaliyetlerinden
sorumlu bir kamu kuruluşu.
“Deprem geçecek, hayat devam
edecek” yaklaşımıyla, deprem
sonrasında vatandaşların
yaşamının kaldığı yerden yeniden
güvenle devam edebilmesini
amaçlıyor. Zorunlu deprem
sigortası, deprem ve depremden
kaynaklanan yangın, infilak, yer
kayması ve tusunami risklerine
karşı, sigortalı konut sahiplerine
maddi güvence sağlıyor. İster
oturulamaz durumda ister kısmi
hasarlı olsun, bina zararını en
hızlı şekilde tazmin ederek
yaşamın normale dönmesine
aracılık ediyor.
DASK, zorunlu deprem
sigortasının yaygınlığını birlikte
çalıştığı sigorta şirketleri, bunlara
bağlı acenteler ve banka
şubelerinden oluşan dağıtım
ağıyla artırıyor. Zorunlu deprem
sigortası birey bazında mesken
güvencesi sunarken, Türkiye için
de bir teminat havuzu oluşturuyor.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu
Yönetim Kurulu Başkanı Selamet
Yazıcı, Türkiye’deki sigortalılık
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 29
DOSYA
HER KONUT SİGORTALANABİLİR Mİ?
Zorunlu deprem sigortası genel
anlamıyla, belediye sınırları içinde
kalan konutlara yönelik geliştirilmiş bir
ürün. Türkiye’deki 17.6 milyon konut bu
kapsamda değerlendiriliyor. Belediye
sınırları dışında kalan köylerdeki
konutlarsa kapsam dışında. Bunun yanı
sıra kamu binaları, ticari ve sınai amaçlı
kullanılan binalar, projesi bulunmayan
ve mühendislik hizmeti görmemiş
binalar da zorunlu deprem sigortasının
kapsam dışında tutuluyor.
DASK sigortacılık sistemiyle konutları
güvence altına aldığı için, zorunlu
deprem sigortası yapılacak konutun
bulunduğu binada bazı özelliklerin
bulunması gerekiyor. Dolayısıyla taşıyıcı
sistemi olumsuz yönde etkileyecek
şekilde tadilat yapılan veya zayıflatıldığı
tespit edilen binalar ile taşıyıcı sistemi
olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili
mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa
edilen binalara güvence verilmiyor.
Ayrıca yetkili kamu kurumları tarafından
yıkılmasına karar verilen binalar
ile mesken olarak kullanıma uygun
olmayan, bakımsız, harap veya metruk
binalar da kapsam dışında tutuluyor.
Bu tarz binalar için zorunlu deprem
sigortası dışında başka önlemler çok
daha öncelikli. Bu noktada, oturdukları
binanın depreme ne kadar dayanıklı
olduğunu bilmek ve takip etmek için
konut sahiplerine önemli pay düşüyor.
Selamet Yazıcı
bilinci yeterli düzeyde olmasa da
zorunlu deprem sigortasında bu
durumun biraz farklı olduğunun altını
çiziyor.
Günlük 40 kuruşa sigorta
Ülkemizde sigortalılık bilincinin
yeterli düzeyde olmadığı bir gerçek.
Sigorta ürünleriyle olası risklere karşı
önceden önlem almak, ekstra bir
maliyet olarak düşünülüyor. Ancak
zorunlu deprem sigortasında durum
biraz farklı. DASK, kâr amacı
gütmeyen bir kurum; zorunlu deprem
sigortası da ticari değil sosyal bir
amaca hizmet ediyor. Bu sebeple
zorunlu deprem sigortasının yaygınlaşması için poliçe prim bedelleri de
minimum düzeyde tutuluyor.
Birinci derece deprem bölgesindeki
betonarme bir binada yer alan 100
metrekarelik konutun yıllık zorunlu
deprem sigortası bedeli 148 TL. Bu da
ayda yaklaşık 12, günde ise 40 kuruşa
denk geliyor. Bu yüzden, fiyat
pahalılığı zorunlu deprem sigortası
alımının önünde bir bariyer değil.
Ama genel olarak Türk insanının
deprem risk algısı düşük olduğu için
zorunlu deprem sigortası yaptırmadığını söylemek mümkün. Bu durum
30 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
haliyle zorunlu deprem
sigortalılık oranlarına da
yansıyor. Selamet Yazıcı,
“Kapsamımızda bulunan 17.6
milyon konutun yüzde 36’sının
yani 6.3 milyonunun zorunlu
deprem sigortası var. Topraklarının yüzde 96’sı çeşitli derecelerdeki deprem bölgelerinde
bulunan bir ülkede bu oran çok
daha fazla olmalı” diyor.
Teminatlar oldukça geniş
Zorunlu deprem sigortasında
azami teminat tutarı tespit
edilirken yıkılan konutun arsa
değeri hariç yeniden inşa
edilmesinin maliyeti dikkate
alınıyor. Sigortalının teminat
tutarı, azami teminat tutarını
geçmemesi koşuluyla, konutların büyüklüğüne ve yapı tarzına
göre belirleniyor. Bütün yapı
tiplerinde 150 bin TL’ye kadar
teminat sunuluyor.
Zorunlu deprem sigortası poliçe
bedeli, teminat altına alınacak
konutun yapı tarzına, metrekaresine ve bulunduğu deprem risk
bölgesine göre hesaplanıyor.
Konutun bulunduğu deprem
risk bölgesi Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı tarafından hazırlanan
“Deprem Bölgeleri Haritası” esas
alınarak belirleniyor. Bu haritaya
göre Türkiye’de 5 risk bölgesi
bulunuyor. Aynı özelliklere sahip
konutların prim bedeli bu
bölgelere göre değişiklik
gösteriyor.
DASK yetkilileri, depremden
önce ve sonra yapılması
gerekenleri de bire bir anlatıyor.
Anadolu’yu karış karış geziyor
Zorunlu deprem sigortasının yaygınlaşması için DASK, pek çok çalışma
hayata geçiriyor. Örneğin, poliçe
yenilemesi yapan konut sahiplerine
yüzde 20 indirim uygulanıyor. Bunun
yanı sıra sigorta acentelerinin poliçe
yenilemelerini takip etmelerini teşvik
etmek amacıyla poliçe yenileme
kampanyası düzenleniyor. Bu
kampanya kapsamında yenilenen her
75 zorunlu deprem sigortası poliçesi
için 200 TL değerinde hediye çeki
verdiklerini hatırlatan Yazıcı, sözlerini
şöyle sürdürüyor:
“Zorunlu deprem sigortasının
yaygınlaşması için sigortalılık ve
depreme karşı hazırlıklı olma bilincinin artması gerekiyor. Kamuoyu
araştırmamızda da gördük ki ülkemizde deprem risk algısı yeterli düzeyde
değil. Bunu aşmak için Türkiye’nin bir
deprem ülkesi olduğu gerçeğini
anlatmamız gerekiyor. Biz de bu
doğrultuda hedef kitlelere özel
projelerimizle, paydaşlarımızla birlikte
deprem risk algısını artırmayı
hedefliyoruz.”
DASK, yerel yönetimlerle işbirliği
içinde olmaya, yüz yüze iletişim
kurmaya büyük önem veriyor. Yazıcı,
“DASK Anadolu Buluşmaları” ile
Türkiye’yi şehir şehir gezerek deprem
riski, deprem hazırlıkları, zorunlu
deprem sigortası ve kentsel deprem
bilinci gibi pek çok konuda il yöneticilerine ve yerel bölge halkına bilgi
verdiklerini anlatıyor. DASK, bu proje
kapsamında ilk buluşmasını
Balıkesir’de gerçekleştirdi. DASK
yönetimi, bu buluşmaları başka illerde
de sürdürmeyi planlıyor.
Öte yandan, “DASK Fay Hatları Tırı”
ile 2009’dan bu yana 155 merkez gezilerek 312 bin kişiye zorunlu deprem
sigortası anlatıldı, deprem eğitimleri
verildi. Tırda bulunan deprem
simülatörüyle katılımcılara deprem
anını deneyimleme imkanı sağlayan
Ödüllü yarışmalar sürüyor
Merkezi Gökçeada
yakınlarında olan
son deprem, başta
Marmara olmak
üzere birçok bölgede
zorunlu deprem
sigortasına ilgiyi
artırdı. Selamet Yazıcı,
“Depremin en şiddetli
hissedildiği illerden
biri olan Çanakkale’de
sigortalılık oranı
depremden sonraki 15
günde yüzde 3 arttı”
diyor.
DASK’ın kampanya ve faaliyetleri
bunlarla da sınırlı değil.
Türkiye’nin 81 ilinin tamamını
kapsayan, zorunlu deprem
sigortası seferberliği niteliğindeki
“Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar
Kazanıyor” yarışması da 2011’den
beri devam ediyor. Yarışma
kapsamındaki illerde bütün bir
yıl boyunca zorunlu deprem
sigortasını yaygınlaştırmak için
pek çok yerel bilinçlendirme
kampanyası düzenleniyor,
deprem güvenceli hayat teşvik
ediliyor. Yıl sonunda ise söz
konusu şehirler; düzenlenen yerel
bilinçlendirme kampanyaları,
poliçe sayısındaki artış ve ulaşılan
sigortalılık oranı olmak üzere üç
farklı kritere göre değerlendiriliyor. Dereceye giren illere deprem
çalışmalarında kullanılmak üzere
100 bin TL’ye kadar malzeme
yardımı yapılıyor. DASK olarak
depreme karşı alınacak en önemli
önlemin güvenli ve sağlam
yapılar olduğuna inandıklarını
vurgulayan Selamet Yazıcı, bu
doğrultuda düzenledikleri
yarışmanın ayrıntılarını da şöyle
anlatıyor:
“Yine Türkiye’de ilk kez ‘Depreme
Dayanıklı Bina Tasarımı
Yarışması’ düzenliyoruz. Bu
yarışmayla gelecekte binalarımızı
emanet edeceğimiz inşaat
mühendisliği öğrencilerinde
deprem bilincini artırmayı ve
depreme dayanıklı bina tasarımı
becerisini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu yıl beşincisini düzenleyeceğimiz DASK Kısa Film
Yarışması’nın katılımcıları ise
deprem olunca nereye gideceklerini anlatacak. Uluslararası
platforma taşınan yarışmamıza
Türkiye’nin yanı sıra deprem riski
altındaki komşu ülkeler,
Balkanlar ve İtalya dahil 21
ülkeden üniversite öğrencileri
başvurabilecek.”
EN DAYANIKLI BİNAYI KTÜ ÖĞRENCİLERİ TASARLADI
Doğal Afet
Sigortaları
Kurumu tarafından
düzenlenen
“Depreme Dayanıklı
Bina Tasarımı
Yarışması”nda
dereceye giren
takımlar belli
oldu. Birinciliği
Karadeniz Teknik
Üniversitesi’nden
(KTÜ) Tweezers takımı kazandı. Takım
üyeleri 10 bin TL’lik para ödülünün
sahibi olurken üniversitelerine de
deprem masası kazandırdı.
İkincilik ödülünü Dokuz Eylül
Üniversitesi aldı. Üçüncülüğe ise yine
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden
Portakule takımı layık bulundu.
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Portakule takımı ayrıca, yarışmacıların
oylarıyla “En İyi Yarışma Ruhu
Ödülü”ne layık görüldü. “En İyi Deprem
Performansı Özel Ödülü”nü ise Düzce
Üniversitesi’nden Grup 81 aldı. “En İyi
Mimari Özel Ödülü” ile “En İyi İletişim
Becerisi Ödülü” Orta Doğu Teknik
Üniversitesi’nden Grup 33’ün oldu.
Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı
Yarışması’na 26 üniversiteden 39 takım,
tasarladıkları bina modelleriyle katıldı.
İnşaat mühendisliği öğrencilerinden
oluşan takımların Maslak’ta bir iş kulesi
olarak tasarladıkları bina modellerinin,
sarsma masası üzerinde farklı
şiddetteki üç depreme karşı dayanıklılık
performansı ölçüldü.
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 31
HABER
15
soruda
mali sorumluluk
sigortaları
İşveren ve mesleki sorumluluk sigortaları; asansör mali sorumluluk sigortası;
tüpgaz, tehlikeli madde ve tehlikeli atık zorunlu mali mali sorumluluk
sigortaları, hayatınızı kabusa çevirebilecek riskleri bertaraf ediyor...
İ
nsan haklarındaki,
çalışan haklarındaki
iyileştirmeler, insanların her geçen gün bu
haklarının daha çok
bilincine varması, hak
aramanın kolaylaştırılması, iş
davalarının süresinin belirli
sürelerde karara bağlanması
koşulu...
Bu ve benzeri gelişmeler
şirketlerin, işverenlerin
çalışanlarına karşı artık çok
daha duyarlı olması gerektiğini ortaya koydu. Peki işverenler bu sorumluluklarının ne
kadar bilincinde? Hele de
32 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
ülkemizde sıklıkla yaşanan iş
kazalarına karşı sorumluluklarını teminat altına almak için
neler yapıyorlar?
İşte bu konuda da sigorta
imdada yetişiyor. Pek çok
konuda işveren ya da mesleki
sorumluluk sigortası yaptırarak bu riskleri teminat altına
alabilirsiniz...
1. İşveren mali sorumluluk
sigortası nedir?
Bir işyerinde işverene bir
hizmet sözleşmesiyle bağlı ve
Sosyal Güvenlik Kurumu
Kanunu’na tabi çalışanların,
işlerini yaparken kendisine veya
üçüncü şahıslara vereceği zararlar
nedeniyle işverene düşen kanuni
sorumluluğu teminat altına alan
sigortadır.
2. İşçi, çalıştığı yerde meslek
hastalığına yakalanırsa işveren
sorumluluk sigortasından faydalanabilir mi?
Meslek hastalığı teminat dışında
kalan haller arasında yer alıyor.
İstenirse ek teminatla poliçeye dahil
edilebiliyor.
3. İşveren sorumluluk sigortası
zorunlu bir sigorta mıdır?
Hayır, isteğe bağlı bir sigortadır ve
zorunlu değildir.
4. Üçüncü şahıslara karşı mali
sorumluluk sigortasının teminat
kapsamı nedir?
Sigortalının bizzat kendisinin veya
yanında çalıştırdığı kişiler ile aile
efradının, bir kaza sonucu üçüncü
şahıslara verecekleri bedeni ve
maddi zararları poliçede belirtilen
limitlere kadar teminat altına alır.
5. Üçüncü şahıslara karşı mali
sorumluluk sigortasında kimler
“üçüncü şahıs” sayılmaz?
Sigortalı gerçek kişiye bir hizmet
veya vekalet ilişkisiyle bağlı olanlar,
aile efradı (sigortalının eşi,
evlat edindikleri, sigortalıyı
evlat edinenler, sigortalıyla
birlikte oturmaları halinde
kardeşleri, damatları, gelinleri
ve kendisi tarafından bakılan
sair akrabaları, sigortalının
eşinin usul ve füruu ile
kardeşleri) ile sigortalı tüzel
kişinin sınırsız sorumlu
ortakları ve yetkili kişileri
üçüncü şahıs sayılmıyor.
8. Tüpgaz zorunlu sorumluluk sigortasını kimlerin
yaptırması gerekir?
Likit petrol gazını (LPG)
depolayan, tüplere dolduran,
doldurtturan, nakleden,
doğrudan doğruya veya yetkili
bayileri kanalıyla tüketiciye
satan ve bu faaliyetlerinden
dolayı ruhsat almak zorunda
olan LPG şirketleri yaptırmak
zorundadır.
6. Asansör mali sorumluluk
9. Tüpgaz bayisinde yaşanan
sigortasının teminat kapsamı patlama sonucunda komşu
nedir?
binada meydana gelen hasarı
Ticari binalarda veya konut
tüpgaz zorunlu sorumluluk
binalarında bulunan asansörsigortası karşılar mı?
lerde meydana gelebilecek
kazalar nedeniyle üçüncü
kişiler tarafından ileri sürülebilecek tazminat taleplerini
belirli limitlere kadar teminat
altına alır.
7. Asansörün kapasitesinin
üzerinde kullanılması sonucu
oluşan hasarlar karşılanır
mı?
Ticari binalarda veya konut
binalarında bulunan asansörlerde taşıma kapasitesinin
aşılması sebebiyle meydan
gelen zarar ve ziyanlar teminat
dışında kalıyor.
Likit petrol gazı firmalarının
kendi markaları altında
doldurdukları veya doldurttukları ve yetkili bayileri aracılığıyla ya da doğrudan pazarladıkları tüplerin kullanılmak üzere
bulunduruldukları yerlerde
infilak etmesi veya gaz
kaçırması sonucu (kusurları
olsun veya olmasın) başkalarına vereceği bedeni ve maddi
zararlar bu sigortadan karşılanabiliyor. Ancak kullanım
haricinde satılmak üzere yetkili
bayilerde bulunan tüplerin
infilak etmesi veya gaz
kaçırması sonucu (kusurları
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 33
HABER
sorumluluklarını temin ediyor.
Tehlikeli maddeler zorunlu
sorumluluk sigortası ise yanıcı,
parlayıcı, patlayıcı ve yakıcı
maddeleri üreten, depolayan,
nakleden veya satanların bu
mesleki faaliyetleri nedeniyle,
bu maddelerin doğrudan
doğruya neden olduğu olaylar
sonucu kusurları olsun olmasın
üçüncü kişilere verecekleri
bedeni ve maddi zararlara karşı
sorumluluklarını temin ediyor.
olsun veya olmasın) başkalarına
vereceği bedeni ve maddi zararlar
tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk sigortası kapsamına giriyor.
10. Tehlikeli maddeler ve tehlikeli
atık zorunlu mali sorumluluk
sigortasını yaptırmak zorunlu
mudur?
Yanıcı, parlayıcı, patlayıcı ve yakıcı
maddeleri üreten, depolayan,
nakleden veya satanlar yaptırmak
zorundadır.
11. Tehlikeli maddeler ve tehlikeli
atık zorunlu mali sorumluluk
sigortasına ait primler nasıl
belirleniyor?
Hazine Müsteşarlığı bu sigortayla
ilgili limitlerin yer aldığı bir tarife ve
talimat yayınlıyor.
12. Tüpgaz ile tehlikeli maddeler
ve tehlikeli atık zorunlu mali
sorumluluk sigortası arasındaki
farklar neler?
Tüpgaz zorunlu sorumluluk
sigortası, likit petrol gazı (LPG)
tüpleyen firmaların doldurdukları
veya doldurttukları ve yetkili bayileri
vasıtasıyla veya doğrudan doğruya
tüketiciye intikal ettirdikleri tüplerin
kullanılmak üzere bulundukları
yerlerde infilakı, gaz kaçırması,
yangın çıkarması sonucu (kusurları
olsun veya olmasın) verecekleri
bedeni ve maddi zararlara karşı
34 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
13. Hekimler (doktorlar) için
mesleki sorumluluk sigortası
zorunlu mudur?
sorumluluk sigortası yaptırma
zorunluluğu getirildi. “Tıbbi
Kötü Uygulamaya İlişkin
Zorunlu Mali Sorumluluk
Sigortası Genel Şartları, Tarife
ve Talimatları” da 21 Temmuz
2010 tarih ve 27648 sayılı
Resmi Gazete’de yayınlanarak
yürürlüğe girdi.
14. Tıbbi kötü uygulamaya
ilişkin zorunlu mali sorumluluk (hekim sorumluluk)
sigortası neleri teminat
altına alıyor?
Bu sigorta sözleşmesiyle, 1219
sayılı kanunun ek 12’nci
maddesi çerçevesinde, serbest
5947 sayılı “Üniversite ve
ya da kamu veya özel sağlık
Sağlık Personelinin Tam Gün
Çalışmasına ve Bazı Kanunlar- kurum ve kuruluşlarında
da Değişiklik Yapılmasına Dair çalışan tabipler, diş tabipleri ve
Kanun” 30 Ocak 2010 tarih ve tıpta uzmanlık mevzuatına
göre uzman olanların, poliçede
27478 sayılı Resmi Gazete’de
belirtilen mesleki faaliyeti ifa
yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu kanunun 8’inci maddesi ile ederken;
1219 sayılı “Tababet ve Şuabatı a) Sözleşme süresi içinde
Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair meydana gelen olay sonucu
Kanun”a eklenen ek madde 12 doğan ve sorumluluk hükümile hekimler için mesleki
leri uyarınca tazmini sözleşme
süresi içinde ya da sonrasında
talep edilen zararları,
b) Sözleşme yapılmadan önce
veya sözleşme yürürlükteyken
meydana gelen bir olay
nedeniyle, sadece sözleşme
süresi içinde sigortalıya karşı
doğabilecek talepler,
c) Bu zarar veya taleple
bağlantılı yargılama giderleri
teminat altına alınıyor.
15. Hekim mesleki sorumluluk sigortasının primleri nasıl
belirleniyor?
Bu sigortanın primleri, 21
Temmuz 2010 tarih ve 27648
sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Tıbbi Kötü Uygulamaya
İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve
Talimatı”na göre belirleniyor.
www.finansjob.com
Bankalar, Sigortalar,
Yatırımcı Kurumlar,
Elemanı Bulmak Için
Hemen Ilan Verin
AÇILIŞA ÖZEL 20 GÜN
ÜCRETSIZ IŞ ILANI
VERME IMKANINI
KAÇIRMAYIN!...
FINANS, BANKACILIK SEKTÖRÜNE ÖZEL ILK KARIYER PORTALI AÇILDI
YAZAR
CAT bonds al; deprem,
kasırga olmasın diye dua et!
A
Zeynep Turan Stefan
[email protected]
Son yıllarda artan
kasırga, deprem,
tusunami gibi
felaketler küresel
sigorta sektörünü
yeni arayışlara
itiyor. Bu doğrultuda
geliştirilen katastrofik
risk tahvilleri, tıpkı
“sigortanın da
sigortalanması”
mantığında
olduğu gibi “riskin
gerçekleşme riskini”
yatırıma konu ediyor...
36 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
rtan nüfus, değerlenen gayrimenkuller ve özellikle afet
bölgelerinde görülen kontrolsüz yerleşme beraberinde,
sigortalı olsun veya olmasın yükselen hasar maliyetlerini
getiriyor. Bu maliyet aslında sigortanın sosyal faydasının önemini de
gösteriyor. Özellikle sigortasız olan hasarların tazmin sorumluluğu
hükümet tarafından vergilerle karşılanmaya çalışılıyor ve olası bir
düzensizliğin engellenmesi için, Van depreminde de gördüğümüz gibi,
hasar gören ve DASK sigortası olmayan konutlar için tazminat
garantisi veriliyor. Rekabet kurallarının dışında olan bu uygulamayla
sigortalılar bir nevi cezalandırılıyor ancak bu sayede sosyal düzen
sürdürülmüş oluyor.
Sigorta piyasasını olumsuz etkileyen bu gibi uygulamalara ek olarak
hasar maliyetlerinin büyüklüğü de giderek artıyor. Buna karşılık klasik
yatırım opsiyonlarıyla elde edilen getiri azalmaya devam ediyor.
Sigorta şirketleri ve reasürör firmalar arasında yatırım benzeri bir
ilişki olmakla birlikte büyük tutarlı hasarlar söz konusu olduğunda,
reasürör fiyatlamayı ve üstlenmek istediği riski sigortacı aleyhine
değiştirebildiğinden sigortacının elde etmeyi planladığı kâr düşüyor.
Ayrıca kayıpların büyüklüğü nedeniyle sigorta şirketleri, üstlendikleri
riskleri ve risklerin yer aldığı bölgeleri sınırlama yolunu seçiyor. Bu da
geleneksel yatırım araçları kullanıldığında kârlılığı olumsuz etkileyen
diğer faktörler olarak karşımıza çıkıyor.
Risk bazlı teminat ürünü
Bu olumsuz ortamda yatırım opsiyonlarının sigortacılar için
çeşitlendirilmesi, geleneksel reasürans programlarına ve devlet
desteklerine alternatif olabilecek risk bazlı teminat ürünlerinin
geliştirilmesi ihtiyacını doğurdu ve yeni bir sermaye piyasası yatırım
ürünü oluşturuldu. “Risk bazlı teminat” olarak adlandırabileceğimiz
bu yatırım ürünü, sigorta şirketleri için reasürans, sigortalılar içinse
sigorta teminatının bazı özelliklerini bünyesinde bulunduruyor.
İşte CAT tahvilleri (CAT bonds), bu yeni yatırım seçenekleri
içerisinde şu anda en popüler olanı. Tahviller adını katastrofik risk
(catastrophic risk) kavramından alıyor. Katastrofik tanımı; fırtına,
deprem, hortum gibi doğal veya büyük terör saldırıları gibi insan
yapımı olan ve ciddi finansal kayıplara neden olan ancak önceden
tahmin edilmesi zor olan olayların taşıdığı riskler için yapılıyor.
CAT tahvilleri piyasasının oluşumunu hazırlayan ise 1990’lı yıllarda
meydana gelen Andrew fırtınası ve Northridge depremi oldu. 1992
yılı ağustos ayında meydana gelen Andrew kasırgasında meydana
gelen 30 milyar dolarlık kaybın sadece 15.5 milyar doları sigortalıydı.
Hasarla alakalı ödemeler sigorta şirketlerinin sermaye yapılarını
olumsuz etkiledi ve rezerv gerekliliğinden dolayı penetrasyon
oranlarını düşürdü. Sermaye krizi sonrasında 11 sigorta şirketi iflas
etti.
1994’te meydana gelen ve Los
Angeles’ın Northridge bölgesini
etkileyen 6.7 büyüklüğündeki
depremde ortaya çıkan 30 milyar
dolarlık zararın da sadece 12.5 milyar
doları sigortalıydı. Deprem sonrası bu
riske verilen teminatlar dramatik bir
şekilde düştü ve piyasa küçüldü.
Sigorta piyasasına asıl darbe ise 1995
yılı Kobe depreminde yaşandı. 147
milyar doları bulan hasar maliyetinin
sadece 4.1 milyar doları sigortalıydı.
Bu gelişmeler ve sonrasında reasürans
piyasasında yaşanan çalkantılar
sigortacılığı çok olumsuz etkiledi. O
dönemde sigorta şirketleri primlerinin
yüzde 54’ünü reasürans şirketlerine
aktarıyordu ve bu durum büyük bir
finansal sıkıntıyı beraberinde getirdi.
Bu olumsuz etki sadece hasarın olduğu
branşla da sınırlı kalmıyor. Yüksek
maliyetli katastrofik hasarların
öncelikle o hasar branşı dışındaki
sigortalar için gerekli sermayeyi
düşürdüğü, sonrasında reasürans
piyasalarını etkilediği tespit edildi.
Sistem nasıl işliyor?
Bu ürünün yatırımcılarla
buluşabilmesi için yatırım bankaları
veya sigorta brokerları özel bir
reasürans ürünü tanımlıyor ve sponsor
bir şirket bulabilmek için sermaye
piyasasına sürüyor. Tahvile konu olan
katastrofik risk gerçekleşmediği
müddetçe, genellikle bir yıl olan
yatırım sürecinin sonunda, elde
edilmesi taahhüt edilen gelir
Tahvil için belirtilen
katastrofik riskin
gerçekleşmemesi
durumunda
yatırımcı belirlenen
faizle birlikte
anaparasını geri
alıyor. Riskin
gerçekleşmesi
durumunda ise
yatırımcılardan
elde edilen
kaynaklar hasarın
tazmin edilmesi
için kullanılıyor
ve yatırımcılara
herhangi bir ödeme
yapılmıyor.
yatırımcıya ödeniyor. Menkul kıymetleştirme (seküritizasyon) olarak
adlandırılan bu süreç sayesinde sigortacılar sermaye piyasalarında
geniş yatırım imkânlarına kavuşuyorlar.
Yatırım ürünü olarak CAT tahvillerinin bilinilirliğinin az olması,
konu olan katastrofik riskin gerçekleşme olasılığının tahmin
edilememesi ve tahvillerin işlem hareketlerinin takip zorluğu CAT
tahvillerinin şimdilik sahip olduğu olumsuz özellikler. Az biliniyor
olmasına rağmen yatırımcıların ortak oldukları riskle ilgili
değerlendirme kabiliyetlerinin artması ve piyasadaki getirinin
yükselmesi durumunda CAT tahvil piyasasının büyük bir potansiyele
sahip olduğu ve ürün çeşitliliğinin yaratıcılıkla sınırlı olduğu
belirtiliyor.
CAT tahvillerinin işleyişi genellikle şu şekilde oluyor. Öncelikle bir
sigorta şirketi belli bir bölgede sigortaladığı varlıkların değerlerinden
oluşan bir portföy oluşturuyor. Bu portföyün finansal yeterliliğini
sağlayabilmek için önünde iki yol var: Reasürans şirketlerini devreye
sokarak riskinin belli bir bölümünü komisyon karşılığı devredebilir
veya bir CAT tahviline sponsor olarak bu riski yatırımcıya aktarabilir.
Bir yatırım bankasının yardımıyla tahvilin piyasaya sunulabilmesi
için bir SPE (special purpose equity - özel amaçlı sermaye fonu)
oluşturuluyor. Tahvili alan yatırımcı, LIBOR oranıyla birlikte,
genelde yüzde 3 ile 20 arasında değişen oranlarda bir kupon bedeli
ödüyor. Tahvili alırken belirtilen katastrofik riskin gerçekleşmemesi
durumunda yatırımcı belirlenen faizle birlikte anaparasını geri alıyor.
Riskin gerçekleşmesi durumunda ise yatırımcılardan elde edilen
kaynaklar hasarın tazmin edilmesi için kullanılıyor ve yatırımcılara
herhangi bir ödeme yapılmıyor. Örneğin bir Türk sigorta şirketi,
Ayamama Deresi bölgesinde sele karşı sigortaladığı varlıklarla ilgili
bir CAT tahvili oluşturabilir ve bir yıl içerisinde tahvilde belirtilen
özelliklere sahip bir sel olmaza belirtilen getiriyi yatırımcısına öder.
Eğer sel gerçekleşirse yatırımcılardan topladığı fonlarla kendisine
iletilen hasar taleplerini karşılar.
Katrina’yla 4 milyar dolara ulaştı
Katastrofik riskle ilgili ilk deneysel ürünler sigorta devi AIG ve
reasürör Hannover Re tarafından piyasaya sürüldü. Bu tahvillerle ilk
işlemlerse 1992 yılında Chicago Ticaret Odası’nda (CBOT) yapıldı.
1998 ve 2001 yılları arasında yaklaşık 1 milyar dolar olan piyasa
büyüklüğü, 11 Eylül’de yaşanan terör saldırısının ardından ikiye
katlandı. 2006 yılında yaşana Katrina kasırgası sonrasında tahvillerin
piyasa büyüklüğü 4 milyar dolara ulaştı.
Tahvillerin en önemli özelliği, “sigortanın da sigortalanması”
mantığındaki gibi tahvile konu olan riskin gerçekleşme riskinin
yatırıma konu olabilmesi. Örneğin 2003 yılında Citi Group,
katastrofik tahvil piyasasındaki olası bir kriz sonucunda ortaya
çıkacak zararı tazmin etmek için bir istikrar tahvili piyasaya
sürmüştü. İnsan yapımı katastrofik hasarlar da CAT tahvillerine
konu olabildiğinden denetim firmalarının veya sigorta şirketlerinin
taşıdığı sistematik riskin finansal kayba dönüşebilmesi riskinin
dağıtılabilmesi için bir tahvil oluşturulması gerektiği de
akademisyenler tarafından belirtilen diğer bir fikir.
DÜNYA EKRANI
Zeynep Turan Stefan / [email protected]
AIG’den KOBİ’leri
rahatlatacak yeni ürün
Sigorta devi AIG, KOBİ’ler için kurumsal varlıklarını koruyabilecekleri, piyasadaki diğer sigorta ürünlerinde bulunmayan özellikler içeren yeni bir ürün geliştirdi. “Property
Performance” (Varlık Performansı) olarak adlandırılan yeni
ürün, doğrudan ve dolaylı tüm hasarlarla birlikte sigortalıya Avustralya, Kanada, Avrupa, Güney Amerika ve ABD’de
uluslararası riskleri için teminat sağlıyor. AIG yetkilileri,
ürünün yaygınlaşmasıyla birlikte dünya üzerinde farklı bölgeleri de teminat kapsamına almayı planladıklarını açıkladı.
Üründeki asıl yenilikçi özellik, teminat altına alınan risk gerçekleşir ve sigorta sahibinin operasyonları kesintiye uğrarsa
teminata konu olacak asıl değerin (brüt kâr veya brüt gelir)
müşteri lehine en avantajlı sonuçlanacak şekilde belirlenmesi. Hasar anında toplam tutarın yüzde 50’sine varabilen avans
şeklinde ödenmesi ve şirket sistemlerinin ayakta tutulabilmesi için gereken acil nakit yardımının sağlanması gibi süreçler
de müşteri lehine daha kolay hale getirildi. Poliçeden ayrıca,
yangın alarm sistemi, asgari depolama gereklilikleri ve duman detektörü gibi güvenlik önlemlerini zorunlu kılan kloz
çıkarıldı. Teminat kapsamı siber risk, tam kapsamlı hırsız-
Elektrikli araçlar için
asistans hizmeti geliştirildi
Karbon emisyonunun azaltılması, daha
sürdürülebilir çevresel etkinin sağlanması ve enerji tasarrufu gibi
etkenlerle hibrid ve
elektrikli araçların geliştirilmesi
sürecinin hızlandırması hem
kullanıcılar hem de
teknik destek sağlayacak ekipler için yeni ürün ihtiyacını
ortaya çıkardı. Normal araçlara göre daha yüksek voltlu
bir motora sahip olan yeni nesil elektrikli araçlar, geleneksel türdeki dizel ve benzinli araçlara göre daha fazla teknik
aksam riski taşıyor. Bu riskin engellenebilmesi için Europ
Assistance ve TÜV’ün İtalya operasyonları özel bir eğitim
düzenledi. Eğitim ayrıca hibrid ve elektrikli araçların kullanımıyla ilgili yasal düzenlemeler, araçların teknik detayları, olası tamiratlarda dikkat edilmesi gereken hususlar
gibi konuları da kapsıyor.
38 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
lık teminatı, çevreye verilen zarar, zarar gören ekipmanların
tamamen yenilenmesi gibi “update to green” (yeşile dönüştürmek) olarak adlandırılan faaliyetleri kapsayacak şekilde
genişletildi. “Property Performance” poliçesi ayrıca, AIG’nin
çok talep gören hasar önleme servisi tarafından sunulan hizmetlerden yararlanma ayrıcalığı sağlıyor.
İngiliz sigortacılar
başkanlarını seçti
İngiliz Sigortacılar Birliği (ABI)
başkanlığına Paul Evans getirildi. Axa Birleşik Krallık CEO’su
Paul Evans, Tidjane Thiam’ın
iki yıllık görev süresinin bitmesinin ardından ABI başkanlığına getirildi. 2012 yılı ekim
ayından bu yana Axa Birleşik
Krallık CEO’su olan Evans,
aynı zamanda Axa Life’ın da
CEO’luğunu yürütüyor.
Atamanın ardından Evans,
Tidjane Thiam’ın iki yıllık baPaul Evans
şarılı görev süresinin ardından
bu önemli göreve layık görülmesinin kendisini çok onurlandırdığını, ABI’ın sigorta sektöründeki
değişimin lideri olacağına olan inancının tam olduğunu açıkladı. Evans
ayrıca, sigorta sektörünün İngiliz ekonomisinin gelişiminin ana dinamiklerinden biri olduğunun; yarattığı istihdamın, insanlara sağladığı
faydanın ve sigortalıların karşılaşabilecekleri risklere karşı sağladığı korumanın vazgeçilmezliğinin altını çizdi.
Finansal risk, özel emeklilik
sistemini tehdit ediyor
İspanya’da özel emeklilik sistemine katılımcıların
sayısı yıllar geçtikçe
azalıyor. Ülkede 10.1
milyon kişiye düşen
katılımcı sayısı,
2013 yılına göre yüzde
2.5, 2012 yılına göre ise yüzde
6.5 oranında düşüşe işaret ediyor.
Düşüşün ana nedeninin finansal piyasalardaki belirsizliği gidermek için tercih edilen diğer bir sigorta türü olan PPA’daki (Planes de
Previsión Asegurados) talep artışı ve emeklilik fonlarının
genelinde ortaya çıkan sermaye kaybı olduğu belirtiliyor.
Nitekim özel emeklilik poliçesine sahip olanların giderek
azaldığı 2012 ve 2013 yıllarında PPA sigortası sırasıyla yüzde 127.5 ve yüzde 41.27 oranında artış gösterdi.
İspanyalılar tarafından tercih edilen yıllık ödeme miktarlarına bakıldığında ise katılımcıların yüzde 88.78’inin yıllık
900 Euro ve altında prim ödemesi yaptığı görülüyor. Bu
oranın yüzde 75.98’inin yıllık ödediği prim ise 300 Euro’nun
altında. Katılımcıların sadece yüzde 3.98’i yatırım için yeterli eşik değeri sayılan yıllık 3 bin Euro’luk ödeme yapıyor.
Genel toplama bakıldığında, sosyal güvenlik sistemindeki
katılımcıların 2013 yılında yüzde 0.46 oranında azaldığı
görülüyor. Buna karşılık yıl içerisinde yapılan tazminat ödemeleri aynı döneme göre yüzde 3.52 oranında artış gösterdi.
E-imzalarınız güvence altında
ACE, elektronik imzayla ilgili yenilikçi sigorta
ürününün lansmanını yaptı. Müşterilerini ve
müşterilerinin iş ortaklarını elektronik imza
kullanımından doğan risklere karşı korumayı
amaçlayan ürünle, değişen regülasyonlardan
dolayı ortaya çıkan teminat ihtiyaçları da karşılanıyor.
ACE, özellikle teknik altyapı yetersizlikleri yüzünden risk altında bulunan müşterilerine bu ürünle teminat sağlıyor. Şirket, bilgisayar kaynaklı
risklerle ilgili daha kapsamlı hizmetleri müşterilerine ulaştırmaya devam edeceğini açıkladı.
ABD, nihayet iklim değişikliklerini ciddiye alıyor gibi
Amerikalı şirketler için iklim değişikliklerinin yarattığı maliyet artık diğer ekonomik risklerle beraber değerlendiriliyor. Amerikan Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, önümüzdeki 25 yıl içerisinde
hortum ve fırtınaların maliyetinin 35 milyar
dolara ulaşacağı, tarım istihdamının bu nedenle
yüzde 14 değer kaybedeceği, özellikle mısır ve
buğday üreticilerinin maliyetlerinin iklimsel
değişikliklerden etkilenen kesimlere göre daha
büyük olacağı belirtildi. Sıcak hava dalgalarının
yıl açtığı zararlarla birlikte 12 milyar dolara varan
elektrik maliyetinin ortaya çıkacağı da öngörülüyor.
Amerikan yönetimine Beyaz Saray’da sunulacak değerlendirme raporunun sonrasında şirketlerle de paylaşılması bekleniyor.
Politikacılar arasında iklim değişikliklerinin önemine dikkat çekmeye çalışan raporda, ülke yönetiminde iklimsel risklere halen
daha yeterli önemin atfedilmediği, bunun nedeninin ise çözüm yollarının maliyetinin yüksekliği olduğu belirtildi.
Amerikan Reasürans Birliği Başkanı Frank Nutter, iklimsel değişikliklerin etkilerinin sektörel projeksiyonlarda dikkate alınması gerektiğini ve bu durumun beraberinde etkin bir risk analizini getirdiğini düşünüyor.
Yakın zamanda bu riske dikkat çekmek için Başkan Barack Obama tarafından önerilen yeni emisyon yasası
ABD Ticaret Odaları Birliği ve Amerikan Konfederasyonları tarafından, yarattığı yüksek maliyet nedeniyle boykot edilmişti. Ancak sektörde hâkim olan görüş, yasanın onaylanarak gerekli önlemlerin alınacağı yönünde.
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 39
DÜNYA EKRANI
MetLife’tan çocuklara özel yeni bir ürün
MetLife, yeni ürününü “Save the Children” organizasyonuyla birlikte tanıttı. “Protect Junior” olarak adlandırılan bu ürün, 15 yaş
altı çocuklara sahip olan genç aileleri korumayı amaçlıyor.
Bu projede işbirliği yapılan Save the Children ise 1919 yılından
bu yana faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütü. Yıllardır sivil
toplum inisiyatifinin çeşitli organizasyonlarıyla çocukların ve
çocuk haklarının savunulması için önemli çalışmalar yapıyor.
Çocuk sağlığının risk altında olduğu bölgelerde anne ve çocuk
sağlığıyla ilgili bilinçlendirme faaliyetleri yürütüyor.
Protect Junior, küçük çaplı tedavilerde birlikte, diş tedavilerini
ve ciddi çocuk hastalıklarını da teminat altına alan ürün. Ayrıca teminat altındaki çocuğun anne ve/veya babasının ani vefatı
durumunda yaşam standartlarının korunmasını da teminat altına alıyor. Bu önemli teminattan yararlanabilmek için belirlenen
teknik değerlerin yıllık olarak inceleneceği ve gerekli görünen
durumlarda değiştirilebileceği belirtildi. Poliçe, sigortalının 21
yaşına kadar yürürlükte kalabilecek.
Protect Junior, medikal tedaviyle birlikte sigortalının ailesine, gerekli gördükleri durumlarda psikoterapi desteği, evde özel ders
aldırılması gibi hizmetleri de sağlıyor. Aslında bu ürün, sigorta
talep eden ailenin ihtiyaçlarına ve taleplerine göre şekillendirilebiliyor. Ailenin ihtiyaçlarına göre tazmin edilme dereceleri ve
dolayısıyla prim bedelleri belirleniyor.
MetLife, Protect Junior ürününün oluşturulması aşamasında
Nielsen aracılığıyla online bir araştırma yaptı. Yaşları 30 ve 55
arasında değişen 1000 ebeveynle yapılan görüşmelerde ailelerin
ihtiyaçları ve çocuklarının gelecekleri hakkındaki beklentileriyle
ilgili tespitler belirlenmeye çalışıldı. Araştırmada, ebeveynlerin
çocuklarıyla ilgili öncelikli kaygılarının yüzde 62 ile ihtiyaçlarının karşılanması, yüzde 52 ile ciddi bir hastalık sahibi olmaları
olduğu tespit edildi. Bu kaygıları, yüzde 38 ile otomotiv kazaları,
yüzde 33 ile de spor müsabakalarındaki yaralanmalar takip etti.
MetLife, Protect Junior ürününü hem geleneksel satış kanalları
olan acenteleriyle hem de direkt satış kanalı olan internet sitesi
üzerinden müşterilerine sunacak.
Patrick Raaflaub masanın öbür tarafına geri döndü
Reasürans devi Swiss Re, İsviçre finansal piyasalar düzenleyici kurumu
FINMA’nın CEO’su Patrick Raaflaub’u,
CRO (Üst Düzey Risk Yöneticisi) ve
Yönetim Kurulu Üyesi unvanlarıyla
bünyesine kattı. Swiss Re Yönetim Kurulu Üyesi Walter B. Kielholz atamayla ilgili yaptığı açıklamada,
Raaflaub’un FINMA’daki başarılı çalışmalarını Swiss Re’de de
yürüteceğine olan inançlarının tam olduğu vurguladı. Kielholz, Raaflaub’un düzenleyici kurumdaki çalışmalarından
40 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
dolayı Swiss Re’nin yapısını çok iyi tanıdığı ve bu atamayla
masanın karşı tarafına geçmiş olduğunu belirtti.
Patrick Raaflaub, 2009 yılından bu yana FINMA’nın CEO’luğunu yürütüyordu. FINMA öncesinde ise Swiss Re’nin İtalya
operasyonlarında finanstan sorumlu yönetici (CFO), Avrupa
ve Asya bölgelerinde finanstan sorumlu yönetici ve son olarak Swiss Re Grubu sermaye yönetiminden sorumlu yönetici
olarak görev almıştı. Swiss Re ailesine 1994 yılında St. Gallen
Üniversitesi’ndeki doktorasını bitirdikten sonra katılan Raaflaub, 1965 doğumlu ve İsviçre vatandaşı.
Generali’ye deneyimli
pazarlama yöneticisi
Mario Greco
İtalyan sigorta devi Generali, Isabelle Conner’in
Grup Pazarlama Yöneticisi olarak atandığını duyurdu. Conner, Generali markasının gelişimi ve
koordinasyonunun yanı sıra grup içerisinde
müşteri ilişkileri yönetim stratejisinin uygulanmasından sorumlu olacak.
Generali Group CEO’su Mario Greco, bu atamayla ilgili yaptığı açıklamada, Conner’in kariyerindeki uluslararası deneyimlerin Generali tarafından müşterilerine sunulmak istenen benzersiz
sigortacılık tecrübesine büyük katkıda bulunaca-
ğına inancını dile getirdi. Greco
ayrıca, Conner’ın sorumluluklarının Generali’nin müşterilerini her
şeyin merkezine koyduğu stratejisi için çok önemli olduğunu vurguladı. Uluslararası deneyimleriyle ön plana çıkan Conner’ın,
Isabelle Conner
Generali ailesine katılmadan önce
Zurich, ING, Deutsche Bank gibi önemli finans
gruplarının Avrupa ve Amerika operasyonlarında
önemli görevler aldığı belirtildi.
VIG, Donaris’te kontrolü
ele almak istiyor
Vienna Insurance Group (VIG),
Moldova’da faaliyet gösteren Donaris
Group’un kalan yüzde 6.21 hissesini
de satın almak için çalışmalara başladı. Daha önce şirketin yüzde 94’lük
hissesini alan Vienna Insurance
Group, bu sayede kontrolü tamamen
ele almak istiyor. Ocak ayının sonunda Donaris’in yüzde 94’lük payı
VIG tarafından satın alınmış ve bu
işlem düzenleyici kurum tarafından
da onaylanmıştı.
1998 yılında kurulan Donaris Group, Moldova’nın başkenti
Kişinev’de faaliyet gösteriyor. Elementer branşta 1.5 milyon
Euro prim geliri elde eden şirket, kârlılığını geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 41.34 oranında artırmıştı. Pazar payı
yüzde 10.62 olan Donaris, Moldova pazarının elementer
branşta dördüncü büyük şirketi. Dağıtım kanalı olarak acente
örgütlenmesine ağırlık veren şirket, bankasürans kanalında da
faaliyet gösteriyor.
Zurich, Rusya
operasyonlarını satıyor
Zurich Grubu, Rusya’daki elementer branş faaliyetlerini 30 milyon dolar karşılığında, bu ülkede faaliyet gösteren yerel brokerlik ve yatırım şirketi Olma’ya satacağını açıkladı. Satış işleminin
2014 yılın son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. İsviçreli
sigorta grubu tarafından yapılan açıklamada, satış işleminin
300 milyon dolarlık tahmini zararı azaltacağı, ancak bu durumun hissedarların payına etkisinin çok az olacağı belirtildi.
Zurich Grubu’nun Rusya’daki bireysel portföyü 1.2 milyon
kontrat ve 220 milyon dolar büyüklüğünde. Ürün gamında kasko, ferdi kaza ve üçüncü şahıs gibi sigortalar bulunuyor. Ağırlıklı olarak KOBİ’lerden oluşan müşterilere acenteler, iş ortakları
ve direkt satış kanallarıyla ürün satılıyor.
Rusya’daki satışın, Zurich Grubu’nun 2014-2016 yılları için belirlenen stratejisine uygun olarak yapıldığı açıklandı. Grup yetkilileri, Rusya pazarının beklentilere uygun gelişme göstermediğini, bu yüzden yeni yatırım alternatiflerini değerlendirmek
istediklerini belirttiler. Zurich Insurance Group CEO’su Mike
Kenner, bu satışın hem Olma Group hem de Zurich Insurance
Group’un stratejilerine uygun olduğunu ifade etti.
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 41
DÜNYA EKRANI
Europ Assistance, Axa’dan CEO transfer etti
Antoine
Parisi
Europ Assistance, Antoine Parisi’nin Eylül 2014’ten itibaren CEO olarak atanacağını duyurdu. Sigorta ve asistans
hizmetlerinde ciddi bir uluslararası deneyime sahip olan
Parisi, bu göreve atanmadan önce Axa Grubu’nda çalışıyordu.
Paris Üniversitesi’ndeki aktüerlik eğitiminin ardından MBA diploması da alan
Parisi, Axa Grubu’na 1992 yılında katılmıştı. Gruptaki son görevi ise Axa Solutions CEO’luğuydu. Parisi, ağırlıklı olarak Belçika ve Fransa’da çalıştı.
Avrupa'ya 10.8 milyar
dolarlık kötü hava darbesi
AON tarafından hazırlanan tespit
raporuna göre soğuk hava dalgaları, şiddetli sağanak yağmurlar
ve fırtınaların Avrupa Birliği
ülkelerine maliyeti 10.8 milyar doları buldu. Ağır hasarların yüzde 53’ü (5.75 milyar dolar) Batı Avrupa bölgesinde
kaydedildi. Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde ise can kayıplarının daha fazla olduğu belirtildi. Yaklaşık 100 kişinin
kötü hava koşulları nedeniyle yaşamını yitirdiği açıklandı.
Raporda ayrıca, bölgede son 120 yılın en şiddetli yağışlarının Güneydoğu Avrupa bölgesinde gerçekleştiği, Sırbistan
ve Bosna’da sellere sebep olduğu ve 80 kişinin yaşamını
yitirdiği, 3 bin evin hasar gördüğü belirtildi. Bosna’da aşırı
yağışların neden olduğu nehir taşkınlarıyla 100 bin kişi
evsiz kalmıştı. Ciddi sayıda kamusal malın, şehir altyapılarının ve tarım alanlarının zarar gördüğü bölgede hasarların
tazmin edilme sureci halen daha devam ediyor. Toplam
ekonomik kaybın ise 4.5 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Batı Avrupa’daki hasarların büyüklüğü diğer bölgelerle
kıyaslandığında çok ciddi görünmüyor. Ancak özellikle
Almanya, Fransa ve Belçika’daki hasarlar, bölgedeki refah
seviyesinin yüksekliğinden dolayı yüksek düzeyde. 145 kilometre hızla esen rüzgârdan dolayı özellikle otomotiv sahiplerinin ciddi hasarlarının olduğu belirtiliyor. Güneybatı
Fransa’daki Bordeaux, Cognac, Languedoc gibi bölgelerde
ise ciddi tarımsal hasarların ortaya çıktığına, bölge ekonomisinin önemli girdisi olan üzüm bağlarının ve dolayısıyla
serap üretiminin zarar gördüğüne dikkat çekiliyor. Fransa
Sigorta Şirketleri Birliği tarafından yapılan açıklamada, bölgede 363 bin hasar ihbarının yapıldığı, tahmini hasarın 900
milyon Euro’ya (1.25 milyar dolar) ulaşabileceği, Almanya
ve Belçika’daki hasarların da dâhil edilmesiyle toplam hasarın 2 milyar Euro (2.75 milyar dolar) olacağı belirtildi.
42 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Reasürörlere bir darbe de
Moody’s’ten
Standard & Poors ve Fitch’in ardından Moody’s de reasürans piyasasının görünümünü “negatif” olarak belirledi. Yapılan açıklamada, önümüzdeki 12-18 aylık dönemde fazla kapasite, farklı sermaye güvencesi sağlayan rakipler, artan muadil ürünler ve düşük
faiz oranları gibi olumsuz koşulların reasürörler üzerinde ekstra
baskı oluşturacağı belirtildi. Moody’s ayrıca, sektörün günümüzde
1990’li yıllarında olduğu gibi şirketler arası konsolidasyona açık
olduğunu, ancak günümüzde reasürörlerin sermaye yönetiminde
önceki dönemlere göre daha başarılı olduğunu belirtti. Solvency
II gibi bütün piyasaları kapsayan düzenlemelerin reasürans piyasaları için de önemli bir risk olduğunu belirten uzmanlar, piyasa
dengelerinin büyük oyuncular aleyhine bozulabileceğinin altını
çiziyor. Bu koşullar altında katastrofik riskler haricinde reasürans
taleplerinin azalacağı ve reasürans piyasası iş planlarının bu durumdan olumsuz etkileneceği öngörülüyor. Reasürans piyasasındaki bu yeni yapının beraberinde low-cost reasürans ürünlerini
getirdiği, daha dar kapsamlı ürünlerle maliyetin daha efektif yönetileceği de dikkat edilmesi gereken diğer bir husus. Reasürans
piyasasının olumsuz etkilendiği Katrina kasırgası öncesi fiyatlarla karşılaştırıldığında piyasanın halen daha normale dönmediği,
yeni jenerasyon ürünlerin bu duruma olumlu katkıları olacağı düşünülüyor. Bununla birlikte cat bonds gibi yeni ürünlerle daha az
maliyetli sermaye sağlanması veya niş piyasaların keşfedilmesi gerekliliği Moody’s uzmanlarının fikir birliği sağladığı konular oldu.
VERUSA HOLDİNG
Verusa Holding, enerji, petrokimya, demir-çelik,
telekomünikasyon, nans ve teknoloji gibi yükselen sektörlerde
yatrmlarna devam ediyor. İştiraklerinin değerlerine değer,
güçlerine güç katyor.
G ø5øùø0
S (50$<(6ø
TURK
< $7,5,0
O 57$./,ö,
Eski Büyükdere Cd. Ayazağa Yolu İz Plaza Giz No:9 Kat:14 D:51 34398 Maslak - İstanbul-TÜRKIYE
Tel: +90 212 290 74 90 Fax: +90 212 290 74 91 e-posta: [email protected]
www.verusa.com.tr
SÖYLEŞİ
Serap Sürmeli / [email protected]
" Şimdi
si ze b
, şen
yüzünü ısıtan irciyi
k
u
ğ
o
s
in
in
sey
Ekonom
tlı esprileriyle kendi
ta
,
la
y
rı
la
a
h
k’ın
kahka
i
yen Aslı Şafa
ekrana kilitle ne felsefesiyle yönettiğin
n
a
a
um
bab
yatırımlarını unuz? Ya da babası, merh arti
d
a
y
biliyor mu
inat uğrun p
ir
b
n
’ı
k
fa
a
Ş
ar
gazeteci Tayy rma hikayesini...
ku
B
u ayki ünlü konuğumuz,
ekonomi ekranının
gülen, güldüren,
düşündüren yüzü Aslı
Şafak. Bloomberg HT’de
hafta içi her gün “Günden Kalan”
programını sunan Şafak, sıra dışı bir
ekonomist. Programı sürprizlere açık;
herkes onun ve konuğunun ne
söyleyeceğini merak ediyor. Bazen
Seba Tümervari bir kahkaha, bazen
Mehmet Ali Birandvari bir gaf, bazen
de Reha Muhtarvari bir ters köşe...
Sözünü esirgemiyor ama yüzü hep
gülüyor. Şafak’ın espri yüklü ama
bilgilendirici, doyurucu programı
özel bir hayran kitlesi kazanmış
durumda. Üstelik her gün artan bir
44 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
bir uçan u rd a n
tekme
ata
rım! "
hayranlık bu...
Aslı Şafak’ı, bir değil her
programı sonrasında sosyal
medyayı sallarken görmeye
alıştık artık. Seyircileri
evinden, işyerinden, ofisinden
koparıp başka bir aleme
götürüyor; sert, ağdalı,
ekonomi konularında ‘tatlı’
hava estiriyor.
Öyle ya, kaç kişi canlı yayınlanan bir programda, reklam
arasında kabak tatlısı yer,
üstüne döker, sonra konuğuna
dönüp “Bu leke nasıl çıkar”
diye sorar? Kim programı
kapatırken konuğuna “Haftaya
sana mum lekesi nasıl çıkar,
fasulyeyi bir gece önceden
ıslatalım mı gibi sorularla
geleceğim” diye veda eder? Zor,
çünkü bütün bunlar özgüven,
yaratıcılık, cesaret ister.
Bir yerlerden bir şeyleri
klonlamak yerine kendi tarzını
yaratmak, hele böylesine ciddi,
politikadan ekonomiye siyasi
ve sektör aktörlerinin gözlerini
önünde sert, önemli, hata payı
sıfır bir konuyu kıvrımlı
cümlelerle yumuşatmak kaç
kişinin haddine? “Bak bu kalp
elektrosu, bu da pasta”
benzetmesi yapmak hem de
anında kimin aklına gelir? Bu
espri yüklü zeka karşısında
Şafak’a “talk show, stand-up
yap” diye teklif götürenlere hak
vermemek elde mi?..
Önce bilmeyenler için biraz
hikayenizi anlatır mısınız?
Parlamento muhabirliğinden
ekonominin gülen yüzüne geçiş
nasıl oldu? Sizi Londra’dan buraya
getiren cazibe neydi? Nasıl
keşfedildiniz?
TRT Ankara’da işe başlamıştım.
Ardından TRT’nin temsilcisi olarak
Londra’ya gittim. Çeşitli yerlere
yazılar yazıyor, gündem yoğun
olduğu zamanlarda da özel yayınlar
yapıyordum. Sonra BBC Türkçe’den
bir arkadaşım aradı ve “Bloomberg
Türkiye kuruluyor ve ekonomi bilen
birini arıyorlar” dedi. Yıl 2010, ben
1998 gibi ekonomiyi bırakmışım.
Aradan 12 yıl geçmiş, unutmuşumdur diye düşünüp olumsuz cevap
vererek telefonu kapattım. Ancak 10
dakika sonra, Bloomberg
International’ın Londra’daki binasına
gitmek çok havalı bir şey gibi geldi.
Çünkü İngiltere’de televizyona
çıkmak o kadar zor ki. Hele de
Bloomberg gibi bir yerde televizyona
çıkmanın havası bambaşka. Arayan
arkadaşıma geri dönüp “Tamam,
olabilir” dedim. Bu konuşmanın
yarım saat sonrasında Kerem Alkin
ve o zamanki genel müdürümüz
Suavi Doğan beni aradı. Yani yarım
saat içinde her şey halloldu. “27 Ocak
2010’da yayına başlıyoruz” dediler.
Birkaç deneme yayınından sonra da
program başladı.
Neden beni tercih ettiklerine gelince;
hem ekran deneyimi olacak, hem
piyasa bilecek, hem ekonomiden
anlayacak hem de bunları
ekranda anlatabilecek birini
istemişler ve BBC Türkçe’deki
arkadaşıma sormuşlar. O da
beni tavsiye etmiş. Konuşmamızın ardından 15 gün sonra
Londra’da yayınlara start verdik.
Ardından enteresan bir şekilde
“Ne zaman Türkiye’ye gelecek”,
“Getirsenize” diye talepler
gelmeye başlamış. 1-2 ay sonra
“Türkiye’yi düşünür müsün”
diye sordular. Londra’da ekrana
çıktıktan dört ay sonra İstanbul’daydım. Yani her şey o dört
ayın içinde olup bitti.
Devre Arası’ndan Günden
Kalan’a geçiş nasıl oldu?
O dönemde Ahu Özyurt
ayrılmıştı ve benden Levent
Oğuz’la beraber “Devre Arası”
programını yapmamı istediler.
“Tamam” dedim ve Levent
Oğuz’la burada tanıştım. Ondan
çok şey öğrendim. Altı ay
boyunca öğlenleri iki saat
“Devre Arası” programını
yaptık. Evet yapıyorum ama bu
ben değil gibiydi. Sanki
Londra’daki kız tatlı tatlı
anlatıyor, daha bir analiz
yapıyor, yorum ve espri
katıyordu. Bir şey eksikti. O
zamanki genel yayın yönetmenimiz Kerem Alkin’in 17.3018.00 arasında yarım saat
programı vardı. Sonra da Ali
Çağatay ana haberi devralıyordu. Gittim Alkin’e büyük bir
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 45
SÖYLEŞİ
alıyorlar, bize lokumları geliyor.
Sanırım aileden biri gibi
oldum. Aslında en çok
istediğim şey de buydu.
Ekranda bu kadar
başarılı olunca,
başka teklifler
geliyor mu?
cüretle, “Ya hocam bu yayın politikasında, bu yayın akışında bir şey eksik”
dedim ve şöyle devam ettim: “Siz
erkeksiniz, neredeyse herkes erkek,
böyle çok sıkıcı. Ya siz şu sizin yarım
saatinizi bana verseniz, biz oraya
haber öncesinde birazcık daha günü
toparlayan, biraz daha günün sözü,
kim kazandı kim kaybetti, günün
adamı gibi bir şeyler yapsak, günü
komik komik özetlesek, seyirciyi
rahatlatsak, sonra ana habere
devretsek daha doğru olmaz mı?”
Sağ olsun Kerem Hoca beni kırmadı
ve “Bir düşüneyim” dedi. Aradan
15-20 gün geçtikten sonra bir pazar
günü de “Aslıcığım hala istiyor
musun o programı” dedi. “Tabii ki
istiyorum hocam” deyince “O zaman
senindir” dedi. Hemen editörüm
Canan Özdan ve arkadaşlarımızla
akışı hazırladık. Seyirci çok sevince
“Yarım saat yetmiyor, hadi bunu bir
saat yapalım” dediler. O da yetmedi,
17’de başlayıp 18.45’e kadar sürmeye
başladı. Şimdi artık program oturdu,
seyirci de interaktif olarak katılıyor.
Aile gibi olduk; seyirci talep ediyor,
biz de yerine getirmeye çalışıyoruz.
Çocukları doğuyor, araba alıyorlar, ev
46 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Sormayın, öyle
teklifler geliyor ki...
Talk show, stand-up
yapmamı teklif edenler
çok oldu. Tarz olarak çok
uygun olduğumu düşünüyorlar. Ama “Kadın erkek talk
show yapan çok var, çok da
başarılılar” diye reddediyorum.
Aslında şu anda yaptığım iş de
kolay değil. İnsanların
korktuğu, anlamaktan
çekindiği, anlamaya yanaşmadığı konuları çok basite
indirgemeniz, bunu yaparken
de o işin terminolojisinden
uzaklaşmamanız gerekiyor.
Üstelik bunu bir de eğlenceli
hale getirmelisiniz. Çünkü saat
diliminiz onu gerektiriyor.
Tabii burada ince bir çizgi var.
Ekonomiyi iyi bilmeniz, aynı
zamanda seyirciyi çok iyi
tanımanız gerekiyor. Bir
taraftan da kendinize çok
güvenmelisiniz. Ama aynı
şekilde çok da mütevazı olmalı
ve korkmalısınız. Çünkü onun
bir adım ilerisi sululuğa,
cıvıklığa kayabilir ya da
farkında olmadan haddiniz
aşabilirsiniz. Ekran bunları asla
affetmez. Zaten bizim de buna
hiç hakkımız yok.
Programa nasıl hazırlanıyorsunuz? Bu süreci de biraz
anlatabilir misiniz?
Sabah saat 11.00-11.30 arası işe
geliyorum. Erken geliyorum
çünkü, buranın havasını ve
insanlarını çok seviyorum.
Herkesin ne söylediğini, ne
konuştuğunu duymaya
çalışıyorum. Bu ekrana hakim
olmayı beraberinde getiriyor.
Araştırma ekibiyle yakından
çalışıyorum, gerçekten çok
değerli insanlar.
Sonrasında Cüneyt Başaran’la
program öncesi bir araya gelip
görüş alıverişi yapıyoruz. Ama
öyle söylendiği gibi saatlerce
yapmıyoruz; 2 dakikada
anlaşıyoruz. Çok otomatiğe
bağlandı. Editörüm Canan’la
da birbirimizin gözüne bakıp o
ortamda ne konuşuluyorsa,
akşam afişte ne olacak, kim ne
dedi, hepsini anlıyoruz. Bir
daha cümle kurmamıza gerek
kalmıyor. Muhabirlerle de
sürekli iletişim halindeyim.
Editörümle beraber yayın
akışını hazırladıktan sonra saat
15 gibi makyaja iniyorum ve
makyajımı kendim yapıyorum.
7 veya 10 dakika sürüyor.
Saçımla da kendim ilgileniyorum. Eğer dalgalı olacaksa
arkadaş yapıyor. Tabii kendi
adıma söyleyeyim, öyle
sanıldığı gibi saatlerce
sürmüyor. Çünkü ben çok
sıkılıyorum. Büyük ihtimal bu
muhabirlik geçmişimden
kaynaklanıyor. Aslında ben
kolumu sıvayıp çıkmak
istiyorum. “Şuramdan güzel
görüneyim, şunu da şöyle
yapayım” gibi bir kaygım
gerçekten yok. Tabii güzel
göründüğüm zaman çok mutlu
oluyorum. Yayında söyleyeceklerimle ilgili de önceden hiçbir
hazırlık yapmıyorum. Her şey
o anda oluyor. Sadece gün
boyu çalıştığım ve araştırdığım
için bütün bilgiler önümde. Bir
de çok titizim. Benden önceki
arkadaşım programını
bitirmeden 7 dakika önce
muhakkak sandalyeme
otururum. Mutlaka arkadaşlara,
rejiye laf atarım. Sadece kendimden
sorumlu değilim. Yönetmenimin beni
orada görüp rahat etmesi gerekir.
Tabii ekibime karşı böyle bir
sorumluluğum var.
Konuklarınızı nasıl seçiyorsunuz?
Eğer konuğunuz gelmezse bir B
planınız var mı?
Bu pek olmuyor ama herhangi bir aksilik halinde nazımın geçeceği insanlar
mutlaka var. Bizi asla kırmıyor, iki
elleri kanda da olsa geliyorlar. En kötü
olasılıkta birkaç telefon bağlantısı,
birkaç haber araya koyarak bir şeyler
yapmaya çabalıyoruz. Hep bir B
planımız oluyor. Tabii bir de yedekli
çalışıyoruz. Haber anlamında da
konuk anlamında da. Konularımızı
nasıl seçiyoruz? Konuklarımızın çoğu
fiks zaten. Belli günlerde belli konuklarımız geliyor. Onun dışındakilerde
gündeme bakıyor ve ona göre
seçiyoruz.
Şimdiye kadar en çok keyif aldığınız
konuklar kimler?
Benim için özel dört konuk var ama
diğerlerini üzmemek için isim
vermeyeyim. Onlarla sohbet etmekten
çok keyif alıyorum. Dördü de farklı
farklı alanlarda o şovu çıkarabileceğim
kişiler. Evet, burada bir şov var.
Tamam, bilgi de yorum da var ama
hepsinin damarı ayrı. Hangi damardan
hangisiyle, hangi sonucu alacağımı çok
iyi biliyorum. Seyirci de artık bunu çok
iyi öğrendi zaten. Mesela Taner
Berksoy’la bir tecrübemi paylaşmadan
geçemeyeceğim. İtiraf etmem gerekirse
“Perşembeleri Taner Berksoy gelecek”
dediklerinde “Eyvah!” demiştim. Taner
Hoca’dan çok korkuyordum, çok ciddi
duruyor ya. “Allah” dedim, ya beni
beğenmezse, ya bilgimi zayıf bulursa.
Koskoca, yılların Taner Berksoy’u.
Karizmatik adam. İlk bir ay birbirimize
alışma süreciyle geçti. O beni çok hızlı
buluyordu. Sonra o bir ayın sonunda
başka bir televizyon programına
gitmiş, geldiğinde bana “Ya ne
kadar sıkıcılarmış” dedi. O ağır,
ciddi görünümlü adam şimdi o
kadar çok gülüyor ki... Birlikte
çok eğleniyoruz.
Programlarınızda çok dobrasınız. Bu konuda nasıl tepkiler
alıyorsunuz?
şudur: “Bu neyin kafasıdır
kardeşim?”
Şahsi yatırımlarınızı nerede
değerlendiriyorsunuz? Hisse
alıyor musunuz mesela?
Dışarıdan bakıldığında çok
sofistike görünebilirim ama
içimde bir babaanne yaşıyor.
Bazen televizyonda seyirciye,
Evet, bayağı içime babaanne
Twitter’da takipçilerime kızınca
kaçmış gibi yaşıyorum. Yatırım
“Yine bu kadın çıldırmış”
konusunda çok korkağımdır.
diyorlar. E ama artık bana yarın
Çünkü bu parayı çok kolay
borsanın kaçla açılacağını da
kazanmıyorum. Öyle büyük
sormayın değil mi? Bu kadar
miraslara da konmadım.
yıldır beraberiz. Sürekli izleyiciDolayısıyla benim param
miz olarak bana bu soruyu
herkesinki kadar değerli. Eğer
sorarsanız ayıp olmaz mı? Tabii
param varsa gayrimenkul alır ya
bunu tatlı tatlı söylemek de var,
da bankada mevduatta değerlen“Şimdi sana bir uçan tekme
diririm. Bugüne kadar foreks
atarım, bu ne ya” demek de...
oynamadım, işlem yapmadım.
Allahtan bunu söylediğim zaman Borsaya hiç girmedim. Zaten bu
işi yaparken doğru bir şey
kızmıyorlar, hatta “Uçan
olduğunu düşünmüyorum. Etik
tekmelerinizin hastasıyız Aslı
değil. Hayatım boyunca tek bir
Hanım” diyorlar. Bunu gerçek
sanan varsa da ona cevabım
hissem bile olmadı.
“DAVULU DELEN JAGUAR PARTİSİ’Nİ BABAM KURMADI”
Aslı Şafak’ın babası
Tayyar Şafak da
ünlü bir gazeteciydi.
Tayyar Şafak’ın adı
bir dönem “Davulu
Delen Jaguar Partisi” ile birlikte
anılmış, hatta bu partinin kurucusu
olduğu söylenmişti. Bu söylentinin
asılsız olduğunu belirten Aslı Şafak,
gerçeğini şöyle anlatıyor:
“1986 yılında ara
seçimler yapılacaktı.
Babam da o zamanlar
Bulvar Gazetesi’nin
Ankara bürosunu
yönetiyor. Aynı zamanda köşe
yazarı. Rahmetli Turgut Özal, ‘Barajı
kaldırıyorum’ deyince babam, benim
yanımda Mustafa Taşar’ı arayıp ‘Böyle
bir şey olabilir mi? O zaman bugünden
yarına hemen herkes istediği gibi
partiyi kurar, seçime girer’ dedi.
Özal’ın bunu solun oylarını bölmek
için yaptığını biliyordu tabii. Taşar da
‘Tamam herkes kursun, ne olacak’
deyince babam kızdı ve ‘Tamam o
zaman, biz de parti kuruyoruz’ dedi.
Gazeteci arkadaşlarıyla birlikte ‘Büyük
Vatan Partisi’ni (BVP) kurdular.
Amblemini de Türkiye haritasının
ortasında bir sandık ve üzerinden
sandığa oy atan bir el şeklinde
tasarladılar. Büyük Vatan Partisi o
seçimlerde kendi çapında büyük başarı
elde etti ve yüzde 1.5 oy aldı. O zamanın
parasıyla 25 liraya kurulmuştu. Bu
para da sadece kayıt, ikametgah gibi
bürokratik işlemler için harcanmıştı.
Her gün TRT’de 1 dakikalık konuşma
hakkına rağmen çok iyi oy almıştı. Bu
bir gazetecilik başarısıydı ve o yıl birçok
ödüller aldı. Seçimlerden sonrada
protesto amacına ulaşıldığı için de
hemen kapatıldı.
İşte o dönemde Zeki Küçükberber de
Özalların ‘davulcu damadı’ Asım Ekren
ve Zeynep Özal’a hediye edilen Jaguar’ı
hiciv etmek için ‘Davulu Delen Jaguar
Partisi’ni kurdu. O da protesto amacıyla
kurulduğu için BVP ile karıştırıldı.”
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 47
YAZAR
Potansiyel BES müşterisine
söylenmeyecek 13 şey!
S
Ali Savaşman
Sandler Training
Bireysel emeklilik sistemine ilgi
arttı. Talep artışı doğal olarak
bu sistemi pazarlayanların elini
kolaylaştırdı. Ancak görüşme
aşamasında yapılan hatalar
“büyük balıkları”, hatta çok
isteklileri bile kaçırtabiliyor...
48 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
on zamanlarda sıkça karşılaştığım ve dikkatimi çeken bazı
konulara ayna tutmak için, bu ayki yazımı bireysel
emeklilik sistemine (BES) yeni katılımcılar eklemek için
yapılan görüşmelerde kaçınılması gereken “13 şey”e ayırdım...
1. Randevu almak için aradığınızda lütfen “Tamamen yeni bir
sistem hakkında sizi bilgilendirmek istiyorum” demeyin. Çünkü
2003’ten beri sistemde olanlar korkuyor.
2. Randevu alabilmek için “Şirketimizin fonları son 5 yılda en
çok kazandıran fonlardır” demeyin, Sermaye piyasası mevzuatına göre suç işlediğiniz gibi, müşteri adayı sizden somut bir belge
istediğinde verememek gibi bir sıkıntı yaşıyorsunuz.
3. Müşteriye BES’i anlatırken lütfen “2013’ten itibaren devlet de
desteklemeye başladı” demeyin. Çünkü gerek Hazine Müsteşarlığı, gerek SPK gerekse Maliye Bakanlığı’nda 1999 yılından beri bu
konuda insanüstü çaba gösteren dostlarımızı kızdırırsınız. Hatta
size derler ki “Eskiden devlet daha çok destekliyordu”. Nedenini
de bir zahmet siz bulun artık.
4. BES ile ilgili bir metafor kullanacaksanız lütfen bundan bir
“kumbara” olarak bahsetmeyin. Çünkü kumbaranın kilidini
açmak ve içindeki paraları almak için az uğraşmadık.
5. Lütfen “Biz giriş aidatı olarak 110 TL alıyoruz” demeyin.
Devamını da anlatın ki önümüzdeki 10 yıl boyunca başına neler
geleceğini bilsin.
6. Müşteri adayı “Devlet katkısını
ne zaman alırım” diye sorduğunda
“3 yıl sonunda alırsınız” diye
kestirip atmayın lütfen. Zira 3 yıl
sonunda sadece yüzde 15’ini
alabiliyor.
7. Lütfen artık “Çıkarsanız 2 yıl
boyunca devlet katkısından
yararlanamazsınız” demeyin. Zira
geçen ay tarih oldu.
8. Lütfen müşterinizin fonlarını
yönetmeye kalkmayın, altından
kalkamayacağınız duruma gelebilirsiniz. Unutmayın fon dağılımı
tercihi yapamayan müşteri adaylarına sadece standart fon teklif
edebiliyorsunuz. Diğer taraftan
fonların dağılımını yönetmek
sermaye piyasası mevzuatına göre
yatırım danışmanlığı olarak
tanımlanıyor ve “Sermaye Piyasası
İleri Düzey Yetki Belgesi” sahibi
olan en 5 yıl para ve sermaye
piyasalarında tecrübeli olanlar bu
işi yapabiliyor.
9. Müşterinin gelir düzeyi, gelecek
beklentileri, tasarruf alışkanlıkları,
mevcut sosyal güvenlik durumu
gibi bilgileri edinmeden mümkünse
herhangi bir teklifte bulunmayın.
Belki de “büyük balığı” masada
bıraktınız.
10. Fon ile emeklilik fonu arasındaki farkı, sermaye piyasası aracının
ne olduğunu ve emeklilik fonlarının içeriğini tam olarak
öğrenmeden, ayrıca devlet katkısının nerede ve kim tarafından
işletildiğini bilmeden mümkünse satış görüşmelerine gitmeyin.
Zor durumlarda kalabilirsiniz.
11. Bireysel emeklilik planlarınızdan her hangi birini almak için
“Emeklilik Sözleşmesi Teklif Formu” düzenlemeye hazır olan
müşterinize lütfen “Hadi şimdi de poliçenizi düzenleyelim”
demeyin. Size hayat sigortalarıyla ilgili hoş olmayan bir
hikayeyi hemen anlatmaya başlayacaktır. Bu arada prim de
ödemiyoruz değil mi?
12. En önemlisi “Buradaki birikimleriniz asla haciz edilemez”
demeyin, doğrusunu bir bilenden öğrenin.
13. Müşteri adayına cayma hakkından bahsetmezlik etmeyin ki
hoş geldin araması esnasında cayma hakkını kullanmak
istemesin.
Ne yapmalı?
“Onu yapma bunu yapma, peki ne yapalım” dediğinizi duyar
gibiyim. İşte birkaç ipucu:
✔ Önce müşteri neyi öğrenmek istiyor onu öğrenin.
✔ Sadece müşterinin sorduklarına cevap verin gereksiz bilgi
verip aklını karıştırmayın.
✔ Müşteri adayı sormasa da bilgi formundaki bilgilerin
üzerinden geçin ve en önemlisi nasıl bir emeklilik planladığını
öğrenin. Ardından da bunu nasıl finanse etmeyi düşündüğünü
sorun.
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 49
HABER
F Kasko ile
yüksek ikinci el değeri
A
Axa Sigorta’nın Ford Otosan işbirliğiyle Ford marka araç sahipleri için
geliştirdiği genişletilmiş F Kasko ürünü, orijinal yedek parça ve işçilik
garantisiyle araçların ikinci el değerini yüksek tutuyor...
xa Sigorta - Ford
Otosan işbirliğiyle
hayata geçirilen ‘F
Kasko’ poliçesi
yaptıranları birçok
avantaj bekliyor. F Kasko kapsamındaki araçların tamir ve bakım
hizmetleri Ford yetkili servislerinde,
konusunda uzman Ford teknisyenleri tarafından yapılacak. Ayrıca F
Kasko kapsamında yapılan tüm
işlemlerde orijinal yedek parçalar
kullanılarak Ford güvencesi ve
kalitesiyle yapılan tüm onarımların
işçilik ve parça garantisi bulunacak.
F Kasko kapsamında Ford yetkili
servislerinde yapılan onarımların
Ford standartlarına uygun şekilde
yapılması sayesinde bu araçların
ikinci el değerinin diğer araçlarla
kıyaslandığında daha yüksek olması
bekleniyor.
Axa Holding Yönetim Kurulu
Başkanı ve CEO’su Cemal Ererdi, bu
işbirliğini şöyle değerlendirdi:
“Türkiye’nin en büyük sigorta
şirketi Axa olarak Türkiye’nin
otomotiv liderlerinden Ford ile Ford
marka tutkunlarının otomobilleri
için tam güvence sunan yepyeni bir
ürün yaratmanın gururunu
yaşıyoruz. F Kasko sahipleri,
piyasadaki diğer kasko poliçelerine
göre birçok avantaja sahip olacak.
İşte bu yüzden tüm Ford kullanıcılarını Axa Sigorta’dan F Kasko sahibi
olmaya davet ediyorum.”
50 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Ford Otosan Genel Müdürü
Haydar Yenigün de
Türkiye’nin lider otomotiv
şirketi olarak, Ford marka
araçları tercih eden kullanıcılara en iyi hizmeti vermek için
çalışmalarını sürdürdüklerini
vurguladı. Yenigün, F
Kasko’nun sunduğu avantajlara da şöyle dikkat çekti:
“Yetkili servislerimizde üretici
standardında onarım kriterleri, orijinal yedek parça ve
eğitimli teknisyenler tarafın-
dan bakım ve onarım gören
araçlarımız ilk günkü gibi
yeniliğini koruyor ve daha
yüksek ikinci el değerine sahip
oluyor. Müşterilerimizin,
güvenlik testlerinden en
yüksek puan almış Ford
araçlarını ilk günkü güven
içerisinde kullanmaları bizim
için son derece önemli. İşte
Axa Sigorta’yla birlikte geliştirdiğimiz F Kasko’nun bu
güveni daha da perçinleyeceğine inanıyoruz.”
F KASKO’NUN AVANTAJLARI
F Kasko ile 2.500 TL’ye kadar olan hasarlarda, ekspere gerek kalmadan hızlı bir
şekilde aracın onarımı Ford yetkili servislerinde tamamlanıyor.
✔ Binek otomobillerin hasar sebebiyle serviste geçirdiği sürede müşteriler Ford
konforundan mahrum bırakılmıyor, Ford marka ikame araçlar sunuluyor. Ticari
araçlarda da yine Ford markası öncelikli olmak üzere ikame araç temin ediliyor.
✔ Önümüzdeki dönemde düzenlenecek kampanyalarla F Kasko sahiplerine birçok
sürpriz avantaj sağlanacak.
YAZAR
Eksper ve sovtaj takdiri
Musa Günaydın
Sigorta Eksperi
[email protected]
Transit ticarete konu bir
emtianın hasar sürecinde
sigortalılar hasarlı malların
sovtaja bırakılmasını pek
istemiyor. Bu durumda da
devreye sigorta eksperinin
takdiren bir sovtaj değeri
belirlemesi giriyor...
G
ümrüklü sahalardaki
sigortalı emtianın hasar
görmesi durumunda hurda
değerinin belirlenmesi bazı zorlukları ortaya çıkarıyor. Bir hasarın zarar
ziyan tespitinden sonra eğer ortada
bir hurda veya ticari değerini
kaybetmiş emtia varsa bu mallar
tabii ki çöpe atılmayıp, teklif usulü
sovtaj veya geri dönüşüm firmaları
tarafından değerlendirilerek
ekonomiye kazandırılıyor.
Bahsettiğimiz hasarlı mallar elbette
sadece hurda haline gelmiş emtiayı
kapsamıyor. Çoğu zaman sigortalılar
ticari amaçla ithal ettikleri veya
yurtiçinden satın aldıkları malları,
hasar küçük de olsa ticari vasıflarını
52 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
kaybettiği gerekçesiyle kabul etmeyip, sigorta şirketlerinden
tazminatlarını isteyebiliyor. Örneğin kapağı çizilmiş bir buzdolabı,
orijinal ambalajları ıslanmış, yırtılmış, markalı giyim eşyaları bu
kapsamda ticari değerini kaybettiği gerekçesiyle reddedilebiliyor.
İşte burada arta kalan emtia da yukarıdaki firmalara teklif edilerek
en yüksek değer üzerinden toplam hasar tazminatının azaltılmasını sağlıyor.
Gümrüklü sahalardaki emtianın nasıl sovtaja konu edildiğinden
önceki yazılarımda bahsetmeye çalışmıştım. Bu yazımda ise yine
gümrüklü sahada olup da biraz daha farklı bir durum olan transit
ticarete konu emtianın hasarından bahsetmek istiyorum.
Transit ticarette sovtaj konusu
Transit ticaret, özetle bir ülkeden satın alınan emtianın başka bir
ülkeye satılması anlamına geliyor. Türkiye dışında bir ülkeden mal
alıp, Türkiye’ye hiç uğramadan başka bir ülkeye satış yapılabildiği
gibi, Türkiye’ye getirilip başka bir ülkeye de satış yapılabiliyor.
Özellikle Türkiye’ye gelip de başka bir ülkeye gönderilecek
emtianın hasar sürecinde sigortalılar hasarlı malların sovtaja
bırakılmasını yani sigorta şirketine teslim etmeyi pek istemiyorlar.
Tabii onlara hak vermemek de elde değil. Örneğin malların acil
gönderilmesini bekleyen önemli bir alıcının varlığı, bir sonraki
geminin ise neredeyse iki hafta sonra olması, hasarlı emtianın
ayrılması için gerekli uzun gümrük bürokrasisi, nakliye rezervasyonu, döviz transferleri değişiklikleri gibi pek çok prosedürün sil
baştan ele alınması gerekiyor. Bu baskı altındaki sigortalı da
“Hasarım ödensin ancak ben hasarlı emtiayı size vermek istemiyorum” diyebiliyor. Ancak tabii böyle bir durum da sigorta açısından
mümkün olmuyor. Çünkü hasarı ödeyen sigorta şirketi halefiyet
prensibi gereği o malın sahibi oluyor.
İşte bu gibi sıkışık durumlarda devreye sigorta eksperinin takdiren
bir sovtaj değeri belirlemesi giriyor. Genellikle sigortalıyla
mutabakat sağlanarak hurda fiyatının belirlenmesinden sonra
tazminat ödemeleri bu değer düşülerek yapılıyor. Böylece hem
sigorta açısından sigorta şirketinin hakları korunmuş oluyor, hem
de mal sahibi firmanın uzun bürokrasi nedeniyle maddi ve zaman
kayıplarının önüne geçiliyor.
Elbette sigorta eksperinin takdiri sadece gümrüklü sahalarda meydana gelen hasarlarda karşımıza çıkmıyor. Örneğin, trafik kazası
sonrası hasar görmüş yaş sebze meyvelerin bozulma ve tam zayi
olma riski karşısında veya sovtaj çalışması gerektirmeyecek düşük
değerlerdeki sovtaja konu emtianın değerinin takdir edilmesinde
de kullanılabiliyor. Elbette sovtaja konu bir değerin kıymeti takdir
edilirken, bunun sigortacının ve sigortalının haklarına halel
getirmeden gerçekçi temellere dayanması gerekiyor.
HADİ
YA!
KASKO VE TRAFİK
SİGORTASI
YAPTIRIRKEN
BİZDEN MUTLAKA
TEKLİF ALIN.
SONRA PİŞMAN
OLMAYIN!
sompojapan.com.tr
HABER
İnternetten araştırıp
sigortacıdan alıyorlar
İnternet, sigortada da fiyat araştırması için en popüler
platform. Sompo Japan Sigorta Genel Müdür Yardımcısı
Murat Dişçi, “Satın alma işlemi ise hâlâ ağırlıklı olarak sigorta
acentelerinden ya da telefonla şirketten yapılıyor” diyor...
Murat Dişçi
S
on dönemdeki araştırmalar, pek çok sektörde
olduğu gibi sigortacılıkta
da internet tabanlı ve
müşteri odaklı uygulamaların gittikçe popüler olmaya başladığını gösteriyor. Özellikle “search &
save” konseptiyle çalışan çoklu fiyat
platformları, fiyat elastikiyeti yüksek
bireysel ürün gruplarında müşteriler
tarafından çokça tercih ediliyor.
Sompo Japan Sigorta Bölge ve
Acenteler Satış Genel Müdür
Yardımcısı Murat Dişçi, sigortacı
seçiminde alışılagelmiş birkaç
markayla kıyaslama yapma anlayışının yerini hızlı ve dijital medya
üzerinden yapılan geniş kıyaslamalara bıraktığını belirtiyor. Fiyat
araştırmasında internetin hızla en
popüler platform haline geldiğini
hatırlatan Dişçi, “1998 yılında fiyat
araştırmalarında yüzde 10 olan
internetin payı 2012’de yüzde 80’in
54 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
üzerine çıktı. Ancak satın alma
işlemi, yüzde 60 gibi yüksek bir
oranla hâlâ ağırlıklı olarak
profesyonel sigorta acenteleriyle yapılıyor. Telefonla doğrudan şirketten yapılan alımların
oranı da hayli yüksek” diyor.
Dişçi’ye göre yeni dünyada
“fiyata internetten bakılsa da
poliçe sigorta acentesinden
satın alınıyor” gibi bir durum
söz konusu. Murat Dişçi,
Sompo Japan’ın da Japonya ve
Türkiye dahil faaliyet gösterdiği bütün ülkelerde teknolojiyi
yoğun olarak kullanmakla
birlikte sigortalılarına acenteleri aracılığıyla hizmet veren bir
grup olarak ön plana çıktığını
hatırlatıyor.
“İstikrarsız şirketten
uzak durun”
Murat Dişçi, Sompo Japan
Sigorta’nın gerçek anlamda
sigortacılık konuşan, müşteriye
güven ve danışmanlık
verebilen acentelerle çalışmak
istediğini dile getiriyor. Bu
doğrultuda verdikleri eğitimlerde ürün ve uygulamaları
anlattıklarını, Sompo Japan
acentelerine daha çok
kazandıracak, onları büyütecek
çalışmaları paylaştıklarını
vurguluyor.
Sompo Japan olarak başta
kasko ve trafik olmak üzere
bütün ürünlerde belli bir
iddiası olan, sürekli yeni ürün
ve kampanya üreten dinamik
bir şirket olduklarını belirten
Dişçi, “Bu yıl da tüm ürünlerde büyümek için sürekli yeni
teşvikler, kampanyalar, ürün ve
uygulama revizyonları
yapıyoruz. Bütün bu çalışmalarımızı müşterilerimiz ve
acentelerimizle paylaşıyoruz”
diyor.
Dişçi, acentelerin ve müşterilerin çalışacakları şirketi
belirlerken dikkatli ve rasyonel
davranmaları gerektiğine de
şöyle dikkat çekiyor: “İstikrarsız sonuçlar üreten şirketlerden
ya da şirketi tam olarak nereye
götürdüğü konusunda fazla
fikri olmayan yönetimlerin
başında bulunduğu yapılardan
olabildiğince uzak durmalarında fayda var. Çünkü günün
sonunda şirket içinde yaşanan
karmaşa onlara da problem
olarak yansıyacaktır.”
Halk Bankası’nda yeniden yapılanma... Değişimin ip uçları Finans Gündem’de
Kim nereye transfer oldu?
ING Bank’ın yeni genel müdürünü sektör finansgundem’den öğrendi
Sektörle ilgili son gelişmeler
TRT Genel Müdürlüğü’ne talip olan bankacı kim?
Hepsi ve daha fazlası için
www.finansgundem.com
TÜRKİYE’NİN
FİNANS MERKEZİ
YAZAR
Geçici olamayan 2. Madde
O
Dalkan Delican
BES Uzmanı
Sigortacılık Genel
Müdürlüğü’nün sektör
duyurusu, yeni bir sorun
ya da sorunlar yumağına
yol açmaya aday. Örneğin,
BES’teki birikimlerini alıp
ihtiyacını karşıladıktan
sonra kalan parası için
yeniden sözleşme yapmak
isteyen müşterilerin
durumu ne olacak?..
56 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
kurlarımız hatırlayacaktır; geçen ay Geçici 2.
Madde’nin yarattığı/yaratacağı sorunlardan bahsetmiştik. Yazımızı “Bakalım, şimdi ne yapacaklar?
Geçici maddeleri başka geçici maddeler mi takip edecek merak
ediyorum” ifadeleriyle sonlandırmıştık.
Ve 9 Temmuz 2014 tarih Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel
Müdürlüğü’nün sektör duyurusu ile bu merakımızı gidermiş
olduk. Sektör duyurusunu okumak isteyenler, www.egm.org.tr
adresindeki “Mevzuat” bölümüne bakabilir. Bu duyuruyla
sektörde bir sorun/sorunlar yumağına hazırlıklı olmak lazım.
Neden mi?
Örneğin, bireysel emeklilik aracısı olarak çalışıyorsunuz. Bir
müşteriniz acil bir ihtiyacı için birikimlerini almak istedi.
İşlemini yaptınız. Birikimlerini müşteriye ödediniz. Bu arada
acil ihtiyaç ortadan kalktı ve müşteri “Artan tutarı ne yapayım”
diye sordu!
Sektör duyurusuna kadar BES aracısı şöyle yanıt verirdi: “Yeni
bir BES sözleşmesi yapalım. Birikim yapmaya devam edin.
Gördüğünüz üzere bir gün ihtiyacınız olduğunda can simidi
görevi görüyor.”
Ancak malum sektör duyurusuna rağmen aracı işlemi bu yönde
yaparsa, hem aracının hem de emeklilik şirketinin başı derde
girebilir.
Ya da aracı “Artan birikim tutarını biz almayalım, başka bir
emeklilik şirketinden kendine BES yaptır” derse, bu sefer diğer
emeklilik şirketinin başı derde girebilir. Özellikle komisyon
ödenmişse “yaptırımlar” ile karşılaşmak için tüm koşullar
yerine getirilmiş olabilir mi?
Peki bu nasıl takip edilebilir? Bir BES müşteri adayına, daha
önce BES yaptırıp yaptırmadığı, birikimlerini alıp almadığı,
aldıysa ne zaman aldığı, yeni BES sözleşmesine bu birikimden
para aktarıp aktarmayacağı gibi soruların sorulması mı
gerekecek?
Ya da bu müşteriye “Hayır, sana BES yok” mu denilecek?
Müsteşarlığın “veriyorum” dediği devlet katkısı tutarının
tamamı için 10 yıl ve 57 yaş sınırı olduğunu sağır sultan bile
duydu. Bir problem olarak var edilen Geçici 2. Madde’nin bu
sektör duyurusuyla devam ettirilmeye çalışılmasını anlamak
mümkün değil!
Sağlıcakla kalın...
Sigorta Gündem
Atamalar, terfiler
Sektörle ilgili son gelişmeler
Kim nereye transfer oldu?
Detaylı bilanço analizleri
Hepsi ve daha fazlası için
www.sigortagundem.com
HABER
"Sigorta gelire değil
riske ortak"
T
ürkiye Odalar ve
Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu,
sigortanın gelire değil
riske ortak olduğunu ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, yaptığı açıklamada
son yıllarda Türkiye’de en fazla gelişim sağlayarak, dikkatleri üzerine
çeken sektörlerden birinin de
sigortacılık olduğunu belirtti.
Gelecekte insanları hangi risklerin
beklediğinin bilinmediğine dikkati
çeken Hisarcıklıoğlu, son olarak
Balkanlarda yaşanan sel felaketinin
sigortanın ne kadar önemli
olduğunun bir kez daha hatırlattığını bildirdi. Sigortanın, kaybolan
canları geri getirmediğini ama
maddi zararları karşılayarak, ülke
ekonomisinin zarar görmesini,
geride kalanların daha fazla acı
çekmesini önlediğini belirten
Hisarcıklıoğlu, bu nedenle her şey
yok olduktan sonra değil, olmadan
58 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
Balkan ülkelerindeki sel felaketlerini hatırlatan
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Sigorta bilincini
toplumumuzun her ferdine yaymakta kararlıyız" dedi...
Rifat
Hisarcıklıoğlu
önce tedbirin alınması
gerektiğini vurguladı.
Cumhuriyetin kuruluşunun
100. yılında, ortak hedef olan
500 milyar dolarlık ihracata
hep birlikte üreterek ve
çalışarak ulaşılacağına
inancının sonsuz olduğunu
anımsatan Hisarcıklıoğlu,
şunları kaydetti:
“Ama bu hedeflere ulaşmak
için gerekli adımları da
atmak ve büyümek, büyümek
için kullandığımız tüm
kaynak ve maliyetleri de
garanti altına almak ve
olabilecek risklere karşı
önlem almak zorundayız.
Sigorta tam bu noktada
ortaya çıkıyor ve gelirimize
değil, riskimize ortak oluyor.
Ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlıyor. Bizler,
yeni nesillerimizi çok iyi
yetiştirmeli, geçmişte yaşanan
acı tecrübeleri de göstererek,
alacakları riskleri minimize
edecek alternatifleri onlara iyi
öğretmeli ve bunu hafızalarına işlemeliyiz. İşte bu
nedenle, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği olarak sigorta
bilincini toplumumuzun her
ferdine yaymakta kararlıyız.”
Borsa Gündem
Borsa = Gündem
Kazanmak için
önce siz öğrenin
✔ Hisse senetlerindeki
hareketlerin perde arkası
✔ Uluslararası piyasalardaki
son gelişmeler
✔ Altın, döviz, faiz için
yatırım stratejileri
Raporlar, analizler,
uzmanlardan
öneriler
Borsada
flaş gelişmeler,
son dakika
haberleri
Hepsi ve daha fazlası için
Borsa Gündem
www.borsagundem.com
SÖYLEŞİ
Berrin Vildan Uyanık / [email protected]
Dümende zor dönemlerin
kaptanı var!
Euro Sigorta; isim yorgunluğu, sermaye yapısı, yönetim şekli gibi sorunları aşmak
için yeniden yapılandı ve unvanını Ege Sigorta’ya dönüştürdü. Ege Sigorta Genel
Müdürü Kadir Şimşek, “Eski sorunları büyük ölçüde giderdik, şimdi sıra özel
ürünlerle bu butik şirketi pazarda tutundurmaya geldi” diyor...
Önce isterseniz unvan
değişikliğinden başlayalım.
Buna neden gerek duyuldu?
Kadir Şimşek
E
uro Sigorta, bir dönem
sektörün en çok konuşulan
şirketlerinden biriydi. Sermaye
yapısından yönetim anlayışına, pirim
üretim çeşitlemesinden hasar ödeme
süreçlerine birçok konuda eleştirilere
maruz kalıyordu. E tabii çok konuşulup
çok tartışılınca kamuoyunda adı epey
yıpranmıştı. Üstüne bir de “adı bizi
anımsatıyor” diye bir sigorta şirketi
tarafından dava açılınca Euro Sigorta
için adeta her şey yeniden başladı.
“Sigorta sektörünün Yılmaz Vural’ı”
olarak anılan ve zor durumdaki
şirketleri son dakikada toparlamasıyla
60 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
bilinen Karadenizli Kadir Şimşek
genel müdür olarak atanınca işte
tüm bu olumsuzluklar fırsata
çevrilmeye başladı. Yönetim
anlayışı değiştirildi, iş süreçleri
yeniden belirlendi, sermaye
artırıldı, teknolojiye yatırım
yapıldı, şirketin unvanı “Ege
Sigorta” olarak yeniden belirlendi...
Şimdi Ege Sigorta’nın tek bir
hedefi var: Butik bir sigorta şirketi
olarak ayakta kalmak ve özel
ürünlerle pazarda tutunabilmek.
Şirketteki bu değişimi, yeni
planları Ege Sigorta Genel
Müdürü Kadir Şimsek’e ile konuştuk...
Euro Sigorta’ya geldiğimizde bazı
sıkıntılar vardı. Önce bu
sıkıntıların ne olduğunu tespit
ettik. İletişime önem vermeye
başladık. Bir sigorta şirketi için
müşteriyle iletişimde olmak çok
önemli. Bazen müşteriye
“Hasarınızı ödemiyorum” demek
cevap vermemekten çok daha
evla olabiliyor. Bu tür sorunları
kısa sürede çözdük. Şimdi 7/24
çalışan çağrı merkezimiz herkese
cevap veriyor. Şu an itibariyle
bakıldığında belki de sektörün en
az şikayet alan şirketlerinden
biriyiz. Burada önemli olan
sigortalının mağdur olmaması.
Bu yüzden hasar ödeme
süreçlerinde de hassasız.
İletişimsizlik sorununu
çözdükten sonra neler
yaptınız?
İletişim kanallarını açtıktan
sonra acentelere el attık.
Şirketin varlıklarını sömüren,
aktiflerini azaltan acentelerle
yollarımızı ayırıp yeniden
yapılandırdık. 470 acenteyle
yollarımızı ayırdık. Yerine 450
yeni acente açtık. Daha önce
büyük şehirlerin işimizdeki
ağırlığı yüzde 60-70 seviyesindeydi. Bunu tersine çevirip;
İstanbul, Ankara ve İzmir’in ağırlığını
yüzde 15 -20 seviyelerine indirdik.
Tüm Anadolu’ya yayılan bir şirket
haline geldik. Artık hemen her ilçeye
gittiğinizde Ege Sigorta acentesi
görebilirsiniz.
Üretimin ağırlığını da benzer şekilde
kaydırdık. İstanbul’daki hasar
frekansını düşürdük. Hasarın
primlere oranı azaldı. 2012 yılında
hasar pirim oranı yüzde 68’ken şu
anda yüzde 28 seviyelerine geriledi.
Bu da şirketin kârlılığını olumlu
etkiledi. Sadece iki üç yıl içerisinde
bu noktaya gelebilmek çok önemli.
Bölgelerimizi de revize ettik. Yeni
bölge müdürlükleri kurduk ve onları
daha fazla yetkilendirdik. Amacımız
acenteye, sigortalımıza daha yakın
olmaktı.
Sadece trafik sigortası yapan bir
şirket olarak anılıyordunuz. Bu
durum değişti mi?
Evet, ben göreve geldiğimde trafik
ağırlıklı bir şirketti. Trafik portföyünün oranı yüzde 85-90 arasındaydı.
İki buçuk yıl içiresinde bu oran yüzde
55’e geriledi. Şu anda özellikle
uzmanlaştığımız konu koltuk
mesuliyet sigortaları. Sektörde bu
poliçelerin yüzde 60’ını Ege Sigorta
üretiyor.
Patronun Ege Sigorta’dan
beklentisi ne?
Sermayedarın beklentisi, şirketin çok
büyütülmeden kârlı bir hale getirilmesiydi. Yani patronumuz butik, kârlı
ve sürdürülebilir bir şirket olsun
istiyor. Sermaye açığımız vardı, onu
da tamamladık.
Euro Sigorta’nın adıyla ilgili bir
dava açılmıştı. Şu anda hangi
aşamada?
Devam ediyor. Yargıtay’da. Henüz
kaybetmiş değiliz. Ama zaten Euro
Sigorta ismi yorulmuştu. Sektörde ne
kadar güzel şeyler yaparsanız yapın
algı öyle hemen değişmiyor. Kendi
Kadir Şimşek, koltuk
mesuliyet sigortaları
poliçelerinin yüzde
60’ını Ege Sigorta'nın
üretiğini söylüyor.
aramızda, acentelerimizle
konuşup görüşerek isim
değişikliğiyle ilgili bir araştırma
yaptık. Ankete katılanların
yüzde 75’i isim değişikliğinden
yanaydı. “Ege Sigorta” isim
hakkı bizdeydi. Ankette de
beğenilince bu isimle devam
etme kararı aldık. Yeni bir logo
hazırlattık ve tescil ettirdik.
değişiklikler yapmak istedim.
Ancak bu konuda patronla
aramızda bazı anlaşmazlıklar
oldu ve ayrıldım. Ancak sonra
patron da gördü ki bu işin farklı
bir raconu var; profesyonelleri
dinlemek gerekiyor. Tekrar
çağırdı ve geldim. Şimdi iyi
çalışıyoruz. Patron şirkete daha
fazla inanıyor. Pozitif etkilerini
gördükten sonra tavrını
Sizin bu şirketteki ikinci
değiştirdi. Sigorta şirketlerinde
bugün alınan kararların etkisi
döneminiz. İlkinde niye
hemen görülmüyor. Şimdi 2012
gitmiştiniz?
İlk geldiğimde şirketin geleceğiy- yılında aldığımız kararların
le ilgili bir strateji sıkıntısı vardı. sonucunu görüyoruz. Özellikle
Geçmiş tecrübelerimden yola
hasar frekansımız önemli
çıkarak yönetim şekliyle ilgili
ölçülerde düştü.
“YÖNETİCİLERİN SAHAYA İNMESİ GEREKİYOR”
Kadir Şimşek, sigorta sektöründeki en
büyük sorunun yöneticilerin sahaya
inmemesi olduğunu düşünüyor. Şimşek,
“Aslında saha bize çok güzel veriler
sunuyor. Rakamları, istatistikleri, her
şeyi oradan alıyoruz. Sektördeki fiyat
rekabetinden dolayı şirketlerin canı
yanıyor. Rekabete karşı değilim ama
acımasız olunca sonuçları acayip etkiliyor”
diyor.
Kadir Şimşek’in sektördeki sorunların
çözümü için önerdiği formül ise şöyle:
“Öncelikle sigorta şirketlerinin maliyet
odaklı yönetime geçmesi gerekiyor.
Her sektörde bir maliyet hesabı vardır.
Ürünün maliyeti bellidir. Üzerine belli bir
kâr marjı koyup satarsınız. Maliyetten
kaçma şansınız, en fazla düşürebileceğiniz
fiyat oranı yüzde 5-10 ile sınırlıdır.
Ama bizim sektörde maalesef maliyet
hesabı yapmadan fiyat veren şirketler
var. ‘Bu fiyatları neye göre verdiniz’ diye
soruyorum, cevap yok. Oysa sektörde
maliyetler sürekli artıyor. Genel giderler
artıyor, hasar maliyeti artıyor ama
fiyatlar düşüyor. Bu durumu ekonomi
lisanıyla anlamak mümkün değil. Peki bu
rekabet nereye kadar gidecek? Yönetici
arkadaşlarımızın bunu iyi düşünmesi,
sahayı iyi algılamaları gerekiyor. Bunu
yaptıklarında sigortacılığın hiç de zor bir iş
olmadığını görecekler.”
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 61
HABER
Ölümüzü de koruyor
dirimizi de
Akdeniz Güvenlik, yaklaşık 500 bin kişinin istihdam edildiği özel güvenlik
sektörünün önde gelen şirketlerinden biri. Müşteri portföyünde mezarlıklardan
havalimanlarına, şantiyelerden stadyumlara yok yok...
S
on yılların en hızlı büyüyen ve
istihdam rekoru kıran sektörlerinin başında özel güvenlik geliyor. Bu alanda yapılan yasal düzenlemelerin ardından hızla büyüyen özel
güvenlik, hizmet sektörünün en
önemli alanlarından biri haline geldi.
Kamu ve özel sektörde güvenlikçi olarak çalışanların sayısı 500 bin kişiye
yaklaştı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) bünyesindeki Türkiye Özel
Güvenlik Hizmetleri Meclisi
verilerine göre, Türkiye’deki faaliyet
gösteren her 100 firmadan 0.3’ü özel
güvenlik hizmetleri sektöründe
faaliyet gösteriyor. Özel sektörde
faaliyet gösteren firmaların vergi
62 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
öncesi kârlarının yüzde 0.1’ini
özel güvenlik hizmetleri sektörü
karşılıyor. Her bin liralık
kurumlar vergisinin 4 lirasını,
gelir vergisinin de 1 lirasını özel
güvenlik hizmetleri sektörü
ödüyor. Akdeniz Güvenlik de
bu sektörün en büyük şirketlerinden biri. Şirketin bir başka
özelliği de hala Borsa İstanbul’da
özel güvenlik sektörünün ilk ve
tek temsilcisi olması. 2012
ayrıca bu organizasyonda bin
181 personeliyle de özel
güvenlik hizmeti verdi. Akdeniz
Güvenlik, Fenerbahçe Şükrü
Saraçoğlu Stadı, Fenerbahçe
Spor Kulübü Tesisleri ve
Kasımpaşa Recep Tayyip
Erdoğan Stadı’nı da koruyor.
İstanbul’daki park ve bahçelerin
güvenliğini motorlu ekipler ve
eğitimli köpekler kullanarak
sağlayan Akdeniz Güvenlik’in
bünyesinde 10 bin kişi istihdam
ediliyor.
Libya’ya mobese
sistemi kurdu
Necmeddin
Şimşek
yılında halka açılan Akdeniz
Güvenlik’in hisselerinin istikrarlı
seyir izlediği gözleniyor.
Akdeniz Yatırım Holding’in iştiraki
olan Akdeniz Güvenlik, kamu ve özel
sektöre hizmet veriyor. Şirket, birçok
kamu kuruluşunun güvenliğini
sağlıyor. Sektörün yerel sermayeli en
büyük şirketi olan Akdeniz Güvenlik,
üniversitelerden adliye binalarına,
elektrik dağıtım şebekelerinden
telekomünikasyon merkezlerine
birçok kamu ve özel sektör kuruluşuna hizmet veriyor. Aynı zamanda
park ve bahçelerden metrobüs ve
tramvay işletmelerine, spor tesislerinden alışveriş merkezlerine hayatımızın bir parçası haline gelen mekan ve
araçlara da fiziki güvenlik hizmeti
sağlıyor.
Sporun da güvenliğini sağlıyor
Akdeniz Güvenlik Yönetim Kurulu
Başkanı Necmeddin Şimşek, her biri
farklı uzmanlık gerektiren bu
alanlarda güvenlik hizmeti verdiklerini belirterek fiziki güvenliği otomasyon sistemleriyle entegre edip, kent
güvenlik yönetim sistemleri kurarak
bir anlamda “güvenlik ihracatı” da
yaptıklarını söylüyor. Şimşek, son
olarak, sektördeki en büyük ihaleler-
Akdeniz Güvenlik'in en
önemli özelliklerinden
biri Borsa İstanbul’da
özel güvenlik
sektörünün ilk ve tek
temsilcisi olması. 2012
yılında halka açılan
Akdeniz Güvenlik’in
hisselerinin istikrarlı
seyir izlediği gözleniyor.
Şimşek, Akdeniz Güvenlik’in
pilot ortağı olduğu Akdeniz
den biri olan Devlet Hava
Teknoloji Savunma Sanayi A.Ş.
Meydanları İşletmesi’nin 59.9
milyon liralık güvenlik ihalesini aracılığıyla elektronik güvenlik
hizmetini de fiziki güvenliğe
kazandıklarını anımsatarak
entegre ettiğini de söylüyor. Bu
“Böylece ciromuz 200 milyon
çerçevede Libya Bingazi’de
liranın üzerine çıktı. Akdeniz
Güvenlik bir süre önce hizmete şehrin ana meydanlarını ve
caddelerini 24 saat mobese
açtığı 25 metrelik bilgisayar
kamera güvenlik sistemleriyle
kontrollü ve beş kulvarlı
denetim altında tuttuklarını
modern atış poligonuyla
sektörde dev bir adım daha attı. vurgulayan Şimşek, “Libya’nın
ilk Kent Güvenlik Yönetimi
Şirketimiz bu özelliğiyle
sektörde tek olmanın avantajına Sistemi’ni kurduk, bu alandaki
çalışmalarımız başka kent ve
da sahip oldu” diyor.
ülkelerle sürecek” diyor. Şirket,
Geçen yıl Adana ve Mersin’de
yapılan, 24 ülkeden 4 bine yakın Bağdat’ta Arap bankalarına,
ülkeye gelen Türk işadamlarına
sporcunun katıldığı 17’nci
ve Türk şirketlerinin şantiyeleriAkdeniz Oyunları’na güvenlik
ne koruma hizmeti sundu.
ekipmanları sağlayan şirket,
MALİ SORUMLULUK SİGORTASI ZORUNLU
Akdeniz Güvenlik, diğer birçok şirket gibi
işyeri sigortası, özel sağlık sigortası gibi
sigorta ürünlerini kullanıyor. Bir de elbette
şirketin yasal olarak yaptırmak zorunda
olduğu “mali zorunluluk sigortası” var.
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair
Kanun’un 21’inci maddesine göre sektörde
yer alan şirketler bu sigortayı yaptırmak
zorunda.
Mali sorumluluk sigortası kapsamında
özel güvenlik görevlilerinin üçüncü
kişilere verebileceği zararların tazmini
düzenleniyor. Ancak sektör yetkilileri bu
düzenlemenin eksik tarafları olduğunu
düşünüyor. Gerekçeleri de şu şekilde:
“Özel güvenlik personelinin çalıştığı şirket,
özel güvenlik hizmeti satın alan şirket ve
özel güvenlik personeli sigorta kapsamı
dışında bulunuyor. Söz konusu sigorta
sadece üçüncü şahıslara yönelik. Oysa
ABD ve Avrupa’da sigortayla ilgili mevzuat
tüm tarafları kapsıyor.”
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 63
SAĞLIK
Her yaşta sağlıklı cilt mümkün
Güneşin zararlı ışınlarından korunun,
cildinizin temizliğini ve bakımını doğru
araçlarla yapın, sigara içmeyin, stresten
uzak durun, yeterli miktarda su tüketin ve en
önemlisi sağlıklı beslenin...
G
ünlük yaşamınızda uygulayacağınız alışkanlıklarla
cildinizin daha genç ve sağlıklı olmasını sağlayabilirsiniz.
İşte kendinizi hiç de zorlamadan atabileceğiniz bazı
önemli adımlar...
Yard. Doç. Dr. Zahide Eriş
Şişli Florence Nightingale Hastanesi
Dermatoloji Uzmanı
Güneş ışınlarından korunun!
Devamlı güneş maruziyeti güneş lekelerini artırır, cildin çabuk
yaşlanmasına yol açar ve cilt kanserleri oluşumunu tetikler.
Bundan dolayı güneşten korunmak cilt açısından çok önemlidir.
Güneşin direkt etkisinin en yoğun olduğu saatler olan 10:00 ile
16:00 arasında zorunlu olmadıkça güneşte kalmamak gerekir.
Koruyucu giysiler giyinmek gerekir.
Cildinize iyi bakın!
Cildi günlük temizlemek bile cildimizi rahatlatacaktır. Cildimiz
için banyoda sıcak yerine daha ılık suyu tercih etmeliyiz. Sert
sabunlardan uzak durmak gerekir. Cilde hasar vermeyecek
ürünlerle ve yumuşak hareketlerle tıraş olunmalıdır. Banyodan
sonra kuruyan cilde, cilt tipine uygun nemlendirici uygulamak ve
ayrıca günlük güneş koruyucu içerikli nemlendiriciler uygulamak
gerekir.
Sigara sağlığa zararlıdır!
Sigara cildinizin çabuk yaşlanmasına yol açar. Sigara içmek küçük
kılcal damarları daraltarak cildin ihtiyacı olan maddelerin ve
oksijenin daha az oranda cilt hücrelerine ulaşmasına yol açar.
64 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
için düşündüğünüzden daha önemlidir.
● Balık: Balıkta bulunan DHA ve EPA yağları cilt hücreleri için
Cildin yapısını ve elastisitesini
sağlayan kollajen ve elastine zarar
verir.
Stresi kontrol altına alın!
Stres cildi daha hassas ve akne gibi
cilt hastalıklarına yatkın hale getirir.
Sağlıklı bir cilt için stresten uzak
durmak gerekir.
Bol miktarda su tüketin!
Vücudumuzun büyük bir kısmı
sudan oluşmaktadır. Cildin
elastisitesi, parlaklığı için nem çok
önemlidir. Nem ihtiyacımızı kahve,
çay gibi içecekler çok az oranda
karşılar. Günlük bol su tüketilmelidir
ki cildimizin nem ihtiyacını
karşılayabilelim.
çok önemlidir.
● Zeytinyağı: Yemekte zeytinyağı kullananların daha az
kırışıklıklara sahip olduğuna dair bazı çalışmalar vardır.
● Sebze: Antioksidan, C vitamini, E vitamini, beta karoten ve daha
birçok ihtiyacımız olan madde sebzelerde mevcuttur. Ispanak,
lahana gibi sebzeleri tüketmek cilde faydalıdır.
● Baklagiller: Baklagiller zengin lif, magnezyum ve protein
içerirler. Cilt yaralarını onarmak için bunlara ihtiyacımız vardır.
● Meyveler: Yabanmersini, böğürtlen ve karpuz C vitamini
zengin meyvelerdir. Meyveler antioksidanı bol besinlerdir. Elma,
kiraz, hurma, üzüm, bal kabağı, kavun, mango, nar gibi zengin
içerikli meyveler cildimizin beslenmesine ve nemlenmesine
yardımcı olur. Kollajenin yapılanmasını engelleyen şekerden uzak
durmak, şeker ihtiyacımızı meyve şekerlerinden karşılamak
gereklidir.
● Bal: Bal yara iyileşmesinde etkin rol oynar. Yara, yanık, bası ve
diyabete bağlı oluşan yaraların iyileşmesinde etkili olabileceği
çalışmalarda gösterilmiştir. Diyette kullanımının yanı sıra cilt
yüzeyine uygulanan balda faydalıdır. Balın antioksidan,
antienflamatuvar ve nemlendirici özelliği vardır.
Sağlıklı beslenin!
Sağlıklı beslenmek hem cildimizin
hem bizim iyi hissetmemizi sağlar.
Meyve, sebze ve protein açısından
zengin kaynaklardan beslenmek
gerekir. Özellikle C vitamininden
zengin, sağlıksız yağlar ve
karbonhidrattan fakir beslenmek
cildin daha genç görünmesini sağlar.
Yediklerimiz cildin genç görünmesini
sağlarken aynı zamanda hastalıklarla
savaşmamızda bize yardımcı olacak
vitamin ve mineralleri sağlar. Uygun
ve sağlıklı besinleri tüketmek,
özellikle C vitamini içerikli besinler
genç ve canlı bir cilde sahip olmamız
Akıllı Yaşam | Ağutos
2014 | 65
Gündemdeki kitaplar
Trafik Kazaları ve Taşımacılıktan Doğan Hukuki Sorumluluk,
Tazminat, Sigorta ve Rücu Davaları
Zekeriya Yılmaz
Adalet Yayınevi
1768 sayfa
Yargıtay üyesi Zekeriya Yılmaz’ın kaleme aldığı “Trafik Kazaları ve Taşımacılıktan Doğan Hukuki Sorumluluk, Tazminat, Sigorta ve
Rücu Davaları” kitabının ilgili kanunlardaki değişiklikler doğrultusunda güncellenen üçüncü baskısı yayınlandı. Kitapta göze çarpan belli başlı konu başlıkları şöyle sıralanıyor:
✔ Trafik kazaları nedeniyle hukukî sorumluluk, tazminat, sigorta ve rücû davaları
✔ Karayolu taşımacılığından ve uluslararası eşya taşımacılığından doğan hukukî sorumluluk, tazminat, sigorta ve rücû davaları
✔ Motorlu araçlarla ilgili olarak öngörülen zorunlu malî sorumluluk sigortaları ile isteğe bağlı olarak yapılabilen sigorta türleri
✔ Karayoluyla yolcu ve yük taşımacılığında yaptırılması zorunlu olan sigortalar
✔ Hemzemin geçitlerde meydana gelen trafik kazaları ve demiryollarında meydana gelen tren kazaları nedeniyle Devlet Demir
Yolları’nın sorumluluğu ve tazminat davaları
✔ Trafik kazalarında imalatçının (yapımcının) sorumluluğu
C
Sigorta Tahkim Komisyonu Nezdinde Tahkim Uygulaması
Av. Erkan Özcan
Seçkin Yayıncılık
166 sayfa
Alternatif yöntemlerle uyuşmazlıkların çözümü, son yıllarda pek çok ülkenin kanun koyucularının gündeminde.
Alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının amacı yargı sistemiyle rekabet etmek olmadığı gibi, yargısal yollara
başvurma imkanını ortadan kaldırmak da değil. Devlete ait yargı yetkisinin mutlak egemenliğine zarar verilmeksizin, uyuşmazlıkların
daha basit ve kolay çözümü ve bu surette adalete olan inancın pekiştirilmesi amaçlanıyor. Ceza hukuku alanında benimsenen uzlaşma, özel hukuk alanında benimsenen arabuluculuk, idare hukuku alanında benimsenen kamu denetçiliği (ombudsmanlık) kurumları
bu amaçlara hizmet ediyor. İşte bu kitap da sigorta hukukunda yaşanan uyuşmazlıklarla ilgili her geçen gün etkinliği artan ve artmaya da devam edeceği anlaşılan Sigorta Tahkim Komisyonu’nu ele alıyor. Komisyonun yapısı, işleyişi, başvuru şekli, uyuşmazlık hakem
kararları ve gerekli diğer konulara açıklık getiriyor. Kitabın konu başlıkları “Kasko Poliçesinden Doğan Uyuşmazlıklara İlişkin Kararlar”, “Zorunlu Trafik Sigortasından Doğan Uyuşmazlıklar” ve “Diğer Sigorta Poliçelerinden Doğan Uyuşmazlıklar” şeklinde sıralanıyor.
Hasar Kontrol
Denise Hamilton
Martı Yayınları
528 sayfa
Maggie Silver, önemli müşterilere sahip bir halkla ilişkiler şirketinde başarılı olmak için elinden geleni
yapmaktadır. Ancak karşısına hiç ummadığı bir müşteri çıktığında işler karışır. Henry Paxton, Güney
Kaliforniya’nın önemli bir devlet adamı olmasının yanı sıra Maggie’nin lisedeki en yakın arkadaşı
Annabelle’in de babasıdır.
Paxton’ın yardımcılarından birinin şüpheli ölümüyle başlayan skandallar zincirini örtbas etmekle görevlendirilen Maggie, yıllar
sonra tekrar bu ailenin sırlarla dolu hayatına müdahil olur. Genç kadın, bir yandan lise yıllarında Annabelle ile arkadaşlıklarını
bitiren anılarının istilasına uğrarken, diğer yandan uzun zaman önce zihninde yer etmiş bir parfüm kokusuyla sırlar kapısının
anahtarına ulaşacaktır.
Hasar Kontrol, heyecan ve gerilim yüklü kurgusuyla birlikte, arkadaşlık bağları ve insanın skandallara olan dinmek bilmeyen
merakını irdeleyen sürükleyici bir kitap.
66 | Ağutos 2014 | Akıllı Yaşam
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
M
Y
Y
Y
iŞYERiNiZE HANGi TEHLiKENiN
GELECEĞi BELLi OLMAZ.
Siz en iyisi, Anadolu Sigorta’dan İşyeri Paket Sigortası yaptırın.
Yangından hırsızlığa, su baskınından cam kırılmasına kadar
her türlü tehlikeye karşı işinizi güvence altına alın.
kobi ilanı 20,5x27.indd 1
20.05.2014 16:21

Benzer belgeler