orm muh2007_1.qxd - Orman Mühendisleri Odası

Transkript

orm muh2007_1.qxd - Orman Mühendisleri Odası
TMMOB
ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI
ADINA SAHÝBÝ
Ali KÜÇÜKAYDIN
YAYIN SORUMLUSU
Ümit YILIK
YAYIN YÖNETMENÝ
Okan ÇANÇÝN
YAYIN KURULU
Dr. Said DAÐDAÞ
Hanifi AVCI
Osman TURUNÇ
Özer ÖZGÜÇ
S.Iþýk DERÝLGEN
Zeki KAMACI
YAYIN KOÞULLARI
Dergimizde yayýnlanmasý istenen yazýlar bilgisayarda yazýlmalý, daha önce baþka bir yerde yayýmlanmadýðýnýn belirtildiði imzalý dilekçe ile birlikte basýlý ve sayýsal ortamda
Yönetim Yerine posta ile gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý
(A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen
sayýlarda yayýmlanabileceði düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz olmalý, slayt dýþýnda sayýsal
gönderilecek fotoðraflarýn çözünürlüðü yüksek olmalýdýr.
Yazlarda Türkçe kelimeler kullanýlmalý ve Türkçe dil kurallarýna uyulmalýdýr. Yayýmlanacak yazý ve çevirilerdeki düþünsel
ve teknik sorumluluk yazarýna aittir. Oda yönetimini ve Dergi
Yayýn Kurulunu sorumlu kýlmaz. Dergide yayýmlanan yazýlardan kaynak göstermek koþulu ile alýntý yapýlabilir. Dergiye
gönderilen yazýlar yayýnlansýn ya da yayýnlanmasýn geri verilmez. Yazýlar Yayýn Kurulu tarafýndan incelenir. Yayýn Kurulu
Yayýnlanacak yazýlarda gerekli düzeltmeleri yapabilir ve
uygun görülen yazýlarý yayýnlar.
YÖNETÝM YERÝ
Necatibey Cad. No: 16/13
06430 Sýhhiye / ANKARA
Tel: 0.312 229 20 09
Belgegeçer: 0.312 229 86 33
E-posta: [email protected]
www.ormuh.org.tr
TMMOB
Orman Mühendisleri Odasý
Hesap No: T.C. Ziraat Bankasý
Necatibey Þubesi: 132953
BASKI
4Renk Yayýn Tanýtým Matbacýlýk Ltd.Þti.
K.Karabekir Cad. 85/7 Ýskitler / ANKARA
Tel: 0.312 341 40 82 Fax: 341 40 82
ISSN: 1301 - 3572
Yýl: 44
Sayý: 1-2-3 Ocak - Þubat - Mart
2007
ÝÇÝNDEKÝLER
Baþyazý...........................................................................................2
Yönetmelikler Yürürlüðe Girdi ..........................................................4
Emeði Geçenlere Teþekkür Belgesi Verildi ........................................6
Çevre ve Orman Bakaný Sayýn PEPE Ziyaret Edildi............................8
Ülkemizde Ormancýlýk Eðitiminin 150.nci Yýlýnda Ormancýlýk Haftasý
Nedeniyle “5531 Sayýlý Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun
Iþýðýnda Su Havzalarýnda Ormancýlýk” Konulu Panel Yapýldý ..............9
Ýþ Yaþamýnda Bayan Orman Mühendisleri......................................13
Tohumculuk Kanun’unun Olasý Sonuçlarý .......................................19
Sýðla Ýçin Genetik Koruma ve Kullaným Teknik Kýlavuzu...................22
Dar Yapraklý Diþbudak Týraþlama Alanýnda Diri Örtünün
Belirlenmesi ve Kültür Bakýmý Açýsýndan Deðerlendirilmesi.............25
Yabanýl Meyvelerin Fidanlýk Tekniði / II. Bölüm ...............................29
Ormanlarla Ýlgili Uluslararasý Tanýmlamalar-2 .................................34
Kýrþehir Naldöken Daðýnda Tespit Edilen Sarýçamlar.......................36
Calosoma sycophanta L.’nýn Ülkemizdeki Kitle Üretim Baþarýsý .....37
Hukuk Sistemimizdeki Mühendis Ýstihdamýna Ýliþkin Mevcut
Düzenlemeler ve Orman Mühendisliðinin Durumu ........................38
Ormancýlarýn Kaçýrdýðý Nobel ........................................................42
Isparta Þehir Dereleri ve Gölcük Gölü Havzasýndaki Erozyon
Kontrolu ve Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Dünü-Bugünü-Yarýný ........43
Küresel Isýnmanýn Tehdidi Dünyamýzýn Sihirli
Sessiz ve Dumansýz Fabrikalarý Ormanlarýn Önemi .......................49
Kablosuz Uzaktan Görüntüleme Sistemleri ....................................51
AB’nin Uyguladýðý Teþvik Politikalarý ...............................................54
Odamýz Genel Merkez ve Sosyal Tesisler Binasý Tamamlandý .........56
5531 Sayýlý Meslek Yasamýz ve Yürürlüðe Giren Yönetmeliklerle Ýlgili
Bilgilendirme Toplantýlarý Yapýldý ....................................................57
Denizli’de Yeþil Gece.....................................................................60
Meslektaþlarýmýza Takdir Belgesi ...................................................60
BAÞYAZI
Saygýdeðer Meslektaþlarýmýz,
Orman Mühendislerinin görev alanýný tanýmlamýþ ve 5nci maddesi de, bu alanlarda
Orman Mühendislerini yetkilendirmiþtir.
Yaklaþýk 170 yýldýr icra edilen mesleðimiz,
yasal zeminine oturmuþtur. Orman ekosistemleri en zengin Karasal Ekosistemlerdir
ve ormancýlýk sektörü de çok geniþ bir yelpazedir.
5531 Sayýlý yasamýzýn 4 uygulama yönetmeliði 27 Þubat 2007 tarih ve 26447 Sayýlý
Resmi Gazetede yayýnlanarak yürürlüðe girmiþtir. Meslek camiamýza hayýrlý olsun. Artýk
Devletin denetim ve gözetiminde, Serbest
Ormancýlýk Büro ve Þirketlerinden hizmet
satýn alýnmasý yönünde, zihniyet dýþýnda
hiçbir engel kalmamýþtýr.
Bizler Yasanýn ve Uygulama Yönetmeliklerinin getirdiði yeni sistemi merkezde,
bölge müdürlüklerimiz ve il müdürlüklerimizde, fakültelerimizde düzenlediðimiz
toplantýlarla, konferanslarla ve yayýnlarýmýzla
anlatmaya çalýþýyor bir an önce uygulamanýn devreye girmesi için gayret sarf ediyoruz. Mesleðimizin geliþiminin, kamuda ve
özelde Ormancýlýk Hizmet Sektörünün
geliþiminin bu mecrada olacaðýna inanýyoruz.
Yine bu çerçevede, 19 Mart 2007 tarihinde Ankara Ticaret Odasýnda düzenlediðimiz, "5531 Sayýlý Yasa Iþýðýnda, Su
Havzalarýnda Ormancýlýk" konulu, bilim
adamlarý ve uygulamacýlarýn panelist olarak
Vefakar Türk Ormancýsýnýn ve Dünya
Ormancýlarýnýn 21 Mart Dünya Ormancýlýk
gününü kutluyoruz. FAO tarafýndan, toplumlarý bilinçlendirme amacý ile 1971 tarihinde,
Kuzey yarýmkürede ilkbaharýn, Güney yarým
kürede de sonbaharýn baþlangýç günü olan
bugün, "Dünya Ormancýlýk Günü" ilan
edilmiþtir.
Türk kökenli toplumlarda, 21 Mart'ý binlerce yýldan beri Ergenekon'dan çýkýþýn
yýldönümü, milletin ve doðanýn yeniden
canlanýp, güçlenmesinin baþlangýç günü
(Nevruz) olarak kutlamaktadýrlar.
Ayrýca bu yýl Ormancýlýk eðitiminin 150nci
yýldönümünü kutluyoruz. Gerçektende Türk
Ormancýsýnýn birikimi ve deneyimi dünya
ölçeðinde de son derece yüksektir. Bu
birikimin ýþýðýnda, Ormancýlýk eðitiminin
geleceðinin konuþulacaðý, 11-13 Nisan
2007 tarihlerinde Ý.Ü.Orman Fakültesinin
düzenlediði Ormancýlýk Eðitiminin 150nci Yýlý
çalýþtayýný çok önemsiyoruz.
Son dönemlerde daha da yoðun
konuþulan Ormanlarýn fonksiyonlarýn göre
planlanmasý, daha da ileri gidilerek ekosistemin planlanmasý mecrasýndaki gayretlere
hýz verilmelidir. Ormansýzlaþma, Küresel
ýsýnma, su rejiminin bozulmasý, erozyon,
yaban hayatý ve biyolojik çeþitlilik gibi hayati
konular, bu planlamayý zorunlu kýlmaktadýr.
Ýþte, 5531 Sayýlý Meslek Yetki Yasamýzýn
4ncü maddesi Ekosistem bakýþ açýsý ile
2
da kiþilerin keyfi uygulamalarýna imkan vermeyecek, kendisine de keyfi uygulama
imkaný verilmeyen, ücret adaletini saðlayacak, onuruyla hizmet üreteceði adil bir personel reformuna ihtiyacý vardýr. Bu da,
taraflarýn buluþacaðý en yakýn ortak payda
da gerçekleþtirilebilir.
Özellikle ön plana çýkan ücret konusunun iki boyutu vardýr. Birincisi insanca
yaþam için, ülkenin yaþam standartlarý
içinde adil olan bir ücret, ikincisi ise;
öngörülen bu adil ücretin bütün kamu
kurum ve kuruluþlarýnda ayný iþi yapanlar
arasýnda eþit olmasýdýr. Eðer çalýþma barýþý
saðlanmak isteniyorsa, kurumlar arasýndaki
ücretlerde adalet, eþit iþe eþit ücret ilkesi
acilen ve titizlikle saðlanmalý ve korunmalýdýr. "Bütçede sýkýntý var" bahaneleri ile
kimseyi kandýrmak mümkün deðildir. Eðer
sýkýntý var ise, bunu her kurum paylaþmalýdýr. Eþitliði ve motivasyonu saðlamak
zorunluluðu vardýr.
1991 yýlýndan bugüne, gündemden
düþmeyen kamu personel reformu halen
gerçekleþtirilememiþtir. Bu reformu, ancak
güçlü iktidarlarýn gerçekleþtirmesi mümkün
olup, iz býrakacak olan bu fýrsat iyi deðerlendirilmelidir.
katýldýðý panelde, geniþ boyutuyla Havzada
Ormancýlýk tartýþýlmýþ ve sonuç bildirgesi ile
kamuoyuna duyurulmuþtur.
5531 Sayýlý Yasa ve Uygulama Yönetmelikleri, Ormancýlýk ve Orman Endüstrisiyle
uðraþan tüm gerçek ve tüzel kiþileri kapsar
ve baðlayýcýdýr. Çevre ve Orman
Bakanlýðýnýn ilgili birimleriyle de gerekli
yazýþmalar ve görüþmeler devam etmektedir.
Bundan sonra, tamamlanan yasal
sürecin bir an önce uygulamaya koyularak,
güçlü bir Serbest Ormancýlýk Hizmet
Sektörünün oluþturulmasýnýn sorumluluðu;
baþta Çevre ve Orman Bakanlýðýndaki en
küçük birimden en büyüðüne, baþta
ormancý bürokratlar olmak üzere, emeklisiyle, yeni mezunuyla, piyasada çalýþanýyla
hepimizindir. Bunu baþarmanýn mutluluðunu da hep birlikte yaþayalým.
Saygýdeðer meslektaþlarýmýz
Bilindiði üzere Çevre ve Orman Bakanlýðý
Personeli, yýllardýr tazminat beklentisi
içerisindedir. Haklýdýr da. Tazminat alamayan birkaç Bakanlýktan biridir ve kamu
çalýþanlarý arasýnda, çalýþanlarýna en az
ücret ödenen bir kurumda çalýþmanýn ezikliðini yaþamaktadýr. Þu anda tazminat için
yeni bir teklif TBMM'de beklemektedir.
Yönetim Kurulumuzun, 14.03.2007 günü
yaptýðý görüþmede, Sayýn Bakana, sýkýntý bir
kez daha iletilmiþ olup, katkýya hazýr
olduðumuz da ifade edilmiþtir.
Ancak kamu çalýþanlarýnýn tek sýkýntýsý
sadece ücretlerinin düþük oluþu deðildir.
Kamu personelinin; güven içersinde Devlet
Memuru olduðunu hissedeceði, iktidarýn ya
Saygýdeðer Meslektaþlarýmýz
Bilindiði gibi Mart ayý özel günlerle
doludur. Bu vesile ile 8 Mart Dünya Kadýnlar
gününü, Mehmetçiðin Destanlaþtýðý 18 Mart
Çanakkale Zaferini kutluyoruz. Þehitlerimize
ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyoruz.
Saygýlarýmýzla
YÖNETÝM KURULU
3
YÖNETMELÝKLER YÜRÜRLÜÐE GÝRDÝ
Kýsaca, Meslek Yetki Yasasý olarak ifade edilen,
5531 sayýlý "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði
Hakkýnda Kanun" kapsamýnda hazýrlanan, aþaðýda
isimleri yazýlý 4 uygulama yönetmeliði 27 Þubat 2007
tarih ve 26447 Sayýlý Resmi Gazete yayýnlanarak yürürlüðe girmiþtir.
Devletin denetim ve gözetiminde piyasada ormancýlýk hizmet sektörünü kuracak, uygulayacak ve
geliþtirecek mevzuatýn belkemiði olan bu yönetmelikler, meslek camiamýza, ormancýlýðýmýza ve ülkemize
hayýrlý olsun.
Ormancýlýk çalýþmalarýnýn daha verimli ve kalýcý
olmasý, bu çalýþmalarda bilgi, beceri ve yetkilerin esas
alýnmasýný saðlayacak olan bu mevzuatýn ilgili taraflarca iyi kavranmasý ve uygulanmasý gerekmektedir.
Ülkemizde ormancýlýk sektöründe; meslektaþlarýmýzýn kazanýlmýþ haklarýnýn korunmasý, sorumluluklarýnýn iyi bilinmesi ve meslektaþlarýmýz tarafýndan da
benimsenmesi gerekmektedir.
Mesleðimizin hak ettiði yere ulaþmasý noktasýnda,
tüm meslektaþlarýmýza olduðu gibi, ormancýlýk
konusunda faaliyet gösteren özel teþebbüs ve belediyeler, DSI ve TCK gibi kamu kurum ve kuruluþlarýna da
önemli görev ve sorumluluklar düþmektedir.
Ýlgili herkesin ve her kesimin, bundan sonra
ormancýlýk konusundaki faaliyetlerinde bu mevzuatý
göz önüne alacaðýna olan inancýmýz tamdýr.
YÖNETMELÝKLER
Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði
ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna
Dair Kazanýlmýþ Haklar, Mesleki Deneyim Kazanma ve
Meslek Mensupluðu Sýnav Yönetmeliði
- Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði
Hakkýnda Kanuna Dair Oda Onur Kurulu Çalýþma
Esaslarý ve Serbest Yeminli Meslek Mensuplarý Disiplin
Yönetmeliði
- Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði
Hakkýnda Kanunun Uygulanma Usul ve Esaslarý ile
Serbest Ormancýlýk ve Orman Ürünleri Büro Çalýþma
Alanlarýna Dair Yönetmelik
- Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði
Hakkýnda Kanuna Ormancýlýk ve Orman Ürünleri
Bürolarýnýn Kuruluþ ve Çalýþma Esaslarý Yönetmeliði
(Yönetmeliklerin tam metinlerine Odamýz Að Sayfasýndan ulaþabilirisiniz.)
DUYURU
ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI GENEL
MERKEZÝNDEN GERÇEK VE TÜZEL KÝÞÝLERÝN
DÝKKATÝNE
KONU: Bu duyuru, 5531 sayýlý Kanun kapsamýnda
olan iþ ve iþlemleri yapan veya yapmak isteyen gerçek
ve tüzel kiþilerden;
1) Serbest ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarý,
2) Þirketler ve ortaklýk bürolarý,
3) Hizmet akdi ile gerçek ve tüzel kiþilerde çalýþan
mühendisler,
4) 5531 sayýlý Kanuna göre iþtigal eden gerçek ve
tüzel kiþilerin
Uymak zorunda olduklarý ve yapmalarý gereken iþ ve
iþlemleri kapsamaktadýr.
5531 sayýlý "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði
Hakkýnda Kanun"un uygulama yönetmelikleri, 27 Þubat
2007 tarihli ve 26447 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanarak yürürlüðe girmiþtir.
Halen çalýþma yapan mühendisler ile yeni çalýþma
yapmak isteyen mühendisler aþaðýdaki esaslara uygun
olarak belgelerini tamamlayacaklardýr.
I- GENEL ESASLAR:
a) Yeni yönetmeliðe uygun olarak büro tescil belgelerini yeniletmeyen büro ve þirketler ile yeniden baþ
vuracak olan mühendisler, Odadan ruhsat belgesini
almadan, çalýþanlar listesine kayýt olmadan ve vergi
mükellefi olmadan iþ yapmalarý yasal olmayacaktýr. Kamu
kurum ve kuruluþlarý satýn almalarda bu konulara
dikkate alacaklardýr.
b) Artýk bu tarihten sonra Kanunun 4 üncü maddesinde sayýlan mesleki konularý yapmak veya yaptýrmak
isteyen gerçek ve tüzel kiþiler, bu konularý, Odaya kayýtlý,
ruhsatlý ve yetkili ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarý
ile bu konularda faaliyet gösteren þirketlerden satýn
almak zorundadýrlar.
c) Mevcut serbest mühendis ve müþavir belgesine
sahip olup bürolarýný tescil ettiren mühendisler ile þirketler çalýþmalarýný sürdürebilmeleri için belgelerini
Odadan yenilemeleri gerekmektedir.
ç) Ormancýlýk, orman endüstrisi ve aðaç iþleri
endüstrisi ile iþtigal eden gerçek ve tüzel kiþilere ait iþyerlerinde hizmet akdi ile çalýþan mühendisler, Odaya
kayýtlý, ruhsatlý ve çalýþanlar listesine kayýtlý olmalarý
4
IV- HALEN SERBEST ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ
MÜÞAVÝR MÜHENDÝSLÝK BÜROSU TESCÝL BELGESÝNE
SAHÝP OLANLARIN YAPACAKLARI ÝÞLEMLER:
Ellerinde, orman mühendisliði müþavir mühendislik
bürosu tescil belgesi bulunan bürolar ve þirketler, yeni
mevzuata aþaðýdaki þekilde uyum saðlayacaklardýr.
1- BÜROLAR:
a) Yukarýda ikinci bölümde istenilen belgelerden
eksik olanlarý veya yeniden istenilenleri tamamlayarak
ruhsat almak, çalýþanlar listesine kayýt olmak ve serbest
ormancýlýk ve orman ürünleri bürosu tescil belgesi almak
için Odaya baþvuracaklardýr.
b) Halen ellerinde bulunan yýllýk büro tescil belgesini
Odaya iade edeceklerdir.
c) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri
ödenecektir.
ç) Uyum iþlemlerini yaptýrmayanlar 5531 sayýlý
Kanuna göre iþ yapamayacaklardýr.
2- ÞÝRKETLER VE ORTAKLIK BÜROLARI:
Ellerinde, orman mühendisliði müþavir mühendislik
bürosu tescil belgesi bulunan bürolar ve þirketler, yeni
mevzuata aþaðýdaki þekilde uyum saðlayacaklardýr.
a) Yukarýda üçüncü bölümde istenilen belgelerden
eksik olanlarý veya yeniden istenilenleri tamamlayarak
ruhsat almak, çalýþanlar listesine kayýt olmak ve serbest
ormancýlýk ve orman ürünleri ortaklýk bürosu veya þirket
tescil belgesi almak için Odaya baþvuracaklardýr.
b) Halen ellerinde bulunan yýllýk büro tescil belgesini
Odaya iade edeceklerdir.
c) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri
ödenecektir.
ç) Uyum iþlemlerini yaptýrmayanlar 5531 sayýlý
Kanuna göre iþ yapamayacaklardýr.
V- 5531 SAYILI KANUN KAPSAMINDAKÝ ÝÞLERÝ
ÝÞTÝGAL KONUSU EDEN GERÇEK VE TÜZEL KÝÞÝLER
a) Ormancýlýk, orman endüstrisi ürünleri ve aðaç iþleri
endüstrisi ürünleriyle iþtigal eden gerçek ve özel hukuk
tüzelkiþileri, çalýþtýrdýklarý meslek mensuplarýnýn odaya
kayýtlý ve ruhsatlý olmalarýný saðlayacaklar ve 5531 sayýlý
Kanuna uygun olarak yapacaklarý satýn almalarda uygulama yönetmelikleri doðrultusunda hareket edeceklerdir.
b) Kamu kurumu tüzel kiþileri; 5531 sayýlý Kanun
kapsamýnda bulunan mesleki konularý satýn almaya
gereksinim duymalarý halinde, "Orman Mühendisliði,
Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri
Mühendisliði Hakkýnda Kanunun uygulama usul ve
esaslarý ile serbest ormancýlýk ve orman ürünleri büro
çalýþma alanlarýna dair yönetmelik" in 7 inci maddesinde
belirlenen esaslara uygun olarak uzmanlýk alanlarý ile
uzmanlýk konularýna uygun faaliyet gösteren Odaya
kayýtlý, ruhsatlý yetkili büro ve þirketlerden satýn almalarý
gerekmektedir.
Ýlan olunur. 13 Mart 2007
ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI GENEL MERKEZÝ
zorunludur. Bu þekilde çalýþanlarýn durumlarýnýn 5531
sayýlý Kanuna uygun hale getirmeleri gerekmektedir.
d) Meslek mensuplarýnýn çalýþma konusu ve alanlarý;
ilgililerin kamu kurumlarýndan alacaklarý hizmet cetveline
veya serbest çalýþmalarý halinde sosyal güvenceli olarak
çalýþtýðý belgelenen konulara dayalý olarak ve UZMAN
tanýmýndaki esaslar çerçevesinde, Oda yönetim kurulunca ilgili yönetmelik hükümleri doðrultusunda belirlenecek ve ruhsat belgesine yazýlacaktýr.
II- YENÝ SERBEST ORMANCILIK VE ORMAN ÜRÜNLERÝ
BÜROSU AÇMAK ÝSTEYENLER:
Serbest ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarýný,
"Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve
Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna dair
ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarýnýn kuruluþ ve
çalýþma esaslarý yönetmeliði"ne göre yeniden açmak
isteyenlerin yapmalarý gerekli iþ ve iþlemler.
a) Yönetmeliðin 5 inci ve 7 inci maddelerine göre
Ruhsat belgesini alacaklardýr.(Madde-5,7)
b) Oda meslek kütüðüne kayýtlarýný yaptýracaklardýr.
(Madde-9)
c) Vergi mükellefi olup, 12 inci maddeye göre Oda
çalýþanlar listesine kaydýný yaptýracak ve 13 üncü
maddede belirlenen bir büronun açýlmasý isteðini 14
üncü maddede belirlenen belgelerle birlikte Odaya
baþvuracaklar, büro yerlerine iliþkin olarak15 inci, 16
ýncý ve 17 inci maddelerde belirlenen hususlara uyacaklar, yapýlacak inceleme sonucunda ormancýlýk ve orman
ürünleri tescil belgelerini alacaklardýr. (Madde-12, 13 ve
14)
ç) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri
ödenecektir.
III- MESLEKÝ KONULARDA YENÝ ÞÝRKET VEYA ORTAKLIK BÜROSU KURMAK ÝSTEYENLER:
Mesleki konularda þirketleþerek çalýþma yapmak
isteyen meslek mensuplarýnýn, "Orman Mühendisliði,
Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri
Mühendisliði Hakkýnda Kanuna dair ormancýlýk ve orman
ürünleri bürolarýnýn kuruluþ ve çalýþma esaslarý yönetmeliði"ne göre yapmalarý gerekli iþ ve iþlemler.
a) Yukarýdaki II inci bölümün a, b ve c bentlerinde
yazýlý olan hususlarý yerine getirdikten sonra, Ticaret
Kanunu hükümleri doðrultusunda yönetmeliðin 13 üncü
maddesini dikkate alarak þirket kurulabilecektir.
(Madde- 5,7,9,12,13,14,16,17)
b) Þirket ana sözleþmesinde 5531 sayýlý Kanunun 4
üncü maddesi ve ilgili yönetmeliðin faaliyet konularýyla
ilgili maddelerinde belirlenen konular yer alacaktýr.
c) Kurulan þirketlerin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin
bir örneðini, ortaklýk bürolarý da ortaklýk sözleþmesinin
noter tasdikli bir örneðini en geç 30 gün içinde Odaya
vereceklerdir.(Madde-15)
ç) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri
ödenecektir.
5
EMEÐÝ GEÇENLERE TEÞEKKÜR BELGESÝ VERÝLDÝ
20 Mart 2007 günü düzenlenen yemekli toplantýda kýsaca,
Meslek Yetki Yasasý olarak ifade
edilen, 5531 sayýlý "Orman
Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri
Endüstri Mühendisliði Hakkýnda
Kanun" nun çýkmasýna emeði
geçenlere teþekkür belgesi verildi.
Ülkemiz ormancýlýðýný ve
Odamýz
üyelerini
Dünya
ormancýlýðýyla bütünleþtirecek
olan, 5531 sayýlý Kanun’un hazýrlanmasý, TBMM Tarým, Orman ve
Köyiþleri Komisyonunda savunulmasý ve ikincil mevzuatýn hazýrlanmasýnda yaptýklarý katkýlar
nedeniyle, Orman Mühendisleri
6
Odasý Yönetim Kurulu aldýðý bir
kararla TEÞEKKÜR BELGESÝ ile
taltif edilmelerini kararlaþtýrmýþtýr.
Ormancýlýðýmýza ve meslektaþlarýmýza nice hizmetlerde
bulunmalarý dileðiyle belgeler
kendilerine sunulmuþtur.
Yönetim Kurulu kararý ile
teþekkür belgeleri; Ormancý Eski
Parlamenterlerden:
Ali
Rýza
UZUNER, Yasin BOZKURT, Nevzat
DURUKAN, Nevþat ÖZER, Þükrü
ABBASOÐLU, Ali KIRCA'ya,
Ormancý Sivil Toplum Örgütleri
Baþkanlarýndan;
Mustafa
YUMURTACI (Türkiye Ormancýlar
Derneði
Baþkaný),
Ahmet
DEMÝRCÝ (Türk Tarým-Orman
Sendikasý Genel Baþkaný), Sezai
KAYA (Tarým Orkam Sen Genel
Baþkaný), Günay KAYA (Tarým
Orman Çalýþanlarý Genel Baþkaný),
Cafer
YÜKSEL
(Ormancýlýk
Kooperatifleri Merkez Birliði Genel
Baþkaný),
Yaþar
DOSTBÝL
(Tarýmsal
Kalkýnma
Vakfý
Baþkaný), Abdurrahman SAÐKAYA
(Ormancýlýk ve Tabiatý Koruma
ayrýca,
Vakfý
Baþkaný)'ya
Ý.Ü.Orman Fakültesi Dekan'lýðýna,
K.E.Ü. Bartýn Orman Fakültesi
Dekan'lýðýna, A.Ý.B.Ü. Orman
Fakültesi Dekan'lýðýna, K.T.Ü.
Orman Fakültesi Dekan'lýðýna,
S.D.Ü.
Orman
Fakültesi
Dekan'lýðýna, K.Ü. Orman Fakültesi
Dekan'lýðýna, A.Ü. Orman Fakültesi
Dekan'lýðýna,
S.Ý.Ü.
Orman
Fakültesi Dekan'lýðýna, Üniversite
Öðretim Üyelerinden: Prof. Dr.
Uçkun GERAY, Prof. Dr. Doðan
KANTARCI, Prof. Dr. Tamer
ÖYMEN'e, emekli bürokrat Cemal
Görevde
Bulunan
AKIN'a,
Bürokratlardan: Dr. Nuri USLU,
Osman KAHVECÝ ve Mustafa
YÜKSEK'e verilmiþtir.
7
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
ZÝYARET EDÝLDÝ
Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu
Üyeleri 14.03.2007 tarihinde Çevre ve Orman
Bakaný sayýn Osman PEPE yi ziyaret ederek
Bakanlýk
bünyesinde
çalýþan
Orman
Mühendisleri ve diðer çalýþanlarýn özlük haklarýnda yapýlmasý gereken iyileþtirmeleri gündeme getirmiþlerdir. Yapýlan görüþmede;
Kamuda çalýþanlar arasýnda, ücret sýralamasýnýn
en aþaðýsýnda yer alan, bu anlamda yýllardan
beri maðdur durumda bulunan, Çevre ve Orman
Bakanlýðý personelinin gündeminden hiç
düþmeyen tazminat konusunun çözülmesi talep
edilmiþtir. Ve bu konuda kendilerine meslek
örgütleri olarak her türlü desteðin verileceði,
“5531 sayýlý Orman Mühendisliði, Orman
Endüstri Mühendisliði Aðaç Ýþleri Endüstri
Mühendisliði Hakkýnda Kanun" kapsamýnda 4
adet uygulama yönetmeliðinin Resmi gazetede
yayýnlandýðýný, bu yasa ve uygulama yönetmelikleri çerçevesinde ilgili birimlerin uygulamaya
geçmesi için gerekli direktiflerin verilmesi ve
sürecin hýzlandýrýlmasý, Mesleki standart ve
meslek mensubu olabilmek için, 5531 sayýlý
yasa gereði, yasanýn çýktýðý tarihten sonra
mezun olanlara Ormancýlýk Bürolarýnda 1 yýllýk
mesleki deneyim kazanma ve sýnav þartý getirilmiþ olduðundan, piyasada yeterli Ormancýlýk
Bürosu oluþuncaya kadar, yeni mezun olan
meslektaþlarýmýzýn maðdur edilmemesi için,
"Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna Dair Kazanýlmýþ Haklar,
Mesleki Deneyim Kazanma ve Meslek
Mensupluðu Sýnav Yönetmeliði"nin geçici EK1nci maddesinin çalýþtýrýlmasý konularý ele
alýndý.
8
ÜLKEMÝZDE ORMANCILIK EÐÝTÝMÝNÝN 150. YILINDA
ORMANCILIK HAFTASI NEDENÝYLE
“5531 SAYILI ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, ORMAN ENDÜSTRÝ
MÜHENDÝSLÝÐÝ, AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ HAKKINDA
KANUN IÞIÐINDA SU HAVZALARINDA ORMANCILIK”
KONULU PANEL YAPILDI
Ankara Ticaret Odasý Salonunda 19 Mart 2007
günü düzenlenen panel, Cumhuriyet ve ormancý
þehitlerimizin anýsýna saygý duruþu ve ardýndan istiklal marþýnýn okunmasýyla baþladý. Daha sonra Aykut
Ýnce tarafýndan hazýrlanan yurdumuzun flora ve fauna
zenginliklerinin yansýtýldýðý müzikli fotoðraf gösterisi
ilgi ile izlendi.
Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkez Yönetim
Kurulu Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN, “5531 Sayýlý Orman
Mühendisleri, Orman Endüstri Mühendisleri, Aðaç
Ýþleri Endüstri Mühendisler hakkýnda Kanun Iþýðýnda
Su Havzalarýnda Ormancýlýk" Konulu Paneli Bir gün
önce kutladýðýmýz 18 Mart Çanakkale zaferinin
yýldönümü ardýndan böyle bir günde bir araya
gelindiðini söyleyerek konuþmasýna baþlamýþtýr.
Daha sonra "Ülkemizde ormancýlýk eðitiminin
150nci yýlý içinde doðamýzýn ekosistem planlamasý ve
yönetilmesi konusunda farklý meslek disiplinleri
tarafýndan planlanýp yönetilen su havzalarýnda orman
mühendislerinin ve ormancýlýðýmýzýn yerinin tartýþýlacaðý panele hoþ geldiniz" dedi.
Konuþmasýný binbir engel aþýlarak çýkarýlan ve 8
temmuz 2007 tarihinde Resmi Gazetede yayýnla9
narak yürürlüðe giren 5531 Sayýlý Orman Mühendisliði Yetki Yasasý, yasanýn mesleðimize ve meslektaþýmýza katkýlarý, yasanýn çýkarýlmasýnda emeði
geçenlere teþekkürü, su havzalarýnda yapýlacak her
türlü planlama, uygulamalarda yasa gereði birinci
derecede orman mühendisinin görev alacaðý ve diðer
meslek disiplinlerinin gerçekleþtirecekleri çalýþmalarda orman mühendislerinin aldýklarý eðitim ve edindikleri tecrübeleri gereði, yukarý su havzalarýnda gerçekleþtirilecek tarým, hayvancýlýk, iskan, inþaat, yol, baraj
gibi her türlü yatýrým ve hizmet sektörlerinde yapýlacak planlamada orman mühendisine mutlaka yer verilmesi gerektiði ve adeta bir orkestra þefi görevini
üsteneceklerini dile getirerek, suyun orman ile iliþkisini, gelecekteki önemini vurgulayarak, temiz su
üretiminde ormanlarýn önemli fonksiyonlarýnýn
olmasý dolayýsý ile meslektaþlarýmýzýn bu güne kadar
olduðu gibi bundan sonrada çok önemli görevler alacaklarýný ve daha bilinçli olarak bu görevleri yürüteceklerini." söyleyerek konuþmasýný tamamlamýþtýr.
Panel öncesi yapýlan konuþmalarda ilk sözü alan
CHP Giresun Milletvekili Orman Yüksek Mühendisi
Mehmet IÞIK, odamýz yöneticilerin yapmýþ olduklarý
çalýþmalardan, meslektaþlar arasýnda sað sol demeden meslek menfaati için, gerçektende Meslekte
Birlik söylemine uygun yaklaþýmlarýndan dolayý
kendilerine teþekkür etmiþ, Bu dönemde kendisinin
Mecliste temsilcimiz olmasýndan büyük onur duyduðunu, yasanýn çýkmasýnda kendinin de katkýsýnýn
bulunmasý nedeniyle mutlu olduðunu oldukça duygusal bir þekilde ifade etmiþtir. Sözlerine; ülkemizde
orman alanlarýnýn, yukarýdan meralar aþaðýdan tarým
alanlarýnýn büyük baskýsý altýnda kaldýðý dönemlerde
orman mühendislerinin yaþadýðý güçlükleri anlatarak
devam etti. "Orman mühendisi bu büyük rant
daðýlýmýnýn önünde duramadý dersek yalan olmaz.
Gördüðü tayin baskýlarýnýn, oradan oraya yaþadýðý
sürgünlerin ve canýna malýna varýncaya kadar
gördüðü zararlar hep yapanlarýn yanýna kaldý ve
genelde hep yalnýzdý. Orman yasasýnda yapýlan
deðiþiklikler ne yazýk ki hep ormanlarýn karþýsýnda
oldu hiç bir zaman ormanlardan yana olmadý ve
çýkarýlan orman mühendisleri yasasýnýn tüm bu
yaþanan olumsuzluklarý bir nebze hafifleteceðini
umuyorum." diyerek sözlerini bitirdi.
Daha sonra Yasanýn çýkarýlmasýnda yoðun emeði
geçen TBMM Tarým Orman Komisyonu Baþkaný
Adana Milletvekili Prof. Dr. Vahit KÝRÝÞCÝ'de bir
konuþma yaparak.., Orman mühendislerini ve
odamýzý yapýlan özverili çalýþmalarýndan dolayý tebrik
etmiþ, Yeþil Türkiye ülküsünün sevdalýlarýna gelecekteki çalýþmalarýnda baþarýlar dilemiþtir. Kiriþci; Orman
mühendisleri kanununun çýkarýlmýþ olmasýndan
ziraat mühendisi olarak çok mutlu olduðunu söyledi.
Meclisimizin eski dönemlerinde çýkarýlan meslek
yasalarýnýn günümüz koþullarýna uyumsuzluklarýnýn
görüldüðü günümüzde orman mühendisliði yasasýnýn
çýkýþý sýrasýnda diðer meslek guruplarýnýn küskünlük-
10
lerine sebebiyet verdiðini ancak bütün bunlarý minimize ederek yasayý çýkarttýklarýný anlatan Kiriþci,
küresel ýsýnmanýn sebebinin bugünlerden çok eskiye
dayandýðýný dile getirerek, günümüzde yaþanan su
sorununa da deðinmiþ, ülkemizin su zengini olmadýðýný anlatmýþtýr.
Daha sonra yasanýn çýkarýlmasý sýrasýnda emeði
geçenlere Odamýz Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN
tarafýndan plaketleri verildi.
Panel baþlanmadan önce kürsüye gelen Odamýz
Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný
Eþref GÝRGÝN ise; baþlangýcýndan beri yasa ile ilgili
kýsa öz açýklamalardan sonra, havza bazýnda yapýlacak çalýþmalarda 5531 sayýlý yasanýn orman mühendisine yüklediði sorumluluk ve görevler, konusunda
açýklayýcý bir konuþma yapmýþ ve hazýrladýðý sunumla
konu hakkýnda izleyenleri bilgilendirmiþtir.
Panel öncesi; Anavatan Partisi Genel Baþkaný
Erkan Mumcu ve Demokratik Sol Parti Genel Baþkaný
Zeki Sezer’in baþarý dileklerini ilettikleri telgraflar
okunmuþtur.
Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekaný
Prof. Dr. Tahsin AKALP'in Baþkanlýðýný yaptýðý Birinci
oturuma geçilmiþtir. birinci oturuma panelist olarak,
Abant Ýzzet Baysal Üniversitesi Öðretim Üyesi
Prof.Dr. Refik KARAGÜL, Orman Genel Müdür Vekili
Osman KAHVECÝ, Aðaçlandýrma ve Erozyon
Kontrolü Genel Müdür Yardýmcýsý Hanefi AVCI ve DSÝ
Erozyon ve Rüsubat Kontrol Þube Müdürü Nuri
SÜMER katýlmýþlardýr.
Emekli Orman Genel Müdürü Abdurrahman
SAÐKAYA'nýn baþkanlýðýný yaptýðý ikinci oturuma;
Ýstanbul Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Uçkun
GERAY, Dokuz Eylül Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof.
Dr. h.c. Ýbrahim ATALAY, Akdeniz Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Kani IÞIK ve Birleþmiþ Milletler
Kýrsal Kalkýnma Uzmaný Ertan KARABIYIK panelist
olarak katýlmýþtýr.
Panel aþaðýdaki sonuç bildirisinin okunmasý ile
son bulmuþtur.
SONUÇ BÝLDÝRÝSÝ
5531 Sayýlý Kanun ýþýðýnda ormanlarýn fonksiyonel
özellikleri öne çýkarýlarak, su havzalarýnda ormancýlýk
konularý 19 Mart 2007 tarihinde Ankara Ticaret
Odasý konferans salonunda panelistler ve katýlýmcýlarca tartýþýlmýþtýr.
Ülkemiz alanýnýn %75 nin orman ekosistemine
sahip olduðu ve kaliteli su üretiminin %80 nin
ormanlardan elde edildiði, küresel ýsýnmada ormanlarýn önemli rolü bulunduðu gerçeðinden hareketle,
tartýþmada birliktelik saðlanan aþaðýdaki konularýn
kamuoyuyla paylaþýlmasýna gereksinim duyulmuþtur.
1- 5531 Sayýlý Kanunun 4 üncü maddesinde,
Orman Mühendisliði disiplini faaliyet konularýný 19
baþlýk halinde hüküm altýna aldýðý ve bu baþlýklarýn 9
unun orman ekosistemine ait olduðu, böylece uluslar arasý süreçte dünyanýn görmek istediði
11
ormancýlýktaki ekosistem tabanlý kaynak yönetimi
yaklaþýmýnýn ülkemizde ki yasal mesleki alt
yapýsýnýn oluþturulduðu ve bu düzenleme dünya
ormancýlýðýyla Türk ormancýlýðýnýn bütünleþmesinin
önünü açacaðý,
2- Su havzalarý çýkýþýnda güvenli yaþamanýn, yine
su havzalarýnýn kaynaðýndaki fonksiyonel ormancýlýk
çalýþmalarýndan geçtiði, o nedenle havza yönetiminin bir bütünlük içinde ele alýnmasýnýn zorunlu
olduðu, havzanýn yönetiminde toprak unsurunun
yerinde korunmasýnýn ortak paydayý teþkil ettiði,
3- Su Havzalarýnda yapýlacak entegre planlama
ve projelendirme konusunun koordinasyonunu,
6831 sayýlý Orman Kanununun 58 nci maddesinde
de kýsmen belirtildiði üzere Orman Mühendisliði
disiplininin yapmasýnýn gerektiði,
Birden çok meslek disiplinin bir arada çalýþmak
zorunda olduðu su havzalarýnda havza yönetiminin
baþarýsý, eþ zamanlý ve eþ mekanlý olarak planlara
da-yalý uygulamalara baðlý olduðu, bu konunun
baþarýlý sürdürülmesi Birinci Çevre ve Ormancýlýk
þurasý tavsiye kararýnda belirlenen "Havza Planlama
ve Yönetimi Temel Kanunu"un çýkarýlmasýyla daha
verimli yürütüleceði,
4- Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðünün yukarý
su havzalarýnda toprak koruma tedbirlerinin alýnmasýna yönelik çalýþmalarýnda 5531 Sayýlý Kanun
hükümlerini göz önüne almasýnýn gerektiði,
5- Türkiye'nin su zengini ülke olmadýðý gerçeðinden hareketle suyun ekonomik þekilde kullanýlacak
þekilde tedbirlerin alýnmasýnýn, suyun gelecekte denizlere akýtýlmayarak ülke içinde að sistemiyle
daðýtýlmasýnýn gerektiðinin düþünülmesi, su üretimini saðlayacak havza ormanlarýnda kaynak yönetim planlarýnýn yapýlmasýnýn gerektiði,
6- Kýrsal yerleþimin ihtiyaçlarý giderilmeden su
havzanýn korunmasý ve geliþtirilmesinin zor olduðu,
o nedenle havza boyutunda yapýlacak planlamalarda
kýrsal kesimin öncelikle dikkate alýnmasýnýn gerektiði,
7- Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn havza su yönetiminde aktif rol üstlenmesinin gerektiði, havzadaki
ormancýlýk çalýþmalarýnda Avrupa'nýn en zengin
biyo-lojik çeþitliliðe sahip ülke konumumuzun
devamlý göz önünde bulundurulmasýnýn gerektiði,
8- Dünyadaki geliþmeler ve 5531 sayýlý Kanun
göz önüne alýnarak, Orman fakültelerindeki eðitim
ve öðretim programlarýnýn yenilenmesi yönünde 1213 Nisan 2007 tarihlerinde Ýstanbul Üniversitesi
Orman Fakültesinde yapýlacak olan çalýþtayýn memnuniyetle karþýlandýðý,
Hususlarý kamuoyunun bilgisine sunulur.
Prof. Dr. Vahit KÝRÝÞCÝ
TBMM Tarým Orman Komisyonu Baþkaný Adana Milletvekili
Mehmet IÞIK
CHP Giresun Milletvekili Orman Yüksek Mühendisi
Eþref GÝRGÝN
Odamýz Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný
12
Günü
r
la
ýn
d
a
K
a
y
8 Mart Dün
ÝÞ YAÞAMINDA BAYAN ORMAN MÜHENDÝSLERÝ1
(Performanslarý, Sorunlarý, Mesleki Memnuniyetleri ve Beklentileri)
Yrd. Doç. Dr. Bilgin GÜLLER* Sibel KORKMAZ**
1. GÝRÝÞ
Türkiye'de bayan orman mühendislerinin
ormancýlýk sektöründe iþlendirilmelerine 1960 yýlýnda
baþlanýlmýþ (Alanay, 1998) ve sayýlarý gün geçtikçe
artarak günümüzde ormancýlýk çalýþmalarýnda önemli
bir rol oynayan düzeye ulaþmýþtýr. Fakat toplam orman
mühendisleri içinde bayanlarýn oraný fakülte sayýsýnýn
artmasýna raðmen, maalesef fazla bir artýþ gösterememiþtir.1998 yýlýna kadar orman fakültelerinden
mezun olan bayan mühendislerin oraný %7 iken, 2004
yýlý itibariyle bu oran %11'e yükselmiþtir. Ancak yine
de erkek orman mühendislerinin sayýsý ile
karþýlaþtýrýldýðýnda faal durumda bulunan bayan
orman mühendislerinin sayýsýnýn çok düþük olduðu
bilinmektedir. Ormancýlýkta cinsiyet faktörü ve kadýnlarýn ormancýlýk mesleðindeki durumlarý gibi konular
ülkemizde herhangi bir resmi toplantýda ana baþlýk
olarak (Bu konu Antalya'da yapýlan XI. Dünya
Ormancýlýk Kongresi'nde "Kadýn ve Ormancýlýk" adý
altýnda bir alt oturumda ele alýnmýþtýr) gündeme
gelmemiþ olmasýna raðmen, IUFRO bünyesinde
yapýlan pek çok toplantýda bu konu üzerinde önemle
durulmaktadýr. Öyle ki kadýn ve ormancýlýk konulu
çalýþma toplantýlarý, sempozyum vb. düzenlenmiþtir
(Gender in Forestry IUFRO Working Meeting, 24-26
November 2001; Symposium on Women and
Forestry, 10-13 August 1999, Norway vb.). Ayrýca
yapýlan bir literatür çalýþmasýyla bu konuda 900 çalýþmanýn (bütün yayýn tipleri dahil) yapýlmýþ olduðu
bildirilmektedir. Dünya üzerinde bu konunun en çok
tartýþýldýðý dolayýsýyla en fazla yayýn yapýlan ülkeler
Asya kýtasýndadýr. Bunu sýrasýyla Avrupa, Amerika ve
Afrika izlemektedir ((Lyren, L., 2004). Ülkemizde bu
konuda yapýlan yayýnlar oldukça sýnýrlý sayýdadýr
(Yadigar,1990; Alanay, 1998).
Bu çalýþmada Çevre ve Orman Bakanlýðý
bünyesinde çalýþan bayan orman mühendislerinin,
performanslarý, sorunlarý, mesleki, memnuniyetleri ve
beklentilerinin belirlenmesine yönelik bir anket çalýþmasý yapýlmýþtýr. Ayný zamanda bildiride günümüzdeki
durum tespiti ile 1999 yýlýnda Güller tarafýndan
yapýlan bir anket çalýþmasý ile elde edilen sonuçlar
karþýlaþtýrýlmýþ ve 1999 yýlýndan günümüze kadar
ülkemizde bu konuda yaþanan geliþmeler deðer-
13
*SDÜ Orman Fakültesi
**Orman Mühendisi
lendirilmiþtir. Geçmiþte çok fazla üzerinde durulmayan
bu konu, meslekte cinsiyet ayrýmý olarak deðil,
1992'de Brezilya'da yapýlan Birleþmiþ Milletler Çevre
ve Kalkýnma Konferansý'nda ortaya konan "Gündem
21", "Rio Deklarasyonu" ve "Orman Prensipleri" belgelerinde yer alan "çevre ve ormancýlýk uygulamalarýna
kadýnýn aktif katýlýmýnýn saðlanmasý" ilkesinden
hareketle ele alýnmýþ, kamuda performans yönetimi
konusunun daha sýk gündeme getirilmeye baþlandýðý
günümüzde yeniden yapýlanma, kapasite geliþtirme ve
halkla iliþkiler konularý ile ilgili yapýlacak çalýþmalarda,
gittikçe daha fazla önem arz edecek bir konu olarak
deðerlendirilmiþtir.
2. MATERYAL ve YÖNTEM
Bayan orman mühendisleri, Çevre ve Orman
Bakanlýðý baþta olmak üzere Devlet Su Ýþleri ve
belediyeler gibi farklý kurumlarda istihdam edilmektedir. Bu çalýþmanýn ana kütlesini, yoðun olarak iþlendirmenin yapýldýðý Çevre ve Orman Bakanlýðý'nda çalýþan
bayan orman mühendisleri oluþturmuþtur.
Bakanlýk bünyesinde çeþitli konumlarda çalýþan
fakat orman mühendisi olmayan bayan mühendisler
ile anket yapýlmamýþtýr. Ankette 27 adet soru sorulmuþtur. Bu sorulardan bazýlarýna evet, hayýr; bazýlarýna ise evet, hayýr, kýsmen þeklinde cevap þýklarý hazýrlanmýþ, hayýr ve kýsmen þeklinde cevap verenler için
devamýnda bunun nedenlerine yönelik çoktan seçmeli
sorular yöneltilmiþtir. Anket formlarý e-posta ve faks
ile gönderilmiþ ve geri dönüþü saðlanmýþtýr.
Ankette aþaðýda verilen genel çerçeve doðrultusunda ayný sorular direkt ve dolaylý olarak sorularak
tutarlýlýk denetimi yapýlmýþtýr. Ankette bazý sorularda
(orman mühendislerinin sahip olmasý gereken kiþilik
özellikleri, performans kriterleri vb.) sýralama istenmiþtir. Bu sorularda her þýk, hem tercih edilme hem
de sýralama kriterlerine göre, çoktan seçmeli sorulara
verilen yanýtlar ise yüzde oranlarý hesaplanarak deðerlendirilmiþtir. Anketlerin ön denetimleri Isparta Orman
Bölge Müdürlüðünde yapýlmýþ ve deðerlendirmede
Microsoft Excel programý kullanýlmýþtýr. Toplam 121
bayan orman mühendisi ile anket çalýþmasý yapýlmýþtýr.
Çalýþmanýn baþlangýcýnda öngörülen genel çerçeve
sorular þunlardýr;
1. Bayanlarýn orman mühendisliðini tercih
etmelerinin nedenleri nelerdir?
2. Bayan orman mühendislerinin yaptýklarý iþlerden
memnuniyet durumlarý ve varsa memnuniyetsizliklerinin nedenleri ve karþýlaþtýklarý güçlükler nelerdir?
3. Orman mühendisliðinin aðýrlýklý olarak aðýr arazi
koþullarýna dayanýklýlýk isteyen bir meslek dalý olduðu
varsayýlýrsa, bayan orman mühendislerinin bu
koþullara dayanabilme ve arazi iþlerini erkek meslek-
taþlarý kadar yapabilme durumlarý ne kadardýr?
4. Yöneticilerinin bayan orman mühendislerinden
aldýklarý randýman hangi düzeydedir?
5. Bayan orman mühendislerinin performansýný
etkileyen etmenler nelerdir?
6. Performans deðerlendirme kriterleri nelerden
oluþmalýdýr, nasýl yapýlmalýdýr?
7. Orman mühendislerinin muhatap olduklarý kiþiler açýsýndan cinsiyet kavramýnýn önem düzeyi nedir?
Sempozyumla ilgili zaman açýsýndan bir kýsýtlama
yaþanmasý nedeniyle baþlangýçta yöneticiler ile yapýlmasý düþünülen görüþmeler yapýlamamýþtýr. Ayrýca
bayan orman mühendislerinin muhatap olduklarý kiþiler açýsýndan cinsiyet kavramýnýn önem düzeyi deðerlendirilirken, alt kademede çalýþan memurlar ve halktan kiþiler ile kýsýtlý sayýda görüþ alýnmýþ, bu yönde
anket çalýþmasý yapýlamamýþtýr. Dolayýsýyla bu çalýþmada verilen deðerlendirmeler bayan orman mühendislerinin düþüncelerini yansýtmaktadýr.
3. BULGULAR ve TARTIÞMA
Anket çalýþmalarýnda Çevre ve Orman Bakanlýðý'nýn
bütün birimlerinde çalýþan bayan orman mühendislerinin görüþlerinden örneklem elde etmeye çalýþýlmýþtýr. Bu kapsamda ankete katýlan bayan orman
mühendislerinin çalýþtýðý birimler ve oranlarý Þekil 1'de
gösterilmiþtir.
Þekil 1. Ankete Katýlanlarýn Çalýþtýðý Birimler
Þekil 1'de görüldüðü gibi, ankete katýlýmý en yüksek düzeyde Orman Genel Müdürlüðü'ne baðlý birimlerde çalýþanlar oluþturmuþtur. Ýkinci düzeyde katýlým,
Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn ana hizmet birimlerine
baðlý ve Çevre ve Orman Ýl Müdürlüklerinde çalýþanlar
þeklindedir. Bunun yanýnda % 7'lik bir oranla ankete
katýlan üçüncü grup AR-GE dairesine baðlý ormancýlýk
araþtýrma müdürlüklerinde görev yapan bayan orman
mühendisleridir.
Ankete katýlanlarýn yaþ, çalýþma yýlý, medeni durum
ve sahip olduklarý çocuk sayýlarýna iliþkin bilgiler
Çizelge 1'de verilmiþtir.
14
Çizelge1. Ankete Katýlanlarýn Özellikleri
Medeni durum
Çocuk sayýsý
Grup
Yaþ
Oran(%)
Grup
Çalýþma yýlý
Oran(%)
Grup
Oran(%)
Grup
Oran(%)
21-30
41,5
<1
5,0
Evli
70,2
0
15,4
31-40
47,8
1-5
14,0
Bekar
24,8
1
44,0
>40
10,7
6-10
41,3
Boþanmýþ
5,0
2
39,5
11-15
22,3
3
1,1
>15
17,4
Çevre ve Orman Bakanlýðý bünyesinde þube müdürlüðü görevinden üst düzeyde bir görevde çalýþan
bayan orman mühendisi bulunmamaktadýr. Bayan
Mühendislerin bulunduðu en yüksek mevki þube
müdürlüðü ve iþletme müdür yardýmcýlýðýdýr. Çizelge
2'de ankete katýlan bayan mühendislerin görev
daðýlýmý verilmiþtir.
Çizelge 2. Ankete Katýlan Bayan Mühendislerin
Görev Daðýlýmý
Görev
Þb. Müd
Müd.Yrd.
Ýþt. Þefi
Kad. Þefi
Mühendis
Sayý
4
2
29
5
81
%
3,0
2,0
24,0
4,0
67,0
Çizelge 2'de görüldüðü gibi, þube müdürlüðü ve
iþletme müdür yardýmcýlýðý görevini sürdüren bayan
orman mühendisi sayýsý oldukça azdýr. Bayan orman
mühendislerinin büyük çoðunluðu mühendis olarak
çeþitli birimlerde görev yapmakta, iþletme þefliði ve
kadastro þefliði birlikte deðerlendirilse dahi toplam
içerisindeki paylarý oldukça düþük bir düzeyde
kalmaktadýr.
Çalýþmada bayan orman mühendislerinin bu
mesleði tercih nedenleri ve üniversite sýnavýna kadar
yaþadýklarý bölgenin tercihleri üzerinde bir etkisinin
olup olmadýðý sorgulanmýþtýr. Katýlýmcýlarýn % 47'si bu
mesleði yalnýzca üniversite giriþ sýnavýnda puaný tuttuðu için seçtiðini belirtmiþtir. Bunu ailesinde veya
çevresinde bu mesleði yapanlarýn olmasý (% 21), doða
ile ilgili bir meslek olmasý (% 19) ve diðer nedenler (%
11) (diðer nedenler olarak o dönemde iþ imkanýnýn iyi
olmasý ve tercih hatasý öne çýkmaktadýr) izlemektedir.
Bu mesleðin tercih edilmesinde eðitim kurumlarýnýn
(okul, dershane vb.) bir yönlendirmesi olup olmadýðý
sorgulanmýþ ve katýlýmcýlarýn % 2'sinin böyle bir yönlendirme ile mesleði seçtiði belirlenmiþtir.
Bayan orman mühendislerinin üniversite sýnavýna
kadar yaþadýðý bölgeler deðerlendirildiðinde ilk üç
sýrayý sýrasýyla Karadeniz, Marmara ve Ege bölgeleri
almýþtýr. Daha önce yapýlan anket çalýþmasýnda ilk üç
sýra Karadeniz, Akdeniz ve Marmara þeklinde bulun-
muþtur. Bu durum, orman varlýðý itibariyle zengin
sayýlabilecek bölgelerde yaþayanlarýn bu mesleði tercih
nedenlerinden biri olarak deðerlendirilebilir.
Katýlýmcýlara çalýþtýklarý birimde yaptýklarý iþin
kendilerini mesleki açýdan tatmin edip etmediði sorulmuþtur. Alýnan cevaplar evet (% 33), kýsmen (% 49)
ve hayýr (% 18) þeklindedir. Katýlýmcýlarýn farklý bir birimde çalýþma olanaklarý olsa hangi birimde çalýþmak
isteyecekleri sorgulanmýþtýr. Farklý bir birimde çalýþmak istemeyenlerin oraný % 44 dür. Farklý bir birimde
çalýþmak isteyenlerin % 29'u orman bölge müdürlüklerinde (þube mühendisi veya müdürü), % 27'si
ormancýlýk araþtýrma kurumlarýnda, % 25'i Aðaçlandýrma Genel Müdürlüðü'nün birimlerinde, % 14'ü
Doða Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüðü'nün
birimlerinde, % 4'ü orman iþletme müdürlüðünde, %
2'si de Orman Köy Ýliþkileri Genel Müdürlüðü'nün birimlerinde çalýþmak istediðini belirtmiþtir. 1999 yýlýnda yapýlan anket çalýþmasýnda bayan mühendislerin
bulunduklarý görevden memnuniyetsizlik oraný (ilgili
soruya "hayýr" cevabýný verenler) % 38 ile daha yüksek
bulunmuþ ve yapýlan deðerlendirmede o dönemde
bayan orman mühendislerinin iþletme þefi, müdürü
vb. görevlerde daha çok görev almak istedikleri belirlenmiþtir. Dolayýsýyla geçen 6 yýlda diðer birimlerde
çalýþanlarýn orman iþletmelerinde (iþletme þefi, müdür
vb.) çalýþmaya yönelik ilgilerinin azaldýðý görülmektedir.
Çalýþmaya katýlanlarýn % 50'si þu anda farklý bir
meslek grubunda çalýþýyor olmayý istediklerini, % 34'ü
ise mesleklerinden memnun olduðunu belirtmiþ, geri
kalaný bu konuda fikir belirtmemiþtir. Altý yýl önce
yapýlan anket çalýþmasýnda ankete katýlanlarýn % 62'si
mesleklerinden memnun olduklarýný yalnýzca bulunduklarý görevden memnun olmadýðýný dile getirmiþtir.
Dolayýsýyla geçen altý yýlda bayan orman mühendislerinde mesleki memnuniyetsizliðin arttýðý düþünülebilir.
Ankete katýlanlarýn % 52'si görevlerini layýkýyla yerine getirdiðini, % 47'si kýsmen, % 1'lik bir kýsým ise
görevini layýkýyla yapamadýðýný belirtmiþtir. Katýlýmcýlarýn görevlerini layýkýyla yapamamalarýna gösterdikleri en önemli üç neden idari ve siyasi sorunlar, ailevi
sorunlar, eðitim ile ilgili eksiklikler olmuþtur. Bayan
orman mühendislerinin cinsiyetlerinden dolayý karþý
karþýya kaldýklarýný belirttikleri en önemli sorun bayan
olmalarýndan dolayý meslekte ayýrým görmeleri (% 48)
olmuþtur. Daha sonra kendilerini zorlayan etmenlerin
baþýnda sosyal ve kültürel olarak kadýnýn aile ve çocuk
konusunda daha fazla sorumluluk yüklenmesi (% 33)
ve son olarak ta fiziksel açýdan arazi þartlarý, yangýn
vb. durumlar karþýsýnda karþýlaþýlan zorluklar, arazi
15
çalýþmalarýnda çalýþtýklarý grup içerisinde bayan olarak
azýnlýkta kaldýklarý için yaþanan (psikolojik, biyolojik)
sorunlar (% 19) gelmektedir. Bu sorunlarýn 1999
yýlýnda yapýlan çalýþmada oraný % 13 (aile, çocuk), %
12 (arazi vb. þartlarda fiziksel zorlanma vb.) iken,
günümüzde aile ve çocuk ile ilgili sorunlar (% 33) ve
fiziksel sorunlarýn (% 19) genel sorunlar içinde payý
artmýþtýr. Anket çalýþmalarý isimsiz yapýldýðý için birebir durum deðerlendirmesi olanaðý olmamakla birlikte
evli olanlarýn payýnýn % 50'lerden % 70'lere çýkmasý ve
birden çok çocuða sahip olanlarýn oranýnýn artmasý,
aile ve çocuk ile ilgili sorunlarýn genel sorunlar içerisindeki payýnýn artmasýnýn bir nedeni olarak düþünülebilir.
Ankette, meslekte baþarýlý olabilmek için sahip
olunmasý gereken eðitim ve kiþisel nitelikler sorgulanmýþtýr. Katýlýmcýlarýn % 48'i meslekte baþarýlý olmak
için gereken en önemli niteliðin mevzuata hakim
olmak olduðunu belirtmiþtir. Bunu, mezun olunan
fakülte (% 27), yabancý dil (% 9), yüksek lisans, doktora eðitimi yapmak (% 8), diðer nitelikler (meslek içi
eðitim, bilgisayar bilmek vb.(% 8) takip etmektedir.
Meslekte baþarýlý olmak için gerekli kiþisel niteliklerin sorgulanmasý yapýlmýþ, katýlýmcýlardan, ankette
verilen kiþisel niteliklerin en önemlisine 1 verilmek
üzere (1,2,3… þeklinde) derecelendirmeleri istenmiþtir. Çizelge 3'te bayan orman mühendislerinin
meslekte baþarýlý olmak için sahip olunmasý gereken
kiþisel özellikler ile ilgili görüþleri verilmiþtir.
Çizelge 3. Kiþisel Özellikler ve Yapýlan Sýralama
Sýralama
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Kiþisel özellikler
Kendine güven
Organizasyon yeteneði
Hýzlý karar verebilme
Ýnsanlarla iletiþim kurabilme
Ýkna gücü
Hitabet yeteneði, güzel konuþma
Liderlik ruhu
Sert ve kararlarýnda tavizsiz olmak
Fiziksel güç
Çizelge 3 incelendiðinde bayan orman mühendislerinin fiziksel güç seçeneðini sýralamada en altta vermelerinin nedeni, genel olarak erkek meslektaþlarý ile
karþýlaþtýrýlmalarýnda bayanlarýn fiziksel olarak daha
zayýf deðerlendirilmelerine yönelik psikolojik bir tepki
olabileceði gibi, sorulan soruda baþarýnýn meslekte
yükselme, müdür vb. pozisyonlarda görev alma ve bu
görevlerde çalýþanlarýn arazi çalýþmalarý vb. açýsýndan
daha az aktif olmasý nedeniyle, fiziksel güçten ziyade,
diðer özelliklerin ön plana çýkmasý olarak algýlanmasýndan dolayý da olabilir.
Çalýþmada bayan orman mühendislerine, erkek
meslektaþlarýnýn, birlikte çalýþtýklarý personelin, orman
köylüleri vb. gruplarýn bakýþ açýlarýnýn deðerlendirilmesine yönelik sorular yöneltilmiþtir. Ankete katýlanlarýn
% 59'u, günümüzde erkek meslektaþlarýnýn, bayanlarýn ormancýlýk birimleri arasýnda ancak bazý birimlerde çalýþabileceklerini düþündükleri yönünde izlenimleri olduðunu belirtmiþtir. %28'i kendilerine bakýþ
açýsýnýn olumlu olduðunu ve erkek meslektaþlarýnýn
bayanlarýn bu mesleði layýkýyla yerine getirdikleri
yönünde görüþleri olduðunu, % 13'ü ise erkek
meslektaþlarýnýn ormancýlýk mesleði bayanlara göre bir
meslek deðil þeklinde düþündüklerini belirtmiþtir.
Ayrýca katýlýmcýlara mesleðe ilk baþladýklarý yýllarda
meslektaþlarýnýn bakýþ açýsý da sorulmuþ ve bu açýdan
bir deðerlendirme yapýlmýþtýr. Katýlýmcýlarýn % 50'si
mesleðe ilk baþladýklarý yýllarda diðer meslektaþlarýnýn
sadece bazý birimlerin bayanlara göre olduðunu, %
33'ü meslektaþlarýnýn bakýþ açýsýnýn tamamen olumsuz olduðunu, % 17'si de olumsuz bir bakýþ açýsý ile
karþýlaþmadýðýný belirtmiþtir. Geçmiþten günümüze bu
açýdan bir deðerlendirme yapýldýðýnda erkek meslektaþlarýnýn olumsuz bakýþ açýsýnýn % 33'ten % 13 'e
düþmesi olumlu bir geliþme olarak deðerlendirilebilir.
Bayanlarýn yalnýzca bazý birimlerde çalýþabileceði
görüþünün % 9'luk bir artýþ (% 50'den % 59'a)
göstermesi, bayan mühendisler konusunda fikirleri
tamamen olumsuz olan erkek meslektaþlarýnýn biraz
daha ýlýmlý yada daha olumlu düþünmeye baþladýklarý
þekilde yorumlanabilir.
Birlikte çalýþtýklarý personel açýsýndan deðerlendirildiðinde katýlýmcýlarýn % 36'sý çalýþtýklarý personel açýsýndan cinsiyetin önemli olmadýðýný, % 28'i
bayanlarýn ayrýntýlara daha fazla dikkat etmesi ve bazý
konularda daha titiz davranmalarý nedeniyle çalýþtýklarý
personelin zorlandýðýný, % 20'si bayanlarý amir olarak
kabul etmekte zorlandýklarýný, % 16'sý ise personelin
bir bayan ile çalýþmaktan daha memnun olduðunu
bildirmiþtir.
Halkla iliþkiler boyutunda düþünüldüðünde özellikle orman köylüleri açýsýndan durum deðerlendirildiðinde ankete katýlanlarýn % 60'ý ilk baþlarda bayan
mühendislerin yadýrgandýðýný fakat daha sonra bakýþ
açýsýnýn olumlu yönde deðiþtiðini belirtmiþtir. Halk için
cinsiyetten öte, kiþiliðin önemli olduðunu belirtenler
% 34, diðer olumsuz görüþlerin oraný % 6'dýr. 1999
yýlýnda yapýlan çalýþmada genel olarak bayan orman
mühendislerinin farklý gruplarýn kendilerine bakýþ
açýlarýný deðerlendirdiklerinde olumsuz bakýþ açýsý
oranýn daha yüksek olduðu (% 68) belirlenmiþtir.
Daha önce yapýlan ankette tek bir soruda bu üç
grubun bakýþ açýsý deðerlendirilmiþ, son yapýlan
16
ankette ilgili üç grup ayrý deðerlendirilmiþtir. Bu üç
gruba ait olumsuz bakýþ açýsý oranlarý toplu olarak
deðerlendirildiðinde bile daha önce elde edilen deðere
ulaþmamaktadýr. Dolayýsýyla 1999 yýlýndan günümüze
bu açýdan olumlu bir geliþme yaþandýðý söylenebilir.
Bayan orman mühendislerinin % 33'ü mesleki açýdan yeterli bilgi ve deneyime sahip olduðunu, % 55'i
kýsmen bu niteliklere sahip olduðunu, % 12'si ise
yeterli bilgi ve deneyime sahip olmadýðýný düþünmektedir. Katýlýmcýlarýn % 75'i bilgi ve deneyimini arttýrmak amacýyla kiþisel çaba gösterdiðini (yüksek lisans
yapmak, sempozyum, seminer vb. toplantýlara katýlmak vb.) belirtmiþtir. Kiþisel çaba gösterenlerin %
43'ü gösterdiði bu çabalarý engelleyen bir etmen
olmadýðýný belirtirken, % 57'si bu çabalarýný engelleyen
etmenlerin sýrasýyla, idari sorunlar (izin alamamak,
yapýlan toplantý,seminer gibi çalýþmalara daha çok
erkek meslektaþlarýnýn davet edilmesi vb.(% 33));
aile, çocuk vb. sorumluluklar (% 30); iþ yoðunluðu
nedeniyle zamansýzlýk (% 27) ve maddi sorunlar (%
10) olduðunu bildirmiþtir.
Eþi de orman mühendisi olanlara, eþi ile ayný
meslekten olmalarýnýn kendileri için bir avantaj olup
olmadýðý sorulmuþtur. Ankete katýlanlarýn % 54 'ünün
eþi de orman mühendisidir ve bunlarýn % 73'ü bu
durumu bir avantaj olarak deðerlendirmiþtir. Bunun
en önemli nedenleri eþlerinin mesleðin zorluklarýný
bilmesi, ev, aile, çocuk konusundaki sorumluluklarýnda
anlayýþ göstermesi ve yardýmcý olmasý, ayrýca iþ
konusunda da ihtiyacý olduðunda destek alabilmesi
olarak belirlenmiþtir.
Bayan orman mühendislerine erkek meslektaþlarý
ile ayný görevlerde, ayný koþullarda çalýþtýklarýnda eþit
performans gösterip gösteremeyeceklerine yönelik
soruya % 79 gibi büyük çoðunluk evet yanýtýný
verirken, kamu çalýþanlarýna yönelik yapýlacak performans deðerlendirmesinde ayný performans ölçütleri ile
deðerlendirilmelerinin doðru olup olmadýðý sorgulandýðýnda katýlýmcýlarýn % 43'ü cinsiyet ayrýmý
olmadan eþit performans ölçütleri ile deðerlendirilmeleri gerektiðini belirtirken, % 57'si performans deðerlendirmesi yapýlýrken kadýnlarýn toplumsal
diðer görevlerinin göz önünde bulundurulmasý gerektiði yönünde görüþ belirtmiþtir. Anketlerde yapýlan ek
açýklamalar da dikkate alýndýðýnda bayan orman
mühendislerinin performansýný kýsýtlayan en önemli
etkenin toplumumuzda aile ve çocuk konusunda
bayanlarýn görev ve sorumluluðunun daha fazla olmasý
olduðu söylenebilir. Kiþisel olarak bekar ve çocuksuz
olmalarý durumunda ayný performansý göstereceðine
inanan bayan mühendisler, aksi takdirde ayný performansý göstermek için daha fazla çaba sarf etmek
durumunda olduklarýný belirtmektedir.
Bayan orman mühendislerinin görüþlerine göre;
orman mühendisleri için performans deðerlendirmesi
yapýlmasý durumunda deðerlendirme kriterlerinden ilk
beþi sýrasýyla; (a) yapýlan iþin kalitesi, (b) iþin
zamanýnda ve uygun maliyetle tamamlanmasý, (c)
organizasyon ve planlama yeteneði, (d) çalýþtýðý insanlarýn saygýsýný kazanma ve güvenilirlik, (e) grup çalýþmasýnda baþarý olmalýdýr.
Ankete katýlanlarýn % 73'ü performans deðerlendirmesi yapýlýrsa bunun konunun uzmaný kiþi-kiþilerce, birimde oluþturulacak komisyonun standart
kriterlere göre hazýrlanan formlarý deðerlendirilmesi
yoluyla yapýlmasý gerektiði yönünde görüþ bildirmiþtir.
Ankete katýlanlarýn % 99'u kendisi hakkýnda yapýlacak
olan performans deðerlendirmesi hakkýnda bilgi sahibi
olmak istemektedir.
Bayan orman mühendislerinin terfi ve atamalarda
göz önüne alýnmasýný istediði en önemli üç kriter
sýrasýyla iþin gerektirdiði bilgi ve beceri düzeyi, baþarý
(sicil, meslekte yükselme sýnavý puaný, alýnan sertifika,
baþarý belgesi vb.) ve eðitim (ilgili alanda ihtisaslaþma,
yüksek lisans, doktora, alýnan sertifika vb) olarak
belirlenmiþtir.
Ankete katýlan bayan orman mühendislerinin %
64'ü katýlým boyutunda bayan orman mühendislerinin
ülkemizdeki durumunu yetersiz bulduðunu, % 32'si
kýsmen yetersiz bulduklarýný ama gün geçtikçe daha
iyi düzeyde olduðunu, % 4'ü ise durumlarýnýn yeterli
düzeyde olduðunu belirtmiþtir. Katýlýmcýlarýn % 88'i
uluslararasý düzeyde yapýlan toplantýlardan ve bu
toplantýlarda ortaya konulan, ormancýlýk alanýnda
17
katýlým boyutunda kadýnlarýn daha etkin rol almasýna
yönelik tavsiye niteliðindeki kararlardan haberdar
olmadýðýný belirtmiþtir.
4. SONUÇ VE ÖNERÝLER
Yasal düzenlemeler açýsýndan deðerlendirildiðinde
bayan orman mühendisleri eðitim, çalýþma ve meslekte yükselme açýsýndan erkek meslektaþlarý ile ayný
haklara sahiptir. Bu çok önemli bir konudur. Çünkü
kazanýlmasý en zor olan haklar yasal haklardýr. Ayrýca
"Türkiye, Birleþmiþ Milletler Kadýnlara Karþý Her Türlü
Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi"ni 1985 yýlýnda
imzalamýþ, sözleþme bir yýl sonra yürürlüðü girmiþtir
(Anonim, 1994). Toplumlarda kanunen elde edilmiþ
olan haklarýn uygulanmasýnda sosyal ve kültürel birtakým kýsýtlamalar, ön yargýlar ve taassuplar olabilir.
Einstein önyargýlarý yok etmenin atomu parçalamaktan zor olduðunu söylerken çok önemli bir noktaya
iþaret etmiþtir. Toplumdaki ön yargýlar, psikolojik,
sosyal ve kültürel eðilimlerin deðiþtirilmesi, yok
edilmesi oldukça zor olan kavramlardýr. Ülkemizde ilk
bayan orman mühendisi 45 yýl önce mezun olmasýna
raðmen halen bu mesleði tercih eden bayanlarýn oraný
oldukça düþük seviyededir. Toplumda bayan ve orman
mühendisi kavramlarý halen çok fazla baðdaþtýrýlamamaktadýr. Bu konuda uðraþ verenlerin çabalarý bireysel
düzeyde kalmakta, çalýþtýðý birimde kendini her
anlamda ispatlama çabasýndan öte geçememektedir.
Bu nedenledir ki bayan orman mühendislerine yönelik
bakýþ açýsý yýllar içinde olumluya doðru yavaþ bir seyir
göstermektedir. Sosyal ve kültürel olarak aile içinde
daha fazla görev ve sorumluluk üstlenen bayan orman
mühendisleri, erkek meslektaþlarý ile ayný performansý gösterebilmek için daha fazla çaba göstermek
zorunda kalmaktadýr. Meslektaþlarý arasýnda psikolojik
olarak hissettikleri meslek taassubu, baþarýlarýn bireysel olarak deðerlendirilmesi, baþarýlý olanlarýn gerekli
taltifleri alamamasý, bu konuda toplumda ve meslek
camiasýnda yeterince hýzlý adýmlarýn atýlmamasý vb.
nedenlerle, bayan orman mühendisleri arasýnda farklý
bir meslek grubunda çalýþýyor olmayý isteyenlerin
oraný artmýþ, aktif görevlerde çalýþmayý isteyenlerin
oraný azalmýþtýr.
Bu konuda atýlacak en önemli adým bu mesleðe
girenlerin daha bilinçli bir þekilde tercih etmesine
yönelik yapýlacak çalýþmalardýr. Üniversite seçme
sýnavý tercihlerinin puanlarýnýn alýnmasýndan sonra
yapýlmasý oldukça önemlidir. Bu nedenle bu eðitimi
veren fakültelerin, Çevre ve Orman Bakanlýðý'nýn ve
Orman Mühendisleri Odasý'nýn web sayfalarýnda yeterli ve gerçekçi tanýtýmlar yapýlmalýdýr. Eðitim kurumlarýnýn meslek tercihindeki yönlendirmeleri göz önüne
alýnarak bu kurumlara yönelik bilgilendirme çalýþmalarý
yapýlmalý, dolayýsýyla bu mesleðin daha bilinçli bir þekilde tercih edilmesi saðlanmalýdýr. Fakültedeki eðitim
süresi boyunca arazi uygulamalarý daha fazla ve
öðrencilerin birebir katýlýmýyla yapýlmalý, stajlarýn daha
ciddi yapýlmasýna önem verilmeli, mesleðe ilk baþlayan
tüm orman mühendisleri uygun bir süre yetki ve
sorumluluk üstlenmeden uygulama konusunda
tecrübe edinmelidir. Aktif görevlerde çalýþmaya istekli
ve yetenekli olan bayan mühendisler teþvik edilmeli ve
gerek eðitimleri, gerekse mesleðe baþladýklarý ilk yýllarda yönlendirilmelidir.
Kiþisel çabalar her zaman önemlidir. Bayan orman
mühendisleri mesleklerini layýkýyla yerine getirmek
yanýnda, kendilerini geliþtirmek, konuyla ilgili çalýþmalardan haberdar olmak, gerekirse þartlarýný zorlayarak katýlmak ve katkýda bulunmak çabasýnda
olmalýdýr. IUFRO'nun Ýsveç'te yapýlan bir toplantýsýnda
ele alýnan konular deðerlendirildiðinde yukarýda belirtilen sorunlarýn yalnýzca ülkemizde yaþanmadýðý
rahatlýkla görülebilir (Lidestav and Chaseling, 2001).
Kurulan bir bilgi aðý ile (women forester network) tüm
Dünya'da bu konuda çalýþan, uðraþ veren kiþilerin birbirinden, bu konudaki geliþmelerden, yapýlan toplantýlardan haberdar olmalarý, bilgi ve deneyim açýsýndan
birbirlerine destek olmalarý saðlanmýþtýr.
Avrupa Birliði'ne giriþ sürecinde olan ülkemiz,
kanunlar ve uygulamalar açýsýndan deðiþik alanlarda
eleþtirilere muhatap olmaktadýr. Ormancýlýk alanýnda
bayan mühendislerin kanunen erkeklerle eþit haklara
sahip olmalarýna raðmen, uygulamada istatistiklere
bakýldýðýnda açýkça görülen ve bayanlarýn aleyhine olan
durumun bu süreçte olumlu deðerlendirilmeyeceði
açýktýr. Unutulmamasý gereken, bu konuda daha ciddi
geliþmelerin saðlanmasý için kiþisel çabalarýn yanýnda
kurumsal çabalarýn arttýrýlmasý gerektiðidir.
KAYNAKLAR
Alanay, A.,(1998). 8 Mart ve Mühendis- Mimar Kadýn, Orman
Mühendisliðinde Kadýn, Orman Mühendisliði Dergisi, 35:3.
Anonim (1994). The status of women in Turkey, The Turkish
National Report to 4th World Conference on Women
(http://www.die.gov.tr/CIN/women/status-women.htm (25/11/2005)
Lidestav and Chaseling (Editor), (2001). Gender Perspective in
Forestry-why and how, Seminar Proceedings IUFRO Working Party,
24-25 November, Umea, Sweeden.
Lyre n L., (2004). Gender and Forestry- a bibliography, SLU
Forestry Library, SE-901 83 Umea, Sweden
Yadigar, S., (1990). 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü ve
Ormancýlýðýmýzda Kadýn Orman Mühendislerinin Yeri, Orman
Mühendisliði Dergisi, Sayý:3.
1
Bu çalýþma, 22-24 Aralýk 2005 tarihleri arasýnda TMMOB
Orman Mühendisleri Odasý tarafýndan düzenlenen "Türk
Ormancýlýðýnda Uluslararasý Süreçte Acil Eyleme Dönüþtürülmesi
Gereken Konular, Mevzuat ve Yapýlanmaya Yansýmalarý" adlý sempozyumda sunulmuþtur.
18
TOHUMCULUK KANUNU'NUN OLASI SONUÇLARI
Prof.Dr.Uçkun GERAY*
Avrupa'da Neler Oldu?
1999 yýlýnda Seattle'daki küreselleþme karþýtý
harekete Fransýzlar baþlýca iki sloganla katýlmýþlardý.
Bunlar "culture" ve "agriculture" sloganlarýydý.
Kastedilen, endüstriyel tarýmýn hem doðal ve temiz
tarýmý, hem de kýrsal toplum kültürünü yok ettiði
savýný vurgulamaktý. Gerçekten endüstriyel tarýmýn,
yani büyük alanlarda, ileri teknolojiye, yapay gübreye
ve zararlýlarla kimyasal mücadeleye dayalý tarýmýn ayný
zamanda endüstriyellere dayalý olmasýndan þikayet
vardý. Bu kesim AB genelinde nereden baksanýz
nüfusun en çok %4'ünü teþkil ediyordu, köylü
dönüþmüþ, göç etmiþ köylü eksenli tarým en aza
inmiþti.
Bunun kaçýnýlmaz sonucu kýrsal toplum kültürünün erozyona uðramasý, hatta kaybedilmesidir.
Bu aþýrýlýklarýn bir bölümü de "monokültür" þeklinde nitelenen tarýmsal üretim biçiminden kaynaklanmaktadýr. Verimlilik ve karlýlýk amacý çiftçiyi
monokültüre ister istemez getirmiþ durumdadýr.
Dolayýsýyla bir coðrafyanýn yüzbinlerce yýl içerisinde
oluþmuþ bulunan kendine özgü genetik birikimi yok
olmakta ya da azalmakta, üretim ve ticaret dýþý
kalmakta, çok daha önemlisi genleri deðiþtirilmiþ
"yapay" bitki türlerine baðýmlýlýk artmaktadýr. Bunlarýn
ayný zamanda endüstriyel tarým demek olduðu, bu
sistemde köylü esaslý tarýmýn dýþlandýðý ve biyolojik
çeþitliliðin zararýna sonuçlar yaþandýðý vurgulanmalýdýr.
Tohumculuk Kanunu Tasarýsý konusunda Avrupa
Çiftçiler Koordinasyonu (European Farmer's
Coordination-EFC) tarafýndan milletvekillerine gönderilen mektubun içeriði de Seattle 1999'da savunulmuþ olan düþüncelere koþut olan önemli gerçekleri
ifade etmektedir. AB'nin uyguladýðý yoðunlaþtýrýlmýþ
tarým (entansif tarým=endüstriyel tarým U.G) modelinin Avrupalý küçük çiftçileri çokuluslu þirketlere
baðýmlý kýldýðýný; AB tarým modeliyle topraklarýn harap
olduðunu; petrol kaynaklý gübreler ve tarým ilaçlarýyla
sularýn kirletildiðini; AB'nin milyonlarca küçük tarým
iþletmesinin ve ancak onlarla birlikte geliþebilen biyolojik çeþitliliðin yok oluþuna izin verdiðini;
Türkiye'nin hala büyük bir tarýmsal nüfusu barýndýrmasý ve zengin çeþitliliðe sahip olmasý kadar, böyle bir
tarýmsal üretimi (küçük ölçekli, köylü çiftçiye dayalý.
U.G.) sürdürebiliyor olmasýnýn kendileri için gurur
kaynaðý olduðunu; Türkiye'nin kendi nüfusunu
besleyen ve hatta ihraç edebilmeyi saðlayan küçük
çiftçi kuþaklarýnýn çabalarýnýn tam deðerinin korunmasý gerektiðini... EFC bu mektupta vurgulamaktadýr.
Ayrýca, yeni bir yol açmasý için, Avrupa'nýn bütün
küçük çiftçileri ve düþük kaliteli standardize edilmiþ
ürünlerle (gdo'lu ürünler. U.G.) boðulmuþ tüketicileri
için umut yolunu açacak bir Türkiye'ye ihtiyacýmýz var
denilmektedir.
Biyolojik Zenginlikten Kim Yararlanabilir?
Coðrafyamýz halen yararlanýlan ve gelecekte de
deðerlendirilebilecek olan büyük bir doðal ve geleneksel güce sahiptir. Bu gücü kabaca a)halen ticarileþtirilmiþ bulunan ve kitlesel üretimi yapýlan bitki türleri,
b)halen yerel yahut dar ölçekte ticari yahut geçimlik
olarak üretilen ve kitlesel üretimi yapýlmayan bitki türleri, c)henüz ticarileþtirilmemiþ olan, ancak gelecekte
bu açýdan yararlanýlabilecek bitki türleri þeklinde
sýnýflandýrmak mümkündür.
Bu alanlarýn hepsinde uluslarüstü birkaç firmanýn
önde olduðu görülmektedir ve bunlarýn sahip olduðu
bilimsel, teknolojik ve ticari olanaklar, geliþme yolunda olan ülkeler toplamýnýn olanaklarýndan çok daha
büyüktür, üstelik bunlar bugün de siyasi ve finansal
anlamda büyük destek almaktadýr.
Diðer yandan söz konusu firmalar yalnýzca
geleneksel olan ve kirlilik yahut saðlýk sorunlarý yaratmayan teknolojik yöntemleri deðil, öteki biyoteknolojik yöntemleri de kullanarak tohumluklar geliþtirebilmektedir. Baþka deyiþle seleksiyon, ýslah, hibritleme yanýnda gen transferi konularýnda da en
öndedirler. Dolayýsýyla, saðlýk sorunu doðurduðu bilinen genleri deðiþtirilmiþ organizmalarý (gdo) yani
"yapay bitki türlerini" geliþtirme ve ticarileþtirme
olanaklarý da yerküre ölçeðinde adeta rakipsizdir.
Bu kanunla, yukarýda sayýlan her üç alanda da bitki
türlerinin tohumluklarýnýn üretimi; tohumluklarýn sertifikalandýrýlmasý; piyasanýn denetlenmesi iþleri bu
uluslarüstü özel firmalarýn ar-ge ve ticaret gücüne ve
yönlendirmesine tabi kýlýnmýþ olmaktadýr. Bu firmalarýn baþlýcalarý Novartis, Monsanto, Cargill,
Dupont, ADN ve Bayer olarak sayýlmaktadýr. Bu firmalar verimlilik düzeyi yüksek, yerli yahut yabancý
menþeli yeni tohumluk üretebilecek ve sertifikalandýrabilecek olduklarýndan, verimliliði göreceli
olarak düþük kalmýþ, yerel, kýsýtlý olarak üretilen bitki
üretimi ve pazarlamasý son bulacak demektir. Bunun
örnekleri sayýlamayacak kadar çoktur. Yine bu firmalar
ticarileþtirilebilecek yeni bitkisel ürünleri, bitkilerin
gen bileþimlerini biyoteknolojik yollarla deðiþtirmek
19
* Ý.Ü. Orman Fakültesi
suretiyle ekonomik hayata sokabilecek güçtedir.
Dolayýsýyla hem geleneksel üretimin, hem biyoteknolojik üretimin bundan sonra geniþleyecek olan
alaný bu firmalarýn elinde olacak demektir.
Tohumculuk Kanunu Genel Gerekçesi'nde özetle,
"tohumculuk sektörü özel sektör aðýrlýklý hale
gelmiþtir" ve "kamu kurum ve kuruluþlarý ise denetim
görevini üstlenmiþtir" denilmekte, dolayýsýyla bu
geliþmeler uyulmasý gereken çerçeve olarak kabul
edilmektedir. Ama, ayrýca, denetleyici rolde gösterilen
kamu kurumu, gerçek ve tüzel kiþiler tarafýndan, yani
bitki ýslahçýlarý, tohum sanayicileri ve üreticileri, fide
ve fidan üreticileri, tohum yetiþtiricileri, tohum
daðýtýcýlarý, tohum kullanýcýlarý, süs bitkileri üreticileri
ve tohumculukla ilgili diðer konularla iþtigal edenlerce
oluþturulan meslek kuruluþlarý olarak tasarlanmýþtýr.
Bu kuruluþun özel sektör aðýrlýklý olacaðý, denetleyici
ve yönlendirici rolün aslýnda özel sektörün
hakimiyetine býrakýldýðý kolayca görülmektedir.
Kanun'un öteki birçok maddesi de özelleþtirmeye,
özel sektörün denetleme ve yönlendirme iþlevini
hakim kýlmaya kapý açacak ustalýkta yazýlmýþ durumdadýr.
Kanun Yalnýzca Tarým ve Tohumla Ýlgili Deðil
Tohumculuk Kanunu'nun sadece tohumla ve tarým
sektörüyle ilgili olmadýðýný belirtmek gerekmektedir.
Tarla bitkileri yanýnda, "bað-bahçe bitkileri, orman
bitki türleri ve diðer bitki türleri" kapsam içindedir. Bu
sýrada nedense "mera ve çayýr bitkileri" sayýlmamakta,
bunlar diðer bitki türleri içerisinde kabul edilmiþ
görünmektedir. Dolayýsýyla orman, mera ve çayýr ekosistemlerinin içerdiði bitki varlýðý da tür ve genetik
yapýlarý itibariyle kayýt altýna alýnma, tescil ve sertifikalandýrma iþlemine tabi tutulmak ve bunlarýn piyasa
denetimleri yapýlmak durumundadýr. Orman ekosistemlerinin içerdiði adeta sýnýrsýz sayýdaki bitkilerin
tohum, yumru, fide, fidan ve çelik materyali de
Kanun'un kapsamýndadýr. Ayrýca, kayýt altýna alýnmamýþ türlere iliþkin tohumluklar sertifikasyon iþlemine alýnamayacak ve ticaret, daðýtým ve üretim konusu
olamayacaktýr. Böylece hem tarým, hem ormancýlýk
sektörü için büyük sayýlara varan kayýt, sertifikasyon... iþlemleri darboðazý ve yapay yahut yabancý bitki
türlerinin gelir yaratma gücü nedenleriyle ithal
tohumluklara yer açýlmýþ olacaktýr.
Biyolojik çeþitlilik olarak, karasal ekosistemler
içerisindeki en zengin kaynaklar orman ekosistemleridir. Baþka ifadeyle orman ekosistemleri bitki türü,
yabanýl hayvan türü, gen rezervi ve doðal süreçler
olarak tarým yapýlan kaynaklara ve çayýr ve mera ekosistemlerine göre çok öndedir. Yaklaþýk 1960'a kadar
daha çok aðaçlarýyla ve aðaççýklarýyla öne çýkmýþ olan
orman ekosistemleri, bu tarihten sonra odun dýþý
ürünleriyle ve bu çerçevede de aðaççýk, çalý, otsu bitkiler, mantar ve yosunlarýyla önem kazanmýþtýr. Bu
organizmalarýn bir bölümü ekolojik besin olarak, bir
bölümü de saðlýkla, kozmetikle, boyamayla... ilintili
olarak önem kazanmýþ, evcilleþtirilmiþ, ticarileþtirilmiþ, kültüre alýnmýþ ve piyasalarý yaratýlmýþtýr.
Gelecek, orman ekosistemlerinde yer alan organizmalarý ya geleneksel yöntemlerle, ya da ileri biyoteknolojik yöntemlerle üretmeye kilitli olacaktýr. Batý'nýn
biyolojik çeþitliliði önemsemesinin ve bu kaynaklarý
korumaya aldýrmak üzere kaynak vermesinin
temelinde söz konusu yararlanmanýn yaþamsal bir
öneme sahip olacaðý düþüncesi bulunmaktadýr (GEF II
örneði U.G).
Tohumculuk Kanunu'nda Piyasa Denetimi baþlýðý
altýnda "Tohumluklarý yetiþtiren, iþleyen ve satýþa
hazýrlayan, daðýtan ve satan gerçek veya tüzel kiþiler,
Bakanlýk tarafýndan yetkilendirilir ve denetlenir"
denilmektedir. Buna göre ruhsat verilmemiþ yani
yetkilendirilmemiþ kiþiler yukarýda sayýlan iþleri yapamayacaklardýr. Dolayýsýyla ormancýlýk sektöründe de,
yukarýda sayýlan alanlarda yetki verilecek kiþilerin
belirlenmesi gündeme gelmektedir. Gerçi kanun
tasarýsýnda "... ithalatý ve ihracatý ile ilgili uygulama ve
düzenlemeler yapýlmasýna Çevre ve Orman Bakanlýðý
yetkilidir" ifadesi varsa da; Kanunda "bu iþ ve iþlemler"
bir "protokol" ile Çevre ve Orman Bakanlýðý'na
"devredilir" denilmektedir. Bunun bir vesayet iþlemi
olduðu ve iþ ve iþlemlerin vasi tarafýndan yani elinde
asýl yetki olduðu varsayýlan "Tarým ve Köy Ýþleri
Bakanlýðý" tarafýndan belli koþullar ileri sürülerek, yani
protokol ile devredilmesi yolunun seçildiði anlaþýlmaktadýr. Alýþýlagelen saldýrgan ve haksýz tutum ince bir
metotla hayata geçirilmektedir. Yetkilendirme sýrasýnda da ormancýlýk mesleðinin þimdiye kadar karþýlaþmýþ olduðu saldýrgan tutum ve davranýþlarla yeniden
karþýlaþýlmasý gündeme gelebilecektir. Orman ekosistemlerinin içerdiði tüm bitki türleri ve çeþitleri hem
ekosistem, hem kurum ve kuruluþ yönünden
ormancýlýk mesleðinin yetki alaný içerisindedir. Bu
anlamda yetki kanunu da önemli bir dayanak teþkil
etmektedir. Orman ekosistemlerine ait bitki çeþitlerinin, geleneksel metotlarla yahut ileri biyoteknolojik metotlarla, yeni çeþitler elde etmek üzere gen kaynaklarý olarak kullanýlmasý, yeni çeþitlerin üretilmesi,
tohumluk kurulmasý, bu bitkilerin kültüre alýnmasý
yahut kitlesel olarak yetiþtirilmesi, daðýtýlmasý,
pazarlanmasý... yetkilendirilen kiþilerin görevi olmak
zorundadýr. Bu kiþilerden biri de Orman Aðaçlarý ve
Tohumlarý Islah Araþtýrma Müdürlüðü'dür. Ancak bu
kuruluþun adýnýn "Orman Bitkileri ve Tohumluklarý
20
Araþtýrma Müdürlüðü" veya benzeri olarak dönüþtürülmesi, bu kanunla kapsam ve kavram uyumunu
saðlamak anlamýnda gereklidir.
Kanun'un Sözleþme ve Antlaþmalarla Uyumu
Türkiye Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi'ni 1996'da
imzalamýþtýr. Sözleþmenin amaç maddesi þu þekildedir: Bu sözleþmenin ilgili hükümleri uyarýnca takip
edilecek amaçlarý, biyolojik çeþitliliðin korunmasý; bu
çeþitliliðin unsurlarýnýn sürdürülebilir kullanýmý;
genetik kaynaklar ve teknolojiler üzerinde sahip olunan bütün haklarý dikkate almak kaydýyla, bu kaynaklara gereðince eriþimin ve ilgili teknolojilerin
gereðince transferinin saðlanmasý ve uygun finansmanýnýn tedariki de dahil olmak üzere, genetik kaynaklarýn kullanýmýndan doðan yararlarýn adil ve
hakkaniyete uygun paylaþýmýdýr.
Tohumculuk Kanunu'nda özel üretim alanlarý
olarak ülke topraklarýnda ar-ge çalýþmalarýna izin verilebilmektedir. Öte yandan, Sözleþme'ye göre de uluslararasý tekelci firmalar biyoteknolojik denemeler yapmak üzere bitki türlerine ve gen kaynaklarýna "eriþim
olanaðýna" sahip olabileceklerdir. Dolayýsýyla tohumluklarý ülkede ve ülke dýþýnda pazarlama olanaðýna
kavuþabileceklerdir.
Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi'nin Önsözünde yer
alan bazý ifadelere de dikkat çekmek gerekir. Önsöz'ün
ilk paragrafýnda "Biyolojik çeþitliliðin kendi baþýna
taþýdýðý deðerin ve biyolojik çeþitlilik ile bunun
unsurlarýnýn ekolojik, genetik, sosyal, ekonomik, bilimsel, kültürel, rekreatif ve estetik deðerlerinin
farkýnda olarak" ifadesi yer almaktadýr. Bunlara göre
Tohumculuk Kanunu gerek doðrudan Biyolojik
Çeþitlilik Sözleþmesi, gerekse bu sözleþmenin genel
gerekçesi ile çeliþkilidir. Ancak Tasarý baðlamýnda dile
getirilen eleþtirilerde nedense bu çeliþkiler üzerinde
durulmamaktadýr.
Nitekim, Önsöz'ün yukarýdaki ilk paragrafýnda biyolojik çeþitlilik ile sosyal, kültürel ve rekreatif deðerler arasýndaki iliþkinin vurgulandýðý görülmektedir.
Buradaki "rekreasyon" teriminin içinde kuþkusuz "ekoturizm" ve "kültür turizmi" de yer almaktadýr. Bu sektörlerde, ülkenin biyolojik zenginliðinden ve kültürel
çeþitliliðinden dolayý olumlu geliþmeler yaþanmaktadýr. Örneðin kültür turizminde, birçok bitkinin ve
bitkisel ürünün; ticari çerçevede, yerel olarak kullanýmý geçerlidir. Bu alanda ticari amaçla çok sayýda
bitki "kültürel ürün" olarak yetiþtirilmek ve kullanýlmak zorundadýr. Geleneksel saðlýk, boya, besin,
yapý... kapsamýndaki pek çok bitki türü, yerel
çerçevede ticari girdi olarak kültür turizminin temelini oluþturmaktadýr. Önsöz'ün onikinci paragrafý da bu
yaklaþýmý desteklemektedir. Geleneksel yaþam tarzlarý
birçok yerel topluluðun geleneksel biyolojik kaynaklara yakýndan baðlý olduðunu göstermektedir. Bu
baðlantý kültür turizminin temel ögesi olarak ayný
zamanda ticaret ve gelir konusudur. Ne var ki,
Tohumculuk Kanunu temelde kültürel ürünlerin üretiminde yer alan bu bitki türlerinin ticari amaçla üretimini, daðýtýmýný... vb. güvence altýna almamaktadýr.
Diðer yandan Gýda ve Tarým Ýçin Bitki Genetik
Kaynaklarý Uluslararasý Antlaþmasý'nýn (28/10/2005)
6.2. maddesinde "uygun olduðu ölçüde tarýmsal biyolojik çeþitlilik ve diðer doðal kaynaklarýn deðerini
arttýracak þekilde farklý çiftlik sistemlerinin idamesi ve
geliþtirilmesine yönelik tarýmsal politikalar" ve "yerel
ve yöreye adapte olmuþ ürünlerin, çeþitlerin ve ihmal
edilmiþ türlerin kapsamlý bir biçimde kullanýlmasýnýn
mümkün olduðu ölçüde teþvik edilmesi" önlemleri yer
almakta; ayrýca 9.3. maddede "Bu maddede yer alan
hiçbir hüküm, ulusal kanunlara tabi olarak ve uygun
görüldüðü ölçüde, çiftçi tarafýndan ayrýlmýþ tohum
üretim materyalinin saklanmasý, kullanýmý, deðiþimi,
ticareti ve satýþý ile ilgili olarak çiftçilerin sahip olduðu
haklarýn kýsýtlanmasý þeklinde yorumlanmayacaktýr"
denilmektedir. Bu ifadeler çiftçinin yerel, geleneksel,
kültüre iliþkin, küçük ölçekli üretim ve pazarlama
çalýþmalarý da dahil tüm haklarýný kullanmasýný kabul
ve teþvik anlamýný taþýmaktadýr. Dolayýsýyla
Tohumculuk Kanunu'ndaki kayýt, tescil, sertifikalandýrma, yetkilendirme... süreci ve zorunluluklarý ile
bu Antlaþma arasýnda uyumsuzluk bulunmaktadýr.
Bitirirken
Bunlara göre Kanun'un, genleri deðiþtirilmiþ
tohumluk ithali ve bunlarý yaygýnlaþtýrmasý yoluyla,
bunun yanýnda geleneksel yerli tohumluklarýn seleksiyon, ýslah, hibritleme ve sertifikalandýrýlmasý yoluyla
ortaya çýkarttýðý monokültür tarým nedeniyle biyolojik
çeþitliliði tehlikeye sokmasý yahut daraltmasý yanýnda,
geleneksel kültüre iliþkin bitkilerin üretimini
engellemesi de bir sakýnca taþýmaktadýr. Ayrýca
monokültür tarýmýn, çevre kirlenmesi ve kýrsal toplum
kültürünün erozyona uðramasý demek olduðu AB'nin
yaþadýðý örneklerden anlaþýlmaktadýr.
Bütün bunlardan, tohumculukla ilgili mevzuat
boþluklarýnýn bulunmadýðý ve 1963 tarih ve 308 sayýlý
Tohumluklarýn Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu
Hakkýnda Kanun'un yeterli olduðu gibi bir sonuç
çýkarýlmamalýdýr. Geliþen durumlara cevap verebilen
yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardýr. Ancak bir
kanun hazýrlanýrken dikkat edilmesi zorunlu olan
hususlar bulunmaktadýr. Bu kanun katýlýmcýlýk yoluyla
oluþturulmamýþ ve aceleye getirilmiþtir. Üstelik AB'ye
uyum gereði olmayan yanlarý da mevcuttur
(22/03/2007).
21
SIÐLA (Liquidambar orientalis Mill.) ÝÇÝN GENETÝK
KORUMA ve KULLANIM TEKNÝK KILAVUZU1
Murat ALAN* Zeki KAYA**
Þekil1-a) Erkek ve diþi çiçek.
Þekil1-b) Meyve
Bu teknik kýlavuz, sýðlanýn önemli tohum kaynaklarýnýn korunmasý veya ormancýlýk uygulamalarýnda kullanýmý ile genetik çeþitliliðinin ve soyunun
sürdürülmesini güvence altýna almak isteyenlere
yardým etmeyi amaçlamaktadýr. Yapýlacak çalýþmalar
Avrupa ölçeðinde türün genetik çeþitliliðini korumaya
yöneliktir. Kýlavuzda yapýlan öneriler, genel olarak
kabul edilen anlayýþlarý tamamlamalý; yerel, ulusal
veya bölgesel koþullarda genetik çeþitliliði geliþtirmeye yardýmcý olmalýdýr. Genel olarak teknik kýlavuzlar, tür hakkýnda var olan bilgi birikimi ve orman
gen kaynaklarýnýn korunmasý için geniþ ölçüde benimsenmiþ yöntemleri temel almaktadýr.
22
* Orman Mühendisi
** ODTÜ, Biyolojik Bilimler Öðretim Üyesi
Biyoloji ve ekoloji
Sýðla, 30-35 m boy ve 100 cm çap yapabilen
düzgün gövdeli, narin ve geniþ yapraklý bir aðaçtýr.
Çiçekler, bir cinsli ve tek evciklidir (Þekil 1a). Sýðla'da
mart sonu nisan baþýndan itibaren çiçeklenme baþlamaktadýr. Kasým sonu aralýk baþýnda olgunlaþan
tohumlar ise rüzgar yardýmýyla daðýlmaktadýr (Þekil
1b). Sýðla aðaçlarýnda her yýl tohum bulunmakta, 3
yýlda bir de bol tohum yýlý görülmektedir. Tohumlarda
çimlenme engeli olmamasýna karþýn, soðuk katlama
çimlenme oranýný artýrmaktadýr.
Sýðla türünün geliþimi için en uygun koþullar; 0400 m yükselti, 1000-1200 mm yýllýk yaðýþ ve 18 oC
yýllýk ortalama sýcaklýktýr. Yamaç araziler ve kurak
topraklarda da geliþebilmesine karþýn, en iyi büyümeyi
bataklýk, nehir yataklarý ve kýyý alanlarý gibi zengin,
derin ve nemli topraklarda yapmaktadýr.
Sýðla, kök ve kütük sürgünü yolu ile baltalýk olarak
iþletilebildiði gibi gerekli koþullar saðlandýðýnda doðal
gençleþtirme de yapýlabilmektedir.
Yayýlýþý
Sýðlanýn doðal yayýlýþý, 36-38 K enlemleri arasýnda
Türkiye'nin güneybatýsý ve Yunanistan'ýn Rodos adasýnda sýnýrlý bir alanda, 0-1000 m yükseltilerde bulunmaktadýr (Þekil 2).
Þekil 2. Sýðlanýn yayýlýþý
Önemi ve kullanýmý
Sýðlanýn hem relikt hem de endemik bir tür olmasý
genetik açýdan önemlidir. Orman aðaçlarýnda az rastlanan bir özellik olan doðal balzam üretimi nedeniyle
ekonomik olarak da önemlidir.
Yað (balzam) üretimi üzerine araþtýrma ve
iyileþtirme çalýþmalarýnýn yoðunlaþmasýnýn bir sonucu
olarak, odun özellikleri konusundaki bilgiler sýnýrlý
kalmýþtýr. Sýðla odunu, yapacak odun olarak uygun
özellikler taþýmamaktadýr. Ancak yað içeriðinden
dolayý yakacak odun olarak tercih edilmektedir.
Sýðla yaðý týpta, kimya ve kozmetik endüstrisinde
kullanýlmaktadýr. Sabun ve kozmetiklerin yapýmýnda
sabitleyici, bunun yanýnda sinnamil alkol ve sinnamil
asidi için hammadde olarak kullanýlmaktadýr. Üretilen
sýðla yaðýnýn hemen hemen tamamýnýn ihraç edilmesi,
yöre halkýnýn gelirine katký saðlamaktadýr Sýðla, narin
formu ve çekici renginden dolayý da peyzaj açýsýndan
önemli bir potansiyel taþýmaktadýr.
Genetiði
Bu konuda çok az bilgi birikimi veya araþtýrma
bulunmaktadýr. Fosil bulgularýna göre, türün
yayýlýþýnýn geçmiþte Anadolu'nun kuzeyine kadar çýktýðý anlaþýlmaktadýr. Günümüzdeki yayýlýþý ise
Akdeniz'e doðru daralmýþtýr. Yað üreten ve üretmeyen
olmak üzere morfolojik olarak iki tipi bulunmaktadýr.
Yað (balzam) üreten aðaçlar, kalýn dallý ve daha kýsa,
kabuklarý büyük pulludur. Yað üretmeyen aðaçlar ise
düzgün gövdeli, ince dallý ve kabuklarý daha küçük
pulludur.
Türün genetiði konusunda yok denecek kadar az
bilgi olmasýna karþýn, ekolojik ve biyolojik özellikleri,
genetik çeþitlilik modeli konusunda bazý ipuçlarý vermektedir. Deniz seyiyesinden 400 m'ye kadar yayýlýþ
gösteren aðaçlar "ova sýðlasý" olarak bilinirken, daha
yükseklerde bulunanlar ise "dað sýðlasý" olarak
adlandýrýlmaktadýr. 400 m'den daha yükseklerde bulunanlar küçük gruplar oluþturmakta ve dona karþý
daha dayanýklý olmaktadýrlar.
Vejetatif üretim konusundaki çalýþmalar, yarma,
göz ve yanaþtýrma aþý yöntemlerinin açýk alan ve sera
koþullarýnda çok baþarýlý olduðunu göstermektedir.
Genetik çeþitliliði azaltýcý tehditler
Sýðlanýn 1947 yýlýnda 7000 ha'a ulaþan doðal
yayýlýþ alaný, bugün 3200 ha'a inmiþtir. Yað üretimini
hýzlandýrmak ve artýrmak için yaralanan aðaçlarýn
büyük çoðunluðu, uygun olmayan yöntemlerin kullanýlmasý yüzünden zarar görmüþtür. Uygun yöntemler kullanýldýðýnda, aðaçlar saðlýklý kalabilmektedir.
Üretim yöntemlerine uygun olmayan bir biçimde
yaralanan aðaçlar zayýf, kovuklu ve 20 m boya
ulaþýrken, yaralanmayan aðaçlar düzgün gövdeli ve 35
m'ye kadar boylanabilmektedirler. Türkiye'de otlatma
ve ekosistem bozulmasý da diðer önemli bir problemdir.
Doðal yayýlýþ alanýnda bulunan zengin ve verimli
topraklar, çoðu sýðla meþceresinin tarým alanýna
dönüþtürülmek üzere tahrip edilmesine yol açmýþtýr.
Tarým alanlarýna yakýn olan yayýlýþ alanlarýnda, sýðlanýn
yetiþmesinde gerekli olan nemli alanlarýn drenaj yolu
ile özelliðinin bozulmasý da sýðla için bir sorun olmaktadýr.
Genetik koruma ve kullaným için öneriler
Koruma amaçlarýnýn ortaya konulmasý için popu-
23
lasyonlarýn genetik yapýlarýnýn belirlenmesine acilen
gerek duyulmaktadýr.
Halihazýrda kapsamlý koruma önlemleri olmamasýna karþýn, tohum meþcereleri, tabiatý koruma alanlarý
ve tohum bahçeleri gibi bazý uygulamalar sýðlanýn
genetik koruma uygulamalarýna katkýda bulunmaktadýr. Koruma gerekliliklerinin karþýlanmasý için bu
uygulamalar, türün yayýlýþ alanýnda deðiþik ekosistemlerin temsilini güvenceye almak ve populasyon büyüklüklerini artýrmak için gözden geçirilmelidir.
Hakkýnda sýnýrlý genetik bilgi bulunan türler için
genetik çeþitliliðin coðrafik ve ekolojik farklýlýktan etkilendiði varsayýlmaktadýr. Sýðla türünde uyum farklýlýðýný yakalamak için, ekocoðrafik zonlar, iklim
varyasyonuna göre belirlenmelidir. Bir gen koruma
populasyonunun en az büyüklüðü, akraba olmayan
50 aðaçtýr. Yeterli çiçeklenme ve tohum üretimini
güvenceye almak için her populasyonun en azýndan
150-200 aðaçtan oluþmasý daha uygun olacaktýr.
Doðal gençleþtirme teþvik edilmeli ve ekolojik
koþullarýn uygun olduðu her yerde kullanýlmalýdýr.
Tohum üretimi genelde yeterlidir ve tohum
bahçelerinden yaklaþýk 7. yýlda tohum üretilebilmektedir (Þekil 3). Küçük populasyonlarda çeþitliliði korumak ve geniþletmek için lokal tohum kulanýmý ile etkili populasyon büyüklüðünün artýrýlmasý da uygun olacaktýr.
Lokal tohum, uygun olan yerlerde aðaçlandýrma
amaçlý da kullanýlmalýdýr. Sýðla aðaçlandýrmalarýnýn
daha da verimli olmasý için gelecekte "seçilmiþ" ve
"test edilmiþ" materyal (tohum yada klon) kullanýlmalýdýr.
In situ meþcerelerde aralama, alt tabaka temizliði
ve çalýlarýn alýnmasýný içeren bakýmlar uygulanmalýdýr.
Gen koruma ormanlarýnda bu tür bakýmlar ve diðer
silvikültürel
önlemler
meþcerelerin
hiç
yönetilmemesinden daha etkili olmaktadýr.
Gen koruma ormanlarýnýn yað üretimini de içeren
çoðul kullanýmý teþvik edilmelidir. Sürdürülebilir yað
üretimini güvenceye almak için Topçuðlu (1968)
tarafýndan önerilen yöntemler kullanýlmalýdýr. Gen
koruma ormanlarý olarak belirlenen meþcereler ýslah,
aðaçlandýrma, yað üretimi, peyzaj için üretim
materyallerinin (tohum, aþý) kaynaðý olmalýdýr. Ýyi
uyum saðlamýþ tohum kaynaklarýndan yararlanma,
gen korumada en etkili araçtýr. Dere kenarlarýna dikilecek sýðla aðaçlarý kýzýlçam için yangýn önleme þeridi
olabilir. Bu amaçla türün kullanýmý teþvik edilmelidir.
Sýðlanýn adaptif potansiyelini sürdürmek amacýyla
genetik çeþitliliðin korunmasý için yayýlýþ alanýnýn
tamamýnda in situ gen koruma ormanlarý aðý kurulmasý yerinde olacaktýr. Böyle bir að için uygun küçük
Þekil 3. Muðla-Fethiye'de bulunan sýðla klonal tohum bahçesi
populasyonlar da seçilebilir. Sýðla doðu çýnarý, doðu
kýzýlaðacý gibi türlerle karýþým oluþturduðu için bir kaç
doðal populasyon, bu türleri birlikte korumak için
düþünülebilir.
In situ að, orijin çalýþmalarý da yapýlabilecek ex situ
kolleksiyonlarla tamamlanmalýdýr. Doðal ormanlara
baskýyý azaltmak için yað üretim amaçlý yeni tohum
bahçeleri kurulabilir.
Tohum kaynaklarýnýn sýnýrlý olduðu bölgelerde,
yerel ex situ meþcereler hem tohum üretimine hem de
korumayý saðlamak için tesis edilmelidir. Bu meþcereler tipik orijin bölgeleri içinde olmalýdýr. Onlarý istenmeyen polen kaynaklarýndan korumak için önlemler
alýnmalýdýr. Bu meþcereler, karýþýk (bulk) tohumlu
plantasyonlar, tohum plantasyonlarý ve klonal tohum
bahçeleri olabilir. Koruma açýsýndan yok olma veya
istenmeyen orijinlerden kaynaklanan kirlenme tehlikesi olan kaynaklar, küçük ve eþsiz olan populasyonlar
veya bireylere öncelik verilmelidir.
Teþekkür
Verdiði fotoðraflar için Mehmet Ali BAÞARAN'a
teþekkür ederim.
Seçilmiþ kaynaklar
Acar, Ý., Y. Gemici, A. Genç and N. Özel. 1993. Anadolu Sýðla
(Liquidambar orientalis) Ormanlarýnýn Geçmiþteki ve Günümüzdeki
Durumu. Uluslararasý Ekoloji ve Çevre Sorunlarý. Türk-Alman Kültür
Ýþleri yayýn Dizisi No.3, Ankara, Turkey.
Efe, A. 1987. Liquidambar orientalis Mill. (Sýðla Aðacý) Morfolojik
ve Palinolojik Özellikleri Üzerine Araþtýrmalar Ý.Ü. Orm Fak. Dergisi Seri
A. Cilt 37(2):273-286, Ýstanbul, Türkiye.
Genç, A. 1994. Sýðla (Liquidambar orientalis Mill) Aðacýnýn
Genetik Varyasyonundan Aþý Yolu ile Yararlanma. Orm. Araþtýrma Enst.
Teknik Rapor No.57:31-45, Ankara, Türkiye.
Saatçioðlu, F. 1969. Silvikültür I: Silvikültürün Biyolojik Esaslarý ve
Prensipleri. Ý.Ü. Orm. Fak. I.Ü. Yay :1429, Or. Fak Yay. 138, Ýstanbul,
Turkey.
Topçuoðlu, A. 1968. Sýðla Ormanlarýnýn Islahý, Bakýmý, Sýðla Yaðý
Ýstihsali ve Kýymetlendirilmesi. OGM Teknik Haberler Bülteni Yýl 7, Sayý
28:3-23, Ankara, Türkiye.
1) Sýðla, Avrupa Orman Gen Kaynaklarý Programý (EUFORGEN)
bünyesinde korunmasý öncelikli türlerden birisi olarak kabul edilmiþ ve
2003 yýlýnda bu teknik kýlavuz ingilizce olarak hazýrlanmýþtýr. Sýðla ve
bazý türlerin bu þekilde hazýrlanmýþ teknik kýlavuzlarýna
http://www.bioversityinternational.org/networks/euforgen/Technical_
Guidelines.asp adresinden ulaþýlabilmektedir.
24
DAR YAPRAKLI DÝÞBUDAK (Fraxinus angustifolia Vahl.)
TIRAÞLAMA ALANINDA DÝRÝ ÖRTÜNÜN BELÝRLENMESÝ
VE KÜLTÜR BAKIMI AÇISINDAN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Yrd. Doç. Dr. Emrah ÇÝÇEK*
Arþ. Gör. Faruk YILMAZ*
Yrd. Doç. Dr. Murat YILMAZ*
Selvinaz YILMAZ**
ÖZET
Taban arazilerde bulunan ve subasar özellik gösteren dar yapraklý diþbudak
(Fraxinus angustifolia) yetiþme ortamlarýnda, yetiþme ortamý koþullarý nedeniyle
týraþlamayý izleyen yýllarda çok yoðun ve boylu diri örtü oluþmaktadýr. Adapazarý
yöresinde suni gençleþtirme sahasýnda gerçekleþtirilen bu çalýþmada týraþlama ve dikimi izleyen ikinci vejetasyon döneminde oluþan diri örtü bileþimi saptandý. Bu amaçla
Temmuz ayý ortalarýnda altý adet geçici örnek alan alýnarak tür tespiti yapýldý ve türlerin
örtme dereceleri Braun-Blanquet yöntemine göre belirlendi. Belirlenen toplam 27 taksondan 6 tanesi tüm örnek alanlarda bulunmaktadýr. Örtme dereceleri göz önüne
alýndýðýnda, sahada asýl diri örtüyü tüm örnek alanlarda yer alan ve %90'dan fazla
örtme derecesine sahip Lythrum salicaria, Pulicaria dysenterica ve Alisma plantagoaquatica türlerinin oluþturduðu görülmektedir. Epilobium sp., Mentha pulegium,
Agrostis sp., Ranunculus repens ve Plantago major gibi taksonlar da bu diri örtünün
önemli bir parçasý olup diri örtü boyu 1.5- 2 m'ye ulaþabilmektedir.
Anahtar kelimeler: Fraxinus angustifolia, diþbudak, diri örtü, týraþlama alaný
Determining the Weedy Vegetation Regarding the Post-P
Planting Treatment in
nus an
ngustifolia Vahl.) Clear-C
Cutting Area
Narrow-L
Leaved Ash (Frraxin
ABSTRACT
The study was carried out in an artificial regenerated narrow-leaved ash (Fraxinus
angustifolia) stand on a bottomland site, Adapazarý. Composition of weedy vegetation
and their covering rates were determined according to the Braun-Blanquet method in
six temporary sample plots taken two years after clear-cutting in mid-July. According
to the present study, total 27 taxa were determined in the sample plots and six of
them were found in all sample plots. Taking into account the covering rate of the
weedy species, the main weedy species in clear-cutting area are Lythrum salicaria,
Pulicaria dysenterica and Alisma plantago-aquatica species which exist in all sample
plots, and the covering rates of those three species are more than 90%. Other prominent weedy species includes Epilobium sp., Mentha pulegium, Agrostis sp.,
Ranunculus repens and Plantago major, and height of the weedy vegetation can reach
to 1.5-2 m tall.
Keywords: Fraxinus angustifolia, ash, weedy vegetation, clear-cutting area
1. GÝRÝÞ
Dar yapraklý diþbudak (DYD, Fraxinus angustifolia
Vahl.) hýzlý geliþme yeteneði ve deðerli odunu nedeniyle
önemli yapraklý aðaç türlerindendir. Genel ortalama
artým doðal ve yapay meþcerelerde sýrasýyla 13 ve 23
m3/ha'a ulaþmaktadýr (Kapucu ve ark. 1999). Karadeniz
ve Marmara Bölgesi'nin subasar nitelikteki taban arazi
ormanlarýnýn hakim türü olmakla birlikte yarý daðlýk
arazilerde 600-700 m yükseltilere kadar diðer yapraklý
türlerle karýþýma girebilmekte ve ayrýca dere vejetasyonlarýnda yetiþmektedir. En geniþ ormanlarý Adapa-
zarý, Sinop ve Demirköy'de bulunmaktadýr (Saatçioðlu
1976, Davýs 1987, Mayer ve Aksoy 1998). Türün
taban arazilerdeki ormanlarý geçmiþte çeþitli nedenlerden dolayý büyük tahrip görmüþ ve bu yüzden
günümüzde alanlarý oldukça azalmýþtýr (Pamay 1967,
Yaltýrýk ve Efe 1988, Efe ve Alptekin 1989, Çiçek
2004). Yerli literatürde sivri meyveli diþbudak olarak
adlandýrýlmakla birlikte meyveler bazý bireylerde küt
uçludur. Yabancý literatürde dar yapraklý diþbudak
olarak bilinmektedir (Fraxigen 2005).
Deðerli odunlarý ve hýzlý geliþme yetenekleri
25
* Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi
** Orman Mühendisi
nedeniyle diþbudaklarýn önemi Avrupa ormancýlýðýnda
her geçen gün artmaktadýr. Türlerin yüksek kalitede
kereste üretimi amacýyla yetiþtirilme gayretleri
sürdürülmektedir. Bu yüzden diþbudaklarýn silvikültürü, ýslahý, genetiði ve gen koruma konularýna ilgi
büyük ölçüde artmýþtýr (Pliura 1999, Eriksson 2001,
Fraxigen 2005). DYD Avrupa'da yaygýn olarak bulunmasýna karþýn, çoðu kez ihmal edilmiþ ve çok az
çalýþýlmýþtýr. Örneðin, tohum teknolojisi, fidan üretimi
ve aðaçlandýrma tekniði konularýnda oldukça az bilgi
bulunmaktadýr.
Dikim yoluyla meþcere kurmada en önemli konulardan birisi dikimi izleyen yýllarda yapýlan kültür bakýmlarýdýr. Nitekim çok iyi planlanan ve uygulamaya konan
bir çalýþmanýn, kültür bakýmýndaki ihmaller yüzünden
tamamen elden çýkabileceði belirtilmektedir (Ürgenç
1998). Ülkemizde taban arazilerde yer alan ve subasar
özellik gösteren DYD meþcerelerinin gençleþtirilmesinde týraþlama ve dikim, diðer bir ifadeyle suni
gençleþtirme tercih edilmektedir. Bir anda açýk alan
koþullarý oluþan týraþlama sahalarýnda yetiþme ortamý
koþullarý nedeniyle çok yoðun diri örtü sorunuyla
karþýlaþýlmaktadýr. Özellikle týraþlamayý izleyen ilk yýllarda oldukça yoðun ve boylu diri örtü oluþmaktadýr
(Çiçek ve ark. 2006a ve 2006b). Kültür bakým iþlemi
olarak diri örtü mücadelesinin hangi yöntemle, ne
zaman ve ne þekilde yapýlmasý gerektiðinin belirlenmesinde diri örtü bileþimi ve biyolojisinin bilinmesi
önemli fayda saðlayabilir.
Çalýþma, Adapazarý yöresinde yer alan DYD suni
gençleþtirme sahasýnda dikimi izleyen ikinci vejetasyon
döneminde gerçekleþtirildi. Bu amaçla söz konusu
araþtýrma alanýnda altý adet geçici örnek alan alýnarak
önemli diri örtü türleri ve örtme dereceleri belirlendi.
Ulaþýlan bulgular kültür bakýmý kapsamýnda deðerlendirildi.
2. Materyal ve Yöntem
Araþtýrma sahasý Akyazý Orman Ýþletme Müdürlüðü
Merkez Ýþletme Þefliði sýnýrlarý içerisinde yer almaktadýr.
Oldukça düz bir arazi olup Süleymaniye ormanýnýn
devamý niteliðindedir (Akyazý-Adapazarý, 40°48' N,
30°33' E, 25 m). Sahadaki doðal meþcerelerde DYD
hakim olup Ulmus laevis, U. minor, Quercus robur, Q.
hartwissiana ve Acer campestre gibi diðer aðaç türleri
de münferit olarak bulunmaktadýr. Alüviyal nitelikteki
toprak aðýr kil içermekte (kil oraný>%70) ve pH 7.57.9 arasýnda deðiþmektedir. Taban suyu Ocak-Nisan
döneminde toprak yüzeyine çýkabilmektedir. Bununla
birlikte yaz ortalarýndan yaz sonuna kadarki sürede
kurak bir devre söz konusudur (Çiçek 2002, Çiçek ve
ark. 2007a). Yörede yýllýk ortalama yaðýþ 798 mm,
vejetasyon dönemi (Nisan-Kasým, aylýk ortalama sýcaklýk >10°C) boyunca aylýk 56 mm'dir. Yýllýk ortalama
sýcaklýk 14.2°C, vejetasyon döneminde ise 17°C'dir.
Ortalama baðýl nem %73'tür (Anonim 2005).
Çalýþmanýn yapýldýðý gençleþtirme alaný 2004 yýlý
sonbaharýnda týraþlama kesildikten sonra paletli traktörle kökleme yapýlmýþtýr. Sökülen kökler ve diðer
kesim artýklarý makine gücüyle sýyrýlarak sahadan uzaklaþtýrýldýktan sonra sýrasýyla riperli ve diskarolu toprak
iþlemeleri tek yönlü uygulanmýþtýr. Dikim iþlemi 2004
yýlý Aralýk ayýnda gerçekleþtirilmiþtir. Çalýþma doðu-batý
yönünde 750 m ve kuzey-güney yönünde 70 m
geniþliðinde bir parselde (~5 ha) gerçekleþtirildi. Bu
parselde birinci vejetasyon döneminde (2005 yýlý
Temmuz ayý) kültür bakýmý amacýyla fidanlar etrafýnda
çapa ve sýralar arasýna diskaro çekme iþlemi uygulanmýþtýr.
Çizelge 1. Braun-Blanquet yöntemine göre örtme
dereceleri (Braun-Blanquet 1964'e atfen Aksoy 1978).
——————————————————————
Sembol Açýklama
r
pek kýt (pek seyrek) (1-5 birey) pek az bir alaný örten
+
kýt (seyrek), az bir alaný örten
1
bol fakat alanýn 1/20'sinden azýný örten, ya da oldukça kýt,
fakat daha büyük örtme deðerli olan (<%5)
2
birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 1/20-1/4'ünü örten
(%5-%25)
3
birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 1/4-1/2'sini örten
(%25-%50)
4
birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 1/2-3/4'ünü örten
(%50-%75)
5
birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 3/4'ünden fazlasýný
örten (>%75)
——————————————————————
Yukarýda tanýmlanan parselde ikinci vejetasyon
döneminde (2006 yýlý Temmuz ayýnýn ikinci haftasýnda)
ve kültür bakýmýndan önce sistematik olarak (100 m
arayla) 6 adet geçici örnek alan alýndý. Bu dönem, sahada asýl diri örtüyü oluþturan türlerin çoðunun çiçeklenme zamanýna denk gelmektedir. Örnek alanlar 30 m2
(6x5 m) büyüklüðünde alýndý ve türleri n örtme dereceleri Braun-Blanquet yöntemine göre belirlendi
(Çizelge 1). Arazide teþhisi yapýlabilen türler örnek alan
formlarýna yazýldý, teþhisi yapýlamayan türler için
usulüne uygun olarak örnekler alýndý ve daha sora
büroda tanýmlandý. Çalýþma bir vejetasyon çalýþmasý
olmayýp asýl amaç týraþlamaya konu DYD suni
gençleþtirme sahasýnda diri örtü bileþiminin belirlenmesidir.
3. Bulgular ve Tartýþma
Belirlenen taksonlar ve örtme dereceleri örnek alanlara göre Çizelge 2'de verilmiþtir. Bununla birlikte bazý
bitkiler ancak cins bazýnda belirlenebildi. Örnek alanlarda belirlenen toplam 27 adet bitkiden sadece 6 tanesi
tüm örnek alanlarda bulunurken, bir tanesi 5 örnek
26
alanda, bir tanesi 3 örnek alanda, 4 tanesi iki örnek
alanda ve 15 tanesi de sadece bir örnek alanda yer
almaktadýr. Örnek alanlardaki bitki sayýsý 8 (V nolu
örnek alan) ile 16 (II nolu örnek alan) arasýnda
deðiþmektedir (Çizelge 2). Örnek alanlarda yer almamakla birlikte sahada göl soðaný (Leucojum aestivum
L.) ve salep (Orchis sp.) gibi önemli bitki türleri de
bulunmaktadýr.
Týraþlama ve dikimi izleyen ikinci vejetasyon döneminde yapýlan tespitte sahada asýl diri örtüyü toplam
%90'dan fazla örtme derecesine sahip Lythrum salicaria, Pulicaria dysenterica ve Alisma plantago-aquatica
türlerinin oluþturduðu görülmektedir. Bunlar dýþýnda
Epilobium sp., Mentha pulegium, Agrostis sp.,
Ranunculus repens ve Plantago major gibi taksonlarýn
da bu diri örtünün önemli bir parçasý olduðu belirtilebilir (Çizelge 2). Diri örtü boyu yer yer 1.5-2 m'ye
ulaþabilmektedir. Ýkinci vejetasyon döneminde oluþan
bu diri örtünün, birinci vejetasyon döneminde oluþan
diri örtüden daha yoðun olduðu gözlendi. Diðer
taraftan bu sahalarda uzun yýllar yaptýðýmýz gözlemler,
týraþlamayý izleyen ilk birkaç yýl boyunca oluþan diri örtü
bileþiminin daha sonraki yýllarda farklýlaþtýðýný ve çayýrlaþmanýn arttýðýný göstermektedir.
Bu yetiþme ortamlarýnda bahar aylarýnda toprak
henüz ýslak olduðundan çapa veya makineli toprak
iþlemesi mümkün olmamaktadýr. Genel olarak kültür
bakýmý için en uygun zamanýn topraðýn tava geldiði
Haziran ayý olduðu söylenebilir. Toprak tav hali su basmasýna ve mevsimsel yaðýþ durumuna baðlý olarak
Haziran ayý baþý, ortasý veya sonuna denk gelebilmektedir. Diðer taraftan vejetasyon döneminin yaðýþlý veya
kurak geçmesine baðlý olarak diri örtü yoðunluðu ve
boyunda da farklýlýklar görülebilmektedir. Sahada asýl
diri örtüyü oluþturan türler bu dönemde henüz büyük
boyutlara ulaþmadýðýndan mücadelesi kolay ve ucuz
olacaktýr. Ayrýca tohumdan gençleþmeleri de büyük
ölçüde önelenecektir. Toprak tav halinin kýsa zaman
sürmesi nedeniyle, saha devamlý kontrol edilerek
toprak tav hali izlenmeli ve toprak iþlemeleri mutlaka
toprak tavdayken yapýlmalýdýr. Aksi durumda yapýlan
kültür bakýmý beklenen faydayý saðlamayabilir. Bu
yetiþme ortamlarýnda 5-10 cm'lik kod farklarý bile
toprak nem koþullarý bakýmýndan önemli farklýlýk
gösterebilmektedir. Bununla birlikte uygun zamanýn
seçilmesi durumunda toprak iþlemesinin sahanýn
büyük bölümünün toprak tavda olduðu dönemde yapýlmasý mümkündür. Vejetasyon döneminde ikinci bir tav
hali ancak Aðustos ayý sonu veya Eylül ayý baþlarýnda
sonbahar yaðýþlarýndan itibaren mümkün olabilmektedir.
Çizelge 2. Araþtýrma sahasýnýn önemli diri örtü taksonlarý ve örtme dereceleri
——————————————————————
Örnek alan no
——————————————
Takson
I
II III IV V VI
——————————————
Örtme derecesi
——————————————————————
Lythrum salicaria L.
4
3 4 3 4 3
Pulicaria dysenterica L.
2
2 2 2 2 1
Alisma plantago-aquatica L.
3 + 3 2 + 2
Epilobium sp.
1
1 1 1 + 2
Mentha pulegium L.
+ + 1 1 2 2
Agrostis sp.
2 - 1 - 2
Ranunculus repens L.
+ - + 1 1 1
Plantago major L.
+ 1 1 + + +
Prunella vulgaris L.
+ + - - - Vicia sp.
+ + - - - Potentilla reptans L.
+ - - - - Sparganium erectum L.
- - + - Similax excelsa L.
- + - - Euphorbia stricta L.
- - - - +
Lactuca serriola L.
r
r
- - - Rubus sanctus Schreb.
r
- - - Rubus sp.
r - - Calystegia silvatica (Kit.) Griseb.
r
- - r Calamintha grandiflora (L.) Moench
- - r - Centaurium erythraea (L.) Moench
r
- - - Cirsium arvense (L.) Scop.
- - r - Conyza canadensis (L.) Cronquist
r
- - - Mercurialis annua L.
r
- - - Sambucus nigra L.
- - - - r
Scutellaria galericulata L.
r
- - - - Senecio sp.
- - r - Sisymlorium officinale
r
- - - ——————————————————————
27
Diri örtü mücadelesinde geç kalýnmasý durumunda
kuruyup sertleþen aðýr killi toprak ve adeta odunlaþan
diri örtü gövdeleri (özellikle Lythrum salicaria çok
kuvvetli ve derin bir kök sistemi oluþturmakta)
nedeniyle fidan etrafýnda çapa yapýlarak diri örtünün
uzaklaþtýrýlmasý neredeyse olanaksýz hale gelmektedir.
Bu durumda sýralar arasýnda yapýlacak makineli toprak
iþlemesi de istenen faydayý saðlamayacaktýr. Bu süreçte
diri örtünün fidanlarla yaptýðý ýþýk, su ve besin maddesi
rekabeti fidan geliþimini büyük ölçüde engelleyecektir.
Diðer taraftan fidan etrafýndaki diri örtü uzaklaþtýrýlmadýðýnda, bu diri örtü kýþýn yaðan karla birlikte fidanlar üzerine yatarak onlarý büyük ölçüde ezmekte veya
kýrmaktadýr.
Geleneksel DYD dikimlerinde düþük kalite ve boyutta fidan materyali yanýnda geniþ dikim aralýklarý (düþük
dikim sýklýðý) kullanýlmaktadýr (Çiçek ve Yýlmaz 2002,
Çiçek 2004, Çiçek ve ark 2006a). Bu durum dikim sonrasý diri örtü mücadelesinin uzun yýllar sürmesine ve
dikim sonrasý bakým masraflarýnýn artmasýna neden
olmaktadýr. DYD týraþlama sahalarýnda yoðun ve boylu
diri örtüye karþý kültür bakýmlarýnýn zamanýnda yapýlmasý yanýnda, boylu fidan kullanýmý ve azot (N)
gübrelemesinin önemli avantaj saðlayabileceði belirtilmektedir (Çiçek ve ark. 2006a ve 2006b, Çiçek ve
ark. 2007a ve 2007b).
4. Sonuç ve Öneriler
Taban arazilerde yer alan ve subasar özellik
gösteren DYD yetiþme ortamlarýnda gerçekleþtirilen bu
çalýþmada, týraþlama ve dikimi izleyen ikinci vejetasyon
döneminde yapýlan tespitte sahada asýl diri örtüyü
toplam %90'dan fazla örtme derecesine sahip Lythrum
salicaria, Pulicaria dysenterica ve Alisma plantagoaquatica türleri oluþturmaktadýr. Ayrýca Epilobium sp.,
Mentha pulegium, Agrostis sp., Ranunculus repens ve
Plantago major gibi taksonlar da bu diri örtünün önemli bir parçasýný oluþturmaktadýr. Örnek alanlarda yer
almamakla birlikte araþtýrma alanýnda göl soðaný
(Leucojum aestivum L.) ve salep (Orchis sp.) gibi
önemli geofit bitki türleri de mevcuttur.
Genel olarak kültür bakýmý için en uygun zamanýn
topraðýn tava geldiði Haziran ayý olduðu söylenebilir.
Sahada asýl diri örtüyü oluþturan türler bu dönemde
henüz büyük boyutlara ulaþmadýðýndan ve ayrýca
sertleþip çalýlaþmadýðýndan mücadelesi kolay ve ucuz
olacaktýr. Toprak tav halinin kýsa zaman sürmesi
nedeniyle, saha devamlý kontrol edilerek toprak tav hali
izlenmeli ve toprak iþlemeleri mutlaka toprak tav
halindeyken yapýlmalýdýr. Böylece kültür bakýmýndan
beklenen fayda saðlanmýþ olur.
Teþekkür
Bitki örneklerinin teþhis edilmesinde bizlere yardýmcý olan Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi,
Orman Botaniði Anabilim Dalý öðretim üyesi Doç. Dr.
Salih TERZÝOÐLU'na teþekkür ederiz.
5. Kaynaklar
Aksoy, H., 1978. Karabük-Büyükdüz Araþtýrma Ormanýndaki
Orman Toplumlarý ve Bunlarýn Silvikültürel Özellikleri Üzerine
Araþtýrmalar. Ý.Ü. Orman Fak. Yayýn No: 2332/237, Ýstanbul, 136 s.
Anonim, 2005. Adapazarý Meteoroloji Ýstasyonu Ýklim Verileri.
Meteoroloji Ýþleri Gen. Müd. Arþivi, Ankara, 3 s.
Çiçek, E., 2002. Adapazarý-Süleymaniye Subasar Ormanýnda
Meþcere Kuruluþlarý ve Gerekli Silvikültürel Önlemler (Doktora Tezi).
Ý.Ü. Fen Bil. Enst., Ýstanbul, 150 s. (Yayýnlanmamýþ).
Çiçek, E., 2004. Subasar Ormanlarýn Özellikleri ve Türkiye'nin
Subasar Ormanlarý. ÝÜ Orman Fak. Derg., Seri B, 52 (2), 107-114.
Cicek, E. and Yilmaz, M., 2002. The Importance of Fraxinus
angustifolia Subsp. Oxyacarpa as a Fast Growing Tree for Turkey, pp.
192-202. In: Diner, A., Ercan, M., Goulding, C. and Zoralioglu, T.
(eds.). IUFRO Meeting on Management of Fast Growing Plantations.
Izmit, Turkey.
Cicek, E., Yilmaz, F., Tilki, F., Yilmaz, M. and Çetin, B., 2006a. The
Effects of Site, Provenance and Seedling Size on the Early Growth of
Narrow-leaved Ash (Fraxinus angustifolia Vahl.) plantings. Journal of
Balkan Ecology, 9(3), 297-304.
Cicek, E., Tilki, F., Çiçek, N., 2006b. Field Performance of Narrow
Leaved Ash (Fraxinus angustifolia Vahl.) Rooted Cuttings and
Seedlings. Journal of Biological Sciences. 6(4), 750-753.
Cicek, E., Cicek, N. and Bilir, N., 2007a. Effects of Seedbed Density
on one-year-old Fraxinus angustifolia Seedling Characteristics and
Outplanting Performance. New Forests, 33(1), 81-91.
Cicek, E, Tilki, F., Yilmaz, F. and Yilmaz, M., 2007b. Effects of
Fertilization on Survival and Early Growth of Fraxinus angustifolia Vahl.
Plantations on a Bottomland Site, Turkey. European Journal of Forest
Research (submitted).
Davis, P.H., 1987. Flora of Turkey and the east Aegean islands.
Vol. 7, Univ. Press., Edinburgh.
Efe, A. ve Alptekin, C.Ü., 1989. Önemli Bir Subasar Ormaný:
Hacýosman. ÝÜ Orman Fak. Derg., Seri A, 39 (2), 164-171.
Eriksson, G., 2001. Conservation of Noble Hardwoods in Europe.
Can. J. For. Res. 31: 577-587.
Fraxigen, 2005. Ash Species in Europe: Biological Characteristics
and Practical Guidelines for Sustainable Use. A summary of Findings
From the FRAXIGEN Project EU project EVK-CT-00108. Oxford
Forestry Institute. University of Oxford. UK. 128 pp.
Kapucu, F., Yavuz, H. ve Gül, A.U. 1999. Diþbudak Meþcerelerinde
Hacým, Bonitet Endeks ve Normal Hasýlat Tablosunun Düzenlenmesi.
KTÜ Araþtýrma Fonu Baþkanlýðý, Sonuç Raporu. Proje Kod No:
96.113.001.4, Trabzon, 46 s.
Mayer. H. ve Aksoy. H.. 1998. Türkiye Ormanlarý (Çev: H. Aksoy.
G. Özalp). Batý Karadeniz Ormancýlýk Araþtýrma Enstitüsü Müdürlüðü.
Muhtelif Yayýnlar No: 1. Bolu.
Pamay, B., 1967. Demirköy-Ýðneada Longos Ormanlarýnýn
Silvikültürel Analizi ve Verimli Hale Getirilmesi Ýçin Alýnmasý Gereken
Silvikültürel Tedbirler Üzerine Araþtýrmalar. OGM Yayýn No: 451/43,
Ýstanbul, 174 s.
Pliura, A., 1999. Fraxinus spp. Conservation Strategy. In: Noble
Harwood Network. Report of the 3rd Meeting, 13-16 June 1999,
Sagadi, Estonia. Edited by Turok, J. et al., International Plant Genetic
Resources Institute, pp 8-20, Rome, Italy.
Saatçioðlu, F., 1976. Silvikültür I. Silvikültürün Biyolojik Esaslarý
ve Prensipleri. ÝÜ Orman Fak. Yayýn No: 2182/ 222, Ýstanbul, 556 s.
Ürgenç, S.Ý, 1998. Aðaçlandýrma Tekniði. Ýkinci Baský. Ý.Ü. Orman
Fakültesi yayýn No: 3394/441, Ýstanbul.
Yaltýrýk, F. ve Efe, A., 1988. Trakya Vejetasyonuna Genel Bakýþ ve
Ýðneada Subasar (Longos) Ormanlarý, Ý.Ü. Orman Fak. Derg., Seri B,
38 (1), 69-79.
28
1.Bölümün Devamý
YABANIL MEYVELERÝN FÝDANLIK TEKNÝÐÝ
II. BÖLÜM*
Hazin Cemal GÜLTEKÝN** Ümmühan Gülþan GÜLTEKÝN***
2. SERT ÇEKÝRDEKLÝ MEYVELER
Toplanan meyveler güneþe serilerek olgunlaþmalarý saðlanýr ardýndan ayakla ezilir. Ezilen meyveler
su bidonlarýna atýlýr ve süzdürülür. Genellikle meyve
artýklarý su ile uzaklaþýrken tohumlar bidonun dibinde
kalýr. Gerek görülürse basýnçlý su altýnda eleklerde de
ilave olarak yýkanýr.
Celtis L. (Çitlenbik); Meyveler yaz sonu ve erken
sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde
5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 50-100 gr
arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %7796 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan
elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3-5 gün suda
bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken
kýþ aylarýdýr. Meyveler toplamayý takiben ekilecekse,
meyve olarak doðrudan da ekilebilir. Geç kýþ ve bahar
ekimlerinde en az 1 ay 4-6 ºC sýcaklýkta soðuk nemli
katlama uygulanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý
ortalama 200 gram, ekim derinliði 15-20 mm'dir.
Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir GÜLTEKÝN ve ark, 2006f; GÜLTEKÝN, 2006). C.
Orientalis L., C. Australis L. önemli türleri.
Coten
neasterr Errhrr. (Dað muþmulasý): Meyveler
sonbahar veya erken kýþ aylarýnda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve
metrekareye 20-40gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn
çimlenme oraný %38-71 arasýndadýr ve metrekareden
50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden
önce, 5-10 gün %5-10'luk sitrik asitte yada külü suda
bekletilir. Tohumlar kurutulmadan nemli olarak ekilir.
En uygun ekim zamaný sonbahar aylarýdýr ancak ve
erken kýþ aylarýnda da yapýlabilir. Ekim yastýklarý
telisle malçlanýr ve donlu günlerde havalanabilir plastik örtü örtülür. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 18-22
gr. arasýnda, ortalamasý 20 gramdýr. Tohumlar 10-15
mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde
sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006).
Cerrasus Vulgarris Millerr, Garrd. Dict. ed. (Viþne) ve
Cerrasus prrosrrata (L
Lab) Serr in
n. DC. Prrodrr: Meyveler
yaz sonu veya sonbahar baþý toplanýr ve tohumlar
çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve
metrekareye 30-40 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn
çimlenme oraný %80-91 arasýndadýr ve metrekareden
50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden
önce, 1-3 gün %5-10'luk küllü suda yada %5-10'luk
sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný topla-
Yabani viþne
mayý takiben ve erken sonbahardýr. Tohumlarýn 1000
tane aðýrlýðý 110-190 gram arasýdýr. Tohumlar 10-20
mm. derinlikte ekilir. Ekimi takiben yastýklarýn üzerine
telis ve örme plastik örtü örtülür ve sýk sýk sulanýr
(GÜLTEKÝN ve ark, 2006g; GÜLTEKÝN, 2006)
Cerrasus Mahalep (L
L.) Millerr. Garrd. Dict. et. (Ýdris):
Meyveler yaz sonu veya sonbahar baþý toplanýr ve
tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr
ve metrekareye 20-30 gr arasý tohum ekilir.
Tohumlarýn çimlenme oraný %85-90 arasýndadýr ve
metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar
ekimden önce, 1-3 gün %5-10'luk küllü suda yada
%5-10'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim
zamaný toplamayý takiben baþlar ve sonbaharýn
sonunda biter. Erken kýþ ekimlerinde ise ekimi takiben
yastýklarýn üzerine telis ve örme plastik örtü örtülür.
Bu taktirde yüksek çimlenmeye ulaþýlýr. Tohumlarýn
1000 tane aðýrlýðý 80-110 gr. arasýnda, ortalamasý 95
gramdýr. Tohumlar 10-20 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý
olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir
(GÜLTEKÝN ve ark, 2006g; GÜLTEKÝN, 2006)
Cerraton
nia siliqua L. (Harnup, keçiboynuzu):
Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr.
Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye
50-70 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme
oraný %80-95 arasýndadýr ve metrekareden 100150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce,
5 dakika 90ºC suya batýrýlýr ve 3-5 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve kýþ
aylarýdýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 130-180 gr.
arasýnda, ortalamasý 160 gramdýr. Tohumlar 15-25
mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006).
29
* Uzunluðu nedeni ile üç bölüm halinde yayýnlanan makalenin üçüncü bölümü bir sonraki sayýda yer alacaktýr.
** Orman Yüksek Mühendisi *** Peyzaj Mimarý
Alýca aþýlý döngel
Crrataegus L. (Alýç ve yemiþenler): C. orientalis,
C. tanacetifolia, C. aronia vb çok çekirdeki (3 ve
fazlasý) alýçlar, C. monogyna, C. Monogyna Jacq
subsp. Azerella (Gris.) Franco, C. sinaica, C. oxycantha vb. yemiþenlerin üretim teknikleri farklýdýr.
Alýç meyveleri sonbaharda toplanýr ve tohumlar
çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li veya 5'li çizgi ekimi uygulanýr
ve metrekareye 100-200 gr. arasý tohum ekilir.
Tohumlarýn çimlenme oraný %35-60 arasýndadýr ve
metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir.
Tohumlar kýþ ve bahar aylarýnda doðal ortamda katlamaya alýnýr ve zaman zaman sulanýr. Bunun ardýndan sonbahardan bahar aylarýna kadar geçen
süreçte tohumlar yastýklara yada tüplere ekilir.
Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 80-170 gr. arasýnda,
ortalamasý 110 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm.
derinlikte ekilir. Mespilus germanica L. (döngel)
tohumlarý da ayný yöntemle üretilir. Döngel ekolojisi
dýþýna ekilecekse en iyi üretim yöntemi, yörenin
doðal alýç yada yemiþen türü üzerine kalem aþýsý kullanarak aþýlamaktýr. Aþý uygulamasý fidanlýkta yapýlacaksa göz aþýsý tercih edilir.
Yemiþen meyveleri geç yaz aylarýnda toplanýr ve
hiç bekletilmeden tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li
veya 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 40-50
gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný
%70-86 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet
fidan elde edilir. Tohumlar çýkarmayý takiben hiç bekletilmeden 5-10 gün %5-10'luk külü suda yada
sitrik asitte bekletildikten sonra kurutulmadan
nemli olarak ekilir. Ekim yastýklarýnýn üzeri malçlanýr
ve havalanabilir plastik örtü örtülür. Ekimi takiben
sýk sýk sulanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 70110 gr. arasýnda, ortalamasý 90 gramdýr. Tohumlar
10-15 mm. derinlikte ekilir. C. Monogyna Jacq
subsp. Azerella (Gris.) Franco tohumlarýnýn ortalama 1000 tane aðýrlýðý ise 145 gramdýr (GÜLTEKÝN
ve ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006)
Corrnus mas L. (Kýzýlcýk): Meyveler olgunlaþma
rengini almaya baþladýðý dönemde erkenden
toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve
metrekareye 80-100 gr. arasý tohum ekilir.
Tohumlarýn çimlenme oraný %57-65 arasýndadýr ve
metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir.
Tohumlar toplamayý takiben bekletilmeden çýkartýlýr,
hiç bekletilmeden 5-10 gün %5-10'luk sitrik asitte
yada küllü suda bekletilir, ardýndan doðal koþullarda
katlamaya alýnýr. Katlama ortamýnýn üzeri malçlanýr
ve donlu günlerde havalanabilir plastik örtü kullanýlýr. Bahar aylarýnda tohumlar kontrol edilir ve
çimlenmeler baþlamýþsa ekilir. Aksi taktirde olduðu
gibi doðal koþullara býrakýlýr ve ikinci yýlýn kýþ veya
bahar aylarýnda ekilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý
180-250 gr. arasýnda, ortalamasý 200 gramdýr.
Tohumlar 20-25 mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN,
2006).
Cotin
nus Mill. (Çoban püskülü): Tohumlar sonbaharda toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr
ve metrekareye 2-4 gr. arasý tohum ekilir.
Tohumlarýn çimlenme oraný %90-98 arasýndadýr ve
metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir.
Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün suda bekletilir. En
uygun ekim zamaný sonbahar ve kýþ aylarýdýr. Bahar
ekimlerinde 6-10 ºC sýcaklýkta, 1 aylýk soðuk-nemli
katlanma uygulanýr ve ekim yastýklarýnýn üzeri telise
örtülür. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý en az 9,4 gr
en fazla 10.6 gr ortalama 9.8 gr olarak ölçülmüþtür.
Tohumlar 2-4 mm derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN ve
ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006).
Colutea L. (Patlangaç): Tohumlar sonbaharda
toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve
metrekareye 8-10 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn
çimlenme oraný %87-93 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim
zamaný kýþ aylarýdýr. Erken bahar ekimlerinde
tohumlar 10-15 gün 2-4 ºC sýcaklýkta suda bekletilir
ve ekim yastýklarýnýn üzeri telise örtülür. Tohumlarýn
1000 tane aðýrlýðý 12-21 gr. arasýnda, ortalamasý 16
gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir
(GÜLTEKÝN, 2006).
Elaaðn
nus an
ngustifolia L (Ýðde): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Çýkartýlan
tohumlar %20'lik tuzlu suda yüzdürülerek boþ
tohumlar uzaklaþtýrýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi
uygulanýr ve metrekareye iðde de 50-100 gr, kuþ
iðdesinde 25-50 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn
çimlenme oraný iðdede %60-85, kuþ iðdesinde
30
Ýðde
%83-95 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet
fidan elde edilir. Ekimden önce tohumlar, 3-5 gün
suda bekletilir. En uygun ekim zamaný erken kýþ
aylarýdýr. Ýðde tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 130300 gr. arasýnda, ortalamasý 200 gramdýr. Kuþ
iðdesinde tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 80-99 gr
arsý ortalamasý 80 gramdýr. Tohumlar, iðdede 15-20
mm derinlikte, kuþ iðdesinde 10-15 mm. derinlikte
ekilir. Meyveler toplamayý takiben ekilecekse, meyve
olarak doðrudan da ekilebilir (GÜLCÜ ve GÜLTEKÝN,
2006; GÜLTEKÝN, 2006).
Gin
nkgo biloba L. (Mabet aðacý): Meyveler geç
sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr.
Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye
150-250 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %61-87 arasýndadýr ve metrekareden 100150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce,
1-3 gün %5-10'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun
ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Geç kýþ
ekimlerinde ise ekim yastýklarý telisle malçlanýr.
Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 800-1200 gr. arasýnda, ortalamasý 1000 gramdýr. Tohumlar 20-25 mm.
derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama
ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006).
Hippophae rham
mnoides L (Yalancý Ýðde):
Meyveler portakal kýrmýzýsý rengini aldýklarý zaman
erken sonbahar aylarýnda dallar makasla kesilerek
toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve
metrekareye 4-5 gr arasý tohum ekilir.
Metrekareden 100- adet fidan elde edilir. Tohumlar
ekilmeden önce 2-3 gün suda bekletilir. En uygun
ekim zamaný kýþ aylarýdýr. Erken bahar ekimlerinde
teknik önlemler almak gerekir. Tohumlarýn 1000
tane aðýrlýðý 7-9 gr arasýdýr. Tohumlar 2-3 mm
derinlikte ekilir.
Ligustrrum
m L. (Kurtbaðrý): Meyveler sonbaharda
toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li çizgi
ekimi uygulanýr ve metrekareye 10-15gr. arasý
tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %65-78
arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan
elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 1-3 gün suda
bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken
kýþ aylarýdýr. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr.
Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 17-22 gr. arasýnda,
ortalamasý 20 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal
edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006).
Laurrus nobilis L. (Defne): Meyveler sonbaharda
toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi
ekimi uygulanýr ve metrekareye 150-200 gr. arasý
tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %73-88
arasýndadýr ve metrekareden 100 adet fidan elde
edilir. Tohumlar, ekimden önce, 3-5 gün %5-10'luk
sitrik asitte veya küllü suda bekletilir. 5-10 gün suda
bekletmekte yeterlidir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Geç kýþ ekimlerinde ise
ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Tohumlarýn 1000
tane aðýrlýðý 800-1100 gr. arasýnda, ortalamasý 900
gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir.
Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006).
Magn
nolia grran
ndiflorra L. (Manolya): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde
7'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 80-100gr.
arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %5372 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan
elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün %510'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný
sonbahar ve erken kýþ aylarýnda sera içerisinedir.
Ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Tohumlarýn 1000
tane aðýrlýðý 75-100 gram arasýdýr. Ekim, 15-20 mm
derinlikte yapýlýr GÜLTEKÝN, 2006).
Prrun
nus avium
m (L
L.) L., fFl. Suec. (Kuþ kirazý) ve
Laurracerrasus officin
nalis Roem
m. (Karayemiþ):
Meyveler yaz aylarýnda toplanýr ve tohumlar
çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve
31
Kuþ kirazý
metrekareye 50-60 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %80-95 arasýndadýr ve
metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir.
Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün %5-10'luk küllü
suda yada %5-10'luk sitrik asitte bekletilir. En
uygun ekim zamaný geç yaz ve erken sonbahardýr.
Ekimi takiben yastýklarýn üzerine telis ve örme plastik örtü örtülür. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 200
gramdýr. Tohumlar 10-20 mm. derinlikte ekilir.
Ekimi takiben yastýklar sýk sýk sulanýr (GÜLTEKÝN ve
ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006).
Prrun
nus arrmen
nica L. (Zerdali): Meyveler yaz
aylarýnda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li
çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 300-400 gr
arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %7485 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan
elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün suda
bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken
kýþ aylarýdýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 10001400 gr. arasýnda, ortalamasý 1170 gramdýr.
Tohumlar 15-25 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan
dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN
ve ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006).
Prrun
nus sipin
nosa L. (Çakal eriði, Gövem) ve Prrun
nus
dom
mestica L. (yabanýl Erik): Meyveler erken sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li
çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye gövemde 50-70
gr arasý, erikte 100-150 gr arasý tohum ekilir.
Tohumlarýn çimlenme oraný gövemde %71-87 arasýnda, erikte ise %80-87 arasýndadýr ve metrekareden
50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden
önce, 3 gün %5-10'luk külü suda veya sitrik asitte
bekletilir. En uygun ekim zamaný gövemde tohumlarýn
çýkarýlmasýný takiben erikte ise sonbahar ve erken kýþ
aylarýdýr. Ekim yastýklarýnýn telisle malçlanmasýnda
yarar vardýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 200-250
gr. arasýnda, ortalamasý 220 gramdýr. Tohumlar 1520 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde
sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN ve ark,
2006k; GÜLTEKÝN, 2006).
Prrun
nus divarricata L. (Domuz eriði): Meyveler yaz
sonu ve erken sonbaharda toplanýr ve tohumlar
çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve
metrekareye 150-250 gr arasý tohum ekilir.
Tohumlarýn çimlenme oraný %64-81 arasýndadýr ve
metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar
ekimden önce, 5 gün %5-10'luk sitrik asitte yada
külü suda bekletilir. En uygun ekim zamaný tohumlarýn çýkarýlmasýný takiben ve hiç bekletmeden yapýlmasýdýr. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr ve üzerlerine
havalanabilir plastik örtü örtülmesinde yarar vardýr.
Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 650-1050 gr. arasýnda,
ortalamasý 800 gramdýr. Tohumlar 20-30 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal
edilmemelidir (GÜLTEKÝN ve ark, 2006k; GÜLTEKÝN,
2006).
Prrun
nus cerraciferra "Atrropurrpurrea'' (Süs eriði):
Meyveler yaz sonu toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr.
Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye
100-150gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme
oraný %60-85 arasýndadýr ve metrekareden 50-100
adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3 gün
%5-10'luk sitrik asitte yada külü suda bekletilir. En
uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr.
Ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Yaðýþlý olmayan
dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir. Tohumlardan ortalama %40' kýrmýz yapraklý %30'u yarý kýrmýzý
yapraklý ve %30'u yeþil yapraklý çýkar. Yarý kýrmýzý
yapraklý ve yeþil yapraklýlarýn üzerine göz aþýsý uygulanarak kýrmýzý yapraklý fidan elde edilir. Tohumlarýn
1000 tane aðýrlýðý 400-600 gr. arasýnda, ortalamasý
500 gramdýr. Tohumlar 10-20 mm. derinlikte ekilir.
Eriklerin diðer kültür formlarýnda da ayný yöntem
uygulanýr (GÜLTEKÝN, 2006).
Rosa L. (Gül, kuþburnu): Meyveler yaz sonu veya
erken sonbaharda olgunlaþma rengini almaya
baþladýðý dönemdir. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-30 gr arasý tohum ekilir.
Tohumlarýn çimlenme oraný %30-55 arasýnda olup
boþ tohumlar uzaklaþtýrýlýrsa %87'ye varan aranda
dolu tohum elde edilebilir. Metrekareden 50-100 adet
fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3-5 gün
%5-10'luk sitrik asitte bekletilir. Baþka bir ön iþlem
olarak da 90 ºc sýcaklýkta suya atýlýr ve su soðuyuncaya kadar bekletilir. En uygun ekim zamaný tohumlarýn çýkartýlmayý takiben ekilmesidir. Tohumlarýn
1000 tane aðýrlýðý 20-27 gr. arasýnda, ortalamasý 23
gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Ekimi
takiben yastýklar telisle malçlanýr. Sürekli donlu günlerin baþladýðý dönemlerde yastýklara havalanabilir
plastik örtü örtülür ve donlarýn son bulmasý ile bekletilmeden kaldýrýlýr. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sýk
sýk sulama uygulanýr ve yastýklarýn nemini kaybetmesine asla izin verilmez (GÜLTEKÝN, 2006).
Pyrracan
ntha L. (Ateþ dikeni): Meyveler sonbaharda
toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi
ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-30 gr. arasý
tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %65-87
arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde
edilir. Tohumlar ekimden önce, 3-5 gün %5-10'luk
sitrik asitte yada külü suda bekletilir. Tohumlar kurutulmadan nemli olarak ekilir. En uygun ekim zamaný
32
sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Ekim yastýklarý telisle
malçlanýr. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal
edilmemelidir.
Pun
nica grran
natum
m L. (Nar): Meyveler geç yaz veya
sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde
5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-25 gr.
arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %6379 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan
elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün suda
bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve kýþ
aylarýdýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý30-40 gr
arasýdýr. Tohumlar 10-15 mm derinlikte ekilir
(GÜLTEKÝN, 2006).
Rham
mnus L. (Cehri): Meyveler geç sonbaharda
toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi
ekimi uygulanýr ve metrekareye 10-15 gr. arasý
tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %60-77
arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde
edilir. Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün %5-10'luk
sitrik asitte veya küllü suda bekletilir. En uygun ekim
zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Tohumlarýn
1000 tane aðýrlýðý 20-40 gr. arasýnda, ortalamasý 30
gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir
(GÜLTEKÝN, 2006).
Rhus L. (Sum
mak): Meyveler geç sonbaharda
toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi
ekimi uygulanýr ve metrekareye 10-20 gr. arasý
tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %75-88
arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde
edilir. Tohumlar, toplamayý takiben 5 dakika kaynar
suya batýrýlýr, ardýndan, 10-20 gün ýlýk suda bekletilir
ve ardýndan doðal koþullarda katlamaya alýnýr. Bahar
aylarýnda tohumlar kontrol edilir ve çimlenmeler
baþlamýþsa ekilir. Aksi taktirde olduðu gibi doðal
koþullara býrakýlýr ve ikinci yýlýn kýþ veya bahar aylarýnda ekilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 12-17 gr.
arasýnda, ortalamasý 15 gramdýr. Tohumlar 10-15
mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006).
Zizyphus jujuba Mill. (Hünnap-Ü
Ünnap): Meyveler
yaz sonu ve erken sonbaharda toplanýr ve tohumlar
çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li veya 7'li çizgi ekimi uygulanýr
çimlenme oraný %46-65 arasýndadýr ve metrekareden
100 adet fidan elde edilir. Ekimlerde iki yöntem kullanýlýr. Birincisi, metrekareye 200-300 gr arasý tohum
doðrudan ekilir. Tohumlar ekimden önce, 5 gün %510'luk sitrik asitte yada külü suda bekletilir. Ardýndan
%50 az yanmýþ koyun gübresi, %50 dere mili
karýþýmýna, tohumlar çýkarmayý takiben hemen ekilir.
Ýkincisi, tohumlar çatlatýlýr yada bitki taslaðý serbest
hale getirilip, %50 yanmýþ koyun gübresi, %50 dere
mili karýþýmýna kýþ aylarýnda ekilir. Ekim yastýklarý
Ünnap
telisle malçlanýr ve üzerlerine havalanabilir plastik
örtü örtülmesi gerekir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde
sulama ihmal edilmemelidir. Tohumlarýn 1000 tane
aðýrlýðý 280-400 gr. arasýnda, ortalamasý 310
gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Diðer
bir üretim yöntemi de çatlý (Paliurus sipina-christi
Mill.) altlýklarýnýn üzerine durgun yada sürgün göz
aþýsý uygulamaktýr. Bu durumda daha geliþkin bir kök
sistemine sahip olur (DELÝÖZ ve ark, 2006;
GÜLTEKÝN, 2006).
Porsuk
Taxus baccata L. (Porsuk) : Meyveler geç sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li
çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 60-80 gr. arasý
tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %67-90
arasýndadýr ve metrekareden 200-300 adet fidan elde
edilir. Tohumlar 2-3 gün suda bekletildikten sonra,
ayný yýlýn kýþ veya bahar aylarýnda doðal koþullarda
katlamaya alýnýr. Ýkinci yýlýn kýþ veya ilkbahar aylarýnda
ekilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 70-90 gr. arasýnda, ortalamasý 82 gramdýr. Tohumlar 15-20 mm.
derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006).
• ÝKÝNCÝ BÖLÜMÜN SONU
33
ORMANCILIK
LARI
TANIMLAMA
ORMANLARLA ÝLGÝLÝ ULUSLARARASI TANIMLAMALAR-2
ORMAN ALANI (FOREST LAND, FORESTLAND, FORESTED LAND)
Serdar Yegül*
Bir önceki yazýda uluslararasý süreçlerde1 ve
Türkiye'de tanýmlanmýþ orman (forest) tanýmý
üzerinde durulmuþtur. Önceki yazýda özetle þu hususlar belirtilmiþtir: Uluslararasý süreçlerde yapýlan tüm
orman tanýmlarý (i) alan kullanýmý ve (ii) aðaç
kapalýlýðý temelinde yapýlmýþtýr. Aðaç kapalýlýðý ile ilgili
yapýlan tüm tanýmlar ise (i) en az alan, (ii) en az aðaç
boyu ve (iii) en az tepe kapalýlýðý eþik deðerlerine
sahiptir.
Türkiye'de devlet ormanlarý için herhangi bir "en az
alan" eþik deðeri yoktur. Bununla birlikte amenajman
planlarý yapýlýrken "en az alan" eþik deðeri 0.5 hektar
olarak alýnmaktadýr. Pratikteki bu uygulamaya 2007
yýlýnýn ilk yarýsýnda bir yönerge ile resmiyet
kazandýrýlacaktýr. 6831 sayýlý Orman Kanunundaki
ifadesiyle "ormana bitiþik olmayan sahipli araziler" için
ise "en az alan" eþik deðeri 3.0 hektardýr.
Uluslararasý süreçlerde orman tanýmýnýn "en az
alan" eþik deðeri Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði
Çerçeve Sözleþmesi'nde (UNFCCC) en az 0.05-1.0
hektar, Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi'nde (CBD) 0.5
hektar, ve son olarak Orman Kaynaklarý
Deðerlendirmesi'nde (FRA) 0.5 hektar olarak ifade
edilmektedir.
Türkiye Orman Envanteri'ne göre ise "en az tepe
örtüsü" eþik deðerinin, "Bozuk" ormanlar için % 1-10
arasý ve "Normal" ormanlar için ise % 11-100 arasý
olduðu, uluslararasý alanda ise "en az tepe örtüsü"
eþik deðerinin UNFCCC'de %10-30, CBD'de % 10,
FRA'da ise % 10 olduðu dile getirilmiþtir.
34
*Orman Mühendisi
Bu yazý dizisi yoluyla size sunulan ormanlarla ilgili
tanýmlar hakkýnda bir hususun altý önemle çizilmelidir. Henüz uluslararasý bir orman sözleþmesi yapýlmamýþtýr. Dolayýsýyla þu ana kadar uluslararasý
süreçlerde ormanlarla ilgili yapýlan tüm tanýmlar
henüz kesinlik kazanmamýþtýr.
Bu yazýda ise, orman alaný (forest land, forestland,
forested land) tanýmlarý üzerinde durulacaktýr.
Ormanlarla ilgili hiçbir tanýmlama setinde "orman
alaný" tanýmý belirgin bir þekilde yapýlmamýþtýr (Lung
2002). UNFCCC orman yönetimi tanýmýný yaparken
'orman alaný' ifadesi kullanýlmýþ ancak 'orman alaný'
ifadesinin tanýmý yapýlmamýþtýr. UNFCCC'nin 'ürünalaný
yönetimi' (gropland management) ve 'mera alaný
yönetimi' (grazing land management) tanýmlarý, diðer
alan kullanýmlarýný ifade etmektedir.
'Orman alaný'nýn 'orman' ile iliþkisi
UNFCCC'nin orman sýnýrlarý dýþýndaki aðaçlandýrma
(afforestation), orman sýnýrlarý içindeki aðaçlandýrma
(reforestation) ve ormansýzlaþma (deforstation)
tanýmlarý, 'ormanlýk alan' (forested land), ormanlýk
olmayan alan (non-forested land) ve ormansýz alan
(land without forest) tanýmlarýný içermekte ve fakat
bunlarý tanýmlamamaktadýr. Örneðin "afforestation"
tanýmý, "en az 50 yýl üzerinde orman olmayan bir
nlýk alan
n'a2
alanýn, dikim ve/veya ekim yoluyla 'orrman
dönüþtürülmesi" þeklindedir.
Bu husustaki en basit yaklaþým, UNFCC'nin
'ormanlýk alan' (forested land) ve 'orman alaný' (forest
land) terimlerinin, 'orman' (forest) terimi ile eþanlamlý olarak kabul edilmesidir. Ayni þekilde, 'ormanlýk
olmayan' (non-forested) ve 'ormansýz alan' (land without forest) terimlerinin de, 'orman olmayan' (non-forest) terimi ile eþanlamlý olarak kabul edilebilir. Özetle,
'orman alaný' terimi 'orman' teriminin eþanlamlýsý
olarak düþünülebilir.
'Orman alaný'nýn diðer alan kullaným sýnýflarý ile
iliþkisi
'Ürünalaný yönetimi' ve 'mera alaný yönetimi'nde
olduðu gibi 'orman alaný' da bir alan kullanýmýna iþaret
ediyor gibi görünmektedir. Bu tanýmlamalarda, bir
alandan diðer alan kullanýmlarý çýkarýlmadýðý için
karýþýklýk doðmaktadýr. Problem, farklý alan kullanýmlarýnýn uygulandýðý bir alanda, alan sýnýflamasýnýn nasýl
yapýlacaðýdýr. Mevcut tanýmlar bu konuya açýklýk
getirmemektedir. Problem, UNFCCC'nin birleþik alan
kullanýmý konusunu belirgin bir þekilde ele almamasýnda yatmaktadýr.
Bilindiði üzere UNFCCC karbon birikimine odaklanmýþtýr ve alan kullanýmýna temkinli yaklaþmaktadýr.
UNFCCC alan sýnýflamasýnda çakýþma ihtimali çoktur.
Bu nedenle, UNFCCC'nin tanýmlarý FRA ve CBD'nin
orman tanýmlarýyla baðdaþmaz. Orman olarak
düþünülen bir alanda, orman olmayan alan kullanýmý
baskýn olmamalýdýr. Örneðin FRA tanýmlarý meyve
aðaçlarýný, tarýmsal ormancýlýðýný ve kent ormanlarýný
kapsamaz. CBD tanýmlarýnda ise, tarýmsal ve diðer
özellikli orman olmayan alan kullanýmý öncelikli
deðildir.
Farklýlýk, Kyoto Protokolünün uygulamasýndan
kaynaklanýyor olabilir. Kyoto Protokolünün Temiz
Kalkýnma Mekanizmalarý (CDM)3 altýnda kullanýlacak
bir orman tanýmý formüle edilirken, bu farklýlýk mutlaka gözönüne alýnmalýdýr.
Geliþmekte olan ülkelerde, ormancýlýk sýk sýk diðer
alan kullanýmlarýyla birleþtirilir (tarýmsal ormancýlýk,
orman-mera sistemi4 gibi). UNFCCC'ye göre orman
olarak sýnýflandýrýlan bir alanda diðer kullanýmlar
baskýnsa, o alanlar, FRA ve CBD'ye göre orman olarak
sýnýflandýrýlmazlar. Kyoto Protokolünün CDM'si altýnda
gelecekte yapýlacak bir orman tanýmý, baskýn ve birincil kullaným gibi nitelemeleri içermeksizin orman ve
diðer alan kullanýmlarý birleþtirirse, bu tanýmlama FRA
ve CBD tanýmlarýyla uyumlu olmayacaktýr.
Diðer yandan bu tanýmlar kolayca uyumlaþtýrýlabilir. FRA'nýn uyguladýðý 'diðer alan' isimli alan kullaným
sýnýfýnýn üç sýnýfa bölünmesi bu uyumlaþtýrma
çabalarýndan biri olabilir. Bu ayýrým aþaðýdaki þekilde
gösterilmektedir.
Þekil: Mevcut ve yeni alan sýnýflamalarý arasýndaki iliþki
ORMAN
Diðer aðaçlýk alan
(Other wooded land)
Diðer alan (Other land)
0.5 ha’dan daha geniþ ve
0.5 ha’dan daha küçük bir
meþçereye benzer formada, arazide ‘daðýnýk aðaçlar’,
diðer alan kullanýmlarýyla
diðer alan kullanýmlarýyla
birleþik aðaçlar
birleþik aðaçlar
Aðaç yok (No trees present)
——————— FRA tanýmlarýna uygun alan sýnýflarýnýn sýnýrlarý
---------------------- Yeni sýnýflamalarýn sýnýrlarý
Gelecek yazýda orman olmayan (non-fforest) terimi
üzerinde durulacaktýr.
Dipnotlar
Bu yazý oluþturulurken 2002 yýlý Eylül ayýnda
Roma/Ýtalya'da gerçekleþtirilen "ormanlarla ilgili tanýmlamalarýn uyumlaþtýrýlmasý ikinci uzmanlar toplantýsý" zabýtlarýndan yararlanýlmýþtýr.
1
Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi
(UNFCCC), Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi (CBD) ve Orman
Kaynaklarý Deðerlendirmesi (FRA)
2
Forested land
3
Clean Development Mechanism (CDM)
4
Agroforetry, silvopastoral system
35
KIRÞEHÝR NALDÖKEN DAÐI’NDA
TESPÝT EDÝLEN SARIÇAMLAR
Orhan YAZICI* R.Remzi DOÐAN*
Kýrþehir ilimize yaklaþýk 10 km. mesafede Çayaðzý
kasabasýnýn hemen üzerinde; 1450 mt. Rakýmda,
kuzey doðu batýda, çaplarý deðiþmekle beraber ortalama 60 cm. üzerinde, 7-8 mt. boyunda, tahmini yaþý
180'in üzerinde, birbirine yakýn mesafede 8 adet doðal
sarýçam aðacý (Pinus Sylvestris L.) tespit edilmiþtir.
Yöre halký tarafýndan önemi tam olarak bilinmemekle
beraber belde halký tarafýndan korunan sarýçamlarýn
ormancýlýk bilimi açýsýndan meslek kamuoyuna duyurulmasýnýn doðru olacaðý düþünülerek bu haber kaleme
alýnmýþtýr.
Ýç Anadolulun merkezine yakýn konumda "Orta
Anadolu Platosu" üstünde yer alan ve Kýrþehir'e 10 km.
gibi çok yakýn mesafede kuzey batý istikametinde
uzanan Naldöken daðý üzerinde, yüzlerce yýldýr süren
insan ve hayvan tahribatýndan kurtularak bugüne
gelebilmiþ sarýçam aðaçlarý ve onlarýn az sayýda fidanlarý, tahribat öncesi sarýçam ormanlarýnýn yayýlým alaný
konusunda bilgi vermekle kalmayýp, geçmiþten bugüne
ormancýlýk bilimi açýsýndan önemli veriler taþýmaktadýr.
"Antropojen step" diyerek þimdiye kadar ormancýlýk
faaliyetleri ve bilimsel çalýþmalar açýsýndan yeterli ilgi
gösterilmeyen Ýç Anadolu kalýntý ormanlarýna daha
fazla ilgi gösterilmesi dileðimizle.
36
(*) Orman Mühendisi
Calosoma sycophanta L.'nýn
ÜLKEMÝZDEKÝ KÝTLE ÜRETÝM BAÞARISI
Prof. Dr. Mehmet KANAT*
Ülkemizde özellikle kýzýlçam ormanlarýnda yaygýn
zararlý olan çam keseböceði'ne karþý biyolojik
mücadelede 2002 yýlýndan bugüne kadar günden
güne artarak kullanýlan Calosoma sycophanta 2006
yýlý itibariyle 20 civarýndaki laboratuarda yaklaþýk
200.000 birey üretilerek zararýn yaygýn olduðu alanlara býrakýlmýþtýr.
Þekil 1. Calosoma sycophanta ergininin kese
içerisindeki çam keseböceði týrtýllarý ile beslenmesi
ma sycophan
nta
Neden Calosom
Calosoma sycophanta predatör bir böcek
türüdür. Özellikle Lepidoptera Takýmýna ait türlerin
çoðu üzerinde etkilidir. Ülkemiz iklim þartlarýnda biyoloji olarak çam keseböceðine uyum saðlamýþ etkili
bir predatördür. Bu faydalý böceðe mevcut latince
ismi yanýnda Türkçe bir isim aranýldý, ancak çoðu
basýn organlarýnda da yer aldýðý þekliyle Terminatör
böcek ismi daha çok kullanýldý.
Ülkemizde Marmara, Ege ve Akdeniz sahil
þeridinde yaklaþýk 160 km geniþliðinde 1.800 km
uzunluðunda geniþ bir alanda kýzýlçam aðaç
türümüzde çam keseböceði zararý gözlenmektedir.
Son yýllarda kimyasal ilaçlarýn olumsuz etkileri
sonucunda çoðu faydalý kuþ ve böcek türleri ekolojik
ortamda ya yok oldular ya da sayýlarý azaldý. Bu
durum kýsmen de olsa laboratuarlarda faydalý böcek
üretimini zorunlu kýldý. Zararýn gözlendiði Orman
Ýþletme Müdürlüklerinde laboratuarlar kurularak söz
konusu faydalý böcek üretimi gerçekleþtirilmektedir.
Kitle üretiminde amaç, öncelikle böceðin bulun-
madýðý ormanlara býrakýlarak o alanda yerleþerek
çoðalmalarý, sayý bakýmýndan istenilen düzeye ulaþan
alanlarda ise zararýn yoðun olduðu diðer alanlara
nakil yöntemi ile taþýnarak zararýn gözlendiði tüm
ormanlara bu faydalý türün yerleþmesini saðlamaktýr.
Kitle üretimi Tübitak Projesi kapsamýnda ilk
olarak Kahramanmaraþ'ta baþlamýþ, ÝstanbulBüyükada, Balýkesir, Osmaniye vb þeklinde ülke
geneline yayýlmýþtýr. Türkiye genelinde konu ile ilgili
bilgilendirme ve deðerlendirme seminerleri ilk olarak
2004 yýlýnda Adana'da baþlamýþtýr. Bu seminerlerde
öncelikle uygulayýcýlara biyolojik mücadele bilinci ve
kitle üretiminde dikkat edilecek hususlar aktarýlmýþ,
ayrýca yeni açýlacak laboratuarlar ve üretim miktarlarý vb. konularda önemli kararlar alýnmýþtýr.
Yapýlmakta olan bu seminerler kapsamýnda biyolojik mücadele ve kitle üretimi konusunda belirli bir
bilgi seviyesine ulaþan meslektaþlarýmýz kendi çaba
ve gayretleri ile kendi iþletmelerinde laboratuarlar
oluþturarak yaklaþýk 3-4 ay (Þubat-Mart-NisanMayýs) kapsamýndaki bu çalýþmayý 3-4 personelle
rahatlýkla gerçekleþtirebilmektedirler.
Konukçusu (çam keseböceði) üzerinde baský
oluþturan (erginler günlük 10 civarýnda týrtýl ile
beslenebilmektedirler) bu faydalý türün zararýn
yoðun olduðu alanlara salýnarak önemli bir zararýn
önlenmesini saðlayan faydalý böceðin kitle üretimi
yetkililer tarafýndan desteklenerek daha da arttýrýlmalýdýr.
37
* KSÜ Orman Fakültesi
HUKUK SÝSTEMÝMÝZDEKÝ MÜHENDÝS ÝSTÝHDAMINA
ÝLÝÞKÝN MEVCUT DÜZENLEMELER VE ORMAN
MÜHENDÝSLÝÐÝNÝN DURUMU
Eþref GÝRGÝN*
Türk hukuk sisteminde mühendislerin istihdam
esaslarý ile ilgili olarak ilk kapsamlý düzenleme, 17
Haziran 1938 tarih ve 3458 sayýlý "Mühendislik ve
Mimarlýk Hakkýnda Kanun" ile yapýlmýþtýr. Bu kanun,
Türk yüksek okullarýndan mezun olan mühendisler ile
yabancý ülkelerden mezun olan mühendislerin Türkiye
dahilinde çalýþma yapabilmelerini saðlayacak ruhsatname verilmesi esaslarýný düzenlemiþtir.
Bu kanunun 1 inci maddesinde, "Türkiye
Cumhuriyeti hudutlarý dahilinde mühendislik ve mimarlýk unvan ve salahiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin
aþaðýda yazýlý vesikalardan birini haiz olmalarý þarttýr:
a) Mühendislik ve mimarlýk tahsilini gösteren Türk
yüksek mekteplerinden verilen diplomalar;
b) Programlarýnýn yüksek mühendis veya mimar
mektepleri programlarýna muadil olduðu kabul edilen
bir ecnebi yüksek mühendis veya yüksek mimar mektebinden diploma almýþ olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler; " belirtilen diploma ve ruhsatnamelerden birisine sahip olmak zorundadýr.
Kanunun 6 ýncý maddesinde, "Bu kanunda yazýlý
ruhsatnamenin verilmesi ve mektep programlarýnýn
tetkiki bu iþlerle uðraþacak heyetin teþkili usulleri ve
ruhsatnamelerden alýnacak harç miktarlarý alakalý
vekaletlerin mütalealarý alýnarak Nafia Vekaletince
hazýrlanacak bir nizamname ile tespit olunur." yabancý
okullarýn ders programlarýnýn eþdeðer olup almadýðýnýn
bir heyet marifetiyle yapýlacaðý belirtilmiþtir. Ancak bu
görev, 4/11/1981 tarih ve 2547 sayýlý "Yüksek Öðretim
Kurumu" kanunda Yüksek Öðretim kurulunun görevlerini belirleyen ve 2880 sayýlý kanunla deðiþik 7 inci
maddesinin (p) bendiyle, yurt dýþýndaki yüksek öðretim
kurumlarýndan alýnmýþ ön lisans, lisans ve lisans üstü
diplomalarýn denkliðinin tespiti görevi Yüksek Öðretim
Kuruluna verilmiþ bulunmaktadýr. O nedenle, bu
kanunun 6 ýncý maddesine dayanýlarak 11/5/1939 tarih
ve 2/10941 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararý ile çýkartýlan
"Mühendislik ve Mimarlýk Ruhsatnameleri Hakkýnda
Nizamname" nin uygulanabilirliði kalmamýþtýr.
Kanunun deðiþik 7 inci maddesinde, "1 inci
maddede belirtilen diploma veya ruhsatnamelerden
birine haiz olmayanlar Türkiye'de mühendis veya mimar
unvaný ile istihdam olunamazlar, imzalarla sanat icra
edemezler, bu unvanlarý kullanarak rey veremezler ve
imza da koyamazlar" diploma veya ruhsatname
olmayan mühendislerin kesinlikle çalýþamayacaklarý ve
aksi davranýþta bulunanlar için, kanunun 8 nci maddesi ile cezalandýrýlacaklarý hüküm altýna alýnmýþtýr.
Devlet daire ve müesseseleri ile Belediyelerde
çalýþan mühendislerin, mesai saatleri dýþýnda da olsa
ücretli veya ücretsiz özel surette sanatlarýný icra edemeyecekleri 9 uncu madde de belirtilmiþtir. Ancak
Profesörlük, öðretmenlik ve doçentlik görevlerini yapan
mühendisler bu madde dýþýnda tutulmuþtur.
3458 Sayýlý "Mühendislik ve Mimarlýk Hakkýnda
Kanuna" dayanýlarak, 11/5/1939 tarihinde yayýnlanan
"Mühendislik ve Mimarlýk Ruhsatnameleri Hakkýnda
Nizamname" nin 2 ve 3 üncü maddelerinde yer alan
mühendislikler aþaðýdadýr.
• Sivil Mühendislik (Ýhtisaslarý: yol, demiryolu, su,
liman vs.),
• Elektro-mekanik Mühendisliði (Ýhtisaslarý:
Elektrik, makine vs.)
• Muhabere Mühendisliði (Ýhtisaslarý: Radyo, telefon vs.)
• Tayyare Mühendisliði,
• Sýhhiye mühendisliði,
• Jeodezi mühendisliði,
• Mimarlýk,
• Mühendis mimar,
• Maden Mühendisliði,
• Sanayi Mühendisliði (Ýhtisaslarý: Kimya, metalurji,
mensucat vs.),
• Gemi inþaatý mühendisliði,
• Orman Mühendisliði,
• Ziraat Mühendisliði (Ýhtisaslarý: Amaliyatör
mühendisliði vs.) olmak üzere biri mimarlýk ve 12 si
mühendislik disiplini yer almýþtýr.
Günümüzde çeþitli mühendislik disiplinleri bulunmakta ve sayýlarýnýn 50 yi aþtýðý görülmektedir. Bu gün
mevcut olan bir çok mühendislik disiplinleri 1930 yýllarda bulunmaz iken, Orman Mühendisliði
Cumhuriyetin hatta daha öncesinin Devlet idaresinde
yer aldýðý görülmektedir.
Mesleðini Türkiye sýnýrlarý içinde icra eden
mühendislerin, sayýlarýnýn ve çeþitlerinin çoðalmasý ve
mesleklerini bir disiplin içinde yapmalarýný saðlamak
amacýyla, 27/1/1954 tarih ve 6235 sayýlý "Türk
Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Kanunu" çýkarýlarak
tüzel kiþiliðe haiz, kamu kuruluþu niteliðinde Birlik ve
38
* Orman Yüksek Mühendisi Orman Mühendisleri Odasý AR-GE Komisyonu Baþkaný
Odalarýn kurulmasý saðlanmýþtýr. Böylece her mühendis
disiplini, üyelerinin meslek odalarýný kurmaya
baþlamýþlardýr. Zaman içinde yeni mühendislik dallarýnýn ortaya çýkmasýyla, Birlik tarafýndan yeni
mühendis odalarýnýn açýlmasýna karar verilmektedir.
Kanunun 16 ýncý maddesinde, Orman ve Ziraat
Mühendisleri için özel bir hüküm getirilmiþtir. Þöyle ki,
"Orman ve Ziraat yüksek mühendis ve mühendisleri de
mensup olduklarý cemiyetlerin umumi heyetleri kararý
ile oda kurarak Birliðe dahil olabilirler" denilmektedir.
Kanunun bu madde gerekçesine ulaþmak mümkün olamamýþtýr. Ancak kanaatimizce, bu iki mühendislik disiplininin görev sýnýrlarýnýn çok net olmasý ve diðer disiplinlerle karýþmasýnýn mümkün olmadýðý var sayýlarak,
görev alanlarý sýnýrlarýnýn Birlik tarafýndan çizilmesine
ihtiyaç bulunmamaktadýr. Buna karþýlýk 66 yýl önce
mevcut olan sivil mühendislik, sanayi mühendisliði,
muhabere mühendisliði kapsamýnda zamanýmýzda
onlarca mühendislik disiplini doðmuþtur. Bu durum,
Orman Mühendisliðinin geçmiþten günümüze hukuk
sistemimiz içinde köklü bir maziye sahip olduðunun
açýk bir göstergesidir.
Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Kanunu
yürürlüðe girmesinin hemen ardýndan, 15/2/1954 tarih
ve 6269 sayýlý "Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliði
Hakkýnda Kanun", daha sonra 6/5/1960 tarih ve 7472
sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda Kanun" ve
16/6/2005 tarih ve 5368 sayýlý "Lisanslý Harita ve
Kadastro Mühendisleri ve Bürolarý Hakkýnda Kanun"lar
yürürlüðe girerek ilgili mesleklerin görev sýnýrlarý
çizilmiþtir.
Kimyagerlik ve Kimya Mühendisleri Hakkýnda
Kanunun 5 inci maddesi ile, resmi dairelerde çalýþan ve
bu kanunda sayýlan unvanlara sahip Kimya
Mühendislerinin mesai saatleri dýþýnda mesleki mesleki
sahada serbest çalýþabilmelerine istisna getirilmiþtir.
Þöyle ki, "1 inci maddede yazýlý unvanlarý almýþ olanlarýn
Devlet müesseseleriyle yarý resmi teþekküllerde vazife
almýþ olanlar mesai saatleri dýþýnda mesleki sahada
serbest çalýþabilirler." denilmektedir.
Ayný þekilde Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda
Kanunun 3 üncü maddesinde; "Umumi, mülhak ve
hususi bütçeli idarelerle, belediyeler ve bunlara baðlý
idare, müesese ve teþekküllerinde ve bu müesseselerin
ve teþekküllerin iþtiraklerinde vazife gören ziraat yüksek mühendisleri mesai saatleri haricinde tasdik ve
murakabe ve muamelesi kendisine veya mensup olduðu
daireye ait olmamak üzere iþtigal ve ihtisaslarý ile alakalý
her türlü faaliyetlerde bulunabilirler." denilmektedir. Bu
iki yasanýn maddelerinin karþýlaþtýrýlmasýnda, resmi
dairelerde çalýþan kimya mühendislerinin serbest çalýþmalarýnda sýnýrlama getirilmez iken, ziraat mühendislerinde kendi çalýþtýklarý dairenin iþlerinde sýnýrlama
getirilmiþtir. Ancak diðer resmi dairelere ait iþerin
serbest olarak yapmalarýna her hangi bir sýnýrlama
getirilmemiþtir.
Lisanslý Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Bürolarý
Hakkýnda Kanunun 7 inci maddesinde; "... Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüðünden ayrýlanlar son iki yýl
içinde görev yaptýklarý kadastro müdürlüklerinin yetki
alaný sýnýrlarý içinde üç yýl süre ile lisanslý büro açamazlar." denilmek suretiyle, 2/11/1981 tarih ve 2531
sayýlý "Kamu Görevlerinden Ayrýlanlarýn Yapamayacaklarý Ýþler Hakkýnda Kanun" hükümlerine benzer düzenleme getirilmiþtir.
Kamu görevlerinden ayrýlanlarýn yapamayacaklarý
iþler hakkýnda ki 2531 sayýlý kanunun 1 inci maddesi
tüm resmi kurum ve kuruluþlarý kapsamaktadýr.
Kanunun 2 inci maddesinde yasak ve yasaklanma
sürelerini kapsamaktadýr. Ýkinci madde de, "Birinci
madde kapsamýna giren yerlerdeki görevlerinden hangi
sebeple olursa olsun ayrýlanlar, ayrýldýklarý tarihten
önce iki yýl içinde hizmetinde bulunduklarý daire, idare,
kurum ve kuruluþlara karþý ayrýldýklarý tarihten baþlayarak üç yýl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluþtaki görev ve faaliyet alanlarýyla ilgili konularda doðrudan doðruya veya dolaylý olarak görev ve iþ alamazlar,
taahhüde giremezleri komisyonculuk ve temsilcilik
yapamazlar. Özel kanunlardaki yasaklayýcý hükümler
saklýdýr." ifade edilmektedir.
2531 sayýlý kanunun 2 inci maddesinde yer alan,
"Görev alaný" konusunun tanýmlanmasýnda tatbikatta
birliktelik saðlanamamaktadýr. Bu taným, bir yasa
deðiþikliði veya içtihatý birleþtirme kararýyla açýklýða
kavuþturulmalýdýr. Lisanslý Harita ve Kadastro
Mühendisleri ve Bürolarý Hakkýnda kanunun 7 inci
maddesinde bu konunun sýnýrlarý net olarak çizilmiþtir.
Þöyle ki, "...son iki yýl içinde görev yaptýklarý kadastro
müdürlüklerinin yetki alaný sýnýrlarý." Hüküm ile görev
alaný iþin fiilen yapýldýðý yer olarak hiçbir tereddüde
mahal býrakmayacak þekilde tanýmlanmýþtýr. Bu yaklaþýmdan hareketle, görev alaný tanýmýnýn iþin fiilen
yapýldýðý ve sorumluluðun üstlenildiði yer olarak anlaþýlmasý gerekmektedir.
Mühendislik disiplinlerinin görev, yetki ve sorumluluk alanlarýnýn yasalarla belirlenmesi önemli bir
konudur. Böylece yetki alaný tartýþmalarýna son verilerek her meslek grubunun yetkili olduklarý alanlar belirlenmiþ olacaktýr. Genellikle bu yol seçilmeyip, muhtelif
konularda çýkartýlan diðer kanunlarýn içerisinde yapýlan
sessiz sedasýz düzenlemeler ve bu düzenlemelere dayalý ikincil mevzuat düzenlemeleri yapýlmak suretiyle
bazý mühendislik alanlarýna haksýz avantajlar saðlanmaktadýr. Bu durumda, yetki alaný tartýþmalarý çýkmakta ve yeni sorunlar gündeme gelmektedir.
Orman Mühendisliði konularýyla yakýndan ilgili bazý
39
alanlarda yapýlan düzenlemelerden örnekler vermek
istiyorum.
"Toprak Koruma ve Arazi Kullanýmý Kanunu"
(3/7/2005 tarih ve 5403 sayýlý), hiçbir ayrým yapmadan, orman topraklarý dahil tüm topraklarýn
sýnýflandýrýlmasý, belirlenmesi ve arazi kullaným planlarýnýn hazýrlanmasýný ön görmektedir. Tarým ve Köy
Ýþleri Bakanlýðýnýn koordinasyonunda iþlerin yapýlmasýna amirdir. Kanunun arazi kullaným planlarýnýn yapýlmasý alt baþlýklý 10 uncu maddesinde, "...Bakanlýk
tarafýndan hazýrlanan veya hazýrlattýrýlan arazi kullaným
planlarýnda; yerel, bölgesel ve ülkesel ölçekte tarým
arazileri, mera arazileri, ormaan araazileri, özel kanunlarla belirlenen alanlar, yerleþim alanlarý, sosyal ve
ekonomik amaçlý alt yapý tesisleri ile diðer arazi kullaným þekillerine yer verilir. Bakanlýk, arazi kullaným
planlarýnýn hazýrlanmasýný ihtiyaca göre valiliklere
devredebilir..." hükmüyle, ülkenin %27 sini kapsayan
orman alanýnda görev yapan orman idaresi ve orman
mühendisine yer verilmiyor.
Ayný kanunun toprak koruma projelerinin hazýrlanmasý alt baþlýklý 12 inci maddesinde, "...Toprak koruma
projeleri arazi bozulmalarýný ve toprak kayýplarýný önlemek için gerekli olan sekileme, çevirme, koruma duvarý,
bitkilendirme, arýtma, drenaj gibi imalat, inþaat ve
T MÜH
HEN
NDÝS
SÝ
kültürel tedbirleri içerir, en az bir ZÝRAAT
sorumluluðund
da hazýrlanýr ve valilik tarafýndan onaylanýr...." ifadesiyle, 20.7 Milyon hektar orman alanýndaki erozyon kontrolü projelerinin orman mühendisi
olmadan yapýlabileceðini çaðrýþtýran bir düzenleme
getirilmiþtir. Burdur, Tokat, Kargý, Erzincan, Boyabat,
Menderes havzasý, Sultan daðlarý vb. birçok alanlardaki
erozyonu önleyen, Terkos gölü, Antalya Belek, Adana
Akyatan, Antalya Demre vb. aktif rüzgar erozyonu alanlarýndaki kumul hareketlerini durduran, ülkenin yaklaþýk 900 bin hektar alanýnda çok baþarýlý erozyon kontrolü çalýþmalarý yapan Orman Mühendisliði mesleði yok
sayýlmaktadýr.
"Organik Tarým Kanunu" (1.12.2004 tarih ve 5262
de
sayýlý) un 7 inci maddesinde, "...Ormaan saayýlaan yerlerd
ürün toplaanmaasý ile ilgili usul ve esaslar, Çevre ve
Orman Bakanlýðýnýn görüþü alýnarak, Bakanlýk tarafýndan çýkarýlacak yönetmelikle belirlenir...." yer alan
ifadeyle, ormanlýk alanlardaki odun dýþý orman ürünlerinin üretimlerinin, 6831 sayýlý yasa ve Orman Genel
Müdürlüðünün görevlerini belirleyen 3234 sayýlý yasaya
aykýrý olarak Orman Mühendislerinin bilgileri dýþýnda
toplatýlmasýna imkan vermektedir.
"Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu"
(15/5/1957 tarih ve 6968 sayýlý), aðaç ve aðaççýk
ayrýmý yapýlmadan tüm bitkilerin karantina hizmetlerini
bir arada yürütülmesini saðlamaktadýr. Bu kanunun 1
Neb
bat taabiri ile her türlü neb
batlaar,
inci maddesinde, "N
bunlarýn mahsulleri, tohum, fidan, fide, çelik, aþý kalemi, yumru, kök ve soðanlarý ve diðer parçalarý,.." ,ayný
batlaarýn ithaal,
kanunun 2 inci maddesinde, "Bütün neb
ihraaç ve memleket dahilind
de naakilleri, hastalýk ve zararlýlardan korunmalarý, zirai mücadele alet ve ithal, imal,
ihzar, satýþ, ve kullanýlmalarý bu kanun hükümlerine
tabidir." hükümleri yer almaktadýr.
Bu kanuna dayanýlarak 6/8/1964 tarih ve 6/3346
tarihli Bakanlar Kurulu kararý ile çýkartýlan "Zirai
Karantina Tüzüðü" nün 1 inci maddesinde; "Ýthale mani
teþkil eden veya mücadeleye tabi tutulan veya yeni bir
den bitki haastaalýk ve zaaraarbulaþma tehlikesi arz ed
lýlaarýnýn bulaaþmaasýný önlemek; ihraç edilecek bitkilerin
muayene ve kontrol edilmelerini saðlamak; hariçten
gelen ve hastalýk veya zararlý getirmesi ihtimali bulunan
ve bitki deyimi dýþýnda kalan her türlü maddenin
muayenesini yapmak..." belirtilmiþtir.
Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu ve Zirai
Karantina Tüzüðünde, bu hizmetlerin tamamýnýn açýkça
ziraat mühendislerince yapýlacaðý belirtilmemesine raðmen, bunlara dayanýlarak çýkartýlan uygulama yönetmeliðinde, orman aðaç, aðaççýk ve fidaný ayrýmý yapýlmadan, bitkilerin ithal, ihraç ve nakillerine dair karantina hizmetleri ziraat mühendislerinin yetki alanýna
býrakýlmýþtýr. Bu yönetmeliðin hazýrlanmasýnda, orman
ürünlerine ait bu hizmetlerin Orman Mühendis ve
Orman Endüstri Mühendislerince yapýlmasý yönünde
uzun görüþmeler yapýlmasýna raðmen yine bir sonuç
alýnamamýþ ve zirai karantina ve fumigasyonla ilgili
2005 yýlý içinde Tarým ve Köy Ýþleri Bakanlýðýnca
çýkartýlan yönetmelikte ziraat mühendisleri yetkili kýlýnmýþtýr. Burada belirtmek istediðim þudur: Mesleklerin
görev ve yetki alanlarý tam belli edilmez ise, bilimsel
gerçeklere aykýrý olarak, burada olduðu gibi, ithal, ihraç
ve nakillerde, orman bitki ve ürünlerinin zirai karantinayý gerektiren hizmetler, doðrudan ilgisi olmayan bir
baþka meslek mensubunca yerine getirilmektedir.
Tatbikatta, orman bitki ve ürünlerinin ithal ve ihracatýndaki karantina hizmetlerini orman mühendisleri
yapmakta, orman mühendislerince tutulan raporlara
dayanarak düzenlenen belgeler ziraat mühendislerince
imzalanmaktadýr.
Mesleki hizmetlerin denetim altýna alýnmasý,
hizmette bilimselliði, standardý ve kaliteyi yükseltmek
amacýyla, özellikle 1999 da Yalova, Kocaeli, Düzce ve
Bolu'da meydana gelen ve çok sayýda çan kaybýna
neden olan depremlerinden sonra, önce 3/2/2000 tarih
ve 595 sayýlý Kanun hükmünde kararname ve ardýnda
bu K.H.K. yi yasalaþtýran 4708 sayýlý "Yapý Denetimi
Hakkýnda Kanun" çýkartýlmýþtýr. Bu kanunun 1 inci maddesinde, "Bu kanunun amacý; can ve mal güvenliðini
teminen, imar planýna, fen, sanat ve saðlýk kurallarýna,
standartlara uygun kaliteli yapý yapýlmasý için proje ve
40
yapý denetimini saðlamak ve yapý denetimine iliþkin
usul ve esaslarý düzenlemektir." ifadesiyle, hem mesleki standart getirilmek istenmiþ ve hem de bu alanda iþ
yapan mühendislere yasal sýnýrlarý belli istihdam alanlarý
hüküm altýna alýnmýþtýr.Bu yasadan da açýkça anlaþýldýðý
üzere, mühendislik mesleðinde standardýn çok büyük
önemi bulunmaktadýr. O nedenle her meslek, kendi
alanýndaki iþlerinin mutlaka o meslek mensuplarýnca
yapabilecek hukuki düzenlemeler yapýlmalýdýr.
Ülkemizdeki ormancýlýk eðitim ve öðretim programlarýnýn oluþturulmasý, orman teþkilatýnýn yapýlandýrýlmasýnda önemli etkileri olan Almanya'da Orman
Mühendislerinin yaptýklarý ve yetkili olduklarý iþlere özetle bir bakacak olursak þöyle bir durumla karþýlaþýlmaktadýr.
Ormancýlýk alanýnda; Orman Ýþletmeleri ve
ormancýlýk sektöründe hizmet veren iþletmelerin yönetimi, Ormancýlýk konularýnda bilirkiþilik, aðaçlandýrma,
sel ve erozyon kontrolü, fidanlýklar, odun amenajmaný,
karma ve sosyal ormancýlýk (Agro- Forestry) konularýnda kalkýnma yardýmý projeleri,
Ekolojik alanda; Tür ve biyotop koruma, mühendislik biyolojisi, toprak bilgisi ve jeobotanik açýsýndan
eksperlik, muhafaza ormanlarýnýn iyileþtirilmesi, atýk
alanlarýnýn iyileþtirilmesi, aðaçlarla ilgili bilirkiþilik, aðaç
bakýmý, yetiþme ortamý keþif ve etüdü, peyzaj planlama,
yaban hayvanlarý amenajmaný,
Yönetim ve mevzuat alanýnda; Doða koruma
idareleri, yerel doða koruma daireleri, bölge planlama
ve çevre hukuku, diplomatik görev, patent avukatlýðý,
Bilim ve araþtýrma alanýnda; Ýklim araþtýrmalarý, kazý
araþtýrmalarý, simülasyon ve model geliþtirme, en geniþ
anlamda çevre araþtýrmalarý,
Ýþletme düzeyinde; Amenajman, üretim planlamasý
ve uygulamalarý, iþ organizasyonu ve analizi, iþ planlamasý, danýþmanlýk, iþletme yönetimi, orman yollarý
planlama ve denetimi, makine ücretlerinin hesaplanmasý,
Bilgi iþlem çalýþmalarýnda; Coðrafi bilgi sistemleri
(GÝS) nin karmaþýk sorunlarýn çözümünde uygulanmasý, ölçme, hava fotoðraflarýnýn yorumlanmasý ve
deðerlendirilmesi, uzaktan algýlama, küresel pozisyon
belirleme sistemleri (GPS) nin kullanýlmasý,
Sosyal-P
Pedagojik alanda; Yetiþkinlerin eðitimi, çevre
eðitimi, sosyal ampirik araþtýrmalar (anketler gibi),
uzman habercilik olduðu görülmektedir.(Ý.Ü.Orman
Fakültesi Akademik kurulun 16/7/2004 tarihli raporu)
Ülkemizde de orman mühendisliði mesleðinin sýnýrlarýnýn çizilmesinde benzer düzenlemelere gidilmesi
gerekmektedir.
Avrupa Birliði bünyesinde mesleklerle ilgili olarak
yürütülen çalýþmalar, birbiriyle baðlantýlý olarak mesleki
yeterliliklerin tanýnmasý ve hizmetlerin serbestçe
dolaþýmýnýn saðlanmasý þeklindedir.
Bilindiði üzere, 24 Temmuz 2003 tarih ve 25178
mükerrer sayýlý resmi gazetede yayýnlanan Avrupa
Birliði müktesebatýnýn üstlenilmense iliþkin Türkiye
ulusal programýnýn, "Üyelik Yükümlülüklerini
Üstlenebilme Yeteneði" ana baþlýðý altýndaki "Kiþilerin
serbest dolaþýmý" bölümünde öncelik olarak mesleki
niteliklerin karþýlýklý tanýnmasý yer almaktadýr.
Mesleki niteliklerin karþýlýklý olarak tanýnmasýnýn
temel unsurlarýndan birini "Düzenlenmiþ Meslekler"
oluþturmaktadýr. Bir mesleðin edinilebilmesi, icrasý ve
sürdürülebilmesi için gereken mesleki yeterliliklerin
kanun ve ikincil mevzuatla düzenlenmiþ olmasý halinde
söz konusu meslek "Düzenlenmiþ meslek" olarak tanýmlanmaktadýr. Orman Mühendisliði mesleðinin düzenlenmiþ meslek olmasý için, yasal çerçevesinin belirlenmesi
gerekmektedir. O nedenle, Orman Mühendisleri Odasý
olarak "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði
Hakkýnda Kanun" un çýkartýlmasýna özel bir önem verilmiþtir.
Burada kýsaca meslek hak, yetki ve görevleri
hakkýnda ki kanunla ilgili olarak bazý bilgiler vermek
istiyorum.
• Mesleðimizin faaliyet konularýna iliþkin görev alanlarýnýn sýnýrlarý belirlenmektedir.
• Mesleki standartlarýn yükseltilmesi için mesleki
pratik yapma ve sonunda sýnav esasý getirilmektedir.
• Orman Mühendisliði mesleðinin serbest meslek
mensupluðu ve serbest yeminli meslek mensupluðu
bürolarý vasýtasýyla yapýlmasý saðlanacaktýr.
• Ormancýlýk hizmetlerinin ormancýlýk ve orman
ürünleri bürolarýndan satýn alýnarak yürütülmesinin önü
açýlmaktadýr.
Uluslar arasý ormancýlýk süreci, 1992 RÝO zirvesinden itibaren tüm Dünya ülkelerine çevresel boyutlu ve
çok çeþitli önemli görevler yüklemektedir. Nitelik ve
içerik itibariyle çok çeþitli olan bu görevlerin yerine
getirilmesi için eðitilmiþ ormancý teknik elemanlara
ihtiyaç bulunmaktadýr. Bu hizmetleri yürütecek Devlet
kadrolarýnda yeterli nitelik ve nicelikte mühendis istihdam edilememektedir. Mühendis ihtiyacý oldukça had
safhada olup, bu açýðýn hizmet satýn almak yoluyla kapatýlmasýnda bu yasa önemli bir rol oynayacaktýr.
Nitekim 22-24 Aralýk 2005 tarihleri arasýnda
Antalya'da yapýlmakta olan "Türk Ormancýlýðýnda, uluslar arasý süreçte acil eyleme dönüþtürülmesi gereken
konular, mevzuat ve yapýlanmaya yansýmalarý" konulu
sempozyum sonucunda ortaya çýkacak olan önerilerin
hayata geçirilmesinde, Orman Mühendisliði Orman
Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri
Mühendisliði hakkýnda kanun önemli bir misyonu yüklenmiþ olacaktýr.
41
ORMANCILARIN KAÇIRDIÐI NOBEL
Sami Yaþar ÖLÇER*
Otuzaltý yýl görevden sonra emekli oldum.
Þimdi artýk “geriye bakma” zamaný.
Churcill “ne kadar geriye bakarsanýz, o kadar ileriyi
görebilirsiniz” diyor. Bu sözü kiþilere, milletlere uygulayabilirsiniz. Tabii kurumlara da.
Ben, geriye baktýðým zaman görüyorum ki “ormancýlar birbirlerini hiç tanýmýyorlar.”
NEDEN BÖYLE?
Rahmetli KAPANLI “dört genel müdürü birbirleriyle
arkadaþ yapana kadar çok uðraþtým” demiþti. Eski
Bakanlarýmýzdan Sayýn Vefa TANIR görevinin ilk günlerinde uðradýðý Konya Ýl Örgütünde “arkadaþlar, öyle bir
yere düþtüm ki, herkes birbirinin aleyhinde” dediðini
söylemiþlerdi.
Ýþin kýsasý, birbirimizi tanýmýyor ve bunun tabii sonucu olarak sevmiyoruz. Sað iktidarlar “koministleri temizleyeceðiz” diye geldi, sol iktidarlar” faþistleri ayýklayacaðýz” diye. Oysa bu camiada ne kominist vardýr, ne de
faþist. Ufak bir makam için, yurtta ayný odada kaldýðý
arkadaþýný gammazlayanlarý gördüm. Ama bu “sevgi
eksikliði” insanlarýn genel sorunu. Sýrf bizde deðil. Bunca
dinler, bunca felsefeler buna engel olamamýþ.
GENEL MÜDÜRLÜKLER
Dört Genel Müdürlüðün üçünde (aðaçlandýrma hariç)
görev yaptým. Orman Genel Müdürlüðünde “aslolan
benim, diðerleri de kim oluyor” havasý hakimdir. Bir
toplantýda Orman Genel Müdürü “sizinle sadece isim
benzerliðim var, benim özel kanunum var” demiþti.
1980 yýlýnda, bir Bölge Müdürleri toplantýsýnda
“Aðaçlandýrma Genel Müdürlüðü kapatýlsýn” kararý çýktý
ve hemen uygulandý. Sebep iki Genel Müdür birbirlerini
katiyen sevmiyorlardý. Aðaçlandýrmadan esirgenen paralar, þatafatlý törenlerle, Devlete kurumlar vergisi diye
ödendi.
ORKÖY’e satýþlardan verilmesi kanun emri olan paylar, neredeyse hiç ödenmedi.
Dünyanýn artýk kestiðiyle deðil, koruduðu ile
öðündüðü hep unutuldu, küçücük bir sahanýn milli park
olarak ayrýlmasý için inanýlmaz uðraþlar verildi.
Sevgisizliðin boyutlarýný görebiliyormusunuz?
GELELÝM NOBEL’E
Bu yýl Nobel Barýþ Ödülü “mikro kredi” uygulamasý ile
Bengaldeþli Muhammet YUNUS’a verildi.
“Mikro kredi” lafa size tanýdýk geliyor mu? Evet,
doðru hatýrlýyorsunuz, bu ORKÖY’ün ta kendisi.
Biz Türk Ormancýlarý, yýllardýr bu ülkede, neredeyse
sýfýr faizle, binlerce orman köyünü ve köylüsünü ihya
edelim. O’nu arýcý, balýkçý, sütçü, peynirci yapalým. Bunu
kimseye, hatta kendi meslektaþýmýza bile anlatamýyalým,
bunun binde birini bile yapan adam Dünya’nýn en büyük
ödülünü alsýn.
ORMANCILAR ORKÖY’Ü TANIR MI?
Kesinlikle ve hiç tanýmazlar. Bunlardan birisi de
bendim.
ORKÖY’e tayin olunca gördüm ki, bu örgütü kuranlar
müthiþ ileri görüþlü insanlarmýþ. Yapýlanlarý görünce
hayran olmamak elde deðil.
Bugün Karadeniz’de orman varsa bu, yýllarca býkmadan-usanmadan, buralara “dam örtülüðü” daðýtarak,
civar ormanlarý eritip bitiren “pedavra-hartama” uygulamasýný bitiren ORKÖY sayesindedir.
Türkiye’nin tavukçuluðu öðrenmesini saðlayan
Mudurnu Tavukçuluk bir Orköy projesidir. Bursa’nýn
köyleri, yýllardýr uygulanan inekçilik ve mandýra projeleri
sayesinde Türkiye’nin en nefis peynirlerini yaptýlar ve
kalkýndýlar. Orman köylüsünün, öncesinde üç kuruþa
kapatýlan elmalarý, Orköy’ün “mikro kredisi”yle yapýlan
soðuk hava depolarýnda beþ-on kat deðerlendi.
Peki bunu kim biliyor? Hiç kimse.
Milli Parklar Genel Müdürlüðü GEF-2 projesi kapsamýnda orman köylerinde daðýtýlacak kredi için kime
baþvurdu dersiniz? 5000 dolar aylýkla, ömründe bir
kuruþ kredi daðýtmamýþ bir Romen uzmana. Buna tüm
uðraþmama raðmen engel olamadým. Sonuç ne mi oldu?
Orköy’ün bu iþi yapabileceðini anlatamadýðým kiþi þu
anda ORKÖY Genel Müdürü. Þimdi “Allahýn parmaðý yok”
demez misiniz?
KAPKAÇIN ÇÖZÜMÜ: ORKÖY
Maliye Bakanlýðýnda bütçe hazýrlýklarý yapýyoruz.
Orman Bakanlýðý bütçesi ile görevli, Türkiye’den habersiz uzman kardeþimiz bize döndü, “bu bütçe az diyorsunuz, bana biraz Orköy’ü anlatýrsanýz belki biraz arttýrabiliriz” dedi. Tam anlamýyla kan beynime çýktý. “Bak
kardeþim” dedim, “Sen evlisin, tabiidirki eþinin kolunbilezikleri ve çantayý vardýr, eþinin yerlerde sürüklenerek
bunlarýn alýnmasýný istemiyorsan bize para verirsin,
bizim bütçeye bakarken yerlerde sürünen eþini düþün,
bunun dýþýnda verilecek izahatým yoktur, çünkü Orköy
budur.”
Çok düþük maliyetle, o insanlarý açlýktan kurtarma ve
yerinde tutma imkaný varken, sözüm ona mali istikrar
adýna bu þansýnýzý kullanmazsanýz, bu sonuçta tüm
topluma kapkaç olarak, gasp olarak geri döner.
Ýþte ORKÖY budur.
NOBEL BARIÞ ÖDÜLÜNÜN GERÇEK SAHÝPLERÝ
Mikro kredi Nobel’likse bunun gerçek mucidi Türk
Ormancýsýdýr. Orköy’u kuran Bakan Sabit Osman AVCI’yý
ve kurucu Genel Müdürü Cavit DÝNÇEL’i þükranla
anarým.
Zamanýn genel müdürü Rahmetli Osman ÇAKIR’a
“bu bütçeyle bu iþ olmaz, rakamlarýný iki ile çarp bana
öyle getir” diyen Turhan KAPANLI’nýn dýþýnda bu iþi
önem veren kimseyi tanýmýyorum.
Ormancýlýðý, önce Bakanlarýmýz, sonrada Türkiye
mutlaka anlayacaktýr.
Buna inancýmý hiç yitirmedim.
42
* Orman Yüksek Mühendisi
ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ
HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE
AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ
DÜNÜ - BUGÜNÜ - YARINI
Abdullah ÞAHDUBAK*, Necati CENGÝZ*
Akdaðýn kuzey batýsýnda yer alan ve Isparta Ýl
merkezine 12 km. uzaklýkta bulunan Gölcük gölü
havzasý; jeolojik yapýsý ve doðal sit görünümü ile eþsiz
bir doðal kaynaktýr.
Kraterin aðzýnda yer alan Gölcük gölü ve çevresindeki ekosistem muhteþem görünümü ile gönüllere
huzur ve kalplere ferahlýk vermektedir. Pýrýl pýrýl göl
yüzeyi ile sedir, çam ve yapraklý aðaçlarýn oluþturduðu
peyzajýn doyumsuz güzellikleri insana yaþama sevinci
vermekte ve doðanýn uyumlu güzelliði, insaný kendisine hayran býrakmaktadýr.
Isparta ilinin sahip olduðu bu eþsiz doðal güzelliði
oluþturan orman örtüsünün meydana getirilmesinde
kimlerin alýn teri ve ayak izlerinin olduðu, havzalarda
yapýlan çalýþmalarýn, dünü, bugünü ve yarýný göz
önüne alýnarak bilgi sunulacaktýr. Yalnýz yazýmýzýn ana
konusuna dönmeden önce Gölcük krater gölü hakkýnda özet bir bilgi verilmesinin yerinde olacaðý düþünülmüþtür.
GÖLCÜK KRATER GÖLÜ
Göller yöresinde yer alan göllerden birisi de gölcük
krater gölüdür. Göl; 6684 hektar büyüklüðündeki
"Gölcük Tabiat Parký" içinde yer almaktadýr. Gölün
Isparta Ýl merkezine uzaklýðý, Yakaören köyü tarafýndan 12 km. ve Dere mahallesi tarafýndan ise 10 km.
dir. Yakaören köyünden gelen yol asfalt kaplama, Dere
mahallesi istikametinden gelen yol ise, kaplamasýz
ham yoldur.
Gölcük Gölü ve güney yamaçlarýnýn 1956 yýlý görünümü
Gölcük Gölü ve güney yamaçlarýnýn 1999 yýlý görünümü
43
* Orman Yüksek Mühendisi
Günümüzde Gölcük Gölü ve çevresi
Göl, bir jeolojik oluþum olarak krater gölü olup,
gölün çevresi volkanik kökenli kaldey katmanlarýndan
oluþmaktadýr. Göl, volkanizma faaliyetleri sýrasýnda
volkan merkezinin çökmesi sonucu, volkanýn aðzýnda
meydana gelmiþtir. Kraterin etrafýndaki yamaçlarda
görülen akýcý, yumuþak malzemeler volkan tüfüdür.
Volkanizma faaliyetleri durmuþ olup, gölün güney
batýsýnda yer alan Pilavtepe sönmüþ eski bir volkan
konisidir. Volkanizma faaliyetlerinin son aþamadaki
püskürmeleri sýrasýnda pomza taþlarý oluþmuþtur.
Göl, güneybatýsýnda bulunan, 2271 rakýmlý Akdaða
yaðan kar ve yaðmur sularýndan oluþan yer altý sularý
ve havzadan gelen yaðýþ sularýyla beslenmektedir.
Gölcük gölünün denizden yüksekliði 1378 metre
ve alaný 0,92 km² dýr. Göl Isparta Ýl merkezine uzun
yýllar içme ve kullanma suyu saðlamýþtýr. Derinliði
hakkýnda kesin bir bilgi yok ise de, orta kýsmý ve
krater aðzýnda derinliðinin 100 metrenin üzerinde
olduðu tahmin edilmektedir. Aþýrý su alýmlarý nedeni
ile su seviyesi olaðanüstü boyutlarda düþmüþ iken
son yýllarda; Eðirdir gölünden Isparta il merkezine
getirilen göl suyunun devreye girmesi sonucu, göldeki su alýmlarýnýn durmasý nedeniyle þu anda göldeki su
seviyesi oldukça yükselmiþ ve yükselmeye de devam
etmektedir.
ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ
HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE
AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ DÜNÜ:
Isparta'nýn içinden geçen þehir derelerinin deðiþik
tarihlerde taþmasý sonucu Ýl Merkezinde ve Isparta
ovasýnda meydana getirdiði zararlar nedeni ile DSÝ
Genel Müdürlüðünce Isparta Ýl Merkezine gelen
Aðlasun ve Gökçay dereleri ile Gölcük gölünün durumu ile iliþkili olarak köklü bir inceleme ve araþtýrma
baþlatýlmýþ, olup, bu çalýþmalara 9. Cumhurbaþkanýmýz Sayýn Süleyman DEMÝREL'in Genel Müdürlüðü
döneminde hýz verilmiþtir.
DSÝ Genel Müdürlüðünce Gölcük gölünden açýlan
tünel ile Isparta Ýline 1954 yýlýnda sulama ve içme
suyu getirildikten sonra göle gelen derelerin taþýdýklarý rusubatýn gölü doldurmasý da göz önüne alýnarak;
Isparta þehir dereleri projesi düzenlemiþ olup, ayrýca
44
havzalarda yapýlacak aðaçlandýrma ve ulaþým yollarý
için Orman Genel Müdürlüðünden izin istenmiþtir.
Bu istem üzerine; Orman Genel Müdürlüðünden
Müfettiþ Nurettin TÜRKÖZ, Ereðli Orman Fidanlýk
Müdürü Ýbrahim CÝRELÝ, DSÝ Genel Müdürlüðünden
Tomris ONAT ve Ýsmail YALÇIN'dan ibaret bir heyet
oluþturularak, Gökçay ve Aðlasun derelerinin üst
yaðýþ havzalarý ile Gölcük Gölü havzasýnda inceleme
yapýlarak bir rapor düzenlenmiþtir.Bu raporda; su ve
rüzgar erozyonunun önlenmesi için gerekli teknik ted-
birlerin alýnmasý, sahalara gidecek ulaþým yollarýnýn
yapýlmasý, hayvan otlatmacýlýðýnýn önlenmesi, kitre
üretiminin durdurulmasý, sahada yapýlan tarým
faaliyetlerine sýnýrlama getirilmesi, havzanýn sedir,
çam ve yapraklý aðaçlarla aðaçlandýrýlmasý ve çalýþmalarýn bir teknik eleman gözetiminde yapýlmasý
kararlaþtýrýlarak alýnan kararlar ilgili makamlara
iletilmiþtir.
Isparta'ya sulama ve içme suyu saðlayan Gölcük
Gölünün rüzgar ve su erozyonu ile dolmakta olduðunun belirlenmesi üzerine Isparta þehir dereleri ve
Gölcük gölü havzasýndaki erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarda önceliðin bu havzaya verilmesi
uygun görülerek çalýþmalara 1956 yýlýnda baþlanmýþtýr.1969 yýlýna kadar havzada 580 hektar aðaçlandýrma ile 15 Km ulaþým yolu yapýlmýþ, ayrýca 1 adet
geçici orman fidanlýðý ile 40 hektarlýk bir meyve
bahçesi tesis edilmiþ, ayrýca havzadaki tarým arazileri
de kamulaþtýrýlmýþtýr.
Fidanlýðýn tesisinden sonra, baþlangýçta Bolu ve
Eskiþehir Orman Fidanlýklarýndan saðlanan fidan miktarý azaltýlarak fidan ihtiyaçlarýnýn büyük bölümü bu
fidanlýktan karþýlanmýþtýr.
1990 yýlýnda Pürenova'nýn kuzey yamaçlarý
Bugün Pürenova'nýn kuzey yamaçlarý
45
Pürenova 1990
Pürenova 1999
Havzada yapýlan aðaçlandýrma çalýþmalarý bu aþamada genellikle göl çevresinde yer alan taban araziler
ile gölün kuzey ve doðu yamaçlarýnda olmuþ, havzanýn
püskürük malzemeden oluþan batý ve güney yamaç
arazileri ile henüz yolu olmayan sahalarda çalýþýlmamýþtýr.
Çalýþmalarýn ikinci aþamasýnda 1959-1968 yýllarý
arasýnda Aðlasun ve Gökçay dereleri havzalarýnda
erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarý
yapýlmýþtýr.. Bu dönemde anýlan derelerin yukarý
havzalarýnda 1273 hektar aðaçlandýrma gerçekleþtirilmiþ, 23 Km servis yolu, bir adet tersip bendi ile
1721 adet muhtelif eþik yapýlmýþ, sahalarýn etrafýna
13 Km. dikenli tel çekilmiþtir.Ayrýca bu çalýþmalarda
kullanýlacak fidanlarý üretmek üzere 2 adet geçici
fidanlýk kurulmuþtur.
Her iki havzada yapýlan aðaçlandýrma çalýþmalarýnda genellikle karaçam, sedir, sarýçam ile yalancý
akasya(salkým), akçaaðaç, diþbudak gibi türler kullanýlmýþtýr.Ayrýca orman yüksek mühendisi Ýbrahim
CÝRELÝ o yýllarda Ýtalya-Sicilya Etna yanardaðýna yaptýðý teknik gezi sýrasýnda Gölcük ile benzer þartlarý
taþýyan Etna'da kullanýlan ve erozyonu önlemede etkili olduðunu tespit ettiði sarýsalkým türüne ait
tohumlarý þahsi bavulunda ülkemize getirerek Gölcük
havzasýnda kullanmýþtýr.Ýlk görüþte katýrtýrnaðýna
benzeyen bu tür uzun süre üzerinde kalan sarý çiçekleri ile güzel bir görünüm saðlamakta ve sahaya yayýlmaya devam etmektedir. Bu sahalarýn bakým ve
korunmasý 1968 yýlýna kadar düzenli olarak DSÝ Genel
Müdürlüðünce yürütülmüþtür.
Bu çalýþmalara ilave olarak 1961 yýlýnda havzanýn
bitiþiðindeki Milas su kaynaðýnýn çevresinde Orman
Genel Müdürlüðünce "MÝLAS ÞEHÝR KORULUÐU" tesis
edilmiþtir.
Isparta Devlet Orman Ýþletmesi Müdürlüðüne ait
Davras serisinde 1969 yýlýnda baþlatýlan Orman tahdidi çalýþmalarýnýn 1973 yýlýnda bitirilerek, 1974 yýlýnda
kesinleþmesi sonucu proje sahalarýnýn tamamý Devlet
Ormaný olarak tespit ve tescil edilmiþtir. 1990 yýlýnda,
3302 sayýlý yasa uyarýnca yapýlan 2/B uygulamasý ile
daha önce DSÝ Genel Müdürlüðünce gölün güneyindeki taban arazide tesis edilen ve Isparta Belediyesince
kullanýlan 39,9 hektarlýk elma bahçesi Maliye hazinesi adýna orman sýnýrlarý dýþýna çýkarýlmýþtýr. Anýlan
elmalýk Isparta Belediyesince Maliye Bakanlýðýndan
kiralanýlarak kullanýlmaya devam edilmektedir.
1982 yýlýnda DSÝ Genel Müdürlüðü, Orman Genel
Müdürlüðü ile yapmýþ olduðu bir protokol ile aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu çalýþmasý yaptýðý
sahalarý Orman Genel Müdürlüðüne devretmiþtir.
ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ
HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE
AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ BUGÜNÜ:
Proje sahalarý Orman Genel Müdürlüðü sorumluluðuna geçtikten sonra, sahalarda yapýlan ulaþým yollarýnýn durumu, aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu
yapýlan yerlerde tesis edilen ibreli ve yapraklý ormanlarýn yapýlarý, bu ormanlarda kar devirmesi ve kar kýrmasý olup olmadýðý, aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu
yapýlabilecek boþ alanlarýn ve tamamlanmasý gereken
1960'lý yýllarýn baþýnda Gölcük civarýnda topraðýn son bekçisi
gevenin tahribatý
46
1990 yýlýnda Gölcük Gölü'nün batý yamaçlarý
Bugün Gölcük Gölü'nün batý yamaçlarý
yerlerin belirlenmesi, sahalarýn insan ve hayvan zararlarýna karþý güvenliði gibi konular araþtýrýlarak Isparta
Orman Bölge Müdürlüðünce gerekli önlemler alýnmýþtýr. Mevcut ulaþým yollarýnýn tamir ve bakýmlarý
yapýlmýþ, meþcerelerde kar kýrmasý ve devrilmesi
sonucu oluþan devrik bireyler kesilerek temizlenmiþ,
bunlara ek olarak sahalarýn insan ve hayvan zararlarýna karþý güvenliðini saðlamak üzere yeteri kadar bekçi
ve orman muhafaza memuru görevlendirilmiþtir.
1983 yýlýnda, Gölcük gölünün kuzeybatýsýnda 18
hektar büyüklüðünde bir alan Orman Genel
Müdürlüðünce B tipi orman içi dinlenme yeri olarak
ayrýlmýþtýr. Sahanýn etrafý dikenli tel ile çevrilmiþ,
piknik masalarý ve tanýtým levhalarý konmuþ, piknik
ocaklarý, 2 adet tuvalet, muhteþem bir kýr gazinosu
yapýlmýþ, bakým ve denetimi için bekçiler verilmiþ ve
böylece dinlenme sahasý yöre halkýnýn hizmetine
sunulmuþtur.
Gölün güneybatýsýnda yer alan ve DSÝ Genel
Müdürlüðünce dikim yoluyla getirilen 18 hektar
büyüklüðündeki yalancý akasya(salkým) meþceresi
"YALANCI AKASYA TOHUM MEÞCERESÝ" olarak
ayrýlmýþ olup, ülkemizin deðiþik bölgelerinde yapýlan
yalancý akasya(salkým) aðaçlandýrmalarýnýn tohum
ihtiyacýný karþýlamaktadýr. Tohum meþceresinin alaný
tecrit zonu ile birlikte 156 hektarý bulmakta olup, þu
anda meþcerenin ortalama yaþý 40, orta boy 15m. ve
orta çap 25-30 cm.yi bulmuþ durumdadýr.
Sayýsýz ve doyumsuz güzellikleri olan Gölcük
Krater Gölü ve çevresinin jeolojik özellikleri ve yörede
yakýn zaman volkanizma faaliyetlerinin izlerini taþýyan
sayýsýz oluþumlarýn bulunuþu bu doðal kaynaðýn
korunmasýnýn ülkemiz ve Dünya mirasý için bir zorunluluk olduðu kanýsýna varan Isparta Orman Bölge
Müdürlüðü bu gerçeði Milli Parklar ve Av Yaban Hayatý
Genel Müdürlüðüne ileterek, 6684 hektarlýk alanýn
"Tabiat Parký" olarak 05.07.1992 tarihinde tescilini
saðlamýþtýr. Tabiat parký ile ilgili her türlü ormancýlýk
hizmetleri düzenli olarak verilmektedir.
Ayrýca tüm havzalarý kapsayacak þekilde yeni bir
erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma projesi hazýrlanmasý gündeme getirilerek, 1989 yýlýnda Isparta
Orman Bölge Müdürlüðünce 4206 hektar büyüklüðünde "ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ EROZYON KONTROLU PROJESÝ" adý ile yeni bir proje hazýrlanarak
uygulamaya konulmuþtur
"ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ EROZYON KONTROLU PROJESÝ" uyarýnca 1989 yýlýndan günümüze
kadar; Gölcük Gölü çevresi, Püren ovaya giden ve akýcý
kumlarýn bulunduðu yolun alt ve üst yamaçlarý, Püren
ova ve çevresindeki yamaçlar, Sala boðazý çevresi,
Gelincik köyünün güneydoðu taraflarý, gölün güney ve
doðu yamaçlarý, Gölcük boðazýnýn üstü, sað ve sol
yamaçlarý Dere mahallesinden Gölcük gölüne giden
kaplamasýz yolun alt ve üst yamaçlarý Karatepe ve
çevresi, Darýderesi göletinin kuzeybatý yamaçlarý ve
Akdaðýn kuzey yamaçlarý, özetle Ayazma'dan Gelincik
köyüne kadar Isparta ilinin güney ve batý yamaçlarýnýn
boþ olan bölümlerinde aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu çalýþmalarý yapýlmasý planlanmýþtýr.
Proje kapsamýna giren sahalarda;
a. Arazi meylinin %40 dan az olduðu yerlerde
toprak, MB trac 1100 mercedes 4x4 Traktörler ile
þeritler halinde iþlenerek, iþlenen þeritlere çýplak
köklü veya tüplü sedir ve karaçam fidanlarý dikilmiþtir.
b. Arazi meyilinin %40dan fazla olduðu, ot örtüsü
bulunan ve orta þiddette erozyona maruz kalan yerlerde, toprak 3m. aralýklarla, 70-80 cm geniþliðinde
ve 30-40 cm. derinliðinde, iþlenerek iðne yapraklý
fidanlar dikilmiþtir.
c. Arazi meylinin %40 dan fazla olduðu ve hiç bitki
örtüsü olmayan yerlerde, çalý destekli teras yapýlarak
veya toprak iþlemesi yapýlmadan yalancý akasya dikilmiþtir.
47
d. Havzalarda tespit edilen oyuntular, kuru taþ
duvar veya çalý destekli toprak bentler yapýlarak ýslah
edilmiþtir.
e. Çalýþma alanlarýnýn tamamý, büyük baþ ve küçük
baþ hayvan geçiþlerine ve otlatýlmasýna kapatýlmýþtýr.
Bugüne kadar yapýlan çalýþmalar hakkýnda bir fikir
vermek amacý ile yýllýk olarak çalýþma yapýlan alan,
dikim yapýlan alan, dikilen fidan sayýsý ve harcama
miktarý aþaðýda tablo halinde gösterilmiþtir:
Tesis
Yýlý
Çalýþma Yapýlan Dikim Yapýlan Dikilen Fidan Harcama
Alan (Hektar) Saha (Hektar) Sayýsý (Adet)
*$
Çalýþma Yapýlan Yerler
1989
500
500
700.000
1990
500
150
1.084.000
69.405 Gölcük gölünün güney
ve batýsý ile Pürenova
1991
130
350
1.450.000
72.979 Binbirevler
mahallesinin güneyi
1992
50
180
610.000
19.884 Gölcükboðazý deresi
havzasý
1993
300
250
222.000
74.663 Gölcükboðazý deresi
havzasý
1994
50
50
80.000
17.085 Dere mahallesi ile
Andýk dere arasý
50
80.000
1996
300
300
320.000
111.195 Gelincik köyünün
güney-batýsý
1997
550
450
835.000
172.658 Milas-Gölcük yolunun
doðu ve batý yamaçlarý
1998
270
157
305.000
49.222 Andýk deresi civarý
213
340.000
38.096
300
366.000
98.431 Aðlasun beli civarý
350
420.000
21.096
3300
6.812.000
952.564
1995
1999
2002
300
2003
350
2004
Toplam
3300
127.564 Ayazma ile Gelincik
Köyünün Güneyi
7.533
72.753 Aðlasun beli civarý
* Yýllýk harcama tutarý;Tük Lirasý cinsinden yýllýk
harcama miktarýnýn, o yýlýn 1 temmuz tarihindeki
Merkez Bankasý ABD dolarý döviz alýþ fiyatýna bölünmesi ile bulunmuþtur.
Tüm havzalarda yapýlmasý gereken çalýþmalar þu
anda bitirilmiþ olup, yine de aktif erozyonun
görüldüðü yerlerde erozyonla mücadele çalýþmalarýna
küçük programlar halinde devam edilmekte ve tüm
sahalarýn koruma hizmetleri özenle sürdürülmektedir.
ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ
HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE
AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ YARINI
Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðü ile Orman Genel
Müdürlüðü çalýþanlarýnýn, büyük emek ve gayreti ile
büyük paralar harcanarak kazanýlan ve bu günlere
getirilen bu güzel kaynak; Isparta halký ve Isparta
Orman Ýdaresince özenle korunup gözetilmelidir.
Sahalardaki koruma ve denetim hizmetleri sürdürü-
lürken, aþaðýda belirtilen hususlarýn da göz önüne
alýnmasýnda yarar olacaktýr.
1. Volkan tüflerinden oluþan akýcý yamaçlarýn
güvenliði için bu yerlerde insan ve özellikle hayvan
dolaþmasýna izin verilmemelidir. Görülen kayma ve
oyuntularla mücadele çalýþmalarý sürdürülmelidir.
Proje sahalarýnda belirlenen baþarýsýz yerlerde mutlaka tamamlama dikimleri yapýlmalýdýr.
2. 1990 yýlýnda Orman Kadastro Komisyonunca
Maliye hazinesi adýna orman sýnýrlarý dýþýna çýkarýlan
39.9 Hektar büyüklüðündeki elmalýðýn Milli Emlak
Genel Müdürlüðünden tahsisi saðlanarak; sedir ve
çam fidanlarý ile aðaçlandýrmalý ve böylece saha
bütünlüðü saðlanmalýdýr. Her yýl elma bahçesinde
yapýlan kimyasal ilaçlamalar nedeniyle göl sularýna
karýþmakta olduðu belirlenen büyük miktarda ki toksik maddelerin zararýndan göl sularý da kurtarýlmalýdýr.
Ayrýca Dere mahallesinden Gölcük gölüne giden, su ve
rüzgar erozyonuna neden olan kaplamasýz ham yol
mutlaka asfaltlanmalýdýr.
3. Tabiat Parkýnýn giriþine; Süleyman Demirel
Üniversitesi ilgilileri ile iþbirliði yapýlarak yörenin jeolojik özelliklerini ve yapýlan çalýþmalarý içeren tanýtýcý bir
levha dikilmeli ve gölün çevresindeki volkanik kökenli
kaldey katmanlarýnýn bulunduðu yerlere ziyaretçilerin
araçsýz olarak gidip görmelerine, þartlarý belirlenerek
izin verilmeli ve böylece yörenin tanýtýmý saðlanmalýdýr.
4. Tabiat Parký ve özellikle orman içi dinlenme
yerinin güvenliði ve geleceði için yönetimi mutlaka
orman idaresinin sorumluluðunda olmalý, ayrýca
orman içi dinlenme yeri daha iþlevsel ve cazip hale
getirilmelidir..
Havzalarda yapýlan bilinçli ve baþarýlý erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarý sonucu, yeniden doðal denge oluþmuþ ve orman eko sistemi ortaya çýkmýþtýr. Büyük emek ve masraflarla dengesine kavuþturulmuþ olan ekosistemin tekrar bozulmamasý için
koruma hizmetlerine etkin þekilde devam edilmelidir.
Büyük emek ve paralar sonucu oluþturulan yeþil
örtü (orman varlýðý); bir doðal kaynak olarak,
yaðýþlarýn düzenli þekilde oluþmasýna, su rejiminin
düzenlenmesine, ýsý ekstremlerinin dengelenmesine,
su ve rüzgar erozyonunun önlenmesine büyük katkýsý
olup orman dediðimiz doðal kaynaðýn bu iþlevleri
bilim dünyasýnca da kanýtlanmýþtýr
Bu havzalarda yapýlan erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarýnda emeði geçen tüm güzel
insanlardan; yaþayanlara Allah'tan uzun ömür, ölenlere rahmet diler; hepsine minnet ve þükranlarýmýzý
sunarýz.
48
KÜRESEL ISINMAYA KARÞI
DÜNYAMIZIN SÝHÝRLÝ SESSÝZ VE DUMANSIZ
FABRÝKALARI ORMANLARIN ÖNEMÝ
Burhamettin ÞEÇKÝN*
Sayýn Okurlar, KÜRESEL ISINMANIN dünya gündeminin ilk sýrasýna yerleþmesi paralelinde sanýrým
DÜNYA ÖNDE GELEN GÜÇLERÝ iki binli yýllardan
itibaren Sorumsuzca kirlettiðimiz çevrenin HAVA-SU
ve TOPRAK’an oluþan üç temel unsurunun korunup
- temizlenmesi yönünde geçte olsa biraz daha ciddiyetle çareler arama sürecini baþlatmýþ bulunmaktadýr.
Bu yazýmda, TEMÝZ ÇEVRENÝN YARATILMASINDA BAÞ ROLÜ ÜSTLENEN ve her yýl 21 Marttan
itibaren baþlatýlan DÜNYA ORMANCILIK HAFTASI
nedeniyle ön plana çýkarýlmaya çalýþýlan ORMANLARIN ÖNEMÝNÝ burada gücüm bilgim nispetinde ortaya
koymaya çalýþacaðým.
Hepimizin 1980’li yýllardan itibaren bu yana izlemeye baþladýðý teknolojik geliþmeler uzayla ilgili
araþtýrmalar, uydu kullanýmý bilgisayar - internet aðý
- genel anlamda iletiþimdeki patlamalar, inanýn bencilen emeklilerin algýlayamadýðý seviyelere ulaþmýþ
bulunmaktadýr.
Böylesine geliþen TEKNOLOJÝK kazanýmlarý
takdirle -hayretle karþýlamakla birlikte; inanýyorum ki dünya bilimcileri talebe-
liðimizde öðrendiðimiz- ORMANLARIN BÝTKÝLERÝN
saðladýðý FOTOSENTEZ olayýný,
Daha açýk bir ifadeyle daima kirlenen havadaki
KARBONU bünyesine alarak yaþamýn BAÞ-TAÇ þartý
olan OKSÝJENÝ serbest býrakan dünyanýn sessiz fabrikalarý ORMANLARIN bu görevini üstlenecek bir
mekanizmayý inanýyorum ki DÜNYA BÝLÝMÝ hiçbir
zaman ortaya koyamýyacaktýr.
Ýþte burada yaratýcý ÝLAHÝ GÜCÜN KUDRETÝ daha
da iyi anlaþýlýyor.
Bilindiði gibi, kültürümüzde bitki ve ormanla ilgili
son derece yanlýþ diyebileceðimiz bazý ifadeler bulunmaktadýr.
Örneðin hiç lezzet ve tat alamadýðýmýz bir yiyeceðe “OT GÝBÝ” deyiveririz.
Yine baþka bir örnek;
Bir kiþi kabalýk yaptýðýnda, zaman zaman insanlarýn aðzýnda “YUH ORMANDAN MI GELÝYORSUN”
diye sözlü tepki verilir.
Sanýrým, aþaðýda ortaya koymaya çalýþacaðým
ORMANIN VE BÝTKÝLERÝN neler yaptýðýný nelere
kadir olduðunu belirten bilgiler deðer-
49
* Orman Yüksek Mühendisi
lendirildiðinde,
OTA, BÝTKÝLERE VE ORMANA KARÞI YUKARIDAKÝ ÝKÝ ÖRNEKTE BELÝRTÝLDÝÐÝ GÝBÝ AÞAÐILAYICI
SÖZLERLE,
SON DERECE DE SAYGISIZLIK YAPTIÐIMIZI
SÖYLEMEKTEN KENDÝMÝZÝ ALAMAYACAÐIZ.
Özbir ifadeyle; ormanlar ve bitkiler yer küre
üzerinde yaþamýn sürdürebilmesi açýsýndan son
derece önemli doðal kaynaklardýr.
ÞÖYLE KÝ; ARAÞTIRMA BULGULARINA GÖRE;
ORMANLIK alandaki YAÐIÞ MÝKTARI, step yani
bitki örtüsünden yoksun alana göre en azýndan %50
daha fazladýr.
ORMANLAR gücü ve yoðunluðuna göre hektar
baþýna (10.000 M2) yýlda 3-6 ton KARBONU bünyesine toplarken, 8-13 ton oksijeni havaya býrakýrlar.
ORMANLAR, iklim deðiþikliðine neden olan
KÜRESEL ISINMANIN etkisini (sera etkisi) fotosentez yoluyla azaltýr.
Yani; yerküredeki oluþan sera etkisi (ýsýnma)
doðaya salýnan karbondioksitin, bitkiler ve ormanlar
tarafýndan emilenden daha fazla olmasý durumunda
artmaktadýr.
Bu nedenle kötü gidiþata yegane çare ORMAN
ÖRTÜSÜNÜN öncelikle korunup olabildiðince arttýrýlmasýdýr.
100 yaþýndaki bir KAYIN AÐACI saatte 1,7 kg.
OKSÝJEN ÜRETÝR. Bu da 72 kiþinin bir saatlik
OKSÝJEN ihtiyacýný karþýlar.
Yine ayný aðaç saatte 2,3 kg. KARBONDÝOKSÝT
kullanýr. Bu da 40 kiþinin bir saatte çýkardýðý
KARBONDÝOKSÝT miktarýna eþittir.
Bir hektar (10.000 m2) ÇAM ORMANI yýlda 3040 ton KAYIN ORMANI 68 ton tozu süzer-filtre eder.
ORMANIN hava kirliliðinin önlemesine örnek
olarak, kent merkezindeki bir litre hava da 18370
adet, aðaçlýk bir caddede 3830 adet, kent parkýnda
1130 adet TOZ ve ZERRE bulunduðudur.
ORMAN havasýnýn KENT havasýna oranla %9099 daha az TOZ TAÞIDIÐI saptanmýþtýr.
ORMANLAR, toprak altý ve toprak üstü yapýlarýyla tüm canlýlarýn yaþam ortamýdýr.
ORMAN ÖRTÜSÜ, yaðýþlarý toprakta depolayarak,
kökleriyle de topraðý kucaklayarak (Ona analýk
yaparak) toprak taþýnmasýný tarým arazilerine göre
ortalama 20 kat azaltýr.
ORMANLAR yaðýþlarý depolamasý nedeniyle de su
kaynaklarýmýzý devamlý düzenli olarak beslemektedir.
ORMANLAR, havadaki tozun %80’nini tutarken
GÜRÜLTÜ KÝRLÝLÝÐÝNÝ’de þiddetine göre %60-80
azaltýr.
ORMANLAR, rüzgarýn hýzýný en azýndan % 50
keserek gece - gündüz ve mevsimler arasýndaki
sýcaklýk farkýný azaltýr.
Böylece yayýlýþ yaptýklarý yerlerde, nemli bölgeler
iklimler yaratýrlar. Yaz sýcaklýðýný 8-15 derece
düþürürler ve kýþ sýcaklýðýnda 2-4 derecede yükseltirler.
YAPRAKLI ORMANLARDAKÝ gündüz sýcaklýðý,
ÇAM ORMANLARINDAKÝ’ne nazaran 7 derece daha
düþüktür.
YAPRAKLI ORMANLARIN OKSÝJEAN üretimi
ÝBRELÝ ORMANLARA nazaran daha fazladýr.
Dolayýsýyla yapraklý ormanlar daha da dinlendiricidir.
AÐAÇLAR; kuþlara yuva olurken, kuþlar da
ormanlara zarar veren böcek ve kurtlarý yiyerek
ormaný korurlar.
Bir hektar (10.000 m2) ORMANIN 15 santim
kalýnlýðýndaki topraðý içinde 10 ton mikro organizma, 10 ton mantar, 4 ton solucan, 17 kilo böcek
bulunduðu saptanmýþtýr.
Bu canlý varlýklar faaliyetleriyle adeta TOPRAÐIN
ÝÞÇÝLERÝ gibi hizmet yaparak topraðýn verimliliðini
saðlarlar.
ORMANLAR, üzerinde bulundurduðu aðaç,
aðaçcýk ve bitki çeþitliliðinin yaný sýra çeþitli yabani
hayvanlarýyla, kuþlarýyla, böcekleriyle ve toprak
içinde bulundurduðu çok çeþitli canlý varlýklarýyla,
adeta ÝNSANLIÐA mesaj veren DOÐAL DENGE
ÝÇÝNDE, ÖRNEK BÝR YAÞAM BÝRLÝÐÝ gösterirler.
Ülkemizin %76’sý orta ve þiddetli EROZYON
TERÖRÜYLE karþý karþýyadýr. Akarsularýmýzla denizlere akan toprak miktarý yýlda 1,5 milyar tondur.
Ülkemizin %26’sý ormanlýk olup, bunun %54’ü
vasýfsýz bozuk niteliktedir. Süratle bu bozuk ormanlar iyileþtirilerek, çok yönlü fonksiyonlarý yerine
getirecek üretken orman varlýðýmýzýn dünya standartlarýna göre %30’larýn üzerine çýkarýlmasý gerekmektedir.
ORMANLARIN BÝTKÝLERÝN insanlýðýmýz açýsýndan
önemi daha da saymakla bitmeyecektir.
Öz bir deyiþle; ARTIK DÜNYANIN SÝYASÝ
OTORÝTELERÝ VE BÝLÝM ADAMLARI; ÇEVRENÝN
TEMÝZÝ, BÝLÝMÝN YENÝSÝ, TEKNOLOJÝNÝN GELÝÞÝMÝ
DOÐRULTUSUNDA ÖNCELÝÐÝ DAHA FAZLASIYLA
ÇEVRENÝN TEMÝZLÝÐÝ ÜZERÝNE YOÐUNLAÞTIRMALIDIRLAR.
Açýkçasý bu yönde yapýlacak ÝÞ Çok...!
Ama hiç de kaybedilecek ZAMANIMIZ YOK.
Benzetmede hata olmaz ise; nasýl ki abdestsiz
namaz olamayacaðýna göre, ORMANSIZ VATAN DA
DÜNYA DA YAÞANABÝLÝRLÝK AÇISINDAN ADETA
CEHENNEMDEN FARKSIZ OLACAKTIR.
Esenlikler dileði ile.
50
KABLOSUZ UZAKTAN GÖRÜNTÜLEME SÝSTEMLERÝ
Çelebi YILDIZ*
Günümüzde teknoloji çok geliþti. Dijitalleþme
dünyayý hýzla saran bir akým ve bu akýmdan etkilenmeyen sektör yok denecek kadar az. Bu geliþen
teknolojiden Orman sektöründe çalýþanlar olarak
nasýl faydalanýlabiliriz?
Bu ürünlerden bir tanesi kameralar. Artýk her
yerde görmeye baþladýðýmýz hýrsýz alarm, yangýn
güvenlik sistemleri, güvenlik kamerasý, gizli kamera
sistemleri, uzaktan internet izleme sistemlerini,
Emniyet teþkilatýnýn, askeri kuruluþlarýn,fabrikalarýn,
iþ merkezlerinin,hatta alelade bir markette dahi kullanýlan bu makineler, sahipleri orada deðillerken bile
onlarýn gözü kulaðý oluyorlar.
Ýnsanlar bu sistemlerle yabancý bir ülkeye
tatile gittiklerinde bile
evine giren hýrsýzý ev
sahibine haber verip
polise yakalatabiliyor.
Gelelim kameralarýn
mesleðimizle ilgili kullaným yerlerine. Bize en
uygun olan kamera türü
IP kameralardýr. IP kameralarýn özelliði hiç bir
kablo olmadan internet
ortamýndan görüntüleri aktarabilmesi ve radyo dalgalarý sayesinde iletiþim kurabilmesidir. Uygun bir
yere konuþlandýrýlan anten vasýtasýyle 45 Km uzaklýða kadar yayýn yapýlabilmekte ve ikinci bir antenle
yön deðiþtirilip yada ayný yönde ikinci 45 Km'lik bir
kapsama alaný oluþturulup geniþleyebilmektedir.
Anten ve kamera arasýnda kurulan að sayesinde
bu kameralar görüntünün yanýnda bize çeþitli
imkanlarda sunmaktadýr.
Ýlk önce bir kontrol merkezimiz olsun. Burasý
þeflik binasý yada müdürlük binasý olabilir. IP
Kameralarý bu merkezlerden 360 derece saða sola,
90 derece yukarý aþaðý hareket ettirebilme imkanýna
sahip olacaðýz. Ayrýca kameramýzýn kalitesine göre
dürbünlerimizden daha kaliteli bir görüþ imkaný ile
istediðimiz noktalara odaklanma imkanýmýz olacaktýr. Bu kameralarýn bize sunduðu gece görüþ ve termal görüntü özellikleri de cabasý.
Kameralar ister elle ister kendi belirleyeceðimiz
noktalar üzerinden hareket edebilmekte, devriye
gezebilmektedir.
Ayný anda bir paket program için 16 kamera tek
ekran üzerinden izlenebilmekte ve bu görüntüler
basit bir bilgisayara aylarca kaydedilebilmektedir. Bu
görüntüleri geçmiþ bir zaman dilimini izlemek istediðimizde arþivden tarih saati ve dakikasýný
seçmemiz yeterli olmaktadýr. Tarih ve zaman bir
band olarak görüntü kenarýndan göründüðü için bu
kayýtlar mahkemelerde bir delil olarak kullanýlabilmektedir.
Kameralarýn özelliði bu kadarla
da bitmiyor. 100 dolarlýk basit bir IP
kamera bile ayarladýðýmýz hassasiyet derecesinde görüntüdeki
deðiþikliklerde, sesli olarak kontrol
merkezini uyarýyor, belirttiðimiz cep
telefonlarýna mesaj çekiyor görüntünün fotoðrafýný çekip cep telefonuna yada mail adresine gönderiyor.
Buradaki görüntü bir insan, araba,
kamyon veya duman olabilir.
51
* Orman Mühendisi
Kontrol merkezlerinin sayýsý artýrabiliyoruz.
Mesala müdürlük merkezine bir tane, bölge müdürlüðüne bir tane, genel müdürlük merkezine bir tane
hatta yurt dýþýnda herhangi bir ülkeye bile bir tane
kurabiliriz. Dünya üzerinde internetin ulaþtýðý her
yerden bu görüntüleri alabilir ve kameralarý kontrol
edebiliriz.
Kameralarýn kimler tarafýndan kullanýlabileceði
yetkili tarafýndan þifrelenip kiþilere göre derecelenebilmektedir.
Görüntüler internet sitelerinde yayýnlanabilmektedir. Mesela yanan orman alanýnýn söndürme iþlemleri, aðaçlandýrýlmasý yada teþkilatýmýz tarafýndan
52
yapýlan diðer çalýþmalar canlý olarak kamuoyuna
izletilebilmektedir.
Yaban hayatý ile ilgili bölümlerde hayvanlarýn
korunmasý, sayýlarý, günlük yaþantýlarý hakkýndaki
film ve fotoðraf görüntülerine kolaylýkla sahip olunabilecektir.
Ýnternet yayýnýn alýnmasýnda antenlerden baþka
bir kaç seçenek daha vardýr. Bunlar uydu yayýný ve
cep telefonu þebekeleridir. Görüntülenmesini istediðimiz arazi þartlarýna göre üç metotta kombine bir
þekilde kullanýlabilmektedir.
Ýnternet yayýný olmadan sistemi kapalý devre
olarak kullanma þansý vardýr. Görüntüler bilgi iþlem
sistemine ulaþabilir, kaydedilebilir. Alarm sistemlerinden faydalanýlabilir.
Kameralar genellikle 24 Volt elektrik ile çalýþýyor.
Bu ihtiyacý en iyi karþýlama yolu güneþ enerjisi.
Güneþ enerjisi panellerini bir güç kaynaðý ile besleyerek gündüz ve gece kameranýn ihtiyacý olan enerji
saðlanmýþ olur.
Arazide kameralarý koyduðumuzdaki en büyük
sorunumuz aletlerin korunmasý olacaktýr. Bunu
aþmak için bazý önlemler alýnabilir.
1- Kameralarý genelde zirve noktalara koymaya
öncelik vermeliyiz.
2- Kameralarý yüksek bir platforma koymalýyýz.
3- Kameralar zaten çevreyi kayýt altýnda tuttuklarý için tehlikenin sebebi belli olacaktýr.
4- Kameralarýn enerji çýkýþýndan faydalanýlarak
istenildiði zaman platforma yada çevresindeki koruma tellerine kendi ürettiðimiz elektirikten verme
þansýmýz olacaktýr.
5- Kameralar bir kasko þirketi ile anlaþýlýp kasko
yaptýrýlabilir.
Maliyet hesabý yaptýðýmýzda örneðin kameramýzý
þefliðimizde 45 Km uzaða koysak, hareket edebilen
zoom yapabilen en kaliteli kamerayý kullansak platform, güneþ enerjisi panelleri, güç kaynaðý, bize
maliyeti 10000 ytl civarýnda olmaktadýr. Bu görüntü
için 100 dolarlýk basit kameralar kullanýldýðýnda
elektrik ihtiyacý da azalacaðý için 1000 ytl kadar
düþmektedir.
Bu kameralarý yangýn kulelerine kurduðumuz
zamanki artýlarýmýzý düþünelim.
1- Kulede bulunan iki adet iþçiden tasarruf etmiþ
olacaðýz.
2- Görüntü kayýtlarý sayesinde eskiden olmuþ
olayýn baþlangýcýný izleyip kim, ne zaman yaptý gibi
sorularýn cevabýný bulup mahkemelere delil sunabileceðiz.
3- Kaçakcýlýðýn tespit edilmesi ve gerekli yerlerin
haberdar edilmesinde çok büyük faydalarý olacaktýr
4- Yasaklanan ormanlýk alanlarýn giriþ çýkýþýn kontrolünde rahatlýkla kullanýlabilecektir.
5- Ýnternet telefonundan yararlanýlabilecektir.
6- Ufak bir anten sayesinde arazi araçlarýnda
görevliler bir diz üstü bilgisayar ile arazide internete
girebilecek, faks, telefon gibi ihtiyaçlarýný karþýlayabilecektir.
7- Basit meteorolojik aletler sayesinde rüzgarýn
hýzý, yönü, hava sýcaklýðý anýnda görülebilecektir.
8- Kulelerde mevcut güneþ enerjisi panellerini
kameramýza elektirik saðlanmasýnda masraf yapmadan kullanabiliriz.
Tüm bu faydalarýn maliyeti iki adet kule bekçisini
bir yýllýk masrafýndan daha aza gelmektedir.
Kamera sisteminin uygulamasý Konya Orman
Bölge Müdürlüðü, Konya Orman Ýþletme Müdürlüðü,
Akþehir Orman Ýþletme Þefliðinde yapýlmýþtýr.
Kamera
görüntüsünün
izlenebilmesi
için:
http://85.104.109.41:82 adrese internetten girilerek kullanýcý adý aksehýr þifre kýsmýna da 12345678
yazarak kameranýn görüntüsüne ulaþýlabilir.
Mesleðimizin ve camiamýzýn toplumda deðer
görebilmesi için ilk önce kendimizi çalýþmalarýmýzla
topluma tanýtmamýz, kabul ettirmemiz gerekmektedir. Genellikle çalýþma alanlarýmýz gözden uzak yerlerdir.
Çalýþmalarýmýzýn
sonucunun
gözle
görülebilmesi yýllar sürer. Kendimizi kamuoyuna
tanýtabilmemiz mesleðimizin önemini, güzelliklerini,
zorluklarýný, sorunlarýmýzý gösterebilmemiz için
teknolojinin nimetlerinden faydalanmamýz þarttýr.
Sesimizi duyurabilmemiz, hak ettiðimiz ilgiyi
görebilmemiz için kameralar güzel bir fýrsat olacaktýr.
53
AB’NÝN UYGULADIÐI TEÞVÝK POLÝTÝKALARI
Caner BENLÝ*
GÝRÝÞ
Türkiye için, Avrupa Birliði ile bütünleþme, dünya
katma deðerinden daha fazla pay alma, ekonomik olarak
daha büyük bir güç haline gelme, makro ekonomik
istikrarý saðlama, geliþmiþ ülkeler seviyesine ulaþmak
gibi tüm hedefler aslýnda AB tam üyeliði için gereken
Kopenhag Kriterleri ile birebir örtüþmektedir. Tam
üyeliði hýzlandýracak büyük bir þans mevcuttur. Baþka
bir deyiþle, Türkiye'nin AB üyeliði için atacaðý her adým,
bu hedeflere ulaþýlmasýna yardýmcý olacaktýr. Kopenhag
zirvesinde öngörülen tüm siyasi, ekonomik ve üyelik için
gerekli tüm þartlar; demokrasi, insan haklarý ve hukukun
üstünlüðü gibi þartlarýn yerine getirilmesine baðlýdýr.
Türkiye'nin ekonomik kriterleri uygulama konusundaki geliþimi yadsýnamaz bir gerçektir. Makroekonomik
dengesizlikler sürmesine karþýn, düzgün iþleyen bir
piyasa ekonomisine ulaþma yolunda olumlu geliþmeler
rahatça gözlenebilir. Ayrýca, makro ekonomik istikrara
ulaþmak için baþlatýlan sürece ve reformlara net bir þekilde uyulduðu çok açýk gözlenmektedir.
AB üyeliðinde temel koþulun taraflar arasýndaki gümrük birliði olduðunu ve Türkiye'nin bunu halihazýrda yerine getirdiði düþünüldüðünde, üyeliðin AB-Türkiye
arasýndaki ticaretin hacmi ve yapýsýnda önemli deðiþikliklere yol açmayacaðý söylenebilir. Türkiye'nin önündeki
problemler gümrük birliðinden ziyade, makro ekonomik
istikrar, sanayinin yapýsý, iç talep ve ihracata dönük üretim potansiyeli konularýdýr. Türkiye'nin önkoþulsuz
olarak ve diðer aday ülkelerle eþit þartlarda deðerlendirilmesi 10-11 Aralýk 1999'da Helsinki' de geçekleþen Avrupa Konseyi zirvesinde olmuþtur. Bu tarihten
sonra Türkiye katýlým stratejisinden, mali ve teknik
desteklerden yararlanmaya baþlamýþtýr.
AB'NÝN UYGULADIÐI TEÞVÝK POLÝTÝKALARI
Türkiye'nin adaylýðý ve önkoþula uymadan diðer adaylarla eþit koþullarda deðerlendirilmesi 10-11 Aralýk 1999
günü Helsinki'de gerçekleþtirilen Avrupa Konseyi zirve
toplantýsýnda oluþmuþtur. Türkiye-AB Ýliþkileri açýsýndan
bir dönüm noktasý da 12-13 Aralýk 2002 günlü
Kopenhag zirvesidir. Ülke adýna bu olgu iki boyutta irdelenebilir. Ýlki, katýlým müzakerelerinin baþlatýlmasý için
alýnacak kararýn 2004 yýlý Aralýk ayýna býrakýlmýþ ve
bunun siyasi kriterlere uyumda gösterilecek baþarýya
baðlanmýþ olmasýdýr.Ýkincisi ise taraflar arasýnda anlaþma saðlansýn ya da saðlanmasýn, Güney Kýbrýs'ýn diðer 9
aday ülke ile birlikte 1 Mayýs 2004 gününe göre AB üyeliðinin onaylanmasýdýr.
AB'ye uyum konusunda her alanda yoðun çalýþmalarýn sürdürülmesi, bu baðlamda, yeni yasalarýn
çýkarýlmasý,bazý yasalarda deðiþikliðe gidilmesi,çok sayý-
da idari düzenleme kaçýnýlmazdýr. 2004 yýlýnda düzenlenen ilerleme raporu ve yýl sonunda gerçekleþtirilecek
zirve toplantýsý ýþýðýnda Ülkemiz ile AB arasýndaki tam
üyelik için karar alýnmasý durumunda ne olursa olsun 10
aday ülkenin katýlým müzakerelerini tamamlama sürecine
bakýldýðýnda 2010 yýlýnýn en erken tarih olacaðý
öngörülmektedir. Bu süreçte 10 aday ülkeye göre
ülkemizin avantajý uygun yasalarýn 2007 yýlýnda büyük
ölçüde tamamlanmasý düþünülebilir. Buna karþýn dezavantajý ise aday ülkelere yasal çerçevede saðlanan
önemli maddi ve teknik yardýmlarýn bugüne dek
Türkiye'ye benzer ölçüde verilmeyiþidir.
Gümrük Birliði (GB) sonrasýnda geçen yýllara
bakýldýðýnda ithalatýmýzýn ihracattan hýzlý arttýðý gözlenmekle birlikte, ithalattaki artýþýn iç ve dýþ makro
ekonomik geliþmelere baðlý seyir izlediði, özellikle
ekonominin daraldýðý dönemlerde ithalatta paralel
düþüþlerin yaþandýðý, ekonomik büyümenin canlandýðý
dönemlerde ise ithalatta paralel geliþmelerin olduðu
görülmektedir. Bu durum esasen Türkiye'nin ithalatýnýn
üretim ve ihracata dönük ara ve yatýrým mallarýndan
oluþmasýnýn bir sonucudur.
Öte yandan , Ýhracatýn GB ertesinde beklenen sýçramayý gerçekleþtiremediði gözlenmektedir. Bu geliþmede
büyük ölçüde Uluslar arasý piyasalarda yaþanan mali krizlerin etkisiyle, dýþ pazarlarýn daralmasý ve rekabet
koþullarýnýn aðýrlaþmasýnýn önemli payý olduðu gibi, özellikle son yýllarda Türkiye'de döviz kuru, faiz ve yatýrýmlar
bakýmýndan yaþanan olumsuz geliþmelerin de payý
olmuþtur.
Diðer taraftan ticarette benzer geliþmeler Ýspanya ve
Portekiz gibi Türkiye ile benzerlik arz eden ancak
ekonomileri AB ile tamamlayýcý nitelikte olan ülkelerin
AB'ye entegrasyon sýrasýnda da tecrübe edilmiþtir.
Ticaret yaratýcý ve saptýrýcý etkiler bu ülkelerde daha
çarpýcý þekilde ortaya çýkmýþtýr. Söz konusu ülkelerin
AB'ye üye olduklarý dönemde ithalatlarýnda önemli artýþ
gözlenirken ticaret dengesi ve ticaret hadleri bu ülkeler
aleyhine geliþmiþtir.
Birliðe üye ülke ekonomilerinin birbirleri ile benzer
özellik taþýmamasý, birbirlerinin tamamlayýcýsý yani
karþýlaþtýrmalý üstünlük yapýlarý itibari ile farklý olmalarý
halinde statik etkilerin verimlilik ve refah açýsýndan
olumlu sonuçlar doðurmasýnýn beklendiðidir. Bu durumda, maliyet yapýlarýnýn dünya fiyatlarýna yakýn olmasý
koþulu ile GB'nden elde edilen kazanç artmaktadýr.
Türkiye ile AB arasýndaki GB, Türk Dýþ ticaretindeki
serbestleþme sürecine yeni bir ivme kazandýrarak,
Türkiye'nin dünyanýn önemli bir kýsmýna karþý ticari
anlamda açýlma sürecini hýzlandýrdýðý ve gelecekte dýþ
54
Ýþletmeci.
ticari iliþkilerini þekillendirecek yeni bölgesel yapýlanmalarýn temellerini attýðý görülmektedir.
Bugüne kadarki geliþmeler, yürürlüðe girmesinden
itibaren Türk sanayini yoðun uluslararasý rekabet ile
karþý karþýya býrakan GB'nin,ayný zamanda ülkemizin
yeni dünya düzeni ile entegre olmasýný saðlayacak zorlayýcý bir süreci de baþlattýðýný göstermektedir.
Sektörlerimiz de bu doðrultuda dinamik yapýlarý ve üretimdeki esneklikleri sayesinde rekabet ortamýna uyum
saðlayabilmiþlerdir. Ayrýca AB'den mali yardým alýnmadan
baþarýlmýþ olmasý Türk ekonomisinin dinamizmini ve
ekonominin rekabet gücünün önemli bir göstergesidir.
AVRUPA BÝRLÝÐÝ ve TÜRKÝYE
AB'nin 2007 yýlýna dek gerçekleþtireceði geniþlemenin Türkiye'ye olasý etkileri, AB kurumsal yapýsýnda
geleceðin Avrupa'sýný inþa çerçevesinde yapýlmasý
öngörülen deðiþiklikler ile AB' nin 5. geniþleme dalgasýndan sonra komþu ülkelerle yürütmeyi öngördüðü iliþkilerin çerçevesinin çizildiði yeni strateji ve 2010 yýlýnda
AB'nin dünyada dinamizmi ve rekabet gücü en yüksek
bilgi toplumu olma hedefini saðlayacaktýr.
AB üyesi 15 ülke (Avusturya, Belçika, Danimarka,
Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Ýrlanda, Ýtalya,
Lüxemburg, Hollanda, Portekiz, Ýspanya, Ýsveç,
Ýngiltere) 10 adayýn (Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kýbrýs
Rum Kesimi, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta,
Polonya, Slovakya ve Slovenya) 2004 yýlýnda katýlýmýyla
25 olmuþtur. Romanya ve Bulgaristan'ýn 2007 yýlýnda
AB'ne dahil edilmesi kararlaþtýrýlmýþtýr.
Tek Pazarýn aday ülkeleri içine alacak þekilde
geniþlemesi yatýrýmlarý ve ekonominin ölçeðini arttýracak
olmasý ve rekabet gücünü de yükselteceðinden yeni
üyelerin sanayilerinde yeniden yapýlanma ile birlikte
yatýrýmlarýn artmasý ve ölçek ekonomisine geçiþi
beraberinde getirecektir. Bu nedenle ekonomide ciddi bir
büyüme ile birlikte artan üretimin ticaret üzerinde de
olumlu yansýmalarý olacaktýr.
AB Pazarýnda benzer ürünler arasý rekabette, yeni
üye ülkelerin hem benzer topluluk içinde olmalarýnýn
hem de AB'nin bir parçasý olarak coðrafi yakýnlýklarýnýn
yeni üyeler açýsýndan avantaj saðlayacaðý açýktýr. Yeni
katýlan ülkeler arasýndaki ticaret paylarý belirgin bir þekilde artmayacaktýr. Çünkü Avrupa Anlaþmalarý kapsamýnda katýlýmcý ülkeler sanayi mallarýnda Avrupa Pazarýna
1994 yýlýndan itibaren gümrüksüz giriþ saðlamaktadýrlar.
2004 yýlýndaki 10 katýlýmý ile 25 üyeli AB'nin ülkemize olasý etkilerine yoðunlaþtýðýmýzda öncelikle Türkiye
artýk 25 Üyeli AB ile muhatap olacak; her ne kadar
Kopenhag Bildirgesine üye ve aday ülkeler tarafýndan
geniþlemenin engellenemeyeceði yolunda bir deklarasyon eklenmiþse de bu deklarasyonun hukuki baðlayýcýlýðý
bulunmadýðý dikkate alýndýðýnda bazý üyelerin bilinen
siyasi nedenlerle AB' nin Türkiye ile müzakerelere baþla-
masýný engellemeye çalýþmasý ve bazýlarýnýn da baþta
yapýsal fonlar kapsamýnda AB pastasýndan kendilerine
düþecek payý korumak maksadý ile ülkemizin tam
üyeliðine karþý çýkacaklardýr.
Ayrýca, üye olmayan ülkelere saðlanacak finansman
payý da azalmaya baþlamýþtýr. Türkiye ye yönelik zaten
sýnýrlý AB kaynak akýþý olumsuz etkilenmektedir.
Türkiye'de yatýrým ortamýnýn iyileþtirilmesi konusundaki sorunlarýn aþýlamamýþ olmasý ve Kopenhag Zirvesinde
ülkemiz ile katýlým müzakerelerine baþlama tarihini
belirlemenin þartlara baðlanmasý nedeniyle Türkiye-AB
iliþkilerinin geleceðinin netleþtirilememesi, ülkemizin
ihtiyacý olan yabancý sermaye yatýrýmlarýndaki artýþýn
yeni üye ülkelere yönelmesidir.
Öte yandan, Serbest Ticaret anlaþmalarý kapsamýnda
(STA) tarým ürünlerinde, taraflar; karþýlýklýlýk esasýna
dayalý belirli ürünleri kapsayan listelerle birbirlerine tarife kontenjanlarý dahilinde veya miktar sýnýrlamasý
olmaksýzýn vergi indirimi veya muafiyeti þeklinde tavizli
pazara giriþ imkaný saðlamaktadýr. Geniþleme ertesinde,
yeni üyelerin tarýmsal ürün ithalatý eski üyelere daha
çok yönelmektedir. Diðer taraftan eski 15 üyenin üretim
açýðý olan yada net ithalatçý olduklarý sektörlerde halihazýrda uygulamada olan ithalat tarife kontenjanlarý
kaldýrýlacaðýndan ve yer yer vergi indirimi þeklinde tavizler tam muafiyete döneceðinden AB'nin topluluk için
tedarik yeteneði artacaktýr. Bu durumun bu ülkelere
yaptýðýmýz bazý tarým ürünleri ihracatýný olumsuz etkilemesi ihtimali vardýr.
Tüm bu hususlar ýþýðýnda, Türkiye'nin gerek AB
pazarýndaki payýný korumasý, gerekse ihracatý artýrmasý
için AB geniþleme sürecini yakýndan takip etmesi ve
mevcut politikalarý gözden geçirerek hýzlý tedbirler
almasý gerekmektedir. Ortak deðerler ve AB mevzuatý
ile uyumu da içerecek siyasi, ekonomik ve kurumsal
reformlar karþýlýðýnda, AB komþularý AB ile daha yakýn
ekonomik entegrasyonun saðladýðý faydalardan yararlanabileceklerdir. Bu çerçevede AB komþularý iç pazara
daha kolay girebilecek ve kiþilerin, mallarýn, hizmetlerin
ve sermayenin serbest dolaþýmýný saðlayacak þekilde
daha fazla entegrasyon ve liberilizasyon olanaklarýndan
yararlanabileceklerdir.
AB komþularý AB mevzuatý ile uyumu da içerecek
siyasi, ekonomik ve kurumsal reformlarýn etkin uygulanmasý ile ortak deðerler konusunda kaydedecekleri
somut ilerlemeler karþýlýðýnda AB ile daha yakýn
ekonomik entegrasyon imkanlarýndan faydalanacaktýr.
AB' nin yeni stratejisini ortaya koyan belgede, bir
ülkenin bu seviyeye gelmesi ile söz konusu ülkenin üye
olmadan Birlik ile saðlayacaðý en ileri entegrasyona
ulaþacaðý doðaldýr.
Rusya, Ukrayna, Moldavya, Beyaz Rusya, Cezayir,
Mýsýr, Ýsrail, Ürdün, Lübnan, Libya, Fas, Filistin, Suriye
ve Tunus un ülkemizin de hedefleri arasýnda yer alan
55
komþu ülkeler olmasýdýr. Türkiye, AB politikalarýna
uyum çerçevesinde bu ülkeler ile iliþkilerini geliþtirme
gerekliliði bir yana, bu durum komþularla ticari ve
ekonomik iliþkilerimizi güçlendirme politikamýz kapsamýnda da bir zorunluluktur.
Tek Pazarýn serbestleþmesinin tamamlanmasý,
üyelerin ortak hedefler için ekonomik ve sosyal politikalarýnýn eþgüdümünün saðlanmasý hedefi gerçekleþtirmede önemli adýmlardýr. Rekabet gücü ve yenilik
için yapýsal reform sürecini hýzlandýrarak ve iç pazarý
bütünleþtirerek bilgiye dayalý bir ekonomiye ve topluma
geçiþi hazýrlamak; Avrupa sosyal modelini modernleþtirmek, insanlara yatýrým ve toplumsal dýþlanmaya
karþý mücadele etmek; uygun makroekonomik politika
bileþimi uygulayarak saðlýklý bir ekonomik görünüm ve
olumlu büyüme perspektiflerini sürdürmektir.
Genel ekonomik arka plan, istihdam, yenilik ve
araþtýrma ekonomik reform, sosyal uzlaþma ve çevre
genel baþlýklarý altýndaki yapýsal göstergeler temelinde
deðerlendirilmektedir. Bu baþlýklara biraz ayrýntýlý (Dýþ
Ticaret Müsteþarlýðý, Ekim 2003, s. 22-43) baktýðýmýzda;
• Genel Ekonomik Arka Plan baþlýðýnda; GSYÝH,
emek verimliliði, istihdam artýþý, enflasyon oraný, birim
emek maliyeti artýþý, kamu dengesi ve kamu borcu.
• Ýstihdam baþlýðýnda; Ýstihdam Oraný, yaþlý iþçilerin
istihdam oraný, cinsiyetler arasý ücret açýðý, düþük
ücretlilere uygulanan vergi oraný, yaþam boyu öðrenme,
iþ kazalarý, iþsizlik oraný,
• Yenilik ve araþtýrma baþlýðýnda; Eðitime kamu
yatýrýmý, ARGE harcamasý, Internet eriþim seviyesi,
patentler, risk sermayesi yatýrýmlarý, bilgi teknolojileri
ve telekomünikasyon harcamasý,
• Ekonomik reform baþlýðýnda; Network endüstrilerinde fiyatlar, elektrik piyasasýnda en büyük üreticinin
piyasa payý, Network endüstrilerinde piyasa yapýsý,
kamu ihaleleri, sektörel devlet yardýmlarý, piyasa entegrasyonu, iþ yatýrýmý,
• Sosyal uzlaþma baþlýðýnda; Gelir daðýlýmýnda eþitsizlik, sosyal transferlerin öncesi ve sonrasýnda yoksulluk riski oraný, bölgesel istihdam oranlarý, okulu erken
býrakanlar, uzun dönemli iþsizlik oraný, iþsiz hane halklarý nüfusu,
• Çevre baþlýðýnda; Sera etkisi yaratan gazlarýn
emisyonu, ekonominin enerji yoðunluðu, taþýmacýlýk,
þehir havasýnýn kalitesi, yenilenebilir enerjinin payý ve
doðal kaynaklarýn korunmasý göstergeleri yer almaktadýr.
ODAMIZ GENEL MERKEZ VE SOSYAL TESÝSLER BÝNASI TAMAMLANDI
Yeni imar düzenlemesi ile Beþtepe
semtinde devam eden inþaatlarýn yoðunluðu, belediyenin alt yapý hizmetlerini
geciktirmektedir.
Bu nedenle inþaatý tamamlanan
Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkez
ve Sosyal Tesisleri Binasýnýn hizmete
girmesi bir süre ertelenmiþtir.
56
HABERLER
5531 SAYILI MESLEK YASAMIZ VE
YÜRÜRLÜÐE GÝREN YÖNETMELÝKLERLE ÝLGÝLÝ
BÝLGÝLENDÝRME TOPLANTILARI YAPILDI
BOLU - SAKARYA - KOCAELÝ - ÝSTANBUL’DA
BOLU - 10.01.2007
Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkezi ve
Marmara Þube Baþkanlýðýnýn koordinasyonunca
Bolu, Adapazarý ve Ýstanbul illerinde "Yeni çýkan
5531 sayýlý meslek yasamýz (Orman Mühen-d
disliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri
Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun) ve buna
baðlý olarak çýkacak yönetmelik ve tüzükler"
hakkýnda geniþ katýlýmlý toplantýlar düzenlendi.
Orman Mühendisleri Odasý Genel Baþkaný Ali
KÜÇÜKAYDIN, Odamýz AR-GE Baþkaný Eþref
GÝRGÝN, Marmara Þubesi Baþkaný Gýyasettin
BAKÝ'nin katýlýmýyla 10-12/01/2007 tarihlerinde
üç gün boyunca düzenlenen toplantýlara, toplantýlarýn düzenlendiði illerde organizasyonlarý, OMO
Bolu Ýl Temsilcisi Mesut GÜLER, OMO Düzce il
Temsilcisi Murat YILMAZ, OMO Sakarya ve
Kocaeli Ýl Temsilcisi Haluk GÜLER gerçekleþtirdi.
Toplantýlara, Bolu'da Orman Bölge Müdürü,
Orman Bölge Müdür Yardýmcýlarý, Düzce Orman
Fakültesi Dekaný ve bir grup öðretim üyesi, Þube
Müdürleri, Ýþletme Müdürleri, Ýþletme Þefleri,
Bölge Müdürlüðü Mühendisleri, Özel Sektörde
çalýþan Orman Mühendisleri ve Orman Endüstri
Mühendisleri ve emekli meslektaþlarýmýz,
Sakarya ve Kocaeli'de Orman Bölge Müdürü,
Bölge Müdür Yardýmcýlarý ve Ýþletme Müdürleri,
Bölge Müdürlüðü Mühendisleri ve emekli meslektaþlarýmýz ile Ýstanbul'daki toplantýya Bölge
Müdürlüðü Mühendisleri, Ýstanbul Üniversitesi
Orman Fakültesinden bir grup öðretim üyesi ve
emekli Orman Mühendisleri olmak üzere, kamu
ve özel sektörde çalýþan yaklaþýk 400 adet Orman
Mühendisi, Orman Endüstri Mühendisi ve Aðaç
Ýþleri Endüstri Mühendisi katýldý. Toplantýnýn
Ýstanbul ayaðýný Marmara Þubesi Yönetim Kurulu
Üyeleri Yüksel YÜKSEL ve Yaþar SARI organize
etti.
5531 sayýlý yasa ve buna baðlý olarak çýkacak
yönetmelikler hakkýnda, meslektaþlarýmýzý genel
bilgilendirme amaçlý düzenlenen toplantýlarda,
ayrýca meslektaþlarýmýzýn görüþ ve þikayetlerine
de yer verildi.
Son derece verimli geçtiði gözlenen toplantýlarda üyelerimizin bu tür toplantýlardan son
derece memnun olduðu görüldü.
SAKARYA - 11.01.2007
KOCAELÝ - 11.01.2007
ÝSTANBUL - 12.01.2007
57
HABERLER
5531 SAYILI MESLEK YASAMIZ VE
YÜRÜRLÜÐE GÝREN YÖNETMELÝKLERLE ÝLGÝLÝ
BÝLGÝLENDÝRME TOPLANTILARI YAPILDI
ANTALYA
Antalya Orman Bölge Müdürlüðü Osman ÇOLPAK
toplantý salonunda 19.02.2007 tarihinden beri devam
etmekte olan bölge þefliðine hazýrlama semineri katýlýmcýlarýna, Antalya Orman Bölge Müdürlüðü çalýþanlarýna
ve Batý Akdeniz Orman Mühendisleri Odasý üyelerinden
çok sayýda katýlýmcýya, Þube Baþkanýmýz Hüseyin
ÖZDOÐAN'ýn da katýlýmýyla Eþref GÝRGÝN tarafýndan yetki
yasamýzla ilgili açýklamalarda bulunulmuþtur.
5531 Sayýlý Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði yetki
yasasý ile ilgili 27 Þubat 2007 tarihli 26447 sayýlý resmi
gazetede yayýnlanan;
1. ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, ORMAN ENDÜSTRÝ
MÜHENDÝSLÝÐÝ VE AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ
MÜHENDÝSLÝÐÝ HAKKINDA KANUNUN UYGULANMA
USUL VE ESASLARI ÝLE SERBEST ORMANCILIK VE
ORMAN ÜRÜNLERÝ BÜRO ÇALIÞMA ALANLARINA DAÝR
YÖNETMELÝK,
2. ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, ORMAN ENDÜSTRÝ
MÜHENDÝSLÝÐÝ VE AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ
MÜHENDÝSLÝÐÝ HAKKINDA KANUNA DAÝR KAZANILMIÞ
HAKLAR,
3. MESLEKÝ DENEYÝM KAZANMA VE MESLEK
MENSUPLUÐU SINAV YÖNETMELÝÐÝ, ORMANCILIK VE
ORMAN ÜRÜNLERÝ BÜROLARININ KURULUÞ VE
ÇALIÞMA ESASLARI YÖNETMELÝÐÝ, KAZANILMIÞ HAKLAR, MESLEKÝ DENEYÝM KAZANMA VE MESLEK
MENSUPLUÐU SINAV YÖNETMELÝÐÝ ve
4. ODA ONUR KURULU ÇALIÞMA ESASLARI VE
SERBEST YEMÝNLÝ MESLEK MENSUPLARI DÝSÝPLÝN
YÖNETMELÝÐÝ
ile ilgili detaylar Batý Akdeniz Orman Mühendisleri
odasý üyelerine ve Mesleðimize yeni giren Antalya'da
hizmet içi eðitim gören Orman mühendisi
arkadaþlarýmýza Eþref GÝRGÝN tarafýndan anlatýlmýþ,
katýlýmcýlardan olumlu tepkiler alarak takdir edilmiþtir.
58
HABERLER
5531 SAYILI MESLEK YASAMIZ VE
YÜRÜRLÜÐE GÝREN YÖNETMELÝKLERLE ÝLGÝLÝ
BÝLGÝLENDÝRME TOPLANTILARI YAPILDI
ISPARTA
Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkez Yönetimince
Süleyman Demirel Üniversitesi Kültür Merkezi'nde bilgilendirme
toplantýsý gerçekleþtirildi Toplantýya Orman Mühendisleri Odasý
Genel Baþkaný, Ali KÜÇÜKAYDIN, Orman Mühendisleri Odasý,
AR-GE Komisyon Baþkaný Eþref GÝRGÝN, Isparta Orman Bölge
ve Ýl Çevre ve Orman Müdürlüðünde çalýþan orman mühendisleri, Orman Fakültesi öðretim üyeleri ve Fakültede öðrenim
gören, Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði
Bölümü öðrencileri katýldý.
Toplantý öncesinde bir konuþma yapan Orman Fakültesi
Dekaný Prof. Dr. Cahit Balabanlý özetle "Orman Fakültelerinin
temel amaçlarýný açýklayarak, "Yükseköðretim Kanunu'nun amaç
ve ana ilkelerinde belirtilen; evrensel ve çaðdaþ geliþmeye katkýda bulunacak, Türkiye Cumhuriyeti ve Devletine karþý görev ve
sorumluluklarýný bilen, özgüveni olan, bilimsel ve teknolojik
geliþmeleri iyi bilen, bilgi ile donatýlmýþ ülkemiz ormancýlýðýna
katký saðlayacak bireyler yetiþtirmek öncelikli amacýmýzdýr.
Ancak fakülteden mezun olduktan sonra meslek hayatýna atýlan
Orman ve Orman Endüstri Mühendisleri yetki ve sorumluluk
konusunda zaman zaman problemler yaþamaktadýrlar.
Yaþanýlan bu problemlerin birtakým yasal düzenlemelerle
çözümlenmesine yönelik çalýþmalar Bakanlýk ve meslek odasý
tarafýndan yürütülmektedir. Bu çalýþmalarýn alt yapýsýný hazýrlayan Orman Mühendisleri Odasý, meslek camiasýnýn sorunlarýný
çözmek için de büyük çabalar göstermektedir. Fedakarca çalýþmalarýndan dolayý kendilerine çok teþekkür ediyoruz. 5531
sayýlý kanun bu çalýþmalar sonucunda yapýlan yasal düzenlemelerden birisidir." Demiþtir.
Ardýndan Orman Mühendisleri Odasý Genel Baþkaný Ali
KÜÇÜKAYDIN, Orman Mühendisliðinin genel politikasý hakkýnda
bilgi vererek, "Bugün burada orman mühendisi arkadaþlarýmýzýn
kafasýnda oluþan karamsar fikirleri ortadan kaldýrmak için toplandýk. Odamýzýn genel politikasý olan 5531 sayýlý kanun hakkýnda bilgi verip yasanýn neler getireceðini sizlere aktaracaðýz.
Orman Mühendisleri Odasý, meslek onuru ve mesleðin geleceði
yönünde çalýþan yarý kamu tüzel kuruluþtur. Ülkemizde ne yazýk
ki orman fakültelerinin kontenjanlarýný dolduramýyoruz. 3000
kiþi civarýnda dýþarýda boþ gezen arkadaþlarýmýz var. Bu artýþ
istihdam sýkýntýsý yaratýyor bu da bizim mesleðe karamsar bakmamýza neden oluyor. Eskiden ÖSS sýnavýnda yüzde 1'lik dilime
giren öðrenciler Orman Mühendisliði'ni seçiyordu, þimdi ise bu
durum tam tersi oldu ve kontenjanlarýmýzý dolduramýyoruz.
Ormancýlýk, bugün dünyada konuþulan en önemli ve en geniþ
meslek gruplarýndan biridir. Artýk önümüzdeki yýllardan itibaren
kurumsal kapasitemizi arttýrmak için çalýþmalar yapacaðýz.
Bunun yanýnda Orman Fakültelerimizdeki dersleri uygulamaya
dönük yapmak zorundayýz." dedi.
KÜÇÜKAYDIN'ýn ardýndan yasa hakkýnda bilgilendirme
konuþmasýný yapmak üzere Orman Mühendisleri Odasý, ARGE Komisyon Baþkaný Eþref GÝRGÝN, 5531 sayýlý kanun ve
yeni çýkan yönetmelikler hakkýnda bilgi vererek, "Ormancýlýk
mesleðinde umutsuz olmayýn, elbetteki sýkýntýlar olacaktýr
ama bunlar dayanýþma ve birliktelik sayesinde ortadan kalkacaktýr. 29 Haziran 2006 tarihinde temel yasa adýyla 5531
sayýlý kanun çýktý. Peki bu kanun niçin hazýrlandý ve amacý
neydi? Bu kanunla; Fakültelerden mezun olan Orman
Mühendisi, Orman Endüstri Mühendisi ve Aðaç Ýþleri
Endüstri Mühendislerinin sahip olduklarý hak, yetki ve
sorumluluklarýný yasal güvenceye almak, bu mesleðe AB
sürecinde düzenlenmiþ meslekler statüsünü kazandýrmak,
meslek özel sektörünün yasal alt yapýsýný oluþturarak kurumsallaþtýrmasýný saðlamak ve yetki alanlarýmýzda baþlatýlan
aþýndýrmalar ile yasal erozyonlarý önlemek için hazýrlanmýþtýr."
dedi. Yasanýn amacýndan bahseden GÝRGÝN, "Faaliyet konularýnýn, mevzuat çerçevesinde saðlýklý ve güvenilir bir þekilde
iþleyiþini ve denetlenmesini saðlamak, gerçek durumu
ilgililerin ve resmi mercilerin yararlanmasýna sunmak
amaçlarý arasýndadýr. Gerçek kiþilere ait yerlerde çalýþanlar,
tüzel kiþiler de çalýþan, kamu tüzel kiþileri ve özel hukuk tüzel
kiþileri ve mühendislik mesleðini hizmet akdi ile herhangi bir
iþyerine baðlý olmaksýzýn, kendi nam ve hesaplarýna serbest
olarak icra edenleri kapsar. Bu bir reformdur. Sonuç olarak bu
kanun, mesleki kariyerin sýnýrlarýný net olarak çizmiþ ve
kurumsallaþmanýn yasal zeminini hazýrlamýþtýr. Bu kanuna
Maliye Bakanlýðý ve Çevre ve Orman Bakanlýðý da uygun görüþ
vermiþlerdir." diye konuþtu.
59
HABERLER
DENÝZLÝ’DE YEÞÝL GECE
Orman Mühendisleri Odasý Denizli Þubesi tarafýndan
düzenlenen Yeþil Gece Denizli’de çevre il ve ilçelerden gelen
300 civarýnda meslektaþýmýzýn aileleri ile birlikte katýlýmýyla
gerçekleþti.
Aydýn ili sýnýrlarýnda görevde bulunan meslektaþlarýmýzýn faaliyet gösterdikleri her çalýþmada gönülden
yanlarýnda hissettikleri Aydýn Valisi Mustafa Malay’da
gecenin onur konuðuydu. Aydýn’da göreve geldiði günden
bu yana gerek aðaçlandýrma çalýþmalarý olsun, gerekse
köylümüzle yaþanan her türlü sosyal problemin
çözümünde olsun ve özellikle orman yangýnlarýna karþý
yapýlan her türlü mücadelede hep meslektaþýmýzýn yanýnda duran sayýn valinin gecemize katýlmasý meslektaþlarýmýz tarafýndan memnuniyetle karþýlanmýþtýr.
Mustafa Malay’ýn geçtiðimiz yangýn döneminde Aydýn
Ýlinde yaþanan önemli yangýnlarda mücadele eden mühen-
disin, iþçinin, köylünün yanýbaþýnda yangýn mücadele
çalýþmalarýný yangýn içinden izlemesi tüm çalýþanlara ciddi
moral ve motivasyon kazandýrmýþtý.
Gecenin ilerleyen saatlerinde; geçtiðimiz yýllarda görev
yapan Orman Mühendisleri Odasý temsilcilerinden Denizli
Ýl Temsilcisi Feyzullah Baþçiftçi, Muðla Ýl Temsilcisi Atilla
Erdemer, Uþak Ýl Temsilcisi Musdul Güleryüz ve Aydýn Ýl
Temsilcisi Yýldýrým Kayacýoðlu için hazýrlanan teþekkür
plaketleri, Vali Mustafa Malay, Odamýz Merkez Yönetim
Kurulu Üyesi Muhammet Saçma, Muðla Orman Bölge
Müdürü Ýbrahim Aydýn ve Denizli Orman Bölge Müdürü
Adem Oklu tarafýndan verildi.
Yoðun iþ programlarý içinde birbirleri ile sýkça görüþme
imkaný bulamayan meslektaþlarýmýzýn rahat bir ortamda
birarada olmalarý herkesi mutlu etmiþtir.
Denizli Þube Baþkanlýðý
MESLEKTAÞLARIMIZA TAKDÝR BELGESÝ
Marmaris Orman Ýþletme Müdürü Enver
DEMÝRCÝ, Müdür Yardýmcýsý Mehmet
KOZDERE, Marmaris Ýþletme Þefi Sinan
SAATÇÝ, Çetibeli Ýþletme Þefi Murat Çakýr,
Hisarönü Ýþletme Þefi Yusuf KARARTI,
Marmaris Kaymakamý Cemalettin Özdemir
tarafýndan gerek orman yangýnlarýyla
mücadelede gerekse orman varlýklarýnýn
korunmasý ve geliþtirilmesinde gösterdikleri
olaðanüstü gayret ve görevlerindeki üstün
baþarýdan dolayý takdirname ile taltif
edilmiþlerdir.
Ayrýca Datça Kaymakamý Mustafa KAYA
tarafýndan baþarýlý çalýþmalarý dolayýsýyla
takdir belgesi verilen Datça Ýþletme Þefi
Belgin DEVECÝOÐLU'nun takdirnamesi, Muðla
Orman Bölge Müdürü Ýbrahim AYDIN tarafýndan takdim edilmiþtir.
V E F A T
Mehmet SERTÇELÝK 05.12.2006, Kamil AKMERMER 21.10.2006, Orhan ERKAN 29.12.2006,
Zeki AKGÜL 10.01.2007, Tahir ÇUBUKÇU 04.01.2007, tarihlerinde vefat etmiþlerdir. Kendilerine rahmet,
ailelerine ve meslektaþlarýmýza baþ saðlýðý dileriz.
TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu
60

Benzer belgeler

orm muh2008_2_ENSON_YENI_SAYFALAR.qxp

orm muh2008_2_ENSON_YENI_SAYFALAR.qxp gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý (A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen sayýlarda yayýnlanabileceði düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz olmalý, sla...

Detaylı