simurg haziran 2012_Layout 1 - Endokrinolojide Diyalog Derneği
Transkript
simurg haziran 2012_Layout 1 - Endokrinolojide Diyalog Derneği
Endokrinolojide Diyalog Dergisi Özel Ekidir 2012 SAYI:2 Kitaplar - Yorumlar 2 3 4 Bir Teşekkür 5 Bir Ziyaret 6 ve Bir Şiir MARYA Bekir Sıtkı Erdoğan Biliyorum bu sabah güneşle beraber biliyorum, Bir vapur demirleyecek bu nankör limana; Pol’ün ebedi matemine rağmen Virjini olabilir bu vapurda Ama sen yoksun, biliyorum sen yoksun… Baharda geleceğim diyordun hani? Haydi gel daha ne bekliyorsun İşte mevsim bahar ya! Sustu ‘Another Life’ Gazinosu Sustu şarkılar… Paletimde renk sustu, fırçamda şekil Ve bu gece ilk defa şimal körfezinde Sustu Peramos’un mazgallarından Şehre pancur pancur dökülen arya, Artık ne tayfalar mevcut, ne ‘Komandos Bar’, Ne o kor tenli, kızıl saçlı kanarya. Fırçam neden böyle titrer bilir misin? Ve neden bütün resimlerimde fon sapsarı Anlıyorsun değil mi yavrum? Bütün kağıtlara sinmiş anlıyorsun… Bu tropikal zehir, Bu müzmin malarya. Bu medar ikliminin tenha gecesinde Sardı bambu kamışlarını pişman bir sükût Sardı bir sızı… Hani birdenbire bazen bütün etrâfımızı Sapsarı bir şüphe sarar ya, İşte öylesine berbat bir hal var. Hiç bir şey düşünmek istemiyorum, hiç bir şey! Ama dördüncü tarassut kulesinde Bir şüpheli sinyal var: Ska-lar-ya! Sensiz nasıl da boş iskele, Sensiz nasıl da tenha şehir… Müfreze nöbetçilerinin gözü önünde Koydan yıldızları çalmışlar bir bir, Yine birkaç çımacı, birkaç palikarya. Ama kim düşünür yıldızları, Yüzbaşı Arnold’u vurmuş yerliler; Matemler içinde tekmil batarya. Hayır hayır yalan bütün bunlar Artık ne kadere inanıyorum ne fala; Yalan söylüyor o falcı kadın, o hintli parya. Ben yalnız sana inanıyorum, Yalnız sana Marya! Bu insanlar, bu gök, bu deniz, bu yer, Birer birer kaybolmaya mahkum, birer birer… Biz ki, bu sapsarı hasret içinde susuz Biz ki çoktan kaybolmuşuz. Nasıl, ağlıyor musun Marya? Sil gözlerini, sil yavrum Bizim yokluğumuzdan ne çıkar, Aşkımız var ya. Kalın Sağlıcakla Beni kahrediyor böyle geçen her gece Bu hoyrat yıldızlar, bu sır, bu okyanus, bu yer Ve gökyüzünde emanet duran şu asma fener… İnan ki sevgili Marya! İnan ki sen gideli, Ne varsa hepsi yabancı, ne varsa hepsi keder Ve hepsi omzumun üstünde çaresiz bir yük Ve hepsi angarya. 7 Prof. Dr. Metin Arslan Prof. Dr. Hocam, Metin Arslan babam, Daha sonraki yıllarda Metin Ağabey Gazi Tıp Fakültesinin Endokrinoloji Bölümü’nü kurmuş, ben ise mecburi hizmet sonrası Hacettepe Tıp Fakültesinde iç hastalıkları uzmanlığına başlamıştım… Ankara’da 1990 yıllarından sonra, düzenli bir şekilde yapılmaya başlanan endokrinoloji toplantıları ve bu toplantılarda Metin Ağabey’in geniş bilimsel ufkunu biz endokrinoloji asistanlarına yansıtması… Gönderilen örnek yazılarda genelde adına yazı yazılan kişiyle nasıl tanıştıklarından bahsederek başlanmış, benim bu konuda hatırladığım çok fazla bir şey yok. Ben Prof Dr Metin Arslan'ın eline doğmuşum, öyle tanışmışız. Kendimi bildim bileli babam ile hastane, ailemle tıbbiye paralel gitti. Bebekler ilk anne mi dedi babamı dedi diye sorarlar ya, ben Endokrin demişim. Doktorların gerçekten idealist insanlar olduklarını doktor olmadan önce babam sayesinde öğrendim. Lisede MF seçerek sonrasında Hocamın da ısrarlarıyla üniversite sınavında Ankara Tıp kazandım, bunu TUS sınavında Gazi Dahiliye'yi kazanmam takip etti. Dahiliye ihtisası boyunca aynı hastaneyi paylaşmanın bazen zor, bazen avantajlı, bazen komik, bazen traji-komik anları oldu ama belki de beni en mutlu eden çıkarımım babamın hoca olarak gördüğü saygı ve sevgiye şahit olmaktı. Tüm katıldığım toplantı ve sohbetlerimizde beni tanıyan tanımayan kimselerin Prof. Dr. Metin Arslan konusu açıldığında yaptıkları konuşmalar her zaman bu çıkarımımı haklı gösterdi ve beni gururlandırdı. Bunca yıl sayısız katkıyı ve görevi birçok zorluğu aşarak yapan bir insanın bu sonuca ulaşması her zaman beni derinden etkiledi. Baba, ben de bu başarının bir parçası ve şahidi durumundayken hem babam hem de hocam olarak bana kattıkların için sana çok teşekkür ederim. Doçentlik sınavımdaki jüri üyeliği ve bana verdiği gönülden destek Ulusal Diyabet Eğitim Programı nedeni ile değişik illerde yapılan toplantılara Metin Ağabey, Ahmet Ağabey ve Nilgün Abla ile birlikte katılımımız ve aramızda dostluk köprüsünün kurulması… Daha sonraki yıllarda pek çok toplantıya ve kongreye katıldık, pek çok konuyu konuştuk, tartıştık... Konu ne olursa olsun sohbetlerimiz dostluğumuzu güçlendirdi… Ailesine ve hayata bağlılığı, mesleğine ve çevresine karşı olan candan tutumu, örnek alınacak en önemli özelliklerindendir… Metin Ağabey’in dürüst, birleştirici, hoşgörülü, güler yüzlü, adaletli ve samimi bir doktor ve yönetici olduğunu biliyorum… Çalışma arkadaşları Metin Ağabey, gibi bir önder ile çalışma olanağı buldukları için çok şanslılar… Hastaları da güler yüzlü ve mesleğinin zirvesinde bir doktor ile karşılaştıkları için… Sevgili Metin Ağabey için….. Sevgili Metin Ağabey, Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin bugünkü duruma gelmesinde ve güçlendirilmesinde çeşitli basamaklarda vefakârca çalışmıştır… Yurtiçi ve yurtdışı toplantılarda küçük kağıtlara aldığı notları, gerektiği zaman, yıllar sonra bile olsa bizimle paylaşabilmektedir… O konuyu hangi kongrede kimden dinlemiştik veya Gaziantep’teki toplantı hangi otelde yapılmıştı gibi… Metin Ağabeyi ilk olarak, ben Ankara Tıp Fakültesi’nde son sınıf öğrencisi iken, Prof. Dr. Alim Uzunalimoğlu hocamız ile birlikte yaptığımız uzun endokrinoloji vizitlerinden hatırlıyorum Metin Ağabeyin en mükemmel özelliklerinden birisi de, gerçek bir hayvan sever ve doğa dostu olmasıdır, yavrum diye hitap ettiği iki güzel köpeği vardır… Bunun yanında ölümden kurtardığı zehirlenmiş sokak köpekleri… Dr. İsmail Emre Arslan 8 İnanılmaz azmi ve enerjisi en önemli özelliklerindendir… Sportmenliği ve tango’ya olan ilgisi uzun yıllardır devam etmektedir… Daima zarif ve şıktır … Metin Ağabey sevgisinin, heyecanının ve yaşama arzusunun paylaştıkça çoğaldığını biliyor ve bunu çok sevgili ailesi, dostları ve çalışma arkadaşları ile paylaşıyor… Değerli meslektaşım tarafsız ve dengeli bir davranış içerisinde olup laubaliliği ve mesuliyetsizliği sevmez, bu özelliğini hemen her konuda fark edersiniz. İyilik, çalışkanlık ve doğruluk konusunda özel karakteri olan Metin görev alma konusunda hiç zorluk çıkarmayan ve üzerine düşen görevi her şeyi ile mükemmel yerine getirebilmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz. Metin Ağabey, iyi ki sizi tanıdım… her şey için kalpten teşekkür ederim… Endokrinoloji kongrelerinin vazgeçilmez simalarından biri olan Metin, bütün toplantıları yakından izlemeyi seven ve kongrelerde mutlaka en ön sırada yer alan öğretim üyelerindendir. Bu toplantılarda en önemli özelliklerinden birisi de her zaman yanında bir iki meslektaşı için yer ayırmış olmasıdır. Bu dost canlı alışkanlığı toplantıya birkaç dakika geç gelen meslektaşları için çoğu zaman ön sırada yer bulma şansı yaratır. Dr. Tomris Erbaş Değerli meslektaşım, yakın arkadaşım; Prof. Dr. Metin Arslan ile tanışmamız 30 yıl kadar öncesine, Endokrinoloji kongrelerinden birisine kadar uzanır. Her ikimizi de tanıyan meslektaşlarımız tarafından yapılan tanıştırma sonrası başlayan yakın arkadaşlığımız bu günlere kadar hiç kesintiye uğramadan aynı sevgi ve saygı ile devam etti. Meslektaşlarımızla bir araya gelip birçok bilimsel ve sosyal konuyu paylaşma olanağı bulduğumuz kongrelerde birçok meslektaşımızın çektiği ve göndermeye söz verdiği anı fotoğraflarını genellikle bir daha ebediyen görme şansınız olmaz ancak Metin’in çektiği fotoğrafların bir gün sizi gelip bulacağından emin olabilirsiniz, bu da onun ne kadar duygusal, arkadaş canlısı ve sorumluluk sahibi olduğunun resmidir. Arkadaş canlısı olan, efendiliği ile hemen fark edilen Metin, girdiği ortama kolay uyum sağlayabilen sımsıcak bir yüreğe sahip olduğundan meslektaşları tarafından sevilip sayılan bir meslektaş ve dost olarak tanımlanır. İnsanları daima kendisi gibi iyi niyetli kabul eder ve genellikle olumsuz durumlarda konuyu iyi tarafından ele almayı başarır. Olumsuzluklar karşısında nadiren hızlı tepki göstermekle birlikte bu tepkisi oldukça sessiz ve karşısındakini yaralamayacak düzeyde olup bu tepki ayni hızda da geriye döner ve her şey tekrar yoluna girer. Sportmen bir fiziğe sahip olan arkadaşımız her gün düzenli spor yapmakta ve bu alışkanlığını kongrelere spor kıyafetlerini de getirerek; sabah güneş henüz bizleri aydınlatmaya başlarken veya gece herkes günün yorgunluğunu atıp uyuyarak ertesi güne enerji toplamaya çalışırken; devam ettirmektedir. Bu kadar sportmen ve her konuda tarafsız olarak değerlendirme yapabilen Metin konu Fenerbahçe takımına geldiği zaman ne yazık ki koyu bir taraftar olduğunu saklayamamaktadır. “Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu” üyesi olduğumuz dönemlerde ve “Diyabet Eğitim Çalışma Gurubu” çalışmalarımız sırasında birlikte görev yapma olanağı bulduğum Metin’in bulunduğu ortamlarda ortak fikir üretme konusunda yapıcı olma özelliği nedeni ile başarılı, verimli ve çok zevkli gurup çalışmaları yaptık. Bu günlerde yaptığımız yoğun çalışmaların bu çalışmalarda bizimle beraber olan arkadaşlarımız tarafından da mutlu anılar olarak hatırlanacağından eminim. Sevgili arkadaşım Metin’e tüm yaşamı boyunca ailesi ile birlikte sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir hayat diliyorum. Dr. Şazi İmamoğlu Sevgili Prof. Dr. Metin Arslan (kanatsız melek, hocadan da öte) Sevgili Metin Arslan’la ilgili bir yazı istendiğinde, birkaç günler ve geceler boyu düşündüm. Metin hocayı nasıl anlatabilirdim. Metin hocayı bir kaç sayfada anlatmak oldukça zor, onu anlayabilmek için onunla yaşamak gerekir. Tek kelime ile özetlesem, nasıl tanımlayabilirim, diye düşündüm. Evet, evet onu kanatsız melek, hatta koşmasını çok sevmesi nedeni ile koşan melek tanımı ona en uygun olacaktı. Niye melek, Metin hoca hiç bir kimse ya da hiçbir olay hakkında kötü düşünmez, bunca yıldır beraberiz, herhangi bir kimse hakkında kötü bir söz söylediğini duymadım. Ona göre insanları kötü yapan veya kötü şeyler yaptıran nedenler vardır. Metin Abi’yle (Abi’liğe en çok o yakışır) mesai birlikteliğimiz,1989 yılında başlar. Ben o sıralar, Ankara Üniversitesi Tıp Fa- 2011 Eylül. Prof. Dr. Metin Arslan, eşi, oğulları, gelinleri ve iki aylık torunları Ela ile 9 kültesi, Nefroloji Bilim Dalı’nda üst ihtisas yapmaktayım, süremi bitirmeme üç aya kala, ortamdan iyice bunalmış durumdayım, o sıralar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, emekleme döneminde, Metin Abi’nin yanına, eleman aradığını duydum. Süremi bitirmeme üç ay kaldığı için, oldukça zor karar vererek, gemileri yakıp, Metin Hoca’nın yanına gitmeye karar verdim. O sıralar bu kararımdan dolayı oldukça, sıkıntılı ve uykusuz geceler geçirdiğimi anımsıyorum. Ancak Gazi Üniversitesi‘ne geçtiğim ilk günlerinde, Metin Hoca’nın davranışından ötürü boşuna sıkıntı çektiğimi anladım, bana oldukça iyi davranan, alışılageldiğimiz hocalar gibi olmayan bir hoca vardı karşımda. Her şeyimle ilgileniyor, elimden tutuyor, ne biliyor ise öğretmeye çalışıyordu. Akademik yaşamımın ilk günlerinde, iyi bir rol model hoca ile çalışma şansını yakalamıştım. İlk günkü endişelerim tamamen ortadan kalktı, Metin Abi ile birlikte, Endokrinoloji Bilim Dalında her alanında, canla başla çalıştık. Onun sayesinde iyi bir ekip kurarak, iyi çalışan bir makinenin dişleri gibi birbiri ile uyum gösteren bugünkü Gazi Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalına geldik, bizim ekibimiz neşe ile çalışır, üretir, paylaşır, birbirinin eksiği tamamlar, geleceğe projelerle umutla bakar hiçbir zaman karamsarlığa düşmez, burada ekip başının önemi tartışılmaz. Metin Abi için sadece, koşan melek demek yetmez, kendisi “ sözler uçar yazılar kalır” özdeyişinin en iyi uygulayıcısıdır. Her toplantıda, her konseyde not tutar, iyi bir arşivcidir, sıkıştığımızda ona başvururuz, bizi bu konuda o kadar rahatlığı alıştırmıştır ki, kendi doğum tarihimizi bile ona sorar hale gelmişizdir. Metin Abi’nin önemli tarihleri yazdığı dolap kapısı bizim için kutsal hale gelmiştir ve Gazi Üniversitesi Endokrin arşivi orada yer almaktadır. Sadece toplantıları yazılı hale getirmekle kalmaz, ayni zamanda bilimsel ve soysal olayları fotoğraf makinesi ile belgeler ve bu fotoğrafları mutlaka ilgili kişilere ulaştırır. İyi bir eğitimcidir, öğretici, yol gösterici, Ocak 2011- Trabzon KTÜ Tıp Fakültesi’nde doçentlik sınavı jüri üyeleri. Oturan: Prof. Dr. Candeğer Yılmaz. Arkadakiler: Prof. Dr. Abdurrahman Çömlekçi, Prof. Dr. Halil Önder Ersöz, Prof. Dr. Metin Arslan, Prof. Dr. Refik Tanakol, Doç. Dr. Barış Akıncı, Doç. Dr. Tevfik Demir, Doç. Dr. Sinan Çağlayan, Prof. Dr. Ercan Tuncel, Prof. Dr. Cihangir Erem, Prof. Dr. Fırat Bayraktar elden tutucudur, güvenle gözü kapalı götürdüğü yere gidebilirsiniz. İşini çok ciddiye alır, mükemmele ulaşmak için bazen defalarca prova yapmışızdır. Ekibini ve öğrencilerini çok sever, her türlü sorunları ile ilgilenir. Sınavlarda jüride yer almasını, istediğiniz hocalardandır. Destekler, yüreklendirir, ben doçentlik sınavına girerken, muayenehane açarken hep destek olmuştur, Abi henüz hazır değilim desem de, beni itelemiştir, hiçbir kimsenin yapmayacağı şekilde, en kıdemsiz muayenehanecilere, hasta desteği yapmıştır. Önemli günleri, anları hiç unutmaz, bu günler için servetinin önemli bir bölümünü çiçeklere vermiştir, hastane çiçeksinin en sevdiği hocalardan biridir. Bir beyefendidir. Bu alanda çok şeyler öğretmiştir, iyi bir organizatördür her türlü bilimsel ve soysal aktiviteyi çok güzel organize eder. Sportmendir, fırsatını yaratıp, koşar, yurtdışı kongrelerde bile koşması ve madalya kazanması ile ünlüdür, bu nedenle koşan kanatsız melek unvanını hak eder. İyi bir babadır, oğulları, Emre ve Efe için yapmayacağı şey yoktur. Her işi ciddiye aldığı gibi Emre’nin düğününde oynayacağı Ankara havası için Seymen’lerden ders almıştır ve Emre’nin düğününde çok güzel Ankara havası oynayarak bunu göstermiştir. Son zamanlarda iyi bir dede de olmuştur, torunu Ela’dan her söz edişte, gözleri dolmaktadır. Metin Hoca’nın, diğer bir özelliği de, sıkı Fenerbahçeli olmasıdır. Metin Abi’yi anlatmak, onla ilgili güzel anıları bir sayfada özetlemek oldukça zor, ama Metin Abi ile ilgili söyleyeceklerimi, onun sıkı bir Atatürk’çü ve Türkiye Milliyetçisi olduğu ve Türk Bayrağı gördüğünde, gözlerinin yaşardığı söyleyerek bitirmek istiyorum. Sevgili Metin Abi sizden çok şeyler öğrendim, hala da öğreniyorum, bize hep rehber oldunuz, yaşantımda eş, baba, öğretim üyesi, olarak sizi örnek aldım, hala aydınlattığınız yolda yürüyorum. 18-10-2006 Ankara Uludağ Kebapçısında küçük oğlum Efe'nin yaş günü kutlaması. Emre ve Ayla ile beraber. Dr. Nuri Çakır 10 Çok değerli Ağabeyim, Prof. Dr. Metin Arslan’la 1980’li yılların sonlarına doğru İnsburg/Avusturya’da yapılan bir endokrinoloji kongresine gidiş sırasında uçakta karşılaştığımızı ve tanıştırıldığımızı hatırlıyorum. Bu endokrinoloji toplantısı benim için olduğu gibi öyle umuyorum ki Metin ağabey için de ilginç bir anıyı hatırlatmaktadır. Bu kongre yolculuğu sırasında endokrinolojinin duayenlerinden rahmetli hocam merhum Prof. Dr. Selahattin Koloğlu ile de tanışma ve konuşma fırsatı bulmuştum. Ben o yıllarda yurtdışı endokrinoloji eğitimimden yeni dönmüş ve Ankara’daki endokrin hocaları ile bilgi paylaşımında bulunma isteği içerisinde arayışlarda idim. Hatta hocalarla sohbet esnasında; bir araya gelerek endokrinoloji günleri yapabileceğimizi ve gençler için bu toplantıların çok faydalı olacağını belirtmiştik. Sonraki yıllarda bu fikir Sayın Prof. Dr. Sema Akalın tarafından daha da ileri götürülerek 3 ayda bir yaptığımız Ankara endokrin toplantıların oluşumunu sağlamıştır. İnsburg bir kayak merkezi ve bizim orada bulunduğumuz kış mevsimi nedeniyle oldukça soğuktu. Bir akşam yemek için at arabaları ile bizi restorana götürüyorlardı. Bizim bulunduğumuz arabada üç kişiydik. Ortada Selahattin Koloğlu hocam, solunda ben, sağında Metin ağabey oturuyordu. Havanın çok soğuk olması nedeniyle hepimize battaniye verilmişti. Biraz yol aldıktan sonra birde gördük ki hoca battaniyeyi yavaş yavaş yukarı çekerek yukarıdan aşağıya kadar tüm vücudunu örtmüştü. Restorana doğru yol alırken geçtiğimiz yolların soldaki yerleri bana, sağdaki yerleri Metin ağabeye anlattırıyor, neler var diye sorular soruyordu. Arabanın yavaşladığı bir sırada bizi o halde gören turistlerin çok şaşırdığını ve fotoğrafımızı çektiklerini fark ettik. Ortada 2002 Endokrin Cerrahi Kongresinde Ankara ÜTF. Endok ve Metab Öğretim Üyeleri ile. Prof Dr. Murat Erdoğan, Prof Dr. Nilgün Başkal,Prof.Dr. Metin Arslan, Prof.Dr. Nuri Kamel (Rahmetli), Prof. Dr. Gürbüz Erdoğan, Prof.Dr. Selahattin Koloğlu Her şeyden önce, Cumhuriyetimizin ilk Tıp Fakültesi olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yetiştirmiş olduğu mesleğine aşık bir doktor, öğrencilerinin sevgili hocası, bizim can arkadaşımız, çok sevilen, renkli kişiliği ve özellikleri ile her ortamda kendini gösteren, güvenilir, her zaman kibar gerçek bir beyefendidir Metin Arslan. Tükenmek bilmeyen enerjisi, yapıcı ve pozitif yaşam felsefesi ile herkese örnek olan bir yaşam ustasıdır Metin Arslan. Müthiş bir Fenerbahçe’li, disiplinli bir koşucu, sporu yaşam biçimi haline getirmiş örnek bir sporcudur Metin Arslan. Güzel yazı yazan, resim yapan, Türk sanat müziği dersleri alıp solist olabilecek derecede şarkı söyleyebilen, dans dersleri alıp sevgili eşi Ayla ile Tango ve Vals figürlerini başarı ile uygulayan, sosyal ortamlarda medeni cesareti ile övgü alan yetenekli ve başarılı bir sanatçıdır Metin Arslan. Her koşulda yanında bulunan en az iki fotoğraf kamerası ile yaşamın paylaşımlarını kaydeden ve bunları tüm çevresi ile paylaşan iyi bir fotoğrafçıdır Metin Arslan. Sevdiklerini hediyelere boğan, müşkülpesent olmayan, çabuk karar veren, yanındaki çantasında Alaeddin’in sihirli lambası gibi ihtiyacınız olan her şeyin bulunduğu ve etrafına adeta hızır gibi yetişen bir neferdir Metin Arslan. Değerli eşine, yavrularına, gelini ve biricik torununa ve ailesine olan sevgi ve bağlılığı ile gerçek bir babadır Metin Arslan. Bugüne kadar 30 yılı aşan arkadaşlığımızdan onur duyduğum can arkadaşımı, hep böyle kalması dileğim ve en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Dr. Nilgün Başkal 8-6-2003 TEMD yönetim kurulu toplantısı. Sekreter Sevgi Dönmez. Prof. Dr. Senay Molvalılar, Prof. Dr. Fahrettin Keleştimur, Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, Prof. Dr. Metin Arslan, Prof. Dr. Alper Gürlek 11 yüzü, vücudu tamamen kapalı bir silüet, iki yanında üşüyerek titreyen iki kişi, turistleri epeyce eğlendirip, güldürmüştü. Bu anıyı hiç unutamam. O toplantı Metin ağabeyle uzun yıllar sürecek kardeşliğin ve dostluğun da temelini atmış oldu. Metin ağabey pozitif bakış açısı ile olaylara hep olumlu yaklaşan, her zaman güvendiğim, sıklıkla akıl ve yardım aldığım, sayısız projede beraber çalıştığım kıymetli bir arkadaşımdır. İnsanlar hakkında önyargılı olduğuna hiç şahit olmadım. Çalışkan, araştırmacı kişiliği ve endokrinoloji alanında başarılı çalışmaları ile genç hekimlere örnek olmuştur. Hastaları tarafından aranan, sevilen, takdirle karşılanan ve en önemlisi güvenilen başarılı bir doktordur. Metin ağabeyle olan bu yakın dostluk ilişkisine daha sonraları Prof. Dr. Nilgün Başkal ve Prof. Dr. Tomris Erbaş’da katılmıştır. Böylece herkese örnek olabilecek güzel bir fikir birliği ve kardeşlik ilişkisi ortaya çıkmıştır. Metin ağabeyin birleştiriciliği sayesinde kurduğumuz bu güzel dostluğun ebedi olacağına inanıyorum. Metin ağabeyin ne kadar iyi niyetli olduğunu gösteren birçok anımızdan bir tanesini daha aktarmak istiyorum. Diyabet kongrelerinden birinde koşu programı vardı. Bu spor aktivitesini yaptığımızın bir gün sonrası sonuçlara bakmak için gitmiştik. Gülüşmeler ve birbirimize takılmalar esnasında; Metin ağabey yeni aldığı fotoğraf makinesini bulamadığını söyledi. Aklımıza gelen tüm yerlere bakmamıza rağmen bulamadık. Birisinin aldığını düşündük. Birden aklımıza kaybolan eşyaların bulunduğu bölüme sormak geldi. Oraya gittiğimizde fotoğraf makinesini gördük. Bu temiz kalpliliğin bir sonucu idi. Ne kadar sevindik anlatamam. Sevgili Metin ağabeyin yanından hiç ayırmadığı bir çantası vardır. Bu çantada olmazsa almazlardan birisi fotoğraf makinesi diğeri de herkese faydalı olabilecek sayı ve çeşitte ilaçlarıdır. Metin ağabey yaratıcıdır. Üç ayda bir yapılan endokrin toplantılarında sıra kendilerine geldiğinde farkı hemen fark edilir. Mutlaka ilginç bir değişiklik yapar. Herkesle barışıktır. Daha uzun yıllar kardeşlik ve dostluğumuzun devam edeceğinden emin olduğum; yeni çalışmalar ve projelerde birlikte görev 23-6-2005. Uludağ Grand Hotel Yazıcı'da bir Endokrin Cerrahi Kongresi. Prof. Dr. Seher Demirel, Prof. Dr. Nilgün Başkal, Prof. Dr. Murat Erdoğan, Prof. Dr. Metin Arslan, Prof. Dr. Gürbüz erdoğan, Prof. dr. Tomris Erbaş, yazar Aydın Boysan, Prof. Dr. Selçuk Özarmağan alacağımızı ümit ettiğim Metin ağabeye sevdikleri, dostları ve çok sevdiği biricik torunu ile birlikte geçireceği sağlıklı ve mutlu uzun bir ömür diliyorum. Dr. Ahmet Çorakçı Prof. Dr. Metin Arslan’ı, benim için Metin Ağabey’i, ilk tanımam Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde staj yaptığım zamanlara denk gelir. O zaman AÜTF eğitiminin öğrenciler için korkulu rüyası olan Endokrinoloji ve Metabolizma bölümünde başasistandı. Staj sırasında çok kanlı geçen servis vizitleri sırasında Metin Ağabey’in vizit öncesi hazırlıklarını yaparkenki işini ciddiye alışını ve her bir hastanın tek tek kan şekerlerini ve diğer laboratuar değerlerini ezbere biliyor olmasını hep hayret ve hayranlıkla izlediğimi hatırlıyorum. Hatırladığım bir konu da bölüm hocalarının vizitte sordukları sorular karşısında zorda kalan biz stajyerlere yardım etme ve bizi zor durumdan kurtarma çabalarıydı (ki bu o zaman kendisi için oldukça riskli bir işti). Sonra mecburi hizmet dönemleri girdi araya. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD’nda ihtisasa başlamam sırasındaki ilgi ve yardımlarını hatırlıyorum Metin Ağabey’in. O zamanlar Gazi Tıp’ta Endokrinoloji ve Metabolizma BD’nı kurmuştu ve genç bir doçent olarak tek başına bölümün bütün işlerini üstlenmiş, başarıyla yürütüyordu. O günlerden bu günlere gerek bana gerekse bölümdeki tüm iç hastalıkları ve yan dal ihtisası yapan araştırma görevlilerine gerek kendi alanıyla gerekse genel dahiliye konularında hep önümüzü açıcı, cesaretlendirici olmuştur. Bir yandan bilimsel faaliyetlerde son derece aktif ve yaratıcı olurken bir yandan da sosyal konularda hep bize önder olmuştur. Yurt dışı eğitimi almamızda, gerektiğinde bizim işlerimizi bile üstlenip, ısrarcı olarak ufkumuzu ve kariyer geleceğimizi daha iyi hale getirme konusunda hep yardımcı olmuştur. Son derece kibar ve anlayışlı yapısı ile ona herhangi bir konuda hayır demek 23-9-2005. Türkiye'de Endokrinoloji ve Metabolizma'nın çınarlarıyla beraber. Prof. Dr. Taylan Kabalak, Prof. Dr. Gürbüz erdoğan, Prof. Dr. Hüsrev Hatemi 12 7-5-2005. Ankara Endokrin toplantılarından birinde GÜTF ekibi. Prof. Dr. İlhan Yetkin, Uz. Dr. Erdal Kan, Prof. Dr. Metin Arslan, Doç. Dr. Hüseyin Demirci, Prof. Dr. Ayhan Karakoç, Prof. Dr. Göksun Ayvaz, Doç. Dr. Müjde Aktürk, Prof. Dr. Murat Yılmaz, Öğ. Gör. Dr. Alev Altınova Trabzon'da diyabet eğitim toplantılarından birisi. Doktorlar, diyetisyenler, firma elemanları. Ayaktakiler; Prof. Dr. Tomris Erbaş, Prof. Dr. Sema Akalın, Prof. Dr. Emel Alphan, Prof. Dr. Candeğer Yılmaz , Prof. Dr. Sena Yeşil (rahmetli), Prof. Dr. Şazi İmamoğlu, Prof. dr. Metin Arslan, Prof. Dr. Şeyma Hn., Prof. Dr. Ahmet Çorakçı, Prof. Dr. Nilgün Başkal, Prof. Dr. Üstün Korugan (rahmetli). Oturanlar; diyetisyenler, Prof. Dr. Hatice Hn.. bizim için çok zordur. Buna rağmen arada bir aksi görüş bildirdiğimiz konularda da bizi dinleyip “nasıl isterseniz öyle olsun” demesi çalışma huzurumuz, birlikte iş yapma zevkimizi pekiştirmiş ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD’nda her çalışanın “iyi ki burada, iyi ki Metin Hoca ile birlikte çalışıyoruz” demesine yol açmıştır. Ve inanıyorum ki hepimiz bunu son derece içten, gönülden söylüyoruz. Bu gün bölümümüzde mutlu iş yapıyor olmamız, başarılı bir klinik olarak tanınmamız, diğer branşlarla iyi ilişkiler kurmamız kısacası iyi bir ekip olmamızın mimarı Metin Ağabey’dir. Gerçekten de iyi ki varsınız Metin Ağabey ve daha uzun yıllar birlikte çalışırız ve bize ağabeylik yaparsınız. meye çalışır. Bu hususa özel bir önem verdiğini hep görmüşümdür. Metin Abi aynı zamanda iyi bir yol ve sohbet arkadaşıdır. Her zaman sohbet edecek bir bir konu bulur ve hoş bir şekilde kendini dinletir. Metin Abinin başka ve hiç kimsede görmediğim bir özelliği de “İsim Hafızasının” son derece mükemmel olmasıdır. Öğrencilerin tamamından, endokrin camiası, dernek üyeleri, çevresi ve arkadaşlarının yakınlarının vs herkesin ismini çok iyi hatırlar. Hastanede belli bir disiplini vardır. Herkes farklı sivil kıyafetlerle gezerken o her zaman beyaz doktor önlüğünü giyer ve öyle dolaşır. Tabii koridorda gezen ya da yolunu bilmeyen hasta yakınları ile de daha çok o muhatap olur. Kılık ve kıyafete özel bir önem verdiğini biliyoruz. Kendisi son derece şık ve sade giyimiyle dikkat çekicidir. Özellikle sarı-lacivert kravatını özel günler ve durumlarda takması hoşuma gider. Bonkördür ve her hangi bir yerde ortak bir şeyler atıştırılmışsa ödemenin adresi bellidir. Hiç kimseye izin vermez ve mutlaka ödemeyi üstlenir. İyi bir organizatördür. Pratik ve cana yakın tavırları ile dağınık bireyleri bir araya getirir ve bir sohbet ortamı oluşturur. Arslan soyadının ona çok şeyler kattığına inanıyorum. Bence bu soyadı onun kişiliğine yansımış ve karakteri olmuş gibi geliyor bana. Spora düşkünlüğü ile bilenen Metin Abi, hem kendisi çok aktif spor yapar ve hem de çevresini buna teşvik eder. Uluslar arası atletizim yarışlarına her kongrede sürekli katılır ve o yarışların aranan simasıdır. Sevecen, güler yüzlü, duygusal, sabırlı, uyumlu, kin tutmayan, bilime öğrenmeye önem veren iyi bir aile reisi ve öğretim üyesidir Metin Abi. Dr. Göksun Ayvaz Sayın Metin ARSLAN (Metin Abi) Metin Abi’yi 1990’lı yıllarda tanıdım. Genç, dinamik, öğretmeye ve öğrenmeye hevesli, güler yüzlü, işine ve ailesine son derece bağlı, çevresindeki insanların sorunlarını da dinleyen ve onlara yol gösteren bir kişiliğe sahip olarak tandım. Bu arada çok hassas ve kolay incinebilen bir ruh hali olduğunu hissettim. Yani Arslan gibi yüreğinin yanı sıra, narin, hassas bir karakter yapısına sahipti. Metin Abi öğrencilerine karşı son derece nazik, hoşgörülü ve hep onların başarılı olmalarını isteyen bir hocadır. Ondan çok şey öğrendik, bunların bir çokları iyi insan özelliklerindendir ancak en önemli özelliklerinden biride birlikte çalıştığı kişileri başka kişilere karşı korumasıdır. Klinikte birlikte çalıştığı arkadaşlarına yapılacak her hangi bir saldırının yanıtını önce Metin Abi ver13 Eğer dergi editörü yazının uzunluğunu bir sayfa ile sınırlamasa, hakkında çok şeyler yazılabilecek bir değerdir Metin Abi. Metin Abi’ye; sağlıklı, mutlu, şanslı uzun bir akademik yaşam, Ayrıca Metin Abi’ye ve tüm ailesine şanslı, uzun bir ömür dilerim. Dr. İlhan Yetkin Bana göre iyi bir üniversite öğretim üyesi öncelikle dürüst, ileri görüşlü, araştırmacı, bilimi ileriye götüren, bildiklerini çevresindekilerle paylaşan bir birey olmalıdır. Bunların yanı sıra, yetişmekte olan elemanlarının her türlü derdiyle uğraşan, sevinciyle sevinen; onlara araştırma şevki, huzur ve güven veren biri olmalıdır. Çok değerli Metin hocam bunları bize doya doya yaşatmaktadır. Yoğun çalışma ve emek dolu eğitim süremiz boyunca Metin hocam bizlere mesleğimize ilişkin bilgileri özveri ve sevgiyle kazandırmıştır. Bölümümüzde herkesin birbiriyle olan uyumlu birlikteliği Metin hocamız sayesindedir ve bu durum herkesin bize imrenmesine neden olmaktadır. Metin hocamın iyi yöneticiliği, insanları tanıması ve inanılmaz iyi niyeti sonucunda bölümümüzde çalışmak son derece zevklidir. Bu bölümde olduğum için her zaman ne kadar şanslı olduğumu düşünürüm. Metin hocam sadece yöneticilik konularında değil, her tür durumda bize destek olur. Hepimizin sorunlarıyla yakından ilgilenir ve yardımcı olmaya çalışır. Doçentlik sınavımda bana destek olmak için sınav yerim olan İstanbul’a gelmesini, sevincimi paylaşmasını ve sınav sonrası giydiğim, yerlerde sürünen cüppe ile fotoğrafımı çekmesini unutamam. Kendisi unutulmaz anlarımızı fotoğraflamakta çok ustadır. Bu sebeple özel günlerde makinesini getirmeyi unutanlar nasıl olsa hocamız getirir diye düşünürler. Çektiği bu fotoğrafların bazılarını odasında görebilirsiniz. Hocamızın odası karmakarışık görünse de, en ufak yazının yerini bilir ve gerektiğinde, şuradaydı diyerek çıkarıverir. Kongre dönüşlerinde gittiği şehri, kültürünü ve toplantıyı anlattığı sohbetlerimiz son derece keyifli ve eğiticidir. Bilimsel toplantılarda tuttuğu notları biz de öğrenelim diye paylaşmaktan zevk duyar. Kendisinin tecrübeleri, görüşleri, hayata bakış açısı bana her zaman rehber olmaktadır. Her zaman yanımda desteğini görmek istediğim, örnek aldığım ve çok şey borçlu olduğum sevgili Metin hocamın hakkını hiçbir zaman ödeyemem. Dr. Füsun Baloş Törüner 13.03.2012-Prof. Dr. Füsun Baloş Törüner'in Profesörlük bitiş töreninde, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Öğretim Üyeleri ve Yan dal asistanları ile. miz yıllarda ABD’de Prof. Francis Greenspan’ın kliniğinde bulunma şansım oldu. Kendisine adını taşıyan kitabın Türkçe’ye benim hocamın editörlüğünde çevrildiğinden bahsettim. Haberi yoktu ve çok hoşuna gitti. Metin Hocam’a bir telefon konuşmamızda bundan bahsettim. Bir süre sonra Metin Hocam’dan Türkçe Greenspan Endokrinoloji kitabı, yanında Prof. Greenspan’e yazılmış çok güzel bir not ve Türkiye ile ilgili küçük hediyelerin olduğu bir paket aldım. Prof. Greenspan’e bu paketi ilettiğimde çok mutlu oldu. Kitabı inceledi, çok beğendi ve “keşke Türkçe bilseydim, bu güzel kitabı okumayı çok isterdim” dedi. O gün klinikteki herkese bundan bahsetti ve kitabı odasında en görünür yerde duran İngilizce baskının yanına koydu. Daha sonra Metin Hocama teşekkür notu yazdı. O gün hocamın nezaketinin dünyanın öbür ucuna bile ulaştığı ve beni her zaman mutlu ettiğini düşündüm. Metin Hocam yanında çalışan herkese sorumluluk ve yetki verir, yapılan işler ve alınan kararlar konusunda her zaman destekleyicidir. Hepimiz hocamıza mahcup olmamaya çalışırız. Kliniğe bazen hastalardan teşekkür mektubu gelir. O zaman hocam personel ve hemşireleri çağırarak herkese bu teşekkür mektubunu okur ve hepsine teşekkür eder. Her zaman eleştirinin bildirildiğini, fakat yapılan iyi işlerin takdir edilmesinin çok daha olumlu sonuç verdiğini ben hocamdan öğrendim. Hayata daima pozitif bakar. Bizlerin moralinin bozulduğu durumlarda, Çetin Altan’dan bir alıntıyla ‘enseyi karartmayın’ der. Uzmanlık sınavlarının da ‘bir tür mürüvvet olduğunu’ ve uzmanlık alan kişiye de ‘sizin sayenizde biz de mürüvvet görüyoruz’ dediğini hatırlıyorum. Yeniliklere açıktır. Birinci sınıf öğrencisinden öğretim üyesine kadar herkesin eğitimine katkıda bulunur. Bilgiyi paylaşma ve eğitim verme konusunda hepimize örnek olur. Benim üzerimdeki emeği o kadar büyüktür ki, ne yapsam hocamın hakkını ödeyemem. Metin Hocamız kliniğimizin kurucu hocasıdır. Hem benim, hem de hocalarımın hocasıdır. Yanında çalışan herkesi (hoca, uzman, asistan, öğrenci, personel vs) ayrı ayrı incelik ve iyi niyetle düşünür. Yan dal ihtisasına başladığım ilk yıl ‘dünya kadınlar gününü’ klinikteki bütün bayanlara birer gül vererek kutlamıştı. Daha sonra pek çok benzer inceliğini göreceğim bu hareketi o zaman benim için inanılmazdı. Her gittiği seyahatten klinikte kalan herkese birer hediyeyle döner. Geçtiği- Dr. Müjde Aktürk 14 6-7-1978 Ayla- Metin Arslan nikah töreni. Şahitler; Prof. Dr. Selahattin Koloğlu, Hakim Sabri Güçlü. 1948 yılı (çok eski bir aile fotoğrafı). Annem- fötr şapkalı babam, aile dostları karı koca ve iki kızları, renkli gözlüklü büyük ablam (rahmetli). Abim elini ağzına sokmuş. Annem bana hamile ve küçük ablamın elini tutuyor. Endokrinolojiyi seçerken, konuya olan tutkum yanında, bölüm başkanımız sayın Metin hocamın, yakından tanığı olduğum kibar, sevecen ve bilge kişiliğinin de en az o denli etkisi olmuştur. Metin hocam, çalışma arkadaşları ile birlikte huzur ve sevginin egemen olduğu bir ortamı oluşturmuş çok değerli bir bilim adamıdır. Araştırmaya yönelik çabaları hep güçlü bir biçimde desteklemiştir. Bizi her zaman ve her koşulda korumuş, asla incitmemiş, ve daha sonra hep doğrulanmış olan öngörüleri ile bizi yönlendirmiştir. Neden hocanızın sözünden hiç çıkmıyorsunuz denildiğinde ‘O bizim babamız gibi, elbette fikirleri ve tecrübeleri bizim için çok değerli’ sözünü gönülden söyleyişim bu nedenledir. Kimin ne sıkıntısı olsa biliriz ki hocam elbet uygun bir çözüm üretecektir. İşte bu nedenlerden dolayıdır ki, hocamı tanıdığım 1996 yılından bu yana hakkındaki görüşlerim giderek pekişirken, kendisi ve ekibiyle çalışma olanağını bana tanımasına karşı duyduğum minnet de o denli büyümektedir. Böyle bir Hocam olduğu için kendimi çok ama çok şanslı hissediyorum ve onunla çalışmaktan gurur duyuyorum. Birlikte daha uzun yıllar çalışmak ve hayatı paylaşmak dileğiyle… Metin Hocamla ilk karşılaşmam epey eskiye, 1987 yılına kadar gitmektedir. Ben daha Gazi Tıp’ta dönem 3 öğrencisiydim. Elbette o zaman Metin Hocamın hayatımda ne kadar önemli bir yeri olacağını tahmin etmem mümkün değildi. Hocam yalnızca bana endokrinolojiyi sevdirmedi, aynı zamanda örnek kişiliği, enerjisi bir an olsun azalmadan devam eden öğretme azmi ve açık fikirliliği ile akademisyenliğe doğru yönelmemde de en büyük etken oldu. İç hastalıkları, Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları ihtisaslarım ve bu güne kadarki meslek yaşamımda hep yanımda, her zaman rehberim oldu. Dr. Alev Eroğlu Altınova Saygı ve sevgilerimle. Metin Hocam ile birlikte geçirdiğim yıllarda kendisinden her zaman destek, hoşgörü ve sıcaklık gördüm. Hocam da benim için tüm kişilik özellikleri ve mesleki birikimi ile büyük hayranlık, saygı ve sevgi duyduğum bir örnek oluşturdu. Metin Hocamın öğrencisi olmak benim için bir gurur kaynağı, birlikte çalışmak ise büyük bir deneyim ve mutluluk. Sayın hocam, sizi tanıdığım için çok şanslıyım. Lütfen bundan sonra da engin bilgi ve birikimlerinizi bizlerden esirgemeyin. Dr. Ayhan Karakoç 15 SAYI:2