KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK [6] VELİ.cdr

Transkript

KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK [6] VELİ.cdr
KARAKTER EĞİTİMİ
SORUMLULUK
DEĞERLİ VELİMİZ,
Günümüz eğitim anlayışı içersinde öğrencileri geleceğe hazırlarken salt okul dersleri ve bu
derslerden elde edilen başarıya dayalı “öğretim” merkezli uygulamaların yetersiz olduğu
anlaşılmaktadır. Eğitim deki bu eksikliği giderme amacı ile Samanyolu Eğitim Kurumları olarak bizler
karakter eğitimi çalışmalarını başlatmış bulunmaktayız.
Karakter Gelişimi ve eğitimi, insan yaşamını anlamlı ve üretken hale getirebilmek, bireylerin yaşama dair
amaç edinmelerini sağlamak, bununla birlikte sağlıklı gelişen bir toplum ortaya çıkarabilmek için erdemler
geliştirme çabasıdır. Bu eğitim, evrensel ve toplumsal bir takım değerlerin okul ve aile yaşamına sistemli olarak
yerleştirilmesi sürecidir.
İnsan yaşamında okul öncesi ve okul çağı çocukluk dönemi sağlıklı bir kişilik kazanımında ve topluma uyum
sağlanmasında en kritik dönemlerdir. Bir bilge: Çocuklar toplumumuzun %25'ini ama geleceğimizin %100 'ünü
oluşturmaktadır demiştir. Geleceğin sağlıklı toplumunu oluşturacak çocukların, sosyal beceriler ve olumlu
karakter özellikleri kazanmaları gerekmektedir.
İlköğretim dönemi çocukların bu özellikleri kazanmaya en açık olduğu dönemdir Bu dönemde anne baba ve
öğretmenler çocuklar için model aldıkları en önemli figür haline gelirler. İlköğretim öğrencilerinin bu eğitimi
öğretmenlerinden almaları onların bu konuyu 'içselleştirebilmelerine' ve uygulamaya koymalarına olanak
sağlayacaktır.
Karakter eğitimi kapsamına ele alacağımız konular.
• Sorumluluk
• Dostluk arkadaşlık
• Doğruluk, dürüstlük
• Saygı
• Sabır
• Vefa ve sadakat
olacaktır.
01
Karakter Gelişimi ve Eğitimi kitapçıkları, içerik yönünden eğitim sistemimize olumlu katkı sağlayacağını
düşündüğümüz, kültürümüze uygun bir tarazda hazırlanmaktadır
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi
SORUMLULUK
KARAKTER EĞİTİMİ
Sorumluluk Duygusu Nedir, Nasıl kazandırılır?
ERGENLERDE SORUMLULUĞU DESTEKLEMEK İÇİN ÖNERİLER
Sorumluluk; Bireyin yapması gerekenlerin farkında olması, kendi davranışlarının sonuçlarına katlanması
ve başkalarının haklarını çiğnemeden kendi ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Sorumluluk doğuştan getirilen değil
sonradan öğrenilen davranışlardan oluşan bir kavramdır.
SORUMLULUK SAHİBİ İNSAN….
02
Sözünde durur
Sorumsuzluktan
Yaptığı işleri önemser
Plansızlıktan
Hassastır
Mesuliyetsizlikten
Mesuliyet sahibidir
Boş vermekten
Öz disiplini vardır
İhmalden
Özgüven sahibidir
Güvenilmezlikten
Başarılıdır
İhmal etmekten
Ciddiyet sahibidir
Umursamazlıktan
Emindir
Duyarsızlıktan
Güvenilirdir
Özensizlikten
Sabırlıdır
Tembellikten
UZAK DURUR…
Yukarıda sayılan özelliklere baktığımızda eyvah biz geç kaldık, çocuğum altıncı sınıfa başladı ve bu özellikler
onda yok demeyin!.Sorumluluk doğuştan getirilmez sonradan kazanılır. Her ne kadar sorumluluk kazandırmaya
başlama erken yaşlarda olsa da siz de henüz geç kalmış sayılmazsınız. Fakat bu yaş döneminde, çocukluktan
ergenliğe bir geçiş yaşandığı için sorumluluk kazandırmaya çalışırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar
vardır. Bunları kısaca özetleyelim;
• Ergenlik dönemiyle beraber çocuğun tüm gereksinimleri,davranışları ve ilgi alanları hızlı bir değişime
uğrar. Bu nedenle anne-babalarının sorumluluk saydıkları şeylerle ilgilenmezler. Ergenler için artık yeni ve farklı
sorumluluklar vardır. Mesela gideceği geziler,katılacağı etkinlikler…Bu yüzden sorumluluk konusunda en çok
sıkıntı yaşanılan dönem ergenlik dönemidir.
• Ergen, ana baba çatışmasına en çok yol açan konulardan biri sorumluluktur. Bu dönemde ergen,anne
babası tarafından sorumsuz algılanırken,ana babanın bu yönde beklentileri ergen tarafından bir baskı ve
kişiliğine müdahale olarak algılanır.
• Ergenlik dönemine kadar genç,belli bir sorumluluk duygusu kazanamadıysa ergenlikte bu konudaki
çatışmalar hem daha yoğun olur, hem de ergenin sorumluluk kazanması güçleşir. Çocuklarına ergenlik çağından
önce hiçbir sorumluluk vermemiş,çocuklarını aşırı koruyucu yetiştirmiş aileler birdenbire sorumlu davranış
beklemeye başlarlar. Bu tür ailelerde çocuğun, ergenlik çağından geçerek sorumluluk sahibi yetişkin olmasını
beklemek daha zordur.
• Kimi zaman ergenlik çağındaki gençler, kendilerine çok çeşitli alanlarda ve çok fazla sorumluluk yüklendiği
için sorumsuz davranırlar. Zaten içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliğinden dolayı pek çok konuda tepkisel
olan ergen,bu konudaki iyi niyetli ve olumlu yaklaşımlara da direnç gösterebilir.
• Paniklemeyin ve hemen cezaya başvurmayın. Annebabalar çocuklardaki sorumsuzluğun önemini ve
derecesinin abartmaya eğilimlidir. Birçok anne-baba
çocuklarının sorumsuzluklarıyla kendilerini incitmek
istediklerini düşünürler. Eğer paniğe kapılır ve
çocuğunuzun her sorumsuz davranışının üzerine
giderseniz, bu durumda sadece çocuğunuzu değil
kendinizi de yıpratırsınız. Cezalandırmak, çocuğa ders
vermek, onun istediği bir şeyi kısıtlamak, eve kapatmak
gibi yaklaşımlar ergeni sorumlu davranmaya
yöneltmez.
• İlk önce geri çekilerek ve ergenlik çağındaki
çocuğunuzun kendi sorumluluğunu taşımasını
sağlayarak işe başlayın. Başlangıçta mükemmel sonuç
alamasanız da korkmayın. Gerçekten de çocuğunuz
sorumluluğun kendine ait olduğu mesajını alana kadar
birkaç kez tökezleyecektir. Er ya da geç çocuğunuzun
kendi sorumluluğunu almayı üstleneceğini ve olayları
ciddîye alacağından emin olabilirsiniz.
• Ne olup bittiğini gözlemleyin. Çocuğunuzun bazı
alanlarda gönüllü olarak sorumluluk aldığını görüp
şaşırabilirsiniz. Kendini yeterli gördüğü alanlarda
cesaretlendirip teşvik edilebilir.
• En çok ilgilendiği alanları sezip ve bunlar üzerinde
çalışmak; kaydedilen her gelişme için daha önceden
uygulamaya koyduğunuz bazı talepleri kaldırmak etkili
olabilir.
• Olgunlaşmakta olan ergenin dikkatini gelecekte ki
sorumluluklara çekmek yararlı olabilir. Ana baba hangi
sınırlamaları getirirse getirsin unutmamalı ki bu
sınırlamalar çocuğun ileriki hayatında üstleneceği
sorumlulukları taşımasına yardım amacı gütmelidir. Bunun
farkına varılmaz ise ana babanın koyduğu kurallar sanki ana
babanın hayatını kolaylaştırmak için varmış gibi görünür.
• Bu dönemde desteklenmesi gereken bir sorumluluk çeşidi de
sosyal sorumluluklardır. Bu yaş döneminde çocuklar
kendilerine söyleneni yapmayı değil de ürettikleri şeylere
sahip çıkmayı tercih ederler. Bu nedenle etrafta ihtiyaç sahibi
gördüğünüz ailelere, yaşlı ve kimsesizlere neler yapılabileceği
ile konularda onun fikirlerini alın. İstekli olduğunu gördüğünüz
konularda onu yüreklendirin ve takdir edin.
• Çocukların sorumluluklarını yapmadıkları zaman
eleştirilerde bulunmaktansa sorumlu davrandıkları zaman
takdir edin. Çok nadir de olsa yaptığı işten duyduğunuz
memnuniyeti hem ona hem de yakın çevrenize anlatın.
(Muhakkak kulağına gidecektir.)
• Yaptığı işi eksiksiz, mükemmel yapmasını beklemeyin.
• Sorumluluğun kazanılmasında en önemli etkenlerden biri de
çocuğun yaptığı işin sonuçlarına katlanmak zorunda
kalmasıdır. Onun yaptığı işlerin sonuçlarına katlanmasına
fırsat tanıyın. Örneğin beden eğitimi dersi için kıyafetlerini
getirmeyi unuttuğunda arkasından götürmeyin. Derse
girememe sonucuyla karşılaşsın.
• Sürekli sorumsuzluğundan dem vurarak onu anlatmayın. Bu
durumda imajının zaten belli olduğunu düşündüğü için
değiştirme kaygısı yaşamayacaktır.
• Ona büyüdüğünü hissettirecek hoşuna gidebilecek
sorumluluklar verin.
6. SINIF ÖĞRENCİSİNİN ALABİLECEĞİ SORUMLULUKLAR
• Kendi odasını toplayabilir.
• Yatağını toplayabilir.
• Kirlileri sepete koyabilir.
• Sofra kurup kaldırabilir.
• Elektrik süpürgesiyle evi süpürebilir.
• Kendisine basit yemekler hazırlayabilir.
• Bulaşık yıkayabilir.
• Anne babayla küçük kardeşinin bakımında yardım
edebilir.
• Bu yaş grubundaki çocuklar otobüse, minibüse binerek
dershaneye, babasının iş yerine vs. gidebilir.
• Listelenmiş, Pazar ve market alışverişini
yapabilir.
• Fatura ödemelerini yapabilir.
• Fatura yatırabilir.
• Özellikle erkek çocuklar babası ile beraber tamir yapabilir.
• Özellikle erkek çocuklar araba temizlemede babasına
yardım edebilir.
• Kız öğrencilere pasta, börek yapımında sorumluluklar
alabilir.
• Ev dekorasyonu, yapılacak eşya değişikliklerinde fikirleri
alınıp sorumluluk verilebilir.
• Onun için yapacağınız alışverişte miktarı belirleyerek seçimi
ona bırakabilirsiniz. Kendi alışverişini yapıp sorumluluğuna
katlanabilir.
• Haftalık harçlık uygulaması başlatabilirsiniz. Parayı düzenli
harcama sorumluluğunu kazanabilir.
03
SORUMLULUK
KARAKTER EĞİTİMİ
Ünlüler Ne Diyor?
Dünyanın filan yerinde
bir rahatsızlık varsa
bana ne dememeliyiz.
Böyle bir rahatsızlık varsa
tıpkı kendi içimizde olmuş gibi
ilgilenmeliyiz.
ATATÜRK
Eğer herkes,
birer fert olarak,
kendi vazifesini başarır,
kendi meslek ve sanatında
gayret gösterirse, o zaman
umumun refahı
temin edilmiş olacaktır.
Goethe
04
Vazifesini
yerine getirmemiş olanın
vicdan yarasına ne mazeretin devası,
ne ilacın şifası deva getiremez.
Mevlana
Sorumluluk,
büyük olmanın bedelidir.
Einston CHURCHIL
Örnek Olay
“Herkes
kendi kapısının önünü temizlerse,
her yer tertemiz olur”
Anonim
“Her doğru,
insana bir sorumluluk, her fırsat
bir zorunluluk ve sahip olduğu her şey de
ona bir görev yükler”
John D Rockefeller Jr
Çok az şey,
bir insana sorumluluk vermek
ve ona güvendiğinizi belli etmek kadar
onun gelişmesine hizmet eder”
Booker T Washington
Ayşe Hanım kızı Zeliha' nın rahatlığından çok şikâyetçiydi.Zeliha aslında çalışkan, başarılı bir öğrenciydi
ama ders dışındaki hiçbir sorumluluğu üstlenmiyordu.Ayşe Hanım Zeliha' dan ev işleri konusunda pek yardım
istemiyordu.Ayşe Hanım Zeliha 'yı zaten bu konularda becerikli bulmuyordu bunu da ona sık sık 'Kızım elin işe hiç
yakışmıyor.'cümlesiyle ifade ediyordu.Ayşe Hanım kızının en azından odsı ile ilgili sorumluluğu almasını
istiyordu.Ayşe Hanım bir gün hastalandı annesinin hastalığına çok üzülen Zeliha bu gün anneme iş
yaptırmamalıyım diye düşündü.Evi temizlemek istedi,odasından işe başlayacaktı güzelce bir kova su hazırlayıp
odasına götürüyordu ki kovayla su halıdaki yolluğu devrildi.Zeliha çok üzülmüştü.Annesi Zeliha'nın telaşlı
hallerinden bir şeylerin ters gittiğini anlayıp koridora geldiğinde çok sinirlendi.'Niye kovaya taşıyamayacağın
kadar su koyuyorsun, şuna bak yolluğu mahvettin, iş böyle mi yapılır …' diye bir sürü sitem etti.Zeliha annesine
cevap bile veremedi.O günden sonra bir daha da temizliğe kalkışmadı.
Zeliha gerçekten sorumsuz bir çocuk mu?
Zeliha'nın ev işlerinden uzak durma sebebi nedir?
İnsan
sadece sorumluluk üstlenerek
zihnini sağlam ve
dengeli bir şekilde geliştirebilir.
John DEWEY
·Sorumluluk:
kendini olgun ve
büyük hisseden insanların
bir büyüme aşaması.
Berat Tonga
İnsan,
yaşadığı sorunlardan dolayı
çevresini suçlamaktan vazgeçmeli.
Dinsel ve ahlaki değerler çerçevesinde
irade gücünü ve sorumluluk duygusunu
arttırmak için çalışmalıdır.
Albert SCHWEİTZER
Zeliha'nın sorumluluk sahibi bir birey olması için nasıl yaklaşmak gerekir?
05
SORUMLULUK
KARAKTER EĞİTİMİ
DÜNYAYI KURTARMAK
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak
için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken oğlu
koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya
gidilecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu sonra gazetenin
promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti.
Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna “eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya
götüreceğim” dedi.
Sonra düşündü; “oh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar
düzeltemez.”
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim artık
sinemaya gidebiliriz” dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de halen hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını
sordu.
Çocuk; “bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı”.
Sonra ekledi:
“İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELDİ.” OLMAYACAK
MESULİYET VE VİCDAN
06
Özi Kalesi, Ukrayna'da, Odesa yakınlarında, Osmanlı'nın Doğu Avrupa'daki son kilit noktası idi.
1787 Osmanlı-Rus savaşında, Osmanlılar yine iki cephede birden savaşmak zorunda kalmıştı. Asıl ordu
Nemçe (Avusturya) üzerine gitmişti. Ruslar bütün kuvvetleriyle Özi'ye yüklendiler.
Mareşal Potemkin'in kumanda ettiği Rus ordusu, kaleyi karadan ve denizden kuşattı. Ruslar, gece gündüz
kaleye gülle yağdırıyordu. Aşın soğuk ve kardan ötürü bir türlü yardım alamayan Özi, altı ay kendini müdafaa etti.
Ruslar, bu muhteşem savunma karşısında çaresiz kalmıştı. Muhasarada elli bin askerini kaybeden Potemkin,
kale alınırsa üç gün yağma ve katliama müsaade edeceğini söyleyerek askerlerini kışkırttı. Ocak ayının başlarında şiddeti artan kardan Ötürü sular donmuştu. Rus askerleri nehir tarafındaki surlara yöneldi. Mehmetçikler son
barutlarına ve kurşunlarına kadar savaştılar. Son asker de toprağa düşünce Ruslar kaleye girebildi. Moskof,
iliklerine kadar sinmiş olan vahşeti savunmasız İnsanların üzerine kustu. Kadın, çocuk, yaşlı demeden yirmi beş
bin insanı şehit ettiler.
Tahtta I. Abdulhaınİd Han Hazretleri vardı. Özi'nin düştüğünü anlatan rapor eline verildi. Rusların sivil halka
yaptıklarının anlatıldığı yere gelince derin bir "ah!" : çekti. Bu parçalanan bir yüreğin iniltisiydi. Buna dayanamamıştı. Kan beynine fırladı, beyin damarları çatladı ve vücuduna felç indi. Yığılıp kalmıştı. Ve koca sultan bu
büyük üzüntüye daha fazla dayanamayarak birkaç gün sonra vefat etti.
Onlar bu idi. Milletleri İçin yaşıyor, koca bir milletin ve devletin yükünü omuzlarında taşıyor, mesuliyetlerini
yüreklerinde duyuyorlardı. Ve zaten devleti idare edenler, liderler böyle olmalıydı. Öleni, üzüleni, ezileni, fakiri
kendi evladından ayrı düşünemezlerdi.
Millet kan ağlarken el sallamalar, gülüp eğlenmeler sonradan çıktı. "Mehmetçik şehit oldu" denince,
annesinden evvel yığılıp kalan mesulleri, gözünü uyku tutmayan büyükleri göremedik. Değil o kadarına, zevkinden
feragat edenine bile hasret kaldık. Doyasıya karnını doyurmayan, "Karnım tok olursa, fakirlerin halini
hissedemem!" diyen Ömer bin Abdulazizleri hayal bile edemedik. Onun için Azerbaycan işgal edilince bayılıp
düşenin yüreği anlaşılamadı. Televizyonlar aleyhinde bir görüntü imiş gibi defalarca yayınladı.
Beyin damarlarını çatlatacak mesuliyet ufkunu, vicdanı ve yüreği anlamak çok zor. Hadise akılları
donduracak çapta... Öyle olamayınca istense de yapılamaz ve anlaşılmaz. Kulaklar duyar, yürekler duymaz.
Bazıları onun için seçilmiştir.
HAMALLIK YAPAN HALİFE
Halife Hazret-i Ömer bir gece şehri dolaşırken, bir evden çocukları iki gündür aç olan annenin feryadını duyar.
— Yavrularım, Allah sizin hakkınızı Ömer'den sorsun! Bu sözü işiten halife kapının Önünde titremeye başlar.
İçeriye seslenir:
— Ömer'den ne istiyorsun?
— Sen ne soruyorsun, dost musun, düşman mısın?
— Allah için, dost olarak soruyorum.
— Ömer'den şunu istiyorum: Bu çocukların babasını askere gönderdi. İki gündür çocuklarım aç, ocağım
üzerine tencere koydum, suyu karıştırıyorum. Yemek pişiriyorum diye onları avutuyorum. Dün uyutmuştum. Ama
bugün açlıktan uyuyamıyorlar. Birbirlerine sarılmış halde sızlanıp duruyorlar.
— Peki, Ömer'e haber verdin mi?
— Neyi haber vereyim? Adamlarımızı askere almayı biliyor da, gerideki çocukların durumunu hiç
düşünmüyor mu? İnsanlara baş olmak, başa belâ olmak mıdır? Hazret-1 Ömer ağlayarak evine koşar. Arkasına
bir çuval un eline bir teneke yağ alıp kadının evine gelirken karşısına sahabelerden bir zat çıkar.
— Ey mü'minlerin Emiri, bu ne hal, nereye koşuyorsun? Ver şu tenekeyi ben taşıyayım.
— Yok vermem, bunlar Ömer'in günahlarıdır. Bugün yükümü alırsın ama, yarın Allah'ın huzurunda günahlarımı alamazsın. Bırak da ben taşıyayım.
Eve girip çuvaldan biraz un çıkarır, tencereye koyar. Sönmek üzere olan ateşi üflerken sakalının bir tarafı hafifçe yanar. Un çorbası pişirip çocukların kamını güzelce doyurur. Çocukların annesine de:
— Yarın mutlaka Halife'yi göreceksin der.
Kadın tanımadığı bu yabancı adamın yaptığı iyiliklerden dolayı, son derece memnun olur. Evden çıkarken arkasından söyle konuşur:
— Allah Ömer'in yerine başımıza seni geçirsin.
Halife Ömer hiç sesini çıkarmadan oradan ayrılır. Sabahleyin kadın halifenin yanına gider; bakar ki
kendisine çorba pişiren zat, Halifelik makamında oturmaktadır. O zaman özür dilemeye başlar:
— Kusura bakma Ya Ömer, akşam canımın acısından size acı söyledim, sizi incittim.
— Hayır sen vazifeni yaptın. Ömer suçludur. Asıl siz hakkınızı helâl edin...
İşte onlar böyleydi...
Yolun Kenarına Diken Eken Adam
Adamın biri, kendi arazisinin sınırını belli etmek için yol kenarına dikenli çalı dikmiş. Çalı gün geçtikçe
büyüyormuş. Çalı büyür de dikenle durur mu? Onlar da büyüyormuş zamanla dikenli çalı yola yayılmaya başlamış.
Yol zaten çok darmış.İnsanlar yoldan geçerken zorlanmaya başlamışlar. Dikenler canlarını acıtıyormuş. Gelip
geçenler adama,”Bu çalıyı sök! İnsanları rahatsız ediyor.” diyorlarmış. Fakat adam hiç oralı olmuyormuş. Çünkü
çalıyı sökmek dikmekten daha zormuş. Bir gün, herkesin saygı duyduğu bilge bir kişi oradan geçerken adama,”Bu
dikenli çalıyı mutlaka sök!” diye tembihlemiş. Adam itiraz etmemiş.”Tamam, mutlaka sökeceğim.” demiş. Fakat
bu işi durmadan erteliyormuş. Ha bugün, ha yarın, ha ertesi gün derken dikenler gittikçe büyüyüp sertleşiyor.
İnsanların canını daha da acıtıyormuş. Günler sonra bilgenin yolu yine diken eken adamın evinin yakınına düşmüş.
Yoldan geçerken çalıların hala sökülmediğini görmüş. Dikenleri sökmeye üşenen adama şöyle seslenmiş:”Ey
sözünde durmayan adam! Sök şu dikenleri, bu işi erteleyip durma!” Adam yine itiraz etmemiş.”Efendim, oldukça
bol zamanımız var. Bu gün olmazsa yarın ve ya başka bir gün bu işi mutlaka yapacağım.” demiş.
Adamın bu sözleri üzerine bilge,”Sen hep yarın diyerek işini erteliyorsun. O dikenler her geçen gün büyüyüp
güçleniyor. Oysa senin gücün azalıyor. Bir iş bugüne aitse bugün yapılır. Yarına bırakırsan işler büyür, sorun
olmaya başlar. Sorumluluğunu bil, dikenlerin boyu seni aşmadan onları temizle!” demiş.
07
KARAKTER EĞİTİMİ
Görev Şuuru
Etkinliğin Adı
Görev Şuuru
Amaç
Öğrencilerin sorumluluklarının farkına varmalarını sağlamak ve
görev şuurunun yerleşmesini sağlamak
Süreç
Örnek hikâyeler öğrencilerle paylaşılır. Her hikâyeden sonra şu sorular
sınıfa sorulur.
• Bu hikâyeden neler anladınız?
• Bu hikâyeden çıkarmamız gereken ders nedir?
Örnek 1:Sorumluluk
Vaktiyle her türlü maddi imkâna sahip olmasına rağmen can sıkıntısından, hayatın yaşanmaya
değmez olduğundan yakman bir prens vardı. Kardeşleri, arkadaşları gezer, ava gider, eğlenirken o
odasına kapanır, sürekli düşünürdü. Oğlunun bu haline hükümdar babası çok üzülüyordu.
Bir gün hükümdar, ülkesinin en bilge kişisini sarayına çağırtıp ona oğlunun durumunu anlattı ve
buna bir çözüm bulmasını istedi. Bunun için bilgeye bir hafta mühlet verdi. Bir hafta içinde bir
formül bulamazsa bunun hayatına mal olabileceğini de hatırlattı.
08
Yaşlı bilge üç beş gün düşünüp taşındı; aklına hiç bir çözüm gelmedi. Bu nedenle canını olsun
kurtarmak için ülkeyi terk etmeye karar verdi. Üzgün, dalgın bir şekilde ülkeyi terk ederken, bir köyün
yakınında koyunlarını, keçilerini otlatan küçük yaşta bir çobanla bir süre ahbaplık etti. Bundan
cesaret alan küçük çoban yaşlı dostuna "Amca şu hayvanlarıma biraz göz kulak oluver de, ben de şu
görünen köyden azık alıp geleyim, bugün azık almayı unutmuşum" dedi.
Bilge de zevkle kabul etti. Bilge, kafası, karşılaştığı olaylarla meşgul bir halde hayvanlara göz
kulak olurken, bir keçi yavrusu kenarında oynamakta olduğu uçurumdan aşağı yuvarlanıverdi. Aşağı
inip onu kurtarmadıkça kendi kendine kurtulması da mümkün değildi. Bilge küçük çobana verdiği
sözü doğru dürüst tutabilmek için kuzuyu kendisi kurtarmaya karar verdi. Bu amaçla uçurumun
dibine indi.
Önce kuzuyu sırtına bağladı, sonra tırmanmaya başladı. Birkaç tırmanma başarısızlıkla
sonuçlandı. Ama bilge yılmadı. Uğraştı, didindi, zorlandı ama sonunda kuzuyu yukarı çıkarmayı
başardı.
Küçük dostuna verdiği sözü tutabilmek, bunun için de kuzuyu uçurumdan çıkarmak bir süre
kafasını öyle meşgul etti ki, kendini bu işe o kadar verdi ki başından geçmekte olan olayı, canını
kurtarabilmek için ülkeyi terk etmekte oluşunu unuttu. Fakat bu durum onun kafasında bir şimşek
çakmasına sebep oldu. Şöyle düşündü:
SORUMLULUK
"Bir kimse ciddi olarak bir işle meşgul olur, bir girişimde bulunup onu başarı ile sonuçlandırmak
arzusu benliğini tam olarak kaplarsa, o kimse için can sıkıntısı, eften püften olayları kafasına
takmak diye bir şey söz konusu olamaz"
Bu gerçek herkes, dolayısıyla hükümdarın oğlu için de geçerlidir. Bilge artık kaçma fikrinden
vazgeçip hemen geri döndü ve hükümdarın huzuruna çıkarak şu çözümü sundu:
"Hükümdarım, eğer oğlunuzun can sıkıntısından kurtulmasını, hayata bağlanmasını istiyorsanız
ona bir sorumluluk yükleyin, zamanını kaplayıcı bir meşguliyet verin. Can sıkıntısının, yaşamaktan
şikâyet etmenin ana sebebi başıboşluktur. Oğlunuza yükleyeceğiniz sorumluluk ne derece ciddi,
sonucu ne derece ağır olursa, kendini o ölçüde can sıkıntısından kurtaracak, yaşama mücadele ve
azmi o derece artacaktır."
Örnek 2: Görev Şuuru
Vaktiyle bir ülkenin en ücra köşelerinden birinde bir nine ve o ninenin de bir tek ineği varmış. Her
sabah ineğini götürüp sığırtmaca teslim eder ve akşam olunca da ineği sağarak geçimini sağlarmış.
Sığırtmaç, topladığı diğer hayvanlarla birlikte bu ineği de meralarda, dağlarda otlatır, ancak
vazifesinde gerekli ihtimamı göstermezmiş. Hele ninenin ineğine hiç önem vermez, nasıl olsa hesap
soranı yok diye “saldım çayıra Mevla'm kayıra” felsefesiyle hareket edermiş. Ve günlerden bir gün
olan olmuş, zavallı nineciğin ineğini dağda bir kurt parçalamış. Ninecik bunu öğrenince çok üzülmüş
ama elden ne gelir. Ancak “mazlumun ahı kılıçtan keskindir” derler, şöyle ilenmiş (beddua etmiş):
Allah hükümdarın belasını versin! Bir ineğime sahip çıkamadı!
Etraftan bazıları buna şaşırıp ihtiyarı teskin etmeye çalışmışlar. Demişler ki:Dağ başında senin
ineğini bir kurt parçalayıp yemişse, ta payitahttaki hükümdarın bunda suçu be ola? Sen ancak bunun
hesabını çobandan sor, beddua edeceksen ona beddua et.
Hayır, demiş nine, iş sizin bildiğiniz gibi değildir. Eğer o hükümdar âdil bir kimse olsaydı, adaletli
bir vali tayin ederdi. Vali âdil bir kaymakamı iş başına getirir, o da kendisi gibi bir muhtar seçerdi.
Bu seçilen muhtar köy namına tutulan sığırtmaçta da aynı özellikleri arar, dikkatli, vazifesine bağlı
olmasına önem verirdi. İşte o zaman benim inekçiğim kolay kolay kurtlara yem olmazdı
Anadolu'da “Dağına göre dumanı, kalbine göre imanı, cemaate göre imamı” diye bir söz vardır.
Gerisini artık siz yorumlayın...
09
SORUMLULUK
KARAKTER EĞİTİMİ
TAVSİYE KİTAPLAR
Kurtuluş Savaşı Hikayeleri
İsmail Bilgin
ERDEM YAYINLARI
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
M. Akif Ersoy
En önemli sorumluluklarımızdan biri de vatanımıza karşı olan sorumluluklarımız değil mi?
Vatana karşı sorumluluklarını yerine getirenlerin hikayelerini okumaya ne dersiniz?
Kınalı Eller
Osman Alagöz
Kaynak Kitaplığı Yayınları;
Bu kitap Millî Mücadelemizin kadın kahramanlarını anlatan ilk hikaye kitabı... Var olmak
mücadelesinin şanlı kadınlarının bilinmeyen destanlarının kağıda yansıyan bir parçası.
Onların destanını okurken ruhlarına bir fatiha göndermeyi unutmayınız lütfen. Çünkü biz
onların kurtardığı vatanın üzerinde yaşıyoruz ve temellerimizin onların asil ruhları gibi
sağlam olduğunu biliyoruz.
Ailede Sorumluluk Eğitimi
10
Rukiye Karaköse - Timaş Yayınları
Hayata dair temel becerilerin, dengeli, tutarlı ve istikrarlı davranış kalıplarının olumlu bir
şekilde sergilenebilmesi ancak sağlıklı sorumluluk bilincine sahip olmakla gerçekleşebilir.
Hayata sorumluluklar penceresinden bakarak başarıyı, huzuru ve mutluluğu yakalamak için
gerekli olan sorumluluk bilincinin en önemli özelliği ise öğrenilebilir olmasıdır. İşte bu
noktada anne babalar ellerinde bulunan cevherleri en iyi şekilde işlemek için oldukça etkili bir
fırsata sahipler.
Küçük Ağaç’ın Eğitimi
Forrest Carter
Say Yayınları
Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam'ın acımasızca yok ettiği Çeroki'lere
ithaf edilen bu kitap, insanı 'umursayan', acılarını 'paylaşan', yaşamın bütünselliğini
'savunan' bir kültürün mesajı... Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi... İnsani duyarlılığın
görkemli direnişi... Yüzeysel ve mekanik ilişkilerin hakim olduğu günümüzde, yitirilen
değerlere saygı duruşunda bulunma denemesi...
TAVSİYE FİLMLER
Lorenzo’nun Yağı
1992 yapımı bir dram filmi
olup, George Miller tarafından
yönetilmiştir. Yaşanmış bir
öyküden alınan film; Augusto
Odone ve Michaela Odone adlı
anne babanın, amansız bir hastalık
olan ADL'ye (adrenolökodistrofi)
yakalanan oğulları Lorenzo
Odone'yi ölümden kurtarma
çabalarını anlatır.
120
1915'in kış aylarında 1. Dünya
Savaşı sırasında yaşanan gerçek
bir kahramanlık hikayesinin
anlatıldığı bir film. Eli tüfek tutan
herkes Ruslarla ölüm kalım
harbindeyken sınır birliklerinde
cephane tükenir. Van'lı çocuklar
gönüllü olurlar, yaşları 12 - 17
arasında değişen 120 isimsiz
kahraman çocuk cephaneyi
sırtlanırlar ve karlı dağlarda
günlerce, gecelerce yürürler.
11
KARAKTER EĞİTİMİ
12

Benzer belgeler

KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK - istanbul il millî eğitim

KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK - istanbul il millî eğitim çocuğun yaptığı işin sonuçlarına katlanmak zorunda kalmasıdır. Onun yaptığı işlerin sonuçlarına katlanmasına fırsat tanıyın. Örneğin beden eğitimi dersi için kıyafetlerini getirmeyi unuttuğunda ark...

Detaylı

KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK [4

KARAKTER EĞİTİMİ SORUMLULUK [4 Ruslar, bu muhteşem savunma karşısında çaresiz kalmıştı. Muhasarada elli bin askerini kaybeden Potemkin, kale alınırsa üç gün yağma ve katliama müsaade edeceğini söyleyerek askerlerini kışkırttı. O...

Detaylı