Ev hanımları, emekliler, öğrenciler... VOB`un yarışmasında paralarını
Transkript
Ev hanımları, emekliler, öğrenciler... VOB`un yarışmasında paralarını
YIL: 5 SAYI: 19 NİSAN 2011 OPSİYONLAR İÇİN GERİSAYIM Piyasanın dört gözle beklediği opsiyonlar için son aşamaya gelindi VADELİ PİYASA ANTİBİYOTİK GİBİDİR İş Portföy Genel Müdürü Gürman Tevfik’ten yatırımcılara öneriler... KDV TEREDDÜDÜ ÇELİĞİ ERİTİYOR Ç Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci VOBJEKTİF’e açıklama yaptı Ev hanımları, emekliler, öğrenciler... VOB’un yarışmasında paralarını bir ayda üçe katladılar PIYASANIN TOZUNU ATTILAR KONUK YAZARLAR: YAVUZ SEMERCİ - GAZİ ERÇEL YÖNETİM KURULU BAŞKANI’NIN MESAJI 7 YILDA DÜNYANIN DEV BORSALARI ARASINA GİRDİK IŞINSU KESTELLİ VOB Yönetim Kurulu Başkanı Ekonomideki ısınmanın tüm hızıyla sürdüğü, alınan önlemlerin kazançlara etkileri nedeniyle sinirlerin gerildiği bir 4 ay geride kaldı. Türkiye 2010 yılını yüzde 8.9’luk bir büyüme ile tamamladı. Gelişmeler, büyüme hızının bu yıl da yüksek olacağına işaret ediyor. Türk Lirası’nda yeni bir değerlenme süreci başladı. İthalat kaynaklı cari açık problem olmayı sürdürüyor. Seçimlere böyle bir atmosferde gidiyoruz. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsamız (VOB) bu yıl 7 yaşına girdi. Geride kalan süreye ve rakamlara baktığım zaman, Türk girişimcisi adına gerçekten gurur duyulacak bir kurum yarattığımızı görüyorum. VOB’un faaliyete geçtiği ilk yıl toplam işlem hacmimiz 3 milyar TL idi. 2010 yılını 431 milyar TL hacimle tamamladık. Kuruluş yılımıza göre 143 kat büyüdük. İşlem hacmimiz geçen yıl yüzde 30’a yakın bir artış gösterdi. VOB, bu sonuçlarla geçen yıl dünyanın 24 büyük türev borsası arasında yer aldı. 7’nci doğum günümüzü, ulusal basında yayınlanan nazar boncuklu reklam kampanyamızla kutladık. Geride bıraktığımız yıl VOB için kritik eşiklerin aşıldığı bir yıl oldu. Öncelikle, İngiliz Patsystems’ın VOB’a özel tasarladığı yeni yazılımımız, kullanıma hazır hale geldi. Bu yazılımla borsamızın opsiyonlar başta olmak üzere yeni kontratlarla büyüme perspektifi genişledi. Faaliyet izni için çalışmaların sona yaklaştığı lisanslı depoculuk şirketi ELİDAŞ’ın faaliyete geçmesiyle birlikte, VOB’da atıl duran tarımsal kontratların yeniden tasarlanarak canlandırılacağını düşünüyoruz. Şubat ayında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üyelerinin kur riskinden VOB’u kullanarak korunmalarını sağlamak üzere bir tanıtım ve eğitim protokolü imzaladık. İhracatçı şirketleri, düzenlenecek eğitim ve tanıtım çalışmalarına aktif olarak katılmaya davet ediyorum. Profesyonel kadromuz, VOB’u daha geniş kesimlerin tanıması amacına hizmet için Mart ayında bir sanal portföy yarışması düzenledi. Yarışmada derece alanlara ödüllerini İzmir’de düzenlenen bir törenle verdik. 2011 bizim için stratejik bir yıl. Eğer kontrolümüzde olmayan büyük bir sorun yaşamazsak yakın bir gelecekte opsiyonlara başlamayı umut ediyoruz. Her şey yoluna girdiğinde bizi yeni bir boyuta taşıyacak opsiyonlarla birlikte küresel arenanın önemli aktörlerinden biri olmayı hedefliyoruz. Saygılarımla... NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 3 İÇİNDEKİLER 24 52 10 Piyasanın tozunu attılar 16 Röportaj: Gürman Tevfik 24 Opsiyonlar yolda 34 Röportaj: Namık Ekinci VOB’un düzenlediği VOBXGame yarışmasında bir ev hanımı bir ayda parasını tam üçe katladı. İş Portföy Genel Müdürü’nden yatırımcılara vadeli ve opsiyon piyasalarına ilişkin önemli ipuçları. Piyasanın derinleşmesi açısından dört gözle beklenen opsiyonlar için geri sayım devam ediyor. Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı lisanslı depoculuğun önündeki tek engeli açıkladı. 40 Fındıkta depo devrimi Fındığın başkenti Giresun lisanslı depo için ilk adımı attı. Sonraki aşama vadeli işlem kontratları. 16 48 Röportaj: Işınsu Kestelli İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli 120’nci yılını kutlayan borsanın faaliyetlerini anlattı. 52 Dodd-Frank Yasası 58 Corporate Metrics Yeni yasa denetime ve düzenlemeye tabi olmayan tezgahüstü piyasalara şekil vermeyi hedefliyor. Tüm şirketlere sistematik riskin yönetimi açısından büyük avantaj sağlayan modelleme bilanço sağlığı açısından kiritik önem taşıyor. SAYI: 19 NİSAN 2011 SAHİBİ YÖNETİM YERİ TEMSİLCİ Çetin Ali Dönmez Akdeniz Caddesi Birsel İş Merkezi No: 14 K: 6 Alsancak 35210 İZMİR Tel: 0232 481 10 81 Faks: 0232 445 61 85 www.vob.org.tr e-posta: [email protected] SORUMLU MÜDÜR TASARIM-İÇERİK-REKLAM MAHİYETİ SEM YAYINCILIK Büyükdere Caddesi Öztürk Sokak Akabe İş Merkezi No: 1/A Mecidiyeköy/İstanbul Tel: 0212 347 32 30 YAYIN TÜRÜ GRAFİK VE BASIM YERİ Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş. Şamil Demirkan İktisadi konular Yerel Süreli Yayın 4 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 Türk Medya Kampüs Davutpaşa Caddesi No:34 Topkapı/İstanbul 34 VOB GENEL MÜDÜRÜ’NÜN MESAJI KORE VE RUSYA TAMAM ŞİMDİ SIRADA ÇİN VAR... ÇETİN ALİ DÖNMEZ VOB Genel Müdürü Bu yıl 4 Şubat’ta yedinci yılımızı kutladık, bu vesileyle bilinirliğimizi arttırmak amacıyla ulusal ve yerel basında reklamlarımız yer aldı. Aldığımız olumlu tepkiler ve kutlama mesajları için buradan ayrıca teşekkür ediyorum. Yeniliklerimize 2011 yılının ilk üç ayında da devam ettik. Resmi web sitemizi önce Kore diline daha sonra da Rusça’ya çevirdik, sitemizin Çince versiyonunu hazırlıyoruz, yakında duyurusunu yapacağız. Maalesef yazılım çalışmalarımızda planlanan süreleri tutturamadık. İlk çeyrekte eğitimlere başlamayı planlıyorduk ama biraz gecikme var, umuyorum Mayıs ayından itibaren eğitimlere başlıyor olacağız. 2011 yılının ilk üç ayını tamamladık, geçen yıla göre işlem hacmimiz 2010 yılının ilk üç ayına kıyasla yüzde 25 civarında arttı. Ancak özellikle döviz sözleşmelerindeki artış oranı ilk üç ay içinde yüzde 200’ün üzerinde. Bu artışta 2010 yılının son ayında açtığımız Euro/Dolar vadeli işlem sözleşmesinin de önemli katkısı oldu. Bu sene döviz sözleşmelerinin geçen seneye göre belirgin artışının devam edeceğini düşünüyorum. Piyasa yapıcılığı sistemini yaygınlaştırmaya devam ediyoruz, son olarak euro/dolar döviz ve dolar/ons altın sözleşmelerinde piyasa yapıcılığı sistemini de devreye aldık, umuyorum piyasa yapıcısı olarak belirlediğimiz üyelerimiz sözleşmelerin likiditesini artırır ve daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşırız. Uluslararası toplantılara katılmaya borsamızı tanıtmaya devam ediyoruz. Son olarak Mart ayında ABD Florida’da yapılan ve türev borsaların üst düzey yöneticileri ile düzenleyici otoritelerin katıldığı konferansta VOB olarak standımız vardı. Borsamızla özellikle teknik işbirliği yapmak isteyen borsalar ve yazılımcı şirketler olduğunu görmek bizleri de sevindiriyor. VOB açısından ilk üç ayın önemli aktivitelerinden biri de VobxGame olarak adlandırdığımız ve gerçek alım satım işlemlerini simüle eden yazılımımızı yatırımcılara sunmak oldu. Bu yazılım kullanılarak sanal paralarla yatırımcıların performanslarını ölçebildiği bir yarışmayı Mart ayında yaptık, bir ekonomi kanalı ile de anlaşarak her hafta gelişmeleri değerlendirdik. Yarışmayı kazananlara da ödül verdik, dergimizin bu sayısında da onlarla yapılan röportajları okuyabilirsiniz. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile de Şubat ayında bir protokol yaptık ve eğitim alanında işbirliğimizi geliştirme yönünde önemli bir adım attık. Protokolü takiben döviz vadeli işlem sözleşmelerinde teminatları azalttık, bununla da yetinmiyoruz. TİM üyesi şirketlerin borsamız uzmanlarına daha kolay erişimini ve gerekirse kur riski yönetiminde danışmalarını kolaylaştırmak için ALOVOB hattı üzerinde de çalışmalarımızı son aşamaya getirdik. Muhtemelen Mayıs ayı gibi devreye alacağız. Piyasamızla ilgili her yeni adımda üyelerimizle istişareye önem veriyoruz. Biliyorsunuz daha önceden VOB’da gerçekleşen işlemlerde üye kodlarını herkes görebiliyordu, daha sonra Sermaye Piyasası Kurulu’nun talebiyle İMKB’de de aynı uygulamaya başlanacağı için bu uygulama kaldırdı. Ancak daha sonra üyelerimizin bir kısmından ve yatırımcılardan bu bilgilerin en azından seans bittikten sonra yayınlanması yönünde bir talep geldi. Bu talebi dikkate alarak ve Sermaye Piyasası Kurulu ile de istişare ederek seans bitiminden itibaren üye bazında net alış satış miktarlarını yayınlamaya başladık, umuyorum bu yeni uygulamamız üyelerimiz ve yatırımcılarımız açısından faydalı olur, bizim de işlem hacmimize olumlu katkıda bulunur. Şimdiye kadar yapabildiklerimiz var, yapmayı planlayıp henüz yapamadıklarımız var. Ayrıca geleceğe dönük önemli projelerimiz, beklentilerimiz var. Yapabildiğimizin en iyisini yapmaya çalıştığımızdan emin olabilirsiniz. Umarım sermaye piyasasına bundan sonra çok daha önemli katkılar sağlayacağız. Geleceğin ülkemiz ve ülkemiz insanı için çok daha iyi olması dileklerimle.. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 5 DÜNYADAN TÜREVDE MÜTHİŞ SIÇRAMA “Russian Trading System (RTS)” Fiziki Teslimatlı Buğday Vadeli İşlem Sözleşmesini Mart Ayında İşleme Açtı 15 Mart 2011’de RTS Grup ve OJSC Saint Petersburg Borsası’nın ortak işbirliğiyle buğdaya dayalı nakdi uzlaşma ile sonlandırılan bir vadeli işlem sözleşmesi işleme açıldı. Sözleşmenin alım satımı OJSC Saint Petersburg Borsası tarafından düzenlenirken RTS Takas Merkezi ve RTS Uzlaşma Komitesi de sözleşmenin takasını ve uzlaşmasını yapacağını duyurdu. Sözleşmede vade ayları mart, mayıs, temmuz, eylül ve aralık olarak belirlendi. Sözleşme ton başına ruble olarak kote edilirken sözleşmenin vade sonu uzlaşma fiyatı olarak Chicago Board of Trade’deki buğday fiyatları kullanılacağı açıklandı. Eurex Avrupa Tipi Alman Hisse Senedi Opsiyonlarını İşleme Açtı Eurex 21 Şubat 2011’de ilk kez Avrupa tipi (sadece vade sonunda kullanılabilen) hisse senedi opsiyonlarını işleme açtı. Önde gelen 11 Alman firmasının hisselerine dayalı opsiyon sözleşmeleri arasında Allianz, BASF, Bayer, Commerzbank, Daimler, Deutsche Bank, Deutsche Telekom, E.ON, RWE, SAP ve Siemens hisseleri yer alıyor. Daha 6 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 önce Eurex’de sadece Amerikan tipi olan, diğer bir deyişle vade içerisinde istenildiği zaman kullanılabilen opsiyonlar yer almaktaydı. Eurex’de Yeni Temettü Vadeli İşlem Sözleşmeleri 24 Şubat itibarıyla dayanak varlığı İngiliz hisseleri olan tek hisseye dayalı yeni temettü vadeli işlem sözleşmeleri EUREX’de işlem görmeye başladı. Dolar, Euro ve İngiliz Sterlini üzerinden alım/satımı gerçekleştirilen bu yeni 11 yeni sözleşme nakdi uzlaşmalı olarak sonlandırılırken vade ayları aralık döngüsündeki 5 ardışık yıl olarak belirlendi. CFTC’den Türev Piyasalarda Doğrudan Erişim İçin Yeni Kurallar Geçen yıl 6 Mayıs’ta yaşanan finansal kriz, risklerin azaltılması konusunda işlem öncesi risk kontrolünün önemini piyasalara bir kere daha hatırlattı. “Flash Clash” olarak adlandırılan bu olaydan sonra CFTC tarafından kurulan Teknoloji Danışmanlığı Komitesi (Pre-trade Subcommitee, PTS) işlem öncesinde uygulanması gereken kontroller için bazı risk ölçütlerini belirledi. PTS’in çalışmasına göre doğrudan erişime izin veren borsalarda fiyat limitleri, gün içi pozisyon limitleri, bir seferde girilebilen maksimum emir miktarı kontrollerinin işlem öncesinde yapılması tavsiye ediliyor. Ayrıca bütün açık emirleri iptal eden ve daha fazla emir gönderimini engelleyen “kill button” kullanımının var olabilecek riskleri azaltacağı düşünülüyor. Avrupalı Yatırımcı Kospi Sözleşmesine Alıştı Eurex, Kore Borsası’nda işlem gören Kospi opsiyon sözleşmelerinin 30 Ağustos 2010 tarihinde çapraz kotasyon ile işleme açılmasından bu yana 500.000 sözleşmenin üzerinde işlem gerçekleştiğini açıkladı. FIA’nın araştırmasına göre 2010’un ilk yarısında işlem gören 1,67 milyar sözleşme ile dünyanın en likit türev ürünü olan sözleşme yabancı yatırımcıdan büyük ilgi görüyor. Eurex’de sözleşmenin günlük işlem hacmi gün geçtikçe artırıyor. 18 Ocak’ta 64.000 sözleşmenin işlem görmesiyle rekor kıran Kospi sözleşmesi Kore’deki işlem saatlerinin dışında Avrupalı yatırımcının işlem yapmasına olanak sağlıyor. Sözleşme süresi bir işlem günü olan türev ürüne ait açık pozisyonlar ertesi gün başında Kore Borsası’na transfer ediliyor. BME Hisse Senedine Dayalı “Standart Olmayan” Türev Ürünlere Takas Olanağı Öneriyor BME’nin (Spanish Stock Exchange) türev piyasası MEFF, dayanak varlığı borsada listelenen hisse senetleri olmak şartıyla; vade tarihi, kullanım fiyatı ve uzlaşma koşullarını piyasa katılımcısının belirlediği türev ürünleri kayıt altına almayı teklif ediyor. Yatırımcının risk kontrolleri ve teminat garantisiyle istediği şartlarda pozisyon almasına olanak sağlayacak olan bu yapı ile işlem hacimlerinde artış olması bekleniyor. 2010 Yılı FIA İşlem Hacmi Verileri Futures Industry Association borsalardaki türev işlem hacmine ilişkin olarak yayınladığı raporda, 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 25.6 artış ile 22.3 milyar vadeli işlem sözleşmesi ve opsiyonun el değiştirdiğini açıkladı. Bölgeler bazında, Asya-Pasifik ülkelerinde bir önceki yıla göre yüzde 42.8 artış ile 8.86 milyar adet sözleşme ile küresel işlem hacmine en büyük katkıyı sağladı. Bu bölgedeki en büyük katkıyı sağlayan ülkeler arasında Güney Kore, Çin ve Hindistan önde geliyor. Kuzey Amerika’da işlem hacmi ise geçen yıla göre yüzde 12.8 artarak 7.17 milyar adet sözleşmeye ulaştı. Kore Borsası ise, Kospi 200 hisse endeksi opsiyonları ile işlem hacmi bakımından dünya liderliğini elinde tutuyor. Borsanın 2010 yılında toplam işlem hacmi bir önceki yıla göre yüzde 20.8 artarak 3.75 milyar adet sözleşmeye ulaştı. İkinci sırada ise Chicago Board of Trade ve New York Mercantile Exchange’den oluşan CME Group yer alıyor. CME’nin 2010 yılındaki işlem hacmi yüzde 19 artarak 3.08 milyar adet sözleşmeye ulaştı. International Securities Exchange’i bünyesinde bulunduran Eurex ise üçüncü sırada yer alırken, Avrupa ve Amerika’daki Liffe türev piyasasını, Arca ve Amex opsiyonlarını bünyesinde bulunduran NYSE Euronext dördüncü sırada yer alıyor. VOB ise 2010 yılı sonu itibariyle dünya türev işlem hacmi sıralamasında 26. sırada bulunuyor. NYSE Euronext ve Deutsche Börse Birleşmesi Deutsche Börse ve NYSE Euronext birleşme yönünde karar aldı. Amsterdam’da merkezi olacak yeni şirket NYSE Genel Müdürü Duncan Niederauer ve Deutsche Börse Genel Müdürü Reto Francioni tarafından yönetilecek. Deutsche Börse hissedarlarının yeni kurulacak şirketin %60’ına ve geri kalan %40 hisseleri ise NYSE Euronext hissedarlarına ait olacak. Gary Gensler Birleşme ardından 2010 yılı toplam geliri 5.4 milyar dolar olan şirketin dünyanın en büyük borsası olması bekleniyor. NYSE Euronext ve Deutsche Börse birleşmesinin ardından, Euronext Group’un hisse senetleri işlem platformu kullanılacak. NYSE Euronext’in gelirleri son dönemde, hem ABD hem de Avrupa’da hizmet veren borsa operatörlerinin rekabeti nedeniyle düşüş göstermişti. NYSE ile Deutsche Börse birleşmesinin yılda 300 milyon Euro maliyet tasarrufu sağlaması bekleniyor. CFTC Yasal Düzenlemelerdeki Son Tarihe Uyamayacak Commodity Futures Trading Commission tarafından tezgahüstü piyasaların düzenlemesine ilişkin kuralların nihai haline getirilmesi sürecinde gecikmeler bulunuyor. CFTC Başkanı Gary Gensler tarafından yapılan açıklamada, nihai düzenlemelerin Temmuz ayında sonlanmasının mümkün olmayacağı belirtildi. CFTC’nin düzenlemelerin kapsadığı swap çeşitlerini ve swap aracıları ve swap katılımcıları için sermaye ve teminat gerekliliklerini tespit etmesi gerekiyor. Düzenlemelerin yılda 600 trilyon dolar tutarında işlem hacmine sahip swaplar üzerindeki etkisini değerlendirmek ise mevcut durum itibariyle erken gözüküyor. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 7 VOB’DAN HABERLER VOB DÜNYAYA AÇILDI İŞLEM HACMİ REKOR KIRDI TİM VE VOB ARASINDA İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASI Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve VOB arasında, dış ticaret yapan firmaların döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalara karşı VOB’u daha fazla kullanmalarını sağlamak amacıyla 15 Şubat 2011 tarihinde işbirliği protokolü imzalandı. Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirilen protokole TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli imza attı. İş birliğinin amacı ihracatçıların özellikle döviz kuru riskinden VOB sözleşmeleriyle kendilerini nasıl koruyabilecekleri konusunda bilgilendirmek. AKDENİZ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ TANITIM TOPLANTASI TİM ve VOB ortak işbirliği protokolü kapsamında 18 Mart 2011 tarihinde Akdeniz İhracatçılar Birliği binasında düzenlenen toplantıda VOB’un işlevinin ihracatçılar tarafından daha iyi anlaşılması, ‘riskten korunma’ amacıyla vadeli işlem sözleşmelerinin ne şekilde kullanılabileceğinin açıklanması ve bu sözleşmelerin sağladığı faydaların vurgulanması amaçlandı. Toplantıda özellikle döviz vadeli işlem sözleşmelerinin reel sektör şirketleri açısından kullanımı ve faydaları üzerinde duruldu. VOB’dan Genel Müdür Yardımcısı Güzin Sarıoğlu ve VOB Proje ve Ürün Geliştirme Müdürü Tolga Uysal’ın katıldığı toplantıda VOB sözleşmeleri ile döviz kuru riskinden korunma yöntemleri anlatıldı. 8 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 VOB, POC 2011 MALEZYA FUARI’NA KATILDI 7-9 Mart 2011 tarihlerinde Malezya, Kuala Lumpur’da Malezya Borsası (Bursa Malaysia) ve CME Group ortaklığında gerçekleşmiş olan “Price Outlook 2011” konferansında Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası sponsor olarak yer aldı. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası sponsor olduğu bu organizasyonda aynı zamanda bir stand da açarak kendini tanıttı ve yoğun bir ilgi ile karşılandı. Yenilebilir yağlar ve palm yağları üzerine odaklanmış olan konferansta emtia piyasalarının geleceği, ekonominin emtia piyasalarına ilişkin neler öğretebileceği ve mısır, buğday ve yağlı tohumlara ilişkin piyasalar hakkında gelecek döneme ait bakış açıları paylaşıldı. Bu konferans VOB açısından emtia üzerine gerçekleştirilecek türev ürünlerde gereken işlem hacmini yakalama ve emtiaya dayalı yenilikçi ürünler geliştirme konusu bakımından oldukça yararlı ve yön gösterici oldu. VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’nin katılımcı olarak yer aldığı konferansta VOB standına gelen yatırımcılar ve piyasa profesyonelleri ile yapılabilecek yeni ürünler üzerinde detaylı görüşmeler yapıldı ve karşılıklı bir bilgi alış verişi sağlandı. MANİSA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ VOB TANITIM TOPLANTISI 10 Şubat 2011 tarihinde VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü Şamil Demirkan tarafından Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın işlevinin ihracatçılar tarafından daha iyi anlaşılması amacıyla bir tanıtım toplantısı düzenlendi. Şirket temsilcilerinin ilgi gösterdiği toplantıda özellikle döviz vadeli işlem sözleşmelerinin reel sektör şirketleri tarafından risk yönetiminde kullanılması ve faydaları üzerinde duruldu. Toplantıda ayrıca, bankaların müşterilerine sundukları “forward” ve “opsiyon” gibi ürünlerin Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda işlem gören sözleşmelerle karşılaştırılmalı mukayesesi yapıldı. VOB EGE ÜNİVERSİTESİ’NDE KARİYER GÜNLERİ 16 Mart 2011 tarihinde VOB Bilgi İşlem Müdürü Erçin Güdücü’nün katılımıyla Ege Üniversitesi’nde “Kariyer Günleri” kapsamında VOB tanıtım toplantısı düzenlendi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda VOB’un genel yapısı ve işleyişi hakkında bilgiler verildi. Toplantı soru ve cevap bölümünün tamamlanmasının ardından son buldu. GÖZTEPE ROTARY KULÜBÜ VOB TANITIM TOPLANTILARI 24 Ocak 2011 tarihinde Alsancak Rotary ve 29 Mart 2011 tarihinde Göztepe Rotary Kulübüne VOB tanıtım toplantısı düzenlendi. VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü Şamil Demirkan’ın katıldığı toplantılarda katılımcılara VOB sözleşmeleri ve türev piyasalar hakkında bir sunum yapıldı. VOB’UN WEBSİTESİ ARTIK KORECE VE RUSÇA OLARAK DA YAYINDA Yabancı yatırımcıların VOB ürünlerine olan ilgisini arttırmak adına yapılan çalışmalar sonucunda VOB’un resmi web sitesi Mart ayında Korece ve Nisan ayında Rusça olarak da yayınlanmaya başlandı. Önümüzdeki dönemde Çince gibi farklı dillerde de yayınlanması için çalışmalar hızla sürüyor. VOB’DA YENİ İŞLEM HACMİ REKORU 24 Şubat 2011 tarihinde Borsamız toplam işlem hacmi 3.317.632.983 TL’ye ulaşmış ve yeni bir rekor gerçekleşti. Bir önceki rekor 27 Ekim 2010’da 3.248.893.406 TL ile kırılmıştı. Ayrıca toplam 3.144.475.692 TL’lik işlem hacmi ile hisse senedi endeksi sözleşmelerinde de yeni bir rekor gerçekleşmiştir. Böylece 27 Ekim 2010 tarihinde 3.023.797.257 TL ile kırılan rekor geçilmiştir. VOB ÜNİVERSİTELERLE İŞ BİRLİĞİNE DEVAM EDİYOR VOB vadeli işlem ve opsiyon piyasalarla ilgili eğitim, araştırma, yayın, konferans ve sempozyumlar, tanıtım çalışmaları ve bilimsel çalışmaların yaygınlaştırılması ve benimsenmesi amacı ile üniversiteler ile yapılacak işbirliği çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Ege Üniversitesi’nin ardından 4 Mart 2011 tarihinde VOB ve Yaşar Üniversitesi arasında da işbirliği protokolü imzalandı. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan ve VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez’in katıldığı imza töreninde Üniversite ile Borsa arasında eğitim ve bilimsel çalışmalar başta olmak üzere bir çok alanı kapsayacak olan iş birliği anlaşması imzalandı. Ocak ayında Ege Üniversitesi ile başlayan ve Yaşar Üniversitesi ile devam eden borsa ve üniversite işbirliği yakın gelecekte farklı üniversiteler ile yapılacak anlaşmalar ile devam edecek. ANNUAL INTERNATIONAL FUTURES INDUSTRY CONFERENCE Futures Industry Association’ın (FIA) her yıl düzenlediği “Annual International Futures Industry Conference” 15-18 Mart 2011 tarihlerinde ABD’nin Boca Raton kentinde gerçekleştirildi. VOB finansal piyasaların üst düzey yöneticilerin katılım sağladığı bu konferansta bir stant açarak uluslararası finans ve türev çevrelerinde kendini tanıtma fırsatını buldu. Konferansta ağırlıkla tartışılan konular arasında, türev piyasaların geleceği, borsa birleşme ve satın almalarının arkasındaki motifler, teknolojik gelişmeler, innovasyon, algoritmik işlemler, türev piyasalarında yasal düzenlemeler, tezgahüstü piyasalar, risk yönetimi gibi konular yer aldı. VOB ayrıca konferansa sponsorluk desteği de verdi. VOB MERKEZİ SİCİL LİSANSLAMA VE EĞİTİM KURULUŞU AŞ.’YE ORTAK VOB 2 milyon lira sermayeyle kurulması planlanan Merkezi Sicil Lisanslama ve Eğitim Kuruluşu Anonim Şirketi’ne yüzde 15 oranında ortak olma kararı aldı. İMKB, Takasbank, Aracı Kuruluşlar Birliği gibi kurumların da iştirak edeceği Merkezi Sicil Lisanslama ve Eğitim Kuruluşu Anonim Şirketi, sermaye piyasasında çalışanların mesleki yeterliliklerini, bilgi ve becerilerini tespit etmek amacıyla lisanslama sınavları yapacak, eğitim programları düzenleyecek ve piyasa çalışanlarının sicilini tutacak. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 9 KAPAK PARASINI BİR AYDA ÜÇE KATLAYAN EV HANIMI GÖRDÜNÜZ MÜ? Biz gördük... Sanal Portföy Yarışması VOBXGame, vadeli piyasaların aslında ev hanımları, emekliler, gençler arasında da ne kadar etkin kullanılabildiğini ispatladı. Bir ev hanımı parasını bir ayda üçe katladı, bir matematik öğretmeni ikinci oldu. V OB’un yatırımcılar ile ilişkisini sağlamlaştırmayı hedefleyen VOBXGame Sanal Portföy Performans Yarışması’na ev hanımları da katıldı, emekliler de, öğrenciler de... Yarışmayı kazanan bir bankacı, Ekrem Şakir oldu. Ancak, ikinciliği kılpayı farkla bir matematik öğretmeni, üçüncülüğü ise bir ev hanımı kazanınca, Türk yatırımcısının bu alandaki yeteneğinin ne denli yüksek olduğu görülmüş oldu. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, yaptığı iş itibariyle teknik bir alana hitap ediyor. Parayı yönetmeyi, gerektiğinde risk alıp gerektiğinde risklerden kaçınmayı gerektiriyor. Olaya böyle bakınca, KATEGORİ BAZINDA DEĞERLENDİRME KATEGORİ İSİM PORTFÖY DEĞERİ Ev Hanımı Zühre Yalçınkaya 165.188 Maaşlı/Ücretli Çalışan Yüksel Cesur 281.166 Üniversite Öğrencisi Cem Öztürk 271.547 Öğrenci Uğur Çağrı Yılmaz 177.414 Emekli Mustafa Giledereli 180.220 Çalışmıyor Faik Dökmetaş 281.694 Serbest Meslek /İş Sahibi Murat İçil 193.930 10 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 profesyonel yatırımcılar ile sınırlı bir alan gibi görülebilir. Ancak VOB’un düzenlediği VOBXGame yarışmasının sonuçları olayın pek de öyle olmadığını herkese ispatladı. Aslında yarışmanın amacı basitti; vadeli işlem sözleşmelerinin bilinirliğini artırmak, kurumsal ve bireysel yatırımcılar tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak. Bunun için düzenlenen sanal portföy yarışmasında da amaç belliydi; belirlenen süre içinde 100 bin liralık portföyü en yüksek düzeye çıkartmak. Bu amaçla başlanan yarışma, 1-31 Mart 2011 tarihleri arasında düzenlendi. Tam 2.384 yarışmacının katıldığı yarışmada, toplam 7 kategori belirlendi. Yarışmacılar, kendi kategorilerinde birincilik için yarışırken, endeks, döviz ve altın vadeli sözleşmelerinde gerçek zamanlı fiyatlarla işlem yaptı. Kategoriler, ev hanımı, maaşlı/ücretli çalışan, üniversite öğrencisi, öğrenci, emekli, serbest meslek/iş sahibi ve çalışmayanlar olarak belirlendi. Son güne ve hatta son saate kadar nefes kesen yarışmada en fazla getiriyi elde eden ilk üç katılımcı ile meslek gruplarına göre en çok kar elde eden katılımcılar ödüllendirildi. İlk üç arasında son gün dahi risk alarak pozisyonunu güçlendirmeye çalışan ve soğukkanlılığını koruyarak pozisyonunu tutan yatırımcılar arasında kıyasıya bir rekabet yaşandı. Ancak sonuçta genel kategoride birinciliği yarışmaya Hatay’dan katılan Halkbank Antakya Şube Müdür Yardımcısı Ekrem Şahin kazandı. Şahin, 100 bin TL’lik portföyünü 332 bin 700 liraya yükselterek şampiyonluğa ulaştı. Nevşehir’den yarışmaya katılan, asıl mesleği matematik öğretmenliği olan, ancak VOB’la birlikte finans dünyasına geçiş yapmaya hazırlanan Yasin Özmen de 100 bin liralık portföyünü 306 bin 80 liraya çıkararak ikinciliği elde etti. Üçüncülüğü ise bir ev hanımı; Ülkü Ulusoy kazandı. Ulusoy, bir aylık süre içerisinde parasını neredeyse üçe katlayarak 287 bin 937 liraya yükseltti ve ilk üçe girmeyi başardı. Yarışmada sıralamaya giren kategori ve genel klasman birincilerine ödül ve plaketleri 20 Nisan’da İzmir Ticaret Borsası’nda düzenlenen bir törenle verildi. Genel klasmanda birinci olan Ekrem Şahin Tablet PC, Yasin Özmen Notebook PC ve Ülkü Ulusoy ise PDA (Personal Digital Assistant) ile ödüllendirildi. Kategori dalında dereceye giren 7 yarışmacı da PDA ödüllerini VOB yöneticilerinin elinden aldı. Törende konuşan VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, 7’nci yılını kutlayan VOB’u daha geniş kesimlere tanıtmak ve bilinçli yatırımı özendirmek için bu tür etkinliklerin süreceğini söyledi. VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez ise, bu yarışmayı sermaye piyasasının önemli bir eksiği olan eğitim ve tanıtıma katkı yapmak için düzenlediklerini ve sonuçtan memnun olduklarını belirtti. İlk üç sırayı alan yarışmacılar ayrıca 2011 yılı sonuna kadar bilgisayarlarından VOB verilerine ücretsiz olarak erişim hakkını kazandılar. VOBJEKTİF Dergisi olarak VOB Sanal Portföy Performans yarışmasında genel klasmanda dereceye giren bu üç başarılı isimle İstanbul’da görüşme fırsatı bulduk ve VOB’la nasıl tanıştıklarından yarışmada hangi stratejileri uyguladıklarına kadar pek çok konu üzerine sohbet ettik. EKREM ŞAKİR Yarışma birincisi İşte şampiyonun altın kuralı Siz aslında yarışmaya katılanlar arasında konuya en yatkın isimlerden birisiniz? 1999 yılından beri Halk Bankası’ndayım. Halkbankası’nda Kredi Portföy Yöneticisi olarak görev yapmaktayım. 1993 yılından beri borsayla, açıldığından beri de VOB ile ilgilenmekteyim. VOB sizce kimler içinç uygun? Yatırımcılar büyük bir yatırım olarak yapmayı düşünüyorlarsa zaten VOB’u bilmeleri gerekiyor. Diyelim ki bunu bir ihracatçı kullanacaksa, bankacı olduğum için bütün müşterilerimi buna yönlendirmeye çalışıyorum. Diyelim müşteriler bir mal satıyorlar ve 2 ay sonra paraları gelecek. Müşteriye malı belli bir maliyetle satmışlar ama garanti almak istiyorlar. VOB onlar için çok uygun. 2 ay sonra kuru bekliyorlar, karlarını zararlarını biliyorlar. Borsa açısından baktığımız zaman, diyelim ki İMKB içinde burada da satışa geçip, bir şekilde bunu hedge edebilirsiniz. Ama işte bu yeterince tanıtılamıyor. Mesela Antakya’da 1-2 aracı kurum haricinde bunu yapan yer yok. İddia ediyorum her müşterinin 10 işleminden 8’i karlı bitiyordur ama 2’sinde zarar o kadar büyüyor ki kârı alıp götürüyor. Riskli bir iş ama hedge yapılabilirse de çok yararlı bir iş. Sizin bulunduğunuz şehre konumunuz itibariyle bu anlamda bir katkınız oluyor mu? VOB’u yatırım olarak borsa açısından müşterilere tavsiye edemiyorum. Benim kredi portföyümde 75’e yakın müşteri var, bunun 35’İ ihracatçı. Bankamızın forward işlemi olduğu için forwardı daha çok tercih ediyorlar. Ama 3-4 yatırımcıyı da VOB’a kazandırdım. Yeni kazandırdığım müşteriler kurdan kar ettikleri zaman çok mutlu oluyorlar ama zarar etmeye başladıkları zaman ‘korunmak için başladık, tamam korudu bizi ama bu sefer de karımız gitti’ diyorlar. Tabii bu borsanın doğasında var. İşi bilmeden girmemek, kontrollü olmak gerekiyor. Sizin öneriniz bilgi sahip olduktan sonra VOB’a girmek.. Kesinlikle. Mesela ben yarışma başlamadan bir gün önce kendi kurallarımı koydum. Kabul edilsin, edilmesin. Benim kuralım asla gece pozisyona girmemek. Bu altın kural. Borsa akşamları açık olsa tamam ama zaten 17.30’dan sonra kapanıyor. Akşam pozisyona girmeyeceksin. Diyelim ki gece Amerika’da bir gelişme oldu. Sabah borsa düşüşle açıldı, paranız gider. Geceyi huzursuz geçirmektense geceye asla pozisyonda girmemelerini ve paralarının tamamıyla oynamamalarını tavsiye ediyorum. Diyelim ki 10 sözleşmelik paranız var, 10 sözleşme almamanız gerekiyor çünkü düşüşte başlangıç teminatları devreye giriyor. 10 sözleşmelik paranız varsa 4 sözleşme alın. Orta ölçekli yatırımcıya neler önerirsiniz? › Birincisi kesinlikle teknik analizi bilmeli. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 11 KAPAK › Asla geceye pozisyonda girmemeliler. › Asla paralarının tamamıyla yatırım yapmamalılar. › Çok önemli kararlar hariç olmak üzere neredeyse her saat başı açıklanan kararlara fazla itibar etmemeliler. › Mutlaka stop-loss uygulamaları gerekiyor. Stop-loss’larını da en başta pozisyonu açarken karar vermeleri lazım. Kar noktalarıyla yakın olması lazım. Bunu bir örnekle açıklayayım. 80.000 endeksten bir VOB sözleşmesi aldınız. Hangi noktadan satıp, zararı kapatacağınıza en baştan kararınızı vermelisiniz. Zarar 2 noktada birbirine eşit olmalı. Eğer 1000 lira kar ya da zarara razıysan aynı noktada stop-loss’u koymanız lazım. Stoploss da mutlaka teknik analize göre çıkartılmalı. Tekniz analiz bilmiyorsalar her gün gazetelerde yer alan teknik analizin nereden döneceğine yönelik olan yorumları okusunlar. Bir pozisyonda inat etmemek gerekiyor. İnsan defalarca günde yanlış işlem yapıyor olabilir. Baktık ki ters yöne gidiyor hemen o karardan çıkılabilmeli. VOB’a girmeye nasıl karar verdiniz? Belli kararlarım vardı uyguladım. Bazen diyorum ki ‘Keşke 100 milyarım olsa da 335 milyar yapabilsem.’ 100 bin lira para aldım. Yarışma bittiğinde 332 bin para ile bitti. Geçen seneye kadar VOB’da işlem yapıyordum. Geçen sene Hatay’ın büyükşehir olma söylentisi başladı. Hatay’da emlak yatırımı yapmak için her şeyimi sattım. Boşta kaldım, VOB’ta sanal işlem yapmaya başladım. YASİN ÖZMEN Yarışma ikincisi Hangi kararları alarak ve hangi stratejilerle İMKB 100 65.000 sınırına dayandığında bu yarışmaya katıldınız? kıramayacağına inanıp pozisyonlarımı çok 1 Mart’ta yarışma başladı. Şubat sonunda arttırıyordum. Aşağıda da 62.500’e geldiği zaman, aşağı kıramayacağını anladığım zaman kararlarımı aldım. Paramın tamamıyla oynamadım. Stop-loss noktalarını iyi koydum. bu sefer pozisyonlarımı çok artırıyordum . Gece pozisyona girmedim. Bunları uyguladığım Başarımın tek nedeni bu: Karıma, zararıma zaman başarı kendiliğinden bakmadan, arkama hiç geldi. Bir televizyon bakmadan satabiliyorum. programında ‘nasıl başardınız’ sorusuna şu cevabı verdim: Piyasa kritiklerini çok ‘‘Sabahları ekonomi yazarlarını yakından takip ettiniz mi? YATIRIMCILAR okuyorum. Ne derlerse tersini Her gün hangi saatlerde ne ÇOK ÖNEMLİLER yapıyorum.’’ açıklanacağını okuyordum, HARİÇ SAAT ne kadar önemli olduklarını BAŞI AÇIKLANAN çıkartıyordum.Yarışma Yarışmaya başladıktan sonra zirveyi zorlamaya başladığı zaman endeks KARARLARA başladığınızda stratejinizde İTİBAR ETMEMELİ, 75.000’den başladı. değişiklik oldu mu? Yabancıların tek partili GECE POZİSYON hükümet beklentisiyle satın 7-8. gün birinciliğe ALMAMALI. oturdum. Birinciliği korumak, alacağı düşüncesiyle yola birinciliğe oturmaktan daha başladım. Hep piyasadaki zor. Son 1 hafta 300 bin lirayı gelişmeleri takip ediyordum. yakalamıştım. Bu parayı rahat Tüm veriler, insanların duygularıyla oynamak için yapılmış şeyler. Bu 400-450 yapabilirdim. Başta biraz agresiftim, işle uğraşacaklarsa çelik gibi sinirlerinin olması derecelerin içinde kendimi gördüğüm zaman gerekiyor. Özellikle Yaşar Erdinç’i çok takip temkinli davranmaya başladım. Rakiplerimi gözlemledim. En büyük özelliğim düne göre ederim. işlem yapmamak. ‘Borsa spekülatörleri’ diye bir haber okumuştum. İnsanların en büyük Risk almayı sever misiniz? hatası bu. Diyelim ki biri 76.000’den alım Bir şeyin ne getirip, ne götüreceğini bilerek yaptı, 76.200’den satış yaptı. Asla 76.400’den risk alırım. Örneğin herkesin beklentisi, Merkez bir daha alım yapmaz. Psikolojik olarak böyle Bankası’nın kararının karşılık oranlarını ve şartlanmışlar. faizleri değiştirmeyeceği yönündeydi. O gün Destek ve direnç noktalarımı belirledim, herkes satışa geçti. Öğretmenliği artık hobi olarak yapıyor Yarışmada ikinci oldunuz, sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Nevşehirliyim. Matematik mezunuyum. Özel bir eğitim kurumunda öğretmenlik yapıyorum. Bunun yanında finans sektörü ile yakından ilgileniyorum. Finans bundan sonra asıl mesleğim olacak. Öğretmenliği hobi olarak yapacağım, öyle görünüyor. VOB’la nasıl tanıştınız? Nasıl yatırımcı olmaya nasıl karar verdiniz? 2006 yılında üniversitede bir arkadaşım sayesinde tanıştım. Okulu bırakmıştı. Neden bıraktığını sorduğumda finans sektöründe olduğunu söyledi. Benim de ilgimi çekti. İMKB’yi de tanıyordum. Borsada hisse nasıl alınır, nasıl satılır, bilgim vardı. Ama borsada yatırımcı değildim. Arkadaşım VOB’dan bahsetti. “Yatırdığının on katını alabiliyorsun” dedi. Nasıl olabileceğini merak ettim ve ilgilenmeye başladım. Tamamen kendi çabamla VOB’u tanıdım. Siteler üzerinden haberleri, diğer kaynakları kullandım. VOB’da yatırımcı olmaya karar verdiğinizde sizi risk almak mı yoksa aldığınız risk karşısında kazanacaklarınız mı etkiledi? Tabii risk karşısında kazanabilecekleriniz etkiliyor sizi. Ancak, spekülatif bir kazanç söz konusu. 2 yıldır VOB’u bireysel yatırımcı olarak kullanıyorum. İki yıldır çok yakından ilgileniyorum diyelim. Yatırımlarımı VOB’da değerlendiriyorum. Bunu artık bir iş olarak görüyorum ve yakında öğretmenliği bırakıp sadece hobi olarak devam edeceğim. VOB’da ilk kez yatırımcı olmaya karar verdiğinizde nelerle karşılaştınız? Belli amaçlarla VOB’a geldiniz. Teminat yatırdığınız ve yatırımcı oldunuz. İlk heyecanlarınızı ve hüsranlarınızı paylaşır mısınız? İlk başlayanların genelde girişimleri hüsranla sonuçlanıyor. İlk çabalar aslında deneyim kazandırıyor. Her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz. Kimse usta oldum diyemez bu işte. Yeni yeni olaylarla karşılaşıyorsunuz. Belli başlı olaylar var. Siz tabloları, çizgileri izliyorsunuz ama piyasa istediğini yapıyor. Peki yarışmaya nasıl karar verdiniz? Bir banka aracılığıyla ulaştı yarışma bilgisi. Kendime de güveniyordum. Bu ara gerçek anlamda bir yatırımım olmadığı için yarışmaya karar verdim. Dersler uygundu. Vaktim de vardı. Çok eğlendim yarışma süresinde. Bir önceki gün yarışmada birinciydim. Yanlış bir işlem yaparak ikinciliğe düştüm. O hatadan dolayı önde götürdüğüm yarışmadan ikincilikle ayrıldım. Birinci olan arkadaşa aramızda çok az bir puan farkı kaldı. 50 puanlık bir hamle yapsaydım birinciydim. Şans diyorum. Hangi stratejileri uyguladığınız bu yarışmada? Gerçek hayatta VOB’u kullanan bir yatırımcı olarak bu yarışmada da aynı stratejileri mi kulladınız? Yarışmayı nasıl yönettiniz? Evet. Birebir uyguladım. Hareketli ortalamaları ve teknik analizler işin bir parçası. Bu ortalamaları ve teknik analizleri takip ederek bir de piyasaları takip edip bir harman yaptım. Önemli bir nokta da piyasaya inat etmemek. Piyasa ne isterse o oluyor. Bekliyor insanlar piyasa düşsün diye. Ama piyasa düşmüyor. Kendini öyle bir kaptırıyor ki aşık oluyor pozisyonuna ve inat ediyor, düşmesi gerekir diyerek bekliyor. Ama düşmüyor. Teknik analize göre düşmesi gerekiyor ama orada ters bir hareket yapıyorlar ve yüzde 5 düşüş bile VOB’da yatırımınızın yüzde 70’ini götürüyor. İşte bu yüzden ters pozisyona aşık olmamak gerekiyor. Yatırımcı olarak VOB’da işlem yaparken kriterleriniz nelerdir? İşlem yaparken olmazsa olmaz dediğiniz şeyler nelerdir? Birincisi piyasa ile inatlaşmamak. Yani piyasa ile aynı yönde olmayı sağlamak, esnek olmak gerekiyor. Teknik analiz yapıyorsunuz, hareketli ortalamaları takip ediyorsunuz, ama yine yukarı dönüyorsa siz ona ayak uyduracaksınız, kıvrak olmak gerekiyor. İkincisi teknik analizinizi mutlaka yapacaksınız. Eğriler ve grafikleri oluşturacaksınız. Günlük ortalamalar, aylık ortalamalar grafikler oluşturacaksınız. Teknik analizde nelere dikkat edersiniz? Borsa, faiz, yurtdışı borsalar, döviz, parite gibi verileri dikkate alır mısınız? İMKB 100’ün dolar bazlı endeksine bakabilirsiniz, euro-dolar, euro-TL pariteleri büyük etkendir. Hatta Dow Jones ile İMKB arasında yüksek paralellik göze çarpıyor, gerçi şimdi bozuldu bu paralellik ama. Pozisyon alırken aldığınız temel kriterler neler? Sabah kalktığınızda ilk hangi verileri kontrol eder, işlem yapmaya başlarsınız? Yurtiçi verilerinden en önemlisi parite, dolar-TL ve euro-dolar. Yurt dışında ise Dow Jones. Uzun süre pozisyonda kalmayı tercih ediyorum. Bu süre 5 saat, 1 gün, 1 hafta olabiliyor. Bu, pozisyona aşık olmak gibi bir şey ama çok tehlikeli. Tekniği bozan bazı durumlarda önemli olan ters duruma geçebilmek. Benim için önemli bir kriter. tekrar kar edeceksiniz. Alım ağırlıklı mı satış ağırlıklı mı işlem yaptınız? Hem aldım, hem sattım. Geri alıp, geri sattım. Dün 300 puanlık çok küçük bir hareket vardı. Ben o noktada 500 puanlık aldım. Piyasayı koklamak gerekiyor. Bu anlatılmaz, yaşanır. Daha çok hangi veriler size koku gönderdi? Biz arkadaşlar arasında piyasaya ‘’pala’’ diyoruz. Pala ne derse o olur. Palanın dediği yoldan gideceksin, palayla dost olacaksın. Palayla düşman olursan hep zarar edersin. Mantık ağırlıklı mı yoksa duygu ağırlıklı mı davrandınız? Yüzde 70 duygu ağırlıklı işlem yaptım. Genelde yatırımcılar biraz kaybettikten sonra piyasadan çekilme eğilimine girerler. Siz neden çekilmediniz? Aslında inatçı biriyim ama piyasaya karşı inatçı değilim. Herkes yapabiliyorsa, ben neden yapamayayım dedim. Matematikçi olmanızın bunda etkisi oldu Genelde agresif mi, çekingen mi bir mu? politika izlediniz? Matematikçiler inatçıdır. Ters yönde İlk 15 gün çekingen davrandım. Kimin ne inatçılığımı kullanmadığım zamanlarda yaptığını, nasıl ilerlediğini gözlemledim. Bu kazançlı çıkmamda etkili oldu mesleğim. Bir işlerde portföy yönetimi çok önemli. 100.000 de piyasayı sürekli değil belli aralıklarla takip lirayla bir anda yatırım ediyorum. yapmamanız gerekiyor. Risk almayı seviyor Parça parça oradaki havayı musunuz, riski nasıl koklayarak. Ben ilk gün PİYASAYLA yönetirsiniz? girdiğimde 100.000 lira Hayatta da risk almayı ile girmiş olsaydım, o gün İNATLAŞMAMAK, para bitmişti ya da 30.000 POZİSYONA AŞIK çok seviyorum. Riski doğru yönetirseniz kazanırsınız. lira kalmıştı. 5.000 lira ile OLMAMAK LAZIM. Fazla zarar yaptığınız başladım, düştükçe tekrar YARIŞMADA anda dönebilecek pozisyona girdim. Önemli kadar kıvraksanız risk olan portföyü belirli parçalarla YÜKSEK yönetmek. 10, 100, 1.000 almanız lazım. Zaten risk KALDIRAÇ parçaya bölmek. almazsanız bir şey olmaz. KULLANMADIM. Hangi kontratlarda işlem yaptınız? Yalnızca VOB 30’u kullandım. İşlem yaparken hangi aşamalardan geçerek bu noktaya geldiniz? Genelde hareketli ortalamalara göre karar verdim. Mesela 20 günlük hareketli ortalama yukarı kestiğinde aldım, aşırı kestiğinde sattım. Tabii her şey buna göre değil. Mesela ters gidince alım yapmayacaksınız, oradan çıkacaksınız. Onun 2 katı kadar girdiğinizde Kaldıraçları ne kadar kullandınız? İşte o çok önemli. Dediğim gibi önemli olan sermayeyi bölüp yönetmek. Hiçbir zaman 10 kaldıraç kullanmadım. Her zaman kullandığım 6’dır. Çok riskli, sadece emin olduğum zaman alırım, onu da hemen kapatırım yüzde 50 ile devam ederim. Yüzde 50 ile yanlış bir hareket yapsanız, diğer yüzde 50’si ile o hareket yanlışyerden dönecektir. Yüzde 50 bile yüksek risktir. Birebir kaldıraç kullanılması gerekiyor. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 13 KAPAK HERKES İÇİN VADELİ PİYASA MUSTAFA GİLEDERELİ Emekli Kategorisi VOB Sanal Portföy Yarışması sayesinde VOB ve vadeli işlem piyasaları ile tanışan Emekli Kategorisi Birincisi Mustafa Giledereli bundan sonra VOB’da işlem yapmayı düşünüyor. ÜLKÜ ULUSOY Yarışma üçüncüsü Ülkü Ulusoy plaketini ve ödülünü Işınsu Kestelli ve Çetin Ali Dönmez’den aldı. 100 bin lirasını bir ayda 287 bin liraya çıkardı Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? 30 Ağustos 1976 Antalya doğumluyum. Akdeniz Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldum. Evliyim ve 13 yaşında bir kızım var. kaldıkları pozisyonu fazla sürdürmeyip yeni bir pozisyonla al-sat işlemine devam etmeleri. Çünkü VOB’da hem alımdan hem satımdan kazanabiliyoruz. En önemlisi koydukları kuralları uygulamaları. Genelde kadınlar yatırımcı olarak piyasada yer almaktan PARANIN çekiniyorlar. Siz yüksek TAMAMIYLA kazanç sağlayarak erkekler arasında YATIRIMA yükselen tek kadınsınız. BAŞLAMAMAK Kadınlara yatırımda LAZIM. Yarışmada kullandığınız ne gibi tavsiyelerde KONTROLLÜ VE stratejilerden bahseder bulunursunuz? misiniz? Sanırım kadınlar TEMKİNLİ OLAN Matriks’te takip ettiğim bir yatırımlarını, iş ve ailesine KAZANIYOR. indikatörüm var. Sistemimin olan sorumlulukları daha öncülüğünde petrol, faiz, fazla zamanlarını aldığı büyük banka kağıtları, Dow için, bu tarz sürekli takip Jones ve Avrupa borsalarını gerektiren bir alanda değil da takip ederek kendi yorumlarımla alım de daha uzun vadeli (altın faiz döviz vb) satım yapıyorum. alanlarda değerlendiriyorlar. Bence VOB’da çok daha fazla kazanç elde Yeni başlayan yatırımcılara neler tavsiye edebilirler. Ayrıca borsa da riski yönetmek edersiniz? diye tabir edilen önemli konuyu kadınların Önerim paralarının hepsi ile değil daha kontrollü ve temkinli oldukları için daha bir kısmıyla bu işe başlamaları. Stopiyi yönlendirebileceklerini düşünüyorum. loss kullanmaları, VOB’da işlem yaparken Yalnız VOB’un getirisi de riski de fazla bunu kullandıkları sistem ne olursa olsun terste da unutmamaları gerekiyor. VOB’da gerçek anlamda işlem yapıyor musunuz yoksa sadece sanal işlem mi yaptınız? VOB’da gerçek anlamda da işlem yapmıyorum yani yatırımım yok. 14 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 MURAT İÇİL Serbest Meslek/İş Sahibi Kategorisi 7 yıldır finansal piyasalar ile yakından ilgilenen ve VOB’da ilk defa işlem yapan Serbest Meslek Sahibi Kategori Birincisi Murat İçil VOB’un diğer finansal piyasalardan daha avantajlı olduğunu düşünüyor. İşlemlerini sistematik bir şekilde teknik analiz kullanarak yaptı. CEM ÖZTÜRK Üniversite Öğrencisi Kategorisi Cem Öztürk VOB Sanal Portföy Yarışması sayesinde büyük bir tecrübe kazandığını belirtti. Öztürk, çoğunlukla haberleri takip ederek ve temel analizleri kullanarak işlemlerini yaptığını söyledi. UĞUR ÇAĞRI YILMAZ Öğrenci Kategorisi Daha önce de benzer bir yarışmaya katılan Öğrenci Kategorisi Birincisi Uğur Çağrı Yılmaz işlemlerini fazla risk almadan haber ve piyasa yorumlarını takip ederek yaptı. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın düzenlediği yarışmada öğrenci kategorisini zirvede tamamladı. FAİK DÖKMETAŞ Çalışmıyor Kategorisi Faik Dökmetaş piyasa algısı ve piyasa trendlerine dayanarak kendi tahminlerine göre işlem yaptı. Aynı zamanda yarışma süresince haberleri takip ederek gün içi işlemlere yoğunlaştı. KONUK YAZAR TAHMİN YAPMANIN DAYANILMAZ ZORLUKLARI GAZİ ERÇEL Modelleme veya sadece teknik analize dayanarak tahminde bulunmak bu dönemde işe yaramıyor. İşte bu zorlu ortamda tahmin yaparken yatırımcılara yol gösterecek üç altın kural... leriye dönük tahminler yaparak hareket etmenin zorlukları her zaman bilinir. Özellikle finans dünyasında bu yıllardır yoğun biçimde yaşanıyor. Yapılan tahminlerdeki hatalar ya da başarıların götürüsü veya getirisini bir çok piyasa oyuncusu yakından izliyor. Vadeli borsalarda işlem yapanlar için tahminlerinin tutarlılığı daha da fazla önem kazanıyor. Bu tahminler önlerini görmekten de öte, başka ögeleri de içeriyor. Genelde bu tür tahminler için ekonomik modeller ya da teknik analizler kullanılıyor. Buna dayanarak pozisyon alınıyor. Oysa bu yaklaşımın doğruluğu tartışılması gereken nokta olarak karşımıza çıkıyor. İ MODELLERİN SORUNLARI Kanımca bu tür modellemeler doğru varsayımlara dayanırsa önümüzü görmemize yardımcı olurlar. Ek bir araç olarak kullanılabilirler. Ne var ki sırf bunlara dayanarak ve doğruluğuna inanarak genellemeler yapmanın olumsuz sonuçları da beraberinde getirdiğini de unutmamak gerekir. Bunun nedenleri değişik. Bu nedenlerin başında her zaman yaşadığımız belirsizlik ortamı geliyor. Bu belirsizliği risk ile olan ilişkisi açısından incelediğimizde iki farklı durum ortaya çıkıyor. Birincisi belirsizliğin ne yöne gideceğini tahmin edip, riskleri ona göre yönetebilirsiniz. Teorik anlatımı ile riskin olasılık dağılımını bulabilirsiniz. Burada esas olan, belirsizlik kaynaklarının neler olduğunu belirlemek ve nasıl aşılacağı konusunda geçmiş deneyimlerden yararlanmaktır. İkinci çeşit belirsizlik ise Knight tipi olanıdır. 1930’lu yıllarda iyi bir ekonomist olan Frank Knight’ın ortaya attığı görüşe göre “bazı belirsizlik dönemlerinde alınan riskin olasılık dağılımını bilemezseniz, o zaman riskleri de tanımlayamazsınız”. Böylesi durumlarda modellemelerin ya da teknik analizlerin doğru yönü göstermesi oldukça güçtür. Zamanımızın, “Knightian belirsizliğinin” yoğun olarak yaşandığı bir dönem olduğuna kuşku yok. Neyin, ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını tahmin etmek falcılık gibi bir şey oluyor. Bu durumda alınacak riskleri belirlemek giderek zorlaşıyor. Modellemelerde ortaya çıkan başka bir sorun da geçmiş dönemlerin koşullarına göre oluşmuş verileri kullanarak sonuca gitmekten kaynaklanıyor. Oysa her dönemdeki koşullar, bekleyişler ve ona yönelik olarak alınan pozisyonlar değişik olunca modellere güvenilirlik de azalıyor. NE YAPMAK GEREKİR? Yukarıda da işaret ettiğim gibi tek başına modellere ya da teknik analizlere dayanarak tahminde bulunmak yanlış bir yaklaşım. Bu tür çalışmaların tahminlerimize yardım etmesi elbette yararlı. Ancak sadece onlara dayanmamamız da şart. O zaman elimizde bulunan 3 değişik aracı modellerle birlikte kullanma olanaklarını aramalıyız. Birincisi, doğru verilere dayanarak yapılan makroekonomik analizleri sürekli bir biçimde izlemek: Farklı düşüncede kişilerle konuşup, hepsinin fi kirlerinin ve değerlendirmelerinin dikkate alınmasının sağlanması gerekiyor. Tek bir göstergeye de dayanmamak burada önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. İkincisi, ileride ortaya çıkabilecek risklerin olasılık dağılımını gelişen yeni olayları da dikkate alarak sürekli değiştirmek: Böylece riski yönetmede sürat unsuru da devreye sokulmuş olur. Üçüncüsü, önseziyi kullanarak ileriyi tahmin etmek: Eskilerin “hissi kablel vuku” diye niteledikleri bu davranış biçimi tahminlerin yapılmasında yardımcı oluyor. Merkez bankaları da Knightian tarzı belirsizlikten çok rahatsız olurlar. Alacakları kararların sonuçlarının bekledikleri ya da ölçebildikleri riskleri yönetmede başarısız olmasından çekinirler. O nedenle sadece modellere dayanarak çalışan merkez bankalarını bulmak zordur. Analizlerini yaparken değişik kaynaklardan yararlanırlar. Tabii ki en fazla güvendiklerinin, başkanları da dahil üst düzey yöneticilerinin bilgi birikimine ve deneyimlerine dayanan önsezileri olduğunu da belirtmekten geri kalmazlar. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 15 RÖPORTAJ GÜRMAN TEVFİK VADELİ PİYASA ANTİBİYOTİK GİBİDİR DOZUNDA OLURSA HAYAT KURTARIR Vadeli piyasaların kuruluşundan yıllar önce bu konudaki çalışmasıyla ödül almış bir isim İş Portföy Genel Müdürü Gürman Tevfik. Yatırımcılara gerek spot gerek vadeli piyasalara, gerekse opsiyonlara yönelik çok çarpıcı önerileri var. G AÇIL SEZEN 16 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 ürman Tevfik, Türkiye’de piyasanın en deneyimli isimlerinden biri. Sadece portföy yönetiminde değil, aynı zamanda Vadeli İşlemler piyasasının henüz kurulmadığı dönemde de bu konuya kafa yormuş bir isim. 1980’li yıllarda hazırladığı bir çalışmayla Türkiye’de vadeli piyasaların nasıl kurulması gerektiğini, altyapısının nasıl olması gerektiğini yazmış, bu çalışmayla ödül almış. VOBJEKTİF okurları için yaptığı yorumlarda, yatırımcılar ve piyasa oyuncuları için son derece önemli ipuçları aktarıyor... VOB kurulduğundan bu yana 7 yıl geçti. Bu süreci ve gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında 7 sene geçti. Evet ama kurulma çalışmaları eskiye dayanıyor. İzmir’de Vadeli İşlem Borsası kurulmadan önce aslında emtia borsası, vadeli işlem borsası kurulacaktı. Sonra eğitim amaçlı bir anonim şirket kuruldu. O Eğitim AŞ’de ben de yönetim kurulunda bulundum; İş Bankası’nı temsilen o dönemde. Epeyce bir süre yasanın çalışması, yasanın çıkartılması ve VOB’un kurulması üzerine epey bir çalışma yaptı eğitim şirketi. Bir nevi VOB girişim sermayesini yaptık. Yani onun alt yapısını hazırladı. Yeni bir enstrümana Türkiye’nin ihtiyacı var. Eğer spot piyasanız varsa vadeli piyasanız da olacak demektir. İngilizce bir deyim var. No hedge, no trade. Eğer hedge edemeyeceğiniz bir değer varsa işlem yapamazsınız. Yani bu bir ayağın eksikliği vardı, o da VOB’la tamamlandı. Şu anda ağırlıklı olarak dolar ve endeks sözleşmeleri işlem görüyor. İki önemli sözleşme var diğerleri. Çok da şu aşamada o kadar önemli değil. Ama insanlar da bunu yavaş yavaş öğreniyorlar. Spekülatif amaçlı yapılan işlemler yoğunlukta. Hedge amaçlı yapılan işlemlerin daha sınırlı olduğunu tahmin ediyorum. Elimde bir istatistik yok ama tahminim öyle. Çünkü reel ekonomide bütün finansal sistemin aksine reel ekonominin entegre olması gerekiyor. Entegre olmadığı zaman birtakım sorunları çıkıyor. Reel ekonomide VOB’un kullanımı konusunda ne düşünüyorsunuz? Dövizle yapılan işlemleri, açık pozisyonları ve kapalı pozisyonları olanlar kullanabilir. Yani sadece açık pozisyonu olan için değil kapalı pozisyonu olan için de söz konusu. Bilançosunu dengelemek ondan NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 17 RÖPORTAJ GÜRMAN TEVFİK etkilenmemek amacında olanlar. Mesela kurdan etkilenmek istemiyor. Bilançosunu kura karşı korumak istiyor ya da bir başkası bilançosunu kura karşı risksiz yönetmek istiyor. Korumak istiyorsa bunu bir şekilde hedge eder. VOB’da kontrat alarak ya da bankalarda forward kur alıp satarak hedge edebilir. Siz Türkiye’deki kurumlarda bu riskten korunma bilincinin yeterince oluştuğunu düşünüyor musunuz? Olması lazım. Eskiden biliyorsunuz finansal kurumlarda risk yönetimi yoktu. Mevzuat gereği şartlar artık risk yönetimini zorunlu kıldı. En küçük şirketin bile bakması lazım, biz neyiz, mesela kur riskine bilançomuz açık mı? Ne kadar açık? Bunu açık mı tutalım, kapalı mı tutalım? Yani bizim işimiz sadece aldığımız belli, verdiğimiz belli bir iş olmayabilir. Belli giderlerimizin bir kısmı döviz cinsi olabilir, belki hedge etmemiz lazım. Ama bizim asıl işimiz kendi faaliyet alanımızdan para kazanmak, yoksa kurdan para kazanmak değil. Bu mantık ihracatçı için de ithalatçı içinde geçerli. Üretim yapan herkes için geçerli. Sadece üretici değil, aynı zamanda finansal kesimin tüm aktörleri için de geçerli aslında değil mi? Bu bankalar için de geçerli bizim kurumlar için de geçerli. Bütün kurumlar için geçerli. Ben bilançomun kur dalgalanmalarına karşı korunmasını istiyorum. Çünkü benim işim portföy yönetimi, benim sadece portföy yönetimi geliri ile büyümem lazım. İşimi büyütmem lazım. Yoksa kur işine girmemem lazım. Bu bir yaklaşım. Yani koruma amaçlı yaklaşım. Diğer bir yaklaşım da yatırım amaçlı yaklaşım. Yatırımcı diyor ki “benim beklentilerim kurların yukarı gideceği yönünde, dövizde bekliyorum. O zaman ben burada ilave pozisyon alayım. Para kazanayım.” KALDIRAÇ KULLANIMINDA PROFESYONELLİK GEREKİR Bu alanda kaldıraç kullanma şansı da olduğu için elinde daha fazla imkan oluyor... Doğru. Spotta almaktan daha fazla kaldıraç imkanı var tabii. Yani yatıracağı para netice itibariyle teminat. Teminat miktarı kaldırıyorsa leverage işlemini yapabildiği kadar yapma imkanı olacak. Tabii bu kendi içerisinde riskleri de beraberinde getiriyor. Yani doğrudan spottan döviz almak ya da vadeli işlem borsasından alım yapmak aynı şey değil. Yani vade geldiğinde elinizde hiçbir şey kalmayabilir ya da çok şey kalabilir vadelide. Ama spotta aldığınız yine spottur. Diyelim ki 100 dolarınız varsa, 100 dolardır, düşmüştür, yükselmiştir. Ama vadeli piyasada ve kaldıraç kullanımında bakarsınız ki sizin sürdürme teminatları dahil hepsi bitmiştir. Dolayısıyla vadeli işlemi yatırım olarak yapmak ayrı bir beceri ve nitelik gerektirir. Ve çok fazla profesyonellik gerektirir. Spekülatif işlem yapan yatırımcı ile riskten korunmak için vadeli piyasayı kullanan yatırımcı arasındaki farkı nasıl değerlendirirsiniz? O taraf ile hedge yapmak amacıyla kullanım arasında büyük farklar var. Onların önemli bir kısmı, özellikle çıplak dediğimiz şekilde yapılan işlemler oldukça büyük risk taşıyor. Kendi içerisinde birtakım modellerle riskleri azaltacak şekilde yatırım amaçlı yapanların durumu çok daha farklı. Dolayısıyla yatırımın ne şekilde yapıldığı da önemlidir. Yatırım arbitraj amacıyla da yapılır, yatırım çıplak olabilir. Covered (kapalı) olabilir. Yatırım istenecek duruma göre şartlara göre çeşitli modelleri olabilir. Elinizde o vadeli işlem sözleşmesine dayanak olan varlığı bulunduruyorsanız kapalı, eğer elinizde varlık olmadan düşüş ya da çıkışına yönelik pozisyon alıyorsanız çıplak pozisyon olur ki bu risklidir. VOB’U PROFESYONELLERDEN ÇOK PATRONLAR KULLANMALI Türkiye’de yapısı gereği vadeli çalışmak zorunda olan çok fazla sektör var değil mi? Çok var. Örneğin, dayanıklı tüketim malı vadeli bir piyasadır. Gidin bakın, Arçelik, Vestel beyaz eşya ya da elektronik 12 ay vadeli, taksitle çalışan piyasalardır. Fiyatlar vadeli piyasaya göre oluşur. Spotçular vardır, spotçular çarşısı da oradan doğmuştur. Nakit ihtiyacı olan da gidiyor vadeliyi short ediyor, orada parasını alıyor. Sermaye olarak kullanıyor. Bu da tersinden çalışıyor. Vadeli piyasa işleyişini kur cephesinde nasıl değerlendiriyorsunuz? Spotu vadelisi birbirini bütünler. TL/dolar çok yaygın artık herkes için. Türkiye için çok normal artık. Spotu da forwardı da normal. Çünkü halk “Yıl sonunda dolar kuru ne olur?” diyor. Vadeli bir şey sorusu bu. Onu çok yakından ilgilendiren borç alacak ilişkisi yapıyor. Hem endeks hem de vadeli dolar kontratı ölümsüzdür. Ne dolar yok olacak ne 30 endeks yok olacak. Adam döviz kredisi almış, ama ihracat yapmıyor mesela diyelim. Gerçi ihracata dayalı olması lazım ama ucuz diye almıştır. Veya dövize endeksli almıştır. Faiz 18 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 yerine onu endekslemiştir. Fiyatları tutmamıştır. İhracat yaparım diye almıştır, ancak iç pazar daha güçlüdür, iç pazara mal verecektir. Bu durumda olanların ne yapması lazım? İçerde iki liraya satarken niye 1 liraya satsın? Aldığı bu şeyi koruması, kredi riskini hedge etmesi lazım. O zaman nasıl hedge edecek? Bir pasif yaratmışsın, o zaman karşılığında bir aktif yaratacaksın. Gayet basit, yani kredi olarak bir pasif yaratmışsın, o zaman bir long kontrat alarak bunu dengeleyeceksin. Bunu yapıyorsan kurlar istediği kadar artsın. 1.60’dan almışsın 2-3’e çıkmış, hiç önemli değil. Sen de bu arada sigortanın maliyetine katlanıyorsun. Bu çok normal kullanılabilir. Ama şirketler cephesinde bu mantığın çok da işlemediğini görüyoruz değil mi? İş dünyasında insanlar buna çok alışlık değiller. Neden değiller, çünkü profesyonellerde şöyle bir şey var. Kur bugün bu. Ya bu kurdan alacağız ya da satacağız. O biraz sorumluluk gerektiren bir şey. Eğer bir pozisyon alırsanız, bu aynı zamanda onun üzerinden getiriyi de hedge etmek demektir. Kurların yüzde 20 düştüğünü düşünün, şirketin elde edebileceği kazancın büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz? Neden kaybettirdin sorusuna cevap verebilecek profesyonel bulabilmek biraz zor. Patronun karar vermesi lazım. Nitekim olmadı mı? Bir sürü finans direktörü işinden oldu bu süreçte. Dolar 1.60 dan 1.18’e düştü, ne yüzde 20’si. Şimdi burada hedge ederseniz böyle bir ortamda bir krediyi hedge etmeye kalkarsanız... Hiç zarar yazmazsınız ama fırsat maliyeti var... Onu patron zarar diye görüyor. O yüzden kimse dokunmak istemez buna. En önemli konu o. Ama tabii o konjonktür her zaman olmayabilir. O çok özel bir konjonktürdü. Kriz sonrası şuydu buydu. Kurlarda volatilite söz konusu. 3 ay önce 1.40’tı, 1.62’leri gördük. 3 ay sonra 1.50’leri de geçebiliriz, 1.48’lere de düşebilir. Parite de 1.48 ile 1.70 arasında dalgalanabilir. Kimse bantı daraltamaz bundan sonra. İleriye yönelik hep bandı açmak zorundasınız. O zaman ister istemez bunu bir şekilde kullanacak. Zaten reel sektör yoğun kullanırsa vadeli piyasa da sağlıklı olur. Kullanmazsa sağlıksız olur. Hisse senedi yatırımcıları açısından riskten korunmada VOB kullanımı nasıl olabilir? Hisse senedi endekslerini hedge amaçlı olarak portföy yöneticileri kullanabilir. Ya da bireysel yatırımcı çok büyük çapta bireysel yatırımcı ise profesyonel olarak kullanabilir. Yani bireysel çok ciddi bir yatırımı vardır, işi gücü yoktur sırf bu işle ilgilenir. O zaman bireysel yatırımcı tanımına girer. Ama küçük yatırımcının çok küçük bir yatırımı vardır. VOB’da işlem yapması zaman gerektiren, dikkat gerektiren işlerdir. Takip etmek gerekir. Ama büyük bireysel yatırımcı kendi profesyonelce yapabilir. Yani spotta aldıkları pozisyonlarını kaldıraç kullanarak genişletebilir ya da riskleri gördükleri anda daraltabilirler. Dünyada 20 yıl geriye baktığımızda bugün volatilitenin çok hızlı arttığını görüyoruz. Bu artış ve azalış yani dalgalanmanın olması bu piyasaların gelişmesinde de önemli etken. Çünkü siz birtakım risklerinizi sınırlamak istiyorsanız pozisyonunuzu satıp çıkacaksınız. Çıkmak istemiyorsanız riski de üsteleneceksiniz. BASİT AMA FAYDALI BİR BÜYÜME HESAPLAMASI Genel bir portföy stratejisi üzerinden konuşursak nasıl bir hesaplamayla yola çıkmak gerekir? Örneğin İMKB’30 un riskini almak istiyorum. Onun için gidiyorum İMKB İş Bankası Fonu’nu alıyorum. Karışmıyorum sizin pozitif portföyünüze. Dedim ki bu hiç çıkmıyor dursun bu. 2 gün sonra inecek çıkacak, ben bununla uğraşmıyorum. Genel stratejimiz “Türkiye büyüyecek.” Ortalama yüzde 5 büyür diyelim. Enflasyon yüzde 6. Çok büyük matematikçi olmaya gerek yok. Üst üste koyun, yüzde 11’e çıkıyor. 5 yıllık yatırım diyelim, demek ki kümülatif yüzde 70. Endeks bugün 70 binde ise İMKB 30 endeks 79-80 binde gidiyor. Demek ki 2016 yılında endeksin 135 bine gitmesini bekliyorsunuz. Arada bir düşer 60 bin 55 bine düşer ama kendi düzeltmesini yaptıktan sonra büyüme noktasına gelir. Bu projeksiyondaki sapma payını nasıl hesaplayabiliriz? 135 olmaz 140 ya da 130 bin olur. Ama siz trendi görüyorsunuz. Ne yapıyorsunuz bireysel yatırımcı olarak? Diyorsunuz ki, portföyümün yüzde 50’sini hisse senedinde, yüzde 25’ini bonoda, yüzde 25’ini nakit tutmak istiyorum. Bu bir portföy. Bu böyle dümdüz gitmeyecek, endeks sürekli 5 sene sonra iyi olacak. yükselmeyecek, o zaman ne Bakın THY’ye 10 sene önce yapacağız? İnecek, çıkacak İYİ PORTFÖY yatırım yapmış olanların nelere dikkat edeceğiz? durumu farklı. Mesela O senenin olaylarına İÇİN 10 YIL Petkim’e bakıyoruz. 10 göre savaştı, seçimdi SONRA İYİ sonra nasıl olur. yurtdışı konjonktür ile hiç OLACAK ŞİRKETİ sene Tüpraş nasıl olur. Türk ilgilenmiyorsunuz. Yani BULMAK LAZIM. Telekom 10 sene sonra tutuyorsunuz ne olursa ALIP SATAN DEĞİL nasıl olur. Sabit hattı olsun. Zaten ilave risk de BUNU BULAN kaldırır, ama başka bir almıyorsunuz, yüzde 50 longsunuz. O zaman ne şey yapar. Onu kestirenler ÇOK KAZANIR. diyorsunuz? Ben bunu zaten yatırım yapıyor. Ama short edeyim. Ne kadara oluşacak riskler, bu şekilde kadar? Yüzde 50’sine minimize edilebilir. veya 40’ına kadar short edebilirim. Yüzde 40’ını short ettiğinizde, tersine bir gelişme Bu söylediğiniz denge İMKB ve VOB olduğunda zaten bir şey kaybetmiyorsunuz. özelinde işliyor gibi görünüyor. Yatırımcılar Hiç yatırmamış gibi yüzde 10 kadarını bu anlamda da kullanıyor vadeli piyasaları... kaybediyorsunuz, bir şey kaybetmiyorsunuz. Bir spot hisse senedi piyasası varsa bir de onun vadeli piyasası olur. Aslında Peki bu arada yükseliş hareketlerindeki İMKB iyi bir endeks, yerinde oturmuş bir fırsatları kaçırmış olmuyor musunuz? endeks. VOB-30 da iyi bir endeks. İnsanlar Bu 5 yıllık süre içerisinde birkaç hareket örneğin İMKB 30 pozisyonlarını azaltmak olabilir. Maksimum 10 hareket olabilir. istediklerinde endeks kontratı satarak VOB Bu 10 hareketin önemli bir kısmını pozisyonlarını azaltabilirler. Bu şekilde yakalayabilirsiniz. Bir ikisini kaçırabilirsiniz, yapılan kullanımda riskten korunmuş kaçırdığınızda kaybetmiyorsunuz. olursunuz. Ama diğerini yakaladığınızda o size Spotu güçlü olan piyasanın vadeli kazandığınızın ilave daha bir getirisi piyasasının da güçlü olduğu görüşünüz, olur. Böyle kullandığınızda bu sağlıklı sanırım tarım ürünleri için de konuşulacak bir kullanma aracı. Yatırımınızı bir nokta... yapıyorsunuz, alım satım komisyonu şunla Aslında vadeli işlemlerin tarihine gidecek bunla uğraşmıyorsunuz. İyi hisse senedi olursak tarım ürünleri üzerine çıkmıştır. seçtiyseniz, biliyorsunuz ki bu şirketler iyi NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 19 RÖPORTAJ GÜRMAN TEVFİK Üretim tüketim dengesinin korunması amaçlı yapılmıştır. Neden yapılmıştır, siz bir buğday üreteceksiniz, önümüzdeki yıl buğdayı hangi fiyattan satacağınızı bilmeden üretemezsiniz. Un satan un fabrikası da ürününü eğer önündeki 3 aylık, 5 aylık dönemde vadeli olarak satıyorsa buğdayın fiyatına kendisini fikse etmesi lazım. Yani bir yanda alacağı ile vereceğinin maliyetlerini fikse edecek ki gelirin ne olabileceğini bilsin. Ona göre buğdayını kontratla alacak unu vadeli satacak. Buğday fiyatının yükselip düşmesinden kaybetmemesi etkilenmemesi lazım. Dolayısıyla kendini böyle koruyacaktır. Onun için vadeli piyasalar finansal piyasalardan çok önce gelişmiştir. PETROL GİBİ HAREKETLERE DÜZENLEME GELMELİ Üretime bağlı yatırımcılar ile spekülatif yatırımcılar arasındaki ayrımın yasal olarak da yapılması gerektiğini düşünüyor musunuz? Un fabrikası, rafineri ya da buğday üreticisi. Bunların hepsi reel ekonomi ile bağlantılı. Yaptığın işle bu bağlantılı. Birbirlerini, ekonomiyi dengede tutuyor. Ekonomiyi dengede tutuyor. Ona göre üretim yapıyor. Fiyatları biliyor. Hepsi dikkat ederseniz hepsi ekonomiyi bir düzene oturtuyor. Zincirin halkalarını oluşturuyor. Vadeli zincirin halkaları onu oturtmak. Yatırımcı ya da spekülatör hangi saikle olursa olsun bunun içine girdiği zaman model bozuluyor. Aynen şimdi olduğu gibi. Bu model bozuluyor. En kritik durum bu. Önümüzdeki yüzyılın finans piyasasının en önemli tartışma konularından biri olması gereken konu bu. Burada spekülatif yatırımcı oranlarının sıfırlanması ya da belirli bir oranla sınırlanması mümkün mü? Buradaki reel ekonominin parçaları içerisinde bulunma oranı yüzde 10 olursa çok etkilemez. Ama tersi olursa; reel ekonomi 10, yatırım amaçlı 100 olursa (petrolde olduğu gibi), talepte ciddi bir artış olmadan fiyat da spekülatif olarak anormal noktalara çıkar. O zaman reel sektörle vadeli sektörün bağlantısı kaybolmuş olur. O zaman felsefesi ile gerçekleştirdiği nokta arasında ciddi fark olur. 2007 krizini incelediğimizde de bununla ilgili sayısız örneği görüyoruz. Uzun dönemde düzenleyici otoriteler bununla ilgili düzenleme yapabilir. Bunu ABD başlatacak, Avrupa başlatacak. Uluslararası finansal 20 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 düzende belki denecek ki ilintisizsen bu vadeli kontratları yapamazsın. Yani petrolle ilgili işlem için rafineri olacaksın denilecek. Bugün için konuşulması için çok erken ama. Eğer bugün petrol 115 dolarken bu nedenle 300 dolara çıkarsa kimse bunu kaldıramaz. İster istemez düzenleme gelecek. HİSSE SENEDİNDE SPEKÜLATİF POZİSYON Spekülatif pozisyonu aynı şekilde hisse senedi tarafında da görmüyor muyuz? Hisse senedi ve endeks kontratı dediğimizde vadeli piyasa çok önemli bir fonksiyonu yerine getiriyor. Siz günlük işlem yapıp akşam pozisyonlarınızı limitte tutmak istiyorsunuz. Örneğin eğer portföy yönetiyorsanız, sizin için vadeli işlem endeks sözleşmesi ile işlem yapmak kadar doğal bir VADELİ İLE PARAMI KATLAYAYIM DİYEN PATRON İŞİNİ KAYBEDER Vadeli piyasalarda dış ticaret ile uğraşan şirketlerin bakışını nasıl buluyorsunuz? İhracatçının da ithalatçının da kullanması lazım. İthalatçı malı ithal ediyor, 6 ay sonra vadeli akreditiftir; 6 ay sonra krediyi ödeyecektir. İç pazara TL veriyor, toplayacağı parayla belki ödemeyi zar zor yapacak. Diyelim 1 milyon dolarlık parça getirdi. Vadeli sattı. 6 ay sonra paraları toplayacak. 6 ay sonra vadeli kuru bilmiyor. Getirmiş malı çekmiş. 6 ay sonra paraları topladığında 1.60 olan kuru ve yüzde 10 kar marjıyla iş yapıyorsa, kur 1.72’yi aşmadığı sürece yüzde 10 para kazandırır. Ama kurun 1.80’e gittiğini düşünün. Bunlarla uğraşacağına kontrat alarak kendini o 6 aylık riske karşı korumuş olur. Bu sigorta için ödeyeceği maliyeti de fiyat oluştururken dikkate alması gerekecek. İşlem bu kadar basit. Karmaşık bir şey değil. Ama her zaman böyle işlemiyor pratikte durum... İthalatçı şunu diyebilir, “Kurlar yükselebilir, şahsi paramı da burada değerlendireyim.” Veya short yapayım kuru. Kurlar yükseldiği sürece hem kendi şahsi parasının hem de şirketin parasını kaybeder. Sonunda işini de kaybeder. O zaman bu oyun koruma amaçlı oyun spekülasyon döner. Bunları duydukça insanlar piyasadan uzaklaşıyor. Dolayısıyla ilaç kullanmaya benzer bu. Bu dozajında yerinde kullanmak lazım. Nasıl antibiyotiği doğru kullanırsan sağlığına kavuşursun; ama yanlış kullanırsan sağlığına zarar verir. Bu araç da doğru kullanıldığı zaman sana düzen huzur getirir, işini düzenli yapmanı sağlar. şey olamaz. Ama hisse senedi spot pozisyonu tutmayıp sadece vadelide işlem yapıyorsanız o biraz da riske giriyor artık. Acaba Türk yatırımcıları sermayenin kıt olması nedeniyle mi risk konusunda bu kadar iştahlı oluyor? Kaldıraç kullanımındaki ilgi bunu gösteriyor gibi... Eğer doğru bir hisse senedi seçtiyseniz o hisse senedini satmanıza veya pozisyon kapatmanıza da gerek yok. Yani geleceği parlak bir şirketse alıp beklemek gerek. O zaman değeri olur. 90’lı yılların başında Türkiye’de borsadaki şirketlerde o zaman koyduğunuz 50 bin dolar bugün 1 milyon dolar ediyor. Yatırım deyince anlaşılanın bu olması lazım. BÜYÜK PARAYI YENİ ŞİRKET İLE KAZANABİLİRSİNİZ Yatırımcının hem portföy hem de VOB tarafında strateji kurarken neleri dikkate alması gerekir? Sen portföyünü iyi şirketlerden oluşturursun. Diyelim ki bir portföyün var 10 milyon TL’lik, 5-10 tane güzel şirket koymuşsun. Temettünü de alıyorsun, hiç merak etmiyorsun. Zaman zaman diyorsun, görüyorsun, piyasalar aşağı doğru gidecek olağanüstü bir sorun var. Ne kadar gidecek? 1-3-6 ay ya da bu yıl kötü gidecek. Bunu pozisyona taşımak istemiyorsun. Elinde tutuyorsun, satmıyorsun. Çünkü sattığında tekrar aynı portföyü geri almanın maliyeti yüksek olabilir. Aynı fiyata alamayabilirsin. Portföyün getirisi, betası İMKB 30 endeksinin ya yüzde 20 üstünde olur ya da yüzde 20 altında. Daha fazla oynamaz. Sen de diyorsun ki ben de bunun yüzde 75’ini short edeyim. Böylece kendinizi koruyorsunuz... Short maliyetine katlanıyorsun. Olabilecek olağanüstü bir durumda kaybetmiyorsun, yani kaybedeceğin olası şeylere karşı kendini koruyorsun. Bu çok sade, düz, yapılması sağlıklı olan ve hatta yapılması gereken sigorta işlemi. Böyle bir enstrümana ihtiyaç var zaten. Herkes böyle yaparsa spot piyasa da sağlıklı çalışır. Olağanüstü dalgalanmalar olmaz. Bu sefer de vadeli piyasa onu tutuyor olur. Neden dalga olmaz? Bu sefer birbirlerini dengeliyor olur. Piyasalar birbirlerini iten uzaklaştıran değil, dengeleyen noktaya gelir. Dolayısıyla sağlıklı piyasalar olur. Vadeli piyasalar spot piyasalar birbirini tamamlayan piyasalardır. OPSİYONLAR ÇIPLAK DEĞİLSE AVANTAJ SAĞLAR Opsiyonlar bu piyasaya ne kazandıracak? Piyasanın derinleşmesine hangi ölçüde katkıda bulunacak? Neden bu piyasaya ihtiyaç duyuluyor. Zaten opsiyon yapılıyor. Kim yapıyor bunu; yurtdışında bankalarla yapılıyor. Hisse senedi üzerinden opsiyon yapılıyor. Özellikle ilk 10’daki şirketler yapıyor. Şimdi bunu içeride yapmak istiyoruz. Orada yapacağımıza kendi piyasamızda yapalım. Derin kağıtlarda, piyasa değeri yüksek kağıtlarda opsiyon olabilir. Opsiyon tarafıyla ilgili düzenleme yapılırken risk anlamında nelere dikkat etmek gerekir? Orada da dikkat edilmesi gereken şey çıplak opsiyon. En önemli şey o . Elinizde iki hisse senedi vardır siz onu short edersiniz. O hiç önemli değil. Mesela bir kısmının riskini taşımak istemezsiniz hisse senedinin, ben bunun riskini satma hakkını alayım dersiniz. Onu satma hakkınız olduğunda fiyatlar belli düzeyin altına inerse siz daha yüksek fiyattan satma hakkını bulabilirsiniz. Kendinizi belli bir fiyattan korumuş olursunuz. Diğer yandan bir hisseyi ölçersiniz, bu hisseyi 8 liradan satın alırım dersiniz. Hisse fiyatı yükselmeye başladığında 8 liranın üzerine çıkarsa bu hakkınızı kullanmış olursunuz. Türkiye piyasasında opsiyonların kaç hissede söz konusu olmasını bekliyorsunuz? İlk 10 senette, ilk 10 işlem yapan senette olabilir. Maksimum 30 senede kadar çıkılabilir. Tüm hisse senetlerinin bir opsiyonu olacağını sanmıyorum. Bu da böyle karmaşık bir enstrüman değil aslında. Rasyonel. Yani her zaman opsiyon da yaşamın bir parçası. Sana opsiyon vereyim, istersen alma. Aslına bakarsan, kaparo da bir opsiyondur. Ev alacaksın bir kaparo bırak diyor. Almazsan yanıyor. Bir hakkı satın almanın bedeli. Aslında finansal sektörün sigortası. Çıplak opsiyon alımının risk olduğunu hatırlattınız, düzenlemesi nasıl olmalı? Tehlikeli olan bu işte. Elinizde yok. Bana var diyorsunuz. Prim alıyorsunuz; satın alma hakkını karşı tarafa veriyorsunuz. Örneğin Arçelik hissesi yok elinizde, ama siz belli bir tarihte karşı tarafa 100 bin liralık Arçelik hisse senedi vereceğiniz konusunda güvence vermiş, prim almışsınız. Tarih geldiğinde “Ben prim ödeyeyim, piyasadan toplar, teslim bunları satma hakkım ÇIPLAK ALIŞ ederim diyorsunuz. Ama olsun.” Zaten o günkü VEYA ÇIPLAK bu arada fiyatı yükselirse ne fiyatlarla satabilirsin yaparsınız? O tarihte 100 onları ama satmıyorsun. SATIŞ SON bin lira olan hissenin teslim İlave prim alıyorsun. DERECE RİSKLİ. tarihindeki değeri 150 bin Bu tip covered işlemle TÜRKİYE’DE liraya çıktıysa piyasadan yapılan opsiyonlarla vadeli PİYASA BUNU alıp aradaki farkı nakit kontratın hiç bir farkı ENGELLEYECEK olarak ödemek zorunda yok. Kendi işinle ilgili ŞEKİLDE OLMALI. yatırım opsiyonu yapmış kalırsınız. Karşı taraf geliyor, sizden hisseleri oluyorsun. Adam petrol istiyor. Veya tersinden alıyor petrol satıyor. İşi için bakalım; Arçelik fiyatı 10 kullanıyor. Ama işi değilse, lira iken düşmüş 5 liraya ama sen 10 liradan fiyatla özel sektör dengesi bozuluyor. put opsiyon satmışsın. Al bakalım 10 liradan sana Arçelik. 5 liralık malı 10 liraya Bu kriz finansal piyasaları nasıl alıyorsunuz. Bu yapılır mı, yapılmaz. değiştirecek? 2007 krizi bunu getirdi ama bundan Ama elinizde dayanak varlık varsa sonra hiç eskisi gibi olmayacak finansal opsiyonlar son derece etkin olarak piyasalar. Hani her şey düzelse yeni baştan kullanılabilir değil mi? yeni düzenlemeler gerekecek. Yani hiçbir Elinizde hisse varsa diyorsunuz ki, şey eskisi gibi olamayacak. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 21 HABER 7 YILDA IŞIK HIZINDA İŞLEM HACMİ ARTIŞI DERYA EZGİ ÖZTÜRK SEMİH ATEŞ Sözleşme, Araştırma ve İstatistik Müdürlüğü [email protected] Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, kuruluşundan bu yana geçen 7 yılda işlem hacmini tam 140 katına çıkardı. Yeni sözleşmeler ile hedef kitlesini genişleten VOB, yurtdışı atılımlarla yabancı yatırımcıların da ilgisini çekiyor. F GRAFİK 1 22 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 aaliyete başlamasının ardından geçen 6 yılda, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası finansal piyasalarda edindiği rol ve yakaladığı başarı ile ülkemiz sermaye piyasaları açısından önemli bir finansal kuruluş haline geldi. İşlemlere başladığı 2005 yılında Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın yıllık işlem hacmi 3 milyar TL iken, 2007 yılı işlem hacmi 118 milyar TL’ye, 2010 yılında ise 431,7 milyar TL’ye ulaştı. İşlem hacminde yaşanan bu önemli artışta borsanın finansal piyasaların ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte ürünler geliştirmesi ve Türkiye finansal piyasaları için yeni bir deneyim olan türev ürünlerin organize borsa güveniyle yatırımcılara sunulmasının etkisi büyük oldu. VOB’un kuruluşundan itibaren yıllık toplam işlem hacmi değerleri Grafik 1’de aktarılıyor. VOB’un yıllar içerisinde artan işlem hacmi İMKB işlem hacmi ile karşılaştırıldığında da büyük aşama kaydettiği görülüyor. 2005 yılında yüzde 1, 2006 yılında ise yüzde 5 olan VOB/İMKB işlem hacmi oranı, 2010 yılında yüzde 68’e kadar ulaştı. Grafik 2’de yıllar itibarıyla İMKB ve VOB işlem hacmi ile VOB işlem hacminin İMKB işlem hacmine oranı gösteriliyor. VOB’un yakaladığı bu başarı yurt içinde sınırlı kalmadı. VOB dünyada türev ürün borsaları arasındaki yerini her geçen yıl daha yükseklere taşımayı sürdürüyor. İşlem adedi sıralamasında, dünyadaki türev ürün borsaları arasında 2006 yılında 46. sırada olan VOB, 2009 yılında 24. sıraya yükseldi. VOB’un kuruluşuyla ilk olarak İMKB-30, TL/Dolar, TL/Euro, faiz, buğday ve pamuk vadeli işlem sözleşmeleri işleme açıldı. Bu sözleşmeleri daha sonra İMKB-100, Altın ve G-DİBS vadeli işlem sözleşmeleri izledi ve böylece ürün çeşitliliği artırıldı. 2009 yılında özellikle risk yönetimi amacıyla işlem yapan yatırımcılar için Fiziki GRAFİK 2 Teslimatlı Dolar ve Fiziki Teslimatlı Euro sözleşmeleri işleme açıldı. 2010 yılında ise ülkemiz finansal piyasaları Euro/Dolar Çapraz kuru, Dolar/ons Altın ve İMKB 30 - İMKB 100 Endeks Farkı üzerine olmak üzere üç yeni vadeli işlem sözleşmesiyle tanıştırıldı. Böylece VOB’da işlem gören ürün sayısı 13’e yükseldi. VOB’un finansal piyasalar için öneminin anlaşılmasına ve ilgi artışına paralel olarak üye sayısı her geçen yıl arttı. 2005 yılında 57 olan üye sayısı 2011 yılına gelindiğinde 98 oldu. Grafik 3’te yıl sonu itibarıyla VOB’un üye sayısı gösteriliyor. Borsaya artan ilgi hesap sayılarındaki yükselişle de kendini kanıtladı. 2006 yılında 11 bin 231 olan hesap sayısı 2010 yılında 64 bin 151‘e ulaştı. Grafik 4’te yıl sonu itibarıyla hesap sayıları yer alıyor. VOB, işlem gören sözleşmelerin likiditesini artırmak amacıyla Eylül 2008’de Pamuk ve Altın sözleşmelerinde piyasa yapıcılığına ilişkin düzenlemeleri tamamladı. Ağustos 2009’da Altın sözleşmelerinde piyasa yapıcılığı GRAFİK 3 uygulamasına başladı. 2010 Ekim’de döviz sözleşmelerinde piyasa yapıcılığı başladı ve söz konusu sözleşmelerde sağlıklı fiyat oluşumunda en önemli gerekliliklerden biri olan likiditenin desteklenmesi sağlandı. VOB’un kuruluşundan bu yana gerçekleştirmiş olduğu eğitim ve tanıtım faaliyetleri ile hem bilinirliğinin artması sağlandı hem de yatırımcılara türev piyasalar ve bu piyasaların risk yönetimindeki önemi anlatıldı. Ayrıca, kurumsal yatırımcılara verilen eğitimlerle Türkiye’de finansal risk yönetimi kültürünün oluşması ve gelişmesine önemli katkı sağlandı. Bununla birlikte, VOB çeşitli üniversitelerle türev piyasalara ilişkin akademik çalışmaları desteklemek ve üniversite öğrencilerinin finansal piyasalara yönelik pratik bilgi birikimini artırmak amacıyla protokoller imzaladı. 2011 yılında VOB’un web sitesi aracılığıyla erişimi sağlanan VOBXGame Simulasyon Programı ile borsanın sistemi ve türev piyasaların işleyişinin pratikte öğrenilmesi için adım atılması hedeflendi. GRAFİK 4 17 Ağustos 2010 tarihinde ABD türev piyasalar düzenleyici otoritesi Commodity Futures Trading Commission (CFTC) Amerikalı bireysel yatırımcıların ve yatırım fonlarının VOB-İMKB-30 vadeli işlem sözleşmesinde alım satım yapmalarına imkan sağlayacak olan No-Action Letter belgesini verdi. Böylece VOB’un sadece yerli değil yabancı yatırımcılar için de güvenilir bir organize borsa olduğu kanıtlanmış oldu. Emtia ürünlerinin de diğer finansal ürünler gibi sağlıklı bir piyasa mekanizması içinde sunulabilmesi ve emtia ürünleri için finansal risklerden korunma olanaklarının etkin bir şekilde sağlanabilmesi için kritik olan lisanslı depoların kurulmasında VOB aktif rol aldı. VOB’un kurucu ortak olduğu Ege Lisanslı Depoculuk A.Ş. (ELİDAŞ) 2011 yılının Ocak ayında kuruldu. 2011 yılı Şubat ayında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile imzalanan protokolle VOB’da işlem gören döviz vadeli işlem sözleşmeleri ile döviz pozisyonlarından kaynaklanan kur risklerine karşı korunma işlemleri ile ilgili ihracatçıların bilgilendirilmesi, bu sayede Türkiye ekonomisi için oldukça önemli olan dış ticaretin desteklenmesi hedeflendi. VOB, 6 yılda gerçekleştirmiş olduğu başarılara yenilerini eklemek için 7. yılında da çalışmalarına hiç ara vermeden devam ediyor. Bu kapsamda eğitim ve tanıtım faaliyetleri tüm hızıyla sürüyor. VOB aracılığıyla finansal risklerin yönetilmesinin yolları yatırımcılarımıza anlatılmaya devam ediliyor. Piyasa ihtiyacına yönelik yeni ürünlerin geliştirme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor, bu kapsamda başta endeks (İMKB-30) ve döviz (Dolar ve Euro kuru) opsiyon sözleşmelerinin işleme açılması olmak üzere, emtia vadeli işlem sözleşmelerine yenilerinin eklenmesi ve elektrik vadeli işlem sözleşmesinin işleme açılması planlanıyor. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 23 DOSYA THALES’İN OPSİYONLARI İÇİN GERİ SAYIM SÜRÜYOR... Türk finansal piyasalarının uzun süredir beklediği opsiyonlar için geri sayım sürüyor. Yatırımcılara sunulacak yeni endeks ve döviz opsiyon sözleşmeleri sayesinde piyasada derinlik artacak ve büyük bir boşluk doldurulmuş olacak. E. TOLGA UYSAL Proje ve Ürün Geliştirme Müdürü ÇİĞDEM ERKEN Proje ve Ürün Geliştirme Müdürlüğü Uzman Yard. K 24 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 uruluşuyla Türk finansal piyasalarında yeni bir dönemi başlatan VOB, türev araçlar piyasasını yeni sözleşmeleriyle geliştirmeye devam ediyor. Opsiyon sözleşmelerinin işleme açılması için yapılan hazırlıklarda son aşamaya gelindi. Yatırımcılara sunulması planlanan endeks ve döviz opsiyon sözleşmeleriyle birlikte türev araçlar piyasasındaki bir büyük boşluğun daha doldurulması hedefleniyor. Vadeli işlem sözleşmelerini kısa sürede benimseyen yatırımcılar uluslararası borsalarda uzun yıllardır kullanılan opsiyon sözleşmelerini çok önemsiyor ve bir an önce bu sözleşmeleri kullanarak organize bir borsanın güvencesiyle işlem yapmak istiyor. Organize borsalarda opsiyon sözleşmeleri ilk olarak Chicago Board Options Exchange’in (CBOE) kurulmasıyla birlikte 1973 yılında işlem görmeye başladı. Dünyadaki ilk opsiyon sözleşmeleri olan bu sözleşmeler hisse senedi üzerine düzenlendi. Bu tarihten bu yana gelişen türev piyasalarında önemli bir yere sahip olan opsiyon sözleşmelerinin işlem hacmi 2008 yılında yaşanan küresel krize kadar sürekli olarak yükseliş gösterdi. 2008 ve 2009 yıllarında opsiyonların işlem hacimleri azalsa da 2010 yılının ilk yarısından itibaren krizin etkisinden kurtularak yükselişine devam etti. 2010 yılının ilk üç çeyreğinde toplam işlem hacminin 1 katrilyon ABD Doları kadar kısmını vadeli işlem sözleşmeleri, 471 trilyon ABD Doları kadar kısmını ise opsiyon sözleşmeleri oluşturdu. Dünyadaki ilk endeks opsiyon sözleşmeleri 1 Temmuz 1983 tarihinde CBOE’de işleme açıldı ve o günden bu yana dünya borsalarında işlem gören sözleşme sayısı hızla arttı. Dünyanın en fazla işlem BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? Thales’i bir çoğumuz ünlü bir filozof ve aynı zamanda bir bilim adamı olarak biliriz. Peki onun aslında tarihte ilk opsiyon sözleşmelerini kullanan kişi olduğunu biliyor muydunuz? Milattan önce 624 ve 547 yılları arasında ülkemizde şu an Aydın civarında olan Milet’de yaşayan Thales felsefe ile uğraşmanın para getirmediği kanaatini getirir. Aynı zamanda astronomiye de ilgisi olan Thales astronomideki bilgisini paraya dönüştürebileceğini iddia eder. Yörenin ürünü zeytindir. Thales yıldızları inceleyerek kış olmasına rağmen o yıl hava durumunun zeytin hasatı için ideal olacağını hesap eder. Ve doğru zeytin preslerinin sahiplerinin yolunu tutar. Ödediği cüzi bir kaparo karşılığında zeytin preslerinin ileride hasat mevsiminde kullanma hakkını satın alır. Hasat dönemi geldiğinde gerçekten Thales’in hesapları tutar ve çok iyi bir zeytin hasatı gerçekleşir. Ve filozofumuz önceden verdiği kaparo sayesinde bütün zeytin preslerini ele geçirmiştir. Elindeki presleri çok daha yüksek bir fiyattan zeytin üreticilerine kiralar. Thales filozofların da istediklerinde zengin olabileceklerini bütün herkese göstermiştir. Aslında Thales’in oluşturduğu günümüzde “Opsiyon” olarak adlandırdığımız sözleşmelerdir. Thales bir ücret (prim) ödeyerek zeytin preslerini önceden belirlenen fiyattan alma hakkını satın almıştır. Bu günümüzdeki alım opsiyonlarının çalışma mantığıyla aynıdır. gerçekleştiren borsası olan Kore Borsası’nda işlem hacminin neredeyse %94’lük kısmı endeks opsiyonlarından geliyor. FIA’nın son araştırmasına göre en başarılı 10 hisse senedi endeksi opsiyon sözleşmesi listesi şöyle: Dövize dayalı ilk opsiyon sözleşmeleri ise 1982 yılında Hollanda’da European Options Exchange’de ve ardından 1983 yılında Philadelphia Stock Exchange’de (PHLX) NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 25 DOSYA (NASDAQ OMX PHLX) işleme açıldı. Günümüzde hemen her borsada işlem gören bu sözleşmeler arasında en yüksek işlem hacmine BOVESPA’da işlem gören ABD Doları’na dayalı opsiyon sözleşmesi sahip. vade tarihinden önce kullanabileceği gibi pozisyonu ters işlemle kapatma şansına da sahiptir. Örneğin bir opsiyondaki kısa pozisyonunu kapatmak isteyen opsiyon satıcısı aynı seriden (türü, kullanım fiyatı ve vadesi aynı olan) başka bir opsiyonu almalıdır. NEDEN OPSİYON? Opsiyon sözleşmeleri sadece organize borsalarda değil tezgah üstü piyasalarda da işlem görüyor. Hatta tezgah üstü piyasalarda gerçekleşen işlem hacmi organize borsaların işlem hacminin çok üzerinde. Ülkemizde de tezgah üstü piyasalarda opsiyon sözleşmelerini kullanmak mümkün. Ancak bu piyasalarda yatırımcılara verilen fiyatlar ne denli doğru? Fiyatların piyasayı yansıtıp yansıtmadığının kontrolünü yapan bir kaynağın olmaması, işlemlerin şeffaf ve güvenilir bir ortamda yapılmaması yatırımcıları birçok sorunla karşı karşıya getiriyor. Bu noktada maksimum zararını bilerek işlem yapmak ve fiyat hareketlerini doğru bir şekilde takip etmek isteyen yatırımcılar için organize borsalarda bu sözleşmelere ulaşabilirlik önem taşıyor. Peki yatırımcıların böylesine ilgisini çeken bu sözleşmeler nedir? Finansal piyasalarda ne amaçla kullanılırlar? Nasıl bir fayda sağlarlar? VOB’da bu sözleşmeler nasıl olacak? OPSİYON NEDİR? Opsiyon sözleşmeleri, karşılıklı iki taraf arasındaki sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler alıcısına ödediği prim karşılığında önceden belirlenen miktar ve nitelikteki bir ekonomik ya da finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi belirli bir vadede ya da belirli bir vadeye kadar alma veya satma hakkı verir. Opsiyon satıcısı ise alıcının hakkını kullanmak istemesi halinde alıcının haklarının gereklerini sağlamakla yükümlüdür. Opsiyon alıcısı olmak opsiyonda uzun pozisyon almak, opsiyon satıcısı olmak ise opsiyonda kısa pozisyon almak demektir. Opsiyon sözleşmesinde pozisyon almış bir yatırımcı opsiyonu vadesinde ya da 26 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 satım ve korunma pozisyonları almasına olanak sağlar. Opsiyon sözleşmelerini kullanarak, dayanak varlığın kendisini kullanarak alınan bir pozisyonun eş değeri oluşturulabilir. Opsiyon sözleşmeleriyle alınan pozisyon dayanak varlığın kendisini almaktan çok daha ucuza mal olur. Bu sözleşmeler dayanak varlığın kendisini almadan, dayanak varlığın fiyat hareketlerinden kar edebilme şansı tanır. 1) Risk Yönetimi Finansal piyasalarda fiyatlar ve getiriler önceden tahmin edilemeyen dalgalanmalara tabidir. Yatırımcılar ileride gerçekleşecek 3) Yüksek Kazanç Potansiyeli fiyatlar ve getiriler konusunda tahminlerde Küçük miktarda yapılan yatırımlarda bulunabilir, ancak tahminleri kesinlik büyük miktarda kazançlar veya kayıplar taşımaz. Belirsizlikle karşı karşıya kalan ortaya çıkaran opsiyon sözleşmeleri piyasa yatırımcılar piyasadaki beklenmedik katılımcılarına önemli ölçüde kaldıraç değişimlerden ve bu değişimlerin neden olanağı sağlar. olduğu riskten korunmak amacıyla opsiyon sözleşmelerini kullanabilirler. Yatırımcılar, 4) Strateji Seçenekleri opsiyonları kullanarak aldıkları riski Opsiyonlar piyasa katılımcılarına beklenti ve hedeflerine uygun hale birçok yatırım seçeneği sunmaktadır. Bu getirebilirler. sözleşmeleri farklı şekillerde kullanarak Diğer taraftan, ithalat ve ihracatçılar piyasadaki fiyat beklentilerine göre farklı opsiyon sözleşmelerini kullanarak risklere portföy seçenekleri oluşturulabilir. karşı korunma sağlayabilirler. Böylelikle kur hareketlerinden kaynaklanacak zararlarını 5) Arbitraj Olanağı prim ile sabitleyebilir, karlılıklarına Piyasadaki fiyat farklılıklarından çok ise herhangi bir sınır koymazlar. Kur küçük risklerle ya da risksiz kar elde etmek hareketlerinin verdiği zarardan kaçınmak isteyen yatırımcılar, fiyat değişikliklerinden isteyen piyasa katılımcısı beklentisine göre opsiyon sözleşmelerini etkin bir şekilde vadeli işlem sözleşmelerini kullanarak kullanarak faydalanabilir. Teorik fiyatından da zararını engelleyebilir. Opsiyon farklı bir fiyatla işlem gören sözleşmelerin sözleşmelerinin verdiği ek avantaj ise teorik fiyatına dönmesi beklenir ve piyasanın beklenilenin aksi yönde yatırımcılar arbitraj olanaklarından hareketinde vadeli işlem sözleşmelerinde faydalanırken bunu dikkate alır. olduğu gibi anlaşılan sabit kur ile karı sınırlandırmamasıdır. İthalat ve ihracatçılar OPSİYON PİYASALARINDA piyasanın korkularının tersi yönde hareket BİLMENİZ GEREKENLER Alım Opsiyonu (Call Option), alıcısına etmesi durumunda sözleşmeyi kullanmama ödediği prim karşılığında opsiyona dayanak hakkına sahiptirler. oluşturan belli miktardaki ekonomik ya da Opsiyon sözleşmeleri yatırımcılara finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını, risklerini transfer ederek risk yönetimi malı, kıymetli madeni ve olanağı sağlar. Riskten dövizi; belli bir fiyattan; korunmak isteyen belli bir vadeye kadar yatırımcılarla (korunmacılar) veya vadede alma hakkı riski üstlenmeyi isteyen YATIRIMCILARIN verir. Alıcının hakkını piyasa katılımcıları BELİRSİZLİK kullanmak istemesi (spekülatörler) opsiyon ORTAMLARINDA halinde karşı tarafın (alım sözleşmelerini kullanarak KENDİLERİNİ opsiyonu satıcısı) dayanak karşılıklı bir anlaşma yapmış varlığı alıcıya satma olurlar. GÜVENCEYE ALABİLECEKLERİ zorunluluğu vardır. 2) Düşük İşlem Maliyeti Satım Opsiyonu ÇOK ÖNEMLİ BİR Opsiyonlar, piyasadaki (Put Option), alıcısına YATIRIM ARACI. geleneksel alım satımlara ödediği prim karşılığında kıyasla yatırımcıların daha opsiyona dayanak düşük maliyetlerle alım, oluşturan belli miktardaki ekonomik ya da finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi; belli bir fiyattan; belli bir vadeye kadar veya vadede satma hakkı verir. Alıcının hakkını kullanmak istemesi halinde karşı tarafın (satım opsiyonu satıcısı) dayanak varlığı alıcıdan alma zorunluluğu vardır. Dayanak Varlık (Underlying Asset), opsiyona konu olan varlıktır. Anlaşmanın ne üzerine yapıldığını belirtir. Sözleşme Büyüklüğü (Contract Size), bir opsiyon sözleşmesinin içerdiği dayanak varlık miktarını belirtir. Sözleşme Çarpanı (Contract Multiplier), bir opsiyon sözleşmesinin parasal değerini bulmak için kullanılan değerdir. Opsiyonun Vadesi (Contract Month), opsiyonun kullanılabileceği son gündür. Opsiyonlar kullanılabilme tarihine göre Avrupa ve Amerika tipi olarak ikiye ayrılır. Avrupa tipi opsiyonlar sadece vade bitim tarihinde kullanılırken, Amerika tipi opsiyonlar bu tarihten önce de kullanılabilirler. Kullanım Fiyatı (Strike Price), opsiyon alıcısının sözleşmeden doğan hakkını kullanmak istemesi halinde dayanak varlığın alım/satımının gerçekleşeceği fiyattır. Opsiyon Primi (Option Premium), opsiyon sözleşmelerinin fiyatıdır. Opsiyon alıcısı bu sözleşmeyle aslında bir hak satın alır ve bu hakkın bedeli opsiyon primidir. Piyasa tarafından belirlenen bu değer içsel değer ve zaman değeri olmak üzere iki ana bileşenden oluşur. İçsel Değer (Intrinsic Value), opsiyonun kullanılması durumunda elde edilecek kazançtır. Alım opsiyonuna sahip yatırımcı, piyasa fiyatlarının yükseldiği durumda kazanç elde eder. Çünkü piyasadaki fiyattan daha düşük fiyattan (kullanım fiyatı) alma hakkına sahiptir. Piyasa fiyatının kullanım fiyatından yüksek olduğu durumda alım opsiyonuna içsel değerli opsiyon (in-the-money option) denir. Piyasa fiyatı kullanım fiyatına eşit olan opsiyonlara başa baş opsiyonlar (at-themoney options) denir. Başa baş opsiyonun içsel değeri sıfırdır. option) denir. Bu durumda opsiyon sahibi opsiyonu kullanmaz. Satım Opsiyonuna sahip yatırımcı, piyasa fiyatlarının düştüğü durumda kazanç sağlar. Çünkü elindeki opsiyon sözleşmesi sayesinde piyasadaki düşük fiyat yerine daha yüksek olan kullanım fiyatından satma hakkına sahiptir. Piyasa fiyatının kullanım fiyatından yüksek olduğu durumda satım opsiyonuna içsel değerli opsiyon (in-the-money option) denir. Piyasa fiyatı kullanım fiyatına eşit olan opsiyonlara başa baş opsiyonlar (at-themoney options) denir. Başa baş opsiyonun içsel değeri sıfırdır. Satım Opsiyonu İçsel Değeri=Maksimum(Kullanım FiyatıDayanak Varlık Fiyatı,0) Bir satım opsiyonunda piyasa fiyatı kullanım fiyatından yüksek ise satım opsiyonuna içsel değersiz opsiyon (out-ofthe-money option) denir. Zaman Değeri (Time Value), opsiyonun toplam değeri (prim) ile içsel değeri arasındaki farktır. Ön Ödemeli Opsiyonlar (Premium Paid Up Front Options), primi işlemden hemen sonra ödenen opsiyonlardır. Bu opsiyonlarda piyasaya göre güncelleme yapılmaz. Ön ödemeli opsiyonlar haricindeki seçenek ise opsiyon priminin vade sonunda veya kullanma anında ödenmesidir. Primi sonradan ödenen opsiyonlarda gün sonunda piyasaya göre ayarlama yapılır ve kar/zarar günlük olarak hesaplara aktarılır. Uzlaşma Şekli (Delivery Method), sözleşme vadesinde uzlaşmanın fiziki teslimat veya nakdi uzlaşma yöntemlerinden hangisiyle yapılacağını belirtir. Nakdi Uzlaşma (Cash Settlement), vade sonunda sözleşmenin kullanım fiyatı ve dayanak varlık fiyatı arasındaki farkın sözleşme fiyatını da hesaba katarak taraflar arasında el değiştirmesini sağlayan uzlaşma yöntemidir. Fiziki Teslimat (Physical Delivery), vade sonunda dayanak varlığın taraflar arasında el değiştirdiği uzlaşma yöntemidir. OPSİYONLAR RİSKLİ ENSTRÜMANLAR MIDIR? Opsiyonları kullanan yatırımcıların sahip oldukları opsiyon sözleşmelerinin getirdiği riskleri çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Eğer opsiyonlar tek başlarına kullanılırsa opsiyonun türüne ve pozisyonun durumuna göre çok riskli olabilirler. Piyasadaki fiyat düşüşleri ve yükselişlerinin yatırımcılara hangi durumda kar hangi durumda zarar getireceğinin bilinmesi önemlidir. Aşağıdaki tablolarda (TABLO 1, TABLO 2, TABLO 3, TABLO 4) alım ve satım opsiyonlarının alınması ve satılması durumunda portföyde tek başlarına oluşturdukları risk profilleri yer almaktadır. Alım opsiyonunda uzun pozisyon alan yatırımcı dayanak varlığın piyasa fiyatı opsiyonun kullanım fiyatından (50) daha yukarılara çıktığında opsiyonu kullanır. Fiyatlar, 52 seviyelerine geldiğinde ödenen prim kadar bir kazanç sağlanmış olur. Fiyatların daha da yükselmesiyle yatırımcı kara geçmeye başlar. Çünkü opsiyon sözleşmesi yüksek piyasa fiyatlarına rağmen yatırımcıya düşük fiyattan (kullanım fiyatından) alım hakkı vermiştir. Beklenenin aksine fiyatlar düşerse yatırımcı opsiyonu kullanmayacak ve ödediği prim tutarında (2) sınırlı miktarda zarar edecektir. Satım opsiyonunda uzun pozisyon alan TABLO 1 Alım Opsiyonu İçsel Değeri = Maksimum (Dayanak Varlık FiyatıKullanım Fiyatı, 0) Bir alım opsiyonunda piyasa fiyatı kullanım fiyatından küçük ise bu opsiyona içsel değersiz opsiyon (out-of-the-money NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 27 DOSYA TABLO 2 TABLO 3 TABLO 4 yatırımcı dayanak varlığın piyasa fiyatı opsiyonun kullanım fiyatından (60) daha aşağılara düştüğünde opsiyonu kullanır. Fiyatların, kullanım fiyatı olan 60’dan 58’lere düşmesi yatırımcının ödediği primi (2) geri kazanması demektir. Fiyatlar bu seviyenin de altına düştüğünde yatırımcı kara geçecektir. Çünkü opsiyon sözleşmesi 28 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 düşük piyasa fiyatlarına rağmen yatırımcıya yüksek fiyattan (kullanım fiyatından) satım hakkı vermiştir. Yatırımcının beklentisinin aksine fiyatların yükselmesi durumunda opsiyon kullanılmayacak ve ödenen prim ile sınırlı miktarda zarar edilecektir. Alım opsiyonunda kısa pozisyon alan yatırımcının karı aldığı prim ile sınırlıdır. Piyasadaki fiyatlar yükselip kullanım fiyatının üstüne çıktığında opsiyonu alan taraf hakkını kullanmaya karar verir ve fiyatın piyasada ne kadar yükseldiğine bağlı olarak opsiyon satıcısının önce primden ettiği kar azalmaya başlar sonra ise opsiyon satıcısı zarar etmeye başlar. Satım opsiyonunda kısa pozisyon alan yatırımcının karı aldığı prim ile sınırlıdır. Piyasadaki fiyatlar kullanım fiyatının altına düştüğünde opsiyonu alan taraf satım hakkını kullanmaya karar verir ve piyasada fiyatların ne kadar düştüğüne bağlı olarak opsiyon satıcısının önce primden ettiği kar azalır sonra ise opsiyon satıcısı zarar etmeye başlar. OPSİYONLAR NASIL FİYATLANDIRILIR? Opsiyonların fiyatlaması çeşitli modeller kullanılarak yapılabilir. Bu modellerden piyasada en yaygın kullanılanı Black&Scholes formülüdür. Black&Scholes modeli Avrupa-tipi opsiyonlara göre hazırlanmıştır. Model temettüyü, işlem maliyetini ve vergileri dikkate almaz. Opsiyon süresi boyunca risksiz faiz oranını ve dayanak varlığın oynaklığını sabit kabul eder. Black-Scholes formülü, vadeli işlem sözleşmesi üzerine düzenlenen opsiyonların fiyatlarını hesaplarken Black (1976) modeline, döviz üzerine düzenlenen sözleşmelerin fiyatlarını hesaplarken ise Garman &Kohlhagen (1983) modeline dönüşür. Black&Scholes Modelinde kullanılan parametreler, Örnek Fiyatı 75 TL ve oynaklığı %20 olan hisse senedine dayalı, 75 TL kullanım fiyatlı alım opsiyonunu ele alalım. Yerli para risksiz faiz oranı %8 ve opsiyon sözleşmesinin vadeye kalan süresi üç ay iken (0,25 yıl) bu sözleşmenin teorik olarak hesaplanan opsiyon primi 3,76 TL olacaktır. VOB-İMKB 30 Opsiyon Sözleşmesi Özellikleri Dayanak Varlık Opsiyonun Türü Opsiyon Tipi Sözleşmenin Büyüklüğü Sözleşmenin Vadesi Kotasyon Şekli, Çarpan ve Minimum Fiyat Adımı Değeri Uzlaşma Şekli Günlük Uzlaşma Fiyatı Nakdi Uzlaşmaya Konu Olacak Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı Opsiyonların riskini daha iyi anlamak ve potansiyel kazanç veya zarar konusunda daha doğru yorumlar yapabilmek için opsiyon fiyatına etki eden faktörleri bilmek önemlidir. Opsiyon fiyatları dayanak varlık fiyatı ile sürekli doğru orantılı bir hareket göstermez. Bu da piyasa koşullarının değişmesi ile fiyatların ne olacağının tahminini zorlaştırır. Bu noktada opsiyon duyarlılık ölçütleri yatırımcıya yol gösterir. Opsiyon duyarlılık ölçütleri delta, gamma, vega, theta ve rho’dur. Delta, primi etkileyen tüm faktörler sabitken, dayanak varlık fiyatındaki bir birim değişikliğin opsiyon fiyatına ne kadar etki edeceğini gösterir. 0 ile -1 arasında değişen bu değer alım opsiyonları için pozitif, satım opsiyonları için negatiftir. Gamma, dayanak varlığın fiyatındaki bir birim değişiklikle opsiyon deltasının kaç birim değişebileceğini gösterir. Vega, dayanak varlığın oynaklığındaki değişimin opsiyon değerine etkisini gösterir. Theta, zamanın opsiyon değerine etkisini gösterir. Rho, opsiyon değerinin faizlerdeki değişime nasıl tepki verdiğini gösterir. Peki VOB’da Hangi Opsiyon Sözleşmeleri İşlem Görecek? VOB’da ilk etapta VOB-İMKB 30, VOB-TLDolar ve VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmelerine dayalı opsiyon sözleşmelerinin işleme açılması planlanmaktadır. VOB’da Opsiyon Alım-Satımı Nasıl Yapılacak? Vadeli işlem sözleşmelerinde olduğu gibi yatırımcılar VOB’a üye aracı kuruluşlarda açtıkları hesaplar üzerinden opsiyon sözleşmelerini alıp satabileceklerdir. Opsiyonlarla işlem yapmak isteyen piyasa Son İşlem Günü Günlük Fiyat Hareket Limitleri Kullanım Fiyatı Başlangıç Teminatı Sürdürme Teminatı Piyasaya Göre Ayarlama VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesi Alım ve satım opsiyon sözleşmeleri Avrupa Tipi 1 adet VOB-İMKB30 Vadeli İşlem Sözleşmesi VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesinin vade ayları ile aynı Opsiyon primi virgülden sonra iki basamak şeklinde kote edilir. Çarpan 100 ve minimum fiyat adımı değeri 1TL’dir. (Örn: Prim 7,05 iken alınan/ödenen prim 7,05*100=705 TL’dir). Nakdi uzlaşma Seans sona ermeden önceki son 10 dakika içerisinde gerçekleştirilen tüm işlemlerin miktar ağırlıklı fiyat ortalaması günlük uzlaşma fiyatı olarak belirlenir. Alım opsiyonları için Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı - Kullanım Fiyatı Satım opsiyonları için Kullanım Fiyatı - Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı Sonucun negatif olması durumunda vade sonu uzlaşma fiyatı sıfır olarak alınır. Dayanak varlık olan VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesinin son iş günü Yok İlk işlem günü başlangıcında VOB-İMKB 30 Vadeli İşlem Sözleşmesine dayalı her bir vadeye ait toplam üç sözleşme (bir adet başa baş, bir adet içsel değerli, bir adet içsel değersiz) işleme açılacak. Sonraki dönemde ise dayanak varlık fiyatının hareketine göre yeni kullanım fiyatları belirlenecek. Kullanım fiyatı adım aralığı 50,000’e kadar 2,000 endeks puanı, 50,000’den sonra ise 2,500 endeks puanıdır. SPAN yöntemi ile belirlenir. Başlangıç teminatının %75’i Yok (ön ödemeli opsiyon) VOB-TLDolar ve VOB-TLEuro Opsiyon Sözleşmeleri Özellikleri Dayanak Varlık Opsiyonun Türü Opsiyon Tipi Sözleşmenin Büyüklüğü Sözleşmenin Vadesi VOB-TLDolar/VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmesi Alım ve satım opsiyon sözleşmeleri Avrupa Tipi 1 adet VOB-TLDolar/ 1 adet VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmesi VOB-TLDolar ve VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmelerinin vadeleri ile aynı Kotasyon Şekli, Çarpan ve Opsiyon primi virgülden sonra dört basamak şeklinde kote edilir. Çarpan Minimum Fiyat Adımı Değeri 1.000 ve minimum fiyat adımı değeri 0,1TL’dir. (Örn: Prim 0,0300 iken alınan/ödenen prim 0,0300*1.000=30 TL’dir). Uzlaşma Şekli Nakdi uzlaşma Günlük Uzlaşma Fiyatı Seans sona ermeden önceki son 10 dakika içerisinde gerçekleştirilen tüm işlemlerin miktar ağırlıklı fiyat ortalaması günlük uzlaşma fiyatı olarak belirlenir. Nakdi Uzlaşmaya Konu Olacak Alım opsiyonları için Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı - Kullanım Fiyatı Satım opsiyonları için Kullanım Fiyatı - Vadeli İşlem Sözleşmesinin Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı Sonucun negatif olması durumunda vade sonu uzlaşma fiyatı sıfır olarak alınır. Son İşlem Günü Dayanak varlık olan VOB-TLDolar/VOB-TLEuro Vadeli İşlem Sözleşmelerinin son iş günleri Günlük Fiyat Hareket Limitleri Yok Kullanım Fiyatı İlk işlem günü başlangıcında belli bir vadeli işlem sözleşmesine dayalı her bir vadeye ait toplam beş sözleşme (bir adet başa baş, iki adet içsel değerli, iki adet içsel değersiz) işleme açılacak. Sonraki dönemde ise dayanak varlık fiyatının hareketine göre yeni kullanım fiyatları belirlenecek. Kullanım fiyatı adımı aralığı 0,020 TL `dir. Başlangıç Teminatı SPAN yöntemi ile belirlenir. Sürdürme Teminatı Başlangıç teminatının %75’i Piyasaya Göre Ayarlama Yok (ön ödemeli opsiyon) NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 29 DOSYA katılımcısı hangi vadelere ait sözleşmelerin işleme açık olduğunu ve bu sözleşmelerin primlerini (fiyat hareketlerini) takip ederek almak istediği pozisyona göre emrini sisteme gönderir. Yatırımcının emrini karşılayacak bir emrin bulunması durumunda teminat kontrolü sonucunda bir sorun çıkmaz ise eşleşme sağlanır ve alım/satım işlemi gerçekleşir. İşlem gerçekleşir gerçekleşmez opsiyonu alan taraf sözleşmenin bedeli olan opsiyon primini karşı tarafa öder. Örneğin, dayanak varlık olan VOB-TL Dolar Vadeli İşlem Sözleşmesinin fiyatı 1,6000 iken 1,6000 kullanım fiyatlı vadesine üç ay kalmış alım opsiyonunun primi 0,0450 TL ise bu sözleşmede uzun pozisyon alan yatırımcı işlem gerçekleşir gerçekleşmez 45 TL öder. Opsiyonun satıcısı ise 45 TL tutarındaki ödemeyi işlem gerçekleşir gerçekleşmez tahsil eder. Alınan/Ödenen Prim Değeri = Prim*Çarpan = 0,0450*1000 = 45 TL OPSİYONLARDA HAK NASIL KULLANILACAK? İşleme açılacak olan opsiyonlar Avrupa tipi olduğundan opsiyonun kullanılması son işlem gününün sonunda gerçekleşir. Opsiyon sahibi vade sonunda opsiyonun içsel değerine göre opsiyonu kullanıp kullanmayacağına karar verir. Alım opsiyonlarında opsiyonun dayanak varlık fiyatının kullanım fiyatından daha yüksek, satım opsiyonlarında da kullanım fiyatının dayanak varlık fiyatından daha yüksek olması durumunda sözleşme sahibi opsiyonu kullanır. Vade sonunda opsiyonun kar durumuna göre opsiyonu kullanan tarafın hesabına ilgili kar aktarılırken, opsiyonu satan tarafın hesabına da zarar yazılır. Opsiyon sözleşmeleri kullanılırken dayanak varlığın spot fiyatı ve opsiyonun kullanım fiyatının yanı sıra kullanım ücreti dikkate alınır. Kullanım ücreti opsiyonların kullanılması karşılığında alınan borsa payıdır. Vade sonunda opsiyonun içsel değerinin kullanım ücretinden büyük olması durumunda opsiyon borsa tarafından otomatik olarak kullandırılır. Borsanın aldığı kullanım ücretinin sözleşme başına 0,05 TL olduğunu varsayarsak yatırımcı opsiyonun kullanım anında 0,05 TL kadar bir ödeme daha yapar. Dayanak varlık olan VOB-TL Dolar Vadeli İşlem Sözleşmesinin fiyatı 1,6000 iken 1,6000 kullanım fiyatlı, vadesine üç ay kalmış, 45 TL (0,0450*1.000) ödenerek alınan alım opsiyonu vade sonunda dayanak 30 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 değeri (net opsiyon primi varlık fiyatı 2,1000 iken, değerini) de dikkate alıyor. (2,1000-1,6000)*1000=500 TL ve 500 TL>0,05TL OPSİYON İhracatçılar/İthalatçılar olduğundan Borsa Bu Sözleşmeleri Nasıl tarafından kullandırılır. SÖZLEŞMELERİ Kullanabilirler? Yatırımcı kullandığı ÖN ÖDEMELİ opsiyondan elde ettiği net Opsiyon sözleşmeleriyle, OLDUĞU İÇİN kar/zarar hesabını yaparken ihracatçılar ve ithalatçılar GÜN İÇİNDE VE ödediği prim, pozisyonunu risklere karşı etkin bir SONUNDA KARaçarken ödediği Borsa korunma sağlayabilecekler. ZARAR HESABI payı (örneğimizde 30 Karşılaşabilecekleri KRS olarak alınmıştır) ve risklere göre opsiyon YAPILMAYACAK. hakkını kullandığındaki sözleşmelerinde pozisyon kullanım ücretini de dikkate alan ithalatçılar ve almalıdır. Yatırımcı alım ihracatçılar fiyatların opsiyonuna sahip olduğundan dayanak istedikleri yönde gitmesi durumunda varlığının fiyatının yükselişinden kar karlarını sınırlamamış olacaklar. Diğer bir elde eder. Dayanak varlık fiyatının 2,1000 deyişle kurun düşmesinden endişe duyan olduğunda yatırımcının net karı şöyle bir ihracatçı, kurun aşağı yöne gitmesi hesaplanır: riskine karşı karını sabitlerken kurun (Dayanak Varlık Fiyatı-Kullanım yukarı gitmesi durumunda karını artırmaya Fiyatı)*Sözleşme Çarpanı-Ödenen Primdevam edecek. Borsa Payı-Opsiyon Kullanım Ücreti =(2,1000-1,6000)*1.000-45-0,30-0,05= Korunma Amaçlı İşlem Örneği 454,65 TL 2011 yılının Mart ayında 100.000 ABD Dolarını 3 ay sonra (Haziran sonunda) tahsil edecek şekilde bir ihracat bağlantısı OPSİYONLARDA KÂRyapan firma opsiyon sözleşmelerini ZARAR HESABI OLACAK MI? kullanarak kur riskinden nasıl korunur? İşleme açılacak opsiyon sözleşmeleri Firmanın korkusu tahsilatın yapılacağı ön ödemeli olduğundan gün içinde ya da tarihe kadar geçen sürede kurun düşmesi. gün sonunda kar/zarar hesabı yapılmaz. Kurun aşırı düşüşüne karşı kendini Opsiyonu alan yatırımcı isterse vade sonunu sigortalamak isteyen firma, Haziran vadeli beklemeden ters işlemle pozisyonunu 1,6000 kullanım fiyatlı satım opsiyonu kapatabilir. Yatırımcı sadece opsiyon primi ödemesi veya tahsilatı yapar. sözleşmesinden 100 adet satın alır (opsiyonun sözleşme büyüklüğü 1.000 ABD Opsiyonların Risk Kontrolleri ve Dolarıdır). Spot kurun 1,6000 seviyelerinde Teminatlandırması Nasıl Yapılacak? seyrettiği bu dönemde alınan satım opsiyon VOB’un yeni yazılımı opsiyon primi 0,0260 TL’dir. sözleşmelerinin risk kontrollerinin etkin bir Opsiyonu satın alan ihracatçı firma, şekilde yapılmasına olanak sağlamakta. İki sözleşme çarpanı 1.000 olduğundan aşamada gerçekleşecek risk kontrollerinden işlem gerçekleşir gerçekleşmez 2.600 ilki emir girişi esnasında gerçekleşiyor. Bu (0,0260*1.000*100) TL öder (örneğimizde aşamada pozisyon limitleri ve teminatlar Borsa payı ve kullanım ücreti dikkate kontrol ediliyor. İkinci aşama olan işlem alınmamıştır). sonrası risk kontrolleri ve teminatlandırma Satım opsiyonu almış olan firmanın ise Span yöntemi ile portföy bazında kurun farklı seviyelerine göre opsiyon sözleşmesindeki kar/zarar grafiği şöyledir: yapılıyor. Span; portföydeki opsiyonların değişik senaryolar içinde en kötü senaryoda edebileceği maksimum zararını hesaplamasının yanı sıra bu sözleşmelerin yaptığı vadeler arası ve ürünler arası yayılmaları, vade tarihinin yaklaşmasından doğabilecek risk unsurlarını, aşırı içsel değersiz opsiyonların içsel değerli olmaya başladıklarında meydana gelecek zararları ve yatırımcının portföyündeki opsiyonların likide edilmesi halinde elde edilecek Firmanın korkusu gerçekleşir ve kur düşer ise ödenen prim sayesinde kar önceden düşünülen seviyede sabitlenmiş olur. 1,6000’ün altındaki kur seviyelerinde firma opsiyon sözleşmesini kullanır. Aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi kur 1,6000’ün altında ne seviyeye düşmüş olursa olsun firma döviz kurunu 1,5740’ta sabitlemiştir. Beklenenin aksine kurun yükselmesi durumunda firma opsiyon sözleşmesinden gelen hakkını kullanmaz. Bu noktada opsiyon sözleşmeleri firmanın karlılığına bir sınır getirmez. Firmanın opsiyon sözleşmeleriyle kur düşüşüne karşı sağladığı sigorta, karı yalnızca ödenen prim kadar azaltmıştır. Sonuç olarak firmanın döviz kurunun farklı seviyelerinde 1$’dan elde ettiği gelir şöyledir: durumunda elde edeceği kara bir sınır koymadan yapmıştır. kullanım alanı bulacaktır. Reel sektör şirketleri opsiyon sözleşmeleri sayesinde vadeli işlem sözleşmelerinde olduğu gibi kuru ve OPSİYONLAR BAŞARILI karı sabitleme olanağının yanında kurun diğer yöne gitmesi durumunda döviz kuru OLABİLECEK Mİ? Vadeli işlem sözleşmelerinin VOB’da hareketinden de faydalanıp karlarını artırarak ilk işlem görmeye başladığı 4 Şubat daha etkin ve esnek bir döviz kuru yönetimi 2005 tarihinde finansal yapma imkanına kavuşmuş piyasalarımızda bir devrim olacaklardır. Hem vadeli yaşanmıştı. Geçen dönem işlem sözleşmelerinin hem zarfında yepyeni bir piyasa de opsiyon sözleşmelerinin OPSİYONLAR oluştu ve yatırımcılar alım satımının etkin bir GEREK portföylerine klasik yatırım şekilde organize bir borsada YATIRIMCILARIN araçları dışında yeni bir gerçekleştiği bir ortamda GEREK DIŞ finansal ürünü katma artık döviz kurunun TİCARET YAPAN şansına sahip oldular. Diğer hareketleri reel sektör taraftan aracı kuruluşlar da şirketlerimizin korkulu ŞİRKETLERİN bu alandaki tecrübelerini rüyası olmaktan çıkacaktır. BÜYÜK İLGİSİNE her geçen yıl arttırarak Opsiyon sözleşmeleriyle SAHNE OLACAK. gerek bilgi gerek bu alanda birçok farklı strateji uzmanlaşmış personel uygulanabilmekte ve ve gerekse teknik altyapı Borsalar her geçen gün anlamında sürekli kendilerini geliştirdiler. yeni stratejileri yatırımcılarına sunmaktadır. Önümüzdeki dönem opsiyonların ülkemizde Örneğin türev araç konusunda önemli işlem görmeye başlamasıyla birlikte aynı borsalar arasında yer alan CBOE ve NYSE 2005’de olduğu gibi bir devrim daha EURONEXT ‘de 50’den fazla farklı stratejiyi yaşanacaktır. Geçmiş tecrübemiz uluslararası halihazırda uygulamak mümkündür. Bu piyasalarda çok yüksek işlem hacimlerine alanda Borsamızda da çok büyük gelişmelerin ulaşmış bu sözleşmelerin yatırımcılarımız yaşanması kaçınılmazdır. Yatırımcılar tarafından kısa bir süre içinde ihtiyaçlarına ve öngörülerine göre yatırım benimseneceğini ve opsiyon piyasasının stratejileri geliştirecek ve bunları şeffaf ve çok kısa sürede etkin bir şekilde çalışmaya güvenli bir ortamda uygulama imkanına başlayacağını göstermektedir. kavuşacaklardır. Strateji amaçlı kullanımın Görüldüğü gibi kurun düşmesinden endişe duyan yatırımcı opsiyon Özellikle ihracatçılarımız ve yanında opsiyon sözleşmeleriyle çok daha sözleşmeleriyle döviz kurunu sabitlemiş ve ithalatçılarımız gibi reel sektör şirketleri düşük işlem maliyetiyle sentetik ürünler bunu piyasanın ters yönde hareket etmesi tarafından bu sözleşmeler çok büyük geliştirilebilecektir. Yatırımcılar opsiyonların bu özelliğinden de faydalanabilecek ve önemli oranda yatırım maliyetlerini düşürebilecektir. Farklı Döviz Kuru Seviyelerinde Elde Edilen Gelir Opsiyon sözleşmelerinin işleme açılmasının VOB’un işlem hacimlerinde önemli bir artış yaratacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Borsalar arası işlem hacmi sıralamalarında sadece şu ana kadar vadeli işlem hacmi ile yer alan VOB ürün gamına opsiyon sözleşmelerinin eklenmesiyle uluslararası arenada daha üst sıralara sıçrayacak ve dünya borsası olma yönündeki hedefine bir adım daha yaklaşacaktır. Uzun bir dönemdir eksikliği hissedilen bu sözleşmelerin sermaye piyasalarımıza yeni bir heyecan ve dinamizm getireceği kesindir. Aracı kuruluşlar, bireysel/kurumsal yatırımcılar ve finans piyasası ile alakalı bütün kurum veya kişiler bu sözleşmeleri sabırsızlıkla beklemektedir. Bundan dört beş sene sonra geriye dönüp baktığımızda aynı vadeli işlem sözleşmelerinde olduğu gibi bu alanda geldiğimiz nokta gurur verici olacaktır. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 31 DOSYA OPSİYONLAR SPOT PİYASAYI GÜÇLENDİRECEK Burç Boztunç / TSKB Türev Ürünler Yönetici Yardımsı Opsiyon Piyasası’nın açılması ile opsiyonlara yatırım yapmak isteyen bütün yatırımcılara bu piyasaya kolaylıkla erişim imkanı sağlanmış ve karşı kurum riski olmaksızın yatırımcı güven içinde opsiyon işlemleri yapabiliyor olacak. Kaldıraç etkisi ile yatırımcılar daha düşük maliyetlerle yatırım yapabilecek. Dayanak varlığı spot piyasada almak için katlanacakları maliyetlerden daha düşük bir maliyet ile öngörüleri doğrultusunda, fiyatlarda yukarı veya aşağı yönlü olarak pozisyon alabilecekler. Opsiyonlar doğru kullanıldığı sürece, riski sınırlayıcı finansal türev ürünler. Örneğin opsiyon alan yatırımcılar için dayanak varlığın alım/satımı yapılmadan, o dayanağın fiyat hareketlerine göre gerek kendi pozisyonlarını hedge etme gerekse sınırlı bir risk ile getiriye ortak olma imkanı sağlanıyor. Opsiyonlar doğru kullanılmazlarsa oldukça riskli ürünler haline gelebiliyor. Borsalarımızda ürün çeşitliliğinin artıyor olmasını olumlu karşılıyoruz. Opsiyonların borsada işlem görüyor olması opsiyonun dayanak varlığının spot piyasasına olumlu etkileyecek, spot piyasanın etkinleşmesine yol açacak. Spot piyasada ve opsiyon piyasasındaki karşılıklı etkileşim fiyatların daha etkin bir yerde oluşmasını sağlarken iki piyasada da likiditeyi artıracak. PİYASADA HEDGE AÇIĞINI KAPATACAK Avni Akkaya / Yatırım Finans Genel Müdür Yardımcısı Dünyadaki gelişmelerle birlikte futures işlemleri arkasında opsiyonlarda yüksek işlem hacmine ulaşıldı. VOB’da işlemlerin yüzde 80’i spekülatif amaçlı yapılıyor, hedge amaçlı işlem yok sayılabilir. Opsiyonların belki bu açığı kapatması açısından yararlı olabileceğini düşünüyorum. Opsiyonlar henüz müşteriler tarafından yeterince anlaşılabilmiş değil, bilgi eksikliği söz konusu. Opsiyonların müşterilere iyi anlatılması sonucunda fayda sağlayacağını düşünüyorum. RİSK YÖNETİMİNİN ÖNEMİ ARTACAK Doç.Dr. Cenk Akkaya / Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Opsiyonların işlem görmeye başlaması, risk yönetimine olumlu katkı sağlayacaktır. Fiyat artışlarına ve düşüşleri karşı avantaj yaratacak. VIX endeksi gibi endekslerin oluşturulmasında temel oluşturacak. 2011’de opsiyonların derinliği zayıf olur. Varantların işlem görmeye başlamasıyla opsiyon sözleşmeleri daha hızlı büyüyecektir. Bu yıl için opsiyon sözleşmeleri spekülasyon amaçlı kullanılmayacak. Risk yönetimi anlamında kullanılır. Spekülasyon amacıyla gelecek yıllarda kullanılacağı için daha fazla likiditeye yol açacak. OPSİYONLARIN İŞLEME AÇILMASINDA GEÇ KALDIK Mümtaz Uslu- Gedik Yatırım Vadeli İşlemler Bölüm sorumlusu Opsiyonlar önemli ve ihtiyaç duyulabilecek bir ürün, kur faiz ve likidite risklerine karşı korunma amacıyla geliştirilen risk araçlarından bir tanesidir. Türkiye’de opsiyonların kullanımı oldukça sınırlıdır, döviz opsiyonlarında işlemler kurum ya da bireylerin talepleri doğrultusunda tezgahüstü piyasalarda yapılmaktadır. Opsiyonlarda vadeli işlemlerde olduğu gibi hem yükseliş hem de düşüş yönünde işlem yapma imkanı vardır. Riski ödenecek primle sınırlı olacak şekilde korunma, spekülatif ve arbitraj işlemi yapılabilir. Bütün bu nedenlerle opsiyonların işleme açılması gerekli ve hatta geç bile kalındı. Bir an önce işleme açılmasında büyük fayda var diye düşünüyorum. Özellikle organize borsada işlem görmesi de tercih edilmesi gereken bir unsur. Zaman içerisinde opsiyonların çeşitlenmesi değişik dayanak varlıklara yatırım yapılabilmesini ve piyasaya ilginin artmasını sağlayacaktır. Riskten korunmak amacında olanlar için değişik alternatifler olacak ve bu tip işlemler daha çok tercih edilir hale gelecektir. Portföy yönetiminde korunma amaçlı işlemlerde artış olmasını ve likiditenin artmasını bekliyoruz. OPSİYONDA YATIRIMCILAR TEMETTÜ DÖNEMİNE DİKKAT ETMELİ Sermet Sevil / Yapı Kredi Yatırım Türev Masası Bölümü Başkanı Opsiyonların açılması ile birlikte piyasaya ne tür getirileri olacak? Opsiyonları call (alım) ve put (satım) hakkı olmak üzere iki türlü, yatırımcıyı ise iki opsiyon türünde alıcı ya da satıcı şeklinde tanımlayabiliriz. Opsiyonu alan taraf bir hak satın aldığı için zararının en fazla ödediği prim kadar olabileceğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla yatırımcı baştan olası zararını biliyor. Ancak yatırımcılar, opsiyon yazarak (satarak) prim tahsil edebilir. Böylelikle yükümlülük altına da giren yatırımcıların olası zararı primden fazla diyebiliriz. Opsiyonlar bireysel yatırımcıların piyasalara ilgisini artırarak, müşteri tabanının genele yayılmasını sağlayabiliyor. Yani yükseliş beklentisi olan ancak sınırlı kaynağı olan yatırımcılar, alım opsiyonu alarak piyasalardaki olası yukarı hareketlerin 32 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 getirisinden faydalanabiliyor. Piyasada olası bir düşüşe karşı portföylerinin değerini korumak isteyen yatırımcılar ise satış opsiyonu satın alarak olası geri çekilmelere karşı korunabiliyorlar. Opsiyonlar kaldıraç imkanı sağlamaları nedeni ile yatırımcıların getirileri ana paralarına göre misli olabiliyor. Yatırımcılar, opsiyon yazarak prim tahsil edebilir ve yükümlülük altına da girebiliyor. Örneğin elinde hisse senedi taşıyan bir yatırımcı belirli bir kullanım fiyatından alım opsiyonu yazarak prim tahsil edilebiliyor. Vadede dayanak varlığın fiyatı kullanım fiyatının üzerinde olması durumunda, opsiyonu yazan taraf dayanak varlığı kullanım fiyatından karşı tarafa satmak zorunda kalıyor. Belirli bir fiyattan bir dayanak varlığı satın almak isteyen yatırımcı ise satım opsiyonu yazarak prim elde edebiliyor. Ancak vadede piyasa fiyatının kullanım fiyatının altında olması durumunda dayanak varlığı anlaşılan fiyattan satın almak zorunda kalır. Piyasa ne kadar derinlik kazandıracak? Opsiyonlar, bireysel yatırımcıların piyasalara ilgilerinin artmasına neden oluyor. Ayrıca her opsiyonun bir deltası var. Delta, dayanak varlığın fiyatının bir birim değişmesi sonucunda opsiyonun priminin ne kadar değişeceğini gösteriyor. Delta yüzde olarak ifade edilir ve en düşük 0, en yüksek +-100 olabiliyor. Dolayısıyla, opsiyonda kotasyon veren taraf, işlem gerçekleştiği zaman dayanak varlığın işlem gördüğü piyasada delta işlemi yapıyor Delta işlemleri spot piyasalardaki derinliğin artmasını sağlıyor. Yerli ve yabancı yatırımcıdan nasıl bir ilgi bekleniyor? Yabancı yatırımcılar tezgahüstü piyasalarda Türkiye hisse senetleri üzerine son bir kaç yıldır yüksek montanlı işlem yapıyor. Yabancı yatırımcıların Türkiye’de borsa üzerinden işlem görecek opsiyonlara ilgi göstermeleri için likiditenin yüksek TÜRKİYE KÜRESEL PİYASA ÖZELLİĞİ KAZANACAK Kartal Çağlı / TEB Yatırım Vadeli ve Sabit Getirili Islemler Genel Mudur Yardımcısı Opsiyonların açılması ile birlikte piyasaya ne tür getirileri olacak? Opsiyonların açılması ile birlikte piyasanın hem derinliğinin hem genişliğinin artmasını bekleyebiliriz. Opsiyonların yaratacağı fiyatlama yapısı hem alım ve satım tarafında yatırımcı çeşitliliğini artıracak hem de mevcut ve yeni ürünlerin gelişimini sağlayacaktır. Yapısal anlamda da, hem yerli hem yabancı bireysel ve kurumsal olarak yeni yatırımcı gruplarının oluşmasına, mevcutların da gelişmesine imkan sağlayacaktır. Piyasa ne kadar derinlik kazandıracak? Öncelikle, opsiyonların gelişi, sentetik veya doğrudan kısa pozisyonların gelişimine imkan sağlayacak. Bu özelliğiyle, ödünç piyasası ve açığa satışlarla ilgili tıkanıklığı azaltarak, piyasanın alım ve satım dengelerini değiştirebilecek. Alım / satım arasındaki dengenin iyileşmesi ise hem fiyat dalgalanmalarını daha dengeleyici etki yapacak, hem de alım ve satım fiyat seviyelerindeki derinliği artıracaktır. Öte yandan, opsiyonların diğer ürünlerle birlikte alınıp satılmaları karşılıklı etkileşimle hem opsiyonlar, hem de diğer ürünler derinlik kazanacaktır. Yerli ve yabancı yatırımcıdan nasıl bir ilgi bekleniyor? Yabancı yatırımcılar cephesinde farklı müşteri gruplarında farklı gelişmeler gözlenmesi olasılığı bulunmaktadır. En önemli etki, gelişmekte ve olması gerekiyor. Opsiyon piyasalarına ilk etapta likiditeyi ancak piyasa yapıcıları sağlayabilir. Aksi takdirde piyasaya yabancı ilgisi olmaz. Opsiyonlarda yatırımcılar nelere dikkat etmeli? Opsiyonlarda yatırımcılar temettü dönemlerinde dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Şirketin temettü beklentisi opsiyon fiyatı hesaplanırken kullanılıyor. Opsiyonun vadesi içerisinde şirketin temettü dağıtması durumunda spot piyasada hisse fiyatında ayarlama yapılırken, kullanım fiyatında herhangi bir değişiklik yapılmıyor. Bu durumda asli değerli olan bir opsiyon bir anda değersiz bir opsiyona dönüşebilir. Opsiyon fiyatını en fazla etkileyen faktör hisse senedinin dalgalanma oranı (volatilite) olduğunu söyleyebiliriz. Volatilite fiyat oynamalarının istatistiksel bir ölçüsü. Volatilite arttıkça opsiyonun fiyatı artıyor. Dolayısıyla, hisse senedi fiyatı ile opsiyonun değeri lineer hareket etmiyor. Ayrıca, opsiyonun zaman değeri (theta) gelişmiş olan ülkelerin türev piyasalarında sadece opsiyon işlemlerine yoğunlaşan yatırımcı gruplarının Türkiye piyasasına girmeleriyle gözlenebilecektir. Bunun ötesinde ise, mevcut yatırımcı tabanı gerek korunma amaçlı gerekse spekülatif işlemlere yönelik olarak Türkiye piyasasına ilişkin yeni pozisyonlar oluşturmaya, yeni ürünler geliştirmeye başlayacaktır. İkinci gelişim ise bireysel yatırımcılar cephesinde gözlenebilir. Bireysel yatırımcıların bir bölümünde, futures sözleşmeleri işleme başladığından beri opsiyonlarla ilgili beklenti oluştuğunu görüyoruz. Buna karşılık, bu ürünlerin spot yatırım araçlarına göre daha karmaşık yapıları sebebiyle, gelişim süreci zamana yayılabilir ve bir öğrenme sürecini içerebilir. Burada yatırımcıların bilgi düzeylerine ve hedeflerine göre farklılaşmasını beklememiz gerekir. Yatırımcılara opsiyonlarla ilgili tavsiyeleriniz ne olur? Opsiyonlar söz konusu olduğunda özellikle bireysel yatırımcıların hareket ederken dikkatli olmaları gereğine dikkat çekmek gerekir. Burada söz konusu olan ürünler yatırımcılara çok sayıda yeni fırsat sunarken, önemli riskleri de beraberlerinde getirmekteler. Bu sebeple, öncelikle bu ürünlere ilgi duyan yatırımcıların, gerekli bilgi birikimine sahip olacak şekilde lisanslanmış temsilcilerine danışarak, ürünlerin özellikleri ve riskleri konusunda detaylı bilgi almaları, bu ürünlerin sağladıkları faydaların ve getirdikleri risklerin, belirtilen yatırımcıların yatırım profilleri ve ihtiyaçlarıyla nasıl uyum var Özellikle vade yaklaştıkça opsiyonun fiyatı zaman değerinden dolayı ciddi bir şekilde azalıyor. Yatırımcı vadesi yaklaşmış bir opsiyonu sadece fiyatı ucuz diye satın alır ise zaman değerinin etkisinden dolayı vade yaklaştıkça zarar edebilir. Yatırımcılara opsiyonlarla ilgili tavsiyeleriniz ne olur? Yatırımcılara opsiyonların dinamiklerini öğrenene kadar ufak miktarlarda, korunma amaçlı işlem yapmalarını öneriyoruz. Temettü dönemlerinde ve vadesi yaklaşmış opiyonlarda işlem yaparken yatırımcılara dikkatli olmalarını da tavsiye edebiliriz. Özellikle değersiz ve vadesi yaklaşmış opsiyonlarda dayanak varlığın fiyatında çok sert bir hareket beklenmiyorsa işlem yapılmamasını ekleyebiliriz. Opsiyonların piyasaya girmesi ile birlikte Türkiye küresel bir piyasa olma özelliğini kazanmış olacak mı? Opsiyon piyasasının gelişebilmesi için verimli bir şekilde çalışan bir ödünç piyasası sağlayabileceğini detaylı olarak tartışmaları gerekir. Opsiyonlarda yatırımcılar nelere dikkat etmeli? Bu anlamda özellikle bireysel yatırımcılar, opsiyonların yaşam süreci içerisinde zaman etkisine, opsiyonun kullanım değerinin piyasa fiyatına karşı konumuna, dayanak varlık ve piyasadaki oynaklık gibi unsurlara dikkat etmelidirler. Bu konuda yapılacak ciddi analizleri incelemeli,yetkili temsilcilerin görüşleri doğrultusunda hareket etmelidirler. Opsiyonların piyasaya girmesi ile birlikte Türkiye küresel bir piyasa olma özelliğini kazanmış olacak mı? Birçok açıdan da Türkiye piyasası küresel ilgiyi çekebilmiş bir piyasa, ancak bu ürünlerle hem mevcutların üzerine ek bazı kurumsal yatırımcı profillerinin eklenmesiyle hem de opsiyonların gelişiyle artacak yeni ürün ve hizmetlerle, küresel özelliğini daha da geliştirecektir. Opsiyonların piyasalara katkısı, hacmi ne olur? Açılacak tüm opsiyon sözleşmelerinin aynı hakim başarısını göstermesi beklenemeyebilir; hatta çoğunda piyasa koşullarına bağlı olarak likidite dönemsel olarak artabilir veya azalabilir, ancak hem toplam opsiyon piyasasının toplam hacminin, mevcut piyasa hacminin üzerine önemli ölçüde eklenmesi beklenebilir, hem de 1 veya 2 sözleşmenin diğerlerinden ayrışarak en aktif sözleşmeler olarak sivrilmeleri gözlenebilir. ile opsiyonların deltası gereği kotasyon veren tarafın hisse senedinde açığa satış yapılması gerekiyor. Açığa satış yapabilmek için likit bir ödünç piyasasının Türkiye maalesef bu konuda çok geç kaldı. Rusya, İsrail ve Güney Afrika’da uzun yıllardır çok aktif bir opsiyon piyasası bulunmuyor. Türkiye spot hisse senedi piyasasında gösterdiği gelişimi, türev piyasalarda gösterememiştir ve benzer ülkelerin gerisinde kaldı. Opsiyonların piyasalara katkısı, hacmi ne olur? Opsiyonlar spot piyasadaki derinliğin artmasına ve yatırımcı kitlesinin tabana yayılmasını sağlıyor. Reel sektörün ilgisi ne olur? Yeterli likiditenin olması durumunda reel sektörün özellikle döviz ve emtia opsiyonlarına ilgileri yoğun oluyor. Ancak likiditenin düşük olması durumunda, VOB’daki döviz kontratlarında olduğu gibi reel sektörün ilgisi yok denecek kadar az kaldığını söyleyebiliriz. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 33 RÖPORTAJ NAMIK EKİNCİ KDV TEREDDÜTÜ ÇELİĞİ BİLE ERİTİYOR Demir-çelik için hayati önem taşıyan depolama ve vadeli piyasa için tek engel KDV. İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, serbest bölge mantığıyla işleyecek depo düzenlemesinin riskleri kaldıracağını savunuyor. Dünyada uygulanan sistem “Ya KDV kaçağı olursa…” tereddütü ile bekletiliyor. FOTOĞRAFLAR: CELAL YILDIZ D AÇIL SEZEN 34 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 emir-çelik, Türkiye için son derece kritik önem taşıyan bir sektör. Hem içerdeki sanayi şirketlerine sağlanan hammadde hem de yurtdışına ihracat açısından stratejik önemi var. 2010 yılındaki ihracatı 12.3 milyar dolar, yani toplam ihracatın yüzde 11’i. Ancak bu kadar büyük öneme sahip olan çelik piyasası, yurtdışındaki kırılganlıklara çok açık. Yapısı itibariyle vadeli çalışan demir-çelik sektörü, hem depolama sorunları nedeniyle hem de vadeli piyasası olmadığı için önünü göremiyor, stoklu çalışamıyor. Kurulmuş iki depodan iç piyasaya ürün çekme konusunda faydalanamıyor. Depolama sağlıklı işlemeyince, vadeli piyasa da oluşamıyor. Depolamanın önündeki tek engel ise oluşabileceği öne sürülen KDV kaybı. İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, depolamanın önünü tıkayan bu kaygıyı aşmak gerektiğini savunuyor. Demir-çelik sektörü yapısı gereği vadeli çalışıyor ve depolama da bu nedenle büyük önem taşıyor. Ancak iç piyasada bununla ilgili tıkanıklık yaşandığını biliyoruz. Sorun neden kaynaklanıyor? Bizim yapılması konusunda öneride bulunduğumuz nokta, bir nevi sigorta niteliği taşıyor. Stokta bekleyen bir malın, ihtiyaç sahibi olduğunda dünyanın dört bir yanından insanlar tarafından alınabilmesini istiyoruz. Aynı şekilde elinde fazla ürünü bulunanların da geleceğe yönelik bakışlarında olumsuzluk söz konusuysa satabileceği bir pazar olsun. Çelik fiyatlarındaki oynaklık geçmişte büyük zararlara yol açmıştı değil mi? 2008 yılında çelikteki fiyat artışları, tarihte görülmemiş düzeylere geldi. Dünya çelik fiyatları 1.600 dolara kadar yükseldi. Ancak üçüncü çeyreğin sonunda tam tersi bir durumla karşılaşıldı. 15-20 günde fiyatlar çakıldı, 15-20 günde 340 dolara kadar düştü. Bu aradaki fark, bu işle uğraşan büyük üreticilerle ilgili oldu. Hem büyük üreticiler hem de aracılar, yani herkes çok büyük para kaybetti. Herkes kendi ölçeğine göre çok büyük zarar gördü. Bunun önüne geçebilmek ve ihracatın gelişiminde de kendimizi sigortalayabilmek için bir piyasa oluşturmayı amaçlıyoruz. Depoculuk tarafı söylediğiniz sigorta açısından büyük önem taşıyor tabii... 2010 yılında yalnız demir çelik veya kütük olarak değil, ama dünya borsalarında elleçlenen mal 11.6 trilyon dolarlık, 2.8 milyar tonluk. Bunlar büyük rakamlar. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 35 RÖPORTAJ NAMIK EKİNCİ Rakamlar ne kadar büyük olursa hassasiyet de o kadar artıyor. 2008’in Şubat ayında Türkiye’de iki bölgeye depo kuruldu. Bir tanesi Gebze’de, diğeri Tekirdağ’da. Bunların mal getirimleri ancak Rusya ve Ukrayna’dan sağlanıyor. Türkiye’den mal giremiyor. Yani Türk sanayicisini sigortalayan ayağı yoksun. 2008’in sonuna kadar 1 milyon ton mal elleçlenmesi oldu, 2009’da iki katına çıktı. 2010’da ise rakam 10 milyon tonu buldu. Yani demek ki önemli bir derinliği de var, hızla çalışıyor demek bu. MALİYE YURTDIŞI İLE GÖRÜŞÜP ARAŞTIRMIŞ aynısı burada da yapılacak. Zaten 100 tane ülkede bunun depoları kuruldu, çalışıyor. En son ABD’de 325 tonluk mal indirdi depolarına. Dünyanın her yerinde yapılan bir şey bu. Neden geride kaldığımızın mantığını bulamıyoruz. Böylece sektörün fiyat duyarlılığı da azalmış olacak diyorsunuz değil mi? Elbette. Bunun gelişmesi sektöre büyük fayda sağlayacak. Örneğin 2008’e benzer bir ortam şimdi de yaşanıyor. Fiyatlar 340 dolardan 700 dolarlara kadar çıktı. Şimdi biraz durgunluk var, tekrar 1000 dolarlara çıkacak. Çalışma şeklimizden dolayı ani bir düşüşte zararlar inanılmaz büyüyebiliyor. Zararı gücü olan kaldırabiliyor. Ama ya banka kredisiyle iş yapanlar ne olacak şimdi? Bu durum bankaları da tehdit etmeye başlayacak. Peki nasıl bir işleyiş öneriyorsunuz? Biz diyoruz ki, bu Türk sanayicisine de hizmet etsin. Türk sanayicisinin ürünleri de girsin çıksın buraya. Burada tek engel KDV meselesi. Nasıl ki serbest bölgeden ihracat yaptığınızda KDV’yi ödemiyorsunuz, burada da aynı şekilde KDV’den muaf olmasını Çelik piyasası yapısı gereği vadeli bir istiyoruz. Serbest bölgeden aldığınızda mal piyasa, ama depolama sorunu vadenin ithal etmiş oluyor ve KDV ödüyorsunuz, işlemesinde sıkıntı yaratıyor? burada da aynı şekilde iç piyasaya mal Doğru, öyledir. Çelik sektörünün çalışma alındığında KDV’ye tabi sistemi bunu gerektiriyor. olsun diyoruz. İlgili yerlerle Çelikçi 3 aylık, 3.5 aylık görüşmeleri yaptık. Onlar da malını önceden bağlamak yurtdışında araştırmalarını zorundadır. Başka türlü ÇALIŞMA yapmışlar zaten. İstediğimiz tesisin inkitaya uğramadan ŞEKLİMİZDEN atla deve bir şey değil. Zaten çalışması mümkün değil. işleyen bir sistemin burada DOLAYI ANİ FİYAT Ama sen mamulü satarken da kurulmasını istiyoruz. öyle bir şansın yok. Satsanız HAREKETİ ÇELİK satsanız 1-1.5 aylığını ÜRETİCİSİNİ O zaman bununla ilgili satarsınız. Krizde bile sen VURUYOR. tereddüt nerede oluşuyor? almaya devam ediyorsun. ANCAK GÜCÜ Bizim sektör 1980’den Satışlar duruldu, bir aydan itibaren ihracata, dış ticarete OLAN DAYANIYOR. sıfır aya düştün, yine açılmış bir ülke. Milyonlarca umutla beklemeye devam ton mal ihraç oldu, o günden ediyorsun. Bir taraftan da bugüne kadar 1 kuruşluk mamul stoğuna gidiyorsun. suiistimal veya hayali ihracat olmuş mudur? Diğer tarafta 3 aylık bağlanmış malın var. Bakın, yoktur. Demek ki, sektör kendini ispat Fiyatı düştüğü zaman çok büyük zarar etmiş. Hırsızlık yapılır diye bakışla, dürüst ediyorsun. olanların cezalandırılması yanlıştır. Geçen fiyat düşüşünde zararlar hangi Tereddütler nedeniyle toptan reddetmek boyutta oldu? yerine denetim mekanizmasını geliştirmek Geçen sefer en düşük zarar eden işletme daha mı doğru olur diyorsunuz? 100 milyon dolar zarar etti. Ölçeğine göre, Tabii ki, zaten denetim var. Serbest büyük işletmelerin zararı 500 milyon doları bölgede denetim yok mu, var? Sadece girdi buldu. Tahmini hesaplarımıza göre. Bu çıktı kontrolü yapılacak, o kadar. Önemli sistem, ülkeye fayda sağlayacak bir şey. Biz bir rahatlık getirecek. Bizim tüm isteğimiz yaşarsak ülkeye faydalı oluruz, ölümüzün bunun sağlanması. Bizi tatmin edici cevap da kimseye faydası olmaz ki. Ama böyle bir verilemiyor, verilen tek cevap KDV’de sorun durum, böyle bir yük bizi öldürür. olursa. KDV’de sorun olması mümkün değil. Eğer bu sorun ise o zaman serbest bölgeleri Dünyada çeliğin spot piyasasında da de kapatmanız gerekir. Orada yapılan işin vadelide de derinliği tartışmalı, örneğin 36 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 dünyada vadeli piyasada kontratların yüzde 80’inin tek bir yatırımcının elinde olduğu konuşuluyor. Derinliği olmayabilir, ama derinliği yok diye beklemenin kime ne faydası var? Sen içine girer oyuncu olursan ancak derinliği olur. 2008’in Şubat ayından önce sıfır derinlik olan ülkede, bir şey 10 ay içinde 1 milyon tonluk, sonraki yıl 2 milyon tonluk, sonraki yıl 10 milyon tonluk derinlik kazanmış. Fırsat verirsen derinlik olur. Zaten bu zaman olarak da yeni bir şey dünyada. ABD’de de 2000’li yılların sonlarına denk geliyor. 2005-2006 tartışılmaya başlandı. Ancak dünyada da ortaya çıkıyor. Tek sorun KDV olduğuna göre, çözüm için Maliye ile görüşmeniz hangi aşamaya geldi? Biz yazı yazdık, Sayın Bakan’ı ziyaret ettik. Teknik arkadaşları da gezdik, ziyaret ettik. Ama bize şu ana kadar hiçbir dönüş olmadı. Cevap gelmedi. BORSA GELECEĞİ OKUMADA YARAR SAĞLAR 2010 yılında 12.3 milyar dolar ihracatınız oldu, toplam ihracatın yüzde 11’i. İhracat ve yerli üreticinin beslenmesi adına da önemli bir adımdan söz ediyoruz? İhracatçı için kurulacak bir borsanın geleceğe yönelik okumada çok büyük bir faydası olur. Örneğin bugün Vadeli İşlem Borsası’nda döviz kontratlarına bakarak kura yönelik beklentileri görebiliyorsunuz. Diğer malların üzerinde de var. Bu oyun için değil, bir mesnedi olduğu için var. Bu alanda elinde mal olmadan hareket edecekler varsa, piyasayı çok iyi bilmesi lazım. Malın zaman içinde göstereceği tepkiyi çok iyi bilmesi lazım. Yükseleceği beklentisini görürseniz borsada örneğin, satışları ileri tarihe taşıyabilirsiniz, hammadde alışlarını hızlandırabilirsiniz. Veya düşecekse tam tersini yaparız. Bu ticaretle ilgilidir. Depolama aynı zamanda stok sağlaması açısından da çok önemli bir avantaj getirecek değil mi? Stoklarda olacak malın yaklaşık 2.5 milyon ton civarında olmasını bekliyoruz. Stoklardaki o malın olması halinde hiç kimse 3 aylık vadeye kalmaz. İhtiyacım varsa sıkışırım malı satıyorum derim, dediğim gibi çıkmadıysa stoklardan alırım, tesisim durmaz, çalışmaya devam eder. Tedarikte de avantaj sağlamış olurum. Ama ikna etmekte zorluğumuz var. Sanayicilerin de hammadde alması için hem otomotivde hem beyaz eşyada avantaj sağlayacak bir yöntemden mi söz ediyoruz? Elbette, bu sadece çelik sanayicisi için avantaj sağlayacak bir şey değil ki. Kütük çok önemli bir göstergedir çelikte. Birbirini tetikleyen bir piyasa yapısı var burada. Beyaz eşya, kahverengi eşya veya otomotiv sektörleri için de avantaj sağlar. Tabii ki bu açıldığı gün olmaz. Ama en azından adım atılmış olur. Zaman içinde olgunlaşır. Bu yeni bir iştir, zaman içinde gelişecektir. İMKB’nin başladığı gün piyasası çok mu derindi? Zaman içinde geldiği yere bakın. Şu anki depoya ürün hangi ülkelerden geliyor? Rusya’dan, Ukrayna’dan geliyor. Ben mal alacağım oradan, neden ben Rus’un, Ukrayna’nın malını almak zorunda kalayım depodan? Zaten bizim ihtiyaç duyduğumuz oranda, o kalitede mal da yapamıyor o ülkeler. Bir taraftan da onları desteklemiş oluyoruz. Depoların kapasitesi ne kadar? Deponun kapasitesi çok sorun değildir, duvarı genişletirsiniz kapasitesi artmış olur. İki depo dedik, şimdi İzmir ve İskenderun’a iki depo daha geliyor. Çelik sanayinin olduğu yerlere. 300-500 bin ton civarında bir kapasitesi olabilir diye düşünüyoruz. Depolama kapasitesinin yüksekliği piyasa derinliği açısından önemli değil mi? Kapasitede yer olarak değil ama fiili olarak ne kadarsa, dediğim gibi 2.5 milyon ton gibi bir rakam olabilir. Yani yer olsa 10 milyon tonluk da depolama yapabilirsiniz. Demir-çelik piyasasındaki aktörlerin kullanımı piyasanın canlılığını sağlamak açısından yeterli olacak mı sizce? Çünkü spotta güçlü olan piyasanın vadelide avantajlı olduğunu görüyoruz. Avrupa ile sıfır gümrüğümüz var. Diğer tüm ülkelere mal satıyoruz. İç piyasası çok güçlü bir ülke. Derinlik yönünden Türkiye dünyanın 10’uncu, Avrupa’nın ikinci büyüklükte ülkesi. 2-3 sene içinde 8’inciliğe yükseleceğiz. Bugün Ukrayna ve Rusya’dan mal gelecek ama ihracat da yapılabilecek. İleriye dönük olarak bakıldığında derinliği ister istemez artacak bir piyasa. ABD, Yunanistan açarken, neden onlara nema kaptırıyoruz ki? Çelikte dünyada bu kadar söz sahibiyiz derken hem de... Örneğin inşaat demirinde ciddi bir avantajı olduğunu biliyoruz Türkiye’nin? İnşaat demirinde bir numarayız dünyada. Hem bir numarayız ihracatta, söz sahibiyiz diyoruz hem şartlarını başkasına yaptırıyoruz. Bir bütündür, bütünlükle devam etmek lazım. ÇELİK SEKTÖRÜ 2008 YILINDA YAŞANAN ÇÖKÜŞ TEKRARLANIRSA BUNUN ALTINDAN BİR KEZ DAHA KESİNLİKLE KALKAMAZ. Dünyada likidite bolluğundan kaynaklanan bir parasal genişleme var. Bu her emtiayı olduğu gibi çeliği de etkiliyor. Bundan sonraki süreç için bu etkinin ne kadar kalıcı olmasını bekliyorsunuz? Fiyatlarda arz talep dengesi önemli demirçelikte. Kriz sonrası önemli bir düşüş oldu. Türkiye yüzde 5 civarında bir daralma yaşadı çelikte. Olumsuz etkilenen Çin ve Hindistan sonrası üçüncü ülke oldu. Ama 2010’da tüm ülkeler kapasiteleri yüzde 15 artırdı. Türkiye’nin üretim artışı yüzde 10 civarında oldu. Hesapta olmayan bir durum çıktı. Kuzey Afrika ülkelerindeki karışıklık. Bizim ihracatı yüzde 10 civarında düşürecek bir durumdan söz ediyoruz. BANKALARA DA SİRAYET EDEBİLECEK BİR RİSK Peki bu fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yapmayacak mı? İşte bu bizi yumurta tavuk hikayesine getiriyor. Maliyet artıyor, fiyatı artırıyoruz. Sonra beklenmedik bir olayda işler tam tersine dönüyor. Bir kez daha böyle bir çöküş yaşanırsa, Türk çelik sektöründeki işletmeleri kimse toparlayamaz. Buradan da bankalara sirayet edecek bir çöküşten söz ediyorum. 2008’deki çöküşün olduğu dönemde böyle bir piyasa olsaydı daha mı az zarar görürdünüz? Belki yine de çöküş olabilirdi. Gene aynısını yaşayabilirdik. Ama şimdi öğrendik. Hesaba katıyoruz o riskleri şimdi. Şu anda, bu deneyimle şimdi aynı çöküş olsa bu kadar kötü etkilenmezdik. Bu piyasa olmasına rağmen batıyorsa işletme, o zaman kendi yeteneğini sorgulaması lazım. Şu anda vakit yitirmekten endişelisiniz? Kamudan kaynaklanan sorunlarımız da var. İthalatı azaltmamız gerekiyor. Tüketimimiz 26 milyon tondu geçen sene. 19.5 milyon ton ithalatımız var, hurda için. Yani yaklaşık yüzde 75 ithalatımız var. Bunun dışında da bazı mallar ithal ediyoruz. Kendi ürettiğimiz kütüğü ihraç da ediyoruz. Bunun ülkeye yükü yok ki. Ticaret de gelişecek, dünyada da Türkiye’nin adı duyulacak. Çözeceklerine eminim de vakit kaybetmeye gerek yok. Şimdiki olgunluğumuz olsaydı, o dönemde depo da olsaydı, ben neden tutup 2.5 aylık satılmamış malın riskine gireyim? Depoda var, bilirim ki günü geldiğinde mal çekebilirim. Bir yandan da oraya mal indirilir. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 37 DOSYA HABER Protokolün imza törenine VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve Genel Müdür Çetin Ali Dönmez katıldı. Protokole TİM adına Başkan Mehmet Büyükekşi imza koydu. İHRACATTA VOB DEVRİMİ Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, ihracatçının en büyük sorunu olan kur ile ilgili çalışmalarını aktarabilmek için Türkiye İhracatçılar Meclisi ile işbirliğine gitti. Taraflar arasında imzalanan protokol, 50 bin ihracatçıyı hedefliyor. hracatçıların döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalara karşı korunması amacıyla Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası arasında yapılan işbirliği protokolü şubat ayında imzalandı. VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin imzaladığı protokolle ihracatçıların Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nı kullanarak kur riskinden korunabilmelerine yönelik eğitim ve tanıtım çalışmaları düzenlenecek. Dış Ticaret Kompeksi’nde gerçekleşen imza törenine konuşan VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, ihracatçı şirketlerin VOB’u kullanmaları için en uygun dönem olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bizim için asıl başarı reel sektörün VOB’u kullanması olacak. Hem vergilendirme kalktı hem de biz teminat oranlarında indirime gittik.” Kestelli, VOB’un kurulduğu 2005 yılından bu yana başarılı çalışmalar yürüttüğünü hatırlatarak imzalanan bu protokolle birlikte 38 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 yaklaşık 50 bin ihracatçının büyük oranda VOB’u kullanacağına inandıklarını söyledi. Türk ihracatçısının bugüne kadar çeşitli nedenlerle VOB’dan uzak durduğunu kaydeden Işınsu Kestelli, “Bu süre zarfında işlem hacmimiz hızla büyüdü ve geçen yıl toplamı 430 milyar TL’yi aştı. VOB döviz sözleşmelerinin işlem hacmini artırarak bunları ihracatçılarımızın daha fazla kullanmasını hedefliyoruz”dedi. VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez ise yaklaşık yüzde 9 oranında bir teminat indirimine gittiklerini vurguladı. “İhracatçıların yüzde 90 oranında bu enstrümanı kullanmalarını hedefliyoruz, maliyet konusunda bir sıkıntı olursa yeni bir adım atmaya da hazırız” diye konuşan Dönmez, sadece ihracatçıları bilgilendirmeye yönelik bir telefon hattını da devreye sokmayı planladıklarını sözlerine ekledi. Törende bir konuşma yapan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise Halkbank ile de bir fordward protokolü imzaladıklarını belirterek, ihracatçıların konu hakkında bilgi sahibi olmadığı için kur riskini hedge etmediklerini belirtti. Büyükekşi, şunları söyledi: “Yaptırdığımız ihracatçı eğilim anketi sonuçlarına göre, ihracatçılarımızın yüzde 50’si döviz riskini hedge için bir enstrüman kullanmıyor. Bu oran ilk 500’de yer alan firmalarda yüzde 50 iken, ikinci 500’deki firmalarda yüzde 56 olarak gerçekleşiyor. Daha küçük firmalarda ise bu oran yüzde 63’e çıkıyor. Küçük firmalar kur risklerine karşı daha fazla korunaksız durumdalar. TİM olarak ihracatçılarımızın kur risklerine oldukça duyarlıyız. Çünkü ihracatçılarımız açısından kurların büyük bir önemi var. Dalgalı kur sistemi, ihracatçılarımızı kur konusunda aktif davranmaya zorluyor.” TİM-VOB işbirliği ile ihracatçılara yönelik eğitim programları organize edeceklerini ve çeşitli illerde VOB ile ilgili seminerler düzenleyeceklerini dile getiren Mehmet Büyükekşi, böylelikle daha fazla ihracatçının VOB’u daha yakından tanıma fırsatı bulacağını ve vadeli işlemlere yönelerek kur riskinden kendisini koruyabileceğini söyledi. Büyükekşi, “Bu sayede ihracatçılarımızın daha sağlıklı koşullarda ticaret yapmasının önünü açılacak” şeklinde konuştu. KONUK YAZAR VOBSTAR MUAMELESİ GÖRÜYORUM YAVUZ SEMERCİİ Vadeli işlem ve opsiyonların anlamını öğrendim. Birisi sigorta, diğeri kapora anlamına geliyormuş. Bu kadar belirsizlik varken bunları kullanmıyorsanız, kendinizi Nostradamus sanıyor olabilirsiniz. OBJEKTİF dergisinin bir önceki sayısına baktım, benimki kadar eğlenceli, renkli konu yok. Futbol kulüplerinin giderlerinin döviz, gelirlerinin Türk Lirası olduğunu yazmıştım. Futbolcuların aldıkları paraları da ortaya koyup risklerini nasıl değerlendirmediklerini anlamadığımı söylemiştim. Övünmek için söylemiyorum, tam tersine. Yazıdan sonra adeta vadeli piyasa uzmanı muamelesi görmeye başladım. Birçok kişi vadeli piyasaları nasıl takip edebileceğini benden öğrenmeye çalıştı. Büyük bir alçakgönüllülükle tebrikleri kabul ettim. Ama bana yapılan VOBstar muamelesini hak etmek için ister istemez işin ne olduğunu öğrenmek zorunda kaldım. İlgiyi haksız çıkarmamak adına piyasayı takip etmeye başladım. Ama gördüm ki iş karışık. Sürekli takip etmek gerekiyor, ekranlara bakmak gerekiyor. Başka işleri olan yiğidin harcı değil. Oturup mesai harcamak lazım. MODELLERİN SORUNLARI O sırada VOBJEKTİF’in yeni sayısı için röportajlar gelmeye başladı. İçlerinde bir tanesinin başlığına takıldım. “Parasını bir ayda 3’e katlayan ev hanımı gördünüz mü?” Haberi yapan arkadaşlar görmüş. Üstelik de olay VOB’un yarışmasında vuku bulmuş. “Her yiğidin harcı değilmiş” diyen zihnimi azimsizlikle suçlayıp kolları sıvadım. Uğraşıp araştırdım. Olay teknik ama bulduğum sonuçlar şöyle... Vadeli piyasa dedikleri meğer sigortaymış efendim. Evinize hırsız girmesin diye sigorta yaptırmıyor musunuz? Aynı şekilde depremden korunmak için de öyle. Otomobil alırken, başınıza bir kaza gelir diye kasko yaptırmıyor musunuz? İşyerinize bir sürü olasılığa karşı sigorta yaptırmıyor musunuz? Tüm bunlara verdiğiniz yanıt evet ise... Paranızın başına bir şey gelmeyeceğini de nereden çıkardınız? Avrupa’nın borç krizini an be an takip edebiliyor musunuz? ABD’de gecenin bir yarısı çıkıp konuşan Bernanke’nin likidite konusunda söylediklerini o anda yorumlayıp işleme dökebiliyor musunuz? Çin’den gelen PMI verisinin sizin iş yaptığınız emtia üzerindeki etkisini analiz edebiliyor musunuz? Bütün bunları yapabilseniz bile bugünden yarına bu senaryonun değişme olasılığı uykularınızı kaçırmıyor mu? İşte vadeli piyasa bunu sağlıyormuş. Rahat uyumanızı. Siz işinize bakıyorsunuz. Alacağınız malın fiyatını biliyorsunuz. Satacağınızda hangi kurdan satacağınızı biliyorsunuz. Yurtdışında şu olmuş, içerde bu olmuş, şu şunu demiş, bu bunu yapmış, ilgilenmiyorsunuz. Hisse senedi yatırımcısı mısınız? Uzun vadeli portföy mü yaptınız? Piyasa düşecek, görüyorsunuz, ama elinizdeki kağıtları satmak istemiyorsunuz. Gidiyorsunuz vadeli piyasaya, endeks düşer diye kontrat satın alıyorsunuz. Endeks yukarı giderse, zaten hisse senedinizden kazanıyorsunuz. Yani otomobilinize kasko yaptırıp o yıl kaza yapmazsanız ne olursa o oluyor. Aşağı gelirse VOB kontratı kaybınızı telafi ediyor. “Sigortadan” paranızı almış oluyorsunuz. VOBJEKTİF’in bu sayısında Gürman Tevfik anlatınca daha da rahat anladım bu yaklaşımı. MODELLERİN SORUNLARI Bir de opsiyon işi geliyor, yolda. O da kaparo anlamına geliyormuş. Bir ürünü gelecekte belli bir fiyattan alma veya satma hakkı kazanıyormuşsunuz. Kaparoyu verin, o tarihte alırsanız alırsınız. Almazsanız kaparoyu yakarsınız. İşin şakası bir yana ama bunlar çok önemli bilgiler. Ne kadar güçlü öngörüleriniz, piyasa sezgileriniz olursa olsun. Piyasayı ne kadar iyi takip ederseniz edin. Tüm dünyaya yetişme şansına sahip değilsiniz. Her an her dakika bilgi seti değişiyor. Robot değilseniz (yani normal bir insan olarak uyuyor, dışarı çıkıyor, yaşıyorsanız) anlık olarak tüm bunlara yetişmeniz mümkün değil. O nedenle hem piyasada olup hem sigortayı düşünmeden yaşamak kendinize Nostradamus (ünlü kahin) muamelesi yapmaya benziyor. Zaten bakın, o bile yanıldı. 2010’da 3. Dünya Savaşı öngörüsü vardı. Bu piyasa ortamını yaşasaydı, sanırım Nostradamus bile VOB’a gelir, kendine sigorta alırdı... NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 39 DOSYA FINDIĞIN BAŞKENTİNDE DEPO DEVRİMİ Dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiren Türkiye, bu kadar ağırlığı olan üründe hem fiyat hem de üretim açısından büyük sorunlar yaşıyor. Üretici ile alıcıyı buluşturacak yeni bir sistem kurmayı amaçlayan Giresun Ticaret Borsası’nın kuracağı ilk Lisanslı Fındık Deposu ile kritik bir viraj dönülecek. T HATİCE NAZLI AYDOĞAN 40 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 ürkiye fındıkta dünyanın en büyük üreticisi konumunda. Bu nedenle, aslında dünyadaki fındık fiyatını belirleme şansına sahip olan ender ülkelerden biri. Ancak, yıllardan bu yana uygulanan politikalardaki bazı eksiklikler ve hatalar, Türkiye’nin bu avantajı lehine kullanmasına engel teşkil etti. Gerek spot piyasanın gücü konusundaki soru işaretleri, gerekse üreticinin belirli bir alıcı kesimine teslim olması, hem üreticinin yıllar içinde büyük zararlar yazmasına hem de Türkiye’nin bu anlamdaki gücünü verimli şekilde kullanamamasına neden oldu. İşte şimdi, bu sorunların üstesinden gelinmesine olanak sağlayacak çok önemli bir kavşak dönülüyor. Türkiye’nin ilk ticaret borsalarından biri olan Giresun Ticaret Borsası, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın kuruluşundan bu yana gündeminde olan Lisanslı Depoculuk için ilk ve en önemli adımı attı. Fındık Tanıtım Grubu tarafından TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi’ne yaptırılan Lisanslı Fındık Deposu Projesi, Türkiye’nin profesyonel anlamda ilk lisanslı deposu olacak. Yıllardır fındıkta yaşanan arz fazlası ve fiyat istikrarsızlığının önüne geçilmesi amacıyla Giresun Ticaret Odası tarafından hayata geçirilen Fındık Lisanslı Depo ve Pazar Yeri Projesi için Avrupa Birliği Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı´ndan (IPA) 9.3 milyon euroluk kredi sağlandı. Yapılan desteklerle projenin bütçesi yaklaşık 11 milyon euroya ulaşacak. Karadeniz’in fındık üretimi yapan diğer illerine de örnek olacak proje sayesinde dünyanın en kaliteli fındığını yetiştiren ve dünyanın en önemli fındık üreticisi olan Türkiye’nin rekabette şansının artırılması ve ülke ekonomisine katkısının arttırılması hedefleniyor. Uzun yıllardır Fiskobirlik ve TMO’nun politikaları nedeniyle gerçek değerine ulaşamayan fındığın bu proje sayesinde hak ettiği değere ulaşması ve fındık üreticisinin emeğinin karşılığını almasına olanak sağlanacak . Lisanslı depoculuktaki ilk profesyonel ve örnek projeyi yerinde görmek ve projenin sahibi Giresun Ticaret Borsası yöneticileri ile görüşmek üzere VOBJEKTİF Şubat ayında Giresun’u ziyaret etti. Giresun Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı ve AB Projesi ve Lisanslı Depoculuk Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Paltun, Giresun Ticaret Borsası Proje Koordinasyon Ofisi Birim Sorumlusu Suat Başkan ve Giresun Ticaret Borsası Genel Sekreteri Eren Nizam ile başta Lisanslı Depoculuk olmak üzere fındık üretiminin dününü ve bugününü konuşma fırsatı bulduk. FINDIK BUNDAN SONRA DEĞERİNİ BULACAK Giresun Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Paltun, Türkiye’nin cari açığa katkıda bulunmadan ekonomiye direkt katkısı olan ve çok değerli bir tarım ürünü olan fındığın bugüne kadar yürütülen yanlış politikalar nedeniyle değerinin çok altında işlem gördüğünü belirterek şunları söylüyor: “Dünyanın en kaliteli fındığı Türkiye’de. En fazla fındık üretimi yapan ülke de Türkiye. Rekabette çok önemli bir avantajı olmasına rağmen gerek hükümetlerin gerekse ilgili kurumların verimli ve etkin olmaması nedeniyle hem üreticisinin hem de ticaretini yapanın zarar ettiği bir ürün oldu. Arz fazlası çıkan fındığın fiyatının düşmesi, Fiskobirlik’in borçları ve TMO’nun yetersizliği, istenen noktaya gelmemizi engelledi.” Üreticilerin girişimi ile 1936 yılında kurulan Fiskobirlik’in devletin himayesine girmesi ile üreticinin desteklendiği politikalar farklılaşmaya başladı. Bu nedenle zararlar arttı, daha sonra çekilen devlet desteği TMO’ya devredildi. Paltun şöyle devam ediyor: “TMO’nun bu süreci doğru yönetememesi başta olmak üzere pek çok zincirleme hata fındığın serbest piyasasının oluşmasını engelledi. Oysa serbest piyasa kurallarının oluşmasına olanak sağlamak ve fındığın serbest piyasada gerçek değerinin oluşmasına fırsat vermek gerekiyordu. 2009’dan bu yana devletin destek fiyatını çekmesi ile gerçek bir piyasa oluşmaya başladı. Ve sanıldığı gibi artık fındık üreticisi zarar etmiyor, tam tersi piyasada oluşan fiyatı artık üretici belirliyor. Fiyatı yüksek buluyorsa ürününü satıyor. Düşük bulduysa satışa çıkmıyor ve istediği fiyat için bekliyor. Bu hem üretici hem de ticaretini yapanlar için önemli bir gelişme.” FINDIĞI EVDE SAKLAMA ZORUNLULUĞU BİTECEK Peki lisanslı depoculuk fındık üreticisi açısından ne anlama geliyor? Halil İbrahim Paltun, lisanslı depoculukta attıkları önemli adımın fındıkta yeni bir başlangıç olacağını ifade ediyor ve lisanslı depoculuk sisteminin işleyişi hakkında şu bilgileri veriyor: “Geçmişte üretici fındığı ya evinde saklamak zorundaydı ya da güvenilirliği olmayan emanetçide bırakırdı. Ürünü evde saklamak hem mekan hem de saklama koşullarının tam oluşmaması nedeniyle üretici sıkıntıya düşürüyor. Emanetçilere verilen üründe de aynı sorun yaşanırdı. Emanetçide saklama koşulları uygun olmadığı gibi verdiğiniz ürünü yerinde bulamama ya da kaybetme sorunu olurdu. Bununla ilgili yüzlerce olumsuz örnek var. İflas eden fındık manavı nedeniyle ürününü kaybeden üreticisi sayısı hiç de az değildir. Ancak lisanslı depoculukla birlikte pazardaki fiyatı beğenmeyen ya da biraz daha fiyatın yükselmesini beklemek isteyen üretici fındığını sağlıklı koşullarda sertifika karşılığı depoya güvenilir biçimde teslim edecek. Bozulma, çürüme ve fire kaygısı olmadan. Üretici elindeki sertifikayı istediği gibi değerlendirebilecek. İster ihracatçıya, ister tüccara ya da karşılığında kredi kullanmak üzere bir bankaya devredebilecek. Böylece ürünün dolaşımda fazla olduğu yani arzın yoğun olduğu dönemlerde düşen fiyatlar nedeniyle zarar etmekten kurtulacak.” NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 41 DOSYA Bu büyük ölçekli deponun inşasının yapılacağı arazi 2001 yılında Giresun Ticaret Borsası tarafından 500 bin lira bedelle satın alınmış. Projenin 4 bin 90 metrekaresi idari bina, 6 bin 626 metrekaresi depo alanı olacak. Arazinin toplam alanı 29 bin metrekare. Borsa binasında üyelerin elektronik ortamda alım satım yapabilecekleri bir seans salonu da bulunacak. Proje fındık lisanslı depoculuk kompleksini de içine alan dünyadaki tek örnek olacak. Giresun Ticaret Borsası, bu yıl içinde lisanslı depoculuk şirketi kurmak için başvuruda bulunacak. Proje ilk etapta 17 bin ton fındık depolama kapasitesi ile başlayacak. Bir sonraki adım, projenin Tirebolu ve Bulacak´a taşınması. Giresun´da toplam 100 bin tonluk fındık üretimi söz konusu. Bir kaç yıl içinde 20 bin tona yakın fındığın lisanslı depolarda muhafaza edilmesi bekleniyor. Diğer illerle birlikte toplam depolanan ürünün 150 bin tona ulaşması halinde, Türkiye’nin arz fazlası fındık sorununun önüne geçilmiş olacak. 2013 SONBAHARINA YETİŞECEK 2005’te çıkan Lisanslı Depoculuk Kanunu’ndan bu yana projeyi hayata geçirmek için çaba harcadıklarını ve uluslararası ihaleye çıkma sürecinden sonra projeyi 2013 Ağustos-Eylül sezonuna yetiştireceklerini vurgulayan Halil Paltun, proje ile ilgili teknik bilgileri vermek üzere sözü Proje Koordinasyon Ofisi Birim Sorumlusu Suat Başkan’a bırakıyor. Başkan, fındığın ürün olarak hangi koşullarda daha sağlıklı ve uzun süreli saklanabileceği üzerine yaptıkları araştırma sonunda azot gazı teknolojisinin uygun olduğuna karar verdiklerini vurgulayarak proje hakkında şunları söylüyor: “Fındığın saklanmasındaki en önemli esas öncelikle düşük bağıl nem (yüzde 60-70) daha sonra düşük sıcaklık (5-100 derece ) koşullarının sağlanmasıdır. Bağıl nemin yüzde 70’in üzerinde olduğu durumda küfler gelişmeye başlayarak fındıkta Aflatoksin riskini artırır. Oksijenden arındırılan depolarda kullanılan azot gazı fındığı 4 yıla kadar muhafaza edebiliyor. Depo alanı 700 tonluk 28 çelik depodan oluşuyor. Yaklaşık 17-19 bin tonluk depolama kapasitesine sahip olacak. Proje alanında kabuklu fındık depolama tesisi, Akredite Laboratuar ve Ürün işlem Borsası bulunuyor. Komplekste ayrıca Temizleme ve Tartım İstasyonu ile Ambalajlama alanı da bulunuyor.” 42 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 LİSANSLI DEPO NASIL ÇALIŞACAK? Lisanslı depoya gelen kabuklu fındıklar, önce posta ambarına boşaltılacak. Posta ambarından posta elevatörü ile çöp sensörüne beslenerek ve burada kalın ve ince eleklerden geçecek, yabancı maddelerden (taş, tahta parçası, kum gibi) ayrılacak. Buradan hava kanalına geçerek ince tozlarından temizlenen kabuklu fındık kantar üzerindeki tekerlekli tanka doldurulacak. Dolum sırasında tank yabancı madde içeriği yönünden kontrol edilecek. Tartım işleminden sonra numune şişleriyle tanktan numune alınarak Kalite Kontrol Labarotuvarına gönderilecek. Tartım ve Kalite kontrol fişleri bilgisayar ortamında düzenlendikten sonra ürün sahibi lisanslı depo idare kısmında “Ürün Senedi”ni teslim alacak. Senet üzerinde ürüne ait miktar, kalite kontrol sonuçları ile ürün sahibinin bilgileri bulunacak. konveyörden hareketli konveyör beslenecek ve buradan silo besleme bunkerine akan fındıklar silo içindeki iniş sistemi ile siloya girecek. Boş silolar başlangıçta azot gazı beslenerek şartlandırılır. Fındık besleme sırasında da azot gazı beslemeye devam edilir. O2 sensörleri ölçümlerine göre azot gazı beslemesine devam edilir. AMBALAJLAMA NASIL OLACAK? Ambalajlama, lisanslı depoculuğun önemli aşamalarından birini oluşturuyor. Ambalajlama ünitesi besleme silosundaki sensörler aracılığıyla gelen ürünün çuval ya da büyük torbalara aktarımı olarak değerlendirilebilir. Ambalajlama, 80 kilo kapasiteli çuval tartım dolum ünitelerinde veya 1000 kiloya kadar poşetleme yapacak kapasitede dolum ünitelerinde yapılacak. Ambalajlama sırasında alınan numuneden tekrar randıman, rutubet ve fiziksel kontroller yapılacak. Teslim alınacak ürüne FINDIĞIN SAKLANMASI ait Ürün Senedi üzerindeki randıman değerleri ile ambalajlama sırasında NASIL OLACAK? Numune sonucu yapılan randıman değeri belirlenmiş tanklar karşılaştırılarak teslim hangi randımanda ise edilecek ürün miktarı o silonun bulunduğu belirlenecek ve toplam TOPLAM 29 BİN hattın Z-elevatörüne ambalaj ağırlığı bu değere METREKARE sürülerek besleniyor. Ana göre ayarlanacak. Ürünü ARAZİYE z-elevatörden silo üst teslim alma aşamasında alıcı KURULACAK ambalajlama materyallerini platformundaki sabit bant lisanslı depoya getirmek konveyöre beslenecek. Silo OLAN DEPO 20 üst platformundaki ray BİN TON FINDIĞI zorunda olacak. Ürün üzerinde iki yöne hareket teslim alındığında, ürün MUHAFAZA eden konveyör boşaltılacak, senedi de lisanslı depo EDEBİLECEK siloya ayarlanarak sabit yönetimine teslim edilecek. FINDIKTA KABUS BİTİYOR Giresun Ticaret Borsası, kurulacak olan lisanslı depo sayesinde, yıllar yılı fındık üreticisini zor durumda bırakan spekülasyonların önüne geçilebileceğini savunuyor. Depoda saklanan fındık kontratlarının VOB’a getirilmesi amaçlanıyor G iresun Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Paltun, Genel Sekreter Nizam Eren ve Proje Koordinasyon Ofisi Birimi Sorumlusu Suat Başkan, fındıkta lisanslı depoculuğun faaliyete geçmesi ve kontratların VOB’a aktarılması hedeflerine ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı... Giresun Ticaret Borsası’nın VOB’un tanıtımı ile ilgili çalışmalarından bahseder misiniz? Giresun Ticaret Borsası olarak da fındık kontratlarını VOB’a taşımaya düşünüyoruz. Borsa olarak diğer borsalara ve Sakarya Bölgesi’nden Trabzon’a kadar fındık ticareti yapanlara VOB’u anlatmayı planlıyoruz. Giresun Ticaret Borsası bünyesinde aktif fındıkçı sayısı yaklaşık 340. Ama bu 340 kişi içinde çok aktif olanların sayısı 150-200 arasında. Onların tek tek ayaklarına giderek VOB’daki kontratların ne işe yaradığını, lisanslı depoculuğun ne işe yaracağını açıklayacağız. Bugün büyük fındık ihracatçıları bile pozisyonlarını VOB’da hedge etmeyi yeni öğreniyorlar. Lisanslı depoculukla birlikte ne kadar bir işlem hacmi bekliyorsunuz? VOB ve lisanslı depoculuğun tam anlaşıldığı ve işlerliğin başlaması ile tahmin yürütmek çok zor ama parasal değer olarak 10-20 bin dolar seviyesinde günlük işlem hacmi başlar olacağını düşünüyorum. Fındığın aktif olduğu Ağustos-EylülEkim aylarında, yoğun alım satım zamanlarında özellikle Ocak sonu vadeli işlemlerde tavan yapacağına inanıyorum. Lisanslı depoculuk faaliyeti fındık ne tür katkılar sağlayacak? Bugünkü piyasaya bakarak uzun vadede lisanslı depoculukla eşleştirmek lazım. Bugün üretici fındığı ya evinde saklamak ya da pazara indirdiğinde nakit satmak durumunda. Ya da fındık manavına emanete bırakmak zorunda. Son 5 yılda benim gözlemlediğim önemli bir konu var. Özellikle TMO’nun Fiskobirlik’ten sonraki kuruluşun destekleme fiyatı verdiği dönemlerde piyasa fiyatı destekleme fiyatının altında kaldığı için vatandaş kendi masraflarını çıkarma adına derinlik NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 43 DOSYA bakımından ne derece sağlam olduğu belli olmayan insanlara vadeli fındıklar sattı. Bu da büyük zincirleme ticari kazalara neden oldu. Tirebolu gibi bir ilçede son 5 yılda 10 trilyon şimdiki değeri ile 10 milyon lira battı. Hem üretici hem de fındık ticareti yapanlar ciddi zararlarla karşı karşıya kaldı. Şimdi bir de lisanslı depoculuk tarafından olaya bakalım. Birincisi, üretici ürününü depoya bıraktığında ürünü güvenli, emin ellerde olacak. İkincisi paraya ihtiyacı olduğunda elindeki sertifika ile gerek özel bankalardan kredi kullanabilecek. Bankalarda buna sıcak bakıyorlar. BANKALARIN ZİRAATE BAKIŞ AÇISI ÇOK FARKLI Çünkü bankacılık sektörünün bu konuda ziraate bakış açısı çok farklı. Neden? Teminatlar sağlam. Burada devletin de 3-5 kurumunda denetiminde olan lisanslı depoculuk içerisinde sertifikaları eline alan üreticiler alternatif piyasalarda da işlem de yapabilecek. Emanet sisteminde kurtulacak. Üretici kaliteye yönelmek zorunda kalacak. İhracatçı çok kaliteli fındık alacak. Fındık manavı diye tabir ettiğimiz tedarikçi firmalar büyük emanetçi firmalara ürün satabilecek. Banka faizlerinin cüzi olduğu dönemde bile üretici sertifika karşılığında bu rakamların dahi altında faizle kredi kullanabilecek. Bunun çiftçiyi nasıl güçlendirebileceğini düşünebiliyor musunuz? Projeniz sadece Giresun’u kapsayan bir proje. Fındık üreticisi diğer illere de örnek olacak mı? Evet, bu proje sadece Giresun’a ait . Giresun’un fındığı da özel. Diğer illerde yetişen fındık lavant fındık dediğimiz tür, Giresun fındığından bir parça düşük kalitede. Bu nedenle aynı depoda saklanması sözkonusu değil. Bizim projemiz aslında bir demo proje. Örnek bir proje. Böyle olmasa AB böyle bir hibeyi bu projeye vermezdi. Trabzon, Ordu da lisanslı depo kurmak zorunda. Ordu’ya 40-50 bin tonluk bir lisanslı depo; en kötü ihtimalle 30 bin ton kapasiteli bir depo kurulması gerekiyor. Hatta Giresun da iki yere kurmak zorunda. Taşıma maliyetleri ve ürün kalitesi açısından her bölgenin kendi deposunu kurma zorunluluğu var. Giresun Ticaret Borsası olarak Trabzon, Ordu ve Düzce Ticaret Odaları ile ortak bir toplantı yapacağız. Ticaret borsalarının 44 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 Giresun Ticaret Borsası ve Lisanslı Depo’nun inşaa edileceği alanı GTO yöneticileriyle birlikte gezdik. yabana atmayız. Özellikle çabaları yanında özel sektör fındık kontratlarının yatırımlarının da bölgede DEPO, KREDİLİ VOB’a taşınması konusuna artacağını düşünüyoruz. ÇALIŞMAYA öncülük etme misyonumuz Bu arada Ürün İhtisas ALIŞMIŞ sürecek. Borsası’nın kurulması yönünde çalışmalar TÜCCARA Lisanslı depoculukta geç devam ediyor. TOBB’un KREDİDEN mi kalındı? öncülüğünde bütün tarım KURTULMA Bugün lisanslı borsaları Ürün İhtisas İMKANI depoculuktan daha Borsa’sına bağlı olacak. SAĞLAYACAK. yeni bahsediyoruz. BDDK benzeri bir yapı Hindistan’da bile oluşturulacak. Bu da şu bugün 8 bin adet lisanslı anda dağınık ve bireysel depoculuk şirketi var. bazlı çalışmaların bir çatı Türkiye’de yok. Türkiye bu açıdan çok altında toplanmasını sağlayacak. Ortak geç kaldı, kabul etmek gerekiyor. Türkiye karar alma ve hareket etme imkanı olacak. geçmişte tam bir tarım ülkesiydi. Ama BÖLGEDE EĞİTİME tarım ve hayvancılığın gelişmesi adına stratejiler geliştirilemedi. Türkiye yıllardır AĞIRLIK VERİLECEK Giresun Ticaret Borsası’nı VOB ve bir sanayi hamlesinden bahseder ancak lisanslı depoculuk konusunda çok aktif ve hala ne tam bir sanayi ülkesi ne de çok heyecanlı gördüm. Diğer illerin VOB’a tarım ülkesi. İyi niyetli çabalar maalesef ve lisanslı depoculuğa bakışı nedir? profesyonel adımlara dönüşemedi. Tarım ve Onlara da VOB’u anlatmaya devem hayvancılık ötelendi, geri kaldı. Geldiğimiz ediyoruz. Borsa üyelerine VOB’da hesap nokta bu konuda çok başarısız olduğumuzu açmaları noktasında tavsiyelerinde kanıtlıyor. bulunuyoruz. Aktif antrenman, işlem yapmak VOB’u öğrenmenin en hızlı yolu. Emtia kontratları ve lisanslı depoculuk Türkiye’nin tarıma olan bakışını da Diğer illerde VOB’dan bahsedince değiştirecek mi? “O nedir?” şeklinde cevap alıyoruz. Bugün fındıkta en büyük problemlerden Borsa yöneticilerine bile anlatmakta biri daldaki fındığın ne kadar olduğunu zorlandığımız oluyor. VOB’u duymuşlar tahmin edememektir. Hala tarım ve ama kullanmıyorlar. Ne işe yaradığını sanayide bir envanter çıkaramıyoruz. bilmiyorlar. VOB yöneticileri ile 2011 yılında daldaki fındık miktarın temaslarımız sürüyor. Giresun’da, bilsek herkes ona göre pozisyonunu alırdı. Trabzon’da eğitim ve bilgilendirme Bunu bilmiyoruz netleştiremiyoruz. Her çalışmalarına başlayacağız. Elimizden kuruluş kendine göre bir sayımla açıklama gelen gayreti göstereceğiz. Keşke bütün yapıyor. Bazıları yanılıyor, en az yanılma borsalar bu konuda öncülük yapsa. Bu ile tutturan başarılı sayılıyor. Tamamen konuda öncü olmamız gerekiyorsa Giresun varsayımlardan hareketle ticaret yapıyoruz. Ticaret Borsası olarak bunu da yaparız, DOSYA PARİTE OYNADIKÇA EURO/DOLAR SÖZLEŞMESİ UÇUYOR BAHAR DEMİRYÜREK S. SEMİH ATEŞ Sözleşme, Araştırma ve İstatistik Müdürlüğü [email protected] Bir yanda ABD’nin “likidite kalıcı” yaklaşımı, diğer tarafta Avrupa’nın faiz artırımları... Paritede yönü kestirmek neredeyse imkansız. VOB’un Euro/Dolar Çapraz Kur sözleşmesi, yatırımcılar için “etkin bir sigorta” niteliği taşıyor... V adeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda 22 Aralık 2010 tarihinde işleme açılan VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesi yatırımcılar tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinde günlük ortalama işlem hacmi ilk işlem gününden 31 Mart 2011 tarihine kadar 4 bin 213 adede ulaştı. Soldaki grafi kte 22 Aralık 201031 Mart 2011 tarihleri arasında VOBEUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinin adet bazında günlük toplam işlem hacmi yer alıyor. VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinde günlük ortalama TL bazında işlem hacmi, 22 Aralık 2010 ve 31 Mart 2011 tarihleri arasında 9.091.598 TL olarak gerçekleşti. Sağdaki grafi kte 22 Aralık 2010-31 Mart 2011 tarihleri arasında VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinin TL bazında günlük toplam işlem hacmi yer alıyor. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 45 DOSYA VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinde Şubat ayında adet bazında toplam işlem hacmi 99.029 olarak gerçekleşmişken, Mart ayında bu hacim %10 artış göstererek 109.173 adede yükseldi. Şubat ayında TL bazında işlem hacmi 214.770.736 TL iken, Mart ayında bu hacim %12 artış göstererek 241.234.672 TL’ye ulaştı. Aylık bazda günlük ortalama açık pozisyon sayısı Şubat ayında 9.871 adet olarak gerçekleşmişken, Mart ayında %45 artarak 14.287 adede yükseldi. Aylık bazda günlük ortalama açık pozisyon değeri Şubat ayında 21.453.241 TL olarak gerçekleşmişken, Mart ayında %48 artış göstererek 31.646.305 TL’ye ulaştı. VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinde, Nisan ayı içerisinde Haziran 2011, Eylül 2011 ve Aralık 2011 46 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 vadeleri işleme açık. Aşağıdaki grafikte, VOB-EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesinin 18 Nisan 2011 tarihi itibariyle açık pozisyon sayısının vadeler arasında dağılımı yer alıyor. İşleme açık sözleşmelerin Haziran 2011 vadesi toplam açık pozisyon sayısının %96,4’üne sahip. Kar/Zarar Hesaplamasına İlişkin Bir Örnek Yatırımcı, VOB-EUR/USD vadeli işlem sözleşmesinin Haziran vadesinde 1,4000 fiyatla 10 adet uzun pozisyon alır. Sistemde yer alan USD/TL döviz kuru 1,6000’dir. Sözleşmenin başlangıç teminatı 120 TL’dir. Yatırımcı 120*10=1.200 TL başlangıç teminatı yatırır. • Gün içi geçici uzlaşma fiyatı 1,4200; sistemde tanımlı döviz kuru 1,5950 olursa, Geçici kar/zarar (USD) = (1,42001,4000)*1.000*10 = 200 $ Geçici kar/zarar (TL) = 200 $ *1,5950= 319 TL • Gün içi geçici toplam teminat =1.200+319=1.519 TL Gün içi geçici uzlaşma fiyatı 1,4200, sistemde tanımlı döviz kuru 1,5900 olursa, Geçici kar/zarar (USD) = (1,42001,4000)*1.000*10 = 200 $ Geçici kar/zarar (TL) = 200 $ *1,5900= 318 TL Gün içi geçici toplam teminat =1.200+318=1.518 TL • Gün sonunda uzlaşma fiyatı 1,4000, sistemde tanımlı döviz kuru 1,5850 olursa, Kar/zarar (USD) = (1,40001,4000)*1.000*10 = 0 $ Gün sonu toplam teminat =1.200 TL Gün sonunda uzlaşma fiyatında herhangi bir değişiklik olmadığı için USD bazında ve buna bağlı olarak TL bazında kar/ zarar tutarında da herhangi bir değişiklik olmamıştır. SÖZLEŞME ÖZELLİKLERİ Dayanak Varlık Euro/Amerikan (ABD) Doları (EUR/USD) çapraz kurudur. Sözleşme Büyüklüğü (1 Adet Sözleşme) 1.000 Euro’dur. Fiyat Kotasyonu 1 Euro’nun ABD Doları cinsinden değeri virgülden sonra dört basamak halinde kote edilir. (Örnek: 1,2710; 1,2711 gibi). Minimum Fiyat Adımı 0,0001 Minimum fiyat adımının değeri 0,1 ABD Doları’na karşılık gelmektedir. Vade Ayları Mart, Haziran, Eylül ve Aralık. (Aynı anda içinde bulunulan aya en yakın iki vade ayına ait sözleşmeler işlem görür. Bu iki vade ayından biri Aralık ayı değilse, Aralık vade ayı ayrıca işleme açılır.) Başlangıç Teminatı (1 Adet Sözleşme İçin) 120 TL* Günlük Fiyat Hareket Limiti Farklı vadeli her bir sözleşme için belirlenen baz fiyatın ±%10’udur. Uzlaşma Şekli Nakdi uzlaşma Günlük Uzlaşma Fiyatı Seans sona ermeden önceki son 10 dakika içerisinde gerçekleştirilen tüm işlemlerin miktarlarına göre ağırlıklı fiyatlarının ortalaması günlük uzlaşma fiyatı olarak belirlenir. Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı TCMB’nin son işlem gününde açıkladığı gösterge niteliğindeki Euro/ Amerikan Doları çapraz kurudur. Belirlenen vade sonu uzlaşma fiyatı en yakın fiyat adımına yuvarlanır. Son İşlem Günü Her vade ayının son iş günü. Vade Sonu Her vade ayının son iş günü. Pozisyon Limitleri Mutlak pozisyon limiti 20.000, oransal pozisyon limiti %10’dur. Dolar Kuru Bu sözleşmeye ilişkin işlemlerde ABD Doları değerlerinin TL’ye çevrilmesinde TCMB tarafından saat 15:30 itibarıyla açıklanan gösterge niteliğindeki ABD Doları Satış Kuru esas alınır. Borsa tarafından gerekli görülen durumlarda ya da TCMB tarafından gösterge niteliğindeki ABD Doları Satış Kurunun açıklanmaması durumunda, Dolar Kuru spot piyasada oluşan Dolar kurları dikkate alınarak güncellenebilir. *İşlem teminatları Borsa tarafından değiştirilebilir. İŞLEM SAATİ SORUNU HACMİ ETKİLİYOR Metin Taşçıoğlu/ Ekinciler Menkul Yatırım VOB Yatırım Müdürü Euro/Dolar kontrat sözleşmesi beklendiği kadar ilgi görmedi. Bunun en önemli nedeni işlem saatlerinin borsada kısa olması. Borsa bu yönde bir adım attı. Bu kontratta daha çok spekülatif amaçla kullanılmaya devam ediyor. Döviz pozisyonu üzerinden para kazanmak daha cazip geliyor. Ancak yavaş yavaş açık pozisyonlar artıyor. Aslında bizim gibi şirketlerde bu kontratların tanınmamasından dolayı eksiğimiz var. İhracatçı KOBİ’ler tanımıyor mesela. TİM ile VOB bir protokol imzaladı. Eğitim ve tanıtım planlamaları yapılıyor. Büyük ihracatçı şirketler VOB ile ilgili kalifiye eleman çalıştırdıkları için şanslılar. Ancak KOBİ’lerin böyle bir şansı yok. Bizim bu KOBİ’lerle ilgilenmemiz gerekiyor. Türkiye’de 250 bin KOBİ var. Bunların sadece 17 bini ihracatçı. İhracatçı KOBİ sayısının artması ile birlikte bu kontratlara ilginin artmasını bekliyoruz. Şirketler hala bankalar forward üzerinde riskleri yönetmeye devam ediyorlar. Ancak bunların pozisyon açığı kapatmada bir takım dezavantajları var. Sadece dolar ya da sadece euro ile ticaret yapan şirketler yanında bunu gerçekleştiremeyenler de var. Bu riskin hedge edilmesi içinde euro/dolar kontrat sözleşmesi önemli bir enstrüman. Sadece euro-dolar değil, gelecekte diğer para birimleri ile ticarette artacak. O zaman VOB’a olan ilgi artacaktır. PİYASA TANIDIKÇA İLGİNİN ARTACAĞI KESİN ŞİRKETLERİN DÖVİZ RİSKİ İÇİN ÖNEMLİ AVANTAJ Ulukartal Kapital /VOB Yatırım Uzmanı Murat Ondaş Euro/Dolar kontrat sözleşmelerinde hacim artıyor ancak yoğun talep gördüğünü söylemek zor. Yatay bir seyir izliyor. VOB tarafından tanıtımı yapıldıkça daha çok talep göreceğini düşünüyoruz. Yatırımcılar ve iş dünyası henüz kontratları çok iyi tanımıyor. Şu an sadece kar, yani spekülatif amaçlı kullanılıyor. Hedge amaçlı çok az kullanılıyor. Riskleri hedge etmek isteyen iş dünyası, ithalatçı ve ihracatçı için önemli bir enstrüman. Ancak bilgi sahibi olunmadığı için kullanımı az. Mümtaz Uslu/Gedik Yatırım Vadeli İşlemler Sorumlusu ve Portföy Yönt. Euro/Dolar kontratında şubat ayı işlem miktarı 99.029 kontrat ve işlem hacmi 214.694.872 TL oldu, Ocak ayına göre işlem miktarında %20 artış sağlandı, Mart ayında da bu işlem miktarının biraz üzerinde bir gerçekleşme olabilir, ancak bu rakamlar istenen seviyenin çok altında. Yine de bu tip sözleşmelerin olması önemli. Borsa payında indirim, 24 saat işlem imkanı gibi iyileştirmelerle bir süre sonra Euro/ Dolar sözleşmesinde yüksek hacim artışı olması beklenebilir. Bu sözleşmeyi daha çok spekülatif amaçlı işlem yapan bireysel yatırımcılar tercih ediyor. Yurt dışında işlem yaptıran platformlarda 24 saat işlem yapılması spreadlerin daha dar olması gibi nedenlerle bireysel yatırımcı ilgisi de sınırlı kalıyor, kurumların korunma amaçlı işlemlerinde bu sözleşmeleri kullanmaları hacim ve derinlik artışı sağlayacağından bireysel yatırımcı ilgisinde daha çok artışa neden olabilir. Bu sözleşme öncelikle ihracatçı şirketlerin döviz risklerini kontrol etmeleri açısından tercih edilmeli, özellikle girdi ve satışları farklı para biriminde olan kurumlar açısından önemli, bu konuda şirketlerin risk kontrolü üzerine daha fazla eğilmeleri ve bu tip ürünleri kullanmaları gerekli. Sözleşmede yeterli derinlik olmaması spreadlerin açılmasına neden olabiliyor, aynı şekilde yüksek miktarlı emirlerin gerçekleştirilmesinde zorluklar yaşanabilir. YURTDIŞINDAKİ HAREKET YATIRIMCIYI ZORLUYOR Ayşe Aytemiz /Delta Yatırım VOB Müdürü Parite kontratı ile ilgili en önemli olumsuzluk yurtdışında piyasalar açıkken VOB’da işlemlerin 17.30 itibariyle kapanması. VOB kapandıktan sonra uluslararası piyasalarda agresif hareketler yaşanabiliyor. Ancak yatırımcı işlem yapamadığı için eli kolu bağlı bir şey yapmadan sabah 09.15’i beklemek zorunda. Bu çok ciddi bir engel. FX’de 7/24 işlem yapabilirken VOB’da işlemlerin 17.30’da bitmesi yatırımcıyı bu kontrattan uzaklaştırıyor. Ancak VOB’un Chigago Borsası ile entegre bir altyapı çalışması var. Bu tamamlandığında ilginin daha fazla olacağını düşünüyorum. Örneğin Libya’da, Japonya’da yaşananlar işlem saati dışında. Şu anda sadece spekülatif amaçlı kullanılıyor gibi görünüyor... KORUNMA VE ARBİTRAJ AMAÇLI KULLANIM GİDEREK ARTIYOR Sermet Sevil/ Yapı Kredi Yatırım Türev Masası Bölümü Başkanı Euro/Dolar kontrat sözleşmelerinin işlem hacmi nedir? Yılbaşından bu yana işlem hacminde bir artış yaşandı mı? Bugün itibariyle istenen seviyeye gelinebildi mi? 2010 yılının Aralık ayında işlem görmeye başlayan Euro/Dolar sözleşmesinde, ilk ay 101 milyon TL, Ocak’ta 232,7 milyon TL, Şubat’ta ise 363 milyon TL işlem hacmi gerçekleşti. Rakamlardan da anlaşılacağı gibi sözleşme ile güçlü bir ivme yakalanmış durumda.. Euro/ Dolar paritesinde yaşanan yüksek volatilitenin, işlem hacminin artışında önemli rol oynadığını söyleyebiliriz. Türk halkının ve sanayicilerinin, Amerikan Doları ile Euro cinsinden para birimlerinde yüklü miktarda tasarruflarının yanında riskleri de bulunuyor. VOB’da, Euro/Dolar sözleşmesinde kısa sürede yakalanan ivmeye rağmen, halkın bu kadar yoğun pozisyonu olduğu para birimlerine ait bir sözleşmede ilginin daha yoğun olması bekleniyor. Bilindiği gibi uluslararası piyasalarda, Euro/Dolar kontratı en fazla işlem gören sözleşmeler arasında bulunuyor. Yurtdışına kıyasla gerekli düzenlemelerin yapılması durumunda, VOB’da işlem gören Euro/Dolar sözleşmesine ilginin artarak devam etmesini bekliyoruz. Burada en dikkat çeken durum işlem saatleri... Bu sözleşmenin, dünya piyasalarında olduğu gibi VOB’da da 24 saat işlem görmesi gerekiyor. Bu sözleşmeyi kimler, hangi nedenlerle tercih ediyorlar? Türev piyasalarda spekülasyon, korunma ve arbitraj amaçlı işlem yapılıyor. Sözleşme, Euro/ Dolar paritesi üzerinden bu ihtiyaçları karşılıyor. Ancak işleme yeni açıldığı için likidite düşük.. Likiditenin düşük olması nedeni ile sözleşmede ağırlıklı olarak günlük al-sat yapan yatırımcılar ve küçük yatırımcılar işlem yapıyor. Hangi sektörlere neden tavsiye edersiniz? Sözleşmede işlem hacminin artması durumunda, sektör ayrımı yapmaksızın, Euro ve Amerikan Doları para birimlerinde kur riski taşıyan şirketlere tavsiye ederiz. Örneğin, dolar bazında borcu olan, Euro bazında satışını bugünkü pariteden yapan ancak tahsilatını ilerki bir vadede gerçekleştirecek bir şirket, Euro/ Dolar kontratında satış yaparak Euro’nun olası bir değer kaybına karşı karını fikslemiş (hedge etmiş) olur. Bu sözleşmede dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Uzun vadeli sözleşmelerde likiditenin son derece düşük olmasına bağlı olarak, en yakın vadeli sözleşmede işlem yapılmasını tavsiye ediyoruz. Aksi takdirde pozisyonun vadeden önce kapatılması gerektiği durumlarda sıkıntı yaşanabileceği konusunda yatırımcıları uyarıyoruz. Ayrıca Euro/Dolar paritesinin yurtdışı piyasalarda 24 saat işlem görmesi ancak VOB’un saat 17:35’te kapanması nedeniyle, yoğun dalgalanmaların yaşandığı bugünlerde yatırımcılara akşam saatlerinde paritede yaşanacak sert hareketlere karşın pozisyonlarını ayarlamalarını ve yüklü pozisyon taşımamalarını öneriyoruz. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 47 RÖPORTAJ IŞINSU KESTELLİ 48 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 PAMUĞA SAHİP ÇIKARSAK İLK BEŞE GİRERİZ 120’nci yaşını kutlayan İzmir Ticaret Borsası’nın Başkanı Işınsu Kestelli pamukta dünyanın ikinci büyük ithalatçısı olan Türkiye’nin tarımda ilk beşe girmek için bu değere sahip çıkması gerektiğini söyledi. KADİR KILIÇPARLAR ağılan Osmanlı İmparatorluğu’ndan gelip Cumhuriyet’in gelişimine büyük katkı yapmış nadir kurumlardan biri İzmir Ticaret Borsası... Türkiye’nin ilk ticaret borsası olarak 1891’de kurulan İTB, bu yıl 120’nci yaşını kutluyor. İmparatorluğun dağılma döneminde karışıklık içindeki ticaret hayatına güven getirmek üzere vücut bulan Borsa, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Türkiye’yi dünyanın 5 büyük tarımsal ekonomisinden biri yapmak için çalışıyor. İTB’nin 120’nci yılını ve gelecek perspektifini, VOB’un da kurucu ortağı olan İzmir Ticaret Borsası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ile konuştuk... NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 49 RÖPORTAJ IŞINSU KESTELLİ Türkiye Cumhuriyeti’nde bugün Bugün İzmir Ticaret Borsası’nda ne tür asrı devirmiş çok az kurum var. İzmir ürünler işlem görüyor? Ticaret Borsası’nın kalıcı olmasını neye İzmir Ticaret Borsası, serbest pazar bağlıyorsunuz? kurallarının işlediği şeffaf bir piyasa. İzmir Ticaret Borsası, ekonomide daima Borsamız kotasyonunda 100’e yakın ürün “öncü” rol üstlendi. Gerçekleştirdiği ilkler, bulunuyor. En önemli Borsa ürünleri ise Borsamızı “gelenekten geleceğe” taşıdı. pamuk, incir ve kuru üzümdür. Pamuk, Ülkemizde ticaret borsacılığının ilk örneği, aynı zamanda İzmir Ticaret Borsası’nın Avrupa borsalarından 300 yıl sonra, 1891’de geleneksel yanının sergilendiği örnek bir “İzmir Ticaret ve Sanayi Borsası” adıyla ürün. “Korbey” adı verilen ve bir amfide kuruldu. Türkiye’nin ilk borsası olarak alıcılarla satıcıların karşı karşıya gelerek kayıtlara geçen İzmir Ticaret Borsası’nın yüksek sesle pamuk alım-satım işlemlerini temeli, 1891 yılında Nişli Hacı Ali Efendi ve gerçekleştirdikleri sistem, tamamen güven onun etrafında toplanan bir grup tüccarın unsuruna dayalı özelliği ile bir ticari ahlak çabaları sonucu atıldı. Onları bu çabaya örneği sergilemektedir. 130 kişinin oturarak iten şey, tarım ürünlerinin pazara çıkma yüksek sesle alım-satım yaptığı korbey, hafta koşullarındaki sağlıksızlık ve bu durumun içi hergün 12:20-12:30 ve 16:50-17:05 saatleri ticari yaşama olumsuz etkileri olmuştu. O arasında 2 seanslı olarak 10 dakikalık dönemde alıcı ve satıcıların bir araya geldiği zaman dilimi içinde gerçekleştirilir. yerler olsa da, bunlar modern anlamda Borsamızın işlem hacmi geçen yıl yüzde 32 borsa tanımı içinde değerlendirilebilecek civarında büyüyerek 5.1 milyar TL’yi buldu. mekanlar değildi. Savaş yıllarında ekonomik hayatın PAMUKTA 10 YILLIK MALİYET zarar görmesi ve tarımsal üretimin 10 MİLYAR DOLAR daralmasıyla İzmir Ticaret Borsası, önemli Pamuk, çok önem verdiğiniz bir konu. sıkıntılar yaşadı. Ülkenin bağımsızlığı Ancak Türk pamuğu sürekli bir gerileme ve Cumhuriyetin ilanından sonra kendi içinde. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? binasını yapmak için kolları sıvayan İzmir Pamuk gerçekten büyük acı duyduğumuz Ticaret Borsası, yangın yeri olan ve İkinci bir konu. Pamuğun, bu ülke sanayinin geçmişinde çok önemli bir yeri var ve bize Kordon’da bulunan bir arsa satın aldı. İzmir göre geleceğinde de. 2000’lerin başında Milli Kütüphanesi, İzmir Milli Sineması pamuk üretimimiz 900 bin tonla en yüksek binalarının da mimar ve müteahhidi noktaya ulaştı. Sonraki olan Tahsin Sermet Bey, yıllarda düşük fiyat-yüksek borsa binasını kısa sürede maliyet sarmalı, üretimi projelendirdi. İzmir Ticaret hızla geriletti. Sonuç olarak Borsası’nın bugünkü binası İZMİR TİCARET 2000 yılında yüzde 4.5 olan 11 Haziran 1928 tarihinde BORSASI İŞLEM dünya pamuk üretimindeki tamamlanarak törenle HACMİ GEÇEN payımız 2009’da yüzde hizmete açıldı. YIL YÜZDE 32 1.7’ye indi. Bu sürede İzmir Ticaret Borsası’nda ARTIŞLA Türkiye, dünyanın en yaklaşık bir asırdır 5.1 MİLYAR LİRA büyük ikinci pamuk salon işlemleri kesintisiz ithalatçısı haline geldi. devam etmekte, Borsamız SEVİYESİNE 2000 yılı başından 2011 geleneksel Borsacılık ULAŞTI. Şubat sonuna kadar ithal faaliyetini sürdürerek ettiğimiz pamuğun değeri fiyat tespit ve ilan 10 milyar doların üzerinde. görevini eksiksiz yerine Pamuk, katma değeri en yüksek ürünlerden getirmektedir. Borsamızda şeffaf piyasa biri. Son dönemde dünyada pamuk fiyatları oluşumu sağlanmakta, söz senettir ilkesi tırmanışa geçti. Bu gelişme, üretime çerçevesinde Borsamız güvencesi altında yansıyacağı beklentisi ile sevinç yarattı. alım işlemleri serbest piyasa kuralları Ancak hükümetin pamuğa prim desteği çerçevesinde devam etmektedir. Borsamızda konusunda çekimser kalması, hayal kırıklığı tahkim hizmetleri uzun yıllardır layıkıyla yarattı. Bugün Türkiye, 62 milyar dolarlık yerine getirilmektedir. Borsamız pamuk hacimle dünyanın 8’inci büyük tarımsal ve üzüm salonlarında günlük tespit ekonomisi. Hedefimiz, ilk 5’e girmek. Eğer edilen fiyatlar ülkemizde hatta dünyada bunu gerçekten istiyorsak pamuk gibi referans fiyat olarak piyasa işlemlerine yön değerlerimize sahip çıkmalıyız. vermektedir. 50 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 İzmir Ticaret Borsası’nın öncü kimliğine vurgu için ilk hangi örneği verirsiniz? Geçmişte tescil, tahkim ve laboratuar gibi bugün gelenekselleşen öncü uygulamalarımız oldu. Bugün Ege üzümü, pamuğu ve inciri için aldığımız coğrafi işaret tescilinden “GMO Free” yani “Genetiği Değiştirilmiş Organizma içermemektir” etiketine, izlenebilirlik çalışmalarından rekolte tahminlerine kadar pek çok uygulamamızı sayabilirim. Ancak bizim öncü kimliğimizin en önemli eserinin Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) ve faaliyete geçme çalışmaları devam eden Ege Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş. (ELİDAŞ) olduğunu söyleyebilirim. VOB ve ELİDAŞ konusunda neler söyleyeceksiniz? VOB’u size anlatmama ihtiyaç yok tabii ki ama İzmir Ticaret Borsası açısından birkaç şey söyleyebilirim. İTB, Türkiye ekonomisi ve tarım sektörü açısından büyük bir eksiklik olduğuna inandığı Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın kuruluşu ile ilgili araştırmalara 1990’lı yıllarda başladı. Yapılan uzun soluklu çalışmalar sonucunda, ülkemiz finans sektörünün önde gelen kuruluşlarının ortağı olduğu ve İzmir Ticaret Borsası’nın da yüzde 17 oranında iştirak ettiği Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş. (VOBAŞ) kuruldu. VOB da tıpkı İTB gibi Türkiye’de ilklerin borsası oldu. VOB bugün 431 milyar TL’lik işlem hacmiyle dünyanın 24’üncü büyük türev borsası ve bizim de gururumuz. ELİDAŞ’a gelince... Ciddi bir ihtiyaç vardı. VOB’da işlem gören tarımsal kontratların canlanması için de gerekliydi. İzmir Ticaret Borsası öncülüğünde 8 milyon TL sermayeli ELİDAŞ’ın kuruluş izni 2010 Aralık ayında çıktı. Deponun faaliyete geçmesi için çalışmalar sürüyor. İlk etapta pamukla başlayacağız. Lisanslı depo, tarım ürünlerine dayalı ticareti kolaylaştıracak, pazar alanını genişletecek, ürün piyasalarının gelişmesine ve bu piyasalarda fiyat istikrarına katkı sağlayacak ve sanayicinin üretim için gereksinim duyduğu hammaddeyi tedarik etmesini kolaylaştıran önemli bir altyapı oluşturacaktır. 120’nci yaşını kutlayan İzmir Ticaret Borsası’nın gündeminde ne var? Bu yıl bizim için önemli bir dizi etkinlikle geçiyor. Nisan-Mayıs aylarında Borsamız, Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Ege Orman Vakfı iş birliğinde zeytinyağında bilinçli tüketimi teşvik etmek amacıyla “Zeytinyağında Bilinçli Tüketim İçin Tadım ve Tanıtım Eğitimi” düzenlenmiştir. Nisan ayında Borsamız ve KOSGEB işbirliğinde Uygulamalı Girişimcilik Eğitim programı tamamlanmış olup, önümüzdeki günlerde sertifika töreni yapılacaktır. Borsamız adına İzmir sınırları içinde bir köy kütüphanesi oluşturulması çalışmaları başlamıştır. Borsamız ve Tarım İl Müdürlüğü işbirliğinde Tarım ve İnsan fotograf sergisi düzenlenmiştir. Borsamızın 120. Yıl kısa film hazırlıkları devam etmektedir. Bu tür etkinlikler devam edecek. Ama üzerinde çalıştığımız bazı önemli projeleri özetlemek isterim... TARIM İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN PROJELER Pamukta ekili alan ve rekolte çalışması: Ürünlerin rekolte tahminlerinin bilinmesi başta üyelerimiz olmak üzere ilgili tüm tarım kesimi açısından geleceğe dönük planların yapılmasında büyük önem taşımaktadır. Bu bilgilere erken ve sağlıklı bir şekilde ulaşmak her zaman kolay olmamaktadır. Bu boşluğu gidermek amacıyla Ege Bölgesi pamuk ekili alanlarının ve pamuk ürün rekoltesinin belirlenmesine yönelik projenin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın bilimsel bir yönü olması hedeflenmiş ve uzaktan algılama tekniği kullanılarak elde edilen sayısal sonuçlar ile Ege Bölgesi pamuk ekili alanlarının daha sağlıklı bir şekilde tespiti gerçekleştirilmektedir. Çekirdeksiz kuru üzümde eğitim çalışması: Dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yüzde 35’ini, dünya ihracatının ise yüzde 45’ini karşılayan Türkiye, dünya çekirdeksiz kuru üzüm piyasasının lider ülkesi konumundadır. Çekirdeksiz kuru üzüm, tarih boyunca ülkemiz açısından büyük önem taşımış ve “geleneksel ihraç ürünlerimizden” birisi olarak ifade edilmiştir. Ülkemiz kuru üzüm iç tüketiminin düşük olması nedeniyle üretimin yüzde 85’i başta İngiltere, Almanya, Hollanda, İtalya ve Fransa olmak üzere, Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilmektedir. Ancak ihracatta karşılaşılan en önemli sorunlardan biri zirai ilaç kalıntısıdır. Proje, hem insan sağlığını tehdit eden, hem de ihracatımızı tehlikeye sokan pestisit kalıntısını engellemek için İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri ve Alaşehir Ticaret Borsası ortaklığı ile yürütülmektedir. desteklenerek ürün arz ve Karaburun talebinin güvence altına MİKRO KREDİ Sultaniye üzümünün alınması hedeflenmektedir. İMKANI İLE 20 canlandırılması: Projenin Bu proje ile köyde temel amacı, Karaburun organik tarım ve iyi tarım DAR GELİRLİ Eğlenhoca köyünde uygulamaları ile üretim KADINA unutulmaya yüz tutan başlatılacak, üreticiler SAĞLANAN Karaburun sultaniye cinsi bu yöntemler hakkında KAYNAK üzümü, örnek bağ tesisi bilgilendirilecek, üretilen GİRİŞİMCİLİĞİ kurarak organik olarak ürünler paketlenecek, DESTEKLİYOR. üretmek ve üretilen üzüme köyde tüm İzmirli pazar olanağı yaratmaktır. tüketicilere açık bir Ayrıca bu örnek bağ tesisi satış yeri oluşturulacak ve pazarlama sistemi ile ve üretilen ürünler Eğlenhoca köyüne ve Karaburun’un diğer “Karacaağaç Köyü” etiketiyle ilimizdeki köylerine örnek olmak, yörede bağcılığın çeşitli pazarlarda ve marketlerde tüketiciler özendirilmesini sağlamak, yörenin tarım ile buluşturulacaktır. potansiyelinin canlandırılmasını sağlamak, Mikro kredi projesi: İzmir Ticaret yörede organik tarımın geliştirilmesini Borsası, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı ile sağlamak, yarımadanın biyoçeşitliliğinin, İzmir Valiliği arasındaki protokolle 2010 flora ve faunasının korunmasını sağlamak, yılında İzmir’de başlatılan Mikrokredi yöre halkının ekonomik ve sosyal gelişimine Projesi ile teminatsız ve kefaletsiz kredi alan katkı sağlamak amaçlanmıştır. 2010 yılında ihtiyaç sahibi ev kadınlarının iş kadınlığına ilk ürün alınmıştır. geçişinin sağlanması hedeflenmektedir. Organik ve İyi Tarım-Karacaağaç “Mikrokrediyle ben istersem her şey Projesi: İzmir Kalkınma Ajansı olur” sloganı ile desteklenen proje tarafından desteklenen proje, İzmir kapsamında kredi kullanan kadınlara Tarım İl Müdürlüğü, Ege Üniversitesi düzenli olarak ev ziyaretlerinde bulunularak Ziraat Fakültesi, Ekolojik Tarım deneyimlerini aktarmaları için bilgi Organizasyonu (ETO) Derneği, Ege paylaşım toplantıları düzenlenmektedir. Tarımsal Araştırma Enstitüsü ortaklığında; Son olarak Buca Karacaağaç köyünde 20 dar Buca Kaymakamlığı, Buca Belediyesi, gelirli kadın, İTB tarafından verilen biner Karacaağaç Köyü iştirakçiliğinde liralık kredi ile desteklenmiştir. Aldıkları yürütülmektedir. Proje ile İzmir’de gıda kredilerle üretecekleri el işleri ile salça, güvenliği ve sürdürülebilir üretime yönelik tarhana, zeytin ve zeytinyağlarını pazara uygulamaların yaygınlaştırılması amacıyla sunacak olan kadınlar kredilerini 46 haftada organik tarım ve iyi tarım uygulamalarının eşit taksitlerle ödeyeceklerdir. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 51 DOSYA DODD-FRANK YASASI TEZGAHÜSTÜ PİYASALARDA TÜREV TAKASI Finansal piyasalarda şeffaflığı artırmayı amaçlayan Dodd-Frank Yasası, belirli düzenlemeye ve denetime tabi olmayan tezgahüstü piyasalara denetim getiriyor. Yasa, tezgahüstü piyasalardaki takas uygulamasının düzenleyici kurumlar tarafından belirlenecek takas kurumlarınca yapılmasını hedefliyor. ÖMER DEDE Gözetim Müdürlüğü NESLİHAN ADANALI VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürlüğü 52 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 008 yılı içerisinde ABD konut kredileri piyasasında başlayan sorunlar giderek arttı. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde yaşanan kriz gelişmekte olan ülkelere de sıçrayarak küresel bir kriz haline dönüştü. Ancak, krizin asıl nedenine bakıldığında, krizin finansal piyasaların yeterli düzenlemelere ve etkin denetim mekanizmasına sahip olunmamasından kaynaklandığı ortaya çıktı. Küresel krizin ortaya çıkması, finansal sistemin yeniden düzenleme fırsatını da beraberinde getirdi. ABD Başkanı Obama tarafından 21 Temmuz 2010 tarihinde imzalanan “Dodd-Frank Wall Street Reformu ve Tüketiciyi Koruma Yasası” ile 2008 yılından bu yana küresel krizin ortaya çıkması ve büyümesinde büyük rol oynayan şeffafl ıktan uzak ve yasal düzenlemelere tabi olmayan tezgahüstü (OTC) piyasada gerçekleşen türev işlemlerin şeffaf hale getirilmesi hedeflendi. Dodd-Frank Yasası ile tezgahüstü piyasaların etkin bir şekilde denetlenmesini sağlamak amacıyla türev işlemlerin takasının merkezi takas kurumları nezdinde gerçekleştirilmesi, bu işlemlerin gerçek zamanlı (realtime) olarak kayıt altına alınması, swap veri merkezlerinin kurulması, müşteri teminatlarının korunması, takas kurumları için finansal kaynak zorunluluğu ve diğer düzenlemeler getirildi. Dodd Frank Yasası kapsamında, swap işlemlerinin takasının düzenleyici otoriteler CFTC (Commodity Futures Trading Commission) ve SEC (Securities and Exchange Commission ) tarafından belirlenecek takas kurumlarınca yapılması hükme bağlandı. CFTC “Swap ve Swap Piyasası Katılımcılarını”, SEC “Menkul Kıymet Bazlı Swap Piyasası Katılımcıları”nı, Amerikan Merkez Bankası (FED) ise kendi düzenleme sınırları içerisindeki “swap aracıları” ve “swap katılımcılarını” düzenleme ve denetleme ile yetkili kılıyor. Yasanın “VII” numaralı başlığı altında “swap” terimi tezgah üstü piyasalarının büyük bölümünü kapsayacak şekilde tanımlanıyor. Hukuki düzenlemelerde geçiş dönemi Dodd Frank Yasası ile CFTC, swaplar, swap aracıları ve başlıca swap katılımcıları açısından düzenleyici otorite olarak yetkilendirildi. Yatırımcıların swap işlemini hukuki olarak yapabilmesi için, swap sözleşmesini kayıtlı olan türev takas kurumuna veya kayıttan muaf bir takas kurumuna teslim etmesi gerekiyor. Türev Takas Kurumu, ‘açık erişim’ kuralını gözetmekle yükümlü. Kuruma teslim edilen tüm swap sözleşmelerinin birbirleriyle pozisyon kapatıcı işlem yapabilmesine olanak sağlıyor ve gerçek zamanlı gözetim faaliyeti ile her swap işlemini, kategorisini, tipini ve/veya sınıfını gözden geçirerek takasının yapılıp yapılmamasına karar verme yetkisine sahip. takası için takas kurumuna ait kaynaklar, › Ücretler ve masraflar, › İlgili türev takas kurumunun veya TAKASTA HANGİ UNSURLAR üyelerinin müşteriler ve karşı taraf pozisyonu ve kaynakları ile ilgili olarak ÖN PLANA ÇIKIYOR CFTC ve SEC düzenli olarak hangi iflası durumunda makul hukuki netliğin swap ve menkul kıymete dayalı swapın mevcut olması. takasının yapılacağına karar verirken Diğer taraftan, takas mecburiyeti, swap aşağıdaki faktörleri dikkate alıyor: sözleşmesi taraflarının birinin › Mevcut açık pozisyon › Finansal kurum(1) değeri, işlem likiditesi ve olmaması, yeterli fiyatlama verisi, › Swapları korunma › Kapasite, operasyonel amaçlı veya riskin TÜREV uzmanlık ve kaynaklar azaltılması için PİYASALARA ve sözleşmenin takasının kullanması, VE RİSK zamanında yapılması › Swap anlaşması ÖLÇÜTLERİNE için kredi destek altyapısı yapıldığında (takası ve sözleşmeye ilişkin yapılmıyorsa) finansal SINIRLAMA anlaşmalar, yükümlülüklerini GETİREN YASA › Sistematik riskin nasıl karşıladığını ŞEFFAFLIĞI azaltılmasına yönelik CFTC’ye bildirilmesi, TEŞVİK EDİYOR. olarak, sözleşmenin koşullarından birinin işlem göreceği piyasanın bulunması durumunda büyüklüğü ve sözleşmenin geçerli olmuyor. Buna ek NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 53 DOSYA olarak takas istisnasından faydalanılması karşı tarafın (counter party) inisiyatifinde. İşlemlerin yürütülmesi Takası zorunlu olan swap işlemleri sözleşme piyasası olarak belirlenen borsada veya “swap işlem platformu” (swap execution facility) olarak belirlenen yerde gerçekleştirilir. Swap işlem platformu gerçek zamanlı swap işlemlerinin takip edilmesini sağlayarak, manipülasyonu, fiziki ve nakdi uzlaşma sistemindeki aksaklıkları engellemek üzere, gözetim, uyum ve disiplin prosedür ve uygulamalarını devreye alıyor. Swap işlem platformu özellikle teslim ayı içerisinde piyasa manipülasyonu veya piyasa sıkıştırmalarına yönelik potansiyel riskleri azaltmaya yönelik olarak, pozisyon limitleri uygulayabiliyor. Türev Takas Kurumu’nun başlıca prensipleri: Türev takas kurumu işlemleri kayda alırken aşağıdaki prensiplere uymak ve gereken dikkati göstermek zorunda. Finansal kaynaklar Komisyon (SEC veya CFTC) tarafından belirlendiği şekilde, türev takas kurumunun yeterli finansal, operasyonel ve yönetimsel kaynaklara sahip olması gerekiyor. Her türev takas kurumu uygun piyasa koşulları altında, kurumun üyelerinden ve katılımcılarından kaynaklanacak finansal yükümlülükleri ve en az türev takas kurumunun bir yıllık operasyonel maliyetlerini karşılayacak kaynaklara sahip olmak durumunda. Piyasa katılımcılarının ve takası yapılacak ürünün seçilmesi Her takas kurumu, üyelerini ve katılımcılarını seçmek için uygun standartlar oluşturuyor. Bu bağlamda, her türev takas kurumunun katılım ve üyelik için belirlemiş olduğu gerekli koşulların objektif, kamuya açık, eşit ve kolay erişimi sağlayacak şekilde düzenlenmiş olması gerekiyor. TÜREV TAKAS KURUMUNUN RİSK ÖLÇÜM SÜRECİ Risk yönetimi Türev takas kurumu her iş gününde en az bir defa üyelerin ve katılımcıların kredi risk limitini ölçer. Risklerin gün içerisinde gözetimini yapar. Teminat 54 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 kontrolü ve diğer risk kontrol mekanizmalarını uygulayarak, operasyonel işlemlerin aksamadan yürümesini sağlar. Her üye ve katılımcıdan alınan teminat normal piyasa koşullarında risklerden doğabilecek zararları gidermek için yeterli olmalıdır. Teminat seviyesinin tespitinde kullanılan modeller düzenli olarak gözden geçirilmesi gerekir. TAKAS KURUMLARININ YÜKÜMLÜLÜĞÜ ARTIYOR. RİSK VE FON YÖNETİMİ, TEMERRÜT KURALLARI DEĞİŞİYOR. Uzlaşma prosedürleri › Her türev takas kurumu › Uzlaşmanın günlük olarak zamanında tamamlanması, › Bankaların kredi veya likidite riskinden kaynaklanan zararların ortadan kaldırılması veya kısıtlanması, › Nakdi uzlaşma başladığında bu işlemin sonuçlanmasının sağlanması, › Her uzlaşmayla ilgili fon akışına ilişkin kayıtların doğru tutulması, › Diğer takas kurumları ile pozisyon kapatmaya ilişkin koşullara uyulması, › Fiziki teslimatla ilgili olarak, kurallarının ve yükümlülüklerinin açıkça belirtilmesi ve bununla ilgili risklerin tespit edilerek yönetilmesi koşullarını sağlamakla yükümlüdür. Fonların yönetimi Her türev takas kurumu üyelerinin ve katılımcılarının fon ve kaynaklarının güvenliği için gerekli standartları ve prosedürleri oluşturur. Zarar riskini en aza indirecek şekilde veya takas kurumunun kaynaklara ulaşımını geciktirmeyecek seviyede fon ve kaynakları mevcut bulundurur. Fon ve kaynaklar ile minimum düzeyde kredi riski, piyasa riski ve likidite riskine sahip enstrümanlara yatırım yapılmaktadır. Temerrüt kuralları ve prosedürleri Her türev takas kurumu, iflas etme veya takas kurumuna karşı yükümlülüklerin yerine getirilememesi gibi durumlarda uygulanmak üzere üyelerinin veya katılımcıların eşit, şeffaf ve etkin kurallar oluşturmasını sağlar. Bu çerçevede temerrütle ilgili prosedürleri yayınlar. Sistem çerçevesinde her türev takas kurumunun belirli bir risk analiz programı uygulaması ve operasyonel risk kaynaklarını tespit ederek, bu riskleri en aza indirmek amacıyla bir gözetim sistemi oluşturması zorunludur. Buna ek olarak Her türev takas kurumu acil durum prosedürlerini, yedekleme imkanlarını ve acil durumda kurtarma planını oluşturmak durumundadır. Kamuyu aydınlatma Türev takas kurumu piyasa katılımcılarına risklere ve takas kurumundan hizmet alınması ile ilgili masraflara yönelik değerlendirmeler yapılabilmesi için yeterli bilgiyi sağlar. Türev takas kurumu, uzlaşması yapılan her anlaşma, sözleşme ve işlemin koşulları, üyelerin ve katılımcıların ödemesi gereken takas ücreti ve diğer ücretler, teminat belirleme metodolojisi, uzlaşması yapılan her sözleşme için günlük uzlaşma fiyatı, hacim ve açık pozisyon bilgileri ile takas kurumunun uzlaşma ve takas sistemi ile ilgili diğer konularda kamuyu bilgilendirir. TAKAS KURUMLARINA BİLGİ PAYLAŞIMI ZORUNLULUĞU Bilgi paylaşımı Her türev takas kurumu yurtiçinde ve uluslararası ilişkiler çerçevesinde bilgi paylaşımı anlaşmalarını imzalar ve koşullarına uyar. Antitröst uygulamaları Zorunlu olmadıkça, türev takas kurumu makul olmayan ticaret kısıtlamasıyla sonuçlanacak kuralları kabul edemez veya rekabetçi olmayan maddi baskı uygulayamaz. Yönetim standartları Türev takas kurumu şeffaf yönetim uygulamalarını oluşturur. Kurum, yöneticiler, Disiplin Komitesi Üyeleri, Takas Kurumu Üyeleri, uzlaşma ve takas ile ilgili diğer kişiler veya kurumlar ile ilgili standartları oluşturur. azaltılmış karşı taraf riski, azaltılmış temerrüt riski, müşteri teminat TEZGAHÜSTÜ Çıkar çatışmaları ve pozisyonlarının PİYASALARDA Türev takas kurumu taşınabilirliği gibi karar alma sürecinde hususlarda fayda PORTFÖY çıkar çatışmalarını OPTİMİZASYONU sağlaması bekleniyor. önleyici kuralları Vadeli işlem TÜREV oluşturarak, bu tür sözleşmelerinin PİYASALARA çatışmaların çözümü için işlem gördüğü GÖRE ÇOK DAHA organize piyasalarla süreci belirler. ZOR. karşılaştırıldığında, Yönetim yurulunun OTC piyasalarda üyeleri işlem gören türev Türev takas ürünler için portföy kurumunun yönetim kurulunda piyasa optimizasyonu yapılması çok daha katılımcıları görev alacaktır. zor. Bunun yanı sıra, stres testi senaryolarını karşılaştırabilmek OTC türev işlemlerin takasının üzere bu kurumların yeterli teminatı organize borsalara geçişi belirleme, hesapları ayrıştırma ve CME ClearPort ve LCH.Clearnet’ten hesapları taşıma yeteneğine sahip Dodd-Frank kapsamında olması şart. Bu bağlamda, vadeli işlem OTC takas hizmeti komisyon aracılık şirketlerinin OTC CME (Chicago Mercantile Exchange) türev ürünlerin takasını yapmak üzere ClearPort swap işlem merkezi olarak artan operasyonel riskleri üstlenebileceği CFTC’den lisans almış durumdadır. altyapıya sahip olmaları gerekiyor. 18 Ekim 2010 tarihinden itibaren Sonuç olarak, Dodd-Frank Wall CME Group 10 swap aracı kurumu Street Reformu ve Tüketiciyi Koruma ile anlaşarak faiz sözleşmeleri için Yasası” ile şeffafl ıktan uzak ve yasal swap işlem merkezi rolünü üstlenmiş düzenlemelere tabi olmayan tezgahüstü oldu.(2) Kurucu üyeler swap aracıları (OTC) piyasalarda gerçekleşen türev olan Bank of America Merill Lynch, işlemlerin şeffaf hale getirilerek gerçek Barclays Capital, Citigroup, Credit zamanlı kayıt altına alınması ve Suisse, Deutsche Bank Securities türev takas kurumlarında takasının Inc., Goldman Sachs, J.P. Morgan, yapılması ile yeni bir dönem başladı. Morgan Stanley, Nomura ve UBS’ten Ancak unutulmamalı ki, etkin bir oluşuyor. ClearPort’ta takası yapılan risk yönetimine olanak sağlayacak bu enerji swaplarının takası vadeli işlem yapının işlerlik kazanmasının türev sözleşmesine çevrilerek yapılıyor. komisyon aracılık şirketlerinin (FCM) LCH.Clearnet de 2 Mart 2011 alt yapı hazırlıklarının tamamlanması tarihinden itibaren vadeli işlem açısından zaman alması bekleniyor. komisyon aracılık şirketleri (FCM) Türkiye’de de tezgahüstü piyasalarda için SwapClear adlı bir platform gerçekleşen türev işlemlere ilişkin üzerinden tezgahüstü takas hizmeti gerekli yasal düzenlemeler ile gerekli başladı. Bu sisteme bağlı 12 aracı şirket altyapının oluşturulması, uluslararası arasında Bank of America Merill finans piyasalarına uyum açısından Lynch, Barclays Capital, BNP Paribas önem arz ediyor. Securities Corp., Citigroup, Credit (1) Finansal kurum tanımı, swap aracısı, menkul kıymete Suisse Securities USA LLC, Deutsche dayalı swap aracısı, büyük swap katılımcısı, menkul kıymete Bank Securities, Goldman Sachs & dayalı büyük swap katılımcısı, emtia havuzu, özel fon, çalışan sosyal yardım fonu, bankacılık veya finansal içerikli Co., J.P. Morgan Futures Inc., Morgan işlemlerle ilgilenenleri içermektedir. Stanley, Nomura Securities, RBS (2) “Firms agree to support CME’s OTC Clearing”, Securities ve UBS Securities yer alıyor. 14.002.2011 http://www.futuresmag.com/News/2011/2/Pages/FirmsSwapClear, vadeli işlem komisyon agree-to-support-CMEs-OTC-clearing.aspx aracılık şirketlerine (FCM) yönelik (3) LCH.Clearnet Launches OTC Clearing for FCMs, 10.03.2011 tezgahüstü faiz swaplarının işlem http://www.futuresmag.com/News/2011/3/Pages/ gördüğü en geniş platformu sunuyor. LCHClearnet-launches-OTC-clearing-service-for-FCMs. (3) Bu sistem çerçevesinde müşterilerin aspx NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 55 DOSYA DOLAR/ONS ALTIN VE ÇAPRAZ KURDA DA PİYASA YAPICILIĞI DÖNEMİ Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda piyasa yapıcılığı sistemi sözleşme derinliğinin artırılması açısından kritik önemde. VOB-Dolar Ons Altın ve Döviz sözleşmelerinde piyasa yapıcılığı, yabancı para cinsi sözleşmeleri de kapsayacak şekilde genişletildi. iyasa yapıcılığı, uygulandığı pazarda veya sözleşmede derinliği arttırmak, fiyatlardaki aşırı dalgalanmaları önlemek ve yatırımcı açısından her zaman likit bir piyasa varlığını sağlamak için finansal sisteme entegre edildi. Dünyada birçok borsada farklı şekillerde piyasa yapıcılık sistemi uygulanıyor. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda da 2008/71 Nolu “Piyasa Yapıcılığı Esasları” genelgesinin 15 Eylül 2008’de yürürlüğe girmesi ile piyasa yapıcılık sistemine geçildi. Üye başvurularının değerlendirilmesi sonucunda 7 Ağustos 2009 tarihinde altın sözleşmelerinde piyasa yapıcılık uygulaması Finans Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ile İş 56 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’nin katılımı ile başlatıldı. Piyasa yapıcılığı sisteminde, piyasa yapıcı üyelerden sorumlu oldukları sözleşmelerde Borsa tarafından belirlenen koşullarda alım ve satım emri girerek sözleşme derinliğini arttırmaları bekleniyor. Altın sözleşmelerinde işlem hacmi gelişimine olumlu katkısı olan piyasa yapıcılık sistemi, piyasadan gelen talepler de dikkate alınarak, döviz sözleşmelerini de kapsayan ve sistem değişikliğini getiren 2010/119 no’lu ve 06.10.2010 yürürlük tarihli yeni piyasa yapıcılığı esasları genelgesi ile değiştirildi. Diğer taraftan, VOB’da uzun süredir çalışmaları yürütülen yabancı para birimi cinsinden işlem gören EUR/ TABLO 1 USD çapraz kuru ve Dolar/Ons altın sözleşmeleri 22.12.2010 tarihinde işleme açıldı. VOB üyelerinin yeni işleme açılan bu sözleşmelerde piyasa yapıcılığı sistemi uygulanması yönünde gelen talepler sonucunda, mevcut piyasa yapıcılığı genelgesi 23.02.2011 tarihinde yabancı para birimi cinsinden işlem gören bu sözleşmelerini de kapsayacak şekilde genişletildi. VOB tarafından, piyasa yapıcıların yabancı para birimi cinsinden işlem gören sözleşmelerdeki yükümlülükleri, EUR/USD çapraz kuru vadeli işlem sözleşmesi için nakdi uzlaşmalı Euro sözleşmesiyle; Dolar/Ons altın sözleşmesinde ise altın sözleşmesi ile aynı olacak şekilde belirlendi. Aynı paralelde, piyasa yapıcı üyelere sağlanan hakların da EUR/USD Çapraz Kuru vadeli işlem sözleşmesi için döviz vadeli işlem sözleşmeleri ile ve Dolar/Ons Altın sözleşmesinin ise altın sözleşmesi ile aynı olması uygun görüldü. Yeni uygulamaya alınan piyasa yapıcılığı esasları genelgesine göre altın ve nakdi uzlaşmalı döviz sözleşmelerinde piyasa yapıcıların yükümlülükleri Tablo 1’deki gibidir. Piyasa yapıcılığı sistemi, yatırımcılara çeşitli avantajlar sağlarken, piyasa yapıcı olan üyeler için de çeşitli haklar barındırıyor. Yeni uygulamaya alınan piyasa yapıcılığı esasları genelgesine göre altın ve nakdi uzlaşmalı döviz sözleşmelerinde piyasa yapıcılara sağlanan haklar Tablo 2’deki gibidir. TABLO 2 Borsa tarafından piyasa yapıcı üyelere sağlanan yukarıdaki avantajların yanı sıra, piyasa yapıcı üyeler, sorumlu oldukları sözleşmelerde girdikleri alım/ satım emirleri sonucunda alım satım farklarından da kazanç sağlayabiliyor. Mevcut durumda VOB’da altı üye piyasa yapıcı olarak altın ve nakdi uzlaşmalı döviz sözleşmelerinde görev alıyor. Piyasa yapıcı üyeler ve sorumlu oldukları sözleşmeler Tablo 3’te gösteriliyor. Yabancı para biriminden işlem gören sözleşmelerin de eklenmesiyle çıkarılan yeni genelgeden sonra, üye başvuruları değerlendirmeye başlandı. Bunların sonucunda EUR/USD çapraz kuru ve Dolar/Ons altın sözleşmelerinde de piyasa yapıcılık uygulaması başlatılacak ve piyasa yapıcı üye olarak seçilen kurumlar VOB tarafından en kısa sürede ilan edilecek. TABLO 3 NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 57 MAKALE ŞİRKETLERDE RİSK YÖNETİMİ VE FİNANSAL SONUÇLARA ETKİSİ CorporateMetrics Dünyanın bugün geldiği noktada, risk yönetimi vazgeçilmez. Sistematik riskin yönetilmesi açısından Türk şirketleri oldukça geriden geliyor. CorporateMetrics modeli, şirketlere bilançolarının maruz kaldığı risk açısından ipuçları veriyor. İ ŞAMİL DEMİRKAN VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü 58 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 çinde yaşadığımız dünya 20. yüzyılda 2 büyük savaş gördü. Milyonlarca insan yaşamını yitirdi, belki de milyarın üstünde insan evini, akrabasını, yaşadığı toprakları ve yaşam tarzını kaybetti. İkinci dünya savaşının ardından küllerinden doğan yeni dünya savaşın yaralarını hızla sardı ve bir daha aynı acıları yaşamamak için Birleşmiş Milletler, NATO gibi dengeleyici uluslararası örgütler kuruldu. Bu denge ortamında özellikle 1945-1980 yılları arasına damga vuran soğuk savaş döneminde ülkeler siyasal alanda küresel müzakere ve işbirliği kültürünü benimserken 1980’li yıllara gelindiğinde korumacı ekonomiler hala hüküm sürüyordu. Ülkelerin paralarının birbirlerine göre değeri altın standardına göre belirlenen sabit fiyatlama sistemine göre belirleniyordu. Henüz küresel ticaretin çok gelişmediği 1950-1980 arası dönemde, makro-ekonomik ve parasal göstergelerindeki göreceli bozulmaya rağmen, bir ülkenin parasının değeri, diğer ülke paralarına göre uzun süre sabit kaldığında, ekonomiyi yönetenler çok fazla baskı altında kalmadıkları için bu durum herhangi bir problem oluşturmuyordu. Ancak 1970’li yıllarda küresel ticaret gelişmesi ve daha da geliştirilmesi isteği korunmacı ekonomilerin sonu oldu. Zira, parasını devalüe etmesi gereken bazı ülkeler uzun süre bunu yapmakta direniyor, bunun karşılığında ise ihracat rakamları hızla düşüyordu. Bazı ülkeler ise yüksek maliyetlerle ürettikleri ürünleri yurtiçi piyasa satarken, yurtdışından gelecek rakip ürünlerin ülkeye ucuz fiyatla girmesini koruma tedbirleri ile önlüyorlardı. Bazen de dünyada fiyatı artan bir emtianın, ülke içerisindeki fiyatı hükümetler tarafından sabit tutuluyordu. Ancak 1970’li yılların sonunda giderek daha fazla sayıda ülke serbest ticaret rejimi ve serbest kur rejimine geçiyordu. Dış ticarette tarifeler ve tarife dışı engeller kaldırılıyordu. İşte bu ortamda 1980’li yıllardan itibaren sabit kur sisteminin ve korunmacı ekonomi ile belirlenen emtia fiyatlama sistemi terk edildi. Ülkelerin paralarının diğer ülkelerin paralarına göre değeri, artık dalgalı kur sistemine göre piyasa tarafından belirlenmeye başladı. Artık dünyada üretim ve stok durumlarına göre emtia fiyatları değişebiliyordu. Kurlar ise cari açık, merkez bankası rezervleri, dış borç, büyüme gibi makroekonomik göstergelerin etkisinde değişkenlik gösterebiliyordu. Serbest ticaret ve kur rejimine uyum göstermeyen ülkeler 1990 ve 2000’li yıllarda bu rejimi benimsemeye başladılar. Türkiye Cumhuriyeti 24 Ocak 1980 kararları ile liberalleşme sürecine girdi. Bu gelişme sonrasında 1995 yılında Gümrük Birliğine giren Türkiye artık serbest ticaret rejimini iyiden iyiye benimsemişti. Artan dış ticaret hacmi ihracat ve ithalat rakamlarında büyük artış getirdi. Anadolu’da yepyeni girişimciler değişik dünya pazarlarına açıldılar ve ekonomik büyümenin motoru oldular. Ne yazık ki katma değeri yüksek teknolojik ürünlerden ziyade, tekstil, montaj ve turizm sektörünün gelişmiş olması ithalat-ihracat dengesini ithalat lehine geliştirdi ve bugün hala büyük sorun olmaya devam eden cari açık sorununu Türkiye Cumhuriyetinin başına musallat etti. 2001 krizi olarak anılan ve kamu borcu ve ödemeler sistemi krizi olarak anılan kriz sonrasında kurun “devalüe” edilmesi sonucunda döviz borcu olan bir çok işletme kapısına kilit vurmak zorunda kaldı. Dövizle borçlanan vatandaşlar ise borçlarını ödeyememe riski ile karşılaştılar. 2001 krizi sonrasında Türkiye Cumhuriyeti de trende direnemedi ve dalgalı kur rejimine geçildi. Devletin ekonomik faaliyetlere müdahalesi giderek azalmaya başladı. Kamu bankalarının ve diğer kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi süreci başladı. Bugün geldiğimiz noktada, tarım ürünlerine ve enerji ürünlerine devlet müdahalesi gibi kontrolcü mekanizmaların varlığına rağmen, devlet ekonomik faaliyetlerden hızla çekilmek istiyor ve Türkiye ekonomisi serbest rekabet ortamına ayak uydurmaya çalışıyor. Serbest rekabet ortamı ise işletmelerin emtia ve kur riskinden kaynaklanan sistematik riski yönetmeleri anlamına geliyor. Sistematik riskin yönetilmesi ise riskin belirlenmesi, haritalanması, ölçülmesi ve bu riskin hangi araçlarla telafi edileceğinin belirlenmesi sürecinden oluşuyor. Gelişmiş ekonomilerde işletmelerin büyük çoğunluğu sistematik risklerini uyguladıkları finansal risk yönetim modelleri ve türev araçlarla yönetmektedirler. Türkiye’de ise ne yazık ki yapılan anketler ve türev sözleşmelerin kullanımına ilişkin istatistikler bu konuda hala bir ilerleme kaydedilmediğini göstermektedir. Bu çalışmanın amacı şirketlerde sistematik riskin ölçülmesi ve yönetilmesine yönelik olarak geliştirilen CorporateMetrics uygulamasını özetle okuyucuya aktarılmak ve şirketlerin finans yöneticilerine finansal risk yönetimi ile ilgili pratik bilgiler aktarmaktır. Risk Metrics(1) tarafından oluşturulan CorporateMetrics başlıklı çalışmadan yararlanılmıştır. Yazımızın birinci bölümünde CorporateMetrics in tanımı ve ne amaçla oluşturulduğuna ilişkin açıklamlardan sonra ikinci bölümde Coporate Metrics’in aşamaları özetle okuyucuya aktarılacaktır. İkinci bölümde ise CorporateMetrics aşamaları ve nasıl kullanıldığına ilişikin ana hatlar okuyucuya aktarılmaya çalışılacaktır. 3’üncü ve son bölümde ise piyasa riskinden korunmayan bir şirketin karlılık (1) RiskMetrics 2010 yılında MSCI (Morgan Stanley Capital International) grubuna devredilmiştir. NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 59 MAKALE rakamlarının maruz kaldığı risk ve aynı şirketin piyasa riskinden korunması durumunda maruz kaldığı risk örneklerle anlatılmaya çalışılacaktır. Örnekler altını hammadde olarak kullanan bir şirkete ilişkin ilişkin bilgileri içermektedir. Yazımızda ise yakın bir gelecekte devreye girmesi beklenen pamuk lisanslı depo sistemi ve pamuk fiziki teslimat sistemi sonrasında pamuktaki fiyat riskine maruz kalan, pamuk üreticileri, iplik üreticileri ve bu ürününün ticaretini yapan şirketlere çarpıcı gelmesi açısından, kullanılan hammadde pamuk olarak değiştirilmiş, fiyat bilgileri pamuk için mantıklı olabilecek fiyatlarla değiştirilmiştir. Okuyucunun bilmesi gereken ampirik bir çalışma olan altın örneğinde kullanılan dağılımların gerçek tarihsel verilerden oluştuğudur. Yazımızda ise mantıksal çerçevenin bozulmaması için fiyat, dağılım, grafik ve istiatistiki verilere ilişkin diğer bilgiler pamuk örneğine oransal olarak uyarlanmıştır. 1- CORPORATEMETRİCS NE İŞE YARAR? Bir çok şirket, esasen piyasa risklerinin yönetilmesi için geliştirilen esasen finansal şirketler için geliştirilen Riske Maruz Değer yaklaşımının ilkelerinin, reel sektöre nasıl uygulanacağını merak etmişler. Zira Riske Maruz Değer (VaR) yaklaşımının finansal ürünlerin maruz kaldığı risklerin ölçülmesinde ve yönetilmesinde kullanılması için geliştirilen RiskMetrics uygulaması, hisse senedi, bono, tahvil ve diğer yatırım araçlarının maruz kaldığı piyasa riskinin yönetilmesi için geliştirilmiştir. İşte bu merak ve reel sektörün ihtiyaçlarına cevap verilmesi için RiskMetrics’i şirket mali rakamlarına uyarlayarak CorporateMetrics’i geliştirmiştir. CoporateMetrics uygulaması reel sektör şirketlerinin piyasa risklerini yönetmesi için geliştirilen kavramsal bir çerçevedir. CorporateMetrics’de özetle 5 adet temel bileşen bulunmakatadır; 1) Şirketin hangi tür risklere maruz kaldığına ilişkin tanımlamalar, 2) Piyasa riskinin ölçülmesini sağlayan yöntemler, 3) Uzun vadede piyasa oran ve fiyatlarını tahmin etmek için kullanılan data seti ve metodolojiler(LonRun Technical Document), 4) Tarihsel değerleri, stres senaryolarını, 60 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 uzun vadeli tahminleri ve yöntem tartışmalarını içeren bir web sitesi(www. riskmetrics.com), 5) RiskMetrics grubu tarafından tasarlanan, geliştirilen ve desteklenen CorporateManager isimli risk hesaplama ve raporlama yazılımı, Yazımıza temel oluşturan CorporateMetrics çalışması ve yukarıda belirtilen ilgili bir dizi ürün sayesinde, şirketler karlılıklarının ve nakit akışlarının maruz kaldığı risklerin etkisini ölçebileceklerdir. 2- CORPORATE METRİCS VE AŞAMALARI Genellikle Corporate Metrics, şirketlerin değerini hesaplamada kullanılan 2 adet finansal sonuca odaklanmaktadır; Karlılık ve nakit akışı. CorporateMetrics, şirketlerin bir dizi tahmin edilmiş piyasa oranına göre şirket karlılık ve nakit akışını tahmin etmelerine olanak sağlar. Tahmin edilen piyasa oranları arasında, döviz kuru, faiz, emtia ve hisse senedi fiyatlarını sayabiliriz. Uygulama şirketlerin uzun vadeli planlama ve yönetim stratejilerine uygun olarak uzun vadeli tahmin yöntemlerini içermektedir. CorporateMetrics, herhangi bir değerin volatilitesini veya belirsizliğini ölçtügü için uzun süredir RiskMetrics uygulaması çerçevesinde porföy riskinin ölçülmesi için kullanılan Riske Maruz Değer (VaR) ölçümüne paralel bir yaklaşımı benimsenmiştir. Tarihi verilerle oluşturulan fiyat tahminleri ile şirketin gelecekteki 12 aylık karlılık ve nakit akış değerlerine ilişkin olarak oluşturulan sıklık dağılımı şirketin 12 aylık dönemde olası karlılık rakamlarının dağılımını gösterir. Sıklık dağılımı ile, karlılık ve nakit akışı rakamları ve standart sapmalar ile bu değerlerden maksimum negatif sapma gibi risk ölçüm değerleri hesaplanabilir. Tablo 1’de RiskMetrics ve CorporateMetrics uygulamaları karşılaştırılmaktadır; CorporateMetrics uygulaması piyasa risklerinin ölçülmesinde kapsamlı ve geniş bakış açısına sahip bir yaklaşımı getimiştir. Bir şirket bir çok varlıkla ilgili değişik piyasa oranı olasılık dağılımlarını temel alarak, ayrı ayrı olasılık-ağırlıklı piyasa oranı senaryoları yaratabilir. Senaryolar, değişik piyasa oranları arasındaki varsayılan korelasyonu yansıtacak şekilde de yaratılabilir. Senaryolar, şu anki piyasa bilgileri ile(vadeli işlem sözleşmesi ve opsiyon fiyatları), ekonometrik modellerle, kullanıcıya özel parametrelerle geliştirilebilir. CorporateMetrics uygulaması, riske daha geniş ve etkin bir bakış açısı kazandırmak için Şirketlerde Risk Yönetimine geleneksel risk analizi dışında başka bir boyut getirmiştir. CorporateMetrics’in Aşamaları; Piyasa risklerinin CorporateMetrics ile ölçümü beş temel aşamadan oluşmaktadır. 1.ADIM: Ölçü Belirleme.Hesaplanacak risk ölçülerinin belirlenmesi; tahmin edilecek finansal sonuçlar (karlılık, nakit akışı) zaman ufku ve güvenilirlik seviyesi, (tahmin metodolojisinin seçilmesi) 2.ADIM: Risk Haritalandırması. 1. ADIM’da belirlenen ölçüleri kullanarak, TABLO 1 piyasa oranlarındaki dalgalanmaya bağlı olarak hangi karlılık veya nakit akışı bileşenlerinin, etkilendiğinin belirlenmesi, 3.ADIM: Senaryo Üretimi. Belirli bir zaman ufkunda, belirlenen piyasa oranları için değişik olası değerleri gösteren çok sayıda senaryonu üretilmesi. a. 1.ADIM’da tanımlanan her bir zaman periyodu için, 2.ADIM’da belirlenen piyasa oranlarına ilişkin bir olasılık dağılımının oluşturulması. b.Her bir senaryonun, her bir olasılık dağılımından rassal bir piyasa oranı değerini çekerek ve bu değerleri zamanın bir fonksiyonu olarak kabul ederek üretilmesi Tek başına bir senaryo piyasa oranı değerinin zaman ilerledikçe değiştiğini gösteren ve genellikle doğrusal olmayan bir çizgidir. Üretilen senaryoların tümü süpürgeye benzeyen bir çok çizgiden oluşur. 4.ADIM: Değerleme. Yaratılan her bir senaryoya göre oluşan finansal sonuç değerlerinin hesaplanması. 5.ADIM: Risk Ölçütlerinin Hesaplanması. 4.ADIM’da oluşturulan finansal sonuçların dağılımlarından risk değerlerinin hesaplanması. 2.1. RİSK ÖLÇÜTLERİNİN BELİRLENMESİ Şirketler piyasa riskine maruz sayısız finansal değere sahiptirler; piyasa değeri, portföy değeri, hisse başına kazanç, büyüme hızı, borç/özkaynak oranı, faiz ödeme gücü bunlardan bir kaçıdır. Biz şirket ve yatırımcıların en çok dikkat ettiği değer olan “karlılık” ve “nakit akışları” kalemlerini ele alacağız ve şirket yöneticileri için bu kalemlerin maruz kaldığı riski ölçmenin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya çalışacağız. Karlılık: Bu ölçü yaygın bir şekilde şirketlerin değerlemesinde kullanıldığı için oldukça büyük ilgi çekmektedir. Fiyat Kazanç Oranı (P/E) , Hisse Başına Getiri (ROE) gibi bir çok değer karlılık rakamlarından üretilmektedir. Kazançlar ise sonuçta piyasa riskinden etkilenmektedir. Dolayısıyla, karlılığın seviyesi ve büyüme hızı gibi oranlar dışında şirketler karlılıktaki oynaklıkla da ilgilenmektedirler. Karlılıktaki oynaklığı yöneterek, şirketler hisse değerlerini ve ortakların menfaatlerini koruyabilirler. değere göre olan belirsizliğidir. Hisse Örneğin, bir şirketin 3 aylık karlılık Başına Riske Maruz Değer de göreceli bir oranları karlılığı beklenenin altında veya ölçüm değeridir. üstünde ise veya karlılıkla ilgili piyasa beklentileri değişirse hisse fiyatları buna Şirketler bütçelenmiş kazançlarını hedef tepki verir. Şirket karlılığının beklenenin olarak belirlerler. Bu hedefler genellikle yıllık olarak bütçelerde iç kullanım için altında olmasının hisse fiyatlarına olan belirlenirler. Bir plan, beklenen (makul) olumsuz etkisi düşünüldüğünde, şirketler durum, iyimser (en üst seviye) durum ve karlılığın piyasa riskine karşı olan kötümser (en alt) durum senaryolarına duyarlılığının ölçülmesine ihtiyaç duyarlar. Firmalar uzun dönemli hisse değeri göre hazırlanan proforma gelir tablosu hedeflerine ulaşmak için gereken bütçe ve içerir. Hesaplama amacıyla kullanılan planlama süreçlerini uygularlar. Firmalar bütçe oranlarına kaynak teşkil eden piyasa oranları, spot piyasa, vadeli piyasa, planlama yaparken, bir kaç kötü senaryoya ekonomistlerin ve analistlerin uzlaştığı göre oluşabilecek karlılık düşüşlerini tahminler veya şirketin uygun gördüğü dikkate alsalar da aşağıdaki hususların diğer oranlar olarak belirlenir. EaR hiçbirini dikkate almazlar, hesaplamalarında bütçede tahmin edilen 1) Şirketin etkilendiği tüm piyasa karlılık rakamlarını kullanarak, bir şirket oranlarının korelasyon ve oynaklıkları. bütçe hedeflerine göre olası maksimum 2) Şirketin maruz kaldığı tüm piyasa aşağı yönde sapmayı risklerinin konsolide tahmin edebilir. sonucunun – riski düşüren EaR, bir şirketin sepet etkisi de hesaba kullandığı analiz katılarak - şirke karlılığına HİSSE BAŞINA yönteminin odağına etkisi RİSKE MARUZ bağlı olarak, tüm şirket 3) Karlılıktaki düşüş karlılığı için veya ayrı tahminlerinin güven DEĞERİN ayrı gelir kalemleri için aralığının seviyesi, ÖLÇÜMÜ, RİSK hesaplanabilir. Karlılık bazlı yaklaşım, YÖNETİMİ Bütçe hedefleri dışında şirketin proforma AÇISINDAN aşağıdaki göreceli hedefler gelir tablosundaki ÖNEMLİ AVANTAJ de dikkate alınabilir; bir çok kaleme SAĞLIYOR. odaklanılmasını gerektirir. Beklenen Piyasa CorporateMetrics Oranlarına Dayalı aşağıdaki karlılık Beklenen Kazançlar: oynaklığına ilişkin Şirketler piyasa oranlarının nasıl aşağıdaki ölçümü tanımlar; dağılacağını tahmin etmek ve hangi dağılımı kullanarak, risk yönetim Riske Maruz Kazanç (EaR): prosesindeki senaryoları üreteceklerini Belirli bir raporlama döneminde ve belirlemek zorundadırlar. Firmaların bütçe güven seviyesinde, piyasa riskinin şirketin tahmini yaparken kullanacakları oranları belirli riske maruz karlılık kalemlerine olan belirleme süreci ile risk ölçümü amacıyla etkisi sonucunda, belirlenen hedefe göre, karlılığın düşebileceği maksimum değer kullanacakları piyasa oranı dağılımlarını belirleme süreci arasındaki koordinasyona bağlı olarak, bütçedeki oranlarla, beklenen Örnek: piyasa oranları farklılık gösterir. ABC Şirketi gelecek çeyrek için hisse başına 2 TL kazanç hedefliyor. % 95 güven Vadeli İşlemlerle Hedge Edilmiş Kazanç aralığında ve 3 aylık zaman ufkunda, tüm Hedefleri: şirketin gelir tablosu kalemlerinin maruz Vadeli sözleşmelerle belirli bir orana kaldığı piyasa riskine göre hesaplanan sabitlenmiş kazançlar, bütçe hedefleri Riske Maruz Hisse Başına Kazanç ile, bütçe hedeflerinde kullanılan piyasa (HBRmK) 0,30 TL’dir. Bu şu anlama gelir; oranları ile vadeli oranların arasındaki fark ABC şirketi gelecek 3 aylık dönemdeki oranına bağlı olarak ayrışırlar. hisse başına kazancının beklenenin en fazla 0,30 TL altında olacağından % 95 Analist Tahminleri: güvenilirlikle emindir.. Halka açık şirketlere ilişkin kazanç Belirli bir değer için “göreceli risk tahminleri piyasa tarafından yakından ölçümü”, o değerin belirli bir referans NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 61 MAKALE takip edilir ve piyasanın şirketlerin gelecekte açıklanacak olan karlılık rakamları ile ilgili beklentilerinin oluşmasına yardım eder. Ampirik bulgular bu tahminlerin kurumsal yatırımcılar tarafından sıkça kullanıldığını göstermektedir. Bir çok şirket yöneticisi karlılık rakamlarının piyasa tahminlerine göre durumunu takip ederler. Analist tahminlerini hedef olarak belirleyerek, şirket kazançlarının piyasa beklentilerine göre ne kadar aşağıda olabileceğini tahmin edebilir. Temel Hedging Stratejisi ile ilişkilendirilen Kazanç Hedefleri: Bazı firmaların risklerinin belirli bir oranını hedge etmeye yönelik politikaları vardır. Bir şirketin bütçelenmiş veya beklenen kazançları, temel hedging politikalarını dikkate almışsa, beklenen veya bütçelenmiş kazanç hedefleri ile hedging politikalarını dikkate alan kazançları ile aynı olacaktır. Bu yöntem değişik hedging stratejilerine göre hesaplanacak beklenen kazanç ve EaR’lerin karşılaştırılabilmesine imkan tanımaktadır. Yukarıdaki 5 hedeften biri veya belirlenen diğer hedeflerin belirlenmesi demek, potansiyel kayıpların karşılaştırılacağı referans kazanç hedefinin belirlenmesi demektir. Nakit Akışları: Nakit akışları bir firmanın operasyon, yatırım ve finansman faaliyetlerini birbirine bağlar. Yeterli nakit miktarlarının yaratılamaması veya zamanında yaratılamaması, firmaların yatırım planlarını, hatta mali durumlarını bile olumsuz etkiler. Bazı kötü durumlarda iflasa bile sürükleyebilir. Nakit akışı yönetiminin önemi, firmaları nakitlerinin kaynağı ve tahsis edeleceği yerleri takip etmelerini gerektirir. Nakit akışları, kazanç rakamları yanında nakit akışlarını da değerlemede dikkate alan analistler için çok önemlidir. Bu nedenle nakit akım tabloları da bilanço ve gelir tablosu yanında mutlaka halka açıklanan mali tablolar içerisinde yer alırlar. 2.2. Riske Maruz Nakit Akışı (CFaR): Nakit akışlarına olan etkisini ölçme ihtiyacı, nakit akışı volatilite ölçüsünün tanımlanması ihtiyacını doğurmuştur. Belirli bir raporlama dönemi ve güvenilirlikte, belirli nakit kalemlere yönelik piyasa riskinin, hedeflenen nakit 62 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 akışları üzerindeki maksimum negatif etkisini Riske Maruz Nakit Akışı (CFaR) olarak tanımlayabiliriz. EaR de olduğu gibi CFaR de de hedef nakit akış değerleri, öncelikle bir proforma nakit akış tablosu yaratarak veya nakit yaratan veya kullanan değişik faaliyetlerin modellenmesi ile tahmin edilir. Nakit akım tahmini modeli ile, belirli bir raporlama periyodundaki hedef nakit akımları, bütçede tahmin edilen oranlar, spot oranlar, vadeli oranlar veya firmaca uygun görülen diğer piyasa oranlarının, tahmin edilen operasyonel, yatırım ve finansman aktivitelerine uygulanması ile hesaplanır. Analist tahminleri ve temel hedge politikaları da hedef nakit akışlarının belirlenmesinde referans teşkil ederler. Örnek: ABC Şirketi gelecek bütçe yılı içerisinde 15.000.000.-Amerikan Doları nakit yaratacağını tahmin etmiştir. % 95 güvenilirlikle, 1 yıllık zaman periyodunda, ABC şirketinin CFaR değeri 3.000.000 Amerikan doları olarak hesaplanmıştır. Bu, ABC şirketinin piyasa riskleri nedeniyle, nakit akımlarının hedeflenen değerden en fazla 3.000.000 Amerikan Doları daha az olabileceğinden % 95 güvenilirlikle emin olduğu anlamına gelmektedir. Korunma İşlemlerinin Şirket Kazançları ve Nakit akışları Üzerindeki Etkisi: Türev araçlarla ilgili muhasebe ve raporlama standartlarının Riske Maruz Kazancı etkileyeceğinin dikkate almamız gerekir. Korunma muhasebesi TABLO 2 ilkelerinin uygulanamayacağı türev ürünlerin kullanılması Riske Maruz Kazanç değerinin arttıracaktır. Çünkü türev araçların makul değerlerindeki değişiklikler raporlama periyodik mali tablolara yansıtılmak zorundadırlar. Buna karşın türev araçlardan kaynaklanan nakit akışı, dayanak varlıktan kaynaklanan tahmin edilen nakit akışını, nakit akışlarındaki volatiliteyi azaltacak şekilde dengeliyorsa, türev araçlar RmNA’yı azaltırlar. Bu nedenle, belirli durumlarda RmNA şirketlerin uzun dönemli ekonomik risklerini yansıtmada RmK’dan daha başarılıdır. Bu başarı, belirli korunma işlemlerinin kazançlar ve nakit akışları üzerindeki arzu edilen ekonomik etkisinin,yürürlükteki muhasebe standartlarınca iyi yansıtılamadığı uygulamalarda daha da çarpıcıdır. 2.2. RİSK HARİTALANDIRMASI Risk haritası, piyasa oranlarının kazanç veya nakit akımı alt kalemleri üzerindeki etkisinin tanımlanmasıdır. Örnek: Döviz kuru oranlarının şirketin yurt dışı satışlarına olan etkisi Yurt Dışı Satışlar (TL) = Yurt Dışı Satış Tutarı (USD) x Dolar/TL Kuru 1-Yurt Dışı Gelir/Nakit Akımı ve Döviz Kuru Oranları arasındaki Doğrusal İlişki: 2-Yurt Dışı Gelir/Nakit Akımı ve Döviz Kuru Oranları arasındaki Doğrusal Olmayan Bir İlişkiye neden olan Yurt Dışı Fiyat ve Döviz Kuru Oranları arasındaki Doğrusal İlişki 3- Faiz Swapından Kaynaklanan Nakit Akımı Proforma mali tablolar, farklı değişkenlerin ve varsayımların tahmin edilen finansal sonuçlara etkisini açığa çıkardıkları için, risk haritası oluşturmada oldukça yararlıdırlar. Karlılık Kalemlerini Piyasa Oranlarının Doğrusal Fonksiyonu Olarak Kabul Eden Yaklaşım: Gelir kalemleri için risk haritası yaratırken en basit yaklaşım, her bir gelir bileşeninin piyasa oranlarının doğrusal fonksiyonu olduğunu varsayar. Bu yaklaşımda yurt dışı satış hacmi sabit varsayılır. Dolayısıyla satış gelirleri şirketin bilançosunu düzenlendiği kurun değerine bağlı olarak değişir. Şirket kurlar dalgalandıkça satış fiyatlarını değiştirmeyeceğini TABLO 3 2.4. DEĞERLEME Her bir senaryoda oluşan piyasa oranlarını, 3.ADIM’da belirlenen risk haritası denkleminde yerine koyarsak, gelecekte oluşabilecek bir finansal sonuç için bir değer elde ederiz. Her senaryo için bu işlemi tekrar edersek, finansal sonuçlara ilişkin bir olasılık dağılımı elde ederiz. varsaymaktadır. Doğrusal yaklaşımın zayıf tarafı satış miktarlarının da piyasa riskine duyarlı olabileceğini hesaba katmayarak, satış miktarlarını sabit varsaymasıdır. 2.3. SENARYO ÜRETİLMESİ Şirketler için önemli bir zorluk, uzun vadeli bütçe plan periyotlarıyla tutarlı piyasa oranlarını tahmin etmektir. Genellikle 2 ayla 24 ay arasında değişen alışılagelmiş tahmin dönemlerine ilişkin hedeflenen finansal sonuçların maruz kaldığı piyasa riskini ölçmek için, bu zaman ufkuna yayılan piyasa oranı senaryolarına ihtiyaç vardır. Şirketlerin gerekli senaryoları geliştirmek piyasa değişkenlerine ilişkin olasılık dağılımlarını belirleyecek tahmin modellerine ihtiyaçları vardır. Bu tahmin modellleri ile bir aydan uzun zaman ufkundaki senaryoların üretilmesi karmaşık bir çalışma gerektirmektedir. Çok sayıda akademik araştırmanın konusu olmuş bir çok uzun-dönemli tahmin teknikleri bulunmaktadır. Mevcut piyasa oranlarını(vadeli işlem sözleşmesi ve opsiyon volatilitelerini), ekonometrik modelleri ve kullanıcı tarafından belirlenen senaryolarını içeren 3 genel yaklaşım vardır. Yazımızın CorporateMetrics’in bileşenlerini özetleyen bölümünde bahsedilen LongRun Teknik Dokümanı’nda bu genel yaklaşımlar detaylı olarak anlatılmaktadır. Belirtilen yaklaşıma göre, senaryo üretimi için kullanılabilecek veri setlerine, uzun vadeli tahminlere ve volatilite tahminlerine http://www.risk. metrics.com adresinden ulaşılabilir. 3. bölümde ele alacağımız örneklerde senaryo üretiminde LongRun tahmin modelinin bir parçası olan ve Vector Autoregressive Model(VARM) ve Error Correction Model(ECM) altyapısı üzerinde çalışan ekonometric tahmin modeli Vector Error Correction Model(VECM) kullanılmıştır. VECM ile ilgili detaylı bilgiler CorporateMetrics çalışmasının 7.2.1.2. (Forecasts based on economic strucrure) numaralı bölümünde sunulmaktadır. yıl boyunca değişik zamanlarda iplik üretimi için pamuk alımı yapmaktadır. Şirketin bütçe tahmini 2010 yılı için pamuk fiyatının 2.000 TL/ton olacağıdır. Şirket pamuk fiyat riskinin karlılık üzerindeki etkisini 1 Ocak 2009 ve 31 Aralık 2010 tarihleri arasındaki yılları arasındaki fiyat verilerini analiz ederek hesaplamak istemektedir. 2.5. RİSK HESAPLAMASI: 4.ADIM’da oluşturulan finansal sonuçlarla ilgili olasılık dağılımları kullanılarak, finansal sorunların maruz kaldığı riski ölçen istatistiki değerleri hesaplayabiliriz; Standart Sapma: Tahmin edilen finansal sonucun beklenen (ortalama) değerinden simetrik sapmaları gösterir. Güvenilirlik Seviyesi: Finansal sonucun belirli bir seviyenin altına düşmeyeceği olasılığını gösteren limit değeri (CorporateMetrics de % 95 olarak belirlenmiştir). Hedef Değere Göre Maksimum Sapma: Belirlenen güvenilirlik seviyesinde, bir finansal sonucun hedeflenen değerdin maksimum ne kadar altında olabileceğine ilişkin değer. Ortalama Sapma:Finansal sonuçların hedeflenen değerin ne kadar altında olacağına dair beklenen (ortalama) değer. CorporateMetrics çalışmasında risk hesaplama istatistik değeri olarak Hedef Değere Göre Maksimum Sapma ele alınmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki; Şirketler, CorporateMetrics uygulaması ile elde edilen finansal sonuç olasılık dağılımlarını kullanılarak, ihtiyaçlarına göre üst paragrafta belirtilen istatistiki değerleri hesaplayabilirler. 3. UYGULAMA ÖRNEKLERİ: Örnek 1 Emtia riski ile ilgili riske maruz kazanç (EaR): Pamuk fiyat riski Örneğimiz, emtia fiyatlarındaki dalgalanmanın bir şirketin satılan malın maliyeti hesabını, dolayısıyla da karlılığını nasıl etkilediğini göstermektedir. ABC şirketi tekstil firmalarının kullanımı için iplik üreten bir firmadır ve ana hammadde olarak pamuk kullanmaktadır. Şirket 1.ADIM: ÖLÇÜM DEĞERİNİN BELİRLENMESİ ABC EaR (Riske Maruz Kazanç) değerini ölçüm değeri olarak belirlemiştir. Dolayısıyla hedef karlılıktan % 95 güvenilirlikle maksimum olası sapma değerini hesaplayacaktır. Şirketin risk hesaplaması yapacağı zaman periyodu 12 aydır. 2.ADIM: RİSK HARİTALAMASI ABC şirketinin her üç aylık dönemin sonunda pamuk alımı yaptığını varsayalım. Herhangi bir üç aylık dönemin sonunda alınan pamuk, bir sonraki üç aylık dönemde üretim için kullanılmıştır. Şirketin gelecek 4 çeyrek dönemde tahmin ettiği pamuk alım değerleri aşağıda listelenmiştir. Bu satın alma miktarları ile şirketin 2010 yılı pamuk alım bedelini aşağıdaki formülle hesaplayabiliriz. Formulde Pi i’nci üç aylık dönemin sonundaki pamuğun ton başına fiyatıdır. [1.1] C= - 4000xp0 - 4.100x P1 - 3.900xP2 – 4.050x P3 Risk haritalamasının yapıldığı tarihte pamuğun fiyatı 1.000 TL/ton dur. Yukarıdaki formüle göre hesaplanan bir yıllık pamuk alım bedeli satılan malın maliyeti hesabını etkilediği için, risk haritalaması yapılırken, emtia fiyat riskinden kaynaklanan EaR(Riske Maruz Kazanç)’nın hesaplanmasında kullanılır. 3.ADIM: SENARYO ÜRETİMİ Pamuk alımı her üç aylık dönemin sonunda gerçekleştiği için şirketin, 31 Aralık 2009 tarihindeki pamuk fiyatına ve gelecek 3 çeyrek dönem sonundaki fiyat projeksiyonlarına bağlı fiyat senaryolarına NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 63 MAKALE GRAFİK 1 ihtiyacı vardır. Senaryoların yaratılması için VECM modelinden yararlanılarak oluşturulan piyasa fiyat dağılımlarından yararlanılır. Pamuk fiyat dağılımları kullanılarak pamuk fiyatları için 31 Mart 2010 ve 30 Eylül 2010 tarihleri arasındaki 10.000 olası fiyat seyir hareketi simüle edilir. 4.ADIM: DEĞERLEME 3. adımda yaratılan 10.000 senaryo, şirketin gelecekteki 4 çeyrek boyunca oluşacak pamuk fiyatlarına ilişkin tahminini oluşturur. Bu fiyat tahminlerinin 2. adımdaki formüle koyduğumuzda şirketin 1 yıllık pamuk harcamasını tahmin edebiliriz. Yaratılan 10.000 senaryodan birisinin aşağıdaki senaryo olduğunu varsayalım; hesaplamak için hedef harcama tutarını ve % 95 güvenilirlikle tahmin edilen harcama tutarını bilmemiz hammadde maliyetlerini telafi edecek bir fiyat ayarlaması yapması imkansızdır. Bu nedenle maliyetlerdeki 1 TL artış, karlılıkta da 1 TL’lik azalmaya neden olacaktır. Bu durumda ABC, EaR(Riske Maruz Kazanç) değerini 1.900.000 TL olarak hesaplamıştır. Pamuk fiyatlarının yukarıdaki senaryoya göre değiştiği varsayımına göre oluşturulan 2010 yılı pamuk maliyet tablosu aşağıda yer almaktadır. gerekmektedir. Hedef harcama tutarı bütçe hedeflerinde gizlidir. ABC şirketinin pamuk fiyatı için bütçe tahmini 2.000 Pamuk fiyatı ile ilgili oluşturulan yukarıdaki senaryoya göre 2010 yılında pamuk alımlarının maliyeti 31,9 milyon TL olarak tahmin edilmektedir. 10.000 senaryo için ayrı ayrı yıllık pamuk maliyeti hesaplanarak pamuk maliyetleri dağılımı oluşturulur. Grafik 2’de de görüldüğü üzere % 95 güvenilirlikle pamuk maliyeti en fazla 34.000.000 olmuştur. TL dir. Şirketin fiyat tahmini ve satın alma miktarlarına göre 2010 yılı için hesaplanan hedef harcama tutarı (32.100 milyon TL) Tablo 4’Te hesaplanmıştır. Bütçe hedeflerinde yer alan hedef hammadde harcama tutarı ile, % 95 güvenilirlikle tahmin edilen hammadde harcama tutarı dikkate alındığında, % 95 güvenilirlikle, hammadde harcamaları hedefin en fazla 1.900.000.TL (34.000.000 – 32.100.000) üzerinde olacaktır. ABC şirketinin ürettiği ipliğin son derece rekabetçi ve fiyatların istikrarlı olduğu bir piyasası vardır ve şirketin Örnek 2 Korunma yapılan durumda riske maruz kazanç: Pamuk fiyat riski Bu örnekte ABC firmasının hammadde harcamalarından kaynaklanan riski, risk ölçümünün yapıldığı 31 Aralık 2010 tarihinde aşağıdaki opsiyon sözleşmeleri ile hedge ettiğini varsayalım: Pamuk Call Opsiyonunda Uzun Pozisyon: Kullanım fiyatı 2.100 TL/ ton, 3,6 ve 9 ay vadeli olarak alınan sözleşmelerin nominal değeri 4.000 ton dur. Pamuk Put Opsiyonunda Kısa Pozisyon: Kullanım fiyatı 1.800 TL/ ton, 3,6, ve 9 ay vadeli olarak alınan sözleşmelerin nominal değeri 4.000 tondur. 5. ADIM: RİSK HESAPLAMASI Bütçe hedefini aşan maksimum hammadde (pamuk) harcamasını TABLO 4 64 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 1.ADIM: ÖLÇÜM DEĞERİNİN BELİRLENMESİ ABC pamuk fiyatlarındaki dalgalanmadan kaynaklanan EaR (Riske Maruz Kazanç) değerini –pamuk hammadde harcamaları, net opsiyon primi ödemeleri ve opsiyon sözleşmelerinin kar/zararlarının birleşik etkisini de dikkate alarak - ölçüm değeri olarak belirlemiştir. Dolayısıyla hedef karlılıktan % 95 güvenilirlikle maksimum olası sapma değerini hesaplayacaktır. Şirketin risk hesaplaması yapacağı zaman periyodu 12 aydır. GRAFİK 2 2. ADIM: RİSK HARİTALAMASI Şirketin almış olduğu call ve put opsiyonlarından kaynaklanan prim tahsilatı ve prim ödemeleri Tablo 5’te belirtilmiştir. Yukarıdaki prim tablosuna göre toplam net prim ödemesi (CP) 350 TL olacaktır. Call opsiyonundan kaynaklanan kar/ zarar aşağıdaki formülle hesaplanır. [1.2] VC = 4000 [max(P1 – 2100,0) + max(P2 – 2100,0) - max(P3 – 2100,0)] Put opsiyonundan kaynaklanan kar/ zarar ise aşağıdaki formülle hesaplanır. [1.3] VP = 4000 [min(P1 – 1800,0) + min(P2 – 1800,0) - min(P3 – 1800,0)] Şirketin aldığı opsiyon pozisyonlarından elde ettiği toplam kar/ zarar ise; [1.3] VCP = VC + VP eşitliği ile ifade edilir. [1.1] eşitliği ile hesaplanan C’yi (pamuk satın alım bedeli) de dahil ederek, şirketin pamuk alımı ile ilgili toplam giderleri EC (pamuk alım bedeli, net opsiyon primi, opsiyon kar/zararı) aşağıdaki eşitlikle hesaplanır; [1.4] VCP = C + CP + VCP Yukarıdaki eşitlikler pamuk fiyatlarındaki dalgalanmaların ABC şirketinin pamukla ilgili harcamalarını ne oranda etkilediğini hesapladığı için, TABLO 5 dolayısıyla da mali tablolarda açıklanan karlılık rakamlarını etkilediği için, bu eşitlikleri risk haritası olarak kabul edebiliriz. Grafi k 3, ABC şirketinin planlanan satın alma faaliyetleri ile korunma işlemlerinin bileşik etkisinin, korunmanın olmadığı bir önceki örnekle karşılaştırıldığında şirketin pamuk hammadde harcamalarını nasıl değiştirdiğini göstermektedir. olan 2.100 TL’nin, VECM tarafından her tarih için ayrı ayrı tahmin edilen pamuk fiyatları ortalamasının etrafında dar bir aralık oluşturmuş olmalarıdır. Dağılıma göre en kötü senaryo toplam pamuk harcamalarının 33.2 milyon TL olması, en iyi senaryo ise pamuk harcamalarının 31.8 milyon TL olmasıdır. Senaryolara göre hesaplanan toplam harcama değerlerinin % 50’si, ortalama pamuk fiyatlarının bütçe hedefi olarak belirlenen 2.000 TL/ ton fiyatından az olacağı senaryosuna dayanmaktadır. Bu durum hesaplanan harcama değerleri sıklığının dağılımın sağ ucunda (31.2 milyon-31 milyon) , dağılımın sol ucundaki değerlerin (32.8 milyonun altındaki değerler) sıklığına göre göre neden daha yüksek olduğunu da açıklamaktadır. Alınan opsiyon pozisyonları ve fiyat dağılımlarının sonucu olarak oluşan harcama dağılımına göre, en kötü senaryoda dahi oluşan toplam harcamalar, % 95 güvenilirlikle tahmin edilen değerin çok küçük bir miktar üzerindedir. (kötü senaryo: 33.020.000, % 95 seviyesi 33.000.000) 3. ADIM: SENARYO ÜRETİMİ Örnek’te kullanılan pamuk fiyat senaryoları bu örnekte de kullanılarak, değişik pamuk harcama ve opsiyon ödemesi kombinasyonları hesaplanır. 4. ADIM: DEĞERLEME [1.4] eşitliği kullanılarak her bir üç aylık dönem için toplam net opsiyon ödemeleri (pamuk opsiyon kar/zararı – opsiyon primi harcamaları) ve pamuk alım bedelleri tahmin edilir. Korunmaya tabi tutulmuş pamuk harcamalarına ilişkin dağılım Grafik 4 de gösterilmiştir. Korunmaya sonrası pamuk harcamaları yüzde 95 güvenilirlikle 33.000.000.TL olarak tahmin edilmiştir. Histogramın üst ve alt uçlarındaki yüksek sıklık değerlerinin nedeni, put opsiyonunun kullanım fiyatı olan 1.800 TL ve call opsiyonunun kullanım fiyatı 5. ADIM: RİSK HESAPLAMASI ABC şirketinin planlanan pamuk alım giderlerinden planlanan opsiyon primlerinin (ABC şirketinin bütçedeki fiyat tahminini 2.000 TL olması, opsiyonlardan kar veya zarar beklenmediği anlamına gelir). çıkarılması ile hedeflenen korunma sonrası pamuk hammadde harcamaları hesaplanır. Bütçede yer alan korunma sonrası hedeflenen pamuk harcamaları ile % 95 güvenilirlikle tahmin edilen toplam pamuk giderleri karşılaştırıldığında, korunma sonrası pamuk harcamalarındaki maksimum aşım % 95 güvenilirlikle (33.000 – 32.450) 550.000 TL olacaktır. Bir önceki örnekte olduğu gibi, şirketin artan maliyeti telafi etmek için fiyatlarında bir ayarlama yapacağını kabul edersek pamuk maliyetlerindeki 1 TL’lik maliyet artışı, vergi öncesi karlılıkta 1 TL lik azalmaya neden olacaktır. Bu nedenle, örnekteki opsiyon korunma stratejisiyle, 32.450.000 TL pamuk maliyeti hedefleyen pamuk fiyat riskini hedge eden ABC firmasının pamuk fiyatından kaynaklanan riskler nedeniyle vergi öncesi riske maruz karlılık (EaR) değeri 550.000 TL veya vergi öncesi hisse başına riske maruz karlılık NİSAN 2011 | VOBJEKTİF 65 MAKALE GRAFİK 4 GRAFİK 3 değeri(EPSaR) 0.011 TL olacaktır. Özetle; ABC firması pamuk hammaddesi fiyatlarından kaynaklanan riskle ilgili herhangi bir korunma yapmazsa, firmanın hedeflenen pamuk hammadde giderleri 32.100.000 TL dir ve EaR değeri 1.900.000 TL dir. Firma şayet pamuk fiyatından kaynaklanan fiyat risklerini yukarıda belirtilen opsiyon stratejisiyle korumaya alırsa, hedeflenen pamuk hammadde giderleri, 32,450.000 TL olarak gerçekleşecek, EaR değeri 550.000 TL ye düşecektir. Korunma stratejisi için 350.000 TL opsiyon primi ödemesi yapan şirket, bu sayede % 95 güvenilirlikle, pamuk fiyatlarındaki dalgalanmadan kaynaklanabilecek maksimum pamuk harcamasını, 34.000.000 TL’den, 33.000.000 TL ye düşürmüştür. Bu, riskin korunmasız senaryoya göre 1.000.000 TL tutarında azaltılması anlamına gelmektedir. Yukarıdaki risk haritalaması, ve risk hesaplamalarına göre ABC şirketi riskini 1.000.000 TL tutarında azaltmak için 350.000 TL opsiyon primi ödeyip ödememeye karar verecektir. Önemli bir uyarı yapmak gerekirse; seçilen hedef fiyat yöntemine göre risk değerleri farklılaşabilecektir. Şöyle ki; yukarıdaki örnekte seçilen bütçe hedef pamuk fiyatı 2.000 TL dir ve sabittir. Her 3 aylık dönem için VECM modelindeki ortalama fiyatlar hedef fiyat olarak seçilirse hedef hammadde harcama tutarları da değişebilecektir. Hedef seviyeleri belirlerken ve senaryo üretirken seçilen metodoloji, CorporateMetrics uygulaması ile hesaplanan risk değerlerini doğrudan etkilemektedir. SONUÇ Değişik illerde yaptığımız eğitim ve tanıtım toplantıları sırasındaki gözlemlerimiz, başta Meslek Birlikleri ve TIM olmak değişik sivil toplum kuruluşunun anketleri, Türk şirketlerinin 66 VOBJEKTİF | NİSAN 2011 ezici bir çoğunluğunun Finansal Risk Yönetimi ilkelerini uygulamadıklarına ilişkin güçlü bir izlenim ortaya çıkarmıştır. Oysa yazımızın giriş bölümünde anlatıldığı üzere, özellikle 2001 krizi sonrasında reel sektör şirketlerinin finansal risk yönetimine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu düşünülmektedir. 2001-2010 döneminde sektöründe tanınan onlarca şirketin faaliyetlerine son verdiği veya finansal güçlük nedeniyle el değiştirmek zorunda kaldığına şahit olduk. 2005 yılından itibaren Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın faaliyete geçmesi ile sadece organize türev piyasalar değil, organize olmayan diğer piyasalardaki ürünlerin kullanımı artmıştır. Ancak bu ürünlerin spekülasyon dışında risk yönetimi amacıyla kullanımında istenilen seviyenin çok çok uzağındayız. Risk yönetimi ilkeleri özellikle borsamız tarafından eğitim ve tanıtım faaliyetleri kapsamında değişik illerdeki toplantılarda şirketle sektörüne aktarılmaktadır. Bu yazının amacı da gelişmiş piyasalarda reel sektör tarafından uygulanan finansal risk yönetimi uygulamalarından birisi olan CorporateMetrics uygulamasının ortaya çıkış nedenini, faydalarını ve hangi TABLO 6 aşamalardan oluştuğunu uygulamaları örneklerle vermektir. Dile getirmemiz gereken önemli bir husus da; işletmelerin risk yönetimine ilişkin bilgi eksikliği ve risk yönetim kültürünün oluşmaması yanında tahmin modellerinin en önemli unsuru olan tarihsel fiyat verilerin - bir çok emtianın sağlıklı bir spot piyasasının olmaması nedeniyle ülkemizde –elde edilemeyecek olmasıdır. Ancak ülkemizde sağlıklı fiyatlar oluşuncaya dek yurtdışı piyasa fiyatları temel alınarak bu sorunun kısmen çözülebileceğini de düşünüyoruz. Umuyoruz ki, tüm ilgililerin katkılarıyla emtia ürünlerinde sağlıklı bir spot piyasa ve türev piyasa oluşur ve risk yönetimi modellerini Türkiye’ye uyarlamak isteyen işletmeler karlılık, nakit akışı gibi önemli finansal sonuçlarının maruz kaldığı riskleri doğru bir biçimde ölçer ve yönetirler. Bu düşüncelerle yazımızın, gelecekte reel sektörde risk yönetimi ile ilgili ampirik çalışma yapacak araştırmacı ve akademisyenlere küçük bir ilham vermesini diliyoruz. Kaynakça: RiskMetrics Group(1999), CorporateMetrics Technical Document