Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı

Transkript

Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı
OCAK - ŞUBAT 2013
Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı
100 Yıllık Acı Saraybosna’da Konuşuldu
Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da, 14-15 Aralık 2012 tarihlerinde
“Balkan Savaşları’nın 100. yılında Büyük Göç ve Muhaceret Edebiyatı
Sempozyumu” düzenlendi.
35. Yıl 70 Faaliyet / 3-4
İstanbul’da 4. Edebiyat
Mevsimi / 4-5
İstiklâl Şairimiz Taceddin
Dergâhı’nda ve Kahire ‘de
Anıldı / 6
Ocak - Şubat Programı / 8-9
TYB’de Nurettin Topçu
Okumaları / 11
Akademi Edirne Açıldı / 11
Mesud Akhtar Şeyh’in
‘Modern Pakistan Edebiyatı’
kitabı TYB’de tanıtıldı / 12
Türkiye Yazarlar Birliği tarafından BosnaHersek’in başkenti Saraybosna’da düzenlenen, 14 Aralık Cuma günü başlayan
“Balkan Savaşları’nın 100.yılında Büyük
Göç ve Muhaceret Edebiyatı Sempozyumu” 15 Aralık 2012 Cumartesi günü
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi (IUS)
toplantı salonunda gerçekleştirilen oturumlarla sona erdi.
Şehir Gezisi ve Yunus Emre Türk Kültür
Merkezi’ni Ziyaret
Sempozyum için Saraybosna’ya 13 Aralık
günü ulaşan heyet, ilk gün Osmanlı’nın
Balkanlar’daki varlığının canlı bir
nişânesi olarak hâlâ varlığını sürdüren
Sara6ybosna’da bir şehir gezisi gerçekleştirdi. Daha sonra Türkiye Yazarlar Birliği
heyeti ve katılımcılar, Saraybosna Yunus
Emre Türk Kültür Merkezini ziyaret etti.
Lütfi Bergen ve Cemal Kurnaz
Ayın Kitabı’nın Konuğuydu / 12
Ziyarette, Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı
İbrahim Ulvi Yavuz ve beraberindeki heyet; Saraybosna Yunus Emre Türk Kültür
Merkezi hakkında bilgi aldı.
Şubelerden Haberler / 13-16
Merkezde gerçekleştirilen kültür sanat
etkinlikleri ve Türkçe kursları hakkında
bilgi veren Saraybosna Yunus Emre Türk
Kültür Merkezi Müdür Vekili Nuri Türkyılmaz, Saraybosna YETKM olarak Türk
kültürünün, tarihinin ve sanatının doğru
ve yalın bir şekilde anlatılması için önemli
bir misyon üstlendiklerini ve Türk dilinin
bölgede zenginleştirilmesi için önemli
çalışmalara imza atıldığını ifade etti.
devamı 2’de
2012 Yılının “Yazar,
Fikir Adamı ve
Sanatçıları”
7’de
Yazar Okulu’nun
19. Dönemi Rasim
Özdenören ile
Başladı
8’de
Türk Kültür Evi’nde “Osmanlı Basınında Balkan Savaşları Gazete Kupürleri
Sergisi”nin açılışı gerçekleştirildi. TYB
Vakfı Mütevelli Heyeti D. Mehmet
Doğan, TYB Genel Başkanı İbrahim Ulvi
Yavuz, IUS Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
İsmail Kocayusufoğlu’nun da katıldığı sergi açılışının ardından Büyükelçi
Ahmet Yıldız tarafından davetlilere bir
kokteyl verildi.
Aliya’nın Kabrini Ziyaret ve Osmanlı
Basınında Gazete Kupürleri Sergisi’nin
Açılışı
T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın
desteği ile, Yunus Emre Enstitüsü
Saraybosna Türk Kültür Merkezi,
TİKA Saraybosna Koordinatörlüğü,
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi
ve Connectum Yayınevi’nin katılımı
ile düzenlenen Balkan Savaşlarının
100.Yılında Büyük Göç ve Muhaceret
Edebiyatı Sempozyumu’nun açılışı ve
ilk günü Stari Grad Belediyesi’ne ait
Büyük Salonda gerçekleştirildi.
Açılışta konuşan TYB Genel Başkanı
İbrahim Ulvi Yavuz, “‘Büyük Göç ve
Muhaceret Edebiyatı Sempozyumu’ ve
‘Osmanlı Basınında Balkan Savaşları
Gazete Kupürleri Sergisi’nin sadece
yüz yıl önce Balkanlarda cereyan etmiş
olayları anlamaya değil aynı zamanda
cereyan etmiş olayların günümüzde
kamuoyuna yansımasına da büyük bir
katkı sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Saraybosna Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Kocayusufoğlu, tarihi bilmeyenin yarınının
olmayacağını vurguladı.
TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan
ise, “Biz yaşarken, yakın tarihi yeniden yaşamamızı gerektirecek ibretlik
hâdiseler cereyan etti. Bosna faciası
da elbette bunlardan biri idi. “Medeni
dünya” yüz yıl önce kapattığı defterin
gerçekten kapandığına bizi inandırmak için, Bosna’da 1990’lı yıllarda
yürürlüğü konulan soykırımı, katliamı
görmezden geldi. Hatta bu tasarlanmış
cinayetin gözlerini yumduğu bir sırada
gerçekleşmesi için her türlü tedbiri
aldı. Fakat Bosna halkı, Balkanlar’da
İslâmiyet’in beş yüzyılı aşkın tarihini
2
Ocak 2013
yeniden yazmak için olağanüstü bir
direnç gösterdi. Şerefli bir mukavemetin ne demek olduğunu bütün dünya
öğrendi. “ dedi.
Türkiye Büyükelçisi Ahmet Yıldız, Balkan Savaşlarının daha çok göç ile ilgili
boyutlarına değinerek, bu zamana
kadar yaptığı görevlerden dolayı göç
konusunda malumat sahibi olduğunu
ifade etti ve “Allah kimseye göç yaşatmasın” niyazında bulundu.
Açılışın ardından katılımcılar Cuma
namazını Gazi Hüsrev Bey Camii’nde
birlikte eda ettikten sonra BosnaHersek’in ve İslâm dünyasının unutulmaz simaları arasına giren merhum
Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in
kabrini ziyaret ettiler.
Birinci gün öğleden sonra ise ilmî
toplantı başladı. Balkan Savaşları ve
etkileri başlıklı oturumda Doç. Dr.
Akif Kireççi, Dr. Zülküf Oruç, Doç. Dr.
Mehmet Ö. Alkan, Yrd. Doç. Dr. Hasan
Korkut ve Yrd. Doç. Dr. Can Ünver bildirilerini sunarken Muhaceret edebiyatı başlıklı oturumda ise Prof. Dr. Belkıs
Gürsoy, Doç. Dr. Ahmed Sami, Doç. Dr.
Rıdvan Canım ve H. Yıldırım Ağanoğlu
görüşlerini dinleyicilerle paylaştılar.
Sempozyumun ilk günü akşamında ise
Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Ahmet Yıldız’ın da katılımıyla Yunus Emre
Bilge Adam Aliya’nın Kabrinde
İkinci gün Boşnak Göçleri ve 100 Yıl
Sonra Balkanlar konuşuldu
Sempozyumun ikinci günü IUS’ta
gerçekleştirildi. Sempozyumun üçüncü,
ikinci günün ilk oturumu “Boşnak
Göçleri” başlığını taşıyordu. Başkanlığını Prof. Dr. Birol Akgün’ün yaptığı
oturumda Prof. Dr. Mahir Aydın “Zor
Yolculuk: Bosna’dan Anadolu’ya Göçmek” başlıklı bildirisini; Doç. Dr. Tufan
Gündüz ise “Berlin Antlaşması Sonrası
Bosna-Hersek’te Göç Tartışmaları”
başlıklı bildirisini sundu. Bu oturuma
programda yer almalarına rağmen Filip
Mürsel Begoviç rahatsızlığı dolayısıyla
katılamazken Prof. Dr. Redzep Skryel,
elverişsiz hava şartları sebebiyle toplantıya iştirak edemedi. Bu oturumda
özellikle Prof. Mahir Aydın’ın fotoğraflar eşliğinde arşiv belgelerine dayanarak gerçekleştirdiği sunum izleyiciler
tarafından ilgiyle takip edildi.
Sempozyumun dördüncü oturumunda
ise Boşnak muhaceret edebiyatı üzerine bildiriler sunuldu. Doç. Dr. M. Murat
Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen oturumda Doç. Dr. Sanjin Kodric
“Yeni Boşnak Edebiyatında Avusturya
Konusu”, Fatmir Alispahic “AvusturyaMacaristan Dönemi Boşnak Edebiyatında Muhaceret Konusu”, Amina Siljak
Jesenkovic “Hakiki ve Mecazi Muhacirler: Dünyevi Memleketlerinden Uzak
Boşnak Mutasavvıflar”, Lebiba Dzeko
“Aliya Nemetak’ın Türkiye’de Yaşayan
Sözlü Boşnak Edebiyatının Derlenmesindeki Katkıları” başlıklı bildirilerini
sundular.
Sempozyumun son oturumu meselenin
güncel boyutlarını da ele alabilmek
amacıyla 100 Yıl Sonra Balkanlar başlığını taşıyordu. Prof. Dr. Mahir Aydın’ın
başkanlığını yaptığı oturumda Doç. Dr.
M. Murat Erdoğan “Balkanlarda Barış
AB ülkelerinin o dönemde yaptırım
uygulayacak gücünün olmadığını
ifade eden Erdoğan, daha sora AB
olarak Balkan coğrafyasını “Güneydoğu Avrupa” olarak adlandırdıklarını ve koruma altına almaya
çalıştıklarını kaydetti.
Türkiye Büyükelçisi Ahmet Yıldız, Osmanlı
Basınında Gazete Kupürleri Sergisi’nde
ve İstikrarın Sağlanmasında Avrupa
Birliği’nin Rolü”, Prof. Dr. Birol Akgün
“ABD ve Balkanlar”, Mehmet Özkan
“Türkiye’nin Balkanlar Politikası” ve
Dr. Birgül Demirtaş “Balkanlarda Bölgesel İşbirliğinin Anatomisi: Fırsatlar,
Sorunlar ve Meydan Okumalar” başlıklı
bildirilerini sundular. Prof. Dr. Birol
Akgün, Balkanlar’ın bir geçiş noktası ve
Ortadoğu ülkeleri gibi enerji zenginliklerine sahip olmasa da jeopolitik konumu dolayısıyla büyük güçlerin rekabet
sahası olduğunu belirterek, “Balkan
coğrafyası ayrıca kültürel anlamda
da bir geçiş coğrafyasıdır. Bu nedenle
de çok sık çatışmaların yaşandığı bir
coğrafyadır” tespitinde bulunurken
Doç. Dr. Murat Erdoğan, bu yıl Avrupa
Birliği’nin organizasyon olarak Nobel
Barış Ödülü’ne layık görüldüğünü
hatırlatarak “AB’nin siyaseten beceriksiz, askeri anlamda var olmayan ve yanı
başındaki Bosna Savaşı’na dahi müdahale etmekten yoksun bir kurum”
olduğunu söyledi. Erdoğan, yine de
birlik olarak kendi içlerinde çatışmaları önlediklerini ve barış içerisinde
yaşamayı başardıklarını belirtti. AB’nin
1990’lı yıllarda bölgede yaşanan çatışmalara ülkeler bazında farklı tutumlar
sergilediğini kaydeden Erdoğan, “O
dönemde Almanlar, Hırvatlar’ı desteklemişti. Savaşın yaşandığı dönemde ülkeler farklı tutumlar sergiledi ve birlik
uyumlu hareket edemedi. Bu nedenle
de burada yaşananları sadece seyrettiler” diye konuştu.
Amina Siljak Jesenkovic: Eksiklerimizi
Tamamlayabilmek İçin Desteğinize
İhtiyacımız Var
Kapanış oturumunda, oturum
başkanları toplantının genel bir
değerlendirmesini yaptıktan sonra
sempozyuma ilmî danışmanlık yapan
ve sürecin Saraybosna ayağının tanziminde büyük katkıları olan Amina
Siljak Jesenkovic bir değerlendirme
yapmak üzere kürsüye geldi. Jesenkovic Bosna-Hersek’ten yaşanan
göçlerin çok büyük trajedilere sebep
olduğunun altını çizerek bu alanda
ve daha birçok konuda Türkiye’nin
desteğine ihtiyaç duyulduğunu ifade
etti. Jesenkovic’ten sonra söz alan
TYB Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı
D. Mehmet Doğan da toplantının
gerçekleştirilmesinde katkısı olan
herkese teşekkür etti.
Türkiye Yazarlar Birliği, Yurt Dışı
Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı, Uluslararası Saraybosna
Üniversitesi, Saraybosna Yunus Emre
Türk Kültür Merkezi ve Türkiye
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
(TİKA) Saraybosna Koordinatörlüğü
tarafından organize edilen “Balkan
Savaşları’nın 100. Yılında Büyük Göç
ve Muhaceret Edebiyatı” sempozyumu, Uluslararası Saraybosna
Üniversitesi’nde Boşnak sanatçı Eldin
Huseinbegoviç’in Sevdalinka konseriyle sona erdi.
Türkiye Yazarlar
Birliği, 35 yılını
kutluyor!
2013 Türkiye
Yazarlar Birliği’nin
35. Kuruluş
yıldönümü...
1978’de 14 yazarın
bir araya gelmesiyle
kurulan Birlik, güçlüklere ve imkânsızlıklara rağmen,
35 yılda kültür hayatımıza damgasını vuran
faaliyetler gerçekleştirdi.
“Yazarlar Birliği” adı, 1985’te Bakanlar
Kurulu kararıyla “Türkiye Yazarlar Birliği”ne
dönüştü. 1991’de Danıştay’ın uygun görüşü
ve Bakanlar Kurulu kararı ile kamu yararına
çalışan kuruluş olduğu tescil edildi.
Türkiye Yazarlar Birliği 35 yıldır sürekli kültürel faaliyetleriyle, 33 yıldır gelenekleştirdiği
Yılın Yazarları değerlendirmeleriyle, 30 yıldır
çıkardığı ülkemizde alanında tek yayın olan
Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı ile, yazarlık
alanında ilk defa düzenli öğretim sayılabilecek Yazar Okulu ile, Safahat Okumaları ve
14 yıldır kesintisiz süren Mesnevî Dersleri ile
zihin dünyamızın şekillenmesinde haklı bir
yer edindi.
Türkiye Yazarlar Birliği, sadece Türkiye sınırları içindeki faaliyetleriyle değil, uluslararası
ve milletlerarası toplantılarıyla, yurtdışındaki
etkinlikleriyle de 35 yılı dopdolu geçirdi.
İki yılda bir yapılan ve dünyayı dolaşan
Türkçenin Uluslararası Şiir Şölenleri, Türk
dünyasına yönelik benzeri olmayan kalıcı
bir edebiyat faaliyeti. Türkçe yazan yüzlerce
şairin katıldığı dokuz şölen yapıldı, 2013’de
onuncusu Bişkek/Kırgızistan’da yapılacak.
Bursa-Konya (Türkiye)’da yola çıkan şiir kervanımız Almatı (Kazakistan), Aşkabat (Türkmenistan), Girne (Kıbrıs), Strazburg (Fransa),
Akmescid (Kırım), Üsküp (Makedonya), Bakü
(Azerbaycan) ve Prizren (Kosova) menzillerinde konakladı.
TYB’nin diğer ülke aşan sürekeli faaliyeti
“Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi” İlk defa Ankara’da (2010) yapıldıktan
Ocak 2013
3
sonra bu sene Konya’da gerçekleştirildi.
İkinci kongreye 10 ülkeden 60 ilim ve fikir
adamı katıldı.
“Tarihî roman ve romanda tarih” de dış
katılımlı faaliyetlerimizden. İlki On yıl önce
yapıldı, 2013’te ikincisi gerçekleştirilecek.
Bu sürekli faaliyetlerimiz yanında, birçok
toplantımızda yurtdışından katılımcılar
geldi, TYB yöneticileri ve üyeleri de birçok
uluslararası, milletlerarası faaliyete katıldı.
Geçmiş büyük yazarlarımızı, büyük değerlerimizi, edebiyatımıza, düşüncemize, kültürümüze değer katan büyük şahsiyetleri
Mehmet Âkif başta olmak üzere, hatırladık
ve hatırlattık.
İstiklâl Marşı şairimizi ve onun millî mutabakat metni olan eserini yaşatmak için
gösterdiğimiz çabalar bir kanunla resmileşti. 12 Mart “Mehmet Âkif ve İstiklâl Marşı
günü” oldu. Yunus Emre, Fuzulî, Bakî,
Nabî…Namık Kemal, Yahya Kemal, Refik
Halit, Ahmet Haşim, Kemal Tahir, Necip
Fazıl, Nureddin Topçu, Tarık Buğra, M.
Âkif İnan…Daha niceleri TYB’nin kapsamlı
faaliyetleri ile anıldı.
Yaşayan yazarlara vefa yolunda ilk adımımızı 15. Yılımızda attık. Büyük Romancımız
Tarık Buğra hayatta iken “Tarık Buğra ile
75 yıl” toplantısını gerçekleştirdik. Vefatından sonra da unutmadık. Turgut Cansever,
Erdem Bayazıt sağlığında vefamızı gösterdiğimiz büyük isimlerden.
Kültürel ve meslekî bir gönüllü kuruluş
olan TYB, 35. Yılını 2013 boyunca sürecek
faaliyetlerle kutlayacak. 35 yıl dolayısıyla
yurt içinde ve dışında önemli 50 faaliyet
gerçekleştirilecek. TYB’nin 35. Yıl faaliyetleri listesinde geçmiş büyük yazar ve fikir
adamlarımızla ilgili anma programları yanı
sıra yaşayan tanınmış yazarlarımızla ilgili
toplantılar da yer alıyor.
Günümüzün edebiyat ve dil meseleleri üzerine geniş açılı değerlendirme toplantıları,
genç yazarlara yönelik faaliyetler 35. Yıl
programında önemli bir yer tutuyor. Sanal
yayın ve edebiyat da faaliyet konularımız
arasında.
Cumhuriyetin 90. Yıldönümü dolayısıyla Türk edebiyatının değerlendirileceği
kapsamlı bir sempozyumun da Bakü’de
yapılması planlanıyor.
4
Ocak 2013
İstanbul’da
“4. Edebiyat
Mevsimi”
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul
Şubesi ile İBB Kültür ve Sosyal Daire Başkanlığı’nın bu yıl 4’üncüsünü
düzenlediği İstanbul Edebiyat Festivali,
24-29 Aralık tarihleri arasında Kızlarağası Mehmed Efendi Medresesi’nde
gerçekleşti. Edebiyatseverlere bir hafta
boyunca ‘Edebiyat Mevsimi’ yaşatan
programa, 60’tan fazla konuşmacı ve
binlerce kişi katıldı.
Altı gün süren festivalde söyleşiler, açık
oturumlar, paneller, film gösterimleri
ve konser gibi 14 farklı etkinliğe yer
verildi. Festivalin ana teması ise ‘tasavvuf’ idi.
Festivalin açılışında konuşan İstanbul
Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, “Edebiyat Mevsimi, TYB’nin 4 yıldır gerçekleştirdiği bir organizasyon. Artık
geleneksel hâle gelen etkinliğimizin
bu yılki teması tasavvuftur. Tasavvuf,
kültürümüzün ve medeniyetimizin ana
unsurlarından biridir. “ dedi. Edebiyat
Mevsimi’nde tasavvuf konusunun ele
alınmasıyla kültürel mirasın korunduğuna dikkat çeken TYB Genel Başkanı
İbrahim Ulvi Yavuz, ”Bu etkinlikle birlikte TYB, yine kültür gündemini belirleyecek” ifadelerini kullandı. TYB Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı D. Mehmet
Doğan da, “Yıllarca tekkeleri kapatmakla övündük, tekkeleri kapatmanın
ne anlama geldiğini hiç düşünmedik.
Nedir tekkeleri kapatmak? 1000 yıllık
edebiyatı ve tasavvufu yok saymaktır.” diye konuştu. Doğan, İstanbul
Şubesi’nin 4 yıl önce böyle özgün bir
faaliyeti başlatmakla kültür hayatımıza
gerçek anlamda katkıda bulunduklarını
belirterek, Ali Ural başta olmak üzere
bütün emeği geçenlere teşekkür etti.
Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Başkanlığını Doç. Dr. Abdulkadir Emeksiz’in yaptığı ‘Tasavvuf ve
Dil’ oturumunda konuşan Ömür Ceylan,
‘Tasavvufi Metinlerin Anlam Katmanları’ başlığını irdeledi. İslâm sanatlarında
tasavvufun stilistik diline değinen Turan
Koç da, “Mimar Sinan’ın yaptığı gibi
camii yapmak, Şeyh Galib gibi yazmak
zorunda değiliz. Yeter ki o kıvılcımdan
bir ateş alalım. Bu kıvılcımın yolundan
gidelim” dedi.
Klasik metinlerden yola çıkarak dilin geçirdiği evrelere dikkat çeken D. Mehmet
Doğan, “Türk edebiyatımızın başlangıcı
Kutadgu Bilig’den gelir” dedi.
700 yıl geçmesine rağmen Mevlana okuyoruz
Programın ikinci oturumu olan ‘Sufi
Öncüler’ söyleşisini tarihçi-yazar Dursun
Gürlek yönetirken Prof. Dr. Emin Işık da
konuşmacı olarak katıldı. Mevlana ve
Mesnevi’den esinlenerek kitap yazan
bazı yazarları eleştiren Dursun Gürlek,
“Aradan 700 sene geçmesine rağmen
hâlâ Mevlana’yı anıyoruz, yine Mevlana
okuyoruz. En çok satılan Mesnevi ve
Divan-ı Kebir oluyor. Bu mesnevi ile ilgili
yazarlar Mesnevi’yi hiç okumuşlar mı?
Mevlana ruhundan haberdarlar mı? 6
ciltlik Mesnevi’yi hafife almak için kısır
akıllarıyla ‘hikâye kitabı’ diyerek hiçe
saymaya çalışıyorlar” dedi.
Altının sahtesi olur ama tenekenin
olmaz
Prof. Dr. Emin Işık da, “Altının sahtesi
olur ama tenekenin sahtesi olmaz. Büyük illet, nüfusu kalabalık olan millet
değildir. İçinden büyük insanlar yetiştirmiş olanlar büyük millettir. İslâm,
disiplin barından bir dindir.” şeklinde
konuştu.
Edebiyat Mevsimi’nde tasavvuf rüzgârı
Festivalin ikinci gününde ‘Hikâye ve
Tasavvuf’ konusu ele alındı. Başkanlığını Ay Vakti dergisi Genel Yayın
Yönetmeni Şeref Akbaba’nın yaptığı
oturuma Melek Paşalı, Ali Haydar Haksal ve İsmail Kıllıoğlu konuşmacı olarak
katıldı.
“İlim ve aşk ehliydi”
Başkanlığını Melek Paşalı’nın yaptığı
“İbrahim Hakkı Hazretleri’ konulu
oturumda konuşan Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Marifetname isimli kitabın
yazarı mutasavvıf Erzurumlu İbrahim
Hakkı Hazretlerini anlattı: “İbrahim
Hakkı hazretleri, ilim ve aşk ehliydi.
İlimdeki gayesi Marifetullah’tır. Bilgiyi
Marifetullah’a ermek için kullandı. Hakikatin özüne ulaşmak için yola çıktı.”
Edebiyat Festivali’nde şiir şöleni
Festivalin ikinci günündeki son oturum
olan ‘Hayata Yön Veren Dizeler’ de bir
araya gelen 16 şair, okudukları şiirlerle
âdeta bir ‘şiir şöleni’ yaşattı. Oturum
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ercan Alkan,
“Âlemde her ne varsa aşktan doğmuştur öyle ise her şey de aşka dönecektir”
dedi. Adem Turan, Doç. Dr. Abdulkadir
Emeksiz, Prof. Dr. Bedri Gencer, M.
Davut Göksu, Bestami Yazgan, Dilaver
Demirağ, İsmail Kılıçarslan, Esra Elönü,
Furkan Çalışkan, Senai Demirci, Zeki
Bulduk, Özcan Ünlü, Mevlana İdris,
Mehmet Lütfi Arslan, Şeref Akbaba ve
Dilaver Selvi şairler ile şiirleri üzerine
konuşmalar yaptılar.
Üçüncü günde tasavvuf, musiki ve şiir
konuşuldu
Festivalin üçüncü gününde ‘Şiir ve
Tasavvuf’, ‘Tasavvuf ve Musiki’, ‘İlahi
Nefesler’ oturumları gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Recep Garip’in yaptığı ‘Şiir ve Tasavvuf’ oturumunda Ali
Ural, Ahmet Murad ve Mustafa Özçelik
şiir ve tasavvuf ilişkisini ele aldılar.
Oturum, ney dinletisi ile son buldu.
Ardından ‘Tasavvuf ve Musiki’ oturumuna geçildi. M. Davut Göksu’nun
yönettiği oturumda konuşan Prof. Dr.
Ahmet Turabi, musiki ya da edebiyatın tasavvufta amaç olmadığına
vurgu yaptı. Savaş Barkçin de, mümin
olmayan birinin İslam’ı, tasavvufu ve
musikiyi anlamasının zor olduğuna
dikkat çekti. Anadolu tasavvuf türküleriyle ilgili yaptığı çalışmalarla bilinen
Ender Doğan ise, seslendirdiği türküyle
salondaki edebiyatseverleri mest etti.
“Medeniyetimizin farkında olalım”
Festivalin dördüncü günü ‘Tasavvuf ve
Roman’, ‘Söyleşi’, ‘Tasavvuf Şiirinden
Esintiler’ oturumları gerçekleştirildi.
‘Tasavvuf ve Roman’ oturumunda
tasavvufun romanlardaki yeri tartışıldı.
Başkanlığını Rıdvan Canım’ın yaptığı
oturuma Sadık Yalsızuçanlar, Mustafa
Miyasoğlu ve Nuriye Akman konuşmacı
olarak katıldı.
Daha sonra ‘Tasavvuf Şiirinden
Esintiler’ oturumuna geçildi. Mustafa
Aydoğan’ın yönettiği oturumda; Ali
Ayçil, Doç. Dr. Abdulkadir Emeksiz,
Cevat Akkanat, Dr. Hüseyin Emin Öztürk, Ekrem Kaftan, Ferman Karaçam,
Hüseyin akın, Kalender Yıldız, Muzaffer Doğan, Suavi Kemal Yazgıç, Osman
Sarı, Yunus Emre Altuntaş ve Zafer
Acar tasavvuf şiiri konusunu tartıştılar.
‘Sufi Öncüler’ oturumunda ise Doç. Dr.
Ekrem Demirli, mutasavvıf İbni Arabi’yi
ve tasavvufa bakışını ele aldı. Yapılan
oturumların sonunda ödül törenine
geçildi.
Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde
düzenlenen törende kültür, sanat ve
tasavvuf alanlarında çalışmaları bulunan 4 kişiye ödülleri verildi. Törene
edebiyat camiasından çok sayıda davetli katılırken, gecenin onur konuğu
ise Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış
oldu.
4 büyük ödül
“Türk Tasavvuf Kültürüne Hizmet
Ödülü”ne lâyık görülen Prof. Dr.
Mustafa Tahralı beratını Avrupa
Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın elinden
alırken Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ın
ödülünü ise İBB Kültür ve Sosyal İşler
Daire Başkanı Abdurrahman Şen verdi.
Prof. Dr. Mustafa Kara’ya ödülünü İBB
Kültür ve Sosyal İşler Daire eski Başkanı
Hüseyin Öztürk verirken Ömer Tuğrul
İnançer ise ödülünü Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı’nın elinden aldı. İBB Kültür
ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen’e ise gecenin anısına İstanbul
Şube Başkan Yardımcısı M. Davut
Göksu tarafından şilt takdim edildi.
Festivalin son gününde konser
Festival, 29 Aralık 2012 Cumartesi günü
verilen ‘Uluslararası Tasavvuf Musikisi
Konseri’ ile son buldu. Bakırköy Cem
Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konserde, Rachid Gulam ve Ender
Doğan sahne aldı. Yoğun katılımın
gözlendiği konserde seslendirilen tasavvufi eserler, dinleyicilere unutulmaz
dakikalar yaşattı.
Festivalin beşinci gününde ‘Tasavvuf ve
Gelenek’, ‘Sufi Öncüler’ oturumlarının
sonunda ise 2012 Edebiyat Mevsimi
‘Ömür Boyu’ Ödülleri sahiplerine verildi. Dursun Gürlek’in yönettiği ‘Tasavvuf ve Gelenek’ oturumunda Prof. Dr.
Süleyman Uludağ, Reşat Öngören ile
Mustafa Kara tasavvufun kaynakları
ve araştırılması hakkında konuşma
yaptılar. M. Davut Göksu’nun yönettiği
Ocak 2013
5
İstiklâl Şairimiz,
Taceddin
Dergâhı’nda
Anıldı
ile anlatıyor.” diyerek şairimizin
birliğe, beraberliğe ne denli kıymet
verdiğinin altını çizdi.
Mehmet Âkif’in ırk, kavim anlayışının
üstüne çıktığını kaydeden Doğan,
onun, hayatını buna göre tanzim
ettiğini ifade ederek, “ o yaşarken
bize hizmet etti. 10 yıl Mısır’a
gönüllü sürgün gitti. Memleketinde
vefat ettiğinde yalnız bırakıldı ama
28 Aralık’ta büyük bir dirilişle geri
döndü. “ dedi.
Mehmet Âkif
Kahire’de
Anıldı
Konuşmanın zor olduğu zamanlarda
Âkif’in şiirleri ile dirilmeyi seçtiklerini
belirten D.Mehmet Doğan, sözlerini
kuvvetlendirmek için onun şiirlerini
okuduklarını söyledi.
İstiklâl şairimiz Mehmet Âkif Ersoy,
vefatının 76. yıldönümünde, Türkiye
Yazarlar Birliği’nce tertiplenen
mütevazı bir anma toplantısı ile,
Taceddin Dergâhı’nda yâd edildi.
Turgut Aksoy Hocaefendi’nin Kur’an’ı
Kerim tilaveti ile başlayan anma
toplantısında, ilk olarak TYB Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı D. Mehmet
Doğan söz aldı.
Doğan, 34 yıl önce başlatılan bu
gönüllü faaliyetin geçen yıl resmî bir
hüviyet kazandığına dikkat çekerek,
Kur’an şairi Mehmet Âkif’i, Kur’an’ı
Kerim tilaveti ile anmanın önemine
değindi. “ Onun fikrini, yaptıklarını
doğru anlayabilmek için böyle
bir başlangıca ihtiyaç var. 34 sene
önce olduğu gibi Âkif’imizi anmak
üzere toplandık “ diyen D. Mehmet
Doğan, İstiklâl şairimizin mütevazı
bir insan olduğunu, 100 yıl önce
Balkan Harbi’nin yaşandığı, Balkan
topraklarının tamamen kaybedildiği
günlerde, Mehmet Âkif’in yazdıkları ile
topluma ümit verdiğini ifade etti.
Balkanlardaki müslüman katliamını
yine Âkif’ten öğrendiklerini söyleyen
D. Mehmet Doğan, “ Balkan
Harbini unutmamalıyız. O acılar,
zihinlerimizden silinmemeli. Âkif,
Kosova’da olanları, nüfus dengesi için
öldürülen Müslümanları bize ayrıntıları
6
Ocak 2013
“Böyle büyük değerleri yaşatmak
boynumuzun borcudur.” diyen
Doğan, 34 yıl önce onu, İstiklâl
Marşı’nın yazıldığı binada anmaya
başladıklarını hatırlatarak, bundan
sonra da ömürleri oldukça, Âkif’i
anmayı sürdüreceklerini ifade etti.
TYB Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı
D. Mehmet Doğan’ın konuşmasından
sonra Özel Çağrı Okulu öğrencileri,
hep birlikte İstiklâl Marşı’nı
seslendirdiler.
TBMM Konya Milletvekili Mustafa
Kabakcı ise konuşmasında, 10 gün
önce Hz. Mevlana’yı yâd ettiklerini,
şimdi de vefatının 76. yıldönümü
vesilesiyle millî şairimiz Mehmet
Âkif Ersoy’u andıklarını, Mehmet
Âkif’in derdi olan, aşkı olan bir
büyük şahsiyet olduğunu ifade eden
Kabakcı,“ onlar hiçbir zaman ümitsiz
olmadılar. Bizler de onların nesli
olarak, ümitsiz olmayacağız. Gelecek
daha güzel olacak “ dedi.
Esnaf ve Sanatkârlar Derneği
Başkanı Mahmut Çelikus da, özellikle
Suriye’de yaşanan acılara değinerek,
Âkif’ten alacakları çok dersler
olduğunu söyledi.
Mehmet Âkif Ersoy’u anma toplantısı,
Hafız Fikret Cömert’in Kur’an-ı Kerim
tilaveti ile sona erdi.
Millî Şair Mehmet Âkif Ersoy, vefatının
76. yıl dönümünde, Mısır’ın başkenti
Kahire’de düzenlenen sempozyumla
anıldı. Sempozyuma katılan TYB Şeref
Başkanı D. Mehmet Doğan, “Mısır,
Mehmet Âkif’in ikinci vatanıdır” diye
konuştu.
El Ezher Üniversitesi’nde düzenlenen
sempozyuma, Türkiye’nin Kahire
Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı, TYB
Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, El
Ezher Üniversitesi profesörlerinden
Abdulaziz Avadallah, Macide Mahluf,
Cemal Musa, Said Ali Atiye ve Dr.
Abuzer Kalyon konuşmacı olarak
katıldı.
Üniversitenin konferans salonunda
gerçekleştirilen sempozyumda iki
ülkeden çok sayıda akademisyen,
edebiyatçı ile El Ezher Üniversitesi
öğrencileri de hazır bulundu.
“Âkif’in mirasına sahip çıkmaya
çalışıyoruz”
Türk Büyükelçiliği, Yunus Emre
Türk Kültür Merkezi ve El Ezher
Üniversitesi’nin katkılarıyla
düzenlenen sempozyumda konuşan
Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi
Botsalı, “Mehmet Âkif Ersoy’un
mirasına sahip çıkma konusunda
çalışıyoruz. Âkif’in Mısır’da
bulunduğu süre içerisinde kaldığı
evin müze haline getirilerek Türk
ve Mısır kültürüne kazandırılması
için gayretlerimiz sürüyor. Söz
konusu evin mülkiyeti konusunda
Mısırlı sahipleri arasında bir
anlaşmazlık var. Mahkeme
tarafından bu anlaşmazlık
sona erdirilir erdirilmez, Âkif’in
Kahire’nin Helvan bölgesinde
ikamet ettiği evi müze haline
getireceğiz. Bu konunun yakın bir
zaman içerisinde sonuçlanacağını
söyleyebilirim” dedi.
“Mısır, Mehmet Âkif’in ikinci
vatanıdır”
TYB Şeref Başkanı Doğan ise
Mısır’ın Mehmet Âkif için ikinci
bir vatan olduğunu ifade ederek,
Âkif’in Mısır’da kaldığı süre
içerisinde güney illerinden Luksor
ve Asvan’a yaptığı ziyaretler
sonrasında yazdığı şiirlerin, Türk
edebiyatının şaheser şiirleri
olduğunu kaydetti.
Mehmet Âkif’in İslâm âleminin
dertlerini hisseden realist bir şair
olduğunu vurgulayan Doğan,
Âkif’in 19. yüzyılın sonlarına
doğru emperyalizmin gittiği
yolu görüp, kimliğini koruyarak
modernleşme felsefesini şiar
edindiğini anlattı.
İslâm Coğrafyası için iki önemli dil
Mehmet Âkif Ersoy’u Anma
Sempozyumu’nda konuşan
El Ezher Üniversitesi öğretim
görevlisi Prof. Dr. Musa, Arapça
ve Türkçenin İslâm coğrafyası
için önemli iki dil olduğunu dile
getirerek, Mehmet Âkif’in İslâm
coğrafyası için önemli bir edebî
şahsiyet olduğunu söyledi.
2012 Yılının
“Yazar,
Fikir Adamı ve
Sanatçıları”
Açıklandı
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı
İbrahim Ulvi Yavuz, düzenlediği basın
toplantısı ile 2012 yılında ödüle lâyık
görülen “Yılın yazar, fikir adamı ve
sanatçıları”nı açıkladı.
2013 yılının, Türkiye Yazarlar Birliği
açısından ayrı bir anlam taşıdığını ifade
Genel Başkan İbrahim Ulvi Yavuz,
2013’ün aynı zamanda TYB’nin 35.
Kuruluş yıldönümü olduğunu ifade
etti. TYB’nin otuz beş yıl süresince
gerçekleştirdiği faaliyetleri ile ülkemizde
birçok sivil toplum kuruluşuna önderlik
etmiş, köklü bir kurum olduğunu
belirten Yavuz, 2012 yılında, Ankara’da
ve Türkiye genelinde sürdürülen
faaliyetler yanında uluslararası alandaki
faaliyetler de verimli bir yılın geride
bırakıldığını kaydetti.
Ödüllerin tam bir hakkaniyet ve liyakat
esasına göre değerlendirilerek tespit
edildiğini belirten İbrahim Ulvi Yavuz,
ödül sahiplerine ileriki günlerde
açıklanacak bir zamanda belgelerinin
takdim edileceğini söyledi.
Türkiye Yazarlar Birliği 2012 yılı yılın
yazar, fikir adamı ve sanatçıları şöyle:
Âkif Hasan Kaya, Islak Kibritler
kitabıyla hikâyede, Mustafa Aydoğan,
Bugün Konuştuklarımız kitabıyla
şiirde, Işık Yanar, Taşra Şairi kitabıyla
romanda, Necmettin Evci, Yaşamak
Öldürür Beni kitabıyla denemede,
Fırat Mollaer, Çağdaş Üç Tarz-ı Siyaset
Üzerine Eleştiri Yazıları kitabıyla
fikirde, Turgay Anar, Mekândan Taşan
Edebiyat adlı kitabıyla araştırmada,
Gökhan Akçura, Cumhuriyet
Döneminde Türkiye Matbaacılık
Tarihi kitabıyla incelemede, Lütfi
Bergen, Edebi Metinde Din - İktisat
kitabıyla edebi tenkitte, Tosun Bekir
Bayraktaroğlu, Amerika’da Bir Türk
Şeyh Tosun’un Hatıratı kitabıyla hatırat
dalında, İbrahim Demirci, Dillerin Dili
kitabıyla dilde, Ahmet Kuş, Dünya
Mevlevihanelerine Yolculuk kitabıyla
gezide, Ayşe Aksu, Cyrus Hamlin
Robert Kolej Uğrunda Bir Ömür,
kitabıyla tercümede, Mehmet Salih
Erkek, Bir Meşrutiyet Aydını Ethem
Nejat (1887-1921) kitabıyla biyografide,
Yahya Düzenli, Ol Şehri Yıkılır Gördüm
eseri ile Şehir Kitapları dalında,
Hasan Lâtif Sarıyüce Türk Çocuk ve
Gençlik Edebiyatı Ansiklopedisi (1-2)
kitabıyla çocuk edebiyatı dalında,
İbrahim Kiras basın fıkrada, Star
gazetesindeki yazılarıyla, Demirhan
Kadıoğlu, Basın Karikatür dalında,
Dergi yayıncılığında Doğu-Batı, Türk
Müziği’nde Adnan Çoban Kanal 24‘de
yayınlanan Bizden Nağmeler programı
ile, TV Programı dalında TRT Türk’te
yayınlanan Hey Taksi programı ile
Gökhan Güvenç, sinemada Uzun
Hikâye filmiyle Osman Sınav, Konya
Büyük Şehir Belediyesi Konya Vilayeti
Sal-nameleri ve Konya Kadı Sicilleri
eserleriyle Kamu Yayıncılığı dalında,
Büyüyen Ay Yayınları özel yayıncılıkta,
Hakkı Öznur, Yayıncılık özel ödülü
kapsamında Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı
kitabıyla ödüle lâyık görüldüler.
Ayrıca her yıl geleneksel olarak verilen
kültür bilim ve sanat hayatımıza uzun
süreli hizmetlerinden ötürü Prof. Dr.
Hüsrev Hatemi, Mehmet Niyazi Özdemir
ve Prof. Dr. Teoman Duralı’ya Üstün
Hizmet Ödülü verildi.
Ocak 2013
7
TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ OCAK-SUBAT 2013 FAALİYETLERİ
8
GÜNLER
MEHMET ÂKİF DİVANI
02 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Kişilik Gelişimi
Adem Karafilik
05 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
07 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Doç. Dr. Zülfikar Güngör
08 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
09 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Eğitim’de Drama
İlter Baturay
12 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
14 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Mustafa Aşkar
15 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları Lütfi Bergen
16 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Öfkeni Yönet
Bu Yola Devam Et
Durdu Güneş
19 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
21 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Dr. Halil İbrahim Sarıoğlu
22 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları Lütfi Bergen
23 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Öğrenmeyi Öğrenme
Adem Karafilik
26 OCAK
CUMARTESİ
15:00 Yazar Okulu
Yönlendirme Dersi
28 OCAK
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Adnan
Karaismailoğlu
29 OCAK
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
30 OCAK
ÇARŞAMBA
18:30 Anlamak mı?
Anlaşılmak mı?
Esen Eryiğit
Ocak 2013
MEVLANA DİVANI
YUNUS EMRE DİVANI
31 OCAK
PERŞEMBE
18:30 Ayın Kitabı
Program Sorumlusu:
Atilla Mülayim
04 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç
05 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
06 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Kimliğimi Kaybettim
Hükümsüzdür
Abdullah Yılmaz
11 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Doç. Dr. Zülfikar Güngör
12 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
13 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Kurumsal Gelişim’de
Kişisel Gelişim’in Önemi
Veysel Karafilik
18 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Prof. Dr. Mustafa Aşkar
19 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
20 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Kişisel İmaj
Murat Ertan
25 ŞUBAT
PAZARTESİ
18:30 Mesnevi Okumaları
Dr. Halil İbrahim Sarıoğlu
26 ŞUBAT
SALI
18:30 Nurettin Topçu
Okumaları
Lütfi Bergen
27 ŞUBAT
ÇARŞAMBA
18:30 Sözümü-Zamanı Geri
Aldım
Fatih Koşan
28 ŞUBAT
PERŞEMBE
18:30 Ayın Kitabı
Program Sorumlusu:
Atilla Mülayim
Faaliyetlerimiz sürekli üç mekânda yapılacak. Bunun dışındakiler ayrıca duyurulacaktır.
Ocak 2013
9
Yazar Okulu’nun 19. Dönemi
Rasim Özdenören ile Başladı
sonra yazıyla anlatıma geçildiğini,
böylece insanların anlattıklarını daha
kalıcı hâle getirdiklerini vurguladı.
Yazarlığın da yazının icadından sonra
meydana çıktığını ifade eden Doğan,
yazmanın arkasındaki esrarı insanların
hep merak ettiklerini dile getirdi. Yazma kabiliyetinin asla inkâr edilemeyeceğini söyleyen D. Mehmet Doğan,
buna rağmen çok kabiliyetli yazarların
bile yaptıkları işin yüzde doksanının
emek mahsulü olarak nitelendirdiklerinin altını çizdi.
Türkiye Yazarlar Birliği bünyesinde 11
yıldır devam eden, 400’ün üzerinde
mezunu bulunan Yazar Okulu – Yazarlığa Hazırlama Seminerleri’nin 19. Dönemi, ünlü yazar ve fikir adamı Rasim
Özdenören’in açılış dersi ile başladı.
Rasim Özdenören’den açılış dersi:
Yazar nedir, okur nedir?
D. Mehmet Doğan’ın açış konuşması
Rasim Özdenören ,Yazar Okulu 19.
Dönemi açılış dersine katılımcılara eskilerin bir sözünü hatırlatarak başladı.
“Aramakla bulunmaz; fakat bulanlar
arayanlardır. “ Yazar olmak istemek
ile yazar olunamayacağını söyleyen
Özdenören, ama yazar olanların
isteyenlerden, bu hevesi içinde taşıyanlardan çıktığını vurguladı. Rasim
Özdenören “ her şeyin bir bahanesi
olduğu gibi, yazar olmanın da bir
bahanesi var. Cinayet işlemenin de bir
bahanesi var. Ama bu bahaneye bir
gerekçe bulmadıkça, bir işi kendine
dert etmedikçe, o konunun üstesinden gelmek de kolay kolay mümkün
olmaz. “ dedi.
Yazar Okulu’nun 19. döneminin
açılışı vesilesiyle konuşan TYB Şeref
Başkanı D. Mehmet Doğan, insanlığın hayatının anlama ve anlatma
kelimeleri ile özetlenebileceğini belirterek, hayatın âdeta bu iki fiil etrafında cereyan ettiğini söyledi. Doğan
“ bir şeyleri anlamaya çalışıyoruz.
Sonra da anlatmaya yöneliyoruz. “
diyerek belli bir döneme kadar insanlık tarihinde hep sözlü bir anlatım
olduğunu, sözle ifade döneminden
Okuyabilmek için bir birikimin olması
gerektiğini ifade eden Özdenören,
aklımızdan geçirdiğimiz, kurguladığımız her ne varsa hepsinin birer âyet
olduğunu dile getirdi. Özdenören”
yeter ki, biz orada duran o âyeti, o
olguyu okumaya cehdedelim. Yoksa o
orada duruyor. Bizim şu andaki insani
ilişkimiz burada duruyor. Bu ilişki kim
bilir hanginizin aklına hangi ilhamları getirir? Şu anda bunu bilemeyiz”
dedi.
Açılışta TYB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Fidan, Türkiye Yazarlar
Birliği’nin prestijli faaliyetlerinden
Yazar Okulu hakkında kısa bilgiler
verdi. Yazar Okulu’nun ilk defa 2000
yılında faaliyete geçtiğini söyleyen
Fidan, şu ana dek 18 dönemi başarıyla tamamladıklarını ifade etti. Yazar
Okulu’nu başarıyla bitirenlere katılım
beratı verdiklerini belirten Ahmet
Fidan, bu beratın gerçek anlamda bir
referans olduğunu söyledi.
10
Ocak 2013
Okumanın aslında bir şeye anlam
vermek olduğunu belirten Rasim
Özdenören, Necip Fazıl’ın bir gün
Akif İnan’ın misafirken Akif’e;
“dışarıda duran mütefekkir bir
çift ayakkabı”nın kimin ayakkabısı
olduğunu sorduğunu anlattı. Bir çift
ayakkabının mütefekkir olarak durmasının bir okuyuş biçimi olduğunu
vurgulayan Özdenören, bunun bir
zihnin ayakkabıya izafe ettiği mânâ
olduğunu vurguladı.
Rasim Özdenören iki tür yazmadan
söz etti. Birincisi, ilhama ağırlık verdiğini, ikincisinin ise plan ve programa ağırlık verdiğini belirtti. Halk
edebiyatımızın büyük ölçüde tutanak anlamında yazıya geçirildiğini
belirten Özdenören, Karacaoğlan’ın,
Köroğlu’nun şiirlerini bir yere oturup
ellerine kalem kâğıt alıp yazmaktan
çok irticalen söylediklerini, söylenenlerin hafızalardan silinmemesi için
de sonradan kayda geçirildiğini ifade
etti. Divan edebiyatının tarzının ise
salt tutanak ile ilgili olmadığını dile
getiren Rasim Özdenören, bu tarzın
bir sanat ürünü olarak ortaya konulduğunun altını çizdi.
Yazının ve sanat ürününün bir maket
olduğunu söyleyen Özdenören, maketin gündelik hayatımızda yalnızca
masalarda, görsel bir teşhir malzemesi
olarak kullanıldığını ifade ederek sanatın, bir başka ürünün simülasyonu,
maket haline dönüştürülmesi olmadığını, sanatın canlı bir şey olduğunu
belirterek dersini tamamladı.
hâle getiriyor. Büyük bir ilgi ile takip
edilen programın son oturumuna
Nurettin Topçu’nun öğrencilerinden
Fatih Gökdağ da katıldı. Lütfi Bergen
bu oturumda Kültür ve Medeniyet
kitabındaki Üniversitenin Mesuliyeti
başlıklı metni okudu.
Üniversitenin mesuliyeti başlıklı
dersten notlar
Nurettin
Topçu
Okumaları
Türkiye Yazarlar Birliği’nde, bir süredir Lütfi Bergen tarafından Nurettin
Topçu okumaları yapılıyor. 25 Aralık
Salı günkü oturumda, okumalara
Kültür ve Medeniyet başlıklı kitaptan
devam edildi. Lütfi Bergen, Nurettin Topçu’nun makalelerini başka
metinlerle karşılaştırmalı olarak
okuyarak, programı daha derinlikli
Akademi-Edirne
açıldı
İki ay kadar önce Edirne Valiliği’ne
atanan Hasan Duruer ile kültür
sanat danışmanı ve TYB üyesi Fahri
Tuna’nın ilk sanat icraatı ‘Akademi-Edirne’ başladı. Edirneli lise ve
üniversite öğrencileri arasından
edebiyat, düşünce, iletişim, güzel
sanatlar, tiyatro ve sinema alanlarından seçilmiş, 288 yetenekli gencin,
7 ay süreyle 40 sanatçıyla sanat
atölyesinde buluşmasını kapsayan
Akademi-Edirne, geçen çarşamba
günü başladı.
Tarihî Edirne Halk Eğitimi Merkezi
Salonu’nda gerçekleştirilen açılışta,
Bu makalede Topçu, üniversitelerdeki bazı bozuklukları maddeler hâlinde ifade eder. Özetle bu bozukluklar
şunlardır:
- Üniversiteler kendi misyonunun
dışında, siyasî, bir misyon üstlenmiştir. Bu siyaset hırsı Topçu’nun
deyimiyle, üniversiteyi ilim müessesesi olmaktan uzaklaştırmıştır.
- Üniversiteler, kendilerine tahsis
edilen bütçeyi kontrolsüzce harcamaktadırlar. Üniversite bütçelerinden lüzumsuz neşriyatlar yapılmakta, gerekli gereksiz Avrupa’ya
kongrelere gönderilen hocalara
ödenek ayrılmaktadır.
şair Haydar Ergülen, TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Zaman Gazetesi kültür sanat editörü Ali Çolak,
Hattat Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı,
Tiyatro ve Sinema oyuncusu Süeda
Çil ile Yönetmen, Senarist Aybars
Bora Kahyaoğlu’nun konuşmalarıyla
başlayan Akademi-Edirne, Trakya
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener
Yörük’ün konuşması ile devam etti.
Son olarak söz alan Edirne Valisi
Hasan Duruer, “Akademi-Edirne’
fikri danışmanım Fahri Tuna’ya aittir.
Kendisiyle benzer bir projeyi daha
önce GAP illerini kapsayan 8 ilin
üstün yetenekli öğrencileri ve Mardinli öğrencilerde de uygulamış, çok
olumlu neticeler almıştık. İstanbul’da
bile zor ulaşılan değerli sanatçılarımızla Edirneli genç yetenekleri bir
araya getirdiğimiz bu projeye gıpta
- Edebiyat fakülteleri kültür fakültesi olmamış, materyalist çalışmaların muhafazakârlığını yapmıştır.
- Edebiyat fakülteleri bırakın âlim
yetiştirmeyi muallim dahi yetiştirememektedirler.
- Fakülte neşriyatına ait kitaplar
hatalarla doludur. Bazı hocaların
şahsî görüş ürünü eserleri yoktur.
- Doktora ve doçentlik tezleri ilmî
nitelikten yoksundur.
- Öğrenci mevcudu az olan fakültelerde bile akademisyen kadrosu
fazladır.
Topçu böyle bir üniversitenin cemiyetin ruhunu ve irfanını perişan
edeceğini söyler. Milli eğitim davasının selametini bu bozuklukların
giderilmesinde görür. Zira üniversite
ıslah edilmeden milli eğitim davalarının halledilmesi imkânsızdır. Milli ruh
birliği de mabet, mektep ve üniversitenin uzlaşması ile mümkündür.
ediyorum. Amacımız gençlerimizde
farkındalık meydana getirmek, aralarından yarının Sait Faiklerinin, Sezai
Karakoçlarının, Hilmi Yavuzlarının
yetişmesine kolaylık sağlamaktır. “
dedi.
Açılış konuşmalarının ardından 24’er
genç yetenekten oluşan öğrenciler
yazarlarla bir araya gelip ilk çalışmayı
başlattılar; önceden kendilerine dağıtılan kitapları imzalattılar.
Ocak 2013
11
Mesud Akhtar Şeyh’in
‘Modern Pakistan Edebiyatı’
kitabı TYB’de tanıtıldı
Emekli Albay Mesud Akhtar Şeyh’in
‘Modern Pakistan Edebiyatı’ adlı son
kitabının tanıtım toplantısı yapıldı.
Türkiye Yazarlar Birliği’nin desteği
ile düzenlenen tanıtım toplantısında
konuşan Mesud Akhtar Şeyh, Türkçe
olarak yazılmış kitabının, ulusal ve
bölgesel modern Pakistanlı yazarların,
şairlerin hikâyeleri ve şiirlerinden
oluştuğunu söyledi. Mesud Akhtar
Şeyh ‘Modern Pakistan Edebiyatı’ adlı
kitabının Türk insanlarına Pakistanlı
edebiyatçılarını ve çalışmalarını
tanıtacak ilk Türkçe yazılmış kitap
olduğunu kaydetti. Şeyh, ilerlemiş
yaşına rağmen, Türkiye’ye karşı
duyduğu sevginin kendisini, iki kardeş
ülkenin yakınlaşmasına katkıda
bulunan buna benzer çalışmalar
yapmaya ittiğini vurguladı. Şeyh,
Türk ve Pakistanlı tanınmış yazarların
kitaplarının tercüme edilmesinin,
iki ülke insanları arasındaki anlayışı
geliştireceğini kaydetti.
Mesud Akhtar Şeyh’in 24 kitabı
bulunuyor. Kitapları Orhan Kemal,
Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet,
Fethullah Gülen, Reşat Nuri Güntekin,
Ali Nar, Yaşar Kemal, Aziz Nesin ve
İsmet Bozdağ gibi tanınmış Türk
yazarların eserlerinden oluşuyor.
Lütfi Bergen ve Cemal Kurnaz Ayın
Kitabı’nın Konuğuydu
“Ayın Kitabı” programının konuğu
yazar Lütfi Bergen’di. Ayışığı Kitapları tarafından yayınlanan Edebi Metinde Din ve İktisat kitabının yazarı
Bergen, yerlilik, edebiyat, İslâmcılık
gibi konularda fikirlerini açıkladı.
Program sorumlusu Atilla Mülayim’in
sorularını cevaplayan Lütfi Bergen,
Türkiye’de yerlilik kavramının tam
olarak anlaşılmadığını belirterek,
yerliliğin coğrafî mânâda toprak
değil, kuramsal birliktelik olduğunu
söyledi. Yerliliğin en başta gelen
kuralının “pazar kurmak” olduğunu açıklayan Bergen, Anadolu’da
kurulan yapıda olduğu gibi ekonomiden sonra belli bir toprak sistemi,
şehir inşası ve hukukun yerliliğin
olmazsa olmaz şartı olduğunu ifade
etti. Anadolu’da kurulan sistemin Hz.
Âdem’den beri süregeldiğini söyleyen Lütfi Bergen, bunun etnik kimliğe dayalı olmadığının altını çizdi.
Edebî metinlerin kendilerine özgü
12
Ocak 2013
bir ideolojilerinin olduğunu savunan
Bergen, buradaki ideolojinin bilindik
mânâda ideolojileri kapsamadığını
vurguladı. Bergen, her edebî metnin
kendi toplumsal yapısını gösteren
önemli bir örnek olduğunu söyledi.
Türkiye’de eleştiri anlayışının da yanlış bir mecrada seyrettiğini belirten
Lütfi Bergen, Tanpınar’dan örnek
vererek eleştirmenlerin genellikle
ideolojik ve teknik konularda eleştiriler yazdıklarını ifade etti.
Cemal Kurnaz, Deli rüzgâr: Osman
Yüksel Serdengeçti kitabını anlattı
Ayın Kitabı programının ikinci konuğu Prof.Dr. Cemal Kurnaz’dı. Kurnaz,
Kurgan Edebiyat yayınları tarafından yayınlanan Deli Rüzgâr: Osman
Yüksel Serdengeçti kitabını yazmasında, Başbakan Erdoğan’ı rüyasında
görmesinin etkili olduğunu söyledi.
Serdengeçti’yle ilk tanışmasının lise
talebesi iken yazdığı bir mektupla
olduğunu söyleyen Kurnaz, mektubun Serdengeçti’yi çok etkilediğini,
mektubu okuduğunda duygulanıp
ağladığını sonraki görüşmelerinde
Serdengeçti’nin kendisine söylediğini açıkladı. Kitabı yazarken hiçbir
ayrıntıyı atlamamak için yoğun bir
çalışmanın içine girdiğini ve eserin üç
yıllık bir çalışmanın meyvesi olduğunu söyleyen Kurnaz, kitabın Serdengeçti hakkında yayın yapacak genç
araştırmacılar için bir kılavuz görevi
göreceğini vurguladı.
ŞUBELERDEN
HABERLER
Kimdir bizi bu kadar yakan Nâbî?
Türkiye Yazarlar Birliği Ankara
Şubesi, vefatının 300. yılında büyük
şair Nâbî’yi düzenlediği bir panelle
yâd etti.
D. Mehmet Doğan’ın, M. Ragıp
Karcı’nın, Hayati İnanç’ın ve Mehmet Kurtoğlu’nun konuşmacı olarak
katıldıkları Nâbî Paneli, saat 14.00’te
TYB Genel Merkezi’nde gerçekleşti.
TYB Şeref Başkanı D. Mehmet
Doğan, vefatının 300. yılında Nabi
programının açılış konuşmasında,
divan edebiyatının büyük şairinin
aslında daha büyük çapta bir anma
programıyla yapılması gerektiğini
belirtti. TYB Ankara Şube Başkanı
Mehmet Kurtoğlu ile Nâbî konusunda çalışan üniversite hocalarına
ulaştıklarını, fakat hocaların yoğunluğundan dolayı katılamadıklarını belirtti. Ayrıca TYB Ankara
Şubesi’nin böyle mütevazı bir programla Şair Nâbî’yi anmasını anlamlı
bulduğunu söyledi
Zihni’nin geldiğini söyleyerek, divan
şairi deyince Urfa sancağının bir
evladı olarak Nâbî’yi geçemeyeceğini belirterek, divan şiirinin bizi bir
medeniyet idrakine götüreceğinden
söz etti.
1642 yılında Şanlıurfa’da doğan
Nabi’nin Hacıgaffarzadeler veya
Karakapcılar ailesinden olduğunu
söyleyen şair-yazar Mehmet Kurtoğlu, şairin Urfa’da başlayan hayat
hikâyesinin İstanbul ve Halep’te
geçtiğini, Musahip Mustafa Paşa’nın
himayesiyle sarayda yer edindiğini
belirtti. Nâbî’nin şair kimliği yanında
musikiyle de ilgilendiğini, Diyarbakırlı Seyit Yahya’dan musiki dersleri
aldığını, 5 ay Diyarbakır’da Şair Hami
köşkünde kaldığını belirten Kurtoğlu, ayrıca Nâbî’nin 6 tane el yazma
eserinin Diyarbakır’da bulunduğunu
söyledi.
Hayati İnanç, Şair Nâbî merhumla
ilgili günümüzde dikkate değer çalışmalar olduğunu belirterek Nabi’den
gazeller okuyarak açıklamalar yaptı.
Ayrıca Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının büyük şairi Yahya Kemal’in Şair
Nâbî’nin izinden gittiğini ve “Görmüşüz Gazeli”ne nazire yazdığını
hatta günümüz şairlerinin de Yahya
Kemal’in bu naziresine tahmisle
karşılık verdiğini belirtti.
Şair Ragıp Karcı, şiirin hayal dünyasının bize hakikatleri anlatma işi
olduğunu söyleyerek söze başladı.
Karcı, halk şiiri deyince bir yanının
sürekli kanadığını, içine bir aşk düştüğünde ilk evvel aklına Bayburtlu
Şair Nabi’yi anma toplantısı D. Mehmet Doğan’ın teşekkür konuşması ile
sona ererken, dinleyiciler arasında
bulunan Ankara Şanlıurfalılar Derneği Başkanı Mahmut Nimetoğlu söz
alarak “hemşehrimiz Şair Nâbî’nin
adına böylesi bir programın yapılmasından gurur duyduğunu belirterek
emeği geçenlere teşekkür etti ve
benzer programlar için de işbirliğine
hazır olduklarını söyledi.
Konya Şubesi, Kitap Günleri’ndeydi
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin bu
yıl ikincisini düzenlediği Konya Kitap
Günleri büyük ilgi gördü. Binlerce kitabın okuyucusuyla buluşturulduğu
fuarda yazarlar da düzenlenen imza
günleriyle programa renk kattı.
Kitap Günleri’nde Konya Şubesi’nin
standı da yazar okur buluşmasının
en güzel örneklerine sahne oldu.
Bu yıl ilk defa TYB üyesi yazarların
kitaplarının Kitap Günleri kapsamında özel bir stantta yer aldığını
kaydeden Konya Şube Başkanı M. Ali
Köseoğlu, “Kitap Günleri’ni okur-yazar buluşması, okur-kitap buluşması
açısından çok önemli görüyoruz.
Açtığımız stantta üyemiz olan
yazarlarımızın eserlerini sergilemekle kalmadık, düzenlediğimiz imza
ve söyleşilerle de Kitap Günleri’ne
renk kattık” dedi. Köseoğlu, belediyelerin fiziki etkinlikler kadar
kültürel ve sosyal etkinliklere de
eğilmelerinin önemine işaret ederek,
Kitap Günleri’nde emeği geçenlere
teşekkür etti.
Ocak 2013
13
ŞUBELERDEN
HABERLER
Şefik Hoca
Erzurum’da
Anıldı
Erzurum Atatürk Üniversitesi Oditoryum Mavi Salonu’nda MÜSİAD Erzurum
Şubesi ve TYB Erzurum Şubesi tarafından “Dostları Şefik Hocayı Anlatıyor”
Şefik Hocayı anma gecesi düzenlendi
Geceye Erzurum Büyükşehir Belediye
Başkanı Ahmet Küçükler, Atatürk
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet
Koçak, Erzurum Teknik Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı,
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Erzurum Şube Başkanı
Mustafa Güvenli, İl Müftüsü Yakup
Arslan ve çok sayıda davetli katıldı.
Gecede dostları Şefik Hocayı anlattı.
Açılış konuşmasını yapan Yazarlar
Birliği Başkanı Doç. Dr. Rıdvan Canım,
“Yaşayanların bile hatırlanmadığı, aranıp sorulmadığı bir devirde yaşıyoruz.
Böyle bir zamanda aramızda olmayan
hocayı anmak çok güzel bir şey. Büyük
bir vefakârlık göstergesidir.” dedi.
MÜSİAD Erzurum Şubesi Başkanı
Mustafa Güvenli, “Babam Şefik Hocayı
anlatma işini dostlarına bırakıyorum.
Babamı anlatmaya gücüm yetmez.
Sadece babamın bir özelliğinden
bahsetmek istiyorum. Bu gece sizlere
günde okumaya 8 saat ayıran bir insanı anlatacaklar.” ifadelerini kullandı.
Geceye konuşmacı olarak Prof. Dr.
İhsan Süreyya Sırma, Veli Velioğlu Hocaefendi, Doç. Dr. Necati Tetik, Prof.
Dr. Mustafa Ağırman ve Muzaffer
Taşyürek katıldılar.
14
Ocak 2013
Sakarya Şubesi’nden Oya
Pervin Pelit Söyleşisi
Sakarya Şubesi’nin bu haftaki konuğu “Benim Yeşilçam’ım” kitabının yazarı Oya Pervin Pelit idi.
Konuşmasına, şube başkanı Yrd.
Doç. Dr. Mehmet Özdemir’in tanıtım ve giriş sözlerinin ardından
başlayan Oya Pervin Pelit, “Sinemanın içinde doğmuş” olmanın
kendisine kazandırdığı “avantajları” ifade ederek başladı.
Sonra sözlerine şöyle devam etti:
“Çocuk oyunculuğumdan yola
çıkarak oluşturduğum anılarımı,
her türlü olumsuzluklara rağmen
yazdım, yazdım, yazdım… Sürekli
çocukluğuma, genç kızlığıma
dönüp anılarımı tekrar yaşayınca
bağıra bağıra ağladığım anlar
oldu.” Yazar, Temmuz 2011’de
yazmaya başladığı ve “her tuşa
vuruşumda yüreğimi dağlayan
gerçek olayların ancak bir kısmını
yansıtıyor” dediği eserini ancak Haziran 2012’de Hamburg’da tamamladığını ifade etti.
29 Şubat 2012’de, hiç beklemediği
bir anda, “beyaz saçlı prensim”
dediği babasının ölüm haberini
aldığını anlatan Pelit, hayatının en
büyük üzüntüsünü yaşar. Babasının,
kendisine üç nasihati olduğunu
ifade eden yazar, bunları; “her
Perşembe Kur’an-ı Kerim okumak,
yazı yazmak ve film çekmek” olarak
açıkladı. Ve “rahat uyu babam,
kızın yolunu takip edecek” dedi.
İlgiyle izlenen söyleşi, soru ve cevap
faslının ardından imzalanan kitaplarla sona erdi.
İmdat Avşar Kayseri Okur ve
Yazar Okulu’nda
TYB Kayseri Şubesi Okur ve Yazar
Okulu devam ediyor. Bu hafta İmdat Avşar söyleşisi vardı. Kursiyerler
“Çiğdemleri Solan Bozkır” hikâye
kitabı, yazarın hikâyedeki üslubu
konusunda sorular sordular. İmdat
Avşar, kitabından ve hikâyelerin-
den örnekler vererek, kendi tecrübesini ve çalışmalarını anlattı. Soruları
cevapladı. Büyükşehir Belediyesi Yoğunburç Kültür Evi’nde ayrıca hikâye
konusunda atölye çalışması yapılacağı
bildirildi.
ŞUBELERDEN
HABERLER
Bursa
Şubesi Emir
Sultan’da
Sohbet
Geleneğini
Başlatıyor
TYB Bursa Şubesi Okur-Yazar Okulu
ve Tasavvuf Kültürü Okulu’ndan
sonra faaliyetlerine bir yenisini daha
ekliyor. 2013 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki olan Burfaş
Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa, yeni
restore edilen Emir Sultan Kültür
Merkezi’nde başlayacak programlarla, Bursa Şubesi Bursa’da ‘sohbet
geleneği’ni başlatıyor. Cumartesi
Sohbetleri, İkindi ve Akşam Sohbetleri ve Tasavvuf Musikisi Meşki ve
Sohbetleri başlıkları altında gerçekleşecek programlar Mayıs 2013 sonuna
kadar devam edecek.
Bursa Şube Başkanı Mustafa Baki
Efe, programların içeriği ile ilgili şu
değerlendirmede bulundu: “Sohbet
geleneğimizi Emirsultan’da yeniden
yaşatma gayreti içindeyiz. Hayatımızda öğrendiklerimizin birçoğunu sohbetlerde öğrenmişizdir biz
farkında olmadan. Fakat modern
zamanlarda epeyce uzaklaştık bu geleneğimizden. Sohbet geleneğinden
uzaklaşınca birbirimizden uzaklaştık.
Sohbetin yerini başka şeyler doldurdu hayatımızda.”
Mustafa Baki Efe, ilk programın 5
Ocak 2013 Cumartesi günü Prof.
Dr. Sadettin Ökten ile “Medeniyetimiz Üzerine” konulu bir sohbetle
başlayacağını ve ardından 12 Ocak’ta
D.Mehmet Doğan’la “Dil ve Edebiyat” konulu sohbetle devam edileceğini belirtti. Ocak ayının diğer
‘Cumartesi Sohbetleri’ konukları ise
Hattat Hüseyin Kutlu ve Mustafa
Armağan.
Emir Sultan Kültür Merkezi’ndeki diğer sohbet programları ise İkindi ve
Akşam Sohbetleri ile Tasavvuf Musikisi Sohbetleri. Diğer bir programda
ise “Eşrefoğlu Rumi ve Müzekki’n
Nüfus sohbetleri gerçekleştirilecek.
Trabzon Şubesi’nden Mehmet Âkif’i Anma
Programı
Yazıcı’nın ( Mehmet Âkif ve ideal
insan’ı),Necip Saraçoğlu’nun (Mehmet Âkif ve Anılar’ı) konuşmaları,
akabinde de Âkif’le ilgi sinevizyon
gösterisi şeklinde tertip edildi.
İstiklâl Marşımızın Şairi Mehmet Âkif
Ersoy 27 Aralık 2012 Perşembe günü,
vefatının 76. yılı münasebetiyle, TYB
Trabzon Şubesi tarafından hazırlanan programla anıldı.
Program; Kadir Bekâr’ın sunumu,
Trabzon Şubesi Başkanı Haydar
Çoruhlu’nun (Mehmet Âkif’ten
günümüze yansımalar),H.Nurcan
Trabzon Şube Başkanı Haydar Çoruhlu, program açış konuşmasından
sonra, büyük şairin hayatından ve
memleketin içinde bulunduğu o
günkü durumlardan alıntılar yaparak, Âkif’in hayatının ve hayat
görüşünün bugünün gençlerine de
aynen örnek olması gerektiğini dile
getirdi. Âkif’in milletine olan inancını ve mücadele gücünü yine onun
dilinden “Âtiyi karanlık görerek
azmi bırakmak, bilmem ki ölüm var
mıdır ondan daha alçak” dizeleriyle
ifade etti.
Konuşmacılardan Nurcan Yazıcı,
“O, İstiklâl şuurunun hafızası, iman
ve ümit, marifet ve fazilette üstün
şahsiyetli bir dava adamı. O, millî ve
ilâhi coşkunluğu Türk Millet’inin yüreğine aktarmış bir ülkü adamıdır.”
diyerek Âkif’i tanımladı.
Konuşmacı Necip Saraçoğlu, Âkif’le
ilgili anılar başlığı altında, onun
yaşamı ile ilgili anıları dile getirdi.
Ümitlerini, üzüntülerini, beklenti ve
hayal kırıklıklarını özellikle, ömrünün son safhasındaki yalnızlıklarını
tasvir etti.
Sık sık vefa, ümit vurgusu yapılan
gecede, Mehmet Âkif bir kez daha
dua, minnet ve şükran duygularıyla
anıldı.
Ocak 2013
15
İstanbul’da
Balkan
Savaşlarının
100. Yılında
Büyük Göç
2012 yılı Osmanlı Devleti’nin Rumeli
topraklarının neredeyse tamamını
yitirdiği Balkan Savaşları faciasının 100.yılı. 1912 yılı Ekim ayında
başlayan ve 1913 Mayıs ayına kadar
devam eden ve toplumsal hafızada,
siyasette, uluslararası ilişkilerde ciddi kırılmalar meydana getiren Balkan Savaşlarının 100.yılı vesilesiyle
Türkiye Yazarlar Birliği bir faaliyet
dizisi gerçekleştiriyor. Söz konusu
faaliyet dizisini ilk ayağı olarak
Türkiye Yazarlar Birliği’nin hakemli
dil,edebiyat ve sosyal bilimler dergisi olan TYB Akademi Eylül sayısını,
Balkan Savaşlarının bugüne kadar
üzerinde durulmamış bir boyutuna
büyük göçe ve muhaceret edebiyatına ayırmıştı. Söz konusu faaliyet
dizisinin ikinci ayağı olan Balkan
Savaşlarının Ardından Büyük Göç
ve Muhaceret Paneli TYB İstanbul
Şubesi’nde gerçekleştirildi.
Toplantı Türkiye Yazarlar Birliği,
T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Dairesi Başkanlığı ve Bayrampaşa Belediyesi
ortaklığıyla gerçekleştirildi.
Panel, toplantıya evsahipliği yapan
TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı’nın toplantının muhtevasına ve amacına yönelik yaptığı
kısa bir bilgilendirme konuşmasıyla
başladı. Ardından kürsüye davet
edilen TYB Vakfı Başkanı ve TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, TYB
olarak Balkan Savaşlarının 100.yılına
yönelik bir faaliyet dizisi gerçekleştirdiklerini, esas büyük toplantının
daha kapsayıcı ve genel başlıklar
altında Osmanlı’nın Balkanlar’dan
çekilişinin 20.yy sonunda müşahhas
göstergesi olarak beliren BosnaHersek’te gerçekleştirileceğini hatırlattı ve bunun bir ayağını da Balkan
kökenli vatandaşların çok yoğun
biçimde yaşadığı İstanbul’da gerçekleştirilmesinin ayrıca önemli olduğunun altını çizdi. Balkan Savaşlarının
sadece siyasi açıdan değil, toplumsal
yapı açısından da çok büyük etkiler
doğurduğunu, Balkanlardan Anadoluya göçmek zorunda bırakılan ya da
katledilen Müslümanların trajedisinin
hem Osmanlı hem de Cumhuriyet’in
kurucu kadroları tarafından çokça
dillendirilmediğini, adeta görmezden gelindiğini ifade eden Doğan,
bu durumun Balkan Savaşları’nın
öneminin anlaşılmasında ve anlatılmasında menfi bir tesir oluşturduğunu söyledi. Özellikle 1915 olaylarının
100.yılı dolayısıyla süratlenen Ermeni
lobisinin faaliyetlerinin önünün ancak
Balkan Savaşları’nda yaşanan trajedilerin, katliamların dünyaya anlatılarak alınabileceğini iddia eden Doğan,
bugüne kadar bu yönde ciddi bir
girişim yapılmamış olmasının üzüntü
verici olduğunu hatırlattı. Kesinlikle
1915 Olaylarına yönelik bir alternatif
arayışı içerisinde olmadıklarını da hatırlatan Doğan, yapılacak çalışmaların
bir karşılaştırma imkanı yaratacağından ve 1915 Olaylarının muhtevasına
ilişkin yapılan dezenformasyonun
böylelikle daha iyi anlaşılacağından
bahsetti.
D. Mehmed Doğan’dan sonra söz
alan Rumeli Balkan Dernekleri
Federasyonu Başkanı Ayhan Bölükbaşı söz aldı. Konuşmasına Osmanlı
Devleti’nin Balkan Savaşları neticesinde sadece toprak değil bir memleket kaybettiği şeklindeki tespitiyle
başlayan Bölükbaşı, bugün Balkanlara
yönelik ilginin azlığından şikayet
etti. Balkanlarda çok sayıda Osmanlı
eserinin çeşitli sistematik tahribat
politikalarına rağmen hâlâ varlığını
sürdürdüğünü de belirten Bölükbaşı,
Balkan Savaşlarının ve savaş sırasında
%DONDQ6DY
<ÕOÕQG
$UDOÕN
&XPD
DýODUÕQÕQ
D%\N*
UWHVL
|o
.Õ]ODUDüDVÕ0H
KPHG$üD
0HGUHVHVL'LY
DQ\ROX&DG
+RFD5VWHP6
6XOWDQDKPHW RNDN1R
úVWDQEXO
Tel: 0.212 527
75 17
yaşanan trajedi ve katliamların hem
Türk toplumuna hem de dünya kamuoyuna çok daha iyi anlatılması gerektiğinden söz etti. Bu çerçevede Bursa
Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa bir
sempozyum gerçekleştireceklerini de
hatırlatan Bölükbaşı TYB’nin bu konuya
gösterdiği duyarlılığın takdire şayan
olduğunun altını çizdi.
Selamlama konuşmalarının ardından
toplantıya geçildi. İlk oturumda Balkan Savaşları’nın yayın dünyasındaki
yansımaları konuşuldu. Asım Öz Necati
Cumalı’nın Makedonya 1900 ve Viranbağları isimli eserlerinde Balkan Savaşları üzerine bazı dikkatler üzerine konuşurken Hamdi Akyol Balkan Savaşları’nı
anlayabilmek için okunabilecek bazı
kitaplardan ve Balkan Savaşları’nın 100.
yılı dolayısıyla yapılan yayınların azlığından ve yetersizliğinden bahsettiği
bir konuşma yaptı. Selma Günaydın ise
Osmanlı basınında Balkan Savaşlarının
nasıl yansıtıldığına yönelik ilgi çekici bir
sunum yaptı. Toplantının ikinci oturumunda ise Balkanlar üzerine çalışmaları ile tanınan Yıldırım H. Ağanoğlu,
İskender Özsoy ve Halil Delice Balkan
Savaşlarının toplumsal yapı üzerindeki
etkileri üzerine konuşma yaptılar.
Katılımcıların soru ve katkılarının
alınmasıyla sona eren toplantı sonrasında Saraybosna’daki sempozyumla eş
zamanlı olarak açılacak olan Osmanlı
Basınında Balkan Savaşları başlıklı
sergiden seçmelerin yer aldığı mini-sergi toplantıyı takip edenler tarafından
merakla incelendi.
Türkiye Yazarlar Birliği Kültür ve Sanat Bülteni / Ocak 2013
TYB adına sahibi İbrahim Ulvi Yavuz - Yazı İşleri Müdürü / Atilla Mülayim - Yayın Sorumlusu Sami Terzi
İdare yeri Sümer 1 Sokağı 11/5 Kızılay-Ankara Tel: +90 312 232 05 71 - 72 www.tyb.org.tr • e-posta:[email protected]
Tasarım mtr tanıtım görsel hizmetler Baskı Altan Matbaacılık

Benzer belgeler

100 Yıllık Acı Saraybosna`da Konuşuldu

100 Yıllık Acı Saraybosna`da Konuşuldu edebiyatı ve tasavvufu yok saymaktır.” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Başkanlığını Doç. Dr. Abdulkadir Emeksiz’in yaptığı ‘Tasavvuf ve Dil’ oturumunda konuşan Ömür...

Detaylı

Türkiye Kültür ve Sanat Bülteni

Türkiye Kültür ve Sanat Bülteni unsurlarından biridir. “ dedi. Edebiyat Mevsimi’nde tasavvuf konusunun ele alınmasıyla kültürel mirasın korunduğuna dikkat çeken TYB Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, ”Bu etkinlikle birlikte TYB, y...

Detaylı