servisler - IT Advisor

Transkript

servisler - IT Advisor
SATIN ALMA REHBERİ 1.000 USD ALTI DİZÜSTÜ BİLGİSAYARLAR
www.itadvisor.com.tr
ser
er
işi
mk
olaylı
ğı
vi
s
l
e
d
ö
a
ç
k
ı
d
kullan
er
sa
nal
laştı
rma
SERVİS ODAKLI MİMARİ SOA’DA 6 GÜNAH 5 İPUCU S. 20
LİDERLİK ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU KRALLAR S. 28
VMWARE MASAÜSTÜ BİLGİSAYARLARDA SANALLAŞTIRMA DEVRİMİ S. 44
TREND 10 GIGABIT ETHERNET’E HAZIR MIYIZ? S. 48
RÖPORTAJ MILLENICOM GENEL MÜDÜRÜ ŞEVKİ KUYULU
OCAK 2010 SAYI 2
MOBİL OFİSLER İÇİN İNCE, HAFİF, PERFORMANSLI VE ŞIK DİZÜSTÜ ÇÖZÜMLER
EDİTÖR
2009’un En’leri ve
2010 Beklentileri
G
eçtiğimiz yıl birçok değişime ve yeni teknolojilere sahne oldu fakat “kriz” hepsini gölgede
bıraktı. Mükemmel bir bahane ve harika bir fırsat olan krizin etkileri henüz üzerimizden
atıyoruz derken yepyeni bir yıla girdik bile. Geride bıraktığımız 2009 yılına dair birkaç
başlıkla bilişim sektöründe nelere şait olduğumuzu hatırlayalım.
Bulut Bilgi İşlem dillere pelesenk oldu, hatta öyleki yılların Google’ı bile bulut oldu çıktı
Sanallaştırma pazarı 2008 yılına oranla %40’tan fazla büyüme kaydetti
Veri merkezleri daha tercih edilir ve kullanılır bir hal aldı
SAAS pazarı büyüme kaydetti ve 2010 hede lerini büyüttü
Hepsi Bir Arada bilgisayarlar kabul gördü ve iyi bir satış gra iği yakaladılar
Yıllardır beklenen 3G teknolojisi kullanıcılarına kavuştu
LED monitörler LCD teknolojisine henüz yeni olmasına rağmen göz dağı verdi
Kindle tüm dünyayı sarstı hatta Kindle 2 ile farklı ülkelerin de kullanımına açıldı
Microsoft yine işletim sistemi çıkarttı. Windows 7
Android telefonlar ele gelir hal aldı
SSD teknolojisi iyatı yüzünden hasret çektiği kullanıcılarına kavuştu
Kimileri için son, kimileri için ciddi bir fırsat halini alan kriz, şüphesiz 2009 yılının en çok
konuşulan konusuydu. Her ne kadar 2009 yılında hemen hemen tüm sektörler çok ciddi sıkıntılar
yaşasa da, 2010 yılının beklentileri çok yüksek ve iyimser. Özellikle bilişim sektöründe 2010
beklentileri oldukça yüksek ve birçoğunun da sonu mutlu bitecekmiş gibi görünüyor. Bilişim
sektörünün dinamikleri her zaman yüksek olmuştur. 2010 yılında da dinamiklerin farklı olması
beklenmiyor. Peki 2010 yılında ne gibi yenilikler bizi bekliyor olacak?
Yıllardır sanallaştırma kavramının ekmeğini yiyen bilişim sektörü, konsolidasyon,
sanallaştırma ve veri merkezi mantığını birleştirerek Bulut Bilgi İşlem’i doğurdu umarım son
zamanların en çok konuşulan Bulut Bilgi İşlem kavramının kullanıldığını bu yıl görebileceğiz.
Sunucu pazarının bu yıl genişlemesi özellikle SAAS uygulamalarının gelişmesi ve yaygınlaşması
da beklentiler arasında üst sıralarda yer alıyor. 2008 yılına göre 2009’da %30’un üzerinde bir
büyüme kaydeden sanallaştırma pazarının 2010 yılında daha iyi bir oranla büyüme kaydedeceği
öngörülüyor.
Son kullanıcı tarafına bakacak olursak eğer daha fazla yenilik göreceğimiz kesin. Özellikle
ülke ekonomisine çok ciddi katkısı olan GSM sektörünün hızla büyüyeceğini göreceğiz. Gerek
hizmet gerekse terminal tarafında 2010 yılı birçok yeniliğe gebe olacağa benziyor. LTE nam-ı
diğer 4G operatörlerin yapılacaklar listesindeyken, terminal tarafında Android tabanlı modellerin
yaygınlaşacağını göreceğiz. LED panellerin LCD krallığını sarsması beklenen 2010’da ayrıca SSD’ler
de “alınabilir” bir iyatla piyasada dolaşacak. 2010 yılının bilişim sektörü için harika bir yıl olması
dileğiyle...
[email protected]
ocak’10
3
ocak’10
İÇİNDEKİLER
4
8
Analiz
SOA’da 6 Günah 5 İpucu
20
Analiz
Yeni Fırsatlara Uyanmak
24
Güncel
Ucuz Havayollarına
Doğru Bir Adım Daha
25
Ayaküstü Teknoloji
Dünyada ve Türkiye’de
Navigasyon Sektörü
26
Analiz
Kurumlarda Sanal
Güvenliğin Önemi
27
ocak’10
ser
eriş
im ko
layl
ığı
Haberler
v
i
s
l
e
d
ö
a
ç
k
ı
d
n
a
l
kul
er
san
allaş
tırm
a
38
Kapak Konusu
Bulut Bilgi İşlem Nam-ı
Diğer Cloud Computing
Gerçekten Geleceğin
Teknolojisi Mi?
SAYI
İÇİNDEKİLER
Analiz
Çirkin Ördek Yavrusu Krallar
28
Başarı Hikayesi
Zorluk Enerji’de SAP’lı
Portal Dönemi
30
Başarı Hikayesi
Aselsan
32
2
Genel Yayın Yönetmeni
İlkay Zaman
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Cüneyt Tepe
[email protected]
Editörler
Röportaj
Şevki Kuyulu
34
Kapak Konusu
Bulut Bilgi İşlem
38
Sanallaştırma
Masaüstü PC’de
Sanallaştırma Devrimi
44
Dilhan Uncu
[email protected]
Murat Karslıoğlu
[email protected]
Ekrem Özdamar
[email protected]
Metin Altınsoy
[email protected]
Haber Merkezi
Trend
10 Gigabit Ethernet’e
Hazır Mıyız?
48
Yazılım Test
İyi Bir Yazılım Testi
Nasıl Yapılır?
50
Donanım
Mobil Ofisler İçin Dizüstüler
52
Donanım
Ürün İnceleme
58
Ters Köşe
Ekrem Özdamar
66
[email protected]
Görsel Yönetmen
Oğuz Taşdan
[email protected]
Fotoğraf
Adem Başaran
[email protected]
Web Tasarım
Serhat Artun
[email protected]
Katkıda Bulunanlar
Murat Deligöz
Altuğ Kayauman
Nuri Kethüdan
Yeşim Kıngöz
İ.Z. Halkla İlişkiler Danışmanlık ve
İletişim Adına Sahibi
İlkay Zaman
Yönetim Adresi
Atapol Residence Sırt Sok
No: 184 A6 Blok K: 10 D: 22
34770 Ümraniye / İSTANBUL
Tel: 0216 533 75 87
Faks: 0216 533 66 25
[email protected]
44
Reklam Rezervasyon
Tel: 0216 478 31 18
[email protected]
Ankara Bürosu
Medya Reklam Tanıtım
Murat Osman Vanlı
Tel: 0312 232 57 06 / Faks: 0312 231 56 16
[email protected]
Abone Hizmetleri
[email protected]
Abone Dağıtım
Renk Dağıtım
Hürriyet Mah Dr.Cemil Bengü Cad.
No: 14A Kağıthane İSTANBUL
Tel: 0212 224 76 76
20
6
ocak’10
Baskı ve Cilt
İhlas Gazetecilik A.Ş.
29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna
34630 İSTANBUL
Tel: 0212 454 35 06
ocak’10
Turkcell iletiÁim sektöründe rekabet
avantaj›n› art›rmak için HP sanallaÁt›rma
platformundan destek al›yor
"Veri merkezimizde HP sunucular›yla gerçekleÁtirdi¤imiz
konsolidasyon projesi sonucunda, taleplere çok h›zl› yan›t
verebiliyoruz ve kaynaklar›m›z› etkin bir Áekilde kullanabiliyoruz,
bununla birlikte maliyetlerimizi büyük ölçüde düÁürdük ve
standartlaÁma sa¤lad›k."
Haydar Erdem Y›lmaz, Turkcell Kaynak Yönetimi ve Veri Merkezi
Birimi Yöneticisi
Dünyan›n önde gelen iletiÁim ve teknoloji Áirketlerinden Turkcell,
toplam 36,4 milyon fatural› ve ön ödemeli aboneye sahip
olarak, üç operatörlü pazarda yaklaÁ›k %57 pazar pay› ile
lider durumda. Abone say›s› bak›m›ndan Avrupa'n›n ikinci
büyük operatörü olan Turkcell, faaliyete baÁlad›¤› 1994'ten bu
yana verdi¤i hizmetlerle birlikte sürekli geliÁen ve büyüyen veri
merkezindeki test, geliÁtirme ve üretim sunucular›n›n kullan›m
oranlar›n›n düÁük olmas› sorunuyla karÁ›laÁt›. Bununla birlikte
sunucu ortamlar›n›n bak›m ve destek anlaÁmas› maliyetlerinin
yüksekli¤i de giderek bir sorun oluÁturmaya baÁlam›Át›. Maliyet
ve yetersiz kullan›m oran› sorununa ek olarak, pazara sunulacak
servisler için sunucu altyap›s›n›n haz›rlanmas› ve kurulmas›
süreleri de uzundu ve rekabetçi bir ortamda bu da bir dezavantaj
oluÁturuyordu. Bütün bu s›k›nt›lar› gidermek üzere Turkcell veri
merkezinde bir konsolidasyon projesine baÁlama karar› ald› ve
bu projenin x86 sanallaÁt›rma ad›m›nda HP ile iÁbirli¤i
gerçekleÁtirdi.
Bu bir reklamd›r.
Projenin x86 sanallaÁt›rma ad›m›nda, VMware yaz›l›m› ve
HP'den temin edilen BladeSystems sunucular› kullan›larak
sanallaÁt›rma iÁlemi gerçekleÁtirildi. Bu Áekilde elde edilen
sanallaÁt›r›lm›Á ortam ise Turkcell'in proje baÁ›ndaki hedeflerine
ulaÁmas›n› sa¤lad›. Sonuçta Turkcell sistemlerini daha kolay
yönetebilir hale geldi. Ortamlar›n bak›m›, destek sözleÁmeleri
ve sistem yönetimi için gereken maliyetleri düÁürdü. Bununla
birlikte bir servis talebi geldi¤inde gerekli sunucu altyap›s›n›n
saatler içinde haz›rlanmas› sa¤land›. Böylece servislerin pazara
ç›k›Á h›z› k›salt›larak önemli bir rekabet avantaj› sa¤land›.
SanallaÁt›rma sayesinde Turkcell'de standartlaÁma konusunda
da geliÁme sa¤land›. Eski yap›da uzun zamand›r kurulu olan,
iÁletim sistemi, uygulama katman› eski sürümlerinde kalm›Á
sunucular da yeni ortamda Turkcell standard›yla kuruldu. Bu
çal›Áma operasyonel mükemmellik faaliyetleri kapsam›nda da
ek fayda sa¤lad›.
Fayda
• Pazara sunulacak servisler için gereken sunucu altyap›s›n›n hizmete sunulma
süresi k›salt›ld›.
• Operasyonel iÁ gücü ve veri merkezi maliyetleri düÁürülerek verimlilik
art›r›ld›.
• Veri merkezinin mevcut durumu analiz edilerek, sunucular›n düÁük kullan›m
oranlar› yükseltildi, kaynak kullan›m› verimlili¤i sa¤land›.
• Operasyonel mükemmellik kapsam›nda Turkcell standartlar› oluÁturularak
yeni ortamlarda kullan›ld›.
• Mevcut çal›Áan sistemler için daha yüksek kullan›labilirlik seviyelerine
ulaÁ›ld›.
• 3 y›ll›k dönem için yap›lan yat›r›m›n 4,89 kat› kadar tasarruf elde edildi.
Ortamlarda kullan›lan yaz›l›mlar için 3 y›ll›k bazda operasyonel maliyet
ve sermaye maliyeti toplam giderinde yüzde 36 oran›nda düÁüÁ elde
edildi.
Teknoloji
• 5 adet HP BladeSystem C7000 Enclosure (Virtual Connect Interconnect
modülleriyle birlikte)
• 20 adet 4 x Quadcore iÁlemci ve 64 GB bellekli HP Proliant BL680c G5
Blade sunucu
• 8 adet 2 x Quadcore iÁlemci ve 32 GB bellekli HP Proliant DL380 G5
sunucu
• HP Systems Insight Manager - HP Insight Control Environment Yönetim
yaz›l›m›
• Red Hat Enterprise Linux
• VMware ESX Enterprise (HA, DRS, Vmotion, Vmware VCB)
• VMware Virtual Center
• VMware ortam› yönetimi Veems (Nworks) & HP Openview Operations
Entegrasyonu
• HP Openview Operations
• Care Pack hizmetleri: HP ProLiant c-Class blade'ler ve VMWare lisanslar›
için Support Plus 24 (3 y›ll›k)
• Pilot proje için HP Dan›Ámanl›k ile ROI ve TCO analiz çal›Ámalar›
HABER
Fujitsu ısınan dizüstü pilleri
için değişim programı başlattı
F
ujitsu, Nisan 2007 ve Haziran 2009 tarihleri arasında pazara
sunulmuş olan belirli AMILO dizüstü bilgisayar modelleri
için bir pil değiştirme programı başlattığını duyurdu. Pil değişim
programının yalnızca çok sınırlı olarak AMILO Pa2510, Pi2512
ve Pi2515 modelleri için geçerli olduğu bildirildi. Bazı pillerin
aşırı ısınması ve ilişkili yangın riski hakkında müşterilerden çok
az sayıda bildirim gelmesine rağmen müşteri memnuniyetine ve
güvenliğine verdiği önem nedeniyle böyle bir değişim programı
başlatan Fujitsu, üketicinin tercihi olan diğer AMILO, AMILO
Pro ve LIFEBOOK dizüstü modelleri için herhangi bir sorun
rapor edilmediğini duyurdu. Fujitsu, pilden kaynaklanan özel
bir durumla karşılaşan müşterilerine ücretsiz pil değiştirme
programı sunarken, güvenlik önlemi olarak söz konusu dizüstü
bilgisayar modellerinde müşterilerin yeni pil alana kadar mevcut
pili çıkarmasını ve dizüstü bilgisayarlarını AC güç adaptörüyle
çalıştırmasını tavsiye ediyor.
www.fujitsu.com
Garanti’den “Şifrematik”
G
aranti Bankası, İnternet Şubesi’ne girişte, BDDK
tarafından zorunlu hale getirilen “tek kullanımlık şifre”
uygulaması için müşterilerine, Şifrematik başta olmak üzere
farklı alternatifler sunuyor. Garanti müşterileri, 1 Ocak
2010 itibarıyla, İnternet Şubesi’ne girişte müşteri numarası
ve parolaya ek olarak tek kullanımlık şifrenin girilmesini
de zorunlu kılacak uygulama kapsamında, “Şifrematik”,
“Cep Şifrematik”, “Mobil İmza” veya “SMS ile giriş şifresi”
uygulamalarından yararlanabilecek. Konuyla ilgili bilgi veren
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil,
“Garanti Bankası olarak, 1 Ocak 2009 itibarıyla zorunlu
hale gelen tek kullanımlık şifre uygulamasına uzun süredir
hazırlıklıyız. Müşterilerimiz, çözümlerimizi, tek kullanımlık
şifre zorunlu hale gelmeden önce de kullanabiliyordu.
Uygulamanın devreye girmesiyle, müşterilerimize sunduğumuz
farklı alternatifler sayesinde, Garanti İnternet Şubesi’nin
kullanıcıları için bir değişiklik olmayacak. Müşterilerimiz,
İnternet Şubemize girişte daha önce de kullandıkları tüm
şifre uygulamalarını kullanmaya devam edecek.” dedi.
www.garanti.com.tr
8
ocak’10
Callus artık kendi ayakları üzerinde
K
urulduğu 2004 yılı başından bu yana KoçSistem bünyesinde
faaliyet göstermekte olan KoçSistem Dışkaynak Çağrı Merkezi,
Callus Bilgi ve İletişim Hizmetleri A.Ş. adlı yeni bir şirkete dönüştü.
Şirketin dışkaynak çağrı merkezi hizmetlerine yönelik vizyonu
doğrultusunda, yüzde 100 Koç Holding sermayesi ile Koç Bilgi Grubu
bünyesinde kurulan şirket, 11 Eylül 2009 tarihi itibariyle tescil
edildi. 2009 yılı itibariyle 650 koltuk ve 30’u aşkın müşteri kapasitesi
ile Callus, çeşitli sektörlerde yer alan 35 müşterisinin 50’yi aşkın
projesinde hizmet vermeye devam ediyor.
www.kocbilgi.com
Canon imageRUNNER ADVANCE
C
anon, fotokopi pazarına yönelik düşük işletim
maliyeti ve artırılmış belge güvenliği sunan
yeni ürün serisi imageRUNNER ADVANCE
teknolojisini Türkiye’ye getirdi. KOBİ’lerden
büyük kurumlara kadar her büyüklükteki
organizasyonlar için düşük işletim maliyeti
sağlayan seri, aynı zamanda belge iş akışlarına
daha kolay entegrasyon ve güvenlik getiriyor.
Renkli dakikada 70 adede kadar kopya ve
baskı seçeneği sunan imageRUNNER ADVANCE
serisi yüzde 40 enerji tasarrufu ve karbon
emisyonunda yüzde 50'ye varan azalma
sağlıyor. Tanıtım toplantısında imageRUNNER
ADVANCE’i değerlendiren Canon İş Çözümleri
Pazarlama Müdürü Faruk Hançarlıoğlu “Belgeler,
organizasyonların her şeyi. Şirketin büyüklüğü ne olursa
olsun, iletişimi sağlamak, yaratıcılığı paylaşmak, işleri
yedeklemek ve sözleşmeleri resmileştirmek için belgeler
kullanılmaktadır. Bu gerçekler doğrultusunda geliştirilen
imageRUNNER ADVANCE platformu, ofis baskısı ve belge
yönetimi teknolojisinde bir evrim niteliği taşıyor” dedi.
www.canon.com.tr
“Da Vinci de kullanabilseydi dünya
çok farklı bir yer olurdu”
D
assault Systemes’in PLM (Ürün Yaşam Döngüsü
Yönetimi) Forumu İstanbul’da gerçekleştirildi.
Forumun açılış konuşmasını yapan Dassault Systemes
Türkiye Satış Müdürü Burak Süsoy, ‘yeni zamanlar için
sürdürülebilir inovasyon’ konulu forumda, inovasyonun
dünyada hangi seviyelere ulaştığını gösteren başarı
öykülerinin anlatıldığını söyleyerek, dünyanın gelmiş geçmiş
en büyük yenilikçilerinden biri olarak tanımladığı Leonardo
Da Vinci’ye de göndermelerde bulundu. Burak Süsoy, Da
Vinci’nin ünlü eskiz defterlerini anımsatarak, ‘Da Vinci eğer
Dassault Systemes’in geliştirdiği sanal tasarım çözümü
CATIA’yı kullanabilseydi dünya çok farklı bir yer olurdu’
dedi. Tasarımda her evrenin yaşayan bir döngü olduğuna
dikkat çeken Süsoy, Dassault Systemes’in sektörlere stratejik
avantajlar sağladığına işaret etti.
www.3ds.com
ocak’10
9
HABER
LOTUSPHERE 2010
I
BM, Lotus markasının her yıl gerçekleştirdiği Lotusphere Konferansı Amerika’nın Florida eyaleti Orlando kentinde bu yıl 17.
kez düzenlenecek. İş süreçlerini geliştirmede, işbirliği yazılımları ve çözümlerinin önemini bilen bütün bilişim uzmanları
ile hiçbir yerde bulunmayacak en son bilgiler Lotusphere 2010’da paylaşılacak. Konferansta, Lotus markasının yenilikleri
ve yazılımlarının tanıtımının yanı sıra içinden geçtiğimiz döneme ışık tutacak projeksiyonların yer aldığı sunumlar da
gerçekleştirilecek. Geleneksel olarak Walt Disney World’de gerçekleştirilen Konferans, 4 gün sürecek.
www.lotus.com
Dünyanın ilk 4G/LTE şebekesi
Stockholm’da kullanıma geçti
T
eliaSonera'nın Stockholm’de sunduğu ticari mobil genişbant şebekesi dünyanın en hızlı ve en büyük
ağı oldu. Yeni nesil mobil iletişim teknolojisi olan LTE, büyük miktarlardaki verileri en az maliyetli
ve enerji tasarrufu sağlayarak aktarmak, frekans bandının kullanımını optimize etmek ve havada fibere
yakın bir iletişim hızı sunmak için tasarlandı. Gecikme sürelerindeki azalmayla kullanıcılar artık HD
video ve ağ oyunları gibi tüm çevrimiçi servislerden zahmetsizce yararlanabiliyor. Ericsson Başkanı ve
CEO’su Carl-Henric Svanberg, konuyla ilgili olarak, “Mobil genişbant alanında yeni bir dönem başladı. 4G
adı da verilen LTE teknolojisiyle mobil genişbant deneyimi eşsiz seviyelere taşınıyor. LTE hızı, genişbant
erişiminde tam anlamıyla rahat bir erişim olanağı sağlıyor," dedi.
www.ericsson.com
Research In Motion’un 3. Çeyrek sonuçlarını açıkladı
B
lackBerry akıllı telefonlarının geliştirici
ve üreticisi Research In Motion Limited
(RIM) (Nasdaq: RIMM; TSX: RIM), 28 Kasım
2009’da sona eren 2010 mali yılının üçüncü
çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Buna
göre, RIM’in üçüncü çeyrek gelirleri geçen yılın
aynı dönemine oranla yüzde 41’lik artışla 2,78
milyar dolardan 3,92 milyar dolara yükseldi.
Çeyrek dönem gelir dağılımının yaklaşık yüzde
82’sini cihazlar, yüzde 14’ünü servisler, yüzde
2’sini yazılım, yüzde 2’sini de diğer gelirler
oluşturuyor. Üçüncü çeyrekte, 75 milyonuncu
BlackBerry akıllı telefonu da dahil olmak
üzere toplam 10.1 milyon cihaz sevkiyatı
gerçekleştiren RIM, yaklaşık 4.4 milyon yeni
net BlackBerry® kullanıcısı kazandı. Üçüncü
çeyrek sonu itibariyle RIM’in toplam BlackBerry
kullanıcı sayısı 36 milyona ulaştı.
www.rim.com
10
ocak’10
Microsoft Türkiye Genel Müdürlüğüne
Tamer Özmen atandı
M
icrosoft Türkiye Genel Müdürlüğüne Tamer Özmen
atandı. Tamer Özmen göreve Şubat 2010’da başlayacak.
Orange’da İnternet Kanallarından Sorumlu Başkan
Yardımcısı olarak Londra’da çalışan ve Orange’a katılmadan
önce Londra’da yerel arama motoru, İnternet reklamcılığı
hizmetleri sunan TouchLocal firmasının kurucusu ve
CEO’su olarak görev yapan Tamer Özmen daha önce de Türkiye’de
DOL’un CEO’luk görevinde bulundu. Microsoft Türkiye Genel Müdürü
olması ile ilgili Tamer Özmen şunları söyledi: “Dünyanın en önemli
şirketlerden biri olan Microsoft’a ve bilhassa Türkiye’de çok güçlü
bir ekibe sahip olan Microsoft Türkiye ailesine katılmaktan çok
mutluyum. Türkiye gibi genç nüfusa sahip, dinamik, çalışkan ve diğer
ülkelere göre çok daha hızlı büyüyen bir ülkede tekrar görev yapmak
ve sektörde saygın bir konuma sahip olan ekiple beraber çıtayı daha
da yukarı taşımak için büyük heyecan duyuyorum.”
www.microsoft.com
HP’den yüksek performanslı veri merkezleri
H
P, müşterilerine teknoloji yatırımlarını kısa sürede artı değere
dönüştüren ve gelecekte hızlı büyümenin temellerini atan veri
merkezleri sunuyor. HP sunucuları, depolama sistemleri, yazılımlar
ve ağ donanımları performansı artırıyor, işletmelerin inovasyon
çalışmalarına hız kazandırarak işletim harcamalarını azaltıyor. HP
ProLiant G6 Blade sunucuları, Web 2.0 Cloud desteğiyle yüksek
performanslı bilgi işlem (HPC) sistemleri kullanıyor. HP ProLiant
G6 Blade, Haziran ayında kullanıma sunulan ve müşterilerin sahip
olma maliyetlerini düşürerek veri merkezi kapasitesini artırmak
için tasarlanan (ExSO) ürün grubunun yeni bir üyesi. Düşük maliyet,
güvenilirlik ve tasarruf avantajlarına sahip ExSO ürün grubu, ihtiyaca
göre atanan sistem kaynakları sayesinde ölçeklenebilen verimli,
güçlü ve yüksek performanslı veri merkezlerine gereksinim duyan
müşteriler için geliştirildi. HP, ExSO ürün grubuyla enerji kullanımını
azaltan, maliyetleri düşüren ve teknoloji yatırımlarına artı değer katan
yenilikçi çözümler sunmayı amaçlıyor.
www.hp.com.tr
Alcatel-Lucent’tan Etisalat’a IP iletişimi
B
irleşik Arap Emirlikleri’nin
telekomünikasyon servis sağlayıcısı
Etisalat, ülke genelindeki büroları için
Alcatel-Lucent’ın IP iletişim çözümlerini
seçti. Proje, Alcatel-Lucent’ın Körfez
bölgesindeki iş ortağı Al-Futtaim Grubu
tarafından yürütülecek. Anlaşma kapsamında,
tüm Etisalat bürolarında VoIP (IP üzerinden ses iletimi), LAN (yerel alan ağı), VPN (sanal
özel ağ) ve sesli iletişim çözümlerini içeren bir yapı kurulacak. Alcatel-Lucent IP iletişimi
platformuna dayanan proje, Etisalat çalışanlarına hızlı ve aksaksız iletişim kurma imkanı
verecek. IP ağ çözümü, hızlı ve tümleşik iletişim sunmak üzere geliştirilen Alcatel-Lucent
OmniPCX platformuna dayanıyor. Bu kapsamda, mesajlaşma, video, tek numara kullanımı gibi
çok çeşitli hizmetler sunuluyor.
www.alcatel-lucent.com
ocak’10
11
HABER
INDEX, Dell Türkiye’nin yeni iş ortağı oldu
D
ell Türkiye tüketici ürün portfoyünün dağıtımı konusunda
Indeks ile sözleşme imzaladı. Yapılan sözleşme
dogrultusunda Aralık 2009 tarihi itibariyle, Indeks, Dell
Türkiye genelinde 81 ilde bayi ve perakende kanalına satılan
tüketici ürünlerinin dağıtıcısı konumuna geldi. Index’in Dell
ürünlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir rol
oynayacağını belirten Dell Türkiye Tüketiciden Sorumlu Ülke
Lideri Gülfem Çakmakçı “Tüketici ürün potföyümüzde bulunan
dizüstü ve masaüstü bilgisayarların dağıtımında Index ile
yaptığımız işbirliği çerçevesinde Dell olarak satış ağımızın
genişlemesinden ve dolayısıyla da daha fazla tüketiciye
ulaşmaktan memnunuz” dedi. Çakmakçı ayrıca, Index ile
yapılan anlaşmanın özellikle tüketici pazarında güçlenme
stratejilerinin bir parçası ve büyüme hedeflerine yönelik
önemli bir hamle olduğunu da ekledi.
www.index.com.tr
Fujitsu’dan hodri meydan!
I
ntel bazlı PRIMERGY sunucuları ile Fujitsu,
Avrupa genelinde düzenlediği bir etkinliği
bu kez İstanbul’da gerçekleştirdi. Insight
Competition adıyla ve Avrupa’nın bağımsız
eğitim kurumlarından Synecon’un desteği
ile düzenlenen etkinlik süresince bilinen
üreticilerin son teknoloji sunucu ve veri
depolama ürünleri gerçek ortamlarında
ayrıntılı analiz ediliyor. Kule (tower),
raf (rack) ve blade sunucular ile veri
depolama cihazlarının tarafsız bir gözle
değerlendirildiği Insight Competition,
izleyici katılımıyla yapıldı. Yapılan
karşılaştırmalar sonucunda Fujitsu her üç
sunucu klasmanında da yüksek not alarak
diğer markalar arasında öne çıkarken, veri
depolamada ise üstünlüğünü gözler önüne
koydu.
www.fujitsu.com
Best Buy Türkiye’de
B
est Buy, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Çin, Meksika
ve Avrupa’daki operasyonlarından sonra Avrupa’daki ilk
mağazasını İzmir’de açtı. Best Buy, teknolojiyi kolay ve anlaşılır
şekilde müşterilerine anlatarak Türkiye’de teknoloji alışverişinin
yüzünü değiştirmeyi hedefliyor. İzmir’deki açılış öncesinde
basın mensuplarıyla bir araya gelerek mağazayı gezdiren Best
Buy Türkiye Ülke Başkanı Ruşen Kopmaz, “Müşterilerimize
en yeni teknolojileri kolay ve anlaşılır bir biçimde anlatmak
için mağazamızda interaktif deneyim alanları oluşturduk. En
büyük farkımız ve gücümüz olan Mavi Tişörtlü çalışanlarımız,
herkesin deneyebileceği ürünlerin bulunduğu interaktif deneyim
alanlarında müşterilerimize vaat ettiğimiz alışveriş deneyimini
yaşatacak” dedi.
www.bestbuy.com.tr
12
ocak’10
HABER
Oracle, Adalet Bakanlığı’nın
UYAP Projesine Çevre Ödülü Verdi
O
racle, dünya çapında düzenlediği ‘En İyi Çevreci Dönüşüm
Ödülleri’ne (Enable Eco-Enterprise Awards) Türkiye’den
Adalet Bakanlığı’nın Ulusal Yargı Ağı Projesi’ni (UYAP)
layık gördü. Çevresel açıdan öncü girişimler gerçekleştiren
kurumlara verilen bu ödül, Oracle’ın her yıl San Francisco’da düzenlediği
organizasyonu Open World 2009’da düzenlenen törende Adalet Bakanlığı ve
projenin sistem entegratörü Havelsan yetkililerine teslim edildi. Bu ödül, doğanın
korunmasına en iyi katkı sağlayan, geniş bir endüstri yelpazesinden, dünya
çapında sadece 15 kuruma veriliyor.
www.oracle.com
Superonlıne, BOTAŞ boru hatlarıyla
fiber altyapısını 2,5 katına çıkarıyor
S
uperonline, BOTAŞ’ın fiber optik altyapısının kiraya verilmesi
için açtığı ihaleyi 20 milyon 900 bin Avro’luk teklifiyle kazandı.
2 ayrı etap şeklinde düzenlenen ihaleye katılan Superonline, kapalı
zarf açık artırma usulüyle verdiği teklif karşılığında BOTAŞ’ın
güzergâhını 15 yıl süreyle kiraladı. Konuya ilişkin sözleşme 24
Aralık 2009 tarihinde Ankara’da BOTAŞ yetkilileri ile Superonline
Genel Müdürü Murat Erkan arasında imzalandı. Ankara’da
düzenlenen imza töreninin ardından konuyla ilgili bir açıklama
yapan Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, Türkiye’nin coğrafi
konumu gereği telekomünikasyonda stratejik öneme sahip bir
bölgede bulunduğunu belirtti. Erkan, “Superonline olarak yurdun
dört bir yanını fiber ağlarla örerek Türkiye’yi global iletişim
ağının bir kavşak noktası yapmayı planlıyoruz. Bu yatırımımızla
Türkiye’nin en büyük fiber optik altyapısına sahip alternatif telekom
operatörü olarak yüzyıllardır üzerinde bulunduğumuz “İpek Yolu’nu
“Fiber Yolu” haline getirmek için yatırımlarımıza hız kesmeden
devam edeceğiz” dedi.
www.superonline.net
Viewsonic’in değişen yüzü
V
iewSonic, yeni görsel bilgisayar ürün gamı,
verimliliği, mobiliteyi, ulaşılabilirliği arttıracak
ve daha az yer kaplayacak ürün gamını kullanıcıların
beğeniisne sundu. Bu yeni yelpazede Viewbook Netbook
ve dizüstü bilgisayar serisi, hepsi bir arada VPC serisi,
ultra küçük PC Mini serisi ve medya oynatıcılar yer
alıyor. Türkiye Ülke Müdürü Hasan Koçyiğit yaptığı
açıklamada; “Viewsonic olarak müşterilerimizin yaşam
tarzlarına uygun yeni ürün gamımızı sunmaktan dolayı
çok heyecanlıyız. 20 yılı aşkın bir süredir görüntü
teknolojilerindeki deneyimimiz ve güçlü dağıtım
ağı ortaklarımızla bu talebi karşılıyoruz ve güçlü
kombinasyonlarıyla mükemmel kalitedeki Viewsonic
ürünlerini uygun iyatlarla müşterilerimize sunmaya
devam edeceğiz” dedi.
www.viewsoniceurope.com
14
ocak’10
Turkcell’den işsiz gençlere eğitim ve iş imkanı
T
urkcell; “İnsana Yatırım” vizyonundan
yola çıkarak, sektöre nitelikli insan
gücü yetiştirmek amacıyla İŞKUR işbirliği
ile yeni bir eğitim projesine başladı.
TURKCELL’in öncülük edeceği proje
kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir,
Erzurum ve Diyarbakır’da yaşayan, İŞKUR’a
kayıtlı, 21-35 yaşları arasındaki adaylar
arasından seçilecek kişilere üniversitelerle
birlikte eğitimler verilecek. İstanbul, Ankara
ve İzmir’de başvurular sonucu seçilecek
500 kişiye İstanbul ve Ege Üniversitesi ve
Turkcell Akademi Eğitmenleri tarafından
perakende, pazarlama, satış, hizmet ve
teknoloji konularında sınıf içi, e-learning
ve uygulamalı olarak 154 saatlik eğitim
verilecek.
www.turkcell.com.tr
2009’da video konferansa olan talep arttı
P
robil Genel Müdürü Esra Öztezcan, 2009
yılında video konferans çözümlerine yönelik
talebin arttığını ifade etti. Video konferansın farklı
lokasyonlardaki çalışanları sesli ve görüntülü olarak
bir araya getirerek özellikle kurumlar için hız ve
tasarruf sağladığına dikkat çeken Öztezcan, geçmişte
sadece büyük ölçekli işletmelerde kullanılan
çözümlerin artık farklı sektörlere yayıldığına dikkat
çekti. Video konferans pazarının tüm dünyada
olduğu gibi Türkiye’de de hızlı gelişim gösterdiğine
dikkat çeken Esra Öztezcan şunları söyledi: “Video
konferans çözüm maliyetleri talep edilen hizmetin
niteliğine göre 2100 Dolar’dan başlayıp 20 bin Dolar
ve üzerinde olabiliyor. Yatırımın geri dönüşleri ise 3
aya kadar düşebiliyor.
www.probil.com.tr
Sahibinden Güneydoğu Anadolu’yu
e-ticaretle buluşturuyor
S
ahibinden, Adana ofisi sayesinde;
Kahramanmaraş, Gaziantep, Diyarbakır, Antakya,
İçel, İskenderun, Niğde, Malatya ve civar illerdeki
üyelerine daha hızlı ulaşmayı ve bu bölgede bulunan
kurumsal üyelerine vermiş olduğu hizmetin kalitesini
artırmayı planlıyor. Her ay bu bölgeden yaklaşık 2,5
milyon kez ziyaret edilen Sahibinden, yeni ofisinin
hizmete başlaması ile birlikte bu rakamın daha da
yükseleceğine inanıyor. Ayrıca sunduğu hizmetler ile
Adana’da ticaretle uğraşan firmaların yaptığı ihracat
rakamlarını da artırmayı hedefliyor.
www.sahibinden.com
ocak’10
15
HABER
Servus Demo Merkezi hizmete girdi
S
un Microsystems’ın Türkiye’deki stratejik iş ortaklarından
Servus, müşterilerine Sun teknolojilerini daha iyi ve
yakından anlatmak, bu teknolojileri satın almadan önce deneme
şansı sunmak amacıyla bir demo merkezi kurdu. Yeni demo
merkezi ile Servus, kurumların teknolojik altyapılarını yenileme
aşamasında kendi ortamlarına benzer simülasyon ortamlarına
duyduğu ihtiyaca yanıt vermeyi, yüzlerce makinanın tek cihazda
konsolidasyonu, karmaşık replikasyon süreçlerinin OpenStorage
gibi bir ürünle tek tıkla çözümlenmesi gibi konuları birebir
deneyerek görmelerini sağlamayı hedefliyor.
www.sun.com
Santa Farma, Elsys deneyiminde SAP’ye geçiyor
S
anta Farma İlaç, uluslararası rekabetteki
konumunu, Elsys danışmanlığında hayata
geçirilecek SAP projesi ile güçlendirmeyi
hedefliyor. İş süreçlerinin SAP uygulamaları
ile entegre edileceği proje, ilaç sektöründe yer
alan Santa Farma'nın maliyet izlenilebilirliği,
iş süreçlerinin standardize edilmesi ve
hammadde temininden üretim aşamasına
kadar tüm süreçlerin denetim altında
tutulması hedeflerini destekleyecek. Proje
ile finans, satış, dağıtım, üretim ve kalite ana
başlıkları altında pekçok farklı modül devreye
alınacak. Raporların hızla oluşturulması
ile karar alma süreçlerinin hızlandırılması
amaçlanan projenin, 2010 itibariyle canlı
kullanıma geçirilmesi planlanıyor.
www.elsys.com.tr
Yeni BlackBerry Curve 8520 Vodafone ile Türkiye’de
B
lackBerry Curve 8520 akıllı telefon sınırsız internet ve e-posta
kullanımıyla beraber çok özel iyatlarla Türkiye’de Vodafone Cep
Merkezleri’nde satışa sunuldu. BlackBerry Curve 8520 modeline, 12,
18 veya 24 ay boyunca kullanma taahhüdü veren faturalı bireysel ve
kurumsal aboneler, 49 TL’den başlayan iyatlarla sınırsız internet ve
e-posta kullanımı ile birlikte sahip olabiliyorlar.
www.vodafone.com.tr
16
ocak’10
•1
•M
•P
*S
Windows®. S›n›rs›z Yaflam. ASUS, Windows ürününü önerir.
Olanaklar UnLimited
Unlimited Performans Intel® Core™2 Duo ifllemci
Unlimited Mobilite 1 inç’ten daha ince tasar›m
Yeni Asus UL Serisi Intel® Core™2 Duo SU7300 ifllemcisi sayesinde çoklu ifllemlerde sistem
dengesi sa¤larken, çevrimiçi ve çevrimd›fl› video görüntülerinde inan›lmaz bir performans sergiliyor.
Asus UL50Vg, Nvidia® GeForce® G210M ekran kart› ve Windows® 7 Home Premium iflletim sistemi
ile size tam donan›ml› mobil e¤lence sunuyor. 1 inçten ince yap›s›n›n içinde, ihtiyaca göre enerji
tasarrufu veya süper performans moduna geçen benzersiz Graphix Boost özelli¤ini de bar›nd›r›yor.
* Sistem konfigürasyonu ve modeller, önceden haber vermeksizin de¤ifltirilebilir.
Intel, Intel Logo, Intel Inside, Centrino ve Centrino Inside, Intel'in ABD ve di¤er ülkelerdeki tescilli markalar›d›r. Intel ifllemci
özellikleriyle ilgili daha fazla bilgi için lütfen www.intel.com/go/rating adresine t›klay›n›z.
• 128GB belle¤e kadar yüksek h›zl› bilgisayar kullan›m›
• Maksimum verimlilik için %40* daha h›zl› önyükleme
• Patch Guard ve Data Execution Prevention (DEP) ile güvenlik
* Sistem yap›land›rmas›na ve kullan›m flartlar›na ba¤l›d›r.
HABER
Vodafone Türkiye, Borusan Telekom’u
bünyesine katıyor
V
odafone Türkiye, 3000 kurumsal müşterisi bulunan Borusan
Telekom’u satın almak üzere Borusan Holding ile anlaştı.
Vodafone Türkiye, bu satın alma kararı ile kurumsal iletişim
pazarındaki konumunu kuvvetlendirmeye yönelik stratejik bir adım
atıyor. Satın alma işlemi, ilgili resmi kurumların onayından sonra
tamamlanacak.
2000 yılından bu yana kurumsal müşterilere sabit iletişim
hizmetleri veren Borusan Telekom, 2004 yılında A Tipi Lisansı alarak
Uzak Mesafe Telefon Hizmetleri sunmaya başladı. 2006’dan beri sabit
ses hizmetlerini de sağlayan Borusan Telekom’un, 31 Aralık 2008
itibariyle geliri 70 milyon Amerikan doları olarak belirtiliyor. Borusan
Telekom’un ayrıca iber optik ağ altyapısı da bulunuyor.
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray ve
Borusan Holding CEO’su Agah Uğur’un katılımıyla gerçekleştirilen
satış sözleşmesi imza töreninde bir konuşma yapan Serpil Timuray,
Vodafone Türkiye olarak faaliyete başladıkları 2006 yılından bu yana
önemli yatırımlar yaptıklarını ve iletişim pazarında güçlü bir oyuncu
olma hede iyle yatırımlarına devam ettiklerini belirtti.
Timuray, “Bu satın alma kararımız, Vodafone Türkiye’nin
“müşterilerimizin güvenilir iletişim ortağı olma” vizyonumuz
doğrultusunda yaptığımız uzun dönemli yatırımlarımızdan ve
girişimlerimizden biridir. Kurumsal müşterilerimize, ses ve veriyi
kapsayan tüm iletişim ihtiyaçlarını mobil ve sabit iletişim teknolojiler
ile birlikte karşılayan ‘tek çözüm ortağı’ olma stratejimizle uyumlu bir
adımdır. Borusan Telekom’un sahip olduğu iber optik ağı altyapısı
ve altyapı kurma deneyimleri de özellikle veri hizmetlerimize büyük
değer katacaktır.” dedi.
www.vodafone.com.tr
18
ocak’10
Türk Telekom’dan Wirofon’lu LG’ler ile
her ay 1.000 dakika bedava konuşma
T
ürk Telekom, “Wirofon LG Cep Telefonu” kampanyası ile
müşterilerini ayda sadece 26,90 TL taksitle LG GM735 cep
telefonu sahibi yapıyor. Ödemeler, Türk Telekom müşterilerinin
ev ya da iş telefonu faturalarına yansıtılarak 24 ay taksitle
gerçekleştiriliyor. 3G uyumlu ve dokunmatik ekranlı LG GM735 cep
telefonunda Wi-Fi, A-GPS ve FM radyo özelliklerinin yanı sıra 5
megapiksel kamera bulunuyor.
Wirofon hizmetinden faydalanan ya da faydalanmak üzere
başvuran Türk Telekom müşterileri, kampanya kapsamında hediye
edilen 1.000 dakikayı, LG GM735 model cep telefonunun içinde
yüklü olarak bulunan Wirofon servisi ile ev telefonlarından yapılan
şehiriçi ve şehirlerarası görüşmelerde kullanabiliyor. Ayrıca,
kampanya süresince GSM hatları ile konuşmanın dakikası tüm
vergiler dahil sadece 9 kuruş olarak ücretlendiriliyor.
30 Haziran 2010 tarihine dek sürecek Wirofon LG Cep Telefonu
kampanyası kapsamında, LG cep telefonunu Türk Telekom ofis ya
da bayilerinden alanlar, hediye 1000 dakikayı kampanya boyunca,
her ay, günün her saati, şehiriçi ve şehirlerarası görüşmelerde
kullanabiliyor, kullanılmayan bedava dakikalar bir sonraki aya
devretmiyor.
Ev telefonlarını mobil hale getiren Wirofon hizmeti sayesinde,
Türk Telekom müşterileri, WiFi uyumlu cep telefonlarını ve
bilgisayarlarını kullanarak ev telefonlarından arama yapabiliyor.
Böylece mobil telefon, dizüstü ve masaüstü bilgisayarlarla
gerçekleştirilebilen sabit hat aramaları, Wirofon teknolojisi ile ev
telefonu tarifesi üzerinden, ev telefonu faturasına yansıyor.
www.wrofon.com
ocak’10
19
ANALİZ
SOA’da
Servis odaklı mimari (SOA) yazılım mimarlarının giderek önem vermesi gereken
bir konu haline gelirken, işin felsefesi bir elin parmakları kadar konuya dikkat
etmeyi gerektiriyor.
Yazı Ekrem Özdamar
20
ocak’10
6 günah
5 ipucu
A
lmanya’da adı Servis Odaklı
Mimari (SOA) ile birlikte
anılan Software AG, İş Süreci
Yönetimi (BPM) şirketi IDS Scheer’i
satın almasının ardından kurumsal
yazılımlar alanındaki iddiasını
büyüttü. Birleşik şirket, müşterilerine
iş süreçlerini ve servislerini elden
geçirip iyileştirebileceği daha güçlü
araçlar sunabilecek duruma geldi. Bu
gelişmenin ardından SOA’nın daha
fazla gündeme gelmesi mümkün. Bu
durum ise, şirketlerde SOA’ya geçiş
için kritik bir unsuru oluşturan yazılım
mimarlarının oynaması gereken rolün
önemini de artırıyor.
Araştırmalar, iletişim, işbirliği
ve bilginin iki yönlü akışını sağlayan
etkin yönetimin SOA girişimlerini ve
yatırımlarını güvence altına aldığını
ve bu sayede şirketin kalıcı iş değeri
yaratmasını sağladığını gösteriyor.
Oracle tarafından hazırlanan
“SOA’yı ciddiye alın” raporuna göre; bir
işletmede, kullanıcı ve servis sayısı ne
olursa olsun, SOA’ya bağlı olarak işlerin
internet hızında acil halledilmesi
ve süreklilik ihtiyacı gereği olarak
SOA’nın yönetilmesi gerekiyor. Buradaki
yönetim, iş stratejisi ve gereklerini
hızla ve sürekli olarak altyapının ve
şirketin evrimine kılavuzluk edecek
süreçler, politikalar ve ayar araçlarının
diline dönüştürülüp iletilmesini
kapsıyor. Bunun yapılamaması altı
ölümcül günahı ortaya çıkarıyor.
SOA’nın kullanılmaya başlayan bir
işletmede yönetim, kurumsal yapının,
BT’nin ve iş birimlerinin hedeflerini
bağlayan ve aynı hizaya getiren bir
yaklaşım üzerine kurulmak durumunda.
Bu işlev yerine getirilirken en önemli
rol, yazılım mimarının omuzlarına
yükleniyor; bu kişinin stratejist,
iletişimci ve zorlayıcı olması önem
taşıyor.
Servis odaklı mimari (SOA) yaygın
kullanılan bir yaklaşıma dönüşürken
birçok firmanın bu dönüşüm
çabalarının karşılığını aldığı bir ortam
oluşmuş durumda. Ancak bu dönüşüm
hiç de sancısız olmuyor: Kültürel,
yapısal ve teknolojik sıkıntılar, bu
dönüşüm çabaları üzerinde kolektif bir
olumsuz etki yaratabiliyor. Bu etkiyi
ortadan kaldırmanın yolu, yönetimi
ve daha açık olarak etkin yönetimi
gerçekleştirmekten geçiyor.
SOA sürecini tamamlamak için
gerekli özelliklere sahip bir mimarın
atması gereken iş adımları ise şu
şekilde sıralanıyor:
1. Vizyonu Stratejiye
Dönüştürmek
CEO’nun ve icra kurulunun iş
vizyonunun, referans oluşturacak bir
mimari ve uyarlama yol haritası ile iş
hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak bir
kurumsal stratejiye dönüştürülmesidir.
Bu süreç akışı, uyarlama sürecinin her
aşamasında yönetim ihtiyaçlarının
karşılanmasını sağlayacak şekilde
kontrolleri ve ayar mekanizmalarını
içermelidir. Burada stratejinin
iletişiminin yapılması kadar büyük
ölçekteki ölçmelerden ayrıntılı başarı
hikayelerine kadar her şeyin herkese açık
olmasını sağlamak ve stratejiye bütün
paydaşları katmak temel önemdedir. Aynı
derecede önemli olan bir diğer nokta,
birimler arasındaki engellerin ortadan
kaldırılmasıyla bir işbirliği ortamının
yaratılmasıdır.
ALTI ÖLÜMCÜL GÜNAH
1. Servislerin SOA’ya yeterince adapte edilmemesi
2. SOA yaklaşımlarının birbirinden farklı ama parçalı bir yapıda olması
3. Yeniden kullanılamayacak servislerde kaynakların ziyan edilmesi
4. Farklı inisiyatiflerle oluşturan SOA silolarında tekrarlanan servislerin ortaya çıkması
5. Öncelikler ve başarılı uygulamalar konusunda yetersiz uygulamalar
6. Değişime karşı kültürel direnç
BEŞ BAŞARI ADIMI
1. ADIM Vizyonu Stratejiye Dönüştürmek
2. ADIM Stratejiyi Kurup Uygulamaya Koymak
3. ADIM SOA’nın Görünürlüğünü Sağlamak ve Sürdürmek
4. ADIM İnovasyonu Desteklemek ve Performansı Korumak
5. ADIM SOA Başarısını Takip ve Teşvik Etmek
ocak’10
21
ANALİZ
2. Stratejiyi Kurup
Uygulamaya Koymak
Ortak bir alanda uygun standartların
yanı sıra başarı öykülerini de
yayınlayarak, ekip ile işbirliği yapmak
gereklidir. Stratejinizi, standartlar,
politikalar ve süreç kapıları
oluşturarak, gereken mali kaynağın
tahsis edilmesinden önce projelerin
ihtiyaçları karşıladığından emin
olunması gerekir. Birden çok uygulama
ile birlikte kullanılabilecek bir servis,
sadece bir veya iki kez yeniden
kullanılabilecek olana göre önceliğe
sahip olmalıdır. Planlara uyum gösteren
projeleri fonlayarak ödüllendirin;
başarıyı ödüllendirmenin zemini
olarak hesaplanan yeniden kullanma
oranından faydalanılabilir.
3. SOA’nın Görünürlüğünü
Sağlamak ve Sürdürmek
SOA’nın denetlenmesi, uygulamaya
konulması, takip edilmesi ve uyumun
sağlanması için otomatikleştirilmiş ve
yapılandırılmış bir araca ihtiyaç vardır.
SOA’nın dinamik olması, doğru kararlar
için çalışma sırasında sürekli bilgi
akışının sağlanmasını gerektirmektedir.
Sürekli bir analiz, beklenen sonuçlar
22
ocak’10
Servis Odaklı Mimari yaygın kullanılan bir yaklaşıma
dönüşürken birçok irmanın bu dönüşüm çabalarının
karşılığını aldığı bir ortam oluşmuş durumda.
ile ortaya çıkanlar arasındaki farkın
ortaya konulmasını sağlayacaktır. Bu
bilgi, versiyonlama stratejisi, servisin
kullanım süreci ve yükseltme güzergahı
ile birlikte kullanılarak ürün yaşam
çevrimi yaklaşımının desteklenmesi,
müşterilere yansıyabilecek
olumsuzlukları asgariye indirecektir.
4. İnovasyonu Desteklemek ve
Performansı Korumak
İyi yönetilen bir SOA, servisler
ve sistemlerin, öngörülemeyen
faaliyet değeri sağladığı mahsup
uygulamalarında olduğu gibi yaratıcı
ve tahmin edilemeyen biçimlerde
kullanıldığı bir ortam yaratarak
inovasyona zemin oluşturabilir.
Etkin yönetim, sürekli denetleme
ile bu esnekliği sistem performansı
ile dengeleyerek performansta
oluşabilecek sorunlara proaktif olarak
hitap etmelidir. Denetlemeye ek olarak
kullanılacak güvenlik önlemleri ile,
servislere erişim ayarlanarak kazara
aşırı yüklenme ve performansın aşağı
kayması ihtimali bertaraf edilebilir.
Güvenliğin SOA’nın yönetiminin önemli
bileşenlerinden biri olduğu akılda
tutulmalıdır.
5. SOA Başarısını Takip ve
Teşvik Etmek
İyi bir SOA yönetimi, değer zinciri
üzerinde aşağıya ve yukarıya doğru bilgi
akışının istikrarlı olmasıyla ilgilidir.
Başarı için hedeflerin iletişiminin
iyi yapılması ve bütün paydaşlardan
aşağıdan yukarı ve yukarıdan aşağı
SOA desteğinin alınması temel bir
gerekliliktir. Birçok organizasyon
bunun, değişimin hızını artıracak bir
puan tabelası yarattığını, programlara
sadakati gösterdiğini ve paydaşlar
arasında gelişimin fark edilmesini
sağladığını keşfetmişlerdir.
ANALİZ
Yeni fırsatlara uyanmak
Geleneksel düşünme biçimlerinin dışına çıkarak fırsatları değerlendirme konusunda ne kadar
yeteneklisiniz? Bu soruya “çok” demek için giderek daha farklı düşünebilmek gerekiyor.
Yazı Ekrem Özdamar
A
BD'de son yılların en şiddetli
kar fırtınasının yaşanması
talihsizlik mi yoksa talih
mi? Bu gelişmenin, en çok alışverişin
yapıldığı Noel'den önceki hafta
sonuna denk gelmesi, dükkanlarında
müşteri bekleyenleri ciddi biçimde
sarstı. Özellikle ülkenin New York gibi
zengin şehirlerinin bulunduğu doğu
kıyılarındaki kar fırtınası ve eksi 10
derecenin altına düşen sıcaklık, bazı
eyaletlerde halka, gerekli olmadıkça
evlerini terk etmemeleri uyarısında
bulunulmasına neden oldu. Felaket!
Ancak herkes için değil. Kar
fırtınası, mağazalar ve alışveriş
merkezlerine 2009'un en önemli
alışveriş haftasında zor günler
yaşatırken, evlerine kapanan ABD
vatandaşları, internet üzerinden
alışveriş yapmak zorunda kaldı.
Mağazalar son 40 yılın en kötü
sezonunu yaşarken, internette hava
güneşli görünüyor.
24
ocak’10
Küresel ısınma ya da her ne
derseniz deyin, iklimdeki değişim
yeni iş fırsatları için önemli bir zemin
oluşturuyor. Üstelik bu sadece internet
üzerinden satış gibi kör gözüne parmak
biçimlerde de olmuyor. Teknolojinin
yerinde kullanılması ile önemli
kazanımlar elde edilebiliyor.
Fırsatları değerlendirmek
Geçen yıllarda Derimod,
nanoteknolojiyi kullanarak daha ince
ve hafif ürünleri piyasaya sürerek bu
değişimi fırsata çevirmeyi bilmişti.
Benzer bir örneği, bu sene Ülker sıcak
aylara kayan Ramazan’da iki yeni
soğuk çorbasını piyasaya sunarak
yarattı. Beklenenin aksine yağışlı bir ay
geçmesi ve soğuk çorba hazırlanırken
önce kaynatma zorunluluğunun
sürüyor olması, tam bir başarı öyküsü
ortaya çıkarmasa da BT yöneticilerinin
odaklanması gereken bir başka noktaya
dikkat çekti: şirketlerin belirsizliklerle
mücadele gücünün artırılmasına.
Büyük ölçekte bu, IBM’in
süperbilgisayarları ile hava
durumundan son dönemde ekonomik
gelişmelere kadar birçok alanda
modelleme yapmasına kadar
uzanabilecek bir konu. Ancak çok
daha basit ve etkili katkılar ortaya
çıkarmak da mümkün. Üstelik bunu
dağıtık bilgisayar yapısına benzer bir
sistem ile gerçekleştirmek de mümkün.
Yapılması gereken etkin bir network ve
bunun üzerinde sağlıklı bir bilgi akışını
sağlamak.
Bu konuda geliştirilen çözümler,
önümüzdeki dönemde büyük şirketlerin
ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde
ölçeklenen çözümlere dönüşme
fırsatlarını barındırıyor. Büyük
şirketlerin de bu tür çalışmalardan
uzak olmadığını ekleyelim. Network
yöneticilerinin değerlendirmesi
gereken yeni bir fırsat ortaya çıkıyor
gibi görünüyor.
GÜNCEL
Ucuz
havayoluna
doğru bir
adım daha
THY’nin duyurduğu mobil uygulamalar önemliydi ama Atlasjet’in buna eklenmesi,
ucuz havayolu rekabetinde yeni bir ivmenin yakalanacağını gösteriyor.
Yazı İlkay Zaman
T
ürk Hava Yolları CEO’su Temel
Kotil, Skylife dergisinin giriş
yazılarında şirketin durumu ile
sınırlı kalmayarak, THY’nin vizyonunu
da rahatça anlamayı sağlıyor. Bu kadar
büyük bir yapının BT kullanarak barkod ve
mobili birleştiren uygulamaların getireceği
yeniliklerle ne kazandıracağını anlamak zor
olmamış ancak Aralık sayısındaki yazının
verdiği ilhamı maalesef sis nedeniyle
yaşanan İstanbul’a inememe krizini
yönetmek için teknolojinin yeterince
kullanılamamasının gölgesinde kalmıştı.
Atlasjet Havayolları’nın TMOB irması
tarafından hazırlanan uygulaması ile
mobil hizmet kapsamını genişletmesi,
mobil hizmet konusunu bir kez de kendi
içinde değerlendirme fırsatını yarattı. Ali
Sabancı’nın Atlas’ı, iPhone ve Blackberry’ye
hitap eden yeni mobil hizmetleri ile
öncelikle bir gelişmenin altını çiziyor:
günümüzde akıllı telefon kullanıcı sayısının
hızla artması ve mobil internet bağlantı
hızının gelişmesi, hitap edilmesinde yarar
olan bir müşteri segmentleşmesi ortaya
çıkarmış durumda.
Atlasjet’in mobil uygulamasının
sağladıkları şu şekilde sıralanıyor:
3 adımda bilet : Atlasjet’in yurtiçi ve
yurtdışı uçuşlarının yer durumunu ve iyat
bilgilerini görüntülenebiliyor, kredi kartı ile
3 adımda kolaylıkla bilet satın alınabiliyor
ve tek tık ile çağrı merkezine bağlanılarak
diğer işlemler ayrıca yaptırılabiliyor,
Check-in: Uçağın oturma planını
görüntülenip istenilen koltuğu seçilerek
check-in işlemi kolaylıkla yapılabiliyor
ve havalimanlarında beklemeden özel
kontuarlardan veya kiosktan biniş kartı
alınabiliyor,
Tarife bilgisi: Atlasjet’in güncel yurtiçi
ve yurtdışı uçuş tarifesi görüntülenebiliyor,
Kalkış/Varış: Atlasjet uçuşları ile ilgili
havalimanlarında ilan edilen iniş/kalkış
veya gecikme bilgilerine erişilebiliyor,
Uçuş bilgileri: Uçuş bilgilerini içeren
2D barkod iPhone veya Blackberry
ekranında açılarak , kiosktan biniş kartı
alınabiliyor,
Jetmil Kart: Jetmil kartının sağladığı
avantajlardan iPhone veya Blackberry
uygulamasında da faydalanılabiliyor.
Atlasjet yeni teknolojisini yaymak için
pazarlama tarafında da iyi bir iş yaparak
31 Mart 2010’a kadar 15 TL hizmet bedeli
ödemeden bilet alma imkanını sunuyor.
Bu tür bir otomasyonun yaygınlaştığında
işletme maliyetleri üzerinde yaratabileceği
olumlu etki, ucuz havayolu yarışında önemli
bir koz ortaya çıkaracak. Bir diğer katkısı
ise, teknoloji kullanıcılarına daha iyi servis
kalitesi sağlayarak müşteri bağlılığını
ortadan kaldırmak olacak.
Öte yandan dikkat çeken konu,
herkes RFID’den bahsederken barkodun
giderek daha ilgi çekici bir araç haline
gelmesi. Alphan Manas’ın ilaç kutularına
yerleştirmesiyle gözlerimizin aşina
olduğu bu basit araç, kopyalanması pratik
olmaktan iyice uzaklaşan yeni formatıyla
ilaç ve havayolu sektörlerinin dışında da
çok konuşulacağa benziyor.
ocak’10
25
AYAKÜSTÜ TEKNOLOJİ
Özgür
g Yiğiter
ğ
TomTom Türkiye
y Ülke Müdürü
Dünyada ve
Türkiye’de
Navigasyon
Sektörü
G
lobal navigasyon sektörü hızlı bir
şekilde büyüyor. Bugün Avrupa’ya
baktığımızda navigasyon pazarının
her yıl ortalama yüzde 20 büyüme ile en
hızlı büyüyen pazar olduğunu gözlemliyoruz.
Türkiye’deki navigasyon pazarı ise Avrupa ve
ABD pazarı ile karşılaştırıldığında daha yeni
yeni oluşmaya başlıyor. Ancak, yollarında
milyonlarca araç seyreden Türkiye, navigasyon
alanında büyük bir potansiyele sahip. Bu
potansiyel nedeniyle Türkiye, TomTom’un
doğrudan girdiği nadir pazarlar arasında
bulunuyor.
Bu doğrultuda, TomTom’un diğer
navigasyon cihazlarından ayıran özellikleri ;
Türkçe içerik, kolay kullanım, en güncel Tele
Atlas haritaları ve en güncel harita garantisi,
en doğru rota hesaplamaları ve güvenlik
özellikleridir. Bu özellikleri ile 2008 yılında
Türkiye’ye hızlı bir giriş yapan TomTom
pazarda büyük bir hareketlilik yarattı ve buna
paralel olarak çok kısa sürede %25 pazar
payına ulaştı.
Buna ek olarak, iki yeni ürünümüz
mağazalarda satışa sunuldu: TomTom Start
ve TomTom GO 750. Her iki ürün de TomTom
markasının sunduğu üstün nitelikleri taşıyor.
Örneğin TomTom Start en hızlı rota planlama
ve kullanım kolaylığı özellikleri sunarken;
TomTom GO 750 Türkiye’de bir ilk olan
Gelişmiş Şerit Kılavuzu ve Ekonomik Rota
özelliklerini sürücülerin kullanımına sunuyor.
Fakat daha da önemlisi fiyat ve sundukları
özellikler: TomTom Start 240 TL’den, TomTom
GO 750 ise 699 TL’den satışa sunuluyor.
Amacımız navigasyon cihazı konusunda her
seviyeden beklentiye cevap vermek. Herkesin
rahat ve güvenli sürüş keyfini yaşama
ihtiyacını karşılamak. TomTom bu konudaki
global uzmanlığını geniş ürün yelpazesi ve
fiyat aralığıyla tüm Türkiye’ye sunmaya kararlı.
26
ocak’10
k d ğ
Ayrıca TomTom’un uygulamaya koyduğu
ücretsiz Harita Güncelleme Kampanyası
da TomTom’u diğer markalardan ayıran
özelliklere bir diğer örnek. TomTom
START kullanıcıları Harita Güncelleme
Hizmeti’nden (Map Update Service)
1 sene boyunca bedava yararlanma
şansı yakalarken, GO 750 kullanıcıları
2 yıl boyunca bu kampanyadan
yararlanabilecekler.
Ek olarak, KVK ile yapılan
distribütörlük anlaşması, bilinirliliği
artırmak ve navigasyon bilincini oluşturmak
için önemli bir temel oluşturuyor. Son
olarak da Turkcell mağazalarında
da TomTom satışına
başladık. Arçelik,
Beko, Renault ve Fiat
ortaklıklarımıza ek
olarak Teknosa, Media
Markt, Saturn, Vatan
ve hepsiburada.com
ile olan teknoloji
perakende
ortaklarımızla
ulaşılabilirliliğimizi
artırıyoruz. Şu
anda TomTom ürünleri
1000’i aşkın noktada tüketici
ile buluşuyor.
Dünya lideri olarak,
yeni ürünlerimiz, geniş
yelpazemiz, kullanım
kolaylığımız ve en yeni
haritalarımızla 2010’daki
büyümede öncü rol
üstleneceğiz. TomTom’un
bu dönemdeki hede i ise
%35 pazar payına sahip
olmak.
ANALİZ
Kurumlarda sanal
güvenliğin önemi
Kurumlarda güvenlik araştırması
400 BT uzmanı ile yapılan anket
kullanıcı veri erişim hakları ve
sorumluluklarının ne kadar
önemsendiğini ortaya koyuyor.
Günden güne kızışan BT güvenliği alanında sadece DLP,
kriptolama ve sıkı erişim kontrolleri gibi tekniklerden yararlanan
kurumlar bilgilerinin güvenliğini sağlayıp ayakta kalabiliyor.
Kesin kurallarla tanımlı
Genel olarak tanımlı
Kabul edilebilir
Zayıf
Kesin tanımlı değil
Yazı Murat Karslıoğlu
G
eçtiğimiz ay Amerika Birleşik
Devletlerinde yapılan bir araştırma
ABD’de devlet kurumlarının bir
numaralı BT önceliğinin siber güvenlik
olduğunu ortaya koydu. Bildiğimiz
kadarıyla Türkiye’de henüz bu tür bir
çalışma yapılmış değil. Kurumların büyük
bir çoğunluğu bu amaç için 2002 yılında
imzalanan Federal Information Security
Management Act (FISMA) yönetmenliğine
başvuruyor. FISMA’nın en büyük yararı
bilgilerin en geniş biçimde nasıl korunması
gerektiğini tanımlıyor olması. Ancak çoğu
zaman esas amacı hassas bilgileri korumak
olan bu yönetmelik uygulayıcıların
istenen şartlar karşısında kaybolmasına
neden olabiliyor. FISMA’dan yararlanarak
gereksiz ayrıntılar içerisinde kaybolmadan
amacınıza ulaşmanızı sağlayacak beş adımı
sizler için bir araya getirdik.
1) Veri kriptolamayı benimseyin
Eğer hassas bilgilerinizin saklandığı
depolama medyası kopyalanabiliyorsa
medya iziksel olarak korunsa dahi tam
olarak güvende sayılmaz. Güvenlik ancak
dizüstü bilgisayarınızı gelişmiş bir disk
kriptolama sistemi yada tüm verilerin
harici ve kriptolu bir diskte saklanması
ile sağlanabilir. Harici diske erişim için en
az 1024 Bit kriptolama kullanılmış olması
gerekir.
2) Merkezi veri merkezine
karşılık dağınık depolama
Güvenlik teknolojilerinin temelinde
birbiriyle bağımlı, ortak çalışabilen ancak
gerektiğin ayrıştırılabilen altyapılar tercih
edilir. Bu eğilim merkezi kontrol edilen ya
da her işi bir arada yapabilen aygıtlardan
uzak durulmasını gerektirir.
3) Yüksek güvenlikli kimlik
denetimi uygulayın
Kimlik denetimi şahısların kullanımına
açık olduğundan veri güvenliğinin en
zayıf görülen noktasıdır. Kullanıcıların
kimliklerini onaylamalarını kontrol
edemeseniz de en azından kendisine
atanan göreve göre hangi işlemleri
yapabileceğini sıkı kurallarla tanımlamış
olmanız gerekir.
4) Veri kayıplarını önleyin
Veri kaybını önleme teknolojilerini
dikkatle inceleyerek muhtemel kural
ihlalleri karşısında yapılacakları belirleyin.
Potansiyel bir açık belirlendiğinde
geliştirdiğiniz sistem veri akışını güvenlilir
sınırlarınızı terk etmeden önce kesmesi
gerekir.
5) Veri güvenliği kontrol katmanı
Eğer bir sistem ya da yazılım gereğinden
farklı davranışlar gösteriyorsa “Ne
değişti?” sorusunu sorun. Kolay bir
soru olmasına rağmen kesin bir cevap
almakta zorlanabilirsiniz. Sistme
ayarları, dosya güvenliği gibi veri
güvenliği kontrollerinin en yüksek
güvenlik kurallarında korunduğundan
emin olun.
ocak’10
27
ANALİZ
Çirkin ördek
yavrusu krallar
Yazı Ekrem Özdamar
Yönetim kurulları değişirken eskiden olduğu gibi aynı okuldan mezun olmak, aynı
derneklere üye olmak gibi özellikler yerini farklı bir katkı sağlayabilecek olmaya
bırakıyor.
B
ilişim teknolojilerindeki
birikimleri nedeniyle şirketlerinde
uzaylı gibi görülüp bilgisayarlar
çalıştığı sürece kendileri ile asgari temasın
yeterli görüldüğü bilişim yöneticilerinin
kaderi hızla değişebilir. Başka bir
deyişle bunu yapmayan şirketler, kendi
kaderlerinin değişmesi riskini almış
olabilir.
28
ocak’10
Bu kehanet, dünya genelinde şirket
yönetim kurullarında yaşanan ve
yaşanması gereken değişim trendine
dayanıyor. İngiltere’nin önde gelen iş
araştırmaları şirketi Odgers Berndtson’da
yönetim kurulu işleyişleri üzerinde çalışan
Barones Virginia Bottomley, bu değişimi
kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya
koyuyor.
İş dünyasında bütün kalıpları yıkan
son inansal krizin ardından agresif
ABD ve daha muhafazakar Avrupa
şirketlerinin yönetim kurullarında nasıl
bir değişiklik gözlemleyeceğiz?
Bottomley: Oldukça fazla değişiklik!
Bir defa, devletlerin yürüttüğü kurtarma
harekatları hükümetleri birçok işin sahibi
haline getirdi ve bunun bu şirketlerin
kontrol ve denetimler, daha fazla çeşitlilik,
daha fazla güvenilirlik değişimin odağında
yer alıyor ve bunun her düzeyde yapılması
gerekiyor. Her zaman olduğundan
daha şiddetli bir biçimde, pazar güçleri
hissedarları yönetim kurullarında ve icra
yapılarında masanın etrafında yer alanların
pro illerine eleştirel bir biçimde göz
atmaya yöneltiyor.
Şirketilerin kendi ana işlerine
odaklanmasını söyleyen reçete, “eski
yönetim kurulu üyelerinize odaklanmayı
kesin ve bu belirsiz zamanlarda size
rehberlik edecek birilerini bulun” şeklini
mi alacak?
Üstten bakınca çok cazip görünüyor:
yönetim kurulunu değiştir ve son yıllarda
yaşadığın sorunlarla problemlerden kurtul
ama ben bu tepkinin pratikte hede lenen
noktaya ulaştırmasını ve bu yüzden de
şirketler ve hissedarlarının bu tür toptan
değişimlere yönelmesini beklemiyorum.
Ancak global düzeyde (özellikle
bankalarda) direktör değişimlerine neden
olacak kadar felaket derecesinde yönetim
kurulu başarısızlıkları bulunuyordu.
Buradaki değişim de zaten bir miktar
gerçekleşti.
yönetim kurullarına yansımasıyla
karşılaşıyoruz. Bu değişim, bu şirketlerin
yönetim kurullarına yansıyacak. Ancak
değişim sadece ABD’de ya da Avrupa’da
değil ve yine en fazla doğrudan etkilenen
şirketlerde değil, her yerde gerçekleşiyor.
Var olan ekonomik kriz, global ekonominin
bütünü için şiddetli bir kalk borusu çaldı.
İstikrarlı hisse senedi değerine sahip
(bluechip) olarak adlandırılan birçok
şirketin yeterince iyi yönetilmediği açıklık
kazanıyor ve bu iskambil kağıdından
evleri yıkmak için tek bir büyük kriz yetti.
Değişim için büyük bir itici gücün varlığının
bulunduğu açıkça görülüyor; daha iyi
Ne yönde bir değişim söz konusu?
Birçok yönetim kurulunun benzer
eğitim almış, benzer kariyer rotalarından
geçmiş ve aynı “kabileye” ait erkeklerden
oluştuğu bir gerçek. Ancak geçen birkaç
yılın hatalarından kaçınmak için yönetim
kurulunu değiştirmek yeterli değil ve çok
az sayıda şirket proaktif olarak yönetim
kurullarını bütünüyle değiştirme güdüsüne
sahip olacaktır. Bunun olumlu bir vaka
haline getirilmesi gerekiyor. Etkin bir
yönetim kurulu hizmet ettiği pazarları
anlamak ve ihtiyaçlarına yanıt vermek
zorunda. Tekkültürlülük içe dönüklük
eğilimin taşır ve kendi öngörülerini
sınamakta başarılı olamaz. Bu şekilde
aynaya bakmaktansa pencereden dışarı
bakmak daha hayırlıdır. Yaşanmakta olan
krizin, yönetim kurulundaki kendi içine
kapalı bir tekkültürlülükten kaynaklandığı
söylenebilir. Biz, şirketlerin yüzyüze olduğu
meselelerin çözümlenmesi ve yönetim
kurullarında, gereği açıkça görülen adaylar
kadar daha az öngörülebilir olanlar için
daha canlı bir araştırmanın yapılması
gerektiğini zaten bir süredir savunuyoruz.
Direktör arayışlarında güçlü bir bağımsız
süreçte ısrar etmek için zaman daha uygun
olmamıştı. Ancak yönetim kurulunun
üyeleri için camdan dışarı bakmak, diğer
şirketlerden, diğer sektörlerden, diğer
yaş gruplarından, diğer sosyal/kültürel/
profesyonel kökenlerden taze kan almak
anlamına gelmesi gerekiyor. Biz, yönetim
kurulunun icra yetkisi olmayan üyelerinin
yönetim kurullarına yeni düşünme tazrları
getirme konusunda görece kolay, pratik,
maliyeti yüklenilebilir ve etkin bir çözüm
olduğunu düşünüyoruz. Farklı bakış
açıları ve original ama işin kalbine hitap
eden sorular önem taşıyor; aynı zamanda
icra görevi olmayan bazı yönetim kurulu
üyelerinin, işin başındaki icracıların karşı
karşıya olduğu konuların ayrıntılarını ve
karmaşıklığını gerçekten anlamaları da
önem taşıyor.
Network ekonomisinde işler global
bir hal alırken, şirketlerin değişim
konusundaki vaatlerinde samimi
olmamalarından kaynaklanan bir
yönetim krizi ortaya çıktı mı?
Finans kuruluşları bir kenara
bırakıldığında , bu eleştiri bütünüyle haklı
değil. Finans sektörü dışındaki birçok
işletme 10 yıl öncesine gore çok daha
esnek ve değişime uyum sağlama gücüne
sahip ve zaten dışarıdaki sert koşullar
karşısında da kendilerini oldukça iyi
ayarlayabiliyorlar.
Bunu söyledikten sonra; birçok
durumda yönetim kurulu üyelerinin
çok yetenekli olmasına karşın kralın
çıplaklığını sorgulamada yetersiz kaldığını
anlamak gerekiyor. Kolektif sorumluluk
önem taşıyor ancak ekip olarak düşünme,
ekip ne kadar iyi olursa olsun, değere
zarar verebilir. Görüş farklılığı yerine
muhazakarlığın egemen olduğu kurumsal
kültürler daha da büyük bir tehditle
karşı karşıya. Kalıplara tutunma baskısı,
özellikle yönetim kurulu başkanı ile CEO
neredeyse simbiyotik bir ilişkiye sahip
olduğunda çöküşü getirebilir. Bu yönetim
kurullarında, icra yetkisi olmayan bir
üye kabul edilmiş bir düşünüş biçimini
sorgulamakta ısrarcı olduğunda kendisini
yalnız hissedebilir ve “sürgün birliği” üyesi
olarak damgalanması başka yerlerde yeni
yönetim kurulu üyeliği fırsatlarını kolayca
riske edebilir. Bununla birlikte, işin sırrına
ermiş yönetim kurulu başkanları ve
CEO’lar yönetim kurullarının farklılıklarını
açıkça ortaya koymaları için konuları
“kıyasıya savaşarak” ele almalarını teşvik
eder. Açık ki, olağanüstü sonuçlar elde
etmek için iş yapma tarzınızı değiştirmeniz
gerekir.
ocak’10
29
BAŞARI HİKAYESİ
Zorlu Enerji’de SAP’lı
Portal Dönemi
Arka tarafında SAP modülleri koşan bir yapıyı kullanıcıların işine yarayan ve zevk
alacağı bir portal havasına sokmak mümkün. SAP yatırımları süren Zorlu Enerji,
bunun nasıl yapılabileceğini ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.
Zorlu Grubu Bilgi Teknolojileri Direktörlüğü İş Geliştirme ve Proje Müdürü Sinan Toparlak
Z
orlu Enerji, kurumsal iletişim ve
insan kaynakları departmanlarını
kırmayıp portal projesini
gerçekleştirdiğinde sadece çalışanları ile
iletişim kurmasını sağlayacak bir araç
elde etmekle kalmadı, arka tarafta SAP
sistemlerinin çalıştığı sistem kurum içinde
bilgiye erişim anlamında dikkat çekici katkı
sağlıyor.
SAP markasını cana yakın hale getiren
portal önyüzü, kullanıcılara çalıştıkları
Zorlu Enerji tesisine göre özelleşiyor.
Bu özelleşme, kullanıcı adı ve parolası
ile yapılan girişe göre olduğu kadar
domain’e göre tanıma da söz konusu.
Daha önemli bir tanıma ve tanışma fırsatı
ile portalin SAP insan kaynakları modülü
ile entegrasyonu sayesinde sağlanıyor.
Zorlu Enerji’nin insan kaynakları, yeni işe
girenlerin oryantasyonunda da bu aracı
kullanıyor.
Portalin devreye alınması ile birlikte
daha önce faaliyette olan 20 ayrı internet
sitesi kaldırılırken, buna bağlı olarak
30
ocak’10
işgücünde en az 20 kişilik tasarruf
sağlandı. Zorlu Enerji yetkilileri, projenin
ve benzer projelerin başarısında kilit
etkenin, projenin bir sahibinin olması
olduğuna dikkat çekiyor.
Daha genel olarak SAP’nin üzerinde
internet üzerindeki açık portallere taş
çıkaracak bir ürün ortaya çıkarılmış
durumda. Piyasadaki portallerle
karşılaştırma yapmaya kalkıldığında,
günlük yemek menülerinin yer aldığı Zorlu
Enerji portalinde her yemeğin derinlikli
bilgisinin yer aldığını belirtmek gerekiyor.
Operasyon tarafında ise, teknolojiye
yakınlığı bilinen Zorlu Grubu’nun kendi
içindeki teknoloji ekibinin gücü ve uyumlu
bir birlikte çalışma örneği sergilenen SAP
iş ortağı başarı çevrimini tamamlıyor.
BTC Ekonum danışmanlığında üç
faz olarak yürütülen proje, Zorlu Enerji
Grubu’nun yapısına bakıldığında bugün
13’i yurtiçi, 7’i yurtdışında olmak üzere
toplam 20 şirketiyle; enerji sektöründe,
santrallerin projelendirmesinden inşasına,
işletmesinden bakımına kadar enerji
üretiminin her aşamasında hizmet veriyor.
Merkezde yer alan proje ekibinin gücü
portalin genellik ile sınırlı kalmayarak
özel ihtiyaçları karşılar hale gelmesini
sağlıyor. Örneğin portaldeki haber akışı
konusundaki değerlendirme, AjansPress’in
medya takibinin farklı bir şekilde
kullanılmasını beraberinde getirmiş.
Firmanın yazdığı özel script ile oluşturulan
ekrana belirlenen üç farklı kategoride
haber akıyor. Bu kategorilerden ilkinde
Zorlu Enerji ile ilgili, ikincisinde enerji
sektörü ile ilgili ve üçüncüsünde de sıcak
haberler yer alıyor.
Zorlu Grubu Bilgi Teknolojileri
Direktörlüğü İş Geliştirme ve Proje Müdürü
Sinan Toparlak, portal projesinin arka
tarafındaki SAP’ye büyük güven duyuyor.
Zorlu Grubu’nda SAP projelerinin devam
ettiğini söyleyen Toparlak, “Uçtan uca
en uygun çözümleri SAP’nin sunduğuna
inanıyoruz ve SAP’yi bilgi teknolojileri
konusunda önemli çözüm ortaklarımızdan
PROJENİN ÜÇ FAZI
BİRİNCİ FAZ Yaklaşık 1000 kullanıcının kullanımına sunulan projenin İlk fazında
kurumun adeta yüzü şeklinde sunulan SAP NetWeaver Portal’ın esneklikleri kullanılarak
bütün kurum çalışanlarının etkili iletişimi hedeflendi. Haberler, etkinlikler, duyurular,
çalışanların yaratıcılıklarını göstererek paylaşabilecekleri uygulamalar, kurumsal kimliğin
anlatımı, aktiviteler, ilanlar, anket uygulamaları, kişilerin kurum içinde birbirlerinin özel
günlerinden haberdar olup çeşitli paylaşımları yapabilecekleri şekilde tasarlandı.
İKİNCİ FAZ İkinci fazda; SAP NetWeaver Portal üzerinde SAP İnsan Kaynakları sistemiyle
entegre olarak çalışan ESS/MSS paketi uygulamasının en önemli modüllerinden biri olan
performans değerlendirme modülü uygulaması gerçekleştirildi. Bu uygulamada hem SAP
NetWeaver Portal sistemi hem SAP İnsan Kaynakları sistemi hem de SAP İş Akışı modülü
etkin bir biçimde kullanıldı. Zorlu Enerji Grubu çalışan ve yöneticileri internet ve intranet
ortamlarından SAP NetWeaver Portal sistemlerine erişip performans değerlendirmelerini
kısa bir zamanda yapmaya başladılar.
ÜÇÜNCÜ FAZ Üçüncü faz canlı geçişindeki en önemli konu ise SAP NetWeaver Portal
sistemi üzerinden doküman erişimi oldu. Bu kapsamda “Knowledge Management”
bileşeni temelde kullanılmış, çeşitli Java tabanlı geliştirmeleriyle ve TREX arama motoru
uygulaması ile de desteklenerek çalışanların en hızlı ve güvenli bir biçimde çeşitli
yetkilendirmelerle dokümanlara erişimleri sağlandı.
SAP NetWeaver Portal’ın günden güne bütün ihtiyaçlara cevap verir olması gelecekte
de kurumsal kimliği güçlendirici başka başka uygulamaların canlıya geçirilmesi Zorlu
Enerji Grubu SAP NetWeaver Portal projesi kapsamında planlanıyor.
biri olarak görüyoruz” diyor. Zorlu
Enerji’nin, SAP ile tedarik sürecini tek
merkezden yönetiyor olması ve süreçlerin
anlık olarak takip edilebilmesi, bu
cümlenin arkasındaki nedenlere basit bir
örnek sağlıyor.
Tedarikçi ilişkileri
yönetimi değer kattı
SAP Tedarikçi İlişkileri Yönetimi çözümü
ile Zorlu Enerji Grubu’nun, Türkiye çapında
yerleşik 20 lokasyonundaki tedarik
ihtiyaçlarının tek merkezden yönetilmesine
olanak sağlandı. Ayrıca bu sistemle, SAP
Bütçe Planlama üstünde yürütülen bütçe
arasında entegrasyon yapılarak, bütçe
yönetimine kuvvetli işlerlik kazandırıldı.
Zamansal farkla işleyen süreçler anlık
olarak yönetilmeye başlandı.
Zorlu Grubu’nda 1997 yılından itibaren
tüm grup şirketlerinde SAP çözümleri
kullanıldığını belirten Zorlu Grubu Bilgi
Teknolojileri Direktörlüğü İş Geliştirme
ve Proje Müdürü Sinan Toparlak, “Uzun
dönemli hede lerimiz için SAP SRM
projesini gerçekleştirdik. Uçtan uca en
uygun çözümleri SAP’nin sunduğuna
inanıyoruz ve SAP’yi bilgi teknolojileri
konusunda önemli çözüm ortaklarımızdan
biri olarak görüyoruz. Bu prensipte, daha
önce SAP R/3 üzerinde konumlanan satın
alma yönetimi süreçlerimizi, tedarik
zinciri yönetim metodlarına uygun olarak
genişletmeye karar verdik ve SAP Tedarik
İlişkileri Yönetimi (SRM) platformuna
taşıdık” diyor.
SRM ile SAP
kullanımı yaygınlaştı
SAP projelerinde çalışabilecek yetişmiş
deneyimli insan gücü kaynağının Zorlu
Enerji Grubu’nda olduğunu dile getiren
Toparlak, “SAP Tedarikçi İlişkileri Yönetimi
(SAP SRM) projesi ile grup içinde daha
fazla çalışanımızı SAP ile buluşturduk.
Proje sonunda geniş bir kitleye ulaşmak
ve teknolojinin imkanlarından daha fazla
yararlanmak güzel bir tecrübe oldu”
şeklinde konuşuyor.
SAP SRM projesi, Zorlu Enerji
Grubu’nun 16 şirketini kapsayacak
şekilde gerçekleştirildi. Çözüm ortağı
olarak Prodea Bilgi Teknolojileri
Danışmanlık’ın yer aldığı proje, Şubat
2009’da başladı ve Temmuz 2009’da
tamamlandı. SAP ERP ECC 6.0 (SAP
Kurumsal Kaynak Planlama), SAP Portal,
İş Zekası (BI), Stratejik Kurum Yönetimi
(SEM), Müşteri İlişkileri Yönetimi
(CRM), Tedarik İlişkileri Yönetimi (SRM)
modüllerinin kullanıldığı projenin
devamında SAP BusinessObjects çözümü
de devreye alınacak.
SAP projesine başlayacak irmalara
tavsiyelerde bulunan Zorlu Grubu Bilgi
Teknolojileri Direktörlüğü İş Geliştirme
ve Proje Müdürü Sinan Toparlak, “SAP
Tedarikçi İlişkileri Yönetimi projesi
yapmayı düşünenler, Zorlu Enerji
Grubu’ndaki projeyi referans alarak
çalışmalarını hızlandırabilirler. Ayrıca,
projeyi başarıyla tamamlamaları için
kurumsal hede lerini doğru belirlemeleri,
bu hede lere uygun iş süreçlerini
dikkatli tasarlamaları, süreçlere uygun
organizasyonları kuvvetli teşkil etmeleri
gerekiyor. Yapılanma doğru olursa,
bilgi teknolojileri çözümlerini hayata
geçirmek zor olmaz. Geçmişe nazaran daha
kabiliyetli ürünlerle proje yapabiliyoruz”
diyor.
1953 yılında kurulan Zorlu Grubu,
Vestel Şirketler Grubu, Zorlu Teksil Grubu,
Zorlu Enerji Grubu ve Zorlu Gayrimenkul
Grubu çatısı altında 50’den fazla şirketi ile
faaliyetlerini sürdürüyor.
ocak’10
31
BAŞARI HİKAYESİ
Bilgi Yönetimi İş Sürekliliğinde SAP Active Global Support Desteği
2007’de başlayan SAP AGS-ASELSAN iş ortaklığı Active Global Support’un hizmet
portföyündeki “Safeguarding” kapsamı içinde SAP’nin müşteriye atadığı Teknik
Kalite Yöneticisi ile müşterideki proje yöneticisinin ortaklaşa Servis Planı ile iş
sürekliliğini sağlamanın iyi bir örneğini oluşturdu.
Aselsan Bilgi Yönetim Direktörlüğü Bilgi Sistemleri Müdürlüğü Şef Mühendis Kadriye Memiş
A
SELSAN 1975 yılında Kara
Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı
önderliğinde kurulmuş bir
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme
Vakfı kuruluşudur. Ortaklık yapısı yüzde
85 TSKGV, yüzde 15 diğer şeklindedir.
ASELSAN, ASELSAN Bakü’nün yüzde
100’üne, ASELSANNet’in yüzde 95’ine,
Mikes’in yüzde 96’sına ve Roketsan’ın
yüzde 15’ine sahiptir. Ankara merkezli
faaliyet gösteren irmamız, her yıl yaklaşık
olarak cirosunun yüzde 7’sini Ar-Ge
çalışmalarına ayırmakta olup, toplam
3535 personelinin 1725’ini mühendislik
kulvarında çalıştırmaktadır. Ciromuz,
32
ocak’10
büyüyen hede lerimize paralel olarak yıllar
içinde artmış, ASELSAN 2008 yılını 535
milyon dolar lık ciro ile kapatmıştır.
Defense News 2008’e göre ASELSAN,
savunma sanayi irmaları içinde en hızlı
büyüme gösteren ilk 50 şirket içinde
40. sırada yer almıştır. Paralel biçimde,
2008 yılı verileriyle ASELSAN Deloitte
Top 50’sinde Türkiye’de en hızlı büyüme
gösteren teknoloji şirketleri içinde 1. sırada
yer almıştır.
Savunma sanayi sektöründe
kendinden emin adımlarla ilerleyen
ASELSAN, gelişen ihtiyaçlarına paralel,
Bilgi Yönetim evrelerinde de zaman içinde
değişip, güncel teknolojileri yapısına
kazandırmıştır.
90’larda kadar kendi yazılımlarıyla
götürdüğü Bilgi Yönetim altyapısını
bu tarihte üretim ve lojistik süreçleri
ağırlıklı MANMAN yazılımı ile değiştirmiş,
2000’lerle beraber artan entegrasyon
ihtiyaçları, web tabanlı uygulama
gereksinimleri, entegrasyon kabiliyeti
yüksek ve kurumsal veri ambarı ve
kurumsal portal gibi uygulamaları
destekleyecek merkezi kurumsal kaynak
planlama yazılımı ihtiyacını, SAP yazılımını
satın alarak karşılamıştır.
2004’ün Eylül ayında başlayan SAP ERP
Faz1 kurulumları ile temel inansal, lojistik
ve insan kaynakları modüllerini yeni Türk
Lirası geçişi ile birleştirerek 01.01.2005’te
canlıya geçirmiştir. Sonraki 5. ayda proje
sistemi ve 12. ayda da Kurumsal Veri
Ambarı (SAP BW) ve İleri Planlanma ve
Optimizasyon (SAP APO) ürünlerinin
kurulumları tamamlanmıştır.
ASELSAN büyüklüğündeki bir irmanın
bu kadar kısa sürelerde gerçekleştirdiği
ERP ve APO ürün kurumları SAP tarafından
2007 yılında Müşteri Başarı Öyküsü olarak
global olarak yayınlanmıştır. ASELSAN,
savunma sanayi irmaları içinde dünya da
her iki üründe de Müşteri Başarı Öyküsü
olan tek irmadır.
ASELSAN Bilgi Yönetim yol
haritasındaki önemli kalemlerden biri
olan ERP kurulumunu, daha sonra
bütünleşik ürünlerin entegrasyonu, iş
süreç modellerinin dokümantasyonu,
kâğıtsız ortamlarda işletilen iş akış
sistemlerinin kurulumu gibi ardıl projeler
takip etmiştir. Tüm bu başlıkları “en yüksek
seviyede tuttuğu iş sürekliliği” ile sunmayı
hede leyen ASELSAN Bilgi Yönetim
veremediği durumlarda, Active Global
Support müdahele süresini kısaltarak iş
sürekliliğini desteklemekte, aynı zamanda
OSS notlarında sadece süreç danışmanlığı
kapsamında müşterilere sunulduğu
belirtilen bazı servisleri de kendi anlaşma
kapsamından karşılayarak, iş sürekliliğinde
önemli bir kolaylık sağlamaktadır.
Destekleyici süreçler başlığı altında
ASELSAN Active Global Support iş ortaklığı
ile, projelerini dünya üzerinde edinilmiş en
iyi SAP pratikleri ile maksimum fayda ve
minimize edilmiş riskler ile hayata geçirme
hede ine uygun çözümler edinmektedir.
ASELSAN SAP’yi kritik bir iş ortağı
olarak görmekte ve Bilgi Yönetimi yol
haritasında her zaman SAP’nin yol
haritasını yakından takip etme gerekliliğine
inanmaktadır. Active Global Support bu
noktada her türlü ihtiyaç duyulan bilgiye en
kısa sürede ulaşımı mümkün kılmaktadır.
Yine destekleyici süreçler kapsamında,
ASELSAN Active Global Support ile olan
iş ortaklığı vasıtasıyla, standart sürümde
karşılanmayan ve pek çok müşterinin
faydasına olacağına inandığı geliştirmeleri,
Destekleyici süreçler ile ASELSAN Active Global
Support iş ortaklığıyla, projelerini SAP pratikleri
ile maksimum fayda ve en az riskle hayata
geçirme hede ine uygun çözümler edinmektedir.
Direktörlüğü, bu noktada kendisini
destekleyen iş ortakları ile beraber
çalışmaya başlamıştır. SAP Active Global
Support, bu kapsam dâhilinde ASELSAN
ile iş ortaklığında bulunan bir küresel bir
destek organizasyonudur.
2007 yılında başlayan SAP AGSASELSAN iş ortaklığı Active Global
Support’un hizmet portföyünde
“Safeguarding” olarak adlandırdığı
kapsam çerçevesindedir. SAP’nin müşteri
iş sürekliliğini, müşteriye atadığı “Teknik
Kalite Yöneticisi” ile müşteri tarafındaki
proje yöneticisinin ortaklaşa hazırladığı
bir “Servis Planı” içeriği ile desteklediği bu
modelde, Active Global Support, standart
servis portföyünün yanı sıra müşteriye özel
çözüm paketleri de müşteri iş sürekliliğini
tam desteklemektedir.
ASELSAN Active Global Support
ile iş ortaklığı ile öncelikli olarak iş
sürekliliğini en üst seviyede tutma gayesini
desteklemektedir. SAP standart desteğin
yüksek öncelikli OSS mesajlarında ASELSAN
süreç ihtiyaçlarına beklenilen hızda cevap
SAP’ye herhangi bir kominiteye üye
olmadan “geliştirme isteği” olarak
iletebilmektedir. Entegrasyon kabiliyeti
yüksek, kendine özgü geliştirmelerle
değil, standartlarla ilerleyen bir yazılım
geliştirme stratejisi benimsemiş olan
ASELSAN için bu açılım önemlidir.
Ve pek çok ilki Türkiye’de uygulayan
bir irma olarak ASELSAN, Türkiye’de
eksikliği duyulan bilgi birikimini ve
tecrübeli danışmanlık ihtiyacını birebir
ürünü yazan ya da danışmanlığını veren
kişilerden edinme imkânını Active
Global Support servis portföyü içinden
karşılayabilmektedir.
Sonuç olarak, ASELSAN ihtiyaçlarına
paralel gereksinimleri olan, yetkin
kadroları ile iş sürekliliğini destekleyebilen,
ancak
İş sürekliliklerini en yüksek seviyede
tutmak,
Projelerine global standartlarda destek
almak,
Yeterince güçlü bir destek ekibi ile
günlük problemlerinizi kendi içinizde
çözebiliyor iken, SAP müdahalesinin
gerektiği mesajlarınızda daha hızlı bir
alternatif ile ilerlemek,
Kendi personellerini dünya
standartlarında eğitim aldırarak,
serti ikalandırmak, (çoğu zaman
müşteri yerinde)
Bilgi Yönetimi Yol Harita’larında sürekli
güncel olmak,
SAP’ye geliştirme taleplerinde
bulunabilmek,
ve 7x24 global destek kapsamında iş
süreçlerini işletebilmek
gibi üst seviye Bilgi Yönetimi iş
sürekliliği destek mekanizmaları
kurgulayan işletmeler için SAP Active
Global Support bir açılım yaratabilir.
ocak’10
33
RÖPORTAJ
Ülkemizde de faaliyet gösteren ve son yılların hızla büyüyen
telekomünikasyon şirketlerinden olan Millenicom, 1045 ürünüyle
lisans çelişkisi yaşıyor. BTK tarafından B tipi lisans hizmetiyle,
A tipi hizmet verilmesi istenen Millenicom’un 1045 ürünü ve
yatırımı tarihe mi karışıyor?
Ülkemizde 2 yıldan bu yana alternatif operatör olarak hizmet veren ve 2009 yılında ISP pazarına da
göz diken Millenicom, hızla büyüyor. Bu büyümenin ardından ciddi bir engelle karşılaşan şirket, 1045
ürünüyle kendi içinde ciddi bir lisans çelişkisi yaşıyor. BTK tarafından alınan karar doğrultusunda
B tipi lisans çerçevesinde abonelerine verdiği hizmet karşılığında direkt olarak fatura kesilmesi
istenen Millenicom, bugüne kadar yaptığı 12 milyon TL’lik yatırıma artık ölü yatırım gözüyle bakar
hale gelmiş durumda. Konuyla ilgili olarak Millenicom Genel Müdürü Şevki Kuyulu ile Millenicom’un
faaliyetlerinden, 1045 hizmetinin başladığı noktadan bugüne kadar geldiği noktaya kadar
yapılanlardan ve BTK’nın sürpriz kararından derleme bir söyleşi gerçekleştirdik.
Millenicom’dan bahsetmek gerekirse neler
söyleyebiliriz?
Millenicom, bir Almanya şirketinin Türkiye
şubesi olarak ülkemizde hizmet vermekte ve
1998 yılında kurulan, asıl hede i Almanya’da
yaşayan Türklere hizmet vermek olan bir
telekomünikasyon şirketi. Şu anda burada
gerçekleştirilen tüm işleri aslında yıllardır
Almanya’da yapan bir yapıya sahip. 1045 gibi
birçok numarayla hizmet veren bir şirket olan
Millenicom, 2004 yılında gerekli lisanlarını alarak
Türkiye’de hizmet vermeye başlamıştır. Sektörü ve
verilen hizmeti bilen bir şirket olarak Türkiye’de
hizmet veren Millenicom, lider konumunda sektöre
giriş yaptı diyebiliriz. Yaklaşık 12 milyon TL’lik bir
yatırım yaptığımız 1045 ürününü satmaya pratikte
2007 yılının Ekim ayında başladık. 2 yıllık geçmişi
olan 1045 ile oldukça da başarılı olduk.
Farklı bir ülkede sektöre girip kısa sürede
başarılı olmanın sırları nelerdir?
Başarımızın sırlarından biri de kendimizi
doğru ifade etmemiz diyebiliriz. Ne kadar
avantajlı bir hizmet verirseniz verin, eğer
kendinizi ve hizmetinizi ya da ürününüzü doğru
anlatamazsanız başarılı olmanız çok zor. 1045
ürününün en büyük avantajı, kullanıcıların Türk
Telekom’a bağlı kalmadan alternatif operatör
34
ocak’10
üzerinden daha uygun iyatlara görüşme
yapabilmelerini sağlamasıdır. Zaten deregülasyonu
yaparken bu tür ürünlerle başlanmasının temel
sebebi alternatif operatörlerin mevcudiyetlerini
doğrulayacak bir servis sunmalarına imkan
sağlamak hem de kullanıcılara bu tür avantajları
sunmasını ve rekabete başlanmasını sağlamaktır.
Dolayısıyla Türk Telekom gibi dominant
oyunculara tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
bu tür diktasyonlar yapılarak başlamıştır.
1045’in çalışma mantığına baktığımızda,
kullanıcılar hizmetten faydalandıktan sonra Türk
Telekom faturalarına yansıyan bedeli ödediklerini
görüyoruz. Yani verdiğimiz hizmet Türk Telekom
faturaları üzerinden kullanıcılarımıza ulaşıyor.
Bütün dünyada 1045 türü hizmetlerin çalışma
mantığı bu şekildedir. Fakat 24 ayda geldiğimiz
nokta rekabetin başlangıcından BTK’nın kuralı
değiştirmesiyle farklı bir yöne doğru kayıyor.
BTK’dan gelen talimatta “belli cüronun üzerine
çıkan alternatif operatörlerin faturayı direkt
müşterilerine kesmesi gerektiği” belirtiliyor.
Fakat bu mümkün değil. Bugüne kadar 1045’i
kullanan kullanıcı sayısı 2 milyonun üzerinde. Bu
kullanıcıların aylık ortalama faturaları 4 TL, fakat
elde edilen kazanç 1,5 TL civarlarında. 1,5 TL için
bizim abonelerimizden isteyeceğimiz evrak ve iş
yükü bu hizmeti almaktan vazgeçecekleri kadar
Röportaj İlkay Zaman
Fotoğraf Adem Başaran
ocak’10
35
RÖPORTAJ
BTK'nın aldığı bu kararla alternatif operatör
sektörünün geleceği ve var olan yatırımlar yok olma
aşamasına geliyor.
Verdiğiniz hizmetlerin lisans tanımı
nedir?
Genel olarak lisans kapsamlarına
baktığımızda B tipi lisans ile verilen
hizmette faturalaşma modeli bulunmuyor.
A tipi lisans kapsamında ise müşteriyle
direkt olarak sözleşme yaparak
faturalaşma ilişkisinde bulunuyorsunuz.
Fakat verilen hizmete baktığımızda
B tipi lisansı kapsayan bir içerik
olduğunu görüyoruz. BTK’nın bizden
istediği tıpkı A tipi lisans hizmet içeriği
gibi faturalaşma gerçekleştirilmesi.
Bu karar da kendi içinde çelişiyor.
Biz isteyen müşterilerimize A tipi
lisansımız çerçevesinde sözleşmeli
hizmet de sağlıyoruz. Fakat 1045
kullanan müşterilerimize sözleşme
teklif ettiğimizde buna pek de sıcak
bakmıyorlar. Burada müşterinin kendi
çıkarları açısından baktığımızda çok
haklı olduğunu da belirtmekte fayda
var. Belli amaçlarla belirli zaman
dilimlerinde 1045 hizmetini kullanan
36
ocak’10
müşterilerimizin asıl istediği de zaten
her zaman değil, belirli zamanlarda daha
ucuza konuşmak.
Fakat ülkemizde tüm dünyanın
aksine farklı yapılanmaya gitmek gibi bir
çalışma olduğunu görüyoruz. A tipi lisans
hizmetimizden bahsetmek gerekirse eğer,
Millenicom şu anda A tipi lisansıyla 40 bin
aboneye hizmet veren bir yapıya sahip.
Bu hizmeti verdiğimiz müşterilerimiz
daha sık ve daha uzun konuşmalar yapan
müşterilerimiz. Yani kabaca; sözleşmeli
olarak bizimle çalışmaları, aylık
faturalarını almaları, o zahmete değecek
türden müşterilerimiz. Aylık bazda
baktığımızda görüşmelerinden ciddi
oranda tasarruf eden A tipi lisanla hizmet
verdiğimiz müşterilerimizin ödeme rutini,
tara larında sıkıntı yaratmayan, sorunsuz
faturalaştığımız ve inans departmanı olan
orta ve büyük ölçekli kurumlar.
1045 hizmetini verdiğimiz ve BTK’nın
bizde fatura kesmemizi istediği bahsi
geçen 2 milyon abonemize fatura kesmek
konusunda da ciddi sıkıntılar doğacağını
öngörüyoruz. A tipi lisanla hizmet
verdiğimiz abonelerimizden farklı olarak
bu abonelerimiz arasında kötü niyetli
ve 1045 hattı üzerinden terminasyon
yaparak Türk Telekom’a ulaşmaya
çalışanlar da olacaktır. Bunu yaparken
akıllarında “nasıl olsa benden bu faturayı
alamazlar” mantığı da oluşacak.
BTK’nın bu kararı vermesinde en
büyük etken ne olabilir?
Aslına bakarsanız BTK tarafında bu
kararın biraz da aceleye gelmiş olduğu
kanaatindeyim. Açıkçası verilen bu kararla
beraber sonuçları ne boyutlara varacağının
tam anlamıyla incelenmeden ya da tam
olarak sonuçları öngörülmeden böyle bir
karar verilmiş diye düşünüyorum. Pazara
baktığımızda hacmi itibariyle bu karardan
etkilenen tek oyuncu var o da biziz. Kaldı
ki bizim 2 yıldan bu yana yaptığımız
yatırımlara baktığımızda bunun sürpriz bir
karar olarak tüm yatırımımızı etkildeğini
görüyoruz. Sadece bizi etkileyecek
böylesine önemli bir karar alınırken sektör
lideri olarak bizimle masaya oturulmaması
da ayrıca bizi üzdü diyebiliriz. Diğer
yandan baktığımızda BTK, aynı zamanda
kendi düzenini bozacak bir karar almış
oluyor.
Konuyla ilgili BTK ile görüşmelerinizden
ne gibi sonuçlar çıktı ya da çıkacak?
Henüz BTK’dan bir randevu
alamadığımız için bir görüşme yapabilmiş
değiliz. Sektörümüz için kurulan bir
kurumdan randevu alamamamız da
maalesef üzücü. GSM operatörleri ile
karşılaştırdığımızda, bir tarafta saat gibi
çalışan BTK, diğer tarafta ise özensiz
kararlar alan BTK görüyoruz. GSM
operatörleri tarafında deregülasyonun
mükemmel çalıştığını söyleyebiliriz. Fakat
bizim tarafımıza baktığınızda işin biraz
da yavaş ve özensiz yapıldığını görüyoruz.
Eğeralınan bu kararlardan devletin
alternatif operatörlere ihtiyacı olmadığı
gibi bir mana çıkartmamız gerekiyorsa,
bunun en başından belirtmesi çok daha
uygun olacaktı. Çünkü bizim çok ciddi
bir yatırımımız söz konusu. Fakat biz
bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de
sabit telefon pazarının serbestleşeceğini
öngörerek yatırım yapan bir şirketiz. Fakat
tüm bunları gördükten sonra Türkiye’de
deregülasyonun iyi çalıştığını söylemek
zor. Tüm dünyada bizim gibi alternatif
operatör pazar payları %60 hatta %70’lere
ulaşmış durumda. Türkiye’ye baktığımızda
ise bu rakamın 5. yılın sonunda %3.90
olduğunu görüyoruz. Dünyadaki alternatif
operatörlerin pazar payı açısından en kötü
örneği olarak Portekiz’i gösterebiliriz, ama
onlarında 5. yılın sonunda geldikleri nokta
%24 civarlarında.
son 5 yıldaki büyümesinin %20’sinin
telekom sektöründen geldiğini görüyoruz.
Ülkemizde de telekom pazarının
ekonomiye çok ciddi katkısı olduğunu
görüyoruz. Zaten bu amaçla deregülasyon
edliyor sektör. Çünkü deregülasyon
olmazsa şu andaki pazar iyatlarına
ulaşmamız mümkün olmayacak. Aksi
taktirde çok daha yüksek iyatlara bu
hizmetleri kullanmak zorunda kalırız
ki bu da hem kullanıcıya hem de ülke
ekonomisine zarar demektir. Fakat
gelin görün ki BTK’nın vermiş olduğu
bu kararla alternatif operatör sektörü
tamamen bitecek. Çünkü kimse bu
sektöre herhangi bir yatırım yapmayacak.
Tabi bu varolan oyuncular için geçerli.
Bir de pazara girmeyi hede leyen yerli
ya da yabancı yatırımcılar açısından
baktığınızda, gelinen bu noktada verilen
mesaj, kararların dalgalı ve tutarsız
olduğu yönünde. Hal böyleyken bu
pazara girmek ya da yatırım yapmak, ölü
yatırımdan başka bir anlama gelmiyor.
Genel olarak baktığımızda BTK’nın
vermiş olduğu bu kararın doğru
olmadığını ve 1045 için bugüne kadar
yaptığımız tüm yatırımın bir anda
yok olacağını görüyoruz. Fakat diğer
taraftan Millenicom olarak biz A tipi
hizmetlerimize devam ediyouz. Diğer
taraftan Doping isimli ADSL hizmetimizle
oldukça başarılı ve istikrarlı bir şekilde
çıkışımızı sürdürüyoruz. Bu yıl ISP
pazarında 3. önemli oyuncu olayı
hede liyoruz.
1045’i Türkiye’de hayata
geçirdiğiniz günden bugüne neler
değişti?
Biz faaliyete başladığımızda
Türkiye’den Almanya’yı aramak 1.2 TL’ydi,
şu anda ise 0,12 kuruş. Çok ciddi bir
düşüşten bahsediyoruz. Yine biz faaliyete
başladığımızda şehiriçi görüşmeler
5 kuruştan şu anda 7 kuruşa çıkmış
durumda. Burada da tam tersi bir artış
görüyoruz. Tüm bunların çok net bir
sebebi var; rekabeti başlatırsanız iyat
düşer, fakat rekabet olmazsa iyat her
zaman artar. Pazarda yaratıcı çözümler ve
düşük iyatlar her zaman rekabetle ortaya
çıkmıştır. Bu da büyümenin motorudur.
Sonuç olarak tüm bunlar son kullanıcıya
fayda olarak dönmüştür her zaman ve yine
öyle olmalıdır. Genel olarak baktığımızda
ise ekonomik anlamda ülke ekonomilerinin
bundan kazançlı olduğunu görüyoruz.
Alternatif operatörleri Türk Telekom’u
hantallıktan kurtaracak şirketler olarak
görmek gerekir. Örneğin Avrupa’nın
ocak’10
37
KAPAK KONUSU
ler
et
iy
al
ser
v
i
s
l
eriş
im ko
layl
ığı
er
hız ve pratik
lik
ocak’10
a
al
az
38
m
de
ö
a
ç
ık
d
n
a
kull
IT Advisor
n
ik
verimlil
san
allaş
tırm
a
Gerçekten
“Gelecek” Mi?
Bir gün biri kapınızı çalsa ve size şirketinizin tüm verilerini, müşteri
bilgilerini, finans dosyalarınızı ve hatta neredeyse tüm sunucu
donanımlarınızı adresini bile bilmediğiniz bir lokasyondaki farklı
sunucuya taşımayı teklif etse, büyük ihtimalle bu kişiyi güvenlik
eşliğinde şirketinizden uzaklaştırırdınız.
ocak’10
39
KAPAK KONUSU
eçtiğimiz yıl ünlenen ve adını
sıkça duymaya başladığımız
Bulut Bilgi İşlem nam-ı
diğer Cloud Computing, kavramının
ne olduğundan kısaca bahsedelim
öncelikle. Bulut Bigi İşlem olarak
adlandırılan ve geleceğin teknolojisi
olarak nitelendirilen bu kavram
temel olarak bir uygulamanın web
üzerinden, kendi sisteminizde
herhangi bir kurulum gerektirmeden
çalışması anlamına geliyor.
Outsourcing hizmetinin devasa hali
de diyebileceğimiz ve bilgi işlem, ağ
ve veri depolama hizmetlerini sunan
Bulut Bilgi İşlem, ihtiyaç duyduğunuz
tüm verilerin sizin bilgisayarlarınız
ya da sunucularınız üzerinde değil,
uzaktaki bir ya da birden fazla
bilgisayar veya sunucuda tutulması
ve hesaplanması anlamına geliyor.
Daha sonra hesaplanan ya da ihtiyaç
duyulan veriler internet üzerinden
sizin bilgisayarınıza gönderiliyor. En
basit açıklaması bu şekilde olan Bulut
Bilgi İşlem’in aslında marifetleri çok
40
ocak’10
daha fazla. İlk etapta akla gelen ofis
yazılımları gibi birçok basit uygulama
olabilir ama Bulut Bilgi İşlem daha da
ileriye gidiyor.
Bulut Bilgi İşlem, ölçeklenebilir,
gerçek zamanlı, internet tabanlı
teknoloji servis ve kaynaklarını ifade
ediyor. Donanım ve yazılım yatırımını
ortadan kaldıran Bulut Bilgi İşlem, bu
anlamda ciddi bir fırsat halini alıyor.
terminalin özellikleri ne olursa olsun
Bulut Bilgi İşlem istediğiniz bilgiye
dilediğiniz yerden ulaşma imkanı
sağlıyor. Bu mantıkla yola çıktığımızda
yıllardır kullandığımız Google ofis
hizmetinin aslında bir Bulut Bilgi
İşlem uygulaması olduğunu görebiliriz.
Tüm verileriniz bilmediğiniz bir yerde
tutuluyor ama ne zaman ihtiyacınız
olsa ulaşmanız sadece bir donanım
Azalan maliyetler, hızlı ve pratik yapı,
yatırım gerektirmeyen altyapı modeli
Bulut Bilgi İşlem'in çekiciliğini artırıyor.
Daha hızlı, daha yeni ya da özellikle
xxx uygulamasının çalışması gerektiği
donanım veya yazılım yatırımlarından
sizi kurtaran kavram, kullandığınız tüm
uygulamalar için size platform bağımsız
hizmet verebiliyor. Bu sayede donanım
ve yazılım bağımlılığınız ortadan
kalkıyor. Elinizdeki bilgisayar ya da
üzerinden internet bağlantısıyla
gerçekleştirebileceğiniz kadar kolay
oluyor.
Tabanında web tabanlı yazılımların
olduğu kavram size istediğiniz tüm
hizmetleri tarayıcınız üzerinden çok
rahat verebiliyor. Peki ya sunuc ve
istemci tarafı? Ağ üzerinden çalışan
yazılımların da bir şekilde Bulut’un
içine dahil olması gerekiyor.
Avnet Türkiye Genel Müdürü Cem Aşık Bulutların Geleceği
Bulutların neden bu kadar dikkat çektiğine bakacak olursak iki
Bulut Bilgi İşlem’in çalışma
mantığı ve getirileri
Aslına bakarsanız yıllardan beri süren
sanallaştırma, kolay ve her yerden
erişim, konsolidasyon ve servis tabanlı
hizmetler gibi oturtulmaya çalışılan
kavramların doğurduğu Bulut Bilgi
İşlem’in temeli, web hizmetlerine ve
Grid Computing’e dayanıyor. Örneğin
şirketiniz için herhangi bir sunucu ya
da yazılım yatırımı yapmadınız. Elinizde
sadece bilgisayarlarınız ve internet
bağlantınız var. Kullanmak istediğiniz
tüm uygulamalarınız adresini bile
bilmediğiniz bir bilgisayar/bilgisayarlar
üzerinde, verileriniz ise yine sunucu/
sunucular çiftliklerinde tutuluyor.
İhtiyaç duyduğunuz işlemci gücü ise
farklı işlemciler üzerinde dağıtılarak
tutuluyor. Siz operasyonunuzun
büyüklüğüne göre şekillendireceğiniz
altyapınızda kullandığınız kadar
öde mantığıyla işlem, disk alanı ya
da uygulamalarınızı ödüyorsunuz.
Herhangi donanım ya da yazılım
altyapısı yatırımı yapmamanız
beraberinde işletme giderlerini de
ortadan kaldırıyor.
Bu şekilde oluşturacağınız
altyapınızla yeni teknolojilerle
güncellenir halde olacak. Bunun da
büyük bir avantaj olduğunu söylemek
mümkün. Yapacağınız genel bir
yazılım ya da donanım yatırımından
ziyade sadece kullandığınız kadarını
ödeyeceğiniz aynı hizmetlerden
faydalanacaksınız.
Bulut Bilgi İşlem’in en çekici
yönlerinden birinin düşük maliyet
olduğunu söyleyebiliriz. Şirketlerin
genel gider kalemlerine baktığımızda
bünyelerinde barındırdıkları veri
merkezi, kesintisiz enerji yatırımı,
soğutma, bant genişliği yatırımı, ağ
yapısı, sunucular ve veri depolama
çözümleri gibi tüm maliyetleri ve
süren yatırımları Bulut Bilgi İşlem ile
ortadan kalkmış oluyor. Tüm bunlara ek
olarak daha önceki çalışma modelinin
tersine Bulut Bilgi İşlem çatısı altında
yazılım lisansları, uygulayıcılar,
proje çalışanları, geliştiriciler, proje
yöneticileri ve genel IT çalışanlarının
da ortadan kalkması söz konusu.
Aynı zamanda yazılım güncellemeleri
herhangi bir işlem yapmadan otomatik
temel tetikleyici görüyoruz: Birincisi, çok düşük verimle kullanılan
alt yapı yatırımları. Dünya çapında araştırmalar, şirketlerde bilgi
işlem kapasitesinin % 85 boş durduğunu gösteriyor. İkincisi, artan
yatırımlar. Bilgi patlaması, veri depolama satışlarında her yıl %
54 artan oranlarla yeni yatırım ihtiyacı doğuruyor. Şirketlerinin
yatırımlarının % 70’i yeni kapasite eklemek yerine, alt yapının
yaşatılmasına harcanıyor. Bugün itibariyle baktığımızda, bulut
üzerinden yapılan satışların yarısını uygulamalar (SaaS) oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda ise
en büyük gelişme alt yapı (sunucu, veri depolama), platform yazılımları ve uygulama geliştirme
taraflarında olacak. Bulut hizmetleri, BT pazarının muhtemelen en hızlı büyüyen kesimi olacak.
5 yıllık bir zaman diliminde 3 kata yakın bir büyüme bekleniyor. Ancak toplama baktığımızda,
gene bu zaman diliminde, bulut hizmetlerinin toplam BT pazarı içinde % 10’u geçmeyeceği
görülüyor.
Zorluklar
Bugünkü klasik veri merkezi alt yapısından bulut merkezli bir alt yapıya geçişin önünde
aşılması gereken çeşitli zorluklar var:
Uygulamaların taşınması
Müşteri İç Uygulamaları
WEB tabanlı ve lokasyondan bağımsız çalışır hale getirilmeliler.
Yazılım Üreticilerinin Uygulamaları
Uygulamaların teknik değişimlerinin yanında lisanslama ve şirket içinde yönetim modelleri
hazır değil.
Veri Tabanları
Büyük veri tabanı üreticilerinin ana ürünlerinin bulut alt yapısına hazır olmadığını
görüyoruz. Bu nedenle genelde bulut sağlayıcılar, daha kısıtlı olanaklara sahip kendi ürünlerini
sunuyorlar.
Güvenlik
Verinin kontrolsüz dolaşımı, sanal sunucular arası erişimin güvenliği ve bulut erişiminin
ne şekilde yetkilendirileceğine ilişkin kısıt ve belirsizlikler şirketlerin bilgi işlem personellerini
korkutuyor. Ayrıca güvenlik denetim (audit) mekanizmaları ve standartlarının bulut ortamları
için değiştirilmeleri gerekiyor.
Kanalın Rolü
Bugün itibariyle bulut yaklaşımları doğrudan çalışan ve kanalı dışlayan bir modele yönelik
düşünülüyor. Ancak basit uygulamaların ötesine geçip daha sofistike çözümler sunma ihtiyacı
doğunca, kanaldaki bazı oyuncuların hizmetleriyle önemli bir rol oynayabileceğini düşünüyoruz.
Bulut Hizmetlerinin Satışı
Acente mantığında yapılan bu satışlarda, servis müşteri tarafından alındığı sürece iş
ortağına bir gelir akışı sağlanır.
Bulut Hizmetleri Kullananlara Yönelik Hizmetler
Bu hizmetleri kullanan son kullanıcıların –özellikle KOBİ’lerin-, danışmanlık, eğitim,
entegrasyon ve destek hizmetlerine ihtiyaçları olacak.
Bulut Hizmeti Sağlayanlara Yönelik Hizmetler
BT kanalı iş ortakları, bulut hizmetleri sunan şirketlerin alt yapı kuruluşları, yazılım
geliştirmeleri, müşterilerine verilecek çeşitli hizmetleri üstlenmesi açısından en uygun
konumda olan şirketlerdir.
Bulut Sağlayıcı Olmak
İş ortağı kendi hitap ettiği müşteri kesimine/sektöre, alt yapısını kendi oluşturduğu bulut
hizmetlerini sağlar. Sektör uzmanlığı olan iş ortakları burada uygulamalar ve modellerle fark
yaratabilirler.
ocak’10
41
KAPAK KONUSU
Suat Kızıltaş IBM Türk Ülke Teknoloji Lideri
Bulut bilgiişlemden yararlanmak isteyen kurumlar,
genel bulut hizmet sağlayıcılarından hizmet
alarak donanım ve yazılım yatırımı yapmaktan
kurtulacakları gibi, bu altyapıların işletimi için
gerekli olan masraflardan da kurtulacak. Genel
bulut hizmet sağlayıcıları, gerekli donanım ve
yazılım yatırımlarını yaparak oluşturdukları
altyapıları, yeni teknolojiler sayesinde çok
sayıda kuruma internet üzerinden ortaklaşa
kulandırtarak, bunun karşılığında hizmet faturaları
çıkartacak.
Kurumların günümüzde hangi işleri genel buluta taşımaya eğilimli olduğuna
baktığımızda şunu görüyoruz: Genelde mevcut BT altyapılarında zaten çalışmakta
olan sistemleri buluta taşımak yerine, yeni devreye alınması planlanan çözümleri
bulut ortamında planlamak daha çekici oluyor. Ayrıca; ofis uygulamaları,
uygulama geliştirme ve test çalışmaları, ara sıra çalışıp da çalıştığında çok fazla
işlem gücü gerektiren yapıdaki uygulamaların bulut ortamına çok uygun olduğu
görülüyor. Tipik olarak bulut bilgiişlemin yaygınlaşmasıyla birlikte, kurumların
yapacakları donanım yatırımlarının azalacağını veya ortadan kalkacağını
öngörebiliriz.
Genel bulutların yanında, özellikle büyük kurumların kendi bulutlarını
oluşturacakları bir yapıdan da söz etmek gerekir. Bu özel bulutlar, kurumların
kendi intranetleri içinde yer alan çalışanları, müşterileri, sağlayıcıları, iş
ortaklarnın kullandıkları çözümlerin altyapılarını bulut mantığı içinde oluşturmak
anlamına geliyor. Bu kurumlar, donanım ve yazılım yatırımlarını kendileri
yapmaya devam edecek; ancak gerek ilk yatırım maliyetlerinde, gerekse işletim
giderlerinde bulut bilgiişlem sayesinde çok önemli tasarruflar yapmaları mümkün
olacak.
Günümüzde bulut bilgiişlem teknolojisi belli bir olgunluğa ulaşmış durumda.
Genel bulut hizmet sağlayıcısı şirketlere her gün yenileri ekleniyor. Örneğin;
Amazon Web Services adı altında küresel olarak verilen genel bulut hizmetlerinin
Türkiye’den de müşterileri var. Bulut bilgiişlemin gittikçe yaygınlaşacağı ve
geleceğin en yaygın BT hizmeti sağlama modeli olacağı öngörülüyor. Bu modele
geçişin çok hızla gerçekleşmesinin önündeki en önemli engel güvenlik ve kişisel
gizlilik konuları... Hizmet alan kurumların verilerinin, hizmeti sağlayan şirketin
çoğunlukla nerede olduğu dahi bilinmeyen bilgisayarlarınca işlenmesi söz
konusudur. Bu konunun teknolojik yönü olduğu kadar; hukuki, psikolojik ve ticari
rekabete ilişkin yönleri de var. Bu nedenle hassas veriler barındıran, şirketlerin
çekirdek işine yönelik uygulamaların genel buluta taşınması daha yavaş bir süreç
olacak.
bir şekilde yapılıyor ve çok hızlı bir
şekilde kullanıma hazır hale geliyor.
Bu da hem zaman hem de iş gücü
anlamında ciddi bir kazanç anlamına
geliyor.
Bulut Bilgi İşlem’in temelini
oluşturan unsurlar
Daha öncede belirttiğimiz gibi Bulut
Bilgi İşlem’de gözle görülür ya da elle
tutulut herhangi bir şey bulmak zor.
Yani hemen her şey web hizmetlerinde
yatıryor. Peki bu hizmetlerin dayandığı
temel uygulama ve servisler neler?
Bulut Bilgi İşlem’in temelerini
oluşturan unsurlara baktığımızda IAAS,
PAAS ve SAAS kategorilerini görüyoruz.
IAAS, Infrastructure As A Service,
yani altyapı servislerlerinizin
uzaktaki bir sunucu üzerinde
tutulması ve dilediğiniz zaman
kullanmanıza hatta yönetmenize
imkan tanıyan servis. Depolama ve
ağ çözümlerini de kapsayan IAAS,
aslında sanallaştırmanın da temelini
oluşturuyor.
Bir diğer unsur olarak PAAS yani
Platform As A Service’ı gösterebiliriz.
Teknolojik donanım altyapısı için
gereken her şey; işletim sistemi,
donanım ve dahası platform başlığı
altında yapılan anlaşmalarla internet
üzerinden kullanılabiliyor.
En önemli unsurlardan biri
olan SAAS aslında Bulut Bilgi İşlem
kavramının en çekici yanlarından biri
diyebiliriz. Software As A Service olarak
adlandırılan SAAS, Bulut kullanıcılarını
geleneksel yazılım ya da servis satın
almaktan uzaklaştırıp, diledikleri
yazılımı sağlayarak sadece kullandıkları
kadar ödemelerini sağlıyor. Belli
kullanıcı sayılarına göre özel olarak
fiyatlandırılan bu sistemde CRM, ERP,
finans, insan kaynakları yönetimi gibi
hizmetlerinde kullanımının artması
bekleniyor.
Bulut Bilgi İşlem’i Tercih Etmek İçin Başlıca Nedenler
Hızlı, pratik ve zahmetsiz
Sermaye ya da finansal anlamda bir yatırım gerektirmiyor
Azalan maliyetler ve genel gider kalemlerinin çok aza indirgenmesi
Kulanılan yazılım ya da servislerin tümünü almak yerine kullandıkça öde mantığıyla
çalışıyor
Geliştirmeye açık ve sadece yazılım ya da servis sağlayan firmalara bağlı kalmadan
ihtiyaçlarınızı tedarik etme imkanı sağlıyor
%100 kapasiteyle çalışması şirket ölçeğine göre değişse de sadece birkaç ay alıyor
Aynı çözümü kullanan farklı kullanıcılar arasında oluşan ağ sayesinde iletişime imkan
sağlıyor
42
ocak’10
Özel ve Halka Açık
Bulut Bilgi İşlem
Bulut Bilgi İşlem’in kullanım alanları
arasında farklılıklar görebiliriz. Bunlar
Özel Bulut Bilgi İşlem (Private Cloud)
ve Halka Açık Bulut Bilgi İşlem (Public
Cloud). Özel Bulut Bilgi İşlem sadece
tek müşteriye hitap eden bir servisdir.
Kurumların bilişim altyapılarını
konsolide etmek amacıyla hayata
geçirilen bu uygulama, halka açık değil
sadece kurum içi kullanılan bir modele
dayanır. Bu sayede kurum kendi güvenliği
ve yine kendi bünyesi içinde yapacağı
işlemlerden fayda elde etmiş olacaktır.
Özel Bulut Bilgi İşlem’i kurumlar daha
çok süren uygulamalar için değil,
bilişim altyapılarına ya da servislerine
yeni eklenecekleri uygulamalar için
kullanmayı tercih ediyorlar.
Bir diğer kullanım alanı ise Halka
Açık Bulut Bilgi İşlem (Public Cloud).
Bu modelde çok müşteri desteği
bulunuyor. Büyük kurumların ya da ev
kullanıcılarının bile kullanabileceği
türden olan bu modelde son
kullanıcıların internet bağlantısı
sayesinde kullanıcı adı ve lşifreleriyle
ulaşabilecekleri bir yapıda sunulurken
büyük kurumların ağırlıklı olarak
tercih ettikleri tarafta ise daha farklı
bir sistemle kullanılır. Genel olarak
daha geniş bir kapsamı vardır. Örneğin
bugün kullandığımız GMail uygulaması
halka açık türden bir Bulut Bilgi
İşlem hizmetidir. Bu ve benzeri birçok
uygulama uzun zamandan bu yana
kullanılmasına rağmen son zamanlarda
Bulut Bilgi İşlem kavramının
yaygınlaşmasıyla beraber Google’ın adı
da sıkça Bulut Bilgi İşlem’le beraber
anılmaya başladı.
diğer alanlarda da belirgin azalmalarla sonuçlanacağını “tesbit etmiştir.(1)
Kısaca Bulut Bilgi İşlem
Yönetim ve Otomasyon Aletlerinden ilham alan başarılı bir sanallaşma
Oldukça pratik, hızlı ve bir o kadar
kolay değer üreten bir yapıya sahip
olan Bulut Bilgi İşlem, hem azalan
maliyetlerin yaratıcısı hem de işleyişin
hızlanması açısından oldukça avantajlı
görünüyor. Yıllardır süre gelen tüm
çalışma alışkanlıklarını bir kenara
iten ve yepyeni bir metod olan Bulut
Bilgi İşlem’in gerek maliyet gerekse
iş yapış anlamında şirket yapılarına
ve ekonomiye çok ciddi etkisi olduğu
kesin. Fakat işin bir de güvenlik tarafı
var ki en zorlu kısım denebilir. Bulut
Bilgi İşlem’in özel olarak kullanıldığı
alanlarda kurumun kendi güvenlik
çemberi ve tedbirlerinin geçerli olacağı
kesin. Fakat halka açık kullanım
sözkonusu olduğunda işler biraz
daha zorlaşacak gibi. Genel olarak
baktığımızda bugün şirketinizin
kapısından giren ve size şirketinizin
tüm müşteri bilgileri, finans verilerini
ve hatta sunucularını bile farklı
bir lokasyonda tutmayı teklif eden
kişiye güvenlik açısından yan gözle
bakabilirsiniz.
Sanallaşmanın yükselişi ve bulut programlama IT şirketleri sistem ve uygulama
Çetin Uygun CA Türkiye Genel Müdürü
IT Kaynakları kullanıldıkça Bulut Bilgi İşlem
programlama değişiklikleri
Bulut programlama sanallaşma
olgunlaşmasının olgunlaştırılması ile elele
yürümektedir. Tipik bulut programlama
servisleri ortak iş uygulamalarını web
tarayıcısından çevrimiçi olarak, yazılım ve data
dağıtıcılarda saklanırken sağlamaktadır. Bu
servisler kabaca üç kategoriye dağılmaktadır:
Birincisi, Servis olarak Altyapı (IaaS)’dir ve
bu bilgisayar altyapısının dağıtımını, servis olarak tipik bir platform sanallaştırılmasını
içermektedir. İkincisi, servis olarak çözüm kümesi getiren Servis olarak Platform
(PaaS)’dir ki bu genel olarak bulut altyapı tüketme ve bulut uygulamasını
desteklemektedir. PaaS, uygulamaların dağıtımını, donanım ve yazılım katmanlarının
satın alma ve yönetmesindeki maliyet ve karışıklıklar olmadan, kolaylaştırmaktadır.
Üçüncü, örneğin Salesforce.com(satisgucu.com) gibi, tüketicinin kendi bilgisayarında
uygulamayı yükleme ve çalıştırma ihtiyacını ortadan kaldıran ve yazılım bakımı, devam
eden çalışmalar ve destek gibi yükleri azaltan Servis olarak Yazılım (SaaS)’dır.
Bulut programlamaya olan hareket onca aldatmaca (gürültü) yı örtmemiştir.
IDC’nin verdiği son rapora göre mevcut ekonomik sıkıntıların şirketleri daha çok bulut
tekliflerine bakmalarına iteceği ve IT bulut servislerine 2012 yılı itibariyle $ 42milyar
dolar harcanacağını belirtilmiştir. Gartner bulut programlaması için “IT servisleri
tüketicileri arasındaki ilişkiyi şekillendirmek için, IT servislerini kullananlar ve onları
satanlar”la ilgili olarak bir fırsat görmüş ve “şirketlerin, şirket-sahipli donanım ve yazılım
aktiflerinden, miktar kullanımlı servis-tabanlı modellere kaydıklarını” böylece, “bulut
programlamasına olacak öngörülen kaymanın IT ürünleri içinde çarpıcı bir büyümeyle ve
yönetimine yaklaştıkça değişmektedir. Güçlü bir yönetim ve otomasyon aletleri,
sanallaşmadan olan bedelleri maksimize etmede temel teşkil etmektedir. Olgun bir
sanallaşma teknolojisi ve akıllı aletler ile desteklenmiş, standartlaştırılmış süreç ve
kontroller, yüksek performans, teşebbüs sınıfı özel ve kamu bulutu programlaması temin
edilmesine yardım etmektedir. Dönem ve açısından, otomasyon anahtarı, IT kaynaklarını
dinamik ölçme ve hızlı tedarik ve programlama kaynaklarının ve uygulamalarının yeniden
sağlanması içindir.
Otomasyon, özel bulut yaratmak üzere sağlanan fiziksel ve görsel bileşenler
arasındaki etkileşimi yönetmektedir. Fiziksel dağıtıcı başına gelen görsel makinelerin
sayısı artmaya devam ettikçe, bu IT şirket için, yükleme ve işletim sistemini
yapılandırma, yamalama ve devam etmekte olan yükseltmeler gibi dönemleri manuel
yönetmede külfetli olmaya başlar. Uygun görüntüleme aletleri ve politikaları servis
uygunluğu ve performansını garantilemek ve düzenleyici talepleri karşılamak için ayrıca
gereklidir.
Başarılı şirketler kendi özel veya kamu bulutlarını kurmak için anahtar teslim
çözümler kullanacaklardır. En iyi pratik aletleri kullanmakla şirketler bir iç kaynak
havuzu oluşturabilecek, kaynakları talebe göre ayırabilecek ve otomasyon ve self
servisi çözümün bir parçası olarak yapılandırabileceklerdir. Her bir iş servisi için bu
sanallaştırma yönetim araçları esnek olarak servisi görüntüleyebilecek ve kullanılmayan
kapasiteyi ihtiyaç olunduğunda tekrar dağıtabilecektir. Net sonuç nedir mi? Bulut
stratejisini dağıtıcıyı oran ve dağıtıcı faydalanmasını yönlendirmede geliştiren, karbon
parmakizini azaltan ve iş servis uygunluk ve performansını yükseltirken aynı zamanda
şirketi kırık buluta pozisyonlandıran anahtar teslim çözüm.
ocak’10
43
SANALLAŞTIRMA
Masaüstü PC’de
sanallaştırma devrimi
Bu bölümde son günlerin en popüler terimi sanallaştırma ve cloud computing’ın
en yaygın masaüstü uygulaması olan VMware View 4.0’ı gözden geçireceğiz. BT
uzmanlarının günlük işlerini büyük oranda hafifleten bu uygulamayı daha önce
denemediyseniz elde edeceğiniz imkanları görünce çok şaşıracaksınız.
Yazı Murat Karslıoğlu
44
ocak’10
G
eçen ayki sayımızda yayınlanan
“Sanallaştırmanın dünü ve yarını” adlı
makaleyi okuyanlar sanallaştırmanın
farklı alt kategorilerinden bahsettiğimizi
hatırlayacaklardır. VMware’nin sunucu
sanallaştırma alanında yaptığı atağın
ardından uzun yıllar sonra tekrar gündeme
gelen sanallaştırma uygulamaları sağladığı
avantajlar sayesinde dikkat çekerek birçok
alanda kullanılır hale geldiler. Son zamanlarda
BT uzmanlarının değerlendirme planlarına
dahil ettiği bu uygulamalardan bir tanesi de
masaüstü sanallaştırma çözümü olan VMware
View.
VMware View’in en son sürümü View
4.0 bu alandaki tek uygulama değil. Citrix
XenDesktop, Ericom PowerTerm WebConnect,
Systancia (AppliDis Fusion) ve daha birçok
örnek olmasına rağmen ARGE ve pazarlama
gücü VMware View’i en dikkat çekici ve
yayın örnek haline getirdi. Uygulamanın ne
kadar kolay olduğunu gösteren “Adım adım”
bölümümüze geçmeden önce View 4.0’ın yeni
özelliklerine bir göz atalım.
VMware View 4.0
VMware masaüstü sanallaştırma çözümünün
geçtiğimiz aylarda kullanıma sunduğu View
4.0 sürümü ile vSphere 4 platformunun
ve ayrıca Cisco ve EMC ile yaptığı platform
ortaklıklarının avantajlarından yararlanıyor.
Yeni sürüm kullanıcı avantajlarını arttırmayı ve
masra ları azaltmayı hede liyor.
Kolaylaştırılmış masaüstü yönetimi:
Masaüstü ve uygulama sanallaştırma
özellikleri uygulama, donanım ve işletim
sistemi arasındaki bağları kopararak
son kullanıcı aygıtları üzerine herhangi
bir uygulama kurulumu gereksinimini
ortadan kaldırıyor. Bu sayede merkezi
bir sunucu üzerinden işletim sistemlerini
aygıtlara (internet üzerinden ya da yer
ağdan) dağıtabilir, yönetebilir ve sadece
işletim sistemlerini değil içerisinde yer
alan uygulamaları da güncelleyebilirsiniz.
Birkaç dakikada gerçekleştirilebilen bu
işlemler sayesinde masaüstü sistemlerinin ve
uygulamalarının test edilmesi, dağıtılması ve
desteklenmesi kolaylaşıyor.
Otomatik masaüstü hazırlığı: VMware
View, VSphere sunucunuz üzerinde herhangi
bir sanal makine içerisine kurabileceğiniz View
Manager uygulaması yardımıyla yeni masaüstü
sistemlerinin grup halinde yönetilmesi ve
kurallar tanımlanmasını sağlıyor. Taslaklar
oluşturarak örneğin bir grup içerisinde hangi
işletim sisteminin kullanılacağı, kaç adet sistem
hazırlanacağı, Active Directory üzerinde hangi
grupların ya da kullanıcıların bu sistemlere
erişebileceği ve oturum kapama özellikleri gibi
kuralları sanal masaüstü havuzları içerisinde
tanımlama imkan sunuyor. Bu özellik BT
yöneticilerin üzerindeki masaüstü hazırlığı ve
bakımı yükünü bir anlamda ortadan kaldırıyor.
Geliştirilmiş sanal masaüstü sistem
yönetimi: Linked Clone teknoloji sayesinde
View Composer bir dakikadan kısa bir
sürede masaüstü işletim sistemi imajlarının
ana örnekten yaratılması sağlıyor. Ana imaj
üzerinde yapılacak tüm güncellemeler (işletim
sistemi yada uygulama güncellemeleri)
kullanılmakta olan sanal masaüstlerinde
de kısa bir süre gerçekleştiriliyor. Bu özellik
sistemlerin güncellenmesi yükünü ve
masrafını büyük oranda azaltıyor. Üstelik
yapılan güncelleme işlemi kullanıcının yapmış
olduğu ayarlarına, veri yada uygulamalarına
hiçbir etki yapmıyor. Kısacası güncellemeler
yapılırken herhangi bir iş kaybı da
gerçekleşmiyor.
Geliştirilmiş kullanıcı deneyimi: Yeni
sürüm ile gelen en önemli özelliklerden
birisi de PCoIP. VMware View’in yeni PcoIP
masaüstü görüntüleme protokolü önceden
kullanılan RDP ve ICA yöntemlerine kıyasla
yüksek gecikmeli ve düşük hızlı bağlantılarda
dahi daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunuyor.
Bu sayede kullanıcıların sanal masaüstü
sistemlerine WAN üzerinde de etkili bir
biçimde erişebilmesine imkan sağlanıyor.
PCoIP bağlantısı ile sanal masaüstünden video
izlemek, çok sayıda monitör desteğinden
yararlanmak ya da sanal masaüstü istemcisine
bağladığınız herhangi bir USB aygıtından (USB
bellek, kamera ya da tarayıcı) yararlanmak
mümkün.
Dahili güvenlik: Verilerinizin ve değerli
Altyapı Vmware View 4.0 vSphere ve Vmware
Composer entegrasyonuyla BT yöneticilerinin işlerini
kolaylaştırıyor.
şirket kaynaklarının veri merkezinde
saklanarak korunması sağlanabiliyor.
Son kullanıcılar sadece kişiselleştirilmiş
masaüstlerine desteklenen herhangi bir
aygıt ve ortamdan erişirken şirket tarafından
tanımlanan güvenlik kuralları da uygulanıyor.
Üstelik RSA SecurID kimlik denetiminden
yararlanmanız dahi mümkün.
Geliştirilebilirlik ve sürekli ulaşılabilirlik:
VMware View 4.0, VSphere’den kazandığı
imkanlar sayesinde tüm veri kaybı ve hata
olasıklıklarını ortadan kaldırıyor. VSphere
platformunun sunduğu Yüksek Erişilebilirlik
(High Availability) yada diğer adıyla HA
özelliği, merkezi ve güvenli bir SAN depolama
ortamından yararlanarak sanallaştırılmış
masaüstü sistemlerinizin geleneksel clustering
uygulamalarının karmaşasından uzak bir
biçimde sürekli olarak ulaşabilir kalmasını
sağlıyor. Geliştirilmiş clustering özellikleri hem
iziksel hem de sanal katmanlarda kurumsal
düzeyde güvenlik sunuyor.
Uygulama yönetimi: Sanallaştırmanın
bir sonraki adımı olarak görebileceğimiz
VMware ThinApp sanallaştırma platformu
masaüstü uygulamalarını işletim sisteminden
ayrıştırarak birbiri arasında görülen
uyumsuzluğu ortadan kaldırıyor. Kısacası
VMware ThinApp kullanarak paketlenmiş
bir uygulamanın farklı sürümlerini birbiriyle
çakışmadan aynı sistemde kullanmanız
mümkün. Aynı uygulama çok sayıda masaüstü
bulunan işletmelerde büyük bir yük haline
gelen uygulama güncelleme görevini VMware
View entegrasyonu sayesinde kolaylaştırıyor.
ocak’10
45
SANALLAŞTIRMA
Yeni Yaklaşım Dynamic Virtual Computing (DVC)
Evet, size performans ve kişisel profil ortamınızdan ödün vermeden istemci sanallaştırmasının
yönetim avantajlarını sunan birçok çözüm var. Bu yaklaşımlara Intel tarafından Dynamic Virtual
Client (DVC) adı verilmekte. DVC ile kullanıcıya ait sanal işletim sistemi tam fonksiyonlu bir
istemci donanımı üzerinde çalışmakta ve VDI ile sağlanan yönetim ve kontrol özelliklerinden
yararlanmaktadır.
DVC örneklerinden bazıları
Remote OS boot İstemci PC’si işletim sistemini iSCSI SAN üzerinden açar. İstemcinin diski
olmasa da, işlemci, bellek ve grafik işlem gücü diğer tam donanımlı istemci sistemleriyle
aynıdır.
OS Streaming İşletim sistemi istemcilere bir sunucu tarafından ağ üzerinden aktarılır .
İstemciler güçlü birer işlemci bellek ve grafik işlemciye sahiptir, ancak veriler disk üzerinde
tutulmaz.
Virtual containers Sanal makineler istemcide saklanır. Bu sanal makineler Type 1 ya da Type
2 Hypervisor’lar üzerinde çalışır. Kullanıcılar kurumsal uygulamaları BT tarafından yönetilen
sanal makine üzerinden çalıştırabilirken, aynı anda başka bir sanal makine halinde çalışan
kişisel işletim sisteminden de özel işleriyle ilgilenebilir. Bu sanal makinelerin birbirinden veri
alıp vermeleri Intel vPro teknolojisi ile engellenebilir böylece istemci makinesi birbirinden ayrık
çalışan ve tamamen güvenli birden fazla bilgisayara dönüştürülebilir.
Application streaming Kullanıcı istediği takdirde uygulamaları sunucudan kendi sistemine
aktartabilir ve kendi sisteminin işlem gücüyle çalıştırabilir. Böylece BT departmanı
uygulamaları kimlerin kullanabileceğine karar verebilir ve yama yönetimini merkezi olarak
yapabilir.
Tüm bu DVC modellerine baktığımızda, IT ve son kullanıcının ihtiyaçlarını en uygun şekilde
karşılayabilenin Virtual Container modeli olduğunu görüyoruz. Virtual Containers modeli kullanıcı
güçlü bir sistem kullanırken yararlandığı işlemci, grafik ve kişisel profillendirmeden faydalandığı
da uzman kullanıcılar diğer o is çalışanlarına
göre çok daha yüksek performans
gereksinimine sahip olabilirler. Diğer yandan
o is çalışanlarının günlük işlemleri sadece veri
girişinden sorumları çalışanlara kıyasla daha
yüksek işlemci gücü gerektirir. Bu araştırmanız
sırasında ortalama ve en yüksek CPU kullanım
değerlerine ulaşabilmek için Perfmon
benzeri bir performans denetleme aracından
yararlanabilirsiniz.
Tüm sanal makineler aynı sunucu üzerinde
çalıştığı için eğer masaüstü işletim sistemleri
aynı anda sistem ya da antivirus yazılımı
güncellemesi yapmak isterlerse CPU kullanımı
artabilir. Öncelikle hangi ve ne kadar istemcinin
bu tür bir soruna neden olabileceğini
hesaplayın ve bu sorunu adresleyecek
aşağıdaki örnekteki gibi bir strateji geliştirin:
Herhangi bir sanal masaüstünün bağımsız
olarak tek tek güncelleme yapması yerine
View Composer kullanarak ana imaj
dosyalarını sık sık güncelleyin.
Antivirüs ve yazılım güncellemelerini
kullanımının düşük olduğu mesai saati
dışında zamanlarda gerçekleştirilmesini
sağlayın.
Mesai saati içerisinde gerçekleştirilmesi
zorunlu güncellemeleri farklı zamanlarda
gerçekleştirin ya da erteleyin.
gibi, ince istemci kullanırken yaşadığı yönetim ve kontrol avantajlarına da sahip olmaktadır.
Çevrimdışı masaüstü: VMware View
4 sürümüyle ilk kez kullanıma sunulan
ve henüz deneme aşamasında olan bu
özellik merkezi olarak yönetilen sanal bir
masaüstünün ağdan bağımsız yerel aygıt
üzerinden ya da veri merkezi üzerinden
çalıştırılmasına imkan tanıyarak verimliliği
artıyor. Yapmanız gereken sadece sanal
masaüstü dosyasını üzerinde çalışmakta
olduğunu istemciye indirmek. Tüm
güvenlik kuralları aynı şekilde çevrimdışı
masaüstünüzde de geçerliliğini koruyor. Ağ
bağlantısının devamlılığının sağlanamadığı
durumlarda tercih edilebilecek bu
özellik daha sonra sanal masaüstünün
veri merkezi ile eşlenmesi işlemi ile geri
döndürülebiliyor.
Gereksinimlerin belirlenmesi
Geçiş yapmaya karar verdiniz ve “İdeal
Entegrasyon” bölümünde bahsettiğimiz
planlardan birini seçtiniz. Bir sonraki büyük
adımınız tüm kullanıcılarınızın erişimini
üstlenebilecek sunucu kaynağı gereksinimini
belirlemek olacaktır. Uzmanlık gerektiren
bu hesaplamaları nasıl yapabileceğinizi bir
gözden geçirelim.
İşlemci gereksinimi: CPU gereksinimini
belirlerken işletmenizde farklı görevlerde
çalışan kullanıcıların CPU kullanımını
gözlemlemeniz yararlı olacaktır. Buna ek
olarak sanallaştırma yükü ve yoğun kullanım
için yüzde 10 ile 25 arasında bir CPU yükünü
de hesaba katın. CPU gereksinimi personel
türüne göre değişir. Yazılım geliştiricileri ya
Monitor Başına Gerekli Bellek Miktarı
Görüntü Standardı Genişlik Yükseklik 1 monitör
2 monitör
4 monitör
VGA
640
480
37.03MB (64MB)
44.06MB (64MB)
58.13MB (64MB)
SVGA
800
600
40.06MB (64MB)
51.97MB (64MB)
73.95MB (96MB)
720p
1280
720
51.09MB (64MB)
72.19MB (96MB)
114.38MB (128MB)
UXGA
1600
1200
73.95MB (96MB)
117.89MB (128MB)
205.78MB (256MB)
1080p
1920
1080
77.46MB (96MB)
124.92MB (128MB)
219.84MB (256MB)
WUXGA
1920
1200
82.73MB (96MB)
135.47MB (196MB)
240.94MB (256MB)
QXGA
2048
1536
102.00MB (128MB)
174.00MB (196MB)
318.00MB (384MB)
WQXGA
2560
1600
123.75MB (128MB)
217.50MB (256MB)
405.00MB (512MB)
46
ocak’10
Bellek gereksinimi: VMware
uygulamalarında en cömert davranmanız
gereken konu bellek kullanımı olacaktır.
Sunucuya ayrılacak bellek miktarına
karar verirken yetersiz bellek ayrımının
istemcilerde önbellek alanı oluşturulmasına,
performans düşüşüne ve gereksiz disk
erişimi sonucunda depolama I/O’sunda
büyük artışa neden olacağını unutmayın.
Her bir masaüstüne ayıracağınız belleğin
karşılığında sunucu üzerinde de aynı anda
kullanımda olan masaüstü miktarına yetecek
kadar iziksel bellek bulundurulması önerilir.
Ayrıca istemcilerin monitör ayarları da bellek
gereksinimini etkileyecektir.
Depolama gereksinimi: VMware
View’in CPU tasarrufundan sonra getirdiği en
büyük avantajlardan birisi de depolama alanı
tasarrufudur. Disk alanını kararlaştırırken
sadece işletim sistemi, uygulamalar ve kişisel
dosyalar için yer ayırmanız yeterli. Genellikle
bu değer gerçek bir masaüstü bilgisayarıyla
gelen sabit disk miktarından düşük olacaktır.
İşletim sistemi ana dosyasının optimize
edilmesi için yararlanabileceğiniz aşağıdaki
öneriler de sabit disk tasarrufu sağlayacaktır:
Genişlemeye olanak tanıyacak ancak
gereğinde büyük olmayan bir sanal disk
kapasitesi seçin.
Gereksiz dosyaları temizleyin. Örneğin
geçici internet dosyaları kotasını kısıtlayın.
Kullanıcılar tarafından oluşturulan
dosyalar ve uygulamalar için merkezi bir
paylaşım alanı ya da “Vmware View user
data” diski kullanın.
Toplam depolama alanına karar verirken
herbir sanal masaüstü için aşağıdaki etkenleri
de hesaba katın:
ESX suspend dosyası sanal masaüstünün
bellek miktarına eşit olacaktır.
Windows page dosyası sistem belleğinin
yüzde 150’sine eşittir.
Log dosyaları her bir sanal masaüstü için
ortalama 100MB gerektirir.
İdeal Entegrasyon Masaüstü sanallaştırma planları
Bahsedilen tüm özellikler iyi güzel ama VMware View’den en iyi nasıl yararlanılır
diyorsanız sizin için iki farklı ve uygulanmış sanal masaüstüne geçiş planı çıkarttık:
Ekonomik geçiş: İstatistiklere göre işletmelerin yüzde 70 oranında tercihi olan bu
plan kriz zamanında VMware’den en yüksek tasarrufu sağlamayı hedefliyor.
İhtiyacınız olanlar: VMware VSphere çalıştırabileceğiniz en az çift Xeon işlemcili
ve yüksek hafıza kapasitesine sahip bir sunucu, hali hazırda kullanımda olan ve hatta
kullanımdan kaldırdığınız minimum Pentium 4 işlemcili ve ağ bağlantısına sahip
masaüstü bilgisayarlar.
Tasarruflu Örnek sanal masaüstü konfigürasyonu
İşletim sistemi Windows XP 32-bit (en son sistem güncellemeleriyle)
Bellek 1024MB (512MB düşük sistemlere, 2048MB performans gerektiren sistemlere)
CPU Sanal CPU 1
Son olarak elde edilen depolama alanına
yüzde 15 genişleme alanı ekleyerek ihtiyaç
duyacağınız disk kapasitesini belirleyebilirsiniz.
Adım adım: Vmware View kontrol listeniz
Vmware View kurulum ve ayarlar listeniz
tipik bir View uygulaması için tamamlamanız
gereken görevleri adım adım listeliyor.
1) Active Directory üzerinde gerekli olacak
yönetici kullanıcı ve gruplarını oluşturun.
2) Sunucu üzerine Vmware ESX ve vCenter
Server kurulumunu gerçekleştirin.
3) vCenter Server sanal makinesi üzerine
View Composer kurun.
4) Ayrı bir sanal makine üzerine View
Connection Server kurun.
5) View Connection Server sistemi üzerinden
Active Directory GPO taslaklarını Active
Directory sunucusuna kopyalayın.
6) View Connection Server ayarlarını
tamamlayın.
7) Masaüstü havuzu için “full clone” taslağı
olacak bir ya da birden fazla sanal makine
oluşturun.
8) Masaüstü kaynaklarından yararlanmak
istediğiniz sanal ve iziksel makineler
üzerine View Agent aracını kurun.
9) Vmware View yönetici arabirimden
View masaüstü ve masaüstü havuzu
tanımlamalarını yapın.
10) Oluşturduğunuz havuz ya da bağımsız
sanal masaüstü kaynaklarını kullanıcı ya
da kullanıcı gruplarını bağlayın.
11) Masaüstü erişim kurallarını tanımlayın.
12) Son kullanıcıların bilgisayarları üzerine
View Client kurun ya da ağ üzerinde View
Client kurulu bir sisteme boot etmelerini
sağlayın.
13) Kullanıcılarınız artık View sanal masaüstü
sistemlerine erişebilirler.
Artık kullanıcılarınızı View arabirimi
üzerinden yönetebilirsiniz.
Sistem disk 16GB (8GB düşük sistemlere, 40GB performans gerektiren sistemlere)
Kullanıcı veri diski Başlangıç için 5GB (ek sanal disk ya da yönlendirilmiş profil
biçiminde)
SCSI kartı Virtual SCSI adapter biçimi LSI Logic
Ağ kartı Virtual network adapter biçimi varsayılan adaptör
PC over IP Vmware View yeni sürümü geliştiriliş görüntüleme protokolü olan PCoIP destekliğiyle geliyor.
RSA SecurID Opsiyonel olarak kullanıcıların RSA
SecurID kimlik denetimiyle oturum açmaları
sağlanabiliyor.
ocak’10
47
TREND
10 Gigabit Ethernet’e
hazır mıyız?
10 Gigabit Ethernet bir süredir kullanımda olmasına rağmen farklı bağlantı biçimleri ve
performans sorunları kafaları karıştırıyor. 10 gigabit’e geçiş yapmak için 10GBASE-T
standardını beklemeye değer mi yoksa mevcut teknolojiyi kabullenmeli miyiz?
1
0 Gigabit Ethernet standardı ilk
kez 2002 yılında IEEE tarafından
duyuruldu. Günümüzün yaygın gigabit
Ethernet hızının 10 katını vaat eden bu
standart ne yazık ki 7. yılını dolduruyor
olmasına rağmen halen geniş anlamda
bir standart olarak kabul edilmiş değil.
Peki, ama neden? Biz mi bu teknolojiye
hazır değiliz yoksa teknoloji mi henüz bize
hazır değil? Cevap her ikisi de sayılabilir.
Bu yazıda 10 GbE bağlantı biçimlerinden,
Intel’in gelecek vaat eden planlarından
bahsedecek ve 10 GbE için yapmamız
gereken hazırlıkları hızlıca gözden
geçireceğiz.
10 Gigabit bağlantı biçimleri
2009 yılı itibarıyla sadece yaklaşık 3 milyon
portun satıldığı tahmin ediliyor. Bu rakam
gigabit Ethernet ile karşılaştırılamayacak
oranda düşük. Bunun başlıca nedenlerinden
birisi 10 gigabit teknolojisinin halen
pahalı ve bağlantı biçimlerinin
standartlaştırılamamış olması geliyor.
48
ocak’10
Özellikle de yüksek bant genişliği ve
maliyetin göz önünde bulundurulmadığı
uygulamalarda 10 GbE kaçınılmaz. Bu
durumda eğer beklemek istemiyorsanız
mevcut iki farklı standart arasında seçim
yapmanız gerekiyor.
10GBASE-R: Pahalı olmasına rağmen
iber altyapısının kullanıldığı ve uzun
mesafe erişimi gerektiren uygulamalar da
tercih ediliyor. 10GBASE-LR optik SFP+
modülleri ile 1 kilometreye 10GBASE-ER
ile 40 kilometreye kadar veri iletimi
mümkün. Daha kısa mesafelerde nispeten
daha düşük iyatlı 10GBASE-SR modülleri
kullanılıyor. Eğer 10 gigabit donanımınızda
iber bağlantı biçimini tercih ettiyseniz
çoğu zaman ağ kartlarının üzerindeki SFP+
modülünü değiştirerek farklı bir optik
bağlantı standardını kullanmanız mümkün
oluyor. Fiber bağlantıyı tercih eden 10GbE
switchlerin iyatları ise halen astronomik
düzeylerde.
10GBASE-CX4: CX4, 2004 yılında
duyurulan ilk 10G bakır kablolama
standardı. Ağ kartlarının ve switch
donanımların iyatları iber ürünlere
kıyasla daha uygun. Şu an için en
makul iyatlı 10 GbE çözümleri genelde
CX4 bağlantı biçimini tercih ediyor.
CX4’un tek dezavantajı 15 metre ile
sınırlı bağlantı mesafesi. Eğer 10 GbE
bağlantısını sunucularınıza uplink olarak
kullanmayı düşünüyorsanız uygun iyatlı
bir switch üzerinden 1 GbE Ethernet
bağlantısına paylaştırabilirsiniz ya da
sunucularınız arasında hızlı ağ iletişimi
için kullanabilirsiniz (örneğin HP ProCurve
Switch 6400cl ya da 6200yl).
10GBASE-T: Çoğu firmanın 10
gigabit altyapısına geçiş için beklediği
standart 10GBASE-T. Yıllardır
konuşulan ve mevcut CAT 6 kablolama
altyapısından yararlanılmasına imkan
tanıyacak olan teknolojinin geleceği
adeta yılan hikayesine dönüşmüş
durumda. Ağ kartı yongası üreticileri
ardı ardına duyurular yapmasına
rağmen 2009 yılında 150 milyon
dolarla sınırlı kalan pazar adeta
yatırımları durma noktasına getirdi.
Intel geçtiğimiz ay New York’da
gerçekleştirilen Interop konferansında
pahalı iber kablolalama gerektirmeden
sadece standart bakır kablolar üzerinden
10 Gbit Ethernet performansına
erişilebilen ağ kartı yongalarının tanıtımını
gerçekleştirerek bu duyurulara bir yenisini
ekledi. Geri uyumlu olarak hem 1 GbE hem
de 10 GbE bağlantıyı destekleyen 10 Gbit
AT sunucu ağ kartları bu sayede kurumların
10 gigabit ağlara daha yumuşak bir geçiş
yapmalarına imkan tanıyacak.
10GBASE-T standardını destekleyen
yeni ürün teorik olarak CAT 6a/7 kablosu
üzerinden 100 metre CAT 6 kablosu
üzerinden ise 55 metre mesafeye kesintisiz
veri gönderebiliyor. Akıllara hemen bu defa
kullanımın yaygınlaşma olasılığı mevcut
mu sorusu geliyor? Eğer uzun süredir
beklenen 10GBASE-T standardındaki
ağ donanımlarının iyatları da iber ve
CX4 bağlantı biçimlerine göre uygun
olursa 10 gigabit Ethernet’in bu defa bir
şansı olabilir. Intel’in önceki standartlar
üzerindeki araştırmalarına göre ise 10 GbE
ancak masaüstü sistemlerine entegre hale
geldiğinde yaygınlaşabilecek. Bunun için
silikon üreticilerinin iyatlarını çok daha
aşağıya çekmeleri gerekiyor. Şu an için 1000
dolar civarındaki bir ağ kartının anakart
üzerinde sunulması mümkün görülmüyor.
Diğer yandan 10GBASE-T standardını
destekleyen switch ve depolama aygıtlarının
da yaygınlaşması zaman alacak. Eğer
aceleniz yoksa 10GBASE-T standardını biraz
daha beklemek de yarar var.
İşletim sisteminiz
10 Gbit’e hazır mı?
10 Gigabit Ethernet geçmeden önce
bilmeniz gereken bir önemli nokta da
uygulamalarınızın 10 GbE hızına uyumlu
olup olmadığı. Piyasadaki en popüler
Daha ekonomik bir 10 Gbit altyapısı arayanların
tercihi CX4.
25 yıldan beri Ethernet adaptörlerinde yenilik yapan ve tedarik eden Intel, yeni nesil
adaptörlerinde 10 Gigabit teknolojisini kullanıyor. Üreticilerle ortak çalışan firma, Xeon
işlemciler için optimize edilen bu adaptörler ile, sanallaştırma anlamında daha fazla
performans sunuyor.
Birleşik ağ yapısı (Unified Networking) desteği sayesinde ağ performansını artırırken,
enerji tüketimini de düşürüyor. Özellikle sanal sunucu ortamına ve modüler yapıdaki blade
sunuculara, bakır ve fiber bağlantılarla destek verebiliyor.
1 Gigabit ‘ten sonra 10 Gigabit’e geçen Intel, çeşitli teknolojilerle çok çekirdekli Xeon
sistemlere de katma değer sağlıyor. Bu teknolojilerin başını Extended Message-Signaled
Interrupts (MSI-X) çekiyor. MSI-X sayesinde birden fazla iş emri isteği, aynı anda işleniyor ve yük
çekirdeklere eşit dağıtılıyor.
Sunucuda yük paylaşımı yapabilmek için gelen paketlerin akışı, mevcut isteklerin sıraya
sokulması ve aynı anda işlenebilmesiyle hızlandırılıyor. Ayrıca, çoklu TCP paketi akımını
belirlenen işlemcilere atayabiliyor. Bu teknolojiye Receive Side Scaling adı veriliyor. Yani,
paketleri alan sistemde ölçeklendirme yapılıyor.
Sanallaştırma için de Intel’in farklı çözümleri mevcut. Bunların başında bağlantıları
sanallaştırmaya yarayan VT-c geliyor. Sunucuların giriş ve çıkış hareketlerini Ethernet
üzerinden gerçekleştiriyor. Bu teknolojiler birleşerek darboğaz oluşmasını önlüyor. Bunun
için veri paketleri doğrudan Hypervisor katmanından ya da sanal makine üzerinden veri akışı
gerçekleştirerek, uygulamalar hızlandırılıyor ve işlemci kullanım oranı azaltılıyor.
Intel VT-C de iki farklı yöntem kullanıyor. Bunlardan VMDq (Sanal Anahtar Emülasyonu) ve
VMDc ağ bağlantısının sanal makineye atanmasını sağlar.
VMDq, tüm işlemci kullanımını ve bant genişliğini, Hypervisor’ün sanal anahtar cihazından
Ethernet denetleyicisine aktararak iyileştirir. Kullanılan 10 Gb ağ kartları, sanal ağ trafiğini
sıralama ve çoklu sıra yönetebilme özellikleri ile hızlandırır ve işlemci döngüsünü asgari
kullanarak, sistemde çalışan uygulamalara daha yüksek hesap gücü sağlar.
Diğer yöntem olan VMDc (Doğrudan Atanma) ise sanal makineleri birbirinden ayırarak,
giriş çıkış performansını artırır ve veri ihtiyaçlarını azaltır. Bu sayede sanal makineler veri
taşıma (Migration) işini de kolayca yapabilir.
altı farklı üreticinin 10 GbE kartlarını
kullanarak gerçekleştirdiğimiz testler çok
farklı sonuçlar ortaya koydu. İki sunucu
arasında gerçekleştirdiğimiz dosya transfer
ve IOmeter testleri Windows 2008 ve
Vista/7 tabanlı işletim sistemlerinin
ağ performansının özellikle de 10 GbE
ağ altyapısında önceki nesil Windows
2003/XP ağlarına kıyasla %50-90
arasında avantaj sağladığını gösterdi.
Bu avantajın altında yeni nesil Microsoft
işletim sistemlerinin kullandığı SMB 2.0
Uzun mesafe: Özelliklede uzun mesafe erişimi
gerektiren uygulamalar 10GBASE-LR tercih ediliyor.
(Server Message Block) farkı yatıyor.
Örneğin Windows Server 2003 R2 sürümü
kullanılan iki sunucu arasında 10 Gbit ağı
üzerinden en fazla 400 MByte/s hızında
veri iletilebilirken bu değer SMB 2.0
kullanılan yeni nesil Windows 2008 işletim
sistemi üzerinde 600-750 MByte/s arası
değişiyor. Linux sistemlerinde ise herhangi
bir performans farklılığı görülmüyor. Bu
durumda 10 Gbit altyapısına geçmeden
önce öncelikle sunucularınızı elden
geçirmezi öneriyoruz.
İdeal: 10GBASE-T teknolojinin yaygınlaşması
bekleniyor.
ocak’10
49
YAZILIM TEST
İyi yazılım testi
nasıl yapılır?
Yazılım testleri başarılı yazılım firmalarını diğerlerinden ayıran en önemli
faktörlerden biridir. Bu bölümde yazılım testinin neden önemli olduğunu ve test
yöntemlerinden bir olan “Fuzzing” tekniğini inceleyeceğiz.
Yazı Murat Karslıoğlu
P
rogramcılık ile amatör ya da
profesyonel ilgilenen herkes yazılım
testi tekniklerinden birkaçını bilir
ya da programcılığın getirdiği iç güdülerle
farkında olmadan uyguluyor olabilirler.
Yazılım testleri birçok alt kategoriye ayrılır.
Birim testleri küçük parçaların biraraya
gelmeden önce analiz edilmesini sağlar.
Sistem ve entegrasyon testleri modüllerin
birbirleriyle uyumunu onaylar. Regresyon
testleri kod üzerinde yapılan değişikliklerden
sonra da her bir parçanın uyum içerisinde
çalıştığını kontrol eder. Güvenlik testi tahmin
edebileceğiniz gibi verilerin korunduğundan
emin olur.
İnternette bulabileceğiniz kaynak kodu
tarayıcıları, güvenli derleyiciler ve uygulama
tarayıcıları yazılım geliştiricilerinin uygulama
üzerindeki açıkları bulmasına yardımcı olur.
50
ocak’10
Bu bölümde üzerinde duracağımız “fuzz” testi
gibi teknikler de uygulamaların beklenmedik
girdiler karşısında tepkilerini ortaya koyar.
Fuzzing tekniği ile programcının amacı
rastlantısal girdiler karşısında uygulamanın
zayı lığını ve beklenmedik tepkilerini
ölçmektir. Fuzz testleri web uygulamalarının
geliştirilmesinde ayrı bir önem taşır.
Bu nedenle yeni yüzyılın web irmaları
tarafından büyük bir titizlikle uygulanır.
Çünkü uygulama internet üzerinden çok
daha geniş ve takibi imkansız büyüklükte bir
kitleye ulaşır.
Fuzz testleri uygulama kalite kontrol
uzmanlarının bile gözünden kaçabilecek çok
karmaşık açıkları ortaya çıkarabilir.
Karmaşık uygulamalarda hatalı olabilecek
her kodu önceden tahmin etmek neredeyse
imkansızdır. Örneğin Windows 7’da ortalama
50 milyon satır program kodu bulunduğu
düşülürse Microsoft’u sıkça konuşulan
Windows güncellemeleri ile yargılamadan
önce iki kez düşünmemiz gerekir.
Kola makinelerinde
fuzz testi deneyimi
Geçen sene katıldığım Microsoft Web
2.0 yazılım geliştiricileri fuarında kulak
misa irimi olduğum yaşanmış bir örneği
anlatmadan geçemeyeceğim. Şimdilerde
hayatını yazılım güvenliği danışmanı olarak
devam ettiren uzman dostumuzun yaşadığı
bu olay 1980 yıllarında kola makinelerinin
Bahama’larda ilk kez kullanılmaya başlandığı
zamanda geçiyor. Bahama adalarına
Amerika’dan ithal edilen kola makineleri
doğal olarak üzerlerinde sadece 25 cent
kabul eder uyarısı taşıyor. Bahama para
birimi Amerikan dolarıyla aynı değere sahip
ve her ikisi de her yerde kabul görüyor. Kola
makinesiyle o yıllarda ilk kez karşılaşan
uzmanımız meraklı denemelere koyuluyor
ve eline geçen her metal parçasını makine
üzerinde deniyor. Ardı ardına metal pul,
25 Bahama centi, 10 Amerikan centi, hepsi
makineden geri düşüyor. Ta ki 10 Bahama
centini deneyene dek. Makine 10 Bahama
centini 25 Amerikan centi olarak algılıyor ve
makineye ard arda 30 Bahama centi daha
attığında ekranda 1 dolar kabul edildiğini
görüyor.
Uzmanımız o gün kola makinelerinin çap
ve ağırlığı ölçerek para birimini algıladığını
öğreniyor. Tesadüfen 10 Bahama centinin
boyutları 25 Amerikan centiyle aynı olması bu
tespitini doğruluyor.
Makinenin çalışma prensibini
bilmemesine rağmen rastlantısal denemeler
yaparak beklenmedik bir tepki görmeyi
umut ederek aslında tam anlamıyla “fuzzing”
tekniğini uygulamış oluyor.
Yeni Türk Lirası’nın ilk kullanıma geçtiği
zamanlarda benzer bir örneğin Avrupa’da
kola makineleriyle yaşandığı da sıkça anlatılır.
Bu yöntem teorik olarak gayet basit bir işlem
gibi görünmesine rağmen pratikte bir o kadar
da karmaşık hale geldiği görülüyor.
Fuzzing nasıl uygulanır?
Piyasada bu iş için hazırlanmış çok sayıda
ürün bulabilirsiniz. Örneğin Micheal
Eddington tarafından geliştirilmiş Peach
Fuzzing platformu (http://peachfuzzer.com),
Immunity irmasının Spike (http://www.
immunitysec.com/resources-freesoftware.
shtml) ve Microsoft’un MiniFuzz (http://
go.microsoft.com/?linkid=9678112)
yazılımlarından ücretsiz olarak
yararlanabilirsiniz. Codemıcom Defensics
irmasının Codemicom ve Beyond
Security’nin BeStrom yazılımları da fuzz testi
yazılımlarına verebileciğimiz ticari örnekler.
Web uygulamaları için kullanılan fuzzing
yazılımları çok daha gelişmiş. Çoğu test
yazılımı uygulamanın girdilere vermesi
gereken normal cevapları anlayarak sapma ve
hata belirtilerini ortaya çıkarabiliyor. Örneğin
meşhur SQL Injection açığını test etmek için
girdi tırnak içerinde bir metin olabiliyor.
Eğer girdiye veritabanı hatası ile karşılık
verilirse testçi potansiyel bir hatanın varlığını
belirlemiş oluyor.
Web tabanlı olmayan uygulamalar
için fuzz testleri belirsizler içeriyor. Bu
testler dosyaların, ağ tra iğinin ve API
parametrelerinin değiştirilmesi yöntemiyle
gerçekleştiriliyor.
Örneğin fuzz testi;
1) Tesadü i girdiler oluşturuyor ya da
mevcut girdileri rastlantısal olarak
değiştiriyor.
2) Bu girdileri uygulamaya gönderiyor.
3) Uygulamanın çöküp çökmediğini
kontrol ediyor. Bu işlem buffer over low
gibi muhtemel çökme nedenlerini
ortaya çıkarıyor. Eğer çökmeye neden
olmayan açıkları arıyorsanız fuzzing
yönteminden otomasyon yardımıyla yine
yararlanmanız mümkün.
Kola makinesi örneğine geri dönersek
eğer makine piyasaya sürülmeden önce
fuzzing yöntemi uygulanmış olsaydı
farklı girdiler karşısında alınan tepkiler
gözlemlenebilir ve testin maliyeti karşılaşılan
sonuçtan çok daha ekonomik olabilirdi.
Gereksinimlerin ötesinde
Çoğu güvenlik açığı aslında şartların
sağlanması için tanımlanan gereksinmilerin
hlalinden değil eksik gereksinimlerden
kaynaklanır. Örneğin basit bir gereksinim
tanımlayalım: “Kullanıcı Y girdisini verdiğinde
yazılım Z çıktısını vermeli”. Gereksinimleri
test etmek oldukça kolay. Y girdisini
uygulayalım ve Z çıktısını bekleyelim.
Oysaki gereksinimlerin kontrol edilmesi en
kritik nokta, çünkü güvenlik açığı testleri
gereksinimlerin çok daha ötesini önceden
düşünmüş olmalı.
Bu testlerin ardında çok sayıda varsayım
ve sabit kullanılmalı. Örneğin eğer girdi
kredi kartı numarası gibi hassas bir bilgi ise
bu bilgiyi geçici olarak bile olsa güvensiz
bir yerde saklamak iyi bir ikir olmaz.
Programcılar bunu gözden kaçırabilir ve
tasarım uygulamayı risk altında bırakabilir.
Bir projeye güvenlik kalitesini aşılamak
için kalite kontrolcüler fuzzing ve benzeri
teknikleri uygulayarak aşağıda belirtilen
gereksinimlere ve sorulara cevap almayı
hede ler:
Sistemin yapmaması gerekenler ne
olabilir?
Girdiler, fonksiyonlar ve bilgi nasıl
kısıtlanmalı?
Güvenlik özellikleri yeterli mi ve kodlar
güvenli mi?
Sistem açıkları geliştirme sürecinin her
aşamasında yoğun olarak uygulanmalıdır.
Ana güvenlik gereksinimleri yetersiz ve
kötü tanımlanmış olabilir. Yapısal zayı lıklar
tasarım aşamasında hesaplanmalıdır. Hatta
programcı savunmasız bir fonksiyonu
hede leyerek girdiler oluşturup uygulama
üstünde kullanabilir. Güvenlik testi araçları
bu açıkları hedef alır ancak bu araçların da
sınırları olduğu unutmamalı.
Geçtiğimiz yıllarda çok sayıda yazılım
güvenliği testi aracı kullanıma sunuldu.
Çoğunluğu fuzzing testlerini de içeren bu
araçlar genelde testlerin güvenlik yönüne
ağırlık verdiler. Sonuç olarak çok sayıda
açık ortaya çıkarıldı ancak bir o kadarı da
gözden kaçtı. Konu güvenlik testine gelince
test uygulamalarına garanti olarak değil
sadece erişim noktamızı uzatan bir kol
olarak bakmalıyız. Kısacası güvenlik testinin
başarısının onu yanlış yönlerde kullanmak
isteyen yaratıcı insan beynine bağlı olduğu
esasını unutmamalıyız.
Örneğin bir kaynak kodu tarayıcı ya
da güvenlik özelliklerine sahip derleyici
genelde bilinen açıklara neden olacak
hataları arar. Bu sayede kodlar doğru da olsa
programcı muhtemel zayıf noktaya karşı
uyarılır. Bu araçlar her ne kadar geliştirme
test aşamalarına yardımcı olsalar da resmin
sadece bir yönünü görürler. Günümüzde
çoğu uygulama diğer uygulamalarla bağlı ve
etkileşimli olarak çalışır. İstatistiksel olarak bir
modülün ya da uygulama kodunun taranması
çalışan bir uygulamanın düşmanca girdilere
karşı vereceği tepkiyi göstermez. Bu açığı
hedef olan dinamik güvenlik araçlarından
yardım almanız gerekir. Uygulama tarayıcıları
ise web tabanlı uygulamalarda potansiyel
güvenlik açıklarına neden olabilecek şüpheli
girdiler oluşturmayı hede ler. Yetersiz de
olsalar bu araçlardan en azından kolay
görünen ve sık rastlanan açıkları belirlemek
için yararlanmanız önerilir.
ocak’10
51
DONANIM
İşgününün büyük bölümünü yolda ve toplantılarda geçirenler için ortalama bir
dizüstü bilgisayar çok ağır. Intel’in yeni işlemci teknolojisi ince, hafif, performanslı ve
şık seçenekleri karşımıza çıkararak mobil ofis çalışanlarını rahatlatıyor.
IT Advisor Test Merkezi
S
tandart bir dizüstü bilgisayar 15 inç büyüklüğündeki
ekran ve 3 kiloya yaklaşan ağırlığıyla, hantal olmaktan
öteye gidemiyor. Buna dokümanlarınız ve adaptörü de
eklerseniz 5 kiloluk bir çantayla gün boyu yollara düşmeniz
gerekebilir. Birkaç dakikadan sonra eziyete dönüşen bu döngüden
kurtulmak için, yeni işlemci teknolojisi kullanan sistemleri tercih
edebilirsiniz.
Aklınıza e-posta bakmak ve web tarayıcısı çalıştırmaktan
52
ocak’10
fazlasına haiz olmayan Netbook’lar geldiyse, yanılıyorsunuz. Düşük
voltajlı Intel işlemcilerin çıkışı ile piyasayı saran yeni Notebook’lar,
performans olarak giriş seviyesi dizüstü bilgisayarlarla başabaş
seviyede oldukları gibi, 2 kilonun altındaki ağırlıklarıyla da her
yere taşınabilecek durumdalar.
Bunlar arasından yaptığımız bir seçki ile, satın alırken
dikkat etmeniz gereken özellikleri ve üreticiye has teknolojileri
anlatıyoruz.
Büyük
Bü
ük ekrandan
k d vazgeçemeyenler
g
l iiçin
i 15
15,6
6 iinçlik
lik bi
bir seçenekk sunan Acer,
benzerlerinden daha hafif olduğu gibi, zengin genişleme imkânı sunuyor.
Özellikler
Intel Core 2 Solo U3500 işlemci
4 GB bellek
320 GB sabit disk
15,6” geniş ekran
ATI Radeon HD 4330 ekran kartı
Windows Vista Home Premium işletim sistemi
378 x 259 x 29,7 mm boyutlar
2,4 kg ağırlık
Bilgi için
www.acer.com.tr
Fiyat
880 USD + KDV
A
spire serisi genellikle uygun fiyatlı dizüstü sistemlerden oluşuyor. Acer’ın
oynadığı noktanın da uygun fiyat olduğunu düşünürsek, bu oldukça
mantıklı. Zira en çok ürün Aspire serisinde. Bu serinin Timeline 5810T
modeli, son dönemin trendi haline gelen Ultra Low Voltage, yani düşük voltajlı
işlemci taşıyor.
1,4 GHz hızında, 3 MB önbelleğe ve 800 MHz veriyoluna sahip ürün böylece
giriş seviyesinden üstün bir performansı garanti ediyor. Bunu 4 GB kapasiteli ve
800 MHz hızında çalışan DDR2 bellekler ve 320 GB sabit disk ile birleştiren cihaz,
yoğun bir ofis temposunu kaldırabilecek yan bileşenleri taşıyor.
Buna ek olarak ATI’nin 512 MB özel belleğe sahip HD 4330 grafik yongası ile
işten bunalanlara oyun oynama şansı da tanıyor. 15,6 inç LED arka aydınlatma
kullanan Timeline 5810T, görüntü çıkışı için HDMI yerine eski D-SUB bağlantısını
taşıyor. Boyutlara baktığımızda değerlerin ortalama olduğunu görüyoruz. Ancak
ağırlık açısından ne yazık ki sınıfta kalıyor. Çünkü 2,4 kg bu sınıftaki bir ürüne ciddi
bir avantaj sağlamıyor. Buna karşın, bazı modeller gibi optik sürücüden yoksun
değil. Üzerinde çift katman destekli bir DVD yazıcı yer alıyor.
Ağ bağlantısı için Bluetooth, 802.11g kablosuz ağ ve 100 Mbit Ethernet
kullanabileceğiniz cihazda 5-in-1 bellek kartı okuyucu, web kamerası ve 4 adet USB
yuva mevcut. Bazen klavye, fare, sabit disk gibi ek cihazlar bağlanacağı zaman USB
yuva sayısı büyük önem kazanıyor. Bu anlamda 2 ve 3 yuva taşıyan modellere göre
avantaj yakalıyor. Windows Vista Home Premium Türkçe işletim sistemi kullanan
sistemin en büyük avantajı 6 hücreli pil kullanması ve 8 saate kadar pil ömrüne
sahip olması.
Cihazın geniş ekranı, yazılım desteği, DVD yazıcısı ve uzun pil ömrü en güçlü
yanları. Buna karşın, nispeten ağır. Fiyatının uygun olması, tercih sebebi olmasını
güçlendiriyor.
ocak’10
53
DONANIM
YYerlili PC
C üüreticisinin
tii i i i yenii modeli,
d lli taşınabilirlik ve pil ömrü konusunda fazlasıyla
iddialı. Buna ek olarak dahili 3G modem taşıyor ve gezgin ofis mantığıyla çalışanlara
hitap
itap ediyo
ediyor.
Özellikler
Intel Core 2 Duo SU9400 işlemci
3 GB bellek
250 GB sabit disk
13,3” geniş ekran
Intel GMA X4500 ekran kartı
Windows Vista Home Premium işletim sistemi
360 x 267 x 25,4 mm boyutlar
1,4 kg ağırlık
Bilgi için
www.exper.com.tr
Fiyat
1500 USD + KDV
E
skiden, kurumsal kullanım için hazırlanan dizüstüler
multimedya özellikler taşımazdı. Firmalar bu konuda
hata yaptıklarını ve çalışanların da birer tüketici
olduklarını sonradan fark ettiler. Artık bu da geride kaldı ve
tüketiciler için hazırlanan birçok cihaz iş dünyasını cezp ediyor.
Exper’in EQ 3G adlı dizüstü sistemi de çok yönlü cihazlara
güzel bir örnek. Intel’in çift çekirdekli SU9400 işlemcisi (1,4
GHz, 3 MB önbellek, 800 MHz veriyolu), 3 GB DDR2 800 MHz
bellek ve 250 GB’lık SATA arayüzündeki sabit diskiyle o is
kullanımı için uygun performansa sahip. Burada çift çekirdekli
işlemci kullanılması çeşitli uygulamalardaki performansı olumlu
etkileyecektir. Üstelik çekirdek hızı açısından benzerlerinden
geride kalmıyor. Buna karşın tümleşik ekran kartı zayıf kalıyor.
Ekran boyutu daha ufak. Üründe 13,3 inçlik bir ekran
kullanılmış, buna karşın 15,6 inç ekranlı benzerleriyle yaklaşık
aynı boyutta. Bunun sebebi kasada ekranın dışında geniş bir
çerçeve bulunması. Yine de bu bir avantaj, çünkü ağırlığı pil
54
ocak’10
dahil 1,5 kilonun altında. Üstelik, çift katmanlı DVD yazıcısı da
unutulmamış.
EQ 3G’nin en önemli yanı, tam bir mobilite sunması. Kablosuz
ağda 802.11n standardını taşıyan cihazda Gigabit Ethernet,
Bluetooth ve tümleşik 3G modem yer alıyor. Böylece SIM kartınızı
takarak her yerden İnternet’e bağlanabilirsiniz. Kablosuz ve kablolu
ağ standartlarının da yüksek hızlı olması ürüne değer katıyor.
Exper’in ultra taşınabilir dizüstü modelinde analog görüntü
çıkışı (D-SUB), parmak izi okuyucu, web kamera, 3-in-1 bellek
kartı okuyucu ve 3 adet USB yuvası yer alıyor.
Altı hücreli pil kullanan cihazın pil ömrü 12 saate varıyor.
Bu anlamda ciddi bir fark yaratan EQ 3G, zengin bağlantı
seçenekleriyle her yerde İnternet sunmasının yanında, kolayca
taşınabilmesi, güncel teknolojiler taşıması ve 1 yıllık anti-virüs, 1
yıllık sözlük, 3 aylık güvenlik yazılımı gibi hediyeleriyle sınıfında
zirveye oynuyor. Tek dezavantajı ise benzerlerinin neredeyse iki
katına varan iyatı.
TTaşınabilir
bili medya
d oynatıcı,
t cep ttelefonu
l f
gibi
ibi cihazların gördüğü rağbet sayesinde
dokunmatik ekranlar geri geldi. HP de taşınabilir bir Tablet PC ile fark yaratıyor.
Özellikler
Intel Core 2 Duo U7700 işlemci
2 GB bellek
120 GB sabit disk
12,1” geniş ekran
Intel GMA X3100 ekran kartı
Windows Vista Business Tablet Edition işletim sistemi
290 x 212 x 28,2 mm boyutlar
1,7 kg ağırlık
Bilgi için
www.hp.com.tr
Fiyat
1220 USD + KDV
D
okunmatik ekranlı bilgisayarlar bir görünüp bir
kaybolmaktan kurtuluyor. Tüketiciler için hazırlanan
birçok cihazda kullanılması, üretim maliyetlerini
aşağı çekince, çok düşük farkla dokunmatik ekranlı bir sistemi
satın almak mümkün. İşletim sistemlerinin ve yazılımların
da bunu desteklemesinin de dokunmatik ekranlı sistemlerin
yaygınlaşmasında etkisi olumlu.
İş dünyası için hazırlanan Tablet PC’ler artık eğlence amacyla
da kullanılabiliyor. HP’nin Tablet PC modeli olan Compaq 2710p,
ufak yapısıyla dikkat çekiyor. 12,1 inç büyüklüğünde bir ekran
kullanan HP, buna karşın ağırlığı 1,7 kilogramın altına çekememiş.
Intel’in bir önceki nesil platformunu kullanmasına karşın
düşük voltajlı işlemci U7700 (1,3 GHz, 2 MB önbellek, 533
MHz veriyolu) ile donanan 2710P’de 2 GB bellek ve 120 GB
sabit disk yer alıyor. Benzer şekilde, gra ik yongası da GM965
platformundaki X3100. Bunlar giriş seviyesi ve netbook’lara
kıyasla nispeten iyi bir performans ortaya koyuyor.
Ancak bu cihazı ağır o is uygulamalarından çok, sahada
çalışarak satış uygulamaları kullanan ya da müşterilere sunum
yapan çalışanlar için düşündüğünüzde, teknik açıdan yeterli
olabilir. Ekranı döndürülerek klavyenin üzerine kapatılabilen
2710P’nin Vista Business Tablet Edition işletim sistemi, cihazın
yanında gelen kalem ile rahatça kullanılmasını sağlıyor.
Bağlantı için 802.11g kablosuz adaptör, Bluetooth ve Gigabit
Ethernet yuvası taşıyan üründe yalnızca 2 adet USB yuvası var
ve bellek kartı okuyucu bulunmuyor. Bir adet FireWire yuvası
taşıması ise bir nebze sevindirici.
Ürünü satın alırken kart okuyucu ya da ExpressCard genişleme
yuvası arasında seçim yapılabiliyor. Çift katman destekli DVD
yazıcısı ve web kamerası bulunan HP’nin avantajı kullanıcıya
ilk açılıştan itibaren her aşamada destek olması. Örneğin web
kamerasıyla kartvizit taramanızı sağlayan bir yazılımı dahi mevcut.
Altı hücreli pil kullanan Compaq 2710P, dört saate kadar pil
ömrü sunmasıyla ne yazık ki benzerlerinin gerisinde kalıyor. Ürünün
teknik özellikleri de düşük olduğundan, uygun iyatlı ve Tablet
özellikli bir PC almak isteyenler dışındakilere hitap etmiyor.
ocak’10
55
DONANIM
Windows 7'nin 64 bit sürümüyle, özel uygulamalar kullananlara hitap eden Toshiba,
No Matter What ile çalınmanın da dahil olduğu geniş kapsamlı bir garanti kapsamı
sunuyor.
Özellikler
Intel Pentium SU4100 işlemci
4 GB bellek
320 GB sabit disk
13,3” geniş ekran
Intel GMA X4500 ekran kartı
Windows 7 Home Premium işletim sistemi
323 x 223 x 34,2 mm boyutlar
1,76 kg ağırlık
Bilgi için
www.toshiba.com.tr
Fiyat
950 USD + KDV
P
arlak siyah, şık yapısıyla dikkat çeken Toshiba Satellite
serisinin ultra taşınabilir modeli olan T130-10G, sistem
özelliklerine bakıldığında aynı etkiyi yaratmaktan
uzaklaşıyor. Bunun sebebi benzerleri gibi Core 2 Duo serisi düşük
voltajlı bir işlemci yerine, Pentium serisinde, çift çekirdekli
olmasına karşın daha düşük özellikler taşıyan bir işlemci seçilmiş
olması.
Üründeki SU4100 işlemci 1,3 GHz hızında, 2 MB önbellek
taşıyor ve 800 MHz veriyolu kullanıyor. Buna karşın, o is
uygulamaları açısından sorun yaşamayacağınız 4 GB kapasiteli
DDR3 bellekle garanti edilmiş. Aynı durum 320 GB’lık SATA sabit
disk ve X4500 gra ik yongası için de geçerli.
13,3 inç ekrana sahip T130-10G’yi TV ya da harici monitöre
bağlamak isterseniz HDMI çıkışı kullanabilirsiniz. Ürünün farklı
yanı Windows 7 kullanması olarak gösterilebilir, ancak bu yeterli
değil. Zira, Windows 7 Home Premium’un 64 bit’lik sürümü tercih
edilmiş.
56
ocak’10
Bağlantılarda 802.11n, Bluetooth ve 100 Mbit Ethernet tercih
eden Toshiba, 5-in-1 bellek kartı okuyucu, 3 adet USB yuva ve
web kamerası taşıyor. Boyutlar açısından biraz büyük olan cihazın
ağırlığı da aynı sınıftakilerden biraz daha yüksek olduğunu gördük.
6 hücreli pili ile 9 saate varan bir çalışma süresi sunan cihazın
iyatı nispeten yüksek, ancak bunu karşılayan bazı avantajlar
taşıyor.
Toshiba’nın No Matter What adını verdiği garantisi, satın
alındıktan sonraki 7 gün içerisinde kayıt yaptırılarak işlemeye
başlıyor. Bundan sonra kaza, işsizlik, çalınma ya da üründen
memnun olmama durumunda iade ya da hasarınızın ücretsiz
giderilmesini sağlayabiliyorsunuz. Bu garanti kapsamından
faydalanmak için Toshiba dizüstünü 31 Ocak tarihine kadar satın
almanız gerekiyor.
Özetle, sistem olarak en üstünü olmadığı kesin. Ancak 64
bit işletim sistemi, geniş garanti kapsamı ve zengin özellikleri
düşünüldüğünde cep yakmayan bir bütçeyle sizin olabilir.
Microsoft ile ortak çalışarak Enhanced Experience sertifikası alan Lenovo,
Windows 7'de performans artışı sağladığı gibi, HDMI çıkışıyla da dikkat çekiyor.
D
okulu dış yapısıyla dikkat çeken U350’nin üzerinde
yeni nesil düşük voltajlı işlemcilerden SU7300 (1,3
GHz, 3 MB önbellek, 800 MHz veriyolu), 4 GB DDR2
1066 MHz bellek ve 320 GB sabit disk yer alıyor. Grafik
yongasını Intel’den alan Lenovo, tümleşik 4500 HD ile diğer
özelliklerini birleştirdiğinde orta seviye bir sistem ortaya
çıkartıyor.
Üzerinde geçtiğimiz senenin sonunda çıkan Windows
7 işletim sistemi bulunmasına ek olarak, Microsoft ile
ortak çalışarak elde ettikleri Lenovo Enhanced Experience
sertifikası ile daha hızlı açılıp kapanıyor. Ayrıca bu sertifika
sürecinde geliştirilen sürücüler daha kararlı bir sistem
sağlıyor.
IdeaPad U350, 13,3 inç büyüklüğünde ekranına
karşın boyutları biraz büyük, ağırlığı ise aynı boyuttaki
seçeneklerin altında. Üzerinde analog (D-SUB) ve HDMI
görüntü çıkışı, 3 adet USB yuvası, web kamerası, 4-in-1
bellek kartı okuyucu ve ExpressCard yuvası bulunduran
IdeaPad U350 ile ağ bağlantısı kurmak için 802.11n
kablosuz ağ, Bluetooth ya da Gigabit Ethernet seçenekleri
mevcut.
Dört hücreli pil, cihazın daha hafif olmasını sağlıyor.
Buna karşın 6 hücreli pil kullanan benzerlerinden daha
düşük (5 saate kadar) şarjsız çalışması anlamına geliyor.
g
ç iyi
y bir değer.
ğ
Yine de,, bu standart dizüstülere göre
çok
Cihazın bir dezavantajı da optik sürücü mevcut değil
değil. Harici
bir cihaza ihtiyaç duyabilirsiniz.
Lenovo, IdeaPad ile tüketici ürünlerini geliştirmeyi
sürdürürken,
ürürken, ortaya çıkan en son ürünlerden olan U350,
güncell teknolojileri desteklediği gibi, uygun fiyatıyla da
dikkat
at çekici bir seçenek
seç
oluşturuyor.
Özellikler
Intel Core 2 Duo SU7300 işlemci
4 GB bellek
320 GB sabit disk
13,3” geniş ekran
Intel GMA X4500 ekran kartı
Windows 7 Home Premium işletim sistemi
328 x 228 x 17 mm boyutlar
1,7 kg ağırlık
Bilgi için
www.lenovo.com.tr
Fiyat
1220 USD + KDV
ocak’10
57
DONANIM
ÜRÜN İNCELEME
I
Intel
X25-E serisi 32 ve 64 GB'lık
modeller ile sunuluyor. Yüks
Yüksek
okuma
uma ve yazma hızlarına karşın
karşı
ufak kapasite yetersiz
siz kalırsa,
resimdeki gibi RAID yaparak hız ve
güvenliği artırabilirsiniz.
irsiniz
OCAK 2010
SATIN
ALMANIZI
ÖNERİYOR
Solid State Drive (SSD) teknolojisi kullanan ve kurumsal sistemleri hedefleyen yeni
Intel sürücü, yüksek hız, dayanıklılık ve düşük güç tüketimiyle oldukça iddialı.
Intel X25-E SSD
Özellikler
2,5 inç form faktör
32 ve 64 GB kapasite
Intel SLC flash bellek yapısı
50 nm NAND mimarisi
75 mikrosaniye erişim süresi
SATA 1,5 / 3 Gbps arabirim
1000G şok dayanıklılığı
Bilgi için
www.intel.com.tr
Fiyat
790 USD + KDV
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
58
ocak’10
K
atı Hal Diskleri yani Solid State sürücüler, bilgisayarın kullanımı ve
yedekleme işlemlerinde kullanıcılara ciddi avantajlar sağlıyor. Multimedya
dosyalar ile çalışanlar, oyun oynayanlar ya da sunucu sistemleri kullananlar
bu avantajlardan faydalanabiliyorlar.
Multimedya ve oyun için X25-M modelini hazırlayan Intel, veritabanı
performansını artıran X25-E modeliyle de kurumsal kullanıcılara hitap ediyor. Giriş
seviyesi sistemler için X25-V, genel kullanım için de X18-M modelleri bulunuyor.
Bu sürücülerin başlıca avantajının diskin yanıt süresini düşürmek olduğunu
söyleyebiliriz. İçerisinde oynar parça olmadığından tamamen flash bellek üzerinde,
elektriksel işlemler sayesinde okuma ve yazma yapan SSD’ler kurumsal kullanım için
ciddi avantajlar sunuyorlar.
X25-E’nin test ettiğimiz 80 GB’lık modelinde 4 KB’lik veriler ile denemelerimizde,
bir dakika içerisinde 35.000 okuma ve 3330 kez yazma yapabildiğini gördük. Bu
süreçteki ortalama aktarım değerleri 250 MB okuma ve 170 MB yazma şeklinde
gerçekleşti. Bu değerler okuma ve yazma hızı saniyede 100 MB’ı bulmayan sabit
disklere göre çok üstün. Aynı şekilde SCSI’nin de önüne geçiliyor ve sistem
uyumluluğu, işlem sayısı gibi durumlarda da avantajlı.
Performans farkının temel sebebi MLC yani çok katmanlı hücrelerde depolama
yapan yavaş sistemlerin aksine, tek katmanlı hücrelerde
depolama yapan SLC flash bellek kullanılmasından
kaynaklanıyor.
Burada başka bir avantaj daha ortaya çıkıyor. MLC
sistemlere ortalama 10.000 okuma ve yazma işlemi
yapılabiliyor. SLC’de ise bu değer çok daha üstün. X25-E’nin 50
nm’lik üretim sürecine ek olarak 16 MB önbelleği bulunuyor.
Bellek yongasını Samsung’dan alan Intel, bu yonganın
tasarımının bir bölümünde söz sahibi. Benzer ürünlerin
çoğunda olmayan SMART hata teşhisi ve NCQ adlı işlemleri
kuyruğa sokarak gecikmeyi azaltan bir teknolojiyi taşıyor.
NCQ, disk yoğunken dahi 32 farklı isteği sıraya sokabiliyor.
İki hata arasındaki ortalama süreyi belirleyen Mean
Time Between Failures (MTBF) değeri açısından da çok iyi.
2 milyon saatlik MTBF süresi ve Intel X25-E’nin okuma
esnasında 75 mikrosaniye gecikme süresine sahip olması
sebebiyle çok ciddi bir avantaj yakalıyor. Bu sürenin düşük
olması, anlık erişim süresini düşürüyor ve veritabanı ya da
web sunucu gibi ufak verilere çok kez erişmek isteyenleri
tatmin edecek bir sonuç ortaya çıkıyor. Aynı şekilde güç
tüketimi de avantajlı olan X25-E, bekleme esnasında yalnızca
60 miliwatt güç harcıyor. Çalışırken bu değer 2,4 Watt’a
çıkıyor ki birçok geleneksel diskten daha düşük.
İş istasyonunda kullanmak isteyenler için gürültü
seviyesi de önem taşıyor. SSD’ler bu konuda da avantajlılar.
Zira, oynar parçaları yok. Western Digital’in VelociRaptor adlı
yüksek devir hızına ve performansa sahip diski 49 desibel,
masaüstü için hazırlanan performans diski Raptor ise 52
desibel ile çalışırken, Intel X25-E yalnızca 42 desibel ile
oldukça sessiz.
Güç tüketimi denemelerinde ise sabit disklerin 7 – 15
Watt arası güç tükettiği çalışma yükü altında, X25-E 2
Watt’ın altında tüketim gerçekleştiriyor. Idle konumdaki
ölçümlerimizde de 5 – 9 Watt arasındaki sabit diskleri, 0,6
Watt’lık değeriyle geride bırakıyor.
Intel, SSD diskleri 1,8 ve 2,5 inçlik modeller ile piyasaya
sunuyor ve kutudan çıkan 3,5 inçlik dönüşüm slotu sayesinde
her tip sistemde rahatça kullanılabiliyor.
SSD piyasasına platform olarak destek veren Intel’in X25E adlı katı hal diski, 32 ve 64 GB’lık kapasiteleriyle masaüstü
depolamadan ziyade sık erişilen ve düşük yanıt süresine
ihtiyaç duyan veritabanı ve Web sunucular için çok uygun.
Üstelik yüksek okuma değeri ve NCQ sayesinde çok kullanıcılı
yapıları da tatmin edecek sonuçlar sunuyor.
ocak’10
59
DONANIM
ÜRÜN İNCELEME
Yüksek optik zum değeri ve başarılı kayıt yazılımıyla güvenlik
konusunda kesin çözüm sunuyor.
U
zun bir süredir IP kamera çözümleriyle piyasada olan D-Link’in ürün gamı
DCS-3415’in de gösterdiği üzere, so istike ürünlerle büyüyor. Bu üründe önceki
modellerdeki plastik kaplamanın yerini alüminyum almış. Kullanılan ¼ inçlik
renkli CCD algılayıcıda Sony tercih edilmiş. Bu algılayıcı sayesinde saniyede 30 kare kayıt
edebilen cihazda, harici mikrofon ile alarm ve kapı sensörlerine bağlantı yuvaları da yer
alıyor.
MJPEG ve MPEG-4 biçimli dosyaları destekleyen ürün ne yazık ki H.264 biçimiyle
uyumlu değil. Hızlı bir şekilde kurulabilen ürünün yönetim sayfasına girdiğimizde canlı
görüntü ekrana geliyor. Cep telefonundan da bağlantı kurulabilen DCS-3415, burada da
daha düşük bir çözünürlükte önizleme olanağı sunuyor. Görüntü kalitesine bakarsak renk
dengesini başarılı bulduğumuzu belirtelim. Buna karşın, odaklama konusunda en iyisi
değil. Arayüzdeki web kontrol düğmesinden ayar yapılabiliyor, fakat bu da ciddi bir fark
yaratmıyor.
Ürünün en başarılı özelliği, zum yeteneği. 18x değerindeki zum ile detayları
yakalamak işten değil. Üstelik en yüksek değere geçtiğinizde dahi kalite bozulmuyor.
Dilerseniz hareket algılayıcı özelliğini kullanarak o isiniz için güvenlik amacıyla
kullanabilirsiniz. Üç farklı hassasiyet seviyesi ayarlayabilir ve herhangi bir hareketlenme
halinde FTP ya da HTTP sunuculara, CompactFlash bellek kartına, ağ paylaşımındaki bir
klasöre ya da e-posta adresine videoyu gönderebilirsiniz.
D-View yazılımı, 32 farklı kameraya erişim sağlayabiliyor ve tek tıklamayla fotoğraf
kayıt ediyor. Ayrıca tüm kameraları gösteren kontrol ekranında kayıtları başlatıp
durdurabilir ve hareket algılayıcıyı devreye sokabilirsiniz.
DCS-3415 zengin özellikleriyle iyi bir güvenlik çözümü sunuyor. Kayıt yazılımı da
benzerlerinden üstün. Buna karşın daha iyi görüntü kalitesi sunan ya da daha uygun
iyatlı seçenekler piyasada bulunabilir.
D-Link Securicam DCS-3415
Özellikler
¼ inç Sony CCD algılayıcı
F14 – F3.0 lens
18x optik zum
640 x 480 piksel çözünürlük
10/100 Mbit Ethernet
MJPEG / MPEG4 sıkıştırma
CompactFlash yuvası
Harici güç kaynağı
Bilgi için
www.dlink.com
Fiyat
Firmayı arayınız
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
Sahip olduğu özellikleri alüminyum
minyum
yapıyla birleştirince tam donanımlı
anımlı
bir güvenlik çözümüne
dönüşüyor.
18x optik zum ile profesyonel
kameralardan farksız.
60
ocak’10
HP Officejet Pro 8000
Lazeer yazıcı
Lazer
yazzıcı kalitesindee baskı
baskı yapa
yapabilen
abilenn mürekke
mürekkep
ep püs
püskürtmeli
sk
yeni Laserjet, düşük enerji sarfiyatı ve yüksek baskı
kapasitesiyle dikkat çekiyor.
O
f icejet ailesi her büyüklükte o isin baskı ihtiyacını karşılayabilen ürünleri bir araya
getiriyor. Aileye kısa süre önce katılan Of icejet Pro 8000, düşük iyatlı lazer yazıcıları
eşdeğer kapasite ve renkli baskı kalitesiyle avlamayı hede liyor.
Cihazın ön kısmında dört adet mürekkep durumunu gösteren led lambaların yanı sıra, ağ,
iptal, kağıt besleme ve güç düğmeleri yer alıyor. Arka kısımda standart olarak gelen çift tara lı
baskı aparatı, USB ve Ethernet yuvaları ve harici güç bağlantısı yer alıyor. Ne yazık ki cihazın
adaptörü dahili değil, dolayısıyla kablo bağlantı için biraz alana ihtiyaç duyuluyor.
Üründe dört adet mürekkep göstergesi olduğunu söylemiştik, ancak Of icejet Pro 8000
iki adet kartuş kullanıyor. Bunlardan birisi siyah ve sarı renkteki mürekkepleri, diğeri ise
cam göbeği ve macenta rente mürekkepleri taşıyor. Kullanılan kartuşlar yüksek kapasiteli
olduğundan, normalden daha fazla baskı almanızı sağlıyorlar. Satın aldığınızda yarı dolu
gelen bu kartuşlar 1100 adet siyah beyaz ve 700 adet renkli çıktı almak için yeterli. Kartuşları
yenilediğinizde bu değer iki katına çıkıyor.
Tek işlevli bir yazıcı olduğundan, yazılımı da oldukça basit. İçerisinde İnternet yazma aracı ve
sürücü yer alıyor. Türkçe kurulum hızla gerçekleştiriliyor.
Baskı değerlerini ISO standardında veren HP, yazılım desteğiyle 4800 dpi’a kadar erişebiliyor.
1200 dpi’lık iyi kalitede baskı hızı dakikada 15 sayfa olarak belirlenmiş. Yaptığımız denemelerde
12 sayfa hızına erişmeyi başardık. Bu değer oldukça iyi, ancak çift tara lı baskıda bu hızın 4
sayfaya düştüğünü görüyoruz. Bunun sebebi, pigment bazlı mürekkep kullanılması. Yazıcı
sayfanın tek yüzü kurumadan diğerine geçmiyor, bu yüzden de baskı hızı düşüyor.
Çıktı kalitesi ise bir o is yazıcısı için çok iyi. Renkler parlak ve yoğun kullanıldığı gibi,
renkli lazer yazıcılardan daha okunaklı metin baskıları elde ediyor. Baskı maliyeti açısından da
mürekkep püskürtmeli yazıcılardan çok daha avantajlı. Hatta giriş seviyesindeki lazer yazıcılarla
başabaş sonuçlar elde ettiğini söylemeliyiz.
Cihazdaki enerji tasarruf teknolojileri de uyku modundaki benzerlerinden daha düşük
enerji tüketmesini sağlıyor. Ayrıca hızla açılıp ilk baskıya hazır olabiliyor. Bu sayede, hem vakit
kaybettirmiyor hem de toplam satın alma maliyeti düşüyor.
Kısaca özetlemek gerekirse, Of icejet 8000 Pro lazer
ikler
yazıcıya tercih edilebilecek özellikler
sunuyor. Üstelik iyatı da uygun.
Özellikler
384 MHz işlemci
32 MB bellek
1200 dpi baskı çözünürlüğü
Dakikada 35 sayfa s/b,
34 sayfa renkli baskı hızı
494 x 479 x 180 mm boyutlar
Bilgi için
www.hp.com.tr
Fiyat
199 USD + KDV
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
Pigment bazlı mürekkepler ile
baskılar suya dayanıklı.
Pigment bazlı mürekkepler ile Çift
taraflı baskı yapabilen Officejet
Pro'nun aylık baskı kapasitesi
8000 sayfayı buluyor.
ocak’10
61
DONANIM
ÜRÜN İNCELEME
Uygun fifiyatlı
Uy
yatlı, ttemel
emel özellikler ve yedekleme
yedekkleme bak
bakımından
kımınddan başarılı
bir ürün arıyorsanız Iomega’nın seçeneği size uygun.
Tek diskli ağ depolama
lam
ama
cihazlarının hata riskine
iskine
e karşı,
stekli IOm
mega,
2 disk ve RAID destekli
IOmega,
or.
verileri güvenceye alıyor.
NFS ve SMB ile Windows
indows ve Linuxx
sistemlere ulaştığı gibi AFP
AF ile
u.
Apple'la da uyumlu.
E
MC tarafından satın alındığından bu yana, Iomega’nın NAS cihazları ciddi bir
değişim geçiriyorlar. En yeni ürünleri StorCenter NAS ix4-200d başta IP SAN ve veri
yedekleme olmak üzere, bol özelliği bir araya getiriyor.
Masaüstü depolama sisteminde 4 adet SATA diske yer bulunurken, hot-swap desteği ne
yazık ki mevcut değil. Iomega’nın kurulumu oldukça kolay. Kurulum cihazı ağda buluyor, temel
paylaşımları ayarlıyor, yerel disk olarak tanımlıyor ve EMC’nin Retrospect Express HD adlı dört
tıklamayla otomatik yedekleme planı hazırlayan yazılımına yönlendiriyor.
Web arayüzünü kullanmak da çok kolay, sihirbaz sayesinde günlük yedekleme ya da
kopyalama için belirli klasör ya da dosyaları seçebiliyorsunuz. Retrospect bunları güvence altına
alıyor ve yeni ya da değiştirilmiş dosyaları yedekleyip, kopyalayabiliyor.
Iomega ayrıca online yedekleme servisini de kullanıcılara sunuyor. EMC’nin Mozy adlı
servisi, sunucu ve iş istasyonu yedeklemeyi kolaylaştırıyor. Kullandıkça ödenen sistem, iş
istasyonu başına 5 dolar ve sunucu başına 10 dolar karşılığında hizmet veriyor.
StorCenter Pro NAS ix4-200d’nin beş adet UPnP uyumlu IP kamerası desteği sayesinde,
uzaktan güvenlik amacıyla cihaza bağlanarak o isinizi kontrol edebiliyorsunuz. Web
arayüzündeki yönetici bölümünden canlı olarak görüntü aktarabilen cihaz, belirli aralıklarla
video ya da fotoğraf kayıt edebiliyor.
Testlerimizde 60 MB/sn hızında iSCSI okuma hızına erişebilen cihaz, dosya paylaşımında
biraz ağır kaldı. Bir DVD büyüklüğündeki ilm dosyasını 40 MB/sn hızında okuyan ve 28 MB/sn
hızında yazan ürün, FTP’de bu hızları 64 ve 30 MB/sn’ye çıkartarak nispeten iyi değerler elde
etti.
Kullanımı basit bir ağ depolamasına ihtiyaç duyan o isler için uygun çözüm sunan ix4-200d,
geniş depolama sunduğu gibi yedeklemede de etkili oluyor.
62
ocak’10
Iomega StorCenter
Pro NAS ix4-200d
Özellikler
1,2 GHz Marvell 6281 işlemci
512 MB DDR2 bellek
4 x 1 TB Seagate Barracuda SATA disk
Hot-swap disk yuvaları
RAID 5,10,JBOD desteği
2 x Gigabit Ethernet yuvası
4 x USB yuvası
Bilgi için
www.iomega.com
Fiyat
2700 USD + KDV
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
Çıkış aygıtlarını çok sayıda bilgisayara paylaştırmak isteyenler için
Aten kullanımı kolay bir çözüm sunuyor.
K
VM adı verilen cihazlar monitör, klavye, fare, ağ bağlantısı ve
hoparlör gibi bağlantıları çok sayıda bilgisayara bağlamayı
sağlıyor. Bu pazarın ciddi oyuncularından birisi olan Aten, 16
portlu yeni ürünüyle özellikle çok sayıda sunucuyu bir araya getirmek
isteyenleri sevindirecek.
Genişleme potansiyeli yalnızca port sayısıyla sınırlı değil. Ürünü 31
farklı switch’e bağlayabilirsiniz. Dolayısıyla 512 farklı bilgisayar monitör, fare, klavyeyi ağ kablosuna
dönüşen bağlantı üzerinden paylaşabiliyor. Her sistem switch’e minik merkezi işlemci üzerinden
bağlanıyor, dolayısıyla karışıklık olmuyor.
Üründe USB, PS/2, Sun legacy, seri port bağlantısı taşıyor. Standart CAT-5e/6 ağ kablosu ile azami
40 metreye kadar mesafede sorunsuz çalışıyor.
Üründe web tarayıcı üzerinden erişilebilir bir arayüz olmaması ciddi bir dezavantaj. KVM’yi IP
üzerinden gerçekleştirmek isterseniz, başka modellere bakmanızda fayda var.
Her portu üç şekilde seçebildiğinizden, kurulum gayet kolay. Öndeki düğmeler, ekrandaki görüntü
(OSD) ya da özel tanımlayacağınız kısayol ile geçiş yapabilirsiniz. KH1516, 1600 x 1200 piksel 60 Hz’lik
görüntü desteği sunuyor ve 10 metrelik kablolarla yaptığımız denemede gecikmesiz olarak çalışıyor.
OSD de belirli bir seviyede güvenlik sağlıyor. Yönetici ve 4 adet kullanıcı hesabı tanımlanabiliyor.
Her kullanıcı için KVM’deki hangi yuvaları kullanacakları ve sistemle nasıl iletişim kuracakları
belirlenebiliyor. QuickView işlevi sayesinde kullanıcının göreceği portlar da sınırlandırılabiliyor.
Tarama özelliği de kullanılan portları tarıyor ve her birinde ne kadar bağlantı kurulduğunu
görüntülüyor.
Kullandığımız süre içerisinde KH1516, iyi bir izlenim bıraktı. Kurulum ve kullanım oldukça kolay
olduğu gibi, ciddi genişleme potansiyeli de beğenimizi kazandı.
Dell PowerEdge R410
Özellikler
1U rack yapı
2 x 2,13 GHz Xeon L5506 işlemci
6 GB 800 MHz DDR3 bellek (64 GB’a çıkabilir)
Dell SAS 6/iR RAID kontrolcüsü ile
RAID 0,1 desteği
4 x 250 GB Seagate Barracuda
ES.2 SATA sürücü
iDRAC6 Express Card
2 x Gigabit Ethernet yuvası
PCI Express 16X yuvası
Dell Yönetim Konsolu yazılımı
Bilgi için
www.dell.com.tr
Fiyat
2100 USD + KDV
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
Aten Altusen KH1516
Özellikler
16 x RJ-45 KVM yuvası
PS/2 klavye ve fare bağlantısı
D-SUB monitör bağlantısı
RJ-11 seri port
2 x DB-25 genişleme yuvası
Bilgi için
www.bimel.com.tr
Fiyat
88 USD + KDV
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
Geniş depolama alanına sahip bir raf sunucu arayanlar
için düşük güç tüketen, kolay yönetilebilen bir seçenek.
G
iriş seviyesindeki raf sunucu modeli olan R410’un disk yuvaları 3,5 ve 2,5 inçlik SAS ve SATA diskleri
alabiliyor ve hot-swap desteği taşıyor. SAS kontrol yongası, PCI Express karttaki dört yuvalı bağlantıyı
etkinleştiriyor böylece bir fan çıkış kablosuyla karta diskler bağlanabiliyor. Ön panelde, USB yuvaları
ve basit bir LED durum paneli bulunuyor. R410’un iç kısmı tüm bileşenlere erişim sağlıyor. Bellek ve işlemciler
plastik bir koruyucu ile iç hava akımından etkilenmiyorlar ve anakartın önüne yerleştirilen dört adet çift
pervaneli fan da sessiz şekilde çalışıyor.
Üründeki işlemciler pasif bloklarla soğutuluyor ve HyperThreading ya da Turbo Boost özellikleri taşımıyor.
800 MHz hızında DDR3 bellek destekleyen işlemcinin 60 Watt’lık termal tasarım gücü, uyku modunda 7 Watt’a
düşüyor. Tam yük altında cihazın 188 Watt güç kullandığını gördük. Bu değer benzer giriş seviyesi sunuculara
göre yüksek değil. Tek işlemcili sunucular buna yaklaşıyor, çift işlemcililer ise çok daha fazla güç tüketiyor.
Anakarta gömülü BMC ile uzaktan terminal erişimi yapılabiliyor ve güç kontrolleri ayarlanabiliyor. İlk
Ethernet portu üzerinden sunulan Web yönetim hizmeti, sistemin tam olarak yönetilebilmesini sağlıyor. Uzaktan
işletim sistemi, sürücü kurulumu yapılabilmesinin yanında, sunucu güncellenebiliyor ve sorunların teşhis
edilmesini sağlıyor.
Test ettiğimiz
PowerEdge R410,
KOBİ’ler için yeterli
teknik özellikleri
an
sunmasının yanında uzaktan
yönetim ve izleme amacıylaa da bol
seçenek sunuyor.
ocak’10
63
DONANIM
ÜRÜN İNCELEME
Inntegraa SB,
Integra
SB yığın postalardan ku
kurtulmak
urtulm
mak ve zengin
zenngin güvenlik
güüvenlik
seçenekleri ile işinizi koruma altına almak için iyi bir seçenek.
Anti virüs, yığın posta ve zararlı
yazılım koruması ile güvenlik
duvarı sayesinde 50 kullanıcıya
kadar ofisler için tam donanımlı
bir koruma sağlıyor.
Yeni GateDefender, uzak
uzaktan
ktan
yönetilebiliyor
önetilebiliyor ve modüler yapısıyla
yap
farklı
klı işletmelere göre
gö özel
çözümler üretiyor.
P
anda’nın yeni cihazı ufak işletmeler için donanımsal güvenlik paketi sunuyor. SPI
destekli güvenlik duvarı, virüs ve yığın posta önleme, web içerik filtrelemesi ve zararlı
yazılımları önleme işlevlerini bir araya getiren cihaz, iki farklı kurulum seçeneği
sunuyor.
Güvenlik duvarını kullanmak istiyorsanız, yönlendirme modunda çalışmak gerekiyor. Bunu
istemiyorsanız, güvenlik duvarını transparan ayarlayabilir ve ağ ile varolan güvenlik duvarınız
arasına yerleştirebilirsiniz. Böylece ağdaki sistemlere ayar yapmadan çalışmaya devam edebilirsiniz.
Cihazın yönetim arayüzüne web’den erişilebiliyor. Bu arayüzden ağ bağlantıları, güncellemeler
ve aktif modüller görülebiliyor. İçeri ve dışarı tra ik bilgilerinin yanı sıra, taranan dosyalar,
bulunan virüs, yığın posta ya da casus yazılımlar her protokol için sıralanıyor. Virüs izleri otomatik
indirilebildiği gibi, güncellemeyi elle de yapabiliyorsunuz.
Integra’nın poliçe bazlı güvenlik sistemini kullanmak için IP adresi, LDAP sunucusu, kullanıcı ve
alan adı bilgilerini girmek gerekiyor. Böylece web iltreleme için de gereken ayarlar tamamlanıyor.
Ayar ve pro iller her güvenlik modülünün nasıl çalışacağını belirliyor. Poliçeleri zararlı yazılımlar,
içerik iltresi, yığın posta ve web iltresi için kullanmak mümkün. Ne yazık ki, anında mesajlaşma ya
da P2P yazılımlar için iltreleme yapılamıyor. Bunlar için belirli bir yazılım listesi oluşturarak onları
engelleyebilir ya da onlara izin verebilirsiniz.
Integra’nın içerisinde sabit disk bulunduğundan, zararlı e-postaları karantinaya alabiliyorsunuz.
Integra, gönderilen e-postalarda virüs aktivitesi bulursa onları siliyor. Virüs için seçilen protokoller
aynı zamanda yığın posta için de geçerli olduğundan, dolandırıcılık amaçlı e-postalar da bir yere
yönlendirilip, silinebiliyor. Dilerseniz, uyarı notu eklenerek kullanıcıya da ulaştırılabiliyor.
Güvenlik çözümüne ihtiyaç duyan ufak o isler için uygun olan Integra SB, web iltrelemesi çok iyi
olmasa da, kolayca kurulan ve yığın postaları engelleyen yapısıyla yeterli olabilir.
64
ocak’10
Panda GateDefender Integra SB
Özellikler
Intel Celeron M 600 MHz işlemci
1 GB DDR2 800 MHz bellek
80 GB SATA sabit disk
4 x Gigabit Ethernet
2 x USB
Bilgi için
www.servodata.com.tr
Fiyat
Firmayı arayınız
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
2U sunuc
ssunucudan
cudan bbeklenen
eklenen her şeyi sunan
s n IBM
IBM, uza
uzaktan
ktan
yönetim araçlarını geliştirmiş.
IBM System x3650 M2
Özellikler
2U raf tipi yapı
2 x 2,53 GHz Xeon E5540 işlemci
10 GB DDR3 1066 MHz bellek
(128 GB’a yükseltilebilir)
2 x 146 GB IBM 10K SAS disk
IBM ServeRAID-MR10i kart
RAID 0,1,5,10,50 desteği
4 x PCI Express 8X yuva
675 Watt hot-plug güç kaynağı
Bilgi için
www.ibm.com.tr
Fiyat
Fiyatı: 4100 USD + KDV
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
R
af yapılı ürünler az
yer kapladıkları gibi,
performansları ve
segmentlere göre farklı çözümler
sunmalarıyla dikkat çekiyor. IBM’in 2U raf tipi yeni sunucusu x3650
M2, 8 adet hot-swap sabit disk yuvasıyla ciddi bir depolama alanı sunuyor.
Üründe ServeRAID PCI Express RAID kartı yer alıyor ve bununla dizi ve ayna kurulumu mümkün.
Önbellekle desteklenen ve RAID 5 / 6 dizilerini destekleyen cihazdaki 256 MB’lık önbellek, 512 MB’a
yükseltilebiliyor.
Kurulum oldukça kolay. UEFI arayüzünde sunucu kurulumu için menü ve sorun teşhis arayüzü mevcut.
İşletim sistemi kurmak için ServerGuide diskine ihtiyaç duyuluyor. Tümleşik IMM modülü ile arka kısımdaki
özel ağ yuvası üzerinden web tarayıcı kullanarak kritik bileşenler, güç özellikleri, uzaktan yönetim, sanal açılış
medyası belirleme ve işletim sistemi ekran yakalama özelliklerine erişilebiliyor.
Özel yazılımı genel sistem yönetimi özellikleri sunuyor. Düzenli bir web arayüzünden erişilen yazılım, ağ
keşif, donanım ve yazılım envanteri depolama ve problem uyarı sistemi işlevlerine erişim sağlıyor.
Ağ keşif özelliği, RDP ya da RealVNC üzerinden uzaktan erişim kurma olanağı veriyor. Active Energy
Manager eklentisi, güç tüketim ve sistem ısılarını ekrana getiriyor. İçerisinde 675 Watt gücünde bir güç kaynağı
bulunduran cihaz, uyku modunda 14 Watt, tam yük altında ise 218 Watt güç tüketiyor. Bu değerler eşdeğer
sistemlere göre daha düşük.
IBM geniş depolama kapasitesi, 4 taneye çıkartılabilen 2 adet Gigabit Ethernet yuvası, 4 adet PCI Express
8X yuvası, 2 adet Xeon E5540 işlemci ve 10 GB bellek ile güçlü ve genişleyebilir bir sunucu.
SAS destekli ilk NAS sunucu olan Thecus N7700, ağ depolama
konusundaki standartları yyükseltiyor.
A
ğ depolama sistemleri konusundaki sıkı rekabete
dur diyecek bir ürün özellikleri taşıyan Thecus
N7700 SAS, önceki SATA sürümüne oranla çok
farklı. Intel Core 2 Duo işlemci, 4 GB bellek ve iki adet 128
MB’lık IDE mikro disk modülü taşıyor. Bunlardan birisi
arızalanırsa, diğeri devreye girerek kesintisiz çalışmasını
sağlıyor.
Sihirbaz yardımıyla kurulan ürün, Ajax tabanlı modern
bir arayüze sahip. İlk olarak RAID dizisi yaratan cihaz,
EXT3, XFS ya da ZFS gibi dosya sistemleriyle uyumlu.
Windows, Linux, Unix ve Mac sistemlerden bağlanabilen
N7700 SAS, FTP, yerel kullanıcı veritabanı ve AD alan adı
yetkilendirmesini kullanabiliyor.
FarStone’un DriveClonePro yazılımı ile seçili dosya ve
klasörler belirlenen aralıklarla yedeklenebiliyor. Görüntü
alma, disk ya da bölüm klonlama yapılabiliyor. Nsync ile bir cihazdan diğerine dosya da aktarılabiliyor.
Thecus’un indirme yöneticisi özelliğini kullanarak BitTorrent, http, FTP, ya da eMule protokollerinden
dosya indirilebiliyor. Ayrıca web sunucu ve IP kamera modülleri de işlevselliği artırıyor.
İki adet SAS diskle yaptığımız denemede saniyede 100 MB okuma ve 92 MB yazma yapmasıyla bizi
etkilemeyi başaran cihaz, FTP sonuçlarında bu 103 MB okuma ve 95 MB yazma ile bu değeri de aştı.
USB ve eSATA üzerinden PC’ye bağlanabilen bu masaüstü harici depolama birimi, Gigabit Ethernet
yuvası ile ağa da entegre edilebiliyor. SAS diskleri desteklemesi sayesinde kendi alanında bir ilki
gerçekleştiren Thecus, varolan NAS sistemleri arasında gördüğümüz en hızlısı.
Thecus N7700 SAS
Özellikler
2,16 GHz Intel Core 2 Duo T7400 işlemci
4 GB DDR2 bellek
7 x SATA / SAS hot-swap yuva
14 TB toplam depolama desteği
RAID 0,1,10,5,6 ve JBOD desteği
4 x USB, eSATA yuva
2 x Gigabit Ethernet
Bilgi için
www.thecus.com
Fiyat
2780 USD + KDV
Performans
Teknik özellikler
Fiyat / Performans
ocak’10
65
PRINT-OUT
İktisatçıların başarısızlığı,
BT’cilerin fırsatı
Olanı açıklamaya odaklı iktisatçıların yavaş kalmaları ve
tahminlerini sürekli değiştirmelerinin şirketleri soktuğu güç
durum, BT yöneticilerini peygamber seviyesine yükseltecek.
M
ühendisler arasında bildik fıkradır: Bir mühendis balonla dünya turu yapmaya
heveslenir ama kalkıştan hemen sonra fırtınaya tutulur, şanssızlık o kargaşada
pusulasının da bulunduğu çantası balondan aşağı düşer ve adamcağız bir
yandan balonu kontrol etmeye, diğer yandan bu işin sonunun nereye varacağını
modellemeye çalışır.
Derken birden bire, hava açılır ve güneş çıkar, biraz ileride bir köşk görünür. Köşkün
terasında bir adam kahvaltı etmektedir. Balondan aşağıya doğru, “Afedersiniz acaba
nerede olduğumu söyleyebilir misiniz?” diye seslenir. Aşağıdaki adam, “Şu anda tam
olarak terasımın üzerindesiniz” der.
Balondaki mühendisin yanıtı seri gelir: “Siz iktisatçı mısınız?” Adam şaşırır, “Evet ama
nereden anladınız?” diye yanıt verir. Mühendisin yanıtı nettir: “Söylediğiniz şey tamamen
doğru ama hiçbir işime yaramıyor.”
Bu fıkra aklıma geçenlerde vapurla Avrupa yakasına geçerken televizyonda bir
beyefendiyi esip üfürürken görünce geldi. Kendileri, döviz kurundaki değişimi dikkate
almadan doğalgaz iyatı ile ilgili bin tane aforizma üfürüyordu. Altındaki hareketi
alüminyum iyatlarını örneklem alarak açıklamaya çalışması da güzeldi ama en güzeli,
doların değeri yükselince Türkiye’de işsizliğin azalacağı yaklaşımıydı.
Efendim, doların değer kazanması ile emek maliyeti düşüp yurtdışında iyatları daha
rekabetçi hale gelince, Türkiye’de işsizlik azalacakmış. Çok güzel ancak sadece bilişim
teknolojileri dünyasında yaşayanların kendilerine göre ne kadar ileride olduğunu gösteren
bir örnek olma açısından.
Geçen ayın sonlarında ilk kararı alınan ve iş dünyasını birebir yansıtması ile övülen
Global Management Challenge’da (GMC), ilk turda verdiğiniz üretim tesisi yatırım kararı
ancak altı ay sonrasında işinize yarar bir rekabet unsuruna dönüşüyor. Kriz ortamında
işlerin aynı sürüp irmaların aynı üretim düzeylerini koruyarak batmadan kriz sonrasını
beklediğini düşünmek ancak akademik ortamda sahip olunabilecek bir düşünce. Üretimi
düştüğü bir yerden çıkarmak ise, altı ayla bir yıl arasında bir sürece ihtiyaç duyulmasına
yol açıyor.
Ama iş sadece oyun düzeyinde böyle değil: Önde gelen bir sınai grubun teknoloji
şirketinin başındaki bir dostum, grubun şirketlerinin bütçelerinin ilk taslağının
hazırlanmasının ardından altı kere değişen döviz kuru tahminlerine göre bütçeleri ve
kırılımlarını değiştirdiklerini anlattı.
Geliştirdikleri yazılım sayesinde kahvaltı etmemizden önceki akşam dört
civarında gelen tahminlere göre bütün dökümleri değiştirip kendisine e-posta atmıştı.
Blackberry’sindeki datayı akşam gözden geçirip ertesi sabah hazır olarak masaya
koymaya hazır olacaktı.
Finans piyasalarındaki değişimin hızı sürekli artarken, BT’cilerin önemi giderek
artacak. Anlık verilerle yapılan işlemler ise, iktisatçıların tahtını sallarken CTO ve CIO’ları
yönetim kurullarında daha fazla dinlenir hale getirecek.
Ekrem Özdamar
66
ocak’10
www.scroll.com.tr
DERGİYİ İNTERNETE TAŞIDIK
HEM DE ÜCR
ETSİZ
Online Teknoloji ve Bilgisayar Dergisi
!

Benzer belgeler

Bilgi Çalışanlarının Geleceği

Bilgi Çalışanlarının Geleceği az sayıda bildirim gelmesine rağmen müşteri memnuniyetine ve güvenliğine verdiği önem nedeniyle böyle bir değişim programı başlatan Fujitsu, üketicinin tercihi olan diğer AMILO, AMILO Pro ve LIFEBO...

Detaylı