Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 02/04/2015 tarihli ve 4812 sayılı

Transkript

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 02/04/2015 tarihli ve 4812 sayılı
Karar No
Karar Tarihi
: 529
: 04/04/2015
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 02/04/2015 tarihli ve 4812 sayılı yazısında;
TRT
TÜRK logosuyla yayın yapan “TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KURUMU” adlı kuruluşun
yayınının 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesinde düzenlenen hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi için
gönderildiği anlaşılmış olmakla, konu incelenerek;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yüksek Seçim Kurulunun 22/03/2015 tarih ve 417 sayılı kararı ile Adalet ve Kalkınma Partisi'nin
çeşitli ibadet yerlerinin iç ve dış görüntüleri ile Türk Bayrağı'nın kullanıldığı "Selam Olsun Bahara" adlı
reklam filmini, propaganda yasakları kapsamında değerlendirerek, söz konusu siyasi reklamın televizyon ile
internette yayınlanmasının yasaklanmasına ve yayından kaldırılmasına karar verilmiş ve RTÜK'ün resmi
internet sitesinde 23/03/2015 tarihinde saat 16.00 itibariyle medya hizmet sağlayıcıların dikkatine
sunulmasına rağmen TRT TÜRK logosuyla yayın yapan TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON
KURUMU unvanlı medya hizmet sağlayıcı kuruluşun gün içinde muhtelif saatlerde yayınlanan reklam
kuşaklarında, Ak Parti'nin içerisinde Türk Bayrağı ile çeşitli ibadet yerlerinin iç ve dış görüntüleri ile dini
ibarelerin kullanıldığı reklam filmindeki bazı görüntü ve ibareleri çıkartmak suretiyle yayınlamaya devam
ettiği, Ak Parti reklamının kısaltılmış versiyonunun ilk olarak 23/03/2015 tarihinde saat 19.22.14'de
yayınladığı ve söz konusu reklam filminde Türkiye'nin farklı yerlerinden insan ve doğa manzaraları, cami
görüntüleri, Hacıbektaş Veli Türbesi ve semah yapanlar, Mevlana Türbesi ve önünde dönen semazenler ile
Türk Bayrağı görüntülerinin yer aldığının görüldüğü, Ak Parti reklam filmi 23/03/2015 tarihinde 19.22.14,
19.24.01, 19.57.10, 19.58.56, 20.56.53, 20.58.39, 21.45.55, 21.47.41, 22.28.33, 22.30.19, 22.57.58,
22.59.38, 23.57.18, 23.58.59 saatlerinde 1 dakika 20 saniye yayınlandığı, Yüksek Seçim Kurulunun söz
konusu yayın yasağı kapsamında reklamın bazı bölümleri çıkarılmış olsa da, ekrana getirilen reklam
filminde cami dış görüntüsü ve cami avlusundan bir görüntünün, "Selam olsun Sultan Alparslan'a… ve Gazi
Mustafa Kemal'e" ifadeleriyle birlikte efelerin oynaması esnasında bir efenin elinde tuttuğu Türk Bayrağı ile
Atatürk heykeli görüntüsü beraberinde bayrak direğinin Türk Bayrağı görüntüsünün yer almaya devam
ettiğinin görüldüğü, sonuç olarak TRT 1 logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınladığı "Biz birlikte
Türkiye'yiz" sloganlı ve "Selam Olsun Bahara" adlı Ak Parti reklam filminde, Türk Bayrağı ile dini unsurlar
kullanılması, dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulunun 22/03/2015 tarih ve 417 sayılı kararının sonuç
bölümünün 1'inci fıkrasında belirtilen "…söz konusu reklam filminin propaganda yasakları kapsamında
(çeşitli ibadet yerlerinin iç ve dış görüntüleri ile Türk Bayrağı'nın kullanılması) kaldığından, siyasi reklamın
televizyon ve internette yayından kaldırılmasına" hükmüne aykırı davrandığının Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının sunumu ve uzman raporundan anlaşılmakta olup,
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 01/04/2015 tarih ve 40 sayılı kararında da; TRT TÜRK logosuyla
yayın yapan “TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KURUMU” adlı kuruluşun anılan yayınında;
Konunun, İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın yazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat
kapsamında Üst Kurulca yapılan değerlendirme neticesinde; Her ne kadar ilgili Uzman raporunda ve Daire
Başkanlığınca söz konusu yayında, Yüksek Seçim Kurulunun "…söz konusu reklam filminin propaganda
yasakları kapsamında (çeşitli ibadet yerlerinin iç ve dış görüntüleri ile Türk Bayrağı'nın kullanılması)
kaldığından, siyasi reklamın televizyon ve internette yayından kaldırılmasına" hükmünün ihlal edildiği
kanaati belirtilmiş ise de, bahse konu yayının incelenmesinde; "Biz birlikte Türkiye'yiz" sloganıyla,
Türkiye'nin farklı bölgelerinden coğrafyalarından doğa ve insan manzaraları, çocuk-büyük herkesin
kucaklaşması, sevgi ve sevincin paylaşılması görüntülerinin yer aldığı ve 3 dakika süren söz konusu filmdeki
"bayrak" görüntüsünün, sadece birkaç saniye kadar kısa bir süreliğine ekrana getirilmesinin "bayrak"
istismarı olarak yorumlanamayacağı, kaldı ki isminde "Vatan" ve "Hüda" şeklindeki milli değerleri içeren
siyasi partilerin de bulunması, siyasi parti kongre ve mitinglerinde "Türk Bayrağı" bulundurulmasının
eleştiri konusu yapılabilmesi, bahse konu filmde sadece çeşitli mekanların görüntülerine yer verilmesi, dini
içerikli herhangi bir ibarenin kullanılmamış olması, hususları dikkate alındığında, bahse konu özellikleriyle
anılan filmin mezkur YSK kararında belirtilen ihlal unsurlarını ihtiva etmediğinin değerlendirildiği, bununla
1 / 10
birlikte herhangi bir siyasi vaadin olmadığı, çocuk-büyük herkesin kucaklaşması ile sevgi ve sevincin
paylaşıldığı görüntüler eşliğinde, "Birlik ve beraberlik" vurgusunun yapıldığı filmdeki mesajların, anılan
parti ambleminin kaldırılması halinde, herkesim tarafından onay verilebilecek nitelikte bulunduğu ve
Yüksek Seçim Kurulunun 2015/291 sayılı kararında; "Siyasi reklam"ın, "siyasi partilerin program ve
projelerini, adayların ise yapmayı düşündükleri siyasi faaliyetlerini ve kendilerini halka anlatması" şeklinde
tanımlanmış olması da dikkate alındığında, aslında bu haliyle anılan filmin "siyasi reklam" niteliği taşımayan
bir filmde, bayrak ve dini mekân görüntülerinin ihlal konusu olamayacağı,
Ayrıca 298 sayılı Kanun'un 58. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Propaganda için kullanılan el
ilanları ve diğer her türlü matbuat üzerinde Türk Bayrağı ve dini ibareler bulundurulması yasaktır."
şeklindeki düzenlemenin çeşitli Kanunlarda basılmış ve çoğaltılan malzemeler olarak belirtilen "matbuat"ı
kapsadığı, radyo ve televizyon yayınlarını kapsamadığı, Kanunlarda açıkça belirtilmeyen suç ve cezalar için
kıyasa yol açacak biçimde geniş yorum yapılamayacağı açık olmasına rağmen, Yüksek Seçim Kurulunun
bahse konu yasağın kapsamını, radyo ve televizyon yayınlarını da kapsayacak şekilde genişletilerek
yorumlanmış olması konusu da, tamamen Yüksek Seçim Kurulunun takdir ve maslahatına mazhar bir husus
olduğu, anılan yayının; Yüksek Seçim Kurulunun 22/03/2015 tarihli, 417 sayılı kararının sonuç bölümünün
1'inci fıkrasında belirtilen "…söz konusu reklam filminin propaganda yasakları kapsamında (çeşitli ibadet
yerlerinin iç ve dış görüntüleri ile Türk Bayrağı'nın kullanılması) kaldığından, siyasi reklamın televizyon ve
internette yayından kaldırılmasına" hükmünün ihlali niteliğinde olmadığına,
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 149/A maddesinde
düzenlenen hükümler ile Yüksek Seçim Kurulunun ilgili kararı çerçevesinde gereğinin takdiri için dosyanın
Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına gönderilmesine,
karar verildiği görülmüştür.
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 149/A
maddesinde; “Bu Kanunun 55/A maddesine ve Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen esaslara aykırı olarak
yayın yapılması halinde, ülke genelinde yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını Yüksek Seçim
Kurulu, yerel yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını ise yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulu
uyarır veya aynı yayın kuşağında açık bir şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya
aykırılığın tekrarı halinde, Yüksek Seçim Kurulu veya yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca, ihlâle
konu programın yayını bir ilâ oniki kez arasında durdurulur. Aykırılığın tekrarı hâlinde, ülke genelinde yayın
yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarının Yüksek Seçim Kurulunca beş günden onbeş güne
kadar durdurulmasına, yerel yayın yapan özel radyo ve televizyonların yayınlarının ise yayının yapıldığı yer
ilçe seçim kurulunca üç günden yedi güne kadar durdurulmasına karar verilir.
Bu kararlar ilgili en yüksek mülkî amirlerce derhâl yerine getirilir.
Birinci fıkra hükmüne göre hakkında yayın durdurulması kararı verilen özel radyo ve televizyon
kuruluşlarının sorumluları, onmilyar liradan seksenbeşmilyar liraya kadar, yerel yayın yapan özel radyo ve
televizyon kuruluşlarının sorumluları, üçyüzellimilyon liradan dörtmilyar liraya kadar ağır para cezasıyla,
yetkili mahkemesince cezalandırılır. Tekerrürü halinde bu cezalar üç misli olarak uygulanır. Bu fıkraya göre
verilecek cezalarda Türk Ceza Kanunu’nun 119 uncu maddesi uygulanmaz.” hükmü öngörülmüştür.
TRT TÜRK televizyon kanalı 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu’na tabi olup, özel
televizyon kanalı olmaması nedeniyle, yayın ilkelerini ihlal ettiği gerekçesiyle 298 sayılı Seçimlerin Temel
Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un “Özel radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin suçlar”
başlıklı 149/A maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı konusunun çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
298 sayılı Kanun’un 15/7/2003 tarih ve 4928 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle yeniden düzenlenen
55/A maddesinin birinci fıkrası, “Seçimlerin başlangıç tarihinden oy verme gününün bitimine kadar özel
radyo ve televizyon kuruluşları, yapacakları yayınlarda 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanunu’nun 5, 20, 22 ve 23 üncü maddeleri ile 31 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine tâbidir.”,
üçüncü fıkrası, “Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre özel radyo ve televizyonların yayın ilkelerinin
belirlenmesinde, Yüksek Seçim Kurulu görevli ve yetkilidir.”
Diğer taraftan; 15/2/2011 tarihinde kabul edilerek Resmî Gazete’nin 03/03/2011 tarih ve 27863 sayılı
nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Seçim döneminde yayınlar” başlıklı 30. maddesinin birinci fıkrası,
2 / 10
“Seçimlerle ilgili seçim dönemlerinde yapılan yayınlara ilişkin usul ve esaslar Yüksek Seçim Kurulu
tarafından düzenlenir.”
İkinci fıkrası, “ Üst Kurul, medya hizmet sağlayıcılarının seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek
Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda izler, denetler ve değerlendirir.”
Üçüncü fıkrasında; “26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen
Kütükleri Hakkında Kanun'un 149/A maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını
müteakip Üst Kurulca yerine getirilir.”
hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen kanun hükümlerini yürürlüğe giriş tarihleri itibariyle ele aldığımızda;
298 sayılı Kanun’un 55/A maddesi 15/7/2003 tarih ve 4928 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle, 149/A
maddesi ise 4928 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle yeniden düzenlenmiş, buna karşın, 6112 sayılı Kanun
15/02/2011 tarihinde kabul edilerek Resmî Gazete’nin 03/03/2011 tarih ve 27863 sayılı nüshasında
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Eş anlatımla, 03/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’un
“Seçim döneminde yayınlar” başlıklı 30. maddesi seçim dönemindeki yayınlara ilişkin özel bir düzenleme
olup, yürürlük tarihi olarak da sözü edilen diğer Kanunlardan yenidir. 6112 sayılı Kanun’un 30. maddesi
incelendiğinde, seçim dönemlerinde yapılan yayınlara ilişkin usul ve esasların Yüksek Seçim Kurulunca
düzenleneceği, Üst Kurulun, medya hizmet sağlayıcılarının seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim
Kurulunun kararları doğrultusunda izleyeceği, denetleyeceği ve değerlendireceği hükme bağlanmıştır.
Madde hükmündeki “…medya hizmet sağlayıcıları…” ifadesinden düzenlemenin, sadece özel radyo ve
televizyon kuruluşlarına yönelik olmayıp, tüm yayın kuruluşlarına ilişkin bulunduğu belirgin bir şekilde
anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 2954 sayılı Kanun’un 31. maddesinin birinci fıkrasında; Türkiye Radyo ve Televizyon
Kurumunun yayınlayacağı programların son denetiminin Genel Müdür adına ve Genel Müdüre doğrudan
bağlı Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı tarafından yapılacağı, ikinci fıkrasında da,
radyo ve televizyon yayınlarının, yayından önce ayrıca Türkiye Radyo –Televizyon Kurumu dışından
hiçbir kişi veya kuruluş tarafından denetlenemeyeceği, sadece Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili yayınlar
hakkında Genelkurmay Başkanlığının olumlu görüşünün alınacağı,
Diğer taraftan, 6112 sayılı Kanun’un “Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun yükümlülüğü” başlıklı
45. maddesinin birinci fıkrasında; 8. maddede belirtilen yayın ilkeleri….hükümlerinin, Türkiye RadyoTelevizyon Kurumu yayınları hakkında da uygulanacağı, ikinci fıkrasında da; söz konusu yükümlülüğün
yerine getirilmemesi hâlinde, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun ihlâlin niteliği açıkça belirtilerek Üst
Kurulca uyarılacağı ve yükümlülüğün yerine getirilmesini ilgili Bakanlığa bildireceği, hükümleri dikkate
alınarak yapılan değerlendirmede ise;
Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere göre, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT)
yayınlayacağı programların son denetimini yine kendisi yapmakta, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinde
belirtilen yayın ilkelerine aykırı yayın yapması halinde de Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)
tarafından uyarılacağı öngörülmekte ve yükümlülüğünün yerine getirilmesini ilgili Bakanlığa bildirmesi ile
yetinilmektedir. Bir başka anlatımla, TRT kendi yayınının denetimini yine kendisi yapmakta, 6112 sayılı
Kanun’un 8. maddesi ile belirlenen yayın ilkelerini ihlal etmesi durumunda RTÜK tarafından uyarılmakta ve
yükümlülüğünü yerine getirmesi ilgili Bakanlığa bildirilmektedir. Ancak bu durum 6112 sayılı Kanun’un 8.
maddesinde düzenlenen yayın ilkeleri ile sınırlıdır. Seçim dönemindeki yayınlar aynı Kanun’un 30.
maddesinde düzenlenmiş olup, maddedeki “… medya hizmet sağlayıcıları …” ifadesiyle Türkiye Radyo
Televizyon Kurumu ile
özel radyo ve televizyon kuruluşları gibi bir ayrıma gidilmediği görülmektedir.Bu yasal düzenlemelere
bakıldığında, TRT yayın kuruluşları hakkında başkaca bir yaptırımın bulunmadığı gibi bir anlayışı kabul
etmek mümkün değildir. Kabul edilmesi halinde, yürütmenin bir kuruluşuna yine yürütmenin bir başka
kuruluşunun yaptırım uygulaması/uygulamaması keyfiyetine bırakılmış olacaktır. Şöyle ki;
Ulusal iradenin sağlıklı ve serbest biçimde oluşabilmesi amacıyla Anayasa’nın 79. maddesi;
seçimlerin yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılmasını kurala bağlamış; seçimlerin
başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetim ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma
ve yaptırma, seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara
bağlama görevi Yüksek Seçim Kuruluna verilmiştir.
3 / 10
Demokratik toplum düzeninin özünü teşkil eden seçimin özgür, serbest ve eşit koşullarda adil bir
biçimde yapılabilmesi için adaylar arasında fırsat eşitliğinin sağlanması gerekmekte olup, bunun temin
edilebilmesi de; oy verme gününden önce adayların özgür, eşit ve serbest biçimde kendilerini topluma
tanıtmalarına, program ve projeleriyle yarışmalarına olanak sağlayan bir ortamın oluşturulması koşuluna
bağlıdır.
Demokratik toplum düzeni gereklerine uygun bir seçim ortamının yaratılabilmesi için seçimin
“eşitlik, serbestlik, dürüstlük” gibi ana ilkelerinin yaşama geçirilebilmesi zorunlu olup, bunu sağlama görevi
de Anayasa’nın 79. maddesi ile Yüksek Seçim Kuruluna verilmiştir. Bunun içindir ki, Yüksek Seçim
Kurulu seçim takviminin başlamasından hemen önce ve seçim takviminin yürürlüğe girdiği ilk günlerde
yukarıda sayılan ana ilkelerin yaşama geçirilmesi ve korunması adına kararlar almakta, genelgeler
çıkarmaktadır. Bu karar ve genelgeler Resmi Gazete’de de yayımlanmak suretiyle seçim takviminin
başlamasından itibaren ilgilileri için bağlayıcı hale gelmektedir.
Nitekim Anayasa’nın 79. maddesinin verdiği görev ve yetki çerçevesinde Kurulumuzun oybirliği
ile kabul edilen 4/3/2015 tarih ve 2015/291 sayılı kararının “SONUÇ” bölümünün 1. maddesinde; "Medya
hizmet sağlayıcılarının, seçimin başlangıç tarihi olan 10/03/2015 tarihinden oy verme gününden önceki
yirmidört saate kadar (5 Haziran 2015, saat 24.00) olan sürede siyasi reklam yayınlayabileceklerine,"
9. maddesinde; "Seçimin başlangıç tarihi olan 10/3/2015 tarihinden yayın yasaklarının başlayacağı oy
verme gününden önceki son yirmidört saate kadar (5 Haziran 2015, saat 24.00) olan sürede medya hizmet
sağlayıcıları tarafından yayınlanacak siyasi reklamların Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından izlenmesi, denetlenmesi ve değerlendirilmesi
gerektiğine,"
10. maddesinde; "Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile ulusal düzeyde yayın yapan bütün özel
radyo ve televizyon kanalları ayrım gözetilmeden izlenerek siyasi reklam yayın ilkelerine aykırılığının
tespiti halinde düzenlenecek raporların, seçim dönemi içerisinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca
değerlendirilip, her haftanın perşembe günleri saat 17.00’ye kadar, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına
sunulmasına,"
karar verilmiştir.
25. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde siyasi partilerin ve bağımsız adayların faaliyetlerine ilişkin
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumuna (TRT) bağlı kuruluşların reklam kuşaklarında siyasi reklamlarının
usul ve esasların belirlenmesine ilişkin Kurulumuzun 2015/291 sayılı kararına uygun yayın yapıp
yapmadığının Yüksek Seçim Kurulunun denetimine bağlı tutulmaması halinde, TRT yayın kuruluşunun
seçim hukukunun en temel ilkeleri olan “eşitlik, serbestlik ve dürüstlük” ilkelerini ihlal etmesine bir anlamda
seyirci kalınacaktır. Daha açık bir anlatımla, Anayasa’nın 79. maddesinin birinci fıkrasıyla teminat altına
alınan seçimlerin “…yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır…” hükmü ihlal edilmiş
olacaktır.
Özetlemek gerekirse; 03/03/2011 tarihinde 27863 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
giren 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yayın ilkeleri belirlenmiş, 45. maddesi gereğince de bu yayın
ilkelerine Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) uymakla yükümlü tutulmuş ve 30. maddesinde de
özel radyo ve televizyon kuruluşları ile ilgili bir ayrıma gidilmeden “Seçim dönemlerinde yayınlar” başlığı
ile seçim dönemlerinde yapılan yayınların usul ve esaslarının Yüksek Seçim Kurulunca belirleneceği, Üst
Kurulun, medya hizmet sağlayıcılarının seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim Kurulunun
kararları doğrultusunda izleyeceği, denetleyeceği ve değerlendireceği hüküm altına alınmıştır.
298 sayılı Kanun’un 55/A ve 149/A maddeleri 6112 sayılı Kanun’dan önce yürürlüğe girmiş olup,
6112 sayılı Kanun’daki düzenlemenin yayın ilkelerini ve özellikle de “Seçim döneminde yayınlar” ile ilgili
düzenlemeyi içermesi nedeniyle daha özel hükümleri içerdiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Bu kapsamda değerlendirilen TRT yayın kuruluşları hakkında da, tıpkı özel radyo ve televizyon
kuruluşlarının yayın ihlalinde bulunması gibi 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesinde yer alan uyarma veya
program durdurma yaptırımları uygulanmaktadır. Kurulumuzun 22/3/2015 tarihli, 417 sayılı kararı ile 298
sayılı Kanun’un 58. maddesinin birinci fıkrası, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 87. maddesi,
Kurulumuzun 23/02/2015 tarihli, 2015/236 sayılı, seçimlerde propaganda serbestliği ve süresi ile ilgili
4 / 10
uyulması gereken usul ve esaslara ilişkin kararının “SONUÇ” bölümünün (G) maddesinin (a) fıkrası ve
Kurulumuzun 04/03/2015 tarihli, 2015/291 sayılı siyasi reklama ilişkin usul ve esasların belirlenmesine
ilişkin kararının " SONUÇ" bölümünün 3. maddesi ile Adalet ve Kalkınma Partisinin itiraza konu reklam
filmi birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu reklam filminin propaganda yasakları kapsamında (çeşitli
ibadet yerlerinin iç ve dış görüntüleri ile Türk Bayrağı'nın kullanılması) kaldığından siyasi reklamın
televizyon ve internette yayından kaldırılmasına karar verilmesine ve Kurulumuzun bu kararı Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunca 23/03/2015 günü saat 16.00 itibariyle medya hizmet sağlayıcılarına yöntemine
uygun şekilde duyurulmasına rağmen, TRT TÜRK hizmet sağlayıcısı tarafından, Kurulumuzun söz konusu
yasağa ilişkin kararına uyulmayarak 23/03/2015 tarihinde 19.22.14, 19.24.01, 19.57.10, 19.58.56, 20.56.53,
20.58.39, 21.45.55, 21.47.41, 22.28.33, 22.30.19, 22.57.58, 22.59.38, 23.57.18, 23.58.59 saatlerinde
yayınlandığı belirlenmiştir.
TRT TÜRK logolu yayın kuruluşu söz konusu yayını ile Kurulumuzun 22/3/2015 tarihli, 417 sayılı
kararı ile yayından kaldırılmasına karar verilen siyasi reklamı yayınladığı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının sunumu ve üst kurul uzmanlarının raporlarından ve eki
belgelerden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Kurulumuzun 22/3/2015 tarihli, 417 sayılı kararına aykırı olarak adı geçen kuruluşta
yayınlanan "Reklam Programının" 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesine göre uyarılmasına karar
verilmelidir.
S O N U Ç: Açıklanan nedenlerle;
1- 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (k) bendinde ve Kurulumuzun 22/03/2015 tarih ve 2015/417
sayılı kararı ile yayından kaldırılmasına karar verilen siyasi reklamı yayınlayan Türkiye Radyo ve
Televizyon Kurumu (TRT) kuruluşu olan TRT TÜRK logolu yayın kuruluşu hakkında 298 sayılı Kanun’un
149/A maddesinin uygulanması gerektiğine, Kurul Başkanı Sadi GÜVEN ve Kurul Üyesi İlhan
HANAĞASI'nın karşı oyları ve oy çokluğuyla,
2- 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesi uyarınca, Kurulumuzun 22/03/2015 tarihli, 417 sayılı kararı
ile yayından kaldırılmasına karar verilen siyasi reklamı yayınlaması nedeniyle adı geçen kuruluşta
yayınlanan "Reklam Programının" 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesine göre uyarılmasına, aynı tür
yayınların devamı halinde yasada yer alan müteakip cezaların uygulanacağına Kurul Başkanı Sadi GÜVEN
ve Kurul Üyesi İlhan HANAĞASI'nın karşı oyları ve oy çokluğuyla,
3- Uyarı kararının Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna tebliğ edildiği günü takip eden en geç 48 saat
içinde saat 19.22'ye denk gelen reklam kuşağının başında "TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON
KURUMU "na ait TRT TÜRK logosu ile yayın yapan televizyon kuruluşunun, “Adalet ve Kalkınma
Partisinin reklam filminin propaganda yasakları kapsamında kalması nedeniyle siyasi reklamın televizyon ve
internette yayından kaldırılmasına karar verilmesine ve Kurulumuzun bu kararı Radyo ve Televizyon Üst
Kurulunca 23/03/2015 günü saat 16.00 itibariyle medya hizmet sağlayıcılarına yöntemine uygun şekilde
duyurulmasına rağmen, bu karara uyulmayarak 23/03/2015 tarihinde 19.22.14, 19.24.01, 19.57.10, 19.58.56,
20.56.53, 20.58.39, 21.45.55, 21.47.41, 22.28.33, 22.30.19, 22.57.58, 22.59.38, 23.57.18, 23.58.59
saatlerinde yayınlamak suretiyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (k) bendi ve Yüksek Seçim Kurulunun
22/03/2015 tarihli, 2015/417 sayılı kararına aykırı yayın yapması nedeniyle Yüksek Seçim Kurulunun
04/04/2015 tarih ve 2015/529 sayılı kararı ile uyarılmıştır.” ibaresinin aynen yayınlanmasına,
4- Karar örneğinin, TRT Genel Müdürlüğü Turan Güneş Bulvarı OR-AN ÇANKAYA/ANKARA
adresinde mukim TRT TÜRK
logosuyla yayın yapan TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON
KURUMU’na tebliği için İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliğine, gereği için Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu Başkanlığına gönderilmesine,
5- TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KURUMU’na ait TRT TÜRK logosu ile yayın yapan
televizyon kuruluşunda yayınlanan "Reklam Programı" hakkında verilen uyarı kararının ilgili kuruluşa
tebliğini müteakip uygulanacağından, karar örneğinin söz konusu kuruluşa tebliğ edildiğine ilişkin yazının
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığına gönderilmesine,
04/04/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
5 / 10
Başkan
Sadi GÜVEN
(M)
Başkanvekili
Turan KARAKAYA
Üye
Ünal DEMİRCİ
Üye
İlhan HANAĞASI
(M)
Üye
Mehmet KÜRTÜL
Üye
Ali KAYA
Üye
Nilgün İPEK
Üye
İbrahim ZENGİN
Üye
Zeki YİĞİT
6 / 10
T.C.
YÜKSEK SEÇİM KURULU
Karar No : 529
-KARŞI OYTürkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun seçim döneminde yayınlarında 6112 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesine uygun yayın yapmadığının
Yüksek Seçim Kurulunca tespiti halinde 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri
Hakkında Kanun’un 149/A maddesindeki cezaların Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu hakkında da
uygulanacağına ilişkin görüşe katılmak mümkün değildir.
Anayasa’nın 79. maddesi “Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi
ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işleri yapma ve yaptırma” görevini Yüksek Seçim Kuruluna vermiştir.
Demokratik toplum düzeni gereklerine uygun bir seçimin yapılabilmesi, oy verme gününden önce
Cumhurbaşkanı adaylarının özgür, eşit, serbest biçimde kendilerini topluma tanıtmalarına, program ve
projeleriyle yarışmalarına olanak sağlayan bir ortamın oluşturulması koşuluna bağlıdır. Nitekim demokratik
bir seçim için gerekli ortamın oluşturulabilmesi amacıyla seçimin başlangıcı olarak belirlenen tarihten oy
verme gününe kadar geçen süreyi kapsayan seçim döneminde uygulanacak usul ve esaslar ilgili kanunlarda
düzenlenmiştir.
Kamuoyunu etkileyip, yönlendirebilmeleri nedeniyle radyo ve televizyon yayınları, seçim döneminde
daha ayrıntılı ve özenle uygulanması gereken usul ve esaslara tabi tutulmuştur. 298 sayılı Kanun ile 6112
sayılı Kanun radyo ve televizyon, basın, iletişim araçları ve internet yayınları ile ilgili düzenlemeleri
içermektedir.
6112 sayılı Kanun'un;
"Seçim dönemlerinde yayınlar" başlıklı 30. maddesinin;
Birinci fıkrasında; ”Seçimlerle ilgili olarak seçim dönemlerinde yapılan yayınlara ilişkin usul ve
esaslar Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.”
İkinci fıkrasında; “Üst Kurul, medya hizmet sağlayıcılarının seçim dönemlerindeki yayınlarını
Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda izler, denetler ve değerlendirir.”
Üçüncü fıkrasında; “26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen
Kütükleri Hakkında Kanun'un 149/A maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını
müteakip Üst Kurulca yerine getirilir.”
“Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun yükümlülüğü” başlıklı 45. maddesinin;
Birinci fıkrasında; 8. maddede belirtilen yayın ilkeleri ile bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticarî
iletişimi düzenleyen hükümleri, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu yayınları hakkında da uygulanır.”
İkinci fıkrasında; “Söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde, Türkiye RadyoTelevizyon Kurumu ihlâlin niteliği açıkça belirtilerek Üst Kurulca uyarılır ve yükümlülüğün gereğinin
yerine getirilmesi ilgili Bakanlığa bildirilir.”
hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda sayılı nedenlerle 6112 sayılı Kanun’un 30. maddesi gereğince yayınlara ilişkin usul ve
esaslar Yüksek Seçim Kurulu tarafından 04/03/2015 tarihli 290 sayılı karar ile belirlenerek Resmî Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
İhtilaf 6112 sayılı Yasanın 8. maddesine aykırı yayın yapılması halinde özel radyo ve televizyonlara
verilen cezaların Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumuna verilip verilemeyeceğinde toplanmaktadır.
Bunun için öncelikle yasal mevzuatın irdelenmesi gerekmektedir.
7 / 10
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un;
“Özel radyo ve televizyonlarda yayın” başlıklı 55/A maddesinde;
“Seçimlerin başlangıç tarihinden oy verme gününün bitimine kadar özel radyo ve televizyon
kuruluşları, yapacakları yayınlarda 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5, 20, 22 ve 23
üncü maddeleri ile 31 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine tâbidir.
Seçimin başlangıç tarihinden itibaren oy verme gününden önceki yirmi dört saate kadar olan sürede,
siyasi partiler veya adaylar radyo ve televizyonlarda birlikte veya ayrı ayrı açık oturum, röportaj, panel gibi
programlara katılarak görüşlerini açıklayabilirler. Siyasi partiler veya adayların açık veya kapalı yer
toplantıları, radyo ve televizyonlarda canlı olarak yayınlanabilir.
Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre özel radyo ve televizyonların yayın ilkelerinin belirlenmesinde,
Yüksek Seçim Kurulu görevli ve yetkilidir.
Yapılacak yayınların yukarıdaki esaslara uygunluğunun gözetim, denetim ve değerlendirilmesinde,
ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonlar için Yüksek Seçim Kurulu; bunun dışında yayın yapan
özel radyo ve televizyonlar için yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulları görevli ve yetkilidir.
İlçe seçim kurullarının verdiği kararlara karşı, yirmidört saat içinde il seçim kurullarına itiraz
edilebilir. İl seçim kurulu kararları kesindir.
Ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonların hangileri olduğunu belirlemeye Yüksek
Seçim Kurulu yetkilidir. Yüksek Seçim Kurulunun buna ilişkin kararı Resmî Gazetede yayımlanır.”
“Özel radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin suçlar” başlıklı 149/A maddesinde;
“Bu Kanunun 55/A maddesine ve Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen esaslara aykırı olarak yayın
yapılması halinde, ülke genelinde yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını Yüksek Seçim Kurulu,
yerel yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını ise yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulu uyarır
veya aynı yayın kuşağında açık bir şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın
tekrarı halinde, Yüksek Seçim Kurulu veya yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca, ihlâle konu
programın yayını bir ilâ oniki kez arasında durdurulur. Aykırılığın tekrarı hâlinde, ülke genelinde yayın
yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarının Yüksek Seçim Kurulunca beş günden onbeş güne
kadar durdurulmasına, yerel yayın yapan özel radyo ve televizyonların yayınlarının ise yayının yapıldığı yer
ilçe seçim kurulunca üç günden yedi güne kadar durdurulmasına karar verilir.
Bu kararlar ilgili en yüksek mülkî amirlerce derhâl yerine getirilir.
Birinci fıkra hükmüne göre hakkında yayın durdurulması kararı verilen özel radyo ve televizyon
kuruluşlarının sorumlularına, onbeşbin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına; yerel yayın yapan özel radyo
ve televizyon kuruluşlarının sorumlularına, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para
cezası verilir.”
6112
sayılı
Radyo
Hizmetleri Hakkında Kanun’un;
ve
Televizyonların
Kuruluş
ve
Yayın
“Seçim döneminde yayınlar” başlıklı 30. maddesinde;
“(1) Seçimlerle ilgili olarak seçim dönemlerinde yapılan yayınlara ilişkin usul ve esaslar Yüksek
Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.
(2) Üst Kurul, medya hizmet sağlayıcılarının seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim
Kurulunun kararları doğrultusunda izler, denetler ve değerlendirir.
(3) 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanunun 149/A maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını müteakip Üst Kurulca
yerine getirilir.”
“Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun yükümlülüğü” başlıklı 45. maddesinde;
“(1) 8 inci maddede belirtilen yayın ilkeleri ile bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticarî iletişimi
düzenleyen hükümleri, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu yayınları hakkında da uygulanır.
8 / 10
(2) Söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu
ihlâlin niteliği açıkça belirtilerek Üst Kurulca uyarılır ve yükümlülüğün gereğinin yerine getirilmesi ilgili
Bakanlığa bildirilir.”
hükümlerini içermektedir.
Çok açık bir şekilde görüldüğü gibi 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesinin üst başlığı “Özel radyo
ve televizyon yayınlarına ilişkin suçlar” dır. Yasa 15/7/2003 tarihli 4928 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile
yeniden düzenlenmiştir. Düzenleme tarihi itibarıyla Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu mevcuttur.
Kanun koyucunun özel radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarına ilişkin cezai düzenleme yaparken
TRT’yi bu madde içinde düzenlemeyi unuttuğunu söylemek ve yorumla bu maddeyi TRT hakkında da
uygulamak mümkün olabilecekmidir?
Yüksek Kurulun sayın çoğunluğu bu maddenin uygulanması gerektiğini kabul ederken iki görüş öne
sürmüştür.
Birincisi 6112 sayılı Kanun’un 30. maddesindeki hükümlerdir.
6112 sayılı Kanun’un 30. maddesi üç fıkradan oluşmaktadır.
Birinci fıkrasında seçim döneminde yapılan yayınlara ilişkin usul ve esasların Yüksek Seçim Kurulu
tarafından düzenleneceği,
İkinci fıkrada Üst Kurul’un medya hizmet sağlayıcılarının yayınlarını Yüksek Seçim Kurulu kararları
doğrultusunda izleyeceği,
Üçüncü fıkrada ise “26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen
Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını
müteakip Üst Kurulca yerine getirilir.” hükmü vardır. Çoğunluk bu maddeye dayanmaktadır.
Görüldüğü gibi birinci ve ikinci fıkralar genel ilkeleri belirlemekte, üçüncü fıkrada ise 298 sayılı
Kanun’un 149/A maddesinde düzenlenen hükümlerin Yüksek Seçim Kurulu kararlarına müteakip üst
kurulca yerine getirileceğini içermektedir.
298 sayılı Yasanın 55/A ve 149/A ile 6112 sayılı Kanun’un 30. maddesinde TRT’nin 6112 sayılı
Kanun’un 8. maddesine aykırı davranışının 298 sayılı Kanun’un 149/A’ya göre cezalandırılacağına ilişkin
tek bir hüküm yoktur.
T.C. Anayasasının “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi “…kimseye suçu işlediği
zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez…ceza ve ceza yerine geçen
güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur…” hükmünü getirmiştir.
298 sayılı Kanun’un 149/A maddesi; madde başlığından anlaşıldığı gibi suçlara ilişkindir. Suçlara
ilişkin yaptırım uygulanabilmesi için belirlenmiş bir ceza olmalıdır.
2954 sayılı Yasa’nın 8. maddesine göre TRT’nin kamu tüzel kişiliğine sahip olduğu belirtilmiş olup,
Yüksek Seçim Kurulunun açıkladığı özel televizyonları listesinde de adı yoktur.
Özel televizyon olmadığına göre özel televizyonlar için düzenlenen 298 sayılı Kanun’un 149/A
maddesindeki cezalar ihlal halinde TRT için uygulanabilecekmidir?
Ceza hukukunda kanunilik ilkesi nedir ve kıyas yoluyla cezaların uygulanması mümkünmüdür?
Anayasa 38. maddesine göre kimseye suçu işlediği zamanda kanunda suç için konulmuş olan
cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Kanunsuz ceza olmaz kuralı ceza hukukunun ana kurallarından
birisidir. Latincesi “nullum arimen, nulla poena lege” olan kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi T.C.
Anayasasında “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” fıkrasında ifadesini
bulmuştur. Ceza hukukunun temeli kanundur. 5237 sayılı Kanun’un ikinci maddesi de suç ve cezada
kanuniliği düzenlemiş “kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik
tedbirine hükmolunamayacağı ve idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamayacağı yazılıdır.
TRT’nin seçim döneminde 6112 sayılı Kanun’un 45. maddesinin birinci fıkrası gereğince 8. maddede
belirtilen yayın ilkelerine uymaması halinde ne olacaktır?
TRT 2954 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca kamu tüzel kişiliğine sahiptir. Yüksek Seçim
Kurulunun yayınladığı özel radyo ve televizyonlar listesinde yoktur. Türkiye Radyo ve Televizyon
9 / 10
Kurumunun yükümlülüğü bu nedenle 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesinde değil 6112 sayılı Kanun’un
45. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede TRT’nin 8. madde ilkeleri doğrultusunda yayın yapacağı
belirtildikten sonra ikinci fıkrada “söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, Türkiye Radyo
ve Televizyon Kurumu ihlalin niteliği açıkça belirtilerek Üst Kurulca uyarılır ve yükümlülüğün gereğinin
yerine getirilmesi ilgili Bakanlığa bildirilir” hükmü getirilmiştir.
TRT’nin ihlali halinde ne yapılacağı çok açıktır. Kanun koyucu özel radyo ve televizyonların yayın
ilkelerini ihlali halinde 298 sayılı Kanun’un 149/A maddesindeki cezaların uygulanacağını söylerken TRT’yi
unutmamış aksine kamu kurumu olması nedeniyle TRT hakkında özel yukarıda belirtilen hükmü getirmiştir.
Sayın çoğunluğun TRT’nin yayın ilkelerini ihlali halinde RTÜK’ün uyarmayacağı veya uyarısının
etkin olmayacağı bu nedenle Anayasa’nın 79. maddesinin seçimlerin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile
ilgili bütün işleri yapma ve yaptırma yetkisini Yüksek Seçim Kuruluna verdiği gerekçesiyle 298 sayılı
Kanun’un 149/A maddesindeki cezaların TRT hakkında da uygulanacağına ilişkin yoruma katılmak da
mümkün değildir.
T.C. Anayasasının 38. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. maddesi, 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu’nun 2. maddesi gereğince hiç kimseye suçun işlendiği zaman kanunda o suç için konulmuş
olan cezadan daha ağır ceza verilemez.
Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren
hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. (TCK mad. 2/3) Kanunsuz ceza olmaz. Kanun
koymak, değiştirmek ve kaldırmak T.C. Anayasasının 87. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisine
aittir. Hangi mülahaza ile olursa olsun kanunda hatta genelgelerimizde olmayan cezai sonuç doğurucu karar
alma yetkisinin Yüksek Kurulda bulunmadığını, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesine aykırılık halinde yasa
koyucunun 6112 sayılı Kanun’un 45. maddesindeki düzenlemesini kabul etmeme, benimsememe
nedenleriyle Anayasa’nın 38/3. maddesine rağmen ceza koymak ancak kanunla olabilecek iken kanun
koyucu yerine geçerek ceza oluşturmak yetkisinin de olmadığını, ihlal tespiti halinde gereği için 6112 sayılı
Kanun’un 45/2. maddesi gereğince Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna gönderilmesi gerektiği düşüncesiyle
sayın çoğunluğa katılmıyoruz.
Başkan
Sadi GÜVEN
Üye
İlhan HANAĞASI
10 / 10

Benzer belgeler

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 8/10/2015 günlü, 15595 sayılı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 8/10/2015 günlü, 15595 sayılı yerel yayın yapan özel radyo ve televizyonların yayınlarının ise yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca üç günden yedi güne kadar durdurulmasına karar verilir. Bu kararlar ilgili en yüksek mülk...

Detaylı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 7/5/2015 günlü, 6628 sayılı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 7/5/2015 günlü, 6628 sayılı onbeş güne kadar durdurulmasına, yerel yayın yapan özel radyo ve televizyonların yayınlarının ise yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca üç günden yedi güne kadar durdurulmasına karar verilir. ...

Detaylı

2015/2357 - Yüksek Seçim Kurulu

2015/2357 - Yüksek Seçim Kurulu saatleri arasındaki yayınının (2) kez durdurulmasına ve kararın Radyo Televizyon Üst Kuruluna tebliğ edildiği günü takip eden en geç 48 saat içinde yayının başladığı 18.44- 19.00 saatleri arasında ...

Detaylı

2015/959 - Yüksek Seçim Kurulu

2015/959 - Yüksek Seçim Kurulu onbeş güne kadar durdurulmasına, yerel yayın yapan özel radyo ve televizyonların yayınlarının ise yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca üç günden yedi güne kadar durdurulmasına karar verilir. ...

Detaylı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 05/11/2015 günlü, 17774 sayılı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 05/11/2015 günlü, 17774 sayılı radyo ve televizyon yayınlarının, yayından önce ayrıca Türkiye Radyo –Televizyon Kurumu dışından hiçbir kişi veya kuruluş tarafından denetlenemeyeceği, sadece Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili yay...

Detaylı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 05/11/2015 günlü, 17774 sayılı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 05/11/2015 günlü, 17774 sayılı yerel yayın yapan özel radyo ve televizyonların yayınlarının ise yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca üç günden yedi güne kadar durdurulmasına karar verilir. Bu kararlar ilgili en yüksek mülk...

Detaylı