20.00 - 24.00

Transkript

20.00 - 24.00
20.00 - 24.00 - 09-13-2010
by A?k?n GÜNGÖR - Kay?p Dünya - http://www.kayipdunya.com
20.00 - 24.00
by A?k?n GÜNGÖR - Pazartesi, Eylül 13, 2010
http://www.kayipdunya.com/askin-gungor/20-00-24-00
Gözlerini açt?. Kül rengi naylon bir çuval? paçavralar ve kâ??t parçalar?yla doldurarak olu?turdu?u yer
yata??ndan do?ruldu a??r hareketlerle. Elini a?z?na kapama gere?i duymadan uzun uzun esnedi. D??ar?
kulak kabartt? sonra: Müzik sesi inceden inceye duyulmaya ba?lam??t?. Ba?ucuna koydu?u Hong Kong
mal? masa saatine çevirdi gözlerini: 19:51. Daha dokuz dakika var, diye geçirdi akl?ndan.
Dizlerinden güç alarak do?ruldu. Elleriyle beline destek verip geriye kayk?ltt? vücudunu. Kemikleri
gürültüyle kütürdedi.
?çinde bulundu?u, tek odadan olu?an bar?nak bir harabeden farks?zd?. Yere serdi?i ve hiç toplamad???
yata??n hemen yan?ndaki küçük dolab?n üzeri defalarca göz at?lm??, resimlerine bak?lm??, ama asla
tamam? okunmam?? dergi ve kitaplarla doluydu. Yata??n yan?nda, yerde, s?rt?n? dolaba dayam?? olan
masa saatinin fosforlu rakamlar? usulca da??t?yordu lo?lu?u.
Oda duvarlar? düzensizce yanyana getirilmi? tahtalardan olu?mu?tu ve aral?klardan d??ar?y? rahatça
görmek mümkündü. ?öyle bir bakt?. Yok, ba?lama belirtisi yoktu henüz. Ho?, zaten ne bekliyordu ki?
Bir mucize mi? Hadi can?m!
Ç?plak ayaklar?na dola?an iri toz kütlelerine ald?rmadan giri? kap?s?n?n yan?ndaki demir raflara
yöneldi. ?ri siyah beneklerin lekeledi?i çinko tas içindeki suya bat?rd??? parmaklar?n? gözlerine sürdü.
Yerdeki plastik bidona bakt? endi?eyle. Neyse ki hâlâ biraz su var, diye dü?ündü. Bunu idareli
kullanmal?y?m.
Su temin etmek tam bir eziyetti. Bu bidondaki de biterse nas?l yürüttü?üne pek ?a?t??? pedall? arabaya
binip kilometreler süren bir yolculuk yapmak ve küçük bir birikintiden ibaret olan kayna?a gitmek
zorunda kalacakt?. Of, çekilir dert de?il! Öylesi zor bir i?ti ki bu.
Yüzeyi kara lekelerle beneklenmi? ayna parças?n? yüzünün hizas?na gelecek ?ekilde yerle?tirdi
raflardan birine. Yüzünü inceledi. Düzensizce oras?ndan buras?ndan kesilmi? saçlar? ya?lanm?? ve
darmada??n?kt?. Kahverengi bir ton alarak iyice ?i?en göz alt? torbalar? bir haftal?k sakal?yla
birle?ince iyice korkutucu bir hal vermi?ti yüzüne. Neyse ki eskiden oldu?u gibi görünü?üyle
de?erlendirmiyordu insanlar onu. Yolda yürürken tekme atan çocuklar, küçümseyici gözlerle bakarak
‘ayya?, pis serseri, alkolik’ diye hakaret eden yeti?kinler yoktu art?k. Tüm dünyay? yerle bir eden
nükleer sava??n ard?ndan geberip gitmi?ti hepsi. Yani, neredeyse hepsi. Fazlal?klar? t?ra?la! Kalan bize
yeter! Hasat zaman?! Hasat zaman?!
Yerkürede bir zamanlar çok arzulanan ütopik ya?am hüküm sürüyordu ?imdi: Huzurlu Âlem. ?nsan
olmay?nca sava? olmuyordu; keder, elem, cinayet, ?rza tasallut olmuyordu; haks?zl?k, hukuks?zluk,
huzursuzluk olmuyordu. Zamans?zl?k oluyordu sadece. Ama ona da katlan?l?yordu i?te. Bu de?ilse nedir
ki Huzurlu Âlem?
1/4
20.00 - 24.00 - 09-13-2010
by A?k?n GÜNGÖR - Kay?p Dünya - http://www.kayipdunya.com
Aynaya yans?yan yüzünü incelerken, Tüm yerkürede de?il, diye dü?ündü. Uzaklarda, gidemedi?im
yerlerde ya?ayanlar olabilir. Hâlâ ölmeyenler olabilir. Hâlâ geberip gitmeyenler olabilir. Bunun
olmamas? daha iyiydi tabii. Herkesin öldü?ünü kabullenmek daha iyiydi — ?üphesiz daha iyiydi,
karma?adan kurtar?yordu zihni — ama tüm yerküreyi ara?t?rma ?ans? yoktu. Ho?, gerek de duymuyordu
buna. Kendi insanlar? yan?ndayd?. Tüm kötücül duygulardan ar?nan kendi insanlar?. Bir dedi?ini iki
etmeyenler. Onlar?n tanr?s?y?m, diye geçirdi akl?ndan. Aynadaki sefil yüz bir tanr?ya aitmi? gibi
durmasa da bu gerçekti, öyle de?il mi?
Ben onlar?n tanr?s?y?m!
Öyle miydi gerçekten? Onlar? yaratm?? m?yd?? Hay?r. Kaderlerine müdahale edebilir miydi? Hay?r.
Öyleyse?
Benim tan?kl???m anlamland?r?yor onlar?. Bu yeterli. Bu-ye-ter-li! Ben olmasam kimse
gözlemleyemeyecek onlar?!
Tanr?yd?, evet. Aciz ama tanr?. Aciz bir tanr?.
Evet, bu do?ru!
Tüm yerkürenin de?ilse de kap?s?n?n hemen ard?nda ba?lay?p kilometrelerce karelik alana yay?lan o
küçük kasaban?n tanr?s?yd?. Dünyan?n di?er bölgelerini bilmiyordu. Sava??n ard?ndan geçen uzun
y?llar boyunca hiç gelip giden olmam??t?. Üstelik kendisi de — su temin etmek için katetti?i yol
say?lmazsa — hiç ç?kmam??t? s?n?rlar?n d???na. Buna gerek yok! ?nsanlar?mdan ba?kas?na gerek yok!
Aynadan uzakla?arak saate bakt?: 19:59.
Birden heyecanland?. Her gün bu saatlerde böyle oluyordu. Gözlerini kapay?p bir f?s?lt? gibi duyulan
müzik sesini dinledi. Birkaç saniye kalm??t? — sadece bir kaç saniye.
Birden uzun uzun, kulaklar? sa??r eden tonda bir borazan ötmeye ba?lad?. Bir trampetin aral?ks?z
vuru?lar? izledi onu. Kal?n, sevimli bir erkek sesi uzun uzun bir ?eyler söyledi ba??rarak ve sonra, biraz
önce f?s?lt? halinde duyulan müzik sesi ç?nlamaya ba?lad? her yanda. Barakan?n aral?k tahtalar?
aras?ndan rengârenk ???klar doldu içeri. Her yan ayd?nland?.
Kasaba canlanm??t?. Renkli ???klar?, par?lt?l? reklam panolar?, düzenli sokaklar?, el ele, kol kola
dola?an, gülü?en, konu?an insanlar?yla birkaç ad?m ötesindeydi kasaba. Onun kasabas?.
“Tamam,” diye f?s?ldad? gülümseyerek. Kap?y? örten branday? kald?r?p uzunca bir çiviye tutturdu.
Üstündeki paçavralara, ç?plak ayaklar?na, titreyen ellerine son bir kez bakarak kap?dan d??ar? ad?m?n?
att?.
“Ooo, Sercan Bey, sizi görmek ne büyük mutluluk!”
Ba??n? kald?r?p sesin geldi?i yöne bakt?. ??k giyimli bir beydi bu cümleyi sarfeden. Ad? neydi? Ad??
Ad?? Of, bir tanr?n?n i?i ne de zordu! Herkesi tan?mak zorunda olmak! Ad?? Ad?? Hah! Son anda da
2/4
20.00 - 24.00 - 09-13-2010
by A?k?n GÜNGÖR - Kay?p Dünya - http://www.kayipdunya.com
olsa hat?rlad?. Kollar?n? iki yana açm??, yüzünde ?en gülücüklerle yakla?an adama ayn? samimiyetle
sokuldu hemen. Kucakla?t?lar.
“Te?ekkür ederim Levent Bey,” dedi ne?eyle. “Sizi görmek de pek güzel. Nas?ls?n?z?”
“Sa? olun azizim, nas?l olal?m, her zamanki gibi.”
“Eh, mutlusunuz o zaman.”
“Pek tabii azizim, pek tabii. A, durun bakay?m, elbiseleriniz ne ho?. Yeni mi?”
Kaçamak gözlerle üzerine bakt?: Dikine beyaz çizgili lacivert bir tak?m sarmal?yordu ince bedenini.
Yeni boyanm?? simsiyah ayakkab?lar? ???ld?yordu.
“Evet,” diye yan?tlad? soruyu, “az önce ald?m.”
“Pek yak??m??, güle güle giyin.”
Ayaküzeri birkaç ?ey daha konu?tular, vedala?arak ayr?ld?lar sonra.
Müzik derin derin, kesintisiz devam ediyordu. Sokaklara da??lm?? ??k giyimli insanlar — kad?n, erkek,
genç, ya?l? — yüzlerinde huzurlu ifadelerle dola??yor, bir ?eylerle u?ra??yor, konu?uyordu. Aralar?na
kar??t?.
“A?k?m!”
Sesin geldi?i yöne döndü. Ne?eyle ???ldad? gözleri. “Gülsevi,” diye m?r?ldand? gülücükler saçarak
“Can?m!”
Bir dü? gibi yakla?t? genç kad?n. Üzerindeki uzun beyaz elbise esintinin dingin nefeslerine uyarak usul
usul dalgalan?yor, sapsar? saçlar? soka??n ???klar?nda h?nz?rca par?ld?yordu.
Hasretle kucakla?t?lar.
“Seni öyle özledim ki,” diye f?s?ldad? Gülsevi.
“Ben de,” diye kar??l?k verdi adam. “Saatler oldu. Bitmek bilmez saatler.”
Dudaklar? birle?ti. Dakikalar boyu öpü?tüler tutkuyla.
“Çabuk olal?m,” dedi Gülsevi. “Zaman öyle çabuk geçiyor ki.”
“Tut elimi a?k?m.”
H?rç?n bir nehre at?l?r gibi girdiler ya?am?n renklerine. Ba??n? y?ld?zlara açm?? bir çay bahçesinde
sohbet ettiler dostlar?yla. El ele, gönül gönüle dola?t?lar kasaban?n sokaklar?n?. A?açlar?n yemye?il
3/4
20.00 - 24.00 - 09-13-2010
by A?k?n GÜNGÖR - Kay?p Dünya - http://www.kayipdunya.com
dallar?n? berrak göl sular?na e?di?i bir koruda rüzgâr?n türkülerini dinlediler. Sevi?tiler. Zaman?
anmad?klar? uzun konu?malar yapt?lar hevesle. Yine ve yine ve yine sevi?tiler.
Ans?z?n — bir karabasan?n gerçekle?mesi gibi — hiç sevmedikleri o ses yank?land? her yanda: Borazan
uzun uzun öttü.
Korkulu gözlerini saatine çevirdi adam: 23.55.
“Hay?r,” diye inledi. “Ne çabuk geçti Tanr?m! Ne çabuk!”
Narin parmaklar?yla sevdi?i adam?n temiz yüzünü ok?ad? Gülsevi. Küskün, a?lamakl? bir dalga dola?t?
gözlerinde. “Üzülme,” dedi. “Yar?n... Yar?n...”
Trampetlerin aral?ks?z vuru?u izledi borazan?n sesini. Dört saat önce ne?eli ba?lang?c? duyuran tatl?
erkek sesi yine ayn? tonda, ama bu kez hiç istenmeyen cümleler kullanarak konu?maya ba?lad? sonra:
“SEVG?L? Z?YARETÇ?LER?M?Z, ÜTOPYA E?LENCE KENT?’N?N DÖRT SAATL?K MESA?S?
BU GECE DE SONA ERD?. S?Z? YARIN Y?NE HOLOGRAM KENT?M?Z VE ?NSANLARIMIZLA
YA?AYACA?INIZ GÜZEL DÜ?LERE DAVET ED?YORUZ. GÖRÜNTÜLER?N GERÇEKÇ?
OLMASI ?Ç?N BEYN?N?ZE GÖNDER?LEN DUYUALTI S?NYALLER B?R DAK?KA SONRA
KES?LECEKT?R. KISA SÜREL? B?R ?OK YA?AYAB?L?RS?N?Z. TELA?LANMAYIN.”
Kucakla?t? iki sevgili. Gözlerinden süzülen ya?lar yanaklar?nda birle?ti. Aynadaki bir görüntü gibi
silikle?meye ba?lad? Gülsevi. Önce gözleri, sonra elleri, beyaz elbisesi, saçlar?... Ve sonra uyan?lan bir
dü?ün tatl? an?s? gibi tüm kasaba — renkli ???klar?, pencerelerden ta?an müzikleri, sokaklar?, evleri,
a?açlar?, gölleri ve insanlar?yla — tüm kasaba yok oldu.
Rüzgâr yaln?zl???n? ak?tmaya çal???rcas?na a?layan ç?plak ayakl? adam?n gözya?lar?n? kirleterek
kurak arazinin sar? tozlar?n? y?ld?zlara do?ru üflemeye çal??t?. Ba?ard? da. Yine de y?llar önce yok
olan bir medeniyetten miras kalan ve her ak?am toprak alt?ndaki onlarca düzenleyici taraf?ndan yeniden
hareketlendirilen hologramik kasaban?n an?lar?na dokunmad?. Çünkü o an?lar aciz bir tanr?n?n
kullar?yla sonraki bulu?mas?na dek ku?anaca?? ya?am ilme?iydi.
A?k?n Güngör
Orijinal görsel ~FredG 'e aittir.
Original artwork by ~FredG
_______________________________________________
PDF generated by Kalin's PDF Creation Station
4/4
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)

Benzer belgeler