JAPONYA ve TÜRKİYE - Japonya Büyükelçiliği

Transkript

JAPONYA ve TÜRKİYE - Japonya Büyükelçiliği
Japonya ve Türkiye Arasýndaki
Diplomatik Ýliþkilerin
80. Yýldönümü Anýsýna
JAPONYA
ve
TÜRKÝYE
DÜN, BUGÜN, YARIN
Japonya’nýn Ankara Büyükelçisi
Tomoyuki Abe
Japonya Büyükelçiliði
Ankara
2004
øÇøNDEKøLER
2
Önsöz
I- Konferans Konuúmaları
“Japonya’nın Dıú Politikasında Karúılaúılan Sorunlar”
(1 Ekim 2004, Türk-Japon Vakfı Kültür Merkezi, Ankara)
3
“Japonya-Türkiye øliúkilerinin Tarihçesi”
(23 Kasım 2004, T.C. Dıúiúleri Bakanlı÷ı, Ankara)
8
II- Basında Yer Alan Konuúmalar
“Turkish Daily News” Gazetesi’nde Yayınlanan Röportaj
(1 Temmuz 2004, Sayfa 4)
14
“Ankara Ankara” Dergisinde Yayınlanan Röportaj
(A÷ustos 2004, Sayı: 9, Sayfa: 46-50)
19
“TOBB – Ekonomik Forum” Dergisi’nde Yayınlanan Röportaj
(A÷ustos 2004, Sayfa: 70-73)
23
“Briefing” Dergisi’nde Yayınlanan Röportaj
(29 Kasım 2004, Sayı: 1522)
28
III- Tablolar
1. Japonya–Türkiye øliúkileri Kronolojisi
2. Japonya Ankara Büyükelçili÷i Misyon ùefleri
3. T.C. Tokyo Büyükelçili÷i Misyon ùefleri
4. Japonya Büyükelçili÷i Kançılaryası ve Konutunun Adresleri
32
38
39
40
Editörün Notu: Gazete ve dergilerde yayınlanan röportaj metinlerinde, anlamı de÷iútirmemek
kaydıyla yazım kuralları ve ifade bakımından düzeltmeler yapılmıútır.
-1-
I- Konferans Konuúmaları
ÖNSÖZ
“Japonya’nın Dıú Politikasında Karúılaúılan Sorunlar”
JAPONYA VE TÜRKøYE
--- DÜN, BUGÜN, YARIN---
(“Japonya ve Türkiye Arasındaki Diplomatik øliúkilerin
80. Yıldönümü Etkinlikleri” Açılıú Töreni Konuúması,
1 Ekim 2004, Türk-Japon Vakfı Kültür Merkezi, Ankara)
Türk Japon Vakfı Baúkanı Sayın Profesör Sadıklar,
Sayın Büyükelçiler,
Ve Sayın Konuklar,
Japonya ve Türkiye, karúılıklı dostluk hisleri beslemekte, saygı duymakta
ve ayrıca birbirlerine büyük önem vermektedirler. Ertu÷rul Faciası baúta olmak
üzere, Tahran’daki kurtarma operasyonu ve ayrıca her iki ülkeyi de vuran deprem
felaketleri sırasında karúılıklı yardımlaúmaları gibi, Japonya-Türkiye dostluk
iliúkilerini anlatan çok sayıda olay göz önünde bulunduruldu÷unda bu husus açıkça
görülmektedir. “2002 FIFA Dünya Kupası ùampiyonası” ve “2003 Japonya’da
Türkiye Yılı” ise iki ülke iliúkilerinin büyük ölçüde ilerlemesini sa÷layan
etkinliklerdir.
Japonya ve Türkiye bu duygular içinde olsalar da, zaman zaman
birbirlerini anlamakta zorlukla karúılaúmaktadırlar. Japonya bu konuda ne
düúünüyor, Türkiye bu durumda ne yapmak istiyor, ve benzeri gibi. Japonya ve
Türkiye birbirlerini önemseyen dostlar olduklarından, aralarındaki karúılıklı
anlayıúın bir adım daha ileri gitmesini arzu etmekteyim.
Bu düúüncelerle, Japonya’nın dıú politikası hakkında Türkiye’de bugüne
kadar gerçekleútirmiú oldu÷um konuúma ve röportajları bu kitapta topladım. Bu
kitabın, Japonya Türkiye iliúkilerine ciddi yaklaúımı olan okuyucuların
Japonya’nın dıú politikasını anlamalarına az da olsa katkıda bulunmasını temenni
ediyorum.
1 Aralık 2004
Tomoyuki ABE
Japonya Büyükelçisi
-2-
Bugün, Japonya ile Türkiye arasında diplomatik iliúkilerin baúlangıcının 80. yılı
kutlama etkinliklerinin açılıúını gerçekleútirmekteyiz. Bu yıl sonuna kadar sergi,
Japon dansı gösterisi, caz konseri ve film festivali gibi çok sayıda kültür etkinli÷i
düzenlenecektir. Bu vesileyle, çok sayıda kiúinin Japon kültürüyle tanıúarak
Japonya’yı daha iyi anlamasını ve yine Japonya’ya karúı yakınlık duymasını ümit
ediyorum.
Bugün, Japonya’ya yönelik anlayıúın geliútirilmesinde ilk adım olarak, biraz sıkıcı
olabilir ama, Japonya’nın dıú politikasına iliúkin bir konuúma yapaca÷ım.
Japonya’nın çok yönlü dıú politikasının tüm yönlerini teker teker saymam pek
ilginç olmayaca÷ından, halen Japonya’nın karúı karúıya oldu÷u 3 önemli konudan
bahsetmeyi ve daha sonra zaman kalması halinde, Japonya-Türkiye iliúkileri
üzerinde kısaca durmayı düúünüyorum.
Günümüzde Japonya’nın 3 önemli dıú politika konusu Irak, Kuzey Kore ve
Birleúmiú Milletler reformudur.
Öncelikle Irak konusunu ele almak istiyorum. Amerika önderli÷indeki koalisyon
güçlerinin Saddam Hüseyin’i devirmek amacıyla geçen yıl Mart ayında Irak’a
saldırı baúlatmıú ve kısa bir süre sonra da baúarıya ulaúmıú oldu÷u herkesçe
bilinmektedir. Bu olayların ardından Irak’ın yeniden yapılandırılması süreci
baúlamıútır. Irak’ın yeniden yapılandırılmasının Orta Do÷u ve dünya barıúı ve
istikrarı için son derece önemli oldu÷unu düúünen Japonya, bu süreçte mali ve
teknolojik iúbirli÷i gerçekleútirmeye karar vermiútir. Mali iúbirli÷i kapsamında
Japonya, geçti÷imiz yıl Ekim ayında øspanya’nın Madrid kentinde düzenlenen
Irak’a Uluslararası Yardım Konferansı’nda, Irak’a 2007 yılına kadar 1,5 milyar
Dolar hibe yardımı ve 3,5 milyar Dolar uzun vadeli ve düúük faizli kredi temin
edece÷ini açıklamıútır. Irak’ta güvenlik sa÷lanmıú olmadı÷ından, mali iúbirli÷i
alanında yeterince ilerleme sa÷lanamamıú olmasına ra÷men hali hazırda 1,15
milyar Dolar’ın üzerinde hibe teminine karar verilmiútir. Kredi temini hususunun
da bundan sonra karara ulaúaca÷ı düúünülmektedir. Teknolojik iúbirli÷inin
-3-
gerçekleúebilmesi için, Irak’ın ihtiyacı olan teknolojik bilgi birikimine sahip
kiúilerin Irak’a gönderilmesi gerekmektedir. Ancak, Irak’taki son derece istikrarsız
güvenlik koúulları sebebiyle, sivil teknisyenlerin gönderilmesi mümkün olmamıú
ve Japonya son derece zor bir karar vermek zorunda kalmıútır. Sonuçta, teknolojik
bilgiye sahip olmanın yanı sıra, bir saldırı halinde kendi hayatını koruyabilecek
kiúilerin, Japonya Öz Savunma Kuvvetleri istihkam alayının gönderilmesine karar
verilmiútir. Japonya Öz Savunma Kuvvetleri temel olarak sadece Japonya’nın
savunmasına yönelik faaliyetler gerçekleútirebilece÷i ve Japonya dıúına gitmeleri
söz konusu olamayaca÷ı için, Irak’ın yeniden yapılandırılması faaliyetlerine
Japonya Öz Savunma Kuvvetleri’nin katılabilmesi için özel bir kanun çıkarılmıútır.
Bunun üzerine bu yılın Ocak ayında Irak’a personel gönderilmeye baúlanmıútır. Bu
durumda, Irak’a gönderilen kiúiler Japonya Öz Savunma Kuvvetleri personeli
olmalarına karúın, gerçekte yeniden yapılandırma çalıúmalarını gerçekleútirecek
inúaat teknisyenleridir. Bu personelin güvenlik sa÷lamaya yönelik silahlı
faaliyetlerde bulunması kesinlikle söz konusu de÷ildir ve ayrıca teröristlere yönelik
saldırıda da bulunamazlar. Sadece kendilerine yönelik bir saldırı oldu÷unda,
kendilerini korumak amacıyla bu saldırıya karúılık verebilirler. Resmen Japonya da
Irak’a asker göndermiú olsa da, oradaki personelin yapmakta oldu÷u sadece içme
suyu sa÷lamak, okulları ve yolları tamir etmek ve hastaneleri yeniden inúa
etmekten ibarettir. Sıklıkla, “Japonya, Amerika’nın ardına takılıp, Irak’a iúgal gücü
gönderdi. Japonya’nın barıúçı dıú politikası nereye gitti?” úeklinde eleútiriler
duymaktayım ama, gerçek durum tam olarak anlaúıldı÷ında, temel ilkelerde bir
de÷iúiklik olmadı÷ının görülece÷ini düúünüyorum. Japonya Öz Savunma
Kuvvetleri Irak’ın Samava bölgesine iyi uyum sa÷lamıú ve yerel halkın takdirini
kazanmıútır.
prensip ve kurallara karúı tavrını tekrar ediyor olması sebebiyle uluslararası
kamuoyu da Kuzey Kore’ye karúı sert bir tutum almıútır. Kuzey Kore’nin Japon
vatandaúlarını kaçırmasının gerçek sebebi halen açıklı÷a kavuúmamıú olsa da, her
halükarda, insan kaçırma ve nükleer silahlar sorunları çözümlenmeden,
Japonya’nın Kuzey Kore ile diplomatik iliúki baúlatması ve ekonomik iúbirli÷i
gerçekleútirmesi mümkün de÷ildir. Nükleer silahlar konusuyla ilgili görüúmeler
Amerika, Güney Kore, Çin, Rusya, Japonya ve Kuzey Kore arasında aralıklı olarak
devam ediyor olmasına ra÷men, Kuzey Kore burada da çeúitli taktikler
uygulamakta ve baúa çıkılmaz bir tavır sergilemektedir, bu sebeple görüúmelerde
pek fazla ilerleme sa÷lanamamaktadır. ønsan kaçırma sorununa iliúkin olarak her ne
kadar 5 kiúi ve onların aile bireylerinden 8 kiúinin Japonya’ya dönüúleri
gerçekleútirilmiú olsa da, bunlardan baúka kesin olarak 10 kiúinin ve daha pek çok
úüphelinin dahil oldu÷u ciddi sayıda Japon’un halen kaçırılmıú durumda oldu÷u
söylenmektedir. Bu kiúilerin hepsinin nasıl kaçırıldıkları, úu anda ne durumda
bulundukları ve bundan sonra ne olacakları gibi çok sayıda konu açıklı÷a
kavuúmadı÷ı müddetçe “sorunun çözümlendi÷i” ifade edilemeyece÷inden, bu
sorunun daha ne kadar sürece÷i bilinememektedir. Kuzey Kore’nin Japonya’nın
hemen yanı baúında olması sebebiyle, bu varlı÷ın Japonya’nın güvenlik ve barıúına
yönelik etkisi son derece büyüktür. Bu sebeple Japonya bu soruna büyük önem
atfetmektedir.
økinci olarak Kuzey Kore sorunundan bahsetmek istiyorum. Japonya’nın dünyada
diplomatik iliúki kurmadı÷ı neredeyse tek yer Kuzey Kore’dir. Gerçekte Kuzey
Kore, co÷rafi olarak da, ikili iliúkiler açısından da Japonya’ya yakındır. Bir
rivayete göre, Japonya’da yaklaúık 170-180 bin Kuzey Kore kökenli insanın
yaúadı÷ı ve Kuzey Kore bandıralı Mangyonbou gemisiyle her yıl yaklaúık 2 bin
Kuzey Kore’li yolcunun Japonya’ya geldi÷i söylenmektedir. Yaklaúık 300-400
milyon Dolar’ı bulan karúılıklı dıú ticaret hacmi de, Japonya ile Türkiye arasındaki
dıú ticaretin yarısına tekabül etmektedir. Tüm bunlara karúın diplomatik iliúkilerin
kurulmamasının çok çeúitli sebeplerinden en önemlisi, Kuzey Kore’nin Japonya’ya
çeúitli koúullar ileri sürüyor olmasıdır. Bu arada, son yıllarda Kuzey Kore’nin
tavrında biraz de÷iúiklik gözlenmeye baúlamıútır. Bu koúulları göz önünde
bulundurarak, Japonya Baúbakanı Junichiro Koizumi 2 yıl önce Eylül ayında
Kuzey Kore’yi ziyaret etmiú ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-øl ile görüúmüútür.
Ancak daha sonraki süreç içerisinde çok sayıda Japon vatandaúının Kuzey Kore
kamu kurumları tarafından Japonya içinde veya dıúında kaçırıldı÷ı ortaya çıkmıú ve
Japon kamuoyunda Kuzey Kore’ye son derece karúı bir görüú oluúmuútur. Bunun
yanı sıra, Kuzey Kore’nin nükleer silah üretimi sorunuyla ilgili olarak uluslararası
Son olarak, Birleúmiú Milletler reformları konusuna geçmek istiyorum. Birleúmiú
Milletler 1945 yılında, 2. Dünya Savaúı’nın sona ermesiyle beraber, 2. Dünya
Savaúı’na bir tepki olarak 51 ülke tarafından kurulmuútur. Birleúmiú Milletler’in
temelini oluúturan Birleúmiú Milletler Anayasası’nda Almanya ve Japonya’yı
düúman ülke olarak gören maddeler bulunmaktadır. Bu maddeler halen oldu÷u gibi
kalmaktadır. Ayrıca, Birleúmiú Milletler’in en fazla yetki ve güce sahip kurumu
olan Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyeli÷ini Amerika, øngiltere, Fransa, Rusya ve
Çin yürütmekte ve di÷er ülkelere uzak bir varlık sergilemektedir. Ancak, 2. Dünya
Savaúı sona ereli 59 yıl oldu. Dünyanın koúulları ve uluslararası toplumun
dinamikleri de÷iúiyor. Komünist toplum varlık sebebini neredeyse yitirmiú, iletiúim
imkanları herkesin ulaúabilece÷i ola÷anüstü bir verimlilik düzeyine eriúmiú ve
zengin-fakir farkı uluslararası ekonominin en büyük sorunlarından biri haline
gelmiútir. Bu koúullar altında, Birleúmiú Milletler’in kuruldu÷u zamandan beri hiç
de÷iúmeden kalmayı sürdürmesinin uygun olup olmadı÷ı konusuna Japonya, büyük
bir úüpheyle yaklaúmaktadır. Japonya, Amerika’nın ardından Birleúmiú Milletler
bütçesinin neredeyse %20’sini üstlenmektedir. Ayrıca, son yıllarda Dünya Ticaret
Örgütü toplantılarında da görüldü÷ü gibi, geliúmekte olan ülkelerin görüúleri
uluslararası siyaset üzerinde a÷ırlı÷ını giderek hissettirir hale gelmektedir. Japonya,
bu koúulların bir úekilde Birleúmiú Milletler’in yapısına yansıtılması gerekti÷i
düúüncesindedir. Birleúmiú Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan da bu düúünceye
sahiptir ve Birleúmiú Milletler’in üst düzey komitesi sayılan akil insanlar grubu,
Birleúmiú Milletler reform teklifi üzerindeki çalıúmalarını sürdürmektedir.
-4-
-5-
Reformlara yönelik teklif bu yıl içinde sunulacaktır. Gelecek yıl, Birleúmiú
Milletler’in kuruluúunun 60. yıldönümüdür. Bu dönem göz önünde bulundurularak
Birleúmiú Milletler reformlarının gerçekleútirilmemesi halinde dünya
vatandaúlarının Birleúmiú Milletler’in kötü gidiúinin farkına varmaları ve Birleúmiú
Milletler dıúında yollar aramaya baúlamalarının, dünya düzeni ve adaleti açısından
olumsuz sonuçlar do÷uraca÷ı düúünülmektedir. Bu düúüncelerle Japonya,
Birleúmiú Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak, dünya barıúı ve
istikrarına katkıda bulunmayı düúünmektedir.
Bunlar, Japonya’nın dıú politikasına iliúkin 3 konuydu. Peki, Japonya-Türkiye
iliúkilerine iliúkin 3 temel konu nedir? Halen ilgimizi yöneltti÷imiz konular
úunlardır:
ølk konu, ülkelerimiz halkları arasındaki karúılıklı anlayıúın geliútirilmesi
hususudur. “2003 Japonya’da Türkiye Yılı” Japonya’da büyük bir baúarı elde
etmiútir ve bu baúarıda, Japonların Türkiye’ye karúı duydukları nedeni bilinmeyen
sevginin büyük katkısı oldu÷u söylenebilir. “Türkiye Yılı” etkinliklerini izleyen
Japonlar, Türkiye’ye gelmeyi düúünmeye baúlamıúlardır. Ancak ne yazık ki,
Japonlar arasında parlamaya baúlayan Türkiye ateúini söndüren olaylar meydana
gelmiútir. Geçti÷imiz yıl Kasım ayında østanbul’da meydana gelen bombalı
saldırılar üzerine Japon turistlerin aya÷ı aniden kesilmiútir. Bu yıl durum biraz
düzelmeye baúlamıú olsa da, hala o yüksek dönemdeki seviyeye ulaúılamamıútır.
Türkiye turistik açıdan ola÷anüstü bir hazinedir. østanbul ve Kapadokya iyi tanınan
yerlerdir ancak di÷er tüm úehirler de dünyaya gururla sundukları bir veya iki ünlü
yer veya kalıntıya sahiptir. Bunlar tarihi eserler, kültürel eserler, do÷al güzellikler
ve benzeri olup çok çeúitlidir. Bu varlıkların tanıtımının daha fazla yapılarak
Türkiye’nin sahip olduklarının Japonya’ya ve dünyaya tanıtılmasının, Türkiye’ye
yönelik anlayıúın geliútirilmesi fırsatını do÷uraca÷ını düúünüyorum.
økinci konu, ekonomik iliúkilerin yakınlaútırılması konusudur. Türkiye ile Japonya
iliúkileri 100 yılı aúkın bir geçmiúe sahiptir ve ülkelerarası iliúkilerimizin tesisi
üzerinden de 80 yıl geçmiú olmasına karúın, Japon sanayisinin Türkiye’de fabrika
kurarak üretime baúlaması sadece 15-16 yıl öncesine dayanmaktadır. Bu anlamda,
Türkiye ile Japonya’nın ekonomik ortaklık alanındaki faaliyetleri henüz yeni
baúlamıútır. Halen Türkiye’de üretim merkezi bulunan Japon firmalarının sayısı
20’ye ulaúmamıútır. Japonya açısından en önemli konu, bugüne kadar Türkiye’ye
gelerek baúarı elde eden Japon firmalarının tecrübelerinin Japon ekonomi
dünyasına aktarılmasıdır. Bu sayede, yurt dıúında üretim merkezleri arayan Japon
firmalarında, Türkiye’nin olanakları hakkında bir imaj oluúturma imkanı olacaktır.
Bunun yanı sıra, Türkiye’nin de iúbirli÷i içinde olması gereken çeúitli konular
bulunmaktadır. Özellikle önemli olan, özel ve kamu sektörlerinin birlikte hareket
ederek, yabancı sermayeyi Türkiye’ye davet eden bir kampanya geliútirmeleridir.
Japonya’dan uzak olması sebebiyle Türkiye, normal tanıtım faaliyetlerini sürdürse
-6-
de, Japon tarafı Türkiye’nin olumlu özelliklerinin farkına varamamaktadır. Aúırı
denebilecek düzeyde çok tanıtım faaliyetinin gerçekleútirilmesi gerekmektedir. Bu
ayın 19’unda Tokyo’da düzenlenecek olan Japonya-Türkiye øú Konseyi
toplantılarının, bu yöndeki faaliyetlerin gerçekleútirilmesi için iyi bir fırsat
olaca÷ını düúünüyorum.
Üçüncü konu ise, Japonya’nın Türkiye’ye yönelik gerçekleútirdi÷i ekonomik
iúbirli÷idir. Türkiye, ekonomik temelleri oldukça sa÷lam bir ülke oldu÷undan,
Japonya’nın hibe yardımı gerçekleútirebilece÷i bir ülke de÷ildir. Ancak, Yen
kredisi sa÷lanması ve teknolojik iúbirli÷i yo÷un olarak sürdürülmektedir. Ünlü
Bo÷az Köprüsü Yen kredisiyle inúa edilmiútir. Bu yıl Mayıs ayında temel atma
töreni gerçekleútirilen Marmaray Demiryolu Bo÷az Tüp Geçiú Projesi de
Japonya’nın iúbirli÷i yapmakta oldu÷u bir projedir. Teknolojik iúbirli÷i alanında ise,
deprem zararlarının azaltılmasına yönelik politikalar ve insan kaynakları e÷itimi
gibi çeúitli konularda iúbirli÷i iliúkileri sürdürülmektedir. Bu tarz iúbirli÷i
faaliyetlerinin, kısa bir süre sonra kalkıúa geçecek konumda olan Türkiye
ekonomisine anlamlı katkıları oldu÷unu ve aynı zamanda ülkelerimiz arasındaki iyi
iliúkilerin geliúmesine yönelik bir adım oldu÷unu düúünüyorum.
Japonya’nın dıú politikası ve Japonya-Türkiye iliúkileri konularını 3’er ana baúlıkta
toplamak suretiyle de÷erlendirdim. Ama, elbette ki ikili iliúkilerimizi oluúturan
konular az önce bahsettiklerimle sınırlı de÷ildir. øçinde bulundu÷umuz Türk-Japon
Vakfı Kültür Merkezi’nde Baúkan Profesör Doktor Sadıklar önderli÷inde
gerçekleútirilen faaliyetleri izledi÷inizde de anlayaca÷ınız gibi, her bir faaliyet de
çok sayıda amacı gerçekleútirmeye yöneliktir. Benim bu konuúmamda dile
getirememiú olmam, ülkelerimiz arasındaki bir konunun önemini azaltmaz. Önemli
olan, bizlerin, hepimizin, úimdi, Japonya ile Türkiye ve di÷er dünya ülkeleri
arasında iyi iliúkiler tesis edilmesi için, bulundu÷umuz konumda çaba göstermemiz
gerekti÷idir.
Son olarak, sizlerden, da÷ıtılan etkinlik programına göz atmanızı rica edece÷im.
Bugün baúlayan “Japonya ve Türkiye Arasındaki Diplomatik øliúkilerin 80.
Yıldönümü Etkinlikleri” kapsamında ne gibi etkinliklerin planlandı÷ını
görebilirsiniz. Ancak benim özellikle dikkat çekmek istedi÷im husus bu
etkinliklerin logosudur. Oldukça úık olmasından dolayı hoúuma giden bu logoyu
Büyükelçili÷imizde görevli Tülin Kumbasar tasarlamıútır. Küçük ama çok hoú olan
bu Türk-Japon iúbirli÷ini sizlere aktararak ve sizleri yorarak Türkçe yaptı÷ım
konuúmama son vermek istiyorum.
-7-
Japonya - Türkiye øliúkilerinin Tarihçesi
(23 Kasım 2004, T.C. Dıúiúleri Bakanlı÷ı, Ankara)
Büyükelçi Deniz Uzmen’den bu enstitüde bir konuúma yapmam için talep
geldi÷inde bu iste÷i geri çeviremeyece÷imi düúündüm. Bu düúüncemim sebebi ise,
Japonya ile Türkiye arasındaki mevcut dostane iliúkilere karúın, iki ülkenin birbiri
hakkında az bilgi sahibi olmasıdır. Bu davet, böyle bir çıkmazı aúabilmek ve Türk
diplomasisinin gelecekteki liderlerinin bilgi da÷arcıklarına biraz daha bilgi ve
Japonya’ya iliúkin fikir katabilmek için bana çok iyi bir fırsat vermektedir.
Bu sabahki konuúmam iki bölümden oluúuyor; birinci bölümde iki ülke iliúkilerine
tarihi bakıú açısından de÷inece÷im. økinci bölümde ise sizlere kısaca bugünkü
iliúkilerimizi anlatmak istiyorum.
økili iliúkilerimizi göz önüne aldı÷ımızda, aklımıza genellikle ilk gelen Ertu÷rul
Faciası olmaktadır. Ancak, iki ülke arasındaki ilk ba÷lantı Ertu÷rul faciası de÷ildir.
Japonya’da Türkiye ili ilgili ilk makalelerden biri, feodal Edo Dönemi yıllarının
ortalarında yayınlanmıútır. Türklerin yaúam tarzını gösteren bir resim ise, 1720’li
yılların ortalarında basılan co÷rafyaya iliúkin bir yayında yer almıútır.
tanıtıcı kitaplar yayınlandı. O kitaplarda, zamanın Osmanlı ømparatorlu÷u,
egemenli÷i elinde tutan Padiúah tarafından yönetilen Müslüman bir ülke olarak
anlatılıyordu.
Bu modernleúme sürecinin en dikkat çeken bölümü “Iwakura Heyeti”dir. Japonya
Hükümeti’nin ikinci kiúisi Iwakura liderli÷inde Ekim 1871’de Japonya’dan
Amerika’ya do÷ru hareket ederek Eylül 1873’te ülkeye geri dönen bu heyet, çok
sayıda hükümet üyesinden oluúmaktaydı. Amerika ve Avrupa ülkelerini ziyaret
eden bu heyet, sadece bu ülkelerdeki ileri teknoloji ve halkın yaúam tarzını
gözlemlemek ve ö÷renmekle kalmamıú, aynı zamanda ulusal kurum ve
kuruluúların çalıúma teori ve pratiklerini de incelemiútir. Bu heyet Japonya’nın
modernleúmesi, özellikle milli yapısı ve düúünce tarzı üzerinde çok güçlü ve
sürekli bir etki bırakmıútır. Bu heyetin raporu bugün bile bizlere uluslararası
iliúkileri anlayabilmemiz için bazı faydalı bilgiler sunmaya devam etmektedir.
Ayrıca, bu heyetin iki üyesi, Gen’ichiro Fukuchi ve Mokurai Shimaji, 11-23 Nisan
1873 tarihleri arasında østanbul’u ziyaret etmiúlerdir. Tarihi kayıtlara göre onlar,
Türkiye’ye gelen ilk Japon ziyaretçilerdir. Shimaji daha sonra Budist bir rahip
olurken, Fukuchi Japon gazetecili÷inin kurucularından biri olmuútur. Fakat ilginç
bir úekilde, ünlü bir gazeteci olmasına ra÷men Fukuchi, Türkiye ile ilgili neredeyse
hiçbir úey yazmamıútır.
Yine de, modernleúme sürecinde Japonlar yabancı ülkelere karúı son derece güçlü
bir merak duydular. Bu merakın neticesinde Japonya’nın dıú iliúkilerine dair bazı
O günlerde Osmanlı ømparatorlu÷u, Avrupa diplomasisinde bir güç olarak
tanınıyordu ve Japonya’nın Avrupa’daki temsilcilerinin zaman zaman Osmanlı
ømparatorlu÷u’ndan diplomatlarla görüúüp konuúma úansları oluyordu. Bu
temellere dayanarak, Japonya Dıúiúleri Bakanlı÷ı yetkilileri tarafından Osmanlı
ømparatorlu÷u ile resmi diplomatik iliúkiler içine girme fikri ortaya atıldı.
Nihayetinde, 1875 yılında Japonya Dıúiúleri Bakanı Terashima, Baúbakan Sanjo’ya
Osmanlı ile görüúmelere baúlamayı teklif etti ve bu teklifi kabul edildi.
Görüúmeler Londra’da baúladı. Geliúmeleri takip etmek için Londra’daki Japon
temsilcili÷i katibi, Hiroshi Nakai, Japonya’ya dönerken østanbul’a u÷radı ve Veziri Azam ve Hariciye Nazırı dahil olmak üzere birçok Osmanlı yetkilisiyle
görüúmelerde bulundu. Tarih, ùubat 1876 idi. Bu toplantılarda Osmanlı tarafı
Japonya ile diplomatik iliúkiler kurmayı teklif etti ve Nakai dönüúünde bunu
hükümetine iletti. Nakai, østanbul ziyareti ile ilgili yazdıklarını, Japonya’ya
dönüúünün ertesi yılında yayınladı. Yazısında østanbul’un pitoresk görüntüsünün,
özellikle gemide yolculuk yaparken görülen Bo÷az manzarasının ve ayrıca
sokaklarda baúıboú dolaúan úaúırtıcı çokluktaki köpeklerin üzerinde durmuú ve
østanbul’u düzensiz dinamizmin úehri olarak tanıtmıútır. Nakai’nin ardından,
Japonya’dan Türkiye’ye ekteki kronolojik tabloda gösterilen ziyaretçiler geldiler.
Bahse de÷er bir di÷er ziyaretçi ise, østanbul’a gelip Sultan II. Abdülhamid
tarafından kabul edilen ve Japonya Dıúiúleri Bakanlı÷ı’nın bir yetkilisi olan
Masaharu Yoshida’dır. Bu kabulde iki taraf da diplomatik iliúkilerin kurulması için
yapılan görüúmelerin ilerletilmesine karar vermiútir. Fakat o günlerde her iki taraf
-8-
-9-
Edo Dönemine geri dönelim. O tarihlerde yabancı ülkeler hakkında yazılanlar, tabii
ki ço÷unlukla Japonya’ya o dönemde girmesine izin verilen yegane yabancı olan
Hollandalılardan duyulan ve a÷ızdan a÷za dolaúan hikayelerin basit birer
derlemesiydi. Çok fazla olmasa da, yabancı ülkelerle resmi temaslar, 1868
yılındaki Meiji Restorasyonu’ndan sonra baúlamıútır. Restorasyondan 15 yıl önce
Japonya, kapalı kapılarının gürültülü bir úekilde çalındı÷ını duydu. Bu, 1853’te
Amerika’dan gelen siyah demir gemilerin ziyaretiydi. O günün ardından Japonya,
kapılarını yabancılara açmaya baúladı ve modernleúme sürecini baúlattı.
Genellikle Japonya’nın modernleúme sürecinin Türkiye’ninkine çok benzedi÷ini
söylerler. Fakat bu dönemde Türkiye uluslararası iliúkiler alanında Japonya’dan
daha çok daha ileri ve tecrübeli durumdaydı. Di÷er bir deyiúle, Japonya’nın
modernleúme süreci, Türkiye’nin 19. yüzyılda gerçekleútirdi÷i modernleúme
çalıúmalarından daha süratli ve úiddetli olmuú ve kaçınılmaz olarak bazı olumsuz
yan etkileri de beraberinde getirmiútir. Di÷er sebepler bir yana bırakıldı÷ında,
Japonya’nın bu kadar süratle modernleúmesinin baúlıca sebeplerinden biri,
hazırlıksız bir úekilde yabancı ülkelerin oyunlarına maruz kalmıú olmasıdır. Bu,
yabancı güçlerin zorlamasıyla gerçekleútirilen bir modernleúmeydi.
da zor günler geçiriyorlardı, ki 1877 Osmanlı-Rus Harbi bu sıkıntılı günlerin
sebeplerinden biridir. Bu konuya daha sonra geri dönece÷im. ùimdi Ertu÷rul
Faciası konusuna geçiyorum.
Ertu÷rul’un yolculu÷u öncesinde Japonya Prensi Komatsu østanbul’a bir ziyarette
bulunmuútur. Prens Komatsu, 1886’da Japonya’dan ayrılarak Amerika ve Batı
Avrupa’yı ziyaret ettikten sonra, Ekim 1887’de østanbul’a gelmiútir. øade-i ziyaret
maksadıyla Sultan II. Abdülhamid, Ertu÷rul Firkateyni’ni Osman Paúa
komutasında Japonya’ya göndermeye karar vermiútir. Firkateyn, Temmuz 1889’da
østanbul’dan ayrılmıú ve ertesi yıl Haziran ayında Yokohama’ya varmıútır.
ømparator Meiji tarafından 13 Haziran tarihinde kabul edilen Osman Paúa
baúkanlı÷ındaki heyet son derece sıcak karúılanmıútır. Gemi Yokohama’dan 15
Eylül’de ayrılmıú ve sonraki gece bir fırtınaya yakalanarak, Kashinozaki
kıyılarında batmıútır. Yaklaúık 650 kiúilik mürettebattan sadece 69’u hayatta
kalabilmiútir. Deniz kenarında toplanan civar köylüler denizcileri kurtarmaya
çalıúmıúlardır. Haberi alan ømparator Meiji, mürettebatın mümkün olan her yolla
kurtarılması emrini vermiútir. Bu faciadan son derece etkilenen Japon halkı,
kendili÷inden, destek amaçlı yardım toplama kampanyası baúlamıútır. Japonya
Hükümeti, Ertu÷rul mürettebatını onurlandırmak için, Kongo ve Hiei adlı iki savaú
gemisini østanbul’a göndermeye karar vermiútir. Ekim ayında afetzede mürettebatla
yola çıkan gemiler, bir sonraki yılın Ocak ayında østanbul’a varmıútır. Görevlerini
tamamlamalarının ardından bu filo Mayıs ayında Japonya’ya geri dönmüútür.
Bunlar, Japonya üzerinde üç türlü etkisi olan Ertu÷rul hikayesinin ana hatlarıdır.
Bu etkilerden ilki, bu facianın ve ayrıca Kongo ve Hiei gemileri mürettebatının
raporlarının, Japon halkının hafızalarına son derece güçlü bir Türkiye imajı
yerleútirmiú olmasıdır.
økinci olarak, bu kaza iki Japon’un østanbul’a yerleúmesine sebep olmuútur.
Bunlardan ilki, Japon halkı tarafından toplanan yardımları iletmek için østanbul’a
gelen Shotaro Noda’dır. østanbul’a, az önce bahsetti÷im Japon savaú gemileri ile
gelmiú ve Sultan II. Abdülhamid’in Japonca ö÷retmek üzere østanbul’da kalması
ricasına karúılık olarak burada kalmıútır. Mekteb-i Harbiye’de bir süre Japonca
dersi vermiú, fakat burada bir hastalı÷a yakalanması üzerine Japonya’ya dönmüú ve
1892’de vefat etmiútir. Bir di÷er kiúi ise, çok çeúitli yeteneklere sahip Torajiro
Yamada’dır. Yamada da Japonya’da toplanan yardımların bir kısmını getirmek
maksadıyla østanbul’a gelmiútir. Daha sonra østanbul’da 20 yılı aúkın bir süre, I.
Dünya Savaúı patlak verinceye kadar, yaúamıútır. østanbul’da kaldı÷ı süre içinde,
aralarında Mustafa Kemal’inde bulundu÷u Mekteb-i Harbiye ö÷rencilerine Japonca
ö÷retmiú, ticaretle u÷raúmıútır. Yamada, østanbul’da Japonya’nın özel temsilcisi
gibi ve tipik bir Japon entelektüeli olarak yaúamıútır. 1910 yılında, geniú çevrelerce
okunan ve Japonya’ya Türkiye’nin standart bir tanıtımı olarak kabul edilen Türkiye
ile ilgili bir kitap yayınlamıútır. Japonya’ya dönüúünün ardından Osaka Ticaret
- 10 -
Odası’nın faal bir üyesi olmuú ve Japonya ile Türkiye arasındaki ticari iliúkilerin
geliúmesi için çok çaba sarf etmiútir. Bu kadar renkli bir insan olması sebebiyle
NHK, yani Japonya’nın TRT’si, úu sıralar onun hayatı hakkında bir film
çekmektedir.
Ertu÷rul’un üçüncü etkisi biraz olumsuzdur. Japonya’da halk arasında Osmanlı
ømparatorlu÷u popülerlik kazanmaya ve iyi tanınmaya baúlıyor olsa da, Japonya
Hükümeti yetkililerinin Osmanlı ømparatorlu÷u’na iliúkin gözlemleri çok da sıcak
de÷ildi. Özellikle, Batı Avrupa ile iliúki tecrübesine sahip yetkililer, Osmanlı ile
iliúkilere sert bir bakıú açısıyla yaklaúıyorlardı.
Bu durum, Japonya ve Osmanlı arasında diplomatik iliúkiler kurmak isteyenlerin
iúini zorlaútırıyordu. Üstelik Çin-Japon Savaúı, Rus-Japon Savaúı, Osmanlı-Yunan
Savaúı ve Jön Türkler’in hareketlenmesi gibi her iki ülkedeki iç istikrarsızlıklar ve
savaúlar görüúmelere engel oluyordu.
Ayrıca, ciddi bir içerik problemi vardı. O günlerde Japon diplomasisinin önceli÷i,
eúitsiz anlaúmaların tekrar ele alınarak düzeltilmesiydi. 1850’lerde yabancı
ülkelerle imzalamıú oldu÷u anlaúmalar uyarınca Japonya, gümrük tarifelerini
kendisi belirleyemiyor, imtiyazlı ülke statüsünden yararlanamıyor ve yabancı
hükümetlerin Japonya’da yargı dıúı tutulmasını kabul etmiú oluyordu. Uluslararası
toplumun saygıde÷er bir üyesi olabilmek için Japonya Hükümeti’nin önde
gelenleri bu haksız anlaúmaları ciddiyetle ele aldılar ve bu gibi anlaúma
maddelerinin düzeltilmesi için her türlü çabayı sarf ettiler. Böyle düúünen liderlerin
gözünde Osmanlı Hükümeti’nin eúit koúullarda anlaúma imzalanması yönünde
ifade etti÷i güçlü talep iki farklı açıdan ele alınabilirdi. Bir tarafta, Osmanlı ile eúit
koúullarda anlaúma imzalamanın, yukarıda bahsetti÷im anlaúmalar üzerinde
de÷iúiklik görüúmelerinde Japonya’nın konumunu güçlendirece÷i görüúünde
olanlar vardı. Hakim görüú olan di÷er tarafta ise, Japonya’nın Osmanlı ile eúit
koúullarda anlaúma imzalamasının, mevcut anlaúmaların de÷iútirilmesi için di÷er
ülkelerle yapılacak görüúmelerde karúı tarafın Japonya’nın imtiyazlı ülke statüsü
olması ile ilgili hakkında endiúeye kapılmasına sebep olaca÷ını düúünenler yer
almaktaydı. Çünkü böyle bir durumda, Osmanlı da Japonya’nın di÷er ülkelerle
yapmıú oldu÷u anlaúmalardan faydalanarak Japonya ile aynı muameleyi görebilirdi.
økinci görüú söz konusu oldu÷unda, Osmanlı ile eúit koúullarda yapılacak anlaúma
bir engel teúkil edecekti. Konu bir çıkmaza girmiúti. Tabii ki zaman zaman Londra,
Berlin veya østanbul’da temaslarda bulunulup çeúitli teklifler paylaúılıyordu, fakat
hiç birinde Japonya ile Osmanlı arasında tatminkar bir anlaúmaya ulaúılamadı.
Çözüm, Lozan Anlaúması ile geldi. Anlaúmanın tarafları olarak Japonya ve
Türkiye birbirlerini tanıdılar, birer elçilik açtılar ve birbirlerine diplomatik
temsilciler gönderdiler.
- 11 -
Normale dönüúünün ardından iliúkiler, 2. Dünya Savaúı’na kadar görece sakin ve
yumuúaktı. 1930 yılında Ticaret ve Denizcilik Anlaúması imzalamıú ve önceki
yıllarda bazı dostluk dernekleri kurulmuútu. 2. Dünya Savaúı patlak verdi÷inde
Türkiye son dakikaya kadar tarafsızlı÷ını korumaya çalıútı. Bilahare Türkiye, 1945
yılının Ocak ayına kadar olan süre boyunca Japonya ile olan diplomatik iliúkilerini
kesti.
San Francisco Barıú Anlaúması’nın hemen ardından, Japonya ve Türkiye
arasındaki diplomatik iliúkiler tekrar normale döndü.
øliúkilerimizin gerçekten de yakınlaúmasında önemli bir rol oynayan bir di÷er olay
ise Kore Savaúı’dır. Türkiye bu savaúta Birleúmiú Milletler askeri gücünün bir
parçası olarak yer aldı ve çok sayıda Türk askeri Kore Yarımadası’nda savaútı.
Kore’ye gidiú-dönüúlerinde veya izinleri süresince Japonya’da vakit geçiren Türk
askerleri eski dostlu÷umuzu tazelediler.
O tarihten bu güne, iki dikkat çekici dönemden geçtik. ølk dönem, Özal Hükümeti
ile baúladı. 1984’ten sonra, iki ülke arasındaki karúılıklı ekonomik faaliyetlerde çok
güçlü ve hızlı bir artıú yaúandı. Bu dönem içinde, çok sayıda ekonomik heyet
karúılıklı ziyaretlerde bulundu ve havacılık anlaúması, yatırımların teúviki
anlaúması ve çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaúmasının imzalanması gibi,
çeúitli kurumsal düzenlemeler gerçekleútirildi. Çok sayıdaki geliúme arasında en
sembolik olan, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün inúasıdır.
økinci dönem ise “2003 Japonya’da Türkiye Yılı” etkinlikleridir. Bu etkinlikler,
özellikle Türkiye’nin Japon halkına tanıtılması açısından son derece etkili olmuútur.
Birçok Japon, Türkiye’nin tarihi çekicili÷ine ve sanatsal güzelliklerine gerçekten
hayran kalmıútır. Bu ba÷lamda, geçti÷imiz yıl Kasım ayında østanbul’da yaúanan
iki bombalama olayı gerçekten son derece üzücü olmuútur. O aúamaya kadar,
Türkiye’ye gelen Japon turistlerin sayısı rekor bir hızla yükseliyordu ancak,
bombalama olayları bu akımı durdurdu ve durum eski haline zorlukla geri döndü.
Fakat yine de bu noktada iyimserim. Türkiye büyük bir turistik çekicili÷e sahip.
Bunların ülke dıúında iyi tanıtılması ve yeterince bilinmesinin sa÷lanması halinde,
uzun vadede ziyaretçilerin geri gelece÷ini düúünüyorum.
úekilde inceledi÷inizde, 2002 yılında birden bire ortaya çıkan ilginç bir ihracat
ürünü bulacaksınız. Bu, ton balı÷ıdır. 2001 yılında Japonya’ya ton balı÷ı
ihracatının izine bile rastlanmazken, 2002 yılı ton balı÷ı ihracatı kayıtlara 4.6
milyon dolar olarak geçmiútir. 3) Aslen bir Japon firması olan Toyota, halen
Adapazarı’nda otomobil üretmekte ve ürünlerini Avrupa’ya ihraç etmektedir. Bu
baúarılı ihracat faaliyeti sayesinde Toyota, çok yakında Türkiye’nin önde giden
ihracatçı firmalarından biri haline gelecektir. 4) Japon firmaları Türkiye’ye yatırım
yapıyor olmalarına ra÷men, Türk iú çevreleri Japonya’ya yatırım yapmamaktadırlar.
Bu, Türkiye’de faaliyet gösteren Japon firmaları, üretim kapasitelerini artırabilmek
veya mevcut seviyesini koruyabilmek için gerekli makine ve teçhizatı Japonya’dan
ithal etmek ihtiyacı içinde olmasına ra÷men, Japonya’daki Türk firmalarının böyle
bir ihtiyacı olmadı÷ı anlamına gelmektedir. Bunları söyledikten sonra, ton balı÷ı
örne÷ini izleyecek yeni takipçilerin bulunmasının önemini belirtmek istiyorum.
Türkiye’deki zengin tarımsal kaynakları göz önüne aldı÷ımızda, ümitsizli÷e
kapılmak için bir sebep olmadı÷ı ortadadır.
Son olarak, kısaca ekonomik iúbirli÷imize de÷inmek istiyorum. Türkiye kalkıúa
geçmek üzere olan bir ülke. Böyle bir ülkenin geleneksel ekonomik iúbirli÷i
yöntemlerine ihtiyacı yoktur. Bilakis, Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan, girmeye hazır
oldu÷una inandı÷ım, kendi kendine kalkınma döngüsünü ateúleyecek ve katalizör
görevi yapacak türden bir iúbirli÷idir. Bu amaçla Japonya, iúbirli÷i faaliyetlerini,
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Demiryolu Bo÷az Tüp Geçiúi Projesi gibi büyük
çaplı ünlü projelerin yanı sıra, çevresel geliúim, e÷itim, insan kaynaklarının
geliútirilmesi, zengin-fakir eúitsizliklerinin azaltılması, deprem ve afet zararlarının
önlenmesi projeleri ve üçüncü ülke e÷itim programları gibi alanlara da
yaygınlaútırmaktadır. Aynı zamanda, bölgelerarası kalkınmıúlık farkını kapatmak
üzere, Japonya’nın yerel projeler için hibe yardım programları çerçevesinde küçük
çaplı projeler de baúlatılmıútır. Ayrıca kültürel konularla da ilgili olan Japonya, bu
tarz iúbirli÷i programları çerçevesinde bazı projelere de destek vermektedir.
Konuúmama burada son veriyorum. Sorulara geçmeden önce size belgesel bir
filmden bahsetmek istiyorum. NHK tarafından yapılmıú olan bu belgesel film, 19
Mart 1985 tarihinde gerçekte ne oldu÷u ile ilgilidir ve cesur Türklerin ve
Japonların Tahran’dan kaçıúlarını anlatmaktadır. Bence bu olay, dostlu÷umuzu son
derece etkili bir úekilde anlatan en güzel örneklerden biridir.
ùimdi, ikili ekonomik iliúkilerin mevcut durumuna kısaca de÷inmek istiyorum.
Türk tarafı ço÷unlukla Japonya ile ticaret açı÷ının çok büyük oldu÷undan úikayet
etmektedir. Rakamlara bakıldı÷ında, bu úikayet haklı bir sebebe dayanıyor gibi
görülmektedir. Fakat bu durumun dört anti-tezi vardır. 1) Temel ekonomi kuramı
uyarınca, ticari denge dünya temelinde düúünülmelidir, ikili temel üzerinde de÷il.
Dünya çapındaki ticari dengesinde vermekte oldu÷u hoú fazlalı÷ın tadını çıkaran
Japonya dahi, Suudi Arabistan, Katar, Çin ve benzeri ülkeler ile yaptı÷ı ticarette
büyük açıklarla karúı karúıyadır. 2) Türkiye’nin ticari de÷erlerini dikkatli bir
Bu belgesel, Baúbakan Erdo÷an’ın bu yıl Nisan ayında Japonya’ya yaptı÷ı ziyaret
sırasında iki ülke Baúbakanları arasında da ele alınmıútır. Baúbakan Koizumi,
Baúbakan Erdo÷an’a bunun hem Japonlar hem de Türkler için son derece
cesaretlendirici bir hikaye oldu÷unu söyleyerek, Türkçe altyazıyla Türkiye’de de
yayınlanmasını tavsiye etmiútir. TRT bunun üzerinde NHK ile iúbirli÷i yapmıú ve
sonuçta bu film ortaya çıkmıútır.
- 12 -
- 13 -
II- Basında Yer Alan Konuúmalar
“Turkish Daily News” Gazetesinde Yayınlanan Röportaj*
(Turkish Daily News – 1 Temmuz 2004, Sayfa 4)
(Turkish Daily News Online – 1 Temmuz 2004)
(Röportaj: Emekli Büyükelçi Yüksel Söylemez)
(*Mülakatın aslı øngilizce olup, Japonya Büyükelçili÷i tarafından Türkçe’ye çevrilmiútir.)
Asya’nın iki ucunda bulunmalarına karúın Japonya ve Türkiye, hızla geliúen siyasi,
ekonomik, ve kültürel iliúkilere sahiptirler. Karúılıklı ticaret 2003 yılında %30
artarak 2 milyar Doları aúmıú ve Japonya’yı Türkiye’nin en büyük 10. ticaret orta÷ı
yapmıútır.
Japonya’nın Türkiye Büyükelçisi Tomoyuki Abe’nin söyledi÷ine göre, yaklaúık
1,8 milyar Dolar’lık yatırım ile beraber, Türkiye’de úu anda 62 Japon úirketi iú
yapmaktadır.
2003 yılının Japonya’da Türkiye Yılı oldu÷unu hatırlatan Bay Abe, bu süre içinde
Japonya’da sergiler, dans gösterileri, konserler, filmler ve tiyatro gösterileri dahil
olmak üzere 150’den fazla etkinli÷in gerçekleúti÷ini belirtiyor. Türk kuruluúlarının,
Japonya’nın çeúitli úehirlerinde çeúitli úekillerde Türkiye’nin Japonya’ya tanıtıldı÷ı
fuarlara katıldıklarını da belirten Japonya Büyükelçisi, “2003 Japonya’da Türkiye
Yılı”nın, kazandı÷ı popülerlikle 2 ay daha uzatılmasının ardından Mayıs ayında
sona erdi÷ini söylüyor.
Japonya Büyükelçisi Tomoyuki Abe’nin bu röportajı, emekli Büyükelçi Yüksel
Söylemez tarafından Turkish Daily News adına yapılmıútır.
SÖYLEMEZ: Lütfen bizim için Türkiye ve Japonya arasındaki siyasi iliúkileri
de÷erlendirir misiniz?
BÜYÜKELÇø ABE: Türkiye’deki görevim süresince Japonya Senato Baúkan
Yardımcısı Shoji Motooka, beraberinde birçok Japonya-Türkiye ParlamentolarArası Dostluk Grubu üyesi ile 2003 yılında Türkiye’yi ziyaret etti. Geçti÷imiz
Aralık ayında, Dıúiúleri Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Dıúiúleri
Bakanı Yoriko Kawaguchi’nin daveti üzerine Japonya’ya resmi bir ziyarette
bulundu ve Baúbakan Junichiro Koizumi ve Dıúiúleri Bakanı Yoriko Kawaguchi ile
görüúmelerde bulundu. Ziyareti sırasında, Dıúiúleri Bakanı Gül ayrıca “2003
Japonya’da Türkiye Yılı”nın baúlıca etkinli÷i olan “Türkiye’de Üç Büyük
Medeniyet Sergisi”nin Osaka’da açılıú törenine katıldı. Baúbakan Recep Tayyip
Erdo÷an da bu yılın Nisan ayında Japonya’ya resmi bir ziyarette bulundu ve
- 14 -
Baúbakan Koizumi ile verimli görüúmeler yaptı. Bu ziyaret, son 9 yıl içinde bir
Türk Baúbakanın Japonya’ya yaptı÷ı ilk ziyarettir.
Bu yıl, tesadüf olarak, Japonya ve Türkiye arasındaki diplomatik iliúkilerin 80.
yıldönümü. øki ülke arasında böyle üst düzey ziyaretlerin önemini vurgulamak
isterim, ve böyle bir diyalogu siyasi düzeyde devam ettirmek isteriz.
SÖYLEMEZ: Lütfen Baúbakan Erdo÷an ve Baúbakan Koizumi arasında geçen
toplantının atmosferini anlatır mısınız?
BÜYÜKELÇø ABE: Baúbakanların ikili iliúkiler ve uluslararası olaylar
çerçevesinde birçok konu ile ilgili samimi fikirlerini ve kiúisel görüúlerini
paylaútıkları izlenimini edindim. Yemek esnasında iki Baúbakan arasındaki sıcak
ve dostça atmosfere tanık olmak da benim için büyük bir memnuniyet kayna÷ıdır.
Bir ara, Baúbakan Erdo÷an Japon yemeklerinin çok sa÷lıklı oldu÷unu ve insanların
formunu korumada yardımcı oldu÷unu söyleyince Baúbakan Koizumi - kendisi çok
zayıftır - Japon yemeklerinin bile insanları úiúmanlatabildi÷ini söyleyerek esprili
bir úekilde sumo güreúçilerine atıfta bulundu. Bu küçük olay da, iki lider arasındaki
görüúmelerin ne kadar arkadaúça geçti÷inin bir göstergesidir sanırım.
SÖYLEMEZ: Sizce Türkiye ve Japonya arasındaki ekonomik iliúkiler tatmin edici
düzeyde mi?
BÜYÜKELÇø ABE: “Yatırımların Karúılıklı Teúviki ve Korunması Anlaúması”
ve “Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaúması” úu an yürürlüktedir ve bu iki
anlaúma ikili ekonomik iliúkilerimizin geliúmesi için vazgeçilmezdir.
Türkiye Dıú Ticaret Müsteúarlı÷ı’nın istatistikleri, Türkiye ve Japonya arasındaki
ticaret hacminin 2003 yılında, bir önceki yıla göre %30 artarak, 2 milyar Doları
geçti÷ini gösteriyor. Japonya ithalatta Türkiye’nin, AB üye ülkeleri, Rusya, Çin, ve
ABD’den sonra, en büyük 10. ticaret orta÷ıdır. Fakat ihracatta Japonya maalesef
Orta Do÷u, Orta Asya ve Kafkas ülkelerinden sonra gelmektedir.
Asya kıtasının do÷u ve batı uçlarında yer alan iki ülkenin co÷rafi dezavantajlarını
göz önünde bulundurursak, Japonya ve Türkiye’nin bu iúi en iyi derecede yaptı÷ını
düúünebiliriz. Ancak Türkiye’nin yeni geliúen bir piyasa olarak çekicili÷ini
düúünecek olursak, ekonomik iliúkilerimizin daha da geliúmesini bekleyebiliriz.
Esas olarak ekonomik iliúkiler, özel sektörün serbest ve ba÷ımsız faaliyetlerinin
sonucudur.
Bu ba÷lamda, ülkelerimiz iú çevrelerinin buluúup birbirlerini
tanımaları ve anlamaları için ve ayrıca ticari iliúkilerde deneyimlerini geliútirmeleri
için daha fazla imkanın oluúmasını görmeyi arzu ederim.
- 15 -
SÖYLEMEZ: Türkiye’de ne kadar Japon yatırımı var? ølerisi için neler
düúünülüyor?
ve Japon insanları arasında geliúen bu ortak ilgi ve anlayıú trendi azalıp kaybolmaz,
aksine korunur ve güçlendirilir.
BÜYÜKELÇø ABE: Bildi÷im kadarıyla Türkiye’de iú yapan Japon úirketlerinin
sayısı 62 ve Türkiye’deki do÷rudan Japon yatırımlarının toplamı yaklaúık 1,8
milyar Dolara ulaúmıútır.
SÖYLEMEZ: Türk ve Japon lisanları arasında benzerlik var mı?
Baúarılı ekonomik reformların anahtarı olarak görülen do÷rudan yabancı yatırımlar
sadece yatırımcı ülke için, yani Japonya için faydalı olmaz; aynı zamanda Türk
ekonomisini istikrarlı bir geliúime do÷ru sürükler. Ayrıca, orta ve uzun vadede,
do÷rudan yabancı yatırım sayesinde, Türkiye’ye teknoloji transferi gerçekleúmiú ve
insan kaynaklarını geliútirme çalıúmaları hayata geçmiú olur.
Haziran 2003’te Do÷rudan Yabancı Sermaye Kanunu’nun yürürlü÷e girmesiyle
birlikte Türkiye’deki yatırım çevresinin iyileúmesine yönelik yapılan
düzenlemelere çok de÷er veriyoruz. Somut uygulamalara gelindi÷inde ise, Türk
tarafının Japon iúadamlarının görüúlerini de dinleyerek yatırımcıya daha sıcak
bakan sistemler ve reformlar kuraca÷ını umuyoruz.
BÜYÜKELÇø ABE: Birçok kiúiye göre Japon ve Türk lisanları arasında benzerlik
var, özellikle gramer yapılarında. Fakat ben Türkçe’yi anlamakta büyük güçlük
çekiyorum. Bence bu iki lisan birbirinden son derece farklı.
SÖYLEMEZ: Japonya Asya’nın bir parçası mı, yoksa Pasifik Okyanusu
üzerinden Amerika’ya daha mı yakın?
BÜYÜKELÇø ABE: Co÷rafi ve tarihi açıdan Japonya úüphesiz Asya’ya aittir.
Aynı zamanda, Amerika’nın Asya’daki rolü çok önemlidir. Japonya, Birleúik
Devletler ile olan ittifakını güvenlik politikasının dire÷i ve bölgedeki barıú ve
istikrarın temeli olarak görmektedir.
SÖYLEMEZ: Japonya’nın bugünkü ekonomik problemleri nelerdir?
SÖYLEMEZ: “2003 Japonya’da Türkiye Yılı” kapsamında ne tür kültürel
etkinlikler yapılmıútı?
BÜYÜKELÇø ABE: Japon ekonomisi, özel sektöründeki iyiye do÷ru geniú çaplı
geliúmelerle, sürekli iyileúmeye devam ediyor.
BÜYÜKELÇø ABE: “2003 Japonya’da Türkiye Yılı”nın temeli, 2000 yılında
hazırlanan Japonya-Türkiye Ortak Eylem Planı’nda atılmıútı. “2003 Japonya’da
Türkiye Yılı”, Türkiye’nin kültürünün, tarihinin ve insanlarının istisnai çekicili÷ini
do÷rudan Japonya’ya tanıttı ve Japonlar arasında çok sayıda “Türkiye hayranı”
yarattı. “2003 Japonya’da Türkiye Yılı” kapsamında sergiler, dans gösterileri,
konserler, filmler ve tiyatro gösterileri dahil olmak üzere 150’den fazla resmi
etkinlik düzenlendi ve Türk kuruluúları, Japonya’nın çeúitli úehirlerinde, farklı
etkinliklerle Türkiye’nin Japonlara tanıtıldı÷ı çok sayıda fuara katıldılar.
Kısa vadede beklenenlere de÷inecek olursak, dünya ekonomisi iyileútikçe ve özel
sektör yola girdikçe, Japonya ekonomisinin de iyileúmesi beklenmektedir.
Yılın en önemli etkinliklerinden biri olan “Türkiye’de 3 Büyük Medeniyet Sergisi”,
Türkiye’nin tarihini, her medeniyeti simgeleyen nesneler ve onların etkileyici bir
úekilde sergilenmesi yoluyla tanıttı. Bu sergi 3 büyük Japon úehrinde düzenlendi ve
son derece yüksek sayıda - 600.000 - ziyaretçisi oldu. Ayrıca, serginin ana
sponsoru olan [NHK] Japon Yayın Kuruluúu da çok sayıda özel program yayınladı.
Medyanın etkisini göz önünde bulunduracak olursak, úimdi çok sayıda Japon
vatandaúının, Türkiye’nin büyüsünden eskiye göre daha fazla etkilendi÷ini
düúünebiliriz.
Di÷er taraftan, yerli firmaların ürünlerinin fiyatları az da olsa artıyor ancak, tüketici
fiyatları eksi seviyesinde kalıyor. Sonuç olarak, Japon ekonomisinin halen hafif bir
deflasyon sürecinde oldu÷unu söyleyebilirim.
Deflasyonun üstesinden gelmek Japonya’nın ekonomi politikasının baúlıca
hedeflerinden biridir. Hükümet, Japonya Merkez Bankası ile birlikte, deflasyonun
üstesinden gelebilmek ve düzenli, kuvvetli mali piyasaları eski haline geri getirmek
için güçlü ve kapsamlı önlemler almaya devam edecektir. Ayrıca vergi, bütçe,
sosyal sigorta, mali ve di÷er alanlardaki yapısal reformları hızlandırmaktadır.
SÖYLEMEZ: Mayıs ayında temel atma töreni yapılan Demiryolu Bo÷az Tüp
Geçiúi Projesi’ne (Marmaray) Japonya’nın yaptı÷ı katkılara ilgili lütfen bizi
aydınlatır mısınız?
“2003 Japonya’da Türkiye Yılı”, kazandı÷ı inanılmaz popülerlikle 2 ay daha
uzatılmasının ardından 2004 Mayıs ayında sona erdi. øçtenlikle umuyorum ki Türk
BÜYÜKELÇø ABE: Japonya bu projeye JBIC (Japonya Uluslararası øúbirli÷i
Bankası) aracılı÷ıyla kredi temin etmiútir. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden
sonra Asya ve Avrupa’yı birbirine ba÷layan sembolik bir projeyle Türk insanına ve
Türk ekonomisine tekrar bir katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
- 16 -
- 17 -
Ayrıca duydu÷um kadarıyla, bu projede kullanılacak olan tüp batırma inúaat
sistemi benzersiz ve ileri teknoloji kullanılan bir yöntem. Japon müteahhit ve
mühendislerin bu eúsiz projenin üstesinden gelebilmek için bu fırsattan
faydalanmaları beni çok gururlandırdı.
SÖYLEMEZ: Japonya’nın Türkiye ile içinde bulundu÷u baúka bir ekonomik
iúbirli÷i projesi var mı?
BÜYÜKELÇø ABE: Japonya, ODA (Resmi Kalkınma Yardımı) aracılı÷ı ile bir
takım sosyo-ekonomik yapılara ve sistem yapı projelerine destek olur. Türk
ekonomisinin er ya da geç kalkıúa geçece÷ine inanan Japonya, iúbirli÷i alanlarını
çevre iyileútirme, deprem ve afet önlemleri, bölgesel farklılıkların azaltılması ve
insan kaynaklarını geliútirme gibi konuları kapsayan projelere do÷ru geniúletmiútir.
Japonya’nın ODA programlarının teknik iúbirli÷i açısından sorumlusu olan
Japonya Uluslararası øúbirli÷i Ajansı (JICA) 1995 yılında Türkiye’de bir ofis açmıú,
uzmanlar ve gönüllüler göndererek, ekipman sa÷layarak ve Japonya’ya e÷itilecek
kiúiler davet ederek Türkiye’ye teknik destek sa÷lamıútır. Trabzon’da kalkan
üretimi için gerçekleútirilen Karadeniz’de Balık Yetiútiricili÷inin Geliútirilmesi
Projesi ve østanbul Teknik Üniversitesi tarafından uygulanan Denizcilik E÷itiminin
Geliútirilmesi Projesi, halihazırda iúleyen projelerden sadece birkaç örnek. Di÷er
yandan JBIC, Marmaray gibi büyük boyutlu yapısal projeler için Yen kredisi
vermektedir.
Bu projelerin, Türk halkının refahına ve Türk ekonomisinin geliúimine katkıda
bulunurken, ikili iliúkilerimizi daha da yakınlaútıraca÷ını umuyorum.
SÖYLEMEZ: Türkiye ve Japonya arasındaki iliúkilerin daha da yakınlaúması için
önerileriniz var mı?
“Ankara Ankara” Dergisi’nde Yayınlanan Röportaj
(A÷ustos 2004, Sayı: 9, Sayfa: 46-50)
(Röportaj: Bahadır øleri)
Uzakdo÷u'da bir adalar ülkesi olan Japonya, asıl ününü dünyanın dört bir yanına
ihraç etti÷i “Made in Japan” etiketli ürünlerle sa÷ladı. Teknolojinin ana üssü olarak
kabul edilen Japonya ile Türkiye arasındaki iliúkilerin ise 17. yüzyılda baúladı÷ı
söyleniyor. 1887'de Prens ve Prenses Komatsu, Osmanlı ømparatorlu÷u'nu ziyaret
etmiúler, Padiúah II. Abdülhamid ile görüúmüúler.
1889’da Padiúah II. Abdülhamid, iade-i ziyaret amacıyla Tu÷amiral Osman Paúa'yı
Japonya'ya göndererek, Osmanlı ømparatorlu÷u yüksek niúanını ømparator
Meiji'ye takdim etmesini istemiú. Ancak bu heyeti getiren Ertu÷rul Firkateyni, dönüú
yolculu÷unda batmıú ve Osman Paúa komutasındaki 581 denizci hayatını kaybetmiú.
Bu deniz kazasından kurtulan 69 denizciye Japonya Hükümeti ve halkınca
gösterilen yakın ilgiye iliúkin anlatılanlar Osmanlı topraklarına kadar ulaúıyor ve bu
kaza vesilesiyle Japonlarla Türklerin tarihsel dostluk iliúkileri baúlamıú oluyor.
Biz de, bu uzaklardaki yakın halkla ilgili konuúmak, onları daha yakından tanımak
için, Japonya Büyükelçisi Tomoyuki Abe'yi bu sayımıza konuk ettik.
SORU: Geçmiúinde Avrupa sömürgesi olmayan ender Uzakdo÷u ülkelerinden biri
olan Japonya, Batı kültürünü kendi iste÷iyle ve istedi÷i úekilde kabul etmiú bir ülke
olarak, kendi kimli÷ini nasıl tanımlıyor?
BÜYÜKELÇø ABE: Bir ülkenin kendi kimli÷ini tanımlamasının oldukça zor,
hatta kimi zaman imkansız oldu÷unu düúünüyorum. Japonya, tüm dünya
tarafından hassasiyetle vurgulanan ve büyük önem atfedilen demokrasi ve serbest
piyasa ekonomisi gibi ilkelere inanan ve dünyayı ilgilendiren çeúitli konularda
barıúçı çabaları destekleyen ve bu yönde faaliyetler gösteren bir ülkedir.
BÜYÜKELÇø ABE: Daha önce de belirtti÷im gibi, Japonlar ve Türkler arasındaki
bireysel temaslar sonucunda oluúan karúılıklı anlayıú çok önemlidir. Bu sebeple,
turizmin geliútirilmesi sanırım en etkili yoldur. Daha fazla Türk’ün Japonya’yı
daha sık ziyaret etmesini umuyorum. Aynı zamanda, eminim ki Türkiye’nin sonsuz
turizm kaynaklarını Japon insanına tanıtmak ve Türkiye’ye daha fazla Japon
çekmek, iki ülke arasında daha yakın iliúkiler kurmak için son derece etkili
olacaktır.
SORU: Japonya, teknolojide ve ekonomide dünyaya meydan okuyor.
2. Dünya Savaúı'ndan ma÷lubiyetle çıkan, avantajsız bir co÷rafya ve topraklara
sahip Japonya, bu geliúmiúlik düzeyini söylenildi÷i gibi çalıúkanlı÷ıyla mı elde
etti?
- 18 -
- 19 -
BÜYÜKELÇø ABE: Öncelikle bu iltifatınız için teúekkür etmek isterim. Japonya,
özellikle 2. Dünya Savaúı sonrası, ABD ve di÷er Batılı ülkelerin geliúmiú ekonomik
durumlarına bakarak kendisi de aynı geliúmiúlik düzeyini yakalamayı amaçladı.
Zannederim, Japon insanının bazı karakter özellikleri de bahsetti÷iniz hızlı geliúme
ve kalkınmada etkili oldu. Japon halkı, Japon olma unsurunu bir özellik olarak
kendinde gördü ve bu sayede ekip çalıúması yapabileceklerine inanarak bu yolda
ilerledi.
SORU: 2. Dünya Savaúı sırasında trajik bir úekilde topraklarına atom bombası
atılan Japonya'da bu travmanın izleri hala sürüyor mu?
gerekti÷ini düúünmekte ve bu konuyu çeúitli ortamlarda bir çok kez dile
getirmektedir.
BÜYÜKELÇø ABE: Bu olayın Japon halkının hafızasında güçlü bir úekilde
kalmaya devam edece÷ini düúünüyorum. Hiroúima ve Nagasaki kentlerini ziyaret
etti÷imde son derece duygusal anlar yaúayıp bu olayın etkilerini güçlü bir úekilde
hissettim. Japonya ile ABD'nin temel olarak tarihsel bir düúmanlık içinde oldukları
konusu ise gerçe÷i yansıtmıyor. Örne÷in Japon-Rus Savaúı'nın ardından gerçekleútirilen barıú anlaúmasında, ABD'nin önemli katkısı oldu. Yani, 2. Dünya
Savaúı'na kadar ABD ile düúmanlık iliúkilerimiz yoktu. 2. Dünya Savaúı'nda ise, o
zamanki ülke politikaları gere÷i Japonya ile ABD’nin savaúmalarının neticesinde
çok acı sonuçlar ortaya çıkmıútır. Savaúın ardından ABD, Japonya'ya karúı son
derece farklı bir politika izlemiú ve Japonya'nın kalkınmasında önemli rol
oynayarak Japon halkının ABD'ye karúı düúüncelerini önemli ölçüde de÷iútirmiútir.
SORU: BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesini düúünecek olursak, Japonya
gerek nüfus gerek ekonomi olarak bu ülkelerin ço÷undan daha avantajlı durumda.
Japonya'nın da daimi üyelik gibi bir arzusu var mı?
SORU: Mevcut durumda Japonya, dünyanın 2. büyük ekonomik gücü. Öte yandan
Avrupa Birli÷i'nin gittikçe büyüyen siyasi ve ekonomik bir birlik olarak ortaya
çıkması Japonya'yı kaygılandırıyor mu?
BÜYÜKELÇø ABE: Bu durumun Japonya'nın kaygı duymasını gerektiren bir
durum oldu÷unu düúünmüyorum. Aksine, AB'nin mevcut oluúumuyla birlikte
dünya çapında büyük bir pazar do÷uyor ve bu ba÷lamda yeni ekonomik
faaliyetlerin geliúebilece÷i ortamlar hazırlanıyor. Japon sanayisi, sahip oldu÷u
gücü devam ettirdi÷i sürece de bir sorun olaca÷ını zannetmiyorum.
SORU: Japonya, Asya Pasifik bölgesindeki ekonomiler arasında serbest ticaret ve
ekonomik iúbirli÷inin geliútirilmesi amacıyla kurulan APEC'e üye bir ülke. APEC'e
üye ülkeler arasında da AB'dekine benzer bir ekonomik ve siyasi entegrasyon
politikası var mı?
BÜYÜKELÇø ABE: Üye ülkelerin mevcut durumlarını göz önünde
bulundurdu÷umuzda, APEC'in AB gibi bir birlik meydana getirmesinin oldukça
zor oldu÷unu düúünüyorum. Bu ülkelerin tek bir ekonomik birlik haline
gelmeleri mevcut durumda oldukça zor. Siyasi birlik oluúturmalarının ise,
ekonomik birlik oluúturmalarından daha zor oldu÷u kanaatindeyim. Uzak
gelecekte ne olaca÷ını ise elbette bilemem.
SORU: Birleúmiú Milletlerin dünya politikasında yeterince aktif oldu÷unu
düúünüyor musunuz?
BÜYÜKELÇø ABE: Japonya'nın bu yönde bir arzusu var. Ancak, BM'nin bundan
sonra ne úekilde de÷iúece÷i ve ne gibi reformların gerçekleúece÷i gibi hususlar
belli olmadıkça sadece üye olma arzusunun ifade edilmesi çok da anlamlı olmaz.
Belirtmiú oldu÷um gibi, gerek BM'nin kendisinin ve gerekse BM Güvenlik
Konseyi’nin yapısının de÷iúmesi gerekti÷i hususunu ve nasıl de÷iúmesi gerekti÷i
konusundaki fikirlerini Japonya bundan sonra da dile getirmeye devam edecektir.
Dünyanın hemen tüm ülkelerinin BM'e üye oldukları göz önünde bulunduruldu÷unda, ülkelerin fikirlerinin ortaya konuldu÷u bir platform olarak bu
örgütün önemi ortadadır.
SORU: Japonya'nın, son olarak Rusya'nın da dahil oldu÷u G-7 Örgütü'ndeki
etkinli÷i nedir?
BÜYÜKELÇø ABE: Örgütün G-7 ya da G-8 olarak adlandırılmasını bir kenara
bırakacak olursak, Japonya Baúbakanı'nın üye ülkelerin devlet ve hükümet
baúkanlarıyla fikir alıúveriúlerinde bulundu÷u bir ortam oldu÷unu ifade edebiliriz.
Bu toplantılarda Japonya'nın teklifiyle bu gerçekleúti úu gerçekleúmedi diye size
somut örnekler vermem mümkün de÷il; ancak bu örgütün son derece anlamlı
faaliyetler yürüttü÷ünü ve Japonya'nın da buna dahil oldu÷unu belirtebilirim.
Son Sea Island Zirvesi'ni örnek alarak, Irak, uluslararası terör ve genel olarak
Ortado÷u'daki mevcut durumun gündeme getirildi÷ini söyleyebilirim.
SORU: Türkiye, 1999 yılında yaúadı÷ı acı tecrübenin ardından depremle yaúamayı
ö÷renen bir ülke. Japonya'nın, deprem konusunda geliútirdi÷i özel bir politikası var
mı?
BÜYÜKELÇø ABE: Japonya bildi÷iniz gibi bir deprem ülkesi ve depremin ne
zaman ve nerede olaca÷ı bilinemiyor. Okullarımızda depremle ilgili ders
programları yapılıyor. Bu sebeple Japonların büyük bir bölümü, deprem
sırasında ne yapaca÷ını biliyor. 1995 Kobe Depremi'nde çok sayıda kurban
verdik. Ancak bu depremden edindi÷imiz deneyimlerle yeni politikalar ürettik
ve binaların depreme karúı güçlendirilmesi ve yeni ulaúım kurallarının
geliútirilmesi gibi uygulamalara geçtik.
BÜYÜKELÇø ABE: BM'nin halihazırda ne derecede faal bir örgüt oldu÷u,
ülkelerin BM'den beklentilerine göre büyük de÷iúiklikler gösterece÷i için yorum
yapmam uygun olmayacaktır. Japonya, BM ile ilgili çok sayıda reform yapılması
SORU: Geçti÷imiz Nisan ayında Japonya'ya ziyarette bulunan Baúbakan Erdo÷an,
iki ülke arasındaki ticaret açı÷ının Türkiye aleyhine oldu÷unu belirterek Japon
- 20 -
- 21 -
iúadamlarını Türkiye'de daha fazla yatırım yapmaya davet etti. Türkiye ile Japonya
arasındaki ekonomik iliúkileri nasıl de÷erlendiriyorsunuz?
BÜYÜKELÇø ABE: Bu sorunun üç aúamalı bir cevabı var. Birincisi, iki ülke
arasındaki dıú ticaret iliúkilerinde "muhakkak eúitlik olmalıdır" diyemeyiz. Japonya
da, petrol ihracatı yapan ülkelere karúı açık veriyor. Bu ba÷lamda bir ülkenin, ihtiyacı
olan malları temin eden ülke karúısında bir ithalat fazlası vermesi do÷aldır. 2. husus;
birkaç yıl öncesine kadar hiç gündemde olmayan fakat hala Türkiye'nin
Japonya'ya karúı en önemli ihraç kalemlerinden biri olan ton balı÷ı hususu.
Geçti÷imiz yıl, Türkiye'den Japonya'ya 40 milyon dolarlık ton balı÷ı ihracı
gerçekleútirildi. Japonlar, ton balı÷ından yapılmıú suúiyi çok severler. Bu sebeple
Türkiye'de faaliyet göstermekte olan bir Japon firması, Marmara Denizi'nde ton
balı÷ı üretimine baúlayarak ton balıklarını taze olarak Japonya'ya ihraç etmeye
baúlamıú ve bu konuda da büyük baúarı sa÷lamıútır. Bu konu dikkate alındı÷ında
Türkiye'nin hala ihracat olanaklarının gerçekleúebilece÷i çok sayıda ürüne sahip
oldu÷unu ve bunların özellikle do÷al ürünler ile tarım ürünleri oldu÷unu
söyleyebiliriz. Belki tek tek ele alındı÷ında bu ihraç ürünlerinin parasal miktarının
düúük oldu÷u düúünülebilir; ancak bütün bunlar birleútirildi÷inde büyük
rakamlara ulaúılacaktır. 3. husus da, Toyota'nın Adapazarı fabrikası. Toyota,
gelecek yıl veya ondan sonraki yıl, Türkiye'nin en fazla ihracat yapan firması olmayı
hedefliyor. Bu tip konular göz önünde bulunduruldu÷unda, Japonya ile Türkiye
arasındaki dıú ticaret açı÷ının o kadar da büyük bir sorun olmadı÷ını ifade edebiliriz.
SORU: Halihazırda otomotiv sektörünün Türk-Japon ticari iliúkilerinde önemli yer
tuttu÷u da düúünülürse, önümüzdeki dönem Türkiye'deki Japon yatırımlarında bir
artıú beklenebilir mi?
“TOBB – Ekonomik Forum” Dergisi’nde Yayınlanan Röportaj
(A÷ustos 2004, Sayfa: 70 – 73)
(Röportaj: Nart Bozkurt)
SORU: Lütfen, Japon halkının Türkiye hakkında ne kadar bilgi sahibi oldu÷u
konusunda görüúünüzü bildirir misiniz?
BÜYÜKELÇø ABE: Aslında, Japon halkının, ilgi çekicili÷i, tarihsel ve kültürel
özellikleri nedeniyle uzun zamandır Türkiye ile ilgilendi÷ini biliyorum.
Ancak, korkarım Japonların ço÷u Türkiye hakkında yeterince bilgiye sahip
de÷iller, ya da Türkiye hakkında “øslam”, “Kemal Atatürk”, “Dondurma”, “Futbol
Gücü”, “Osmanlı ømparatorlu÷u” gibi çok sınırlı imaja sahipler. Bir çok Japon
Türkiye’yi sıklıkla, komúusu Orta Do÷u ülkeleri ile karıútırmaktadır.
Son yıllarda, artan sayıda Japon turistin Türkiye’yi ve Türk turistin Japonya’yı
ziyareti ile “2002 Dünya Kupası” ve ayrıca “2003 Japonya’da Türkiye Yılı”
organizasyonları sayesinde Japon halkının Türkiye’yi tanımasında gittikçe artan bir
geliúme yaúanmaktadır.
Ancak elbette, hala iki ülke arasındaki karúılıklı anlayıúın arttırılabilece÷i pek çok
alan mevcuttur.
SORU: øki ülkenin karúılıklı olarak birbirini tanıması açısından Türkiye tarafından
hangi adımların atılması gerekir?
BÜYÜKELÇø ABE: Japon yatırımcılarının Türkiye'ye daha fazla gelmesi
hususunda, Türk ekonomisine büyük katkılar sa÷layan Toyota'yı örnek verebiliriz.
Toyota firması sadece fabrika kurmakla yetinmemiú, aynı zamanda bu fabrikada
çalıúacak Türk iúçileri Japonya'ya götürerek uzun süreli e÷itim vermiútir.
E÷itim süresince, iúçilere teknolojik bilgilerin yanı sıra Toyota firmasının felsefesi de
aktarılmıú, ö÷retilmiútir. Bunun neticesinde, Toyota firmasının Türkiye'de
üretilen otomobillerin, dünyada Toyota tarafından üretilen en iyi otomobiller
arasında oldu÷u kabul edilmektedir. Türkiye'nin en önemli özelliklerinden biri,
sahip oldu÷u potansiyel iúgücüdür. Türk tarafı, Türkiye'nin AB'ye üye olması
halinde Japonların AB pazarına kolaylıkla girebileceklerini söyleyerek, Japon
yatırımcıların Türkiye'ye gelmelerini tavsiye etmektedir. Ancak Avrupa
pazarına girmek hususu dikkate alındı÷ında sadece Türkiye de÷il Polonya,
Bulgaristan ve Romanya da aynı durumdadır. Bu sebeple Japon yatırımcıların
Türkiye'ye gelmesinin teúvik edilebilmesi için Türkiye'nin hangi özelliklerini öne
çıkaraca÷ı ve yatırımcılara nasıl yaklaúaca÷ı hususu son derece önemlidir.
BÜYÜKELÇø ABE: Her ne úekilde olursa olsun, Japon halkının Türkiye
hakkındaki bilgisini arttırmak önemli bir kilit noktasıdır. Bahsetti÷im gibi, “2003
Japonya’da Türkiye Yılı” etkinlikleri, Japonya’da Türkiye hakkında do÷ru bir
anlayıúın yer etmesi açısından son derece etkili olmuútur. Bu tür çabalara devam
etmemiz gerekir.
- 22 -
- 23 -
Japon halkının ilgisini çekmek üzere di÷er ülkelerin geliútirdi÷i bazı baúarılı
teúebbüsler var. Örne÷in, bir ülke her yıl, Japonya’nın büyük ma÷azalarından
biriyle ortaklaúa ev sahipli÷i yaparak kendi ülkesinin ürünlerinin satıú ve
sergilenmesi gibi etkinlikleri düzenlemektedir.
Bir di÷er ülke ise, Japon çocuk ve ö÷rencileri, kendi ülkesinin havayolu úirketi
tarafından sa÷lanacak özel indirimli bilet ücreti karúılı÷ında davet etmek üzere
“evde konuk etme programı” düzenleme konusunda planlar yapmaktadır.
Ben úahsen, insanların birbirlerinin ülkelerine geliú gidiúlerinin karúılıklı anlayıú
açısından somut temeller oluúturaca÷ı inancındayım.
SORU: øki ülke arasındaki turizm potansiyelinin geliútirilmesi için neler
yapılmalıdır?
BÜYÜKELÇø ABE: Kanımca turizm, Japon insanı ile Türk insanı arasındaki
karúılıklı anlayıúın bireysel temaslar yolu ile arttırılması yönünde atılacak ilk
adımdır.
Türkiye’nin sınırsız turizm kaynakları Japon halkına yeterince tanıtılabilirse,
inanıyorum ki çok daha fazla sayıda Japon turist Türkiye’yi ziyarete gelecektir.
Japonya’da Türkiye hakkında birçok seyahat el kitabı yayınlanmaktadır. Bunlardan
oldukça kalın bazıları Türkiye’nin turistik yöreleri hakkında çok zengin bilgi
içermektedir. Ancak, hala yazılmamıú çok úey var ve bunlar Japon halkı tarafından
bilinmemekte. Bu boúlu÷un doldurulması için, Japon seyahat acentelerinin turistik
alanları ziyaret etmek üzere Türkiye’ye gelmelerinin çok yararlı olaca÷ını
düúünüyorum. Ayrıca, bu acentelerden ulaúım, konaklama, rehber kalitesi ve
turizm ile iliúkili di÷er konular hakkında görüúlerini bildirmelerinin istenmesi
tavsiye edilebilir olarak gözükmektedir. Türkiye, bu tür etkinliklerin ardından,
mutlaka daha çok Japon turisti kolayca kendisine çekecektir.
SORU: 2003 Yılı, “Japonya’da Türkiye Yılı” olarak kabul edilmiúti. Sizce bu
etkinlikten yeterince sonuç alındı mı?
BÜYÜKELÇø ABE: “2003 Japonya’da Türkiye Yılı” sırasında, sergiler, dans
gösterileri, konserler, filmler ve tiyatro performansları dahil 150’nin üzerinde resmi
aktivite gerçekleútirildi, ayrıca Türk firmaları Japonya’nın çeúitli kentlerinde
düzenlenen fuarlara katıldı. Türkiye’nin kültürü ve tarihi ayrıca Türk insanının
istisnai cazibesi, mümkün olan en iyi úekilde ve do÷rudan baúarılı bir úekilde
Japonya’da tanıtıldı ve Japon halkı arasında bir çok “Türkiye hayranının”
oluúması sa÷landı.
“2003 Japonya’da Türkiye Yılı”, elde etti÷i inanılmaz büyük çaplı popülaritenin iki
aylık bir uzatmaya yol açmasının ardından, 2004 Mayıs ayında sona erdi. Japonya
ile Türkiye arasındaki bu karúılıklı ilgi ve anlayıúa yönelik büyüyen trendin
azalmamasını ve korunarak daha da güçlenmesini temenni ediyorum.
Bu ba÷lamda, “2005, AICHI, EXPO Fuarı”nın önemini vurgulamak istiyorum. Bu
fuar, Türkiye’ye olan ilginin daha da geliútirilmesi açısından gerçekten çok büyük
bir fırsat olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti bu fuara katılaca÷ını açıklamıútır. Ayrıntıları daha hazırlık
aúamasında olmakla birlikte, duydu÷um kadarıyla Türkiye’nin teması, kanımca
oldukça uygun düúecek olan, “insanlık ve çiçekler” olacakmıú. Türklerin az bilinen
karakteri ve çekicili÷i, Japon insanına tanıtılacak ve Türkiye büyük çiçek
hayranlı÷ı ile bilinen Japon halkının sempatisini kazanacaktır. Eminim ki Türk
tarafı çok kaliteli bir sergi gerçekleútirmek ve Türk pavyonuna gelen tüm
ziyaretçilere özgün Türk kültürünü tanıtmak için elinden gelenin en iyisini
yapacaktır.
SORU: Türkiye’nin bölgesel konumu dikkate alındı÷ında, üçüncü ülkelerde JaponTürk ortak yatırımları açısından hangi adımlar atılmalıdır?
BÜYÜKELÇø ABE: Türkiye’nin kendisi çok cazip bir pazar ve aynı zamanda
Avrupa, Orta Do÷u, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinin kesiúme
noktasında bulunmakta.
Ekonomik iliúkiler, özel sektörün serbest ve ba÷ımsız etkinliklerinin bir sonucu
oldu÷undan, müúterek yatırım projelerini organize etmenin en iyi yolu, karúılıklı,
do÷rudan görüúmeler gerçekleútirilmesidir. Bu amaçla, iki ülkenin iú çevrelerinin
birbirlerini tanıması ve deneyimlerini ticari iliúkiler içinde oluúturmasının
sa÷lanması amacıyla bir araya gelmeleri konusunda daha fazla fırsat yaratılması
arzusundayım.
E÷er, bu úekilde bir eúleútirme için bir Forum düzenlenmesi konusunda planınız
var ise, ben ya da personelim size yardımcı olmaktan çok mutlu olaca÷ız.
SORU: Irak’ın yeniden yapılandırılması ile ilgili olarak gündemde ortak projeler
var mı?
BÜYÜKELÇø ABE: Öncelikle, Japonya’nın Irak’a yaptı÷ı yardımları özetlemek
isterim.
24 Ekim 2003 tarihinde Madrid’de yapılan “Irak’ın Yeniden Yapılandırılması
Konferansı”nda, Japonya, 5 milyar doları bulan mali yardım paketini açıkladı.
Paket, (a) 2004 yılı içinde acil ihtiyaçlar için Irak’a 1,5 milyar dolar hibeyi ve (b)
yaklaúık 2007 yılına dek orta vadedeki ihtiyaçların karúılanması amacıyla, uygun
koúullu ODA kredileri úeklinde, 3,5 milyar dolara kadar bir tutarı kapsamaktadır.
Bu 1,5 milyar dolar tutarındaki hibenin, úu ana kadar 1,150 milyar dolarlık kısmı
ödenmiú ya da tahsis edilmiútir.
BÜYÜKELÇø ABE: Bu fuar, “Do÷anın Bilgeli÷i” teması altında kültür ve
medeniyet ile ilgili yeni ideallerin gerçekleútirilmesi imkanlarını araútıracaktır.
Japonya, siyasi sürecin ilerlemesi ve borç konularının çözümü do÷rultusundaki
geliúmeleri dikkate alarak, 3,5 milyar dolar tutarındaki kredinin kullanılmasında
enerji üretimi, e÷itim, su ve halk sa÷lı÷ını koruma tedbirleri, sa÷lık, istihdam ve
altyapının geliútirilmesi alanlarına öncelik vermektedir.
- 24 -
- 25 -
SORU: Lütfen “2005, AICHI, EXPO Fuarı”nın önemini biraz daha açar mısınız?
Maalesef, úimdiye kadar, Türk ve Japon firmaları arasında gerçekleúen her hangi
bir müúterek inúaat projesi duymadım. Irak’taki güvenlik durumu o kadar ciddi
boyutlardadır ki hem Türkiye hem de Japonya, orada insanların tekrar güvenli bir
úekilde hareket edebilecekleri normal duruma dönülmesini beklemelidir.
Irak’taki durum istikrar buldu÷unda, Japonya’nın iúbirli÷i projesi çerçevesinde,
Irak halkının Türkiye’de e÷itilmesini kapsayan Japonya Uluslararası øúbirli÷i
Ajansı (JICA)’nın “Üçüncü Ülke E÷itim Programı” projesi dahil olmak üzere,
müúterek projeleri dikkate almaya baúlayabiliriz.
SORU: Japon Yatırımcılar Türkiye’nin potansiyelini nasıl de÷erlendirmekteler?
BÜYÜKELÇø ABE: Bir çok Japon iú adamının bu konuda sözünü etti÷i ilk
avantaj, Türkiye’nin AB ülkelerine ve ayrıca Kafkasya ve Orta Asya’nın ümit
verici geliúmekte olan ülkelerine ihracat için çok iyi konumlanmıú bir üs olmasıdır.
Sözü edilen di÷er bir de÷er ise iú gücü kalitesidir. Genç Türk insanının sebatlı
çalıúması ve çalıúkanlı÷ı sayesinde, iyi planlanmıú bir e÷itim çok baúarılı sonuçlar
vermektedir. Bu durum di÷er ülkelere kıyasla, Türkiye’de göreceli olarak yüksek
olan iú gücü maliyetinin dezavantajını dengelemektedir.
olan
firmalar
dahi,
karúılaúmaktadırlar.
mallarının
Türkiye’ye
güçlüklerle
Biz bu sorunları çözme konusunda hiçbir çabayı esirgemeyen ilgili merciler ile
bunların bir sonuca ulaútırılması için yo÷un emek harcadık, ancak sözü edilen
problemlerden bazıları hala çözümlenmemiú durumdadırlar.
Türkiye’deki piyasalar Japon iú adamlarına yeterince úeffaf ve öngörülebilir hale
geldi÷inde, Japon yatırımlarının Türkiye'ye gelmesi daha da kolaylaúacaktır.
SORU: Türkiye Odalar ve Borsalar Birli÷i (TOBB) her iki ülke arasındaki
ekonomik ve ticari iliúkilerin geliútirilmesi açısından ne gibi katkılarda bulunabilir?
BÜYÜKELÇø ABE: E÷er TOBB, yukarıda sözünü etti÷im bazı önerileri dikkate
alarak bunların gerçekleútirilmesi için inisiyatifi ele alırsa, Japonya Büyükelçili÷i
kendileri ile birlikte çalıúmaktan mutluluk duyacaktır ve iki ülke arasındaki
ekonomik ve ticari iliúkiler düzgün bir úekilde ve hızla geliúecektir. Rüyalarımızın
yakında gerçekleúece÷ini ümit ediyorum.
Eminim ki yatırımcılar, Haziran 2003 tarihinde Do÷rudan Yabancı Yatırımlar
Kanunu’nun yasalaúmasını takiben yatırım ortamının iyileúmesi için yapılan
düzenlemeler konusuna büyük önem vermektedirler. Bu kanun somut olarak
uygulamaya geçti÷inde, Türk tarafının Japon iú adamlarının da fikirlerini alarak
yatırımcıya daha dost sistemleri ve reformları hayata geçirece÷ini ümit ediyoruz.
SORU: Japon yatırımlarının Türkiye’ye çekilmesinin önündeki engeller nelerdir?
BÜYÜKELÇø ABE: Bir çok Japon iú adamından duydu÷um úikayet, "Türkiye’de
oyunun kurallarının çok net olmadı÷ı” úeklindedir.
Müsaade ederseniz, bu ba÷lamda 2 konuya de÷inmek istiyorum. Bunlardan
birincisi çalıúma izinleri konusudur. Yabancı iú adamları için çalıúma izinlerini
verme yetkisi geçen yıl Hazine Müsteúarlı÷ı’ndan Çalıúma Bakanlı÷ı’na devredildi.
Bu yetki devrinden sonra, iú adamları çalıúma izni alabilmek için 3 aydan fazla bir
süre beklemek zorunda kalmaktadırlar, ayrıca yetkili birime sunulacak belge
çeúitlerinin sayısı aniden arttırılmıútır. Bunun bir sonucu olarak, bu kiúiler,
Türkiye’de iú yapmakta büyük güçlük çekmektedirler.
Di÷er bir sorun da CE iúareti zorunlulu÷udur. AB ülkelerine mal ihraç etme
konusunda deneyime ve dolayısıyla CE iúareti konusunda da ayrıntılı bilgiye sahip
- 26 -
ithalatında
- 27 -
“Briefing” Dergisi’nde Yayınlanan Röportaj
(29 Kasım 2004, Sayı:1522)
(Röportaj: ølknur Taú)
(*Röportajın aslı øngilizce olup, EBA ve Japonya Büyükelçili÷i tarafından Türkçe’ye çevrilmiútir.)
Kendinden emin, serinkanlı ve uzak görüúlü bir diplomat olarak
nitelendirebilece÷imiz Japonya Büyükelçisi Tomoyuki Abe, Ekonomi Muhabirimiz
ølknur Taú’ın Türkiye ve Japonya’yı ilgilendiren bir çok konuda sordu÷u soruları
içtenlikle cevapladı ve úahsi görüúlerini bizimle paylaútı.
BRIEFING: Türkiye’nin Avrupa Birli÷i’ne üyelik baúvurusuyla birlikte yaúanan
geliúmeleri Uzakdo÷ulu bir diplomat olarak nasıl de÷erlendiriyorsunuz?
BÜYÜKELÇø ABE: Türkiye serbest pazar ekonomisine, demokrasiye ve kültürel
çeúitlili÷e, ekonomik, sosyal ve politik anlamda inanan bir ülkedir ve bunun tabii
bir sonucu olarak da Türkiye’nin Avrupa Birli÷i’ne baúvurusu olmuútur.
Türkiye’nin üyeli÷ine karúı Avrupa Birli÷i’nden gelen bazı karúıt görüúler göz
önüne alındı÷ında, Türkiye’nin bu tepkilerin giderilmesi için daha fazla çaba
göstermesi gerekmektedir. Türkiye, gösterilen bu çabalar sayesinde sosyal anlamda
da ilerleme kaydedecektir.
BRIEFING: Geçmiúi di÷er ülkelerle karúılaútırıldı÷ında çok da eskilere
dayanmayan ve Osmanlı Dönemi padiúahlarından II. Abdülhamid devrinden
itibaren resmi bir nitelik kazanan Japonya-Türkiye iliúkilerini nasıl
de÷erlendiriyorsunuz?
BÜYÜKELÇø ABE: Türkiye ve Japonya arasındaki iliúkilerin daha yakın ve daha
derin olması gerekti÷ini düúünüyorum. øki ülke ticari iliúkileri, olması gerekenden
çok daha düúük seviyededir. øliúkileri daha anlamlı ve sürekli kılmanın yolunun
öncelikle her iki ülke arasındaki turizm iliúkilerinin geliútirilmesinde yattı÷ını
düúünüyorum.
Türkiye ile Japonya arasındaki iliúkiler 100 yılı aúkın bir geçmiúe sahiptir ve
diplomatik iliúkilerimizin tesisi üzerinden de 80 yıl geçmiú olmasına karúın, Japon
sanayisinin Türkiye’de fabrika kurarak üretime baúlaması sadece 15 - 16 yıl
öncesine dayanmaktadır. Bu anlamda, Türkiye ile Japonya’nın ekonomik ortaklık
alanındaki faaliyetleri henüz yeni baúlamıútır. Halen Türkiye’de üretim merkezi
bulunan Japon firmalarının sayısı 20’ye ulaúmamıútır. Japonya açısından en önemli
konu, bugüne kadar Türkiye’ye gelerek baúarı elde eden Japon firmalarının
tecrübelerinin Japon ekonomi dünyasına aktarılmasıdır. Bu sayede, yurt dıúında
üretim merkezleri arayan Japon firmalarında Türkiye’nin olanakları hakkında bir
imaj oluúturma imkanı olacaktır.
- 28 -
BRIEFING: Japonya Hükümeti, “Yerel Projeler øçin Hibe Yardımı Programı”
uygulamakta ve kültürel alandaki kuruluúlara çeúitli yardımlarda bulunmaktadır.
2005 yılı içerisinde bu yardımlar devam edecek midir?
BÜYÜKELÇø ABE: Türkiye, ekonomik temelleri oldukça sa÷lam bir ülke
oldu÷undan, Japonya’nın hibe yardımı gerçekleútirebilece÷i bir ülke de÷ildir.
Ancak, Yen kredisi sa÷lanması ve teknolojik iúbirli÷i yo÷un olarak
sürdürülmektedir. Ünlü Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yen kredisiyle inúa
edilmiútir. Bu yıl Mayıs ayında temel atma töreni gerçekleútirilen Marmaray
Demiryolu Bo÷az Tüp Geçiú Projesi de Japonya’nın iúbirli÷i yapmakta oldu÷u bir
di÷er projedir. Teknolojik iúbirli÷i alanında ise, deprem zararlarının azaltılmasına
yönelik politikalar ve insan kaynakları e÷itimi gibi çeúitli konularda iúbirli÷i
iliúkileri sürdürülmektedir. Bu tarz iúbirli÷i faaliyetlerinin, kısa bir süre sonra
kalkıúa geçecek aúamada olan Türkiye ekonomisine anlamlı katkıları oldu÷unu ve
aynı zamanda ülkelerimiz arasındaki iyi iliúkilerin geliúmesine yönelik bir adım
oldu÷unu düúünüyorum.
BRIEFING: Kaman Kalehöyük kazıları Japon Prensi Tomohito Mikasa tarafından
finanse edilmektedir. Bu tür örnekler ço÷alacak mı?
BÜYÜKELÇø ABE: Kaman Kalehöyük’teki kazılar Prens Mikasa’nın özel
himayesinde devam etmekte ve onun sayesinde de kazılar Japon özel sektörü
tarafından desteklenmektedir. Kültürel anlamda hükümetimiz tarafından bir kereye
mahsus yardım ve hibeler verilmektedir. Ancak, zaman alan ve uzun süren projeler
için mutlaka özel sektörden destek alınması gerekmektedir.
BRIEFING: Birçok Japon firması Türkiye’de faaliyetlerini sürdürürken Türk
yatırımcıları aynı oranda Japonya’da göremiyoruz. Bunun sebebi nedir? Ve Türk
yatırımcılar Japonya’da hangi alanlarda faaliyet gösterebilirler?
BÜYÜKELÇø ABE: Türk ürünleri Japonya’da tanınmıyor. Öncelikle
ürünlerinizin Japonya’da tanıtılması gerekmektedir. Türk yatırımcılar Japonya’da
yatırım yapmak için gelecekte geliúmesi öngörülen alanlar seçilebilir ve bu sayede
iki ülke arasındaki ekonomik iliúkiler de artabilir. Somut bir yatırım alanı telaffuz
etmek güç, ancak örnek vermek gerekirse yiyecek ve e÷lence sektörü ilk baúta akla
gelen alanlardır diyebiliriz. Türkiye’nin inúaat sektörü çok güçlü. Ancak
Japonya’nın da inúaat sektörü güçlü. Dolayısıyla Türk inúaat sektörü Japonya’ya
girdi÷i takdirde çok ciddi bir rekabetle karúı karúıya kalacaktır.
BRIEFING: Lütfen bizi Japonya ve Türkiye’nin iúbirli÷i yaptı÷ı en son proje
hakkında bilgilendirebilir misiniz?
- 29 -
BÜYÜKELÇø ABE: En son proje, Üçüncü Ülke E÷itim Programı’nın Birinci
Kursu olan ve EøE (Elektrik øúleri Etüt ødaresi Genel Müdürlü÷ü) ile JICA’nın
(Japonya Uluslararası øúbirli÷i Teúkilatı) Komúu Ülkeler için kurdu÷u iúbirli÷i
temelleri üzerine kurulan “Uluslararası Enerji Yöneticisi Kursu”dur, ve 22 Kasım –
03 Aralık 2004 tarihleri arasında gerçekleútirilecektir.
Japonya Hükümeti geliúmekte olan ülkelerle, çeúitli programlar çerçevesinde, JICA
aracılı÷ıyla teknik iúbirli÷i gerçekleútirir. Bunlardan biri de “Üçüncü Ülke E÷itim
Programı”dır ve 1974’ten bu yana bir çok ülkede yürütülmektedir. Bu program
çerçevesinde ev sahibi ülkeden resmi bir kurum, Japonya Hükümeti’nin sundu÷u
destekle, belirlenmiú konularla ilgili, geliúmekte olan di÷er komúu ülkeler için bir
e÷itim programı düzenler.
Bu programla, katılımcılardan mesleki bilgilerini geliútirmeleri beklenir ve böylece
Türkiye, Japonya, ve davetli ülkeler arasında uzun zamandır süregelen iyi iliúkiler
daha da güçlenecektir.
BRIEFING: Önümüzdeki yıllar içerisinde Japonya, enerji kaynakları konusunda
sıkıntı yaúamamak için ne gibi önlemler aldı?
BÜYÜKELÇø ABE: Japonya enerji ile ilgili birçok sıkıntı yaúamıútır. Ancak yeni
enerji kaynakları bulunurken farklı bir problem ortaya çıkmaktadır, ki bu da çevre
kirlili÷idir. ùu an için etkin olan enerjiyi daha temiz ve verimli bir úekilde
kullanmak gerekir. Çevreye daha az zarar veren enerji kaynaklarının kullanılması
gerekmektedir.
Japonya’da petrol ve nükleer santraller kullanılmaktadır. Tabii ki rüzgar gücü,
güneú enerjisi ve farklı kimyasal maddeler kullanan gelece÷in enerji kaynakları
konusunda da çeúitli çalıúmalar yapılmaktadır.
BÜYÜKELÇø ABE: Bir çok lider bölgeye huzur ve denge getirebilmek için uzun
yıllardan beri çalıúmaktadır. Tarihi bir gerçek var ki; her iki ülke halkında da çok
fazla kin ve nefret birikmiútir. Sonucu hiçbir zaman yapıcı olmayan zincirleme bir
úiddet süre gelmektedir. Bu tür zincirleme reaksiyonların kesilmesi gerekmektedir.
Ancak bunun yok edilmesi de kolay de÷il çünkü her iki tarafta da aúırı radikaller
mevcut. Dolayısıyla oluúturulması istenen bu yapıcı süreç sürekli olarak bu aúırı
radikal kiúilerce engellenmektedir. Bu sorunun üstesinden gelinmesi için her iki
tarafın da çok yüksek toleransa ihtiyacı vardır. Ancak bu úekilde bölgede huzur ve
güven ortamı oluúturulabilir. Aksi takdirde dünyanın bu bölgesi gün geçtikçe
alevlenen bir úiddet bölgesi haline gelecektir.
BRIEFING: Japon ordusu, 2. Dünya Savaúı'ndan bu yana ilk kez denizaúırı bir
çatıúma bölgesine asker yolladı. Amerika’nın müttefiki olan bir ülke olarak Irak’ın
bugünkü durumunu nasıl de÷erlendiriyorsunuz ?
BÜYÜKELÇø ABE: Japonya Irak’a savaú gücü göndermedi. ùu anda Irak’ta
bulunan Japon Öz Savunma Kuvvetleri personeli bölgedeki yeniden yapılandırma
ve inúa çalıúmaları için orada bulunmaktadır. Ancak Irak’taki durum son derece
istikrarsız oldu÷u için oraya siviller gönderilmemiútir. Bu ba÷lamda Irak’ın
güneyindeki Samava kentine insani amaçlı görev yapmak üzere giden Japon Öz
Savunma Kuvvetleri personeli hiçbir úekilde askeri operasyonda bulunmamaktadır.
Sadece kendilerine karúı bir saldırı gerçekleútirildi÷i takdirde, kendilerini
savunmaya yetkilidirler.
Irak’ı úimdi oldu÷u gibi bırakmanın bölgenin barıú ve huzuru için do÷ru oldu÷unu
düúünmüyoruz. Bölgede barıú, istikrar ve güven ortamının sa÷lanabilmesi için
anahtar durumda olan ülke varlıklı ve zengin bir Irak’tır. Bu anlamda biz Japonya
olarak bu sürece kesinlikle katkıda bulunmak istiyoruz.
BRIEFING: Bölgesel konulara de÷inecek olursak, Kıbrıs konusu nasıl çözüme
ulaútırılabilir? Bir diplomat gözüyle nasıl bir çözüm öneriniz olabilir?
BÜYÜKELÇø ABE: Öncelikle bu problemin çözümü adada yaúayan iki halka
dayanmaktadır. 24 Nisan 2004 tarihinde bir çözüm önerisi referanduma sunuldu,
ancak baúarılı olamadı. Çözüm önerilerinden bir tanesi de daha önce Birleúmiú
Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından teklif edilmiúti.
Uluslararası politikalar her zaman için karmaúık bir oyundur ve geçmiúteki bu
öneri hala canlılı÷ını korumaktadır. Kuúkusuz adanın her iki halkı da kendilerini
tatmin edecek bir çözüm yolu bulmak zorundadır.
BRIEFING: Ortado÷u sorunu nasıl çözüme ulaúabilir? Filistin-øsrail Savaúı’nda
hangi tarafı haklı görüyorsunuz? Barıú ve sükunet rüzgarlarının Ortado÷u’da
esmesini istemeyen güç kaynakları mı var?
- 30 -
- 31 -
5 Ekim 1890
III- Tablolar
Tablo 1 - Japonya – Türkiye øliúkileri Kronolojisi
2 Ocak 1891
Tarih
1868
Japonya – Türkiye øliúkileri
Kasım 1871 Eylül 1873
11-23 Nisan
1873
Temmuz 1875
1876
Nisan 18771878
Kasım 1878
Mart 1881
Ekim 1887
Temmuz 1889
7 Haziran 1890
13 Haziran
1890
15 Eylül 1890
16 Eylül 1890
Referans Bilgi
Japonya’da Meiji
Restorasyonu’nun
gerçekleútirilmesi
Tomomi Iwakura
baúkanlı÷ındaki heyetin
Japonya ømparatoru
Meiji tarafından
Amerika ve Avrupa’ya
gönderilmesi
“Iwakura Heyeti”nden Genichiro Fukuchi ve
Mokurai Shimaji’nin østanbul’u ziyareti
Japonya ve Osmanlı arasında diplomatik iliúkiler
tesis edilmesinin Japonya Dıúiúleri Bakanı
Terashima tarafından önerilmesi
Japonya’nın Londra Elçili÷i katibi Hiroshi
Nakai’nin østanbul’u ziyareti
- 32 -
10 ùubat 1891
Mayıs 1891
Ocak 1892
Nisan 1892
Mayıs 1893
Osmanlı-Rus Harbi
Japonya ømparatorluk Donanması’na ba÷lı
e÷itim gemilerinden oluúan bir filonun østanbul’a
gelmesi ve heyetin Sultan II. Abdülhamid
tarafından kabulü
østanbul’a gelen Japonya Dıúiúleri Bakanlı÷ı
memuru Masaharu Yoshida’nın Sultan II.
Abdülhamid tarafından kabulü ve “JaponyaOsmanlı Dostluk Anlaúması”nın imzalanması
yönündeki ikili görüúmelerin ilerletilmesine
karar verilmesi
Japonya ømparatoru Meiji’nin ye÷eni Prens
Komatsu’nun Türkiye’yi ziyareti ve Sultan II.
Abdulhamid ile görüúmesi
Ertu÷rul Firkateyni’nin østanbul limanından
Japonya’ya do÷ru yola çıkıúı
Ertu÷rul Firkateyni’nin Japonya’nın Yokohama
Limanı’na varıúı
Ertu÷rul Firkateyni Komutanı Osman Paúa’nın
ømparator Meiji tarafından kabulü
Ertu÷rul Firkateyni’nin Yokohama limanından
ayrılıúı
Ertu÷rul Firkateyni’nin Kushimoto úehri (eski
adı Oshima Köyü) Kashinozaki köyü kıyılarında
batması.
650 kiúilik mürettebattan sadece 69 kiúi hayatta
kaldı.
5 Ocak 1891
21 Aralık1893
A÷ustos 1894 Mart 1895
Ekim 1895
Nisan - Aralık
1897
ùubat 1904 Mayıs 1908
ùubat 1907
Kongo ve Hiei adlı Japon savaú gemilerinin
Ertu÷rul’un hayatta kalan 69 mürettebatını
østanbul’a götürmek üzere Japonya’nın
Shinagawa limanından yola çıkıúı
Japon gemileri Kongo ve Hiei’nin østanbul
limanına varıúı
Japon heyetinin Sultan II. Abdülhamid
tarafından kabulü
Kongo ve Hiei’nin østanbul limanından ayrılıúı.
Shotaro Noda’nın østanbul’da kalmaya devam
etmesi
Kongo ve Hiei’nin Japonya’ya varıúı
Torajiro Yamada’nın (1866-1957), østanbul’a
gitmek üzere Japony’dan hareketi
Torajiro Yamada’nın østanbul’a geliúi. Yamada,
1. Dünya Savaúı’nın baúladı÷ı 1914 yılına kadar
burada kalmıútır.
Japonya’nın Almanya Büyükelçisi Shuzo
Aoki’nin Sultan II. Abdülhamid tarafından
kabulü ve “Japonya-Osmanlı Dostluk
Anlaúması” imzalanması üzerine görüúmeler
gerçekleútirilmesi
Japonya Hükümeti’nin “Japonya-Osmanlı
Dostluk Bildirisi” kanun tasla÷ı üzerinde karara
varması
Çin-Japonya Savaúı
Japonya Hükümeti’nin, Osmanlı ømparatorlu÷u
ile “Japonya-Osmanlı Dostluk Anlaúması”
üzerine Japonya’nın Berlin Büyükelçili÷i
üzerinden görüúmeler yapılması üzerine talimat
vermesi
Osmanlı-Yunan Savaúı
Rusya-Japonya Savaúı
Japonya Hükümeti Osmanlı’ya savunma ataúesi
göndermeye baúladı.
Temmuz 1908
Jön Türk Hareketinin
baúarıya ulaúarak Sultan
II. Abdulhamid’i økinci
Meúrutiyet’in ilanına
zorlaması
Birinci Balkan Savaúı
økinci Balkan Savaúı
Ekim 1912
Haziran Temmuz 1913
Haziran 1914 Kasım 1918
Haziran 1919
Birinci Dünya Savaúı
Versay Anlaúması
- 33 -
10 A÷ustos
1920
Sevr Anlaúması
18 Nisan 1921
Japonya’nın
Türkiye’deki ilk
diplomatik temsilcisi
Sadatsuchi Uchida’nın
göreve baúlaması
Eylül 1939 A÷ustos 1945
1940
8 Aralık 1941
Lozan Anlaúması
6 Ocak 1945
Ankara’nın baúkent
oluúu
Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilanı
23 ùubat 1945
15 A÷ustos
1945
Haziran 1950 –
Temmuz 1953
Eylül 1951
24 Temmuz
1923
13 Ekim 1923
29 Ekim 1923
6 A÷ustos 1924
ùubat 1925
23 Mart 1925
7 Temmuz
1925
17 Ekim 1925
21 Ekim 1925
Nisan - Mayıs
1928
Haziran 1928
A÷ustos 1928
ùubat 1929
7 Nisan 1929
Japonya Hükümeti’nin Lozan Anlaúması’nı
imzalayarak Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıması
Osaka Ticaret Odası bünyesinde JaponyaTürkiye Dıú Ticaret Derne÷i’nin kurulması
Japonya’nın Türkiye Büyükelçili÷i’nin
østanbul’da açılması
Türkiye’nin Japonya Büyükelçili÷i’nin Tokyo’da
açılması
Japonya’nın ilk Türkiye Büyükelçisi Yukichi
Obata’nın göreve baúlaması
Japonya Büyükelçisi Obata’nın itimatnamesini
T.C. Cumhurbaúkanı Mustafa Kemal’e sunması
Japonya-Türkiye Dıú Ticaret Derne÷i’nin
önerisiyle “Yakın Do÷u Dıú Ticaret
Konferansı”nın østanbul’da düzenleniúi
Japonya-Türkiye Derne÷i’nin Tokyo’da
kurulması
Japonya-Türkiye Dıú Ticaret Derne÷i tarafından
düzenlenen Ertu÷rul Firkateyni Anma Törenleri
Japonya-Türkiye Derne÷i tarafından Ertu÷rul
Firkateyni Anıtı’nın inúası
Türkiye’nin Japonya Büyükelçili÷i
Maslahatgüzarı Cevat Bey’in göreve baúlaması
Ekim 1930
Ocak 1931
Temmuz 1936
Haziran 1952
Kasım 1952
Mart 1953
Mayıs 1953
1957
Nisan 1958
Mayıs 1960
Nisan 1963
Kasım 1963
1 Ocak 1965
Japonya ømparatoru
Showa’nın Oshima
Köyü’nü (Ertu÷rul
Firkateyni’nin battı÷ı
Kushimoto úehrinin eski
adı) ziyareti
Haziran 1929
Japonya-Türkiye Ticaret ve Denizcilik
anlaúmasının imzalanması
Japon Prensi Takamatsu’nun Türkiye’yi ziyareti
Montrö Anlaúması’nın
imzalanması (Japonya
Anlaúmayı ùubat
1937’de onaylamıútır).
- 34 -
27 Ekim 1937
Japonya Büyükelçili÷i’nin østanbul’dan
Ankara’ya taúınması.
økinci Dünya Savaúı
Ertu÷rul Faciası 50. Yılı Anma etkinlikleri
Japonya’nın økinci
Dünya Savaúı’na katılıúı
Türkiye’nin Japonya ile diplomatik iliúkilerini
kesmesi
Türkiye’nin Japonya ve Almanya’ya savaú ilanı
Japonya’nın koúulsuz
teslim olması
Kore Savaúı
San Francisco Barıú
Anlaúması (Yürürlük
Tarihi: Nisan 1952)
Türkiye’nin Japonya Büyükelçili÷i’nin tekrar
açılıúı
Türkiye’nin Japonya Büyükelçisi øzzet
Aksular’ın Tokyo’da göreve baúlaması
Japonya’nın Türkiye Büyükelçili÷i’nin tekrar
açılıúı
Japonya Büyükelçisi Shinichi Kamimura’nın
Ankara’da göreve baúlaması
Japonya ile Türkiye arasında vize muafiyetinin
kabulü
T.C. Baúbakanı Adnan Menderes’in Japonya’yı
ziyareti
Türkiye’de 1960 øhtilali
Prens ve Prenses Takahito Mikasa’nın
Türkiye’yi ziyaretleri
Kıbrıs ihtilafı baúladı
Japonya’nın østanbul Konsoloslu÷u’nun açılıúı
(Konsolosluk statüsü 1972 yılının Kasım ayında
Baúkonsolosluk düzeyine yükseltilmiútir.)
Ekim 1973
Temmuz 1974
Eylül 1980
Eylül 1980 –
A÷ustos 1988
A÷ustos 1983
Dördüncü Orta Do÷u
Savaúı ve Petrol Krizi
økinci Kıbrıs ihtilafı
Türkiye’de 1980 øhtilali
øran-Irak Savaúı
Japonya Dıúiúleri Bakanı Shintaro Abe’nin
Türkiye’yi ziyareti
Aralık 1983
19 Mart 1985
Turgut Özal’ın
Baúbakan oluúu
Tahran’da mahsur kalan Japon vatandaúlarının
Türk Hava Yolları tarafından düzenlenen özel
seferle kurtarılması
- 35 -
Mayıs 1985
Haziran 1986
1987
Temmuz 1988
ùubat 1989
1989
1990
A÷ustos 1990
Eylül 1990
Ekim 1990
Kasım 1990
T.C. Baúbakanı Turgut Özal’ın Japonya’yı
ziyareti
Prens ve Prenses Takahito Mikasa’nın
Türkiye’yi ikinci ziyaretleri
Japonya’da Keidanren bünyesinde Türk øú
Konseyi’nin kuruluúu
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün açılıúı
T.C. Baúbakanı Turgut Özal’ın merhum Japonya
ømparatoru Hirohito’nun cenaze merasimine
iútiraki
Japonya-Türkiye Havacılık Anlaúması
Ertu÷rul Faciası 100.Yıl Anma etkinlikleri
Japonya Dıúiúleri Bakanı Taro Nakayama’nın
Türkiye’yi ziyareti
Prens ve Prenses Tomohito Mikasa’nın
Türkiye’yi ziyaretleri
Japonya Baúbakanı Toshiki Kaifu’nun
Türkiye’yi ziyareti
T.C. Cumhurbaúkanı Turgut Özal’ın tahta çıkma
törenine iútiraki
Ocak - Nisan
1991
ùubat 1992
Aralık 1992
Mart 1993
Mayıs 1996
Mayıs 1998
A÷ustos 1999
Ocak 2001
Ocak 2002
Ekim 2002
Irak’ın Kuveyt’i iúgali
ùubat 2003
Haziran 2003
Almanya’nın birleúmesi
Japonya ømparatoru
Akihito’nun tahta çıkıúı
Haziran 2003
A÷ustos 2003
Eylül 2003
Ekim 2003
Türk-Japon Vakfı Kültür Merkezi’nin temel
atma töreni. Prens ve Prenses Takahito Mikasa
törene katılmıúlardır.
Mayıs 2004
Temmuz 2004
T.C. Baúbakanı Tansu Çiller’in Japonya’yı
ziyareti
Japonya Dıúiúleri Bakanı Yukihiko Ikeda’nın
Türkiye’yi ziyareti
Türk-Japon Vakfı Kültür Merkezi’nin açılıú
töreni. Prens ve Prenses Tomohito Mikasa (Prens
Takahito Mikasa’nın o÷lu) törene katılmıúlardır.
Japonya Dıúiúleri Bakanı Masahiko Komura’nın
Türkiye’yi ziyareti
Türkiye’de Marmara
Depremi
Türkiye’de Düzce
Depremi
- 36 -
Aralık 2003
Nisan 2004
Japonya’da Kobe
Depremi
Kasım 1999
Kore ve Japonya
tarafından düzenlenen
2002 FIFA Dünya
Kupası ùampiyonası
Prens Tomohito Mikasa’nın Türkiye’yi ziyareti
“2003 Japonya’da Türkiye Yılı” açılıú töreni.
T.C. Baúbakan Yardımcısı Ertu÷rul Yalçınbayır
törene katılmıútır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baúkanı Bülent
Arınç’ın Japonya’yı ziyareti
Prens Tomohito Mikasa ve Kızı Prenses
Akiko’nun Türkiye’yi ziyaretleri
T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan
Mumcu’nun Japonya’yı ziyareti
Japonya Senato Baúkan Yardımcısı ve JaponyaTürkiye Senato Dostluk Grubu Baúkanı Shoji
Motooka’nın Dostluk Grubu üyesi bazı
parlamenterlerle birlikte Türkiye’yi ziyareti
Prens ve Prenses Tomohito Mikasa’nın
Türkiye’yi ziyaretleri
østanbul’da bombalı
saldırılar
15 Kasım 2003
20 Kasım 2003
T.C. Cumhurbaúkanı
Turgut Özal’ın vefatı
A÷ustos 1999
T.C. Dıúiúleri Bakanı øsmail Cem’in Japonya’yı
ziyareti
Ertu÷rul Faciası’nın 110.Yılı Anma etkinlikleri
Japonya Devlet Bakanı ve eski Baúbakanı
Ryutaro Hashimoto’nun Türkiye’yi ziyareti
Japonya Dıúiúleri Bakanı Makiko Tanaka’nın
Türkiye’yi ziyareti
Haziran 2002
Japonya-Türkiye Yatırımların Teúviki Anlaúması
(ùubat 1993’de yürürlü÷e girmiútir)
T.C. Baúbakanı Süleyman Demirel’in Japonya’yı
ziyareti
Japonya-Türkiye Çifte Vergilendirmenin
Önlenmesi Anlaúması (1994 yılının Kasım
ayında yürürlü÷e girmiútir)
Ocak 1995
ùubat 1995
Haziran 2000
Birinci Körfez Savaúı
Nisan 1993
Eylül 1993
Nisan 2000
T.C. Dıúiúleri Bakanı ve Baúbakan Yardımcısı
Abdullah Gül’ün Japonya’yı ziyareti
T.C. Baúbakanı Recep Tayyip Erdo÷an’ın
Japonya’yı ziyareti
Marmaray Demiryolu Bo÷az Tüp Geçiú
Projesi’nin temel atma töreni
Kaman-Kalehöyük Anadolu Arkeoloji
Enstitüsü’nün açılıú töreni. Prens Tomohito
Mikasa törene katılmıútır.
Kaynaklar:
- KAMEI, Takayoshi, MIKAMI, Tsuguo, HAYASHI, Kentaro, HORIGOME, Yozo (Ed.), Sekaishi
Nenpyo-Chizu (Dünya Tarihi Kronolojisi ve Atlas), Tokyo: Yoshikawa Kobunkan, 2004.
- KUME, Kunitake (Ed.), Beiou Kairan Jikki (Amerika ve Avrupa Kayıtları), Tokyo: Iwanami Shoten,
1982.
- IKEI, Masaru, SAKAMOTO, Tsutomu (Ed.), Kindai Nihon To Toruko Sekai (Modern Japonya ve
Türk Dünyası), Tokyo: Keiso Shobo, 1999.
- NAGABA, Hiroshi, Kindai Toruko Kenbunroku (Modern Türkiye Üzerine Gözlemler),
Tokyo: Keio Gijuku Daigaku Shuppankai, 2000.
- MATSUTANI, Hironao, Nihon-Toruko Koshoshi –Kaisetsu To Shiryo– (Belgelerle Japon-Türk
øliúkileri Tarihi), Tokyo: Okazaki Kenkyujo, 1999.
- 37 -
Tablo 2 - Japonya Ankara Büyükelçili÷i Misyon ùefleri
Görevlendirilme Tarihi
Nisan 1921
Ocak 1923
Temmuz 1923
Ocak 1925
Görev
Ortaelçi
Büyükelçi
Baúkatip
Müsteúar
Ad-Soyad
Sadatsuchi Uchida
Sadatsuchi Uchida
Akio Kasama
Shiro Hanaoka
Mart 1925 tarihinde Japonya Büyükelçili÷i binası hizmete girdi.
Mart 1925
Kasım 1925
Ekim 1928
Kasım 1929
Nisan 1930
Ocak 1932
Aralık 1932
Eylül 1933
Mart 1935
ùubat 1937
Ekim 1940
Geçici Maslahatgüzar
Büyükelçi
Baúkatip
Müsteúar
Büyükelçi
Geçici Maslahatgüzar
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Shiro Hanaoka
Yukichi Obata
Hitoshi Ashida
Hyoji Nihei
Isaburo Yoshida
Yoshiatsu Murakami
Isaburo Yoshida
Kintomo Mushanokoji
Iemasa Tokugawa
Toshihiko Taketomi
Sho Kurihara
- 31.01.1946 tarihinde Japonya Ankara Büyükelçili÷i diplomatları Japonya’ya ça÷rıldı.
- 16.03.1953 tarihinde Japonya Ankara Büyükelçili÷i diplomatları yeniden göreve baúladı.
Mayıs 1953
Haziran 1957
Nisan 1959
Aralık 1962
Ocak 1968
Aralık 1970
Mayıs 1973
Eylül 1976
ùubat 1980
Kasım 1982
A÷ustos 1986
Nisan 1989
Kasım 1991
Mart 1994
A÷ustos 1996
Ekim 1999
A÷ustos 2003
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Shinichi Kamimura
Shiroji Yuki
Takajiro Inoue
Akira Miyazaki
Mitsuo Tanaka
Tatsuo Suyama
Tatsuo Hirose
Shigeto Nikai
Nobuyasu Nishimiya
Shinichi Sugihara
Kazuo Wachi
Takashi Sengoku
Yoichi Yamaguchi
Takehiro Togo
Atsuko Toyama
Shigeo Takenaka
Tomoyuki Abe
Tablo 3 - T.C. Tokyo Büyükelçili÷i Misyon ùefleri
Görev Süresi
07.07.1925 - 25.03.1929
07.04.1929 - 31.07.1931
01.08.1931 - 26.11.1931
27.11.1931 - 16.12.1931
17.12.1931 - 13.02.1936
22.12.1936 - 19.06.1939
19.06.1939 - 05.09.1939
05.12.1939 - 13.07.1943
10.09.1944 - 06.01.1945
Görev
Geçici Maslahatgüzar
Elçi
Büyükelçi
Geçici Maslahatgüzar
Daimi Maslahatgüzar
Büyükelçi
Geçici Maslahatgüzar
Büyükelçi
Büyükelçi
Ad-Soyad
Hulusi Fuad Bey
Cevad Bey
Cevad Bey
Talat Rauf Bey
Nebil Bey
Husrev R.Gerede
Nureddin Ferruh Alkent
Ferid Tek
Ali Muzaffer Göker
06.06.1952 - 27.11.1952
27.11.1952 - 01.07.1955
02.07.1952 - 29.05.1957
30.05.1957 - 28.09.1959
28.09.1959 - 25.04.1960
26.04.1960 - 21.09.1962
22.09.1962 - 22.05.1963
25.05.1963 - 24.09.1963
25.09.1963 - 02.12.1966
06.01.1967 - 24.11.1970
30.11.1970 - 23.08.1974
31.10.1974 - 23.08.1979
04.10.1979 - 23.09.1983
01.10.1983 - 02.02.1987
31.01.1987 - 02.01.1992
31.12.1991 - 01.11.1996
23.10.1996 - 31.05.1998
01.12.1998 - 02.01.2003
05.01.2003 -
Maslahatgüzar
Büyükelçi
Geçici Maslahatgüzar
Büyükelçi
Geçici Maslahatgüzar
Büyükelçi
Geçici Maslahatgüzar
Geçici Maslahatgüzar
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Büyükelçi
Abdül-Mennan Tebelen
øzzet Aksular
Semih Baran
Süreyya Anderiman
Rasim Fenmen
Nijad Kavur Kemal
Orhan Çıray
Bülent Ketselli
Melih Esenbel
Turgut Aytu÷
ùükrü Elekda÷
Celal Eyicio÷lu
Nazif Çuhruk
Nurver Nureú
Umut Arık
Necati Utkan
Gündüz Suphi Aktan
Yaman Baúkut
Solmaz Ünaydın
Kaynak: T.C. Dıúiúleri Bakanlı÷ı’ndan temin edilmiútir.
Not: 1932’den önceki verilerde Büyükelçiler dıúındaki Misyon ùeflerinin de bir kısmının adı
belirtilmiútir.
- 38 -
- 39 -
Tablo 4 - Japonya Büyükelçili÷i Kançılaryası ve
Konutunun Adresleri
Japonya Büyükelçili÷i Kançılaryası
Japonya Büyükelçili÷i, østanbul'dan
27 Ekim Ankara'ya taúındı. Atatürk Bulvarı 175
(veya 173, veya 177), Bakanlıklar
1937
(TBMM'nin karúısı㧕
30 Ocak
1946
16 Mart
1953
Japonya Büyükelçili÷i Konutu
Atatürk Bulvarı No: 219
(veya 211 veya 213),
Kavaklıdere (Eski
1937
Cumhurbaúkanı Celal
Bayar'ın konutu㧕
Japonya Büyükelçili÷i diplomatları Japonya'ya ça÷ırıldı.
Paris Cad., Kavaklıdere (Fransa
Büyükelçilik binasının karúısı㧕
Kiralık - Atatürk Bulvarı, No: 201 (veya
199, veya 203), Kavaklıdere (Bayındır
Hastanesi'nin bulundu÷u yer㧕
16 Mart
Kiralık (Güvenevler)
1953
Kiralık (Cinnah Cad.)
Kiralık (Büyükelçilik
Kançılaryasının üst katı)
Kiralık (Büyükelçilik
Kançılaryasının yanındaki
apartman)
Kiralık (Çobanyıldızı Sokak)
1962
Kiralık (Reúit Galip Cad., No:81, G.O.P.)
31 Mart
1962
31 Mart
1964
22
Haziran
1970
1975
civarı
3 Kasım
1980
Arsa satın alınmıútır. (ùimdiki konutun
aúa÷ısındaki otoparktan øsrail
Büyükelçili÷i konutuna kadar)
Geçici binaya taúınılmıútır. (Nenehatun
Cad., No: 66, G.O.P.)
Satın alınan arsa eú de÷erli bir baúka
arsayla de÷iútirilmiútir. (Bugünkü adres)
1982
civarı
31 Mart
1984
ùubat
1985
Mart
1998
31 Mart
1999
Temmuz
1999
Arsa satın alınmıútır.
(Bugünkü adres)
Bina inúası
tamamlanmıútır.
Yanına Se÷menler Parkı
inúa edilmiútir.
Yeni binanın inúasına baúlanmıútır.
Yeni binanın inúası tamamlanmıútır.
Geçici binaya taúınılmıútır. (Kırlangıç
Sok., No: 9, G.O.P.)
Kat ilavesi tamamlanmıútır.
Kat ilavesi tamamlanan binaya
taúınılmıútır.
Not: Tabloda yer alan bazı bilgiler resmi kayıtlarda bulunamamıú, sözlü kaynaklardan
derlenmiútir.
- 40 -

Benzer belgeler