Avlular-Reyhan Erdogan

Transkript

Avlular-Reyhan Erdogan
TÜRK İSLAM BAHÇE SANATINDA AVLULAR
Prof. Dr. Reyhan Erdoğan
1
Hilmi Ekin Oktay
1
Oğuzhan Özçatalbaş
1
1
Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü
Öz: Yapıların orta kısmında yer alan, üstü açık ya da kapalı olabilen
geniş bahçe açıklıklarına avlu ya da diğer mimari adı ile atrium denilmektedir.
Vitruvius'un Mimarlık Üzerine On Kitap adlı eserinin altıncı bölümünde
açıkladığı konutlarda, mekan planlamasını giriş avlusu ve sütunlu avlular
ile ortak kullanımlar oluşturarak çözdüklerinden bahseder. Roma evlerinin tipik özelliğinin avlulu bir çözüm sunması Palladio yapı içinde avlular
oluşturarak, içe dönük, ailenin dışarıdan bağımsız olarak rahatça açık
havadan istifade edebileceği alanlar tasarlamıştır.
Türk mimarisinde avlular dışarıya kapalı, gökyüzüne açıktırlar. Eve giriş
kapısı avluya açılır. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da kentlerin ileri
gelen önemli kişilerin evlerinde avlu ve avluda süs havuzu bulunur.
Avlular çocukların oyunlar oynadığı, yaz günlerinde yemeklerin yendiği,
toplu eğlencelerin ve törenlerin düzenlendiği sosyal alanlardır.
Türk İslam kültüründe camilerde avlular dış avlu (harim) ve iç avlu (harem) şeklinde ikiye ayrılır. Dış avlu, camiyi mahalle yapılarından yüksek
duvarla ayırır. Genellikle bu dış avlularda yaşlı ağaçlar vardır. Halkın bir
araya geldiği, bayramlaşmaların olduğu sosyal mekanlardır. İç avlu ise,
cami binasına bitişik, etrafı kemerli kubbeli revaklarla çevrili, ortasında
şadırvan bulunan mekandır.
Bu bildiride Türk İslam bahçe sanatında içindeki avluların, iklimsel ve
çevresel faktörleri, sosyal ve kültürel boyutları ve günümüzde gördüğümüz güncel örnekleri ile ilgili bilgilendirmelerde bulunulmaktadır. Bu
çalışmada dünyada tarihten günümüze kadar gelmiş Akdenizli avluların
farklı ülke ve kültürlere göre özelliklerinin belirlenmesi, farklılıklarının
ortaya konulması ve Türk İslam bahçe sanatındaki avlu kültürünün diğer
kültürlere etkisi konularında saptamalar yapılmıştır. Bunun yanında
avluların Akdeniz bahçe sanatını yansıtan yer döşemesi, sınır elemanları, giriş kapıları, bitkisel özellikleri, bahçe mobilyaları ve su kullanımı
özellikleri değerlendirilmiştir. Çalışmada Akdeniz kenti olan Antalya
Kaleiçi evlerindeki avluların günümüze taşınmış geleneksel örneklerinin
mekânsal analizi yapılarak bugünkü durumları ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Avlu, geleneksel, Akdeniz, Antalya, Kaleiçi
Giriş
Avlu, yapıların orta kısmında bulunan, tercihe göre üstü açık ya da kapalı olan geniş bölümdür. Mimarlıkta atriyum olarak da adlandırılır. Türk
mimarîsinde avlular genelde üstü açık şekilde bırakılır (Anonim, 2016a).
Evin açık mekanı olan avlu genel olarak yarı-genel mekandır; ancak bu
durum kültürlerin sosyal ilişkileri, mahremiyet ve egemenlik anlayışların-
daki farklılıklara göre değişir. Arseven’e (1975) göre avlu, ile eş anlamlı
verilen ‘’avula’’ ise eski Yunan evlerinin önünde üstü açık avlulara verilen addır. Homer döneminde her evde iki avlu vardır. Bunlardan birinin
etrafında erkeklerin kullanımına ayrılmış odalar, diğerinde ise kadınların
kullandığı odalar bulunmaktadır. Bu düzen Roma evlerinde de aynen
mevcuttur. Fakat bu avlulardan birine ‘’atrium’’ diğerine ise ‘’peristhylium’’ denmiştir (Şekil 1).
Şekil 1. Antik Roma Evinde Avlu
Kaynak: Anonim, 2016b.
Vitruvius'un Mimarlık Üzerine On Kitap adlı eserinin altıncı bölümünde
açıkladığı konutlarda, mekan planlamasını giriş avlusu ve sütunlu avlular
ile ortak kullanımlar oluşturarak çözdüklerinden bahseder. Roma evlerinin tipik özelliğinin avlulu bir çözüm sunması Palladio'nun tasarımlarında
dikkat çekici bir şekilde öne çıkar. Palladio’nun Palazzo Barbarano,
Palazzo Della Torre, Palazzo Porto, Palazzo Thiene, Palazzo Trissino,
Palazzo Capra ve Palazzo Valmarana olmak üzere 7 yapısında avlulu
çözümler görülür. Yapı içinde avlular oluşturarak, içe dönük, ailenin
dışarıdan bağımsız olarak rahatça açık havadan istifade edebileceği
alanlar tasarlamıştır (Anonim, 2016b) (Şekil 2).
Avlular iki binyıldır diğer Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi İspanya’da da
popüler olmaya devam ediyor. Kasaba ve köylerde tarihi merkezlerinde
ve köy tarzında yaşayan pek çok kişi için sahip oldukları tek açık yaşam
alanı avlulardır (Handscombe ve Handscombe, 2016). İspanya’nın güneyindeki Kurtuba’da (Cordoba) kasabasında Akdenizli avluların en
güzel örneklerini görmek mümkündür (Şekil 3).
Elhamra Sarayı'nın temelleri 1232 yılında Endülüs Emevileri 'nin devamı
olan Güney İspanya 'da Beri Ahmer Sultanlığı devletini kuran Nasri
Hanedanı 1. Muhammed Bin Yusuf zamanında atılmıştır. Elhamra Sarayı birbirleriyle bağlantılı sayısız odalar ve salonlar, bu mekanların arasında yer alan avlular, ferahlatıcı yeşil alanlar, fıskiyeli havuzlar, akar
çeşmeler ve bahçelerden ibarettir. Avlu duvarları yüzlerce çeşit geometrik desenlerle süslenmiş seramikler ile örülmüştür. Avlular ile açık salonlar arasında güneş ışığı, suların akışı ve gölgelerin oyunu buluşturularak, dış alemle inanılmaz bir uyum ve zarafet sağlanmıştır (Çiftçi, 2015).
Palazzo Thiene
Palazzo Barbarano
Şekil 2. Palladio’nun avlulu yapıları
Kaynak: Anonim, 2016b.
Kurtuba
Şekil 3. İspanya’da avlular
Kaynak: Khan, 2016; Anonim, 2016c.
Elhamra Sarayı Aslanlı avlu
Avluların en çok görüldüğü kuzey Afrika ülkesi Fas’ta konut yapılarında
iki türlü avlu uygulaması vardır. Organik bir yerleşimde yer alan “dar”
olarak adlandırılan konutlarda avlu konutun merkezinde (içinde) yer alır.
Bitkisiz, döşemeli, basit dörtgen formludur (Şekil 4). Avlu dört yönden
oda ile çevrilmiş, köşe mekanlar mutfak, tuvalet, depo olarak kullanılmıştır. Tüm mekanlara geçiş ve ışık avludan sağlanmaktadır. Kimi evlerde
Anadolu’nun bazı yörelerinde görülen haremlik-selamlık bölümlemelerine rastlanır. Fas’ta avlu, içinde yaşayanları dış koşullardan soyutlayan,
yakıcı güneş ve kum fırtınaları gibi yöresel iklim koşullarından koruyan
avlu dışa kapalı açık mekandır. Fas’ta görülen ikinci konut tipi “riad” da
ise avlular, zengin süslemeli, çok bitkili, yürüme yolları, bitki tarhları,
dekoratif kanal, çeşme ve kolonlarla zenginleştirilmiş oldukça geniş
mekanlardır. Benzer özellikler Cezayir ve Tunus için de geçerlidir.
“Dar” tipi konutlarda avlu
“Riad” tipi konutlarda avlu
Şekil 4. Fas’dan Avlular
Kaynak: Vidya, 2012, Anonim, 2016d
Martin ve March (1972), Cambridge Üniversitesi’nde avlularının çevresel
performansını ölçtükleri çalışmalarında avluların en etkin performansa
sahip kentsel tip olduğunu saptamışlardır. Benzer şekilde Raydan ve
arkadaşları (2006), yaptıkları parametrik analizlerle avluların modern
çağda da tatmin edici çevresel performansı gösterebildiğini vurgulamaktadırlar (Edwards ve ark., 2006). Avlular dünyanın birçok yerinde hala
geçerli bir mekan tipi olarak güncelliğini ve cazibesini korumaktadır.
Materyal ve Yöntem
Bu çalışmada öncelikle Türk İslam Bahçe sanatı içinde yer alan araştırmanın da ana materyalini oluşturan avlular konusundaki literatür taranmıştır. Çalışmayı örneklendirmek ve geleneksel ve tarihsel açıdan
önemli Kentsel Sit Alanı olan Kaleiçi’ndeki (Şekil 5) avluların günümüzdeki durumunu ortaya koyabilmek amacıyla belirlenen altı avlunun yer
döşemesi, sınır elemanları, giriş kapıları ve bunların bina ile ilişkileri,
bitkileri, bahçe mobilyaları, su kullanımı gibi özelliklerinin belirlendiği
gözlem çalışmaları yürütülmüştür. Örnek avluların seçilmesinde kriter
olarak avluların geleneksel Türk evinde olması, Akdeniz avlularının
fiziksel unsurlarını koruyor olması, geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından
çeşitli şekillerde kullanılıyor olması dikkate alınmıştır. Bir Akdeniz kenti
olan Antalya Kaleiçi evlerine ait avluların mekânsal analizi yapılarak,
sürdürülebilir korunması ve kullanımı için öneriler getirilmiştir.
Bulgular
1. Geleneksel Türk Evi Avluları
Geleneksel Türk evi avlulu konutların oluşumuna etki eden doğal faktörler; topoğrafik yapı, toprak, iklim, yapı malzemesi ve bitkisel elemanlardır
(Bozkurt ve Altınçekiç, 2012). İklimsel çeşitliliğin artması Anadolu’da
mekansal düzenleme ve avlu özelliklerinin belirlenmesinde etken olmuştur. Sıcaklık, nem, rüzgar ve yağış değerlerine göre biçimlenen avlularda
yüksek duvarlar sıcaklığın kontrolünü sağlamakta ve rüzgarın etkisini
azaltmaktadır. Nemin yoğun olduğu bölgelerde nemi tutan taş vb. malzemelerin kullanılması, nemin az olduğu bölgelerde ise su yüzeyleri ve
havuzların kullanılması avlu içinde nem dengesini sağlamaktadır.
Şekil 5. Çalışma Alanı Konumu ve Kaleiçi’nin Uydu Görüntüsü
Kaynak: Google Map, 20016.
Özellikle avlu içinde kullanılan bitkisel elemanlar fazla nemi absorbe
etmekte ve daha sonra transpirasyon yoluyla atmosfere yavaş yavaş
vermektedir. Avluda kullanılan malzeme yapıda kullanılan malzemeyle
benzerdir. Anadolu’da en çok uygulanan yapı sistemi ahşap karkas
arası taş ya da kerpiç dolgudur (Bozkurt ve Altınçekiç, 2012). Geleneksel mimari doğaya uyumlu bir yapı tarzıdır ve insan ekolojisinin bir ürünüdür. Bu yaklaşım insanoğlunun yüzyıllarca edindiği tecrübenin bir
sonucudur. Anadolu’daki tüm avlularda bitkisel eleman kullanılmıştır.
Genelde çiçekli bitkiler ve meyve ağaçları tercih edilmiştir. Bulunduğu
yörenin iklim koşullarına göre meyve ağaçları gölge etkisi yaratacak
şekilde düzenlenmiş ve ayrıca meyvelerinden de faydalanılmıştır. Yörelerde bitkisel düzenleme açısından belli bir kritere bağlı kalınmamış, avlu
döşemesinde yer yer bırakılan boşluklara bitkiler dikilmiştir. Çiçekler
çoğu yörelerde saksı veya kaplara dikilmiştir.
Türk kültüründe temel ihtiyaç olarak temiz hava evin biçimlenmesinde
etkilidir. Tuvalet kokusu benimsenmediği için tuvalet geleneksel Türk
evinde iç mekanda değil, dış mekanda, yani avludadır. Avlu, evin içine
göre daha aydınlık ve havadar olması nedeniyle iyi havalarda günün
büyük bölümünün geçirildiği mekandır. Temel ihtiyaç olarak yemek pişirme ve yeme işlevi göçebe kültürden beri geleneksel olarak evin dışındadır. Yerleşik kültürdeki çevresel adaptasyonlara bağlı olarak birçok
farklı çözümlemeler yaratılmış ve günümüzde bu temel ihtiyaç çoğunlukla evin içine taşınmışsa da, geleneksel kırsal Türk evinde yemek pişirme
ve bazen yemek yeme işlevi için avlu tercih edilir. Bu tercih, geleneksel
dünya görüşü ve hayat tarzının bir devamı olarak doğa ile bütünleşme
ve dışa açıklık ile ilgili olmalıdır. Çoğu zaman avlu ile oda arasındaki
geçiş mekanı olan sofanın bir köşesine kurulan duvar ocağı yemek
pişirme yeridir. Bazen ayrı bir birim olarak düzenlenmiştir. İyi havalarda
sofa (ve/veya avlu) yemek yeme yeridir. Bu düzenleme ile ayrıca evin içi
dumandan ve kokudan korunmuştur. Depolama ihtiyacı da avluda karşılanır. Yiyecek çuvalları bazen sofanın bir kenarında yığılarak saklanırken, bazen avlunun bir köşesinde inşa edilen ayrı bir birimde depolanır.
Temel ihtiyaç olarak dinlenme, oturma ve uyuma biçimi de evi şekillendirir. Dünya görüşü ve hayat tarzı ile ilişkili olarak doğa ile barışık ve bütünleşmiş olan geleneksel Türk kültüründe oda (ev) özel alan işlevini
üstlenirken, avlu ailenin ortak alanıdır; mahremiyet yorumu ile ilgili olarak
uyuma ihtiyacı çoğunlukla odada karşılanırken, aile bireylerinin tercihen
dinlenme ve oturma mekanı avludur. Avlu içinde bu ihtiyacı karşılamaya
yönelik ayrılmış ve düzenlenmiş bu mekan, ilkel aşamada “ulu ağaç” altı,
daha sonraki aşamalarda ise (açık veya kapalı) sofadır (Köse, 2005,
Bozkurt ve Altınçekiç, 2012). Avlu, insanın belki en temel ihtiyacı olan
yiyeceklerin üretim alanıdır. Türk kültüründe ev ile ekonomik faaliyet
alanları birbirinden ayrılmışsa da, özel durumundan dolayı yaşama mekanına yakın olması gereken bazı ürünler avluda yetiştirilir. Sebze ve
meyve tarımı yoğun emek, sulama ve koruma gerektirdiği için çoğunlukla avlunun bir kenarında sürdürülür (Nevter and Beser, 2003; Tunçdilek,
1967; Altaş ve diğerleri, 2006, Bozkurt ve Altınçekiç, 2012). Aynı nedenlerle beslenen hayvanlarda avluda saklanır. Hayvancılık ekonomisinin
hakim olduğu durumlarda avlu bir hayvan barınağına dönüşür (Yürüdür,
2006). Geleneksel Türk evinde avlu, bazı temel ihtiyaçların karşılanması
açısından işlevsel olmakla birlikte, geleneksel Türk ailesinin bir araya
geldiği, ortak kullanım alanı olarak kullandığı, günlük işlerini yürüttüğü,
işlevsel ve genel bir mekandır. Diğer kültürel faktörler yanında kadının
statüsü ve mahremiyet anlayışı geleneksel kırsal Türk evinin şekillenmesinde belirleyici rol oynamıştır (Küçükerman, 1991, Bozkurt ve Altınçekiç, 2012). Genel olarak dış dünyadan izole edilmiş evin iç düzeni
içerisinde avlunun kadın için ayrı bir önemi vardır. Her ne kadar avlu dış
dünyadan (genel mekan) eve (özel mekan) girişin sağlandığı ve eve
gelen yabancıların ilk geçmek zorunda oldukları “yarı-özel mekan” ya da
“nötr mekan” (Asatekin, 1994) olsa da, avlu aynı zamanda ev ile özdeşleşmiş kadının dış dünyaya ve doğaya açılan penceresidir. Aile hayatının gizliliği nedeniyle içe dönük düzenlenen avlu (Kuban, 1982, Bozkurt
ve Altınçekiç, 2012), geleneksel Türk kadının günlük işlerinin çoğunu
sürdürdüğü, dinlendiği, misafir ağırladığı ve doğaya açıldığı mekandır.
2. Geleneksel Antalya Kaleiçi Avluları
Geleneksel avlulu konutların yer aldığı Antalya Kaleiçi limana egemen
bir konumdadır. Kaleiçi sokaklarında eski Antalya’nın zevkini, yaşama
anlayışını sezmemek mümkün değildir. Kaleiçi’nde kent dokusu organik
düzendedir. İklime uygun dar, taş döşeli, yer yer basamaklı sokaklar
avlu ve konut duvarları sınırlanırken bazı sokaklarda kemerli geçişler yer
almakta, zaman zaman da avlular taş kemerli kapıların ardından algılanmaktadır. Hareketli topoğrafyadan dolayı eğimli yamaçta yapılanan
konutlar birbirinin görüntüsünü engellemeyecek şekilde deniz manzarasına yönlendirilmiştir (Erdoğan, 1996).
Onat (2000)’de belirtilen ünlü bir Alman mimarın yazdığı gibi “Dünyada
hiçbir millet, mimaride, ihtiyaçla estetiği Türkler kadar bir arada kullanma
hünerini gösterememiştir.” Kaleiçi evleri de bunun en güzel örneklerini
sergiler. Kaleiçi’nde mekan kurgusu içeriden dışarıya oda, hayat, taşlık,
avlu ve sokaktan oluşmaktadır. Evlerin alt katları mutfak, depo, kiler,
tuvalet, el yıkama gibi işlevlere göre planlanmış, yarı ışık yarı gölgeli,
sokağa açıklığı olmayan avluya açılan mekanlardır. Ara katlar kışın
yaşanan, yazın ise erzak hazırlanan, eski dönemlerde ipekböcekçiliği, el
tezgahlarında dokumacılık gibi faaliyetlerin yapıldığı mekanlardır. Ara
kata geçiş taşlıktan birinci kata çıkan merdiven sahanlığından verilmiştir.
Konutun birinci katını taşıyan ahşap sütunlar taşlıktan yükselmektedir.
Bu sayede birinci katın tabanı aynı zamanda taşlığın üst örtüsü olmaktadır. Çakıl zemini genellikle çakıl mozaiktir (Podima döşemesi, Çivileme, Rodos bezemesi). Çakıllar doğal form ve renklerde kullanılmıştır
(Avcı, 2005).
Merdiven, üst katta avluya yönelen ve “hayat” olarak adlandırılan açık
sofa ve içerisindeki odalara ulaşmaktadır. Hayat toplanma, oturma,
yaşama mekanıdır; oturma şekilleri, köşk ve el yıkama yerleri avluya
çıkıntı yapmaktadır. Üst kattan ara kata bir kapak ve dik bir merdiven ile
bağlantı sağlanmıştır ( Erdoğan, 1996). Kaleiçi avlusu konumlama biçimi
ön/yan avlulu yerleşim ve bir taşlık aracılığı ile avluya ulaşılan arka avlulu yerleşim olmak üzere iki şekilde görülür. Genelde basık kemerli, taş
söveli, çift kanatlı ahşap kapı ile ulaşılan Antalya avlusu moloz ya da
kesme taştan inşa edilmiş 2.5 metreye ulaşan yükseklikte duvarlar ile
çevrilidir. Avlu zemini ise taş veya çakıl mozaik kaplanmıştır. Avlu kapısı
önünde bir binek taşı yer almaktadır. Bu taşın işlevi bir zamanlar çok
kullanılan binek hayvanı olan ata rahat inip-binmeyi sağlamaktır. Hayatın altında yer alan avlunun evin altına sokulmuş bölümü “taşlık”tır. Taşlıklar Antalya evinin vazgeçilmez ögeleridir. Tuvalet bazen avluda bazen
de hayatın bir köşesinde yer alır. Avlu evin üst katı kadar düzenlidir. Eski
dönemlerde erzağın kış başında yayladan getirilip depolanması bu tür
mekanların biçimlenmesinde etkili olmuştur. Odun ve kömür de bu mekanlarda depolanmaktadır (Erdoğan, 1996).
Antalya avlusunda pekmez kaynatma yeri, üzüm teknesi, sıra havuzu,
çamaşır ocağı, tandır ve dibek taşı gibi çeşitli yapısal elemanlar vardır.
Bazı avlularda daire formlu, biraz eğik duran, zeytin ezilerek zeytinyağı
elde edilen “yuvarlak taş” vardır (Erdoğan, 1996; Bektaş, 2004).
3. Günümüz Antalya Kaleiçi Avlu Örnekleri
Yapılan alan çalışmaları sırasında altı avlu ile ilgili bilgiler Tablo1’de
sınıflandırılmıştır. Şekil 6’da avluların giriş, zemin, duvar, donatı, su
ögesi ve bitkilerle ilgili özelliklerine ilişkin fotoğraflar sunulmaktadır. Antik
Bazaar 1997 yılında Antalya Mimarlar Odası tarafından yılın restorasyon
ödülüne layık görülmüştür. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO )
Kültür Evi henüz kullanıma açılmış olmakla beraber bilim, sanat ve sosyal içerikli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan gün geçtikçe artan bir
kullanıcı potansiyeline sahip ulaşılabilir konumda, olağanüstü güzellikte
kale ve deniz manzaralı bir mekandır. Agatha restoran ve pansiyon
Bitki
Donatı
Su Duvar Zemin Giriş
Bitki
Donatı
Su Duvar Zemin
Giriş
estetik ve konfor açısından oldukça memnuniyet verici niteliktedir. Suna
İnan Kıraç Vakfı’na ait Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü (AKMED) kültür salonu, müzesi ve kütüphanesi entellektüel düzeyi oldukça
yüksek sosyo kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan Antalya’nın vazgeçilmez mekanlarından biri olmasıyla övgüye değer özelliklere sahiptir.
Bu mekanların hepsi kendine has nitelikleriyle diğer mekanlara örnek
teşkil etmektedir
AKMED Müze
Çift kanatlı ahşap
kapı
AKMED Kütüphane
Çift kanatlı ahşap kapı
Podima (Desenli
çakıl taşı döşeme),
beton ve çim derzli
kayrak taşı, mermer,
traverten
Podima, podima derzli
gri taş, çim derzli kayrak
taşı
AKMED Kültür Salonu
Üzeri kiremit kaplı kemerli çift kanatlı ahşap
kapı
Podima, beton derzli ve
çim derzli kayrak taşı,
tarak mozaik beton
İnce yonu kesme taş
duvar ve Beton
duvar üzeri tel çit
Kuyu
Hedera helix sarılı
beton duvar
Tuğla harpuştalı beton,
ahşap hatıllı taş duvar
Kuyu
Çeşme ve Kuyu
Rustik bank, toprak
saksı, modern görünümlü siyah renkli
metal aydınlatma
Muşmula, sikas,
turunç, servi, kauçuk,
akşam sefası, bambu, kordela, şeflera,
pitosporum, gül
Agatha Restorant
Çift kanatlı ahşap
kapı
Rustik ferforje masa ve
sandalye
Muşmula, turunç, zakkum, hedera şeflera,
orman gülü
Rustik ferforje masa ve
sandalye, toprak saksı,
modern siyah ferforje
aydınlatma
Kauçuk, turunç, arokarya, begonvil, kamkat,
şeflera
ATSO Kültür Evi
Çift kanatlı ahşap kapı
Antik Bazaar
Çift kanatlı ahşap kapı
Beton derzli kayrak
taşı
Podima, podima derzli
kayrak taşı
Beton derzli kayrak taşı
Oluklu kiremit harpuştalı beton derzli
taş duvar
-
Taş harpuştalı kesme
taş duvar
beton derzli taş duvar,
kesme taş kale duvarı
-
Çeşme ve Kuyu
Ahşap ve ferforje
masa, sandalye,
renkli koltuk, antik
ahşap aksesuar,
toprak saksı, rustik
aydınlatma
Palmiye, zakkum,
sardunya
Toprak saksı, modern
metal duvar aydınlatma
elemanı
Antika aksesuar, taş ve
toprak saksı
Tesbih ağacı, dut,
turunç, yasemin kamkat, kartopu begonvil,
mersin
Japon gülü, sardunya,
zakkum
Tablo 1: Kaleiçi’ndeki Örnek Avluların Özellikleri
AKMED
Kütüphane
AKMED
Kültür
Salonu
Antik
Bazaar
Agatha
Restorant
ATSO
Kültür
Evi
YOK
YOK
Bitki
Donatı
Su
Duvar
Zemin
Giriş
AKMED
Müze
Şekil 6 : Örnek avluların fiziksel özelliklerine ilişkin fotoğraflar
Benzer uygulamaların artırılması kentin kültürel değerlerinin korunması
ve sürdürülmesi açısından oldukça önemlidir Şekil 7’de örnek avluların
plan tipolojileri verilmektedir.
Sonuç
Pekçok iklim ve coğrafyada asırlardır görülen avlular Akdeniz stilinin
vazgeçilmez elemanı olarak güncelliğini hala koruyan mekanlardandır.
Arnheim (1977), mekanları görsel anlamda, dinamik ve statik olmak
üzere iki grupta toplamaktadır. Ona göre, kullanıcı sadece bir aks üzerinde ilerlemek zorunda olduğu için koridor, statik bir etkiye sahiptir. Bu
nedenle kullanıcının zihninde oluşan mekansal etki, hep aynı kalır (Demirel, 2016). Bu durum bir avlu söz konusu olduğunda çok farklılaşır.
AKMED müze
AKMED kütüphane
AKMED Kültür Salonu
Antik bazaar
Agatha Restaurant
ATSO Kültür Evi
Şeki 7. Örnek avluların plan tipolojileri (a:avlu b:kuyu c:çeşme d:kale)
Avlu farklı noktalardan değişik şekillerde algılanacağı için, görsel anlamda dinamik bir etkiye sahiptir. Canlı ve cansız, hareketli ve durağan çok
çeşitli ögelere sahip avlular duyumsal anlamda insanı estetik olarak
doruğa ulaştıran özel mekanlardır. İnsan dört tarafı çevrili mahrem bir
mekanda gökyüzünü görebilmekte, kuşların sesini rüzgarın etkisini, taşın
dokusunu, bitkilerin kokusunu hissedebilmektedir.
2005 yılından beri Mayıs ayında geleneksel olarak düzenlenen Antalya
Çiçek Festivali’nin 11.si en son 22-23 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Festival kapsamında yürütülen bir proje ile kent peyzajı, çevre
düzenlemeleri ve halkın projeyi sahiplenmesi etkileyici bulunduğu için
Kanada merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Communities in
Bloom’un, Uluslararası Çiçek Açan Şehirler Proje Yarışması’nda “Beş
Çiçekli Altın Şehir” ödülü alınmıştır.
İspanya’nın güneyindeki Kurtuba’da (Cordoba ) 1921’den beri Los Patios Festivali kapsamında Kurtubalı ev sahipleri avlularını süsleyerek en
güzel avluyu seçmektedirler. Kurtubalılar evlerin kapılarını, pencerelerini, duvarlarını ve çatılarını birbirinden canlı renklerde çiçekler ve sarmaşıklarla süsleyerek en güzel avluyu oluşturmayı amaçlamakta, halk,
festival boyunca şehri rengârenk bir cümbüşe dönüştürmektedir. Bir
hafta süren festival süresince misafirler bütün gün bu avluları ziyaret
edebilir ve her zaman ev sahipleri tarafından sıcak bir karşılamanın yanı
sıra flamenko gösterileri izleme, lezzetli tapas ve Montilla-Moriles şaraplarını tatma şansı elde edebilmektedir (Khan, 2016). Tipik Endülüs konut
mimarisinin mirası olan bu evlerde; dışarıya kapalı, kendi içinde yaşanılan mekanı 'cennet bahçesine' dönüştürme fikri esas alınmaktadır.
Çiçek Açan Antalya Projesi, Büyükşehir Belediyesi, Valilik, İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü, Peyzaj Mimarları Odası ve STK’larla işbirliği içinde
avlulu evlere sahip Kaleiçi halkını da katarak, projenin yaygın etkisini
artırmak ve uluslar arası düzeyi Akdeniz kentleri boyutunda geliştirerek
partner Akdeniz kentleri ile senkronize festivaller düzenlemek alternatif
bir fikir olarak bu bildiride önerilmektedir. Kurtuba’dakine benzer şekilde
Kaleiçi’nde de avlu festivalinin düzenlenmesi peyzaj mimarlığı mesleğinin tanıtılması, mekan düzenlemede bitki kullanımının özendirilmesi
açısından da yararlı olacaktır. Kurtuba kenti ve diğer Akdeniz kentleri ile
eş zamanlı bir festival anlaşması yapılması, ülkeler için sosyo kültürel
anlamda zenginlik ve katkı oluşturacaktır. Kaleiçi’ndeki turizmin kültürel
anlamda çeşitlenmesi sadece sokak ve konaklama anlamında süre
gelen gezilerin avlularda da canlandırılması ile avlular, sürdürülebilir
koruma kullanım dengesi içinde daha etkin bir hale gelecektir. Kaleiçi ve
çevresinin turizmin etkisiyle tahrip edildiği bilinmektedir. Bu tarihi dokudaki konutların pansiyon ve otele dönüştürülmesi, avluların niteliklerinin
değiştirilerek yüzme havuzu ve bar gibi kullanımlarla geleneksel özelliklerinden tamamen uzak bir şekilde düzenlenmesi üzüntü vericidir. Ayrıca
kullanılmadığı için yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan konutların,
avlu ve bahçeleriyle birlikte restorasyon felsefesine uygun bir şekilde
onarılarak gelecek nesillere aktarılması bütün paydaşların görevidir.
5.Kaynakça
Altaş, N. ve diğerleri, (2006). Domaniç’te Kır Meskenleri. Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 16, Erzurum.
Anonim, (2016a). Erişim: https://tr.wikipedia.org/wiki/AvluAnonim, 2016.
Erişim:http://www.spain.info/en/quequires/agenda/fiestas/cordoba/festival_de_patios_cordobeses.html(Son
Erişim, 19.04.2016).
Anonim,
(2016b).
Avlu
Sevdası,
Erişim:
http://www.mimarizm.com/makale/avlu-sevdasi_115862 (Son Erişim:
10.03.2016).
Anonim, (2016c). https://tr.wikipedia.org/wiki/El_Hamra_Saray%C4%B1
Anonim,
(2016d).
Erişim:
http://www.riadsmarrakesh.net/tutorials/moroccan-riads/ (Son Erişim: 10.03.2016).
Arnheim, R. (1977). The Dynamics of Architectural Form, University of
California Press, USA.
Arseven C.E. (1975). Sanat Ansiklopedisi, Cilt I. MEB Yayınevi, İstanbul, sf: 131.
Asatekin, G. (1994). Anadolu’daki Geleneksel Konut Mimarisinin Biçimlenmesinde Aile- Konut Karşılıklı İlişkilerinin Rolü. Kent Planlama, Politik, Sanat. Tarık Okyay Anısına Yazılar, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayını, Ankara.
Avcı, Ü. (2005). Antalya Kenti Geleneksel Türk Konutlarında Bahçe
Mekanının Analizi, Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü peyzaj
Mimarlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Antalya.
Bektaş, C. (2005). Halk Yapı Sanatından Bir Örnek, Antalya, Anadolu
Evleri Dizisi, Bileşim Yayınevi
Bozkurt, G., Altınçekiç, H. (2013). Anadolu’da Geleneksel Konut ve
Avluların Özellikleri ile Tarihsel Gelişiminin Safranbolu Evleri Örneğinde
İrdelenmesi, Journal of the Faculty of Forestry, Istanbul University 2013,
63(1):69-91
Çiftçi,
B.
(2015).
Avlu
Nedir?
Erişim:
http://mimaritasarimatolyesiavlu.blogspot.com.tr/2015_03_01_archive.ht
ml (Son Erişim:10.04.2016).
Demirel, E. (2016). Boşluğun Mimarisi, Mekan Kurgusu, Erişim:
http://www.mimarlikdergisi.com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=2
7&RecID=320 (Son Erişim: 10.03.2016)
Edwards, B., Sibley, M., Hakmi M., Land P. (2006). Courtyard Hausing:Past, Persent and Future, Taylor and Francis, ISBN:0-415-26272-0
Erdoğan E. (1996). Anadolu Avlularının Özellik ve Düzenleme İlkeleri
Üzerinde Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü, Peyzaj Mimarlığı A.B.D., Doktora Tezi, Ankara.
Google Map, 20016.
Handscombe, C. ve Handscombe, D. (2016). Spanish and Mediterranean Patio Gardens, Erişim: http://gardenspain.com/551/spanish-andmediterranean-patio-gardens/, (Son Erişim, 10. 03.2016).
Khan, S. (2016). Colour and conviviality in Córdoba’s famed patio festival,
Erişim:
http://www.thedailyvox.co.za/colour-and-conviviality-incordobas-famed-patio-festival/, (Son Erişim, 10. 03.2016).
Köse, A. (2005). Türkiye’de Geleneksel Kırsal Konut Planlarında Göçebe Türk Kültürü İzleri üniversitesi. Afyon Kocatepe Üniv. Sosyal Bilimler
Dergisi, Cilt: VII, Sayı:2, Aralık 2005, Afyonkarahisar.
Kuban, D. (1982). Türk Ev Geleneği Üzerine Gözlemler. Türk ve İslam
Sanatı Üzerine Denemeler, Arkeoloji ve Sanat yay. İstanbul.
Küçükerman, Ö. (1991). Kendi Mekanının Arayışı İçinde Türk Evi. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, İstanbul. sf: 51-55-80- 81.
Martin, L. And March, L. (1972). Urban Space and Structures, Cambridge, UK, Cambridge University Press.
Nevter, Z. and Beser O. (2003). Sustainability of Gren Network and
Built Environment Relation: Case Study: Lefke. SBE‟03 Technology and
Management
for
Sustainable
Building
CSIR,
26-30
May2003,www.sustainablesettlement.co.za/event/SBE2003/Proceeding
s/Nevter_Zaf er.pdf, 24.03.2012.
Onat, B. (2000). Bir zamanlar Antalya, İstanbul.
Tunçdilek, N. (1967). Türkiye İskan Coğrafyası, Kır İskanı (Köy-Altı
İskan Şekilleri). İstanbul Üniv. Edebiyat Fak. Yay.: 1283, Coğrafya Enst.
Yay.: 49, İstanbul.
Vidya, (2012). Erişim: http://whatsurhomestory.com/moroccan-design/
(Son Erişim: 10.03.2016).
Yürüdür, E. (2006) Yakın Mesafeli Yaylacılık Faaliyetlerine Bir Örnek:
Yaylacık Dağı (Tokat)’ında Yaylacılık. Doğu Coğrafya Dergisi, Sayı: 16,
Erzurum, sf: 259.

Benzer belgeler