Медиа-форум тюркоязычных стран

Transkript

Медиа-форум тюркоязычных стран
KÜRESELLEŞEN DÜNYADA MEDYA:
FIRSATLAR VE SORUNLAR
сми в глобализирующемя мире:
возможности и проблемы
21-22 Aralık 2010 / Ankara
21-22 декабря 2010 / Анкара
türk dili
konuşan
ülkeler
medya forumu
KÜRESELLEŞEN
DÜNYADA
MEDYA:
FIRSATLAR
VE SORUNLAR
МЕДИА
ФОРУМ
ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ
СТРАН
сми
в глобализирующемя
мире:
возможности
и проблемы
2 /
SUNUŞ
Bülent ARINÇ
Başbakan yardımcısı
Dil; halkları, toplumları ortak değerlerde birleştiren, bütünleştiren en önemli unsurdur.
Türkçenin, değişik lehçeleriyle birlikte Çin, Orta Asya, Kafkasya, Balkanlardan
Avrupa’ya uzanan geniş bir coğrafyadaki kullanımını göz önünde bulundurarak aynı
zamanda önemli bir iletişim zemini olduğunu da söyleyebiliriz.
Bu potansiyeli harekete geçirmek üzere, Ankara’da 21-22 Aralık 2010 tarihlerinde 6
ülkeden gazeteci, akademisyen ve kanaat önderini bir araya getiren “Türk Dili Konuşan
Ülkeler Medya Forumu” toplanmıştır. Forumda; medyanın toplumsal yaşamın
şekillenmesindeki etkisinin yanı sıra, ortak kültürel ve tarihi değerlere sahip halkların
bir platform etrafında birleşmesi, benzer sorunlara ortak çözümler üretilmesi, değişik
coğrafyalarda yer alan ülkeler arasındaki ikili ve çok taraflı ilişkilerin geliştirilmesi,
kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesi konuları değerlendirilmiştir.
Forum sonucunda büyük bir uzlaşma ile kabul edilen Sonuç Bildirgesi’nde yer
alan unsurlar, medya kuruluşları ve temsilcileri arasında işbirliği ve ortak projelerin
geliştirilmesinin yanında, bölgesel ve uluslararası örgütlenmeler oluşturulması, ticari,
ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerin ileri boyutlara taşınmasına da vesile olacaktır.
Azerbaycan’da Ekim 2011 tarihinde yapılan ikinci forumda “Türk Dili Konuşan Ülkeler
Medya Platformu”nun kurulması, çalışmanın ne kadar etkin ve başarılı olduğunun
somut bir göstergesidir.
Bununla birlikte Türkçe ve Rusça olarak hazırlanmış bulunan bu yayın ile Forum
kapsamında dile getirilen görüş ve önerilerin geniş kitlelere ulaştırılmasının, strateji
çalışmaları yürüten kuruluşlara, bilim adamlarına ve siyaset uzmanlarına geleceğe
dönük bakış açıları sunacağına da inanıyorum.
Bu önemli organizasyonu gerçekleştiren başta Başbakanlık Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü olmak üzere, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar
Merkezine ve katılımcı tüm ülke temsilcileri ile emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum.
/ 3
ВСТУПИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
Бюлент АРЫНЧ
Вице-премьер
Язык – самый важный элемент, объединяющий народы и общества на общих ценностях.
Имея ввиду то, что тюркский язык вместе со своими диалектами используется в широком
регионе, простирающемся с Китая, Центральной Азии, Кавказа, Балкан до Европы, мы
можем сказать, что он также образует важную почву общения.
Для того чтобы привести в действие этот потенциал в Анкаре 21-22 декабря 2010 г.
с участием журналистов, академиков и лидеров общественного мнения из 6 стран
прошел «Медиа-форум тюркоязычных стран». На Форуме наряду с воздействием
СМИ на формирование общественной жизни были рассмотрены вопросы, связанные
с объединением вокруг единой платформы народов, имеющих общие культурные и
исторические ценности, поиск совместных решений подобных проблем, развитие
двусторонних и многосторонних отношений между странами, находящимися в разных
регионах, правильное и своевременное информирование общественности.
Элементы Итоговой декларации, принятой по окончании Форума, наряду с развитием
сотрудничества между медиа-организациями и представителями СМИ и совместных
проектов, станут поводом для образования региональных и международных организаций,
проведения коммерческих, экономических, политических и культурных отношений в
новое измерение. Создание «Медиа-платформы тюркоязычных стран» в ходе второго
медиа-форума, прошедшего в Азербайджане в октябре 2011 года, является конкретным
показателем эффективности и успеха проводимой работы.
Вместе с этим, я верю в то, что донесение высказанных на Форуме мнений и предложений
до широких масс благодаря данной публикации, подготовленной на турецком и русском
языках, предоставит проводящим стратегические работы организациям, ученым и
политологам перспективы, направленные на будущее.
Благодарю, в первую очередь, Главное управление прессы, печати и информации при
правительстве, Центр стратегических исследований при Министерстве иностранных
дел, представителей всех стран-участниц и всех тех, кто внес вклад в организации
мероприятия.
4 /
SUNUŞ
Murat KARAKAYA
Genel Müdür
Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, kuruluşundan günümüze
kadar geçen yaklaşık bir asırlık süre zarfında medya sektörünün ilerlemesine büyük
katkı sağlamıştır. Uluslararası gelişmeleri yakından takip ederek, karar vericilerin
bilgisine sunmuş, aynı zamanda Türkiye’deki ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel
gelişmeler konusunda da etkin tanıtım faaliyetlerinde bulunmuştur.
Genel Müdürlüğümüz, kendisine verilen görev ve sorumluluklar çerçevesinde yerli
basın mensuplarının yanı sıra yabancı gazetecilerle de çok yakın işbirliği kurmuş,
ülkeler arasında enformasyon ve bilgi akışının sağlanmasında etkin rol oynamıştır.
Ankara’da 21-22 Aralık 2010 tarihlerinde toplanan Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya
Forumunda, iki gün süren oturumlarda bölgede medya sektörünün durumu, ikili,
bölgesel ve uluslararası ilişkiler ve kültürel işbirliğinin kalıcı bir barış ve istikrar ortamına
katkısı konuları gazeteciler, akademisyenler ve kanaat önderleri tarafından detaylı bir
şekilde değerlendirilmiştir.
Geniş bir coğrafya’da yer alan 6 ülkeden çok değerli medya mensuplarının,
akademisyenlerin ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen
bu etkinlik, Sonuç Bildirgesi’nde de vurgulandığı gibi, Türk Dili Konuşan Ülkelerin
basın kuruluşları arasında kapsamlı ilişkilerin ve dayanışmanın tesis edilmesine ve
Avrasya coğrafyasındaki bölgesel ve uluslararası işbirliğinin geliştirilmesine ve
demokratikleşmeye büyük katkı sağlayacaktır.
Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent ARINÇ’ın himayelerinde, Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi
Başkanlığı desteğinde gerçekleşen bu etkinliğe katılan tüm konuklarımıza ve Forumun
başarılı bir şekilde gerçekleşmesinde emeği geçen herkese Genel Müdürlüğümüz
adına teşekkür ediyoruz.
/ 5
ВСТУПИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
Мурат КАРАКАЯ
Генеральный директор
Главное управление прессы, печати и информации при правительстве в течение почти
века, со дня основания по сегодняшний день, вносит большой вклад в продвижение сферы
СМИ. Внимательно отслеживая международное развитие, предоставляет информацию
принимающим решения механизмам, а также занимается эффективной презентационной
деятельностью в плане экономического, политического, социального и культурного
развития в Турции.
Главное управление в рамках своих обязанностей и ответственности наряду с
представителями отечественных СМИ находится в очень тесном сотрудничестве также
и с иностранными журналистами, играет влиятельную роль в способствовании потоку
информации между странами.
На длившихся два дня заседаниях участники Медиа-форума тюркоязычных стран,
прошедшего в Анкаре 21-22 декабря 2010 г., журналисты, академики и лидеры
общественного мнения из 6 стран детально рассмотрели вопросы, вязанные с положением
сферы СМИ в регионе, вклад двусторонних, региональных и международных отношений
и культурного сотрудничества в постоянный мир и стабильность.
Данное мероприятие, прошедшее при участии очень дорогих представителей СМИ,
академиков и представителей неправительственных организаций из 6 стран широкого
региона, как подчеркивается в Итоговой декларации, внесет большой вклад в построение
объемных взаимоотношений и солидарности между медиа-учреждениями тюркоязычных
стран, в развитие регионального и международного сотрудничества и демократизацию
евразийского региона.
От имени Главного управления выражаю огромную благодарность всем гостям
нашего Форума и всем тем, кто внес вклад в успешное проведение этого мероприятия,
осуществленного под эгидой вице-премьера Бюлента АРЫНЧА Главным управлением
прессы, печати и информации и Центром стратегических исследований при Министерстве
иностранных дел.
6 /
içindekiler
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Murat KARAKAYA
Basın-Yayın ve Enformasyon (BYEGM) Genel Müdürü..................................................................12
Prof. Dr. Bülent ARAS
Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanı..............................................................................16
Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU
Dışişleri Bakanı............................................................................................................................20
Bülent ARINÇ
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı.........................................................................................28
[Birinci Oturum]
Küreselleşme Sürecinde Medyanın Demokratikleşmeye Etkisi .................................................................36
Yeni İletişim Ortamı ve Demokrasi...............................................................................................40
Demokratik Toplumun İnşasında Medyanın Rolü..........................................................................46
Küreselleşme Sürecinde Kamu Yayıncılığı Hizmeti.......................................................................50
Küreselleşme Sürecinde Özel Radyo ve Televizyon Yayıncılığı......................................................68
Medya ve Hukuk: İletişim Özgürlüğü ve Sınırları...........................................................................74
Medya ve Etik: Meslek İlkeleri ve Toplumsal Sorumluluk.............................................................82
[İkinci Oturum]
Türk Dünyasında Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İşbirliğinin Geliştirilmesinde
Medya ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü...............................................................................................102
Küreselleşmenin Beraberinde Getirdiği Yeni Global Medya Düzeni ve STK’lar............................108
Medya, Kamuoyu ve Sivil Toplum Örgütleri................................................................................116
Toplumlararası Kültürel Etkileşimde Medya ve Sivil Toplum Örgütlerinin Etkisi...........................122
Medya, Sermaye ve Siyaset İlişkisi . .........................................................................................128
Medya, Siyaset ve Sivil Toplum İlişkisi.......................................................................................138
/ 7
СОДЕРЖАНИЕ
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
Мурат КАРАКАЯ
Генеральный директор УППИ.....................................................................................................13
Проф. Д-р Бюлент АРАС
Президент ЦСИ.............................................................................................................................17
Проф. Д-р Ахмет ДАВУТОГЛУ
Министр иностранных дел проф.................................................................................................21
Бюлент АРЫНЧ
Государственный министр и вице-премьер . .............................................................................29
[ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ]
Воздействие СМИ на демократизацию в процессе глобализации .....................................36
Новая среда общения и демократия............................................................................................41
Роль СМИ в строении демократического общества..................................................................47
Общественное вещание в процессе глобализации....................................................................51
Частное радио и телевещание в процессе глобализации..........................................................69
СМИ и право: Свобода и границы общения..............................................................................75
СМИ и этика: Профессиональные принципы и общественная ответственность...................83
[ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ]
Роль СМИ и неправительственных организаций в развитии экономического,
социального и культурного сотрудничества в Тюркском мире.........................................102
Принесенные глобализацией новый глобальный медиа-порядок и НПО.............................109
СМИ, общество и неправительственные организации...........................................................117
СМИ в культурном межобщественном взаимодействии и влияние
неправительственных организаций...........................................................................................123
Взаимоотношение СМИ, капитал и политика.........................................................................129
Взаимоотношение СМИ, политика и гражданское общество................................................139
8 /
İKİNCİ GÜN
[Üçüncü Oturum]
Türk Dünyasında Medya..........................................................................................................................158
Türkmenistan’da Medya Ortamı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri....................................................162
Kırgızistan’da Medya Ortamı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri . ......................................................166
KKTC’de Medya Ortamı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri ...............................................................170
Türkiye’de Medya Ortamı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri.............................................................182
Azerbaycan’da Medya Ortamı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri .....................................................188
Kazakistan’da Medya Ortamı: Sorunlar ve Çözüm Önerileri........................................................194
[Dördüncü Oturum]
Medyanın Kamu Diplomasisi Rolü: Türk Dili Konuşan Ülkeler ve Topluluklar Medya Platformu.................212
Toplumsal Etkileşimin Sağlanmasında Kamu Diplomasisi Aracı Olarak Medyanın Rolü...............220
Türk Dili Konuşan Ülkeler Arasındaki İşbirliğinin Geliştirilmesinde
Kamu Diplomasisine Düşen Görevler.........................................................................................226
Türk Dili Konuşan Ülkeler Arasında Medya Alanında Yeni İşbirliklerinin Geliştirilmesi,
Ortak Yayın İçeriklerinin Hazırlanması ve Paylaşılması................................................................232
Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Konseyi: Toplumlararası Kültürel,
Sosyal ve Ekonomik İşbirliğinin Geliştirilmesinde Nasıl Bir Rol Oynayabilir? ...............................238
SONUÇ BİLDİRGESİ.................................................................................................................................265
KAPANIŞ KONUŞMALARI ......................................................................................................................271
FORUMA GELEN MESAJLAR..................................................................................................................276
/ 9
ВТОРОЙ ДЕНЬ
[ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ]
СМИ в Тюркском мире..........................................................................................................158
Медиа-среда в Туркменистане: Проблемы и предложения по их решению........163
Медиа-среда в Кыргызстане: Проблемы и предложения по их решению...........167
Медиа-среда в ТРСК: Проблемы и предложения по их решению.......................171
Медиа-среда в Турции: Проблемы и предложения по их решению.....................183
Медиа-среда в Азербайджане: Проблемы и предложения по их решению.........189
Медиа-среда в Казахстане: Проблемы и предложения по их решению...............195
[ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ]
Роль СМИ как общественной дипломатии: Медиа-платформа
тюркоязычных стран и сообществ.......................................................................................212
Роль СМИ как инструмента общественной дипломатии в достижении
межобщественного взаимодействия........................................................................221
Обязанности общественной дипломатии в развитии сотрудничества
между тюркоязычными странами............................................................................227
Развитие новых сотрудничеств в сфере СМИ тюркоязычных стран,
подготовка содержаний совместных публикаций и обмен....................................233
Совет СМИ тюркоязычных стран: Какую роль может сыграть в развитии
межобщественного культурного, социального
и экономического сотрудничества?.........................................................................239
ИТОГОВАЯ ДЕКЛАРАЦИЯ.................................................................................................265
ЗАКЛЮЧИТЕЛЬНОЕ СЛОВО.............................................................................................271
ПОСЛАНИЯ УЧАСТНИКАМ ФОРУМА...........................................................................276
21 Aralık / 21 декабря
Birinci Gün
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
AÇILIŞ KONUŞMALARI
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
12 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Murat KARAKAYA*
Sayın Başbakan Yardımcım, Sayın Dışişleri Bakanım, dost ve kardeş ülkelerin saygı
değer temsilcileri, medyamızın değerli mensupları, sayın konuklar.
Devlet Bakanımız ve Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç’ın, Dışişleri Bakanımız
Sayın Ahmet Davutoğlu’nun himayelerinde Genel Müdürlüğümüz ile Dışişleri Bakanlığı
Stratejik Araştırmalar Merkezi işbirliği ile düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya
Forumuna hoş geldiniz.
Bu forumla ortak dil, kimlik ve kültürel bağlarımız olan Türk Dili Konuşan Ülkelerle
iletişim ve medya alanında işbirliğini geliştirmeyi amaçladık. Dost ve kardeş ülkeler
Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile
ülkemizden iletişim ve medya sektörünün çok değerli temsilcileri, akademisyenler ve
devlet adamları bu forumda bizlerle bilgi, birikim ve deneyimlerini paylaşacaklar.
Sayın Başbakan Yardımcım, değerli konuklar.
Küreselleşen medya, uluslararası diplomasinin yapısını derinden etkilemiş, toplum
odaklı diplomasi daha da bir önem kazanmıştır. Bu anlamda Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü olarak ülkemizi basınla ilgili konularda bir referans
haline getirmeyi, kardeş ve komşu ülkelerle basın alanında işbirliği platformları
oluşturmayı temel misyonumuz olarak benimsedik. Yine Genel Müdürlük olarak
ülkemiz basını kadar diğer coğrafyalar basını için de hizmet sunan bir kurum olma
gayreti içerisindeyiz. Dünya standartlarında hizmet sunan basınımızla işbirliği halinde
bu tür etkinliklerimizi yakın Avrasya’da yaygılaştırmak amacındayız. Geçtiğimiz aylarda
* Basın-Yayın ve Enformasyon (BYEGM) Genel Müdürü
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
МУРАТ КАРАКАЯ*
Уважаемый Вице-премьер, уважаемый Министр иностранных дел, уважаемые
представители дружественных и братских стран, дорогие представители наших СМИ,
уважаемые гости.
Добро пожаловать на Медиа-форум тюркоязычных стран, организованный под
покровительством Государственного министра и вице-премьера уважаемого Бюлента
Арынча, Министра иностранных дел уважаемого Ахмета Давутоглу при сотрудничестве
нашего Главного управления и Центра стратегических исследований при Министерстве
иностранных дел.
Данный форум призван развить сотрудничество в сфере коммуникации и СМИ с
тюркоязычными странами, с которыми у нас общие язык, идентичность и культура.
Дорогие представители сектора коммуникации и СМИ дружеских и братских
Азербайджана, Туркменистана, Кыргызстана, Казахстана, Турецкой Республики
Северного Кипра и нашей страны, академики и государственные деятели на этом форуме
поделятся своими навыками, знанием и опытом.
Уважаемый вице-премьер, дорогие гости.
Глобализированные СМИ глубоко повлияли на структуру международной дипломатии,
направленная на общество дипломатия приобрело еще большее значение. В этом
смысле основной миссией Главного управление прессы, печати и информации является:
превратить нашу страну в страну, компетентную в вопросах в связи с СМИ и образовать
платформы для сотрудничества в сфере СМИ с дружескими и братскими тюркоязычными
странами. Главное управление старается стать учреждением, предоставляющим услуги,
как для СМИ нашей страны, так и для СМИ других географий. В сотрудничестве с
нашими работающими по мировым стандартам СМИ мы нацелены распространить
* Генеральный директор УППИ
/ 13
14 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
yurt dışına Türkçe yayın yapan medya kuruluşlarını esas alan bir düzenlemeyi Basın
Kartı Yönetmelik değişikliği ile hayata geçirmiş bulunuyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle Türk Dili konuşan Ülkeler Medya Forumunun kardeş
ülkelerimiz medya mensupları arasında işbirliği sağlanması için önemli bir adım
oluşturabileceğini ve kurulacak Türk Dili konuşan Ülkeler Basın Birliğiyle sağlam
temellere dayandırılabileceğini düşünüyorum.
Teşvikleriyle bizleri onurlandıran ve himayelerini esirgemeyen Sayın Başbakan
Yardımcımız ve Sayın Dışişleri Bakanımıza şükranlarımı arz ediyorum. Bizlerle birlikte
bu büyük organizasyonda yer alan Prof. Dr. Bülent Aras’a ve çalışma arkadaşlarına
teşekkür ediyorum. Katılımlarıyla bizleri onurlandıran siz saygıdeğer konuklarımıza,
organizasyonda emeği geçen tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür ediyor, saygılarımı
sunuyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
подобные мероприятия в ближней Евразии. Накануне, внеся изменение в Руководство
о пресс-удостоверении, мы претворили в жизнь регулировку, принимающую за основу
вещающие за рубежом на турецком языке медиа-учреждения.
Руководствуясь этими чувствами и мыслями, я думаю, что Медиа-форум тюркоязычных
стран станет важным шагом в создании сотрудничества между братскими странами и
будет опираться на прочную основу, которую образует Ассоциация СМИ тюркоязычных
стран. Которая будет основана.
Выражаю глубокую благодарность уважаемому Вице-премьеру и уважаемому Министру
иностранных дел, которые удостоили чести своим участием и покровительством.
Большое спасибо проф. д-ру Бюленту Арасу и его коллегам, которые вместе с нами были
задействованы в организации данного мероприятия. Благодарю вас, уважаемые гости, за
то, что удостоили чести своим участием. Благодарю все учреждения и всех, кто принял
участие в организации форума. Благодарю за внимание.
/ 15
16 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Prof. Dr.
Bülent ARAS*
Sayın Başbakan Yardımcım, Sayın Dışişleri Bakanım, Dost ve kardeş ülkelerin
saygıdeğer temsilcileri, iletişim ve medya sektörünün değerli temsilcileri, yöneticileri,
sayın konuklar.
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Türk Dış politikasının öncelikli alanları
ile ilgili çalışmalar yapmaktadır. Son yıllarda, dış politikamızın ilgi alanı genişlemiş,
faaliyet gösterdiği sahalar çeşitlenmiştir. Dışişleri Bakanlığımız dış politikanın yeni
bağlamını kuşatacak şekilde yeniden yapılanmış ve ufuk sınırlarını genişletmiştir. Dış
politikanın ilgi alanları arasında sağlam bir yer bulan tema da medya ve dış politika
ilişkisi olmuştur.
Ülkemizin mücavir alanlarında ve yeni açılım yaptığı coğrafi alanlarda medya
işbirliği projelerini yöneten Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü çok
önemli bir görevi yerine getirmekte, önemli bir işlevi gerçekleştirmektedir. Medya
alanında işbirliği, ülkeler arasında göz ardı edilemeyecek bir yakınlaşma aracı haline
gelmiştir. Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu aynı zamanda dost ve kardeş
ülkelerimiz olan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinden temsilciler ile gerçekleştirilmesi sebebiyle bambaşka bir önem
taşımaktadır.
İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde sayılan ülkelerin dahil olduğu çok önemli dış
politika hamleleri yapıldı. Bir anlamda bu işbirliği girişimi, bu salonda toplanmamız
* Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanı
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
ПРОФ. Д-Р
БЮЛЕНТ АРАС*
Уважаемый вице-премьер, уважаемый Министр иностранных дел, дорогие представители
дружеских и братских стран, дорогие представители и руководители сектора СМИ и
коммуникации, уважаемые гости.
Центр стратегических исследований при Министерстве иностранных дел проводит
работы в связи с первоочередными сферами турецкой внешней политики. В последнее
время сфера внимания нашей внешней политики расширилась, диверсифицирована
сфера ее деятельности. Среди интересующих внешнюю политику сфер находится также
и взаимоотношение между СМИ и внешней политикой.
Главное управление прессы, печати и информации, руководящее проектами по
сотрудничеству СМИ на прилегающих к нашей стране территориях и других регионах,
выполняет очень важную миссию и функцию. Сотрудничество в сфере СМИ стало
инструментом сближения, которое невозможно проигнорировать. Медиа-форум
тюркоязычных стран, так как он проводится при участии представителей дружеских и
братских стран Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана, Туркменистана и Турецкой
Республики Северного Кипра, имеет особое значение.
В течение текущего года мы предприняли очень важные внешнеполитические шаги, в
которые включены и перечисленные страны. В каком-то смысле это сотрудничество,
то, что наши дорогие гости собрались в этом зале, свидетельствует о взаимной
многосторонней воле, направленной на развитие этих отношений.
Еще раз добро пожаловать на Медиа-форум тюркоязычных стран, который мы проводим
под эгидой уважаемого государственного министра и вице-премьера Бюлента Арынча
* Президент ЦСИ
/ 17
18 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
değerli konuklarımızın bir araya gelmesi bu ilişkileri geliştirmesi yönünde karşılıklı çok
taraflı iradeyi de ortaya koymaktadır.
Devlet Bakanımız ve Başbakan yardımcımız Sayın Bülent Arınç ile Dışişleri Bakanımız
Sayın Prof. Dr. Ahmet Davuoğlu’nun himayelerinde gerçekleştirdiğimiz Türk Dili
Konuşan Ülkeler Medya forumuna hoş geldiniz diyor, Forumun iletişim alanında
işbirliği ve güç birliğini geliştirme yönünde önemli bir adım olacağı yolundaki inancımı
vurguluyor, emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ediyor, bizleri onurlandıran
katılımcılara saygılarımı sunuyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
и главы МИД Ахмета Давутоглу. Я верю в то, что этот форум станет важным шагом
на пути развития сотрудничества и объединения сил в сфере СМИ. Еще раз благодарю
всех тех, кто принимал участие в организационных работах и выражаю свое уважение
участникам, доставившим честь своим присутствием.
/ 19
20 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Prof. Dr.
Ahmet DAVUTOĞLU*
Sayın Başbakan Yardımcım, dost ve kardeş ülkelerden gelen değerli basın mensupları,
saygıdeğer konuklar.
Bugün gerçekten kültür ve basın tarihimiz açısında önemli bir ilki yaşıyoruz. Bunu
gerçekleştiren Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürümüze ve Stratejik
Araştırmalar Merkezimize teşekkür ediyoruz.
Niçin önemli bir ilk? Çünkü güzel Türkçemizin bir iletişim dili olması bakımından basın
organlarının, basın-yayın mensuplarının çok özel bir misyonu var. Bu toplantının birinci
boyutu, en önemli boyutlarından birisi budur. Geçtiğimiz ay Çin’de Sincan Uygur Özerk
Bölgesi’ni ziyaret etmiş, geziye Kaşgar’dan başlamıştım. Türk dilinin büyük üstadı
Kaşgarlı Mahmut’u ziyarete gitmiştik. Kaşgar’dan Makedonya’nın dağ köylerine,
Arnavutluk içlerine kadar güzel Türkçemiz kullanılıyor. Halkın arasında ortak kelimeler,
ortak deyişler, ortak kavramlar yer etmiş, kökleşmiş. Hissiyatlar, şiirler, destanlar,
efsaneler, hikâyeler, masallar hep bu güzel dille değişik coğrafyalara yayılmış.
Bugün göç yoluyla yayılan bu güzide dilin, iletişim yoluyla, internet yoluyla yayılması
ve en etkin şekilde kullanılması, ortak bir iletişim dili haline gelmesi sizlerin sayesinde
gerçekleşmiştir. Bu, ortak kültürümüzün, bir millet olma bilincimizin gelecek nesillere
aktarılmasının en önemli araçlarından biridir. Lehçe farkları dolayısıyla ilk anda
birbirimizi anlamakta güçlük çektiğimiz düşünülebilir. Ama kulaklarımızı biraz daha
* T.C. Dışişleri Bakanı
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
ПРОФ. Д-Р
АХМЕТ ДАВУТОГЛУ*
Уважаемый вице-премьер, дорогие представители СМИ дружеских и братских стран,
дорогие гости.
Сегодня, с точки зрения нашей культуры, истории и истории СМИ мы становимся
свидетелями действительно важного начинания. Это начинание осуществляют Главное
управление прессы, печати и информации и наш Центр стратегического исследования,
благодарим их.
Почему важное начинание? Потому, что с точки зрения превращения нашего прекрасного
турецкого языка в язык общения на представителей средств массовой информации
выпадает особая миссия. Это первый аспект данного заседания, один из самых важных
аспектов. В прошлом месяце я побывал в Китае в автономной области Синьцзян. Свой
визит я начал с Кашкара. Мы посетили великого мастера тюркского языка Махмуда
Кашгари. Начиная от Кашгара до горных селений Македонии, до Албании используется
тюркский язык. Между народами укоренились общие слова, общие выражения, общие
понятия. Чувства, стихи, эпосы, легенды, рассказы, сказки распространялись на этом
прекрасном языке.
И сегодня, эффективное использование и распространение через интернет этого
выдающегося языка, в свое время распространявшегося путем переселений,
осуществляется благодаря вам. Это один из важных инструментов в передачи будущим
поколениям нашей общей культуры и идентичности. На первый момент из-за разницы
* Министр иностранных дел
/ 21
22 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
dikkatli açar, antenlerimizi biraz yükseltirsek çok kısa bir zamanda görürüz ki birkaç
gün içinde hatta bir kaç saat içinde kullanılan kelimeler ufak telaffuz farklarıyla da
olsa aynı kelimeler. Ben Torosların zirvesinde Türkmen boyları arasında büyümüş
birisi olarak oralarda babaannemin kullandığı dilin, kelimelerin aynen Özbekistan’da,
Hiva’da, Kazakistan’da, Kırgızistan’da, Azerbaycan’da kullanıldığını hep müşahede
etmişimdir.
Bu asırlar süren büyük yolculukta şimdi bizlerin üzerine çok önemli bir misyon daha
düşüyor. Dilimizi ortak bir iletişim dili haline getirmek. Bu sizlerin basın mensuplarının
gayretleriyle olabilir. Siyasi bir kararla olmaz bu. Siyasi bir karar bunu yönlendirebilir
ama bunu gerçekleştirecek olan basın mensuplarıdır. Güzel Türkçemizi muhafaza
etmek, değişik ülkelerdeki kullanımı mümkün olduğu kadar basın dili açısından
standardize etmek sizlerin tarihi bir misyonu. İkinci önemli boyutu bu tarihi başlangıcın
kamu diplomasisi boyutudur. Bugün artık diplomasi sadece diplomatların kapalı
kapılar ardında ya da büyük toplantı salonlarında gerçekleştirdiği müzakerelerden
ibaret değil. Yeni diplomasi alanları doğuyor. Çevre diplomasisi, enerji diplomasisi
bunların başında da kamu diplomasisi geliyor. Siyasi liderler ne karar alırlarsa alsınlar,
diplomatlar bunu ne kadar beceriyle uygulamaya geçirirlerse geçirsinler eğer sağlıklı
bir kamu diplomasisi gerçekleşmemişse siyasi hedeflerin toplum katında itibar
görmesi ve toplum katında hayata geçirilmesi mümkün olmaz.
Burada en önemli kritik kavram algıdır. Şimdi biz dost ve kardeş ülke diyoruz. Coğrafi
olarak kimisi komşu olmamakla birlikte komşudan daha yakın olduğumuz ülkeler. Ama
dost ve kardeş algısını gerçekleştirecek olanlar kimlerdir? Bunlar basın mensuplarıdır.
Herhangi bir kardeş ülkede, dost ülkede en ufak bir kaza olduğunda, bir kardeşimiz
bir sıkıntı yaşadığında o sıkıntıyı paylaşabiliyorsa, basın mensupları üzerinden diğer
ülkelerde diğer coğrafyalarda yaşayanlar ya da herhangi bir sevinci yine bu basın
mensupları üzerinden bütün bu geniş coğrafya paylaşabiliyorsa işte o zaman ortak bir
algı doğuyor demektir.
Bir ülkenin önemli bir mesele olarak gördüğünü değer kardeşlerimizin de önemli
görmesi, ortak bir dava olarak görmesi ancak ve ancak basın mensuplarının
oluşturacakları algılarla ilgilidir. Dolayısıyla sadece hamasi bir şekilde dost ve kardeş
ifadesini sık sık kullanarak bunu güçlü bir algıya dönüştürmekten sorumluyuz. Bunu
da gerçekleştirecek olan siz basın mensuplarıdır. O bakımdan kamu diplomasinin
en önemli ayağı basın mensupları ve sizler üzerinden o ortak algıyı geliştirebilme
çabasıdır.
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün son dönemde yaptığı yapısal
değişim ve kamu diplomasi konusundaki atakları, önemli atılımlar aslında bunun
bir parçası. Sadece dost ve komşu aynı dili Türkçeyi konuşan kardeşlerimize değil
mücavir bölgede diğer dost ülkelerle de ortak medya forumları yapıldığını biliyoruz.
Kamu diplomasisi ayağını daha güçlü bir şekilde hayata geçirmemiz lazım. Millet
olarak belki de en zayıf olduğumuz alanlardan birisi budur. Uygulamalarımızın bütün
dünyanın doğru algılayabileceği kamu diplomasisi diline dönüştürememektir. Şimdi
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
в диалектах нам может быть и трудно общаться. Но, если внимательно прислушаться,
то через несколько дней, а может быть даже и через несколько часов, в короткое время
мы увидим, что за небольшой разницей в произношении стоят одни и теже слова. Я, как
человек, выросший на вершине Таврских гор среди туркменских общин, по себе знаю,
что на языке, на котором говорила моя бабушка, говорят в Узбекистане, Хиве, Казахстане,
Кыргызстане, Азербайджане.
На этом многовековом пути теперь на нас выпадает очень важная миссия. Это – обратить
наш язык в язык общения. Это возможно за счет ваших стараний, представители СМИ.
Этого невозможно добиться политическим решением. Политическое решение может
направить, но осуществить смогут представители СМИ. Сохранить наш прекрасный
тюркский язык, по мере возможности стандартизировать с точки зрения языка СМИ
это ваша историческая миссия. Второй важный аспект это – аспект общественной
дипломатии. Сегодня дипломатия означает не только переговоры, проводимые в больших
залах за закрытыми дверьми. Рождаются новые сферы дипломатии. Экологическая
дипломатия, энергетическая дипломатия, а самая главная общественная дипломатия.
Независимо от принятого политиками решения, независимо о того, с каким мастерством
дипломаты внедрят эти решения, если не проведена здоровая общественная дипломатия,
то уважение к намеченным политическим целям и внедрение их на общественном уровне
не будет возможным.
И здесь самое важное критичное понятие, это – восприятие. Сегодня мы говорим
дружеские и братские страны. Здесь страны, с которыми мы географически не являемся
соседями, но эти страны для нас ближе соседей. Но кто осуществит это дружеское и
братское восприятие? Представители СМИ. Если мы разделяем малейшее событие или
проблему, произошедшую в братской стране, в дружеской стране, если этот широкий
регион через представителей СМИ разделяет радость и боль с другими странами, именно
тогда, рождается общее восприятие.
То, что наши братские страны воспринимает важную для нас проблему как общую
связано с восприятием, которое способны создать только представители СМИ. Поэтому
мы ответственны не за частое употребление выражения «дружеский и братский», а за
обращение его в сильное восприятие. Что осуществите вы представители СМИ. С этой
точки зрения самой важной опорой общественно дипломатии являются представители
СМИ и ваши усилия по развитию этого общего восприятия.
Структурные изменения и важные инициативы, которые в последнее время предпринимает
наше Главное управление прессы, печати и информации, являются важной частью этого.
Мы знаем, что медиа-форумы проводятся не только с нашими тюркоязычными братьями,
но и с другими дружескими странами прилегающих регионов. Мы должны сильнейшим
образом внедрить в жизнь общественную дипломатию. Это можно сказать самая слабая
сфера нашей нации. И в этом смысле 7 дружеских и братских стран займутся работой в
этом плане. Мы осуществим это не на официальном уровне, а с вами, задействованными
в этой сфере людьми.
/ 23
24 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
ortak olarak birlikte 7 dost ve kardeş ülke bir anlamda bunun çalışmasını da yapacağız.
Bunu resmi düzeyde değil alanda çalışan sizlerle gerçekleştireceğiz.
Resmi düzeyde kararlar alınacak, bizler belki bu yolun önünü açacağız ama sık sık bir
araya gelerek kamu diplomasisi üzerinden kederlerimizi, sevinçlerimizi, hedeflerimizi,
vizyonlarımızı ortak kılmaya çalışacağız. Hedefler ve vizyonlar bir değilse diplomasinin
zemini kayıyor demektir. Kırgızistan’da bir olay olduğunda yüreğimiz yanmıyorsa,
basın mensuplarımız bu yüreğin yanma halini diğer toplumlarımıza iletmiyorsa, dost
ve kardeşlik ifadesinin içi boş kalır. Benzer şekilde Azerbaycan’da, Kazakistan’da,
Kırgızistan’da, Türkmenistan’da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bütün bu kardeş
ve dost ülkelerde ne olursa ortak algıyla birlikte hepimizin malı olabilmesi lazım. Başarı
hikâyeleri de var sıkıntılarımız da. O zaman gelecek nesillerimiz İstanbul ile Taşkent,
Astana ile Ankara, Bişkek ile Bakü arasında ortak kader anlamında bir fark olmadığını
algılamaya başlarlar. Bu ikinci önemli misyondur.
Üçüncü ise bizatihi sizlerin meslekleriyle ilgilidir. Türk dünyasında basın müessesesinin,
medya müessesesinin kurumsallaşması lazım. Basın özgürlüğünün yaygınlaşması
lazım. Güçlü bir basın kültürünün oluşması lazım. Bütün dünyaya bir anlamda sesini
duyurabilecek bir medya birikiminin ortaya çıkması lazım. Bu konuda sizlerin de takdir
edeceğiniz gibi atacağımız adımlar daha çok. Yani dünyada etkili 100 medya kuruluşu
arasına Türk dünyasından kaç medya kuruluşunun girdiği, dünyadaki etkinliğimizi
gösteren belki en önemli göstergelerden birisi. Maalesef bugün bu rakamların çok iç
açıcı olmadığını biliyoruz. Medyamızın, basınımızın, görsel ve yazılı basınımızın dünya
medyası içindeki etkinliğini arttırabilmek açısından geleceğimizi inşa edecek olan
sizlersiniz. Eğer dünya ekonomi skalasında üst sıralardaysak, dünyadaki etkinliğimiz
bağlamında önemli mesafeler almışsak, dünya enerji piyasasında etkili bir konuma
sahipsek, ama basınımız bu ölçüde gelişmemişse bir büyük eksiklik var demektir.
Toplumsal, kültürel dinamizmin, zihin ve düşünce dinamizminin ekonomik ve siyasal
dinamizme koşut olmadığı, paralel gelişmediği anlamına gelir.
Son dönemde çok güzel gelişmeler yaşıyoruz. Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi
yakın dönemde Astana’da yapıldı. Daha önce Azerbaycan’da İslam Konferansı Örgütü
Zirvesi gerçekleşti. Türkiye hem CICA’nın (Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler
Konferansı) hem Avrupa Konseyi’nin dönem başkanıydı. Birçok önemli uluslararası
aktiviteye merkezlik ediyoruz. Bunların dünya tarafından doğru algılanabilmesi için
çok güçlü bir basın altyapımızın olması lazım. Onu da gerçekleştirecek olan sizlersiniz.
Devlet desteği olabilir ama özgür basının gerçekleşmesi, güçlenmesi devlet desteği
dışında da güçlü bir basın sektörünün ortaya çıkmasıyla irtibatlıdır. Çağdaş bir Türk
dünyası oluşturacaksak özgür basını bu dünyada hâkim ve egemen kılabiliyor almamız
lazım. O zaman düşünce hayatımızı daha güçlü bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Eminim
bu iki gün içerisinde hem güzel Türkçemizi nasıl bir iletişim dili, küresel bir iletişim dili
haline getireceğimizi, hem kamu diplomasimizi nasıl tahkim edebileceğimizi ve dünyada
Türk dünyasının bütün dünyada doğru algılanmasını nasıl gerçekleştirebileceğimizi
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
Решения будут приниматься на официальном уровне, может быть, мы с вами проложим
для этого путь, будем стараться сделать совместным нашу судьбу, радость, наши цели,
видение. Если цели и видение не будут едиными, значит почва под общественной
дипломатией непрочная. Если не болит сердце при каком-либо происшествии
в Кыргызстане, если представители СМИ не передают это горе другим нашим
обществам, то выражение дружеский и братский останется пустым словом. Таким же
образом происходящее в Азербайджане, Казахстане, Кыргызстане, Туркменистане, в
Турецкой Республике Северного Кипра во всех братских и дружеских странах должно
восприниматься как наше общее. И успехи и трудности. Тогда наше будущее поколение
станет пониматься, что между Стамбулом и Ташкентом, Астаной и Анкарой, Бишкеком и
Баку нет разницы с точки зрения общей судьбы. Это вторая наша миссия.
А третье напрямую связано с вашей профессией. СМИ, медиа в тюркском мире должны
институализироваться. Должна распространяться свобода печати. Должна быть
сформирована сильная культура СМИ. Должно образоваться накопление СМИ, которое
в каком-то смысле смогло бы донести свой голос до всего мира. В этом вопросе, как вы
представляете, еще очень много шагов, которые мы должны предпринять. То есть наличие
медиа-учреждений Тюркского мира среди 100 влиятельных СМИ мира является самым
важным показателем, свидетельствующим нашу влиятельность в мире. Мы знаем, что,
к сожалению, ситуация в этом плане не радует. Вы призваны построить наше будущее
с точки зрения повышения эффективности наших СМИ среди мировых СМИ. Если
мы находимся в верхах шкалы мировой экономики, если мы преодолели значительное
расстояние в плане влиятельности в мире, если мы занимаем влиятельную позицию
на энергетическом рынке мира, но наша пресса не настолько развита, то это означает,
что есть очень большой недостаток. Это значит, что общественный и культурный
динамизм, интеллектуальный динамизм не обусловлен экономическим и политическим
динамизмом, и развивается не параллельно им.
В последний период происходят очень хорошие события. Недавно в Астане прошел
саммит Организации по безопасности и сотрудничеству в Европе (ОБСЕ). В
Азербайджане саммит Организации Исламская Конференция (ОИК). Турция была
периодическим председателем в Совещании по взаимодействию и мерам доверия в Азии
(СВМДА) и в Совете Европы. Являемся центром многих международных мероприятий.
Для того чтобы мир правильно воспринял эти мероприятия у наших СМИ должна
быть очень крепкая инфраструктура. Что осуществите опять-таки вы. Поддержка со
стороны государства возможна, но укрепление прессы, свободной и вне государственной
поддержки, связано с появлением сильной сферы СМИ. Если мы собираемся создать
современный Тюркский мир, то мы должны сделать так, чтобы свободная пресса в
этом мире была доминирующей и суверенной. Я уверен, что в течение двух дней вы
проведете очень важные встречи, дискуссии и обсуждения, которые внесут свой вклад в
превращение тюркского языка в глобальный язык общения и прольют свет на правильное
восприятие миром Тюркского мира.
Мы знаем, что это только начало. Будем надеяться, что наши встречи приобретут
традиционный характер. Наш форум должен проводиться как минимум раз в год,
/ 25
26 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
tartışacaksınız. Türk dünyasında basın sektörünün nasıl güçlü bir sektör halinde
geliştirebileceğimiz konusunda bizlere ışık tutacak önemli görüşmeler yapacağınızı,
önemli kararlar alacağınızı düşünüyorum.
Bunun sadece bir ilk olduğunu biliyoruz, inşallah gelenekselleşir. Her yıl bir defa
mutlaka bu forum belli konular gündeme geldiğinde de süratle Türk dünyasının
değişik kurumları arasında irtibat sağlanabilmeli ve ortak bir dilin geliştirilebilmesi
için bu bir yıl içinde daha kısa sürelerle gerektiğinde olağan veya kriz toplantısı
şeklinde yapılabilmelidir. Önemli bir olay olduğunda o kadar güçlü bir iletişim
ağımız olmalı ki Türk dünyasını ilgilendiren bir mesele var dendiğinde bir anda bütün
medya mensupları tarafından paylaşılabilsin ve ortak bir ses çıkabilsin. Böylesine bir
kurumsal yapıya ihtiyacımız var. Bu kurumsal yapı gerçekleştiğinde bütün dost ve
kardeş ülkelerin dış politikaları da daha sağlam temellere oturacak, dünya tarafından
daha doğru anlaşılabilecektir.
Özetle bizim size ihtiyacımız var. Bu toplantıları sadece entelektüel bir egzersiz olarak
değil bir ihtiyacın karşılanmasına vesile olarak da telakki ediyoruz. Çalışmalarınızda
başarılar diliyorum. Tekrar görüşmek üzere, meslek hayatlarınızda başarılar diliyorum,
saygılar sunuyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
а при необходимости обсуждения определенных проблем контакт между нашими
соответствующими учреждениями Тюркского мира должен устанавливаться оперативно,
для развития же нашего общего языка в течение года нам необходимо часто встречаться,
а при надобности проводить заседания по кризисным вопросам. У нас должен
быть настолько мощный network, за счет которого, при возникновении какого-либо
обстоятельства, затрагивающего Тюркский мир, мы смогли бы общаться и выразить
свое мнение. Мы нуждаемся в такой корпоративной структуре. Когда эта корпоративная
структура осуществится, внешняя политика всех дружеских и братских стран будет
иметь более прочную основу и будет правильнее восприниматься миром.
То есть, мы нуждаемся в вас. Данные заседания для нас не интеллектуальная тренировка,
а повод для восполнения этой потребности. Желаю успехов в работе. Желаю вам всем
больших успехов в профессиональной деятельности, с уважением.
/ 27
28 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Bülent ARINÇ*
Sayın Bakanım, kardeş ülkelerin değerli temsilcileri, iletişim dünyamızın değerli
yöneticileri, saygıdeğer katılımcılar, değerli konuklar hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. Hoş geldiniz.
Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu’nun bu ilk toplantısının hayırlı bir başlangıç
olmasını diliyorum. Sözlerimin başında bu toplantıyı gerçekleştiren Basın-Yayın
ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüz ile Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar
Merkezi’ne teşekkür ediyorum. Özellikle Azerbaycan’dan, Kazakistan’dan,
Kırgızistan’dan, Türkmenistan’dan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden katılan
seçkin konuklarımızı sevgiyle selamlıyorum. Ülkemizin seçkin yazarlarını, yayımcılarını
ve medya yöneticilerini de saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Hepimiz ortak bir dilin, ortak bir medeniyetin mensuplarıyız. Karakurum’dan Üsküp’e
uzanan büyük medeniyetler inşa eden, büyük devletlerle, büyük eserlerle büyük
kütüphanelerle evrensel ilme ve irfana hizmet eden bir dilin, bir tarihin, bir kültürün
çocuklarıyız. “Dil düşüncenin evidir” diyor bir filozof. Düşüncemizi, duygularımızın
evini yeterince savunamadığımız, yeterince koruyamadığımız zamanlarda aramıza
mesafeler girdi. Aramıza duvarlar örüldü. Büyük acılar ve hasretlikler yaşadık. Ama
şükürler olsun ki tarih yeniden yüzümüze güldü. Fetret devri bitti. Kökleri tarihin
derinliklerinde olan, tarihe ve insanlığa ışık tutan sözler ve manalar geri geldi. Aynı
dili konuşan devletlerimiz kucaklaştı, aynı kalp atışlarını hisseden devletlerimiz
bütünleşti. Özümüzün bir olduğunu köklerimizin diri olduğunu yeniden fark ettik.
* Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
БЮЛЕНТ АРЫНЧ*
Уважаемый министр, дорогие представители братских стран и руководители мира
коммуникации, уважаемые участники, дорогие гости, приветствую вас всех с уважением
и любовью. Добро пожаловать.
Желаю, чтобы первый Форум тюркоязычных стран стал хорошим началом. Хочу
поблагодарить Управление прессы, печати и информации и Центр стратегических
исследований при Министерстве иностранных дел за организацию данного
мероприятия. С любовью приветствую в особенности наших гостей. Которые прибыли
из Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана, Туркменистана и Турецкой Республики
Северного Кипра (ТРСК). Приветствую с уважением также и писателей, публицистов,
руководителей сферы СМИ нашей страны.
Все мы принадлежим одной цивилизации и у нас общий язык. Мы дети языка, истории
и культуры, имевших великие государства, которые строили великие цивилизации от
Каракума до Скопии, оставивших нам в наследство великие произведения как искусства,
архитектуры, литературы, так и науки, грандиозные библиотеки. Когда-то философ
сказал, что язык – дом мысли. В те времена, когда мы были не способны достаточно
защитить свое мысли и чувства, между нами было расстояние. Между нами были
выстроены стены. Но, слава Богу, история снова улыбнулась нам. Период разрыва
прошел. Слова и значения, лежавшие в корнях истории и проливавшие свет истории и
человечеству, вернулись. Говорящие на одном языке наши страны обнялись, чувствующие
одно сердцебиение наши государства интегрировались. Мы снова заметили, что у нас
* Государственный министр и вице-премьер
/ 29
30 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Hoca Ahmet Yesevi’den Yunus Emre’ye, Eşrefoğlu Rumi’den Aşık Veysel’e dilimiz
Türkçe sayesinde, evimizi barkımızı ocağımızı yeniden düzene koyduk.
Bugün yeni bir dönüm noktasındayız. Farklı lehçelerle farklı ağızlarla konuşsak da
aynı mana etrafında bir ve bütünüz. Ülkelerimizin, devletlerimizin, milletlerimizin bu
birlikteliğini yeniden temellendirmede modern dünyanın en güçlü aracı olan medyanın
tarihi bir sorumluluğu vardır. İşte bugün bu sorumluluğun gereğini konuşmak ve birlikte
tartışmak üzere buradayız, aynı çatı altındayız. Yeni bir başlangıç olan bu birlikteliğimiz
önümüzdeki yıllarda gelişerek, çoğalarak devam edecektir. Buradan hâsıl olacak fayda
öncelikle yüz yüze gelmemizdir. Birbirimizin gözünün içine bakmaktır. Soğuk Savaş
dönemlerinde aramızda demir perde olduğu zamanlarda bu imkânlardan mahrum
kaldık. Kişisel, toplumsal tecrübelerimizi birbirimize aktaramadık. Aynı dili konuşan,
aynı kültürel haritayı paylaşan, devlet adamları, aydınlar, yazarlar, gazeteciler bile
birbirinden haberdar olamadı.
Bu ülkenin çocukları dili ile dini ile kendisinden bir parça olan, dünyanın en büyük
edebiyatçılarından birisini Cengiz Aytmatov’u oldukça geç tanıdı. Onun en güzel
eserlerinden birisi olan Cemile’yi, Selvi Boylum Al Yazmalım adlı eserini geç
okuma fırsatı buldu. Bu eserleri okuduğunda ise duygularımızın, düşüncelerimizin,
yaşamlarımızın ve yürek çarpmalarımızın ne kadar birbirine benzediğini geç de olsa
fark ettik. Yalnızca Kırgızistan’da değil Türkiye’de, Özbekistan’da, Kazakistan’da,
Azerbaycan’da, Türkmenistan’da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de birazcık
kurcaladığımızda tıpkı Aytmatov’un anlattığı gibi yüzlerce hikâye çıkarabiliriz. Çünkü
adlarını saydığım tüm bu ülkelerin evlatları aynı toprağın çocuklarıdır.
Hepimizin kökü aynı, beslendiği kaynak da aynıdır. Ali Şir Nevai, Babur Şah, Ahmet
Yesevi, Mevlana Celalettin Rumi, Yunus Emre, Bağdatlı Ruhi, Kadı Burhanettin, Seyid
Nesimi, Fuzuli, Köroğlu, Karacaoğlan, Gaspıralı İsmail, Mahtumkulu, Cengiz Aytmatov,
Bahtiyar Vahapzade, Nazım Hikmet, Yahya Kemal hepimizin ortak değerleri. Divan-ı
Lügat-it Türk, Kutadgu Bilig, Atabetü’l-Hakayık, Manas Destanı ve Mesnevi hepimizin
zengin dünyasını gerçekleştiren eşsiz başyapıtlardır.
Bugün sınırları olmayan küresel bir dünyada yaşıyoruz, mesafeler ortadan kalktı.
İletişim ve ulaştırma teknolojilerindeki gelişmeler uzak mesafeleri yakınlaştırdı. Adına
küreselleşme, enformasyon çağı, bilgi çağı denilen bu yeni dönem ise bizden yeni
bir dikkat, yeni bir sorumluluk göstermemizi gerektiriyor. İnsani ve evrensel değerleri
daha çok gözetmemiz gereken bir sorumluluk. Ekonomik olarak güçlü ülkelerin, büyük
çıkar gruplarının medya alanında da güçlü organizasyonlar kurması bilgiye habere
erişimi kolaylaştırıyor. Ama dezenformasyonu, bilgi kirliliğini, ortadan kaldırmaya
yetmiyor. İletişim ağlarımızı, bilgi akış modellerimizi çağın ihtiyaçlarına göre yenilerken
medeniyet değerlerimizi ve hüviyetimizi yıkıcı, tahrip edici küresel saldırılara karşı
korumak yani evimizi, kültürümüzü, evrensel değerlerimizi savunmak zorundayız.
Medya hem dünya ile rekabetin gerisinde kalmamalı hem de dünyanın bizi, ülkelerimizi,
kültürümüzü doğru anlamasına öncülük etmelidir. Bugün multi medya şirketleri
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
одна сущность и наши корни живы. Благодаря нашему языку, на котором говорили Ахмет
Яссеви, Юнус Эмре, Эшрефоглу Руми, Ашык Вейсель, мы снова приобрели домашний
уют, навели порядок в своем очаге.
Сегодня мы находимся на новой точке поворота. Мы говорим на разных диалектах,
но мы едины и целостны вокруг одного значения. Для того чтобы снова обосновать
единство наших стран, государств, наций самое сильное средство современного мира –
пресса несет историческую ответственность. Вот именно поэтому, сегодня мы собрались
под одной крышей. Наше единение будет умножаясь продолжаться. В этом плане будут
полезными непосредственные встречи будет полезным смотреть друг другу в глаза. Во
временны холодной войны, железных занавесей мы были лишены таких возможностей.
Мы не смогли поделиться индивидуальными и общественными навыками и опытом.
Даже государственные деятели, просветители, писатели, журналисты, говорившие на
одном языке и разделявшие одну культурную карту, были лишены возможности быть
осведомленным друг о друге.
Дети этой страны очень поздно познакомились с самым выдающимся писателем мира
Чингизом Айтматовым, который своим языком и религией является их частичкой. Они
получили возможность познакомиться с его самыми прекрасными произведениями как
Джемиле, Тополек мой в красной косынке. Когда мы читали его произведения, пусть
поздно, но мы заметили, как похожи наши чувства, мысли, образ жизни и сердцебиение.
Не только в Кыргызстане, но и в Турции, Узбекистане, Казахстане, Азербайджане,
Туркменистане, Турецкой Республике Северного Кипра, если немножко покопаться, то
вы найдете сотни историй, о которых повествует в своих произведениях Айтматов. Так
как дети, перечисленных мной стран, дети одной земли.
У нас один корень и нас подпитывает один источник. Али Шир Неваи, Бабюр Шах, Ахмет
Яссеви, Мевляна Джелялеттин Руми, Юнус Эмре, Рухи из Багдада, Кады Бурханеттин,
Сейид Несими, Фузули, Кёроглы, Караджаоглан, Гаспыралы Исмаил, Махдумкули,
Чингиз Айтматов, Бахтияр Вахапзаде, Назым Хикмет, Яхья Кемаль – наши общие
ценности. «Собрание тюркских наречий» (Диван Лугат ат-Турк), Кутадгу Билиг, Атабат
ал-хакаик, героический эпос Манас и Месневи – уникальные шедевры нашего богатого
мира.
Сегодня мы живем в глобальном мире, не имеющем границ. Расстояний исчезли.
Развития в коммуникационных и транспортных технологиях сблизило дальние
расстояния. Этот новый период, называемый глобализацией, информационной
эпохой, эпохой знаний, требует от нас новой внимательности, ответственности. Это
ответственность, требующая еще большего соблюдения человеческих и универсальных
ценностей. Проведение экономически сильными странами, крупными группами мощных
мероприятий в сфере СМИ облегчают получение информации и новостей. Но, этого
не достаточно для ликвидации дезинформации, загрязнения информации. Обновляя
наши коммуникационные средства и модели потока информации в соответствии с
требованием века, мы обязаны защищать ценности нашей цивилизации и идентичность
от разрушительных глобальных агрессий, то есть мы обязаны защищать нашу культуру
и наши универсальные ценности.
Наша пресса не должна отставать от конкуренции с миром и обязана быть предводителем
в правильном восприятии миром наших стран, нашей культуры. Сегодня мульт-медия
/ 31
32 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
kitlesel medya döneminden kişisel medya dönemine geçmektedir. Son örneğinde
görüldüğü gibi bu yeni durum bütün ahlaki süzgeçleri ortadan kaldıran, bütün insani
değerleri çiğneyen, dedikoduyu, iftirayı, hakareti, küresel ölçüye taşıyan bir boyut
kazanmıştır. Türkiye demokrasi çıtasını yükselterek bu anlamda hukuk alanında büyük
adımlar atmış bilgi edinme hakkını bütün vatandaşlarımız için bir hukuki güvenceye
kavuşturmuştur. Keza enformasyon ve iletişim devrimini çok erken tanıyan ülkemiz
merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal zamanında gerekli adımlar atarak bu
alanda bir gecikme yaşamamıştır. 2002 yılından bu yana Hükümetimiz demokratik
ve ekonomik istikrar çıtasını en üst düzeye çıkarmış, bireysel özgürlükler, temel
insan hakları ve basın özgürlüğü alanında tarihi adımlar atmıştır. İçerideki demokratik
istikrara ve ekonomik kalkınmaya paralel olarak dışarıdaki itibarını da en üst düzeye
taşımıştır.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de 163 yaygın, 73 bölgesel, 2368’i
yerel olmak üzere toplam 2604 gazete 3469 dergiyle toplam 6073 süreli yayın
bulunmaktadır. Ayrıca 24 yaygın, 15 bölgesel, 210 yerel, 78 kablolu, 143 uydu olmak
üzere, TRT’nin 11 kanalı ile birlikte toplam 480 televizyon mevcuttur. Radyolar ise 35
yaygın, 98 bölgesel, 931 yerel, 53’ü uydu olmak üzere, TRT’nin 12 yayını ile birlikte
toplam 1.129’dur. Bu kanallarla çok canlı ve dinamik bir medya ortamına sahiptir.
Tabi bunlara internet medyasını da eklememiz gerekiyor. Bugün Türkiye’de konutların
%41.6’sında kuruluşların %90.9’unda internet kullanılmaktadır. 2004 yılında özgürlükçü
bir basın kanunu yürürlüğe koyduk. Yeni Radyo Televizyon Üst Kurulu Yasa Tasarısını
da önümüzdeki zaman diliminde TBMM gündemine alıp gerçekleştireceğiz. Ayrıca
internet yayıncılığıyla ilgili de bir yasal düzenleme çalışmamız devam ediyor.
Siz medya mensupları bu konuyu biz siyasetçilerden daha iyi bilirsiniz. Bilgi ve haber
bir güçtür. Onu kim elinde bulunduruyorsa diğerlerinden daha avantajlı konumdadır.
Bu anlamda dünyada bir tekelleşme söz konusudur. Dünyanın en büyük medya
şirketlerinin birkaç grubun tekelinde olması ve dünya siyasetine yön vermesi
açısından medyanın ne kadar büyük bir stratejik değeri olduğunu hepimiz bilmekteyiz.
Körfez Savaşları’nda medya ile yapılan manipülasyonları hepimiz yakından izledik.
Ayrıca İngilizce bugün neredeyse global medyanın resmi dili haline geldi. Bugün
bizler dünyada olup biten her şeyi bir mercekten, bir dilden ve bir bakış açısından
izlemekteyiz. Bu, dünya ülkeleri için son derece sakıncalı bir durumdur. Dünyanın
doğru ve tarafsız haberlere ihtiyacı vardır.
Bizler Türkçe konuşan kardeş ülkeler olarak medya konusunda ciddi işbirlikleri
oluşturabiliriz. Bugün dünyada yaklaşık 250 milyon insan Türkçe konuşarak
anlaşmaktadır. Bu mutlaka bizim için bir motivasyon kaynağı olmalıdır. Ülkemiz, hem
özel sektör hem de kamu yayıncılığı açısından medya konusunda güçlü bir geleneğe
ve tecrübeye sahiptir. Bu tecrübe ve birikim karşılıklı işbirliği için oldukça önemlidir.
Zaten kamu yayıncılığı yapan TRT artık uluslararası ölçekte yayıncılık yapmaya
başlamıştır. “Dünyayı Türkçe izleyin” sloganıyla 24 saat yayın yapan haber kanalı
TRT Türk bugün bütün dünyadan izlenmektedir. Yine TRT Avaz kanalı ile başta Türk
Cumhuriyetleri olmak üzere altı dilde yayınlar gerçekleştirilmektedir. Arapça yayın
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
компании переходят из глобального медия периода в индивидуальный медия период.
Последний такой пример показал, что это новое обстоятельство устраняет все моральные
фильтры, переступает через все человеческие ценности, выносит на глобальный уровень
сплетни, клевету, оскорбление. В этом смысле Турция повысила шкалу демократии и
сделала важные шаги в законодательной сфере. Право на получение информации стало
законным правом всех граждан нашей страны. С 2002 года наше правительство повысило
шкалу демократичной и экономической стабильности на самый высший уровень, в
сфере индивидуальных свобод, основных прав человека и свободы прессы предприняты
исторические шаги. Параллельно стабильности и экономическому подъему в стране
наше правительство подняло авторитет страны за рубежом на самый высший уровень.
Согласно данным Института статистики Турции, в Турции сегодня издается 6073
периодических изданий, из которых 2604 (163 распространенных, 73 региональных,
2368 локальных) газет и 3469 журналов; транслирует 480 телеканалов, из которых 24
распространенные, 15 региональные, 210 локальные, 78 кабельные, 143 спутниковые
и 11 каналов ТРТ; вещает 1129 радиостанций, из которых 35 распространенные, 98
региональные, 931 локальные, 53 спутниковые и 12 радиостанций ТРТ. То есть Турция
имеет очень живую и динамичную сферу СМИ. Конечно же, к ним надо добавить еще
и интернет-медию. Сегодня в Турции 41.6 % населения пользуется интернетом на дому
и 90.9% по месту работы. В 2004 году вступил в силу либертарианский Закон о СМИ.
Законопроект о Высшем совете радио и телевидения в предстоящий отрезок времени
будет взят на повестку дня генассамблеи ВНСТ. Кроме того продолжаются работы по
разработке законодательства в связи с интернет-издательствами.
Вы, представители СМИ, лучше нас политиков знаете этот вопрос. Информация и
новость это – сила. Кто держит ее в руках, тот по сравнению с другими в более выгодном
положении. В этом смысле можно говорить о монополизации в мире. Всем нам известно,
насколько большую стратегическую ценность представляет медия с точки зрения
направления мировой политики самыми крупными медия-компаниями мира в монополии
нескольких групп. Мы все являемся свидетелями того как во время 1 и 2-ой войны в
Персидском заливе манипулировали медией. Кроме того, сегодня английский язык почти
стал официальным языком глобальной медии. Сегодня мы наблюдаем за происходящим
в мире через одну призму, один язык и с одной точки зрения. Это очень не желательное
обстоятельство для стран мира. Мир нуждается в правильных и беспристрастных
новостях.
Мы как братские тюркоязычные страны можем создать серьезные сотрудничества
в меди. Сегодня 250 миллионов человек в мире говорит на тюркском. Что должно
стать для нас источником мотивации. Наша страна с точки как частного, так и
общественного издательства в плане СМИ имеет мощную традицию и большой опыт.
Этот опыт и накопление очень важно в плане взаимного сотрудничества. ТРТ – телеканал
общественной трансляции сегодня приступил к трансляции международного масштаба.
Под девизом «Смотрите мир по-турецки» информационный телеканал ТРТ Тюрк,
круглосуточно вещающий на турецком языке, сегодня смотрит весь мир. Опять-таки
телеканал ТРТ Аваз ведет трансляцию на шести языках и направлен в первую очередь на
тюркоязычные страны. Через Турцию мы открыли канал, вещающий на арапском языке,
который с удовольствием смотрят телезрители арапских стран. Кроме того, через нашу
веб-страницу и наши радиостанции мы осуществляем вещание на многих языках мира,
и в первую очередь на языках тюркских республик.
/ 33
34 /
BİRİNCİ GÜN
AÇILIŞ KONUŞMALARI
yapan bir kanal kurduk. Bu kanalımız da Arap ülkelerinde beğeniyle izlenmektedir.
Ayrıca web sayfamız üzerinden ve radyolarımız aracılığıyla başta Türk Cumhuriyetleri
olmak üzere birçok dilde yayınlar yapmaktayız.
Bunların dışında, Anadolu Ajansı’nın da üyesi olduğu Türkçe Konuşan Ülkeler Haber
Ajansları Birliği, son toplantısını geçtiğimiz ay İstanbul’da yaptı. Bu toplantıda karşılıklı
işbirliği imkânlarının arttırılması konusunda kararlar aldık. Ayrıca Anadolu Ajansı olarak
Türk Cumhuriyetlerinden gazeteci dostlarımıza çeşitli konularda eğitim amaçlı dersler
de vermekteyiz ve bunları arttırarak devam etmeyi düşünüyoruz. Kurumlarımızın kendi
imkânlarıyla başlattığı bu işbirliğinin özel sektöre de yansıyacağına inanıyorum.
Bu forumun Türk Dili Konuşan Kardeş Ülkelerimizin daha çok yakınlaşmasını, karşılıklı
iletişimin, birbirimizi tam ve doğru anlamada, işbirliği ve dayanışmamızın daha çok
artmasına vesile olmasını diliyorum. İnanıyorum ki burada yapılacak tartışmalar ve
müzakereler geleceğimizin dünyasında devletlerimize, ülkelerimize ve milletlerimize
yol gösterici olacaktır.
Saygıdeğer konuklar tekrar kardeş ülkelerden bu forum dolayısıyla Türkiye’ye gelen
sevgili dostlarımıza hem teşekkür ediyor hem de onlara başarılar diliyorum. İki gün
devam edecek bu forumda çok önemli katılımcıların görüşlerine, düşüncelerini bizlerle
paylaşacaklarına inanıyorum.
Sayın Derviş Eroğlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bildiğiniz gibi
birkaç gün önce önemli bir ameliyat geçirdi. Sağlığının yerinde olduğunu biliyoruz.
Bu vesileyle sayın Cumhurbaşkanımıza Allah’tan acil şifalar diliyorum, tekrar hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВСТУПИТЕЛЬНЫЕ РЕЧИ
Помимо этого, очередное свое заседание провел накануне в Стамбуле Союз
информационных агентств тюркоязычных стран, членом которого является и
Анатолийское агентство. На этом заседании мы приняли решение в вопросе повышения
возможностей взаимного сотрудничества. Кроме того Анатолийское агентство проводит
образовательные семинары для наших друзей – журналистов из тюркских республик и
намерены продолжать проводить. Я верю в то, что эти сотрудничества, начатые между
нашими учреждениями за счет своих возможностей, отразится и на частный сектор.
Желаю, чтобы данный форум стал поводом для еще большего сближения между
братскими тюркоязычными странами, развития между ними взаимного общения, еще
большего повышения уровня сотрудничества и солидарности между нами. Я верю в то,
что дискуссии и переговоры, которые будут проводиться в рамках данного форума, в
мире нашего будущего станут путеводителем для наших государств, для наших стран и
наций.
Уважаемые гости, еще раз благодарю наших дорогих друзей, прибывший на этот форум
из братских стран и желаю им успехов. Я верю в то, что в течение двух дней участники
форума представят свои драгоценные мнения и опыт.
Президент Турецкой Республики Северного Кипра уважаемый Дервиш Эроглу, как вам
известно, несколько дней назад перенес серьезную операцию. Мы знаем, что состояние
его хорошее. Пользуясь случаем, желаем нашему президенту скорейшего выздоровления.
Еще раз с уважением приветствую вас.
/ 35
Birinci Oturum
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Küreselleşme Sürecinde Medyanın
Demokratikleşmeye Etkisi
Воздействие СМИ на демократизацию в
процессе глобализации
Bölüm 1
ЧАСТЬ 1
OTURUM BAŞKANI / ПРЕДСЕДАТЕЛЬ ЗАСЕДАНИЯ
MURAT YETKİN / Radikal Gazetesi
МУРАТ ЙЕТКИН / Газета Радикал
KATILIMCILAR / УЧАСТНИКИ
PROF. DR. HALUK ŞAHİN / Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi-TV 8
ПРОФ. Д-Р ХАЛЮК ШАХИН / Преподаватель университета Бильги - ТВ 8
NURTÖRE JUSİP / Kazakistan-Aykın Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
НУРТОРЕ ЖУСИП / Казахстан - Главный редактор газеты Айкын
İBRAHİM ŞAHİN / TRT Genel Müdürü
ИБРАГИМ ШАХИН / Генеральный директор ТРТ
38 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
Murat YETKİN
Hepiniz hoş geldiniz.
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Dışişleri Bakanlığı Stratejik
Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya
Forumunun ilk toplantısında ilk paneli yönetme onuru bana verildi. Bu yüzden
müteşekkirim. Umarım iyi bir tartışma sunabiliriz. Basın-Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı programda bu açık oturumu iki parça, iki bölüm
halinde yapmamız öngörülmüş. Başlığımız: “Küreselleşme Sürecinde Medyanın
Demokratikleşmeye Etkisi”.
Bu çok anlamlı bir zamanda gerçekleşiyor. Bildiğiniz gibi bütün dünya bir wikileaks
dalgasıyla çalkalanıyor. Bir anda diplomasiyle medya birbirinin içine geçti. Sayın
Dışişleri Bakanımız etkili bir medyadan söz etti. Beş dünya gazetesine bu belgeler,
çalıntı olduğu söylenen belgeler dağıtıldı. Bu beş gazete Sayın Arınç’ın vurguladığı gibi
İngilizce değil, başka dillerde de var; Almanca, İspanyolca, Fransızca. Etkili medya ile
özgün medya, demokratikleşme konumuz gereği üzerinde duracağımız konular.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
МУРАТ ЙЕТКИН
Всем добро пожаловать.
Я удостоен чести быть председателем первого заседания
Медия-форума тюркоязычных стран, организованного
Центром стратегического исследования при Министерстве
иностранных дел и Управлением прессы, печати и
информации.
За что я очень благодарен. Согласно
программе, подготовленной Управлением прессы, печати и
информации, открытое заседание предполагается провести
в двух частях. Тема нашего сегодняшнего заседания
«Воздействие СМИ на демократизацию в процессе
глобализации».
Мероприятие проходит в очень значимое время. Насколько вам известно, весь мир
потрясла волна викиликс. То есть дипломатия и медиа переплелись в параллельной
вселенной. Наш уважаемый министр иностранных дел говорил об эффективной медии.
Эти документы, которые, как говорят, украдены, были отправлены пяти всемирным
газетам. Эти пять газет, как констатировал уважаемый Арынч, не только на английском,
были и другие языка, немецкий, испанский, французский. Наша тематика, эффективные
СМИ, демократизация. На этом заседании мы будем говорить об этом. Первое слово коммуникация и демократия. Наверное, речь будет идти также и об интернете.
/ 39
40 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
Yeni İletişim Ortamı ve Demokrasi
Prof. Dr. Haluk ŞAHİN
Sayın Bakanım, değerli Türkçe konuşan ülkeler medya mensupları ve değerli konuklar.
İlk konuşma hakkı bana verildiği için daha genel kavramlarla konuşmayı tercih edeceğim.
Yani demokrasi içinde medyanın rolü ve medyanın değişmesi sonucunda medyanın
demokrasi içerisinde yerine getirmesi gereken işlevler nasıl değişiyor? 21’nci yüzyılda
nasıl bir medya ortamıyla karşılaşacağız? Demokrasi açısından ne gibi avantajlar ve
dezavantajlar söz konusudur gibi sorulara kısaca yanıt aramaya çalışacağım. Önce
şunu hatırlamamızda yarar var. Demokrasi içinde medyayı konuşurken demokrasinin
arkasında iki temel varsayımın olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Bunlardan birincisi,
akla ve halka güven. Yani halkın akıllı ve yetkin olduğu, kendisiyle ve ülkesiyle ilgili
kararları alabileceği varsayımı eğer kabul edilmiyorsa demokrasinin işlev hale gelmesi
mümkün değil. İkincisi bu varsayımın arkasından gelen varsayım yani halkın kendi
kendini yönetebilmesi için sürekli ve sağlıklı olarak bilgilendirilmesi gerektiği. Bu
yapılmadığı takdirde diyor demokrasi kuramcıları demokrasinin yerine bambaşka
sistemler ortaya çıkar, bazen bu komedi gibi görülür ama daha çok trajedilere yol açar.
Yani demokrasi içinde medya kenarda bir oyuncu değildir, sistemin asal bir parçasıdır.
Olmazsa olmazıdır. Aksi takdirde demokrasiden söz etmek mümkün olamaz, özgür ve
bağımsız bir medya yoksa.
Çağdaş demokrasilerdeki işlevlerine baktığımızda medyanın 4 ana madde altında
toplanabileceğini görüyoruz. Bunlardan birincisi haber verme işlevi diyebileceğimiz
işlev. Yani olup bitenlerle ilgili olarak halkın sürekli, sağlıklı olarak bilgilendirilmesi
gerekir. Bu işlevi gören başka kurumlar da vardır. Ama sistem içinde esas bu görev
medyaya verilmiştir. İkincisi bütün bu verilen bilgilerin ve olguların anlamlandırılmasında
halka yardımcı olmak. Bunu isterseniz yorum işlevi adı altında değerlendirebiliriz.
Yorum derken tabii eleştiriyi de buna katıyoruz. Çünkü eleştiri de bir çeşit yorumdur.
Bilgi artı yorum mutlaka bir arada gitmelidir. Özellikle 20’nci yüzyılda önem kazanmış
bir işlev. Medyanın denetleyici bir işlevi olduğu olgusudur, bir çeşit gözcülük işlevi.
Medya hem siyaset kurumunun hem de toplumdaki diğer kurumları halk adına sürekli
olarak gözler ve bunu daha çok araştırıcı ve soruşturmacı gazetecilik becerilerini
kullanarak yapar.
Araştırıcı ve soruşturmacı gazeteciliğin varlığı demokrasinin işaretlerinden biridir ve
nihayet dördüncüsü 20’nci yüzyıla daha da önem kazanmış olan bir işlev, medya
demokrasilerde bir tartışma platformu sağlar. Çünkü demokrasi sadece insanların
haberdar edildiği, bilgilendirildiği, yorum sağlandığı bir toplumsal düzene değil bu
konuların bizzat halk tarafından belirli platformlarda tartışıldığı düzene işaret eder.
Eğer tartışma yoksa demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi mümkün değildir. Bunu da
Jürgen Habermas kamusal alan adı altında kuramsallaştırmış ve kamusal alanın iyi
işlemediği yerlerde demokrasinin işleyemeyeceğini öne sürmüştür. 20’nci yüzyıl
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Новая коммуникационная среда и демократия
ПРОФ. Д-Р ХАЛЮК ШАХИН
Уважаемый министр, дорогие представители СМИ
тюркоязычных стран и дорогие гости. Так как первое
слово предоставлено мне, я предпочитаю говорить о более
общих понятиях. То есть роль СМИ в демократии и как
меняются функции, которые обязаны выполнить СМИ в
демократии, в результате изменения роли СМИ. С какой
средой СМИ мы столкнемся в 21 веке. Какие возможности
и невыгодные положения будут с точки зрения демократии.
Я попытаюсь вкратце найти ответ на эти вопросы. Но,
вначале будет полезным вспомнить, что когда речь идет о
СМИ в демократии, не надо забывать, что за демократией
стоят два основных предположения. Один из них это - доверие уму и народу. То есть
если предположение о то, что народ умный и способен принимать решения в связи со
своей страной, отклоняется, то функционирование демократии невозможно. Второе
предположение, это предположение, идущее за первым, то есть для того, чтобы народ
мог самоуправлять необходимо постоянное и надежное информирование. Когда этого
не происходит, отмечают теоретики демократии, вместо демократии появляются
совсем другие системы, что выглядит комично, но больше вызывает трагедию. То есть
в демократии СМИ не минус, не побочный игрок, а основная часть системы. То есть
обязательное условие. В противном случае говорить о демократии невозможно. Если нет
свободных и независимых СМИ.
Функции современной демократии можно собрать под 4 основными пунктами. Первый
из них это - функция, которую можем назвать функцией информирования. То есть в
связи с происходящим необходимо постоянно и надежно информировать народ. Есть
и другие учреждения выполняющие эту функцию. Но, в системе в этом плане главная
роль отведена СМИ. Второй пункт, это - помочь народу осмыслить все эти данные и
явления. Если хотите, можно расценивать это в виде функции комментирования. Говоря о
комментировании, конечно же, сюда включаем и критику. Так как критика является одним
из видов комментария. Информация и комментарий обязательно должны идти вместе.
Это функция, которая приобрела значение особенно в 20 столетии. Указывает на то, что
СМИ выполняет и надзорную функцию. СМИ от имени народа постоянно наблюдают
как за политическими институтами, так и за остальными учреждениями и выполняет
это, используя в большей степени навыки исследовательской и исследовательской
журналистики.
Наличие исследовательской и исследовательской журналистики является одним из
знаков демократии. И наконец, четвертая функция, приобретшая значение в 20 веке.
СМИ в демократиях создают платформы для дискуссий. Так как демократия указывает
не только на общественный порядок, в котором люди только получают информацию и
/ 41
42 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
boyunca eski medyaların egemen olduğu dönemde eski medyanın bu işi layıkıyla
yerine getirdiği üzerinden tartışma cereyan etmiştir. Ancak 1980’lerden itibaren dijital
teknolojinin yaygınlaşmasıyla beraber hem farklı mecralar arasındaki ilişkiler hem
de bunları yöneten kurumlar arasındaki bağlantılar çok ciddi bir değişiklik dönemine
girmiştir. Bilgisayarların ortaya çıkmasıyla beraber ki başlangıçta bilgi işleme ve
depolama aletleri olarak görülüyorlardı. Gazeteler ve geleneksel medyalar bunlardan
çok yararlanmışlardır. Fakat zamanla bilgisayarın bir iletişim aracı haline dönüşmesi
üzerine geleneksel medyalarla yeni medyalar arasında bir rekabet başlamıştır ve
20’nci yüzyılın başlarında genel panoramaya baktığımızda görüyoruz ki bu rekabet yeni
medyaların lehine gelişmektedir. Eski medyaların yeni medya ortamında kendilerine
yeni roller aramaları, eski rollerini yeniden yorumlamaları gerekmektedir.
Ne olduğunun kısaca hatırlatacak olursak 1990’ların ortasından itibaren internetin
yaygınlaşmasıyla yani bilgisayarların bir iletişim aracı haline gelmesiyle birlikte
geleneksel medyanın birtakım işlevleri erimeye, önemini kaybetmeye başladı.
Geleneksel medyanın en önemli işlevi neydi? Medya karar veriyordu. Hergün cereyan
eden on binlerce olaydan hangilerinin gazete sayfalarına ya da televizyon bültenlerine
gireceğini belirli kriterlere göre bunu yapıyordu. Bu ona müthiş bir güç sağlıyordu.
Çünkü demokrasilerde medya tarafından neyin verildiği kadar neyin verilmediği de
önemlidir. Ancak internetin sağladığı olanaklarla devreye girmiş olan yeni medya,
geleneksel medyanın bu çok önemli yetkisini zayıflatmaya ve eritmeye başladı. Neleri
kastediyorum yeni medyalar deyince? Bir taraftan web sitelerini, haber portallarını yani
bize doğrudan doğruya internet aracılığıyla ulaşan haber kaynaklarını kastediyorum.
Yani neyi kastediyorum blogları; herkesin kendi yorumunu yapabildiği, haberlerini
verebildiği internet sitelerini kastediyorum.
Başka nelerden bahsediyorum? Son zamanlarda sözü çok edilen sosyal medyalardan
söz ediyorum, yahoo, facebook, twitter gibi yeni medyalardan bahsediyorum. Türkçe
konuşan diğer ülkelerde durum nedir bilmiyorum ama Türkiye’de bu medyalara,
bu yeni mecralara ilgi çok yüksek seviyede. Türkiye bugün facebook kullanımında
dünyada üçüncü durumda. Facebook 25 milyon dolayında üyesiyle müthiş bir
rakam. Bunun sürekli mesaj akışına sahne olan yeni bir alan olduğunu düşünecek
olursanız ibrenin konvansiyonel medyaların nasıl geleneksel medyalara doğru
kaydığını görebilirsiniz. Bu hem eğitimi hem de medyayı fevkalade etkiliyor. Twitterda
sadece 140 harf kullanılıyor. İlk bakışta insana aşırı basitmiş gibi gelen fakat çeşitli
kullanımlarını gördüğünüzde aslında fevkalade büyük fikirler sağladığını gördüğünüz
bir yayın alanı. Türkiye’de birçok insan süratle bu alanı kullanmaya başladılar.
Bunlar bir taraftan geleneksel medyalara rakip olarak çıkıyorlar. Haber verici olarak,
yorum sağlayıcı olarak ortaya çıkıyorlar. Fakat öbür taraftan geleneksel medyalarla
eklemleşerek onların bir uzantısı, temsilcisi ve taşıyıcısı haline geliyorlar. Yani bir
taraftan bir rekabetten bahsediyoruz. Öbür taraftan birbirini tamamlayan ilişkilerden
bahsediyoruz. Aynı şeyi eğitim dünyası için de söyleyebiliriz. Ben üniversite hocasıyım
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
комментарии, но и на порядок, в котором эти вопросы на определенных платформах
обсуждаются самим народом. Если нет дискуссий, то здоровое функционирование
демократии невозможно.
Великий Юрген Хабермас институциализировал это под названием общественное
пространство и говорил о том, что в местах, где общественное пространство плохо
функционирует, демократия будет не в состоянии сработать. В течение 20 столетия в
период, когда преобладали старые СМИ, разгорелся спор о том, что старые СМИ
достойно выполнили это дело. Но, с 1980-х годов вместе с распространением цифровых
технологий, взаимоотношения между разными каналами и связи между руководящими
ими учреждениями вступили в очень серьезную фазу перемен. Вместе с появлением
компьютеров, всем известно, что компьютеры рассматривались вначале как аппараты
для обработки и хранения информации. Газеты и традиционные СМИ получили много
пользы от них. Но со временем компьютер превратился в средство связи, что вызвало
конкуренцию между традиционными и новыми СМИ. В начале 20 столетия общая
картина показывает, что эта конкуренция развивалась в пользу новых СМИ. Старые СМИ
в среде новых СМИ должны искать себе новые роли и пересмотреть свою старую роль.
Если вкратце вспомнить, что было, то начиная с середины 1990 годов вместе с
распространением интернета, то есть вместе с тем, что компьютер стал средством
общения, некоторые функции традиционных СМИ начали таять и терять свое значение.
Что было самой главной функцией традиционных СМИ, решали СМИ. СМИ согласно
определенным критериям определяли, какие из десятков событий, происходивших
каждый день, будут размещены на страницах газет и новостных программах телевидения.
Что придавало СМИ мощную силу. Так как в демократиях то, что не подается средствами
массовой информации, также важно, как и то, что подается ими. Но вместе с новыми
СМИ, которые подключились за счет предоставляемых интернетом возможностей, это
очень важное полномочие СМИ стало слабеть и таять. Что я подразумеваю под новыми
СМИ. Это с одной стороны веб-страницы информационные порталы, то есть источники
новостей, которые напрямую поступают к нам через интернет. То есть я подразумеваю
блоки, интернет порталы, где все могут разместить свои комментарии, свои новости.
О чем я еще говорю. Я говорю о социальной медии, о которой очень часто стали
говорить в последнее время, о новых СМИ - о yahoo, facebook, twitter. Я не знаю как
в тюркоязычных странах, но в Турции интерес к этим СМИ к этой новой сфере очень
высок. Сегодня Турция занимает третье в мире по пользованию facebook. facebook
означает 25 миллионов пользователей. Это поразительная цифра. Если представить, что
это новое поле, на котором идет постоянный поток сообщений, то можете увидеть, как
баланс конвенциональных СМИ сдвигается в сторону традиционных СМИ. Это очень
сильно действует как на образование, так и на СМИ. В Twitter, в котором используется
140 линий, на первый взгляд кажется очень простым, но когда вы видите, разнообразие
использования, то понимаете, какое это оказывается поле, способствующее проявлению
больших идей. В Турции очень много людей пользуется этим полем.
Они с одной стороны появляются в качестве конкурента традиционных СМИ.
Появляются как вестники, как места, где можно сделать комментарий. Но с другой
/ 43
44 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
ve son zamanlarda derse gittiğim zaman çocuklara bugün kaçınız gazete okudunuz
dediğim zaman kırk kişilik sınıftan üç kişi el kaldırıyor onun arkasından kaçınız
internete girdi dediğim zaman on kişi yirmi kişi el kaldırıyor. Artık haberlerini internet
aracılığıyla alıyorlar. Bunun ötesinde yavaş yavaş eğitimsel iletişim de internet
aracılığıyla cereyan etmeye başlıyor. Benim bazı arkadaşlarım ders tartışmalarını
facebook üzerinden yapıyor. Ben de hoca olarak, twitterı yaygın kullanan bir hoca
olarak, kendi amaçlarıma ulaşmak için ufak bir deneme yaptım. Baktım makale
okutamıyorum onlara dedim ki çocuklar hepiniz twitterdan beni takip edeceksiniz.
Şöyle bir avantajınız olacak. Yapılacak yazılı sınavla ilgili olarak size twitterdan tüyolar
vereceğim dedim. Çocukların gözleri parladı. Sınavlarda kolaylık en çok arzu ettikleri
şeydir. Hepsi oraya abone oldular, işte şu makaleyi okursak bundan çok yararlanırız
gibi tüyolar verdim. Onlardan bana şöyle cevaplar geldi. Hocam acaba başka şu
makaleyi de okusak mı? Onu okusanız da fena olmaz gibi cevaplar verdim. Bu sayede
yeni mecralardan faydalanarak çocuklara çok zor bir iki makale okuttum.
Şimdi bu modeli alıp geleneksel medyaya da uyguladığınızda günümüzde gazetelerin,
televizyonların artık sadece ekranlar ve sayfalar aracılığıyla değil, aynı zamanda
twitter aracılığıyla, facebook aracılığıyla ve diğer sosyal mecralar aracılığıyla kitlelere
ulaşmaya çalıştıklarını görüyoruz. Ortaya yeni bir medya ağı çıkıyor. Yani konvansiyonel
medyalara bağlı kalarak düşünmek, bizi günümüzü anlamak açısından handikaplı bir
duruma getiriyor. Peki bu demokrasi açısından hangi anlama gelir? Bu demokrasi
açısından şu anlama geliyor. 20’nci yüzyılın varsayımlarıyla yani konvansiyonel
medyalarla kamuoyu oluşturulabileceği varsayımlarıyla hareket edecek olursak
kendimizi aldatmış oluruz. Ortada müthiş bir potansiyel var. Bu potansiyelin çok ciddi
zaafları da var. Yani herkesin sadece kendi ilgi duyduğu alanla ilgilenip diğer alanları
ihmal etmesi diğer alanlarda bilgi almaması bir çeşit bilgi gettolaşması gibi tehlikelerle
karşı karşıyayız. Eğer bir ikinci tur olursa belki o konuları da biraz açma fırsatı bulurum.
Hepinize çok teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
стороны, они, присоединяясь к традиционным СМИ, становятся их продолжением,
представителем и носителем. То есть с одной стороны мы говорим о конкуренции, а
с другой, мы говорим о дополняющих друг друга взаимоотношениях. Тоже самое мы
можем сказать и относительно образовательного мира. Я преподаватель в университете.
Когда я на лекции спрашиваю у своих студентов, кто из них сегодня читал газеты, из
группы из сорока человек только три человека поднимают руки. Затем я спрашиваю,
сколько человек посещало интернет, девятнадцать-двадцать человек поднимают руки.
Они получают новости через интернет. А далее через интернет потихоньку начинается
образовательное общение. Некоторые мои коллеги проводят лекции через facebook.
Также и я, как преподаватель, широко использующий twitter, для достижения своих
целей, провел небольшой эксперимент. Смотрю статей они не читают, ну, я и сказал
своим студентам, чтобы они следили за мной в twitterе. Через twitter я дам вам некоторые
подсказки по поводу письменного экзамена. У них глаза засияли, так как легкий экзамен
это то, что больше всего они хотят. Все зарегистрировались. Я сказал им, что если
прочитаете такую-то статью, принесет вам пользу на экзамене. Стали поступать ответы
следующего содержания: “А что если прочитать и эту статью?” “Будет совсем неплохо”,
- отвечал я. Таким образом, используя новые поля, я заставил прочитать детям две
сложные статьи.
Если эту модель применить относительно традиционных СМИ, то мы видим, что сегодня
газеты и телеканалы читаются и смотрятся не только из газетных страниц и экранов, но и
в тоже время их можно прочитать или посмотреть и через twitter, и через facebook и через
другие социальные сети. Появляется новая сеть СМИ. То есть думать в зависимости
от конвенциональных СМИ, для того чтобы понять нас, понять сегодняшний день
становится преимущественным. А что это значит с точки зрения демократии? С точки
зрения демократии это значит, что если мы будем действовать исходя из предположений
20 столетия, из предположений о том, что с конвенциональными СМИ, возможно, создать
общественное мнение, то мы обманем самих себя. Речь идет о мощном потенциале, у
которого есть, конечно же, и серьезные слабости, которых я расскажу, если будет, во
втором туре. Спасибо вам всем за внимание.
/ 45
46 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
Demokratik Toplumun İnşasında Medyanın Rolü
Nurtore JUSIP
Değerli kardeşlerim merhabalar. Türk dünyası hepimize ortaktır. Bizim tarihimiz de
kaderimiz de birdir. Geçmişimiz bir olduğundan geleceğimiz de birdir. Bugünkü büyük
kurultaya toplanmış bütün kan kardeşlerime hoş geldiniz demek istiyorum. Türk dili
akrabalarım, dil ve din birliğini hiçbir zaman akıldan çıkartmamız lazım. Dinimiz İslam
kökenimiz de dilimiz de Türk. Türkler birlik olun diyen atalarımızın emanetini nerede
olursak olalım aklımızda tutmak zorundayız. Maalesef şimdi tercüman vasıtasıyla
konuşacak hale geldik. 20’nci asrın başında Tatarların, Türklerin, Azerilerin, Özbeklerin
ünlü yazar ve şairleri birbiriyle tercümansız konuşuyorlardı. 21’inci asırda böyle büyük
bir ortaklığımız olur mu? Bizim Kur’anımız ortak o zaman sloganımız da ortak olmalı.
“Türk soylu bütün ol” başka slogan yoktur.
Bu sene Türkiye Cumhuriyetinin 87’nci yılı kutlandı. Kazakistan ise bağımsızlığının
19’ncu yılını kutladı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden itibaren Mustafa Kemal
Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine dayanarak dünyada ve özellikle
bölgesinde barışın sağlanmasında, korunmasında, devamlılığına ve gelişiminin
artmasına yönelik, kapsamlı, bilinçli ve insancıl bir politika yürütmektedir. Türkiye
Atlantik ötesi ilişkilere büyük önem vermekte ve üyesi olduğu NATO’nun uluslararası
barış ve istikrarın korunmasına yönelik etkinliklerine aktif şekilde katkı sağlamaktadır.
Komşu halklarla olan ilişkilerini güçlendirmeye devam etmekte, Avrupa Birliği üyeliği
yolunda kararlı bir şekilde ilerlemektedir. Kazakistan da Avrupa’ya giden yolda
ilerlemektedir.
BM Güvenlik Konseyi 2009-2010 dönemi geçici üyeliği ve Asya’da İşbirliği ve Güven
Arttırıcı Önlemler Konferansı’nda başkanlık yapan Türkiye bölgesinde barış ve istikrarın
korunmasında görev almaktadır. Elde ettiği deneyimini bütün dünyada da barışa katkıda
bulunmakta, mevcut ve olası problemleri çözmek konusunda yardımcı olmaktadır.
Bütün insanlık için, barış için en etkili biçimde kullanmaktadır. Türk ve Kazak halklarını
ortak dil, tarih ve kültür birbirine bağlamaktadır. Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan
ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Bundan 11 yıl önce 1999 yılında İstanbul’da yapılan
zirveden sonra Astana’da aralık ayında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ni
başarıyla Kazakistan organize etmiştir. 2009 yılında Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in
Türkiye ziyareti sırasında imzalanan stratejik partnerliğe uygun yeni yönelim alan
Kazakistan ve Türkiye arasındaki ilişkiler siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ve başka
alanlarda da üst seviyededir. Türk girişimcilerinin Kazakistan’da yaptığı yatırımların
hacmi iki milyar dolara ulaşmış, Türk inşaat şirketlerinin üstlendiği projelerin genel
değeri 10 milyar dolara çıkmıştır. Astana şehri ise Türk-Kazak işbirliğinin sembolü
olmuştur. Bizim kardeş halklarımız arasında bilim ve kültür alanlarında işbirliği
olmuştur. Bu ilişkimizin ölçütlerinden biridir.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Роль СМИ в построении демократического общества
НУРТОРЕ ЖУСИП
Здравствуйте, дорогие мои братья. Тюркский мир общий для
нас всех. У нас одна история и судьба. Так как у нас общее
прошлое, наше будущее тоже общее. Хочу сказать всем
своим кровным братьям “добро пожаловать на сегодняшний
большой съезд”. Мои тюркоязычные родственники, мы
никогда не должны забывать о том, что мы имеем языковое
и религиозное единство. Наша религия - Ислам, а корни и
язык - тюркские. Где бы мы ни были, мы обязаны помнить о
наследии наших прадедов, которые говорили “Тюрок, будь
един!” К сожалению, сейчас мы говорим через посредство
переводчика. В начале 20 столетия известные писатели и
поэты татар, турок, азербайджанцев, узбеков говорили между собой без переводчика.
Будет ли в 21 веке у нас такое единство? У нас один Коран. Тогда и девиз должен быть
один: “Тюрок, будь един!”. Другого девиза нет.
В этом году Турецкая Республика отметила свое 87-летие. А Казахстан сове 19-летие. Со
дня своего основания Турецкая Республика, руководствуясь принципом Мустафы Кемаля
Ататюрка “Мир в стране, мир в мире”, проводит осознанную и человечную политику
в особенности в способствовании установлению, защите и продолжительности мира
вокруг нее. Турция придает большое значение взаимоотношениям с трансатлантическими
странами и вносит активный вклад в мероприятия НАТО, направленные на защиту мира
и стабильности в мире. Продолжает укреплять взаимоотношения с соседними народами.
Решительно продолжает продвигаться на пути в членство в Евросоюз. Казахстан тоже
продвигается на пути в Европу.
В 2009-2010 гг. Турция была временным членом Совета безопасности ООН. Теперь она
председательствует в Совещании по взаимодействию и мерам доверия в Азии (СВМДА).
Турция, выступая за мир и стабильность, а в своем регионе, эффективно использует
свой опыт, полученный ей благодаря стараниям и воли в плане повышения силы за счет
укрепления и солидарности, во имя мира в мире, во имя всего человечества. Турцию
и Казахстан народы наших стран связывают общие язык, история и культура. Турция
является одной из первых стран, признавшей независимость Казахстана. 11 лет назад
после саммита в 1999 году в Стамбуле, в Астане 1-2 декабря на высшем уровне прошел
саммит ОБСЕ. Взявшие новое направление политические, торговые, экономические,
культурные взаимоотношения и взаимоотношения в других сферах между Казахстаном
и Турцией, в соответствии с подписанным в 2009 году во время визита президента
Назарбаева в Турцию соглашением о стратегическом партнерстве, сегодня на самом
высоком уровне. Объем инвестиции турецких предпринимателей в Казахстане достиг
сегодня двух миллиардов долларов. Общая стоимость проектов, проводимых турецкими
строительными компаниями, достигла 10 миллиардов долларов. А Астана стала
символом турецко-казахстанского сотрудничества. Между нашими братскими народами
имеется сотрудничество в научной и культурной сферах. Что является одной из мерил
наших взаимоотношений.
/ 47
48 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
Kazakistan ve Türkiye arasındaki ilişkiler sadece iki taraflı değil bunun yanı sıra bölgesel
ve uluslararası düzeyde yoğun olarak gelişmektedir. İki halk Avrasya bölgesinde barış ve
istikrarın güçlendirilmesi yolunda işbirliği yapmaktadır. Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in
inisiyatifi ile 15 Eylül 2010 tarihinde yapılan İstanbul Zirvesi sırasında “Türk Dili
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi” kuruldu. İşbirliği Konseyinin ilk zirvesi 2011 yılında
Astana’da yapılacaktır. Bütün bunlar siyasi alandaki birliktelik ve işbirliğidir. Kökeni bir
olan Türkler ortak hedefler belirlemelidir. Bu bağlamda Azerbaycan halkının büyük
lideri Haydar Aliyev’in, Margaret Thatcher’a söylediği bir sözü hatırlatmak isterim.
Thatcher bir görüşmelerinde, “Karabağ’ı gerçek sahiplerine, Ermenilere geri versenize”
demiş, Aliyev ise karşılık olarak; “Sizler yüzyıla yakın zaman boyunca İrlanda’nın yasal
parçası Kuzey İrlanda’yı avucunuzdan çıkarmıyorsunuz. Oradaki Katolik İrlanda’yı
pohpohladığınız da belli. O zaman sizler neden Kuzey İrlanda’yı kanuni sahiplerine geri
vermiyorsunuz” sözlerini sarf ettiğinde, Thatcher hanım söyleyecek laf bulamamıştır.
Akraba ülkelerin arasını bağlayacak köprü haberdir. Haber alma, haber değişimi,
haber yayma konusunda Türk dili konuşan kardeşlerimin hiçbiri övünemez. Türk
Cumhuriyetlerinin arasında bu meseleye gelindiğinde belli bir frenlemenin olduğu
bir gerçektir. Kültürel değerleri ön plana çıkarmak, sönmüş durumdaki geçmişi
yeniden alevlendirmek yönünde çalışmalar yapmak üzere TÜRKSOY kurulmuştur.
Türk medeniyeti şimdiki Avrupa medeniyetlerinden hiç de eksik değil. Şu anda
Kazakistan’da 3 dil politikasına ağırlık verilmektedir. Kazakistan vatandaşları Kazakça,
Rusça, İngilizce dillerini bilmek zorundadır. Rus dili yerine Türk diline ağırlık verilirse
çok daha iyi olurdu. Türk dilli ülkeler haber alanını birbirine yakınlaştırmak zorunda.
Kazakistan vatandaşları dünyada olup biten olaylar hakkındaki haberleri çoğu
zaman Rus haber ajanslarından alıyor. Dolayısıyla Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan,
Kırgızistan, Türkmenistan’da olup bitenleri Rusya’nın gözüyle değerlendiriyor.
Bu tamamen yanlıştır. Bu bağlamda birkaç önerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birincisi Türk dilli ülkelerin haber birliğinin sağlanması meselesini devlet başkanlarının
görüşüne sunmak gerekiyor. 2011 yılında Astana’da yapılacak olan Türk Dilli Ülkeler
İşbirliği Konsey Zirvesi’ne bu önerilerin incelenmesini dâhil etmek gerekir.
İkincisi Türk dilli ülkelerin haber değişimi meselesini yola koymaları için her ülkenin
devlet haber ajansları arasında bir memorandumun kabul edilmesi doğru olur.
Üçüncüsü, bu devirde internet üzerinden her ülkenin önde gelen haber ajansları
arasında yoğun ilişkiler kurulması. Dördüncüsü, BDT ülkelerinin haber alanını ele
geçiren televizyon kanalları gibi Türk dilli ülkelerin ortak televizyon kanalının açılması
konusu. Beşincisi kardeş ülkelerin haber birliğinin sağlanması meselesinin bundan
sonra yapılacak her kurultayda özellikle ele alınarak ne yönde ne yapıldı ne yapılmadı
gibi soruların cevabı ısrarla alınmalıdır. O zaman başlatılan işin neticesi olur. Kültigin
babamızın “Gökyüzünde güneş, yerde Türk” diye bir sözü vardır, Türk dildaşlarım
bütün olalım, birlik olalım.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Взаимоотношения между Турцией и Казахстаном развиваются не только в двустороннем
порядке, они развиваются и на региональном и международном уровне. Наши
страны, сотрудничая на пути укрепления мира и стабильности в евразийском регионе,
прикладывают для этого усилия. По инициативе президента Назарбаева 15 октября 2010
года во время Стамбульского саммита был основан Совет сотрудничества тюркоязычных
государств. Первый саммит Совета сотрудничества состоится в 2011 году в Астане. Все
это единство и сотрудничество в политической сфере. Тюрок, имеющих общий корень,
объединяет общая цель. В этой связи вспоминается разговор великого президента
Гайдара Алиева с Маргарет Тэтчер. Тэтчер заявила «Отдайте, мол, Карабах настоящим
владельцам - армянам». В ответ на что Алиев сказал: «Вы в течение почти столетия не
выпускаете из рук северную Ирландию, которая является законной частью Ирландии.
Известно, что вы льстите католической Ирландии. Тогда почему же вы не возвращаете
северную Ирландию законным владельцам?» Госпожа Тэтчер прикусила язык.
Мостом, призванным связать родственные страны, является новость. Ни одна из
тюркоязычных стран не может похвастаться в вопросе получения новостей, обмена
новостями, распространения новостей. Известно, что при подходе к данному вопросу
между тюркскими республиками имеется определенное торможение.
Для проведения работ, направленных на выведение на первый план культурных
ценностей, оживления почти потухшего прошлого, был создан ТЮРКСОЙ. Тюркская
цивилизация ничем не хуже европейских цивилизаций.
На данный момент в Казахстане реализуется политика обучения трем языкам. Граждане
Казахстана обязаны знать казахский, русский и английский языки. Было бы неплохо если
бы вместо русского языка был турецкий язык.
Тюркоязычные государства обязаны приблизить друг к другу поле новостей.
Казахстанцы о том, что происходит в мире в большинстве случаев, узнают из российских
информационных агентств. Поэтому происходящее в братских Турции, Азербайджане,
Узбекистане, Кыргызстане, Туркменистане расценивают глазами России. Так не
должно быть. Я хочу поделиться несколькими своими предложениями в этом плане.
Первое, вопрос об установлении информационного единства тюркоязычных государств
необходимо представить к вниманию наших президентов. Предложения в связи с
данным вопросом необходимо включить в повестку дня саммита Совета сотрудничества
тюркоязычных государств, который пройдет в 2011 году в Астане.
Второе, для того, чтобы решить вопрос об обмене новостями между тюркоязычными
странами будет правильном заключить между информационными агентствами каждой
страны меморандум. Третье, в эту эпоху необходимо заключение отношений между
ведущими информагентствами каждой страны через интернет. Четвертое, необходимо
поднять вопрос об открытии совместного телеканала тюркоязычных стран подобного
телеканалам, которые взяли в свои руки информационное поле СНГ. Пятое, для
достижения информационного единства между братскими странами необходимо
настаивать на том, чтобы во время каждого курултая проводилась своего рода проверка
проделанной работы. Тогда будет результат. Как говорил наш прадед Культигин “На небе
солнце, на земле Тюрок”. Давайте, будем едины!
/ 49
50 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
Küreselleşme ve Küreselleşme Sürecinde
Kamu Yayıncılığı Hizmeti
İbrahim ŞAHİN
Sayın Başbakan Yardımcım, sayın milletvekillerimiz, değerli konuklar. Türkiye dışından
gelen saygıdeğer misafirler kurumum ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürünü özellikle bu yılın en kısa gününde çok
kısa ve öz konuşmasından ötürü tebrik ediyorum. Ayrıca Dışişleri Bakanlığı temsilcisine
teşekkür ediyorum. Çünkü çok önemli bir konuyu gündeme getirdi.
Aslında tartışılacak çok şey var. Başlangıçta bana verilen konunun başlığını tartışacağım
ama ondan önce birkaç konuyu gündeme getirmek istiyorum. Birincisi TRT Avaz
kanalıyla dost ve kardeş ülkelerle bir entegrasyon sürecine girdik. Çünkü yaklaşık
250-300 milyon nüfusa sahip Türk dili konuşan ülkeler var, milletler var. Bununla ilgili
olarak 6 Türk dilinde Avaz kanalıyla onlara hizmet sunmaya başladık. Aslında bu kanalı
devreye koyarken de Türkçe, Azerbaycan Türkçesi, Kırgızca, Özbekçe, Türkmence
yayınlarıyla aşağı yukarı 250 milyonluk bir nüfus hedef kitlemizdi. Ama bunu Türkiye’nin
ürettiği bir kanalla o ülkelere hizmet eder konumda hiçbir zaman olmak istemedik.
Çünkü bunun zaten bıkmış olan Orta Asya ülkelerinde yeni bir baskıcı mantıkla mı
geliyorlar felsefesini oluşturmaması gerekiyordu. Onun için çok dikkatli davrandık.
Özellikle o ülke kamu televizyonlarıyla veya devlet televizyonlarıyla beraber hareket
etmeye çalıştık. Programları kendilerine ürettiriyoruz. Örneğin Azerbaycan’daki kamu
televizyonu olan İçtimai Televizyonu’na biz yayınları kendilerine ürettirerek birlikte
çıkıyoruz ve bu yayınlar kendileri ne istiyorlarsa konuşsunlar mantığıyla bir şekilde
yayın hayatına soktuk ama Kırgızcaya tam başlayacağımız zaman Kırgızistan’daki
o malum olumsuzluklar yaşandı biraz gecikti. Ancak Kırgızistan ile de canlı yayını
beraber yürütme konusunda aşağı yukarı anlaşmaya vardık. Yakında Kırgızca yayına
müşterek geçeceğiz.
Özellikle Avaz kanalında bu dilleri seçmemizin en büyük nedeni, biraz önce
Kazakistan’dan gelen misafirimiz konuşmasında da vurguladı, üzülerek belirtti,
biz de çok üzülüyoruz, tercüman marifetiyle anlaşmaya kalkıyoruz. Bu gerçekten
hepimizi yaralıyor. Hâlbuki burada yapılması gereken temel şey, Avaz kanalında bu
dilleri birbirine biraz daha yakınlaştırarak tercümansız, aracısız anlayabilmektir. Bu
kanalın temel hedefi, esprisi biraz da budur. Örneğin Azerbaycan Türkçesiyle yayın
yapmaya başladığımızda belki %15-20 Azerbaycan Türkçesini anlıyordum, şu anda
% 99 anlıyorum, % 95’de konuşabiliyorum. Bu benim 15-20 saat Azerbaycan dilini
dinlememe bağlı. Türkmenistan’a gittiğimizde konuşma konusunda biraz zorlanıyoruz
ama Latince yazılı metine baktığımızda neredeyse % 65’ini anlıyorsunuz. Bu çok
önemli bir şeydir. Belki bir iki püf noktasını çözersek inanıyorum ki Türkmenceyi
de çok rahat anlayacağız. Bunun dışında gerek Kazakçada gerek Türkmence, gerek
Özbekçede inanılmaz ortak kelimelerimiz var. Aslında bunları bir araya getirmekle
birkaç dilbilgisi kuralıyla çok rahat bir şekilde bunları aşacağız.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Глобализация и общественное вещание в процессе
глобализации
ИБРАГИМ ШАХИН
Уважаемый вице-министр, уважаемые депутаты, дорогие
гости, от имени возглавляемого мной заведения и лично от
себя с уважением приветствую вас.
Поздравляю генерального директора Управления прессы,
печати и информации за короткое, но содержательное
выступление. Кроме того, благодарю представителя
Министерства иностранных дел, так он поднял очень
важный вопрос.
Вообще-то много вопросов, которые надо обсудить. В
начале своего выступления хотел бы обратиться с темы моего выступления, но перед
этим подниму несколько других вопросов. Первое, благодаря каналу ТРТ Аваз мы
вступили с дружескими и братскими странами в интеграционный процесс. Так как в
тюркоязычных странах и нациях около 250-300 миллион людей говорит на тюркском
языке. Поэтому мы канал ТРТ Аваз начал вести трансляцию на 6 тюркских языках.
Когда мы только только запустили этот канал, мы рассчитывали на то, что трансляции
на турецком, азербайджанском, киргизском, узбекском, туркменском будут направлены
на примерно 250-миллинную аудиторию. Но мы, как телеканал Турции, никогда не
хотели занимать позиции, служащей этим странам. Потому что нам не хотелось, чтобы
так и так уставшие от постоянного давления среднеазиатские страны подумали, что мы,
руководствуемся той же логикой. Поэтому мы были очень осторожны. Мы старались
действовать вместе, в особенности, с общественным или государственным телеканалом
и программы готовят они сами. Например, в Азербайджане по телеканалу общественного
вещания Ичтимаи программы готовят они, и в эфир мы выходим вместе. Собирались
приступить к трансляции на киргизском, но из-за всем известных событий в Кыргызстане
и мы немного опоздали. Но и с Кыргызстаном мы почти завершили переговоры по
совместному ведению прямой трансляции. В ближайшем будущем начнется трансляция
и на киргизском языке.
Самой главной причиной того, что по телеканалу Аваз мы начали трансляцию на этих
языках, как только что с большим сожалением отметил наш гость из Казахстана, является
то, что мы пытаемся понять друг друга через посредство переводчика, что расстраивает
и нас. Это действительно больно для нас всех. Здесь главное на телеканале Аваз надо
сблизить между собой эти языки и общаться без переводчика или посредника. Основная
изюминка телеканала Аваз можно сказать заключается именно в этом. Например,
когда мы начали транслировать на азербайджанском языке, я понимал всего 15-20% из
сказанного. А сегодня понимаю все 99% и на 95% могу говорить. Это связано с тем,
что я 15-20 часов слушаю азербайджанский язык. Та же ситуация и в Туркменистане. В
/ 51
52 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
Tabii sadece 6 Türk diliyle yetinmedik. Çünkü konumuzun başlığı dost ve kardeş
ülkeler, örneğin Balkanlara da yöneldik. Belki biliyorsunuz Avaz kanalımızda Boşnakça
ve Arnavutça yayına da başladık, aslında 8 dilli bir televizyonumuz oldu. Herhalde çok
dilli televizyon için örnek bir model. Ayrıca soap-sound modeli dediğimiz yöntemle
de bu yayınlar sürdürülüyor, imkânı varken aslında dönerli yaptık. Nedeni şu özellikle
TRT Avaz izleyen seyircilerimiz Türkiye Türkçesinden, Azerbaycan Türkçesinden
Kazakça’ya, Özbekçe’ye geçerken eğer kanallarını değiştirmiyorsa şunu fark edecek.
İlk etapta daha zorlandığı şeyleri anlamaya başlayanlar o kelimelerin aslında ortak
lügatımızın bir parçası olduğunu çok rahatlıkla görecekler. Onun için bu kanal özellikle
dost ve kardeş ülkeler için çok önemli. Canlı yayın vurgusunu yapıyorum, çünkü
Türk cumhuriyetlerinde canlı yayın fobisi var. Bunu Azerbaycanla aştık. Kırgızistanla
aşıyoruz. Kazakistanla da aşağı yukarı son noktaya geldik. Çünkü kendi ülkelerinde
de bir devlet başkanı konuştuğunda çok fazla canlı yayın yapmıyorlar. Bu belki kendi
takdirleridir, ama o kadar ciddi mesafeler aldık ki TRT Avaz marifetiyle bunu aştık.
İnşallah diğer dilleri de kademeli olarak buraya yaklaştıracağız.
Türk dünyası ve medya, üzerinde çok fazla konuşulacak konulardan biri. Konu
başlığından çok fazla dışarı çıkıyorum ama beni daha fazla bu kısım ilgilendirdiği
için söylüyorum. Zaman zaman yaptığımız daha minik toplantılarda Türk
cumhuriyetlerinden davet ettiğimiz özellikle radyocular Türkiye Türkçesini çok rahat
konuşuyor. Yalnız televizyonda illa Türkiye Türkçesini konuşsun diye değil bizlerin de
onların ortak kelimelerini lügatimize katmak gibi bir derdimizin olması gerekiyor. O
açıdan da onların kullandığı kelimeleri de kullandığımızda daha fazla bir alana da hitap
etmeyi hedeflerimiz arasına koyuyoruz. Onun için gerek Başbakan Yardımcımızın,
gerek Dışişleri Bakanımızın vurguladığı şekilde medyanın çok önemli fonksiyonu
var. Devlet yapıları, hükümetler veya iktidarlar birtakım şeyleri dayatmaya kalktığında
toplum biraz daha tepkisel bakıyor. Hâlbuki medya bunu biraz daha içselleştiriyor
ve topluma da bunu yediriyor. O açıdan eğer biz birbirimizi daha rahat anlayacaksak
demokratik kültürü geliştirerek ve medyayı destekleyerek bunu yapacağız. Onun için
de özellikle Türk devletlerindeki medyanın her geçen gün özgürleşmesi, hem bizlerin
onlara yaklaşmamızı sağlıyor hem de onların bize, kendi iç bünyelerinde birtakım şu
an düşünemediğimiz ekstra gelişmeleri sağlıyor.
Değerli konuklar Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımızda aslında bizim ciddi sıkıntı
çektiğimiz medya sektörü itibariyle çektiğimiz sıkıntıların başında televizyon kanallarının
fazlalığı gelmektedir. Örneğin 2008’deki Çin olimpiyatlarında Avusturya kamu
televizyonu genel müdürüyle yan yana oturdum. O günlerde reyting kavgamız çok
gündemdeydi. Sordum reytinginiz nasıl dedim. % 43 dedi, bir an şaşırdım nasıl yayın
yapıyorsunuz dedim. Bizde iki kanal var dedi bir ulusal yayın yapan özel televizyon bir
de kamu televizyonu onlar % 57’lerde biz de % 43’lerdeyiz. Türkiye’de 1500 civarında
televizyon ve radyo var. Şimdi böyle bir ortamda siz yoğun bir mücadele vereceksiniz.
Özellikle Türkiye gibi özel televizyonların rekabette çok başarılı olduğu bir ortamda
kamu yayıncılığı veya kamu hizmeti yayıncılığının ne kadar zor olduğunu takdirlerinize
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Туркменистане может быть трудно говорить, но если взять текст, написанный латиницей,
то можно понять 65% написанного. Это очень важно. Может быть, один два важных
момента уловить и я верю, что можно будет свободно понять и туркменский. Помимо
этого и в казахском, и в туркменском, и в узбекском языках очень много общих слов.
Конечно же, мы не ограничились 6 тюркскими языками, так как для нас в первую очередь
дружеские и братские страны. Мы направились и на Балканы. Может быть вы знаете, на
нашем телеканале Аваз 1.5 месяца назад началась трансляция на боснийском и албанском
языках, поэтому наш канал транслирует уже на 8 языках и стал, можно сказать, моделью
многоязыкового телеканала. Кроме этого трансляция продолжается также и по модели
soap-sound. Телезрители ТРТ Аваза, переходя от турецкого, азербайджанского языков на
казахский, на узбекский, если они не переключают канал, заметят, что на первом этапе они
начинают понимать вещи, которые в начале затруднялись понимать, а потом начинают
легко замечать, что оказывается эти слова являются частью нашего общего словарного
запаса. Поэтому этот канал очень значим для дружеских и братских стран. С Казахстаном
я всегда делаю ударение на прямую трансляцию, потому, что в тюркских республиках
фобии на прямую трансляцию. Мы это преодолели с Азербайджаном, преодолеваем с
Кыргызстаном. И с Казахстаном почти завершили. Даже когда их президент выступает
в стране прямой трансляции очень мало. Может быть это их выбор, но с помощью ТРТ
Аваз мы преодолели серьезное расстояние. Надеюсь, что постепенно мы займемся и
другими языками.
О Тюркском мире и медии можно говорить сколько угодно. Время от времени мы проводим
небольшие заседания, на которые приглашаем из тюркских республик с особенности
радиоведущих. Они очень свободно говорят по-турецки. Мы должны быть озабочены
не только тем, чтобы они говорил на телевидении на турецком языке, но и мы должны
вносить общие слова в свой словарный обиход. Поэтому медиа должна выполнять здесь
очень важную функцию, о чем уже отмечали уважаемый вице-премьер и уважаемый
глава МИД. Когда государственные структуры, правительства или власти пытаются
навязывать некоторые вещи, общество относится к этому более реактивно. В то время
когда медиа это осваивает и переваривает для общества. Если то позволит нам свободно
понимать друг друга, то мы должны делать это, развивая демократическую культуру
и поддерживая СМИ. Поэтому то, что СМИ в особенности в тюркских государствах с
каждым днем становятся все более свободнее, позволяет нам приблизиться к ним, ну и,
несомненно, вносит свой вклад в их развитие.
Дорогие гости, серьезные проблемы сектора СМИ в нашей стране связаны с большим
количеством телеканалов. Например, в 2008 году на Олимпийских играх в Китае я сидел
рядом с генеральными директором общественного телевидения Австрии. В те дни у нас
разгар борьбы за рейтинг. Я спросил, какой у них рейтинг. «43%» ответил он. Я был
удивлен. Он сказал, что у них два канала, частное и общественное телевидение. Рейтинг
частного телеканала 57%, а общественного 43%. В Турции около 1500 телеканалов и
радиостанций. В такой обстановке вы просто обязаны бороться за рейтинг. Я думаю, что
вы можете себе представить, насколько сложно заниматься общественным вещанием в
такой среде как Турция, в которой частные телеканалы преуспевают в конкуренции. Если
/ 53
54 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
bırakıyorum. Vakit olursa biraz sonra buna döneceğim. Reytingden bahsetmişken biz
bu mücadeleye girdiğimizde hep şunu söyledik. Amacımız çok fazla izlendiğimizle
ilgili değildi. Ne kadar izlendiğimizi inandırıcı bir şekilde ortaya koymalarıydı. Bunun
için de AGB ile inanılmaz bir kavgaya başladık. Bunun nedeni şu idi. Birtakım karanlık
noktalar vardı. Arkadaşlar bunları bizlere izah edin. AGB’nin hem Türkiye genel
müdürünü hem dünya genel müdürünü defalarca davet ettik. Özellikle hangi illerde
people matterlar varsa onların gizli olması gerekiyor. Hâlbuki bunlar bizim elimizde
dosya halinde var. Bunun dışında evlere konulan cihazların bazı evlerde olduğu ile
ilgili deşifreler var. Adresleriyle beraber sunduk. Bunları mümkünse çok hızlı değiştirin
dedik. Ayrıca verilerin gece birde toplandıktan sonra sabah 06.00’da işlenmek üzere
İtalya’ ya gönderildiği dönemde de bir şekilde burada bir gözlem grubu koyalım ve her
birimiz rahat olsun. 20’inci sırada olalım çok da önemli değil diye defalarca söylemiş
olmamıza rağmen maalesef bu konuda önemli bir gelişme kaydedilmedi. Yasal süreci
başlattık, Rekabet Kurumu’na gittik. Davalar açtık. Geçen hafta AGB’nin eski Genel
Müdürü ziyaretimize geldi. Dedi ki dünyada artık AGB diye bir kurum yok. Nasıl yani
dedim. Siz bizimle uğraşmaya başladınız. Sizin etkinizle AGB’yi sildik dedi. Sadece
Güney Afrika’da var. O da yasal bir gereklilikten dolayı. Birkaç ay içerisinde belki yasa
çıkacak, AGB diye bir kurum olmayacak. Bu temmuzdan itibaren devreye girmiş ama
ben geçen hafta öğrendim. Şaşırdım şimdi bir taraftan reyting mücadelesi veriyorken
bir taraftan AGB dilimize pelesenk olmuşken bir de baktık ki AGB devreden çıkmış.
Şimdi özellikle medya sektöründe demokratikleşmeye katkı sağlayacak olan ama ticari
kaygı güden özel sektörün bu alanda ne kadar müdahale, mücadele edeceğini de
beraber tartışmamız gerekiyor. Çünkü her şeye rağmen özel sektör medyasıyla kamu
yayıncılığı hizmeti yapan bizlerin bir farklılığı var. Gelirlerimizi halktan alıyoruz ama
özel sektör ticari kaygılardan alıyor. Onun için de hangi program daha fazla izleniyorsa
bütün programlar aşağı yukarı oraya kanalize oluyor. Bu açıdan özel televizyonlar bir
çeşitlilik oluşturmuyor. Reyting dolayısıyla programlar benzerlik arz etmeye başlıyor.
Onun için de kamu yayıncısı veya kamu hizmeti yayıncısının varlığı gerekiriyor. Aslında
biraz önce söyledim. Bana verilen başlık kamu yayıncılığı hizmeti. Kamu yayıncılığıyla
kamu hizmeti yayıncılığı arasında çok önemli bir fark var. Kamu yayıcılığı biraz daha
devletçi mantıkla yapılan bir yayıncılık. Tamamen devlet kontrolünde olan yayıncılığa
biz kamu yayıncılığı diyoruz. Hâlbuki kamu hizmeti yayıncılığı her kesimin kendisini
görebildiği ve her kesime ulaşabilen yayıncılık olarak kamu hizmeti yayıncılığını da
çok kısa tarif edebiliyoruz. Onun için aslında yaptığımız kamu hizmeti yayıncılığı. Bu
konu başlığı bize verilirken de sanıyorum bu izah edilmiş. Ama küreselleşme süreci
içerisinde vurgulamam gereken çok önemli bir konu var. Birkaç hafta önceydi. Le
Monde’da bir makale yayınlandı. Fransa için çok ciddi tehlike olarak algılandı ama
tüm dünyayı saran bir tehlike. Biraz önce Haluk Hocam da söylediler. İnanılmaz bir
yeni medya diye adını koyduğumuz ama global televizyonculuk adına her birimizin
ürkmesi gereken veya nasıl tedbir alıyorsak şimdiden konuşmamız gereken şeyler.
Çünkü biz burada kamu yayıncılığı küreselleşmeye ne kadar etki eder bunu tartışırken
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
время останется, я вернусь к этому вопросу. Говоря о рейтинге, хочу отметить, что когда
мы вступали в эту борьбу, наша целью была связана не с тем, сколько нас смотрят, а то,
насколько достоверно излагается уровень просмотра нашего канала. По этому вопросу
мы начали спорить с AGB. Причина этого следующая. Был ряд темных моментов.
Дайте нам пояснения в связи с ними. Мы несколько раз приглашали как директора
AGB по Турции, так и генерального директора AGB. Страны, в которых находятся
people matterlar, должны держаться в секрете. А у нас на руках имеются досье в связи
с ними. Помимо этого имеется информация о том, что в некоторых домах размещены
аппараты. Мы предоставили и адреса. Сказали им, чтобы они меняли их как можно
оперативно. Кроме того в период когда после сбора данных в час ночи, их в 06.00 часов
утра отправляли в Италию, мы предлагали создать группу наблюдения. Несмотря на то,
что мы не раз говорили, что неважно на каком мы месте в списке, к сожалению, в этом
вопросе какого-либо продвижения не было. Мы начали законный процесс. Обратились
в Совет по конкуренции. Обратились с иском. На прошлой неделе нас посещал бывший
генеральный директор AGB. Он сказал, что AGB отныне нет. «То есть как это?» спросил
я. А вот так, нет больше такого заведения. Осталось только в Южной Африке. Да и то,
из-за законной необходимости есть. В течение нескольких месяцев, может быть, будет
издан закон и такого заведения как AGB, на свете больше не будет. Так оказывается уже
с июля, а я узнал только на прошлой неделе.
Теперь мы должны обсудить насколько вмешивается и борется в этой сфере
испытывающий коммерческую обеспокоенность частный сектор, который призван
внести свой вклад в особенности в сферу СМИ. Потому, что несмотря ни на что между
частными и общественными СМИ есть разница. В то время когда мы получаем доходы от
общественности, частный сектор получает из коммерческих источников. Поэтому, какая
программа больше всего смотрится, почти все программы направляются туда. С этой
точки зрения частные телеканалы не создают разнообразия. Из-за рейтинга программы
становятся похожими друг на друга. Поэтому требуется наличие общественного
вещателя или вещателя, предоставляющего общественные услуги. Я уже говорил, что
тема моего выступления – общественное вещание. Между общественным вещанием
и вещанием, предоставляющим общественные услуги, есть очень важная разница.
Общественное вещание является вещанием, осуществляемым по государственнической
логике. Вещание, которое находится под полным контролем государства, мы называем
общественным вещанием.
А предоставляющее общественные услуги вещание является охватывающим все
слои общества вещанием. Поэтому мы занимаемся вещанием, предоставляющим
общественные услуги. Но я должен отметить очень важный момент в процессе
глобализации. Несколько недель назад в Le Monde была опубликована статья. Была
воспринята как серьезная угроза для Франции, хотя является опасностью для всего мира.
Господин Халюк тоже говорил об этом. Вещи, которые мы называем новыми СМИ,
глобальное телевещание, которого должны опасаться все, и о мерах по которому должны
обсуждаться уже сегодня.
/ 55
56 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
aklıma Bağdat’ta güneş enerjisiyle ısınan suyla abdest alınır mı alınmaz mı tartışmasını
yapan alimler bir tarafta bununla meşgulken öbür tarafta biliyorsunuz ordu gelip bütün
kütüphanelerini sildi süpürdü, orayı işgal ettiler.
Şimdi burada medyayı tartışıyorken global televizyonculuk korkusu veya çalışması
belki de üzerinde çok fazla kafa yormamız gereken bir alan halini alıyor. O da özetle şu:
sanıyorum bugün yarın Fransa’da bir çalışma var, Google TV diye bir kanal kuruluyor.
Bu şu anlama geliyor: şu an hiçbirimiz yerel televizyonları çok fazla izlemiyoruz. Belki
bir sene sonra belki iki sene sonra kimse ulusal televizyonları izlemeyecek. Ya Google
TV ya Yahoo TV ya Apple TV izliyor olacağız. Yani kısaca yeni medyada devreye giren
blogların televizyonlarını izleyeceğiz. İnanılmaz tehlikeli bir şey gibi gözüküyor. Google’ı
bir adım geriye çıkarak isterseniz bir bakalım. İlk çıktığında biliyorsunuz İngilizceydi.
İngilizce anlamayanlar yerel arama motorlarıyla bir yerlere ulaşıyordu. Google bütün
arama motorlarını o ülkenin dillerine çevirdi. Mesela Türkçe’de de var, Almanca’da da
var Fransızca’da da var, Arapça’da da var, her dilde arama motorları var. Google bir
gün kapansın adeta bloke oluyoruz, kilitleniyoruz hiçbir şey yapamaz hale geliyoruz.
Yarın bu evrensel kanallar devreye girdiğinde hiç kimse ulusal televizyonları izlemiyor
olacak ve ulusal medya artık yerel medya konumuna düşecek. O açıdan buna uygun
tedbirler geliştirmemiz gerekecek. İkinci bölüm olursa biraz daha lokal TRT’yi anlatmak
istiyorum. Teşekkür ederim.
Haluk ŞAHİN
Sayın soydaşım Genel Müdürümün son söylediği çok önemli. Müthiş bir
evrenselleşme ve küreselleşme dönemi yaşanmakta. Ölçekler değişiyor ama
burada şunu da unutmamak gerekir. Küreselleşmeyle beraber bir yerelleşme süreci
de söz konusu ve Türkiye o açıdan dünyada parmakla gösterilmesi gereken ender
ülkelerden bir tanesi. Ben de eski TRT’ciyim, TRT’nin ve diğer kanalların Amerikan
dizileriyle dolu olduğu dönemleri eleştiren, bunu engellemeye çalışan insanlardan
bir tanesiyim. Türkiye bugün yavaş yavaş tıpkı Hollywood gibi tıpkı Bollywood gibi
insanlığa modern masallar üreten ve bunu çok büyük başarıyla dışarıya pazarlayabilen
bir ülke haline geldi. En ilginç örnek komşumuz Yunanistan ki aramızda zaman zaman
kültürel anlamda anlaşmazlıklar olmuştur. Şu anda Yunanistan’ın üç büyük kanalında
bir Türk dizisi gösteriliyor. Birbirleriyle Türk dizisi yüzünden rekabet ediyorlar. Onun
hemen yanına Bulgaristan’a geçtiğinizde 7 Türk dizisinin gösterildiğini göreceksiniz.
Bilmiyorum Türk dili konuşan ülkelerdeki dostlarımız da mutlaka bizim dizilerimizi
seyretmektedirler. Yani şunu demek istiyorum, ortaya yeni kanalların çıkması içerik
konusunu çok önemli hale getiriyor. Bunlara kim içerik üretecek. İçeriğin üretilmesi
için bir deneyim lazım, kültürel birikim lazım. Üçüncüsü benim o sözünü ettiğim
demokratik özgürlükler lazım. Türkiye’de artık demokratik özgürlükler yoksa yaratıcılık
da mümkün değil.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Говоря здесь о СМИ, страх или работа перед глобальным телевещанием, может быть,
становятся сферой над которой необходимо очень много зудматься. Это вкратце
следующее: Сегодня завтра во Франции ведется работа над созданием телеканала Google
TV. Это означает следующее: на данный момент никто из нас не смотрит локальные
телеканалы. Может быть через год, а может через два, никто не будет смотреть и
национальные телеканалы. Мы будем смотреть Google TV или Yahoo TV либо Apple
TV. То есть мы будем смотреть телеканалы блоков, подключившихся в новые СМИ. Все
это кажется невероятно опасным. К примеру, Google, вы знаете, Google вначале был
только на английском языке. Тот, кто не знал английского, добирался до материала через
локальный поисковой портал. Google перевел всю свою поисковую систему на языки
этих стран. То есть поиск и на турецком, и на немецком, и на французском, и на арапском
языках, на всех языках. Стоит только чтобы Google перестал работать всего один день,
мы просто блокируемся и ни чего не можем делать. Завтра, когда эти универсальные
каналы начнут действовать, никто не будет смотреть национальные телеканалы и
национальные СМИ станут локальными. С этой точки зрения мы должны разработать
меры в этом направлении. Благодарю за внимание.
ХАЛЮК ШАХИН
Последние слова выступления уважаемого генерального директора представляют важное
значение. Мы переживаем период универсализации и глобализации. Меняются масштабы.
Но не стоит забывать, что вместе с глобализацией происходит процесс децентрализации.
И с этой точки зрения Турция является одной из немногих стран, которых показывают
пальцем. Я тоже бывший ТРТ-нец. Я являюсь одним из тех людей, которые критиковали
тот период, когда ТРТ и другие телеканалы пестрили американскими сериалами, и
пытались предотвратить это.
Сегодня Турция подобна Голливуду, словно Болливуд, стала страной, успешно
производящей и поставляющей для человечества современные сказки. Самым
интересным примеров является Греция, с которой в культурном плане время от времени
у нас были трения. Сегодня три крупных канала Греции транслируют турецкие сериалы.
Конкурируют в этом плане друг с другом. И в Болгарии транслируются 7 турецких
телесериалов. Не знаю как в тюркоязычных странах, но думаю, что и там смотрят
турецкие сериалы. То есть появление новых каналов делает важным содержание. Кто
будет производить для них содержание. Для подготовки содержания требуется опыт,
культурное накопление. В третьих требуются демократические свободы, о которых я
говорил. Если в Турции нет демократических свобод, то и творчество невозможно.
/ 57
58 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
İbrahim ŞAHİN
Bizi sıkıştırıp duruyorsun esas söylemek istediğimizi söyleyemiyoruz sayın başkan.
Şimdi efendim tabii bu söylediğinize sonuna kadar katılıyorum. Zaten Türkiye’nin
zenginliği hep mozaik falan derken aslında bu kısmımızı öne çıkarmamız gerekiyor.
Yoksa çok farklı diller olsun farklı insanlar konuşsun tabii ki ana dilini konuşsunlar.
Bizdeki bu zenginliğe hiç kimsenin itirazı yok. Ama bizdeki korku şu, nasıl Lost her
bir bölümü bir sinema filmi gibiyse, insanlar tüm dünyada izliyorlarsa inanılmaz bir
şekilde Google TV’nin yahoo’nun devreye girmesiyle beraber bir şekilde bu global
yapı bizi yutacak. Bu bir korku olarak değil, sadece bununla ilgili çözüm üretelim,
bunu tartışmaya açalım. Yoksa bu çok tehlikeli bir şey tedbirimizi alalım diye değil.
Fransızlar bir araya geldiler bir yönetmelik çıkardılar, 18 televizyon kanalı acaba ne
üretiriz diye. Aslında sadece havanda su dövüyorlar. Böyle bir rüzgâra karşı yapılacak
bir şey yok elbette. Bizim zenginliğimiz o. Ama biraz önce sizin söylediğinizden
hareketle öğrenciler gazeteyi okumuyorlar ama yeni medyaya baktığında hepsi onunla
meşgul oluyor. Yarın bunlar yeni medya üzerinden gelecekler, temel problem o bunu
vurgulamak istedim Teşekkürler.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
ИБРАГИМ ШАХИН
Уважаемый председатель, вы нас торопите, и мы не можем сказать, то, что хотим. Я
конечно же полностью присоединяюсь к сказанном Вами. Говоря о том, что богатство
Турции мозаично, нам надо выводить это на первый план. Говорят разные люди на
разных языках, конечно, пусть говорят на родном языке. Никто и не выступает против
нашего этого богатства. Но мы боимся, что вот как каждая серия Lost словно кино, этот
сериал смотрит почти весь мир, вместе с подключением Google TV и Yahoo TV, это
глобальная структура проглотит нас. Это не как страх, давайте находить решение только
в связи с этим и дискуссировать по этому вопросу. А не потому, что это очень опасная
вещь и надо принимать меры. Французы издали руководство, 18 телеканалов, что бы
произвести. В сущности, они занимаются бесполезным делом. Против такого ветра
ничего не поделаешь. Это наше богатство. Но исходя из сказанного вами, студенты газет
не читают, но все они заняты в новых СМИ. Завтра все они придут через новые СМИ,
хочу отметить, что основная проблема именно в этом. Спасибо.
/ 59
60 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
Soru - Cevap Bölümü
Sevil NORİYEVA
(Azerbaycan)
Murat Yetkin ve TRT Başkanına yöneltiyorum sorumu. Azerbaycan’dan geldim, Kafkasya
Medya Merkezi Başkanıyım. Murat Bey televizyon programcısıyım senelerdir, sizin
gibi program yapıyorum. Burada dizilerden konuşuldu. Türkiye’ye teşekkür etmek
istiyorum. İçeriye dönük değil dışarıda da kendi duruşunu belirledi. Bu nedenle bugün
de bütün medyacıları etrafında birleştirip, coğrafyada egemen olmuş durumda, Türkiye
bunun üstesinden geliyor, teşekkür ederiz Türkiye’ye. Dizilerden konuştunuz, TRT Avaz
var doğru teşekkür ederiz, bu yayınların çok önemi var. Ama dünya stratejik boyutta
birbirini tanıma birbirini anlama safhasına geldi. Bugün Murat Yetkin gibi Taha Akyol
gibi çok önemli gazeteciler çok önemli stratejik programlar yapıyor. Azerbaycan heyeti
içerisinde bir Murat Yetkin, bir Taha Akyol oturmuş, bölgenin çok önemli gazetecileri
burada. Ama maalesef Türkiye’de televizyonlarda yayın yapıldığında bölgeden olan
kişilerin yorumlarını bazen -kusuruma bakmayın- Türkiye’de yorum yapan gazetecilerin
bölgeden haberi olmuyor. Sorunu bölgeden gazetecilerle ortak yayınlar çözeceğini
düşünüyorum. Çözüm Türkiye’de, siz nasıl görüyorsunuz? Bu anlamda yalnız dizi,
şarkı, türkü değil de artık stratejik bazda ne yapabiliriz? Ortak ne yapılabilir? Stratejik
boyutta ortak çalışmalar arzusuyla bu soruyu yönelttim. Teşekkür ederim.
İbrahim ŞAHİN
Çok teşekkür ederim, biraz önce söyledim. Aslında en fazla mesafe aldığımız ülke
her şeye rağmen Azerbaycan. Sizin de çok sevdiğiniz bizim de keyifle izlediğimiz bir
sanatçınız var. Bizim de sanatçımız oldu neredeyse. Burada kendisine ev kiraladık.
Azerin Hanım şu anda bizde TRT Avaz’da. Her hafta program yapıyor. Amaç şuydu.
Ya ilk geldiğinde her birimiz bazen zorlanıyorken Azerbaycan Türkçesinde. Hakikaten
ya o Türkçeye kaydı ya biz Azerbaycan Türkçesini öğrendik. Çok rahatlıkla anlıyoruz.
Ama söylediğiniz önemli bir şey var. Sadece böyle eğlence programları değil tartışma
programlarına da girelim. Ancak hazmetme kapasitesi diye bir kelime var, mesela
Arapça kanalı açarken de tartışma programlarına girmedik. Bunun nedeni şu, hep
bir korku var. İnsanlar acaba bir kanal kurdular kendi politikalarını bize aktarmak mı
istiyorlar tehlikesinden uzak kalalım diye. Hâlbuki Arap ülkelerinden talep geldi. Şimdi
tartışma programlarına başladık. Tartışmacılardan biri Suriyeli biri Körfezden Katarlı,
Mısırlı, Lübnanlı, Ürdünlüdür. İnanılmaz geri dönüşler alıyoruz, bu bizi mutlu ediyor.
Aynı şekilde biraz önce söylediğim gibi. Sadece Azerbaycan’da İçtimai Televizyonu
ile canlı yayın yapabiliyoruz. Gönül isterdi ki tüm diğer Türk cumhuriyetleriyle ikişer
üçer dörder saat bu tarz kendi dillerinden ortak yayın yapalım. Bu tarz tartışma
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
ВОПРОС - ОТВЕТ
СЕВИЛЬ НОРИЕВА
(Азербайджан)
У меня вопрос к Мурату Йеткину и главу ТРТ. Я приехала из Азербайджана.
Являюсь президентом Медиа центра Кавказ. Господин Мурат, я годами занимаюсь
телепрограммами, делаю такие же программы как Вы. Здесь говорилось о телесериалах.
Я хочу поблагодарить Турцию. Она определила свою позицию как внутри страны, так и
за ее пределами. Поэтому она сегодня объединяет вокруг себя всех представителей СМИ
и доминирует в регионе. Турция справляется с этим. Спасибо, Турция. Вы говорили о
телесериалах. Есть канал ТРТ Аваз, да спасибо. Программы этого канала очень важны. Но
мир находится на стадии познания и понимания друг друга. Сегодня такие журналисты
как Мурат Йеткин, как Таха Акйол готовят очень важные программы стратегического
значения. Сегодня в азербайджанской делегации есть свой Мурат Йеткин, свой Таха
Акйол. Здесь находятся очень важные журналисты региона. Но, к сожалению, в Турции,
когда по телеканалу идет трансляция с определенного региона, иногда, вы извините, но
передающий новость журналист не сведает о регионе. Я считаю, что эта солидарность,
основанная на исследованиях, будет решена вместе с журналистами того или иного
региона за счет совместных трансляций. Решение в Турции, а вы как думаете? И в
этом смысле не только телесериалы, песни, народная музыка, а что мы можем сделать
в стратегическом плане? Что мы можем сделать совместно? Я задала этот вопрос с
желанием проводить работы стратегического аспекта. Спасибо.
ИБРАГИМ ШАХИН:
Спасибо большое. Я уже говорил, что, несмотря ни на что мы преодолели самое большое
расстояние именно с Азербайджаном. У вас есть артистка, которую вы любите, и
которую мы с удовольствием слушаем. Мы здесь арендовали для нее квартиру. Госпожа
Азерин сейчас у на телеканале ТРТ Аваз. Каждую неделю готовит программу. Цель
этого заключается в следующем. Когда она только приехала, нам было очень трудно
общаться. Но или она перешла на турецкий язык или мы выучили азербайджанский.
Свободно общаемся. Но вы хорошо сказали, что должны быть не только развлекательные
программы, должны быть и дискуссии. Но есть такое выражение “способность
переварить”. Допустим, когда мы открывали канал на арапском языке, направленные
на дискуссию программы мы не трогали. Причиной чего является страх. Страх за то,
что люди начнут думать о том, что, вот, мол, открыли свой канал и хотят продвинуть
свою политику, и перестанут смотреть канал. А с арапских стран поступил такой
запрос. Теперь мы начали готовить программы, направленные на дискуссию. Один из
дискуссантов из Сирии, другой из Катара, Египта, Ливана и Иордании. Мы получаем
позитивные отклики, что нас очень радует.
/ 61
62 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
programlarında da şöyle bir eleştiri alırız endişesiyle girmedik. Ama siz hazırsanız
Azerbaycan olarak, Türkiye bu özgürlüğü kaldırabilecek düzeyde. İstediğiniz şeyleri
gelin bizim kanalımızda kullanın. Daha doğrusu sizin kanalınızda bunu sürekli olarak
söylüyorum. Çünkü Avaz’ın sadece maliyetlerini üstlendik. Bu kanalın dört saatini
istediğiniz gibi kullanın, istediğiniz şeyleri söyleyin. Geri kalan dört saati Kırgızlar,
Kazaklar, Özbekler, Türkmenler kullanıyor. Israrla üzerinde durarak vurguluyorum.
Böyle bir kanal açmamızın amacı beraber bir araya geldiğimizde kanal genel
müdürleriyle hep Türkiye üzerinden gelirse bir endişe doğar biraz daha dikkat edelim.
Gelin işte diğer arkadaşlar üzerinden gelsin dedikleri için biraz rahat bıraktık açıkçası.
Biraz da müzik evrensel bir dil olduğu için ona daha çok meyil ettik. Ama mesela
bir nevruzu bazı ülkelerden canlı verirken bile zorlandık. Türk cumhuriyetlerinden
bahsediyorum. Hâlbuki nevruz bir eğlence programıdır. Onun için biraz önce Sayın
Dışişleri Bakanının vurguladığı gibi ne kadar özgür bir yapı oluşursa o kadar çok sizleri
alacağız. Ama tekrar ediyorum eğer siz tartışma programlarına katılmak isterseniz bu
kanalın koordinatörü de hemen burada, talimat olarak algılayacaktır. Hemen ortak
İçtimai Televizyonuna bir tartışma programı yapıyorsak daha doğrusu bir eğlence
programı sabah programı Türkiye’den Azerbaycan’dan katılırlarsa diğer ülkelerden
gazeteciler ortak bir Türk Dünyası Platformu kuralım. Haftada bir gün birkaç saat
tartışalım. Bunu da bir öneri olarak getiriyorum. Teşekkür ederim.
Altınbek ABİŞEV
(Kazakistan)
Kazakistan’da şu anda Türk dizileri sürüyor. Ama maalesef şunu gördüm. Birçok Türk
dizilerinde olumlu karakterlerin hepsinin kötü vasıflı olduğu, yani sigara ve içki içtiği
gösteriliyor. Bu konuda ne dersiniz?
Haluk ŞAHİN
Burada çok önemli bir insani çelişki karşımıza çıkıyor. Düzenleyici kurumumuz RTÜK’e
en fazla şikâyet edilen programlar aynı zamanda en çok seyredilen programlar. Yani
burada insani bir zaaf söz konusudur. Amerikalılar da Hoolywood’un kendilerini dünyada resmedişinden memnun değiller. Amerikan dizilerine bakarak Amerika’ya gidecek olursanız kendinizi dehşet içerisinde hissetmeniz gerekir. Orada bir imaj kayması
var. Aynı şekilde bizim dizilerimiz de bizim hayatımızı olduğu gibi yansıtmıyorlar. Ama
onlar seyrediliyorlar. Biraz evvel dedim ki Hoolywood gibi Bollywood gibi biz de modern masallar üreten bir endüstri oluşturmaktayız. Bunlar modern masallar. İçlerinde
bizim de onaylamadığımız ve acımasızca eleştirdiğimiz var. Şahsen bu dizilerden bazılarının içeriklerini sert bir biçimde eleştiriyorum. Ne var ki orada nasıl müdahale edeceksiniz? Nereye kadar müdahale edeceksiniz? Demokratik özgürlükler içinde sansür
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Как я уже говорил, прямой эфир у нас только с азербайджанским телеканалом
Ичтимаи. Хотелось бы, чтобы и с другими тюркскими странами у нас были совместные
трансляции на их языках по два, три или четыре часа. Мы не брались за программы,
направленные на дискуссию, чтобы избежать критики. Но если вы как Азербайджан
готовы, Турция способна справиться с этим. Пожалуйста, пользуйтесь, чем хотите на
нашем канале. То есть, как я всегда говорю, на вашем канале. Та как мы взяли на себя
только материальные вопросы Аваза. Пожалуйста, используйте четыре часа на этом
канале, как вам будет угодно. Остальные четыре часа используют киргизы, казахи,
узбеки, туркмены. Я настойчиво подчеркиваю. Цель открытия нами такого канала это,
когда мы собираемся с генеральными директорами, если постоянно будет идти через
Турцию, то это вызовет беспокойство, нам надо быть более внимательней. Так как музыка
является универсальным языком общения, мы в общей сложности предпочли музыку.
Но, например когда пытались из некоторых стран сделать программы о Неврузе в прямом
эфире мы столкнулись со сложностями. Я говорю о тюркских республиках. Тогда как
Невруз развлекательная программа. Поэтому, как только что подчеркнул уважаемый
глава МИД, в зависимости от того насколько будет структура свободно, настолько много
будем вас брать. Но, повторюсь, если вы пожелаете принять участие в направленной на
дискуссию программе, то координатор этого канала присутствует здесь, он воспримет
это как поручение. Если на телеканале бы организуем платформу для дискуссии, точнее
развлекательную программу, утреннюю программу, и если примут участие и Турция и
Азербайджан, и журналисты из других стран, то создадим Платформу Тюркского мира.
В неделю раз будем дискуссировать несколько часов. Это в качестве предложения я в
пример привел. Спасибо.
АЛТЫНБЕК АБИШЕВ
(Казахстан)
На данный момент в Казахстане идет показ турецких сериалов. Но, к сожалению, я
заметил следующее. Во многих тюркских телесериалах образы имеют плохие привычки,
например, курят, пьют, что и показывается в Казахстане. Что скажете по этому поводу?
ХАЛЮК ШАХИН
Здесь очень важное человеческое противоречие получается. В Турции в наш надзорный
орган РТЮК (Высший совет радио и телевидения) больше всего поступает жалобы в связи
с самыми популярными программами. То есть здесь речь идет о человеческой слабости.
Американцы тоже не довольны тем, что Голливуд рассказывает о их мире всему миру.
Если вы собираетесь ехать в Америку, судя по американским сериалам, то вы будете
в ужасе. Речь идет о сдвиге имиджа. Точно также и наши телесериалы, не освещают
наш образ жизни таким, какой он есть на самом деле. Но их смотрят. Как я только что
сказал, мы тоже создаем индустрию, производящую современные сказки, как это делает
Голливуд, как это делает Болливуд. Это современные сказки, в которых есть стороны,
которые мы не одобряем и критикуем. Лично я резко критикую содержание некоторых
из этих сериалов. Но, как там вмешаться? До каких пор будете вмешиваться? Встает
/ 63
64 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 1
söz konusu olamayacağına göre ne gibi kontrol sistemleri kuracaksınız diye bir soruyla karşı karşıyayız. Genellikle diyoruz ki canım eğer orada gösterileni beğenmiyorsan
çocuklarının da görmesini istemiyorsan kanalı kapat. Tabii bu çok kolaycı bir çıkış ama
hemen çözümü olan bir soru değil sizin sorduğunuz.
Rustam KAŞMURATOV
(Kırgızistan)
Sayın İbrahim Şahin’in konuşmalarını dikkatle dinledim ve şunu fark ettim: TRT’nin bir
bahanesi vardı o da devrim, bu yüzden anlaşmamızı yapamadık. Ama başka devletlerin
televizyon kanallarına bakarsak onlar da Amerikalılar, Çinliler kendi televizyon
kanallarını yayınlamaya devam ediyor. TRT Avaz sadece devletin televizyon kanallarıyla
çalışıyor. Kırgızistan’da daha büyük daha güçlü televizyon kanalları, medya kaynakları
var. TRT Avaz devlet kanallarıyla çalışmayıp bizim gibi özel kanallarla çalışırsa daha iyi
olmaz mıydı? Böyle bir şey mümkün mü?
İbrahim ŞAHİN
Bizim öncelikle muhatabımız kamu televizyonları veya devlet televizyonları, özellikle
Türk cumhuriyetleri için. Ama bu bir mecburiyet değil. Bu konuda biraz önce söyledim,
Azerbaycan’da, Türkiye’de olmayan iki tür televizyon var. Türkiye’de sadece TRT var
kamu hizmeti yayıncısı. Azerbaycan’da Az TV devlet televizyonu yani kamu yayıncısı
televizyon, İçtimai televizyonu da kamu yayıncısı televizyonu yapan TRT’nin muadili
kanal. O yüzden devlet televizyonu değil daha çok kamu hizmeti yayıncısı yapan
televizyonlarla anlaşıyoruz. Ancak bu özel televizyonlarla işbirliği yapmayacağımız
anlamına gelmez. Tam tersine hazır gelmişken hemen arkanda da TRT Avaz’ın
Koordinatörü oturuyor, el sıkışın bir program başlatalım. Çünkü amacımız şu: herhangi
bir seçim yapma durumda değiliz. Bu platform sizindir. Sizin için bir yol açtık. Orada
istediğiniz aracı kullanın. Onun için ne kamu televizyonu ne özel televizyon gibi bir
ayrım yapmadık. Biraz erken gelen oturur hesabı. Kim erken hareket ederse biz onlarla
anlaşırız. Ama tabii ki önceliğimiz kamu hizmeti yayıncısı olmamız dolayısıyla bir talep
gelirse onları alacağız. Onun için böyle bir talepte bulunursanız hemen seve seve
başlayabiliriz. Tabii ki bu sadece sizinle yapacağımız anlamına da gelmez veya nasıl
Azerbaycan’da İçtimai Televizyonu ile bir anlaşma yaptıysak diğer televizyonlarla bu
işi yürütmeyeceğimiz anlamına gelmez. Hem Azerbaycan’da diğer özel televizyonlarla
hem AZ TV ile çok rahatlıkla anlaşma yaparız. Daha doğrusu programlar yaparız. Onun
için bu konuda çok açık olduğumuzu özetle söylemek istiyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
вопрос, какую систему контроля необходимо использовать, когда в демократических
свободах не может быть речи о цензуре. Поэтому мы в основном говорим так: “Дорогой
мой, если тебе не нравится, что показывают в этих сериалах, и если ты не хочешь, чтобы
их смотрели твои дети, то переключи канал. Конечно же, это простейший выход. Вопрос,
который Вы задали, имеет далеко не легкое решение.
РУСТАМ КАШМУРАТОВ
(Кыргызстан)
Я внимательно выслушал выступление уважаемого Ибрагима Шахина в своем
выступлении и заметил, что у ТРТ была причина - революция и поэтому соглашение
не представилось возможным заключить. Но если посмотреть на телеканалы других
государств, американцы, китайцы продолжали вещать. ТРТ Аваз работает только с
государственными телеканалами. В Кыргызстане есть более сильные телеканалы,
источники СМИ. Неплохо ли бы было, если бы ТРТ Аваз работал не с государственными,
а с частными телеканалами как мы? Насколько это возможно?
ИБРАГИМ ШАХИН:
Нашими собеседниками являются в первую очередь общественные или государственные
телеканалы. В особенности относительно тюркских стран. Но это не обязанность для нас.
Как я уже говорил, в Азербайджане, есть два типа телевидения, которых в Турции нет.
В Турции общественные услуги предоставляет только телеканал ТРТ. В Азербайджане
есть государственный телеканал Аз ТВ, то есть предоставляющий общественные
услуги телеканал. Телеканал Ичтимаи также является предоставляющий общественные
услуги телеканал, подобно ТРТ. Поэтому мы договариваемся с не государственными
телеканалами, а с телеканалами, которые предоставляют общественные услуги. Но
это не значит, что мы не будем заключать соглашений с частными каналами. Наоборот.
Кстати в заднем ряду сидит координатор ТРТ Аваза. Пожмите друг другу руки и давайте,
начнем готовить программу. Потому, что наша цель заключается в следующем: Мы
не в состоянии делать выбор. Это ваша платформа. Мы проложили этот путь для вас.
Используйте средства, которые вам угодны. Поэтому мы не делили на общественный
телеканал, на предоставляющий общественные услуги канал, на частный канал.
Поэтому кто приступит к действию раньше, с тем мы и договариваемся. Но, конечно
же, мы предпочитаем сотрудничать с государственным телеканалом. Поэтому если от
вас поступит запрос, то мы с удовольствием сразу же можем начать. Конечно же, это не
означает, что будем сотрудничать только с вами. Вот, как в Азербайджане мы заключили
соглашение с телеканалом Ичтимаи, это не означает, что мы не будем сотрудничать с
другими телеканалами. Мы можем свободно заключить соглашение с другими частными
каналами, с АЗТВ в Азербайджане. То есть программы будем готовить. Поэтому вкратце
отмечу, что мы в этом вопросе достаточно открыты.
/ 65
Bölüm 2
ЧАСТЬ 2
OTURUM BAŞKANI / ПРЕДСЕДАТЕЛЬ ЗАСЕДАНИЯ
MURAT YETKİN / Radikal Gazetesi
МУРАТ ЙЕТКИН / Газета Радикал
KATILIMCILAR / УЧАСТНИКИ
NURİ ÇOLAKOĞLU
НУРИ ЧОЛАКОГЛУ
DR. VAHAP DARENDELİ / Radyo-Televizyon Üst Kurulu Üyesi
Д-Р ВАХАП ДАРЕНДЕЛИ / Член Высшего совета ради и телевидения
KORKMAZ ALEMDAR / Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi
КОРКМАЗ АЛЕМДАР / Университет Гази факультет журналистики
68 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Küreselleşme Sürecinde
Özel Radyo ve Televizyon Yayıncılığı
Nuri ÇOLAKOĞLU
Hepinize iyi günler değerli konuklar. Haluk Şahin Hocam bizi genel olarak radyotelevizyon üzerine geziye çıkarttı. Ben de sizi geçmişe doğru kısa bir yolculuğa
götürmek istiyorum. 1980’lerin sonunda Cem Duna’nın TRT Genel Müdürü olduğu
dönemde programlardan sorumlu genel müdür yardımcısı pozisyonuna bakan
başkan danışmanı gibiydim. O sıfatımla 1988 sonunda Cenevre’de yapılan Avrupa
Yayın Birliği EBU’nun toplantısına katıldım. Avrupa’da yayında olan bütün kanalların
temsilcileri vardı, 27 kişiydik, 27 kanal. 1988 yılında Avrupa’da işin enteresan tarafı
Almanya’dan 2 kanal vardı. Çünkü Almanya’nın yapısı öyleydi ZDF, ARD. İngiltere’den
2 kanal vardı AYTV ve BBC geri kalan her ülkeden tek bir kanal vardı ve tek meselemiz
Lüksemburg’dan yayın yapmakta olan RTL bir Alman şirketine satılmıştı, bu Alman
şirketi mi olacak? Bunu EBU’nun içinde tutalım mı atalım mı kavgası yapıyorduk. Yıl
1988 konuştuğumuz 20-25 kanal Avrupa’da. Ondan 2 yıl sonra Lüksemburg’da dünya
medya zirvesi yapıldı. Dünya medya zirvesinin Lüksemburg’da yapılmasının nedeni o
tarihte Lüksemburg aracılığı ile bugün hayatımıza bütünüyle çöken uydu devriminin
başlama noktasıydı. Çünkü Lüksemburg’daki bir şirket o güne kadar devletin ve
PTT’lerin elinde olan iletişim uydularına rakip Astre diye bir uydu sistemini devreye
alıyordu ve bunun üstünden özel televizyon yayıncılığı başlayacaktı. Bu fikri biraz
yaygınlaştırabilmek için bu toplantı yapılıyordu ve burada konuşan daha önce Avrupa
Birliği’nin komisyon başkanlığını yapan Lüksemburg’un Eski Başbakanı Gaston Thorn
müthiş bir iftiharla uydulardaki kanalların sayısının 1989’dan 1991’e 67’den 138’
çıktığını söylüyordu.
Şimdi bu 138 rakamını kafanızın bir köşesinde tutun çünkü Türkiye’nin sahibi olduğu
ve kullandığı Türksat uydularındaki kanal sayısı şu anda 250’yi geçmiş vaziyette ve
şuradan çıkıp arka sokaktaki Tunalı Hilmi’de herhangi bir elektronik mağazasından
100-150 liraya alacağınız basit bir uydu alıcısını kendi televizyonunuza bağladığınız
takdirde çanağınızı biraz oynatarak gökyüzünde gezdirdiğiniz takdirde, Türkiye’den
izleyebileceğiniz, Ankara’dan izleyebileceğiniz kanal sayısı 3500. Yani 20 senede
geldiğimiz yolu görme açısından ve zaten şu anda Türkiye’den ne seyrediyorsanız
hepsini bu uydu devrimine borçluyuz. Çünkü bu uydu devriminin başlamasının hemen
arkasından Ahmet Özal ve Cem Uzan Almanya’dan Magicbox adıyla Star 1’i devreye
soktu. Bir yıl sonra Fransa’dan Show TV’yi yayına soktuk ve pandoranın kutusu açıldı.
Şu anda sabahleyin sayın Başbakan Yardımcımızın verdiği o çarpıcı rakamlardaki hıza
ulaştık. Türkiye’deki televizyon sayısı 250’yi buldu ve geçti karadan yayın yapanlar
uydudan yapanlarla beraber 400’ün üzerlerinde bir yerlerde gidiyoruz.
Şimdi tabii bu televizyon bu kadar hızla yayılırken RTÜK’teki değerli arkadaşlarımızla
da tarih boyunca RTÜK yasası çıktığı günden beri tartışmalarımız bitmedi. RTÜK
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Частное радио и телевещание в процессе глобализации
НУРИ ЧОЛАКОГЛУ
Всем доброго дня, уважаемые гости. Халюк Шахин
совершил для нас экскурсию в общей сложности в связи
с радио и телевещанию. Я тоже хочу совершить с вами
короткое путешествие в прошлое. После 1980-х годов,
когда генеральным директором ТРТ был Джем Дуна, я был,
можно сказать, консультантом председателя, занимавшего
позицию ответственного за программы заместителя
гендиректора. С таким титром я в конце 1988 года принимал
участие в саммите Европейского Вещательного Союза
(EBU). Присутствовали представители всех каналов,
вещавших тогда в Европе. Нас было 27 человек, 27 каналов. В 1988 году в Европе,
что интересно из Германии было 2 канала. Потому что структура Германии была
такая, ZDF и ARD. Из Великобритании было 2 канала AYTV и BBC, а из остальных
стран было по одному каналу. Мы обсуждали один единственный вопрос: вещавший в
Люксембурге RTL был продан немецкой компании, чей это будет канал немецкий? Мы
спорили, держать ли его в структуре EBU или нет. 1988 год обсуждают 20-25 каналов
в Европе. Спустя 2 года в Люксембурге прошел всемирный саммит СМИ. Проводился
Всемирный саммит СМИ в Люксембурге, так как именно здесь началась спутниковая
революция, сегодня полностью охватившая нашу жизнь. Потому что какая-то компания в
Люксембурге, в противовес коммуникационным спутникам государства и ПТТ, покупала
спутниковую систему Astre и собиралась приступить через эту систему к вещанию. Для
распространения этой идеи и проводился оговариваемый саммит. И в своем выступлении
на саммите председательствовавший ранее в комиссии Европейского союза бывший
премьер-министр Люксембурга Гастон Торн с большой гордостью говорил о том, что
число спутниковых каналов возросло от 1989 до 1991, от 67 до 138.
Запомните эту цифру - 138. Так как на данный момент число каналов спутников Тюрксат,
которыми владеет и использует Турция, превышает 250 каналов и при помощи установки
к своему телевизору простого спутникового ресирвера, который, выйдя отсюда и пройдя
на заднюю улицу Туналы Хильми, вы можете приобрести в любом магазине электронных
вещей за 100-150 лир, и настроив тарелку, в Турции, в Анкаре вы сможете смотреть
3500 каналов. То есть с точки зрения пройденного за 20 лет пути, все, что мы сегодня
смотрим по телевизору в Турции, мы обязаны этой спутниковой революции. Потому что
как только эта спутниковая революция началась Ахмет Озал и Джем Узан запустили из
Германии Star 1 под именем Magicbox. Спустя год мы из Франции запустили Show TV,
ларец Пандоры был вскрыт. На данный момент мы достигли тех поразительных цифр,
которые были даны утром уважаемым вице-премьером. В Турции 250 телеканалов, а
вместе со спутниковыми свыше 400 телеканалов.
/ 69
70 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
lisanslama süreçlerini kendilerinin hiçbir günahı olmadığı halde tamamlayamadılar.
Bu arada kime lisans verelim, kimin yayınını durduralım tartışması olurken teknoloji
aldı başını gitti. Bugün uçağa atlayıp Alaska’da bir kanal kurup Türkiye’de izletmemde
hiçbir engel yok. Teknik olarak hiçbir şeyi durduramıyorsunuz. Her taraftan her türlü
yayın geliyor. Dolayısı ile kimsenin kaygılanmasına gerek yok medyada çoğulculuk
nasıl sağlanacak diye, çoğulculuk doğal olarak sağlanıyor. Tabii Sayın İbrahim Şahin’in
sabah oturumunda söylediği eleştiride haklılık payı var. Eğer Sayın İbrahim Şahin
de Türkiye’deki televizyon izleyicilerinin birçoğu gibi % 65-70’i gibi 4 büyük kanala
bakıyorsa, evet Türkiye’de televizyonlarda diziden başka hiçbir şey yok. Ama 4 kanalın
dışında gökyüzünde olan veya evinizdeki herhangi bir basit alıcıdan izleyebildiğiniz
kanallara bakıyorsanız şu anda Türkiye’deki herhangi bir insanın izleyebileceği 4 veya
5 tane güzel belgesel kanalı var. Müzik kanalları var, 14 tane haber kanalımız var, 14
haber kanalı, espri gibi gelebilir.
Biz ilk 1996’da Murat Yetkin ile beraber NTV’yi yayına soktuğumuzda herkes bizimle
dalga geçiyordu, 24 saat yayın yapacak haberi nerden bulacaksınız? Siz CNN mi
olacaksınız diye. Şu anda sonradan çıkan boynuzlar kulakları çoktan geçti, Türkiye’de
14 tane sabahtan akşama yayın yapan haber kanalı var. Özgürlük ve çoğulculuk
açısından bakıyorsanız eğer işte Digitürk’ten örnek vereceğim. Aşağı yukarı 38
kanaldan 48’e 50’ye kadar dolaşırsanız aklınızın her bir köşesinden geçen her bir konu
üzerinde konuşan her türlü lafı söyleyen insanla karşılaşmanız mümkün. Akşam saat
7 ile 24 arası o yüzden RTÜK’ün hayatı kaydı, sabahtan akşama burada ne oluyor
ne bitiyor onları takip etmekte zorlanıyor. Hakikaten çoğulculuk bu yolda ama Sayın
İbrahim Şahin Google Tv’nin yayına geçmesi ile ilgili kaygılarını dile getirdi. Benim
kendisine daha da kötü bir haberim var bu belki RTÜK için daha kötü mü iyi bir haber
mi bilemiyorum? Bildiğimiz türden belli saatte başlayıp belli saatte biten programları
yayınlayan televizyon kanallarının da sonu geldi. En çok batıda 10 yıl içinde Türkiye’de
de ben buna 15 yıl diyorum, bildiğimiz gibi atv, Kanal D, Star, Show TV gibi kanalların
miadı dolmak üzere. Çünkü artık biliyorsunuz Türkiye’de de belli evlerde digimax diye
digitürkün özel bir yazılımı var programı seyredip istediğiniz zaman yayınlama imkânı
veriyor, tv bu hale geldi. Bilgisayardan istediğiniz zaman istediğiniz kanalı izleme
imkânı veriyor.
Dolayısı ile bu bir zamanlar televizyonda demokratikleşme diye adlandırdığım süreç
en tepe noktasına doğru büyük bir hızla gidiyor. Çünkü eskiden büyük televizyon
programcıları vardı size sabahleyin Anıtkabir’den bayrak töreninden başlamak
üzere akşam gece sizin yatacağınız saate kadar hangi saatte ne seyredeceğinize
karar veriyordu: Siz de oturma odanıza girdiğiniz zaman düğmeye basıyordunuz,
yatmaya giderken düğmeye tekrar basıyordunuz ve bu arada her şeyi olduğu gibi
seyrediyordunuz. Ama şimdi şu boyuttaki bir uzaktan kumanda ile artık geminin
kaptanı sizler oldunuz, televizyon izleyicisi oldu. Aklınıza esen saatte istediğiniz türden
istediğiniz adamın ağzından haber dinleme imkânınız var. Eğer istiyorsanız müzik
dinliyorsunuz, istiyorsanız belgesel seyrediyorsunuz. Yani şimdi bir zamanların büyük
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Пока телевещание стремительно развивается, с нашими дорогими друзьями из Высшего
совета радио и телевидения мы спорим со дня издания Закона о РТЮК. Процессы по
лицензированию РТЮК завершить не смог. А пока думали куму выдавать лицензию, а
кому нет, чье вещание остановить, технология настолько стремительно развилась, что
сегодня нет никаких преград для того чтобы прилететь на Аляску, основать там канал
и смотреть его в Турции. Технически ничто невозможно остановить. Со всех сторон
поступают разные материалы. Поэтому пусть никто не беспокоится, как будет достигнут
плюрализм, плюрализм образуется сам по себе. Конечно же, уважаемый Ибрагим Шахин
прав в своей критике, выраженной на утреннем заседании. Если и Ибрагим Шахин также
как и 65-70% телезрителей в Турции смотрит 4 крупных канала, то тогда, да в Турции
на телевидении нет ничего кроме телесериалов. Но если вы помимо этих 4 телеканалов
смотрите дома через простой ресирвер другие спутниковые или кабельные каналы, то в
Турции есть 4 или 5 каналов документальных фильмов. Есть музыкальные каналы, 14
новостных каналов. Может показаться шуткой.
Когда в 1996 году мы с Муратом Йеткином запустили в эфир NTV, все смеялись над
нами, мол, откуда вы найдете новости для того, чтобы вещать 24 часа? Ну, что станете
CNN что ли? Говорили. А сегодня в Турции вещает 14 информационных каналов. Если
вы смотрите с точки зрения свободы и плюрализма, то приведу в пример Digitürk. Если
вы просмотрите 48-50 каналов Digitürk, то в 38 из них можете увидеть человека, который
способен высказать свое мнение по какому угодно вопросу. Поэтому с 07.00 часов вечера
до 24.00 часов РТЮК затрудняется следить за тем, что происходит на этих каналах.
Действительно, плюрализм на таком пуни. Но уважаемый Ибрагим Шахин выразил свое
беспокойство в связи с запуском Google TV. У меня для него новость похуже. Для РТЮК
не знаю плохая или хорошая эта новость. Наступает конец и для телеканалов, которые
транслируют программы, начинающиеся и заканчивающиеся в определенные часы. На
западе как максимум в течение 10 лет, а в Турции в течение 15 лет. Такие телеканалы как
«a TV», «kanal D», «Star», «Show TV» пережили свою функцию. Потому что, вы знаете,
что в Турции в некоторых домах есть специальное программное обеспечение Digitürk-а
digimax, которая позволяет посмотреть программу и транслировать ее когда вам угодно,
пришел «TV Bu». Позволяет смотреть канал через компьютер в угодное для вас время.
Поэтому процесс, который я когда-то называл демократизацией в телевещании, на
большой скорости стремится к самой вершине. Потому, что раньше были великие
телепрограммисты, которые решали какую программу вам смотреть, начиная с поднятия
флага в Аныткабире – мавзолее Ататюрка, до того часа, когда вы ляжете спать. А вы
заходили в комнату, нажимали на кнопку, смотрели, что подаст телеканал, а когда шли
спать, опять нажимали на кнопку. А сегодня вы сами капитан своего судна. Берете в руки
пульт и у вас есть возможность в любое время слушать новости. Если хотите, то слушаете
музыку, а хотите, смотрите документальный фильм. То есть сегодня, места этих, в свое
время великих, программистов занял телезритель. Тут есть небольшое препятствие
это – откуда будет поступать вода в мельницу. То есть мы застреваем в вопросе, откуда
будет поступать, и куда будет течь источник, как будет вертеться экономика телевещания,
/ 71
72 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
programcıların yerini büyük televizyon izleyicisi aldı. Burada bu evreye geçmemizde
tek bir küçük engel var o da değirmenin suyunun nerden geleceği. Yani bu izleyici
odaklı televizyon yayıncılığının ekonomisinin nasıl döneceği, kaynağın nerden gelip
nereye gideceği noktasında takılıp kalıyoruz. Bu formül çözüldüğü andan itibaren bu
normal gazetelerin ömrü tabii ki sona ererken televizyonlar da devreyi kapatacaklar.
Şu anda radyolara bir rakip olarak internetten 24 saat yayın yapan siteler var. Bunun gibi size istediğiniz türden malzemeyi istediğiniz saatte izlemenize imkân veren
bir şey geliyor. Dolayısıyla radyonun ilk başladığı 1920’lerde ilk Amerika’da başlayan
radyo yayıncılığı Avrupa’ya geldiği zaman Avrupa devletleri bunun arkasındaki büyük
gücü görmüşler ve hepsi devlet tekeli olarak radyoların kurulmasına izin vermişlerdi
veya radyoları kontrol altında tutmaya büyük gayret sarf etmişlerdi. 1940’lardan sonra,
televizyon yayıncılığına düzenli olarak başladı. 1948’den sonra devletler aynı mantığı
televizyona da uyguladılar ve bugün bu kalıpların hepsi yıkılıyor. Ortaya çok geniş
bir alan çıkıyor. Sizlerin özgür iradenizle, özgür seçiminizle götürebileceğiniz bir şey
kalıyor. Bence bu açıdan işte özgürlüklerin ve demokrasinin gelişmesinde medyanın
globalleşmesini bizlere katkısı da bu oluyor. Dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
ориентированного на зрителя. С момента решения этой формулы, когда жизнь
нормальных газет будет завершаться, и телевидение округлится.
Сегодня с радио станциями конкурируют порталы, которые 24 часа вещают через
интернет. Образуется что-то, которое предоставляет вам желаемый вами любого рода
материал в желаемый вами момент. Поэтому в 1920-х годах, когда радиовещание только
начиналось, когда начавшееся в Америке радиовещание пришло в Европу европейские
государства смогли увидеть великую силу за этим и разрешили создавать радиостанции
в качестве государственной монополии и прикладывали большие усилия в плане
контроля радиостанций. После 1940-х годов, когда началось телевещание, после 1948
года государства применили туже логику и в отношении телевидения, а сегодня все эти
формы рушатся. Появляется очень широкое поле. И для вас получается что-то, которое
вы можете вести по свободной воле, по свободному выбору. По-моему, с этой точки
зрения глобализация СМИ вносит свой вклад в развитие свобод и демократии. Спасибо
за внимание.
/ 73
74 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Medya ve Hukuk:
İletişim Özgürlüğü ve Sınırları
Dr. Vahap DARENDELİ
Bence medya ve hukuk birbiriyle örtüşen şeyler değil. Öncelikle sayın başkanın
son kaldığı yerden devam edelim. RTÜK, düzenlemeden ve denetlemeden sorumlu
TBMM’ce oluşturulmuş 9 kişiden oluşan bir kurul. Örneklerimiz Avrupa’da da var.
Şimdi yapımızla ilgili Türkiye’de de epeyce bir tartışma yapılıyor. Başımızdan geçen bir
hadiseyi anlatırsak herhalde olayı daha iyi ortaya koymuş olacağız. Üst Kurul Üyemiz
Hülya Alp’in eşi serbest doktor, bir hastası sıra beklerken ne iş yapıyorsunuz sorusuna
nasıl cevap vereceğini şaşırmış, sadece “denetliyoruz, düzenliyoruz, ceza veriyoruz
işte” karşılığını verince, “sansür yapıyorsunuz yani” cevabını almış, kısaca imajımız bu.
Nuri Çolakoğlu sağ olsunlar televizyonlar ve radyo yayıncılığı üzerinde deneyimlerini
anlattı. Ancak özellikle dost ve kardeş Türkiye cumhuriyetlerinden gelen arkadaşların
listesine baktım, Azerbaycan Milli Şurası Başkanı ile konuştum. Burada televizyonlardan
sorumlu olan misafirlerimizin çok azınlıkta olduğunu gördüm. Geri kalanları yazılı
medyadan, yazılı basından arkadaşlar. Elimdeki notlar özellikle radyo ve televizyon
yayıncılığı ve bunun hukukuna, buradaki medya düzenlemeleri ve sınırlanmalarına ait,
bir hayli hazırlık yaptım. Ama hazır onu görünce bunları anlatmak biraz abesle iştigal
gelebilir, bu nedenle ilerleyen bu saatte kendi mesleğim yargıçlık, dava ile başlamak
istiyorum.
Medya alanındaki özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları önemli, çok
zamanınızı almadan kısaca Avrupa insan haklarına intikal etmiş ifade özgürlüğü ile
ilgili bir davadan bahsedeceğim. Davanın konusu flaks gazetesinin ilk x ülkesindeki bir
lise müdürü ile ilgili. Bir grup öğrenci velisinden alınan anonim bir mektuptan alıntılar
yayınlanması üzerine okul müdürünün kendisine iftira edildiği iddiasıyla açtığı davada
ulusal mahkeme gazetede bir özür yayınlaması ve tazminat ödenmesine hükmetti.
Kararın temyiz incelenmesinden geçerek kesinleşmesi üzerine gazete Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’ncu maddesi kapsamında başvuruda bulundu.
Davacı rüşvetin özellikle sosyal bir olay olduğunu, sonuçlar üzerinde durarak böyle
kamuoyunu ve toplumu ilgilendiren bir konuda haber yapmanın ifade özgürlüğü
içerisinde kaldığı gerekçesiyle AİHM’e gidiyor. Mahkeme, karar oldukça uzun sadece
son kısmını okuyorum, flaks gazetesinin öğrenci velileri mektuplarında yer alan “okul
müdürü rüşvet aldı, okul araçlarını kötü kullandı” iddialarını hiçbir araştırma yapmadan
yayınlamıştır. Ancak müdüre cevap ve düzeltme hakkını kullandırmaması, tazminat
ödememesi ve özür yayınlamamasının ifade özgürlüğünün ihlali olmadığına karar
vermiştir.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
СМИ и право:
Свобода и границы общения
Д-Р ВАХАП ДАРЕНДЕЛИ
По-моему, СМИ и право, это такие вещи, которые даже не
переплетаются друг с другом. Продолжим выступление
председателя. РТЮК является советом из 9 человек,
созданный ответственным за законодательную регулировку
и надзор ВНСТ. В Европе есть подобные нам органы.
В связи со структурой нашего совета в Турции спорят.
Чтобы передать ситуацию, в которой мы на данный момент
находимся, я расскажу вам одну историю. Муж члена
нашего Совета госпожи Хульи врач, у него своя клиника.
Один из больных, ожидавший своей очереди, спросил у нее,
где она работает. Она сказала: «Контролируем, регулируем, наказываем». И получила
такой ответ: «То есть цензурой занимаетесь». Вкратце у нас такой имидж.
Нури Чолакоглу, спасибо ему большое, рассказал о своем опыте в связи с телевидением
и радио в Турции и за ее пределами. Но я специально посмотрел на его список наших
друзей, прибывших из братских тюркских стран, беседовал с главой Национального
совета Азербайджана. Я заметил, что среди наших гостей очень мало телевизионщиков.
Основную часть составляют представители пишущих СМИ. У меня будут примечания, в
особенности в связи с радио и телевещанием. Так как я судья, начну с исков.
В сфере СМИ важны в особенности заключения Европейского суда по правам человека.
Не занимая вашего времени, я вкратце расскажу об иске, поступившем в суд по правам
человека в связи со свободой слова. Предмет иска заключается в том, что газета
flaks в стране х опубликовала выдержки из анонимного письма родителя ученика,
адресованного директору лицея, по делу, возбужденному на основании утверждения
директора лицея о том, что на него клевещут, национальный суд вынес решение о том,
что газета должна опубликовать извинение и о выплате компенсации директору лицея.
После того как данное решение суда приняло окончательный характер газета в рамках
статьи 10 европейской конвенции о правах человека подала в европейский суд по правам
человека. Вот суть иска. Истец обращается в Европейский суд по правам человека на
основе выражения о том, что коррупция является в особенности социальным явлением
и останавливается над результатами того, что делать новость в связи с таким вопросом,
который интересует общественное мнение и общество входит в рамки свободы слова.
Решение суда очень длинное, я зачитаю только последнюю часть. В связи с тем, что газета
flaks, не проверив утверждения письма родителей лицеистов о том, что директор лицея
брал взятку, злоупотреблял средствами лицея, опубликовала эту новость, не предоставив
возможности директору воспользоваться правом ответа на эти утверждения, так как
газета не опубликовала извинение, Суд решил, что принесение извинения и решение о
компенсации не является нарушением права свободы слова.
/ 75
76 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
AİHM’nin kararı, bu kararda öne çıkan insan hakları evrensel bildirgesinin 11’nci
maddesinde de vurgulandığı gibi, “herkes açık bir yargılama ile yasaya göre
suçluluğu kanıtlanmadıkça suçsuz sayılır”. Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızın 38’nci
maddesinin 4’ncü fıkrasında da suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin
suçlu sayılamayacağı şeklinde yer alan masumiyet karinesi, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 10’ncu maddesinde yer alan ifade özgürlüğüne getirilen bir sınırlamadır.
Fikir ve ifade özgürlüğü ile medya özgürlüğü demokratik bir sistemin vazgeçilmez
ve devredilmez özelliklerindendir. Ancak bu, özgürlük ve fikri ifadenin her türlüsüne
hoşgörü göstermek olarak alındığında demokrasiye ilişkin tanım yeterli olmayacaktır.
Demokratik bir iletişim ortamı eylemler için olduğu kadar ifade için de temel kuralların
belirlendiği bir ortamdır. İfade özgürlüğü başkalarına zarar verme hakkını içermez.
Aksine dikkatle belirlenmiş sınırlamalar, demokratik iletişim özgürlüğünün özünü
koruyabilmek açısından gereklidir. Bu bağlamda bir yargı kararı olmadığı halde okul
müdürünün rüşvet aldığının kesin ifadelerle gazetede açıklanmasının masumiyet
karinesine uygun düşmediği ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği
sonucuna Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ulaşıyor. Karar çoğunlukla 4’e karşı 3’le
alınıyor. Önemli bir tartışma bu, son yıllarda yayınlanan önemli kararlardan birisidir. Bu
karara gelmeden önce İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarında ifade özgürlüğünü
önceleyen ve öne çıkaran çok sayıda karara rastlamak mümkün. Bu karardan sonra
İnsan Hakları Mahkemesinin bakış açısında temel insani değerlerin lekelenmeme
hakkının, masumiyet kararının, insan onurunun öne çıktığını görüyoruz. Bu çok önemli
bir gelişme iki hak ve özgürlük çeliştiğinde hangi hak ve özgürlüğün öne alınacağı
konusunda gerek yerel mahkemelerde gerek bizim temyiz mahkemelerimizde ve
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde gündemin tartışılan maddelerinden birisi olarak
canlılığını korumaya devam ediyor.
İnsan onuruyla ilgili klasik anlayışta bizim idari hukukçular bilir idari hukukun genel
prensipleri içerisinde devletin onun kamu düzenini, kamu otoritesini kullanmak için
kullandığı ölçütlerin başında klasik anlayışa göre geleneksel bir üçlü anlayış vardır:
kamu güvenliği, kamu huzuru ve kamu sağlığı. Ancak modern hukukta şöyle bir
gelişmeyle karşı karşıyayız. Klasik anlayış kamu düzenini bu üç münhasır anlayışla
tanımlarken, modern anlayış bu üç unsurun dışında kamu düzeninin tanımında
genel ahlak, kamusal estetik, insan onuru gibi bazı yeni unsurlara da yer vermiştir.
Bunlardan kamusal estetik işte yeni giren bir kavram, modern çağın kavramı. İnsan
onuru da bunlardan birisi. Modern anlayış insan onurunun, kamu düzeninin bir
unsurunu oluşturduğuna ve dolayısıyla devlet makamlarının insan onurunu korumak
amacıyla birtakım işlemler yapabileceğine artık izin vermektedir. Burada çok orijinal
bizim idari hukuk kitaplarında yer alan cüce fırlatma kararı var, enterasan buldum,
nakletmek istiyorum. Fransa’da cüce fırlatma denen ve oyucuların bir cüceyi, bir
insanı olabildiğince uzağa fırlatması şeklinde oynanan bir oyun. Cüce özel giysiler
içinde olduğu için yere düştüğünde zarar görmez. Fırlatılan cüce haliyle bu oyundan
para da kazanır. İlgili kentin belediye başkanı bu oyunun oynanmasını insan onuruna
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Решение Европейского суда по правам человека, в этом решении на первом плане,
как подчеркивается в 11-ой статье Всеобщей декларации прав человека, человек
считается невиновным, пока его вина не будет доказана в установленном законом
порядке. В 4 пункте статьи 38 Конституции Турецкой Республики отмечается, что
никто не считается виновным, пока его вина не доказана, что является ограничением
свободы слова, указываемой в статье 10 Европейской конвенции прав человека.
Свобода мысли и слова и свобода СМИ, являются обязательными и не передаваемыми
особенностями демократической системы. Но когда это воспринимается как терпимость
в отношении любого проявления этой свободы и свободы мысли, определение в связи
с демократией будет недостаточен. Среда демократического общения является средой,
которая определяет правила как для действий, так и для выражений. Свобода слова не
содержит в себе право на нанесения вреда другим, наоборот, она необходима с точки
зрения внимательно определенных ограничений, для возможности защиты сути свободы
демократического общения. Европейский суд по правам человека счел, что публикация
в газете точными фразами о том что директор лицея брал взятку без наличия по
данному поводу решения суда не соответствует презимпуции невинности и не может
расцениваться в рамках свободы слова. решение принимается большинством голосов 3
на 4. Это очень важное решение, опубликованное в последнее время. До этого решения
в решениях Суда по правам человека есть множество решений, которые выдвигали
свободу слова на первый план. После вынесения этого решения мы видим, что во
взгляде Суда по правам человека на первый план выходит право не запятнения основных
человеческих ценностей, презимпуция невинности, человеческая честь. Это очень
важное развитие, при противоречии двух прав и свобод в вопросе какое из прав и свобод
должно предусматриваться в первую очередь, продолжает сохранять жизнеспособность
одна из спорных статей, стоящих на повестке дня, как у местных судов, так и наших
апелляционных судов и в Европейском суде по правам человека.
В классическом понимании о человеческой гордости наши административные юристы
знают, что в общих принципах административного права ведущей мерой, используемой
государством при использовании общественного порядка общественного авторитета,
согласно классическому пониманию, есть традиционное трехстороннее понимание.
Общественная безопасность, общественный покой и общественное здоровье, но в
современном понятии в праве мы сталкиваемся с таким развитием. Классическое
понимание определяет общественный порядок поэтому трехстороннему свойственному
пониманию, а современное понимание в определении общественного порядка помимо
этих трех элементов отводит место и для таких некоторых новых элементов как общая
мораль, общественная эстетика, человеческое достоинство, из которых общественная
эстетика нововошедшее понятие, человеческое достоинство тоже является понятием
современной эпохи. Современное понимание, предусматривает, что человеческое
достоинство образует элемент общественного порядка и с целью защиты человеческого
достоинства позволяет государственным инстанциям производить некоторые
процедуры. Я хочу рассказать вам о решении в связи с игрой “кто дальше забросит
карлика”, которое имеет место в литературе об административном праве, интересная
история, хочу поделиться с вами. Во Франции есть игра “кто дальше забросит карлика”.
/ 77
78 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
aykırı olduğu gerekçesi ile bir kolluk işlemi ile yasaklamıştır. Bu yasaklama kararına
açılan iptal davasında İdare Mahkemesi belediye başkanının kararını kolluk yetkilerini
aşan bir karar olarak görmüş ve iptal etmiştir. Kararı tamamen inceleyen ve bozan
Danıştay ise bu oyunun insan onuruna aykırı bir pratik olduğuna ve insan onuruna
saygının, kamu düzenine saygıdan biri olduğuna, dolayısı ile belediye başkanının
kolluk yetkisine dayanarak bu oyunu yasaklayabileceğine karar vermiştir.
Bu çok önemli bir gelişme. Buna benzer RTÜK’te de arkadaşlarımız değindi hemen
kendi kararımızdan bir tane somut örnek okumak istiyorum. Bu olayı Türk kamuoyu
yakından biliyor x logosuyla yayın yapan televizyon kuruluşunda nokta nokta tarihinde
yayınlanan davacının sunduğu “Ya Bundadır Ya Şunda” isimli programda 3484 sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluşlarıyla İlgili Kanunun 4’ncü maddesinin (s) bendinde
kurala bağlanan “program hizmetlerinin bütün unsurlarının insan onuruna ve temel
insan haklarına saygılı olması” yayın ilkesinin tekrarının ihlal edildiği belirtildi. Yayın
kuruluşuna 12 kez program durdurma müeyyidesi uygulanmasına ve program
sunucusunun 12 kez program durdurma süresi içinde hiçbir ad altında başka bir
program yapamayacağına ilişkin nokta nokta tarihli işlemle bildirildi. Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu’nun ilgili kararının iptali istemiyle açılan davada -arkadaşlarımız
hatırlar bu medya tarihinde herhalde çok az rastlanan bir olaydı- ilgili mahkemece dava
dosyasındaki bilgi ve belgelerle uyuşmazlık konusu programa ait yayın görüntülerinin
birlikte değerlendirilmesinden program sunucusu Mehmet Ali Erbil’in programda
güldürü unsuru olarak kullandığı içlerinden birine asker kıyafeti giydirilmiş çeşitli
özürleri bulunan 7 kişiyi sahneye çıkardığı ve bu kişilere askerlikte olduğu gibi çeşitli
komutlar vererek ellerini yukarı kaldırma talimatı verdiği, bu sırada birisinin arkasına
geçerek pantolonunu hızla aşağıya indirmesi sonucunda şahsın müstehcen organının
açıkça ekrana geldiği programın formatı gereği özürlü kişilerin figür olarak kullanıldığı
ve özürlü olarak yarattığı durumlarının mizahi unsur olarak kullanıldığı, bu şahısların
programa gönüllü olarak katıldığı kabul edilse bile, burası önemli, belirtilen durumun
ülkede bulunan pek çok özürlü ve ailesi yönünden insan onurunu zedeleyecek etkiler
yarattığı ve dava konusu yayının 3984 sayılı kanunun 4’ncü maddesinin (s) bendinde
yer alan yayın ilkesini ihlal ettiği sonucuna varılmıştır, Danıştay 13’ncü Dairesinin
2009/3413 sayılı kararıyla.
Bir İnsan Hakları Mahkemesi kararı bir de bizim yerel mahkemeden ve RTÜK kararı
ile ilgili, denetimle ilgili bir somut dava aktardım. Şimdi her iki kararda da vurgulamak
istediğim özellikle seçerek getirdiğim kararlarda ifade özgürlüğü ile ilgili Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararları bu konuda insan haklarının birinci sırasında ifade
özgürlüğü gelmektedir. 1988’de AİHM denetim yetkisini kullandığında ilk verdiği
kararda ifade özgürlüğü ile ilgili karardır. Ne yazık ki ülkemizin de en çok mahkûm
olduğu, AİHM’de tazminata hükmedildiği aleyhimize hükmedildiği kararlarda ifade
özgürlüğü ile ilgilidir. Bir son tespitim de cumhuriyet hükümetinin geçen hafta açıkladığı
reform yasalarının başında öncelikle ifade özgürlüğü vurgulanarak ifade özgürlüğü
ile ilgili yeni gelişmeler, yeni reformlar yapılacağı vaat ediliyor. Yani ifade özgürlüğü
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Карлика одевают в специальное одеяние чтобы, когда он падал, ему было не больно,
а затем маленького человека бросает один из местных силачей. Побеждает тот, кто
забросит карлика как можно дальше. Соответственно, карлик получает за это деньги.
Глава администрации соответствующего города на основании того, что играть в эту игру
противоречит человеческому достоинству, запретил эти развлечения. Было возбуждено
дело об аннулировании данного решения. Административный суд счел, что глава
администрации превысил правоохранительные полномочия и аннулировал решение. А
Госсовет изучивший постановление и отменил его, так как данное развлечение унижает
человеческое достоинство, а человеческое достоинство является одной из элементов
уважения к общественному порядку и поэтому глава администрации, опираясь на свои
правоохранительные полномочия, имеет право запретить эту игру.
Это очень важное развитие, подобные вещи были затронуты и нашими товарищами
из РТЮК. Хочу привести конкретный пример из наших решений. Эту историю
турецкое общество знает очень хорошо. Согласно пункту s статьи 4 Закона № 3484 об
учреждениях радио и телевещания Высший совет радио и телевидения постановил, что
такого-то числа в программе “Я бундадыр, я шунда” телеканала х нарушен принцип
трансляции о том, что “все элементы программной услуги должны быть уважительны по
отношению к человеческому достоинству и основным правам человека”, в связи с чем
было решено 12 раз остановить вещание телеканала и во время 12 раз останавливания
вещания телеканал, ни под каким названием не будет транслировать программы. Было
возбуждено дело об аннулировании данного решения. Друзья помнят об этом, так как это
был, наверное, редкий случай в истории СМИ. Соответствующий суд изучил документы
дела, просмотрел видео-материал. Ведущий программы Мехмет Али Эрбиль вывел на
сцену 7 человек с различными пороками, из них один был одет в солдатскую форму.
Ведущий начал давать команду как в армии. Дав команду “руки вверх”, он обошел
стоящих на сцене сзади и спустил штаны одного из этих людей. В результате чего половой
орган этого человека был оголен. Согласно формату программы люди с различными
пороками использовались в качестве фигур, а из пороки в качестве юмористического
элемента. Если даже счесть, что эти люди добровольно принимали участие в программе,
здесь важно, указанное положение для многих инвалидов страны и их семей породило
ущемляющее человеческое достоинство воздействие и тем самым телеканал нарушил
принцип вещания, указанный в пункте s статьи 4 Закона № 3484 об учреждениях радио и
телевещания. Постановление 13-го отдела Госсовета за номером 2009/3413.
Да, я рассказал о решении Суда по правам человека и нашего суда и о конкретном иске
в связи с контролем решения РТЮК. В связи со специально выбранными мной двумя
постановлениями суда хочу подчеркнуть, что в связи со свободой слова на первом месте
решения Европейского суда прав человека, на первом месте прав человека стоит свобода
слова. В 1988 году, когда Европейский суд прав человека использовал свои полномочия
как контролирующего органа, первое решение он принял в связи со свободой слова. К
сожалению, наша страна в Европейском суде прав человека получила приговоры о выплате
компенсации именно за свободу слова. Правительство на прошлой неделе объявило, что
будут проводиться реформы и в первую очередь реформы в связи со свободой слова.
/ 79
80 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
netice itibariyle yazılı basının, görsel basının ve günümüzdeki internet medyasının da
temelini oluşturacak ana öğe olarak kalmaya devam ediyor. Bütün düzenlemeler, bu
konudaki referans metinler ikinci düzenlemenin temel referans maddesi Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinin 10’ncu maddesinde tam anlamını bulan ifade özgürlüğüdür. Bu
özgürlüğün özellikle kardeş ve dost ülke Türk cumhuriyetlerinde algılanması, hayata
geçirilmesi ve onu koruyacak mekanizmaların geliştirilmesi arzumuzdur. Bu hepimizin
hedefi, içinde bulunduğumuz dolayısıyla temel olarak insanın hedefi, insanın onuru da
bu yöndedir diye düşünüyorum, saygılar sunuyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
То есть свобода слова продолжает быть главным элементом, который образует основу
как пишущих и визуальных СМИ, так и электронных СМИ. Все регулировки, ссылки
по этому вопросу, содержатся в 10-ой статье Европейской конвенции прав человека, в
которой свобода слова нашло свой полный смысл. Мы желаем, чтобы эта свобода была
воспринята, внедрена в братских и дружеских тюркских государствах и чтобы были
разработаны механизмы защиты этой свободы. Это наша общая цель, Это цель человека,
и человеческое достоинство также направлено на это. С уважением.
/ 81
82 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Medya ve Etik:
Meslek İlkeleri ve Toplumsal Sorumluluk
Korkmaz ALEMDAR
Bahsedilen konuya değinmeyeceğim, başka konulara değineceğim izninizle. RTÜK’ün
yaptıklarını öteden beri eleştirirdim. Şimdi yeni tanık oluyorum, yeni öğrenmeye
çalışıyorum, Darendelioğlu’nu yeni tanıdım, Çolakoğlu’nu 80’li yılların sonunda tanıdım
ve o günkü gibi teknolojik gelişmeleri ve yayıncılık dünyasını, nereye gittiğini anlattı.
Çok etkileyici bir tablo ile karşı karşıyayız. Bize teknolojinin inanılmaz geliştiği, bu
gelişmenin daha da hızlanarak süreceği, insanoğlunun kısa yaşamında, algılamasında
çok ciddi sıkıntılar yaratacak bir gelişme ile karşı karşıya olduğumuz anlatılıyor. Bunlar
doğru çünkü artık evde çocuğumuz ile de iletişim kuramıyoruz. Çünkü anne babanın
görevi çocuğa en son teknolojik donanımı sağlamak, bilgisayarını ve onun kullanım
araçlarını kullanıma sunmak, her yıl değiştirmek, yeni modelleri almak ondan sonra da
kenara çekilip sözü edilen, eleştirilen televizyon programlarını izlemekten ibaret. Ama
bizi buraya getiren daha doğrusu bu toplantıyı da yaratan süreç küreselleşme diye
anlatılan, bu toplantının amacındaki sürecin ta kendisidir. Küreselleşme Türklerin çok
yakından tanıdığı, çok iyi bildiği bir süreçtir. Kısaca kapitalizmin dünya sistemi haline
gelmesinin serüvenidir.
Osmanlı İmparatorluğunu yıkan kapitalizmdir, Avrupa kapitalizmidir, onun
gelişimidir, onun örgütlenmedeki ve üretimdeki başarısıdır. Sovyet İmparatorluğunu
yıkan da Amerikan kapitalizminin 21’nci yüzyılda ulaştığı büyük güçtür. Bunlar
üzerinden konuşuyoruz, bunların parlak başarılarını söylüyoruz. Ama bir şey daha
bilmek zorundayız, kapitalizm yine bizim dönemimizde çok ağır eleştirilen konu
olduğu noktalardan biri, yarattığı çevre kirliliğidir, dünyayı yok etmekte olduğu
söylenmektedir. Acımasız üretim süreci, tüketimin sürekli pompalanması ve teşvik
edilmesinin yeryüzünde yaşanabilir bir alan bırakmayacağına dair saptamalar vardır.
Eğer çevre kirliliği tek başına doğayı yok eden önemli bir sonuç olsa idi bunun
üzerinde konuşabilirdik ama kapitalizm bir başka boyutu ile de dünyayı kirletmektedir,
o da iletişim boyutu. Yeryüzündeki ihtiyaç duyulan iletilerin sayısı bellidir, insanların
gereksinimleri bellidir. Amerika Birleşik Devletleri 4 ulusal televizyon kanalı ile
ülkesindeki insanları bilgilendirebildiğini düşünürken Türkiye’nin daha demokratik
olduğunu söylememiz mümkündür. Çünkü bizde çok ama, bu çevre kirliliğinin aslında
insanoğlunun ulaştığı noktada onu yönetebilmenin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu
göstermesi açısından önemlidir.
Bize tarihin öğrettiği şudur, insan yaşamında hiçbir dönemde iletişim araçları
bize anlatıldığı gibi, düşündürtülmek istendiği gibi demokratik, çoğulcu, insanları
bilgilendiren bir aygıt olarak işlememiştir. Bütün tarih boyunca ya siyasal iktidar bu
aracı denetlemiştir çünkü iktidarını sürdürmek zorundadır ya da sermaye, 18-19’ncu
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
СМИ и этика:
Профессиональные принципы и общественная
ответственность
КОРКМАЗ АЛЕМДАР
С вашего разрешения я затрону другие вопросы. То, что
делается в РТЮК, то есть то, что делает РТЮК, я всегда
критиковал. Сейчас я наблюдаю, пытаюсь познать. С
Даренделиоглу только познакомился, с Чолакоглу знаком
с конца 80-х годов и он словно как в те дни, рассказал
о технологическом развитии и о том, куда стремится
вещательный мир. Перед нами очень впечатлительная
картина. Нам рассказывают о невероятном развитии
технологии, что это развитие будет еще стремительно
расти, что мы стоим перед развитием, которое породит
серьезные проблемы в короткой жизни человека и в его восприятии. Это верно, так как
дома мы даже со своим ребенком общаться не можем. Потому что должность родителей,
это оборудовать своего ребенка по самой последней технологии, предоставить ему на
пользование компьютер и средства к нему, менять его каждый год, покупать новые модели,
а потом отойти в сторону и смотреть программы о видении, которые подвергаются
критике. Но на сегодня сюда привело, то есть процесс, породивший это заседание,
называемый глобализацией, является тем самым процессом, который находится в цели
этого заседания. Глобализация - это процесс, с которым тюрки очень хорошо знакомы.
Вкратце приключение капитализма на пути превращения в мировую систему.
Османскую империю разрушил капитализм, европейский капитализм, его развитие,
его успех в организации и производстве, а Советскую империю разрушила великая
сила, которой достиг американский капитализм в 21 веке. Мы говорим о них, об их
блестящих успехах. Но, мы должны знать еще и о том, что капитализм опять-таки в наш
период стал предметом и критики. Говорят о том, что капитализм породил загрязнение
окружающей среды и уничтожает мир. Имеются определения о том, что беспощадный
производственный процесс, постоянное накачивание и стимулирование потребления не
оставит на земле жизненного пространства. Если бы экологическое загрязнение само
по себе было бы важным результатом, уничтожающим природу, то мы говорили бы об
этом. Но, другая сторона капитализма загрязняет мир, аспект общения. Число передач и
потребности людей, в которых есть нужда, известны. В то время когда Соединенные штаты
Америки считает, что способны информировать своих граждан за счет 4 национальных
телеканалов, то можно сказать, что Турция с этой точки зрения более демократична. Так
как это очень важно с точки зрения показа какой неизбежной необходимостью является
управление человеком этого загрязнения окружающей среды.
Нас история научила тому, что средства общения ни в один из периодов жизни человека
не работали в качестве демократических, плюралистических и информирующих людей
/ 83
84 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
yüzyıldan itibaren de bunun büyük gücü iletişim alanında kendini hissettirmiştir. Bugün
ülkelerin gelişme düzeyine göre ikisi birbiriyle zaman zaman rekabet etse de artık
birlikte toplumları yönetmenin ve bu yönetimin rahatını sürmenin, tadını çıkartmanın
süreci içindedirler. Onun için demokrasi çağdaş toplum gelişen bir toplum içinde
iletişim araçlarının artan etkisi lafları evet doğrudur ama eğer bilinçli her şeyin farkında
olan ve bunları tartışabilen bir toplumunuz yoksa bir kamuoyunuz yoksa bunların
hepsi birer ütopyadır. Size anlatmam gereken, esas benden istenen etik bunun
neresindedir? Etik, bugün bize örnek olarak geldiği yer Amerika Birleşik Devletleridir.
Etik Amerika Birleşik Devletleri yaşamı ile sınırlı değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nde
etik uygulamalarının 1938 yılında başladığını hatırlarsanız, Murat Bey, Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürü olarak bu uygulamaların geçmişte yürütücüsüydü ya da
kurumu onun yürütücüsü ve sahibiydi, bunlar unutuldu.
Amerika Birleşik Devletlerinde etiğin neden ortaya çıktığını sorarsanız size şunu
söylerim: her ne kadar gazetecilerin kendi kendine denetlemeleri, daha iyi haber
vermeleri daha kendi öz denetimlerini yapmaları, dürüst ve yansız haber vermedeki
yöntemleri geliştirmeleri gibi anlatılırsa da aslında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki
etik, gazetecileri patrona karşı korumanın bir aracı gibi keşfedilmiştir. Çünkü Amerikalı
gazetecileri patrona karşı koruyan hiçbir ara güç yoktur, sendikaları yoktur, dernekleri
yoktur, var olanların da hiçbir şekilde gazetecilerin çalışma koşullarını korumasına
olanak yoktur. Amerikalı gazeteciler dolaylı olarak hediye almamak, dolaylı olarak
hakkaniyetli olmak, toplumdaki bütün düşünceleri aktarmanın gereğini patrona
dayatabilmek için ne yazık ki tek bulabildikleri araç etiktir. Etik Fransa’da yoktur yeni
yeni konuşulmaya başlandı. Niçin yoktur, çünkü Fransız topluluğunda çok güçlü bir
sendika geleneği vardır. Gazetecinin ücretini de gazetecinin patrona karşı entelektüel
hakkını koruyan odur. Fransa’da etik yoktu ama şimdi var çünkü cadılar bayramında
geldi Fransa’ya. Fransızlar inanılmaz derecede kıskanç bir şekilde sadece kendi
şaraplarını içerlerken kendi topraklarından ürettikleri üzümden şarap yapıp içerlerken
şimdi bütün dünyaya hâkim olan ya Merlot’u içiyorlar ya Chardonnay’u içiyorlar ya da
Cabernet’nin değişik türlerini içiyorlar.
Yani kapitalizmin nüfuz etmesi ve gücü, batı ülkelerine de baktığınızda inanılmaz
derecede güçlüdür. Burada etiği nasıl kullanabiliriz ya da gazetecilerimizi etik ilkelere
yöneltmede ne gibi yarar sağlayabiliriz? Uluslararası örgütlerin, başta UNESCO
olmak üzere en önemli gündem konusu iletişim özgürlüğü ve etiktir. Her yıl yapılan
toplantıların iki ana teması budur, bu iki ana tema konusunda da UNESCO’nun
yapabileceği, atabileceği somut bir adım yoktur. Niçin yoktur? Çünkü UNESCO
sermayenin politikalarını güttüğü için, internetin geliştirilmesini teşvik ettiği için, her
yerde internet kullanımının yaygınlaşmasına çaba sarf etmeyi uluslararası hedefi
haline getirdiği için. İki konu kimseye ne faydası ne zararı olamayacak, topluma
faydası olmayan ama sanki özgürlüklerden söz edildiğini hissettirecek etik konusu
sürekli gündemdedir. Etik gazetecinin hiçbir yaptırıma uğramadan ya da yasal olarak
herhangi bir cezalandırmaya maruz kalmadan kendi anlayışı, niyeti ve kararıyla
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
аппаратов. На протяжении всей истории это средство контролировали или политическая
власть, так как была вынуждена продолжать находиться у власти, или капитал, с 18-19
века его великая сила начала проявляться и в сфере общения. Сегодня в соответствии от
степени развитости стран, несмотря на то, что страны время от времени конкурируют
между собой, они находятся в процессе совместного управления обществами и
наслаждаются доставляемым тем самым удобством. Поэтому такие слова как
демократия, современное общество, повышающееся воздействие средств коммуникации
в развивающемся обществе, все верно, но если у вас нет все осознающего и способного
говорить обо всем общества, общественного мнения, то все это утопия.
В чем же этика, о которой от меня требовалось рассказать? Этика - Соединенные штаты
Америки, место, откуда она в качестве примера появилась у нас. Этика не ограничена
жизнью Соединенных штатов Америки. Если вспомните, что в Турецкой Республике
этика начала внедряться в 1938 году, господин Мурат, Главное управление прессы, печати
и информации в прошлом было предводителем этой практики, об этом забыли.
Если вы спросите, почему этика появилась в Соединенных штатах Америки, я скажу.
Говорят о самоконтроле журналистов для того чтобы лучше работали, о развитии методов
самоконтроля и нейтральной подачи новостей, но на самом деле в Соединенных штатах
Америки этика была обнаружена в качестве инструмента защиты журналистов от хозяев
издательства или телеканала. Потому что не было промежуточной силы, защищавшей
американских журналистов от хозяев, у них не было профсоюзов, ассоциаций, а у
имеющихся не было возможности защитить условия работы журналистов. Американские
журналисты для того, чтобы импозировать хозяину, что нельзя брать подарки, что надо
быть справедливым, необходимость передачи обществу всех идей, к сожалению, были
вынуждены прибегнуть к единственному средству - этике. Этики во Франции нет, только
только начали говорить об этом. Почему нет, так как во французском обществе есть
очень сильная традиция профсоюза, который защищает и зарплату журналиста и его
интеллектуальные права перед хозяином. Во Франции этики не было, но сегодня есть,
этика пришла во Францию вместе с праздником ведьм. Тогда как в свое время французы
пили только свое вино, которое производили из своего винограда на своей земле, то
сегодня они пьют всемирноизвестный Merlot, Chardonnay или Cabernet.
То есть проникновение и сила капитализма и в западных странах невероятно
мощное. Как мы можем воспользоваться этикой или какую пользу мы можем извлечь
в управлении журналистами этическими принципами? Основными вопросами
международных организаций, и в первую очередь ЮНЕСКО, является свобода и этика
общения. Это два основных вопроса ежегодно проводимых заседаний. И в вопросе
этих двух основных тем у ЮНЕСКО нет конкретных шагов. Почему нет? Потому что
ЮНЕСКО проводит политику каптала, стимулирует развитие интернета, и потому что
для ЮНЕСКО прикладывание усилий в плане широкого использования интернета стало
международной целью. Вопрос об этике не сходит с повестки дня. Этика - это когда
журналист, не подвергаясь какой-либо санкции или правовому наказанию, дает слово
действовать согласно профессиональным навыкам в зависимости от своего восприятия,
намерения и решения. Но в странах с неразвитой демократией или в развивающихся
странах, извиняюсь, этика привлекает внимание правительств, правительства косвенно
/ 85
86 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
mesleki pratiklere uyma sözü vermesidir. Ama demokrasinin gelişmediği ülkelerde
ya da gelişmekte olduğu ülkelerde özür dilerim etik hükümetlerin çok ilgisini çeker,
hükümetler doğrudan ya da dolaylı olarak etik konusuna müdahale ederler. Türkiye’de
de böyledir, gidin Basın İlan Kurumunun ilkelerine bakın eğer etik ihlali yapıyorsanız
ilanınızı keser. RTÜK’te böyle bir şey yok onun için haksızlık edilmesin orada olduğum
için değil ama hakkaniyet ilkesine dikkat edilmesi için bunu vurguluyorum.
Konuşmamı şöyle tamamlamama izin verin, etik bir ütopyadır. Niçin ütopyadır? Çünkü
etik, demokrasinin yaygınlaşmadığı, kök salmadığı gazetecinin insan koşullarına
sahip olmadığı yerlerde uygulama şansı olan kurallar ve ilkeler bütünü değildir. Nasıl
gerçekleştirileceği konusunun tartışması aynıdır, bunu bu salonda oturanlar zaten çok
ayrıntılı bir şekilde bilmektedirler. Ama eğer demokrasiyi geliştiremiyorsanız, hangi
demokrasiyi, örnek neresi Amerika Birleşik Devletleri’nin savunduğu demokrasi ne
zaman vardı bilmiyorum ne zaman olduğunu ama o kadar hızlı değişen bir organizmaya
sahip ki Amerikan gazetecileri bile körfez savaşından sonra ciddi rahatsızlık duymaya
başladılar. O zaman biz bir model aramak yerine ya da kendimize bir hedef belirlemek
yerine kendi ülkemizde, kendi insanımıza gerçekleri anlatacak gerçekleri olduğu gibi
anlatacak ve onu anlaşılır kılacak gazeteci yetiştirmek zorundayız. Basın özgürlüğünü
savunuyorsanız bir gazetede yeterli sayıda gazeteci olmasına özen göstermek
zorundasınız. RTÜK’e gelen gazeteciler 6-7 bazen 10 kurumun yanı sıra RTÜK’ü de
izlemeye çalışıyorlar. Böyle RTÜK takip edilmez, RTÜK’ün ne yaptığı konusunda
kamuoyuna böyle bilgi verilmez. Bu aynı zamanda Maliye Bakanlığı için de geçerli
Sayıştay için de geçerli bir başka kamu kurumu için de geçerli. Böylesine eksik bir
kadro ile doğruyu gerçeği aramak durumunda olan bir toplumun da kendisine biraz
daha çeki düzen vermesi ve bu çeki düzeni de geliştirirken sanıyorum etik gibi evrensel
düzeyde önemli konularda da, gerçeğin ne olduğunu biraz daha dikkatli takip etmesi
gerekir. Çok teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
или на прямую вмешиваются в вопрос этики. И в Турции также, взгляните на принципы
Управления объявления СМИ, если вы нарушаете этику, то оно прекращает ваше
объявление. В Высшем совете радио и телевещания такого нет, не потому что я там, я
подчеркиваю это, чтобы обращалось внимание на принцип справедливости.
Разрешите завершить мне речь следующими словами: Этика это - утопия. Почему
утопия? Потому что этика это не собрание правил и принципов, которые можно внедрить
там, где журналист не имеет человеческих условий, где демократия не пустила корни и
не распространена. И сидящие в этом зале прекрасно знают, как это осуществляется. Но
если вы не можете развить демократию, какую демократию, кто образец, я не знаю когда
была демократия, за которую выступают Соединенные штаты Америки, но она имеет
настолько стремительно развивающийся организм, что даже американские журналисты
после войны в Персидском заливе стали испытывать серьезный дисконфорт. Тогда мы
вместо того чтобы искать для себя какую-то модель или же вместо определения для
себя какой-то цели, в своей стране мы обязаны подготовить журналистов, которые
расскажут нашему человеку все реалии, такими какие они есть. Если вы выступаете за
свободу СМИ, то вы обязаны стараться, чтобы в газете журналистов было в достаточном
количестве. Журналисты, пришедшие в Высший совет радио и телевещания, наряду с
6-7, а порой и 10 учреждениями пытаются наблюдать из за РТЮК. Так следит за РТЮК
нельзя, так о деятельности информировать общественное мнение нельзя. Это касается
и Министерство финансов, и Высшего финансового совета (Сайыштай), и других
общественных заведений. Думаю, что имеющее такую нехватку кадров общество должно
исправить себя и при этом более внимательно следить за тем, что является реальностью в
таких важных универсальных вопросах как этика. Спасибо большое.
/ 87
88 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Soru - Cevap Bölümü
Soru: Kazakistan’dan gelen bir gazeteci olarak soru sormak istiyorum, RTÜK Temsilcisinin anlattığı şey Kazakistan’da da çok ilginçtir. Geçenlerde bizim milletvekilleri
basın bakanlığına başvurarak yardım istediler, bazı özel televizyonlar milletvekillerine
hakaret etti, duruma müdahale edin şeklinde. Sorum şöyle RTÜK gibi bir kurum
Kazakistan’da ve diğer Orta Asya ülkelerinde yoktur. RTÜK’ün faaliyeti nasıldır? Özel
bir kanun kapsamında mı yoksa bu Başbakanın özel kararıyla mı oluyor? İkinci sorum
RTÜK özel kanun kapsamında faaliyet ediyorsa Basın Kanunu maddeleriyle çelişkiye
düşmüyor mu? Yani nasıl bir uyum sağlıyorsunuz? Teşekkür ederim.
Dr. Vahap DARENDELİ
Radyo Televizyon Üst Kurulu dünyadaki ve çağdaş ülkelerdeki diğer denetleyici
ve düzenleyici kurumlar gibi kanunla kurulmuş bağımsız özerk bir kuruluş. Ayrıca
Türkiye’deki Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun özel bir yapısı var, Anayasal bir kurum,
Anayasa’nın 130’ncu maddesinde ayrıca düzenlemeye tabii olmuş özel üst kurullardan
birisi. Basınla olan ilişkimize gelince, benim notlarım arasında bu vardı, ifade özgürlüğü,
basın özgürlüğü veya medya özgürlüğü deyince özgürlüğün yazılı olan kısmı ile görsel
ilişkisel özgürlük arasında çok büyük hukuki rejim farkları var. Çağdaş anayasaların
hemen hemen hepsinde basın özgürlüğünden ve ifade özgürlüğünden bahsedildiği
halde görsel işitsel özgürlükten bahsedilmez. Ancak bu bir eksiklik değil, sadece
Alman Anayasası’nın 5’nci maddesinde görsel-işitsel özgürlükten bahsedilir. Ancak
uygulamaya baktığımızda Almanya ile Fransa ile ve diğer çağdaş ülkelerle ülkemizde
herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Önemli olan bütün klasik anayasalarda ve
çağdaş anayasalarda basın özgürlüğü düzenlenmiştir. Görsel-işitsel özgürlük yani
radyo ve televizyon yayıncılığının özgürlüğü ise biraz daha bastırıcı biraz daha izne tabi
ve devlet güdümünde bir özgürlüktür.
Niye referanslar bizim frekanslarımız sınırlı kamu malı kullanan yayıncıları denetlemek
ve bir başka tezde televizyon ve radyonun gazete ve diğer yazılı basına göre etkisinin
toplum üzerindeki etkisinin daha fazla olması gibi bir gerekçe ile bütün dünyada bu
alandaki düzenlemelere devlet müdahale edebilmekte, özgürlüğün sınırları, daha
da daralmaktadır. Temel olarak ikisi arasında bu fark vardır ama bu tür kurullar ve
kurumlar bütün bunlar demin bahsettiğim gibi yayıncının özgürlüğünden çok yayıcı ile
birlikte bu dengeyi sürdürerek özellikle izleyiciyi ve dinleyiciyi yani insanı temel alarak
onun özgürlüğünü korumayı amaçlayan kuruluşlar.
RTÜK’ü ziyaret konusuna gelince, herhalde program içinde var sanıyorum, çünkü
konuşmamın başında söyledim hemen hemen bu anlamda sanıyorum özel
televizyonlar az fiilen komşu devletlerde, Türkiye cumhuriyetlerinde dolayısı ile
RTÜK benzeri yapılar nadir. Bu nedenle Avrupa’da ve çağdaş ülkelerde yapılan özel
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
ВОПРОС - ОТВЕТ
Вопрос: Я как журналист, прибывший из Казахстана, хочу спросить следующее. То, что
рассказал представитель РТЮК и в Казахстане тоже интересно. Накануне наши депутаты
обратились в Министерство информации за помощью. Некоторые частные телеканалы
оскорбили депутатов, мол, разберитесь. У меня такой вопрос. Такого органа как РТЮК в
Казахстане и остальных странах Центральной Азии нет. Как действует РТЮК? Согласно
определенного закона или на основании специального поручения премьер-министра?
Второй вопрос. Если РТЮК действует в соответствии со специальным законом, то не
противоречит ли он со статьями Закона о свободе СМИ. То есть, как вы гармонируете?
Спасибо.
Д-Р ВАХАП ДАРЕНДЕЛИ
Высший совет радио и телевидения, также как и надзорные и регулирующие органы
других стран мира являются независимыми автономными органами, основанными
на основании закона. Кроме того Высший совет радио и телевидения в Турции имеет
особую структуру. Он является конституционным органом. Является одним из органов,
которые регулируются статьей 130 Конституции. Касательно наших взаимоотношений
с прессой. Когда речь идет о свободе слова, свободе СМИ или прессы, между свободой
пишущих и визуальных СМИ есть очень большая разница в правовом плане. Почти во
всех современных конституциях, несмотря на то, что упоминается о свободе прессы
и свободе слова, о визуальных СМИ не упоминается. Но это не недостаток. Только в
конституции германии в статье 5-ой говорится о визуальных СМИ, но если посмотреть
на практику, с Германией, с Францией или с другими современными странами у нас нет
проблем. Главное, что во всех классических и современных конституциях свобода прессы
регулируется. А свобода радио телевещания, является свободой, которая подчиняется
разрешению и является вопросом государства.
Во всем мире государство может вмешиваться в регулировки в этой сфере, ссылаясь
на то, что воздействие радио и телевидения больше чем воздействие газет и других
письменных СМИ. Это еще больше сужает границы свободы. В основе между ними
есть такая разница, но подобные совета и учреждения, как я уже говорил, имеют целью
защищать основные права зрителя и слушателя, то есть человека.
Касательно посещения РТЮК, кажется, в программе есть. В начале своего выступления
я говорил о том, что в соседних странах, в тюркских странах, думаю, что частных
телеканалов мало и поэтому такие структуры как РТЮК встречаются там редко. Поэтому
мы будем рады показать нашим гостям наш Совет.
/ 89
90 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
televizyon yayıncılığının kamu ile birlikte ve devamında da üst kurulların olduğu bir
çatıyı, bir yapıyı görmek arzumuz, bunu da göstermekten mutlu oluruz, bekliyoruz
kendilerini.
Soru (Azerbaycan): Teşekkür ediyorum Nuri Bey sizin düşüncelerinizi merak ediyorum,
özel sektörü, özel televizyonu temsil ettiğim için özel televizyonların milli menfaat
noktasındaki rolünü, yerini nasıl belirleyelim? Amerika’da CNN ekolü var veya BBC
ekolü var, İngiltere’de. CNN’i takip edersiniz BBC’yi takip edersiniz. Tabii ki habercilik
ve haber felsefesine dayanan, haberin yanı sıra Amerikan menfaati veya İngiltere
menfaatini ön planda göreceksiniz. Türkiye de bu anlamda Türk devletleri coğrafyası
için bu anlamda dışa açılma noktasında çok önemli bir örnekti medya bazında. Aynı
zamanda medyada özel sektörün bu konulara milli menfaat noktasında bugün Türk dili
konuşan ülkelerin medya formunu konuşuyoruz. Ama özel sektöre baktığımızda TRT
bazında, devlet bazında bunun yapıldığını görüyoruz ama özel sektörün bu konuya
hevesli olmadığını da söylemeliyiz. Tabii ki reklam ve bugünkü şartlar biraz başka
tarzda hareket etmeye meyilli. Size göre özel sektörün bu konuya heveskâr olması için
ne yapmak gerekiyor?
Nuri ÇOLAKOĞLU
Şimdi bir defa şunu çok net anlamak lazım herkesin aynı şeyi yapması diye bir
zorunluluk yok. Eğer çoğulcu toplumdan söz ediyorsak, demokrasiden söz ediyorsak
bir toplumdaki çok farklı renklerin, çok farklı şekillerde değişik medyaya değişik
biçimde yansımasında fayda var zarar yok yani Türkiye’deki tüm yayın organlarının hep
bir ağızdan aynı şeyi söylemesi 12 Eylül döneminde olabilir başka zamanda olmaz.
İkincisi özel sektör televizyonlarının bu türden herhangi bir yükümlülüğü yok. Biz şunu
yapıyoruz RTÜK’teki arkadaşlarımız da çok iyi biliyor özel sosyal sorumluluk projeleri
çerçevesinde ormanların korunması yahut topluma belli konularda bilgilendirme,
toplumu belli konularda bilinçlendirme üzerine hepimiz bir araya geliyoruz bir
kampanya yapıyoruz. Veya böyle bir kampanya yapan RTÜK’e gidip başvuruyor diyor
ki benim böyle bir reklam filmim var bunu özel televizyonlar vasıtası ile yayınlatabilir
miyim? RTÜK diyor ki bu hakikaten kamu yararına bir reklamdır, tanıtımdır ben bunu
saatte % 20 ile sınırlı reklam süresi içinde saymayacağım ve bunun yayınından belli bir
ücret talep etmeyeceğim, televizyonlar bunu özgürce yayınlayabilirler. RTÜK bunu bir
yazı ile bütün televizyonlara gönderiyor, televizyonlar özgür iradeleri ile isterlerse veya
istemezlerse yayınlarlar bunları yayınlamaya mecbur tutamazsınız. Bir tek durumda
tutabilirsiniz RTÜK yasasının bir maddesi var, devletin üç dört şartı var büyük bir
tehlike olması doğal afet durumunda veya devletin bir tehditle karşı karşıya kalması
durumunda, o durumda RTÜK belli yayınların belli şekilde yapılması yönünde bir
talimat verebiliyor, kontrolü altına alabiliyor yayınları.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Вопрос (Азербайджан): Спасибо. Господин Нури, мне интересно Ваше мнение. Так
как я представляю частный сектор, частное телевидение как нам определить роль и
место частных телеканалов с точки зрения национальных интересов? В Америке есть
такие школы как CNN или BBC. В Великобритании вы следить за CNN, BBC. Конечно
же, в новостях, опирающихся на философию новости, на первом плане вы увидите
интересы Великобритании. В этом смысле Турция очень важный пример в плане СМИ
для тюркских стран. В тоже время с точки зрения национальных интересов по данным
вопросам частного сектора сегодня мы говорим о медиа-форуме тюркоязычных стран.
Но если посмотреть на наш частный сектор, то видим, что это делается на базе ТРТ,
на базе государства и что частный сектор относится к данному вопросу далеко не с
восторгом. Конечно же, реклама и сегодняшние условия склонны действовать немного
в другом стиле. Как по-вашему, что нужно сделать для того чтобы задействовать в этом
вопросе частный сектор?
НУРИ ЧОЛАКОГЛУ
В начале необходимо понять следующее. Нет такой необходимости в том, чтобы все
делали одно и тоже. Если мы говорим о плюралистическом обществе, о демократии, то
от отражения очень разных цветов в очень разных формах в разных СМИ получается не
ущерб, а только польза. То есть то, что все вещательные органы в Турции говорят одно
и тоже, может быть только в период 12 сентября, в другое время это просто невозможно.
Второе, у телеканалов частного сектора нет подобных обязательств. Время от времени в
рамках специальных проектов по социальной ответственности мы проводим кампании
по информированию и по повышению сознательности общества по таким определенным
вопросам как защита лесов и тд, наши друзья в Высшем совете радио и телевещания
прекрасно знают об этом. Или же мы обращаемся в Высший совет радио и телевещания,
который проводит подобную кампанию, и спрашиваем можно ли нашу такую-то рекламу
показать через частные телеканалы. Совет решает, что данная реклама действительно
содержит общественную пользу и повышает сознательность общества и говорит,
что эту рекламу он не включит в рекламное времени, ограниченного 20% в течение
часа, и требовать определенной платы за ее трансляцию не будет, телеканалы могут
свободно транслировать ее. РТЮК сообщает об этом всем телеканалам в письменном
виде, телеканалы по собственной воле транслируют или не транслируют, то есть не в
обязательном порядке. Только в единственном случае можно обязать. В Законе о Высшем
совете радио и телевещания есть статья, содержащая три-четыре условия государства.
При большой опасности, стихийном бедствии или же если государство столкнулось с
какой-либо угрозой, тогда РТЮК может дать поручение о трансляции определенных
программ в определенной форме, может взять под контроль вещание.
В противном случае это вы никому предписывать не можете. Я примеду простейший
пример. В Законе о РТЮК от 1994 года -по просьбе наших певцов- в последнюю минуту
была внесена статья об обязательстве всех телеканалов внести в ежедневное вещание
10% турецкой народной музыки. Спустя два года, когда мы основывали информационный
/ 91
92 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Aksi halde siz kimseye bunu empoze edemezsiniz. Hatta size çok basit bir örnek
vereyim 1994 tarihli RTÜK yasasında son dakikada Türkiye’deki ses sanatçıları gelip
bir milletvekilimizden rica ettiler, ses sanatçılarımız genellikle düğünlere sünnetlere
vs gittiği için milletvekillerimizin de onlara karşı yüzü yumuşak olduğu için RTÜK
Yasası’na bütün televizyonların günlük yayınının % 10’nu Türk sanat müziğine,
Türk halk müziğine ayırması yönünde zorunluluk içeren bir madde geçti. 1994’te
biz bundan 2 sene sonra RTÜK NTV’yi kurarken haber televizyonu olarak yasada da
bir mecburiyet var benim yayın süremin % 10’u olan 2 saat 24 dakika Türk sanat
müziği, Türk halk müziği yayınlamam lazım. O noktada Türk işi olağanüstü bir formül
bulduk her akşam 02.00 ile 02.30 arasında 04 ile 04.30 arasında gece yarısı sabaha
karşı buralarda biz yarımşar saat 24 dakikayı oluşturacak şekilde şarkı Türkü bandı
yayınlamaya başladık. Çünkü haber yayınının ortasında şarkı Türkü olur mu olmaz.
Zaten mantıkla bağdaşmayan bir şey bunda üstelik sevgili RTÜK Başkanına, Güneş
Bey’e “o zaman böyle yapacağız” dedim, o da “haklısın arkadaş böyle saçmalık olmaz”
ondan sonra RTÜK tematik kanallardan daha sonra kanun da değişti zaten o yönde bu
saçmalık kalktı. Bu tür şeyler zorlamayla olmaz ya ikna edeceksiniz ya inandıracaksınız
ya öyle bir sorumluluğu herkesin hissettiği bir noktada birlikte yapacaksınız.
Şu anda Türkiye’de belgesel kanalları var bu belgesel kanallarda milli menfaat
doğrultusunda ne yaptırabilirsin veya müzik kanalları var ne yayınlamak zorunda
bırakabilirsiniz? Öte yandan ticari kanallar elbette değirmenin suyunu Amerika da
mesela gidiyor devlet özel televizyonlardan saat satın alıyor, para ödüyor, parayla şunu
yayınla diyor yayınlıyorlar. Parasıyla olduğu için ve biliyorsunuz Amerika da en önemli
şeylerden bir tanesi Başkanın zaman zaman yaptığı halka hitaplardır, bizim “İcraatın
İçinden” gibi, konuşması var onu bile televizyonlar istedikleri saatte yayınlıyorlar.
Hepsini birden canlı yayınlaması söz konusu değil ve bir defasında çok önemli bir
futbol maçına denk geldiği için yayınlamadılar.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
телеканал НТВ, закон предусматривает 10% то есть 2 часа 24 минуты от моего вещания
отвести турецкой музыке, турецкой народной музыке. И мы решили вопрос по-турецки.
Каждый вечер с 02.00 часов до 02.30 часов и с 04.00 часов до 04.30 часов в полночь и
к утру по полчаса, ну по 24 минуты мы начали транслировать турецкую музыку. Ну,
сами понимаете, прервать новости и начать давать народную музыку не получается. В
этом нет никакой логики. Тогда я сказал главе РТЮК господину Гюнешу, что так, мол,
и так, он был такого же мнения. А потом Закон был отредактирован. Подобные вещи
нельзя заставить делать, вы или должны убедить или же, когда все чувствуют такую
ответственность, делать это сообща.
Сегодня в Турции есть документальные каналы. Ну что вы можете заставить сделать в
этих документальных или музыкальных каналах исходя из национальных интересов? С
другой стороны, например в Америке, государство покупает на частном телеканале час
вещания, платит за это деньги, и заказывает программу. Вы знаете, что в Америке время от
времени президент выступает с обращением к народу. Даже эти выступления телеканалы
транслируют в удобное для них время. О прямой трансляции всего выступления по всем
телеканалам нет речи. Даже помнится из-за важного футбольного матча, выступление не
транслировалось.
/ 93
94 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Soru: (Türkiye): Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu’na bağımsız 7 Türk cumhuriyeti katılıyor. Bunun dışında Türkçe konuşan birçok toplum var, Irak Türkleri,
Doğu Türkistan, Kırım, Batı Trakya Türkleri gibi, bir dahaki forumlarda bir basın meslek
örgütü başkanı olarak Türkçe konuştukları için ve Türk medyası oldukları için onların da
katılımının uygun olacağı görüşünü paylaşıyorum. Sayın Çolakoğlu artık medyamızda
patronlar var, iletişim özgürlüğü ve sınırlarındaki medya patronlarının mevcut ülkedeki
siyasi iktidarla olan ilişkileri iletişim özgürlüğünde belirleyici oluyor mu? Siz de medya
kurumunun başında olan birisi olarak. İkinci sorum Sayın Alemdar Hocama, biz gazeteciler bu oto sansürü, bu yazıyı yazarsam, bu haberi yayınlarsam başım belaya girer mi
ya da zor durumda kalır mıyım, sorununu nasıl aşacağız? Teşekkür ederim.
Nuri ÇOLAKOĞLU
Siyasi iktidarlarla medyanın arası tarihin hiçbir döneminde iyi olmadı. Öte yandan
medyada “bugün her şey çok güzel ekonomi şahane gidiyor fiyatlarda acayip düştü
güllük gülistanlık bir memleket” diye yayın yaparsanız veya gazete çıkarırsanız 3 gün
yaşayamazsınız, bunu da hepimiz biliyoruz. Dolayısı ile burada hükûmetle medya
arasında mutlaka eleştiriye dayalı, zaman zaman tırmanan zaman zaman sertleşen
ilişkiler olmuştur. Yani 1960’lar da şimdi çok daha farklı bir şekilde algılanan Menderes
döneminin sonunda gazete sayfalarının son dakikada kalıptan kurşun kazındığı
için bomboş beyaz sütunlarla çıktığını çok iyi hatırlıyorum. Ondan önceki, benden
öncekilerde çıkan gazetelerin sansür subayı tarafından kırmızı kalemle çapraz konduğu
için atılan haberleri çok iyi hatırlıyorlar. Bugün de medyanın işi yazmak hükümetin
işi kızmak ama burada esas önemli olan mesele hakarete varmadan, yalan, iftiraya
varmadan, kişi haklarının sınırını aşmadan, kişiselleştirmeden meseleyi, yayın yapıldığı
sürece bence sürdürülebilir, politikacıların da buna katlanmayı öğrenmesi lazım.
Korkmaz ALEMDAR
Gazetecilerin öz denetim konusu, artık onlar mesleğini yapan belli bir deneyime
ulaşan insanlar çok yakından bildiği konudur. Eğer Anadolu’dan yayın yapıyorsanız
valiyle iyi geçineceksiniz, belediye başkanı ile iyi geçineceksiniz, eğer kapsama
alanınız daha da genişliyorsa o coğrafyadakilerle iyi geçineceksiniz. Ama bildiğiniz
konuları bana sorduğunuz için teşekkür ederim. Özdenetim dediğiniz konuda kendi
kendini, namusunu kurtarma çabasının bir boyutudur. Yazıp geri adım atmaktansa
önceden yazmamak hatta yanında çalışan gençlere yazdırtmamak, onların deneyimsiz
olduğunu ve biraz daha deneyim kazanmak için kendine vakit tanımalarını istemek,
gazetedeki birikimi olan insanların görevidir. Ama tabii herkes böyle değildir, herkes
böyle yapmıyordu. Ben rahmetli Mustafa Ekmekçiyi hatırlarım, iletişim fakültesine
öğrenci olarak gelen gazeteciler grubundandı, o eğitimini yarıda bıraktı. Çünkü
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Вопрос (Турция): В Медиа-форуме тюркоязычных стран принимают участие 7 тюркских
государств. Помимо них есть очень много тюркоязычных обществ, иракские тюрки,
Восточный Туркестан, Крым, тюрки Западной Фракии. Так как они также говорят на
турецком и являются тюркскими СМИ, я разделяю мнение о том, чтобы они приняли
участие в следующем форуме. Уважаемый Чолакоглу, у наших СМИ есть хозяева. Так
как вы тоже являетесь главой одного из медиа-учреждений, является ли определяющим
в свободе общения взаимоотношения медиа-патронов с политической властью? Второй
вопрос к уважаемому Алемдару. Как нам журналистам преодолеть проблему в связи с
самоцензурой, что будет со мной, если я напишу эту статью? Спасибо.
НУРИ ЧОЛАКОГЛУ
Взаимоотношения между политической властью и СМИ ни в один из периодов истории
не были замечательными. С другой стороны, все мы знаем, что если вы будете писать
или говорить о том, что “сегодня все прекрасно, экономика цветет и развивается, цены
невероятно упали, в стране все окей”, то буду вещать или издаваться всего лишь 3 дня.
Поэтому между правительством и СМИ всегда были обязательно опирающиеся на
критику взаимоотношения, которые время от времени напрягались и время от времени
ужесточались. Я очень хорошо помню, как в 1960-х годах к концу периода Мендереса,
который сегодня воспринимается совсем по другому, газеты, так как в последнюю
минуту из форм выскабливался свинец, издавались пустыми, страницы газеты были
белыми. А те, кто был раньше меня, помнят, как новости выкидывали в мусор, так как
ответственный за цензуру офицер ставил красные кресты на них. И сегодня тоже самое,
дело СМИ писать, а правительства сердиться. Но здесь главное делать это, не доводя дело
до оскорбления, клеветы, не переступая индивидуальных прав, не индивидуализируя, и
политики в этом плане должны научиться терпеть.
КОРКМАЗ АЛЕМДАР
Вопрос о самоконтроле журналистов является хорошо известным людям, выполняя свою
профессию набравшим определенный опыт, вопросом. Если вы вещаете из Анатолии
то, имейте хорошие отношения с губернатором, мэром, если поле вещание еще шире, то
соответственно, имейте хорошие отношения с людьми того региона. Но, спасибо, за то,
что задали вопрос, ответ на который знаете сами. Самоконтроль это - одна из аспектов
усилий по спасению своей чести. Вместо того чтобы написать, а потом отступиться,
лучше не писать. Не заставлять писать работающих рядом молодых людей, давать им
время набраться больше опыта, является обязанностью опытных людей того или иного
издания. Но, конечно же, не все так поступали, не все были такими. Я помню Мустафу
Екмекчи, он был в группе журналистов, которые были еще студентами журфака, он
не закончил обучение. Так как он почувствовал, что не может совместить обучение и
журналистику. Он счел, что надо отдать дань или журналистике или учебе. Он бросил
/ 95
96 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
gazetecilik ile öğrenciliği birbiriyle aynı anda bağdaşır bir biçimde götüremediğini
hissetti ya gazeteciliği yarım yapacaktı ya da öğrenciliği yarım yapacak diploma
alacaktı. Bıraktı ama onun bu tavrını gençlerin pek bildiğini zannetmiyorum yani
iyi örnekleri konuşmak anlatmak kötü örnekleri de zaman zaman konuşmak ama
kırıcı olmadan konuşmak belki bu kendi kendini denetimde sürecin ne kadar vahim
olduğunu biraz daha öğretebilir.
Murat AYDIN
(Türkiye)
Adalet Bakanlığı Basın Müşaviri, RTÜK’ün denetimi ağırlıklı konuşuldu. Yalnız
Türkiye’nin son yıllarda en fazla konuştuğu, tartışıldığı sorunlarından biri özel hayatın
gizliliğini ihlal, soruşturmanın gizliliği ihlali açılan soruşturmaların ve davaların daha
doğrusu yargı denetimi boyutu. Bu belki daha Türkiye’ye özgü sorun böyle uluslararası
bir toplantıda ayrıntısıyla ele alınamayabilir. Yalnız diğer ülkeleri de ilgilendireceğini
düşünüyorum, Türkiye’de şu anda özgürlükler açısından daha önce konuşmalarla
gündeme geldi lekelenme hakkı, özel hayatın korunması, masumiyet karinesi gibi
ilkelerle basın özgürlüğü arasındaki dengenin sağlanması noktasında bu özel hayatın
gizliliğini, soruşturmanın gizliliğini ihlal konusunda yapılan düzenlemeler son derece
önemli. Türkiye’de çok ciddi sorun yaşanıyor, şu anda dört binin üzerinde bu konuda
açılan davalar var, soruşturmalar var. Daha doğrusu belki ilerde daha önce 301’inci
maddede olduğu gibi bu daha çok Avrupa çapında bir sorun olabilir. Soruşturmalar
davaya dönüştüğünde, cezalar çıkmaya başladığında özellikle RTÜK üyelerimizden,
bu çerçevede mevcut düzenlemelerin Türk Ceza Kanunu’nda, bu düzenlemeler
gerçi Basın Kanunu’nda mesela benzer düzenlemeler var hapis yaptırımı yok, ceza
kanununda ağır hapis gibi yaptırımlar var. Yetersiz olduğu yönünde de tartışmalar
yapılıyor. Bu çerçevede kısaca değerlendirmelerini almak istiyorum. Teşekkür ederim.
Dr. Vahap DARENDELİ
Benim okuduğum içtihatta kısmen bu konuydu, insan onuru ve masumiyet karinesi. Bir
önemli konu da özel hayatın gizliliği temel insan haklarından bir tanesidir. Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesini referans olarak gösteriyorum, sanıyorum beşinci maddesi özel
hayatın gizliliğini düzenliyor, onuncu maddesinde de ifade özgürlüğü düzenleniyor.
Murat Bey’in söylediği konu hem Avrupa’da hem de bizde üst kurullar nezdinde ve
yargısal içtihatta da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bu konuda en somut olay
bazında hadiseyi çözümlemek, olayın oluşuna, sonucuna ve doğurduğu zararlara
bakarak tayin etmekten başka öteye gitmiyor. Birtakım temel ilkeler görülmekle
birlikte bu konuda şu içtihat artık istikrar kazanmıştır deme şansımız yok. Bu konuda
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
учебу. Я не думаю, что молодежь знает об этом его поступке. То есть о хороших поступках
надо говорить и рассказывать, а о плохих надо говорить время от времени, может быть,
это научит насколько худо дело в плане процесса самоконтроля.
МУРАТ АЙДЫН
(Турция)
Пресс-советник Министерства юстиции, в основном речь шла о контроле Высшего
совета радио и телевещания. Одним из вопросов, о которых очень много говориться в
Турции в течение последних лет, является нарушение конфиденциальности личной
жизни, нарушение конфиденциальности следствия, то есть следствия и иски, проводимы
в связи с данными нарушениями. Может быть данный вопрос присущ Турции и не должен
рассматриваться на таком международном мероприятии. Но, думаю, что он касается
и других стран, в Турции на данный момент с точки зрения свобод в выступлениях
говорилось о защите личной жизни, презумпция невинности, с точки зрения баланса
между этими принципами и свободой СМИ, в вопросе нарушения конфиденциальности
следствия в связи с нарушением конфиденциальности личной жизни представляют
важное значение. В Турции это очень серьезная проблема, на данный момент в Турции
возбуждено свыше 4.000 исков и следствий. Вернее в будущем, как это было со статьей
301, это может стать проблемой Европы. Когда следствия обращаются в дело, когда
начинаются выноситься наказания, в особенности имеющиеся регулировки наших
членов Высшего совета радио и телевещания, регулировки в Турецком уголовном
кодексе, правда, в Законе о СМИ подобные регулировки есть, тюремного заключения
нет, в уголовном кодексе есть санкции в виде тюремного заключения строгого режима.
Ведутся споры о том, что их недостаточно, в этих рамках хотел бы выслушать вашу
оценку. Спасибо.
Д-Р ВАХАП ДАРЕНДЕЛИ
В своем выступлении я частично уделил место этому вопросу. Достоинство человека
и презимпуция невинности, конфиденциальность личной жизни, являются одной
из основных прав человека. Я ссылаюсь на Европейскую конвенцию прав человека,
кажется, пятая статья гласит о конфиденциальности личной жизни, а в десятой статье
говорится о свободе слова. Вопрос, которого коснулся господин Мурат, и в Европе и у
нас в лице высших советов и судебном уставе продолжает быть темой споров. В данном
вопросе дело не идет дальше решения вопроса на конкретном примере, определения
смотря на форму образования, результат и вызванный происшествием ущерб. Вместе
с наличием некоторых принципов, у нас нет шансов говорить о том, что та или иная
регулировка стабильна. В этом вопросе в Турецком уголовном кодексе произведены
современные регулировки. Произведены вторичные регулировки в плане того, что
для выслушивания и записи общения обязательно решение судьи и в плане контроля
/ 97
98 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Türk Ceza Kanunu’nda çağdaş düzenlemeler yapıldı. İletişimin izlenmesi ve kayıt
altına alınması konusunda mutlaka hâkim kararı olacağı, bunun denetlenmesinin nasıl
yapılacağı konusunda ikincil düzenlemeler de yapıldı. Radyo Televizyon Üst Kurulu
olarak kendi kanunumuzun giriş maddesinde radyo ve televizyon yayınlarının hukukun
üstünlüğüne diye başlayan bir giriş maddemiz var özel hayatın gizliliğine ilişkin ihlalleri
giriş maddesiyle cezalandırıyoruz.
Ayrıca özel hayatın gizliliğini düzenleyen (f) maddemiz var, bu ikisi arasında kanun
koyucu neyi merak etti şu anda ben beş yıllık bir üst kurul üyesi olarak hukukçu olarak
somut bir noktaya gelmediğimi, gelemediğimi söylemek zorundayım. Danıştay’ın
bazı kararlarında (f)’ten gittiğimiz zaman konuyu onaylıyor veya bozuyor veya
giriş maddesinden hukukun üstünlüğünden gittiğimiz zaman da onandığını veya
bozulduğunu görüyoruz. Söylemem netice itibarıyla net bir sonuca varmam zor, yargı
içtihatları da bu konuda olaysal bakmaya ve önüne gelen dava konusunda hüküm
vermeye gayret ediyorlar. Maalesef bu konuda bizim yargımızın da zaman zaman
bize öyle dudak ısırtan, bizi öyle hayrete düşüren kararları da var, bunu da burada
söylemek zorundayım. Bizim gösterdiğimiz hassasiyeti, yani zaman içerisinde örnek
kararlarımız var. Yüksek yargının bu konuda bizim kadar duyarlı olmadığı yönünde
istisna da olsa bazı kararlarına rastlamak mümkün. Bu kararları görünce bu konudaki
temel düzenleme temel görüşün ne olduğunu söylemek de bir hayli zor oluyor.
Korkmaz ALEMDAR
Genç bir hukukçu arkadaş sorduğu için söylemeden edemeyeceğim yoksa Vahap
Bey genel çerçeveyi belirtti. Birinci nokta, bir yandan diyeceksiniz ki iletişim dünyası
inanılmaz hızlı gelişiyor, değişiyor, iletişim araçları her yerde karar verme aşamasına
geliyor, öbür taraftan hukuk sisteminiz bunun çok gerisinde kalacak. Bu normal
bir durum değil, yani hukuk sisteminin hızlı, çabuk, hakkaniyetli çalışan bir yapıya
kavuşmasını mutlaka sağlamalısınız. Yoksa yasaları çıkartıp gazetecileri takip etmek
onları mahkemelerde bekletmek ya da hapishaneye tıkmak mümkündür. Ama bunun
değişmesi lazım yani bu iki gelişme sürecinin paralelliğini kurmak lazım. Bir küçük
nokta da şu 1957 yılında Türkiye Cumhuriyetinde liberal sayılan Basın Yasası kabul
edilmişti. 2004 yılına kadar da bu yasa değişiklerle beraber yaşamını sürdürdü. Bu
yasanın meclise geldiğinde önemli bir maddesi özel yaşamı korumaya ilişkin bir
madde idi, 31’nci maddesi, meclis, siyasetçinin özel yaşamının bile kamuoyunun
gözü önünde olması gerekir gerekçesi ile bu maddeyi reddetti. Nereden nerelere
geldiğimize zaman zaman dönüp bakmak ve değişen koşullara göre hukuk sistemimizi
de algılamalarımızı da değiştirmemiz gerekir diye bu örneği verdim, teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
данного процесса. Вступительная статья Закона о Высшем совете радио и телевещания
начинается с выражения “радио и телевещания верховенство закона...”, мы наказываем
нарушения конфиденциальности личной жизни именно этой статьей.
Кроме того у нас есть статья f, регулирующая конфиденциальность личной жизни. На
данный момент, я вот уже как пять лет член высшего совета, как юрист обязан признать,
что конкретной результат пока не получен. Госсовет (Даныштай) иногда заверяет, а
иногда откланивает наши решения, принятые в соответствии со статьей f, тоже самое
и с нашими решениями, вынесенными в соответствии с вступительной статьей. То есть
и судебное усмотрение в этом вопросе не стабильно. К сожалению, должен сказать, что
наша судебная система порой выносит такие решения, что остается только удивляться.
Есть такие решения, при вынесении которых судебная система относится не так
чувствительно как мы, это конечно в ряде исключения. Ситуация такова, поэтому что
является основным мнением в основной регулировке сказать очень трудно.
КОРКМАЗ АЛЕМДАР
Я не могу сдержать себя, так как вопрос задал молодой юрист, а так господин Вахап
изложил общие черты ситуации. С одной стороны мир общения очень быстро
развивается и меняется, средства общения достигают стадии принятия решений, а с
другой стороны он отстает от правовой системы. Это не нормальное явление, то есть
мы обязательно должны способствовать тому, чтобы правовая система достигла быстро
и справедливо работающей структуры. В противном случае, выносить законы, следить
за журналистами, заставлять ждать их в судах или в тюрьмах возможно. Так не должно
быть, то есть надо провести параллель между этими двумя процессами. Еще один момент.
В 1957 году в Турецкой Республике был принят либеральный Закон о СМИ. В 2004 году
этот Закон продолжал действовать в редакции. Когда Закон был передан на рассмотрение
в парламент, важная статья этого Закона, 31-ая статья, парламент на основании того,
что даже личная жизнь депутата должна быть на глазах у общества, отклонил данную
статью. Я привел этот пример потому, что время от времени необходимо оборачиваться и
смотреть в прошлое и воспринимать правовую систему в соответствии с меняющимися
условиями. Спасибо.
/ 99
100 /
BİRİNCİ GÜN
BİRİNCİ OTURUM
BÖLÜM 2
Murat KARAKAYA
Başkanım müsaadenizle iki hususa değinmek istiyorum, öncelikle bu toplantıya sadece Türkçe konuşan ülkelerden katılımcıların olması diğer Türk dünyasını ihmal ettiğimiz gibi bir algı oluşturmasın. Aslında ilk konseptte Avrasya’daki Türk topluluklarını
toplantıya dahil edelim gibi bir düşünce oluştu. Ama çok kapsamlı yani çok geniş bir
dünya, çok geniş bir coğrafya bir sonraki aşamada düşünüyoruz nasip olursa.
İkinci bir husus da beyefendinin sorduğu soruya cevap olarak, malumlarınız basın özgürlüğü son dönemde çok sık gündeme getirilen bir husus. Sıkıntılarımız var elbette,
sıkça dile getiriliyor ama sıkıntı şuradan kaynaklanıyor, Basın Kanunu’nda çok açık
basın özgürdür, sansür edilemez yani bunda hiçbir tereddüt yok. Ceza Kanunundan
kaynaklanan sıkıntılarımız vardı, bu husus sık sık değişik merciler tarafından dile getirildi ve hükümet tarafında da yankı buldu. Geçtiğimiz günlerde iki hafta önce ya da üç
hafta önce Sayın Bülent Arınç bir açıklama yaptı. Hükümetimizin bu konuda bir çalışma yaptığı malûmlarınızdır. Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunundaki gizliliğin ihlali devam eden yargılama sürecinin etkilenmemesi hususunda bazı kesin sert
hükümler vardı, bunların yumuşatılması, basın lehine bazı düzenlemeler getirilmesi
konusunda bir çalışma bildiğim kadarıyla tamamlandı, yakında meclise gelecektir. Bu
bilgiyi sizlere sunmak istedim, teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ПЕРВОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
МУРАТ КАРАКАЯ
С Вашего разрешения, хочу коснуться двух моментов. Во-первых, то, что в данном
форуме участвуют представители только из тюркоязычных стран, не означает, что мы
пренебрегаем остальной Тюркский мир. На стадии подготовки к форуму мы думали
подключить и тюркские общества Евразии. Но так как речь идет об обширном регионе, о
широком мире, мы думаем сделать это в следующий раз.
Второй момент. В последний период очень много говорится о свободе СМИ. Конечно
же, есть проблемы, но эти проблемы исходят из следующего. В законе о СМИ черным по
белому говорится, что пресса свободная и что подвергаться цензуре не может. Проблемы
исходят из уголовного кодекса. Данный вопрос поднимался различными инстанциями и
нашел свой отклик в правительстве. Две или три недели назад уважаемый Бюлент Арынч
сделал заявление. Всем известно, что наше правительство занимается этим вопросом.
В плане нарушения конфиденциальности с тем, чтобы не оказывать воздействие на
продолжающийся судебный процесс, в Турецком уголовном кодексе и в Законе о борьбе
с террором есть некоторые конкретные жесткие положения. Работы по их смягчению
и проведению некоторых регулировок в пользу журналистов, насколько мне известно,
завершились и будут представлены в парламент. Хотел представить вам эту информацию.
Спасибо.
/ 101
İkinci Oturum
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Türk Dünyasında Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
işbirliğinin geliştirilmesinde Medya ve Sivil
Toplum Kuruluşlarının Rolü
Роль СМИ и неправительственных организаций в
развитии экономического, социального и культурного
сотрудничества в Тюркском мире
AÇILIŞ KONUŞMASI / ВСТУПИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
MEHMET YILMAZ / Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı
МЕХМЕТ ЙЫЛМАЗ / Президент Турецкое Агентцво по сотрудничеству и развитию - ТИКА
OTURUM BAŞKANI / ПРЕДСЕДАТЕЛЬ ЗАСЕДАНИЯ
SAVAŞ BARKÇİN / Başbakan Başdanışmanı
САВАШ БАРКЧИН / Главный советник премьер-министра
KATILIMCILAR / УЧАСТНИКИ
SALİH MEMECAN / Sabah Gazetesi
САЛИХ МЕМЕДЖАН / Газета Сабах
ATİLLA SERTEL / Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı
АТИЛЛА СЕРТЕЛ / Глава Федерации журналистов Турции
DÜSEN KASEİNOV / TÜRKSOY Genel Sekreteri
ДЮСЕН КАСЕИНОВ / Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ
MÜCAHİT KÜÇÜKYILMAZ / Galatasaray Üniversitesi - Cumhurbaşkanlığı
МЮДЖАХИТ КЮЧЮКЙЫЛМАЗ / Университет Галатасарай-Президентский аппарат
PROF. DR. NACİ BOSTANCI / Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi
ПРОФ. Д-Р НАДЖИ БОСТАНДЖИ / Университет Гази Факультет журналистики
104 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Açılış Konuşması
Mehmet YILMAZ
Teşekkürler Sayın Başkan. Sayın Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü, Sayın
TÜRKSOY Genel Sekreteri, Türk dilini konuşan ülkelerden gelen ve ülkemizden katılan
değerli katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hepimizin bildiği gibi günümüzde hem görsel, hem işitsel hem de yazılı boyutuyla
medya toplumlararası iletişim açısından özel bir önem taşımaktadır. İletişim, haberdar
olmaktan öte muhatap olmak ve anlaşabilmek demektir. Türk dili konuşan toplumların
birbirlerinden haberdar olup birbirlerini anlamaları açısından kitle iletişim araçları önemli
fırsatlar sunmaktadır. Konuşmamda kısaca medya ve sivil toplum kuruluşlarının (STK)
bu rolü etkin bir şekilde yerine getirebilmeleri için yapabilecekleri birkaç hususu ve
karşılaştıkları sorunları dikkatinize sunup, TİKA olarak sürece katkımızı ifade etmeye
çalışacağım. Öncelikle burada ifade ettiğim hususların kapsayıcı bir teori değil
tentatif tecrübe mahiyetinde gözlemli olduğunu ifade ederek sözlerime başlamak
istiyorum. Bunlardan birincisi, etkin işbirliğinin geliştirilmesi için medya ve STK’larca
Türk dili konuşan ülkelerde ortak bir medya alanı ve gündem oluşturulması. Ortak
bir medya alanı ve gündemin oluşturulması sadece medyanın geliştirilmesine imkân
sağlamayacak aynı zamanda işbirliği imkânlarını da geliştirecektir. Ortak konu olan
dilin yayılması ve yaygınlaştırılması bakımından da STK’ların medya ile birlikte ortak
inisiyatifler geliştirmesi mümkündür.
Toplumun değişik katmanlarına yayılan etki ve tepki süreçleri medya ve STK
işbirliği ile gayet verimli bir şekilde kullanılabilir. İkincisi etkin bir medya alanının
oluşturulması için yetkin kapasitede medya ve STK’ların mevcudiyeti. Şüphesiz
gerek STK’ların gerekse medyanın fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için yeterli bir
kapasiteye sahip olmaları gerekir. Bu çerçevede gerek teknik altyapı gerekse insan
kaynağının geliştirilmesi ehemmiyet arz etmektedir. Üçüncü husus, özellikle medya
açısından doğru temsil ve etkin haberciliktir. Türk dili konuşan ülke ve topluluklarda
var olanın doğru yansıtılabilmesi için etkin ortak medya araçlarının geliştirilmesi
gerekmektedir. Bu hususlar aracılığında Türk dilini konuşan ülkelere baktığımız zaman
şunlar göze çarpmaktadır. Şimdiye kadar gerek medya gerekse STK’lar arasında
işbirliğinin geliştirilmesi için önemli adımlar atıldığını görmekteyiz. Ancak bunların
yeterince tatminkâr olmadığını da söylemek durumundayız. Ortak medya alanının
oluşturulmasıyla ilgili faklı girişimler söz konusudur. Özellikle TİKA’nın da desteğiyle
TRT ve Anadolu Ajansı’nın çalışmalarını burada zikretmek gerekmektedir. Ancak
bunlar hem kaynak hem de sayı olarak artırılmalı ve daha geniş bir coğrafyanın katılımı
sağlanmalıdır. Birçok ülkede medya ve STK’ların görevlerini etkin bir şekilde icra
edebilmesi için altyapı ve insan kaynağı açısından ciddi sorunlar taşıdığı söylenebilir.
Bunlara bir de maddi imkânsızlıkları eklemek gerekmektedir. Dolayısıyla medya ve
STK’ları bu hususta desteklemek lüzumludur.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ВСТУПИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
МЕХМЕТ ЙЫЛМАЗ
Спасибо, уважаемый председатель. Уважаемый генеральный
директор Главного управления прессы, печати и информации,
уважаемый генеральный секретарь ТЮРКСОЙ, прибывшие
из тюркоязычных стран и участвующие из нашей страны
дорогие участники, приветствую вас всех.
Как вы все хорошо знаете, визуальные, слуховые,
письменные СМИ с точки зрения общения между
обществами представляет особое значение. Общение
это - больше чем быть информированым. С точки зрения
понимания друг друга и осведомленности о происходящем
в тюркоязычных обществах средства массовой информации предоставляют важные
возможности. В своей речи я попытаюсь изложить несколько моментов, которые могут
сделать СМИ и неправительственные организации (НПО) для эффективного исполнения
своей роли, и проблемы с которыми они сталкиваются и рассказать о вкладе нашего
Агентства в данный процесс. Хочу начать с того, что затронутые мной вопросы не теория,
они носят характер предварительного опыта. Первое это - для развития эффективного
сотрудничества создание в тюркоязычных странах медиа-поля и повестки. Это позволит
не только развить СМИ, но и принесет с собой возможности сотрудничества. И в плане
общего вопроса - распространения языка НПО вместе с СМИ могут предложить общие
инициативы.
Процессы действия и противодействия в различных слоях общества в сотрудничестве
СМИ и НПО могут вполне плодотворно использоваться. Второе это - для создания
эффективного медиа-поля наличие в влиятельном объеме СМИ и НПО. Конечно же, как
НПО так и СМИ должны иметь объем, достаточный для выполнения своих функций. И
в этом смысле важно развитие как технической инфраструктуры, так и человеческого
ресурса. Третье, в особенности с точки зрения СМИ, правильная презентация и
эффективная информационная деятельность. Для того, чтобы правильно передать
происходящее в тюркоязычных странах и обществах необходимо разработать совместные
эффективные средства массовой информации. В свете этих вопросов в тюркоязычных
странах выделяются следующие моменты. Мы видим, что предпринимаются важные
шаги в плане развития сотрудничества между СМИ и НПО. Но надо признаться, что этого
недостаточно. Речь идет о разных инициативах в связи с созданием общего медиа-поля.
Здесь необходимо упомянуть в особенно работы, проделываемые ТРТ и Анатолийским
агентством при поддержке ТИКА. Но эти работы необходимо увеличить как с точки
зрения ресурсов, так и с точки зрения численности. Необходимо расширить поле участия
в них. Можно сказать, что во многих странах в плане эффективной деятельности СМИ
и НПО имеются серьезные проблемы с точки зрения инфраструктуры и человеческих
ресурсов. К ним стоит добавить еще и финансовые трудности. Поэтому в этом плане
необходимо поддержать СМИ и НПО.
/ 105
106 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Burada zikredilen hususlar gündemimiz ve sorunlarımızın doğru bir şekilde aktarılarak
ortak kavramlar ışığında tartışılabilinmesinin altyapısını oluşturmaktadır. Bu konuda
katedilecek mesafenin ne kadar fazla olduğunu anlamak bakımından Kırgızistan’da
son dönemde yaşanan olayların aktarılmasındaki eksiklikleri zikretmek yeterlidir.
Biz Türkiye’de örneğin olayların akışını, ne olup bittiğini vaktinde ve tam olarak
öğrenemedik. TİKA olarak bu sorunların çözümüne yönelik farklı faaliyetlerimiz söz
konusudur. Bunlardan birkaç hususu özetle aktarmak istiyorum. İlk olarak ortak
medya platformların oluşturulmasını hedefleyen muhtelif kurumların projelerine katkı
sağlanmalıdır. Yerel medya ve STK altyapısıyla insan kaynağının geliştirilmesi için
teknik ve eğitim destekleri verilmektedir. STK’larca Türk dili konuşan ülkelere yönelik
gerçekleştirilen her türlü etkinliğe maddi katkılar sağlanmaktadır. Bu forumun bu
alanda önemli bir adım olduğunu ifade ederek emeği geçen herkese teşekkür ediyor,
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Savaş BARKÇİN
Türk dili konuşan dünya büyük bir dünyadır. Ben TİKA Başkanlığı da yapmış biri
olarak bu alanda edindiğim tecrübeyle bunun önemini biliyorum. Sadece kültür
boyutunda değil aynı zamanda toplumların ve devletlerin birbiriyle olan temasları,
bütünleşmeleri ve ekonomik faaliyetlerin yoğunlaşması gerçekten çok önemli. Dil çok
önemli bir ortaklık. Bu ortaklığı mutlaka eyleme çevirmek, bilince çevirmek bütünlüğe
ve kardeşliğe çevirmek bizlerin elinde olan bir şey. Bugünkü oturumumuzda
kıymetli dostlarımız medyanın, özellikle sivil toplum ile beraber bu kültürel ilişkilerin
yoğunlaşması, birbirimizle daha iyi kaynaşmamız, aşina olmamız ve dolayısıyla işbirliği,
elbirliği yapmamıza nasıl bir katkı vereceğini bizlere anlatacaklar.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Озвученные здесь вопросы в свете общих понятий создают инфраструктуру для
обсуждения наших проблем. Для того, чтобы понять какое расстояние мы преодолели в
этом вопросе будет достаточно упомянуть о недостатках в передаче событий, имевших
место в последний период в Кыргызстане. Мы, в Турции, не смогли своевременно
и полностью узнать, о происходящем в этой стране. ТИКА проводит различные
мероприятия, направленные на решение этих проблем. Вкратце хочу остановиться на
некоторых из них. В первую очередь, необходимо внести вклад в проекты различных
учреждений, нацеленных на создание медиа-платформ. Для расширения человеческих
ресурсов за счет инфраструктуры отечественных СМИ и НПО необходимо оказать
техническую и образовательную поддержку. Вносится материальный вклад в любого
рода мероприятия, направленные на тюркоязычные страны. Ответив, что в этом плане
данный форум является очень важным шагом, хочу поблагодарить всех тех, кто принимал
участие в его организации. Выражаю всем вам свое уважение.
САВАШ БАРКЧИН
Тюркоязычный мир очень велик. Я знаю значение этого
из опыта, набранного во время председательства в ТИКА.
Взаимодействие и объединение обществ и государств не
только в культурном аспекте, но и в экономическом плане,
действительно, очень важно. Язык - очень важное общее.
Обратить это общее в действие, в сознательность, единство
и братство в наших руках. На сегодняшнем заседании,
наши дорогие друзья, будет идти речь об интенсификации
этих культурных взаимоотношений в особенности вместе
с неправительственными организациями, о еще большем
сближении друг с другом, вкладе нашего сотрудничества и
единства.
/ 107
108 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Küreselleşmenin Beraberinde Getirdiği
Yeni Global Medya Düzeni ve STK’lar
Salih MEMECAN
Medya değişiyor. Herkes bunu kabul etmiş durumda. Medyanın değişiminde de en
önemli lokomotifi teknoloji yapıyor. Kendi mesleki uygulamamdaki değişikliklerle
başlayayım. Yani daha önce nasıl yapıyordum şimdi nasıl yapıyorum. Bu ilginç,
sizlere fikir verebilir. İlk 40 yıl önce Ankara Barış gazetesinde çalışmaya başladım.
Karikatürlerimi Rüzgârlı Sokak’taki Barış gazetesine götürürdüm. Onlar klişelerini
alırlardı. Kurşun kullanılırdı. Hatta orada yazılar bile, harfler bile kurşunla yapılırdı.
Gittiğimde kulak misafiri olduğum şey, yıl 1971, Belediye Başkanı Vedat Dalokay’ı
arayalım da elektrik kesintisini biraz daha erkene alsın. Çünkü sorun, kurşun donuyordu
elektrik kesildiği zaman, tekrar erimesi vakit alıyor ve gazetenin baskısı gecikiyordu.
Birkaç sene geçti, ofset makineleri satın aldık ve artık gazete renkli basılabiliyordu.
Renkli fotoğraflar basılıyordu. Bu arada benim karikatürler de renkli çıkmaya başladı.
Fakat yine siyah beyaz çiziyordum. Adam çiziyorum burnu yeşil kulağı sarı kravatı
başka renk. Yazı işleri müdürüne soruyorum nasıl oluyor bilgisi yok. Matbaa ustasına
soruyorum bilgisi yok ve kahroluyorum. Her gün başka renkte çıkıyor. Sonunda
asansöre küçük bir çocuk bindi, “Abi nasıl ama renkler?” Matbaacının çırağıymış,
renklendirmeyi o yapıyormuş. Gençler her zaman teknolojiyi yakından takip eden
insanlardır. Bunun üzerine ben işim garanti olsun diye suluboyaya başladım. Kendi
karikatürlerimi kendim renklendiriyorum.
Yıllarca suluboya taşıdım, bardak taşıdım, fırçalarım vardı. Şimdi hiçbiri yok.
Sonra seksenli yılların sonunda bilgisayara geçtik. Artık karikatürlerimi kendim
renklendirebiliyordum. Bu çok büyük kolaylıktı tabii. Hatta bazen sıkıştığım zaman
yardımcılarım da renklendiriyordu. Çünkü renkler belliydi. Sonra 1998’de internet
yaygınlaştı. Yani ben kendimi başka bir yere attım. Niye burada çalışayım ki dedim
ve ailecek Amerika’ya taşındık. Amerika’dan karikatür çizmeye başladım. Gazeteleri
okuyordum, haberler geliyordu, orada çizip Türkiye’ye yolluyordum. New York’ta
oturuyorum. Brooklyn’den bir kız bana e-mail atmış. “Salih Bey, ben burada okuyan
bir Türk öğrencisiyim, bir senedir buradayım. Sizin karikatürleriniz sayesinde kendimi
ülkemde hissediyorum. Bana ülkemi yaşattığınız için size çok teşekkür ediyorum”
diyor. Kızcağız arabaya binse yarım saat sonra bize gelecek. Teknoloji öyle bir hale
geldi ki kokusunu her taraftan alabiliyorduk. Fakat yine de Amerika’daki evimin
odasında çizmek durumundaydım. Renkli laptoplar yaygınlaşmaya başlayana kadar
mobil olmaya başladım ve gazete bana laptop hediye etti. Çok memnun kalacaktım
ki fark ettim, artık tatilde de çalışacaktım. Gazetenin de bir bildiği vardı. Artık tatil
demeden nerede olsa çalışır vaziyetteyim. Karikatürlerimi yapıyorum. Fakat şöyle bir
sıkıntı var. Kocaman bir el çantam var. Bir tarafta scannerim, bir tarafta laptopum,
kalemlerim, kablolarım var, oldukça ağır. Altı yedi yıldır beraber yaşıyoruz o çantayla,
işim, ofisim, her şeyim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Новое глобальное устройство СМИ, принесенное
глобализацией, и НПО
САЛИХ МЕМЕДЖАН
СМИ меняются. Все согласны с этим. Самым важным
локомотивом изменений в СМИ является технология. Начну
с перемен в моей профессиональной деятельности. То есть
что я делал раньше и что делаю сейчас. Это даст повод для
размышления. Я приступил к своей профессиональной
деятельности 40 лет назад в Анкаре газете Барыш. Я относит
свои карикатуры в газету Барыш по улице Рюзгарлы. Они
брали клише. Использовался свинец. Даже статьи, буквы
выливались из свинца. Один раз я услышал следующий
разговор. Это было в 1971 году. Давайте скажем мэру
Ведату Далокаю, чтобы электричество отключали чуть пораньше. Потому что когда
электричество отключалось свинец остывал, повторное же его плавление занимало
время, в результате чего не успевали отпечатать газету. Прошло несколько лет, мы купили
аппараты ofset и стали издавать цветную газету. Ну и мои карикатуры стали цветными.
Но я продолжаю рисовать черно-былые карикатуры. Рисую человека, нос зеленый,
уши желтые, галстук другого цвета. Спрашиваю у редактора, он не знает. Спрашиваю
у мастера печатного станка, не знает. А я с ума схожу. Каждый день цвета меняются.
Наконец, в один прекрасный день, в лифте я повстречал маленького мальчика. “Дяденька,
как вам цвета?”, - спросил он. Это был помощник мастера печатного станка, за окраску
отвечал оказывается этот мальчик. Молодежь всегда с близи следит за технологией. Ну,
вот я и решил рисовать свои карикатуры акварелью. Сам окрашиваю свои карикатуры.
Годами я носил с собой акварель, стакан, кисточки. А сейчас ничего из перечисленного
нет. Потом в восьмидесятые годы мы стали пользоваться компьютером. Теперь я сам
окрашивал свои карикатуры. Затем в 1988 году стал распространяться интернет. Я
переехал в другое место. А что мне здесь работать и с семьей переехал в Америку.
Начал рисовать карикатуры из Америки. Я читал газеты, поступали новости, рисовал
там и отправлял в Турцию. Я жил в Нью-Йорке. Девушка из Бруклина отправила мне
сообщение на электронную почту. “Господин Салих, я студентка, несколько лет живу
здесь. Благодаря вашим карикатурам я чувствую здесь себя как в своей стране. Спасибо
Вам большое”, - говорилось сообщении. На машине бы она добиралась до нас целых
полчаса. Технология достигла таких размеров, что чувствовалась везде. Но я все же был
вынужден чертить в своем кабинете у себя дома в Америке. А когда появились цветные
нотбуки, издание подарило мне нотбук. Вроде только начал радоваться, но понял, что
надо будет работать и во время отдыха. Издание знало что делает. Теперь я работал
отовсюду и везде, вне зависимости от отдыха. Рисовал карикатуры. Но это не все. Я
носил с собой большую ручную кладь. С одной стороны scanner, с другой нотбук, ручки,
/ 109
110 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Bunun daha pratik bir yolu olması gerekir derken iPad çıktı, resim programları var
ve parmağınızla çiziyorsunuz, boyayabiliyor, e-maille yollayabiliyorsunuz. Şu anda
ona çalışıyorum. Yakında karikatürler iPad üzerinden çizilip gelecek ve benim yüküm
hafiflemiş olacak. Bu anlattığım şey benim 40 yıllık işimi yapma yöntemim. Burada
uyanık olup yeni gelişmeleri takip etmek gerekiyor. Yöneticilik yıllarımdan hatırlıyorum,
yaşlıca karikatüristler gelip mazeret olarak şunu derlerdi: “Bilgisayar kullanmıyorum
ama elle çizmenin keyfi başka oluyor değil mi?”. Bu zor oluyor, karikatürü çizip
boyamamız, teknolojiyi kullanmamız lazım. Dolayısıyla gazeteciliği yapacaksak
teknolojiyi kullanmamız lazım. Bize çok şey sunuyor. Bunun dışında okuyucuya da
çok şey sunuyor. Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyordum. “Şu gazetenin birinci
sayfasındaki haberi gördün mü?” dedim. Oğluna “Kerem şu gazeteyi getirir misin?”
dedi, Kerem elinde iPad’le geldi, gazetenin birinci sayfası açıktı. Kerem 13 yaşında,
13 yaşındaki bir çocuk için iPad’deki görüntüdür. Başka gazete isteseydi gene iPad
getirecekti.
Bu bize yepyeni bir medya ortamı sunuyor. Yapanlar ve üretenler değil okuyucular
tarafından da bambaşka bir medya beklentisi var. Herkes her şeyi zamanında öğrenmek
ve ulaşmak istiyor. Bir tek uçaklarda internete girilemiyordu. Amerika uçuşlarında çok
keyifli oluyordu. İlk defa bir iş yapmak zorunda olmadan bir yolculuk yapıyordum. Artık
uçakta da internete girilip TV seyredilebilecekmiş. Dolayısıyla herkes her an her habere
ulaşmak istiyor. Eskiden gider her gün gazete alırdık, haberleri okurduk. Televizyonda
haber saatlerinde haberlere ulaşmaya başladık. Sonra canlı yayınlar başladı. Artık
öyle bir hale geldik ki istediğimiz haberi takip etmek istiyoruz. Ne görmek ne okumak
istiyorsak o haberi arayıp buluyoruz internette. Birkaç sene önce gazetedeki odamda
haber yönetmeni Ergun Babahan ile konuşuyorduk. Sonra o gitti kendi odasına, iki
oda ileride, on dakika sonra karım aradı. “Ergun’a ne oldu?” dedi, “Bir şey olmadı,
buradaydı biraz önce, iyi.”, “Yok bir şey olmuş” dedi. “Yok canım olmadı” dedim.
“Sen gidip bir baksana” dedi. Kapıdan kafamı çıkardım. Hasta bakıcılar, ambulanslar
gelmiş, Ergun rahatsızlanmış. Ama sonuç olarak benim karım Amerika’da yan
odadaki olayı haber alıyor ve bana oradan bildiriyor. Çünkü o odanın karşısındaki
gazeteci medya sitesine olayı geçmiş ve anında karım da oradan görmüş. Şimdi artık
haberler bu şekilde alınıyor. Dolayısıyla haberleri çok daha bireyselleştiriyor. İnsanlar
haberlerini youtube’a koyuyorlar. İş fotoğraftan videoya kayıyor. İnsanlar gazeteci
olmak zorunda değil. Çektiği fotoğrafı, çektiği filmi youtube’a koyabiliyorlar. Böylece
medya bireyselleşiyor.
Yurttaş gazetecilik, başladı. Herkes gazeteci olabilir. Bunun bir başka teknolojik etkisi
ise aynı zamanda küreselleşme de başladı. Geçenlerde iPad’ime CNN’i indirdim. Artık
dünyadaki haberleri izleyebileceğim. Birkaç gün önce de Apple TV almıştım, dünyanın
neresinde olursa olsun istediğim programları bilgisayarımdan televizyona aktarıp
izleme imkânım doğdu. New York Times’ın araştırmasına göre internet sitesinin
okuyucularının üçte biri yurt dışındanmış. Yani dünya yurt dışından New York Times’ı
takip ediyor. Washington’daki gazete ofislerinin sayısı ise son bir yılda 800’e çıkmış,
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
кабели, короче, тяжесть. Шесть-семь лет живу с этой сумкой, моя работа, офис и все
остальное.
Но должен был быть более практичный способ. И вот, появился Ipad, содержащий
специальные программы, можно рисовать, красить пальцем, можно отправить на
электронную почту. Я сейчас работаю над этим. Скоро карикатуры будут рисоваться и
поступать через Ipad. Таков метод моей 40-летней работы. Надо постоянно следить за
новшествами. Когда я исполнял руководящую должность, чуть постарше карикатуристы
жаловались на то, что не могут пользоваться компьютером и говорили, что рисовать от
руки доставляет больше удовольствия. Это трудно, надо рисовать, красить карикатуру,
мы должны пользоваться технологией. Поэтому если мы занимаемся журналистикой, мы
должны пользоваться технологией. Технология нам много чего предоставляет. Помимо
этого она много чего предоставляет и читателю. На днях я разговариваю со своим другом.
“Ты видел новость первой страницы такой-то газеты?”, - спросил я. Он попросил сына
принести эту газету. Керем пришел с Ipad-ом в руках, была открыта первая страница
газеты. Керему 13 лет. Для 13-летнего мальчика то, что было в Ipad просто изображение.
Если бы отец попросил принести другую газету, он опять-таки принес бы Ipad.
Это предоставляет для нас новую медиа-среду. Не только производители, но и читатели
ждут совсем другие СМИ. Каждый хочет узнать и достичь всего своевременно. Только
в самолетах невозможно было пользоваться интернетом. Мне нравились полеты в
Америку. Во время путешествия я не работал. Но, говорят, что в самолетах возможно
будет через интернет смотреть ТВ. Поэтому каждый желает в любой момент достичь
той или иной новости. Раньше мы каждый день ходили покупать газеты. Потом новости
стали доступны благодаря телевизору. Затем началась прямая трансляция. Мы начали
хотеть следить за интересуемой нас новостью. Все, что хотим увидеть или прочитать,
мы находим в интернете. Несколько лет назад в моем кабинете в газете мы беседовали
с директором новостей Ергуном Бабаханом. Потом он ушел к себе в кабинет. Между
нашими кабинетами всего две комнаты. Через минут десять звонит моя жена и
спрашивает “Что с Ергуном?”. “Ничего, только чтобы у меня, все нормально”, - ответил
я. “С ним что-то произошло”, - сказала она. “Да ничего с ним не произошло”, - настаивал
я. Она сказала, чтобы я пошел посмотрел. Я высунул голову из дверей кабинета. Увидел
в коридоре медсестер, приехала скорая, оказывается Ергуну стало плохо. То есть моя
жена в Америке получает новости о происходящем в двух шагах от меня и сообщает
мне. Потому что журналист из кабинета напротив поместил эту новость в интернет и моя
жена в тот же момент узнала о произошедшем. Сегодня люди получают новости таким
образом, что индивидуализирует новости. Люди размещают новости о себе в youtube. Не
обязательно быть журналистом, они размещают свои фотографии, ролики. Фотоаппараты
очень популярны, потому что дело переходит из фотографии в видео. Каждый может
разместить в youtube свое видео. Таким образом, медиа индивидулизируется.
Каждый может стать журналистом. Еще одно технологическое воздействие это, то что
одновременно началась глобализация. На днях с загрузил CNN на свой Ipad. Теперь
я смогу смотреть, что происходит в мире. Несколько дней назад я обзавелся Apple
TV и у меня появилась возможность через компьютер смотреть по телевизору любую
/ 111
112 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
113 ülkede 800 tane medya ofisi var. O kadar küreselleştik ki, sanıyoruz ki (bekleriz
ki) medya uçuyor. Oysa bildiğimiz medya son derece sıkıntılı bir dönemden geçiyor.
Çünkü New York Times’ın üçte biri yurt dışında okunuyor. Ama New York Times’ın
gelirinin sadece yüzde beşi yurt dışından geliyor. Geçen gün New York’tayım yine.
Otelime gittim karikatürümü yapacağım internete girdim. 25 dolar ödemem gerekiyor
internete bağlanmam için. Gazeteleri okuyacağım, kim ne yazmış onlara bakacağım.
Fakat kablo servisine 25 dolar ödedim. Hâlbuki onlar hiçbir şey yapmadı. Zamanında
oraya kabloyu çekmiş. Bütün odalar kablo servisine müthiş paralar ödüyor. Hâlbuki
parayı alması gereken gazeteciler, gazete şirketleri, medya şirketleri hiçbir şey
alamıyor.
Burada büyük bir yanlışlık var. Bundan dolayıdır ki geçenlerde kablo dağıtımı sağlayan
şirket NBC’yi satın aldı, yani TV şirketini satın aldı. Aynı şekilde google’a giriyorsunuz
haberler çıkıyor. Sizin haberleriniz, sizin karikatürleriniz çıkıyor. Ama reklam paraları
google’a gidiyor. Şimdi burada yanlışlar var. Bütün gazeteciler, bütün gazete patronları,
bu işte olanlar bir araya gelip çeşitli toplantılar yapıyorlar. Ne yapsak da bu işten
kurtulsak daha doğrusu bir çözüm bulsak, yeni iş planları yapsak diyorlar. İlk akla gelen
bu iPad’i kurtarıcı olarak görmeye başladılar. Çünkü müzik sektöründe iPad kurtarmak
üzere, bir uygulama var müzikleri oradan satın alıyorsunuz. Eskiden bedava indirilen
müzikler oradan satın alınarak ciddi bir gelir kaydediyor. Bunun üzerine gazeteler
internet sitelerini paralı yapıyorlar, ancak insanlar almıyor. Fakat şimdi insanlar iPad’e
uygulama koyup bunları satmaya başladılar. Yazılı gazeteyle iPad versiyonu bir arada
abone yaptılar. New York Times bunu yapıyor. Pazarlamaya başladılar. Murdoch’un
şirketi Daily diye yeni bir gazete çıkarıyor, bir tek iPad üstünden 99 cente satıyor.
Bunlar yeni projeler. Bir başka konu da çözüm olarak multi media roomlar kurulması,
odalar kuruyorlar. Artık televizyon ayrı internet ayrı gazete ayrı değil de hepsi bir
arada yönetiliyor. Gerekli mecralara dağıtılıyor. Bunlar buldukları çözümler, ama daha
kesinleşmiş bir şey yok.
Bu arada sivil toplum örgütlerinin etkisine gelirsek yeni medya sivil toplum örgütleri
için bulunmaz bir fırsat oluşturuyor, insanlar artık interaktif davranabiliyor. Eğer bir
haber çıkmışsa e-mail yollayabiliyorsunuz ya da haberin altına yorum yazabiliyorsunuz.
Herhalde bunu en iyi kullananlar bedelli askerlik isteyenler, çok da başarılı oluyorlar.
Ayrıca sivil toplum örgütleri siteler kurarak kendi yayınlarını oluşturabiliyor ve de ajanslar
gibi oradan medyaya kendi haberlerini iletiyor. Bizim Medya Derneği’ni anlatayım sivil
toplum kuruluşu olarak. Derneğimizin medyaya ulaşmak gibi bir derdi yok. Telefon
açtığımız zaman yönetim kurulu üyemizden birisine, medyaya ulaşmış oluyoruz. Fakat
başka sorumluluklarımız var, bu değişimi iyi anlayıp üyelerimize anlatmak. Çünkü
çok önemli bir değişim oluyor. Bunun farkında olmak, anlamak lazım. Eskiden yaşlı
gazeteciler genç gazetecilere anlatıyordu ve iş öğrenilmiş oluyordu. Şimdi sorun yaşlı
gazetecilere kim anlatacak. Onun için biz Medya Derneği olarak eğitim programlarına
çok önem veriyoruz. Çeşitli medya sektörleri için çeşitli eğitim programları var.
Derneğin ilgilendiği başka bir konu yurttaş gazeteciliği dediğimiz şey. Herkes artık
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
программу, в каком уголке мира я бы не был. Согласно New York Times, одна треть
читателей интернет порталов приходится на зарубежье. А число офисов в Вашингтоне
в течение последнего года достигло 800, в 113 странах имеются 800 медиа-офисов. Мы
настолько глобализировались, что, думаю, что медиа летает. Тогда как мы знаем, что
медиа проходить через трудный период. Так как в то время, когда одна треть New York
Times-а читается за рубежом, прибыль New York Times-а из-за рубежа составляет всего
пять процентов. На днях я опять в New York Times. Отправился в свой отель, собираюсь
рисовать, зашел в интернет. Надо заплатить 25 долларов, чтобы воспользоваться услугами
интернета. Мне надо прочитать газеты, кто что написал я должен знать. Несмотря на
то, что они совсем ничего не сделали, я заплатил за связь 25 долларов. В свое время
проложили кабель и все номера производят оплату, чтобы воспользоваться услугами
интернет. Тогда как деньги должны брать журналисты, медиа-компании, издательства,
они ничего не получают.
Здесь большая ошибка. Именно поэтому на днях компания, занимающаяся кабельным
распространением, купила NBC, то есть телекомпанию. Тоже самое и в google. Вы
заходите в google, новости перед вами, выходят ваши новости, ваши карикатуры. А
рекламные деньги идут в google. Здесь есть ошибки. Все журналисты, хозяева газет
проводят разные собрания. Они размышляют о том, как бы избавиться от этого, в чем
же решение проблемы, в новых рабочих планах? И они начали видеть в Ipad спасителя.
Потому что в музыкальном секторе Ipad вы покупаете музыку. То есть, приобретая
музыку, которая скачивалась раньше бесплатно, получается серьезная прибыль. А газеты
сделали свои интернет порталы платным, но люди их не берут. Но теперь люди, загрузив
в Ipad application, стали продавать их. Сделали абонентом письменной газеты и ее Ipad
версии. New York Times так делает. Начали торговать. Компания Murdoch-а издает новую
газету Daily и только через Ipad продает ее за 99 центов. Это новые проекты. Другим
решением является создание multi media roomlar. Отныне и телевизор, и интернет и
газеты управляются не по отдельности, а вместе. Распространяются в необходимые
инстанции. Это найденные решения проблемы, но конкретного пока ничего нет.
А что касается взаимоотношений между неправительственными организациями и СМИ,
то новые СМИ создают для них уникальные возможности, отныне люди могут действовать
интерактивно. Мы можете через электронную почту отправить ту или иную новость или
же написать комментарий к этой новости. Думаю, что этой возможностью очень хорошо
пользуются те, кто хочет платной воинской службы, и надо сказать, что они преуспевают.
Кроме того неправительственные организации могут открыть портал и заниматься своей
публикацией и подобно информагентствам передавать свои новости оттуда. В качестве
примера расскажу вам о нашей Медиа-ассоциации. У нашей ассоциации нет такой
проблемы как добраться до СМИ. Нам стоит только позвонить одному из членов нашего
Совета правления и мы уже добрались до СМИ. Но у нас есть другая ответственность,
хорошо поняв это преобразование донести до наших членов. Так как происходит очень
важное преобразование. Надо отдавать себе отчет, понять это. Раньше старые журналисты
делились своим опытом с молодыми журналистами, рассказывали как надо работать
и дело на этом заканчивалось. А сегодня проблема в том, что кто будет рассказывать
/ 113
114 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
gazeteci olabiliyor, fotoğraf çekip yayınlayabiliyor ve de ses getiriyor. Onun için bizim
gazetecinin tanımını çok iyi yapmamız lazım. Kimin gazeteci olup olmadığının çok iyi
belirlenmesi gerekiyor. Bunun için de medya etiği çok önem kazanıyor. Yani gazeteci
bu kurallar içerisinde yaparsa gazeteci oluyor yapmazsa güvenilmez oluyor. Şimdi
wikimedya’da bir sürü şey yayılıyor. Bu gazetecilik mi, medya etiğine uyuyor mu,
artık bilmiyorum ama gazetecinin medya etiğine uyması gerekir, medya etiğinin de
öğretilmesi gerekir.
Küreselleşmeyle birdenbire birçok şeyin farkına vardık. Daha önce karşılaşmadığınız
kavramlarla karşılaşıyorsunuz. Bir tanesi bir tarafta özel hayatlar var bir tarafta basın
özgürlüğü. Bu dünyanın her tarafında aynı dengede gitmiyor. Hani birinin sınırı nerede
başlıyor ötekinin nerede bitiyor? Bunun sınırı Avrupa’da başka Amerika’da başka.
Amerika’da basın özgürlüğünün sınırı çok daha geniş, özel hayatın ki çok daha kısıtlı.
Neredeyse herkes hakkında her şeyi yazabiliyorsunuz, tabii belli sınırları var. Fakat
Avrupa’da bu çok daha farklı durumda, özel hayat çok daha korunur vaziyette. Şimdi
Türkiye’de sorun bizim gazeteciler kendilerini Amerikalı gibi zannediyor ve özel hayatlara
girmede daha rahat davranıyor. Fakat hâkimlerimiz, yargıçlarımız daha Avrupalı gibi
düşünüyor ve özel hayatı koruyor. Sivil toplum örgütlerinin küreselleşmesiyle şöyle
bir iyilik de oluyor, basın özgürlüğü konusunda dünya standartları geliyor. Herkes her
yerdeki basın özgürlüğünü takip ediyor, hapse atılan gazetecilerin derdine herkes
ortak oluyor. Daha güçlü bir basın özgürlüğü sağlanıyor. Teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
старым журналистам. Поэтому наша ассоциация придает большое значение программам
обучения. Для различных секторов медии, есть различные программы обучения. Другим
вопросом, интересующим нашу Ассоциацию, является гражданская журналистика.
Отныне каждый может стать журналистом, фотографировать и публиковать их. Поэтому
мы очень хорошо должны сформулировать определение журналиста. Необходимо очень
хорошо определить кто журналист, а кто нет. И в этом плане медиа-этика приобретает
большое значение. То есть если журналист является журналистом только тогда, если он
будет действовать в рамках этих правил, а если нет, то он не будет вызывать доверия.
Сегодня через wiki-медию распространяются разные вещи. Журналистика ли это,
соответствует ли медиа-этике, я не знаю, но журналист должен следовать медиа-этике, и
необходимо научит медиа-этике.
Вместе с глобализацией мы вдруг стали осознавать многие вещи. Сегодня мы
сталкиваемся с понятиями, с которыми раньше не сталкивались. В одной стороны
личная жизнь, с другой свобода прессы. Где начинается граница одной свободы и где
заканчиваются границы другой? Везде по-разному. В Европе по-другому, в Америке
совсем по-другому. В Америке границы свободы слова шире, чем границы личной
жизни. Вы можете писать про всех почти все, конечно же, в определенных границах. Но
в Европе ситуация другая. Там личная жизнь более защищена. В Турции журналисты
считают себя американцами и более свободно ведут себя в плане вмешательства в
личную жизнь. Но наши судьи мыслят как европейцы и защищают личную жизнь. С
глобализацией неправительственных организаций в вопросе свободы слова приходят
и мировые стандарты. Все следят за свободой слова. все разделяют горе журналистов,
посаженных в тюрьмы. Что способствует укреплению свободы слова. Спасибо.
/ 115
116 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Medya, Kamuoyu ve Sivil Toplum Örgütleri
Atilla SERTEL
Türk dili konuşan ülkelerden katılan temsilcileri ve Ankara’dan bizi izleyen
meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Türkiye’nin en büyük ve en etkin basın meslek
örgütlerinin bir arada bulunduğu bir üst yapı kuruluşu. 75 cemiyet ve 16 bin civarında
üyesi var. Bu üyeler arasında Azerbaycan’dan dört meslek örgütü, Kıbrıs’tan da iki
meslek örgütü Türkiye Gazeteciler Federasyonu’na üye. Elbette biz Türkiye’deki hem
teknolojiyi hem diğer özgürlükleri hem basın mensuplarının gazetecilerin düştükleri
sıkıntıların çözüm noktasında özellikle yerel medyanın içinde bulunduğu noktalarda
çok etkin ve aktif bir görev yapmanın gayreti içerisinde oluyoruz. Bu konuşmamı iki
ayrı bölüme ayırmak istiyorum. Birincisi, eğer biz Türk dili konuşan ülkeler arasında
değerlendirmelerde bulunmazsak, buradaki meslektaşlarımızla ortak paydada
buluşamazsak sanırım buraya gelen arkadaşlara haksızlık etmiş oluruz. Mustafa Balbay,
sevgili başkan söyledi. 30 yıllık gazeteci ve ben de 30 yıllık gazeteciyim. Benim sınıf
arkadaşım ve Mustafa Balbay ile aynı tarihlerde mesleğe başladık. Şimdi kendisi Silivri
cezaevinde tutuklu, 24 kitap sahibi 23’ünü cezaevi dışında 24’üncü “Zulümhane”yi de
cezaevinde yazdı. Yazdığı kitaplar arasında özellikle “Orta’daki Asya Ülkeleri” adlı gezi
kitabı son derecede güzel bir kitap. Asya ülkelerindeki Türk arkadaşların okumalarını
öneriyorum. Diyor ki: Orta Asya coğrafyasının pek çok yerinde Atatürk’ün 29 Ekim
1933’de Çankaya Köşkünde bir kabulde söylediği şu sözlerin yoğun dağıtıma hazır
çoğaltılmışıyla karşılaştım. “Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur. Bu dostluğa
ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı
gibi tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün
elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir, dünya yeni bir dengeye ulaşabilir.
İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostluğumuz iradesinde dili
bir dini bir inancı bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır
olmak sadece susup o günü beklemek değildir, hazırlanmak lazımdır. Milletler buna
nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak hazırlanır. Dil bir köprüdür, inanç
bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin
içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yakınlaşmasını beklememeliyiz. Bizim onlara
yakınlaşmamız gerekli”. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihsel öngörüsü budur.
“1990’lı yıllara bakınca, Türkiye’nin bu süreci çok noksanlı karşıladığı da dikkat çekiyor”
diyor Balbay kitabın arka sözünde.
Şimdi günümüz Türkiye’sinde böyle Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu’nun
birincisinin düzenlenmesi bence çok anlamlı. 1933’de tespit edilen ve Türkiye dışındaki
Türkçe konuşan ülkelerin bir dönem gelip ayrışıp ayrı ülkeler haline gelebileceğini
1933’de tespit eden Mustafa Kemal Atatürk ve hazırlıksız yakalanarak etki gücünü
Amerika Birleşik Devletlerine, Orta Asya’daki gelişimi başka ülkelere kaptıran ve
oradaki etki gücünün altında Türkiye’nin imzasının yeterince olmaması… Federasyon
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
СМИ, Общественное мнение и Неправительственные
организации
АТИЛЛА СЕРТЕЛ
Приветствую участников форума, прибывших из
тюркоязычных стран, и моих коллег, следящими за
мероприятием из Анкары.
Федерация журналистов Турции является высшей
структурой, охватывающей самые крупные и самые
влиятельные профессиональные медиа-организации Турции.
В Федерацию входят 75 обществ и, она состоит из около 16
тысяч членов. Членами Федерации являются также и четыре
профорганизации Азербайджана, две профорганизации из
Кипра. Конечно же мы прикладываем усилия для активного и эффективного действия в
особенности в отечественных СМИ в плане решения проблем, с которыми столкнулись
представители СМИ, технология и другие свободы. Моя речь состоит из двух частей.
Первое, если мы не проведем оценки между тюркоязычными странами, если не сможем
встретиться с присутствующими здесь нашими коллегами под общим знаменателем, то
я думаю, что это мы будем несправедливы к тем, кто присутствует в этом зале. Мустафа
Балбай, дорогой председатель сказал. Он журналист с 30-летним опытом, и 30 лет являюсь
журналистом. Мы сокурсники и с Мустафой Балбаем начались заниматься профессией
в одно время. Сейчас он в тюрьме в Силиври. Является автором 24 книг. 24-ую книгу
“Дом жестокости” (Zulümhane) он написал в тюрьме. Особое внимание привлекает его
книга путешествий “Находящиеся в центре азиатские страны” (Orta’daki Asya Ülkeleri).,
в которой он пишет: “Во многих местах Центральной Азии я столкнулся с умножением,
готовым к распространению следующих слов Ататюрка, которые он произнес во время
приема в президентском дворце Чанкая 29 октября 1933 года: “Сегодня Советский союз
является нашим другом. Нам нужна эта дружба. Но сегодня никто не может предсказать,
что произойдет завтра. Так же, как Османская империя и Австро-венгерская империя
он может распасться, раздробиться. Народы, которые он сегодня прочно удерживается в
руках, могут выскользнуть из его рук, мир может достичь нового равновесия. И вот тогда,
Турция должна знать, что делать. В воле нашей дружбы есть наши браться, с которыми
у нас один язык, одна вера. Мы должны быть готовы объять их. Быть готовым это не
просто молча сидеть, мы должны готовиться. Как к этому готовятся нации? Готовяться
поддерживая духовные мосты, которыми являются язык, вера, история. Мы должны
обратиться к нашим корням и объединиться в нашей истории, разделенной событиями.
Мы не должны ждать пока они сблизятся с нами. Мы должны сближаться с ними”. Таково
было историческое предвидение Мустафы Кемаля Ататюрка. “Если взглянуть на 1990-е
годы, то в внимание привлекает то, что Турция с недостатками встретила этот процесс”,
- пишет Балбай в послесловии.
/ 117
118 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
ve yönetim kurulu üyeleri olarak Türk Cumhuriyetlerine gittiğimiz zaman bunun
eksikliğini görüyoruz. En son Azerbaycan’da bu eksikliği arkadaşlarımızla sohbetlerde
de dile getirdik. Türkiye’nin ilişkilerinin bir başka ülke nedeniyle bozulmasından dolayı
dostlarımız Azerbaycanlı Türklerin bize karşı bakış açısındaki eksiklikleri söyledik. Bir
şey daha söylemek istiyorum. Şimdi sevinerek görüyorum ki internet sitelerinde ya da
bazı gazetelerde Kırgızistan’da Başbakanın değişimi, koalisyonun kurulması haberleri
yer alıyor. Ama bizim gazetelerimizde Türk Cumhuriyetlerine ilişkin haberlerin gerektiği
kadar yer almadığını da tespit ettiğimizi söylüyorum. Diğer taraftan, Türkiye ile ilgili
haberlerin Türkçe konuşan ülkelerde de yeterince yer alıp almadığını doğrusu merak
ediyorum. Bu açıdan baktığımızda Azerbaycan gazetelerinin Türkiye’deki gelişmeleri
an ve an takip ettiğini ve sayfalarına taşıdığını gördüm. Ancak Azerbaycan’la ilgili
haberlerin Türkiye’deki sayfalarda yeterince yer almadığını üzülerek tespit ediyorum.
Oradaki konuşmalarımızda arkadaşlarımızla bunun üstesinden nasıl gelebiliriz diye
düşündük. Çeşitli toplantıların sonucunda Anadolu Ajansının muadili olan Azertac
kuruluşunun başındaki Aslanov’la bir anlaşma imzaladık. Azerbaycan’da yayınlanan
haberlerin federasyon sitesi üzerinden Türkiye’deki gazetelere haberlerinin yansıtılması
konusunda mutabık kaldık ve herhangi bir ücret talep etmeksizin bir ajans faaliyetinin
Türkiye ölçeğinde sürmesini belirledik.
Yine Azerbaycan’dan taleplerimiz oldu. Azerbaycan türkülerinin yer aldığı cd’lerin
dağıtılarak Türkiye’deki radyo ve televizyonlarda çalınması, ortak kültürün paylaşılması
açısından yararlı olacağını düşündük. Orada Basın-Yayın ve Enformasyon Genel
Müdürlüğünün çıkardığı ve “Anadolu Matbuatının Yeni Siması” diye parlamento
gazetecilerinin Türkiye Gazeteciler Federasyonunun da katkılarıyla Azerbaycan
Türkçesine çevirdiği kitap Azerbaycan’daki meslektaşlarımıza çok önemli ışık
tutmuştur. Bu tip faaliyetlerin diğer ülkelerle de yapılmasının çok önemli olduğunu
düşünüyorum. Yine oradaki konuşmalarımızda Türkçe konuşan gazetecilerin
oluşturacağı bir “Medya Evi” projesini düşündük. Dedik ki her ülkede Türkçe konuşan
ülkelerin kendi medya evlerinin oluşturulması ve o ülkeye gelen gazetecilerin öncelikle
hangi ülkeden geliyorsa o medya evine girmesi ve orada kendilerine yardımcı
olunabilmesi açısından bir iletişim kurulabileceğini düşündük. Örneğin Azerbaycan’da
böyle bir ofis ayarlanabileceğini Parlamento Jurnalistleri Birliği Başkanı Elşad Eyvazlı
bana söyledi. Bunun gibi Türkiye’de de bu ülkelerden gelenlerin, kendi ülkemiz
insanı olarak kabul ettiğimiz insanların buluşacağı ortak noktaları oluşturmalıyız diye
düşünüyorum.
Sevgili arkadaşlarım, sabah birçok konuya değinildi ve gerçekten çok etkili ve anlamlı
konuşmalar oldu. Biraz önce Sayın Salih Memecan da dünya üzerindeki teknolojik
gelişmenin Türkiye’ye yansımalarından söz etti. Elbette ki bunlar sevindiricidir. Biz de
kurşun ve çinko kalıplarla, mumlu kâğıtlarla, pikaj dönemleriyle hep uğraştık, hepsini
görerek geçtik. Bugün teknolojide gelinen nokta çok sevindiricidir, fotoğrafı karşıdan
karşıya geçiren bir cihaz vardı, adı bile aklıma gelmiyor şimdi, O cihaz geldiğinde çelik
bir bandın üzerine siyah beyaz bir fotoğrafı koyduk ve telefon kabloları ucuyla İzmir’den
İstanbul’a ilk fotoğrafın geçişini çok büyük bir merakla seyrettik. Şimdi öyle değil,
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
И сегодня в проведение в современной Турции первого медиа-форума тюркоязычных
стран, по моему, очень значимо. Мустафа Кемаль Ататюрк в 1933 году говорил о том,
что настанет время, когда тюркоязычные страны станут независимыми странами.
Турция оказалась неподготовленной к этому, и тем самым силу влияния перехватили
Соединенные штаты Америки и другие страны. Федерация и члены Совета правления при
посещении тюркских республик чувствуем этот недостаток. Во время нашего последнего
визита в Азербайджан мы говорили об этом недостатке в беседе с нашими друзьями.
Хочу отметить еще один момент. Сегодня радуюсь тому, что в некоторых интернет
порталах или в некоторых газетах публикуются новости о смене премьер-министра
в Кыргызстане, о создании коалиции. Но в наших газетах, к сожалению, уделяется
недостаточное место новостям в связи с тюркскими республиками. С другой стороны,
мне очень интересно, имеют ли достаточное место новости о Турции в тюркоязычных
странах. Если взять к примеру азербайджанские газеты, то можно увидеть, что за
развитиями в Турции внимательно следят и мгновенно размещают на своих страницах.
Но к большому сожалению, новостям об Азербайджане в турецких газетах уделяется
недостаточное место. В своих выступлениях там, в беседе с нашими друзьями мы
обсуждали этот вопрос. В результате различных собраний мы подписали соглашение
с Аслановым, который является главой Azertac, подобного нашему информагентству
Анатолийское агентство. Мы договорились в плане отражения через портал Федерации
публикуемых в Азербайджане новостей в газетах Турции.
Поступил запрос опять-таки из Азербайджана. С тем чтобы делиться общей культурой
мы сочли полезным распространить диски с азербайджанскими народными песнями
для трансляции по радио и на телеканалах Турции. Парламентские журналисты при
содействии Федерации журналистов Турции перевели на азербайджанский язык изданную
Главным управлением прессы, печати и информации книгу “Новое лицо анатолийской
прессы”, которая пролила свет в работе наших коллег в Азербайджане. Я считаю, что
проведение подобных мероприятий и с другими странами будет очень полезным. Опятьтаки во время наших выступлений в Азербайджане мы предложили внедрить проект
“Медиа-дом”, который будет создан тюркоязычными журналистами. Проект предпологал
создание в каждой стране медиа-домов и прибывшие в страну журналисты в первую
очередь приходил в этот медиа-дом и имел возможность общения, имел возможность
получить ту или иную помощь в плане облегчения его профессиональной деятельности.
Например, в Азербайджане глава Организации парламентских журналистов Эльшад
Эйвазлы сказал мне, что можно организовать подходящий для этого офис. И в Турции,
думаю, что необходимо, создать такие точки, где прибывшие из этих стран люди, которых
мы считаем людьми нашей страны, могли бы встретиться и общаться.
Дорогие мои друзья, в ходе заседания, прошедшего в первой половине дня, было затронуто
много вопросов и состоялись очень эффективные и значимые выступления. Только
что уважаемый Салих Мемеджан говорил об отражении на Турцию технологического
развития в мире. Конечно же, это радует. Стадия, которой достигли сегодня технологии,
несмоенно, очень радует. Помнится, был аппарат, переправлявший фотографии, я даже
не помню, как он назывался. Когда этот аппарат появился, мы с большим любопытством
/ 119
120 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
cebinizdeki bir cep telefonuyla istediğiniz herkesin fotoğrafını çekip anında başka
bir yere gönderebiliyorsunuz. Eskiden telekslerle sayfalar dolusu yazıp o bantla o
şıkırtılı ortam içerisinde saatlerce geçen haberler döneminden şimdi artık bilgisayarda
yazılıp tek bir tuş düğmesiyle basılıp gazeteye konulabilen yazılara geldik. Hatta bazı
gazetelerin teknolojik anlamda çok daha geliştiğini, artık mizanpaj, sayfa düzenleme
tasarımının makineye yaptırıldığı dönemlere geldik.
Çok güzel gelişmeler bunlar ama üzülerek söylüyorum ki aynı gelişmeleri insana yatırım,
sendikalaşma, basın özgürlüğü ve Türkiye’deki gazetecilerin ekonomik özgürlüğünün
düzelmesine yönelik yaşayamadık, yaşayamıyoruz. Acı ve somut bir gerçek var
ki Türkiye’deki tek sendika Türkiye Gazeteciler Sendikası yine bir devlet kuruluşu
olan Anadolu Ajansında örgütlü. Başka bir kuruluşta sendika yok, sosyal haklar yok,
güvence yok. Dolayısıyla basının gazetecilerin kendi özlük haklarını ve sosyal haklarını
koruyamadığı noktada basın özgürlüğü konusunda da insanlar kendisini güvencede
hissedemiyor, yazamıyor, çizemiyor, konuşamıyor. Bunu çok farklı boyutlarda
belki uzun uzun tartışabiliriz. Ama bizi asıl üzen Türkiye dünya ölçeğinde ekonomik
anlamda, diğer anlamda çok önemli puanlar alırken yani krizi diğer Avrupa ülkelerine
göre daha az hasarla atlattığı söylenirken biz basın özgürlüğü konusunda hasarın en
büyüğünü yaşıyoruz. Sabahki konuşmalarda eğer Türkiye’deki basın özgürlüğü sizde
de olsa gelip sizinle birçok faaliyeti birlikte yapabiliriz diyorlardı. Ben şimdi söylüyorum
Avrupa Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü bizi Türkiye’yi 138. sıraya koyuyor, 178
ülke arasında 138’inci sıradayız. Eğer Türkiye gibi bir ülke bunu hak ediyorsa o zaman
Türkiye dışındaki Türkçe konuşan ülkeler kim bilir bu 178 ülke arasında hangi sıradalar.
Biz Etiyopya’nın hemen önündeyiz, 139’uncu sırada. Gönül ister ki Türkiye Finlandiya,
İzlanda, Hollanda, Norveç gibi gerçekten teknolojinin de çok önde olduğu ülkeler gibi
olsun, teknolojimiz ilerlediğine göre basın özgürlüğü ve diğer konularda da o sıralara
gelmeliyiz. Bunu açıkça söylemek gerekiyor diye düşünüyorum.
Türkiye’de basın özgürlüğü açısından bakıldığında bizi en çok yaralayan noktalardan
biri de cezaevinde bulunan gazetecilerin durumudur. Biz bu ülkede konuştuğu için,
bu ülkede yazdığı için, bu ülkede söylediği için hiçbir gazetecinin cezaevine girmesini
istemiyoruz. Bunu açık yüreklilikle söylüyoruz, Bizim gibi Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç söylüyor, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül söylüyor, Meclis Başkanı Sayın
Şahin söylüyor. Öyleyse ne yapmalıyız? Hiçbir zaman otobüs şoförünün araba arıza
yaptığı için dönüp yolcuları suçladığını görmedim, ama bu ülkede görüyorum. Bu
ülkede otobüs arıza yaptıysa ondan sorumlu olan o otobüsün bakımını yaptıracak,
yolcuları sağ salim ulaşmak istedikleri yere götürecek kaptan şofördür. Kaptan şoför
eğer o konuda yolcuları suçluyorsa bu anlayışta bir arıza vardır. Sözlerimi Türkiye’de
bu özgürlükler konusunda, Türkiye’deki basın özgürlüğü konusunda ve Türkiye’nin
Türk dili konuşan ülkelerle ilişkilerinin sadece panellerle ve sempozyumlarla ilişkili
kalmayarak ciddi örgütlenmeler yaratması noktasında temenni ile bitiriyorum. Çok
teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
наблюдали как первое изображение отправлялось из Измира в Стамбул. Сегодня же мы
берем мобильный телефон, фотографируем что хотим и моментально переправляем в
другое место. Раньше мы писали на телексах, новости перегонялись по ленте часами,
а сегодня текст набирается на компьютере и, нажав всего лишь на одну клавишу, вы
можете поместить его в газету. А некоторые газеты в технологическом плане достигли
такого развития, что даже проектирование страниц делают специальные программы.
Это очень прекрасное развитие, но подобного развития в плане инвестиций в человека,
в плане профсоюзов, свободы СМИ и в вопросе экономической свободы газет в
Турции, к большому сожалению не наблюдается. Профсоюз журналистов Турции,
являющийся единственный профсоюзом в Турции, организована при государственном
заведении, коим является Анатолийское агентство. В другой организации профсоюза
нет, социальных прав нет, гарантии нет. Поэтому когда СМИ и журналисты не могут
защитить свои социальные и трудовые права, в плане свободы СМИ люди чувствуют
себя незащищенными, не могут писать, рисовать, говорить. Об этом можно долго
спорить. Но нас больше всего расстраивает то, что в то время когда говорят о том, что
в мировом масштабе Турция в экономическом смысле получает высокие баллы, то есть
по сравнению с другими странами Европы перенесла финансовый кризис с наименьшим
ущербом, мы переживаем самый большой ущерб в плане свободы СМИ. В утренних
выступлениях говорили, что если бы такая свобода СМИ как в Турции, была бы у вас,
то мы сможет осуществлять с вами многие мероприятия. Организация “Репортеры без
границ” ставит нас Турцию на 138 место, из 178 стран мы на 138 месте. Если такая
страна как Турция заслуживает такое место, то, кто знает, на каком месте в этом списке
тюркоязычные страны. Мы стоим прямо перед Эфиопией, которая на 139 месте. Смотря
на то, что наша технология действительно продвинута также как и в странах с передовой
технологией то есть как в Финляндии, Исландии, Голландии, Норвегии, хотелось бы
чтобы Турция была на таком же уровне и в плане свободы СМИ и других вопросах. Я
считаю, что об этом надо говорить открыто.
С точки зрения свободы СМИ в Турции нас больше всего ранило положение журналистов,
находящихся в заключении. Мы не хотим, чтобы ни один журналист не попадал в тюрьму
из-за того, что он говорит, из-за того, что пишет. Мы открыто говорим об этом. Вицепремьер Бюлент Арынч тоже говорит об этом. И президент Абдулла Гюль. И спикер
парламента уважаемый Шахин тоже говорит об этом. Тогда, что нам надо делать? Я
никогда не видел, чтобы водитель автобуса обвинял в поломке автобуса пассажиров, а
в этой стране вижу. Если в этой стране автобус сломался, то за это отвечает водитель,
который обязан периодически контролировать исправность транспорта и обязан в здравии
доставить пассажиров до точки назначения. Если водитель обвиняет в неисправности
автобуса пассажиров, то тут что-то неладно. Завершаю свое выступление пожеланием
о том, чтобы дело в вопросе свобод в Турции, в вопросе свободы СМИ в Турции и во
взаимоотношениях с тюркоязычными странами не оставалось ограниченным панелями
и симпозиумами, а перешло в действие. Спасибо большое.
/ 121
122 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Toplumlararası Kültürel Etkileşimde Medya
ve Sivil Toplum Örgütlerinin Etkisi
Düsen KASEİNOV
Sayın Başkan, Türk medyasının değerli temsilcileri ve kıymetli konuklar. Medya
Forumunda sizlerle birlikte olmaktan ve sizlere seslenmekten büyük bir memnuniyet
duyuyorum. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.
İzninizle sizlere TÜRKSOY hakkında bilgi vermek istiyorum. TÜRKSOY Türk dili konuşan
halklar arasındaki kardeşliği güçlendirmek amacıyla kurulmuş olan uluslararası kültür
ve sanat teşkilâtıdır. TÜRKSOY’un kuruluş anlaşması 12 Temmuz 1993 tarihinde
Almatı’da Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan
Kültür Bakanları tarafından imzalanmıştır. Daha sonra Rusya Federasyonunun özerk
cumhuriyetlerinden Altay, Başkırdistan, Hakas, Saka, Tataristan, Moldova’ya bağlı
Gagavuz Özerk Bölgesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de TÜRKSOY’a gözlemci ülke
statüsünde katılmıştır. UNESCO gibi aynı ülkelerle ortak Türk kültürünün araştırılması
ve gelecek nesillere aktarılması amacını gütmektedir. Bu amaçla kuruluşundan bu
yana kültürel ve bilimsel etkinlikler düzenlemektedir, geleneksel Nevruz Bayramı
kutlamaları, resim ve fotoğraf sergileri, tiyatro, festival, opera, şiir günleri ve kültürel
buluşmalar gibi etkinliklerin yanı sıra akademik düzeyde seminer ve sempozyumlar
Türk dili konuşan halklar arasında büyük kültür köprüsü oluşturmaya çalışmaktadır.
Faaliyetlerimiz bir bölgeyle sınırlı olmayıp geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır. Kültürler
arası diyalogun ve evrensel barışın tesis edilmesine katkı sağlayan bu faaliyetlerin
gerçekleştirilmesinde BM, Avrupa Konseyi, UNESCO ve Bağımsız Milletler Topluluğu
İnsani İşbirliği Devletlerarası Fonu gibi uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır.
Mart ayında TÜRKSOY’un en görkemli etkinliklerinden biri olan Nevruz Bayramı
kutlamalarını gerçekleştirdik. UNESCO merkezi ve Strasbourg’daki Avrupa Konseyinde
yaptığımız kutlamalar tarihe geçecek niteliktedir. Bu etkinliklerle Türk dünyasının
çeşitliliği ve bütünlüğünü ortaya koyduk. Fakat Türk kültürünü Avrupa’ya taşıdığımız
bu etkinlik Türk medyasında çok az yer buldu.
TÜRKSOY’un projelerinden biri de Köroğlu Operası’ydı, Yedi Türk devletinden toplam
250 sanatçının katılımıyla sergilenen Köroğlu Operası ne yazık ki Türk dünyası basınında
yeteri kadar ilgi görmedi. Türk dünyasının ilgi göstermediği Köroğlu Operasına Rus
medyası övgü dolu haberlerle yer verdi, izlemek için Rusya’dan sanat eleştirmenleri
geldi. Rusya’nın en saygın kültür sanat yayınlarında Türk Cumhuriyetleri sanatçıları
ve Köroğlu Operası ile ilgili övgüler yer aldı. Bugüne kadar Hakas halkının Huban
Arığ ve Han Mirgen Destanı, Nogay halkının Şiirler Anatolijisi Türkiye Türkçesine
aktarılıp bastırıldı. Bunlar gibi bilimsel yayınlarımız devam ediyor. Ancak elimizdeki
tüm imkânları kullansak da bu eserlerin tanıtılması ve duyurulması konusunda sıkıntı
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Воздействие СМИ и Неправительственных организаций
на межобщественное культурное взаимодействие
ДЮСЕН КАСЕИНОВ
Уважаемый председатель, дорогие представители тюркских
СМИ и многоуважаемые гости. Испытываю огромное
удовольствие находиться с вами на этом форуме и
обращаться к вам. Пользуясь возможность, выражаю свое
уважение и приветствую вас.
С вашего разрешения я хочу рассказать о деятельности
ТЮРКСОЙ.
ТЮРКСОЙ
является
международной
организацией тюркской культуры и искусства, основанной
с целью укрепления братства между тюркоязычными
народами. Договор о создании ТЮРКСОЙ было подписано
министрами культуры Азербайджана, Кыргызстана, Казахстана, Узбекистана, Турции и
Туркменистана 12 июля 1993 года в Алматы. К договору в качестве стран наблюдателей
присоединились субъекты Российской Федерации Республика Алтай, Республика
Башкирия, Республика Хакасия, Республика Сака Якутия, Республика Татарстан, Гагаузия
в составе Реступлики Молдова и Турецкая Республика Северного Кипра. По своим целям,
задачам международная организация является своего рода ЮНЕСКО для Тюркского
мира. Со дня создания ТЮРКСОЙ проводит культурные и научные мероприятия,
фестивали, традиционные празднования праздника Невруз, организовывает выставки
картин и фотовыставки, проводит дни театра, оперы, поэзии. наряду с культурными
мероприятиями ТЮРКСОЙ проводит семинары и семпозиумы академического уровня.
тем самым международная организация старается создать огромный культурный мост
между тюркоязычными народами. Наша деятельность не ограничивается только один
регионом, она охватывает широчайшую географию. В осуществлении этой деятельности,
вносящей вклад в установление межкультурного диалога и сооружении универсального
мира, ТЮРКСОЙ сотрудничает с такими международными организациями как ООН,
Евросовет, ЮНЕСКО, Межгосударственный фонд гуманитарного сотрудничества Союза
Независимых Государств. В марте мы отпраздновали праздник Невруз - одно из самых
ярких мероприятий, проводимых ТЮРКСОЙ. Огранизованные нами в ЮНЕСКО и в
Страсбурге в Европейском совете праздничные мероприятия стали празднованиями,
которые призваный войти в историю. на этих празднованиях мы показали насколько
разновиден и един Тюркский мир. Но мероприятию, благодаря которому Европа поближе
познакомилась с тюркской культурой, в тюркских СМИ было уделено совсем мало
внимания.
Летом ТЮРКСОЙ воплотил в жизнь еще один из проектов - опера Кёроглу. Опере
Кёроглу, в которой участвовали 250 деятелей искусства из семи тюркских государств,
к сожалению, в тюркских СМИ не было выделено должного внимания. Опера Кёроглу,
которой Тюркский мир не уделил внимания, в россиских СМИ нашла большой отклик.
/ 123
124 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
yaşıyoruz. Örneğin dün Karaçay edebiyatının öncü isimlerinden Kasım Miçiyev
anısına Gazi Üniversitesinde düzenlediğimiz etkinliğe medya çok az ilgi gösterdi, çok
az değil hiç ilgi göstermedi. Değerli katılımcılar, düzenlediğimiz etkinliğin medyada
yer bulması TÜRKSOY’un misyonu açısından çok önem taşıyor, medyaya büyük
sorumluluk düştüğüne inanıyoruz. Medya günümüzde pek çok sorunun kaynağı
olarak görülmekle birlikte doğru kullanıldığında çözüm kaynağı da olabilmektedir. Türk
dünyası medya mensupları bu sorunlara çözüm geliştirmek için proje üretmelidir.
Türk dünyası kendi sesini dünyaya nasıl duyurabilir? Türk dünyası hakkındaki yetersiz
ve yanlış bilgiler nasıl ortadan kaldırılabilir? Türk dünyasının zengin kültür hazinesi
dünyaya nasıl tanıtılabilir? Türk basınının Azeri ve Türk dünyasına karşı mesafeli tavrını
değiştirebilmek ve bu konuda bilinç oluşturabilmek için TÜRKSOY olarak basın onur
ödülleri veriyoruz. Türk dünyasına yönelik ilgiyi arttırmak için medyayı teşvik etmeye
çalışıyoruz. Ayrıca Türk dünyası yazarlarını bir araya getirmeye özen gösteriyoruz.
Mesela bu ay içinde Türk dünyası edebiyat dergilerinin editörlerini buluşturan bir
etkinliğe ev sahipliği yaptık. Avrasya Yazarlar Birliğiyle ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz
3. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi büyük bir başarıyla sonuçlandı. Ancak
uluslararası bir kültür teşkilatı olarak kültür sanat haberleri konusunda da mesafe
alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Düzenlediğimiz etkinliklerde profesyonel kültür sanat muhabirlerinin eksikliğini
hissediyoruz. Kültür ve sanat muhabirlerinin sayı olarak artması ve bu alanda çalışan
gazetecilerin ciddi bir donanıma sahip olması gerektiği inancındayız. Evrensel kültür
kadar Türk dünyasının kültür ve sanat hayatına da hâkim olan gazeteciler görmek
istiyoruz. Ömrümü sanata adamış bir insan olarak hem müzisyenlik dönemimde
hem rektörlük dönemimde hem de kültür bakanlığı yaptığım dönemde edindiğim
tecrübelerde medyada uzman gazetecilerin eksik olduğunu görüyorum. Buradan
Türk dünyasının medya temsilcilerine seslenmek istiyorum, lütfen kültür-sanat
muhabirliğinde de uzman gazeteciliğe teşvik edin. İnanıyorum ki kültür-sanat alanında
uzman gazeteciler yetiştikçe Türk dünyasının olumsuz imajı da giderilecektir. Ön
yargılardan kaynaklanan pek çok sorun kültür ve sanat haberleriyle ortadan kalkacaktır.
Bu anlamda verebileceğim güzel örneklerden birisi Avrupa’da çeşitli konserler vererek
Türk müziğini dünyaya tanıtan uluslararası TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’dır.
TÜRKSOY’a üye ülkelerden yetenekli konservatuar öğrencilerini bir araya getirerek
kurduğumuz bu orkestra, Avrupa konserlerinde medyadan yoğun ilgi görüyor. Örneğin
Ağustos ayında Wagner Festivaline katılarak Türk dünyası müziğini Almanya’da
tanıtma fırsatı bulan orkestramıza Alman medyası büyük ilgi gösterdi. Bizi en çok
heyecanlandıran projelerden biri BM ile aldığımız karar doğrultusunda 2011 yılında
Nevruz bayramının New York’taki BM Genel Kurulunda kutlanacak olmasıdır. Bu dev
proje ile Türk kültürünü ABD’ye taşıyacak ve kültürlerarası yakınlaşma konusunda
önemli bir adım daha atmış olacağız. Ayrıca TÜRKSOY olarak 2011 yılını ünlü şair
İbrahim Turgay’a ithaf ettik, pek çok etkinliğimizi Turgay’ın anısına düzenleyeceğiz.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Для того, чтобы посмотреть оперу из России прибыли критики искусства. Самые
престижные издания культуры и искусства России дали высокую оценку деятелям
искусства тюркских республик и опере Кёроглу. Переведены на турецкий язык и
опубликованы эпосы хакасского народа Хубан Арыг и Хан Мирген, антолигия поэзии
ногайского народа. Мы продолжаем публиковать подобные научные публикации.
Несмотря на то, что мы используем все свои возможности, в плане распространения и
презентации этих произведений у нас сложности. Например, вчера в память одного из
ведущих деятелей карачайской литературы Касыма Мичиева в университете Гази был
организован вечер, которому СМИ совсем не оказали внимания. Дорогие участники
форума, освещение проводимого нами мероприятия в СМИ представляет важное
значение с точки зрения миссии ТЮРКСОЙ, мы верим в то, что в этом плане на СМИ
выпадает большая ответственность. Вместе с тем, что сегодня СМИ воспринимаются
как источник многих проблем, при правильном использовании СМИ могут стать и
источником решения. Представители СМИ Тюркского мира должны разработать проекты
в плане выработки решений этих проблем. Каким образом Тюркский мир донесет свой
голос до всего мира? Каким образом устранит недостаточное и неверное представление о
Тюркском мире? Каким образом ему познакомить мир с богатым культурным наследием
Тюркского мира? Для того, чтобы изменить отдаленное отношение турецкой прессы к
тюркскому миру и для образования в этом направлении сознания ТЮРКСОЙ присуждает
почетные награды в сфере СМИ. Мы пытаемся стимулировать СМИ в плане повышения
интереса к Тюркскому миру. Кроме того, мы стараемся проводить встречи писателей
Тюркского мира. Например, в течение этого месяца мы провели встречу писателей
Тюркского мира. С большим успехом прошел 3-ий Конгресс литературных журналов
Тюркского мира, который мы провели совместно с Ассоциацией писателей Евразии.
Но мы считаем, что необходимо преодолеть определенное расстояние в плане новостей
о культуре и искусстве. В проводимых нами мероприятиях мы чувствуем недостачу
профессиональных корреспондентов по культуре и искусству. Мы верим в то, что
число корреспондентов по культуре и искусству должно возрасти и что журналисты,
работаяющие в этой сфере, должны быть серьезно иррудированными. Мы хотим видеть
журналистов, которые сведовали бы о культуре и искусстве Тюркского мира также как
сведуют об универсальной культуре. Опираясь на опыт, набранный мной, будучи ректором,
министром, будучи человеком, посвятившим свою жизнь искусству, могу сказать, что
в СМИ нехватает журналистов - специалистов. Я обращаюсь к представителям СМИ
Тюркского мира, прошу вас стимулировать корреспондентов по культуре и искусству в
этом плане. Я верю в то, что по мере подготовки журналистов - специалистов по культуре
и искусству негативный имидж Тюркского мира станет исчезать. Многие проблемы,
исходящие от предрассудков, будут устранены за счет новостей о культуре и искусстве.
В этом плане одним из прекрасных примеров является молодежный камерный оркестр
ТЮРКСОЙ, который дает в Европе разные концерты и тем самым знакомит мир с
тюкрской музыкой. Оркестр, созданный способными студентами консерваторий из стран
- членов ТЮРКСОЙ, во время концертов в Европе получает огромное внимание СМИ.
Например, в августе, когда наш оркестр, принимая участие в Вагнеровском фестивале,
получил возможность представить тюркскую музыку в Германии, СМИ Германии
уделили большое внимание нашему оркестру. Одним из проектов, который больше
/ 125
126 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Yeni yılda Türk dünyasının sanatçı ve bilim adamlarını bir araya getirmeye devam
edeceğiz. Dileğimiz bu tür örneklerin artması ve kültür sanat etkinlikleri arasında
köprü görevi yapmasıdır.
Değerli katılımcılar, küreselleşme ile oluşan medyanın ve sivil toplumun gücünün
farkındayız. Bu nedenle tüm etkinliklerimizi sivil toplum kuruluşları ile birlikte
yapmaya ve bu projelerini desteklemeye özen gösteriyoruz. TÜRKSOY’a üye ülke TV
kanallarını tek bir web portalında toplayan Yıldız TV’nin çalışmalarının desteklenmesi
yönünde karar aldık. Türk kültürünü yeni nesillere aktarabilmek amacıyla Türk
dünyasının popüler müziklerine yer veren gençlik ve müzik kanalı TBM’yi kurumsal
olarak destekliyoruz. Ayrıca www.turksoy.org adresindeki internet sitemizi sürekli
inceleyerek faaliyetlerimizi ve duyurularımızı toplumla paylaşmaya gayret ediyoruz.
Burada bulunan TÜRKSOY ülkeleri basın mensuplarına bu siteyi dikkatli takip etmelerini
öneriyorum. Tüm etkinliklerimize, ilgili haberlere ulaşabilir hatta bu haberleri gazete
ve televizyonlarınızda yayınlayabilirsiniz. Ayrıca facebook, twitter gibi sosyal paylaşım
ağlarında yer almak için hazırlık aşamasındayız. Değerli katılımcılar Azerbaycan’da
Polat Bülbüloğlu’nun desteklediği ve Dede Korkut efsanesinden uyarlanan “Aşk ve
Ölüm Balesi” Rusya’nın Ekaterinburg Balesi tarafından 13-14 Ocak’ta Ankara’da Devlet
Opera ve Bale sahnesinde sergilenecek. Türk dünyası basın mensuplarını mutlaka bu
gösteride aramızda görmek istiyoruz. Umarım bu gösteriye ilgi gösterir ve dünyaya
duyurmamıza yardımcı olursunuz. Konuşmama bu duygu ve dileklerle son vererek bir
kez daha hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum teşekkür ederim.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
всего волнует нас, является празднование на основании принятого нами с ООН решения
праздника Невруз в 2011 году в Нью-Йорке в генассамблее ООН. Благодаря этому
гигантскому проекту перенесем тюркскую культуру в США и в плане межкультурного
сближения сделаем еще один шаг. Кроме того ТЮРКСОЙ посвятил 2011 год известному
поэту Ибрагиму Тургаю, в память Тургая нами будут организованы ряд мероприятий.
В новом году мы будем продолжать проводить встречи с деятелями искусства и науки
Тюркского мира. Мы желаем, чтобы пододных примеров было больше и больше и, чтобы
они стали мостом между культурными мероприятиями.
Дорогие участники форума, вы осознаем образующуюся вместе с глобализацией силу
СМИ и неправительственных организаций. Поэтому мы стараемся проводить все наши
мероприятия вместе с неправительственными организациями и пытаемся поддерживать
эти проекты. Мы приняли решение поддержать работы телеканала Йылдыз ТВ, который
собрал в своем веб-портале телеканалы стран-членов ТЮРКСОЙ. За тем, чтобы передать
тюркскую культуру будущим поколениям, мы поддерживаем молодежный музыкальный
канал ТВМ, который вещает популярную музыку Тюркского мира. Кроме того, на нашей
веб-странице по адресу www.turksoy.org мы размещаем информацию о проделанной нами
работе. Я предлагаю находящимся здесь представителям СМИ стран-членов ТЮРКСОЙ
внимательно следить за этой страницей. Там вы можете увидеть новости о проведенных
ТЮРКСОЙ мероприятиях и даже публиковать эти новости в своих газетах или передавать
их по телеканалам. Кроме того, мы готовимся действовать в таких социальных сетях
как facebook, tweeter. Дорогие участники, экетеринбургский балет России готовиться
к премьере балета азербайджанского композитора Полата Бюльбюльоглы 13-14 января
в Анкаре на сцене Государственного театра оперы и балета. Мы хотим обязательно
увидеть на этой премьере предствителей СМИ Тюркского мира. Надеюсь, вы проявите
интерес и поможете нам объявить всему миру. На этом заканчиваю свою речь и еще раз
приветствую вас с важением. Спасибо.
/ 127
128 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Medya, Sermaye ve Siyaset İlişkisi
Mücahit KÜÇÜKYILMAZ
Türkiye’deki basın ortamıyla Türk dünyasındaki basın ortamını düşündüğümüzde
Türkiye’deki elbette biraz daha komplike bir yapı arz ediyor. Siyasal yapının daha
demokratik bir hale gelmesiyle Türk dünyasındaki medya ortamının da hem finansal
bağları hem siyaset, iktidar ve muhalefetle kurduğu ilişkileri açısından karmaşık hale
gelebileceği şimdiden öngörülebilir. Medya ile aynı düzlem ve ortamlarda yer alan
aktör ve kurumlar arasındaki ilişkileri kıyaslamak için çoğu zaman medyayı bir mecra
olarak kullanıyoruz. Şu an içinde bulunduğumuz ortam da bir medya ortamı. Bu da
baştan medyayı tartışmanın, medyayı anlamaya çalışmanın en başından medyaya
başvurularak gerçekleştirilmesini zorunlu hale getiriyor. Hem bir paradoksu, hem
de medyaya karşı eleştirel bir duruş geliştirmeyi zorlaştıracak bir zımni benimseyişi
de beraberinde getiriyor. Hele ki, söz konusu edilen şey medya-etik ilişkisi ise
gücü oranında ahlaki konumu da tartışmalı hale gelen medyanın eteğindeki taşları
dökmesi ya da kirli çamaşırlarının ortaya serilmesi yine medyanın niyet ve iradesiyle
gerçekleşiyor çoğu zaman. Özellikle akademisyen ve entelektüel kesimlerinin veya
fiili medya mağdurlarının gündeme getirdiği medyanın siyaset, sermaye ve bürokrasi
ve çeşitli uluslararası aktörlerle kurduğu ilişki biçimi medya dışı herhangi bir aktör
tarafından denetlenmek veya kontrol altına alınmak istendiği zaman -ki bu çoğunlukla
kamu erki veya yargı oluyor- sansür, baskı ve özgürlüklerin ihlali gibi bir başka sorun
skalasıyla karşılaşıyoruz.
Burada sivil toplumun da, vatandaşların da denetleyici, gözetleyici bir aktör olarak
devreye girmeye başlaması sevindirici bir gelişme olarak zikredilebilir. Sermaye
ilişkileri bağlamında ilk önce tekel, kartel, oligopol kavramları karşımıza çıkıyor. Türk
medyasında tekel olgusunun bulunup bulunmadığı konusunda Ragıp Duran’ın “Aynalı”
tespitine başvurmak zihin açıcı sonuçlara ulaştırabilir bizi. Şöyle diyor Ragıp Duran,
“Türk medyasında yapısal olarak tekel söz konusu değilse bile biçimsel anlamda bir
tekel vardır”. Bilindiği gibi tekel kavramı özünde ekonomi ile ilintili bir kavram ancak
medyanın ekonomik bağlantılarının çokluğu ve bu iki alanın gittikçe daha geçişken bir
hale gelmeye başlaması nedeniyle iletişim alanında da kullanılıyor. Küreselleşmenin
ivme kazandığı soğuk savaş sonrası dönemde kızışan pazar rekabetleri birbirine
yakın alanlarda faaliyet gösteren büyük şirketlerin de evliliğine yol açtı. Tabii bu da
tekelleşmeyi gündeme taşıdı. Ancak bir gerçekliği bütün kapsamıyla dile getirme
kaygısı zaman zaman abartılı ve gerçeğin uzağına düşen tanımlara yol açabiliyor.
Eğer sektörün bütün işlemleri tek bir elde toplanmışsa buna tekel diyoruz. Burada
bir monopolizasyon söz konusu. Fakat mesela İtalya’daki medya gücünü yüzde
yetmişlere vardıran Berlusconi gibi Türk medyasının da yaklaşık yüzde 50-60’ını elinde
bulundurduğu söylenen Doğan medya grubu sözcüğün teknik ve teorik içeriğiyle
düşünüldüğünde gerçek bir tekel konumuna ulaşmış sayılmamalı. Çünkü Doğan
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Взаимоотношения между СМИ, капиталом и политикой
МЮДЖАХИТ КЮЧЮКЙЫЛМАЗ
Если сопоставить медиа-среду Турции с медиа-средой
СМИ Тюркского мира, то, конечно же, та, что в Турции
представялет более сложную конструкцию. Уже сегодня
можно предположить, что вместе с демократизацией
социальной структуры медиа-среда в Тюркском мире с
точки зрения финансовых связей и ее взаимоотношений
с политикой, властью и оппозицей, может стать сложной.
Мы используем СМИ в большей степени как поле для
сопоставления взаимоотношений между учреждениями
и актерами, находящимися на одной плоскости и в одной
среде с СМИ. И сейчас мы ходимся в медиа-среде. И это заставляет при обсуждении
СМИ, при попытке ее понять делать это с самого начала обратившись к СМИ. Это,
осложняя развитие критической позиции относительно медии, приносит с собой
подразумеваемое принятие. Ну, а если речь идет о взаимоотношении между СМИ и
этикой, то во многих случаях камни из-за пазухи медии вытаскиваются или грязное белье
медии выворачивается наизнанку опять-таки самими СМИ, моральная сторона которых
спорна. Когда внешние актеры, а во многих случаях это государственная власть или
судебная власть, пытаются контролировать форму взаимоотношений медии с политикой,
капиталом, бюрократией и с разными международными актерами, о которых говорят, в
особенности, академики и интеллектуальный слой общества или же фактические жертвы
СМИ, мы сталкиваемся со шкалой таких проблем, как цензура, давление и нарушение
свобод.
Здесь можно упомянуть о радостном развитии, это то, что и гражданское общество, и
граждане начали выступать в качестве контролирующих и наблюдающих актеров. В
контексте взаимоотношений с капиталом в первую очередь перед нами встают такие
понятия как монополия, картель, олигополия. В вопросе наличия в турецких СМИ
монополии думаю, что определение “зеркальное” Рагыпа Дурана может привести нас к
расширяющим сознание результатам. “Если в турецких СМИ в структурном плане речь
не идет о монополии, то в формальном смысле монополия есть”, - отмечает Рагып Дуран.
Известно, что монополия по существу понятие, связанное с экономикой, но так как медиа
имеет множество экономических связей и с тем, что эти две сферы начали еще больше
переплетаться друг с другом, это понятие используется и в сфере общения. Рыночная
конкуренция, разгоревшаяся после холодной войны, когда глобализация начала набирать
обороты, привела к «женитьбе» крупных компаний, действующих в близких друг к другу
сферах. Конечно же, привело и к монополизации. Но старание всестороннее изложить
реальность иногда преувеличивалось и порой могло привести к далеким от реальности
определениям. Если все процедуры того или иного сектора сконцентрированы в одних
руках, мы называем это монополией. Здесь речь идет о монополизации. Но если,
например, представить медиа-группу Доган, которая говорит о том, что 50-60% турецких
СМИ держит в своих руках подобно Берлускони, который владеет 70% СМИ в Италии,
/ 129
130 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
grubu Türkiye’deki medya pastasını başta merkez Çukurova, Çalık, Doğuş olmak
üzere diğer irili ufaklı aktörlerle de paylaşıyor.
Anılan grupların her biri için ayrı ayrı bir dikey bütünleşmeden söz edilebilir.
Entegrasyon vertigalden söz edilebilir. Bu medya kuruluşunun ürünün son şekli
müşteriye ulaşıncaya kadar geçen her aşamayı kendi bünyesinde gerçekleştirmesi
anlamına geliyor. Mesela ajans, matbaa, reklam, dağıtım gibi bütün unsurları müşteriye
ulaştırıncaya kadar ürünü siz kendi bünyenizde hallediyorsunuz. Ya da temerküzden
yani konsantrasyondan bahsedilebilir Türkiye için. Bu da medya gücünün ağırlıklı
olarak bir kişinin ya da grubun elinde bulunması, bir kurumda toplanması olarak
nitelendirilebilir. Bunlara ilaveten bir de çeşitlendirme diversifikasyondan Türkiye için
bahsedilebilir. O da belli bir alanda faaliyet gösteren ticari kuruluşun karlı gördüğü
diğer yan alanlara da el atmasıdır. Televizyon kanalları ve gazetelerin otomotiv,
gıda, pazarlama, sanayi, turizm ve benzeri sektörlere yönelmesi yine Türkiye’deki
medya ortamı için söz konusudur. Buna göre Türkiye’deki medya ortamını ve onun
finansal yapısını en açık bir şekilde tanımlayabilecek kavram yukarıdaki kavramların
hemen hepsini belirli oranda geçerliliği olmasına rağmen oligopol sözcüğüdür diye
düşünüyorum. Zaman zaman arızi çıkar çatışmalarına girişseler de medya gücünü
elinde bulunduran aktörler özellikle 90’ların ortasında özel televizyon kanallarının o
bebeklik çağında edindikleri yıpratıcı tecrübelerden de kaynaklanarak şu an zımni
bir mutabakata varmış görünüyorlar. Bununla birlikte baltaları gömme kararı alan ve
paylaşımda ciddi bir kesinti olmadıkça uzlaşıyı -belki de buna ateşkes demek lazımsürdüren medya grupları hiç kimsenin monopol olmaya güç yetiremediği ortamda
şimdilik oligopolistik bir yapıda karar kılmış görünüyor. Ancak burada bir başka açıdan
tekel iddialarını haklı kılacak bir sonuçla karşılaşıyoruz. Okuyucu ya da izleyicinin,
vatandaşın pek muhatap olmadığı haliyle, görsel, işitsel, yazılı medya teorik bakımdan
ve finansal altyapısı itibarıyla oligopolistik bir yapı arz etse de son tahlilde vatandaşa
ulaşan biçim itibariyle monotip bir görüntü söz konusu. Yani Ragıp Duran’ın “Aynalı”
tespitine dönecek olursak biçimsel bir tekel var. Birbirinden farklı bir görüşü savunan
yayın organları dahi benzer bir üslup kullanıyorlar Türkiye’de. Bu da belki ülkede baskın
olan kültürel ortamın etkisine bağlanabilir.
Medya ile ekonomi arasında yaşanan bu kavramsal geçişkenlik ve karmaşa aslında
iki alan arasındaki göbek bağının özellikle medya açısından hayati bir işleve sahip
olmasının sonucu olarak görülebilir. Medyanın merkezde olduğu pek çok etik
tartışmada yeterince denetlenemeyen ve liberal demokrasilerin hazırlıksız yakalandığı
sorunlu ilişkiler yumağı karşımıza dikiliyor. Üstelik işin içerisine siyasetin dahil olması
bu üçlü etik sorununu aynı zamanda bir demokrasi sorununa dönüştürebiliyor.
Dünyanın değerden çok çıkar kavramına odaklanarak tek tipleşmeye başladığı bir
süreç küreselleşmeyle beraber medya ortamında görünüyor. Tabii böyle bir ortamda
medya etiğinden bahsedildiği zaman çoğu kez istisnalı tebessümlere yol açıyorsunuz
veya anakronik olarak da algılanabiliyorsunuz. Medya ve etikten niçin söz ediyoruz?
Çünkü medyanın sermaye ve siyaset ile kurduğu zorunlu ve sorunlu varoluşsal ilişki
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
вместе с техническим и теоретическим содержанием слова, то это не должно считаться
настоящей монополией. Так как медиа-группа Доган, делит медиа-пирог в Турции с
такими крупными актерами как, в первую очередь, Чукурова, Чалык, Догуш и другими
и мелкими медиа-группами.
Можно говорить о вертикальной интеграции каждой из упомянутых групп. Можно
говорить о вертикальной интеграции. Это означает, что это медиа-организация каждую
стадию вплоть до поступления к клиенту последней формы продукта осуществляет в своей
структуре. То есть, агентство, типография, реклама, доставка клиенту, вы справляетесь
с продуктом в своей структуре. Или можно говорить о концентрации в Турции. Это
характеризуется тем, что медиа-сила в общей сложности находится в руках одного
человека или группы, концентрируется в одном учреждении. Наряду с этим в плане Турции
можно говорить о диверсификации. Это когда коммерческое предприятие, действующее
в определенном секторе, занимается деятельностью в другом выгодном для него секторе.
Для медиа-среды Турции характерно направление телеканалов и газет в такие сектора как
автомобильная промышленность, пищевая промышленность, промышленность, туризм
и другие подобные секторы. Несмотря на то, что в определенной степени в медиа-среде
Турции проявляются все из приведенных выше концепций, для открытого определения
медиа-среды Турции и ее финансовой структуры, я считаю, что слово олигополия
является самым подходящим определением. Актеры, держащие в своих руках медиасилу, в особенности в середине 90-х годов, когда частные телеканалы в младенческом
возрасте получили коррозионный опыт, кажется, достигли молчаливого согласия.
Вместе с этим, как видно, медиа-группы, решившие зарыть топоры и продолжающие
консенсус (может это следует назвать прекращением огня) в среде, в которой ни у кого не
хватает сил быть монополией, решили придерживаться олигополистической структуры.
Но здесь, с другой стороны, мы сталкиваемся с результатом, который оправдывает
утверждения о монополии. Зрительные, слуховые, печатные СМИ в той форме, с которой
не сталкивается зритель, слушатель или зритель, с теоретической точки зрения и с точки
зрения своей финансовой инфраструктуры имеет олигополистическую структуру, но в
той форме, в которой они поступают к гражданам, СМИ выглядят монотипно. То есть
если мы опять обратимся к определению Рагыпа Дурана “зеркальный”, есть формальная
монополия. Даже издательские органы, придерживающиеся разных взглядов, в Турции
используют похожий друг на друга стиль. Может быть это связано с преобладающей в
стране культурной средой.
Концептуальную проходимость и путаницу между СМИ и экономикой можно
рассматривать как результат того, что пуповина между этими двумя сферами в
особенности с точки зрения СМИ имеет жизненную функцию. Перед нами встает
клубок проблемных отношений, которые достаточно не контролируются и в которых
либеральные демократии застаются врасплох. Подключение к этому делу и политики
превращает тройку этичной проблемы в тоже время в проблему демократии. Процесс,
когда мир, концентрируя внимание на том, что из ценности можно получить многого,
становится однотипным, вместе с глобализацией отражается и на СМИ. Конечно же,
когда в такой среде говорится об этике СМИ, во многих случаях вы становитесь поводом
исключительных улыбок или можете даже восприниматься анахронично. Почему мы
говорим об этике и СМИ? Потому что вынужденные и проблемные экзистенциальные
/ 131
132 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
doğrudan etikle bağlantılı sonuçlar ortaya çıkarıyor. Temel iletişim sürecinde bilginin
dönüşümü sırasında, karşılaşılan her aşama, size etik bir sorumluluğu hatırlatıyor.
Bugün iletişim alanında bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeye paralel yaşanan
değişim devasa bir bilgi pazarını da oluşturdu. Burada kaynak, ileti, hedef üçlüsünden
oluşan temel iletişim süreci etik sorunların da ortaya çıktığı alan olarak görülüyor.
Medya bu süreçte teorik olarak iletişim aracı görevi yapması gerekirken vatandaşlara
ilettiği bilgiyi işleyip dönüştürerek kaynağın yerini alıyor ve sürecin temel aktörü haline
gelmeye başlıyor. Burada Marshall McLuhan’ın “araç mesajdır” sözünü hatırlayabiliriz.
Medyanın ürünleri incelendiğinde bu ürünlerin içeriğini oluşturan konuların genellikle
orijinal kaynaklardan değil bizzat medyatik alanın kendisinden çıktığına şahit oluyoruz.
Gerçekten medya kendi çıkarlarına dayalı olarak, kendi kurallarını vatandaşlara
mesajı iletirken de yürürlüğe koymuş oluyor bu şekilde. Medya kuruluşlarının bir
kısmının aynı zamanda ulusal ya da uluslararası büyük şirketlerin birer parçası olduğu
düşünülünce medyatik gücün temel iletişim sürecindeki dönüşümü nasıl körüklediğini
daha kolay anlayabiliriz. Kitleye, yani hedefe ekran ve gazete üzerinden kendi lehine
olan görüşü benimsetmek için medya kaynaktan aldığı iletiyi özellikle görüntü
yardımıyla manipüle ediyor. Çünkü imaj bir tür medyatik maske durumundadır. İmaj
konusunda uzmanlaşmış bir felsefeci Le Monde gazetesine bir ara şöyle bir demeç
vermişti, “Televizyon haberleri onu izleyenlere kendilerini sanki olay yerindeymiş gibi
hissetmelerine salık verir”. Her şey mesela bir su baskını, Cezayir’deki bir katliam,
bir grev gerçeğe katılım sürecine dayalı olarak aktarılır. Araçların, kurgunun, bir yığın
teknik gerekliliğin ve gördüğümüz şeyin asla aynı şey olmamasına neden olan kişisel
tercihlerin varlığı gizlenir. Monzen izleyicinin dünyaya tam da kendi penceresinden
görüldüğü gibi olduğunu telkin eden bu medyatik duruma ‘balkon etkisi’ adını
veriyor ve onu bir iktidar stratejisinin ürünü olarak görüyor. Yani bizden medya ile
iletilen her şeyin demokratik olduğunu düşünmemiz istenmekte. Fiziksel veya sosyal
yetersizliklerimiz bizi olay mahallinde yani bir maçta veya cinayet yerinde bulunmaktan
alıkoyabilir. Ancak medyanın araçları, imkânları, personeli vardır ve bizim yerimize
onlar anın tanığı olarak orada bulunmaktadır. Monzen görsel ve işitsel medyanın
aldatıcı etkisine maruz kalmamak konusunda filozofça bir formül de burada öne
sürüyor. Daha çok görünce daha çok kavrıyorum değil, daha çok kafa yorunca daha
iyi kavrıyorum diyor ve düşünmeye vurgu yapıyor.
Kitle iletişim araçları bilgiyi kamuoyuna ulaştırmadan önce zorunlu bir süzgeçten
geçiriyor. Bu demek ki baştaki gerçeklik sürecin sonunda başka bir gerçeklik halini
alıyor. Burada da medyatik gerçeklikle hakiki gerçeklik ayırımını belki de hatırlamak
gerekir. Özellikle de duygusal faktörlerin bilinçli olarak kullanıldığı durumlarda
insanların çocuksu yanı, eğitim düzeyinin yetersizliği, gerçeklik dönüşümünü
algılamada kitlenin zorlanmasına neden oluyor. İletişim çağında bilginin niceliği
gözle görünür bir şekilde arttı. 90’ların başından itibaren Türkiye’de özel kanalların
hızlıca yayılması bugün de internetin ve sosyal medyanın üzerinden hayatımıza hâkim
olmasıyla bir bilgi bolluğu içerisinde yaşıyoruz. Yani enformasyon olarak adlandırılıyor
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
отношения, которые выстроили СМИ с капиталом и политикой порождает результаты,
напрямую связанные с этикой. Каждая стадия, с которой вы сталкиваетесь во время
преобразования знаний в основном процессе общения, напоминает вам этическую
ответственность. Преобразование, которое происходит параллельно стремительному
развитию информационных технологий, образовало сегодня в сфере коммуникации
огромный информационный рынок, в котором процесс общения, состоящий из источника,
сообщения, цели, рассматривается и как сфера, в которой появляются этические
проблемы. Тогда как СМИ в этом процессе теоретически должны выполнять должность
средства общения, они обрабатывают передаваемую гражданам информацию, занимают
место источника и становятся основным актером процесса. Здесь будет уместным
вспомнить слова Маршалал Маклюэна «средство есть сообщение».
При изучении продуктов СМИ, мы становимся свидетелями того, что темы, образующие
содержание этих продуктов, выходят в основном не из оригинальных источников, а
из самой медиатичной сферы. Таким образом, СМИ, в правду, передавая сообщение
гражданам, опираясь на свои интересы, вводят в исполнение и свои правила. С
учетом того, что часть медиа-организации являются также частицей национальных
и международных крупных компаний, легко понять как медиатичная сила раздувает
преобразование в основном процессе общения. СМИ для прививания массам через экран
и газету мнение в свою пользу, в особенности с помощью изображения манипулирует
сообщением, полученным из источника. так как имидж это свое рода медиатичная
маска. Один философов, ставший специалистом в вопросе имиджа, в интервью газете
Le Monde сказал: “Телевизионные новости создают для зрителей ощущение, будто они
находятся на месте происшествия”. Буквально все, например, потоп, бойня в Алжире,
забастовка передаются, опираясь на процесс реальности участия. Скрывается наличие
личного предпочтения, которое является причиной того, что средства, представление,
куча технических требований и то, что вы видите, не является одним и тем же. Монзен
называет это медиатичное положение “эффект балкона” и видит его как продукт
правящей стратегии. То есть от нас требуется, чтобы думали о том, что все передаваемое
СМИ является демократичным. Физическая или социальная неспособность может
удержать нас от присутствия на месте происшествия, события, то есть, например, на
матче или месте преступления. Но есть средства, возможности, работники СМИ и вместо
нас они находятся в этих местах и становятся реальными свидетелями события. Монзен
по-философски выдвигает и формулу как не оказаться под обманчивым влиянием
визуальных и слуховых СМИ. Не чем больше смотрю, тем больше вникаю, а чем больше
ломаю голову, тем больше вникаю, говорит он и делает ударение на мышление.
Средства массовой информации, прежде чем передают информацию общественному
мнению, проходят через вынужденное сито. Это значит, что реальность в конце
процесса приобретает другую реальность. Здесь, наверное, стоит вспомнить о разницы
между медиатичной реальностью и настоящей реальностью. Особенно в случаях,
когда эмоциональные факторы используются осознанно, детская сторона людей,
недостаточный уровень их образованности приводит к затруднению в восприятии
массой преобразования реальности. В эпоху коммуникации количество информации
заметно возросло. Вместе с тем, что в Турции с начала 90-х годов стремительно стали
распространятся частные телеканалы, а сегодня они преобладают в нашей жизни
/ 133
134 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
bu ve en az bilgisizlik, cehalet kadar da tehlikeli bir şey. Bununla birlikte özellikle Türk
medyasında gözlemlediğimiz bazı sorunları kabaca sıralarsak burada dilde özensizlik
ve Türkçe’nin yanlış kullanımı bu eskiden de belki olan bir şey ama şimdi sanki daha
dikkatsiz bir medyatik ortam varmış gibi geliyor bana. Özellikle internet gazeteciliğini
de işin içine kattığımız zaman. Haber tekniğine ilişkin sorunlar 5N1K’dan tutun da
haberin kaynağına ilişkin sorunlara kadar. Burada daha çok internet gazeteciliği ile
karakterize olan korsan haber kavramı var. Haberin doğruluğu sorunu yalan, çarpıtma
haber, manipülasyon, karalama, ideolojik körlük yine başka bir karalama yine bir
başka sorun. Buradan pek çok alt başlık sıralanabilir. Makro, mikro milliyetçilik
söylemler, devletçi refleks, yabancı düşmanlığı, genellemecilik, etnik, kültürel, dini
ayırımcılık bunlar arasında. Patronaj ve sermayenin etkisi, yargısız infaz, taraflı üslup,
tarafsızlık belki ideal anlamda mümkün olmayabilir ama en azından bu Anglo-Sakson
gazeteciliğinde sıkça rastladığımız bir tarz olan şu olabilir. Tarafınızı belli edersiniz
ve okuyucuyu baştan yanıltmamış olursunuz ve siz de ona göre bir kategoriye
oturtulursunuz vatandaş tarafından.
Yine savaş severlik. Savaşı çok severiz. Irak savaşını 2003’te hatırlayın. Bombaların
anası diye haber yapılıyordu ve ana gibi kutsal bir kelime ile tarif edilen bomba düştüğü
yerde 250 m2’lik bir delik açıp yüzlerce insanı yok edebiliyordu. Ama özellikle masa
başı haberciliğinde bu olayın gerçekliğine duyarsızlık çok yaygın görülen bir şeydir.
Yine magazin severlik, hepimiz biliyoruz. Gazeteciliğin temel unsurlarından birisi olarak
her zaman etkisini koruyacak bir özellik bu. Sonuç kısmına gelecek olursak medyanın
sermaye bağımlılığı ve siyaset ile iç içe geçmiş olması etik merkezli bir sorun olarak
kendisini gösteriyor. Burada monopol ya da oligopol kavramlarına değindik ama bu
tartışmayı da önemsiz kılacak bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü Türk medyasının
etiği ciddi bir sorun olarak ortadadır. Bütün çabalara rağmen hala gerçek anlamda
gazetecilerin vicdanında sahibini aramaktadır. Türk dünyasının da önümüzdeki
süreçlerde medya yapısının daha demokratikleşmesi ve buna paralel olarak anarşik
bir karakter kazanmaya başlamasıyla -yani bu sosyal medya mecralarını kastediyorumetik sorunlar gündeme güçlü bir şekilde gelecektir. Kitle iletişim araçlarının hukuk ile
etik ile ilişkisini oturtmak zorundayız bir an önce. Ya sınırsız özgürlük ya sansür arasına
sıkışmış olan bu ilişki hukuk sisteminde ve medya yapılanmasında gerçekleştirilecek
düzenlemelerle yoluna koyulabilir.
Bu alanlara ilişkin sorunları kısaca özetler ve çözüm önerilerinden bahsedersek bir
vatandaş adına ajanslardan veya alandan bilgiyi toplayan medya bunları araçlara ve
beşeri tercihlere dayalı bir süzgeçten geçirerek sunuyor demiştik. Medyatik gerçeklik
hakiki gerçeklikten ayrı bir durum olarak ortaya çıkıyor. Birincisi; oto-sansür, patron
ve editörlerin müdahalesi, habercilerin farklı görüşlere, kanaatlere, inançlara sahip
olmalarının etkileri, teknik ve görsel, işitsel zorunluluklar nedeniyle görüntünün ve
yazının kısıtlı bir alanda kullanılması, kurgu odasındaki değişimler televizyonlar için.
İki; medyanın ontolojik olarak bağlandığı sermaye, finans ve siyaset ilişkiler ağının
iletişim sürecine etkilerinden, müdahalelerden kaynaklanan sorunlar. Üç; büyük
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
за счет интернета и социальных СМИ, мы живем в обилии информации. То есть это
называется информацией и является опасной вещью также как не знание, неграмотность.
Вместе с этим, если перечислить некоторые проблемы в особенности в турецких
СМИ наблюдается небрежность к языку и неправильное использование турецкого
языка. Может так было и раньше, но мне кажется, что сегодня медиатичная среда
невнимательна в этом вопросе больше чем раньше. В особенности если мы подключим
и интернет-журналистику. Проблемы, связанные с техникой новости, проблемы в связи с
источником новости. Здесь есть понятие пиратские новости (Hacker News), характерные
интернет-журналистике. Проблема достоверности новости, ложь, искаженная новость,
манипуляция, очернение, идеологическая слепота также являются проблемой.
Можно перечислить много подпунктов. Можно в их числе перечислить макро, микро,
националистические высказывания, государственнический рефлекс, ксенофобию,
обобщение, этническую, культурную, религиозную дискриминацию. Покровительство
и влияние капитала, внесудебная казнь, односторонний стиль, нейтральность, в смысле
идеала может быть не могут быть возможными, но по крайней мере в англо-саксонской
журналистике мы встречаем следующий стил. Вы определите сторону и с самого начала
не введете в заблуждение читателя, и таким образом люди отнесут вас к определенной
категории.
Любовь к войне. Мы любим эту тематику. Давайте, вспомним войну в Ирке в 2003
году. Мы ставили такие заголовки как “мать бомб” и характеризованная святым словом
“мать” упавшая бомба могла вскрыть в земле яму в 250 м2 и уничтожить сотни людей.
Но особенно в застольной журналистике нечувствительность к реальности этого
происшествия было очень распространенным явлением. Журнальная журналистика,
всем известна. Эта особенность, которая всегда сохранит свое влияние в качестве
основных элементов журналистики. То есть зависимость СМИ от капитала и то, что
они переплетаются с политикой, проявляется как проблема, исходящая из этики. Мы
говорили о таких понятиях как монополия или олигополия, но перед нами ситуация,
которая сводит ни к чему этот спор. Потому что этика турецких СМИ стоит перед нами
как серьезная проблема. Несмотря на все усилия, она все еще ищет хозяина в совести
настоящих журналистов. Вместе с демократизацией структуры СМИ в предстоящих
процессах и параллельно этому с приобретением ими анархического характера (то есть,
я подразумеваю социальные СМИ) проблемы с этикой появятся себя и в Тюркском мире.
Мы обязаны как можно в короткое время образовать взаимосвязь средств массовой
информации с правом и этикой. Эти взаимоотношения, оказавшиеся сжатыми между
беспредельной свободой и цензурой, могут быть налажены регулировками, которые
будут осуществляться в правовой системе и структуризации СМИ.
Если вкратце о проблемах в связи с этими сферами и предложений в плане их решения,
то мы сказали, что СМИ, собирающие информацию от имени граждан в агентствах
или поля, предоставляет ее в соответствии с предпочтениями человека, пропуская
через сито. Медиатическая реальность появляется как явление отдельное от настоящей
реальности. Первое, автоцензура, борьба между хозяином и редакторами, влияние того,
что занимающиеся новостями люди придерживаются разных взглядов, убеждений,
веру, ограниченное использование изображения или написанного по техническим и
визуальным, слуховым сложностями, для телевидения преобразования в редакторском
/ 135
136 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
şirketlerin ek kuruluşları olarak faaliyet gösteren medya kuruluşlarının etik yasalarda
tanımlanan kamusal hizmetleri ve demokratik ortamı zenginleştirme misyonunu
yerine getirmesinin olanaksız hale gelmesi. Dört; daha çok totaliter sistemlerde
medya tamamen devlet kontrolündedir ve vatandaşlar bilgilenme konusunda tam bir
tek tiplilikle karşı karşıyadır. Demokratik sistemlerde de basının iktidar bir sermaye
grubu ya da siyasi görüşle sağlıksız bir ilişki kurması tersinden benzer bir sorunu
gündeme getiriyor. Siz demokratik bir bilgilendirme ortamına dâhil olduğunuzu
düşünüyorsunuz ama aslında birbirine benzeyen tek tip bir bilgilenmeye maruz
kalıyorsunuz. Beş; özellikle savaş, çatışma, toplumsal gerginlik gibi kaotik ortamlarda
kendisine abartılı işlevler yükleyen medya organları özel hayatın mahremiyetine
kamu adına müdahale edebilmekte, yasama, yargı, yürütme güçlerini aşarak toplum
yargıçlığına soyunabilmektedir. En önemlisi mülkiyet yapısı itibariyle hukuki boşlukları
kullanan medya alanındaki temerküz ve oligopomi Türk medyasınının yapısal ve
biçimsel anlamda reşit olmasının önünde bir engel olarak duruyor.
Yapısal anlamda siyaset ve sermaye ile düzensiz ilişkiler, biçimsel anlamda ise
vatandaşa yansıyan bilginin niteliği bundan kaynaklanan sıkıntılar. Buna çözüm
önerileri olarak da medya ile sermaye arasındaki hukuki ilişkinin kesin çizgilerle
tanımlanması ve medyanın çıkar grupları adına değil vatandaş lehine yayın yapmasının
sağlanması. Medya mülkiyeti konusunda Almanya’daki Tages Zeitung örneğinde
olduğu gibi gazete veya televizyon hisselerinin çalışanlara satılması veya Fransa’da
Le Monde örneğindeki gibi çoğunluk hisselerinin vatandaş ve çalışanlar elinde
bulunması düşünülebilir. Herhangi bir üst baskı durumunda editör, yayın yönetmeni
ve çalışanların iş bırakma hakkının yasalarla sağlanması ve özlük haklarının koruma
altına alınması yine dört cemiyet ve derneğin yayınladıkları etik ilkelerin sembolik
olmaktan çıkarılarak medya camiası içindeki yaptırım gücünün etkili bir biçimde
kullanılması. Tabii etik hukuki bir yaptırım gücüne sahip olamaz yazılı müeyyidelerde
olduğu gibi ama kınama fonksiyonunun daha yoğun bir şekilde kullanılması belki
burada söz konusu olabilir. Altı; eğitim sisteminin orta kademesinden itibaren
medya okuryazarlığı, medya ilkeleri ve ideal medyanın niteliklerine ilişkin toplumsal
bilinçlenmeye katkıda bulunacak derslerin verilmesi. Yedi; iletişim fakültelerinde
medya etiği ve medya eleştirisi konusundaki formasyonun daha öne çıkarılması. Son
olarak da basın kuruluşlarında habercilik alanı ile muhasebe, reklam, yönetim gibi
birimlerde yoğunlaşan ticari alanın birbirinden ayrılması çözüm olarak düşünülebilir.
Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
кабинете. Второе, проблемы, исходящие от воздействия сети взаимоотношений СМИ
с капиталом, финансами и политикой, с которыми медиа связана онтологически, и от
вмешательств. Третье, это то, что выполнение определенных в законах об этике миссии
обогащения демократической среды и общественных услуг медиа-организациями,
действующими в качестве дочерних организаций крупных компаний, стало
невозможным. Четвертое, в большей части в тоталитарных системах СМИ находится
под полным контролем государства и граждане сталкиваются с полной однотипностью
в вопросе информирования. И в демократических системах установление прессой
нездоровых отношений с находящейся у власти группой капитала или политическим
мнением, наоборот, выносит на повестку дня подобную проблему. Вы думаете, что вы
подключились к демократической среде информирования, а на самом деле, подвергаетесь
однотипной системе информирования. Пятое, СМИ, которые в особенности в таких
хаотичных ситуациях как война, противостояние, напряжение в обществе берутся за
преувеличенные функции, могут вмешиваться от имени общества , переступая через
законодательную, судебную и исполнительную силы, могут выступать в качестве судьи
общества. Самое главное концентрация и олигополия в сфере СМИ, по своей структуре
собственности, использующие правовые пробелы, создает преграду перед достижением
турецких СМИ совершеннолетия в структурном и формальном смысле.
В структурном смысле взаимоотношения с политикой и в формальном смысле качество
поступающей гражданину информации, являются исходящими из этого проблемами.
В качестве предложения решения по данному вопросу, правовое взаимоотношение
между СМИ и капиталом должно определиться конкретными линиями и СМИ должны
действовать не от имени имеющих интерес групп, а в пользу гражданина. В вопросе
собственности СМИ, может быть найдено решение, как например, в газете Tages Zeitung
в Германии, акции газет и телеканалов были проданы работникам газеты или как во
Франции в Le Monde большая часть акций находится в руках граждан и работников
газеты. При давлении из верхов редактор, директор вещания и работники по закону
должны иметь право прекратить работу и права работников должны быть защищены
законом. Этические принципы, опубликованные четырьмя ассоциациями и союзами,
должны перестать быть символическими, а право налагать санкции должно эффективно
использоваться в сфере СМИ. Конечно же, этика не может иметь силу правовой
санкции, может быть здесь будет возможно интенсивно применять функцию осуждения.
Шестое, начиная со средних классов системы образования преподавание уроков по
медиа-грамотности, медиа-принципам и идеальным СМИ, которые внесут вклад в
общественное формирование. Седьмое, на факультетах журналистики выдвинуть вперед
обучение в связи с медиа-этикой и медиа-критикой. И последнее, решением может стать
отделение в медиа-организациях информационного поля от таких коммерческих сфер
как бухгалтерия, реклама, управление. Спасибо за то, что вы с терпением выслушали
меня.
/ 137
138 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Medya, Siyaset ve Sivil Toplum İlişkisi
Prof. Dr. Naci BOSTANCI
Derler ki, “İki insan ilişkisinden insan, toplumların ilişkisinden de insanlık doğar”. O
yüzden toplumsal ilişkiler mühim. Burada Türk dilini konuşan insanların ilişkisinden
de Türk dünyasına ilişkin anlamlar doğacaktır muhakkak. Fakat bu anlamlar mutlaka o
insanlık bağlamında yerli yerine oturacaktır. Ben de Türk Dünyasında bir iki yer ve bir
ülke hariç diğerlerine gittim. Esasen ilişki kurmanın anlamına dair söylediklerim sadece
romantik fikirler değil bizatihi pratik tarafından desteklenen bir durum. Taşkent’te
cuma namazına gitmiştim, Anadolu’dan hiçbir farkı yok. Semerkant’ta pilav yemiştim,
muhteşemdi. Astana’da üşüdük, mart ayının sonlarıydı, Sibirya’ya hayli yakınmış.
Ama hep beraber oradaki Türk dünyası üşüyordu. Üşümede ortak olduk. Almatı
muhteşem, Tanrı dağları hemen dibindeymiş. 80 öncesi Tanrı Dağları deyince çok
uzak ve romantik dağları düşünürdüm. Tanrı Dağlarına bir Mercedes taksiyle çıkınca
bütün hayallerim yıkıldı. Atla bile ulaşılamaz zirveleri olan bir dağ silsilesi şeklinde
düşünmüştüm, değilmiş. Bazen ilişki böyle hayal kırıklıkları da yaratabiliyor.
Benim başlığım “Siyaset, Medya ve Sivil Toplum”. Önce birkaç cümle siyaset üzerine
konuşayım. Nedir bu siyaset nereden çıkıyor, siyaset olmasa iyi olmaz mı? Hani
bazıları diyor ki siyaseti sevmiyorum, olmasın şu siyaset. Siyaset insanlık tarihine
eşlik etmiş bir olay, bir süreç, durum. Kaynağında eşitsizlikler var. Eşitsizliğin olduğu
her yerde siyaset karşımıza çıkacak. Bir gün eğer cennet yeryüzüne inerse o zaman
herhalde siyaset olmayacaktır. Ama cennetin de en tekemmül etmiş halinde inmesi
gerekir. Çünkü başlangıçta okuduğumuz kadarıyla orada da mertebeler söz konusu.
Eşitsizlikle siyaset arasındaki ilişki şu: Siyaset iktidar ilişkileri marifetiyle eşitsizlikleri
yeniden üretiyor. Ama derinleştirme yönünde, denge sağlama yönünde. Siyaset
marifetiyle insanlar toplumdaki bir kısım maddi kaynaklar üzerinde ve aynı zamanda
moral unsurlar üzerinde bir iktidar mücadelesi yürütüyorlar. Kim ne kadar alacak, nasıl
yaşayacağız? Buna ilişkin anlamın şekillendiği yer siyaset düzlemi.
Maddi kaynakların bir kısmı piyasaya bağımlıdır. Orada hepimiz eşitiz. Ama önemli
bir kısmı yağma ve talan, iktisat dışı piyasa iktisadı dışındaki alana tabiidir. Mesela
yağma ve talan böyledir. Hırsızlık, soygunculuk böyledir, insanlardan kendi iradeleri
ve istekleri harici birtakım kaynakları almak böyledir. Siyaset de tam bunlarla ilişkilidir.
Ömer Hayyam’a kulak verecek olursak siyaset yağma ve talanın örgütlenmiş şeklidir,
ama bu kaçınılmazdır. Her şeyi piyasaya bırakırsak insanlar arası eşitsizlikler inanılmaz
ölçüde değişir. Yağma ve talanı hayırlı işler için yapmak da mümkündür, olumlu bir
tarzla. Yani zenginlerden alıp fakirlere verebilirsin. Aristo devlete ahlâki bir görev
biçiyor bu yüzden, esasen modern demokrasilerin iddiası da bu. Diyorlar ki biz
yağma ve talan marifetiyle toplumsal dengeyi sağlayacağız. Rahmetli Özal yıllarca
orta sınıflaşma dedi. Sen niye söylüyorsun bırak piyasa yapsın. Piyasa yapmıyor.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Взаимоотношение между СМИ, политикой и
неправительственными организациями
ПРОФ. Д-Р НАДЖИ БОСТАНДЖИ
Говорят, что “от взаимоотношений между двумя
людьми рождается человек, а из взаимоотношений
между обществами рождается человечество”. Поэтому
общественные взаимоотношения важны. И здесь от
взаимоотношений тюркоязычных людей обязательно
родятся понятия, связанные с Тюркским миром. Но эти
понятия в контексте того человечества обязательно сядут
на свои места. И я побывал во всех местах Тюркского мира
кроме одного двух мест и одной страны. То, что я сказал в
плане построения взаимоотношений это не романтические
высказывания, а есть положение, поддерживаемое практикой. В Ташкенте в пятницу
я ходил на намаз, ничем не отличается от Анатолии. В Самарканде кушал плов,
потрясающе. В Астане мерзли, был конец марта, оказывается, близко к Сибири. Но
все вместе, мерз весь тамошний Тюркский мир. Мерзли вместе. Алматы великолепный
город, расположенный у подножья хребтов Тянь-Шаня. Когда о 80-х годов говорили
о Тянь-Шань, я представлял себе далекие и романтические горы. На Тянь-Шань мы
поднялись на мерседесе и я был сильно разочарован. Я представлял себе горные хребты
не постижимые даже лошадям, оказывается нет. Иногда взаимоотношения могут вызвать
и разочарование.
Тема моего выступления “Политика, СМИ и неправительственные организации”. С начала
я скажу несколько слов о политике. Что такое политика, откуда она берется, не было ли бы
лучше, если бы не было политики? Говорят же некоторые, не люблю политику, не было
бы политики. Политика - явление, сопровождающее историю человечества, это процесс,
положение. В источнике политике стоят неравенства. Везде, где есть неравенства, перед
нами предстает политика. Если в один прекрасный день рай спустится на землю, тогда,
наверное, политики не станет. Но и рай должен спуститься созревшим. Потому что,
насколько мы знаем из книг, и в раю есть стадии. Взаимоотношение между неравенством
и политикой следующее: Политика посредством взаимоотношений с властью заново
производит неравенства. Как в плане углубления, так и в плане установления баланса.
Посредством политики люди через материальные источники и в тоже время и моральные
элементы ведут борьбу за власть. Кто сколько получит, как будет жить? Местом
формирования в связи с этим понятия является политическая плоскость.
Часть материальных источников зависит от рынка. Там мы все равны. Но значительная
часть подчиняется грабежам, нерыночной экономике. Например, грабеж являются
таковыми. Воровство и грабительство является таковым, получать ряд источников у
людей против их воли и желания является таковым. Политика связана именно с ними.
Как говорил Омер Хаййам, политика является формой совместной деятельности грабежа,
/ 139
140 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Öyleyse devlet marifetiyle iktidar marifetiyle kaynakları bir yerlerden alıp başka
yerlere aktaracaksın, piyasanın dışında orta sınıflaşmayı yapacaksın. Siyaset bu
işe yarıyor ve aynı zamanda nasıl yaşayacağız, ne giyeceğiz, ne içeceğiz bunlar da
siyasete tabii konular. Siyaseti en güzel tanımlayan Sümerliler. Kral hazretleri tahtında
oturmuş, bir elinde sopa tutuyor, bir elinde buğday. Buğday o toplumsal kaynakların
dağılımına ilişkin. Sopa da huzursuzluk çıkaranların kafasına vurmak için. Ama ne
zaman huzursuzluk çıkar. Buğdayı adil dağıtmazsan huzursuzluk çıkabilir. Sopayı daha
etkin bir şekilde kullanman gerekir. İnsanları bu haksız dağılıma ikna etmek için sözün
yetmediği yerde sopayla kafalarına vurarak ikna edersin. Demek ki, dünya tarihinde
otoriter rejimler, diktatörlükler ortaya çıkıyorsa orada buğdaya ilişkin bir problem
vardır. Zaten o rejim karakteri gereği buğdayı adil dağıtmıyordur. Birilerine transfer
ediyordur. Sopa ve buğday her türlü siyasi iktidarın en önemli iki unsurudur. Ama en
iyisi bunu dengeli bir şekilde yürütmektir.
Demokrasiler de bu iddia ile ortaya çıktılar. Tabii siyaset siyasi süreç içerisinde
insanlığın tarihinde demokrasilerin ondan önce de demokrasilere hayat verecek şekilde
kitlelerin öne çıkma hikâyesi 200 yıllık bir hikâyedir. Ondan önce halkı, kitleleri, yığınları
adam yerine koyan hiç kimse yok. Büyük filozof Aristo bile rejim çok geniş bir tabana
dayanırsa soysuzlaşır diyor. Baldırı çıplak takımını çok da yukarı çıkartmamak lazım,
ayakları baş yapmayacaksın anlamına gelecek sözler söylüyor. 15 ve 16’ıncı yüzyılda
bile bakın kaynaklara halk yığın, aptal, güruh, serseri takımı diye adlandırılan, öyle
anlamlandırılan bir kesimi oluşturur. Netameli bir yığındır halk. Ondan kaçmak gerekir,
mesafeli durmak gerekir. Kitlelerin adam yerine konuşu 18’inci yüzyıldan itibarendir,
çok ilginç bir durum. 18’inci yüzyıldan sonra düşünürler, o tarihte okuduğumuz
büyük adamlar, filozoflar da adam yerine konulur. Ondan önce çok adam sayılmazlar.
Yardımcı hizmetli statüsündedirler. Mesela John Locke liberalizmin kurucu babası,
aristokratın yanında çocuklarının mürebbiyesidir. Jean Jacques Rousseau serseridir.
Cenevre kenti onu vatandaşlığa kabul etmemiştir. Orada burada ekmeğini ararken bu
eserlerini ortaya çıkarmıştır. Ekmek parasını çıkarmak için müzik notalarını yazacağı
bir şey icat etmiştir. Thomas Hobbes büyük bir hukukçudur, kelleyi zor kurtarmıştır.
Leviathan’ı yazdığı için 1656’da kolera salgınının sebebi olarak gösterilmiştir. 18’inci
yüzyıldan sonra kitlelerin adam yerine konmasıyla birlikte bu entellektüel faaliyetlerle
uğraşan insanların adam yerine konması paralellik gösterir niçin çünkü iktidar aygıtıyla
kitleler arasındaki bağları anlamlandıracak burada ikna ve rızaya katkı sağlayacak çok
önemli ideolojik bir misyonu bu insanlar yerine getirirler. Gramsci’nin organik aydın
dediği ve nereye yaslanıyorsa onların sözünü söyleyen, onları meşrulaştıran aydınlar
olarak ifade ettiği durumla bu söylediğim birbirine tekâmül eder.
Demokrasi marifetiyle kitlelerin siyasete bir bakıma el koyma, siyasetin failleri
olma marifetiyle buğday sopa dengesi de bir yere oturmuştur. İnsanlar siyaset
sofrasına oturunca o sopa ve buğdayın ucundan biraz tutunca tabii orada bir denge
durumunun ortaya çıkması kaçınılmaz ama hiç kimse kitlelere öyle kolay gel sofraya
otur dememiştir. Canlarına okumuşlardır ama insanlar o sofraya oturmanın bir yolunu
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
но это неизбежно. Если оставить все рынку, то неравенства между людьми невероятно
изменятся. Грабежом можно заниматься и для благих дел, в положительном виде. То есть
вы можете брать у богатых и отдавать бедным. Поэтому Аристотель наделяет государство
моральной должностью, по существу современные демократии утверждают о том же.
Они говорят, что за счет грабежа мы установим общественное равновесие. Покойный
Озал годами говорил о среднем классе. Зачем ты говоришь, брось, пусть этим займется
рынок. Рынок этого не делает. Тогда посредством государства посредством власти бери
источники из одного места и переправляй их в другое место, делай это вне рынка. Политика
для этого и годится. А также как будем жить, что одевать, что есть, все эти вопросы
подлежат политике. Шумеры дат очень хорошее определение политике. Король сидит на
троне, водной руке палка, а в другой пшеница. Пшеница это в связи с распределением тех
общественных источников. А палка для тех, кто вызывает беспорядок. Если пшеницу не
распределить справедливо, может возникнуть беспорядок, надо будет более эффективно
использовать палку. Чтобы убедить людей в этом несправедливом распределении, там,
где не хватает слов, убедишь палкой. Значит, в истории мира появляются авторитарные
режимы, диктаторство, то значит, там есть проблема, связанная с пшеницей. Значит,
режим по своему характеру распределяет пшеницу несправедливо. Переправляет комуто. Палка и пшеница, являются два важных элемента любого рода политической власти.
Но самое лучшее - вести это уравновешенно.
И демократии появились с этим утверждением. Конечно, выделение способных дать
жизнь демократиям масс в политическом процессе в истории человечества имеет
200-летнюю историю. До этого никто не считался с народом, массами, кучами людей.
Даже великий философ Аристотель говорит, что если режим будет основываться
на широкой массе, то он обезродится. То есть он говорит, что поднимать оборванцев
слишком высоко нельзя, из ног головы делать не надо. Даже в 15 и 16 веке, просмотрите
литературу, народ является слоем населения, который осмысливался и назывался кучей,
толпой людей, дураком. Зловещая куча людей народ. Его надо избегать, держаться на
расстоянии. С массами стали считаться в 18 веке, интересная ситуация. После 18 века
мыслители, великие люди того периода, а также философы стали почитаться. До этого их
не почитали. В статусе помогающей прислуги. Например, основатель либерализма Джон
Локк воспитателем детей аристократа. Кем только не был Жан-Жак Руссо. Ему не дали
женевское гражданство. Его произведения появились в поисках куска хлеба. В поисках
куска хлеба он изобрел особую систему цифровой записи нот. Великий юрист Томас
Гоббес едва спас голову. За то, что в 1656 году он написал Левиафан, на него указали
как на причину эпидемии холеры. После 18 века параллельно тому, что массы стали
принимать за людей, с занимавшимися интеллектуальной деятельностью людьми также
стали считаться, так как такую важную идеологическую миссию как придавать смысл
аппаратом власти связям между массами и убеждать их осуществляют именно эти люди.
При помощи демократии массы в каком-то смысле стали обладать политикой, и при
помощи становления деятелями политики равновесие кнута и пряника можно сказать
осело. Когда люди садятся за стол политики и за краюшек держат палку и пшеницу,
конечно же, неизбежно появление равновесия, но никто не приглашал массы к столу.
/ 141
142 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
bulmuştur. Kimi zaman ayaklanarak meydanları doldurup, kimi zaman hayatlarını
vererek o sofraya otururlar. Türkiye’de de öyle oluyor. Nietzsche’nin bir lafı var
diyor ki, özgürlük ihsan olarak verilemez, fethedilir. Kitleler de o siyaset sofrasına
oturma hakkını birtakım egemenlerin lütfen siz de gelin başköşeye oturun demesiyle
kazanmadılar, kendileri kazandılar. Dolayısıyla kitleler o sofraya oturmaya başlayınca,
siyasetin asli unsurları haline gelmeye başlayınca çok ilginç başka üçüncü unsur olan
medya ortaya çıktı. Hem kitlelerin duygu, düşünce ve dilek temsil eden bir araç olarak
hem de iktidar çevrelerinin rıza inşa araçları olarak arada bir yerde medya dediğimiz
bu organizasyonlar ortaya çıktı. Gazetelerin tarihi 300-350 yıldır, radyonun 100 küsur
yıl, televizyon da hadi 100 yıla yaklaşıyor diyelim, telefon 110- 120 yıl. Temel kitle
iletişim araçları bugün daha büyük kitleleri ilgilendiren araçların tarihiyle kitlelerin
siyaset sofrasına oturma tarihi paraleldir. Demek ki bu araçların önemli bir işlevi var:
Rıza inşası.
Şimdi birkaç örneğe bakacağız, tabii işin teori kısmı uzun bir bahis. Napolyon
biliyorsunuz Fransızların muhteşem imparatoru ama Fransız değil. Elbe Adası’ndan
kaçıp Paris’in üzerine yürürken ‘Monitör’ adlı bir gazete manşet atıyor: “Alçak ininden
çıktı” diye. Napolyon’un Paris’e yolculuğu 10 gün sürüyor. Bu gazete her gün zalim
ve müstebit diktatöre ilişkin bir başlık atıyor, onu aşağılıyor. Onuncu gün Monitör
gazetesinin başlığı şöyle, “Napolyon gelmiş, Paris’e girmiş. Etrafında halk, insanlar
Versay’a doğru yürüyor”. Haşmetmeap ve sadık bendeleri Versay’a giderken Monitör
de yeni duruma göre yerini almış. Aslında kimi gazetelerin durumunu anlamak için
çok ilham verici bir örnek sadece Monitör’den ibaret olduğu düşünülemez. İngiliz The
Times gazetesi 1789’da bir iş adamının burada ekmek var demesiyle ortaya çıkmış
bir gazete. Times gazetesi mesela ne yapmış, bu da diğer taraftan ahlaki bir örnek:
1839’da İngiliz hükümetinin Kanada’da çevirdiği dolapları ifşa etmiş. 1854’de bizim de
karıştığımız Kırım Savaşı’nda İngiliz askerlerinin savaş meydanlarındaki düzenlerinin,
oradaki organizasyonun hiç de anlatıldığı gibi şaşalı ve muhteşem olmadığını, ne
trajediler yaşandığını dile getirmiş. Yani tırnak içerisinde gerçeklerin sözcüsü olmuş,
böyle örnekler de var. Habercilikte her iki yönde anlatımla karşılaşmak mümkündür.
Medya her ikisini de yapabilecek nitelik ve kapasiteye sahip. 1980’lilere doğru bir
öğrencim bir bulvar gazetesi üzerine çalışıyordu. Bir gün geldi, “Hocam şu fotoğrafı
görüyor musun” dedi. Baktım mayolu bir haber resmi. Bizim gazetelerde sık rastlanan
bir fotoğraf. “Benim çalıştığım gazetede bu fotoğrafı bir yıl içerisinde 15 kez basmışlar”
dedi. Birincide, Alman hemşire Türk sahillerinde bayıldı. İkincisinde İngiliz öğretmen
şiş kebabı çok sevdi. Üçüncüde, Kanadalı biyolog ülkemize hayran kaldı, fotoğraf hep
aynı bikini, muhteşem bir hatun. Beyaz ırktan olduğu için artık milliyeti mühim değil.
Altına istediğin hikâyeyi döşeyebilirsin.
Eğer bir tane resmin altına bu kadar çok hikâye yazabiliyorsan bu eğlenceli bir konu
olabilir. Hazırladığın master tezinde de eğlenceli bir konu olarak bundan bahsedebilirsin.
Ama aynı iş iktidar ilişkilerine dair yapılıyorsa burada çok dramatik bir durum vardır
ki Türkiye’de bunlar 27 Mayıs 1960’da ihtilal olduktan sonra yapıldı. 4 Haziran’da
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Но люди нашли способ ,как сесть за этот стол. Иногда восставая, заполняя площади,
а иногда поплатившись жизнью садятся за этот стол. И в Турции также. Как Ницше
говорил, “свобода не даруется - свобода завоевывается”. И массы право садиться за стол
политики получили не приглашением, а сами завоевали. Поэтому, как только массы стали
садиться за этот стол, как только стали важными компонентами политики, появился очень
интересный третий компонент - СМИ. Появились организации, которые мы называем
СМИ, как средства, представляющие чувства, мысли и желания масс, и средства власти
в построении согласия этих масс. Газеты имеют 300-350-летнюю историю, радио 100
с лишним лет, телевидение скажем, приближается к 100 лет, телефон 110-120 лет.
Основные средства массовой информации, сегодня история средств, интересующих
большие массы, параллельна с историей того, как массы сели за стол политики. Значит, у
этих средств есть важная функция: Построение согласия.
Теперь рассмотрим несколько примеров, конечно же теоретическая сторона вопроса,
длинная история. Вы знаете, что Наполеон является великолепным императором
Франции, но он не француз. Когда он бежал из острова Эльба и шел в Париж, в газете
“Монитор” заголовок: “Подонок вышел из логова”. До Парижа он добирался 10 дней.
Оговариваемое издание каждый день пишет о жестоком и тираническом диктаторе,
унижает его. На десятый день газета пишет: “Наполеон пришел, он в Париже. Вокруг
него народ, люди идут в Версай”. Когда его королевское величество и верные ему шли
в Версай, в зависимости от нового положения “Монитор” занял свое место. Есть очень
много примеров этому, не только газета “Монитор”. Британская издание “Таймс” является
газетой появившейся в 1789 году в результате того, что какой-то предприниматель сказал,
что здесь есть хлеб. Что сделала газета “Таймс”, это тоже пример морали: Она раскрыла
дела, которые прокручивало британское правительство в 1839 году в Канаде. Газета
написала о том, что в 1854 году во время Крымской войны, в которую были замешаны
и мы, порядок на фронте и организация британских солдат не такие уж и славные и
прекрасные, как рассказывается, и какие трагедии были пережиты. То есть газета “стала
представителем реальности”, есть и такие примеры. В журналистике можно встретить
повествование в двух направлениях. СМИ способны заниматься обеими. К 1980-ым
годам один из моих учеников работал над журнальной газетой. Однажды он спросил
“Видите, вот эту фотографию?”. Смотрю, а там женщина в купальнике. “В газете, где я
работаю, эту фотографию в течение года использовали 15 раз”, - сказал он. При первом
использовании написали, что немка медсестра упала в обморок на турецком побережье.
При втором, англичанка учительница очень полюбила кебап. При третьем использовании
написали, что биолог из Канады в восторге от нашей страны. Фотография та же, красивая
женщина в бикини. Белокожая, и неважно, какой нации. Под этой фотографией можешь
писать, что угодно.
Если под одной фотографией можно написать столько историй, это интересно. Это может
стать темой для диссертации. Но если тоже самое делается в плане взаимоотношений
с властью, то здесь положение драматично. В Турции это делалось после революции
27 мая 1960 г.. 4 июня в одной из важных газет того времени заголовок: “Власть
пропустила через мясорубку сотни студентов”. Наверное, читатели сказали “Ишь,
/ 143
144 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
zamanın mühim gazetesi manşet çekiyor. “İktidar yüzlerce üniversiteli genci kıyma
makinesinden geçirdi”. Herhalde okuyucular demiştir “Vay alçak hükümet sana bir
ordu vurdu bir de ben vurayım”. Kamuoyunu hazırlama böyle bir şeydir. Sonra devam
ediyor aynı gazete manşetten. “Sıkıyönetim Komutanı açıklama yaptı: Çocukları kıyma
makinelerinden geçirilenler bize müracaat etsin” diye, biraz tuhaf bir haber, adamın
çocuğu kayıp, kıyma makinelerinden geçirildiğinden kuşkulanıyor. Davet bekliyor
kapıya dilekçe verecek benim çocuğumu bulun diye. Sonra bu kıyma hikâyesi devam
ediyor işte aranıyor, bulunacak. En son haberlerden birisi eylül ayında üniversiteler
açılınca ne kadar öğrencinin kıyma makinesinden geçirildiği anlaşılacak diyor. Kimse
bu kıyma makinelerinden geçirilenler eylül ayında üniversiteler açılınca hoca bakacak
Ahmet yok mu Ahmet o da kıyma makinesinden geçirilmiş. Böyle abes bir şey olabilir
mi? Buna kamuoyu oluşturma diyorlar. Bizde de çok sık yapılan bir şey, 28 Şubat’ta
da yapılmıştır. O dönemi de hatırlayınız.
Esasen bizde medyanın örgütlenmesine ilişkin temel problemler vardır. Biraz
önce Mücahit Bey de çok analitik biçimde ortaya koydu. İktidarla yatağa girersen
özgürlükten bahsedemezsin. İktidara yakın olmak üzerinden rant sağlayacaksın, sonra
bağımsızlıktan bahsedeceksin, böyle bir şey olmaz. Yanaşmanın özgürlüğü olmaz.
Türkiye’de tıpkı özel sektörün yeni yeni ayaklar üzerinde durması gibi kurumsallaşma
son derece zayıftır. Basında da böyledir. Genel manada bizde niye sivil toplum zayıf,
özerk kurumlar oluşamıyor. Niçin her şey siyasetin kontrolü altında? Çünkü yaşadığımız
toplumsal ve politik hikâye aynı zamanda iktisadi hikâye bütün kurumları böyle bir
yere oturtuyor. Bizde ne zaman sivil toplumdan bahsedilmeye başlandı? 80’lerde
iktidar sonrası yavaş yavaş telaffuz edildiğinde bunlar ne diyorlar diye eleştirilmişlerdi.
Ama asıl 90’lı yıllardan sonra bahsedilmişti. Niçin? Çünkü o sözün karşılığını bulduğu,
hakkını bulduğu yeni bir toplumsal durum teşekkül ediyor. Devletin iktidar ilişkilerinin
hiç olmazsa kıyısında, köşesinde, kenarında biraz onlardan uzak özerk alanlar teşekkül
ediyor. Dolayısıyla sivil toplum lafları da karşılığını buluyor.
Nedir sivil toplum değerli arkadaşlar? Sivil toplum dediğimiz şey sivil ‘civilisation’
Fransızca bir kelime, şehirlilik demektir. Köylü bir toplumdan zaten sivil toplum
olmaz. Bizim köylülükten kurtuluşumuzun da hikâyesi daha yenidir. Bakın şimdi
işadamı, entelektüel kim varsa bir kuşak öncesini kazıyın altından köylülük çıkar.
Derler ki entelektüel aydın olmak için ‘üç diploma’ diye bilirsiniz onu. Sen üç okul
bitirmeyeceksin, deden bitirmiş olacak, baban bitirmiş olacak, sen bitirmiş olacaksın.
Demek ki işimiz kötü. Entelektüelimiz de yok, iş adamımız da yok. Çünkü orada da
üç kuşak diploma gerekir. Özgürlük iddiası da işte böyle özerk bir durumun üzerine
konulabilir. Basın meslek ilkelerini okuyun. Diyor ki gazeteci gazeteyi kendi özel ve
özerk amaçları için kullanamaz. Allah! Allah! Nereden icap etti bu madde. Acaba
gazeteciler kullanıyorlar mı? Dil, din, ırk, cinsiyet farkı gözetilmez. Nereden icap etti?
Demek ki bir gözetme kapasitesi, potansiyeli bu yönde bir eğilimi var. Nasıl Yüce
Allah yapmayın diye insanlara cehennemi gösteriyor ve yaparsanız başınıza bunlar
gelir diyor ve kutsalın o ikili diliyle konuşuyorsa… Böyle konuşmasının nedeni,
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ты, негодное правительство, по тебе армия ударила, ударю и я”. Вот такое дело подготовка общественного мнения. Потом тоже издание продолжает на первой странице:
“Командующий военным положением сделал заявление: Пусть те, чьи дети пропущены
через мясорубку, обратятся к нам”. Немного странная новость, у человека дитя пропало,
и он начинает думать о том, что его сын или дочь пропущен через мясорубку. Ждет в
дверях, когда вызовут, чтобы подать заявление чтобы нашли его сына. Потом история
с мясорубкой продолжается, ищут, найдется. Одна из последних новостей, когда в
сентябре начнутся занятия в университете, тогда станет понятно, сколько студентов
пропущено через мясорубку. Кто они - пропущенные через мясорубку, в сентябре, когда
начнутся занятия в университете, преподаватель спросит “А где Ахмет, Ахмета нет?”, он
тоже пропущен через мясорубку. Что за бред. И это называют созданием общественного
мнения. Это делается у нас часто. И 28 февраля было такое. Вспомните этот период.
По существу у нас имеются основные проблемы в связи с организацией гражданского
общества. Только что господин Муджахит в аналитической форме изложил. Если
ты спишь с властью, то ты не можешь говорить о свободе. На том, что ты близок к
власти будешь получать что-то от этого, а потом будешь говорить о свободе, такого
не будет. В Турции, подобно тому, что частный сектор только только встает на ноги,
институализация очень слаба. И в СМИ тоже самое. В общем смысле, почему у нас
гражданское общество слабо, не могут образоваться автономные учреждения? Почему
все под контролем политики? Да, потому что общественная и политическая история
является в тоже время и экономической историей, все учреждения в таком положении.
Когда у нас стали говорить о гражданском обществе? В 80-х годах, когда потихоньку
стало произноситься слово “гражданское общество”, стали критиковать, мол, “о чем
они говорят”. Но фактически о гражданском обществе стали говорить после 90-х годов.
Почему? Потому что образовывается новое общественное положение, в котором слово
находит свое значение и право. По крайней мере с краю, в уголках взаимоотношений
государства власти образовываются автономные поля, немного далекие от них. Поэтому
слова гражданского общества находят значение.
Дорогие друзья, что такое гражданское общество? Гражданское общество, пофранцузски “цивилизация”, означает быть городским. Из деревенского общества,
городского общества не выйдет. История того, как мы избавились от деревенщины, не
стара. Посмотрите, сегодня, предприниматель, возьмите какую-либо интеллектуальную
личность, обязательно доберетесь до того, что он/она из деревни. Говорят, чтобы стать
интеллектуалом нужно “три диплома”, ну вы знаете. Не только ты должен закончить
три школы, твой дед, твой отец и ты должны получить образование в трех школах. А
значит, дела плохи. И интеллектуала у нас нет, и предпринимателя. Потому что и там
три поколения должны иметь диплом. Утверждение о свободе можно поместить именно
на такое автономное положение. Прочитайте профессиональные принципы прессы. Там
говорится, что журналист не может использовать газету в частных и автономных целях.
Да, что вы говорите! Откуда взялась эта статья? Интересно, используют ли журналисты?
Не должно быть дискриминации по языковому признаку, по религиозному признаку,
по национальному признаку, по половому признаку. Откуда это взялось? Значит есть
/ 145
146 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
insanın tam da cinayet işlemek, kan dökmek, haksızlık yapmak konusunda sonsuz
bir potansiyeli varsa, aynı durum basın meslek ilkeleri için de geçerli. Önüne bir norm
koyuyorsun çünkü bir şeyleri engellemeye çalışıyorsun, barajın akışına karşı direniş
yapmaya çalışıyorsun. Ahlâki normlarla ne kadar yapabilirsin? Mutlaka onun ekonomik
ve toplumsal zemininin kurulması lazım. Yani sivil toplum, sivillik, şehirlilik bunlar
oturacak ki bu soylu kavramlar da yerli yerini bulsun. Tabii ki dile getireceğiz, talep
edeceğiz, konuşacağız ama bunun dayandığı zemine ilişkin de bir akıl etme gerekiyor.
Sivillik üzerine uzun konuşmayacağım Marks, Hegel bahsetmiş uzun bir hikâyesi var
ama sivillik temelde şudur: Arabanızla giderken soyduğunuz portakalın kabuğunu
dışarı atıyorsanız burada sivillik olmaz. Ben hala yollarda bakıyorum, adam şehirde
bile atıyor. Benim evim temiz kalsın dışarısı nasıl olsa bana ait değil. Eğer dışarısının
kendisine ait olduğuna dair bir bilgi, bir bilinç buna yönelik bir toplumsal örgütlenme,
bir akıl söz konusu değilse orada bir sivil toplum olmaz. Sivil toplumun olmadığı yerde
de medeniyet olmaz. Türkiye’de insanlar herhalde son 10-15 yıldır dışarıya kabuk
atmamaya başladılar. Ama bakıyorum çekirdek yiyip her yere atmakta da herhangi bir
engel görmüyorlar. Böyle sivillik, medenilik, şehirlilik olmaz. Evet, sözümü bağlıyorum
teşekkür ediyorum. Sağ olun.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
склонность в этом направлении. Бог показывает людям ад и предупреждает, что если вы
так-то так-то поступите, то попадете в ад и говорит на двоичном языке святого... Причиной
этого является то, что человек имеет бесконечный потенциал совершать преступление,
проливать кровь, поступать несправедливо. Тоже самое и для профессиональных
принципов СМИ. Ставишь норму, потому что пытаешься что-то предотвратить,
пытаешься противиться против течения платины. С моральными нормами сколько
ты выдержишь? Обязательно должна быть создана экономическая и общественная
почва для этого. То есть гражданское общество, цивилизованность, понятие городской
должны обосноваться и тогда эти благородные понятия прочно обоснуются на своих
местах. Конечно, об этом надо говорить, надо требовать, обсуждать, но необходимо
продумать почву, на которой это будет основываться. Гражданственности долго говорить
не буду, Маркс, Гегель долго говорили на эту тему, длинная история, но в основе
своей цивилизованностью является следующее: Если вы едите на своем автомобиле и
выкидываете из окна кожуру апельсина, то о цивилизованности не может быть и речи. Я
по дороге смотрю, даже в городе выкидывают. Пусть у меня дома будет чисто, а на улице
неважно. Если не хватает ума и сведения о том, что и улица принадлежит тебе, то это
общество не может быть цивильным. Где нет цивильного общества, нет и цивилизации.
В Турции люди, наверное, в течение последних 10-15 лет перестали выкидывать кожуру.
Но в то же время вижу, что они не видят препятствий и выкидывают кожуру семечек на
землю. Такой цивилизованности не бывает. Да, я заканчиваю, спасибо большое.
/ 147
148 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Soru - Cevap Bölümü
Sevil YUSUFOVA
(Azerbaycan)
Kadın Gazeteciler Birliği Başkanıyım. Öncelikle böyle bir organizasyon için başta
Murat Bey olmak üzere herkese minnettarlığımı sunuyorum. Çünkü katılımcılarla
birlikte burada tarihi bir gün yaşıyoruz, böyle bir adım atıldığı için. Son iki yıl içerisinde
Azerbaycan’da böyle bir etkinliğin düzenlenmesi için girişimlerde bulunuyorduk.
Sorum Türk dili dünyasının birbirini anlayabilmesi için ortak bir alfabe oluşturulamaz
mı? Bu konuda çalışma yapılamaz mı?
Savaş BARKÇİN
Ortak alfabe önemli bir sorun fakat alfabeyi tabii ki teşkil eden şey seslerdir. Seslerin
işareti olarak alfabeden bahsediyoruz. Nasıl musiki perdelerin işaretiyse biliyorsunuz
harfler bir alfabedeki, bir lehçedeki, bir dildeki seslerin yazıya kaydedilmiş halidir. Onların her birine bir rumuz, bir şifre veriyoruz, adı alfabe. Türk dünyası dediğimiz vakit
biliyorsunuz birçok şive ve lehçeden bahsediyoruz. Aynı dil grubu fakat farklı lehçe
var, Kazakça, Azerice, elbette kök aynı. Anlaşmada alfabe önemlidir ama bir bakıma
da değildir bence. Neden değildir? Çünkü dünyada birbirinden farklı ülkeler arasında hatta komşu ülkeler arasında çok yüksek işbirliği olabiliyor. Dilleri farklı olmasına
rağmen kaldı ki bizim dilimiz aynı kökten geliyor fakat düşünülebilir, tartışılabilir bir
şey. Burada bence asıl vurgu o dili, o şiveyi ve lehçeyi konuşan insanlar arasındaki
teması artırmak. Yani lehçelerin bir bariyer değil bir köprü olabilmesi için aslında önce
gönüllerin, zihinlerin birleşmesi çok önemli. Sonraki diğer işaretler zaten ayrıntı haline
geliyor. Esas olan ideal ve işbirliğidir diye düşünüyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ВОПРОС - ОТВЕТ
СЕВИЛ ЮСУФОВА
(Азербайджан)
Я возглавляю Ассоциацию журналистов-женщин. В первую очередь хочу выразить
господину Мурату и всем остальным благодарность за проведение такого мероприятия.
Потому что мы здесь стали свидетелями исторического дня, так как предпринят такой
шаг. В течение последних двух лет мы проявляли инициативу по проведению такого
мероприятия. Я хочу спросить возможно ли создание общего алфавита для того, чтобы
тюркоязычный мир понимал друг друга? Возможно ли проведение работ в данном
направлении?
САВАШ БАРКЧИН
Общий алфавит является важной проблемой, но алфавит образуют, конечно же, буквы.
Мы говорим об алфативе как о буквах, обозначающих звуки. Вы знаете, что буквы
являются письменной формой звуков диалекта, языка. Мы придаем определенные знаки,
буквы, что называем алфавитом. Когда мы говорим о Тюркском мире, вы знаете, что речь
идет о множествах наречий и диалектов. Одна группа языков, но есть разные диалекты,
казахский, азербайджанский, конечно, корень один. В понимании друг друга конечно же
алфавит важен, но с другой стороны, по-моему и не важен. Почему не важен? Потму
что в мире даже между совсем разными странами, являющимися соседями, возможно
высокое сотрудничество. Несмотря на разницу в языке, а у нашего языка корень один.
По-моему здесь необходимо сделать ударение на важность увеличения контакта между
людьми, говорящими на этом наречии и диалекте. То есть для того чтобы диалекты
были не барьерами, а стали мостами, важно в начале слияние умов, взглядом, сознания.
Тогда остальные знаки становятся деталями. Я считаю, что главное это - идеал и
сотрудничество.
/ 149
150 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Akay CEMAL
(KKTC)
Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumunun, Türk Cumhuriyetlerinin kendi aralarındaki işbirliğini her alanda daha ileriye taşıyacağına ve bir başlangıç olacağına inanıyorum.
Türk Cumhuriyetlerinde olup bitenlerin, haberlerin, yeni gelişmelerin Türkiye medyasında yeterince yer almamasından yakınıldı. Bu konuda şikâyette bulunan konuşmacılar haklıdırlar. Örneğin TÜRKSOY’un etkinliklerinin Türkiye medyasında çok az, hiç de
tatmin edici olmayan bir şekilde yer almadığından bahsedildi. Kıbrıs’a baktığımızda,
anavatan-yavru vatan ilişkileri hakikaten iyi ama Kıbrıs ile ilgili yer alan yazılardan ya da
Türkiye medyasında yer alan yazılardan biz memnun muyuz acaba diye sormak gerek.
Şimdi illâ ki bir çatışma mı olması gerekir? Ajda Pekkan, İbrahim Tatlıses, Tarkan, zaman zaman bayramlarda, yılbaşında Kıbrıs’a gelir, konserler verir, hemen iri puntolarla
“Ajda, Girne’yi fethetti, Tarkan, Magosa’da ortalığı kaldırdı” şeklinde başlıklar atılır. Yani
illâ ki bunların mı olması gerekir? Büyük gazeteler, Adana, Ankara, İzmir eki şeklinde
ekler vermektedirler. Bu işbirliğinin geliştirilmesinde mesela ayda bir Kazakistan eki,
bir Azerbaycan eki gibi ekler çıkarılamaz mı? Bu sıkıntıları nasıl aşabiliriz diye sormak
istiyorum.
Atilla SERTEL
Söylediklerinizin altına ben de imzamı atıyorum. Şöyle ki Federasyon olarak Türkiye’nin
bütün illerini de geziyoruz ve Sayın Bakan burada sabah söyledi, şu kadar gazete, dergi,
yayın organı var. Türkiye’de yayınlanan 1270 günlük gazete var, resmi ilan alan gazete
sayısı bu kadar. Ne yazık ki bunun dışında siyaseti Ankara’dan, ticareti ve ekonomiyi
de İstanbul’dan gören bir medyamız var. Bu medya, değil Kıbrıs, değil Kazakistan,
Türkmenistan, Azerbaycan İzmir’le bile çok ilgilenmiyor. Yani ben yaşadığım kenti
söylüyorum. Biz İzmir olarak en son neyle manşet olmuşuz gazetelerde, birbiri sıra üç
kişiyi öldüren seri katille. Ne yazık ki yaygın basının, Türkiye’deki İstanbul basınının,
Türkiye’ye bakış açısı İstanbul’a bile bakış açısı böyle değil uzaklara böyle bakıyor.
Yer almıyor, alamıyor. Ya diğer kentleri doğal facialarla anıyorlar -yani Allah korusun
deprem, su baskını, büyük trafik kazaları, büyük facialar- ya kentlerde öne çıkarılması
gereken ve gerçekten o kentlerin belediye başkanlarının yaptıkları çok büyük
hizmetleri ya da o kentlerde yaşayan insanların çok büyük başarılarını biz manşetlere
taşıtamıyoruz.
Bunun en son örneklerinden biri Kayseri’de üç dönemdir belediye başkanlığı yapan
Mehmet Özhaseki, hiçbir zaman bu gazetelerin tepe noktalarında manşet olamadı.
Taa ki ne zamana kadar hakkında birtakım iddialar ortaya atılana kadar. Böyle bir
medya anlayışından başka ülkeleri tanıtan ekleri beklemek mümkün değil. Ben şuna
seviniyorum, iyi ki seyahat ekleri yapıyorlar. Değişik kurumların ilanlarını, reklamlarını
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
АКАЙ ДЖЕМАЛЬ
(ТРСК)
Я верю в то, что Медиа-форум тюркоязычных стран проведет сотрудничество между
тюркскими республиками вперед и станет началом. Здесь говорилось о том, что в турецких
СМИ не уделяют достаточного места новостям о происходящем в тюркских республиках.
Я согласен с поднявшими данный вопрос участниками. Например, говорилось о том, что
деятельность ТЮРКСОЙ в турецких СМИ освещается не в достаточной мере. Давайте,
возьмем, к примеру, Кипр. Взаимоотношения между отечеством и маленькой родиной
действительно прекрасны, но довольны ли мы новостями о Кипре, которые публикуются
в турецких СМИ, под вопросом. Ну, что обязательно должно быть противостояние?
Ажда Пеккан, Ибрагим Татлысес, Таркан время от время на праздниках, на новый год
приезжают на Кипр с концертом. В СМИ моментально появляются заголовки, написанные
большими буквами, “Ажда обворожила Гирне”, “Таркан поднял шум в Магосе”. Ну, что
обязательно должно быть это? Большие газеты в Анкаре, Адане, Измире выпускают
приложения. Для развития нашего сотрудничества возможно ли, например, раз месяц
уделить это приложение Казахстану или Азербайджану?
АТИЛЛА СЕРТЕЛ
Я полностью присоединяюсь к сказанному вами. Мы как Федерация бываем во всех
областях Турции, и уважаемый министр сегодня утром говорил сколько газет, журналов,
издательских органов есть. В Турции издается 1270 ежедневных газет, это число газет,
получающих официальное обьъявление. К сожалению, помимо этого, наши СМИ видят
политику в Анкаре, а торговлю и экономику в Стамбуле. Эти СМИ, не то чтобы Кипр,
Казахстан, Туркменистан или Азербайджан, не интересуются даже Измиром. Я говорю
о городе, в котором живу. Измир в последний раз упамянался на первых страницах газет
вместе с серийным убийцей, который один за другим убил трех людей. К сожалению,
взгляд распространенных СМИ, стамбульских СМИ на Турцию, даже на Стамбул не
такое. Остальные города упамянаются в основном со стихийными бедствиями, то есть,
упаси Бог, землетрясение, сель, ДТП, катастрофы. А о работах глав муниципалитетов
этих городов или об успехах людей, живущих там, с первых страниц не пишут.
Приведу пример. О главе муниципалитета города Кайсери Мехмете Озхасеки за его три
периода нахождения на этой должности газеты никогда не писали с первых страниц. Пока
не появились некоторые утверждения о нем. От таких СМИ ожидать приложений, которые
будут рассказывать о других странах, просто невозможно. Я чему радуюсь, тому, что есть
приложения о путешествиях, что делают приложения, где размещены объявления разных
учреждений, рекламы. Из этих приложений мы получаем ифнормацию о некоторых
странах. У нас настолько нет интереса и знания в этом вопросе, с вашего разрешения займу
ваше время и приведу следующий пример. Сижу в кабинете в Ассоциации журналистов
Измира, пришла женщина, монголка. Представилась. Ее звали Натсак. “Имею жалобу на
ваши газеты и телеканалы”, - сказала она. “Поделать ничего не сможем, ну, Вы расскажите,
/ 151
152 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
aldığı ekler yapıyorlar ki bazı ülkelerle ilgili bilgileri oralardan okuyoruz. O kadar ilgisiz
ve bilgisiziz ki bu konuda çok çarpıcı bir örneği vereceğim sabrınızı taşırmadan. İzmir
Gazeteciler Cemiyetinin makam odasında oturuyordum, Moğol bir hanımefendi
geldi, kendisini tanıttı. Hanımefendinin ismi Natsak, “Ben sizin bu gazetecilerinizden,
televizyoncularınızdan şikâyetçiyim” dedi. “Yapacak bir şey yok ama anlatın” dedim.
“Sizin iki kadın gazeteci, biri Sabah gazetesi diğeri de Radikal’de birer köşe yazısı
yazdılar. Moğolistan kadın nüfusu az olduğu için Türkiye’den 20 bin erkek istiyor diye.
Bu iki gazetecinin yazdığı yazıyı alan televizyoncular Taksim’de şurada burada siz de
Moğolistan’a gidecek misiniz? Siz de gider misiniz? İşte kadınlar erkek bekliyor diye
sorular sordular. Şimdi biz Moğol halkı olarak çok üzgünüz” dedi. Bilmiyor tabii o
resmi televizyon zannediyor o kanalları. Ne yapabilirim?” dedi. Yapabileceğimiz tek
şey akşam onu Yeni Asır TV’de bir programa davet ettik ve bizim programımıza
derdini anlattı. Yapabileceğimiz bir şey daha Basın Konseyi’ne gitti, iki gazeteciye
ve o televizyonlara kınama cezası aldırttı. Ama o kadar bilgisiziz ki Moğolistan’ın
nüfusunu bilmiyoruz. Oysa arkadaşımız internete baksa Moğolistan’da kadın erkek
nüfusu görecektir. Bakmadan etmeden yazıp çizebiliyorlar. Böyle sansasyonel olayları
taşımaya yönelik bir medya dünyamız var, bu gerçek. Bu yüzden o sanatçıların o
medyatik yapıları çok daha fazla yer alıyor. Yani İbrahim Tatlıses’in bir küfrü Kıbrıs’taki
halkımızın çıkarlarını gündeme getirmekten daha önemli görülüyor, bu böyle. Yani
hocamın da söylediği gibi katılıyorum gazetelerin davranış biçimlerini yukarıdaki yapılar
belirliyor. İktidarla yatağa girersen onunla bağımsızlığı sağlayamazsın. 1980 öncesi
bütün gazetelerin patronlarına bakın ve inceleyin Türkiye’de her biri sadece gazetecilik
yapıyordu. Şimdiki medya patronlarını inceleyin, hangisi gazetecilik yapıyor?
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
что произошло”, - ответил я. “Ваши журналистки одна в газете “Сабах”, другая в газете
“Радикал”, написали статьи, о том, что, мол, так как в Монголии преобладают женщины,
они просят Турцию послать 20 тысяч мужчин. А телевизионщики взяли эти статьи и на
площади Таксим стали протягивать микрофон и спрашивать “Вы поедите в Монголию?”,
“А вы не собираетесь в Монголию?”, “Женщины ждут мужчин”. Мы как монгольский
народ очень расстроены этим”, - сказала она. Что делать? Мы сделали единственное что
могли, пригласили ее принять участие в программе по телеканалу Новый век ТВ (Yeni
Asır) и она рассказала о проблеме уже перед телезрителями. Она еще обратилась в Совет
по СМИ, и в отношении оговариваемых журналисток и телеканалов было вынесено
наказание в виде осуждения. Но мы настолько не сведующие, что не знаем численности
населения Монголии. А обратись она в интернет, то увидела бы соотношение мужчин и
женщин в Монголии. Могут писать, не разобравшись, не разузнав. То, что наши СМИ
направлены на сенсационные явления, это правда. Поэтому медиатичная сторона этих
певцов занимает в СМИ больше места. То есть нецинзурное слово Ибрагима Татлысеса
выглядит важнее вынесения на повестку дня интересов нашего народа на Кипре. Это
так. До 1980 г. в Турции хозяева всех газет, занимались, обратите внимание, только
журналистикой. А посмотрите сейчас, кто из них занимается журналистикой?
/ 153
154 /
BİRİNCİ GÜN
İKİNCİ OTURUM
Güngör YAVUZASLAN
(Bartın Gazeteciler Derneği Başkanı)
Sayın Genel Başkanım, bizlerin çatısı altında Kuzey Kıbrıs Dış Basın Birliği, Haber
Kameramanları, Azerbaycan’dan Gazeteciler Birliği var, Başkanlar Konseyi toplantımıza
katıldığımızda bunlarla tanıştık. Diğer Türk Cumhuriyetlerinde ya da Türk Cemiyeti olan
kurumlarda bu tür yapılanmamız ileriki dönemlerde olacak mı? Bir de 28 Şubat 2009
tarihinden itibaren Bartın’da Kerkük’ün Sesi diye aylık bir gazete çıkartıp her ay Irak’taki
Türklere destek olarak bölgeye gönderiyoruz. Bunu da katılımcılarla paylaşmak istedim
teşekkür ederim.
Atilla SERTEL
Türkiye Gazeteciler Federasyonu adı altındaki örgütlenmemiz Türk Cumhuriyetleri
Federasyonu olması lazım ki böyle bir açılım sağlayalım, bunun imkânı yok.
Türkiye’deki sorunları çözemedik ki dışarıdakine yönelik bir örgütlenmenin içinde
olalım. Ancak dışarıdaki örgütlenmenin bizim katkılarımızla ve bu gerçekten çok zor
olmasına rağmen bir araya gelmenin yöntemlerini araştırmanın yolunun açılmasını
isterim. Neden isterim, çünkü aynı dili konuşuyorsun, aynı kültürden geliyorsun, aynı
düşüncen var, dünya ölçeğinde 250 milyonu aşkın bir Türk nüfusu var. Bizim en büyük
gücümüz niye tek bir havuzda toplanmasın ama bunu da bizim yapmamız söz konusu
olamaz. Yani bunu birlikte yapmanın doğru olduğunu düşünüyorum.
ПЕРВЫЙ ДЕНЬ
ВТОРОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ГЮНГЁР ЯВУЗАСЛАН
(Глава Ассоциации журналистов Бартына)
Уважаемы генеральный председатель, под нашей крышей есть Ассоциация внешних
СМИ Северного Кипра, операторы новостей, Ассоциация журналистов из Азербайджана.
Мы познакомились с ними, когда участвовали в заседании Совета председателей.
Предполагаются ли пободные образования в остальных тюркских республиках или
тюркских обществах. И еще с 28 февраля 2009 г. в Бартыне мы издаем ежемесячную
газету “Голос Киркюка” (Kerkük’ün Sesi) и каждый месяц отправляем ее в регион в
поддержку тюркам в Ираке. Хотел поделиться с вами. Спасибо.
АТИЛЛА СЕРТЕЛ
Наша организация под названием Федерация журналистов Турции должна стать
Федерацией тюркских республик, тогда мы сможем способствовать этому. Но это не
возможно. Мы и своих проблем то не решили, чтобы помогать другим. Но мне хотелось
бы, чтобы открылась дорога к исследованию методов встреч, несмотря на то, что это,
действительно, очень трудно. Почему я этого желаю, так как мы говорим на одном языке,
происходим из общей культуры, в мире проживает свыше 250 миллионов тюрок. Почему
бы нам не собрать нашу самую большую силу в одном бассейне, но, я считаю, что будет
правильным, если мы сделаем это сообща.
/ 155
22 Aralık / 22 декабря
İkinci Gün
ВТОРОЙ ДЕНЬ
Üçüncü Oturum
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
Türk Dünyasında Medya
СМИ в Тюркском мире
Bölüm 1
ЧАСТЬ 1
OTURUM BAŞKANI / ПРЕДСЕДАТЕЛЬ ЗАСЕДАНИЯ
PROF. DR. TÜRKAN UĞUR DAİ / Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi
ПРОФ. Д-Р ТЮРКАН УГУР ДАИ / Факультет массовых коммуникаций Университета Мармара
KATILIMCILAR / УЧАСТНИКИ
BAYRAMGILIÇ YAZGILIÇOV / Türkmenistan Televizyonu Genel Müdür Yardımcısı
БАЙРАМГЫЛЫЧ ЯЗГЫЛЫЧОВ / Заместитель генерального директора Телевидения Туркменистана
KUBAT OTORBAYEV / Kırgızistan Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürü
КУБАТ ОТОРБАЕВ / Генеральный директор Радио и Телевидения Кыргызстана
FEVZİ TANPINAR / Dış Basın Birliği Başkanı - KKTC
ФЕВЗИ ТАНПЫНАР / Председатель Союза зарубежной прессы - ТРСК
160 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
Prof. Dr. Türkan UĞUR DAİ
Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Türk
Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu’nda oturum başkanlığı yapmaktan büyük onur
duyuyorum. Bunun için teşekkür ederim.
Üçüncü oturumun ilk bölümünde dost ve kardeş ülkelerin değerli temsilcileriyle bir
araya geleceğiz ve içinde bulundukları medya ortamı, sorunları, bunlara ilişkin çözüm
önerileri konusunda tartışacağız. Elbette dost ve kardeş ülkelerle birlikte Türkiye’deki
medya ortamının durumu, sorunları hem tarihsel süreç içerisinde değişiklik arz
etmekte hem de mevcut durumda müşterek sorunlar olduğu gibi ülkeden ülkeye
farklılık da göstermektedir. Tabii bu ülkenin içinde bulunduğu demokratik ortamla ve
diğer bazı faktörlerle çok ilintilidir.
Ülkemizde 1980 sonrası liberal, neo-liberal politikaların meydana getirdiği serbest
piyasa ekonomisinden kaynaklanan ortamdan en çok basın sektörü etkilenmiştir. Çünkü
basın sektörüne bu durumda büyük sermaye girişi olmuştur. Dünkü oturumda Türkiye
Gazeteciler Federasyonu Başkanının ifade ettikleri gibi, 80 öncesi gazetecilik mesleğini
yapan, yani gazetecilerdi. Ama 80 sonrası sermayenin basın sektörüne girmesinin
kaçınılmaz olduğu ekonomik koşullar bunu gerektirdi. Dolayısıyla basın sektörü,
ekonomiye karşı duyarlı, üreten, yatırım yapan ve piyasada likitlerini değerlendiren,
temettü ve faiz gelirlerinden yararlanan bir yapıya kavuştu. Hem tiraj dolayısıyla satış
gelirlerine bağlı –yazılı basın anlamında kastediyorum- reklam verenler yönünden
reel sektör ilişkisine açık bir yapılanma içine girdi. Konsolide bütçeleri incelendiğinde
bunu gelişen süreç içinde görüyoruz. Bu medya holdinglerinin bu tür yapılanması
siyaset, sermaye-medya ilişkisini bir sorun halinde gündeme getirdi. Diğer sorunlar
tabii saklı kalmak şartıyla, yani medyada etik gibi, sendikasızlaşma, istihdam sorunları
v.s. bunlardan hep bahsedildi. Ve yine katılımcılarımız bahsedeceklerdir mutlaka
Türkiye’deki böyle bir yapılanmayı dost ve kardeş ülkeleri incelediğimde benzer
sorunları ama çok daha farklı bizim daha önce yaşadıklarımızı yaşamakta olduklarını
gördüm. Şimdi bunları tartışıp, bu platformda destek olmak gerekiyor. Sayın Başkanın
belirttiği gibi Türkiye’nin bir referans ülke haline gelmesinden bahsediyorum. Ve bu
işbirliği hem kültürel hem de toplumsal işbirliğine yol açacak ve birbirimize destek
olacağız.
Oturumun ilk konuşmacıları Türkmenistan, Kırgızistan ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nden. Türkmenistan’da medya ortamı; sorunları ve çözüm önerilerini tartışmak üzere Sayın Bayramgılıç Yazgılıcov, Kırgızistan’dan aynı şekilde Kurbat Otorbayev ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden Fevzi Tanpınar’ı davet ediyorum.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
ПРОФ. Д-Р ТЮРКАН УГУР ДАИ
Средства массовой информации и коммуникаций в
тюркоязычных странах. Сейчас мы начинаем третье
заседание, и я горжусь тем, что я являюсь председателем
этого заседания, и наши дорогие братские и дружеские
страны соберутся сегодня ещё раз здесь, и они атмосферу
средств массовой информации, свои проблемы поделятся с
нами и мы будем проводить дискуссию на эту тему.
Мы, конечно, со всеми этими странами, то есть наша страна
тоже находится среди этих стран. Есть определённые
проблемы СМИ. И мы видим, что мы должны их решать
вместе, потому что у нас есть очень много общих проблем. Но есть такие проблемы,
которые отличаются от страны к стране. Это, конечно, зависит от демократической
атмосферы, которая образовалась в стране.
До того, как пригласить наших гостей, я хочу вкратце рассказать вам, что после 1980 года
в нашей стране была создана либеральная, неолиберальная экономическая политика. И
был создан посредством этого свободный рынок. И больше всего повлияло это на сектор
прессы. И очень много инвестиций было вложено в этот сектор. Во вчерашнем заседании
мы слышали, как нам рассказывали о том, что до 1980-х годов было другое положение,
но после 1980-х годов начался другой период, когда начали впускаться инвестиции в этот
сектор. И таким образом инвесторы начали вступать в это. И я хочу сказать вам в плане
прессы, как со стороны рекламы, так и со стороны прессы самой появилась структура,
состоящая в открытом отношении с реальным сектором. В процессе развития мы видим
это, и эти холдинги СМИ, образовываются таким образом и их отношения между
политическими и экономическими аспектами, создает также и некоторые проблемы.
Есть проблема с неимением профсоюза и другие проблемы. Наши участники, конечно,
будут говорить об этом. В Турции есть такое образование, и когда я смотрю на наши
дружественные братские страны, и когда я вижу, что у них есть похожие проблемы, но они
немного другие. Здесь, я хочу, чтобы на этой платформе, на этом форуме мы обсудили это
и, как указал председатель, это сотрудничество было общественным сотрудничеством, и
мы также поддерживали друг друга.
И на этом заседании первые наши гости из Туркменистана, Кыргызстана и Северного
Кипра. И также для обсуждения проблем в этих странах приглашаю Байрамгылыча
Язгылычова, а также Курбата Оторбаева и Февзи Танпынар. Приглашаю их сюда.
Заместитель генерального директора Телевидения Туркменистана Байрамгылыч
Язгылычов предоставит нам информацию о проблемах и их решении.
/ 161
162 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
Türkmenistan’da Medya Ortamı;
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Bayramgiliç YAZGILIÇOV
Öncelikle foruma katılmakta olan kardeşlerime, meslektaşlarıma Türkmen
topraklarından sıcak selam getirdim. Böylesine geniş çaplı bir etkinliği organize
edenlere heyetimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bu forumların gelecekte de
sürdürülmesini diliyoruz.
Devlet Başkanımız Gurbanguli Berdimuhammedov’un basiretli önderliğinde bağımsız
ve daimi tarafsız ülke Türkmenistan’ın ekonomisinde başarılar elde edilmektedir. Aynı
zamanda Türkmen halkının manevi ve kültürel alanda gelişmesi için devlet tarafından
pek çok çalışma yürütülmektedir. Ülkemizde dünya standartlarına uygun olarak
yapılmakta olan yeni sanayi tesisleri, fabrikalar, spor tesisleri, kültürel tesisler, sağlık
tesisleri ve anaokulları bunların birer göstergesidir.
Ülkemizdeki basın organlarıyla birlikte Türkmen Televizyonunun ana görevi yeni
kalkınma ve reform döneminin büyük başarılarından, değerli Başkanımızın üst
düzeyde iç ve dış politikada sürdürmekte olduğu gelişmelerden halkımızın haberdar
edilmesidir. Ayrıca elde edilen sonuçların dünya ülkelerine geniş bir şekilde anlatılması,
değerli devlet başkanımızın talimatları ve görüşleri doğrultusunda ülkede kaydedilen
reformların tanıtılması görevleri arasında yer almaktadır.
Ülke genelinde 5 televizyon ve 4 radyo kanalı olmak üzere 9 adet yayın organı
bulunmaktadır. Altın Asır Türkmenistan, Yaşlık, Miras, Türkmenistan ve Türkmen
Avazı kanalları ile Vatan, Çağtaraftan, Miras ve Avaz radyoları. Her kanal kendine
özgü şekilde her alanda elde edilen gelişmeleri, edebi ve sanatsal yansımayı
topluma iletmeyi amaçlamaktadır. Örneğin Altın Asır Türkmenistan TV ulusal kanal
olmakla birlikte devlet başkanımız önderliğinde yaşanan gelişmeleri, yeni kalkınma
ve reformlar döneminde elde edilen başarıları, çağdaş yöntemlerle bütün alanlarda
yansıtan siyasi kanal niteliğindedir. Resmi törenlerle birlikte siyasi yorumcular, sanayi
ve tarım çalışanları ile vatandaşların görüşlerine yer verilmektedir.
Yaşlar TV, devlet başkanımızın basiretli önderliğinde yapılmakta olan reformların
ülke gençleri ve çocuklarına yansıtılması ve halka iletilmesine yönelik yayınlar
yapmaktadır. Kanalda gençlerin ve çocukların hayatını konu alan yayınlar ve programlar
verilmekte, kendi imkânlarıyla diziler çekmektedir. Ayrıca müzik, eğlence ve yarışma
programları düzenlemektedir. Miras televizyonunda ülkemizin tarihini ve ulusal
mirasının tanıtılmasını içeren yayınlara yer verilmektedir. Kanalda gelenekler, ulusal
müzelerimizdeki kitaplarımız, tarihi anıtlarımız ve folklor, milli zenginlik eserleriyle
ilgili programlar hazırlanmaktadır. Türkmenistan TV, haber kanalı niteliğindedir.
Rusça, İngilizce, Çince, Arapça, Farsça, Fransızca ve Türkmence olarak 24 saat yayın
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Положение СМИ в Туркменистане:
Проблемы и предложения по их решению
БАЙРАМГЫЛЫЧ ЯЗГЫЛЫЧОВ
Для начала я хочу сказать, что моим братьям и сестрам и
коллегам, которые сейчас участвуют в этом форуме, я хочу
их поприветствовать. Организаторов этого форума, который
здесь проводится, я хочу поблагодарить, и надеюсь, что
такие форумы будут продолжаться.
Наш уважаемый президент говорил, что в экономике
Туркменистана достигнуты определённые успехи, и в то же
время туркменский народ развивается в новых рамках, для
чего проводится работа со стороны государства. В нашей
стране на уровне мировых стандартах проводятся, строятся
новые индустриальные объекты, фабрики, заводы, здравоохранительные учреждения. И
это показывает уровень работ, которые проводятся в нашей стране.
В нашей стране органы прессы и вместе с ними государственное телевидение
Туркменистана имеет основную задачу вместе с реформами, которые проводятся и
приводят к успехам в нашей стране, также поддерживать народ, информировать народ
о внешней и внутренней политике, которая проводится в Туркменистане. Кроме этого,
содержание успехов страны для всего мира рассказывается, объясняется. Это является
первичной задачей нашего президента. И реформы, которые проводятся в Туркменистане,
таким образом, доносятся до сведения всего мира.
В данный момент в нашей стране имеется пять телевизионных каналов, четыре
радиоканала, и вместе - девять транслирующих каналов. Это каналы “Алтын Асыр
Туркменистан”, “Яшлык”, “Мирас”, “Туркменистан” и “Туркмен Авазы”, а также
радиостанции “Ватан”, “Чагтарафтан”, “Мирас” и “Аваз”. Каждый канал и станция
имеют задачу представить развитие, которое проходит в стране с творческой стороны.
Например, на одном из национальных каналов Туркменистана под начальством нашего
президента в период новых реформ при помощи современных методов во всех сферах
показывается политические как бы взгляды, взгляды власти, государства. В новом
периоде политические дискуссии проводятся на этом канале. И там показываются
взгляды всех категорий, которые находятся у власти.
Телевидение “Яшлык” показывает, как наш уважаемый президент возглавляет реформы,
которые проводятся в стране, и условия жизни детей и молодёжи улучшаются. И на
этом канале рассказываются в передачах темы, затрагивающие детей и молодёжь. Этот
канал проводит очень важные работы. Также подготавливаются музыкальные передачи,
и передачи, включающие соревнования. Телевидение “Мирас” показывает, какое есть
наследие в нашей стране, и во время реформ как мы должны помнить о нём. Также в
/ 163
164 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
yapmaktadır. Türkmen Avazı kanalı değerli devlet başkanımızın önerisiyle 1 Ocak 2009
tarihinde yayına başlamış ve halkımızın, kültürel ve manevi değerlerini, ulusal müziği
yansıtan kanaldır.
Vatan Radyo-Televizyonu ulusal olmakla birlikte siyasi bir kanal niteliğindedir. Çar
Tarapdan haber kanalı olarak 24 saat yayın yapmaktadır. Miras radyosu, manevi
değerler ve kültürel mirasımızın yansıtılmasına öncelik vermektedir. Avaz radyosu
da müzik yayınlarıyla birlikte milli değerlerin yansıtılması doğrultusunda yayınlarını
sürdürmekte, çeşitli konser programlarına yer verilmektedir.
Sözlerimi tamamlarken, değerli devlet başkanımızın çabalarıyla Türkmen Televizyonu
Genel Müdürlüğüne bağlı olan yayın kuruluşlarında teknolojik yenilenme çalışmaları
yapılmaktadır. Kuruluşumuz ayrıca TRT başta olmak üzere diğer ülkelerin televizyon
kanallarıyla ilişki içerisindedir. Aşgabat TV adıyla yeni bir kanal bağımsızlığımızın 20’nci
yılı kapsamında yayınlarına başlayacaktır. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
наших национальных музеях наследие, которое есть в Туркменистане, представляется
к вниманию населения. Телеканал “Туркменистан ТВ” является новостным каналом, и
про развитие, которое проводится в стране, он транслирует на русском, французском,
персидском и туркменском языках 24 часа. Канал “Туркмен Авазы” по предложению
нашего уважаемого президента начал своё вещание 1 января 2009 года и транслирует
культурные ценности нашего народа: национальные песни, национальная музыка.
Радиоканал “Ватан” является центральным национальным каналом, и на этом канале
постоянно находящаяся в развитии наша страна в современных рамках предоставляется
информация об этом, о политических развитиях в стране. Радиоканал “Чартараптан”
является новостным каналом также. И вместе с этим развитие, которое проходит в
нашей стране, предоставляется в обширном виде на этом канале. И он вещает в течение
24 часов. Радиоканал “Мирас” вещает о наследии, культурном наследии нашей нации
и рассказывает о традициях нашего народа, а также о наших культурных ценностях,
фольклоре, ценностях, которые хранятся в музеях и в книгах. Они рассказываются на
этом канале. Радиоканал “Аваз” наши культурные ценности предоставляет нашему
населению в виде музыкальных программ, а также песни нового периода реформ
предоставляются на этом канале. Вещает он 24 часа в сутки. И также транслируются
различные конкурсы и соревнования.
Наш дорогой президент постарался, чтобы на теле- и радиоканалах, вещающих в нашей
стране, постоянно было современное оборудование. Также они сотрудничают с теле- и
радиоканалами других стран. И ещё я хочу добавить, что в ближайшее время на шестом
канале, канале “Ашхабад”, откроется этот новый канал. И этот канал будет открыт к
20-летию независимости нашей страны.
/ 165
166 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
Kırgızistan’da Medya Ortamı;
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Kubat OTORBAYEV
Sayın Başkan, Kırgızistan’ın ilk ve en büyük kanalı Birinci Kanal’ın tarihi hakkında bilgi
vermek istiyorum. Ülkenin tamamına yayın yapabildiği için siyasi gündemi belirliyor.
Nisan 2010’a kadar muhalefet karşıtı, sadece hükümet icraatlarına yer vermekteydi.
Haber ve yayınlar sıkı bir denetim altındaydı, bu nedenle siyasi olaylar, özellikle
seçimler ve referandumlarda tek taraflı yayın yapılarak yönetim yanlılarının kazanması
sağlanıyordu. Nisan devriminin ardından Geçici Hükümet, Birinci Kanala milli unvanını
vererek halkın sesinin duyurulması kararını aldı. Yeni bir yapılanma sürecine girilerek.
Uluslararası habercilik standartları araştırıldı ve yeni çalışma yöntemleri belirlendi.
Gazetecilerin habercilik anlayışı da değişmeye başladı, böylece olayların daha doğru
ve adil bir şekilde yayımlanması imkânı doğdu. Buna örnek son seçimde tüm siyasi
partilere muhalefet, devlet yanlısı ayrımı yapılmadan aynı imkânları sağladık. Parti
reklamları gösterildi, liderleri bazen tek başına bazen de diğer parti liderleriyle canlı
yayında konuşmalar yaptılar. Bu önceki cumhurbaşkanları döneminde mümkün
olmamıştı.
Böylece Orta Asya’da halkın sesini duyuran ilk kanal haline geldi, en önemlisi
hükümetin baskısından kurtularak yayın özgürlüğüne kavuştu. Denetleme Kurulu’na,
halk tarafından seçilen bilim adamları ve özgür gazetecilerden oluşan 15 kişilik
bir heyet getirildi. 3 Aralık 2010 tarihinde de bu 15 kişilik Yönetim Kurulu, kanalın
başkanını seçti. Yayın işlerine değinecek olursak; digital yayın yapılmaktadır. Çünkü
Kırgızistan, Cenevre Protokolü’nü imzaladığından analog yayınlar 2015 yılında
sona erdirilecektir. Bu tarihe kadar ülke genelindeki tüm yayınlar digital sisteme
geçirilecektir. Önümüzdeki yıl tüm Orta Asya’da digital yayıncılığa geçileceğini
düşünürsek ortak çalışma yapılması, ayrıca teknik personelin Türkiye’de eğitimden
geçirilerek tecrübelerinin artırılması çok iyi bir uygulama olacaktır.
TRT, Türk dünyasında halkın televizyonu olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle
bizim kanalımız da Orta Asya’da onun ikinci kanalı olarak gerçekleşti. Uluslararası
birtakım çalışmalarda ortak projelerimizin olması ve bunu birlikte yapmamız çok
önemli. Dünkü konuşmasında Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Sayın Atilla
Sertel, Kırgızistan’daki hükümetlerin parlamenter sisteme geçişe sıcak baktığını, bu
konuya gerekli önemi verdiğini söyledi. Buna katıldığımı belirtmek isterim. Kırgızistan,
Türkiye’den sonra parlamenter sisteme geçen ikinci ülke oldu, Türk dili konuşan ülkeler
arasında. Şu an oldukça zor dönemden geçmekteyiz, iç savaşın eşiğinden döndük. Bu
olaylar dışa nasıl yansıdı? Bu olay sadece bizim değil tüm Türk dili konuşan ülkelerin
sorunuymuş gibi algılanması lâzım.
Nisan devriminden sonra Kırgızistan’da basın özgürlüğe kavuştu. En azından bu yönde
önemli adımlar atıldı. Eskisi gibi sürekli denetim, siyasi sorunlar yüzünden kapanan
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Положение СМИ в Кыргызстане:
Проблемы и предложения по их решению
КУБАТ ОТОРБАЕВ
Уважаемый председатель, в начале моей речи я хочу
рассказать об истории вкратце нашего Первого канала.
Он транслирует почти на всей территории нашей страны.
До апреля 2010-го года этот канал был в руках власти, и
оппозиция как-то унижалась на этом канале. И поэтому
особенно в политической сфере, на выборах особенно,
информация и новости предоставлялись с односторонним
взглядом, только с одной стороны. После апрельской
революции этот канал стал каналом, который предоставлял
информацию и транслировал мысли и информацию более
объективно. И новые политики, новые правила и новые
взгляды начали использоваться на этом канале. Таким образом, он стал намного
более объективным. И как пример можно показать то, что на последних выборах все
политические партии, не различая власть и оппозицию, могли представить информацию о
себе и показать свою рекламу. И их рекламы были предоставлены на этом канале. Иногда
они также предоставляли свои речи. Раньше такого не было, это было невозможно.
Таким образом, этот канал стал каналом, который говорил от имени народа и избавился
от давления со стороны власти, стал независимым каналом. И также журналисты,
которые были выбраны со стороны народа, предоставляли свою информацию и являлись
управляющими этого канала. Если мы будем говорить о работах, трансляции первого
канала, то проводится цифровая трансляция, и мы подписали конвенцию в Женеве. Это
стало причиной того, почему только до 2015-го года можно использовать аналоговую
систему. И мы тоже уже перешли на цифровую систему трансляции. В ближайшие годы
все каналы Средней Азии перейдут на цифровое вещание. Мы хотим, чтобы они прошли
стажировку в Турции и повысили свои знания и навыки.
Канал ТРТ в тюркском мире является первичным каналом. И наш канал в Средней Азии,
мы считаем это как бы вторым нашим каналом. И наши совместные проекты очень
полезны для нас. И очень важно стараться работать в этой сфере, в этом плане. Дорогой
Атилла Бей во вчерашней своей речи сказал, что не очень благоприятно проходят такие
меры в плане парламента Киргизии. Да, я хочу это тоже подметить. У нас сейчас очень
трудный период. Гражданская война только закончилась, и эти события нам очень
навредили. Как это отразилось за пределами страны? Мы постараемся решить эти
проблемы, и постараемся решить их вместе.
После апрельской революции пресса в Киргизии стала независимой, и были предприняты
очень важные шаги. По крайней мере, сейчас нет программ или передач, или газет,
которые закрываются по политическим причинам. И нет таких людей, которых убивают
/ 167
168 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
gazeteler, programlar ya da merhum gazeteci arkadaşım Pavluk gibi öldürülenler artık
yok. Fakat çok sayıda haberci için bu geçiş dönemi zorlukları da beraberinde getirdi,
yetersiz kaldıkları görüldü. Eski alışkanlıklarından vazgeçmeyen habercilerin kendi
çıkarları doğrultusunda yayın yapmaları, halkı yanıltmaları halen sürmektedir. Bu yıl
ülkemizin güneyinde yaşanan olaylardan da anlaşılacağı gibi basın meydana gelen
olayları vermekte yetersiz kalmaktadır. Bunun yanında ülke dışından gelen haberciler
daha doğru, daha canlı yayınlar yaparak eksikliklerimizi ortaya çıkarmıştır. Bunu dünkü
konuşmasında Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu da belirtmiştir.
Ortak çalışmalarımıza değinecek olursak, TRT ve TRT Avaz ile işbirliği yapmaktayız.
Ayrıca Bişkek-Bakü-Ankara ortaklığını sağlamış durumdayız. Dünkü konuşmasında
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT’nin Azerbaycan’daki, Kırgızistan’daki veya
başka bir ülkedeki kanallarla ortak çalışma yapılmasından yana olduğunu belirtti.
Azerbaycan’dan gelen bir gazeteci arkadaşımız TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim
Şahin’e eleştirel bir soru sordu. Kültürü tanımak çok önemlidir, halkları birbirine
yakınlaştırır. Bunun yanı sıra yeni bir gelişme yolu arayan Kırgızistan için Türkiye’nin
parlamenter sisteminin nasıl olduğu, nasıl işlediği, kimler tarafından yönlendirildiğini
anlatan, ekonomi, inşaat, eğitim sistemini yansıtan programlara yer verilmesinin
gerekli olduğuna inanıyoruz. Zaman gazetesi Bişkek’te yayınlanmaktadır ancak bunu
yeterli görmüyoruz. Çünkü şu anda Kırgızistan’da birçok Rus, Çin, Özbek, Kazak kanalı
yayın yapmaktadır. Hükümet kime izin verelim kime vermeyelim diye düşünürken halk
istediğini uydudan izlemeye çoktan başlamıştır.
Buradan da anlaşılacağı gibi ülkemizdeki medyanın gelişimi dünyayı geriden takip
eder konumdadır. Ayrıca kırsal kesimdeki halkın istekleri dikkate alınmamakta, çoğu
yerde yayın yapılamamaktadır. Gazeteler çok az tirajla basılıp şehirlerin ihtiyaçları
ancak karşılanmaktadır. İnternet bağlantıları sadece büyük şehirlerde bulunmaktadır.
İnternet yayıncılığı başka ülkelerde olduğu gibi günlük haberleşmede en önemli
unsurdur. Eski yönetim döneminde bunlara da baskı uygulandı, bazılarını kapatma
girişiminde bulundu. Haber sitesi Azatlık da bir dönem kapatılmaya çalışılmıştır. Eski
cumhurbaşkanları Akayev ve Bakiyev sık sık basın özgürlüğü konusuna konuşmalarında
yer vermelerine rağmen gerçekte bu sözlerini hiç tutmamışlardır. İnternet son
dönemde hızlı bir gelişme göstermesine rağmen diğer ülkelerdeki öneme bizde sahip
olamıyor. Çünkü küçük şehirlere, köylere, kırsal bölgelere henüz ulaşamadı. Hem çok
yavaş çalışmakta hem de kullanım ücretleri çok yüksektir.
Bunun dışında ayrıca Kırgızistan’daki en önemli problemlerden biri televizyon kanallarının yayın izinlerinde adil davranılmamasıdır. Bazıları yıllarca beklerken bazıları da ikiüç gün içinde izin alabilmektedir. Sözlerime son verirken dünkü konuşmasında Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, Cengiz Aytmatov’u okuyunca iki halkın birbirine
çok yakın olduğunu anladım ifadesini kullandı. Ben de Orhan Pamuk’u okuyunca, iç
dünyamızda çok ortak yönlerin bulunduğunu anladığımı belirtmek isterim. Ayrıca Kırgızistan bugünlerde, Türkiye gibi parlamenter sisteme geçiş yönünde önemli adımlar
atmaktadır ve ileride bunun meyvesini alacaktır diye düşünüyorum. Dinlediğiniz için
teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
по этим причинам. Но многие наши журналисты затрудняются в этом периоде, потому
что раньше у них были другие привычки, такие как они изменяли новости в зависимости
от своих выгод. Такие проблемы всё ещё продолжаются на самом деле в нашей стране.
Этим летом на юге нашей страны были события, из которых понятно, что в нашей
стране средства массовой информации не транслируют информацию и новости вовремя.
И журналисты, которые приехали из других стран, более подробно и более правильно
передавали информацию, новости и, таким образом, выявили наши недостатки. И
уважаемый Ахмедоглу вчера рассказал об этом.
Если говорить о наших совместных работах, то мы сотрудничаем с ТРТ «Аваз» и с
каналом Бишкека. Мы сотрудничаем с ними, и Ибрахим Шахин, генеральный директор
ТРТ, говорил о работах, проведённых в Азербайджане. И они рассказывали о работах,
которые провели вместе. Вчера директор ТРТ Ибрахим Шахин заявил, что выступает за
сотрудничество ТРТ с каналами в Азербайджане, Кыргызстане и других странах. Был
задан вопрос со стороны нашей коллеги из Азербайджана, и было сказано о сближении
наших стран. И Кыргызстан имеет затруднения в этом плане. В плане экономики,
строительства, образования должны быть тоже определённые программы, и это пойдёт
на пользу. Кроме этого, наши общие работы, допустим, газета «Заман» также печатается
в Бишкеке, но мы видим это недостаточным, потому что на данный момент в Киргизии
очень много каналов Китая, и Россия тоже транслирует в Киргизии. Пока государство
думает о том, кому предоставить эту возможность и разрешение, а кому нет, люди уже
смотрят те каналы, которые они хотят, по спутниковому телевидению.
И как понятно из этого развития СМИ в нашей стране, мы следим за развитием в мире,
но опаздываем с этим и в очень многих местах мы не можем поддерживать эти темпы. И
нужды, которые находятся в нашей стране со стороны газет и телевидения, не до конца
восполняются, и интернет есть не во многих городах. Трансляция интернета, как и в
других странах, является очень важным аспектом в распределении новостей. Некоторые
пытались закрыть некоторые новостные интернет-сайты. Новостной сайт «Азаттык» был
закрыт на определённый период также. Акаев и Бакиев в своих речах о свободе прессы
очень часто говорили об этом, но эти слова никогда не были сдержаны с их стороны.
Интернет в Киргизии развивается. Но он в Киргизии не развит до такой степени, чтобы
был настолько важным как в других странах. Потому что в маленьких городах ещё нет
интернета даже.
Кроме этого, также в Кыргызстане одна их самых важных проблем - это то, что каналы
не распределены равномерно, в плане получения разрешения, то есть некоторые каналы
получают разрешение сразу, а некоторые ждут очень долгое время. В конце своей речи
господин Бюлент Арынч прочитал Чингиза Айтматова, и я понял, что наши народы очень
близки. И так же, когда я читаю произведения Орхана Памука, я вижу, что у нас тоже
много общего. И в эти дни в Киргизии мы пытаемся перейти на систему парламента, как
в Турции, и в будущем, я думаю, увидим плоды этого. Спасибо вам за то, что вы слушали
меня.
/ 169
170 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
KKTC’deki Medya Ortamı;
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Fevzi TANPINAR
Değerli misafirler, öncelikle bu güzel organizasyonda bizleri bir araya getiren
Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Sayın Murat Karakaya
nezdinde bütün kuruma, aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar
Merkezi Başkanı Sayın Prof. Dr. Bülent Aras’a ve tabii ki tüm kuruma teşekkür
ediyorum. KKTC heyeti adına bu teşekkürü size arz etmek isterim. KKTC vatandaşı
olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlık durumu son derece iyi ve bu da anında
müdahaleyle Anavatanın bu önemli desteği ile Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlık
durumunun iyi oluşundan ötürü de bir kez daha sizlere, Türkiye Cumhuriyetinin bütün
kurumlarına teşekkür etmek istiyorum.
Sunumumda KKTC’de medya ortamını, yaşadığımız sorunları ve çözüm önerilerini
anlatmaya çalışacağım. Tabii ki öncelikle Kıbrıs ile ilgili belki birçoğunuzun bildiği
bilgileri kısaca geçmek istiyorum. Biraz coğrafik konumundan biraz tarihinden söz
edip basın tarihimiz ve ardından içinde bulunduğumuz basın ortamı, sorunları, ortak
çözüm önerilerinin neler olacağına dair yaklaşımlarla sunumumu, değerli başkan 15
dakika içerisinde tamamlamaya çalışacağım.
Kıbrıs’ın coğrafik konumuna kısaca baktığımızda KKTC Türk dünyası haritasının en
güney ucudur. Anavatana mesafesi oldukça kısadır. Komşularına baktığımızda
Suriye’ye 100 km, Mısır’a 400 km gibi mesafelere sahip. Akdeniz’in üçüncü büyük
adası ve tabii ki ticaret yollarının, üç kıtanın ticaret yollarının birleştiği bir yer. Bu
konum stratejik önemine de bir veri teşkil etmektedir. Toplam nüfusuna baktığımızda
2006 nüfus sayımına göre 265.100’dür. Çok partili demokrasi ile yönetilmektedir.
Cumhurbaşkanını 5 yılda bir seçiyoruz. Her 5 yılda bir yapılan genel seçimlerde
50 sandalyeli Cumhuriyet Meclisi’ne üyelerimizi belirliyoruz. Türk Lirası, KKTC’nin
resmi para birimidir ki zaman zaman Türkiye’de dahi hangi para biriminin kullanıldığı
yönünde sorularla karşılaşıyoruz. Lokomotif sektörlerimiz arasında yüksek öğretim ve
turizm yer almaktadır.
Kıbrıs tarihine bakacak olursak, 1571 ve 1959 bir dilim olarak aldım, Kıbrıs, Osmanlı
Devleti tarafından fethedildikten sonra ilk Türk cemaati adaya bu tarihte yerleştirildi.
1878’e Ruslar karşısındaki yenilginin ardından Ada, Büyük Britanya İmparatorluğu’na
kiralandı ki 1878 Kıbrıslı Türkler açısından son derece üzüntü verici ve kritik bir tarihti.
Birinci Dünya Savaşı ile birlikte 1914’te İngiltere tamamen Ada’ya el koymaktadır. 1931
Rumların ENOSİS idealini başlattığı tarih ve bu tarihten sonra da ana huzursuzlukların
ve sıkıntıların baş göstermeye başladığını görmekteyiz. 1944’te liderimiz Dr. Fazıl
Küçük’ün, Kıbrıs Milli Halk Partisi’ni kurmasıyla siyasi örgütlenmenin başlama
ihtiyacının hâsıl olduğunu görüyoruz. 1955 yılında Yunan terör örgütü EOKA’nın 1
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
Положение СМИ в ТРСК:
Проблемы и предложения по их решению
ФЕВЗИ ТАНПЫНАР
Уважаемые гости, в первую очередь, хотелось бы
поблагодарить Управление по печати, издательству и
информации и его председателя Мурата Каракая за то, что он
помог в организации данного мероприятия. Также хотелось
бы поблагодарить Центр при Министерстве иностранных
дел по стратегическим исследованиям. Бюлента Араса
хотелось бы поблагодарить, поблагодарить Министерство
иностранных дел. Спасибо. Кроме этого, я как гражданин
Северного Кипра хотел бы отметить, что здоровье нашего
президента сейчас очень хорошее. И я хотел бы ещё раз
поблагодарить вас и все ведомства Турецкой Республики за то, что со здоровьём нашего
президента всё в порядке благодаря той поддержке, которая оказывается нашей родинойматерью - Турцией. Я хотел бы поблагодарить Турцию за оказываемую поддержку.
А теперь я расскажу об атмосфере в средствах массовой информации нашей страны. С
вашего разрешения я во время своей презентации хотел бы коротко рассказать в целом о
стране, об истории, о географии страны, а после этого - об истории СМИ, после чего уже
перейти к атмосфере в средствах массовой информации. А уже потом - о предложениях
по решению существующих проблем. Я постараюсь закончить всё это в течение 15-ти
минут, уважаемый председатель.
Географическое положение Северного Кипра: 64 километра - расстояние до Турции, 100
километров - до Сирии, 420 километров - до Египта. Это третий по величине остров в
Средиземном Море. Это точка, где пересекаются торговые пути трёх континентов. Общая
площадь острова - 9 тысяч 282 квадратных километра, а площадь Северного Кипра - 3
тысячи 355 квадратных километра. Его местоположение, естественно, уже указывает
на его стратегическое значение. Если говорить об общей численности населения, то,
согласно переписи от 2006-го года, его население составляет 265 тысяч 100 человек.
Управляется по многопартийной системе, президент выбирается на 5 лет. Количество
мест в парламенте составляет 50. Денежная единица Северного Кипра - турецкая лира. Я
посчитал, что эти данные предоставить нужно. Локомотивом экономики является туризм.
История Кипра: я рассмотрю период с 1571 по 1959 годы. Кипр был завоёван Османской
империей, и впервые турки начали переселяться туда. В 1878-м году, после того, как
Турция проиграла войну России, остров был арендован Британией. В 1914-м году Англия
полностью захватила остров. В 1931-м году греческие киприоты начали ЭНОСИС.
/ 171
172 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
Nisan’da Ada’da faaliyete geçtiğini ve şiddete başvurduğunu görüyoruz. Ve 1959’da
bu şiddet olayları, bu sıkıntıların baş göstermesi neticesinde de bir yerde zoraki bir
anlaşmaya dönük çalışmaların başladığını yine görmekteyiz. Barış anlaşmaları bu
tarihte onaylanıyor, Mayıs ayında Yunanistan Başbakanı Türkiye’ye resmi ziyarette
bulunuyor ve bir barış rüzgârı esiyor. 1960 yılına baktığımızda da Kıbrıs Anayasası
imzalanıyor, simgesel Türk ve Yunan birlikleri yerleştiriliyor, Makarios Cumhurbaşkanı,
Fazıl Küçük de Yardımcısı oluyor. Ancak bu ortak cumhuriyet maalesef çok kısa ömürlü
oluyor ve 1963 yılında, tam 47 yıl önce, 21 Aralık’ta Noel Katliamı EOKA tarafından
gerçekleştiriliyor. Türk cemaatine karşı etnik temizleme ve Ada’dan kaçırma politikası
doruğa çıkıyor. 1963 ile 1974 yılları arasında da ciddi bir soykırım operasyonu ile karşı
karşıya kaldığımızı ifade etmekte fayda var. 1967 yılında Yunanistan’da ordu yönetime
el koyuyor ve 1974’e kadar iktidarda kalıyor. Türkler Kıbrıs’ta bu dönemde iyiden iyiye
gettolarda sıkıştırılmayı başlanıyor. 1963 ile 1974 yılları arasında 502 Kıbrıs Türk’ü
hayatını kaybediyor ve bu sıkışmışlık içerisinde ciddi bir soykırıma maruz kalıyor.
15 Temmuz 1974 tarihi Kıbrıs açısından önemli. Yunanlı subayların yönettiği Ulusal
Muhafız Örgütü, Cumhurbaşkanı Makarios’u deviriyor, EOKA Nikos Samson’u
Cumhurbaşkanı ilan ediyor. EOKA A ve EOKA B arasındaki çatışma ciddi anlamda
bir iç savaşa dönüşüyor, Rumlar kendi aralarında bir iç savaş yaşıyor. Ve bu iç savaş
Kıbrıslı Türklere de yönelince 20 Temmuz’da, Türk çıkarma gemileri denize açılıyor ve
denizden çıkarak kara ve havadan bindirmelerle birlikte Girne Bölgesi kontrol altına
alınıyor. 16 Ağustos’ta görüşmeler başlıyor ve neticede Türklerin katliamı devam
ediyor. Bunun üzerine Türk Ordusu Ada’nın yüzde 37’sini kontrol altına alacak kadar
ilerledikten sonra ikinci harekâtını da bu tarihte tamamlıyor. 1975’te Kıbrıs Türk Federe
Devleti, 15 Kasım’da cumhuriyet kuruluyor. Sonuç itibariyle bir sürü görüşmeler
yapılıyor, 6 BM Genel Sekreteri değişiyor ve bugün için elimizde olan resimlerden bir
kaçı bunlar, bunun ötesine henüz geçilmiyor.
Basın tarihine bakacak olursak, 1899 tarihinde Saadet gazetesi ilk Türkçe gazete
olarak yayın hayatına başlıyor. Bu nedenle 121 yıllık bir geçmişe sahiptir diyebiliriz.
Bu uzun yıllar içerisinde basınımız Osmanlı ve İngiliz yönetimlerinden geçerek Kıbrıs
Cumhuriyeti ve günümüze ulaşmıştır. Bütün bu yıllar içerisinde basınımız ve basınımıza
düşünsel emek verenlerimiz zaman zaman çok zor ve sıkıntılı dönemler yaşasalar
da halen devam etmekte olan var oluş mücadelesinde önemli bir yere sahiptirler.
Basının Kıbrıs Türk mücadele tarihindeki öneminin bir yansıması olarak da o dönemki
liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün mücadele yılları içerisinde basına verdiği önemden dolayı,
bugün halâ yaşamını sürdüren Halkın Sesi gazetesinin kuruculuğunu ve sahipliğini
üstlenmiştir. İkinci önemli kuruluşumuz, bugün tüm teknik imkânlarıyla yayınını
sürdürmektedir. Bayrak Radyo-Televizyon Kurumu BRT tam 47 yıl önce kurulmuştur,
Rumların o dönem saldırılar sonrası. Bayrak radyosu 25 Aralık 1963 tarihinde kanlı
noelin ardından Kıbrıs Türkünün sesini dünyaya duyurmaya başlamıştır. O dönemde
gerçekten milli mücadelede birçok yaşamın da muhafazasına katkı sağlamıştır. BRT
misyonunu bugün de sürdürmektedir.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
В 1944-м году была основана Национальная турецкая партия Кипра. В 1955-м году
греческая террористическая организация ЭОКА с 1-го апреля 1955-го года начала свои
действия. И в 1959-м году было подписано вынужденное соглашение, в соответствии
с которым начали решать ситуацию по улучшению и созданию мирной обстановки
на острове. Веяния мира начались. В 1960-м году Макариос был выбран президентом
Кипра, совместно жили турки-киприоты и греки. Фазыл Кючук стал вице-президентом.
В 1963-м году 21-го декабря произошли так называемые “рождественские убийства”.
ЭОКА провела зачистки. Стоит также сказать, что в период с 1963-го по 1974-й годы мы
подверглись серьёзным актам геноцида. В 1967-м году армия в Греции захватила власть,
в 1974-м году оставалась у власти. И в это время турки на Кипре начали переселяться,
зажиматься в гетто. И в период 1963-1974 годов 502 турка-киприота, к сожалению,
погибают.
15-го июля 1974-го года Национальная охранная организация, которой руководили
греческие офицеры, провела операцию. Макариос был свергнут, и назначен Никос
Сампсон президентом. После этого началась гражданская война между самими греками,
в частности, между организациями ЭОКА А и ЭОКА Б. Как вы знаете, 19-го июля 1974го года, вечером в этот день, началась операция, которая была проведена турецкой
армией, и 16-го августа 1974-го года в Женеве начались мирные переговоры. И после
этого греческая сторона никак не хотела соглашаться с выдвигаемыми требованиями. И
37% территории Кипра перешло под контроль Турции. В 1975-м году было образовано
Турецкое Федеральное Государство Кипра, а 15-го ноября - Республика. Сейчас вот
несколько фотографий, которые бы хотелось показать, связанных с историей.
Теперь перейдем к истории турецкой прессы Кипра. В 1889-м году газета “Саадет”
впервые начала печататься на турецком языке. То есть история турецкой прессы на Кипре
составляет 121 год. После этого, таким образом, развивалась постепенно пресса. Конечно,
время от времени, были очень сложные периоды. Продолжалась борьба просто за
выживание. Но всё-таки, можно сказать, что успешно. Во время борьбы кипрских турков
огромную роль сыграла турецкая пресса. И можно сказать, что благодаря тому вниманию,
которое уделялось прессе, которое уделялось Фазылом Кючуком, пресса развивалась всё
больше и больше. На данный момент кипрская пресса работает полностью в соответствии
с современными технологиями. Называется радиотелевизионная организация “Байрак”
(“Знамя”). “Байрак Радио” начало вещать 25-го декабря 1963-го года, для того чтобы
после тех кровавых событий, которые произошли в этот год, чтобы все о них знали. И,
конечно же, это внесло свой вклад в сохранение турков-киприотов.
Следующая наша важная организация - это “Турецкое агентство Кипр” (ТАК). Это
агентство было основано 21-го декабря 1973-го года. Первый бюллетень был опубликован
в тот день. В то время, конечно, печаталось на печатной машинке. Началось всё с
нескольких новостей. Сейчас количество новостей, которые в день выпускаются, - около
/ 173
174 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
Türk Ajansı Kıbrıs (TAK), Genel Müdürü Perihan Hanım da aramızda, 21 Aralık 1973
tarihinde faaliyete geçmiştir. Ajans, günlük ortalama 80 haber yayınlıyor. Önceleri
sadece Kıbrıs Türk basınına hizmet veriyordu. Bugün başta Türkiye medyası olmak
üzere Reuters, IRNA gibi uluslararası haber ajanslarına abonedir ve haber servisini
yapmaktadır. AA, İhlâs, Azeri Pres Ajansı ile işbirliği protokolleri çerçevesinde de
hizmet alışverişi içerisindedir.
KKTC’de devlet televizyonu olarak iki kanala sahibiz, her ikisi de uydu yayını yapmaktadır.
Özel 14 kanal var ki bunların önemli bir kısmı yine uydu üzerinden yayınlarını dünyanın
her tarafına aktarabilmekteler. Üniversite televizyonları mevcuttur. Bu 4 kanal iletişim
fakültelerindeki öğrencilerimize reel sektör ortamı yaratmaktadır. Dolayısıyla bir hayli
fazla televizyon kanalı olduğu görülmektedir. Radyo kanallarımız 10 devlet kanalı
mevcut. Özel 21 kanal, üniversite radyo kanalı sayı da 6. Yeni medyayı da kullanmaya
başladık. Belli başlı gazetelerimizin internet ortamında habercilik yapmaktadır. Ayrıca
sadece haber siteleri olarak faaliyette olan kuruluşlarımız mevcut. Aynı zamanda sms
ortamında da habercilik bir hayli kullanılmaya başlanmıştır. 13 adet günlük gazete var,
Kıbrıs gazetesi tiraj bakımından 10 bin gibi bir rakamla birinci sırada, Havadis ve Yeni
Düzen gazeteleri 3 bin dolayında ikinci ve üçüncü sırayı paylaşıyor. Günlük ortalama
25 bin civarında bir tiraj var, bu dalgalanma gösterebiliyor. Hiç de azımsanmayacak bir
rakam, nüfusu öngördüğümüzde.
Türkiye gazeteleri de günlük olarak satışa sunulmaktadır. Bunların tirajlarının genel
toplamı 15 bin, Hürriyet gazetesi 3.500, Sabah gazetesi 2.500. Dergi satışları,
Türkiye’den gelen dergiler gibi bir tablo önümüzde. Bu nedenle Kıbrıs’ta dergiciliğin
hayatta duramadığını görmekteyiz. Aylık olarak 9 bin gibi bir tiraja sahipler, Türkiye’den
gelen dergiler. Basın örgütlerimiz; Basın-Sen etkili bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, KKTC Dış Basın Birliği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti,
Basın Konseyi, Haber Kameramanları Derneği, Kıbrıs Türk Spor Gazetecileri Derneği
bir hayli aktif ve örgütlü bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. KKTC’deki basın
kartı uygulaması son derece önemli bir ayrıntı. Yeni yasayla 2007 yılından bu yana,
Basın Kartı Komisyonu oluşturarak basın-yayın ve gazetecilik alanında faaliyet yürüten
birlikler ve dernek temsilcileri olarak bir çatı altında toplandık. En az düzenli olarak 5
yıl faaliyetlerini sürdüren dernek ve birliklerin en az 5 yıldır sarı basın kartı olan birer
temsilcisinden ve 2 yıl görev yapmak üzere oy birliği ile seçilen sürekli basın kartı
sahibi bir gazeteciden oluşuyor. Tamamen sivil bir yapılanmayla oluşmuş bir Basın
Kartı Komisyonu ve düzenli olarak her 6 ayda bir toplanarak basın kartı uygulamasını
masaya yatırmaktadır. Sosyal haklar ve özlük konuları başta olmak üzere gerçekten
gazetecilik mesleğinden hayatını idame ettirenlere basın kartı verilmesi konusunda
bir yapı oluşturuldu. Yayın Yüksek Kurulu diye bir kurulumuz var ki televizyon ve radyo
kanallarının bütün denetim ve düzenlenmesiyle ilgilenmektedir.
Türk medyasının KKTC medyasına etkisine bakacak olursak ki sorunlarımız arasında
bu önemli bir konu aslında hem avantaj hem de dezavantaj. Günlük gazete satışlarında
Türkiye gazeteleri 1-1.5 TL’den satılmakta ki biliyorsunuz Türkiye’de bu gazetelerin
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
80-ти. В первую очередь, это агентство работает с турецкими пресс-организациями,
с агентствами “Рейтер”, “Ирна” и прочими международными организациями.
Обменивается информацией со всеми этими новостными организациями.
Сейчас как государственное телевидение у нас имеется 2 канала. Если посмотреть на
частные телевизионные каналы, то мы видим 14 телевизионных каналов. Многие из них
работают по спутнику и, таким образом, вещают на весь мир. Также есть 4 канала, которые
принадлежат университетам. Это с одной стороны является возможностью для изучения
своей профессии студентами факультетов журналистики наших университетов. Есть 10
государственных радиоканалов. Мы видим, что есть ещё 21 частный канал. И опять-таки
6 каналов - это каналы университетов. Что касается нашей интернет-медиа, то мы начали
уже использовать различные новые технологии для этого. И мы используем и СМС в
мобильной интернет-телефонии. Все эти технологии мы уже используем. Ежедневно у
нас печатается 13 газет. На первом месте находится газета “Кыбрыс” (“Кипр”) - 10 тысяч
экземпляров день. После этого “Хавадис”, “Ени Дюзен”. Они поменьше, и в целом общий
тираж газет составляет порядка 25 тысяч экземпляров. В соответствии с количеством
населения мы видим, что достаточно нормально печатается.
Конечно, кроме этого, на Кипре продаются и газеты из Турции. Это, например, газеты
“Хюрриет”, “Сабах”. Они соответственно продаются в количестве 3 тысячи 200 и 2
тысячи 200 экземпляров день. Кроме этого, мы видим здесь журналы, которые к нам
поступают из Турции. На Кипре журналы особо не могут стоять на собственных ногах.
Очень мало их. Если посмотреть на наши организации средств массовой информации,
есть профсоюз, который называется “Басын-Сен”. Есть Союз турецких журналистов
Кипра. Есть Союз внешней прессы Кипра. Есть Организация журналистов, Совет
журналистов, общество тех, кто снимает материалы, спортивных писателей. И таким
образом, мы в последнее время проработали достаточно много вариантов. Если мы
посмотрим на карточки прессы, то мы видим, что с 2007-го года, когда был принят новый
закон, список различных организаций, который я чуть раньше показал вам, они создали
Комиссию по раздаче карточек прессы. В этой комиссии участвуют представители
различных организаций журналистов. И для того чтобы участвовать в этом союзе, как
минимум 5 лет нужно проработать, иметь жёлтую карточку журналиста, и как минимум
за него должны были проголосовать те, кто предоставляет делегатов. После этого, что
касается социальных прав, личных прав журналистов, то мы можем сказать, что очень
важным вопросом является предоставление карточки прессы для журналистов. Кроме
этого, есть ещё Высший совет по печати, по вещанию.
Давайте посмотрим, какое влияние на турецкую медиа оказывают средства массовой
информации Турции. Турецкие газеты продаются за одну-полторы лиры. А в Турции,
например, стоимость этих газет составляет порядка 30 курушей - 50 курушей. То есть это в
2-3 раза дороже. А кипрские газеты цену повысили для того, чтобы облегчить ситуацию с
/ 175
176 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
satış fiyatları 330-350 kuruş civarında. Kıbrıs’a geldiği zaman bir hayli pahalı olmaktadır.
Bu Tabii ki Kıbrıs’taki gazetelerin satışını engelleme gibi bir ayarlama ile bu rakamlar
ortaya çıkmış, bizim gazetelerimiz de 2 TL’den satılmaktadır. Türkiye televizyonlarının
her ortamda izlenebiliyor olması elbette tercihleri de yönlendiriyor. Çünkü bütün
izleyiciler hem bütün Kıbrıs kanallarını izleyebildiği gibi Türkiye’deki kanalları da
rahatlıkla takip edebilmektedir. KKTC’deki her 100 televizyon izleyicisinden 80’i
Türk kanallarını tercih etmekte, her 20 izleyici de KKTC’deki kanalları. Yüzde 20’lik
bölümde ağırlıklı olarak haber bültenlerinin izlendiğini söyleyebiliriz. Türkiye’deki
haber bültenlerinin yayınlandığı saatlerde televizyon izlemelerinde ne kadar etkili
olduğu şeklinde sorduğumuzda böylesi bir rakam ortaya çıkıyor. Yüzde 90’a yakını
çok etkili veya kısmen etkili cevabını vermektedir. Peki KKTC’deki haber bültenlerinin
yayınlandığı saatler televizyon izlemede ne kadar etkili diye sorduğumuzda yüzde 90’a
yakın bir rakam ortaya çıkmaktadır. Ki haber gibi bizi çok yakından ilgilendiren bir
durumda bile Türkiye’de ne olup bittiğini daha fazla merak edenlerin sayısının da yine
yarı yarıya olduğunu, haberle ilgilenen kesim olarak görmekteyiz.
Reklâm, KKTC-Türkiye etkileşiminde neler olduğunu düşündüğümüzde, verilen reklâm
ile tüketilen ürün arasında orantısız ilişki bir sıkıntı yaratmaktadır. KKTC’de tüketilen
çoğu Türkiye’den ithal ürünlerin Türk medyası aracılığıyla tanıtımı söz konusudur. Yani
bir firma bugün Sabah gazetesine bir ilan veriyorsa Kıbrıs gazetesine verme ihtiyacı
duymuyor. Nasıl olsa Kıbrıslı hem Sabah gazetesi alıyor hem TRT’yi de izliyor hem diğer
özel kanalları da izliyor. Dolayısıyla reklam pastasının küçük oluşu, büyüyememesi,
medyanın yatay ve dikey büyümesine maalesef ciddi bir engel. Medya çalışanlarının
ücretlerinin yetersizliği ve yeterli kadroların çalışamaması, altyapı eksikliği gibi
sorunları ortaya çıkarıyor. Üniversitelerin bu sıkıntılı durumda personel eksikliğini
öğrencilerle gidermeye dönük bir ortam yaratması da maalesef kurumsallaşmaya
engel. Çünkü geçici bir çözüm yaratıyor üniversitelerimize stajyer olarak giriyor işi
öğreniyor sonra kendi ülkesine tekrar döndüğünde yeniden bir değişim süreciyle karşı
karşıya kalınıyor.
Kıbrıs Türk basını tarihsel süreç içerisinde üzerine düşeni yapmıştır ve bugün de
yapmaktadır, mücadele devam etmektedir çünkü. Kıbrıs Türk basınının, Kıbrıs halkının
çıkarları doğrultusunda yayın yapmaya devam edeceğinden zaten hiç kimsenin
kuşkusu yoktur. Kıbrıs Türk basınının sorunları uzun yıllardan beri devam etmektedir
ve aslında toplumun tüm kesimlerinin yaşadıklarından farklı değildir. Sorunların en
büyüğü Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğüdür. Türk tarafı olarak hem KKTC hem de
Türkiye üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirmektedir. Karşı tarafın rahatlığı mevcut
durumun tüm yükünün Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’nin üzerine yüklemesindedir.
Bu noktada yapılması gereken önemli bir ayrıntı, Türkçe konuşan ülkelerdeki Türk
medyasının tek bir ses ve tek bir yürekle Kıbrıs konusunu sıcak tutarak kamuoyuna
Kıbrıs’taki haklılığımızı duyurmak ve dünya üzerinde etki yaratmaktır. Bu sadece Kıbrıs
için geçerli değil hepimizin ayrı ayrı sorunları için geçerli. Ortak kamuoyu yaratmakta
aslında bu birlikteliğe şiddetle ihtiyaç duymaktayız. Ortak kamuoyu yaratabilmek
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
продажей кипрских газет. Кипрские газеты стоят 2 лиры. Турецкие телевизионные каналы
могут спокойно вещать и работают. В целом, если посмотреть на ситуацию, то из 100
зрителей 80% смотрят турецкие телевизионные каналы, а 20% смотрят каналы кипрского
телевидения. То есть среди этих 20% в основном новостные каналы, новостные передачи.
Если посмотреть на часы, когда большего всего смотрят телевизор по турецким каналам,
вот мы видим такую картину, такой график. Больше половины говорит, что влияние
очень большое. А во время программ, которые рассказывают о новостях на Кипре, что
мы видим? В целом около 99% довольны. Для тех, кто интересуется вопросами новостей,
то мы видим, что половина смотрит турецкие, половина смотрит кипрские новостные
передачи.
Если посмотреть по рекламной информации, то есть это количество затрачиваемых
денег на рекламу, и получаем результат. Мы видим, что очень такое непропорциональное
соотношение получается. Очень многие кипрские программы, кипрские фирмы подают
рекламу в национальные турецкие средства массовой информации. Соответственно
в местные газеты эта информация, эта реклама не подается. И уменьшается пирог,
уменьшается рынок для кипрских газет. И что мы получаем? Из-за вот этих проблем, изза проблем с получением финансирования, из-за низких зарплат многие университеты,
к сожалению, вынуждены работать со студентами, использовать их в качестве стажёров.
Значит, если посмотреть на проблему Кипра и средств массовой информации, то
мы можем сказать, что кипрская турецкая пресса выполнила историческую миссию,
возложенную во время совей истории. И я думаю, что никто и не сомневается в том,
что турецкая кипрская пресса выполнила свои работы. Кроме этого, есть ещё проблемы,
которые связаны с отсутствием решения вопроса по решению проблем между Северным
и Южным Кипром. Турецкая сторона выполняет работы, выполняет взятые на себя
обязательства более, чем запланировано, а вот южная часть Кипра, к сожалению, не
выполняет возложенные на себя обязательства. И надеемся, что все тюркоязычные
страны, все журналисты, живущие в этих странах, расскажут о Кипре, о проблемах,
которые существуют на Кипре. И это, таким образом, будет способствовать созданию
общественного мнения по вопросу Кипра. Таким образом, мы лучше друг друга
узнаем. К сожалению, мы очень мало работаем над тем, чтобы друг с другом поближе
познакомиться. Когда я это говорю, я как бы делаю укол не только всем остальным, но и
в первую очередь, себе самому. Нам необходимо провести работы так, чтобы улучшались
наши отношения.
Что мы хотим, какие общие цели у нас есть? Это развитие союза средств массовой
информации тюркского мира, поддержка развития общего алфавита, создание словаря,
который бы сравнивал отличия между диалектами тюркских языков, обсуждение
общей политики, направленной на улучшение тюркского мира. Это, конечно, не только
связано с улучшением отношений между странами. Это обмен нашей информации. Это
/ 177
178 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 1
birbirimizi fark etmekle ve de iyi tanımakla mümkündür. Bizler maalesef birbirimizi
tanımakta ağır davranıyor ve bu nedenle de ortak bir hedef belirleyemiyoruz. Bunu
söylerken çuvaldızı kendimize de batırıyoruz. Bu “ben” yaklaşımından kurtulmamız,
“biz” demeyi alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor.
Ortak hedefler: Türk Dünyası Basın Birliği’ni oluşturabilmeliyiz. Ortak alfabenin
geliştirilmesini desteklemeliyiz, bu oldukça önemli iletişimde. Türk lehçelerinin
karşılaştırmalı sözlüklerinin bir an önce hazırlanmasını bitirmeliyiz. Ortak Türk tarihi
kitabı ve müfredatı oluşturmalıyız. Ortak Türk Tarihi Enstitüsü’nü kurmalıyız. İpek
Yolu’nun gerçek anlamda yeniden canlanması sağlanmalı, az önce Sayın Başkan
da ifade etti, bu sadece halkların bir araya gelme meselesi değildir. Başka alanlar
yaratacak, ülkeler arasındaki çok taraflı ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Ulaşım, haberleşme projeleri, ticari ilişkiler, ortak kültür mirası gibi, eğitim işbirlikleri
değişim programları, lise, üniversiteler arasında bunlar yapılmalıdır. Ülkeler ve bölgeler
arasındaki muhtelif uluslararası sorunlar hakkında fikir alışverişinde bulunmak gibi bir
sürü ortak hedefin belirlenip bir an önce faaliyete geçirilmesi gerekiyor.
Kıbrıs Türk halkı var oluş savaşımını 7 altın öğesi sayesinde kazanmıştır. Bir tanesi
Kıbrıs Türk kimliğidir. İkincisi Türk halkı ve devletinin desteğidir, yani anavatan
Türkiye’nin desteğinden söz ediyorum. Anavatana bağlılık ve geleceğinin anavatan
bünyesinde olabileceği bilincidir, bizim için geçerli olandır. Ulusal kimlik, benlik,
kültür bilincinden ödün vermemedir. Tehlike durumlarında direnme, savunma refleksi
gösterebilmektir. Örgütlenme becerisiyle örgütlülüğü disiplin altına alabilmek ve
süreklilik kazandırabilmektir. Kıbrıs Türk kimliği konusunda Türk halkı ile desteğinin
erozyona uğratılması konusunda, anavatana bağlılığımızı bir şekilde erozyona
uğratmak konusunda ciddi müdahalelerin olduğunu görmekteyiz. Çünkü bunların
arasından birkaçını çektiğinizde bütün yapı ciddi anlamda çöküyor. Son olarak Atatürk
devrim ve ilkelerine inançla ve bilinçli olarak her zaman sahip çıkmasını bilmiş bir
halkız, bunu 1974’ten sonra değil bunu Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana yapmaktadır.
Kurtuluş Savaşı’na büyük destek veren insanlarız. Kurtuluş Savaşı’nda parmağındaki
yüzükler dâhil her şeyini Türkiye’ye göndermiş bir halkız. 1974’ten sonra bizler,
yeni nesil, o dönemki nesil olarak altınla tanıştık. Çünkü 74 öncesi bütün altınımız
o dönemde önemli bir kısmı Kurtuluş Savaşı’nda, önemli bir kısmı da gettolarda
yaşadığımız dönemdeki sıkıntılarda zaten ortadan kaybolmuştur. Bir İranlı şairin sözü
var çok severim, “Tanrı bir topluma yardım etmek için elinden tutmak isterse onun
başına Mustafa Kemal paşa gibi bir önder getirir” sözü, onun gibi bir lider dünyaya
bir daha gelemeyeceğinden ayağa kalkmak isteyen toplumlar onun ilkelerini kılavuz
edinmelidir. Türk dünyası çok büyük bir coğrafyaya dağılmış durumda, bunun
kıymetini bilmek zorundayız. Bunun kıymetini bilen bizim dışımızdakiler birlikteliği
geciktirmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar, bunu asla göz ardı etmeyelim.
Dolayısıyla Türkçe konuşan ülkeler, yani dünyanın en güçlü topluluğu olması gereken
Türk dünyası Atatürk ilke ve inkılaplarıyla birlikte birliğini, dirliğini ve kudretini doruğa
çıkaracaktır. Çok teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 1
приведёт к улучшению коммерческих отношений, культурных отношений, улучшению
сотрудничества в образовании. Это приведёт к различным обсуждениям по решению
общих вопросов. И, таким образом, всё это нам нужно обсудить.
Турецкий кипрский народ начал борьбу за своё выживание. Есть 7 золотых правил.
Первое - это идентификация себя как кипрского турка. Второе - это поддержка Турции
и турецкого народа. Это связь с Турцией и доверие и понятие, восприятие доверия к
Турции. Кроме этого, понимание общей культуры, сознание этого. Кроме этого, в случае
возникновения проблем, это проявлять себя как… противиться оказанию давления на
себя. И мы видим, что реально на нас оказывается большое давление. Для того чтобы
мы смогли остаться, твёрдо стоять на своих ногах, мы должны 7 этих правил выполнять.
Кроме этого, мы должны в обязательном порядке использовать и применять правила,
положения, которые были разработаны Мустафой Кемалем Ататюрком. Тем более,
что это мы оказали огромную помощь, мы всем жертвовали, вплоть до обручального
кольца, для того чтобы оказать помощь Турции во время Освободительной войны
против интервенции. И до 74-го года, например, мы не знали, что такое золото. Мы в
74-м году только познакомились с золотом, можно сказать, заново. Из-за того, что мы
жили как бы в гетто, мы золота этого и не видели. Я очень люблю выражение одного
иранского поэта. “Если Всевышний пожелает поддержать какую-то страну, то он сделает
лидером такого человека, как Мустафа Кемаль Паша”. Так как нет таких людей, повторно
Мустафа Кемаль Ататюрк не придёт в этот мир, то соответственно нужно выполнять те
принципы, которые были им разработаны. Сейчас мы должны знать, все должны знать его
принципы. И я думаю, что мы не должны об этом забывать во всех тех странах тюркского
мира. Соответственно тюркский мир должен стать самыми сильными странами, самым
сильным регионом во всём мире, и необходимо выполнять те наставления, которые в
своё время сказал Ататюрк. Благодарю вас за внимание, спасибо!
/ 179
Bölüm 2
ЧАСТЬ 2
OTURUM BAŞKANI / ПРЕДСЕДАТЕЛЬ ЗАСЕДАНИЯ
PROF. DR. TÜRKAN UĞUR DAİ / Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi
ПРОФ. Д-Р ТЮРКАН УГУР ДАИ / Факультет массовых коммуникаций Университета Мармара
KATILIMCILAR / УЧАСТНИКИ
ERGUN BABAHAN / Star Gazetesi
ЭРГЮН БАБАХАН / Газета «Стар»
EFLATUN AMAŞOV / Matbuat Şurası ve Basın Konseyi Başkanı - Azerbaycan
АФЛАТУН АМАШОВ / Председатель Совета по прессе - Азербайжан
NURCAN MUHAMMEDJANOVA / TV 31. Kanal Genel Müdürü - Kazakistan
НУРДЖАН МУХАММЕДЖАНОВА / Генеральный директор «31-го канала» - Казакистан
182 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
Türkiye’de Medya Ortamı:
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Ergun BABAHAN
Türkiye’de bugün medyanın bir bocalama, geleceğini arama, ayakları üstünde durma
döneminden geçtiğine tanıklık ediyoruz. Özellikle yazılı medyada çok ciddi sıkıntıların
yaşandığını, tirajların yapay yollarla pompalanmaya çalışıldığını, hiçbir rakamın aslında
güvenilir olmadığını yani kamuya güvenilir bilgi vermekle yükümlü gazetelerin tirajları
konusunda çok ciddi sıkıntıların olduğu bir dönemden geçiyoruz. Ama bunun yanı sıra
medyanın çeşitlendiği, zenginleştiği, güçlendiği bir ortam da var. Özellikle bu tablet
bilgisayarların ortaya çıkışı gazeteciliğe yepyeni bir boyut kazandırdı. Türkiye’de de
medya son dönemlerdeki hızlı uyum kabiliyeti sayesinde bu alanda hazırlıklar yaptı ve
ciddi adımlar attı. Mesela Haber Türk Gazetesi kısa bir süre içinde iPad’de çok başarılı
bir uygulama yaptı ama kâğıt gazete satışını etkilediği için durdurmak zorunda kaldı.
Diğer gazeteler de bu tip hazırlıklar içerisinde. Zaman ve Hürriyet gazetesinin çok
ciddi hazırlığı var. Yakın bir gelecekte öyle görülüyor ki gazeteleri yine gazete boyutu
ve dizaynında ama ağırlıklı tablet gazeteler olarak okuyacağımız bir döneme gireceğiz.
Aynı şekilde TV yayıncılığında herhalde dünyanın pek az ülkesinde görülebilecek
canlılık var. Son dönem Güneydoğu’da Kürtçe yayın yapan televizyonlar hızla kuruluyor.
Türkiye’nin şu an buradaki en büyük sorunu gerek Türkçe gerekse Kürtçe’de yayın
yapan bu kuruluşlarına iyi yetişmiş, diline iyi hâkim, konusunun uzmanı elemanlar
bulabilmektir.
Türkiye’de medyada ciddi işsizlik sorunu var ama çok ciddi nitelikli eleman bulma
sıkıntısı da var. Medya, Boğaziçi, Ortadoğu, Bilkent gibi kaliteli okullardan mezun
gençlere sağlam bir gelecek, kariyer planı sunamadığı için benzer veya daha zor
koşullarda bir bankada ya da bir mali kuruluşta çalışmayı tercih eden gençler medyaya
girmeye pek yatkın olmuyorlar. İtiraf etmek gerekir ki, bu da gazetecilikte standardı
en çok sıkıntıya sokan, zorlayan konulardan biri. Türkiye’de diğer bir sorun medya
sahipliğinin tamamen ticaret sanayinin eline geçmiş olması. Bugün Türkiye’de
hemen hemen sadece gazetecilik işi ile geçinen tek bir patron kalmamış durumda.
Bu patronların, gazete sahiplerinin devletle çok yakın ekonomik ilişkiler içerisinde
olmaları onların gazetelerinin ve gazeteciliklerinin elbette kalitelerine yansıyor. İşte
Ankara’yı kızdırmamak, çeşitli işi olan Bakanlıklarla iyi geçinmek kaygısı habercilik
kaygısının maalesef önünde yer alabiliyor. Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu en
büyük sıkıntılardan biri budur. Yakın geçmişte 90’lı yıllardan 2000’in başlarına kadar
Türkiye’nin asıl sıkıntısı medyanın hükümetlerden çok daha güçlü olması, hükümet
kurup hükümet devirecek gücü kendinde bulması, bakanları değiştirecek iktidara sahip
olmasıydı. Karşılığında da medya gücünü kullanarak, medya dışı işlerde zenginleşme,
çok uygun koşullarda banka, benzin işletmeleri alma gibi sonuçları gördük. Bununla
birlikte, her olayın karşılığında olduğu gibi bir tepki gelişti ve bugün itibarıyla medya
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Медиа-среда в Турции:
Проблемы и предложения по их решению
ЭРГЮН БАБАХАН
В Турции сегодня СМИ находятся в периоде, когда они
ищут своё будущее, пытается стать на свои ноги и особенно
письменные СМИ находятся в очень проблематичном
положении. И тиражи стараются быть повышены какими-то
искусственными способами, и общество не информируется
правильно. И если информируется правильно, то эти
газеты не имеют достаточного тиража. Но кроме этого,
СМИ разнообразится и в то же время усиляется. Есть такая
атмосфера тоже. Особенно эти портативные компьютеры
способствуют переходу на новый уровень в плане
средств массовой информации. И в этой сфере провелись
определённые подготовки. И допустим, некоторые газеты использовали Ай-Пэд для
публикации своей газеты, но это повлияло на бумажные печатные газеты. И поэтому этот
проект остановился сейчас. Но в будущем мы думаем, что более будут предпочитаться
портативные компьютеры в плане газет. И в очень малом количестве стран есть такое
оживление, как в Турции. И специальные местные телевидения основываются в Турции
с большой скоростью. И в данный момент в Турции самой большой проблемой является
то, что есть организация трансляции, которая транслирует по-турецки или по-курдски, и
они умеют владеть своим языком правильно, они являются как бы специалистами в этой
области.
В Турции есть серьёзная проблема безработицы, но также есть серьёзная проблема
нехватки специализированных кадров. И в таких Университетах, как Богазичи, ОДТЮ
и Билькент, студенты, окончившие данные университеты, они не имеют потенциала
развиваться и строить свою карьеру успешно. И поэтому они предпочитают работать
в банках или в других сферах. И они не очень как бы хорошо смотрят, не очень близко
находятся к средствам массовой информации. И это тоже является одной их проблем в
Турции. Другая проблема средств массовой информации - это то, что полностью торговая
индустрия захватила средства массовой информации. В Турции почти нет управляющих,
которые живут только за счёт газет, то есть которые владеют только газетами. В то
же время у них есть связи экономические, и качество их газет меняется от этого. Это
влияет на качество газет, так как они пытаются как-то не портить отношения с Анкарой,
придерживаются каких-то политических правил, норм, чтобы развиваться дальше. До
сих пор в Турции было такое положение, что средства массовой информации были
настолько мощными, что они могли, они были сильнее самой власти, до такой степени,
что они могли изменять министров при помощи этой мощности. И также были такие
результаты, как в результате этого они покупали банки, покупали нефтяные фирмы. И
/ 183
184 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
patronaj bazında diyelim Ankara’da pek fazla gücü olmayan, o ilişkiler sayesinde fazla
iş çevirme imkânına sahip olamayan bir kurum haline geldi. Bu durumun mutlaka
bir düzene, bir ayara gelmesi gerekiyor hem habercilik hem iş ilişkileri açısından.
Burada en büyük sıkıntı haliyle Doğan grubunun içinde bulunduğu durum, grubun
satılıp satılmayacağı satılırsa kime satılacağı söz konusudur. Türkiye’de medyanın
yakın planda gelişimi açısından çok önemli. Eğer çok uluslu bir yatırım fonu alırsa bu
gazeteleri hangi amaçla nasıl yönlendireceği daha da kaotik bir durum alacak. İşin
daha vahim tarafı Türkiye’de medya yatırımı yapmak isteyen yabancıların hemen hiç
birinin ‘Hürriyet’ hariç yazılı basına ilgi göstermemesidir. Herkesin aklında internet ve
televizyon yayıncılığı var. Sabah’ın satış sürecinde bunu çok net bir şekilde görmüştüm.
Yani ‘Sabah’ Türkiye içerisinde çok etkili, kârlı bir gazete olmasına rağmen yabancılar
hiçbir yerine dokunmak istemiyorlardı. Herkesin gözü o dönemde de atv’deydi. Benzer
bir durum ‘Hürriyet’ için de var.
Tabii bunda özellikle gençler ve ev kadınlarının haber kaynağı olarak gittikçe artan bir
hızla televizyon ve internete dönmesi, cep telefonlarının birer haber merkezi haline
dönüşmesinin katkısı büyük. O açıdan önümüzdeki on yılın yazılı basın için sancılı,
sıkıntılı, çok fazla elemanın yetişmediği bir dönem olacağını söyleyebiliriz. Günümüz
hızlı haberciliğin, hızlı bilginin, hızlı yorumun egemen olduğu birgün. Zaten işte
görüyorsunuz Diyarbakır’da bir kurultay oluyor, Kürtçe Demokratik Özerklik Kurultayı
akabinde bütün haber kanallarında hatta büyük haber bültenlerinde konunun farklı
uzmanları, çeşitli görüş sahipleri o konuyu gündeme getirip eleştiriyorlar, tartışıyorlar.
Ertesi gün gazetelere pek bir şey bırakmıyorlar. Gazetelere baktığımızda da önlerinde
o kadar süre olmasına rağmen maalesef hazırlık açısından internet ya da televizyon
haberciliğinin bir adım ötesine geçemediklerini, işte özerklik ne demek, demokratik
özerklik ne demek, federasyon tipi ne demek gibi konuları işleyerek kamuyu daha
fazla bilgilendirme ve diğer haber kaynaklarına yeni konuşma materyalleri çıkarma
konusunda zayıf olduklarını görüyoruz.
Gazete haberciliğinin çok zayıfladığı bir dönemdeyiz. Aslında habercilikte dedikodu
şeklinde aldığınız bir bilgiyi, bir olayı okura aktarmayı Batılılar çok iyi “story telling”
denilen şekilde öyküleştirip okura sunabiliyorlar. Hikâye anlatmak bir yana haber
dilinde çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Eskiden Türk basınından çok önemli edebî
şahsiyetler, yazarlar, denemeciler çıkarken bugün tersine bir durum olduğunu,
akademisyenlerin medyaya katılımıyla içeriğin kuvvetlendiğini ama Türkiye’de artık
yazar, şair gibi kimliklerin çıkmadığını görüyoruz. Dili gittikçe zayıflayan, bozulan,
güçsüzleşen bir Türkiye medyasıyla karşı karşıyayız. Hikâye anlatmayı bilmeyen,
haber dilini iyi öremeyen bir yapı var. Bunda çok eleştirdiğimiz alaylı sisteminin
bozulmasının da ciddi payı var ne yazık ki. Eskiden haber işleri müdürünüzün, yazı
işleri müdürünüzün yanına otururdunuz ve haberinizi otuz kere yüz kere “oldu”
denilene kadar yazmak zorunda kalırdınız. Bugün öyle bir şey yok. Elinizdeki bilgiyi
sadece ekrana dökmeniz yetiyor. O bilgi editöre, oradan sayfa sorumlusuna, yazı işleri
müdürüne varıncaya kadar ertesi gün gazeteye çıkan yani sizin yazdığınız hikâye ya da
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
здесь сейчас средства массовой информации не имеют особенную силу в Анкаре и не
имеют потенциал изменять что-то в политической сфере. То есть, в данной ситуации на
сегодняшний день является это. Но это должно быть как-то улажено, и баланс должен
быть поддержан. Допустим, группа “Доган”, в которой я работаю, в которой я нахожусь,
о ней говорится, будет ли она продана или нет, или кому она будет продана. Допустим, это
является важным вопросом насчёт будущего средств СМИ в Турции. И если кто-то купит,
тот, кто купит эту группу, на какое направление он будет направлять эти газеты? И почти
все, кроме газеты “Хюрриет”, другие газеты особенно не покупаются из этой группы,
потому что люди заинтересованы более в интернете, и читают газеты через интернет.
Несмотря на то, что газета “Сабах” стоит всего копейки, никто особо не покупал её. И
люди смотрели телевизор раньше. Или смотрят в интернете.
И очень сильно развивается эта сфера - получение информации и новостей из интернета
или по телевидению. И с этой стороны, будущие 10 лет для печатной прессы будут
затруднительным периодом, который пройдёт сложно. И мы находимся в таком периоде,
когда надо принимать быстрые решения, быстро комментировать что-то. Допустим, в
Диярбакыре проводится какой-то конгресс по использованию курдского языка, и во всех
главных бюллетенях каналов показывают то, что люди, имеющие разные политические
взгляды, проводят дискуссионные программы на эту тему. И на следующий день для
газет не особо как бы остаётся, о чём рассказать народу. И поэтому телевидение или
интернет, передача новостей этими способами, обсуждается. Допустим, что значит
“демократическая независимость” или “федерация”? Это обсуждается больше, и,
таким образом, создаётся информация, но она передаётся почему-то по телевизору и по
интернету.
И печатная пресса, то есть, газеты не особо предпочитаются и как бы становятся
источником только информации, которая использует только какие-то истории про какихто людей, которые печатаются в газетах. Об этом говорят, рассказ историй в газетах.
Раньше в турецкой прессе очень важные литературные личности были, но сейчас
наоборот происходит всё. И в Турции в СМИ, в газетах особенно, нет людей, как раньше,
нет поэтов, нет писателей. И с каждым днём такое ощущение, что средства массовой
информации в Турции слабеют. Особенно в плане газет. И в этом есть такая система.
Эта система как бы нарушается, та система, которая была раньше. Раньше, допустим, вы
идёте к своему директору и 20-30 раз пишете одну и ту же новость, пока ваш директор
не сказал «хорошо», пока не понравится. Сейчас всё изменилось, сейчас достаточно
передать через компьютер редактору, потом верстальщику и после этого ваша новость
или история, которую вы написали, передаётся дальше. И я вижу, что наши молодые
люди не заботятся об этом, и для них это нормально. И это является самой большой
проблемой в этой сфере.
Турция адоптируется к новым положениям, и на будущие 10 лет есть потенциал Турции
повысить уровень СМИ. И, как во всём мире, на интернет-сайтах и на новостных каналах
неэффективно зарабатываются деньги, и такие организации, как «Нью-Йорк Таймс»,
/ 185
186 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
haber ile hiçbir ilintisi kalmayabiliyor ve ne yazık ki genç arkadaşlarımız bu durumdan
çok rahatsızlık duymuyorlar. Bu rahatsızlık duymama durumu da haber yazımının
kalitesinin ilerlemesinde en büyük engeli oluşturuyor.
Türkiye Batıya yakınlığı ve teknolojiye çok hızlı adaptasyonu sayesinde önümüzdeki
on yıl içinde özellikle yeni medyalar konusunda iddialı olma şansına sahip bir ülke.
İnternet gazeteciliği bu açıdan -ama internet gazeteciliğinin de bütün dünyada
olduğu gibi en büyük sıkıntısı- haber sitelerinin, haber kanallarının internette para
üretememesi. New York Times’tan Wall Street Journal’a kadar dünyanın en önde
gelen haber kuruluşları bu sıkıntıyı çözmek, bir çözüm yolu bulmak ve çok pahalı olan
haber üretiminin karşılığında bir gelir elde etme yolunda fikir edinmeye çalışıyorlar.
Ancak bugüne kadar paralı abonelik dâhil bir sürü yol denenmiş olmasına rağmen
örnek bir formül geliştirilemedi. Bugün Türkiye’de de aynı sıkıntı ve telif sorunu
var. Sizin ciddi paralar ödeyerek istihdam ettiğiniz köşe yazarlarının yazısı gece
saat 02.00’dan itibaren internete konulur konulmaz birçok haber portalı tarafından
kullanılıyor. Aynı şekilde haberler bedava alınıp kullanılıyor. Sanıyorum ki Türkiye ile
birlikte tüm dünyanın da köşe yazılarıyla ilgili telif haklarının korunduğu, çok daha ciddi
denetlendiği sürece geçmesi gerekiyor yoksa bu kadar malın bedava olduğu yerde
kimse büyük paralar harcayarak haber üretmek zahmetine katlanmayacak. Zaten
ajans haberciliğinin giderek güç kazanması bu gelişmenin somut bir örneğidir. Vaktim
doldu galiba onun için teşekkür ediyorum.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
допустим, стараются решать эту проблему, так как получение новостей - это очень,
на самом деле, дорогой процесс. Окупить его иногда бывает не так легко. И какая-то
примерная формула ещё не смогла быть развита. Также в Турции есть похожие проблемы.
Вы уплачиваете серьёзные деньги и нанимаете писателей и журналистов в газеты, но из
интернета получают эту информацию другие люди, используют её бесплатно. И я думаю,
что как в Турции, так и во всём мире новости должны охраняться, и авторские права
должны охраняться более серьёзно, более строго. Потому что если так много товара
будет распределяться бесплатно, то никто не будет платить большие деньги сейчас для
создания таких новостей, не будут оплачивать услуги журналистов и писателей. Я думаю,
моё время закончилось, поэтому благодарю вас.
/ 187
188 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
Azerbaycan’daki Medya Ortamı:
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Eflatun AMAŞOV
Değerli Başkanım, Azerbaycanlıyım ve Azerbaycan Türkçesinde konuşuyorum. Beni
anlamanız için Azerbaycan Türkçesinde konuşarak Türkiye Türkçesindeki kelimelerden
istifade edeceğim. Azerbaycan gazetecileri bu Foruma büyük önem veriyoruz,
beklentilerimiz de büyüktür. Çünkü bahsedilen mevzu oldukça aktüeldir. Konuşmalar
küreselleşmiş dünyada, Türk dilinde konuşan ülkelerde medyanın demokratikleşmesi,
Türk dili konuşan ülkeler arasındaki iktisadi, siyasi ve ilişkilerin geliştirilmesi
doğrultusunda devam ediyor. Forum katılımcılarının Türk dili konuşan ülkelerden
olması ilgiyi daha da artırıyor. Bunu zorunlu kılan bazı nedenler bulunmaktadır. Siyasi
anlamda forum formatı Türk dili konuşan ülkelerin birliğini ifade ediyor. Elbette bu
bazı güçlerin zaman zaman hazmedemediği bir gerçek olup ne yazık ki bu düşünceyi
taşıyanlar halen de bulunmaktadır. Aslında böyle bir toplantının düzenlenmesi üç
yıl önce gündeme gelmişti. Bugünkü toplantının hayata geçirilmesini Türkiye’de
dostlarımız sağladı, bunun için derin minnettarlığımı sunuyorum.
Genel olarak tüm katılımcılar için önemli sonuçları olacaktır. Aynı zamanda geçmişi
itibariyle zengin bir geleneğe, sayısal olarak geniş kapasiteye sahip, lider özellikleri
bulunan bir Türk medyası modeli vardır. Türk medyası sadece kendi ülkesi içerisinde
değil dünya ölçeğinde bir etki gücüne sahiptir. Ne yazık ki bu görüşü bağımsızlığını
yeni kazanmış ülkeler için söylemek için vakit daha erkendir. Bu yüzden de Türkiye
medyasından öğreneceklerimiz vardır. Bu Forum Türkiye için de önemlidir. Çünkü
ülkelerin medya kuruluşları böylesi toplantı ve etkinliklerle bağlantılarını, bilgi ağını
genişletme imkânı elde eder. Diğer taraftan, Türk dili konuşan ülkelerin gazetecileri
arasında mesleki ilişkilerin geliştirilmesine zemin hazırlar, işbirliğinin yönü şekillenir.
Sanıyorum ilişkilerin genişlemesi, onların milli geleneklerinin, manevi değerlerinin
artırılması ve yayılması yönündeki faaliyetlere de olumlu katkı sağlayacaktır.
Forumla ilgili dikkat edilecek bir başka yönü de vurgulamak isterim. Bu etkinlik Türkiye
tarafının inisiyatifi ve finansal desteği ile yapılmaktadır. Aslında bu tür toplantıları çeşitli
dış teşkilâtların yardımlarıyla da gerçekleştirmek mümkün olabilirdi. Ama küreselleşmiş
dünyada bu harici kuvvetlerin çıkarlarına hizmet edebilirdi. Sevindirici olan bugün bu
ilişkiden oldukça uzağız. Tam olarak amacı Türk dilli ülkelerinin sosyal, ekonomik ve
kültürel birliğini destekleyen bir toplantıdayız. Biraz önce bu gibi forumların ilişkilerin
genişlemesinde müstesna rol oynayacağını söyledim. Türkiye ile Azerbaycan medyası
arasındaki ilişki çok üst düzeyli ve kadimdir. Tarihe baktığımızda ilişkilerin kökü 19’uncu
asrın ikinci yarısına 20’inci asrın öncesine dayanır. Azerbaycan’ın o zamanki gazete
ve dergi kaynaklarının çoğunun Osmanlı kaynakları olması söylediklerimi bir daha
ispatlıyor. O dönemlerde Azerbaycan ekonomik bakımdan Çarlık Rusya’sına bağlı olsa
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Положение СМИ в Азербайджане:
Проблемы и предложения по их решению
АФЛАТУН АМАШОВ
Уважаемый председатель, уважаемый Мурат Бей и Арас
Бей, уважаемые участники форума, я из Азербайджана и
я разговариваю на азербайджанском тюркском языке. И
я буду говорить на этом языке и постараюсь использовать
слова, которые используются в турецком языке, чтобы вы
понимали меня лучше. Мы, работники газет, журналисты
Азербайджана, оцениваем данный форум очень высоко,
и у нас большие ожидания от этого. Потому что тема,
которая обсуждается здесь, является очень актуальной
темой. Разговор идёт о мире, который глобализировался,
и о тюркских странах, которые находятся здесь, и их
сотрудничестве в плане культуры, в плане средств массовой информации. Так как здесь
участвуют тюркскоговорящие страны, он является ещё более важным для нас. Наше
сотрудничество, естественно, очень важно, но это не могло быть переварено время от
времени со стороны некоторых сил. И когда я говорю о таких идеях, я хочу сказать то,
что такое предложение было сделано 3 года назад. Данный форум проводится со стороны
Турции, и за что я хочу поблагодарить наших турецких коллег.
Вообще-то, я думаю, что форум очень важен для всех сторон. По крайней мере, потому
что есть люди в Турции, которые имеют большое прошлое, опыт и традиции. И мы
можем многому научиться у этих людей. Во всём мире они имеют эффективность своего
слова, силу слова. И по этой причине у СМИ Турции мы можем научиться ещё многому.
Важность турецких СМИ очень высока. По крайней мере, в своей географии Турция
занимает важное место. И личные и профессиональные отношения здесь формируются.
И создаётся основа для обмена информацией между нашими странами. И надеюсь, наши
культурные традиции, таким образом, будут развиваться, и это подействует на наше
развитие.
Данное мероприятие проводится со стороны, при финансировании и поддержке Турции.
На самом деле можно было бы провести такие собрания со стороны и при поддержке
иностранных организаций. Но очень радует меня то, что мы можем здесь увидеть наши
братские страны, которые в социально-экономическом плане поддерживают друг друга.
И такие форумы, я сказал уже, что играют большую роль в плане развития отношений.
Отношения между СМИ Азербайджана и Турции находятся на очень высоком уровне
и являются очень давними. Когда мы смотрим на историю наших отношений, они
уходят своими корнями во вторую половину 19-го века, то есть ещё до 20-го века. И
в Азербайджане издавались газеты, которые основывались на источниках Османской
/ 189
190 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
da manevi bakımdan Osmanlı Türkiye’siyle birlikteydi. Azerbaycan’da çıkan gazete
ve dergiler Kırım, Tataristan ve Başkırdistan’da ve bazı orta Asya halkları arasında
geniş yayılırdı ve bu halkların tanınmasında, Türklüğün yayılmasında müstesna rol
oynuyordu.
Türkiye ile Azerbaycan medyası arasında ilişkilerin bugününe geldiğimizde ise,
Türkiye, Azerbaycan’ı ikinci bağımsızlığını kazanmasının ardından tanıyan ilk ülkedir.
Bu bir Türk devletinin, bağımsızlığını tanıması bakımından önemli bir olaydı ama aynı
zamanda dünyaya bir mesajdı. Bugüne kadar iki ülke basın mensuplarının katılımıyla
her iki ülkenin çeşitli kentlerinde çok sayıda düzenlenen konferanslarda geniş
şekilde bilgi alışverişinde bulunuldu. Azerbaycan medyası, Türkiye medyasındaki
yeniliklerden yararlanmıştır. Türkiye’deki resmi kurumların ilanlarının basında yer
alması uygulamasıyla ilgili olarak Azerbaycan’da yoğun çalışma yapılmıştır. Bu
doğrultuda Basın İlan Kurumu’nun faaliyeti ve uygulamaları öğrenilmiştir.
Azerbaycan basınından bahsetmek isterim. Benden evvel Türkmenistan ve
Kırgızistan temsilcileri konuştular, sonra Kazakistan temsilcisi konuşacak. Bu ülkeler
ve Azerbaycan medyası ister tarihi bakımından ister çağdaş durumu bakımından
birbirlerine çok benziyorlar. Azerbaycan basının tarihi 1875’lerde başlıyor, 22 Temmuz
1875’te ilk yayın organı olan ‘Ekinci’ gazetesi yayına başladı. O vakitten bu yana geçen
süre Azerbaycan basını için birkaç açıdan önemlidir. Geçen asrın başında basın,
Azerbaycan’ın bağımsızlık ideallerinin duyurulmasında ve 1918 yılında doğuda ilk
demokratik Cumhuriyet olan Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin kurulmasında önemli
tarihi bir rol oynadı. Eski Sovyetler Birliği ülkelerinde olduğu gibi Azerbaycan’da
da basına karşı sansür uygulandı. Fakat bu baskıya rağmen basının etkisiz kaldığı
söylenemez. Aydınlar ve gazeteciler buna rağmen düşüncelerini bir şekilde ifade
etmenin yolunu buldular. Bu girişimler basının rolünün artmasında etkili olmuştur.
Büyük zorluklar pahasına yapılan bu işler sonuç olarak Azerbaycan’da milli istikrar
görüşmelerinin ortaya çıkmasını sağladı. Azerbaycan basını 1918 yılında oynadığı
rolü tekrarladı. Milli şuurun yeniden uyanmasında, vatanseverlik duygularının
aşılanmasında, milli ve evrensel değerlerin propagandasının yapılmasında müstesna
rol oynadı. Halkın özgürlüğü uğrunda verilen mücadelede büyük katkıda bulundu.
1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan evrensel değerlerin üstünlüğünü,
demokratik ve laik devlet yapısını kendisine kalkınma modeli olarak kabul ederek ifade
ve basın özgürlüğü temelinde birçok uluslararası sözleşme ve anlaşmalara katıldı.
Devlet tarafından kayıt edilmiş 4 binden fazla basın yayın organı vardır. Bunların çoğu
gazete ve dergiler, yirmiden fazlası haber ajansıdır. Ülkede dokuz genel, 14 bölgesel
TV, 12 kablolu TV ve 11 radyo faaliyettedir. Basın yayın organlarının çoğu bağımsız,
hukuki ve gerçek kişiler, sosyal kurumlar ve siyasi partiler tarafından tesis edilip çok
sayıda gazeteci örgütleri ve sosyal topluluklar faaliyet göstermektedir.
Azerbaycan’da medya alanında uluslararası standartlara uygun yasal altyapı mevcuttur.
Sansür mevcut değildir, Basın Yasası 1999 yılında çıkarılmıştır, üç yıl sonra da TV ve
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
империи. И, несмотря на то, что Азербайджан был подчинён царской России, в
культурном плане он был подчинён Османской империи. Кроме этого, татары, которые
живут в Крыму, и другие тюркские национальности тоже играли важную роль.
И сначала я хочу сказать то, что Азербайджан после того, как второй раз получил
независимость, первая страна, которая признала независимость Азербайджана, была
Турция. И это показывает то, что одна независимая тюркская страна принимается со
стороны другой тюркской страны в первую очередь. На самом деле это является очень
важным сообщением всему миру. И на многих конференциях, на многих встречах мы
показывали нашу дружбу, наше отношение. Азербайджанские СМИ получили очень
много нового, научились новому у турецких СМИ. И В Азербайджане проводятся работы
по использованию принципов СМИ, которые получаются из Турции.
До меня говорили представители Туркменистана и Киргизии, будут говорить также
представители из Казахстана, но я хочу сказать, что азербайджанские СМИ похожи на их
положение. История азербайджанской прессы начинается в 1875-м году, и первая газета,
которая называлась «Экинджи», начала публиковаться в этом году, 22-го июля 1875-го
года. И с тех пор для прессы Азербайджана многое изменилось. В начале прошлого
века, в 1918-м году, было основано независимое государство Азербайджан. И как во всех
странах Советского Союза, после начала периода Советского Союза был период цензуры.
Но всё это время не прошло просто в торможении, в остановке развития. Много успехов
было достигнуто даже в этот период. Большие проблемы были решены, но в результате
со встречей независимости тоже подчёркивались в прессе. Повторное создание этого,
создание некоторых идеологий и пропаганда независимости были пропагандированы со
стороны прессы.
В 91-м году, когда он достиг независимости и стал демократической страной, как модель
поднятия страны на мировой арене были приняты господство всеобщих ценностей,
демократическое и светское государственное устройство, страна присоединилась к
многочисленным международным соглашениям и договорам, формирующим основу
свободы слова и прессы. В настоящее время в Азербайджане существуют более четырёх
тысяч различных органов печати и вещания, которые зарегистрированы государством. В
своём большинстве это газеты и журналы. Более двадцати - информационные агентства.
В стране вещают 9 национальных, 14 региональных, 12 кабельных телеканалов, а также
11 радиоканалов на данный момент. Социальные организации, политические партии они все влияют на СМИ. Проводятся мероприятия со стороны социальных организаций.
В Азербайджане имеется законная база, соответствующая международным стандартам
в сфере СМИ. В Азербайджане нет цензуры, в 1999-м году был принят Закон о прессе, а
спустя всего три года - закон, регулирующий теле- и радиовещание. В 2000-м году было
закрыто Министерство печати и информации и создан Совет по радиовещанию, а в 2003м году - Совет печати Азербайджана. После этого, в 2005-м году, Азербайджан принял
соглашение о том, что все люди, всё население имеет право получать информацию из
/ 191
192 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
radyo yayınlarını düzenleyen kanun kabul edildi. Basın ve Enformasyon Bakanlığı 2000
yılında kapatılarak, Radyo Şurası, 2003 yılında da Azerbaycan Matbuat Şurası kuruldu.
Sonraki yıllarda basın yayın organlarının serbest faaliyetinin sağlanması amacıyla
diğer yasal düzenlemeler kabul edildi. 2005 yılında kabul edilen yasa ile ülkede
herkesin serbestçe, hiçbir engele takılmadan bilgiye ulaşması yasa ile güvence altına
alındı. Ayrıca basın organları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi ve maddi destek
sağlanması yönünde çeşitli yasal düzenlemelere gidildi. Ancak bu konuda hayata
geçirilen en önemli düzenleme 2008 yılında Cumhurbaşkanının imzaladığı Azerbaycan
Cumhuriyetinde basın yayın organlarının girişimine devlet desteği sağlayan kanundur.
Bu kanun genel bir düzenlemeyi içeren oldukça büyük bir teminattır. Kanuna uygun
olarak Cumhurbaşkanlığına bağlı, basının girişimine devlet desteği veren fon
oluşturuldu. Bu yolla medya kuruluşları arasında işbirliğinin güçlendirilmesi sağlandı.
Ülke içerisinde bu konuya resmi ve özel çerçevede büyük önem verilmektedir.
Matbuat Şurası da mevcut durum içerisinde aktif bir faaliyet yürütmektedir. Pazar
ekonomisinin kuralları çerçevesinde Azerbaycan basınını yaşadığı çeşitli sorunlar
bulunmaktadır. Bu durum medyanın siyasileşmesine, ekonomik bağımlılığına neden
olmaktadır. Aynı zamanda haber kaynaklarına ulaşılmasında, bilgi alınmasında büyük
sorunlar yaratmaktadır. Bu sorunlara çözüm bulunması noktasında yoğun bir çalışma
yürütülmektedir. Sözlerime son verirken, önümüzdeki yıllarda çok daha kapsamlı ve
olumlu sonuçlar doğuran forumlar düzenlemeyi ümit ediyoruz. Dikkatiniz için teşekkür
ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
основного источника. И также поддерживается независимость пресс-органов, и давление
на них уменьшилось. И также поддерживаются они в финансовом плане. В этой области
проделано много работ, но самое важное - в 2008-м году президентом был подписан
закон о том, что пресса будет поддержана со стороны государства. Был организован
Фонд по поддержке прессы. Этот проект поддерживался непосредственно со стороны
президента. В данный момент здесь много участников, но в этих странах, я думаю, такого
похожего закона нет. Я думаю, в Азербайджане очень важной является эта ситуация. И
очень внимательно относятся к этому.
В Азербайджане Совет печати активно способствовал принятию такого закона.
У Азербайджана были определённые проблемы в экономическом плане, в плане
экономической независимости. Проблемы и трудности, которые были на рынке,
пытаются как-то решиться. Продолжаются работы по решению данных проблем. И мы
надеемся, что в будущих годах более положительные результаты мы получим. Спасибо
вам за ваше внимание!
/ 193
194 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
Kazakistan’da Medya Ortamı:
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Nurcan MUHAMMEDJANOVA
Sayın Forum Katılımcıları, öncelikle düzenleyenlere teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Medya Forumumuzun yeni asrın ilk on yılı içerisinde yapıldığını memnuniyetle
belirtmek isterim. 20’inci yüzyılın son yıllarında olduğu gibi bu on yılda ülkemiz için
çok önemli gelişmeler yaşandı. Bunların en önemlisi ülkelerimizin bağımsızlığa
kavuşmasıdır. Bağımsızlıkla birlikte düşünce özgürlüğüne de kavuştuk. Devlet
başkanlarımızın oluşturduğu Türk Dili Konuşan Ülkeler Birliği düşüncesini gereklilik
ve anlayışla karşıladık. Bugünkü Forum da iletişimsizlik, milli özellikler ve mantaliteyi
bilmeden ilerlemenin imkânsız olduğunun bir göstergesidir. Hayatın bu malum
kurallarının şu anda özellikle güncel olduğunu düşünüyorum. Konuşmamın başında
öncelikle şunu belirtmek istiyorum.
Kazakistan enformasyon alanının gelişiminde özel basın yayın kuruluşları da faaliyet
göstermektedir. Ülkemizde 3.018 basın yayın kuruluşu bulunmaktadır. Bunların
yüzde 91’ini gazete ve dergiler, yüzde 9’unu ise elektronik basın-yayın organları
oluşturmaktadır. Gördüğünüz üzere Azerbaycan’daki rakamlara benziyor diyebiliriz.
Yüzde 85 gibi bir oranla özel basın yayın organlarının payı enformasyon sektöründe
üstünlük sağlamaktadır. Bu alanda tematik değişiklikler de görülmektedir. Büyük
medya şirketleri kurulmaktadır. Ülke genelindeki 40’ın üzerindeki televizyon
kanalından biri ulusal tv kanalıdır. Sadece reklam geliri ile yayınlarını sürdüren 11 kanal
ve özel şirket mevcuttur. Uydudan yayın yapan Caspion Tv kanalı, sanırım Türkiye’de
de izlenebiliyor. Son altı ay içerisinde devlet desteği ile 3 kanal daha yayına başladı.
Balapan; çocuk, bilim ve kültür kanalıdır. Biliyorsunuz ki Kazakistan eski Sovyetler
Birliği ülkelerinden biri olarak ne yazık ki bugün de Rusça’nın etkisinden kurtulamadı.
Bir taraftan ülke nüfusuna haberi çeşitli kaynaklardan almak imkânını tanıyan açık
haber ajansları mevcutken diğer taraftan yerel basın organları özellikle rekabet
anlamında zayıf kalmaktadır. Bu konuda çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Kısaca bunları
şu şekilde sıralayabiliriz; yerel kuruluşların enformasyon alanındaki rekabet gücü
çok zayıftır. Medya altyapısı teknik olarak yetersizdir. Biraz önce meslektaşım ve
arkadaşım Star gazetesi temsilcisinin söylediği gibi Türkiye, Batıya yakın olduğu için
teknolojinin gelişmesi çok hızlı ama bizim gibi ülkelerde eksiklikler yaşanıyor. Dijital tv
ve radyo yayınının olmaması da bir sorundur. İnternet ağı son yıllarda biraz gelişmiş
durumda fakat yetersiz. Haber ajansı ve kanallarının internet sayfaları var.
Sanırım bu zikrettiğim sorunlar size de çok tanıdık. Dijital yayıncılığın gelişmesi
yönünde adımlar atılmaya başlandı. Bundan 10 gün önce uydu paketi kuruldu ve yayına
başladı. Dijital yayın konusunun ülkelerinizde nasıl çözümlendiği ve nasıl çözüme
kavuşturulduğu, multiplex nasıl kuruldu, ana dilimizin geleceği nasıl olur? Bütün
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
Положение СМИ в Казахстане:
Проблемы и предложения по их решению
НУРДЖАН МУХАММЕДЖАНОВА
Уважаемые участники, прежде всего я хотела бы
поблагодарить тех, кто подготовил этот замечательный
форум. Отрадно отметить, что медиа-форум проходит в
последние дни первого десятилетия нового века. Как и
в последнее десятилетие 20-го века эти десять лет были
полны самыми важными событиями в жизни наших стран.
Самое главное из них - это приобретение независимости
нашими странами. Вместе с этим мы приобрели и свободу
мышления. Как говорит наш уважаемый господин
президент, нам необходимо понимать и воспринимать идею
создания единства тюркоязычных государств. Без общения,
без знания национальных особенностей и менталитета
нельзя двигаться вперёд в наше время. Я думаю, что эти известные правила жизни сейчас
стали особо актуальны.
В начале своего выступления я хотела бы вас проинформировать об основных параметрах
развития информационного пространства Казахстана. В нашей стране действуют как
государственные, так и негосударственные средства массовой информации. На текущий
момент в республике действуют 3 тысячи 18 средств массовой информации. Среди них
91% составляют газеты и журналы. 9% - электронные средства массовой информации.
Эти данные как раз таки сходны с той ситуацией, которая сложилась в Азербайджане.
Сегмент негосударственных средств массовой информации стал доминирующим на
информационном рынке республики, доля которых составляет на данный момент
85%. За последние годы произошла значительная тематическая дифференциация
информационного поля. Созданы и работают крупные медиакомпании. Из более чем
40 каналов вещают по всей стране. Из этих 11 каналов являются частными и получают
своё финансирование только от рекламы. В Казахстане есть канал “Каспионет”, который
вещает через спутниковое телевидение. Я думаю, его и в Турции тоже показывают.
За последние 6 месяцев при поддержке нашего государства были открыты ещё 3
национальных государственных канала. Это “Балапан”, рассчитанный на детей, ещё
один канал рассчитан на культурные события. Как вы знаете, Казахстан - это одна из
стран, в которых очень сильно используется русский язык, она не смогла избавиться
от того влияния, которое оказывает русский язык. Кроме этого, с одной стороны, есть
открытые информационные средства, по которым мы можем на бесплатной основе
получить информацию о происходящих новостях в мире. Мы сталкиваемся с некоторыми
проблемами в связи с этим. Первая проблема - это низкий уровень конкурентоспособности
отечественной информационной сферы. Вторая - это отсталость технологическая
по медийной инфраструктуре. Как и говорил наш коллега из Азербайджана, Турция
/ 195
196 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
talepler nelerdir? Bu konulardaki görüş alışverişinin bu Forum çerçevesinde deneyim
paylaşımı yararlı olur diye düşünüyorum. Bir de ülkelerimiz arasında haber değişimine
büyük önem vererek Türk dilli ülkelerin ilgili taraflarının katılımıyla internette haber
portalının oluşturulması gerekliliğine dikkat çekmek istiyorum.
Konuşmamı hepinizin çok yakından bildiği Türk dizileri konusuyla bitirmek istiyorum.
Şimdi Türkçe konuşabilirim, Kazakça’nın duyulmasını istedim, bir meslektaşım
sorular bölümünde Kazakça konuştu, sizlere biraz anlamlı olsun, kulaklarınız öğrensin
dedim. Biliyorsunuz dünden beri üzerinde çok konuşuldu, Türk dizileri 2011’den beri
gösterilmeye başlandı, Azerbaycan’da yayınlanan Türk dizileri de çok büyük reyting
alıyor. Düşünün, insanlar karşılaşınca ya da toplanırken birbirlerinin hali hatırını
sormayı unuttular, çünkü herkes Türk dizilerine ilgi gösteriyor. Herkes Türk dizisi
izlemekte, onun için onlara Polat Alemdar’ın hayatı nasıl devam edecek ya da Lamia
ne olacak, Kenan Beyle evlenir mi evlenmez mi ya da Arif Bey “Yaprak Dökümü”nde
nasıl olacak, onların hayatlarında neler değişecek? Bu çeşit soruları cevapları izliyor.
O yüzden de Kazakistan’da tüm ulusal kanallar Türk dizileri göstermeye başladılar.
Düşünüyorum ki biz bu etabı yavaş yavaş geçiyoruz. İnanıyorum ki belki ilerde Türk
dizi yapımcıları Kazakistan, Azerbaycan ve Kırgızistan ile ortak dizi, ortak kahramanlarla
ilgili oyuncuların katılımında dizi çekse çok iyi olurdu.
Dün Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu medya diplomasisinin çok önemli
olduğuna dikkatimizi çekti. Basın mensupları olarak buna katıldığımızı söylemek
istiyoruz. Kazakça’da güzel bir atasözü var, sizler için de anlamlı olabilir: “Halkın gücü,
birlikte”. Bu atasözü Azerbaycan’da da Kırgızistan’da da Türkmenistan’da da var.
Tüm Türk dili konuşan ülkelerde var. Bu sözü zamanında Mustafa Kemal Atatürk de
söyledi. Bu sözü bizim ünlü Kazak şairi Abay Kunan Valf’da söyledi. Düşünüyorum
ki halkın gücü birlikte ve bundan dolayı biz Türk dili konuşan basın mensupları biraz
çaba göstermeliyiz. Bir araya gelişimizin gelecekteki işbirliğimizi geliştirmemize katkı
sağlayacağına inanıyorum. Dikkatiniz için çok teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
достаточно развита в техническом отношении. Мы же пока немножко отстаём. Турция
всё-таки ближе находится к Западу. Может быть, поэтому она более быстро получает
новые технологии. Также есть проблема в связи с тем, что отсутствует цифровое вещание.
Кроме этого, в последнее время в Казахстане остаётся недостаточным, но тем не менее в
последние годы достаточно хорошо развиваются и есть собственные интернет-ресурсы,
сайты.
Я думаю, что то, что я перечислила, и для вас является очень знакомыми проблемами.
Нам необходимо развивать цифровое телевидение, и мы начали предпринимать шаги по
его развитию. Десять дней назад, например, пакет по спутниковому телевидению начал
своё вещание. Каким образом решается вопрос внедрения цифрового вещания в ваших
странах, как был подключен первый мультиплекс, как работают участники рынка? Было
бы полезно обменяться в рамках данного форума подобной информацией, я так думаю.
Кроме того, придавая большое значение информационному обмену между нашими
странами, хотелось бы сказать, что нам необходимо создать единый информационный
портал в интернете, в котором бы мы участвовали все вместе.
Завершая своё выступление, хотелось бы сказать, что все вы замечательно знаете
турецкие сериалы. Я хотела бы упомянуть о них. Я хочу перейти на турецкий язык.
Я хотела просто, чтобы наши коллеги услышали казахскую речь. Вчера мой коллега
рассказывал на казахском языке. Сегодня опять на казахском, чтобы ваш слух привык
к казахскому языку. Как вы знаете, со вчерашнего дня мы часто говорили о турецких
сериалах. В последнее время, можно сказать, что начиная с 2001-го года, их много
стали показывать по телевидению. Мы говорим о том, что в Азербайджане они имеют
очень большой рейтинг. Подумайте о том, что сейчас люди забыли спрашивать друг у
друга, как дела. Все проявляют интерес к турецким сериалам, все спрашивают, что там
случилось, как жизнь продолжается у Полата Алемдара, что там случилось с Ламиа.
Выйдет ли она замуж за Кенан Бея? Или как там Ариф Бей, в другом сериале “Листопад”.
И всем интересно, что же произошло, что происходит с этими сериалами, какие там
события случаются. Можно сказать, что турецкие каналы, люди, которые работают над
этими сериалами добились успеха, стали вещать и на казахстанских каналах. Я хотела
бы, чтобы совместно и турецкие, и азербайджанские, и казахские работники совместно
создали новый сериал, который бы рассказывал обо всех и обо всём.
Господин Ахметоглу, он говорил о дипломатии в средствах массовой информации. И я
хотела бы сказать, что мы присоединяемся к тому, что он сказал. Есть замечательная
пословица в казахском языке: «Сила народа в единстве». Это выражение есть и в
Азербайджане, и в Кыргызстане. Во всех тюркоязычных странах эта пословица есть.
Это выражение в своё время говорил и Мустафа Кемаль Ататюрк. Об этом говорил и наш
уважаемый писатель и поэт Абай Кунанбай. Действительно, сила народа - в единстве. Если
мы проявим усилия для всеобщего единства, особенно в то время, когда мы собираемся
все вместе, для того чтобы мы развивали отношения между нашими странами, это внесёт
свой вклад в развитие наших отношений. Благодарю вас за внимание, спасибо!
/ 197
198 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
Soru - Cevap Bölümü
Sevil NORİYEVA
(Azerbaycan)
Kazakistan ve Kırgızistan ile daha yakın ilişkilerimiz, çalışmalarımız var. Ama bir basın
mensubu ve televizyoncu olarak Türkmenistan’ı çok merak ediyoruz. Bir defa sizi çok
seviyoruz biliyorsunuz herhalde. Ama Türkmenistan’la Azerbaycan’ın arasında siyaset
rüzgârları esti, bu yüzden Türkmenistan’a bir basın mensubu olarak gitmemiz, orada
çalışma yapmamız çok zor. Bazen özel izinle bunu yapıyorduk. Biraz önce Başkan
siyasi olaylara liberal baktıkça birçok engeller ortadan kalkıyor dedi. Bazen de tarih
bize gösteriyor ki siyaset liberal bakmamaya devam ediyor ama medya onu liberal
olmaya zorluyor. Bunun örneklerini Türkiye ve Azerbaycan’da yaşadık. 80 sonu 90
başında Azerbaycan bunu yaşadı. Şimdi şunu bilmek istiyorum, Türkmenistan’daki
durum nasıl? Siyaset mi liberalleşecek yoksa medya mı siyaseti zorlayacak? Medyanın
durumunu anlamak istiyorum, çünkü anlattıklarınızdan televizyonların ve basının
devletin kontrolünde olduğunu düşünüyorum. Özel televizyonların olmadığını anladım,
belki de yanlıştır. Bunun yanında ifade özgürlüğü nedeniyle tutuklanan gazeteci var mı
ülkenizde? Bir ülkede tutuklu gazeteci varsa demokrasisinin yetersiz olduğu düşünülür.
Tam tersini düşünüyorum demokrasi var demektir, çünkü farklı düşünenlerdir onlar.
Sizden bunları öğrenmek istiyorum.
Bayramgılıç YAZGILIÇOV
Soruları pek anlamadım, özel televizyon ve basın kuruluşları henüz yok ancak
bugünlerde üzerinde konuşulmaktadır. Bu nedenle bazı gazeteciler eğitim amacıyla
çeşitli ülkelere gönderiliyor. Yakın bir gelecekte özel kanallar da olacaktır. Özel
gazete ve dergiler yayın hayatına başladı. Tutuklu gazeteciler konusuna gelince
Türkmenistan’da tutuklu basın mensubu bulunmamaktadır. Teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
ВОПРОСЫ - ОТВЕТЫ
СЕВИЛЬ НОРИЕВА
(Азербайджан)
В плане Казахстана, Кыргызстана и Турции мы работаем более плотно. С Киргизией и
Казахстаном у нас есть более лёгкие, более простые работы, сотрудничество. Но нам очень
интересен Туркменистан. Как работники прессы, мы заинтересованы в Туркменистане.
Но между Туркменистаном и Азербайджаном были какие-то политические ветра. И у
нас были проблемы с тем, чтобы поехать сюда и работать. Иногда нам необходимы очень
какие-то разрешения. Сказали здесь, что когда мы смотрим на политические взгляды,
очень много проблем исчезает. И история нам показала, что иногда политика не смотрит
либерально, но СМИ способствуют тому что, заставляют как бы смотреть на ситуацию
либерально. И я хочу узнать, в Туркменистане каково положение? Ожидаете ли вы
либерализацию политики, или СМИ будут давить на политику, чтобы она стала более
либеральной? Потому что в том, что вы рассказывали, телевидение и пресса, насколько
я понимаю, под государственным управлением, нет частного сектора. И у вас есть ли
журналисты, которые сидят в тюрьме по причине свободного слова, по причине того, что
они написали и тд? Я думаю, что это не показатель какой-то, какого-то давления. Может
быть, это даже показатель свободного слова.
БАЙРАМГЫЛЫЧ ЯЗГЫЛЫЧОВ
У нас нет определений какого-то закона, которым получается лицензия на открытие
частного канала. Частных телеканалов нет, частной прессы у нас нет в Туркменистане. Но
мы говорили об этом на этих днях, и поэтому некоторые наши журналисты отправились
на обучение, и в ближайшее время у нас будут частные каналы. Частные газеты, частные
журналы уже начали издаваться в Туркменистане. Задержанных журналистов нет у нас.
Спасибо.
/ 199
200 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
Süleyman UKAV
(Türkiye-Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı)
Fevzi Bey’e şöyle bir soru yöneltmek istiyorum, KKTC’de yaşayan insanlar olarak 1974
öncesi bir direnme gücü vardı. Bugün itibariyle uluslararası topluma veya tanınmamaya
karşı direnme gücü ve bir çalışma ortamı hangi koşullarda devam ediyor. Bunu Fevzi
Bey’den öğrenmek istiyorum, teşekkürler.
Fevzi TANPINAR
Teşekkür ederim, 1974 öncesinde her ne kadar Ada’nın yüzde üçüne hapsedilmiş
olarak yaşıyorduysak da birbirimiz arasındaki o dayanışma ve hangi hedefe doğru
gittiğimiz konusundaki bilinçli mücadele oldukça etkiliydi. Yalnız 1974 sonrasına
baktığımızda maalesef bir belleksizleştirme operasyonuyla karşı karşıya kaldık. Yani
nesilden nesile bu milli mücadelenin nasıl yapılması gerektiği konusunda nereden
nereye geldiğimizi, nereye gitmemiz gerektiğini aktaramadık. En büyük eksikliğimiz
buydu ve halen bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Tıpkı Anavatanın yaşadığı ve diğer Türk
cumhuriyetlerinde yaşanan sıkıntılar gibi. Dolayısıyla bu belleksizleştirmenin önünde
durabilmeliyiz. Belleğimizi doğru ve ortak bilgilerle doldurabilmeliyiz ki nereye
gittiğimizi bir halk olarak kestirebilelim. Aksi takdirde herkes ben merkezli hareket
edecek ve hedefler konusunda bir ortak hareket maalesef yaratılamayacak. Bu konu
bence en büyük sıkıntıdır. Bugün neredeyse genç nesil arkadaşlarımız Amerika’nın milli
mücadele tarihini bizim milli mücadele tarihimizden daha fazla bilmekteler. Bu durum
küreselleşen düzen içerisinde medyanın ve tabii ki film sektörü başta olmak üzere
etkilerinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kendi tarihimiz ve milli mücadelemize,
nereden nereye geldiğimize ve nereye gideceğimize dair bilince sahip çıkmamız
gerekir diye düşünüyorum, çok teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
СУЛЕЙМАН УКАВ
(Заместитель Генерального секретаря Ассоциации журналистов - Турция)
Всех приветствую. Я хотел бы спросить у господина Февзи. У кипрских турок до 1974-го
года была сила для борьбы и сопротивления. А сейчас есть ли сопротивление, ведутся
ли какие-то работы, которые направлены на то, чтобы признавалась или не признавалась
Турецкая Республика Северного Кипра?
ФЕВЗИ ТАНПЫНАР
Спасибо. Конечно, до 1974-го года, даже если мы и жили на территории 3% от всей
территории страны, тем не менее, мы все друг с другом общались. Была эффективна
борьба, которая нами велась. Но вот уже после 53-го года мы столкнулись с операцией по
стиранию памяти. То есть, как от поколения к поколению необходимо вести борьбу, с чего
мы начали, к чему мы пришли, и к чему нам нужно прийти, мы, к сожалению, не смогли
передать нашему молодому поколению. И, к сожалению, мы сталкиваемся и живём с
этими проблемами. Увы. Например, это похоже на сложности, которые проходят в Турции,
которые проходят в других тюркоязычных странах. То есть, нам необходимо провести
работы, которые бы наполнили нашу память, наполнили наше сознание, наполнили бы
нашу общую память общими ценностями, чтобы мы совместно действовали. Чтобы мы
совместно приближались к нашим общим целям. Но, к сожалению, у нас не получается
создать вот эти общие ценности, общие цели. К сожалению, наши многие молодые люди
знают намного больше об освободительной борьбе в США, нежели об освободительной
борьбе, которая происходила у себя на родине. Это, естественно, сила средств массовой
информации. Это связано с тем эффектом, который оказывают СМИ на сознание людей.
Поэтому мы должны говорить о том, откуда мы начали свою борьбу за национальное
освобождение, к чему мы должны будем прийти. Спасибо большое. Обо всём этом нам
нужно говорить молодому поколению. Благодарю.
/ 201
202 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
Vüsale MAHİRKIZI
(Azerbaycan)
Sorum Fevzi Bey’e, Kıbrıs ve Türk medyasıyla ilgili çok güzel şeyler söyledi ama benim
sorum çok net. Şimdi de söylediniz yapılması gerekenleri. Kıbrıs mücadelesi tek Kıbrıs’a
ait değil. Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ sorunu da eminim ki birçok Türk devletinde
iyi bilinmiyor, yani birçok gazeteci yazıyor çiziyor ama bilmiyor. Bizim beklediğimiz
Türk medyasının Yukarı Karabağ sorununa Türk toplumlarının sorunu, Türk dünyasının
sorunu gibi yaklaşmasıdır. Ama maalesef Türk gazetelerinde bunu göremiyoruz.
Ermenistan ordusu güçleniyor, Ermenistan böyle yaşıyor, sınırların açılması gerekti
gibi yazılara rastlıyoruz. Ama özellikle soruyu neden size sormak istiyorum, Kıbrıs bizim
Azerbaycan basınının fazla yer ayırdığı, fazla ilgi gösterdiği bir yerdi. Bizim için de
aynı yavru vatan niteliğinde olan bir yer Kıbrıs ile ilgili yazmaya çizmeye çalışıyoruz.
Ancak ben anlamıyorum neden hiç Kıbrıs memurları, Kıbrıs görevlileri Kıbrıs hakkında
yazı yazılmasıyla meraklı değiller. Bu soruyu neden sordum çünkü defalarca Kıbrıs’ta
üst düzey yönetimle röportajlar yapmaya, oraya gittiğimiz zaman Kıbrıs sorunu ne
diye öğrenmeye çalıştık ama başarılı olamadık. Neden basın mensupları oraya
götürülmüyor, neden Kıbrıs konusunun dünyaya açılmasına çalışmıyorsunuz?
Fevzi TANPINAR
Çok teşekkür ederim, bu sıkıntılı konulardan bir tanesi. Siz değerli misafirleri Kıbrıs’ta
ağırlarken özellikle sözünü ettiğiniz konuları daha çok işlememiz gerekiyor. Bu da az
önce mevzu ettiğim sorunla ilintili. Bir diğer konu tabii ki üzerimize düşeni yapmaya
çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl Azerbaycan’dan altı sivil medya toplum kuruluşuyla
bir protokol imzaladık. Protokol ile birlikte Türk Dünyası Basın Birliğinin aslında ilk
adımlarını başlattık, ortak bir tüzük hazırladık. Balkanlarda da benzer çalışmayı
yapıyoruz. Bu devam ediyor, inşallah önümüzdeki yıl içerisinde daha çok yol kat
edeceğiz. Anavatanın desteğini alarak bunu yapmayı hedefliyoruz. Ancak Azerbaycan
ile KKTC ilişkilerinde bahsetmiş olduğunuz konuda son derece önemli. Biz Kıbrıs
Türkü olarak Azerbaycan’daki halkın sorunlarının ne olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Eğer bunları bilmezsek aksi takdirde Azerbaycan niye bizi tanımıyor, Azerbaycan niye
bizimle ilgilenmiyor, niye uluslararası platformlarda bizim sesimizi çıkarmıyor, bizim
yanımızda yer almıyor sorularını soramayız. Bu soruları bilinçsiz şekilde sorduğumuz
zaman da kırılırız. Kırılma noktalarını aşabilmemiz için sizin sorunlarınızı bizim
bilmemiz gerekiyor. Yukarı Karabağ meselesinde yaşadığımız uluslararası sıkıntıları
eğer anlayabiliyorsa o noktada Azerbaycan’ın gerçekten bizim yanımızda olduğunu
her zaman daha iyi hissederiz ki bizler sorunu bilenler hissediyoruz da, genel ortalama
vatandaş bunu hissetmiyor, Bunu daha fazla yapmak istiyoruz. Önümüzdeki aylarda
bir Karabağ konulu ziyaret gerçekleştireceğiz Azerbaycan’a. Kendi halkımıza Karabağ
meselesinin uluslararası alanda Azerbaycan’ı nasıl sıkıntıya soktuğunu anlatmaya
çalışacağız ve bu konuda da sizin yanınızda olduğumuzu ifade etmeye çalışacağız.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
ВЮСАЛЕ МАХИРКЫЗЫ
(Азербайджан)
Февзи Бей говорил очень хорошо и говорил в своей речи о Кипре и о СМИ Кипра, а также
о СМИ тюркских стран. Но мой вопрос очень ясный. Вы сказали, что необходимо сделать
что-то в плане независимости Кипра. Также в Азербайджане есть проблема Нагорного
Карабаха, и многие страны об этом не знают правильную информацию. И больше всего
мы ожидаем от СМИ Турции, ожидаем, что проблема азербайджанского Нагорного
Карабаха, мы думаем, что вы будете подходить к ней как к проблеме тюркского мира.
Но мы слышим такие вещи, читаем такие вещи, что границы с Арменией должны быть
открыты и тд. В СМИ Азербайджана мы большую часть отделяем Турции и особенно
Кипру. И для нас он тоже является как бы маленькой родиной. Почему о Кипре не пишут
на Кипре самом, как бы? Мы проводили репортажи, проводили беседы и говорили о
проблемах Кипра. И много раз мы обращались к вашим местным властям, но постоянно
то, что проводится, - это круизы на яхте, какие-то путешествия, какие-то визиты
политиков. Почему вы не стараетесь возгласить на весь мир о своей проблеме насчёт
Кипра?
ФЕВЗИ ТАНПЫНАР
Благодарю вас. Да, на самом деле, это является одной из наших самых больших проблем.
Когда мы принимаем вас, наших гостей, на Кипре, вы правильно говорите, что мы
должны больше внимания уделять тому, о чём вы говорили. Ещё что я хочу сказать, так
это то, что мы стараемся сделать то, что мы должны сделать. Шесть НГО занимаются
в плане прессы. Мы начали работать, мы подготовили общее соглашение. На Балканах
мы тоже проводим другие работы. И в ближайшее время мы, думаю, ещё пройдём
больше пути. Но в Азербайджане, как вы сказали о Турецкой Республике Северного
Кипра. Мы как жители Северного Кипра должны знать о проблемах азербайджанского
населения. В противном случае о таких вопросах, почему Азербайджан не знает о наших
проблемах, почему на международной арене не поддерживает наши вопросы. И когда мы
спрашиваем такие вопросы как бы неосознанно, для того чтобы такого не происходило,
необходимо, чтобы мы знали о проблемах друг друга. Мы должны понимать это хорошо.
То есть, вы должны понимать наши проблемы, и Азербайджан, таким образом, будет на
нашей стороне. Мы это будем чувствовать. И мы как люди, которые знают проблему,
это знаем, но обычный гражданин не знает об этом. И в будущих месяцах у нас будет
визит в Азербайджан, посвящённый теме проблемы Нагорного Карабаха и тому, как эта
проблема Нагорного Карабаха может быть повышена на международном уровне. И мы
постараемся рассказать о своих проблемах, узнать ваши проблемы и, таким образом,
показать то, что мы находимся на вашей стороне.
Мы знаем, у нас общие проблемы есть, похожие проблемы есть. У нас есть необходимость
в том, чтобы относиться к проблемам не как к “моим проблемам”, а как к “нашим
/ 203
204 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
Gönüllerimizin hep bir olduğunu karşılıklı olarak biliyoruz. Bu hamasi yaklaşımları
aslında yapmak her zaman faydalıdır. Buna da ihtiyacımız var ama önemli olan hep
söylediğim gibi ben sorunsalından çıkıp biz yaklaşımını geliştirebilmek, hepimizin ortak
sorunlarını bir havuzda toparlayabilmeyi başarabilmek. Ermeni meselesinde olduğu
gibi bugün Amerika’ya baktığımızda niye sözde Ermeni tasarısıyla ilgili Yahudiler,
bütün Yunan lobileri bir araya gelip bu meseleyi gündeme getiriyorlar. Çünkü orada
bir ortak kamuoyu oluşturabiliyorlar. Peki biz bu kadar büyük bir coğrafyanın insanları
olarak, bu kadar dünyanın her yerine dağılmış insanlar olarak, niye ortak bir diaspora
oluşturamıyoruz. İşte bunları yapmaya başladığımız an bu ortak ve güçlü diasporayı da
oluşturabileceğiz diye düşünüyorum. Teşekkür ederim.
Prof. Dr. Uğur DAİ
Teşekkür ediyoruz Sayın Tanpınar’a. Zaten Nurcan Hanımın biraz önce çeşitli
atasözleriyle vurguladığı gibi birlikten güç doğar. Yani Türk dünyasının her birinde
ayrı ayrı olan sorunların aslında Türk Dünyası Basın Birliği oluşturularak daha iyi ses
getirmesi. Bu birlikten güç doğar şeklindeki düşünce ile iyi bir sonuca varılmasında
mutlaka etken olacak. Sayın Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırma Merkezi Başkanının
ve Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürünün çabalarıyla, katkılarıyla
oluşturulmuş olan bu platformun, Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu’nun amacı
da budur. Bu amaca da ulaşmış olacağız zaten. Devamının da geleceği inancında
olarak şimdi sözü, daha doğrusu katılımcılardan sorusu varsa, Türkiye’yi temsilen
Sayın Ergun Babahan’a, sorularını yönlendirmelerini rica ediyorum.
Reşad MECİD
(Azerbaycan)
Konuşmanızda gazetecilik mesleği adına endişeler duydum, basın çalışanlarının
ücretlerinin düşüklüğü, gazetecilik mesleğine ilginin azalmasını da beraberinde
getirmektedir. Bunun devam etmesi mesleğimizin sıradanlaşmasına neden olacaktır.
Gazetecilik okullarında, iletişim fakültelerinde gençlere neler öğretilmeli, siz bu
konuda ne düşünüyorsunuz? Gelecekte gazetecilik nasıl olacak?
Ergun BABAHAN
Doğruyu söylemek gerekirse tüm dünyada yazılı basın gazeteciliği çok büyük bir krizde.
New York Times gazetesi dünya ekonomik krizinin ardından yazı işleri kadrosunda çok
büyük kısıntıya gitti. Time dergisi birçok bürosunu kapattı ve Newsweek el değiştirmek
zorunda kaldı. Avrupa’daki gazeteler birçok yerde büro kapattı vs. ajans haberlerine
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
проблемам”, “нашим общим проблемам”. И наши общие проблемы должны сложиться
вместе. Допустим, когда вы смотрите на Америку, лобби Армении или лобби Греции - они
всегда говорят о своих проблемах. Почему? Потому что они создали своё общественное
мнение в других странах, как США, допустим. Но мы не можем создать общую диаспору.
То есть, мы ещё не смогли создать общую диаспору. Но мы обязаны в будущем, я думаю,
создать общую мощную диаспору на мировом уровне.
ПРОФ. Д-Р УГУР ДАИ
Благодарим уважаемого господина Танпынар. Как говорила в пословицах Нурджан
Ханым, от совместной работы повышается мощность во много раз. И необходимо, я
тоже думаю, сотрудничать. Нужно находиться в сотрудничестве, и это будет, конечно,
намного эффективней, чем работать отдельно. И наш председатель в министерстве в
плане международных отношений, который поддерживает данный форум, их целью тоже
является это сотрудничество, этот союз. И это является только началом, и мы верим в то,
что в будущем будет продолжение этого сотрудничества. И сейчас я хочу спросить, если
есть вопросы к Эргюну Бабахану. Если есть, задайте ваши вопросы.
РЕШАД МЕДЖИД
(Азербайджан)
В вашей речи я слышал о некоторых печальных вещах. Я услышал, что некоторые
работы писателей, через интернет особенно, бесплатно используются, и, таким образом,
этот сектор ослабевает. Я это понимаю. И если это будет постоянно вот так, наш язык
упростится, наша работу, мы потеряем этот сектор вообще. И факультеты в университетах
в плане СМИ будут уже не нужны. Что вы думаете о будущем в этом плане? Что вы
думаете о будущем этого сектора? Все вот эти, если эта профессия, вы думаете, что
упростится до такой степени, что закроется, и не будет вообще такого сектора. То есть,
все, кто умеет читать и писать, вы думаете, они будут считать себя журналистами или как?
То есть, каким будет наше будущее в этом плане? Если вы скажете, мне будет интересно.
ЭРГЮН БАБАХАН
Если сказать в целом, конечно, очень много в журналистике было кризисов, в газетах.
Это проблемы с “Нью-Йорк Таймс”, проблема с персоналом в газетах “Таймс” и др.
Например, журнал “Ньюзвик” поменял хозяина, многие европейские газеты и журналы
закрыли свои офисы. И сейчас мы идём к тому, что выпуск газет переходит уже к
выпуску новостей. И теперь проблемы с квалифицированными кадрами существуют во
всех странах, в Америке и в наших странах - везде. И, конечно, это связано с тем, что
/ 205
206 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
dayalı gazetecilik dönemine gidiyoruz. Yazılı basında Amerika dahil her ülkede nitelikli
insan sıkıntısı giderek artıyor, Türkiye’de de aynı. Gazetecinin emeğinin bedava
olması, bugünkü telif yasalarının ve koruma kurallarının olmamasından kaynaklanıyor.
Bütün gün çalışıyorsunuz ve gazete hazırlıyorsunuz, yazarlarınız köşelerini yazıyor,
gece 02.00’da internet sitenize koyduğunuz anda herkes girip o haberleri alıyor, aynen
kullanabiliyor. Bu da siz çalışıyorsunuz ben onun üstünden kazanç elde ediyorum, az
ya da çok, bunu aynı anda yüzlerce kişi yaptığı zaman gazeteler açısından çok tatsız
bir durum doğuyor. Kimsenin gidip gazete almasına gerek kalmıyor.
Yazılı basının geleceği yazılı matbaacılık anlamında zor ama tablet gazeteciliği ile yeni
bir ufuk açılıyor, ipad’im var, artık Vanity Fair dergisini, New Yorker’ı, kâğıt aboneliği
bıraktım, indiriyorum, oradan okuyorum. New York Times’ı, Wall Street Journal’ı
Ipad’den okuyorum, Amerikalılardan daha önce okuyorum. Yani olaylar oldukça,
insanlar oldukça mutlaka onları derleyen, yorumlayan insanlara ihtiyaç olacak. Ama
şu anda bir geçiş döneminde olduğumuz, bazı konularda çok ciddi sıkıntılarda
olduğumuz kesin. Yeniden haber toplama ve yorumlama işinin yazılı anlamda ister
kâğıda yazın ister ekrana, bir değişimden geçmesi gerekiyor. Daha hızlı, daha sağlıklı,
daha kaliteli bir habercilik yapılabilmesi için bu üretimin karşılığının maddi olarak elde
edilmesi gerekiyor. Eğer çok büyük emekler harcayarak oluşturduğunuz bilgi, haber
vesaire elektrik ortamda bedava tüketiliyor ise bunu sonsuza kadar yapamazsınız.
Bunun mutlaka para üreten sadece reklam değil, tüketim açısından da haberin,
yorumun tüketilmesi açısından da parasal bir karşılığı olması gerek. Yani bugün bir
sürü insan var ekonomi dergisi ve sitelerine üye olup borsaya yatırım yaparken onları
değerlendirmek isteyen ve bunun için para ödeyen. Aynı şeyin haber ve haberlerin
yorumu ile ilgili de mutlaka olması gerekiyor, yoksa başımız çok dertte.
Altınbek ABİŞEV
(Kazakistan)
Türk gazetelerini, manşetlerini 16 yıldır takip ediyorum, siyasi bir gelişme olmamışsa
ölüm, kaza gibi haberlerin çoğunlukta olduğunu görüyorum. Belki okuyucu bunu
istiyordur, tiraj için gereklidir belki ama 16 yıldır aynı sistem sürüyor. Birinci sorum
“böyle bir durum nereye kadar? İkinci olarak 90 yıllık bir geçmişe rağmen Orta Asya’ya
olan ilgi bağımsızlık sonrasında bir iki yıl devam etti, sonra kayboldu. Artık pek merak
edilmiyor, yok denilecek noktada, Orta Asya haberlerini ne yazık ki göremiyoruz. Buna
bir çözüm var mı veya niçin böyle oldu? Teşekkür ederim.
Ergun BABAHAN
Gazeteciliğimiz, İngiliz geleneğine bağlı. Özellikle Simavi ailesinin güçlü olduğu 60’lı
yıllardan itibaren İngiliz gazeteciliğini örnek aldık. Daha çok düşünce gazetelerini
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
нет авторских прав, нет защиты авторских прав. Например, ваш персонал, ваш писатель,
журналист написал какую-то статью, в два часа ночи вы вывесили газету в интернет.
И после двух, пожалуйста, любой уже человек может скачать и разместить в других
новостных колонках. И получается так, что я как человек, который выпускает газету,
несу расходы, но уже никто не покупает эти газеты.
Сейчас переходим уже к новому горизонту, связанному с так называемыми “пи-си таблет”,
то есть небольшими портативными компьютерами. Сейчас “Нью-Йоркер” перешёл от
абонентской работы в газетном варианте и начал получать абонентов через интернет,
через айпэды. И, конечно, люди по мере того, как им требуется новая информация, им
нужны люди, которые делают какие-то комментарии. Но можно сказать, что мы сейчас
находимся в переходное время, и по некоторым вопросам у нас есть, конечно, очень
и очень большие проблемы. Есть проблемы со сбором информации, есть проблемы с
комментированием полученной информации. И необходимо на более новый, на более
качественный уровень вывести журналистику и подготовку новостей и получать за
это какие-то имущественные права. Если что-либо потребляется в цифровом виде
через интернет бесплатно, то это не может слишком долго продолжаться. Необходимо
за получение информации платить какую-то сумму, какие-то деньги. Естественно,
сейчас, например, те люди, которые хотят работать, которые вкладывают на бирже, они
вынуждены заходить на сайты, которые занимаются биржевыми работами и платить
какие-то деньги за абонентскую плату. Таким же образом необходимо поступать и в
журналистике, в нашей работе. Спасибо за внимание.
АЛТЫНБЕК АБИШЕВ
(Казахстан)
Я слежу за заголовками турецких газет на протяжении 16 лет. Плохие известия очень
быстро распространяются: об авариях, травмах, убийствах. Это, пожалуйста, всё быстро
распространяется, для того чтобы газеты делали как можно больше тираж. Вот 16 лет
уже прошло. До каких пор будет продолжаться такая ситуация с новостями? Например,
в Турции уже 2 года, как началось получение информации и новостей из Средней Азии.
В принципе, сейчас можно сказать, что это сошло на нет. Мы особо не видим новостей
про Центральную Азию в турецких газетах. Есть ли какие-то возможности решить этот
вопрос? Благодарю.
ЭРГЮН БАБАХАН
В нашей традиции журналистики очень сильны именно английские традиции. То
есть, семья Симави взяла в основу традицию английских газет, то есть, такую модель
приняли. И в этих газетах очень важным фактором является человеческий фактор. Это
убийства, разводы. Например, в 70-е годы в газете “Гюнайдын” о короле, о принце какие-
/ 207
208 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
değil de kitle gazeteleri örnek alınarak yola çıkılan bir model, burada insan unsuru
çok önemli. Bu tür gazetecilikte cinayet de önemli, boşanma da. Bir ara, herhalde
70’li yıllardı, Günaydın gazetesinde İngiliz gazeteleri kadar kraliyet haberi çıkardı,
Türkiye’nin böyle asilzade sınıfı kalmadığı için oradaki hayatı koyardı Günaydın ve
insanlar okurdu. Asillerin hayatı nasıldır, krallar nasıl yaşıyor şeklinde. Bir gazetecilik
ölüm, kan, bazen mutluluk, çoğu zaman futbol, bunlar işte. İnsanlar bir araya gelince
dünya meselelerini konuşmuyorlar. Kurtlar Vadisini, o günkü kazaları konuşuyorlar ya
da bir gece önceki futbol maçını konuşuyorlar. Halkın konuştuğu konuları manşet
yapmak gazete satışı, özellikle tiraj açısından önemli. Bu yüzden bu tip haberlerin
Türkiye’de gazete manşetlerinden gitmesi çok kolay değil. Gazeteler de artık çok
farklı, siyasi ve düşünce ağırlığı olan gazeteler var. Hürriyet, Sabah gibi daha büyük
kitlelere ulaşmayı hedefleyen gazeteler var. O yüzden gazetelerin sık sık insana
dayanan manşet yapmaları kaçınılmaz bence de.
Orta Asya konusuna gelince; Orta Asya da bu siyasi ortama göre değişiyor. Son dönemde Türk Dili Konuşan Ülkeler zirvelerinin sık sık yapılması gibi konularla gündeme
geliyor. Ermenistan kapısının açılması gündemde ise Azerbaycan’dan buraya milletvekilleri geldiği zaman ya onları destekleyenler, tepki gösterenler oluyor. Azerbaycan
ne yapmak istiyor tartışmaları oluyor. Ama ülke bazında haklısınız. Eğer bu işbirliği
gelişecek ise demin söylendiği gibi belki bir ajans kurularak uygun şartlarda gazetecilerin çalışmasına fırsat sağlanabilmeli. O zaman işte Türkiye’nin haber kuruluşlarının
Türk cumhuriyetlerinin başkentlerinde temsilcilikleri olacağı gibi aynı şey Ankara ve
İstanbul için de geçerli olur. Bunun aynı zaman da özel sektör teşebbüsü olduğu için
maliyet ayağının getirisinin de çok iyi düşünülmesi lazım. Bir de kimi ülkelerin çok
hassasiyeti var, Türkiye’de biz daha rahat yazıyoruz, konuları bizim ele alış tarzımız, konuların yazıldığı ülkelerin yönetiminde rahatsızlık yaratabilir. Bu da yakınlaşalım derken
bazen de çok büyük krizlere yol açabilir. Bunlar ince dengeler, çok dikkatli yürümek
gerekiyor. Her ülkenin konumuna göre bazen haber yapıyorsunuz hiç beklemediğiniz
tepki alıyorsunuz. “İşte her yerden arıyorlar o zaman da iş yapmayım yarın öbür gün
gene biri rahatsız olur, başım ağrımasın” deyip çok önemli bir şey yoksa görmezden
gelmek işimize geliyor açıkçası.
Gazeteci
Sayın Başkan, Sayın Babahan’ın konuşmasına katkı amacıyla söz aldım, genç
kardeşimizin sorusu pek cevaplandırılmadı. Ben sürekli basın kartı taşıyan eski bir
gazeteciyim, genç kardeşime bilgi olarak arz etmek istiyorum. Türkiye’de yüksek
tirajlı gazetelerin Orta Asya ve Türk dünyası kaygıları pek yok, yani çok önemli bir olay
olacak da gazeteye yansıyacak. Ama bazı gazetelerimiz Orta Asya cumhuriyetlerine,
özellikle Türk dünyasına yönelik sürekli yayınlar yapıyorlar. Mesela Orta Doğu, Yeni
Çağ gazetesi ve internet gazeteciliği yapan ve çok sayıda okuru olan Ay Gazete,
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
то новости выпускали, но так как в Турции не осталось дворянства, поэтому эта газета
решила публиковать информацию об английской королевской короне. Очень много
о футболе, о фильмах. Конечно, люди, которые встречаются ежедневно, они не будут
говорить о спасении вселенной. Они будут говорить о футбольном матче, который вчера
был сыгран, о каком-то сериале знаменитом. Соответственно, для того чтобы сделать
газету продаваемой, чтобы тираж у неё был как можно более высоким, выходят именно
такие заголовки в газетах. Поэтому выпуск каких-то заголовков, которые отличались бы,
были бы какими-нибудь новыми, это очень сложно изменить эту традицию. Например, в
газетах “Хюрриет”, “Сабах”, самых больших, мы видим, что говорят, используют именно
человеческий фактор в заголовках, очень часто мы с этим встречаемся.
Теперь, что касается Средней Азии, это всё связано с политической жизнью страны,
подход к этому. Мы сейчас видим, что в настоящее время на повестке дня появляются
информационные события, которые произошли в Средней Азии. Например, рассказывается
о том, что происходит с армянской проблемой, с Азербайджаном, обсуждается этот вопрос.
С одной стороны, вы правы, конечно, что говорить о сотрудничестве между странами
необходимо, по крайней мере, в столицах, чтобы наши журналисты работали, чтобы была
атмосфера для их работы и освещения событий. Например, чтобы турецкие новостные
агентства получали информацию от своего представителя в столицах тюркских стран.
И таким же образом в Турции, чтобы находились представители новостных агентств из
тюркских стран. Конечно, это приводит к каким-то финансовым нагрузкам, но, тем не
менее, это нужно сделать. Именно поэтому мы думаем, что в Турции зачастую мы очень
свободно пишем различные вопросы, а, например, то, что мы пишем, это может привести
к обратной реакции от руководства страны. Это может не понравиться ему. Мы хотим как
бы приблизиться друг к другу. Может, это приведёт наоборот к каким-то осложнениям в
отношениях. Иногда бывает так, что пишешь какую-то новость, а реакция на эту новость
вообще какая-то неожиданная, сталкиваемся с этим. Например, иногда пропускаем
какие-то новости, чтобы потом голова не болела.
Журналист
Уважаемый председатель, я хотел бы кое-что добавить с целью, чтобы внести свой вклад
в то, что было сказано Бабаханом. Так как ответ на вопрос нашего молодого коллеги
не был дан. В первую очередь, я являюсь представителем прессы. Я старый журналист,
который постоянно носит свою карточку представителя прессы. Я хотел бы поведать
нашему молодому коллеге некоторую информацию. В Турции очень высоко-тиражные
газеты, действительно, они особо не задумываются о Центральной Азии, о мире. Там
должно что-то чрезвычайное произойти, чтобы это было напечатано именно в газете. Но
некоторые газеты, они именно и направлены на Центральную Азию. Например, “Орта
Догу”, “Йени Чаг”. Вот эти две газеты постоянно печатают информацию о Средней
Азии. Или, например, имеющее довольно большую читательскую аудиторию интернетиздание Газета Ай. Пожалуйста, войдите на сайт aygazete.com, и вы увидите, что очень
много различных событий освещается в этих средствах массовой информации. Конечно,
/ 209
210 /
İKİNCİ GÜN
ÜÇÜNCÜ OTURUM
BÖLÜM 2
aygazete.com’u tıklarsanız, Türk dünyası ile ilgili çok geniş haberler görebilirsiniz.
Yüksek tirajlı gazetelerimiz tabii çok daha önemli olaylarla belki Türkiye’nin, dünyanın
büyük sorunlarıyla falan meşgul olabiliyorlar. Bu yüksek tirajlı gazetelerimizin Türk
dünyası ile ilgili sağlıklı bilgi vermemeleri de toplumumuzda bence büyük eksiklik
yaratıyor. Örneğin devlet adamlarımız dahi Azerbaycan Cumhuriyetine Azerbeycan
diyor, bu belki pek önemsenecek bir şey değil ama bir ülkenin adını doğru söylemek
lazım. Bir başka mesele Türki devletler, Türk dilli devletler, olmaz Türk Devletleri var.
Azerbaycan Türk Cumhuriyeti var, Kırgızistan Türk Cumhuriyeti var vs. Onlar bunu
şimdilik kabul etmeseler dahi böyle algılıyoruz, bu nedenle bu toplantı yapılıyor. Yani
Türk dili konuşan Türk dünyasındaki bütün medya mensuplarının aynı duygular, aynı
düşünceler içerisinde birbirlerine yaklaşmaları gerekiyor. Biraz evvel Azerbaycanlı
hanımefendinin de söylediği gibi Azerbaycan’ın kaygısı ne olursa olsun benim de
kaygım olmalı, Kırgızistan’ın, Kazakistan’ın, Türkmenistan’ın, Tataristan’ın ve bütün
Türk topluluklarının kaygıları benim kaygım olmalı gazeteci olarak. Eğer ben bunu
yapamıyorsam Türk dünyasında bir bütünleşme dilde de olsa biraz zor olur. Bunları arz
etmek istedim, teşekkür ederim.
Ali TUNA
(Türkiye)
Malum Kazakistan’da ciddi bir Rus nüfusu var, medyadaki yayınlar hususunda Rus
ile Kazak kökenli insanlar arasında bir kaynaşma söz konusu mudur? Yani Kazakistan
devletinin ayrılmaz bir parçası mıdır? Bu ciddi manadaki nüfus oranının Türklerin veya
Kazakların lehine gelişmesi söz konusu mudur? Ve bu kanallar arasında Rus kökenliler
daha çok Rusça kanallarını mı izliyorlar, yoksa Kazakistan ile kaynaşıp ortak bir kültür
oluşturdular mı? Teşekkürler.
Nurcan MUHAMMEDCANOVA
Teşekkür ederim sorunuz için. Kazakistan’da 16 milyondan fazla nüfus yaşıyor bunun
yüzde 63 Kazak, kalanı Rus ve diğer halklar. Belirttiğim gibi 11’den fazla ulusal kanal
var, kanunlarımıza göre her iki dilde de yayın yapma imkânı sağlanıyor. Bunun yanında
biliyorsunuz Kazakistan’da iki resmi dil var. Birisi Kazakça, bizim resmi cumhuriyet dili
sayılır hem de uluslararası iletişim dili olarak kullanılır. Herkesin Rus ve Kazak dilinde
haber alma imkânı mevcut. Kazakistan kanallarına göre dediğim gibi devlet kanalları
mesela yüzde 70-80 Kazak dilinde yayın yapabilirler ama biliyorsunuz seyircilerimiz
için hem de reklamdan gelen gelirlerle çalışma yaptığımız için seyircilerimiz hangi
dilde programlarımızı izleyebilir o konuya bağlıyız. Ancak kanuna göre yüzde 50’den
düşük olmayan programlar yapmak zorundayız. Tabii ki bu konuda çok sorunlar var
ama yavaş yavaş çözülüyor.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ТРЕТЬЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЧАСТЬ 2
некоторые люди занимаются вопросом, который случается в Турции, в мире, и они не
предоставляют какую-то полезную, здоровую информацию, правдивую информацию
о том, что происходит в Средней Азии. Мы видим, что, даже многие наши политики,
включая и высокопоставленных лиц, вместо “Азербайджан” говорят “Азербейджан”. Это,
конечно, тонкость, но это очень нужно. И нужно говорить “тюркский мир”, “тюркские
государства” - именно таким образом ставить вопрос. И нужно воспринимать, что мы
говорим именно таким образом. Когда мы говорим “тюркоязычные”, мы говорим о том,
что мы хотим разделять, мы хотим подходить со сходной позиции к вопросам. Мы хотим
лучше понимать, лучше приближаться друг к другу. И, например, те опасения, которые
высказаны представителем Азербайджана, они должны быть и моими опасениями,
именно моими как журналиста. Если я не могу разделять эти опасения, то, как бы мы ни
были близки в языке, мы останемся очень далеко друг от друга. Спасибо.
АЛИ ТУНА
(Турция)
Мы знаем, что в Казахстане есть сильное население, часть населения является русскими.
Есть казахское население, и есть русское население. Считаете ли вы, что это соотношение
будет ли сотрудничать с турецкими СМИ или с российскими СМИ? То есть, те, кто
является русскими, они больше смотрят, наверное, русские каналы, или они вместе с
казахским населением смотрят казахские?
НУРДЖАН МУХАММЕДЖАНОВА
Благодарю вас за вопрос. Сейчас в Казахстане население составляет более 16-ти
миллионов человек. Порядка 63% составляют казахи. Остальные - русские и другие
народы. Как я и говорила, имеется более 11 национальных телеканалов. По нашему закону,
вы имеете право осуществлять вещание на обоих языках. Как вы знаете, в Казахстане два
государственных языка. С одной стороны, наш родной язык - это казахский язык, он
является государственным языком республики. С другой стороны, русский язык является
языком международного общения. В Казахстане много возможностей получать новости,
и у нас очень много возможностей знать различные языки ещё со времён Советского
Союза. Например, практически каждый имеет возможность получать новости на русском,
на казахском или на ином языке. В соответствии с законодательством Казахстана,
национальные каналы - государственные каналы - порядка 70-80% ведут вещание
на казахском языке. А для частных каналов мы для наших зрителей, для получения
рекламных денег мы должны учитывать, на каком языке могут смотреть зрители наши
каналы. Но необходимо, чтоб не менее 50% должно быть на казахском языке. Поэтому
в связи с этим есть много вопросов, но в нашей стране эта тема постепенно решается.
/ 211
Dördüncü Oturum
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Medyanın Kamu Diplomasisi Rolü: Türk Dili Konuşan
Ülkeler ve Topluluklar Medya Platformu
Роль СМИ как общественной дипломатии: Медиа-платформа
тюркоязычных стран и сообществ
AÇILIŞ KONUŞMALARI / ВСТУПИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
Prof. Dr. MUSTAFA İSEN / Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri
ПРОФ. Д-Р МУСТАФА ИСЕН / Генералъный секретаръ Президентского аппарата
OTURUM BAŞKANI / ПРЕДСЕДАТЕЛЬ ЗАСЕДАНИЯ
AHMET DEMİRHAN / Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü
АХМЕТ ДЕМИРХАН / Координатор общественной дипломатии
KATILIMCILAR / УЧАСТНИКИ
ENİS BERBEROĞLU / Hürriyet Gazetesi
ЭНИС БЕРБЕРОГЛУ / Газета «Хюрриет»
EKREM DUMANLI / Zaman Gazetesi
ЭКРЕМ ДУМАНЛЫ / Газета «Заман»
HİLMİ BENGİ / Anadolu Ajansı Genel Müdürü
ХИЛЬМИ БЕНГИ / Генеральный директор «Анатолийского агентства»
Prof. Dr. ATA ATUN / Yakın Doğu Üniversitesi
ПРОФ. Д-Р АТА АТУН / Университет Ближнего Востока - ТРСК
214 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılış Konuşmaları
Prof. Dr. Mustafa İSEN
Çok değerli katılımcılar, bu yıl, Türk dünyasından bağımsızlıklarını kazanan ülkeler
yirminci bağımsızlık yıllarını kutlayacaklar. Hazırlıklar yapılıyor ve 2011 yılı yeniden
yirmi yılın değerlendirilmesi manasına gelecek şekilde çok değişik etkinliklere sahne
olacaktır. Türk dünyası ile Türkiye arasındaki ilişkilerin başlangıç itibarı ile romantik
bir dönemi oldu. Benzer ilişkide daima böyle bir tablo ile karşı karşıya kalınır. Bunu
kısa süre sonra birtakım kurumsal çalışmalara ve daha realist çerçeveye oturtmak
gerekiyordu. Maalesef biraz geç oldu bu işlem ama şunu memnuniyetle belirtmek
isterim ki geçtiğimiz yıl Nahçıvan’da yapılan ön anlaşma ile birlikte bu sene eylül
ayından itibaren “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi” adı altında yeni bir
uluslararası kuruluş ortaya çıktı. Yani yapılması gereken işlemlerle ilgili, belki birkaç
sene evvel yapılması gereken işlemler, daha ciddi bir tabana, daha reel bir tabana bu
vesile ile oturmuş oldu. Bu kuruluşun birtakım alt merkezleri ve buna bağlı olarak da
yapılan çok sayıda etkinlikleri bulunmaktadır.
Türk dünyasına yönelik bugün birlikte olduğumuz bu toplantıda gerçekten Türk
Dünyasında bu manada gerçekleştirilen ilişkilerin somut örneklerinden bir tanesi,
özellikle medya forumu iki günden beri tartışılıyor. Uluslararası ilişkilerde medyanın
rolünün ne kadar önemli olduğu, özellikle çağımızda ne kadar önemli olduğu
meselesi aynı şekilde muhakkak ele alınması gereken hususlardan bir tanesi idi. Bunu
alanın uzmanları bir araya gelerek değerlendirdiler. Bugün de bu ilişkilerde kamu
diplomasisinin rolü tartışılacak. Müsaade ederseniz bu konu ile ilgili bazı düşüncelerimi
söylemek istiyorum.
Değerli katılımcılar, özellikle son on beş gün içinde tanık olduğumuz birtakım olaylarla
çok açık şekilde ortaya çıktı ki diplomasi anlayışı değişiyor artık dünyada. Diplomasi
sadece diplomatların yürüttüğü faaliyet olmaktan çok daha geniş katılımlı ve daha
geniş çevrelere hitap eden, hem katılımcı açısından hem karşı taraf açısından
öznesi bol bir alan haline gelmektedir. Özellikle bu değişen diplomasi içinde bilgi,
kültür, iletişim son derece anlamlı hale gelmektedir. Denebilir ki bunlar olmaksızın
diplomasinin tanımı eksik kalmaktadır. Bu anlamda yapılacak işlerden bir tanesi
kamu diplomasisi çerçevesinde, son günlerde gündeme gelen bir kavram bu, en
basit tanımı ile bir ülkenin kendi mesajlarını diğer halklara doğru şekilde iletmesi ve
kendi imajını o halklar nezdinde ve o ülkeler nezdinde yönetebilir olmasıdır. Değerli
katılımcılar, bu fevkalade önemli bir durum biliyorsunuz. Bizim de gündemimizde kredi
derecelendirme kuruluşları var. Bunlar ülkelerin kredi notunu zaman zaman azaltıp
arttırıyorlar. Böylece o ülkelerin kredi alabilme şartları kredi verebilecek kuruluşlar
arasında bir kıymet ifade ediyor. Bu imaj dediğim hadisenin belki bu manada, bu
kadar somut bir algılaması söz konusu değil, elimizde bu kadar net veriler yok ama
ülke markaları dediğimiz bir hadise var. Mesela bununla ilgili birkaç rakam söylemek
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ВСТУПИТЕЛЬНАЯ РЕЧЬ
ПРОФ. Д-Р МУСТАФА ИСЕН
Дорогие участники, в этом году вне Турции, в тюркских
странах, которые получили независимость, они будут
отмечать 20-й год своей независимости. Для 2011-го
года проводятся подготовки, и этот год, 2011-й год, будет
годом, в который будет оцениваться этот 20-летний период.
Отношения между тюркским миром и Турцией поначалу
были какие-то романтические отношения. Раньше мы
тоже встречались с таким положением. После этого
была необходимость в более организованном порядке,
в организации некоторых работ. Немного, может быть,
опоздали с этим, но я хочу сказать, что в прошлом году
в Нахичевани было предварительное соглашение сделано. И с сентября этого года
тюркские страны под названием “Консенсуса тюркских стран” вместе соединятся и
начнут сотрудничать над проектами, которые должны были реализоваться, может быть,
ещё раньше. Эта организация имеет несколько подорганизаций. Кроме этого, есть много
мероприятий, которые проводятся в тюркском мире.
Допустим, одно из них - это вот это мероприятие, которое мы здесь видим сегодня. Это
является примером одного из таких мероприятий - вот этот СМИ-форум. Обсуждается,
насколько он важен и насколько необходим для нас. Конечно, мы должны были
сконцентрироваться на этом. Потому что профессионалы этой сферы собрались здесь
и провели оценку. И в дипломатии общества мы будем говорить об этом. И я с вашего
позволения хочу сказать, пояснить свои мысли на эту тему.
Особенно за последние 15 дней мы познакомились с некоторыми положениями, и мы
поняли, что понятие дипломатии уже меняется во всём мире. Это не только разрабатывается
или проводится со стороны дипломатов, но более обширные слои общества участвуют
в этом. И особенно для этой изменчивой дипломатии культура, коммуникации - они
очень важны в этой сфере. Если их не будет, то определение дипломатии является
недостаточным. И в этом смысле одно из дел, которые должны быть проделаны в рамках
дипломатии общества, по своему простому определению, это то, что каждая страна свои
сообщения, должна передавать свои мысли, свои послания другим национальностям,
поддерживая свой имидж и свою репутацию. Дорогие участники, это очень важный
аспект. Вы знаете, что у нас тоже есть организации по оценке кредита каждой страны.
И они повышают или понижают баллы каждой страны. И эти рейтинговые агентства
назначают какой-то бал для каждой страны, который меняется. Возможно, не так всё
точно, у нас нет такой информации, но когда мы говорим о марках стран - есть такое
понятие “марки стран” - я хочу назвать несколько цифр в этом. Первое место, одно из
первых мест - это Япония, которая получила баллы по имиджу. 242% имеет Япония
кредит имиджа. Соединённые Штаты - около 150%. Допустим, Южная Корея в этой
/ 215
216 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
istiyorum. Bu anlamda imaj algısı en yüksek ülkelerden bir tanesi Japonya’dır.
Japonya milli gelirinin yüzde 242 oranında bir imaj kredisine sahiptir. ABD’nin yaklaşık
150 civarında bir imaj kredisi var. Bize benzeyen ülkeler noktasında bir şey söylemek
istiyorum. Mesela Güney Kore’nin kredisi yani 100 liralık değere karşı bir şeyin kredisi
Japonya’da 242 iken bu rakam Güney Kore’de 30’a düşmektedir. Bunun için şimdi
Güney Kore’nin elinde stratejik bir çalışma var. Bunu 2015 yılına doğru ne kadar
taşıyabiliriz gibi bir yaklaşım içindeler. Şunu söylemek istiyorum, kamu diplomasisi ile
sağlayacağınız imaj değeriniz ne kadar yüksekse sahip olduğunuz her şey dünyada o
kadar yüksek algılanarak değerlendirilmektedir.
Kamu diplomasisi aracılığıyla karşı tarafı etkileme konusunda yapacağınız işlemin
propagandadan önemli bir farkı var. Propaganda biliyorsunuz gerektiğinde olmayan
şeyi de anlatmaya yönelik bir yaklaşımdır. Oysa kamu diplomasisinde doğru olan şeyi
anlatmak ve bunu mümkün olduğu kadar açık ve şeffaf yapmak gibi bir yükümlülükle
karşı karşıyasınız. Bu da ancak güçlü ve özgür bir medya ile mümkün olabilmektedir.
Onun için biraz önce bahsettiğim bu ülke imajı çerçevesinde söyleyebileceğim hususlar
içinde mutlak surette o ülkenin demokrasi ile yönetilmesi, yapılan işlemlerin şeffaf
bir biçimde yapılıyor olması, insan kalitesinin zenginliği, ihracat, turizm ve benzeri
kültür ve gelenekler üzerine oturmuş bir yapı karşı tarafta pozitif bir değerlendirme
imkânı sağlayacaktır. Bu manada kamu diplomasisi de ancak demokrasiyle idare
edilen toplumların yapısal çerçevesi içinde mümkün olabilecek bir husustur. Bunun
iletişimle yapılması, iletişimle anlatılması için karşı tarafı doğru bilmek gerekiyor. Zaten
Türkçe’deki fiil yapısına bakarsak sadece iletmek değil iletişim içinde olmak, iki tarafla
karşılıklı bir beklenti içerisinde olmak esası üzerine kurmak mümkündür. Özgür ve
güçlü basın kamu diplomasisinin yapılmasını ancak mümkün kılabilir ve bu çerçevede
işte bizim yumuşak güç dediğimiz soft power günümüzün moda tabirlerinden bir
tanesi olarak kamu diplomasisiyle birlikte gündeme gelen diğer hususlardan biridir.
Yumuşak güç, en iyi şekilde kendi ülkenizi bir cazibe ülkesi haline getirmek, karşı
tarafın sizi cazip kılabilecek bir yaklaşımla kalbini kazanmak ve size daha ılımlı, daha
müspet, daha takdir eder bir biçimde bakabilmeyi öğretmektir. Bu bakımdan, Türk dili
konuşan ülkeler bugün gerçekleştirilen faaliyeti, Türk Dünyasının başta birbirini çok
iyi anlamasına vesile olacak önemli bir etkinlik olarak görüyorum. Aynı zamanda, bu
manadaki güçlerini ve tecrübelerini birleştirerek kendi ülkelerini dünyaya daha farklı
biçimde tanıtma noktasında da müşterek hareket edebilme potansiyeli olarak da
görüyorum. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin en önemli maddelerinden
bir tanesi de sahip oldukları bu bilgi birikimini uluslararası platformda birleştirerek,
buralardan birtakım neticeler elde edebilme süreci olarak tanımlamışlardır. Bu
yüzdendir ki çok faydalı bulduğum bu toplantıda aranızda olmak istedim. Emeği
geçen herkese ve katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Bu gibi toplantılardan elde
edilecek sonuçlar bir toplantıyla belli olmaz. Bunların gelecek yıllarda Türk dünyasının
başka coğrafyalarında, başka önemli şehirlerinde de tekrarlanması halinde bir kültürel
birikim ve beraber iş yapabilme gücüne yönelik olumlu bir tavır ortaya çıkaracağı
kanaatini taşıyorum ve tekrar herkese çok teşekkür ediyorum.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
области, то есть, на сто лир, допустим, то, что соответствует кредиту - это 242, допустим,
в Японии, а в Южной Корее - это уменьшается до 30. И до 2015-го года, куда мы сможем
дойти, что мы сможем сделать - это всё определяется. Ваша оценка, ваше значение
имиджа, которое вы показываете в обществе, насколько она высокая, настолько всё, что
вы имеете, на мировом уровне оценивается - настолько же высоко.
Это при помощи дипломатии общества вы можете показать эффектно на другие страны.
И иногда используется пропаганда, которая объясняет то, чего на самом деле нет. А
общественная дипломатия, наоборот, основывается только на реальных вещах. И это
возможно только при помощи сильных средств массовой информации и независимых
средств массовой информации. И то, что я говорил до этого, имидж страны и то, что мы
можем сказать в рамках имиджа страны, это определяется, с одной стороны, управлением,
властью страны. Чтобы всё было прозрачным образом. Допустим, экспорт, туризм и
культура. Только таким образом это может вызвать позитивный имидж у других стран. И
это только возможно в демократических странах в рамках демократических понятий. Это
можно делать при помощи коммуникаций, для коммуникаций необходимо знать другие
страны очень хорошо. Если вы посмотрите, в турецком языке коммуникация означает не
передавать что-то, а передавать и получать в то же время. Независимые и сильные СМИ только это может способствовать тому, чтобы была сильная общественная дипломатия. И
то, что мы говорим сейчас, мы говорим о мягких силах, когда говорим об общественной
дипломатии.
Таким образом, вы делаете из себя центр, который притягивает к себе дипломатию.
И таким образом как бы вы нравитесь другим странам. Вы нравитесь, и к вам более
позитивное отношение начинается. И вы способствуете этому. С этого взгляда я в рамках
тюркоязычных стран то, что сегодня здесь проводится, этот форум, я думаю о том, что
этот форум является очень важным мероприятием. Кроме этого, совместив наши силы и
совместив наше усердие и опыт в этой области, мы можем объяснить, показать всему миру
нас с лучшей стороны, и это является очень большим потенциалом. И эта организация
тюркских стран, о которой я вам говорил, соединив на международном уровне свой опыт,
и посредством сотрудничества, создавать имидж тюркских стран. И поэтому я считаю,
что данный форум очень важен, очень необходим, и поэтому я захотел здесь участвовать.
Я за это благодарю вас, организаторов. Конечно, результаты мы не получим в результате
одного собрания. Возможно, в других географиях, в других странах, в других городах
тюркских народов мы будем проводить такие же собрания для того, чтобы поделиться
своим культурным наследием, своим опытом, своими знаниями. И опять же благодарю
всех.
/ 217
218 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Ahmet DEMİRHAN
Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu diplomatların ya da hükümet yetkililerinin
kapalı kapılar ardında aldıkları birtakım kararların aslında kamu diplomasisi yoluyla o
toplumların halklarına ulaştırılmadan itibar görmediğini ifade ederek ülkeler arasında
kamu diplomasisinin nasıl bir rol oynadığını çok veciz bir ifadeyle anlatmıştı. Sayın
Mustafa İsen ise, bir ülkenin kendi imajını diplomatik kanallar dışında yönetilebilir
şekilde sunması olarak kamu diplomasisini özetledi. Şimdi bu oturumda medya ve
kamu diplomasisi arasındaki ilişkileri değerlendirirken aslında her bir konuşmacıdan
biraz da kendilerinin kamu diplomasisi hakkında neler düşündüğünü kısaca
değerlendirmelerini talep edeceğim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
АХМЕТ ДЕМИРХАН
В первую очередь, приветствую вас всех. На этом нашем
заседании мы будем проводить оценку между общественной
дипломатией и средствами массовой информации, их
отношениях. Конечно, господин профессор Мустафа Исен
рассказал и сделал небольшое введение в общественную
дипломатию. Кроме этого, вчера уважаемый министр
иностранных дел Давутоглу тоже вкратце упомянул об
общественной дипломатии. Я хотел бы это напомнить вам.
Давайте господина Экрема сюда тоже возьмём. Конечно,
дипломаты принимают решения за закрытыми дверями. А
вот общественная дипломатия может. Можно сказать, что
дипломатия, которая происходит за закрытыми дверями, особо не влияет, не отражается
на простом населении. И, например, уважаемый господин Мустафа Исен как раз таки
упомянул о том, что есть специальный имидж у каждого государства. И этот имидж
может быть продемонстрирован по другим каналам, помимо самой дипломатии. Кроме
этого, что касается оценки отношений между средствами массовой информации и
общественной дипломатии, об этом, пожалуйста, я хотел бы попросить уважаемого
коллегу рассказать о своих мыслях по этому поводу. Пожалуйста, уважаемый господин
Энис, у нас 15 минут.
/ 219
220 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Toplumsal Etkileşimin Sağlanmasında
Kamu Diplomasisi Aracı Olarak Medyanın Rolü
Enis BERBEROĞLU
Sayın Başkan çok teşekkür ederim. Bazen şöyle bir şanssızlık olur hayatta, iletişim
okumadım, gazeteciliğe 1980 yılında başladım, otuz senedir bu mesleği yapıyorum.
Kamu diplomasisi de tıpkı gazetecilik gibi benim hayatımdaymış galiba farkında
değilmişim. Bu davet üzerine şöyle bir karıştırdım, 1960’larda kavramsallaştırılmış
kamu diplomasisi, yani propagandayla bir ayrım gözetilmek istenmiş. Görünen o ki
bir ülkenin değerlerini başka bir ülkeye medya üzerinden nasıl transfer edeceğine
dair bir bilim dalı haline gelmiş. Bendeniz bu bilim dalının subjelerinden biri olarak
1990’da, Birinci Körfez Savaşı, Amerika’nın Bağdat’ı vurduğu günlerde gazetecilik
yapma vesilesi ile tanıştım. Tabii ki insanın hayatında çok az tesadüfe yer verildiğini
düşünürüm. Oraya gitmek için önce Güneydoğu’da savaşı izledim, Lübnan’da, sonra
İran-Irak savaşını izledim. Son olarak da gönüllü olarak Bağdat’a gittim, 90 yılının
sonuydu savaş başladı ve Saddam rejimi bütün dünyanın gözü önünde bir kamu
diplomasisi, -bugünkü deyimiyle- uygulamaya başladı. Zaten gelişinden belliydi
sürecin, Saddam defaten kendi kanallarında, kendi medyasında olası bir savaşın
Amerika açısından ikinci bir Vietnam hezimeti yaratacağı mesajının altını çizip
duruyordu. Yani Saddam kendi ordusuna, kendi halkına da güvenmiyordu. Amerikan
kayıplarına güveniyordu ve bu Amerikan kayıplarının Amerika’da yaratacağı tepkiye ve
Amerika’nın içerden teslim olacağına güveniyordu, bunu da saklamıyordu. Yani her
gün makaleler çıkıyordu. İngilizce, Arapça çıkan gazetelerde savaş çıktı ve Saddam ilk
amacına ulaşamadı. Korkutma sürecini de başarıyla tamamlayamadı ve Amerikalılar
Bağdat’ı vurmaya başladılar. Ertesi gün itibarıyla bütün manzara değişti, CNN ve
BBC’nin -iki tane o zamanlar- bavullarla taşınan şu cep telefonuna sığdırabildiğimiz
teknolojiyi bavullarla taşıyorlardı.
Bu arada 20 yıldan bahsediyorum, El Reşit’in lobisinin dışında artık suyu olmayan
havuzun etrafında toparlanıp savaş haberleri geçmeye başladık, şurası vuruldu burası
vuruldu. İlk 24 saat karışmadılar 25’nci saat muhaberattan adamlar gelmeye başladı,
çok iyi İngilizce, Fransızca ve Türkçe bilen kişiler. Bunların eşliğinde haber yazmaya
başladık, telefonla yazdırıyoruz zaten. Bilgisayar -o teknoloji- yok her şeyden evvel
1990 başında götüreceksin, haber yazacaksın, usb takacaksın, dışarıdan modem falan
bunlar hikâye. Sonuçta telefonla yazdırabildiğin kadar yazdırabiliyorsun, onu da CNN
ve BBC’nin imkânlarıyla yapabilirsin. Başımızda da bizi denetleyen, online denetleyen
tabiri yerindeyse bir muhaberat subayı duruyor. Fazla bir şey yazdırdığın zaman küt
diye telefona basıyor ve yıkıl git diyor. İşin kötüsü bütün dünya görüyor bizim orada
bir tür Irak’ın etki ajanı gibi çalıştığımızı. Yani yazdığımız haberin Irak’ın işine gelmediği
zaman hiçbir şey olamayacağını. Bütün dünya gördü ve bu soytarılığı yaptık orada.
Canımız pahasına atlayıp Kerkük’e gidiyoruz, bombalar yağıyor, yazacağın esas hikâye
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Роль СМИ как средства общественной дипломатии
в обеспечении социального взаимодействия
ЭНИС БЕРБЕРОГЛУ
Время от времени в жизни бывают не очень приятные
ситуации. Я не учился на факультете журналистики. Но
работаю в этой сфере с 1980-го года. С одной стороны,
после 1960-х возникло такое понятие, как общественная
дипломатия. Начали понимать, что различные подходы
в средствах массовой информации по дипломатии, и
новые факультеты, новый вид наук возник в связи с этим.
Например, когда по Багдаду был нанесён удар, в то время я
принял решение о том, что я стану журналистом. Конечно,
в жизни каждого человека, я думаю, что случайность - это
стечение закономерностей. Я ездил в Словению, в Багдад, в
другие страны. Это было начало 90-х годов. Примерно 15-го января 91-го года, насколько
я помню, в это время началась война. И режим Саддама начал применять средства
общественной дипломатии. Получилось так, что он по своим каналам начал создавать
такое поле, как будто Ирак станет вторым Вьетнамом для США. Саддам не доверял
своему народу, не доверял своей армии, но он старался создать реакцию в США. Он
открыто даже об этом говорил, что США сдадутся внутри своей страны, из-за этого
отойдут. Война возникла, Саддам Хусейн достиг своей поставленной цели. США не
достигли своей цели, и начали бомбардировки по Багдаду. На следующий день ситуация
поменялась. То, что сейчас у нас вмещается в сотовый телефон, в мобильный телефон,
тогда нам приходилось огромные сумки таскать для этого.
Я говорю о событиях 20-летней давности. Около одного бассейна за лобби Аль-Рашида
мы собрали свои вещи и начали вещание. Где-то 24 часа подряд мы вели вещание,
никто не вмешивался. После этого пришли люди. Все знали прекрасно английский,
французский, турецкий языки. В то время и компьютеров, никаких особых технологий
ещё не было. В 90-е годы, чтобы вы повезли с собой компьютер, чтобы вы взяли с собой
память «Ю-Эс-Би» - это просто нереально было. И получилось так, что всё изначально
можно было на обычную камеру снимать. И, значит, рядом с нами в качестве контроллёра
стоял один офицер. И он контролировал то, что вещается. И если он скажет: «Всё,
пожалуйста, уходи отсюда», то просто производилась депортация журналиста. И все это
прекрасно видели. Ну что мы там работали как своего рода иракские агенты. Что если
новость, которую мы напишем, не устроит Ирак, то ничего не будет. Весь мир видел,
и мы занимались этим шутовством. Ездили, рискуя жизнью, в Киркук, в другие места.
Конечно, в то время начинаешь думать, для чего вы находитесь здесь. Это достаточно
философский вопрос получается.
Проблема всего упирается в следующее. В принципе, человека можно назвать успешным.
Мы поехали совместно с Эйюпом Джошкуном в Ирак. Сейчас он в другой стране. Он
/ 221
222 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
içinde kalmış yazdığın ise tam Irak propagandası. Şimdi düşünüyorsunuz, niye ben
buradayım, tabii bunlar çok felsefi.
Şimdi mesele şuraya gelip dayanıyor, adam aslında başarılıydı. Şu açıdan, beraber
gittiğimiz Hürriyet’ten -o tarihte Hürriyet’teydim- Eyüp Coşkun’un, şimdi artık Lübnan
muhabiri o devam etti savaş muhabirliğine, çektiği bir fotoğrafla Time dergisine kapak
olduk. Çünkü bir gün götürdüler bir yere, dediler “Burası çocuk maması fabrikasıydı.
Burada kimyasal silah falan yoktu. Amerikalılar geldiler, vurdular. Çocuklarımız aç
kalacak”. Herhangi bir delil var mı, yok. Karşı görüş var mı, yok. Hadi bakalım bunu
yazdık küt diye Time da kapak yaptı. Yani şimdi bu kafayla bakarsan ya da bir gün
götürdüler bir sığınak gösterdiler, sığınağın tepesine akıllı bomba girmiş ve dibine
kadar düşmüş, orada altmış kişiyi öldürmüş. Cesetler nerede, yok kan yok, şu yok, bu
yok, bu arada mesela Güneydoğu’da istemesem de çok kanlı sahnelere şahit oldum.
Keza İran-Irak Savaşı’nda da, Körfez Savaşı’nda da çok çok kanlı sahnelere tanık oldum.
Polis-adliye muhabirliğinden yetiştiğim için kanı bilirim. Savaşa gittim bütün dünyanın
baktığı yerde bir damla kan görmedim. Irak o kadar steril bir olay yaratmış ki bir tane
ceset görmeden bize yüzlerce hikaye yazdırdı. Şimdi bunu niye anlattım? Şunun için
anlattım. Irak’ta kim bu işi tasarladıysa aşağı yukarı tanıyorum. Ekip ortak değerlere
dayalı bir politika izledi. Saddam, her gün yazarları, gazetecileri, milletvekilleri yürütüp
slogan attırıyordu. Bu manzaraları eğer kendi gazetecileri aracılığıyla servis etseydi
hiçbir şansı yoktu. Ama Batılı gazetecilere, Batılı standartlara uygun mesajlar taşıma
işlevini zorla ekleyince bence olduğundan, olması çok bir etki yaratacak yol izledi.
Birinci örneğim budur. Yani, benim oturduğum yerden baktığınızda kamu diplomasisini
uygulayan erk medya ile bir işbirliği yapmak istiyorsa, Türkün Türk’e propagandasını
bir yana bırakmalı. Biz şöyle büyüğüz, işte yeniden doğduk, küllerimizden çıkarız,
yelkenlerimizi atlastan dikeriz. İyi, güzel bir problem yok. Onu da yazarız. Sonuç olarak
gazetecilik bu ama bir işe yarar mı? Çok emin değilim.
Masanın öteki tarafından baktığımı söylemiştim, kısaca ikinci mesajı da veriyim. Onu
da genel yayın müdürlüğü döneminde yaşadım. Taze bir genel yayın müdürüyüm, bir
yıllık, bir olay yaşadım, bunu bana çağrıştıran Mavi Marmara olayı. Bu da herhangi bir
yabancı medyanın ve yabancı kamu diplomasisi erkinin Türkiye’deki bir gerçeği nasıl
tahrif edebileceğine dair çabaları gösteriyor. Ayıklama görevini de Türk medyasına
veya ulusal medyaya -hangi ülkede çalışıyorsan- ait olduğunu hatırlattı. Şimdi bir
gemi gidiyor, manzara bu kadar basit, yani bunu sizlere Nijerya’yla Sudan arasında
olduğunu söylersem şöyle bakarsınız. O kadar buz gibi bakarım, çünkü bir grup sivil
insan atlıyor gemiye karşı tarafı protesto etmek için uluslararası sularda, öteki ülkenin
komandoları geliyor ve sonuçta 9 kişi de ölü çıkıyor. Burada sorumluluk o kadar açık
ki yani uluslararası hukuk açısından açık, insan açısından açık ve siyaseten açık, yani
her bakımdan açık. Türk medyasında şöyle utangaç da olsa sesler yükseldi: E onlar da
teröristti… Şimdi bunun nerden kaynaklandığını düşünmek o kadar zor değil. Nasıl bir
ayıklama gereğine ihtiyaç duyulduğu da o açıdan açık. Dolayısı ile fazla detaya girmek
istemiyorum ya da belki de daha çarpıcıdır onu vereyim. 2003’te TBMM’den tezkere
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
продолжает быть военным журналистом. Та фотография, которую мы сняли, была
поставлена на обложку «Тайма». Мы сказали, что это фабрика по производству детского
питания. И было сказано, что там производится химическое оружие. Но никакого
доказательства этого нет. Соответственно, дети останутся голодными. Такая новость была.
В другой раз убежище показано было. Бомба упала в убежище, произошёл взрыв. Говорят,
60 человек погибло. Но ни крови, ни трупов, ничего нет. Например, те, кто помнит Ираноиракскую войну, она была очень кровавой. Но в Ираке, например, я нигде не видел даже
капли крови. Но получилось так, что нам тысячи различных историй было рассказано,
и мы их писали. Кто бы ни написал эти истории в Ираке, кто бы это всё ни разработал
- я примерно понимаю, кто эти люди - но они провели свою политику, они стали вести
пропаганду, при использовании различных журналистов, политиков, деятелей начали
реализовывать свою программу. Если бы они начали по-другому действовать, шансов
бы у Саддама не было. И получилось, что благодаря той разработанной стратегии они
приобрели результат, который намного превосходит реально происходившие события,
то влияние, которое бы оказали реально произошедшие события на сознание людей. На
данный момент если мы хотим сотрудничать со средствами массовой информации, то
мы не должны говорить о том, что мы «восстали как птица Феникс из пепла». Конечно,
можно и об этом написать, но я не думаю, что мы как журналисты всё это можем написать.
Я говорил о том, что давайте попробуем посмотреть с другой стороны на эту ситуацию.
Я порядка года работаю в качестве генерального постановщика, и в этом году «Голубая
Мармара» («Мави Мармара»), так называемый корабль. Ни один иностранный журналист,
никто из других стран полностью не проработал этот вопрос. Что получается? Плывёт
корабль. Я приведу такой пример. Из Судана в Нигерию идёт корабль. Просто, что мы
видим в целом? Какая-то группа гражданских лиц, пожалуйста, садится на корабль и
плывёт. Корабли приходят в другой порт, и что мы видим? Девять человек погибло. С
точки зрения международного права, с точки зрения потери людей всё это - мы видим
нарушение. Всё открыто. И получилось так, что Турция, хоть и со стеснением, заявила о
произошедших событиях. А те, кто погибли, были названы «террористами» некоторыми
людьми. Давайте, я сейчас попробую быть кратким и закончить свою речь. Значит, в
2003-м году разрешение, которое хотели получить США, в турецком парламенте принято
не было. Соответственно, если бы оно прошло, тогда турецкие солдаты вошли бы в Ирак
и стали бы погибать. И получилось так, что мы начали обсуждать, что мы как бы сделали
что-то неправильное по отношению к нашим американским союзникам. Мы до сих
пор об этом говорим. В рамках продолжительного периода можно, конечно, провести
переоценку этого. Я как человек, работаю ежедневно с новостями, но первая реакция на
подобное событие не должна была быть такой резкой.
То есть, средство у нас одно. Есть дипломатия одной стороны, есть дипломатия другой
стороны. Они в одном русле как бы идут. Насколько бы в этом случае ты не старался
себя объективно вести, нужно ждать, чтобы и противная сторона тоже объективно себя
вела. Затронем нашу тему. Это тема Саддама, пропаганда США, пропаганда Израиля.
Насколько они соответствуют нашему восприятию, настолько такая дипломатия будет
успешна. Например, я как журналист своей газеты хотел бы сказать, что, если мы
/ 223
224 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
geçmedi, geçseydi Türk askeri Irak’a girecekti. Girseydi, varsayalım ki ölümler olacaktı,
demin anlattığım ölümler gibi. Ama geçmediği için oturup da niye bizim asker oraya
girmeyecek ve dolayısıyla ölüm olmayacak diye Türk medyası birdenbire Amerikalı
müttefiklerimize ayıp ettik temasını tartışmaya başladı. O zaman da garip geldi, bugün
de garip geliyor. Bu belki bir ay sonraki tartışmadır. Belki Hocam gibi bu işin tarihini,
analizini yapan insanlara aittir. Ama gündelik işlerle uğraşan benim gibi haberciler
açısından ilk tepkinin bu olmaması gerektiğini düşünüyorum. İkinci örneğim de budur.
Nasıl enerji kavramı varsa bizim mesleğimizi yapan insanların buna da dikkat
etmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada kendi erkine karşı ne kadar tarafsız ve
objektif olmaya çalışıyorsan rakip erke karşı da o kadar dikkatli olmak gerektiğini
düşünüyorum. Gazeteciliğin özünde bu var çünkü. Üçüncüsü de -bununla kapatmayı
düşünüyorum- bahsettiğimiz konular İsrail olsun Amerikan propagandası olsun bizim
ortak değerlerimize hitap ettiği ölçüde başarılı olur demiştim. Peki, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı ve bunun kimlik numarasını taşıyan bir gazeteci olarak konuşuyorum, başarılı
olmamızın da bizim ortak değerlerimizden geçtiği gerçeğinden yola çıkarsak biz ne
kadar ortak değer yaratıyoruz? Son 20, 30 yıldır bunda çok tereddütlerim var, yani
hemen hemen her büyük meselede bölünmüş, birilerine nefret kusan bir toplumda
yaşıyoruz: Kendimizi kandırmayalım. Bu sorunları biz paketleyip anlatalım derken neyi
anlatacağımıza karar verdik mi? Hakikaten kimin adına konuşacağımıza karar verdik
mi? Bunu da düşünelim.
Sonuç olarak dönüp felsefi bir şeyden bahsetmiyorum. Gayet pratik bir gazeteci olarak
konuşuyorum. Karşınızda siz karar vermediğiniz zaman en azından iki görüş varsa
hangisini yansıtırsak öteki görüş bize kızacak. Bunu unutmayın. Türkiye Müslüman,
laik vs. o spektrumda hangi tarafı seçip de yansıtırsak ya da Türk, Kürt, Alevi, Sünni
yani hangisini yansıtmaya çalışırsak, hangi görüşü seçip yolumuza devam edersek
yolda kalan bize kızacak. Yaptığımız şey aslında tek parça olmayan bir toplumda, çok
mozaikli bir toplumda, hatta çok polarize bir toplumda -izninizle öyle söyleyeyim- var
olan görüntüyü yansıtmaktan başka bir şey değil. Önce oturup karar vereceğiz ortak
değerlerin ne olduğuna, bunda hem fikir olacağız ondan sonra kamu diplomasisi
yapacağız gibi geliyor bana. Çok teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
совместно будем исходить из общих наших правил, общих наших ценностей, например,
по любому крупному вопросу, мы живем в том, что начинаем ненавидеть друг друга.
Если бы мы, например, хотели постараться, хотим что-либо рассказать, но если мы
сначала не обдумали, что мы хотим рассказать, не обдумали сам вопрос в целом, то это
приведёт к тому, что мы просто делаем работу из пустого в порожнее.
В конечном итоге, я не говорю о чем-либо философском, а говорю просто как
прагматичный журналист. Если вы не приняли решение о том, что будете рассказывать.
Есть два, например, мнения. Мы напишем об одном мнении, другое мнение будет на нас
злиться. Например, Турция - это светское государство и мусульманское государство. Как
мы будем подходить к этому вопросу? Есть проблемы, вопросы курдов, турков, алавитов,
шиитов. То есть, получится, что если мы выходим в дорогу, мы видим, что мы достаточно
такое мозаичное общество. Кроме того, что мы мозаичное общество, можно назвать нас
даже поляризированным обществом. Нам необходимо сначала принять общее решение
на основании общих ценностей и только потом мы будем говорить об общественной
дипломатии.
/ 225
226 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Türk Dili Konuşan Ülkeler Arasındaki İşbirliğinin
Geliştirilmesinde Kamu Diplomasisine
Düşen Görevler
Ekrem DUMANLI
Efendim herkese iyi günler diliyorum. Zamanımı da iyi kullanmaya çalışıp not aldığım
birkaç şeyi söylemeyi arzu ediyorum, birisi kamu diplomasisi. Daha yeni bir dil, yeni
bir kavram olduğunu söyleyebiliriz. Klasik diplomasi dediğimiz şey devletlerarasında
bürokratların yürüttüğü ve bazen de biraz gizemle yürüttüğü veya öyle algılandığı,
bazen de kapalı kapılar arkasında yürüttüğü, belki de öyle değil ama daha çok öyle
bir anlam yüklendiği bir ilişkiler yumağı iken daha çok halkları etkileyecek, halklar
arasındaki köprüleri inşa edecek veya var olan köprüleri sağlamlaştıracak değişik,
propaganda olmayan, ama diplomatik nezaketi olan, bir de sivil yanı olan bir ilişkiler
yumağından bahsediyoruz. Bu zaten kaçınılmaz bir şey. Neden kaçınılmaz? Çünkü
devletlerarası ilişkileri ezip geçen yeni bir ilişki biçimi var, insanlar arası, toplumlar arası
ilişkiler. Bunun bir kısmı klasik medya diyebileceğim televizyon, gazete, radyo gibi
şeyler. Daha yenisi ise internet üzerinden kurulan ilişkiler, twitter üzerinden kurulan
ilişkiler var, e-mail adresleri üzerinden ve web siteleri üzerinden verilen ve alınan
mesajlar var. Bunların içinde oluşturduğu yeni bir ilişkiler yumağı var. Dolayısıyla klasik
diplomasi dilinin yeterli olmadığı, klasik diplomasinin çerçevesinin dar geldiği günlük
hayat içerisinde hatta kimi zaman aşılıp, ezilip geçildiği bir yeni ilişkiler yumağından
bahsediyoruz.
Burada medya çok daha kritik, çok daha önemli bir misyonu üzerine alıyor. Belki
bunun üzerinde durmak lazım ama başka bir toplantıda da arz ettiğim ve benim için
çok hayati olan bir örnek vermek istiyorum. 2005 yılında ABD ile Sudan arasında
bir kriz çıktı, bir günlük bir krizdi ama harika bir krizdi. Nasıl harika krizdi? ABD
kurumlarından bir tanesinin web sitesinde şöyle bir haber yayınlandı: 1965, 1967’li
yıllarda ABD, Sudan’da nükleer deneme yapmıştır… Bir anda kıyamet koptu, Sudan
hükümeti buna çok sert tepki gösterdi. Sudan medyası ayağa kalktı ve onlarca yazı
yazılmaya başlandı. Hatta daha ötesi ABD Büyükelçisi çağrılıp Sudan hükümeti
tarafından bunun açıklanması istendi. Bu arada bazı bilim adamları televizyonlara
çıktılar, internet sitelerinde bir şeyler yazdılar. 67’li yıllarda Sudan’da kanser oranının
arttığını, bunun sebebinin bilinmediğini ve demek ki sebebinin ABD’nin yaptığı bir
kısım nükleer araştırmalar olduğu kanaatine varıldı. Diplomatik gerginlik had safhada
iken meselenin aslı anlaşıldı. Meğer o sitede yazılan Sudan kelimesinin bir harfi yanlış
yazılmış, kelime değil bir harf yanlış yazılmıştır. Sedan denileceğine Sudan yazılmıştır.
Sedan, ABD’nin çöl arazisinde hakikaten nükleer testler yaptığı bir toprak iken bunun
bir harfinin yanlış yazılması ile Sudan ile ABD’yi karşı karşıya getirdi. Türk medyasında
bu dış haberler sayfasının çok küçük bir parçasında bir iki gazetede yer aldı. Ama çok
önemli bir şeydi. Hani eskiden derlerdi, bir çivi bir nal, bir nal bir at, bir at bir süvari,
bir süvari bir orduyu kurtarır. Bu zincirleme mantık sistemi içerisinde aslında bir yanlış
başlık atmanız değil bir yanlış cümle kurmanız, bir yanlış makale yayınlamanız değil
bazen bir yanlış kelime kullanmanız bile iki ülkeyi karşı karşıya getirebilir. İki ülkenin
devletlerini, ordularını karşı karşıya getirebildiği gibi iki ülkenin halklarını karşı karşıya
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Задачи, стоящие перед общественной дипломатией
в деле развития сотрудничества между
тюркоязычными странами
ЭКРЕМ ДУМАНЛЫ
Всем доброго дня. Я постараюсь использовать своё
время максимально эффективно. Я хочу рассказать вам
о нескольких вещах, которые я записал. Общественная
дипломатия - это на самом деле новое такое понятие.
Классическая дипломатия между странами со стороны
бюрократов происходит. И иногда это бывает как-то скрытно,
секретно, за закрытыми дверями, возможно. А возможно и
нет. Но почему-то это так воспринимается, по крайней мере.
Но то, что более действует на народ как таковой, который
создаёт какие-то дружеские отношения между народами без
пропаганды, с одной стороны, но с другой стороны, то, что
является цивильным и, с другой стороны, то, что включает в себя народ сам, - это и есть
как бы общественная дипломатия. Это неизбежная вещь, потому что отношения между
странами уже не настолько важны как отношения между народами, между людьми.
Это показывается такими средствами массовой информации, как телевизор, как газеты,
пресса и так далее. И намного больше сейчас в наши последние дни это видно через
интернет, допустим, через “Твиттер”, через какие-то другие интернет-адреса, через
электронную почту. Здесь создаются новые как бы понятия, отношения. И, таким образом,
классический язык дипломатии не достаточен в этих рамках. И в ежедневной жизни,
возможно, мы переходим, переступаем через дипломатию как таковую и используем
общественную дипломатию.
И очень важную миссию, очень важную должность получает в этой сфере. И как я
говорил на другом одном собрании, я хочу дать пример, который является для меня очень
жизненным примером. В 2005-м году между Суданом и Америкой был однодневный,
наверное, кризис. Он был очень таким невероятным кризисом. Почему невероятным?
Потому что одна из организаций, находящихся в Америке, на своём интернет-адресе
опубликовала такое сообщение о том, что США в 1965-м и 1967-м годах провели
ядерные испытания в Судане… И в этот момент разразилась буря. СМИ Судана встали
на ноги, и также посол США был вызван и правительство, власть Судана попросила
его объяснить, что это значит и так далее. И в 67-м году процент рака возрос в Судане,
и причиной показывалось то, что были проведены некоторые ядерные исследования со
стороны Америки в этот период в Судане. Оказывается, там просто одна буква была
всего неправильна написана. Вместо “Седана” было написано “Судан”. Седан является
пустынным местом в Америке, в котором на самом деле США проводили ядерные
исследования. Но одна буква всего была написана неправильно, и эта местность Седан
была понята со стороны людей как страна Судан. Всего одна буква поменялась, и буквально
/ 227
228 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
getirebilir. Dolayısıyla, kitle iletişim araçları içerisinde en tesirlisi iddia ediyorum,
benim şahsi kanaatim, gazetelerdir. Sağdan soldan iki kez gözden geçirilen, çapraz
kontrolleri yapılan, redaksiyondan geçmiş, editörlükten geçmiş, doğruluğu değişik
kanallardan araştırılmış, tabii ki araştırılıyorsa, tabii ki meslek önemseniyorsa, bir bilgi
ile karşı karşıyasınız.
İnternette ve televizyonların canlı yayınlarında bu kadar bilgi sofistike hale getiriliyor
mu? Bilgiye hikmet, akıl ve strateji eklenebiliyor mu? Bu başka bir tartışma konusu ama
referans olarak gazeteler hala çok ciddiye alınabiliyorsa ki alındığını düşünüyorum.
Bazen saatlerce televizyondan yayınlanan bir programın hiçbir tesirinin olmadığı ama
küçük bir makalenin yeri göğü inlettiğini görerek söylüyorum. Dünyanın birçok yerinde
de hala böyle. Bu çerçeveden baktığım zaman, ister klasik medya iletişim araçlarının
isterse modern ve çok seri hareket eden iletişim araçlarının bazen de çabucak
mesleğini icra eden iletişim araçlarının çok daha sorumlu bir medya psikolojisiyle
hareket etmesi gerektiğine inanıyorum. Zaten 11 Eylül saldırısı olmasaydı liberal
medyadan sorumlu medyaya nasıl geçeriz cevabı için çalışan medya teoristleri
ile çok önemli bir yere gelecektik. Ama bu savaş, bu terör milletlerin, ülkelerin ve
devletlerin kimyasını bozduğu gibi medyaların da kimyasını maalesef bozmakta ve
tansiyonunu artırmaktadır. Daha sağlıklı karar verebilme mekanizmalarını maalesef
yerle bir etmektedir.
Bu söylediğim çerçevede çok ayrıntıya girmeden bazı olayları gözden
geçirebileceğimize inanıyorum. Mesela Türkiye ile Azerbaycan arasında Bursa’daki
Türkiye-Ermenistan maçı ve daha sonra zincirleme devam eden olayların bir iletişim
kazası olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki Türklerin Azerileri ne kadar sevdiği,
Azerilerin de Türkiye’yi ne kadar çok sevdiği aşikârdır. Ama öyle büyük hatalar yapıldı
ki bu hatalar sadece devletlerarası ilişkilerde birtakım sıkıntılara sebebiyet vermedi,
halklar arasında da bir kısım yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdi. Bunda medyanın
rolü neydi diye sorduğumda, Azerbaycan medyasını çok takip edemedim, ama bizim
Türk medyasının büyük yanlışları olduğunu düşünüyorum. Şimdi Ermenistan Devlet
Başkanı, Sayın Cumhurbaşkanımızın davetlisi olarak gelmiş. Zaten Ermenistan’a, Sayın
Cumhurbaşkanımız da gitmiş, dolayısıyla bir iadeyi ziyaret söz konusu diyelim. Orada
Azerbaycan bayrağının olup olmaması bir nezaket konusu iken bir anda bambaşka
bir mecraya kayıldı ve bir anda Azerbaycan bayrakları Türk polisleri tarafından şuraya
buraya atıldı gibi yansıtıldı. Bu Türkiye gerçeğini yansıtmıyordu. Türkiye Devleti de
Azerbaycan’ın bayrağını da, her bayrak kutsaldır, alıp bir kenara polis memurlarına
attıracak kadar vefasız değildi. Azeri din kardeşlerimiz de bunu böyle algılayamazdı.
Çok önemli hassas bir çizgi var burada. Maalesef iki devleti karşı karşıya getiriverdi ve
iki halkı küs hale getirecekti neredeyse. Ardından tabii zincirleme kazalar oldu. Oradaki
şehitlik meselesi oldu. Türk bayrağının yarıya indirilme meselesi vs. Aslında bunlar
devletlerarası ilişkilerde belli bir nezaketi götürebilecek ilişkiler iken biraz medyanın
sorumlu medya pozisyonunu almamasından bence büyük iletişim kazalarının da
çıktığını düşünüyorum.
Çok küçük bir parantez açarak ne yapılması gerekir sorusuna cevap vermek istiyorum.
Ama buna cevap verirken biraz kendi gazetemden örnek vereceğim. Bunu lütfen
reklam saymayın, Zaman gazetesi 15 ülkede basılıyor, 15 ülkenin içerisinde Balkanlar,
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
это заняло не все газеты - только в некоторых газетах это было показано. Но это стало
таким большим кризисом вдруг. У нас есть такая пословица: “Один гвоздь спасёт одну
подкову, одна подкова спасёт одну лошадь, одна лошадь спасёт одного солдата, а один
солдат спасёт армию”. То есть, иногда не то, чтобы опубликовали какую-то неправильную
страну, а иногда может быть, что единственная буква написана неправильно, и страны
как бы начнут войну даже, может быть, после этого. Армии будут против, все народы
будут против друг друга. И поэтому средства массовой информации, самые эффективные
среди них, по моему мнению, газеты, потому что это рафинированная отредактированная
информация. Потому что эта информация несколько раз проверяется, и это проходит
через редакцию. И правдивость, реальность этой информации много раз проверяется.
Конечно, если это проверяется. Если на самом деле профессионально издаётся газета.
В интернете, может быть, это не так, и по телевидению это не настолько всё осложнено.
То есть, может, добавление некоторых других аспектов к информации возможно ли в
интернете или по телевидению? Можно проводить дискуссию на эту тему, но не сейчас.
И время от времени программа, которая транслируется по телевидению, иногда не имеет
эффекта, хотя она транслируется часами. Но небольшой заголовок в газете имеет намного
больший эффект. Я видел это. И, может быть, в СМИ, которые являются традиционными
или которые являются очень современными, они должны проводить свои работы, зная
свою ответственность. Если бы не было 11-го сентября, того, что произошло в Америке,
то от либеральных СМИ как мы перейдём к ответственности СМИ, это обсуждалось
очень долго, но этот акт террора как “поменял химию” народов, стран, и также это
“поменяло химию” средств массовой информации, повысило давление и испортило
механизм правильного решения.
Я считаю, что можно в этих рамках, не вдаваясь в подробности, представить себе ряд
случаев. Например, насколько турки любят азербайджанцев, насколько азербайджанцы
любят Турцию - это очевидно, но такие большие ошибки были допущены, что эти ошибки
не только между странами создали какие-то проблемы. Не только между странами, но
также и между народами: какие-то неправильные понятия, когда люди друг друга не
поняли. Я не знаю, как СМИ в Азербайджане представили это событие, но в нашей стране,
в Турции, это событие со стороны СМИ представлено, я думаю, неправильно было. Так
вот, раньше наш президент был в Армении, и они приехали как бы по приглашению.
Они поехали как бы в пределах этикета и хороших нравов, они тоже как бы произвели
свой визит. То есть это как бы аспект этикета, наверное, хороших нравов, но вдруг както всё поменялось, и какие-то такие слова были сказаны, что как бы Турция враждует
с Азербайджаном и сотрудничает с Арменией. Такие бессмысленные как бы вещи.
Турецкий флаг является священным для Турции, и так же азербайджанский. Но иногда
некоторые происшествия происходят, какие-то события бывают, и люди как-то изменяют
эти события и по-другому как-то интерпретируют. Я не говорю “манипулировать”, очень
тонкая грань между этими словами. И между двумя странами возникли проблемы, и даже
народы почти начали враждовать. На кладбище даже спустили наполовину турецкий
флаг. Были такие проблемы, и я считаю, что средства массовой информации имеют
огромную ответственность в этом плане и не должны допускать такие ошибки.
/ 229
230 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Avrupa, Amerika var, Orta Asya da var. Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan ve
Kazakistan’da Zaman gazetesi çıkıyor. Dünyanın 15 ülkesinde çıkan gazetenin bir
formatı var, ülkenin gerçeğine adapte edilerek kullanılıyor. Bazı ülkelerde günlük, bazı
ülkelerde haftalık yayın yapılıyor. Bazı ülkelerde tamamen o ülkenin diline geçilmiş
durumda. Bazılarında ise biraz Türkiye Türkçesi biraz da o ülkenin dili üzerinden yayın
yapılıyor. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in davetlisi olarak gitmiştim, Zaman
temsilcisi arkadaşımıza bir devlet nişanı takılmıştı. Onuncu yılını tamamladığından
dolayı neredeyse Azerbaycan Devletiyle yaşıt olan bir gazeteden bahsediyoruz.
Bunca sene geçmiş, ilişkiler zaman zaman gerilmiş, bütün Orta Asya’da, bütün
Balkanlar’da, bütün Avrupa’da zaman zaman sıkıntılar yaşanmış ama orada her iki
ülkenin de gerçeklerini göz ardı etmeyen bir kardeşlik, bir barış dili yakalamaya çalışan
bir gazeteciliğin önemli bir model olduğunu düşünüyorum.
Bunun paralelinde birçok şey düşünülebilinir. Türkçe konuşan ülkelerin kendi aralarında
yürüttüğü ilişkiler var. Bu ilişkiler bazı fırsatları çok iyi kullandığımızı gösteriyor, bazı
fırsatların da maalesef kesintiye uğradığını gösteriyor. En azından kendi penceremden
baktığım zaman, -Turgut Özal’ı rahmetle anıyorum- bu ilişkilerin düzeltilmesi ve belirli
noktaya gelmesi açısından çok önemli şeyler yaptı. Ama sonra bir kesinti olduğunu
kabul etmek zorundayım. Özellikle Ahmet Necdet Sezer Beyefendi döneminde bu
ilişkiler biraz askıya alındı gibi gözüktü. Doğru dürüst gidilip gelinmedi, görüşülmedi.
Ama yeni Cumhurbaşkanımızın da bu konuda çok hassas olduğunu görüyoruz.
Devletin üst kademesinde yapılan ilişkilere yeni bir dil bulundu. Aslında ben abi
kardeş gibi değil kardeş kardeşe bir ilişki olduğunu görüyorum. Bunun halklar arası bir
karşılıklı anlama, karşılıklı bir empatiye dönüşebilmesi için medyanın da bir ortak dil
kurması gerektiğine inanıyorum.
Bunun için sonuç olarak şöyle bağlamak istiyorum, biraz dağıttıysam kusura bakmayın.
Ülkeler arası ilişkilerde sadece devletlerarası kurulan dil yeterli değil. Bu çerçevede,
medyanın da kendisine sorumlu bir rol edinmesi lazım, yeni bir dil, yeni bir üslup
geliştirmesi lazım. Nedir bu dil? Nedir bu üslup derseniz bu konuda birkaç kelime
söyleyeyim. Kesinlikle kışkırtıcılıktan uzak olmalı, kesinlikle aşırı milliyetçilik, kesinlikle
aşırı lokal ırkçılık yapılmamalı. Bunu çok önemsiyorum. Çünkü ilginçtir TürkiyeAzerbaycan ilişkilerini bozanların önemli bir oranda Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini
kendine kalkan yaparak bunu taşıdığını düşünüyorum. Bir ultra ulusalcılık yapılarak,
Türkiye’deki Azerbaycan sevgisi göz ardı edilerek, Türkiye’de Azerbaycan’a duyulan
kardeşlik hisleri göz ardı edilerek, Türkiye Devletinin Azerbaycan’a beslediği hüsnü
niyet göz ardı edilerek yapılan yayınlar çok aşırı, ulusalcı yayınlardı. Güya milliyetçilik
yapılıyor gibiydi fakat burada bir ırkçılığa, hem karşı bir ırkçılığa yol açacak kadar
tehlikeli bir dil kullanılıyordu. Böyle görüyorum şahsen. Lokal ırkçılığa müsaade
edilmemeli. Barışı destekleyen bir dil olmalı, dünya ve bölge barışını destekleyen
bir dil olmalı, adil olmalı ve en az adil olmak kadar, hakkaniyet kadar önemsediğim
soğukkanlı bir dil olmalı, aklın mantığın duyarlılığın hikmetin mantığın olduğu bir dil
olmalı. Eğer bu dili medya asıl mesleği iletişim olduğu için medya diyorum kitle iletişim
olduğu için medya diyorum. Eğer medya bu dili oluşturabilirse hem Orta Asya’da hem
Balkanlar’da hem dünyanın değişik yerlerinde barışa büyük bir katkı sağlamış olur.
Tarihi bir misyon ifa etmiş olur. Ben bunu ifa edecek aklın, tarihi birikimin ve şuurun
bu coğrafyada olduğuna inanıyor saygılar sunuyorum.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Я хочу также отметить кое-что, и я из своей газеты приведу пример. Не считайте, что
это реклама. Наша газета в 15-ти странах издаётся. Есть в Америке, Балканских странах,
Европе, а также в Средней Азии, Азербайджане, Туркмении, Киргизии, Казахстане.
Наша газета “Заман” публикуется в 15-ти странах. И мы используем формат, который
адаптирован к реалиям данной страны. Некоторые ежедневно, некоторые еженедельно
издаются. В некоторых странах издаётся на турецком, в некоторых странах издаётся на
местном языке. Я был приглашён со стороны президента Азербайджана Ильхама Алиева.
И там была вручена грамота за то, что эта газета там уже десять лет функционирует,
десять лет там работает. Время от времени отношения натягивались как-то, утруднялись,
осложнялись. Всегда бывают время от времени какие-то проблемы, но обе страны не
забываются и общие интересы обсуждаются в этой газете. Я думаю, что она представляет
собой важную модель газеты, которая старается найти язык братского и исполненного
мира отношения.
И у нас, у тюркоязычных стран, есть отношения. Некоторые возможности мы используем
очень хорошо, но некоторые возможности не используются настолько эффективно. По
крайней мере, я так могу сказать, когда я смотрю из своего окна. Мы знаем Тургута
Озала и то, сколько он сделал в плане тюркских стран. Но я хочу признать то, что
особенно в период Ахмета Недждета Сезера, во время его срока президентства, особо
не были развиты эти отношения. Но мы видим, что наш новый президент тоже очень
внимательно относится к этому вопросу. На верхнем уровне то, что производится, какието общие языки находятся. Раньше мы думали, что это как бы один “старший брат” и
“один младший брат”. Сейчас нет такого различия, то есть, Турция не является “старшим
братом”. Сейчас мы больше используем эмпатию, то есть, каждая страна ставит себя на
место другой и старается понять проблемы другой страны.
Как вывод, я попытаюсь провести связь между сказанным выше. Дипломатический язык,
который основывается между странами, не достаточен, и средства массовой информации
являются ответственными. Новый язык и новая форма должна быть создана. Чего не
должно быть? Не должны быть какие-то провокации, какой-то местный расизм не
должен быть. То есть, я это очень хочу подчеркнуть, потому что очень интересно, что в
конфликте между Турцией и Азербайджаном те люди, которые постарались испортить
отношения, я думаю, что между этими странами должны быть братские отношения.
Забыв о любви и братских чувствах между этими странами, между Турцией и
Азербайджаном, - об этом забылось, как будто такого не было. И как будто производится
какой-то национализм. Не только национализм, но настолько, что каждая нация как
бы разделилась. Я не считаю, что это правильный путь. Я думаю, что это полностью
неправильно. Должен поддерживаться мир - мир в регионе и мир во всём мире. Кроме
этого, должна поддерживаться справедливость. Должно быть больше логики, чем чувств
и эмоций. И так как это средства массовой информации, поэтому я говорю медиа. Если
мы сможем создать такую форму общения, такой язык, то в Средней Азии, на Балканах
и во всём мире будет поддержан мир, я считаю. И ум, который создаст это, и сознание, я
считаю, что находится в этом географическом пространстве, и благодарю вас.
/ 231
232 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Türk Dili Konuşan Ülkeler Arasında Medya Alanında
Yeni İşbirliklerinin Geliştirilmesi, Ortak Yayın
İçeriklerinin Hazırlanması ve Paylaşılması
Hilmi BENGİ
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Bugün burada Basın-Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürlüğü ile Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırma Merkezinin ortaklaşa
gerçekleştirdiği gerçekten çok önemli bir toplantıda beraberiz. Yapılan konuşmalarda
kamu diplomasisinin önemi konusunda da izahatlar, vurgular yapıldı. Bugün de açılış
konuşmasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri değerli Hocamız Mustafa İsen’in
konuşmasında da kamu diplomasisi içerisinde basının önemi vurgulandı. Gerçekten
kamu diplomasisinin en önemli ayaklarından birisinin medya olduğu bugünün
dünyasında bir gerçektir. Hatta bu medya tabiiri ile alışılagelmiş kitle iletişim araçlarının
ötesinde yazılı basın, haber ajansları, radyo ve televizyon ile internet mecrasını da
içine alan çok geniş bir alanı kastediyoruz. Son wikileaks olayı bunun bir göstergesidir.
Bir internet sitesinde açığa çıkarılanların ahlaki olup olmadığı tartışmasını bir tarafa
bırakıyoruz ve sadece gündem yaratıcı özelliği ile baktığımız zaman konunun ne kadar
önemli olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor.
Sayın hocamız konuşmasında imaj kavramı üzerinde durdu, gerçekten ülkelerin imajı
çok önemli bugünün dünyasında. Bir ürünü alırken bile o ürünün nerede imal edildiğini
soruşturuyoruz. İmaj ile ilgili olarak Türkiye’de gerçekten son dönemde artan bir ivmeyi
müşahede ediyoruz. Örneğin, İstanbul’un, Avrupa Birliği üyesi olmamasına rağmen bir
aday ülke pozisyonunda 2010 yılında “Avrupa Kültür Başkenti” olarak seçilmiş olması
bu önemli bir adımdır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının “Dünya Belediye
Başkanlar Birliği” Başkanlığına seçilmiş olması önemli bir gelişmedir. İstanbul’un spor
başkenti olarak yeni bir görev üstlenmesi önemli bir adımdır, bunları çoğaltabiliriz.
Ülkemizde yapılan uluslararası organizasyonlara baktığımız zaman bunların sayısını
artırabiliriz. Kendimizden bir örnek vermek istiyorum. Üç yıl önce “Avrupa Pasifik
Ajanslar Birliği Toplantısı” dolayısı ile Endonezya’nın başkenti Jakarta’daydık,
Anadolu Ajansı da bu birliğin üyesi. Gelecek toplantının nerede yapılacağı ve dönem
başkanlığını kimin üstleneceği konusu tartışılıyordu, talip olduk. Anadolu Ajansı olarak
90’ıncı kuruluş yıldönümünün 2010’da olacağını belirterek böyle bir toplantıyı organize
edebileceğimizi ifade ederek talip olduk. Karşımızda da bir başka ülkenin resmi ajansı
vardı. Oylamaya geçildi, 37 ülkeden üç oy rakibimize gitti ve kalan oylar tümüyle bize
geldi.
Burada ülkemizin ve kurumumuzun yaşadığı bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
2010 yılında, biz İstanbul’da “Avrupa Kültür Başkenti Haber Ajansları Buluşması”
adı altında bir toplantı organize ettik. Asya Pasifik Ajanslar Birliği üyelerinin yanı sıra
Batılı ve Avrupalı ajanslardan da konuklarımız oldu. Önde gelen haber ajanslarının
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Развитие новых форм сотрудничества в сфере СМИ между
тюркоязычными странами, подготовка содержания для
общих публикаций и его распространение
ХИЛЬМИ БЕНГИ
Сегодня наше Главное управление по издательству, печати
и информации, а также Центр стратегических исследований
при Министерстве иностранных дел организовали очень
важное совещание, и вот сейчас все мы здесь находимся.
Конечно, по вопросам общественной дипломатии сейчас
было выделено много особых моментов. Это, конечно,
уважаемый профессор-доктор Мустафа Исен в своей
речи обратил внимание на важность средств массовой
информации в общественной дипломатии. Действительно,
одной из самых важных опор общественной дипломатии
являются именно СМИ. Именно средства массовой
информации в самом широком своём смысле. Он даже превосходит сами средства
массовой информации. Это и печатные издания, и журналы, и прочие возможности, в том
числе и интернет. То есть, это такая огромная, очень огромная область. Например, случай
с “Викиликс” - это один из показателей вот этих изменений. Например, та информация,
которая была выложена на одном из интернет-сайтов, я не буду сейчас обсуждать о том,
правда это или не правда, подтверждённая или неподтверждённая информация, но факт
в том, что этот вопрос стал обсуждаться, что все стали уделять этому особое внимание.
Предыдущий докладчик говорил об имидже. Естественно, имидж страны сейчас является
очень важным моментом. Например, мы покупаем “Рено”. Мы смотрим на то, где эта
машина произведена, где она собрана. То есть, имидж является очень важным моментом.
Например, в Турции в последнее время мы видим, что увеличивается такой подход.
Например, несмотря на то, что Турция не входит в европейское сообщество, Стамбул
был выбран Культурной столицей Европы на 2010-й год. Например, представителем
Парламентской ассамблеи Европы тоже был выбран турецкий депутат. Это тоже важно.
То, что предоставляются разные права для Турции, разные возможности - это тоже
очень важно. Перечислять можно очень долго. Я хотел бы дать один пример. Три года
назад Союз агентств Юго-восточной Азии и Тихоокеанского региона, там был проведён
конгресс. В Джакарте он был проведён. И был вопрос поднят: кто будет председателем на
следующий период, и где будет проводиться следующая встреча? Например, мы указали,
что на следующий год будет 90-й год со дня нашего основания, и предложили провести в
Турции. Напротив нас было ещё одно информационное агентство. Только три государства
из 37 проголосовали за другого кандидата. Все остальные страны проголосовали за нас.
Я хотел бы вам рассказать случай, который произошёл с нашей страной и с нашим
агентством. В 2010-м году, в прошлом месяце, мы провели встречу журналистов в рамках
“Стамбул - культурная столица Европы - 2010”. Там проходила встреча информационных
/ 233
234 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
genel müdürleri, yöneticileri konuğumuzdu, yaklaşık 50 ülkeden katılımcılar vardı.
Çok olumlu izlenimlerle ayrıldılar. Anadolu Ajansı olarak üç yıllığına “Asya Pasifik
Ajanslar Birliği”nin dönem başkanlığını üstlendik ki bu birlik önemli bir birliktir.
Çin’in Xinhua Ajansı, Japonya’nın Kyoda Ajansı, Rusya’nın Itar-tass Ajansı ve Türk
cumhuriyetlerinden birçok ajans, Ortadoğu’dan bazı ajanslar, Hindistan ve Pakistan
gibi o kuşaktaki ajanslar ve Avustralya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyadaki haber
ajanslarının üyesi olduğu çok önemli bir birlik. Böyle bir birliğin dönem başkanlığını
üstlenmeyi bir fırsata dönüştürerek bu üç yıl içerisinde haber ajansı ve Türk medyası
olarak kendimizi tanıtabilme görevini de üstlenmiş olduğumuzu düşünüyorum. Bu
sorumluluğun bilincinde hareket edeceğimizi sizlere bildirmek istiyorum.
Bu arada bana verilen konu ile bağlantılı olarak şunları söylemek istiyorum.
Kazakistan’dan gelen konuşmacımız da Türk dünyası medyasının bir çatı altında
organize edilmesi ihtiyacından söz etti, ben de aynen katılıyorum. Biz bunu bir
ölçüde haber ajansları olarak gerçekleştirdik. 1992 yılında, Türk Cumhuriyetlerinin
bağımsızlıklarını kazanmasının hemen ardından Türkiye’de “Türkçe Konuşan Ülkeler
Haber Ajansları Birliği” kuruldu. Bu Birliğin amacı Türkçe konuşan haber ajanslarının
karşılıklı işbirliğini geliştirmek ve birbirlerine ülkelerinin tanıtımın da katkı sağlamaktır.
Doğrusunu söylemek gerekirse bunu sağlamakta hemen muvaffak olamadık ama
görüşmelerimiz, birlikteliklerimiz hep devam etti. Uzun süre Türkiye’nin başkanlığı
çerçevesinde bir süreç izlenmişken daha sonra bu görevi Kıbrıs TAK Ajansı üstlendi.
Biz göreve geldikten sonra bu konuyu mercek altına aldık ve Türk Cumhuriyetleri
Haber Ajansları arasındaki iletişimi daha da geliştirmek konusunda adımlar attık.
Karamanoğlu Mehmet Beyin çağrısı ile Türk dilinin resmi dil olarak ilan edilmesinin
730’uncu yılı dolayısı ile Karaman’da gerçekleştirdiğimiz Genel Kurul’da Türkçe
Konuşan Haber Ajansları Birliğinin daha da güçlendirilmesi konusunda önemli adımlar
attık ve bir internet sitesinin kurulması kararını aldık. Daha sonra Azerbaycan’da
yapılan Genel Kurul’a bu internet sitesinin çatısını oluşturarak gittik. Azerbaycan’da
yapılan Genel Kurul’da yine çok önemli bir karar aldık. Birliğin, sadece ülkelerin haber
ajanslarının üye olduğu bir örgüt olmaktan öte Türk Topluluklarının üye olduğu bir
haber ajansına dönüştürülmesi yönünde oy birliğiyle karar aldık ve adını değiştirdik.
Azerbaycan Haber Ajansı Azertag’ın değerli Genel Müdürü Sayın Aslan Amarov’un
önerisiyle “Türkçe Konuşan Haber Ajansları” yerine Topluluğun haber ajanslarını da
kapsayacak şekilde “Türk Dilli Haber Ajansları” tabiri konuldu.
Türk Dil Kurumunun değerli Başkanı Sayın Hocam da buradayken bir terminoloji
konusunu da gündeme getirmek istiyorum. Türkçe konuşan tabirini kullandığımız
zaman sanki diğer Türk dünyasında Türkiye Türkçesi gibi bir algılama oluyor. Bu
toplantıda da Türk dili konuşan ülkeler tabiri kullanılmış. Belki Türk dili diye bir
tanımlama getirdiğimiz zaman sanki daha bir kucaklayıcı oluyor gibi geliyor bana.
Nitekim ülkeleri kaldırarak toplulukların da dahil olmasını sağlayacak şekilde Türk dilli
konuşan değil “Türk Dilli Haber Ajansları Birliği” şeklinde adımızı değiştirdik. Türkçe
konuşan ülkeler olarak yola çıktığımız ve Türk Dilli Haber Ajansları Birliği olarak devam
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
агентств Европы, других стран. Встретились генеральные директоры, управляющие
различных информационных агентств, около 50 стран-участников участвовало в этом
мероприятии, и на 3 года Турция была выбрана в качестве председателя Союза агентств.
Например, знаменитое китайское агентство, японское агентство среди его членов.
Российское ИТАР-ТАСС тоже входит, из тюркских стран тоже много достаточно агентств
являются членами этого Союза. Из Индии, из Пакистана - до Австралии, можно сказать.
Очень многие информационные агентства стран региона являются членами данного
союза. И мы хотим сделать, превратить в новую возможность то, что мы были выбраны
в качестве председателя этой организации. Мы хотим лучше презентовать себя. Таким
образом, мы взяли на себя ответственность о том, что мы будем лучше себя презентовать
в целом по миру. И хотелось тоже об этом вам рассказать.
Что касается той темы, которая была предоставлена мне на подготовку, хотелось бы
сказать следующее. В тюркском мире есть потребность в том, чтобы организации стали
объединяться. Например, вчера представитель Казахстана несколько статей назвал
возможных, которые можно реализовать. Он говорил о том, что необходимо создать свой
союз между тюркоязычными странами. Я присоединяюсь к его заявлению. Например,
в 92-ом году, сразу после того, как тюркские страны получили независимость, был
создан Союз информационных агентств тюркских стран. Целью этого союза стало
развитие сотрудничества между странами, и, таким образом, это позволит предоставить
информацию о каждой стране. Если сказать честно, то можно сказать, что мы не смогли
добиться в течение долгого времени поставленных целей. Те цели, которые были
поставлены во время организации данного союза, мы долго не могли достичь. Мы
постоянно встречались, постоянно обсуждали. Долгое время председателем этого союза
была Турция. И в этих рамках происходило развитие событий. После этого председателем
в этом союзе стала Агентство ТАК из Кипра. После этого мы начали рассматривать,
взяли “под лупу” эту ситуацию и, таким образом, стали работать над тем, чтобы развить
наше сотрудничество. Например, в Караманогуллары - это древнее государство - там
было объявлено в Средние века о том, что государственным языком является тюркский
язык в этом государстве. В честь этой памятной даты мы провели там своё совещание.
На этом совещании мы приняли решение о создании собственного интернет-ресурса.
После этого мы провели всеобщее собрание в Азербайджане. Там было принято очень
важное решение. Этот союз более расширился, и чтобы в него входили информационные
агентства не только независимых стран, но также и тех автономных территорий
тюркоговорящих стран и регионов. Таким образом, “Азер-Таг” - это азербайджанское
информационное агентство - по предложению Асланова, председателя этого агентства,
было предложено назвать Союзом тюркских агентств. Таким образом, было принято
решение переименовать.
Конечно, можно упомянуть именно о терминологии, которая используется. Например,
когда мы говорим “тюркоязычные страны”, то зачастую это воспринимается как те
страны, в которых говорят на турецком языке. Поэтому мы посчитали, что, по крайней
мере по моему мнению, использовать слово “тюрк”, а не “тюркоязычные” - более
широкое понятие, и оно более широко охватывать будет нас. Соответственно, мы будем
/ 235
236 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
ettiğimiz birliğin internet sitesini ortak bir platform haline getirdik. Bütün Haber
Ajansı Birliği üyesi ajansların haberlerinden örnekleri sundukları bir site oluşturduk.
Bu sitede Türkçe haberlerin yanı sıra diğer ülkelerdeki haber ajansları kendi dilleri
ve lehçeleri ile haberleri girebilecektir. Ayrıca Rusça haberler ile uluslararası alanda
izlenilebilirliği sağlamak açısından İngilizce haberler de yer alacak. Düşündüklerimizi
tam manası ile yansıtabildiğimizi söyleyemem. Anadolu Ajansı olarak şu aşamada biz
her haberin hem Türkçesini hem Rusçasını hem İngilizcesini koyabilme noktasında
değiliz. Ancak hem Türkçe hem Rusça hem İngilizce haberlerle her gün siteyi
güncellemeye özen gösteriyoruz. Bu noktada bize en büyük desteği veren Kuzey
Kıbrıs TAK Ajansı, Azerbaycan Azertac Ajansı ve Kırım Haber Ajansı her gün sitede
haberlerini güncelleyerek yerleştiriyorlar. Bu da sitenin izlenebilmesini ve daha geniş
kitlelere yayılmasını sağlıyor. Biz bu portalı daha da geliştirerek, haberlerin yanı sıra
her ajansın kendi ülkeleri hakkında tanıtıcı bilgileri koymalarını ve üç dilde iletişim
kurulabilen hatta lehçeleri ile de saydığımız zaman daha geniş bir şekilde birbirimizi
anlayabilmeye imkân sağlayacak ortak bir platform haline gelmesini düşünüyoruz.
İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz “Asya Pasifik Ajanslar Birliği Toplantısı”nın son
gününde “Türk Dilli Haber Ajansları Birliği”nin toplantısını da gerçekleştirdik.
Toplantıda önümüzdeki yıl Genel Kurul’un Kazakistan’da yapılmasını ülke düzeyinde
kararlaştırdık. Bu ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmalarının 10’uncu yıldönümü dolayısı
ile Sayın Hocamızın da vurguladığı gibi, yapılacak etkinliklerin bir ayağı olarak Türk Dilli
Haber Ajanslarının Genel Kurulunu da gerçekleştireceğiz. Bu bilgileri aktardıktan sonra
düşüncemi bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Gerçekten son zamanlarda
Türkiye’nin imajında bir yükselme gözlüyoruz. Bu yükselmenin beraberce paylaşılması
ve Türk dünyasının imajının yükseltilmesi istikametinde adımlar atmamız gerekiyor.
Bu adımların da en önemli ayağını bu toplantının katılımcıları oluşturuyor. Hep beraber
el birliği ile bu istikamette adımlar atmamız gerekiyor. Tıpkı Haber Ajansları Birliği
çerçevesinde olduğu gibi tüm medyayı kapsayıcı bir ortak platformun, bir ortak medya
birliğinin -ya da başka bir adlandırma nasıl olabilir bilmiyorum- oluşturulması kanaatini
de huzurlarınızda ifade ederek sözlerimi sonlandırmak istiyorum. Bu toplantıya
katılımınız dolayısıyla hepinize şükranlarımı arz ediyorum.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
говорить о том, что Союз тюркских агентств. Наши друзья вот показали эту картинку.
Соответственно, мы продолжали работать над развитием наших работ. Мы создали
совместную платформу. Все члены нашего Союза предоставили образцы своих новостей.
И, таким образом, был создан интернет-сайт. Вместе с новостями на турецком языке
каждое из агентств могло на своём собственном языке и, кроме этого, на русском языке
предоставлять различные новости. И для того, чтобы обеспечить узнавание этих новостей
во всём мире, начали использовать также ещё и английский язык. Я лично, от своего
имени, от имени “Анатолийского агентства”, хочу сказать, что мы на данный момент не
можем публиковать все новости на турецком, английском и на русском одновременно, к
сожалению. Хотелось бы этого добиться, но пока мы этого ещё не добились. Среди наших
целей такая цель имеется. Например, в особенности мы публикуем ежедневно новости
нашего агентства, новости азербайджанского агентства, кипрского агентства и агентства
крымских татар. Мы обеспечиваем публикации этих агентств. Мы хотим данный
интернет-портал ещё больше развить, чтобы агентства рассказывали не только о себе,
но и о своих странах, чтобы все лучше узнавали. Соответственно, этот так называемый
“он-лайн” сайт стал в настоящем смысле тем сайтом, на котором можно вести общение
на трёх языках, а также на различных диалектах тюркских языков. Чтобы мы могли друг
друга понять как можно лучше и создать, соответственно, общую платформу.
Мы в Стамбуле, например, провели Совещание информационных агентств азиатскотихоокеанского региона. И на этом совещании было принято решение в последний
день о том, что следующее совещание пройдёт в Казахстане. Даст бог, это будет, как
и говорил мой коллега, 10-я годовщина независимости наших братских стран. Таким
образом, мероприятие будет проведено именно в этот год. После того, как я рассказал эту
информацию, я хотел бы поделиться своим мнением. Действительно, в последнее время
мы видим улучшение имиджа Турции. Необходимо совместно разделить улучшение
имиджа нашей Турции. Нам нужно предпринять в этом направлении шаги. И самой
важной опорной точкой в этом вопросе являются именно средства массовой информации.
Все вместе рука об руку мы должны предпринять шаги. Как, например, в рамках Союза
информационных агентств, чтобы это всё объединялось не только агентствами, но в
целом объединяло все средства массовой информации. Я не знаю, как это точнее назвать.
Но чтобы создать общую какую-то платформу для сотрудничества и, таким образом, на
этом я хочу закончить. Благодарю вас всех за участие в данном мероприятии, в этом
совещании.
/ 237
238 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Konseyi:
Toplumlararası Kültürel, Sosyal ve Ekonomik
İşbirliğinin Geliştirilmesinde Nasıl Bir Rol
Oynayabilir?
Prof. Dr. Ata ATUN
Biraz evvel TRT’deydim ve orada gerçekten gururla söyledim, bugüne kadar ben
250’den fazla sempozyum, konferans ve foruma katıldım. Dünyanın beş kıtasındaki
birçok toplantıya katıldım fakat bu kadar güzel, bu kadar düzenli ve bu kadar kaliteli
insanların katıldığı foruma inanın gurur duyarak ilk defa tanık oluyorum. Organize eden
BYEGM ile Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırma Merkezini gerçekten kutluyorum.
Çok büyük bir iş yaptılar. Bugün aslında tarihi bir gün, ilk defa sayın konukların da,
konuşmacıların da aktardığı gibi birtakım çalışmalardan sonra Dünya Türk Medya
Birliğinin adımları atılacak. Gerçek adımları atılacak ve sizler bunu paylaşıp bunlara
şahit olacaksınız. Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Konseyi nasıl rol oynayabilir? Bu
Forumun amacı, parçası olduğu devletleri medya yoluyla kaynaştırmaktır. Aralarındaki
işbirliğini artırmak ve “güç birlikten doğar” atasözümüze uygun olarak tüm Türk
devletlerin, özerk cumhuriyetlerin, muhtariyetlerin ve Türk toplulukların tüm medya
olanaklarını bir çatı altında iyi bir organizasyonla toplayarak Türk ulusunu dünya
üzerinde çok daha sağlam ve söz sahibi bir konuma getirmektir.
Türk kökenli Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi
devletler 20’nci yüzyılın sonlarında tek tek bağımsızlıklarını ilan ederken Gagavuz,
Balkar, Altay gibi bölgeler özerklik veya muhtariyet kazandılar. Günümüzde Dünya
üzerinde 7 Türk devleti, 13 özerk Türk cumhuriyeti, 50 civarında Türk topluluğu
bulunmakta ve toplam nüfusları da 300 milyonu aşmaktadır. Türkçe 2010 yılında
dünyada konuşulan beşinci büyük dil olarak Rusya Federasyonu’nun Pasifik
kıyılarından haritaya göre en doğudan başlayıp Orta Asya, Kafkasya, Anadolu ve
Trakya’yı aşıp Orta ve Batı Avrupa’daki Türklerle ayrıca az sayıda da olsa Kuzey Amerika
ve Avustralya’ya göç etmiş Türkler tarafından anadil olarak konuşulmaktadır. Türkiye
Cumhuriyeti 21’nci yüzyılda gösterdiği ekonomik performansı ile kendini dünyanın
en büyük 12’nci, Avrupa’nın ise 6’ncı büyük ekonomisi konumuna taşırken politik
gücü ve uluslararası söz sahipliği de aynı oranda yükselmiştir. Askeri gücü de, dünya
üzerinde aksamasız lojistik destek olanaklarına sahip sınır ötesi harekât yapabilen dört
ülkeden biri konumundadır. Lojistik demek sınır ötesine yirmi bin askerin gittiğini ve
her birinin küçük bir şişe su içtiğini hayal edin. Bir sabah, bir öğlen, bir akşam 60 bin
şişenin o askere kadar gitmesi demektir lojistik. Cephanesi, silahı, her türlü yakıtı,
hastanesi, fırını ayrı bir konudur. Türkiye Cumhuriyeti bunu yapabilen 4 ülkeden biri ve
anavatanımla gerçekten gurur duyuyorum.
Günümüzde Balkanlar’ın, Orta Doğunun ve Kafkasların tartışmasız lideri Türkiye
Cumhuriyeti’dir. Bu artık dünya diplomasisi tarafından kabul edilmiş bir gerçektir. 2010
yılında, geçen asrın sonunda Orta Asya’da bağımsızlıklarını ilan eden Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan yıllar içinde bağımsız olmanın
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Совет СМИ тюркоязычных стран: какую роль
он может сыграть в развитии культурного, социального
и экономического сотрудничества между обществами?
ПРОФ. Д-Р АТА АТУН
На обеденном перерыве я был в ТРТ и я с гордостью сказал,
что до сих пор больше 250-ти симпозиумов, конференций
и форумов, я как бы участвовал в них, но настолько
организованные и настолько качественные люди участвуют
в этом форуме, что я первый раз вижу такое. Организовано
это со стороны Генерального директората прессы и
трансляции. Я на самом деле хочу поздравить их, что они
организовали это. И они на самом деле проделали огромную
работу. Сегодня на самом деле исторический день. Потому
что первый раз, как вы и мои коллеги сказали, после многих
работ первые шаги сейчас предпринимаются в плане
тюркского сотрудничества. И вы тоже станете свидетелями
этого. Собрание стран, которые говорят на тюркских языках, что может быть? На этом
форуме создать сотрудничество между этими странами и, по принципу пословицы, что
“сила возрождается из единства”, все возможности СМИ тюркских стран должны быть
объединены, и, таким образом, тюркское сотрудничество будет иметь слово на мировом
уровне.
Азербайджан, Казахстан, Киргизия, Узбекистан, Туркменистан - такие страны в конце
20-го века заявили о своей независимости. И другие страны, такие как гагаузы и татары,
заявили о своей автономности. Семь тюркских стран, тринадцать автономных государств
и 50 обществ тюркских имеются на Земле в данный день. И тюркский язык - это пятый
язык в мире. И начиная с Российской Федерации и с Тихого океана в Средней Азии, на
Кавказе, в Анатолии и до Балканских стран используется этот язык как основной язык.
Турецкая Республика в 21-м веке показала свою эффективность в плане экономики и
стала 15-й страной в мире и 6-й в Европе. И, таким образом, сила её слова повысилась.
И армия Турции также настолько мощная, что она является одной из 4-х стран, которые
транспортируют свои запасы в другие страны к своим солдатам: от воды до боевых
запасов. В другие страны, в которых находятся её солдаты и её армия. Турция одна из
этих 4-х стран, от чего я чувствую гордость.
В наши дни на Балканах, в Средней Азии лидером этого региона является Турция. И
в 2010-м году это признано со стороны всех стран. И в конце прошлого века объявили
о своей независимости Азербайджан, Казахстан, Киргизия, Узбекистан и Туркмения.
И свои трудности после объявления независимости они только как-то их решают эти
трудности, эти проблемы. В этом процессе работы, которые были проведены внутри
страны, сейчас уже часть из них проводится снаружи страны, то есть в других странах.
Новое положение Турции в мире - это организация тюркских стран, которые объявили
о своей независимости, и также обществ, которые являются тюркскими, но ещё не
/ 239
240 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
getirdiği zorlukları ve yeniden yapılanmayı yavaş yavaş tamamlamışlar ve her
biri sağlam bir şekilde kendi ayakları üzerinde duran, sıkıntılarını atlatmış ülkeler
konumuna gelmişlerdir. Süreç içinde içe dönük yapılaşma çalışmalarının bir kısmı
artık günümüzde dışa doğru yönelmiş, dış ilişkiler genel politikanın ötesinde
bir seyir izlemeye başlamıştır. Türkiye’nin dünya üzerindeki yeni konumu Türk
Devletlerini ve bağımsızlıklarını ilan edememiş Türk halkları ile topluluklarını bir araya
toplayabilme seviyesine çıkarırken Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan
ve Türkmenistan’ın bağımsız olabilme sürecinde attıkları sağlam adımlar ve geldikleri
konum hiçbir dış ülkenin bağı ve baskısı altında kalmadan kendi başlarına hareket
etme gücünü kendilerine kazandırmıştır.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin 1987’de dağılmasıyla başlayan tek kutupluluk 21’inci
yüzyılın başlarında bu döngüden çıkarak günümüzde hızlı bir şekilde olmasa da yavaş
yavaş belli bir kutuplaşmaya veya gruplaşmalara doğru yönelmiştir. ABD, Meksika ve
Kanada ile Kuzey Amerika’da, Avrupa Birliği Avrupa’da, Şanghay İşbirliği Örgütü önce
Şanghay Beşlisi olarak kurulmuş sonra Şanghay Altılısı halini almıştır, Özbekistan’ın
katılımıyla Asya’da, Afrika Birliği Afrika’da ve İslam Konferansı Örgütleri de İslam ülkeleri
içerisinde kendi gruplarını kurmaya başlamışlardır. Türk dünyasında mevcut 7 ülkenin
ve 13 Türk özerk bölgesinin oluşturmak için girişimlerini başlattığı Türk dünyası adlı
Avrupa Birliği benzeri bir oluşum ise dünya üzerinde gerek ekonomik gerekse de nüfus
bakımından etkili bir grup veya blok olacaktır. 2011 yılında imzalanarak faaliyete geçen
Türk Konseyi projesi Kazakistan Cumhuriyetinin etkisi ve desteği ile gerçekleşmiştir.
Özal ve Demirel dönemlerinde ağabeylik yakıştırması ile yönlendirilen Türk dünyası
ideali artık gelinen noktada eşitler arası ilişkilerde en yüksek entegrasyon, en yüksek
bütünleşme amacına yönelmiştir. Türk dili konuşan ülkeler arasında Nahçıvan’da
imzalanan anlaşma ile işbirliğini kurumsallaştırma iradesi ortaya konduktan sonra
“Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi” 15 Eylül 2010 tarihinde İstanbul’da yapılmış ve
Türk Devletleri arasındaki politik, ekonomik, ticari, kültürel, sportif ve sosyal bağların
kurumsallaştırılması yönünde ciddi adımlar atılmıştır. Bu çok önemli bir gelişmedir.
Katılımcı ülkeler tarafından benimsenen ve hedefi Türk Devletler Birliğinin uzun ömürlü
olmasını sağlayacak temeller üzerine kurarak yaşama geçirmek olan bu zirvede alınan
kararların bir devamı olarak Türkçe konuşan ülkeler arasında ortak bir medya ağı ile
iletişimin kurulması ülkeler arasındaki birinci ağızdan haber akışını ve dayanışmayı
arttıracaktır. Geçmişte ve günümüzdeki bu yaşamsal deneyler Dünya Türk Gazeteciler
Birliği ve Dünya Türk Medya Birliğinin kurulmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Dünya
Türk Medya Birliğinin amacı, bağımsız olarak bünyesinde Türkçe konuşan ülke ve
akraba topluluklarındaki tüm medya mensuplarını barındıracak şekilde faaliyetlerine
başlamasıdır. Dünya Türk Medya Birliğinin bir yayın organı niteliğinde yazılı ya
da elektronik dergi ya da gazete yayınlanması, Türkçe konuşan ülkeler ve akraba
topluluklarında iletişimin geliştirilmesi ve ortak yayın ağlarının oluşturulması yolunda
öncelikli olarak Birlik tarafından oluşturulacak bir çalışma grubuyla bir derginin
veya bölgesel meseleler içeren kültürel ve stratejik bir gazetenin kriterleri ve teknik
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
объявили о своей независимости. Из этих стран Азербайджан, Казахстан, Киргизия,
Узбекистан, Туркмения. Объединить свои силы с этими странами и шагать вместе по
жизни.
В 87-м году с распадом СССР начало 21-го века перешло на новый период, и потихоньку
получается так, что в мире страны или объединяются, или отдаляются полностью.
Америка, Мексика и Канада объединились и создали Группу Северной Америки, а в
Европе создали Европейский союз, Шенгенскую организацию. В Азии, в Африке тоже
начали создаваться свои общества, свои организации. В тюркском мире 7 независимых
государств и 13 автономных государств. Мы называем это тюркским миром. Я считаю,
что будет создан союз, похожий на Европейский союз. И проект турецкого концерна под
воздействием Казахстана, а также Озала и Демиреля, в их время турецкий мир развился,
и интеграция между одинаковыми по мощности странами должна будет проделываться.
Было подписано в Нахичевани соглашение между странами, говорящими на тюркских
языках. Также было проведено собрание тюркоязычных стран в Стамбуле, которые
будут поддерживать отношения в политической, экономической, торговой и культурной
сферах. Из этих стран были участники, которые имеют цель создать союз тюркских стран
и, таким образом, продолжить существование этих стран, поддерживая друг друга. 15го сентября 2010-го года в Стамбуле на этом собрании тюркоязычных стран была также
оговорена сеть СМИ, которая будет создана.
И в прошлом, и в наши дни сообщество тюркских газет, а также сообщество СМИ
тюркских должны будут тоже организованы. И также тюркские страны и страны, в
которых говорят на тюркских языках, будет создано определённое сотрудничество, союз.
И также будет отправлена эта информация, друг другу эти страны будут отправлять. И
коммуникация должна повыситься, и будет создана общая сеть обмена информации.
И через определённые периоды будут определены критерии, по которым должны
будут издаваться газеты или журналы. Когда мы говорим об интернете, то видео- и
аудиоинформация будет передаваться посредством интернета в мировое общественное
мнение.
Создание виртуального банка информации и новостей также входит в число поставленных
целей. Газеты, которые публикуются на своих родных языках в формате Пи-Ди-Эф,
должны будут заноситься в интернет, и создание группы электронной почты для обмена
информацией между собой участниками, работниками средств массовой информации. Я
знаю Чингиза Айтматова, и мои дети должны знать, и мои внуки должны знать Чингиза
Айтматова. Из этого союза тюркских СМИ должны быть проделаны определённые
собрания и дискуссии. Эти общества, которые говорят на тюркских языках, тоже должны
призываться участвовать в этой организации СМИ тюркских стран, определить в 2011м году организаторскую комиссию. Тюркский союз СМИ должен в электронном виде
или в виде газеты публиковаться, также в интернете должна проводиться трансляция
информации. Через интернет аудио- и видеоинформация должна передаваться
общественному мнению, и, таким образом, создать общие сети трансляций. А результат,
какой будет результат? Результат будет очень важен. Собрание СМИ тюркских стран под
одной крышей и, таким образом, эти страны, независимые страны и страны, которые
/ 241
242 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
yapılanmasının hazırlanarak Türkiye Türkçesi ile çıkarılması, internet yayını yapılması
ve Türkçe konuşan ülkeler ve toplulukların kendilerine ait işitsel ve görsel birikimlerinin
internet üzerinden dünya kamuoyuna aktarılmasının temin edilmesidir.
Sanal haber ve bilgi bankasının kurulması ve hassasiyetle iştirakin sağlanması, ana
dilde yayınlanan gazetelerden pdf formatında ortak bir portalın oluşturulması, üye
medya mensupları arasındaki e-posta grubunun kurulması, Türk dünyasındaki edebi
şahsiyetleri tanıtan bir antolojinin hazırlanması amaçlar arasında yer almaktadır. Cengiz
Aytmatov’u tanımak isterim, çocuğum da tanımak ister, torunlarım da tanımalıdır.
Devamında, Dünya Türk Medya Birliğinin kurulabilmesi için kurucular kurulu içinden
üç kişilik bir görüşme heyeti oluşturularak, ilgili makamlarla görüşme yapmalıdır.
Buralardan alınacak görüşler doğrultusunda oluşturulacak yapı konusunda, bu
ülkelerdeki medya mensuplarına çağrıda bulunularak önerileri değerlendirilmelidir.
Önümüzdeki yıl kurucular kurulunu toplayarak sekretaryanın oluşturulması, her
ülkeden bir üyenin yer alacağı konseyin geçici başkanının seçilmesi, kuruluşa resmiyet
kazandırılması olumlu bir gelişme olacaktır. Birliğin yayın organı niteliğinde internet
ortamında dergi veya gazetesinin yayımlanması, işitsel ve görsel birikimlerimizin bu
yolla dünya kamuoyuna aktarılması, iletişimin geliştirilmesi ve ortak yayın ağlarının
oluşturulması bakımından önem arz etmektedir. Böylece Türk dünyasındaki medyanın
ve basın mensuplarının bir çatı altında toplanarak aralarında sağlıklı ve güvenilir bir
iletişim kurulması ve işbirliği yapılması temin edilecektir. Büyük kitleleri etkileyen
yazılı ve görsel medya alanında yapılacak işbirliği, -burada sevgili Enis Berberoğlu’nun
sözlerini hatırlatırım- baskı altında yazacakları, mesaj yerine gerçek haberlerin
gönderilmesi amacını taşımaktadır. Bu aynı zamanda, Türk devletlerinde yaşayan
halkları olduğu kadar siyasileri de Türk dünyasının sorunları konusunda aydınlatmak
ve diğer ülkelere haklılığımızı anlatabilmek açısından çok daha kolay ve etkili bir yol
olacaktır.
Periyodik aralıklarla bir derginin çıkarılması veya bunun bir ileri aşaması olarak bölgesel sorunları, kültürel konuları, stratejik olayları, geçmişe dönük çalışmaları ve Türk
Birliğini gelecekte daha da güçlendirecektir. Fikirsel yaklaşım sonrasında oluşacak
birliktelik ve birlikte mücadele verme kararı doğal olarak ekonomik işbirliğinin yanı sıra
güç birliğini de beraberinde getirecektir ki bu tabii ki çok önemlidir. Küreselleşmenin
devletlerin ayakta kalma stratejisini oluşturduğu günümüzde, ekonomik işbirliği ve
güç birliği diğer blokların bizlere hala uygulamakta oldukları ve gelecekte de uygulayacakları ekonomik ve stratejik baskılar karşısında ayakta durabilmenin tek yolu olacaktır.
Dünyamızda bugün de gerçekte var olmayan ama var olduğu iddia edilen uluslararası
hukuk, kimin haklı olduğuna değil kimin daha güçlü olduğuna bakarak sonuca gitmektedir. Bunun örneklerini her an yaşamaktayız. Yıllardır BM Genel Kurulu kararlarında
Genel Sekreter Dönemsel Raporları ve Güvenlik Konseyi kararlarında görülebilir. Bu
gerçeklerin ışığı altında önümüzdeki yıllarda daha güçlü olabilmek ve birlikte hareket
edebilmek için gerekli olan “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz” için olan, atasözünün
gerçekleştirilmesinin ve Türk devletleri özerk cumhuriyetleri ve Türk topluluklarının bir
bütün halinde hareket edebilmesinin temelini Dünya Türk Medya Birliği’nin atması ve
sağlamasıdır. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
являются автономными, таким образом, будут сотрудничать и достигнут больших
результатов. Письменные и визуальные СМИ, средства массовой информации, которые
будут подготовлены и использованы в тюркских странах, таким образом, будут освещать
проблемы, которые присущи другим тюркским странам. И, таким образом, эффективным
способом будут решаться проблемы, так как они правильно будут объяснены.
Периодично публиковать журналы или как следующая стадия этого региональные
проблемы, культурные вопросы, стратегические события и планы на будущее должны
также публиковаться в этих журналах. И люди, которые чувствуют, что они принадлежат
тюркской национальности, должны эти организации и учреждения также будут
поддерживать эту идею и после чего создастся единство решений, мыслей и идей.
И, сложив также свои силы и экономику, мы можем достичь больших результатов.
Глобализация в 21-м веке стала таким аспектом, что страны, которые хотят остаться на
ногах, в экономическом и других планах должны поддерживать друг друга. В наши дни
в мире нет такой вещи, как международное право, но кто-то говорит, что есть. И это
решается в зависимости от того, кто более сильный. Кто более сильный, тот и решает,
кто прав. Есть много примеров этому. В решениях ООН мы можем это легко заметить
и увидеть. И, основываясь на этих фактах, мы должны на будущие года использовать
нашу пословицу, которая говорит: “Один за всех, и все за одного”. И, таким образом,
тюркские страны должны объединиться для начала в плане СМИ, а потом и во всех
планах. Спасибо за то, что вы выслушали меня. Вы сейчас являетесь свидетелями очень
важного форума, и после этого на будущее, для того чтобы быть силой в будущем, мы
будем с вами шагать вместе в будущее.
/ 243
244 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Soru - Cevap Bölümü
Ahmet DEMİRHAN
Çok teşekkür ederiz, soru cevap kısmına geçeceğiz ama ilk soruyu ben yöneltmek
isterim. Geçen hafta yaşanan iki gelişmeden yola çıkacağım. Biri Hollanda’da ve aynı
hafta içerisinde Sudan’da bir kırbaçlanma olayı medyaya yansıdı. Hollanda’da çeşitli
çocuk yurtlarında çocukların istismar edildiğine dair birtakım haberler gündeme
geldi. Medyamızın bu olayları nasıl algıladığına baktığımızda aslında Sudan’daki
olayın daha şiddetli bir şekilde bize sunulduğunu gözlemlerken, Hollanda’daki olayın
medyamızda o kadar çok yer tutmadığını müşahede ettik. Aslında bir tarafta sokak
ortasında herkesin gözü önünde birinin kırbaçlanması ile diğer tarafta çocuk istismarı,
ikisi de kötü. Ancak Sudan’daki olayın bu kadar çok yoğun, Hollanda’daki olayın
ise biraz daha hafif bir şiddetle bize gelmesinde Hollanda medyasının rolünün çok
önemli olduğunu düşünüyorum. Biraz da bu ülkede yaşadığım günlerden edindiğim
tecrübeyle baktığımda, Hollanda toplumu özerk bir medyaya sahip ama kendi
toplumunda yaşanan bir olayı kendi kültürüne mal etmeden bireyselleştirerek, tekil
kılarak, onu toplumla irtibat kurma noktasında bağını zayıflatabiliyor. Böylelikle olayı
kendi toplumundan uzak tutma imkânına sahip olabiliyor. Ama hani Sudan’da ciddi bir
medya var mı, yok mu onu bile bilmiyoruz. Öyle bir olay olmadığından olay doğrudan
bize aksediyor ve iki olaydan birini daha şiddetli yaşamaya mecbur kalabiliyoruz. Enis
Bey mesela ortak değerlerimizin olmamasından bahsetti. Türkiye’nin medya ortamının
kamu diplomasisi açısından artılarını ve eksilerini nasıl görüyorlar, kısaca değinebilirler
mi?
Enis BERBEROĞLU
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Türkiye’deki medya kamu diplomasisine ne kadar
açık derken oturup Hocamın olduğu yerde ya da bu işin fikri mesaisini benden fazla
zaman harcamış insanlara ukalalık taslamak istemem. Demin bir örnek verdim, şans
ve fırsatın veya imkânsızlığın en somutunu ben 90’da Körfez Savaşı’nda yaşadım.
Niye biz Time’a kapak olduk biliyor musunuz? Çünkü Amerikalılar, Avrupalılar o tarihte
internet de olmadığı için veya daha renkli bir basına bizden daha geç geçtikleri için
-iyi mi kötü mü ayrıca tartışılır- renkli fotoğraf kullanmıyorlardı fotoğraf çekerken.
Amerikan dergileri de her zaman renkli fotoğrafı kapak yapardı. Dolayısıyla, oraya
giden bir Türk gazetecisi kamu diplomasisi için beş Amerikalıya, 10 Avrupalıya bedeldi
ve nitekim bunu da yurtdışında ajans olarak çalışan Gökşin Sipahioğlu çok iyi kavradı.
Hepimizi tek tek buldu, gazetelerimizle anlaştı. Çektiğimiz fotoğraflar önce tarandı,
sonra seçilip uluslararası medyaya gönderildi, bir kopyası da bizim gazeteye geldi.
Vermek istediğim örnek şudur; burada otururuz, bu kadar Türk devleti kurduk batırdık,
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ВОПРОСЫ - ОТВЕТЫ
АХМЕТ ДЕМИРХАН
Мы благодарим уважаемого Ата Атуна. Мы сейчас перейдём на стадию вопросов, но я
сначала хочу подвести итоги того, что я слышал. Может быть, раз уж я модератор, давайте
я и задам первый вопрос. Первый вопрос задам я сам. И после этого я отвечу и передам
вам слово. Во-первых, Энису Бербероглу. Он говорил о своём опыте работы журналистом,
и он подчеркнул две вещи. Во-первых, это работа в плане общественной дипломатии. В
эти периоды СМИ имеют некоторые несоответствия, и необходимо, чтобы всё было в
соответствии. И также он обратил внимание на то, что очень большую мощность имеет эта
дипломатия, общественная дипломатия. А следующий человек сказал, что есть некоторые
проблемы. Он говорил о том, что необходимо, чтобы был язык, основанный на логике.
Извините, я сказал Экрем Эйферли, но на самом деле Экрем Думанлы его зовут. И он
говорил о языке, который должен быть использован в плане СМИ, в плане общественной
дипломатии. Доктор Хильми Бенги говорил о том, что произошло в Стамбуле, и об
этих разнообразных платформах, которые были произведены. И с повышением имиджа
Турции такие платформы должны быть созданы вместе. И профессор-доктор Ата Атун
говорил о развитии в тюркских странах и подчеркнул важность создания союза СМИ
между тюркскими странами. Некоторые вещи я записал и сейчас вам представил их.
Давайте, перейдём к стадии вопросов, но первый вопрос я задам с вашего позволения.
На прошлой неделе было два события, которые произвели. Одно из них было в Судане.
Вы сказали тоже пример о Судане. И я тоже скажу о Судане, о Судане и Голландии.
В Судане было такое происшествие, как избиение плёткой, а в Голландии в некоторых
общежитиях для детей с детьми неправильно обращаются. Об этом говорилось. Вопервых, в Судане то, что произошло, я увидел, что это более жестоко было показано нам.
Но то, что произошло в Голландии, это не настолько жестоко показано. Во-первых, да,
избиение плёткой человека на улице при всех и плохое обращение с детьми - это плохие
вещи. Оба варианта неприемлемы. Но то, что в Судане произошло, это событие, не
настолько жестоко, насколько нам было представлено. А то, что было в Голландии, было
смягчено как-то. То есть, его жестокость была смягчена. На самом деле я считаю, что
СМИ Голландии имеют большую роль в этом. В Голландии СМИ являются частными,
конечно. Но в своей культуре при помощи того, что они более стратегически относятся к
ситуации, они смягчают удар, который поступает. Но в Судане я не знаю, если есть такое
или нет. Но та жестокость, которая была там, она непосредственно бросилась нам в глаза.
Я в этих рамках хотел просто сказать об этих двух случаях. И в Турции с этой стороны
Энис Бей говорил о том, что у нас нет общего СМИ какого-то. И в плане общественной
дипломатии как они видят роль СМИ Турции?
ЭНИС БЕРБЕРОГЛУ
Спасибо, господин председатель. Говоря о том, что в Турции СМИ открыты для
общественной дипломатии, мне не хотелось бы умничать. Есть миллион разных
примеров. Есть какие-то шансы, возможности или отсутствие каких-то возможностей.
Последнее, что вот я пережил, можно сказать, в 90-м году. Почему мы стали обложкой
/ 245
246 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
bir tane de ortak medya program derneği kurabiliriz. Bir problem yok burada ama
başarılı olmak istiyorsak hakikaten sahadaki ihtiyaçları tespit etmek gerekir.
Bağdat’a giderken yanımdaki 20 tane renkli slayt ve renkli negatifin bu kadar para
edeceğini, gazeteme para kazandıracağını, Irak propagandasına bu kadar hizmet
edeceğini inanın bilmiyordum. Gide gele öğrendik bu işin bürokratik kısmını. Türk dili
konuşan cumhuriyetler ortak bir dernek kurulabilir mi? İhtiyaç var mı? Bilmiyorum.
Hakikaten baktığınız zaman yetmiş yıla yakın ayrı yaşamış Türk dili kullanan
topluluklardan bahsediyoruz. Bunların ortak değerleri birbirlerine neler transfer
edebilir. Saddam bile o dar kafasıyla çocuk ölümlerini kullanarak Amerikan topluluğuna
girdi. Bizim Türk dili konuşan medyanın müşterisi olan -müşteri kelimesini bilerek
kullandım çünkü bu işin ticari kısmı da var- okurlarına satacağımız bilgi ve tecrübenin
ne olduğu konusunda da çok fazla bilgim yok. Türkiye’ye gelince, Türkiye’de zaten bir
yerden sonra merkez medya Türkiye Cumhuriyeti’nin genel değerlerine mutabıktır.
Dolayısıyla, zaten bir ölçüde kamu diplomasisi kullanıyoruz. Bugün baktığımız
zaman, Türkiye’nin, adına ne derseniz deyin, Güneydoğu’daki yaşanan olaylarda kan
görülmemesi tesadüf değildir. Sayın Başkan, 20 yıldır bu Türkiye’de hiç adı konmadan
uygulanan bir gelenektir. Güneydoğu olaylarında, çok çok büyük değilse, terörün
propagandasına izin verilen yayın yapılmaz. Açıkçası Türkiye Cumhuriyeti’nin silahlı
kuvvetlerini, kolluk güçlerini, güvenlik güçlerini ya da varlığını aciz konumda yansıtacak
bir yayından özellikle kaçınırız. Çünkü şunu da biliyoruz ki silahlı mücadele dediğimiz
şey zaten bir ölçüde medya üzerinden propaganda imkânı ile yürütülen ve o amaçla
güdülen bir yoldur. Kıbrıs konusu da keza öyle sayabilir.
Burada tek tek kastettiğim ortak değerler gri alanlar konusundaydı. Şimdi kıymetli
misafirlerimizin bulunduğu ülkelerden bazı şikâyetler geliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nden
ihraç edilen bazı değerler o ülkelerin laik rejimleri ile çelişebiliyor. Şimdi laik deyince
biz burada kendi aramızda anlaşamadığımız ortak değerleri kıymetli misafirlerimizin
ülkesine nasıl ihraç ederiz? Demokrasi üzerinde tam anlaşabildiğimiz bir kavram değil.
Nasıl ihraç ederiz ve modernliğin neresindeyiz? Bunların ne tanımı, ne tarifi var. Kastım
tam da aslında konuşmamda bilerek pas geçtiğim, Türk dili kullanan ülkelere dönük
bir fikri ihracatın altyapısının, en azından benim şahsi fikrim, çok kuvvetli olmadığı
endişesidir. Çok teşekkür ederim.
Ekrem DUMANLI
Öncelikle, Sudan’daki kırbaçlama olayı Türk medyası tarafından büyük ilgi görüyor
ama Hollanda’da ki bir çocuk yetiştirme yurdunda tüyler ürpertici bir hadise neden
Türk medyasında yer bulmuyor sorusunu dürüstçe ve özeleştiri yaparak yanıtlayayım.
Bizim medyada genelde Doğu, Batı algısı ve telkininin -maalesef farkında olalım veya
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
в газете “Тайм”? В то время не было ещё интернета. Так как мы перешли на цветное
изображение позднее, чем многие, насколько это хорошо или плохо, не знаю, конечно.
Что касается американских журналов, то они, журналы “Тайм”, “Ньюзвик”, всегда
выходили с цветными обложками. Например, турецкий журналист с точки зрения
общественной связи, общественной дипломатии, можно его назвать. Они поехали в СПА,
отсканированы были и отправлены. После того, как их отсканировали, после этого они
были направлены в различные страны, и в нашей газете эта фотография была напечатана.
Например, наш тюркский народ создал очень много империй и государств и их развалил.
Мы можем спокойно создать и общество по разработке совместных программ для СМИ.
Я не знал, например, что те 20 снимков, которые я сделал в Ираке, позволят столько
денег заработать моей газете, что они позволят оказать такую поддержку правящему
режиму Ирака. Я этого, конечно, изначально не мог знать. В последнее время мы видим,
что около 70 лет общества, которые используют тюркские языки, жили отдельно друг от
друга. Что только ни могут они передать друг другу. Саддам со своим узким мышлением
и тот сумел войти в американское общество, используя детские смерти. У меня нет
особого мнения относительно того, какие подходы нам нужно разрабатывать. И я также
не в курсе, какую информацию и опыт мы можем продавать клиентам - я специально
использую это слово, учитывая и коммерческую сторону дела - СМИ тюркоязычных
стран. Например, в Турции масс-медиа соответствует общим таким принципам работы.
Как бы вы это не называли, те случаи, которые проходят на юго-востоке страны, то, что
показывают там кровь на этих фотографиях, это совсем не совпадение. Это уже стало
какой-то безымянной традицией на протяжении последних 20 лет. Если на юго-востоке
страны проходят какие-то террористические акции, то есть, если говорить прямо, если
вооружённые силы, охранные силы оказались в невыгодной ситуации, в слабой ситуации,
то мы стараемся не изображать слабость наших вооружённых сил. То есть, такой подход
специально разработан. Мы можем также очень много перечислить подходов, например,
по Кипру.
Некоторые представители наших братских стран жалуются о том, какие данные приходят
в их страны. Что экспортируется? Начинает обсуждаться вопрос о светскости государства.
Что мы предоставляем из нашей страны? Я специально эту тему пропустил во время
своего доклада. Что, например, из Турции направляется? Какие идеи экспортируются из
Турции в тюркские страны? Я, к сожалению, не могу сказать, что я очень хорошо владею
этим вопросом, поэтому я пропустил этот вопрос в своём докладе.
ЭКРЕМ ДУМАНЛЫ
Прежде всего, тот случай, который произошёл в Судане, то, что там был кнутами избит,
этот случай в турецких медиа крупно был показан. А тот случай, который произошёл в
Голландии, он тоже был показан, но показан в меньшей степени. Например, я немножко
себя покритикую тоже. Подход, который был продемонстрирован, даже если мы
понимаем или бессознательно действуем, но, тем не менее, к Европе какое-то особое
/ 247
248 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
olmayalım- çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Yani Batıda negatiflik tekildir, genelde
böyle bir şey yoktur, ancak olabilir, bir okulda bir yurtta böyle şeyler çıkabilir gibi. Batı
daima pozitif, Doğu da daima negatiftir. Hem geri kalmıştır hem de Müslüman’dır,
genellikle hem çağdaş değerlerden uzaktır. Bu bir algıdır ama bir gerçekliği var mıdır?
Bir gerçekliği de olabilir ama bunun bir algı halinde düşünülmesinin bizi hangi haberleri
ne kadar büyütelim konusuna da sevk ettiğini düşünüyorum.
Avrupa’da önüne geçilemeyen bir ırkçılık meselesi var, İslam ve Türk fobisi var. Yani
Türkiye’nin Avrupa Birliğine üye olmasında Avrupa Birliği’nin çok büyük katkıları
olabileceği halde ve bunlarda somut bilgi ve belgelerle ortaya konduğu halde
Türklerin kültüründen dinine kadar bir kısım değerlerinden dolayı Türkiye’ye karşı hem
devlet eliyle hem medya eliyle çok ciddi propagandalar yapıldığını düşünüyorum.
Bu medyamızda bu kadar yer alıyor mu? Madalyonun her iki yüzünü de görmeliyiz.
Yani Batı’da olumsuz bir haber olduğu zaman tekildir ama Doğu’da zaten böyledir
deyip hatta bunu iç politikaya malzeme yapıp “Ey Türk halkı uyan bak görüyorsun
yarın bir gün seni kırbaçlarlar” gibi göndermeler ve mesajlar içerdiğinde açıkça
söylemek zorundayım. Maalesef medyamız ve aydınımızda da bu tür yanlışlıklar var.
Konuşmamda da söylediğim gibi gazeteciliğin uluslararası evrensel değerlerinden
birisi adil olmaktır. İnsan, birey ve toplum haklarına, müdahale etmeyerek ama gerçeği
de olduğu gibi vererek bir gazetecilik mantığının oluşturulması gerekiyor aksi takdirde
şuur altımıza kodlanmış Doğu-Batı algısının basit figüranları haline gelme ihtimalimiz
ve tehlikemiz de söz konusudur.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
отношение мы проявляем. Там что-либо происходит, это в общежитии, в школе может
что-то произойти. Получается так, что постоянно что бы ни происходило на Западе, это
всегда позитивное что-то, а чтобы ни происходило на Востоке - это всегда негатив. Это
такой подход. Да, конечно, отчасти этот подход может быть и правильный, но говорить о
том, что этот подход абсолютно верный - я думаю, что мы ошибаемся, когда говорим, что
одно полностью плохо, а другое полностью хорошо. Тем более, я говорю о том, что газета
“Заман” поддерживает вступление Турции. Кто нашу газету читает, кто за ней следит,
они прекрасно понимают, что “Заман” поддерживает вступление Турции в Европу.
Сейчас в Европе возникает какой-то национализм, фобия против ислама, фобия против
Турции возникает в странах Европы. Несмотря на то, что Турция может внести большой
вклад в ЕС благодаря тому, что может важную роль сыграть, но, к сожалению, из-за
различных подходов, из-за ценностей, из-за населения, религий и прочих факторов, ведётся
какая-то антипропаганда. Мы считаем, что сейчас мы сталкиваемся с опасностью, с этой
пропагандой. Это может привести к тому, что наш регион может стать опять опасным
регионом с точки зрения возникновения новой войны. Честно говоря, я лично считаю,
что вполне возможно, что наш регион может стать очагом каких-то военных действий.
Но мы должны объективно подходить ко всем вопросам. Мы должны говорить о том, что
если что-либо плохое происходит на Западе, то это случайность, а если на Востоке, то
это как бы закономерно, что там плохо. От этого нужно отойти. К сожалению, в наших
средствах массовой информации такой подход имеется, и этот подход не только в СМИ
проявляется, но и у наших видных деятелей такая формальность мышления проявляется.
Я думаю, что мы должны подходить справедливо к вопросам. Я думаю, что мы должны
исполнять права и общества, и человека, соблюдать права женщин. С одной стороны, мы
должны соблюдать права людей и общества, но, с другой стороны, грамотно проявлять и
грамотно рассказывать о тех событиях, которые происходят в мире. А именно - грамотно
освещать новости различные.
/ 249
250 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Sevil NORİYEVA
(Azerbaycan)
İlk sualim Sayın Berberoğlu ve Sayın Dumanlı’ya. Azerbaycan’dan geldim, Kafkasya
Medya Televizyon Başkanlığı ve ANS Tv’de bulunmaktayım. Türkiye’den bu coğrafyaya
kültür coğrafyasına tabii ki uydunun da etkisiyle bazı değerler yayılıyor. Bu çağda gizli
bir şey kalmadı ve demokrasi bir şekilde bir yerlere ulaşıp engelleri ortadan kaldırıyor.
Dolayısıyla, Türkiye’deki seneler önce görmediğimiz, duymadığımız konuşma,
tartışma özgürlüğü, her kesime söz hakkı tanıma gibi güzel şeyler bizim tarafa, o
coğrafyaya ihraç olursa bunun olumsuz taraflarını sizden duymak istiyorum. Bugün
bir tarafta, Filistin’deki çocuğun ölümüne feryat gösteren, Karabağ için dünyadan
adalet isteyen, Pakistan’da deprem olduğunda herkesin ona koşmasını arzu eden bir
Türkiye gözümüzün önünde iken diğer tarafta medyada maalesef eşini döven kocanın
manşette olduğunu veya evlilik dışı çocuk yapan mankenlerin önemli beyanatları ön
plana çıkıyor. Ya da bir köyde aç yoksul kalan bir adamın hikâyesini anlatan bir medya
görüyoruz. Oysa Amerika’da evsiz, geceleri sokakta yatan adamların olduğunu biliyoruz
ama onların görüntülerini ne CNN ekranında ne de New York Times’da gördük. Sonuç
olarak görünen bu Türkiye’ye aynada baktığınızda görünen bu medya kimin medyası?
Teşekkür ederim.
Enis BERBEROĞLU
Söyleyecek fazla bir şeyim yok bu konuda. Sonuç olarak ticari bir iş yapıyoruz. Tabii
ki Azeri kardeşimizi mutlu edecek bir gazete çıkarmak isteriz ama sonuç olarak
baktığın zaman bu gazeteyi Türkiye esaslı yapıyoruz, Türkiye’de satmak için yapıyoruz.
Türkiye’de Hanımefendinin bahsettiği değerlere yakın bir medya var. İşte mesela
Zaman gazetesi, dolayısıyla isteyenin istediği gazeteyi okumasından daha başka bir
cevap veremem size kusura bakmayın.
Ekrem DUMANLI
Soruda ve cevapta bana atıf olduğuna göre bir şeyler söylemem gerekiyor. Tabii
ki sonuçta herkes istediği gazeteyi yapıyor ve onun da alıcısı oluyor. Ancak genel
manada bir yöneliş ve değişim sürecinin yaşandığı, bunun tek taraflı olmadığı, çok
yönlü ve çok çeşitli olduğunu fakat bu çeşitlilik içerisinde medyanın aynaya bakması
gerektiğini düşünenlerdenim. Daha açık söyleyeyim, Türk medyasının, Türk halkının
gerisinde olduğuna inananlardanım ve Türk medyasının kendini konumlandırmasında,
hele sevgili dostum ve değerli arkadaşım Enis Berberoğlu’nun deyimiyle, merkez
medya diye kendini adlandıran grupların olayın çok gerisinde kaldığı kanaatindeyim.
Bunu da zaman zaman yazıyorum. Bana sen kimsin kardeşim bize akıl mı veriyorsun,
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
СЕВИЛЬ НОРИЕВА
(Азербайджан)
Мой первый вопрос к уважаемому Бербероглу и уважаемому Думанлы. Я из
Азербайджана, и я являюсь председателем из Центра СМИ Кавказа и редактором
канала “АНС”. Вы некоторую информацию знаете, и вы знаете, что происходит в наших
странах. И поэтому я хочу спросить у вас. В Турции из этой культурной географии,
конечно, в данный период, в период, в который мы живём, здесь ничего нельзя скрыть,
здесь всегда это передастся. Есть спутники и так далее. И то, что мы раньше не знали,
то есть дискуссия, демократия, открытое слово, свободное слово, мы не знали этого
раньше - такие замечательные вещи. То есть, если это можно так сказать, то я хочу, чтобы
это экспортировалось в наши страны. Есть очень много позитивных сторон, но я хочу
спросить у вас о негативных сторонах. Допустим, в Турции на своей внешней политике
мы видим, что СМИ показывают не то, что на самом деле в Турции. Мы видим, что
в Палестине происходят ужасные вещи, в Карабахе и в других странах. И мы знаем,
что они поддерживают эти страны, знаем, что Турция поддерживает наши страны. Но
в СМИ преподносят совсем не это, преподносят каких-то незаконнорожденных детей,
извиняюсь, или каких-то топ-моделей, или какой-то шоу-бизнес. То есть, мы не видим то,
что на самом деле есть. Реалии Турции не отражаются в СМИ. Допустим, в Манхэттене
много раз на улицах жили люди, мы видели их тоже, но их мы никогда не видели ни в
“Нью-Йорк Таймс”, ни в “Си-Эн-Эн”. Но как результат этого мы видим эту Турцию. И
вот эти медиа, которые мы видим, СМИ Турции, является ли это реальным отражением
того, чем является Турция на самом деле?
ЭНИС БЕРБЕРОГЛУ
Я немногое могу сказать в этом плане. Это торговое, экономическое дело, то есть, это
производится для денег, с одной стороны. И это делается, для того чтобы в Турции
это продавалось. Есть такие СМИ, как газета “Заман”, допустим, которые затрагивают
именно те темы, которые вас интересуют. То есть, если вам нужно, вы можете читать эту
газету, и там затрагиваются именно эти темы.
ЭКРЕМ ДУМАНЛЫ
И вопрос как бы был ко мне, и ответ был обо мне. Поэтому я должен, думаю, сказать коечто. Каждый делает то, что он делает. То есть, подготавливает такую газету, которую он
подготавливает. И каждый имеет своих клиентов. Но есть некоторые изменения, и это не
с одной стороны - это многогранные изменения. Но в этих разнообразных положениях
есть люди, которые думают, как вы. Я думаю, что турецкий народ позади, он идёт позади
турецких СМИ. И мой коллега сказал “массовые” СМИ, то есть “массовые” медиа,
“массовые” средства информации. И они иногда могут подумать, что я кого-то учу чему-
/ 251
252 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
her pazartesi oturup yazı yazıyorsun diyorlar. Hayır, kimseye akıl vermiyorum
ama medyanın pratiğinden daha önemlisi medyanın teorisidir. Türk dünyasını
bilmiyorum ama affınıza sığınıyorum, Türkiye’de medyanın teorik arka planına kafa
yoran meslektaşlarımızın çok az olması fevkalade üzücü. Hala Türkiye’de medya
McLuhan’ın teorileri üzerinden götürülüyor, önemli bir adam bir şey demiyorum, ama
öleli 50 yıl geçti. Belki onun bugün söylediği söz bile sizin sorularınıza cevaptır. Diyor
ki “Understanding Media” isimli kitabında, ki MIT’nin dekanı da bir giriş yazmış, diyor
ki “kitap her ne kadar medyanın anlaşılması manasını taşısa bile bu kitap sonsuza
kadar tamamen anlaşılamayacaktır”. Doğru, hakikaten Understanding felsefesi gibi
kendine bir felsefe yapmış. Orada bir cümle çok enteresan, televizyon o dönemde çok
yaygınlaşıyor, diyor ki “bu televizyonlar bir gün öyle bir hale gelecek ki evlerin içine
Berlin duvarları örülecek, anne ile çocuk arasında, baba ile evladı arasında, hanımla
kocası arasında” Örülmüş müdür? Örülmemiş midir?
Bu çerçeveden bakıp acaba daha insani ve içine de biraz akıl ve hikmet, birazda
tefekkür katılmış bir medya oluşturulabilir mi? Ben oluşturacağı kanaatindeyim, yani
“ne yapalım kardeşim millet istiyor bizde satıyoruz” bu çok fazlaca bir tüccar bakışı
diye görüyorum. Belki kıymetli dostumla arkadaşlığımı bilmeyenler vardır sataşma
gibi anlamasınlar, onun baktığı pencereye de saygı duyuyorum. Benim gördüğüm
pencereden toplum değişecek, değişmek zorunda, değişiyor. Toplumun dinamikleri
değişiyor ve değişimi bir arada yaşatıyor. Ama aile, ülke ve kültürel değerler gibi bir
kısım değerlerin kıyamete kadar bugün önemli olduğu kadar, hatta bugünden daha
önemli olacağına imanım var. Ama bu da benim pencerem, yanlış da olabilir, özür
dilerim.
Nihat TAN
(Türkiye)
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Yüksek Lisans öğrencisiyim. Medyanın
önemini vurguladınız, ancak biz gazeteciler, kendilerini topluma bilgi veren, toplumu
aydınlatan, haber aktaran olarak algılayıp böyle tanımlarken toplumda farklı bir yansıması var. Sokakta insanlara gazeteci kimdir diye sorulduğunda ortalığı karıştıranlar,
doğru haber yapmayanlar diye cevaplandırılıyor. Normalde gazeteci haber yapandır,
bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Medya, tamam çok önemli, Türkiye’nin imajının yükseltilmesinde önemini vurguladık ancak gazetecinin toplumsal algısına da değinilmesi
gerektiğini düşünüyorum. Bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Bir diğer sorum,
iki genel yayın yönetmenimiz ve genel müdürümüzde buradayken, basın kanununda
sorumlu yazı işleri müdürünün bir tanımı ve nasıl göreve getirilebileceği konusunda
bir bilgi var. Ancak genel yayın yönetmenlerinin bir tanımı yok. Burada iki genel yayın
yönetmeni varken bunu nasıl değerlendiriyorsunuz acaba?
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
то. Нет, я никого не учу ничему. Важнее практики СМИ является теория СМИ. Я не
знаю, как у вас, но в плане СМИ в Турции очень мало людей, которые занимаются на
самом деле теорией, которые знают на теоретическом уровне. Они используют какието, допустим, МакЛухана. И прошло больше 20 лет с тех пор. И он в своей книге
“Понимание СМИ” пишет, что, сколько бы эту книгу не читать, до конца эту книгу понять
никогда невозможно. Там одно предложение есть, которое очень интересное. В то время
телевидение становится очень популярным, и он сказал, что в один день телевидение
станет таким, что внутри дома будут “берлинские стены” между ребёнком и матерью,
между супругами, между детьми и родителями. Есть ли такие “берлинские стены” или
нет?
Посмотрев в этих рамках, может ли быть, чтобы более человечные, более логичные,
более правильные СМИ можно ли создать? Да, может быть, некоторые люди говорят,
что мы делаем, чтобы продавать. Мой коллега так сказал. Нет, я не говорю против него.
Мы с ним хорошие коллеги. Но есть на самом деле то, что есть такие ценности как
семейные ценности, как ценности национальные. И они важны всегда. Они важнее даже
сегодняшней. Они важнее даже, чем всй остальное. То есть, не надо стараться сделать
что-то, чтобы продать. Надо обратить внимание на ценности. Это мое личное мнение.
Спасибо.
НИХАН ТАН
(Турция)
Я являюсь студентом магистратуры в Университете Гази на Факультете журналистики.
Вы говорили о важности СМИ, но СМИ предоставляют обществу информацию. Мы так
определяем это, но когда мы спрашиваем у людей на улице, люди при опросе говорят,
что СМИ - это люди, которые предоставляют правильную информацию. На самом
деле журналист - это тот, кто предоставляет информацию, но не тот, кто предоставляет
какую-то информацию, которая именно правильна. То есть, я хочу спросить у вас, что вы
думаете об этом. То есть, что думает народ об этом, и чем это на самом деле является?
И ещё я хочу спросить. Есть одно определение, которое определяет, как к должности
должен быть назначен кто-то. Здесь есть два генеральных директора публикаций, и как
вы думаете, это должно определяться?
/ 253
254 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Enis BERBEROĞLU
Yazı işleri müdürü olmak için Basın Kanunu’na göre lise mezunu olmak gerekir, genel
yayın yönetmeni için yok, bu iyi bir cevap oldu mu? Yani genel yayın yönetmeni
denen kurum yazı işleri müdürü olacak, lise mezununu bulamadığı için yaratıldı. Hangi
mesleğe girdiğini bir daha düşün.
Ekrem DUMANLI
Sorumlu yazı işleri müdürü gazeteler hakkında açılan davaların muhatabıdır. Bir miktar ceza alır ve hapishane yolu gözüktüğünde o değişir. Başka bir yazı işleri müdürü
alır. Kanunen mecburiyet olduğu için vardır. Genel yayın yönetmeni de aslında yazı
işleri müdürü gibi kanunen tanımlanmasına ihtiyaç vardır. Bununla ilgili görev tanımı
kanunla belirlenmiş çerçevedir. Anadolu Ajansı’nı devlet tanımlayabilir, Hilmi Bey ne
düşünüyor, bilmiyorum. Bir gazetenin yazı işleri müdürü, sorumlu yazı işleri müdürü,
ekonomi müdürü, spor müdürü, genel yayın yönetmeni ne iş yapar diye bir kanuna
gerek yoktur. Kanuni düzenlemeye de gerek yoktur. Ancak açılan davada bir adamı
muhatap almak isteyen devlet “Ben sorumlu yazı işleri denen bir adamı muhatap kabul ederim. Cezayı da ona keserim” diyor. Gazeteler de bir hile-i şeriye yapıp diyor ki
“Madem öyle, al vitrine sorumlu yazı işleri müdürü”, altı ay sonra başka bir sorumlu
yazı işleri müdürü, bir sene sonra bir başka sorumlu yazı işleri müdürü. Bu absürd
uygulamadan da anlaşılıyor ki kanuna gerek yoktur. Burada herhangi bir tanımlamaya
ihtiyaç yoktur. Genel yayın yönetmeni için de bir tanımlamaya ihtiyaç yoktur.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ЭНИС БЕРБЕРОГЛУ
Чтобы стать генеральным редактором газеты, в соответствии с Законом о прессе,
необходимо окончить среднюю школу, а для того, чтобы стать генеральным редактором
вещательного органа - нет. Это удовлетворительный ответ? То есть должность редактора
вещания создали потому что не смогли найти выпускника школы, который бы стал
генеральным редактором в газете. Подумайте ещё раз, какую профессию вы выбрали.
ЭКРЕМ ДУМАНЛЫ
Вы говорите об ответственном директоре прессы? То, что мы называем “ответственный
пресс-директор”, - это человек, который назначен на эту должность, что если возникнут
какие-то проблемы, то он занимается исками, которые подаются в суд, и если какие-то
проблемы с судом, то меняют его просто. По закону, его как бы определение должности - это
какая-то рамка или что-то. Агентство “Анатолия” может быть определено государством,
но когда мы говорим о директорах как о каких-то директорах по каким-то областям, я не
считаю, что необходимо есть какой-то закон. Но когда государство подаёт какой-то иск
на какую-то газету, должно быть какое-то ответственное лицо, потому что государство
имеет дело с лицом, а не с газетой как таковой. И это лицо как бы ответственно за то,
что происходит. На самом деле, да, это абсурдно. Но каких-то определений со стороны
закона нет. Я не думаю, что есть необходимость.
/ 255
256 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Doğan YILDIZ
(Kazakistan)
Enis Berberoğlu’na ortak değerler hakkında soru yöneltmek istiyorum. Yaklaşık 18 yıldır yurtdışında çalıştığımız için belki siz oradaki olayları bizim kadar algılamayabilirsiniz.
Geçen yıl, 2009 yılında, başkentimiz Astana’da Mustafa Kemal Atatürk’ün güzel bir
heykeli dikildi, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi açısından büyük bir adım olarak
görüyoruz. İki gün önce Ankara’ya geldik, Gençlik Parkı’nın önünde Nazarbayev heykeli var. Büyüğümüzü görelim, önünde bir hatıra fotoğrafı çekilelim. Bizim heyetle
gelen gazetecilerden biri yoldan geçen birine sordu, bu kim diye, Gençlik Parkı’nın
tam protokol girişinde heykel ve Nursultan Nazarbayev yazıyor altında. Buradan şunu
algılıyoruz demek ki halk daha yeteri kadar bir Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanını
tanımıyor. Şuna gelmek istiyorum ortak değerler adına, İstanbul AGİT Zirve’sinden 11
ay sonra, bizim gözümüzde başarı ile sonuçlanan, Kazakistan’da, bir Türk cumhuriyetinde Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi yapıldı.
İki gün sürdü ve çok yüksek düzeyde bir katılımı vardı. Türkiye’deki basının ilgisi çok
zayıftı. Dün Sayın Bülent Arınç’ın katılması ile tören başladı. Bugün gazetelere bakıyoruz küçük küçük haberler. Şimdi ortak değerler adına, yılların gazetecilerisiniz ve sizler
Türk Dünyası ile alakalı haberlere gazetenizde yer vermezseniz düşük tirajlı gazeteler
niye versin? Sizin az önce bahsettiğiniz gibi, kendinize göre bir şeyler var bazen örnek
olsun diye almak lazım ki diğerleri de alsın. Ortak değerler adına başka türlü neler
yapılabilir? Her şey klasik cümlelerle kalıyor, bunu yapmak lazım, şunu yapmak lazım.
Şimdi Kazakistan ancak 55 yıl sonra örgütün başkanlığını yapabilecek, yani biz 55 yıl
bekleyeceğiz ki bir faaliyet çıksın bunu yazalım. Bunu nasıl algılamak lazım, bize siz
ne tavsiye edersiniz, oradan haber yazan insanlarız? Sizin dikkatinizi çekmesi için ne
yapmamız, ne tür haberler yazmamızı istersiniz ki gazetelerinizde yazılsın? Teşekkür
ederim.
Enis BERBEROĞLU
Aslında popüler olmanın yolu belli, size bir model olarak söyleyeyim. Yarın bütün
gazetenin dörtte üçünü Kazakistan’a ayırayım, yalan, böyle bir şey yok. Benim
anlatamadığım merkez medyadaki meseleyi teşkil eden konu en genele dayalı
haberlerin seçilmesidir. En anlamlı haberlerin değil en göz yaşartan haberlerin
de değil. Ortak değerler diyoruz, açın CNN International kanallarından Kazak
medyasına kadar ortak değer gazetecilik budur. İlgi çekmeyen, kendiniz yazarken
sıkıldığınız bir şeyi basmamanızı tavsiye ederim. Merkez medyadan beklentinizi
doğru oluşturun diye gayret ediyorum, antipatinizi kazanmak için konuşmuyorum.
Merkez medyadan beklenti ilgi yaratan herkesi, Türkiye’de Hakkâri’den Edirne’ye,
Samsun’dan Ceyhan’a Avrupa’da bastığımızı düşünürseniz Belçika’ya, Hollanda’ya
beyefendinin örnek verdiği İtalya’ya kadar dikkat çekecek, ilgi çekecek haberleri
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ДОГАН ЙЫЛДЫЗ
(Казахстан)
Я хочу спросить господина Эниса. Я работаю больше 18-ти лет за границей. Может
быть, вы наши события, которые в Казахстане происходят, по-другому понимаете. В
Астане в прошлом году Мустафе Кемалю Ататюрку был открыт очень замечательный
памятник. Я думаю, это большой проделанный шаг. Два дня назад я приехал в Анкару.
Есть памятник Назарбаеву около “Парка молодёжи” здесь в Анкаре. Мы хотели
сфотографироваться и спросили человека, который проходил по улице, то есть перед
памятником спросили. Там написано “Нурсултан Назарбаев”. Люди не знали, кто это,
хотя там даже это было написано. Несмотря на то, что у нас есть общие ценности, спустя
11 месяцев после заседания ОБСЕ в Стамбуле в Астане также было проведено ещё одно
заседание глав государств и правительств ОБСЕ, и участие было на высоком уровне.
Мы считаем его очень успешным. Но когда мы смотрим СМИ в Турции, турецкие СМИ,
заинтересованность, я вижу, на низком уровне по отношению к событию, которое было
проведено в Астане. Вчера на церемонии присутствовал господин Бюлент Арынч, но в
сегодняшних газетах лишь небольшие новости. Я не хочу называть имени, но, допустим,
“Хюрриет” или какие-то другие газеты, которые являются локомотивами турецких СМИ,
если вы не будете обращать внимание на такие события, которые происходят в наших
странах, то есть, не будете их освещать, то другие газеты вообще не будут. Потому что вы
являетесь примером как самые большие и важные газеты в Турции. Здесь классические
предложения, такие как “Нужно сделать это, нужно сделать то”, эти клише, которые
используются, они не так важны. Казахстан снова станет председателем упомянутой
организации через 55 лет. Неужели нам нужно ждать 55 лет, чтобы что-то произошло,
и мы об этом написали? Как вы считаете, как мы должны это освещать в прессе, какие
новости вы хотите, чтобы мы писали, чтобы они также освещались и в ваших газетах?
ЭНИС БЕРБЕРОГЛУ
Я вам про модель скажу. Допустим, я отделю две страницы Казахстана и буду там
ставить ваши новости. То, о чём я говорю, это то, что то, что составляет эту тему, это
основано на том, что хотят увидеть люди. То есть, в чём они заинтересованы. Может,
что-то есть, от чего мы можем прослезиться, или что подействует на нас. Но это не важно
так. Важно то, в чём заинтересовано население. Если вам что-то не интересно самому,
то вы не должны это издавать вообще-то. Это начальная тема журналистики. Так дело
обстоит во всех СМИ: от “Си-Эн-Эн Интернэшнл” до прессы в Казахстане. У нас нет
какой-то антипатии к вам, то есть я не стараюсь заработать какую-то антипатию. Если
есть какая-то заинтересованность от Хаккяри до Эдирне, от Самсуна до Джейхана в
Турции, если в Европе, то в Бельгии, в Голландии - до Италии. Новости должны быть
интересны для всех этих мест. И это необходимо, чтобы было. То есть, это индустрия. И
вы говорите: “Вы не будьте индустрией”. То есть, человек, репортёр, который находится,
допустим, в какой-то командировке, редактор, директора и все эти люди, допустим, и
/ 257
258 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
bulup alırım. Bu zaten bizi sanayi yapan anlayıştır. Öyle bir şey söylüyorsunuz ki
siz sanayi olmaktan vazgeçin diyorsunuz. Benim sahadaki muhabirimden, masada
oturan editörümden, yazı işleri müdürümden, genel yayına, patronuma kadar bu
sektör, bizim merkez medya dediğimiz, bir tek hakikaten sevdiğim saydığım Ekrem
Dumanlı’ya beğendiremediğimiz, merkez medya böyle çalışır. Buradan ve sizden
etkilenip yarın gider gazeteyi ona göre hazırlar ve Kazakistan’la ilgili haber bastırırım.
İki gün sürer üçüncü gün zaten o sanayi beni yine eski alışkanlıklarıma, eski üretim
biçimime zorlar. Çünkü benim okurum onu bekliyor, altyapım, üretim sürecim bunu
gerektiriyor Kazakistan’da Nursultan anıtı açıldı, bizim muhtemelen Ankara ilavesinde
çıkmıştır, hak ettiği de budur. Yani daha fazlasını beklemeyin merkez medyadan. Bir
heykel açılışı iki ülke ilişkileri düzelsin diye birinci sayfaya çıkmaz. Benim işim o değil,
siz örnek verdiniz diye söylüyorum, kusura bakmayın. Benim işim Türkiye-Kazakistan
ilişkilerini birleştirmek değil. Saygıyla karşılarım beğenmeyen olabilir, ama işimin ne
olmadığı konusunda kafam çok açık.
Kamu diplomasisinin bir parçası değilim. Bakın size büyük bir tehlikeden bahsedeyim,
biraz önce söylediğimiz ortak değerleri oluşturulması. Kimisi Kazakistan, kimisi Irak,
kimisi başörtüsü ister, kimisi sağcı veya solculuk ister. Nasıl karar vereceğim? Kime
ne yaradığına göre bir haberi basmaya başladığım zaman merkez medya zaten yok
olur. Kime yaradığına düşünmediğime dua edin, esas olan odur. Yani bir ülkeyi
bölmenin en kolay yolu gazetecilerin, hâkimlerin, bir grup insanın yani görevi bitaraflık
olan birtakım insanların kafalarının arkasındaki değer yargıları ile haberi seçmeye daha
da ötesinde seçtikleri haberi de kime yarayıp kime yaramadığını bilerek taammüden
basmaları ile olur. Çok teşekkür ederim.
Ekrem DUMANLI
Türk Cumhuriyetleri veya Türkçe konuşan devletlerin gazetelerde ne kadar yer
alması meselesi değil. Tekrar diyorum ortak değer dediğim şeyler merkez medya
diyor, ben de kabul ediyorum, tamam öyle olsun ama o zaman da diyorum ki en
azından dünyada bunun örnekleri olan gazeteler kadar cinselliğin kullanımında hassas
olunmalı. Aile değerlerinin korunması konusunda Türk televizyonlarının Türk halkına,
Türkiye’de yaşayan insanlara verdiği zararı terazinin bir kefesine koyalım bir de Orta
Asya’ya verdiği zararı. Birtakım değerlerin anlaşılması lazım, bazı özendirmelerin
yapılması yanlış. Ben hem bunu yaparım çünkü bunun alıcısı var, bununla merkez
medya olurum diyen merkezden uzaklaşır marjinalleşir. Nitekim Türkiye’de böyle bir
süreç yaşanıyor, bunu söylemek zorundayım, çok önemli bir şey bu.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
центральные СМИ работают таким образом. То есть, необходимо предоставить то, в чём
на самом деле мы заинтересованы, и что будут читать люди. То есть, это индустрия.
И мои читатели ожидают определённые вещи, и моя инфраструктура соответствует и
требует определённым вещам. Допустим, в Казахстане Нурсултана Назарбаева памятник,
допустим, был открыт в Анкаре, да у нас в газете, скорее всего, это опубликовалось, но
больше этого ничего не будет, дальше не пойдёт. Простите, конечно, это просто вы дали
такой пример, поэтому я сказал об этом. Я знаю, что моё дело - это не налаживание
каких-то отношений между странами. Да, может, кому-то это не нравится, может, кто-то
говорит, что я неправильно делаю, но я точно знаю, что моей работой не является.
Общественная дипломатия обязана в чём-то меня убедить, о чём-то мне рассказать. На
самом деле не непосредственно меня, а сначала репортёра, который находится где-то
в командировке, где-то на работе. И если он будет убеждён, то люди будут правильно
использовать это, правильную информацию вы будете получать. Если мы говорим
о каком-то смысле, то мы не сможем создать общую такую систему. Кто-то хочет,
допустим, о Казахстане написать, кто-то - об Ираке, кто-то хочет о мусульманах, кто-то
- о более либеральных людях написать. И, таким образом, центральные СМИ исчезнут.
Основным является это. Журналисты или одна какая-то группа людей, в их головах есть
определённые ценности, и это - новость, которую они выбирают, зная, как эта новость
воздействует на кого. Основываясь на этом, они должны что-то проделывать. Большое
спасибо.
ЭКРЕМ ДУМАНЛЫ
Когда мы говорим об общей ценности, что касается тюркоязычных стран, это не
проблема, какая информация должна отображаться в газетах, когда мы говорим о массмедиа. Хорошо, я принимаю это понятие, но в этом случае я хочу сказать следующее.
Есть газеты в мире, которые рассказывают, например, о сексуальной жизни. Они должны
сохранять ценность семейной жизни, охранять эти понятия. То есть, необходимо на весы
поставить несколько понятий. Причиняется ли урон семейным ценностям? Некоторые
подходы к информации не правильны. Например, даже если есть спрос на некоторые
виды информации, то это приведёт к отрицательному результату. Какой-то маргинальный
подход начнётся. Это очень важный момент. Извините, что такое центральные СМИ? Если
я не буду размещать какую-то информацию в газеты, где я буду газеты эти продавать? Как
я буду их продавать? Например, многие турки не могут купить газеты. Они вынуждены
смотреть всё по интернету. Что тогда делать? Мы говорим об одном и том же с вами.
Попасть в дом моему продукту - это один критерий.
/ 259
260 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Güngör YAVUZARSLAN
(Türkiye)
Bartın Gazeteciler Derneği Başkanı, Kerkük’ün Sesi gazetesinin de sahibiyim, Sayın
Enis Berberoğlu ile Ekrem Dumanlı Beye sorum olacak. Kıbrıs’taki Rum Yönetimi’nin
haberleri yapılırken Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı ya da Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri
Bakanı diye haber yapılıyor ya da aynı şekilde Yukarı Karabağ’da yaşanan olaylarla
ilgili haberlerde Ermenistan’ın oradaki sözde kurduğu yönetim için Yukarı Karabağ
Cumhuriyeti diye yazılıyor. Türkiye’nin en önemli iki gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni
olarak bu tür hataların ya da yanlış bilgilerin tekrar edilmemesi için Forumda bu bölüme
uygun olarak kamu diplomasisi olarak çalışmalarınız var mı ya da yapmayı bundan
sonra düşünüyor musunuz? Teşekkür ederim.
Enis BERBEROĞLU
Net olarak söyleyeyim var, yapıyoruz da zaten, Türk medyası zannettiğinizden çok
daha hassas. Yani Kıbrıs Cumhurbaşkanı benim gazetemde çıkmaz çıkamaz da.
Çünkü bu baştan verilmiş bir karardır. İkincisi, bırakın onu mesela temsil ettiğim grup
adına tesadüfen CNN’de de yöneticilik yaptığım için oradan bildiğim bir mesele vardı,
Amerikalılarla PKK’nın tarifinde yaklaşık üç ay kaybettik. Onlar ayrılıkçı, savaşçı gibi
ifadeler kullanılmasını istediler -12 sene öncesinden bahsediyorum- terör örgütü
ifadesinde anlaştık. Bunu CNN’nin kendi ana yayınında nasıl verdiklerini bilmiyorum
ama CNN Türk’te siz ayrılıkçı, özgürlük savaşçısı gibi İngilizce veya Fransızca
veya Almanca -o tarihte PKK terör örgütü olarak tasvip edilmediği için- ifadelere
rastlanabiliyordu. Şu anda azaldı, onu da size söyleyeyim bu konuda Türk medyası
genellikle dikkatlidir, yani o konuda hakkını teslim etmekte yarar var.
Ekrem DUMANLI
Bahsettiğiniz şey sadece Türk dünyasıyla ilgili değil aslında birçok konu ile ilgili. Bize
biraz uzak bir yerle ilgili bir haber yapsanız kişilerin özel isimlerinin kullanılmasından
makam isimlerinin, ülkelerinin isimlerinin doğru kullanılmasına kadar birçok hata
yapılıyor. Bunun önlenmesinin iki yolu olduğunu düşünüyorum. Birincisi, olabildiğince
haberin yerinden yapılması, bu tür yanlışlar biraz masa başı yapılan yanlışlar. Irak’taki
bir haberi bir televizyon kanalından veya bir yerden öğrenmiş oluyorsunuz bunu da
sayfanıza veya televizyonunuza taşımayı arzu ediyorsunuz. Kullandığınız dil yabancı bir
dil ve tercüme hatası da yapıyorsunuz. Geçenlerde Sayın Başbakan herkesin bildiği
ve Türkiye’de de çocuklarına isim olarak verdiği birçok ismin Türkiye’de daha değişik
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
ГЮНГЁР ЯВУЗАРСЛАН
(Турция)
Я председатель Союза журналистов Бартына и владелец газеты «Голос Керкюка». Я
хотел бы спросить следующее. Когда говорится про Азербайджан, когда говорится
про Северный Кипр, когда говорится об Управлении Южного Кипра, когда говорится
«министр иностранных дел Южного Кипра», когда говорится, например, о новостях,
которые касаются Нагорного Карабаха, например, оглашается таким образом: «Республика
Нагорный Карабах». Необходимо отказаться от неправильных повторов, отказаться от
неправильного излагания фактов. Есть ли у вас работы, которые направлены на то, чтобы
предотвращать подобные неправильные повторения? Спасибо.
ЭНИС БЕРБЕРОГЛУ
Турецкие средства массовой информации очень чувствительно относятся к этим
вопросам. В турецких СМИ, например, в “Си-Эн-Эн” я тоже работал на руководящих
должностях, когда мы попытались создать понятие, создать терминологию по поводу
РПК, с американцами мы потратили на это три месяца. Они хотели использовать такие
термины, как “сепаратисты”, “бойцы”. Я говорю о том, что было 12 лет назад. В конечном
итоге мы договорились насчёт выражения “террористическая организация”. До этого
“Си-Эн-Эн”, например, говорил на английском, французском, немецком языках, что
это “группа, которая занимается освободительной деятельностью”. Я могу сказать, что
сейчас турецкие средства массовой информации достаточно чувствительно, взвешенно
относятся к понятиям и к терминологии.
ЭКРЕМ ДУМАНЛЫ
Я подразумевал не только тюркский мир, но я говорю в целом, и о Южной Америке,
ладно, они слишком далеко находятся. Иногда бывают новости об исламском мире. Это,
например, как должны использоваться личные имена людей, как должны использоваться
названия организаций. Очень часто сталкиваемся с неправильным использованием
слов, названий, поэтому по возможности нужно сделать так, чтобы новости поступали
прямо из источника. С ошибками мы как сталкиваемся зачастую? Ошибки получаются,
когда мы работаем не на местах, а работаем за столом у себя в офисе. Иногда, конечно,
мы сталкиваемся с тем, что ошибки переводов, например. Например, многие имена в
Турции, имена людей вызывают смех, вызывают улыбку, когда мы их слышим. Например,
мы можем неправильно воспринимать имена людей, например, кого-то из Пакистана.
Мы должны правильно использовать свой язык, мы должны правильно подбирать
терминологию и именно таким образом подготавливать свои новости.
/ 261
262 /
İKİNCİ GÜN
DÖRDÜNCÜ OTURUM
telaffuz edildiğini söyledi ki sokaktaki bir insana söyleseniz en azından gülümsetir.
Hoş bir şey değil bizim de yıllardan beri kullandığımız isimlerdir bunlar. Ama bir
Pakistanlı da kullanırken o ismin bizdeki isim olduğunu bilmeyebiliyoruz, biraz yerinde
habercilik önemli. Yani özellikle Türk dünyası ve İslam dünyasının merkezlerinde
dilimizi, üslubumuzu ve terimleri kullanma biçimimizi bilen insanların habercilik
yapması gerekiyor.
İkincisi de hem uluslararası ilişkilerde, Türkiye için söylüyorum, hem ülke içi haberlerde
gazeteler eninde sonunda ihtisas muhabirliğine doğru kaymak zorundadır. Bugün
ekonominin kendi içinde o kadar açılımları var ki sadece ekonomi muhabiri olarak
çalışan bir insan bile finansla ilgili bir haber yazarken bir teknik hata yapabilir aynı
muhabir enerji ile ilgili bir haber yaparsa da yine teknik terminoloji hatası yapabilir.
Bu haberin yerinde yapılması ve en azından belli bir alanda derinleşmiş ihtisas sahibi
insanlar tarafından yapılmasıyla ancak çözülebilecek bir problem, aksi takdirde bunu
çözmek çok zor. Teşekkür ederim.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЧЕТВЕРТОЕ ЗАСЕДАНИЕ
Во-вторых, что касается как международных отношений, так и ситуации внутри
страны, необходимо, чтобы каждая газета специализировалась на каком-то вопросе.
Сейчас по экономическим вопросам уже специализация формируется. Например, если
человек готовит какую-то информацию по экономике, по вопросу финансирования, он
может неправильно подобрать, неправильно использовать какой-то термин, поэтому
необходимо, чтобы люди специализировались по каким-то вопросам и подготавливали
свою новость на местах. Иначе решить вопрос о правильной терминологии нам будет
очень сложно.
/ 263
Sonuç Bildirgesi
ИТОГОВАЯ ДЕКЛАРАЦИЯ
266 /
İKİNCİ GÜN
SONUÇ BİLDİRGESİ
“Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu”, Türkiye’den Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent ARINÇ ile Dışişleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Ahmet
DAVUTOĞLU’nun himayesinde, ilgili ülkelerden kamu ve özel basın kuruluşları
temsilcileri ve akademisyenlerin geniş katılımıyla 21-22 Aralık 2010 tarihlerinde
Ankara’da gerçekleştirilmiştir.
Türk Dili konuşan bu geniş ve hayati coğrafyada faaliyet gösteren basın dünyasının
temsilcileri;
• Türk Dili Konuşan Ülkeler arasında var olan köklü ortak tarih, dil, kimlik ve kültüre
dayanan ortak çıkar ve ilişkileri geliştirmek yönündeki temel ideali destekleyerek,
• Daha önce düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri’nin
yararlı sonuçlarını ve sonuç bildirgelerinin maddelerini teyit ederek,
• İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinden, Helsinki Nihai Senedine ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine kadar, çağdaş değerleri içeren her türlü belgede anılan ifade
ve basın özgürlüğünün en az yaşam hakkı kadar önem atfettiğine olan inançla,
• Medyanın şeffaf ve demokratik toplumun inşasında önemli rol oynadığı ve hukuk
devletinin hâkimi olduğu demokrasiler üzerinde yadsınamaz bir etkiye sahip
bulunduğu kanaatiyle,
• Türk Dili Konuşan Ülkelerin basın kuruluşları arasında tesis edilecek kapsamlı
ilişkilerin ve dayanışmanın Avrasya coğrafyasındaki bölgesel ve uluslararası
işbirliğini ve demokratikleşmeyi pekiştireceği inancıyla,
• Türk dilinde yayın yapan basın kuruluşları ve dolayısıyla kamuoyları arasındaki
dayanışmayı güçlendirmek ve çok daha ileri aşamalara taşımak konusundaki azim
ve niyetlerini vurgulayarak,
• Türk dünyası için önemli meselelerde ortak algıların ortaya çıkmasında ve
böylece, Türk dünyasında güçlü bir medya kültürü ile ortak bir kamu diplomasisi
platformunun yaratılmasında Türkçenin bir iletişim dili olarak oynayacağı rolde
basının taşıdığı önemin bilincinde hareket ederek,
• Azerbaycan Matbuat Şurası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaya attıkları
ortak bir federasyonun kurulması gibi medya etkileşim ağları oluşturulması fikrini
takdir edip geliştirerek,
• Forum çerçevesinde yaratılması öngörülen ortak platform ve iletişim kanallarıyla
Türk kökenli gazeteciler arasında kapsamlı bilgi paylaşımı, görüş alışverişi ve
mesleki dayanışmanın sağlanmasına zemin oluşturacak bir “Türk Dili Konuşan
Ülkeler Medya Birliği”nin tesis edilmesine,
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ИТОГОВАЯ ДЕКЛАРАЦИЯ
Форум СМИ тюркоязычных стран 21-22 декабря 2010 года прошёл в Анкаре под
покровительством государственного министра и заместителя премьер-министра
господина Бюлента Арынча и министра иностранных дел господина Ахмета Давутоглу
с турецкой стороны и при широком участии представителей общественных и частных
СМИ и преподавателей вузов из соответствующих стран.
Представители мира прессы, которые заняты деятельностью на этом обширном и
жизненно важном тюркоязычном пространстве
• Поддерживая основной идеал по развитию совместных интересов и отношений,
опирающихся на обладающие глубокими корнями общие историю, язык,
идентичность и культуру, которые существуют между тюркоязычными странами;
• Упрочивая полезные результаты и пункты итоговых деклараций организованных
ранее Саммитов глав государств тюркоязычных стран;
• Веря в то, что свобода слова и свобода прессы, которые упоминаются в любых
документах, содержащих современные ценности, - от Всеобщей декларации прав
человека до Хельсинкского заключительного акта и Европейской конвенции о защите
прав человека - представляет не меньшее значение, чем право на жизнь;
• Считая, что СМИ играют важную роль в построении прозрачного и демократического
общества и оказывают неоспоримое влияние на демократические системы, в которых
господствует правовое государство;
• Руководствуясь мыслью, что обширные отношения и взаимная поддержка, которые
будут установлены между средствами массовой информации тюркоязычных стран,
будут способствовать усилению регионального и международного сотрудничества и
демократизации на евразийском пространстве;
• Подчёркивая решимость и намерение в плане укрепления и выведения на более
высокие уровни взаимной поддержки между средствами массовой информации,
которые осуществляют вещание на тюркских языках, и, соответственно, между
общественным мнением, формированию которого они способствуют;
• Приветствуя и разрабатывая идею создания общей федерации, которую выдвинули
Совет печати Азербайджана и Ассоциация журналистов Турции;
• Единогласно приняли решение посредством совместных платформ и
коммуникационных каналов, которые предусмотрено создать в рамках форума,
учредить Союз печати тюркоязычных стран / Всемирный союз тюркской печати,
который создаст почву для обширного обмена информацией, обмена мнениями и
профессионального взаимодействия между журналистами тюркского происхождения;
• Сформировать Рабочую группу для осуществления процедур по созданию Союза
печати тюркоязычных стран / Всемирного союза тюркской печати и включить в
/ 267
268 /
İKİNCİ GÜN
SONUÇ BİLDİRGESİ
• “Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Birliği”nin kuruluş işlemlerini yerine getirmek
için bir “Çalışma Grubu” oluşturulmasına, “Çalışma Grubu”nda ekli listede belirtilen
isimlerin yer almasına ve Grubun ilk toplantısının 2011 Şubat ayında Ankara’da
düzenlenmesine,
• Bundan sonra da “Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu”nun her yıl düzenli
olarak ve belirlenecek bir ülkede gerçekleştirilmesine, gelecek Forum toplantısının
2011 Ekim ayında yapılmasına ve kriz durumları gibi ihtiyaç duyulan zamanlarda
“ad-hoc” toplantılar düzenlenmesi için mekanizmaların oluşturulmasına, ayrıca,
• Gelecek Forumlara diğer Türk topluluklarından basın temsilcilerinin de davet
edilmesine oybirliği ile karar vermişlerdir.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ИТОГОВАЯ ДЕКЛАРАЦИЯ
состав Рабочей группы лица, указанные в прилагаемом списке и первое заседание
Рабочей группы пробести б феврале 2011 года в Анкаре.
• Кроме того, единогласно принято решение впредь проводить Форум СМИ
тюркоязычных стран ежегодно в определенной стране и провести следуюший форум
в октябре 2011 года, а также создать механизмы для проведения заседанний “ad-hoc”
когда это будет необходимо в случае кризисных ситуаций, кромо того приглашать для
участия в последующих форумах также представителей СМИ из других тюркских
сообществ.
/ 269
Kapanış Konuşmaları
ЗАКЛЮЧИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
272 /
İKİNCİ GÜN
KAPANIŞ KONUŞMALARI
Murat KARAKAYA
Genel Müdür
Sayın Başbakan Yardımcım, değerli konuklar…
Ülkemizde, gerek toplumumuz gerekse kurumlarımız olarak, Türk dünyasını, Türk
dili konuşan ülkelerle ilişkilerimizi önemsiyoruz ve bu anlamda da Türk dili konuşan
ülkelerle yüksek bir ilişki düzeyine erişebilmek için faaliyetlerimizi devam ettirmeye
çalışıyoruz. Bu çerçevede, Sayın Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç ve Dışişleri
Bakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun himayelerinde ve teşvikleriyle Genel
Müdürlüğümüz ve Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırma Merkezi olarak bu Forumun
gerçekleştirilmesine yöneldik. İlk etapta düşüncemiz tüm Türk Dünyasını bir forum
etrafında bir araya getirmekti. Sizler de takdir edersiniz ki çok geniş bir coğrafyada ve
büyük bir ölçekte katılımcıyı toplamak zor olacaktı.
Türk dili konuşan ülkeler ile başlayalım istedik ve bundan sonraki hedefimiz inşallah
tüm Türk dünyasının bir araya geleceği bir forum düzenlemektir. İki gün verimli
toplantılar yapıldı, dört bölüm halindeki oturumlarda. Burada sorunlarımız dile getirildi,
perspektiflerimiz ortaya konmaya çalışıldı ama her şeyden önemlisi tekrar etmek
istiyorum bu süreç içerisinde oluşan diyalog ortamı, birbirimizi tanıyor olmamız, şu
kardeşlik ortamını teneffüs ediyor olmamız daha önem arz ediyor diye düşünüyorum.
Bu iki gün süre zarfında bir çalışma gurubu oluşturuldu, ilgili ülkelerden katılımcılarla.
Verimli bir çalışma oldu ve bir Sonuç Bildirgesi hazırlandı. Katılımları için Sayın
Başbakan Yardımcımıza, destekleri için tüm konuklarımıza tekrar teşekkür ediyor
saygılarımı sunuyorum.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЗАКЛЮЧИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
Мурат КАРАКАЯ
Генеральный директор
Уважаемый вице-премьер-министр, уважаемые гости…
В нашей стране и в наших различных организациях в наших отношениях с тюркоязычными
странами мы особое внимание им уделяем, и для того чтобы эти отношения развивались,
мы постоянно ведём работу в этом направлении. Наш вице-премьер-министр Бюлент
Арынч и министр иностранных дел Давутоглу оказали поддержку для проведения
данного медиа-форума. Мы постарались провести данный медиа-форум, мы хотели
сделать так, чтобы все наши средства массовой информации собрались воедино и,
конечно, мы понимали, что, полностью весь евроазиатский регион если взять и провести
такой форум, это будет достаточно сложно.
Поэтому мы решили начать с Медиа-форума тюркоязычных стран. Но следующая наша
цель - организовать форум, который, мы надеемся, соберёт вместе весь тюркский мир.
В течение двух дней имели место продуктивные собрания в рамках четырёх заседаний.
Здесь участники рассказали о тех проблемах, которые существуют в наших странах.
Но, хочу ещё раз повториться, я считаю гораздо более важным то, что во время этого
процесса мы смогли создать атмосферу диалога, лучше узнать друг друга, вдохнуть этот
воздух, пропитанный братскими чувствами.
В течение этих двух дней была создана рабочая группа, вобрав в себя участников
соответствующих стран. Была проделана плодотворная работа и подготовлена Итоговая
декларация. Благодарю за участие господина вице-премьера, а также благодарю всех
наших гостей за их поддержку.
/ 273
274 /
İKİNCİ GÜN
KAPANIŞ KONUŞMALARI
Bülent ARINÇ
Başbakan yardımcısı
Efendim, iki günlük toplantı güzel bir dostlukla, arkadaşlıkla karşılıklı görüşlerimizi ifade
etmekle, kucaklaşmakla son buldu. Ben şahsen çok memnunum ama arkadaşlarım
da bilsinler ki bu günler bizim en yoğun günlerimiz. Bakan olarak şu anda bütçemiz
mecliste görüşülüyor bir taraftan onu takip ediyorum fırsat buldukça da size geldim,
bugün son buluyor. Yarın sosyal geziler ve etkinlikler olacak. Ben de Sayın Genel
Müdürüm gibi bu toplantının Türkiye’de yapılmış olmasından, bir ilk olmasından çok
mutluyum. Çok faydalı, başarılı sonuçlar verdiğine inanıyorum. Amacımız bunu her
yıl tekrarlamaktır. Belki Türkiye’de, belki arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin ülkelerinde
yani vatanlarımızda, ata toprağımızda bunu yapabiliriz. Birçok çalışma gurubu
oluşturulacak ve bu şubat ayında yani iki ay sonra ilk toplantı yine Ankara’da, Türkiye
de yapılacak. Ümit ediyorum ki bu Sekretarya bundan sonraki çalışmaları başarılı bir
şekilde yürütecektir.
Bu sertifika töreni, çok zaman almasın diye düşündü arkadaşlarımız, her ülkeden bir
arkadaşımıza hem kendi sertifikasını hem de katıldığı ülkenin delegasyonu sertifikalarını
vereceğiz. Onları arkadaşlarımıza takdim edecekler. Böylece törenimiz son bulacak.
Ben size hayırlı yolculuklar diliyorum, ülkelerinize selamlarımızı götürünüz. Türkiye’nin
dostluğunu, kardeşliğini, hepimizin selamlarını iletmenizi rica ediyorum. İnşallah
sağlık ve afiyetle huzur dolu günlerde tekrar görüşmek dileğiyle.
Tabii işin bir tarafı da bu, dostlarımız Türkiye’nin en değerli gazetecilerini, basın
mensuplarını, basın temsilcilerini tanımış oldular. Her oturumda oturum başkanlığı
yapan sözleriyle, düşünceleriyle çok güzel konuları ifade eden arkadaşlarımızı
da tanımış oldular. Bunları esasen kendi ülkelerinde de çok yakından tanıdıklarına
inanıyordum ama bizzat gördüler, sohbet ettiler, belki kartlarını birbirlerine verdiler.
Bu yüzden yani suya atılan taş gibi halka halka bu işin genişlediğini ve faydalı sonuçlar
verdiğini düşünüyorum.
Katılımda bulunan tüm arkadaşlarımıza da Türkiye’den basın mensuplarına çok
teşekkür ediyorum. Çok faydalı ve yararlı bir çalışma oldu. Tabii Türkiye Gazeteciler
Federasyonu Başkanı değerli arkadaşımız Atilla Sertel ve Yönetim Kurulu da iki
gün bu çalışmayı çok yakından izlediler. Gazeteciler adına en yüksek kuruluş olan
Federasyonumuzun bu toplantıya teşriflerini çok önemli buluyorum. Sayın Sertel ve
arkadaşlarına ve katkıda bulunan değerli dostlarımıza da teşekkür ediyorum.
ВТОРОЙ ДЕНЬ
ЗАКЛЮЧИТЕЛЬНОЕ СЛОВО
Бюлент АРЫНЧ
Вице-премьер
Двухдневное наше совещание прошло в очень дружественной атмосфере, и мы завершаем
его объятиями. Я лично очень доволен. Я хотел бы сказать, что у меня как у министра,
сейчас очень такой напряжённый график, в настоящее время мы ведём обсуждение
вопросов бюджета. Поэтому график очень напряжённый. Сегодня заканчиваем, а завтра
будет социальная и культурная программа. И я очень рад тому, что впервые проведён
подобный форум. Наша цель - повторять это каждый год. Может быть, у нас получится
сделать это в Турции, а, может быть, - в странах наших друзей и братьев, то есть на нашей
родине, на родной земле. В феврале наше следующее совещание пройдёт здесь в Турции,
в Анкаре. И я думаю, что все с успехом будут проводить дальнейшие свои работы.
Для того чтобы это мероприятие заняло меньше времени, мы пригласили по одному
представителю из каждой страны. Все эти сертификаты потом будут розданы остальным
вашим друзьям. Таким образом, мы завершаем наш форум. И прошу вас передать
огромный привет во все ваши страны и надеюсь, что мы с вами ещё обязательно
встретимся.
Конечно же, важным является и то, что во время этого мероприятия вы смогли
познакомиться с ведущими газетами, с ведущими представителями средств массовой
информации Турции. Наши друзья рассказали вам о своём мнении, о своей позиции по
различным вопросам. Я думаю, что вы и раньше, находясь у себя на родине, знали об
этих людях. Но теперь вы лично их увидели, смогли с ними пообщаться, может, даже
обменялись своими визитными карточками. Поэтому я считаю, что, таким образом,
день ото дня, словно круги от брошенного в воду камня, всё это постепенно будет
увеличиваться и даст полезные результаты.
Хочу поблагодарить всех наших товарищей, которые приняли участие, а также
журналистов из Турции. Мероприятие прошло очень успешно. Председатель Федерации
журналистов Турции и наш дорогой друг Атилла Сертел, а также Руководящий комитет
на протяжении двух дней внимательнейшим образом следили за этой работой. Я
нахожу очень важным почётное участие в данном собрании нашей Федерации, высшей
организации, действующей от имени журналистов. Хочу также поблагодарить господина
Сертела и его коллег, а также всех наших дорогих друзей, каждый из которых внёс свой
вклад.
/ 275
Foruma Gönderilen Mesajlar
”Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumuna nazik davetiniz için
teşekkür ediyorum. Çeşitli görüşler ve yorumlarıyla programa
derinlik kazandıran değerli katılımcılara çalışmalarında başarılar
diliyor, düzenlenen forumun verimli geçmesi ve büyük bir sinerji
ortaya koyması temennisiyle sevgi ve selamlarımı sunuyorum.”
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
ПОСЛАНИЕ
«Благодарю за приглашение принять участие в Медиа-форуме тюркоязычных стран. Желаю
вам успехов в проведении вашего мероприятия. Успехов в работе. Надеюсь, что форум пройдет
эффективно и полезно. С любовью и уважением приветствую вас».
РЕДЖЕП ТАЙИП ЕРДОГАН
ПРЕМЪЕР МИНИСТР
ISBN : 978 - 975 - 19 - 5592 - 0
Basım : Altan Matbaası - 394 8 394
T.C. BAŞBAKANLIK BASIN - YAYIN VE
ENFORMASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Ceyhun Atıf Kansu Caddesi No:122
06520 Balgat / ANKARA / TÜRKİYE
Tel: +90 312 583 60 00
www.byegm.gov.tr
[email protected]

Benzer belgeler