Cengelliigne Matbaaya
Transkript
Cengelliigne Matbaaya
MIGIRD‹Ç MARGOSYAN 23 Aral›k 1938’de Diyarbak›r’da, Hançepek Mahallesi’nde (Gâvur Mahallesi) do¤du. E¤itimini Süleyman Nazif ‹lkokulu, Ziya Gökalp Ortaokulu, daha sonra ‹stanbul’daki Bezciyan Ortaokulu ve Getronagan Lisesi’nde sürdürdü. ‹stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. 1966-1972 y›llar› aras›nda Üsküdar Selams›z’daki Surp Haç T›brevank Ermeni Lisesi’nde müdürlü¤ün yan› s›ra felsefe, psikoloji, Ermeni dili ve edebiyat› ö¤retmenli¤i yapt›. Daha sonra ö¤retmenli¤i b›rakarak ticarete at›ld›. Edebi çal›flmalar›n› aral›ks›z sürdürdü. Marmara gazetesinde yay›mlanan Ermenice öykülerinin bir bölümü Mer Ayt Go¤mer› [Bizim Oralar] ad›yla kitap haline getirildi (1984) bu kitab›yla 1988’de, Ermenice yazan yazarlara verilen Eliz Kavukçuyan Edebiyat Ödülü’nü (Paris-Fransa) ald›. Gâvur Mahallesi (1992), Söyle Margos Nerelisen? (1995) ve Biletimiz ‹stanbul’a Kesildi (1998) adl› Türkçe kitaplar›n›, 1999’da ikinci Ermenice kitab› Dikrisi Aperen [Dicle K›y›lar›ndan] izledi. Gâvur Mahallesi Avesta Yay›nlar› taraf›ndan Li Ba Me, Li Wan Deran [Bizim O Yöreler] ad›yla Kürtçe olarak yay›mland› (1999). Türkçe kaleme ald›¤› Tespih Taneleri (2006) adl› an›-roman› yazar›n yay›nevimizden ç›kan son kitab›yd›. Evrensel gazetesinde “Kirveme Mektuplar” adl› köflesinde yazmay› sürdüren Margosyan’›n bu makalelerinin bir bölümü Lis Bas›n-Yay›n taraf›ndan Kirveme Mektuplar ad›yla 2006’da Diyarbak›r’da yay›mland›. 1996-99 y›llar› aras›nda Agos gazetesinde yay›mlanan makalelerinden yap›lan bir seçki olan Zurna 2009’da, Yeni Yüzy›l ve Gündem gazetelerinde yay›mlanan makalelerinden derlenen Kürdan 2010’da yay›nevimizce kitaplaflt›r›ld›. u s u l g e r e ¤ i Çengellii¤ne, M›g›rdiç Margosyan’›n Evrensel gazetesinde yay›mlanan makalelerinden yap›lm›fl bir seçkidir. ‹lk bas›m› 1999’da Belge Yay›nc›l›k taraf›ndan yap›lan kitapta yer alan metinlere, yaz›ma iliflkin baz› de¤ifliklikler d›fl›nda müdahalede bulunulmad›. Türkçe yaz›mda, Ömer As›m Aksoy’un Ana Yaz›m K›lavuzu (Epsilon Yay.) temel al›nd›, Necmiye Alpay’›n Türkçe Sorunlar› K›lavuzu’ndan (Metis Yay.) yard›mc› kaynak olarak yararlan›ld›. y a y › n c › n › n n o t u ÇENGELL‹‹⁄NE EVRENSEL YAZILARI A r a s Y a y › n c › l › k ‹stiklal Caddesi, H›divyal Palas 231/Z 34430 Tünel, Beyo¤lu-‹stanbul Tel: (0212) 252 65 18 - 243 06 02 Fax: (0212) 252 65 19 [email protected] www.arasyayincilik.com –––––––––––––––––– ARAS - ÄÄÍ 114 –––––––––––––––––– M›g›rdiç Margosyan Çengellii¤ne Yay›na Haz›rlayan Rober Koptafl Düzelti Ari fiekeryan Ararat fiekeryan Kapak Tasar›m› Aret G›c›r Kapak Foto¤raf› Ara Güler ISBN 978-605-5753-14-6 Bask› Sena Ofset 2. Matbaac›lar Sitesi 4NB7-9-11 Topkap›-‹stanbul Tel: (0212) 613 03 21 Birinci Bask›: Ekim 1999, ‹stanbul (Belge Yay›nc›l›k) ‹kinci Bask›: May›s 2010, ‹stanbul ÇENGELL‹‹⁄NE EVRENSEL YAZILARI DENEME MIGIRD‹Ç MARGOSYAN ‹çindekiler Beyin Meselesi ......................................................................................9 fiapka Meselesi ..................................................................................12 Akort Meselesi....................................................................................16 Merak Meselesi ..................................................................................19 Prensip Meselesi ..............................................................................22 Aziz Nesin ve Ahlak Meselesi..............................................26 Küfür ve Hassasiyet Meselesi ..............................................29 Ruj Meselesi ........................................................................................33 Koltuk ve Sefalet Meselesi ......................................................37 Anayasa Meselesi ............................................................................41 Düflünce Özgürlü¤ü Meselesi ..............................................45 ‹dam Meselesi ....................................................................................48 ‹nsan Haklar› Meselesi ..............................................................53 Tomris Han›m Meselesi ............................................................57 Emek ve Ekmek Meselesi ..........................................................61 Sevgi Meselesi ....................................................................................65 fiark Ç›ban› Meselesi....................................................................68 Ah! Keflke! Meselesi......................................................................71 Almanya Sokaklar› Meselesi ..................................................75 Maksat Meselesi ..............................................................................79 Kitap Meselesi....................................................................................84 Düzen Meselesi ................................................................................87 Döneklik Meselesi ..........................................................................91 Az›nl›klar Meselesi ........................................................................94 Ezan Meselesi ....................................................................................97 Engizisyon ve ‹flkembe Meselesi ........................................101 Y›lbafl› Hediyesi Meselesi ......................................................104 Ve Mesela Meselesi ....................................................................107 “Metin” ve Utanç Meselesi ..................................................110 “Metin” ve “Evrensel” Meselesi ......................................112 Devlet ve Suç Meselesi ............................................................114 Bayrak Yar›fl› Meselesi ............................................................117 Temiz Eller Meselesi ..................................................................120 Bayram Meselesi ............................................................................123 “Sen” ve “Ben” Meselesi ......................................................126 Para, Mang›r Meselesi ............................................................129 Hukuk Devleti Meselesi ..........................................................132 Budala Karga Meselesi..............................................................135 Âlâ Memleket Meselesi............................................................139 “Saraylara Bar›fl Kulübelere Savafl” Meselesi ........141 Dün, Bugün, Yar›n Meselesi ..............................................145 Çocuk Bayram› Meselesi ........................................................149 1 May›s Meselesi ............................................................................152 H›rs›zl›k Meselesi ..........................................................................154 Molla Meselesi ................................................................................158 Çarp›kl›klar Meselesi ..................................................................161 Ermeniler Meselesi ......................................................................164 Anadili Meselesi ............................................................................168 Kelaynaklar Meselesi..................................................................169 “Çile Bülbülüm Çile!” Meselesi ......................................172 Hac›-Bac› Meselesi ......................................................................175 Devlet Baba Meselesi ................................................................177 “Ermenistan Gücü(!)” Meselesi ......................................180 Kahpe Felek! Meselesi ..............................................................184 Taraf ve Tarafs›zl›k Meselesi ..............................................187 “Kan Emici!” Meselesi ..............................................................191 “Ya¤ma Var!” Meselesi............................................................195 6-7 Eylül Meselesi ........................................................................199 Yardakç›lar ve Ayr›kotlar› Meselesi ............................203 T›rafl Meselesi ................................................................................206 Darbe Meselesi ..............................................................................209 Pafla ile Baba Meselesi ..............................................................212 Ulusal Onur Meselesi ................................................................216 Bedelli Askerlik Meselesi ......................................................220 M›g›rdiç Margosyan’›n, Evrensel’in 7 Haziran 1995 tarihli ilk say›s›nda ç›kan yaz›s›: Beyin meselesi Beyin Meselesi Birileri beni arad› ve yeni ç›karacaklar› günlük bir gazetede haftada bir yaz› yazmam›, bunun için de gazetede bir köfle ay›rabileceklerini söyledi. Düflünmemi, bu konuyu da karfl›l›kl› konuflmam›z› önerdi. Telefonu kapatt›ktan hemen sonra, o güne kadar almay› hiç düflünmedi¤im için, var olmayan boy aynam›n karfl›s›na geçerek önce yukar›dan afla¤›, sonra da afla¤›dan yukar› ve nihayet bir de enine boyuna ve de al›c› gözle kendimi flöyle bir süzdüm. Göbek, maflallah A¤r› Da¤› gibi bafl›n› alm›fl bulutlara do¤ru, tüm haflmetiyle dikilmiflti. Giderek dazlaklaflan kafamdaki saçlar da, da¤›n doru¤undaki karlar›n rengiyle yar›fl›yordu. Bir zamanlar›n Yedikule marullar›na tafl ç›kartacak bu muhteflem, bu ihtiflaml› göbekle insanlar›n karfl›s›na, onlar›n huzuruna ç›kmay› do¤rusu pek istemedim. Önce, özellikle ço¤umuzun, herhalde ülkemizde kayda de¤er baflka önemli konu bulamad›¤›m›z için(!) konufltu¤umuz ve genellikle gündemin ilk maddesini oluflturan flu rejim-mejim gibi zay›flama yöntemlerinden birini benimseyip, hemen fazla kilolar›m› atmam gerekti¤ine karar verdim. Evet, t›¤ gibi bir delikanl› olmal›yd›m, t›pk› Yeflilçam’›n bir yumrukla dört kifliyi yere seren yak›fl›kl›, filinta baflrol o¤lanlar› gibi. Çünkü ve zira ve nitekim benim d›fl görünüflüm, benim çerçevem, daha do¤rusu benim yald›zl› çerçevem çok önemliydi! 9 Bu dâhiyane buluflumu gerçeklefltirmek için gâvurlar›n “metro”, bizlerin ise “tünel” dedi¤i, flu yüz y›ldır hiç uzay›p k›salmayan bodur bacak boyuyla, doksan befl saniyede Karaköy’den ald›¤› yolcular›n› Beyo¤lu’na veya Pera’dan ald›¤› yolcular› Galata’ya durmadan tafl›yan vagonun içine kendimi atmal›yd›m. Neden mi? Çok basit! Çünkü genellikle o vagonun içinde deri, süet, nubuk temizleyicilerinin, bir de dazlak kafalara garantili saç ekti¤ini iddia eden firmalar›n ilanlar› bulunuyordu. Eh, do¤rusu bütün bir k›fl boyunca üstümden hiç eksik etmedi¤im deri ceketimin yakas› da kirden ve ya¤dan kay›fl gibi olmufltu. ‹nsanlar›n karfl›s›na böyle pasakl› ç›kamayaca¤›ma göre onu temizletmem gerekirdi. Hemen ard›ndan da, yine ilanlardaki adreslerden yola ç›karak kafama göre, günün mana ve ehemmiyetini haiz, modaya uygun renk, evsaf ve biçimde ve tabii ki görenlere parmak ›s›rtacak kadar da albenisi olan bir peruk takt›rmal›yd›m. Asl›nda saç ekme, sonradan da biçme gibi zaman kay›plar›na ay›racak vaktim yoktu ve zaten olamazd› da. Zaman, art›k “Aslan Asker fivayk” gibi, “Vatan Kurtaran fiaban” misali, kollar› s›vay›p gazete köflelerinden vatan› kurtarma zaman›yd›. Olmayan boy aynamda deminden beri beni sorgulayan gözlerimden, daha do¤rusu bana bön bön bakan gözlerimden kendimi bir an için kurtar›p, masam›n kenar›na oturur gibi ilifltim. Sandalyeme oturmad›m, çünkü benim art›k oturacak vaktim de yoktu. Elimi, daha ciddi olsun diye –hay›r! Elimi de¤il, sa¤ elimin iflaret parma¤›n›– flaka¤›ma dayayarak, tüm ciddi insanlar›n yapt›klar› gibi, “Bak›n›z, benim de bir beynim var, iflte gördü¤ünüz gibi, ben de onu iflaret ederek düflünüyorum” demeliydim. Nitekim öyle de yapt›m. Ancaaak, bey10 nimi iflaret ederken gösterdi¤im bu flahane tabloya ra¤men, gene de hiçbir fley düflünemedi¤imi görünce, do¤rusunu söylemek gerekirse, hem kendi adıma, hem de kurtarmay› planlad›¤›m vatan›m›n insanlar› ad›na utand›m. Allah ve peygamber aflk›na, sahi ben neden hiçbir fley düflünemiyordum? Yoksa Tanr›’n›n “beyin” diyerek insanlar›n bafl›na yerlefltirdi¤i o k›v›rc›k-m›v›rc›k suratl› nesne, o hani büyük insanlar›n bafl›nda okka okka bulunan, baflka da yapacak ifli yokmufl gibi, dur durak demeden, her f›rsat buldu¤unda da “muz›r” dalga boylar›nda parazit yay›n yaparak kimi insanlar›n huzurunu kaç›ran o yazboz tahtas›ndan, o meret fleyden, ben nasibimi yeterince alamam›fl m›yd›m? Yoksa Ulu ve Yüce Tanr›’n›n bana bahfletti¤i, bana uygun ve reva gördü¤ü, benim nasibime düflen Osmanbey’deki Artin Doyuran adl› gâvur o¤lu gâvurun lokantas›nda üstüne limon s›k›larak yenen türden olan› m›yd›? Hay›r! Kendime bu hakareti yapmamal›yd›m. Kimin bafl›na ne oranda beyin koyaca¤› da zaten Tanr›’n›n bilece¤i iflti. Ben burnumu bu tür ifllere asla ve kat’a sokmamal›yd›m. fiimdi uslu uslu, adam gibi, adama yak›fl›r gibi –gerçi “adam gibi, adama yak›fl›r gibi” demek ne demekse?– iflte öylece düflünmeli ve karar›m› bildirmeliydim: “Evet, yaz›lar›mla vatan› kurtarmaya geliyorum! Hay›r, gelmiyorum, ne haliniz varsa görün!” 7 Haziran 1995 11 fiapka Meselesi Gazeteye köfle yazarl›¤›na soyunmam için gelen teklifi iyice, flöyle dört dörtlük düflünüp, f›rsat bu f›rsat deyip, bu fani dünyada geç de olsa, ben de bir “köfle kapma”l› m›yd›m? Ülkemizin tüm sorunlar›na her gün katarlar dolusu çözüm üreten, deneyimli köfle yazarlar› bu amcalar›m›n, day›, eniflte ve ablalar›m›n gölgesine s›¤›n›p yeflermeli miydim? Yoksa bu hiçbir ifle yaramaz zavall› bitli bafl›m› al›p, çok uzaklara “köfle bucak kaçma”l› m›yd›m? Düflünüp karar veremiyordum. Çünkü, bafl›m›n bir kenar›nda oldu¤unu sand›¤›m yar›m porsiyonluk beynim, bu ifl için belli ki yeterli de¤ildi. S›k s›k duydu¤um, ancak do¤rusunu söylemek gerekirse hep kulak ard› etti¤im bir fley, fl›p diye an›nda kafama dank etti! Evet… Herhangi bir konuda karar verebilmek, onun karfl›s›na geçip düflünebilmek için ben de eksik olan, çok önemli bir fley daha vard›: Bir “flapka”! Zaten benim flapkam, üstelik baflkalar›na kapt›rmamak için u¤runda cansiperane, en “böyük” kavgay› verebilece¤im bir flapkam, hiçbir zaman olmam›flt›. Asl›nda karfl›s›na geçip, engin tecrübelerinden istifade edebilece¤im böyle bir flapkam olmas›n› çok istiyordum ama, flapka kapma, flapka kovalama yar›fllar›nda ele geçirdi¤im flapkalar içinde, bana ak›l verenlerin sözlerini uslu uslu dinledi¤imde de, gazi olaca¤›ma nedense hep niyazi oluyordum… D›flar›da yeni çiseleyen “ahmak ›slatan” ya¤murunu 12 görünce, daha fazla dayanamay›p önce bismillah, ard›ndan da, “ani bir ters U dönüflü”yle ve olmayan tüm trafik kurallar›n› da sollayarak, flapka sat›n almak için, Yüksek Kald›r›m’daki flapka temizleyicisi, flapka sat›c›s› Pepo’nun dükkân›na yöneldim. Y›llar›n deneyimli flapkac›s› Pepo’nun dükkân›n› elimle koydu¤um gibi bulaca¤›m› zannederken, yan›lm›fl›m. Yüksek Kald›r›m’› bir afla¤›, bir yukar› t›rman›p duruyor, her zaman önünden geçip gitti¤im dükkân› aray›p duruyordum ama nafile, sanki yer yar›lm›fl Pepo içine girmiflti. Aval aval sa¤›m›, solumu gözleyerek yürürken; “›s›ca¤ lehmecuuun, aciliii lehmecun” diye köflede ba¤›r›p duran, delikanl›n›n önünden dördüncü kez geçti¤imde; halime ac›m›fl olacak ki, s›r›tarak kula¤›ma Türkçe, Kürtçe kar›fl›m› bir fleyler f›s›ldad›. Ben, biraz da yafl›m gere¤i ne dedi¤ini pek duyamad›¤›m için, elimi havuz yaparak kula¤›m›n arkas›na götürdüm ve sordum: “Pardon?” Delikanl›, kula¤›m›n dibinde so¤an kokan nefesiyle bu kez daha yüksek sesle konuflurken parma¤›yla da bir yerleri iflaret etti: “Emice, senin arad›¤›n o evler nah! ‹flte flu küçenin, o soka¤›n içinde…” Pepo’yu ararken bana, “Vergilendirilmifl kazanç kutsald›r” slogan›na harfiyen uydu¤u ve “Kul hakk›” yemedi¤i için(!) pörsümüfl, pestilleflmifl gö¤sü her y›l en birinci madalyonlarla onurland›r›lan gâvurun k›z› Manukyan’›n evleri tarif ediliyordu. Eski tafl plaklarla ve okunmufl eski kitaplar› gerdi¤i naylon tentenin alt›nda, kald›r›ma yaym›fl sat›c›n›n önünde, k›sa bir soluk almak için durdum: “K›rk Haramiler”, “Evim ve Ailem”, “Karate Dersleri”, “Çankaya’ya Giden 13 Yol”, “Unuttu¤umuz Do¤u” gibi kitaplar›n yan›nda “Son Güfteler ve Besteler” ilk gözüme iliflenler oldu. fieytan dürttü, olmayan akl›ma tak›ld›, sahi “Sürgünler Diyar›” Do¤u’yu unutmufltuk da, o do¤unun Güney’i flimdi neden hep gündemdeydi? Nitekim bunun nedenini ve niçinini de, “netekim”, ak›ll› birilerine sorup ö¤renmeliydim… Yine fleytan›n “Pepo’yu bulamazsak, flans›m›z› bir de ‘Çankaya Yollar›nda’ deneyelim, hiç piflman olmay›z” önerisine flaflt›m kald›m, dilim tutuldu, lal oldum. K›ran k›rana, flapka kavgas›n›n sürdü¤ü o diyarlarda, flapka bulmak için gitti¤imizde bafl›m›za geçirilmifl ters bir külahla dönebilece¤imizi, gariban fleytan, fleytanl›¤›na ra¤men belli ki henüz ö¤renememiflti. Caminin duvar›na yaz›l› “Abdesthane”, “00” ve ne anlam tafl›d›¤›n› bilmedi¤im “VJ”yi gösteren ok istikametinde yürürken, ya¤mur alt›nda yeterince ›slanm›fl ve akl›m bafl›ma gelmiflti. ‹lk rastlad›¤›m benden de yafll› bir adama: “Buralarda bir zamanlar flapkac› Pepo vard›, onu bir türlü bulam›yorum, nerede?” diye sordu¤umda, ald›¤›m yan›t flu oldu: “Ohhooo, buralar› terk edip gidiflleri bu eylül ay›nda tam› tam›na, tam k›rk y›l olacak Mösyö! Siz hangi Pepo’yu, hangi Yani’yi, hangi Artin’i aroorsunuz?” Vitrininde eski bir piyano ile, solmufl, sararm›fl müzik kataloglar›n›n bulundu¤u ve önünde çak›l› kald›¤›m dükkân›n sahibiymifl konufltu¤um bu yafll› kifli. Beni içeri buyur etti ve sordu: “Yoruldun?” Ben Pepo’yu ararken tan›mad›¤›m bir baflkas›n›, piyano akortçusu Kirkor Usta’y› bulmufltum. Art›k nesli tükenmifl veya giderek tükenmekte olan kelaynak kufllar›ndan biri gibi geldi bana, piyano akortçusu “Ermeni as›ll›” Kirkor Panosyan. Sade kahvelerimizi karfl›l›kl› içerken, ben, Pepo’yu ne14 den arad›¤›m›, gazeteyi, flapka meselesini özetledim. Beni o ana kadar ciddi ciddi dinleyen Kirkor Usta’n›n ans›z›n patlayan kahkahalar›, a¤z›nda kalan tek tük çürük difllerinin aras›ndan s›yr›larak, duvarda as›l› duran eski bir keman›n tellerinden yans›d› ve soru olarak kulaklar›mdan as›ld›: “Senin baflka iflin yoktur? Yoksam sen khentsin* zo?” 14 Haziran 1995 *[Erm.] deli. 15 Akort Meselesi Gazeteye yaz› yaz›p yazmamay›, sat›n alaca¤›m flapkam›n karfl›s›na geçerek düflünmek için Yüksek Kald›r›m’da flapkac› Pepo’yu hald›r hald›r aray›p sonunda bulamazken, bulu bula tan›mad›¤›m yafll› bir adam›, piyano akortçusu Kirkor Panosyan’› bulmufltum. Eh! Ne yapal›m? Evdeki hesap çarfl›ya uymuyordu. Gerçi, bu “ev-çarfl›” hesaplar› gibi “di¤er hesap”lar›n da özellikle son y›llarda neden “hiç” birbirine uymad›¤›n› merak etti¤imden ö¤renip anlamak istiyordum ama, “Güzel sar›fl›n ablam”›n o narin ellerine hiç mi hiç ac›madan, eline geçirdi¤i zavall›, gariban sandalye, iskemle, kürsü ve tabureleri azarlay›p yumruklayarak; a¤z› var dili yok mikrofonlar› hafllayarak; “ya cak, ya cak!” sonra da “ya cuk, ya cuk!” ve nihayet kufllar› bile k›skand›racak tatl› dilli, “ya cik, ya cik!”li aç›klamalar›n› do¤rusu anlayam›yorum. Onun, engin kültürü sonucunda Türkçeye kazand›rd›¤› bu yeni “kufl dili”ni benim gibi, üstelik anadan do¤ma kufl beyinli birisi bile anlamazken, kufllarla hiç ilgisi olmayan insanlar acaba anl›yorlar m›yd›? Peki, kargadan kekli¤e, kanaryadan devekufluna kadar tüm kufllar›n dilinden anlayan, serenofil derne¤ine üye olabilmek için de, günlerce u¤rafl›p, önce, mahalle muhtarlar›ndan ç›kartt›klar› foto¤rafl› ve tasdikli üçer nüsha nüfus sureti ile ikametgâh k⤛d›n›, ayr›ca, bir de noterli¤e onaylatan, ard›ndan da savc›l›¤a verdikleri dilekçelerin alt›na “sab›ka kayd›na rastlanmam›flt›r” damgas›yla onurland›r›lan(!) kuflsever insanlar›n hiç olmazsa bir teki bile 16 acaba bu kufl dilini çözebilmifl miydi? Merak ediyordum; hatta, bu merak›m› gidermek için de, deminden beri karfl›s›nda oturdu¤um, bugüne dek kafas›nda kimbilir kaç fötr flapka eskitmifl, deneyimli Kirkor Usta’ya da sordu¤umda ald›¤›m yan›t, salak kafama inen bir davul tokma¤› gibiydi: “Bak muhterem biraderim, görüyorum ki, sana; ‘senin baflka iflin yoktur? Yoksam sen delisin zo?’ dedi¤imde hakl›ym›fl›m; neden dersen, çok merak iyi bir fley de¤ildir. ‹ngiliz’in sözünü hiç duydun?” Soruyu tam anlamam›flt›m; o da, zaten bunu hissetti ve devam›n› getirdi: “Hani kar›flt›rd›¤›n zaman her bokun alt›ndan ç›kan ‹ngilizlerin bir laf› vard›r; ‘kediyi öldüren merak›d›r’ seninki de o mesele! Bak evlad›m, sen de pek genç say›lmazs›n ama, bana göre yine de gençsin; ben, Kirkor Panosyan iflte gördü¤ün gibi bu dükkânda tam altm›fl senedir baba mesle¤imi sürdürüyorum. Babam da piyano akortçusuydu. Biz musikinin içinde do¤up büyüdük. Onunla yo¤rulduk, onunla haflır neflir olduk. Benim amcam Prof. Panosyan da Pera’da dans dersleri verirdi daha son zamanlara kadar. En güzel valsleri, çarlestonlar›, tango, rumba, fokstrot, çaçalar› ondan ö¤renmek için zaman›n matmazel ve madamlar› kuyru¤a girerlerdi. Neyse, geç onlar›! Diyece¤im flu ki; ben, babamdan ne gördümse, ne duydumsa onu bilir, onu söylerim. Allah nur içinde yat›rs›n, her bayram ertesinde fiiflli’deki aile kabristan›m›z› ziyaret edip çiçek götürdü¤ümde, babam›n dedi¤i sözler meflhur Zilciyan’›n zilleri gibi kulaklar›mda ç›n ç›n öter. Kendi kendime derim ki: ‘Nur içinde yat, aziz pederim Ke¤am! Senin söylediklerin üç afla¤› befl yukar› hep do¤ru ç›km›flt›r’. Rahmetli babam derdi ki, ‘O¤lum Kirkor, her piyano akort tutmaz’. Çok do¤ru laf! Do¤ru kelam! Ben de flimdi bunca senelik tecrübelerimden sonra anlad›m ki, baÇengellii¤ne / M›g›rdiç Margosyan F: 2 17 z› piyanolar hatal› imal edilmifllerdir, istedi¤in kadar u¤rafl, istedi¤in kadar didin dur. Üç gün sonra akordu yine bozulur. Nah iflte vitrindeki gibi, akort tutmayan bir piyano! Sahibi, madam Eleni, akort ettire ettire b›kt›, nihayet getirdi buraya b›rakt› ve çekip gitti. Yaln›z piyanolar m›? No! Baz› insanlar›n sesleri de akort tutmaz evlad›m! Yaniya, maalesef kimi sesler yaln›z kendilerine göre akortludur!” Sözün buras›nda susan Kirkor Usta, biraz da feri gitmifl gözlerini gözlerime dikerek bu kez yeniden bir soru yöneltti: ‘Peki, de bakay›m, sen sesini kime göre akortlayacaks›n?’” Do¤rusu Kirkor Usta’n›n hiç beklemedi¤im bu sorusu, hem beyinsiz, hem de flapkas›z bafl›ma yeni bir dert daha açm›flt›. Sahi, ben, do diyez sesimle karga gibi öterken, kimileri bunu, si bemol olarak m› de¤erlendireceklerdi? O zaman, ben, ne menem bir ifle bulafl›p, ne yapmaya kalk›flacakt›m? Daha yolun bafl›nda, evrensel olan müzik dilinde bile anlaflmam›z mümkün olmad›¤› taktirde, ben, hangi dili kullanacakt›m? Akflam›n alacakaranl›¤›nda Yüksek Kald›r›m’dan afla¤› do¤ru süzülürken, Kirkor Usta’n›n sözleri Zilciyan’›n zilleri gibi bu kez kulaklar›mda ç›nlay›p duruyordu ve sorulara dönüflüyordu: “Sesin akort tutar?” “Kediyi öldüren merak›d›r! Bilooorsun?” 21 Haziran 1995 18 Merak Meselesi Gazeteden arad›lar, telefondaki hatun, “O, siz misiniz?” diye sordu¤unda, “Evet, O benim!” der demez verdi verifltirdi: “Pardon ama, bize olumlu veya olumsuz bir yan›t vermediniz. Oysa sizden günlerdir haber alaca¤›z diye oyalan›p duruyoruz. Gazeteyi sizsiz ç›karmak istemiyoruz ama, biraz daha oyalan›rsan›z flunu ‘açç›k ve seççik’ biliniz ki, sizsiz de ya ç›kaca¤›z, ya ç›kaca¤›z!” Hiç beklemedi¤im bu z›lg›t› yiyince, do¤rusu kendimi “süt dökmüfl kedi” misali suçlu hissettim. Yerden gö¤e hakl›yd›lar. Hani, çocuklu¤umuzda elimize sinemaya gidecek kadar para geçti¤inde, tercihimizi “k›rk k›s›m tekmili birden” filmlerinden yana yaparak, bu uzun filmleri seyrederken akl›m›zca bu ifli bedavaya getirir, sabah girdi¤imiz sinema salonundan akflam ç›kard›k ya, flimdi benim bu köfle yazarl›¤›, “köfle kapma” konusu da “tekmili birden”e veya “y›lan hikâyesi”ne dönmüfltü. O filmlerin flaflk›n ve karars›z rejisörleri gibi ben de “kare”leri uzatt›kça uzat›yor, “Karars›z Kas›m”› oynayarak bir türlü filmin sonunu belirten “the end”i koyam›yordum. Kafamda “yazmay›”, b›y›¤a,“yazmamay›” da sakala dönüfltürdü¤üm için, dolay›s›yla ne “yukar›ya” ne de “afla¤›ya” tüküremedi¤imden ve sanki karar verebilmek için ille de bir yerlere tükürmek gerekiyormufl gibi(!) flaflk›n ördeklere dönmüfltüm. Peki de, neden oyalan›p duruyordum? Asl›nda korkuyordum! Evet, resmen bu ifli k›v›ramayaca¤›mdan dolay› tedirgindim. 19 Bunca köfle yazar›n›n sorunlar›m›za e¤ilip kendince ahkâm kesip, çözüm önerdi¤i bir diyar-› memlekette benim söyleyebileceklerim var m›yd›? Olabilir miydi? “Eyvah! Eyvah da eyvah, düflündü¤ünü söyledi” ya da “Düflündü¤ünü yazd›” diye insanlar “içeri t›k›l›p”, hatta bir yerlerden kargatulumba “kovulurken” sadece ve sadece “onlar gibi” düflünmedi¤iniz için en hafifinden “hain” damgas›yla suçland›¤›n›z, sadece ve sadece onlar›n “do¤ru”lar›n›n “in”, sizinkilerin “out” oldu¤u, tüm “yanl›fl”lar›n yaln›z ve yaln›zca tapuda ad›n›za tescil edildi¤i böylesi ahval ve flerait içinde, sesimi, kime göre akort edecektim? Yafll›, deneyimli piyano akortçusu Kirkor ustan›n yöneltti¤i; “De bakay›m zo! Sesin akort tutar?” sorusuna ne cevap verebilirdim ki? Benim sesimin akort anahtar› benim elimde miydi ki? Adi bir h›rs›zl›k olay›nda, h›rs›zl›¤› yapan kiflinin, sanki çok önemliymifl gibi önce ve evvelemirde “Ermeni as›ll›” oldu¤u vurguland›ktan sonra olay› anlat›l›rken, yine ayn› ülkenin yine “Ermeni as›ll›” bir vatandafl› uluslararas› bir baflar› kazand›¤› zaman, nedense “Ermeni as›ll›” oldu¤u göz ard› edilip esamisi bile okunmazken, dahas›, “Gâvura k›z›p oruç bozma” misali ve giderek “Ermeni!” sözcü¤ünün en tumturakl› “küfür” yerine geçti¤i bir diyar-› vatan topra¤›nda, ben, hal-u periflan›m› on alt› kuruflluk damga pulunu da yap›flt›rd›ktan sonra kimlerin önüne koyup arz etmeliydim? Arz etti¤imde de, “k›rk y›ll›k Yani, olur mu Kâni” felsefesiyle(!) sorgusuz sualsiz infaz m› edilecektim? Merak ediyordum. Evet, gerçekten merak ediyordum: “Yani”nin illa da “Kâni” mi olmas› gerekiyordu flu k›ç› k›r›k, kavanoz dipli fani dünyada. Oysa, “Kâni’nin de illa ki Yani” olmamas›, herkesin birbirinin kimli¤ine sayg› duydu¤u, birbirini sevgiyle kucaklad›¤› “yaln›z benim do¤rula20 r›m vard›r!”, “‹lle de benim borumu öttüreceksin! Sesini de bu boruya göre akortlayacaks›n!” diyerek y›rt›n›p durmad›¤› bir dünya daha da güzel olmaz m›yd›? Yaln›z merak etmiyor, ayn› zamanda “Ermeni as›ll›” top sakall› bir papaz gibi, belki de, “Ermeni as›ll›, kufl beyinli bir gariban zangoç” misali çan çalarak, tüm sa¤›r kulaklara, k›s›k sesimi duyurmak mecburiyetinde kald›¤›m, böylesi durumlara düfltü¤üm için de utan›yordum… Evet, sevgili Kirkor Usta! Sevgili biraderim! “Kediyi öldüren merak›d›r” bilooorum ama, ne yapal›m ki, “merak da bir muratt›r!” The end! 28 Haziran 1995 21