1. Makroekonomik Analize Genel Bir Bakış

Transkript

1. Makroekonomik Analize Genel Bir Bakış
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
DERS NOTU 01
(REVİZE EDİLDİ, BKZ. SAYFA 17!)
MAKROEKONOMİYE GİRİŞ VE
MİKROEKONOMİK ANALİZDE İŞGÜCÜ PİYASASI
Bugünki dersin içeriği:
1. MAKROEKONOMİK ANALİZE GENEL BİR BAKIŞ ...................................................................................... 1 1. GİRİŞ ............................................................................................................................................................ 1 2. MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ ........................................................................................................................... 2 3. MAKROEKONOMİNİN İLGİ ALANLARI ................................................................................................................... 2 A. Enflasyon ............................................................................................................................................... 3 B. Çıktı Büyümesi ....................................................................................................................................... 3 C. İşsizlik .................................................................................................................................................... 3 4. MAKROEKONOMİDE DEVLET ............................................................................................................................. 4 A. Maliye Politikası .................................................................................................................................... 4 B. Para Politikası........................................................................................................................................ 4 C. Büyüme Politikaları ............................................................................................................................... 4 5. MAKROEKONOMİNİN BİLEŞENLERİ ...................................................................................................................... 4 A. Mal ve hizmetler piyasası ...................................................................................................................... 6 B. Emek Piyasası ........................................................................................................................................ 6 C. Para Piyasası ......................................................................................................................................... 6 6. MAKROEKONOMİNİN METODOLOJİSİ .................................................................................................................. 6 7. TRENDLER VE DEVİRLER .................................................................................................................................... 7 2. MİKROEKONOMİK ANALİZDE İŞGÜCÜ PİYASASI .................................................................................... 8 1. TAM REKABETÇİ FAKTÖR PİYASASI ...................................................................................................................... 8 A. Yalnızca Bir Girdi Değişken Olduğunda Girdi Faktörü Talebi ................................................................ 9 B. Birden Çok Girdi Değişken Olduğunda Bir Girdi Faktörünün (Emek) Talebi ........................................ 17 C. Piyasa İşgücü Talep Eğrisi .................................................................................................................... 19 D. İşgücü Arzının Elde Edilmesi ve Piyasa İşgücü Arzı .............................................................................. 23 E. İşgücü Piyasasında Denge ................................................................................................................... 29 2. İŞÇİ SENDİKALARI .......................................................................................................................................... 30 KAYNAKÇA .............................................................................................................................................. 32 1. Makroekonomik Analize Genel Bir Bakış
1. Giriş
mikroekonomi Tek tek endüstrilerin işleyişini ve karar-alma
birimlerinin bireysel davranışlarını inceler.
• Firmalar ve hanehalkları temel karar-birimleridir.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 1
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
makroekonomi Ekonomiye bir bütün olarak bakar.
• Milli gelirin belirleyicileri ile ilgilenir
• Toplulaştırılmış miktarlarla ilgilenir, örneğin toplam tüketim
ve yatırım gibi.
• Bir tek malın fiyatı yerine genel fiyat düzeyi ile ilgilenir.
2. Makroekonominin Kökleri
Büyük Buhran 1929’da ABD’de başlayıp dünyaya yayılan ve
1930’lar boyunca süren ciddi ekonomik daralma ve yüksek işsizlik
dönemi.
Klasik Modeller
• Klasik ekonomistler ekonominin tümünü ilgilendiren konular
için mikroekonomik modeller kullandılar.
• Büyük Buhran döneminde karşılaşılan uzun süren ve derin
seyreden işsizliği basit klasik modeller açıklayamadılar. Bu
durum makroekonomi’nin gelişmesini sağlayan ivmeyi verdi.
Keynezyen Devrim
• 1936 yılında, John Maynard Keynes İstihdam, Faiz ve Para
Genel Teorisi (The General Theory of Employment, Interest,
and Money) isimli kitabını yayınladı.
• Makroekonomi’nin çoğu
çalışmalarına uzanır.
alanının
kökleri
Keynes’in
o Keynes’e göre, istihdam düzeyini klasiklerin söylediği
gibi fiyat ve ücretler değil, mal ve hizmetlerin toplam
talebi belirlemekteydi.
3. Makroekonominin İlgi Alanları
Temel olarak 3 konudur:
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 2
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
a. Enflasyon
b. Çıktı büyümesi
c. İşsizlik
A. Enflasyon
enflasyon genel fiyat düzeyinde görülen artış
hiperenflasyon genel fiyat düzeyinde görülen çok hızlı fiyat
artışı dönemi
deflasyon genel fiyat düzeyinin düşmesi
B. Çıktı Büyümesi
iş çevrimi (konjonktür devri) Ekonomide görülen kısa
soluklu iniş ve çıkışlar
toplam çıktı belirli bir dönemde ekonomide üretilen mal ve
hizmetlerin toplam miktarı
resesyon (durgunluk) Toplam çıktının düştüğü dönemler
• Genel olarak, toplam çıktının düştüğü en az iki ardışık 4aylık dönemi içeren dönem
depresyon uzayan ve derin, sert geçen resesyon (durgunluk)
dönemi
C. İşsizlik
işsizlik oranı işsizlerin toplam işgücü içindeki yüzde oranı
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 3
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
4. Makroekonomide Devlet
Devletin makroekonomiyi etkilemek üzere kullandığı üç çeşit
politika vardır:
a) Maliye politikası
b) Para Politikası
c) Büyüme veya arz-yönlü politikalar
A. Maliye Politikası
maliye politikası Vergi ve devlet harcamaları ile yapılan
devlet politikalarıdır.
B. Para Politikası
para politikası Ekonomideki para miktarını kontrol etmek
üzere Merkez Bankası tarafından kullanılan araçlardır
C. Büyüme Politikaları
arz-yönlü politikalar devletin toplam talep yerine toplam arzı
uyarmak üzere belirlediği politikalardır
5. Makroekonominin Bileşenleri
Makroekonomi dört gruba odaklanır:
1. hanehalkları ve
2. firmalar (ikisi beraberce özel sektörü oluştururlar),
3. devlet (kamu sektörü),
4. dış dünya (uluslararası sektör).
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 4
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
devresel akım şeması Ekonomideki her bir sektörün aldığı gelirleri
ve yaptığı harcamaları gösteren diyagramdır
Şekil 1 Devresel Akım Şeması
Üç piyasa alanı hanehalklarının, firmaların, devletin ve dış
dünyanın birbiri ile olan ilişkilerine başka türlü bir bakış da bunların
içinde bulundukları piyasaları dikkate alarak yapılabilir
• Üç piyasa alanı şöyle tanımlanabilir:
1) Mal ve hizmetler piyasası
2) Emek piyasası
3) Para (finans) piyasası
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 5
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
A. Mal ve hizmetler piyasası
• Firmalar mal ve hizmetler piyasasına arz edicidirler,
hanehalkları ise bu piyasada talep edicileri oluştururlar.
B. Emek Piyasası
• Bu piyasada, hanehalkları emek arzını gerçekleştirirken,
firmalar ve devlet ise emek talep edicileri oluştururlar.
C. Para Piyasası
• Hanehalkları bu piyasaya gelir elde etme beklentisi ile
fon arzında bulunurlar; fakat aynı zamanda bu piyasadan
fon talebinde de (borçlanma) bulunurlar.
• Firmalar, devlet ve dış dünya da finansal kurumlar
aracılığıyla borç alma ve borç verme gerçekleştirirler.
6. Makroekonominin Metodolojisi
• Makroekonomik davranış tek tek bütün hanehalkları ve
firmaların aldıkları mikroekonomik kararların toplamıdır.
Toplam (veya Toplulaştırılmış) Talep (AD) Bir ekonomide bütün
mal ve hizmetler için olan toplam taleptir.
Toplam (veya Toplulaştırılmış) Arz (AS) Bir ekonomide mal ve
hizmetlerin toplam arzıdır.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 6
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Şekil 2 Toplam Talep (AD) ve Toplam Arz (AS)
7. Trendler ve Devirler
genişleme veya canlanma İş çevrimlerinde dipten tepeye kadar olan
dönemdir. Bu dönemde çıktı ve istihdam artar.
daralma, resesyon, veya durgunluk İş çevrimlerinde tepeden dibe
kadar olan dönemdir. Bu dönemde çıktı ve istihdam düşer.
Şekil 3 İş Çevrimi (Konjonktür Devri)
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 7
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Şekil 4 ABD’nin Reel GSYİH’sı, 1900-2004
2. Mikroekonomik Analizde İşgücü Piyasası
Faktör Piyasası Üretim faktörleri olan emek, toprak ve sermaye’nin
talep ve arzının buluştuğu ve böylece bu faktörlerin denge fiyat ve
miktarlarının belirlendiği süreçtir.
• Faktör piyasasını kısaca üretim faktörlerinin (işgücü, sermeye
ve toprak) alınıp satıldığı piyasa olarak tanımlayabiliriz.
1. Tam Rekabetçi Faktör Piyasası
Tam rekabetçi olarak tanımlanabilecek olan bir faktör piyasası; çok
sayıdaki (piyasayı etkileyemeyecek kadar çok sayıda ve küçük
birimler halinde) üretim faktörü satıcı ve alıcısının yeraldığı bir
faktör piyasası’dır.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 8
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Dolayısıyla, rekabetçi faktör piyasası özellikleri şöyle özetlenebilir:
• Üretim faktörünü çok sayıda satanın (arzedenin) bulunması.
• Üretim faktörünü çok sayıda alanın (talepedenin) bulunması.
• Üretim faktörü satıcı ve alıcılarının “fiyat belirleyici” değil
“fiyat kabullenici” olmaları.
A. Yalnızca Bir Girdi Değişken Olduğunda Girdi Faktörü
Talebi
Aynı nihai malların talep eğrileri gibi, üretim faktörlerinin talep
eğrileri de negatif eğimlidir. Fakat, tüketicilerin mal ve hizmet
taleplerinde gerçekleşen durumun aksine, faktör talebi türetilmiş
(veya türev) talep’dir. Yani faktör talepleri, firmaların çıktı düzeyi
ve girdi maliyetlerinin bir sonucu olarak oluşurlar.
Türetilmiş (veya Türev) Talep Hanehalklarının veya firmaların
mal ve hizmetlere olan doğrudan taleplerinin, bu mal ve hizmetlerin
üretiminde kullanılan girdiler için yarattığı dolaylı taleptir.
• Örneğin, Microsoft firmasının bilgisayar programcılarına olan
talebini, sadece bu programcıların almakta oldukları ücretler
değil, aynı zamanda Microsoft firmasının ürettiği yazılımı ne
kadar satmayı beklediği de belirler.
Faktör
taleplerini
incelemek
için
mikroekonomik
araçları
kullanacağız.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 9
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Varsayalım ki örnek firmamız sadece iki girdi (input) kullanarak
üretim yapmaktadır: Sermaye (K) ve Emek (L)
• Sermaye’yi r fiyatından (sermeyenin kiralama veya rant
maliyeti) ve emeği (işgücünü) de w (ücret) fiyatından
kiralamaktadır.
• K sabittir (kısa dönem analiz yapıyoruz) ve L değişkendir.
Varsayalım ki, firma zaten bir miktar emek kullanmaktadır ve yeni
başka bir işçi kiralamak (işe almak) onun için kârlı olacak mıdır
buna karar vermek istemektedir. Eğer bu yeni işçinin işgücünün
üretim miktarında sebep olacağı artışın sonucu oluşan firma
gelirindeki yükselme, bu emeği kiralamanın getireceği maliyet
artışından daha fazla ise, yeni bir işçi alımı firma için kârlı bir
durum olacaktır. Emeğin artan bir biriminden oluşan firma
gelirindeki artışa marjinal ürün geliri (veya marjinal ürün hasılatı)
denir ve MRPL ile gösterilir.
Marjinal
Ürün
Geliri
(MRP)
Üretim
sürecinde
üretim
faktörlerinden herhangi birinin ek bir birimin kullanılmasının
yarattığı firma toplam gelirinde ortaya çıkan artıştır. Bu üretim
faktörü işgücü ise, buna işgücü marjinal ürün geliri denir ve MRPL
ile gösterilir.
• Benzer şekilde konu olan üretim faktörü sermaye ise, buna da
sermaye marjinal ürün geliri denir ve MRPK ile gösterilir.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 10
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
• Örneğin, firma 1 birim işçi daha çalıştırmaya başladığında,
toplam firma geliri 500 TL artarsa, işgücü marjinal ürün geliri
500 TL olur.
Aşağıdaki analizimizin sonunda göstereceğiz ki, eğer MRPL, işgücü
ücret düzeyinden (w) daha fazla ise, firma için bu yeni işgücünü
kiralamak kârlı olmaktadır.
Peki MRPL‘yi nasıl ölçebiliriz? MRPL; işgücünün ek bir biriminin
kullanılmasından kaynaklanan çıktıdaki (üretimdeki) artış miktarı ile
ek bir birim çıktıdan (üretimden) gelen gelir artışının çarpılması ile
bulunur. Daha önceki derslerimizden biliyoruz ki; çıktıdaki bu artış,
emeğin marjinal ürünü’nden (MPL) başka birsey değildir. Diğer
taraftan, yukarı ifade edilen gelirdeki artış ise, marjinal gelir’dir
(MR). O halde işgücü marjinal ürün geliri’ni (MRPL) şu şekilde
hesaplayabiliriz:
MRPL = MPL × MR
Matematiksel olarak MRPL,
(1)
ΔTR
’dir.Yani, yukarıda ifade ettiğimiz
ΔL
gibi, MRPL işgücündeki değişimin firma gelirindeki değişime
oranıdır. Dikkat edilirse, bu ifade şu şekilde de yazılabilir:
MRPL =
ΔTR ΔTR ΔQ
, ki burada Q üretim miktarıdır. Görüldüğü
=
ΔL
ΔQ ΔL
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 11
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
gibi, buradan da MRPL = MPL × MR eşitliği elde edilir çünkü
bildiğimiz gibi
ΔQ
ΔTR
= MPL ve
= MR ’dir.
ΔQ
ΔL
Çıktı piyasası tam rekabetçi olmayıp tekelci bir yapıda bile olsa,
eğer faktör piyasası tam rekabetçi ise yukarıda elde edilen
MRPL = MPL × MR eşitliği herzaman geçerlidir.
MRPL’nin özelliklerini incelemek için, çıktı ve girdi piyasalarının
tam rekabetçi olduğu durumdan başlayalım.
Bildiğimiz gibi, tam rekabetçi bir çıktı piyasasında bir firma ürettiği
çıktıyı piyasa fiyatından (P) satar. Gene bildiğimiz gibi, firmanın
sabit olarak aldığı P fiyatından dolayı, tam rekabetçi bir çıktı
piyasasında faaliyet gösteren bir firmanın marjinal geliri P’ye eşittir
( MR = P ). O halde, bu durumda, işgücünün marjinal ürün geliri,
emeğin marjinal ürünü çarpı ürünün fiyatıdır:
MRPL = MPL × P
Aşağıdaki grafikte üstteki eğri, tam rekabetçi bir piyasada faaliyet
gösteren bir firmanın MRPL eğrisini göstermektedir. Emeğin azalan
marjinal verimi yüzünden, L kullanımı artıkça MPL düşecektir
(azalan marjinal verim kanunu) ve çıktı fiyatı (P) sabit olduğu için
bu durum da; L (çalışma süresi veya kısaca emek miktarı) arttıkça
MRPL‘nin azalmasına sebep olacaktır. Bu yüzden MRPL eğrisi
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 12
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
negatif eğimli olarak çizilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi; MRPL
eğrisinin negatif eğimli olması durumu yalnızca tam rekabetçi çıktı
piyasasında değil tekelci çıktı piyasasında da geçerlidir. Şekilde altta
çizilen eğri, firmanın bu sefer tekelci çıktı piyasasında faaliyet
göstermesi durumunda MRPL eğrisinin şeklini göstermektedir.
Demin de belirttiğimiz gibi azalan marjinal verim kanunu yüzünden,
MRPL eğrisi tekelci çıktı piyasası durumunda da negatif eğimlidir,
çünkü azalan verim kanunu aynı şekilde işlemektedir.
Peki, şekilde görüldüğü gibi firmanın tekelci çıktı piyasasında
faaliyet göstermesi (yani firmanın tekel olması demektir bu durum)
durumunda MRPL eğrisi, tam rekabetçi duruma göre neden daha
aşağıda çizilmiştir? Bildiğimiz gibi, tekel güçleri olduğu zaman
firmalar negatif eğimli bir talep eğrisi ile karşı karşıya kalırlar
(Piyasa talebi ile tekelci firmanın malına olan talep aynı talep haline
gelir, çünkü piyasada tek bir firma vardır ve piyasa talebine yalnızca
o cevap vermektedir). Bu yüzden, bir birim bile daha fazla satmak
isteyen tekelci firma, sattığı ürünün bütün birimlerinin fiyatını
düşürmek zorundadır. Bunun sonucunda; tekelci firma için marinal
gelir her zaman fiyat’tan düşük olur (MR<P) 1. Bu gerçek, aşağıdaki
şekilde tekelci durumda MRPL eğrisinin neden tam rekabetçi
durumdan daha aşağıda yeraldığını ve çıktı artıkça marjinal gelirin
1
Bunu şöyle de gösterebiliriz: Daha önceki derslermizde olduğu gibi basitlik olması için, talep
eğrisini doğrusal kabul edelim. Varsayalımki tekelci firmanın talep eğrisi P=a-bQ şeklinde verilsin.
Biliyoruz ki bu durumda TR=PxQ=aQ-bQ2 olur ki bu da bize marjinal gelirin MR=a-2bQ
olduğunu gösterir. Görülmektedir ki; MR<P’dir çünkü (a, b >0 iken) a-2bQ <a-bQ’dir. Böylece,
tekel piyasasında MR<P olması durumunu basit bir örnek ile de göstermiş olduk.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 13
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
(MR) neden azaldığını açıklamaktadır. Toparlarsak, tekelci çıktı
piyasasında faaliyet gösteren bir firma için (yani tekel firması için)
işgücünün marjinal ürün geliri’nin negatif eğimli olmasının ve bu
eğrinin tam rekabetçi durumdan daha altta seyretmesinin sebebi hem
marjinal gelir (MR) hem de marjinal ürün (MP) eğrilerinin negatif
eğimli olmasıdır. 2
Şekil 5 İşgücü Marjinal Ürün Geliri
Dikkat edilirse görülür ki; marjinal ürün geliri (MRP) bize, firmanın
yeni bir işgücü birimini kiralamakta ne kadar istekli olacağını
söylemektedir. Diğer bir deyişle; MRPL ücret düzeyinden (w)
yüksek oldukça, firma yeni bir birim işgücü kiralamak isteyecektir.
Benzer şekilde, MRPL ücret düzeyinden (w) düşük olduğunda ise,
firma işgücü çıkarmak isteyecektir. Bir tek MRPL ücret düzeyine eşit
2
Tam rekabetçi bir çıktı piyasasında faaliyet gösteren bir firma için MR eğrisi negatif eğimli değildir, çünkü
MR sabittir ve piyasa fiyatına eşittir, MR=P.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 14
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
olduğunda, firma kârını maksimize eden işgücü miktarını kiralamış
olacaktır. Bu sözel bulguyu matematiksel olarak da gösterelim:
π = TR(Q) − TC (Q)
Sermaye sabit olduğunda (yani kısa dönemde), üretim fonksiyonu
sadece L cinsinden yazılabilir, Q=Q(L);
π = TR[Q( L)] − wL
dπ dTR dQ
=
−w=0
dL dQ dL
MR.MPL = w
⇒ MRPL = w
O halde, özetlersek bir firma için kârını ençoklaştırma (maksimize
etme) koşulu şöyle ifade edilebilir:
MRPL = w
Aşağıdaki Şekil 6 bu koşulu göstermektedir. İşgücü talep eğrisi DL,
MRPL’dir. Dikkat edilirse görülür ki; talep edilen işgücü miktarı,
ücret düzeyi düştükçe artmaktadır. İşgücü piyasasının tam rekabetçi
olduğu durumu incelediğimiz için, firma piyasa ücreti w*’dan
istediği kadar işgücü kiralayabilecektir. Firmanın karşı karşıya
kaldığı işgücü arz eğrisi SL, bu yüzden tam yatay bir eğri olarak
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 15
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
çizilmiştir. Firmanın kiraladığı ve firmanın kârını ençoklaştıran
işgücü miktarı L*, işgücü arz ve talep eğrilerinin kesiştiği
noktadadır.
Şekil 6 Bir Firmanın İşgücü Talep Eğrisi
(Sermaye’nin Sabit Olduğu Durum)
Tam rekabetçi bir emek piyasasında, herhangi bir
firma tam-esnek işgücü arzı SL ile karşı karşıya
kaldığı için işgücünün piyasa fiyatı olan w* ücret
düzeyinden istediği kadar işgücü kiralayabilir.
Firmanın işgücü talebi DL ise firmanın işgücü
marjinal ürün geliri MRPL’dir. Kârını maksimize
eden bir firma, işgücü marjinal ürün geliri’nin ücret
düzeyi’ne eşit olduğu noktada, L* kadar işgücü
kiralayacaktır.
Şekil 7 piyasa ücret düzeyinde w1‘den w2’ye olan bir düşüşün
sonucunda talep edilen işgücü miktarındaki etkisini göstermektedir.
Piyasaya yeni işgücü girmesiyle piyasa ücret düzeyi düşüp firmanın
karşı karşıya kaldığı işgücü arzı S1 den S2 ye kayınca, firmanın
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 16
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
kârını maksimize eden talep edilen işgücü miktarı L1 den L2 ye
yükselir.
Şekil 7 Firmanın Karşı Karşıya Kaldığı Emek Arzında Kayma
Buradan sonrası meraklısı içindir, sınavda sorumlu değilsiniz !!
B. Birden Çok Girdi Değişken Olduğunda Bir Girdi
Faktörünün (Emek) Talebi
Firma iki veya daha fazla girdinin miktarını değiştirdiğinde durum
biraz daha zorlaşmaktadır. Çünkü bu durumda, bir girdinin
fiyatındaki bir değişme diğer girdilerin taleplerini de etkileyecektir
(tamamlayıcılık veya ikame etkisi).
Örneğin, varsayalım ki, tarımsal ekipmanlar üretmek için hem emek
hem de makinenin değişken girdiler olduğunu düşünelim. Amacımız
da tarımsal ekipmanla üreten bu firmanın işgücü talebi eğrisini elde
etmek olsun. Bu durumda ücret düzeyi düştüğünde, firmanın
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 17
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
makineye yaptığı yatırım değişmese bile, daha çok işgücü talep
edilecektir. Ancak, işgücü daha az pahalı hale geldikçe, firmanın
marjinal maliyeti düşecektir. Bunun sonucunda, firma için üretimi
artırmak daha kârlı hale gelecektir. Bu durumda firma üretim
kapasitesini artırmak için büyük olasılıkla yeni makinelere yatırım
yapar. Makine kullanımının artması işgücü marjinal ürün geliri
eğrisinin sağa kaymasına sebep olur (çünkü işgücü marjinal ürün
geliri eğrisi çizilirkenki koşullar yani ceteris paribus koşulu
değişmiştir). İşgücü marjinal ürün geliri eğrisinin sağa kayması ile
talep edilen işgücü miktarı artar. Şekil 8 bu durumu göstermektedir.
Varsayalım ki, ücret düzeyi 20 TL/saat olduğunda, şekildeki MRPL1
eğrisi üzerindeki A noktasıyla gösterildiği gibi, firma 100 işgücüsaati kiralamaktadır. Eğer ücret düzeyi 15 TL/saat’e düşerse, artık
işgücünün marjinal ürün geliri ücret düzeyinden daha fazla olduğu
için firma daha çok işgücü talep edecektir. Fakat unutulmaması
gereken bir nokta vardır: MRPL1 eğrisi makine kullanımının sabit
olduğu durumda firmanın işgücü talebini yansıtmaktadır. Aslında,
daha çok işgücü sermayenin marjinal ürün’ünün artmasına sebep
olarak, firmayı daha çok işgücü ile beraber daha fazla makine
kiralamaya teşvik edecektir. Daha çok makine olunca, bu sefer
işgücünün marjinal ürünü artacaktır çünkü daha çok makine ile
işgücü daha verimli hale gelecektir. İşte bu yüzden, ücret düzeyinin
düşmesiyle başlayan sürecin sonunda, işgücü marjinal ürün geliri
eğrisi MRPL2’ye kayacaktır.
Böylece, ücret düzeyi düştüğünde,
firma 140 işgücü-saati kiralayacaktır. Bu durum, B noktasıyla
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 18
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
gösterilen 120 işgücü-saat yerine, talep eğrisi üzerindeki C noktası
tarafından gösterilmektedir. Görüldüğü gibi, sermayenin değişken
olduğu durumda, hem A hem de C noktaları firmanın işgücü talebi
DL’nin üzerinde yer alırken, B noktası yer almamaktadır. Çizimden
de görüldüğü gibi, sermaynin de değişken bir girdi olduğu
durumdaki işgücü talep eğrisi DL, sermayenin değişmediğini
varsayan diğer iki işgücü marjinal ürün geliri eğrisinden de (MRPL1
ve MRPL2) daha esnek’tir. Dolayısıyla, uzun dönemde sermayenin
değişken girdi haline gelmesi sonucu firmanın işgücü talebi kısa
dönemden (sermayenin sabit olduğu durum) daha esnek hale
gelmektedir çünkü firmalar uzun dönemde üretim sürecinde işgücü
yerine sermaye ikame edebilmektedirler.
Şekil 8. Bir Firmanın İşgücü Talep Eğrisi
(Sermaye’nin Değişken Olduğu Durum)
C. Piyasa İşgücü Talep Eğrisi
Tüketici teorisinde, bir ürünün piyasa talebini bulmak için
tüketicilerin o ürüne yönelik bireysel talep eğrilerini topladığımızda
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 19
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
sadece bir endüstri ile ilgileniyorduk. Fakat, kalifiye işgücü gibi bir
girdi birçok farklı endüstrideki firmalar tarafından talep edilir. Bu
yüzden, piyasa işgücü talep eğrisini elde etmek için önce herbir
endüstrinin işgücü taleplerini belirlemeli daha sonra da bu endüstri
talep eğrilerini yatay olarak toplamalıyız. Bahsettiğimiz bu ikinci
aşama kolay bir işlem içeriyor. İşgücü için endüstri talep eğrilerini
toplamak, tüketici teorisinde herbir tüketicinin bir ürüne olan
taleplerini toplayarak o ürün için olan piyasa talebini elde etmekle
aynı şekilde yapılacaktır. Bu yüzden önce daha zor olan birinci
aşamaya odaklanalım.
Endüstri talebini belirlemede ilk adım herhangi bir ürünü üretirken
kullanılan girdilerin fiyatlarının değişmesinin, hem firmanın çıktı
miktarını hem de bu ürünün fiyatını değiştirdiğini dikkate almaktır.
Piyasa talebini belirlemenin en kolay hali tek bir üretici firma
olduğu zamandır. Bu durumda, bu tek firmanın marjinal ürün geliri
eğrisi, endüstrinin bu girdi için talep eğrisini oluşturur. Ancak,
birçok firma olduğu zaman, analiz çok daha zordur çünkü
firmalararası olası etkileşimleri dikkate almak gerekir. Örneğin, çıktı
piyasasının tam rekabetçi olduğu durum için işgücü talebini
düşünelim. Bu durumda, aşağıdaki şekilde (Şekil M) MRPL1 eğrisi
ile gösterildiği gibi, işgücü marjinal ürün geliri ürünün fiyatı ile
işgücünün marjinal ürünü’nün çarpımına eşittir (Hatırlarsanız,
yukarıda tam rekabetçi çıktı piyasası durumunda MRPL = MPL × P
olduğunu göstermiştik).
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 20
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Başlangıç olarak, ücret düzeyinin 10 TL/saat olduğunu ve firmanın
100 işgücü-saat emek talep ettiğini varsayalım. Şimdi bu firma için
ücret düzeyinin 10 TL/saat’e düştüğünü düşünelim. Eğer diğer
firmalar bu firma gibi daha düşük ücret düzeyinden işgücü
kiralayamazlarsa, o zaman bizim bu firmamız 150 işgücü-saat emek
kiralayacaktır. Diğer taraftan eğer ücret düzeyi bütün firmalar için
düşmüşse, endüstri bir bütün olarak daha fazla emek kiralayacaktır.
Bu durum endüstrinin ürettiği çıktıyı artıracaktır, bunun sonucunda
da doğal olarak endüstri arz eğrisi sağa kayacak ve ürünün piyasa
fiyatı düşecektir.
Şekil 9’de görüldüğü gibi, ürün fiyatı düşünce ilk baştaki marjinal
ürün geliri eğrisi sola doğru MRPL1’den MRPL2’ye kayacaktır
(Dikkat: MRPL = MPL × P ilişkisi). Bu kayma sonucunda, firma
tarafından talep edilen işgücü miktarı düşecektir (150 yerine 120
işgücü-saat). Dolayısıyla, ürün fiyatının düştüğü durumda endüstri
işgücü talebi, yalnızca bir firmanın daha düşük ücret düzeyinden
işgücü çalıştırması durumuna göre daha düşük gerçekleşecektir.
Şekil 9(b) bu durumu göstermektedir. Daha yatık ve daha açık renkli
eğri, ücret düzeyindeki azalmanın sonucunda ürün fiyatında düşme
olmadığı durumdaki bireysel firma taleplerinin yatay toplamını
göstermektedir. Daha dik ve koyu çizilen eğri ise, bütün firmaların
daha düşük ücretli işgücü çalıştırabilmeleri sonucu üretimlerini
artırmalarından kaynaklanan ürün fiyatındaki düşüşü dikkate alan
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 21
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
endüstri işgücü talebini (endüstri talep eğrisi) betimlemektedir.
Ücret düzeyi 15 TL/saat olduğunda endüstri işgücü talebi L0 işgücüsaat’tir. Ücret düzeyi 10 TL/saat’e indiğinde endüstri işgücü talebi
L1’e yükselir. Dikkat ederseniz, ürün fiyatı düşmeseydi endüstrinin
talep edeceği işgücü miktarı L2 kadar olacaktı. Yine dikkat ederseniz
bu miktarın L1’den daha fazla olduğu rahatca görülebilir.
İlk başta belirttiğimiz gibi, elde edilen bu endüstri işgücü talep
eğrileri’nin yatay olarak toplanmasıyla piyasa işgücü talep
eğrisi’nin elde edilmesi de son aşamayı oluşturmaktadır.
Şekil 9 Piyasa İşgücü Talebi
Piyasa işgücü talep eğrisinin elde edilmesi çıktı piyasası tam
rekabetçi olmasa da aynı şekildedir. Tek fark, bu durumda ücret
düzeyindeki düşmenin sonucu olarak ürün fiyatındaki değişmeyi
tahmin etmenin çok daha zor hale gelmesidir. Bunun sebebi ise, tam
rekabetçi olmayan çıktı piyasasında herbir firmanın stratejik olarak
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 22
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
fiyat belirlemesi, piyasa fiyatını veri olarak almaması, yani fiyat
kabullenici olmamasıdır.
D. İşgücü Arzının Elde Edilmesi ve Piyasa İşgücü Arzı
Bir hanehalkının zamanını çalışma veya boşzaman arasında nasıl
paylaştırdığını tüketici teorisi yardımıyla inceleyebiliriz.
Bu modelde, hanehalkının fayda fonksiyonu iki şeye bağlı olarak
düşünülür: boşzaman (B) ve tüketim (C):
Fayda = U (C , B )
Hanehalkı faydasını maksimize etmeye çalışırken, iki kısıt
altındadır. Bunlardan birincisi zaman kısıtıdır. Eğer saat cinsinden
çalışılan zamanı L ile gösterirsek, bir günde 24 saat olduğuna göre
zaman kısıtı şu şekilde yazılabilir:
B + L = 24
Yani günün saatleri ya çalışmaya ya da çalışmamaya (boşzaman)
ayrılacaktır.
Şimdi ikinci kısata gelelim. Herhagi bir hanehalkı çalışmadığı
zaman (yani “boşzaman malından” aldığı zaman); bu sürede
çalışırsa elde edeceği gelirden yoksun kalır. Yani çalışmadığınız
zaman, bu seçimin (yapılan her seçim gibi) bir fırsat maliyeti doğar,
bu fırsat maliyeti de çalışılmayan sürede (boşzamana ayrılan sürede)
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 23
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
vazgeçilen gelirdir, ki bu da hanehalkı için reel ücret’tir (w). O
halde, herhangi bir hanehalkı çalışmadığı zaman, bu sürede çalışırsa
elde edeceği gelirden yoksun kalarak, boşzaman satın almış olur.
Özetlersek; o halde boşzaman malı’nın (veya hoşagiden’inin)
“fiyat”ı vargeçilen reel ücret’tir (w).
Doğal olarak hanehalkının satın alabileceği boşzaman, bu
hanehalkının geliri ile kısıtlıdır. Bu gelir hem işgücü kaynaklı hem
de işgücü-dışı kaynaklı olabilir. İşgücü kaynaklı gelir çalıştığı
sürede kazanacağı miktardır ki bu miktarı bizim modelimizde wL
şeklinde ifade edebiliriz. İşgücü-dışı gelir ise (bunu N ile gösterelim)
faiz kazançları, hisse senedi ödemeleri, devlet gelir transferleri
(sosyal yardımlar, burslar, vergi kesintileri, sübvansiyonlar vb.) gibi
gelirlerin toplamıdır. O zaman hanehalkının yapabileceği tüketim
miktarı işgücü ve işgücü-dışı gelirlerin toplamı ile sınırlıdır. Bu kısıt
(mal kısıtı) şöyle yazılabilir:
C = wL + N
Bu iki kısıtı (zaman ve mal kısıtları) birleştirirsek, aşağıdakini elde
deriz:
C = wL + N
C = w(24 − B ) + N
C = 24 w − wB + N
⇒ C + wB = 24 w + N
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 24
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
Bu
birleştirilmiş
23 Şubat, 2010
kısıtın
yorumu
önemlidir:
herhangi
bir
hanehalkının “tam-geliri” 24w+N kadardır. Yani, bir hanehalkının
eline geçebilecek en yüksek gelir, bütün gün 24 saat çalışarak
olabilir ve bu miktar 24w+N kadardır. Hanehalkları tam-gelir’lerini
ya tüketime (C) veya boşzamana (B) harcarlar.
O halde, hanehalkının karar problemi: faydalarını [U (C , B) ] , tamgelir kısıtı [ C = ( 24w + N ) − wB ] altında maksimize etmektir. Bu
problemin çözümü, şekildeki denge noktası E’dir. Bu noktada veri
gelir ile elde edlebilecek en yüksek fayda elde edilmektedir.
Şekil 10. Hanehalkının Çalışma ve Boşzaman Seçim Kararı
Ücret düzeyini değiştirerek bir hanehalkının işgücü arz eğrisini elde
edebiliriz. Ücret düzeyindeki bir artış boşzaman malını daha pahalı
hale getirecektir, çünkü bu artışla çalışmamanın fırsat maliyeti olan
ücret daha yüksek bir düzeyde gerçekleşmektedir. Bu yüzden, ücret
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 25
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
düzeyindeki bu artışın daha az boşzaman fakat daha fazla çalışma
yönünde bir ikame etkisi (yerine etkisi) vardır.
Ücret düzeyinin yükselmesinin boşzaman üzerinde bir de pozitif bir
gelir etkisi vardır. Hanehalkı ücret arttığı için şimdi aynı miktar
çalışarak daha fazla kazanmaktadır, dolayısıyla boşzaman malını
alırken artık daha zengindir daha fazla alabilir. Eğer gelir etkisi,
ikame etkisinden daha zayıf ise, hanehalkı ücret düzeyi artışına
haftalık çalışma saatini arttırarak cevap verir.
Örneğin aşağıda verilen şekilde, ücret düzeyi 5 TL’den 10 TL’ye
yükselirse,
haftalık
çalışma
süresi
20
saatten
35
saate
yükselmektedir (A noktasından B noktasına gelme).
Diğer taraftan, eğer gelir etkisi ikame etkisinden daha güçlü ise,
ücret düzeyindeki artış haftalık çalışma saatini düşürücü bir etki
yapar.
Bu durumu şekilde de görebiliriz. Eğer ücret düzeyi 10
TL/saat’den 15 TL/saat’e yükselirse, hanehalkı haftalık çalışma
süresini 35 saatten 30 saate indirmektedir (B noktasından C
noktasına gelme).
Ücret düzeyinin 5 TL/saat’den 10 TL/saat’e yükselmesi durumunda
A noktasından B noktasına hareket etmek, bu aralıkta (5-10 TL/saat
arası) hanehalkının işgücü arzının yukarı (pozitif) eğimli olması
anlamına gelir. Diğer taraftan, ücret düzeyinin 10 TL/saat’den 15
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 26
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
TL/saat’e yükselmesi durumunda B noktasından C noktasına
gelinmesi ise, belirli bir ücret düzeyinden sonra hanehalkının işgücü
arz ağrisinin geri kıvrıldığı (aşağı veya negatif eğimli olduğu)
anlamına gelir.
Şekil 11. Zamanı Paylaştırma Kararı ve Ücret Değişiminin Etkisi
Geri-Kıvrılan İşgücü Arz Eğrisi Ücret düzeyi artması bir noktadan
sonra gelir etkisinin ikame etkisini bastırmasına sebep olur.
Hanehalkı bu ücret düzeyinden sonra, ücretin daha fazla artması
durumunda işgücü arzlarını azaltırlar. Bu durum geri-kıvrılan işgücü
arz eğrisi ile gösterilir.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 27
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Şekil 12. İşgücü Arz Eğrisi (Geri-Kıvrılan)
Şekil 13. Geri-Kıvrılan İşgücü Arz Eğrisi ile Gelir ve İkame Etkileri
Piyasa İşgücü Arzı Piyasa işgücü arz eğrisi, bireysel işgücü arz
eğrilerinin toplamıdır.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 28
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Şekil 14. Piyasa İşgücü Arz Eğrisinin Elde Edilişi
E. İşgücü Piyasasında Denge
İşgücü piyasasında denge hanehalklarının işgücü arzı kararları ile
firmaların ne kadar işgücü kiralamak istediklerine ilişkin karalarının
karşılıklı etkileşimi ile gerçekleşir.
Şekil 15. Hanehalkı ve Firmaların İşgücü Piyasasındaki Etkileşimleri
İşgücü arzının işgücü talebine eşit olduğu noktada işgücü piyasası
dengeye gelir.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 29
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Şekil 16. İşgücü Piyasası Dengesi
2. İşçi Sendikaları
Güçlü bir işçi sendikası tekelci bir firma gibi analiz edilebilir. Böyl
bir işçi sendikası piyasa işgücü arzında tekel konumundadır.
Sendika piyasa işgücü talep eğisi ile karşı karşıyadır ve işgücünün
tek arzedicisi olduğu için bu piyasa talep eğrisinin üzerindeki hangi
noktada işlem yapılacağını seçebilir. Sendika tarafından hangi
noktanın seçileceği ise bu sendikanın izlediği amaçlar tarafından
belirlenir. Örneğin bir sendika işçilere yapılan toplam ödemelerin
(wL) miktarını ençoklaştırmak isteyebilir. Böyle bir durumda, daha
önceki firma örneklerinde toplam gelir olan kavram burada işçilere
ödenen toplam ödemeler halini alır (TR=wL). O zaman TR’nin
ençoklaştırılması marjinal gelir’in sıfır olduğu noktada olur (MR=0).
Bu miktar Şekil 17’de L1 olarak gösterilmektedir. Bu amaç
görüldüğü gibi bir miktar işgücü arzı fazlası yaratmaktadır. Bu
denge noktası sürdürülmesi zor bir nokta olabilir.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 30
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Şekil 17 İşçilere Yapılan Toplam Ücret Ödemeleri Ençoklaştıran Sendika
İşçi sendikası kendisine üye olan işçilerin mümkün olan ençok
sayıda işe alınmasını isteyebilir. O zaman arz ve talebin keşiştiği
noktada denge olur. Dikkat edilirse bu nokta aynı zamanda işgücü
piyasası tam rekabetçi olsa varılacak denge noktasıyla aynı noktadır.
Nu dengede daha düşük ücret fakat daha fazla işgücü çalıştırılmış
olur.
Şekil 18 Çalıştırılan İşçi Sayısını Ençoklaştıran Sendika
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 31
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
23 Şubat, 2010
Kaynakça
•
Case, K. E., ve Fair, R. C. (2007), Principles of Economics, 8. Baskı, Pearson Prentice
Hall, NJ.
•
Nicholson, W. (2008), Microeconomic Theory, 10. Baskı, Thomson South Western
Pub., USA, New york..
•
Parkin, Micheal, (2009), Microeconomics, 9. Baskı, Pearson Prentice Hall, NJ.
•
Pindyck , Robert and Rubinfeld, Daniel, (2008), Microeconomics, 7. Baskı, Pearson
Prentice Hall, NJ.
Yrd. Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları
e-mail: [email protected] 32

Benzer belgeler

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir) ƒ Bu demektir ki, eğer (T - G) < 0, o zaman ya S>I veya M>X olmalıdır.

Detaylı

I. Makroekonomik Analize Genel Bir Bakış

I. Makroekonomik Analize Genel Bir Bakış için mikroekonomik modeller kullandılar. • Büyük Buhran döneminde karşılaşılan uzun süren ve derin seyreden işsizliği basit klasik modeller açıklayamadılar. Bu durum makroekonomi’nin gelişmesini sa...

Detaylı