2008-5 - Sosyal-İş

Transkript

2008-5 - Sosyal-İş
MAYIS 2008
AYLIK YAYIN ORGANI
YIL: 42
SAYI: 2008/5
1 Mayıs’ta devlet
provokasyonu
HABERİ SAYFA 10-11-12-13-14
GÜNDEM
Ali CANCI
Genel Başkan
İNCE AYAR
2008 yılı Mayıs ayı, sermaye sınıfının emekçi haklarına gizliaçık saldırılarıyla geçti.
1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda toplanıp SSGSS, iş yasaları,
işsizlik ve pahalılık, kıdem tazminatı, insan hakları, özelleştirme konularında isteklerini kamuoyuna duyurmak isteyen
emekçileri AKP iktidarının, valisinin ve polisinin ödünsüz bir
şiddetle nasıl önlediğini tüm dünya TV kanallarından canlı
olarak izledi. Ve iktidarın kendisini haklı çıkarmak için yaptığı bütün kışkırtmalar boşa çıktı. AKP’nin emekçiler hakkında
düşündükleri, bütün çıplaklığı ile görüldü.
DEVAMI 3’te
Türkiye ve Dünya’da 1 Mayıs Manzaraları
Sayfa 15 - 16
Üyelerimizden 1 Mayıs İzlenimleri
Sayfa 17
Metro Grosmarketlerde 10. Madde toplantıları
Sayfa 4 - 5 - 6 - 7
ILO sendikamızdaydı
Tersanelerden grev sesleri
15-16 Haziran’a doğru
Sayfa 7
Sayfa 8
Sayfa 20
2
• Sosyal-İş Gazetesi
HUKUK KÖŞESİ
S. Ayşegül DOĞAN
Sosyal-İş Danışman Avukatı
1 MAYIS:
BİR MÜCADELENİN BELLEĞİ
1 Mayıs, geçmişten günümüze gelen bir mücadelenin belleğidir.
Hukuksal anlamda bir sınıfın var oluş öyküsüdür. Bugün tanımlanmak istenen kaos, karmaşa ve düzensizliğin değil; birlik, beraberlik
ve dayanışmanın günüdür.
İşçi sınıfı, sınıf olarak verdikleri mücadeleyi, daha iyi, daha insanca koşullarda çalışmak ve yaşamak uğruna verdikleri savaşımı kolaylıkla kazanmamıştır. 1884 yılında toplanan Trade-Unions
Kongresi’nde; “1 Mayıs 1886’dan başlayarak normal iş gününün 8
saat olarak saptanması ve tüm işçi örgütlerinin buna hazırlıklı olması kararlaştırılmıştır.” Nitekim 1886’da yapılan grevlerde kanlı
çatışmalar olmuş ve sonuçta 1889’da bu savaşımlar ve mücadeleler
ile 1 Mayıs işçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü olarak kabul
ettirilmiştir. Ve 1890’da tüm alanlarda ‘işçi bayramı’ olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Bugün dünyanın bir çok ülkesinde 1 Mayıs tatil olarak kabul edilmekte ve en önemli meydanlarda kutlanmaktadır. Tarihsel süreç
içerisinde haklı yerini alan bu mücadelenin adı ülkemizde halen hukuksal anlamda konulamamaktadır. 2008 yılının 1 Mayısı da yine
bu kavramsal arayışların gölgesinde geçmiştir. Taksim, 1979-1980
yıllarında olduğu gibi emekçi ve işçilere yasaklanmış, meydanlara
çıkmaya fırsat bile verilmeksizin DİSK binasının önünde toplanan
işçi ve emekçilere insan onuruna yakışmayan ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan saldırı ve muamelelerde bulunulmuştur.
Oysa Anayasamızın 2. maddesine göre; “Türkiye Cumhuriyeti…..
bir hukuk devletidir.” Hukuk devleti, en kısa tanımıyla: Faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, vatandaşlarına hukuki güvenlik
sağlayan devlet demektir. Anayasa Mahkemesi’nin 21 Haziran 1991
tarih ve K. 1991/717 Sayılı kararına göre de; “Hukuk devleti, insan
haklarına saygılı ve bu hakları koruyan, toplum yaşamında adalete
ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni kuran ve bu düzeni sürdürmekle
kendisini yükümlü sayan, bütün davranışları hukuk kurallarına ve
Anayasa’ya uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan
devlet demektir.” O halde hukuk devletini, faaliyetlerinde hukuk
kurallarına bağlı olan ve vatandaşlara hukuki güvenceler sağlayan
devlet olarak tanımlamak gerekir. Bu unsurlar hukuk devletinin gerekleri ve varlık şartlarıdır.
Polis devleti ise, hukuk devleti deyiminin karşıtı anlamında kullanılmaktadır. Polis devleti; “Kamunun refahı ve selameti için, her
türlü önlemi alabilen, bu amaçla kişilerin hak ve özgürlüklerine alabildiğine müdahale edebilen, onlara külfetler yükleyebilen ve fakat
tüm bunları yaparken idaresi hukuka bağlı olmayan devlettir.”
Tüm bu tanımlar çerçevesinde 2008 yılı 1 Mayısı’nı değerlendirdiğimizde ne yazık ki ülkemiz henüz ‘hukuk devleti’ olma sürecini
başarı ile tamamlayabilmiş değildir. Amaç hukuku tüm organlara
egemen kılmaktır. Bu nedenle de idarenin eylem ve işlemleri de
yargı denetimine tabii olmalı ve bu hukuksuzluğun failleri er geç
cezalarını bulmalıdır.
YER - GÜN TESPİTLERİ
Mardin Tabip Odası
Mardin Tabip Odası’nda yer gün tespiti yapıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca
sendikamıza TİS yetkisi gönderilmesi üzerine TİS taslağı hazırlanarak işverene gönderildi.
Toplu İş Sözleşme görüşmelerine başlamak
üzere 12 Mayıs 2008 tarihinde bir araya gelen taraf yetkililerince yer gün ve saat tespiti yapıldı.
Bu durumda Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri 05.06.2008 tarihinde başlayacak.
TİS YETKİLERİ
Batman Tabip Odası
Batman Tabip Odası TİS Yetkisi geldi.
Batman Tabip Odası çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesinin ardından işyerlerinde akdedilecek toplu iş sözleşmesi için
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca
08.05.2008 tarihinde sendikamıza yetki
gönderildi. TİS taslak önerisi hazırlanan işyerinde TİS görüşmelerine başlamak üzere
yer, gün, saat tespiti yapılacak.
TEMSİLCİLİK SEÇİMLERİ
Metro Antalya Mağazası:
Metro Grosmarket Antalya Mağazası’nda
yapılan seçim sonucunda Elif ALP baştemsilci, Hüseyin İLERİ ile Ayşegül YÜKSEKER temsilciliğe seçildi
Metro Güneşli Mağazası:
Metro Grosmarket Güneşli Mağazası’nda
yapılan seçimle Jale GÜNDÜZ’ün yerine
İrfan ÖZEK, İbrahim KARATAŞ’ın yerine
Gürsel DOĞAN temsilcilik görevine getirildi.
Göreve gelen tüm arkadaşlarımıza başarılar
diliyoruz.
Sosyal-İş Gazetesi •
MESAM ziyaret edildi
GÜNDEM
Ali CANCI
Genel Başkan
İNCE AYAR
Baştarafı 1’de
SSGSS yasasının emekliliği olanaksız hale getireceğini, mezarda emekliliğe yol açacağını dile getiren emek örgütleri
haklı çıktı. 1 Mayıs hakkında tartışmalar sürerken, İstihdam
Paketi’nin sessiz sedasız yasalaşması ile emeklilik biraz daha
zorlaştı. İşverenler artık otuz yaş üzerindeki çalışanları işten
çıkarıp daha genç işsizleri işe alarak istihdama destek verecekler(!) Hem de bu yeni işe aldıklarının sigorta primlerini devlet
ödeyecek. Nereden? İşsizlik fonundan. Böylece otuz yaşına
gelen emekçiler zorunlu olarak işsiz kalacak.
25 Nisan 2008 tarihinde MESAM’a, Sendikamız Genel Başkanı Ali
Cancı, Örgütlenme Daire Başkanı Mehmet Gündoğdu, İstanbul Şube
Başkanı Mustafa Ağuş ve Şube Sekreteri Turgut Çivi bir ziyarette bulundular.
Üyelerimizin tamamına yakınının katıldığı toplantıda Genel Başkan
Ali Cancı bir konuşma yaparak Genel Kurul değerlendirilmesi ile ilgili
açıklamalarda bulundu. Cancı, Genel Kurula katılan delegelere katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Ardından sırasıyla SSGSS yasası, kıdem tazminatı ve 2821-2822 sayılı
yasalar ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Cancı, DİSK Başkanlar
Kurulu’nun 1 Mayıs basın açıklamasını bizzat okuyarak üyelerimizi
1 Mayıs’a davet etti. Yeni dönem TİS taslak hazırlıklarıyla ilgili olarak
görüşlerini de açıklayan Cancı, üyelerimize başarılar dileyerek konuşmasını tamamladı.
DMO ziyaret edildi
8 Mayıs 2008 Perşembe günü DMO İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne
Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı, GYK üyesi ve İstanbul Şube
Başkanı Mustafa Ağuş ile Şube Sekreteri Turgut Çivi ziyarette bulundular.
Genel Başkan Ali Cancı, sendika temsilcilik odasında toplanan üyelerimizle işyeri sorunları, SSGSS, kıdem
tazminatı, 2821-2822
Sayılı yasa ve 1 Mayıs
2008’i değerlendirerek görüş alışverişinde
bulundular. Toplantıya katılan üyelerimiz
toplantının çok verimli geçtiğini belirterek
bu tür ziyaretlerin sık
sık yapılmasını talep
ettiler.
Daha önce Tekirdağ Bölge Müdürlüğü’nde görevli olan
Ahmet Çelik, İstanbul
Bölge Müdürlüğü’ne
yeni atanmıştı.
Daha bitmedi. Sırada 2821 ve 2822 sayılı yasalarla yapılacak
değişiklikler var. 1970 yılında “güçlü sendika oluşturmak”
bahanesi ile güdümlü sendikayı (Türk-İş) güçlendirmek ve
DİSK’i ortadan kaldırmak için, 274 ve 275 sayılı yasalarda
yapılmak istenen değişiklikler, işçi sınıfının büyük tepkisine
yol açmıştı.
1961 Anayasası’nın sağladığı demokratik hakları korumak
için eylem yapan ve gene Taksim’de toplanmak isteyen işçi
ve emekçileri, zamanın iktidarı tıpkı geçtiğimiz 1 Mayıs’taki
gibi polis ve askerle yolları keserek önlemeye çalışmıştı.
2821 ve 2822 sayılı yasalardaki yasaklar sendikaların üstünde
“Demokles’in kılıcı” gibi sallandı durdu.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun kara listesinde olan
AKP hükümetinin, Haziran 2008’de toplanacak olan ILO Genel Kurulu’nu atlatabilmek ve “günü kurtarmak” için iş yasalarında ILO kararlarına uygun düzenlemeler yapması gündemde. Bu konu ile ilgili olarak sendikalar, hükümet ve ILO
temsilcileri ortak toplantılar yaptılar. 2821 ve 2822 sayılı yasalarda ILO kararlarına uygun birkaç iyileştirme konusunda
anlaşma olduğu bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
tarafından 1 Mayıs öncesi kamuoyuna açıklandı. DİSK bugüne kadar savunduğu örgütlenme özgürlüğü, Toplu Sözleşme
hakkı ve Grev hakkı konularındaki görüşleri doğrultusunda bu
toplantılara gerekli katkıyı verdi.
Ancak gelinen noktada hükümetin, sendikal hak ve özgürlükleri evrensel düzeyde sağlayacak bir çabadan çok, var olan durumu, 12 Eylül’ün yasakçı ve baskıcı zihniyetiyle hazırlanmış,
köhnemiş yapıları korumaya dönük bir çaba içinde olduğu
görüldü
Bu arada SSGSS yasası Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı.
İstihdam paketi yasalaştı, kıdem tazminatı için altyapı hazırlıkları hızlandı. Şimdi sahneye gene “güçlü sendika” meraklıları çıkabilir. 2821 ve 2822 sayılı yasalarda güçlü sendika
yaratma(!) “ince” ayarları yapılabilir.
♦♦ Herkese sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkı,
♦♦ Sendikaların iç işleyişlerinde serbestlik,
♦♦ Noter şartının kaldırılması,
♦♦ Yüzde 10 işkolu ve işletme barajlarının kaldırılması,
♦♦ Toplu İş Sözleşme prosedürünün sadeleştirilmesi,
♦♦ Yetki uyuşmazlığında referandum uygulaması,
♦♦ Yasaksız grev hakkı,
olmayan bir yasa, reform olarak nitelendirilemez.
Ve ILO toplantıları bittiği zaman gene IMF ve Dünya
Bankası’nın ürettiği programlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Haklarımızı korumak ve geliştirmek için güçlü ve uyanık olmalıyız.
3
4
• Sosyal-İş Gazetesi
METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI
Sendikamız İstanbul Şube Bölgesi
10. Madde toplantıları kapsamında
21 Nisan 2008 tarihinde Bursa Metro, 22 Nisan 2008
tarihinde Kozyatağı Metro, 24 Nisan 2008 tarihinde
Güneşli Metro, 25
Nisan 2008 tarihinde Büyük Çekmece
Metro Mağazalarında 10. Madde
toplantıları yapıldı.
Toplantılara Genel
Başkan Ali Cancı,
Örgütlenme Daire
Başkanı Mehmet
Gündoğdu ile Şube
Başkanı Mustafa
Ağuş ve Şube Sekreteri Turgut Çivi
katıldı.
Genel Başkan Ali
Cancı yaptığı konuşmalarda, 12-13
Ocak 2008 tarihinde yapılan Genel
Kurulumuzun bir
değerlendirmesini
yaptı ve genel kurula katılan delegelerimize teşekkür
etti. Cancı, yapılan
Gelen Kurul sonucu işbaşına gelen
yönetim ile sendikamızda yeni bir
dönemin başladığını vurguladı.
Toplantıya katılan
üyelerimizi SSGSS
yasasına karşı düzenlenen
eylemler ve Hükümet ile
Emek
Platformu
arasında
yapılan
Bursa
Büyükçekmece
Güneşli
Sosyal-İş Gazetesi •
5
METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI
Kozyatağı
Ankara
görüşmeler konusuna da detaylı olarak
bilgilendiren Cancı,
konuşmasının devamında kıdem tazminatı, İşsizlik Fonu
ve 2821-2822 sayılı
yasalarla ilgili açıklamalarda bulundu.
DİSK
Başkanlar
Kurulu’nun 1 Mayıs
basın açıklaması da
üyelerimize okunarak 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapıldı.
Toplantılarda Örgütlenme Daire Başkanı
Mehmet Gündoğdu
da söz alarak örgütlenme çalışmaları
hakkında
bilgiler
vererek bu konuda
üyelerimizden katkı
sunmalarını istedi.
İstanbul
Şube
Başkanı
Mustafa
Ağuş da söz alarak 1 Mayıs Tertip
Komitesi’ndeki görevi gereği 1 Mayıs’a
katılım konusunda
üyelerimize çağrıda
bulunan konuşmalar
yaptı.
Toplantılar, üyelerimizden gelen soruların cevaplanmasıyla bitirildi.
Gaziantep
Sendikamız Ankara
Şubesi bölgesinde
de Metro Grossmarketlerde bağıtlanan
toplu iş sözleşmesinin bir kazanımı
olan toplu görüşme
hakkı çerçevesinde
toplantılar yapıldı.
5
Mayıs
günü
6
• Sosyal-İş Gazetesi
METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI
Ankara’da devam
eden
toplantılara
Genel Başkan Ali
Cancı da katılarak
üyelerimizden gelen
1 Mayıs, SSGSS konularındaki soruları
yanıtladı.
Adana
Bodrum
İzmir
6 Mayıs günü Adana, 7 Mayıs günü
Gaziantep’te
gerçekleştirilen toplantılara da TİS Daire
Başkanı Metin Ebetürk,
Örgütlenme
Daire Başkanı Mehmet Gündoğdu katıldılar.
Sendikamız İzmir
Şube bölgesinde de
yapılan 10. madde
toplantılarına Genel
Başkan Ali Cancı
katıldı. 12 Mayıs’ta
Bodrum, 13 Mayıs’ta
İzmir ile devam
eden toplantılarda,
1 Mayıs’ın oluşumuna neden olan
mücadeleler ve sonuçları ile Dünya’da
1 Mayıs kutlamaları
ve Türkiye’deki 1
Mayıs kutlamaları, 1 Mayıs’ın işçi
sınıfı mücadelesindeki yeri ve önemi
üzerine konuşmalar
yapıldı. SSGSS reformu denilen aldatmacanın tam anlamıyla mücadelelerle
elde edilen sağlık sigortası ile emeklilik
hakkının çalışanların elinden alınması
olduğunu vurgulayarak, bunun mücadele ile terse çeviri-
Sosyal-İş Gazetesi •
METRO GROSMARKETLERDE YAPILAN 10. MADDE TOPLANTILARI
lebileceği anlatıldı.
Kıdem
Tazminatı
gibi konularda üyeler bilgilendirildi ve
üyelerin bu konulara
ilişkin sorduğu sorular yanıtlandı.
Antalya ve Alanya
Metro Grosmarketlerde de 10. Madde
toplantıları gerçektleştirildi. Bu toplantılarda da 1 Mayıs,
SSGSS, Kıdem Tazminatı gibi konular
ele alındı.
Alanya
ILO sendikamızdaydı
Hükümet, Haziran ayında
toplanacak olan ILO Genel
Kurulunda, geçen yıl aldığı kötü notu düzeltmek için
sendika ve Toplu İş Sözleşmesi ve Grev yasalarında
düzenlemeler yapmayı hızlandırdı. Bu konuda ILO
heyeti de Bursa’da yapılan
toplantıya katılmıştı.
DİSK ANTALYA
BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ
ZİYARET EDİLDİ
DİSK Antalya Bölge Temsilciliği’ne sendikamız tarafından ziyarette bulunuldu.
DİSK Antalya Bölge Temsilcisi Recep Koç, DİSK
Genel Başkan Yardımcısı ve Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı, TİS Daire Başkanı Metin Ebetürk ve
Antalya Şube Başkanı Metin Özboz tarafından makamında ziyaret edildi.
Ziyarette, sendikamızın ve DİSK’in Antalya
Bölgesi’ndeki faaliyetleri, örgütlenme çalışmaları
ve sorunları üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.
toplantıya sendikamız ev
sahipliği yaptı. Çalışma yasalarında yapılacak değişikliklerin ILO anlaşmalarına
uygunluğunun görüşüldüğü
toplantı Sendikamız Genel
Merkezinde yapıldı.
Toplantıya ILO heyeti,
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK Genel
ILO heyetinin konfede- Başkan Yardımcısı ve Senrasyonlarla yaptığı toplan- dikamız Genel Başkanı Ali
tılardan DİSK’le yaptığı Cancı katıldılar.
7
8
• Sosyal-İş Gazetesi
TERSANELERDE YİNE İŞ CİNAYETİ
Hükümetin ve patronların yeterli güvenlik önlemlerini almamak için inat ettiği tersanelerde
ikisi aynı gün olmak üzere üç ölüm daha gerçekleşti. Son 1 yılda 27 kişinin yaşamını
yitirdiği tersanelerde, son olarak İzzet Gider, Deniz Kaşıkeman ve Murat Çalışkan adlı
işçiler yaşamını yitirdi. Cehenneme dönen Tuzla Tersaneleri, 10 günde 3 can daha aldı…
İşçiler için adeta ölüm kampı haline getirilen tersanelerde, bir
makine dairesinde yaşanan patlama sonucu bir işçi daha yaşamını yitirdi.
9 Mayıs’ta Selah Tersanesi’nde meydana gelen patlamada İzzet
Güder adlı işçi yaşamını yitirirken bir mühendis ile üç işçi de yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Selah Tersanesi’nde yeni yapılan
“Atlantik” isimli kuru yük gemisinin makine dairesinde yaşanan
patlama sonucu ölen ve yaralanan toplam beş işçinin de taşeron
bir firmaya bağlı olarak çalıştıkları bildirildi.
17 Mayıs’ta ise yine Selah Tersanesi’nde Deniz Kaşıkeman adlı
işçi, üzerine sac düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Kaşıkeman’ın
yeni evli ve eşinin 8 aylık hamile olduğu öğrenildi.
Aynı gün akşam saatlerinde ise Esan Tersanesi’nde Emre Gemi
Taşeron firmasında kaynakçılık yapan Murat Çalışkan adlı işçi
de iş cinayetine kurban gitti. Polonya Bandıralı bir geminin güvertesinde ambara düşerek yaşamını yitiren Çalışkan evli ve iki
çocuk babasıydı.
Yetkililere göre ölümler normal!
Devlet yetkililerinin ve patronların, tersanelerdeki çalışma koşullarının ve güvenliğin yeterli düzeyde olduğunu iddia eden
açıklamalarından hemen sonra meydana gelen patlama, yetkililer
ve patronların söylediklerini yalanlıyor. Kazanın yaşanmasından
önce yetkililer ve patronlar şu açıklamalarda bulunmuşlardı:
“Trafik kazalarında azalma olursa tersane ölümlerinde de azalma
olur. Ölümcül kazalara işçilerin ‘eğitimsizliği’ neden oluyor. Örneğin işçi yemek molasında yemeğine koşarak gidiyor. Bu ancak
eğitimle çözülebilir.” (Türk Loydu Başkanı Yücel Odabaşı)
“Yatıyoruz Tuzla, kalkıyoruz Tuzla... (Eylemleri kastederek) Yapılması gerekeni yapmada bir katkıları varsa buyursunlar. Bildikleri, kılavuzluk yapabilecek bir önerileri varsa hemen almaya
hazırız.” (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik)
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSGÜM) Genel Müdürü Kasım Özer ise
tersanelerde meydana gelen kazaları işçinin eğitimsizliğine bağladı: “Köyden hiç ayrılmamış insanlar, sanayi işlerine girdiğinde
üzüntü verici kazalar oluyor”
İnsanın aklına Başbakan’ın 1 Mayıs için söylediği özdeyiş geliyor: “Hırsızın hiç mi suçu yok?!” Bütün suç işçide mi?
Rakamlar yetkilileri yalanlıyor
Rakamlar, gerçeğin çıplak halini yansıtmada yeterli oluyor.
Son bir yılda meydana gelen iş cinayetlerinde 27 işçi yaşamını
yitirmişti. Öte yandan, Tuzla tersanelerinde kayıtlara geçen ilk
ölüm olayı 1985’te gerçekleşirken, o tarihten AKP iktidarına kadar geçen 17 yılda iş cinayetlerinde ölen işçi sayısı 38’di. 5.5
yıllık AKP iktidarı süresince yaşanan iş cinayetlerinde ise 48 kişi
yaşamını yitirdi.
TERSANELERDEN
GREV SESLERİ
Limter-İş Sendikası, tersanelerde yaşanan iş cinayetleri
nedeniyle 16 Haziran’da grev
kararı aldı
KİTAP TANITIMI
UMUT DİRENİYOR
HASAN KIYAFET
“Despotlar, ezdiklerinin önce umuduna saldırırlar. Çünkü umudun yenilmezliğini iyi bilirler. Şu sıra bunun ince ayrıntılı hesabı
içindeler. Bu bağlamda parti, sendika ve sivil toplum örgütü adları iç içe geçirilmiştir. Amaç düşle gerçeğin, umutla bilinmezliğin beyinlerdeki görüntüsünü bulandırmaktır. Yeni Dünya Düzeni
adını verdikleri düzensizlik ise söz konusu hesabın örtülü, kurumsal adıdır.”
Böyle diyor Hasan Kıyafet son romanı Umut Direniyor’un önsözünde. Ve önce Tuzla-Pendik hattında, sonra bütün Marmara
kıyılarındaki tersane ve deniz emekçilerine sevgi, saygı ve umutlarını iletiyor.
Hasan Kıyafet Pazarören Köy Enstitüsü ve sonra Gazi Eğitim
Enstitüsü İngilizce Bölümü mezunu. Sosyalist gerçekçi edebiyat
akımını benimseyen yazar 12 Eylül 1980 öncesi dönemde sendikamız Sosyal-İş üyesi de olmuş.
İlk romanı Komünist İmam’ın elliden fazla baskısı yapıldı. İki
öyküsü İş ve Ekmek adlarıyla filme alındı. Roman, öykü, anı, inceleme, çocuk romanı ve öyküleri ile çeviri türünde kırktan fazla
eseri vardır.
Öğretmenlik hayatı sürgünlerle geçen yazar, TÖDMF, TÖS, TÖBDER gibi öğretmen örgütlerinde ve çeşitli partilerin yönetiminde
bulundu. 12 Mart ve 12 Eylül’de cezaevlerinde de bulundu.
Umut Direniyor’da Hasan Kıyafet, tersane işçilerinin hayatını,
işsizler ordusunu, umudun ve direnişin yenilmezliğini, yaşanmış
ince bir sevda ile harmanlamış.
“… Biz yerdeki karıncalar kadar çok işsiz işçileriz. Yani adına
açlık mı dersiniz, alçaklık mı dersiniz, kötü bir sınırın altına itilmişlerdeniz. Patronlar bize iki seçenek sunuyor; ya zehirli gemilerde çalışmak, ya da açlıktan ölmek!..
Bizim için ikisi de ölüm demekti. Ancak bu kez yalnız ölmek istemiyoruz. Hiç olmazsa ölümü patronlarla paylaşmak istiyoruz…”
Sosyal-İş Gazetesi •
9
Lastik-İş’li 4000 işçi grevde
Lastik-İş, Brisa, Pirelli ve Goodyear fabrikalarında aldığı grev kararını uygulamaya koydu
Lastik-İş Sendikası, 3’ü Kocaeli’de, 1’i Adapazarı’nda kurulu bulunan
Brisa, Pireli ve Goodyear işletmelerine ait dört fabrikada grev kararı
alarak grev yazılarını işyerlerine astı.
Lastik işkolunda süren toplu görüşmeler kapsamında 28 Aralık 2007
tarihinde sendika teklifinin işverene verilmesinin ardından 9 Ocak 2008
tarihinde başlayan görüşmeler sonucunda 4 bin Lastik-İş üyesi işçi adına anlaşma sağlanamaması üzerine alınan grev kararı, 8 Mayıs 2008
tarihinde işyerlerine asıldı. Alınan grev kararı ise 31 Mayıs itibari ile
uygulamaya kondu. Greve yaklaşık 4000 işçi katılıyor.
Lastik-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan yaptığı açıklamada “4857
sayılı yasa hükümlerini bugüne kadar sözleşmeye koymadık, bundan
sonra da koydurmayacağız” diyerek işverenin her sene işçilerin kazanılmış haklarına saldırdığını ve 4857 sayılı yasa hükümlerini sözleşmeye
koymaya çalıştığını vurguladı.
Av. Erşen Sansal
kaza geçirdi
Ankara Barosu avukatlarından, sendikamız avukatı M.
Erşen Sansal, 8 Mayıs 2008 tarihinde trafik kazası geçirdi.
Gece evine giderken motorsikletli polislerin (Yunusların)
kendisine çarpması sonucu yaralanan Sansal, Hacettepe
Hastanesi’ne kaldırılarak ameliyat oldu. Hayati tehlikeyi
atlatan Sansal’ın bacak kemiğinin kırıldığı öğrenildi.
Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı, Genel Sekreter
Hüseyin Özcan ve TİS Daire Başkanı Metin Ebetürk,
Sansal’ı hastanede ziyaret ettiler.
Av. Erşen Sansal evinde tedavi olmak üzere taburcu edildi. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
6
DENİZ‘lere
gittik...
Mayıs 1972 tarihinde asılarak
idam edilen Deniz Gezmiş,
Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan,
ülkemiz işçi sınıfı, emekçileri ve
devrimcileri tarafından unutulmadı.
6 Mayıs 2008 tarihinde Karşıyaka
Mezarlığı’ndaki Deniz, Yusuf ve
Hüseyin’in mezarında bir anma töreni gerçekleştirildi.
Toplumun üzerinde, 1 Mayıs’ta polisin yarattığı terör havası hala bulunmasına rağmen, törene katılım
çok yoğundu. Sendikalar, öğrenciler, 68’liler, 78’liler ve siyasi partilerin katılım gösterdiği etkinlikte
gençlerin katılımı çok kitleseldi.
Katılanların öfkeli coşkusu, sloganlara da yansıdı.
Karşıyaka Mezarlığı, giriş kapsından itibaren Deniz, Yusuf ve
Hüseyin’in mezarlarına kadar hınca
hınç doluydu. Bayraklar, pankartlar ve atılan sloganlar, mezarlığı
adeta miting alanına çevirdi. Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnan’ın mezarları önünden saygı
duruşu ile sıraya geçenlerin bıraktığı güller, karanfiller, mezarlarını
çiçek bahçesine çevirdi. Anma törenine çok kitlesel katılım gösterilirken, polisin de yoğun güvenlik
önlemleri aldığı gözlendi.
Bu anma töreni gösterdi ki Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnan boşuna ölmemişlerdi.
1 Mayıs’ta devle
10• Sosyal-İş Gazetesi
1 Mayıs 2008, devletin kendi kentine uyguladığı yoğun bir kuşatma altında geçti.
Devletin kolluk güçleri, Taksim’e çıkan tüm
cadde ve sokakları kilometrelerce öteden
başlayarak kapattı, toplanan en küçük kalabalığa dahi acımasızca müdahale etti. Polis,
Taksim’e çıkan caddelerde insanlara saldırırken, Jandarma’nın da Taksim Meydanı’nda
önlem aldığı görüldü. Bizzat devlet güçleri
tarafından uygulanan provokasyon sonucu
İstanbul, kolluk güçleri tarafından adeta cehenneme çevrildi.
Polis’in saldırısından nasibini ilk alan DİSK
Genel Merkezi oldu. Genel Merkezde geceden bu yana nöbet tutan yaklaşık 1000 işçiye, İstanbul dışından gelen işçilerin katılmasıyla hareketlenen DİSK Genel Merkezi’ne
polis, günün ilk ışıklarıyla beraber müdahale
etti. Polisin valilikten aldığı emir doğrultusunda uyguladığı terör sonucu, DİSK Genel
Merkezi’ne ulaşmaya çalışan işçi ve emekçiler gaz bombalarıyla, tazyikli sularla ve coplarla müdahaleye uğrarken, içerisinde yaklaşık olarak 1500 kişi bulunan DİSK Genel
Merkezi de gaz bombalarıyla defalarca bombalanarak Genel Merkez binasında bulunan
işçiler boğulmak istendi. Hızını alamayan
polisin, gazetecilere, turistlere ve yolda yürüyen vatandaşlara bile saldırdığı görüldü.
Kural tanımayan polis, hastanelere bile gaz
bombalarıyla saldırdı. Hastanede bulunan
hastalar, gazdan yoğun şekilde etkilendi. Polis çeşitli yerlerde yaptığı saldırılarla işçileri,
Avrupa Parlamentosu Üyesi emek dostlarını,
aydın ve sanatçıları gaz ile boğmaya çalıştı.
Yapılan saldırılar sonucunda, bir milletvekili
de gaz bombalarından etkilenerek kalp krizi
geçirdi.
İlk saldırı sabahın
DİSK’e yapıldı
Ankara’dan gelen ve
sendikamızın da içinde
bulunduğu konvoyun
DİSK’e
ulaşmasıyla
DİSK Genel Merkezi,
sabahın ilk ışıklarıyla
hareketlendi. Polis ise
DİSK’in bulunduğu sokağın her iki tarafında
yığınak yaptı. Polisin
DİSK’e gelen sokağı
tamamen kesmesinden
sonra, başta Sosyal-İş
6’sında
yöneticileri olmak üzere işçiler, polis ile kalabalık arasına girerek etten duvar ördüler.
DİSK Genel Merkezi önünde toplanan ve
yorgunluk atmaya çalışan işçiler önce polis
tarafından tehdit edildi, ardından da içerisinde kimyasal madde bulunan basınçlı sularla saldırıya uğradı. Saldırı ile birlikte Genel
Merkezin içerisine çekilen işçilere basınçlı
su sıkılmaya devam edildi. Kapalı alana sıkılan ve kimyasal madde içeren basınçlı su
nedeniyle, içeride bulunan işçiler boğulma
tehlikesi geçirdi. Müdahale sırasında en ön
safta bulunan sendikamız üye ve yöneticile-
Sendikamız üye ve yöneticileri, diğer
DİSK üyeleri ile beraber en ön saftaydı
et provokasyonu
Sosyal-İş Gazetesi •11
İşçi sınıfı, kendi bayramı olan 2008 1 Mayıs’ında
gaz bombaları, basınçlı su ve coplarla karşılandı… 1
Mayıs bayramı, işçilere zehir edildi… Biri sendikamız
üyesi olmak üzere pek çok kişi yaralanarak hastanelik
oldu… Resmi sayılara göre 530 kişi gözaltına
alındı… DİSK bombalandı, içindeki işçiler boğulmak
istendi… Polis teröründen turistler, hastaneler ve
siyasi partiler de payını aldı…
rinin bulunduğu grup ise, polisin saldırısından en büyük zararı gören grup oldu.
Polisin bu saldırısından sonra, dozajı giderek
artan ve ardı ardına gelen saldırılar başladı.
DİSK Genel Merkezi önündeki işçilere saldıran polis, Genel Merkeze ulaşmaya çalışan
gruplara da izin vermeyerek gaz bombaları, boyalı ve biber gazı içeren basınçlı su
ve coplarla saldırılar düzenledi. Atılan gaz
bombalarından etkilenen işçilerden fenalaşanlar, baygınlık geçirenler oldu. EmekliSen Örgütlenme Daire Başkanı Murtaza Keleş, bomba ve basınçlı su ile yapılan saldırı
sonucunda bayılarak hastaneye kaldırıldı.
İşyeri Sendika Baştemsilcilerimizden Yaşar
Yaradılmış da polis tarafından dövülerek
göz altına alındı. Polis dayağı sonucunda
Yaradılmış’ın vücudunda morluklar oluşurken, ayak başparmağı da kırıldı.
Bu saldırılar sırasında, polisin sıkıştırdığı ve
tek başına yakaladığı insanlara da orantısız
şiddet uyguladığı görüldü. DİSK Genel Merkezi önünde, tek başına sıkıştırılan bir kişiye
onlarca polisin cop ve tekmelerle saldırması,
bu dizginsiz şiddet gösterilerinden sadece biriydi. Polis, insanlar üzerinde bu türden şiddeti uygularken, basını yaklaştırmamayı da
ihmal etmedi.
DİSK’e gaz bombası atıldı.
Binada bulunanlar boğulma
tehlikesi geçirdi
İlerleyen saatlerde ise polis, DİSK’in çevresinde toplanmaya çalışan emekçilere ye-
niden gaz bombaları ile
müdahale etti. İşçiler,
gaz bombaları nedeniyle
DİSK binasına sığındılar.
Bu sırada polis, DİSK
binasının içerisine defalarca gaz bombası attı.
Uluslararası sözleşmelere göre kapalı alanlarda
kullanılması yasak olan
gaz bombalarını içeride,
yürüyüş saatini bekleyen
işçilerin üzerine atması,
polisin bilinçli sınırsız
güç kullanmasının kanıDİSK gaz bombalarıyla bombalandı
tı oldu. Atılan gaz bombaları nedeniyle DİSK
di. Bu saldırılar düzenlenirken, DİSK Genel
binasında bulunan yaklaşık 1500 kişi boğulma tehlikesi geçirirken, Merkezi kapısını korumaya çalışanların arabinada şans eseri yangın çıkmaması, yeni bir sında bulunan eski DİSK Genel Sekreteri
Sivas katliamı olayının önüne geçti. Saldırı Musa Çam onlarca polis tarafından sıkıştırılarak tartaklandı.
sırasında bina içerisinde Genel
Başkan Süleyman Çelebi, bazı
milletvekilleri, sendika yöneticileri, yurtdışından gelen emek
dostları, aydın ve sanatçılar ile
işçiler bulunuyordu.
Bu saldırı sonrasında, bazı işçilerin polislere “Katiller!” diye bağırdığı da görüldü. Tüm gün boyunca DİSK Genel Merkezi’ne
defalarca ambulans gelerek yaralıları hastanelere götürdü. Ambulansların İstanbul’un hemen
hemen tüm cadde ve sokaklarında görev başında olduğu gözlen-
Bazı işçiler polisi, valiyi ve emniyet müdürünü
böyle protesto etti
12• Sosyal-İş Gazetesi
Sendikamız üyesi Yaşar YARADILMIŞ, polis
tarafından tartaklanarak göz altına alındı
DİSK eski Genel Sekreteri Musa ÇAM da DİSK binası
önünde onlarca polis tarafından sıkıştırılarak tartaklandı
ÖDP’ye gaz bombalı, coplu,
silahlı baskın
Tıpkı DİSK Genel Merkezi gibi, ÖDP
de polisin gözü dönmüş saldırısına
maruz kaldı. Gaz bombaları ve copun
yanı sıra plastik merminin de kullanıldığı saldırı sonucu 18 kişi hastanelik
oldu. ÖDP İl Başkanı Sinan Tutal,
“Plastik Mermiyle ateş açtılar. Kapılar
kapanınca gaz aşağı katlara da yayıldı.
18 kişi hastaneye kaldırıldı. Ölüyorduk burada. Bu boyuttaki bir saldırı
sonucu ölümlerin yaşanmaması tek
tesellimiz.” dedi.
Polis hastanelere bile saldırıldı
Polisin saldırısı, Taksim’e açılan cadde ve
sokaklarda tüm vahşetiyle sürdü. Toplanan
en küçük kalabalığa karşı hiçbir kural tanımadan müdahale eden polisler, hızlarını alamayarak Şişli Etfal Hastanesi Acil Servisi’ne
de saldırarak hastaneyi bombaladı, hemşire
ve doktorlara şiddet uyguladı, hastalar mağdur edildi.
Buraya da defalarca gaz bombası atan polis
turistlere de saldırdı. Yüzleri maskeli
polisler, İstiklal Caddesi’nde dolaşan
turist çifte coplarla saldırdı.
www.medyakronik.com sitesinden alınmıştır.
Fotoğraf: Ahmet ŞIK
ise devlet yetkilileri tarafından “Yanlışlıkla
polisin elinden düşen gaz bombasının hastaneye yuvarlanması sonucunda ortaya çıkmış
bir durum” olarak savunuldu. Bu bombaların
hangilerinin “yanlışlıkla” düştüğü ise merak
konusu.
Turistlere ‘konuksever’ dayak,
gazeteciler hastanelik
Saldırılarda sınır tanımayan polis, yolda
yürüyen ve olayların şaşkınlığını yaşayan
Zor koşullar altında görevlerini yapmaya çalışan gazeteciler de polis saldırılarının kurbanı oldular. Cumhuriyet Gazetesi foto-muhabiri Ali Deniz Uslu ile
yine Cumhuriyet Gazetesi Muhabirlerinden Esra Açıkgöz polis saldırılarının
hedefi oldular. Aldığı darbelerle kolu
kırılan Uslu, ameliyat olmak zorunda kaldı. Başına tekme darbeleri alan
Açıkgöz ise gazete avukatları aracılığı
ile suç duyurusunda bulundu.
Öte yandan, devletin resmi haber ajansı olan
Anadolu Ajansı (AA) Kameramanı Engin
Morgül de saldırıya uğradı. Reuters Haber
Ajansı Kameramanı Bülent Usta’nın da maruz kaldığı saldırılar sonucunda kameramanlar basınçlı sudan etkilendi ve kameraları
kırıldı. Konu ile ilgili olarak Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir açıklama yayınlayarak
“saldırının planlı ve bilerek yapıldığını” belirtti ve gazetecilere yönelik bu saldırıyı protesto etti.
Emekli-Sen Örgütlenme
Daire Başkanı Murteza
Keleş, gaz bombaları
nedeniyle bayılarak
hastaneye kaldırıldı...
DİSK’e atılan gaz bombaları nedeniyle boğulma tehlikesi
geçirerek koma haline giren işçiler, arkadaşları tarafından
pencereden dışarı atılarak kurtarıldı...
Sosyal-İş Gazetesi •13
FOTOĞRAFLARLA 1 MAYIS 2008 Günün ilk ışıklarıyla, şenlik havasında
başlamıştı işçilerin bayramı...
Sendikamızın ön saflarda yerini aldığı Polis işçilere saldırırken binlerce gaz
topluluğa sabah saatlerinde saldırıldı... bombası kullandı...
İşçiler Taksim kararlılığını defalarca
gösterdi, ama...
Her seferinde gaz bombaları ve tazyikli DİSK’e gaz bombası atılmadığını iddia
sularla saldırıya uğradılar...
eden Vali’ye ithaf olunur...
Suavi DİSK’teydi
DİSK bombalandığında içersindeki
1000’i geçkin insan ölüm tehlikesi
atlattı.. Bunların içinde milletvekilleri,
aydınlar ve yabancı konuklar da vardı.
DİSK binasına polis tarafından
atılan el tipi gaz bombaları, silahla
atılan bombaların kovanları basına
gösterilerek polis terörü teşhir edildi..
Yüzü gaz maskeleriyle kapalı olan
polisin üniforma ve kasklarındaki
numaralar da sökülerek tanınmaları
imkansız hale getirildi...
14• Sosyal-İş Gazetesi
FOTOĞRAFLARLA 1 MAYIS 2008 Sosyal-İş Gazetesi •15
TÜRKİYE’DEN 1 MAYIS MANZARALARI
ANKARA
Türk-İş ve KESK’in Ankara Şubeler Platformları tarafından düzenlenen 1 Mayıs etkinliği, katılımcıların Opera binasının önünde
toplanmasıyla başladı. Tıpkı İstanbul’da olduğu gibi, Ankara’da da
polisin provokatif tavrı belirgindi. Yürüyüş kolları halinde eylem
alanı olan Sıhhiye Meydanı’na giden işçi ve emekçiler, giriş kabinlerinde polisin yoğun tacizine maruz kaldı. İlk olarak Halkevi korteji alana girmek isterken polis tacizine maruz kaldı. Ancak bu gerginlik fazla büyümedi. ÖDP giriş kabinlerine ulaştığında ise polis
uydurma bahanelerle göstericilerin üzerine saldırdı. Copla saldıran
polise göstericilerin karşı koyması üzerine polis, ayrım gözetmeksizin çok miktarda gaz bombası kullandı. Atılan gaz bombalarından
CNN Türk kameramanı da etkilenerek hastaneye kaldırıldı. İşçi
ve emekçilerin bu haksız saldırı karşısında kararlı bir şekilde karşı
durması sonucu ise polis geri adım atarak arama noktalarını kaldırmak zorunda kaldı. Mitingde sık sık Taksim’e destek sloganları da
atıldı. “Her yer Taksim, her yer direniş!” sloganı, en çok atılan sloganlardan birisi oldu. Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda düzenlenen
mitinge yaklaşık 10000 kişi katıldı.
ANKARA
İZMİR
İzmir’de düzenlenen miting Gündoğdu Meydanı’nda yapıldı.
İzmir’de DİSK’li işçi ve emekçiler “Selam olsun Taksim’e!” pankartı taşıdılar. Emekli-Sen ve Genel-İş’ten oluşan DİSK kortejinin
Gündoğdu Meydanı’na girişinde Türk-İş’e bağlı Petrol-İş ve Deri-İş
Sendikaları, DİSK kortejini selamladılar.
Gündoğdu Meydanı’nda işçi ve emekçilerin toplanmasıyla başlayan
1 Mayıs etkinliğinde Türk Maden-İş Genel Başkanı Murat Beken,
KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ali Rıza Özer, DİSK
Genel-İş 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar konuşmalar yaptılar.
Yapılan konuşmalar ve atılan sloganlar Taksim eylemi üzerineydi.
“Her yer Taksim her yer direniş” sloganı sıklıkla atıldı.
İZMİR
Gündoğdu Meydanı’nda yapılan 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık
20000 kişi katıldı.
ADANA
Adana’daki kutlamalara da polis provokasyonunun gölgesi düştü.
Uğur Mumcu Meydanı’nda yapılan kutlamaların ardından dağılan
göstericilere saldıran polis, 43 kişiyi gözaltına aldı, biri ağır olmak
üzere 2 kişiyi yaraladı.
Yürüyüşe geçen kortejler arama noktasına geldiğinde taşınan pankartların ve flamaların sopasını bahane eden polis müdahale etmeye
çalıştı. İşçi ve emekçilerin kararlı duruşu sonrasında olay fazla büyümedi. Kortejlerin tamamının miting alanına girmesiyle başlayan
eylem 77 1 Mayıs şehitleri başta olmak üzere işçi sınıfı mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından konuşmalar yapıldı.
ADANA
Mitingin bitmesinin ardından dağılmaya başlayan kitleye, kitlenin
Taksim’i protesto etmesi
bahane gösterilere sert şekilde müdahale edildi. Çıkan çatışmada çok sayıda
kişi gözaltına alındı. Yapılan saldırı sonucunda bazı
göstericiler de yaralandı.
ADANA
Saldırı, ara sokaklarda da devam etti.
Bu kentlerin yanı sıra, Türkiye’nin daha pek çok ilinde de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Yapılan diğer kutlamalarda da emekçilerin
coşkusu hakimdi. Pek çok kutlamada Taksim’le dayanışma şiarları
öne çıkarıldı. İşçi ve emekçiler, sendikalarının Taksim mücadelesini
kararlılıkla desteklediler.
16• Sosyal-İş Gazetesi
DÜNYA’DA 1 MAYIS KUTLAMALARI
KÜBA
Başkent Havana’daki Devrim Meydanı’nda düzenlenen 1 Mayıs
kutlamalarına yüz binlerce işçi katıldı. Büyük bir coşkuyla geçen 1 Mayıs’ta söz alan ülkenin işçi sendikasının genel sekreteri
Salvador Valdes “Küba devriminin kurucusu, Yoldaş Fidel tarafından çizilen ve her defasında daha adil, daha insani ve daha etkili bir sosyalizme giden yolda ilerleme kararlılığını bir kez daha
vurguluyoruz” dedi. Fidel Castro ise, hastalığı nedeniyle 1 Mayıs
kutlamalarına katılamadı.
RUSYA
RUSYA
Rusya’da 1 Mayıs, başta başkent Moskova olmak üzere ülkenin genelinde bayram havasında kutlandı. Komünist Partisi’nin geleneksel olarak toplandığı Ekim Meydanı’nda yapılan kutlamalara yaklaşık 10 bin
kişi katıldı. Lenin heykeli önünde toplanan grup Karl Marx heykeline
kadar yürüdü. Gösteriler sırasında olay yaşanmadı.
İşçi sınıfının kendi devleti olan Sovyetler Birliği’nde sosyalizmi yaşamış kuşakların özellikle sahiplendikleri 1 Mayıs, kapitalizmin saldırıları karşısında sosyalizm özleminin en önemli işareti oldu.
VENEZUELA
Venezüella Başkanı Chavez, işçilere 1 Mayıs hediyesi vererek asgari ücreti %30 arttırdı. Chavez, Venezüella’nın
Latin Amerika’da en
yüksek asgari ücret
veren ülke olacağını
belirten Chavez, gıda
yardımı pulları da
hesaba katıldığında
asgari ücretin 558 dolara ulaşacağını ifade
etti. Chavez, “İşçi sınıfı olmadan Sosyalizm olmaz” dedi.
ALMANYA
Almanya’da 1 Mayıs kutlamaları bir gece önceden başladı. Hamburg’da
toplanan grup polisle çatıştı. Berlin’de de polis göstericilere saldırdı.
Polisin tazyikli su kullandığı saldırısında Hamburg’da 4 kişi gözaltına
alındı.
KÜBA
FRANSA
Başta başkent Paris olmak üzere ülke genelinde düzenlenen gösterilerle kutlandı. Ülke genelindeki gösterilere yaklaşık 200 bin
kişi katıldı.
Paris’te düzenlenen kutlamalar Republique Meydanı’nda başladı
ve La Nation Meydanı’nda bitirildi. Paris’teki kutlamalarda “alım
gücünün düşmesi”, “hükümetin emeklilik reformu” ve “öğretmen
kadrolarının düşürülmesi” protesto edildi.
Tüm dünyaya damgasını vuran Paris 1968 öğrenci olaylarının 40.
yıldönümü de kutlamalara damgasını vurdu.
BULGARİSTAN
Bulgaristan’da resmi tatil olan 1 Mayıs İşçi Bayramı, Bulgaristan
Sosyalist Partisi’nin düzenlediği etkinliklerle kutlandı. Başkent
Sofya’da düzenlenen kutlamalarda konuşmalar yapan Bulgaristan Sosyalist Partisi Başkanı ve Başbakan Sergey Stanişev “Çalışanların haklarını korumak ve halkımızın yaşam standardını arttırmak için çalışacağız” dedi.
KOSOVA
Gösterilerde hükümet karşıtı sloganlar atıldı ve ücretlerde iyileştirme
talebi öne çıkarıldı.
Kosova’nın bağımsızlığını kazanmasından sonraki ilk 1 Mayıs
Başkent Priştine’de düzenlendi. Yapılan gösterilerde hükümetin
işçilerin sorunlarına çözüm bulması istendi. Kosova Bağımsız
Sendikası Başkanı Bahri Şabani yaptığı konuşmasında “Hükümetten sorunların giderilmesi için dialog istediklerini ve işçilerin
sabırlarının tükenmek üzere olduğunu” belirtti.
Devlet Başkanı Gloria Macapagal Arroyo’yu işçilerin haklarını gaspetmekle suçlayan işçiler, başkanın istifasını istedi.
Kosova’daki nüfusun %60’ı işsiz, %17 ise açlık sınırının altında
yaşıyor.
FİLİPİNLER
Filipinler’deki 1 Mayıs kutlamaları kapsamında başkent Manila’da
binlerce işçi alanlardaydı.
Sosyal-İş Gazetesi •17
ÜYELERİMİZDEN 1 MAYIS İZLENİMLERİ...
TARİH: 1 MAYIS … 1 MAYIS 2008…
Bir mayıs… Bu sekiz harfli tarih neden önemlidir? 1856 yılında
Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçilerinin Melbourne
Üniversitesi’ne yürüyüşü ile başlayan, 1886’da Amerika İşçi Sendikaları
Konfederasyonu’nun 8 saat çalışma talebi ile iş bırakması ve Chicago’da
350 bine yakın işçi ile gösteriler yapıp 40 bin işçi ile greve çıkan ve eylemin
şiddetle bastırılması ile devam eden süreç; olaylara neden olduğu gerekçesi
ile 8 işçi hakkında idam istemiyle devam edip, dava sonucunda 4 işçi önderi
Albert Persons, Adolph Fischer, George Engel ve August Spies’a idam cezası verilen bir tarih yazımıdır. Bu tarihte Albert Persons isimli işçi kendisine özür dileme şartı ile affedileceğinin söylenmesi üzerine, mahkemenin
karşısına çıkıp ders niteliğinde şunları söylemiştir:
“ Bütün dünya benim suçsuz olduğumu biliyor. Eğer asılır isem cani olduğum için değil, emekçi olduğum için asılacağım.”
Sonrasında 400 delege ile 1889’da toplanan 2. Enternasyonal’de Fransız
işçi temsilcisinin önerisi ile 1 Mayıs 1890’da greve çıkılması ve tüm dünyada birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmasına karar verilen
bir gündür 1 Mayıs. Önemi buradan gelir.
Bu kısa bilgiden sonra AKP iktidarı ve özelinde İstanbul Valisi’nin 1 Mayıs
2007’de yaşattığı devlet terörünü 2008’de de istikrarlı bir şekilde sürdürmesini, tarihin de bize basit bir şekilde öğrettiği gibi şaşırtıcı bulmamalı.
1886’da Albert Persons’un dediğini unutmadan, iktidarın bu yasakçı tutumu 1 Mayıs’ta Taksim alanının Anayasa’ya aykırı olmasından değil, oraya
gelenlerin işçi olmasından kaynaklanıyordu.
AKP en basitinden milletvekili seçimlerinde bir tek işçiyi bile aday göstermeyen net bir sermaye partisidir. “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” sözü
Başbakan’ın boşluğuna gelip söylediği bir söz değildir. Başbakan’ın net bir
şekilde emekçilere karşı tutumu budur. Bunu iktidarı boyunca da tartışmasız sürdürmüştür.
1 Mayıs 2008 gününe gelene kadar neler olduğuna bir bakacak olursak:
8 Nisan 2008’de Türk-iş, DİSK, KESK, Taksim Gezi Parkı’nda “1 Mayıs’ta
Taksim’de Yan Yana” olacaklarını bildiren bir basın açıklaması düzenledi.
Devamında AKP Çorum milletvekili Agah Kafkas 1 Mayıs’ın “Birlik ve
Dayanışma Günü” olmasına ilişkin kanun teklifini yineledi. Emekten yana
kuvvetleri de şaşırtan bu AKP adımı çok da anlamlandırılamadan coşku ile
karşılandı. Ama sonuç tarihi iyi bilenler için şaşırtıcı olmadı. Sendikal örgütlerin 1 Mayıs programını açıklamasından kısa bir zaman sonra Vali’den
beklenen cevap hükümet talimatı ile geldi:
“Taksim işçiler dışında herkese açık ama işçilere kapalı.”
Bu tartışmalara Anayasa’nın 34. maddesi çok net cevap veriyor: “Herkes,
önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkına sahiptir.” Maddenin devamında ne gibi durumlarda sınırlandırılabileceği belirtiliyor. “Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak,
milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve
ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve
kanunla sınırlanabilir.” deniyor.
Yasanın bu maddesi varken Bakan’ın, sendikalar Anayasa’ya karşı bunu
yapıyor gibi göstermesi hükümetin tutumunun bir başka ifadesi. Bunun
yanında işçilere kapalı olan Taksim Meydanı’nda düzenlenen yılbaşı toplantıları, konserler, futbol zaferleri, hatta büyük bir gösterişle polis haftası
kutlanması ve daha 1 Mayıs’tan 2 akşam önce Galatasaray taraftarlarının
Taksim Meydanı’nda kutlama yapması ne anlama geliyor?
Öne sürülen illegal örgütlerin molotoflu, bombalı eylem yapacağı istihbaratının ise tamamen provokasyon amaçlı olduğu açıktır. Vali’nin dediğini
doğru kabul etsek bile, kendilerince uygun olan yerlerde toplantı yapılsa
sayılan tehlikeler ortadan kalkıyor mu?
Bunların yanında her şeyi kabul ettik diyelim; 1 Mayıs, Taksim’de yapılacak izinli eylemden daha mı güvenli ve sağlıklı bir şekilde geçti. İstanbul
baştan aşağıya felç oldu, turistler dövüldü, nerede 3 kişi bir arada görülse
Ali Adıgüzel/MESAM
gaz bombaları atıldı panzerlerle su sıkıldı ve tam anlamı ile öne sürülen
kargaşa devlet eli ile hayata geçmiş oldu. Bu durum yetmezmiş gibi DİSK
binasının, Şişli Etfal Hastanesi’ne ve ÖDP binasının içine (aynen askeri
bir taktikle yani düşmanı dağıtmak değil yok etme için yapılırmış gibi) gaz
bombaları atıldı. Daha bir sürü anlatılabilecek vahşet görüntüsünün bilançosu 100’ün üzerinde yaralı 500’ün üzerinde gözaltı.
Sonuç; Devlet, işçilerin 1 Mayısı’nı böyle kutlamış oldu.
AKP Hükümeti’nin toplumun büyük çoğunluğunda estirmeye çalıştığı demokrasi rüzgârı 1 Mayıs 2008’de duvara toslamıştır. Sabahın erken saatlerinde başlayan polisin sert müdahalesi işçiler üzerinde şok etkisi yaratmıştır.
Önceden belirlenen saatte (saat:10:00 ) DİSK’in Şişli’deki merkezine ulaşmak için Mecidiyeköy tarafından Şişli Camii yönüne yönelmeye başladığımızda ayrım yapılmaksızın tüm insanlara (işgal askerleri gibi) kontrolsüzce bir saldırı başlamıştı. Sonrasında ara sokaklardan varmaya çalıştığımız
DİSK binasına ulaşmanın imkansız olduğunu gördük. Ulaşmak için her sokağa girdiğimizde polisin aralıksız gaz bombası yağmuruyla karşılaştık. Bu
şiddetin ciddiyetini Şişli Etfal Hastanesi önünde beklerken acil kapısından
aniden içeri atılan gaz bombası ile anladık.
Bu durumun bu şekilde devam edemeyeceği, saat 11:00 sularında ise işçilerin can güvenliği tehlikesi ile karşı karşıya olduğu sonucuna varıldı. Bu
nedenden dolayı tüm işçilerin Taksim 1 Mayıs kutlaması “devletin orantılı
güç kullanımı nedeniyle!” bitirilmek zorunda kalındı.
Başbakan’ın 1 Mayıs değerlendirmesi ise çok tuhaftı: “1 Mayıs’ta sendikaların Taksim inadını anlamakta güçlük çekiyorum…’
Başbakan’dan zaten anlamasını beklemiyorduk. 1 Mayıs sadece bir inat değildi. 1977’de işçiler katledilmiştir ve bunu kitlesel olarak anmak bir izin
konusu bile olmamalıdır. Bunun yanında, işçiler bir yas tutma için değil
AKP hükümetinin işçi sınıfına karşı sınır tanımaz saldırılarına dur demek
için şehrin en önemli alanında itirazlarını dile getirmek içinde Taksim’i istemişlerdir.
AKP iktidarına 1 Mayıs 2009’da tabii bir sözümüz var:
Ayak takımının böyle bir başa ihtiyacı yok. Ayaklar baş olursa kıyamet koparmış. Merak etme Başbakan kıyametin kopmasını istiyoruz, koparacağız
da…
KRAL ÇIPLAK KALDI!
Nazım YAZIRLI
“Kral çıplak kaldı” dememdeki sebep, her 1 Mayıs’larda ve diğer eylemlerde hep yalan söylemesidir. Hem pratik olarak hem rakam olarak
bizleri doğru çıkarır. 1 Mayıs alanı,12 Eylül Faşist darbesinden beri
sadece ve sadece işçi sınıfına, emekçilere kapalıdır. Onun dışında şeriatçılardan tutun yılbaşlarındaki kutlamalara turistlere sarkıntılıklara
Danıştay’ca da yasaklanmasına rağmen enerji içeceklerinin motor
şovlarına, maçlardan sonraki gösterilere yani biz emekçilerden başka
her şeye açık. Bize izin verilmeyen alanda yaklaşık 20 gösteri olmuş,
Bunların içinde silahla yaralama, ölüm bile var.
Başbakan ve ekibi açıklamaları ile çıplak kaldı. DİSK 500 kişi bile
toplayamadı dedi, sadece Ankara’dan 15 otobüs kalktı. DİSK’in
binasında sadece1500 kişinin üzerinde emekçi vardı. İkinci Sivas
Katliamı’na ramak kaldı. Sıkılan renkli sular onlarca biber gazları,
hastanelere atılan biber gazları, ÖDP il binasına baskın ve biber gazları, turistlerin dövülmesi, İstanbul’un açık bir cezaevine çevrilmesi.
Evet, Başbakan çıplak kaldı!..
18• Sosyal-İş Gazetesi
DİSK Genişletilmiş
Başkanlar Kurulu
bulundu. 1 Mayıs’ta iktidarın tutumunun uluslararası kurumlara (ILO, AB vb.) taşınması çalışmaları hakkında bilgi
alındı.
DİSK eğitim, örgütlenme ve mali dairelerinin çalışmaları
görüşüldü.
Mali daire çalışmalarında Sendikamız Mali Daire Başkanı
Metin Ebetürk, Eğitim Dairesi çalışmalarında Sendikamız
Genel Sekreteri Hüseyin Özcan, sendikamızın görüşlerini
dile getirdiler.
Toplantı, gündemin son maddesi olan 15-16 Haziran’ın yıldönümünde yapılacak çalışmalar konusunda görüşmelerle
son buldu.
D
İSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu 20-21 Mayıs 2008
tarihlerinde İstanbul’da Mali Müşavir, Muhasebeciler
Odası’nda toplantı.
Önce, DİSK yönetimi 13. Genel Kurul’dan bu yana yapılanlar
konusunda bilgi verdi. 13. Genel Kuruldan bu yana yapılan çalışmaların değerlendirildiği toplantıda sendikamız Sosyal-İş Genel
Yönetim Kurulu üyeleri tam kadro olarak bulundu.
Sendikamız Genel Başkanı Ali Cancı’nın DİSK Yönetim
Kurulu’nda yer aldığı toplantıda yapılan değerlendirmelerde
DİSK’e bağlı sendikaların sözcüleri 13. Genel Kurul’da kabul
edilen “Ayağa Kalkış Belgesi”nin doğrultusunda çalışmaların
başarılı olduğu saptaması yaptılar. Tuzla Tersaneleri’nde 24 saat
nöbet, SSGSS yasası etkinlikleri, 1 Nisan etkinliği ve 1 Mayıs’ta
alınan tavır konusunda yönetimin çalışmaları olumlu, başarılı
MURAT KAYA’yı kaybettik
Sendikamız İzmir Şubesi eski yöneticilerinden, genç sendikacı MURAT KAYA, geçirdiği beyin kanaması sonucu aramızdan ayrıldı.
13 Temmuz 1976 yılında Ankara’da doğan Kaya, 2003 yılında sendikamıza üye olarak genç yaşta sendikal yaşamda yerini aldı. Aynı
yıl yapılan İzmir Şube Genel Kurulu’nda Şube Yönetim Kurulu’na
seçilen Kaya, 4 yıllık dönem içinde sendikamız İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyeliği ve Şube Sekreterliği görevlerinde bulundu.
Şube delegeliği ve Üst Kurul delegeliği görevlerinde de bulunan
Kaya üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmişti. Geçirdiği
beyin kanaması sonucu 9 Mayıs 2008 tarihinde aramızdan ayrılan
Murat Kaya, genç bir sendikacı olmasına rağmen iyi bir yöneticiydi.
Murat Kaya’nın anısı önünde saygı ile eğiliyor, ailesi, yakınları ve
sendikamıza başsağlığı diliyoruz.
Sosyal-İş Gazetesi •19
PAYLAŞTIKLARIMIZ
♦♦ Metro Antalya Mağazası çalışanlarından Aysel Ergün babasını kaybetti.
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Şeref Gezer Mayıs ayı içinde
♦♦ Metro Ankara Mağazası çalışanlarından Serdar Olgun evlendi. Genç
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Cem Karasu’nun 16.04.2008
♦♦ Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Metro Ankara Mağazası tem-
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Hasan Hüseyin Karakaya’nın
Kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyor, acısını paylaşıyoruz.
çifte ömür boyu mutluluklar dileriz.
silcimiz Sabit Akkuş’un eniştesi trafik kazasında yaşamını yitirdi. Aynı
kazada diğer eniştesi de yaralandı. Kendisi ve yakınlarına başsağlığı
diliyor ve geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
♦♦ Metro Ankara Mağazası çalışanlarından Kubilay Bulanık’ın 1 Mayıs’ta
ameliyat oldu. Kendisine geçmiş olsun diyoruz.
tarihinde Ela isimli bir kızı oldu. Minik Ela’ya hoşgeldin diyoruz.
17 Nisan’da Mahmut Yiğit isimli bir oğlu oldu. Minik bebeğe hoşgeldin
diyoruz.
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Mehmet Geremeli’nin ailesi
trafik kazası geçirdi. Geçmiş olsun diyoruz.
Yunus Emre adında bir oğlu oldu. Minik Yunus Emre’ye hoş geldin diyoruz.
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Zübeyde Pozam’ın kızkardeşi
♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Cesur Yapıcı’nın bir çocuğu
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Yasin Öksüz’ün kızkardeşi ev-
♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Yıldız Erbaş’ın kızı oldu.
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Sedat Dinç 24 Mayıs günü ev-
♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Ömer Sözveren’in kızı oldu.
♦♦ Metro İzmir Mağazası çalışanlarından üyemiz Özlem Sapmaz evlendi.
♦♦ Metro
♦♦ Metro İzmir Mağazası çalışanlarından üyemiz Eda Baç 11 Mayıs günü
♦♦ Metro Gaziantep Mağazası çalışanlarından Şükran Erbaş babasını kay-
♦♦ Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi çalışanlarından Serap Erdoğan
♦♦ Mersin Tabip Odası İşyeri Temsilcimiz Serap Çetinalp trafik kazası ge-
♦♦ Güneşli Metro Mağazası çalışanlarından Kadir Burgaz’ın kızı Bahar ev-
oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyor, çiftin mutluluğunu paylaşıyoruz.
Minik bebeğe hoş geldin diyoruz.
Çiftin mutluluğunu paylaşıyor, minik bebeğe hoş geldin diyoruz.
Gaziantep Mağazası çalışanlarından Ömer Yalçınkayı’nın bir
kızı oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyoruz.
betti. Acısını paylaşıyor, kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
çirdi. Durumunun iyi olduğu öğrenilen temsilcimize geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
♦♦ Metro Kozyatağı Mağazası çalışanlarından Ali İhsan Başkıran’ın Reyhan adlı bir kızı oldu. Minik Reyhan’a hoş geldin diyor, Başkıran çiftinin mutluluğunu paylaşıyoruz.
♦♦ Metro Kozyatağı Mağazası çalışanlarından Fatma Cenker Turan’ın Ahmet Yağız isimli bir oğlu oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyor, sağlıklı
bir ömür diliyoruz.
♦♦ Metro Kozyatağı Mağazası çalışanlarından Özlem Özcan Uzunkavak’ın
Furkan Efe isimli bir oğlu oldu. Minik Furkan’a hoş geldin diyor, Uzunkavak çiftinin mutluluğunu paylaşıyoruz.
♦♦ Metro Güneşli Mağazası çalışanlarından Fatoş Çelebi annesini kaybetti.
Yakınlarına başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyoruz.
♦♦ Metro Güneşli Mağazası çalışanlarından Barış Uygun’un bir oğlu oldu.
Minik bebeğe hoş geldin diyor, sağlıklı bir yaşam diliyoruz.
♦♦ Metro Güneşli Mağazası çalışanlarından Ömür Erdoğan, trafik kazası
sonucunda baldızını kaybetti. Yakınlarına başsağlığı diliyor, acılarını
paylaşıyoruz.
♦♦ İzmir Tabip Odası çalışanlarından Mustafa Dinçay’ın babası amansız
hastalığa yakalanarak vefat etti. Acılarını paylaşıyor, kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
♦♦ Ünibel İşyeri Temsilcimiz Aslı Eken’in annesi 22 Nisan tarihinde vefat
etti. Kendisine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
evlendi. Mutluluklar diliyoruz.
lendi. Mutluluklar diliyoruz.
lendi. Genç çifte mutluluklar diliyoruz..
Mutluluklar dileriz.
evlendi. Mutluluklar dileriz.
ameliyat oldu. Kendisine geçmiş olsun diyoruz.
leniyor. Genç çifte mutluluklar diliyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Fatma Çetin evlendi. Genç çifte ömür boyu mutluluklar diliyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Hasan Bacak evlendi. Mutluluklarını paylaşıyor, ömür boyu mutluluklar diliyoruz.
♦♦ Metro
Alanya Mağazası çalışanlarından Mustafa Uysal nişanlandı.
Genç çifti kutluyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Emrah Arkant nişanlandı. Mutluluklarını paylaşıyor, genç çifti kutluyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Sevgi Mercan nişanlandı. Genç
çifti kutluyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Ferda Şahin ve Serkan Anılgan
nişanlandı. Üyelerimizi kutluyor, mutluluklarını paylaşıyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Turgut Şahin’in Hasan Serhat
adında bir oğlu oldu. Minik Hasan Serhat’a hoş geldin diyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Ahmet Çalışkan’ın Ece adında
bir kızı oldu. Minik Ece’ye hoş geldin diyor, Çalışkan çiftinin mutluluğunu paylaşıyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Serkan Özaydın’ın Efe adında
bir oğlu oldu. Minik Efe’ye hoş geldin diyoruz.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Ali Avcı’nın Bengisu adında
bir kızı oldu. Çiftin mutluluğunu paylaşıyor, minik Bengisu’ya hoş geldin diyoruz.
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Murat Balta’nın minik oğlu
♦♦ Metro Alanya
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Tülay Düyel’in bir kızı oldu.
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Behsat Seyran’ın dedesi vefat
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Sefa Demir’in dedesi vefat
♦♦ Metro Alanya Mağazası çalışanlarından Tan Kıymaz dayısını kaybetti.
Enes sünnet oldu. Geçmiş olsun diyoruz.
Minik bebeğe hoş geldin diyoruz.
etti. Kendisine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından Ali Yurt, midesindeki rahatsızlıktan dolayı hastaneye yattı. Kendisine geçmiş olsun diyoruz.
♦♦ Metro Bodrum Mağazası çalışanlarından
Arzu Kunt elindeki rahatsızlık sebebiyle ameliyat oldu. Kendisine geçmiş olsun diyoruz.
Mağazası çalışanlarından Taner Yüksel’in bir çocuğu
oldu. Minik bebeğe hoş geldin diyoruz.
etti. Kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Kendisine ve yakınlarına başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyoruz.
Bu bölümde yer almasını istediğiniz her türlü haberlerinizi, işyeri
sendika temsilcilerimize, şubelerimize ve gazetemiz künyesinde yer
alan e-posta adresi ile faks numarasına gönderebilirsiniz.
20• Sosyal-İş Gazetesi
15-16 Haziran’a doğru
Bunun üzerine “Anayasal Direniş Komiteleri” kurarak çıkarılmaya çalışılan yasaya direnme kararı alan DİSK’in öncülüğünde 15 Haziran’da bir dizi eylem ve yürüyüş gerçekleştirildi. İzmit Gebze’den Kadıköy’e, Levent’ten Mecidiyeköy ve Taksim’e,
Bakırköy’den Topkapı ve Edirnekapı’ya kadar İstanbul’un dört bir
yanında işçiler sokaklara çıktı. Bu eylemde polis tarafından bir
işçi açılan ateşle öldürüldü. Fakat şaha kalkan işçi sınıfını ne polis
copu, ne mermi durduramıyordu. İşçiler polis barikatlarını bir bir
aştılar. Çok sayıda işçi ve polis yaralandı.
16 Haziran’da ise Kocaeli ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan edildi.
Fakat sıkıyönetim de işçileri durdurmaya yetmedi, aksine eylemler
ülke geneline de yayıldı.
15-16 Haziran işçi sınıfının, sermaye sınıfına gücünü gösterdiği gündür.
15-16 Haziran 1970’te Türkiye İşçi Sınıfı, hükümetin işçileri sendikasızlaştırmak ve “DİSK’in çanına ot tıkamak”, “güçlü sendika” yaratmak
yalanı ile Türk-İş’te güdümlü sendika yaratmak için uygulamaya sokmaya çalıştığı
yasalara karşı, iki gün boyunca destansı
eylemler yaparak büyük bir zafer kazanmıştı.
Türk-İş’in uzlaşmacı ve işbirlikçi tutumu
nedeniyle Türk-İş’ten ayrılan sendikalar 13
Şubat 1967’de DİSK’i kurmuştu. DİSK’in
kurulmasıyla birlikte militan şekilde işçi
sınıfı mücadelesi veren DİSK’e bağlı sendikalar, büyük bir hızla prestij kazanarak
büyümüşlerdi. DİSK’in büyümesi, gerek
işbirlikçi sendika Türk-İş’te, gerek patronlarda gerekse hükümette tedirginlik yaratıyordu. Bu nedenle Meclis’e 13 Haziran
1970’te bir yasa teklifi sunuldu. Hayata
geçirilmeye çalışılan yasa, işçilerin serbestçe sendikaya üye olmalarına, istemedikleri sendikalardan ayrılmalarına kısıtlamalar getiriyor, toplu sözleşme ve grev
haklarını kısıtlayan hükümler içeriyor, bir
sendikanın yetki alış, Toplu İş Sözleşmesi
yapabilmesi için işkolunda sigortalı çalışan işçilerin üçte birini örgütlemesi barajı getiriyordu.Tüm bu hükümlerdeki asıl
amaç ise, dönemin Çalışma Bakanı Seyfi
Öztürk’ün Erzurum’da yapılan Türk-İş
kongresinde söylediği gibi “DİSK’in çanına ot tıkamaktı.”
SAHİBİ
SOSYAL-İŞ
Sendikası
adına
Genel Başkan
Ali CANCI
Genel Yayın
Yönetmeni,
Sorumlu Yazı
İşleri Müdürü
Hüseyin
ÖZCAN
Gen. Sekr.
TASARIM
Sosyal-İş Basın
Yayın Dairesi
Yerel Süreli Yayın
Yayın No:4337
Baskı Tarihi
4 Haziran 2008
İstanbul’da işçilere karşı tanklarla barikatlar kurulmasına rağmen
işçilerin bu barikatları da aşmaları zor olmadı. Yürüyüşü baltalamak için bazı köprülerin açılması bile denenmesine rağmen eylemler durdurulamadı.
16 Haziran, 15 Haziran’a göre çok daha olaylı geçti. Pek çok yerde
işçilerin karşılaştığı barikatlar ve maruz
kaldıkları saldırılara rağmen, işçiler barikatları kolaylıkla aştı, saldırıları bertaraf etti. İstanbul’un Anadolu yakasındaki
yürüyüşler ise kanlı geçti. Polisin silah
kullanarak provoke ettiği çatışmalar sonucunda toplam 5 kişi yaşamını yitirdi,
85’i ağır 200’ü geçkin insan yaralandı.
İşçi sınıfının 15-16 Haziran 1970’teki
bu onurlu ve güçlü direnişi karşısında,
Meclis’ten geçirilen yasa, TİP tarafından açılan dava sonucunda Anayasa
Mahkemesi’nce iptal edildi.
15-16 Haziran olayları sonucunda İstanbul ve İzmit’te ilan edilen 1 aylık sıkı
yönetim daha sonra 2 ay uzatıldı.
Olaylara karıştığı gerekçesiyle 4280 kişi
işten atıldı. DİSK yöneticileri tutuklandı. Siyasi partiler ve DİSK yönetim binaları arandı.
15-16 Haziran’da yapılamayan yasa değişikliği ise daha sonra, 12 Eylül 1980
faşist darbesi sonucu yenilenen 1982
Anayasası’na dayanılarak hayata geçirildi. İşçi ve emekçiler günümüzde de
antidemokratik yasalarla mücadele etmektedirler.
YÖNETİM YERİ
SOSYAL-İŞ SENDİKASI
GENEL MERKEZİ
Mithatpaşa Cad. No: 56/10
Kızılay / Ankara
Tel: 0.312.430 17 73 (pbx)
Faks: 0.312.432 39 63
web: www.sosyal-is.org.tr
e-posta:[email protected]
BASKI:Öncü Basın Yayın Ltd.Şti.K.Karabekir Cad.No:85/2-Ankara Tel:0.312.384 31 20
SOSYAL-İŞ SENDİKASI ŞUBELERİ
ANKARA : Mithatpaşa Cad. 54/4 Kızılay e-posta: [email protected]
Tel
Faks
: 0.312.430 07 04
: 0.312.430 16 14
İSTANBUL: Guraba Hüseyin Ağa Mh. Mehmet Lütfi Sk. Tel
: 0.212.523 24 89
Karadeniz Apt. No:4/11 Aksaray
Faks
: 0.212.534 30 88
e-posta: [email protected]
ANTALYA : İsmetpaşa Cad. 453. Sokak. H. Atmaca Apt. No:15
Tel-Faks: 0.242.241 51 46
İZMİR : Mahmut Esat Bozkurt Cd. 1442 Sk. No:2 D:5 Alsancak
Tel-Faks : 0.232.465 07 09

Benzer belgeler

2009-2-3-4 - Sosyal-İş

2009-2-3-4 - Sosyal-İş JMO çalışanları İzmir Şubemizi ziyaret etti ..... Sayfa 6 Sendikamız İşyeri Temsilcilerini tanıtıyoruz ... Sayfa 7

Detaylı

METRO Grosmarketler`de 3. Dönem TİS görüşmeleri başladı

METRO Grosmarketler`de 3. Dönem TİS görüşmeleri başladı Zühtü Kayalı ve Celal Uyar ise, seminerde yaptıkları sunumların konusunu bir kitapçık haline getirecekler. Bu notlar, sendikamız tarafından kitapçık halinde bastırılarak üyelerimize dağıtılmak üzer...

Detaylı