ÖRGÜLÜ KOMPOZİT MALZEMENİN (GLASS EPOXY) ANSYS VE
Transkript
ÖRGÜLÜ KOMPOZİT MALZEMENİN (GLASS EPOXY) ANSYS VE
TC DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖRGÜLÜ KOMPOZİT MALZEMENİN (GLASS EPOXY) ANSYS VE ABAQUS İLE GERİLME ANALİZLERİ VE DENEYSEL KIRILMA TOKLUĞUNUN HESAPLANMASI BİTİRME PROJESİ Soydinçer TEKELİ Onur TETİK Projeyi Yöneten Yrd.Doç.Dr.Evren TOYGAR Ocak , 2007 İZMİR 1 TEZ SINAV SONUÇ FORMU Bu çalışma 20/06/03 günü toplanan jürimiz tarafından BİTİRME PROJESİ olarak kabul edilmiştir / edilmemiştir. Yarıyıl içi basan notu 100 (yüz) tam not üzerinden ..............(...........................) dir. Başkan Üye Üye Makina Mühendisliği Bölüm Başkanlığına, ……………. numaralı …………………… saat…………………..da …………….. jürimiz yapılan ve tarafından sınavda, 100 ……………….. …../…../…….. (yüz) tam not numaralı günü üzerinden ………………….almıştır Başkan Üye Üye ONAY 2 TEŞEKKÜR Bu çalışmamızın başlangıcından bitimine kadar her aşamada çalışmamızı yönlendiren özverili yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Evren TOYGAR ‘a teşekkürü bir borç biliyoruz. Çalışmamız esnasında laboratuar ortamında bize yardımcı olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Araştırma Görevlisi Elçin KAYA ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Doç.Dr. Metin TANOĞLU ‘ na teşekkür ederiz. Hayatımızın her aşamasında bizden desteğini hiç esirgemeyen ailemize minnet duyuyor ve teşekkürü bir borç biliyoruz Soydinçer TEKELİ Onur TETİK 3 ÖZET Bu çalışmanın amacı hazırlanan numuneleriyle , incelenen kompozit bir malzeme olan Cam epoksinin laboratuar ortamında Üç Nokta Eğme Deneyi ile Kırılma Tokluğunun hesaplanması , Üç boyutlu analiz ve tasarım programları olan ANSYS ve ABAQUS programlarında modellenerek sonuçların değerlendirilmesidir. Çalışmamızın ilk bölümünde kompozit malzemelerin önemine dair kısa bir açıklamaya yer verilmiştir. İkinci bölümde, kompozit malzemelerin tanımı, kullanım alanları hakkında bilgi verilerek çeşitleri hakkında geniş bir bilgiye yer verilmiştir. Üçüncü Bölümde Cam epoksi kompozitinin yapısı , üretimi ve mekanik özellikleri hakkında bilgi verilmiş ve bunlar tablolarla desteklenmiştir. Dördüncü bölümde Kırılma Mekaniği hakkında geniş bir bilgiye yer verilerek teoriler ve malzemelerin kırılma karakteristikleri konusunda ayrıntılı bilgilere değinilmiştir. Beşinci bölümde Üç Nokta Eğme Deneyinin yapılması ve kırılma tokluğunun hesaplanması konusunda detaylı bilgiye yer verilmiştir. Altıncı ve son bölümde ise üç boyutlu analiz ve tasarım programları olan ANSYS ve ABAQUS programlarında deney modellenmiş ve malzemenin gerilme analizleri yapılarak sonuçlar değerlendirilmiştir. 4 İÇİNDEKİLER İçindekiler 5 Şekil listesi 10 Tablo listesi 11 Bölüm Bir 1. Giriş 12 Bölüm İki KOMPOZİT MALZEMELER 2.1. Kompozit Malzemelerin Tanımı 13 2.2. Kompozit Malzemelerin Kullanım Alanları 14 2.3.Kompozit Malzemelerin Sınıflandırılması 18 5 2.3.1.Elyaflı Kompozitler 18 2.3.2.Paraçacıklı Kompozitler 19 2.3.3. Tabakalı Kompozitler 2.3.4. Karma (Hibrid) Kompozitler 19 20 2.4. Elyaflar 20 2.4.1. Cam Elyaflar 21 2.4.2. Bor elyaflar 22 2.4.3.Silisyum Karbür elyaflar 23 2.4.4. Alümina Elyaflar 23 2.4.5.Grafit(Karbon Elyaflar) 23 2.4.6.Aramid Elyaflar 25 2.5. Matris Malzemeleri 25 2.5.1.Epoksi Reçine Matrisler 27 2.5.2. Polyester Reçine Matrisler 28 2.5.3.Vinylester Reçine Matrisler 29 2.5.4.Fenolik Reçine Matrisler 29 2.5.5.Metal Matrisler 29 2.6.Polimer Matrisli Kompozitler(PMK) 29 2.6.1. Polimerler 30 2.6.2. Polimer Matrisli Malzemelerde Kullanılan Takviye Malzemeleri 32 2.6.3. Polimer Matrisli Kompozitlerin Mekanik Özellikleri 34 2.6.4. Polimer Matrisli Kompozitlerin Kullanım Alanları 35 2.7.Seramik Matrisli kompozitler(SMK) 36 2.7.1.SMK Malzemelerde Kullanılan Matris Malzemeleri 37 2.7.2.Cam Seramik Malzemeler 39 6 2.7.3. Seramik Kompozitlerin Mekanik Özellikleri 41 2.7.4. Seramik Matrisli Kompozitlerin Uygulama Alanları 45 2.8.Metal Matrsili kompozitler(MMK) 47 2.8.1. Metal Matrisli Malzemelerin Tanımı 48 2.8.2.Matris Metalleri 49 2.8.3.Takviye Malzemeleri 53 2.8.4. MMK Malzemelerin Mekanik Özellikleri 2.8.5. MMK Malzemelerin Uygulama Alanları Bölüm Üç CAM EPOKSİ KOMPOZİTİ 3.1.Cam Epoksinin Eldesi 54 Bölüm dört KIRILMA MEKANİĞİ GENEL BİLGİLERİ 4.1.Giriş 59 4.2. Kırılma 60 60 7 4.3. Gevrek Kırılma 4.3.1.Gevrek kırılmaya yol açan faktörler 60 4.3.2.Çatlaksız malzemelerin gevrek kırılması 62 4.3.3.Çatlaklı Malzemelerin Gevrek Kırılması 63 4.4.Gerilme Şiddeti Faktörü (K) 64 4.4.1.Uniform gerilmesine maruz ve farklı çatlak geometrisi içeren malzemeler 4.5.Kırılma Tokluğu 65 67 4.5.1.Griffith Yaklaşımı 68 4.5.2.Irwinin yaptığı değişiklik 69 4.5.3.G ile K arasındaki ilişki 69 4.6.Kırılma Mukavemeti 70 4.7.Kırılma Tokluğu Deneyleri 71 4.8.CTOD Testi 74 4.8.1.SenB Numunesi 74 4.8.2.CT Numunesi 74 4.9.J Integrali 76 4.10.Yorulma Çatlağı İlerlemesi 78 8 Bölüm Beş DÜZLEM GERME KIRILMA TOKLUĞU STANDART TEST METODU (ASTM E 399-83) 5.1.Numunelerin Ön Hazırlığı 85 5.2.Yük-açılma Kaydının Analizi ve KIC nin Saptanması 88 5.3. Test cihazı ve deneyin fotoğraflanması 91 5.4.Numunelerin Kırılma tokluklarını hesabı 96 Bölüm Altı ANSYS V.10 ile Modelleme ve Analiz 103 ABAQUS V.6.5 ile Modelleme ve analiz 113 SONUÇ 125 9 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 2.2.1. Bir lastik tekerleğin yapısı 14 Şekil 2.2.2. Bir uçakta kompozit malzeme kullanımı 16 Şekil 3.1.1. Cam epoksinin üretiminin şematik gösterimi 54 Şekil 3.1.2. Aramid ve Cam elyafından yapılmış 2 ayrı katmanlı malzemenin yorulma grafiği 57 Şekil 4.3.1.Çentikli ve çentiksiz çubukta gerilme durumu 61 Şekil 4.3.2.Kritik sıcaklık ve kırılma bölgeleri 62 Şekil 4.3.3.Yüklemenin modları 63 Şekil 4.3.4.Çatlak ucunda bir noktadaki gerilme 64 Şekil 4.3.5.İnce bir çatlak içeren iki eksende yüklenmiş sonsuz levha 65 Şekil 4.5.1 Kalınlığa göre kırılma Tokluğu değişimi 68 Şekil 4.8.1.Kritik CTOD değerinin sıcaklıkla değişimi 75 Şekil 4.9.1.Çatlak içermeyen yüklenmiş bir levhanın lineer olmayan elastik davranışı 77 Şekil 4.10.1.Bir çatlağı ao başlangıç boyundan af son boyuna ilerletmek için gerekli çevrim sayısı 78 Şekil 4.10.2.Önceden Çatlağı mevcut bir malzemenin tipik çatlak ilerleme hızı diyagramı 10 79 TABLO LİSTESİ Tablo.1 Cam elyaflarınmekaniközellikleri Tablo.2:Karbon ve grafit elyafların… Tablo.3: Bazı matris malzemelerinin özellikleri Tablo.4.: Cam fiber üretiminde kullanılan…. Tablo.5: Kevlar 29 ve Kevlar 49… Tablo.6: Hacimce % 50 Fiber … Tablo.7: Seramik ve seramik kompozitlerin….. Tablo.8: SiC whisker takviyeli… Tablo.9 Bazı kompozitlerin kullanım alanları Tablo.10: MMK malzeme üretiminde kullanılan… Tablo.11: Partikül takviyeli MMK … Tablo12: MMK malzemelerde matris metali… Tablo.13: Üretimleri ve kullanım… Tablo.14: Partikül takviyeli MMK malzemeleR… Tablo.15: Al- % 1.5 Mg alaşımında SiC Tablo.16: 6061 Al matris alaşımı ve SiC Tablo 17:Cam ve epoksinin Özellikleri Tablo 18:Farklı Cam çeşitlerinin… Tablo 19:Aramid,karbon ve Cam elyafı özellikleri Tablo 20:Cam elyafı /poliester birleşik… Tablo 21:Bazı malzemelerin kırılma toklukları Tablo 22: Bazı malzemeler için yorulma.. Tablo23:MalzemeninDeğerine Göre… 22 24 26 33 34 34 39 40 42 48 49 50 50 51 52 53 55 55 57 58 70 80 84 11 1.BÖLÜM GİRİŞ Günümüzün modern teknolojisi uzay, uçak ve otomotiv endüstrileri gibi ileri teknoloji alanında kullanılmak üzere hafîÇ üstün ve spesifik özelliklere sahip yeni malzemelere ihtiyaç duymaktadır. Uzay, havacılık ve otomotiv sektörlerinde, mukavemet/ağırlık, mukavemet/yoğunluk oranlan gibi malzeme özelliklerinin önemli olduğu ağırlığa duyarlı alanlarda kullanılan malzemelerin mukavemet limitlerinin zorlanması belirli kurallar içinde farklı malzemelerin karıştırılarak özelliklerinin geüştirilmesini önemli kılmış ve bu alanda da önemli gelişmelere yol açmıştır. Sahip oldukları mükemmel özelliğe rağmen, kompozit malzemelerin üretim maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı kullanımlan endüstriyel olarak istenen seviyelere ulaşamamıştır. Ancak son yıllardaki gelişmelere bakarak bu malzemelerin kullanımlarının hızla yaygınlaştığını söylemek mümkündür. 12 2.BÖLÜM KOMPOZİT MALZEMELER 2.1.KOMPOZİT MALZEMELERİN TANIMI İstenilen bir amaç için tek basına uygun olmayan iki yada daha fazla malzemeyi, kullanım yerindeki istenen özellikleri sağlayacak duruma getirmek için belirli şartlar ve belirli oranlarda fiziksel olarak makro yapıda birleştirerek elde edilen malzemelere kompozit malzemeler adı verilir. Kompozit malzemeler genellikle matriks dediğimiz ana faz ile takviye verici olarak adlandırılan tali fazdan oluşurlar. Burada tali fazı ( ikincil faz )fiber olarak adlandırabiliriz. Matriks fazın ( anafaz ) ve ikincil fazın C fiber) istenilen özellikleri verecek oranda fiziksel karışımı ile kompozit malzeme üretilir.Bu iki ana karışım grubundan çekirdek olarak kullanılan fiber malzeme kompozit malzemenin mukavemetini ve yük taşıma kabiliyetini sağlar.Matriks malzemede plastik deformasyona geçişte oluşabilecek çatlak ilerlemelerin önleyici bir rol oynamakta ve kompozit malzemenin kopmasını geciktirici etki yapmaktadır. Matriks olarak kullanılan malzemenin diğer bir amacı da fiber malzemeleri yük altında bir arada ve yükü lifler arasında homojen olarak dağıtmaktır. Bunun sonucu olarak fiber malzemelerde plastik deformasyon gerçekleştiğinde ortaya çıkacak çatlak ilerlemesinin önüne geçilmiş olur. 13 2.2.KULLANIM ALANLARI A. Otomotiv Sanayi Otomotiv sanayinde oldukça geniş kullanım atanma sahip kompozitlerin başlıca ürünleri; otomobil ve kamyon kaputu, kamyon ve otobüs karoser parçalan traktör parçaları, iç donanımı, oto lastikleri, demiryolu vagonları olarak sayılabilir. Bununla birlikte üreticiye seri üretim imkanı, yüksek kapasiteyle çalışma, kolay ve ucuz model değiştirme gibi imkanlar sağlar. Kullanıcıya ise yüksek mekanik dayanım, ucuz ve kolay servis imkanı sağlar. Şekil 2.2.1. Bir lastik tekerleğin yapısı B.İnşaat Sektörü 14 Cephe kaplamaları, yazlık evler, büfeler , otobüs durakları , soğuk hava depoları, inşaat kalıpları, ondüle levha üretimi yapılmaktadır. Üreticiye tasarım esnekliği ve kolaylığı, hafiflik, ucuz izolasyon, kullanıcıya ise hafiflik, yüksek mekanik dayanım, izolasyon problemine çözüm gibi önemli avantajlar sağlar. C.Tarım Sektörü Bu sektörde kompozitler, ilaçlama depolan, seralar, tahıl depolama siloları, drenaj suyu boruları ve sulama kanalları yapımında kullanılmaktadır. D. Ev Aletleri Televizyon kabinleri, dikiş makinası parçalan, mikser ve saç kurutma makinası imalinde kullanılırlar. Üreticiye kolay montaj, komple ve karmaşık parça üretimi, elektrik izolasyonundan tasarruf gibi avantajlar sağlar. Kullanıcıya ise hafiflik ve elektriksel etkilerden korunum gibi önemli avantajlar sağlar E.Elektrik Ve Elektronik Sanayii Bu alanda kompozitlerin en önemli özelliği yüksek elektrik izolasyonu ve mekanik dayanım özelliğidir. Bu sebepten dolayı ark söndürme ünitesi, ana gerilim izolatörleri . bara tutucular, yüksek mukavemetli yalıtkan parça imalinde kullanılırlar. Üreticiye seri ve ucuz üretim, tek parçada karmaşık biçimli ürün elde etme imkanı, kullanıcıya ise yüksek izolasyon emniyeti ve montaj kolaylığı sağlar. F.Şehircilik Kompozitler bu alanda çevre güzelleştirme ( çöp bidonu, heykel, banklar, elektrik direği ) ve toplu konut yapımında kullanılırlar.Üreticiye; montajdan tasarruf, ucuz maliyet, hafiflik, kullanıcıya ise yüksek izolasyon kapasitesi ve yüksek mekanik dayanım gibi imkanlar sağlar. Kompozitlerin bu alanda kullanılması çevreye estetik, mahalli idarelere de ekonomik avantajlar sağlar. G.İs Makinaları 15 İş makinalarının koruma kapaktan ve çalışma kabinleri yapımında kullanılırlar. Üreticiye ; kalıplama kolaylığı, tek parçada ve hassas boyutlarda üretim, elektrik izolasyonu, malzeme tasarrufu, kullanıcıya ise hafiflik ve elektriksel etkilerden korunma gibi avantajlar sağlar. H. Havacılık Sanayii Uçak kanatlarında istenen özellikler; ince yapı + düşük yapı + yayılı eğilme momentine yüksek dayanım gerekmektedir. Örneğin, kanadı komple çelikten yapmak mantıksızdır. Bunun yerine, kayma gerilmelerine mukavim iki saç tabakasına profil şekli verip araya Lanjeran ana desteği ile arasına bal peteği ile kaplama (Honeycomb) yapılır ve uygun bir şekilde bir birleştirme yapılırsa aynı işlem yapılır. Dolayısıyla istenen görev daha hafif daha mukavim olarak faklı malzemelerle gerçekleştirilmiş olur 16 Şekil 2.2.2. Bir uçakta kompozit malzeme kullanımı İ. Mobilya Sanayii Masa, sandalye ,koltuk, mutfak, kütüphane vs. gibi şeylerin yapımında kullanılmaktadır. Seri ve ucuz üretim, bunun yanında yüksek mekanik dayanım sağlar. J. Taşımacılık Sektörü Frigofırik kamyon kasaları, nakliye tankerleri ve kamyon kasalarında kullanılır.Düşük maliyet ve ısı izolasyonu gibi avantajlar sağlar Görüldüğü gibi kompozit malzemeler ve burada ele alacağımız polietilen kompozit malzemeler her alanda kullanılmakta ve kullanım başarısı yönünden hemen hemen ortak noklalara varılmaktadır. Bunlar: a. Ucuz yatırım maliyet b. Yüksek mekanik dayamm c. Yüksek izolasyon özelliği d. Tek parça île kolay üretim ve montaj e. Hafiflik f. Düşük servis maliyeti 17 2.3. KOMPOZİT MALZEMELERİN SINIFLANDIRILMASI Kompozit malzemelerin doğaları ve yapılarının açıklanmasıyla bu malzemeler üzerinde işlerliğini koruyan sınıflandırmalar yapılmaktadır. Malzeme kombinasyonları (örneğin; metal-organik veya metal-inorganik), bileşen fazların karakteristikleri (örneğin; matriks sistemleri veya tabaka yapılar), bileşenlerin dağılımları (öreğin; sürekli, süreksiz), fonksiyonları (örneğin; elektriksel veya yapısal) ve özellikleri göz önüne alınarak kompozit malzemelerin çok değişik sınrflandınlmalan yapılmıştır. Yapısal bileşenlerin şekline göre yapılan genel bir sınıflandırma sistemi aşağıdaki gibidir; 1. Fiberli kompozitler, fiberler + matris veya fiber ile matrissiz yapı. 2. Levhasal kompozitler, düz plakalar + matris veya levha ile matrissiz yapı. 3. Partikül kompozitler, partiküller + matris veya partikül ile matrissiz yapı. 4. Doldurulmuş (veya iskelet) kompozitler, sürekli bir iskelet matrisin ikincil bir malzeme ile doldurulması. 5. Tabakalı kompozitler, farklı bileşen tabakalarından oluşmuş kompozit. Kompozit malzemeler, kullanılan matris malzemesine göre de üç ana sınıfa ayrılmaktadırlar. Bunlar sırasıyla polimer, seramik ve metal matrisli kompozitlerdir. Kompozit malzemelerin kabaca sınıflandınlması yapılırsa; a) Elyaflı Kompozitler b) Parçacıklı (Partiküllü) Kompozitler c) Tabakalı Kompozitler d) Karma Kompozitler 2.3.1. Elyaflı Kompozitler 18 Bu kompozit tipi ince elyafların matris yapıda yer almasıyla meydana gelmiştir. Elyafların matris içindeki yerleşimi kompozit yapının mukavemetini etkileyen önemli bir unsurdur. Uzun elyafların matris içinde birbirlerine paralel şekilde yerleştirilmeleri ile elyaflar doğrultusunda yüksek mukavemet sağlanırken, elyaflara dik doğrultuda ocukça düşük mukavemet elde edilir. İki boyutlu yerleştirilmiş elyaf takviyelerle her iki yönde de eşit mukavemet sağlanırken, matris yapısında homojen dağılmış kısa elyaflarla ise izotrop bir yapı oluşturmak mümkündür. Elyaflann mukavemeti kompozit yapının mukavemeti açısından çok önemlidir. Aynca elyaflann uzunluk/çap oranlan arttıkça matris tarafından elyaflara iletilen yük miktarı artmaktadır. Elyaf yapının hatasız olması da mukavemet açısından çok önemlidir. Kompozit yapının mukavemetinde önemli olan diğer bir unsur ise elyaf matris arasındaki bağıntı yapısıdır. Matris yapıda boşluklar SÖZ konusu ise elyaflarla temas azalacaktır.|Nem absorbsiyonu da elyaf ile matris arasındaki bağı bozan olumsuz bir özelliktir. 2.3.2. Parçacıklı Kompozitler Bir matris malzeme içinde başka bir malzemenin parçacıklar halinde bulunması ile elde edilir. İzotrop yapılardır. Yapının mukavemeti parçacıklann sertliğine bağlıdır. En yaygın tip plastik matris içinde yer alan metal parçacıklardır. Metal parçacıklar ısıl ve elektriki iletkenlik sağlar. Metal matris içinde seramik parçacıklar içeren yapılatın (cermet), sertlikleri ve yüksek sıcaklık dayanımları yüksektir. Uçak motor parçalarının üretiminde tercih edilmektedirler. 2.3.3. Tabakalı Kompozitler Tabakalı kompozit yapı, en eski ve en yaygın kullanım alanına sahip olan tiptir. Faklı elyaf yönlenmelerine sahip tabakaların bileşimi ile çok yüksek mukavemet değerleri elde edilir. .Isıya ve neme dayanıklı yapılardır. Metallere göre hafif ve aynı zamanda mukavemetli olmalan nedeniyle tercih edilen malzemelerdir. Sürekli elyaf tabakalı kompozitler uçak yapılannda, kanat ve kuyruk grubunda yüzey kaplama malzemesi olarak çok yaygın bir kullanıma sahiptirler. 19 Ayrıca uçak yapılarında yaygın bir kullanım alanı olan sandviç yapılar da kompozit malzeme örneğidirler. Sandviç yapılar yük taşımayarak sadece izolasyon özelliğine sahip olan düşük yoğunluklu bir çekirdek malzemenin alt ve üst yüzeylerine mukavemetli levhaların yapıştırılması ile elde edilirler. 2.3.4. Karma (Hibrid) Kompozitler Aynı kompozit yapıda iki veya daha fazla elyaf çeşidinin bulunması olasıdır. Bu tip kompozitlere hibrid kompozitler denir. Bu alan, yeni tip kompozitlerin geliştirilmesine uygun bir alandır. Örneğin, kevlar ucuz ve tok bir elyaftır. Ancak basma mukavemeti düşüktür. Grafit ise düşük tokluğa sahip, pahalı ancak iyi basma mukavemeti olan bir elyaftır. Bu iki elyafin kompozit yapısında bir arada bulunması ile elde edilen hibrid kompozitin tokluğu grafit kompozitten daha iyi aym zamanda maliyeti daha düşük ve basma mukavemeti de kevlar elyaflı kompozitten daha yüksek olmaktadır. Farklı tiplerdeki hibrid kompozitler aşağıdaki gibi gruplandınlabilir 1- Matris içinde iki ya da daha fazla tabaka içerirler. Her tabaka belirli bir yöndeki takviyeleri içerir ve her bir tabakada belirli bir tip elyaf kullanılmıştır. Tabakalar amaca göre istenilen şekilde yerleştirilirler. 2- İki ya da daha fazla elyaf kanşım halinde aynı tabakada yer alır ve tabakalar istenilen şekilde birleştirilerek hibrid kompozit elde edilir. 3- Reçine matrisli tabakalar ve metal matrisli tabakalar gibi farklı kompozit yapılan içeren süper hibridler elde edilebilir. Süper hibridlerde tabakalar bir yapışkan malzeme ile birleştirilirler. 2.4. ELYAFLAR Matris malzeme içinde yer alan elyaf takviyeler kompozit yapının temel mukavemet elemanlarıdır. Düşük yoğunluklarının yanı sıra yüksek elastik modüle ve sertliğe sahip olan elyaflar korozyona da dirençlidirler. 20 Günümüzde kompozit yapılarda kullanılan en önemli takviye malzemeleri sürekli elyaflardır. Bu elyaflar özellikle modern kompozitlerin oluşturulmasında önemli bir yer tutarlar. Cam elyaflar teknolojide kullanılan en eski elyaf tipleridir. Son yıllarda geliştirilmiş olan bor, karbon, silisyum karbür ve aramid elyaflar ise gelişmiş kompozit yapılarda kullanılan elyaf tipleridir. Elyafların ince çaplı üretilmeleri ile büyük kütlesel yapılara oranla yapısal hata olasılıkları en aza indirilmiştir. Bu nedenle üstün mekanik özellikler gösterirler. Aynca elyafların yüksek performanslı mühendislik malzemeleri olmalarının nedenleri aşağıda verilen özelliklere bağlıdır. 1- Üstün mikroyapısal özellikler, tane boyutlarının küçük oluşu ve küçük çapta üretilmeleri. 2- Boy/çap oranı arttıkça matris malzeme tarafından elyaflara iletilen yük miktarının artması. 3- Elastik modülünün çok yüksek olması. 2.4.1. Cam Elyaflar Cam elyaflar, sıradan bir şişe camından yüksek saflıktaki quartz camına kadar pek çok tipte imal edilirler. Cam amorf bir malzemedir ve polimerik yapıdadır. Cam elyafların bazı özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir: 1- Yüksek çekme mukavemetine sahiptirler. Birim ağırlık başına mukavemeti çeliğinkinden yüksektir. 2- Isıl dirençleri düşüktür. Yanmazlar, ancak yüksek sıcaklıkta yumuşarlar. Bu özellikleri katkı malzemeleri kullanılarak iyileştirilebilir. 3- Kimyasal malzemelere karşı dirençlidirler. 4- Nem absorbe etme özellikleri yoktur. Ancak cam elyaflı kompozitlerde matris ile cam elyaf arasında nemin etkisi ile bir çözülme olabilir. Özel elyaf kaplama işlemleri ile bu etki ortadan kaldırılabilir. 5- Elektriği iletmezler. Bu özellik sayesinde elektriksel yalıtımın önem kazandığı durumlarda cam elyaflı kompozitlerin kullanılmasına imkan tanırlar. 21 Cam elyaf imalinde silis kumuna çeşitli katkı malzemeleri eklendiğinde, yapı bu malzemelerin etkisi ile farklı özellikler kazanır. Dört faklı tipte cam elyaf mevcuttur 1. A (Alkali) Camı: A camı yüksek oranda alkali içeren bir camdır. Bu nedenle elektriksel yalıtkanlık özelliği kötüdür. Kimyasal direnci yüksek olan A camı, en yaygın cam tipidir. 2. C (Korozyon) Camı: Kimyasal çözeltilere direnci çok yüksektir. 3. E (Elektrik) Camı: Düşük alkali oranı nedeniyle elektriksel yalıtkanlığı diğer cam tiplerine göre çok iyidir. Mukavemeti oldukça yüksektir. Suya karşı direnci de oldukça iyidir. Nemli ortamlar için geliştirilen kompozitlerde genellikle E camı kullanılır. 4. S (Mukavemet) Camı: Yüksek mukavemetli bir camdır. Çekme mukavemeti E camına oranla % 33 daha yüksektir. Ayrıca yüksek sıcaklıklarda oldukça iyi bir yorulma direncine sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle havacılıkta ve uzay endüstrisinde tercih edilir. Cam elyaflar genellikle plastik veya epoksi reçineler ile kullanılırlar. Tablo.1 Cam elyafların mekanik özellikleri Özellikler A Camı 3 Özgül Ağırlık (g/cm ) 2.50 _, Elastik Modül (GPa) Çekme Mukavemeti (MPa) 3033.0 Isıl Genleşme Katsayısı 8.6 Yumuşama Sıcaklığı 727.0 C Camı 2.49 69.0 3033.0 7.2 749.0 E Camı 2.54 72.4 3448.0 5.0 841.0 S Camı 2.48 85.5 4585.0 5.6 970.0 2.4.2. Bor Elyaflar Bor elyaflar aslında kendi içlerinde kompozit yapıdadırlar. Çekirdek olarak adlandırılan ince bir flamanın üzerine bor kaplanarak imal edilirler. Çekirdek genellikle tungstendir. Karbon çekirdek de kullanılabilir ancak bu yeni bir uygulamadır. Bor-Tungsten elyaflar, sıcak tungsten flamanın hidrojen ve bortriklorür ( BCI3 ) gazından geçirilmesi ile üretilirler. Böylece tungsten flamanın dışında bir bor plaka oluşur. Bor elyaflar değişik çaplarda üretilebilirler (0.05 mm- 0.2 mm arasında). Tungsten çekirdek ise daima 0.01 mm çapında üretilir. 22 Bor elyaflar yüksek çekme mukavemetine ve elastik modüle sahiptirler Çekme mukavemetleri 27_58 MPa ile 3447 MPa'dır. Elastik modül ise 400 GPa'dır. Bu değer S camının elastik modülünden 5 kat fazladır. Üstün mekanik özelliklere sahip olan bor elyaflar, uçak yapılarında kullanılmak üzere geliştirilmişlerdir. Ancak mukavmetlerinin çok yüksek olması nedeniyle, son yıllarda yerlerini karbon elyaflara bırakmışlardır. Bor elyafların silisyum karbür ( SiC ) veya bor karbür ( B4C ) kaplanmasıyla yüksek sıcaklıklara dayanım artar. Özellikle bor karbür kaplanması ile çekme mukavemeti önemli ölçüde arttırılabilir. Bor elyafların erime sıcaklıktan 2040 °C civarındadır. 2.4.3. Silisyum Karbür Elyaflar Bor gibi silisyum karbürün tungsten çekirdek üzerine kaplanması ile elde edilir. 0.1 mm ile 0.14 mm çaplannda üretilirler. Yüksek sıcaklıklardaki özellikleri bor elyaflardan daha iyidir. Silisyum karbür elyaf 1370 °C de mukavemetinin sadece % 30'unu kaybeder. Bor elyaf için bu sıcaklık 640 °C 'dir. Bu elyaflar genellikler titanyum matrisle kullanılırlar. Jet motor parçalarında titanyum, alüminyum ve vanadyum alaşımlı matris ile kullanılırlar.Ancak silisyum karbür elyaflar, bor elyaflara göre daha yüksek yoğunluğa sahiptirler. Silisyum karbürün karbon çekirdek üzerine kaplanması ile üretilen elyafların yoğunluğu düşüktür. 2.4.4. Alümina Elyaflar Alümina alüminyum oksittir (AI2O3). Elyaf formundaki alümina, 0.02 mm çapındaki alümina flamanın silisyum dioksit (SİO2) kaplanması ile elde edilir. Alümina elyafların çekme mukavemetleri yeterince yüksek değildir. Ancak basma mukavemetleri yüksektir. Örneğin, alümina/epoksi kompozitlerin basma mukavemetleri 2275 ile 2413 MPa'dır. Ayrıca yüksek sıcaklık dayanımları nedeniyle uçak motorlarında kullanılmaktadırlar. 2.4.5. Grafit (Karbon) Elyaflar 23 Karbon, yoğunluğu 2.268 g/cm olan kristal yapıda bir malzemedir Karbon elyaflar cam elyaflardan daha sonra gelişen ve çok yaygın olarak kullanılan bir elyaf grubudur Hem karbon hem de grafit elyaflar aynı esaslı malzemeden üretilirler. Bu malzemeler hammadde olarak bilinirler. Karbon elyafların üretiminde üç adet hammadde mevcuttur. Bunlardan ilki rayondur (suni ipek). Bu hammadde inert bir atmosferde 1000-3000 °C civarına ısıtılır ve aynı zamanda çekme kuvveti uygulanır. Bu işlem mukavemet ve tokluk sağlar. Ancak yüksek maliyet nedeniyle rayon elyaflar uygun değildirler. Elyaf imalatında genellikle rayonun yerine poliakrilonitril (PAN) kullanılır. PAN bazlı elyaflar 2413 ile 3102 MPa değerinde çekme mukavemetine sahiptirler ve maliyetleri düşüktür. Bu nedenle belirgin bir üstünlüğe sahiptirler. Petrolün rafinesi ile elde edilen zift bazlı elyaflar İse 2069 MPa değerinde çekme mukavemetine sahiptirler. Mekanik özellikleri PAN bazlı elyaflar kadar iyi değildir. Maliyetleri düşüktür. Karbon ve grafit aynı hammaddeden elde edilirler. Grafit daha yüksek sıcaklıkta elde edilir, bu da daha yüksek saflık sağlar. Karbon ve grafit elyafların karşılaştırılması Tablo.2. 'de verilmektedir. Tablo.2: Karbon ve grafit elyafların karşılaştırılması Özellik Saflık ( % ) İşlem Sıcaklığı (°C) Elastik Modül (GPa) Grafit 99 >1700 >345 Karbon 93-95 <1700 <345 Grafit elyaflar yaklaşık 0.008 mm çapında üretilirler. PAN bazlı grafit elyaflar çeşitli özelliklerde üretilebilirler. Karbon elyafların en önemli özellikleri düşük yoğunluğun yanı sura yüksek mukavemet ve tokluk değerleridir. Karbon elyaflar nemden etkilenmezler ve sürünme mukavemetleri çok yüksektir. Aşınma ve yorulma mukavemetleri oldukça iyidir. Bu nedenle askeri ve sivil uçak yapılarında yaygın bir kullanım alanına sahiptirler. Karbon elyaflar çeşitli plastik matrislerle ve en yaygın olarak epoksi reçinelerle kullanılırlar. Ayrıca karbon elyaflar alüminyum, magnezyum gibi metal matrislerle de kullanılırlar. 24 2.4.6. Aramid Elyaflar Aramid "aromatik polyamid" in kısaltılmış adıdır. Polyamidler uzun zincirli polimerlerdir. Aramidin moleküler yapısında altı karbon atomu birbirine hidrojen atomu ile bağlanmışlardır. İki farklı tip aramid elyaf mevcuttur Bunlar Du Pont firması tarafindan geliştirilen Kevlar 29 ve Kevlar 49'dur. Aramidin mekanik özellikleri grafit elyaflarda olduğu gibi elyaf ekseni doğrultusunda çok iyi iken elyaflara dik doğrultuda çok zayıftır. Aramid elyaflar düşük ağırlık, yüksek çekme mukavemeti ve düşük maliyet özelliklerine sahiptirler. Darbe direnci yüksektir, gevrekliği grafitin gevrekliğinin yarısı kadardır Bu nedenle kolay şekil verilebilir. Doğal kimyasallara dirençlidirler, ancak asit ve alkalilerden etkilenirler. Her iki kevlar da 2344 MPa değerinde çekme mukavemetine sahiptirler ve kopma uzamalan % 1.8'dir. Kevlar 49'un elastik modülü Kevlar 29'unkinden iki kat fazladır. Kevlar elyafin yoğunluğu cam ve grafit elyafların yoğunluklanndan daha düşüktür. Kevlar 49/epoksi kompozitlerinin darbe mukavemeti grafit/epoksi kompozitlere oranla yedi kat, bor/epoksi kompozitlere oranla dört kat daha iyidir. Uçak yapılarında, düşük basma mukavemetleri nedeniyle, karbon elyaflarla birlikte hibrid kompozit olarak kumanda yüzeylerinde kullanılmaktadırlar. Aramid elyaflar elektriksel iletkenliğe sahip değildirler. Basma mukavemetlerinin iyi olmamasının yanı sıra kevlar/epoksi kompozitlerinin nem absorbe etme özellikleri kötüdür. 2.5.MATRİS MALZEMELERİ Kompozit yapılarda matrisin üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar, elyafları bir arada tutmak, yükü elyaflara dağıtmak ve elyafları çevresel etkilerden korumaktır. İdeal bir 25 matris malzemesi başlangıçta düşük viskoziteli bir yapıda iken daha sonra elyafları sağlam ve uygun bir şekilde çevreleyebilecek katı forma kolaylıkla geçebilmelidir. Kompozit yapılarda yükü taşıyan elyafların fonksiyonlarını yerine getirmeleri açısından matrisin mekanik özelliklerinin rolü çok büyüktür. Örneğin matris malzemesi olmaksızın bir elyaf demeti düşünüldüğünde yük bir ya da birkaç elyaf tarafindan taşınacaktır. Matrisin varlığı ise yükün tüm elyaflara eşit olarak dağılımını sağlayacaktır. Kesme yükü altındaki bir gerilmeye dayanım, elyaflarla matris arasında iyi bir yapışma ve matrisin yüksek kesme mukavemeti özelliklerini gerektirir. Elyaf yönlenmelerine dik doğrultuda, matrisin mekanik özellikleri ve elyaf ile matris arasındaki bağ kuvvetleri, kompozit yapının mukavemetim belirleyici önemli hususlardır. Matris elyafa göre daha zayıf ve daha esnektir. Bu özellik kompozit yapıların tasarımında dikkat edilmesi gereken bir husustur. Matrisin kesme mukavemeti ve matris ile elyaf arası bağ kuvvetleri çok yüksek ise elyaf ya da matriste oluşacak bir çatlağın yön değiştirmeksizin ilerlemesi mümkündür. Bu durumda kompozit gevrek bir malzeme gibi davrandığından kopma yüzeyi temiz ve parlak bir yapı gösterir Eğer bağ mukavemeti çok düşükse, elyaflar boşluktaki bir elyaf demeti gibi davranır ve kompozit zayıflar. Orta seviyede bir bağ mukavemetinde ise elyaf veya matristen başlayan enlemesine doğrultuda bir çatlak elyaf/matris ara yüzeyine dönüp elyaf doğrultusunda ilerleyebilir. Bu durumda kompozit sünek malzemelerin kopması gibi lifli bir yüzey sergiler. Kompozit malzemelerin üretiminde kullanılan matris malzeme tipleri epoksi, polyester, vinylester ve fenolik reçinelerdir. Yüksek mukavemet gerektirmeyen durumlarda en çok kullanılan matris malzemesi polyester reçinesidir. Gelişmiş kompozitlerin üretiminde ise genellikle epoksi reçinesi kullanılmaktadır. Matris iyileştirilmesi çalışmaları özellikle yüksek sıcaklıkta kullanıma uygun ve düşük nem duyarlılığına sahip yapıların üretilmesi doğrultusundadır. Tablo.3'te baza matris malzemelerinin önemli özellikleri verilmiştir. Tablo.3: Bazı matris malzemelerinin özellikleri. Özellikler Epoksi Oda Sıc. Kürlenmiş Epoksi Yük. Sıc. Kürlenmiş Polyster Epoksi G li Fenolik i 26 Özgül ağırlık (g/cm3) Elastik modül (GPa) Çekme muk. (MPa) Kop. Uzaması (%) Maks. işlem sıc. (°C) 1.1-1.3 1.2-1.4 1.3 1.2 1.2-1.3 2-3 2.5-3.0 3.5 2-3 5-11 50-70 70-90 60 50-60 50-60 2-5 2 2-3 1.2 100-180 180 60-80 100-125 2-6 70-100 2.5.1. Epoksi Reçine Matrisler Epoksiler iki ya da daha fazla epoksit içeren bileşenlerden oluşurlar Polifenol'ün epikloridin ile bazik şartlarda reaksiyonu sonucu elde edilirler. Viskoz ve açık renkli bir sıvı halindedirler. Epoksilere uygulanan kür işlemleri ile yüksek sıcaklıklara dayanımları 150-200 °C seviyelerine arttırılabilir. Saydam ve yapışkan hal amorf polimerlerin karakteristiğidir. Tüm polimerler düşük sıcaklıkta saydamlaşırlar ve yüksek sıcaklıkta kauçuklaşırlar. Geçişin meydana geldiği sıcaklık aralığına "cam geçiş sıcaklığı" adı verilir. Cam geçiş sıcaklığı, maksimum çalışabilme sıcaklığının bir ölçüsüdür. 100 °C'de uygulanan bir kür işlemi ile maksimum çalışma sıcaklığı 90-100 °C arttırılabilir. 150-250 °C arasında uygulanacak bir kür ile 150-250 °C arasında uygulanan maksimum çalışma sıcaklığı sağlanabilir. Kür işlemleri uygun katalizörlerin kullanılması ile hızlandırılabilir. Epoksilerin avantaj ve dezavantajları aşağıdaki gibi özetlenmiştir: Avantajları: 1- Yüksek aşınma direncine sahiptirler. 2- Uçucu değildirler ve kimyasal dirençleri yüksektir. 3- Düşük ve yüksek sıcaklıklarda sertleşebilme özelliğine sahiptirler. 4- Elyaf yapılarla yüksek bağ mukavemeti sağlarlar. Dezavatajları: 1- Polyesterle karşılaştırıldığında pahalıdır. 2- Polyestere oranla yüksek viskoziteye daha az uygundur. 27 Epoksiler avantajlarının çokluğu ve tüm elyaf malzemelerle kullanılabilir yapılar olmaları nedeniyle, uçak yapısında tabakalı kompozit yapılar olarak yaygın bir kullanım alanına sahiptirler. Genellikle karbon elyaflar/a birlikte kullanılırlar. 2.5.2. Polyester Reçine Matrisler Polyester matrisler dibazik asitlerin, dihidrik alkoller (glikol) ya da dihidrik fenollerle karışımının yoğuşması ile şekil alırlar. Polyesterin ana tipleri, polyester bileşeninin doymuş asitle ya da alternatif malzeme olarak glikolle modifikasyonu temeline dayanır. Ayrıca kür işlemi ile matrisin esnekliği iyileştirilerek kopma gerilmesi arttırılabilir. Polyester matrislerin avantaj ve dezavantajlan aşağıdaki gibi özetlenebilir: Avantajları: 1- Takviyelerin neminin kolayca dışarı atılabilmesine izin veren düşük viskoziteye sahiptirler. 2- Düşük maliyetlidirler. 3- Çeşitli uygulamalar için geniş bir sınır içinde kolay imal edilebilirler. 4- Çevresel dayanımları iyidir. Dezavantajları: 1- Kür sırasındaki yüksek egzotermik reaksiyon zayıf elyaf/matris bağ mukavemetine neden olur. 2- Sistem gevrekleşmeye eğilimlidir. 3- Çok seyreltik alkalilere bile zayıf kimyasal direnç gösterir. Polyester reçinelerin, epoksi reçinelere göre elyaf/matris arası bağ mukavemetinin daha düşük olması nedeniyle, uçak yapılarındaki kullanım alanları küçük uçaklarla ve planörlerle sınırlıdır. 28 2.5.3. Vinylester Reçine Matrisler Polyesterlere benzerler. En önemli avantajları elyaf ve matris arasında iyileştirilmiş bir bağ mukavemetine sahip olmalarıdır. Polyesterde glikolun bir kısmının yerine doymamış hidrosilik bileşenlerin kullanılması ile elde edilirler. 2.5.4. Fenolik Reçine Matrisler Fenol, alkalin şartlar altında formaldeitle yoğuştuğunda polimerizasyon oluşur. Polimerizasyon asidik şartlar altında yapılır. Fenolik reçinelerin en büyük avantajı yüksek sıcaklık dirençleridir. En önemli dezavantajlan ise, diğer matris malzemelerine göre mekanik özelliliklerinin düşük olmasıdır. Bu nedenler uçak yapılarında tercih edilmezler. 2.5.5. Metal Matrisler Kompozit malzemelerde, matris malzemesi olarak mukavemetli ve hafif metaller kullanılır. En yaygın olanları alüminyum, titanyum ve magnezyumdur. Takviye olarak da berilyum, molibden, çelik ya da tungsten elyaflar kullanılır. Ayrıca SiC kaplı bor elyaflar ve grafit elyaflarda kullanılır. Bu kompozitlerde de diğerlerinde olduğu gibi elyaflar yapıya mukavemet ve tokluk kazandırırken metal matris de elyafları bir arada tutar, gerilmeleri ve yükleri şekil değiştirerek karşılar. Bu kompozitler, yüksek sıcaklık dayanımlarının mükemmelliği nedeniyle, uçak motorlarında kullanılmaktadırlar. Ancak metal matrisli kompozitlerm üretiminde kimi problemler söz konusudur. İnce elyaf yapılar kompozit üretiminde ergimiş matris malzemesinin içine yerleştirilir. Reçine matrislerin ergime sıcaklıklan elyaflarınkinden düşüktür. Ancak, metal matrislerin ergime sıcaklıklan yüksek olduğundan problemler yaşanır. Yüksek sıcaklık elyaflara zarar verebilir. Bu nedenle metal matrisler için farklı yöntemler kullanılmalıdır. Elektriksel kaplama işleminde elyafların üzeri metal ile kaplanır. Plazma spreyi ise bir başka kaplama yöntemidir. Metal plazma haline getirilerek elyafların üzerine sprey şeklinde kaplanabilir. 29 2.6. POLİMER MATRİSLİ KOMPOZİTLER (PMK) Polimerler, metal ve seramiklere göre çok daha fazla komplekstirler. Matris olarak kullanılan polimerler ucuz ve kolaylıkla çalışılabilir malzemelerdir; Diğer taraftan düşük modüle ve düşük kullanım sıcaklığına sahiptirler. Termoset ve termoplastikler olarak iki gruba ayrılan polimer matrisler genelde sürekli fiber takviyeli olarak kullanılırlar. Bunlardan en önemli olanları sürekli fiberlerle takviye edilen polyester ve epoksi reçine matrisleridir. Epoksi reçine matrisli kompozitlerinin en önemli uygulamalarından biri havacılık uygulamalarıdır. Polimer matrisli kompozitlerle çalışırken göz önüne alınması gereken en önemli faktörlerden biri sıcaklık, diğeri ise nemdir. Özellikle bu iki faktörün beraber etkin olduğu şartlarda polimer matrisli kompozitlerin mekanik özelliklerinde hidrotermal etkilerden dolayı düşüşler meydana geldiği belirtilmektedir. Polimer matrisli kompozitlerin üretilmesinde en çok bilinen ve en fazla kullanılan metotlardan bazıları; elle sıvama, tel sarma, kese kalıplama işlemi, pultrüzyon metodu, sıvı akış tekniği, takviyeli reaksiyon enjeksiyon kalıplama, ekstrüzyon ve termo oluşum metottadır. Polimerlerde kullanılan takviye malzemelerinden en önemli olanlarının cam fiber, kevlar fiber, boron fiber ve karbon fiberler olduğu rapor edilmektedir. 2.6.1. Polimerler Polimerler yapısal olarak, metal ve seramiklerden çok daha karmaşık yapılara sahiptirler. Diğer taraftan polimerler daha düşük mukavemet ve daha düşük kullanım sıcaklığı sergilerler. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalan polimerlerde ve değişik çözücü şartlarında kullanılan polimer malzemelerde polimer özelliklerinde bozulmalar meydana gelir. Kovalent bağlarından dolayı polimerler genelde çok zayıf iletkenlik gösterirler. Bunun yarımda metallere göre kimyasal maddeler karşısında daha yüksek dirence sahiptirler. Yapısal olarak polimerler çok uzun ve büyük zincir yapılı moleküllerdir. Dolayısıyla makromoleküller olarak da adlandırılabilirler. Molekül zincir şekillerinin farklılığı göz önüne alındığında ortaya dört değişik polimer yapısı çıkmaktadır. Bunlar: 1- Lineer Polimerler 2- Dallanmış Polimerler 3- Zincir Yapılı Polimerler 4- Merdiven Yapılı Polimerler 30 - Termoplastikler: Termoplastikler ergitilip herhangi bir şekilde katılaştırıldıklarında tekrar ergitilip kullanılabilme özelliğine sahiptirler. Isıtıldıklarında akıcı hale gelir ve istenen kalıbın şeklini kolayca alabilirler. Termoplastik molekülleri lineerdir ve çapraz bağlanmazlar. Üç boyutlu bir zincir yapısı teşkil etmeyen moleküller yan zincirler veya gruplar ihtiva ederler. Rijit bir yapıya sahip değildirler. Kompozit malzeme üretiminde en çok kullanılan termoplastikler, polietilen, polisitren ve polimetümetakrilattır (PMMA). Kompozit malzeme üretiminde kullanılan termoplastik malzemeler kabaca iki grupta değerlendirilmektedirler. Bunlar; i) Endüstriyel Termoplastikler: Kısa (1-3 mm) fiber takviyeli kompozitler ii) Yüksek Performanslı Termoplastikler: Yüksek kullanım sıcaklığı, yüksek mukavemet ve yüksek maliyetlidirler. Örnek: Polietereterketon (PEEK) - Termosetler: Bu tür polimer malzemelerin bağ yapılan genelde çapraz ve üç boyutlu şebeke yapısı göstermektedir. Ergitilip soğutulduğunda katılaşma anında çapraz bağlar ilerler ve dolayısıyla katılaşma tamamlandığında tekrar ergitilemezler. Termosetlerde polimerizasyon sırasında molekülün reaktif olan kısmı moleküller arasındaki zincir yapıyı teşkil eder. Isıtıldıkları zaman akıcı özellikler göstermeleri için kısmen polimerleşmiş durumda kalıplanırlar. Kalıplama sırasında polimerleşme ilerleyerek plastik geniş ölçüde çapraz bağlanmaya geçer ve akıcılık özelliğini kaybeder. Kısmen polimerleşmiş durumdaki termoset polimerlere reçine (rezin) adı verilir. Reçinenin son duruma getirme işlemine ise pişirme veya sertleştirme (Curing) denilir. Kompozit malzeme imalinde en çok kullanılan malzemeler reçinelerdir. Ekonomik ve gelişmiş özelliklere sahip parçalar termoset plastikler kullanılarak kolaylıkla yapılabilirler. Deniz araçlarının imalinde, otomotiv sanayiinde, inşaat sektöründe, depo, tank, boru ve mobilya imalinde bu malzemeler ekonomik olduğundan dolayı ve aranan özellikleri taşıdıklarından dolayı büyük önem kazanmışlardır. Termoset plastikler içinde en çok bilinen ve dolayısıyla en çok kullanılanları aşağıda verilmektedir. a-)Polyesterler: Polyesterler bir asitle bir alkolün yoğunlaşma polimeridir. Polyesterlerin özellikle bir takviye malzemesi ile birlikte kompozit malzeme olarak kullanım alanları oldukça çoktur. Su depolan, yakıt tanklan, inşaat malzemeleri, otomobil karoserleri, 31 kotralar, kayıklar, absorbsiyon kuleleri, yıkama kuleleri, spor araçları, uçak ve helikopterlerin değişik parçaları. b-)Epoksi Reçineler: Pişmemiş reçine iki ucunda birer epoksi grubu bulunan polimer molekülleri zincirinden meydana gelir. Zincir uzunluğunu değiştirmekle pişmemiş reçine düşük viskoziteli bir sıvıdan yüksek ergime noktalı katıya kadar çeşitli kıvamlarda elde edilebilir. Epoksi grupları çok reaktiftir ve sertleştirici olarak da kullanılacak çok çeşitli maddeler mevcuttur. Sertleştiricinin cinsini ve reçine zincirinin uzunluğunu değiştirmekle epoksi reçinelerin özelliklerini değiştirmek mümkündür. Epoksi reçineler metaller, cam, porselen, taş, beton, lastik, doğal organik maddeler ve plastikler gibi birçok malzeme ile kolayca yapışabilirler. Bundan dolayı kompozit malzeme üretiminde bu reçinelerin yeri büyüktür. Takviye edilmiş epoksi reçineler (PMK) polyesterlerin uygulama alanlarında kullanılmakla birlikte bu malzemeler yüksek dielektrik sabitine ve ark direncine sahiptir. Dolayısıyla daha çok elektrik endüstrisinde kullanılırlar. Mukavemetleri polyesterlere göre daha yüksek ve daha pahalıdır. Polyester malzemelerin kullanıldıkları alanlarda daha yüksek özellikler verecek şekilde kullanılırlar. c-)Fenolik Reçineler: Fenolik reçineler plastik ailesinin en eski ve geniş üyesidir. Bunlar bağ yapılarına göre termoset veya termoplastik olabilirler. d-)Furan Reçineler: Reaksiyondan viskoz koyu kahverengi bir şurup elde edilir. Bu şurup ısı ve katalizör ile sertleştirilecek olursa çok yüksek kimyasal dirençli katı ve erimeyen ürünler üretilebilir. e-)Silisyum Reçineleri: Si reçineleri 100-250 °C arasında hiçbir özelliğim kaybetmeden kullanılabilirler. Hatta bazı katkı ve ilaveler sonucunda 250-600 °C ye kadar kullanılabilirler. Yüksek sıcaklıkta yüksek mekanik ve dielektrik özelliklere sahiptirler. Si reçinelerinden elde edilen tabaka yapılı malzemeler uçaklarda ve uzay endüstrisinde kullanılırlar. Spesifik mukavemetlerinin yüksekliği yanında ısıl özellüderinin yüksekliği maliyetlerinin yüksek olması dezavantajlarım elimine etmektedir. f-)Alkid Reçineleri: Alkid reçineleri genellikle örtü boyalan olarak kullanılabilecek ürünler veren yağ ve yağ asitleri ile poliasit ve poliollerin yoğunlaşması ürünü olan polimerlerdir. g-)Amino Reçineler: Amino reçine hammaddelerinin bilhassa alkid reçineleriyle karışımları son yıllarda örtü boyalan sanayiinde önemli bir yer işgal etmektedir. 32 2.6.2. PMK Malzemelerde Kullanılan Takviye Malzemeleri a) Karbon Fiberler Karbon elementi 2.268 g/cm3 yoğunluğu ile oldukça hafif bir elementtir. Bunun yanında karbon, çok değişik kristal yapılarında bulunabilmektedir. Takviye amaçlı kullanılan karbon fiberler hegzegonal yapıda olan grafit kristalleri halindedir. Karbon fiberlerde fiber çaplan 7-8 μ m, sürekli veya kısa olabilir. Bu fiberler petrol veya kömürden üretilirler. En önemli karbon fiberleri PAN (polyakrilonitril) fiberlerdir. PAN fiberleri iki şekilde üretilmektedirler. PAN I: Yüksek modül, düşük mukavemet ,PAN II : Düşük modül, yüksek mukavemet b) Cam Fiberler Fiber üretimi amacıyla çok değişik bileşimde cam mineraller loUlanılmaktadır. Bunlardan en önemlisi bir kısmı oksit, kalsiyum, bor, sodyum, demir ve alüminyum içeren silika (SiO^dır. En önemli cam fiberler Tablo.4'de verildiği gibi E, C ve S camı olmaktadır. Bileşen Sİ02 Aİ203,Fe203 CaO MgO Na20, K20 Ba203 BaO E Camı 52.4 14.4 17.2 4.6 0.8 10.6 - C Camı 64.4 4.1 13.4 3.3 9.6 4.7 0.9 S Camı 64.4 25.0 10.3 0.3 - Tablo.4.: Cam fiber üretiminde kullanılan cam çeşitleri ve bileşimleri (% ağırlıkça) E camlarında E harfi, elektriksel özellikli camı ifade eder. E camlan iyi mukavemet, modül ve elektriksel özelliklerinden dolayı kullanılır ve fiber üretimi oldukça kolaydır. C camlarında C harfi, korozyona dayanımı temsil eder. C camlan kimyasal korozyona karşı oldukça dirençlidirler. Ancak mekanik özellikleri E camına göre daha kötüdür. Bunun yanında maliyeti de yüksektir. S camlarında S harfi, yüksek mukavemet ve modülü temsil eder. S camı, hem E hem de C canımdan daha yüksek maliyete sahip olmasına rağmen çok daha yüksek mukavemet 33 ve elastik modül özellikleri sergiler. Bunun yanında yüksek sıcaklıkta bile mukavemetini muhafaza edebilir. c) Aramid (Kevlar) Fiberler Kevlar (Aramid, p-fenoleneterfatalamid), karbon, hidrojen, oksijen ve azotun aromatik organik bir bileşimidir. Aramid fiberler, Kevlar 29 (yüksek mukavemet, düşük yoğunluk) ve Kevlar 49 (yüksek mukavemet, düşük yoğunluk ve yüksek modül) ismi altında üretilip kullanılmaktadır. Özellik Yoğunluk ( g/cm ) Fiber Çapı (um ) Çekme Gerilmesi ( GPa ) Uzama ( % ) Young Modülü ( GPa ) Kevlar 29 1.44 12 2.8 4.0 65 Kevlar 49 1.44 12 2.8 2.3 125 Tablo.5: Kevlar 29 ve Kevlar 49 fiberlerinin özellikleri PMK malzemelerin üretiminde kullanılan fiberler genelde sürekli karakterdedirler. Karbon ve Kevlar fiberler genelde sürekli fiber takviyeli PMK malzemelerin takviye edilmesinde kullanılmakta iken özellikle cam fiberler yapısal PMK malzemelerde kısa olarak kullanılmaktadırlar. Karbon fiberlerin de özellikle yüksek aşınma dayanımı ve ısı üretiminin istendiği kompozit malzemelerde kısa olarak matris içine dağıtıldıklan ifade edilmektedir. Fiberlerin kısa olarak kullanılmasının diğer nedenleri ise maliyettir. Kısa fiberler sürekli olanlara göre dana ucuz olarak üretilebildikleri gibi kompozit malzeme üretiminde matris içine daha kolay dağılabilirler. Kompozit malzemeden anizotropik özellikler beklenmiyorsa kısa fiber takviyeli kompozitler daha optimum özellikler sergilemektedirler. Polimer matrisli kompozit malzemelerde kullanılan sürekli fiberler metal matrisli kompozitlerin üretiminde kullanılan fiberlere sürekli olmaları açısından benzerlerken, fiberlerin matris malzemesi ile kullanımı takviye yön ve şekilleri açısından farklıdır. 2.6.3. Polimer Matrisli Kompozitlerin Mekanik Özellikleri Polimer malzemelerin çeşitli yüksek modül ve yüksek mukavemet gösteren takviye fazlan ile takviye edilip üretilmesi ile mukavemet ve elastik modül değerleri 2-3 ve hatta bazı durumlarda 5-10 kata kadar yükselmektedir. 34 Sistem Young Modülü ( GPa) Kayma Modülü ( GPa ) Çekme Mukavemeti (MPa) Kayma Mukavemeti (GPa) Poisson Oranı Polyester-Cam 35-40 3.5-5.5 650-750 45-60 0.26 Epoksi-PAN I 190-240 5.8-3.6 850-1100 60-75 0.26 Epoksi-Kevlar 49 65-75 4-5 1110-1250 40-60 0.35 Tablo.6: Hacimce % 50 Fiber Takviyeli PMK Malzemelerin Özellikleri Polimer matrisli kompozit malzemelerde metal matrisli kompozit malzemelere benzer şekilde, takviye malzemesi ve polimer arasında uygun bir kimyasal veya mekanik bağın olması gerekmektedir. Bağ yapışırım zayıf olduğu PMK malzemelerde yük yükleme sırasında fiberler matristen sıyrılarak (fiber pull-out) yükü taşımazlar. Bunun yanında matris fazı güneş ışınlanndan veya nemden hasar görerek kompozitin mekanik özelliklerinin düşmesine yol açabilmektedir. PMK malzemeler MMK malzemelere göre korozyona karşı daha dayanıldı ve hafiftirler. Bu sebeple genellikle sulu ortamlarda ve uzay araçlarında metallerden daha çok kullanılırlar. 2.6.4. Polimer Matrisli Kompozitlerin Uygulama Alanları PMK malzemelerin uygulama alanlan 4 ana grupta toplanmaktadır. Bunlar; - Otomobil endüstrisi -Uzay ve uçak sanayi -Yapısal bileşenler -Spor araçları PMK malzemeler yüksek spesifik özellikleri ve iyi korozyon dirençlerinden dolayı metallere göre tercih edilmektedirler. PMK malzemelerin en önemli dezavantajları, yüksek sıcaklık mukavemetlerinin düşük olması ve bu paralelde yüksek sıcaklıkta çalışamamalarıdır. Son yıllardaki çalışmalar PMK malzemelerin çalışma sıcaklıklarını yükseltme üzerinde yoğunlaşmıştır. Kevlar ve cam fiber takviyeli PMK malzemeler bugün en çok kullanılan kompozit malzeme grubunu teşkil etmektedirler. Uçaklar ve helikopterlerin çok önemli bileşenlerinde PMK malzemeler başarıyla kullanılmaktadırlar. Black Hawk helikopterlerinin dizaynında kevlar, grafit, cam ve bor fiber takviyeli polimer matrisli 35 kompozit malzemelerin kullanıldığı kısımlar mevcuttur. Ayrıca S-72X1 helikopterlerinin pervane sistemi polimer matrisli kompozitlerden dizayn edilmiştir. PMK malzemeler günlük hayatta da her yerde karşımıza çıkmaktadırlar. Elle sıvama yöntemiyle üretilen cam fiber takviyeli polimer su tankları ve yine PMK malzemelerden üretilen müzik seti kolonları, radyo ve televizyon parçaları her yerde karşımıza çıkmaktadırlar. Bunun yanında PMK malzemeler yeni ve gelişmiş köprü dizaynlarında, elektronik sanayiinde çeşitli parçaların imalinde yaygın olarak kullanılmaktadırlar. PMK malzemelerin kullanım alanları son yıllarda önemli ölçüde otomotiv sanayiinde de kullanım yeri bulmuştur. Yarış arabalarının yüksek mukavemet gerektirmeyen akşamlan yıllardır PMK malzemelerden inşa edilmektedir. Bununla beraber büyük otomobil firmaları otomobil karoserlerinin PMK malzemelerden üretilmesi çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Bundan birkaç yıl önce Ford firması otomobilin motor dışındaki bileşenlerinın tamamına yakın kısmını PMK malzemelerden yapmıştır. Ford firmasının yakın gelecekte otomobillerinin tamamını kompozitlerden üretme yoluna gideceği bildirilmektedir. 2.7. SERAMİK MATRİSLİ KOMPOZİTLER (SMK) Seramik malzemeler çok sert ve kırılgandırlar- Bunun yanında yüksek sıcaklıklarda bile yüksek elastik özellikler gösterirlerken kimyasal olarak merttirler ve ayrıca düşük yoğunluk gibi özellikler sergilemektedirler. Seramik malzemeler termal şok direncinin ve tokluğunun düşük olduğu malzemelerdir. Dolayısıyla kullanımları sırasında ani hasar sergilediklerinden faciaya yol açacak özelliktedirler. Seramik malzemelerin seramik fiberler ile takviye edilmesi durumunda, mukavemet yükselmekte ve tokluklar da artmaktadır. Bu uygulamayla monolitik seramiklere oranla tokluk 20 kata kadar arttırılabilmektedir. Alümina ve Zirkonya esaslı seramik kompozitler üzerindeki son yıllardaki çalışmalar, bu malzemelerin sadece roket başlığı, uzay araçları gibi uygulamalarda değil aynı zamanda insan vücudunda da kullanılmaya başlanmasına sebebiyet vermiştir. Seramik matrisli kompozitlerde proses parametreleri ile oynayarak mikro çatlaklar oluşturulmaktadır. Bu çatlaklar gerilme konsantrasyonlarının yoğunlaşmasını engelleyerek gerilmeleri absorbe etmektedirler. Seramik matrisli kompozitlerin üretimleri iki aşamalı bir prosestir. Birincisi takviye malzemelerinin matris içine verilmesi ve ikincisi ise matrisin yoğunlaştırılmasıdır. Üretim metotlarının bazıları, viskoz infiltrasyon, sıcak izostatik presleme, infiltrasyon, toz 36 metalürjisi içerisinde sayılabilen tüm metotlar, kimyasal reaksiyon, sol-jel ve polimer piroliz metotlarıdır. 2.7.1. SMK Malzemelerde Matris Malzemeleri a) Oksit Olmayan Matris Malzemeleri Karbürler : Silisyum karbür (SiC), ticari olarak bilinen ve yüksek modül, mukavemet özellikleri gösteren bir seramiktir. Yıllardır bilinen ve kullanılan SiC, diğer seramiklerle beraber kompozit formunda gaz türbinlerinde ve roketlerde yaygın olarak kullanılmışlardır. Silisyum karbürün en önemli özelliği, tüm çevre şartlan ve 2000 °C ye kadar tüm sıcaklıklarda gevrekliğini kaybetmemesidir. SiC matrisli kompozitlere bilinen en eski örnek, bu seramiğin Sİ3N4 partikülleri ile takviye edilmiş şeklidir. SiC matrisi monolitik ve ince partiküller halinde matris malzemesi olarak kullanılırken fiber veya wisker halinde de loıUanılmaktadır. Sic fiberlerinin matris olarak kullanıldığı kompozit sistemlere en iyi örnek SiC ve grafit fiberlerinin birlikte kullanılmasıdır. SiC dışında seramik matrisli kompozitlerde kullanılan bir diğer karbür ise TiC'dir. TiC yüksek ergime sıcaklığına ve düşük oksidasyon direncine sahiptir. Bu seramik malzemeye ilave edilen çeşitli diğer seramiklerle oksidasyon direncinin arttırılmasına çalışır. B4C fiberleri veya partikülleri seramik matrisli kompozitlerin üretiminde kullanılan ve eşsiz elastik modül ve mukavemet değerine sahip bir seramiktir. Matrisli veya takviyeli seramik kompozitler, aşınmaya dayanıklılık isteyen çeşitli yapısal uygulamalarda ve askeri araçlarda zırh olarak kullanılmaktadır. Borürler : TiB2 borür matrisli kompozitlerin uygulamada bilinen en önemli yeri.,alüminyum rafinasyonu sırasında eriyik alüminyum ve cürufla temas eden elektrot olarak kullanılmasıdır. Bu kompozitlerde dispersiyon, yani takviye edici faz olarak en fazla TiC, WC, A1N, SiC ve ZrC kullanılır. Stabilize edilmemiş (kararsız) Zr02' de TiB2 esaslı matris malzemelerinde takviye fazı olarak kullanılmakta ve böylece TiB2’ ün mukavemet ve tokluğu arttırılmaktadır. Bu kompozitlerde mekanik özelliklerin 37 yükselmesinin nedeni ise Ti ile kararlı hale gelen tetragonal zirkonya partiküllerinin oluşumu ve TİB2, ZrB2 gibi çökelti fazlarının matriste oluşmasıdır. Nitrürler : Bugüne değin SiC whiskerlerinin Sİ3N4 matrisi içine disperse edilmesi üzerine sayısız çalışma yapılmıştır. SiC whiskerli Sİ3N4 matrisine % 40 oranında ilave edilirken kırılma tokluğunu önemli ölçüde arttırırken kırılma mukavemetinde bir miktar düşüşe yol açmaktadır. SiC fazının sürekli fiberler halinde sıvı Sİ3N4 matrisinden geçirilip kaplanması ve daha sonra sıcak preslenmesi sonucu kırılma tokluğunun 2.5 kat arttığı sonucu gözlenmiştir. Matrisine BN (Bor nitrür) partiküllerinin ilave edilmesi ise kompozitin termal şok ve elektrik direncini arttırmaktadır. Sİ3N4 / BN kompozit sistemine %6 oranında Ce02 ilavesi mukavemet ve kırılma tokluğunda düşüşe yol açarken SisN/ün elektrik özellikleri ve termal şok direnci artmaktadır. b) Oksit Esaslı Matris Malzemeleri Oksit esaslı seramik malzemelerin en önemlileri AI2O3 ve ZrO2 kompozitleridir. Bu matrislere ilave edilen fazlar oksit (SİO2), karbür (SiC), nitrür (Sİ3N4) ve grafit partikül, fiber veya whiskerleri olabilir. Alümina Seramikler : Alümina inert ve potansiyel olarak ucuz bir seramiktir. Alümina ergime noktasına kadar tüm sıcaklıklarda oksijene karşı kararlı yani oksitlenmemektedir.Eriyik metallerle kimyasal olarak reaksiyona girmediğinden dolayı metalürji sanayiinde sıvı metal ile temas gereken yerlerde yaygın olarak kullanılırlar. Bu nedenle alümina seramikleri izolasyon ve takviye amaçlan ile kullanılmaktadırlar. Alüminanın gösterdiği özellikler aşağıda özetlenmektedir; - Potansiyel olarak ucuzdurlar. - Hem oksidan hem de nötr atmosferlerdeki yüksek sıcaklıklarda kimyasal olarak merttirler. - Sıvı metaller ve oksit olmayan seramiklerle kimyasal ve fiziksel uygunluk gösterirler. - Düşük dielektrik sabitlerinden dolayı elektriksel olarak izoledirler. - Optik olarak ışığı geçirirler ve şeffaftırlar. - 1000 °C'ye kadar yüksek sıcaklıklarda mekanik özelliklerini kaybetmezler. Zirkonya (ZrO2) Seramikleri: Bir seramik malzemenin termal veya mekanik gerilmeler altında kullanılması seramiğin fiziksel ve mekanik özelliklerinin optimizasyonunu 38 gerektirir. Zirkonya ihtiva eden seramiklerin mükemmel termal şok direnci olması, son 2025 senedir araştırmacılar için ilgi çekici bir alan olmuştur. Zirkonyumdioksit, ZrO2 (Zirkonya) yüksek ergime noktasına sahip ve kimyasal olarak inert bir oksit olduğundan mükemmel bir refrakter malzeme olarak düşünülebilir. Fakat böyle bir seramik ve malzemenin kullanımı, soğumada 1200 ve 1000 °C'ler arasında görülen tetragonal-monoklinik faz dönüşümü yüzünden imkansızdır. Çünkü bu faz değişimi ile bünyede %4 oranında hacim artışının sebep olduğu yüksek oranda çatlaklar oluşur. Bu çatlaklar mekanik özellikleri çok kötü yönde etkilediği gibi bazen sinterlenen seramik malzemenin parçalanmasına bile sebep olabilir. 2.7.2. Cam Seramik Malzemeler Cam seramik malzemeler kristalleşmeye uygun camların kontrollü yöntemlerle kristalleşmesi/ kristalleştirilmesi sonucu üretilen malzemelerdir. Bu malzemelerde genellikle 1 mm dolayında ve daha küçük kristaller yaklaşık olarak toplam malzeme hacminin %96-98'ini kaplamaktadır. Bu kristallerin yanında arta kalan cam malzeme de vardır. Bu malzemeler işlendiğinde, geleneksel cam şekillendirme teknikleri ile istenen şekilde ürünler elde edilir. Birçok sebepten dolayı küçük taneli kristallerin elde edilmesi istenir. İstenen boyut ve şekilde kristal oluşumunu sağlamak için 1 cm3 hacimde yaklaşık olarak 1012-1015 çekirdek yoğunluğu gerekmektedir. Bu yoğunlukta ve çoklukta çekirdek elde etmek için cam-seramik, ergitme ve şekillendirme süreci sırasında çeşitli çekirdeklendirici ilaveler kullanılır. Çekirdeklendirici ilave malzemeler içinde en önemlileri TrO2, ZrO2 ve P2O5’dir. Bunun yanında bazı floritler de çekirdeklendirici olarak kullanılmaktadırlar. Cam-seramik malzemeler içim genellikle kullanılan ilave miktarları şöyledir; TrO2 (ağırlıkça %3-l 1), ZrO2 (ağırlıkça %4-5), P2O5 (ağırlıkça %2-5). Bazı durumlarda ZrO2 ve TrO2 birlikte de kullanılabilir. Değişik oranlarda kullanılan çekirdeklendirici malzemelerle birlikte ana kristal fazı (matris) veya fazlan, çekirdeklenen fazın üzerinde büyürler. Bu büyümenin morfolojisi dendiritik, spiral ve tabakalar şeklinde olabilir. 2.7.3. Seramik Kompozitlerin Mekanik Özellikleri 39 Seramik kompozit malzemelerle ilgili çalışmalar 1970'li yıllarda başlamıştır. N.E. Claussen 1976'da AI2O3 içine %15 tetragonal Zr02 ilavesi sonucunda dönüşüm toklaşması meydana geldiğini ispatlamıştır. Tablo.2.5.3.1de çeşitli seramik kompozitlerin özellikleri verilmektedir. Malzeme Geleneksel Seramikler SİO2 Esaslı (Or: Borosilikatcam) AI2O3 B4C ZrO2 (tamamen kararlı) Sİ3N4 (sıcak preslenmiş) Seramik Kompozitler ZrO2 kristalleri (kısmen kararlı) AI2O3 (hacimce %10 Z1O2) AI2O3 (hacimce % 30 BN) B4C (hacimce %50 C) Cam-SiC fiber kompoziti Mukavemet (Mpa) Kırılma Tokluğu Kıc (Mpa m ) 70 350-700 350 140-350 700-860 0.5 4 4 2.5 5 300 225 225 225 450 1400 700 350 200 350 6 8 6-9 3.5 7 450 900 500 1100 900 Termal Şok Direnci (°C) Tablo.7: Seramik ve seramik kompozitlerin tipik oda sıcaklığı mukavemetleri, kınlma tokluklan ve termal şok dirençleri. Seramiklerin ve seramik kompozitlerin üstün özellikleri yıllardır bilinmesine rağmen kırılma tokluğu gibi uygulamada çok önemli olan mekanik özelliklerinin düşük olması bu malzemelerin çelik ve demir dışı alaşımların yerlerine kullanım alanlrını engellemiştir. Seramik malzemeler çok sert olduklarından özellikle aşınma uygulamaları için eşsiz malzemelerdir. Termal şok dirençleri ve gevrek olmaları bu malzemelerin düşük yoğunluklarına ve dolayısıyla yüksek spesifik özelliklerine rağmen kullanımları kısıtlanmıştır. Son yıllardaki çalışmalar seramik kompozitlerin özellikle termal şok dayanımlarını ve kırılma tokluklarını yükseltmek üzerine olmuştur. Seramik matrisli malzemelere SiC ilavesi kırılma dayanımlarını ve dolayısıyla kırılma tokluklarını önemli ölçüde arttırmaktadır. Tablo.8'de çeşitli seramik malzemelere SiC whisker ilavesinin kırılma mukavemetlerine ve kırılma tokluklarına etkisi gösterilmektedir. Takviye ( %Hacim ) 15 0 30 40 Matris Malzemesi A1203 A1203 A1203 A1203 Kırılma Mukavemeti 652 150 680 850 Kırılma (Mpa'vm) 4.6 4.3 8.7 6.2 Tokluğu Test (°C) 25 25 25 25 40 Sıcaklığı 40 40 0 30 0 30 0 20 0 30 A1203 A1203 Müllit Müllit Zr02 Zr02 MoSi2 MoSi2 Sİ3N4 Sİ3N4 680 610 201 386 1150 600 150 310 662 450 6.4 8.7 2.45 3.52 6 11 5.3 8.2 7.1 10.5 1000 1200 25 25 25 25 25 25 25 25 Tablo.8: SiC whisker takviyeli seramik matrisli kompozitlerin mekanik özellikleri. Seramikler ve seramik kompozitler, ileri teknoloji malzemeleri, ileri malzemeler veya ince seramikler olarak da isimlendirilmektedirler. Bu malzemelerin en önemli üstünlükleri aşağıdaki gibidir: - Yüksek sıcaklık mukavemeti - Nispeten düşük yoğunluk - Yüksek elastik modül - Düşük termal genleşme katsayısı ve iletkenlik - Korozyon ve oksidasyona karşı yüksek direnç - Aşınma ve erozyon direnci - Yüksek sertlik 2.7.4. Seramik Matrisli Kompozitlerin Uygulama Alanları Seramik kompozitler geleneksel mühendislik malzemelerine göre çok daha üstün yüksek sıcaklık özellikleri sergilerler. Seramiklerin yüksek sürünme özellikleri de bu malzemelerin dizel ve otomobil parçalan, türbin kanatlan ve rotor olarak kullanımlarını gündeme getirmiştir. Seramik kompozit malzemelerin termal şok direnci ve kırılma tokluklarının geliştirilmesi halinde dizel motorlarının çalışma sıcaklığı 700 °C'den 1100 °C'ye çıkabilecek ve motorun verimi %50 oranında arttırılacaktır. Öte yandan, motor bileşenlerine uygulanan kısmen kararlı kılınmış zirkonya gibi oksit kaplamaların termal genleşme katsayılarının dökme demirlerin termal genleşme katsayısına çok yakın olduğu tespit edilmiştir. İnce kısmen stabilize edilmiş zirkonya kaplamalar, günümüzde birçok dizel motoru parçalarında (yanma odası cidarı, silindir gömlekleri ve silindir başlığı, egzoz bölgesi) başarıyla kullanılmaktadır. Gaz türbinlerinde kanatlar, tamamen soğutma 41 gerektirmeyen Sİ3N4 seramik esaslı kompozitten yapılmakta ve türbinin günümüzde kullanılan nikel esaslı süper alaşımlara oranla daha verimli çalışması mümkün olmaktadır. Seramik malzemelerin bu avantajları yanında maalesef malzeme mühendisleri açısından oldukça önemli sayılabilecek dezavantajları da mevcuttur. Malzeme dizaynı ile uğraşan mühendisler uygulamadaki herhangi bir malzemenin hasara uğramadan önce plastik deformasyona uğramasını isterler. Plastik deformasyon göstermeden hasara uğrayan malzemeler insanoğlu için can ve mal açısından faciaya yol açacak sonuçlar doğururlar. Bu nedenle bir malzeme hasara uğramadan önce uygulayıcıları uyarmalıdır. Kısacası malzemenin kırılma tokluğunun yüksek olması gerekmektedir. Halbuki seramik malzemelerdeki aşın gevreklik ve çok küçük yapısal hatalar ani kınlmalara yol açarlar. Herhangi bir mikroçatlak veya yapısal kusur, bu malzemelerde çatlak hızının sesten bile daha yüksek hızlarda yayılmasına ve ilerlemesine sebebiyet verir. TabIo.91'de seramik kompozit malzemelerin ileri teknoloji sanayiinde uygulanması ve her bir ileri teknoloji alanı için seramik kompozitlerden beklenen özellikler sıralanmaktadır. Tablo.9 Bazı kompozitlerin kullanım alanları a = Düşük Termal Genleşme H = Yüksek Sertlik p = Düşük Yoğunluk E = Yüksek Modül σ (T) = Yüksek Sıcaklık mukavemeti Kc = Kınlma Tokluğu σ ( r) = Spesifik mukavemet AE = Yüksek aşınma ve Erozyon Dayanımı OK = Oksidasyon ve Korozyon Dayanımı 42 Seramik kompozit malzemelerin teknolojide kullanım alanlan oldukça geniştir.Kullanım amaçlarına göre malzemelerin sınıflandırılması aşağıdaki gibidir. a) Yapısal Seramik Kompozitler b) Kesici Takımlar c) Elektronik Seramikler d) Piezo Seramikler e) Elektro-optik Seramikler f) Manyetik Seramikler g) Termal İzolasyon Seramikleri h) Bioseramikler i) Diğer Uygulamalar . Yapısal seramikler içinde motorlarda ve türbin kanatlarında kullanımları belirtilebilir. Seramik yataklar yağlamaya gerek kalmadan yüksek devirlerde çalışabilmektedirler. Silisyum nitrür esaslı seramik kompozitlerden imal edilmiş türbin tekerleği ve türbin kompresörleri hala deneme aşamasındadır. Seramik türbin kompresörleri hala kullanılmakta olan nikel esaslı alaşımlardan %40 daha hafiftirler. Bunun anlamı motorun dönmesi için daha az yakıt alması ve aracın kontağı açılır açılmaz hızlı bir ivme ile aracın harekete geçebilmesidir. Yüksek sıcaklıklara çıkılıp inmeden dolayı termal şok ve dolayısıyla termal yorulma özelliklerinin iyileştirilebilmesi halinde seramik kompozitlerin 21. yüzyılda jet motorlarındaki metalik bileşenlerin tamamen seramik kompozitlerden imal edileceği ümit edilmektedir. Böylece jet motorların çalışma sıcaklığı 1500 °C'ye ulaşabilecektir. 43 Mühendislik seramikleri izolasyon, aşınma direnci ve yüksek sıcaklık mukavemetlerinden ve bunun doğal bir sonucu olarak verimliliği arttırdıklarından yüksek sıcaklığa maruz kalan motorlarda kullanılmaya başlanmışlardır. Valilerde, contalarda, sızdırmazlık gibi motor bileşenlerinde, pistonlarda, segman kaplamalarında seramik matrisli kompozit malzemeler geniş kullanım alanı bulmaya başlamışlardır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda seramik motor bileşen malzemeleri içinde en kullanışlı olanının SiC ile takviye edilmiş Lityum Alüminyum Silikat (LAS) malzemesinin olduğu belirtilmektedir. Seramik matrisli kompozit malzemelerin günümüzde en ileri uygulamalarından biri uzay mekiği kaplamalarıdır. Uzay mekiği yüzeylerinin kaplanması, atmosfere giriş ve çıkışlarda yüksek sıcaklıklardan dolayı alüminyum veya epoksi grafit kompozitlerinin hasara uğramasından dolayı uygulanmaktadır. Uzay mekiği yüzeyinde yapılan incelemelerde dış yüzeyin -156 °C ve 1650 °C'lik sıcaklık farklılıklarının meydana geldiği anlaşılmıştır. Uzaya gidiş ve dönüşlerde oluşan bu sıcaklıklar ve sıcaklık farkları, yüksek sıcaklığa dayanabilen malzemelerle birlikte termal şok direnci yüksek olan malzemelerin bulunması gerekliliğini doğurmuştur. Bu amaçla çok sayıda malzeme denenmiştir. En son uygulamalarda silika içine kısa ve pul şeklinde grafit takviye edilmiş malzemelerin en üstün özellikleri sağladıkları tespit edilmiştir. Seramik kompozit malzemeler aşınmaya dayanıldı ideal malzemelerdir. Yüksek aşınma dayanımı özelliklerinden dolayı bu malzemeler makine takımlarının kaplanmasında, makine takımlarında yekpare malzemeler olarak, tekstil makinelerinde iplik geçen makaralarda ve iplik sarma makaralarında, metal şekillendirme kalıplarında kullanılmaktadır. Kesici takımlarda en çok kullanılan seramik matrisli kompozit malzeme, SiC whisker takviyeli alümina kompozitleridir. Bu SMK malzemeler çok yüksek hızlarda çalışabilmekte ve diğer karbürlere göre daha uzun süre dayanabilmesinin yanında %60 gibi bir ekonomiklik sağlamaktadırlar. Bu alan için en çok ilgi çeken seramik kompozitler; A1203 / TiC, Sialonlar (Si-Al-ON) ve A1203 / SiC fiber takviyeli kompozitlerdır. Sıcakta izostatik olarak preslenmiş bir Sialon'da kesme hızı 2000 devir/ dakikadır. Bu değer TiN ile kaplanmış WC için 800 ve AI2O3 / TiC takımları için 1000 devir/dakikadır. Kesici takımlarda aranan özellikler şunlardır: 44 a) Aşınmaya karşı direncin fazla olması b) Yüksek sıcaklıkta sertliğini koruyabilmesi c) Tokluğunun yüksek olması Seramik matrisli kompozit malzemelerin günümüz modern uygulamalarından bir diğeri lazer aynalandır. Lazer aynalarında kullanılan malzemelerden istenen temel özellik, düşük yoğunluk, yüksek elastik modül, yüksek mukavemet, yüksek kırılma tokluğu, düşük termal genleşme katsayısı, yüksek termal iletkenlik ve çevre şartlarında dayanımdır. SMK malzemeler, lazer aynalarında geleneksel MO esaslı aynalara göre %10 daha ekonomik bir üretim prosesi ile elde edilebilmektedirler. Seramik kompozit malzemeler katı elektrolitlerin üretilmesinde günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Katı elektrolitler oksijen iyonunun taşınmasına sebebiyet verirler. Katı elektrolitler özellikle oksijen içeren sistemlerde termodinamik ve kinetik özelliklerin tespiti amacıyla kullanılmaktadırlar. Son yıllarda içten yanmalı motorların verimini arttırmak için hava-yakıt oranını dengelemek için Zirkonya bazlı seramik kompozit sensörleri kullanılmaktadır. Seramik kompozit malzemelerin yaygın olarak kullanıldığı bir diğer alan ise tıp ve dişçiliktir. Üstün aşınma ve yüksek kimyasal dirençlerinden dolayı seramik kompozit malzemeler dişlerde, diş kemiklerinde ve insan vücudunda ortopedik kemik yerine kullanılmaktadır. Çok düşük sürtünme katsayılanndan dolayı özellikle insan omurgasını bacak kemiğine birleştiren eklemlerde yaşlı insanlarda kullanıhnaktadırlar. İnsan vücudunda kullanılan seramik kompozit malzemeler genellikle AI2O3, Sİ3N4 ve kompleks SiO2 esaslı cam malzemelerdir. Seramik kompozit malzemelerin insan vücudu tarafindan kabul edilmesini sağlamak için vücutta bulunan Ca, K, Mg, Na ve P gibi iyonlar içeren seramik kompozit malzemeler tercih edilmektedir. Seramik kompozit malzemelerin ileri teknoloji malzemeleri olarak kullanıldığı en önemli alanlardan birisi de uzay ve havacılık sanayiidir. Bu uygulamaya en güzel örnek uzay mekiklerinde kullanılan seramik kompozit plakalarıdır. Burada kullanılan malzemeler, üzerleri çok ince olarak başka seramikle kaplanmış olan silika fiberleridir. Fiberler gevşek dokuda olduklanndan dolayı içinde %95 kadar hava mevcut olmakta ve böylece son derece hafif olmaktadırlar. Aynı zamanda bu tür seramik kaplamalar ısının iletilmesini engellemektedirler. Bu düşük ısı iletimi, atmosfere girişte sürtünmeden kaynaklanan yaklaşık 1650 °C gibi bir ısının etkisini engellemektedir 45 2.8. METAL MATRİSLİ KOMPOZİTLER (MMK) Toz metalürjisine alternatif olarak geliştirilen döküm ve reaksiyonla MMK üretim teknikerinin ucuz ve pratik olmalarından dolayı bu malzemeler üzerindeki ilgi son yirmi beş yılda doruk noktasına ulaşmıştır. Seramiklerin yüksek elastik modül ve metallerin yüksek süneklik özelliklerini birleştiren bu malzemeler, havacılık ve savunma sanayiinin yanında otomotiv endüstrisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Japon Toyota firmasının otomobil pistonlarının segman yuvalan kısmında Saffil fiber takviyeli kompozit kullanılması ile piston ağırlığından %10 tasarruf sağlandığı belirtilmektedir. MMK malzemelerin yüksek aşınma direnci de göz önüne alındığında bu malzemelerin modern teknolojide kullanılmaya aktanlmasınm önemi açıkça ortaya çıkmaktadır. 2.8.1. Metal Matrisli Malzemelerin Tanımı Metal matrisli malzemeler hakkında bilgiler daha eski yıllara dayanmasına rağmen, bu malzemelerin kuUammlan son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. MMK malzemelerin yerlerine, kullanıldıkları metal ve diğer bazı malzemelere göre küçümsenmeyecek üstünlükleri mevcuttur. MMK malzemeler; a) Yüksek elastik modülüne sahiptirler. b) Yüksek mukavemet (çekme, basma, aşınma, sürünme ve kayma) gösterirler. c) Yüksek sıcaklıklarda çalışırlar. d) Metallerin süneklik ve tokluk, seramiklerin yüksek mukavemet ve yüksek modül özelliklerini birleştirirler. e) Tekrar üretilebilir mikroyapı ve özelliklere sahiptirler. f) Düşük yoğunluk değerleri verirler. g) Sıcaklık değişikliklerine karşı veya termal şoka karşı düşük hassasiyet gösterirler. h) Yüksek yüzey dayanıklılığı ve yüzey akışlarına karşı düşük hassasiyete sahiptirler, i) Yüksek elektrik ve termal iletkenlik özellikleri mevcuttur. MMK malzemeler genelde iki bileşenden meydana gelmektedirler. Bunlardan biri metal matris (genelde metal alaşımdır), diğeri takviye malzemesidir (genel olarak bir metaller arası bileşik, bir oksit, karbür veya bir nitrür). Her tip metal matris kompoziti aşağıdaki gibi tanımlanır: 46 Dispersiyonla Sertleştirilmiş Kompozit: Bu kompozit, seçilen matris içerisinde çok ince partiküllerin dağıtıldığı yapı olarak karakterize edilir. Partikül boyutu 0.01 um'den 0.1 um' ye kadar değişebilir ve partikül hacim oram %1-15 arasında olur. Partikül Takviyeli Kompozit: Bu tür kompozitlerde ilave edilen takviye malzemesinin boyutu 1 um'den büyüktür ve ilave hacim oranlan % 5-40 aralığındadır. Fiber veya Whisker Takviyeli Kompozit: Fiber takviyeli kompozit malzemelerde fiber uzunlukları 0.1 um ve 250 um aralığında olabilmektedir. Sürekli fiberlerle takviye edilmiş MMK malzemelerde takviye malzemesinin hacim oram % 70'lere kadar arttırılabilmektedir. MMK malzemeler üzerindeki ilk çalışmalar sürekli fiberlerle takviye edilen malzemeler üzerine olmuştur. Bu malzemelerin uygulamaları havacılık alanında kendim göstermiştir. Bu malzemelerin kullanım alanları daha ucuz ve kolay fiber üretim teknolojisinin gerektiği şekilde gelişmemesinden dolayı sınırlı kalmıştır. Sürekli fiberlerle takviye edilen MMK malzemeler aslında kompozit malzemelerin spesifik olarak belli bir sınırını teşkil etmektedirler. Metallerin çoğunun aksine fiber takviyeli kompozit malzemeler anizotropiktir. Anizotropikliğin derecesi fiber oryantasyonuna bağlıdır. Metal matris yükü transfer ederken ve aynı zamanda yükü fiberlere iletirken, fiberlerin ana rolü ise yükü taşımaktır. Matrisin yükü transfer edebilmesi ve fiberlerin yükü taşımadaki başarısı fiber/matris ara yüzeyindeki ıslanmanın başarısına bağlıdır. Ticari uygulamalarda dispersiyonla sertleştirilmiş ve partikül takviyeli MMK malzemeler kullanılırken, sürekli fiberlerle takviye edilmiş MMK malzemelerin uygulanması, havacılıktaki bazı uygulamalarla ve askeri uçakların bazı parçalan ile sınırlandırılmıştır. Bunların dışında istisna olarak sürekli paslanmaz çelik fiberlerle takviye edilen MMK malzemeler otomobil biyel kollarında da kullanılmaktadırlar. Son yıllarda MMK malzemelerin üretilmesinde ve daha pratik olarak uygulamaya aktarılmasında süreksiz olarak takviye edilmiş malzemeler tercih edilmektedir. Bunun ana nedeni de takviye malzemelerinin kolay üretilebilmeleri ve kolay temin edilebilmeleridir. Süreksiz takviye elemanları ile üretilen MMK malzemelerin dövme, haddeleme ve ekstrüzyon gibi standart metalurjik proseslerle şekillendirilebilir olmaları da sayılmaktadır. Süreksiz olarak takviye edilmiş MMK malzemelerin kolay üretilebilir olmalarından dolayı son yıllarda çok değişik alanlarda bu malzemelerin kullanıldıkları tespit edilmiştir. Bu uygulamalara birkaç örnek vermek gerekirse; tenis raketleri, golf sopalarının kafaları SiCp/Al kompozitidir. Piston, biyel kolu gibi otomobil motor parçalan SiCw/Al ve SafFıl AI2O3 kısa fiberleri/Al kompozitlerinden yapılmaktadır. 47 Metal matrisli kompozit malzemelerin yüksek toklukları, yüksek sıcaklıklara bile mukavemetlerini muhafaza edebilmeleri en açık ve en önemli avantajlarıdır. Gereken yüksek mekanik direnç, takviye malzemesinden sağlandığından dolayı, bir kompozit malzeme için matrisin yüksek sıcaklıklarda bile kararlı kalabilmesi mümkündür. Sürekli fiberlerle takviye edilmiş MMK malzemelerde matris sadece yükü fiberlere taşıma görevi ile yükümlü olduğundan dolayı matrisin kayma mukavemeti gereksinimi fazla önem taşımazken, kısa fiber takviyeli kompozitlerde matris kayma mukavemeti ve matrisin yükü fiberlere iletmesi için gerekli mukavemeti daha önemlidir. Kuvvetli bir fiber/matris ara yüzey bağ mukavemeti için matrisin kayma mukavemetinin yüksek olması gerekmektedir. 2.8.2. Matris Metalleri MMK malzemelerin üretilmesinde kullanılan matris metallerinin bir ayırımını yapmak mümkün gözükmemektedir. Geleneksel olarak kullanılan tüm metal ve alaşımlarının MMK malzeme üretmek amacıyla matris metali olarak kullanılabilmesi mümkündür. Herhangi bir geleneksel alaşımı matris metali olarak kullanmak için ilk şart uygun takviye malzemesinin seçimidir. Matris ve takviye elemanı arasında kimyasal ve fiziksel uygunluk olduktan sonra kullanım yeri ve amacına bağlı olarak MMK malzemeler üretilebilmektedir. Matris malzemesi olarak saf metaller kullanılmamakta, alaşımlar tercih edilmektedir. Alaşım genelde basit bir alaşım iken çok bileşenli bir alaşım da olabilmektedir. Çok değişik sayıda ve değişik özellikteki metaller matris alaşımı olarak seçilebilmektedir. ( Örneğin; Al, Cu, Fe, Mg, T, ve Pb ) Tüm yapısal alaşım sistemleri MMK malzemeler için matris malzemesi olarak göz önüne alınmışlardır. 2.8.3. Takviye Malzemeleri MMK malzemelerin üretimde kullanılan takviye malzemelerinin seçiminde kolay temin edilebilmelerinin yanında kullanıldıkları matris malzemesi ile uygunluk ve sağlayacaktan üstün özellikler göz önüne alınmaktadır. Takviye malzemeleri kimyasal yapılarına göre oksitler, karbürler, nitrürler, diğer (paslanmaz çelik, C vs.) dört ana gruba ayrılmaktadırlar. Takviye malzeme şekline göre ise sürekli ve süreksiz olarak iki ana grupta temsil edilmektedirler. Tablo.10: MMK malzeme üretiminde kullanılan bazı önemli fiber ve whiskerlerin mekanik ve fiziksel özellikleri 48 Fiber A1203 A1203 A1N B(W çekirdek) B(C çekirdek) B(SiC kaplı) BeO B203 Cf(PAN) E cam Grafit MgO Paslanmaz çelik SiC ct-SiC Sİ3N4 Fiber Çapı ( μ m) 20 whisker whisker 100 100 120 whisker whisker 8 11 whisker whisker 100 10-15 whisker whisker Mukavemet (Mpa) 1500 16000 14000 3800 3300 3000 14000 7000 4000 1750 21000 10000 4250 2760 20000 8000 Elastik Modül (Gpa) 380 550 335 400 370 400 700 450 300 76 450 310 210 200 485 380 Yoğunluk (g/cm3) 3.9 3.9 3.3 2.6 2.3 2.6 1.8 2.5 L8 2.55 2.25 3.6 7.8 2.55 3.15 3.2 Tablo.11: Partikül takviyeli MMK malzeme üretiminde kullanılan bazı önemli seramik partikül takviye malzemelerinin mekanik ve fiziksel özellikleri Partikül AI2O3 A1N B4C Ce02 MgO SiC Sİ3N4 Th02 TiC ZrC Zr02 Mukavemet (Mpa) 221 2069 2579 600 4100 3100 4100 193 55 90 83 Elastik Modül (Gpa) 379 310 448 200 417 324 250 200 269 359 132 Yoğunluk (g/cm3) 3.98 3.26 2.52 6.9 3.58 3.2 3.18 9.86 4.93 6.73 5.89 2.8.4. MMK Malzemelerin Mekanik Özellikleri 49 MMK malzemelerin havacılık ve yüksek sıcaklık uygulamalarında kullanımlarının ana sebebinin, yüksek spesifik elastik modül ve mukavemet özelliklerine sahip olmaları ve çok değişik ortamlarda kullanılabilmeleri olduğu ifade edilmektedir. Metal matrisli kompozit malzemelerin korozyon direnci gibi bazı özellikleri mekanik özellikler kadar ilgi çekmemektedir. MMK malzemelerin mekanik özelliklerini iki gruba ayırmak mümkündür. Bunlar, oda sıcaklığındaki temel mekanik özellikler ve değişik ortamlardaki temel mekanik özellikler olarak sıralanabilmektedir. MMK malzemelerde elastik modülü belirleyen elastik sabitler, takviye fazının özelliklerine ve malzeme geometrisine bağlı olarak anizotropiktir. Metal matris kompozitlerde elastik özellikler, üzerinde en fazla çalışılan mekanik özellikler grubu olmuştur. Üzerinde çalışılan bu elastik özelliklerden en önemlisi fiberlere paralel (EL) ve sonrasında fiberlere dik (ET) Young modülleridir. Partikül takviyeli kompozitlerde EL, ET eşit olmaktadır. MMK malzemelerde elastik modül takviye edilmemiş alaşımlara göre daha yüksektir. Bunun ana sebebi takviye fazlarının yüksek elastik modülleri ve matris tarafından fiberlere yükü transfer edilerek malzeme deformasyonunun elastik karakter göstermesidir. Yüksek elastik modül değerlerine sahip olan çok değişik sayıdaki seramik malzemeler içinde AI2O3 ve SiC sürekli fiber, whisker, kısa fiber ve partiküller en fazla kullanılanlarıdır. Alümina, kolay temin edilebilmesi ve matris malzemesi olarak en yaygın olarak kullanılan Al metali ile uyumluluğu sebebiyle tercih edilen bir takviye malzemesi olarak gösterilmektedir. Tablo.2.6.4. l'de MMK üretiminde en fazla kullanılan bazı matris alaşımlarının mekanik özellikleri verilmektedir. Diğer tablolarda ise MMK literatüründe en önemli kompozit sistemler, olarak kabul edilen sırasıyla, fiber ve partikül takviyeli MMK malzemelerin mekanik özellikleri özetlenmektedir. Tablolarda takviye malzemesi cinsi ile beraber parantez içinde ilave edilmiş olan takviye fazının hacim oranı da gösterilmektedir. Matris Saf Al (TicarıL Al-6Fe Al-4.5 Cu-T6 Al-Cu-Mg-T6 Al 1100-T6 2014 A1-T6 2024 A1-T4 ÖYM (Mpa) 30 280 107 319 63 414 268 OM (Mpa) 80 350 182 345 99 409 388 e (%) 40.0 12.5 17.0 1.20 41.0 10.0 8.20 EM (Gpa) 72 82 71 72 72 - 50 Al 2124-T4 A 356 Al-T6 6061 A1-T6 7010 A1-T6 Mg-2 Ag-T6 Mg-Al-Zn 350 200 276 490 200 168 479 275 326 550 240 311 12.0 6.00 15.0 10.5 21.0 69 68 70 48 49 Tablo12: MMK malzemelerde matris metali olarak en çok kullanılan bazı metal ve alaşımlarının mekanik özellikleri. σ YM = Matrisin akma mukavemeti e = Matrisin kopmadaki % uzama σ M = Matrisim maksimum mukavemeti EM = Matrisin elastik modülü Tablo.13: Üretimleri ve kullanım alanlan bakımından MMK malzemeler için en önemli sürekli fiber, kısa fiber ve whisker takviyeli MMK malzeme sistemleri ve mekanik özellikleri Matris Fiber(%) Saf Al Saf Al (Ticari) Al-Li Al-Cu-Mg-T6 Mg-2 Ag-T6 Ti-6 Al-4 V Al 1100 Al 2124-T6 Al6061-T6 Al 6061-T6 Al 6061-T6 Al 6061-T6 7010-A1-T6 SiC (50) Kısa C (15) A1203 (60) Saffil (20) Saffil+SiCp (15) Sürekli SiC (35) SiCw (20) SiCw (20) SiC kaplı B (50) SİCW (17) Saffil (20) Grafit (30) Saffil (15) σ YC (Mpa) (Mpa) (%) 385 280 183 497 421 383 - 780 166 690 401 340 1750 324 890 1400 529 475 517 220 9.5 0.8 5 3.0 4.8 1.9 0.37 0.2 Ec (Gpa) 135 85 262 89 74 300 130 225 110 94 152 92 ( ) = Kompozitteki fiber hacim oranlan σ = YC Kompozit malzemesinin akma mukavemeti 51 σ c = Kompozit malzemesinin maksimum mukavemeti e = Kompozit malzemede kopmadaki % uzama miktan Ec = Kompozitin elastik modülü Açıklama: Whisker takviyeleri indis ile belirtilmiştir. Saffiller ise kısa fiberlerdir. Belirtilmemiş olanlar sürekli fiber takviyelerini göstermektedir. Tablo.14: Partikül takviyeli MMK malzemeler içinde en yaygın olan MMK malzeme sistemleri ve mekanik özellikleri Matris A14.5 Cu-T6 Al-6Fe Al-3Mg 6061-A1-T6 6061-A1-T6 6061-A1-T6 2014-A1-T6 2014-A1-T6 2014-A1-T6 A356-A1-T6 A356-A1-T6 A356-A1-T6 2124 A1-T4 A 357 Mg-Zn-Al Partikül (%) SiC (10) SiC(15) Zr02(20) A1203 (10) AI2O3 (15) AI2O3 (20) A1203 (10) A1203 (15) A1203 (20) SiC (10) SiC(15) SiC (20) SiC (15) SiC (20) SiC (20) (Mpa) 184 320 68 297 386 359 483 476 483 283 324 331 410 386 260 (Mpa) 198 380 82 338 359 379 517 503 503 303 331 352 540 393 328 e (%) 3.5 6.0 3.8 7.6 5.4 2.1 3.3 2.3 0.9 0.6 0.3 0.4 10 2.5 Ec (Gpa) 82 120 81 88 99 84 92 101 81 90 97 98 100 80 Üretimlerinin zor ve maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen, mühendislik açısından özelliklerin maliyete üstün geldiği özel durumlarda sürekli fiber takviyeli MMK malzemeler tercih edilmektedir. Kısa fıberli MMK malzemeler dahil, özellikle sürekli fiber takviyeli malzemelerde yük taşıma yönü fiberlere paralel yönlerdir. Yük uygulama yönünde yüksek hacim oranında sürekli fiberler ile takviye edilen matris metallerinin elastik modüllerinin, takviyesiz matris malzemesinin elastik modülüne göre 4-5 kata varan artışlar sergilediği tespit edilmiştir. 52 Metal ve alaşımlarına seramik takviye fazlarının ilave edilmesi sürtünme katsayısının önemli derecede düşmesini sağlamaktadır. Tablo.2.6.4.4'de bir Al alaşımında partikül miktarının ve boyutunun sürtünme katsayısına etkisi özetlenmektedir. Sürtünme katsayısının düşmesi, kullanılan malzemenin ömrünün uzamasına yol açmakta ve aynı anda düşük sürtünme enerji tasarrufuna sebebiyet vermektedir. Tablo.15: Al- % 1.5 Mg alaşımında SiC partikül boyutu, ağırlık oranı ile sürtünme katsayısı değişimi Matris Al-%1.5Mg Al-% 1.5 Mg Al-%1.5Mg Al-% 1.5 Mg Al-% 1.5 Mg SiC Oranı (% Ağırlık) 0 12.5 12.5 15 15 Partikül Boyutu ( μ m) Takviyesiz 50 100 50 100 Sürtünme Katsayısı (μ ) 0.63 0.44 0.47 0.24 0.28 MMK malzemelerin yüksek maliyetleri dışında en önemli dezavantajları kırılma tokluklarının düşük olmasıdır. Tablo.2.6.4.5'te oldukça yaygın olarak kullanılan 6061 Al alaşımının SiC whisker ve partikülleri ile takviye edilmesi sonucu kırılma tokluklarının düşüşü görülmektedir. Partiküllerin çatlakları daha iyi absorbe etmelerinden dolayı, partikül takviyeli kompozitlerde kırılma tokluğundaki düşüş, whisker takviyeli kompozitlerdeki düşüşten daha alt seviyelerde kalmaktadır. Tablo.16: 6061 Al matris alaşımı ve SiC partikül, SiCw takviyeli MMK malzemelerde kırılma tokluğu değerleri. Matris 6061 Al (T6) 6061 Al (T6) 6061 A1(T6) Takviye Malzemesi SiCw SİCP Takviye Hacim Oranı (%) 20 25 Kırılma Tokluğu (MNm_3/2) 37.0 7.1 15.8 53 2.8.5. MMK Malzemelerin Uygulama Alanları Ticari olarak elde edilebilecek ve kullanılacak MMK malzemelerin özellilerinin ve üretim proseslerinin geliştirilmesi üzerinde büyük ilerlemeler olmaktadır. MMK malzemelerin üretimi ve uygulamaya aktarılmasındaki ana engelin maliyet olduğu kaydedilmektedir. Maliyetin yüksek olmasının ana sebebinin sadece hammaddelerin elde edilebilirliğindeki güçlüklerden değil, aynı zamanda ikincil işlemler olarak adlandırılan kompozit üretim tekniklerinin pahalılığı ve aynı zamanda üretim proseslerinin hala yeterli bilgi donanımı ile gerçekleştirilemediğinden dolayı oluştuğu rapor edilmektedir. Ancak MMK malzemelerin yerlerine kullanımlarının amaçlandığı malzemelere göre çok üstün özellikler sergilemeleri, bu malzemelerin üretimlerinin ileride belirli standartlara bağlanacağı ve geleneksel hafif ve düşük mukavemetli alaşımlarının yerini alacaklarına kesin gözüyle bakılmaktadır. MMK malzemelerin üretim maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen bugün bile bu maliyet yüksekliğinin MMK malzemelerin yüksek spesifik özellikleri, dayanım sürelerinin uzunluğu, yakıt iletimini azaltmaları gibi üstünlüklerinden dolayı uzun vadede geleneksel alaşımlara göre daha ekonomik olduğunu iddia eden araştırmacılar mevcuttur. TOYOTA firmasının otomobil pistonlarında Al-kısa fiber takviyeli MMK malzemeler kullanarak piston ağırlığını ve yakıt tüketimini düşürdüğü çok spesifik bir örnek olarak verilmektedir. 2000 'li yıllarda otomobil ve havacılık sanayiinde MMK malzemeler seramik matrisli kompozitlerle beraber çelik, Al alaşımları, Ti ve alaşımları gibi metallerin yerini almıştır. Tablo.2.6.5'te otomotiv endüstrisinde başarılı olarak kullanılan ve uygulama alanlarının daha da yaygınlaştığı ifade edilen MMK malzemeler ve avantajları özetlenmektedir. 3.BÖLÜM CAM EPOKSİ KOMPOZİTİ 3.1.CAM EPOKSİNİN ELDESİ 54 Şekil 3.1.1. Cam epoksinin üretiminin şematik gösterimi Kompozit içindeki epoksi reçine %46.2 oranında bir iyileştirici malzeme ve %0.13 oranında tepkime hızlandırıcı malzeme içerir.Cam lifler birbirine 1mm aralıklarla parelel olarak aynı doğrultuda bir tablaya yapışkan bantlar vasıtasıyla tutturulurlar.Bu tablalar tamamen kuru bir Teflon tepsiye yığın halde yerleştirilir.Ardından epoksi karışım tepsiye dökülür ve 10-2 Pa lık bir vakumla bu karışım malzemeye emdirilir.Ardından 2 saat boyunca 373 K bekletilir ve 5 saat boyunca da 383 K de bekletilerek sertleştirilir.Liflerin yoğunluğuna gore kompozit malzemenin mekanik özellikleri değişecektir. Glass(bulk) Epoxy(bulk) 2.64 1.17 43 65 70 3 Poission ratio 0.24 0.37 Softening point(K)(viscosity=106Pa s) 1193 - Working point(K)(viscosity=103 Pa s) 1453 - Density(g/cm3) Coefficient of thermal expansion (10-6K-1) Young modulus(GPa) Tablo 17:Cam ve epoksinin Özellikleri 55 Tablo 18:Farklı Cam çeşitlerinin yoğunluklarına karşılık gelen özellikler Polimer(reçine )matrisliler-Cam lifi sıvı reçine uygulamaları Özel olarak hazırlanmış cam lifi, reçineyle birlikte (reçinenin varsa bileşenleri önceden karıştırılmış olmalıdır) uygun bir püskürtme tabancası kullanılarak temiz yüzeye püskürtülür. Daha sonra düzeltmeler yapılarak gerekirse boyanır ve işlem tamamlanır. - Bir boru üretim örneğinde olduğu gibi özel sarma tesisi kullanılarak cam lifi ve reçinenin uygulanması bir başka yöntemdir. - Cam keçe-sıvı reçine uygulaması: Gergin biçimde yüzeye yayılan cam keçe üzerine tabanca veya fırça ile reçine 56 uygulanır. Bazen poliesterde olduğu gibi levha ile de üretim kolaylığı sağlandığı gibi elde edilen malzeme daha da sağlam olur. - Cam doku-sıvı reçine uygulaması: Önceden işlemli cam kumaş kullanılarak bir kalıptan yararlanmak suretiyle reçine fırça ile sürülür, veya tabanca ile püskürtülür. Kalınlığa göre katman sayısı arttırılır. Her üç uygulamada da cam ürünleri yerine başka elyaf da kullanılabilmekte, reçine seçimleri de hem işlev hem de ekonomik olarak yapılmaktadır. Keza yapışma önleyici takım veya kalıp yağlamaları yapılmalıdır. - Pekiştirici-katı reçine uygulaması: Uygun bir tesiste bez, cam doku vb. pekiştiriciler homojen bir şekilde üzerine yayılan katı reçine ile (fenolik olabilir) basınç ve sıcaklık altında işleme verilir. Belirli bir pişme süresinden sonra çubuk, levha, ya da parça halinde birleşik malzeme ürünü elde edilir. Piyasada katmanlı malzeme yapısındaki "formika, elektrikçi fiberi" ticari isimleriyle satılan malzemeler de aslında birleşik malzemedir. Birleşik malzeme üretiminde kullanılan cam elyafı malzemeye sertlik, rijitlik, yüksek çekme dayanımı ve boyut kararlılığı verir. Örnek olarak epoksi/cam elyafı birleşik malzemesinde çekme dayanımının 240 kgf/mm2 (2352 N/mm2) gibi oldukça yüksek değerde olduğunu belirtelim. Karbon elyafı, birleşik malzemede yırtılma dayanımını arttırır, sürtünme ve genleşme katsayılarını düşürür, belirli bir iletkenlik verir. Bu tür malzemelerde kalıp çekmesi (büzülme) de azdır. Aramid (Kevlar gibi) elyafı birleşik malzemeye hafiflik, yüksek çekme dayanımı ve yorulma direnci verir. Şekil 28'de aramid ve cam elyafında yapılmış birleşik malzemelerin mukayeseli olarak yorulma grafikleri görülmektedir. 57 Şekil 3.1.2. Aramid ve Cam elyafından yapılmış 2 ayrı katmanlı malzemenin yorulma grafiği Tablo 19:aramid,karbon ve Cam elyafı özellikleri 58 Çizelge 43'de cam elyafı/poliester (CPT=Cam Takviyeli Plastik) birleşik malzeme özellikleri görülmektedir. Çizelgeler incelendiğinde çok yüksek çekme dayanımlarına sahip olan bu malzemelerin alüminyum, hatta yapı çeliğinin dayanımlarını aştığı anlaşılmaktadır.Bu çizelge incelendiğinde, cam elyafı/poliester birleşik malzemesinin alüminyum ve çelikten çok daha hafif oldukları, çekme ve basma dayanımları bakımından zaman zaman çeliğinkinin bile yukarısında değerlere sahip oldukları, kesme dayanımı değerlerinin alüminyum ve çeliğe göre daha düşük olduğu, darbe dayanımı bakımından birinci sütun malzemesinin çelik sınırları arasında kaldığı önemli özellikler olarak görülmektedir. Tablo 20:Cam elyafı /poliester birleşik malzemesinde bazı özellikler 59 4.BÖLÜM KIRILMA MEKANİĞİ GENEL BİLGİLERİ 4.1.GİRİŞ Kırılma mekaniği,hemen hemen tümüyle kırılmayla belirlenen hasarları inceler Kırılmayla ilgili bir problemin ilk başarılı analizi 1920 de Griffith tarafından camlardaki gevrek çatlakların ilerleyişinin izlenmesiyle gerçekleştirilmiştir.Griffith basit bir enerji dengesi öngörmüştür;gerilme altındaki bir sistemde çatlak ilerledikçe elastik gerilme enerjisinde bir azalma olur,ki bu enerji de yeni çatlak yüzeylerinin oluşması için gerekli enerjidir. 1944’de Zener ve Hollomon taraından Griffith yaklaşımı metalik malzemelerin gevrek kırılmasına uygulanmıştır.Irwin Griffith tipi enerji dengesinin;1-)depo edilen şekil değiştirme (germe) enerjisi ile 2-)yüzey enerjisi+plastik deformasyon sırasında yapılan iş arasında olması gerektiğini irdelemiştir ve G diye bir malzeme özelliği tanımlamıştır.G enerji yayılım hızıdır.1950 lerde Irwinin çatlak ucunda kritik bir gerilme dağılımına erişildiğinde kırılma olur görüşüyle kritik gerilme yoğunluğu KC veya enerji terimleriyle GC kritik değeri ortaya çıkımştır.Gve K eşdeğerliği Lineer Elastik Kırılma Mekaniğinin gelişmesine temel olmuştur.(LEKM).LEKM,çatlak ucunda sınırlı plastik deformasyonun olduğu durumlarda geçerli olduğundan Elastik-Plastik Kırılma Mekaniği(EPKM) devreye girer.EPKM 1961 de Wells in çatlak açılması (COD) üzerine yaptığı çalışmalarla başlar. 19. yüzyılda sanayi devrimiyle hız kazanan tasarımların çoğunda en başta bir çok kazaya üretim hataları,malzeme harsları,çatlaklar vb sebep olmuştur.2.Dünya savaşında müttefiklerin 2500 gemisinden 150 si ortadan ikiye bölünmüş 700 tanesi de ciddi hasara uğramıştır.Birçok gemi limanda demirlenmişken hasara uğramışken tüm bunlara gevreklik,malzemedeki hatalar ve gerilme yığılmaları sebep olmuştur. Bundan böyle 1935’lerde kaynaklı çelik yapılar,1944’den sonra yüksek mukavemetli alüminyum alaşımları,1948’den sonra yüksek mukavemetli çelikler ve 1954’de titanyum alaşımları kullanılmaya başlanmıştır.Yüksek mukavemetli malzemelerin kırılma enerjileririn düşük olması kırılma mekaniğinin gelişmesine bir teşvik olmuştur. 60 4.2.KIRILMA Belirli gerilme altında malzemenin iki veya daha fazla parçaya ayrılması olayına kırılma adı verilir. Kırılma başlıca iki aşamadan oluşur. Birincisi çatlak teşekkülü, ikincisi de çatlağın ilerlemesidir. Malzemelerin kırılma öncesi durumuna göre ve kırılmaya neden olan yükleme şartlarına göre kırılma aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir. A) Gevrek kırılma: Çok az veya hiçbir deformasyon bırakmadan malzemenin kırılmasına gevrek kırılma denir. Genellikle camlar ve seramik ile bazı metaller gevrek olarak kırılırlar. B) Sünek Kırılma: Kırılma öncesi malzemede plastik deformasyon meydana gelirse bu tip kırılmaya sünek kırılma denir. gerilmenin, Sünek malzemenin kırılmayı plastik meydana deformasyona getirmek için uygulanan uğramasını sağlayacak seviyede olması gerekir. C)Sürünme Kırılması: Yüksek sıcaklıklarda sabit gerilme veya sabit yük altındaki malzemelerin sürtünme deformasyonu sonucunda kırılmasına denir. Mikroskobik açıdan deformasyon sonucu oluştuğu için sünek kırılmaya benzer ancak mikroskobik açıdan sürünmeler daha yüksek sıcaklıklarda olduğundan farklıdır. D)Yorulma kırılması; Malzemeler elastik limit veya çekme dayanımı altında da olsa alternatif yüklere maruz kaldıklarında zamanla kırılırlar. Buna yorulma kırılması denir. Kırılma plastik deformasyon meydana gelmeden de oluşabilir. Bu durumda çatlağın herbir periyotta biraz daha ilerlediği bilinmektedir. 4.3.GEVREK KIRILMA 4.3.1.Gevrek kırılmaya yol açan faktörler Sünek bir malzeme bazı hallerde hiç deformasyon göstermeden gevrek bir malzeme gibi kırılırlar. Bu olaya sebep olan başlıca faktörler şunlardır. A) Çok eksenli gerilme durumu: Bu durum malzemede çatlak, yarık, delik gibi bir kusurun bulunmasından dolayı ortaya çıkar. Uygulanan yükün oluşturduğu gerilme bütün 61 kesitte homojen değildir. Çatlak, yarık gibi kusurların civarında gerilmelerin çok büyüdüğü görülür. Şekil 4.3.1.Çentikli ve çentiksiz çubukta gerilme durumu Şekilden de görüleceği gibi uygulanan P kuvveti sonucu çentiksiz malzemede olan σ M gerilmesi çentikli malzemede çatlak ucunda σ MAX değerine yükseliyor. Bu da ilerde çatlağın açılması için yeterli bir sebeptir. B-)Yüksek deformasyon hızı: Malzeme içerisinde dislokasyonlar herhangi bir dış etki sonucu hareket ederler. Bu hareket esnasında önüne çıkan engelleri aşarak yolunu tamamlarlar. Şayet deformasyon hızı artırılırsa dislokasyonlar da hızlanacak ve önüne çıkan engelleri aşmayarak engel önlerine yıkılacaklardır. Bu yığılma sonucu iç gerilmeler oluşur ve bu da mikro çatlakları doğurur. Sonuçta malzeme daha hızlı ve sürekli deformasyonlarda aniden kırılır. C-)Düşük sıcaklık: Düşük sıcaklıklarda dislokasyonlann hareketi yavaşlar malzeme mukavemeti artar ve neticede gevrekleşir. Böylece malzeme gevrek kırılma gerçekleşebilecek yapıya sahip olur. Charpy deneyi ile malzemenin hangi sıcaklıkta gevrekleşeceğini ve bunun ölçüsünün ne olacağını tespit edebiliriz. Malzeme çeşitli sıcaklıklarda teste tabi tutulur ve ilgili sıcaklıkla absorbe ettiği enerji miktarı belirlenir. Ordinat ak ve absis sıcaklık olmak üzere çizilen eğri bize bu konuda önemli bilgiler verir.İlgili sıcaklıkta absorbe ettiği enerji miktarı belirlenir.Ordinat ak ve absis sıcaklık olmak üzere bize bilgi verir. 62 Diyagrama göre en önemli bölge geçiş bölgesidir. Burada malzeme, çok dar bir sıcaklık Şekil 4.3.2.Kritik sıcaklık ve kırılma bölgeleri aralığında çok büyük özellik değişimine uğramaktadır. Bu sıcaklık aralığının tespiti için TK geçiş sıcaklığı önem taşımaktadır. T K geçiş sıcaklığının değeri şu etmenler sonucu daha da artar. i. Çentik açısının küçülmesiyle ii. Numune kalınlığının artmasıyla. iii.Artan çarpma hızı ile D)Partikül Bombardımanı: Malzeme içinde mevcut noktasal hatalar (boş köşeler, arayer atomları vb) partikül bombardımam ile artar. Bu hataların artması neticesinde kafes çarpmaları artarak dislokasyonlarm hareketi engellenir sonuç olarak malzeme gevrekleşir. E)Uygun olmayan malzeme: Malzeme gevrekleşmeye yatkın türde ise gevrek kırılmanın söz konuşu olacağı koşullarda çalıştırılmamalıdır. 4.3.2.Çatlaksız malzemelerin gevrek kırılması: 63 Gevrek malzeme (dökme demir, cam, kireç...vb) kırılma gerilmelerine kadar lineer gerilme - şekil değiştirme diyagramına yakın bir diyagram gösterirler. (Coulomb veya Mohr kriteri) 4.3.3.Çatlaklı Malzemelerin Gevrek Kırılması Çatlaklar yüklemeden evvel düşük gerilme seviyelerinde yüksek gerilme yığılmalarının bulunduğu çentikler vasıtasıyla meydana gelebilir veya tekrarlı yüklerle harekete geçirilip büyütülebilir. Gevrek kırılma herhangi bir çatlak elemanının yükü taşıyamayacağı ve iki veya daha fazla parçalara ayrıldığı zaman hasıl olmaktadır. Gevrek kırılmanın çatlak başlaması ve çatlak büyümesi olmak üzere iki aşamadan oluştuğu daha önce belirtilmişti. Bir çatlak başladığı anda bunun neticesi olarak çatlağın iki yüzündeki partiküllerin rölatif yer değiştirmelerine bağlı olarak çatlak büyümesi birkaç şekilde meydana gelebilir. Şekil 4.3.3.Yüklemenin modları 64 4.4.GERİLME ŞİDDETİ FAKTÖRÜ:(K) -Çatlak ucu elastik alanın büyüklüğünü gösterir -Çatlak ilerleyişi ile kırılma arsındaki ilişkiyi belirler(Elastik bölge) Irwine göre bir çatlak civarındaki il l σ ij = a K = σ πa f ( ) w K f (θ ) 2π r a:çatlak yarı boyu ii i liği Şekil 4.3.4.Çatlak ucunda bir noktadaki gerilme ModI için Elastik gerilme alanı denklemleri 1-) σx = σ πa θ θ θ cos (1 − sin cos ) 2 2 2 2πr , σy = … KI =σ , τ xy = … πa r=0 a gittiğinde (çatlak ucunda) bütün gerilmeler sonsuza gider 2-)Şimdi iki eksende yüklenmiş bir levhadaki gerilmeleri göz önüne alalım σx = KI 2πr cos θ 2 (1 − sin θ θ cos ) − 2 2 KI ρ 2πr 2 r cos 3θ 2 , σy =… , τ xy = … r=ρ/2 olduğunda (çatlak ucunda) gerilmeler de sonludur 65 Şekil 4.3.5.İnce bir çatlak içeren iki eksende yüklenmiş sonsuz levha Aynı şekilde Mod II ve Mod III için de Gerilme alanı denklmeleri çıkartılabilir K II , III = τ π a Mod II için Mod III için 4.4.1.Uniform σ σ x , σ y , τ xy τ xz , τ yz mevcutken mevcuttur gerilmesine maruz ve farklı çatlak geometrisi içeren malzemeler ve K 1-)Merkez Çatlak Kı = sec πa w σ πa 2 ⎛a⎞ ⎛a⎞ = [ 1+ 0.256 ⎜ ⎟ -1.152 ⎜ ⎟ + ⎝ w⎠ ⎝ w⎠ ⎛a⎞ 12.2 ⎜ ⎟ ⎝ w⎠ 3 ] 66 w ,a dan çok büyük olursa sec πa w = 1 alınabilir 2-)Çift Taraflı Kenar Çatlak Kı = [ ⎛a⎞ ⎟⎝ w⎠ 1.12 + 0.43 ⎜ 2 ⎛a⎞ 4.79 ⎜ ⎟ + ⎝ w⎠ 3 ⎛a⎞ 15.46 ⎜ ⎟ ⎝ w⎠ ] σ πa 3-)Tek Taraflı Kenar Çatlak Kı = [ ⎛a⎞ ⎟+ ⎝ w⎠ 1.12 – 2.3 ⎜ 2 ⎛a⎞ 10.56 ⎜ ⎟ ⎝ w⎠ 3 3 ⎛a⎞ ⎛a⎞ 21.74 ⎜ ⎟ + 30.42 ⎜ ⎟ ⎝ w⎠ ⎝ w⎠ ] σ πa 67 4-)Delik çevresinde oluşan çatlaklar * a<< R ise K I = 1 . 12 ( 3σ ) π a *a> R ve çatlak tek taraflı büyürse KI = σ π *a>R 2R + a 2 ve çatlak çift taraflı büyürse KI = σ π 2 R + 2a 2 4.5.KIRILMA TOKLUĞU (K) Mod I gerilme şiddeti faktörü KI belirli geometrideki herhangi bir malzeme için belirli bir gerilme değerinde sabittir.ancak her malzeme belirli bir kritik gerilme değerinde kırılır.( σ F veyaσ C ) Malzemenin kırıldığı bu kritik gerilme değerinde ölçülen gerilme şiddeti faktörü o malzemenin kırılma tokluğunu verir ve düzlem germe durumunda KIC ile gösterilir.Bu kırılma tokluğu değeri o malzemenin bir özelliğidir ve kullanılan hesaplama yöntemine bağlı olarak bir sabittir;ancak sıcaklığa,yükleme hızına ve numune kalınlığına bağlı olarak değişebilir.Dolayısıyla düzlem germe şartları sağlandığında tüm formüllerdeki KI değerleri,gerilme yerine σ F (kırılma gerilmesi) koyularak K olarak ifade IC edilir.Düzlem gerilme durumunda ise KC olarak ifade edilir. 68 Şekil 4.5.1 Kalınlığa göre kırılma Tokluğu değişimi Şekilde KC nin numune kalınlığına bağlı olarak değişimi görülmektedir.belirli bir numune kalınlığının altında,yani numunede düzlem gerilme durumu üstün olduğunda KC sabit değildir ve numune kalınlığı ile değişim göstermektedir.Belirli bir kalınlığın üzerinde ise,yani düzlem germenin üstün olduğu durumda,KC sabit bir alt limite varır.Bu alt limit KIC dir ve malzemenin düzlem germe tokluğu olarak adlandırılır. 4.5.1.Griffith Yaklaşımı Elastik bir malzemeye uygulanan eksenel kuvvetler sonucu malzemenin potansiyel enerjisi ile yüzey enerjisi balans halindedir.Denge bozulduğu anda çatlak ilerler ve kırılma gerçekleşir.Buna göre: σ= Gerilmelerin çatlak çevresinde oluşturacağı elastik ji σ≥ γ e = elastik yüzey enerjisi 2 Eγ e πa 2 Eγ e πa E=elastisite modülü a=çatlak yarı boyu = Yeni oluşacak çatlakların yüzey enerjisi ÇATLAK YAYILMAY A BAŞLAR LEVHA KIRILIR 69 G=çatlak yüzeyin birim alanının elastik enerjisi(energy release rate) R=Çatlak direnci(yüzey enerji artışı) (crack growth resistance) σ c = 2a boyunda çatlak oluşumu için gerekli gerilim γ p=plastik şekil değiştirme işi γ e =elastik şekil değiştirme işi 4.5.2.Irwinin yaptığı değişiklik πσ 2 a E = 2(γ e + γ p ) G ≥ Gc = R G= πσ 2 a Gc = E πσ c 2 a E Çatlak büyür *Griffith denklemi tamamen kırılgan malzemeler ve keskin uçlu çatlaklar için kullanılır 4.5.3.G ile K arasındaki ilişki Griffith Denklemi: G= πσ 2 a E = 2(γ e + γ p ) σ Gerilme Şiddeti Faktörü: K = *Sac kalınlığı çok küçükse ---düzlem gerilme G = K I E πa = σ πa = 2(γ e + γ p ) E 2 (γ e + γ p )E G = GE K I E 2 *Sac kalınlığı v ise---düzlem germe 2 G IC = (1 − v 2 ) K 2 IC E Laboratuvar ortamında elde edebildiğimiz değer “G”dir.G elde edildikten sonra KI ve KIC ye ulaşabiliriz GIC:Malzeme tokluğu.Birim alanda çatlak oluşturmak için gerekli enerji miktarıdır.(N.m-1) 70 KIC:Kırılma tokluğu (KI ≥ KIC olduğunda çatlak meydana gelir) 4.6.KIRILMA MUKAVEMETİ Plastik zonun çok küçük olması şartıyla ,elastik ilişkileri kullnarak bir malzemenin kırılma mukavemeti σ F σF = EGIC KIC = πa(1−v2) πa GIC(kJ/m2) KIC(MPa m ) Alüminyum alaşımları 8-30 23-45 Dökme demir 0.2-3 6-20 Yüksek mukavemetli Çelikler 15-120 50-150 Titanyum alaşımları 26-115 55-115 6-7 1-2 10-100 20-60 MALZEME Polietilen Cam Fiber takviyeli plastikler Tablo 21:Bazı malzemelerin kırılma toklukları 71 4.7.KIRILMA TOKLUĞU DENEYLERİ P a ≥ 2.5 A (0.5 ≤ d / D ≤ 0.8) D ≥ 1A L ≥ 4 D P ≥ 14 > σ ys A 2 D 2 L ⎛K ⎞ A= ⎜⎜ IC ⎟⎟ ⎝ σa ⎠ P ⎡ D⎤ Kı= 3 / 2 ⎢− 1.27 + 1.72 ⎥ d⎦ D ⎣ 30° − 60° d a P P 2a ≥ 5 A b ≥ 10 A B ≥ 2.5 A P ort = 7.5σ ys A 2 0 ≤ 2a / b ≤ 0.7 2 ⎛ Kıı ⎞ ⎟ A=⎜ ⎜σ ⎟ ys ⎝ ⎠ B : Kalıalın b 2a Kıc= P a bB ⎡ ⎛ 2a ⎞ 2 3⎤ ⎢1.77 + 0.227⎜ b ⎟ − 0.51(2a / b ) + 2.7(2a / b) ⎥ ⎝ ⎠ ⎣ ⎦ P 72 a ≥ 2.5a b ≥ 5a B ≥ 2.5 A s ≥ 3b a s ⎛ Kıı A=⎜ ⎜σ ⎝ ys b P Kıc= P= 1.6σ s A 2 ⎞ ⎟ ⎟ ⎠ 2 [ P a 1.99 − 0.41(a / b) + 18.7(a / b) 2 − 38.48(a / b) 3 + 53.85(a / b) 4 bB P a ≥ 2.5a b ≥ 5a B ≥ 2.5 A b=w a s Pcr = 0.53σ s A 2 a=0.45W B=0.5W S=4W L Kıc= [ P a 11.6 − 18.4(a / b) + 87.2(a / b) 2 − 151(a / b) 3 + 155(a / b) 4 bB ] 73 ] P B=b/2 a=2.5A b ≥ 5a B ≥ 2.5a s ≥ 3b b/4 ⎛ Kıı a= ⎜ ⎜σ ⎝ ys 0.5b a b P Kıc= ⎞ ⎟ ⎟ ⎠ 2 ⎤ P a⎡ ⎛a⎞ 2 1.99 − 0.41⎜ ⎟ + 18.47(a / b ) − 38.48(a / b) 3 ⎥ ⎢ bB ⎣ ⎝b⎠ ⎦ 1.26b Bu testler şu prosedürleri içerir 1-)Numune şeklinin saptanması 2-)Numunenin kritik boyutlarının saptanması 3-)Numunenin işlenerek hazırlanması 4-)Yorulma ön-çatlağının açılması 5-)Testin yapılması 6-)Yük-Çatlak açılması grafiğinin değerlendirilmesi 7-)Şartlı KIC (KQ) değerinin hesaplanması 8-)KIC nin geçerli olup olmadığının kontrol edilmesi 74 4.8.CTOD TESTİ(Crack Tip Open Displacement) Sünek-gevrek geçiş bölgesini en iyi karakterize eden test yöntemidir.CTOD testi için 2 tip numune kullanılır. 4.8.1.SenB Numunesi 4w P/2 0.45 ≤ a / w ≤ 0.55 w / B = 1veya2 B w P a 4.8.2.CT Numunesi a 0.45≤ a / w ≤ 0.55 2 ≤ w/ B ≤ 4 z w δ P plasti Vplastik 75 Sen B için GENELFORMÜLLER δ T = δ elas + δ plastik δ elas = K2 mσ ys E ' ,E' = V plastik z + a + rp ( w − a ) = E ,m = 2 1− v2 δ plastik rp ( w − a ) rp = plastisitekatsayıat(0....1)arası Kritik CTOD Maksimum yük platosu δm δu Sünek yırtılmanın başlangıcı δ Cleavage+du ctile tearing δC Şekil 4.8.1.Kritik CTOD değerinin sıcaklıkla değişimi sıcaklık cleavage Sıcaklığın gevrek ve sünek kırılmaya etkisi ve bunun sonucu ölçülen CTOD lar Standart CTOD(carck tip open displacement-çatlak ucu açılma miktarı) test yöntemleri sünek ve gevrek malzemelere olduğu kadar,sünek-gevrek geçiş bölgesindeki malzemelere de uygulanabilir.Bu standartlar numunenin kırılma davranışını tanımlayan kritik CTOD değerlerini içerir. 76 δC:0.2 mm den az kararlı çatlak büyümesi olması durumunda kararsız kırılmanın başlangıcındaki kritik CTOD değeri gevrek ve sünek-gevrk geçiş bölgesinin başlangıç kısımları için geçerlidir. δU:Kararlı çatlak büyümesinin 0.2 mm yi aştığı durumlar için kararsız kırılmanın başlangıcındaki kritik CTOD değeridir. δ1:Kararlı çatlak büyümesinin başlangıcındaki CTOD değeri.Bu değer JIC ile benzerdir. δm:ilk maksimum yük platosundaki CTOD değeri.Sünek davranış gösteren çelikler için kullanılır 4.9.J İNTEGRALİ Lineer elastik davranış için elastik,sonsuzda yüklenmiş merkezinde bir çatlak içeren birim kalınlıktaki bir levhanın enerji içeriği “ U=Uo+Ua+Uγ-F “ olarak verilir.bu eşitlik,elastik davranış için geçerlidir;lineer olması gerekmez.Yani aşağıdaki grafik gibi bir davranış için de geçerlidir.Bu eşitlik lineer olmayan davranış için de geçerli olduğundan,malzemelerin plastik davranışlarını modellemek için de kullanılabilir.Bu plastisitenin deformasyon teorisi olarak bilinir.Plastik davranıştaki tek kısıtlama,geri yüklemenin olmaması şartıdır.çünkü gerçek plastik davranışta deformasyonun plastik bölümü geri çevrilemez. 77 Yük (P) Potansiyel enerji UP=Uo+Ua-F U=UP+Uγ UP lineer olmayan bütün elastik davranışların enerjisidir. dU p Açılma v d (U a − F ) d (F − U a ) ,U o sabit =− da da da dU p J =− .........(1), da dF / da.......(2), dU a / da........(3) Şekil 4.9.1.Çatlak içermeyen yüklenmiş bir levhanın lineer olmayan elastik davranışı = d ( F − U a ) dU γ ≥ ........(4) da da (1)Depolanan enerjideki azalma(-dUp/da) ,çatlağı hareket ettiren enerjinin (J) yayınımı demektir.Bu da çatlak yüzeyinin da kadar artması için sağlanan enerjidir(dUγ/da) (2)birim çatlak ilerleyişi için dış etkilerle sağlanan enerji (3)dış etki nedeniyle elastik enerjideki artış (4)olduğu anda kararsızlık başlar ve çatlak ilerler.Çatlak ilerleyişi sırasında yeni oluşan çatlak yüzeylerine hiçbir gerilme etkimez.Dolayısıyla J çatlak ilerleyişinin başlangıcına kadar geçerlidir.Lineer durumda G=J olarak verilir. K2 .......( N / m ) J =G= E' Düzlem gerilmede Düzlem germede E’=E E’=E/(1-v2) JC:Çatlak ilerleyişinin başlangıcını belirleyen malzeme parametresi olarak tanımlanabilir. 78 4.10.YORULMA ÇATLAĞI İLERLEMESİ Bir malzeme özelliği olan kritik gerilme yoğunluğunun altında bir çatlak kararlıdır ve büyüyemez.KIC ye erişildiğinde ise çatlak ilerler.Eğer yapı içerisindeki çatlağın uzunluğunu bilirsek,çalışma şartlarındaki gerilmeyi çatlağın ilerleyemeyeceği bir değerde tutarak hasarın oluşmasını önleyebiliriz.Ancak çatlaklar tekrarlanan gerilmeler altındayken ,KIC den çok düşük değerde bile oluşabilir ve ağır bir şekilde ilerleyebilirler.Tekrarlanan gerilmeler,çatlağın yorulma denilen mekanizmayla ilerlemesine yol açar.Çatlağın ucunda oluşan plastik bölge bir elastik-tekillik bölgesine sığınabilecek kadar küçük ise çatlak ucundaki koşullar belirli bir K değeri ile tanımlanabilir ve çatlak ilerleme hızı Kmin ve Kmax kullanılarak karakterize edilebilir.Çatlak ilerlemesi veren bağıntı: K da = f (ΔK , R) dn ΔK = K max − K min Kma x R= Kmi zaman K min σ min = K max σ max da/dN=çevrim başına birim çatlak ilerlemesi Şekil 4.10.1.Bir çatlağı ao başlangıç boyundan af son boyuna ilerletmek için gerekli çevrim sayısı N =∫ af ao da f (ΔK , R) 79 Log da dN I.B ölge eşik ΔK II.Bölge Paris –Erdoğan e şşi III.Bölge Kararlı yırtılma çatlak büyümesi böl i KC Şekil 4.10.2.Önceden Çatlağı mevcut bir malzemenin tipik çatlak ilerleme hızı diyagramı I.Bölgede ΔK değerinin altında çatlak ilerlemez.Bunun üzerinde çatlak ilerleme hızı artan ΔK ile oldukça hızlı artar.II.Bölgede genellikle log ΔK-(da/dN) eğrisinde lineer bir ilişki gözlenir.III.Bölgede ise çatlak ilerleme hızı artar ve maksimum gerilme şiddetine KC erişildiğinde malzeme kırılır. Çatlak ilerleme hızı Paris eşitliği ile bilinen denklem C:malzeme sabiti m:eğrinin II.Bölgedeki eğimi da = C (ΔK ) m dN Bu ifadenin çeşitli çatlak tiplerine göre integrasyonu sonucu bulunan formüllerle elde edilecek Nf çevrim sayısı değeri bize çatlağın kaç çevrim sonunda büyüyüp tehlike arz edebileceğini gösterir 80 Tablo 22: Bazı malzemeler için yorulma çatlağı ilerleyişi verileri 81 5.BÖLÜM DÜZLEM GERME KIRILMA TOKLUĞU STANDART TEST METODU (ASTM E 399-83) Bu bölümde, American Society tor Testing and Materials (ASTM) tarafından standartlaştırılmış kırılma tokluğu deneyinin ana hatları özet olarak verilecektir. Bu test metodu çentikli ve yorulma ön-çatlağı açılmış numunelerin standart . çekme cihazlarında test edilmesini kapsar, önerilen numuneler kompak çekme (KÇ), üç nokta eğme (ÜNE), C-şeklinde ve disk şeklinde (Bakınız Ek B) olup burada hazırlanması açısından en kolay olan ve en yaygın olarak kullanılan KÇ ve ÜNE numuneleri incelenecektir. Kırılma tokluğu testi prosedürü birkaç kademeyi içerir. Bunlar; i) Numune şeklinin saptanması, ii) Numunenin kritik boyutlarının saptanması, iii) Numunenin işlenerek hazırlanması, iv) Yorulma ön-çatlağının açılması, v) Testin yapılması, vi) Yük - çatlak açılması grafiğinin değerlendirilmesi, vii) Şartlı KIC (KQ) değerinin hesaplanması, viii) Kıc'nin geçerli olup olmadığının kontrol edilmesi. 82 Şekil 'de ASTM tarafından önerilen üç nokta eğme numunesi görülmektedir. Burada S, mesnetler arası uzaklıktır. UNE numunesi için f(a/W) değerleri yine Ek B'de verilmiştir. Bir düzlem germe kırılma tokluğu deneyinin geçerli sayılabilmesi için numune boyutlarının' plastik zon boyutundan büyük olması gerekmektedir. Bununda sebebi, oluşacak plastik zonun gerilme yoğunluk analizine etkisini ihmal edilebilir derecede tutmaktır, yani düzlem şekil değiştirme (germe) durumunun üstün olmasını sağlamaktır. 83 Deneysel çalışmalar sonucu, düzlem germe davranışı için gerekli numune boyutları aşağıdaki gibi saptanmıştır; Burada a, ilk çatlak boyu, B, numune kalınlığı ve W, genişliğidir. Görüldüğü gibi düzlem germe kırılma tokluğu saptanacak bir malzemeden numune hazırlamadan önce onun akma gerilmesi ve' tahmini olarak KIC değeri bilinmelidir. Bu değerler yardımıyla düzlem germe durumunun üstün olacağı boyutlarda numune hazırlamak mümkün olmaktadır. Numune boyutları elastisite modülüne oranı tabloda çok tok bir başka seçenek olarak, malzemenin akma gerilmesinin yardımıyla, da saptanabilir. malzemeler Altta verilen dışında kullanılabilecek bir başvuru tablosu verilmektedir. 84 Tablo23:Malzemenin Değerine Göre Seçilebilecek Numune Boyutları. 85 5.1.NUMUNELERİN ÖN HAZIRLIĞI Numunelere Yorulma Ön-çatlağı Açılması Çentik açma ve yorulma ön-çatlağı açmanın amacı, ideal düz ve keskin (sıfır yarıçaplı) bir çatlak elde etmektir. Yorulma ön-çatlağı oluşturmadan önce ASTM'ye göre numunede açılabilecek üç çentik tipi Şekilde verilmiştir. 86 Şekil ASTM E 399-83'e göre numunede açılabilecek çentikler; (a) Chevron çentik, (b) Doğrusal çentik ve (c) Delikli çentik. Çentik açıldıktan sonra, R oranı -1 ile +0,1 arasında olmak üzere değişken yükleme altında yorulma ön çatlağı açılır. Burada çevrim sayısı, numune boyutlarına, çentiğe ve gerilme yoğunluğuna bağlı olarak 10 ile 10 arasında değişebilir. Yorulma çatlağı ilerlemesi sırasında; i) Uygulanan maksimum gerilme yoğunluğunun (Kmax) malzemenin kırılma tokluğu değerinin % 80'ini aşmaması, ii) Son % 2,5'lik bölümünde (çentik + çatlak uzunluğu) maksimum gerilme yoğunluğunun malzemenin Young modülüne oranı aşmaması, iii)veya malzemenin KJC değerinin % 60'ını aşmaması gerekmektedir. Açılan çatlak numunenin her iki yüzeyinde de eşit uzunlukta olmalı ve çatlak düzlemiyle açı oluşturmadan düz bir şekilde ilerlemiş olmalıdır. Deney sonrası kırılma yüzeyinde yapılan ölçümlerde Şekil 6.3'den görüldüğü gibi olmak üzere; i) % 5'inden fazla sapma göstermiyorsa ve ii) ay değerleri (numune yüzeylerinde ölçülen çatlak uzunlukları) a'nın % 10'undan fazla sapma göstermiyorsa, test geçerli sayılır. 87 Numune kırıldıktan sonra çatlak yüzeyinde deneyin geçerliliğini saptamak, amacıyla yapılacak ölçümler. Deney Düzenekleri ve Numune Tutucular Numune tutucular, seçilen numune cinsine göre numunenin test cihazına oturtulmasını sağlayan düzeneklerdir. Standartlarda bu tutucuların nasıl hazırlanması gerektiği ayrıca verilmektedir. Deneye başlamadan önce bir klipgeyç sağlanmalıdır. Klipgeyç, numunedeki (genellikle çatlak ağzındaki) açılmayı ölçen İki ayaklı bir cihazdır .Böylece deney yapılırken test kaydı, y-ekseninde yükü ölçen bir sistemden, x-ekseninde de çatlak ağzı açılmasını ölçen klipgeyçten alınan veriler yardımıyla grafik olarak çizilir . 88 Klipgeyçin numuneye yerleştirilmesi. Yükleme hızı standartta 0,55-2,75 aralığında verilmiştir. Bu sınırların dışına çıkılması, malzeme özelliklerinin yanlış yorumlanmasına yol açacağından önerilmemektedir. 5.2.YÜK-AÇILMA KAYDININ ANALİZİ VE KIC’ninSAPTANMASI Yük-açılma diyagramları malzemenin cinsine göre çeşitli şekillerde olabilir. Görülebilecek üç ana tip Şekil 6.5'de verilmiştir. 89 Yük-açılma diyagramlarından görüldüğü gibi, başlangıçta açılma (v), yük (P) ile lineer olarak artar. Birçok durumda gittikçe artan bir lineerliklen sapma bunu izler veya ani bir çatlak ilerlemesi ve durmasını (pop-in) yine lineer olmayan davranış izler (I. ve II. tipler, Şekil 6.5a ve 6.5b). Bu lineer olmayan davranışın nedeni, ani kırılmadan önceki plastik deformasyon. ve kararlı çatlak ilerlemesidir. Eğer malzeme hemen hemen ideal elastik gibi davranırsa (buna çok nadiren rastlanır) Şekil 6.5c'deki gibi bir diyagram elde edilir. 90 Kıc’ye karşılık gelen yükü saptamak için Şekil 6.6'dan görüldüğü gibi OA'nın eğiminden (lineer bölgenin eğimi) %5 daha az eğimli bir doğru, O orijininden başlayarak çizilir. Bu doğrunun deney eğrisini kestiği yere karşılık gelen yük Ps olarak kaydedilir,PQ ise KQ (eğer test geçerliyse Kıc )hesabında kullanılacak yüktür. Pç'nun saptanması aşağıdaki gibi gerçekleştirilir; Ps ve PQ değerlerinin yük-açılma diyagramları üzerinden saptanması. 91 5.3.TEST CİHAZI VE DENEYİN FOTOĞRAFLANMASI Yorulma çatlağını açmak için kullanılan ön-yorulma çatlağı düzeneği 92 3 Nokta Eğme Cihazı Mesnetler ve Yük Uygulama Aparatı 93 Testin başlangıcı Testten Sonraki 3mm’lik Çatlaklı Numunenin Son Hali 94 Test Anındaki 6mm’lik Numunenin Görüntüsü Testten Sonraki 4mm’lik Çatlaklı Numunenin Son Hali 95 Test Anındaki 6mm’lik Numunenin Görüntüsü Testten Sonraki 6mm’lik Çatlaklı Numunenin Son Hali 96 5.4.NUMUNELERİN KIRILMA TOKLUKLARININ HESABI *Test Hızı:1.7mm/min 1 Numaralı numune(a=3mm çatlak boyu için) 1.Numune 3 2 y = 4E-12x - 3E-08x + 0,0002x - 0,0179 2 R = 0,9995 1,6 1,4 deplasman(mm) 1,2 1 0,8 Seri 1 r 0,6 Polinom (Seri 1) 0,4 0,2 0 -2000 -0,2 0 2000 4000 6000 8000 yük(N) Bir numaralı numunenin yük-deplasman grafiği şekildeki gibidir.Buradaki eğimden komplians c= Δl (mm) / P( N ) değeri C1=2.1x10-4 Test Esnasında Foce (N) 7000 6000 Cihazın uyguladığı 5000 kuvvetin 4000 göre değişimi zamana 3000 2000 1000 0 0 50 100 150 200 Time (sn) 97 2Numaralı Numune(a=4mm için) 2.Numune 3 2 y = 1E-11x - 7E-08x + 0,0003x - 0,0239 2 R = 0,995 1,4 1,2 Deplasman(mm) 1 0,8 Seri 1 0,6 Polinom (Seri 1) 0,4 0,2 0 -2000 -0,2 0 2000 4000 6000 Yük(N) İki numaralı numunenin yük-deplasman grafiği şekildeki gibidir.Buradaki eğimden komplians değeri Force (N) C2=2.57x10-4 5000 4500 4000 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 0 0 50 100 150 200 Time (sn) Test Esnasında Cihazın uyguladığı kuvvetin zamana göre değişimi 98 3 Numaralı Numune(a=5mm için) 3.numune y = 2E-11x3 - 9E-08x2 + 0,0003x - 0,0374 R2 = 0,9947 1,4 Deplasman(mm) 1,2 1 0,8 Seri 1 Polinom (Seri 1) 0,6 0,4 0,2 0 -0,2 0 2000 4000 6000 Yük(N) Üç numaralı numunenin yük-deplasman grafiği şekildeki gibidir.Buradaki eğimden komplians değeri C3=3.048x10-4 4500 4000 Force (N) 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 0 0 50 100 150 200 Time (sn) 99 4 Numaralı Numune(a=6mm için) 4.Numune 3 2 y = 7E-12x - 3E-08x + 0,0002x - 0,0122 2 R = 0,9996 1,2 Deplasman(mm) 1 0,8 0,6 Seri 1 Polinom (Seri 1) 0,4 0,2 0 -0,2 0 1000 2000 3000 4000 5000 Yük(N) Dört numaralı numunenin yük-deplasman grafiği şekildeki gibidir.Buradaki eğimden komplians değeri Force (N) C4=2.62x10-4 5000 4500 4000 3500 3000 2500 2000 1500 1000 500 0 0 50 100 150 200 Time (sn) 100 5 Numaralı Numara(a=7 mm için) 5.Numune 3 2 y = 5E-11x - 1E-07x + 0,0004x - 0,0278 R2 = 0,9931 1,6 1,4 Deplasman(mm) 1,2 1 Seri 1 Polinom (Seri 1) Polinom (Seri 1) 0,8 0,6 0,4 0,2 0 -1000 -0,2 0 1000 2000 3000 4000 Yük(N) Beş numaralı numunenin yük-deplasman grafiği şekildeki gibidir.Buradaki eğimden komplians değeri C5=4.65x10-4 3500 3000 Force (N) 2500 2000 1500 1000 500 0 0 50 100 150 200 250 Time (sn) Elde ettiğimiz 5 komplians değeri ile çatlak boylarını grafiğe dökersek 101 a(mm) c 3 2.1x10-4 4 2.57x10-4 5 3.048x10-4 6 2.62x10-4 7 4.65x10-4 0,00045 0,0004 Komplians(C) 0,00035 0,0003 0,00025 0,0002 4 3 2 y = 2E+06x - 48833x + 348,58x - 0,9762x + 0,0011 2 R =1 0,00015 0,0001 Seri 1 Polinom (Seri 1) 0,00005 0 0 0,002 0,004 0,006 0,008 Çatlak Boyu(a) Elde edilen formül : y=2*106*x4-48833*x3+34858*x2-0.9762*x+0.0011 Bu denklemin türevi alınır ve 5 numaralı numunenin değerleri kullanılarak 102 P=3007N a=7mm=0.007m (x yerine konacak değer) B=7mm=0.007m 8*106*a3-146499*a2+69716*a-0,9762 c’=43,01 Bu değerler aşağıdaki formüllere yerleştirilerek GIC değeri bulunur. G IC 1P 2 = c' 2B G IC 1(3007) 2 = x 43,01 2.0,007 GIC=2,77*1010 GIC= K IC (1 − ν 2 ) E Cam Epoksinin önceden elde ettiğimiz değerleri E=37000Mpa KIC= G IC * E = (1 − ν 2 ) ν = 0.24 2,77 *1010 * 37000 * 10 6 1 − (0,24) 2 KIC=329,78*102MPa m Değeri bulunmuş olur. 103 BÖLÜM ALTI ANSYS İLE 3 NOKTA DEĞME NUMUNESİNİN ANALİZİ Preferences’dan yapacağımız analizin tipini belirliyoruz Preprocessor<Element Type<Add Edit Delete’ den modelleyiceğimiz malzemenin çeşidini seçiyoruz.Nonlin181 kodlu eleman tipi yapacağımız kompozit analizi için uygundur. 104 Preprocessor<Real Constants<Add Edit Delete’den eleman tipine ait düğüm noktalarının kalınlıkları veriliyor. Preprocessor<material prop< material models<structural<linear<orthoprophic komutu ile parçamızın elastisite modülü,poison oranı ve kayma gerilmesi değerleri girilmiştir 105 Preprocessor<Sections<Shell<Lay up<Add Edit Delete’den malzemenin 8 tabakalı 90 ve 0 derece fiber açılarına sahip olduğu belirtiliyor Preprocessor<Modeling<Create komutundaki aparatlarla parçamız çizildi Width=14mm Height=70mm aort=5mm 106 Preprocessor<Meshing<Size controls<Manual size<Global<Size’dan meshlenecek parçanın en küçük elemanının boyutu veriliyor.Biz bunu 1 kabul ettik Preprocessor<Mesh<Areas<Free komutu ile parça sonlu elemanlara ayrılır 107 Parçamızın sonlu elemanlara ayrılmış hali Solution<Define Loads<Apply<Structural<Displacement<On nodes’dan mesnet noktaları seçilir ve serbestlik derecesi belirlenir 108 Solution<Define Loads<Apply<Structural<Force<On nodes’dan kuvvet uygulanacak nokta seçilerek şiddeti ve yönü girilir Solution<Solve<Current Ls’ dan sistem çözdürülür 109 General Postprocessor<Plot Results<Deformed Shape Kesik çizgilerle görünen parçanın deforme olmamıs halidir mavi renkli şekil parçanın deforme olmus halini gösterir.Malzeme yüklenmeden sonra böyle bir hal alır 110 General Postprocessor<Plot Results<Contour Plot<Nodal Solution 111 Parçadaki maksimum gerilme kuvvetin uygulandığı noktada meydana gelmiştir.Bunun sonucunda çatlak ağzında gerilme fazlalaşmış ve çatlağın açılmasına sebep olmuştur.Gerilme kuvvetinin minimum olduğu bölge parçanın yan taraflarıdır. 112 General Postprocessor<Plot Results<Vector Plot<Predefined Kuvvetin parça üzerinde vektörel olarak izlediği yolu göstermektedir.Maksimum yükün bindiği noktalar kuvvetin uygulandığı nokta ve çatlak ağzı bölgesidir bunlarda kırmızı renkle gösterilmiştir. 113 3 NOKTA EĞME NUMUNESİNİN ABAQUS İLE GERİLME ANALİZİ Model Database<Model-1’ den yapılan analizin ismi yazılarak modellemeye başlanır 114 Model Database<Model-1<Parts’dan parçamızın kaç boyutlu olacağını,şekli ,tipi ve çizim yapılacak çizim alanının büyüklüğü seçilir.Ansysde modellenen parça gibi buradada shell elemanı seçilerek buna kompozit özelleği kazandırılmıştır. Çıkan çizim aparatlarıyla parça nın basit geometrisi çizilerek modellenir.ABAQUS programının sadece standart versiyonunda mümkün olan solid /composite modeli yerine CAE versiyonunda mümkün kılınan Shell/composite modülü kullanılmıştır. 115 Parçamızın temel geometrisi Model Database<Model-1<Materials<Material-1’den parçamızın elestisite değeri,poison oranı ve kayma modülü girildi Cam Epoksinin Özellikleri Ex=37000 Mpa Ey=13000 Mpa Ez=13000 Mpa vx=0.24 vy=0.24 vz=0.24 Gx=6300 Mpa Gy=6300 Mpa Gz=6300 Mpa 116 Model Database<Model-1<Sections’ dan parçanın kompozit ve kabuk yapıda olduğu girilmiştir 117 Model Database<Model-1<Sections<Section-1’den kompozit malzemenin tabakalarının kalınlığı, fiberlerin açıları girilmiştir Model Database<Model-1<Assembly<Instances’ den mesh yapılacak yani sonlu elemanlara ayrılacak olan parçamız seçildi 118 Ekranın üst kısmındaki Utility menu<Seed<Part’dan sonlu elemanlara ayrılacak olan parçamızdaki en küçük elemanın boyutu girilir Utility menu<Mesh<Part’dan parçamız sonlu elemanlara ayrılır. Models<Model-1<Parts’dan Section Assignment butonuna tıklanarak tanımlanan section özellikleri parçaya atanır. 119 Models<Model-1<BCs’den parçanın başlangıç koşulları uygulanır.Her iki taraftan standart ölçüler dahilinde dik eksende yerdeğiştirmesi sıfırlanarak mesnetlenir. 120 Models<Model-1<Loads’dan parçaya gelecek kuvvetin cinsi belirtilir daha sonra kuvvet uygulama noktası seçilerek kuvvetin hangi yönde ne kadar şiddetde olacağı yazılır Parçanın bu aşamalardan sonraki model hali 121 Model Database<Model-1<Steps’den kuvvetin uygulama biçimine ait kriterler belirlenir. Böylece parçamızın modellenmesi bitmiştir.Artık analiz kısmına gelebiliriz. Model Database<Model-1<Job’dan analizi yapılacak parçanın program tarafından sonuç bölümüne gönderilmesinden önceki ayağın tamamlanması sağlanır 122 “Job” butonu sağ tıklanır ve “submit” denirse parçanın analizi gerçekleşir Aynı şekilde “job” butonu sağ tıklanıp “results” denilincede sonuçlar ekrana gelir Results komutunun hemen ardından çıkan butonlardan parçanın son geometrisinin şekli ve programın yaptığı analizlere ulaşabiliriz. 123 plot<undeformed shape butonuyla parçanın deforme olmus hali görüntülenebilir Parça içinde oluşan gerilme kuvvetlerinin vektörel gösterimi için Plot Symbols Vectors or Tensors butonuna tıklanabilir.Maksimum gerilmenin olduğu bölge kırmızıyla gösterilen çatlak ağzı bölgesidir. 124 Plot Material Orientations komutu bize parça içindeki sonlu elemanların kuvvet etkisiyle 3 eksende yapacakları veya meğilli oldukaları deplasmanları vektörel bir şekilde şematize etmekte Plot Contours komutu ile parçada oluşan gerilmeler görüntülenebilir. Parçadaki maksimum gerilme kuvvetin uygulandığı noktada meydana gelmiştir.Bunun sonucunda çatlak ağzında gerilme fazlalaşmış ve çatlağın açılmasına sebep olmuştur.Gerilme kuvvetinin minimum olduğu bölge parçanın yan taraflarıdır. 125 SONUÇ 3 nokta eğme deneyi yapılan cam epoksi kompoziti sanayide ve daha birçok alanda kullanımı yaygın bir malzemedir. Cam epoksi gevrek bir malzemedir.Akma sınırına girmeden kırılır. Kompozit yapısı sayesinde lifleri doğrultusunda gelen kuvvetleri kolay karşılayabilirken dik doğrultuda gelen kuvvetleri karşılamakta zorlanmaktadır.Yapılan hesaplamaların hassasiyetini arttırmak açısından numune sayısı arttırılabilir ve kırılma tokluğu değeri daha hassas ölçülebilir. Numunelere açılan önyorulma çatlaklarının boyu arttıkça malzeme daha kolay kırılmış ve kaldırabileceği yük miktarı giderek azalmıştır.Malzemedeki en kritik bölge çatlak ağzı bölgesi olmuş ve o bölgede artan gerilmeler malzemenin kırılmasına sebep olmuştur.. ANSYS ve ABAQUS programları üç boyutlu modelleme ve analiz konusunda oldukça kolaylık sağlamaktadır.ABAQUS programı analiz sonucu plot çıktıları ANSYS kadar zengin değildir.Sayısal anlamda yeterli çıktı vermemektedir.Lakin kullanımı kolay ve anlaşılabilir seviyededir. Yaptığımız bu çalışma ile kompozit malzemeler hakkında ve malzemelerin kırılma davranışları hakkında yeterli bilgiye sahip olmakla beraber ABAQUS programını tanımış olduk ve kıyaslama şansına sahip olduk.Kırılma Mekaniği hakkında teorik bilgimize yeni bilgiler katma şansı bulduk.Çalışmamız sırasında yaşadığımız birtakım aksaklıklara rağmen çalışmamızın verimli olmasını umut ediyoruz. 126 KAYNAKLAR [1] Yrd.Doç.Dr. Agah Basımevi,Bursa,1996 Oğuz ,Kırılma Mekaniğine Giriş,Uludağ Üniversitesi [2] Victor E. SAOUMA , Lecture Notes in:Fracture Mechanics,Dept. Of Civil Enviromental and Architectural Engineering,University of Colorado,Boulder,May 17 2000 [3]Dr Noel O’Dowd,ADVANCED FRACTURE MECHANİCS,Lectures on fundementals of Elastics,Elastic-Plastic and Creep Fractur 2002-2003 [4]Plastik Ürünleri Sanayi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık kalkınma Planı [5]ASTM standartları [6]Cam Epoksi ve Kompozit Malzemeler konulu Araştırma projeleri [7]Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Kırılma Mekaniği ders notları 127
Benzer belgeler
kompozit malzemelerin elasto-plastik davranışının incelenmesi
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
Detaylı