Özgün ürün ve çözümlere ihtiyacımız var

Transkript

Özgün ürün ve çözümlere ihtiyacımız var
ÖZEL
EK
Mayıs 2015
Özgün ürün ve çözümlere
ihtiyacımız var
l Milli Savunmada veri analizi
l Türk Savunma Sanayinin bölgede tanıtımına katkı
önsöz
Sedef Özkan
]
1915
barış balonu
gökyüzündeyken…
Savunma sanayinde hayli hareketli günler yaşanıyor. Savunma Sanayi
Müsteşarlığı’nın çalışmalarının yanı sıra savunma sanayi kümelenmelerinde de
önemli işlere imza atılıyor. SSM’den yapılan açıklamaya göre ANKA İnsansız
Hava Aracı Sistemi’nde elde edilen deneyimlerle geliştirilen ‘Yeni Nesil Yüksek
Performans ANKA Blok B’, 30 Ocak tarihinde ilk uçuşunu başarıyla tamamladı.
TUSAŞ bünyesinde kurulan ‘TUSAŞ Akademi’, Savunma Sanayi Müsteşarı Prof.
Dr. İsmail Demir’in de katıldığı törenle 22 Aralık tarihinde açıldı. Akademinin ilk
dersini veren Savunma Sanayi Müsteşarı Demir açılış konuşmasında, usta çırak
ilişkisiyle insan kaynağı yetiştirmenin zaman kaybettirebileceğini, TUSAŞ Akademi
eğitimleri ve devamında planlanacak mentorluk uygulamasıyla insan kaynağı
yetiştirilmesinin hızlandırılabileceğini ifade etti. Yine TUSAŞ Türk Havacılık ve
Uzay Sanayi tarafından üretilecek olan TÜRKSAT 6A uydusu ile Türkiye dünyada
kendi haberleşme uydusunu yapabilen 10 ülke arasına girecek. Diğer yandan
SSM tarafından yürütülen ‘Yeni Tip Denizaltı Tedarik Projesi’ kapsamında inşa
edilecek denizaltılarda kullanılmak üzere HAVELSAN, CERBE sınıfı denizaltı projesi
için ürettiği tüm hakları kendisine ait olan ‘Denizaltı Bilgi Dağıtım Sistemi’ni
Almanya’ya ihraç etti. Yazılımının tamamı HAVELSAN’da geliştirilmiş olan DBDS’de
yerli katkı oranı yüzde 70’i geçiyor. 16 Mart tarihinde de, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Fikri Işık’ın katılımıyla ‘ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi Radar ve Elektronik Harp
Teknoloji Merkezi Açılış Töreni’ gerçekleştirildi.
28. e-Devlet Yuvarlak Masa Toplantısı; ‘Savunma Sanayi Müsteşarlığı – Teknoloji
Yaklaşımları’ başlığıyla 9 Nisan tarihinde Ankara’da düzenlendi. SSM MEBS Daire
Başkanı Süreyya Yiğit, savunma sanayinde özgün ürün üretilmesine vurgu yaptı,
bunun için de Ar-Ge ve sürekliliğin öneminin altını çizdi. Savunma sanayinde bazı
şeylerin evrilmesi gerektiğine dikkat çeken Yiğit, ana firmaların; kendi ürettikleri
platformların-sistemlerin pek çok segmentlerini, alt parçalarını muhakkak yan
sanayi ile paylaşmaları gerektiğinin altını çizdi. Diğer yandan İstanbul TÜYAP,
mayıs ayında IDEF’15 – 12. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nı ağırlıyor. Fuar,
katılan ülkeler arasında dostluk ve iş birliğinin gerçekleştirilmesinde önemli bir rol
üstleniyor.
İşte tam da bu hareketli günlerde, büyük savunma savaşı; Çanakkale Kara
Muhabereleri’nin Gelibolu Tarihi Yarımada’sındaki 100. yılı törenlerine, 21 devlet
başkanı katılmışken, 100 yıl önce karşı karşıya gelen ülkelerin liderleri barış
mesajları verirken… O akşam Anıtkabir’den 1915 adet barış balonu gökyüzüne
bırakıldı. Anzak Koyu’nda da ‘Şafak Ayini’ gerçekleştirildi; ‘Yurtta barış, dünyada
barış’ demek için…
2
2
İçindekiler
Savunma sanayi ihracatı açısından
bilişimin önemi......................................................... 3-4
Dikkat! Robot R2D2 emrinize
hazırdır, komutanım.............................................. 6-7
Hedefte haberleşme, uzay teknolojileri
ve siber güvenlik var.................................................... 8
Özgün ürün ve çözümlere ihtiyacımız var........ 10-12
SSM’nin politikaları bilişim sektörüne
büyük fayda sağladı.............................................. 14-16
İnsansız hava araçlarında deneyim artıyor............ 18
Uydu Fırlatma Sistemi Projesi hızlandırılıyor................ 18
TCG BÜYÜKADA’nın seyri, Türk savunma sanayinin
bölgede tanıtımına büyük katkı sağlıyor......... 20-22
Milli savunmada veri analizi
ve kullanım alanları............................................... 24-25
Gençlerin projelere katma değer
sağlaması çok önemli.............................................. 26
Asıl tehlike devlet destekli siber suç
örgütlerinin saldırıları............................................. 28
www.bthaber.com.tr
BTHABER Grubu
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.
adına Sahibi
Ayhan Sevgi
[email protected]
BThaber Grubu Yayın Koordinatörü
Ayhan Sevgi
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Bülent Nevres
[email protected]
Editör
Handan Aybars
[email protected]
Ankara Temsilcisi
Sedef Özkan
[email protected]
Haber Merkezi
Ekrem Uçman
[email protected]
Görsel Tasarım
Nevzat Karataş
[email protected]
Mukadder Keskingözler
[email protected]
REKLAM SATIŞ GRUBU
Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Zehra Sevimli
[email protected]
Satış Müdürü
Nurşen Usta
[email protected]
Satış Grubu
Evrim Koç Demirci
[email protected]
Perihan Kıtay Özden
[email protected]
Özge Karataş
[email protected]
Gizem Güç
[email protected]
Abone ve Dağıtım Sorumlusu
Canan Şahin
[email protected]
Yönetim Yeri:
BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.
Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza
C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBUL
Tel 0216- 291 13 90
ISSN 1300-6495
Baskı
Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş.
Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul
Tel: 0212-798 28 40 84
BThaber kontrollü abonelik sistemiyle
dağıtılmaktadır.
Fiyatı 1 Yeni Kuruş (KDV dahil)
BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun
2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.
savunma - bilişim
Savunma sanayi
ihracatı açısından
bilişimin önemi
Yrd.Doç.Dr.
Altan ÖZKİL
T
ürk savunma sanayisinde
ihracatımızın 1.5 milyar
dolardan 25 milyar dolara çıkarılmasının, dünyadaki ilk
100 önemli firma arasına en az beş
Türk firmasının girmesinin ve bu
alanda en az üç tane dünya markası oluşturulmasının, 2023 yılı için
Türkiye’nin savunma sektörü ihracat hedefleri olduğu düşünüldüğünde, bu hedeflere ulaşabilmek
için nelerin yapılması gerektiğine
sistematik bir yaklaşımla bakılmasının ne kadar önemli olduğu, bir
kez daha görülecektir. Savunma
sektöründe rekabetçilik ve sürdürülebilirlik kavramlarının önemi her
geçen gün artmaktadır. Sadece
kendi ülke ihtiyaçlarına odaklanmış
bir savunma sektörü düşünmek
mümkün değildir. Zira kendi ülke
ihtiyaçlarımız belli bir noktada doygunluk seviyesine ulaşmaktadır.
Teknolojideki hızlı değişimlere rağmen savunma sistemlerinin ömür
devirleri hala yeterince uzundur.
Bu durumda sektör ya ihracatla diğer ülke savunma sanayi ihtiyaçlarını keşfedecek diğer ifadesi ile bu
ülkelere ihracat yapacak ya da geliştirdiği teknolojinin dual kullanım
alanlarından hareket ederek diğer
sektörlerinin ihtiyaçlarının karşıla-
masına katkıda bulunacaktır.
Ülke olarak savunma sektörüne
son yirmi yıldır yaptığımız yatırımların sonucu olarak, birçok savunma
sistemi ülke envanterine kazandırılmıştır. Bu durum savunma sektörümüzün rekabetçilik özelliğini artırmıştır. Bugün birçok geliştirilmiş
olan savunma sistemleri pazarda
rakiplerine göre yeni teknolojilerle
üretilmiş güncel ürünleri temsil etmektedir. Bu ürünlerdeki geliştirilme tarihlerindeki büyük farklılıklar,
kullanılan teknolojiler açısından da
büyük farklılıklar yaratmıştır. Rekabetçiliğimizi ön plan çıkaran bu durumun sağlamakta olduğu faydayı
ihracata dönüştürebilmek ve bunun sürekliliğini sağlayabilmek için
çeşitli analizler ve değerlendirmelerin yapılması, ihracat sürecinde karar vericiler ve uygulayıcılara karar
desteği sağlanması kaçınılmaz hale
gelmiştir.
Savunma sanayinde ihracatın
sağlanabilmesinin en önemli şartlarından biri geliştirilen savunma
sistemine ilişkin ömür devri sürecine sahipliliktir. Bundan kasıt,
geliştirilen savunma sistemine ilişkin, ihtiyacın sisteme dönüştüğü
sistem mühendisliği sürecinde yer
alan, sistemle ilgili teknoloji ve ta-
sarım süreçlerine hakimiyettir. Bu
süreçte ülke için ilgili teknolojilerin
izlenmesi ve değerlendirilmesi hayati önem taşımaktadır. Sistemin
geliştirilmesinde kullanılacak ana
teknolojileri, altyapı teknolojilerini, entegrasyon teknolojilerini ve
temel teknolojilerin olgunluk seviyeleri ve bu teknolojilere hazırlık
seviyeleri ölçümlenmeli, bu teknoloji alanlarında meydana gelen değişmeler izlenmeli ve takip edilmelidir. İhracatı düşünülen herhangi
bir savunma sistemine ilişkin teknolojilerde diğer ülkelere olan olası
bağımlılıkların tespit edilmesi, bu
bağımlılıklara ilişkin sorunlar çözümlenmeden sistemin ihraç edilebilme olasılığının olmadığı unutulmamalıdır.
Geliştirilmiş bir savunma sisteminde, kullandığınız alt teknolojilerinden herhangi birinde, başka
bir savunma sisteminin geliştirme
sürecinde yapmış olduğunuz karşılıklı anlaşmalar doğrultusunda,
herhangi bir X ülkesine “Son Kullanıcı (End User)“ olma nedeni ile
bağımlı olduğunuzu kabul edelim.
Bu durumda geliştirilen savunma
sisteminin ihracının bağımlı olduğunuz ülkenin iznine tabi olduğunu unutmamamız gerekmektedir.
3
4
savunma - bilişim
Bir sistemi meydana getiren sistemler, alt sistemler, entegrasyon
teknolojileri ve temel teknolojileri düşündüğümüzde, ortaya çıkan
sayıca fazlalık, bu kontrollerin ve
tespitlerin yapılması bilişim altyapısını ve bilişim altyapısı ile birlikte
çeşitli yöneylem araştırması uygulamalarını zorunlu kılmaktadır.
Savunma sanayi bünyesinde geliştirilen ürünlerin ihracatına ilişkin
özellikle teknoloji alanına yönelik
yapılacak değerlendirmeler haricinde geliştirilen savunma sisteminin sürekliliğine ilişkin diğer bir
hususta ihraç edilecek ülkelere
verilecek güvendir. Bu güveninde
temel dayanağı yine sistem ömür
devrine sahiplilik ile yakından ilgilidir. Geliştirilen sisteme ilişkin
yedek parçaların talep edildiğinde
bulunabilmesi, bakım onarıma ilişkin bilgi ve yetkinliklerin ihraç edilecek ülkeye devredilebilmesi veya
hizmet olarak sunulabilmesi önem
kazanmaktadır. Bu değerlendirmenin önemli bir bacağı da gerek
taktik kullanıcı gerekse de teknik
açıdan verilecek eğitimlerdir. Bu
kapsamda ürüne ilişkin yapılacak
analizlerin, ülke çapında, bakım
onarım, güvenilirlik, desteklenebilirlik, idame edebilirlik gibi tasarıma etki eden paramatreleri içeren
lojistik destek analizleri ile desteklenmesi de büyük önem taşımaktadır.
Şüphesiz ki savunma sanayi sistemlerinin ihraç sürecinde risklerinin de analiz edilmesi gerekmektedir. Bu riskler ihraç edilecek ülke ve
ülkemizin ihracat yönetim süreçleri
açısından değerlendirilmelidir. Savunma sisteminin ihraç edilmesine
aday olan ülkeye yönelik alınmış
olan uluslararası anlaşmalar ve kararların da yapılacak ihracı bağlayıcı olduğu unutulmamalıdır. Dış
politika ve siyasette meydan gelen
ve/veya öngörülen değişimlerin de
ihraca aday olan ülke ve bu ülke ile
olan ihracatı etkileyeceği önemli
bir noktadır. Ülke politika ve siyaset faaliyetleri sonucunda bazı
ülkelere ilişkin çeşitli yaptırımlar
ortaya çıkabilir ve anılan ülkeye
yapılacak olası ihracat dengelerini
bozabilir.
Savunma sanayisindeki ihracat
hedeflerin gerçekleşmesini sağlayacak firmalar da gerek kendileri
gerekse sürecin ana oyuncuları
tarafından
değerlendirilmelidir.
Konu kapsamındaki firmaların reaktif yaklaşım yerine ihracatta proaktif yaklaşımı benimseyen firmalar
olması büyük önem taşımaktadır.
Firmaların bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerin gelecekte yapacağı faaliyetlerin bir
göstergesi olacağı gerçeğinden
hareketle kurumsal performansları mutlaka gözden geçirilmelidir.
Firmaların kurumsal ve finansal yapılarının sağlamlığı, inovatif anlayışla hareket etmeleri, rekabetçilik
stratejilerini takip ediyor olmaları
firmaların ihracat kapsamındaki
kurumsal performansı açısından
büyük önem taşımaktadır.
Savunma sistemlerinin ihracının
artırılmasına yönelik yapılacak çalışmaların temelinde, ürün, firma,
fiyat, lojistik destek, risk gibi daha
birçok konuyu da ele alan bütünleşik bir ihracat yönetimi altyapısı
geliştirilmelidir. Bu altyapının geliştirilmesinin önemli oyuncularından
birinin bilişim sektörü olduğu unutulmamalıdır. Savunma sanayimizin özellikle katma değeri yüksek
ürünlerinin ihracatına yönelik olarak değerli bilişimcileri önemli görevler beklemektedir. Değişik konu
başlıklarında, dağıtık bir ortamda
yer alacak oyunculardan öngörülen konularda temin edilecek veri
setlerinin, veriden başlayan enformasyon, bilgi ve kurum zekâsına
giden bu yolculuğunda siz değerli
bilişimcileri, savunma sanayi firmaları ve sektörün yanında olmaya ve
geliştirdiğinin katma değeri yüksek
savunma sanayi ürünlerini ihraç
ederek katkı sağlamaya davet ediyorum.
akıllı teknolojiler,
entegre çözümler
Komuta Kontrol
Savaș Sistemleri
Bilișim ve Güvenlik
Teknolojileri
Siber Güvenlik ve
Bulut Bilișim
Teknolojileri
Simülasyon,
Eğitim ve Test
Sistemleri
CMMI Seviye-3
ISO 27001 (TS ISO/IEC 27001:2006)
I
ISO 9001 (TS EN ISO 2001:2008)
I
TS EN ISO 14001
I
I
AS 9100 (AS9100 REV C AND ISO 9001:2008)
İSG-OHSAS TS 18001
I
TS ISO/IEC 20000
I
ISO/TS 22301
I
Seviye D
6
savunma - bilişim
Dikkat! Robot R2D2 em
hazırdır, komutanım
Halil AKSU
K
arşımıza çıkan pek çok
teknolojinin Ar-Ge’si
askeri bütçelerle
başlamıştır. Savaş kazanmak için, askeri üstünlük
sağlamak için, insanlık
tarihi boyunca teknoloji
geliştirilmiştir, sürekli iyileştirilmiştir. Kesici aletlerden,
mızraklardan, bugün uzun menzilli
nükleer füzelere kadar, internetten
GPS navigasyon teknolojisine kadar, pek çok teknoloji askeri menşelidir.
2. Dünya Savaşı’nda kullanılan Enigma makinesi ile birlikte (ki
daha öncesi de vardır), şifreleme,
şifre çözme, sanal kilitler, saldırı,
virüsler, şaşırtma ve benzeri konular askeri ve istihbarat dünyasının
önemli bir boyutu haline gelmiştir.
Bu teknolojiler de sivil dünyaya intikal etmiştir, özellikle sanal dünyada
hırsızlık, sahtekarlık için muhtelif
şifreleme gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Geleceğin savaşlarında ve dolayısıyla savunma sanayinde dijital
teknolojiler çok önemli rol oynayacaktır. Halen yerde ve kanlı savaşlar
cereyan etmektedir. Ama asıl büyük
savaşlar ekonomide ve piyasalarda
yaşanmaktadır. Burada üstünlük
sağlamak, yerdeki ve göklerdeki üs-
tünlük kadar önemlidir. Siber terör,
siber saldırılar ve siber güvenlik en
kritik alan haline gelmiştir.
Özellikle ikisi birleştiğinde, yani
siber güvenlik ve fiziki / askeri güvenlik bir araya geldiğinde, ancak
tam güvenlikten veya tam saldırı
gücünden bahsedilebilir. Bu anlamda sanal dünyada çok üstün yetkinlikler geliştirmek ulusal güvenlik
açısından çok elzemdir, hem saldırı,
hem güvenlik bakımından. Diğer
yandan fiziki güçlerin de yüksek donanımlı olması gerekmektedir.
Karada, havada ve denizdeki
güçlerin aralarındaki iletişim teknolojileri, kullandıkları ileri teknolojiler, asker ve komutanların donanımı çok üstün olmalıdır ki, düşmanı
caydırma ve karşı koyma yetkinliğiniz olsun. Nesnelerin interneti, büyük veri ve onun görselleştirilmesi,
mobil teknolojiler, silah teknolojileri
büyük önem arz etmektedir.
savunma - bilişim
mrinize
Askeri alanda bunların ötesinde
robot teknolojileri, nanoteknoloji,
hatta genetik ve biyoteknoloji son
derece kritiktir. Bu anlamda savunma sanayinde tüm teknolojiler, hatta bugün adını henüz koyamayacağımız teknolojiler gündemdedir,
önemlidir. Hatırlayalım ki, her türlü
teknolojiyi iyi (sivil) amaçlar için kullanabileceğimiz gibi, askeri alanında
(silah veya kalkan olarak) kullanabiliriz. Bugün çoğumuz bir bıçağı ekmek doğramak, elma soymak için
kullanıyoruz. Ama aynı aleti insan
öldürmek için de kullanılabilir.
Teknoloji keskin bir araçtır. İnsanın niyetine bağlı olarak, sonuç değişebilir. Ama dünyada kötü insanlar
olduğu sürece, ordulara, polislere
ihtiyaç devam edecektir. Teknolojik
gelişmeleri kötü insanlar kullanacağı
için, aynı veya daha üstün teknolojiler
ile kendimizi ve toplumu savunmak,
düşmanı caydırmak zorundayız. Sonumuz hayır olsun…
Siber güvenlik
ve fiziki / askeri
güvenlik bir araya
geldiğinde, ancak
tam güvenlikten veya
tam saldırı gücünden
bahsedilebilir.
Bu anlamda sanal
dünyada çok üstün
yetkinlikler
geliştirmek ulusal
güvenlik açısından
çok elzemdir, hem
saldırı, hem güvenlik
bakımından.
7
savunma - bilişim
8
Hedefte haberleşme, uzay
teknolojileri ve siber güvenlik var
A
r-Ge faaliyetlerine büyük
önem veren Aselsan, her
yıl cirosunun yaklaşık yüzde
6’sını şirketin öz kaynaklarıyla finanse
edilen araştırma geliştirme faaliyetlerine harcıyor. Sayısı 5 bine yaklaşan
çalışanların yüzde 59’u mühendis ve
2 binden fazla mühendis de Ar-Ge
projelerinde çalışıyor. Yenilikçi Ar-Ge
anlayışı; kendi teknolojisini üretebilmenin verdiği güven, esnek ve hızlı iş
modeli ve yetkin insan kaynağının sağladığı rekabet avantajı, Aselsan’ı gelecekteki hedeflerine ve yeni başarılara
taşıyacak en önemli faktörler. Aselsan,
sürdürülebilir büyüme hedefleri ve ‘tek
marka, beş sektör, bir misyon’ ilkesiyle
küresel genişleme fırsatlarını değerlendirerek konumunu önümüzdeki
dönemlerde de güçlendirmeye devam
edecek. Aselsan; haberleşme ve bilgi
teknolojileri faaliyet alanında askeri haberleşme sistemleri (TASMUS), askeri
telsizler (yazılım tabanlı VHF/UHF, yazılım tabanlı HF, deniz telsizleri), kamu
güvenliği haberleşme sistemleri (ULAK
4G/LTE, JEMUS, ATLAS sayısal haritalı
telsizler, APCO, kriptolu sayısal telsizler), bilgi teknolojileri ve siber güvenlik
(112 acil yardım sistemi, ağ çözümleri, büyük veri/analitik, veri merkezleri,
emniyetli uydu telefonu, güvenli mesajlaşma sistemi (GÜMES), sanal hava
boşluğu (SAHAB), ip kripto cihazları,
TEMPEST) ve uzay teknolojileri (uydu
haberleşme terminalleri, uydu yer sistemi kontrol merkezleri, görev yükü
kontrol merkezleri, TUMSİS, Göktürk)
alanlarında faaliyet gösteriyor. Bu
alanda, gelecek nesil haberleşme alt-
Aselsan, her yıl
cirosunun yaklaşık
yüzde 6’sını şirketin
öz kaynaklarıyla
finanse edilen ArGe faaliyetlerine
harcıyor.
yapısı, dost-düşman tanıma, yeni nesil
ip radyolink cihazları, sayısal takograf,
yeni nesil dalga şekilleri geliştirilmesi,
uydu yer ve uzay teknolojileri, siber
güvenlik, yeni nesil antenler ve yüksek
hızlı askeri haberleşme konularında
Ar-Ge çalışmaları yürütülüyor.
Tasarımın tüm aşamalarında
siber güvenlik göz önünde
tutuluyor
Aselsan’ın bilgi sistemleri, kriptoloji
ve siber güvenlik konularındaki faaliyetleri, askeri, kamu ve sivil sektörlerde gereksinim duyulan bilgi teknolojisi
projelerinin gerçekleştirilmesine yönelik. Kripto, kriptolu haberleşme, siber
güvenlik, bilgi güvenliği ve bilişim teknolojileri, afet ve acil durum yönetimi,
elektronik kimlik ve kontrol çözümleri,
güncel ve amaca özel e-kurum çözümleri, müşteri ihtiyaçlarına yönelik
şebeke çözümleri, veri merkezi ve erişimine yönelik sistem çözümleri, merkezi kontrol ve monitör altyapılarıyla
elektronik arşiv sistem çözümlerine
ilişkin çalışmalar yapılıyor. Tüm projelerde onaylı, özgün siber güvenlik
ürünleri kullanılarak milli ve güvenli
sistemler üretiliyor. Tasarımın tüm aşamalarında siber güvenlik konusu göz
önünde tutulup geliştirilen tüm yazılımlara kod ve açıklık analizleri uygulanıyor. Aselsan’ın BT alanında projeler
geliştirdiği başlıca alanlar; acil yardım
merkezleri, bulut tabanlı kamu ve
belediye hizmetleri, milli BT donanım
ailesi, IPKC donanım ailesi, güvenli ağ
geçit sistemleri, güvenli mesajlaşma
sistemleri, güvenli USB bellek/harici
sabit disk, kriptolu askeri tablet, siber
zırh programı, güvenli taktik yerel alan
ağı, güvenli veri merkezleri şeklinde sıralanabilir. Coğrafi bilgi sistemleri, veri
merkezi yazılım, donanım ve güvenliği,
7/24 iş sürekliliği ve felaket kurtarma,
bulut bilişim, merkezi yönetim, ağ yönetimi, güvenliği ve yedeklenmesi, veri
bütünlüğü, güvenliği ve yedeklenmesi,
büyük veri ve analitik, M2M, milli BT
donanım altyapısı, akıllı kentler, kent
bilgi ve otomasyon sistemleri, mobil
ağ erişimi ve mobil çözümler, projelerde kullanılan kritik teknolojiler olarak
değerlendirilmekte. Aselsan’ın genel
hedefi, güncel teknolojileri takip ederek siber güvenlik önlemleri alınmış,
‘gizli ve değerli’ verilerin korunduğu,
milli çözümlerin ön plana alındığı,
müşteri gereksinimlerinin maksimum
düzeyde karşılandığı, gelişmeye açık
haberleşme, uzay teknolojileri ve siber
güvenlik çözümleri oluşturmak. Bu
kapsamda Aselsan, gerek kendi kaynaklarıyla gerekse bir ekosistem içinde
uzmanlık alanlarını oluşturmuş paydaş
şirketlerle iş birliği içinde çalışmalarını
sürdürüyor.
ANAYURT GÜVENLİĞİ
Sınır Güvenliği
Sınırların korunması, geleneksel anlamı
ile devriye personeli, çit ile koruma ve askeri
kontrol noktaları kullanımı kavramından, akıllı
video gözetleme sistemleri, termal görüntüleme,
radarlar ve diğer gelişmiş sensör teknolojileri
içeren çözümlere kaymıştır. HAVELSAN sınır
güvenliği sistemleri, sınırlarımız boyunca ihtiyaç
duyulan gelişmiş teknolojileri kullanarak, sınır
devriyesini destekleme ve fiziksel gözetlemenin
mümkün olmadığı ücra alanlarda ihtiyacı
tesis edilmelidir. HAVELSAN, kritik tesisler için
tasarım, mühendislik, kurulum, teslimat, eğitim,
bakım ve servis alanlarının hepsinde güncel
açık mimari ve esnek teknoloji kullanarak
uyarlanmış çözümler yaratabilmektedir. Acil
durumlarda, HAVELSAN çözümleri mevcut
durumun gerçek zamanlı resmini sağlayarak
en uygun tedbirin alınmasını sağlamaktadır.
Bununla birlikte geliştirilen sistemler,
tehlikelerden korunmak, azaltmak ve bunlara
karşılık vermek için yangın/acil yardım
gibi diğer ulusal ön hazırlık
sistemleri ile entegre olarak
çalışabilecek kabiliyettedir.
Şehir Güvenliği
karşılamaktadır. Şirketimiz müşterileri ile
birlikte çalışarak ihtiyaca uygun tasarım ve
entegrasyonlarla en üst seviye farkındalık ve
karar verici istihbarat çözümleri sağlamaktadır.
Kritik Tesis Güvenliği
Kritik altyapılar; iletişim sistemleri,
acil sistemler, kamu tesisleri, nükleer
santrallar, su arıtma tesisleri, savunma
endüstrisi merkezleri, petrol ve gaz tesislerini
içermektedir. Kritik Altyapılar, öngörülen
ve beklenmeyen tehditlerden korunmalı ve
güvenli hale getirilmeli, bunun yanında da
olası bir istenmeyen durum sonrasında hızlı
bir şekilde eski haline döndürülebilir şekilde
HAVELSAN, Şehir
Güvenliği Sistemleri
müşterileri için özel
olayların yönetilmesi,
acil durumlara tepki
verilmesi kabiliyetlerini ve
problem yaratmaya meyilli
tehditler hakkında gerçekleşmeden
bilgi toplanması kabiliyetini
sağlamaktadır. Elektrooptik (EO) sensörler,
CCTV ve LLTV, kızılötesi kameralar ve termal
kameralar hedefleri termal ve optik olarak
algılayabilmektedir. Bu sensör grupları hareketli
ve sabit hedef tespitinde ve gece/gündüz hedef
sınıflamada sağlamakta oldukları kayıt ve
analiz fonksiyonları ile en etkin gruplar olarak
bilinmektedir.
Farklı sistemlerden edinilen yüksek hacimli
veri analiz edilerek karar vericilerin problemler
karşısında hızlı olarak hareket etmelerine ve
acil durum ekiplerinin olay yerine en hızlı şekilde
yönlendirilmesine yardımcı olur. HAVELSAN,
Şehir Güvenliği Sistemi trafik sıkışıklığı, suçun
önlenmesi, acil durumların önceden öngörülmesi
ve güvenlik ihlallerinin minimize edilmesi için
çözüm sağlamaktadır.
advertorial
11 Eylül saldırılarından sonra terörizme karşı
hassas noktaların belirlenerek giderilmesi,
terörist saldırıların önlenmesi ve olası terörist
saldırı sonrası atılacak adımlara yönelik
hedeflerin yer aldığı strateji belgesi 2002 yılında
ABD’de yayındı. “Homeland Security” konsepti
olarak adlandırılan bu çalışma Türkiye’de
“Anayurt Güvenliği” adıyla ülkemiz şartlarına
göre yeniden tanımlanarak ulusal savunma
stratejilerinin değişmeyecek bir parçası
halini almıştır. Bu konsepte yönelik
üretilecek projelerin mevcut ve yeni
geliştirilecek milli teknolojiler
kullanılarak karşılanması
güvenlik açısından çok
daha kritik bir önem arz
etmektedir.
2004 yılı itibariyle
Anayurt Güvenliği
Sistemleri projelerini hedef
faaliyet alanına eklemiş
olan HAVELSAN bünyesinde
sadece Uzaktan Algılama ve
Anayurt Güvenliği konsepti ile
ilgilenen “Uzaktan Algılama ve Anayurt
Güvenliği Program Müdürlüğü” oluşturuldu.
Güvenliği gelişmiş askeri projelerin önemli
bir parçası olan ve savunma endüstrisinde
kullanılan istihbarat, arama, keşif, izleme ve
komuta kontrol sistemleri, sensörler gibi veri
toplama sistemleri konusundaki tecrübesi ile
HAVELSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, kamu
ve sivil sektöre gelişmiş ve güvenilir Anayurt
Güvenliği sistemleri sunmaktadır.
Uzaktan Algılama ve Anayurt Güvenliği
Program Müdürlüğü altında sınır güvenliği, hat
ve yol güvenliği, kritik tesis güvenliği ve şehir
güvenliği konuları ayrı ayrı ele alınmaktadır.
savunma - bilişim
10
Özgün ürün ve çözüm
‘Savunma Sanayi
Müsteşarlığı
ile birlikte
gerçekleştirilen
BThaber e-Devlet
Yuvarlak Masa
Toplantısı’nda, yerli
teknolojilerin önemi
vurgulandı.
M
oderatörlüğünü BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi’nin
yaptığı e-Devlet Yuvarlak Masa
Toplantısı’na SSM yetkililerinin
yanı sıra bilişim şirketlerinin yöneticileri de katıldı. SSM MEBS Daire
Başkanı Süreyya Yiğit, SSM’nin
ağırlıklı olarak platform projeleri
yapan bir kurum olduğunu kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Platformların altında bulunan sistemlerin hemen hepsi ‘Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri’ /
MEBS Dairesi altında faaliyet gösteriyor. Bu toplantıyı küçük bir sektör
buluşması gibi de düşünebilirsiniz;
bundan sonra da bu çalışmaları yürüteceğiz. Savunma sanayini analiz
ettiğimizde, ileri teknoloji gerektiren
konulardan; sistemler ve platformlardan bahsediyoruz. Konu savunma olunca; gerek dışarıdan alalım
gerekse kendimiz bu işe soyunalım,
en iyisini yapmak zorundayız. Mükemmelliğin birkaç tane şartı var;
belirli bir teknolojik özende belli bir
süre çalışmanız, sürdürmeniz gerekiyor. Sermaye de çok önemli. Bu
sektörde başlangıç sermayelerine
ihtiyacımız var.” Gerçekleştirilen
projelerin milli olmasını arzu ettiklerini söyleyen Yiğit, “Sınırlı bir
proje havuzumuz bulunuyor; bunu
iyi değerlendirmek zorundayız.
Sektördeki firmalara tavsiyemiz şu:
Belirli konular üzerine yoğunlaşmanız, özgün ürün üretmeniz lazım.
Savunma sanayinin millileştirilmesi
çok önemli. Yarın ihtiyacımız olduğunda kullandığımız cihazların bize
hizmet edip etmeyecekleri konusunda endişelerimiz bulunuyor. Bu
nedenle milli çözümler arıyoruz”
açıklamasını yaptı.
Savunma sanayinde yeni bakış
açılarına ihtiyacımız var
“Milli çözümler ararken en iyisini
yapacaksak, elimizde sınırlı bütçe ve
proje varsa; o zaman firmalarımız
şunu yapacak” ifadesini kullanan
Yiğit, sözlerine şu şekilde devam
etti: “Sektörde karşılıklı olarak sab-
retmemiz gerekiyor. Belli konularda
yoğunlaşmalıyız, aksi takdirde biraz
önce söylediğim; ‘mükemmelliğe’
ulaşamayız. Herkesin en iyi olduğu konuda ilerlemesi gerek. Biz de
bir şeyler üretelim; dışarıdan para
verip aldığımız kadar biz de dışarıya bir şeyler satabilir hale gelelim.
Özellikle güvenlik anlamında söylüyorum; lazım olduğunda anahtarı
bende olsun, başkasında olmasın!
Firmalarımız bu sistematik içinde
bakmalılar; bir şeye sahip olabilmek
gibi heveslerinin olması gerek. Özgün ürüne yönelmemiz şart. Özgün
ürüne yönelebilmek için de Ar-Ge
yapmamız lazım ve bunu da sürekli
hale getirebilmemiz gerek. Çünkü
gelişim bir günde olmuyor. Bizim
sanayiye bakışımız böyle: Biz istiyoruz ki kendi ülkemizde geliştirelim;
pek çok firma bu işten ekmek yesin, ülkemize iş olsun, yurt dışına
döviz kaçmasın ama bir de hayatın
gerçekliği var. Dolayısıyla belli konularda uzmanlaşmış firmalarımız
olsun, yurt dışından alacağımıza
savunma - bilişim
mlere ihtiyacımız var
bu firma bunu yapar diyebilelim.
Savunma sanayinde bazı şeylerin
evrilmesi gerekiyor. Bundan sonra
sektöre devam edebilmek için yeni
anlayışlara, yeni bakış açılarına ihtiyacımız var. Uzmanlaşan firmaları
da bizim destekleyebilmemiz gerek.
Ana firmalarımız; kendi ürettikleri
platformların-sistemlerin pek çok
segmentlerini, alt parçalarını muhakkak yan sanayi ile paylaşmalılar. Aksi takdirde verimli olamayız.
Zamanı minimize edebilmek, maliyetleri rekabet edebilir düzeye getirebilmek için mutlak surette özel
sektörün önünü açmamız gerek.
Devlet olarak savunma sanayi için
de aynı şey geçerli. Türkiye’de savunma sanayine çok ciddi kaynak
ayıramıyoruz.”
Tüm süreçler elektronik
ortama aktarılacak
MEBS Dairesi’nin bilişim projeleriyle de ilgili bilgi veren Süreyya Yiğit, “Kurumumuzda elektronik evrak takibi yaptığımız bir yazılımımız
bulunuyor. Bunun dışında kalan bütün süreçlerimizi elektronik ortama
aktarmak gibi bir düşüncemiz var.
Projelerin kurgularını yaparken paydaşlarla olan çalışmaların birbiriyle
çalışabilir hale gelmesi için çabalıyoruz. İnternet tabanlı sistemlerden
gelebilecek bir takım siber sıkıntılar
nedeniyle henüz makineler arası
iletişimin hazır olmadığını biliyoruz
ama ileride bunun ihtiyaç olacağı
bir mimarinin de gerekli olduğunu
düşünerek yazılımları, bunlar birlikte çalışabilir diye kurguluyoruz.
Sektörle konuşmamız gereken bir
konu da; maliyet analizi. Nasıl olur
da maliyetleri daha mantıklı şekilde
bir veri tabanı oluşturabiliriz? Diğer
yandan ‘Müşterek Resim Projesi’
önemli bir proje; hava-deniz gibi
kuvvetlerimizin kendilerine ait projeleri mevcut ve bunlar arasında bütünleşik sistem kurma ihtiyacı doğabiliyor. Harekatı yönetecek olan
genelkurmayımız ve kuvvetlerimiz
ortak bir şekilde buradaki verilerden yararlansın, sağlıklı bir şekilde
sistemi kullansınlar diye bir çalışmamız mevcut” dedi.
‘Deniz Tesis Taktik Ağı’
İsveç çakısı gibi!
SSM’nin teknoloji projelerini anlatmaya devam eden MEBS Simülatör Grubu Müdürü Abdullah Şen,
gruplarının ağırlıklı olarak uçuş similatör projeleri gerçekleştirdiğini
kaydederek yoğun olarak da eğitim simülatörlerini yürüttüklerini
ifade etti ve “Simülötar projelerini
ağırlıklı olarak Havelsan firmasına
aktarıyoruz. Mükemmeliyet Merkezi olarak Havelsan’ı seçtik” açıklamasını yaptı. MEBS Elektro Optik
Grubu Müdürü Ahmet Dinç, gruplarnda yürüyen18 civarında proje
olduğunu belirterek önemli projelerden bir tanesinin de TSK’nın
‘Siber Savunma Merkezi’ olduğunu söyledi. Dinç, “Diğer projemiz;
‘Deniz Tesis Taktik Ağı’. Bu aslında
çeşitli platformlardan çeşitli haberleşme sistemlerinden herhangi bir
ortamı kullanarak haberleşme ortamını sağlayan bir sistem, biz bunu
İsveç çakısına benzetiyoruz! Mutlaka bir sistemle eğer haberleşmek
istiyorsanız, hangi ortam olursa olsun haberleşmeyi sağlıyor” şeklinde
konuştu. Komuta kontrol ve savaş
yönetim sistemleriyle ilgili projeleri
yürüttüklerini söyleyen MEBS Komuta Kontrol Grup Müdürü Neşet
Ertaş, işlerinin büyük bölümünü,
Emniyet ve Silahlı Kuvvetler; özellikle de terörle mücadele kapsamındaki acil ihtiyaçların tedariğinin aldığını vurgulayarak konuşmasına şöyle
devam etti: “MİLGEM Savaş Sistemi
Tedarik Projesi’nde 50’den fazla alt
yüklenici var; gruplandırılmış durumdalar, Aselsan’a ve Havelsan’a
bağlı olarak çalışıyorlar. GENESIS
uzun soluklu bir proje. Sekiz tane
geminin; modern sistemlerle donatılması ve gemilerin denizde tekrar
yüzer hale getirilmesi gerçekleştirildi. Özellikle Somali’deki korsan faaliyetlerinde, bu gemiler basında da
gündeme geliyor.”
Artık verileri uçak yere
inmeden topluyoruz!
Toplantının ikinci bölümünde
firmalar ‘Teknoloji Eğilimleri’ni
paylaştılar. Netaş, Bilişim Teknolojileri Ar-Ge Direktörü Öner Tekin,
“Sistem bütünleştirmesi anlamında
sadece Türkiye’de değil, bölgede
yoğun aktiviteleri olan bir firmayız.
Savunmaya, kamu güvenliğine baktığımızda da aslında 90’lı yıllardan
beri dünya standartlarında hem yazılım hem de donanım anlamında
projeler üzerinde çalışıyoruz, bunu
çok daha ileriye götürmeye çabalıyoruz. Savunma alanında; bütün
kolluk kuvvetleriyle ve yine grup vakıf grup şirketleriyle çeşitli projelerde birlikte iş yapıyoruz. Son dönemlerdeki teknoloji eğilimlerini; bulut
bilişim, siber güvenlik, büyük veri
11
12
savunma - bilişim
olarak sayabiliriz. Özellikle güvenlik konusu çok öne çıkıyor” açıklamasını yaptı. Teradata Profesyonel
Hizmetler Müdürü Ali Rıza Kuyucu,
Teradata’nın tamamen veri ambarı,
ileri analitik ve büyük veri çözümleri gibi konulara odaklandığının
altını çizerek “Veriden çıkarılabilecek fayda; bizim sağladığımız temel
çözüm. Büyük veri hangi alanlarda
kullanılabilir, nasıl fayda sağlayabilir; o konuda iş danışmanlığı vermeyi hedefliyoruz” dedi. Teradata
Kıdemli Çözüm Mimarı Burak Biçen de; özellikle savunma tarafında
Teradata’nın ABD’de birçok büyük
proje gerçekleştirdiğini söyledi ve
maliyetlerin düşürülmesi, uçuş güvenliğinin sağlanması üzerinde de
çalıştıklarını kaydetti. “Buradaki
firmaların hepsiyle tanışıyoruz, çok
büyük bir pazarın içinde değiliz,
bazen yan yana, bazen karşı karşıya rekabet halinde olduğumuz durumlar oluyor” diyerek konuşmasına başlayan Netapp Ankara Bölge
Müdürü Burak Koç, “SSM’nin şöyle
bir rolü olduğunu görüyoruz: Hem
Türk Silahlı Kuvvetleri hem savunma sanayi şirketleriyle çok yakın iş
birliği içerisinde. Bazen onlara tedarik sağlayan, bazen onlarla birlikte projelerin içerisinde yer alan bir
konumu var. Biz de veriyi erişilebilir
kılmayla ilgili vizyonlar yaratmak
düşüncesinde olduğumuz için son
zamanlarda gündemimizde olan
bulut bilişimin SSM ve kendi paydaşlarıyla nasıl uygulanabilir hale
getiririz; bunun üzerinden gitmek
istiyoruz” açıklamasını yaptı. EMC
Sistem Mühendisleri Takım Lideri
Ebru Bayram Özgen, birçok sektörün yapısal değişikliklerle karşı karşıya olduğunu hatırlatarak “Siber
güvenliği çabuk fark etmek ve çabuk tepki vermek zorundayız. Diğer
yandan maliyetleri düşürmek durumundayız; bir de denge kurmamız
gerekiyor” ifadesini kullandı ve
şunları kaydetti: “ Yeni iş yapış şekilleri tanımlanıyor. Örneğin, sosyal
medya analizi olmadan terörle mücadeleden bahsedemiyoruz. Artık
verileri de; daha gelirken yani uçak
yere inmeden topluyoruz, analitiğini yapıyoruz.”
SSM, tedarik modeli olarak
Türkiye için inanılmaz bir değer
‘Teknoloji Eğilimleri’ bölümünde
konuşan Havelsan Siber Güvenlik
Direktörü Eymen Şahin, e-Devlet
BT projelerindeki dağınıklığa dikkat
çekerek Süreyya Yiğit’in sözlerine
gönderme yapıp “Bir ekosistem
olmadan birilerinin ayakta kalması
veya faydalı bir model çıkarması çok
mümkün olmuyor” ifadesini kullandı ve şöyle konuştu: “Ülkemizde
sürdürülebilirliğini sağlayamadığımız, proje-ürün bazında çok fazla
örnek var; buna yüzde 90’ın üzerinde diyebilirim. Bütünleşemiyoruz.
Zararına projeler yapmaya çalışıyoruz. Bugün e-Devlet projelerinin tedarik modeli başlı başına bir problem. Teknoloji transferi şart, Şarttan
daha öte şart, tek başımıza bir şeyi
bir noktaya götüremeyiz. SSM, tedarik modeli olarak Türkiye için inanılmaz bir değer. Burada e-Devlet
projelerinin ciddi bir konsolidasyonla, SSM üzerinden veya SSM’nin
danışmanlık yapacağı bir model
üzerinden yapılmasını öneriyoruz.”
Aselsan, Bilgi Teknolojileri ve Siber
Güvenlik Grup Başkanı Alper Gerçek, Aselsan’ın eylül 2014’te yeni
bir yapılanma geçirdiğinin altını çizip bu yapılanma sonrasında askeri
alandaki uzmanlıkların, kamu-sivil
alanda da yer alması ilkesiyle hareket ettiğini belirtti. Gerçek, “Yeni
yapılanma sonucunda da BT ve siber güvenlik grup başkanlığı kuruldu. Aselsan olarak sadece siber güvenlik bakış açısıyla baktığımızda;
yazılımın değil donanımın da çok
önemli bir unsur olduğunu gördük
ve Türkiye’nin artık kendi BT donanımını yapabileceğine inandık. Bu
anlamda da bir milli BT donanım
ailesi geliştirme projesine başladık”
açıklamasını yaptı.
HAVELSAN Entegre Boru Hattı Çözümü
Boru Hattı Güvenliği kapsamında Entegre
Güvenlik Sistemi Yazılımı (Integrated Security
System) ile aşağıdaki bileşenleri entegre etmiştir:
• Çit üstü ve Gömülü İhlal Tespit Sistemi
(Intrusion Detection Sistem)
• CCTV ve Kamera Güvenlik sistemleri
• Video Yönetim ve Analiz Sistemleri
• Sensör Ağı Yönetim Sistemi
• Kartlı Geçiş Kontrol Sistemleri
• SCADA Sistemleri
• Yangın ve Sızıntı Tespit Sistemleri
• İnsansız Hava Aracı Yönetim Sistemi
Telekom kapsamında aşağıdaki bileşenler
ile anahtar teslim sistemler oluşturulmaktadır:
• Şemsiye Ağ Yönetim Sistemi
• VSAT
• Uydu Telefonları ve GSM
• PA/GA, PAWS Sistemleri
• IP TV, Telefon ve PBX Sistemleri
• WI-FI Alt Yapısı
• Tetra Haberleşme
HAVELSAN KABİLİYETLERİ ve
ENTEGRE GÜVENLİK ÇÖZÜMÜ
kritik tesis güvenliği çözümleri ile korunmaktadır.
HAVELSAN Türkiye’nin bir enerji koridoru
olması vizyonuna uygun olarak Petrol ve
Doğalgaz Boru Hatları için Telekom, Scada
ve Güvenlik sistemlerini entegre olarak içeren
çözümler sağlamaktadır. Bütün bileşenlerin
birlikte çalıştığı şemsiye bir Yönetim ve Kontrol
Merkezi kurgulanmıştır. SCADA sistemleri ve
boru hattı üzerinde bulunan sıcaklık, basınç, akış
ölçer sensörleri ve fiber optik kablolar ile çalışan
aşağıdaki sistemlere sahiptir:
• Sızıntı Tespit Sistemleri (Leak Detection
System)
• Boru Hattı Uygulamaları (Pipeline
Applications)
• Doğalgaz Yönetim Paketi (Gas
Management Systems)
• Boru Hattı İzleme Sistemi (Pipeline
Monitoring System)
• SCADA Operatörleri Eğitim Sistemleri
(Operator Training System)
• SCADA Raporlama ve Yedekleme
Sistemleri
HAVELSAN güvenlik alanında geliştirdiği
kabiliyetler petrol ve doğalgaz boru hatlarında
bulunan SCADA sistemleri, fiber optik kablolar ile
oluşturulan İhlal Tespit Sistemi, CCTV sistemleri,
Kartlı Geçiş Kontrol Sistemleri, İHA kontrol
sistemleri gibi alt sistemleri ana bir çerçevede
bir araya getirmiştir. Bu çözüm sayesinde
birçok bileşen ve sensörden gelen veri birlikte
değerlendirilerek bir karar destek sistemi
oluşturulmuştur. Bu karar destek sistemi hattın
bütün yönleriyle tek merkezden yönetilebilmesini
sağlamakta ve birçok teknik ve ticari gereksinime
cevap vermektedir.
ORTAKLARIMIZ ve ALT
YÜKLENİCİLERİMİZ ile
GÜÇLENİYORUZ
Birçok farklı disiplini içeren boru hattı
mühendislik, satın alma, danışmanlık ve
inşaat projeleri, farklı disiplinlerde bulunan
birçok firmanın aynı çatı altında uyum içinde
çalışmasını gerektirmektedir. HAVELSAN Proje
Yönetimi noktasında bulunan tecrübesiyle
onlarca alt yüklenici bulunan bu projeleri etkin bir
alt yüklenici kontrolü ile yönetebilmektedir.
advertorial
Dünya üzerinde şu anda hidrokarbon
taşımacılığı için inşa edilmiş 3.500.000 km. hat
bulunmaktadır. P&G raporuna göre 2014 yılında
inşası devam eden veya planlanma aşamasında
bulunan toplam uzunluğu 180.000 km. olan
yeni boru hattı bulunmaktadır. Dünya’nın enerji
kaynaklarının büyük bir kısmı bu boru hatları
üzerinde taşındığı için bu hatların güvenliği enerji
güvenliği için çok önemlidir. Petrol boru hatlarının
en önemli özelliği uluslararası olup birçok politik,
siyasi ve coğrafi koşulu bir arada içermesidir. Bu
yapı güvenlik kapsamında üstesinden gelinmesi
gereken sorunların çeşitliliğini ve kapsamını
artırmaktadır. Bu karmaşık yapı birçok
gereksinime cevap verebilecek esnek ve entegre
sistemlerin geliştirilmesini gerektirmektedir.
HAVELSAN petrol ve doğalgaz hatları
üzerinde bu esnekliği sağlayacak entegre
sistem çözümleri sunmaktadır. Gelişen teknoloji
ile yeni sistemler gün yüzüne çıkmakta ve bu
sistemler petrol ve doğalgaz hatlarının güvenliği
noktasında da kullanılmaktadır. Haberleşme
için kullanılan mevcut yer altı fiber kablolar
boru hattı boyunca sürekli gözetim sağlayacak
algılayıcı ağına dönüşerek güvenlik çözümünde
kullanılabilecek alternatifsiz bir yapıya
dönüşmektedir.
Petrol ve doğalgaz tesisleri ve taşımacılık
altyapıları, ülke için en önemli ve değerli
varlıklardır. Petrol veya gaz hatlarına verilecek
zarar ülke ekonomisini doğrudan ve dolaylı
olarak etkilemektedir.
HAVELSAN sistemleri boru hatlarında
oluşabilecek:
• Yetkisiz hafriyat, inşaat,
• Hırsızlık
• Kaçak ve kayıp
• Sabotaj ve terörist saldırıları
gibi olaylara karşı erken ihbar
sağlayabilmektedir.
HAVELSAN Fiber Optik alt yapıyı, SCADA
sistemlerini, İnsansız Hava Araçlarını, sonar
algılama tekniklerini ve yeni gelişen görüntüleme
teknolojilerini tek çatı altında toplayarak
saldırıları veya hattaki/tesislerdeki kesintileri
gerçek zamanlı erken algılama imkanı sunan alt
yapılar üzerinde çalışmaktadır. Hatlar boyunca
konuşlanan pompalama, sıkıştırma ve vana
istasyonları kritik altyapı olarak ele alınmakta ve
14
savunma - bilişim
SSM’nin politikaları
bilişim sektörüne
büyük fayda sağladı
Savunma Sanayi Müsteşarlığı MEBS Daire Başkanı Sürayya Yiğit,
SSM’nin misyonu ve stratejik planı doğrultusunda yerli geliştirmeyi
ön plana çıkarmakla ülkemizin gelecekte ulaşmak istediği hedeflere
büyük katkı sağlamaya devam edeceğinin altını çizdi.
savunma - bilişim
S
üreyya Yiğit, ülkemizde
son 20 yılda bilişim sektörünün gelişimini değerlendirip 90’lı yıllara bakıldığında
sınırlı sayıda kullanıcının evlerinden internete ‘dial-up’ modemlerle 14.4 kbps hızla bağlanabildiğini
hatırlatarak konuşmasına başladı.
Yiğit, “Bugün servis sağlayıcılar evlere fiber-optik altyapıları götürebilmekte, ev kullanıcıları 100 Mbps
hızlara ulaşabilmekte. 3G teknolojisinin gelmesi sayesinde dünyayla
birlikte ülkemizde de mobil teknolojiler her alanda kullanılmaya
başlandı, geniş bant gerektiren
hizmetler yaygınlaştı. Geçmişten
bugüne baktığımızda, mobilitenin
arttığını, cep telefonu ve tabletlerin
neredeyse bütünleştiğini ve pazara
hakim olmaya başladığını görüyoruz. Artan mobilite, bant genişliği
talebini de artırdı ve 4G, 5G ve LT,
LTE gibi yeni nesil iletişim altyapıları
kullanılmaya başlandı” dedi.
devreye alınıyor. Özelikle kamunun
bilişim alanındaki gelişmeleri desteklemesi, bu alandaki çalışmalara
öncülük etmesi bilişim sektörünün
ilerlemesine büyük katkı sağladı.
Kamu, e-Devlet uygulamalarında
olduğu gibi sunduğu hizmetleri
sürekli olarak elektronik ortama
taşıyıp teknolojinin her alanda kullanılmasına ön ayak oluyor. Bu da
işlemlerin hızlanmasını, kolaylaşmasını ve çok daha ekonomik yapılmasını sağlıyor. Neredeyse günde binlerce gazete, dergi, kitap, radyo ve
televizyon yayınları bedava internet
ortamında masrafsızca dünyanın
her yerinden her yerine iletilerek
okunuyor, dinleniyor.”
Bilgisayar destekli
komuta ve kontrol
sistemleri ciddi
mesafeler aldı
Yiğit, yazılıma paralel olarak donanımlarda da ciddi mesafeler alındığını kaydederek “1987 yılında
ilk kullandığım PC’nin nin hızı 4.7
Mhz, belleğimiz 1 MByte ve diskimiz 10 MB idi. Biz bunun üzerinde
CAD çalışabilmek için 149 USD’ye
Kamunun desteği bilişim
sektörünün ilerlemesine
büyük katkı sağladı
İnternet altyapısındaki bu gelişmelerin ülkemizde bilişim sektöründe hızlı bir ivmelenmeye olanak sağladığının altını çizen Yiğit,
sözlerine şöyle devam etti: “Bilişim
sektöründeki bu gelişme, teknoloji
içeren diğer sektörlerin de büyümesine ve gelişmesine altyapı sağladı. Gerek mobil cihazlar üzerinde
gerekse sabit bilgisayarlara yönelik
birçok yenilikçi uygulamalar, projeler geliştiriliyor. Sağlıktan
ulaştırmaya, savunmadan
eğitime her alanda bilişim
projeleri geliştirilip hızlı
internet altyapıları sayesinde birbirleriyle
haberleşen,
etkiSavunma Sanayi
leşen
sistemler
Müsteşarlığı MEBS Daire
Başkanı Sürayya Yiğit
matematik işlemci alıp takmıştık.
Neredeyse bin kat artmış. 4 GHz
hızlar ve terabytları bir PC için bile
rahatça konuşabiliyoruz. Bugün
gelinen nokta gerçekten önemli.
Savunma sektörü de bu durumdan
etkilendi. Esasen eskiden pek çok
teknolojik gelişim savaşlarda ortaya
çıkarken, ticari sektörlerin devasa
büyüklüğü artık bu durumu tetikliyor. Savunma alanında temel felsefe, av olmamak ve sezdirmeden
avlanmaktır. Bu nedenle bu dönemde, bütünleşik, güvenli, dayanıklı iletişim sistemleri ve çözümleri
yanında bilgisayar destekli komuta
ve kontrol sistemleri de ciddi mesafeler aldı.
Bunun sonucu olarak da, platformlarımızdaki pek çok analog
gösterge yerini sayısal, bilgisayar
tabanlı çok işlevli göstergelere bıraktı. C130 modernizasyonunda
olduğu gibi pek çok platform da bu
tip sistemler yerli imkânlarla geliştirildi ve yenilendi. Bir kısım sistemler
de tamamen milli imkânlarla üretildi ve yeni sistemlere montajına başlandı” açıklamasını yaptı.
Müsteşarlığımız yerli
geliştirmeyi ön plana çıkartıyor
Bilişim sektörünün geleceğiyle
ilgili öngörülerini de paylaşan Yiğit, konuşmasında şunları kaydetti:
“Geçmiş yıllardaki gelişmelere baktığımızda, ülkemiz bilişim sektöründe daha çok kullanıcı konumunda
olmuştur. Ülkemizin bu alandaki
insan kaynağı potansiyeli, bilgi birikimi ve genç nüfusun
oluşturduğu pazarı göz
önünde bulundurulduğunda, gelecekte sektörün teknoloji üreteni
ve standart belirleyicisi
olmasının
önünde
engel yoktur. Üni-
15
16
savunma - bilişim
versitelerimizin lisans ve lisansüstü
programlarında bilişim teknolojilerine yer verilip akademi, kamu
ve sanayi iş birliğini içeren projeler
yürütülüyor. İleride bu iş birliği kapsamının ve finansmanının artacağı
öngörülüyor. Bu doğrultuda geçmişten günümüze kadar uzanan
süreçte Müsteşarlığımızın yerli katkı, sanayi katılımı ve Ar-Ge katılımı
politikalarının büyük fayda sağladığına ve örnek olduğuna inanıyoruz.
Bu doğrultuda ülkemiz geliştireceği
teknolojik çözümlerle dünyada belli
başlı teknoloji üreten ülkeleri arasında yer alabilecek. Müsteşarlığımız; misyonu ve stratejik planı doğrultusunda gerek Ar-Ge projelerine
verdiği destekle, gerekse diğer projelerde yerli geliştirmeyi ön plana çıkarmakla ülkemizin gelecekte ulaşmak istediği hedeflere büyük katkı
sağlamaya devam edecek.”
SSM ile çalışmanın ön şartı
“Esasen yürüttüğümüz projelerde yerli katkı oranı bizim için önemli
bir kriterdir” diyerek konuya dikkat
çeken Süreyya Yiğit, hem ekonomik
getirisi ve hem de milli çıkarlarımız
açısından bunun son derece önemli olduğuna inandıklarını ifade etti.
Yiğit, “Gelecekte özellikle savun-
ma ve havacılık sektöründe bizimle
çalışmak isteyen ve bu konuda var
olmak isteyen firmalarımızın buna
önem vermesi gerektiğini bir kere
daha vurgulamak isterim. Çok yakın
bir gelecekte gerek kablolu ve gerekse kablosuz ortamda, ses, veri ve
video-televizyon iletimi birleşecek.
Zaten ciddi anlamda da birleşme
gerçekleşti. İnternetin baskın dünyası basın yayın dünyasını derinden
etkiledi. Halen kullanmakta olduğumuz televizyon, radyo, telefon,
gazete, dergi, kitap gibi toplumsal
iletişim araçlarının neredeyse tamamının internete taşınacağını öngörüyoruz. Bugünden ülkemizde
neredeyse nüfusumuz kadar mobil
abone bulunuyor. 4G ve LTE gibi
yüksek hızlı iletişim altyapılarının
önümüzdeki 5 yılda devreye girmesi öngörülüyor. Bu durumda halen
kullanılan bantlar ve altyapılar mobil
internetin bireysel maliyetini ucuzlatacak ve sözünü ettiğimiz gelişmelere katkı sunacak” şeklinde konuştu.
Yayınlarınız sektörün
farkındalığına çok önemli
katkı sağlıyor
BThaber Gazetesi ve e-Devlet
dergisi ile ilgili görüşlerini de aktaran Yiğit, düşüncelerini şöyle ifade
etti: “Sektörün nabzını tutan, gelişmelerden okurlarını haberdar eden,
sektörün beklentilerini ve sektörden
beklenenleri ortaya koyabilen dinamik ve proaktif bir iletişim örneği
sergiliyor. Bu yayınlar, okuyucularına tatmin edici bilgiler iletmekte ve
öngörüler sunabilmekte. Gazetenizin yurt içi ve yurt dışı gelişmeleri
yakından takip ediyor olması, sektörün farkındalığına ve dinamizmine
çok önemli katkı sağlıyor. Ülkemizin
gelecekte bilişim teknolojilerinde
söz sahibi olmasında yayınlarınızın
yadsınamaz bir desteği olacağını ve
bilişim sektörüyle sınırlı kalmadan
bilişim teknolojilerinden yararlanan
başta savunma, finans, bankacılık,
eğitim, ulaştırma ve sağlık gibi diğer
sektörlere de katkı vereceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde
yayınlarınız da kendini mobil, özgür geleceğe hazırlamalıdır. Daha
önce de kısmen işaret ettiğim gibi
gelecek hepimizi değişime zorluyor.
Bunun başında da siz basın-yayın
camiası ve bizler geliyoruz.”
Enerji Yönetim Sistemleri
Enerji Sistemleri Bakım
Yönetim Yazılımları
Enerji sistemlerinde üretim-iletimdağıtım ve tüketim döngüsünün sağlıklı bir
şekilde işlemesi için, savunma sanayiinin
örnek uygulamaları ve enerji sektöründe
edinilen tecrübeler ışığında, HAVELSAN
bünyesinde Bakım Yönetim Sistemi
yazılımları geliştirilmektedir.
SCADA IT Güvenliği
Hizmetleri ve İş Sürekliliği
Haberleşme teknolojilerinin
ve medyalarının günümüzde
uygulamaya alınan
SCADA Sistemleri’nin
ayrılmaz bir parçası
olduğundan hareketle,
bu sistemlerde
siber güvenlik ve iş
sürekliliği kavramları
önem kazanmaya
başlamıştır.
HAVELSAN
piyasa sistemlerine yönelik çözümler de
sunmaktadır.
Enerji Saha Verileri Okuma
ve Analiz Çözümleri
bünyesinde yer alan Siber Güvenlik
Merkezi faaliyetlerinden birisi de, enerji
tesislerinde SCADA IT güvenlik çözümleri
oluşturulmasıdır. Bu çözümlere bağlı
olarak iş sürekliliği uygulamaları da temin
edilmektedir.
Enerji Otomasyon
Sistemi Yazılımları
Otomasyon sistemlerinin tesisi ve
devreye alınması konusunda HAVELSAN,
sahip olduğu yüksek profilli mühendislik
kaynağı ve danışmanlık projelerinden
edindiği tecrübesi ile kritik alan olarak
gördüğü, enerji tesislerinde otomasyon
sistemlerinin kurulması ve devreye
alınması konusunda gerekli çalışmaları
sürdürmektedir. Bu çalışmaların sadece
bağımsız (stand alone) çalışan tesislerde
tasarım ve yazılım uyarlama şeklinde
değil, aynı zamanda süreç otomasyonu
seviyesinde başlayan mühendislik
uygulamaları ile sistem yönetimi ve tesis
bazında yönetimsel uygulamalar, orta
seviyede tesis-kurum veri entegrasyonları
ve üst seviyede kurumsal yönetim/karardestek sistemleri ve kurumsal kaynak
yönetim sistem entegrasyonları şeklinde
olması planlanmaktadır.
Piyasa Yönetim Yazılımları
HAVELSAN, enerji sektöründe
süreç bazlı uygulamaların yanı sıra
HAVELSAN, askeri ve sivil sektörde
edindiği yazılım, sistem ve entegrasyon
tecrübesini aktarmaya çalıştığı enerji
sektöründe uygulamaların ve sistemlerin
performansının ve başarısının temelinin
“veri” olduğundan hareketle, bu
sektöre yönelik veri yönetim çözümleri
oluşturmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda,
halen operasyonel ve yönetimsel bazda
optimizasyon sürecinde olan elektrik
dağıtım şebekelerinde, sahadan tüketici
ve dağıtım verisinin alınmasından itibaren
bu verilerin kontrol edilerek doğrulanması,
arşivlenmesi ve ilgili sistem/uygulamalara
servis edilmesi ile kurumsal veri yönetimi
zincirinin oluşturulmasına dair konsept
çözümler oluşturulmaktadır.
Elektrik Üretim Santralleri
Rehabilitasyon Danışmanlığı
Elektrik üretim santrallerinin
emre amadelik ve kaliteli enerji
arzı konularından kaynaklanan
öneminden dolayı bu tesislerde
yapılacak rehabilitasyon çalışmalarının
ciddiyetle yürütülmesi gerekmektedir.
Nitekim, rehabilitasyon çalışmalarının
başlangıcında sistem test ve analizlerinin
en doğru şekilde yapılması, ihtiyaçların
belirlenmesi, bu ihtiyaçların sistem, alt
sistem, ekipman grubu ve bileşen bazında
mevzuata uygun bir şekilde tanımlanması
gerekmektedir. HAVELSAN, bünyesinde
barındırdığı CMMI3 olgunluk seviyesinin
getirdiği proje yönetim felsefesi ve sistem
mühendisliği nosyonu ile ihtiyaçların
belirlenmesinden başlayarak ihale
sürecinin yönetilmesi, tasarım, imalat
ve tedarik, kurulum, test ve
devreye alma süreçlerinin
tamamında ilgili İdare’ye
mühendislik hizmeti ve
danışmanlık desteği
sağlamaktadır. Bu
sayede, projenin
belirlenen bütçe
ve süre içerisinde
teknik ihtiyaçlarının
kapsam dahilinde
tamamlanması
sağlanmış
olmaktadır.
advertorial
Ülkemiz, son yıllarda uygulanan ekonomik
politikalar ve kurumlarda ortaya konulan
yeniden yapılanmalar sayesinde hızlı bir
sosyal ve ekonomik gelişme içerisindedir. Bu
gelişmede, ekonomik refah ve kalkınmışlığın
en önemli göstergelerinden birisi olan
elektrik enerjisi üretiminde / tüketiminde, ilgili
modern teknolojilerin üretim, iletim, dağıtım
ve piyasa alanlarında devreye alınması ile
Türkiye daha aydınlık yarınlara güvenle
bakacaktır.
Bu sebeple, ekonomik gelişmeye paralel
olarak, kesintisiz, güvenilir, ekonomik ve
çevre duyarlı yöntemlerle enerji ihtiyacının
karşılanması birincil öncelikler arasında
yer almaktadır. Bu ihtiyaç karşılanırken
üretilecek projelerin ve uygulanacak
verimlilik temelli teknolojilerin yerli kaynaklar
kullanılarak karşılanması da kalkınmanın
anahtarı olacaktır.
Türkiye’nin enerji alanında 2023 vizyonu,
gereksinim duyduğu enerjiyi, güvenli,
güvenilir, ekonomik, verimli ve çevreye
duyarlı teknolojilerle üretmek ve kullanmak;
aynı zamanda uluslararası enerji pazarlarında
yarışabilecek enerji teknolojileri geliştirerek
uluslararası enerji yatırımlarında etkin rol
almaktır.
HAVELSAN bu vizyonu ile enerji
sektöründe temel yönlendirici niteliğindeki
kurumlar ile işbirliği yapmakta ve enerji
projelerine hayat vermektedir.
18
savunma - bilişim
HAVELSAN’IN Siber Güve
Siber dönüşüm
Bilgi teknolojilerinin hayatın
her alanında yoğun kullanımının
artmasıyla beraber siber güvenlik ulusal güvenliğin en önemli
bileşenlerinden biri haline geldi.
Son on yılda yaşanan gelişmeler
bu durumu çok net bir şekilde
ortaya koyuyor. Estonya’ya 2007
yılında yapılan siber saldırılar bir
ülkedeki kamu düzeninin nasıl
çökme noktasına getirilebileceğini gösterdiği gibi 2008 yılında
Gürcistan’ın yaşadıkları da artık
siber teknolojilerin bir silah olarak
kullanımının konvansiyonel savaşın ayrılmaz bir parçası olacağını
ortaya koydu. İran’daki nükleer santrali çalışmaz hale getiren
Stuxnet saldırısı ise artık enerji
başta olmak üzere kritik altyapılara ait sistemlerin, ülkelerin
hedefinde olduğunun en önemli
göstergesi kabul ediliyor.
Yakın gelecekte birçok kamu
servisinin dijital ortamlardan sağlanması hedefleniyor. Ayrıca ülkelerin kritik altyapıları olan enerji, su, ulaşım, iletişim servisleri de
otomasyon sistemlerine geçerek
siber dünyaya entegre oluyorlar.
Bunlarla beraber hayatımızı kuşatan neredeyse her elektrikle çalışan nesnenin internete bağlanması ile bir siber evrenin oluşması
çok da uzak değil.
Bu teknolojik dönüşümün genel olarak temel hizmetlere erişimde kolaylık, konfor ve maliyet
etkin servisler sağlaması ile beraber getirdiği güvenlik riskleri
de ki bugün de fazlası ile yaptığı
gibi, yakında tüm dünya günde-
mini daha çok meşgul edeceğe
benziyor.
Ülkemiz maalesef siber saldırı
ve tehditlerde hem siber saldırıların mağduru olması, hem de
saldırıların gerçekleştirildiği merkezlerden birisi olması yönüyle
Dünya’nın ilk 10 ülkesi içerisinde
yer almaktan kurtulamıyor.
Sadece geçtiğimiz günlerde
ülke genelinde yaşanan elektrik
kesintisinin, ülkemizin kritik altyapılarına yapılacak muhtemel
bir siber saldırının olası yıkıcı etkilerini ortaya koyması açısından
çok önemli.
Türkiye ne yapıyor?
Ulaştırma Denizcilik ve Habercilik Bakanı’nın Başkanlığında çalışmalarını yürüten Siber Güvenlik Kurulu tarafından hazırlanan
Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve
Eylem Planı’yla ülkemizde konu
artık en üst seviyede önemle ele
alınmaya başlandı.
TSK bünyesinde Siber Savunma
Komutanlığı’nın aktif hale gelmesi ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Siber Suçlarla
Mücadele Daire Başkanlığı’nın
kurulmasıyla Türkiye’de siber güvenlik çalışmalarının iki önemli
bacağı tamamlanmış oldu. Ayrıca TİB bünyesinde kurulmuş
olan USOM (Ulusal Siber Olaylara
Müdahale Merkezi) ile ülkemize
yapılacak olan siber saldırılardan
kritik kurumların öncesinde bilgilendirilebilmesine, olası olayların
etkilerinin azaltılması veya tamamen engellenmesine yönelik gerekli çalışmalar başlatıldı.
HAVELSAN: Türkiye’nin
ilk yerli siber güvenlik
ürünü üreticisi
1998 yılında Türkiye’deki ilk
yerli güvenlik duvarını üreten ve
askeri alandaki ilk güvenli bilgi
sistemleri entegrasyonu projesini
gerçekleştiren HAVELSAN, sahip
olduğu uzman kadrosu ile Ulusal
Siber Güvenlik Stratejisi’ndeki hedeflerle uyumlu olarak ülkemizin
ihtiyaç duyacağı yerli ürün, servis
ve hizmetleri geliştirecek bölgesel
bir merkez olmayı hedefliyor.
HAVELSAN Türkiye’nin
siber gücü olmaya hazır!
Silahlı Kuvvetler başta olmak
üzere kamu kurumlarının ve kritik
altyapıya sahip özel sektör kuruluşlarının modern ve etkin bilgi
teknolojilerine sahip olmaları için
birçok projenin öncüsü olan HAVELSAN, siber güvenliği stratejik
bir alan olarak belirledi. Şirket
içi yapılanmasını da buna uygun
olarak şekillendiren HAVELSAN,
2014 yılında bünyesinde sadece
Siber Güvenlik odaklı çalışan bir
“Siber Güvenlik Direktörlüğü”
oluşturdu ve SİBER SAVUNMA
TEKNOLOJİLERİ MERKEZİ’ni kurdu.
HAVELSAN’ın siber güvenlik
yaklaşımı konuyu çok boyutlu olarak ele alıyor. Bölgesel siber savunma hizmet sağlayıcısı olma hedefiyle üzerinde çalışma yürütülen
konuların başında kritik altyapı
güvenliği, savunma sistemleri güvenliği, kamu servisleri güvenliği,
ulusal siber güvenlik farkındalığı,
siber savaş ve geleceğin en önem-
savunma - bilişim
enlik Vizyonu ve Yaklaşımı
li mücadele alanı siber istihbarat
geliyor.
HAVELSAN, ülkemizin siber güvenlik alanındaki en önemli eksiğinin yetişmiş insan gücü olduğunu
düşünüyor. Siber güvenlik eğitimleri alanında bölgedeki en büyük
yatırımı hedefliyor. Üniversiteler
ve enstitülerle işbirliği içinde düzenleyeceği, lise ve üniversitelere yönelik lisans ve yüksek lisans
çalışmaları, eğitim programları
ve yaz/kış kamplarıyla hem siber
güvenlik alanındaki yetişmiş personel açığının giderilmesi hem de
bu eğitimlerde başarılı olan kişilere istihdam sağlamak için önemli
bir adım atılacak.
Ayrıca HAVELSAN eğitim ve simülasyon alanındaki tecrübesi ile
bölgeye hizmet verecek bir SİBER
SAVAŞ OYUNLARI MERKEZİ kuracak. Uygulamalı eğitim hizmetleri
sunacak olan bu merkezde gerçeğe yakın sistemler üzerinde tecrübe edinmiş uzmanlar yetişmesi
planlanıyor.
Seçimlerin arkasında
HAVELSAN güvencesi var!
Siber Güvenlik alanındaki yetkinliği gerçekleştirdiği projeler ile
kanıtlanmış olan HAVELSAN ülkemizde demokrasinin teminatı olan
seçimlerin arkasındaki en önemli
güvencelerden biridir. Seçimlerin
kısa bir zamanda şeffaf olarak sonuçlanmasını sağlayan seçim sisteminin (SEÇSİS) yazılımı ve güvenliği 2006 yılından beri HAVELSAN’ın
uzman kadrosuna emanet edildi. Mart 2014 Mahalli İdareler,
Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde sistemin güvenliği
açısından başarısını kanıtlayan HAVELSAN Haziran 2015 milletvekili
seçimleri için de tüm çalışmalarını
tüm hızı ile sürdürüyor.
Enerjide siber güvenlik
HAVELSAN’a emanet!
İran’daki nükleer santrali hedef
alan ve çalışmaz hale getiren siber
saldırıdan sonra hem ülkeler hem
de NATO gibi uluslararası kuruluşların dikkati enerji üretim ve dağıtımına yönelik kritik altyapıların
güvenliğine çevrildi.
Enerji ve su dağıtımı gibi kritik
altyapılarda kullanılan sistemlerin tasarlandıkları dönemde siber
güvenlik riskleri şu andaki seviyede olmadığı için bu sistemler
birçok zafiyeti bünyesinde barındırıyor. Ülke güvenliği için önem
arz eden bu sistemlerin güvenliği
HAVELSAN’ın etkili olduğu alanlarının başında geliyor.
Türkiye’de enerji kritik altyapıların güvenliğine yönelik olarak
şu ana kadar geçekleştirilen en
önemli projelerden biri olan Elektrik Üretim A.Ş.’ye bağlı, Türkiye
sathına dağılmış 20 adet Hidroelektrik Santrali’nin siber güvenliğinin ve iş sürekliliğin sağlanması
için HAVELSAN görevlendirildi.
2014-2016 yıllarında gerçekleştirilecek olan projeyle Hidroelektrik santrallerinin otomasyon
sistemlerine ait hazırlanacak olan
iyileştirme planına göre bu santraller hem siber saldırılara hem de
beklenmeyen durumların sistemleri çalışmaz duruma getirmesine
karşı korumalı hale getirilecek.
HAVELSAN yerli güvenlik
ürünleriyle yurtiçi ve
yurtdışı pazarlar için hazır
Halihazırdaki ulusal kapasitenin sınırlılığı ve ihtiyacın yoğunluğunun
değerlendirilmesiyle HAVELSAN’ın merkezinde
olduğu Kobiler, Teknokentler
ve Üniversiteler ile beraber çalışılacak bir ekosistem oluşturulması, HAVELSAN’ın yerli ürün
geliştirmede temel vizyonunu
oluşturuyor. Bu vizyon doğrultusunda siber güvenlik teknolojilerinin yerli, şeffaf ve güvenilir bir şekilde üretilmesiyle
sürdürülebilir bir model ortaya
konuyor. Böylece yerli firmaların HAVELSAN’ın tecrübesi ve
desteğiyle yurt dışı ve yurt içi
pazarlarda sürdürülebilir bir yer
edinmesi sağlanacak.
HAVELSAN, bu ekosistem sayesinde başta yeni nesil güvenlik
duvarı, güvenli veri iletimi, güvenli
mobil haberleşme, siber tehdit istihbaratı, siber savaş oyunları platformu olmak üzere birçok ürün ve
hizmetin 5 yıllık bir plan çerçevesinde ülkemizde üretiminin sağlanmasını hedefliyor.
HAVELSAN Türkiye’nin siber
teknolojilerinin teminatı olmak
için tüm fedakarlığını ve gücünü
ortaya koyuyor. Yetişmiş beyinlerimize, ben de varım diyen nitelikli herkese kapısını açıyor. Başta
kardeş şirketleri olmak üzere ilgili
ve istekli tüm kurumlar ile beraber
çözümler oluşturmaya hazır.
HAVELSAN..! Türkiye’nin Siber
Gücü..! Bugün çok çalışıyor, siber
geleceğe hazırlanıyor!
19
savunma - bilişim
20
İnsansız hava araçlarında
deneyim artıyor
Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B, yeni nesil entegrasyon
projeleri için de önemli bir altyapı sağlıyor.
S
avunma Sanayi Müsteşarlığı’ndan yapılan açıklamaya göre ANKA İnsansız Hava Aracı Sistemi’nde elde edilen
deneyimlerle geliştirilen ‘Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B’, ilk uçuşunu başarıyla tamamladı. 2013
yılında Blok A konfigürasyonuna yönelik kabulleri tamamlanan ANKA İnsansız Hava Aracı Sistemi’nde elde
edilen deneyimler ile geliştirilen ‘Yeni Nesil Yüksek Performans ANKA Blok B’, ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Otomatik
kalkış ve iniş ile yapılan ilk uçuşta, farklı oto pilot ve iniş modlarının testleri eksiksiz tamamlandı. Blok A uçağında
taşınmakta olan kızıl ötesi ve gündüz kamerası ile yüksek kalite video verisi alınmasını sağlayan sensör (EO/IR) kameraya ek olarak, yüksek çözünürlüklü istihbarat verisi
elde etmeyi sağlayan SAR/ISAR/GMTI radarı taşıyabilen sistem, faydalı yük taşıma
kapasitesiyle yeni nesil entegrasyon projeleri için de önemli bir alt yapı sağlıyor.
Uydu Fırlatma Sistemi Projesi hızlandırılıyor
Savunma Sanayi İcra Komitesi (SSİK)
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
da katılımıyla, Savunma Sanayi
Müsteşarlığı’nda toplandı. Milli
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz,
Savunma Sanayi İcra Komitesi’nin
aldığı kararları şu şekilde açıkladı: “
Uydu Fırlatma Sistemi Projesi’ndeki
gelişmeler değerlendirildi ve
çalışmaların hızlandırılarak
devamına karar verildi. Savunma
Sanayi Müsteşarlığı (SSM)
tarafından yürütülen Uzun Menzilli
Bölge Hava ve Füze Savunma
Sistemi Projesi hakkında bilgi
arz edildi ve görüşmelere devam
edilmesine karar verildi.”
Projelerle ilgili yeni kararlar
Yılmaz, SSM tarafından
değerlendirme çalışmaları
tamamlanan çeşitli projeler ele
alınarak şu sonuçların çıkarıldığını
aktardı: “Milli Muharip Uçak
Geliştirilmesi Projesi kapsamında
ön tasarım aşamasına geçilmesi /
Toplam 100 adet tedarik edilmesi
planlanan yeni nesil F-35 savaş
uçağından daha önce verilen 2
adet siparişe ilave olarak 4 adet
uçağın daha tedarik edilmesi / Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin muhabere
kabiliyetlerinin geliştirilmesi / Milli
piyade tüfeği (MPT-76) projesinde
seri üretime geçilmesi / Daha önce
alım kararı verilen 6 adet ağır yük
helikopterine ilaveten 5 adet daha
(CH-47f - CHINOOK) helikopterin
tedariği.” İcra Komitesi ayrıca
yürütülen projeler kapsamında
ortaya çıkan ilave ihtiyaçların
tedariki için SSM’yi yetkilendirdi.
HAVELSAN’ın Yargı Sistemleri
Vizyonu & Yaklaşımı
birikimlerinin
üzerine yenilerini
ekleyerek ve güncel
teknolojileri kullanarak, yurtiçinde
anahtar teslimi projeler
gerçekleştirmeyi ve HAVELSAN’ı
bu alanda Türkiye’de lider firma,
yurtiçinde edindiği birikimleri
yurtdışına taşıyarak da bölgesinde
öncü firmalardan biri haline getirmeyi
hedeflemektedir.
Ulusal Yargı Ağı (UYAP) Projesi
UYAP Projesi, Anayasamızın 141 nci
maddesinin son fıkrasında; “Davaların
en az giderle ve mümkün olan süratle
sonuçlandırılması, yargının görevidir.”
hükmünden yola çıkılarak 2000 yılında
iki aşamalı olarak başlatılmış bir projedir.
2001 yılında Adalet Bakanlığı Merkez
Birimlerinin otomasyonunu sağlayan
UYAP I projesi tamamlanmış, 2005 yılında
adli ve idari yargı birimleri, adli tıplar,
ceza tevkif evlerinin otomasyonunu
kapsayan UYAP II tamamlanarak
faaliyete geçirilmiştir. Yargıtay da UYAP
yazılımlarını kendisine uyarlayarak UYAP
Bilişim Sistemi içerisinde yer almıştır.
Bugün itibariyle UYAP ülkemizde
yargı birimlerinin yaklaşık % 100’ünde
işletimde olup, her türlü yargısal ve idari
faaliyetler bu sistemle elektronik ortamda
yürütülmektedir.
UYAP kapsamında, bilgi ve belge
alış verişini elektronik ortama taşımak
için diğer kurum ve kuruluşların
bilgi sistemleriyle entegrasyonlar
gerçekleştirilmiştir. Bu sayede idari
ve yargısal süreçte mükerrer yapılan
işlemlerle gereksiz uygulamaları,
ara süreçleri ortadan kaldırmakta,
sürat ve kolaylıklar sağlayarak,
iş yoğunluğunu azaltmakta ve
personel açığından
kaynaklanan
sıkıntıları en aza
indirmekte,
posta ve
kırtasiye
gibi
masraflardan tasarruf sağlamaktadır.
UYAP Avukat Bilgi Sistemi (Avukat
Portalı) sayesinde, avukatlar internet
üzerinden sistemdeki vekaleti bulunan
dava dosyalarını inceleyebilmekte, bu
dosyalardan suret alabilmekte; elektronik
imza ile sistemdeki dava dosyalarına
evrak katabilmekte, yeni dava dosyası
açabilmekte ve harç ödeyebilmektedirler.
Vatandaş Bilgi Sistemi (Vatandaş
Portalı) sayesinde ise vatandaşlar
UYAP kapsamında adli ve idari yargı
birimlerinde görülmekte olan dava
dosyalarının belli başlı safahat bilgilerini
görebilmektedirler.
UYAP SMS Bilgi Sistemi ile de dava
dosyaları ve icra takibi bilgileri de dahil
olmak üzere sistemde yapılan işlemler
ile ilgili uyarı, veri ve duyurular, kısa
mesaj (SMS) aracılığı ile kullanıcılara
sunulabilmektedir. Ayrıca soruşturma
ve dava dosyalarındaki taraflara yargı
birimlerine gelmeleri için tebligat
gerektiren durumlarda UYAP SMS Bilgi
Sistemi kullanılarak UYAP ekranlarından
SMS gönderilebilmektedir.
Seçim Bilişim Sistemi
(SEÇSİS) Projesi
SEÇSİS, seçimle ilgili her türlü veri,
bilgi ve belgenin üretildiği ve güvenli bir
şekilde saklandığı bir bilgi sistemidir.
Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS) Projesi
Türkiye nüfusunun %70’ini ilgilendiren en
önemli e-devlet projelerinden biridir.
SEÇSİS sistemi üzerinden sandık
başında parti temsilcileri tarafından
imzalanan ve kayıt altına alınan Sandık
Sonuç Tutanaklarının elektronik ortamda
bir barkod numarası kullanılarak siyasi
partiler için hazırlanan web portalı
üzerinden her sandığın sonuçlarının
tutanakların tarama ile elde edilen
imajları ile birlikte görüntülenerek
seçim sonuçlarının paylaşılmasına
2014 yılı itibari ile başlanmıştır.
advertorial
Günümüzde yargı alanında
vatandaşlara sunulan hizmetlerin hızı,
performansı, güvenliği ve güvenilirliği,
bilişim teknolojilerinin ne kadar
efektif kullanıldığı ile orantılıdır. Bu
alanda verilen hizmetlerin tüm Türkiye
genelinde bir bütün olarak en iyi şekilde
yürütülmesinde içinde bulunduğumuz
bilişim çağının bizlere sunduğu
teknolojik gelişmeler ve imkanlardan
yararlanmak zorunlu hale gelmiştir.
Bilişim teknolojileri söz konusu
olunca, kurumların üretkenliğini ve
verimliliğini arttırmak için geliştirilen;
ölçeklenebilir, çoklu-kullanıcılı ve
iş odaklı sistemler olan Yönetim
Bilişim Sistemleri gündeme gelmiş ve
HAVELSAN olarak bu alanda, adalet
hizmetlerinin ve seçim hizmetlerinin
en iyi şekilde yürütülmesi için 2 büyük
projeye imza atılmıştır. Bu projeler
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP)
ve Seçim Bilişim Sistemi Projesi
(SEÇSİS)’tir.
HAVELSAN, yeni teknolojiler ve
gelişmeler çerçevesinde, “Yargı”
alanındaki mevcut
savunma - bilişim
22
TCG BÜYÜKADA’nın seyri,
Türk savunma sanayinin bölgede
tanıtımına büyük katkı sağlıyor
S
avunma
Sanayi
Müsteşarlığı’nca
yürütülen MİLGEM Projesi kapsamında üretilen ikinci gemi olan
TCG BÜYÜKADA, 26 Ocak-15 Nisan tarihleri arasında 9 ülkede 13
liman ziyareti gerçekleştirdi. TCG
BÜYÜKADA
Korvetinin
(F-512)
Aden Körfezi, Arap Denizi ve Basra
Körfezi’nde yürüttüğü seyir faaliyeti,
ortak harekâtlar ve liman ziyaretleri Türk Deniz Kuvvetleri’nin dünya
denizlerinde harekât icra etme kabiliyetini göstermesinin yanı sıra Türk
savunma sanayinin bölgede tanıtımını gerçekleştiriyor. Savunma Sanayi
Müsteşarlığı’nca yürütülen MİLGEM
Projesi kapsamında üretilen ikinci
gemi olan TCG BÜYÜKADA’nın seyri,
18 Ocak 2015’de Gölcük Donanma
Komutanlığı’nda düzenlenen uğurlama töreniyle başladı. Geminin 26
Ocak-15 Nisan 2015 tarihleri arasında 9 ülkede 13 liman ziyareti ve
ortak tatbikat ile eğitim faaliyetleri
gerçekleştirmesi planlandı. 1 adet
SeaHawk Helikopteri, Sualtı Görev
Timi ve amfibi harekât timi ile çıkılan
Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin en
önemli projelerinden
biri olan Denizaltı
Savunma Harbi ve
Keşif Karakol Gemisi
– MİLGEM Projesi
kapsamında tamamen
Türk mühendislerince
geliştirilen, TCG
BÜYÜKADA, bölge
ülkelerinden de
büyük ilgi görüyor.
ve toplam 124 personelin bulunduğu TCG BÜYÜKADA; Suudi Arabistan, Cibuti, Umman, Pakistan, Katar,
Bahreyn ve Kuveyt limanlarını ziyaret
etti, ev sahibi ülkelerin Deniz Kuvvetleri temsilcileri başta olmak üzere üst
düzey sivil/askeri erkânına tanıtıldı ve
harekât kabiliyetleriyle büyük beğeni
kazandı. Liman ziyaretleri boyunca il-
gili ülkelerin basın mensuplarının da
ilgi odağı olan TCG BÜYÜKADA, seyir bölgesinde katılım sağladığı ortak
tatbikatlar ve deniz haydutluğuyla
mücadele faaliyetlerinde gösterdiği
başarılarla da göz doldurdu.
TCG BÜYÜKADA Türk
mühendislerince geliştirildi
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli projelerinden biri olan Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi
– MİLGEM Projesi kapsamında; İstanbul Tersane Komutanlığı bünyesinde
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın
harekât ihtiyaçları doğrultusunda tamamen Türk mühendislerince geliştirilen, yüzde 70 oranında Türk sanayi
imkân ve kabiliyetleriyle inşa edilen
ve donatılan ikinci gemi olan TCG
BÜYÜKADA, 27 Eylül 2013 tarihinde hizmete girdi ve Deniz Kuvvetleri
Komutanlığımız bünyesinde göreve
başladı. MİLGEM Projesi kapsamında,
gemi bütünleşik savaş idare sistemi
(GENESİS), top atış kontrol sistemi,
uzaktan komutalı stabilize makineli
silah sistemi, sonar, radar gibi kritik
savunma - bilişim
sistemlerde milli çözümler kullanıldı
ve Türk savunma sanayi tecrübeleri
başarılı bir şekilde proje bünyesinde
bir araya getirildi. Bu kapsamda, TCG
BÜYÜKADA’nın seyir faaliyeti, deniz
platformlarının tasarım ve inşasında
kazanılan tecrübenin gösterilmesinin
yanı sıra, gemiye bütünleştirilen kritik
yerli sistemlerin ve nihayetinde Türk
savunma sanayinin geldiği aşamanın
kanıtlanması açısından büyük fayda
sağladı.
TCG Büyükada
Kuveyt’te
büyük ilgi gördü
2013 yılından itibaren Türk Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev
yapan,
yerli kaynakların kullanımıyla
tasarlanan ve inşa
edilen milli gemi TCG
Büyükada, STM tarafından Kuveyt’te
yetkililere tanıtıldı. Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı liderliğindeki MİLGEM
projesi kapsamında inşa edilen, tasarım, donatım, tedarik yönetimi ve bütünleşik lojistik destek hizmetleri STM
tarafından yürütülen TCG Büyükada
gemisi, Körfez ülkelerinde; 18 Ocak19 Nisan tarihleri arasında, Aden Körfezi, Arap Denizi ve Basra Körfezi’nde
liman ziyaretleri ve eğitim faaliyetlerinde bulunuyor. MİLGEM projesinin
aynı zamanda ihracat yetkilisi de olan
STM’den uzman bir ekibin eşlik ettiği
TCG Büyükada gemisi, Kuveyt Deniz
Kuvvetleri’nden üst düzey yetkililere
tanıtıldı ve büyük ilgi gördü.
Türk Donanması’nın Arap Denizi
ve bölge ülkelerine yaptığı planlı ziyarete; STM personeli de katıldı. STM
ekibi, Kuveyt Deniz Kuvvetleri yetkililerine MİLGEM Projesi ve Büyükada
Korveti hakkında tanıtıcı bilgiler vererek gemide bir sunum yaptı. Ayrıca
STM ekibi eşliğinde Kuveyt Deniz
Kuvvetleri personeliyle günlük seyir faaliyetleri yapılarak geminin
savaş kabiliyetleri
tanıtıldı. Korvetin
teknik özellikleri,
Kuveytli yetkililere uygulamalı olarak gösterildi. TCG Büyükada, askeri
denizcilik ve savunma sanayi alanında büyük bir ihracat potansiyelinin
olduğu Körfez ülkelerinde, sahip olduğu modern savaş sistemleri ile ilgi
çekiyor. STM, MİLGEM Projesi kap-
samından inşa edilen
TCG Büyükada ile TCG
Heybeliada gemilerinin, platform inşa ve
donatım malzemelerinin tedariği, tasarım
hizmetleri, bütünleşik
lojistik destek hizmetleri
sorumluluklarını
aldı. STM, MİLGEM
projesi ile yerli sanayi
ve ihtiyaç makamları arasında bir arayüz oluşturacak şekilde yapılanmasını sürdürerek, denizaltı dahil olmak
üzere askeri gemi inşa sanayileşmesi
alanında etkin
rol alabilen ve
milli sanayiye bu yönde
öncülük edebilen uzman
bir
kadro
oluşturdu.
Diğer yandan
25 Temmuz
2014 tarihinde MİLGEM
projesinin 3.
ve 4. gemileri için de sözleşme imzalandı. STM bu projede ilk projedeki
sorumluluklara ilave olarak geminin
en önemli sistemlerinin başında gelen
‘Ana Tahrik Sistemi Tedarik ve Entegrasyonu’ sorumluluklarını da üstlenmiş bulunuyor.
23
24
savunma - bilişim
Milli savunmada
veri analizi ve
kullanım alanları
Dünyada internetin yaygın bir şekilde kullanılması
ve dijitalleşme ile beraber verilerin ve bu verileri
saklayan sistemlerin güvenliğinden daha çok söz edilir
oldu. Sadece kişiler ve kurumlar değil devletler de
bilgi güvenliği konusunda duyarlı olmaya başladı.
savunma - bilişim
Burak BİÇEN
Ü
lkemizde savunma alanında
yapılan yatırımlar ve ortaya
konulan hedefler açısından
bakıldığında hızlı bir gelişme sürecinde olduğumuz görülmektedir. Her üç
kuvvet komutanlığında yapılan modernizasyonlar ile gelişmiş ülkeler arasında
edindiğimiz yer her geçen gün daha da
belirginleşmektedir.
Yapılan yatırımlarda gözden kaçırılmaması gereken nokta ise veriye dayalı
kararlar alabilme yeteneğinin artırılmasıdır. Global olarak bakıldığında ordular
daha çok veri toplayıp daha derin analizler gerçekleştirerek hem barış hem
de gerektiğinde savaş zamanında etkin
karar alma yeteneğini geliştirmektedirler.
Savunma alanında birçok farklı
alanda büyük veri analizine gerek duyulmaktadır.
Siber güvenlik tehditleri ve
önleme stratejileri
Dünyada internetin yaygın bir şekilde
kullanılması ve dijitalleşme ile beraber verilerin ve bu verileri saklayan sistemlerin
güvenliğinden daha çok söz edilir oldu.
Sadece kişiler ve kurumlar değil devletler
de bilgi güvenliği konusunda duyarlı olmaya başladı. Ülkeler arasındaki rekabet,
kritik altyapılara yapılan saldırıların artması ve bu saldırıların veri kayıplarına yol
açması sonucu siber güvenlik konusunu
ön plana çıkardı.
Dünyada veri trafiğinin son beş yılda 4
kat artış göstereceği, 2020 yılında internete bağlı çalışan yaklaşık 50 milyar cihaz olacağı, 2016 yılında toplam veri trafiğinin yüzde 66’sının bulut teknolojileri
üzerinde olacağı tahmin ediliyor. Tüm bu
gelişmeler devasa bir verinin oluşmasına
ve bu veri trafiğinin ağlarda dolaşacağına
işaret ediyor. Bu nedenle hemen hemen
tüm ülkeler günümüzde milli savunma
stratejilerine siber güvenlik politikalarını
da dahil etmeye başladı.
Her anlamda vatandaşlarının tüm
hayati bilgilerinin güvenliğini sağlamakla sorumlu olan ülkelerin milli savunma
birimleri, böylesine değerli bir hazinenin
yanlış ellere geçmesini engelleyecek sistemler geliştireceklerdir.
Diğer taraftan veriye yapılan zararlı
saldırılar ve siber tehditler sürekli değişim ve gelişim gösteriyor. Önceleri daha
amatörce ve bireysel eylemler şeklinde
olan siber saldırılar giderek daha profesyonel ve organize suçlar şeklinde
gerçekleşiyor. Bunlar arasında en yaygın
suçlar olarak veri casusluğu, siber terör,
finansal verilerin çalınması, kritik tesislere
yapılan saldırıları sayabiliriz.
Peki ülkeler ve savunma sektörü siber tehditleri nasıl algılayacak, önceden
tahmin edecek ve nasıl önlemler alacak?
Savunma birimleri güvenlik risklerini nasıl
yönetecek?
Siber güvenlik, ağ üzerindeki veri akışlarını anlık veya gerçek zamanlıya yakın
olarak izleme ve analiz etme ihtiyacına
yöneliktir. Çok çeşitli kaynaklardan gelen ve ağlardan geçen tüm verilerin anlık
olarak izlenmesi, ağ faaliyetleri ve davranışlarının anlık kontrol edilmesi; hizmet
reddi, kişisel verileri ifşa veya teşhir etme,
web sitesi tahrifi, fikri mülkiyetin silinmesi ve başka şekillerde siber casusluk gibi
şüpheli eylemleri tespit ve izole etmeye
yarayabilir.
Devasa verileri izleme çalışması ancak
ileri seviye, gelişmiş veri analiz yöntemleri kullanılarak yapılabilir. Ağ hareketlerinin izlenmesi, şüpheli davranışların,
gizli veriye erişimin ve siber casusluk girişimlerinin tespiti ve önlenmesi, analitik
çözümleri kullanarak yapılabilir. Analitik
sistemlerin vaat ettiği çözümlerden yararlanmak için sağlam, güvenilir, ölçeklenebilir ve güvenli bir şekilde verilerin yapılandırılması, saklanması ve yönetilmesi
gerekmektedir.
Veri analizi aynı zamanda tespit edilmeyen dolandırıcılık vakalarını ortaya çıkarmak, çalıntı, kopyalama gibi üçüncü
şahıslar tarafından yapılan suistimal ve
dolandırıcılıkların engellenmesini ve yeni
kurallar geliştirmesini sağlar.
Sensör verisi analizleri
Ordumuzda yapılan teçhizat modernizasyonları ile beraber silahlı/silahsız ta-
şıtların önemli bir kısmı sensörlerle donatılmaktadır. Bu sensörlerden toplanacak
veriler ile önleyici bakımlar gerçekleştirilebilir. Özellikle uçak, tank veya otobüs
gibi kullanımı kritik, harekat sırasında
arızaya tahammülü olmayan araçlarda,
sensör verisi ve bakım kayıtlarının analizi
ile beraber parça hatalarının tahminlenmesi, güvenliğin artırılması ve operasyon
maliyetlerinin azaltılması sağlanabilir.
Veri hacminin fazlalığı ve veri çeşitliliği, geleneksel veritabanı yaklaşımlarının
hem pahalı hem de yetersiz kalmasına
yol açmaktadır. Bu nedenle büyük veri
teknolojilerinin kullanımı sensör verisinin analize dahil edileceği her senaryoda zorunlu hale gelmektedir. Doğru mimari ve teknolojik yaklaşımlarla çözüm
oluşturulması gerekmektedir. Anomali
analizleri ile beraber yol (path) analizleri, birliktelik (affinity) analizleri kullanılmalıdır.
Lojistik karar destek sistemleri
Savunma alanında lojistik geri plandaki en önemli desteklerden biridir. Her
türlü malzeme akışı, stok takibi, bakım
kayıtları ve teçhizatın göreve hazır olması
ile ilgili bilgiler bir operasyonun gerçekleştirilmesinde karara etki eden faktörlerdir. Bu verilerin entegre, gerçek zamanlı,
ilgili birimler tarafından kolay erişilebilir
ve doğruluğu kesin şekilde sunulması
önem arz etmektedir. Lojistik verileri üzerine kurulacak entegre analiz ve raporlama arayüzleri ile;
• Operasyonda teçhizatın güvenirliği
sağlanır
• Bakım maliyetleri azaltılır
• Depola mamaliyetleri düşer
• Gerçek zamanlı stok takibi yapılır
• Stok planlama safhasında daha gerçekçi modeller ortaya çıkar
• Dağıtım içi görünürlük sağlanır
Tüm ticari firmalarda ve kamu kurumlarında olduğu gibi savunma alanında da
büyük veri ve yeni analitik yetenekler ile
ülke güvenliğinin sağlanmasında bilgiye
dayalı karar alma desteklenerek maliyetler düşürülebilir, güvenlik seviyesi daha
üst seviyelere çıkarılabilir ve oluşabilecek
kayıplar en aza indirgenebilir.
25
savunma - bilişim
26
Gençlerin projelere katma
değer sağlaması çok önemli
TUSAŞ Akademi, tüm çalışanlarının yanı sıra yardımcı
sanayi firmalarına da eğitimler verecek.
T
USAŞ bünyesinde kurulan
‘TUSAŞ Akademi’, Savunma
Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir’in de katıldığı törenle açıldı.
TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii
A.Ş. tesislerinde gerçekleşen törene,
birçok üniversitenin rektör ve rektör
yardımcıları ile sektör temsilcileri katıldı. Açılış töreninde konuşan TUSAŞ
Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı,
kurumsal bilginin yayılmasında önemli görevler üstlenecek Akademi’nin
teknisyen, yönetici, mühendis olmak
üzere tüm TUSAŞ çalışanları için programlar hazırladığını kaydederek birlikte
çalıştıkları yardımcı sanayi firmalarına
da eğitim vererek destek olmayı hedeflediklerini aktardı.
Teknolojiyi kullanabilen
her elemana ihtiyacımız var
Akademinin ilk dersini veren Savunma Sanayi Müsteşarı Demir açılış konuşmasında, usta çırak ilişkisiyle insan
kaynağı yetiştirmenin zaman kaybettirebileceğini, TUSAŞ Akademi eğitimleri
ve devamında planlanacak mentorluk
uygulamasıyla insan kaynağı yetiştirilmesinin hızlandırılabileceğini ifade etti.
Demir, “Her kademede eleman ihtiyacı
Prof. Dr. İsmail Demir
Savunma Sanayi Müsteşarı
göz ardı edilmemelidir. Eli iş tutan teknolojiyi kullanabilen her elemana ihtiyacımız var. Şirketler bu farkındalıkla
hareket etmeli, içerdeki elemanlarını
da bu şekilde eğitmeliler. Genç insanların tecrübe kazanarak projelere katma
değer sağlamaları çok önemli” açıklamasını yaptı. TUSAŞ, açılışını yaptığı
Akademi ile bilgi birikimini gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor. Akademiden eğitim alacakların ihtiyaçlarını özel
olarak belirleyerek, birebir programlar
çıkaracak olan TUSAŞ Akademi, elektronik kütüphane gibi uygulamalarla da
bilgiye erişimi kolaylaştıracak.
750Mbps
savunma - bilişim
28
Asıl tehlike devlet destekli
siber suç örgütlerinin saldırıları
A
vrupa Birliği’nde siber güvenlik politikalarını belirleyen
European Cyber Security
Protection Alliance (CYSPA), STM öncülüğünde Ankara’da toplandı. Toplantıda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu,
Emniyet Genel Müdürlüğü, Mali Suçları
Araştırma Kurulu, Avrupa Güvenlik Organizasyonu, Avrupa Birliği Ağ ve Bilgi
Güvenliği Ajansı (ENISA), Türkiye Bilgi
Güvenliği Derneği, THY, TÜRKSAT gibi
kurumlardan kritik isimler, siber güvenlik konusunda önemli açıklamalarda
bulundu. İttifakın tek Türk üyesinin STM
(Savunma Teknolojileri Mühendislik ve
Ticaret A.Ş ) olduğu CYSPA projesi kapsamında düzenlenen ve çok sayıda sayısal güvenlik uzmanının katıldığı kritik
toplantıda Avrupalı ve Türk uzmanlar
siber saldırılardan korunmak için çözüm
önerilerini sundular.
Bütünleşik bir milli ç
özüm geliştireceğiz
Ev sahibi STM Genel Müdürü Davut
CYSPA projesi
kapsamında
düzenlenen ve
çok sayıda sayısal
güvenlik uzmanının
katıldığı kritik
toplantıda Avrupalı
ve Türk uzmanlar
siber saldırılardan
korunmak için çözüm
önerilerini sundular.
Yılmaz, artık siber saldırıların gerçek hayattaki saldırılar kadar yıkıcı hale geldiğini vurgulayarak asıl tehlikenin devlet
destekli siber suç örgütlerinin yaptığı
organize saldırılar olduğunu ifade etti.
Yılmaz, “İnternet yeni savaş meydanı haline geldi. Siber uzayda sınırlar belli değil.
Düşmanın nereden geldiğini nasıl saldırdığını bilme imkânınız yok. Bu savaştan
sonra ne kaybettiğinizi bilemeyebiliriz
de. Sayısal dünyanın bizlere sunduğu
fırsatları göz önünde bulundururken, si-
CYSPA’nın amacı
Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı’nın Bilgi ve İletişim Teknolojileri
Çağrı’sına teklif edilen EuropeanCyber Security ProtectionAlliance
(CYSPA) projesinin amacı; araştırma toplulukları, sanayi, kamu
otoriteleri ve altyapı işletmecileri gibi kitlelerle beraber Avrupa
genelinde bir strateji geliştirerek siber alanı korumak olarak
belirlendi. CYSPA projesinin koordinatörlüğünü ise Avrupa Güvenlik
Organizasyonu (EOS) yürütüyor. Projede; Türkiye dahil 10 farklı
ülkeden (Belçika, İtalya, İspanya, Fransa, Birleşik Krallık, Portekiz,
Almanya, Hollanda, Romanya) toplam 17 ortak ve 4 danışman kuruluş
yer alıyor. Proje kapsamında ulaşım, finans, enerji, telekomünikasyon
ve e-Devlet alanları temsil edilmekte.
ber tehditleri de göz ardı etmemiz mümkün değil. Bu bağlamda Avrupa Siber
Güvenlik Koruma İttifakı CYSPA’ya, bu
projenin çıktılarına ve projenin devamında oluşacak siber ittifaka çok önem veriyoruz. Biz STM olarak ciroyu artırmak
yerine milli güvenliğe katkıda bulunmayı
seçerek milli çözümler geliştiriyoruz. Yerli firmalara öncülük etmekten mutluluk
duyacağız. Bütünleşik bir milli çözüm geliştireceğiz” açıklamasını yaptı.
Siber güvenlikte başarı
ekonomide başarı demek
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu
Başkanı Dr. Tayfun Acarer önümüzdeki
2 yıl içinde en stratejik konunun siber
güvenlik olacağının altını çizerek veri
trafiğinin dramatik şekilde arttığını dile
getirdi ve “Bu verilere yönelik siber saldırılar ne kadar kolaysa savunma da o kadar pahalı ve zor. Yarının savaşları siber
uzayda olacak. Bu konuda pek çok tatbikatlar yapıyoruz. Farkındalığın artırılması
için bu tatbikatlar çok önemli. Siber güvenlikte ne kadar başarılı olursak ekonomide de o derece başarılı olabiliriz” dedi.

Benzer belgeler