593 sayılı belediye kanunu - Türkiye Belediyeler Birliği

Transkript

593 sayılı belediye kanunu - Türkiye Belediyeler Birliği
İMAR MEVZUATINA İLİŞKİN TEMEL KANUNLAR
TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ
4. Baskı
Ocak - 2013
ANKARA
2013 | i
İMAR MEVZUATINA İLİŞKİN TEMEL KANUNLAR
Bu kitapçığın basım tarihinden sonra mevzuatta olabilecek
değişikliklere karşın, güncel mevzuatın
www.mevzuat.gov.tr adresinden takip edilmesinde fayda
bulunmaktadır.
TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ
Tunus Caddesi No: 12, 06680
Kavaklıdere / ANKARA
Tel: (0 312) 419 21 00
Faks: (0 312) 419 21 30
www.tbb.gov.tr
[email protected]
ISBN: 978-975-6311-71-4
Tasarım:
Bilal BERBER
Gizem GÖZ
Baskı:
KORZA YAYINCILIK BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ
Büyük Sanayi 1. Cadde No: 95/1
İskitler / ANKARA
Tel: (0 312) 342 22 08
Faks: (0 312) 341 14 27
ii | 2013
İMAR MEVZUATINA İLİŞKİN TEMEL KANUNLAR
İÇİNDEKİLER
İmar Kanunu ................................................................................ 1
Kamulaştırma Kanunu ............................................................. 57
Toplu Konut Kanunu .............................................................. 101
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair
Kanun........................................................................................ 122
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun........................................................................................ 128
Kadastro Kanunu .................................................................... 151
Kat Mülkiyeti Kanunu ............................................................ 193
Kabahatler Kanunu ................................................................. 249
Türk Ceza Kanunu .................................................................. 277
Elektronik Haberleşme Kanunu ............................................ 463
2013 | iii
İMAR MEVZUATINA İLİŞKİN TEMEL KANUNLAR
iv | 2013
İMAR KANUNU
İMAR KANUNU1
Kanun Numarası: 3194
Kabul Tarihi: 3/5/1985
Yayımlandığı R. Gazete: Tarih : 9/5/1985Sayı : 18749
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5Cilt : 24Sayfa : 378
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç:
Madde 1 – Bu Kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki
yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun
teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.
Kapsam:
Madde 2 – Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapılar bu Kanun hükümlerine tabidir.
Genel esas:
Madde 3 – Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz.
1 Bu Kanunda, 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu hükümlerine
aykırılık bulunması durumunda, 5302 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, söz
konusu Kanunun 70 inci maddesi ile hüküm altına alınmıştır.
2013 | 1
İMAR KANUNU
İstisnalar:
Madde 4 – 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanunun
ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul
Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin
Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel
kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat, eğitim ve savunma
amaçlı yapılar için, bu Kanun hükümlerinden hangisinin ne
şekilde uygulanacağı Milli Savunma Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.
Tanımlar:
Madde 5 – Bu Kanunda geçen terimlerden bazıları aşağıda tanımlanmıştır. Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre
düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine,
yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi
parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde
yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön
ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama
imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır.
Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine
varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı
esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını,
bunlarınyoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için
2 | 2013
İMAR KANUNU
gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama
etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır.
Yerleşme Alanı; imar planı sınırı içindeki yerleşik ve gelişme alanlarının tümüdür.
İmar Adası; imar planındaki esaslara göre meydana gelen
adadır.
İmar Parseli; İmar adaları içerisindeki kadastro parsellerinin İmar Kanunu, İmar Planı ve yönetmelik esaslarına göre
düzenlenmiş şeklidir.
Kadastro Adası; kadastro yapıldığı zaman var olan adadır.
Kadastro Parseli; kadastro yapıldığı zaman kadastro adaları içinde bulunan mülkiyeti tescilli parseldir.
Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve
tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir.
Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların
içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme
veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.
İlgili idare; belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediye, dışında valiliktir.
Bakanlık; Bayındırlık ve İskan Bakanlığıdır.
Mücavir Alan; imar mevzuatı bakımından belediyelerin
kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan alanlardır.
Çevre düzeni planı;
2013 | 3
İMAR KANUNU
Ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması
kararlarını belirleyen plandır.
(Ek : 26/4/1989 - 3542/1 md.) Fen adamları; yapı, elektrik
tesisatı, sıhhi tesisat ve ısıtma, makine, harita-kadastro ve
benzeri alanlarda mesleki ve teknik öğrenim veren en az lise
dengi okullardan mezun olmuş veya lise mezunu olup, bir
öğretim yılı süreyle bakanlıkların açmış olduğu kursları
başarıyla tamamlamış olanlar ile 3308 sayılı Çıraklık ve
Meslek Eğitimi Kanununa göre ustalık belgesine sahip olan
elemanlardır.
Ayrıca, bu Kanunda adı geçen diğer tanımlar Bakanlıkça
hazırlanacak yönetmelikte tarif edilir.
İKİNCİ BÖLÜM
İmar Planları ile İlgili Esaslar
Planlama kademeleri:
Madde 6 – Planlar, kapsadıkları alan ve amaçları açısından; "Bölge Planları" ve "İmar Planları", imar planları ise,
"Nazım İmar Planları" ve "Uygulama İmar Planları" olarak
hazırlanır. Uygulama imar planları, gerektiğinde etaplar
halinde de yapılabilir.
Halihazır harita ve imar planları:
Madde 7 – Halihazır harita ve imar planlarının yapılmasında aşağıda belirtilen hususlara uyulur.
a) Halihazır haritası bulunmayan yerleşim yerlerinin halihazır haritaları belediyeler veya valiliklerce yapılır veya
yaptırılır. Bu haritaların tasdik mercii belediyeler ve valilik4 | 2013
İMAR KANUNU
ler olup tasdikli bir nüshası Bakanlığa, diğer bir nüshası da
ilgili tapu dairesine gönderilir.
b) Son nüfus sayımında, nüfusu 10.000'i aşan yerleşmelerin imar planlarının yaptırılmaları mecburidir.
Son nüfus sayımında nüfus 10.000'i aşmayan yerleşmelerde, imar planı yapılmasının gerekli olup olmadığına belediye meclisi karar verir. Mevcut imar planları yürürlüktedir.
c) Mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz olması durumunda veya yeni yerleşme alanlarının acilen kullanmaya
açılmasını temin için; belediyeler veya valiliklerce yapılacak
mevzi imar planlarına veya imar planı olmayan yerlerde
Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelik esaslarına göre uygulama yapılır.
Haritaların alınmasına veya imar planlarının tatbikatına
memur edilen vazifeliler, vazifelerini yaparlarken 2613 sayılı
Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununun 7 nci maddesindeki
selahiyeti haizdirler.
Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması:
Madde 8 – Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.
a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini,
yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet
Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.
b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar
Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre
düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye
sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar plan2013 | 5
İMAR KANUNU
ları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü
cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle
eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş
gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.
Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak
planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer.
(Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay
tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve
ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara
itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve
planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.
Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.
Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.
İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar
planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında
isteyenlere verir.
c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alın6 | 2013
İMAR KANUNU
madan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.
İmar planlarında Bakanlığın yetkisi:2
Madde 9 – Bakanlık gerekli görülen hallerde, kamu yapıları ve enerji tesisleriyle ilgili alt yapı, üst yapı ve iletim
hatlarına ilişkin imar planı ve değişikliklerinin, umumi hayata müessir afetler dolayısıyla veya toplu konut uygulaması veya Gecekondu Kanununun uygulanması amacıyla yapılması gereken planların ve plan değişikliklerinin, birden
fazla belediyeyi ilgilendiren metropoliten imar planlarının
veya içerisinden veya civarından demiryolu veya karayolu
geçen, hava meydanı bulunan veya havayolu veya denizyolu bağlantısı bulunan yerlerdeki imar ve yerleşme planlarının tamamını veya bir kısmını, ilgili belediyelere veya diğer
idarelere bu yolda bilgi vererek ve gerektiğinde işbirliği
sağlayarak yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye ve re'sen
onaylamaya yetkilidir.
(Ek : 24/11/1994 - 4046/41 md.) Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına
alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye)3 alınarak Çevre İmar bütünlüğünü bozmayacak (Ek ibare: 3/4/1997 - 4232/4 md.) imar
tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar-
2 9/7/2008 tarihli ve 5784 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle; bu maddenin birinci
fıkrasında yer alan “ile ilgili” ibaresi “ve enerji tesisleriyle ilgili alt yapı, üst yapı ve iletim
hatlarına ilişkin” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
3 Parantez içi hüküm; 3/4/1997 tarih ve 4232 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
2013 | 7
İMAR KANUNU
durumlarınınBaşbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak
Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar
fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. (Ek ibare : 3/4/1997 4232/4 md.) ilgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde
bildirir.
Bir kamu hizmetinin görülmesi maksadı ile resmi bina ve
tesisler için imar planlarında yer ayrılması veya bu amaçla
değişiklik yapılması gerektiği takdirde, Bakanlık, valilik
kanalı ile ilgili belediyeye talimat verebilir veya gerekirse
imar planının resmi bina ve tesislerle ilgili kısmını re'sen
yapar ve onaylar.
Bakanlık birden fazla belediyeyi ilgilendiren imar planlarının hazırlanmasında, kabul ve onaylanması safhasında
ortaya çıkabilecek ihtilafları halleder, gerektiğinde re'sen
onaylar.
(Ek fıkra : 20/6/1987 - 3394/7 md.; İptal : Ana.Mah.
26/9/1991 tarih ve E. 1990/38, K. 1991/32 sayılı Kararı ile.)
Kesinleşen planlar ilgili belediyelere ve valiliklere tebliğ
edilir. Bu planların uygulanması mecburidir.
Re'sen yapılan planlardaki değişiklikler de yukarıdaki
usullere tabidir.
(Ek fıkra: 3/7/2005 - 5398/19 md.) 4046 sayılı Kanun kapsamında gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair
hukuki tasarruflar yöntemine göre özelleştirme işlemleri
yapılanhizmet özelleştirilmesi niteliğindeki yatırımların
yapılacağı yerlerde hazırlanan veya hazırlattırılan plânları,
Özelleştirme İdaresince değerlendirilmek ve sözleşmeye
8 | 2013
İMAR KANUNU
uygunluğu konusundaki görüşü de alınmak kaydı ile (…) (1)
re'sen onaylamaya Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yetkili
olup, her türlü ruhsatı ilgili belediye en geç iki ay içinde
verir.4
İmar programları, kamulaştırma ve kısıtlılık hali:
Madde 10 – Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5
yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis
toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde
kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu
kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları
içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis
edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program
süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek,
kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile
özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller
kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler
gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder.
Kamuya ait gayrimenkuller:
Madde 11 – İmar planlarında; meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi
4 Bu fıkrada yer alan "… imar mevzuatındaki kısıtlamalara tâbi olmaksızın…" ibaresi,
Anayasa Mahkemesi’nin 5/1/2006 tarihli ve E. :2005/98, K. :2006/3 sayılı Kararı ile iptal
edilmiştir.
2013 | 9
İMAR KANUNU
hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik
bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk
Silahlı Kuvvetlerine ait harekat ve savunma amaçlı yerler
hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye
veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük Bakanlığının onayı
ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye; belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir. Ancak, bu yerlerin
üzerinde bina bulunduğu takdirde, arsası hariç yalnız binanın halihazır kıymeti için takdir edilecek bedel ödenir. Bedeli ve ödeme şekli taraflarca tespit olunur.
Bu suretle maledilen arazi ve arsalar belediye veya özel
idare tarafından satılamaz ve başka bir maksat için kullanılamaz. Bu hususta tapu kütüğünün beyanlar hanesine gerekli şerh konur.
Buyerlerinkullanılışşekli,yenibirimarplanıyladeğiştirilipözelmülkiyete konu olabilecekhalegetirildiğitakdirde,buyerlerdeviralınanidareyebelediye veya özel idarece
aynı usulle iade edilir. Buna aykırı davranışı sabit olan ilgililer şahsen sorumludur. Bu terkinler hiçbir şekilde resim,
harç ve vergiye tabi değildir.
(Değişik : 25/2/1998 - 4342/35 md.) Hazırlanan imar planı
sınırları içindeki kadastral yollar ile meydanlar, imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek, onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar.
(Ek fıkra: 24/7/2008-5793/14 md.) Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve
10 | 2013
İMAR KANUNU
ağaçlandırılmak üzere izin verilen taşınmazlardan projesine
uygun olarak ağaçlandırılanlar, imar planı kararıyla başka
amaca ayrılamaz.
Cephe hattı:
Madde 12 – İmar planlarında gösterilen cephe hattından
önde bina yapılamaz. Herhangi bir arsanın cephe hattının
gerisinde kalan kısmı, plan ve yönetmelik esaslarına uygun
bina inşaatına yetmiyorsa, beş yıllık imar programı içinde
olup olmadığına göre, 10 uncu maddede belirtilen müddetler içerisinde 18 inci madde hükümleri tatbik edilmediği
veya başka bir şekilde halline imkan bulunmadığı takdirde
mal sahibinin yazılı müracaatı üzerine, bu arsanın tamamı
ilgili idarelerce kamulaştırılır.
İmar planlarında umumi hizmetlere ayrılan yerler:
Madde 13 – (Birinci fıkra iptal: Ana.Mah.nin 29/12/1999
tarihli ve E.:1999/33, K.:1999/51 sayılı Kararı ile)
İmar programına alınan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmesi durdurulur. Kamulaştırmanın yapılması halinde durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk edecek olan emlak vergisi,
kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenir. Birinci fıkrada yazılı yerlerin kamulaştırma yapılmadan önce plan
değişikliği ile kamulaştırmayı gerektirmeyen bir maksada
ayrılması halinde ise durdurma tarihinden itibaren geçen
sürenin emlak vergisini mal sahibi öder.
(Üçüncü fıkra iptal: Ana.Mah.nin 29/12/1999 tarihli ve
E.:1999/33, K.:1999/51 sayılı Kararı ile)
Onaylanmış imar planlarında, birinci fıkrada yazılı yerlerdeki arsa ve arazilerin, bu Kanunda öngörülen düzenle2013 | 11
İMAR KANUNU
me ortaklık payı oranı üzerindeki miktarlarının mal sahiplerince ilgili idarelere bedelsiz olarak terk edilmesi halinde bu
terk işlemlerinden ayrıca emlak alım ve satım vergisi alınmaz.
İrtifak hakları:
Madde 14 – Belediye veya valilikler, imar planlarının uygulanması sırasında, bir gayrimenkulün tamamını kamulaştırmadan o yerin muayyen saha, yükseklikte ve derinliğindeki kısmı üzerinde kamu yararı amacıyla irtifak hakkı tesis
edebilir.
Belediyeler veya valilikler, mümkün olan yer ve hallerde
mal sahibinin muvafakatiyle, bedelsiz irtifak hakkı verme
karşılığında, bedelsiz irtifak hakkı tesis edebilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İfraz ve Tevhid İşleri
İfraz ve tevhid:
Madde 15 – İmar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha,
park ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının ifrazına veya tevhidine izin verilmez.
İmar parselasyon planı tamamlanmış olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olması şarttır.
İmar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak ifrazların, asgari cephe genişlikleri ve büyüklükleri yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir.
İmar planı dışında kalan alanlarda yönetmeliklerinde tayin edilecek miktarlardan küçük ifrazlara izin verilmez.
12 | 2013
İMAR KANUNU
Tescil ve şüyuun izalesi:
Madde 16 – Belediye ve mücavir alan hudutları içindeki
gayrimenkullerin re'sen veya müracaat üzerine tevhid veya
ifrazı, bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisi veya bu hakların
terkini, bu Kanun ve yönetmelik hükümlerine uygunluğu
belediye encümenleri veya il idare kurullarınca onaylanır.
Onaylama işlemi, müracaatın belediyelere veya valiliklere
intikalinden itibaren en geç 30 gün içinde sonuçlandırılır ve
tescil veya terkini için 15 gün içinde tapuya bildirilir.
Tapu dairesi, tescil veya terkin işlemini bir ay içinde sonuçlandırmak zorundadır.
Bu Kanun hükümlerine göre şüyulandırılan gayrimenkullerin sahipleri ilgili idarenin tebliği tarihinden itibaren altı
ay içinde aralarında anlaşamadıkları veya şüyuun izalesi
için, mahkemeye müracaat edilmediği takdirde ilgili idare
hissedarmış gibi, şüyuun izalesi davası açabilir.
Tarafların rızası veya mahkeme kararı ile şüyuun izalesi
ve arazi taksimi de yukarıdaki hükümlere tabidir.
Kamulaştırmadan arta kalan kısımlar:
Madde 17 – Belediye veya valilik, kendi malı olan veya
imar planlarının tatbiki sonucu kamulaştırmadan artan
parçalarla, istikameti değiştirilen veya kapanan yol ve meydanlarda hasıl olan sahalardan müstakil inşaata elverişli
olmayan parçaları, bitişiğindeki arsa veya bina sahibine
bedel takdiri suretiyle satmak, gayrimenkul sahiplerinin
yola giden yerlerden dolayı tahakkuk eden istihkaklarını
bedel takdiri suretiyle değiştirmek ve komşu gayrimenkul
sahibi takdir edilen bedelle satın almaktan imtina ederse,
2013 | 13
İMAR KANUNU
şüyulandırıp satmak suretiyle imar planına uygunluğunu
temin eder.
Bunlardan müstakil inşaata elverişli olanları, kamu yararı
için, belediye veya valilikçe yeri alınan şahısların muvafakatları halinde istihkaklarına karşılık olarak bedel takdiri ve
icabında denklik temini suretiyle değiştirmeye belediye ve
valilik yetkilidir.
Ayrıca belediye veya valilikler ile şüyulu olan müstakil
inşaat yapmaya müsait bulunan imar parsellerinde, belediye
veya valilikler, hisselerini parselin diğer hissedarlarına bedel takdiri suretiyle satmaya, ilgililer satın almaktan imtina
ederse, şüyuun izalesi suretiyle sattırmaya yetkilidir.
Bu maddeye göre bedel takdirleri ve bu bedellere itiraz
şekilleri 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine
göre yapılır.
Arazi ve arsa düzenlemesi:5
Madde 18 – İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin
muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya
parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti
esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil
işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen
yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
5 Bu maddede geçen “cami” ibaresi, 15/7/2003 tarihli ve 4928 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesiyle, “ibadet yeri” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
14 | 2013
İMAR KANUNU
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan
arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana
gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı"
olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve
arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde
kırkını geçemez.6
(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme
ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı
olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil
saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu
hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.
Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması
gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde,
eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma
yolu ile tamamlanır.
Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.
Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu
hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme
yapılmasına mani teşkil etmez.
6 Bu fıkrada yer alan “otuzbeşini” ibaresi, 3/12/2003 tarihli ve 5006 sayılı Kanunun 1
inci madddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
2013 | 15
İMAR KANUNU
Bu düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenleme
ortaklık payı alınanlarından, bu düzenleme sebebiyle ayrıca
değerlendirme resmi alınmaz.
Üzerinde bina bulunan hisseli parsellerde, şüyulanma sadece zemine ait olup, şüyuun giderilmesinde bina bedeli
ayrıca dikkate alınır.
Düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli
içinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan ve
mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülemeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir.
Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe
ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya
şüyuu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından
kullanılmasına devam olunur.
Bu maddede belirtilen kamu hizmetlerine ayrılan yerlere
rastlayan yapılar, belediye veya valilikçe kamulaştırılmadıkça yıktırılamaz.
Düzenlenmiş arsalarda bulunan yapılara, ilgili parsel sahiplerinin muvafakatları olmadığı veya plan ve mevzuat
hükümlerine göre mahzur bulunduğu takdirde, küçük ölçüdeki zaruri tamirler dışında ilave, değişiklik ve esaslı
tamir izni verilemez. Düzenlemeye tabi tutulması gerektiği
halde, bu madde hükümlerinin tatbiki mümkün olmayan
hallerde imar planı ve yönetmelik hükümlerine göre müstakil inşaata elverişli olan kadastral parsellere plana göre inşaatruhsatı verilebilir.
Bu maddenin tatbikinde belediye veya valilik, ödeyecekleri kamulaştırma bedeli yerine ilgililerin muvafakatı halinde
16 | 2013
İMAR KANUNU
kamulaştırılması gereken yerlerine karşılık, plan ve mevzuat
hükümlerine göre yapı yapılması mümkün olan belediye
veya valiliğe ait sahalardan yer verebilirler.
Veraset yolu ile intikal eden, bu Kanun hükümlerine göre
şüyulandırılan Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım ve
hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı için yapılan
hisselendirmeler ile cebri icra yolu ile satılanlar hariç imar
planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve
parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış
vaadi sözleşmeleri yapılamaz.
Parselasyon planlarının hazırlanması ve tescili:
Madde 19 – İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni,
dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe
girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca
mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir.
Tashih edilecek planlar hakkında da bu hüküm uygulanır.
Kesinleşen parselasyon planları tescil edilmek üzere tapu
dairesine gönderilir. Bu daireler ilgililerin muvafakatı
aranmaksızın, sicilleri planlara göre re'sen tanzim ve tesis
ederler.
Bir parsel üzerinde birden fazla bina ve tesislerin yapımı
gerektiğinde (Kooperatif evleri, siteler, toplu konut inşatı
gibi) imar parselasyon planları ifraza gerek kalmadan bu
ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenir veya değiştirilir ve
burada, talep halinde, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri
uygulanır.
2013 | 17
İMAR KANUNU
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Yapı ve Yapı ile İlgili Esaslar
Yapı:
Madde 20 – Yapı:
a) Kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan
arazi, arsa veya parsellerde,
b) Kuruluş veya kişilerce, kendisine ait tapusu bulunmamakla beraber kamu kurum ve kuruluşlarının vermiş oldukları tahsis veya irtifak hakkı tesis belgeleri ile,
İmar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak
yapılabilir.
Yapı ruhsatiyesi:
Madde 21 – Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar
için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya
valiliklerden (....)7 yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir.
Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Bu durumda; bağımsız bölümlerin brüt alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat, hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmaz.
Ancak; derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat
tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarakmahallinhususiyetine görebelediyelerce
hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı
7 Bu aradaki "...veya yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürolarından..." ibaresi;
Anayasa Mahkemesinin 11/12/1986 tarih ve E. 1985/11, K. 1986/29 sayılı kararı ile iptal
edilmiştir.
18 | 2013
İMAR KANUNU
unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata
tabi değildir.
Belediyeler veya valilikler mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılar arasında uyum sağlamak, güzel bir görünüm elde etmek amacıyla dış cephe boya ve kaplamaları ile
çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkilidir. Bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan yapılar
da bu hükme tabidir.
Ruhsat alma şartları:
Madde 22 – Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik
(....)8 bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai
hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje,
statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları,
röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir.
Belediyeler veya valiliklerce (....)9 ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden
itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.
Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden
itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve
yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten
sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.
8 Bu aradaki ".... veya yeminli serbest mimarlık ve mühendislik ..." ibaresi; Anayasa
Mahkemesinin 11/12/1986 tarih ve E. 1985/11, K. 1986/29 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
9 Bu aradaki "... veya yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürolarınca..." ibaresi; Anayasa Mahkemesinin 11/12/1986 tarih ve E. 1985/11, K.
1986/29 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
2013 | 19
İMAR KANUNU
Geliştirme alanlarında yapı ruhsatı:
Madde 23 – İskan hudutları içinde olup da, imar planında
beldenin inkişafına ayrılmış bulunan sahalarda her ne şekilde olursa olsun, yapı izni verilebilmesi için;
a) Bu sahaların imar planı esaslarına ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak parselasyon planlarının belediye
encümeni veya il idare kurulunca tasdik edilmiş bulunması,
b) Plana ve bulunduğu bölgenin şartlarına göre yollarının,
pis ve içme suyu şebekeleri gibi teknik alt yapısının yapılmış olması,
Şarttır.
Ancak, bunlardan parselasyon planları tasdik edilmiş olmakla beraber yolu, pis ve içme suyu şebekeleri gibi teknik
alt yapısı henüz yapılmamış olan yerlerde, ilgili idarenin
izni halinde ve ilgili idarece hazırlanacak projeye uygun
olarak yaptıranlara veya parselleri hizasına rastlayan ve
yönetmelikte belirtildiği şekilde hissesine düşen teknik alt
yapı bedelini % 25 peşin ödeyip geri kalan % 75 ini alt yapı
hizmetinin ilgili idaresince tamamlanacağı tarihten en geç
altı ay içinde ödemeyi taahhüt edenlere de yapı ruhsatı
verilir. Kanalizasyon tesisinin yapı bitirilip kullanılmaya
başlanacağı tarihe kadar yapılmaması halinde, fosseptik
veya benzeri geçici bir tesis yaptırılması yoluna gidilir. Bu
yapılmadığı takdirde yapıya kullanma izni verilemez. Ana
tesis yapıldığında yapı sahibi veya sahipleri lağım ayaklarını bu tesise bağlamaya mecburdurlar.
Toplu mesken alanlarında, ilgili şahıs veya kurumlarca ilgili idarenin izni ile bütünü inşa ve ikmal edilen teknik altyapının iki tarafındaki diğer parsellerin sahiplerinden, kendi
20 | 2013
İMAR KANUNU
parsellerine isabet eden bedel alınmadıkça, kendilerine yapı
ruhsatı verilmez.
Toplu mesken alanlarında altyapı tesisleri belediyelerce
onaylı projesine göre ilgili şahıs veya kurumlarınca yapılmışsa belediyece altyapı hizmetleri nedeniyle hiçbir bedel
alınmaz.
Alınan bu paralar teknik altyapıyı yaptıranlara veya bu
meblağı önceden ilgili idareye ödeyenlere aynen geri verilir.
Şu kadar ki, bir yolun iki tarafındaki parsel sahipleri bahis
konusu yol bedellerini ve bir kanalizasyon şebekesinden
istifade eden veya etmesi gereken parsel sahipleri teknik
altyapı bedellerini ilgili idareye vermedikçe ilgili idarenin
bu tesisleri inşa ve ikmali mecburiyeti yoktur.
Mevcut binalarda esaslı değişiklikler ve ilaveler yapılması
da bu madde hükümlerine bağlı olmakla beraber, bunların
tamirleri için yukarıdaki şartlar aranmaz.
Bu maddenin tatbikinde 6183 Sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri tatbik olunur.
Tatbikatla ilgili diğer hususlar imar yönetmeliğinde belirtilir.
İmar planları ilke kararları ile yoğunluk ve yapı düzeninde düzeltme ve yenileme getirilen yerleşik alanlardaki uygulamada mevcut şehirsel teknik ve sosyal altyapının tevsii
ya da yenilenmesi gereken durumlarda, şehirsel hizmetlerin
yerine getirilmesi ile ilgili olarak kanunlarda belirtilen katılma payları bu hizmetlerden yararlanacak arsa, yapı ya da
bina sahiplerinden usulünce alınır.
İmar planlarında meskün saha olarak belirtilen yerlerde
ise, gayrimenkul sahiplerince pis su mecralarının, yapının
2013 | 21
İMAR KANUNU
bulunduğu sokaktaki lağım şebekesine veya varsa umumi
fosseptiğe bağlanması, lağım şebekesi veya umumi fosseptik
olmayan yerlerde mahalli ihtiyaç ve vesaite göre ilgili idarece verilecek esaslar dahilinde gayrimenkulün içinde, lüzumlu tesisatın yapılması mecburidir. Bu bağlantılar mal sahibi
tarafından ilgili idarece yapılacak tebligatla verilecek müddet zarfında yaptırılmadığı takdirde ilgili idare tarafından
yıktırılır.
Yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürolarının kuruluşu,
yetki alanları ve sorumlulukları:
Madde 24 – (İptal :Ana. Mah. 11/12/1986 tarih ve E.
1985/11, K. 1986/29 sayılı kararı ile.)
Yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürolarının
sınıflandırılması:
Madde 25 – (İptal : Ana. Mah. 11/12/1986 tarih ve E.
1985/11, K. 1986/29 sayılı Kararı ile.)
Kamuya ait yapı ve tesisler ile sanayi tesislerinde ruhsat:
Madde 26 – Kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak yapılara, imar planlarında o maksada tahsis
edilmiş olmak, plan ve mevzuata aykırı olmamak üzere
mimari, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyeti bu kamu
kurum ve kuruluşlarınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla avan projeye göre ruhsat verilir.
Devletin güvenlik ve emniyeti ile Türk Silahlı Kuvve tlerinin harekat ve savunması bakımından gizlilik arz
eden yapılara; belediyeden alınan imar durumuna, kat
nizamı, cephe hattı, inşaat derinliği vetoplam inşaatmetrekaresineuyularak projelerinin kurumlarınca tasdik edildiği, statik ve tesisat sorumluluğunun kurumlarına ait ol22 | 2013
İMAR KANUNU
duğunun ilgili belediyesine veya valiliklere yazı ile bildirdiği takdirde, 22 nci maddede sayılan belgeler aranmadan
yapı ruhsatı verilir.
(Üçüncü fıkra iptal: Ana. Mah. 11/12/1986 tarih ve E.
1985/11, K. 1986/29 sayılı Kararı ile.)
Köylerde yapılacak yapılar ve uyulacak esaslar10
Madde 27 –(Değişik: 8/8/2011- KHK-648/22 md.)
Belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik
alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen
tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların
ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını,
köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy
halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme
binası gibi yapılar için yapı ruhsatı aranmaz. Ancak etüt ve
projelerinin valilikçe incelenmesi, muhtarlıktan yazılı izin
alınması ve bu yapıların yöresel doku ve mimari özelliklere,
fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olması zorunludur.
Etüt ve projelerin sorumluluğu müellifi olan mimar ve mühendislere aittir. Bu yapılar valilikçe ulusal adres bilgi sistemine ve kadastro planlarına işlenir. Köy yerleşik alan
sınırları dışında kalan ve entegre tesis niteliğinde olmayan
ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı
yapıların yapı ruhsatı alınarak inşa edilmesi zorunludur.
Tarım ve hayvancılık amaçlı yapıların denetimine yönelik
10 Bu madde başlığı “Ruhsata tabi olmayan yapılar ve uyacakları esaslar” iken,
8/8/2011 tarihli ve 648 sayılı KHK’nın22 nci maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
2013 | 23
İMAR KANUNU
fenni mesuliyet 28 inci madde hükümlerine göre mimar ve
mühendislerce üstlenilir.
Onaylı üst kademe planlarda aksine hüküm bulunmadığı
hallerde köy yerleşik alan sınırları içinde, jeolojik açıdan
üzerinde yapı yapılmasında sakınca bulunan alanlar ile
köyün ana yolları ve genişlikleri, hâlihazır harita veya kadastro paftaları üzerinde il özel idarelerince belirlenir. Belirlenen yollar, ifraz ve tevhit suretiyle uygulama imar planı
kararı aranmaksızın kamu yararı kararı alınarak oluşturulur.
Köy yerleşik alan sınırı içerisinde, 3/7/2005 tarihli ve 5403
sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri uygulanmaz.
Köy yerleşik alan sınırlarının parselleri bölmesi durumunda yerleşik alan sınırı 5403 sayılı Kanun hükümlerine
tabi olmaksızın ifraz hattı olarak kabul edilir.
İl çevre düzeni planında açıkça belirtilmediği takdirde, ihtiyaç duyulması halinde, köyün gelişme potansiyeli ve gelişme düzeyi de dikkate alınarak köy yerleşik alan sınırları
ve özel kanunlara ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu
alanlarda yapılaşma kararı ve ifraz şartları belediye sınırı il
sınırı olan yerlerde büyükşehir belediye meclisi, diğer yerlerde il genel meclisi kararı ile belirlenir. Tespitler kadastro
paftasına işlenerek tapu sicilinde belirtilir. İhtiyaç duyulması halinde mevcut köy yerleşik alan sınırları il genel meclislerince yeniden belirlenebilir.
İmar planı olmayan köy yerleşik alanı sınırları içerisinde
köyün ihtiyacına yönelik olarak ilk ve orta öğretim tesisi,
ibadet yeri, sağlık tesisi, güvenlik tesisi gibi yapılar için imar
planı şartı aranmaz. Ancak yer seçimi, valilikçe oluşturulan
24 | 2013
İMAR KANUNU
bir komisyonca hâlihazır harita veya kadastro paftaları üzerinde kesin sınırları ile belirlenir. Bu yapı ve tesislere uygulama projelerine göre ilgili yatırımcı kamu kurum ve kuruluşu adına yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni verilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar Bakanlıkça
hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
Müelliflik, fenni mesuliyet, şantiye şefliği, yapı müteahhitliği ve
kayıtlar:11
Madde 28 – (Değişik: 9/12/2009-5940/1 md.)
Bu Kanun kapsamındaki mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetine ilişkin harita, plan, etüt, proje ve eklerinin
düzenlenmesi ve bunların yerine getirilmesinin; uygulamada bulunulacak alanın, yerleşme merkezinin ve yapının
sınıfına, özelliğine ve büyüklük derecesine göre, uzmanlık
alanlarına uygun olarak 38 inci maddede belirtilen meslek
mensuplarına yaptırılması mecburidir. Müellifler ve uygulamada bulunan meslek mensupları, işlerini bu Kanuna ve
ilgili diğer mevzuata uygun olarak gerçekleştirmekten sorumludur.
Yapıda inşaat ve tesisat işleri ile kullanılan malzemelerin
kamu adına denetimine ilişkin fenni mesuliyet, ruhsat eki
etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır. Fenni
mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre;
yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, bu Kanuna, ilgili
diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki
11 Bu madde başlığı “Fenni mesuller ve mesuliyetleri ile müteahhit sicilleri:” iken,
9/12/2009 tarihli ve 5940 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle metne işlendiği şekilde
değiştirilmiştir.
2013 | 25
İMAR KANUNU
etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun
olarak inşa edilmesini denetlemekle görevlidir. Yapı sahibine ve idareye karşı sorumlu olan fenni mesuller, uzmanlık
alanına uygun olarak yapıda yetki belgesi olmayan usta
çalıştırılması veya şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım
işinin sürdürülmesi veya yapının mevzuata aykırı yapılması
veya istifaları halinde, bu durumları altı iş günü içinde ilgili
idareye yazılı olarak bildirmek zorundadır. Aksi takdirde,
fenni mesuller kanuni mesuliyetten kurtulamaz. Bildirim
üzerine, en geç üç iş günü içinde 32 nci maddeye göre işlem
yapılır.
Fenni mesulün istifası veya ölümü halinde, başka bir meslek mensubu fenni mesuliyeti üstlenmedikçe yapının devamına izin verilmez. Fenni mesulün istifası halinde, istifa
tarihinden önce yapılan işlere dair sorumluluğu devam
eder. Yeni atanan fenni mesul, daha önce yapılan işlerin
denetlenmesinden ve eksiklik ve hata var ise giderilmesini
sağlamaktan ve bildirimde bulunmaktan da sorumludur.
Tespit edilen bu eksiklik ve hatalar giderilmedikçe inşaatın
devamına izin verilmez.
Fenni mesuller, Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikte belirlenen sınıf, özellik ve büyüklüğe sahip bulunan yapıların denetimi faaliyetine yardımcı olmak üzere, 38 inci
maddeye göre uygun nitelikte ve sayıda fen adamı istihdam
etmek mecburiyetindedir.
Fenni mesuller, uzmanlık alanlarına göre yapım işlerinin
denetimine ilişkin ayrıntılı bütün belgeler ile mimarlık ve
mühendislik hizmetleri raporunu idareye vermek ve yapı
kullanma izin belgesini imzalamak mecburiyetindedir. Yapıya ilişkin bilgiler, ilgili idarece, etüt ve proje müellifleri26 | 2013
İMAR KANUNU
nin, fenni mesullerin, yapı müteahhitlerinin ve şantiye şefi
mimar veya mühendisin üyesi bulunduğu meslek odasına,
üyelik kayıtlarına işlenmek üzere bildirilir.
Fenni mesuller, mesuliyet üstlendikleri yapı ile alakalı olarak yapı müteahhitliği, şantiye şefliği, taşeronluk ve malzeme satıcılığı yapamaz. Yapı sahibi, yapısının fenni mesuliyetini üstlenemez.
27 nci madde kapsamındaki yapılar ile entegre tesis niteliğinde olmayan ruhsata tabi tarım ve hayvancılık yapılarına
ait 22 nci maddede yer alan etüt ve projeler, il özel idarelerince veya Bakanlığın taşra teşkilatınca hazırlanabilir. Bu
tarım ve hayvancılık yapılarına dair fenni mesuliyet, il özel
idaresinin veya Bakanlığın taşra teşkilatının mimar ve mühendisleri tarafından üstlenilebilir.
Yapı müteahhidi ve şantiye şefi; yapıyı, tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere,
standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek, neden olduğu mevzuata aykırılığı gidermek mecburiyetindedir. Yapı müteahhidi ve şantiye şefi, ilgili fenni mesullerin denetimi olmaksızın inşaat ve tesisatlarına ilişkin
yapım işlerini sürdüremez, inşaat ve tesisat işlerinde yetki
belgesi olmayan usta çalıştıramaz.
Bakanlıktan veya Bakanlıkça yetkilendirilmiş idareden
yetki belgesi almaksızın, inşaat ve tesisat dahil yapım işlerinin müteahhitliği üstlenilemez. Yetki belgeleri geçici veya
daimi olarak düzenlenebilir. Gerçek kişilere ve özel hukuk
tüzel kişilerine yapı inşa eden müteahhitlerin kayıtları, her
yapı için ayrı ayrı tutulur. Bu kayıtların birer nüshası, ilgili
yapı müteahhidinin yetki belgelendirmesi işlemlerinde de2013 | 27
İMAR KANUNU
ğerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Müteahhitlere
yetki belgesi verilmesi işlemleri, bu kayıtlar da değerlendirilerek Bakanlıkça yürütülür.
Fenni mesullerce denetime ilişkin mimarlık ve mühendislik raporları hazırlanan, yapı sahibi, fenni mesuller ve ilgili
idare elemanlarının birlikte düzenlediği tespit tutanağı ile
tamamlandığı belirlenen, ancak, yapı müteahhidinin yapım
işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarının ve diğer
sorumluluklarının gereğinin yerine getirilmemesi sebebiyle
yapı kullanma izin belgesi verilmesi işlemleri tamamlanamayan yapılar için, yapının müteahhidi olmayan yapı sahibinin talebi üzerine, ilgili idarece durum tespit edilerek yapı
kullanma izin belgesi verilir. Bu belgenin bir örneği, ilgili
kurumlara ve ilgililerin kayıtlarına işlenmek ve değerlendirilmek üzere ilgili meslek odalarına ve Bakanlığa gönderilir.
Yapı sahibi, ruhsat süresi dolmamış olan bir yapının etüt
ve proje müellifliği, yapı müteahhitliği ve şantiye şefliği
görevlerinden herhangi birini üstlenmemiş ise bütün sorumluluk, ilgisine göre etüt ve proje müelliflerine, yapı müteahhidine, şantiye şefine ve ilgili fenni mesullere aittir.
Ruhsat müddeti:
Madde 29 – Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden
itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı
veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde
verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep
haklar saklıdır.
Ruhsat yenilenmesi ve plan tadili sırasında ayrıca harç
alınmaz. Ancak inşaat sahasında artış, bağımsız bölümlerin
28 | 2013
İMAR KANUNU
brüt alanında veya niteliğinde değişme olması halinde yeniden
hesaplanacakharçtanevvelceödenenharçtutarı,tenziledilir. Yeni durumda hesaplanan harç tutarında
azalma olması halinde iade yapılmaz. Diğer kanunlardaki
muafiyet hükümleri saklıdır.
Ruhsat ve eklerinin yapı yerinde bulundurulması mecburidir.
Yapı kullanma izni:
Madde 30 – Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının,
kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını
veren belediye, valilik (...)12 bürolarından; 27 nci maddeye
göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen
kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin
alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen
bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.
Belediyeler, valilikler (...)13 mal sahiplerinin müracaatlarını
en geç otuz gün içinde neticelendirmek mecburiyetindedir.
Aksi halde bu müddetin sonunda yapının tamamının veya
biten kısmının kullanılmasına izin verilmiş sayılır.(...) (2)
12 Bu aradaki "... veya yeminli serbest mimarlık veya mühendislik ..." ibaresi; Anayasa
Mahkemesinin 11/12/1986 tarih ve E. 1985/11, K. 1986/29 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
13 Bu aradaki "... veya yeminli serbest mimarlık ve mühendislik büroları ..." ibaresi ile
bu fıkranın sonunda bulunan "... Ancak müracaat yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürosuna yapılmış ise bu hüküm uygulanmaz. Yeminli büro, müracaatı bu süre
içerisinde müsbet veya menfi mutlaka sonuçlandırmak zorundadır ..." biçimindeki son iki
cümle, Anayasa Mahkemesinin 11/12/1986 tarih ve E. 1985/11, K. 1986/29 sayılı kararı
ile iptal edilmiştir.
2013 | 29
İMAR KANUNU
Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat
ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.
Kullanma izni alınmamış yapılar:
Madde 31 – İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak,
kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.
Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar:
Madde 32 – Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya
başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili
idarece tespiti, fenni mesulce (...)14 tespiti ve ihbarı veya
herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine,
belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit
edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı
sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshasıda
muhtara bırakılır.
Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.
14 Bu aradaki "... veya yeminli serbest mimarlık ve mühendislik bürosunca .." ibaresi;
Anayasa Mahkemesinin (1) nolu dipnotda yazılı Kararı ile iptal edilmiştir.
30 | 2013
İMAR KANUNU
Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş
olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya
valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu
kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir.
Umumi hizmetlere ayrılan yerlerde muvakkat yapılar:
Madde 33 – İmar planlarında bulunup da müracaat gününde beş yıllık imar programına dahil olmayan yerlerde;
plana göre kapanması gereken yol ve çıkmaz sokak üzerinde bulunan veya 18 inci madde hükümleri tatbik olunmadan normal şartlarla yapı izni verilmeyen veya 13 üncü
maddede belirtilen hizmetlere ayrılmış olan ve haklarında
bu madde hükmünün tatbiki istenen parsellerde üzerinde
yönetmelik esaslarına uygun yapı yapılması mümkün olanlarında sahiplerinin istekleri üzerine belediye encümeni
veya il idare kurulu kararıyla imar planı tatbikatına kadar
muvakkat inşaat veya tesisata müsaade edilir ve buna dayanılarak usulüne göre yapı izni verilir.
Bu gibi hallerde verilecek müddetin on yıl olması, yapı izni verilmezden önce belediye encümeni veya il idare kurulu
kararının gün ve sayısının on yıllık müddet için muvakkat
inşaat veya tesisat olduğunun, lüzumlu ölçü ve şartlarla
birlikte tapu kaydına şerh edilmesi gereklidir. Muvakkatlık
müddeti tapu kaydına şerh verildiği günden başlar.
Birinci fıkrada sözü geçen bir parselde, esasen kullanılabilen bir bina varsa bu parsele yeniden inşaat ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyeceği gibi, birden fazla muvakkat
2013 | 31
İMAR KANUNU
yapıya izin verilen yerlerde dahi bu yapıların ölçüleri toplamı yönetmelikte gösterilen miktarları geçemez. Bu maddenin tatbikinde kadastral parsel de bir imar parseli gibi
kabul olunur.
Plan tatbik olunurken, muvakkat inşaat veya tesisler yıktırılırlar. On yıllık muvakkatlık müddeti dolduktan sonra
veya on yıl dolmadan yıktırılması veya kamulaştırılması
halinde muvakkat bina ve tesislerin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre takdir olunacak bedeli sahibine ödenir.
İnşaat, tamirat ve bahçe tanzimi ile ilgili tedbirler ve
mükellefiyetler:
Madde 34 – İnşaat ve tamiratın devamı ve bahçelerin tanzim ve ağaçlandırılması sırasında yolun ve yaya kaldırımlarının, belediye veya valiliklere ve komşulara ait yerlerin
işgal edilmemesi ve buralardaki yeraltı ve yerüstü tesislerinin tahrip olunmaması ve bunlara zarar verilmemesi, taşıt
ve yayaların gidiş ve gelişinin zorlaştırılmaması, yapı, yol
sınırına üç metre ve daha az mesafede yapıldığı takdirde her
türlü tehlikeyi önleyecek şekilde yapı önünün tahta perde
veya münasip malzeme ile kapatılması ve geceleri aydınlatılması, mecburidir.
Yapı, yol kenarına yapıldığı takdirde ilgili idarece takdir
edilecek zaruri hallerde yaya kaldırımlarının bir kısmının
işgaline yayalar için uygun geçiş sağlamak ve yukardaki
tedbirler alınmak şartıyla müsaade olunabilir.
Bu gibi hallerde mülk sahibi veya inşaatı deruhte eden kişi
veya kuruluşun sahipleri gelip geçenlere zarar vermeyecek
ve tehlikeyi önleyecek tedbirleri alırlar.
32 | 2013
İMAR KANUNU
Zemin katlarda, dükkan yapılmasına müsaade edilen yapılarda, yaya kaldırımı ile aynı seviyedeki ön bahçeleri yayaya açık bulundurulacak, yayaların can emniyetini tehlikeye düşürecek duvar ve manialar yapılamaz.
Bu gibi yerlerde ve parsel hudutlarına merdiven yapılması zaruri hallerde rıht yüksekliği 0,15 metreden fazla olamaz.
Bina ön cephe hattı ile yol arası ve tabii zeminin kazılması:
Madde 35 – Binaların zemin seviyesi altında kat kazanmak maksadıyla, bina cephe hattından yola kadar olan kısımda, zeminin kazılarak yaya kaldırımının seviyesinin
altına düşürülmesine müsaade edilmez.
Her ne sebeple olursa olsun evvelce ön bahçeleri yaya
kaldırımı seviyesinden 0.50 metreden daha aşağıda teşekkül
etmiş bulunan binalarla bu gibi arsaların sahipleri, gelip
geçenlerin emniyetini temin etmek üzere, yol kenarına yönetmelikle belirtilen veya civarın karakterine göre ilgili idarece tespit edilen şekilde bahçe duvarı veya parmaklık yapmaya ve gereken emniyet tedbirlerini almaya mecburdurlar.
Kapıcı daireleri ve sığınaklar:
Madde 36 – Kapıcı dairesi ve sığınak ayrılması mecburiyeti olan binalarda, bu dairelerin yönetmelikte belirtilen şart
ve ölçüleri havi bulunması lazımdır.
Kapıcı daireleri anabina içinde olabileceği gibi, nizamlara,
fen ve sağlık şartlarına aykırı yapılmamak, brüt 40 metrekareyi geçmemek şartı ile bahçenin herhangi bir yerinde veya
müştemilat binaları içerisinde de tertiplenebilir.
Bekçi, bahçevan, kaloriferci gibi müstahdemin ikametine
yer ayrılması halinde bu yerlerde de aynı şartlar aranır. 29
2013 | 33
İMAR KANUNU
ve 30 uncu maddelerdeki hükümler bu maddede sözü geçen
daireler hakkında da uygulanır.
Nerelerde ve hangi binalarda kapıcı dairesi ve sığınak ayrılması gerektiği imar yönetmeliklerinde gösterilir.
Otoparklar:
Madde 37 – İmar planlarının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçlar gözönünde
tutularak lüzumlu otopark yerleri ayrılır.
Otopark ihtiyacı bulunan bina ve tesislere lüzumlu otopark yeri tefrik edilmedikçe yapı izni, otopark tesis edilmedikçe de kullanma izni verilmez.
Kullanma izni alındıktan sonra otopark yeri, plana ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak başka maksatlara tahsis
edilemez. Bu fıkra hükmüne aykırı hareket edildiği takdirde
ilgili idarece yapılacak tebligat üzerine en geç üç ay içerisinde bu aykırılık giderilir. Mülk sahibi tebligata rağmen müddeti içerisinde gerekli düzeltmeyi yapmaz ise, belediye encümeni veya il idare kurulu kararı ile bu hizmet ilgili idarece yapılır ve masrafı mal sahibinden tahsil edilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Halihazır haritaların, imar planlarının ve yapı projelerinin
hazırlanması ve uygulanması:
Madde 38 – Halihazır harita ve imar planlarının hazırlanması ve bunların uygulanmasının fenni mesuliyetini;
uzmanlık, çalışma konuları ve ilgili kanunlarına göre, mühendisler, mimarlar, şehir plancıları deruhte ederler.
34 | 2013
İMAR KANUNU
(Değişik : 26/4/1989 - 3542/2 md.) Yapıların, mimari, statik
ve hertürlü plan, proje, resim ve hesaplarının hazırlanmasını
ve bunların uygulanmasıyla ilgili fenni mesuliyetleri, uzmanlık konularına ve ilgili kanunlarına göre mühendisler,
mimarlar ile görev, yetki ve sorumlulukları yönetmelikle
düzenlenecek olan fen adamları deruhte ederler.
Yıkılacak derecede tehlikeli yapılar:
Madde 39 – Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede
tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe on gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Onlar da bulunmazsa tebligat varakası
tebliğ yerine kaim olmak üzere tehlikeli yapıya asılır ve
keyfiyet muhtarla birlikte bir zabıtla tespit edilir.
Tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından
tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işler belediye veya valilikçe yapılır ve masrafı % 20
fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilir.
Alakalının fakruhali tevsik olunursa masraf belediye veya
valilikçe bütçesinden karşılanır. Tehlike durumu o yapı ve
civarının boşaltılmasını icabettiriyorsa mahkeme kararına
lüzum kalmaksızın zabıta marifetiyle derhal tahliye ettirilir.
Kamunun selameti için alınması gereken tedbirler:
Madde 40 – Arsalarda, evlerde ve sair yerlerde umumun
sağlık ve selametini ihlal eden, şehircilik, estetik veya trafik
bakımından mahzurlu görülen enkaz veya birikintilerin,
gürültü ve duman tevlideden tesislerin hususi mecra, lağım,
çukur, kuyu; mağara ve benzerlerinin mahzurlarının gide2013 | 35
İMAR KANUNU
rilmesi ve bunların zuhuruna meydan verilmemesi ilgililere
tebliğ edilir.
Tebliğde belirtilen müddet içinde tebliğe riayet edilmediği
takdirde belediye veya valilikçe mahzur giderilir; masrafı %
20 fazlasiyle arsa sahibinden alınır veya mahzur tevlit edenlerin faaliyeti durdurulur.
Arsaların yola bakan yüzleri:
Madde 41 – Belediyeler veya valiliklerce belirli yollar üzerinde mahzurlu bina bulunan veya binasız arsaların yola
bakan yüzlerinin tayin edilen tarzda kapatılmasına karar
vermeye selahiyetlidir. Bu takdirde gayrimenkulün sahipleri, belediye veya valilikçe verilen müddet içinde bu yerleri
kapatmaya mecburdurlar. Bu mükellefiyete uyulmaması
halinde belediye veya valilikçe gereği yapılarak masrafı arsa
sahibinden tahsil edilir.
İdari müeyyideler:15
Madde 42 – (Değişik: 9/12/2009-5940/2 md.)
Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil
eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş
günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında,
üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır.
Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının
sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü
içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının
15 Bu madde başlığı “Ceza hükümleri:” iken, 9/12/2009 tarihli ve 5940 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
36 | 2013
İMAR KANUNU
mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can
ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın
büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak
üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır:
a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için;
1) I. sınıf A grubu yapılara üç, B grubu yapılara beş Türk
Lirası,
2) II. sınıf A grubu yapılara sekiz, B grubu yapılara onbir
Türk Lirası,
3) III. sınıf A grubu yapılara onsekiz, B grubu yapılara
yirmi Türk Lirası,
4) IV. sınıf A grubu yapılara yirmiüç, B grubu yapılara
yirmibeş, C grubu yapılara otuzbir Türk Lirası,
5) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz, B grubu yapılara
kırkaltı, C grubu yapılara elliiki, D grubu yapılara altmışüç
Türk Lirası,
idari para cezası verilir. Bu miktarlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi
hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme
oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate alınmak suretiyle artırılarak uygulanır.
b) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer
yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngö2013 | 37
İMAR KANUNU
rülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça
yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde
yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece
belirlenen bedelin % 20’si kadar idari para cezası verilir.
c) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı;
1) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın % 30’u,
2) Kamuya veya başkasına ait bir parselde yapılmış ise cezanın % 40’ı,
3) Uygulama imar planında veya parselasyon planında
“Kamu Tesisi Alanı veya Umumî Hizmet Alanı” olarak
belirlenmiş bir alanda yapılmış ise cezanın % 60’ı,
4) Mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ediyor ise cezanın %
100’ü,
5) Uygulama imar planı bulunan bir alanda yapılmış ise
cezanın % 20’si,
6) Yapılaşmaya yasaklanmış bir alanda yapılmış ise cezanın % 80’i,
7) Özel kanunlar ile belirlenmiş özel imar rejimine tabi bir
alanda yapılmış ise cezanın % 50’si,
8) Ruhsatsız ise cezanın % 180’i,
9) Ruhsatı hükümsüz hale gelmesine rağmen inşaatı sürdürülüyor ise cezanın % 50’si,
10) Yapı kullanma izin belgesi alınmış olmakla birlikte,
ruhsat alınmaksızın yeni inşaî faaliyete konu ise cezanın %
100’ü,
38 | 2013
İMAR KANUNU
11) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılmıyor ise cezanın % 10’u,
12) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve kullanılıyor ise cezanın % 20’si,
13) Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20’si,
(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para
cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave
olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında,
aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır.
18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere
aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt
ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine
ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin
Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini
tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası
verilir.
Yapıldığı tarih itibarıyla plana ve mevzuata uygun olmakla beraber, mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi
karşısında can ve mal emniyetini tehdit ettiği veya edeceği
ilgili idare veya mahkeme kararı ile tespit olunan yapılara,
ilgili idarenin yazılı ikazına rağmen idarece tanınan süre
içinde takviyede bulunmayan veya bu yapıları 39 uncu
madde uyarınca yıkmayan yapı sahibine onbin Türk Lirası
idari para cezası verilir.
27 nci maddeye göre il özel idaresince belirlenmiş köy yerleşme alanı sınırları içinde köyün nüfusuna kayıtlı olan ve
2013 | 39
İMAR KANUNU
köyde sürekli oturanlar tarafından, projeleri il özel idaresince incelenerek fen, sanat ve sağlık şartlarına uygun olmasına
rağmen muhtarlık izni olmaksızın konut ve zatî maksatlı
tarım ve hayvancılık yapısı inşa edilmesi halinde yapı sahibine üçyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu yapılardaki diğer aykırılıklar ve ruhsata tabi tarım ve hayvancılık
maksatlı yapılardaki aykırılıklar için verilecek olan idari
para cezası, üçyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, ikinci fıkraya göre hesaplanan toplam ceza miktarının beşte biri
olarak uygulanır.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiil ve hallerin, yapının inşa edilmesi süreci içinde tekrarı halinde, idari para cezaları
bir kat artırılarak uygulanır.
Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir.
Yapının bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, plana, ruhsata,
ruhsat eki etüt ve projelere uygun hale getirilmesi için idarenin yazılı izni dahilinde yapılan iş ve işlemler mühür
bozma suçu teşkil etmez.
Müelliflerin, fenni mesul mimar ve mühendislerin, yapı
müteahhitlerinin, şantiye şefi mimar ve mühendislerin, imar
mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı verilen cezaları ve
haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararları, kendi kayıtlarına işlenmek ve ilgili mevzuata göre cezai işlem yapılmak
üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili
idarece bildirilir. Bu kişiler, verilen ceza süresi içinde yeni
bir iş üstlenemez.
Yapı müteahhidinin yetki belgesi;
40 | 2013
İMAR KANUNU
a) Yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilmesi ve 32 nci maddeye göre verilen
süre içinde aykırılığın giderilmemesi halinde beş yıl,
b) Yapım işinde ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak
gerçekleştirilen imalatın can ve mal güvenliğini tehdit etmesi halinde on yıl,
c) Bakanlıkça olumsuz kayıt değerlendirmesi yapılan hallerde bir yıl,
süreyle Bakanlıkça iptal edilir. Yapı müteahhidinin, yapım
işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde yetki belgesi bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça
iptal edilir ve bunlara sorumluluklarını yerine getirinceye
kadar yeni yetki belgesi düzenlenmez. Yetki belgesi iptal
edilen yapı müteahhidi yeni yetki belgesi düzenleninceye
kadar yeni iş üstlenemez, ancak mevcut işlerini tamamlar.
Yetki belgeli yapı müteahhidi olmaksızın başlanılan yapının
ruhsatı iptal edilir ve yapı mühürlenir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler:
Madde 43 – a) 9/7/1956 tarih ve 6785 sayılı İmar Kanunu
ve 1605 sayılı Kanun ile ek ve değişiklikleri,
b) 11 Ocak 1963 tarih ve 141 sayılı Bursa Merkez İlçesindeki Gedik ve Zeminlerin Tasfiyesine Dair Kanun,
c) 28/5/1928 tarih ve 1351 sayılı Kanun (menkul ve gayrimenkulleri, varsa iştirakleri, bütçesi, gelirler ve personelin
özlük hakları ile birlikte Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlığına bağlanır.)
d) 3/6/1937 tarih ve 3196 sayılı Kanun,
e) 18/1/1966 tarih ve 710 sayılı Kanun,
2013 | 41
İMAR KANUNU
İle diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Yönetmelik:16
Madde 44 – I - a) Enerji, sulama, tabii kaynaklar, ulaştırma
ve benzeri hizmetlerle ilgili tesisler ve müştemilatından
hangileri için ruhsat alınmayacağı,
b) İmar planlarında okul, ibadet yeri, sağlık, spor, sosyal
ve kültürel tesisler ile kamu kuruluşlarının yapıları için
ayrılacak yerler ve bu konu ile ilgili diğer hususlar,
c) Arazi ve arsa düzenlemesinin uygulanma şekil ve şartları,
d) Ruhsata tabi olmayan yapılarda uyulacak esaslar,
e) (Değişik: 9/12/2009-5940/3 md.) Her türlü inşaat ve tesisat dahil yapım işlerine dair yapı müteahhitlerinin yetki
belgelendirilmesi işlemlerine; yapı müteahhitlerinin iş gruplarına, ihtisaslaşmalarına ve yüklenilecek işin büyüklüğüne
göre sınıflandırılmasına ve bunların sahip olmaları gereken
asgari eğitim, iş tecrübesi, teknik donanımı ve kapasitesi,
mali durumu, idari yapısı ve personel şartları ile niteliklerine; yapı müteahhitlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine,
kayıtlarının tutulmasına ve değerlendirilmesine; mimar ve
mühendis unvanlı şantiye şefi çalıştırılması mecburi ve yapı
müteahhidi olmaksızın da yapılması mümkün olan yapılara; şantiye şeflerine, yapım ve denetim işlerinde istihdam
edilecek fen adamlarına ve yetki belgeli ustalara ilişkin usul
ve esaslar ile diğer hususlar, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma
16 Bu maddede geçen “cami” ibaresi, 15/7/2003 tarihli ve 4928 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesiyle, “ibadet yeri” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
42 | 2013
İMAR KANUNU
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Birliğinin görüşleri alınarak,
f) İmar planı yapımı ve değişiklikleriyle ilgili kriterlerin
tespiti ve imarla ilgili diğer hususlar,
g) İmar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak ifrazların asgari cephe genişlikleri ve büyüklükleri,
h) (İptal : Ana. Mah. 11/12/1986 tarih ve E. 1985/11, K.
1986/29 sayılı Kararı ile.)
i) Yerleşme alanlarıyla ilgili genel esaslar,
j) Halihazır harita alımı ve imar planlarının yapımını yükümlenecek müellif ve müellif kuruluşların ehliyet durumlarının yeniden düzenlenmesine ait esaslar,
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
II - (Değişik : 26/4/1989 - 3542/3 md.) 38 inci maddede sayılan
mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları dışında kalan fen
adamlarının görev, yetki ve sorumlulukları, ilgili Bakanlıklar ile
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (T.M.M.O.B.) ve Yüksek
Öğrenim Kurumunun görüşleri alınarak Bakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığınca birlikte çıkarılacak yönetmelik ile tespit edilir.
III - Otopark ayrılması gereken bina ve tesisler ile diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte tespit edilir.
Otopark yapılmasını gerektiren bina ve tesislerin neler olduğu, otopark ihtiyacının miktar, ölçü ve diğer şartları ile bu ihtiyacın nasıl tespit olunup giderileceği ise, bu yönetmelikte belirtilir.
2013 | 43
İMAR KANUNU
Mücavir alan:
Madde 45 – Mücavir alan sınırları belediye meclisi ve il
idare kurulu kararına dayanarak vilayetlerce Bakanlığa
gönderilir. Bakanlık bunları inceleyerek aynen veya değiştirerek tasdik etmeye veya değiştirilmek üzere iadeye yetkilidir
Mücavir alanın ilgili belediye sınırına bitişik olması gerekmez. Ayrıca, bu alanlar köyleri de ihtiva edebilir. Mücavir alandan çıkarılma da aynı usule tabidir. Bakanlık gerekli
gördüğü hallerde mücavir alana alma ve çıkarma hususunda resen karar verebilir.
ALTINCI BÖLÜM
2960 Sayılı Boğaziçi Kanunu ile İlgili Hükümler
Madde 46 – Bu Kanunla 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 6
ncı maddesine göre kurulan organlar kaldırılmıştır. Bu kuruluşların görev ve sorumlulukları aşağıda belirtilen çerçeve
dahilinde İstanbul Büyük Şehir ve ilgili İlçe Belediye Başkanlıklarınca yürütülür.
Şöyle ki : 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 2 nci maddesinde belirlenen ve 22/7/1983 onay tarihli plana göre Boğaziçi alanında gösterilen "Boğaziçi Sahil Şeridi" ve "Öngörünüm" bölgelerindeki uygulamalar İstanbul Büyük Şehir
Belediye Başkanlığınca, "gerigörünüm" ve "etkilenme" bölgelerindeki uygulamalar da ilgili İlçe Belediye Başkanlıklarınca yapılır.
Madde 47 – 48 – (Bu maddeler 18/11/1983 tarih ve 2960
sayılı Boğaziçi Kanununun 3 üncü maddesinin "f" ve "g"
44 | 2013
İMAR KANUNU
bentleri ile 10 uncu maddesinin değiştirilmesi ile ilgili olup
mezkür kanundaki yerlerine işlenmişlerdir.)
Ek Madde 1 – (Ek : 30/5/1997 - KHK - 572/1 md.)
Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanılabilir
kılınması için, imar planları ile kentsel,sosyal,teknik altyapı
alanlarında ve yapılarda, Türk Standartları Enstitüsünün
ilgili standardına uyulması zorunludur.
Ek Madde 2 – (Ek:31/7/1998-4380/1 md.; Değişik:
15/7/2003-4928/9 md.)
İmar planlarının tanziminde, planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile müstakbel ihtiyaçları göz önünde tutularak
lüzumlu ibadet yerleri ayrılır.
İl, ilçe ve kasabalarda mülkî idare amirinin izni alınmak
ve imar mevzuatına uygun olmak şartıyla ibadethane yapılabilir.
İbadet yeri, imar mevzuatına aykırı olarak başka maksatlara tahsis edilemez.
Ek Madde 3 – (Ek: 3/7/2005 - 5398/12 md.; Değişik:
24/7/2008-5793/15 md.)17
Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş
lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı
17 Bu maddenin birincicümlesinde yer alan “… ve bu Kanunun 8 inci maddesinde yer
alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak …” ibaresi, yedinci cümlesinde yer alan
“… ve 19 uncu maddede belirtilen ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak kesinleşir
ve yürürlüğe girer.” ibaresi, 28/12/2011 tarihli ve 28156 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 9/6/2011 tarihli ve E.: 2008/87, K.: 2011/95 sayılı Kararı ile
iptal edilmiştir.
2013 | 45
İMAR KANUNU
Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını
yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak
her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak
Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (…) 18 yürürlüğe
girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler.
Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek
mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini
teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar
görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863
sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17
nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç
duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi
18 Bu maddenin birincicümlesinde yer alan “… ve bu Kanunun 8 inci maddesinde yer
alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak …” ibaresi, yedinci cümlesinde yer alan
“… ve 19 uncu maddede belirtilen ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak kesinleşir
ve yürürlüğe girer.” ibaresi, 28/12/2011 tarihli ve 28156 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 9/6/2011 tarihli ve E.: 2008/87, K.: 2011/95 sayılı Kararı ile
iptal edilmiştir.
46 | 2013
İMAR KANUNU
Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon
planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (…)19
Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve
diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili
kurum ve kuruluşlarca verilir.
Ek Madde 4 – (Ek: 8/8/2011- KHK-648/23 md.)
Mera, yaylak ve kışlakların geleneksel kullanım amacıyla
geçici yerleşme yeri olarak uygun görülen kısımları valilikçe
bu amaçla kurulacak bir komisyon tarafından tespit edilir.
Bu yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek
tapuda Hazine adına tescilleri yapılır. Bu taşınmazlar, bu
madde kapsamında kullanılmak ve değerlendirilmek üzere,
belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalanlar ilgili belediyelerine, diğer alanlarda kalanlar ise il özel idarelerine
veya özel kanunlarla belirlenen ilgili idarelere tahsis edilir.
Özel kanunlar kapsamı dışında kalan alanlarda belediyesince veya il özel idaresince geçici yerleşme alanının vaziyet
planı ve yapılaşma şartları hazırlanır ve onaylanır. Bu taşınmazlardan kamu hizmetleri için gerekli olanların dışındakiler, il özel idaresince veya belediyesince ve özel kanunlarla belirlenmiş alanlarda ilgili idarece kadastro verileri
işlenmiş hâlihazır haritalar üzerine yapılmış vaziyet planına
veya onaylı imar planına uygun olarak talep sahiplerine
bedeli karşılığında yirmidokuz yıla kadar tahsis edilebilir.
19 Bu maddenin birincicümlesinde yer alan “… ve bu Kanunun 8 inci maddesinde yer
alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak …” ibaresi, yedinci cümlesinde yer alan
“… ve 19 uncu maddede belirtilen ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak kesinleşir
ve yürürlüğe girer.” ibaresi, 28/12/2011 tarihli ve 28156 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 9/6/2011 tarihli ve E.: 2008/87, K.: 2011/95 sayılı Kararı ile
iptal edilmiştir.
2013 | 47
İMAR KANUNU
Bu yerlerde umumi ve kamusal yapılar hariç, inşa edilecek
yapıların kat adedi bodrum hariç olmak üzere ikiyi, yapı
inşaat alanı 200 metrekareyi geçemez. Bu yapıların yöresel
mimariye uygun ve yöresel malzeme kullanılmak suretiyle
yapılması zorunludur. Bu fıkranın uygulanmasına, bu fıkra
kapsamında tahsis edilecek mera, yaylak ve kışlakların il genelindeki toplam mera, yaylak ve kışlakların binde beşini geçmemek üzere oranının belirlenmesine, bu yerlerin kiralanmak ve
irtifak hakkı tesis edilmek suretiyle tahsisine, tahsis sürelerine,
tahsis bedellerine, tahsil edilen bedellerin kullanım şekline,
tahsis süresinin sona ermesine, komisyonun teşkiline ve diğer
konulara ilişkin esas ve usuller, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su
İşleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının uygun görüşleri alınarak Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
Mera, yaylak ve kışlakların 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca ilan edilen turizm merkezleri ile kültür ve turizm gelişim bölgeleri kapsamında
kalan kısımları, ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek tapuda Hazine adına tescil edilir ve bu yerler, 2634
sayılı Kanun çerçevesinde kullanılmak ve değerlendirilmek
üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilir.
Ek Madde 5 – (Ek: 16/5/2012-6306/14 md.)
3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu ve bu Kanuna göre çıkarılacak yönetmeliklerden imar uygulamalarına ilişkin olanlar, bu Kanun ile bu Kanun uyarınca yürürlüğe konulan yönetmelikler ve beldenin şartları da gözetilerek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandıktan
sonra Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
48 | 2013
İMAR KANUNU
YEDİNCİ BÖLÜM
Geçici Hükümler ve Yürürlük, Yürütme
Yapıların amacında kullanılması:
Geçici Madde 1 – Herhangi bir sahada bulunan ve 2981
sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra yapılan yapılar bölgesinin teşekkül şartlarına, imar planı esaslarına ve yönetmelik
hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz. Bu gibi
yapılar Kanunun yayımı tarihinden itibaren 3 ay içinde inşa
ettirenlerce eski şekline getirilir. Aykırılık bu süre sonunda
düzeltilmezse Belediye veya valilikçe yapılır veya yaptırılır
ve masrafı % 20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilir.
Başka amaçla kullanılan otopark yerleri:
Geçici Madde 2 – Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapı kullanma izni alınıp, ruhsat ve eklerine aykırı olarak
başka maksatlara tahsis edilmiş ve 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen otopark yerlerinden otopark yönetmeliğine göre otopark tahsisi gerekenleri hakkında 37 nci maddenin son fıkrasına göre işlem yapılır.
Önce verilen ruhsat ve izinler:
Geçici Madde 3 – Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce imar planı ve mevzuatına uygun olarak verilen ruhsat ve
izinler geçerlidir.
Müşterek giriş
Geçici Madde 4 – Kanunun yürürlüğe girmesinden önce
tapuda müşterek giriş olarak tescil edilipfiilenkamutarafındanyololarakkullanılantapukaydı yol olarak terkin edilmeyen gayrimenkullerin imar planında kamu hizmet ve tesislerine ayrılanları belediye ve mücavir alan sınırları içinde
2013 | 49
İMAR KANUNU
belediye encümeni dışında ise il idare kurulu kararı ile muvafakat aranmaksızın imar planındaki tahsis amacına uygun
olarak tapuda terkin edilir.
Örfü belde, paftos:
Geçici Madde 5 – Belediye hudutları ve mücavir sahalar
içinde veya dışında bulunan gedik ve zeminler (örfü beldepaftos) tamamen yıkılıp yok olarak (müntafi ve münhedim)
varlıklarını kaybedip, kaybetmediklerine bakılmaksızın bu
Kanun hükümlerine göre tasfiye olunurlar.
Tasfiyeye tabi tutulan taşınmaz mallardaki zemin hakları
bedele çevrilmiştir.
Zemin hakkı bedeli, ait olduğu taşınmaz malın zemine ait
son emlak vergi değerinin 1/5'idir. Bu şekilde belirlenecek
zemin hakkı bedeli, tapu idaresince gedik sahibinin müracaatı halinde zemin hakkı sahibi adına emaneten milli bir
bankaya yatırılır. Müracaat edilmediği takdirde zemin sahibi lehine kanuni ipotek tesis edilir.
Zemin hakkı bedelinin 1/4'ü peşin, bakiyesi en geç üç yıl
içinde yıllık eşit taksitlerle ödenir ve bu bedele bankaca
vadesiz mevduat faizi uygulanır. Peşin miktar ve taksitler 40
000 TL. dan az olamaz. Bu işlemlerden sonra tapu sicilinde
gerekli terkin ve tashihler resen yapılır.
Bankaya emaneten yatırılan veya ipotekle temin edilen zemin
hakkı bedeli üzerindeki iddialar genel hükümlere tabidir.
Geçici Madde 6 – 2981 sayılı Kanuna göre düzenlenmiş ve
tasdik edilmiş olan ıslah imar planlarının uygulanmasında,
inşaat ruhsatı verilmesine ilişkin şart ve şekilleri tespite,
belediye ve mücavir alanlar içinde belediyeler, dışında valilikler yetkilidir.
50 | 2013
İMAR KANUNU
Geçici Madde 7 – (Birinci fıkra iptal: Anayasa Mah.nin
11/12/1986 tarih ve E. 1985/11 K. 1986/29 sayılı Kararı ile.)
Boğaziçi alanında mevcut çekme katlar aynı gaberi içinde
kalmak şartı ile tam kata iblağ edilir. Ancak teras kullanma
hakkı daha önce tapuya tescil edilmemiş olan çatı katı malikleri emlak vergisi için beyan edilen daire bedelinin daire
metrekaresine bölünerek bulunan bir metrekare değerinin
kazanılan alan ile çarpımı sonucu bulunan değeri hisse nisbetlerine göre diğer kat maliklerine öder. Kendileri bulunmadıkları takdirde bu bedel isimlerine milli bir bankaya
yatırılır.
Yönetmeliklerin çıkarılma süresi:
Geçici Madde 8 – Bu Kanunun uygulanmasını gösteren
yönetmelikler Kanunun yayımından itibaren en geç 6 ay
içinde çıkarılır.
Geçici Madde 9 – (Ek : 30/5/1997 - KHK - 572/2 md.)
Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinde öngörülen düzenlemelerin yapılmış ve yapılacak altyapı alanlarında ve yapılarda
gerçekleştirilmesi için, imar yönetmelikleri ve kamu binaları
ile ilgili mevzuatta 1/6/1998 tarihine kadar Bayındırlık ve
İskan Bakanlığı tarafından gerekli değişiklikler yapılır.
Geçici Madde 10 – (Ek : 8/1/2002 – 4736/2 md.)
Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara belediyelerce yol, su, kanalizasyon, doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinin birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde baş vurulması üzerine kul-
2013 | 51
İMAR KANUNU
lanma izni alınıncaya kadar geçici olarak elektrik, su
ve/veya telefon bağlanabilir.
Bu madde kapsamında elektrik, su ve/veya telefon bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez.
Geçici Madde 11 – (Ek : 9/7/2008-5784/25 md.)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat)
ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni
verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon,
kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin
veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili
yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren
başvurulması üzerine,kullanma izni alınıncaya kadar ilgili
mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu
kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin
kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği
iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004
tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan
abonelikler de ait olduğu gruba dönüştürülür.
Geçici Madde 12 – (Ek: 9/12/2009-5940/4 md.)
Bu Kanunun 44 üncü maddesinin (I) numaralı fıkrasının
(e) bendinde öngörülen konulara ilişkin yönetmelik bir yıl
içinde yürürlüğe konulur.
Geçici Madde 13 – (Ek: 9/12/2009-5940/4 md.)
52 | 2013
İMAR KANUNU
Bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra inşaat, tesisat,
elektrik, sıva ve benzeri branşlarda yetki belgesi almak isteyenlerden, hangi branşta iş yaptıklarını belgeleyenlere usta
olduklarını gösterir geçici yetki belgesi verilir. Bu belgeler
1/1/2012 tarihinden itibaren sürekli yetki belgesine dönüştürülür.
Geçici Madde 14 – (Ek: 16/5/2012-6306/14 md.)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce belediyelerce imar uygulamalarına ilişkin olarak çıkarılmış olan yönetmelikler, ek 5 inci maddedeki esaslar çerçevesinde bu
maddenin yayımı tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde
hazırlanarak anılan maddedeki usule göre yürürlüğe konulacak yönetmeliklerle değiştirilir. Aksi takdirde, anılan yönetmelikler bir yıllık sürenin bittiği tarih itibarıyla yürürlükten kalkar.
Yürürlük:
Madde 49 – Bu Kanunun 43/b, c, d, e; 46; 47 ve 48 inci
maddeleri ile geçici 7 nci maddesi yayımı tarihinde; diğer
maddeleri yayımını takiben 6 ay sonra yürürlüğe girer.
Yürütme:
Madde 50 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
2013 | 53
İMAR KANUNU
3194 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Kanun, KHK
Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler
Giriş Tarihi
No.
3394
--
30/6/1987
3542
--
4/5/1989
4046
--
27/11/1994
4232
--
8/4/1997
KHK/572
--
6/6/1997
4342
--
28/2/1998
4380
--
2/8/1998
4736
2nci maddesi
19/1/2002
4928
19/7/2003
5006
17/12/2003
5403
19/7/2005
5398
54 | 2013
9, Ek Madde 3
21/7/2005
İMAR KANUNU
Değiştirilen
3194 sayılı Kanunun değişen maddeleri
Giriş Tarihi
Kanun
Yürürlüğe
No
5784
9 ve Geçici Madde 11--
26/7/2008
5793
11 ve Ek Madde 3--
6/8/2008
5940
28, 42, 44, Geçici Madde 12, 13
28 inci maddesinin sekizinci fıkrasının
17/12/2009
1/1/2012
son cümlesinde yer alan “inşaat ve tesisat
işlerinde yetki belgesi olmayan usta
çalıştıramaz” hükmü ile dokuzuncu
fıkrasının müteahhitlere yetki belgesi
verilmesine ilişkin hükümleri -KHK/648
6306
8, 27, Ek Madde 4,
17/8/2011
Ek Madde 5, Geçici Madde 14
31/5/2012
2013 | 55
KAMULAŞTIRMA KANUNU
56 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Kanun Numarası: 2942
Kabul Tarihi: 4/11/1983
Yayımlandığı R.Gazete: Tarih : 8/11/1983Sayı : 18215
Yayımlandığı Düstur: Tertip : 5Cilt : 22Sayfa : 843
Bu Kanun ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
giren yönetmelik için, "Yönetmelikler Külliyatı" nın kanunlara
göre düzenlenen nümerik fihristine bakınız.
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
Madde 1 – Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince
kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının
idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri
alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlem2013 | 57
KAMULAŞTIRMA KANUNU
lerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı
uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler.
Özel kanunlarına dayanılarak gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri adına yapılacak kamulaştırmalarda da, bu Kanun
hükümleri uygulanır.
Tanımlar
Madde 2 – Bu Kanunun uygulanmasında;
a) İdare: Yararına kamulaştırma hak ve yetkisi tanınan
kamu tüzelkişilerini, kamu kurum ve kuruluşlarını, gerçek
ve özel hukuk tüzelkişilerini,
b) Taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yer: Taşınmaz
malın tapuda kayıtlı olduğu, değilse tapu siciline kayıtlı
olması gereken il veya ilçeyi,
İfade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kamulaştırmanın Oluşturulması
Kamulaştırma şartları
Madde 3 – İdareler, kanunlarla yapmak yükümlülüğünde
bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve
irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya
aşağıda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle
kamulaştırma yapabilirler.
58 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Bakanlar Kurulunca kabul olunan, büyük enerji ve sulama
projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, bir gerçek veya özel
hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl
Genel Bütçe Kanununda gösterilen miktarı, nakden ve peşin
olarak ödenir. Bu miktar, kamulaştırma bedelinin altıda
birinden az olamaz. Bu miktarın üstünde olan kamulaştırma
bedelleri, peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla
beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere
bağlanır. Taksitlere, peşin ödeme gününü takip eden günden itibaren, Devlet borçları için öngörülen en yüksek faiz
haddi uygulanır.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, her halde peşin
ödenir.
(Ek : 24/4/2001 - 4650/1 md.) İdarelerce yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerine başlanılamaz.
İrtifak hakkı kurulması
Madde 4 – Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması
yerine, amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın
belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde
kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir.
Kamu yararı kararı verecek merciler
Madde 5 – Kamu yararı kararı verecek merciler şunlardır:
a) Kamu idareleri ve kamu tüzelkişileri;
1. 3 üncü maddenin ikinci fıkrasında sayılan amaçlarla
yapılacak kamulaştırmalarda ilgili bakanlık,
2. Köy yararına kamulaştırmalarda köy ihtiyar kurulu,
2013 | 59
KAMULAŞTIRMA KANUNU
3. Belediye yararına kamulaştırmalarda belediye encümeni,
4. İl özel idaresi yararına kamulaştırmalarda il daimi encümeni,
5. Devlet yararına kamulaştırmalarda il idare kurulu,
6. Yükseköğretim Kurulu yararına kamulaştırmalarda
Yükseköğretim Kurulu,
7. Üniversite, Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yararına kamulaştırmalarda yönetim kurulları,
8. Aynı ilçe sınırları içinde birden çok köy ve belediye yararına kamulaştırmalarda ilçe idare kurulu,
9. Bir il sınırları içindeki birden çok ilçeye bağlı köyler ve
belediyeler yararına kamulaştırmalarda il idare kurulu,
10. Ayrı illere bağlı birden çok kamu tüzelkişileri yararına
kamulaştırmalarda Bakanlar Kurulu,
11. Birden çok il sınırları içindeki Devlet yararına kamulaştırmalarda Bakanlar Kurulu.
b) Kamu kurumları yararına kamulaştırmalarda yönetim
kurulu veya idare meclisi, bunların olmaması halinde yetkili
idare organları,
c) Gerçek kişiler yararına kamulaştırmalarda bu kişilerin,
özel hukuk tüzelkişileri yararına kamulaştırmalarda ise;
yönetim kurulları veya idare meclislerinin, yoksa yetkili
yönetim organlarının başvuruları üzerine gördükleri hizmet
bakımından denetimine bağlı oldukları köy, belediye, özel
idare veya bakanlık.
60 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Onay mercii
Madde 6 – Kamu yararı kararı;
a) Köy ihtiyar kurulları ve belediye encümenleri kararları,
ilçelerde kaymakamın, il merkezlerinde valinin,
b) İlçe idare kurulları, il daimi encümenleri ve il idare kurulları kararları, valinin,
c) Üniversite yönetim kurulu kararları, rektörün,
d) Yükseköğretim Kurulu kararları, Kurul başkanının,
e) Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu yönetim kurulu
kararları, genel müdürün,
f) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim
Kurulu kararları, Yüksek Kurum Başkanının,
g) Kamu kurumları yönetim kurulu veya idare meclisleri
veya yetkili idare organları kararları, denetimine bağlı oldukları bakanın,
h) Gerçek kişiler veya özel hukuk tüzelkişileri yararına;
köy, belediye veya özel idarece verilen kararlar, valinin,
Onayı ile tamamlanır.
Bakanlıklar veya Bakanlar Kurulu tarafından verilen kamu yararı kararlarının ayrıca onaylanması gerekmez.
Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel
plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu
yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur. Bu
durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine
başlanıldığını gösteren bir karar alınır.
Kamulaştırmada önce yapılacak işlemler ve idari şerh
Madde 7 – Kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma
veya kamulaştırma yolu ile üzerinde irtifak hakkı kurulacak
2013 | 61
KAMULAŞTIRMA KANUNU
taşınmaz malların veya kaynakların sınırını, yüzölçümünü
ve cinsini gösterir ölçekli planını yapar veya yaptırır; kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini, tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile
belgelere bağlamak suretiyle tespit ettirir.
İlgili vergi dairesi idarenin isteği üzerine taşınmaz mal ve
kaynakların vergi beyan ve değerlerini, vergi beyanı bulunmadığı hallerde beyan yerine geçecek takdir edilecek
değeri en geç bir ay içerisinde verir.
İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu
taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir.
Bildirim tarihinden itibaren malik değiştiği takdirde, mülkiyette veya mülkiyetten gayri ayni haklarda meydana gelecek değişiklikleri tapu idaresi kamulaştırmayı yapan idareye
bildirmek zorundadır. (Değişik cümle: 24/4/2001 - 4650/2
md.) İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde
10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle
idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde,
bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.
Satın alma usulü
Madde 8 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/3 md.)
İdarelerin, bu Kanuna göre, tapuda kayıtlı olan taşınmaz
mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma
usulünü öncelikle uygulamaları esastır.
Kamulaştırma kararının alınmasından sonra kamulaştırmayı yapacak idare, bu Kanunun 11 inci maddesindeki
62 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
esaslara göre ve konuyla ilgili uzman kişi, kurum veya kuruluşlardan da rapor alarak, gerektiğinde Sanayi ve Ticaret
Odalarından ve mahalli emlak alım satım bürolarından
alacağı bilgilerden de faydalanarak taşınmaz malın tahmini
bedelini tepit etmek üzere kendi bünyesi içinden en az üç
kişiden teşekkül eden bir veya birden fazla kıymet takdir
komisyonunu görevlendirir.
Ayrıca idare, tahmin edilen bedel üzerinden pazarlıkla satın alma ve trampa işlemlerini yürütmek ve sonuçlandırmak
üzere kendi bünyesi içinden en az üç kişiden teşekkül eden
bir veya birden fazla uzlaşma komisyonunu görevlendirir.
İdare, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen tahmini
bedeli belirtmeksizin, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz mal, kaynak veya bunların üzerindeki irtifak haklarının bedelinin peşin veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin
ikinci fıkrasına göre yapılıyor ise, bu fıkradaki usullere göre
taksitle ödenmesi suretiyle ve pazarlıkla satın almak veya
idareye ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmi taahhütlü bir yazıyla malike bildirir.
Malik veya yetkili temsilcisi tarafından, bu yazının tebliğ
tarihinden itibaren onbeş gün içinde, kamulaştırmaya konu
taşınmaz malı pazarlıkla ve anlaşarak satmak veya trampa
isteği ile birlikte idareye başvurulması halinde; komisyonca
tayin edilen tarihte pazarlık görüşmeleri yapılır, tespit edilen tahmini değeri geçmemek üzere bedelde veya trampada
anlaşmaya varılması halinde, yapılan bu anlaşmaya ilişkin
bir tutanak düzenlenir ve anlaşma konusu taşınmaz malın
tüm hukuki ve fiili vasıfları ile kamulaştırma bedelini içeren
tutanak malik veya yetkili temsilcisi ve komisyon üyeleri
tarafından imzalanır.
2013 | 63
KAMULAŞTIRMA KANUNU
İdarece, anlaşma tutanağının tanzim tarihinden itibaren
en geç kırkbeş gün içinde, tutanakta belirtilen bedel ödenmeye hazır hale getirilerek, bu durum malike veya yetkili
temsilcisine yazıyla bildirilerek tapuda belirtilen günde
idare adına tapuda ferağ vermesi istenilir. Malik veya yetkili
temsilcisi tarafından idare adına tapuda ferağ verilmesi
halinde, kamulaştırma bedeli kendilerine ödenir.
Bu madde uyarınca satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz.
Anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde bu
Kanunun 10 uncu maddesine göre işlem yapılır.
Kadastro görmemiş yerlerde tespit işlemi
Madde 9 – İdare, tapulama veya kadastrosu yapılmamış
yerlerin durumunun tespiti için mahallin mülki amirine
müracaatla, kamulaştırma yapılacak yerde iki asıl ve iki
yedek olmak üzere dört bilirkişinin seçilmesini ister. Mülki
amir idarenin bu istemi üzerine sekiz gün içerisinde bilirkişilerin seçilmesini ve sulh hukuk mahkemesinde yeminlerinin yaptırılarak isimlerinin kamulaştırmayı yapacak idareye
bildirilmesini sağlar.
Tespit sırasında muhtar veya vekili, ihtiyar kurulundan
iki üye ve iki bilirkişi birlikte görev yaparlar.
Bu tespitte görev yapan muhtar veya vekili, ihtiyar kurulu
üyeleri ile bilirkişilere çalıştıkları günler için 29 uncu maddeye göre ödeme yapılır.
64 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
İKİNCİ KISIM
Kamulaştırma Bedelinin Mahkemece Tespiti, İdare Adına
Tescil ve Bedelin Tespiti Esasları, Dava Hakkı ve
Bilirkişiler1
BİRİNCİ BÖLÜM
Kamulaştırma Bedelinin Mahkemece Tespiti ve İdare
Adına Tescil, Bedelin Tespiti Esasları 2
Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın
idare adına tescili3
Madde 10 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/5 md.)
Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7 nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle
8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu
husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek
taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine
müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin
tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü
1 Bu kısım başlığı; “Kamulaştırma Bedeli, Tebligat, Dava Hakkı ve Bilirkişiler” iken,
24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle metne işlendiği şekilde
değiştirilmiştir.
2 Bu bölüm başlığı; “Kamulaştırma Bedelinin Tespiti” iken, 24/4/2001 tarihli ve 4650
sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
3 Bu madde başlığı; “Kıymet takdiri komisyonları” iken, 24/4/2001 tarihli ve 4650
sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
2013 | 65
KAMULAŞTIRMA KANUNU
maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.
Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç
otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, dava
dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği
de eklenerek taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye
ile veya idarece yapılan araştırmalar sonucunda adresleri
bulunamayanlara, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat
Kanununun 28 inci maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat
suretiyle bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma
günü idareye de tebliğ olunur.
Mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta;
a)Kamulaştırılacak taşınmaz malın tapuda kayıtlı bulunduğu yer, mevkii, pafta, ada, parsel numarası, vasfı, yüzölçümü.
b)Malik veya maliklerin ad ve soyadları,
c) Kamulaştırmayı yapan idarenin adı,
d) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat
veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari
yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri,
e) Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği,
f) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların,
dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin
kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma
66 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare
adına tescil edileceği,
g) Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak
sahibi adına hangi bankaya yatırılacağı,
h) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde
mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği,
Belirtilir.
Mahkemece, kamulaştırılacak taşınmaz malın bulunduğu
yerde mahalli gazete çıkıyor ise, bu mahalli gazetelerden
birisinde ve Türkiye genelinde yayımlanan gazetelerin birisinde kamulaştırmanın ve belgelerin özeti en az bir defa
yayımlanır.
Mahkemece belirlenen günde yapılacak duruşmada hakim, taşınmaz malın bedeli konusunda tarafları anlaşmaya
davet eder. Tarafların bedelde anlaşması halinde hakim,
taraflarca anlaşılan bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak
kabul eder ve sekizinci fıkrının ikinci ve devamı cümleleri
uyarınca işlem yapar.
Mahkemece yapılan duruşmada tarafların bedelde anlaşamamaları halinde hakim, en geç on gün içinde keşif ve
otuz gün sonrası için de duruşma günü tayin ederek, 15 inci
maddede sayılan bilirkişiler marifetiyle ve tüm ilgililerin
huzurunda taşınmaz malın değerini tespit için mahallinde
keşif yapar. Yapılacak keşifte, taşınmaz malın bulunduğu
yerin bağlı olduğu köy veya mahalle muhtarının da hazır
bulunması amacıyla, muhtara da davetiye çıkartılır ve keşifte hazır bulunması temin edilerek, muhtarın beyanı da alınır.
2013 | 67
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Bilirkişiler, taraflar ve diğer ilgililerin beyanını da dikkate
alarak, 11 inci maddedeki esaslar doğrultusunda taşınmaz
malın değerini belirten raporlarını onbeş gün içinde mahkemeye verirler. Mahkeme bu raporu, duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğ eder. Yapılacak duruşmaya
hakim, taraflar veya vekillerini ve bilirkişileri çağırır. Bu
duruşmada tarafların bilirkişi raporlarına varsa itirazları
dinlenir ve bilirkişilerin bu itirazlara karşı beyanları alınır.
Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde
hakim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere
yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hakim, tarafların ve
bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli
tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz
mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir.
Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde
hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen
miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise,
ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak
sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece
yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması
ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye
onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya
mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya
hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya
çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair
makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare
68 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine
ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup
tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.
Bu maddede öngörülen işlemler, mahkemenin davetine
uymayanlar olduğu takdirde ilgilinin yokluğunda yapılır.
Hak sahibinin tespit edilemediği durmlarda mahkemece,
kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılması amacıyla gerekli tedbirler alınır.
Kamulaştırılması yapılan taşınmaz mal, tahsis edildiği
kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe
dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir.
Bu tescil ve terkin işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişiksi aranmaz. Ancak, tapu
dairesi durumu ilgili vergi dairesine bildirir.
14 üncü maddede belirtilen süre içinde, kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal
davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari
yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun
sonucuna göre işlem yapılır.
Kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal veya
maddi hatalara karşı adli mahkemelerde açılacak düzeltim
davalarında hangi idareye husumet yöneltileceğinin davetiye ve ilanda açıkça belirtilmemiş veya yanlış gösterilmiş
olması nedeniyle davada husumet yanlış yöneltilmiş ise,
gerçek hasma tebligat yapılmak suretiyle davaya devam
olunur.
2013 | 69
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Kamulaştırma bedelinin tespiti esasları:4
Madde 11 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/6 md.)
15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu,
kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu
yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan
ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
a)Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü.
c) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve
her unsurun ayrı ayrı değerini,
d)Varsa vergi beyanını,
e)Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış
kıymet takdirlerini,
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma
tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini.
g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı
olmayan emsal satışlara göre satış değerini,
h) Yapılarda, (…)5 resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,
ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,
4 Bu madde başlığı; “Kıymet takdiri esasları” iken, 24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
5 Bu arada yer alan "kamulaştırma tarihindeki" ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin
9/4/2003 tarihli ve E.:2002/79, K.:2003/29 sayılı Kararı ile iptal edildiğinden metinden
çıkarılmıştır.
70 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin
beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.
Taşınmaz malın değerinin tespitinde, kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer
artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre
getireceği kâr dikkate alınmaz.
Kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde, bu kamulaştırma sebebiyle taşınmaz mal veya kaynakta meydana gelecek kıymet düşüklüğü gerekçeleriyle belirtilir. Bu kıymet
düşüklüğü kamulaştırma bedelidir.
Kısmen kamulaştırma
Madde 12 – Kısmen kamulaştırılan taşınmaz malın değeri;
a) Kamulaştırılmayan kısmın değerinde, kamulaştırma
sebebiyle bir değişiklik olmadığı takdirde, o malın 11 inci
maddede belirtilen esaslara göre takdir edilen bedelinden
kamulaştırılan kısma düşen miktarıdır.
b) Kamulaştırma dışında kalan kısmın kıymetinde, kamulaştırma nedeniyle eksilme meydana geldiği takdirde; bu
eksilen değer miktarı tespit edilerek, kamulaştırılan kısmın
(a) bendinde belirtilen esaslar dairesinde tayin olunan kamulaştırma bedeline eksilen değerin eklenmesiyle bulunan
miktardır.
c) Kamulaştırma dışında kalan kısmın bedelinde kamulaştırma nedeniyle artış meydana geldiği takdirde ise, artış
miktarı tespit edilerek, kamulaştırılan kısmın (a) bendinde
belirtilen esaslar dairesinde tayin edilen bedelinden artan
değerin çıkarılmasıyla bulunan miktardır.
2013 | 71
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Şu kadar ki, (c) bendi gereğince yapılacak indirme, kamulaştırma bedelinin yüzde ellisinden fazla olamaz.
(b) ve (c) bentlerinde sözü edilen bedelin düşüş ve artış
miktarları, 11 inci maddede belirtilen esaslara göre bedel
takdiri suretiyle tespit olunur.
Kamulaştırma dışında kalan kısım, imar mevzuatına göre
yararlanmaya elverişli olduğu takdirde;kesilen bina, ihata
duvarı, kanalizasyon, su, elektrik, havagazı kanalları, makine gibi tesislerden mal sahiplerine kalacak olanlarının eski
nitelikleri dairesinde kullanılabilecek duruma getirilebilmeleri için gereken gider ve bedel, belirlenerek kamulaştırma
bedeline ilave olunur. Bu masraf ve bedeller (b) bendinde
yazılı kıymet düşüklüğü miktarının belirlenmesinde gözönünde tutulmaz.
Bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısmı yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise, kamulaştırma
işlemine karşı idari yargıda dava açılmayan hallerde mal
sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren
otuz gün içinde yazılı başvurusu üzerine, bu kısmın da
kamulaştırılması zorunludur.
Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, çevrenin sosyal,
ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulması, ekonomik
veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olmaması
hallerinde, sahiplarinin yazılı başvurusu üzerine kamulaştırmaya tabi tutulur. Bu hususları düzenleyen yönetmelik,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca; İçişleri, Maliye,
Bayındırlık, Tarım ve Orman, Köyişleri ve Kooperatifler
bakanlıklarının görüşü de alınmak suretiyle hazırlanır. Bu
yönetmelik, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir
72 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
yıl içerisinde Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulur
ve Resmi Gazete'de yayımlanır. Bu suretle kamulaştırılan
mücavir taşınmaz mallar hakkında 22 ve 23 üncü maddeler
hükmü uygulanmaz. İdare, bu taşınmaz mallar üzerinde
imar mevzuatı hükümlerini de gözönünde tutarak dilediği
gibi tasarrufta bulunabilir ve gerektiğinde Hazineye bedelsiz olarak devredebilir.
Kısmen kamulaştırılan paylı mülkiyete konu taşınmaz
mal, evvelce paydaşlar arasında fiilen bölünerek bir veya
birkaç paydaşın tasarruf ve yararlanmasına bırakılmış ve
yapılan kısmi kamulaştırma bu yerin tamamını veya bir
kısmını kapsıyor ise, bu durumda kamulaştırmaya ilişkin
işlemler sadece bu paydaş veya paydaşlar hakkında yürütülerek kamulaştırma bedeli payları oranında kendilerine
ödenir. Pay veya paydaşların sadece bu kısım için dava
hakları vardır. Taşınmaz malın kamulaştırılmayan kısmı
üzerinde hakları kalmaz ve adları paydaşlar arasından çıkarılır. Kamulaştırılan bu yerler tapu sicilinde idare adına
tescil olunur.
Bu maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar
adli yargıda çözümlenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Dava Hakkı ve Bilirkişiler6
Tebligat
Madde 13 – (Mülga: 24/4/2001 - 4650/21 md.)
6 Bu bölüm başlığı; “Tebliğ İşlemleri, Dava Hakkı ve Bilirkişiler” iken, 24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
2013 | 73
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Dava hakkı
Madde 14 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/7 md.)
Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10
uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden,
kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek
üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren
otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal
ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.
İdari yargıda açılan davalar öncelikle görülür.
İştirak halinde veya müşterek mülkiyette, paydaşların tek
başına dava hakları vardır.
İdare, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği
günden itibaren otuz gün içinde maddi hatalara karşı adli
yargıda düzeltim davası açabilir.
İdare tarafından, bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya bu gerçek malik, tapu
malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil
edilmek suretiyle devam olunur.
Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez.
Bilirkişiler
Madde 15 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/8 md.)
(Değişik birinci cümle: 16/5/2012-6306/12 md.) Türk
Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı meslek odalarının her biri tarafından, üyelerinin oturdukları yer göz
önünde bulundurularak; illerden nüfusu beşyüzbinin altında olanlar için yirmibeş ila elli, nüfusu beşyüzbin ile birmi74 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
lyon arasında olanlar için elli ila yüz, nüfusu birmilyon ile
üçmilyon arasında olanlar için yüz ila yüzelli, nüfusu üçmilyonun üzerinde olanlar için yüzelli ila üçyüzelli bilirkişi ve
ayrıca il merkezleri için il idare kurulları ve ilçeler için ilçe
idare kurulları tarafından, bu bölgelerde oturan ve mühendis veya mimar olan taşınmaz mal sahipleri veya kiracılar
arasından nüfusa göre belirlenen bilirkişi sayılarının en az
üçte biri kadar bilirkişi, her yıl ocak ayının ilk haftasında
seçilerek isim ve adreslerini belirten listeler valiliklere verilir. Bilirkişi olarak görev yapacakların nitelikleri ve çalışma
esasları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin görüşü
alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan
Bakanlığının birlikte hazırlayacakları bir yönetmelikle belirlenir.
Valilikçe onanan listelerden, odalar tarafından seçilenler il
merkezi ve ilçelerdeki asliye hukuk mahkemelerine, idare
kurulları tarafından seçilenler de seçildikleri yerin asliye
hukuk mahkemelerine bildirilir.
Süresi bitenler tekrar seçilebilir.
Bilirkişi kurulu; kamulaştırmaya konu olan yerin cins ve
niteliğine göre, üçü odalar listesinden, ikisi de idare kurulu
listesinden seçilmek suretiyle beş kişiden oluşur.
Kamulaştırılan taşınmaz malın üstün niteliği gözönüne
alınarak, bilirkişilerden üçü aynı uzmanlık kolundan seçilebilir.
Kamulaştırmayı yapan idarede görevli olanlar, kamulaştırılan taşınmaz malın sahipleri ve bunların usul ve füruu,
karı-koca, üçüncü derece dahil, kan ve sıhri hısımları ve mal
sahipleri ile menfaat ortaklığı olanlar bilirkişi seçilemezler.
2013 | 75
KAMULAŞTIRMA KANUNU
İhtisas odalarının liste veremediği veya verilen listelerden
fiili ve hukuki sebeplerle bilirkişi seçiminin imkansız olduğu
il ve ilçelerde, kamulaştırılan taşınmaz malın cins ve özelliğine göre, Bayındırlık ve İskan, Tarım ve Köyişleri ve Orman Bakanlıklarının taşra birimleri ile diğer resmi daire ve
kurumlardan alınacak fen adamları ile bilirkişi kurulu tamamlanır. Bunların da bulunmadığı veya fiili veya hukuki
sebeplerle bilirkişi seçimlerine imkan olmadığı takdirde,
komşu illerin oda listelerinden, yoksa bu fıkrada belirtilen
resmi daire ve kurumlardan alınacak fen adamları ile kurul
tamamlanır.
(Değişik sekizinci fıkra: 16/5/2012-6306/12 md.) Taraflar,
mahkemelere bildirilen listelerde yazılı olanlar ve yukarıdaki fıkrada belirtilen kimseler arasından bilirkişi seçmekte
anlaşamadıkları takdirde; bilirkişiler, hâkimin kararı ile
tayin edilen gün ve saatte, valilikçe, tarafların huzurunda ve
gelmeyenin gıyabında kura yolu ile seçilir. Valilik, kuranın
adil olarak yapılabilmesi için gerekli tedbirleri alır. Kuraya
ilişkin itirazlar, davanın görüldüğü mahkemece karara
bağlanır.
Hakim, bilirkişilere yemin ettirir.
Bilirkişi kurulu, taşınmaz malın değerini 11 ve 12 nci
maddeler hükümlerine göre tayin ve takdir ederek, gerekçeli raporunu onbeş gün içinde mahkemeye verir.
Bilirkişilerce yapılan değer tespitinde, idarece belgelerin
mahkemeye verildiği gün esas tutulur.
(Ek fıkra: 16/5/2012-6306/12 md.) Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme
kuruluşlarının isim ve adreslerini belirten listeler, her yıl
ocak ayı içinde, ikinci fıkradaki mahkemelere bildirilmek
76 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
üzere Sermaye Piyasası Kurulunca valiliklere gönderilir.
Yeterli sayıda değerleme uzmanı bulunan yerlerde, 10 uncu
maddede öngörülen değer tespitleri, bilirkişi sıfatıyla öncelikle Sermaye Piyasası Kurulundan lisanslı değerleme uzmanlarına, taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans
veya doktora yapmış olan uzmanlara yaptırılır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Aynın İhtilaflı Bulanması Tescil ve Tapuda Kayıtlı
Olmayan Taşınmaz Malın Kamulaştırma Bedelinin
Mahkemece Tespiti ve Zilyedin Hakları7
BİRİNCİ BÖLÜM
Elkoyma
Acele işlerde elkoyma ve tescil
Madde 16 – (Mülga: 24/4/2001 - 4650/21 md.)
İKİNCİ BÖLÜM
Aynın İhtilaflı Olması ve Tescil 8
Tapulu taşınmaz mallarda tescil
Madde 17 – (Mülga: 24/4/2001 - 4650/21 md.)
Aynın ihtilaflı bulunması8
7 Bu kısım başlığı; “Acele Elkoyma, Tescil İşlemleri ve Aynın Çekişmeli Olması” iken,
24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle metne işlendiği şekilde
değiştirilmiştir.
2013 | 77
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Madde 18 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/10 md.)
İdare, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz malın
mülkiyeti üzerinde ihtilaf olup olmadığını, taşınmaz malın
bulunduğu yerdeki tapu idaresi, kadastro müdürlüğü ve
hukuk mahkemelerinden sorarak ve mahallinde araştırma
yaparak tespit eder.
Yapılan araştırmalar sonucunda, taşnımaz malın tapuda
kayıtlı olmakla birlikte mahkemede mülkiyeti üzerinde
ihtilaf olduğu veya kadastrosu yapılmasına rağmen kadastro mahkemesinde davalı olduğunun tespit edilmesi halide
idarece, 10 uncu madde uyarınca hazırlanan belgelerin tamamı, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine verilerek, taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin
tespitiyle, bu bedelin mülkiyet ihtilafıyla ilgili uyuşmazlığın
sonucunda belli olacak hak sahibine peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında idare adına tesciline karar verilmesi istenir.
Mahkemece, taşınmaz mal hakkındaki mülkiyet ihtilafı ile
ilgili davanın tüm taraflarına, 10 uncu madde uyarınca tebligatların ve ilanların yapılması, taşınmazın kamulaştırma
bedelinin yine bu maddedeki usule göre tespit edilmesi ve
bu bedelin mülkiyet ihtilafıyla ilgili davanın sonucunda
belli olacak hak sahibine ödenmek üzere idarece mahkemenin belirttiği bankaya 10 uncu madde uyarnıca ve üçer aylık
vadeli hesaba yatırılmasından sonra, bu bedelin ileride belli
olacak hak sahibine ödenmesine ve taşınmaz malın idare
8 Bu madde başlığı; “Aynın çekişmeli bulunması” iken, 24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
78 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
adına tesciline karar verilir ve bu karar tapu dairesine ve
paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. 3 üncü maddenin 2 nci
fıkrasına göre yapılan kamulaştırmalarda mahkemece belirlenecek kamulaştırma bedelinin ilk ve takibeden taksitleri
de mahkemenin belirlediği bankadaki üçer aylık vadeli
hesaplara yatırılır.
Mülkiyet ihtilafı ile ilgili davanın sonucunda, hak sahibi
olduğuna mahkemece karar verilen kişinin müracaatı üzerine kamulaştırma bedelini tespit eden mahkemenin, paranın
bu hak sahibine ödenmesi için bankaya yazacağı talimat
üzerine para hak sahibine ödenir.
Bu maddede öngörülen işlemler, mahkemenin davetine
uymayanlar olduğu takdirde ilgilinin yokluğunda yapılır.
Kamulaştırılması yapılan taşınmaz mal tahsis edildiği
kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe
dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir.
Bu tescil ve terkin işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişkisi aranmaz. Ancak, tapu
dairesi durumu ilgili vergi dairesine bildirir.
Mahkemece tespit edilen bu bedel taşınmaz mal, kaynak
veya irtifak hakkının kamulaştırma bedelidir.
14 üncü maddede belirtilen süre içinde, kamulaştırma işlemine karşı hak sahipleri tarafından idari yargıda iptal
davası açılması ve idari yargı mahkemelerince de yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde mahkemece, idari
yargıda açılan dava bekletici mesele kabul edilerek bunun
sonucuna göre işlem yapılır.
2013 | 79
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal veya
maddi hatalara karşı adli mahkemelerde açılacak düzeltim
davalarında hangi idareye husumet yöneltileceğinin tebligat
ve ilan belgelerinde açıkça belirtilmemiş veya yanlış gösterilmiş olması nedeniyle davada husumet yanlış yöneltilmiş
ise, gerçek hasma tebligat yapılmak suretiyle davaya devam
olunur.
Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tescili ve zilyedin
hakları
Madde 19 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/11 md.)
İdare öncelikle, kamulaştırılması kararlaştırılan tapuda
kayıtlı olmayan taşınmaz malın, 21/6/1987 tarihli ve 3402
sayılı Kadastro Kanununun 16 ncı maddesinde sayılan kamu mallarından olup olmadığını ilgili yerlerden sormak
suretiyle tespit eder.
İdarece yapılan bu araştırma sonucunda, kamulaştırılması
kararlaştırılan tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın, 3402
sayılı Kadastro Kanununun 16 ncı maddesinde sayılan kamu mallarından olmadığının, taşınmaz malın zilyedi mevcut olup da zilyetlikle iktisap iddiasında bulunulduğunun
tespiti halinde, 9 uncu madde gereğince seçilen bilirkişiler
marifetiyle mahallinde tahkikat yapar, delilleri toplar ve
keyfiyeti bir tutanakla belirtir. Bu tutanakta, taşınmazın
yüzölçümü, zilyedin kimliği, vergi kaydı, zilyetliğin başlangıç tarihi ve süresi, mülkiyeti kazanma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirtilir.
İdarece hazırlanan ve 10 uncu madde uyarınca toplanılan
belgelerin tamamı, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye
hukuk mahkemesine verilerek, taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin peşin veya kamulaştırma
80 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında idare adına tesciline
karar verilmesi istenir.
Mahkeme, taşnımaz malın kamulaştırma bedelini 10 uncu
maddede belirtilen usulde ve sürede tespit eder. Mahkeme,
idarece verilen bilgi ve belgelerden, zilyedin kamulaştırma
tarihinde taşınmaz malı TürkKanunu Medenisi hükümleri
dairesinde ve zilyetlikle iktisap etmiş olduğunu belirtmeye
yeterli gördüğü takdirde, kamulaştırma bedelinin tespitine
ilişkin bilirkişi raporunu idareye, bu raporla birlikte idarece
verilen diğer belgeleri tespit edilen zilyede tebliğ eder.
Ayrıca taşınmaz malın durumu, o yerine en büyük mal
memuruna bildirilmekle beraber, taşınmaz malın bulunduğu yerde çıkan mahalli gazetede ve Türkiye genelinde yayımlanan bir gazetede en az bir defa ilan edilir.
İlanda:
a) Taşınmaz malın bulunduğu yeri, mevkii, sınırı, miktarı,
b) Zilyedin kimliği,
c) Kamulaştırma bedelinin yatırılacağı banka,
d) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin, ilan tarihinden itibaren on gün içinde
mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği,
e) Hak sahiplerinin son ilandan itibaren bir ay içinde itiraz
etmedikleri takdirde, kamulaştırma bedelinin zilyede ödeneceğine karar verileceği,
Belirtilir.
Son ilandan itibaren otuz gün içinde Hazine veya üçüncü
bir kimse tarafından itiraz edilmediği takdirde, mahkemece
kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve
2013 | 81
KAMULAŞTIRMA KANUNU
nakit olarak veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci
fıkrasına göre taksitle kamulaştırma yapılmış ise, ilk taksidin yine peşin ve nakit olarak zilyet adına ilanda belirtilen
bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz
edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdare tarafından kamulaştırma bedelinin zilyet
adına yatırıldığına dair makbuzun mahkemeye ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin zilyede ödenmesine karar verilir ve bu
karar tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir.
Bu müddet içinde Hazine veya üçüncü şahıslar tarafından
itiraz edilmesi halinde ise, mahkemece, tespit edilen kamulaştırma bedelinin ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye
ödenmek üzere idarece ilanda belirtilen bankada açılacak
üçer aylık vadeli hesaba yatırılmasından sonra, taşınmaz
malın idare adına tesciline karar verilir.
Kamulaştırma bedelinin zilyede verilmiş olması, o taşınmaz malda hak iddia edenlerin genel hükümler dairesinde
zilyet aleyhine, bedele istihkak davası açmak hakkını düşürmez.
(Ek fıkra: 26/5/2004-5177/35 md.) Başkası adına tapulu,
sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş yerin
kamulaştırmasında binaların asgarî levazım bedeli, ağaçların ise 11 inci madde çerçevesinde takdir olunan bedeli zilyedine ödenir.
82 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
DÖRDÜNCÜ KISIM
Kamulaştırmada Boşaltma, Vazgeçme ve Geri Alma
BİRİNCİ BÖLÜM
Boşaltma
Taşınmaz malın boşaltılması
Madde 20 – (Değişik ibare: 24/4/2001 - 4650/12 md.) Bu
Kanun uyarınca lehine kamulaştırma yapılan idare adına
tapu dairesince tescil edilen taşınmaz malın boşaltılması
idarece icra memurundan istenir. İcra memuru taşınmaz
malı onbeş gün içinde boşaltmalarını içindekilere tebliğ
eder. Bu süre içinde taşınmaz mal boşaltılmazsa icraca boşaltılır. İtiraz ve şikayet boşaltmayı durdurmaz ve mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilemez.9
Taşınmaz malın boşaltılması sebebiyle mal sahibi ve idare
tazminat ile sorumlu tutulamaz.
Ekili arazinin boşaltılması hasat sonuna bırakılır. Hasat
zamanının beklenmesi mümkün olmadığı hallerde kamulaştırmayı yapan idare, mahkemece takdir edilecek ekin bedelini tazmin etmek şartıyla, arazinin boşaltılmasını talep edebilir. Ekin bedeli 11 ve 12 nci maddeler uyarınca yapılan
kamulaştırma değerinin tespitinde nazara alınmış ise, taşınmaz malın boşaltılması için tekrar bu bedelin tespit ve
ödenmesi gerekmez.
9 Bu fıkrada yer alan; “16, 17 ve 19 uncu maddelere dayanılarak” ibaresi, 24/4/2001
tarihli ve 4650 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle “Bu Kanun uyarınca” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 83
KAMULAŞTIRMA KANUNU
İKİNCİ BÖLÜM
Kamulaştırmadan Vazgeçme ve Geri Alma
İdarenin tek taraflı vazgeçmesi
Madde 21 – İdare kamulaştırmanın her safhasında kamulaştırma kararı veren ve onaylayan yetkili merciin kararı ile
kamulaştırmadan tek taraflı olarak kısmen veya tamamen
vazgeçebilir. Şu kadar ki, dava sırasında vazgeçme halinde
dava giderleri ile harç, harcanan emek ve işin önemi gözetilerek mahkemece maktuen takdir olunacak avukatlık ücreti
idareye yükletilir.
Tarafların anlaşmasıyla vazgeçme ve devir
Madde 22 – (Değişik birinci fıkra: 24/4/2001 - 4650/13
md.) Kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra
taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması
halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201
sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu
duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri
alabilir.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla
gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu
Kanunun 30 uncu veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye
Kanununun 23 üncü maddesine göre işlem yapılır.
Mal sahibinin geri alma hakkı
84 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Madde 23 – Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece
veya 22 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca devir veya
tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına
yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu
gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma
bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle
birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.
Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri
alma hakkı düşer.
Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal
birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıdaki
fıkralar buna göre uygulanır.
Özel kanunlarda bu maddenin uygulanmayacağına ilişkin
hükümler saklıdır. 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununa dayanılarak yapılan kamulaştırmalarda ve bu Kanunun 3 üncü
maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak
kamulaştırmalarda bu madde hükmü uygulanmaz.
2013 | 85
KAMULAŞTIRMA KANUNU
BEŞİNCİ KISIM
Hasar, Doğacak Hak ve Borçlar, Trampa Yolu ile ve Acele
Kamulaştırma
BİRİNCİ BÖLÜM
Hasar
Kamulaştırma bedelinden düşülebilecek hasar
Madde 24 – 21, 22 ve 23 üncü maddeler uyarınca kamulaştırılmasından vazgeçilen veya geri alınan taşınmaz mal
üzerindeki bina, sabit tesisler ve ekili dikili şeyler yıkılmış,
sökülmüş veya harap olmuş ise, taşınmaz malın geri alınmasında mal sahibi veya mirasçısı, kamulaştırma tarihindeki değerine göre farkının, ödeyeceği kamulaştırma bedelinden düşülmesini isteyebilir.
Bu madde ile 21, 22 ve 23 üncü maddelerin uygulamasından doğacak anlaşmazlıklar adli yargıda çözümlenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Tebliğ ile Doğacak Haklar ve Borçlar
Hakların sınırlandırılması ve mülkiyetin idareye geçmesi
Madde 25 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/14 md.)
Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi için 10 uncu
madde uyarınca mahkemece yapılan tebligatla başlar. Mülkiyetin idareye geçmesi, mahkemece verilen tescil kararı ile
olur.
86 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Mahkemece verilen tescil kararı tarihinden itibaren taşınmaz mal sahibinin, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz
malda yeni inşaat veya ekim yapmak veya mevcut inşaatta
esaslı değişiklikler meydana getirmek gibi kullanma hakları
kalkar. Bundan sonra yapılanların değeri dikkate alınmaz.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Trampa Yolu ve Acele Kamulaştırma
Trampa yolu ile kamulaştırma
Madde 26 – Mal sahibinin kabul etmesi halinde kamulaştırma bedeli yerine, idarenin kamu hizmetine tahsis edilmemiş olan taşınmaz mallarından, bu bedeli kısmen veya
tamamen karşılayacak miktarı verilebilir.
Kamulaştırma bedeli yerine verilecek taşınmaz malın değeri, idarenin ihale komisyonunca yoksa bu amaçla kuracağı
bir komisyonca tespit edilir. Taşınmaz mal bedelleri arasındaki fark taraflarca nakit olarak karşılanır. Ancak idarenin
vereceği taşınmaz malın değeri, kamulaştırma bedelinin
yüzde yüzyirmisini aşamaz.
Acele kamulaştırma
Madde 27 – 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya
aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya
özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli
olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri
dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın (Değişik ibare: 24/4/2001 - 4650/15 md.) 10 uncu madde
2013 | 87
KAMULAŞTIRMA KANUNU
esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi
adına (Değişik ibare: 24/4/2001 - 4650/15 md.) 10 uncu
maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.10
Bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen
hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar,
ödenecek ilk taksit bedelidir.
ALTINCI KISIM
Bedelsiz Kullanma, Giderlerin Ödenmesi ve İdareler
Arasında Taşınmaz Mal Devri
BİRİNCİ BÖLÜM
Bedelsiz Kullanma ve Giderler
Bedelsiz kullanma yetkisi
Madde 28 – Milli savunma inşaat ve tesisatı için gerekli
görülen gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyet ve
tasarrufunda veya ruhsatname ile intifaları altında bulunmayan kireç, taş ve kum ocaklarını, hiç bir resim ve ücrete
tabi olmadan kullanmaya Milli Savunma Bakanlığı yetkilidir.
10 Bu fıkrada yer alan; sırasıyla, “11 ve 12 nci” ve “milli bir bankaya” ibareleri; “10
uncu” ve “10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya” şeklinde
24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
88 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Bayındırlık, Köy İşleri ve Kooperatifler bakanlıkları ile
T.C. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü de aynı sebep ve şartlarla, demiryolu hattının veya
karayolunun veya su tesislerinin her yönündeki, gerçek ve
özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyet ve tasarrufunda veya
ruhsatname ile intifaları altında bulunmayan kireç, taş ve
kum ocaklarını hiç bir resim ve ücrete tabi olmadan kullanabilirler.
Giderlerin ödenmesi
Madde 29 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/16 md.)
10 uncu madde uyarınca mahkeme heyetinin harcırahları,
15 inci madde uyarınca mahkemece oluşturulan bilirkişilerin ve keşifte dinlenilen muhtarın mahkemece takdir edilecek ücretleri ile, tapu harçları ve bu Kanunun gerektirdiği
diğer giderler kamulaştırmayı yapan idarece ödenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Kamu Kurumları ve Tüzelkişileri Arasında Taşınmaz Mal
Devri
Bir idareye ait taşınmaz malın diğer idareye devri
Madde 30 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/17 md.)
Kamu tüzelkişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakları diğer bir kamu
tüzelkişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamaz.
Taşınmaz mala; kaynak veya irtifak hakkına ihtiyacı olan
idare, 8 inci madde uyarınca bedeli tespit eder. Bu bedel
esas alınarak ödeyeceği bedeli de belirterek mal sahibi ida2013 | 89
KAMULAŞTIRMA KANUNU
reye yazılı olarak başvurur. Mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmış gün içinde cevap vermez ise anlaşmazlık, alıcı idarenin başvurusu üzerine Danıştay ilgili idari
dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanır.
Taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde; alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliği
tarihinden itibaran otuz gün içinde, 10 uncu maddede yazılı
usule göre mahkemeye başvurarak, kamulaştırma bedelinin
tespitini ister. Bu durumda yapılacak yargılamada mahkemece, 29/6/1938 tarihli ve 3533 sayılı Kanun hükümleri
uygulanmaz.
Mahkemece, 10 uncu maddede öngörülen usule göre kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve
nakit olarak mal sahibi idareye verilmek üzere belirleyeceği
bir bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz
edilmesi için alıcı idareye onbeş gün süre verilir. Gereken
hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.
Alıcı idare tarafından kamulaştırma bedelinin mal sahibi
idare adına bankaya yatırıldığına dair makbuzun ibrazı
halinde mahkemece, taşınmaz malın alıcı idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin mal sahibi idareye ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın
yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.
Bu suretle devir alınan taşınmaz mal, kaynak veya irtifak
hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve
devir amacı veya devreden idarenin izni dışında başkaca bir
kamusal amaçla kullanılamaz. Aksi takdirde devreden idare, 23 üncü madde uyarınca taşınmaz malı geri alabilir. Bu
husus tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilir.
90 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
YEDİNCİ KISIM
Yasak İşler ve Ceza Hükümleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Yasak İşler
Yasak işler ve eylemler
Madde 31 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/18 md.)
Aşağıda yazılı işler ve eylemler yasaktır.
a) 15 inci madde uyarınca oluşturulan bilirkişilerin, kendilerine mahkemece takdir edilen ücret dışında herhangi bir
suretle çıkar sağlamaları,
b) Mahkemece 10 uncu madde uyarınca yapılan tebligat,
davet veya ilanen tebliğden sonra taşınmaz malın başkasına
devir ve ferağ veya temliki.
c) Dava giderlerinin avukat veya dava vekilleri veya onlar
adına hareket edenler tarafından kabullenilmesi.
d) Kamulaştırma bedelinin tamamının veya bir kısmının
nakden veya başka bir şekilde, avukat veya dava vekili veya
onlar adına hareket edenler tarafından mal sahibine önceden ödenmesi.
e) Kamulaştırma bedelinin tamamının veya bir kısmının
avukat veya dava vekili veya onlar adına hareket edenlere
ait olacağının kararlaştırılması.
f)Yukarıda yazılı bentlerde yasaklanan fiillerin avukat veya dava vekillerince bizzat veya aracı ile mal sahibine teklif
edilmesi veya bunlara yardımcı olunması.
2013 | 91
KAMULAŞTIRMA KANUNU
İKİNCİ BÖLÜM
Görevli Kişilerin Suçları ve Ceza Hükümleri
Görevli kişilerin suçları
Madde 32 – Bu Kanuna göre görevlendirilenlerden suç işleyenler, Devlet memuru gibi cezalandırılırlar. Şu kadar ki
verilecek cezalar; o suç için muayyen olan cezanın yarısından az olmamak üzere iki katına kadar artırılır.
Cezalar
Madde 33 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/19 md.)
Fiilleri daha ağır cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, bu Kanunun 31 inci maddesinin (a) bendine aykırı hareket edenler iki yıldan aşağı olmamak üzere
hapis ve iki milyar liradan dört milyar liraya kadar; (d), (e)
ve (f) bentlerine aykırı hareket edenler ise, bir yıldan aşağı
olmamak üzere hapis ve beşyüz milyon liradan bir milyar
liraya kadar ağır para cezasıyla, (b) ve (c) bentlerine aykırı
hareket edenler, altı aydan iki yıla kadar hapis ve ikiyüz
milyon liradan dörtyüz milyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Bu maddedeki para cezaları her yıl
1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı TürkCeza Kanununun ek 2 nci
maddesi hükümleri uyarınca artırılır.
92 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
SEKİZİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
Mal sahibinin sağladığı yararları geri alma hakkı
Madde 34 – Mal sahiplerinin 31 inci maddedeki yasaklara
rağmen avukat veya dava vekillerine veya bu Kanuna göre
görevlendirilenlere veya üçüncü şahıslara verdikleri paraları
veya sağladıkları yararlar karşılığını bir yıl içinde geri almaya hakları vardır.
İmar mevzuatı uygulanan veya özel parselasyon yapılan yerler:
Madde 35 – İmar mevzuatı gereğince düzenlemeye tabi
tutulan parsellerden düzenleme ortaklık payı karşılığı olarak bir defaya mahsus alınan yol, yeşil saha ve bunun gibi
kamu hizmet ve tesislerine ayrılan yerlerle, özel parselasyon
sonunda malikinin muvafakatı ile kamu hizmet ve tesisleri
için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından
mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı istenemez.
Kamulaştırmadan sonra alınan tapu kaydının iptali
Madde 36 – Kamulaştırma kanunları uyarınca gerekli işlemler tamamlanıp tapuda kayıtlı olanların idare adına intikallerinin yapılmasından, tapuda kayıtlı olmayanların tescillerinin sağlanmasından sonra, kamulaştırılan yer için herhangi bir nedenle gerçek ve tüzelkişiler adına yeniden tapu
tesis edildiği takdirde, idarenin isteği üzerine hakim, evrak
üzerinde ve lüzum gördüğü takdirde mahallinde inceleme
yaparak sonraki kaydın iptali hakkında bir karar verir.
Bu işlemler harca ve resme bağlı değildir.
Yetkili ve görevli mahkeme ve yargılama usulü
2013 | 93
KAMULAŞTIRMA KANUNU
Madde 37 – Bu Kanundan doğan tüm anlaşmazlıkların
adli yargıda çözümlenmesi gerekenleri, taşınmaz malın
bulunduğu yer asliye hukuk mahkemelerinde basit yargılama usulü ile görülür.
Hak düşürücü süre
Madde 38 – (İptal:Ana.Mah.’nin 10/4/2003 tarih ve
E.2002/112, K.2003/33 sayılı kararı ile)
Vergilendirme
Madde 39 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/20 md.)
Kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırıldığı yıla ait emlak
vergisi tarhına esas olan vergi değeri, kesinleşen kamulaştırma bedelinden az olduğu takdirde, kamulaştırma bedeli
ile vergi değeri arasındaki fark üzerinden, cezalı emlak vergisi tarh olunur.
Emlak vergisi beyannamesinin ek süreye rağmen verilmemiş olması halinde, kesinleşen kamulaştırma bedeli,
kamulaştırmanın yapıldığı yıla ait vergi değeri yerine geçer
ve bu değer üzerinden cezalı emlak vergisi tarhiyatı yapılır.
Kaldırılan ve saklı tutulan hükümler
Madde 40 – 31/8/1956 tarih ve 6830 sayılı İstimlak Kanunu ile ek ve değişiklikleri, 8/7/1981 tarih ve 2487 sayılı Toplu Konut Kanununun 5 inci maddesi ile 21/1/1982 tarih ve
2587 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin kamulaştırılan
taşınmaz malın değerinin tespitine ilişkin hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.
7/3/1954 tarih ve 6326 sayılı Petrol Kanunu ve değişiklikleri, 15/4/1955 tarih ve 6538 sayılı İstanbul Kapalıçarşısının
Tamir ve İhyası Hakkında Kanun hükümleri ile diğer özel
kanunlardaki kamulaştırmaya ilişkin hükümler saklıdır.
94 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
İstimlak Kanununa yapılan atıflar
Madde 41 – Diğer kanunlarda İstimlak Kanununa veya
belli maddelerine yapılan atıflar bu Kanuna veya bu Kanunun aynı konuları düzenleyen madde veya maddelerine
yapılmış sayılır.
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
önce verilmiş olan kamu yararı ve kamulaştırma kararları
geçerlidir. Ancak, idarece henüz kıymet takdir edilmemiş
olan işlerde, kıymet takdir işlemleri ile sonraki işlemler bu
Kanun hükümlerine göre yapılır.
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış davalarda bu Kanun hükümleri uygulanır. Ancak bu Kanunla getirilen değişik hükümlerin uygulanması nedeniyle haksız çıkan tarafa harç,
yargılama gideri ve avukatlık ücreti yükletilemez.
Geçici Madde 2 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
önce açılan davalarda, davanın açıldığı günde yürürlükte
olan kanunlara göre işlemeye başlamış olan dava süreleri, o
kanunlara göre tespit edilir.
Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
önce kamulaştırılmış ve kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi dört yılı tamamlamış taşınmaz mal hakkında 22 nci
madde hükmüne göre işlem yapılmış veya yapılacak olması
halinde, idarelere bu Kanunun yürürlüğünden itibaren 2
yıllık ek süre hakkı tanınır.
Mal sahibinin geri alma hakkı ancak bu sürenin tamamlanmasından sonra doğar.
Geçici Madde 4 – 5 Ocak 1961 tarih ve 221 sayılı Kanunun
kapsamına girmeleri nedeniyle kamu tüzelkişileri veya ku2013 | 95
KAMULAŞTIRMA KANUNU
rumları adına kamulaştırılmış sayılan taşınmaz malların
eski malik, zilyed veya bunların halefleri tarafından açılmış
ve kesin hükme bağlanmamış davalarda sözü edilen 221
sayılı Kanunun hükümleri uygulanır.
Geçici Madde 5 – (Ek: 24/4/2001 - 4650/21 md.) Bu Kanunun değişik 15 inci maddesinde öngörülen yönetmelik çıkarılıncaya kadar bilirkişiler önceki hükme göre seçilir.
Kamulaştırmasız el koyma sebebiyle tazmin11
Geçici Madde 6 – (Ek: 18/6/2010-5999/1 md.)
Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi
ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan
veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen
veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle
malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle,
malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.
Tazminat müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın
veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının malikin müracaat
ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri
esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine
göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu
Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil
11 Bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun Geçici 2 nci maddesine bakınız.
96 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
olunan uzlaşma komisyonunca, müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine
göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin,
talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir.
Uzlaşma; nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası,
idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması
veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı
kullandırılması suretiyle yapılabilir.
Uzlaşma görüşmeleri, hukuki veya fiili engel bulunmadığı
takdirde davete icabet tarihinden itibaren en geç altı ay
içerisinde sonuçlandırılır ve uzlaşmaya varılıp varılmadığı,
malik veya temsilcisi ile komisyon üyeleri tarafından imzalanan bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak ile uzlaşma görüşmelerine ilişkin bilgi ve belgeler, açılacak davalarda taraflar
aleyhine delil teşkil etmez. Uzlaşmaya varılması halinde,
üzerinde uzlaşılan hakkın türünü, tanınma şart ve usullerini, nakdi ödemede bulunulacak ise miktarını ve ödeme
şartları ile taşınmazların tesciline veya terkinine dair muvafakati de ihtiva eden bir sözleşme akdedilerek bu sözleşme
çerçevesinde işlem yapılır ve uzlaşma konusu taşınmazlar
resen tapuya tescil veya terkin edilir.
Uzlaşılan nakdi tazminat bedeli, bütçe imkanları dahilinde, sonraki yıllara sari olacak şekilde taksitli olarak da ödenebilir. Taksitli ödeme süresince, 4/12/1984 tarihli ve 3095
sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre
ayrıca kanuni faiz ödenir.
İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde,
uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği veya ikinci fıkradaki sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten
itibaren üç ay içerisinde malik tarafından sadece tazminat
2013 | 97
KAMULAŞTIRMA KANUNU
davası açılabilir. Dava açılması halinde, fiilen el konulan
taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının
müracaat tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece tespit ve taşınmazın veya
hakkın idare adına tesciline veya terkinine ve malike tazminat ödenmesine hükmedilir. Tescile veya terkine ilişkin
hüküm kesin olup tarafların hükmedilen tazminata ilişkin
temyiz hakkı saklıdır.
Kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması halinde,
idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen
ödeneklerden yüzde iki pay ayrılır. Kesinleşen alacakların
toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması
halinde, ödemeler, sonraki yıllara sari olacak şekilde, garameten ve taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe
imkanları ile alacakların tutarları dikkate alınır. Taksitli
ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz
ödenir. İdare tarafından, mahkeme kararı gereğince nakdi
ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları da teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir.
Bu maddenin tazminata ilişkin hükümleri, vuku bulduğu
tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre
bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır. Evvelce açtıkları davalar
sonunda tazminat almaya hak kazanmış veya süre dışındaki
sebeplerden dolayı davaları reddedilmiş olanlar hakkında
bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, gerek iç hukuka
ve gerekse milletlerarası hukuka göre evvelce açtıkları dava98 | 2013
KAMULAŞTIRMA KANUNU
lar sonunda hak kazanmış oldukları tazminat henüz ödenmemiş olanlara, idare tarafından nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları teklif edilebilir ve
bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem
yapılabilir.
Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında
olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin
yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış
olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine,
uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir;
uzlaşılamaması halinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir.
Bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez.
Madde 42 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 43 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
4/11/1983 TARİHLİ VE 2942 SAYILI ANA KANUNA
İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER
1 – 24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunun hükmüdür:
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte,
kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu Kanun hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır.
2013 | 99
KAMULAŞTIRMA KANUNU
2942 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Değiştirilen
Kanun No
2942 sayılı Kanunun değişen maddeleri
giriş tarihi
Yürülüğe Giriş
Tarihi
4650
-
5/5/2001
5177
19
5/6/2004
5999
Geçici Madde 6
30/6/2010
6306
15
31/5/2012
100 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
TOPLU KONUT KANUNU1
Kanun Numarası: 2985
Kabul Tarihi : 2/3/1984
Yayımlandığı R. Gazete: Tarih : 17/3/1984 Sayfa : 18344
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 23 Sayfa : 53
Bu Kanun ile ilgili tüzük için, "Tüzükler Külliyatı" nın
kanunlara göre düzenlenen nümerik fihristine bakınız.
Amaç ve kapsam:
Madde 1 – Konut ihtiyacının karşılanması konut inşaatını
yapanların tabi olacağı usul ve esasların düzenlenmesi,
memleket şart ve malzemelerine uygun endüstriyel inşaat
teknikleri ile araç ve gereçlerin geliştirilmesi ve Devletin
yapacağı desteklemeler (...)2 bu Kanun hükümlerine tabidir.
1 a28/12/1987 tarih ve 304 sayılı KHK'nin 5 inci maddesi ile; bu Kanundaki ve
diğer kanunlardaki "Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulu", "Koordinasyon Kurulu"
ve "Kamu Ortaklığı Kurulu" ibareleri, "Yüksek Planlama Kurulu" olarak değiştirilmiş ve
daha sonra bu hüküm 3701 sayılı Kanunla aynen kabul edilmek suretiyle kanunlaşmıştır.
b -9/4/1990 tarih ve 412 sayılı KHK'nin geçici 3 üncü maddesi ile de bu Kanunda yer
alan "Yüksek Planlama Kurulu" deyimleri "Toplu Konut İdaresi Başkanlığı" olarak
değiştirilmiştir.
2 Bu maddedeki “Toplu Konut Fonunun meydana getirilmesi ve kullanılması” ibaresi
20/6/2001 tarih ve 4648 sayılı Kanunla metinden çıkarılmış olup, bu değişiklik 1/1/2002
tarihinde yürürlüğe girmiştir.
2013 | 101
TOPLU KONUT KANUNU
Toplu Konut İdaresinin gelirleri, harcamaları ve denetimi:3
Madde 2 – (Değişik : 20/6/2001 - 4684/7 md.)
Toplu Konut İdaresinin gelirleri;
a) İdare tarafından satışı yapılacak konut, işyeri, arsa ve
arazilerin satış ve kira gelirlerinden,
b)İdare tarafından açılacak kredilerin geri ödemelerinden,
c)Hazine arsaları üzerine yapılan konut ve işyerlerinin arsa maliyet bedellerinin en çok yüzde 25’ine kadar alınacak
katılım payından,
d) Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü üzerine yurt dışından sağlanacak kredilerden,
e)Faiz gelirlerinden,
f) Bütçe kanunları ile tahsis edilen ödenek ve 29.6.2001 tarihli ve 4705 sayılı Kanunun 1 inci maddesi uyarınca alınan
harçlardan,4
g) (Ek: 16/5/2012-6306/13 md.) Ek 1 inci maddenin birinci
fıkrasının (m) bendi kapsamında; talep edilen proje ve uygulamaların İdarece yapılması veya yaptırılması için imzalanan protokollerle belirlenen inşaat bedelinin yüzde
üçünden az, yüzde onundan fazla olmamak üzere, ilgili
kurum ve kuruluşlardan alınacak olan idare hizmet payı
tutarlarından,h) İdareye yapılacak bağış ve yardımlardan,
3 Bu madde başlığı; “Toplu Konut Fonu” iken, 20/6/2001 tarih ve 4684 sayılı Kanunla
metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
4 Bu bentte yer alan "tahsis edilen ödenekten," ibaresi, 30/12/2004 tarihli ve 5281 sayılı Kanunun 43 üncü maddesiyle " tahsis edilen ödenek ve 29.6.2001 tarihli ve 4705 sayılı
Kanunun 1 inci maddesi uyarınca alınan harçlardan” olarak değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
102 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
Meydana gelir.5
Toplu Konut İdaresinin kaynakları aşağıdaki amaçlar için
kullanılır:
a) (Değişik: 31/7/2003-4966/3 md.) Ferdi ve toplu konut
kredisi verilmesi, köy mimarisinin geliştirilmesine, gecekondu alanlarının dönüşümüne, tarihi doku ve yöresel mimarinin korunup, yenilenmesine yönelik projelere kredi
verilmesi ve kredilerde faiz sübvansiyonu yapılması.
b) Toplu konut alanlarına arsa temin edilmesi.
c) Araştırma, turizm alt yapıları, konut alt yapıları, okul,
karakol, ibadethane, sağlık tesisleri, spor tesisleri, postane,
çocuk parkları, benzeri tesisler ve konut sektörü sanayiini
teşvik için yatırım ve işletme kredisi verilmesi.
d) İş ve istihdam yaratmak üzere esnaf ve sanatkarlara ait
işyerleri ve küçük sanayi teşebbüslerinin kredi yoluyla desteklenmesi.
e)Afet mahallerinde konut yapımının teşvik ve desteklenmesi.
İdare kaynaklarının kullanımına ilişkin usul ve esaslar
Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak yönetmelikle
tespit edilir.
Toplu Konut İdaresinin gelir ve giderleri Yüksek Denetleme Kurulu denetimine tabidir.
Toplu Konut Fonunun kullanma sahası:
Madde 3 – (Mülga : 20/6/2001 -4684/7 md.)
5 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Kanunun 13 üncü maddesiyle bu maddeye (f) bendinden sonra gelmek (g) bendi eklenmiş ve mevcut (g) bendi (h) bendi olarak teselsül
ettirilmiştir.
2013 | 103
TOPLU KONUT KANUNU
İskan sahalarının tespiti, kamulaştırma ve kadastro:
Madde 4 –(Değişik: 5/5/2004 – 5162/2 md.)
(Değişik birinci fıkra: 24/7/2008-5793/7 md.) Başkanlık,
gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya
mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde veya valiliklerce
toplu konut iskan sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve
imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki
planlar ile imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil
etmeye yetkilidir. Bu planlar; büyükşehir belediye sınırları
içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye meclisi
tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları
içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından,
planların belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten
itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanır.
Belediyeler ve valilik tarafından üç ay içerisinde onaylanmayan planlar Başkanlık tarafından re’sen onaylanır. Belediyeler, valilik veya Başkanlık tarafından onaylanan bu
planlar; askı, ilan ve itiraza dair kararlar da dahil olmak
üzere 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre belediyeler ve ilgili kamu kurumları tarafından yapılacak tüm işlemler Başkanlık tarafından re’sen yapılmak suretiyle yürürlüğe
konur.
Başkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya
üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır.
104 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
Projelerin teşviki:
Madde 5 – Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulunun
tespit edeceği esaslar çerçevesinde teşvik edilen projeler,
teşvikle ilgili mevzuat hükümlerine tabidir.
Uygulanmayacak kanunlar:
Madde 6 – Bu Kanun hükümlerine göre yapılacak işlemlerde, 70 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 38 ve 50
nci maddeleri, 1050 sayılı Muhasabei Umumiye Kanunu,
832 sayılı Sayıştay Kanunu ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.
(Ek fıkra: 24/7/2008-5793/8 md.) Başkanlık tarafından yapılan taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan gayrimenkul satış sözleşmeleri ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde resmi şekil şartı aranmaz.
Toplu Konut Fonunun denetimi:
Madde 7 – (Mülga : 20/6/2001 - 4684/7 md.)
Madde 8 – (Mülga : 20/6/2001 - 4684/7 md.)
Ek Madde 1 – (Ek : 9/4/1990 - KHK - 412/1 md.)
Başbakanlığa bağlı ve kamu tüzel kişiliğine sahip Toplu
Konut İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. Toplu Konut İdaresi
Başkanlığının görevleri aşağıda belirtilmiştir.6
a) Devlet garantili veya garantisiz iç ve dış tahviller ile her
türlü menkul kıymetler çıkarmak,
6 Başkanlık; 14/8/2003 tarihli ve 25199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığının D-4-2003-1010 sayılı tezkeresi ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlanmış, bilahere 16/1/2004 tarihli ve 25348 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığının D -1-2004-54 sayılı tezkeresi ile Başbakanlığa bağlanmıştır.
2013 | 105
TOPLU KONUT KANUNU
b) (Değişik : 20/6/2001 - 4684/7 md.) Yurt dışından, görev
alanıyla ilgili harcamalarda kullanılmak üzere Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü üzerine kredi almaya karar vermek,
c) Konutların finansmanı için bankaların iştirakini sağlayacak tedbirleri almak, bu amaçla gerektiğinde bankalara
kredi vermek, bu hükmün uygulanmasına ilişkin usulleri
tesbit etmek,
d) Konut inşaatı ile ilgili sanayii veya bu alanda çalışanları
desteklemek,
e) (Değişik: 31/7/2003-4966/4 md.)Konut sektörüyle ilgili
şirketler kurmak veya kurulmuş şirketlere ve finans kurumlarına ortak olmak,7
f) (Mülga : 20/6/2001 - 4684/7 md.)
g) (Mülga: 20/6/2001 - 4684/7 md.)
h) Gerektiğinde her çeşit araştırma, proje ve taahhüt işlemlerinin sözleşmeyle yaptırılmasını temin etmek,
ı) (Ek: 31/7/2003-4966/4 md.; Değişik: 8/12/2004-5273/8
md.) Ferdi veya toplu konut kredisi vermek, köy mimarisinin geliştirilmesine, gecekondu alanlarının dönüşümüne,
tarihi doku ve yöresel mimarinin korunup yenilenmesine
yönelik uygulamalar yapmak ve bu konulardaki projeleri
kredilendirmek ve gerektiğinde tüm bu kredilerde faiz sübvansiyonu yapmak,
7 Bu bentte yer alan “kurulmuş şirketlere iştirak etmek” ibaresi, 5/5/2004 tarihli ve
5162 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle “kurulmuş şirketlere ve finans kurumlarına
ortak olmak”şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
j) (Ek: 31/7/2003-4966/4 md.) Yurt içi ve yurt dışında doğrudan veya iştirakleri aracılığıyla proje geliştirmek; konut,
alt yapı ve sosyal donatı uygulamaları yapmak veya yaptırmak,
k) (Ek: 31/7/2003-4966/4 md.) İdareye kaynak sağlanmasını
teminen kâr amaçlı projelerle uygulamalar yapmak veya
yaptırmak,
l) (Ek: 31/7/2003-4966/4 md.) Doğal afet meydana gelen
bölgelerde gerek görüldüğü takdirde konut ve sosyal donatıları, alt yapıları ile birlikte inşaa etmek, teşvik etmek ve
desteklemek,
m) (Ek: 24/7/2008-5793/9 md.) Bakanlıkların talebi ve bağlı
bulunduğu Bakanın onayı halinde talep konusu proje ve
uygulamaları yapmak veya yaptırmak,8
n) Kanunlarla ve diğer mevzuatla verilen görevleri yapmak.9
Ek Madde 2 – (Ek : 10/5/1990 - 3645/1 md.)10 11
8 24/7/2008 tarihli ve 5793 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle (m) bendi eklenmiş ve
mevcut (m) bendi (n) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
9 31/7/2003 tarihli ve 4966 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle,(h) bendinden sonra
gelmek üzere (ı), (j), (k) ve (l) bentleri eklenmiş ve mevcut (i) bendi, (m) bendi olarak
teselsül ettirilmiş ve metne işlenmiştir.
10 8/12/2004 tarihli ve 5273 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 412 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile eklenen Ek Madde 1’den sonra gelen maddelerin numaraları
metne işlendiği şekilde yeniden teselsül ettirilmiştir.
11 4/7/2012 tarihli ve 6353 sayılı Kanunun 74 üncü maddesiyle, bu maddenin birinci
fıkrasında yer alan “64 üncü maddesi” ibaresi “mülga 64 üncü maddesi, 31/5/2006 tarihli
ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesinin
sekizinci fıkrası,” şeklinde değiştirilmiştir.
2013 | 107
TOPLU KONUT KANUNU
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun mülga 64
üncü maddesi, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrası, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2566 sayılı Bazı Kamu
Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli
Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması
Hakkında Kanun, 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağaadam Hizmetleri Tazminat Kanunu ve 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamındaki görevler nedeniyle şehit olanlar ile barışta ve olağanüstü hallerde yapılan tatbikat ve manevralar sırasında bu harekat ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle hayatlarını kaybedenlerin; dul eşine,
eşi hayatta değilse veya evlenmişse maaşa bağlanmış çocuklarına müştereken, bunlar bulunmadığı takdirde bakmakla
yükümlü olduğu ana veya babasına konut sahibi yapmak
amacıyla (Değişik ibare : 20/6/2001 - 4684/7 md.) Toplu
Konut İdaresince faizsiz olarak kredi verilir. (Ek cümle:
4/7/2012-6353/74 md.) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesi kapsamında
aylık bağlanmış olanlar için aynı maddede belirlenmiş olan
usul ve esaslar saklı kalmak kaydıyla verilecek faizsiz konut
kredileri de bu madde kapsamındadır.11
Bu kredinin miktarı, başvuru esasları ile ödemesiz dönemi
ve ödeme süresiyle ilgili esaslar Yüksek Planlama Kurulunca belirlenir.
Ek Madde 3 – (Ek : 9/4/1990 - KHK - 412/1 md.)10
108 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
Toplu Konut İdaresi personeli 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu Hükümlerine tabidir.
(Değişik ikinci fıkra: 24/10/2011 - KHK - 661/25 md.) Toplu Konut İdaresi Başkanı müşterek kararname ile, Başkanlığın 657 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinde sayılan diğer
personeli Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan tarafından
atanır. Bakan bu yetkisini Başkana devredebilir. Başkanlığın
diğer personeli Başkanın onayı ile atanır.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel
çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı kalınmaksızın özel
bilgi ve ihtisas gerektiren konularda sözleşmeli personel
çalıştırılabilir. Bu fıkra hükmüne göre çalıştırılacak olanlar
sosyal güvenlik açısından T.C. Emekli Sandığı (…) 12 ile
ilgilendirilir.
Bu İdarenin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59
uncu maddesinde belirtilen unvanlarına ait kadroları ile
Daire Tabibi Kadrosu karşılık gösterilmek suretiyle sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bunlar istekleri halinde T.C.
Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler. Bu suretle sözleşmeli
çalıştırılacaklardan T.C. Emekli Sandığından aylık alanların
bu aylıkları kesilmez.
Üçüncü ve dördüncü fıkralara göre çalıştırılacakların adedi, ücretlerinin taban ve tavanı ile diğer mali hakları, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak hizmet sözleşmesi esaslarına göre
tespit edilir.
12 Bu arada yer alan “veya Sosyal Sigortalar Kurumu” ibaresi, 21/4/2005 tarihli ve
5335 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle madde metninden çıkartılmıştır.
2013 | 109
TOPLU KONUT KANUNU
Bu İdarede Başbakanlık ile diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli maaşsız izinli ve sözleşmeli olarak çalıştırılabilirler. Bu kişilerin memuriyetleri ile buna ait her türlü hak ve
mükellefiyetleri saklı tutulur. İzinli oldukları müddet, terfi
ve emekliliklerinde fiili hizmet olarak hesaba katıldığı gibi,
bunlardan izinli oldukları sırada terfi hakkını kazananlar
başkaca hiçbir işleme lüzum kalmaksızın terfi ettirilirler.
Ek Madde 4 – (Ek : 9/4/1990 - KHK - 412/1 md.; Mülga :
20/6/2001 -4684/7 md.) 13
Ek Madde 5 – (Ek : 9/4/1990 - KHK - 412/1 md.) 13
Bu Kanunla yapılması öngörülen işlerde 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu ve
832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümleri uygulanmaz.
Ek Madde 6- (Ek: 29/5/2003-4864/8 md.)13
Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca uygulama yapılacak
yerlerde ihtiyaç olması halinde Başkanlıkça gerekli birimler
kurulabilir. (Değişik cümle: 31/7/2003-4966/5 md.)Bu birimlerde Başkanlık teşkilâtı kadrolarındaki personel çalıştırılır;
hangi kadroların bu birimlere tahsis edileceği 190 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesinin üçüncü
fıkrasındaki usule tâbidir. Gerektiğinde valilik, belediye ve
diğer kamu kurumları personelinden ihtiyaç duyulanlar
Başkanlığın talebi üzerine kurumları tarafından bu birimlerde geçici olarak görevlendirilirler. Uygulamanın tamamlanmasını müteakip bu birimler kaldırılır ve personeli kurumlarına iade edilir.
13 8/12/2004 tarihli ve 5273 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 412 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile eklenen Ek Madde 1’den sonra gelen maddelerin numaraları
metne işlendiği şekilde yeniden teselsül ettirilmiştir.
110 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
Ek Madde 7- (Ek: 5/5/2004 – 5162/4 md.)13
Başkanlık gecekondu bölgelerinin tasfiyesine veya iyileştirilerek yeniden kazanımına yönelik olarak gecekondu dönüşüm projeleri geliştirebilir, inşaat uygulamaları ve finansman düzenlemeleri yapabilir. Bu amaçla gecekondu
bölgelerinde, gerçek kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin
mülkiyetinde bulunan gayrimenkuller ile 24.2.1984 tarihli ve
2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara
Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna göre hak
sahibi olan kişilerin haklarına konu gayrimenkullerin değeri
Başkanlık tarafından tespit edilir ve Başkanlık bu kişilerle
proje çerçevesinde anlaşmalar yapabilir. Bu anlaşmaların
usul ve esaslarını belirlemeye Başkanlık yetkilidir.
Gecekondu Dönüşüm Projesi çerçevesinde idare tarafından yapımı gerçekleştirilen konutların bedelleri proje uygulamalarının yapıldığı illerdeki mevcut ekonomik durum,
doğal afetler, konut rayiç bedelleri ve gecekondu bölgesindeki kişilerin gelir durumu göz önünde bulundurularak
gerekli görüldüğünde kamuoyuna ilân edilerek yapım maliyetlerinin altında tespit edilebilir. Bu madde uyarınca konut bedellerini, ödeme şeklini ve süresini belirlemeye Toplu
Konut İdaresi Başkanının önerisi üzerine Başkanlığın bağlı
bulunduğu Bakan yetkilidir.
(Ek fıkra: 24/7/2008-5793/10 md.) Başkanlık, yukarıda belirtilen hükümler kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle depremle ilgili dönüşüm projeleri de gerçekleştirebilir. Bu projelere dair işlemlerin usul ve esaslarını belirlemeye Başkanlık
yetkilidir.
2013 | 111
TOPLU KONUT KANUNU
Ek Madde 8- (Ek: 5/5/2004 – 5162/4 md.)14
Başkanlık lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet
ücretlerinin; hukuk müşavirlerine, avukatlara ve hukuk
servislerinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 2.2.1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç
Eden Avukat Ve Saireye Verilecek Ücreti Vekalet Hakkında
Kanun hükümleri kıyas yolu ile uygulanır.
Ek Madde 9- (Ek: 8/12/2004-5273/9 md.)
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yapılacak veya
yaptırılacak yapılara, imar plânlarında o maksada tahsis
edilmiş olmak, uygulama imar plânı ve mevzuata aykırı
olmamak üzere mimarî, statik, tesisat ve her türlü fennî
mesuliyetin Başkanlık tarafından üstlenilmesi ve mülkiyetin
belgelenmesi kaydıyla başkaca belge istenmeksizin müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde avan projeye göre
yapı ruhsatı verilir.
(Ek fıkra: 27/4/2006 – 5492/2 md.) Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı tarafından yapılacak veya yaptırılacak her türlü
alt yapı ve üst yapı inşaatlarıyla ilgili olarak, 26/5/1981
tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun ek 6 ncı
maddesinde yer alan bina inşaat harcı ve 84 üncü maddesinin (1) ve (2) numaralı bentlerinde yer alan çeşitli harçlar,
Kanundaki tarifesinde belirtilen en az tutarlar üzerinden
alınır. Bu harçların dışında her ne ad altında olursa olsun
hizmet karşılığı olsa dahi başkaca bir ücret veya bedel alı14 8/12/2004 tarihli ve 5273 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle 412 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen Ek Madde 1’den sonra gelen maddelerin numaraları metne
işlendiği şekilde yeniden teselsül ettirilmiştir.
112 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
namaz. Belediyeler, bu yapılarla ilgili yapı kullanma izin
belgesi müracaatları üzerine, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
tarafından geçici kabulün yapılmış olması kaydıyla başkaca
belge aranmaksızın 15 gün içinde yapı kullanma izin belgesi
vermek zorundadır. İstenen diğer belgeler Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı tarafından daha sonra tamamlanır.
Ek Madde 10- (Ek: 21/2/2007-5582/27 md.)
Toplu Konut İdaresi Başkanlığının konut satışından kaynaklanan ipotekli veya ipoteksiz alacakları, ipotek finansmanı kuruluşları tarafından devralınabilir ve devredilebilir.
Ek Madde 11- (Ek: 22/3/2007-5610/1 md.)
Toplu Konut Fonu tasfiye edilmeden önce Fondan gelir
payı alan kurumlar, 9/4/1990 tarihli ve 412 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesine ve
20/6/2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanunun geçici 3 üncü
maddesine istinaden Toplu Konut İdaresi gelirlerinden pay
talep edemezler.
Ek Madde 12- (Ek: 4/6/2008-5766/15 md.)
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 488 sayılı Damga Vergisi
Kanunu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uygulaması açısından
özel bütçeli idareler kapsamında değerlendirilir.
Ek Madde 13- (Ek: 24/7/2008-5793/11 md.)15
Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (III) sayılı cetve-
15 Bu madde ile ihdas edilen kadrolarla ilgili olarak 6/8/2008 tarihli ve 26959 sayılı
Resmi Gazete’ye bakınız.
2013 | 113
TOPLU KONUT KANUNU
lin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.
Ek Madde 14- (Ek: 25/2/2010-5953/3 md.)
28/3/2001 tarihli ve 2001/2202 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince, Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası
Anonim Şirketi tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanlığına
devredilen varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce
yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle Toplu
Konut İdaresi Başkanlığından ve ortaklıklarından hiçbir hak
ve alacak talebinde bulunulamaz.
Ek Madde 15- (Ek: 25/2/2010-5953/3 md.)
Ekli listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983
tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin eki (III) sayılı cetvelin Toplu
Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.
Ek Madde 16- (Ek: 23/7/2010-6009/61 md.)
Kanunlar ile verilmiş yetkiler çerçevesinde Başkanlığa
devri talep edilen taşınmazların kentsel dönüşüm ve gelişim
alanı ilan edilen yerlerde kalması halinde, Başkanlığın devir
talebi önceliklidir. Bu yerlerde Başkanlık mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile devri talep edilen taşınmazlara ilişkin
olarak Başkanlık, kanunlardan kaynaklanan tüm yetkilerini
münhasıran kullanır.
Geçici Madde 1 – a) 2487 sayılı Toplu Konut Kanununa
göre kredilendirilmiş projelere, Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulunun tespit edeceği esaslar çerçevesinde 2487
sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
b) 2487 sayılı Toplu Konut Kanununa göre hak kazanmış
projeler, Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulunun tespit
114 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
edeceği esaslar çerçevesinde bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
Geçici Madde 2 – (Ek : 10/5/1990 - 3645/2 md.)
Ek 1 inci madde kapsamında kalan ve bu Kanunun yürürlük tarihinden önce şehit olan veya hayatlarını kaybedenlerin hak sahibi yakınlarına bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren müracaatları halinde ek 1 inci maddede
belirtilen esaslar dahilinde faizsiz konut kredisi verilir.
Geçici Madde 3- (Ek: 27/6/2002-4767/1 md.; Değişik:
29/5/2003-4864/9 md.)
3.2.2002 tarihinde Afyon ve civarında meydana gelen deprem sonucunda Bayındırlık ve İskân Bakanlığı fen heyetleri
tarafından belediye yerleşim alanlarında belirlenen ağır
hasarlı ve yıkık konut sahibi afetzedelerin kuracağı kooperatiflere, kendi arsaları veya toplulaştırma sonucunda elde
edilecek arsalar üzerinde yapılacak konutlar için Toplu
Konut İdaresi aracılığı ile kredi verilir. En az % 70 seviyesinde tamamlanmış ve depremde yıkılan veya ağır derecede
hasar gören konut veya işyeri kooperatiflerine de, her bir
üyeleri için en fazla bir konut ve bir işyeri olmak üzere,
hasarları oranında Toplu Konut İdaresi aracılığı ile kredi
verilir. Söz konusu kredinin kullandırılmasına ilişkin usul
ve esaslar Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı tarafından müştereken belirlenir ve Başbakan onayı ile yürürlüğe girer.
Afetzedelerin konut veya işyeri yapacakları alanlarda arsa
ve arazi temininde 15.5.1959 tarihli ve 7269 sayılı Kanunun
21, ek 9 ve ek 10 uncu maddelerindeki hükümler uygulanabilir. Bu şekilde temin ve tahsis edilen arsa ve araziler Arsa
Ofisi Genel Müdürlüğüne bedelsiz olarak devredilmiş sayı2013 | 115
TOPLU KONUT KANUNU
lır. Bu arsa ve araziler Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından birinci fıkra kapsamında kredilendirilecek kooperatiflere maliyet bedeli üzerinden devredilir. Maliyet bedelinin
hesaplanmasında harca esas değerin beşte biri taşınmaz
malın iktisap bedeli kabul edilir.
Birinci fıkra gereği verilecek konut ve işyeri kredileri için
gereken 70 trilyon TL. Toplu Konut İdaresine; alt yapı ve
toplulaştırma işlemleri için ihtiyaç duyulan 50 trilyon TL. ise
Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü
ve İller Bankası Genel Müdürlüğü arasında yapılacak protokol çerçevesinde kullandırılmak üzere Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı bütçesindeki afet tertibine aktarılır.
Söz konusu tutarların harcanmayan kısmı ile kredi olarak
kullandırılan kısmının geri dönüşü Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından takip
edilir ve tahsilini müteakip bir ay içerisinde Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı bütçesindeki afet tertibine özel ödenek kaydedilmek üzere Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü hesabına yatırılır.
Bu madde uyarınca yeniden inşa edilecek veya onarılacak
yapılarla ilgili ihale, sözleşme, ruhsatname ve sair işlemler
ve bu uygulamadan faydalanacakların verecekleri beyanname, taahhütname ve yapacakları sözleşmeler her türlü
vergi, resim ve harçtan muaftır.
Geçici Madde 4 - (Ek: 29/5/2003-4864/10 md. ; Değişik:
25/2/2010-5953/4 md.)
Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi
tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devredilen
varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce yapılmış
akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle Toplu Konut
116 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
İdaresi Başkanlığına ve ortaklıklarına karşı yargı mercilerinde açılmış veya husumet yöneltilmiş devam eden davalar
ile icra takipleri ek 14 üncü madde hükmü uygulanarak
sonuçlandırılır.
Geçici Madde 5 - (Ek: 21/4/2005 – 5335/12 md.)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, İdarede bu Kanunun ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sözleşmeli personel olarak çalışanlardan sosyal güvenlik açısından
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tâbi olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde
yazılı olarak İdareye başvurmaları halinde 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ilişkilendirilirler. Bu süre içerisinde 5434 sayılı Kanun ile ilişkilendirilme
talebinde bulunmayanların 506 sayılı Kanun ile ilişkileri
devam eder.
Geçici Madde 6 - (Ek: 21/4/2005 – 5335/12 md.)
Geçici 5 inci maddeye göre 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ilişkilendirilenlerin İdarede
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tâbi olarak bu Kanunun ek 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süreleri; emekli keseneklerine esas aylık derece ve kademelerinin belirlenmesi
ile 5434 sayılı Kanunun ek 48 inci maddesinin (b) fıkrası ve
ek 70 inci maddesinin uygulanmasında, öğrenim durumları
itibarıyla yükselebilecekleri dereceleri aşmamak ve 2.2.2005
tarihli ve 5289 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmak
suretiyle, memuriyette geçmiş gibi değerlendirilir ve değerlendirilen bu sürelerin önceden kıdem tazminatı, toplu
ödeme veya emekli ikramiyesi ödenmemiş olan kısmı 5434
2013 | 117
TOPLU KONUT KANUNU
sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde emekli ikramiyesinin
hesabında dikkate alınır.
Geçici Madde 7 - (Ek: 22/3/2007 – 5610/2 md.)
20/6/2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanunla tasfiye edilen
Toplu Konut Fonundan gelir payı talebi ile 3/7/2001 tarihinden sonra Toplu Konut İdaresi Başkanlığına karşı yargı
mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri
hakkında ek 11 inci madde hükmü uygulanır.
Geçici Madde 8 - (Ek: 24/7/2008-5793/12 md.)
Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 1/6/2008 tarihi itibarıyla genel bütçe kapsamında yer alan kamu idarelerinden;
afetzedelere konut üretilmesi suretiyle oluşan alacakları ile
31/7/2003 tarihli ve 4969 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında Hazineye ait taşınmazların devri nedeniyle
oluşan borçları, merkezi yönetim bütçesinin gelir ve giderleriyle ilişkilendirilmeksizin mahsup edilir. Mahsup işlemleri
sonucunda Toplu Konut İdaresi Başkanlığı lehine oluşacak
fark 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Hazineye ait taşınmazların anılan İdareye devredilmesi suretiyle kapatılır. Mahsup işlemleri, Maliye Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı arasında düzenlenecek protokol hükümlerine
göre uygulanır.
Yürürlük:
Madde 9 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme:
Madde 10 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
118 | 2013
TOPLU KONUT KANUNU
2/3/1984 TARİHLİ VE 2985 SAYILI ANA KANUNA
İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER:
1 – 9/4/1990 tarih ve 412 sayılı KHK'nin geçici maddeleri:
Geçici Madde 1 – Toplu Konut İdaresinin 1990 Mali Yılı
harcamaları Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı bütçesinden
karşılanır.
Geçici Madde 2 – Bu Kanun Hükmünde Kararname ile
kurulan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı teşkilatlanıncaya
kadar, hizmetleri Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı personeli eliyle yürütülür.
Geçici Madde 3 – Diğer mevzuatta Toplu Konut ve Kamu
Ortaklığı İdaresine yapılmış olan atıflar, hizmetin özelliğine
göre Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı veya Toplu Konut
İdaresi Başkanlığına ilişkin düzenlemelerin ilgili hükümlerine yapılmış sayılır.
2985 sayılı Kanunda, geçen Yüksek Planlama Kurulu deyimleri "Toplu Konut İdaresi Başkanlığı" olarak değiştirilmiştir.
2013 | 119
TOPLU KONUT KANUNU
2985 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Kanun
No
3189
3291
3397
3571
KHK-412
3645
3827
4684
Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler
a)
b)
c)
a)
b)
c)
d)
4767
4864
3, 5 ve 8 inci maddeler
b) 11, 12, 13 ve 14 üncü maddeler
c) Diğer maddeler
1 inci maddenin (A) ve (B) fıkraları
5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15 ve 16 ncı
maddeleri ile geçici 3 üncü maddesinin (f) fıkrası dışındaki diğer fıkraları
Geçici 3 üncü maddesinin (f) fıkrası
1/1/2001 tarihinden geçerli olmak
üzere
Diğer maddeleri
10 uncu maddesi
Diğer maddeleri
4966
5162
5273
5281
4, Ek Madde 1,Ek Madde 6, Ek Madde 7
Ek Madde 1,2,3,4,5,6,7,8 ve 9
2
5335
5492
Ek Madde 3, Geçici Madde 5 ve 6
Ek Madde 9
120 | 2013
Yürülüğe Giriş
Tarihi
8/5/1985
3/6/1986
27/6/1987
1/1/1989 tarihinden geçerli olmak
üzere 20/6/1989
3/7/2001
1/1/2002
3/7/2001
3/7/2001
37/7/2002
14/12/2001
1/1/2003 tarihinden geçerli olmak
üzere 6/6/2003
7/8/2003
12/5/2004
15/12/2004
1/1/2005 tarihinden geçerli olmak
üzere 31/12/2004
27/4/2005
4/5/2006
TOPLU KONUT KANUNU
Değiştiren
Kanun / KHK
2985 sayılı Kanunun değiştirilen
maddeleri
Yürülüğe Giriş
Tarihi
5582
Ek Madde 10
6/3/2007
5610
Ek Madde 11 ile Geçici Madde 7
6/4/2007
5766
Ek Madde 12
6/6/2008
5793
4, 6, Ek Madde 1, 7, 13 ve Geçici Madde 8
6/8/2008
5953
Ek Madde 14, 15, Geçici Madde 4
9/3/2010
6009
Ek Madde 16
1/8/2010
KHK/648
Ek Madde 3
17/8/2011
KHK/661
Ek Madde 3
2/11/2011
6306
2
31/5/2012
6353
Ek Madde 2
12/7/2012
No
2013 | 121
İŞ. AÇ. VE ÇAL. RUH. DAİR K.H.K DEĞİŞ. KAB. DAİR KANUN U
122 | 2013
İŞ. AÇ. VE ÇAL. RUH. DAİR K.H.K DEĞİŞ. KAB. DAİR KANUN
İŞYERİ AÇMA VE ÇALIŞMA RUHSATLARINA DAİR
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN
DEĞİŞTİRİLEREK KABULÜNE DAİR KANUN 1
Kanun Numarası: 3572
Kabul Tarihi: 14.6.1989
Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 17.6.1989 Sayı : 20198
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 28 Sayfa : 7103
Madde 1 – Bu Kanunun amacı, sanayi, tarım ve diğer işyerleri ile her türlü işletmeleri, işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının verilmesi işlerinin basitleştirilmesi ve kolaylaştırılmasıdır.
Madde 2 – Bu Kanun hükümleri;
a) 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 268-275 inci
maddeleri kapsamına giren 1 inci sınıf gayrisıhhi müesseselere,
b) Nerede açılırsa açılsın, yakıcı, parlayıcı, patlayıcı ve tehlikeli maddelerle çalışılan işlerle oksijen LPG dolum ve depoları, bunlara ait dağıtım merkezleri, perakende satış yerleri, taşocakları, akaryakıt istasyonları ve benzeri yerlere,
c) 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamına giren turizm işletmelerine,
d) (Mülga: 24/11/2004 – 5259/8 md.)
1 Bu Kanunda, 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu hükümlerine
aykırılık bulunması durumunda, 5302 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, söz
konusu Kanunun 70 inci maddesi ile hüküm altına alınmıştır.
2013 | 123
İŞ. AÇ. VE ÇAL. RUH. DAİR K.H.K DEĞİŞ. KAB. DAİR KANUN U
e) (Ek: 24/6/1995 - KHK - 560/21 md.) 1 inci, 2 nci ve 3 üncü sınıf gıda maddesi üreten gayri sıhhi müesseselere. 2
f) (Ek: 13/2/2011-6111/201 md.) 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca açılan avukatlık bürolarına,
g) (Ek: 13/2/2011-6111/201 md.) 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu
uyarınca meslek mensuplarınca açılan bürolara,
h) (Ek: 8/8/2011 - KHK - 650/23 md.) 1512 sayılı Noterlik
Kanununa göre kurulan noterlik dairelerine,
Uygulanmaz.
Madde 3 – İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatını vermeye
aşağıdaki merciler yetkilidir:
a) (Değişik: 24/11/2004 – 5259/5 md.) Belediye hudutları
ve mücavir alan dışında kalan işyerleri ve işletmelere il özel
idareleri.
b) Belediye hudutları ile mücavir alan içinde kalan tüm
işyerleri ve işletmelere belediyeler,
c) Belediye hudutları ve mücavir alan içinde kalan işyeri
ve işletmelerden büyükşehir belediyesi olan yerlerde;
ca) 2 nci ve 3 üncü sınıf gayrisıhhi müesseseler için büyükşehir belediye başkanlığı,
cb) Sıhhi ve sair işletmeler için ise büyükşehir belediyesi
içinde kalan diğer belediye başkanlıkları.
Madde 4 – 3 üncü maddede belirtilen merciler, iznin verilmesi için yapılacak beyan ve incelemelerde aşağıda öngö-
2 24/6/1995 tarihli ve 560 sayılı KHK, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Kanunla değiştirilerek kabul edilmiş ancak, bu hüküm Kanun metninde yer almamıştır.
124 | 2013
İŞ. AÇ. VE ÇAL. RUH. DAİR K.H.K DEĞİŞ. KAB. DAİR KANUN
rülen genel kriterlere göre düzenlenecek yönetmeliği esas
alırlar.
a) İnsan sağlığına zarar vermemek,
b) Çevre kirliliğine yol açmamak,
c) Yangın, patlama, genel güvenlik, iş güvenliği, işçi sağlığı, trafik ve karayolları, imar, kat mülkiyeti ve doğanın korunması ile ilgili düzenlemelere aykırı davranmamak.
Madde 5 – İşyeri veya işletme açmak isteyen; işin özelliğine göre 4 üncü maddede belirtilen yönetmelikte öngörülen
kriterlere uygun olarak işyerini düzenledikten sonra başvuru formunu doldurarak 3 üncü maddede belirtilen mercie
ibraz ederler.
Bu başvurunun yönetmelikte öngörülen kriterlere uygun
olarak doldurulduğunun tespiti halinde, başkaca bir işleme
gerek kalmaksızın işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenerek ilgiliye verilir. İlgili, bu belgeye dayanarak işyeri açabilir.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı bütün işyerleri için tek tip
olarak düzenlenir.
Beyana göre tanzim edilen ruhsat müktesep hak doğurmaz.
Madde 6 – İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilen işyerleri,
3 üncü maddede belirtilen merciler tarafından ilgili kamu
kurum ve kuruluşlarına ruhsatın veriliş tarihini izleyen bir
ay içinde kontrol ettirilirler. Bu süre içinde kontrol ettirilmemesi halinde, ilgili, çalışma ruhsatı almış sayılır ve kontrol görevini süresinde yerine getirmeyen kamu görevlileri
hakkında yasal hükümler uygulanır.
2013 | 125
İŞ. AÇ. VE ÇAL. RUH. DAİR K.H.K DEĞİŞ. KAB. DAİR KANUN U
Ruhsat verilmesini takiben yapılacak kontrol ve denetimlerde, 4 üncü maddede belirtilen yönetmelikte öngörülen
kriterlere aykırı beyan ve durumun tespiti halinde; verilmiş
olan ruhsat, ilgili mevzuattaki hükümler çerçevesinde yetkili merci veya mülki idare amirince iptal edilerek işyeri kapatılır ve ilgililer hakkında ayrıca işlem yapılır.
İşyerlerinde işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile maliye vergi
levhası ve fiyat tarifesi dışında herhangi bir levha asılamaz.
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önce işyeri açmak için ilgili mercie başvurmuş olanlardan
isteyenler, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler.
Geçici Madde 2 – 20.10.1988 tarihli ve 3481 sayılı Yetki
Kanunu ile Bakanlar Kuruluna verilen Kanun Hükmünde
Kararname çıkarma yetkisi, bu Kanun kapsamına giren
konular için adı geçen Yetki Kanunu ile verilen süre bitimine kadar geçerlidir.
Madde 7 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 8 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
126 | 2013
İŞ. AÇ. VE ÇAL. RUH. DAİR K.H.K DEĞİŞ. KAB. DAİR KANUN
3572 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Değiştiren
Kanun
No
3572 sayılı Kanunun değişen maddeleri
Yürülüğe Giriş
Tarihi
-
28/6/1995
5259
2,3
1/12/2004
6111
2
25/2/2011
KHK/650
2
26/8/2011
KHK/560
2013 | 127
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
128 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN
DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası: 6306
Kabul Tarihi: 16/5/2012
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 31 /5/2012
Yayımlandığı Düstur: Tertip : 5 Cilt : 52
Sayı : 28309
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve Tanımlar
Amaç
Madde 1- (1) Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa
ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun,
sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere
iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları
belirlemektir.
Tanımlar
Madde 2- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Çevre ve Şehircilik Bakanlığını,
b) İdare: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde
büyükşehir belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe
belediyelerini,
c) Rezerv yapı alanı: Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek
uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen,
2013 | 129
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça
belirlenen alanları,
ç) Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık
veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi
üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı,
d) Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır
hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak
tespit edilen yapıyı,
e) TOKİ: Toplu Konut İdaresi Başkanlığını,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Uygulama
Tespit, taşınmaz devri ve tescil
Madde 3- (1) Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde
masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya İdareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini
süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler
Bakanlıkça veya İdarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık,
belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek
İdareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan
130 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini
öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen
teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır. Bakanlık veya İdare tarafından yapılan tespit işleminin masrafı
ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, binanın
paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere
tapu kaydındaki arsa payları üzerine, masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulunarak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verir.
(2) Riskli yapılar, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü
içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında,
ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi
verilir.
(3) Bakanlığın talebi üzerine; 28/12/1960 tarihli ve 189 sayılı Millî Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat
İcrası ve Bu Bakanlıkça Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Salâhiyet Verilmesi Hakkında Kanun ve 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri
Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında
bulunan yerler de dâhil olmak üzere, riskli alanlarda ve
rezerv yapı alanlarında olup Hazinenin özel mülkiyetinde
bulunan taşınmazlardan;
a) Kamu idarelerine tahsisli olanlar, ilgili kamu idaresinin
görüşü alınarak, 189 ve 2565 sayılı kanunlar kapsamında
bulunan yerler için Millî Savunma Bakanlığının uygun gö2013 | 131
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
rüşü alınarak, Maliye Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla,
b) Kamu idarelerine tahsisli olmayanlar, ilgili kamu idaresinin görüşü alınarak Maliye Bakanlığınca,
Bakanlığa tahsis edilir veya Bakanlığın talebi üzerine
TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir.
(4) Hazine dışındaki kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar, bu Kanunun amaçları çerçevesinde kullanılmak üzere maliki olan kamu idarelerinin görüşü alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla
Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılır veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir. Bu Kanuna göre uygulamada bulunulan alanlarda yer alan tescil dışı alanlar, tapuda Hazine adına tescil
edildikten sonra Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılır veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye ve İdareye bedelsiz olarak devredilebilir.
(5) Tahsis ve devir tarihinden itibaren üç yıl içinde ve gerekli görülen hâllerde Bakanlığın talebi üzerine Maliye Bakanlığınca uzatılan süre içinde maksadına uygun olarak
kullanılmadığı Bakanlıkça tespit edilen taşınmazlar, bedelsiz
olarak ve resen tapuda Hazine adına tescil edilir veya önceki maliki olan kamu idaresine devredilir.
(6) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında olup riskli alanlarda ve riskli yapılarda yaşayanların
nakledilmesi için Bakanlıkça ihtiyaç duyulan taşınmazlar,
4342 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(g) bendindeki alanlardan sayılarak, tahsis amaçları aynı
maddeye göre değiştirilip tapuda Hazine adına tescil edilir;
132 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
bu taşınmazlar hakkında bu Kanuna göre uygulamada bulunulur.
(7) Bu Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli
görülenler de bu Kanun hükümlerine tabi olur.
Tasarrufların kısıtlanması
Madde 4- (1) Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi hâlinde TOKİ veya İdare, riskli alanlarda, riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında bu Kanun
kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince her türlü
imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilir.
(2) 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen taşınmazlar, tahsis ve devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar
Maliye Bakanlığınca satılamaz, kiraya verilemez, tahsis
edilemez, ön izne veya irtifak hakkına konu edilemez.
(3) Uygulama sırasında Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından talep edilmesi hâlinde, hak sahiplerinin de görüşü
alınarak, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara elektrik,
su ve doğal gaz verilmez ve verilen hizmetler kurum ve
kuruluşlar tarafından durdurulur.
Tahliye ve yıktırma
Madde 5- (1) Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların
bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma
yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların
maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni
hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu
2013 | 133
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi
ya da kira yardımı yapılabilir.
(2) Uygulamanın gerektirmesi hâlinde, birinci fıkrada belirtilenler dışında olup riskli yapıyı kullanmakta olan kişilere de birinci
fıkra hükümleri uygulanabilir. Bu kişiler ile yapılacak olan anlaşmanın, bunlara yardım yapılmasının ve enkaz bedeli ödenmesinin usul ve
esasları Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(3) Uygulamaya başlanmadan önce, riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların maliklerine altmış günden az olmamak üzere süre
verilir. Bu süre içinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde,
yapının idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve tekrar süre verilerek tebligatta bulunulur. Verilen bu süre içinde de maliklerince
yıktırma yoluna gidilmediği takdirde, bu yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri, yıktırma masrafı ile gereken diğer
yardım ve krediler öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır.
(4) Birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda belirtilen usullere
göre süresinde yıktırılmadığı tespit edilen riskli yapıların
yıktırılması, Bakanlıkça yazılı olarak İdareye bildirilir. Buna
rağmen yıktırılmadığı tespit edilen yapılar, Bakanlıkça yıkılır veya yıktırılır. Uygulamanın gerektirmesi hâlinde Bakanlık, yukarıdaki fıkralarda belirtilen tespit, tahliye ve yıktırma iş ve işlemlerini bizzat da yapabilir.
(5) Bakanlık veya İdare tarafından yapılan yıktırmanın
masrafları, ilgili tapu müdürlüğüne bildirilir. Tapu müdürlüğü, yıkılan binanın paydaşlarının müteselsil sorumlu olmalarını sağlamak üzere tapu kaydındaki arsa payları üzerine masraf tutarında müşterek ipotek belirtmesinde bulu134 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
narak Bakanlığa veya İdareye ve binanın ayni ve şahsi hak
sahiplerine bilgi verir.
Uygulama işlemleri
Madde 6- (1) Üzerindeki bina yıkılarak arsa hâline gelen
taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat
mülkiyeti, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın Bakanlığın
talebi üzerine ilgili tapu müdürlüğünce resen terkin edilerek, önceki vasfı ile değerlemede bulunularak veya malik ile
yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek
malikleri adına payları oranında tescil edilir. Bu taşınmazların sicilinde bulunan taşınmazın niteliği, ayni ve şahsi haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan her türlü
şerh, hisseler üzerinde devam eder. Bu şekilde belirlenen
uygulama alanında cins değişikliği, tevhit ve ifraz işlemleri
Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından resen yapılır veya
yaptırılır. Bu parsellerin malikleri tarafından değerlendirilmesi esastır. Bu çerçevede, parsellerin tevhit edilmesine,
münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, yeniden bina yaptırılmasına, payların
satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller
ile yeniden değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri
oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar
verilir. Bu karara katılmayanların bağımsız bölümlerine
ilişkin arsa payları, Bakanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek
bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer
paydaşlara açık artırma usulü ile satılır. Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığın talebi üzerine, tespit edilen rayiç bedeli de Bakanlıkça
ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edilir ve
yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere Ba2013 | 135
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
kanlığa tahsis edilmiş sayılır veya Bakanlıkça uygun görülenler TOKİ’ye veya İdareye devredilir. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan anlaşmaya uyularak işlem yapılır.
(2) Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, gerçek kişilerin
veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar için Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilir. Bu Kanun uyarınca yapılacak
olan kamulaştırmalar, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır ve ilk taksit ödemesi, mezkûr fıkraya göre belirlenen tutarların beşte biri oranında yapılır. Tapuda mülkiyet
hanesi açık olan taşınmazlar ile mirasçısı belirli olmayan,
kayyım tayin edilmiş, ihtilaflı veya üzerinde sınırlı ayni hak
tesis edilmiş olan taşınmazların kamulaştırma işlemleri aynı
madde hükümlerine tabidir. Bakanlık, TOKİ veya İdare;
kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi için mirasçılık belgesi çıkartmaya, kayyım tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı
son malike göre işlem yapmaya yetkilidir.
Tapuda kayıtlı malikin ölmüş olması hâlinde Bakanlık,
TOKİ veya İdare, kamulaştırma işlemi için mirasçılık belgesi
çıkartabileceği gibi, gerekiyorsa tapu sicilinde idari müracaat veya dava yolu ile kayıt düzeltme de isteyebilir. Kamulaştırma için anlaşma sağlanması hâlinde, Bakanlık, TOKİ
veya İdare ile ilgililer arasında taşınmazın tescil veya terkinine ilişkin ferağ ve muvafakati de ihtiva eden sözleşme ve
uzlaşma tutanağı tanzim edilir ve ilgili tapu müdürlüğüne
136 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
gönderilerek kamulaştırmanın resen tapu siciline işlenmesi
sağlanır.
(3) Anlaşma ile tahliye edilen, yıktırılan veya kamulaştırılan yapıların maliklerine ve malik olmasalar bile bu yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak en az bir yıldır
ikamet ettiği veya bunlarda işyeri bulunduğu tespit edilenlere konut, işyeri, arsa veya dönüşüm projeleri özel hesabından kredi veya mülkiyet ya da sınırlı ayni hak sağlayan
ve usul ve esasları Bakanlıkça belirlenen konut sertifikası
verilebilir. Bunlardan konutunu ve işyerini kendi imkânları
ile yapmak veya edinmek isteyenlere de kredi verilebilir.
20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununa göre
yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere verilecek olan
konut veya işyerleri; Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından,
15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda belirtilen usul ve esaslar uyarınca borçlandırma suretiyle de verilebilir.
(4) Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu taşınmazlar üzerinde yapımı gerçekleştirilen konutların bedelleri, gerekli görüldüğünde, proje uygulamalarının yapıldığı illerdeki mevcut ekonomik durum,
tabii afetin ortaya çıkardığı durumlar, konut rayiç ve enkaz
bedelleri ile uygulama alanındaki kişilerin mal varlığı ve
geliri göz önünde bulundurularak Bakanlar Kurulu kararı
ile yapım maliyetlerinin altında tespit edilebilir ve sosyal
donatı ve altyapı harcamaları uygulama maliyetine dâhil
edilmeyebilir.
(5) Bakanlık;
2013 | 137
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
a) Riskli yapılara, rezerv yapı alanlarına ve riskli yapıların
bulunduğu taşınmazlara ilişkin her tür harita, plan, proje,
arazi ve arsa düzenleme işlemleri ile toplulaştırma yapmaya,
b) Bu alanlarda bulunan taşınmazları satın almaya, ön
alım hakkını kullanmaya, bağımsız bölümler de dâhil olmak
üzere taşınmazları trampaya, taşınmaz mülkiyetini veya
imar haklarını başka bir alana aktarmaya,
c) Aynı alanlara ilişkin taşınmaz mülkiyetini anlaşma sağlanmak kaydı ile menkul değere dönüştürmeye,
ç) Kamu ve özel sektör işbirliğine dayanan usuller uygulamaya, kat veya hasılat karşılığı usulleri de dâhil olmak
üzere inşaat yapmaya veya yaptırmaya, arsa paylarını belirlemeye,
d) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundaki esaslara göre paylaştırmaya, payları ayırmaya veya
birleştirmeye, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî
Kanunu uyarınca sınırlı ayni hak tesis etmeye,
yetkilidir. (ç) bendinde belirtilen uygulamalar, 4/1/2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi idareler ile
iş birliği içinde veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri ile
özel hukuka tabi anlaşmalar çerçevesinde de yapılabilir.
(6) Bakanlık, riskli alanlardaki ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda faydalanılmak üzere; özel kanunlar ile
öngörülen alanlara ilişkin olanlar da dâhil, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları
belirlemeye ve gerek görülmesi hâlinde bu standartları plan
kararları ile tayin etmeye veya özel standartlar ihtiva eden
138 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
planlar yapmaya, onaylamaya ve kent tasarımları hazırlamaya yetkilidir.
(7) Bu Kanun çerçevesinde dönüştürmeye tabi tutulan taşınmazların, üzerindeki köhnemiş yapılar da dâhil olmak
üzere, muhdesatı ile birlikte değer tespiti işlemleri ve dönüşüm ile oluşacak taşınmazların değerlemeleri Bakanlık,
TOKİ veya İdarece yapılır veya yaptırılır.
(8) Riskli alan ve rezerv yapı alanı dışında olup da bu Kanunun öngördüğü amaçlar bakımından güçlendirilebileceği
teknik olarak tespit edilen yapılar için, Bakanlar Kurulunca
belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlıkça dönüşüm
projeleri özel hesabından güçlendirme kredisi verilebilir.
(9) Bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı
tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde 6/1/1982 tarihli
ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava
açılabilir. Bu davalarda yürütmenin durdurulmasına karar
verilemez.
(10) Bu Kanun uyarınca yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde belirtilen adreslere
yapılan tebligat, muhataplarına yapılmış sayılır.
(11) Bu Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca Bakanlığa tahsis edilerek tasarrufuna bırakılan veya Bakanlığın talebi üzerine TOKİ’ye veya İdareye devredilen taşınmazlar üzerinde bu Kanun kapsamındaki uygulamalara
bağlı olarak meydana gelen yeni taşınmazlar Bakanlığın,
TOKİ’nin veya İdarenin isteği üzerine, kendileri ile anlaşma
sağlanan gerçek kişiler veya mirasçıları ile tüzel kişiler adına
tapuya tescil olunur.
2013 | 139
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
(12) Bakanlık, bu Kanunda belirtilen iş ve işlemlere ilişkin
olarak TOKİ’ye veya İdareye yetki devrine ve bu iş ve işlemlerden hangilerinin TOKİ veya İdare tarafından yapılacağını
belirlemeye yetkilidir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Dönüşüm Gelirleri ve Diğer Hükümler
Dönüşüm gelirleri
Madde 7- (1) Bu Kanunda öngörülen amaçlar için kullanılmak üzere aşağıda sayılan gelirler, dönüşüm gelirleri
olarak ilgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetvelinde özel
gelir olarak öngörülür ve gelir gerçekleşmesine bağlı olarak
gelir kaydedilir:
a) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu gereğince,
çevre katkı payı ve idari para cezası olarak tahsil edilerek
genel bütçeye gelir kaydedilecek tutarın yüzde ellisi.
b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2
nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine göre Hazine
adına orman dışına çıkarılan yerlerin satışından elde edilen
gelirlerin yüzde doksanını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen orana tekabül eden tutar.
c) İller Bankası Anonim Şirketinin Hazine gelirleri ve faiz
gelirleri dışındaki banka faaliyetleri ile 26/1/2011 tarihli ve
6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun
3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapacağı faaliyetlerden elde edeceği kârın yüzde ellisi.
(2) İlgili yıl genel bütçesinin (B) işaretli cetvelinde özel gelir olarak tahmin edilen dönüşüm gelirleri karşılığı tutar,
140 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
Bakanlık bütçesinde özel ödenek olarak öngörülür. Ödenek
tutarını aşan gelir gerçekleşmeleri karşılığında ödenek eklemeye Çevre ve Şehircilik Bakanı yetkilidir. Özel gelir ve
ödenek kaydedilen tutarlardan yılı içinde harcanmayan
kısımları ertesi yıl bütçelerine devren gelir ve ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
(3) Gerektiğinde dönüşüm faaliyetlerinde kullanılmak
üzere Bakanlık bütçesinde özel ödenek dışındaki mevcut
veya yeni açılacak tertiplere, genel bütçenin diğer tertiplerinden ödenek aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Bu tertiplerde yılı içinde kullanılmayan tutarlar, ertesi yıla devredilemez.
(4) Bu madde kapsamındaki ödenekler, Bakanlığın merkez muhasebe birimi adına açılacak dönüşüm projeleri özel
hesabına aktarılmak suretiyle kullanılır. Bakanlığın dönüşüm faaliyetlerine ilişkin giderleri, 14/7/1965 tarihli ve 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı
kalınmaksızın çalıştırılacak sözleşmeli personel giderleri de
dâhil olmak üzere, dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanır. Bu madde kapsamındaki ödenekler ile dönüşüm
projeleri özel hesabından yapılacak kullanımlar yılı yatırım
programı ile ilişkilendirilmez.
(5) Bu Kanunda öngörülen amaçlar için kullanılmak üzere;
a) Bu Kanunda öngörülen uygulamalar sonucunda elde
edilecek her türlü gelir ve hasılat,
b) Bakanlığa tahsis veya devredilen taşınmazlardan imar
uygulamasına tabi tutulması sonucunda tapuda Hazine
adına tescil edilenlerin satışından elde edilecek gelirler,
2013 | 141
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
c) Dönüşüm projeleri özel hesabından kullandırılan krediler kapsamında ilgili kişi veya kuruluşlarca yapılan geri
ödemeler ile bu kapsamda tahsil edilen gecikme zamları,
ç) Her türlü şartlı veya şartsız bağış ve yardımlar ile sair
gelirler,
dönüşüm projeleri özel hesabına gelir olarak kaydedilir.
Birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen tutar, hesap dönemini
takip eden yılın mayıs ayı sonuna kadar Bakanlığın merkez
muhasebe birimine aktarılır. Bu Kanun kapsamındaki uygulamalara yönelik olarak Bakanlık tarafından sağlanacak
kredilerin vadesi geçtiği hâlde geri ödenmeyen kısımları,
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takip ve tahsil edilir.
(6) Bu Kanun kapsamında sağlanması öngörülen krediler
ile dönüşüm faaliyetleri kapsamında yapılacak konutlara
ilişkin, hak sahiplerince bankalardan kullanılacak kredilere
dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere faiz
desteği verilebilir. Bu işlemlere ve verilecek desteğe ilişkin
usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu
Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(7) Bakanlık, dönüşüm projeleri özel hesabı gelirlerinin elde edilmesi, tahsili ve takibi ile bu hesaba bütçeden aktarılan tutarların dönüşüm faaliyetleri kapsamında yürütülecek
hibe veya borç verme programlarında kullanımı, her türlü
yapım, mal ve hizmet alımına ilişkin taahhütlere girişilmesi,
giderleştirilmesi, muhasebeleştirilmesi, denetimi ve özel
hesabın işleyişine ilişkin diğer usul ve esasları, Maliye Bakanlığının uygun görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir.
142 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
(8) Bu Kanun kapsamında uygulamada bulunacak olan
belediyeler, yatırıma ilişkin yıllık bütçelerinin yüzde beşi ile
26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 80 inci maddesi uyarınca tahsil edilen harç gelirlerinin
yüzde ellisini, bu Kanunda öngörülen uygulamalara ayırmak zorundadır.
(9) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal
vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve
sigorta muameleleri vergisinden müstesnadır.
(10) Gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulan riskli alanlardaki yapıların mevcut alanları için daha önce belediyelerce alınan harç ve ücretlere
ilave olarak, sadece kullanım maksadı değişiklikleri ile yapı
alanındaki artışlar için hesaplanan harç ve ücret farkları
alınır.
(11) Bu Kanunda belirtilen iş, işlem ve hizmetlere tahsis
edilmiş olan taşınır ve taşınmazlar ile her türlü hak ve alacaklar, para ve para hükmündeki kıymetli evrak, kamu
yararı amacına tahsis edilmiş sayılır ve bunlar hakkında
haciz ve tedbir uygulanamaz.
(12) Bakanlık, bu Kanun kapsamındaki uygulamalarda
kullanılmak üzere dönüşüm projeleri özel hesabından
TOKİ, İdare ve İller Bankası Anonim Şirketine kaynak aktarabilir. İller Bankası Anonim Şirketine aktarılan kaynak,
Bankanın gelir ve gider hesapları ile ilişkilendirilmeksizin
Dönüşüm Projeleri Özel Hesabının işleyişine ilişkin usul ve
esaslar çerçevesinde kullanılır.
2013 | 143
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
(13) Bu maddede öngörülen gelirler, bu Kanunun amaçları
dışında kullanılamaz.
Çeşitli hükümler
Madde 8- (1) Bu Kanun uyarınca kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, 4734 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen hâllere dayanan işlerden
sayılır.
(2) Bakanlık, TOKİ ve İdare; danışmanlık, yazılım, araştırma, her tür ve ölçekte harita, etüt, proje, kadastro, kamulaştırma, mikro bölgeleme, risk yönetimi ve sakınım planı
çalışmalarını, her tür ve ölçekte plan yapımı ve imar uygulaması işlerini ve dönüşüm uygulamalarını, 4734 sayılı Kanun kapsamındaki idareler ile akdedecekleri protokoller
çerçevesinde 4734 sayılı Kanuna tabi olmaksızın ortak hizmet uygulamaları suretiyle de gerçekleştirebilirler.
(3) Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında,
işlenen fiil ve hâlin durumuna göre 26/9/2004 tarihli ve
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uyarınca
Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Riskli yapıların tespiti, bu yapıların tahliyesi ve yıktırılması
iş ve işlemlerine dair görevlerinin gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında, tabi oldukları ceza ve
disiplin hükümleri uygulanır.
(4) Bakanlık, TOKİ ve İdare; bu Kanun kapsamındaki uygulamalarda, uygulama süresini aşmamak kaydı ile 657
sayılı Kanun ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılmasına dair hükümlerine bağlı kalmaksızın, özel bilgi ve
ihtisas gerektiren konularda sözleşmeli personel çalıştırabi144 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
lir. Bu suretle çalıştırılacakların unvanı, sayısı, ücretleri ile
diğer hususlar Bakanlar Kurulunca belirlenir.
(5) Bu Kanun kapsamındaki işler ile ilgili olarak valilikler,
belediyeler ve diğer kamu kurumları personelinden Bakanlık emrinde geçici olarak görevlendirilenler hakkında 657
sayılı Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (d)
bendinde yer alan süre sınırlaması uygulanmaz.
(6) Bu Kanun uyarınca yapılacak anlaşmaların usul ve
esasları Bakanlıkça belirlenir.
(7) Riskli yapıların tespit edilmesine veya ettirilmesine
dair usul ve esaslar, risklilik kriterleri, riskli yapıların tespitinde ve itirazların değerlendirilmesinde görev alacak teknik
heyet ve diğer komisyonlar ile bu Kanunun uygulanmasına
dair diğer usul ve esaslar, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikler ile düzenlenir.
(8) Riskli yapı tespitlerine karşı yapılacak itirazları inceleyip karara bağlayacak teknik heyetlerde üniversiteler tarafından görevlendirileceklere, fiilen görev yaptıkları her gün
için, (4.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpımı sonucunda bulunacak tutarda huzur hakkı ödenir.
Bir ayda fiilen görev yapılan gün sayısının beşi aşması
hâlinde, aşan günler için huzur hakkı ödenmez.
(9) Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile ulusal, bölgesel
ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar, ayda en az doksan dakika afet, afet risklerinin azaltılması ve kentsel dönüşüm konularında uyarıcı ve eğitici mahiyette yayınlar yapmak zorundadır. Bu yayınlar, asgari otuz
dakikası 17:00-22:00 saatleri arasında olmak üzere, 08:0022:00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay
düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna teslim
2013 | 145
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
edilir. Bu saatler dışında yapılan yayınlar, aylık doksan
dakikalık süreye dâhil edilmez. Bu programlar, Bakanlık,
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile ilgili diğer kamu kurum
ve kuruluşları ile bilimsel kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sivil toplum kuruluşları
tarafından hazırlanır veya hazırlatılır. Hazırlanan programların, Bakanlığın olumlu görüşü alındıktan sonra Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu tarafından radyo ve televizyonlarda
yayınlanması sağlanır. Bu fıkra kapsamında yapılan yayınlar için herhangi bir bedel ödenmez. Bu yayınların ve sürelerinin denetimi Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca yapılır.
Uygulanmayacak mevzuat
Madde 9- (1) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan planlar,
3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda ve imara
ilişkin hükümler ihtiva eden özel kanunlar da dâhil olmak
üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi değildir.
Bu Kanuna tabi riskli yapılar, riskli alanlar ve rezerv yapı
alanları hakkında 7269 sayılı Kanunun uygulanıyor olması
bu Kanunun uygulanmasına engel teşkil etmez.
(2) Bu Kanun kapsamındaki alanlarda bu Kanunun öngördüğü uygulamaların zaruri kılması hâlinde, bu uygulamaların gerektirdiği iş ve işlemler hakkında;
a) 26/1/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve
Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun,
b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun,
c) Afete maruz bölgeye ilişkin hükümleri saklı kalmak
kaydıyla 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata
146 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak
Yardımlara Dair Kanunun,
ç) 28/12/1960 tarihli ve 189 sayılı Millî Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat İcrası ve Bu Bakanlıkça Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Salâhiyet Verilmesi Hakkında Kanunun,
d) 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler
ve Güvenlik Bölgeleri Kanununun,
e) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun,
f) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun,
g) 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun,
ğ) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun,
h) 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun,
ı) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanununun,
i) Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımından
18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun,
bu Kanunun uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.
Ancak, bu Kanunun öngördüğü uygulamalar sırasında,
bahsedilen kanunların amaçları ayrıca gözetilir. Uygulamalar için 6831 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri
olduğu takdirde, başka yerlerde en az bu alanlar kadar alanın ağaçlandırılması, 3573 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri olduğu takdirde de, başka yerlerde en az bu
2013 | 147
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
alanlar kadar alanın zeytinlik alan hâline getirilmesi mecburidir.
(3) 2863 sayılı Kanun ve 5366 sayılı Kanun kapsamındaki
alanlarda uygulamada bulunulması hâlinde alanın sit statüsü de gözetilerek Kültür ve Turizm Bakanlığının görüşü
alınır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Diğer Mevzuatta Yapılan Değişiklikler ve Son Hükümler
Madde 10- (31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 11- (20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun ile ilgili
olup yerine işlenmiştir.)
Madde 12- (4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 13- (2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut
Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 14- (3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı Kanun ile ilgili
olup yerine işlenmiştir.)
Madde 15-16 - (16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Kanun ile
ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 17- (3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 18- (19/9/2006 tarihli ve 5543 sayılı İskân Kanunu
ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 19- (29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
148 | 2013
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
Madde 20- Ekli (1) sayılı listedeki kadrolar ihdas edilerek
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait bölümüne eklenmiştir.1
Madde 21- (26/1/2011 tarihli ve 6107 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 22- (23/9/1980 tarinli ve 2302 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiş ve 11/8/1983 tarihli ve 2876 sayılı
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanununun
104 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.)
Madde 23- 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Devir ve tahsislerin iptali
Geçici Madde 1- (1) 775, 5366 ve 5393 sayılı kanunlar ile
29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz
Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve diğer kanunlar kapsamındaki dönüşüm ve iyileştirme uygulamaları
için TOKİ’ye, İdareye ve diğer kamu idarelerine tahsis ve
devredilmiş olup da tahsisin yapıldığı veya mülkiyetin devredildiği tarihten itibaren iki yıl içinde dönüşüm ve iyileştirme uygulaması başlatılmayan taşınmazların tahsisleri
resen kaldırılır ve devir işlemi de iptal edilmiş sayılarak,
1 Bu maddede yer alan kadrolarla ilgili olarak 31/5/2012 tarihli ve 28309 sayılı Resmi
Gazete’ye bakınız.
2013 | 149
AFET RİSKİ ALT. ALANLARIN DÖNÜŞ. HAK. KANUN
tapuda resen Hazine adına tescil ve Bakanlığın talebi üzerine bu Kanunun öngördüğü amaçlar için kullanılmak üzere
Maliye Bakanlığınca Bakanlığa tahsis edilir.
Gerçekleşen dönüşüm gelirleri
Geçici Madde 2- (1) 7 nci maddede belirtilen dönüşüm gelirlerinden 2012 yılında gerçekleşen tutarlar, genel bütçenin
(B) işaretli cetveline özel gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen
bu tutarlar karşılığında Bakanlık bütçesine özel ödenek
kaydetmeye Çevre ve Şehircilik Bakanı yetkilidir.
Yürürlük
Madde 24- (1) Bu Kanunun;
a) 19 uncu maddesinin (a) bendi ile değiştirilen 644 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendi ile 23 üncü maddesi yayımı tarihinden
üç yıl sonra,
b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 25- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
150 | 2013
KADASTRO KANUNU
KADASTRO KANUNU
Kanun Numarası : 3402
Kabul Tarihi: 21/6/1987
Yayımlandığı R. Gazete: Tarih : 9/7/1987 Sayı : 19512
Yayımlandığı Düstur: Tertip : 5 Cilt : 26 Sayfa : 229
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel İlke
Amaç:
Madde 1 – (Değişik: 22/2/2005 – 5304/1 md.)
Bu Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı
olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde
belirterek hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle 4721
sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini
kurmak, mekânsal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kadastro Çalışmaları
Kadastro bölgelerinin belirlenmesi ve ilanı:
Madde 2 – Her ilin merkez ilçesi ile diğer ilçelerinin idari
sınırları içinde kalan yerler kadastro bölgelerini teşkil eder.
Kadastrosu yapılacak bölgeler ana plana uygun olarak
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün teklifi ve bağlı
bulunduğu Bakanın onayı ile belirlenir.
2013 | 151
KADASTRO KANUNU
Kadastrosuna başlanacak bölgeler en az bir ay önceden
Resmi Gazete, Radyo veya Televizyonda, bölge merkezi ve
bağlı bulunduğu ilde, varsa yerel gazetede ilan olunur ve
ayrıca alışılmış vasıtalarla duyurulur.
Kadastro ekibi ve komisyonun kuruluşu:
Madde 3 – Kadastro ekibi; en az iki kadastro teknisyeni,
mahalle veya köy muhtarı ile üç bilirkişiden oluşur.
(Ek fıkra: 22/2/2005 – 5304/2 md.) Kadastronun fennî işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde
iki kadastro teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi
durumunda yerine bir kadastro teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru da
görevlendirilebilir.
Muhtarın diğer bir kadastro ekibi ile çalışması veya herhangi bir sebeple hazır bulunmaması halinde, yerine kanuni
vekili katılır.
Belediyesi olan yerlerde belediye meclisi, köylerde ise köy
derneği tarafından en geç onbeş gün içinde altı bilirkişi,
çalışma alanında birden çok ekibin görev yapması halinde
her ekip için ayrıca üç bilirkişi seçilir.
Seçilen bilirkişilerin 40 yaşını bitirmiş olması ve kısıtlı veya yüzkızartıcı bir suçtan kesinleşmiş mahkumiyeti bulunmaması gerekir.
Bilirkişilerin zamanında seçilememesi veya bilirkişiliklerine mani hallerin bulunması halinde, bölgenin mülki amiri
tarafından aynı sayıda bilirkişi belirlenir.
Seçilen bilirkişiler kadastro ekibinin çalışması sırasında;
kendisine, eşine, usul ve füruuna, kardeşine, kardeşinin
çocuklarına ve eşinin usul ve füruuna ait tespitler ile bunla152 | 2013
KADASTRO KANUNU
rın hak iddia ettiği tespitlerde ve ayrıca hak iddia edenlerden biri ile kendisi veya usul ve füruu arasında davası bulunanlara ait tespitlerde de bilirkişi olarak dinlenemezler.
Bilirkişiliğe mani yukarıdaki haller, kadastro teknisyeni,
muhtar ve diğer görevliler ile bunların yerine kaim olanlar
hakkında da uygulanır.
Kadastro komisyonu; kadastro müdürü veya yardımcısının başkanlığında, bir kadastro üyesi ve itirazın mahiyetine
göre kontrol mühendisinden veya tasarruf kontrol memurundan oluşur. Kontrol mühendisinin bulunmaması halinde
yerine fen kontrol memuru katılır.
Bu maddede unvanları belirtilen memurlar bu maksatla
açılmış okul veya kurslardan mezun olanlar arasından atanırlar.
(Mülga son fıkra: 11/10/2011-KHK-666/1 md.)
Kadastro çalışma alanı, ilan ve itiraz:
Madde 4 – Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri, kadastro çalışma alanını teşkil eder.
Kadastro müdürü, kadastrosuna başlanacak mahalleyi
veya köyü en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalışma alanı
ve komşu köy, mahalle ve belediyelerde alışılmış vasıtalarla
duyurur. Bu duyuruda çalışma sınırlarının tespitine hangi
gün ve saatte başlanacağı belirtilir.
(Değişik üçüncü fıkra: 22/2/2005 – 5304/3 md.) Çalışma
alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa
göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde,
orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her
çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının
2013 | 153
KADASTRO KANUNU
tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu
çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü
taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek
mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat
mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir.1
(Değişik : 22/2/2005 – 5304/3 md.) Ormanla ilgili yapılan
itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza
konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü
taşra teşkilâtınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince
görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat
mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur. 1
(Değişik: 22/2/2005 – 5304/3 md.)Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak
otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır. 1
(Değişik : 22/2/2005 – 5304/3 md.)Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur. 1
Kadastro ekibi; kadastro çalışma alanı sınırının tespitinde
il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır.
Bu sınırlar mahalle, belediye, köy idari sınırları sayılmaz.
1 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde " 3402 sayılı Kanunun
4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.” hükmü yer almaktadır, ancak değiştirilen üçüncü fıkra dört ayrı fıkra olarak düzenlenmiştir.
154 | 2013
KADASTRO KANUNU
Sınır tespitlerinde; komşu mahalle veya köyün bilgi ve
belgelerinden istifade edilir.
Tespit edilen sınır harita veya ölçü krokisinde gösterilir.
Kadastro teknisyenlerince tespit edilen sınıra yedi gün içerisinde kadastro müdürlüğü nezdinde itiraz edilebilir.
Kadastro müdürü, bu itirazı inceleyerek yedi gün içerisinde karara bağlar. İlgililer hazırsa tefhim, değilse derhal
tebliğ edilen bu karara karşı yedi gün içerisinde kadastro
mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, duruşmasız ve gerektiğinde mahallinde inceleme yapılarak, onbeş gün içinde
kesin karara bağlanır. Ancak; tespit edilen bu sınıra karşı
kesinleşmiş mahkeme kararı var ise aynı konuda itirazda
bulunulamaz.
Kadastro çalışma alanı içinde, ilk parsel için kadastro tutanağının düzenlenmesinden sonra idari teşkilat ve taksimatta yapılan değişiklik, başlanan kadastroyu durdurmaz.
Dava listesi ve diğer belgelerin alınması:
Madde 5 – Kadastro müdürü çalışma alanında işe başlamadan önce mahalli hukuk mahkemesinde, bu alandaki
taşınmaz mallar hakkında görülmekte olan kadastro ile ilgili
davalarla hükme bağlanmış olup da henüz kesinleşmeyen
davaların listesini alır ve bunu çalışma alanı ile ilgili tüm
tapu, vergi, harita ve diğer belge örnekleri ile birlikte kadastro teknisyenliğine verir.
Listenin müdür tarafından alınmasından sonra o çalışma
alanında bulunan taşınmaz mallar hakkında mahalli hukuk
mahkemelerine açılan davalar, derhal kadastro müdürüne
bildirilir. Bu halde de kadastro müdürü, yukarıdaki fıkra
hükmü uyarınca işlem yapar.
2013 | 155
KADASTRO KANUNU
Kadastro müdürü, bu listedeki davalı taşınmaz malların
tespiti yapıldıktan sonra, bunlarla ilgili tutanakları bir hafta
içinde kadastro mahkemesine gönderir ve durumdan listenin alındığı mahalli mahkemeyi haberdar eder.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sınırlandırma ve Tespit İşleri
Mevki veya ada ilanı:
Madde 6 – Kadastro teknisyenleri, kadastrosuna başlayacakları mevki veya adaları en az yedi gün önceden alışılmış
vasıtalarla ilgili köy veya mahallede ilan ettirir. Çalışmalara
üç aydan fazla ara verilmesi halinde ilan yenilenir.
Taşınmaz malların sınırlandırılması:
Madde 7 – Kadastro teknisyenleri hazır bulundukları takdirde mal sahipleri ile ilgililerin huzurunda, varsa harita,
tapu ve vergi kayıtları ile diğer belgeleri, en az üç bilirkişi ile
muhtarın bilgilerinden yararlanarak inceler ve mahalline
uygular. Teknisyenler, elde ettikleri bilgi ve buna dair kanaatleri her taşınmaz mal için düzenleyecekleri kadastro tutanağına yazarak bu Kanun hü- kümlerine göre taşınmaz malı
sınırlandırır ve hak sahiplerini tayin eder. Sınırlandırma,
kadastral harita veya büyütülmüş fotoğraf veya röperli
kroki üzerinde gösterilir; ihtilaflı sınırlar ayrıca belirtilir.
Kadastro teknisyenleri, bilirkişilerin bilgi ve beyanlarıyla
kanaate varamadıkları takdirde, bunların beyanlarına bağlı
olmaksızın, diğer kimselerin bilgi ve şahadetlerine başvurabilirler. Ancak, bilirkişilerin bilgi ve beyanlarına uymayan
tespitlerde durumun kayıt ve belgelere dayandırılması ve
156 | 2013
KADASTRO KANUNU
ayrıca sebeplerinin kadastro tutanağında açıklanması zorunludur.
Kadastro teknisyenleri arasında görüş ayrılığı olduğu veya tarafların dayandıkları kayıt ve belgeler aynı kuvvet ve
mahiyette görüldüğü takdirde taşınmaza ait tutanak gerekçesi ile birlikte çözümlenmek üzere kadastro komisyonuna
gönderilir.
Çalışma alanı sınırı içinde veya bitişiğindeki taşınmaz
mallar ile dışında toplu olarak bulunan taşınmaz mallardan
kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerlerin kadastroya tabi
olması yolunda iddia vaki olursa, bu Kanun gereğince tahdit ve tespiti yapılarak tutanak düzenlenir ve iddia sebepleri
açıklanarak kadastro komisyonuna tevdi edilir.
Bu çalışmalara, istedikleri takdirde Maliye ve Gümrük
Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü temsilcileri de gözlemci olarak katılabilirler.
Kontrol:
Madde 8 – (Değişik: 22/2/2005 – 5304/4 md.)
Kadastro çalışmaları esnasında, kadastro müdürü veya
görevlendireceği kontrol elemanları tarafından kadastro
tutanağı ve bunları tamamlayan belgeler üzerinde ve gerektiğinde arazide inceleme yapılır. İnceleme sonucu tespit
edilecek teknik, idarî ve hukukî noksan ve yanlışlıklar, kadastro ekibine tamamlattırılır veya düzelttirilir. Yapılan
işlem ilgililerin haklarını etkilemekte veya kontrol elemanları ile kadastro teknisyenleri arasında görüş ayrılığı bulunmakta ise, kadastro tutanağı ekleriyle birlikte kadastro komisyonuna gönderilir.
2013 | 157
KADASTRO KANUNU
Kadastro müdürlüğünce, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işinin bittiği tarihe kadar yaptırılacak inceleme ve
denetimler sonucunda tespit edilecek noksan ve yanlışlıklar
hakkında da birinci fıkraya göre işlem yapılır.
Kadastro tespitine itiraz:
Madde 9 – Kadastro tutanağı düzenlendikten sonra kadastro ekibi çalışma alanında işlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edilebilir.
İtiraz, kadastro teknisyenliğine veya kadastro müdürlüğüne yapılır. Bu durumda itirazla ilgili tutanak veya ekleri
en geç on gün içinde kadastro komisyonuna intikal ettirilir.
İtiraz sadece uygulanan belgelerin geçerliliği hakkında
yapılabilir. Bir belgeye dayanmayan itirazlar incelenmez.
İtiraz edenin ilan süresi içinde dava açma hakkı saklıdır.
Komisyon incelemesi:
Madde 10 – Komisyon kendisine intikal eden işlerle itirazlı tutanakları, intikal tarihinden itibaren en geç bir ay içinde
veya gerekçe gösterilmek suretiyle kadastro ekibinin çalışma alanındaki faaliyetleri sona erinceye kadar incelemek
zorundadır.
Bu incelemeler sonucunda eski tutanağın yerine kaim olmak üzere hak sahibini belirleyici yeni bir tutanak düzenlenir. Gerektiğinde bilirkişilerin ve muhtarın bilgilerinden
yararlanılabilir.
Belgeye karşı şahit dinlenmez. Komisyon, tam üye sayısı
ile toplanarak oy çokluğu ile tespit yapar, sonuç askı ilanı ile
ilgililere duyurur.
Aynı kuvvet ve mahiyetteki belgelerin uygulanmasında
sonuca varılamayan veya çözümü kanunlarla mahkemelerin
158 | 2013
KADASTRO KANUNU
takdirine bırakılan konular, kadastro komisyonu tarafından
gerekçe gösterilmek suretiyle tutanak ve ekleri ile birlikte
kadastro mahkemesine devredilir.
Kadastro sonuçlarının ilanı:
Madde 11 – Kadastro müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tespitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler;
bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette ve ayrıca
muhtarın çalışma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir; itirazı
olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava
açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro harçları da gösterilir.
Kadastro müdürü bu işlemleri, kadastro ekibinin çalışma
alanındaki işini bitirdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde yapmak zorundadır.
Müdür, Genel Müdürlüğün iznini alarak, kadastrosu henüz tamamlanmayan çalışma alanlarında mahalle bucak
merkezi ve köyde, bir ada veya mevkiden daha küçük olmamak üzere kadastro çalışmaları sonuçlanan taşınmaz
mallara ait kısmi ilanı yukarıdaki esaslara göre yapabilir.
Bu Kanun gereğince yapılan ilanlar, ilgili gerçek kişilere,
kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine şahsen tebliğ edilmiş
sayılır.
Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre:
Madde 12 – 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava
açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.
Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları;
2013 | 159
KADASTRO KANUNU
kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle
en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.
Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl
geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. (Ek cümle:
25/2/2009-5841/2 md.; İptal: Anayasa Mahkemesi’nin
12/5/2011 tarihli ve E.: 2009/31, K.: 2011/77 sayılı Kararı ile.)
Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bu
kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamaz.
Kesinleşmemiş tutanaklar herhangi bir nedenle tapuya
tescil edilmişse, iddia ve taşınmazın niteliğine bakılmaksızın, taşınmazı tescil tarihinden itibaren 20 yıl müddetle
malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduranlar ile bunların akdi
ve kanuni halefleri açılmış ve açılacak olan davalarda medeni kanunun tapuya itimat prensibinden yararlanırlar.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Mülkiyet Hakkının Tespitine İlişkin Esaslar
Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti:
Madde 13 – Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:
A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi adına,
b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,
160 | 2013
KADASTRO KANUNU
c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,
B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni
huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,
b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap
ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on
yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet
bulunduğu takdirde zilyet adına,
c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl
önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız
yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse
adına tespit olunur.
Noter tarafından tespit ve tevsik edilen muvafakat beyanı
veya düzenlenen satış vaadi senedi teknisyen huzurunda
yapılmış muvafakat sayılır.
Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti:
Madde 14 – Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı
içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru
toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil)
bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız
en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle
veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi
adına tespit edilir.
2013 | 161
KADASTRO KANUNU
(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya
kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.2
(Değişik : 3/7/2005 - 5403/26 md.) 4342 sayılı Mera Kanununun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği 3402 sayılı
Kanun hükümlerine göre yapılacak işlemlerde Kadastro
Komisyonlarına konu uzmanı Ziraat Mühendisi dâhil edilir.2
Taşınmaz malın, yukarıdaki fıkranın kapsamı dışında kalan kısmının zilyedi adına tespit edilebilmesi için, birinci
fıkra gereğince delillendirilen zilyetliğin ayrıca aşağıdaki
belgelerden birine dayandırılması lazımdır.
A) 31/12/1981 tarihine veya daha önceki tarihlere ait vergi kayıtları,
B) Tasdikli irade suretleri ile fermanlar,
C) Muteber mütevelli, sipahi, mültezim temessük veya
senetleri,
D) Kayıtları bulunmayan tapu veya mülga hazinei hassa
senetleri veya muvakkat tasarruf ilmuhaberleri,
E) Tasdiksiz tapu yoklama kayıtları,
F) Mülkname, muhasebatı atika kalemi kayıtları,
G) Mubayaa, istihkam ve ihbar hüccetleri,
H) Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiş tasarruf
kayıtları.
Taksim ve kısmi iktisap hali:
2 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinde"...3402 sayılı Kanunun
14 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir." hükmü yer almakla
birlikte, yapılan düzenleme iki parağraftan oluştuğundan değişiklik ayrıca gösterilmiştir.
162 | 2013
KADASTRO KANUNU
Madde 15 – Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri
veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan
taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya
bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu
mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.
Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun
ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu
Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir.
İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu
hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir
taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve
temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise
her türlü delille ispat edilebilir.
(Değişik son fıkra: 22/2/2005 – 5304/5 md.) Kadastrodan
önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal
veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.
Kamu malları:
Madde 16 – Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm
ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:
A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan
ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler,
(Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namaz2013 | 163
KADASTRO KANUNU
gah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya
özel kanunlarına göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları,
il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzelkişiliği,
adlarına tespit olunur.
B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri
gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis
edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta
malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel
siciline yazılır.
Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı
hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil
etmezler.
Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.
C) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar,
tepeler,dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel
sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.
D) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabidir.
164 | 2013
KADASTRO KANUNU
İhya edilen taşınmaz mallar:
Madde 17 – Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen
araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek
tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri
adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda
kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
Hazine adına tespit:
Madde 18 – Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına
dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün
olan yerler Hazine adına tespit olunur.
Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm
ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz
mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı
yolu ile iktisap edilemez.
Takyitler, sınırlı ayni haklar ve muhdesat:
Madde 19 – Tapuda kayıtlı taşınmaz malın zilyet lehine
tespitinde, mevcut ve her türlü takyid ile sınırlı ayni haklar
saklı tutulur. Eski tapu kayıtlarındaki bu tür hak ve mükellefiyetler, kadastro tutanağında belirtilerek yeni kütüklere
aynen geçirilir.
Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun
sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.
2013 | 165
KADASTRO KANUNU
Tarafların muvafakatı halinde kadastro teknisyenleri veya
kadastro komisyonu ikili kullanmayı anlaşmaları çerçevesinde tek mülkiyete dönüştürebilir.
Kayıt ve belgelerin kapsamını tayin:
Madde 20 – Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı
yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta
ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta
ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise,
kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit
yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli
nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle
belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez
ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden
satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz
mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz,
tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü
ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.
166 | 2013
KADASTRO KANUNU
Miktar fazlasının ifrazı:
Madde 21 – Kayıt ve belgelerde yazılı miktara itibar edilmesi gereken hallerde kayıt ve belgeler değişebilen ve genişletilmeye elverişli sınırı ihtiva ediyorsa miktar fazlası o taraftan ifraz edilir.
Değişmeyen ve genişletilmeye elverişli olmayan sınırlı
kayıt ve belgelere dayanan tespitlerde, miktara itibar edilmesi gerektiği takdirde, miktar fazlası zilyedin göstereceği
taraftan ifraz edilir.
Zilyet tespit sırasında hazır bulunmaz veya tercih hakkını
kullanmaktan kaçınırsa ifraz, zilyedin yararına uygun düşen
taraftan yapılır.
Evvelce kadastrosu yapılan yerler:
Madde 22 – (Değişik:22/2/2005 – 5304/6 md.)
Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz
sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre
işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci
defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal
edilir.
Ancak;
a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin;
sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan
hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden,
teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya
zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sici2013 | 167
KADASTRO KANUNU
linde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama
ve kadastro görmüş yerlerde,
b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı
Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında
Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar
ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak
Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi yerlerde,
Birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve
Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında,
bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde
alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile
ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci
maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B),
(C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.
Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan
kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır.
Tapuya tescil edilmiş ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise teknik mevzuata
uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır.
Diğer kanun hükümlerinin uygulanacağı haller:
Madde 23 – Bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hallerde, Türk Medeni Kanunu ile diğer kanunların iktisap ve
tescile ilişkin hükümleri uygulanır.
168 | 2013
KADASTRO KANUNU
BEŞİNCİ BÖLÜM
Uyuşmazlıkların Kadastro Mahkemesinde Çözümlenmesi
Adli kuruluş:
Madde 24 – Genel mahkemelere ait olup da bu Kanunun
uygulanması ile ilgili dava ve işlere belirlenen usul ve esaslara göre bakmak üzere her kadastro bölgesinde tek hakimli
ve Asliye Mahkemesi sıfatını haiz yeter sayıda kadastro
mahkemesi kurulur. Bu mahkeme hakimleri 2802 sayılı
Hakimler ve Savcılar Kanunu hükümlerine tabidir.
Genel olarak görev:
Madde 25 – Kadastro mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek
veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır
ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine
verilen işlere bakar; Kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine
veraset belgesi de verebilir.
Kadastro mahkemesi, yalnız kadastro işlerine münhasır
olmak üzere;
A) Velisi veya vasisi bulunmayan küçüklere ve kısıtlılara
kayyım tayin eder. Bunların menfaatlerini korumak amacıyla Türk Medeni Kanununun hakimin iznini şart kıldığı hallerde bu izni verir.
B) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 465 ve bunu takip eden maddeleri gereğince adli yardım taleplerini inceleyerek kabul edebilir.
2013 | 169
KADASTRO KANUNU
C) Tutanağı düzenlenen taşınmaz mallara ait ihtiyati tedbir kararı verebilir. Bu kararı hemen o yerin kadastro ve
tapu sicil müdürlüklerine bildirir. Tedbir kararı alan taraf
karar gününden itibaren usulün örgördüğü süre içinde
kadastro mahkemesinde dava açmadığı takdirde tedbir
kendiliğinden hükümsüz kalır.
Bu Kanunun 26 ve 40 ıncı madde hükümleri saklı kalmak
üzere, kadastro tutanağının düzenlenmesi gününden ve
tutanak sonradan tamamlanmış ve düzeltilmiş ise, o günden
sonra doğan haklara dair istekler, taksim şuyuun giderilmesi veya muhdesata bağlı olarak taşınmaz malı iktisap, muhdesatın yıkılıp kaldırılması ve benzeri nitelikte olan ve mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava
ile ilgili isteklerin incelenmesi, kadastro mahkemesinin görevi dışındadır.
Zaman bakımından görev ve yetki:
Madde 26 – Kadastro Mahkemesi;
A) 10 uncu maddeye göre kadastro komisyonu tarafından
gönderilen tutanaklara ait davaları,
B) 11 inci maddede belirtilen askı ilanı içinde açılan davaları,
C) Mahalli hukuk Mahkemelerinden 27 nci madde uyarınca Kadastro Mahkemesine devredilen dava ve dosyaları,
D) Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları,
İnceler ve karara bağlar.
(Değişik ikinci fıkra: 22/2/2005 – 5304/7 md.) Kadastro
mahkemelerinde görülen davalarda, 3533 sayılı Umumi
170 | 2013
KADASTRO KANUNU
Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya
Hususi İdarelere Aid Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolile Halli Hakkında Kanun hükümleri
uygulanmaz.
Kadastro mahkemesinde görülmekte olan bir dava konusu taşınmaz mal, 40 ıncı madde uyarınca başkasına devredildiği takdirde, davaya devralan devam eder.
Kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu
yetkiyi bölgenin idari sınırları belli eder. Yeni ilçe kurulup,
teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta
yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye
bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklar, kadastroya başlama gününde yetkili olan kadastro mahkemesi tarafından karara bağlanır.
Mahalli mahkemelerde görülmekte olan davaların devri ve eksik
idari işler hakkında yapılacak işlem:
Madde 27 – Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte
olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan
taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için
kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin
görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine resen devrolunur.
Ayrıca müracaata kalmış davaların yenilenmesi halinde
de yukarıdaki hüküm uygulanır.
Kadastro hakimi, devredilen bu dava dosyaları ile beşinci
madde gereğince müdür tarafından gönderilen kadastro
tutanaklarını birleştirerek 11 inci maddede yazılı şekle uy2013 | 171
KADASTRO KANUNU
gun olarak askı ilanını yaptırır. İlan süresi bitmeden duruşmaya başlanamaz. Henüz kesinleşmemiş olan davalara,
kaldıkları noktadan bu Kanunda öngörülen esas ve usul
dairesinde devam olunur.
Kadastro komisyonları tarafından 10 uncu madde uyarınca gönderilen tutanaklar için de hemen askı ilanı yaptırılarak 28 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılır.
Hakim, usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları kadastro müdürlüğüne iade edemez.
Kadastro davalarında usul:
Madde 28 – Kadastro hakimi, askı süresi içinde açılacak
davalar ve kadastro müdürü tarafından mahkemeye tevdi
olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları ve mahalli hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında
dava dosyası açar. İlgililerin başvurusunu beklemeksizin
kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili
olabilecek kayıt ve diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir.
Hakim, duruşma gününü taraflara Tebligat Kanunu hükümlerine göre resen tebliğ eder.
Davacı gerçek ve tüzelkişiler, dava sebep ve delillerini dilekçelerinde bildirmek zorundadır. Dilekçede bu husus
bildirilmemiş ise, hakim gönderilecek davetiye ile dava
sebep ve delillerini bildirmesini davacıya tebliğ eder. Davacı, ilk duruşma oturumuna kadar dava sebep ve delillerini
dilekçe ile veya ilk oturuma gelmek suretiyle bildirmez ise,
hakim, davanın açılmamış sayılmasına ve tespit gibi tescile
karar verir. Bu hüküm davetiyede açıkça belirtilir. 30 uncu
maddenin ikinci fıkrası hükmü saklıdır.
172 | 2013
KADASTRO KANUNU
Davacı, tespit sırasında yaptığı itiraz sebep ve delilleri ile
bağlı değildir.
Davanın açılmamış sayılması halinde davacının hak düşürücü süre içerisinde mahalli hukuk mahkemelerinde yeniden dava açma hakkı saklıdır.
Yargılama usulü:
Madde 29 – Kadastro mahkemesinde gelmeyen tarafın
yokluğunda duruşma yapılır. Taraflardan hiç biri gelmez ise
dosya işlemden kaldırılmaz. Hakim, toplanması mümkün
olan delilleri inceler ve 30 uncu madde hükmünce işi karara
bağlar.
Bir mirasçı diğerlerinin muvafakatı olmadan dava açabilir
ve yalnız başına davaya devam edebilir. Mirasçılarının tayin
edilememesi sebebiyle ölü olduğu belirtilerek kayıt sahibi
adına tespiti yapılan taşınmaz mallar hakkında, ölünün ismi
açıklanarak mirasçıları denilmek suretiyle mirasçılar aleyhinde dava açılabilir. Dava sırasında davalının davadan
önce öldüğünün anlaşılması halinde davaya mirasçıları
aleyhine devam edilir.
Bu Kanunun tatbikinde ayrıca açıklık bulunmıyan hallerde basit yargılama usulü uygulanır.
Kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir.
Deliller ve hakimin takdiri:
Madde 30 – Kadastro tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler, bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe, yeniden dinlenmezler. Ancak ha kim,
kadastro tutanağındaki beyanla, duruşma sırasında topladığı deliller arasında çelişki görürse, bunu gidermek için tuta2013 | 173
KADASTRO KANUNU
nakta beyanlarına başvurulan kimseleri tanık sıfatıyla yeniden dinleyebilir.
Kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından
malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde,
hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle
yükümlüdür. Taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse, ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir.
Kadastro mahkemesinde açılmış davalarda, ihtilaf taşınmaz malın muayyen bir kısmına münhasır kalıyorsa, ilgililerin talebi üzerine ve imar mevzuatı da engel teşkil etmediği
takdirde ihtilaflı olmayan kısım ifraz edilerek davaya ihtilaflı kısım üzerinde devam edilir.
Vekalet:
Madde 31 – Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun tanıdığı imkanlar saklı kalmak ve davada menfaatleri zıt olmamak şartıyla, kadastro işlerinde karı ve koca birbirlerini
vekil tayin edebilirler. Kadastro veya sulh hakimi tarafından
tasdik edilmiş vekaletnameler de geçerlidir.
Kamu kurum ve kuruluşları, taraf olduğu işlerde; avukatlarıyla, avukatları bulunmadığı takdirde, daire amiri veya
daire amirinin yetkili kılacağı memurlarca temsil edilir.
Avukat veya dava vekili ile takip edilen davalarda vekalet
ücreti; davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların
davada iyi niyetle hareket edip etmediği, hak ve eşitlik kuralları göz önünde tutularak maktuan takdir ve tayin olu174 | 2013
KADASTRO KANUNU
nur. Şu kadar ki, takdir edilecek vekalet ücretinin miktarı
keşif yapılmışsa, taşınmaz malın değerine göre avukatlık
ücret tarifesinin tayin ettiği nispi vekalet ücreti sınırlarının
üstünde olamaz.
Kararların tebliği, Kanun yollarına başvurma ve ilamların
infazı:
Madde 32 – Kadastro mahkemesi kararları Tebligat Kanunu hükümlerine göre resen taraflara tebliğ olunur. Bu
kararlara karşı kanun yollarına asliye mahkemelerindeki
usule uygun olarak başvurulur.
Mahkeme, kesinleşen ilamları dayanakları olan dava dosyaları ile birlikte tescil edilmek üzere ilgili kadastro veya
tapu sicil müdürlüğüne devreder.
Mahkeme kararı kadastro haritasında değişikliği gerektiriyorsa, bu değişikliği gösteren ve mahkemece tasdiki gereken harita, ilama eklenir.
Bu Kanunun uygulanacağı diğer haller:
Madde 33 – Kadastro işlemlerinin bir bölgede tamamlanmasından sonra veya iş hacmi itibariyle kadastro mahkemesinin devamına ihtiyaç kalmadığının anlaşılması halinde,
Adalet Bakanlığı o bölgede kadastro mahkemesini kaldırmaya ve görülmekte olan dava dosyalarını taşınmaz malların bulunduğu mahalli asliye hukuk mahkemesine devretmeye yetkilidir. Bu mahkemede davaya bu Kanunda yazılı
usul ve esasa göre, kaldığı noktadan devam olunur.
Devredilen bu davalar ile kesinleşmemiş kadastro tespitleri aleyhine sonradan mahalli mahkemelerde açılacak davalarda, dördüncü bölüm hükümleri uygulanır.
2013 | 175
KADASTRO KANUNU
Bu Kanunun uygulandığı yerler dışında bulunan taşınmaz
mallar hakkında da 14, 15, 17, 18, 20, 21 inci maddeler uygulanır.
Bu Kanunun zilyede tanıdığı haklar, kadastrosuna başlanan bölgede zilyedin leh ve aleyhine açılan davalarda iddia
ve defi olarak ileri sürülebilir. Bu hükümler henüz kesinleşmemiş davalarda da uygulanır.
Kadastro mahkemesinin yargı çevresinin değiştirilmesi:
Madde 33/A – (Ek: 2/7/2012-6352/73)
İş yoğunluğu ve coğrafi durum dikkate alınarak bir kadastro mahkemesinin kaldırılmasına ve başka bir kadastro
mahkemesinin yargı çevresine dâhil edilmesine, Adalet
Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu tarafından karar verilebilir.
Kesin hüküm:
Madde 34 – Kadastro mahkemeleri kararları, davada taraf
olanlar ile taraflar dışında hak iddia ederek davaya müdahil
sıfatıyla katılanların leh ve aleyhinde kesin hüküm teşkil
eder. Taraf olmadığı halde lehine karar verilen şahıs hakkında mahkemece tesis edilen hüküm yukarıda sözü edilenleri de bağlar.
ALTlNCI BÖLÜM
Mali Hükümler
Veraset ve intikal vergisi:
Madde 35 – Bu Kanuna göre bağışlama veya veraset suretiyle tespit edilen taşınmaz mallar hakkındaki işlemler; ve176 | 2013
KADASTRO KANUNU
raset ve intikal vergisinin tahakkuk ve tahsiline bakılmadan
sonuçlandırılır.
Ancak, kadastro müdürü bu taşınmaz malların listesini,
tescillerden sonra bir ay içinde maliye dairesine vermekle
yükümlüdür. Tescilin tapu sicil müdürlüğünde yaplması
halinde bu sorumluluk, tapu sicil müdürlüğüne düşer.
Yargılama giderleri, kadastro harcı ve tahakkuku:
Madde 36 – Taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama
giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı hakim tarafından
belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan
vazgeçmiş sayılır. Bu Kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler,
ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır.
Kadastro hakimi, dava harcı, yargılama giderlerinin tespit
ve hesaplanmasında ilgili taşınmaz mala ait son beyan dönemi emlak vergisi değerini esas alır.
Hakim, hükmün kesinleşmesinden itibaren onbeş gün
içinde giderin miktarı ile mükellefin kimliği ve en son ikametgahını bir yazı ile maliyeye bildirir.
Bu yazıda belirtilen giderler maliye tarafından yapılacak
tebligattan başlayarak iki ay içinde ödenir. Süresi içinde
ödenmeyen giderler için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Kadastrosu yapılan taşınmaz mallara, emlak vergisi son
beyan dönemi esas alınarak 492 sayılı Harçlar Kanununa
2013 | 177
KADASTRO KANUNU
ekli 4 sayılı tarifede gösterilen oranlarda, kadastro harcı
tahakkuk ettirilir.
Kadastrosu yapılan yerlerde, emlak vergisi değeri belli
olmayan taşınmaz mallara, kadastro ve dava harcı ile yargılama giderlerine esas olmak üzere kadostro komisyonunca
kıymet takdir edilir.
Kamu tarafından açılan davalarda yargılama giderleri:
Madde 36 /A – (Ek: 11/1/2011-6099/16 md.)
Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için
Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından
kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti
dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.
Döner sermaye teşkili:
Madde 37 – (Mülga: 25/11/2010-6083/10 md.)
Döner sermaye işletmelerinin yetkileri:
Madde 38 – (Mülga: 25/11/2010-6083/10 md.)
Öncelikli kadastro ve ihale:
Madde 39 – Kadastroya başlanan bölgelerde henüz sırası
gelmeyen çalışma alanları içindeki yatırımlarla ilgili mevki
ve adaların kadastro giderlerinin tamamının ilgililerince
veya istekte bulunan kamu kurum ve kuruluşlarınca Tapu
ve Kadastro Genel Müdürlüğü Döner Sermaye İşletmesi
hesabına yatırılması halinde kadastroları öncelikle yapılır.
Onanmış imar planlarının kapsadığı alanlar ile kamulaştırma kararı kesinleşmiş olan ve toplu halde bulunan taşınmaz malların kadastrosu, ilgili kamu kurum veya kuruluşunun talebi üzerine, bu Kanunun önrgördüğü ilanlardan
178 | 2013
KADASTRO KANUNU
mevki veya ada ilanı ile yetinilerek yapılıp, 11 inci maddesine göre ilan edilir.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, bağlı olduğu Bakanlığın onayını almak kaydı ile, kadastronun fenni işlerinin bir
kısmını veya tamamını gerçek veya tüzelkişilere ihale yolu
ile yaptırabilir. Bu ihalelerde gelecek yıllara sari taahhütlerde bulunabilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Kadastro başladıktan sonraki akit ve tescil işlemleri:
Madde 40 – Çalışma alanlarında, kadastroya başladıktan
sonra her türlü akit ve tescil işlemleri taşınmaz malların o
andaki kadastro tespit durumu, kadastro müdüründen sorularak alınacak cevaba göre tapu sicil müdürlükleri tarafından yapılır ve kayıt örnekleri derhal kadastro müdürlüğüne gönderilir.
Kadastro tespiti kayıt sahibi veya mirascılarından başkası
adına yapılmış ve kesinleşmemiş ise, kadastro sonucunu
beklemeleri, ilgililere tebliğ olunur; ancak ilgililer kadastro
sonunda hasıl olacak kesin durumu kabul edeceklerini noterde düzenlenmiş bir belge ile veya tapu sicil müdürü huzurunda tespit olunacak ifadeleri ile beyan ederek, aktin
veya tescilin yapılmasını isterlerse, bu işlemler tapu sicil
müdürlüğünde yapılır ve keyfiyet derhal kadastro müdürlüğüne, dava açılmış ise kadastro mahkemesine bildirilir.
İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve benzeri kararlarla ilgili talepler tapu sicil müdürlüğünce derhal tapu siciline işlen2013 | 179
KADASTRO KANUNU
mekle birlikte kadastro tutanağına da geçirilmek üzere resen
kadastro müdürlüğüne veya dava açılmış ise kadastro mahkemesine bildirilir.
Hataların düzeltilmesi:3
Madde 41 – (Değişik birinci fıkra:22/2/2005 – 5304/9 md.)
Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine
tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde
düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.
(2)
(Değişik :22/2/2005 – 5304/9 md.) Kadastro sırasında veya
sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü
farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda
belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir.4
Bu maddenin uygulanmasında, 12 nci maddede belirtilen
hak düşürücü süre aranmaz.
3 Bu madde başlığı "Teknik hataların düzeltilmesi:“ iken, 22/2/2005 tarihli ve 5304
sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
4 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde " … birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.” hükmü yer almaktadır, ancak değiştirilen birinci fıkra
iki ayrı fıkra olarak düzenlenmiştir.
180 | 2013
KADASTRO KANUNU
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Ceza Hükümleri
Ceza:
Madde 42 – (Değişik:23/1/2008 – 5728/459 md.)
Fiilleri suç oluşturmadığı takdirde;
a) Bu Kanunda belirli yükümlülükleri yerine getirmeyenlere, onbeş Türk Lirasından otuz Türk Lirasına kadar,
b) Kadastro çalışması veya itirazın incelenmesi sırasında
çağrılan yerlere özürsüz olarak gelmeyen bilirkişi veya tanıklara, on Türk Lirasından onbeş Türk Lirasına kadar,
idarî para cezası verilir.
Bu maddede belirtilen idarî para cezalarına kadastro sırasında, kadastro müdürünün yazısı üzerine, yargılama sırasında ise resen araştırma inceleme yapılarak kadastro hâkimi tarafından karar verilir.
Tanık ve bilirkişilerin gelmemelerini haklı gösteren sebeplerin varlığı hâlinde verilen ceza kaldırılır.
Yalan beyan, hile ve desise:
Madde 43 – (Değişik:23/1/2008 – 5728/460 md.)
Kadastro tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sahibi
olmadığı taşınmaz malı kendi veya başkası adına kaydettirmek veyahut bir kimseye ait taşınmaz malı başkası adına
yazdırmak için bilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar,
Türk Ceza Kanununun 206 ncı maddesine göre cezalandırılır.
2013 | 181
KADASTRO KANUNU
Kadastro tutanaklarının düzenlenmesi sırasında bir kimse
sahibi olmadığı bir taşınmaz malı hile ile veya kendisine ait
olmayan kayıt ve belgeler kullanarak, kendisi veya başkası
adına kaydettirirse, Türk Ceza Kanununun dolandırıcılık
veya belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre
cezalandırılır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
İntikal ve Son Hükümler
Toplu yapıların kadastrosu:
Madde 44 – Kooperatif, şirket veya tüzelkişiliğe sahip olmayan şahıs topluluklarının birden çok yapı ve tesis yaparak sahip oldukları taşınmaz malların, kendi imar veya vaziyet planları dikkate alınarak ve gerektiğinde birleştirerek
veya parçalara ayırarak, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre bağımsız bölümler şeklinde tespitleri yapılır. Bunun
için tüzelkişilerin genel kurullarının oy çokluğu ile geçen
yönetim kurulu kararı veya şahıs topluluklarında oy çokluğu ile alınan karara dayanılarak kadastro tespitleri yapılır.
Bu tespitler bütün hissedarları bağlar.
Daha evvel kadastrosu yapılmış bu gibi taşınmaz malların, tüzelkişilerin veya topluluk temsilcilerinin talebi üzerine
maksada uygun hale getirmek için, ikinci defa kadastrosu
yapılabilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ortaklarına yapı
yapmak amacıyla kurulmuş bulunan şirketler, genel kurullarının oy çokluğu kararıyla, yapı kooperatifleri şekline
182 | 2013
KADASTRO KANUNU
dönüşebilirler. Şirketlerin bütün hak ve yükümlülükleri
kurulacak kooperatife aynen intikal eder.
Bu maddenin uygulanmasında, tüzelkişiler, şahıs toplulukları ile gerçek kişiler arasında yapılacak ifraz, tescil, cins
değişikliği, el değiştirme, hisse değişikliği gibi hukuki işlemlerden kadastro harcı hariç, hiç bir vergi, resim ve harç
alınmaz.
Orman içinde ve dışındaki taşınmaz mallarda iktisap:
Madde 45 – (Mülga:22/2/2005 – 5304/14 md.)
Hazine adına kayıtlı taşınmaz mallarda iktisap:
Madde 46 – Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766
sayılı Kanunun 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek
ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz
mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına
istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.
Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri
tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak
sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki
süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak
üzere ecrimisil alınmaz.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hazinenin mülkiyetinden çıkmış bulunan veya amme hizmetine tahsis edilen
taşınmaz mallar hakkında bu madde uygulanmaz.
İlgililerin, daha önce kadastrosu yapılan yerlerde bu
maddeye dayanan talep ve dava hakkı, bu Kanunun yürürlüğe girmesi tarihinden itibaren 2 yıl geçmekle düşer.
2013 | 183
KADASTRO KANUNU
Yönetmelikler:
Madde 47 – Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak
aşağıdaki konularda yönetmelikler çıkarılır.
A) Kadastro çalışma alanı sınırlarının belirlenmesi, belgelerinin değerlendirilmesi, ihtilafların çözümü usul ve esasları, komşu çalışma alanlarında yapılacak işlemler;
B) Tutanak bilirkişilerinin seçilme usul ve esasları, yeminleri, yaşları, ikamet süreleri, ücretleri, bilirkişiliği engelleyen
haller;
C) Mahalli mahkemelerde davalı taşınmaz malların tutanaklarının tanzim şekli, dosyaların kadastro mahkemesine
devri usulü;
D) Taşınmaz malların sınırlandırma ve tespitlerinde ve
kontrol işlerinde takip edilecek teknik, hukuki ve idari usul
ve esaslar, tutanakların muhteviyatı, tutulma şekli, kayıt ve
belgelerin bulunması, çıkarılması, değerlendirilmesi, muhafaza ve devri gibi işlemler, revizyon gören eski kayıtların
kapatılması gibi hususlar;
E) İtirazları inceleyecek kadastro komisyonunun kuruluşu, görevi, üyelerin niteliği, çalışma şekli, mahallinde inceleme ve yeniden tutanak tanzimi usul ve esasları;
F) Bu Kanunla belirtilen ilanların yapılış şekli, ilanlarda
belirtilecek hususlar, asılacağı yerler, duyurulacak kamu
kurum ve kuruluşları;
G) (Mülga: 25/11/2010-6083/10 md.)
H) Kadastrosu yapılan yerlerde emlak vergisi kıymeti belli olmayan taşınmaz malların, kıymetini takdir etme usul ve
esasları;
184 | 2013
KADASTRO KANUNU
İ) Kadastro görevlilerinin taşınmaz mallara girme şekli ve
müsaade verecek makamlar;
K) Taksim sebebiyle ayırma ve birleştirmelerde uygulanacak usul ve esaslar;
L) (Mülga : 7/6/2000 - 4576/5 md.)
M) (Ek:22/2/2005 – 5304/10 md.) 22 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar;
N) (Ek:22/2/2005 – 5304/10 md.) 41 inci maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar;
O) (Ek:22/2/2005 – 5304/10 md.) Sayısallaştırma işlemine
ilişkin usûl ve esaslar;
Kaldırılan kanun ve hükümler:
Madde 48 – 15 Aralık 1934 tarih ve 2613 sayılı Kadastro ve
Tapu Tahriri Kanunu, 28 Haziran 1966 tarih ve 766 sayılı
Tapulama Kanunu ile 19 Temmuz 1972 tarih ve 1617 sayılı
Toprak ve Tarım Reformu Öntedbirler Kanununun 20 nci
maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Diğer kanunların, 2613 ve 766 sayılı kanunlara yaptığı atıflar bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılır.
Sayısallaştırma:
Ek Madde 1 – (Ek: 22/2/2005 – 5304/11 md.)
Kadastro veya tapulama haritaları, arazi kontrolü yapılmak suretiyle sayısal hale getirilir. Yapılan çalışmaların
sonucu, 11 inci maddeye göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli
düzeltme yapılır.
2013 | 185
KADASTRO KANUNU
Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair
vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12 nci maddenin 3 üncü
fıkra hükümleri uygulanmaz.
Harcırah
Ek Madde 2 – (Ek: 15/1/2009-5831/8 md.)
Büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan görevlendirmeler hariç olmak üzere memuriyet mahalli dışında kalması
koşuluyla asıl görevli olduğu müdürlüğün yetki alanı dışında geçici görevle görevlendirilen personele arazi tazminatı yerine 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 14 üncü maddesi hükümleri gereğince ödeme yapılır.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi
Ek Madde 3 – (Ek: 15/1/2009-5831/8 md.)
Bir mirasçı, miras ortaklığından doğan elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu
takdirde tapu sicil müdürü, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye
davet eder. Tebligat masrafları ilgilisince karşılanır.
Elbirliği mülkiyetinin devamına yönelik bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan herhangi biri belirlenen süre
içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu
taşınmaz mal üzerindeki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete
dönüştürülerek, hissedarlık esaslarına göre mirasçılar adına
tapu kütüğüne tescil edilir.
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin
kadastrosu ve tescili
Ek Madde 4 – (Ek: 15/1/2009-5831/8 md.)
6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744
sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve
186 | 2013
KADASTRO KANUNU
2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan
yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa
üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim
veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç
diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak
Hazine adına tescil edilir.
Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci
kadastro sayılmaz.
Bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında orman ve
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır
nokta ve hatları; orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir
orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisinin iştirak
ettirildiği kadastro ekibince zemine aplike edilir. Bu çalışmalar
sırasında kadastro veya orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde,
yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun
hale getirilir. Bu çalışmalara kadastro kontrol mühendisi de
iştirak ettirilir. Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu
zabıt ekip görevlileri ile kontrol mühendisi tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu
ve kadastro mevzuatına göre yapılmış ve bu Kanuna göre
yapılacak askı ilanı ile de ilan ve tebliğ edilmiş sayılır.
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha
öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlü2013 | 187
KADASTRO KANUNU
ğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle
ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. Bu işlemler sırasında,
orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hatalar,
yukarıdaki üçüncü fıkrada belirtilen usul ve esaslara göre
düzeltilir.
(İptal beşinci fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 12/5/2011
tarihli ve E.: 2009/24, K.: 2011/75 sayılı Kararı ile.)
Kadastro çalışmalarına başlanılmadan önce, Hazine adına
orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin içerisinde özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gereken alanlar bulunup
bulunmadığı kadastro müdürlüğünce ilgili kurum ve kuruluşlarına yazı ile sorulur. İlgili idarelerce 15 gün içerisinde
kadastro müdürlüğüne bilgi verilir. Bu süre içinde cevap
verilmediği takdirde, söz konusu alanların bulunmadığı
yönünde cevap verilmiş sayılır. Bu bilgilere veya ilgili idarelerce zeminde gösterilen sınırlara göre bu yerler içindeki bu
alanların sınırları ölçülerek krokisinde gösterilir ve beyanlar
hanesinde belirtilir.
ONUNCU BÖLÜM
Geçici Hükümler
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
önce kurulmuş tapulama mahkemeleri, kadastro mahkemesi adını alır ve açılmış davaları, bu Kanundaki hükümlere
göre yürütür.
Asliye hukuk mahkemelerinde bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununa göre açılan veya müracaata bırakılan davalara, ka188 | 2013
KADASTRO KANUNU
dastro mahkemelerinde bu Kanundaki hükümler doğrultusunda bakılmaya devam olunur.
Tapulama hakimleri ile tapulama mahkemelerinde yetkili
olarak görev yapan hakimler yeniden bir atamaya veya
yetkilendirilmeye gerek olmadan kadastro hakimi olarak
görevlerini yürütürler. Bu hüküm, tapulama mahkemelerinde görevli diğer personel hakkında da uygulanır.
Geçici Madde 2 – Tapulama Kanununa göre birlik merkezinde duruşma açılmasına karar verilmiş olup da, duruşma
henüz açılmamışsa, ilk duruşma için birlik merkezine gidilmeyerek, dava bu Kanunun hükümlerine göre yürütülür.
Geçici Madde 3 – Bu Kanun gereğince ihtiyaç duyulan
kadroların ihdası ve mevcut kadrolarda yapılacak değişiklikler, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname esaslarına göre 8 ay içinde gerçekleştirilir.
Bu madde gereğince, yeni kadroların ihdası ve mevcut
kadrolarda yapılacak değişikliğe kadar, Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünde çalışan personel, bu Kanunda belirtilen unvanlarda görevlendirilebilir.
Geçici Madde 4 – Tapulama ve kadastro mahkemelerince
bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kesin hükme
bağlanmış uyuşmazlıklara bu Kanun uygulanmaz. Tapulama mahkemeleri ile kadastro mahkemesi sıfatıyla görev
yapan asliye mahkemelerinde halen görülmekte olan davalar ile 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacak davalara bu Kanun hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğünden önce düzenlenmiş tapulama
tutanakları ve kadastro beyannameleri ile verilmiş bulunan
2013 | 189
KADASTRO KANUNU
komisyon kararları geçerliliklerini korurlar. Bunlara süresi
içinde itiraz durumunda bu Kanun hükümleri uygulanır.
2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları
kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü
süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.
Tapulama ve kadastrosu yapılıp tespit dışı bırakılan yerlerde tapulu taşınmazların maliklerinin talep etmesi halinde,
bu Kanun hükümlerine göre bunların kadastrosu yapılır.
Geçici Madde 5 – (Değişik: 22/2/2005 – 5304/12 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş komisyonlara intikal etmiş veya edecek itirazlar, bu komisyonlarda bu Kanun
hükümlerine göre incelenip, askı ilânına alınarak sonuçlandırılır.
Geçici Madde 6 – (Ek: 22/2/2005 – 5304/13 md.)
Bu Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle yapılması gereken yönetmelik değişiklikleri ve düzenlemeleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce hazırlanarak bağlı
bulunduğu Bakanın onayı ile yürürlüğe konulur.
Geçici Madde 7 – (Ek: 22/2/2005 – 5304/13 md.; Değişik:
15/1/2009-5831/9 md.)
Bu Kanuna göre yapılacak çalışmalardan önce 6831 sayılı
Orman Kanununa göre başlanan orman kadastrosu, bu
Kanunun 4 üncü maddesine göre sonuçlandırılır.
Geçici Madde 8 – (Ek: 15/1/2009-5831/9 md.)
190 | 2013
KADASTRO KANUNU
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılan tapulama
veya kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda
kayıtlı taşınmazlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait
yerlerde ve çalışma alanı içinde orman olduğu gerekçesiyle
tespit harici bırakılan alanlarda, daha sonra kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman sınırı dışında kalan tapulu ve tapusuz taşınmazların 3402 sayılı Kanun hükümleri
gereğince kadastrosu yapılır.
Geçici Madde 9 – (Ek: 15/1/2009-5831/9 md.; Mülga:
11/10/2011-KHK-666/1 md.)
Geçici Madde 10 – (Ek: 25/2/2009-5841/3 md.; İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 12/5/2011 tarihli ve E.: 2009/31, K.:
2011/77 sayılı Kararı ile. )
Geçici Madde 11 – (Ek: 11/1/2011-6099/17 md.)
Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.
Yürürlük:
Madde 49 – Bu Kanun yayımlandığı tarihten üç ay sonra
yürürlüğe girer.
Yürütme:
Madde 50 – Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.
2013 | 191
KADASTRO KANUNU
3402 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Kanun
No
Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler
Yürülüğe Giriş
Tarihi
4576
-
13/6/2000
5304
1,3,4,8,15,22,26,37,41,45,47, Ek Madde1,
Geçici Madde 5,6,7
3/3/2005
5403
14
19/7/2005
Değiştiren
Kanun
3402 sayılı Kanunun değişen maddeleri
Yürülüğe Giriş
Tarihi
5728
42,43
8/2/2008
5831
Ek Madde 2, 3, 4, Geçici Madde 7, 8, 9
27/1/2009
5841
12, Geçici Madde 10
14/3/2009
6083
37, 38, 47
10/12/2010
6099
36/A, Geçici Madde 11
19/1/2011
KHK/666
3, Geçici Madde 9
31/12/2011
tarihinden geçerli
olmak üzere
2/11/2011
6302
13
18/5/2012
6352
33/A
5/7/2012
192 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Kanun Numarası: 634
Kabul Tarihi: 23/6/1965
Yayımlandğı R. Gazete: Tarih : 2/7/1965 Sayı : 12038
Yayımlandığı Düstur: Tertip : 5 Cilt : 4 Sayfa : 2932
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
A) Kat mülkiyeti ve kat irtifakı:
I – Genel kural:
Madde 1 – Tamamlanmış bir yapının kat, daire, iş bürosu,
dükkan, mağaza, mahzen, depo gibi bölümlerinden ayrı
ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olanları üzerinde,
o gayrimenkulün maliki veya ortak malikleri tarafından, bu
Kanun hükümlerine göre, bağımsız mülkiyet hakları kurulabilir.
Yapılmakta veya ileride yapılacak olan bir yapının, birinci
fıkrada yazılı nitelikteki bölümleri üzerinde, yapı tamamlandıktan sonra geçilecek kat mülkiyetine esas olmak üzere,
arsa maliki veya arsanın ortak malikleri tarafından, bu Kanun hükümlerine göre irtifak hakları kurulabilir.
II – Tarifler:
Madde 2 – Bu Kanuna göre :
a) Kat mülkiyetine konu olan gayrimenkulün bütününe
(Anagayrimenkul); yalnız esas yapı kısmına (Anayapı) ana2013 | 193
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
gayrimenkulün ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olup, bu Kanun hükümlerine göre bağımsız mülkiyete
konu olan bölümlerine (Bağımsız bölüm); bir bağımsız bölümün dışında olup, doğrudan doğruya o bölüme tahsis
edilmiş olan yerlere (Eklenti); bağımsız bölümler üzerinde
kurulan mülkiyet hakkına (Kat mülkiyeti) ve bu hakka sahip olanlara (Kat maliki);
b) Anagayrimenkulün bağımsız bölümleri dışında kalıp,
korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarıyan
yerlerine (Ortak yerler); kat maliklerinin ortak malik sıfatiyle paydaşı bulundukları bu yerler üzerindeki faydalanma
haklarına (Kullanma hakkı);
c) (Değişik: 13/4/1983 - 2814/1 md.) Bir arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine konu olmak üzere yapılacak veya yapılmakta olan bir veya birden çok yapının bağımsız bölümleri
için o arsanın maliki veya ortak malikleri tarafından bu
Kanun hükümlerine göre kurulan irtifak hakkına (kat irtifakı); bu hakka sahip olanlara da (kat irtifak sahibi);
d) Arsanın, bu Kanunda yazılı esasa göre bağımsız bölümlere tahsis edilen ortak mülkiyet paylarına (Arsa payı);
e) Kat mülkiyetinin veya irtifakının kurulmasına ait resmi
senede (Sözleşme);
Denir.
III - Kat mülkiyetinin ve kat irtifakının niteliği:
Madde 3 – Kat mülkiyeti, arsa payı ve anagayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyettir.
(Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/1 md.) Kat mülkiyeti ve kat irtifakı, bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün
bağımsız bölümlerinden her birinin konum ve büyüklükle194 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
rine göre hesaplanan değerleri ile oranlı olarak projesinde
tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre
açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarının bağımsız bölümlerin payları ile oranlı olarak tahsis edilmediği
hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibi, arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir.
Bağımsız bölümlerden her birine bu fıkra uyarınca tahsis
edilen arsa payı, o bölümlerin değerinde sonradan meydana
gelen çoğalma veya azalma sebebiyle değiştirilemez. 44
üncü madde hükmü saklıdır.
(Değişik üçüncü fıkra: 23/6/2009-5912/1 md.) Kat irtifakı
arsa payına bağlı bir irtifak çeşidi olup, yapının tamamı için
düzenlenecek yapı kullanma izin belgesine dayalı olarak, bu
Kanunda gösterilen şartlar uyarınca kat mülkiyetine resen
çevrilir. Bu işlem, arsa malikinin veya kat irtifakına sahip
ortak maliklerden birinin istemi ile dahi gerçekleştirilebilir.
IV - Ortak yerler:
Madde 4 – Ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir. Aşağıda yazılı yerler ve şeyler bu Kanun gereğince her
halde ortak yer sayılır.
a) Temeller ve ana duvarlar, taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası
diğer elemanlar,bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar,
tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları, antreler,
merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lavabolar, kapıcı daire veya odaları,
genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin
korunmasına mahsus olup bağımsız bölüm dışında bulunan
2013 | 195
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
yuvalar ve kapalı kısımlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar,1
b) Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve
elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler sıcak ve soğuk hava tesisleri,
c) Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları,
yangın emniyet merdivenleri.
Yukarıda sayılanların dışında kalıp da, yine ortaklaşa kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diğer
yerler ve şeyler de (Ortak yer) konusuna girer.
B) Bağlantılar :
I - Bağımsız bölümlerle arsa payı arasındaki bağlantı:
Madde 5 – Kat mülkiyetinin başkasına devri veya miras
yoluyla geçmesi halinde, ona bağlı arsa payı da birlikte geçer; arsa payı, kat mülkiyetinden veya kat irtifakından ayrı
olarak devredilemiyeceği gibi, miras yoluyla da geçmez ve
başka bir hakla kayıtlanamaz.
Anagayrimenkulde, kat mülkiyetine bağlanmamış veya
lehine kat irtifakı kurulmamış arsa payı bırakılamaz.
Kat mülkiyetini kayıtlayan haklar, kendiliğinden arsa payını da kayıtlar.
Kat irtifakına konu olan arsa üzerinde bu hakla bağdaşması mümkün olmayan irtifaklar kurulamaz.
1 14/11/2007 tarihli ve 5711 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle; bu bende "Temeller ve
ana duvarlar," ibaresinden sonra gelmek üzere "taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve
perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası diğer elemanlar," ibaresi eklenmiş ve metne
işlenmiştir.
196 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Anagayrimenkulde kat mülkiyetinin kurulmasından önce
o gayrimenkulün kütükteki sayfasına tescil veya şerhedilmiş
olan haklar kat mülkiyetini de, kaide olarak arsa payı oranında, kendiliğinden kayıtlar.
II - Bağımsız bölümlerle eklentiler ve ortak yerler arasındaki
bağlantı:
Madde 6 – Bir bağımsız bölümün dışında olup, doğrudan
doğruya o bölüme tahsis edilmiş olan kömürlük, su deposu,
garaj, elektrik, havagazı veya su saati yuvaları, tuvalet gibi
eklentiler, ait olduğu bağımsız bölümün bütünleyici parçası
sayılır ve o bölümün maliki, eklentilerin de tek başına maliki olur.
Eklentiler kat mülkiyeti kütüğünün (Beyanlar) hanesine
kaydedilir ve bunlardan anayapının oturduğu zeminin dışında kalanlar kadastro planında veya tapu haritasında
ayrıca gösterilir.
Bağımsız bölüm üzerinde kat mülkiyetiyle ve diğer kat
maliklerinin haklariyle bağdaşması mümkün olmayan irtifaklar kurulamaz.
Bağımsız bölümlerin başkasına devri, kayıtlanması veya
kiralanması halinde, eklentiler ve ortak yerler de kendiliğinden devredilmiş, kayıtlanmış vaya kiralanmış olur.
C)Ortaklığın (Şüyuun) giderilmesi ve öncelikle satınalma
(Şüf'a) hakkı:
I - Ortaklığın giderilmesi:
Madde 7 – Kat mülkiyetine veya kat irtifakına tabi olan
gayrimenkulde ortaklığın giderilmesi istenemez.
2013 | 197
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Bağımsız bölümler, bağımsız bir gayrimenkul gibi dava ve
takip konusu olabilir bunlarda ortaklığın giderilmesi istenebilir.
II- Öncelikle satınalma hakkı:
Madde 8 – (Değişik birinci fıkra: 13/4/1983 - 2814/3 md.)
Kat mülkiyeti kurulmuş bir gayrimenkulün bağımsız bölümlerinden birinin veya kat irtifakı bağlanmış arsa payının
satılması halinde diğer kat maliklerinin veya irtifak hakkı
sahiplerinin öncelikle satın alma hakkı yoktur.
Bir bağımsız bölümün paydaşlarından birinin kendi payını başkasına satması halinde öteki paydaşlar, öncelikle satınalma hakkını kullanabilirler.
Sözleşmede bu maddenin aksine hüküm konulabilir.
D) Genel hükümlerin uygulanma alanı:
Madde 9 – Kat mülkiyetine veya kat irtifakına ait kütük
kaydında veya kat malikleri arasındaki sözleşmede veya
yönetim planında veya bu kanunda hüküm bulunmayan
hallerde, kat mülkiyetinden doğan anlaşmazlıklar, Medeni
Kanun ve ilgili diğer kanunlar hükümlerine göre karara
bağlanır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kat Mülkiyetinin ve Kat İrtifakının Kurulması
A) Genel kural:
Madde 10 – Kat mülkiyeti ve kat irtifakı resmi senetle ve
tapu siciline tescil ile doğar.
198 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Anagayrimenkulün tümünün mülkiyeti (Kat mülkiyeti)
ne çevrilmeden o gayrimenkulün yalnız bir veya birkaç
bölümü üzerinde kat mülkiyeti kurulamaz.
(Değişik üçüncü fıkra: 14/11/2007-5711/3 md.) Kat mülkiyeti kurulurken aynı katta birbirine bitişik bulunan aynı
nevideki birden fazla bağımsız bölüm veya bir yapının otel,
iş veya ticaret yeri gibi iktisadî açıdan veya kullanma bakımından bütünlük arz eden birden çok katı veya bölümü, kat
mülkiyeti kütüğüne tek bağımsız bölüm olarak tescil edilebilir. Böyle bir tescilin yapılabilmesi için, buna uygun değişiklik projesinin ve yapı kullanma izin belgesinin Tapu Sicil
Müdürlüğüne verilmiş olması gereklidir.
Kat mülkiyetinin tescili, tapu memurunca düzenlenen
resmi senet uyarınca veya aşağıdaki fıkraya göre verilen bir
mahkeme hükmü ile yapılır.
Kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir gayrimenkul
üzerindeki ortaklığın giderilmesi davalarında, mirasçılardan
veya ortak maliklerden biri, paylaşmanın, kat mülkiyeti
kurulması ve bağımsız bölümlerin tahsisi suretiyle yapılmasını isterse, hakim, o gayrimenkulün mülkiyetinin, 12 nci
maddede yazılı belgelere dayanılarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı tahsisine karar verebilir.
(Ek fıkra: 14/11/2007-5711/3 md.) Gelirinin ortak giderlere
harcanması için veya başka bir amaçla ortak yararlanmaya
tahsis edilen bağımsız bölümlerin malik hanesine, bunlardan yararlanan "bağımsız bölümlerin numaraları" yazılmak
suretiyle kat mülkiyeti kütüğüne tescil edilir. Bu husus bağımsız bölümlerin beyanlar hanesinde gösterilir.
2013 | 199
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
B) Kat mülkiyeti kütüğü:
Madde 11 – (Değişik: 14/11/2007-5711/4 md.)
Kat mülkiyeti ve kat irtifakı, Tapu Sicili Tüzüğüne göre
tutulacak kat mülkiyeti kütüğüne tescil olunur. Bu Kanunda
aksine hüküm olmadıkça, tescille ilgili genel hükümler, kat
mülkiyeti kütüğüne yapılacak tescillerde de uygulanır.
Henüz kadastrosu yapılmamış olan yerlerde kat mülkiyeti
ve kat irtifakı, Tapu Sicili Tüzüğündeki formüle göre, ayrıca
tutulacak Kat Mülkiyeti Zabıt Defterine tescil olunur.
C) Kat mülkiyetinin kurulması:
I - İstem ve belgeler:
Madde 12 – (Değişik: 14/11/2007-5711/5 md.)
Kat mülkiyetinin kurulması için, anagayrimenkulün kat
mülkiyetine çevrilmesi hususunda o gayrimenkulün maliki
veya bütün paydaşlarının aşağıda yazılı belgeler ile birlikte
tapu idaresinde istemde bulunması gerekir:
a) (Değişik: 23/6/2009-5912/2 md.) Anagayrimenkulde,
yapı veya yapıların dış cepheler ve iç taksimatı bağımsız
bölüm, eklenti, ortak yerlerinin ölçüleri ve bağımsız bölümlerin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleriyle oranlı arsa payları, kat, daire, iş bürosu gibi nevi ile bunların birden başlayıp sırayla giden numarası ve bağımsız
bölümlerin yapı inşaat alanı da açıkça gösterilmek suretiyle,
proje müellifi mimar tarafından yapılan ve anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanan,
yetkili kamu kurum ve kuruluşlarınca onaylanan mimarî
proje ile yapı kullanma izin belgesi.
b) Bağımsız bölümlerin kullanılış tarzına, birden çok yapının varlığı halinde bu yapıların özelliğine göre 28 inci
200 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
maddedeki esaslar çerçevesinde hazırlanmış, kat mülkiyetini kuran malik veya malikler tarafından imzalanmış bir
yönetim plânı.
c) (Mülga: 23/6/2009-5912/2 md.)
II - Sözleşme ve tescil:
Madde 13 – (Değişik birinci fıkra: 13/4/1983 - 2814/5 md.)
Tapu memuru kendisine verilen belgelerin tamam ve usulüne uygun ve dilekçeyi verenlerin veya istemde bulunanların yetkili olduklarına kanaat getirdikten sonra, kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmasına dair resmi sözleşmeyi
düzenler. Bu sözleşme aynı zamanda tescil istemi sayılır.
(Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/6 md.) Sözleşme
düzenlenince kat irtifakının kat mülkiyetine çevrilmesinde
kat irtifakının kayıtlı olduğu kat mülkiyeti kütüğü sayfasındaki, doğrudan doğruya kat mülkiyetinin kurulması halinde ise anagayrimenkulün kayıtlı bulunduğu tapu kütüğü
sayfasındaki mülkiyet hanesine "Bu gayrimenkulün mülkiyeti kat mülkiyetine çevrilmiştir." ibaresi yazılarak, sayfa
anagayrimenkulün leh ve aleyhine tesis edilecek irtifak
hakları dışındaki işlemlere kapatılır ve kat mülkiyetine konu
olan her bağımsız bölüm, kat mülkiyeti kütüğünün ayrı bir
sayfasına o bölüme bağlı arsa payı ve anagayrimenkulün
kayıtlı bulunduğu genel kütükteki pafta, ada, parsel, defter
ve sayfa numaraları gösterilmek suretiyle tescil edilir; anagayrimenkulün kayıtlı bulunduğu genel kütük sayfasına da,
bağımsız bölümlerin kat mülkiyeti kütüğündeki defter ve
sayfa numaraları işlenmek suretiyle, kütükler arasında bağlantı sağlanır.
(Değişik üçüncü fıkra: 14/11/2007-5711/6 md.) Anagayrimenkulün sayfasında evvelce mevcut olan haklara ait sicil
2013 | 201
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
kaydı, irtifak hakları hariç, bağımsız bölümlerin kat mülkiyeti kütüğündeki sayfasına geçirilir. Anagayrimenkulün
mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesinden sonra, anagayrimenkulün leh ve aleyhine tesis edilecek irtifak hakları da
anagayrimenkulün tapu kütüğü sayfasına tescil edilir ve kat
mülkiyeti kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilir.
Kat mülkiyeti kütüğüne tescil edilen her bağımsız bölüm
ayrı bir gayrimenkul niteliğini kazanır ve kütükte o bölümün tasdikli planındaki numarayı alır.
(Değişik: 13/4/1983 - 2814/5 md.) Kat malikine, anagayrimenkulun çaplı tasarruf belgesinden başka, istem halinde,
12 nci maddenin (a) bendinde belirtilen projeden kendi
bağımsız bölümüne ait olan kısmının tasdikli bir örneği de
verilir.
D) Kat irtifakının kurulması:
Madde 14 – (Değişik birinci fıkra: 23/6/2009-5912/3 md.)
Henüz yapı yapılmamış veya yapısı tamamlanmamış bir
arsa üzerinde kat irtifakının kurulması ve tapu siciline tescil
edilmesi için o arsanın malikinin veya bütün paydaşlarının
buna ait istem ile birlikte 12 nci maddenin (a) bendine uygun olarak düzenlenen proje ile (b) bendindeki yönetim
plânını tapu idaresine vermeleri lazımdır. Kat mülkiyetine
geçişte ayrıca yönetim plânı istenmez.
Bir arsa üzerinde kat irtifakları ancak sözleşmede veya dilekçede her kat irtifakının ilgili bulunduğu bağımsız bölüme
tahsisi istenen arsa payı, arsanın kayıtlı olduğu kütüğün
(Beyanlar) hanesinde belirtilmek suretiyle kurulur ve yapının, verilen projeye göre tamamlanmasından sonra kat mülkiyetine konu olacak bağımsız bölümlerinin numarası ve bu
202 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
bölümlere bağlı eklentiler kütüğün beyanlar hanesinde belirtilir.
(Değişik üçüncü fıkra: 23/6/2009-5912/3 md.) Yapının tamamlanmasından sonra kat irtifakının kat mülkiyetine çevrilmesi, kat irtifakının tesciline ait resmi senede ve 12 nci
maddede yazılı belgelere dayalı olarak, yetkili idarece yapı
kullanma izin belgesinin verildiği tarihten itibaren altmış
gün içinde ilgili tapu idaresine gönderilmesi üzerine resen
yapılır.
(Ek fıkra: 14/11/2007-5711/7 md.; Mülga: 23/6/2009-5912/3
md.)
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kat Maliklerinin ve Kat İrtifakı Sahiplerinin Hakları
A) Kat maliklerinin hakları:
I - Bağımsız bölüm üzerinde:
Madde 15 – Kat malikleri kendilerine ait bağımsız bölümler üzerinde, bu kanunun ilgili hükümleri saklı kalmak şartiyle, Medeni Kanunun maliklere tanıdığı bütün hak ve
yetkilere sahiptirler.
II - Ortak yerler üzerinde :
Madde 16 – Kat malikleri anagayrimenkulün bütün ortak
yerlerine, arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar.
Kat malikleri ortak yerlerde kullanma hakkına sahiptirler;
bu hakkın genel kömürlük, garaj, teras, çamaşırhane ve
çamaşır kurutma alanları gibi yerlerdeki ölçüsü, aksine sözleşme olmadıkça, her kat malikine ait arsa payı ile oranlıdır.
2013 | 203
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
B) Kat irtifakı sahibinin hakları:
Madde 17 – Kat irtifakı sahipleri, ortak arsa üzerinde yapılacak yapının, sözleşmede yazılı süre içinde başlaması ve
tamamlanması için kendilerine düşen borçların yerine getirilmesini, karşılıklı olarak isteme ve dava etme hakkına
sahiptirler.
(Değişik: 13/4/1983 -2814/7 md.) Kat irtifakı sahipleri yapının tamamlanması için kendi aralarından veya dışarıdan
bir veya birkaç kişiyi yönetici olarak tayin edebilirler. Kat
mülkiyeti yöneticisinin görev, yetki ve sorumluluklarına
dair hükümler, bu yönetici hakkında da uygulanır.
(Ek: 13/4/1983 - 2814/7 md.) Kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat
mülkiyeti hükümleri uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kat Maliklerinin ve Kat İrtifakı Sahiplerinin Borçları
A) Kat Maliklerinin borçları:
I - Genel kural:
Madde 18 – Kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin
haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler.
Bu kanunda kat maliklerinin borçlarına dair olan hükümler, bağımsız bölümlerdeki kiracılara ve oturma (Sükna)
204 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
hakkı sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir suretle
devamlı olarak faydalananlara da uygulanır; bu borçları
yerine getirmiyenler kat malikleriyle birlikte, müteselsil
olarak sorumlu olur.
(Mülga son fıkra: 14/11/2007-5711/24 md.)
II - Anayrimenkulün bakımı, korunması ve zarardan sorumluluk:
Madde 19 – Kat malikleri, anagayrimenkulün bakımına ve
mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar.
(Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/8 md.) Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı
rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat,
onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz. Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun anayapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya anayapının
güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit
edilmiş olması halinde, bu onarım ve güçlendirmenin projesine ve tekniğine uygun biçimde yapılması konusunda kat
maliklerinin rızası aranmaz. Kat maliki kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve
değişiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine
bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile anayapıya zarar
vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir.
Her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur.
2013 | 205
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
III - Anagayrimenkulün genel giderlerine katılma :
Madde 20 – (Değişik birinci fıkra: 13/4/1983 - 2814/9 md.)
Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma
olmadıkça:
a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve
bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;
b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütünortak
yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile
yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme
giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa
payı oranında;2
Katılmakla yükümlüdür.
c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün
durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve
ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve
avans payını ödemekten kaçınamaz.
(Değişik: 13/4/1983 - 2814/9 md.) Gider veya avans payını
ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her
biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna
ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki
ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla
gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.2
2 14/11/2007 tarihli ve 5711 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle; birinci fıkranın (b)
bendindeyer alan "koruma" ibaresinden sonra gelmek üzere ", güçlendirme" ibaresi
eklenmiş ve ikinci fıkrasında yer alan "yüzde on" ibaresi "yüzde beş" olarak değiştirilmiş
ve metne işlenmiştir.
206 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya
onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle faydalanan
kişinin kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep
olanlara rücu hakları vardır.
IV - Sigorta anlaşması:
Madde 21 – Anagayrimenkulün, kat malikleri kurulunca
tayin edilecek değer üzerinden sigorta edilmesi kat malikleri
kurulunca kararlaştırılabilir.
Sigorta yapılması halinde kat malikleri, sigorta giderlerine, arsa payları oranında, katılmakla yükümlüdürler.
Anagayrimenkulün tümünün harap olması halinde alınacak sigorta bedeli, aksine sözleşme olmadıkça, kat maliklerine, arsa payları oranında, paylaştırılır.
Yalnız bir veya bir kaç bağımsız bölüm veya eklentisi veya
ortak yerlerden bir kısmı hasara uğramışsa, alınacak sigorta
bedeli hasara uğrayan yerlerin onarımına arsa payları oranında harcanır.
Kat malikleri anagayrimenkulün sigortasıyla giderilemeyecek olan zararlarını karşılamak üzere, kendi bağımsız
bölümlerini ayrıca kendi ad ve hesaplarına sigorta ettirebilirler; bu halde alınacak sigorta bedeli, anagayrimenkulün
sigorta bedelindeki payları da ayrıca saklı kalmak üzere,
yalnız kendilerine ait olur.
Sigorta hakkındaki emredici hükümler saklıdır.
V - Ortak giderlerin teminatı:
Madde 22 – (Değişik birinci fıkra: 13/4/1983 - 2814/10
md.) Kat malikinin, 20 nci madde uyarınca payına düşecek
gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından, ba2013 | 207
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
ğımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı bir şekilde
faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Ancak, kiracının sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu
kira miktarı ile sınırlı olup, yaptığı ödeme kira borcundan
düşülür.
Kat malikinin borcu bu yolla da alınamazsa, mahkemece
tesbit edilen borcunu ödemiyen kat malikinin bağımsız
bölümü üzerine, varsa yöneticinin yoksa kat maliklerinden
birinin yazılı istemiyle bu borç tutarı için, diğer kat malikleri
lehine kanuni ipotek hakkı tescil edilir. (Değişik son cümle:
14/11/2007-5711/10 md.) 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 893 üncü maddesinin son fıkrası hükmü burada da
uygulanır.
(Değişik: 13/4/1983 - 2814/10 md.) Kat maliklerinin, gider
borcunu ödemeyen kat maliki veya diğer sorumlulardan
olan alacakları önceliklidir.
VI - Müsaade mecburiyeti:
Madde 23 – Kat maliklerinden birinin bağımsız bölümünde veya bu bölümdeki tesislerde meydana gelen bir hasar
veya bozukluğun onarımı veya giderilmesi veya tesislerin
yeniden yapılmasıile yapı güvenliğiyle ilgili olarak yapılması gerekli görülen teknik incelemeler için diğer bir bağımsız
bölüme girmek gerekiyorsa, o bölümün maliki veya o bölümde başka sıfatla oturanlar, giriş müsaadesi vermeye ve
208 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
bölümde gerekli işlerin yapılmasına katlanmaya mecburdurlar.3
Anagayrimenkulün bir kısmının harap olması halinde, harap olan bağımsız bölüm ve eklentilerinin veya ortak yerlerin veya bağımsız bölümdeki tesislerin yeniden yapılması
için, sağlam kalan bağımsız bölümlerin içinden veya dışından faydalanılması gerekiyorsa, o bölümlerin malikleri veya
orada başka sıfatla oturanlar buna müsaade etmeye mecburdurlar.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı müsaade yüzünden, kat maliklerinin veya orada başka sıfatla oturanların uğrayacakları
zararı, lehine müsaade verilen bağımsız bölüm malikleri
derhal ödemekle yükümlüdürler.
VII - Yasak işler:
Madde 24 – Anagayrimenkulün, kütükte mesken, iş veya
ticaret yeri olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde hastane, dispanser, klinik, poliklinik, ecza laboratuvarı gibi müesseseler kurulamaz; kat maliklerinin buna aykırı sözleşmeleri hükümsüzdür; dispanser, klinik, poliklinik niteliğinde
olmıyan muayenehaneler bu hükmün dışındadır.
Anagayrimenkulün, kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde sinema, tiyatro, kahvehane, gazino,
pavyon, bar, kulüp, dans salonu ve emsali gibi eğlence ve
toplantı yerleri ve fırın, lokanta, pastahane, süthane gibi
gıda ve beslenme yerleri ve imalathane, boyahane, basımevi,
3 14/11/2007 tarihli ve 5711 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle; bu fıkrada yer alan
"tesislerin yeniden yapılması" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile yapı güvenliğiyle ilgili
olarak yapılması gerekli görülen teknik incelemeler" ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 209
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
dükkan, galeri ve çarşı gibi yerler, ancak kat malikleri kurulunun oybirliği ile vereceği kararla açılabilir.
(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/194 md.) 1136 sayılı Avukatlık
Kanununda avukatlık büroları ve hukuk büroları ile ilgili
düzenleme yapılıncaya kadar meskenlerdeki avukatlık ve
hukuk büroları faaliyetlerine devam ederler. Bu süre, bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıldır. Bu
hüküm 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda ilgili düzenleme yapılıncaya kadar meslek mensupları tarafından açılan bürolar
hakkında da uygulanır.
Bu karar yöneticinin veya kat maliklerinden birinin istemi
üzerine bütün bağımsız bölümlerin kat mülkiyeti kütüğündeki sahifelerine şerh verilir.
VIII - Kat mülkiyetinin devri mecburiyeti:
Madde 25 – Kat maliklerinden biri bu kanuna göre kendisine düşen borçları ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle diğer kat maliklerinin haklarını, onlar için çekilmez
hale gelecek derecede ihlal ederse, onlar, o kat malikinin
müstakil bölümü üzerindeki mülkiyet hakkının kendilerine
devredilmesini hakimden istiyebilirler.
(Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/12 md.) Bu gibi bir
kat maliki hakkında, bağımsız bölümün mülkiyetinin hükme en yakın tarihteki değeri o kat malikine ödenerek bu
mülkiyetin diğer kat maliklerine, arsa payları oranında devredilmesi için davanın açılması, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, diğer kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğuyla
karar vermesine bağlıdır. Bu karara rağmen kat maliklerinden bir kısmı bu davayı açmak istemezse, davayı öteki kat
malikleri açar ve hâkim hüküm vermeden önce devir bede210 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
linin ileride hak sahibine ödenmek üzere bankada üçer aylık
vadeli hesaba yatırılması ve makbuzunun ibrazı için davacılara resen belirleyeceği uygun bir süre verir. Devir bedelinin
süresi içinde yatırıldığına ilişkin belge ibraz edildiğinde ve
davanın kabulü halinde hâkim, davalının bağımsız bölümünün mülkiyetinin davayı açmış olan kat maliklerine arsa
payları oranında devredilmesine ve devir bedelinin işlemiş
faiziyle birlikte davalıya ödenmesine karar verir.
Aşağıdaki durumlarda, birinci fıkrada yazılı çekilmezlik,
her halde mevcut farz edilir :
a) Ortak giderlerden ve avanstan kendine düşen borçları
ödemediği için hakkında iki takvim yılı içinde üç defa icra
veya dava takibi yapılmasına sebep olunması;
b) Anagayrimenkulün bulunduğu yerin sulh hakimi tarafından 33 üncü madde gereğince verilen emre rağmen, bu
kanunda yazılı borç ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle öteki kat maliklerinin haklarını ihlal etmekte devamlı
olarak bir yıl ısrar edilmesi;
c) Kendi bağımsız bölümünü randevu evi veya kumarhane veya benzeri yer olarak kullanmak suretiyle ahlak ve
adaba aykırı harekette bulunması.
(Değişik dördüncü fıkra: 14/11/2007-5711/12 md.) Bu
maddedeki dava hakkı, devir konusunda kat maliklerince
alınan dava açma kararının öğrenilmesi tarihinden başlayarak altı ay ve her halde dava hakkının doğumundan başlayarak beş yıl içinde kullanılmazsa veya dava sebebi ortadan
kalkmışsa düşer.
2013 | 211
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
B) Kat irtifakı sahiplerinin borçları:
Madde 26 – Kat irtifakı sahipleri bu hakka konu olan ortak arsa üzerinde, ileride kat mülkiyetine çevrilmek üzere
yapılacak yapının sözleşmeye ve plana göre tamamlanması
için kendilerine düşen borçları vaktinde yerine getirmek ve
yapı işini, doğruluk kaideleri uyarınca kolaylaştırmakla,
karşılıklı olarak yükümlüdürler.
(Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/13 md.) Kat irtifakı
sahiplerinden biri kendine düşen borçları, noter aracılığıyla
yapılan ihtara rağmen, bu ihtar tarihinden başlayarak iki ay
içinde yerine getirmezse diğerlerinin yazılı istemi üzerine
hâkim, onun arsa payının ve kat irtifakının hükme en yakın
tarihteki değeri karşılığında, öteki paydaşlara, arsa payları
oranında devrine karar verir.
Kat irtifakı sahiplerinden birinin kusuru yüzünden, yapının kanuni süre içinde yapılamaması sebebiyle kat irtifakı
düşerse, kusurlu taraf diğerlerinin bu yüzden uğradıkları
zararı tazminle yükümlüdür.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Anagayrimenkulün Yönetimi
A) Genel kurul:
Madde 27 – Anagayrimenkul, kat malikleri kurulunca yönetilir ve yönetim tarzı, kanunların emredici hükümleri
saklı kalmak şartiyle, bu kurul tarafından kararlaştırılır.
B) Yönetim planı:
Madde 28 – Yönetim planı yönetim tarzını, kullanma
maksat ve şeklini yönetici ve denetçilerin alacakları ücreti ve
212 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
yönetime ait diğer hususları düzenler.Yönetim planı, bütün
kat maliklerini bağlıyan bir sözleşme hükmündedir.
Yönetim planında hüküm bulunmıyan hallerde, anagayrimenkulün yönetiminden doğacak anlaşmazlıklar bu kanuna ve genel hükümlere göre karara bağlanır.
(Değişik: 13/4/1983 - 2814/11 md.) Yönetim planının değiştirilmesi için bütün kat maliklerinin beşte dördünün oyu
şarttır. Kat maliklerinin 33 üncü maddeye göre mahkemeye
başvurma hakları saklıdır.
Yönetim planı ve bunda yapılan değişiklikler, bütün kat
malikleriyle onların külli ve cüzi haleflerini ve yönetici ve
denetçileri bağlar.
Yönetim planının ve onda sonradan yapılan değişikliklerin tarihi, kat mülkiyeti kütüğünün (Beyanlar) hanesinde
gösterilir ve bu değişiklikler yönetim planına bağlanarak kat
mülkiyetinin kuruluş belgeleri arasında saklanır.
C) Kat malikleri kurulunun toplantısı ve kararları:
I - Toplantı zamanı:
Madde 29 – Kat malikleri kurulu, yılda bir defadan az olmamak üzere yönetim planında gösterilen zamanlarda, eğer
böyle bir zaman gösterilmemişse, her takvim yılının ilk ayı
içinde toplanır. (Ek cümle: 14/11/2007-5711/14 md.) Toplu
yapılarda ise kurullar, en geç iki yılda bir defadan az olmamak üzere yönetim plânlarında gösterilen zamanlarda, böyle bir zaman gösterilmemişse, ikinci takvim yılının ilk ayı
içinde toplanır.
Önemli bir sebebin çıkması halinde, yöneticinin veya denetçinin veya kat maliklerinden üçte birinin istemi üzerine
ve toplantı için istenilen tarihten en az onbeş gün önce bü2013 | 213
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
tün kat maliklerine imzalattırılacak bir çağrı veya bir taahhütlü mektupla, toplantı sebebi de bildirilmek şartiyle, kat
malikleri kurulu her zaman toplanabilir.
İlk çağrı yapılırken, birinci toplantıda, yeter sayının sağlanamaması halinde, ikinci toplantının nerede ve hangi tarihte
yapılacağı da belirtilir. (Ek cümle: 14/11/2007-5711/14 md.)
İlk toplantı ile ikinci toplantı arasında bırakılacak zaman
yedi günden az olamaz.
II - Yeter sayı:
Madde 30 – Kat malikleri kurulu, kat maliklerinin sayı ve
arsa payı bakımından yarısından fazlasiyle toplanır ve oy
çokluğuyla karar verir.
(Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/15 md.) Yeter sayının sağlanamaması nedeniyle ilk toplantının yapılamaması
halinde, ikinci toplantı, en geç onbeş gün sonra yapılır. Bu
toplantıda karar yeter sayısı, katılanların salt çoğunluğudur.
Bu kanunda yeter sayı için ayrıca konulmuş olan hükümler saklıdır.
III - Oya katılma:
Madde 31 – Her kat maliki, arsa payı oranına bakılmaksızın, bir tek oy hakkına sahiptir.
Anagayrimenkulde birden ziyade bağımsız bölümü olan
kat maliki, her bağımsız bölüm için ayrı bir oy hakkına sahiptir; bununla beraber onun malik olduğu bağımsız bölümlerin sayısı ne olursa olsun, sahip olacağı oy sayısı bütün
oyların üçte birinden fazla olamaz; oy hesabı yapılırken
kesirler gözönüne alınmaz.
Bir bağımsız bölümün birden ziyade maliki varsa, kat malikleri kurulunda bunları içlerinden vekalet verecekleri birisi
214 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
temsil eder. Kat maliklerinden biri ehliyetsiz ise onu kanuni
mümessili temsil eder.
Alınacak karar doğrudan doğruya kendini ilgilendiren kat
maliki görüşmelerde hazır bulunabilir, fakat oya katılamaz.
(Değişik son fıkra: 14/11/2007-5711/16 md.) Kat maliklerinden biri, oyunu yetkili vekil eliyle kullanabilir. Bir kişi, oy
sayısının yüzde beşinden fazlasını kullanmak üzere vekil
tayin edilemez. Ancak, kırk ve daha az sayıdaki kat mülkiyetine tâbi taşınmazlarda bir kişi, en fazla iki kişiye vekâlet
edebilir.
IV - Kararlar:
Madde 32 – Anagayrimenkul kat malikleri kurulu tarafından, sözleşme, yönetim planı ve kanun hükümleri uyarınca verilecek kararlara göre yönetilir.
Bütün kat malikleriyle külli ve cüzi halefleri, yönetici ve
denetçiler, kat malikleri kurulunun kararlarına uymakla
yükümlüdürler.
Anagayrimenkulün kullanılmasından veya yönetiminden
dolayı kat malikleri arasında veya bunlarla yönetici ve denetçiler arasında veya denetçilerle yöneticiler arasında çıkan
anlaşmazlıklar, kat malikleri kurulunca çözülür ve karara
bağlanır.
Kat malikleri kurulu kararları (1) den başlayıp sırayla giden sayfa numaraları taşıyan her sayfası noter mühüriyle
tasdikli bir deftere yazılarak, toplantıda bulunan bütün kat
maliklerince imzalanır; karara aykırı oy verenler bu aykırılığın sebebini belirterek imza koyarlar.
2013 | 215
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Bir husus hakkında ilerde çıkan anlaşmazlıklar, karar defterinde aynı hususa dair daha önce verilmiş bir karar varsa
kaide olarak ona göre çözülür.
V - Hakimin müdahalesi:
Madde 33 – (Değişik birinci fıkra: 14/11/2007-5711/17
md.) Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine,
kurul toplantısına katılan ancak 32 nci madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı
öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar
tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat
malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz. Kat
maliklerinden birinin yahut onun katından kira akdine,
oturma hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı
surette faydalanan kimsenin, borç ve yükümlerini yerine
getirmemesi yüzünden zarar gören kat maliki veya kat malikleri, anagayrimenkulün bulunduğu yerin sulh mahkemesine başvurarak hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Hakim, ilgilileri dinledikten sonra, bu kanuna ve yönetim
planına ve bunlarda bir hüküm yoksa, genel hükümlere ve
hakkaniyet kaidelerine göre derhal kararını verir ve bunun,
tesbit edeceği kısa bir süre içinde yerine getirilmesi lüzumunu ilgiliye tefhim veya tebliğ eder.
(Değişik üçüncü fıkra: 14/11/2007-5711/17 md.) Tespit
edilen süre içinde hâkimin kararını yerine getirmeyenlere,
aynı mahkemece, ikiyüz elli Türk Lirasından ikibin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir. 25 inci madde hükmü saklıdır.
216 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
D) Yönetici:
I - Atanması:
Madde 34 – Kat malikleri, anagayrimenkulün yönetimini
kendi aralarından veya dışardan seçecekleri bir kimseye
veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici),
kurula da (Yönetim kurulu) denir.
Anagayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici atanması mecburidir.
Anagayrimenkulün bütün bölümleri bir kişinin mülkiyetinde ise, malik kanunen yönetici durumundadır.
Yönetici, kat maliklerinin, hem sayı hem arsa payı bakımından çoğunluğu tarafından atanır.
Yönetici her yıl kat malikleri kurulunun kanuni yıllık toplantısında yeniden atanır; eski yönetici tekrar atanabilir.
Kat malikleri anagayrimenkulün yönetiminde anlaşamaz
veya toplanıp bir yönetici atayamazlarsa, o geyrimenkulün
bulunduğu yerin sulh mahkemesince, kat maliklerinden
birinin müracaatı üzerine ve mümkünse diğerleri de dinlendikten sonra, gayrimenkule bir yönetici atanır. Bu yönetici, aynen kat maliklerince atanan yöneticinin yetkilerine
sahip ve kat maliklerine karşı sorumlu olur.
Sulh mahkemesince atanan yönetici, bu atanma üzerinden
altı ay geçmedikçe, kat malikleri kurulunca değiştirilemez
Ancak haklı bir sebep çıkarsa, onu atamış olan sulh mahkemesi, değiştirmeye müsaade edebilir.
Yönetici atanırken kendisiyle yapılan sözleşmede, teminat
göstermesi şart edilebilir; sözleşmede böyle bir şart olmasa
bile, haklı bir sebebin çıkması halinde, kat malikleri kurulu,
yöneticiden teminat göstermesini istiyebilir.
2013 | 217
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
(Değişik son fıkra: 14/11/2007-5711/18 md.) Yöneticinin
ad ve soyadı ile iş ve ev adresinin anagayrimenkulün kapısı
yanına veya girişte görülecek bir yere çerçeve içinde asılması mecburidir. Bu yapılmazsa, yöneticiden veya yönetim
kurulu üyelerinin her birine, ilgilinin başvurması üzerine
aynı mahkemece, elli Türk Lirasından ikiyüzelli Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
II - Yöneticinin görevleri:
1. Genel yönetim işlerinin görülmesi:
Madde 35 – Yöneticinin görevleri, yönetim planında belirtilir; yönetim planında aksine hüküm olmadıkça, yönetici
aşağıdaki işleri görür:
a) Kat malikleri kurulunca verilen kararların yerine getirilmesi;
b) Anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması;
c) Anagayrimenkulün sigorta ettirilmesi;
d) Anagayrimenkulün genel yönetim işleriyle korunma,
onarım, temizlik gibi bakım işleri ve asansör ve kalorifer,
sıcak ve soğuk hava işletmesi ve sigorta için yönetim planında gösterilen zamanda, eğer böyle bir zaman gösterilmemişse, her takvim yılının ilk ayı içinde, kat maliklerinden
avans olarak münasip miktarda paranın toplanması ve bu
avansın harcanıp bitmesi halinde, geri kalan işler için tekrar
avans toplanması;
e) Anagayrimenkulün yönetimiyle ilgili diğer bütün ödemelerin kabulü, yönetim dolayısiyle doğan borçların ödenmesi ve kat malikleri tarafından ayrıca yetkili kılınmışsa,
bağımsız bölümlere ait kiraların toplanması;
218 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
f) Anagayrimenkulün tümünü ilgilendiren tebligatın kabulü;
g) Anagayrimenkulü ilgilendiren bir sürenin geçmesinden
veya bir hakkın kaybına meydan vermiyecek gerekli tedbirlerin alınması;
h) Anagayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin, onlar
adına alınması;
i) Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmiyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması
ve kanuni ipotek hakkının kat mülkiyeti kütüğüne tescil
ettirilmesi;
j) Topladığı paraları ve avansları yatırmak ve gerektiğinde
almak üzere muteber bir bankada kendi adına ve fakat anagayrimenkulün yönetici sıfatı gösterilmek suretiyle, hesap
açtırılması;
k) Kat malikleri kurulunun toplantıya çağırılması.
2. Defter tutulması ve belgelerin saklanması:
Madde 36 – Yönetici, kat malikleri kurulunun kararlarını
protokolleri, yapılan ihtar ve tebligatın özetini ve tarihlerini
ve bütün giderleri, 32 nci maddede sözü geçen deftere tarih
sırasiyle yazmaya ve bu defteri ve giderlerin belgeleriyle
diğer bütün belgeleri bir dosyada saklamaya mecburdur.
Bu defterin, her takvim yılının bitmesinden başlıyarak bir
ay içinde yönetici tarafından notere kapattırılması mecburidir.
Bu maddede yazılı görevleri yerine getirmiyen yöneticiye
33 üncü maddenin son fıkrasında yazılı cezalar uygulanır.
2013 | 219
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
3. İşletme projesinin yapılması:
Madde 37 – (Değişik: 13/4/1983 - 2814/12 md.)
Kat malikleri kurulunca kabul edilmiş işletme projesi yoksa, yönetici gecikmeksizin bir işletme projesi yapar.
Bu projede özellikle:
a) Anagayrimenkulün bir yıllık yönetimindetahmini olarak gelir ve gider tutarları;
b) Tüm giderlerden her kat malikine, bu Kanunun 20 nci
maddesindeki esaslara göre düşecek tahmini miktar;
c) Tahmini giderlerle diğer muhtemel giderleri karşılamak
üzere her kat malikinin 20 nci maddedeki esaslara göre
vermesi gereken avans tutarı;
Gösterilir.
Bu proje,kat maliklerine veya bağımsız bölümden fiilen
yararlananlara, imzaları karşılığında veya taahhütlü mektupla bildirilir. Bildirimden başlayarak yedi gün içinde projeye itiraz edilirse durum kat malikleri kurulunda incelenir
ve proje hakkında, karar verilir, gerekirse yeni bir proje
hazırlanır.
Kesinleşen işletme projeleri veya kat malikleri kurulunun
işletme giderleri ile ilgili kararları, İcra ve İflas Kanununun
68 inci maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen belgelerden
sayılır.
III - Sorumluluğu:
1.Genel kural:
Madde 38 – Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil
gibi sorumludur.
220 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
(Ek fıkra: 14/11/2007-5711/19 md.) Kat malikleri kurulu,
ada temsilciler kurulu veya toplu yapı temsilciler kurulu
kararlarının iptaline ilişkin davalar, kat maliklerini temsilen
yöneticiye, toplu yapılarda ise ada temsilciler kurulu veya
toplu yapı temsilciler kurulunca seçilen yöneticiye husumet
yöneltilmesi suretiyle açılabilir. Yönetici, açılan davayı bütün kat maliklerine ve ada veya toplu yapı temsilciler kuruluna duyurur. Kurul kararının iptali halinde bu konudaki
yargılama giderleri ortak giderlerden karşılanır.
2. Hesap Verme:
Madde 39 – Yönetici, yönetim planında yazılı zamanlarda
eğer böyle bir zaman yazılmamışsa her takvim yılının birinci ayı içinde kat malikleri kuruluna, anagayrimenkul dolayısiyle o tarihe kadar elde edilen gelirlerin ve yapılmış olan
giderlerin hesabına vermekle yükümlüdür.
Kat maliklerininyarısı isterse, bunların arsa payları ne
olursa, olsun yönetim planında yazılı zamanlar dışında da
hesabın gösterilmesi yöneticiden istenebilir.
IV - Hakları:
Madde 40 – Yönetici, kaide olarak vekilin haklarına sahiptir.
Kat malikleri,kendilerine düşen borçları ve yükümleri yönetici tarafından noterlikçe yaptırılan ihtara rağmen vaktindeve tamamen yerine getirmezlerse, yönetici, hiçbir tazminat ödemeye mecbur olmaksızın, kendine ait sözleşmeyi
feshedip yöneticilikten çekilerek bu yüzden uğradığı zararın
tazminini kat maliklerinden istiyebilir.
2013 | 221
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Yönetici, yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile, kat maliklerinden uygun bir ücret istiyebilir,
(Değişik: 13/4/1983 - 2814/13 md.) Kat malikleri kurulu,kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda
katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise,
yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim
giderlerinin yarısına katılmaz.
E) Yönetimin denetlenmesi:
Madde 41 – Kat malikleri kurulu, yöneticinin bu görevdeki tutumunu devamlı olarak denetler ve haklı bir sebebin
çıkması halinde onu her zaman değiştirebilir.
Hesapların denetlenmesi için yönetim planında, belli bir
zaman konulmamışsa; bu denetim her üç ayda bir yapılır;
bununla beraber haklı bir sebep çıkarsa, hesap denetlenmesi
her zaman yapılabilir.
Kat malikleri kurulu denetim işini, kendi aralarından sayı
ve arsa payı çoğunluğuyla seçecekleri bir denetçiye veya üç
kişilik bir denetim kuruluna verebilir; bu halde denetçi veya
denetim kurulu yönetim planında yazılı zamanlarda, eğer
zaman yazılmamışsa, her takvim yılının birinci ayı içinde
kat malikleri kuruluna verecekleri bir raporla denetimin
sonucunu ve anagayrimenkulün yönetim tarzı hakkındaki
düşüncelerini bildirir; bu rapor çoğaltılarak birer örneği
taahhütlü mektupla kat maliklerine gönderilir.
Denetçiler bu raporu ve verecekleri kararları ve gerekli
gördükleri diğer hususları, (1) den başlayıp sıra ile giden
222 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
sayfa numaraları taşıyan ve her sayfası noter mührüyle
tasdikli bir deftere geçirip tarih koyarak altını imza ederler.
F) Yenilik ve ilaveler:
I - Faydalı olanlar:
Madde 42 – Kat malikleri,anagayrimenkulün ortak yerlerinde kendi başlarında bir değişiklik yapamazlar; ortak
yerlerin düzgün veya bunları kullanmanın daha rahat ve
kolay bir hale konulmasına veya bu yerlerden elde edilecek
faydanın çoğaltılmasına yarıyacak bütün yenilik ve ilaveler,
kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile verecekleri
karar üzerine yapılır.
(Ek fıkra: 1/7/2005-5378/19 md.) Özürlülerin yaşamı için
zorunluluk göstermesi hâlinde, proje tadili kat maliklerinin
en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı
ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantının bu
süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin
talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını
bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacaktasdikliproje değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği
veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır.Komisyonun teşkili, çalışma usûlü ile özürlünün kullanımından sonraki süreç ile ilgili usûl ve esaslar Bayındırlık
ve İskan Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
Bu işlerin giderleri, yeniliklerden faydalananlar tarafından, faydalanma oranına göre, ödenir.
2013 | 223
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
(Değişik dördüncü fıkra: 18/4/2007-5627/16 md.) Kat maliklerinden birinin isteği üzerine ısı yalıtımı, ısıtma sisteminin yakıt dönüşümü ve ısıtma sisteminin merkezi sistemden
ferdi sisteme veya ferdi sistemden merkezi sisteme dönüştürülmesi, kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile
verecekleri karar üzerine yapılır. Ancak toplam inşaat alanı
ikibin metrekare ve üzeri olan binalarda merkezi ısıtma
sisteminin ferdi ısıtma sistemine dönüştürülmesi, kat maliklerinin sayı ve arsa payı olarak oybirliği ile verecekleri karar
üzerine yapılır. Bu konuda yapılacak ortak işlerin giderleri
arsa payı oranına göre ödenir. Merkezi ısıtma sistemlerinde
ısınma giderlerinin paylaştırılmasına ilişkin usûl ve esaslar
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.
(Değişik beşinci fıkra: 18/4/2007-5627/16 md.) Isıtma sisteminin merkezi sistemden ferdi sisteme veya ferdi sistemden merkezi sisteme dönüştürülmesine karar verilmesi
halinde, yönetim planının bu karara aykırı hükümleri değiştirilmiş sayılır
II - Çok masraflı ve lüks olanlar:
Madde 43 – Yapılması arzu edilen yenilik ve ilaveler çok
masraflı ise veya yapının özel durumuna göre lüks bir nitelik taşıyorsa veya anagayrimenkulün bütün kat malikleri
tarafından kullanılması mutlaka gerekli olan yerlerinde
veya geçitlerinde bulunmıyorsa, bunlardan faydalanmak
istemiyen kat maliki, gidere katılmak zorunda değildir; bu
gibi yenilik ve ilavelerin giderini, onların yapılmasına karar
vermiş olan kat malikleri öderler.
Bununla beraber, başlangıçta giderlere katılmıyan kat maliki veya onun külli veya cüzi halefleri yenilik ve ilavelerin
224 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
yapılması ve korunması giderlerine sonradan, kendi arsa
payları oranında katılırlarsa, yapılan lüks yenilik veya ilaveden faydalanma hakkını kazanırlar.
III- Bağımsız bölüm ilavesi:
Madde 44 – Anagayrimenkulün üstüne kat ilavesi veya
mevcut çekme kat yerine tam kat yapılması veya zemin
veya bodrum katlarında veya arsanın boş kısmında 24 üncü
maddenin ikinci fıkrasında yazılı yerlerin sonradan yapımı
veya ilavesi için:
a) Kat malikleri kurulunun buna oybirliğiyle karar vermesi;
b) Anagayrimenkulün bu inşaattan sonra alacağı duruma
göre, yapılan yeni ilaveler de dahil olmak üzere bütün bağımsız bölümlerine tahsis olunacak arsa paylarının, usulüne
göre yeniden ve oybirliğiyle tesbit edilmesi;
c) İlave edilecek yeni bağımsız bölüme tahsis edilen arsa
payı üzerinde, tapu memuru huzurunda yapılacak resmi
senetle, 14 üncü maddeye göre kat irtifakı kurularak bunun,
anagayrimenkulün bütün bağımsız bölümlerinin kat mülkiyeti kütüğündeki irtifaklar hanesine tescil edilmesi ve anagayrimenkulün kapanan eski kütük sayfasiyle 13 üncü
madde hükmüne göre bağlantı sağlanması;
Şarttır.
Bu nitelikteki ilave ve genişletmelere muvafakat etmekle
beraber kendisi katılmak istemiyen kat maliklerinin arsa
paylarından, bu ilaveler sebebiyle azalan kısmın, ilaveyi
yaptıranların bağımsız bölümlerine tahsisini kabul ettikleri,
resmi senette belirtilir.
2013 | 225
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Bu takdirde, yeni bağımsız bölümün yapılmasına katılmıyan kat maliklerinin arsa paylarından yeni tahsis sebebiyle
azalan kısmın bedeli kendilerine ödenmek şartiyle, yeni
yapılan bağımsız bölüm, kat irtifakı kurulmasına dair olan
eski resmi senet gereğince kat mülkiyetine çevrilerek onu
yaptıranın mülkü veya yaptıranların ortak mülkü olur ve
kat mülkiyeti kütüğünün ayrı bir sayfasına yeni malik veya
malikler adına tescil edilir.
G) Temliki tasarruflar ve önemli işler:
Madde 45 – Anagayrimenkulün bir hakla kayıtlanması
veya arsanın bölünmesi ve bölünen kısmın mülkiyetinin
başkasına devrolunması gibi temliki tasarruflar veya anayapının dış duvarlarının, çatı veya damının reklam maksadiyle
kiralanması gibi önemli yönetim işleri ancak bütün kat maliklerinin oybirliğiyle verecekleri karar üzerine yapılabilir.
ALTINCI BÖLÜM
Kat Mülkiyetinin ve Kat İrtifakının Sona Ermesi
A) Kat mülkiyetinin sona ermesi:
I - Anagayrimenkulün arsasiyle birlikte yok olması veya
kamulaştırılması ile:
Madde 46 – Kat mülkiyeti, kat mülkiyeti kütüğündeki sicil kaydının silinmesiyle sona erer.
Anagayrimenkulün bütün bağımsız bölümlerinin bir tek
kişinin mülkiyetinde toplanmasiyle kat mülkiyeti kendiliğinden sona ermez.
Sicil kaydı, bütün kat maliklerinin veya bütün bağımsız
bölümleri kendi mülkiyetinde toplamış bulunan malikin,
226 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
anagayrimankuldeki kat mülkiyetinin adi mülkiyete çevrilmesine ait yazılı istemi üzerine silinir ve o gayrimenkul,
müstakil bölümlere bağlı arsa paylarına göre, genel kütükte
yeni bir sayfaya gaçirilerek ve eski kayıtlariyle bağlantı sağlanmak suretiyle tescil olunur. Anagayrimenkulün niteliğinde kat mülkiyetinin kurulmasından sonra değişiklikler
olmuşsa, yeni sicil kaydına bunlar da yazılır.
Bağımsız bölümlerden biri bir ayni hakla veya sicile şerh
verilen bir şahsi hakla kayıtlanmış bulunuyorsa, hak sahibinin muvafakatiyle o hak kütükten silinmedikçe, anagayrimenkul üzerindeki kat mülkiyetinin adi mülkiyete çevrilmesi ve kat mülkiyeti kütüğündeki sicil kaydının silinmesi
istenemez.
Kayıtlayıcı hakkın sahibi, sicil kaydının silinmesine muvafakat etmemekle beraber hakkının yalnız borçluya ait mülkiyet payına veya hakkın niteliğine göre, bütün ortak mülkiyet paylarına aktarılmasına muvafakat ederse bu hak
sicilden silinmeksizin yalnız borçlunun, adi mülkiyetgayrimenkuldeki bütün ortak mülkiyet payları üzerine geçirilmek suretiyle genel kütüğe tescil olunur.
Anagayrimenkulün arsasiyle birlikte tamamen yok olması
veya kamulaştırılması halinde sicil kaydının silinmesi genel
hükümlere göre yapılır.
Anagayrimenkul kamulaştırılırsa, her bağımsız bölümün
kamulaştırma bedeli bağlantılı bulunduğu arsa payı ve eklentileri de gözönünde tutularak ayrı ayrı takdir olunur ve o
bölümün malikine ödenir.
2013 | 227
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
II - Anayapının harap olması:
Madde 47 – Anayapının tümü harap olmuşsa, anagayrimenkul üzerindeki kat mülkiyeti kendiliğinden sona erer.
Anayapının bağımsız bölümlerinden biri tamamen harap olur
ve o bölümün maliki iki yıl içinde bölümünü yeniden yaptırmazsa,
diğer kat malikleri veya bunlardan bir kısmı,bu sürenin tamamlanmasından başlıyarak bir yıl içinde o bölüme ait arsa payının,
değeri karşılığında ve arsa payları oranında kendilerine devredilmesini hakimden istiyebilirler. Bu halde devrolunan arsa payları
kat mülkiyeti kütüğünün ilgili sayfalarının (Beyanlar) hanesine
işaret olunur; arsa payını devralanlar,devraldıkları tarihten başlıyarak iki yıl içinde, harap olan bağımsız bölümü yeniden yaptırmaya veya aynı süre içerisinde bütün kat malikleri bağımsız bölümlere bağlı arsa paylarını bu kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci
fıkrasındaki esaslara göre yeniden hasaplıyarak kat mülkiyeti
kütüğüne geçirtmeye mecburdurlar.
Yukardaki fıkra hükmüne uyulmadığı takdirde anagayrimenkul üzerindeki kat mülkiyeti kendiliğinden sona ererek, gerek o gayrimenkul ve gerek harap olan bölümler için
alınan sigorta bedeli üzerinde ortak mülkiyet hükümleri
uygulanır.
Birden ziyade bağımsız bölüm tamamen harap olup da
bunlardan birinin yeniden yapılması diğerinin yapılmasına
bağlı bulunuyorsa, bağımsız bölümleri harap olan kat malikleri bunları yeniden yaptırıp yaptırmıyacaklarını, harabolma tarihinden başlıyarak altı ay içinde diğer kat maliklerine yazılı olarak bildirmeye mecburdurlar. (Değişik son
cümle: 14/11/2007-5711/20 md.) Bildirmeyenlerin yeniden
yaptırmak istemedikleri kabul olunur ve onların arsa payla228 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
rı, değeri karşılığında bölümlerini yeniden yaptırmak isteyenlere öncelikle devredilir.
Harabolan bağımsız bölümler üzerindeki kat mülkiyeti bu
maddede yazılı süreler devamınca kendiliğinden kat irtifakına çevrilir ve kat mülkiyeti kütüğünde beyanlar hanesine
geçici şerh verilir. Bağımsız bölüm yapılınca onun üzerindeki kat mülkiyeti yeniden doğar ve geçici şerh kütükten
silinir.
III - Bildirme ödevi ve kaydın silinmesi:
Madde 48 – Anagayrimenkulün veya anayapının tümünün veya bir kısmının harabolması halinde durum yönetici
tarafından o gayrimenkulün bulunduğu yerin tapu idaresine ve bütün kat maliklerine; eğer yönetici yoksa, bağımsız
bölümü harap olan kat maliki tarafından tapu idaresine
derhal bildirir; bunun bildirilmemesi yüzünden doğacak
zararların tümünden bağımsız bölümü harap olan kat maliki, zararın beşte biri oranındaki kısmından da yönetici müteselsilen sorumlu olup, Hazine sorumlu değildir.
Kat mülkiyeti sona erince, kat mülkiyeti kütüğündeki sayfalar kapatılarak gayrimenkulün kaydı anayapıdan sağlam
kalan kısımlar gösterilmek ve kat mülkiyeti kütüğü kurulmadan önceki genel kütük kaydiyle bağlantı sağlanmak
suretiyle, arsa payları oranında ortak mülkiyet esaslarına
göre, genel kütüğe tescil edilir. Bu halde sigorta bedelleriyle
enkaz üzerinde de ortak mülkiyet hükümleri yürür.
Tümü harabolan anayapının arsasında malik veya ortak
malikler tarafından yine kat mülkiyeti esasına göre yeni bir
yapı yapılmak istenirse, kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmasına dair hükümler uygulanır.
2013 | 229
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
B) Kat irtifakının sona ermesi:
Madde 49 – Kat irtifakına konu olan arsanın maliki veya
ortak malikleri, tapu memuruna verecekleri yazılı bir beyanla kat irtifakına ait sicil kaydını sildirerek bu irtifaka her
zaman son verebilirler.
Kat irtifakı, buna konu olan arsanın tamamiyle yok olması
veya üzerinde yapı yapılamıyacak hale gelmesi veya kamulaştırılması ile kendiliğinden sona erer.
(Değişik fıkralar: 13/4/1983 - 2814/14 md.):
Kat irtifakına konu olan arsa üzerinde, bu irtifakın kurulması sırasında verilen plana göre beş yıl içinde yapı yapılmazsa maliklerden birinin istemi üzerine, sulh hakimi, gerektiğinde ilgilileri de dinleyerek, duruma göre kat irtifakının sona ermesine veya belli bir süre için uzatılmasına karar
verir. Süre istem üzerine yeniden uzatılabilir.
Yukarıdaki fıkra uyarınca kat irtifakı kaldırıldığında tapu
kütügündeki kayıt silinir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Son Hükümler
A) Yasaklar:
Madde 50 – Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra Medeni
Kanuna ve diğer kanunlara göre, bir gayrimenkulün paydaşlarından birinin o gayrimenkulün bir bölümünden kat
maliki gibi tek başına faydalanmasını sağlamak için irtifak
hakkı kurulamaz.
Tümü kargir olmıyan yapılarda kat mülkiyeti kurulamaz.
230 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
B) Yeni duruma uyma :
I - Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra kurulan
irtifaklarda:
Madde 51 – (Değişik birinci fıkra: 30/4/1969 - 1166/1 md.)
Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihe kadar bir gayrimenkulün paydaşlarından birinin o gayrimenkulün bir bölümünden kat maliki
gibi tek başına faydalanmasını sağlamak için üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan gayrimenkullerin mülkiyetinin2/1/1971 tarihine kadar kat mülkiyetine çevrilmesi ve
kat mülkiyeti kütüğüne tescil ettirilmesi mecburidir. Bu
yapılmazsa irtifak hakları sona ererek yalnız ortak mülkiyet
devam eder.
Gayrimenkul üzerindeki mülkiyetin birinci fıkra gereğince kat mülkiyetine çevrilmesi ve kat mülkiyet kütüğüne
tescili, ortak maliklerden birinin tapu ideresine başvurması
üzerine tapu idaresindeki belgelere ve bu kanunun 12 nci
maddesinin (b) bendinde yazılı fotoğrafa dayanılarak yapılır; bu halde fotoğrafın, tapu idaresine başvuran ortak malikin imzasiyle tasdik edilmesi yeter.
Diğer ortak malikler bu çevrilmeye itiraz edemiyecekleri
gibi bunun giderlerine katılmaktan ve yönetim planı yapmaktankaçınamazlar; kaçınılırsa, hakimin müdahalasine
dair olan 33 üncü madde hükmü uygulanır.
II - Medeni Kanundan önce kurulmuş olan haklarda :
Madde 52 – Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önce (Hava hakkı, oda mülkiyeti) gibi isimler altında kurulmuş olan haklar, bu kanunun yürürlüğe girmesinden
başlıyarak üç yıl içinde, aşağıda yazılı hükümlere göre, bu
kanun uyarınca kat mülkiyetine veya kat irtifıkına çevrilir:
2013 | 231
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
a) Gayrimenkul üzerinde bu haklara konu olan yapı bölümleri mevcutsa, hak sahipleri, aralarında yapacakları bir
sözleşme ile, o gayrimenkulün arsasında, bölümlerinin değerleri oranında ve hiçbir bedel ödemeye mecbur olmaksızın, Medeni Kanunun ortak mülkiyet hükümlerine göre
paydaş olurlar ve Kat Mülkiyeti Kanununun ilgili hükümleri uyarınca kat mülkiyetini kurarlar.
b) Yapı bölümleri mevcut olmayıp yalnız hava hakkı mevcutsa, bu hak (a) bendindeki esaslara göre hak sahibinin
arsada paydaş olması suretiyle kendiliğinden kat irtifakı
hakkına çevrilir ve kütüğe o suretle tescil edilir.
c) Hak sahipleri anlaşarak bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç yıl içinde eski haklarını kat mülkiyetine
veya kat irtifakına çevirmezlerse, bu çevirme, gayrimenkulün bulunduğu yerin tapu idaresince, ayrı ayrı bölümlerin
değerleri oranında arsa paylarının tesbiti ve gereken belgelerin hazırlanması suretiyle ve bu maddenin (a) ve (b) bendlerindeki esaslar uyarınca, hak sahiplerinden birinin müracaatı üzerine veya doğrudan doğruya yapılır ve durum
bütün hak sahiplerine bildirilir.
Buhakların tapu idaresince kat mülkiyetine veya kat irtifakına doğrudan doğruya çevrilmesi için gereken masraflar
Hazinece ödenerek, kamu alacaklarının tahsili hakkındaki
özel kanun hükümlerine göre hak sahiplerinden alınır.
Hak sahipleri tapu idaresinin kararına karşı, bunun kendilerine bildirilmesinden başlıyarak bir ay içinde, sulh mahkemesine dava açmak suretiyle itiraz edebilirler.
232 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
III - Medeni Kanuna göre kurulmuş kat irtifaklarının yönetimi:
Madde 53 – Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce bir
gayrimenkulün paydaşlarından birinin o gayrimenkulün bir
bölümünden kat maliki gibi tek başına faydalanmasını sağlamak için kurulmuş olan irtifak hakları, bu Kanuna göre
kat mülkiyetine çevrilinceye kadar anagayrimenkulün yönetimi, yönetim planı yapılması mecburiyeti ve giderlere ve
sigorta mecburiyetine ve bunun primlerine katılma hususlarında bu kanun hükümleri uygulanır.
C) Özel kanuna göre ortaklaştırma (Şüyulandırma) halinde kat
mülkiyetinin durumu:
Madde 54 – (Değişik birinci fıkra: 14/11/2007-5711/21
md.) İmar Kanunu hükümlerine göre ortaklaştırma halinde,
ortaklaştırılan gayrimenkuller arasında kat mülkiyetine tâbi
gayrimenkul varsa ve ortaklaştırma, 9/11/1985 tarihinden
önce ise 6785 sayılı İmar Kanununun 46 ncı maddesi, bu
tarihten sonra ise 3194 sayılı İmar Kanununun 16 ncı maddesi gereğince ortaklığın giderilmesi hususunda bütün malikler anlaştıkları takdirde, ortaklığın giderilmesi bu anlaşma hükümlerine göre yapılır.
(Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/21 md.) Böyle bir
anlaşmaya varılamazsa, her gayrimenkulün ortaklaştırmadan önceki geçer değerleri, birinci fıkrada sözü geçen madde hükümlerine göre ortaklığı gidermekle görevli sulh
mahkemesince ayrı ayrı takdir edilerek, bunlara Türkiye
İstatistik Kurumunca yayımlanan üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle her bir gayrimenkulün hükme en yakın
tarih itibarıyla ulaştığı değerleri tespit edildikten sonra,
bunlardan değeri en fazla olan gayrimenkulün malikine,
öteki gayrimenkulleri bu değerle satın almasını teklife karar
2013 | 233
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
verilir ve bu teklif kabul edilip bedel ödenince ortaklık giderilmiş olur.
Kesinleşensulhmahkemesikararınıntebliğindenbaşlıyarakbir ay içinde bedeödenmezveya altıay içindeödenmek
üzerebankamektubu veya ayniteminat gösterilmezse ortaklaştırılan gayrimenkullerintümü,imardurumunagöre mümkünsekatmülkiyeti
muhafazave
diğergayrimenkuller bunailhakedilerek, eğer bu mümkün değilse kat mülkiyeti kaldırılarak, açık artırma yoliyle satılıp ortaklık giderilir
ve satış bedeli her gayrimenkulün, ikinci fıkra uyarınca
takdir edilmiş olan değerleri arasındaki orana göre, maliklere paylaştırılır.
D) Harç ve vergiler:
Madde 55 – Bu kanuna göre kat mülkiyeti ve kat irtifakı
kurulması, mülkiyetin başkasına devrini ihtiva etmedikçe
her çeşit harc ve vergiden muaftır. Bu muafiyet, Medeni
Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra kurulan irtifak haklarının 51 nci madde gereğince kat mülkiyetine ve Medeni
Kanundan önce kurulmuş olan hakların 52 nci maddeye
göre kat mülkiyeti veya kat irtifakına çevrilmesi işlemlerine
de şamildir.
Kurulan kat mülkiyetleri tapu memurunca derhal anagayrimenkulün kayıtlı bulunduğu yerin belediyesine ve vergi
dairesine bildirilir.
E) Belediyesi olmıyan yerlerdeki durum:
Madde 56 – Bu kanunun belediyelere yüklediği görevler,
belediye olmıyan, yerlerde o yerin bağlı bulunduğu ilçe
veya il merkezleri belediyelerince, 6785 sayılı İmar Kanunu-
234 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
nun 47 nci maddesinde bahsi geçen sahalarda ise ilgili belediyece yerine getirilir.
SEKİZİNCİ BÖLÜM4
Devre Mülk Hakkı
Madde 57 – Mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapı
veya bağımsız bölümün ortak maliklerinden her biri lehine
bu yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde
istifade hakkı, müşterek mülkiyet payına bağlı bir irtifak
hakkı olarak kurulabilir.
Bu hakka devre mülk hakkı denir.
Madde 58 – Aksi resmi senette kararlaştırılmadıkça devre
mülk hakkının bağlı olduğu pay, devrelerin sayı ve süreleri
esas alınarak eşit bir biçimde belirlenir.
Devre mülk hakkı ancak mesken nitelikli, kat mülkiyetine
veya kat irtifakına çevrilmiş yahut müstakil yapılarda kurulabilir.
Devre mülk üzerinde bu hakla bağdaşan ayni haklar tesis
edilebilir.
Devre mülk hakkı bağlı olduğu müşterek mülkiyet payına
bağlı olarak devir ve temlik edilebilir ve mirasçılara geçer.
Madde 59 – Devre mülk hakkının yılın belirli dönemlerine
ayrılması ve 15 günden daha az süreli olmaması gerekir.
4 Bu bölüm ve bu bölümbaşlığıaltındakimaddeler10/6/1985tarih ve3227sayılı Kanunun 1 nci maddesi ile eklenmiştir.
2013 | 235
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa devre mülk hakkı
sahibi bu hakkın kullanımını başkalarına bırakabilir.
Madde 60 – Ana taşınmaz mal ile bağımsız bölümlerin ve
müstakil yapıların tapu kütüklerinin beyanlar hanesine,
bağımsız bölüm veya yapı üzerinde devre mülk hakkı kurulduğu işaret edilir ve düzenlenecek tapu senedinde de bu
husus belirtilir.
Madde 61 – Üzerinde devre mülk hakkı kurulacak yapı
veya bağımsız bölümlerin ortak malikler arasında dönem
süresi, devir ve teslimi ile istifade şekil ve usulleri, yöneticilerin seçimi ile hak ve sorumlulukları, büyük onarım için
ayrılacak dönem, bakım masrafları gibi hususlar devre mülk
sözleşmesinde belirlenir. Bu hususları içeren ve bütün hak
sahiplerince imzalanan devre mülk sözleşmesi resmi senede
eklenir ve tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilir.
Devre mülk hakkı kurulan her yapı veya bağımsız bölüm
için ortak malikler, kendi aralarından veya dışardan bir
gerek veya tüzelkişiyi yönetici ve kat malikleri kuruluna
temsilci olarak tayin ederler. Bu Kanunun genel hükümlerine göre atanan yöneticilere devre mülk yöneticiliği ile ilgili
görevler de verilebilir.
Madde 62 – Kat mülkiyetine çevrilmiş birden fazla bağımsız bölümlerden bazılarının üzerinde devre mülk hakkı
kurulması, aksi yönetim planında kararlaştırılmamışsa,
diğer bağımsız bölüm maliklerinin muvafakatlarına bağlı
değildir.
Madde 63 – Üzerinde devre mülk hakkı kurulan yapı veya bağımsız bölümün ortak malikleri, aksi sözleşme ile kararlaştırılmamışsa, şuyuun giderilmesini isteyemezler.
236 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Madde 64 – Devre mülk hak sahipleri, kendilerine ayrılan
ve tapu sicilinde belirtilen dönem süresi sonunda istifade
ettikleri bağımsız bölüm veya yapıyı sözleşme hükümleri
gereğince boşaltmaya ve yeni hak sahibine teslime mecburdurlar.
Dönem süresi sonunda tahliye olmadığı takdirde, istifade
edecek dönem sahibinden birisinin veya yöneticinin tapu
kaydını ve sözleşmeyi talebine ekleyerek ibrazı halinde,
mahallin en büyük mülki amirin emri ile, başkaca bir işlem
ve tebligata lüzum kalmadan, derhal zabıtaca boşalttırılır.
İdare veya yargı organlarına yapılacak başvuru, bu boşaltma işlemini durdurmaz. İlgililerin kanundan ve sözleşmeden doğan hakları saklıdır.
Madde 65 – Devre mülk hakkı sahiplerinin hak ve borçları, yetki ve sorumluluklarının tespit ve uyuşmazlıkların
çözümlenmesinde bu Kanunda, sözleşmede veya yönetim
planında hüküm bulunmayan hallerde Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer kanun hükümleri uygulanır.
DOKUZUNCU BÖLÜM5
Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler
Kapsam
Madde66 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
5 4/11/2007 tarihli ve 5711 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle; 65 inci maddeden sonra
gelmek üzere "Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler" başlıklı "Dokuzuncu Bölüm"
altında aşağıdaki maddeler eklenmiş, mevcut 66 ve 67 nci maddeler, 75 ve 76 ncı maddeler
olarak teselsül ettirilmiştir.
2013 | 237
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Toplu yapı, bir veya birden çok imar parseli üzerinde, belli bir onaylı yerleşim plânına göre yapılmış veya yapılacak,
alt yapı tesisleri, ortak kullanım yerleri, sosyal tesis ve hizmetler ile bunların yönetimi bakımından birbirleriyle bağlantılı birden çok yapıyı ifade eder.
Toplu yapı kapsamındaki imar parsellerinin bitişik veya
komşu olmaları şarttır. Ancak bu parseller arasında kalan ve
imar plânına göre yol, meydan, yeşil alan, park, otopark gibi
kamuya ayrılan yerler için bu şart aranmaz. Toplu yapı
kapsamındaki her imar parseli, kat irtifakının veya kat mülkiyetinin tesisinde ayrı ayrı dikkate alınır. Ancak, toplu yapı
birden fazla imar parselini içeriyorsa, münferit parseller
üzerinde toplu yapı hükümlerine tâbi olacak şekilde kat
mülkiyeti ilişkisi kurulamaz.
Yapılar tamamlandıkça, tamamlanan yapılara ilişkin kat
irtifakları kat mülkiyetine çevrilebilir.
Ortak yerler
Madde67 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Toplu yapı kapsamında olup, bütünüyle bu kapsamdaki
bağımsız bölümlerin ortak kullanma ve faydalanmasına
tahsis edilmiş bulunan parsellerin malik hanesine, tahsis
edildikleri toplu yapı kapsamındaki diğer parsellerin ada,
parsel, blok ve bağımsız bölüm numaraları gösterilmek
suretiyle tapu siciline kaydedilir ve bu suretle tahsis edildikleri parsellerde bulunan bağımsız bölümlerin ortak yeri
olur.
Toplu yapı kapsamında bulunan birden çok yapının ortak
sosyal ve alt yapı tesisleri bulundukları parsel veya yapıya
238 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
bakılmaksızın, tahsis edildikleri bağımsız bölümlerin ortak
yeri sayılır.
Vaziyet plân ve projeleri
Madde68 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Toplu yapılarda; yapıların konumları, ortak nitelikteki
yerler ve tesisler, bunların kullanılış amaç ve şekilleri, toplu
yapı kapsamındaki parsel veya parsellerin tamamını kapsayacak şekilde, bir bütün olarak ilgili makamlarca onaylanmış imar plânı hükümlerine uygun olarak hazırlanmış vaziyet plânında ve projelerde belirtilir.
Kamuya ayrılan yerlerin düzenlenmesi, işletilmesi ve bakımı, bu konuda yetkili kamu kurumu ile mutabakat sağlanması hâlinde, kamunun kullanımını kısıtlamamak şartıyla toplu yapı yönetimince üstlenilebilir.
Toplu yapı uygulamasında, kat mülkiyetinin ve kat irtifakının tesisine, aranacak belgelere, tapuda yapılacak işlemlere ilişkin hususlar, Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Yönetim
Madde69 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Toplu yapı kapsamında bulunan parsel ve parsellerdeki
birden çok bağımsız bölümü kapsayan ana yapıda ortak
yerleri bulunan blok yapıların her biri, kendi sorunlarına ve
yalnız o bloğa ait ortak yerlere ilişkin olarak, o blokta bulunan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan blok kat malikleri
kurulunca yönetilir. Bir parselde blok niteliğinde olmayan
yapılar varsa veya bu nitelikteki yapılarla blok yapılar aynı
parselde yer alıyorsa, kendi sorunlarına ve o parsele ait
ortak yerlere ilişkin olarak, o parselde bulunan bağımsız
2013 | 239
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
bölüm maliklerinden oluşan kat malikleri kurulunca yönetilir. Yönetim plânında blokların ve blok niteliğinde olmayan
yapıların idare tarzı ayrıca belirtilir.
Bir adada birden çok parsel yer alıyorsa, adayı oluşturan
parsellere ait ortak yerler, o adada bulunan bağımsız bölüm
maliklerinden oluşan ada kat malikleri kurulunca yönetilir
ve yönetim tarzı, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu kurul tarafından kararlaştırılır. Bu yetki,
yönetim plânında ada temsilciler kuruluna verilebilir. Yönetim plânında başka türlü düzenlenmemişse, ada temsilciler
kurulu, blok yapılarda her blokta bulunan bağımsız bölüm
maliklerince seçilen blok yöneticileri ve blok niteliğinde
olmayan yapıların bağımsız bölüm maliklerince seçilen
temsilcilerden oluşur. Ada temsilciler kurulu üyelerinin
sayısı ve nasıl seçileceği toplu yapının özelliği dikkate alınarak yönetim plânında belirtilir. Ada temsilciler kurulunda
bu yöneticiler ve temsilciler yönettikleri ve temsil ettikleri
bağımsız bölüm sayısı kadar oy hakkına sahiptirler.
Toplu yapı kapsamındaki ortak yapı, yer ve tesisler, bu
kapsamda yer alan bağımsız bölüm maliklerinden oluşan
toplu yapı kat malikleri kurulunca yönetilir ve yönetim
tarzı, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak şartıyla,
bu kurul tarafından kararlaştırılır. Bu yetki, yönetim plânında toplu yapı temsilciler kuruluna verilebilir. Yönetim
plânında başka türlü düzenlenmemişse, toplu yapı temsilciler kurulu, blok yapılarda her blokta bulunan bağımsız bölüm maliklerince seçilen blok yöneticileri ve blok niteliğinde
olmayan yapıların bağımsız bölüm maliklerince seçilen
temsilcilerden oluşur. Toplu yapı temsilciler kurulu üyelerinin sayısı ve nasıl seçileceği toplu yapının özelliği dikkate
240 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
alınarak yönetim plânında belirtilir. Toplu yapı temsilciler
kurulunda bu yöneticiler ve temsilciler yönettikleri ve temsil
ettikleri bağımsız bölüm sayısı kadar oy hakkına sahiptirler.
Yönetim plânı ve değiştirilmesi
Madde70 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Toplu yapı kapsamındaki yapı ve yerler için tamamını
kapsayan bir tek yönetim plânı düzenlenir. Yönetim plânı,
toplu yapı kapsamındaki bütün kat maliklerini bağlar. Yönetim plânının değiştirilebilmesi için, toplu yapı temsilciler
kurulu üyelerinin temsil ettikleri bağımsız bölümlerin tamsayısının beşte dördünün oyu şarttır.
Geçici yönetimle ilgili yönetim plânı hükümleri, toplu yapı alanındaki bağımsız bölüm maliklerinin beşte dördünün
oylarıyla değiştirilebilir.
Yönetici ve denetçi atama
Madde71 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Yönetim plânında başka türlü düzenlenmedikçe, blok kat
malikleri kurulu blok için, blok niteliğinde olmayan yapıların yer aldığı parseldeki kat malikleri kendilerine özgülenen
ortak yer ve tesisler için, toplu yapı temsilciler kurulu ise
toplu yapı kapsamındaki bütün ortak yapı, yer ve tesisler
için yönetici ve denetçi atar.
Blok yöneticisi ve denetçisi, bloktaki kat maliklerinin; blok
niteliğinde olmayan yapıların ortak yer ve tesisleri için yönetici ve denetçi, bu yapılardaki kat maliklerinin sayı ve
arsa payı bakımından çoğunluğu tarafından seçilir. Toplu
yapı kapsamındaki bütün ortak yapı, yer ve tesisler için
yönetici ve denetçi ise, toplu yapı temsilciler kuruluna katı2013 | 241
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
lan yönetici ve temsilcilerin, yönettikleri ve temsil ettikleri
bağımsız bölüm sayısının salt çoğunluğunun oyu ile atanır.
Ortak giderlere katılma
Madde72 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Toplu yapı kapsamındaki belli bir yapıya veya yapıların
sadece birkaçındaki kat maliklerinin ortak kullanım ve yararlanmasına tahsis edilmiş ortak yer ve tesislere ilişkin
ortak giderler, o yapılardaki kat malikleri tarafından, bütün
bağımsız bölümlerin ortak kullanım ve yararlanmasına
tahsis edilmiş tesis ve yerlere ilişkin ortak giderler ise bütün
kat malikleri tarafından karşılanır.
Blok kat malikleri, toplu yapı temsilcileri ve geçici yönetim kurulu kararları, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 68
inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden
sayılır.
Kat malikleri, toplu yapı kapsamındaki ortak yapı, yer ve
tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya
bunların başka bir parselde veya kamuya ait alanlarda bulunduğunu veya bağımsız bölümlerinin veya kendilerinin
durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve
ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle toplu yapı ortak gider payını ve toplanacak avansı ödemekten kaçınamazlar.
Geçici yönetim
Madde73 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Yönetim plânında toplu yapı temsilciler kurulu oluşuncaya kadar, bu kurulun görevlerini üstlenmek, yetkilerini
kullanmak ve kurulun oluşması için gerekli girişim ve çağrılarda bulunmak üzere, bir geçici yönetim kurulması öngörü242 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
lebilir. Bu takdirde yönetim plânında geçici yönetimin nasıl
oluşacağına ve ne zamana kadar devam edeceğine ilişkin
hükümlere yer verilir. Geçici yönetim en geç toplu yapının
bitimini izleyen bir yıl sonrasına kadar devam edebilir. Bu
süre, her halde toplu yapı kapsamındaki ilk yapı ruhsatının
alınmasından itibaren on yıl geçmekle sona erer.
Uygulanacak diğer hükümler
Madde74 – (Ek: 14/11/2007-5711/22 md.)
Bu bölümde öngörülen özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunda yer alan bütün hükümler, toplu yapılar
hakkında da aynen veya kıyas yoluyla tatbik edilir.
Görevli mahkeme:
Ek Madde 1 – (Ek: 13/4/1983-2814/15 md.)
Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.
Kullanma yerlerinin boşaltılması:
Ek Madde 2 – (Ek: 13/4/1983 - 2814/15 md.)
Kat malikleri kurulunca veya bu kurulca yetki verilen yönetici tarafından sözleşmeleri herhangi bir nedenle feshedilen veya sona eren, kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçiler
ile dışarıdan atanan yöneticiler kendilerine bu görevleri
dolayısıyla bir yer tahsis edilmiş ise, bu yerleri onbeş gün
içerisinde boşaltmak zorundadırlar. Bu süre içinde boşaltılmayan yerler yöneticinin veya kat maliklerinden herhangi
birinin başvurusu üzerine başkaca tebligata lüzum kalmadan mahalli mülki amirlerin kararı ile bir hafta içinde zabıtaca boşalttırılır. İdare ve yargı organlarına yapılacak başvuru, bu kararların yerine getirilmesini durdurmaz. İlgililerin
kanun ve sözleşmeden doğan hakları saklıdır.
2013 | 243
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Birden çok yapılarda uygulanacak özel hükümler:
Ek Madde 3 – (Ek:13/4/1983 - 2814/15 md.; Mülga:
14/11/2007-5711/24 md.)
Kat irtifakına geçiş:
Ek Madde 4 – (Ek: 13/4/1983 - 2814/15 md.)
Beş veya daha fazla kişi tarafından üzerinde bir veya birden çok yapı yaptırılmak amacıyla birlikte bir arsa edinilmiş
olması ve pay sahiplerinden en az beşte dördünün kat irtifakına geçiş konusunda aldığı karara uyulmaması halinde,
karara uymayan pay sahiplerinin gayrimenkuldeki paylarının iptaline ve bu payların, isteyen diğer pay sahipleri adına
tesciline sulh mahkemesi tarafından aşağıdaki şartlarla karar verilir:
a) Müşterek gayrimenkulün yukarıda belirtilen amaçla
edinildiğinin ispat edilmiş olması,
b) Müşterek maliklerin yukarıda açıklanan çoğunluğunun
kat irtifakına geçiş kararına veya bununla ilgili yükümlülüklere noterlikçe yapılan tebligata rağmen iki ay içinde uyulmamış olması,
c) Karara uymayan müşterek maliklerin paylarının mahkemece tespit edilen rayiç bedelinin mahkeme veznesine
depo edilmesi.
Geçici Madde 1 – (Ek: 14/11/2007-5711/23 md.; Değişik:
23/6/2009-5912/4 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kat irtifakı kurulmuş ve üzerindeki yapılar tamamlanıp yapı kullanma
izin belgesi alınmış yapılarda, kat irtifakına sahip ortak
maliklerden birinin başvurusu veya yapı kullanma izin
belgesinin yetkili idarece tapu idaresine gönderilmesi üzeri244 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
ne zorunlu deprem sigortası poliçesi dâhil başkaca hiçbir
belge aranmaksızın kat mülkiyetine resen geçilir.
Geçici Madde 2 – (Ek: 23/6/2009-5912/5 md.)
Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce kurulan toplu yapılara ait yönetim planlarının, bu Kanun hükümlerine uyarlanması amacıyla yapılacak ilk değişiklik için mevcut kat
malikleri kurulunun salt çoğunluğu yeterlidir. Mevcut toplu
yapı yönetimleri, değiştirilen yönetim planına göre yeni
yöneticiler seçilinceye kadar geçici yönetim olarak görevini
sürdürür. Toplu yapı yöneticisi seçimi, en geç yönetim planının değiştirilmesini takip eden üç ay içinde yapılır.
F) Yürürlük tarihi:
Madde 75 – Bu kanun yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girer. 6 7
G) Yürütme makamı:
Madde 76 – Bu kanunun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür. 6 7
23/6/1965 TARİHLİ VE 634 SAYILI ANA KANUNA
İŞLENEMEYEN GEÇİCİ MADDELER:
1)13/4/1983 tarihli ve 2814 sayılı Kanunun geçici maddeleri:
6 10/6/1985 tarih ve 3227 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle “Yürürlük tarihi” ile ilgili
57 nci madde 66, “Yürütme makamı” ile ilgili 58 inci madde de 67 nci madde olarak,
numaralandırılmıştır.
7 14/11/2007 tarihli ve 5711 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle; 65 inci maddeden sonra gelmek üzere "Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler" başlıklı "Dokuzuncu Bölüm"
altında 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74 üncü maddeler eklenmiş, mevcut 66 ve 67 nci
maddeler, 75 ve 76 ncı maddeler olarak teselsül ettirilmiştir.
2013 | 245
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Silinmemiş kat irtifakı hakları:
Geçici Madde 1 – Kat irtifakına konu olan arsa üzerinde,
bu Kanunun yürürlüğünden önce süresi içinde bitirilmemiş
olan yapılara ilişkin kat irtifakları tapu kütüğünden silinmemiş ise, bunlar hakkında da 49 uncu maddenin bu Kanunla değişik hükmü uygunlanır.
Önce açılmış davalar:
Geçici Madde 2 – 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan
doğan uyuşmazlıklar nedeniyle, bu Kanunun yürürlüğünden önce asliye hukuk mahkemelerine açılmış davalar bu
mahkemelerce sonuçlandırılır.
2) 5/2/1992 tarih ve 3770 sayılı Kanunun geçici maddesi:
Geçici Madde – Doğal Gazın Kullanımı Hakkında Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu ile
Bakanlar Kuruluna verilen Kanun Hükmünde Kararname
çıkarma yetkisi 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu için adı
geçen Yetki Kanunu ile verilen süre bitimine kadar geçerlidir.
3) 14/11/2007 tarihli ve 5711 sayılı Kanunun geçici maddeleri:
Geçici Madde 1 – Bu Kanun gereğince hazırlanması gereken yönetmelik, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde hazırlanır.
Geçici Madde 2 – 13/4/1983 tarihli ve 2814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kat irtifakı kurulmuş
binalarda yönetim plânı olmasa dahi 12 nci madde hükümlerine göre kat mülkiyeti kurulur.
Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
önce kurulan toplu yapılara ait yönetim plânları, yürürlük
tarihinden itibaren en geç altı ay içinde bu Kanun hükümle246 | 2013
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
rine uyarlanır. Yönetim plânında bu yönde değişiklik yapılması için mevcut kat malikleri kurulunun salt çoğunluğu
yeterlidir. Mevcut toplu yapı yönetimleri, yönetim plânı
değişip buna göre yönetici seçilene kadar geçici yönetim
olarak görevini sürdürür. Toplu yapı yöneticisi seçimi, en
geç yönetim plânının değişimini takip eden üç ay içinde
yapılır.
2013 | 247
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
634 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Kanun
No
Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler
Yürülüğe Giriş
Tarihi
1166
-
2/1/1969
2814
-
14/4/1983
3227
-
25/6/1985
KHK/431
-
13/2/1991
3770
-
11/2/1992
5378
42
7/7/2005
Değiştiren
Kanun
634 sayılı Kanunun değişen maddeleri
Yürülüğe Giriş
Tarihi
5627
42
2/5/2007
5711
3, 4, 10, 11, 12, 13, 14, 18,
19,20,22,23,25,26,29,30,31, 33,34,38,47,54,
Dokuzuncu Bölüm, 66 ila 74, Geçici
Madde 1, İşlenemeyen Hükümler(Geçici
Madde 1,2,3)
28/11/2007
5912
3,12,14, Geçici Madde 1,2
7/7/2009
6111
24
25/2/2011
248 | 2013
KABAHATLER KANUNU
KABAHATLER KANUNU
Kanun Numarası : 5326
Kabul Tarihi : 30/3/2005
Yayımlandığı R.Gazete
: Tarih: 31/3/2005 Sayı : 25772
(M.)
Yayımlandığı Düstur: Tertip : 5 Cilt : 44
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve Kapsam, Tanım, Kanunîlik İlkesi ve Kanunun
Uygulama Alanı
Amaç ve kapsam
Madde 1- (1) Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı,
genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla;
a) Kabahatlere ilişkin genel ilkeler,
b) Kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idarî yaptırımların türleri ve sonuçları,
c) Kabahatler dolayısıyla karar alma süreci,
d) İdarî yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolu,
e) İdarî yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin
esaslar,
Belirlenmiş ve çeşitli kabahatler tanımlanmıştır.
2013 | 249
KABAHATLER KANUNU
Tanım
Madde 2- (1) Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında
idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.
Genel kanun niteliği
Madde 3- (Değişik: 6/12/2006-5560/31 md.)
(1) Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin
hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması
halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller
hakkında,
uygulanır.
Kanunîlik ilkesi
Madde 4- (1) Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin
genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir.
(2) Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve
miktarı, ancak kanunla belirlenebilir.
Zaman bakımından uygulama
Madde 5- (1) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri
kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatler
karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların
yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir.
250 | 2013
KABAHATLER KANUNU
(2) Kabahat, failin icraî veya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin oluştuğu zaman, bu
bakımdan dikkate alınmaz.
Yer bakımından uygulama
Madde 6- (1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yer bakımından uygulamaya ilişkin 8 inci maddesi hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kanunlarda aksine hüküm bulunan haller saklıdır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kabahatten Dolayı Sorumluluğun Esasları
Kabahatin ihmali davranışla işlenmesi
Madde 7- (1) Kabahat, icraî veya ihmali davranışla işlenebilir. İhmali davranışla işlenmiş kabahatin varlığı için kişi
açısından belli bir icraî davranışta bulunma hususunda
hukukî yükümlülüğün varlığı gereklidir.
Organ veya temsilcinin davranışından dolayı sorumluluk
Madde 8- (1) Organ veya temsilcilik görevi yapan ya da
organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında
işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da
idarî yaptırım uygulanabilir.
(2) Temsilci sıfatıyla hareket eden kişinin bu sıfatla bağlantılı olarak işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı temsil
edilen gerçek kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir.
Gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı, iş sahibi kişi
hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir.
2013 | 251
KABAHATLER KANUNU
(3) Kanunun, organ veya temsilcide ya da temsil edilen
kişide özel nitelikler aradığı hallerde de yukarıdaki fıkralar
hükümleri uygulanır.
(4) Birinci ve ikinci fıkra hükümleri, organ veya temsilcilik
ya da hizmet ilişkisinin dayanağını oluşturan işlemin hukuken geçerli olmaması halinde de uygulanır.
Kast veya taksir
Madde 9.- (1) Kabahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde, hem kasten hem de taksirle işlenebilir.
Hata
Madde 10- (1) Türk Ceza Kanununun hata hallerine ilişkin hükümleri, ancak kasten işlenen kabahatler bakımından
uygulanır.
Sorumluluk
Madde 11- (1) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî para cezası uygulanamaz.
(2) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve
sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış
olan kişi hakkında idarî para cezası uygulanmaz.
Hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran
nedenler
Madde 12- (1) Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan
hallerde, Türk Ceza Kanununun hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlere ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır.
Teşebbüs
Madde 13- (1) Kabahate teşebbüs cezalandırılmaz. Ancak,
teşebbüsün de cezalandırılabileceğine dair ilgili kanunda
252 | 2013
KABAHATLER KANUNU
hüküm bulunan haller saklıdır. Bu durumda, Türk Ceza
Kanununun suça teşebbüse ve gönüllü vazgeçmeye ilişkin
hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır.
İştirak
Madde 14- (1) Kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para cezası verilir.
(2) Özel faillik niteliğinin arandığı durumlarda, kabahate
iştirak eden ve bu niteliği taşımayan kişi hakkında da fail
olarak idarî para cezası verilir.
(3) Kabahate iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş
bir fiilin varlığı yeterlidir. Kabahatin işlenişine iştirak eden
kişi hakkında, diğerlerinin sorumlu olup olmadığı göz
önünde bulundurulmaksızın idarî para cezası verilir.
(4) Kanunda özel faillik niteliğini taşıyan kişi açısından
suç, diğer kişiler açısından kabahat olarak tanımlanan fiilin,
bu niteliği taşıyan ve taşımayan kişiler tarafından ortaklaşa
işlenmesi halinde suça iştirake ilişkin hükümler uygulanır.
İçtima
Madde 15- (1) Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi
halinde bu kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idarî para
cezası öngörülmüşse, en ağır idarî para cezası verilir. Bu
kabahatlerle ilgili olarak kanunda idarî para cezasından
başka idarî yaptırımlar da öngörülmüş ise, bu yaptırımların
her birinin uygulanmasına karar verilir.
(2) Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir
kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı idarî para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idarî yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır.
2013 | 253
KABAHATLER KANUNU
(3) Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise,
sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Ancak, suçtan
dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İdarî Yaptırımlar
Yaptırım türleri
Madde 16- (1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan
idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden
ibarettir.
(2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili
kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.
İdarî para cezası
Madde 17- (1) İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilir.
(2) İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek
suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının
miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile
failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde
bulundurulur.
(3) (Değişik: 6/12/2006-5560/32 md.) 10/12/2003 tarihli ve
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli
(I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idarî para cezalarının ilgili kanunlarında
1/6/2005 tarihinden sonra belirlenen oranın dışındaki kısmı
ile Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemeler tarafından
verilen idarî para cezaları Genel Bütçeye gelir kaydedilir.
Sosyal güvenlik kurumları ile mahalli idareler tarafından
254 | 2013
KABAHATLER KANUNU
verilen idarî para cezaları kendi bütçelerine gelir kaydedilir.
Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen idarî
para cezaları ise, ilgili kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Genel Bütçeye gelir kaydedilir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının verdiği para cezaları, kendi kanunlarındaki hükümlere tâbidir. Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde, idarî para cezasının, ilk taksitinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde
ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde, idarî
para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir.
(4) (Değişik: 6/12/2006-5560/32 md.) Genel Bütçeye gelir
kaydedilmesi gereken idarî para cezalarına ilişkin kesinleşen kararlar, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil
dairelerine gönderilir. Sosyal güvenlik kurumları ve mahalli
idareler tarafından verilen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
kendileri tarafından tahsil olunur. Diğer kamu kurum ve
kuruluşları tarafından verilen ve Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında özel hüküm bulunmadığı takdirde genel hükümlere göre
tahsil olunur.
(5) İdarî para cezası tamamen tahsil edildikten itibaren en
geç bir ay içinde durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşuna
bildirilir.
(6) Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını
2013 | 255
KABAHATLER KANUNU
derhal kendisi gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü
tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun
yoluna başvurma hakkını etkilemez.
(7) İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca
tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak
uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir
Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü,
nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından uygulanmaz.
Mülkiyetin kamuya geçirilmesi
Madde 18- (1) Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya
geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde
karar verilebilir.
(2) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, eşyanın;
a) Kullanılmaz hale getirilmesi,
b) Niteliğinin değiştirilmesi,
c) Ancak belli bir surette kullanılması,
Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı olarak
belli bir süre geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine getirilmemesi halinde eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.
(3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşinceye kadar ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından
eşyaya elkonulabileceği gibi; eşya, kişilerin muhafazasına da
bırakılabilir.
256 | 2013
KABAHATLER KANUNU
(4) Eşyanın mülkiyeti, kanunda açık hüküm bulunan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer.
(5) Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilmesi için fail hakkında idarî para cezası veya başka bir
idarî yaptırım kararı verilmiş olması şart değildir.
(6) Kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de
karar verilebilir.
(7) Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilir.
(8) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde yerine getirilir.
Saklı tutulan hükümler
Madde 19- (1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;
a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,
b) İşyerinin kapatılması,
c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,
d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,
Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu
Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar
saklıdır.
2013 | 257
KABAHATLER KANUNU
Soruşturma zamanaşımı1
Madde 20- (1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında idarî para cezasına karar
verilemez.
(2) (Değişik: 6/12/2006-5560/33 md.) Soruşturma zamanaşımı süresi;
a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını
gerektiren kabahatlerde beş,
b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını
gerektiren kabahatlerde dört,
c) Ellibin Türk Lirasından az idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç,
yıldır.
(Ek cümle: 13/2/2011-6111/22 md.) Ancak, 89 uncu maddesi hariç olmak üzere 1111 sayılı Askerlik Kanunu, 2839
sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanunu, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması
Hakkında Kanun, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu,
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunda belirtilen ve idari para cezasını gerektiren fiilin
işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son günü bitimine
1 31/3/2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle, bu maddenin ikinci
fıkrasında yer alan “Ancak” ibaresinden sonra gelmek üzere “, 89 uncu maddesi hariç
olmak üzere” ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
258 | 2013
KABAHATLER KANUNU
kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmediği takdirde
idari yaptırım kararı verilemez, verilmiş olanlar düşer.
(3) Nispî idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi sekiz yıldır.
(4) Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin
işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar.
(5) Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır.
Yerine getirme zamanaşımı
Madde 21- (1) Yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idarî para cezasına veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar artık yerine getirilemez.
(2) Yerine getirme zamanaşımı süresi;
a) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına
karar verilmesi halinde yedi,
b) Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde beş,
c) Onbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına
karar verilmesi halinde dört,
d) Onbin Türk Lirasından az idarî para cezasına karar verilmesi halinde üç,
Yıldır.
(3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin zamanaşımı
süresi on yıldır.
2013 | 259
KABAHATLER KANUNU
(4) (Değişik: 23/7/2010-6009/37 md.) Zamanaşımı süresi,
kararın kesinleşmesinin rastladığı takvim yılını takip eden
takvim yılı başından itibaren işlemeye başlar.
(5) Kanun hükmü gereği olarak idarî yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı işlemez.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları
İdarî yaptırım kararı verme yetkisi
Madde 22- (1) Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı
vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idarî kurul, makam
veya kamu görevlileri yetkilidir.
(2) Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu
kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir.
(3) İdarî kurul, makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili
kamu kurum ve kuruluşunun görev alanına giren yerlerde
işlenen kabahatler dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye
yetkilidir.
(4) 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yer bakımından yetki kuralları kabahatler açısından da geçerlidir.
Cumhuriyet savcısının karar verme yetkisi
Madde 23- (1) Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idarî yaptırım
kararı vermeye yetkilidir.
260 | 2013
KABAHATLER KANUNU
(2) Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında
bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet
savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idarî yaptırım kararı verebilir.
(3) Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısı bu nedenle idarî yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum ve
kuruluşu tarafından idarî yaptırım kararı verilmemiş olması
gerekir.
Mahkemenin karar verme yetkisi
Madde 24- (1) Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idarî
yaptırım kararı verilir.
İdarî yaptırım kararı
Madde 25- (1) İdarî yaptırım kararına ilişkin tutanakta;
a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve
adresi,
b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili,
c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller,
d) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği,
Açık bir şekilde yazılır. Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman gösterilerek açıklanır.
Kararların tebliği
Madde 26- (1) İdarî yaptırım kararı, 11.2.1959 tarihli ve
7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye
2013 | 261
KABAHATLER KANUNU
tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir.
(2) İdarî yaptırım kararının ilgili gerçek kişinin huzurunda
verilmesi halinde tutanakta bu husus açıkça belirtilir. Bu
karara karşı başvurabileceği kanun yolu, mercii ve süresine
ilişkin olarak bilgilendirildikten sonra kişinin karar tutanağını imzalaması istenir. İmzadan kaçınılması halinde bu
durum tutanakta açıkça belirtilir. Karar tutanağının bir örneği kişiye verilir.
(3) Tüzel kişi hakkında verilen idarî yaptırım kararları her
halde ilgili tüzel kişiye tebliğ edilir.
Başvuru yolu
Madde 27- (1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde,
sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı
kesinleşir.
(2) Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten
itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez;
ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir.
(3) Başvuru, bizzat kanunî temsilci veya avukat tarafından
sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir.
(4) Başvuru dilekçesinde, idarî yaptırım kararına ilişkin
bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde
262 | 2013
KABAHATLER KANUNU
gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir.
(5) (Değişik: 6/12/2006-5560/34 md.) İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı
ancak itiraz yoluna gidilebilir.
(6) (Ek: 6/12/2006-5560/34 md.) Soruşturma konusu fiilin
suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; kovuşturmaya yer olmadığı
kararına itiraz edildiği takdirde, idarî yaptırım kararına
karşı başvuru da bu itiraz merciinde incelenir.
(7) (Ek: 6/12/2006-5560/34 md.) Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidildiği
takdirde, idarî yaptırım kararına karşı itiraz da bu kanun
yolu merciinde incelenir.
(8) (Ek: 6/12/2006-5560/34 md.) İdarî yaptırım kararının
verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî
yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması
halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık
iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.
Başvurunun incelenmesi
Madde 28- (1) Başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda;
a) Yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın yetkili
sulh ceza mahkemesine gönderilmesine,
b) Başvurunun süresi içinde yapılmadığının, başvuru konusu idarî yaptırım kararının sulh ceza mahkemesinde ince2013 | 263
KABAHATLER KANUNU
lenebilecek kararlardan olmadığının veya başvuranın buna
hakkı bulunmadığının anlaşılması halinde, bu nedenlerle
başvurunun reddine,
c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan nedenlerin bulunmaması
halinde başvurunun usulden kabulüne,
Karar verilir.
(2) Başvurunun usulden kabulü halinde mahkeme dilekçenin bir örneğini ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ
eder.
(3) İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru dilekçesinin
tebliği tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde mahkemeye cevap verir. Başvuru konusu idarî yaptırıma ilişkin
işlem dosyasının tamamının bir örneği, cevap dilekçesi ile
birlikte mahkemeye verilir. Mahkeme, işlem dosyasının
aslını da ilgili kamu kurum ve kuruluşundan isteyebilir.
Cevap dilekçesi, idarî yaptırım kararına karşı başvuruda
bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak verilir.
(4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir. Dinleme
için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en
az bir haftalık zaman olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz
olarak hazır bulunmama, yokluklarında karar verilmesine
engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça belirtilir.
(5) Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklığa, bilirkişi incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili
olarak da uygulanır.
264 | 2013
KABAHATLER KANUNU
(6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve
avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa
tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur.
(7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen
ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı,
aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme
son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar.
(8) Mahkeme, son karar olarak idarî yaptırım kararının;
a) Hukuka uygun olması nedeniyle, "başvurunun reddine",
b) Hukuka aykırı olması nedeniyle, "idarî yaptırım kararının kaldırılmasına",
Karar verir.
(9) (Ek: 6/12/2006-5560/35 md.) İdarî para cezasının alt ve
üst sınırının kanunda gösterildiği kabahatler dolayısıyla
verilmiş idarî para cezasına karşı başvuruda bulunulması
halinde, mahkeme idarî para cezasının miktarında değişiklik yaparak da başvurunun kabulüne karar verebilir.
(10) Üçbin Türk Lirası dahil idarî para cezalarına karşı
başvuru üzerine verilen kararlar kesindir. 2 3
2 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun 35 inci maddesiyle sekizinci fıkradan sonra
gelmek üzere (9) numaralı fıkra eklenmiş ve diğer fıkra numarası buna göre (10) olarak
teselsül ettirilmiştir.
3 31/3/2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan
“İkibin” ibaresi “Üçbin” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 265
KABAHATLER KANUNU
İtiraz yolu
Madde 29- (1) Mahkemenin verdiği son karara karşı, Ceza
Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yapılır.4
(2) İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak
verilir.
(3) Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak “itirazın kabulüne” veya “itirazın reddine” karar verir.
(4) Mahkemenin verdiği karar taraflara tebliğ edilir. Vekil
olarak avukatla temsil edilme halinde ayrıca taraflara tebligat yapılmaz.
(5) (Değişik: 31/3/2011-6217/27 md.) İdarî yaptırım kararının ağır ceza mahkemesi tarafından verilmesi halinde bu
karara karşı Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir.
Vazgeçme ve kabul
Madde 30 - (1) Kanun yoluna başvuran kişi, bu konuda
karar verilinceye kadar başvurusundan vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda bulunulamaz.
(2) İlgili kamu kurum ve kuruluşu da mahkeme tarafından karar verilinceye kadar kanun yolu başvurusunu kabul
ederek idarî yaptırım kararını geri alabilir.
Masrafların ve vekalet ücretinin ödenmesi
4 31/3/2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan
“yargı çevresinde yer aldığı ağır ceza mahkemesine” ibaresi “Ceza Muhakemesi Kanununa göre” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
266 | 2013
KABAHATLER KANUNU
Madde 31 - (1) İdarî yaptırım kararına karşı başvuru yolu
harca tâbi değildir.5
(2) Kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça ödenir.
İKİNCİ KISIM
Çeşitli Kabahatler
Emre aykırı davranış
Madde 32 - (1) Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler
nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel
sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen
emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar
verilir.
(2) Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan
hallerde uygulanabilir.
(3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526
ncı maddesine diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu
maddeye yapılmış sayılır.
Dilencilik
Madde 33 - (1) Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen
5 31/3/2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan
“kanun yoluna başvurulması” ibaresi “başvuru yolu” şeklinde değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
2013 | 267
KABAHATLER KANUNU
gelire elkonularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar
verilir.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve elkoymaya kolluk veya belediye zabıta görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir veya belediye encümeni
karar verir.
Kumar
Madde 34 - (1) Kumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Ayrıca, kumardan elde edilen gelire
elkonularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve elkoymaya kolluk görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine
mülkî amir karar verir.
Sarhoşluk
Madde 35 - (1) Sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde davranışlarda bulunan kişiye, kolluk
görevlileri tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Kişi, ayrıca sarhoşluğun etkisi geçinceye kadar kontrol
altında tutulur.
Gürültü
Madde 36 - (1) Başkalarının huzur ve sükununu bozacak
şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idarî
para cezası verilir.
(2) Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin
Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(3) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına kolluk veya
belediye zabıta görevlileri karar verir.
268 | 2013
KABAHATLER KANUNU
Rahatsız etme
Madde 37- (1) Mal veya hizmet satmak için başkalarını
rahatsız eden kişi, elli Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezası vermeye kolluk veya belediye zabıta görevlileri yetkilidir.
İşgal
Madde 38- (1) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği
kaldırımları işgal eden veya buralarda mal satışa arz eden
kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
(2) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlar
üzerine inşaat malzemesi yığan kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından yüz Türk Lirasından beşyüz Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(3) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
Tütün mamullerinin tüketilmesi
Madde 39- (1) Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında
tütün mamulü tüketen kişiye, ilgili idarî birim amirinin
yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Bu fıkra hükmü, tütün mamulü
tüketilmesine tahsis edilen alanlarda uygulanmaz.
(2) Toplu taşıma araçlarında tütün mamulü tüketen kişiye,
elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Kabahatin özel hukuk kişileri tarafından işletilen toplu taşıma araçlarında
işlenmesi halinde bu ceza ilk başvurulan kolluk birim yetkilileri tarafından verilir. Kamuya ait toplu taşıma araçlarında
2013 | 269
KABAHATLER KANUNU
işlenmesi halinde idarî para cezası verme yetkisi bakımından birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği
binaların kapalı alanlarında, tütün mamullerinin tüketilemeyeceğini belirtir açık bir işarete yer verilmesine rağmen,
bu yasağa aykırı hareket eden kişiye, elli Türk Lirası idarî
para cezası verilir. Bu ceza, şikâyet üzerine en yakın kolluk
birimi yetkililerince verilir.
Kimliği bildirmeme
Madde 40- (1) Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde
kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu
görevli tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
(2) Açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla kimliği belirlenemeyen
kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve
tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından Ceza
Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.
(3) Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.
Çevreyi kirletme
Madde 41- (1) Evsel atık ve artıkları, bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler dışına atan kişiye, yirmi
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bireysel atık ve artıkların atılması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.
270 | 2013
KABAHATLER KANUNU
(2) Fiilin yemek pişirme ve servis yerlerinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye, beşyüz Türk
Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası
verilir.
(3) Hayvan kesimine tahsis edilen yerler dışında hayvan
kesen veya kesilen hayvan atıklarını sokağa veya kamuya
ait sair bir alana bırakan kişiye, elli Türk Lirası idarî para
cezası verilir.
(4) İnşaat atık ve artıklarını bunların toplanmasına veya
depolanmasına özgü yerler dışına atan kişiye, yüz Türk
Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. İnşaat faaliyetinin bir tüzel kişi adına yürütülmesi halinde bu tüzel kişi hakkında verilecek idarî para cezasının üst
sınırı beşbin Türk Lirasıdır. Bu atık ve artıkların kaldırılmasına ilişkin masraf da ayrıca kişiden tahsil edilir.
(5) Kullanılamaz hale gelen veya ihtiyaç fazlası ev eşyasını
bunların toplanmasına ilişkin olarak belirlenen günün dışında sokağa veya kamuya ait sair bir yere bırakan kişiye
elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu eşyanın toplanması hususunda belediye tarafından belirli aralıklarla yılda
üç günden az olmamak üzere belirlenen günler önceden
uygun araçlarla ilân olunur.
(6) Kullanılamaz hale gelen motorlu kara veya deniz nakil
araçlarını ya da bunların mütemmim cüzlerini sokağa veya
kamuya ait sair bir yere bırakan kişiye ikiyüzelli Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Bunların kaldırılmasına ilişkin masraf da kişiden ayrıca tahsil edilir.
(7) Bu kabahatler dolayısıyla idarî para cezasına belediye
zabıta görevlileri karar verir.
2013 | 271
KABAHATLER KANUNU
(8) Bu kabahatler dolayısıyla meydana gelen kirliliğin kişi
tarafından derhal giderilmesi halinde idarî para cezasına
karar verilmeyebilir.
(9) Bu madde hükümleri, belediye sınırları içinde uygulanır.
(10) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
Afiş asma
Madde 42- (1) Meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar veya alanlara, rızası
olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş
ve ilân asan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası verilir. Aynı içerikteki afiş ve ilânlar,
tek fiil sayılır.
(2) Birinci fıkra hükmü, yetkili makamlardan alınan açık
ve yazılı izne dayalı olarak asılan afiş ve ilânlar açısından
uygulanmaz. Bu izinde, afiş ve ilânın asılacağı zaman dilimi
açık bir şekilde gösterilir. Bu afiş ve ilânlar izin verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından bu sürenin dolmasını müteakip derhal toplatılır. Toplatma yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi halinde birinci fıkra hükmüne göre idarî para
cezası verilir.
(3) Bu afiş ve ilânların kaldırılmasına ilişkin masraflar da
ilgili kişilerden ayrıca tahsil edilir.
(4) Bu kabahatler dolayısıyla idarî para cezasına, kolluk
veya belediye zabıta görevlileri karar verir.
(5) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
Silah taşıma
Madde 43- (1) Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları park, meydan, cadde
272 | 2013
KABAHATLER KANUNU
veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye, kolluk
tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Tüzel kişilerin sorumluluğu
Madde 43/A- (Ek: 26/6/2009-5918/9 md.)
(1) Daha ağır idarî para cezasını gerektiren bir kabahat
oluşturmadığı hallerde, bir özel hukuk tüzel kişisinin organ
veya temsilcisi ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte
bu tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi
tarafından;
a) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun;
1) 157 nci ve 158 inci maddelerinde tanımlanan dolandırıcılık suçunun,
2) 235 inci maddesinde tanımlanan ihaleye fesat karıştırma suçunun,
3) 236 ncı maddesinde tanımlanan edimin ifasına fesat karıştırma suçunun,
4) 252 nci maddesinde tanımlanan rüşvet suçunun,
5) 282 nci maddesinde tanımlanan suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama suçunun,
b) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun
160 ıncı maddesinde tanımlanan zimmet suçunun,
c) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununda tanımlanan kaçakçılık suçlarının,
ç) 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun Ek 5 inci maddesinde tanımlanan suçun,
d) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 8 inci maddesinde tanımlanan terörün finansmanı
suçunun,
2013 | 273
KABAHATLER KANUNU
tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi halinde, ayrıca bu
tüzel kişiye onbin Türk Lirasından ikimilyon Türk Lirasına
kadar idarî para cezası verilir.
(2) Bu madde hükümlerine göre idari para cezasına karar
vermeye, birinci fıkrada sayılan suçlardan dolayı yargılama
yapmakla görevli mahkeme yetkilidir.
Tüzel kişilerin bildirim yükümlülüğü
Madde 43/B – (Ek: 2/7/2012-6352/102 md.)
(1) 5411 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan;
bankalara, finansal kuruluşlara veya paranın sayım ve incelemesini yaparak bankalara destek hizmeti veren kuruluşlar
ile mevzuat çerçevesinde dövize ilişkin işlemler yapmasına
izin verilen şirketlere, her ne amaçla olursa olsun ibraz edilen paranın sahte olduğunun anlaşılması halinde, 5237 sayılı
Kanunun 278 inci maddesinde düzenlenen bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde, bu maddede sayılan
tüzel kişilere Cumhuriyet savcısı tarafından bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
Ek Madde 1- (Ek: 11/5/2005-5348/5 md.)
(1) 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer
alan vergi mahkemelerinin görevine ilişkin hükümler saklıdır.
Geçici Madde 1- (1) Bu Kanunda ve 1 Haziran 2005 tarihinden sonra yürürlüğe giren diğer kanunlardaki idarî para
cezaları ile ilgili olarak geçen "Türk Lirası" ibaresi karşılığında, uygulamada, 28.1.2004 tarihli ve 5083 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun hü-
274 | 2013
KABAHATLER KANUNU
kümlerine göre ülkede tedavülde bulunan para "Yeni Türk
Lirası" olarak adlandırıldığı sürece bu ibare kullanılır.6
Geçici Madde 2- (1) Bu Kanun hükümleri, yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla idare mahkemelerinde dava açılarak
iptali istenen idarî yaptırım kararları hakkında uygulanmaz.
Geçici Madde 3- (1) Daha önce verilmiş olan idarî para
cezasına ilişkin kararlara karşı henüz iptal davası açılmamış
olmakla birlikte dava açma süresinin geçmemiş olması halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş
gün içinde 27 nci madde hükümlerine göre sulh ceza mahkemesine başvuruda bulunulabilir.
Yürürlük
Madde 44- (1) Bu Kanun 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girer.7
Yürütme
Madde 45- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
6 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun 36 ncı maddesiyle bu maddede yer alan
"Bu Kanunda" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve 1 Haziran 2005 tarihinden sonra
yürürlüğe giren diğer kanunlardaki idarî para cezaları ile ilgili olarak" ibaresi eklenmiş ve
metne işlenmiştir.
7 Bu maddede yer alan "1 Nisan 2005“ ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesiyle "1 Haziran 2005“ şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 275
KABAHATLER KANUNU
5326 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Kanun
No
Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler
Yürülüğe Giriş
Tarihi
5328
44
31/3/2005
5348
Ek Madde 1
18/5/2005
Değiştiren
Kanun
5326 sayılı Kanunun değişen maddeleri
Yürülüğe Giriş
Tarihi
5560
3,17,20,27,28 ve Geçici Madde1
19/12/2006
5918
43/A
9/7/2009
6009
21
1/8/2010
6111
20
25/2/2011
6217
20,28,29,31
14/4/2011
6353
43/B
5/7/2012
276 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
TÜRK CEZA KANUNU1
Kanun Numarası: 5237
Kabul Tarihi: 26/9/2004
Yayımlandığı R.Gazete: Tarih : 12/10/2004 Sayı :25611
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 43 Sayfa:
BİRİNCİ KİTAP
Genel Hükümler
BİRİNCİ KISIM
Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
BİRİNCİ BÖLÜM
Temel İlkeler ve Tanımlar
Ceza Kanununun amacı
Madde 1- (1) Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilme-
1 Bu Kanunun yürürlük ve uygulama şekli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununa çeşitli
mevzuatta yapılan atıflarla ilgili olarak 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Kanuna bakınız.
2013 | 277
TÜRK CEZA KANUNU
si için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve
güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi
Madde 2- (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için
kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.
Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka
bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler,
kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
Madde 3- (1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk,
dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer
fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Kanunun bağlayıcılığı
Madde 4- (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
(2) (Mülga : 29/6/2005 – 5377/1 md.)
278 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Özel kanunlarla ilişki
Madde 5- (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da
uygulanır.
Tanımlar
Madde 6- (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,
b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış
kişi,
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir
surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler
ve adlî, idarî ve askerî mahkemeler üye ve hakimleri ile
Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,
e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat
sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,
f) Silah deyiminden;
1. Ateşli silahlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her
türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen
saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
2013 | 279
TÜRK CEZA KANUNU
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli
hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik
maddeler,
g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı,
görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan
yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini
ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle
birlikte veya tek başına suç işleyen kişi,
Anlaşılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kanunun Uygulama Alanı
Zaman bakımından uygulama
Madde 7- (1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna
göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra
yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden
dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik
tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri
hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden
kalkar.
280 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile
sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise,
failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/2 md.) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç;
infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları
süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına
devam edilir.
Yer bakımından uygulama
Madde 8- (1) Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de
işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde
suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır.
(2) Suç;
a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında,
Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.
Yabancı ülkede hüküm verilmesi
Madde 9- (1) Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır.
2013 | 281
TÜRK CEZA KANUNU
Görev suçları
Madde 10- (1) Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet
veya görev üstlenmiş olup da bundan dolayı bir suç işleyen
kimse, bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında
mahkûmiyet hükmü verilmiş bulunsa bile, Türkiye'de yeniden yargılanır.
Vatandaş tarafından işlenen suç
Madde 11- (1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı
suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan
az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde, bu
suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve
Türkiye'de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk
kanunlarına göre cezalandırılır.
(2) Suç, aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını gerektirdiğinde yargılama yapılması zarar görenin veya yabancı
hükûmetin şikayetine bağlıdır. Bu durumda şikayet, vatandaşın Türkiye'ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır.
Yabancı tarafından işlenen suç
Madde 12- (1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar
dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye'nin
zararına işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde,
Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması
Adalet Bakanının istemine bağlıdır.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk
tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve failin Türkiye'de bu282 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
lunması halinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm
verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin şikayeti
üzerine fail, Türk kanunlarına göre cezalandırılır.
(3) Mağdur yabancı ise, aşağıdaki koşulların varlığı halinde fail, Adalet Bakanının istemi ile yargılanır:
a) Suçun, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı üç yıldan az
olmayan hapis cezasını gerektirmesi.
b) Suçluların geri verilmesi anlaşmasının bulunmaması
veya geri verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin veya
failin uyruğunda bulunduğu devletin hükûmeti tarafından
kabul edilmemiş olması.
(4) Birinci fıkra kapsamına giren suçtan dolayı yabancı
mahkemece mahkûm edilen veya herhangi bir nedenle davası veya cezası düşen veya beraat eden yahut suçu kovuşturulabilir olmaktan çıkan yabancı hakkında Adalet Bakanının istemi üzerine Türkiye'de yeniden yargılama yapılır.
Diğer suçlar
Madde 13- (1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı
tarafından, yabancı ülkede işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır:
a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.
b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer
alan suçlar.
c) İşkence (madde 94, 95).
d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).
e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde
188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190).
2013 | 283
TÜRK CEZA KANUNU
f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200),
mühürde sahtecilik (madde 202).
g) Fuhuş (madde 227).
h) (Mülga : 26/6/2009 – 5918/1 md.)
i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu
araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçları.
(2) (Ek ikinci fıkra: 29/6/2005 – 5377/3 md.) İkinci Kitap,
Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alanlar hariç; birinci fıkra
kapsamına giren suçlardan dolayı Türkiye'de yargılama
yapılması, Adalet Bakanının talebine bağlıdır
(3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı
verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye'de yargılama yapılır.2
Seçimlik cezalarda soruşturma
Madde 14- (1) 11 ve 12 nci maddelerde belirtilen hallerde,
soruşturma konusu suçun yer aldığı kanun maddesinde
hapis cezası ile adli para cezasından birinin uygulanması
seçimlik sayılmış ise soruşturma veya kovuşturma açılmaz.
Soruşturma koşulu olan cezanın hesaplanması
Madde 15- (1) Miktarının soruşturma koşulu oluşturduğu
hallerde ceza, soruşturma evresinde ileri sürülen kanuni
2 Bu fıkranın numarası (2) iken, maddeye 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 3
üncü maddesiyle, birinci fıkradan sonra gelmek üzere ikinci fıkra eklendiği için, (3) olarak
teselsül ettirilmiştir.
284 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
ağırlaştırıcı nedenlerin aşağı sınırı ve kanuni hafifletici nedenlerin yukarı sınırı göz önünde bulundurularak hesaplanır.
Cezadan mahsup
Madde 16- (1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir.
Hak yoksunlukları
Madde 17- (1) Yukarıdaki maddelerde açıklanan hallerde
mahkeme, yabancı mahkemelerden verilen ve Türk hukuk
düzenine aykırı düşmeyen hükmün, Türk kanunlarına göre
bir haktan yoksunluğu gerektirmesi halinde, Cumhuriyet
savcısının istemi üzerine Türk kanunlarındaki sonuçlarının
geçerli olmasına karar verir.
Geri verme
Madde 18- (1) Yabancı bir ülkede işlenen veya işlendiği
iddia edilen bir suç nedeniyle hakkında ceza kovuşturması
başlatılan veya mahkûmiyet kararı verilmiş olan bir yabancı,
talep üzerine, kovuşturmanın yapılabilmesi veya hükmedilen cezanın infazı amacıyla geri verilebilir. Ancak, geri verme talebine esas teşkil eden fiil;
a) Türk kanunlarına göre suç değilse,
b) Düşünce suçu veya siyasi ya da askerî suç niteliğinde
ise,
c) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin veya bir Türk vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre
kurulmuş bir tüzel kişinin zararına işlenmişse,
d) Türkiye'nin yargılama yetkisine giren bir suç ise,
2013 | 285
TÜRK CEZA KANUNU
e) Zamanaşımına veya affa uğramış ise,
Geri verme talebi kabul edilmez.
(2) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği
yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş suç sebebiyle
yabancı bir ülkeye verilemez.
(3) Kişinin, talep eden devlete geri verilmesi halinde ırkı,
dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya
siyasi görüşleri nedeniyle kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebepleri varsa, talep kabul
edilmez.
(4) Kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi, geri verme talebi hakkında bu madde ve Türkiye'nin taraf olduğu
ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verir. Bu
karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
(5) Mahkeme geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar verirse, bu kararın yerine getirilip getirilmemesi
Bakanlar Kurulunun takdirine bağlıdır.
(6) Geri verilmesi istenen kişi hakkında koruma tedbirlerine başvurulmasına, Türkiye'nin taraf olduğu ilgili uluslararası sözleşme hükümlerine göre karar verilebilir.
(7) Geri verme talebinin kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi halinde, ayrıca Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
hükümlerine göre tutuklama kararı verilebilir veya diğer
koruma tedbirlerine başvurulabilir.
(8) Geri verme halinde, kişi ancak geri verme kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya
mahkûm olduğu ceza infaz edilebilir.
Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması
286 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Madde 19- (1) Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen
suçlar dolayısıyla Türkiye'de yargılama yapılırken, Türk
kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke
kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz.
(2) Ancak suçun;
a) Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına olarak,
b) Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre
kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak,
İşlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.
İKİNCİ KISIM
Ceza Sorumluluğunun Esasları
BİRİNCİ BÖLÜM
Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir
Ceza sorumluluğunun şahsiliği
Madde 20- (1) Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.
(2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz.
Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri
niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.
Kast
Madde 21- (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır.
Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
2013 | 287
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde
olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise
temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.
Taksir
Madde 22- (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen
neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu
halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar
artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin
kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes
kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası
kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir
cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur
olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde
verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.
288 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç
Madde 23- (1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice
bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.
İKİNCİ BÖLÜM
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler
Kanunun hükmü ve amirin emri
Madde 24- (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye
ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev
gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu
olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun
tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden
emri veren sorumlu olur.
Meşru savunma ve zorunluluk hali
Madde 25- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir
hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı
muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara
göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile
işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik
olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak
2013 | 289
TÜRK CEZA KANUNU
olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı
bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26- (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir
hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde
işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.
Sınırın aşılması
Madde 27- (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde
sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı
cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile
ceza verilmez.
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
Madde 28- (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı
cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya
tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi
hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi
suçun faili sayılır.
Haksız tahrik
Madde 29- (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet
veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yir290 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
midört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan
onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Hata
Madde 30- (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali
saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi,
bu hatasından yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere
ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya
düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
(4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen
kişi, cezalandırılmaz.
Yaş küçüklüğü
Madde 31- (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler
hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara
özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada
oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış
olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin
yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve
2013 | 291
TÜRK CEZA KANUNU
sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını
yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği
takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını
gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu
hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla
olamaz.
(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada
onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla;
müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis
cezası oniki yıldan fazla olamaz.
Akıl hastalığı
Madde 32- (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili
olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede
azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği
azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl
hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda
birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan
ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen,
292 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
Sağır ve dilsizlik
Madde 33- (1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş
yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki
yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da
onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş
olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler
hakkında da uygulanır.
Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma
Madde 34- (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan
alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki
anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede
azalmış olan kişiye ceza verilmez.
(2) İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Suça Teşebbüs
Suça teşebbüs
Madde 35- (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli
hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde
2013 | 293
TÜRK CEZA KANUNU
olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı
sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya
tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis
cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Gönüllü vazgeçme
Madde 36- (1) Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü
vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını
veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı
cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Suça İştirak
Faillik
Madde 37- (1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan
kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası,
üçte birden yarısına kadar artırılır.
Azmettirme
Madde 38- (1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
294 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak
suretiyle suça azmettirme halinde, azmettirenin cezası üçte
birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi halinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi
için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması halinde, kim olduğunun
ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan
yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer
hallerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.
Yardım etme
Madde 39- (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak,
bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım
eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını
kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda
bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya
fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında
yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.
2013 | 295
TÜRK CEZA KANUNU
Bağlılık kuralı
Madde 40- (1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak
eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel
nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu
fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi
fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler
ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili
suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir.
İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme
Madde 41- (1) İştirak halinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
(2) Suçun;
a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir
sebeple işlenmemiş olması,
b) Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş
olması,
Hallerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
296 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
BEŞİNCİ BÖLÜM
Suçların İçtimaı
Bileşik suç
Madde 42- (1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı
nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik
suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.
Zincirleme suç
Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında,
değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla
işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu
ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun
temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6
md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra
hükmü uygulanır.
(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma
suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.3
Fikri içtima
Madde 44- (1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun
oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı
gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.
3 Bu fıkrada geçen "cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı" ibaresi, 29/6/2005 tarihli
ve 5377 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesiyle madde metninden çıkarılmıştır.
2013 | 297
TÜRK CEZA KANUNU
ÜÇÜNCÜ KISIM
Yaptırımlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Cezalar
Cezalar
Madde 45- (1) Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak
cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.
Hapis cezaları
Madde 46- (1) Hapis cezaları şunlardır:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası.
b) Müebbet hapis cezası.
c) Süreli hapis cezası.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
Madde 47- (1) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder, kanun ve tüzükte
belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir.
Müebbet hapis cezası
Madde 48- (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı
boyunca devam eder.
Süreli hapis cezası
Madde 49- (1) Süreli hapis cezası, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz.
(2) Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası,
kısa süreli hapis cezasıdır.
298 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar
Madde 50- (1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine,
sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade,
suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen
giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi
sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar
süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri
yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle
veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı
davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm
olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili
ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte
çalıştırılmaya,
Çevrilebilir.
(2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.
(3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak
koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis
2013 | 299
TÜRK CEZA KANUNU
cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış
veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada
yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.
(4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası
uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde,
birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.
(5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine
göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.
(6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca
yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin
gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmü veren mahkeme
kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına
karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda,
beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.4
(7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir.
Hapis cezasının ertelenmesi
Madde 51- (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az
süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz
yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan
4 26/2/2008 tarihli ve 5739 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle bu fıkrada yer alan
"yaptırımın" ibaresi "tedbirin" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
300 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis
cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği
pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda
mahkemede bir kanaatin oluşması,
Gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya
tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın
infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun
yerine getirilmesi halinde, hakim kararıyla hükümlü infaz
kurumundan derhal salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç
yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu
sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.
(4) Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu
amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu
kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra
eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek
veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde
2013 | 301
TÜRK CEZA KANUNU
barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam
etmesine,
Mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik
edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir
hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün
davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek
hakime verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu
göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir
yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin
uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli
olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.
Adlî para cezası
Madde 52- (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda
aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden
fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün
karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle
302 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün
karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve
diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen
miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün
kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak
üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler
halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı
geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan
kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para
cezasının hapse çevrileceği belirtilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Güvenlik Tedbirleri
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
Madde 53- (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı
hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca
2013 | 303
TÜRK CEZA KANUNU
verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları
kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir
hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti
tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı,
kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir
olarak icra etmekten,
Yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları
kullanamaz.
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu
salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet,
vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar
hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz
konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar
verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında
birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis
cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından
304 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir
katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye
kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî
para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün
sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin
kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün
kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî
para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan
az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri
alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
Eşya müsaderesi
Madde 54- (1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun
işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı
veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda
müsadere edilir.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin
başka bir surette imkansız kılınması halinde; bu eşyanın
değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.
2013 | 305
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen
suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle
hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine
hükmedilmeyebilir.
(4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım
ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.
(5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.
(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine
hükmolunur.
Kazanç müsaderesi
Madde 55- (1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun
konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan
maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların
müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.
(2) Müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere elkonulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir.
(3) (Ek: 26/6/2009 – 5918/2 md.) Bu madde kapsamına giren eşyanın müsadere edilebilmesi için, eşyayı sonradan
iktisap eden kişinin 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk
Medenî Kanununun iyiniyetin korunmasına ilişkin hükümlerinden yararlanamıyor olması gerekir.
306 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
Madde 56- (1) Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler
olduğu ve ne suretle uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir.
Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
Madde 57- (1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi
hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen
akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl
hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine
mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen
fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbi
kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise,
bunun süre ve aralıkları belirtilir.
(4) Tıbbi kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
(5) Tıbbi kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla
toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi
amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda,
bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.
2013 | 307
TÜRK CEZA KANUNU
(6) İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek
güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu
üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak
koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararıyla akıl
hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
(7) Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde
bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin
tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler,
yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılabilir.
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Madde 58- (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde,
tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz
edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten
itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
308 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten
öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı
ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas
olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan
kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü
infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında
cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen
şekilde yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu
meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da
uygulanmasına hükmedilir.
Sınır dışı edilme
Madde 59- (Değişik: 31/3/2005 – 5328/1 md.)
2013 | 309
TÜRK CEZA KANUNU
(1) İşlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen
yabancı, koşullu salıverilmeden yararlandıktan ve her halde
cezasının infazı tamamlandıktan sonra, durumu, sınır dışı
işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri
Madde 60- (1) Bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı
olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ
veya temsilcilerinin iştirakiyle ve bu iznin verdiği yetkinin
kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen
kasıtlı suçlardan mahkûmiyet halinde, iznin iptaline karar
verilir.
(2) Müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda özel
hukuk tüzel kişileri hakkında da uygulanır.
(3) Yukarıdaki fıkralar hükümlerinin uygulanmasının işlenen fiile nazaran daha ağır sonuçlar ortaya çıkarabileceği
durumlarda, hakim bu tedbirlere hükmetmeyebilir.
(4) Bu madde hükümleri kanunun ayrıca belirttiği hallerde uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi
Cezanın belirlenmesi
MADDE 61. - (1) Hakim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
310 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel
cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre
belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu
oluşturduğu hallerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde
ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha
az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş
küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını
gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi
takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî
para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
2013 | 311
TÜRK CEZA KANUNU
(7) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.)Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz.
(8) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.) Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve
bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün
üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile
kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması
suretiyle bulunur.
(9) (Ek: 6/12/2006 – 5560/1 md.) Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün
biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt
sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından
fazla olamaz.
(10) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.5 6
Takdiri indirim nedenleri
Madde 62- (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi-
5 Bu fıkranın numarası (7) iken, maddeye 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 1
inci maddesiyle, altıncı fıkradan sonra gelmek üzere yedinci ve sekizinci fıkra eklendiği
için, (9) olarak teselsül ettirilmiştir.
6 Bu fıkranın numarası (9) iken, maddeye 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun 1
inci maddesiyle, sekizinci fıkradan sonra gelmek üzere (9) numaralı fıkra eklendiği için,
(10) olarak teselsül ettirilmiştir.
312 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.7
(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal
ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.
Mahsup
Madde 63- (1) Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve
şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller
nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından
indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir
gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim
yapılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Dava ve Cezanın Düşürülmesi
Sanığın veya hükümlünün ölümü
Madde 64- (1) Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam
olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş
adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve
7 Bu fıkrada yer alan “beşte” ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 2 nci
maddesiyle “altıda” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 313
TÜRK CEZA KANUNU
yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş
bulunan hüküm, infaz olunur.
Af
Madde 65- (1) Genel af halinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
(2) Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek
süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.
(3) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir.
Dava zamanaşımı
Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller
dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş
yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para
cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını dol314 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
durmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle
kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki
mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren
nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz
önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda
zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı
tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin
zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği
günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği
ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan
kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını
bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan
fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.
Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi
Madde 67- (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının,
izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi
gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde;
izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne
2013 | 315
TÜRK CEZA KANUNU
veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda
karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya
kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet
kararı verilmesi,
Halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden
fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son
kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden
işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin
olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar
uzar.
Ceza zamanaşımı
Madde 68- (1) Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki sürelerin geçmesiyle infaz edilmez:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk yıl.
b) Müebbet hapis cezalarında otuz yıl.
c) Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında yirmidört yıl.
d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl.
316 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
e) Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında on yıl.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle
ceza infaz edilmez.
(3) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı yurt dışında işlenmiş suçlar dolayısıyla verilmiş ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis veya on yıldan
fazla hapis cezalarında zamanaşımı uygulanmaz.
(4) Türleri başka başka cezaları içeren hükümler, en ağır
ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmez.
(5) Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın
herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır.
Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları
Madde 69- (1) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen
hak yoksunluklarının süresi ceza zamanaşımı doluncaya
kadar devam eder.
Müsaderede zamanaşımı
Madde 70- (1) Müsadereye ilişkin hüküm, kesinleşmeden
itibaren yirmi yıl geçtikten sonra infaz edilmez.
Ceza zamanaşımının kesilmesi
Madde 71- (1) Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili
merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat
veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza zamanaşımını keser.
2013 | 317
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği
takdirde, ceza zamanaşımı kesilir.
Zamanaşımının hesabı ve uygulanması
Madde 72- (1) Dava ve ceza zamanaşımı süreleri gün, ay
ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay,
otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir.
(2) Dava ve ceza zamanaşımı re'sen uygulanır ve bundan
şüpheli, sanık ve hükümlü vazgeçemezler.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar 8
Madde 73- (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete
bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette
bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği
veya öğrendiği günden başlar.
(3) Şikayet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi
geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez.
(4) Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.
(5) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki
şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
8 Bu başlıkta yer alan “, uzlaşma” ibaresi, 19/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun
2 nci maddesiyle metinden çıkarılmıştır.
318 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul
etmeyen sanığı etkilemez.
(7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin
şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği
sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise
artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
(8) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.)
Dava veya cezanın düşmesinin etkisi
Madde 74- (1) Genel af, özel af ve şikayetten vazgeçme,
müsadere olunan şeylerin veya ödenen adlî para cezasının
geri alınmasını gerektirmez.
(2) Kamu davasının düşmesi, malların geri alınması ve
uğranılan zararın tazmini için açılan şahsi hak davasını
etkilemez.
(3) Cezanın düşmesi şahsi haklar, tazminat ve yargılama
giderlerine ilişkin hükümleri etkilemez. Ancak, genel af
halinde yargılama giderleri de istenemez.
Önödeme
Madde 75- (1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak
üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;
a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün
için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş
ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,
2013 | 319
TÜRK CEZA KANUNU
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca
yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde
hakkında kamu davası açılmaz.
(2) Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi halinde de fail, hakim tarafından
yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre
saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte
ödediğinde kamu davası düşer.
(3) Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç
nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya
dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde
kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de yukarıdaki
fıkra uygulanır.
(4) Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı üç ayı aşmayan hapis cezası veya adlî para cezasından yalnız birinin
uygulanabileceği hallerde ödenmesi gereken miktar, yukarıdaki fıkralara göre adlî para cezası esas alınarak belirlenir.
(5) Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya
ortadan kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine, malın geri
alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez.
320 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
İKİNCİ KİTAP
Özel Hükümler
BİRİNCİ KISIM
Uluslararası Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar
Soykırım
Madde 76- (1) Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki
veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yokedilmesi
maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden
birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar
verme.
c) Grubun, tamamen veya kısmen yokedilmesi sonucunu
doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.
d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.
e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten
öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen
mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
2013 | 321
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik
tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
İnsanlığa karşı suçlar
Madde 77- (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya
dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tabi kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhşa sevketme.
(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde,
fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer
bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz
yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen
kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik
tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
322 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Örgüt
Madde 78- (1) Yukarıdaki maddelerde yazılı suçları işlemek maksadıyla örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu örgütlere
üye olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik
tedbirine hükmolunur.
(3) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
İKİNCİ BÖLÜM
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
Göçmen kaçakçılığı9
Madde 79- (1) Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan,
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına
imkan sağlayan,
Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 22/7/2010 6008/6 md.) Suç, teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi,
tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
9 22/7/2010 tarihli ve 6008 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle bu maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere yeni bir fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül
ettirilmiştir.
2013 | 323
TÜRK CEZA KANUNU
(2) (Ek fıkra: 22/7/2010 - 6008/6 md.) Suçun, mağdurların;
a) Hayatı bakımından bir tehlike oluşturması,
b) Onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi,
hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır. 10
(3) Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır.10
(4) Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur. (1)
İnsan ticareti
Madde 80- (1) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/3 md.) Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete
tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak
maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki
denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke
dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir
yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz
yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para
cezası verilir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu
oluşturan fiiller var olduğu takdirde, mağdurun rızası geçersizdir.
10 Bu bentte yer alan “kolaylaştırmak” ibaresinden sonra gelmek üzere, 29/6/2005
tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle "ya da yakalanmamak" ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
324 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Onsekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada
belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir
yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri
veya barındırılmaları hallerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen
cezalar verilir.
(4) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik
tedbirine hükmolunur.
İKİNCİ KISIM
Kişilere Karşı Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Hayata Karşı Suçlar
Kasten öldürme
Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli haller
Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya
da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe
karşı,
2013 | 325
TÜRK CEZA KANUNU
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya
işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla, (1)
i) (Ek:29/6/2005 - 5377/9 md.)Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
j) Kan gütme saikiyle,11
k) Töre saikiyle,11
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
ile cezalandırılır.
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
Madde 83- (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm
neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi
için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni
düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
11 Maddeye, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle (h) bendinden sonra gelmek üzere (i) bendi eklendiğinden, diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
326 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı
ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan
kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer
hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.
İntihara yönlendirme12
Madde 84- (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden,
başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının
intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan
on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan
sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga ikinci
cümle: 29/6/2005 – 5377/10 md.)
(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği
gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara
sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri
intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu
tutulurlar.
12 Bu maddenin başlığı “İntihar” iken, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 10
uncu maddesiyle "İntihara yönlendirme" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 327
TÜRK CEZA KANUNU
Taksirle öldürme
Madde 85- (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan
kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla
kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.13
İKİNCİ BÖLÜM
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
Kasten yaralama14
Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya
sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden
olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle
giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun
şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
13 Bu maddede yer alan “üç yıldan” ibareleri, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle “iki yıldan” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
14 Bu maddeye, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle ikinci
fıkra eklenmiş, ikinci fıkrasındaki "iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."
ibaresi "şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır." şeklinde değiştirilmiş
ve fıkra numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.
328 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak
durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Madde 87- (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden
önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza,
bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan
az olamaz.15
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
15 Bu fıkralarda geçen “ikinci” ibareleri, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 11
inci maddesiyle “üçüncü” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 329
TÜRK CEZA KANUNU
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza,
iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren
hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz
yıldan az olamaz.15
(3) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/4 md.) Kasten yaralamanın
vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya
çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse,
yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz
yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise
oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.16
Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi17
Madde 88-(1) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebi-
16 Bu fıkrada yer alan “ikinci” ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 5
inci maddesiyle “üçüncü” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
17 Bu madde başlığı “Daha az cezayı gerektiren haller” iken, 31/3/2005 tarihli ve 5328
sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiş, sözkonusu maddenin birinci fıkrası metinden çıkarılmış, ikinci fıkra birinci fıkra olarak teselsül ettirilmiştir.
330 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
lir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali
davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.
Taksirle yaralama
Madde 89- (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden
olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı
oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
2013 | 331
TÜRK CEZA KANUNU
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir
kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması
halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama
suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç,
suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
İnsan üzerinde deney
Madde 90- (1) İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin
ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan
gerekli iznin alınmış olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde
yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan
üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve
kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak
ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha
ağır basması,
332 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve
herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,
Gerekir.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/7 md.) Çocuklar üzerinde
bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için
ikinci fıkrada aranan koşulların yanı sıra;
a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin,
varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
b) Rıza açıklama yeteneğine sahip çocuğun kendi rızasının
yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,
c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması,
Gerekir.
(4) Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin
uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine,
kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları
hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması
ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında
yapılması gerekir.
(5) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda
mağdurun yaralanması veya ölmesi halinde, kasten yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
2013 | 333
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Organ veya doku ticareti
Madde 91- (1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın,
kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması
halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku alan
kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık
eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.
(4) Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, sekiz yıldan
onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya
dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(6) Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine
yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişi,
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
334 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda
mağdurun ölmesi halinde, kasten öldürme suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
Zorunluluk hali
Madde 92- (1) Organ veya dokularını satan kişinin içinde
bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak, hakkında verilecek cezada indirim yapılabileceği
gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Etkin pişmanlık
Madde 93- (1) Organ veya dokularını satan kişi, resmi
makamlar tarafından haber alınmadan önce durumu merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını kolaylaştırırsa,
hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suç haber alındıktan sonra, organ veya dokularını
satan kişi, gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve
diğer suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım ederse;
hakkında verilecek cezanın, yardımın niteliğine göre, dörtte
birden yarısına kadarı indirilir.
2013 | 335
TÜRK CEZA KANUNU
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İşkence ve Eziyet
İşkence
Madde 94- (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama
veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol
açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında
üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına
karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu
görevlisi gibi cezalandırılır.
(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence
Madde 95- (1) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
336 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden
önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza,
yarı oranında artırılır.
(2) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza,
bir kat artırılır.
(3) İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre
sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Eziyet
Madde 96- (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak
davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
2013 | 337
TÜRK CEZA KANUNU
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına
karşı,
b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı,
İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim
Yükümlülüğünün İhlâli
Terk
Madde 97- (1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve
gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi
haline terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç
hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
Madde 98- (1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla
ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek
durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde
yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara
bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır.
338 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma
Çocuk düşürtme
Madde 99- (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa
bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza
gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezasına hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı
bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı
yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin
kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı
bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç
yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin
kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir
2013 | 339
TÜRK CEZA KANUNU
kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda
tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından
işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması
halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının
rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk düşürme
Madde 100- (1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar
hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Kısırlaştırma
Madde 101- (1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında
artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde, bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
340 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
ALTINCI BÖLÜM
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
Cinsel saldırı
Madde 102- (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut
dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi
halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak
durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz
kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi
içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
2013 | 341
TÜRK CEZA KANUNU
(5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on yıldan az olmamak üzere hapis
cezasına hükmolunur.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya
ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocukların cinsel istismarı
Madde 103- (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi,
üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla
birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği
gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü
cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/12 md.) Cinsel istismarın
üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba,
evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti
veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer
kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz
kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara
göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
342 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten
yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde,
ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, onbeş yıldan az olmamak üzere
hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasına hükmolunur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki
Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet
üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (İptal: Ana.Mah.nin 23/11/2005 tarihli ve E: 2005/103,
K: 2005/89 sayılı kararı ile)
Cinsel taciz
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden
kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla
kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/13 md.) Bu fiiller; hiyerarşi,
hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi
ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle
ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verile2013 | 343
TÜRK CEZA KANUNU
cek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi
bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
YEDİNCİ BÖLÜM
Hürriyete Karşı Suçlar
Tehdit
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının
hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir
saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir
kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti
üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya
malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca
bu suçlardan dolayı ceza verilir.
344 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Şantaj
Madde 107- (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi
yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi
kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya
veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına
yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya
isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci
fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Cebir
Madde 108- (1) Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da
kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı
cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere
gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan
kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit
veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
2013 | 345
TÜRK CEZA KANUNU
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir
kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî
para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin
gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna
ilişkin hükümler uygulanır.
Etkin pişmanlık
Madde 110- (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan
önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın
üçte ikisine kadarı indirilir.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 111- (1) Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
346 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Eğitim ve öğretimin engellenmesi
Madde 112- (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne
dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya
bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına,
Engel olunması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi
Madde 113- (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, kamu kurumu faaliyetinin
yürütülmesine engel olunması halinde, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 114- (1) Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi
partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi
partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı
başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engel2013 | 347
TÜRK CEZA KANUNU
lenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme
Madde 115- (1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi
dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini
açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Dini ibadet ve ayinlerin toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir
davranışla engellenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre
ceza verilir.
Konut dokunulmazlığının ihlali
Madde 116- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten
sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine,
altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın
girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine
altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile
bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi
tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden
birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir
amaca yönelik olması gerekir.
348 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali
Madde 117- (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal
eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla
kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek
suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı
hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan
kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az
olmamak üzere adlî para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek
üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer
bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini
ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden
başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da
bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına
neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 118- (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya
katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit
2013 | 349
TÜRK CEZA KANUNU
kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı
başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
Ortak hüküm
Madde 119- (1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu
kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının
ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak
suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi
durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
350 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Haksız arama
Madde 120- (1) Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü
veya eşyasını arayan kamu görevlisine üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası verilir.
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi
Madde 121- (1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden
olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya
kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ayırımcılık
Madde 122- (1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet,
özürlülük, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve
benzeri sebeplerle ayırım yaparak;18
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya
bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hallerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş
bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezası verilir.
18 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 41 inci maddesiyle, bu fıkrada geçen "dil,
ırk, renk, cinsiyet," ibaresinden sonra gelmek üzere "özürlülük," ibaresi eklenmiş ve
metne işlenmiştir.
2013 | 351
TÜRK CEZA KANUNU
Kişilerin huzur ve sükununu bozma
Madde 123- (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması
ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta
bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç
aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Haberleşmenin engellenmesi
Madde 124- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka
aykırı olarak engellenmesi halinde, altı aydan iki yıla kadar
hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka
aykırı bir şekilde engellenmesi halinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunur.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret
Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını
rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat
eden (...)19 veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve
saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya
19 Bu arada yer alan "ya da yakıştırmalarda bulunmak" ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve
5377 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle madde metinden çıkarılmıştır.
352 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat
ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan
değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen
işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş
sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde
hükümleri uygulanır.
Mağdurun belirlenmesi
Madde 126- (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun
ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş
olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik
bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem
ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
2013 | 353
TÜRK CEZA KANUNU
İsnadın ispatı
Madde 127- (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat
edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet
kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun
dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak
isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında
kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi
halinde, cezaya hükmedilir.
İddia ve savunma dokunulmazlığı
Madde 128- (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da
olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza
verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin,
gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde,
olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi,
ceza vermekten de vazgeçilebilir.
354 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Kişinin hatırasına hakaret
Madde 130- (1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en
az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki
yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında
artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici
fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Soruşturma ve kovuşturma koşulu
Madde 131- (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı
işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş
olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından
şikayette bulunulabilir.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Haberleşmenin gizliliğini ihlal(1)
Madde 132- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.(1)
2013 | 355
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.(1)
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(Ek cümle: 2/7/2012-6352/79 md.) İfşa edilen bu verilerin
basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya
hükmolunur.20
(4) (Mülga: 2/7/2012-6352/79 md.)
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması (2)
Madde 133- (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle
dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi,
iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.21
20 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 79 uncu maddesiyle, bu maddenin birinci
fıkrasında yer alan “altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para” ibaresi “bir yıldan üç
yıla kadar hapis” ve “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” ibaresi ise
“verilecek ceza bir kat artırılır” şeklinde; ikinci fıkrasında yer alan “bir yıldan üç yıla
kadar hapis” ibaresi “iki yıldan beş yıla kadar hapis” şeklinde; üçüncü fıkrasında yer alan
“altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para” ibaresi “bir yıldan üç yıla kadar hapis”
şeklinde değiştirilmiş, fıkraya “rızası olmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “hukuka
aykırı olarak” ibaresi eklenmiştir.
21 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 80 inci maddesiyle, bu maddenin birinci
fıkrasında yer alan “iki aydan altı aya kadar hapis” ibaresi “iki yıldan beş yıla kadar
hapis” şeklinde; ikinci fıkrasında yer alan “altı aya kadar hapis” ibaresi “altı aydan iki yıla
kadar hapis” şeklinde değiştirilmiştir.
356 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(3) (Değişik: 2/7/2012-6352/80 md.) Kişiler arasındaki aleni
olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen
verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş
yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla
yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Özel hayatın gizliliğini ihlal22
Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal
eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.22
(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin özel hayatına
ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden
kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması
halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Kişisel verilerin kaydedilmesi
Madde 135- (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel
yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
22 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 81 inci maddesiyle, bu maddenin birinci
fıkrasında yer alan “altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para” ibaresi “bir yıldan üç
yıla kadar hapis” ve “cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz” ibaresi ise “verilecek ceza bir
kat artırılır” şeklinde değiştirilmiştir.
2013 | 357
TÜRK CEZA KANUNU
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Madde 136- (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir
başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli haller
Madde 137- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki
kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Verileri yok etmeme
Madde 138- (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş
olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü
olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı aydan bir
yıla kadar hapis cezası verilir.
Şikayet
Madde 139- (1) Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok
etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması
ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 140- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
358 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
ONUNCU BÖLÜM
Malvarlığına Karşı Suçlar
Hırsızlık
Madde 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak
maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.)
Nitelikli hırsızlık
Madde 142- (1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında
veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına
veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde
veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan
eşya hakkında,
d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği
zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan
eşya hakkında,
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
f) (Mülga: 2/7/2012-6352/82 md.)
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
2013 | 359
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Suçun;
a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından
veya ölmesinden yararlanarak,
b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya
da özel beceriyle,
c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği
korku veya kargaşadan yararlanarak,
d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya
da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle,
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı
halde resmi sıfat takınarak,
g) Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan
büyük veya küçük baş hayvan hakkında,
İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen
surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde
işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne
kadar adlî para cezasına hükmolunur.23
23 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 82 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan
“ikinci fıkraya göre cezaya” ibaresi “beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına”, “onbeş
yıla kadar hapis” ibaresi ise “ceza yarı oranında artırılır” şeklinde değiştirilmiştir.
360 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(4) (Ek: 6/12/2006 – 5560/6 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala
zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı
soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.
Suçun gece vakti işlenmesi
Madde 143- (1) Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.
Daha az cezayı gerektiren haller
Madde 144- (1) Hırsızlık suçunun;
a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,
b) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla,
İşlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan
bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Malın değerinin az olması
Madde 145- (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/16 md.) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı
nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Kullanma hırsızlığı
Madde 146- (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre
kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde,
şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.
Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu
hüküm uygulanmaz.
2013 | 361
TÜRK CEZA KANUNU
Zorunluluk hâli
Madde 147- (1) Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı
karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre,
verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten
de vazgeçilebilir.
Yağma
Madde 148- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının
hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir
saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla
büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya
cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına
karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini
veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var
olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı
vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya,
ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına
karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza
verilir.
(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek
ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir
sayılır.
Nitelikli yağma
Madde 149- (1) Yağma suçunun;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
362 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak
durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama
suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin
hükümler uygulanır.
Daha az cezayı gerektiren hâl
Madde 150- (1) Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde,
ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
(2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin
azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar
indirilebilir.24
Mala zarar verme
Madde 151- (1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını
kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan,
24 Bu fıkrada yer alan “indirilir” ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 17
nci maddesiyle “indirilebilir” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 363
TÜRK CEZA KANUNU
kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(2) Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren,
işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına
neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Mala zarar vermenin nitelikli halleri
Madde 152- (1) Mala zarar verme suçunun;
a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer,
bina, tesis veya diğer eşya hakkında,
b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında,
c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa
olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,
d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden
korumaya yarayan tesisler hakkında,
e) Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin
veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının
maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya
hakkında,
f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak,
364 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
İşlenmesi halinde, fail hakkında bir yıldan altı yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Mala zarar verme suçunun;
a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,
b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,
c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya
kimyasal silah kullanarak,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza iki katına kadar artırılır.
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme
Madde 153- (1) İbadethanelere, bunların eklentilerine, buralardaki eşyaya, mezarlara, bunların üzerindeki yapılara,
mezarlıklardaki tesislere, mezarlıkların korunmasına yönelik olarak yapılan yapılara yıkmak, bozmak veya kırmak
suretiyle zarar veren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yerleri ve yapıları kirleten kişi,
üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin, ilgili dini inanışı
benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi
halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
Hakkı olmayan yere tecavüz
Madde 154- (1) (Değişik: 25/2/2009-5841/1 md.) Bir hakka
dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini
malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan
kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan
2013 | 365
TÜRK CEZA KANUNU
zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis
ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları
kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta
bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada
yazılı cezalar uygulanır.
(3) Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.
Güveni kötüye kullanma
Madde 155- (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek
veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine
devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının
yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta
bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet
üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.25
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin
ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının
mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi
yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına
hükmolunur.
25 Bu fıkrada geçen "Başkasına ait olup da," ibaresinden sonra gelmek üzere,
29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle "muhafaza etmek veya"
ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
366 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Bedelsiz senedi kullanma
Madde 156- (1) Bedelsiz kalmış bir senedi kullanan kimseye, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî
para cezası verilir.
Dolandırıcılık
Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp,
onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Nitelikli dolandırıcılık
Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor
şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak
suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin
araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının
araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif
yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
2013 | 367
TÜRK CEZA KANUNU
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden
dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması
suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi
gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:
29/6/2005 – 5377/19 md.) Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde
sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para
cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından
az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden
kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Daha az cezayı gerektiren hal
Madde 159- (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına
hükmolunur.
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
Madde 160- (1) Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin
zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen
eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan
kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
368 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Hileli iflâs
Madde 161- (1) Malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişi, bu hileli tasarruflardan önce veya
sonra iflasa karar verilmiş olması halinde, üç yıldan sekiz
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Hileli iflasın varlığı
için;
a) Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan
malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına
neden olunması,
b) Malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya
çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin
gizlenmesi veya yok edilmesi,
c) Gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki
böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden
olacak şekilde belge düzenlenmesi,
d) Gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi,
Gerekir.
Taksirli iflas
Madde 162- (1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve
özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren
kişi, iflasa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Karşılıksız yararlanma
Madde 163- (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli
ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme
yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
2013 | 369
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) (Ek: 2/7/2012-6352/83 md.) Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini
engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi
Madde 164- (1) Bir şirket veya kooperatifin kurucu, ortak,
idareci, müdür veya temsilcileri veya yönetim veya denetim
kurulu üyeleri veya tasfiye memuru sıfatını taşıyanlar, kamuya yaptıkları beyanlarda veya genel kurula sundukları
raporlarda veya önerilerde ilgililerin zarara uğramasına
neden olabilecek nitelikte gerçeğe aykırı önemli bilgiler
verecek veya verdirtecek olurlarsa altı aydan üç yıla kadar
hapis veya bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
Madde 165 - (Değişik: 26/6/2009 – 5918/3 md.)
(1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer
malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin,
satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan
üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
370 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Bilgi vermeme
Madde 166- (1) Bir hukuki ilişkiye dayalı olarak elde ettiği
eşyanın, esasında suç işlemek suretiyle veya suç işlemek
dolayısıyla elde edildiğini öğrenmesine rağmen, suçu takibe
yetkili makamlara vakit geçirmeksizin bildirimde bulunmayan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını
gerektiren şahsi sebep
Madde 167- (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında
cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca,
dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Etkin pişmanlık
Madde 168 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/20 md.)
2013 | 371
TÜRK CEZA KANUNU
(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma,
dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…) 26 suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma
başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin
bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi
halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.26
(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve
fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına,
ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.
(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun
rızası aranır.
(5) (Ek: 2/7/2012 – 6352/84 md.) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin
uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen
tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm
verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise,
verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra
hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.
26 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 84 üncü maddesiye bu fıkrada yer alan “ve
karşılıksız yararlanma” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
372 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 169- (1) Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi suretiyle yararına haksız
menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Topluma Karşı Suçlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Tehlike Yaratan Suçlar
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Madde 170- (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı
bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku,
kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel
veya taşkına neden olan,
c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel
veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla
kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
Madde 171- (1) Taksirle;
a) Yangına,
2013 | 373
TÜRK CEZA KANUNU
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel
veya taşkına,
Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya
malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Radyasyon yayma
Madde 172- (1) Bir başkasını, sağlığını bozmak amacıyla
ve bu amacı gerçekleştirmeye elverişli olacak surette, radyasyona tabi tutan kişi, üç yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki fiilin belirsiz sayıda kişilere karşı işlenmiş olması halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis
cezasına hükmolunur.
(3) Bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli
ölçüde zarar vermeye elverişli olacak biçimde radyasyon
yayan veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine
etkide bulunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(4) Radyasyon yayılmasına veya atom çekirdeklerinin
parçalanması sürecine, bir laboratuvar veya tesisin işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı
olarak neden olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı, sağlığı
veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli
olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme
Madde 173- (1) Atom enerjisini serbest bırakarak bir patlamaya ve bu suretle bir başkasının hayatı, sağlığı veya
malvarlığı hakkında önemli ölçüde tehlikeye sebebiyet ve374 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
ren kişi, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiilin taksirle işlenmesi
halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el
değiştirmesi
Madde 174- (1) Yetkili makamlardan gerekli izni almaksızın, patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal,
biyolojik maddeyi imal, ithal veya ihraç eden, ülke içinde bir
yerden diğer bir yere nakleden, muhafaza eden, satan, satın
alan veya işleyen kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yetkili
makamların izni olmaksızın, bu fıkra kapsamına giren
maddelerin imalinde, işlenmesinde veya kullanılmasında
gerekli olan malzeme ve teçhizatı ihraç eden kişi de aynı
ceza ile cezalandırılır.
(2) Bu fiillerin suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(3) Önemsiz tür ve miktarda patlayıcı maddeyi satın alan,
kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, kullanılış amacı
gözetilerek, bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün
ihlali
Madde 175- (1) Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim
yükümlülüğünü, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı
2013 | 375
TÜRK CEZA KANUNU
bakımından tehlikeli olabilecek şekilde ihmal eden kişi, altı
aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
Madde 176- (1) İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan
hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî
para cezası ile cezalandırılır.
Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması
Madde 177- (1) Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek
şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
İşaret ve engel koymama
Madde 178- (1) Herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta
olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş
olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini
değiştiren kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Madde 179- (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her
türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş,
varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da
teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden
olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
376 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir
nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek
halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra
hükmüne göre cezalandırılır.
Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma
Madde 180- (1) Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında,
kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç yıla kadar
hapis cezası verilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Çevreye Karşı Suçlar
Çevrenin kasten kirletilmesi
Madde 181- (1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere
aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya
artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı
özellik göstermesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.
2013 | 377
TÜRK CEZA KANUNU
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya
hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya
bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek
niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına
ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
Çevrenin taksirle kirletilmesi
Madde 182- (1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya
artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle
neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık
veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye
neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların
toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan
kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Gürültüye neden olma
Madde 183- (1) İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan
iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
378 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
İmar kirliliğine neden olma
Madde 184- (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata
aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı
yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne
göre cezalandırılır.
(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir
sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı
veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale
getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince
kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(6) (Ek: 29/6/2005 – 5377/21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra
hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla
ilgili olarak uygulanmaz.
2013 | 379
TÜRK CEZA KANUNU
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar
Zehirli madde katma
Madde 185- (1) İçilecek sulara veya yenilecek veya içilecek
veya kullanılacak veya tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir katarak veya başka suretlerle bunları bozarak
kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşüren kimseye iki
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen fiillerin dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı olarak işlenmesi halinde, üç aydan
bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti
Madde 186- (1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye
sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek
veya içilecek şeyleri veya ilaçları satan, tedarik eden, bulunduran kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve binbeşyüz
güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde, verilecek
ceza üçte bir oranında artırılır.
Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç
yapma veya satma
Madde 187- (1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye
sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan
beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun tabip veya eczacı tarafından ya da resmi izne
dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsa380 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
mında işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında
artırılır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
Madde 188- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden
kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer
ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu
ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın
infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı
madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda
hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya
ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan,
kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar
hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.28
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza yarı oranında artırılır.27
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, suç işlemek
için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
27 Bu fıkrada geçen "uyuşturucu" ibaresinden sonra gelmek üzere, 29/6/2005 tarihli
ve 5377 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle "veya uyarıcı" ibaresi eklenmiş ve metne
işlenmiştir.
2013 | 381
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek
cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte,
uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve
ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden,
nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, dört yıldan az
olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.28
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe,
hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren,
kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından
işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 189- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti suçlarının bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
28 Bu fıkralarda geçen "nakleden" ibaresinden önce gelmek üzere, 29/6/2005 tarihli ve
5377 sayılı Kanunun 22 nci maddesiyle, "sevk eden," ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
382 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Madde 190- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmak için;
a) Özel yer, donanım veya malzeme sağlayan,
b) Kullananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler
alan,
c) Kullanma yöntemleri konusunda başkalarına bilgi veren,
Kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen
özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi, iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.29
(3) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe,
hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren,
kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından
işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.(1)
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,
kabul etmek veya bulundurmak
Madde 191- (Değişik: 6/12/2006 – 5560/7 md.)
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın
alan, kabul eden veya bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı açılan davada mahkeme, birinci fıkraya göre hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı
29 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, bu maddenin ikinci
fıkrası üçüncü fıkra, üçüncü fıkrası ise ikinci fıkra olarak değiştirilmiştir.
2013 | 383
TÜRK CEZA KANUNU
madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için
uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya
bulunduran kişi hakkında, denetimli serbestlik tedbirine
karar verebilir. (Ek cümle: 31/3/2011-6217/20 md.) Bu karar,
durma kararının hukuki sonuçlarını doğurur.
(3) Hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine
karar verilen kişi, belirlenen kurumda uygulanan tedavinin
ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmakla yükümlüdür. Hakkında denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen kişiye rehberlik edecek bir uzman görevlendirilir. Bu uzman, güvenlik tedbirinin uygulama süresince, kişiyi uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasının etki ve sonuçları hakkında bilgilendirir, kişiye sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik olarak öğütte bulunur ve
yol gösterir; kişinin gelişimi ve davranışları hakkında üçer
aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(4) Tedavi süresince devam eden denetimli serbestlik tedbirine, tedavinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle
devam olunur. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanma
süresinin uzatılmasına karar verilebilir. Ancak, bu durumda
süre üç yıldan fazla olamaz.
(5) Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın
düşmesine karar verilir. Aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilir.
(6) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın
almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya
hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümle384 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
rine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi
tutulabilir. Bu durumda, hükmolunan cezanın infazı ertelenir. Ancak, bunun için kişi hakkında bu suç nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş olması gerekir.
(7) Kişinin mahkûm olduğu ceza, tedavinin ve denetimli
serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde,
infaz edilmiş sayılır; aksi takdirde, derhal infaz edilir.
Etkin pişmanlık
Madde 192- (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar
tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve
uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal
edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç
ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı
maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında
cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın
alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar
tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden,
nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek
suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı
maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya
hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun
meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek
ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı
indirilir.
2013 | 385
TÜRK CEZA KANUNU
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın
almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara başvurarak tedavi
ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz.
Zehirli madde imal ve ticareti
Madde 193- (1) İçeriğinde zehir bulunan ve üretilmesi, bulundurulması veya satılması izne bağlı olan maddeyi izinsiz
olarak üreten, bulunduran, satan veya nakleden kişi, iki
aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sağlık için tehlikeli madde temini
Madde 194- (1) Sağlık için tehlike oluşturabilecek maddeleri çocuklara, akıl hastalarına veya uçucu madde kullananlara veren veya tüketimine sunan kişi, altı aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma
Madde 195- (1) Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış
veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin
karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan
tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Usulsüz ölü gömülmesi
Madde 196- (1) Ölü gömülmesine ayrılan yerlerden başka
yerlere ölü gömen veya gömdüren kişi, altı aya kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
386 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kamu Güvenine Karşı Suçlar
Parada sahtecilik
Madde 197- (1) Memlekette veya yabancı ülkelerde kanunen tedavülde bulunan parayı, sahte olarak üreten, ülkeye
sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan kişi,
iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(2) Sahte parayı bilerek kabul eden kişi, bir yıldan üç yıla
kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahteliğini bilmeden kabul ettiği parayı bu niteliğini
bilerek tedavüle koyan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Paraya eşit sayılan değerler
Madde 198- (1) Devlet tarafından ihraç edilip de hamiline
yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller ve kuponlar, yetkili
kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen tedavül
eden senetler, tahviller ve evrak ile milli ziynet altınları,
para hükmündedir.
Kıymetli damgada sahtecilik
Madde 199- (1) Kıymetli damgayı sahte olarak üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya tedavüle koyan
kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Sahte olarak üretilmiş kıymetli damgayı bilerek kabul
eden kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası
ile cezalandırılır.
2013 | 387
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Sahteliğini bilmeden kabul ettiği kıymetli damgayı bu
niteliğini bilerek tedavüle koyan kişi, bir aydan altı aya
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Damgalı kağıtlar, damga ve posta pulları ve muayyen
bir miktar vergi veya harcın ödendiğini belgelemek amacıyla kullanılan pullar, kıymetli damga sayılır.
Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçlar
Madde 200- (1) Paralarla kıymetli damgaların üretiminde
kullanılan alet veya malzemeyi izinsiz olarak üreten, ülkeye
sokan, satan, devreden, satın alan, kabul eden veya muhafaza eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Etkin pişmanlık
Madde 201- (1) Sahte olarak para veya kıymetli damga
üreten, ülkeye sokan, nakleden, muhafaza eden veya kabul
eden kişi, bu para veya kıymetli damgaları tedavüle koymadan ve resmi makamlar tarafından haber alınmadan
önce, diğer suç ortaklarını ve sahte olarak üretilen para veya
kıymetli damgaların üretildiği veya saklandığı yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli damgaların ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya
hükmolunmaz.
(2) Sahte para veya kıymetli damga üretiminde kullanılan
alet ve malzemeyi izinsiz olarak üreten, ülkeye sokan, satan,
devreden, satın alan, kabul eden veya muhafaza eden kişi,
resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç
ortaklarını ve bu malzemenin üretildiği veya saklandığı
yerleri ilgili makama haber verirse, verilen bilginin suç or388 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
taklarının yakalanmasını ve bu malzemenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
Mühürde sahtecilik
Madde 202- (1) Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan
mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, iki yıldan
sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı
veya belgeleyici mührü sahte olarak üreten veya kullanan
kişi, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Mühür bozma
Madde 203- (1) Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş
amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Resmi belgede sahtecilik
Madde 204- (1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen,
gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir
belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge
düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2013 | 389
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit
oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde,
verilecek ceza yarısı oranında artırılır.
Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
Madde 205- (1) Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden
veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Madde 206- (1) Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine
sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç
aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Özel belgede sahtecilik
Madde 207- (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen
veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde
değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi
de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
Madde 208. - (1) Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden
veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Açığa imzanın kötüye kullanılması
Madde 209- (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak
üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde
390 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka
aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki
sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik
hükümlerine göre cezalandırılır.
Resmi belge hükmünde belgeler
Madde 210- (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil
eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması
halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen
belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre
cezaya hükmolunur.
Daha az cezayı gerektiren hal
Madde 211- (1) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı
veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede
sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı
oranında indirilir.
İçtima
Madde 212- (1) Sahte resmi veya özel belgenin bir başka
suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
2013 | 391
TÜRK CEZA KANUNU
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kamu Barışına Karşı Suçlar
Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit
Madde 213- (1) Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun silahla işlenmesi halinde, verilecek ceza, kullanılan silahın niteliğine göre yarı oranına kadar artırılabilir.
Suç işlemeye tahrik
Madde 214- (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan
kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrik eden
kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.
Suçu ve suçluyu övme
Madde 215- (1) İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu
suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
Madde 216- (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya
bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer
bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden
kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın
392 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan
kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen
aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması
halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kanunlara uymamaya tahrik
Madde 217- (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik
eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması
halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır.
Ortak hüküm
Madde 218- (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/25 md.) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar
artırılır. Ancak, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri
amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma
Madde 219- (1) İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini
reislerden biri vazifesini ifa sırasında alenen hükümet idaresini ve Devlet kanunlarını ve hükümet icraatını takbih ve
tezyif ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve adlî para
cezası ile cezalandırılır veya bunlardan birine hükmolunabilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen kimselerden biri işbu sıfattan bilistifade hükümetin idaresini ve kanun ve nizam ve
2013 | 393
TÜRK CEZA KANUNU
emirleri ve dairelerden birine ait olan vazife ve salahiyeti
takbih ve tezyife veya halkı kanunlara yahut hükümet emirlerini icraya veya memuru memuriyetinin vazifesi icabına
karşı itaatsizliğe tahrik ve teşvik edecek olursa üç aydan iki
seneye kadar hapse ve adlî para cezası ve müebbeden veya
muvakkaten bilfiil o vazifeyi icradan ve onun menfaat ve
aidatını almaktan memnuiyetine hükmolunur.
(3) Kendi sıfatlarından istifade ederek kanuna göre kazanılmış olan haklara muhalif iş ve sözlerde bulunmaya, bir
kimseyi icbar ve ikna eden din reis ve memurları hakkında
dahi baladaki fıkrada yazılı ceza tertip olunur.
(4) Bunlardan biri dini sıfatından istifade ederek, birinci
fıkrada yazılı fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir
miktarı çoğaltılmak şartıyla o cürüm için kanunda yazılı
olan ceza ile mahkûm olur.
(5) Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen nazarıitibara almış
ise cezayı çoğaltmaya mahal yoktur.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip
bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç
suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı
için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara
göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
394 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde,
ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye
olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve
isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.
Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın
niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.
(8) Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun
basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı
Etkin pişmanlık
Madde 221- (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu
nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı
doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya
verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya
yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak
örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde,
hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık
duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalan2013 | 395
TÜRK CEZA KANUNU
masını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında
cezaya hükmolunmaz.
(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç
işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin,
gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri
yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan
dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim
yapılır.30
(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl
süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
(6) (Ek: 6/12/2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.
Şapka ve Türk harfleri
Madde 222- (1) 25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk
Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu
yasaklara veya yükümlülüklere aykırı hareket edenlere iki
aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
30 Bu fıkrada geçen "örgüte üye olan" ibaresinden sonra gelmek üzere, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 26 ncı maddesiyle "ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına
suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden" ibaresi eklenmiştir.
396 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
ALTINCI BÖLÜM
Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar
Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması
Madde 223- (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket
etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran
veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı
olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini
engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere
götüren kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Bu suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin
tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(5) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi
durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit
platformların işgali
Madde 224- (1) Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgede kurulmuş sabit bir platformu cebir veya tehdit
kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla ele
2013 | 397
TÜRK CEZA KANUNU
geçiren, zapteden veya kontrolü altına alan kişi, beş yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.
(3) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun
neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
YEDİNCİ BÖLÜM
Genel Ahlaka Karşı Suçlar
Hayasızca hareketler
Madde 225- (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Müstehcenlik
Madde 226- (1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini
gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa
veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri
dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
398 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya
dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın
yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi
altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin
üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan,
nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis
ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni
üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi,
bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın
ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık
eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
2013 | 399
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra
hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla,
sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.
Fuhuş
Madde 227- (1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu
kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya
da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de
tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi,
iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin
sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.
(3) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.)
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevk eden veya fuhuş
yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üstsoy,
kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici,
bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer
kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin
sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
400 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara
göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Fuhşa sürüklenen kişi, tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabilir.31
Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama
Madde 228- (1) Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişi, bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(4) Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç
amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu
oyunlardır.
Dilencilik
Madde 229- (1) Çocukları, beden veya ruh bakımından
kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri
dilencilikte araç olarak kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
31 Bu fıkrada yer alan “ tedavi veya terapiye tabi tutulur.” ibaresi, 6/12/2006 tarihli ve
5560 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle "tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabilir." Şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 401
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Bu suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımları
ya da eş tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(3) Bu suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması
halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Aile Düzenine Karşı Suçlar
Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören
Madde 230- (1) Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme
işlemi yaptıran kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Kendisi evli olmamakla birlikte, evli olduğunu bildiği
bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi de yukarıdaki fıkra
hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı
zamanaşımı, evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
(5) Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis
cezası verilir. Ancak, medeni nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
402 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan
kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
Çocuğun soybağını değiştirme
Madde 231- (1) Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, sağlık kurumundaki bir çocuğun başka bir çocukla karışmasına neden
olan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kötü muamele
Madde 232- (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden
birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak,
bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu
terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan
kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
Madde 233- (1) Aile hukukundan doğan bakım, eğitim
veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi,
şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli
olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç
aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk,
uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da
2013 | 403
TÜRK CEZA KANUNU
onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi
özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve
sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç
aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
Madde 234- (1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana
veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı
yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit
kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk
henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında
artırılır.
(3) (Ek: 6/12/2006 – 5560/10 md.) Kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da
olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar
etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar
İhaleye fesat karıştırma
Madde 235- (1) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamala-
404 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
ra ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi,
beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.32
(2) Aşağıdaki hallerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır:
a) Hileli davranışlarla;
1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan
kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek,
2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak,
3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere
sahip olduğu halde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak,
4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere
sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak.
b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının
ulaşmasını sağlamak.
c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya
koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki
işlemlere katılmalarını engellemek.
d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale
şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık
veya gizli anlaşma yapmaları.
32 Bu fıkrada yer alan "ihalelere" ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 9
uncu maddesiyle "ihaleler ile yapım ihalelerine" şeklinde değiştirilmiştir ve metne
işlenmiştir.
2013 | 405
TÜRK CEZA KANUNU
(3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu
veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza
yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit
olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra
hükmünün uygulanmasını engellemez.
(4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden
görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre
cezalandırılırlar.
(5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına
çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya
hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması halinde de uygulanır.
Edimin ifasına fesat karıştırma
Madde 236- (1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle
kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden
vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması halinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:
a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.
406 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan
eksik malın teslim veya kabul edilmesi.
c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi
kabul edilmesi.
d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin
şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar
veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.
e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik
verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.
(3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
Fiyatları etkileme
Madde 237- (1) İşçi ücretlerinin veya besin veya malların
değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir
şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan
veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla
kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
(2) Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya işçi ücretleri artıp eksildiği takdirde ceza üçte biri oranında artırılır.
(3) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca
sekizde bir oranında artırılır.
Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma
Madde 238- (1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek,
kamu kurum ve kuruluşları veya kamu hizmeti veya genel
bir felaketin önlenmesi için zorunlu eşya veya besinlerin
2013 | 407
TÜRK CEZA KANUNU
ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına neden
olan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne
kadar adlî para cezası verilir.
Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi
veya belgelerin açıklanması
Madde 239- (1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı
niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya
ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis
ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu
bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler
tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(2) Birinci fıkra hükümleri, fenni keşif ve buluşları veya
sınai uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır.
(3) Bu sırlar, Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya
onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza
üçte biri oranında artırılır. Bu halde şikayet koşulu aranmaz.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde
kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur
kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Mal veya hizmet satımından kaçınma
Madde 240- (1) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden
olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
408 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Tefecilik
Madde 241- (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına
ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve
beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 242- (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi
suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler
hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
ONUNCU BÖLÜM
Bilişim Alanında Suçlar
Bilişim sistemine girme
Madde 243- (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir
kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası
verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı
yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya
değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
Madde 244- (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen
veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
2013 | 409
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var
olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir
kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde
işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız
bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde,
iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî
para cezasına hükmolunur.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse,
kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak
kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek
sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın
alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve
onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir
banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya
başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren
başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla
410 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında
cezaya hükmolunmaz.
(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına
giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı
suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 246- (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi
suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler
hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı
Suçlar
Zimmet
Madde 247- (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu
malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu
2013 | 411
TÜRK CEZA KANUNU
görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik
hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan
sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza
yarı oranına kadar indirilebilir.
Etkin pişmanlık
Madde 248- (1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete
geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın
tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte
ikisi indirilir.
(2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın
yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.
Daha az cezayı gerektiren hal
Madde 249- (1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden
yarıya kadar indirilir.
İrtikap
Madde 250- (1) (Değişik: 2/7/2012-6352/86 md.) (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte
bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş
yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu
görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin
412 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde
görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek,
kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin
etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle
gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına
bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(4) (Ek: 2/7/2012-6352/86 md.) İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına
kadar indirilebilir.
Denetim görevinin ihmali
Madde 251- (1) Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine
kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.
(2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap
suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlisi, üç
aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Rüşvet
Madde 252- (Değişik: 2/7/2012-6352/87 md.)
(1) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi,
dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2013 | 413
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya
göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi de birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.
(3) Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç
tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(4) Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat
bunun kişi tarafından kabul edilmemesi ya da kişinin kamu
görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte
bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul
edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra
hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(5) Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.
(6) Rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat
sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden
yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.
(7) Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda
anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(8) Bu madde hükümleri;
a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş
şirketler,
414 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
c) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra
eden vakıflar,
d) Kamu yararına çalışan dernekler,
e) Kooperatifler,
f) Halka açık anonim şirketler,
adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp
taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir
işin yapılması veya yapılmaması amacıyla doğrudan veya
aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi;
bu kişiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara
aracılık edilmesi; bu ilişki dolayısıyla bir başkasına menfaat
temin edilmesi halinde de uygulanır.
(9) Bu madde hükümleri;
a) Yabancı bir devlette seçilmiş veya atanmış olan kamu
görevlilerine,
b) Uluslararası veya uluslarüstü mahkemelerde ya da yabancı devlet mahkemelerinde görev yapan hâkimlere, jüri
üyelerine veya diğer görevlilere,
c) Uluslararası veya uluslarüstü parlamento üyelerine,
d) Kamu kurumu ya da kamu işletmeleri de dahil olmak
üzere, yabancı bir ülke için kamusal bir faaliyet yürüten
kişilere,
e) Bir hukuki uyuşmazlığın çözümü amacıyla başvurulan
tahkim usulü çerçevesinde görevlendirilen vatandaş veya
yabancı hakemlere,
f) Uluslararası bir anlaşmaya dayalı olarak kurulan uluslararası veya uluslarüstüörgütlerin görevlilerine veya temsilcilerine,
2013 | 415
TÜRK CEZA KANUNU
görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması ya da uluslararası ticari işlemler nedeniyle bir işin
veya haksız bir yararın elde edilmesi yahut muhafazası
amacıyla; doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin,
teklif veya vaat edilmesi ya da bunlar tarafından talep veya
kabul edilmesi halinde de uygulanır.
(10) Dokuzuncu fıkra kapsamına giren rüşvet suçunun
yurt dışında yabancı tarafından işlenmekle birlikte;
a) Türkiye’nin,
b) Türkiye’deki bir kamu kurumunun,
c) Türk kanunlarına göre kurulmuş bir özel hukuk tüzel
kişisinin,
d) Türk vatandaşının,
tarafı olduğu bir uyuşmazlık ya da bu kurum veya kişilerle ilgili bir işlemin yapılması veya yapılmaması için işlenmesi halinde, rüşvet veren, teklif veya vaat eden; rüşvet
alan, talep eden, teklif veya vaadini kabul eden; bunlara
aracılık eden; rüşvet ilişkisi dolayısıyla kendisine menfaat
temin edilen kişiler hakkında, Türkiye’de bulundukları
takdirde, resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 253- (1) Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Etkin pişmanlık
Madde 254- (1) (Değişik: 2/7/2012-6352/88 md.) Rüşvet
alan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce,
rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen
teslim etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı
416 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla
anlaşan kamu görevlisinin durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce durumu yetkili makamlara haber vermesi
halinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.
(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/88 md.) Rüşvet veren veya bu
konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin, durum
resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak
durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz.
(3) (Değişik: 2/7/2012-6352/88 md.) Rüşvet suçuna iştirak
eden diğer kişilerin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları
haberdar etmesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya
hükmolunmaz.
(4) (Ek: 26/6/2009 – 5918/4 md.) Bu madde hükümleri, yabancı kamu görevlilerine rüşvet veren kişilere uygulanmaz.
Nüfuz ticareti33
Madde 255- (Değişik: 2/7/2012-6352/89 md.)
(1) Kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle, haksız bir işin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine
veya bir başkasına menfaat temin eden kişi, iki yıldan beş
yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile
cezalandırılır. Kişinin kamu görevlisi olması halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. İşinin gördürülmesi
33 Bu madde başlığı “Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama” iken, 2/7/2012 tarihli
ve 6352 sayılı Kanunun 89 uncu maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
2013 | 417
TÜRK CEZA KANUNU
karşılığında veya gördürüleceği beklentisiyle menfaat sağlayan kişi ise, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Menfaat temini konusunda anlaşmaya varılması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada belirtilen amaç doğrultusunda menfaat
talebinde bulunulması ve fakat bunun kabul edilmemesi ya
da menfaat teklif veya vaadinde bulunulması ve fakat bunun kabul edilmemesi hallerinde, birinci fıkra hükmüne
göre verilecek ceza yarı oranında indirilir.
(4) Nüfuz ticareti suçuna aracılık eden kişi, müşterek fail
olarak, birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.
(5) Nüfuz ticareti ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü gerçek kişi veya tüzel kişinin menfaati
kabul eden yetkilileri, müşterek fail olarak, birinci fıkrada
belirtilen ceza ile cezalandırılır.
(6) İşin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunmanın
müstakil bir suç oluşturduğu hallerde kişiler ayrıca bu suç
nedeniyle cezalandırılır.
(7) Bu madde hükümleri, 252 nci maddenin dokuzuncu
fıkrasında sayılan kişiler üzerinde nüfuz ticareti yapılması
halinde de uygulanır. Bu kişiler hakkında, Türkiye’de bulunmaları halinde, vatandaş veya yabancı olduklarına bakılmaksızın, resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.
Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması
Madde 256- (1) Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması halinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
418 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Görevi kötüye kullanma34
Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan
haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek
suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına
neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu
görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında,
görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu
görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) (Mülga: 2/7/2012-6352/105 md.)
Göreve ilişkin sırrın açıklanması
Madde 258- (1) Görevi nedeniyle kendisine verilen veya
aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya
yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi
edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört
yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, birinci fıkrada yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilir.
34 8/12/2010 tarihli ve 6086 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu maddenin birinci ve
ikinci fıkralarında yer alan “kazanç” ibareleri “menfaat”, birinci fıkrasında yer alan “bir
yıldan üç yıla kadar” ibaresi “altı aydan iki yıla kadar”, ikinci fıkrasında yer alan “altı
aydan iki yıla kadar” ibaresi “üç aydan bir yıla kadar” ve üçüncü fıkrasında yer alan
“birinci fıkra hükmüne göre” ibaresi “bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adli para cezası ile” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 419
TÜRK CEZA KANUNU
Kamu görevlisinin ticareti
Madde 259- (1) Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan
kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması
Madde 260- (1) Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde,
görevlerini terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini
geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmayan veya yavaşlatan kamu görevlilerinin her biri hakkında üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sayısının
üçten fazla olmaması halinde cezaya hükmolunmaz.
(2) Kamu görevlilerinin mesleki ve sosyal hakları ile ilgili
olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli
iş bırakmaları veya yavaşlatmaları halinde, verilecek cezada
indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf
Madde 261- (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları
üzerinde, karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta
bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir
suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
Madde 262- (1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara
aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri
kendisine bildirilmiş olduğu halde görevi sürdüren kimseye
üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
420 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Kanuna aykırı eğitim kurumu
Madde 263 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/29 md.)
(1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten
kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma
Madde 264- (1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmi elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya
madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki
fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.
Görevi yaptırmamak için direnme
Madde 265- (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı
aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak
işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
yarı oranında artırılır.
2013 | 421
TÜRK CEZA KANUNU
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun
neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler
uygulanır.
Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma
Madde 266- (1) Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu
araç ve gereçleri bir suçun işlenmesi sırasında kullanan
kamu görevlisi hakkında, ilgili suçun tanımında kamu görevlisi sıfatı esasen göz önünde bulundurulmamış ise, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Adliyeye Karşı Suçlar
İftira
Madde 267- (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette
bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği
halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını
ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir
kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat
kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına
alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
422 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat
kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması
veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı
fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet
hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla
kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti
halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına
başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden
kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.35
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun
fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı
verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve
yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
35 Bu fıkra, Anayasa Mahkemesi’nin 17/11/2011 tarihli ve E.: 2010/115, K.: 2011/154
sayılı Kararı ile iptal edilmiş olup, Kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı 17/3/2012
tarihinden başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.
2013 | 423
TÜRK CEZA KANUNU
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Madde 268- (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında
soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan
kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.36
Etkin pişmanlık
Madde 269- (1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya
idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi
halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın
beşte dördü indirilir.
(2) Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.
(3) Etkin pişmanlığın;
a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
b) Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,
c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(4) İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
a) İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın yarısı,
36 Bu fıkrada geçen "bu kişiye" ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 30
uncu maddesiyle "başkasına" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
424 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
b) İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta
bulunulması halinde, verilecek cezanın üçte biri,
İndirilebilir.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/31 md.) Basın ve yayın yoluyla yapılan iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için, bunun aynı yöntemle yayınlanması gerekir.
Suç üstlenme
Madde 270- (1) Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak,
suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla
kadar hapis cezası verilir. Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya
kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi halinde;
verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi tamamen
de kaldırılabilir.
Suç uydurma
Madde 271- (1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun
delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak
biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Yalan tanıklık
Madde 272- (1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan
bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi
veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan
kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe
aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası verilir.
2013 | 425
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık
yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri
uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair
karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre
verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer
olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu
tutulur.
(6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış
müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti
halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli
hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya
göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; yalan
tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
426 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Şahsi cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren sebepler
Madde 273- (1) Kişinin;
a) Kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir
hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması,
b) Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı
kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık
yapması,
Halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza
vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü, özel hukuk uyuşmazlıkları kapsamında yapılan yalan tanıklık hallerinde uygulanmaz.
Etkin pişmanlık
Madde 274- (1) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir
hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte
karar verilmeden veya hükümden önce gerçeğin söylenmesi
halinde, cezaya hükmolunmaz.
(2) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar
verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisinden yarısına kadarı indirilebilir.
(3) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen
mahkûmiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı
indirilebilir.
2013 | 427
TÜRK CEZA KANUNU
Yalan yere yemin
Madde 275- (1) Hukuk davalarında yalan yere yemin
eden davacı veya davalıya bir yıldan beş yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
(3) Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın
yarısı indirilir.
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık
Madde 276- (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek
yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaada bulunması
halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından
görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe
aykırı olarak tercüme etmesi halinde, birinci fıkra hükmü
uygulanır.
Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs37
Madde 277- (Değişik: 2/7/2012-6352/90md.)
(1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir
soruşturmada, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya
bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından
birinin, şüpheli veya sanığın, katılanın veya mağdurun lehi37 Bu madde başlığı “Yargı görevi yapanı etkileme” iken, 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
428 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
ne veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya
bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı
görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak
etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki suçu oluşturan fiilin başka bir suçu da
oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre verilecek
ceza yarısına kadar artırılır.
Suçu bildirmeme
Madde 278- (İptal: Anayasa Mahkemesinin 30/6/2011 tarihli ve E.:2010/52, K.:2011/113 sayılı Kararı ile.; Değişik:
2/7/2012-6352/91 md.)
(1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin
sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili
makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne
göre cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeşyaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel
veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı
oranında artırılır.
(4) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler bakımından cezaya hükmolunmaz. Ancak, suçu önleme yükümlülüğünün
varlığı dolayısıyla ceza sorumluluğuna ilişkin hükümler
saklıdır.
2013 | 429
TÜRK CEZA KANUNU
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi
Madde 279- (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı
gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak
öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal
eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi
Madde 280- (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği
yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi,
eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler
anlaşılır.
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
Madde 281- (1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek
amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen,
değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak
ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza
verilmez.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
430 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce
gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu
maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte
dördü indirilir.
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama38
Madde 282- (1) (Değişik: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Alt sınırı
altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya
bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir
yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla
kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan
malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul
eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (1)
(3) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.
(4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir
kat artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
38 26/6/2009 tarihli ve 5918 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle birinci fıkradan sonra
gelmek üzere ikinci fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
2013 | 431
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç
konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan
veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele
geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.
Suçluyu kayırma
Madde 283- (1) Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için
imkan sağlayan kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
(3) Bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme
Madde 284- (1) Hakkında tutuklama kararı verilmiş olan
veya hükümlü bir kişinin bulunduğu yeri bildiği halde yetkili makamlara bildirmeyen kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olan bir suça ilişkin delil ve eserlerin başkaları
tarafından saklandığı yeri bildiği halde yetkili makamlara
bildirmeyen kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Bu suçların kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
(4) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından
işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.
432 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Gizliliğin ihlali
Madde 285- (1) (Değişik: 2/7/2012-6352/92 md.)
(1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun oluşabilmesi için;
a) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle, suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel
hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi,
b) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğine ilişkin
olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını
engellemeye elverişli olması,
gerekir.
(2) Soruşturma evresinde alınan ve soruşturmanın tarafı
olan kişilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğini ihlal eden
kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile
cezalandırılır.
(3) Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini alenen ihlal eden kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için, tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların kamu görevlisi tarafından görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi halinde, ceza yarısına kadar artırılır.
(5) Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu
olarak algılanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin
2013 | 433
TÜRK CEZA KANUNU
yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme
sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmaz.
Ses veya görüntülerin kayda alınması
Madde 286- (1) Soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses veya görüntüleri yetkisiz olarak kayda alan veya
nakleden kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Genital muayene
Madde 287- (1) Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın,
kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi
yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Bulaşıcı hastalıklar dolayısıyla kamu sağlığını korumak amacıyla kanun ve tüzüklerde öngörülen hükümlere
uygun olarak yapılan muayeneler açısından yukarıdaki
fıkra hükmü uygulanmaz.
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs
Madde 288- (Değişik: 2/7/2012-6352/93 md.)
(1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir
soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir
işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması
için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, elli günden az olmamak üzere adli para
cezası ile cezalandırılır.
434 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Muhafaza görevini kötüye kullanma
Madde 289- (1) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir
nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında
tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç
bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişinin bu
malın sahibi olması halinde, verilecek ceza yarı oranında
indirilir.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan suçun konusunu oluşturan
eşyayı kovuşturma başlamadan önce geri veren veya bunun
mümkün olmaması halinde bedelini ödeyen kişi hakkında
verilecek cezaların beşte dördü indirilir.
(3) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan malın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle kaybolmasına veya bozulmasına neden
olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Bir suça ilişkin soruşturma veya kovuşturma kapsamında elkonulan eşyayı amacı dışında kullanan kimse, bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Resmen teslim olunan mala elkonulması ve bozulması
Madde 290- (1) Hükmen hak sahiplerine teslim edilen taşınmaz mallara tekrar elkoyan kimseye üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan taşınır malın bu kişinin elinden rızası dışında
alınması halinde hırsızlık, cebren alınması halinde yağma,
hileyle alınması halinde dolandırıcılık, tahrip edilmesi ha2013 | 435
TÜRK CEZA KANUNU
linde mala zarar verme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Kişinin bu malın sahibi olması halinde, verilecek cezanın
yarısından dörtte üçüne kadarı indirilir.
Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme
Madde 291- (1) Kendisini, bir hükümlünün veya tutuklunun yerine koyarak ceza infaz kurumuna veya tutukevine
giren kimseye altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Hükümlü veya tutuklunun kaçması
Madde 292- (1) Tutukevinden, ceza infaz kurumundan
veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan
tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun, silahlı olarak ya da birden çok tutuklu veya
hükümlü tarafından birlikte işlenmesi halinde, yukarıdaki
fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır.
(4) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun
neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme
suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya
hükmolunur.
(5) Bu maddede yazılı hükümler, ceza infaz kurumu dışında çalıştırılan hükümlüler ile hapis cezası adlî para cezasından çevrilmiş olanlar hakkında da uygulanır.
(6) (Mülga: 29/6/2005 – 5377/33 md.)
436 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Etkin pişmanlık
Madde 293- (1) (...)39 tutuklu veya hükümlünün, kaçtıktan
sonra etkin pişmanlık göstererek kendiliğinden teslim olması halinde, kaçtığı günden itibaren teslimin gerçekleştiği
güne kadar geçen süre dikkate alınarak, verilecek cezanın
altıda beşinden altıda birine kadarı indirilir. Ancak, kaçma
süresinin altı ayı geçmesi halinde cezada indirim yapılmaz.39
Kaçmaya imkan sağlama
Madde 294- (1) Gözaltına alınanın veya tutuklunun kaçmasını sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Hükümlünün kaçmasını sağlayan kişi, çekilecek olan
hapis cezasının süresine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. Ancak, hükümlünün cezası;
a) Müebbet hapis cezası ise, beş yıldan sekiz yıla,
b) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ise, sekiz yıldan
oniki yıla,
Kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçların, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Kaçması sağlanan kişi sayısının birden fazla olması halinde, bu sayı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza
üçte birden bir katına kadar artırılır.
(5) Bu suçların gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişiler tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza, üçte biri oranında artırılır.
39 Bu arada yer alan "Gözaltına alınan," ibaresi, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle madde metninden çıkarılmıştır.
2013 | 437
TÜRK CEZA KANUNU
(6) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından
işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında indirilir.
(7) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten
öldürme suçunun gerçekleşmesi ya da eşyaya zarar verilmesi durumunda, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre
cezaya hükmolunur.
(8) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün, muhafaza
veya nakli ile görevli kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne
aykırı davranmasından yararlanarak kaçması halinde, altı
aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Muhafızın görevini kötüye kullanması
Madde 295- (1) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza veya nakli ile görevli kişilerin, görevlerinin
gereklerine aykırı hareket etmeleri halinde, görevi kötüye
kullanma suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Muhafaza veya nakli ile görevli olan kimse, görevinin
gereklerine aykırı olarak gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün bulunduğu yerden geçici bir süreyle uzaklaşmasına izin verirse; altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün bu fırsattan yararlanarak kaçması halinde, kaçmaya kasten imkan
sağlama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Hükümlü veya tutukluların ayaklanması
Madde 296- (1) Hükümlü veya tutukluların toplu olarak
ayaklanması halinde, her biri hakkında altı aydan üç yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur. Hükümlü veya tutuklu
438 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
sayısının üçten fazla olmaması halinde, bu suçtan dolayı
cezaya hükmedilmez.
(2) Ayaklanma sırasında başka suçların işlenmesi halinde,
ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak
Madde 297- (1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silah,
uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme
aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan
eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç
oluşturduğu takdirde; fikri içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.
(2) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 7/7/2011 tarihli ve
E.:2010/69, K.:2011/116 sayılı Kararı ile.)
(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların hükümlü
veya tutukluların muhafazasıyla görevli kişiler tarafından
işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların konusunu
oluşturan eşyayı yanında bulunduran veya kullanan hükümlü veya tutuklu, bunu kimden ve ne suretle elde ettiği
hususunda bilgi verirse, verilecek ceza yarı oranında indirilir.
Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme
Madde 298- (1) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları
çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu
çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmala2013 | 439
TÜRK CEZA KANUNU
rını, kurum tabibince muayene ve tedavi edilmelerini, müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini,
mahkemelere veya Cumhuriyet başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu
yolda talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara
tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas olanağını engelleyenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.
(2) Hükümlü ve tutukluların beslenmesini engelleyenler
hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna
teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin engellenmesi sayılır.
(3) Beslenmenin engellenmesi nedeniyle kasten yaralama
suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden biri veya
ölüm meydana gelmiş ise, ayrıca kasten yaralama veya kasten öldürme suçlarına ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının
Saygınlığına Karşı Suçlar
Cumhurbaşkanına hakaret
Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir
yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
440 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet
Bakanının iznine bağlıdır.
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
Madde 300- (1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair
surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alameti olarak
kullanılan her türlü işaret hakkında uygulanır.
(2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların yabancı bir ülkede
bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek
ceza üçte bir oranında artırılır.
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin
kurum ve organlarını aşağılama40
Madde 301- (Değişik: 30/4/2008-5759/1 md.)
(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye
Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini
ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
40 30/4/2008 tarihli ve 5759 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle bu madde başlığı
“Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” iken metne işlendiği
şekilde değiştirilmiştir.
2013 | 441
TÜRK CEZA KANUNU
(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç
oluşturmaz.
(4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
Madde 302- (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/36 md.) Devlet
topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin
egemenliği altına koymaya veya Devletin bağımsızlığını
zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil işleyen kimse, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi
halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre
cezaya hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla
tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Düşmanla işbirliği yapmak
Madde 303- (1) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş halinde olan devletin ordusunda hizmet kabul eden, düşman
devletin yanında Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı silahlı mücadeleye giren vatandaş, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
442 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Düşman devlet ordusunda herhangi bir komuta görevi
üstlenen vatandaş, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi
sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(4) Savaş zamanında düşman devlet toprağında bulunup
da bu devlet ordusunda hizmete alınmak mecburiyetinde
kalan vatandaş hakkında, bu nedenle cezaya hükmolunmaz.
Devlete karşı savaşa tahrik
Madde 304- (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu amaca yönelik
olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on
yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/37 md.)
(2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş
örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi,
hasmane hareket olarak kabul edilir.
(3) Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi dolayısıyla
tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
2013 | 443
TÜRK CEZA KANUNU
Temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar
sağlama41
Madde 305- (1) (Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/38 md.)
Temel millî yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla
veya bu nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan
doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddi
yarar sağlayan vatandaşa ya da Türkiye'de bulunan yabancıya, üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî
para cezası verilir. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.
(2) (Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/38 md.) Fiilin savaş sırasında işlenmiş olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Suç savaş hali dışında işlendiği takdirde, bu nedenle
kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
(4) Temel milli yararlar deyiminden; bağımsızlık, toprak
bütünlüğü, milli güvenlik ve Cumhuriyetin Anayasada
belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.
Yabancı devlet aleyhine asker toplama
Madde 306- (1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile karşı
karşıya bırakacak şekilde, yetkisiz olarak, yabancı bir devlete karşı asker toplayan veya diğer hasmane hareketlerde
bulunan kimseye beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası
verilir.
41 Bu maddenin başlığı “Temel milli yararlara karşı hareket” iken, 29/6/2005 tarihli ve
5377 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle “Temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak
için yarar sağlama” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
444 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Fiil sonucu savaş meydana gelirse faile müebbet hapis
cezası verilir.
(3) Fiil, sadece yabancı devletle siyasal ilişkileri bozacak
veya Türkiye Devleti veya Türk vatandaşlarını misilleme
tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak nitelikte ise faile iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
(4) Siyasal ilişki kesilir veya misilleme meydana gelirse üç
yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddede yer alan suçun kovuşturulması Adalet
Bakanının iznine bağlıdır.
(6) Bu madde hükümleri, fiili savaş halinde ülke topraklarının tamamını veya bir kısmını işgal eden yabancı devlet
kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı direniş hareketleri
hakkında uygulanmaz.
Askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına
anlaşma
Madde 307- (1) Devletin silahlı kuvvetlerine ait olan veya
hizmetine verilmiş bulunan kara, deniz ve hava ulaşım araçlarını, yolları, müesseseleri, depoları ve diğer askerî tesisleri,
bunlar henüz tamamlanmamış bulunsalar bile, kısmen veya
tamamen tahrip eden veya geçici bir süre için olsa bile kullanılmayacak hale getiren kişiye, altı yıldan oniki yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin çıkarı
için işlenmiş olması,
b) Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş kudret ve yeteneğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş olması,
2013 | 445
TÜRK CEZA KANUNU
Halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tahrip veya kullanılamaz hale gelme, birinci fıkrada
belirtilen bina, tesis veya eşyayı elinde bulunduran veya
korumak ve gözetlemekle yükümlü olan kimsenin taksiri
sonucunda meydana gelmiş veya bu nedenle suçun işlenmesi kolaylaşmış ise, bu kişi hakkında bir yıldan beş yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Savaş zamanında Türkiye Devleti zararına olmak üzere, düşman askerî hareketlerini kolaylaştırmak veya Türkiye
Devletinin askerî hareketlerine zarar vermek maksadıyla
yabancıyla anlaşan veya anlaşma olmasa da aynı sonuçları
meydana getirmeye yönelik fiilleri işleyen kişiye on yıldan
onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada tanımlanan fiil sonucunda, düşman
askerî hareketleri fiilen kolaylaşmış veya Türk Devletinin
askerî hareketleri zarar görmüş ise faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
(6) Dört ve beşinci fıkralarda yazılı suçları işleyen kimse
ile anlaşan yabancıya da aynı ceza verilir.
(7) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerin Türkiye Devleti ile
aralarında savaş için ittifak veya iştirak olan devlet zararına
olarak Türkiye'de işlenmesi halinde de bu madde hükümleri
uygulanır.
Düşman devlete maddi ve mali yardım
Madde 308- (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin savaş halinde olduğu devlete, savaşta Türkiye Cumhuriyeti Devletinin aleyhine kullanılabilecek her türlü eşyayı karşılıklı veya
karşılıksız, doğrudan veya dolaylı olarak veren vatandaş,
446 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
beş yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
hüküm, Türkiye'de oturan yabancı hakkında da uygulanır.
(2) Savaş zamanında, düşman devlet yararına yapılan
borçlanmalara veya her ne nedenle olursa olsun ödemelere
katılan veya bunlara ilişkin işlemleri kolaylaştıran vatandaşa veya Türkiye'de oturan yabancıya aynı ceza verilir.
(3) Savaştan evvel başlamış olsa bile, birinci fıkrada yazılı
haller dışında, nerede bulunursa bulunsun düşman devlet
vatandaşıyla veya düşman devlet topraklarında oturan
diğer kimselerle Türkiye Devleti zararına veya düşman
devletin savaş gücüne olumlu etki yapacak nitelikte doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ticaret yapan vatandaşa
veya Türkiye'de oturan yabancıya iki yıldan beş yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerin düşman devletle
aralarında savaş için ittifak veya iştirak olan devlet yararına
işlenmesi halinde de bu madde hükümleri uygulanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
Anayasayı ihlal
Madde 309- (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya
bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.
2013 | 447
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi
halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre
cezaya hükmolunur.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla
tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
hükmolunur.
Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı
Madde 310- (1) Cumhurbaşkanına suikastte bulunan kişi,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiile
teşebbüs edilmesi halinde de suç tamamlanmış gibi cezaya
hükmolunur.
(2) Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırılarda bulunan
kimse hakkında, ilgili suça ilişkin ceza yarı oranında artırılarak hükmolunur. Ancak, bu suretle verilecek ceza beş yıldan
az olamaz.
Yasama organına karşı suç
Madde 311- (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük
Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük
Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasıyla cezalandırılırlar.
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi
halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre
cezaya hükmolunur.
Hükûmete karşı suç
Madde 312- (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini
yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs
eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
448 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi
halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre
cezaya hükmolunur.
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan
Madde 313- (1) Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine
karşı silahlı bir isyana tahrik eden kimseye onbeş yıldan
yirmi yıla kadar hapis cezası verilir. İsyan gerçekleştiğinde,
tahrik eden kişi hakkında yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silahlı isyanı
idare eden kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. İsyana katılan diğer kişilere altı yıldan on yıla
kadar hapis cezası verilir.
(3) Bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların, Devletin savaş halinde olmasının sağladığı kolaylıktan yararlanmak
suretiyle işlenmesi halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur.
(4) Bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan
dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.
Silâhlı örgüt
Madde 314- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran
veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer
hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
2013 | 449
TÜRK CEZA KANUNU
Silâh sağlama
Madde 315- (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye
sokmak suretiyle silah temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suç için anlaşma
Madde 316- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini elverişli vasıtalarla
işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine
göre üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma dolayısıyla
soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere
ceza verilmez.
ALTINCI BÖLÜM
Milli Savunmaya Karşı Suçlar
Askerî komutanlıkların gasbı
Madde 317- (1) Kanunen yetkili olmadıkları veya Devlet
tarafından memur edilmedikleri halde, bir asker kıtasının
veya donanmasının veya savaş gemisinin veya savaş hava
filosunun veya bir kale veya müstahkem mevkiin veya bir
askerî üssün veya tesisin, bir liman veya şehrin komutasını
alanlara müebbet hapis cezası verilir.
(2) Kanunen yetkili olmaları veya Devlet tarafından görevlendirilmeleri suretiyle yukarıda gösterilen yerlerin ko450 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
mutanı bulunanlardan, yetkili makamlarca komutanlığı terk
etmeleri için verilen emirlere uymayanlara da aynı ceza
verilir.
Halkı askerlikten soğutma
Madde 318- (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda
yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.
Askerleri itaatsizliğe teşvik
Madde 319- (1) Askerleri veya askerî idareye bağlı olarak
görev yapan diğer kişileri kanunlara karşı itaatsizliğe veya
yeminlerini bozmaya veya askerî disiplini veya askerlik
hizmetine ilişkin görevlerini ihlale yönelten ve tahrik edenler ile kanunlara, yeminlere veya disiplin veya diğer görevlere aykırı hareketleri askerler önünde öven veya iyi gördüğünü söyleyen kimselere, bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Fiil, aleni olarak işlenmişse iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası verilir.
(3) Fiil, savaş zamanında işlenmiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma
Madde 320- (1) Hükûmetin izni olmaksızın bir yabancı
veya yabancı Devlet hizmetinde veya bunların lehinde çalışmak üzere Ülke içinde vatandaşlardan asker yazan veya
vatandaşları silahlandıran kimseye üç yıldan altı yıla kadar
hapis cezası verilir.
2013 | 451
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Asker yazılanlar veya silahlandırılanlar arasından asker veya askerlik çağında olanlar varsa ceza üçte biri oranında artırılır.
(3) Birinci fıkradaki hizmeti kabul eden kimseye bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Savaş zamanında emirlere uymama
Madde 321- (1) Savaş zamanında Devletin yetkili makam
ve mercilerinin emir veya kararlarına bilerek aykırı harekette bulunan kimseye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası
verilir.
Savaş zamanında yükümlülükler
Madde 322- (1) Savaş zamanında, Devletin silahlı kuvvetlerinin veya halkın ihtiyaçları için Devlet veya bir kamu
kuruluşu veya kamu hizmetleri yapan veya kamu ihtiyaçlarını sağlayan bir kuruluş ile iş yapmak veya eşya vermek
üzere yaptıkları sözleşmedeki yükümlülükleri kısmen veya
tamamen yerine getirmeyen kimseye üç yıldan on yıla kadar
hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Yükümlülüklerin kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi taksirden ileri gelmişse, cezanın dörtte üçüne
kadarı indirilebilir.
(3) Yükümlülüğün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesine asıl yükümlüler ile aralarında sözleşme bulunan
aracılar veya bunların temsilcileri neden olmuşsa, bunlar
hakkında da aynı cezalar uygulanır.
(4) Savaş zamanında yükümlülüklerin yerine getirilmesinde hile yapan yukarıdaki fıkralarda yazılı kişilere on
yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para
cezası verilir.
452 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Savaşta yalan haber yayma
Madde 323- (1) Savaş sırasında kamunun endişe ve heyecan duymasına neden olacak veya halkın maneviyatını sarsacak veya düşman karşısında ülkenin direncini azaltacak
şekilde asılsız veya abartılmış veya özel maksada dayalı
havadis veya haber yayan veya nakleden veya temel milli
yararlara zarar verebilecek herhangi bir faaliyette bulunan
kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Eğer fiil;
a) Propagandayla,
b) Askerlere yönelik olarak,
c) Bir yabancı ile anlaşma neticesi,
İşlenmişse, verilecek ceza on yıldan yirmi yıla kadar hapistir.
(3) Fiil, düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse müebbet
hapis cezası verilir.
(4) Savaş zamanında düşman karşısında milletin direncini
tehlikeyle karşı karşıya bırakacak şekilde yabancı paraların
değerini düşürmeye veya itibarı amme kağıtlarının değeri
üzerinde etki yapmaya yönelik hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî
para cezası verilir.
(5) Dördüncü fıkrada yazılı fiil, bir yabancı ile anlaşma
sonucu işlenmişse ceza yarısı; düşmanla anlaşma sonucu
işlenmiş ise bir katı oranında artırılır.
Seferberlikle ilgili görevin ihmali
Madde 324- (1) Sulh zamanında seferberlikle ilgili görevlerini ihmal eden veya geciktiren kamu görevlisine altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
2013 | 453
TÜRK CEZA KANUNU
Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü
Madde 325- (1) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletten akademik derece veya şeref, unvan, nişan ve diğer
fahri rütbe veya bunlara ait maaş veya başka yararlar kabul
eden vatandaşa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
Devletin güvenliğine ilişkin belgeler
Madde 326- (1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya
tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları
yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan
kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında işlenmiş veya
Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya
askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis
cezası verilir.
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme
Madde 327- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.
Siyasal veya askerî casusluk
454 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
Madde 328. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması
gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla
temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Fiil;
a) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına
işlenmişse,
b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye
sokmuşsa,
Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri
açıklama
Madde 329- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken
bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye koymuşsa, faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise birinci
fıkrada yazılı olan halde, faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı hallerden birinin varlığı halinde ise üç yıldan
sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Gizli kalması gereken bilgileri açıklama
Madde 330- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken
2013 | 455
TÜRK CEZA KANUNU
bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan
kimseye müebbet hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, faile ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası verilir.
Uluslararası casusluk
Madde 331- (1) Yabancı bir devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli
kalması gereken bilgileri, diğer bir yabancı devlet lehine
siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden vatandaşa veya bunu Türkiye'de temin etmiş bulunan yabancıya
bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
Askerî yasak bölgelere girme
Madde 332- (1) Devletin askerî yararı gereği girilmesi yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile girenlere iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla
kadar hapis cezası verilir.
Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde
sadakatsizlik
Madde 333- (1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin
güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya
yeni buluşları veya sınai yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanan veya kullanılmasını sağlayan kişi,
beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenir veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
456 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokacak olursa, faile müebbet hapis cezası verilir.
(3) Türkiye Devleti tarafından yabancı bir memlekette
Devlete ait belirli bir işi görmek için görevlendirilen kimse,
bu görevi sadakatle yerine getirmediği ve bu fiilden dolayı
zarar meydana gelebildiği takdirde faile beş yıldan on yıla
kadar hapis cezası verilir.
(4) Bu maddede tanımlanan suçların işleneceğini haber
alıp da bunları zamanında yetkililere ihbar etmeyenlere, suç
teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgileri temin
Madde 334- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini
veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış
ise faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini
Madde 335- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî
casusluk maksadıyla temin eden kimseye sekiz yıldan oniki
yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş
etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya
bırakmış ise faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.
2013 | 457
TÜRK CEZA KANUNU
Yasaklanan bilgileri açıklama
Madde 336- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye üç
yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeye sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezası verilir.
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise, birinci
fıkrada yazılı olan halde faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı halde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla
açıklama
Madde 337- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî
casusluk maksadıyla açıklayan kimseye on yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası verilir.
Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi
Madde 338- (1) Bu bölümde tanımlanan suçların işlenmesi, ilgili kişilerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmaları sonucu mümkün olmuş veya kolaylaşmış ise,
taksirle davranan faile altı aydan üç yıla kadar hapis cezası
verilir.
458 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini
tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, taksirle davranan faile
üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma
Madde 339- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri veya
yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı ve niteliği
bakımından gizli kalması gereken hususları elde etmeye
yarayan ve elde bulundurulması için kabul edilebilir bir
neden gösterilemeyen belgelerle veya bu nitelikteki herhangi bir şeyle yakalanan kimseye bir yıldan beş yıla kadar
hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla
kadar hapis cezası verilir.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar
Yabancı devlet başkanına karşı suç
Madde 340- (1) Yabancı devletlerden birinin başkanına
karşı bir suç işleyen kişiye verilecek ceza, sekizde biri oranında artırılır. Suçun müebbet hapis cezasını gerektirmesi
halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı
suçlardan ise, soruşturma ve kovuşturma yabancı devletin
şikayetine bağlıdır.
2013 | 459
TÜRK CEZA KANUNU
Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret
Madde 341- (1) Resmen çekilmiş olan yabancı devlet bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen tahkir eden
kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması,
ilgili devletin şikayetine bağlıdır.
Yabancı devlet temsilcilerine karşı suç
Madde 342- (1) Türkiye Cumhuriyetinde sürekli veya geçici olarak görevlendirilmiş yabancı devlet temsilcileri ile
bunların diplomasi memurları veya uluslararası kuruluşların temsilcileri ile bunların diplomatik ayrıcalık ve bağışıklık
tanınan memurları, kendilerine karşı görevlerinden dolayı
işlenen suçlar bakımından, kamu görevlisi kabul edilerek;
suç işleyen kişiler hakkında, bu Kanunun ilgili hükümlerine
göre cezaya hükmolunur.
(2) İşlenen suç hakaret ise, soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
Karşılıklılık koşulu
Madde 343- (1) Bu bölümde yazılı hükümlerin uygulanması, karşılıklılık koşuluna bağlıdır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Son Hükümler
Yürürlük
Madde 344- (1) Bu Kanunun;
a) “İmar kirliliğine neden olma” başlıklı 184 üncü maddesi
yayımı tarihinde,
460 | 2013
TÜRK CEZA KANUNU
b) “Çevrenin kasten kirletilmesi” başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası ile “Çevrenin taksirle kirletilmesi” başlıklı 182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı tarihinden
itibaren iki yıl sonra,
c) Diğer hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinde,42
Yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 345- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
5237 SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER
(1) 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanunun Geçici 1 inci
Maddesi:
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hükme bağlanmış olmakla beraber henüz kesinleşmemiş olan dosyalarda, uzlaşma kapsamının genişlediğinden bahisle bozma kararı verilemez.
42 Bu maddede yer alan "1 Nisan 2005“ ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanu-
nun Geçici 1 inci maddesiyle "1 Haziran 2005“ şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2013 | 461
TÜRK CEZA KANUNU
5237 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Kanun
No
Farklı tarihte yürürlüğe giren maddeler
Yürülüğe Giriş
Tarihi
5328
59,62,85,86,87,88,90,116,235,344
31/3/2005
5378
122
7/7/2005
5377
4, 7, 13, 30, 31, 43, 61, 66, 82, 84, 87, 103,
105, 107, 125, 145, 150, 155, 158, 168, 184,
188, 190, 191, 218, 221, 245, 252, 263, 268,
269, 288, 292, 293, 299, 302, 304, 305
8/7/2005
Değiştiren
Kanun
5237 sayılı Kanunun değişen maddeleri
Yürülüğe Giriş
Tarihi
5560
61,73,80,87,89,142,191,221,227,234,245 ve
İşlenemeyen Hüküm50
19/12/2006
5739
50
1/3/2008
5759
301
8/5/2008
5841
154
14/3/2009
5918
13,55,165,254,282
9/7/2009
6008
79
25/7/2010
6086
257
19/12/2010
6217
191
14/4/2011
6352
132, 133, 134, 141, 142, 163, 168, 220, 250,
252, 254, 255,257,277, 278, 285, 288
5/7/2012
462 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Kanun Numarası: 5809
Kabul Tarihi: 5/11/2008
Yayımlandığı R.Gazete: Tarih: 10/11/2008Sayı : 27050
(Mük.)
Yayımlandığı Düstur: Tertip : 5Cilt : 48
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
Madde 1 – (1) Bu Kanunun amacı; elektronik haberleşme
sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin
tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli
kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında
teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve
bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
Kapsam
Madde 2 – (1) Elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesi ve elektronik haberleşme alt yapı ve şebekesinin
tesisi ve işletilmesi ile her türlü elektronik haberleşme cihaz
ve sistemlerinin imali, ithali, satışı, kurulması, işletilmesi,
2013 | 463
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
frekans dahil kıt kaynakların planlaması ve tahsisi ile bu
konulara ilişkin düzenleme, yetkilendirme, denetleme ve
uzlaştırma faaliyetlerinin yürütülmesi bu Kanuna tabidir.
(2) Millî güvenlik ve kamu düzeni ile olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik, savaş hallerinde ve doğal afet durumlarında elektronik haberleşme hizmetlerinin sağlanmasına
ilişkin özel kanunların ve 16/7/1965 tarihli ve 697 sayılı
Ulaştırma ve Haberleşme Hizmetlerinin Olağanüstü Hallerde ve Savaşta Ne Suretle Yürütüleceğine Dair Kanun,
9/4/1987 tarihli ve 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 16/6/2005 tarihli ve 5369
sayılı Evrensel Hizmetin Sağlanması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 3/7/2005 tarihli ve
5397 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun ile 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun hükümleri saklıdır.
(3) Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı
ile Sahil Güvenlik Komutanlığı ve kuruluş kanunlarında
belirtilen görev sahaları ile ilgili konularda olmak üzere
Dışişleri Bakanlığı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı,
Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ve Emniyet Genel
Müdürlüğünün elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekeleri ile bedeli bu kurumlar tarafından ödenerek işletmeciler tarafından kurulan veya kurulacak elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekeleri hakkında 36 ncı ve 39 uncu
maddeler hariç, bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
Tanımlar ve kısaltmalar
Madde 3 – (1) Bu Kanunda geçen;
464 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
a) Abone: Bir işletmeci ile elektronik haberleşme hizmetinin sunumuna yönelik olarak yapılan bir sözleşmeye taraf
olan gerçek ya da tüzel kişiyi,
b) Abonelik sözleşmesi: İşletmeci ile abone arasında akdedilen ve işletmecinin bir bedel karşılığında dönemsel ya da
sürekli olarak bir hizmeti yerine getirmeyi veya mal teminini üstlendiği ya da her ikisini birden kapsayan sözleşmeyi,
c) Abone kimlik ve iletişim bilgileri: İşletmeci tarafından
aboneye tahsis edilen özel bilgileri,
ç) Adres taşınabilirliği: Abonenin numarasını değiştirmeden bulunduğu adresi değiştirmesini,
d) Ana elektronik haberleşme şebekesi: Kamu kullanımına
açık elektronik haberleşme hizmetlerinin üzerinden yürütüldüğü, belirli noktalar arasında elektronik haberleşme
sağlayan transmisyon alt yapısı ve anahtarlama ekipmanları
da dahil olmak üzere erişim ve iletim sistemleri şebekesini,
e) Arabağlantı: Bir işletmecinin kullanıcılarının aynı veya
diğer bir işletmecinin kullanıcılarıyla irtibatının veya başka
bir işletmeci tarafından sunulan hizmetlere erişiminin sağlanmasını teminen, aynı veya farklı bir işletmeci tarafından
kullanılan elektronik haberleşme şebekelerinin birbirlerine
fiziksel ve mantıksal olarak bağlantısını,
f) Arabağlantı yükümlüsü: Arabağlantı sağlama yükümlülüğü getirilen işletmeciyi,
g) Bakanlık: Ulaştırma Bakanlığını,
ğ) Dağıtıcı: Cihazın satış ve/veya tedarik zincirinde yer
alan ve faaliyetleri cihazın özelliklerini etkilemeyen gerçek
veya tüzel kişiyi,
2013 | 465
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
h) Elektronik haberleşme: Elektriksel işaretlere dönüştürülebilen her türlü işaret, sembol, ses, görüntü ve verinin kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletim sistemleri vasıtasıyla iletilmesini, gönderilmesini ve alınmasını,
ı) Elektronik haberleşme alt yapısı: Elektronik haberleşmenin, üzerinden veya aracılığıyla gerçekleştirildiği anahtarlama ekipmanları, donanım ve yazılımlar, terminaller ve
hatlar da dahil olmak üzere her türlü şebeke birimlerini,
ilgili tesisleri ve bunların bütünleyici parçalarını,
i) Elektronik haberleşme alt yapısı işletimi: İlgili alt yapıya
ilişkin gerekli elektronik haberleşme tesislerinin kurulması,
kurdurulması, kiralanması veya herhangi bir surette temin
edilmesiyle bu tesisin diğer işletmecilerin veya talep eden
gerçek veya tüzel kişilerin kullanımına sunulmasını,
j) Elektronik haberleşme hizmeti: Elektronik haberleşme
tanımına giren faaliyetlerin bir kısmının veya tamamının
hizmet olarak sunulmasını,
k) Elektronik haberleşme şebekesi: Bir veya daha fazla
nokta arasında elektronik haberleşmeyi sağlamak için bu
noktalar arası bağlantıyı teşkil eden anahtarlama ekipmanları ve hatlar da dahil olmak üzere her türlü iletim sistemleri
ağını,
l) Elektronik haberleşme sektörü: Elektronik haberleşme
hizmeti verilmesi, elektronik haberleşme şebekesi sağlanması, elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerine yönelik
üretim, ithal, satış ve bakım-onarım hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili sektörü,
466 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
m) Elektronik haberleşme şebekesi sağlanması: Elektronik
haberleşme şebekesi kurulması, işletilmesi, kullanıma sunulması ve kontrolünü,
n) Elektronik kimlik bilgisi: Elektronik haberleşme cihazlarına tek ve benzersiz olarak tahsis edilmiş kimlik tanımını,
o) Elektromanyetik girişim (Enterferans): İlgili mevzuat
hükümlerine uygun olarak yapılan her türlü elektronik
haberleşmeyi engelleyen, kesinti doğuran veya kalitesini
bozan her türlü yayın veya elektromanyetik etkiyi,
ö) Erişim: Bu Kanunda belirtilen koşullarla, elektronik haberleşme şebekesi, alt yapısı ve/veya hizmetlerinin, diğer
işletmecilere sunulmasını,
p) Erişim yükümlüsü: Erişim sağlama yükümlülüğü getirilen işletmeciyi,
r) Etkin piyasa gücü: İşletmecinin, ilgili elektronik haberleşme pazarında, tek başına ya da diğer işletmecilerle birlikte, rakiplerinden, kullanıcılarından ve tüketicilerinden fark
edilir bir şekilde bağımsız olarak hareket edebilmesine imkan sağlayan ekonomik gücü,
s) Geçiş hakkı: İşletmecilere, elektronik haberleşme hizmeti sunmak için gerekli şebeke ve alt yapıyı kurmak, kaldırmak, bakım ve onarım yapmak gibi amaçlar ile kamu ve
özel mülkiyet alanlarının altından, üstünden, üzerinden
geçmeleri için tanınan hakları,
ş) Geçiş hakkı sağlayıcısı: Geçiş hakkına konu olan kamuya ait ya da kamunun ortak kullanımında olan taşınmazlar
da dahil olmak üzere, taşınmaz sahipleri ve/veya taşınmaz
üzerindeki hak sahiplerini,
2013 | 467
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
t) Hizmet taşınabilirliği: Abonenin numarasını değiştirmeden aldığı hizmet türünü değiştirmesini,
u) İlgili pazar: Ülkenin tümünde veya bir bölümünde sunulmakta olan belirli bir elektronik haberleşme hizmeti ve
onunla yüksek derecede ikame edilebilen diğer elektronik
haberleşme hizmetlerinden oluşan pazarı,
ü) İlgili tesisler: İlgili şebeke ve/veya hizmet aracılığıyla
hizmetlerin sunulmasını sağlayan ve/veya destekleyen bir
elektronik haberleşme şebekesine ve/veya bir elektronik
haberleşme hizmetine ilişkin tesisleri,
v) İnternet alan adı: İnternet üzerinde bulunan bilgisayar
veya internet sitelerinin adresini belirlemek için kullanılan
internet protokol numarasını tanımlayan adları,
y) İnternet alan adı sistemi: Okunması ve akılda tutulması
kolay olan ve genelde aranan adres sahipleri ile ilişkilendirilebilen simgesel isimlerle yapılan adreslemede, karşılığı olan
internet protokolü numarasını bulan ve kullanıcıya veren
sistemi,
z) İşletmeci: Yetkilendirme çerçevesinde elektronik haberleşme hizmeti sunan ve/veya elektronik haberleşme şebekesi sağlayan ve alt yapısını işleten şirketi,
aa) İşletmeci numara taşınabilirliği: Abonenin numarasını
değiştirmeden hizmet aldığı işletmeciyi değiştirmesini,
bb) Koşullu erişim sistemi: Radyo ve televizyon yayın sistemlerine abonelik veya başka bir yöntemle önceden izin
verilmesi yoluyla koşullu olarak erişimi sağlayan her türlü
teknik tedbir ve düzenlemeyi,
468 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
cc) Kullanıcı: Aboneliği olup olmamasına bakılmaksızın
elektronik haberleşme hizmetlerinden yararlanan gerçek
veya tüzel kişiyi,
çç) Kullanım hakkı: Frekans, numara, uydu pozisyonu gibi kıt kaynakların kullanılması için verilen hakkı,
dd) Kurul: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunu,
ee) Kurum: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunu,
ff) MCKS (CEIR): Merkezî mobil cihaz kimlik tanımı veri
tabanı sistemini,
gg) MCKT (EIR): Mobil cihaz kimlik tanımı veri tabanını,
ğğ) Numara: Şebeke ve/veya şebeke sonlanma noktasını
tanımlayan, söz konusu noktaya ses, veri ve görüntünün
yönlendirilmesini sağlayan, kullanıldığı yere göre abone,
işletmeci, elektronik haberleşme şebekesi ve/veya hizmeti
ile ilişkilendirilebilen bilgiyi içeren harf, rakamlar dizini
veya sembolleri,
hh) Numara taşınabilirliği: Abonelerin numarasını değiştirmeden, hizmet aldığı işletmeciyi veya adresini veya aldığı
hizmetin türünü değiştirebilmesini,
ıı) Onaylanmış kuruluş: Uygunluk değerlendirme faaliyetinde bulunmak üzere, Kurum tarafından belirlenerek,
29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik
Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ve
ilgili teknik düzenlemelerde belirtilen esaslar çerçevesinde
yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya
tüzel kişileri,
ii) Radyo ve televizyon yayını: Karasal, kablo, uydu ve diğer ortamlar üzerinden, şifreli veya şifresiz olarak kitle ha2013 | 469
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
berleşmesi amacıyla yapılan ve bireysel iletişim hizmetlerini
kapsamayan görüntü ve/veya ses iletimini,
jj) Son kullanıcı: Elektronik haberleşme hizmeti ve/veya
elektronik haberleşme şebekesi sağlamayan gerçek veya
tüzel kişileri,
kk) Spektrum: Elektronik haberleşme amacıyla kullanılan,
frekansı 9 kHz-3000 GHz arasında olan ve uluslararası düzenleme yapılması halinde 3000 GHz'in üzerindeki frekanslar da dahil olmak üzere elektromanyetik dalgaların frekans
aralığını,
ll) Standart: Üzerinde mutabakat sağlanmış olan, kabul
edilmiş bir kuruluş tarafından onaylanan, mevcut şartlar
altında en uygun seviyede bir düzen kurulmasını amaçlayan, ortak ve tekrar eden kullanımlar için ürünün özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji,
sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk
değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını
belirten ve bu kapsamda uyulması ihtiyari olan düzenlemeyi,
mm) Şebeke sonlanma noktası: Elektronik haberleşme şebekesinde aboneye erişimin sağlandığı fiziksel noktayı,
anahtarlama veya yönlendirme ihtiva eden şebekelerde ise
abone numarası veya ismi ile ilişkilendirilebilen özel bir
şebeke adresiyle tanımlanan noktayı,
nn) Tarife: İşletmecilerin, elektronik haberleşme hizmetinin sunulması karşılığında kullanıcılardan farklı adlar altında alabilecekleri ücretleri içeren cetveli,
470 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
oo) Taşıyıcı: Bir çağrının başlatılması, sonlandırılması veya taşınması hizmetlerinin tümünü veya bir kısmını sunan
işletmeciyi,
öö) Taşıyıcı ön seçimi: Taşıyıcının, taşıyıcı seçim kodu çevrilmeksizin seçilmesine imkan sağlayacak şekilde önceden
seçilmesi yöntemini,
pp) Taşıyıcı seçimi: Taşıyıcının, taşıyıcı seçim kodu çevrilmesi suretiyle seçilmesi yöntemini,
rr) Taşıyıcı seçim kodu: Taşıyıcılara, taşıyıcı seçimi amacıyla Kurumca tahsis edilen kodu,
ss) Telsiz: Aralarında herhangi bir fiziki bağlantı olmaksızın elektromanyetik dalgalar yoluyla açık, kodlu veya kriptolu ses ve veri vermeye, almaya veya yalnızca vermeye
veya almaya yarayan sistemleri,
şş) Telsiz kurma ve kullanma izni: Bu Kanun kapsamında
kurulacak ve kullanılacak telsiz cihaz ve sistemleri için Kurum tarafından verilen izni,
tt) Telsiz ruhsatnamesi: Bu Kanun kapsamında kurulacak
ve kullanılacak telsiz cihaz ve sistemleri için Kurum tarafından verilen ruhsatnameyi,
uu) Tüketici: Elektronik haberleşme hizmetini ticari veya
mesleki olmayan amaçlarla kullanan veya talep eden gerçek
veya tüzel kişiyi,
üü) Ulusal dolaşım: Bir işletmeciye ait hizmetlerin, teknik
uyumluluk şartları saklı kalmak üzere, diğer bir işletmecinin
abonelerine ait ekipmanlar üzerinden sunulmasına veya bir
diğer sistemin arabağlantısına imkân sağlayan sistemlerarası dolaşımı,
2013 | 471
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
vv) Ulusal numaralandırma planı: Numaraların yapısını
tanımlayan, yönlendirme, adresleme, ücretlendirme veya
hizmet türüne ilişkin bilgi vermek üzere bölümlere ayrılarak
tanımlanabilen numaralandırma planını,
yy) Uyumlaştırılmış Avrupa standardı: Avrupa Topluluğu Resmi Gazetesinde ismi yayımlanan standardı,
zz) Uyumlaştırılmış ulusal standart: Uyumlaştırılmış Avrupa standartlarına uygun olarak Türk Standartları Enstitüsü tarafından uyumlaştırılarak kabul edilen ve Kurum tarafından listeleri tebliğler ile yayımlanan Türk standartlarını,
aaa) Üretici: Elektronik haberleşme cihazı imal eden, ıslah
eden veya cihaza adını, ticarî markasını veya ayırt edici
işaretini koymak suretiyle kendini üretici olarak tanıtan
gerçek veya tüzel kişiyi, üreticinin Ülke dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilciyi ve/veya
ithalatçıyı, ayrıca, cihazın satış ve/veya tedarik zincirinde
yer alan ve faaliyetleri cihazın güvenliğine ilişkin özelliklerini etkileyen gerçek veya tüzel kişiyi,
bbb) Yerel ağ: Sabit elektronik haberleşme şebekesinde
abone tarafındaki şebeke sonlanma noktasını, abonenin
bağlı bulunduğu ana dağıtım çatısına veya eşdeğer tesise
bağlayan fiziksel devreyi,
ccc) Yetkilendirme: Elektronik haberleşme hizmetlerinin
sunulması ve/veya elektronik haberleşme şebekesi sağlanmasını teminen şirketlerin, Kurum nezdinde kayıtlanmasını
veya kayıtlanmasıyla birlikte bu şirketlere elektronik haberleşme hizmetlerine özel, belirli hak ve yükümlülükler verilmesini,
ifade eder.
472 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
İlkeler
Madde 4 – (1) Her türlü elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekelerinin kurulması ve işletilmesine müsaade
edilmesi, gerekli frekans, numara, uydu pozisyonu ve benzeri kaynak tahsislerinin yapılması ile bunların düzenlenmesi Devletin yetki ve sorumluluğu altındadır. İlgili merciler tarafından elektronik haberleşme hizmetinin sunulmasında ve bu hususta yapılacak düzenlemelerde aşağıdaki
ilkeler göz önüne alınır:
a) Serbest ve etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması.
b) Tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi.
c) Kalkınma planları ve Hükümet programlarındaki hedefler ile Bakanlık tarafından belirlenen strateji ve politikaların gözetilmesi.
ç) Herkesin, makul bir ücret karşılığında elektronik haberleşme şebeke ve hizmetlerinden yararlanmasını sağlayacak
uygulamaların teşvik edilmesi.
d) Aksini gerektiren objektif nedenler bulunmadıkça veya
toplumdaki ihtiyaç sahibi kesimlere özel, kapsamı açık ve
sınırları belirlenmiş kolaylıklar sağlanması halleri dışında,
eşit şartlardaki aboneler, kullanıcılar ve işletmeciler arasında
ayrım gözetilmemesi ve hizmetlerin benzer konumdaki
kişiler tarafından eşit şartlarla ulaşılabilir olması.
e) Bu Kanunda aksi belirtilmedikçe ya da objektif nedenler
aksini gerektirmedikçe, niteliksel ve niceliksel devamlılık,
düzenlilik, güvenilirlik, verimlilik, açıklık, şeffaflık ve kaynakların verimli kullanılmasının gözetilmesi.
2013 | 473
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
f) Elektronik haberleşme sistemlerinin uluslararası normlara uygun olması.
g) Teknolojik yeniliklerin uygulanması ile araştırmageliştirme faaliyet ve yatırımlarının teşvik edilmesi.
ğ) Hizmet kalitesi artırımının teşvik edilmesi.
h) Millî güvenlik ile kamu düzeni gereklerine ve acil durum ihtiyaçlarına öncelik verilmesi.
ı) Bu Kanunda, ilgili mevzuatta ve yetkilendirmelerde
açıkça belirlenen durumlar haricinde, işletmecilerin, arabağlantı da dahil olmak üzere erişim ücretleri ile hat ve devre
kiralarını da kapsayacak biçimde, elektronik haberleşme
hizmeti sunulması karşılığı alacakları ücretleri serbestçe
belirlemesi.
i) Elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin kurulması,
kullanılması ve işletilmesinde insan sağlığı, can ve mal güvenliği, çevre ve tüketicinin korunması açısından asgarî
uluslararası normların dikkate alınması.
j) Elektronik haberleşme hizmetlerinin sunulmasında ve
bu hususlarda yapılacak düzenlemelerde tarafsızlığın sağlanması.
k) Teknolojik yeniliklerin kullanılması da dahil olmak
üzere özürlü, yaşlı ve sosyal açıdan korunmaya muhtaç
diğer kesimlerin özel ihtiyaçlarının dikkate alınması.
l) Bilgi güvenliği ve haberleşme gizliliğinin gözetilmesi.
474 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
İKİNCİ BÖLÜM
Elektronik Haberleşme Sektöründe Yetkili Merciler ve
Görevleri
Bakanlığın görev ve yetkileri
Madde 5 – (1) Bakanlığın elektronik haberleşme sektörüne
ilişkin yetki ve görevleri şunlardır:
a) Numaralandırma, internet alan adları, uydu pozisyonu,
frekans tahsisi gibi kıt kaynaklara dayalı elektronik haberleşme hizmetlerine ilişkin strateji ve politikaları belirlemek.
b) Elektronik haberleşme sektörünün; serbest rekabet ortamında gelişimini teşvik etmeye ve bilgi toplumuna dönüşümün desteklenmesini sağlamaya yönelik hedef, ilke ve
politikaları belirlemek ve bu amaçla teşvik edici tedbirleri
almak.
c) Elektronik haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmetlerinin;
teknik, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara, kamu yararına ve
millî güvenlik amaçlarına uygun olarak kurulması, geliştirilmesi ve birbirlerini tamamlayıcı şekilde yürütülmesini
sağlamaya yönelik politikaları belirlemek.
ç) Elektronik haberleşme cihazları sanayisinin gelişmesine
ilişkin politikaların oluşumuna ve elektronik haberleşme
cihazları bakımından yerli üretimi özendirici tedbirleri almaya yönelik politikaları belirlemeye katkıda bulunmak.
d) Ülkemizin üyesi bulunduğu elektronik haberleşme sektörü ile ilgili uluslararası birlik ve kuruluşlar nezdinde
5/5/1969 tarihli ve 1173 sayılı Milletlerarası Münasebetlerin
Yürütülmesi ve Koordinasyonu Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak üzere Devleti temsil etmek veya temsile
2013 | 475
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
yetkilendirmek, çalışmalara katılım ve kararların uygulanması konusunda koordinasyonu sağlamak.
e) Elektronik haberleşme politikalarının tespiti ve uygulanması amacıyla gerekli araştırmaları yapmak ve yaptırmak.
f) Elektronik haberleşmenin doğal afetler ve olağanüstü
haller nedeniyle aksamamasını teminen gerekli tedbirleri
almak ve koordinasyonu sağlamak. Haberleşmenin aksaması riskine karşı önceden haberleşmenin kesintisiz bir biçimde
sağlanmasına yönelik alternatif haberleşme alt yapısını
kurmak, kurdurmak ve ihtiyaç durumunda söz konusu
sistemi devreye sokmak.
g) Olağanüstü hal ve savaşta elektronik haberleşme hizmetlerini, 16/7/1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun hükümleri
dahilinde planlamak, gerekli işleri yapmak ve yaptırmak.
ğ) Elektronik haberleşme sistemlerinin yerli tasarım ve
üretimini, bu amaçla sektöre ilişkin araştırma, geliştirme ve
eğitim faaliyetlerini teknik ve maddi destek de dahil olmak
üzere teşvik etmek ve Kurumun gelirlerinin % 20’sini aşmamak kaydıyla söz konusu faaliyetlere ilişkin olarak ayıracağı kaynağı belirlemek ve bu kaynağın kullanımına ilişkin
gereken düzenlemeleri yaparak bu kaynağı kullandırmak.
Kurumun görev ve yetkileri
Madde 6 – (1) Kurumun görev ve yetkileri şunlardır:
a) Elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı
uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu amaçla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip
476 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
işletmecilere ve gerekli hallerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.
b) Bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere aykırı olarak, elektronik haberleşme sektöründe
ortaya çıkan rekabet ihlallerini denetlemek, yaptırım uygulamak, mevzuatın öngördüğü hallerde elektronik haberleşme sektöründe rekabet ihlallerine ilişkin konularda Rekabet
Kurumundan görüş almak.
c) Abone, kullanıcı, tüketici ve son kullanıcıların hakları
ile kişisel bilgilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına
ilişkin gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak.
ç) İşletmeciler ile tüketicileri ilgilendiren Kurul kararlarını
gerekçe ve süreçleri ile kamuoyuna açık tutmak.
d) Bu Kanun çerçevesinde gerektiğinde işletmeciler arasında uzlaştırma prosedürünü işletmek, uzlaşma sağlanamadığı takdirde ilgili taraflar arasında aksi kararlaştırılıncaya kadar geçerli olmak üzere gerekli tedbirleri almak.
e) Elektronik haberleşme sektöründeki gelişmeleri takip
etmek, sektörün gelişimini teşvik etmek amacıyla gerekli
araştırmaları yapmak veya yaptırmak ve bu konularda ilgili
kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde çalışmak.
f) Bu Kanunun 5 inci maddesinin (a) bendini de göz
önünde bulundurarak, elektronik haberleşme hizmetlerinin
sunulması ve elektronik haberleşme şebeke ve altyapılarının
tesis ve işletilmesi için gerekli olan frekans, uydu pozisyonu
ve numaralandırma planlamasını ve tahsisini yapmak.
g) Elektronik haberleşme ile ilgili olarak Bakanlığın strateji
ve politikalarını dikkate alarak, yetkilendirme, tarifeler,
erişim, geçiş hakkı, numaralandırma, spektrum yönetimi,
2013 | 477
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
telsiz cihaz ve sistemlerine kurma ve kullanma izni verilmesi, spektrumun izlenmesi ve denetimi, piyasa gözetimi ve
denetimi de dahil gerekli düzenlemeler ile denetlemeleri
yapmak.
ğ) Telsiz sistemlerinin belirlenen tekniklere ve usullere
uygun olarak kurulmasının ve çalıştırılmasının kontrolünü
yapmak, elektromanyetik girişimleri tespit etmek ve giderilmesini sağlamak.
h) İşletmecilerin ticari sırları ile kamuoyuna açıklanabilecek bilgilerinin kapsamını belirlemek, işletmecilerin ticari
sırları ile yatırım ve iş planlarının gizliliğini korumak ve
bunları adli makamların talepleri dışında muhafaza etmek.
ı) Elektronik haberleşmeyle ilgili olarak, işletmeciler, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi almak ve gerekli
kayıtları tutmak, Bakanlık tarafından elektronik haberleşme
sektörüne yönelik strateji ve politikaların belirlenmesinde
ihtiyaç duyulanları, talebi üzerine Bakanlığa iletmek.
i) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ)
bendi uyarınca Bakanlıkça yapılacak düzenlemeler çerçevesinde, elektronik haberleşme sektörüne ilişkin araştırma,
geliştirme ve eğitim faaliyetlerine ilişkin olarak, mevcut
Kurum gelirlerini göz önünde bulundurarak gelirlerinin %
20’sini aşmamak kaydıyla ayıracağı kaynağı Bakanlığa aktarmak. Bu aktarım, katma değer vergisi ve damga vergisi
dahil her türlü vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden istisnadır.
j) Kullanıcılara ve erişim kapsamında diğer işletmecilere
uygulanacak tarifelere, sözleşme hükümlerine, teknik hususlara ve görev alanına giren diğer konulara ilişkin genel
478 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
kriterler ile uygulama usul ve esaslarını belirlemek, tarifeleri
onaylamak, tarifelerin denetlenmesine ilişkin düzenlemeleri
yapmak.
k) İşletmeciler tarafından hazırlanan referans erişim tekliflerini onaylamak.
l) Yürütülecek elektronik haberleşme hizmetleri, şebeke
ve/veya alt yapısı ile ilgili olarak yapılacak yetkilendirmelere ilişkin hüküm ve şartları belirlemek, uygulanmasını ve
yetkilendirmeye uygunluğu denetlemek, bu hususta gereken iş ve işlemleri yürütmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.
m) Radyo ve televizyon yayıncılığına ilişkin ilgili kanununda belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla, frekans
planlama, tahsis ve tescil işlemlerini, güç ve yayın sürelerini
de göz önünde tutarak uluslararası kuruluşlarla işbirliği de
yapmak suretiyle yürütmek.
n) Elektronik haberleşme sektöründe kullanılacak her çeşit
sistem ve cihazların, uyumlaştırılmış ulusal standartlarını
yayımlatmak ve uygulanmasını sağlamak, teknik düzenlemelerini yapmak, piyasa denetimini yapmak ve/veya yaptırmak, bu amaçla laboratuvarlar kurup işletebilmek ve bu
laboratuvarlarda verebileceği eğitim ve danışmanlık hizmetleri karşılığında alınacak ücretleri belirlemek.
o) Elektronik haberleşme sektöründe tesis, ölçüm ve bakım-onarım yapacak kuruluşların yetkilendirmesini bu
konuda görevli kuruluşlarla koordine etmek.
ö) Elektronik haberleşme sektörüne yönelik pazar analizleri yapmak, ilgili pazarı ve ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip işletmeci veya işletmecileri belirlemek.
2013 | 479
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
p) Elektronik haberleşme sektörü ile ilgili uluslararası birlik ve kuruluşların çalışmalarına katılmak, kararların uygulanmasını takip etmek ve gerekli koordinasyonu sağlamak.
r) Bu Kanunun 46 ncı maddesinde belirtilen ücretlerle ilgili olarak terkin de dahil olmak üzere her türlü usul ve esasları belirlemek, Kurumun yıllık bütçesini, gelir-gider kesin
hesabını, yıllık çalışma programını onamak, gerekirse bütçede hesaplar arasında aktarma yapmak veya gelir fazlasını
mevzuat çerçevesinde genel bütçeye devretmek.
s) Elektronik haberleşme sektöründe faaliyet gösterenlerin
mevzuata uymasını denetlemek ve/veya denetlettirmek,
konu ile ilgili usul ve esasları belirlemek, aykırılık halinde
mevzuatın öngördüğü işlemleri yapmak ve yaptırımları
uygulamak.
ş) Elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak, millî
güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi
yürütülmesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.
t) Ara bağlantı ve ulusal dolaşım da dahil erişim ile ilgili
uygulanacak usul ve esasları belirlemek ve mevzuatın öngördüğü düzenlemeleri yapmak, elektronik haberleşme
sağlanması amacıyla imzalanan anlaşmaların rekabeti kısıtlayan, mevzuata ve/veya tüketici menfaatlerine aykırı hükümler içermemesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.
u) İlgili kanun hükümleri dahilinde, evrensel hizmetlere
ilişkin hizmet kalitesi ve standartları da dahil olmak üzere,
gerektiğinde her türlü elektronik haberleşme hizmetine
yönelik hizmet kalitesi ve standartlarını belirlemek, denet480 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
lemek, denetlettirmek ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemek.
ü) Elektronik haberleşme sektöründe, bağımsız denetim
faaliyetine ilişkin esasları, bağımsız denetleme faaliyetlerinde bulunacak kuruluşların kuruluş şartlarını, çalışma esaslarını ve çalıştıracağı personelin niteliklerini belirlemek.
v) Bu Kanunla verilen görevlere ilişkin yönetmelik, tebliğ
ve diğer ikincil düzenlemeleri çıkarmak.
Rekabetin sağlanması
Madde 7 – (1) Kurum, 7/12/1994 tarihli ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, elektronik haberleşme sektöründe rekabete
aykırı davranış ve uygulamaları re’sen veya şikâyet üzerine
incelemeye, soruşturmaya ve rekabetin tesisine yönelik
gerekli gördüğü tedbirleri almaya, görev alanına giren konularda bilgi ve belgelerin sağlanmasını talep etmeye yetkilidir.
(2) Rekabet Kurulu, elektronik haberleşme sektörüne ilişkin olarak yapacağı inceleme ve tetkiklerde, birleşme ve
devralmalara ilişkin olarak vereceği kararlar da dahil olmak
üzere elektronik haberleşme sektörüne ilişkin olarak vereceği tüm kararlarda, öncelikle Kurumun görüşünü ve Kurumun yapmış olduğu düzenleyici işlemleri dikkate alır.
(3) Kurum, yapacağı pazar analizleri sonucu ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecileri belirleyebilir.
Kurum, etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması
amacıyla etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere yükümlülükler getirebilir. Aynı ve/veya farklı pazarlarda etkin piya-
2013 | 481
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
sa gücüne sahip olan işletmeciler arasında söz konusu yükümlülükler açısından farklılaştırma yapılabilir.
İKİNCİ KISIM
Genel Düzenlemeler
BİRİNCİ BÖLÜM
Yetkilendirme
Elektronik haberleşme hizmetlerinin yetkilendirilmesi
Madde 8 – (1) Bakanlığın strateji ve politikaları da dikkate
alınarak Kurumca yapılacak yetkilendirmeyi müteakip,
elektronik haberleşme hizmeti verilebilir ve/veya elektronik
haberleşme şebekesi veya alt yapısı kurulup işletilebilir.
(2) İhtiyaç duyulan elektronik haberleşme hizmeti
ve/veya şebekesi veya altyapısının öncelikle Kurumca yetkilendirilmiş işletmecilerden karşılanması esastır. Ancak;
a) Bir gerçek veya tüzel kişinin, kendi kullanımındaki taşınmazların dâhilinde ve her bir taşınmazın sınırları dışına
taşmayan, münhasıran şahsi veya kurumsal ihtiyaçları için
kullanılan ve üçüncü şahıslara herhangi bir elektronik haberleşme hizmeti verilmesinde kullanılmayan, sağlanmasında herhangi bir ticari amaç güdülmeyen ve kamu kullanımına açık olarak sunulmayan,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarının münhasıran verdikleri
hizmetler ile ilgili olarak özel kanunları uyarınca kurdukları,
482 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
elektronik haberleşme hizmeti ve/veya şebekesi veya altyapısı yetkilendirmeye tabi değildir.
(3) Kurum bu şebeke veya altyapıların bu maddedeki
esaslara uygunluğunu ve kullanılan teçhizatın standartlara
uygunluğunu denetlemeye ve uygun olmayanların kaldırılmasını sağlamaya ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları düzenlemeye yetkilidir.
(4) Radyo ve televizyon yayıncılığı ile ilgili Kanun hükümleri saklıdır.
Yetkilendirme usulü
Madde 9 – (1) Yetkilendirme, bildirim veya kullanım hakkının verilmesi yoluyla yapılır.
(2) Elektronik haberleşme hizmeti sunmak ve/veya şebekesi veya alt yapısı kurup işletmek isteyen şirketler faaliyete
başlamadan önce Kurum düzenlemeleri çerçevesinde Kuruma bildirimde bulunurlar.
(3) Kuruma bildirimde bulunan şirketler, sunmak istedikleri elektronik haberleşme hizmeti ve/veya işletmek istedikleri elektronik haberleşme şebekesi veya altyapısı için numara, frekans, uydu pozisyonu gibi kaynak tahsisine ihtiyaç
duymuyorlar ise Kurumun belirlediği usul ve esaslara uygun bildirimle birlikte; kaynak tahsisine ihtiyaç duyuyorlar
ise Kurumdan kullanım hakkı alınması kaydıyla yetkilendirilirler.
(4) Kurum, kullanım hakkı verilmesinin gerektiği elektronik haberleşme hizmetlerini ve bu hizmetlere ilişkin kullanım hakkı sayısının sınırlandırılmasının gerekip gerekmediğini tespit eder.
2013 | 483
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(5) Kullanım hakkı sayısının sınırlandırılmasının gerekmediği tespit edilen elektronik haberleşme hizmetleri için
usulüne uygun başvuruyu müteakip 30 gün içerisinde Kurumca kullanım hakkı verilir.
(6) Kullanım hakkı sayısı, ancak kaynakların sınırlı sayıda
işletmeci tarafından yürütülmesinin gerektiği durumlarda
ve kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını teminen sınırlandırılabilir. Kullanım hakkı sayısının sınırlandırılması
halinde;
a) Uydu pozisyonu ile ulusal çapta verilecek frekans bandı
kullanımını ihtiva eden ve sınırlı sayıda işletmeci tarafından
yürütülmesi gereken elektronik haberleşme hizmetlerine
ilişkin yetkilendirme politikası, hizmetin başlama zamanı,
yetkilendirme süresi ve hizmeti sunacak işletmeci sayısı gibi
kıstaslar Bakanlık tarafından belirlenir ve yetkilendirme
Kurum tarafından yapılır. Ancak, ulusal çapta verilecek
frekans bandı kullanımını ihtiva eden ve sınırlı sayıda işletmeci tarafından yürütülmesi gereken elektronik haberleşme
hizmetlerine ilişkin ihaleleri Bakanlık gerekli gördüğü hallerde doğrudan kendisi de yapabilir.
b) (a) bendinde belirtilen hususların dışında kalan ve sınırlı sayıda işletmeci tarafından verilecek olan elektronik
haberleşme hizmetlerinin yürütülmesine ve/veya elektronik
haberleşme şebeke ve alt yapısının tesisi ve işletilmesine
ilişkin olarak, gerekli işlemler Kurum tarafından yürütülür.
(7) Kurum, kaynakların etkin kullanımını sağlamak amacıyla Bakanlığın görüşüne başvurarak gerekli tedbirleri alır
ve yapılacak ihaleye ilişkin usul ve esasları belirler. Kurum
ve yukarıdaki fıkranın (a) bendinde öngörülen hallerde
Bakanlık, kullanım hakkı ile ilgili olan ihalelerde 8/9/1983
484 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununa tabi değildir.
(8) Kullanım haklarının süresi, yirmibeş yıldan fazla olmamak üzere belirlenir. Bu madde uyarınca belirlenen yetkilendirme süreleri, şebeke ve hizmetin niteliği ile başvuru
sahibinin talebi de dikkate alınmak suretiyle tespit edilir.
(9) Kurum, kullanım hakkı verilmesi taleplerini, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu sağlığı ve benzeri kamu yararı
gerekleri, tahsis edilmesi gereken kaynakların yetersizliği ve
ihale aşamasında belirlenen yeterlik şartlarının sağlanmaması sebepleriyle reddedebilir.
(10) Kullanım hakkı, işletmecinin faaliyetlerinin mevzuata
aykırı olması durumunda Kurum tarafından belirlenen usul
ve esaslara göre iptal edilebilir. Kullanım hakkının iptal
edildiği hallerde abonelerin menfaatlerini korumak için
gerekli tedbirler alınır.
(11) Kurum, kamu güvenliği, kamu sağlığı ve benzeri kamu yararı gereklerinden kaynaklanan sebeplerin tespiti
halinde, şirketlerin elektronik haberleşme alanında faaliyete
geçmelerini veya elektronik haberleşme sağlamalarını gerektiğinde Bakanlığın görüşünü de alarak engelleyebilir.
(12) Bu madde hükümlerine aykırı olarak elektronik haberleşme tesisi kuran, işleten veya elektronik haberleşme
hizmeti verenlerin tesisleri Kurumun talebi üzerine ilgili
mülki amirlerce kapatılarak faaliyetlerine son verilir.
(13) Bildirim ve kullanım hakkı ile ilgili usul ve esaslar
Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.
2013 | 485
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Deneme izni
Madde 10 – (1) Kurum, elektronik haberleşme hizmetinin
verilebilmesi, elektronik haberleşme şebekesi ve altyapısının
işletilebilmesi için başvuruda bulunan gerçek ve tüzel kişilere deneme veya gösterim amaçlı geçici izin verebilir. Bununla ilgili usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.
Yetkilendirme ücreti
Madde 11 – (1) Yetkilendirme ücreti, idarî ücretler ve kullanım hakkı ücretlerinden oluşur.
(2) Kurum; pazar analizi, düzenlemelerin hazırlanması ve
uygulanması, işletmecilerin denetlenmesi, teknik izleme ve
denetleme hizmetleri, piyasanın kontrolü, uluslararası işbirliği, uyumlaştırma ve standardizasyon çalışmaları ve diğer
faaliyetleri ile her türlü idarî giderlerinden kaynaklanan
masraflara katkı amacıyla işletmecinin bir önceki yıl net
satışlarının binde beşini geçmemek üzere, uluslararası yükümlülükler de dikkate alınarak işletmecilerden idarî ücret
alır. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.
(3) Tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde belirlenen
sürede idarî ücretlerin işletmeciler tarafından ödenmemesi
halinde 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde
belirlenen usule göre hesaplanacak gecikme zammı oranı
kadar faiz uygulanır. İşletmecilerden alınacak idarî ücretlerden süresinde ödenmeyenler Kurumun bildirimi üzerine
6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ilgili vergi dairesi
tarafından tahsil edilir ve Kuruma gelir kaydedilir. Kurum,
idarî maliyet ve toplanan idarî ücreti gösteren yıllık rapor
yayımlar.
486 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(4) Kaynakların kullanım hakkının verilmesine ve söz konusu kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasının teminine
yönelik olarak kullanım hakkı ücreti alınır.
(5) Kullanım hakkı ücretlerinin asgari değerleri, Kurumun
önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.
(6) Kullanım hakkı ücretleri, 5369 sayılı Kanun hükümleri
saklı kalmak kaydıyla Hazineye gelir kaydedilmek üzere
ilgili muhasebe birimine yatırılır. Zamanında ödenmeyen
kullanım hakkı ücretleri, Kurumun bildirimi üzerine, 6183
sayılı Kanun hükümleri uyarınca, ilgili vergi dairesince
tahsil olunur.
İşletmecilerin hak ve yükümlülükleri
Madde 12 – (1) İşletmeci, Kurum düzenlemeleri ve yetkilendirmesinde öngörülen şartlara uygun olarak yetkilendirildiği kapsamdaki elektronik haberleşme hizmetini sunma
hakkına sahiptir.
(2) Kurum, işletmecilere sektörün ihtiyaçları, uluslararası
düzenlemeler, teknolojide meydana gelen gelişmeler gibi
hususları gözeterek aşağıdaki hususlar başta olmak üzere,
mevzuat doğrultusunda yükümlülükler getirebilir:
a) İdari ücretler.
b) Hizmetlerin birbiriyle uyumlu çalışabilmesi ve şebekelerarası arabağlantının sağlanması.
c) Ulusal numaralandırma planındaki numaralardan son
kullanıcılara erişimin sağlanması.
ç) Ortak yerleşim ve tesis paylaşımı.
d) Kişisel veri ve gizliliğin korunması.
e) Tüketicinin korunması.
2013 | 487
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
f) Kuruma bilgi ve belge verilmesi.
g) Kanunlarla yetkili kılınan ulusal kurumlarca yasal dinleme ve müdahalenin yapılmasına teknik olanak sağlanması.
ğ) Afet durumlarındaki haberleşmenin kesintisiz devam
edebilmesi için gerekli tedbirlerin alınması.
h) Elektronik haberleşme şebekelerinden kaynaklanan
elektromanyetik alanlara kamu sağlığını tehdit edecek şekilde maruz kalınmasının engellenmesi ile ilgili önlemlerin
bu Kanun çerçevesinde alınması.
ı) Erişim yükümlülükleri.
i) Elektronik haberleşme şebekelerinin bütünlüğünün
idame ettirilmesi.
j) İzinsiz erişime karşı şebeke güvenliğinin sağlanması.
k) Hizmet kalitesi de dahil olmak üzere standartlar ve
spesifikasyonlara uyumluluk.
l) İlgili mevzuat uyarınca Kurum tarafından istenen hizmetleri yerine getirmek.
(3) Kullanım hakkı verildiği durumlarda, yukarıdakilere
ilaveten sektörün ihtiyaçları, uluslararası düzenlemeler,
teknolojide meydana gelen gelişmeler gibi hususları gözeterek aşağıdaki hususlar başta olmak üzere, mevzuat doğrultusunda yükümlülükler getirilebilir:
a) Frekans kullanım hakkının verildiği hizmet, şebeke ya
da teknoloji türü ile numara kullanım hakkının verildiği
hizmetin kapsamı.
b) Frekans ve numaraların etkin ve verimli kullanımı.
c) Elektromanyetik girişimin önlenmesi.
488 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
ç) Numara taşınabilirliği.
d) Rehber hizmeti.
e) Yetkilendirme süresi.
f) Hak ve yükümlülüklerin devri.
g) Kullanım hakkı ücretleri.
ğ) İhale sürecinde üstlenilen taahhütler.
h) Frekans ve numara kullanımları ile ilgili uluslararası
anlaşmalar çerçevesindeki yükümlülüklere uyulması.
(4) İşletmecilerin hak ve yükümlülükleri ile ilgili usul ve
esaslar Kurumca belirlenir.
(5) İşletmeciler, elektronik haberleşme sistemleri üzerinden millî güvenlikle ve 5397 ve 5651 sayılı kanunlar ve ilgili
diğer kanunlarda getirilen düzenlemelerle ilgili taleplerin
karşılanmasına yönelik teknik alt yapıyı, elektronik haberleşme sistemini hizmete sunmadan önce kurmakla yükümlüdür. Halen elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmeciler de; söz konusu teknik alt yapıyı, Kurum tarafından belirlenecek süre içerisinde aynı şartlarla ve tüm harcamaları
kendilerine ait olmak üzere kurmakla yükümlüdürler.
İKİNCİ BÖLÜM
Tarifeler
Tarifelerin düzenlenmesi
Madde 13 – (1) Tarife; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir.
2013 | 489
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(2) Her türlü elektronik haberleşme hizmetinin sunulması
karşılığında uygulanacak tarifeler aşağıdaki hükümlere
tabidir:
a) İşletmeciler, uygulayacakları tarifeleri, ilgili mevzuat ve
Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe
belirlerler.
b) İşletmecinin ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip
olduğunun belirlenmesi halinde Kurum, tarifelerin onaylanması, izlenmesi ve denetlenmesine ilişkin yöntemleri ve
tarifelerin alt ve üst sınırları ile bunların uygulama usul ve
esaslarını belirleyebilir.
c) İşletmecinin ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip
olduğunun belirlenmesi halinde; Kurum, fiyat sıkıştırması,
yıkıcı fiyatlandırma gibi rekabeti engelleyici tarifelerin önlenmesi için gerekli düzenlemeleri yapar ve uygulamaları
denetler.
(3) Bu maddenin uygulanması ile tarifelerin Kuruma sunulması, kamuoyuna duyurulması ve yayımlanması hususlarına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.
Tarifelerin düzenlenmesine ilişkin ilkeler
Madde 14 – (1) Kurum, her türlü elektronik haberleşme
hizmetinin sunulması karşılığında uygulanacak tarifelere
ilişkin düzenlemeleri yaparken, aşağıdaki ilkeleri göz önünde bulundurur:
a) Kullanıcıların makul bir ücret karşılığında elektronik
haberleşme hizmetlerinden yararlanmasını sağlayacak uygulamaların teşvik edilmesi.
b) Tarifelerin, 5369 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen ihtiyaç sahibi kesimle490 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
re mahsus, kapsamı açık ve sınırları belirlenmiş kolaylıklar
sağlanması halleri saklı olmak üzere, benzer konumdaki
kullanıcılar arasında haklı olmayan nedenlerle ayrım gözetilmeksizin adil ve şeffaf olması.
c) Tarifelerin, sunulan elektronik haberleşme hizmetlerine
ilişkin maliyetleri mümkün olduğunca yansıtması.
ç) Bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmemesi veya karşılanmaması.
d) Tarifelerin, rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanmasına neden olacak şekilde belirlenmemesi.
e) Uluslararası uygulamaların uygun olduğu ölçüde dikkate alınması.
f) Tarifelerin, teknolojik gelişmeyi ve yeni teknolojilerin
makul fiyatlarla kullanılmasına olanak veren yatırımları
teşvik edecek nitelikte olması.
g) Tüketici menfaatinin gözetilmesi.
ğ) Tüketicilerin tarifelere ilişkin hususları bilmesinin sağlanması.
h) Rakip işletmecilerin kendi kullanıcılarına sunacağı
elektronik haberleşme hizmetleri için etkin piyasa gücüne
sahip işletmeciden talep edeceği temel girdi niteliğinde olan
elektronik haberleşme hizmetlerinde oluşan fiyatları da
dikkate alması.
2013 | 491
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Erişim ve Arabağlantı
Erişimin kapsamı
Madde 15 – (1) Elektronik haberleşme hizmetlerinde erişim kapsamında aşağıdaki hususlar yer alır:
a) Yerel ağa ayrıştırılmış erişim ve veri akış erişimini de
içerecek şekilde elektronik haberleşme şebekesi bileşenlerine
ve ilgili tesislerine her türlü yöntemle erişim.
b) Binalar, borular ve direkleri de içerecek şekilde mevcut
erişim seçeneklerini de dikkate alarak fiziksel alt yapıya
erişim.
c) İşletim destek sistemlerini de içerecek şekilde ilgili yazılım sistemlerine erişim.
ç) Numara dönüşümüne veya eşdeğer işlevselliğe sahip
sistemlere erişim.
d) Sanal şebeke hizmetlerine rekabet durumunu da dikkate alarak erişim.
e) İki elektronik haberleşme şebekesi arasındaki arabağlantı.
f) Ulusal dolaşım da dahil olmak üzere sabit ve mobil şebekelere erişim.
g) Koşullu erişim sistemlerine erişim.
ğ) Yeniden satış amacıyla hizmetlerin toptan seviyede sunulması.
h) Kurum düzenlemeleri ile belirlenen diğer hallerdeki
erişim.
492 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Erişim yükümlülüğü
Madde 16 – (1) Erişim yükümlüleri ve yükümlülüğün
kapsamı Kurum tarafından belirlenir. Kurum; bir işletmecinin diğer bir işletmecinin bu Kanunun 15 inci maddesinde
belirtilen hususlarda erişimine izin vermemesinin veya aynı
sonucu doğuracak şekilde erişim için makul olmayan süre
ve şartlar ileri sürmesinin, rekabet ortamının oluşumunu
engelleyeceğine veya ortaya çıkacak durumun, son kullanıcıların aleyhine olacağına karar vermesi halinde, söz konusu
işletmeciye diğer işletmecilerin erişim taleplerini kabul etme
yükümlülüğü getirebilir.
(2) Bu Kanun uyarınca, tüm işletmeciler, talep gelmesi halinde birbirleriyle arabağlantı müzakerelerinde bulunmakla
yükümlüdürler. Tarafların anlaşamamaları halinde Kurum,
işletmecilere arabağlantı sağlama yükümlülüğü getirebilir.
(3) Kurum, erişim ve arabağlantı yükümlülüklerini, bu
Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen ilkeleri göz önünde
bulundurarak kamu menfaati açısından gerekli gördüğü
hallerde, yapacağı düzenlemelerle sınırlandırabilir.
(4) Kurum, tüm erişim anlaşmalarının bu Kanunun amaç
ve kapsamına, rekabetin ve tüketici haklarının korunmasına
ve şebekelerin bütünlüğü ve birlikte çalışılabilirliği ile hizmetlerin karşılıklı işletilebilirliğine uygun olarak tesis edilmesine ve uygulanmasına yönelik düzenlemeleri yapar.
(5) Kurum, erişim yükümlüsü işletmecilere, diğer işletmecilerin makul erişim taleplerini, bu Kanun hükümleri çerçevesinde karşılamalarına yönelik olarak eşitlik, ayrım gözetmeme, şeffaflık, açıklık, maliyet ve makul kâra dayalı olma
yükümlülükleri ile erişim hizmetlerini kendi ortaklarına,
2013 | 493
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
iştiraklerine veya ortaklıklarına sağladıkları ile aynı koşul ve
kalitede sunma yükümlülüğü getirebilir.
(6) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
Kurum tarafından belirlenir.
Tesis paylaşımı ve ortak yerleşim
MADDE 17 – (1) Bir işletmecinin tesislerini kamuya veya
üçüncü şahıslara ait bir arazinin üzerine veya altına yerleştirebildiği veya bu tür arazileri kullanabildiği veya kamulaştırma müessesesinden yararlanabildiği hallerde Kurum,
çevrenin korunması, kamu sağlığı ve güvenliği, şehir ve
bölge planlaması ve kaynakların etkin kullanılması gereklerini gözeterek ilgili işletmeciye söz konusu tesisleri ve/veya
araziyi makul bir bedel karşılığında diğer işletmecilerle
paylaşmasına ilişkin rekabet üzerindeki etkileri dikkate
alarak yükümlülükler getirebilir.
(2) Kurum, işletmecilere kendi tesislerinde, diğer işletmecilerin ekipmanları için maliyet esaslı bir bedel karşılığında,
başta fiziksel ortak yerleşim olmak üzere her türlü ortak
yerleşim sağlama yükümlülüğü getirebilir. Kurumca öngörülmesine rağmen işletmecilerin ortak yerleşim tarifelerini
maliyet esaslı belirlememesi ve bu durumun tespit edilmesi
halinde, Kurum ortak yerleşim tarifelerini; maliyetleri, uluslararası uygulamaları ve/veya rayiç bedelleri uygun olduğu
ölçüde dikkate alarak belirler.
(3) Radyo ve televizyon yayınlarını da içeren her türlü yayının belirlenmiş emisyon noktalarından yapılabilmesini
teminen, ortak anten sistem ve tesisleri kurulması da dahil
tesis paylaşımı ve ortak yerleşim ile ilgili usul ve esaslar
Kurumca belirlenir. Gerekli hallerde uygulamayı teşvik
amacıyla ortak anten sistem ve tesisleriyle ilgili olarak bu
494 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Kanuna ekli ücret tarifesinde yer alan ücretlerden muafiyet
uygulaması da dahil olmak üzere gerekli iş ve işlemler Kurumca yürütülür. Ortak anten sistem ve tesisleri hakkında
da elektronik haberleşmeyle ilgili alt yapı oluşumuna ilişkin
hükümler uygulanır. Kurum düzenlemeleri çerçevesinde,
belediyeler, mülki amirler ve diğer kamu kurumları ortak
anten sistem ve tesisleriyle ilgili yer temini de dahil her
türlü kolaylığı göstermek ve yardımda bulunmakla yükümlüdürler.
Erişim anlaşmaları ve uzlaşmazlıkların çözümü
Madde 18 – (1) Erişim anlaşmaları taraflar arasında ilgili
mevzuata ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmamak kaydıyla serbestçe müzakere edilerek imzalanır. Taraflar arasında erişim talebinden itibaren azami iki ay içerisinde anlaşma tesis edilememesi veya mevcut erişim sözleşmesinde
bu Kanun kapsamında herhangi bir anlaşmazlık vuku bulması halinde Kurum, taraflardan herhangi birinin başvurusu üzerine, belirleyeceği esaslar çerçevesinde taraflar arasında uzlaştırma prosedürü işletmeye ve/veya geçici ücretin
belirlenmesi de dahil olmak üzere, kamu menfaati açısından
gerekli gördüğü diğer tedbirleri almaya veya uzlaştırma
talebini reddetmeye yetkilidir.
(2) Kurum, uzlaştırma sürecinde tarafların anlaşamaması
halinde, erişim anlaşmasının anlaşmazlık konusu olan hüküm, koşul ve ücretlerini, belirlenen istisnai haller hariç
olmak üzere iki ay içerisinde belirlemeye yetkilidir. Belirlenen hüküm, koşul ve ücretlerin işletmeciler tarafından,
mevzuat ve Kurum düzenlemeleri çerçevesinde aksi kararlaştırılıncaya kadar uygulanmasına devam olunur.
2013 | 495
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(3) Erişim anlaşmaları imzalanmasını müteakip Kuruma
sunulur. Kurum ilgili mevzuata ve Kurum düzenlemelerine
aykırılık hallerinde işletmecilerden anlaşmalarda değişiklik
yapılmasını ister. İşletmeciler Kurumun değişiklik isteğini
yerine getirmekle yükümlüdür.
(4) Erişim anlaşmaları, ticarî sırlar dışında alenîdir.
(5) Bu maddenin uygulanma usul ve esasları Kurum tarafından belirlenir.
Referans erişim teklifi
Madde 19 – (1) Kurum, erişim yükümlüsü işletmecilere
referans erişim teklifi hazırlama yükümlülüğü getirebilir.
Kurum tarafından referans erişim teklifi hazırlama yükümlülüğü getirilen işletmeciler, bu yükümlülüğün getirildiği
tarihten itibaren üç ay içerisinde söz konusu teklifleri Kurumun onayına sunmakla yükümlüdürler.
(2) Kurum, bu Kanunun 4 üncü maddesindeki ilkeleri göz
önünde bulundurarak, referans erişim tekliflerinde gerekli
değişikliklerin yapılmasını işletmecilerden isteyebilir. İşletmeciler, Kurumun istediği değişiklikleri belirtilen biçimde
ve verilen sürede yerine getirmekle yükümlüdürler. Verilen
süre içerisinde Kurumun istediği değişikliklerin yapılmaması halinde, Kurum bu değişiklikleri re’sen yapabilir.
(3) Kurum uygun gördüğü teklifleri onaylar. İşletmeciler,
Kurum tarafından onaylanan referans erişim tekliflerini
yayımlamakla ve Kurum tarafından onaylanan referans
erişim tekliflerindeki şartlarla erişim sağlamakla yükümlüdürler.
(4) Bu maddenin uygulama usul ve esasları Kurum tarafından belirlenir.
496 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Erişim tarifeleri
Madde 20 – (1) Kurum, erişim yükümlüsü işletmecilere,
erişim tarifelerini maliyet esaslı olarak belirleme yükümlülüğü getirebilir. Kurum tarafından talep edilmesi halinde
yükümlü işletmeciler erişim tarifelerinin maliyet esaslı belirlendiğini ispat etmek zorundadır.
(2) Yükümlü işletmecilerin tarifelerini maliyet esaslı belirlemediğini tespit etmesi halinde, Kurum erişim tarifelerini
maliyet esasına göre belirler. Kurum, tarifeleri maliyet esasına göre belirleyinceye kadar diğer ülke uygulamalarını
uygun olduğu ölçüde dikkate alarak, tarifeleri belirler
ve/veya tarifelere üst sınır koyabilir. Kurumun belirlediği
tarifelere uyulması zorunludur.
Hesap ayrımı ve maliyet muhasebesi
Madde 21 – (1) Kurum ilgili pazarda etkin piyasa gücüne
sahip işletmecilere hesap ayrımı yükümlülüğü getirebilir.
Hesap ayrımı yükümlülüğü getirilen işletmeciler, Kurum
tarafından belirlenecek hesap ayrımı ve maliyet muhasebesine ilişkin usul ve esaslar kapsamında faaliyet alanları ve iş
birimleri için ayrı ayrı hesap tutma ile yükümlüdür.
(2) Kurum işletmecilerin hesaplarını denetleyebilir veya
denetim yetkisi vermek suretiyle denetletebilir veya işletmecilere hesaplarını bağımsız denetim kuruluşlarına denetletme yükümlülüğü getirebilir. Denetim yetkisi verilenler ve
bağımsız denetim kuruluşları, bu Kanun ve hesap ayrımı ve
maliyet muhasebesine ilişkin mevzuat hükümleri çerçevesinde inceleme ve denetimden sorumludurlar. Denetim
yetkisi verilenler ve bağımsız denetim kuruluşları, denetimlere ilişkin olarak hazırladıkları raporlardaki yanlış ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararlardan ve
2013 | 497
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
üçüncü kişilere verecekleri zararlardan sorumludurlar. Hesap ayrımı ve maliyet muhasebesi kapsamında yapılan denetime ilişkin giderler ilgili işletmeciler tarafından karşılanır.
(3) Kurum, işletmecilere; hesap ayrımı ve maliyet muhasebesi yükümlülükleri kapsamında hazırladıkları bilgi ve
belgeleri yayımlama yükümlülüğü getirebilir. Kurum, gerekli gördüğü takdirde bu bilgi ve belgeleri kendisi de yayımlayabilir. Yayımlanacak bilgi ve belgelerin kapsamı Kurum tarafından belirlenir.
(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar Kurum
tarafından düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Geçiş Hakkı
Geçiş hakkının kapsamı
Madde 22 – (1) Geçiş hakkı; elektronik haberleşme hizmeti
vermek amacıyla, her türlü elektronik haberleşme alt yapısını ve bunların destekleyici ekipmanlarını, kamu ve/veya
özel mülkiyete konu taşınmazların altından, üstünden, üzerinden geçirme ve bu alt yapıyı kurmak, değiştirmek, sökmek, kontrol, bakım ve onarımlarını sağlamak ve benzeri
amaçlarla söz konusu mülkiyet alanlarını bu Kanun hükümleri çerçevesinde kullanma hakkını kapsar.
Geçiş hakkı talebinin kabulü
Madde 23 – (1) Taşınmaza kalıcı zarar verilmemesi, bu taşınmaz üzerindeki hakların kullanımının sürekli biçimde
aksatılmaması koşuluyla, teknik olarak imkan dahilinde,
498 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
seçeneksiz ve ekonomik açıdan orantısız maliyetler ihtiva
etmeyen geçiş hakkı talepleri, makul ve haklı sebepler saklı
kalmak üzere, kabul edilir.
(2) Kamu kurum ve kuruluşları, kendilerine yapılan geçiş
hakkı talebini içeren başvuruları öncelikli olarak ve gecikmeye mahal vermeden, değerlendirir ve altmış gün içinde
sonuçlandırırlar. Benzer konumdaki işletmeciler arasında
ayrım gözetmeksizin şeffaf davranılır.
Tesis paylaşımı ve ortak yerleşimin önceliği
Madde 24 – (1) Geçiş hakkı kapsamında kullanılacak bir
taşınmaz üzerinde halihazırda bu Kanun ve Kurum düzenlemeleri çerçevesinde, Kurum tarafından ortak yerleşim ve
tesis paylaşımı yükümlülüğüne karar verilmiş bir elektronik
haberleşme şebekesi bulunması halinde ortak yerleşim ve
tesis paylaşımına öncelik verilir.
Anlaşma serbestisi
MADDE 25 – (1) İşletmeci ile geçiş hakkı sağlayıcısı, ilgili
mevzuata ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmamak koşulu ile geçiş hakkına ilişkin anlaşmaları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri saklı kalmak üzere serbestçe yapabilirler. İşletmeciler, Kurum tarafından istenmesi halinde
yapılan anlaşma ile ekleri ve değişikliklerini, her türlü bilgi,
belge ile yazışmaları Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.
Çevrenin korunması
MADDE 26 – (1) Geçiş hakkı kapsamında tanınan hakların kullanımı sırasında geçiş yollarında ve etrafında bulunan
ağaçların ve çevresel değerlerin korunması esastır. Geçiş
hakkı uygulamasında tarihi eserler ile kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin mevzuat hükümleri saklıdır.
2013 | 499
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Bu konuda alınması gereken izinlere ilişkin başvurular ilgili
kuruluşlarca altmış gün içinde sonuçlandırılır.
Diğer alt yapılarla ilişkili durumlar
Madde 27 – (1) İşletmeciye ait elektronik haberleşme şebekesi ve bunların destekleyici ekipmanları, geçiş hakkının
kullanılacağı taşınmaz üzerinde halihazırda bulunan, kanalizasyon, su, gaz kanalları, demiryolları, elektrik tesisleri,
diğer elektronik haberleşme şebekesi ve benzeri kamu hizmeti alt yapısına zarar vermeyecek şekilde ve mesafede tesis
edilir. Yeni alt yapı ve şebeke tesis edecek işletmeci, ilgili
kamu kurumu ve kuruluşu ile gerekli koordinasyonu sağlayarak hareket eder. Zaruri hallerde söz konusu kamu hizmetlerinin kesintiye uğramaması için alınacak önlemlerden
doğan masrafları geçiş hakkını kullanan taraf tazmin eder.
Geçiş hakkına ilişkin çalışmalardan kaynaklanan tüm masraflar işletmeci tarafından karşılanır.
Geçiş hakkına ilişkin yükümlülükler
Madde 28 – (1) Geçiş hakkı sağlayıcısı, işletmecinin geçiş
hakkı kapsamında yürüteceği faaliyetlerin, kesintisiz ve
güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla,
masrafları işletmeci tarafından karşılanmak üzere, gerekli
tüm önlemlerin alınmasına ve çalışmaların yapılmasına izin
verir.
(2) Geçiş hakkı sağlayıcısı bu haklarını kullanırken, işletmecinin geçiş hakkı kapsamında yürüteceği faaliyetler ile
işletmeciye ait elektronik haberleşme şebekesini tehlikeye
düşürücü veya zarar verici işlemlerden kaçınmakla yükümlüdür.
500 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(3) Geçiş hakkı kullanan işletmeciler, geçiş hakkı sağlayıcısının geçiş hakkının kullanımı dışında ayrıca uğradıkları
zararları en geç bir ay içerisinde karşılamak zorundadırlar.
Yetkilendirmenin devri halinde geçiş hakkı anlaşması
Madde 29 – (1) Yetkilendirmenin devri halinde kamu
hizmetinin kesintiye uğramaması için, geçiş hakkı sağlayıcısı tarafından aksi ileri sürülmediği müddetçe; geçiş hakkı
anlaşmasının, geçiş hakkı sağlayıcısı ile yeni işletmeci arasında aynı şartlarda geçerli olacağı kabul olunur.
Kamulaştırma
Madde 30 – (1) Bu Kanunda öngörülen faaliyetlerin gerektirmesi halinde, kişilerin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununda belirtilen esaslar dahilinde kamulaştırma
yapılır. Bu konuda Bakanlıkça verilecek lüzum kararı, kamu
yararı kararı yerine geçer ve başka bir onaya gerek kalmaksızın müteakip işlemler Kamulaştırma Kanunu hükümlerine
göre Bakanlıkça yürütülür. Kamulaştırılan taşınmazların
mülkiyeti Hazineye ait olur ve bu taşınmazlar üzerinde
Maliye Bakanlığı tarafından işletmeci lehine yetkilendirme
süresi ile sınırlı olmak üzere bedelsiz olarak irtifak hakkı
tesis edilir. Yetkilendirmenin sona ermesi veya iptali halinde, bu taşınmazların üzerinde işletmeci lehine tescil edilmiş
olan irtifak hakkı ilgili defterdarlık veya malmüdürlüğünün
talebi üzerine tapu idaresince re’sen terkin edilir ve bu taşınmazlar başkaca bir işleme gerek kalmaksızın Hazineye
devredilir. İşletmeci tarafından daha önce ödenen kamulaştırma bedelleri iade edilmez.
(2) Bu Kanunda öngörülen faaliyetler ile ilgili olarak işletmeci tarafından Hazinenin özel mülkiyetindeki veya
2013 | 501
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar üzerinde
irtifak hakkı tesisi, kullanma izni verilmesi veya kiralama
yapılmasına ihtiyaç duyulması halinde Kurumdan talepte
bulunulur. Bu talebin Kurulca uygun görülmesi halinde,
ilgili mevzuatı uyarınca Maliye Bakanlığı ile ilgili işletmeci
arasında yetkilendirme süresi ile sınırlı olmak üzere bedeli
karşılığında irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama
sözleşmesi düzenlenir. Bu sözleşmelerde, sözleşmenin geçerliliğinin yetkilendirme süresi ile sınırlı olacağı yönünde
hüküm yer alır. Bu şekilde tesis edilen irtifak hakkı, kullanma izni veya kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü işletmeciye aittir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Numaralandırma ve İnternet Alan Adları
Ulusal numaralandırma planı
Madde 31 – (1) Kurum, Bakanlık politikası doğrultusunda
ulusal numaralandırma planını hazırlar ve plana uygun
olarak numara tahsis işlemlerini yapar. Numara kaynaklarının tahsisi, etkin ve verimli kullanımının sağlanması, geri
alımı ve benzeri konular Kurumca çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir. Kurum, elektronik haberleşme hizmeti ve/veya
şebekesi veya altyapısı için yeterli numara kaynağının bulunmasını sağlayacak şekilde gerekli planlamaları yapar ve
numara kaynaklarının adil, şeffaf ve ayrımcı olmayan ilkeler
çerçevesinde yönetimini sağlar.
(2) Kurum, numara kaynağının etkin ve verimli kullanılmasına yönelik olarak yapacağı düzenlemeler veya ilgili
502 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
uluslararası kuruluşların düzenlemeleri doğrultusunda
yapılabilecek yeni planlamalar çerçevesinde, işletmecilerin
de görüşünü alarak ulusal numaralandırma planında değişiklik yapabilir. Değişikliklerin uygulanması amacıyla işletmecilere uluslararası normlara uygun olacak şekilde süre
verilir. İşletmeciler bu değişiklikleri uygular ve gerekli önlemleri alır.
(3) Kurum, numara tahsis ve kullanımını koşullara bağlayabilir, kamu düzeni ve millî güvenliğin gerektirdiği durumlar, numara kapasitesi ihtiyacı, üye olunan uluslararası
kuruluşların düzenlemeleri veya taraf olunan uluslararası
anlaşmalar doğrultusunda veya Kurum düzenlemelerine
uygun olarak kullanılmadığı durumlarda tahsisli numaralarda değişiklik yapılabilir ve tahsisli numaralar geri alınabilir. Bu konuda yapılacak düzenlemeler sonucunda Kurum
herhangi bir yükümlülük altına girmez.
(4) Ankesörlü telefon hizmeti kullanıcıları da dahil olmak
üzere, kamu kullanımına açık telefon hizmetinden faydalanan kullanıcılar, herhangi bir ücret ödemeden 112 ve Kurumca belirlenen diğer acil çağrı numaralarını çevirerek acil
çağrıya cevap vermekle yetkili kuruluşa erişme hakkına
sahiptir. Kurumca belirlenen esaslar çerçevesinde işletmeciler ücretsiz olarak, kullanıcıların 112 acil çağrı numarasına
ve Kurumca belirlenebilecek diğer acil çağrı numaralarına
sunmakta oldukları hizmetin kapsam ve kalitesine uygun
olarak erişimlerini sağlamak ve acil yardım talebinde bulunan kullanıcıların yerlerini tespit ederek ilgili kuruluşa bildirmekle yükümlüdür.
2013 | 503
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Numara taşınabilirliği
Madde 32 – (1) İşletmeciler, Kurum düzenlemeleri çerçevesinde işletmeci numara taşınabilirliğini sağlamakla yükümlüdür. Kurum bu yükümlülüğün uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları işletmecilerin de görüşünü alarak belirler.
İşletmeciler, Kurum düzenlemelerine uygun olarak şebekelerinde gerekli düzenlemeleri yapar ve uygular. İşletmeciler,
işletmeci numara taşınabilirliği kapsamında şebekelerinde
yapacakları düzenlemelerden kaynaklanabilecek gider kalemleri için Kurumdan hak talebinde bulunamaz.
(2) İşletmeciler, işletmeci numara taşınabilirliği hizmeti
vermek veya taşınmış numaralara çağrı göndermek üzere
kuracakları sistemler ile mevcut sistemlerinde yapacakları
değişiklikler dolayısıyla oluşan maliyeti kendileri karşılar.
Ortak kurulacak referans veri tabanı ve benzeri sistemler,
Kurumca veya talep eden işletmeciler tarafından Kurum
düzenlemeleri çerçevesinde kurulur ve/veya işletilir. Söz
konusu sistemler Kurumun belirleyeceği usul ve esaslar
çerçevesinde işletmeci numara taşınabilirliği hizmeti vermekle yükümlü işletmecilerce veya üçüncü bir tarafça da
kurulabilir ve/veya işletilebilir. Bu sistemlere ilişkin maliyet
paylaşım esasları Kurum tarafından düzenlenebilir.
(3) Kurum, işletmeci numara taşınabilirliği kapsamında
tüketicilerin korunması ve anılan hizmetten en iyi koşullarda faydalanabilmelerini sağlamak amacıyla gerekli her türlü
tedbiri alır.
(4) İşletmecilerin, işletmeci numara taşınabilirliği kapsamında birbirlerine uygulayacağı ücretler konusunda bu
Kanunun 20 nci maddesi hükümleri uygulanır.
504 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(5) Numara taşınabilirliği dolayısıyla aboneye doğrudan
yansıyabilecek ücretler, abonelerin bu hizmeti almalarını
engelleyici nitelikte olmamalıdır.
(6) Kurum işletmecilere, adres taşınabilirliği veya hizmet
taşınabilirliği sunma yükümlülüğü getirebilir. Bu yükümlülüğe ilişkin usul ve esaslar işletmecilerin de görüşü alınarak
Kurum tarafından belirlenir.
Taşıyıcı seçimi ve taşıyıcı ön seçimi
Madde 33 – (1) Kurum, işletmecilere taşıyıcı seçimi ve taşıyıcı ön seçimi uygulama yükümlülüğü getirebilir. İlgili
pazarda etkin piyasa gücüne sahip işletmeciler, şebekelerinde Kurum düzenlemeleri doğrultusunda taşıyıcı seçimi ve
taşıyıcı ön seçimi uygulamakla yükümlü kılınabilir. Kurum
bu yükümlülüğün uygulama usul ve esaslarını belirler.
İşletmeciler, taşıyıcı seçimi ve taşıyıcı ön seçimi kapsamında
Kurum düzenlemelerine uygun olarak şebekelerinde gerekli
düzenlemeleri yapar ve uygular. İşletmeciler, taşıyıcı seçimi
ve taşıyıcı ön seçimi kapsamında şebekelerinde yapacakları
düzenlemelerden kaynaklanabilecek gider kalemleri için
Kurumdan hak talebinde bulunamaz.
(2) İşletmecilerin taşıyıcı seçimi ve taşıyıcı ön seçimi kapsamında birbirlerine uygulayacağı ücretler konusunda bu
Kanunun 20 nci maddesi hükümleri uygulanır.
(3) Taşıyıcı seçimi ve taşıyıcı ön seçimi dolayısıyla aboneye doğrudan yansıyabilecek ücretler, abonelerin bu hizmeti
almalarını engelleyici nitelikte olamaz.
(4) Abonelere ait faturalama bilgisi bulunan sabit ya da
mobil telefon hizmeti sunan işletmeciler ile bu şebekeler
üzerindeki abonelere hizmet veren diğer işletmeciler ara2013 | 505
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
sında, abonenin birden fazla fatura almasını önlemek amacıyla, tüketiciye ek yük getirmeyecek şekilde, faturalama
anlaşması yapılabilir. Bu konuya ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Kurum yetkilidir.
Haczedilmezlik ve haberleşme hizmetlerinin sürekliliği
Madde 34 – (1) Elektronik haberleşme hizmetleri ile ilgili
olarak abone veya kullanıcılara tahsis edilen frekans, numara ve hat kullanımı ile internet alan adları gibi intifa ve kullanım hakları ile işletmecilerin yetkilendirmeleri hiçbir şekilde haczedilemez.
(2) Genel güvenlik ve asayişe yönelik haberleşmelerden
kapsamı Kurum tarafından belirlenmiş olanlar her ne sebeple olursa olsun kesintiye uğratılamaz.
(3) Elektronik haberleşme alt yapısına mahkeme kararı
veya ilgili mevzuatı uyarınca Kurum, Bakanlık veya diğer
yetkili merciler tarafından alınmış bir karar olmadıkça,
elektronik haberleşmenin aksamasına neden olacak biçimde
müdahalelerde bulunulamaz.
İnternet alan adları
Madde 35 – (1) İnternet alan adlarının tahsisini yapacak
kurum veya kuruluşun tespiti ile alan adı yönetimine ilişkin
usul ve esaslar Bakanlık tarafından belirlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Spektrum Yönetimi
Frekans planlama, tahsis ve tescili
Madde 36 – (1) Radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin ilgili kanununda belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla:
506 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
a) Telsiz yayınlarının birbirleri üzerinde elektromanyetik
girişim oluşturmaması ve frekans bantlarının etkin ve verimli şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla uluslararası
frekans planlaması ve uluslararası kuruluşların aldığı kararlar da dikkate alınarak milli frekans planlaması, tahsisi,
uluslararası koordinasyon ile tescil işlemleri Kurum tarafından yapılır ve uygulanır.
b) Telsiz cihaz veya sistemi kurmak ve işletmek isteyenler
Kuruma frekans tahsis ve tescil işlemlerini yaptırmak zorundadır. Ancak, bu Kanunun 37 nci maddesinde belirtilen,
herhangi bir telsiz kurma ve kullanma iznine ve telsiz ruhsatnamesine ihtiyaç göstermeksizin kullanılan telsiz cihaz ve
sistemlerinde kullanılacak frekanslar için tahsis ve tescil
işlemi yapılmaz.
(2) Frekans tahsislerinde Dışişleri Bakanlığı, Jandarma
Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyaçları da dahil Türk Silahlı Kuvvetlerine, Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığına ve Emniyet Genel Müdürlüğüne öncelik
tanınır.
(3) Türk Silahlı Kuvvetleri ile Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu, milli frekans planı çerçevesinde kendilerine tahsis
edilen frekans bantlarında frekans planlamasını yapar ve
uygular.
(4) Teknolojik gelişmeler ve Ülkemizin taraf olduğu uluslararası kuruluşların kararları doğrultusunda yapılabilecek
yeni planlamalar çerçevesinde, Kurum, tahsis edilen frekans
ve bantlar için Bakanlık ve ilgili kurumlar ile gerekli koordinasyonu sağlar. Kurum, Devlet güvenlik ve istihbaratında
zafiyet yaratmayacak şekilde iptal dahil her türlü değişiklik
2013 | 507
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
yapabilir. Bu konuda yapılacak düzenlemeler sonucunda
Kurum, herhangi bir yükümlülük altına girmez.
Telsiz kurma ve kullanma izni, telsiz ruhsatnamesi ve
kullanıma ilişkin esaslar
Madde 37 – (1) Radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin ilgili kanununda belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla,
Kurum düzenlemelerinde belirtilen ve işletilmesi için frekans tahsisine ihtiyaç gösteren telsiz cihaz veya sistemi kullanıcıları, telsiz kurma ile kullanma izni ve telsiz ruhsatnamesi almak zorundadır. Bu kapsamdaki kullanıcılar telsiz
cihaz veya sistemlerini Kurum düzenlemeleri ve telsiz ruhsatnamesinde belirtilen esaslara uygun olarak kurmak ve
kullanmak mecburiyetindedirler.
(2) Telsiz kurma ve kullanma izni ve telsiz ruhsatnamesi
verilmesi, izin ve telsiz ruhsatnamesinin süresi, yenilenmesi,
değişikliği ve iptali ile ilgili usul ve esaslar ile bu çerçevede
öngörülen telsiz cihaz veya sistemlerinin kurulması, kullanılması, nakli, işletme tipinin değiştirilmesi, devri ve hizmet
dışı bırakılmasında kullanıcıların tabi olacağı hususlar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Yetkilendirmeye tabi bulunmayan telsiz kurma ve kullanma izinleri
en fazla beş yıl için verilir. Süresi içerisinde yenilenmeyen
telsiz kurma ve kullanma izni ve telsiz ruhsatnamelerinde
belirtilen cihaz ve sistemler için tahsis edilen frekanslar iptal
edilir. Kurum tarafından yetkilendirilmiş olmak suretiyle
telsiz hizmeti sunan işletmecilerin sistemlerine dahil telsiz
cihazı kullanıcıları, telsiz kullanma izni ve telsiz ruhsatnamesinden bu Kanunun 46 ncı maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde muaftırlar.
508 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(3) Kurum düzenlemelerinde belirlenen ve işletilmesi için
frekans tahsisine ihtiyaç duyulmayan özel amaçlar için tahsis edilmiş frekans bantlarında ve çıkış gücünde çalışan
Kurumca onaylı telsiz cihaz ve sistemleri, herhangi bir telsiz
kurma ve kullanma iznine ve telsiz ruhsatnamesine ihtiyaç
göstermeksizin kullanılabilir.
(4) Ulusal ve uluslararası kuruluşların belirlediği standart
değerleri dikkate almak suretiyle telsiz cihaz ve sistemlerinin kullanımında uyulacak elektromanyetik alan şiddeti
limit değerlerinin belirlenmesi, kontrol ve denetimleri münhasıran Kurum tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu işlemler
ile ilgili usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Çevre ve Orman
Bakanlığının görüşleri de dikkate alınmak suretiyle Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir. Yönetmelik
ile belirlenen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun
bulunan ilgili tesisler başkaca bir işleme gerek kalmaksızın
Kurum tarafından güvenlik sertifikası düzenlenmesini müteakip kurulur ve faaliyete geçirilir.
Uydu pozisyonu tahsisi
Madde 38 – (1) Uluslararası planlama ve kriterler çerçevesinde uydu pozisyonlarına ilişkin planlama, tahsis, uluslararası koordinasyon ile tescil işlemlerini Kurum, Bakanlıkla
koordineli olarak yürütür.
Kodlu ve kriptolu haberleşme
Madde 39 – (1) Telsiz haberleşme sistemleri üzerinden
kriptolu haberleşme yapmaya Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı,
Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve
Dışişleri Bakanlığı yetkilidir. Ayrıca yukarıda belirtilen kurumlara ait olanlar dışında kamu kurum ve kuruluşları ile
2013 | 509
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
gerçek ve tüzel kişilerin elektronik haberleşme hizmeti içinde kodlu veya kriptolu haberleşme yapma usul ve esasları
Kurum tarafından belirlenir.
Spektrum izleme ve denetimi
Madde 40 – (1) Telsiz cihaz veya sistemlerinin belirlenen
tekniklere ve usullere uygun olarak kurulmasının ve çalıştırılmasının denetimi, elektromanyetik girişimlerin tespiti ve
giderilmesi, Devlet ve kişi güvenliğini ilgilendiren telsiz
faaliyetleri konularında mevzuat dahilinde güvenlik birimleriyle işbirliği yapılması, ulusal ve uluslararası spektrum
izleme, denetleme ve denetlettirme faaliyetleri Kurum tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yürütülür.
(2) Kurum, spektrum planlaması, frekans tahsis ve tescili,
ücretlendirilmesi dahil spektrum yönetimi ile frekansların
etkin ve verimli kullanımı için gerektiğinde tahsis edilen
frekansın geri alınması ve yeniden satışı dahil spektrum
ticareti ile spektrumun izlenmesi ve denetiminin gerektirdiği düzenlemeleri yönetmelikle yapmaya yetkilidir.
(3) Kurum, spektrum izleme ve denetleme faaliyetlerinde
kullandığı her türlü araç, cihaz ve sistemler ile tesisler için
emniyet ve muhafaza tedbirleri amacıyla gerek görmesi
halinde her türlü riske karşı sigorta yaptırabilir.
(4) Kurum ulusal ve uluslararası spektrum izleme ve denetleme faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere her türlü araç,
cihaz ve sistemlerini uygun göreceği yerlerde ve mevzuatı
dahilinde kurup işletebileceği gibi kurdurup işletilmesini de
sağlayabilir.
510 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(5) Sahil Güvenlik Komutanlığı, deniz yetki alanlarında bu
Kanun kapsamındaki her türlü denetim ile spektrum izleme
görevini yürütür.
Yabancılara uygulanacak işlemler
Madde 41 – (1) Yabancı devletlerle yapılan anlaşmalara
dayanılarak kurulmuş veya kurulacak telsiz cihaz veya
sistemleri, varsa bu anlaşmalardaki özel hükümlere tabidir.
(2) Yabancı devletlerin Ülkemizdeki diplomatik temsilciliklerine, karşılıklılık esasına bağlı olarak, Dışişleri Bakanlığının uygun görüşüne istinaden telsiz cihaz veya sistemi
kurma ruhsatı ve kullanma izni verilebilir.
Sahil telsiz istasyonları, deniz ve hava bandı telsiz sistemleri
Madde 42 – (1) Deniz taşıtlarının karayla haberleşmesini
sağlayan sahil telsiz istasyonlarının ve bu istasyonlar üzerinden yapılan seyir güvenliği haberleşmesi dahil telsiz
haberleşme sistemlerinin kurulması ve işletilmesi hizmetleri
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü bünyesindeki Telsiz İşletme Müdürlüğünce herhangi bir yetkilendirmeye tabi olmaksızın yürütülür.
(2) Her çeşit deniz ve hava bandı telsiz haberleşme sistemlerini ve sahil telsiz istasyonları üzerinden yapılan seyir
güvenliği haberleşmesi dahil telsiz haberleşme sistemlerini
kurma, kurdurma, kullanma izinlerini verme, ruhsatlandırma, deniz bandı telsiz haberleşme ve seyrüsefer cihazlarına çağrı kodu ve benzeri tahsis ve tescil işlemleri Telsiz
İşletme Müdürlüğünce yürütülür. Telsiz İşletme Müdürlüğünün, yürütmekle görevli kılındığı hizmetlere ilişkin tarifesi, ilgili mevzuatı gereğince ilgili yönetim kurulunun onayıyla belirlenir.
2013 | 511
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Amatör telsizcilik
Madde 43 – (1) Hiçbir maddi, kişisel veya siyasi çıkar gözetmeden, sadece kendi istek ve çabası ile telsiz iletişim
teknikleri alanında kendini yetiştirmek amacıyla ulusal ve
uluslararası amatör telsizcilik faaliyetinde bulunmak isteyenlere, Telsiz İşletme Müdürlüğü tarafından belirlenen
esaslara ve ücretlere göre Amatör Telsizcilik Belgesi verilir.
Hava ve deniz telsiz haberleşmesinin uluslararası
koordinasyonu
Madde 44 – (1) Bu Kanunun 42 nci maddesi kapsamında,
Telsiz İşletme Müdürlüğüne ait görevlere ilişkin uluslararası
koordinasyon ve takip işlemleri Kurumca yürütülür.
Yasak bölgelerde yabancı uyrukluların kullanacakları telsiz
cihazları
Madde 45 – (1) Yasak bölgelerde bulunmalarına müsaade
edilen yabancı uyruklulara verici, verici-alıcı ve radyo ve
televizyon yayınlarını almaya yarayan cihazlar dışındaki
alıcı telsiz cihazları için telsiz kurma ve kullanma izni ile
telsiz ruhsatnamesi verilmesi Genelkurmay Başkanlığının
müsaadesine bağlıdır.
Telsiz ücretleri
Madde 46 – (1) Bu Kanun uyarınca telsiz cihaz ve sistemleri için alınacak telsiz ruhsatname ve yıllık kullanım ücretleri, teknik muayene ve benzeri hizmetler karşılığında alınacak ücretler bu Kanuna ekli ücret tarifesinde gösterilmiş
olup, söz konusu ücretler Kuruma gelir kaydedilir. Kurumun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine, bu Kanuna ekli
ücret tarifesine hizmet kalemleri ilave etmeye veya çıkarmaya ve eklenen hizmet kalemlerine ilişkin ücretleri belir512 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
lemeye, Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ücret tarifesinde belirtilen ücretleri gerektiğinde her bir ücret kalemini yüzde ellisine kadar azaltmaya veya her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca belirlenecek yeniden değerleme
oranını geçmemek kaydıyla artırmaya, Kurum yetkilidir.
(2) Ancak, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (III) sayılı
cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri
ve özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumlar, köy tüzel kişilikleri, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü,
Kızılay, belediyeler ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
kullanılan ve Dışişleri Bakanlığınca belirlenen yabancı devletlerin temsilciliklerine ait yetkilendirme kapsamı dışında
olan her türlü telsiz cihaz ve sistemleri telsiz ruhsatnamesi
ve yıllık kullanım ücretinden muaftır.
(3) Kurumdan yetki almak suretiyle elektronik haberleşme
hizmeti yürüten işletmeciler, kendi sistemlerine dahil her
türlü abonenin bu Kanun uyarınca Kuruma ödemek zorunda olduğu telsiz ruhsatname ve yıllık kullanma ücretlerini,
abonelerinden Kurum adına tahsil ederek, Kurum tarafından belirlenecek usuller çerçevesinde, Kurum hesaplarına
devretmekle yükümlüdürler.
(4) Kurumun bu madde kapsamındaki alacakları
9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun uygulanmasında imtiyazlı alacaklardan sayılır. Bu alacakların
tahsili genel hükümlere tabi olup, her türlü vergi, resim ve
yargı harçlarından muaftır. Bu alacaklar için zamanaşımı
süresi on yıldır.
(5) Mobil elektronik haberleşme hizmeti sunan işletmecilerin faturalı abonelerinden (ön ödemeli aboneleri hariç
2013 | 513
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
olmak üzere) alınan ruhsatname ve kullanma ücretleri, işletmecinin sistemine abone olunan ay itibariyle geriye kalan
aylar için yıl sonuna kadar eşit taksite bölünerek alınır.
(6) Yetkilendirme kapsamı dışında bulunan telsiz cihaz ve
sistemlerine ait telsiz ruhsatname ve kullanım ücretleri,
ruhsatlandırma süresine göre peşin alınır. Kurum tarafından
belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirlenen süre sonunda telsiz ruhsatname ve kullanım ücretlerinin ödenmemesi halinde söz konusu cihaz ve sistemlere ilişkin telsiz
kurma ve kullanma izinleri ve telsiz ruhsatnameleri iptal
edilir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Tüketici ve Son Kullanıcı Hakları
Eşit hizmet alabilme hakkı
Madde 47 – (1) İşletmeciler, sağladıkları elektronik haberleşme hizmetlerini benzer konumdaki tüketici ve son kullanıcılara eşit koşullarda ve ayrım gözetmeden sunmakla
yükümlüdür. Kurum bu madde ile ilgili usul ve esasları
belirler.
Tüketicinin ve son kullanıcının korunması
Madde 48 – (1) Kurum, elektronik haberleşme hizmetlerinden yararlanan tüketici ve son kullanıcıların, hizmetlere
eşit koşullarda erişebilmelerine ve hak ve menfaatlerinin
korunmasına yönelik usul ve esasları belirler.
Şeffaflığın sağlanması ve bilgilendirme
Madde 49 – (1) Kurum, son kullanıcı ve tüketicilerin azami faydayı elde edebilmeleri ve hizmetlerin şeffaflık ilkesine
514 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
uygun olarak sunulabilmesi için hizmet seçenekleri, hizmet
kalitesi, tarifeler ile tarife paketlerinin yayımlanmasına ve
benzer hususlarda abonelerin bilgilendirilmesine yönelik
olarak işletmecilere yükümlülükler getirebilir.
(2) İşletmeciler, özellikle hizmetler arasında seçim yapılırken ve abonelik sözleşmesi imzalanırken tüketicilerin karar
vermelerinde etkili olabilecek hususlar ile dürüstlük kuralı
gereğince bilgilendirilmelerinin gerekli olduğu her durumda talep olmaksızın tüketicileri bilgilendirir.
(3) Kurum bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirler.
Abonelik sözleşmeleri
Madde 50 – (1) Tüketiciler, elektronik haberleşme hizmetine abone olurken bu hizmeti sağlayan işletmeciyle sözleşme yapma hakkına sahiptir. Abonelik sözleşmelerinde asgari olarak elektronik haberleşme hizmeti sağlayan işletmecinin adı ve adresi, sunulacak hizmetler, teklif edilen hizmet
kalitesi seviyeleri ve ilk bağlantının gerçekleştirilebilme
süresi, sunulacak bakım ve onarım hizmetlerinin çeşitleri,
uygulanacak tarifelerin içeriği ve tarifelerdeki değişiklikler
hakkında güncel bilgilerin hangi yollardan öğrenilebileceği,
sözleşmenin süresi, sona ermesi ve yenilenmesine ilişkin
koşullar, işletmecinin kusurundan kaynaklanan nedenlerle
sözleşmede belirtilen hizmet kalite seviyesinin sağlanamaması halinde tazminat ya da geri ödemeye ilişkin işlem,
abone ile işletmeci arasında uzlaşmazlık çıkması halinde
uygulanacak çözüm yöntemleri gibi bilgilere yer verilir.
(2) Kurum, re’sen veya şikayet üzerine abonelik sözleşmelerini işletmecilerden isteyebilir, inceler ve değiştirilmesi
uygun görülen hususları işletmeciye bildirir. İşletmeciler
2013 | 515
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Kurum düzenlemelerine uygun olarak gerekli değişiklikleri
belirtilen sürede yapmakla yükümlüdür.
(3) Abonelik sözleşmelerinde yer alan ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde, dürüstlük ilkesine aykırı düşecek biçimde abone aleyhine dengesizliğe
neden olan hükümler geçersizdir.
(4) İşletmeci tarafından abonelik sözleşme koşullarında
değişiklik yapıldığının aboneye bildirilmesinden sonra,
abone herhangi bir tazminat ödemeden sözleşmeyi feshedebilme hakkına sahiptir. İşletmeciler, sözleşmede yapılacak
değişiklikler yürürlüğe girmeden en az bir ay önce abonelerini bilgilendirmekle ve söz konusu değişikliklerin abone
tarafından kabul edilmemesi halinde abonelerin herhangi
bir tazminat ödemeden sözleşmeyi fesh edebilme haklarının
bulunduğunu bildirmekle yükümlüdürler. Aboneler yazılı
olarak bildirmek kaydıyla aboneliklerini her zaman sona
erdirebilir.
(5) Abonenin önceden izni alınmadan otomatik arama
makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılması suretiyle doğrudan pazarlama, siyasi propaganda veya cinsel içerik iletimi
gibi maksatlarla istek dışı haberleşme yapılması halinde,
abone ve kullanıcılara gelen her bir mesajı bundan sonrası
için almayı reddetme hakkı kolay bir yolla ve ücretsiz olarak
sağlanır.
(6) Kurum bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirler.
516 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğin korunması
Madde 51 – (1) Kurum, elektronik haberleşme sektörüyle
ilgili kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına
yönelik usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Hizmet kalitesi
Madde 52 – (1) Kurum hizmet kalite seviyesine ilişkin olarak tüketici ve son kullanıcıların kapsamlı, yeterli ve anlaşılabilir bilgiye ulaşmasını sağlamak amacıyla, hizmet kalitesinin seviyesine ilişkin ölçütleri, işletmeciler tarafından yayınlanacak bilgilerin içeriğini, şeklini ve hizmet kalite seviyesine ilişkin diğer hususları belirleyebilir.
(2) İşletmeciler, Kurum tarafından elektronik haberleşme
hizmetlerinin hizmet kalitesi ölçütlerine ilişkin her türlü
bilgiyi ve hizmet kalite standartlarına uyumu istenen şekilde ve belirlenen sürede sağlamakla yükümlüdür. Kurum
belirleyeceği usul ve esaslarla işletmeciler tarafından gönderilen hizmet kalitesine ilişkin bilgileri yayımlayabileceği
gibi, işletmecilere yayımlama yükümlülüğü de getirebilir.
Kurum bilgilerin doğruluğunu ve hizmet kalitesi ölçüt ve
standartlarına uyumu denetleyebilir veya denetletebilir.
(3) Kurum işletmecilere, elektronik haberleşme hizmetlerine ve elektronik haberleşme alt yapı veya şebeke unsurlarına yönelik hizmet seviyesi taahhütleri hazırlama ve bu
taahhütleri belirlenen biçimde ve sürede yayımlama yükümlülüğü getirebilir. Kurum, işletmecilerden, hizmet seviyesi taahhütlerinde değişiklik, iyileştirme ve düzeltme yapılmasını isteyebilir. İşletmeciler, söz konusu değişiklik,
iyileştirme ve düzeltmeleri Kurum tarafından belirtilen
sürede yerine getirmekle yükümlüdür.
2013 | 517
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(4) İşletmeciler, her hal ve şartta doğru faturalama yapma
ve fatura içeriği ile ilgili ihtilaf durumunda ispat yükümlülüğündedirler.
(5) Kurum faturaların gönderimi, faturalarda bulunması
gereken hususlar, ayrıntılı faturaların düzenlenmesi ile abone tarafından faturaların ödenmemesi halinde hizmetin
kesilmesinde uygulanacak işlemleri ve bu maddeye ilişkin
usul ve esasları belirler.
BEŞİNCİ KISIM
Onaylanmış Kuruluşlar ve Piyasa Gözetimi
Onaylanmış kuruluşlar, piyasa gözetimi ve denetimi
Madde 53 – (1) Bu Kanun kapsamındaki cihazların Kurum tarafından yayımlanacak teknik düzenlemelere ve ilgili
güvenlik koşullarına uygunluğu, bu konularda üretici ve
dağıtıcıların yükümlülüğü, bu cihazların piyasa gözetimi ve
denetiminde Kurumun yetki ve sorumluluğu ile Kurum
tarafından belirlenecek onaylanmış kuruluşların sorumlulukları hususunda 4703 sayılı Kanunun ilgili hükümleri
uygulanır.
(2) Kurum, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinde gerekli gördüğü durumlarda gözetim ve denetime konu cihaza ilişkin uygunluk değerlendirme işlemlerinde yer almayan
test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşlarının imkanlarından yararlanabilir; kendi laboratuvar imkanlarını da
ücreti mukabili talep edenlerin istifadesine belirleyeceği
usul ve esaslarla sunabilir. Ancak, piyasa gözetimi ve denetiminde nihai karar Kuruma aittir. Cihazın güvenli olmadı518 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
ğının tespit edilmesi halinde, test ve muayeneye ilişkin giderler üretici tarafından ödenir.
(3) Elektronik haberleşme cihazları, güvenli hale getirilmesinin imkansız olduğu durumlarda, masraflar üretici
tarafından karşılanmak üzere, taşıdıkları risklere göre kısmen ya da tamamen Kurum tarafından bertaraf edilir veya
ettirilir.
(4) Onaylanmış kuruluşlar ve piyasa gözetimi ve denetimi
ile ilgili usul ve esaslar 4703 sayılı Kanun ve ilgili teknik
düzenlemeler çerçevesinde Kurum tarafından belirlenir.
Yetki belgesi
Madde 54 – (1) Kurum tarafından düzenlenmiş yetki belgesini haiz olmayan gerçek veya tüzel kişiler, ölçüm ve denetim hizmeti veremez.
(2) Bu maddenin uygulanmasına ve yetki belgesi verilmesine ilişkin usuller ile denetim yetki belgesi ücretleri Kurum
tarafından düzenlenir.
Elektronik kimlik bilgisini haiz cihazlar
Madde 55 – (1) Kurum tarafından izin verilmedikçe, abone kimlik ve iletişim bilgilerini taşıyan özel bilgiler veya
cihazın teşhisine yarayan elektronik kimlik bilgileri yeniden
oluşturulamaz, değiştirilemez, kopyalanarak çoğaltılamaz
veya herhangi bir amaçla dağıtılamaz.
(2) Elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş cihaz, kart, araç
veya gereçlerle, değişiklik yapılması amacına yönelik yazılım, her türlü araç veya gereçlerin ithalâtı, üretimi, dağıtımı
veya tanıtımı yapılamaz, bulundurulamaz, aracılık edilemez.
2013 | 519
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(3) Elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş cihaz, kart, araç
veya gereçlerle, değişiklik yapılması amacıyla kullanılabilen
yazılım, her türlü araç veya gereçlere 4/12/2004 tarihli ve
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 127 nci maddesi
hükümlerine göre el konulur.
Abone ve cihaz kimlik bilgilerinin güvenliği
Madde 56 – (1) Abone kimlik ve iletişim bilgilerini taşıyan
özel bilgiler ile cihazların elektronik kimlik bilgilerini taşıyan her türlü yazılım, kart, araç veya gereç yetkisiz ve izinsiz olarak kopyalanamaz, muhafaza edilemez, dağıtılamaz,
kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla kullanılamaz.
(2) İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik
kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı
belge ve bilgi verilemez.
(3) Abonelik tesisi için gerekli kimlik belgeleri örneği
alınmadan işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik kaydı yapılamaz.
(4) Abonelik tesisine ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından yönetmelikle belirlenir.
Teknik uyumluluk
Madde 57 – (1) İşletmeciler, kayıp, kaçak veya çalıntı cihazlara, elektronik haberleşme hizmeti veremezler. Ancak,
Kurumun MCKS’ında kayıtlı iken elektronik kimlik bilgisi
kopyalanmış gerçek cihazlar sadece eşleştirme yapılan abone numaraları ile kullanılmak üzere kullanıma açılır.
(2) İşletmeciler, yukarıdaki fıkrada açıklanan yasal olmayan cihazların haberleşme şebekelerine bağlanılmalarını
önlemek üzere MCKT sistemlerini Kurumdaki MCKS ile
520 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
birlikte uyumlu olarak çalışır hâle getirmek, bununla ilgili
teknik alt yapı ve sisteminin güvenliği ve güvenilirliğini
sağlamak ve aksamaksızın işletmekle yükümlüdürler.
Bilgi ve ihbar merkezi
Madde 58 – (1) Kurum, bu Kanunla verilen görevlerin ifasında ihtiyaç duyacağı işler için bilgi ve ihbar merkezi kurabilir. Bu merkezin işletilmesini kendisi yapabileceği gibi
üçüncü kişilere de yaptırabilir. Kurum sistemine kayıtlı olan
elektronik kimlik bilgisini haiz cihazı çalınan, yağmalanan,
kaybeden veya her ne suretle olursa olsun rızası dışında
elinden çıkan kişiler cihazının elektronik haberleşme bağlantısının kesilmesi için öncelikle bilgi ve ihbar merkezine başvururlar.
ALTINCI KISIM
Denetim, Kurumun Yetkisi, İdari Yaptırımlar
BİRİNCİ BÖLÜM
Denetim
Denetim
Madde 59 – (1) Kurum re’sen veya kendisine intikal eden
ihbar veya şikayet üzerine, bu Kanunda belirlenen görevleri
ile ilgili olarak elektronik haberleşme sektöründe yer alan
gerçek ve tüzel kişileri denetleyebilir, denetlettirebilir. Kurum, bu Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, mahallinde de inceleme ve
denetim yapabilir ve/veya yaptırabilir. Mülki amirler, kol2013 | 521
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
luk kuvvetleri ve diğer kamu kurumlarının amir ve memurları inceleme veya denetimle görevlendirilenlere her türlü
kolaylığı göstermek ve yardımda bulunmakla yükümlüdürler. İnceleme veya denetimle görevlendirilenler, inceleme
veya denetime giderken yanlarında denetimin konusunu,
amacını ve yanlış bilgi verilmesi halinde idarî para cezası
uygulanacağını gösteren bir yetki belgesi bulundururlar.
(2) Denetimle görevlendirilenler, denetime tabi olanlar
veya tesisleri nezdinde, defterler de dahil olmak üzere her
türlü evrak ve emtianın, elektronik ortamdaki bilgilerin,
elektronik haberleşme alt yapısının, cihaz, sistem, yazılım ve
donanımlarının incelenmesi, suret veya numune alınması,
konuyla ilgili yazılı veya sözlü açıklama istenmesi, gerekli
tutanakların düzenlenmesi, tesislerin ve işletiminin incelenmesi konularında yetkilidir. Denetime tabi tutulanlar,
denetimle görevli kişilere her türlü kolaylığı göstermek,
yukarıda sayılan hususlarla ilgili taleplerini belirlenen süre
içinde yerine getirmek, cihaz, sistem, yazılım ve donanımları denetlemeye açık tutmak, denetim için gerekli alt yapıyı
temin etmek ve çalışır vaziyette tutmak için gerekli önlemleri almak zorundadır. Aykırı davranışta bulunanlara bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine göre cezai işlem uygulanır.
(3) Kurum, bu Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken, bu görevleri ile ilgili gerekli gördüğü bilgi ve
belgeyi kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden isteyebilir. Kurum gerektiğinde diğer kamu kurum
ve kuruluşlarından denetim konusunda uzman personel
talep edebilir.
522 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(4) Kurum, belirlenecek esaslar dahilinde işletmecileri denetlettirebilir. Denetim yetkisi verilenler ve bağımsız denetim kuruluşları Kuruma sunacakları bilgi, belge, rapor ve
mali tabloların bu Kanun ve mevzuat hükümlerine uygunluğu ve hesapların doğruluğundan ve genel kabul görmüş
denetim ilke ve esaslarına göre inceleme ve denetiminden
sorumludur. Bunlar, hazırladıkları raporlardaki yanlış ve
yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararlardan ve bu Kanun uyarınca yaptıkları faaliyetler dolayısıyla
üçüncü kişilere verecekleri zararlardan sorumludurlar.
(5) Kurumun denetim faaliyetlerinde görevlendirilen personeli ile bu faaliyetlerin yönetim ve koordinasyonunu sağlayan görevlilerine görevleri sona erdiğinde, Kurumca,
elektronik haberleşme sektöründe bağımsız denetçilik yapabileceğine ilişkin bir belge düzenlenir. Bunlar, Kurumdaki
görevlerinden ayrılmalarını müteakip, 14/7/1965 tarihli ve
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin
(A) bendinin (1), (4), (5) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartlar ile ceza veya disiplin soruşturması sonucunda
memuriyetten çıkarılmış olmamak koşullarını korudukları
sürece, elektronik haberleşme sektöründe bağımsız denetçi
olarak görev alabilirler.
(6) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
Kurum tarafından yönetmelikle belirlenir.
2013 | 523
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
İKİNCİ BÖLÜM
Kurumun Yetkisi ve İdari Yaptırımlar
Kurumun yetkisi ve idarî yaptırımlar
Madde 60 – (1) Kurum; mevzuata, kullanım hakkı ve diğer yetkilendirme şartlarına uyulmasını izleme ve denetlemeye, aykırılık halinde işletmecilere bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde üçüne kadar idarî para cezası
uygulamaya, millî güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi ve kanunlarla getirilen
hükümlerin uygulanması amaçlarıyla gerekli tedbirleri almaya, gerektiğinde tesisleri tazminat karşılığında devralmaya, belirlediği süre içerisinde yetkilendirme ücretinin
ödenmemesi ya da ağır kusur halinde verdiği yetkilendirmeyi iptal etmeye yetkilidir. Ancak, Kurum, ulusal çapta
verilecek frekans bandı kullanımını ihtiva eden ve sınırlı
sayıda işletmeci tarafından yürütülmesi gereken elektronik
haberleşme hizmetlerine ilişkin yetkilendirmelerin iptalini
gerektiren hallerde Bakanlığın görüşünü alır.
(2) Kurum, işletmecinin faaliyete yeni başlamış olması halinde, ihlalin niteliği, ihlal neticesinde herhangi bir ekonomik kazanç elde edilip edilmemesi, iyi niyet ve gönüllü
bildirim gibi ölçütleri de dikkate alarak önceden belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde bin liradan bir milyon
liraya kadar idarî para cezası ile bu Kanunda belirtilen diğer
idarî yaptırımları uygulamaya yetkilidir.
(3) Kurum, kamu hizmetinin gerekleri ve kamu düzeninin
korunması amacıyla yönetmelikle önceden belirleyeceği
hallerde, işletmecinin faaliyetinin geçici olarak durdurulma524 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
sına ya da ihlalin önlenmesi için işletmeciye somut tedbirler
uygulama zorunluluğu getirmeye de yetkilidir.
(4) Elektronik haberleşme hizmeti sunan bir işletmeci ile
abonelik sözleşmesi yapan gerçek ve tüzel kişiler faaliyetlerinin gereği olarak aldıkları hizmeti üçüncü kişilere ücretli
veya ücretsiz verebilir. Aboneler yararlandıkları hizmeti
ticaret amacıyla üçüncü kişilere sunamazlar. Aksine davrananların abonelik sözleşmeleri iptal edilir.
(5) Kurumun belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde
elektronik haberleşme tesisleri ile ilgili bildirimlerin yapılmaması veya güvenlik sertifikası alınmadan kurulması veya
Kurum veya Kurum tarafından yetki verilen kuruluşlarca
yapılacak ölçümler sonucu Kurum tarafından belirlenen
elektromanyetik alan şiddeti limit değere uygun bulunmaması hallerinde, bunların sahibine bu Kanuna ekli ücret
tarifesinde belirlenen ruhsatname ücretinin elli katı idarî
para cezası her bir cihaz için ayrı ayrı uygulanır. Bu Kanunun 46 ncı maddesinin ikinci fıkrasında telsiz ruhsatnamesi
ve yıllık kullanım ücretinden muaf tutulanlar hakkında da
bu madde hükümleri uygulanır. Bu fıkradaki idarî para
cezaları Kurumun taşra teşkilatı tarafından da verilebilir.
(6) Bu Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırılık hallerinde, 4703 sayılı Kanunun 12 nci maddesinde
dağıtıcı, üretici ve onaylanmış kuruluşlar bakımından öngörülmüş bulunan idarî para cezaları bir katından dört katına
kadar artırılarak uygulanır.
(7) Bu Kanunun 57 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı
hareket edenlere, cihaz başına onbin liradan yirmibin liraya
kadar; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere onmilyon
liraya kadar idarî para cezası verilir.
2013 | 525
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(8) Bu maddedeki idarî para cezaları Kurum tarafından
verilir.
(9) Bu maddenin uygulanmasına ve bu Kanunda öngörülen yükümlülüklerin işletmeciler tarafından yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idarî para cezalarına ilişkin
hususlar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
İdarî para cezalarının uygulanması ve tahsili
Madde 61 – (1) Kurum tarafından verilen idarî para cezaları, 6183 sayılı Kanun hükümlerine tabi olup, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde Kurum hesaplarına ödenir.
Bu süre içerisinde ödenmeyen idarî para cezaları, Kurumun
bildirimi üzerine ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun
hükümlerine göre tahsil olunur. (Mülga üçüncü cümle:
2/7/2012-6352/105 md.) (…)
(2) Tahsil olan idarî para cezalarının tamamı Kurum hesaplarına aktarılır.
Dava hakkı
Madde 62 – -(1) (Değişik: 2/7/2012-6352/70 md.)İdarî yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava
açılabilir. Kurum kararlarına karşı açılan her türlü dava
öncelikli işlerden sayılır. Kurulun kararları, Kurumun idarî
denetimi sırasında yerindelik denetimine tabi tutulamaz.
(2) Kurum tarafından açılacak davalarda teminat aranmaz.
526 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
YEDİNCİ KISIM
Cezai Hükümler
Cezai hükümler
Madde 63 – (1) Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı olarak Kuruma bildirimde bulunmaksızın elektronik haberleşme hizmeti verenler ve/veya tesisleri kuranlar ve/veya
işletenler hakkında bin günden on bin güne kadar adli para
cezasına hükmolunur.
(2) Bu Kanunun 9 uncu maddesine aykırı olarak kullanım
hakkı olmadan elektronik haberleşme hizmeti verenler,
tesisi kuranlar ve/veya işletenler hakkında altı aya kadar
hapis ve beş bin günden on beş bin güne kadar adli para
cezasına hükmolunur.
(3) Elektronik haberleşme hizmeti vermek üzere yetkilendirilmiş bulunan işletmecilerin personelinin, 26/9/2004
tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının
İkinci Kısmının Dokuzuncu Bölümünde düzenlenen, özel
hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçları işlemesi halinde
haklarında bu bölümde öngörülen cezalara hükmolunur.
Ancak 137 nci maddeye göre yapılacak artırım bir kat olarak
uygulanır.
(4) Kurma ve kullanma izni ile ruhsatname alınması gereken telsiz cihazı veya sistemlerini bu Kanunun 37 nci maddesine aykırı olarak, Kurumdan izin almaksızın satan, kuran, işleten ve kullananlar hakkında ikibin güne kadar adlî
para cezası uygulanır. Bu cihazları, gerekli izinler alınmış
olsa bile millî güvenliği ihlal amacıyla kullananlar eylemleri
daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde
2013 | 527
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
altı aydan bir yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli
para cezası ile cezalandırılırlar.
(5) Kurum tarafından yetkilendirilen, izin verilen ve tahsis
yapılan kişiler tarafından;
a) Telsiz sistemlerinin Kurumun düzenlemelerine ve verilen telsiz ruhsatnamesine uygun olmayan bir şekilde kurulması, işletilmesi, fiziki yerinin, frekansının ve diğer teknik özelliklerinin değiştirilerek amacı dışında kullanılması
halinde aykırılığın giderilmesi için gerekli tedbirlerin Kurum tarafından belirlenecek sürede alınmaması,
b) Telsiz sistemlerinin Kurum düzenlemeleri ile belirlenen
tekniklere ve usullere uygun olarak çalıştırılmaması sonucu
her ne suretle olursa olsun diğer elektronik haberleşme
sistemleri üzerinde elektromanyetik girişim veya diğer her
türlü bozucu etkiye sebebiyet verildiğinin tespiti üzerine söz
konusu elektromanyetik girişim veya bozucu etkilerin giderilmesi için gerekli tedbirlerin Kurum tarafından belirlenecek sürede alınmaması,
hallerinde, yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası
uygulanır.
(6) Bu Kanunun 39 uncu maddesine aykırı olarak kodlu ve
kriptolu haberleşme yapan ve yaptıranlar beş yüz günden
bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu Kanunun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olarak Kurum tarafından bertaraf ettirilmek üzere üretici, dağıtıcı veya kullanıcısına teslim edilen cihazların piyasaya arz edildiği veya kullanıldığının tespiti halinde sorumluları hakkında bin günden beş bin güne kadar adli para
cezası verilir.
528 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(8) Bu Kanunun 54 üncü maddesine aykırı hareket edenler
hakkında beş bin güne kadar adli para cezası uygulanır.
(9) Bu Kanunun 55 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı hareket edenler hakkında bin günden on beş
bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(10) Bu Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar;
ikinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler yirmi günden yüz güne kadar; üçüncü fıkrası hükümlerine aykırı
hareket edenler yüz günden beş yüz güne kadar adli para
cezası ile cezalandırılır.
(11) Bu maddede tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarısı oranında artırılır. Bu faaliyette bulunan tüzel kişi ise, hakkında
5237 sayılı Kanundaki bunlara özgü güvenlik tedbirlerine
de hükmolunur.
SEKİZİNCİ KISIM
Son Hükümler
Tebligat
Madde 64 – (1) Bu Kanun uyarınca Bakanlık ve Kurum tarafından ilgililere yapılacak tebliğler 11/2/1959 tarihli ve
7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır.
Atıflar ve uygulama
Madde 65 – (1) Diğer mevzuatta, hizmet alanları itibariyle,
4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu ve
5/4/1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununa yapılan
2013 | 529
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
atıflar ile bu kanunların kendi içinde yapılan atıflar, konuları itibariyle bu Kanuna yapılmış sayılır.
(2) Diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.
(3) Diğer mevzuatta geçen “Telekomünikasyon Kurumu”
ibaresinden “Kurum”; “Telekomünikasyon Kurulu” ibaresinden de “Kurul” anlaşılır.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
Madde 66 – (1) 406 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası, yedinci fıkrası ve dokuzuncu fıkrasının ilk cümlesi; ek 17 nci, ek 19 uncu, ek 21 inci, ek 22 nci, ek 23 üncü,
ek 24 üncü, ek 28 inci, ek 29 uncu, ek 30 uncu maddeleri; ek
32 nci maddesinin dördüncü ve altıncı fıkraları; ek 33 üncü
maddesi; ek 35 inci maddesinin ikinci fıkrası; ek 36 ncı, ek 37
nci, geçici 3 üncü, 35 inci ve 36 ncı maddeleri dışındaki
madde ve hükümleri ek ve değişiklikleriyle birlikte yürürlükten kaldırılmıştır.
(2) 2813 sayılı Kanunun 5 inci ve 8 inci maddeleri; ek 2 nci
maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve beşinci fıkraları; 35 inci
ve 36 ncı maddeleri dışındaki diğer hükümleri ek ve değişiklikleriyle birlikte yürürlükten kaldırılmıştır.
(3) 27/1/2000 tarihli ve 4502 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Telsiz Kanunu ve Posta, Telgraf ve Telefon İdaresinin Biriktirme ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26 ncı, geçici 1 inci, geçici 5 inci, geçici 6 ncı, geçici 7
nci, geçici 8 inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
530 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
(4) 12/5/2001 tarihli ve 4673 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, Posta, Telgraf ve Telefon İdaresinin Biriktirme ve
Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Ulaştırma Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 1 inci, geçici 2 nci, geçici 4
üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Değiştirilen hükümler
Madde 67 – (1) (4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Kanun ile
ilgili olup yerine işlenmiştir.)
(2) (5/4/1983 tarihli ve 2813 sayılı Kanun ile ilgili olup
yerine işlenmiştir.)
(3) (9/4/1987 tarihlive 3348 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
(4) (9/4/1987 tarihlive 3348 sayılı Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
(5) (14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Kanun ile ilgili olup
yerine işlenmiştir.)
(6) (16/6/2005 tarihli ve 5369 sayılı Kanun ile ilgili olup
yerine işlenmiştir.)
(7) (4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı Kanun ile ilgili olup
yerine işlenmiştir.)
Uygulama
Geçici Madde 1 – (1) Bu Kanunda öngörülen düzenlemelerin yürürlüğe gireceği tarihe kadar mevcut düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Kurum, bu Kanunun İkinci Kısım Birinci
Bölümünde yer alan yetkilendirme ile ilgili hükümler yürürlüğe girinceye kadar mevcut mevzuat uyarınca yetkilendirme yapabilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar,
2013 | 531
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
işletmecilerin ilgili mevzuatına uygun olarak sahip oldukları
geçiş hakları devam eder.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Kurum tarafından verilmiş ancak henüz tahsili gerçekleşmemiş olan
idarî para cezaları hakkında da 61 inci madde hükmü uygulanır.
Yetkilendirmede geçiş süreci
Geçici Madde 2 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ile yetkilendirilmiş olan işletmeciler, bu Kanun uyarınca Kuruma
bildirimde bulunmuş veya gerekli olduğu durumlarda yetkilendirmelerindeki süre ile sınırlı olarak kullanım hakkı
almış sayılırlar.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurumla
imzalanmış olan görev ve imtiyaz sözleşmeleri; süre bitimi,
fesih, iptal veya başkaca herhangi bir nedenle sona ermelerine kadar mevcut hükümleri uyarınca geçerliliklerini devam ettirirler. 406 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin son
fıkrasında yer alan tanımlar ilgili olduğu sözleşmenin konusu itibariyle bu fıkra uygulamasında geçerliliklerini sürdürürler.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yetkilendirmeye tabi olmayan elektronik haberleşme hizmetleri için
Kurum tarafından sistem kurma ve kullanma izni verilmiş
olan kullanıcıların kaynak kullanım hakları devam eder.
Telsiz ruhsatlarının yenilenmesi
Geçici Madde 3 – (1) Özel kanunlarının verdiği yetkiye
göre telsiz cihaz ve sistemleri kullanan kamu kurum ve
kuruluşları hariç, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce,
532 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
telsiz cihaz ve sistemleri kullanan diğer kamu kurum ve
kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler bu Kanunun 37 nci
maddesinde belirtilen yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde gerekli belgelerle birlikte Kuruma başvurarak durumlarını bu Kanun hükümlerine uygun hale getirirler.
(2) Kurum, söz konusu kamu kurum ve kuruluşları ile
gerçek ve tüzel kişilerin durumlarını inceleyerek uygun
olanların telsiz ruhsatnamelerini yeniler. Uygun olmayanların ve süresi içinde başvuru yapmayanların telsiz ruhsatnamelerini iptal eder.
(3) 2813 sayılı Kanun çerçevesinde telsiz kullanım ve ruhsatname ücretlerinin tahsili ile ilgili olarak yetkilendirmeleri
ve özel protokolleri uyarınca işletmecilere getirilmiş olan
tahsil ve Kuruma ödeme yükümlülüğü çerçevesinde tahakkuk ettirilmiş olanlar dışında, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 2813 sayılı Kanunun uygulamasından doğan
ve her ne sebeple olursa olsun tahsil edilmemiş veya tahsili
mümkün olmayan, miktarı ne olursa olsun genel bütçeye
dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve köy tüzel kişilikleri tarafından kullanılan her
türlü telsiz tesis ve sistemlerindeki cihazlar için tahakkuk
ettirilmiş alacaklar ile yargı kararı ile kesinleşenler hariç
gerçek ve tüzel kişiler tarafından kullanılan her türlü telsiz
tesis ve sistemlerindeki cihazlar için tahakkuk ettirilmiş
yüzelli lira ve altında kalan Kurum alacakları ve bunların
fer’ilerinin tahsilinden herhangi bir işleme gerek kalmaksızın vazgeçilmiş sayılır. Bunlara ilişkin açılmış olan davalar
ve yapılmış olan takipler iptal edilir.
2013 | 533
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
Görev sözleşmeleri ve devir
Geçici Madde 4 – (1) Kurum ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü arasında imzalanmış bulunan görev sözleşmesi
herhangi bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır
ve bu görev sözleşmesindeki hizmetler ile bu Kanunla Telsiz
İşletme Müdürlüğüne verilen görevler herhangi bir yetkilendirmeye tabi olmaksızın yürütülmeye devam eder. Kıyı
Emniyeti Genel Müdürlüğü, 5369 sayılı Kanun kapsamında
evrensel hizmet yükümlüsü bir işletmeci olarak sayılmaya
devam eder.
(2) Bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddeleriyle Telsiz İşletme Müdürlüğüne devredilen görev ve işlere ilişkin Kurumun tüm hak, alacak ve borçları, sözleşme, taahhüt ve
yükümlülükleri, leh ve aleyhe açılmış ve açılacak olan dava
ve icra takipleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren altı ay içerisinde Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü
ile Kurum arasında yapılacak protokoller ile Telsiz İşletme
Müdürlüğüne devredilir. Bu devre ilişkin bütün devir, temlik ve intikal işlemleri ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenecek her türlü sözleşme, protokol ve kağıtlar, katma değer
vergisi ve damga vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç ve
benzeri mali yükümlülüklerden istisnadır.
Abonelik kayıtlarının güncellenmesi
Geçici Madde 5 – (1) GSM mobil telefon hizmeti sunan
işletmeciler nezdinde tutulan abonelik kayıtlarının tam,
doğru ve güncel bilgilerden oluşmasını teminen, tüm abonelik kayıtları bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde
güncellenir. Bu kapsamda ilgili işletmeciler nezdindeki bilgi
ve belgelerinde eksiklik ve yanlışlıkları bulunan tüm aboneler, bu süre içerisinde kimliklerini ispatlayıcı belgelerle bir534 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
likte ilgili işletmeciye başvururlar. Başvuru esnasında abonelerden kimliklerini ispata yarar belgelerin birer örneği ile
birlikte bireysel abonelerden Türkiye Cumhuriyeti kimlik
numaraları, kurumsal abonelerden ise vergi numaraları
alınır. Bu madde kapsamında bilgileri güncellenemeyen
hatların elektronik haberleşme şebekesi ile bağlantısı kesilir.
(2) Bu Kanunda tanımlanan son kullanıcılar, kullanmakta
oldukları hatları, bir kereye mahsus olmak üzere verilen
süre içerisinde, hiçbir vergi, resim, harç ve benzeri mali
yükümlülüğe tabi olmaksızın kendi üzerlerine kaydettirmek
için ilgili işletmeciyle abonelik sözleşmesi akdedebilir. Söz
konusu hatların eski abonelerinin yapılan işleme bir yıllık
zamanaşımı süresi içinde itiraz hakları saklıdır.
(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeler Kurum tarafından yapılır.
Yürürlük
Madde 68 – (1) Bu Kanunun İkinci Kısım Birinci Bölümünde yer alan yetkilendirme ile ilgili hükümler Kanunun
yayımından altı ay sonra, diğer hükümleri yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 69 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
2013 | 535
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
T E L S İ ZÜ C R E T L E R İ
1.TELSİZ RUHSATNAME ÜCRETLERİ
a.Telsiz verici-alıcı cihazları (karada kullanılan, ruhsatnamede
kayıtlı her cihaz için)
1)Mobil telsiz (Araç/portatif/el)
2)Tekrarlayıcı (sabit/seyyar) telsiz
3) Sabit telsiz
20.00 TL
100.00 TL
50.00 TL
b.Karasal mobil (cellular) telsiz telefon sistemi
1)Her baz istasyonu için
2)Sistemdeki her abone başına
100.00 TL
10.72 TL
c.Bir noktadan çok noktaya erişim sistemleri
1)Her baz istasyonu için
2)Sistemdeki her abone başına
100.00 TL
10.00 TL
d.Ortak kullanımlı (trunking, community repeater ve benzeri)
telsiz sistemleri (ruhsatnamede kayıtlı her cihaz için)
1)Merkez istasyonu veya tekrarlayıcılar kanal adedi başına
50.00 TL
2)Kullanıcı telsiz cihazları (cihaz adedi başına)
a)Sabit telsiz cihazı
25.00 TL
b)Mobil telsizi (Araç/portatif/el)
10.00 TL
e.Radyolink sistemleri
1)Sistemde bulunan her cihaz başına
f.Uydu yayın ve haberleşme sistemleri (yüzer araç ve hava araçlarında monteli olarak kullanılanlar hariç)
536 | 2013
100.00 TL
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
1)Uydu (uzay) istasyonu transponder adedi başına
2)Sabit uydu ana yer istasyonu
10,000.00
TL
1,000.00
TL
3)Sabit uydu yer terminalleri
50.00 TL
4)Mobil uydu yer terminalleri
40.00 TL
5)Mobil uydu abone terminalleri (alıcı/verici)
25.00 TL
6)Data uydu alıcı
10.00 TL
7)Uydu mobil (cellular) telsiz telefon abone cihazları (cihaz başına)
15.00 TL
2.TELSİZ KULLANMA ÜCRETLERİ ( HER YIL İÇİN)
a.Kara telsiz sistemleri
1)LF, MF ve HF telsiz sistemleri (ruhsatnamede kayıtlı her
cihazda bulunan kanal adedi başına)
100.00 TL
2)Kara VHF, UHF ve SHF telsiz sistemleri
a)Frekans tahsisi yapılmış her kanal için ayrı ayrı olmak üzere,
sistemdeki sabit ve mobil telsiz cihaz adedi başına (Her 12,5
kHz’lik band genişliği bir kanal olarak hesap edilir.)
1)Her simpleks kanal için
10.00 TL
2)Her simpleks role kanalı için
20.00 TL
3)Her dupleks kanal için
30.00 TL
4)Her dupleks role kanalı için
40.00 TL
b)Ruhsatnamede kayıtlı her tekrarlayıcı cihaz başına
20.00 TL
b.Karasal mobil (cellular) telsiz telefon sistemleri
1)Her sabit telsiz (baz) istasyonundan (sisteme tahsis edilen
band genişliğine göre her yıl alınmak üzere) kanal adedi (istasyonda bulunan TRx) başına
a)200 kHz'e kadar (dahil)
b)201 kHz-1.25 MHz arası (dahil)
40.00 TL
125.00 TL
2013 | 537
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
c)1.25-5 MHz arası (dahil)
d)5 MHz'den yukarısı
2)Sistemdeki her abone başına
500.00 TL
1,200.00 TL
10.72 TL
c.Bir noktadan çok noktaya erişim sistemleri (her yıl için)
sisteme tahsis edilen kanal frekansının band genişliğine göre
1)Her sabit telsiz (baz) istasyonundan (sisteme tahsis edilen
band genişliğine göre her yıl alınmak üzere)
a)2 MHz dahil olmak üzere
40.00 TL
b)2 MHz-7 MHz (dahil)
80.00 TL
c)7 MHz-28 MHz (dahil)
160.00 TL
d)28 MHz-56 MHz (dahil)
320.00 TL
e)56 MHz-140 MHz (dahil)
640.00 TL
f)140 MHz-250 MHz (dahil)
1,280.00 TL
g)250 MHz ve üzeri
2,560.00 TL
2)Sistemdeki her abone başına
538 | 2013
10.00 TL
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
d.Ortak kullanımlı (trunking, community repeater ve benzeri) telsiz sistemleri
1)Merkez istasyonu veya tekrarlayıcılar kanal adedi başına
40.00 TL
2)Kullanıcı telsiz cihazlarında (cihaz adedi başına)
a)Her simpleks röle kanalı başına
20.00 TL
b)Her simpleks kanal için (cihaz adedi başına)
10.00 TL
e.Radyolink sistemleri, (her yıl için) sisteme tahsis edilen
kanal frekansının band genişliğine göre cihaz adedi başına
1)2 MHz dahil olmak üzere
8.00 TL
2)2 MHz-7 MHz (dahil)
24.00 TL
3)7 MHz-28 MHz (dahil)
48.00 TL
4)28 MHz-56 MHz (dahil)
96.00 TL
5)56 MHz-140 MHz (dahil)
192.00 TL
6)140 MHz-250 MHz (dahil)
640.00 TL
7)250 MHz ve üzeri
1,280.00 TL
f.Uydu yayın ve haberleşme sistemleri (yüzer araç ve hava
araçlarında monteli olarak kullanılanlar hariç)
1)Uydu (uzay) istasyonu transponder adedi başına
10,000.00TL
2)Sabit uydu ana yer istasyonu
1,000.00 TL
3)Sabit uydu yer terminalleri
50.00 TL
4)Mobil uydu yer terminalleri
40.00 TL
5)Mobil uydu abone terminalleri (alıcı/verici)
25.00 TL
6)Data uydu alıcı
10.00 TL
7)Uydu mobil (cellular) telsiz telefon abone cihazları (cihaz
başına)
15.00 TL
2013 | 539
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
3.GEÇİCİ SÜRE İLE VERİLEN TELSİZ KURMA VE
KULLANMA İZİN ÜCRETLERİ
a. İzin ücreti (6’şar aylık her bir izin için)
a)Deneme Maksatlı Geçici İzin Ücreti
500.00 TL
b) Geçici Organizasyonlarda/faaliyetlerde Kullanmak Maksatlı Geçici İzin Ücreti
1) Yayın Yardımcı Sistemleri ( Kablosuz Kamera, Video Link,
Ses Link, SNG, vb gibi.)
500.00 TL
2) Diğer Telsiz Sistemleri
250.00 TL
540 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
4.STANDARTLARA UYGUNLUK MUAYENESİ VE TEST
ÜCRETLERİ
a) Yurt dışından getirilen numuneler ve Türkiye'de imal edilen
prototip cihazlar ile imalat ve ithalattan numune alınarak teste
tabi tutulan cihazlardan, test sonucu ne olursa olsun (cihaz
başına)
1) Telsiz verici-alıcı cihazları
100.00 TL
2) Telsiz verici cihazları
50.00 TL
3) Telsiz alıcı cihazları
50.00 TL
b) Bizzat kullanılmak maksadıyla imal ve ithal edilen cihazlardan, test sonucu ne olursa olsun (cihaz başına)
1) Telsiz verici-alıcı cihazları
40.00 TL
2) Telsiz verici cihazları
20.00 TL
3) Telsiz alıcı cihazları
20.00 TL
5. GÜVENLİK MESAFESİNİN BELİRLENMESİNE
YÖNELİK ELEKTROMANYETİK ALAN ŞİDDETİ
ÖLÇÜMLERİ, GÜVENLİK SERTİFİKASI VE YETKİ
BELGESİ
a. Güvenlik Sertifikası
b. Güvenlik sertifikasına yönelik talep halinde yapılan ölçüm
(ölçüm başına)
c.Ölçüm yetki belgesi (iki yıl süreli)
25.00 TL
500.00 TL
1,500.00 TL
2013 | 541
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
5809 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE
GİRİŞ
TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Değiştiren
Kanun / KHK
No
5809 sayılı Kanunun değişen maddeleri
Yürülüğe Giriş
Tarihi
6352
61,62
5/7/2012
542 | 2013
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
2013 | 543
ELEKTRONİK HABERLEŞME KANUNU
544 | 2013

Benzer belgeler