1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise - iaü

Transkript

1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise - iaü
Yıl Year: 10
Ocak - Şubat - Mart 2015/January - February - March 2015
Sayı Number: 37
ISSN 1306 - 3377
KÜNYE IDENTITY
Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi üç ayda bir yayımlanır. Bu dergide yayımlanan makalelerin telif hakları Anadolu Bil Meslek
Yüksekokulu’na aittir. Bu yayımla ilgili olarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan doğan her türlü hak saklıdır. Tanıtım için yapılacak
alıntılar dışında Yüksekokulun izni olmadan çoğaltılamaz. Bu dergide yayımlanan makalelerdeki görüşler yazarlarına aittir. Yüksekokul bu
görüşler nedeniyle herhangi bir sorumluluk kabul etmez.
ONURSAL BAŞKAN : Dr. Mustafa AYDIN
İAU Adına İmtiyaz Sahibi : Prof. Dr. Yadigâr İZMİRLİ
ONUR KURULU
: Dr. Mustafa AYDIN, Prof. Dr. İsmail Hakkı AYDIN, Prof. Dr. Hasan SAYGIN,
Prof. Dr. Metin GER, Prof. Dr. İbrahim Hakkı AYDIN, Prof. Dr. M. Salih ÇELİKKALE
EDİTÖR
: Prof. Dr. Candan VARLIK
EDİTÖR KURULU
: Prof. Dr. Mustafa ÇIKRIKÇI, Prof. Dr. İbrahim Hakkı AYDIN,
Prof. Dr. Nurbay GÜLTEKİN, Prof. Dr. Hasan SAYGIN,
Prof. Dr. Kamil BOSTAN, Prof. Dr. Hülya YENGİN, Prof. Dr. Osman UÇAN,
Prof. Dr. Selami GÖZENÇ, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ, Prof. Dr. Necla ARAN,
Yrd. Doç. Dr. Kenan SİVRİKAYA, Yrd. Doç. Dr. Güven ÖZDEMİR,
Yrd. Doç. Dr. Ayla ÜNVER ALÇAY, Öğr. Gör. Öznur SEVME,
Öğr. Gör. Meltem YENER TANRIVERDİ,Öğr. Gör. Sevgi YILMAZ
KAPAK TASARIM
: Öğr. Gör. Sevgi YILMAZ
SAYFA TASARIM
: Öğr. Gör. Sevgi YILMAZ, Öğr. Gör. Meltem YENER TANRIVERDİ, Hakan TERZİ
BASKI
:
EBSCO Tarafından Uluslar Arası Taranmaktadır.
Yazışma Adresi: Beşyol Mahallesi İnönü Cad. No: 38 Küçükçekmece, İSTANBUL
Tel: 444 1 428 Faks: 0 212 425 57 59 www.aydin.edu.tr
Hakem Kurul Listesi
Prof. Dr. M. Salih ÇELİKKALE İst. Aydın Üniv.
Yrd. Doç. Dr.Ercan ÖGE İst. Aydın Üniv.
Prof. Dr. M. Mustafa ÇIKRIKÇI İst. Aydın Üniv.
Yrd. Doç. Dr.Nurhan TALEBİ İst. Aydın Üniv.
Prof. Dr. İsmail Hakkı AYDIN İst. Aydın Üniv.
Yrd. Doç. Dr. Ferhat ÇAĞILTAY İstanbul Üniv.
Prof. Dr. Selami GÖZENÇ İst. Aydın Üniv.
Yrd. Doç. Dr.Filiz AKSU İstanbul Üniv.
Prof. Dr. M. Selahattin GÜLTEKİN
Yrd. Doç. Dr.Mehmet Mete Karadağ
İst. Üsküdar Üniv.
İst. Aydın Üniv.
Prof. Dr. H. Hüsnü GÜNDÜZ Yeni Yüzyıl Üniv.
Yrd. Doç. Dr.Zarife KAVLAK Yeni Yüzyıl Üniv.
Prof. Dr. Harun AKSU İstanbul Üniv.
Yrd. Doç. Dr.Erkan İŞGÖREN Marmara Üniv.
Prof. Dr. Kamil BOSTAN İst. Aydın Üniv.
Yrd. Doç. Dr.Selahattin DEMİRCİ İst. Aydın Üniv.
Prof. Dr. Osman UÇAN İst. Aydın Üniv.
Yrd. Doç. Dr. Kenan SİVRİKAYA İst. Aydın Üniv.
Prof. Dr. Nurten GÜNAL Marmara Üniv.
Yrd. Doç. Dr. Ayla ÜNVER ALÇAY İst. Aydın Üniv.
Prof. Dr. Osman Zekai ORHAN Marmara Üniv.
Dr.Lew NERETIN İst. Aydın Üniv.
Prof. Dr. Osman Gürsoy Marmara Üniv.
Dr.Elena DUMITRESCU
Prof. Dr. Hülya YENGİN İst. Aydın Üniv.
Max Planck Institute Bremen - GERMANY
Prof. Dr. Necla ARAN İst. Teknik Üniv.
Dr.Ludmyla VICTOROVNA National Institute for
Prof. Dr. M. Nafiz DURU İst. Aydın Üniv.
Marine Research and Development ROMANIA
Prof. Dr. Yetkin GÜNGÖR Ankara Üniv.
Paola CECCON National Academy of Saences
Prof. Dr. Rahmi KESKİN Ankara Üniv.
UKRAINE
Prof. Dr. Hayati DOĞANAY Atatürk Üniv.
Luis M.S. RUIZ Udine Universty ITALY
Prof. Dr. Özkan ÖZDEN İstanbul Üniv.
Giuseppe ZERBI Udine Universty Telecommun
Prof. Dr. Taçnur BAYGAR Muğla Üniv.
System Ins. Greece
Prof. Dr.Besim AKIN İst. Aydın Üniv.
Doç. Dr.Yaşar ONAY Haliç Üniv.
Doç. Dr.İsmail USTA Marmara Üniv.
Doç. Dr.Cem AYDEMİR Marmara Üni.
Yrd. Doç. Dr.Güven ÖZDEMİR İst. Aydın Üniv.
İçindekiler - Table Of Contents
Dr. Mustafa AYDIN, Başkandan/President
Şanser VURGUN
1
1950 - 1960 Dönemi Seçim Sistemlerinin Meclise yansıması
The electoral systems which reflected to the parliament between 1950 1960 period
Ayhan ÖRENÇ Belediyelerin Eğitim Alanındaki Sosyal Hizmetleri (Şişli Belediyesi Örneği)
Educational Services In Municipalities (Şişli Municipality Example)
15
Prof.Dr. Hüseyin BESİM AKIN - Tayyar KERİM GÜNAY
TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 Müşteri Mennuniyeti Kalite Yönetimi Sisteminin
Uygulanması ve İstatiksel Olarak Değerlendirilmesi
TGS Location Services A.Ş. Implementation of The Quality Manegement System
Iso 10002 And Statistical Evaluation Of Customer Satisfaction
33
Buket KILIÇ - Prof.Dr. Zafer ASLAN
Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL - Prof.Dr. Ali GÜNEŞ
Öğrencilerin Sınav Kaygısını Etkiliyen Faktörlerin Veri Madenciliği ile İredelenmesi
Examination of Students’ Anxiety Levels by Using Data Mining Methodologies
M. Nafiz DURU - Hasan AYDIN
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri
Problems with the university/research libraries And solution propositions
49
69
Önsöz
Dr. Mustafa AYDIN
1
İstanbul Aydın Üniversitesi günümüz toplumunun beklentilerine
karşılık veren, bilgi kullanımına ve teknolojilerine hakim insan gücünü
yetiştirmeyi hedeflemiş, akademik vizyonumuza uygun bilimsel
çalışmalarını süreli yayına dönüştürerek sizlerle buluşturmanın
heyecanını taşımaktadır.
Yirminci Asrın son yılları ve yirmibirinci Asrın başında teknolojide
yakalanan gelişme hızı rahatlıkla hissedilen bir gerçektir. Bu
gelişmelere paralel olarak, çeşitli sektörlere fevkalade büyük
yatırımlar yapılmaktadır. Aralarında uzman olanların, yurt içi ve yurt
dışındaki akademik çevrelerin yapmış oldukları araştırmaları bilim
dünyasına duyurmak ve böylece ülkemiz bilim dünyasına katkıda
bulunma ilkesi yayıncılık amacımızın esasını oluşturmaktadır.
İstanbul Aydın Üniversitesi ülkemizin geleceği olan genç bilim
adamlarının yetişmesinde büyük çaba sarfetmekte, üstün niteliklere
sahip gençlerin ülkemiz, bilim dünyasına kazandırılmasını
hedeflemektedir. İnsan yetiştirmenin vazgeçilmezleri olan eğitimöğretim, araştırma ve yayın olduğuna göre, her birinde üst düzeyde
kaliteyi yakalamak, her bilimsel kuruluşun hedefi ve yarışı olmalıdır.
1
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı
Bu yarışta üniversitemiz ön sıralarda yer almayı ana stratejileri
içinde belirlemiştir. Sadece kendi içinde değil, bilgiyi daha geniş
kitlelerle paylaşmaya da ayrı bir önem vermekte, yayınlar suretiyle
bilgiyi daha geniş kitlelere ulaştırmaya gayret göstermektedir.
Bu amaca yönelik olarak, sekiz yıldır aralıksız olarak yayımlanan
Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Dergisi giderek artan bir yazar
desteği ile yazılarına devam etmektedir. Bu gayrette emeği geçenleri
içtenlikle kutluyorum. Bilgi paylaşımının daha geniş kitlelere
ulaşmasında bilimsel kuruluşlarda çalışanları destek vermeye davet
ediyorum. Bilgi arttıkça kalite yükselir. Kalitenin yükselişi hepimizin
mutluluğu olacaktır.
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin
meclise yansıması
Şanser VURGUN 1
Özet
Seçim sistemi aynı zamanda bir oylama sistemi olup, yapılacak
seçimsel işleme ilişkin kişilerin yada vatandaşların memnuniyetini
gösterir. Seçim sisteminin doğru bir biçimde uygulanması ve
objektifliğin maksimum düzeyde oluşması, toplumun iradesiyle
ortaya çıkan sonucun kitleler tarafından hem hazmedilmesi, hem
de sonucun topluma derinlemesine nüfuz edebilmesi ile ilgilidir.
Bir seçim sistemi ne kadar doğru uygulanırsa kişilerin devlete
olan güveni de o denli artmaktadır. Bu bakımdan uygulanan seçim
sistemlerinin toplumca benimsenebilir bir nitelikte olması ve
güven sağlaması gerekir. Türkiye seçim sistemlerinin değiştirildiği,
uygulamaların belirli dönemlerde değiştiği ülkelerden biridir. Seçim
sistemlerinin değişiminde gerek sistemsel farklılıklar, gerekse
yaşanan siyasi yapının bu konuda etkili olduğu bilinmektedir. Çükü
seçim sistemleri, ülkedeki siyasi yapının ve özgürlükler rejiminin
dönemsel de olsa yönetime ilişkin bir geri dönüşüdür ve onlardan
farklı düşünülemez. Bu makalede; 1950-1960 döneminde yaşanan
seçim sistemlerinin ortaya çıkışı, sonrası ve dönemin genel yapısına
ilişkin bilgiler verilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Seçim, Seçim Sistemi, Türkiye.
1
Öğretim Görevlisi, Adnan Menderes Üniversitesi, Atça Meslek Yüksekokulu, [email protected]
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1-14)
1
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması
The electoral systems which reflected to the parliament
between 1950 1960 period
ABSTRACT
The electoral system is a voting system at the same time. It shows
individual or citizen satisfactions about the electoral process.
Implementation of the electoral system correctly and objectivity
to occur at the maximum level, the results indicated the will of
society and to be digested by the masses, as well as the community
is related to the depth penetration. If an electoral system is properly
implemented by the government, the confidence of the people will
increase at the same level. In this respect, the electoral system may
be adopted by the community and is a qualified trust must provide.
Turkey is a country in which Electoral system is changed during
a certain period. Systematic differences and the political structure
causes the electoral system changing. Because the electoral system
can’t be different the country political structure and the feedback
of the freedom ideas. In this article; the emergence of the electoral
system that occurred in 1950-1960, and the period after the general
information on the structure will be studied.
Keywords: Electoral, Electoral System, Turkey.
GİRİŞ
1950-1960 dönemi; siyasal açıdan ülkemizde önemli değişikliklerin
yaşandığı, çeşitli kavramsal sonuçların tartışıldığı, seçim sistemleri
açısından hep daha “optimum” un arandığı bir dönem olmuştur.
Özellikle 27 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) iktidarının son
bulması, Demokrat Parti’nin kurulması ve yükselişi, 14 Mayıs
1950 seçimlerinde seçmenlerin oylarının yarısından fazlasını alarak
iktidara gelişi her zaman çok fazla irdelenmiş, Demokrat Partinin 10
yıllık iktidar süreci gerek seçim sistemleri, gerekse takındığı politik
tutum açısından her zaman merak kaynağı olmuştur.
2
Şanser VURGUN
Ele aldığımız konu açısından öncelikle: 1950 yılı ve öncesindeki
dönem; 1950-1960 Demokrat Parti iktidarına zemin hazırlamış
olduğundan, gelişen olaylar ve yaşanan siyasi durumların neticeleri
açısından belirtilmiş, 1950-1960 arasındaki dönem; esas gelişmelere
açık olan dönem olduğundan irdelenmiş ve sonrasında 27 mayıs
1960 ihtilali’nden sonraki dönemde seçim sisteminde yapılan
değişiklikler tartışılmış, yaşanan gelişmelerin meclise yansıması
üzerinde durulmuş ve Demokrat Parti iktidarının son bulmasına
kadar olan süreç ve 1961 yılı seçimlerine kadar olan dönem
anlatılmaya çalışılmıştır.
1950 yılı öncesi dönem
1946 yılı seçimleri öncesinde 18 Temmuz 1945 tarihinde Cumhuriyet
Halk Partisi(CHP)’den ayrılan bir grup vekil Türkiye Kalkınma
Partisini kurmuştu. 7 Ocak 1946 yılında ise üçüncü parti olarak
Demokrat Parti(DP) kurularak Türkiye hayatında üçüncü kez çok
partili hayata geçmeyi denemiştir.
Bu dönemde DP yöneticileri, iktidarı elinde tutan CHP den bir dizi
değişiklik yapılmasını istemiş ve eğer istedikleri yapılmazsa seçime
girmeyeceklerini söylemişlerdir. DP nin değişmesini istediği noktalar
özellikle; seçimlerin tek dereceli olması, nıspi temsil sisteminin
benimsenmesi ve seçimlerinin yürütmenin denetimi yerine yargı
denetiminde olması olmuştur.
5 Haziran 1945’de çıkarılan 4918 s. Milletvekili Seçimi Kanunu
ile, 4320 sayılı Mebus Seçimi Kanunu yürürlükten kaldırılmış ve
bunun bir sonucu olarak da ilk kez demokratik anlamda seçim
niteliğine sahip bir seçim yasası oluşturulmuştur. Bu yasanın temel
değişiklikleri;
• Seçimler iki dereceli olmaktan çıkarılması
• Aday olmak için parti listesinde bulunma zorunluluğu ortadan
kaldırılması
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14)
3
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması
Olmuştur. Bu farklılıklar haricinde ortaya çıkan 4918 s. Yasa, 4320
s. Yasa ile büyük oranda benzeşmektedir. Pozitif yönlerine rağmen
ortaya konan yasanın 2 negatif yönü bulunuyordu. Bunlar;
• Seçimlerde gizliliğin sağlanamaması
• Seçimlerin yargı denetimi yerine yürütmenin denetiminde
Bulundurulması idi. 21 Temmuz 1946 seçimlerinde muhalefet
partilerinin yeterince örgütlememesinin de vermiş olduğu etki ile
CHP iktidar partisi olarak seçimden galip olarak çıkmıştır. Seçim
sonrasında yapılan itirazlar ve eleştiriler ışığında özellikle DP
tarafından seçim sonuçlarına itiraz edilmiştir.2 Ayrıca yapılan
itirazlardan kendi lehine her hangi bir sonuç alamadığından dolayı
1946 seçim sonuçlarına ve uygulanan yasanın antidemokratikliğine
karşı protestosunu, 1950 seçimlerine kadarki hiçbir mahalli ve ara
seçime katılmayarak göstermiştir.
1950 dönemi, seçim sistemi ve özellikleri
1950 dönemi öncesinde yapılan seçimler ve gelişmeler ışığında
söylenebilir ki: dönemin hemen öncesinde tartışılan en önemli
konu ve husus; seçimlerin güvenilirliği olmuştur. Özellikle önceki
dönemde seçimlerde uygulanan gizli sayım ve değerlendirme
esasları oldukça tartışılmış ve güvenilirliği derinden sarsmıştır. Bu
durumun bir sonucu olarak hükümetçe; muhalefet ve kamuoyundan
gelen tepkiler neticesinde 16 Şubat 1950 tarihinde yeni bir seçim
yasası olan 5545 Sayılı Milletvekili Seçim Kanunu çıkarılmıştır.
Bu yasaya göre; milletvekili seçimleri tek dereceli, çoğunluk
yöntemine göre genel, eşit, gizli oyla yapılır. Oylar serbest ve
kişiseldir. Oyların sayım ve dökümü açıktır. Bu kanunun en önemli
niteliği ise; seçimin yargı denetimi ve gözetimi altında yapılması
ile seçim anlaşmazlıklarının özel yargı mercilerince giderilecek
olmasıdır.
Cem EROĞUL, Çok Partili Düzenin Kuruluşu: 1945-71, Geçiş Sürecinde Türkiye, Belge Yayınları,
Oxford University Press, 1987. S.116
2
4
Şanser VURGUN
Yeni kanunda muhalefetin isteği üzerine seçim denetimi yargı
organlarına bırakılırken, yine muhalefetin isteği olan nısbi temsile
yer verilmemiştir. Yapılan bu köklü değişiklikler neticesinde 1950
yılında yapılan seçime %89,8 gibi bir oranda katılım sağlanmış ve
DP oyların büyük bir çoğunluğunu alarak 27 yıllık CHP iktidarına
son vermiştir.
Bu dönemde yapılan diğer seçim koşullarına baktığımızda her birinin
bir öncekinden daha gelişmeye dönük olduğunu görebilmekteyiz.
1960 dönemi, sonrası ve özellikleri
27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen askeri darbe sonrasında fesholan
parlamentonun yerini Milli Birlik Komitesi devralmıştı. Komitenin
ilk adımı; yeni bir anayasa ile seçim kanunu hazırlayıp en kısa sürede
seçim yapılmasını sağlamak olmuştur.3 Bu bağlamda oluşturulan
komisyon ilk olarak 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde uygulanan
sistemin aksaklıkları konusunda bir rapor hazırlamış, dolayısıyla da
seçim sisteminin değiştirilmesi yönünde bir görüş bildirmiştir. Bu
konudaki görüşünü: “… adalet ve hakkaniyete uygun düşen, vatandaş
oyuna değer veren ve bütün düşüncelerin mecliste temsiline olanak
veren ve iktidarların parlamentoda denetlenmesini kolaylaştıran nısbi
temsil sisteminin yasada yer alması kararlaştırılmıştır.”4 şeklinde
açıklamıştır. Nispi temsil veya oransal temsil sistemi de denilen bu
sistemin esas özelliği; seçimlerde oyların çoğunluğuna sahip olan
parti dışındaki partilerin de kuvvetleri oranında üye seçmelerini
sağlayan seçim biçimi olmasından ileri gelmektedir.
Yapılan çalışmaları sonrasında seçim sistemi ile ilgili olarak kurucu
meclis tarafından 3 adet seçim kanunu kabul edilmiştir. Bunlar;
• 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri
ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun
• 24 Mayıs 1961 tarih ve 304 sayılı Cumhuriyet Senatosu Üyeleri
Seçimi Kanunu
Bilgi TBMM Enformasyon Merkezi Dergisi, Dünyada ve Türkiye.de Seçim Sistemleri, TBMM
Basımevi, Ankara, 1994, s. 23
4
A.g.e., s. 23
3
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14)
5
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması
• 25 Mayıs 1961 tarih ve 306 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu
‘dur.
Dönemin ilk seçim yasası olan 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun;
tüm seçimler ile ilgili genel kuralları saptamaktadır. Bu kanuna göre
seçimler; serbest, eşit, tek dereceli genel oy esaslarına göre yapılır.
Seçmen oyunu kendisi kullanır, oylar gizli verilir, oyların sayımı,
dökümü ve tutanaklara bağlanması ise açık bir biçimde yerine
getirilir.
İkinci seçim yasası olan 24 Mayıs 1961 tarih ve 304 sayılı Cumhuriyet
Senatosu Üyeleri Seçimi Kanunu’na göre ise; parlamentonun iki
meclisten kurulu olması, her iki meclis için de ayrı ayrı uygulanacak
bir seçim sistemi tartışmasını beraberinde getirmiştir.5 Bu yasa
ile seçim yoluyla seçilecek 150 senato üyesi için; her bir seçim
çevresinden çıkarılacak üyelerin azlığı dikkate alınarak çoğunluk
sistemi öngörülmüştür.
Üçüncü seçim yasası olan 25 Mayıs 1961 tarih ve 306 sayılı
Milletvekili Seçim Kanunu’nun getirdiği en büyük yenilik ise; ilk
kez seçimlerde nısbi temsil sistemi içeren yasa olmasıdır. Yasada: “
Milletvekilliği seçimi tek derecelidir, seçim nısbi temsil yöntemine
göre, genel, eşit, gizli oyla bütün yurtta aynı günde yapılır”
denmektedir.6
Uygulanan seçim sistemi sonrasında DP’nin iktidarı sona ermiş, CHP
173 milletvekilliği ile iktidar partisi olurken çoğunluk sistemine göre
yapılan senato seçimlerinde ise sadece 36 senatör ile 71 senatörlük
kazanan DP’nin gerisinde kalarak seçimlerin galibi olmuştur.
Erdoğan TEZİÇ, Seçim Sistemleri, İstanbul, 1967, s. 62
Mehmet Ali YALÇIN, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunları, Vatan Gazetecilik ve
Matbaacılık, İstanbul, 1965, s. 122
5
6
6
Şanser VURGUN
Seçim Sistemlerinin Meclise Yansıması
1950 dönemi öncesinde; özellikle 1946 seçimini baz alarak seçim
sistemine baktığımızda; uygulanan sistemin liste usulü basit
çoğunluk sistemi olduğunu görüyoruz. Bu sistem dahilinde yapılan
seçimlerde; iktidar partisinin rakibi olarak henüz örgütlenmesini
tamamlayamamış iki yeni partinin bulunduğunu görüyoruz. Bu
duruma açık oylama, gizli sayım ve değerlendirme koşullarını da
eklediğimizde durumun vahametinin ne denli yanlı olduğu açıkça
ortadadır. Çünkü değerlendirme şekline bakıldığında tabiri caizde son
sözün iktidar kanadında olduğunu söylemek hiç de zor olmamakla
birlikte maruz kalınan durum tamamen seçim güvenliğinin dışında bir
durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla yapılan seçimlere
karşı olası bir müdahalenin uygulanabilirliğinin olma ihtimalinin
dahi demokrasi kavramına yeterince halel getirecek düzeyde olduğu
aşikardır. Keza yapılan seçim sonrasında bu durumun farkında olan
DP kanadı söz konusu hususta olabilecekleri görmüş ve bu durumu
lehine çevirerek çok partili hayata sekme vurulmasını dahi göz ardı
etmeyerek 1950 yılına dek yapılan seçimlere iştirak etmeyerek
durumdan nemalanmayı bilebilmiştir.
Yukarıda da değindiğimiz gibi DP 1950 seçimlerine kadar hiçbir
seçime girmeme kararı almıştır. Ve akabinde yapılan 5545 sayılı
Milletvekili Seçim Kanunu ile birlikte ortaya konan değişiklikler
ile birlikte; seçimlerin yargı organlarının denetiminde olması,
seçim uyuşmazlıklarının özel yargı mercilerine bırakılması gibi
yenilikler hayatımıza girmiştir. Yenilikler bağlamında nısbi temsil
ilkesi de tartışılmış olmakla beraber bu duruma yer verilmemiştir.
Böylece hayatımızda bir ilk olarak tek turlu basit çoğunluk ve yargı
denetiminde yapılan bir seçim ile karşılaşmış olmuşuzdur.
1950 seçimlerinde; hükümeti oyların çoğunluğuna sahip olan DP
kurmuştur. Çoğunluk sistemi her seçim bölgesinden en yüksek oyu
alan partiye tüm temsilcilikleri verdiğinden dolayı aşırı bir aşkın
temsil olanağına kavuşan DP, 420 milletvekilliği kazanarak iktidar
olurken CHP ise yüzde 40 a yakın bir oy almasına rağmen bu oranın
çok altında bir oranda milletvekilliğine sahip olabilmiştir.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14)
7
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması
Tablo 1. 1950 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 7
Bu dönemde tartışılan en önemli konu; 1950 seçimlerinden önce
iktidarda kalacağını tahmin eden ve muhalefetin nısbi temsil sistemi
istemini reddeden CHP’nin, yapılan seçim sonucunda parlamentoda
yüzde 13 oranında temsilinin akabinde yapılan seçimin adil
olmadığını, haklı bir temsil bulunmadığını ve iş bu sebepten dolayı
da nısbi temsil sisteminin kabul edilmesini istemesi olmuştur. 1950
den önce iktidar partisine nısbi temsil sistemi için baskı yapan DP ise
bir daha bu sistemin adını dahi anmamıştır.
1954 seçimlerinde; başlayan Kore Savaşı, Türkiye’nin Nato’ya
girme girişimleri ve savaş nedeniyle tarım ürünlerinin değerinin
artması ile birlikte oluşan demokratik ortam DP ye verilen değeri
arttırmıştır.8 Bir önceki seçimlerle aynı özelliklerde yani Liste Usulü
Basit Çoğunluk Sistemi’ne dayanarak yapılan seçimler sonucunda
da DP yine büyük bir çoğunlukla iktidarda kalmayı başarabilmiştir.
Tablo 2. 1954 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 9
Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, TESAV Yayınları,
Yayın No.: 6, Ankara, 1995, s. 62
8
Erdinç TOKGÖZ, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Yayınları, No: 16, Ankara, 1995, s. 79
9
Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, a.g.e., s. 62
7
8
Şanser VURGUN
5545 sayılı kanun’a göre milletvekili sayısı nüfusa bağlı olarak
arttığından dolayı bazı illerdeki ve buna bağlı olarak da toplamdaki
vekil sayısı artmış olmaktadır. 1950 yılında 487 olan milletvekili
sayısı bu bağlamda 1954 yılında 542 olmuştur. Seçime katılım oranı
%88,6 olmasına rağmen seçim sonuçlarına göre; muhalefetin oyların
%42,4 üne sahip olmasına rağmen meclisteki sandalyelerin sadece
%6,72’sine sahip olabilmesi buna karşın olarak da iktidar partisinin
oylarının %57,6’sını alarak meclisteki sandalye sayısının %93,2
sini kazanması seçim sistemindeki adaletsizliğe açık örnek olarak
gösterilebilmektedir.
1957 seçimlerinde; DP içinde başlayan muhalefet ve fikir ayrılığı,
DP’den ayrılan kimi vekil ve görevlilerin Hürriyetçi Parti’yi
kurmasıyla sonuçlanmıştır. Seçimler öncesinde CHP, CMP ve HP
seçim öncesinde güç birliği yapmış, buna karşın ise DP iktidarı
yapılan bu işbirliğini engellemek için birçok antidemokratik
yönteme başvurmuştur. Muhtemel oy kaybını engellemek için
yapılan bu tutumlar ve seçim sisteminin DP ye sunduğu tek parti
diktatörlüğü 27 mayıs darbesine davetiye çıkarmıştır. Yapılan
seçimler göstermektedir ki; katılım ortanı %76,6 olan bu seçim yine
DP lehinedir. Fakat takınılan tutumlardan dolayı DP’nin oylarında
azalma ve buna karşın CHP’nin oylarında ise artış olmuştur.
Tablo 3. 1957 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 10
10
Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, a.g.e., s. 63
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14)
9
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması
Tokgöz’e göre; “Ak Devrim” yaparak iktidara gelen DP on yıl sonra
27 mayıs 1960 da silahlı kuvvetlerin müdahalesi ile iktidardan
uzaklaştırılmış oldu.11
Tablo 4. 1950-1954 ve 1957 milletvekili genel seçim sonuçlarının d’hont
sistemine göre değerlendirilmesi 12
Yukarıdaki sonuçlardan da görüleceği üzere çoğunluk sistemine göre
değerlendirildiğinde DP’nin toplum içerisinde sahip olduğundan
sistemsel olarak daha fazla bir oranda temsil edilmesi ve sonuçlarının
vahameti sistemdeki adaletsizliğin biçimi ortadadır.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra parlamentonun görevlerini
bir süre için devralan milli birlik komitesi ilk adım olarak seçim
kanunu hazırlamış ve bu bağlamda da daha adil ve gerçekçi bir
sistem oluşturmak için özellikle 1950 ve öncesindeki seçimleri
incelemiş, ortaya çıkan sonuçlar dahilinde de nısbi temsil sisteminin
uygulanması yönünde bir görüş birliğine varmıştır. Fakat burada
Erdinç TOKGÖZ, a.g.e., s. 91
Murat GÜVENİR, “Seçim Sistemleri ve Ülkemizdeki Uygulama”,Ankara Ün. Siyasal Bilgiler
Fakültesi Dergisi, Cilt: 37, Sayı: 1
11
12
10
Şanser VURGUN
da temel sorun nısbi temsil sisteminde partilerin elde edecekleri
millet vekili sayılarının hangi yöntemle hesaplanacağı olmuştur. Bu
konu da da daha çok büyük partilerin yararına olacak olan d’Hont
yönteminin uygulanması yönünde karar alınmıştır.
Yapılan yasada klasik d’hont usulünün yanı sıra baraj(kota)
sınırlaması da getirilmiştir. Ancak bu durum küçük partilerin
parlamentodaki az da olsa muhtemel olan temsil kabiliyetinin daha
fazla azalmasına sebep olmuştur. Teziç ‘ göre; “yarı çoğunluk”
sistemi şeklinde nitelendirmenin daha uygun olacağı13 bu durum
aslen d’Hont gibi nısbi bir sistemin, nısbilik ölçüsünü ne yazık ki
yitirmesini sağlamıştır. Aşağıdaki tabloda barajlı d’Hont nısbi temsil
sistemine göre 1961 seçim sonuçları belirtilmiştir.
Tablo 5. 1961 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 14
*DP 27 mayıs 1960 ihtilali sonucunda kapatılmış olup, aynı parti
mensuplarınca AP kurulmuştur.
Seçimler sonucunda hiçbir parti tek başına hükümet kurabilecek
kadar oy alamadığından dolayı CHP-AP koalisyon hükümeti
kurulmuştur. Ancak bu koalisyon çok da uzun ömürlü olmayınca
3 kez daha farklı partilerden ve bağımsızlardan oluşan koalisyon
hükümetleri kurulmuş olup, güvenoyu alarak kısa süreli de olsa
görev yapmışlardır.
13
14
Erdoğan TEZİÇ, Seçim Sistemleri, a.g.e., s. 67
Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, a.g.e., s. 63
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 11
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması
Sonuç
Genel bir değerlendirme yaparsak; 1950, 1954 ve 1957 yıllarında
yapılan seçimlerde uygulanan liste usulü çoğunluk sistemi oy
oranı, meclisteki sandalye sayısı arasındaki fark ve milletvekili
başına düşen oy sayısı kriterleri bakımından incelendiğinde genel
olarak yönetilebilirlik(istikrar) anlayışının bu sistemde öne çıktığını
görüyoruz. Daha önceden de belirttiğim gibi bu seçim sisteminin
özellikleri irdelendiğinde son sözün adeta iktidarda olması; hem
sisteme duyulan güven, hem sonuçlar, hem de sonuçlara etki
edilebilmesi açısından nısbi seçim sistemine göre büyük farklılıkların
ortaya çıkmasını engelleyememiştir. Ayrıca partiler arasındaki bir
milletvekili farkının ortaya çıkmasının dahi ne denli büyük bir oy
oranına denk geldiğinin istatistiği de durumun vahametini büyük
bir biçimde ortaya çıkarmaktadır. Hele ki asıl paradoks; kuvvetle
muhtemel, 1950 seçimlerinden önce CHP nin iktidarda kalacağını
düşünerek nısbi temsil sistemini reddetmesi ve fakat sonrasında
iktidarı kaybetmesi sonucunda bu reddetmiş olduğu bu sistemi
överek iktidar partisi diktatörlüğünü eleştirmiş olmasıdır.
Şahsi olarak değerlendirmem gerekirse de kanımca demokrasinin
gelişmesi açısından dönemsel açıdan uygulanabilecek en iyi sistem
Nısbi Temsil Sistemidir. Bu sistemde partiler kendi oyları oranları
kadar milletvekili çıkarırlar. Nispi temsil sistemi, seçmenlerin
parlamentoda düşüncelerine daha uygun bir biçimde temsil
edilmelerini sağlamaktadır. Çünkü bu sistemle birlikte değişik fikir ve
siyasi görüşler parlamentoya girer. Azınlıkların veya farklı düşünce
taraftarlarının, meclislerde temsili ancak bu sistemle mümkün olur.15
Ve bu sistemle birlikte ülkedeki demokrasi desteklenmiş olmakla
beraber, ülkedeki parti sayısı da çoğalır. Dolayısıyla farklı görüşlerin
desteklenmesi de pek tabii değişik düşünceleri, fikir zenginliğini
ortaya çıkarır. Bu durum aslen insanın doğasında bulunan fakat
sistemlerce örtbas edilen bir durumdur. Aristoteles’e göre insan
“zoon politikon” bir varlıktır ve dolayısıyla içinde yaşadığı toplumun
bir ürünüdür.16 İş bu sebeptendir ki; insan ancak siyasal karar alma
15
16
http://tr.wikipedia.org/wiki/Nispi_temsil_sistemi
Murat ÖZGEN, Gazetecinin Etik Kimliği, Set-systems, 2006, İstanbul, s.35
12
Şanser VURGUN
mekanizmasına katılması ile toplumsallaşabilecektir.
Sonuç olarak belirtmeliyim ki; her iki dönemin ortak paydasını
oluşturan en önemli nokta ise çözülüm ve değerlendirmelerin
o dönemin içinde bulunduğu toplumsal ve siyasal olaylarının
da dikkate alınarak yapılması gerektiğidir. Ben de bu yazımda
1950-1960 yıllarındaki seçim sistemlerinin meclise yansımasını
irdelemeye çalıştım.
KAYNAKÇA
[1] Eroğul, Cem (1987), Çok Partili Düzenin Kuruluşu: 1945-
71, Geçiş Sürecinde Türkiye, Belge Yayınları, Oxford University Press
[2] Güvenir, Murat, “Seçim Sistemleri ve Ülkemizdeki Uygulama”, Ankara Ün. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 37, Sayı: 1
[3] Kapani, Münci, (1988), Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, Dördüncü Basım, Ankara
[4] Tbmm, (1982) Seçim, Seçim Sistemleri ve Türkiye’deki Uygulamalar, TBMM Basımevi,Ankara
[5] Özgen, Murat, (2006), Gazetecinin Etik Kimliği, Set-
systems , İstanbul, s.35
[6] Özgül, Bülent, (2002), “Seçim ve Seçim Sistemleri, Türkiye’deki Seçim Sistemi Uygulamaları ve Bir Model Önerisi”, Yüksek Lisans Tezi, Isparta
[7] Teziç, Erdoğan,(1967), Seçim Sistemleri, İstanbul
[8] Tokgöz, Erdinç, (1995) Türkiye.nin İktisadi Gelişme Tarihi, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayınları, No: 16, Ankara
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 13
[9] Türk, Hikmet Sami, (1979), “Nasıl Bir Seçim Sistemi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 36 (1-4)
[10] Yalçın, Mehmet Ali, (1965), Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunları, Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık, İstanbul
[11] Nısbi Temsil Sistemi, Kavram Anlatım http://tr.wikipedia.
org/wiki/Nispi_temsil_sistemi, html, (18/01/2014)
14
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal
hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
Ayhan ÖRENÇ 1
Özet
ÖRENÇ Ayhan, Belediyelerde Eğitim Hizmetleri (Şişli Belediyesi
Örneği), Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2014
Türkiye’de sosyal politikaların uygulanmasında yetkili kamu birimi,
merkezi yönetim olmakla beraber son yıllarda yerel yönetimler ve
özellikle belediyeler halka yönelik sosyal politika ve hizmetlerini
geliştirme ihtiyacı duymaktadır. Günümüzde merkezi devletin
yerel düzeydeki sosyal politikaları, yerel yönetimlerin dolaylı
ya da dolaysız desteği ile başarılı olabilmektedir. Aslında yerel
yönetimlerin, halkın sosyal gereksinimlerini yerinde ve doğru olarak
belirlemede ve bu gereksinimleri doğrudan karşılamada merkezi
yönetimlere göre daha avantajlı bir konumda oldukları söylenebilir.
Kâr amacından çok bölge halkına hizmet veren kuruluşlar olan
belediyeler, her geçen gün halkın yeni istek ve gereksinimlerinin
ortaya çıkmasıyla verdikleri hizmetleri yenilemekte ve
geliştirmektedirler. Hızlı gelişmeye ayak uyduran belediyeler,
kanunların verdiği yetkiler ve görevler çerçevesinde birçok hizmeti
halka sunarlar. Belediyelerin sundukları hizmetler arasında eğitime
yönelik çalışmalar da bulunmaktadır. Bu tez çalışmasında da Şişli
Belediyesi örneğinde Türkiye’de uygulanan sosyal politikalar
kapsamında belediyelerin eğitim hizmetleri işlenecektir.
1
Ayhan ÖRENÇ, ayhanorenç@gmail.com, Tel: (0507) 231 96 69.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15-32)
15
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
Anahtar kelimeler: Sosyal politika, Yerel yönetimler, Belediye, Şişli
Belediyesi, Eğitim.
Abstract
ÖRENÇ Ayhan, Educational Services In Municipalities (Şişli
Municipality Example), Master thesis, İstanbul, 2014.
In Turkey application of social policies had been made by state agencies
however through the recent years especially local administrations
feel the need to develop and actively apply social policies concerning
public needs. Nowadays state government’s tools for successfully
applying social policies can be defined as local administrations.
Especially it can be assumed that local administrations have more
opportunities in determining and fulfilling public’s needs compared
to government agencies.
Municipals, being a non-profit government agency, renew and
upgrades public’s current needs and desires. Keeping up with the
newest developments municipals present public with services that
are legislated with law. Among these services education stand as one
of the most important. Present study investigates the educational
aspect of social policies through Şişli municipal example..
Keywords: Social policy, Local governments, Municipality,
Şişlimunicipalit, Education
KISALTMALAR
DPT m s S T TODAİE E Çev 16
Devlet Planlama Teşkilatı
Madde
Sayfa
Sayı
Tarih
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
Esas
Çeviren
Ayhan ÖRENÇ
Giriş
Gelişmiş ülkelerde belediyeler, geçen yüzyılın başından başlayan
kentsel hizmetlerin yanında sosyal politika hizmetlerinin
sunulmasında sorumluluklar üstlenmeye başlamıştır. Türkiye
de sosyal belediyecilik anlayışı 1970 yılında başlamış ve hayata
geçmiştir. Ancak belediyeler o yıllarda idari ve mali açından güçlü
olamadığından sosyal politika süreci 1990 yılların başına kadar etkili
olamamıştır.
Türkiye de ilk belediye teşkilatının temelleri 1854 yılında Osmanlı
devleti zamanında atılmıştır. Türkiye cumhuriyeti ise ilk resmi adımı
1580 sayılı belediye kanunu ile 1930 yılında atmıştır. Bu kanunda
sosyal politika anlayışı yer almaktadır. Fakat bazı nedenlerle bu tür
sosyal politikalar uygulanamamıştır. 1580 sayılı kanunda çeşitli
değişikliklerle 75 yıl yürürlükte kalmıştır. 2005 yılında 5393 sayılı
yeni kanun ilgili kanunun yerini almıştır. 5393 sayılı belediye
kanunu ile daha çağdaş, demokratik, katılımcı ve sosyal olmayı
amaçlamasından dolayı kentlerin sosyal kalkınmasına yönelik
düzenlemeleri bulunmaktadır. Kanun ile engelli, yaşlı, çocuk, kadın,
yoksul ve yardıma muhtaç olan yöre halklarının korunmasında
ilgili kanuna tabi belediyelere önemli sorumluluklar yüklenmiştir.
Daha önceleri yerel gereksinimlerin sağlanmasında yeterli görünen
küçük yerel yönetim birimleri; teknik bilgi, eksik personel ve mali
yetersizlikler gibi nedenlerle yöre halklarının tüm isteklerini yerine
getiremez konuma gelmişlerdir. Ekonomik düzeydeki gelişme ile
insanların bir bölümü temel gereksinimlerini sağlama kaygısından
kurtulma, ilgi alanlarını kültür, sosyal güvenlik, eğlence gibi daha
yüksek gereksinmelere yöneltme eğilimine girmişlerdir. Bu da
kültür sarayları, festivaller, kütüphane, spor ve eğlence siteleri
gibi alanlardaki yerel hizmetlerin daha fazla sağlanmasını gerekli
kılmıştır. Sosyal hizmetler kapsamında belediyecilik hizmetlerinde
sosyallik özellikleri kazandırma, sosyal denetim ve iyileştirme,
pedagojik ve kültürel hizmetler, sosyal danışmanlık ve rehberlik
gibi etkinlikler bulunmaktadır. Eyleme geçirmek, rehberlik etmek,
toplumsal kesimlere ilişkin olarak danışmanlık hizmeti vermek,
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 17
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
belirli günlerde ve olaylarda yönlendirmek, halka sorunlarını nasıl
ve hangi kurum ve kuruluşlarla çözebilecekleri konusunda yardımcı
olmak, belediyelerin genel sosyal hizmet etkinlikleri olmaktadır.
Endüstrileşmenin hız kazandırdığı kentleşme olgusu, yerel
yönetimleri de sosyal politika alanında daha işlevsel bir konuma
getirmiştir. Sanayi devrimi öncesinde gönüllü kuruluşlar, dini örgütler
ve hayırseverler tarafından karşılanmaya çalışılan gıda, barınma,
sağlık, eğitim gibi ihtiyaçlar kentlerdeki hızlı nüfus artışı ve büyüme
sonucu geleneksel kurumların başedemeyeceği boyutlara ulaşmıştır.
Bu bağlamda yerel yönetim kuruluşları sundukları temel hizmetlerin
yanı sıra sosyal politika kapsamında işlevleri de üstlenmek
durumunda kalmışlardır. Alışılagelmiş ve klâsik hizmetlere ek olarak
eğitim, kültür, toplum sağlığı, belde halkının korunması, çevrenin
koruması, sosyal konut politikası ve benzeri sosyal hizmetlerin yerel
yönetimlerce sağlanması yöre halkı tarafından beklenir duruma
gelmiştir. Dolayısıyla kentsel yönetimlerin her geçen gün hizmet
sorumluluk alanı genişlemiştir. Bu genişleme eğilimi günümüzde de
devam etmektedir.
Yerel yönetimler yöre halkının sosyal ihtiyaçlarını belirlemede ve
bu ihtiyaçları karşılamada merkezi yönetime göre daha elverişli
bir konumdadırlar. Bunun birlikte, sosyal politika alanında ise
merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin hedefleri çoğu kez birbirine
benzer olmakta ancak merkezi yönetim sosyal politikaların kamu
çerçevesini belirlemektedir.
Kentleşme sürecinin hız kazanması neticesinde ülke nüfusunun
nerede ise tüme yakının kentsel mekânlarda yerleşmiş olması ve
bu nedenle kentsel hizmetlerin hem nitelik hem nicelik yönünden
artmış olduğu söylenebilir. Buradan hareketle bu çalışmada kent
yönetimi denilince akla ilk gelen idari birim olarak belediyeler ele
alınmıştır. Ayrıca çalışmanın kapsamında belediyelerin sunduğu
eğitime yönelik sosyal hizmetler incelenmiştir. Belediyelerin sosyal
politika işlevlerine yönelik söz konusu inceleme Şişli Belediyesinin
sunduğu eğitim hizmetleri örneğinde somutlaştırılmıştır.
18
Ayhan ÖRENÇ
Üç başlık altında yapılan çalışmanın ilk kısmında, sosyal politikanın
kavram çerçevesi irdelenmiştir. Burada sırası ile sosyal politikanın
tanımı ve genel özellikleri, sosyal hizmet ve sosyal yardım olguları
ile sosyal politikaların oluşturulması ve yürütülmesi alanında
sorumlu olan kurum ve kuruluşlar yer verilmiştir.
İkinci kısmında ise ilk olarak yerel yönetimler konusu ele alınmıştır.
Bu kapsamda yerinden yönetim ilkesi ile hizmette yerellik
(subsidiarite) açıklanmış, yerel yönetimlerin tanımı yapılmış, yerel
yönetimlerin önemi ve dayandığı değerler anlatılmıştır. Bu konuda
daha sonra bir yerel yönetim birimi olarak Türkiye’de belediyeler,
sırası ile görev ve yetkileri, organları, mali yapısı hususlarında
ele alınmıştır. Bu kısımda son olarak belediyelerin sosyal politika
uygulamalarından hareketle Türkiye’de sosyal belediyecilik
olgusu açıklanmıştır. Ayrıca, bir sosyal politika uygulaması olarak
belediyelerin eğitim hizmetleri ve bu hizmetlerin türleri ayrıntılı
olarak incelenmiştir.
Çalışmanın üçüncü ve son bölümü belediyelerde eğitim hizmetlerinin
şişli belediyesi örneğinde incelenmesi şeklinde tanımlanmıştır.
Burada şişli ilçesi ve belediyesi hakkında genel bilgiler aktarıldıktan
sonra belediyenin sunduğu sosyal hizmet ve yardımlar ile eğitim
alnındaki sosyal politika uygulamaları ve projelerine yer verilmiştir.
Deney Çalışmaları
Sosyal politikanın türleri
Temelinde insanı odak noktası olarak ele alan bir olan sosyal politika
kavramı, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar şeklinde çeşitlendirilir.
Sosyal politikaların önemli alanlarından biride sosyal yardımlardır.
Sosyal yardımlar
Sosyal yardım, temel ihtiyaçlarını sağlayabilme imkânlarından
yoksun olan bireylere yönelik bir sosyal güvenlik yöntemi ve
sosyal hizmet alanıdır. Sosyal yardımlar, yoksunluğun derecesine
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 19
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
göre ihtiyaç sahiplerine karşılıksız olarak verilen ve yoksullukla
mücadeleyi hedef alan yardımlar biçiminde tanımlanabilir.
Sosyal hizmetler
Sosyal hizmetler herhangi bir nedenle sosyal ve ekonomik
yoksunluklar içinde olan kişilere ve ailelere yararlı olmayı, psikolojik
ya da sosyal açıdan destek olmayı, insan onuruna uygun yaşam
düzeyinin gerçekleşmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
(Seyyar, 2005), Gelişmiş ülkelerde temelde muhtaç insanları,
aileleri ve toplulukları işlevsel hale getirmeyi, toplumsal değişme ve
gelişmeyi hızlandıracak çalışmaları başlatıp yürütmeyi hedefleyen
sosyal hizmetler, bu anlamda hizmet ve yardım programlarını
kapsamaktadır. Aileler, çocuklar, gençler, yaşlılar, özürlüler, zor
şartlardaki kadınlar, tıbbi ve ruhi yönden yardıma muhtaç hastalar,
alkol ve uyuşturucu madde bağımlıları, suçlular, afetzedeler,
yoksullar gibi birey ve gruplar sosyal hizmetlerin hedef kitlesinde
yer almaktadır. (DPT, 2001).
Sosyal politikanın sağlanmasında görev alan kurumlar ve
fonksiyonları
Devletin kurum ve kuruluşları, sosyal politikaların yürütülmesinde
ilk dereceden sorumlu en etkili örgütlerdir. İlk dönemlerdeki sosyal
sorunların çözülmesi ve muhtaç kişilerin bu gereksinimlerinin
karşılanmasında, karşılıklı yardım ilkesi gerçerli idi. Bu anlamda
aileler, dini kurumlar ve hayır kurumları etkili olmaktaydı.
Ekonomik ve sosyal gelişmelerle, toplumsal sorunlar ve sosyal
refah hizmetlerine ilişkin beklentilerin artması ve çeşitlilik
kazanması, devletin geleneksel (önleyici) fonksiyonlarının yanına
pozitif fonksiyonların (bunlar arasında en önemlisi sosyal devlet
anlayışıdır) eklenmesine yol açmıştır.
Merkezi idarenin fonksiyonları
Merkez idare kurum ve kuruluşlarını hiyerarşik yapı içinde bir
bütün olarak çalışırlar. Hizmetlerin sunumu bu idare tarafından
gerçekleştirilmekte ve tüm kararlar, devlet tüzel kişiliği adına
20
Ayhan ÖRENÇ
alınmaktadır. Bu anlamda devlet, uluslararası örgütlere, yerel
düzeydeki yönetim organlarına ve sivil toplum kuruluşlarına oranla
ekonomik ve sosyal hayatta düzenleme yapabilme yönünden en
etkili örgütlenmedir. (Gözübüyük, 1989).
Yerel yönetimler
Yerel yönetimler, doktrinde, merkezi yönetime göre, “her ülkenin
yönetsel yapısı içinde yer alan özünde yerel sınırlar içinde yaşayan
halkın yararlanacağı yerel nitelikli hizmetleri üretmekle görevli
kuruluşlar” olarak tanımlanmaktadır. (Yayman, 2002; Çukurçayır,
2000).
Gönüllü kuruluşlar: sivil toplum kuruluşları
Merkezi ve yerel yönetimler dışında, sosyal politikanın sağlanmasında
görev alan diğer kurumlar ise; aile, arkadaşlık, komşuluk ve akrabalık
ilişki ve bağlarına dayalı resmi olmayan sosyal gruplar, dini örgütler,
özel sektör kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlardır.
Yerel yönetimler kavramına genel bir bakış
Yönetim (idare) günlük hayatta ve bilimsel alanda çok farklı
anlamlarda kullanılan oldukça geniş içeriğe sahip bir kavramdır.
Kelime anlamı olarak idare bir işi veya hizmeti düzenlemek ve
yürütmek; bir işi çekip çevirmek bir topluluğun başında bulunmak
veya bir kurumu sevk ve idare etmektir. (Ulusoy, 2010)
Yerel yönetim, “yerel topluluk üyelerinin ortak ihtiyaçlarını
karşılamak, ekonomik ve kültürel zenginliğine ve refahına ilişkin
yerel hizmetleri görmek üzere kurulan; bu hizmetleri genel
yetki ile kendi sorumluluğu altında ve yerel topluluğun yararları
doğrultusunda yerine getiren; işleyişinde açıklığı, şeffaflığı, insan
haklarını, çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkelerini yaşama geçiren;
yetkilerin yerel topluluğa en yakın yönetim birimince kullanıldığı,
kamu tüzel kişiliğine sahip özerk ve demokratik bir yönetimdir.
(Keleş, 1994).
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 21
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
Adem-i merkeziyet anlayışı ve yerel yönetimler
Yerinden yönetimleştirme/adem-i merkeziyetçilik), orijin itibarıyla
Batı’da ortaya çıkmış bir düşüncedir. Ancak bugün bu düşünce
Batı’daki klasik anlamından daha geniş boyutlarda ele alınmaktadır.
Ülke yönetiminde görev ve yetkilerin merkezi hükümet tarafından
yerel ya da bölgesel yönetim birimlerine verilmesi ve gerektiğinde
tek taraflı olarak geri alınması ilkesine dayalı yönetim biçimine
verilen ad. (http://www.dersimiz.com).
Aslında temelde, nakil ve iletişim imkânlarının sınırlı olduğu ülke
ve zamanlarda, her işin merkezin karar ve direktiflerine bırakılması,
aciliyet kesbeden durumlar için merkezin görüş ve talimatlarının
beklenmesi, özellikle güvenlik gibi kamu hizmetlerinin
yürütülmesinde önemli sakıncalar doğurabilmektedir. (Onar, 1966).
Bunun gibi merkezden yönetimin sakıncalarını ortadan kaldırmak
ve özellikle bu yönetim biçiminin yol açtığı kırtasiyeciliği bertaraf
ederek hizmetlerin taşrada gecikmeden yürütülmesini sağlamak
amacı ile yetki genişliği (ademi temerküz-tevsii mezuniyet
deconcentration) ilkesi geliştirilmiştir. (Günday, 2006; Atay, 2006).
Merkezi idarenin taşra teşkilatının başındaki amirlerin, yani valilerin
merkeze danışmadan, merkezden emir ve talimat beklemeksizin,
kendi başlarına merkez adına karar alabilme yetkilerine yetki
genişliği ilkesi denilmektedir. (Günday, 2002; Gözler, 2003; Arslan,
2005). Bir başka tanıma göre ise bir kuruluşun içinde bulunan ve
üstte yer alan yetkililerin, yine aynı kuruluş içerisinde yer alan ve
kendi altlarında bulunan kişilere hiyerarşi yetkisi çerçevesinde karar
alma yetkisinin tanınması olarak tanımlanabilir. (Chapus, 1997).
Hizmette yerellik (subsidiarite) ilkesi
Hizmette yerellik (subsidiyarite) ilkesi, öz itibariyle “ bir hizmete en
yakın birim yürütsün” anlayışına dayanır. İlkenin altında yatan temel
düşünce, bireyden aileye, yerel toplumdan değişik büyüklükteki
gruplara kadar değişen oluşumlara siyasal yetki ile müdahalenin,
ancak bunların çeşitli gereksinimlerini karşılayamadıkları durumlar
22
Ayhan ÖRENÇ
ile sınırlı olmasıdır. Diğer bir ifadeye göre devletle, devlet altı
düzeydeki siyasal ya da yönetsel yapılar arasında ortak eylem
alanlarında eylem önceliğinin yurttaşa daha yakın alt birimlere
ait olması; üst birimin, yetersiz kalması durumunda ve yetersiz
kaldığı ölçüde müdahale ederek alt birimin yeniden işlevini yerine
getirebilecek düzeye gelmesi amacıyla sınırlı olarak yardım etmesi
şeklinde tanımlanmaktadır. (Canatan, 2001).
Şişli ilçesi ve belediyesi
Şişli, Beyoğlu İlçesi’nin bucağı iken 1954’te 6324 sayılı kanun
ile ilçe olmuştur. Şişli ilçesinin tarihi gelişimi, büyük ölçüde
Beyoğlu’nun tarihi gelişimine sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Beyoğlu
nasıl Avrupa tarzında bir yerleşim olmuşsa, onun doğal bir uzantısı
olarak gelişen Şişli de aynı özellikleri taşımış, Osmanlı Devleti’nin
batılılaşma sürecine girişinin etkisiyle biçimlenmiş ve büyümüştür.
Şişli, Marmara kentsel yoğunluk sistemin ana çekirdeğini oluşturan
İstanbul’un önemli ilçelerinden biridir.
Şişli belediyesi
“1984 yılında büyükşehir ve ilçe belediyeleri için TBMM tarafından
kabul edilen Şişli Belediyesi “2972 sayılı “Mahalli İdareler ile
Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında
Kanun” çerçevesinde kurulmuştur. 1980’lerde ilçe sınırları içindeki
tüm yerleşim yerleri kentsel alana katıldı. Günümüzde Şişli
Belediyesi’nin yetki alanı tüm ilçeyi kapsamaktadır.(Şişli Belediye
Başkanları Listesi)
Şişli Belediyesi Misyonu ve Vizyonu
“Şişli belediyesi çağdaş yaşamın herkesin hakkı olduğunu kabul
ederek, Şişli’de yaşayanların kentli haklarını karşılayan bir temel
yaklaşım ile çağdaş bir kente ulaşmayı temel misyon edinmiştir.
Şişli belediyesi, kent yönetiminde deneyim, birikime ve özgüvene
sahip yapısıyla, söz konusu amacı başarabilecek yetenek ve liderliğe
sahip olduğunu düşünmektedir. Belediye yönetimi, Şişli’li olma
bilincini geliştirerek ve kent kimliğine sahip çıkarak örnek bir kent
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 23
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
oluşturmak amacındadır.” Kendisini, vatandaşa en yakın hizmet
sunma noktasında yer alan bir kurum olarak gören belediye sosyal
siyasetin yerel uygulayıcısı olduğunu ileri söylemektedir. (Şişli
Belediyesi)
Şişli Belediyesinin Kurumsal Yapısı
Şişli belediyesi idari yapısı bakımından dikey ve yatay olmak üzere
iki şekilde farklılaşmaktadır. Örgütsel yapı dört kademeli, dikey
farklılaşma göstermektedir. Bu anlamda örgütün başında belediyenin
tüzel kişiliğinin temsilcisi olan başkan yer almaktadır. Doğrudan
başkana bağlı olarak çalışan teftiş kurulu müdürlüğü, başkan
danışmanları, iç denetim birimi ve entegre yönetim birimi temsilcisi
olmak üzere dört yardımcı birim bulunmaktadır. Başkanın altında yer
alan yönetsel kademeler ise sıra ile başkan yardımcılığı, müdürlük
ve birim şefidir. Şişli belediyesinde görevli başkan yardımcılarının
ise sekiz görev alanı içinde yatay olarak farklılaştığını söyleyebiliriz.
(Kaynak: Şişli Belediyesi, Performans Programı, 2010-2014)
Şişli Belediyesinin Genel Hizmet İlkeleri
İnsan hakları ve sosyal adaletin sağlanmasına ilişkin çeşitli ilkeler
sosyal hizmetlerin sunulmasında belirleyici ve yol gösterici
olmaktadırlar. Belediyelerde, sosyal politikaların yürütülmesinde
bir takım temel ilkeleri gözetmek zorundadırlar. Şişli Belediyesi
sosyal hizmetleri uygulanmasında kendisi için belirleyici olan veya
24
Ayhan ÖRENÇ
diğer bir ifade ile bağlı olduğu ilkeleri şu şekilde açıklamaktadır.
Belediye tarafından aşağıda ele alınan ilkelere uyulması, belediyenin
sunduğu hizmetteki başarılarının, ilçe halkı karşısındaki güvenilirlik
boyutunun ve halkın desteğinin kazanılmasının temel koşulları
olarak kabul edilmektedir. (Şişli Belediyesi, Stratejik Plan, 2013).
Şişli belediyesinin eğitim alanındaki sosyal hizmet ve
yardımları
Şişli Belediyesi’nin eğitim hizmetleri Kültür ve Sosyal İşler
Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bununla birlikte belediye
bünyesinde bulunan her Müdürlük kendi görev alanına düşen
eğitim hizmetlerini de bu müdürlüğün koordinasyonu ile yerine
getirmektedir.
Müdürlüğün kültür biriminin amacı; Şişli İlçesi halkına kültürel,
sosyal, eğitsel ve sportif alanlarda hizmet vermek ve halkın
hayatını kolaylaştırmak ve daha yaşanır hale getirmek biçiminde
açıklanmıştır. Şişli belediyesinin eğitim hizmetleri kapsamında
yürüttüğü faaliyetler sekiz kültür merkezi, dört kütüphane, üç okul
öncesi eğitim kurumu, bir adet bilim merkezi, dört tiyatro salonu ve
altı kurs merkezi tarafından gerçekleştirilmektedir..
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 25
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
Tablo 2. Kültür ve Eğitim Tesisleri
(Kaynak: Şişli Belediyesi, Stratejik Planı, 2013)
26
Ayhan ÖRENÇ
Okul öncesine yönelik eğitim hizmetleri
Okul öncesi eğitim hizmetleri, kısa vadede çocuğun fiziksel sağlık ve
refahına, sosyal bilgi ve yetkinliğine, duygusal sağlık ve olgunluğuna,
dil ve zihinsel gelişimine, iletişim becerileri ve genel bilgisine önemli
katkılar sağlayan bir gelişim süreci olarak tanımlanmaktadır.
Görme engelliler projesi
Altı Nokta körler Derneği ile beraber geliştirilen ve İstanbul Kalkınma
Vakfı tarafından desteklenen projede ilçede yaşayan görme engelli
vatandaşların kişisel ve mesleki gelişimlerini sağlanarak, sosyal ve
ekonomik hayata dahil olmalarını kolaylaştırarak, daha iyi yaşam
standartlarına kavuşmaları hedeflenmektedir. (Şişli Belediyesi,
2012).
Yaşama yeni bir kapı aç projesi
Belediyenin “Yaşama Yeni Bir Kapı Aç” projesi ile Türkiye’nin en
kapsamlı engelli eğitim ve istihdam projesi ile de, engelli bireyler
ve ailelerinin yaşadığı sorunların azaltılması, proje süresinde
ve sürdürülebilirliğinde evdeki engelli bireylerin meslek sahibi
olmasına çalışılmaktadır.
Okullar hayat olsun projesi
Kamu kaynaklarının verimli ve etkin olarak kullanılmasında gelişmiş
ülkelerin çoğunda, okullardan okul saatleri dışında da yararlanılması
eğilimleri gitgide artmaktadır. Okullar okul saatleri dışında, hafta
sonlarında ve okulların tatile girdiği yaz aylarında hizmet veren
kuruluşlar durumuna gelmiştir. Okullarda boş zamanlarda, yalnızca
öğrencilere değil aynı zamanda okul çevresindeki bölgelerde
yaşayan yetişkinlere de hizmet sunulmaktadır. Öğrencilere verilen
kurslarla eğitim kalitesinin arttırılması hedef alınırken, yetişkinlere
göre mesleki, sosyal ve kültürel hizmetlerle okul ortamı, eğlenme
ve dinlenme etkinliklerini de kapsayan öğrenme alanlarına
dönüşmektedir. Yetişkinlere meslek ve beceri kazandırılması,
sosyal ve kültürel çerçevedeki eğitimlerle destek olunması ve boş
zamanların okul kapsamında değerlendirilmesinin öğrenme sürecine
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 27
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
ve eğitim kalitesine olan etkisi oldukça önemlidir. Bu bağlamda
etkinlik gösteren okullar, kendilerini kuşatan toplumla bütünlük
sağlayan öğrenme merkezleri durumuna gelmektedir. (www.meb.
gov.tr).
Şişli’nin liderleri projesi
Liderlik, belirli bir amaç, hedef doğrultusunda, mevcut olmadığı
durumlarda bir grubu ya da ekibi oluşturmak, var ise bireylerde ekip
ruhu uyandırarak eyleme dönüştürmek, yöneltmek ve yönetmek
suretiyle başarıya ulaştırabilmektir.
Şişli Belediyesi’nin de sosyal hizmetler kapsamında yaşama
geçirdiği projelerden birisi de “Şişli’nin Liderleri” olmaktadır.
Belediye tarafından her yıl düzenlenen ve ilköğretim okullarına
yönelik olarak başlattığı ve geleceğin liderlerini yetiştirmek amacıyla
düzenlediği “Liderler Kampı’nda her hafta 7-14 yaş grubuna dâhil
öğrenciler, 300 kişilik ikişer grup halinde 600 lider öğrenci, 4
günlük eğitim almaktadırlar. Gösteri, sunum, tiyatro, folklor, müzik,
kişisel ve takım sporları gruplarına ayrılmaktadırlar. Her 100 lidere
10 veli eşlik etmekte ve her 25 öğrenciyi sosyal hizmet uzmanı bir
eğitmen bilgilendirerek sorunlarıyla ilgilenmektedir. Kamp sonunda
Şişli’deki liderler kulübünde, lider olan öğrencilerin sertifikaları
verilerek, eğitimlere devam edilmektedir.(sislibelediyesi.com).
Değerlendirme ve sonuç
Günümüzün global dünyasının sürüklendiği ekonomik ve sosyal
gelişmelerin sonucunda merkezi yönetimler, halkın beklentilerini
karşılamakta zorluk çekmekte, etkin ve verimli hizmet sunmada
çeşitli zorluklarla karşılaşmakta ve işlevlerini yerine getirmede
yetersiz kalmaktadırlar. Merkezi yönetimin bazı sosyal görevlerinin
yerel yönetimlerce sunulmasının önemi, hizmette yerel halkına
yakın olmasından kaynaklanmaktadır. Yerel yönetimlerin özellikle
verdikleri hizmetlerde ön plana çıkması ve yerelleşmeye artan
baskının önemli nedenlerden olduğu anlaşılmaktadır.
28
Ayhan ÖRENÇ
Şişli belediyesinin sosyal politika kapsamı içinde yer alan eğitimde
yapmış olduğu hizmetlerle daha da geniş bir sosyal hizmet alanı
oluşturmayı ve sunmayı amaçlamaktadır. Şişli belediyesi sosyal
hizmeti eğitim alanında yaygınlaştırmak için sekiz kültür merkezi,
dört kütüphane, üç okul öncesi eğitim kurumu, bir adet bilim merkezi,
dört tiyatro salonu ve altı kurs merkezi gibi eğitim faaliyet alanlarını
yöre halklının hizmetine sunmuştur. Bu sunulan hizmetlerin içinde
Örgün ve Mesleki Eğitim Kursları, Tiyatro, Sinema ve Konser
Hizmetleri, Kütüphane Hizmetleri, Yaz Okulları ve Spor Eğitimleri,
Eğitim Seminerleri, Kreş, Anaokulu ve Gündüz Bakımevleri
Hizmetleri, Şişli Çocuk Kulübü ve Avrupa Birliği Uyum Sürecindeki
Eğitim Projeleri gibi hizmetler yer almaktadır. Şişli belediyesi sosyal
hizmetin eğitim alanında ilçe halkının kendini geliştirmesi güncel ve
küresel eğitimlerden geri kalmamasını hedeflemektedir.
2010 yılında gerçekleştirilen Leonardo Hareketlilik Projesi ile AB
Merkezi tarafından hazırlanan ve AB Eğitim ve Gençlik Programları
Merkezi’ne sunulan “vatandaşlara daha iyi hizmet aracı olarak iyi
yönetişim projesi” gerçekleştirilmiştir. Leonardo mesleki eğitim
programı kapsamında, eğitim etkinlikleri aracılığıyla kişilerin bireysel
gelişiminin, yeterliliklerinin, kazanımlarının, bilgi kullanımının
ve istihdamın arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
Mesleki eğitim alanındaki yeterliliklerin ve yenilikçi yöntemlerle
uygulamaların aktarılması, geliştirilmesi ve güncelleştirilmesinin
yanı sıra, kişisel gelişimin desteklenmesi, mesleki eğitim sistemlerine
yenilikçiliğin ve kalitenin kazandırılması ve iş dünyası ile mesleki
eğitim kurumları arasındaki işbirliği sağlanmaktadır.
Bundan başka, meslek ve teknik eğitim kurumları mezunlarının işgücü
piyasasındaki durumunu belirlemek, eğitimle bireye kazandırılan
mesleki yeterliliklerin iş hayatı ile uyumunu değerlendirmek,
sistemin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek amacıyla “Mesleki ve
Teknik Ortaöğretim Kurumları Mezunlarının İzlenmesi” projesi de
başlatılmıştır.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 29
Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği)
2012 yılı içinde, Şişli Belediyesi tarafından ilçede yaptırılan 27 okul
ve İstanbul İl Özel İdaresi Proje Koordinasyon Birimi tarafından
yapımı tamamlanan 22 okul eğitim hizmetlerine sunulmuştur.
Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında okullar mahalle sakinlerine
açılarak, okulların bahçelerinin yüksek duvarlarla çevrilmemesi de
planlanarak, okul bahçelerinin yeşil alan olarak düzenlenmesine de
karar verilmiştir. Şişli Belediyesi ve İstaç A.Ş işbirliğiyle yürütülen
“Çevre Bilinçlendirme ve Geri Dönüşüm Seminerleri” ile yaklaşık 60
bin öğrenciye ulaşılarak seminerlerdeki amacın, öğrencilerin çevre
konusunda bilinç ve farkındalıklarını arttırmak ve geri dönüşüme
katkıda bulunmalarını sağlamak olduğu da vurgulanmaktadır. Şişli
Belediyesi olarak halk eğitim merkezleri ve kreşleri de eğitim
planına alınmıştır.
Belediyenin “Yaşama Yeni Bir Kapı Aç” projesi ile Türkiye’nin en
kapsamlı engelli eğitim ve istihdam projesi ile de, engelli bireyler
ve ailelerinin yaşadığı sorunların azaltılması, proje süresinde ve
sürdürülebilirliğinde evdeki engelli bireylerin meslek sahibi olmasına
çalışılmaktadır. Bu projede eğitimci olarak yetiştirilen engellilerin
öncelikle evlerdeki engellilere verilecek montaj işlerinde destek
vererek, projenin genişletilmesi aşamasında diğer ilçelerde ve illerde
görev alarak diğer istihdam projelerinde olduğu gibi kısıtlı sayıda
engellinin istihdamının sağlanması yerine çok sayıda engellinin
meslek sahibi olması istihdamı planlanmıştır.
2012-2013 eğitim öğrenim döneminde de Şişli Halk Eğitim
Merkezi’nde, okuma yazma, bilgisayar kullanımı, web tasarımı,
bilgisayar destekli muhasebe, işaret dili kursu, resim, aşçılık, cilt
bakımı, makyaj, dil kursları, müzik kursları, tiyatro, doğalgazkalorifer ateşçiliği, Türk halk oyunları, pazarlama-perakende
kursları, seramik, çinicilik, ebru, modelistlik kurslarıyla eğitim
hizmetlerine devam edilmektedir.
30
Ayhan ÖRENÇ
KAYNAKLAR
[1]
Arslan, Nagehan Talat , (2005), “İdari ve Mali Paylaşım Açısından Merkezi Yönetim Yerel Yönetim İlişkileri”, s.193, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No:33.
[2] Atay, Ender Ethem, (Ankara, 2006), “İdare Hukuku”, s.153.
[3] Canatan, Bilal, (Ankara, 2001), “Düşünce Tarihinde-Kamu Hukukunda Avrupa Birliği’nde Yerellik İlkesi”, s.41.
[4] Chapus, Réne, (Paris, 1997), “Droit Administratif Général,” s.349 Tome 1, 11. Édition.
[5] Çukurçayır, Mehmet Akif, (Ankara, 2000), “Siyasal Katılma ve Yerel Demokrasi”, s.91, Ankara: Yargı Yayınevi.
[6] DPT, (Ankara, 2001), “Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele”, s.14, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı.
[7] Gözler, Kemal, (Bursa, 2003), “İdare Hukuku”, s.119, C.I.
[8] Gözübüyük, Şeref. (Ankara, 1989), “Yönetim Hukuk”, s.123.
[9] Günday, Metin, (Ankara, 2002), “İdare Hukuku”, s.153-193, 6.Baskı.
[10] Keleş, Ruşen, (1994). “Yerinden Yönetim ve Siyaset”, s.19, İstanbul: Cem Yayınevi.
[11] Onar, Sıddık Sami, (İstanbul 1966), “İdare Hukukunun Umumi Esasları”, s.597, C. II.
[12] Seyyar, Ali, (2005), “Sosyal Güvenlik Terimleri” s.215, Ansiklopedik Sözlük, İstanbul, Papatya Kitabevi.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15-32)
31
[13] Şişli Belediye Başkanları Listesi, Erişim Tarihi:18,10,2013
[14] Ulusoy, Ahmet, (2010), “Mahalli İdareler: Teori-Uygulama-
Maliye”, s.19, Ankara, Altıncı Baskı, Seçkin Yayıncılık.
[15]
Yayman, Hüseyin, (Ankara, 2002), “Türkiye’de Belediyeciliğin Siyasallaşması: 1970’li Yıllar”, s.67, Yerel Yönetimler Sempozyumu (1-2 Kasım 2000) Bildiriler Kitabı, TODAİE Yerel Yönetimler Araştırma ve Eğitim Merkezi”
[16] http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Ei%C5%9Fli_belediye_
ba%C5%9Fkanlar% C4%B1_. Erişim Tarihi: 15.03.2014
[17] http://www.dersimiz.com/bilgibankasi/ADEMI-
MERKEZIYETCILIK-NEDIR-HAKKINDA-BILGI-1931.html Erişim Tarihi: 18.03.2014
[18] http://www.meb.gov.tr/haberler/html_haberler/
OHBulsunProtokol.pdf, Erişim Tarihi: 11.03.2014
[19] sislibelediyesi.com/site/dokumanlar/performansprogrami2013.
pdf, s.55-56-58-59, Erişim Tarihi: 15. 03.2014
[20] sislibelediyesi.com/site/sayfagetir.asp?ID=76‎, Erişim Tarihi: 18.03.2014
[21] Şişli Belediyesi Temel Politika ve Öncelikler. http://
sislibelediyesi.com/site/dokumanlar/., Erişim Tarihi: 18.03.2014
[22] Şişli Belediyesi, “Şişli’nin Liderleri”, (Erişim) http://
sislibelediyesi.com/site/pager.asp?ID=90
[23] Şişli Belediyesi, Stratejik Planı. http://sislibelediyesi.com/site/
sayfagetir.asp?ID=76, Erişim Tarihi: 18.03.2014
32
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002
müşteri mennuniyeti kalite yönetimi
sisteminin uygulanması ve istatiksel
olarak değerlendirilmesi
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN 1
Tayyar KERİM GÜNAY 2
Özet
Bu çalışmada öncelikle müşteri memnuniyetini oluşturan değişkenler
ve ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Kalite Yönetimi Standardı
kuramsal olarak ele alınmış daha sonra müşteriler açısından önemine
değinilmiştir. Araştırma kapsamında TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’de
anket çalışması yapılarak veriler SPSS programına girilerek test
edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: ISO 10002, Müşteri Memnuniyeti, SPSS
TGS LOCATION SERVICES A.Ş. IMPLEMENTATION OF
THE QUALITY MANEGEMENT SYSTEM ISO 10002 AND
STATISTICAL EVALUATION OF CUSTOMER SATISFACTION.
Abstract
In this academic study, variables that compose customer satisfaction
and ISO 10002 Customer Satisfaction Quality Management
Standards are discussed and then the importance to customers
1
2
İstanbul Aydın Üniversitesi, Müh.Fak.End.Müh. [email protected]
Turkish Ground Service A.Ş. tayyar.gü[email protected]
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33-47)
33
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin
uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi
are mentioned. Within the scope of this study a survey is made in
TGS Yer Hizmetleri A.Ş.then the survey data is analyzed in SPSS
computer software.
Keywords: ISO 10002, Customer Satisfaction, SPSS
1.Giriş
Bir kuruluşun mevcut müşterisini elinde tutması, yeni müşteri
edinmesine kıyasla çok daha masraflıdır. Müşteri kaybeden
kuruluşların bu kayıplarını telafi etmeleri ve itibarlarını tekrar
kazanmaları için büyük çaba ve maliyet gerekir. Bu durumlara
maruz kalmamak için her yönetim sisteminin ortak yaklaşımı olan
önleyici yaklaşımla sistemin yönetilmesi gerekir. Vizyonunuzun
bir sene olduğu yerde, yetişmiş çiçekleriniz olur. Vizyonunuzun on
sene olduğu yerde yetişmiş ağaçlarınız olur. Vizyonunuzun sonsuz
olduğu yerde yetişmiş insanlarınız olur (Mehrota,1999).
Müşteri ilişkileri yönetiminin, günümüzün çok önemli yönetim
stratejilerinden biri olarak ortaya çıkmasının nedenleri şunlardır
(Alper,2010);
• Kitlesel pazarlamanın gittikçe pahalı bir müşteri kazanma yolu
olması, pazar payı yerine müşteri payının önemli hale gelmesi,
• Müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati kavramlarının önem
kazanması,
• Var olan müşteri değerinin anlaşılması ve bu müşteriyi elde
tutma çabalarına gerek duyulması,
• Birebir pazarlamanın önem kazanmasıyla, müşteriye özel
ihtiyaçlarına göre davranma stratejilerinin gerekliliği, yoğun
rekabet ortamı, iletişim teknolojileri ve veri tabanı yönetim
sistemlerinde yaşanan gelişmeler.
2.Şikayet Kavramı
Şikayet bir kuruluşa ürünleri veya şikâyetleri değerlendirme işleminin
kendisi hakkında yapılan ve sonucunda da açık veya üstü örtülü bir
yanıt / çözüm beklenen memnuniyetsizlik ifadesidir(TGS,2012).
34
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY
3.Müşteri Kavramı ve İç ve Dış Müşteri
Müşteri denince öncelikle ürün ya da hizmetin son kullanıcıları
anlaşılmaktadır. Bu anlayış yanlış değildir, ancak bazı eksik yönleri
bulunmaktadır. Çünkü ürünün şekillenmesinden başlayarak üretimin
çeşitli aşamaları; test etme, paketleme, gönderme, saklama, faturalama,
yerleştirme (kullanılabilir hale getirme), servis ve ödeme gibi uzun
bir faaliyetler zincirinden oluşmaktadır. Bu faaliyetlerin her biri, bir
ya da birkaç birey tarafından gerçekleştirilmekte ve bir faaliyetin
çıktısı aynı zincirde başkası tarafından kullanılmaktadır. Bu çıktının
her alıcısı da bir müşteridir ve dışarıdaki müşteri veya son kullanıcı
gibi düşünülmelidir. Kısaca işletmenin çıktısını kullanan herkes ister
işletmenin içinde isterse dışında olsun işletmenin müşterisi olarak dü
şünülmelidir(Doğan.,Kılıç.2008). Yalnız ISO 10002 standardı çözüm
için kuruluşun dışına yönlendirilen anlaşmazlıklar ile istihdamla
ilgili anlaşmazlıklar için geçerli değildir (TS ISO 10002,2006).
4.Müşteri Memnuniyeti Tanımı
Müşteri memnuniyeti gerçekleştirilen müşteri şartlarının müşteri
tarafından algılanma derecesidir.
Müşteri memnuniyeti, bir markaya ya işletmeye duyulan bağlılık
olacaktır. Müşterinin tüm rekabetçi etkilere ne ölçüde direndiği ve
işletmenin ürün ve hizmetlerini kullanmakta ne kadar kararlılık
gösterdiği önemlidir.
5.Havayolu Yer Hizmetleri İşletmeleri Açısından Dış Müşteri
Havayolu yer hizmetleri işletmeleri yaptıkları operasyonlara göre
dört farklı müşteri grubuna sahip olabilmektedir. Bunlar:
• Yolcu, (Müşterinin müşterisi / Dolaylı Müşteri)
• Kiracı Havayolu İşletmeleri,
• Tur Operatörleri,
• Kargo İşletmeleridir.
6.Hava Yolu İşletmelerinde Müşteri Memnuniyeti
Birçok havayolu işletmesi, müşteri şartlarını ne dereceye kadar
karşılayıp karşılayamadığı hakkındaki müşteri algılaması ile ilgili
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 35
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin
uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi
bilgiyi izlemelidir. Bu bilgiyi elde etmek ve kullanmak için metotlar
belirlemelidir. Ayrıca müşteri memnuniyetinin artırılması amacına
yönelik olarak, müşteri şartlarının belirlenmiş ve yerine getirilmiş
olması sağlanmalıdır.
Müşteriler genellikle kararlarını hizmetin sunulması ile değil
hizmetin kullanılması sonrasındaki yaşanılan tecrübelere dikkat
ederek vermektedir. Havayolu şirketi müşteri memnuniyeti ile
alakalı her türlü faktörü analiz ettikten sonra “Halkla İlişkiler”,
“Satış Geliştirme” ve “İyileştirme” faaliyetleri ile bütünleştirerek
uygulamalıdır. Havayolu şirketleri kuruluşlarının müşterilerine neler
anlattıklarından ziyade müşterilerin kuruluşlarını nasıl algıladığını
değerlendirmesi gerekmektedir. Müşterilerin beklentilerinin ne
olduğunu öğrenmenin yolu anket, iş ziyareti, tur operatör toplantısı,
yolcular için havacılık aktiviteleri gibi çeşitli metotları uygulamaktır.
Bu nedenledir ki, müşterilerin görüş, öneri ve eleştirileri toplanarak,
düzeltici ve önleyici faaliyetler geliştirilmelidir (Kitapçı,2006).
7.TGS Yer Hizmetleri A.Ş.
TGS Yer Hizmetleri A.Ş., 1 Ocak 2010 tarihinde yer hizmetleri
sektöründeki yerini aldı. Türk Hava Yolları ve HAVAŞ ortaklığıyla
kurulan TGS, İstanbul Atatürk Havalimanı, Ankara Esenboğa
Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, Antalya Havalimanı,
Adana Havalimanı ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı olmak
üzere toplam 6 havalimanında faaliyetlerini sürdürmektedir.
8.TGS Yer Hizmetleri Kalite Politikası
TGS üst yönetimi; ulusal ve uluslararası yasa ve mevzuatlar ile
ticari etiği dikkate alarak, Kurum’un görev ve ortak değerleri
doğrultusunda, geleceği ile ilgili olarak müşterilerini ve çalışanlarını,
aynı gayede buluşturmak ve Kurum Kültürünü paylaşılabilir yapmak
amacıyla Entegre Yönetim Politikası’nı beyan etmiştir (TGS,2012);
• Yer Hizmetleri alanında yurt içinde ve yurt dışında bilinen,
güvenilen ve tercih edilen bir kuruluş olmak,
• Operasyonda yer hizmetlerinin sorumluluğundaki tüm alanlarda
36
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY
en iyi hizmeti vermek,
• Müşteri memnuniyetini ilke edinmek,
• Çalışanların iş ile ilgili olarak sürekli gelişmelerini sağlayıp
teşvik etmek ve eğitim / formasyon düzeylerini geliştirmek,
• Yolcularımızın can ve mal güvenliğini sağlamak üzere tedbirler
almak,
• Çağın gerektirdiği her türlü teknolojiyi kullanan moral ve
motivasyonu yüksek, halkla ilişkileri kuvvetli personel
parkurumuz ile iç ve dış müşterilerimize hizmet sunmak.
9.TGS Yer Hizmetleri A.Ş. ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti
Ölçüm ve Şikayetleri Ele Alma Prosedürü
Bu prosedür ticari veya ticari olmayan faaliyetlerin bütün tipleri
için etkili ve verimli şikayetleri ele alma sürecinin tasarımlanması
ve uygulanması için kılavuzluk bilgilerini sağlamaktadır ve
kapsamaktadır. Bu prosedürden şirketin, müşterilerinin, şikayet
sahiplerinin ve diğer ilgili tarafların yararlanması amaçlanmıştır.
Artık verimlilik göstergeleri sadece finansal ve somut kriterler
olmaktan çıkmış bununla beraber kalite gibi, müşteri gibi
kavramlar da işletmelerin mücadele kabiliyetlerini gösteren kriterler
durumuna gelmiştir. Toplam kalite yönetiminin en önemli prensibi
kabul edilen müşteri odaklılık, ancak müşteri için yapılanların
sistematik bir şekilde yine müşteri tarafından değerlendirilmesiyle
gerçekleşebilmektedir (Türkyılmaz,2005).
10.Yolcu Müşteriyle İletişim ve Şikayetlerin Alınması
TGS Yer Hizmetleri A.Ş., daha önceden İşçi Sağlığı ve Güvenliği
Yönetim Sistemi ile ilgili olarak aşağıdakiler için prosedürler
oluşturmuş, bunları uygulamakta ve sürdürmektedir:
• Yükleniciler ve iş yerine gelen diğer ziyaretçilerle iletişim,
• Dışarıdaki ilgili taraflardan gelen ilgili iletişimin alınması,
dokümanter edilmesi ve cevaplandırılması.
İlk şikayetin rapor edilmesi üzerine, şikayet, yardımcı bilgileriyle ve
bir benzersiz tanımlayıcı koduyla birlikte kaydedilir. İlk şikayetin
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 37
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin
uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi
kaydı şikayetçi tarafından istenen düzeltmeyi ve aşağıdakiler dahil
olmak üzere şikayetin etkili olarak ele alınması için gerekli diğer
bilgileri tanımlar (TS ISO 10002,2006).
• Şikayetin tarifi ve ilgili yardımcı veriler,
• İstenen düzeltme,
• Şikayet edilen ürünler veya bunlarla ilgili kuruluş uygulamaları,
• Cevap için miad tarih,
• Kişiler, kısım, şube, kuruluş ve pazar bölümü hakkında veriler,
• Yapılan ilk işlem (varsa).
11.Yolcu Şikayetlerinin Ele Alınması
İşletmelerin müşterilerini şikayetlerini dile getirmeye özendirecek,
dile getirilen şikayetleri de en etkin ve kısa sürede çözüme
ulaştırılacak bir süreç geliştirilmelidir. Bu süreç (Acuner,2001).
• Şikayetten dolayı teşekkür etme,
• Şikayete neden olan durum için özür dileme,
• Sorunun nedenini araştırıp çözümlemek,
• Müşterinin memnun olup olmadığını öğrenmek,
• Aynı sorunun tekrarlanmaması için önlem almak.
12.Araştırmanın Amacı ve Kapsamı
Araştırmanın konusunu TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’nin müşterilerinin
memnuniyetinin ve memnuniyetini etkileyen faktörlerin belirlenmesi
oluşturmaktadır. TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’nin sunduğu hizmetin
kalitesini yolculara SERVQUAL yöntemini uygulayarak belirlemek,
yolcuların algılarını ve beklentilerini beş hizmet kalitesi boyutunda
tespit etmek, ihtiyaç duyulan boyutlar için iyileştirme önerilerini
beş boyutta belirlemek amacı ile bu araştırma yapılmıştır.
Beş hizmet kalitesi boyutunun önem derecelerinin saptanması ve bu
hizmet kalitesi boyutlarının belirlenmesi ile inceleme yapılacaktır.
SERVQUAL yöntemine göre hazırlanan ve havayolu yer hizmetleri
işletmesi için uyarlanan anket çalışması yurtiçi / yurtdışına seyahat
eden yolculara yönelik olarak gerçekleştirilmiştir.
38
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY
Bu çalışmada TGS Yer Hizmetleri’nin yolcularına sunduğu
hizmetlerin özelliklerini ve bu hizmetlerin sunulabilmesi için
yolculara sunulan değerlerin, müşterilerin göze aldığı maliyetlerin,
operasyonun kusursuz icra edilmesi için koordinasyonun ve en
önemlisi müşterilere ulaşmak için kullandığı işletişim kanallarının
etkinliğini yolcular tarafından değerlendirildiğini belirleyerek
daha kaliteli hizmetler sunmak için bir modelin ortaya konulması
amaçlanmaktadır.
13.Araştırmanın Sınırları
Araştırma çeşitli havayolları firmaları ile seyahati sırasında TGS Yer
Hizmetleri A.Ş.’den hizmet alan 21.05.2012 - 11.06.2012 tarihleri
arasında yurtiçi ve yurtdışına seyahat eden yolcularla sınırlıdır.
14.Evren ve Örneklem
Çeşitli Havalimanlarından TGS Yer Hizmetleri A.Ş. tarafından
hizmet verilen çeşitli havayolu firmaları ile seyahat eden yolcular
araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. TGS Yer Hizmetleri A.Ş.
tarafından hizmet verilen yolcuların başka havayolu firmalarının
müşterileri olması sebebiyle özel bir çerçeve oluşturacak bilgilerin
tamamına gizlilik ve güvenlik nedeniyle ulaşmak mümkün
olamamıştır. Bu nedenle araştırmada örneklem seçmek için bir
çerçeve oluşturulamamıştır. Burada uygulanan örneklem seçimi,
yolcuların ankete katılma istekliliklerine göre oluşmuştur. Bu
yolcuların kimler olacağına ilişkin bir listenin elde edilememesinden
ve elde edilmesinin güçlüğünden dolayı kolayda örnekleme tekniği
ile örneklem seçilmiştir. Teknikte esas ankete cevap veren herkesin
örneğe dahil edilmesidir (Altunışık,2005). Araştırmada anketin
yapıldığı uçuşlar ile bu uçuşlarda seyahat eden yolcular daha önceden
bilinmediğinden ankete katılan yolcular rassal olarak oluşmaktadır.
Bu nedenle buradan elde edilen veriler istatistik analiz uygulamak
için elverişlidir. Ankete katılan yolcular ve yanıtları yansızdır.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 39
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin
uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi
15.Veri Toplama Aracı
Araştırmada kullanılan veriler; 20 sorudan oluşan anket formu
aracılığı ile bizzat Yolcu Hizmetleri Memurları tarafından yapılarak
ve web sitesi üzerinden elde edilmiştir. Söz konusu anket 21.05.201211.06.2012 tarihleri arasında yurtiçi ve yurtdışına seyahat eden
yolculara uygulanmış ve veriler toplanarak elektronik ortama
aktarılmıştır.
16.Araştırmanın Yöntemi
Çalışmada öncelikle müşteri memnuniyetini etkileyen pazarlama
değişkenleri ile ilgili literatür incelenmiştir. Literatür taraması
sonucunda elde edilen bilgiler ışığında anket soru formu hazırlanarak
araştırmanın veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Ölçeğin
güvenilirliği, Cronbach Alfa katsayısı ile belirlenmiştir. Verilerin
analizi için SPSS programı kullanılmıştır.
17.Manasız Sonuçların Elenmesi
Anketde manasız olan sonuçların elenmesi için iki türlü çalışma
yapılmıştır. İlk olarak Ankette 1,1…1 – 5,5…5 gibi düşünülmeden
işaretlenmiş seçeneklerden oluşan anketler iptal edilmiştir. İkinci
etapta genel memnuniyet sorusunun, diğer cevaplarla uyumluluğu
incelenmiştir. Diğer cevapların ortalaması ile son cevap arasında
+- 1,3 fark olan anketler iptal edilmiştir. Toplamda 2.632 adet kayda
giren sonuçların 158 tanesi iptal edilerek 2.474 adet anket üzerinden
çalışmalara başlanılmıştır.
18.Güvenirlilik Testi
Güvenilirlik analizi için kullanılan temel analiz Cronbach Alpha (α)
değerinin bulunmasıdır.
Yapılan anketimiz için Cronbach Alpfa sayısı α= 0,7034 olarak
çıkmıştır. Bu değer anketin kabul edilebilir düzeyde olduğunu
göstermektedir.
40
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY
19.Anket Sorularının Ortalamaları, Frekansları ve Standart
Sapmaları
Tüm anket çalışmalarında olduğu gibi bir sorunun net değerini elde
etmek için en önemli kriter ortalamadır. Dağılımın ne kadar düzenli
(bazen ise güvenli) olduğunu gösteren ölçülerin en önemlisi standart
sapmadır
Tablo 1. TGS Yer Hizmetleri A.Ş. Anket Soruları Ortalama ve Standart Sapmaları
Kaynak: TGS Yer Hizmetleri A.Ş. Anket Çalışması SPSS Sonucu
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 41
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin
uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi
20.SERVQUAL Yöntemi
Servqual ölçeğine göre göre hizmet kalitesi, soyut bir kavram olup
müşteri beklentisi ile gerçek hizmet performansının kıyaslanmasıdır.
Yaygın olarak kullanılan bir ölçüm modelidir. 1988 yılında
Parasuraman, Zeithalm ve Berry tarafından geliştirilmiştir. Amaç
müşteri memnuniyeti olduğundan hizmet kalitesi müşteri odaklı
ölçülür. Bu kapsamda hizmet kalitesinin 5 ana unsuru vardır.
• Güvenirlik: Hizmetin bir kere ve doğru olarak yapılması.
• Heveslilik: Personelin her zaman hizmet vermeye hazır ve istekli
olması.
• Yetenek: Personelin / Ekipmanın yeterliliği
• Ulaşılabilirlik: Müşterinin hizmetten kısa zamanda yararlanması
ve erişebilir olması
• Nezaket: Personelin müşterilere karşı kibar, saygılı oluşu.
21. SERVQUALl Yöntemiyle Anket Sonuçlarının
Değerlendirilmesi
TGS Yer Hizmetleri A.Ş. anket çalışması ile hizmet kalitesinin beş
ana unsuru için istatistiksel olarak aşağıdaki sonuçlar hesaplanmıştır.
Tablo 2. Servqual Yöntemiyle Anket Sonuçlarının İstatistiksel Analizi
Kaynak TGS Yer Hizmetleri A.Ş. Anket Çalışması
Yukarıdaki tablodan Güvenirlilik konusunda beklenen değerin
0,45 puan kadar altında bir sonuç elde edilmiştir. Bu durum bazı
güvenirlilik konularında önemli düzeltici / önleyici faaliyetlerin
gerektiğini göstermektedir. Heveslilik ise beklenilen değere çok
42
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY
yakın bir puana sahiptir. Yetenek kısmında ise özellikle ekipmana
bağlı sorunlardan kaynaklanan zayıf noktalar neticesinde 0,66 lık bir
fark oluşmuştur. Oluşan en yüksek fark ise ulaşılabilirlik konusunda
görülmektedir. Oluşan 0,83 lük büyük fark ciddi düzeltici / önleyici
faaliyetlerin gerektiğini göstermektedir. Nezaket konusunda ise
0,25 gibi ortalama bir zayıflık tespit edilmektedir.
22.Standart Sapmaların Ortalaması
Her bir sorunun tek bir başına ele alındığında sağlanan standart
sapmaların, uygunluğunun ölçülmesi zor bir iştir. Bağımsız
değerlendirme için standart sapmaların ortalamasının kullanılması
kalite için bir ölçüt oluşturabilmektedir (Yücel,2007).
Anket çalışmasından elde edilen standart sapma ortalaması 0,792
dir.
23.Sonuç
TGS Yer Hizmetleri A.Ş. 2012 yılı itibariyle ISO 10002 Müşteri
Memnuniyeti Kalite Yönetimi Standardını uygulamak için çalışmalara
başlamıştır. Bu çalışmalar sırasında şirketin algılanan müşteri
memnuniyetini hali hazırda sağladığı fakat günümüz şirketlerince
kabul görecek seviye ulaşması için ilerleme kaydedilmesi gerektiği
görülmüştür. Ayrıca müşteri memnuniyetinin bir standart olarak
görülmesi ve düzenli bir prosedür haline getirilmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan, müşteri memnuniyetini sağlamak için kalite, maliyet
ve termin süresi bütün çalışanlar tarafından benimsenmiş bir
olgu olmalıdır. Hedef; kalite ilkeleri doğrultusunda müşterilerin
beklentilerine uygun hizmeti tam zamanında olacak bir şekilde,
bütün iş süreçlerinde gerçekleştirmek olmalıdır.
Yapılan anket çalışmasının analizi sonucu müşteri memnuniyeti
durumunun vasat bir sonucu ulaştığı görülmektedir. Standartlaşmanın
gerektiği iç prosedürün dışında, dış müşteri memnuniyetine yönelik
düzeltici / önleyici faaliyetlerin uygulanması gerektiği görülmektedir.
Bu vasat sonucu iyileştirmek için yapılan analiz çalışmalarına
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 43
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin
uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi
dayanarak yapılan öneriler aşağıdadır;
• Hizmet sürecinde etkin koordinasyon ve yaygınlaştırılması,
• Sürekliliğin sağlanması için elde edilen ideal durumun devamı
için standartların ve sorumlulukların herkesçe bilinmesi,
• Bir şikayete cevap vermeden önce, problemin amaçları ve
kapsamı tespit edilmesi, alternatif çözümler bulunmalı, teknik
ve yönetimsel kısıtlar tanımlanması,
• Kalite artışı için tüm iş süreçleri ve yönetim mevzuatlarını içeren
etkin yönetim ve işbirliği sağlanması,
• Havalimanındaki müşterinin istek ve ihtiyaçlarını daha iyi
anlamak için gerekli notların check-in sırasında alınarak gerekli
personele iletilmesi sırasında bazı aksaklıklar doğduğu tespit
edilmiştir. Çözüm olarak bilgisayar programlarında iyileştirmeye
gidilmesi,
• Müşterilerden elde edilen şikayet verileri, müşterilerin elde
tutulması ve problemlerin çözümü için gereklidir. Şikayet
verilerinin tutulmasında aksaklıklara yer verilmemesi için
iletişim kanallarının arttırılması ve verilerin sağlanmasına önem
verilmesi,
• Havalimanı uçak çıkış kapısı Boarding’in rezervasyon, bilet satış
ve check-in aşamalarında yapılan tüm hataların düzeltilebileceği
son nokta olması, uçağın problemsiz olarak kapatılması açısından
boarding personeline önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Bu
sebeple eğitim çalışmalarında bu konu için ayrıntılı bölümler
hazırlanması ,
• TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’nin T.H.Y. ortaklığında kurulmasından
önce T.H.Y. bünyesinde kullanılan ve kurulumdan sonra devir
alınan, hali hazırda değiştirilememiş eski teçhizatlar mevcuttur.
Yer personeli ile ilgili standart işletme prosedürlerinde oluşacak
zorluklar veya yavaşlama sonucu uçuş operasyonunun olumsuz
etkilenmemesi için eski teçhizatların yenilenmesi,
• Hali hazırda kullanılan teçhizat ve ekipmanlarda yapılandırma
hataları mevcuttur. Ekipman durumunun yolcu/personel veya
ekipmanı zarara sebep olabilecek müteakip arıza ihtimalini
minimize edecek şekilde yapılandırılması,
44
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY
• Müşteri tarafından yapılan şikayete konu olan durumun ciddiyeti,
özür davranışının yolcularca algılanmasını etkilemektedir.
Şikayetlerin ele alınmasında bir ciddiyet sıralamasına gidilmediği
görülmüştür. Bu durumun düzeltilmesi için ciddiyet derecelerinin
tanımlanması,
• Havalimanı içerisinde personel bazı müşterilerin art niyetli
olduğunu düşünerek sorunları için kolaylık göstermemektedir.
Durumun düzeltilmesi için personelin uyarılarak daha hassas
davranmaları sağlanması,
• Tekrarlayan şikayetlerin gerçekte TGS Yer Hizmetleri A.Ş. ye
mi ait olduğunun tespitinin yapılmadığı görülmüştür. Yolcu
kaynaklı sorunların sınıflandırılarak personele bildirilmesi,
• Müşteri
memnuniyeti
kalite
çabalarının
başarıyla
sonuçlanmasında işletmelerin müşteri odaklı olmalarının yanı
sıra, çalışanlarında yeterli ölçüde kalite bilincine sahip olmaları
ve işletmenin çabasına katkıda bulunmaları gerekmektedir.
Şikayet çözümü konusunda personelde kalite bilincinin
oturmadığı görülmektedir. Kalite bilinciyle hareket etmeleri için
personelin uyarılması,
• Telafi konusunda ihtiyaç ve eşitlik kavramlarının personel
tarafından karıştırıldığı görülmektedir. Örneğin eğer uçakta
tek koltuk var ise, müşterinin yaptığı ödemeye bakılmaksızın
gerçekten en fazla ihtiyacı bulunan müşteriye bu yerin tahsis
edilmesi gerekir. Eğer müşteri ihtiyacı temelinde bir telafi
bekliyorsa, fakat eşitlik prensibine göre bir telafi alıyorsa;
tatminsizlik durumu devam edecektir. Bu ve benzeri konular
hakkında eğitimlerin arttırılması,
• Özellikle bagaj gecikmeleri, hataları veya kayıpları yüzünden
müşteri memnuniyetsizliği oluşmaktadır. Bunları sebebi olarak
ekipman yetersizliği, personel veya yolcu hataları tespit edilmiştir.
Yolcu hatası dışında kalan faktörlerin minimize edilmesi için ek
çalışmalar önerilmektedir.
Ayrıca TGS Yer Hizmetleri A.Ş’de mevcut olan şikayet yönetiminin
performansını ve etkinliğini azaltan nedenlerden hareketle, sistemin
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 45
TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin
uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi
ideal performansa ve etkinliğe ulaştırılması için iç kaynaklardan
gelen çeşitli öneriler aşağıdadır;
• Şikayet sahibi olduğu halde şikayetini iletmekten kaçınan
müşterilerin şikayetlerini iletmeleri için; müşterilerin şikayete
teşvik edilmesi, şikayet süreçleri hakkında bilgilendirilmesi,
şikayet toplama araçlarının çeşitlendirilmesi ve şikayet
masalarının kurulması,
• Şikayetlere cevap verilme sürelerine ve şikayet toplama
araçlarının her birine ilişkin standartlarının belirlenmesi, bu
standartlara uyulması ve standartlara ilişkin bilgilerin müşterilerle
paylaşılması,
• Sorun alanlarının tespit edilmesi ve müşteri şikayet yönetim
performansının değerlendirilmesi için kullanılan; fokus
grup görüşme, danışma panelleri, kritik olay tekniklerinden
faydalanılması ile müşteri anketlerinin değerlendirilmesinde
kullanılan testleri çeşitlendirerek, şikayet politika ve stratejilerinin
yeniden yapılandırılması,
• Şikayete konu olan hizmetlerin tespit edilmesi ve hizmet
iyileştirilmelerine hız verilmesi ile müşteri kaybının önlenmesi,
• Şikayetlerin müşteriyi tatmin edecek nitelikte çözümlenmesinde
etkili olan “hız” faktöründen yola çıkarak, çağrı merkezleri, SMS
gibi araçların işletmede kullanılması ve çalışanların teknolojiyle
uyumlaştırılması önerilmektedir.
Etkin bir Müşteri Memnuniyeti Kalite Yönetimi için bir yer hizmetleri
firmasının müşterilerin beklenti ve algılarına etki eden ve onların
hizmete ve işletmeye yönelik tatmin ve memnuniyetlerini belirleyen
hizmet kalitesi kriterlerini tespit edebilmeleri, müşterilerin ihtiyaç,
istek ve bedenlilerinin ötesinde hizmet sunmaya odaklanmaları
sadece bir rekabet avantajı olmayıp artık günümüzde bir yer hizmetleri
firmasının faaliyetlerinin devamı açısından da bir gerekliliktir. Bu
noktadan hareketle işletme yöneticilerinin müşteri beklentilerini
doğru olarak algılaması, bu yönde hizmet kalitesi standartlarının
oluşturulması, kaliteye odaklı işletme kültürü içerisinde personelin
hizmet kalitesi standartlarında hizmet sunmaları ve bu yöndeki
46
Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY
işletme performansının müşteriye doğru olarak iletilmesi Müşteri
Memnuniyeti Kalite Yönetimi sağlanması açısından vazgeçilmez
adımlardır.
KAYNAKÇA
[1] ACUNER, T., ACUNER, Ş.,A.,(2001). Toplam Hizmet Kalitesi Yönetimi ve Müşteri Memnuniyeti Sağlamadaki Rolü, Pazarlama Dünyası Dergisi, s.72.
[2] ALPER, B.,(2010). Müşteri İlişkileri Yönetimi Açısından Şikayetlerin Yönetilmesi: Otel İşletmesi Üzerine Bir Uygulama, s.14.
[3] ALTUNIŞIK, R.,(2011).Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, Sakarya Yayıncılık, Sakarya, s.132.
[4] DOĞAN, S., KILIÇ, S.,(2008). İlişki Yönetiminde İç ve Dış Müşteri Memnuniyetinin Sağlanması, KMU İİBF Dergisi, s.15.
[5] KİTAPÇI, İ. (2006), Havayolu Şirketlerinde Müşteri Memnuniyeti ve Odaklılık, UTED Dergisi, s.11.
[6] MEHROTRA,O.,(1999). Dheeraj, SIX SIGMA in Education, Delhi, s.19.
[7] TGS Yer Hizmetleri Entegre El Kitabı (2012)., s.6.
[8] TS ISO 10002 (2006). ICS 03.120.10 Kalite Yönetimi - Müşteri Memnuniyeti,s.1.
[9] TÜRKYILMAZ, A.,(2005). Ulusal Müşteri Memnuniyet İndeksleri, Fatih Üniversitesi Ümmü Kültür Dergisi, s.9.
[10] YÜCEL, M.,(2007). İnönü Üniversitesi 8. Türkiye Ekonometri ve İstatistik Kongresi Notları, Malatya, s.15.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 47
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen
faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
Buket KILIÇ, 1 Prof.Dr. Zafer ASLAN, 2
Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, 3 Prof.Dr. Ali GÜNEŞ 4
Özet
Bu makalenin amacı, sınav kaygısı envanter sonuçlarına göre
üniversiteye hazırlanan öğrencilerin sınav kaygı düzeyini etkileyen
faktörleri veri madenciliği ile irdelemektir.
Bu makale için, son yıllarda Türkiye ‘de de yaygın olarak kullanılan
veri analiz yöntemlerinden Veri Madenciliği yöntemi göz önüne
alınmıştır. Öğrencinin sınav kaygısını etkileyen faktörler, hem genel
hem de ayrı ayrı kümeler halinde incelenmektedir.
Bu çalışmada üç yöntem (Kümeleme Yöntemi, Karar Ağaçları
Yöntemi ve Yapay Zekâ Yöntemi) kullanılmıştır. Bu araştırma
çalışması sonucunda özetle, kız öğrencilerin erkek öğrencilerden,
genel lise öğrencilerinin de Anadolu lisesi öğrencilerinden daha
kaygılı olduğu saptanmıştır.
Buket KILIÇ, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar Mühendisliği
(YL),[email protected], 0538 979 6657
2
Prof. Dr. Zafer ASLAN, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, [email protected]
3
Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
[email protected]
4
Prof. Dr. Ali GÜNEŞ, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, [email protected]
1
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (48-68)
49
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
Anahtar Kelimeler: Veri Madenciliği, Kümeleme, Karar Ağaçları,
Yapay Sinir Ağları (YSA), Sınav Kaygısı.
Abstract
The purpose of this paper is to examine exam anxiety factors by
using data mining methodology. Influence of students’ anxiety level
before university exam was analysed by considering some results of
test anxiety inventory.
Method selected for this study is “Data Mining” used as one of data
analyses methods in recent years. Data will be examined in general
and separate clustering methodologies.
Three different methodologies, (Clustering, Decision Trees and
Artificial Neuron Network) are applied on statistical data. As a
conclusion, girls and students in general high schools have more
exam anxiety than boys and Anatolian High School’s students
respectively.
Keywords: Data Mining, Clustering, Decision Trees, Artificial
Neuron Network (ANN), Exam Anxiety
Giriş
Günümüzdeki Eğitim Sisteminde, lise öğreniminin sonunda yapılan
YGS ve LYS adlı üniversite giriş sınavları hem öğrenciler hem
de ebeveynler için büyük önem taşımaktadır. 2011-2012 yılından
itibaren geçerli olan bu sınav sisteminin öğrenciler kadar velilerin
tarafından da iyi anlaşılması büyük önem taşımaktadır.
Bu yeni sınav sistemindeki amaç yıllardır uygulanan tekil sınav
sistemlerin oluşturduğu olumsuz koşulların ortadan kaldırılması ve
çok daha kararlı bir ölçüm yöntemi kullanılmasıdır. Diğer bir deyişle
bu sistemle üniversite öğrenci adaylarının en doğru ve en uygun
şekilde üniversiteye yerleşmesi amaçlanmıştır.
Bu çalışmada uygulanan yeni sistem öğrenci üzerinde oluşan
sınav baskısının genellikle hangi parametrelere bağlı olduğu
incelenmektedir.
50
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
Kılıç (2014) tarafından yapılan “Öğrencilerin Sınav Kaygısını
Etkileyen Faktörlerin Veri Madenciliği ile İrdelenmesi” isimli
çalışmadan faydalanılmıştır.
Sınav Kaygısı
Tüm öğrenciler girdikleri sınavlarda başarılı olmak isterler ancak,
sınavlar başarılı olmanın yanı sıra başarısız olma riskini de birlikte
taşıyan bir değerlendirilme durumudur. Bu nedenle sınavlar
öğrencilerin kaygı yaşamalarına neden olmaktadır. Sınavların kaygı
yaşantısını beraberinde getirmesi sınav kaygısının nedenlerini, ilişkili
olduğu değişkenleri belirlemeyi ve sınav kaygısıyla başa çıkmayı da
içeren çeşitli araştırmaların yapılmasını gerekli kılmaktadır.
Sınav kaygısı, genellikle çocukluk döneminde öğrencinin bilgi ve
becerilerinin ölçülmesi ile başlar, ileriki zamanlarda da giderek
etkisini daha çok hissettiren bir duygu durumudur. Evdeki sıkı
disiplin, kısıtlayıcı ebeveyn tutumları, okuldaki otoriter eğitimöğretim anlayışı; olumsuz, onur kırıcı öğretmen eleştirileri, cezalar,
kıt not verme ve zorlu sınıf geçme koşulları sınav kaygısının
küçük yaşlarda oluşmasına ve gelişmesine uygun olan koşulları
oluşturmaktadır. Sık tekrarlanan okul başarısızlıkları, yetişkinlerin
olumsuz değerlendirmeleri ve bu gibi durumların bireyde çağrıştırdığı
öze yönelik tehdit duygusu sınav kaygısın gelişmesinde önemli rol
oynar, (Öner.1990, Kılıç. 2014).
Sınav Kaygısının Nedenleri
Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı,
bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir
uyarılmışlık durumudur,( http://www.pdgm.bilkent.edu.tr/sinav_
kaygisi.html). Sınav kaygısı ise; sınav öncesi öğrenilen bilgilerin
sınav esnasında kullanılamamasından dolayı, başarısızlığa neden
olacak yoğun duygu halidir. Sınav sonucuna ilişkin olumsuz düşünce,
inanç ve beklentilerden oluşur. Yoğun duygulanım kaygının yarattığı
fizyolojik uyarım sonucu; bedenden gelen ve bedenin olağan işleyiş
dengesi dışına çıktığı mesajını veren sinyallerdir,( http://www.pdgm.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 51
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
bilkent.edu.tr/sinav_kaygisi.html).
Sınav kaygısı her yaş grubundan öğrencinin yaşadığı önemli bir
problemdir.
Sınav Kaygısının Etkileri
Öğrencinin kaygısı arttıkça ve sürekli hale geldikçe huzursuz olur,
başarısızlık korkusu belirgin hâle gelir. Sınav kaygısı öğrencinin
fiziksel ve duygusal yönlerden etkilenmesine sebep olur. Bu tepkileri
genellikler 3 boyutta incelenir.
• Fizyolojik boyut
• Düşünce boyutu
• Davranışsal boyut
Fizyolojik Boyut
Öğrenciler, sınav için beklerken ellerinde terleme, mide bulantısı,
baş nefes alıp vermede zorluk yaşanması gibi fizyolojik tepkiler,
aslında düşünsel boyuttaki tepkilerin sonucudur. Daha sonra bu
tepkiler birbirini tetikleyip kısır döngü oluşturur.
Düşünce Boyutu
Sınavla ilgili kendi kendine oluşturduğu olumsuz düşüncelerdir.
Öğrencinin sınava çeşitli anlamlar yükleyerek sınav kaygısını
arttırması, düşünce boyutundaki tepkilerini ortaya çıkarmaktadır.
Davranışsal Boyutu
Aktif ve pasif davranışlar olarak farklılıklar görülebilir. Şiddete
dayalı aktif davranışlarda bulunabilirken sorunlardan kaçma ya da
içe kapanma gibi pasif davranışlarda görülebilir.
Veri Madenciliği
Veri boyutunun artmasıyla verileri saklamak için ilkel dosyalama
sistemlerinin yetersiz olması gibi nedenlerle araştırmacılar, yeni
arayışlar içine girmişlerdir. Bu arayış bize veri tabanı sistemlerini
getirmiştir. Bu sistemler sayesinde veriler dijital ortamlarda daha
detaylı ve güvenilir bir şekilde saklanabilmektedir.
52
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
Günümüzde ise sadece verinin saklanması yeterli olmamaktadır.
Birçok şirket, elindeki verileri kullanarak geleceğe yönelik
stratejilerini belirlemek istediğinden veri madenciliği kavramı ortaya
atılmıştır
Veri madenciliği büyük miktarda veri grubu arasında belirli adımlar
izlenerek oluşturulan veri ambarının içindeki verilerden yola
çıkarak, çeşitli bilgisayar programları yardımıyla gelecekle ilgili
tahmin ve sonuç sağlar. Bu nedenle küçük büyük birçok firma
gelecekte yapmayı planladıkları yatırımlar için veri madenciliğinden
yararlanma yoluna gitmektedirler.
Veri Madenciliği Kavramı
Veri madenciliği, elimizdeki verilerin içinden elde etmek istediğimiz
veriler doğrultusunda tahmin yapılmasını sağlayan modellerin
veya bağlantıların analizinin bilgisayar programları aracılığıyla
araştırılmasıdır. Ayrıca veri madenciliği, çok büyük miktardaki
verilerin birbiri ile olan ilişkisini inceleyerek, anlamlı verileri
oluşturan ve veri tabanı sistemleri arasında fark edilememiş gözden
kaçmış verilerinde ortaya çıkarılmasını sağlayan bir veri analiz
sistemidir,(Kalikov, 2006).
Veri madenciliğine ihtiyaç duyulan alanlar oldukça geniştir. Bu
alanlar içerisinde veri tabanı sistemleri, yapay sinir ağları, veri
görselliği, istatistik vb. gibi disiplinler bulunmaktadır.
İşletmeler, veri madenciliği tekniklerini, araçlarını kullanılarak
geleceğe yönelik yatırımlarında daha hızlı ve etkin karar alabilmesi
için karar destek sistemlerinde gerekli olan eğilim ve yöntemlerin
ortaya çıkarılmasına da olanak sağlamıştır.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 53
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
Veri Madenciliğinde Kullanılan Adımlar
Proje Amacının Belirlenmesi
Projenin bu ilk aşamasında önce projenin hangi sektörde
gerçekleştirileceğine karar verilir. İkinci aşamada, projenin hangi
amaçla kullanılacağı, projenin sonunda neyin hedeflendiği, nelere
dikkat edilmesi gerektiğini, uygulamada oluşabilecek kısıtlar
ve projenin sonunda elde edilecek verilerin nasıl kullanılacağı
konularının açık olarak ortaya konulması gerekmektedir. Veri
madenciliği uygulamanın gerekliliği üzerinde düşünmesi ve
kurulacak veri madenciliği sistemine ait performans kıstaslarının da
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Verilerin Değerlendirilmesi
Projenin amacı belirlendikten sonra bu aşamada ne arandığı
bilinmeden veri üzerinde çeşitli araştırma ve keşif işlemleri yapılır.
Veri analizinde alan uzmanları, sorgulama yapanlar ve rapor
hazırlayanlar, çok boyutlu istatistiksel analizler ile veriyi tanıma ve
veri kalitesi hakkında bilgi sahibi olmaya çalışırlar.
Verilerin Hazırlanması
Bu aşamada veri hakkında bilgi sahibi olunduğu için projede verinin
kullanılabilecek hale getirilmesini amaçlar. Gerçek veri setleri
genellikle hatalı, eksik, tutarsız olabileceğinden veri madenciliği
sürecini olumsuz etkileyebilir. Kalite açısından düşük verilerle
çalışmaktan kaçınılmalıdır. Verilerin filtrelenmesi (temizliği) doğru
sonuçlara ulaşmak için çok önemlidir. Bu asama en çok is gücü
gerektiren ve toplam süreç içinde en fazla zaman alan aşamadır,
(Daniel,2005).
Modelleme
Bu aşamada tanımlanan problemle ilgili en uygun modelin bulunması
için birçok model oluşturulur göz önüne alınır, oluşturulur ve test
edilir. Bu süreç en iyi modele ulaşılıncaya kadar devam eder.
54
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
Değerlendirme
Bu aşamada daha önceki aşamada oluşturulmuş olan modelin
doğruluğu, güvenilirliği ve kalitesi uygulamadan önce son kez test
edilir. Elde edilen verilerin proje ilk oluşturulduğundaki amaçlarına
uygun olup olmadığına, problemin tüm aşamalarında çözüm sağlayıp
sağlamadığına bakılır. Bunu anlayabilmek için istatistiksel ölçekler,
uygunluk derecesini ölçen otomatik-hazır parametreler ya da bir
takım görselleştirme araçları kullanılabilir. Modelin anlaşılabilirliği
ve doğruluk oranı gibi konularda model, amaç için yeterli kaliteyi
sağlıyorsa uygulama aşamasına geçilir, (Chapman vd., 2000).
Uygulama
Oluşturulan ve doğruluğu kabul edilen modelin raporlanarak
kullanıcılara aktarılması ya da performans sisteminin içine dahil
edilmesi gerekmektedir.
Veri Madenciliği Modelleri
Veri madenciliği modelleri, gördükleri işlevlere göre temel olarak 3
grupta toplanır.
• Sınıflama (Classification) ve regresyon (Regression),
• kümeleme (Clustering),
• birliktelik kuralları (Association Rules).
Sınıflama ve regresyon modelleri tahmin edici, kümeleme ve
birliktelik kuralları modelleri tanımlayıcı modellerdir, (Özekes vd.,
2003).
Tahmin Edici Modeller
Tahmin edici modellerde, sonuçlarının bilinen verilerden yola çıkarak
bir model oluşturmak ve oluşturulan bu modelden yararlanılarak
sonuçları bilinmeyen bir veri kümesi için sonuç değerlerinin tahmin
edilmesi amaçlanır. Başka bir deyişle, geçmişteki deneyimlerden elde
edilen verileri ve mantığı kullanarak gelecekte olabilecek durumlar
hakkında öngörüde bulunur. Tahmin edici modellerin temel olarak
iki türü vardır. Bunlar sınıflandırma ve regresyondur.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 55
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
İki model arasındaki temel fark, sınıflandırma modelleri kategorik
değerleri tahmin ederken, regresyon modelinin devamlılık gösteren
değerlerin tahmin edilmesinde kullanılıyor olmasıdır.
Sınıflandırma ve regresyon modellerinde kullanılan başlıca teknikleri
aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
• Yapay Sinir Ağları
• Genetik Algoritmalar
• K-En Yakın Komşu
• Naive-Bayes
• Karar Ağaçları
Yapay Sinir Ağları
(YSA) biyolojik sinir sisteminin taklit edilmesi, matematiksel
olarak modellenmesi çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır,
(Yurtoğlu, 2005).
Bir yapay sinir ağı yöntemi belirli bir amaç için oluşturulur ve
geçmiş örneklemelere bakılarak yapı öğrenilir. Yapay sinir ağları
öğrenebilme ve farklı bir bilgi işleyebilme sayesinde kendi yapısını
ve ağırlığını değiştirir.
Genetik Algoritmalar
Genetik algoritmalar optimum çıktıları elde etmek için gerekli olan
girdileri üretmeye ve test etmeye olanak sağlayan bilgisayar tabanlı
bir arama metodudur, (Alkan 2001).
K-En Yakın Komşu
K- En Yakın Komşu yöntemi, sınıflandırma problemini çözen
denetimli öğrenme yöntemleri arasında yer alır. Veri madenciliğinde
sınıflandırma amacıyla kullanılan tekniklerden biridir. Bu yöntem
nesnelerin kendilerini ya da diğer nesnelerle olan ilişkilerini tarif
eden bilgileri kullanarak nesneleri gruplara ayırma işlemine dayalıdır.
Kümelemede amaç; grup içindeki nesneleri, diğer gruplardaki
nesnelerden olabildiğince ayrı/bağımsız, kendi aralarında ise
56
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
birbirine benzer/bağımlı olacak şekilde oluşturmaktır, (Özdamar,
2002).
Karar Ağaçları
İstatistiksel yöntemlerde veya yapay sinir ağlarında veriden bir
fonksiyon öğrenildikten sonra, bu fonksiyonun insanlar tarafından
anlaşılması zor olduğu için karar ağaçları oluşturulmuştur. Karar
ağacındaki düğümler nitelik isimleriyle, dallar nitelik değerleriyle,
yapraklar da farklı sınıf isimleriyle etiketlenir, (Sörensen ve Jassens
2003). Karar ağaçlarındaki kök düğüm olarak da adlandırılan ilk
eleman en yüksek karar düğümüdür, kullanılan algoritmaya bağlı
olarak her düğüm iki veya daha fazla dala sahip olur. Her dal bir
başka karar düğümüyle, ya da ağacın bitmesiyle sonlanır.
Tanımlayıcı Modeller
Kümeleme Modelleri (Clustering)
Kümeleme analizinin amacı, gruplanmamış verileri benzerliklerine
göre sınıflandırmak ve araştırmacıya kolayca anlaşılabilen özet
bilgiler sunmaktır. Kümelemede amaç; grup içindeki nesneleri,
diğer gruplardaki nesnelerden olabildiğince ayrı/bağımsız, kendi
aralarında ise birbirine benzer/bağımlı olacak şekilde oluşturmaktır,
(Özdamar, 2002).
Birliktelik Kuralları (Association Rules)
Veri madenciliğinde kullanılan ilk tekniklerden birisi de birliktelik
kurallarıdır, (Agrawal vd, 1993). Birliktelik kuralı birbirine bağlı olan
olayların ya da özelliklerin keşfedilmesi sürecidir, “İlişki Analizi”
ya da “Pazar Sepet Analizi” olarak da adlandırılır. Birliktelik kuralı
genellikle tanımlanırken “Şu olursa ardından da bu olur “şeklinde
tanımlanır.
Naive-Bayes
Naive bayes, hedef değişkenle bağımsız değişkenler arasındaki
ilişkiyi analiz eden tahmine yönelik ve tanımlayıcı bir sınıflama
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 57
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
algoritmasıdır, (Al-Hudairy, 2004). Bu algoritma genellikle GSM,
Bankacılık, sigortacılık, market gibi birçok alanda kullanılır.
Bu algoritmanın uygulanabilmesi için bir takım kabuller yapılması
lazımdır. Bunların en önemlisi niteliklerin birbirinden bağımsız
olması gerektiğidir. Nitelikler birbirinden bağımsız değilse,
birbirlerini etkiliyorlarsa, olasılık hesaplamak oldukça zordur.
Apriori Algoritması
Agrawal ve Srikant tarafından geliştirilmişti, (Agrawal and Srikant,
1994). Veri Madenciliğinde, birliktelik kuralı çıkarım algoritmaları
içerisinde en fazla bilinen ve kullanılan algoritma apriori
algoritmasıdır, (Şekil 1).
Algoritmanın ismi, yaygın nesnelerin önsel bilgilerini kullanmasından
yani elindeki bilgileri bir önceki adımdan almasından dolayı “önceki
(prior)” anlamına gelmektedir. Eğer bir öğe kümesi minimum destek
değeri sağlıyorsa, onun bütün alt kümeleri de minimum destek
değeri sağlar mantığında düşünülür. Bu özelliğin diğer bir adı ise
“anti-monotone”dir.
Şekil-1. Apriori Algoritması Pseudo-Code
Uygulama Araçları
Bu araştırmada verilerin sorgulanması ve ambarının oluşturulmasında
Microsoft SQL Server programı kullanılmıştır. Veri ambarlarındaki
58
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
veriler üzerinde Veri Madenciliği uygulamalarına olanak sağladığı
için Microsoft SQL Server platformunun sağladığı uygulamalardan
biri olan “Business Intelligence Developmnet Studio” kullanılmıştır.
Business Intelligence Development Studio
Business Intelligence Development Studio, SQL Server Business
Intelligence’ a özgü ek proje türleri içeren Microsoft Visual Studio
2008 uygulamasıdır.
Her proje türü, karar destek çözümleri için gerekli nesnelerin
oluşturulmasına yönelik şablonlar sağlar ve nesnelerle çalışmaya
yönelik çok çeşitli tasarımcılar, araçlar ve sihirbazlar sunar.
Analiz
Verilerin elde edilmesinde çalışmanın yapılacağı ortaöğretim
kurumları Kültür Dershanesi tarafından belirlenmiş ve gerekli izinleri
alarak yapılmış anket verileri bu çalışmanın uygulama bölümünde
kullanılmıştır, (Kılıç, 2014).
Bu çalışmada 5 bölge (İstanbul/Gaziosmanpaşa, İstanbul/Bağcılar,
İstanbul/Kartal, İstanbul/Kadıköy ve Ankara /Elvankent) ve toplamda
6 öğretim kurumu göz önüne alınmıştır(4’si Anadolu Lisesi, 2’i Düz
Lise).Veri toplam olarak 339 erkek, 481 kız öğrenci verisi göz önüne
alınmıştır.
Bu çalışmada kullanılan sınav kaygısı ölçüm yöntemi toplam 50 adet
soruyu içermektedir. 50 soru toplam 7 adet faktöre dağılmaktadır;
Bunlar I. başkalarının sizi nasıl gördüğü ile ilgili endişeler, II. kendinizi
nasıl gördüğünüzle ilgili endişeler, III. gelecekle ilgili endişeler, IV.
yeterince hazırlanmamakla ilgili endişeler, V. bedensel tepkiler,
VI. zihinsel tepkiler, VII. genel sınav kaygısı şeklinde sıralanabilir.
Çalışmamda kullanılan ölçüm yöntemlerine bakıldığında, her soru
için sadece “doğru” veya “yanlış” şeklinde cevap seçeneklerinin
bulunduğu görülmektedir.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 59
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
Karar Ağaçları
Şekil-2’ de ankete katılan tün öğrencilerin sınav kaygı oranları
verilmiştir. Bu analize göre öğrencilerin %53,78 kaygılı, %46,22’
sinin durumu normal olarak bulunmuştur.
Şekil-2 Ankete Katılan Tüm Öğrencilerin Sınav Kaygısının Oranları
Şekil-3 ’de ankete katılan öğrencilerin cinsiyet, şehir, zihinsel
tepkiler, okul türü vb. bütün kriterleri seçilerek yapılan analizinde
genel sınav kaygısını en çok etkileyen sebepler gösterilmektedir.
Şekil-3 Sınav Kaygısını En Çok Etkileyen Etkenlerin Karar Ağacı Modeli İle
Belirlenmesi
60
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
Zihinsel Tepki oranı % 80 ve %80 üzerinde olursa öğrencinin kaygı
düzeyi %85,39 dur. Zihinsel Tepki oranı %60’ in altındaki öğrencilerin
sınav kaygı düzeyi %28,06 olarak hesaplanmıştır. Bu öğrencilerin
bedensel tepkilerde verdikleri gözlemlenmiştir.
Bedensel Tepki oranı %20,06‘nin altında olan öğrencilerin kaygılı
olma olasılıkları %17,34’ken, sınav kaygılarının normal olma
olasılığı %82,66’dır. Ayrıca Bedensel Tepki oranı %20,06‘nın altında
olan öğrencilerde yeterince hazırlanamamak ile ilgili kaygıları
olduğu gözlenmektedir. Bedensel Tepki oranı %20,06 ve %20,06’nın
üzerinde olan öğrencilerin kaygılı olma olasılığı %43,15’iken normal
seviyede olma olasılığı %56,85 olarak analiz edilmiştir.
Zihinsel Tepki oranı %60 üzeri ve %80 den küçük öğrencilerin sınava
yeterince hazırlanamamak ile ilgili kaygıları olduğu görülmektedir.
Bu öğrencilerin kaygılı olma olasılıkları %61,09’dur.
Şekil-4 incelendiği zaman sınav kaygı düzeyini etkileyen faktörler
arasından öğrencinin gösterdiği zihinsel tepkiler, bedensel tepkiler
ve yeterince hazırlanamamak ile ilgili kaygıları ön plana çıkmaktadır.
Öğrencinin anket sonuçlarına göre “Zihinsel Tepki Oranları” ne
kadar yükselirse genel sınav kaygı düzeyeninde paralel olarak
yükseldiği görülmüştür.
Şekil-4 Sınav Kaygısını En Çok Etkileyen Etmenler
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 61
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
Karar ağaçlarıyla yapılan diğer bir analiz çalışmasında cinsiyet
ve sınav kaygı düzeyi arasındaki ilişkiyi irdelemektir. Şekil-5’ de
CINSIYET not=”E” kız öğrencileri, CINSIYET =”E” ‘de erkek
öğrencileri temsil etmektedir
Şekil-5. Karar Ağacı Cinsiyet Analizi
Analize katılan 339 erkek öğrencinin kaygı düzeyi %54,97 çıkmıştır.
Analizlerden kız öğrenciler erkek öğrencilere göre %14 daha fazla
kaygılı olduğu saptanmıştır. Bu nedenle özellikle kız öğrencilere
yönelik danışmanlık desteklerinin planlanması gerekmektedir.
Kümeleme Modelleri
Kümeleme Modeli kullanılarak öğrencilerin okul türleri ve sınav
kaygısı arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı araştırılmıştır.
Araştırma Anadolu ve Genel lise şeklinde iki kategoriden
oluşmaktadır. Şekil-6‘ da ki sonuçlara göre anlamlı bir ilişki olduğu
saptanmıştır.
62
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
Şekil-6. Anadolu Liseleri ve Genel Liseler de Sınav Kaygısı
Cluster 1 yani “Anadolu Liseleri”, Cluster 2 ise “Genel Liseleri”
temsil etmektedir. Analizden çıkan kaygı oranları aşağıdaki
şekillerde verilmiştir. . Genel liselerdeki öğrencilerin sınav kaygı
oranının Anadolu Lisesi öğrencilerinin sınav kaygı oranına nazaran
%10-15 daha fazla olduğu söylenebilir (Şekil 7 ve Şekil 8)
Şekil-7. Anadolu Lisesi Sınav Kaygısı Oranları
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 63
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
Şekil-8 . Genel Lise Sınav Kaygısı Oranları
Sonuç
Günümüz eğitim sisteminde, eğitimin her kademesindeki
öğrencilerin karşısına çıkan sınavlar, öğrenciler için büyük bir
kaygı ve stres oluşturmaktadır. Çoğu zaman öğrenciler ve aileleri
bazı sınavları hayatının dönüm noktası olarak görmektedir. Bundan
dolayı gireceği sınavın önemi bir kat daha büyümekte ve buna bağlı
olarak öğrenci ve ailenin kaygısı da artmaktadır.
Sınav kaygısının pek çok öğrenci tarafından yaşandığı yadsınamaz.
Çoğu öğrenci, gireceği sınava bağlı olarak, kaygının etkilerini
farklı şekillerde yaşar ve hisseder. Bazıları ise gireceği sınavdaki
başarı düzeylerini genelleyerek bunu kişiliği ile bağdaştırma
eğilimindedir. Yani sınavda başarılı olup olmaması onun kişiliğinin
64
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
başarılı olup olmaması anlamına gelir. Öğrencinin kendini bu
yönde değerlendirmesinin bireylerin sınav sürecinde yaşadıkları
kaygıyı daha da fazla artıracağı düşünülmektedir. Oysa sınav kişilik
değerlendirilmesi değil, sınava giren bireylerin bilgi derecesini
ölçen bir değerlendirmedir. Sınavdan düşük puan almak o kişinin
gerekli olan bilgiyi tam olarak öğrenemediğini, yüksek puan almak
ise bireyin gerekli bilgiyi elde ettiğini gösterir. Yani öğrencinin
kişiliğiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılması yanlış bir
tutumdur.
Yapılan araştırmalara göre sınava yeteri kadar hazırlanmamış olmak,
sınav kaygısının en önemli sebeplerindendir. Sınav yaklaştıkça
bireyin kaygısı artmakta ve birey konuların yetişmeyeceğini
düşündükçe paniklemektedir. Bunlara ek olarak, eğer birey sürekli
yaşıtları ile karşılaştırılıyorsa, başarıları sıradan görülüyorsa veya
sürekli başarısız görüldükleri bir ortamda yaşıyorlarsa sınav kaygısı
geliştirme riskleri de o oranda artacaktır.
Bu doğrultuda, öğrencilerin sınav kaygısı ve onunla ilişkili
olabileceği düşünülen cinsiyet, okul türü, öğrencinin kendisi ile ilgili
düşünceleri vb. çeşitli değişkenler arasındaki ilişkiyi saptamaya
yönelik bir araştırma yapılmıştır.
Farklı modellere dayalı incelemeler sonucuna göre öğrencilerin
sınav kaygısını etkileyen birden çok faktör olduğu ortaya çıkmıştır.
‘Karar Ağaçları Yönetimi’nde bütün değişkenlerin ele alındığı
analizde, öğrencinin sınav sırasında veya öncesinde mide bulantısı,
huzursuzluk ve gerginlik gibi bedensel tepkileri sınav kaygısını en çok
arttıran nedenlerdendir. Diğer bir bulgu ise öğrencilerin bildiklerini
unutmaları, karşılaştırmaları ve sınav esnasında zihinlerinin başka
konulara kayması gibi zihinsel karışıklıkların sebep olduğu sınav
kaygısıdır. Öğrencileri en çok etkileyen diğer bir bulgu ise sınava
yeterinde hazırlanamadıklarını düşünmeleridir. Bu durum içindeki
öğrenciler sınava yeterince hazırlanamadıklarını düşünerek kendine
olan özgüvenlerini de yitirirler. Bu da sınav kaygılarını ciddi oranda
arttıran etkenlerdendir.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 65
Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi
‘Karar Ağaçları’ analizi yöntemi sayesinde ulaşılan diğer bir bulgu
cinsiyet farklılıklarının sınav kaygısı üzerinde etkisidir. Diğer bir
ifadeyle analiz sonucunda cinsiyet faktörünün sınav kaygısı üzerinde
etkisi olduğu belirlenmiştir. Ankete katılan 820 öğrencinin 481’ i kız
öğrenci 339 ‘u ise erkek öğrencidir. Ankete katılan tüm öğrencilerin
%53,78’ i kaygılı,%46,22’ sinin kaygı düzeyinin normal olduğu
bulunmuştur.
Kümeleme Yöntemi’ kullanılarak yapılan başka bir analizde
öğrencilerin okul türleri değerlendirilmiştir. Genel Liselerde normal
bir devlet okulunda eğitim gören öğrencilerin sınav kaygısının
Anadolu Lisesinde eğitim gören öğrencilerin sınav kaygısından
daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun öğrencinin sınava
yeteri kadar hazırlanamamak ile ilgili endişelerin sonucu olduğu
düşünülmektedir.
Anadolu Lisesinde okuyan öğrencilerin sınavlara gereğinden
fazla anlamlar yüklemediği gözlemlenmiştir. Sınavlara yeterince
hazırlandıklarını düşünmelerinden dolayı sınavlara karşı verdikleri
bedensel ve zihinsel tepkiler normaldir. Genel Lise de eğitim gören
öğrenciler sınavların gelecekteki güvenliklerinin bir ölçüsü olarak
değerlendirdikleri için sınav kaygı düzeyleri daha yüksektir. Bu
sonuçlar göz önüne alınarak Genel Lisede eğitim gören öğrencilere
yönelik sınav kaygısıyla başa çıkma yöntemleri üzerinde daha
fazla durulmalıdır. Öğrenciyi rahatlatacak ve sınav motivasyonunu
arttıracak hem birebir hem de grup olarak katılabilecekleri aktiviteler
düzenlenmelidir.
Elde edilen sonuçlara göre genel öneri olarak okullarda öğrencilerin
sınav kaygısını azaltacak faaliyetlerin yapılması öğrencilerin
sınavlarda daha başarılı olmasına yol açabilir. Sınav kaygısı sonrada
öğrenilen bir davranış biçimidir. Öğrencilerdeki sınav kaygısı algısı
sahip olduğu aile ve çevre ile birlikte yeniden yapılandırılabilirse,
öğrenci üzerindeki etkilerinin hem sosyal hem de psikolojik olarak
olumlu olabileceği düşünülmektedir.
66
Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ
KAYNAKÇA
[1] Kılıç B. (2014) “Öğrencilerin Sınav Kaygısını Etkileyen Faktörlerin Veri Madenciliği İle İrdelenmesi”,. İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, (Tez Danışmanı: Prof. Dr. Zafer ASLAN), İstanbul.
[2] http://www.pdgm.bilkent.edu.tr/sinav_kaygisi.html,(2013).
[3] Kalıkov, A., (2006), Veri Madenciliği ve Bir E-Ticaret Uygulaması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
[4] Daniel T., (2005), Larose Discovering Knowledge in Data: An Introduction to Data Mining.
[5] Chapman, P.; Clinton, J.; Kerber, R.; Khabaza, T.; Reinartz, T.; Shearer, C. & Wirth, R. (2000). CRISPDM 1.0 step-by-
step data mining guide. Technical report, CRISP-DM
[6] Özekes S., Çamurcu A. Y., (2003), “Veri Madenciliğinde Sınıflama ve Kestirim Uygulaması”, Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi.
[7]
Yurtoğlu, H., 2005, Yapay sinir ağları metodolojisi ile öngörü modellemesi: bazı makroekonomik değişkenler için Türkiye örneği. Uzmanlık Tezi, Yayın No: Dpt: 2683, Ankara
[8]
Alkan, A. (2001) Predictive Data Mining With Neural Networks and Genetic Algorithms,Ph. D. Thesis, Institute of Science and Technology, Computer Engineering, ITU,İstanbul 51s.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 67
[9] Sörensen, K. and Janssens G. K., (2003), Data Mining With Genetic Algorithms on Binary Trees, European Journal of Operational Research, 151: 253-264.
[10] Özdamar E. Ö., (2002), “Veri Madenciliğinde Kullanılan Teknikler ve Bir Uygulama”, İstatistik Anabilim Dalı, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimar Sinan Üniversitesi.
[11]
Agrawal, R. ve Srikant, R., (1994), “Fast Algorithms for Mining Association Rules”, In Proceedings of the 20th International Conference on Very Large Databases (VLDB ’94), Santiago, Chile, 487-489.
[12] Al-Hudairy, (2004), ”Data Mining and Decision Making Support in The Governmental Sector”, Department of Computer Engineering, University of Louisville.
[13] Öner, N. (1990). Sınav Kaygısı Envanteri el kitabı. Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı Yayını No: 1. İstanbul.
68
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin
sorunları ve çözüm önerileri
M. Nafiz DURU 1
Hasan AYDIN 2
Özet
Günümüz teknolojisi, işletmelere büyük olanaklar sağlamaktadır.
Bu olanaklar İşletmelerin hantal yapılarından kurtulmalarına,
değişik iş kollarının ortadan kalkmasıyla gereksiz işgörenlerin
çalıştırılmamasıyla, ekonomik tasarruf sağlamalarına, müşterilerine
hızlı, kaliteli ve ekonomik hizmet vermelerine yardımcı olur.
Kütüphaneler de birer işletme olarak kabul edildiğine göre,
müşterilerine yani okur/araştırmacılarına hızlı, kaliteli ve ekonomik
hizmet vermek zorundadır. Bu hizmetin verilebilmesi kütüphanede
varolan dermenin sayısal ortama aktarılması ile mümkündür.
Sayısal bir kütüphane; zaman, mekân ve kaynak kısıtlaması olmadan
değişik formatta hızlı ve güncel bilgi sunarak, müşterilerine kaliteli
bir hizmet ile ekonomik tasarruf olanağı sunmuş olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Üniversite/araştırma kütüphaneleri,
sayısallaşma, Okur/araştırmacı, İşgören, Müşteri.
1
Prof. Dr. M. Nafiz DURU, İAÜ, Endüstri Müh. Bl. Başkanı
2
Hasan AYDIN, İÜ. Merkez Kütüphane
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 69
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri
PROBLEMS WITH THE UNIVERSITY/RESEARCH LIBRARIES
AND SOLUTION PROPOSITIONS
ABSTRACT
The technology nowadays provides many opportunities for the
businesses. These opportunities allow businesses to shake off their
clumsy structure, economically benefit by replacing unproductive
labor, and provide fast, high quality and affordable service for their
customers.
Considering libraries as businesses, they have to provide fast,
high quality and affordable services for their customers, in other
words readers/researchers as well. Such service is only possible via
transitioning the printed materials into the digital world.
Without time, location and source limitation, a digital library
providing fast and up to date information in variety of formats, offers
high quality service and budget efficiency.
Keywords: University Libraries, Research Libraries, Numerical,
Digital, Reader, Researcher, Customer.
Giriş
Üniversitelerde, bilginin düzenlenmesi ve okur/araştırmacıya
sunulmasında kütüphanelerin rolü çok büyüktür. Artık kütüphaneler
de bir işletme olarak görüldüğü için, müşterisi olan okur/
araştırmacısının isteklerini önemsemek zorundadır. Kütüphanelerin
müşterileri olan okur/araştırmacılar; hızlı, güncel, kaliteli ve
ekonomik hizmet beklerler.
Kütüphanelerin müşterileri olan okur/araştırmacılarına hızlı,
güncel, kaliteli ve ekonomik hizmet verebilmeleri için hantal
yapılarından kurtulmaları ve teknolojik olanaklardan yararlanmaları
gerekmektedir.
70
M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN
Günümüzde sayısal teknoloji işletmelerin her alanında
kullanılmaktadır. Kütüphaneler de dermesini sayısallaştırarak hem
ekonomik hem de kaliteli bir hizmet verme olanağına sahiptir.
Sayısal/dijital kütüphaneler; müşterileri olan okur/araştırmacılarına
zaman ve mekân kavramlarından uzak, sayı kısıtlaması olmadan
hizmet verir.
Kütüphanenin sayısallaşması ile birlikte, kütüphane gereksiz
personel, kırtasiye, mobilya, ısıtma-soğutma, temizlik, bakım onarım
giderlerinden kurtularak, bütçesini asıl hedefine yönlendirecektir.
ÜNİVERSİTE/ARAŞTIRMA KÜTÜPHANELERİNİN SORUNLARI
Üniversite kütüphanelerinde varolan sorunları irdelerken
kütüphaneyi oluşturan bileşenler öncelikle ele alınmalıdır. Bu
bileşenlerin yarattığı sorunların bilinmesi,
sunulan hizmetin
kalitesinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Üniversite/araştırma
kütüphanelerinde sorunları iki grupta inceleyebiliriz. Birinci grupta
kütüphane ve kütüphane öğelerine dair sorunlar, ikinci ana grupta
ise okur/araştırmacının yaşadığı sorunlar.
1. Kütüphane ve Kütüphane Öğelerine Dair Sorunlar
Bu gruptaki sorunlar dört başlık altında toplanır
i.
İşgören Sorunu
Her kurumda olduğu gibi üniversite kütüphanelerinde işgören
faktörü önemlidir. Cumhuriyet öncesi dönemde katib’ül
kütüb olarak nitelendirilen meslek elemanları, Cumhuriyet
döneminde kütüphaneci, ikibin yıllarından sonra da belge
ve bilgi yöneticisi olarak adlandırıldı. Zaman içinde gelişen
kütüphanecilik mesleğine paralel olarak ismi de değişmiştir.
Hızlı gelişen teknolojiye meslek elemanlarının uyum
sağlaması ve değişimin izlenmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki
durumu incelersek üniversite/araştırma kütüphanelerinde
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 71
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri
çalışan meslek elemanları sayı olarak yeterli değildir. Ayrıca
gelişen mesleki alandaki bilgilere hâkimiyet ve yabancı dil
alanında da yeterli olmadıkları gözlemlenmiştir. 3
Ülkemizde üniversite/araştırma kütüphanelerine kısıtlı bütçe
ayrılmaktadır. İşgören giderleri sadece işgörenin maaşı olarak
düşünülmektedir. İşgörenin sağlık, yemek, yol giderleri,
düzenli olarak mesleki eğitim programlarına gönderilmesi,
işgörenin çalışması için gerekli malzemeler, yabancı dil ve
teknolojik gelişmeler konusunda gerekli eğitimleri almaları
giderlerinin de hesaba katılması gerekmektedir.
Gelişen ve değişen dünyada üretilen bilginin ne kadar önemli
olduğu bilinmektedir. Bu bilgiyi bulup akademik çevrenin
hizmetine sunmak için kaliteli işgörene gereksinim vardır.
Kütüphanede çalışan işgörenin iyi derecede yabancı dil
bilmesi, gerekli teknolojiyi kullanabilme yeteneği ile bilgiye
erişim konusunda yeterliliğe sahip olması gerekir.
ii.
Kütüphane Binasının Yapısı
Kütüphane binaları yapılırken genellikle üniversitenin
kurulduğu yıldaki okur sayısı göz önünde bulundurulur. Bu
çok yanlış bir davranıştır. Yıldan yıla artan öğrenci ve öğretim
görevlisi ile dışarıdan gelen okur sayısı kütüphane binasını
fiziksel olarak yetersiz hale getirir. İkinci bir olumsuz durum
ise dermenin sürekli artışıdır. Zamanla kütüphaneye gelen
dermeye yer bulmak sorun oluşturur. 4
iii. Üniversite/Araştırma Kütüphanelerinin Hizmet Süreleri
Bilgi deviniminin yirmi dört saat olduğu günümüzde bilgi
hizmetini zamanla sınırlamak akla mantığa uymamaktadır.
Ülkemizde bazı üniversite kütüphaneleri saat 17.00 de
Bengü Çapar, “Türkiye’de Kütüphane Hizmetleri Alanında İnsan Gücü Planlaması”, Türk
Kütüphaneciler Derneği Bülteni, cilt 30, sayı 2, 1981, s.101.
4
Berrin Küçükcan, Ayşe Öztürk, Kütüphane Binası Kullanıcıları Arasındaki İletişimde Binanın Rolü,
I. Uluslararası Bilgi Hizmetleri Sempozyumu, İletişim, İstanbul, Türkiye, 25-26 Mayıs 2006, 2007 s.
335.
3
72
M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN
bazıları da saat 20.00 d kapatılmaktadır. Bu durum bilimsel
ilerlemenin ve araştırmanın önünde büyük bir engel oluşturur.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
iv. Bina Giderleri
Kütüphane binaları, işgörenin amaca uygun hizmet
verebileceği, kullanıcıların rahatça yararlanabileceği yaşam
merkezi olarak kullanılacak yapılardır. Bina giderleri
aşağıdaki gibi sıralanır:
Okuyucu salonu havalandırma giderleri
Temizlik giderleri
İşgörenin çalışması için gerekli malzeme giderleri
Okur/araştırmacının çalışması için, gerekli mobilya giderleri
Okurun/araştırmacının araştırma yapması için gerekli elektronik
aksam giderleri
Elektrik giderleri
Bina tadilat giderleri
Materyali koruma giderleri
Su giderleri
İlaçlama giderleri
Isıtma ve klima giderleri
Güvenlik giderleri
2.Okur/Araştırmacı Sorunları
Okur/araştırmacı kütüphaneye geldiğinde istediği materyale hemen
ulaşmalıdır. Okur/araştırmacının yaşadığı sorunlar genel başlıklarıyla
aşağıdaki gibi sıralanır.
i.
Maddi Sorun
Okur/araştırmacının, üniversite/araştırma kütüphanesine
gelip araştırma yapması okur/araştırmacıya belli miktarda
mali külfet yüklemektedir.
ii.
Ulaşım Sorunu
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin katalogları artık
elektronik ortamda yer almaktadır. Bundan dolayı mekân
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 73
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri
gözetmeksizin araştırma yapma imkânına sahip olan
araştırmacılar maalesef bu özgürlüklerini dermeye erişmede
kullanamamaktadırlar. Bazen şehir dışından gelenler için
büyük zahmetler doğurmakta ve zaman kaybına neden
olmaktadır.
iii. Materyale Ulaşım Sorunu
Okur/araştırmacı her zaman istediği bilgilere, kısa sürede
ve zamanında ulaşmak ister. Ancak işgörenin durumu, okur/
araştırmacının yoğunluk durumu, elektronik aksamların
durumu, kitap çıkaran aksamların durumu, kütüphanenin
açık olup olmama durumu gibi nedenler okur/araştırmacının
materyale ulaşmasını engeller.
iv. Kaynak Çeşitliliği Sorunu
Okur/araştırmacı istediği kaynağı kütüphanede her zaman
bulamamaktadır. Okur/araştırmacı, araştırma yaptığı konu
hakkında çok farklı kaynaklardan yararlanmak ister. Ancak
kütüphane yönetiminin derme alımlarında iyi bir planlama
yapamaması ve bağlı bulunduğu üniversitenin akademik
eğitimini yakından izlememesi nedeniyle okur/araştırmacı
kaynak çeşitliği sorunu yaşar.
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ
Gelişen ve değişen dünyada hız, kalite ve uygun maliyet önem
kazanmıştır. Üniversite/araştırma kütüphanelerinde yaşanan
sorunların çözümünü ararken geleceğe de bir kapı aralamak
gerekecektir. Verilen hizmet şeklinden binanın fiziksel yapısına,
işgörenin eğitiminden okurun/araştırmacının durumuna, bina
giderlerinden güvenlik sorununa kadar çözülmesi gereken birçok
konu bulunmaktadır. Sorunları ve çözümlerini şöyle sıralayabiliriz;
1.İşgören Sorununun Çözümü
Gelişen ve değişen bilgi çağında kütüphane işgöreninin de değişime
ayak uydurması kaçınılmazdır. Kütüphane işgöreninin çeşitli dillerde
74
M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN
yayımlanan bilimsel materyali izlemek, teknoloji ve kütüphane
konularında yeni gelişmeleri izleyip uygulamasını yapmak gibi
özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Öncelikle kütüphane
işgöreninin mesleki eğitim konularında farklı disiplinlerle etkileşim
içinde bulunması önem kazanmaktadır.
Kütüphane işgöreni denince, değişik kademelerde çalışan birçok
işgören akla gelmektedir. Kütüphanecilerin yaptığı teknik işlemlerin
dışında kütüphanede değişik kademelerdeki işlerin yapılması için
kütüphaneci dışında işgörene de ihtiyaç vardır.
Bu işgörenler şunlardır:
• İşçi
• Teknisyen
• Halkla ilişkiler uzmanı
• Çeviri bürosu elemanı
• Satınalma elemanı
• Ayniyatçı
• Hizmetli
• Sekreter
• Güvenlik görevlisi
Materyallerin dijital ortama aktarılması ile birlikte daha az
kütüphaneciye ihtiyaç duyulacaktır. Diğer yandan meslek
dallarında çalışan işgörene ihtiyaç kalmayacağından bilgisizliğe,
koordinasyonsuzluğa, iletişimsizliğe ve değişime direnç azalacak
böylece kalitesizliğin önüne geçilecektir. Ayrıca işgörenin yarattığı
maddi yükten de kurtulmuş olunacaktır.
2.Kütüphane Binası Sorunun Çözümü
Gelişen ve büyüyen dermeye sürekli yer bulmak veya yer açmak
gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun kütüphane binasının yapısının
ya da kütüphane binasının değişmesi anlamına gelmektedir. Ancak
bu yoğun emek ve sermaye gerektiren bir iştir.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 75
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri
Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi özellikle depolama alanında
yaptığı büyük atılım ile bu soruna çözüm bulabiliriz. Geleneksel
kütüphaneler bilgi kaynakları için ne kadar geniş bir fiziksel alana
sahip olursa olsunlar daima sınırlı bir mekâna sahiptir. Dijital
kütüphaneler dijital ortamın avantajıyla çok daha fazla bilgi
barındırabilirler 5
Teknolojin gelişmesi:
• Artan dermeye nazaran kütüphane binasının küçülmesine
• Bina için ayrılan bütçenin azalmasına
• Çok işgören yerine teknik işgörenin işlendirilmesine
• Okur/araştırmacıya zaman ve mekân kavramlarından uzak
kaliteli bir hizmetin sunulmasına
• Daha çok okur/araştırmacıya sayısal kütüphane aracılığıyla
ulaşarak bilimin gelişmesine katkıda bulunmaya
• Sayısal kütüphane vasıtasıyla sosyal eşitsizliğin giderilmesine
yardımcı olur. Dijital kütüphaneye geçişle bina sorununa çözüm
bulunacaktır.
3.Bina Giderlerinin Azaltılması Sorunu
Bina giderleri yıldan yıla artış göstermekte ve kütüphane bütçesinin
önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Kütüphane bütçelerinin kısıtlı olmasına karşın okur/araştırmacı
isteklerinin sürekli artış göstermesi, kütüphane hizmetlerinin; daha
hızlı, az maliyetli, güvenilir ve kaliteli gerçekleşmesini sağlayıp,
zaman ve mekân tanımayan sistemlerin geliştirilmesini zorunlu
kılmaktadır.
Gelişen teknoloji bizlere yeni olanaklar sunacak, çok uzaklardaki
bilgiye ulaşabilmemize olanak sağlayacaktır. Bir derme, dijital
ortamda küçük bir alana sığdırılabilmektedir. Böylece bazı iş
kollarına gerek kalmayacaktır.
Fatoş Subaşıoğlu, “Dijital Kütüphaneler: Tanımlama Sorunu”, Türk Kütüphaneciliği, cilt 15, sayı
1, 2001, s.45.
5
76
M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN
Dijital kütüphaneciliğe geçilince;
• Dermeyi sığdırmak için yapılan büyük binalara
• Okurun çalışması için mobilyaya
• Temizlik giderine
• Dermeyi korumak için havalandırma ve yangın söndürme
• Tesisatına
• Gereksiz işgören yığılmasına
• Okurun çalışması için zaman kısıtlamasına
• Materyalin onarımına
• Binanın ısıtılması ve soğutulmasına
• İşgörenin çalışması için malzeme giderlerine
• Bina güvenliğine
• Aydınlatma giderlerine
• Bina tadilat giderlerine
• İlaçlama giderlerine
• Okurun araştırma yapması için gerekli elektronik aksam
giderlerine ihtiyaç olmayacaktır.
Yukarıda söylediğimiz iş kolları gelişen teknolojiye paralel olarak
ortadan kalkacağından, kütüphane asıl hedefine odaklanmış olacaktır.
4.Üniversite/Araştırma Kütüphanelerinde Zaman Sorunu
Geleneksel kütüphane uygulamaları araştırmacının yararına
olmamaktadır. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
• Kütüphanenin çalışma saatleri
• Materyalin okur/araştırmacıya ulaşma zamanı
• Randevuyla çalışan birimlerin uygulamaları
• Kütüphaneler arası ödünç verme (ILL) yöntemiyle okur/
araştırmacının ihtiyacını giderme.
Bu nedenlerle okur/araştırmacı istediği kaynağa ulaşmada
zorluklar yaşamakta ve bundan dolayı da daha az bilimsel çalışma
yapabilmektedir.
Hızın ve zamanın önem kazandığı çağımızda gelişen teknolojik
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 77
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri
olanaklar okur/araştırmacının bu gibi sorunlarını çözecek
düzeydedir. Müşteri olarak görülen okur/araştırmacıya, daha
ekonomik, kaliteli ve hızlı hizmet verilebilmesi için kütüphanenin
sayısallaştırılması gerekmektedir. Sayısallaşan kütüphanede okur/
araştırmacı kütüphaneye gelmeden veya herhangi bir bürokratik
engelle karşılaşmadan günün her anında hizmet alma olanağına
kavuşacaktır.
OKUR/ARAŞTIRMACININ ÖZEL SORUNU
Okur/araştırmacının, araştırma yaparken yaşadığı sorunları ve
çözüm yollarını dört ana grupta toplayabiliriz.
1.Materyale Ulaşım Sorunu
Üniversite/araştırma kütüphanelerine gelen okur/araştırmacılar,
doğru ve hızlı bir biçimde en güncel bilgilere ulaşmak ister.
Genellikle okur/araştırmacılar üniversite kütüphanelerinin sağladığı
bu hizmetlerin yeterli olmadığı görüşündedirler. 6
Günümüz teknolojisi kullanıldığında bugün binlerce derginin ve
kitabın tam metin olarak kullanıcıya sunulması mümkündür. Böylece
okur/araştırmacının yedi gün yirmi dört saat, hem mekândan hem
de zamandan bağımsız olarak hizmet alabilme olanağı olacaktır.
Okur/araştırmacının kütüphaneye gelmeksizin ve zaman sınırlaması
olmaksızın literatür taraması yapması, elektronik kitap ve makaleleri
okuması mümkün hale gelecektir.
Sanal ortama aktarılmış derme okur/araştırmacıya;
• Kütüphaneye gitmeden literatür taraması yapılabilmesini
• Yayına erişimin mekâna bağlı olmaktan çıkmasını
• Aynı kaynaktan aynı anda birden fazla kişinin yararlanabilmesini
• Zaman sınırlamasının ortadan kalkmasını
• Erişilen yayın sayısının katlanarak artmasını
Ahmet Çelik, Nazan Uçak, “Üniversite Kütüphaneleri Üzerine”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Dergisi, cilt 10, sayı 2, 1993, ss. 117-118.
6
78
M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN
• Yayınların kullanıma sunulması için gerekli zaman kısalması
olanakları sağlayacaktır.
2.Ulaşım Sorunu
Bu sorun okurun kütüphanedeki materyale ulaşımı ve başka
kütüphanelerdeki, hatta yurt dışındaki materyale ulaşım sorunu
olarak da düşünülmelidir. Okur/araştırmacı aradığı materyale
ulaşmak için zamanının önemli bir bölümünü harcamaktadır. Ancak
teknolojinin gelişmesi e-iletişim araçlarının çeşitlenmesi bu sorunun
ortadan kalkmasını sağlar. Okur/araştırmacıya e-iletişim araçları ile
hizmet verilmesi halinde okur/araştırmacı kütüphaneye gelmeden
kütüphanedeki kaynaklara ulaşabilir. Ayrıca;
• Bu durumda sosyal eşitlik sağlanarak, sadece kütüphanenin
bulunduğu şehirdeki insanlar değil, en ücra köşedeki okur/
araştırmacı da kütüphaneden faydalanmış olur
• Özürlü Okur/araştırmacılar ulaşım engeline takılmadan
istedikleri kadar araştırma yapabilecekler
• Okur/araştırmacılar, istedikleri materyale ulaşım sorunu
yaşamayacaklarından daha çok araştırma yapma olanağına
kavuşacaklardır.
3.Maddi Sorun
Okur/araştırmacı, araştırma yapmak için kütüphaneye gitmek
zorundadır. Bunu yapması için belli miktarda maddi kaynağa ihtiyaç
duyacaktır. Bu giderlerin başlıcaları şunlardır;
• Kütüphaneye ulaşım için yapacağı harcama, taşıma giderleri
• Gıda harcamaları
• Kütüphanelerarası işbirliğiyle gelen materyale yapacağı harcama
• Fotokopi için yapacağı harcama
E-teknoloji kullanıldığında, uzaktan görsel ve işitsel erişim ile uygun
depolama olanakları sağlanır. Araştırmacı e-iletişim araçları ile
ulaştığı kütüphane materyallerini okuyup, indirip depolayabilecek ve
böylece yukarıda belirttiğimiz maddi külfetten kurtulmuş olacaktır.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 79
Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri
4.Kaynak Çeşitliliği Sorunu
Kütüphaneciler, kütüphane hizmetlerini sürekli gelişen ve değişen
beklentilere göre izleyerek şekillendirmeye çalışırlar. Basılı
ortamdan elektronik ortama geçen bilgi kaynaklarına paralel olarak
genç kuşak kullanıcılar bilgiye elektronik ortamdan zaman ve mekân
sınırlaması olmaksızın erişmek istemektedir. Bu da elektronik
ortamdaki kaynaklara kolay ve hızlı erişimi sağlamayı bir zorunluluk
haline getirmiştir. 7
Sonuç
Gelişen teknoloji aynı anda birden fazla kişiye hizmet sunulmasına
olanak sağlamaktadır. Sayısallaştırılmış bir dermede, materyalin
kaybolması gibi bir sorun olamayacağı gibi eksik olan materyal için
paydaş kütüphanelerle işbirliğine gidilerek bütçe sorunu da aşılmış
olur.
Sonuç olarak, günümüzde gelişen teknoloji bizlere çeşitli olanaklar
sağlamaktadır. Bu olanaklar işletmelere çeşitli kolaylıklar sağlayarak,
işletmeyi çeşitli giderlerden de kurtarmaktadır. Müşteriler zaman
ve mekân kavramı olmadan hizmet alabilmeye teknoloji sayesinde
ulaşabilir.
Kütüphanelerde okur/araştırmacı olarak tanımladığımız müşteriler,
hızlı güncel ve ekonomik bir hizmet beklerler. Müşterilerin bu
beklentilerini karşılamak için teknolojik gelişmeleri kütüphaneye
uyarlamak gerekmektedir. Müşteri memnuniyeti, klasik
kütüphanelere karşın sayısal kütüphanelerde daha da artacaktır.
Kütüphaneler; klasik kütüphane anlayışından sıyrılarak geleceğini
sayısal ortamda arayacak. Okur/araştırmacılarına hızlı, güncel ve
kaliteli hizmeti, zaman ve mekân kavramları olmadan ancak sayısal
ortamda verebilecektir.
Sami Çukadar, vd., Türkiye’de Üniversite Kütüphaneleri: Mevcut Durum ve Gelecek, Uluslararası
Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar, 27-29 Mayıs 2011, İstanbul; cilt 3. bölüm 16,
2011, s. 10.
7
80
M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN
Sayısallaşan bir kütüphane ile birlikte okur/araştırmacılar (müşteriler);
sayı kısıtlaması, yayının bulunamaması, yayını bekleme, yol, gıda,
sağlıksız ortam gibi olumsuzluklardan uzak kaliteli bir hizmet almış
olacaklardır.
Kütüphanelerde kütüphanecilerden başka değişik yerlerde çalışan
işgörenler bulunmaktadır. Bu işgörenler gerekli hizmet becerisinden
yoksundurlar. Kütüphanenin sayısallaşması ile birlikte, bu tür
işgörenlere ihtiyaç kalmayacağından, kütüphane bütçesini daha
doğru yerlere harcayacaktır.
Sayısallaşan bir kütüphanede; okur/araştırmacı uzaktan hizmet
alacağından, kütüphane binaları küçülecek, gereksiz araç-gereç
alınmayacak, kütüphaneye ayrılan bütçenin önemli bir bölümü
derme alımına gidecektir. Böylece üniversite/araştırma kütüphaneleri
gerçek görevlerine dönerek; hızlı ve kaliteli hizmet verebilecektir.
KAYNAKÇA
[1] Çapar, Bengü, “Türkiye’de Kütüphane Hizmetleri Alanında İnsan Gücü Planlaması”, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, cilt 30, sayı 2, 1981, s.101.
[2] Çelik, Ahmet, Nazan Uçak, “Üniversite Kütüphaneleri Üzerine”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, cilt 10, sayı 2, 1993, ss. 117-118.
[3] Çukadar, Sami, vd., Türkiye’de Üniversite Kütüphaneleri: Mevcut Durum ve Gelecek, Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar, 27-29 Mayıs 2011, İstanbul; cilt 3. bölüm 16, 2011, s. 10.
[4] Küçükcan, Berrin ,Ayşe, Öztürk, Kütüphane Binası Kullanıcıları Arasındaki İletişimde Binanın Rolü, I. Uluslararası Bilgi Hizmetleri Sempozyumu, İletişim, İstanbul, Türkiye, 25-26 Mayıs 2006, 2007 s. 335.
ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 81
[5] Subaşıoğlu, Fatoş, “Dijital Kütüphaneler: Tanımlama 82
Sorunu”, Türk Kütüphaneciliği, cilt 15, sayı 1, 2001, s.45.
ABMYO Dergisi’nde Yayınlanacak Makaleler İçin Yazım Kuralları
Dergide yayımlanan makaleler yazı işlerinin izni olmaksızın başka hiç bir yerde yayımlanamaz veya
bildiri olarak sunulamaz. Kısmen veya tamamen yayımlanan makaleler kaynak gösterilmeden hiçbir
yerde kullanılamaz. Dergiye gönderilen makalelerin içerikleri özgün, daha önce herhangi bir yerde
yayımlanmamış veya yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Makaledeki yazarlar isim sırası
konusunda fikir birliğine sahip olmalıdır.
1. Makale Türleri
Makaleler iki grupta değerlendirilecektir:
Dergiye gönderilen makaleler aşağıdaki özellikleri taşıyan çalışmalar olmalıdır:
•
Özgün araştırmalarla ilgili çalışmalar,
•
Uygulama örneklerini bilimsel bir yaklaşımla anlatan çalışmalar,
•
Belirli bir konuda, önemli geliúmeleri değerlendirip eksiklikleri ortaya koyan derleme çalışmaları,
•
Tez çalışmasından elde edilen sonuçların bilimsel tutarlılığı olan bir bölümünden ya da tümünden
yararlanılarak hazırlanmış, doktora öğrencisinin ve tez danışmanının ortak yazar olarak yer aldığı
bilimsel makaleler.
ABMYO Dergisi’nde yayımlanan makaleler yayın tarihinden itibaren derginin bir sonraki sayısına
kadar tartışmaya açık olacaktır. Makaleler için yapılan eleştiriler dergide yayınlanacaktır.
Makaleler en fazla 12 sayfa olmalıdır. Makaleler en az Word 6.0/95 formatında diskette veya CD’de
teslim edilmeli ya da ABMYO Dergisi elektronik posta adresine gönderilmelidir. Orijinal olarak
hazırlanmış makaleler % 20 oranında küçültülerek basılacaktır, bu nedenle şekil ve tablolar bu durum
göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır. ABMYO Dergisi siyah beyaz basıldığından gönderilen
makaledeki resim, fotoğraf, şekil ya da grafikler renkli olmamalıdır.
2. Sayfa Düzeni
Sayfa boyutu A4 kağıt boyutunda olmalı, sayfa yapısında sağdan ve soldan 2 cm; üstten 2.5 cm; alttan
da 3 cm boşluk bırakılmış olmalıdır. Metin, sağ ve sola dayalı (justify), tek aralık olarak yazılmalı,
paragraflar arasında bir satır boşluk bırakılmalıdır. Başlık, şekil adı, tablo adı gibi forrnatı belirtilmiş
yazılar dışında kalan metin Times New Roman yazı karakterinde 12 punto ile yazılmalıdır.
3. Makale Başlığı
Makale başlığı metnin içeriğini yansıtmalı, 70 harfi geçmemeli ve gereksiz uzatmalardan kaçınılmalı;
Times New Roman yazı karakterinde 20 punto ile yazılmalı ve sadece başlığın ilk harfi büyük olmalıdır.
Başlık sayfanın üst sınırından 6 cm boşluk bırakıldıktan sonra yazılmalıdır.
4. Yazar Adı
Yazar adı sayfanın üst sınırından 10 cm aşağıda olmalıdır. Yazar adının ilk harfi ve soyadı büyük harf
olmak üzere Times New Roman, 12 punto ve koyu (bold) olarak yazılmalıdır. Yazar adının altına
Times New Roman 10 punto ve italik olarak adres yazılmalıdır. Yazışmalara yapılacağı yazarın ismi,
telefon numarası, elektronik posta adresi, yayının 1. Sayfasının altında dip not (footer) olarak alttan 2
cm yukarıda, 10 punto, Times New Roman formatıyla yazılmalıdır.
5. Dergide yayımlanmak üzere gönderilen yazıların, daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olması
veya bir başka yayın organında değerlendirme aşamasında bulunmaması gerekmektedir.
6. Herhangi bir sempozyum, kongre, konferans v.b. bilimsel etkinliklerde sunulmuş veya sunulacak
83
olan bildiri metinleri, yayımlanmamış olması koşulu ile hakem değerlendirmesine gönderilir.
7. Kısaltmalar, ilgili bilim alanının standart kısaltmaları olmalı ve metin içinde ilk geçtiği yerde
tanımlanmalıdır.
8. TürkçeÖzet
Özet; yazıya konu olan çalışmanın amaçlarını, kullanılan yöntemleri, ulaşılan sonuçlan,
değerlendirmeleri içermeli ve 200-250 kelime arasında olmalıdır. Bu haliyle özet, yapılan çalışma
hakkında fikir verebilmelidir. Özet, Times New Roman yazı karakteri ile 12 punto, italik olarak
sayfanın üst sınırından 13cm boşluk bırakıldıktan sonra yazılmalı ve satırlar arasında tek aralık (single
space) bırakılmalıdır. Özet kelimesi koyu (bold) olmalıdır. Özet kelimesi ile metin arasında bir satır
boşluk bırakılmalıdır.
9. Anahtar Kelimeler
Özet ve abstract kısımlarından sonra, makalenin konu sınıflandırmasının yapılabilmesi için en az
3, en çok 6 adet anahtar kelime verilmelidir. Anahtar kelimeler önemlerine göre sıralanmış, Times
New Roman yazı karakteri ile, Türkçe anahtar kelimeler 12 punto, İngilizce keywords 11 punto ve
italik yazılmalıdır. Sadece anahtar kelimeler ve keywords kelimeleri koyu (bold) ve italik olarak
yazılmalıdır. Türkçe özet ile anahtar kelimeler arasında ve abstract ile keywords arasında bir satır
boşluk bırakılmalıdır.
10.Makalenin İngilizce Başlığı
Makalenin İngilizcc başlığı sadece ilk harfi büyük olmak üzere Times New Roman yazı karakterinde
punto ile koyu olarak yazılmalıdır.
11.İngilizce Özet (Abstract)
İngilizce özet, yazıya konu olan çalışmanın amaçlarını, yazıda kullanılan yöntemleri, ulaşılan sonuçları
ve değerlendirmeleri içeren, Türkçe özette olduğu gibi bilgi vermek üzere, 200-250 kelime arasında
olacak şekilde hazırlanmalıdır. Abstract, Times New Roman yazı karakteri ile 11 punto, italik ve satırlar
arasında tek aralık olacak şekilde yazılmalı, sadece abstract kelimesi 12 punto ve koyu (bold) olmalıdır.
12. Başlıklar Ana Başlık
Giriş bölümü yazıyı doğrudan ilgilendiren, uzun tarihçeler içermeyen bir bölüm olmalıdır. Tüm ana
başlıklar sola dayalı olarak Times New Roman formatında 14 punto, koyu renk (bold) ve başlığın
sadece ilk kelimesinin ilk harfi büyük olacak şekilde yazılmalıdır. Hiçbir başlığın önüne numara veya
herhangi bir işaret konulmamalıdır. Giriş dışındaki ana başlıklardan öne 18 punto boşluk bırakılmalı,
ana başlıktan sonra boşluk bırakılmadan makale metni başlamalı, metin yazı karakteri Times New
Roman ve 12 punto olmalıdır.
Ara Başlık
Ana başlıktan sonra herhangi bir metin yazılmadan ara başlık yazılması gerektiğinde arada boşluk
bırakılmayacaktır. Ara başlıklar sola dayalı olarak Times New Roman formatmda 12 punto, koyu
renk (bold) yazılmalı ve başlığın sadece ilk kelimesinin ilk harfi büyük olmalıdır. Ara başlıktan sonra
boşluk bırakılmadan makale metni başlamalıdır. Herhangi bir metin yazıldıktan sonra konulacak ara
başlıklardan önce bir boşluk bırakılmalıdır.
84
Alt Başlık
Alt başlıklar paragrafın başında ve metinden bir çizgi (-) iúareti ile ayrılarak yazılmalı ve hemen
yanından metin devam etmelidir. Alt başlık Times New Roman yazı tipinde italik, 12 punto ve sadece
ilk kelimenin ilk harfi büyük olarak yazılmalıdır.
13. Şekiller
Metin içinde yer alan şekiller metin sınırlarını aşmayacak şekilde ortalanarak konulmalıdır. Şekiller
mutlaka net ve okunaklı olmalıdır. Baskı sırasında yayın %20 oranında küçültüleceği için şekil
büyüklükleri bu durum göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Şekiller ya bir çizim programı ile
çizilmiş olmalı ya da taranmış ise en az 300dpi çözünürlükte taranmış olmalıdır. Şekil olarak gösterilen
grafik, resim ve metin kutularında yer alan yazı ve sayıların büyüklüğü makale içinde Times New
Roman karakteri ile yazılmış 9 punto boyutundaki bir yazının büyüklüğünden az olmamalıdır. Şekil no
ve adları şeklin altında ortalanarak, tek aralıklı ve Times New Roman 12 punto ile italik yazılmalı ve
sadece ilk kelimenin ilk harfi büyük olmalıdır. Şekilden önce, şekil adından önce ve sonra da birer satır
boşluk bırakılmalıdır. Şekiller metin içine yerleútirilirken mutlaka şekilden önce atıfta bulunulmalıdır.
14.Resim ve Fotoğraflar
Resim ve fotoğraflar taranmış ise en az 300 dpi çözünürlükte taranmış olmalı, metin içinde mutlaka
atıfta bulunulmalı, şekillerle beraber numaralandırılmalıdır.
15.Tablolar ve Denklemler
Metin içerisinde yer alan tablolar aşağıda görüldüğü gibi metin sınırlarını aşmayacak şekilde
ortalanarak konulmalıdır. Tablo no ve adları, tablonun üstünde tek aralık ve Times New Roman 12
punto ile sadece ilk kelimenin ilk harf büyük olacak şekilde ortalanarak ve italik yazılmalıdır. Tablo adı
yazılırken üstte ve altta birer satır, tablodan sonra ise bir satır boşluk bırakılmalıdır. Tablolara tablodan
önce mutlaka metin içerisinde atıfta bulunulmalıdır.
Tablo satır ve sütunlarındaki rakam ve yazılar Times New Roman 12 punto yazılmalıdır. Ancak
zorunlu kalman durumlarda yazı boyutu yazı sınırlarını geçmeyecek şekilde en az 9 puntoya kadar
düúürülebilir. Tablodaki parametre ve isimlerin yer aldığı ilk satırın hem altı hem de üstü 1.5 punto
kalınlıkta birer çizgi ile kapatılmalıdır. Daha sonraki satırlarda herhangi bir yatay ve düşey çizgi
kullanılmadan son satırın altına bir çizgi daha ilave edilerek tablo sınırlandırılmalıdır.
Metin içerisine yazılacak denklemler, word yazım programındaki equation editör ile sola dayalı olarak
yazılmalı ve eşitliklere sağa dayalı olarak parantez içerisinde numara verilmelidir.
16. Semboller
Makale çok sayıda sembol içeriyor ya da makaledeki sembollerin açıklanması gerekiyorsa uluslararası
standarda uygun olarak, semboller, kaynaklardan önce, Times New Roman 11 punto ile ve italik
yazılmalıdır.
Makalede ondalık gösteriminde nokta kullanılmalı, binlikleri ayırırken virgül veya nokta kullanılmamalı
gerekiyorsa tek boşluk kullanılmalıdır.
17. Dergi yayın Kurulu, makaleleri, üç hakem gönderir. Makaleler, en az iki hakemin olumlu görüşüyle
yayımlanır.
18. Yayımlanması için düzeltilmesine karar verilen yazıların, yazarları tarafından en geç (posta süresi de
dahil olmak üzere) 30 gün içerisinde, yeniden Yayın Kuruluna gönderilmesi gerekir. Belirlenen sürede
85
gönderilen makaleler bir sonraki dönemde yayımlanmak üzere sıraya konulur. Metin, değişiklikleri
isteyen hakemler tarafından yeniden incelenebilir.
19. Hakem onayı alan makaleler, raporların tamamlanma tarihlerine göre sıraya konularak yayımlanır.
20. Dergiye gönderilecek yazılar, iki kopya alınarak hazırlanmalıdır. Bunlardan bir kopya posta yolu
ile gönderilmeli; bir kopya ise; elektronik posta aracılığıyla iletilmelidir. Elektronik posta olarak
gönderilen nüshada, yazar/yazarların adı soyadı, makalelerin tam adı, bağlı bulundukları kurum ve
ünvanları, iş-cep telefonları ve elektronik posta adreslerini içeren bir kapak sayfası bulunmalıdır.
Kapak sayfası, posta yolu ile gönderilecek kopyaya da eklenmelidir.
21. Yazarlar, yayınlarını İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisine göndermekle, telif haklarını İstanbul
Aydın Üniversitesine devretmiş sayılırlar.
22. Dergide yazısı yayımlanan yazarlara, iki adet dergi ücretsiz olarak gönderilir. Ayrıca telif hakkı
ödenmez.
23.Ulusal ve uluslar arası düzeyde akademik bilgi paylaşımının sağlanması amacıyla İstanbul Aydın
Üniversitesi Dergisi’nde yayımlanmak üzere Hakem Kurulundan geçen yazılar Üniversitenin internet
sitesine bağlı olarak da yayımlanabilir.
24. Dergiye gönderilen yazılar, yayımlanmasa dahi iade edilmez
25. Kaynaklar
Yazı içinde atıfta bulunulan kaynaklar; ya ...Smith (1980)... şeklinde cümlenin içinde, ya ...(Smitb,
1980; Adams, 1981) ya da (Smith vd., 1980) şeklinde cümlenin sonunda yazar soyadı ve yayın yılı
belirtilerek verilmelidir. İki yazarlı kaynaklarda iki yazarın da soyadı yazılmalı (Snell ve Ettre, 1971),
ikiden fazla yazarlı kaynaklar parantez içinde gösterilecek ise vd. kısaltması kullanılmalı (Li vd.,
1998), parantez dışında Li ve diğerleri (1998) kullanılmalıdır.
Makale metninin sonunda kaynaklar bölümü bulunmalı ve yazar soyadına göre A’dan Z’ye doğru
alfabetik sıralama yapılmalıdır. Kaynaklar, Times New Roman 11 punto ile yazılmalı, sadece dergi,
kitap ya da sempozyum adı italik olmalıdır. Kaynaklarda, varsa cilt numarası koyu renkte, sayı
numarası normal karakter ile yazılmalıdır. Kaynaklar kısmında yer alan ulusal-uluslararası makalelerin
yer aldığı dergi adları kısaltılmış halleriyle değil, açık olarak yazılmalıdır. (Örnek olarak dergi adı Wat.
Res. şeklinde değil Water Resources şeklinde yazılmalı.)
Kaynak gösterimleri aşağıdaki örnekler gibi yapılmalıdır.
i) Ulusal - Uluslararası Makaleler
Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Magnetic fıelds, Electra, 24, 9, 117-143.
ii) Ulusal - Uluslararası Bildiriler
Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Magnetic fields, Proceedings , 5tJl Conference,
Electronics, 117-143, Sydney, A.
iii) Ulusal - Uluslararası Kitap
Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Magnetic fields, 295, Mc. Graw Press, London.
Aziz,A (2008). İletişime Giriş. 135, Aksu Yayınevi. İstanbul.
- Kitap İçinde Bölüm
Sensoy, T., (1998). Magnetic fields, in Reinhards, M, eds, Physics, Mc. Graw HM Press, 2-5, Oxford,
86
UK.
- Çeviri Kitap
Ong, W.J (1995). Sözlü ve Yazılı Kültür. Sema Postacıoğlu (Çev.). 136, Metis Yayınevi. İstanbul
- Editörlü Kitap
Çebi, M.(Ed).(2003). Medya Etki Araştırmaları 142, Alternatif Yayınevi. Ankara.
- Editörlü Kitapta Bölüm
Keeplinger. H,M(2003). Etki Kavramının Sınırları. Murat Çebi (Ed.), Medya Etki Araştırmaları 142,
Alternatif Yayınevi. Ankara.
- Dergiden Makale
Gezgin, S. (2009). Medyanın Sorumluluğu (Türk Alman ilişkileri Örneğinde). İstanbul Aydın
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 44-54
- Basılmamış Tezler, Bildiriler
Arvas, İ.S (2010). Cumhuriyet Döneminde Basında Etik Bağlamda Ortaya Konulan Uygulamalar
ve Bir Meslek Örgütü: Basın Konseyi. (Yayınlanmamış doktora tezi.) İstanbul Üniversitesi / Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
- İnternette Makale
Koloğlu, O. (1999). Medya, Devlet ve Sermaye. http://dorduncukuvvetmedya.com
iv) Basılmış Bilimsel Rapor
Yilmaz, A„ Brown, O. ve Nelson, H., eds. (1998). Magnetic fields, J., Technical Report, ICTP TRIL
Programme, 12, Trieste.
v) Mesleki Teknik Rapor
Yılmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., eds. (1998). Manyetik Alan Teorisi, Teknik Rapor 5, CEV Vakfı,
İstanbul.
vi) Doktora, Y.Lisans Tezi
Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Manyetik Alan Teorisi, Doktora tezi, AÜ Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
iviii) Standartlar
TS920, (1990). Binalarda rüzgar yükü kuralları, Türk Standartları, Ankara. ix) Güncel Yazı
Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Manyetik Alan Teorisi, Bilim ve Teknik, 63, 7, 3-5
Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (2000). Manyetik Alan Teorisi, Hürriyet Gazetesi, sf. 1, 2,
12,2000.
x) Web Adresleri
Kaynakların A’dan Z’ye sıralanması bittikten sonra 1 punto kahnlıklı bir çizgi çekilerek, çizginin
altından itibaren, internet kaynakları, siteden yararlanılan tarihle beraber yazılmalıdır. Yilmaz, A.,
Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Manyetik Alan Teorisi, http://www.server.com/final/paperl .html,
(21.12.2005)

87

Benzer belgeler