1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise - iaü
Transkript
1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise - iaü
Yıl Year: 10 Ocak - Şubat - Mart 2015/January - February - March 2015 Sayı Number: 37 ISSN 1306 - 3377 KÜNYE IDENTITY Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi üç ayda bir yayımlanır. Bu dergide yayımlanan makalelerin telif hakları Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu’na aittir. Bu yayımla ilgili olarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan doğan her türlü hak saklıdır. Tanıtım için yapılacak alıntılar dışında Yüksekokulun izni olmadan çoğaltılamaz. Bu dergide yayımlanan makalelerdeki görüşler yazarlarına aittir. Yüksekokul bu görüşler nedeniyle herhangi bir sorumluluk kabul etmez. ONURSAL BAŞKAN : Dr. Mustafa AYDIN İAU Adına İmtiyaz Sahibi : Prof. Dr. Yadigâr İZMİRLİ ONUR KURULU : Dr. Mustafa AYDIN, Prof. Dr. İsmail Hakkı AYDIN, Prof. Dr. Hasan SAYGIN, Prof. Dr. Metin GER, Prof. Dr. İbrahim Hakkı AYDIN, Prof. Dr. M. Salih ÇELİKKALE EDİTÖR : Prof. Dr. Candan VARLIK EDİTÖR KURULU : Prof. Dr. Mustafa ÇIKRIKÇI, Prof. Dr. İbrahim Hakkı AYDIN, Prof. Dr. Nurbay GÜLTEKİN, Prof. Dr. Hasan SAYGIN, Prof. Dr. Kamil BOSTAN, Prof. Dr. Hülya YENGİN, Prof. Dr. Osman UÇAN, Prof. Dr. Selami GÖZENÇ, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ, Prof. Dr. Necla ARAN, Yrd. Doç. Dr. Kenan SİVRİKAYA, Yrd. Doç. Dr. Güven ÖZDEMİR, Yrd. Doç. Dr. Ayla ÜNVER ALÇAY, Öğr. Gör. Öznur SEVME, Öğr. Gör. Meltem YENER TANRIVERDİ,Öğr. Gör. Sevgi YILMAZ KAPAK TASARIM : Öğr. Gör. Sevgi YILMAZ SAYFA TASARIM : Öğr. Gör. Sevgi YILMAZ, Öğr. Gör. Meltem YENER TANRIVERDİ, Hakan TERZİ BASKI : EBSCO Tarafından Uluslar Arası Taranmaktadır. Yazışma Adresi: Beşyol Mahallesi İnönü Cad. No: 38 Küçükçekmece, İSTANBUL Tel: 444 1 428 Faks: 0 212 425 57 59 www.aydin.edu.tr Hakem Kurul Listesi Prof. Dr. M. Salih ÇELİKKALE İst. Aydın Üniv. Yrd. Doç. Dr.Ercan ÖGE İst. Aydın Üniv. Prof. Dr. M. Mustafa ÇIKRIKÇI İst. Aydın Üniv. Yrd. Doç. Dr.Nurhan TALEBİ İst. Aydın Üniv. Prof. Dr. İsmail Hakkı AYDIN İst. Aydın Üniv. Yrd. Doç. Dr. Ferhat ÇAĞILTAY İstanbul Üniv. Prof. Dr. Selami GÖZENÇ İst. Aydın Üniv. Yrd. Doç. Dr.Filiz AKSU İstanbul Üniv. Prof. Dr. M. Selahattin GÜLTEKİN Yrd. Doç. Dr.Mehmet Mete Karadağ İst. Üsküdar Üniv. İst. Aydın Üniv. Prof. Dr. H. Hüsnü GÜNDÜZ Yeni Yüzyıl Üniv. Yrd. Doç. Dr.Zarife KAVLAK Yeni Yüzyıl Üniv. Prof. Dr. Harun AKSU İstanbul Üniv. Yrd. Doç. Dr.Erkan İŞGÖREN Marmara Üniv. Prof. Dr. Kamil BOSTAN İst. Aydın Üniv. Yrd. Doç. Dr.Selahattin DEMİRCİ İst. Aydın Üniv. Prof. Dr. Osman UÇAN İst. Aydın Üniv. Yrd. Doç. Dr. Kenan SİVRİKAYA İst. Aydın Üniv. Prof. Dr. Nurten GÜNAL Marmara Üniv. Yrd. Doç. Dr. Ayla ÜNVER ALÇAY İst. Aydın Üniv. Prof. Dr. Osman Zekai ORHAN Marmara Üniv. Dr.Lew NERETIN İst. Aydın Üniv. Prof. Dr. Osman Gürsoy Marmara Üniv. Dr.Elena DUMITRESCU Prof. Dr. Hülya YENGİN İst. Aydın Üniv. Max Planck Institute Bremen - GERMANY Prof. Dr. Necla ARAN İst. Teknik Üniv. Dr.Ludmyla VICTOROVNA National Institute for Prof. Dr. M. Nafiz DURU İst. Aydın Üniv. Marine Research and Development ROMANIA Prof. Dr. Yetkin GÜNGÖR Ankara Üniv. Paola CECCON National Academy of Saences Prof. Dr. Rahmi KESKİN Ankara Üniv. UKRAINE Prof. Dr. Hayati DOĞANAY Atatürk Üniv. Luis M.S. RUIZ Udine Universty ITALY Prof. Dr. Özkan ÖZDEN İstanbul Üniv. Giuseppe ZERBI Udine Universty Telecommun Prof. Dr. Taçnur BAYGAR Muğla Üniv. System Ins. Greece Prof. Dr.Besim AKIN İst. Aydın Üniv. Doç. Dr.Yaşar ONAY Haliç Üniv. Doç. Dr.İsmail USTA Marmara Üniv. Doç. Dr.Cem AYDEMİR Marmara Üni. Yrd. Doç. Dr.Güven ÖZDEMİR İst. Aydın Üniv. İçindekiler - Table Of Contents Dr. Mustafa AYDIN, Başkandan/President Şanser VURGUN 1 1950 - 1960 Dönemi Seçim Sistemlerinin Meclise yansıması The electoral systems which reflected to the parliament between 1950 1960 period Ayhan ÖRENÇ Belediyelerin Eğitim Alanındaki Sosyal Hizmetleri (Şişli Belediyesi Örneği) Educational Services In Municipalities (Şişli Municipality Example) 15 Prof.Dr. Hüseyin BESİM AKIN - Tayyar KERİM GÜNAY TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 Müşteri Mennuniyeti Kalite Yönetimi Sisteminin Uygulanması ve İstatiksel Olarak Değerlendirilmesi TGS Location Services A.Ş. Implementation of The Quality Manegement System Iso 10002 And Statistical Evaluation Of Customer Satisfaction 33 Buket KILIÇ - Prof.Dr. Zafer ASLAN Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL - Prof.Dr. Ali GÜNEŞ Öğrencilerin Sınav Kaygısını Etkiliyen Faktörlerin Veri Madenciliği ile İredelenmesi Examination of Students’ Anxiety Levels by Using Data Mining Methodologies M. Nafiz DURU - Hasan AYDIN Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri Problems with the university/research libraries And solution propositions 49 69 Önsöz Dr. Mustafa AYDIN 1 İstanbul Aydın Üniversitesi günümüz toplumunun beklentilerine karşılık veren, bilgi kullanımına ve teknolojilerine hakim insan gücünü yetiştirmeyi hedeflemiş, akademik vizyonumuza uygun bilimsel çalışmalarını süreli yayına dönüştürerek sizlerle buluşturmanın heyecanını taşımaktadır. Yirminci Asrın son yılları ve yirmibirinci Asrın başında teknolojide yakalanan gelişme hızı rahatlıkla hissedilen bir gerçektir. Bu gelişmelere paralel olarak, çeşitli sektörlere fevkalade büyük yatırımlar yapılmaktadır. Aralarında uzman olanların, yurt içi ve yurt dışındaki akademik çevrelerin yapmış oldukları araştırmaları bilim dünyasına duyurmak ve böylece ülkemiz bilim dünyasına katkıda bulunma ilkesi yayıncılık amacımızın esasını oluşturmaktadır. İstanbul Aydın Üniversitesi ülkemizin geleceği olan genç bilim adamlarının yetişmesinde büyük çaba sarfetmekte, üstün niteliklere sahip gençlerin ülkemiz, bilim dünyasına kazandırılmasını hedeflemektedir. İnsan yetiştirmenin vazgeçilmezleri olan eğitimöğretim, araştırma ve yayın olduğuna göre, her birinde üst düzeyde kaliteyi yakalamak, her bilimsel kuruluşun hedefi ve yarışı olmalıdır. 1 İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bu yarışta üniversitemiz ön sıralarda yer almayı ana stratejileri içinde belirlemiştir. Sadece kendi içinde değil, bilgiyi daha geniş kitlelerle paylaşmaya da ayrı bir önem vermekte, yayınlar suretiyle bilgiyi daha geniş kitlelere ulaştırmaya gayret göstermektedir. Bu amaca yönelik olarak, sekiz yıldır aralıksız olarak yayımlanan Anadolu BİL Meslek Yüksekokulu Dergisi giderek artan bir yazar desteği ile yazılarına devam etmektedir. Bu gayrette emeği geçenleri içtenlikle kutluyorum. Bilgi paylaşımının daha geniş kitlelere ulaşmasında bilimsel kuruluşlarda çalışanları destek vermeye davet ediyorum. Bilgi arttıkça kalite yükselir. Kalitenin yükselişi hepimizin mutluluğu olacaktır. 1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması Şanser VURGUN 1 Özet Seçim sistemi aynı zamanda bir oylama sistemi olup, yapılacak seçimsel işleme ilişkin kişilerin yada vatandaşların memnuniyetini gösterir. Seçim sisteminin doğru bir biçimde uygulanması ve objektifliğin maksimum düzeyde oluşması, toplumun iradesiyle ortaya çıkan sonucun kitleler tarafından hem hazmedilmesi, hem de sonucun topluma derinlemesine nüfuz edebilmesi ile ilgilidir. Bir seçim sistemi ne kadar doğru uygulanırsa kişilerin devlete olan güveni de o denli artmaktadır. Bu bakımdan uygulanan seçim sistemlerinin toplumca benimsenebilir bir nitelikte olması ve güven sağlaması gerekir. Türkiye seçim sistemlerinin değiştirildiği, uygulamaların belirli dönemlerde değiştiği ülkelerden biridir. Seçim sistemlerinin değişiminde gerek sistemsel farklılıklar, gerekse yaşanan siyasi yapının bu konuda etkili olduğu bilinmektedir. Çükü seçim sistemleri, ülkedeki siyasi yapının ve özgürlükler rejiminin dönemsel de olsa yönetime ilişkin bir geri dönüşüdür ve onlardan farklı düşünülemez. Bu makalede; 1950-1960 döneminde yaşanan seçim sistemlerinin ortaya çıkışı, sonrası ve dönemin genel yapısına ilişkin bilgiler verilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Seçim, Seçim Sistemi, Türkiye. 1 Öğretim Görevlisi, Adnan Menderes Üniversitesi, Atça Meslek Yüksekokulu, [email protected] ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1-14) 1 1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması The electoral systems which reflected to the parliament between 1950 1960 period ABSTRACT The electoral system is a voting system at the same time. It shows individual or citizen satisfactions about the electoral process. Implementation of the electoral system correctly and objectivity to occur at the maximum level, the results indicated the will of society and to be digested by the masses, as well as the community is related to the depth penetration. If an electoral system is properly implemented by the government, the confidence of the people will increase at the same level. In this respect, the electoral system may be adopted by the community and is a qualified trust must provide. Turkey is a country in which Electoral system is changed during a certain period. Systematic differences and the political structure causes the electoral system changing. Because the electoral system can’t be different the country political structure and the feedback of the freedom ideas. In this article; the emergence of the electoral system that occurred in 1950-1960, and the period after the general information on the structure will be studied. Keywords: Electoral, Electoral System, Turkey. GİRİŞ 1950-1960 dönemi; siyasal açıdan ülkemizde önemli değişikliklerin yaşandığı, çeşitli kavramsal sonuçların tartışıldığı, seçim sistemleri açısından hep daha “optimum” un arandığı bir dönem olmuştur. Özellikle 27 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) iktidarının son bulması, Demokrat Parti’nin kurulması ve yükselişi, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde seçmenlerin oylarının yarısından fazlasını alarak iktidara gelişi her zaman çok fazla irdelenmiş, Demokrat Partinin 10 yıllık iktidar süreci gerek seçim sistemleri, gerekse takındığı politik tutum açısından her zaman merak kaynağı olmuştur. 2 Şanser VURGUN Ele aldığımız konu açısından öncelikle: 1950 yılı ve öncesindeki dönem; 1950-1960 Demokrat Parti iktidarına zemin hazırlamış olduğundan, gelişen olaylar ve yaşanan siyasi durumların neticeleri açısından belirtilmiş, 1950-1960 arasındaki dönem; esas gelişmelere açık olan dönem olduğundan irdelenmiş ve sonrasında 27 mayıs 1960 ihtilali’nden sonraki dönemde seçim sisteminde yapılan değişiklikler tartışılmış, yaşanan gelişmelerin meclise yansıması üzerinde durulmuş ve Demokrat Parti iktidarının son bulmasına kadar olan süreç ve 1961 yılı seçimlerine kadar olan dönem anlatılmaya çalışılmıştır. 1950 yılı öncesi dönem 1946 yılı seçimleri öncesinde 18 Temmuz 1945 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)’den ayrılan bir grup vekil Türkiye Kalkınma Partisini kurmuştu. 7 Ocak 1946 yılında ise üçüncü parti olarak Demokrat Parti(DP) kurularak Türkiye hayatında üçüncü kez çok partili hayata geçmeyi denemiştir. Bu dönemde DP yöneticileri, iktidarı elinde tutan CHP den bir dizi değişiklik yapılmasını istemiş ve eğer istedikleri yapılmazsa seçime girmeyeceklerini söylemişlerdir. DP nin değişmesini istediği noktalar özellikle; seçimlerin tek dereceli olması, nıspi temsil sisteminin benimsenmesi ve seçimlerinin yürütmenin denetimi yerine yargı denetiminde olması olmuştur. 5 Haziran 1945’de çıkarılan 4918 s. Milletvekili Seçimi Kanunu ile, 4320 sayılı Mebus Seçimi Kanunu yürürlükten kaldırılmış ve bunun bir sonucu olarak da ilk kez demokratik anlamda seçim niteliğine sahip bir seçim yasası oluşturulmuştur. Bu yasanın temel değişiklikleri; • Seçimler iki dereceli olmaktan çıkarılması • Aday olmak için parti listesinde bulunma zorunluluğu ortadan kaldırılması ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 3 1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması Olmuştur. Bu farklılıklar haricinde ortaya çıkan 4918 s. Yasa, 4320 s. Yasa ile büyük oranda benzeşmektedir. Pozitif yönlerine rağmen ortaya konan yasanın 2 negatif yönü bulunuyordu. Bunlar; • Seçimlerde gizliliğin sağlanamaması • Seçimlerin yargı denetimi yerine yürütmenin denetiminde Bulundurulması idi. 21 Temmuz 1946 seçimlerinde muhalefet partilerinin yeterince örgütlememesinin de vermiş olduğu etki ile CHP iktidar partisi olarak seçimden galip olarak çıkmıştır. Seçim sonrasında yapılan itirazlar ve eleştiriler ışığında özellikle DP tarafından seçim sonuçlarına itiraz edilmiştir.2 Ayrıca yapılan itirazlardan kendi lehine her hangi bir sonuç alamadığından dolayı 1946 seçim sonuçlarına ve uygulanan yasanın antidemokratikliğine karşı protestosunu, 1950 seçimlerine kadarki hiçbir mahalli ve ara seçime katılmayarak göstermiştir. 1950 dönemi, seçim sistemi ve özellikleri 1950 dönemi öncesinde yapılan seçimler ve gelişmeler ışığında söylenebilir ki: dönemin hemen öncesinde tartışılan en önemli konu ve husus; seçimlerin güvenilirliği olmuştur. Özellikle önceki dönemde seçimlerde uygulanan gizli sayım ve değerlendirme esasları oldukça tartışılmış ve güvenilirliği derinden sarsmıştır. Bu durumun bir sonucu olarak hükümetçe; muhalefet ve kamuoyundan gelen tepkiler neticesinde 16 Şubat 1950 tarihinde yeni bir seçim yasası olan 5545 Sayılı Milletvekili Seçim Kanunu çıkarılmıştır. Bu yasaya göre; milletvekili seçimleri tek dereceli, çoğunluk yöntemine göre genel, eşit, gizli oyla yapılır. Oylar serbest ve kişiseldir. Oyların sayım ve dökümü açıktır. Bu kanunun en önemli niteliği ise; seçimin yargı denetimi ve gözetimi altında yapılması ile seçim anlaşmazlıklarının özel yargı mercilerince giderilecek olmasıdır. Cem EROĞUL, Çok Partili Düzenin Kuruluşu: 1945-71, Geçiş Sürecinde Türkiye, Belge Yayınları, Oxford University Press, 1987. S.116 2 4 Şanser VURGUN Yeni kanunda muhalefetin isteği üzerine seçim denetimi yargı organlarına bırakılırken, yine muhalefetin isteği olan nısbi temsile yer verilmemiştir. Yapılan bu köklü değişiklikler neticesinde 1950 yılında yapılan seçime %89,8 gibi bir oranda katılım sağlanmış ve DP oyların büyük bir çoğunluğunu alarak 27 yıllık CHP iktidarına son vermiştir. Bu dönemde yapılan diğer seçim koşullarına baktığımızda her birinin bir öncekinden daha gelişmeye dönük olduğunu görebilmekteyiz. 1960 dönemi, sonrası ve özellikleri 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen askeri darbe sonrasında fesholan parlamentonun yerini Milli Birlik Komitesi devralmıştı. Komitenin ilk adımı; yeni bir anayasa ile seçim kanunu hazırlayıp en kısa sürede seçim yapılmasını sağlamak olmuştur.3 Bu bağlamda oluşturulan komisyon ilk olarak 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde uygulanan sistemin aksaklıkları konusunda bir rapor hazırlamış, dolayısıyla da seçim sisteminin değiştirilmesi yönünde bir görüş bildirmiştir. Bu konudaki görüşünü: “… adalet ve hakkaniyete uygun düşen, vatandaş oyuna değer veren ve bütün düşüncelerin mecliste temsiline olanak veren ve iktidarların parlamentoda denetlenmesini kolaylaştıran nısbi temsil sisteminin yasada yer alması kararlaştırılmıştır.”4 şeklinde açıklamıştır. Nispi temsil veya oransal temsil sistemi de denilen bu sistemin esas özelliği; seçimlerde oyların çoğunluğuna sahip olan parti dışındaki partilerin de kuvvetleri oranında üye seçmelerini sağlayan seçim biçimi olmasından ileri gelmektedir. Yapılan çalışmaları sonrasında seçim sistemi ile ilgili olarak kurucu meclis tarafından 3 adet seçim kanunu kabul edilmiştir. Bunlar; • 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun • 24 Mayıs 1961 tarih ve 304 sayılı Cumhuriyet Senatosu Üyeleri Seçimi Kanunu Bilgi TBMM Enformasyon Merkezi Dergisi, Dünyada ve Türkiye.de Seçim Sistemleri, TBMM Basımevi, Ankara, 1994, s. 23 4 A.g.e., s. 23 3 ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 5 1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması • 25 Mayıs 1961 tarih ve 306 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu ‘dur. Dönemin ilk seçim yasası olan 26 Nisan 1961 tarih ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun; tüm seçimler ile ilgili genel kuralları saptamaktadır. Bu kanuna göre seçimler; serbest, eşit, tek dereceli genel oy esaslarına göre yapılır. Seçmen oyunu kendisi kullanır, oylar gizli verilir, oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması ise açık bir biçimde yerine getirilir. İkinci seçim yasası olan 24 Mayıs 1961 tarih ve 304 sayılı Cumhuriyet Senatosu Üyeleri Seçimi Kanunu’na göre ise; parlamentonun iki meclisten kurulu olması, her iki meclis için de ayrı ayrı uygulanacak bir seçim sistemi tartışmasını beraberinde getirmiştir.5 Bu yasa ile seçim yoluyla seçilecek 150 senato üyesi için; her bir seçim çevresinden çıkarılacak üyelerin azlığı dikkate alınarak çoğunluk sistemi öngörülmüştür. Üçüncü seçim yasası olan 25 Mayıs 1961 tarih ve 306 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nun getirdiği en büyük yenilik ise; ilk kez seçimlerde nısbi temsil sistemi içeren yasa olmasıdır. Yasada: “ Milletvekilliği seçimi tek derecelidir, seçim nısbi temsil yöntemine göre, genel, eşit, gizli oyla bütün yurtta aynı günde yapılır” denmektedir.6 Uygulanan seçim sistemi sonrasında DP’nin iktidarı sona ermiş, CHP 173 milletvekilliği ile iktidar partisi olurken çoğunluk sistemine göre yapılan senato seçimlerinde ise sadece 36 senatör ile 71 senatörlük kazanan DP’nin gerisinde kalarak seçimlerin galibi olmuştur. Erdoğan TEZİÇ, Seçim Sistemleri, İstanbul, 1967, s. 62 Mehmet Ali YALÇIN, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunları, Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık, İstanbul, 1965, s. 122 5 6 6 Şanser VURGUN Seçim Sistemlerinin Meclise Yansıması 1950 dönemi öncesinde; özellikle 1946 seçimini baz alarak seçim sistemine baktığımızda; uygulanan sistemin liste usulü basit çoğunluk sistemi olduğunu görüyoruz. Bu sistem dahilinde yapılan seçimlerde; iktidar partisinin rakibi olarak henüz örgütlenmesini tamamlayamamış iki yeni partinin bulunduğunu görüyoruz. Bu duruma açık oylama, gizli sayım ve değerlendirme koşullarını da eklediğimizde durumun vahametinin ne denli yanlı olduğu açıkça ortadadır. Çünkü değerlendirme şekline bakıldığında tabiri caizde son sözün iktidar kanadında olduğunu söylemek hiç de zor olmamakla birlikte maruz kalınan durum tamamen seçim güvenliğinin dışında bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla yapılan seçimlere karşı olası bir müdahalenin uygulanabilirliğinin olma ihtimalinin dahi demokrasi kavramına yeterince halel getirecek düzeyde olduğu aşikardır. Keza yapılan seçim sonrasında bu durumun farkında olan DP kanadı söz konusu hususta olabilecekleri görmüş ve bu durumu lehine çevirerek çok partili hayata sekme vurulmasını dahi göz ardı etmeyerek 1950 yılına dek yapılan seçimlere iştirak etmeyerek durumdan nemalanmayı bilebilmiştir. Yukarıda da değindiğimiz gibi DP 1950 seçimlerine kadar hiçbir seçime girmeme kararı almıştır. Ve akabinde yapılan 5545 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu ile birlikte ortaya konan değişiklikler ile birlikte; seçimlerin yargı organlarının denetiminde olması, seçim uyuşmazlıklarının özel yargı mercilerine bırakılması gibi yenilikler hayatımıza girmiştir. Yenilikler bağlamında nısbi temsil ilkesi de tartışılmış olmakla beraber bu duruma yer verilmemiştir. Böylece hayatımızda bir ilk olarak tek turlu basit çoğunluk ve yargı denetiminde yapılan bir seçim ile karşılaşmış olmuşuzdur. 1950 seçimlerinde; hükümeti oyların çoğunluğuna sahip olan DP kurmuştur. Çoğunluk sistemi her seçim bölgesinden en yüksek oyu alan partiye tüm temsilcilikleri verdiğinden dolayı aşırı bir aşkın temsil olanağına kavuşan DP, 420 milletvekilliği kazanarak iktidar olurken CHP ise yüzde 40 a yakın bir oy almasına rağmen bu oranın çok altında bir oranda milletvekilliğine sahip olabilmiştir. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 7 1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması Tablo 1. 1950 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 7 Bu dönemde tartışılan en önemli konu; 1950 seçimlerinden önce iktidarda kalacağını tahmin eden ve muhalefetin nısbi temsil sistemi istemini reddeden CHP’nin, yapılan seçim sonucunda parlamentoda yüzde 13 oranında temsilinin akabinde yapılan seçimin adil olmadığını, haklı bir temsil bulunmadığını ve iş bu sebepten dolayı da nısbi temsil sisteminin kabul edilmesini istemesi olmuştur. 1950 den önce iktidar partisine nısbi temsil sistemi için baskı yapan DP ise bir daha bu sistemin adını dahi anmamıştır. 1954 seçimlerinde; başlayan Kore Savaşı, Türkiye’nin Nato’ya girme girişimleri ve savaş nedeniyle tarım ürünlerinin değerinin artması ile birlikte oluşan demokratik ortam DP ye verilen değeri arttırmıştır.8 Bir önceki seçimlerle aynı özelliklerde yani Liste Usulü Basit Çoğunluk Sistemi’ne dayanarak yapılan seçimler sonucunda da DP yine büyük bir çoğunlukla iktidarda kalmayı başarabilmiştir. Tablo 2. 1954 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 9 Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, TESAV Yayınları, Yayın No.: 6, Ankara, 1995, s. 62 8 Erdinç TOKGÖZ, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayınları, No: 16, Ankara, 1995, s. 79 9 Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, a.g.e., s. 62 7 8 Şanser VURGUN 5545 sayılı kanun’a göre milletvekili sayısı nüfusa bağlı olarak arttığından dolayı bazı illerdeki ve buna bağlı olarak da toplamdaki vekil sayısı artmış olmaktadır. 1950 yılında 487 olan milletvekili sayısı bu bağlamda 1954 yılında 542 olmuştur. Seçime katılım oranı %88,6 olmasına rağmen seçim sonuçlarına göre; muhalefetin oyların %42,4 üne sahip olmasına rağmen meclisteki sandalyelerin sadece %6,72’sine sahip olabilmesi buna karşın olarak da iktidar partisinin oylarının %57,6’sını alarak meclisteki sandalye sayısının %93,2 sini kazanması seçim sistemindeki adaletsizliğe açık örnek olarak gösterilebilmektedir. 1957 seçimlerinde; DP içinde başlayan muhalefet ve fikir ayrılığı, DP’den ayrılan kimi vekil ve görevlilerin Hürriyetçi Parti’yi kurmasıyla sonuçlanmıştır. Seçimler öncesinde CHP, CMP ve HP seçim öncesinde güç birliği yapmış, buna karşın ise DP iktidarı yapılan bu işbirliğini engellemek için birçok antidemokratik yönteme başvurmuştur. Muhtemel oy kaybını engellemek için yapılan bu tutumlar ve seçim sisteminin DP ye sunduğu tek parti diktatörlüğü 27 mayıs darbesine davetiye çıkarmıştır. Yapılan seçimler göstermektedir ki; katılım ortanı %76,6 olan bu seçim yine DP lehinedir. Fakat takınılan tutumlardan dolayı DP’nin oylarında azalma ve buna karşın CHP’nin oylarında ise artış olmuştur. Tablo 3. 1957 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 10 10 Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, a.g.e., s. 63 ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 9 1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması Tokgöz’e göre; “Ak Devrim” yaparak iktidara gelen DP on yıl sonra 27 mayıs 1960 da silahlı kuvvetlerin müdahalesi ile iktidardan uzaklaştırılmış oldu.11 Tablo 4. 1950-1954 ve 1957 milletvekili genel seçim sonuçlarının d’hont sistemine göre değerlendirilmesi 12 Yukarıdaki sonuçlardan da görüleceği üzere çoğunluk sistemine göre değerlendirildiğinde DP’nin toplum içerisinde sahip olduğundan sistemsel olarak daha fazla bir oranda temsil edilmesi ve sonuçlarının vahameti sistemdeki adaletsizliğin biçimi ortadadır. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra parlamentonun görevlerini bir süre için devralan milli birlik komitesi ilk adım olarak seçim kanunu hazırlamış ve bu bağlamda da daha adil ve gerçekçi bir sistem oluşturmak için özellikle 1950 ve öncesindeki seçimleri incelemiş, ortaya çıkan sonuçlar dahilinde de nısbi temsil sisteminin uygulanması yönünde bir görüş birliğine varmıştır. Fakat burada Erdinç TOKGÖZ, a.g.e., s. 91 Murat GÜVENİR, “Seçim Sistemleri ve Ülkemizdeki Uygulama”,Ankara Ün. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 37, Sayı: 1 11 12 10 Şanser VURGUN da temel sorun nısbi temsil sisteminde partilerin elde edecekleri millet vekili sayılarının hangi yöntemle hesaplanacağı olmuştur. Bu konu da da daha çok büyük partilerin yararına olacak olan d’Hont yönteminin uygulanması yönünde karar alınmıştır. Yapılan yasada klasik d’hont usulünün yanı sıra baraj(kota) sınırlaması da getirilmiştir. Ancak bu durum küçük partilerin parlamentodaki az da olsa muhtemel olan temsil kabiliyetinin daha fazla azalmasına sebep olmuştur. Teziç ‘ göre; “yarı çoğunluk” sistemi şeklinde nitelendirmenin daha uygun olacağı13 bu durum aslen d’Hont gibi nısbi bir sistemin, nısbilik ölçüsünü ne yazık ki yitirmesini sağlamıştır. Aşağıdaki tabloda barajlı d’Hont nısbi temsil sistemine göre 1961 seçim sonuçları belirtilmiştir. Tablo 5. 1961 yılı milletvekili genel seçim sonuçları 14 *DP 27 mayıs 1960 ihtilali sonucunda kapatılmış olup, aynı parti mensuplarınca AP kurulmuştur. Seçimler sonucunda hiçbir parti tek başına hükümet kurabilecek kadar oy alamadığından dolayı CHP-AP koalisyon hükümeti kurulmuştur. Ancak bu koalisyon çok da uzun ömürlü olmayınca 3 kez daha farklı partilerden ve bağımsızlardan oluşan koalisyon hükümetleri kurulmuş olup, güvenoyu alarak kısa süreli de olsa görev yapmışlardır. 13 14 Erdoğan TEZİÇ, Seçim Sistemleri, a.g.e., s. 67 Hikmet Sami TÜRK . Erol TUNCER, Türkiye İçin Nasıl Bir Seçim Sistemi, a.g.e., s. 63 ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 11 1950-1960 dönemi seçim sistemlerinin meclise yansıması Sonuç Genel bir değerlendirme yaparsak; 1950, 1954 ve 1957 yıllarında yapılan seçimlerde uygulanan liste usulü çoğunluk sistemi oy oranı, meclisteki sandalye sayısı arasındaki fark ve milletvekili başına düşen oy sayısı kriterleri bakımından incelendiğinde genel olarak yönetilebilirlik(istikrar) anlayışının bu sistemde öne çıktığını görüyoruz. Daha önceden de belirttiğim gibi bu seçim sisteminin özellikleri irdelendiğinde son sözün adeta iktidarda olması; hem sisteme duyulan güven, hem sonuçlar, hem de sonuçlara etki edilebilmesi açısından nısbi seçim sistemine göre büyük farklılıkların ortaya çıkmasını engelleyememiştir. Ayrıca partiler arasındaki bir milletvekili farkının ortaya çıkmasının dahi ne denli büyük bir oy oranına denk geldiğinin istatistiği de durumun vahametini büyük bir biçimde ortaya çıkarmaktadır. Hele ki asıl paradoks; kuvvetle muhtemel, 1950 seçimlerinden önce CHP nin iktidarda kalacağını düşünerek nısbi temsil sistemini reddetmesi ve fakat sonrasında iktidarı kaybetmesi sonucunda bu reddetmiş olduğu bu sistemi överek iktidar partisi diktatörlüğünü eleştirmiş olmasıdır. Şahsi olarak değerlendirmem gerekirse de kanımca demokrasinin gelişmesi açısından dönemsel açıdan uygulanabilecek en iyi sistem Nısbi Temsil Sistemidir. Bu sistemde partiler kendi oyları oranları kadar milletvekili çıkarırlar. Nispi temsil sistemi, seçmenlerin parlamentoda düşüncelerine daha uygun bir biçimde temsil edilmelerini sağlamaktadır. Çünkü bu sistemle birlikte değişik fikir ve siyasi görüşler parlamentoya girer. Azınlıkların veya farklı düşünce taraftarlarının, meclislerde temsili ancak bu sistemle mümkün olur.15 Ve bu sistemle birlikte ülkedeki demokrasi desteklenmiş olmakla beraber, ülkedeki parti sayısı da çoğalır. Dolayısıyla farklı görüşlerin desteklenmesi de pek tabii değişik düşünceleri, fikir zenginliğini ortaya çıkarır. Bu durum aslen insanın doğasında bulunan fakat sistemlerce örtbas edilen bir durumdur. Aristoteles’e göre insan “zoon politikon” bir varlıktır ve dolayısıyla içinde yaşadığı toplumun bir ürünüdür.16 İş bu sebeptendir ki; insan ancak siyasal karar alma 15 16 http://tr.wikipedia.org/wiki/Nispi_temsil_sistemi Murat ÖZGEN, Gazetecinin Etik Kimliği, Set-systems, 2006, İstanbul, s.35 12 Şanser VURGUN mekanizmasına katılması ile toplumsallaşabilecektir. Sonuç olarak belirtmeliyim ki; her iki dönemin ortak paydasını oluşturan en önemli nokta ise çözülüm ve değerlendirmelerin o dönemin içinde bulunduğu toplumsal ve siyasal olaylarının da dikkate alınarak yapılması gerektiğidir. Ben de bu yazımda 1950-1960 yıllarındaki seçim sistemlerinin meclise yansımasını irdelemeye çalıştım. KAYNAKÇA [1] Eroğul, Cem (1987), Çok Partili Düzenin Kuruluşu: 1945- 71, Geçiş Sürecinde Türkiye, Belge Yayınları, Oxford University Press [2] Güvenir, Murat, “Seçim Sistemleri ve Ülkemizdeki Uygulama”, Ankara Ün. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 37, Sayı: 1 [3] Kapani, Münci, (1988), Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, Dördüncü Basım, Ankara [4] Tbmm, (1982) Seçim, Seçim Sistemleri ve Türkiye’deki Uygulamalar, TBMM Basımevi,Ankara [5] Özgen, Murat, (2006), Gazetecinin Etik Kimliği, Set- systems , İstanbul, s.35 [6] Özgül, Bülent, (2002), “Seçim ve Seçim Sistemleri, Türkiye’deki Seçim Sistemi Uygulamaları ve Bir Model Önerisi”, Yüksek Lisans Tezi, Isparta [7] Teziç, Erdoğan,(1967), Seçim Sistemleri, İstanbul [8] Tokgöz, Erdinç, (1995) Türkiye.nin İktisadi Gelişme Tarihi, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayınları, No: 16, Ankara ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (1 - 14) 13 [9] Türk, Hikmet Sami, (1979), “Nasıl Bir Seçim Sistemi”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 36 (1-4) [10] Yalçın, Mehmet Ali, (1965), Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunları, Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık, İstanbul [11] Nısbi Temsil Sistemi, Kavram Anlatım http://tr.wikipedia. org/wiki/Nispi_temsil_sistemi, html, (18/01/2014) 14 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) Ayhan ÖRENÇ 1 Özet ÖRENÇ Ayhan, Belediyelerde Eğitim Hizmetleri (Şişli Belediyesi Örneği), Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2014 Türkiye’de sosyal politikaların uygulanmasında yetkili kamu birimi, merkezi yönetim olmakla beraber son yıllarda yerel yönetimler ve özellikle belediyeler halka yönelik sosyal politika ve hizmetlerini geliştirme ihtiyacı duymaktadır. Günümüzde merkezi devletin yerel düzeydeki sosyal politikaları, yerel yönetimlerin dolaylı ya da dolaysız desteği ile başarılı olabilmektedir. Aslında yerel yönetimlerin, halkın sosyal gereksinimlerini yerinde ve doğru olarak belirlemede ve bu gereksinimleri doğrudan karşılamada merkezi yönetimlere göre daha avantajlı bir konumda oldukları söylenebilir. Kâr amacından çok bölge halkına hizmet veren kuruluşlar olan belediyeler, her geçen gün halkın yeni istek ve gereksinimlerinin ortaya çıkmasıyla verdikleri hizmetleri yenilemekte ve geliştirmektedirler. Hızlı gelişmeye ayak uyduran belediyeler, kanunların verdiği yetkiler ve görevler çerçevesinde birçok hizmeti halka sunarlar. Belediyelerin sundukları hizmetler arasında eğitime yönelik çalışmalar da bulunmaktadır. Bu tez çalışmasında da Şişli Belediyesi örneğinde Türkiye’de uygulanan sosyal politikalar kapsamında belediyelerin eğitim hizmetleri işlenecektir. 1 Ayhan ÖRENÇ, ayhanorenç@gmail.com, Tel: (0507) 231 96 69. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15-32) 15 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) Anahtar kelimeler: Sosyal politika, Yerel yönetimler, Belediye, Şişli Belediyesi, Eğitim. Abstract ÖRENÇ Ayhan, Educational Services In Municipalities (Şişli Municipality Example), Master thesis, İstanbul, 2014. In Turkey application of social policies had been made by state agencies however through the recent years especially local administrations feel the need to develop and actively apply social policies concerning public needs. Nowadays state government’s tools for successfully applying social policies can be defined as local administrations. Especially it can be assumed that local administrations have more opportunities in determining and fulfilling public’s needs compared to government agencies. Municipals, being a non-profit government agency, renew and upgrades public’s current needs and desires. Keeping up with the newest developments municipals present public with services that are legislated with law. Among these services education stand as one of the most important. Present study investigates the educational aspect of social policies through Şişli municipal example.. Keywords: Social policy, Local governments, Municipality, Şişlimunicipalit, Education KISALTMALAR DPT m s S T TODAİE E Çev 16 Devlet Planlama Teşkilatı Madde Sayfa Sayı Tarih Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Esas Çeviren Ayhan ÖRENÇ Giriş Gelişmiş ülkelerde belediyeler, geçen yüzyılın başından başlayan kentsel hizmetlerin yanında sosyal politika hizmetlerinin sunulmasında sorumluluklar üstlenmeye başlamıştır. Türkiye de sosyal belediyecilik anlayışı 1970 yılında başlamış ve hayata geçmiştir. Ancak belediyeler o yıllarda idari ve mali açından güçlü olamadığından sosyal politika süreci 1990 yılların başına kadar etkili olamamıştır. Türkiye de ilk belediye teşkilatının temelleri 1854 yılında Osmanlı devleti zamanında atılmıştır. Türkiye cumhuriyeti ise ilk resmi adımı 1580 sayılı belediye kanunu ile 1930 yılında atmıştır. Bu kanunda sosyal politika anlayışı yer almaktadır. Fakat bazı nedenlerle bu tür sosyal politikalar uygulanamamıştır. 1580 sayılı kanunda çeşitli değişikliklerle 75 yıl yürürlükte kalmıştır. 2005 yılında 5393 sayılı yeni kanun ilgili kanunun yerini almıştır. 5393 sayılı belediye kanunu ile daha çağdaş, demokratik, katılımcı ve sosyal olmayı amaçlamasından dolayı kentlerin sosyal kalkınmasına yönelik düzenlemeleri bulunmaktadır. Kanun ile engelli, yaşlı, çocuk, kadın, yoksul ve yardıma muhtaç olan yöre halklarının korunmasında ilgili kanuna tabi belediyelere önemli sorumluluklar yüklenmiştir. Daha önceleri yerel gereksinimlerin sağlanmasında yeterli görünen küçük yerel yönetim birimleri; teknik bilgi, eksik personel ve mali yetersizlikler gibi nedenlerle yöre halklarının tüm isteklerini yerine getiremez konuma gelmişlerdir. Ekonomik düzeydeki gelişme ile insanların bir bölümü temel gereksinimlerini sağlama kaygısından kurtulma, ilgi alanlarını kültür, sosyal güvenlik, eğlence gibi daha yüksek gereksinmelere yöneltme eğilimine girmişlerdir. Bu da kültür sarayları, festivaller, kütüphane, spor ve eğlence siteleri gibi alanlardaki yerel hizmetlerin daha fazla sağlanmasını gerekli kılmıştır. Sosyal hizmetler kapsamında belediyecilik hizmetlerinde sosyallik özellikleri kazandırma, sosyal denetim ve iyileştirme, pedagojik ve kültürel hizmetler, sosyal danışmanlık ve rehberlik gibi etkinlikler bulunmaktadır. Eyleme geçirmek, rehberlik etmek, toplumsal kesimlere ilişkin olarak danışmanlık hizmeti vermek, ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 17 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) belirli günlerde ve olaylarda yönlendirmek, halka sorunlarını nasıl ve hangi kurum ve kuruluşlarla çözebilecekleri konusunda yardımcı olmak, belediyelerin genel sosyal hizmet etkinlikleri olmaktadır. Endüstrileşmenin hız kazandırdığı kentleşme olgusu, yerel yönetimleri de sosyal politika alanında daha işlevsel bir konuma getirmiştir. Sanayi devrimi öncesinde gönüllü kuruluşlar, dini örgütler ve hayırseverler tarafından karşılanmaya çalışılan gıda, barınma, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçlar kentlerdeki hızlı nüfus artışı ve büyüme sonucu geleneksel kurumların başedemeyeceği boyutlara ulaşmıştır. Bu bağlamda yerel yönetim kuruluşları sundukları temel hizmetlerin yanı sıra sosyal politika kapsamında işlevleri de üstlenmek durumunda kalmışlardır. Alışılagelmiş ve klâsik hizmetlere ek olarak eğitim, kültür, toplum sağlığı, belde halkının korunması, çevrenin koruması, sosyal konut politikası ve benzeri sosyal hizmetlerin yerel yönetimlerce sağlanması yöre halkı tarafından beklenir duruma gelmiştir. Dolayısıyla kentsel yönetimlerin her geçen gün hizmet sorumluluk alanı genişlemiştir. Bu genişleme eğilimi günümüzde de devam etmektedir. Yerel yönetimler yöre halkının sosyal ihtiyaçlarını belirlemede ve bu ihtiyaçları karşılamada merkezi yönetime göre daha elverişli bir konumdadırlar. Bunun birlikte, sosyal politika alanında ise merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin hedefleri çoğu kez birbirine benzer olmakta ancak merkezi yönetim sosyal politikaların kamu çerçevesini belirlemektedir. Kentleşme sürecinin hız kazanması neticesinde ülke nüfusunun nerede ise tüme yakının kentsel mekânlarda yerleşmiş olması ve bu nedenle kentsel hizmetlerin hem nitelik hem nicelik yönünden artmış olduğu söylenebilir. Buradan hareketle bu çalışmada kent yönetimi denilince akla ilk gelen idari birim olarak belediyeler ele alınmıştır. Ayrıca çalışmanın kapsamında belediyelerin sunduğu eğitime yönelik sosyal hizmetler incelenmiştir. Belediyelerin sosyal politika işlevlerine yönelik söz konusu inceleme Şişli Belediyesinin sunduğu eğitim hizmetleri örneğinde somutlaştırılmıştır. 18 Ayhan ÖRENÇ Üç başlık altında yapılan çalışmanın ilk kısmında, sosyal politikanın kavram çerçevesi irdelenmiştir. Burada sırası ile sosyal politikanın tanımı ve genel özellikleri, sosyal hizmet ve sosyal yardım olguları ile sosyal politikaların oluşturulması ve yürütülmesi alanında sorumlu olan kurum ve kuruluşlar yer verilmiştir. İkinci kısmında ise ilk olarak yerel yönetimler konusu ele alınmıştır. Bu kapsamda yerinden yönetim ilkesi ile hizmette yerellik (subsidiarite) açıklanmış, yerel yönetimlerin tanımı yapılmış, yerel yönetimlerin önemi ve dayandığı değerler anlatılmıştır. Bu konuda daha sonra bir yerel yönetim birimi olarak Türkiye’de belediyeler, sırası ile görev ve yetkileri, organları, mali yapısı hususlarında ele alınmıştır. Bu kısımda son olarak belediyelerin sosyal politika uygulamalarından hareketle Türkiye’de sosyal belediyecilik olgusu açıklanmıştır. Ayrıca, bir sosyal politika uygulaması olarak belediyelerin eğitim hizmetleri ve bu hizmetlerin türleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü ve son bölümü belediyelerde eğitim hizmetlerinin şişli belediyesi örneğinde incelenmesi şeklinde tanımlanmıştır. Burada şişli ilçesi ve belediyesi hakkında genel bilgiler aktarıldıktan sonra belediyenin sunduğu sosyal hizmet ve yardımlar ile eğitim alnındaki sosyal politika uygulamaları ve projelerine yer verilmiştir. Deney Çalışmaları Sosyal politikanın türleri Temelinde insanı odak noktası olarak ele alan bir olan sosyal politika kavramı, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar şeklinde çeşitlendirilir. Sosyal politikaların önemli alanlarından biride sosyal yardımlardır. Sosyal yardımlar Sosyal yardım, temel ihtiyaçlarını sağlayabilme imkânlarından yoksun olan bireylere yönelik bir sosyal güvenlik yöntemi ve sosyal hizmet alanıdır. Sosyal yardımlar, yoksunluğun derecesine ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 19 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) göre ihtiyaç sahiplerine karşılıksız olarak verilen ve yoksullukla mücadeleyi hedef alan yardımlar biçiminde tanımlanabilir. Sosyal hizmetler Sosyal hizmetler herhangi bir nedenle sosyal ve ekonomik yoksunluklar içinde olan kişilere ve ailelere yararlı olmayı, psikolojik ya da sosyal açıdan destek olmayı, insan onuruna uygun yaşam düzeyinin gerçekleşmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. (Seyyar, 2005), Gelişmiş ülkelerde temelde muhtaç insanları, aileleri ve toplulukları işlevsel hale getirmeyi, toplumsal değişme ve gelişmeyi hızlandıracak çalışmaları başlatıp yürütmeyi hedefleyen sosyal hizmetler, bu anlamda hizmet ve yardım programlarını kapsamaktadır. Aileler, çocuklar, gençler, yaşlılar, özürlüler, zor şartlardaki kadınlar, tıbbi ve ruhi yönden yardıma muhtaç hastalar, alkol ve uyuşturucu madde bağımlıları, suçlular, afetzedeler, yoksullar gibi birey ve gruplar sosyal hizmetlerin hedef kitlesinde yer almaktadır. (DPT, 2001). Sosyal politikanın sağlanmasında görev alan kurumlar ve fonksiyonları Devletin kurum ve kuruluşları, sosyal politikaların yürütülmesinde ilk dereceden sorumlu en etkili örgütlerdir. İlk dönemlerdeki sosyal sorunların çözülmesi ve muhtaç kişilerin bu gereksinimlerinin karşılanmasında, karşılıklı yardım ilkesi gerçerli idi. Bu anlamda aileler, dini kurumlar ve hayır kurumları etkili olmaktaydı. Ekonomik ve sosyal gelişmelerle, toplumsal sorunlar ve sosyal refah hizmetlerine ilişkin beklentilerin artması ve çeşitlilik kazanması, devletin geleneksel (önleyici) fonksiyonlarının yanına pozitif fonksiyonların (bunlar arasında en önemlisi sosyal devlet anlayışıdır) eklenmesine yol açmıştır. Merkezi idarenin fonksiyonları Merkez idare kurum ve kuruluşlarını hiyerarşik yapı içinde bir bütün olarak çalışırlar. Hizmetlerin sunumu bu idare tarafından gerçekleştirilmekte ve tüm kararlar, devlet tüzel kişiliği adına 20 Ayhan ÖRENÇ alınmaktadır. Bu anlamda devlet, uluslararası örgütlere, yerel düzeydeki yönetim organlarına ve sivil toplum kuruluşlarına oranla ekonomik ve sosyal hayatta düzenleme yapabilme yönünden en etkili örgütlenmedir. (Gözübüyük, 1989). Yerel yönetimler Yerel yönetimler, doktrinde, merkezi yönetime göre, “her ülkenin yönetsel yapısı içinde yer alan özünde yerel sınırlar içinde yaşayan halkın yararlanacağı yerel nitelikli hizmetleri üretmekle görevli kuruluşlar” olarak tanımlanmaktadır. (Yayman, 2002; Çukurçayır, 2000). Gönüllü kuruluşlar: sivil toplum kuruluşları Merkezi ve yerel yönetimler dışında, sosyal politikanın sağlanmasında görev alan diğer kurumlar ise; aile, arkadaşlık, komşuluk ve akrabalık ilişki ve bağlarına dayalı resmi olmayan sosyal gruplar, dini örgütler, özel sektör kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlardır. Yerel yönetimler kavramına genel bir bakış Yönetim (idare) günlük hayatta ve bilimsel alanda çok farklı anlamlarda kullanılan oldukça geniş içeriğe sahip bir kavramdır. Kelime anlamı olarak idare bir işi veya hizmeti düzenlemek ve yürütmek; bir işi çekip çevirmek bir topluluğun başında bulunmak veya bir kurumu sevk ve idare etmektir. (Ulusoy, 2010) Yerel yönetim, “yerel topluluk üyelerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, ekonomik ve kültürel zenginliğine ve refahına ilişkin yerel hizmetleri görmek üzere kurulan; bu hizmetleri genel yetki ile kendi sorumluluğu altında ve yerel topluluğun yararları doğrultusunda yerine getiren; işleyişinde açıklığı, şeffaflığı, insan haklarını, çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkelerini yaşama geçiren; yetkilerin yerel topluluğa en yakın yönetim birimince kullanıldığı, kamu tüzel kişiliğine sahip özerk ve demokratik bir yönetimdir. (Keleş, 1994). ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 21 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) Adem-i merkeziyet anlayışı ve yerel yönetimler Yerinden yönetimleştirme/adem-i merkeziyetçilik), orijin itibarıyla Batı’da ortaya çıkmış bir düşüncedir. Ancak bugün bu düşünce Batı’daki klasik anlamından daha geniş boyutlarda ele alınmaktadır. Ülke yönetiminde görev ve yetkilerin merkezi hükümet tarafından yerel ya da bölgesel yönetim birimlerine verilmesi ve gerektiğinde tek taraflı olarak geri alınması ilkesine dayalı yönetim biçimine verilen ad. (http://www.dersimiz.com). Aslında temelde, nakil ve iletişim imkânlarının sınırlı olduğu ülke ve zamanlarda, her işin merkezin karar ve direktiflerine bırakılması, aciliyet kesbeden durumlar için merkezin görüş ve talimatlarının beklenmesi, özellikle güvenlik gibi kamu hizmetlerinin yürütülmesinde önemli sakıncalar doğurabilmektedir. (Onar, 1966). Bunun gibi merkezden yönetimin sakıncalarını ortadan kaldırmak ve özellikle bu yönetim biçiminin yol açtığı kırtasiyeciliği bertaraf ederek hizmetlerin taşrada gecikmeden yürütülmesini sağlamak amacı ile yetki genişliği (ademi temerküz-tevsii mezuniyet deconcentration) ilkesi geliştirilmiştir. (Günday, 2006; Atay, 2006). Merkezi idarenin taşra teşkilatının başındaki amirlerin, yani valilerin merkeze danışmadan, merkezden emir ve talimat beklemeksizin, kendi başlarına merkez adına karar alabilme yetkilerine yetki genişliği ilkesi denilmektedir. (Günday, 2002; Gözler, 2003; Arslan, 2005). Bir başka tanıma göre ise bir kuruluşun içinde bulunan ve üstte yer alan yetkililerin, yine aynı kuruluş içerisinde yer alan ve kendi altlarında bulunan kişilere hiyerarşi yetkisi çerçevesinde karar alma yetkisinin tanınması olarak tanımlanabilir. (Chapus, 1997). Hizmette yerellik (subsidiarite) ilkesi Hizmette yerellik (subsidiyarite) ilkesi, öz itibariyle “ bir hizmete en yakın birim yürütsün” anlayışına dayanır. İlkenin altında yatan temel düşünce, bireyden aileye, yerel toplumdan değişik büyüklükteki gruplara kadar değişen oluşumlara siyasal yetki ile müdahalenin, ancak bunların çeşitli gereksinimlerini karşılayamadıkları durumlar 22 Ayhan ÖRENÇ ile sınırlı olmasıdır. Diğer bir ifadeye göre devletle, devlet altı düzeydeki siyasal ya da yönetsel yapılar arasında ortak eylem alanlarında eylem önceliğinin yurttaşa daha yakın alt birimlere ait olması; üst birimin, yetersiz kalması durumunda ve yetersiz kaldığı ölçüde müdahale ederek alt birimin yeniden işlevini yerine getirebilecek düzeye gelmesi amacıyla sınırlı olarak yardım etmesi şeklinde tanımlanmaktadır. (Canatan, 2001). Şişli ilçesi ve belediyesi Şişli, Beyoğlu İlçesi’nin bucağı iken 1954’te 6324 sayılı kanun ile ilçe olmuştur. Şişli ilçesinin tarihi gelişimi, büyük ölçüde Beyoğlu’nun tarihi gelişimine sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Beyoğlu nasıl Avrupa tarzında bir yerleşim olmuşsa, onun doğal bir uzantısı olarak gelişen Şişli de aynı özellikleri taşımış, Osmanlı Devleti’nin batılılaşma sürecine girişinin etkisiyle biçimlenmiş ve büyümüştür. Şişli, Marmara kentsel yoğunluk sistemin ana çekirdeğini oluşturan İstanbul’un önemli ilçelerinden biridir. Şişli belediyesi “1984 yılında büyükşehir ve ilçe belediyeleri için TBMM tarafından kabul edilen Şişli Belediyesi “2972 sayılı “Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun” çerçevesinde kurulmuştur. 1980’lerde ilçe sınırları içindeki tüm yerleşim yerleri kentsel alana katıldı. Günümüzde Şişli Belediyesi’nin yetki alanı tüm ilçeyi kapsamaktadır.(Şişli Belediye Başkanları Listesi) Şişli Belediyesi Misyonu ve Vizyonu “Şişli belediyesi çağdaş yaşamın herkesin hakkı olduğunu kabul ederek, Şişli’de yaşayanların kentli haklarını karşılayan bir temel yaklaşım ile çağdaş bir kente ulaşmayı temel misyon edinmiştir. Şişli belediyesi, kent yönetiminde deneyim, birikime ve özgüvene sahip yapısıyla, söz konusu amacı başarabilecek yetenek ve liderliğe sahip olduğunu düşünmektedir. Belediye yönetimi, Şişli’li olma bilincini geliştirerek ve kent kimliğine sahip çıkarak örnek bir kent ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 23 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) oluşturmak amacındadır.” Kendisini, vatandaşa en yakın hizmet sunma noktasında yer alan bir kurum olarak gören belediye sosyal siyasetin yerel uygulayıcısı olduğunu ileri söylemektedir. (Şişli Belediyesi) Şişli Belediyesinin Kurumsal Yapısı Şişli belediyesi idari yapısı bakımından dikey ve yatay olmak üzere iki şekilde farklılaşmaktadır. Örgütsel yapı dört kademeli, dikey farklılaşma göstermektedir. Bu anlamda örgütün başında belediyenin tüzel kişiliğinin temsilcisi olan başkan yer almaktadır. Doğrudan başkana bağlı olarak çalışan teftiş kurulu müdürlüğü, başkan danışmanları, iç denetim birimi ve entegre yönetim birimi temsilcisi olmak üzere dört yardımcı birim bulunmaktadır. Başkanın altında yer alan yönetsel kademeler ise sıra ile başkan yardımcılığı, müdürlük ve birim şefidir. Şişli belediyesinde görevli başkan yardımcılarının ise sekiz görev alanı içinde yatay olarak farklılaştığını söyleyebiliriz. (Kaynak: Şişli Belediyesi, Performans Programı, 2010-2014) Şişli Belediyesinin Genel Hizmet İlkeleri İnsan hakları ve sosyal adaletin sağlanmasına ilişkin çeşitli ilkeler sosyal hizmetlerin sunulmasında belirleyici ve yol gösterici olmaktadırlar. Belediyelerde, sosyal politikaların yürütülmesinde bir takım temel ilkeleri gözetmek zorundadırlar. Şişli Belediyesi sosyal hizmetleri uygulanmasında kendisi için belirleyici olan veya 24 Ayhan ÖRENÇ diğer bir ifade ile bağlı olduğu ilkeleri şu şekilde açıklamaktadır. Belediye tarafından aşağıda ele alınan ilkelere uyulması, belediyenin sunduğu hizmetteki başarılarının, ilçe halkı karşısındaki güvenilirlik boyutunun ve halkın desteğinin kazanılmasının temel koşulları olarak kabul edilmektedir. (Şişli Belediyesi, Stratejik Plan, 2013). Şişli belediyesinin eğitim alanındaki sosyal hizmet ve yardımları Şişli Belediyesi’nin eğitim hizmetleri Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bununla birlikte belediye bünyesinde bulunan her Müdürlük kendi görev alanına düşen eğitim hizmetlerini de bu müdürlüğün koordinasyonu ile yerine getirmektedir. Müdürlüğün kültür biriminin amacı; Şişli İlçesi halkına kültürel, sosyal, eğitsel ve sportif alanlarda hizmet vermek ve halkın hayatını kolaylaştırmak ve daha yaşanır hale getirmek biçiminde açıklanmıştır. Şişli belediyesinin eğitim hizmetleri kapsamında yürüttüğü faaliyetler sekiz kültür merkezi, dört kütüphane, üç okul öncesi eğitim kurumu, bir adet bilim merkezi, dört tiyatro salonu ve altı kurs merkezi tarafından gerçekleştirilmektedir.. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 25 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) Tablo 2. Kültür ve Eğitim Tesisleri (Kaynak: Şişli Belediyesi, Stratejik Planı, 2013) 26 Ayhan ÖRENÇ Okul öncesine yönelik eğitim hizmetleri Okul öncesi eğitim hizmetleri, kısa vadede çocuğun fiziksel sağlık ve refahına, sosyal bilgi ve yetkinliğine, duygusal sağlık ve olgunluğuna, dil ve zihinsel gelişimine, iletişim becerileri ve genel bilgisine önemli katkılar sağlayan bir gelişim süreci olarak tanımlanmaktadır. Görme engelliler projesi Altı Nokta körler Derneği ile beraber geliştirilen ve İstanbul Kalkınma Vakfı tarafından desteklenen projede ilçede yaşayan görme engelli vatandaşların kişisel ve mesleki gelişimlerini sağlanarak, sosyal ve ekonomik hayata dahil olmalarını kolaylaştırarak, daha iyi yaşam standartlarına kavuşmaları hedeflenmektedir. (Şişli Belediyesi, 2012). Yaşama yeni bir kapı aç projesi Belediyenin “Yaşama Yeni Bir Kapı Aç” projesi ile Türkiye’nin en kapsamlı engelli eğitim ve istihdam projesi ile de, engelli bireyler ve ailelerinin yaşadığı sorunların azaltılması, proje süresinde ve sürdürülebilirliğinde evdeki engelli bireylerin meslek sahibi olmasına çalışılmaktadır. Okullar hayat olsun projesi Kamu kaynaklarının verimli ve etkin olarak kullanılmasında gelişmiş ülkelerin çoğunda, okullardan okul saatleri dışında da yararlanılması eğilimleri gitgide artmaktadır. Okullar okul saatleri dışında, hafta sonlarında ve okulların tatile girdiği yaz aylarında hizmet veren kuruluşlar durumuna gelmiştir. Okullarda boş zamanlarda, yalnızca öğrencilere değil aynı zamanda okul çevresindeki bölgelerde yaşayan yetişkinlere de hizmet sunulmaktadır. Öğrencilere verilen kurslarla eğitim kalitesinin arttırılması hedef alınırken, yetişkinlere göre mesleki, sosyal ve kültürel hizmetlerle okul ortamı, eğlenme ve dinlenme etkinliklerini de kapsayan öğrenme alanlarına dönüşmektedir. Yetişkinlere meslek ve beceri kazandırılması, sosyal ve kültürel çerçevedeki eğitimlerle destek olunması ve boş zamanların okul kapsamında değerlendirilmesinin öğrenme sürecine ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 27 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) ve eğitim kalitesine olan etkisi oldukça önemlidir. Bu bağlamda etkinlik gösteren okullar, kendilerini kuşatan toplumla bütünlük sağlayan öğrenme merkezleri durumuna gelmektedir. (www.meb. gov.tr). Şişli’nin liderleri projesi Liderlik, belirli bir amaç, hedef doğrultusunda, mevcut olmadığı durumlarda bir grubu ya da ekibi oluşturmak, var ise bireylerde ekip ruhu uyandırarak eyleme dönüştürmek, yöneltmek ve yönetmek suretiyle başarıya ulaştırabilmektir. Şişli Belediyesi’nin de sosyal hizmetler kapsamında yaşama geçirdiği projelerden birisi de “Şişli’nin Liderleri” olmaktadır. Belediye tarafından her yıl düzenlenen ve ilköğretim okullarına yönelik olarak başlattığı ve geleceğin liderlerini yetiştirmek amacıyla düzenlediği “Liderler Kampı’nda her hafta 7-14 yaş grubuna dâhil öğrenciler, 300 kişilik ikişer grup halinde 600 lider öğrenci, 4 günlük eğitim almaktadırlar. Gösteri, sunum, tiyatro, folklor, müzik, kişisel ve takım sporları gruplarına ayrılmaktadırlar. Her 100 lidere 10 veli eşlik etmekte ve her 25 öğrenciyi sosyal hizmet uzmanı bir eğitmen bilgilendirerek sorunlarıyla ilgilenmektedir. Kamp sonunda Şişli’deki liderler kulübünde, lider olan öğrencilerin sertifikaları verilerek, eğitimlere devam edilmektedir.(sislibelediyesi.com). Değerlendirme ve sonuç Günümüzün global dünyasının sürüklendiği ekonomik ve sosyal gelişmelerin sonucunda merkezi yönetimler, halkın beklentilerini karşılamakta zorluk çekmekte, etkin ve verimli hizmet sunmada çeşitli zorluklarla karşılaşmakta ve işlevlerini yerine getirmede yetersiz kalmaktadırlar. Merkezi yönetimin bazı sosyal görevlerinin yerel yönetimlerce sunulmasının önemi, hizmette yerel halkına yakın olmasından kaynaklanmaktadır. Yerel yönetimlerin özellikle verdikleri hizmetlerde ön plana çıkması ve yerelleşmeye artan baskının önemli nedenlerden olduğu anlaşılmaktadır. 28 Ayhan ÖRENÇ Şişli belediyesinin sosyal politika kapsamı içinde yer alan eğitimde yapmış olduğu hizmetlerle daha da geniş bir sosyal hizmet alanı oluşturmayı ve sunmayı amaçlamaktadır. Şişli belediyesi sosyal hizmeti eğitim alanında yaygınlaştırmak için sekiz kültür merkezi, dört kütüphane, üç okul öncesi eğitim kurumu, bir adet bilim merkezi, dört tiyatro salonu ve altı kurs merkezi gibi eğitim faaliyet alanlarını yöre halklının hizmetine sunmuştur. Bu sunulan hizmetlerin içinde Örgün ve Mesleki Eğitim Kursları, Tiyatro, Sinema ve Konser Hizmetleri, Kütüphane Hizmetleri, Yaz Okulları ve Spor Eğitimleri, Eğitim Seminerleri, Kreş, Anaokulu ve Gündüz Bakımevleri Hizmetleri, Şişli Çocuk Kulübü ve Avrupa Birliği Uyum Sürecindeki Eğitim Projeleri gibi hizmetler yer almaktadır. Şişli belediyesi sosyal hizmetin eğitim alanında ilçe halkının kendini geliştirmesi güncel ve küresel eğitimlerden geri kalmamasını hedeflemektedir. 2010 yılında gerçekleştirilen Leonardo Hareketlilik Projesi ile AB Merkezi tarafından hazırlanan ve AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi’ne sunulan “vatandaşlara daha iyi hizmet aracı olarak iyi yönetişim projesi” gerçekleştirilmiştir. Leonardo mesleki eğitim programı kapsamında, eğitim etkinlikleri aracılığıyla kişilerin bireysel gelişiminin, yeterliliklerinin, kazanımlarının, bilgi kullanımının ve istihdamın arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Mesleki eğitim alanındaki yeterliliklerin ve yenilikçi yöntemlerle uygulamaların aktarılması, geliştirilmesi ve güncelleştirilmesinin yanı sıra, kişisel gelişimin desteklenmesi, mesleki eğitim sistemlerine yenilikçiliğin ve kalitenin kazandırılması ve iş dünyası ile mesleki eğitim kurumları arasındaki işbirliği sağlanmaktadır. Bundan başka, meslek ve teknik eğitim kurumları mezunlarının işgücü piyasasındaki durumunu belirlemek, eğitimle bireye kazandırılan mesleki yeterliliklerin iş hayatı ile uyumunu değerlendirmek, sistemin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek amacıyla “Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumları Mezunlarının İzlenmesi” projesi de başlatılmıştır. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15 - 32) 29 Belediyelerin eğitim alanındaki sosyal hizmetleri (Şişli belediyesi örneği) 2012 yılı içinde, Şişli Belediyesi tarafından ilçede yaptırılan 27 okul ve İstanbul İl Özel İdaresi Proje Koordinasyon Birimi tarafından yapımı tamamlanan 22 okul eğitim hizmetlerine sunulmuştur. Okullar Hayat Olsun projesi kapsamında okullar mahalle sakinlerine açılarak, okulların bahçelerinin yüksek duvarlarla çevrilmemesi de planlanarak, okul bahçelerinin yeşil alan olarak düzenlenmesine de karar verilmiştir. Şişli Belediyesi ve İstaç A.Ş işbirliğiyle yürütülen “Çevre Bilinçlendirme ve Geri Dönüşüm Seminerleri” ile yaklaşık 60 bin öğrenciye ulaşılarak seminerlerdeki amacın, öğrencilerin çevre konusunda bilinç ve farkındalıklarını arttırmak ve geri dönüşüme katkıda bulunmalarını sağlamak olduğu da vurgulanmaktadır. Şişli Belediyesi olarak halk eğitim merkezleri ve kreşleri de eğitim planına alınmıştır. Belediyenin “Yaşama Yeni Bir Kapı Aç” projesi ile Türkiye’nin en kapsamlı engelli eğitim ve istihdam projesi ile de, engelli bireyler ve ailelerinin yaşadığı sorunların azaltılması, proje süresinde ve sürdürülebilirliğinde evdeki engelli bireylerin meslek sahibi olmasına çalışılmaktadır. Bu projede eğitimci olarak yetiştirilen engellilerin öncelikle evlerdeki engellilere verilecek montaj işlerinde destek vererek, projenin genişletilmesi aşamasında diğer ilçelerde ve illerde görev alarak diğer istihdam projelerinde olduğu gibi kısıtlı sayıda engellinin istihdamının sağlanması yerine çok sayıda engellinin meslek sahibi olması istihdamı planlanmıştır. 2012-2013 eğitim öğrenim döneminde de Şişli Halk Eğitim Merkezi’nde, okuma yazma, bilgisayar kullanımı, web tasarımı, bilgisayar destekli muhasebe, işaret dili kursu, resim, aşçılık, cilt bakımı, makyaj, dil kursları, müzik kursları, tiyatro, doğalgazkalorifer ateşçiliği, Türk halk oyunları, pazarlama-perakende kursları, seramik, çinicilik, ebru, modelistlik kurslarıyla eğitim hizmetlerine devam edilmektedir. 30 Ayhan ÖRENÇ KAYNAKLAR [1] Arslan, Nagehan Talat , (2005), “İdari ve Mali Paylaşım Açısından Merkezi Yönetim Yerel Yönetim İlişkileri”, s.193, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No:33. [2] Atay, Ender Ethem, (Ankara, 2006), “İdare Hukuku”, s.153. [3] Canatan, Bilal, (Ankara, 2001), “Düşünce Tarihinde-Kamu Hukukunda Avrupa Birliği’nde Yerellik İlkesi”, s.41. [4] Chapus, Réne, (Paris, 1997), “Droit Administratif Général,” s.349 Tome 1, 11. Édition. [5] Çukurçayır, Mehmet Akif, (Ankara, 2000), “Siyasal Katılma ve Yerel Demokrasi”, s.91, Ankara: Yargı Yayınevi. [6] DPT, (Ankara, 2001), “Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele”, s.14, Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı. [7] Gözler, Kemal, (Bursa, 2003), “İdare Hukuku”, s.119, C.I. [8] Gözübüyük, Şeref. (Ankara, 1989), “Yönetim Hukuk”, s.123. [9] Günday, Metin, (Ankara, 2002), “İdare Hukuku”, s.153-193, 6.Baskı. [10] Keleş, Ruşen, (1994). “Yerinden Yönetim ve Siyaset”, s.19, İstanbul: Cem Yayınevi. [11] Onar, Sıddık Sami, (İstanbul 1966), “İdare Hukukunun Umumi Esasları”, s.597, C. II. [12] Seyyar, Ali, (2005), “Sosyal Güvenlik Terimleri” s.215, Ansiklopedik Sözlük, İstanbul, Papatya Kitabevi. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (15-32) 31 [13] Şişli Belediye Başkanları Listesi, Erişim Tarihi:18,10,2013 [14] Ulusoy, Ahmet, (2010), “Mahalli İdareler: Teori-Uygulama- Maliye”, s.19, Ankara, Altıncı Baskı, Seçkin Yayıncılık. [15] Yayman, Hüseyin, (Ankara, 2002), “Türkiye’de Belediyeciliğin Siyasallaşması: 1970’li Yıllar”, s.67, Yerel Yönetimler Sempozyumu (1-2 Kasım 2000) Bildiriler Kitabı, TODAİE Yerel Yönetimler Araştırma ve Eğitim Merkezi” [16] http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Ei%C5%9Fli_belediye_ ba%C5%9Fkanlar% C4%B1_. Erişim Tarihi: 15.03.2014 [17] http://www.dersimiz.com/bilgibankasi/ADEMI- MERKEZIYETCILIK-NEDIR-HAKKINDA-BILGI-1931.html Erişim Tarihi: 18.03.2014 [18] http://www.meb.gov.tr/haberler/html_haberler/ OHBulsunProtokol.pdf, Erişim Tarihi: 11.03.2014 [19] sislibelediyesi.com/site/dokumanlar/performansprogrami2013. pdf, s.55-56-58-59, Erişim Tarihi: 15. 03.2014 [20] sislibelediyesi.com/site/sayfagetir.asp?ID=76, Erişim Tarihi: 18.03.2014 [21] Şişli Belediyesi Temel Politika ve Öncelikler. http:// sislibelediyesi.com/site/dokumanlar/., Erişim Tarihi: 18.03.2014 [22] Şişli Belediyesi, “Şişli’nin Liderleri”, (Erişim) http:// sislibelediyesi.com/site/pager.asp?ID=90 [23] Şişli Belediyesi, Stratejik Planı. http://sislibelediyesi.com/site/ sayfagetir.asp?ID=76, Erişim Tarihi: 18.03.2014 32 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN 1 Tayyar KERİM GÜNAY 2 Özet Bu çalışmada öncelikle müşteri memnuniyetini oluşturan değişkenler ve ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Kalite Yönetimi Standardı kuramsal olarak ele alınmış daha sonra müşteriler açısından önemine değinilmiştir. Araştırma kapsamında TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’de anket çalışması yapılarak veriler SPSS programına girilerek test edilmiştir. Anahtar Kelimeler: ISO 10002, Müşteri Memnuniyeti, SPSS TGS LOCATION SERVICES A.Ş. IMPLEMENTATION OF THE QUALITY MANEGEMENT SYSTEM ISO 10002 AND STATISTICAL EVALUATION OF CUSTOMER SATISFACTION. Abstract In this academic study, variables that compose customer satisfaction and ISO 10002 Customer Satisfaction Quality Management Standards are discussed and then the importance to customers 1 2 İstanbul Aydın Üniversitesi, Müh.Fak.End.Müh. [email protected] Turkish Ground Service A.Ş. tayyar.gü[email protected] ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33-47) 33 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi are mentioned. Within the scope of this study a survey is made in TGS Yer Hizmetleri A.Ş.then the survey data is analyzed in SPSS computer software. Keywords: ISO 10002, Customer Satisfaction, SPSS 1.Giriş Bir kuruluşun mevcut müşterisini elinde tutması, yeni müşteri edinmesine kıyasla çok daha masraflıdır. Müşteri kaybeden kuruluşların bu kayıplarını telafi etmeleri ve itibarlarını tekrar kazanmaları için büyük çaba ve maliyet gerekir. Bu durumlara maruz kalmamak için her yönetim sisteminin ortak yaklaşımı olan önleyici yaklaşımla sistemin yönetilmesi gerekir. Vizyonunuzun bir sene olduğu yerde, yetişmiş çiçekleriniz olur. Vizyonunuzun on sene olduğu yerde yetişmiş ağaçlarınız olur. Vizyonunuzun sonsuz olduğu yerde yetişmiş insanlarınız olur (Mehrota,1999). Müşteri ilişkileri yönetiminin, günümüzün çok önemli yönetim stratejilerinden biri olarak ortaya çıkmasının nedenleri şunlardır (Alper,2010); • Kitlesel pazarlamanın gittikçe pahalı bir müşteri kazanma yolu olması, pazar payı yerine müşteri payının önemli hale gelmesi, • Müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati kavramlarının önem kazanması, • Var olan müşteri değerinin anlaşılması ve bu müşteriyi elde tutma çabalarına gerek duyulması, • Birebir pazarlamanın önem kazanmasıyla, müşteriye özel ihtiyaçlarına göre davranma stratejilerinin gerekliliği, yoğun rekabet ortamı, iletişim teknolojileri ve veri tabanı yönetim sistemlerinde yaşanan gelişmeler. 2.Şikayet Kavramı Şikayet bir kuruluşa ürünleri veya şikâyetleri değerlendirme işleminin kendisi hakkında yapılan ve sonucunda da açık veya üstü örtülü bir yanıt / çözüm beklenen memnuniyetsizlik ifadesidir(TGS,2012). 34 Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY 3.Müşteri Kavramı ve İç ve Dış Müşteri Müşteri denince öncelikle ürün ya da hizmetin son kullanıcıları anlaşılmaktadır. Bu anlayış yanlış değildir, ancak bazı eksik yönleri bulunmaktadır. Çünkü ürünün şekillenmesinden başlayarak üretimin çeşitli aşamaları; test etme, paketleme, gönderme, saklama, faturalama, yerleştirme (kullanılabilir hale getirme), servis ve ödeme gibi uzun bir faaliyetler zincirinden oluşmaktadır. Bu faaliyetlerin her biri, bir ya da birkaç birey tarafından gerçekleştirilmekte ve bir faaliyetin çıktısı aynı zincirde başkası tarafından kullanılmaktadır. Bu çıktının her alıcısı da bir müşteridir ve dışarıdaki müşteri veya son kullanıcı gibi düşünülmelidir. Kısaca işletmenin çıktısını kullanan herkes ister işletmenin içinde isterse dışında olsun işletmenin müşterisi olarak dü şünülmelidir(Doğan.,Kılıç.2008). Yalnız ISO 10002 standardı çözüm için kuruluşun dışına yönlendirilen anlaşmazlıklar ile istihdamla ilgili anlaşmazlıklar için geçerli değildir (TS ISO 10002,2006). 4.Müşteri Memnuniyeti Tanımı Müşteri memnuniyeti gerçekleştirilen müşteri şartlarının müşteri tarafından algılanma derecesidir. Müşteri memnuniyeti, bir markaya ya işletmeye duyulan bağlılık olacaktır. Müşterinin tüm rekabetçi etkilere ne ölçüde direndiği ve işletmenin ürün ve hizmetlerini kullanmakta ne kadar kararlılık gösterdiği önemlidir. 5.Havayolu Yer Hizmetleri İşletmeleri Açısından Dış Müşteri Havayolu yer hizmetleri işletmeleri yaptıkları operasyonlara göre dört farklı müşteri grubuna sahip olabilmektedir. Bunlar: • Yolcu, (Müşterinin müşterisi / Dolaylı Müşteri) • Kiracı Havayolu İşletmeleri, • Tur Operatörleri, • Kargo İşletmeleridir. 6.Hava Yolu İşletmelerinde Müşteri Memnuniyeti Birçok havayolu işletmesi, müşteri şartlarını ne dereceye kadar karşılayıp karşılayamadığı hakkındaki müşteri algılaması ile ilgili ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 35 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi bilgiyi izlemelidir. Bu bilgiyi elde etmek ve kullanmak için metotlar belirlemelidir. Ayrıca müşteri memnuniyetinin artırılması amacına yönelik olarak, müşteri şartlarının belirlenmiş ve yerine getirilmiş olması sağlanmalıdır. Müşteriler genellikle kararlarını hizmetin sunulması ile değil hizmetin kullanılması sonrasındaki yaşanılan tecrübelere dikkat ederek vermektedir. Havayolu şirketi müşteri memnuniyeti ile alakalı her türlü faktörü analiz ettikten sonra “Halkla İlişkiler”, “Satış Geliştirme” ve “İyileştirme” faaliyetleri ile bütünleştirerek uygulamalıdır. Havayolu şirketleri kuruluşlarının müşterilerine neler anlattıklarından ziyade müşterilerin kuruluşlarını nasıl algıladığını değerlendirmesi gerekmektedir. Müşterilerin beklentilerinin ne olduğunu öğrenmenin yolu anket, iş ziyareti, tur operatör toplantısı, yolcular için havacılık aktiviteleri gibi çeşitli metotları uygulamaktır. Bu nedenledir ki, müşterilerin görüş, öneri ve eleştirileri toplanarak, düzeltici ve önleyici faaliyetler geliştirilmelidir (Kitapçı,2006). 7.TGS Yer Hizmetleri A.Ş. TGS Yer Hizmetleri A.Ş., 1 Ocak 2010 tarihinde yer hizmetleri sektöründeki yerini aldı. Türk Hava Yolları ve HAVAŞ ortaklığıyla kurulan TGS, İstanbul Atatürk Havalimanı, Ankara Esenboğa Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, Antalya Havalimanı, Adana Havalimanı ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı olmak üzere toplam 6 havalimanında faaliyetlerini sürdürmektedir. 8.TGS Yer Hizmetleri Kalite Politikası TGS üst yönetimi; ulusal ve uluslararası yasa ve mevzuatlar ile ticari etiği dikkate alarak, Kurum’un görev ve ortak değerleri doğrultusunda, geleceği ile ilgili olarak müşterilerini ve çalışanlarını, aynı gayede buluşturmak ve Kurum Kültürünü paylaşılabilir yapmak amacıyla Entegre Yönetim Politikası’nı beyan etmiştir (TGS,2012); • Yer Hizmetleri alanında yurt içinde ve yurt dışında bilinen, güvenilen ve tercih edilen bir kuruluş olmak, • Operasyonda yer hizmetlerinin sorumluluğundaki tüm alanlarda 36 Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY en iyi hizmeti vermek, • Müşteri memnuniyetini ilke edinmek, • Çalışanların iş ile ilgili olarak sürekli gelişmelerini sağlayıp teşvik etmek ve eğitim / formasyon düzeylerini geliştirmek, • Yolcularımızın can ve mal güvenliğini sağlamak üzere tedbirler almak, • Çağın gerektirdiği her türlü teknolojiyi kullanan moral ve motivasyonu yüksek, halkla ilişkileri kuvvetli personel parkurumuz ile iç ve dış müşterilerimize hizmet sunmak. 9.TGS Yer Hizmetleri A.Ş. ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Ölçüm ve Şikayetleri Ele Alma Prosedürü Bu prosedür ticari veya ticari olmayan faaliyetlerin bütün tipleri için etkili ve verimli şikayetleri ele alma sürecinin tasarımlanması ve uygulanması için kılavuzluk bilgilerini sağlamaktadır ve kapsamaktadır. Bu prosedürden şirketin, müşterilerinin, şikayet sahiplerinin ve diğer ilgili tarafların yararlanması amaçlanmıştır. Artık verimlilik göstergeleri sadece finansal ve somut kriterler olmaktan çıkmış bununla beraber kalite gibi, müşteri gibi kavramlar da işletmelerin mücadele kabiliyetlerini gösteren kriterler durumuna gelmiştir. Toplam kalite yönetiminin en önemli prensibi kabul edilen müşteri odaklılık, ancak müşteri için yapılanların sistematik bir şekilde yine müşteri tarafından değerlendirilmesiyle gerçekleşebilmektedir (Türkyılmaz,2005). 10.Yolcu Müşteriyle İletişim ve Şikayetlerin Alınması TGS Yer Hizmetleri A.Ş., daha önceden İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ile ilgili olarak aşağıdakiler için prosedürler oluşturmuş, bunları uygulamakta ve sürdürmektedir: • Yükleniciler ve iş yerine gelen diğer ziyaretçilerle iletişim, • Dışarıdaki ilgili taraflardan gelen ilgili iletişimin alınması, dokümanter edilmesi ve cevaplandırılması. İlk şikayetin rapor edilmesi üzerine, şikayet, yardımcı bilgileriyle ve bir benzersiz tanımlayıcı koduyla birlikte kaydedilir. İlk şikayetin ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 37 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi kaydı şikayetçi tarafından istenen düzeltmeyi ve aşağıdakiler dahil olmak üzere şikayetin etkili olarak ele alınması için gerekli diğer bilgileri tanımlar (TS ISO 10002,2006). • Şikayetin tarifi ve ilgili yardımcı veriler, • İstenen düzeltme, • Şikayet edilen ürünler veya bunlarla ilgili kuruluş uygulamaları, • Cevap için miad tarih, • Kişiler, kısım, şube, kuruluş ve pazar bölümü hakkında veriler, • Yapılan ilk işlem (varsa). 11.Yolcu Şikayetlerinin Ele Alınması İşletmelerin müşterilerini şikayetlerini dile getirmeye özendirecek, dile getirilen şikayetleri de en etkin ve kısa sürede çözüme ulaştırılacak bir süreç geliştirilmelidir. Bu süreç (Acuner,2001). • Şikayetten dolayı teşekkür etme, • Şikayete neden olan durum için özür dileme, • Sorunun nedenini araştırıp çözümlemek, • Müşterinin memnun olup olmadığını öğrenmek, • Aynı sorunun tekrarlanmaması için önlem almak. 12.Araştırmanın Amacı ve Kapsamı Araştırmanın konusunu TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’nin müşterilerinin memnuniyetinin ve memnuniyetini etkileyen faktörlerin belirlenmesi oluşturmaktadır. TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’nin sunduğu hizmetin kalitesini yolculara SERVQUAL yöntemini uygulayarak belirlemek, yolcuların algılarını ve beklentilerini beş hizmet kalitesi boyutunda tespit etmek, ihtiyaç duyulan boyutlar için iyileştirme önerilerini beş boyutta belirlemek amacı ile bu araştırma yapılmıştır. Beş hizmet kalitesi boyutunun önem derecelerinin saptanması ve bu hizmet kalitesi boyutlarının belirlenmesi ile inceleme yapılacaktır. SERVQUAL yöntemine göre hazırlanan ve havayolu yer hizmetleri işletmesi için uyarlanan anket çalışması yurtiçi / yurtdışına seyahat eden yolculara yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. 38 Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY Bu çalışmada TGS Yer Hizmetleri’nin yolcularına sunduğu hizmetlerin özelliklerini ve bu hizmetlerin sunulabilmesi için yolculara sunulan değerlerin, müşterilerin göze aldığı maliyetlerin, operasyonun kusursuz icra edilmesi için koordinasyonun ve en önemlisi müşterilere ulaşmak için kullandığı işletişim kanallarının etkinliğini yolcular tarafından değerlendirildiğini belirleyerek daha kaliteli hizmetler sunmak için bir modelin ortaya konulması amaçlanmaktadır. 13.Araştırmanın Sınırları Araştırma çeşitli havayolları firmaları ile seyahati sırasında TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’den hizmet alan 21.05.2012 - 11.06.2012 tarihleri arasında yurtiçi ve yurtdışına seyahat eden yolcularla sınırlıdır. 14.Evren ve Örneklem Çeşitli Havalimanlarından TGS Yer Hizmetleri A.Ş. tarafından hizmet verilen çeşitli havayolu firmaları ile seyahat eden yolcular araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. TGS Yer Hizmetleri A.Ş. tarafından hizmet verilen yolcuların başka havayolu firmalarının müşterileri olması sebebiyle özel bir çerçeve oluşturacak bilgilerin tamamına gizlilik ve güvenlik nedeniyle ulaşmak mümkün olamamıştır. Bu nedenle araştırmada örneklem seçmek için bir çerçeve oluşturulamamıştır. Burada uygulanan örneklem seçimi, yolcuların ankete katılma istekliliklerine göre oluşmuştur. Bu yolcuların kimler olacağına ilişkin bir listenin elde edilememesinden ve elde edilmesinin güçlüğünden dolayı kolayda örnekleme tekniği ile örneklem seçilmiştir. Teknikte esas ankete cevap veren herkesin örneğe dahil edilmesidir (Altunışık,2005). Araştırmada anketin yapıldığı uçuşlar ile bu uçuşlarda seyahat eden yolcular daha önceden bilinmediğinden ankete katılan yolcular rassal olarak oluşmaktadır. Bu nedenle buradan elde edilen veriler istatistik analiz uygulamak için elverişlidir. Ankete katılan yolcular ve yanıtları yansızdır. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 39 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi 15.Veri Toplama Aracı Araştırmada kullanılan veriler; 20 sorudan oluşan anket formu aracılığı ile bizzat Yolcu Hizmetleri Memurları tarafından yapılarak ve web sitesi üzerinden elde edilmiştir. Söz konusu anket 21.05.201211.06.2012 tarihleri arasında yurtiçi ve yurtdışına seyahat eden yolculara uygulanmış ve veriler toplanarak elektronik ortama aktarılmıştır. 16.Araştırmanın Yöntemi Çalışmada öncelikle müşteri memnuniyetini etkileyen pazarlama değişkenleri ile ilgili literatür incelenmiştir. Literatür taraması sonucunda elde edilen bilgiler ışığında anket soru formu hazırlanarak araştırmanın veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Ölçeğin güvenilirliği, Cronbach Alfa katsayısı ile belirlenmiştir. Verilerin analizi için SPSS programı kullanılmıştır. 17.Manasız Sonuçların Elenmesi Anketde manasız olan sonuçların elenmesi için iki türlü çalışma yapılmıştır. İlk olarak Ankette 1,1…1 – 5,5…5 gibi düşünülmeden işaretlenmiş seçeneklerden oluşan anketler iptal edilmiştir. İkinci etapta genel memnuniyet sorusunun, diğer cevaplarla uyumluluğu incelenmiştir. Diğer cevapların ortalaması ile son cevap arasında +- 1,3 fark olan anketler iptal edilmiştir. Toplamda 2.632 adet kayda giren sonuçların 158 tanesi iptal edilerek 2.474 adet anket üzerinden çalışmalara başlanılmıştır. 18.Güvenirlilik Testi Güvenilirlik analizi için kullanılan temel analiz Cronbach Alpha (α) değerinin bulunmasıdır. Yapılan anketimiz için Cronbach Alpfa sayısı α= 0,7034 olarak çıkmıştır. Bu değer anketin kabul edilebilir düzeyde olduğunu göstermektedir. 40 Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY 19.Anket Sorularının Ortalamaları, Frekansları ve Standart Sapmaları Tüm anket çalışmalarında olduğu gibi bir sorunun net değerini elde etmek için en önemli kriter ortalamadır. Dağılımın ne kadar düzenli (bazen ise güvenli) olduğunu gösteren ölçülerin en önemlisi standart sapmadır Tablo 1. TGS Yer Hizmetleri A.Ş. Anket Soruları Ortalama ve Standart Sapmaları Kaynak: TGS Yer Hizmetleri A.Ş. Anket Çalışması SPSS Sonucu ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 41 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi 20.SERVQUAL Yöntemi Servqual ölçeğine göre göre hizmet kalitesi, soyut bir kavram olup müşteri beklentisi ile gerçek hizmet performansının kıyaslanmasıdır. Yaygın olarak kullanılan bir ölçüm modelidir. 1988 yılında Parasuraman, Zeithalm ve Berry tarafından geliştirilmiştir. Amaç müşteri memnuniyeti olduğundan hizmet kalitesi müşteri odaklı ölçülür. Bu kapsamda hizmet kalitesinin 5 ana unsuru vardır. • Güvenirlik: Hizmetin bir kere ve doğru olarak yapılması. • Heveslilik: Personelin her zaman hizmet vermeye hazır ve istekli olması. • Yetenek: Personelin / Ekipmanın yeterliliği • Ulaşılabilirlik: Müşterinin hizmetten kısa zamanda yararlanması ve erişebilir olması • Nezaket: Personelin müşterilere karşı kibar, saygılı oluşu. 21. SERVQUALl Yöntemiyle Anket Sonuçlarının Değerlendirilmesi TGS Yer Hizmetleri A.Ş. anket çalışması ile hizmet kalitesinin beş ana unsuru için istatistiksel olarak aşağıdaki sonuçlar hesaplanmıştır. Tablo 2. Servqual Yöntemiyle Anket Sonuçlarının İstatistiksel Analizi Kaynak TGS Yer Hizmetleri A.Ş. Anket Çalışması Yukarıdaki tablodan Güvenirlilik konusunda beklenen değerin 0,45 puan kadar altında bir sonuç elde edilmiştir. Bu durum bazı güvenirlilik konularında önemli düzeltici / önleyici faaliyetlerin gerektiğini göstermektedir. Heveslilik ise beklenilen değere çok 42 Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY yakın bir puana sahiptir. Yetenek kısmında ise özellikle ekipmana bağlı sorunlardan kaynaklanan zayıf noktalar neticesinde 0,66 lık bir fark oluşmuştur. Oluşan en yüksek fark ise ulaşılabilirlik konusunda görülmektedir. Oluşan 0,83 lük büyük fark ciddi düzeltici / önleyici faaliyetlerin gerektiğini göstermektedir. Nezaket konusunda ise 0,25 gibi ortalama bir zayıflık tespit edilmektedir. 22.Standart Sapmaların Ortalaması Her bir sorunun tek bir başına ele alındığında sağlanan standart sapmaların, uygunluğunun ölçülmesi zor bir iştir. Bağımsız değerlendirme için standart sapmaların ortalamasının kullanılması kalite için bir ölçüt oluşturabilmektedir (Yücel,2007). Anket çalışmasından elde edilen standart sapma ortalaması 0,792 dir. 23.Sonuç TGS Yer Hizmetleri A.Ş. 2012 yılı itibariyle ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Kalite Yönetimi Standardını uygulamak için çalışmalara başlamıştır. Bu çalışmalar sırasında şirketin algılanan müşteri memnuniyetini hali hazırda sağladığı fakat günümüz şirketlerince kabul görecek seviye ulaşması için ilerleme kaydedilmesi gerektiği görülmüştür. Ayrıca müşteri memnuniyetinin bir standart olarak görülmesi ve düzenli bir prosedür haline getirilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, müşteri memnuniyetini sağlamak için kalite, maliyet ve termin süresi bütün çalışanlar tarafından benimsenmiş bir olgu olmalıdır. Hedef; kalite ilkeleri doğrultusunda müşterilerin beklentilerine uygun hizmeti tam zamanında olacak bir şekilde, bütün iş süreçlerinde gerçekleştirmek olmalıdır. Yapılan anket çalışmasının analizi sonucu müşteri memnuniyeti durumunun vasat bir sonucu ulaştığı görülmektedir. Standartlaşmanın gerektiği iç prosedürün dışında, dış müşteri memnuniyetine yönelik düzeltici / önleyici faaliyetlerin uygulanması gerektiği görülmektedir. Bu vasat sonucu iyileştirmek için yapılan analiz çalışmalarına ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 43 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi dayanarak yapılan öneriler aşağıdadır; • Hizmet sürecinde etkin koordinasyon ve yaygınlaştırılması, • Sürekliliğin sağlanması için elde edilen ideal durumun devamı için standartların ve sorumlulukların herkesçe bilinmesi, • Bir şikayete cevap vermeden önce, problemin amaçları ve kapsamı tespit edilmesi, alternatif çözümler bulunmalı, teknik ve yönetimsel kısıtlar tanımlanması, • Kalite artışı için tüm iş süreçleri ve yönetim mevzuatlarını içeren etkin yönetim ve işbirliği sağlanması, • Havalimanındaki müşterinin istek ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamak için gerekli notların check-in sırasında alınarak gerekli personele iletilmesi sırasında bazı aksaklıklar doğduğu tespit edilmiştir. Çözüm olarak bilgisayar programlarında iyileştirmeye gidilmesi, • Müşterilerden elde edilen şikayet verileri, müşterilerin elde tutulması ve problemlerin çözümü için gereklidir. Şikayet verilerinin tutulmasında aksaklıklara yer verilmemesi için iletişim kanallarının arttırılması ve verilerin sağlanmasına önem verilmesi, • Havalimanı uçak çıkış kapısı Boarding’in rezervasyon, bilet satış ve check-in aşamalarında yapılan tüm hataların düzeltilebileceği son nokta olması, uçağın problemsiz olarak kapatılması açısından boarding personeline önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Bu sebeple eğitim çalışmalarında bu konu için ayrıntılı bölümler hazırlanması , • TGS Yer Hizmetleri A.Ş.’nin T.H.Y. ortaklığında kurulmasından önce T.H.Y. bünyesinde kullanılan ve kurulumdan sonra devir alınan, hali hazırda değiştirilememiş eski teçhizatlar mevcuttur. Yer personeli ile ilgili standart işletme prosedürlerinde oluşacak zorluklar veya yavaşlama sonucu uçuş operasyonunun olumsuz etkilenmemesi için eski teçhizatların yenilenmesi, • Hali hazırda kullanılan teçhizat ve ekipmanlarda yapılandırma hataları mevcuttur. Ekipman durumunun yolcu/personel veya ekipmanı zarara sebep olabilecek müteakip arıza ihtimalini minimize edecek şekilde yapılandırılması, 44 Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY • Müşteri tarafından yapılan şikayete konu olan durumun ciddiyeti, özür davranışının yolcularca algılanmasını etkilemektedir. Şikayetlerin ele alınmasında bir ciddiyet sıralamasına gidilmediği görülmüştür. Bu durumun düzeltilmesi için ciddiyet derecelerinin tanımlanması, • Havalimanı içerisinde personel bazı müşterilerin art niyetli olduğunu düşünerek sorunları için kolaylık göstermemektedir. Durumun düzeltilmesi için personelin uyarılarak daha hassas davranmaları sağlanması, • Tekrarlayan şikayetlerin gerçekte TGS Yer Hizmetleri A.Ş. ye mi ait olduğunun tespitinin yapılmadığı görülmüştür. Yolcu kaynaklı sorunların sınıflandırılarak personele bildirilmesi, • Müşteri memnuniyeti kalite çabalarının başarıyla sonuçlanmasında işletmelerin müşteri odaklı olmalarının yanı sıra, çalışanlarında yeterli ölçüde kalite bilincine sahip olmaları ve işletmenin çabasına katkıda bulunmaları gerekmektedir. Şikayet çözümü konusunda personelde kalite bilincinin oturmadığı görülmektedir. Kalite bilinciyle hareket etmeleri için personelin uyarılması, • Telafi konusunda ihtiyaç ve eşitlik kavramlarının personel tarafından karıştırıldığı görülmektedir. Örneğin eğer uçakta tek koltuk var ise, müşterinin yaptığı ödemeye bakılmaksızın gerçekten en fazla ihtiyacı bulunan müşteriye bu yerin tahsis edilmesi gerekir. Eğer müşteri ihtiyacı temelinde bir telafi bekliyorsa, fakat eşitlik prensibine göre bir telafi alıyorsa; tatminsizlik durumu devam edecektir. Bu ve benzeri konular hakkında eğitimlerin arttırılması, • Özellikle bagaj gecikmeleri, hataları veya kayıpları yüzünden müşteri memnuniyetsizliği oluşmaktadır. Bunları sebebi olarak ekipman yetersizliği, personel veya yolcu hataları tespit edilmiştir. Yolcu hatası dışında kalan faktörlerin minimize edilmesi için ek çalışmalar önerilmektedir. Ayrıca TGS Yer Hizmetleri A.Ş’de mevcut olan şikayet yönetiminin performansını ve etkinliğini azaltan nedenlerden hareketle, sistemin ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 45 TGS yer hizmetleri A.Ş.’de ISO 10002 müşteri mennuniyeti kalite yönetimi sisteminin uygulanması ve istatiksel olarak değerlendirilmesi ideal performansa ve etkinliğe ulaştırılması için iç kaynaklardan gelen çeşitli öneriler aşağıdadır; • Şikayet sahibi olduğu halde şikayetini iletmekten kaçınan müşterilerin şikayetlerini iletmeleri için; müşterilerin şikayete teşvik edilmesi, şikayet süreçleri hakkında bilgilendirilmesi, şikayet toplama araçlarının çeşitlendirilmesi ve şikayet masalarının kurulması, • Şikayetlere cevap verilme sürelerine ve şikayet toplama araçlarının her birine ilişkin standartlarının belirlenmesi, bu standartlara uyulması ve standartlara ilişkin bilgilerin müşterilerle paylaşılması, • Sorun alanlarının tespit edilmesi ve müşteri şikayet yönetim performansının değerlendirilmesi için kullanılan; fokus grup görüşme, danışma panelleri, kritik olay tekniklerinden faydalanılması ile müşteri anketlerinin değerlendirilmesinde kullanılan testleri çeşitlendirerek, şikayet politika ve stratejilerinin yeniden yapılandırılması, • Şikayete konu olan hizmetlerin tespit edilmesi ve hizmet iyileştirilmelerine hız verilmesi ile müşteri kaybının önlenmesi, • Şikayetlerin müşteriyi tatmin edecek nitelikte çözümlenmesinde etkili olan “hız” faktöründen yola çıkarak, çağrı merkezleri, SMS gibi araçların işletmede kullanılması ve çalışanların teknolojiyle uyumlaştırılması önerilmektedir. Etkin bir Müşteri Memnuniyeti Kalite Yönetimi için bir yer hizmetleri firmasının müşterilerin beklenti ve algılarına etki eden ve onların hizmete ve işletmeye yönelik tatmin ve memnuniyetlerini belirleyen hizmet kalitesi kriterlerini tespit edebilmeleri, müşterilerin ihtiyaç, istek ve bedenlilerinin ötesinde hizmet sunmaya odaklanmaları sadece bir rekabet avantajı olmayıp artık günümüzde bir yer hizmetleri firmasının faaliyetlerinin devamı açısından da bir gerekliliktir. Bu noktadan hareketle işletme yöneticilerinin müşteri beklentilerini doğru olarak algılaması, bu yönde hizmet kalitesi standartlarının oluşturulması, kaliteye odaklı işletme kültürü içerisinde personelin hizmet kalitesi standartlarında hizmet sunmaları ve bu yöndeki 46 Prof. Dr. Hüseyin BESİM AKIN, Tayyar KERİM GÜNAY işletme performansının müşteriye doğru olarak iletilmesi Müşteri Memnuniyeti Kalite Yönetimi sağlanması açısından vazgeçilmez adımlardır. KAYNAKÇA [1] ACUNER, T., ACUNER, Ş.,A.,(2001). Toplam Hizmet Kalitesi Yönetimi ve Müşteri Memnuniyeti Sağlamadaki Rolü, Pazarlama Dünyası Dergisi, s.72. [2] ALPER, B.,(2010). Müşteri İlişkileri Yönetimi Açısından Şikayetlerin Yönetilmesi: Otel İşletmesi Üzerine Bir Uygulama, s.14. [3] ALTUNIŞIK, R.,(2011).Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, Sakarya Yayıncılık, Sakarya, s.132. [4] DOĞAN, S., KILIÇ, S.,(2008). İlişki Yönetiminde İç ve Dış Müşteri Memnuniyetinin Sağlanması, KMU İİBF Dergisi, s.15. [5] KİTAPÇI, İ. (2006), Havayolu Şirketlerinde Müşteri Memnuniyeti ve Odaklılık, UTED Dergisi, s.11. [6] MEHROTRA,O.,(1999). Dheeraj, SIX SIGMA in Education, Delhi, s.19. [7] TGS Yer Hizmetleri Entegre El Kitabı (2012)., s.6. [8] TS ISO 10002 (2006). ICS 03.120.10 Kalite Yönetimi - Müşteri Memnuniyeti,s.1. [9] TÜRKYILMAZ, A.,(2005). Ulusal Müşteri Memnuniyet İndeksleri, Fatih Üniversitesi Ümmü Kültür Dergisi, s.9. [10] YÜCEL, M.,(2007). İnönü Üniversitesi 8. Türkiye Ekonometri ve İstatistik Kongresi Notları, Malatya, s.15. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (33 - 47) 47 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi Buket KILIÇ, 1 Prof.Dr. Zafer ASLAN, 2 Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, 3 Prof.Dr. Ali GÜNEŞ 4 Özet Bu makalenin amacı, sınav kaygısı envanter sonuçlarına göre üniversiteye hazırlanan öğrencilerin sınav kaygı düzeyini etkileyen faktörleri veri madenciliği ile irdelemektir. Bu makale için, son yıllarda Türkiye ‘de de yaygın olarak kullanılan veri analiz yöntemlerinden Veri Madenciliği yöntemi göz önüne alınmıştır. Öğrencinin sınav kaygısını etkileyen faktörler, hem genel hem de ayrı ayrı kümeler halinde incelenmektedir. Bu çalışmada üç yöntem (Kümeleme Yöntemi, Karar Ağaçları Yöntemi ve Yapay Zekâ Yöntemi) kullanılmıştır. Bu araştırma çalışması sonucunda özetle, kız öğrencilerin erkek öğrencilerden, genel lise öğrencilerinin de Anadolu lisesi öğrencilerinden daha kaygılı olduğu saptanmıştır. Buket KILIÇ, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Bilgisayar Mühendisliği (YL),[email protected], 0538 979 6657 2 Prof. Dr. Zafer ASLAN, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, [email protected] 3 Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, [email protected] 4 Prof. Dr. Ali GÜNEŞ, İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, [email protected] 1 ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (48-68) 49 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi Anahtar Kelimeler: Veri Madenciliği, Kümeleme, Karar Ağaçları, Yapay Sinir Ağları (YSA), Sınav Kaygısı. Abstract The purpose of this paper is to examine exam anxiety factors by using data mining methodology. Influence of students’ anxiety level before university exam was analysed by considering some results of test anxiety inventory. Method selected for this study is “Data Mining” used as one of data analyses methods in recent years. Data will be examined in general and separate clustering methodologies. Three different methodologies, (Clustering, Decision Trees and Artificial Neuron Network) are applied on statistical data. As a conclusion, girls and students in general high schools have more exam anxiety than boys and Anatolian High School’s students respectively. Keywords: Data Mining, Clustering, Decision Trees, Artificial Neuron Network (ANN), Exam Anxiety Giriş Günümüzdeki Eğitim Sisteminde, lise öğreniminin sonunda yapılan YGS ve LYS adlı üniversite giriş sınavları hem öğrenciler hem de ebeveynler için büyük önem taşımaktadır. 2011-2012 yılından itibaren geçerli olan bu sınav sisteminin öğrenciler kadar velilerin tarafından da iyi anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Bu yeni sınav sistemindeki amaç yıllardır uygulanan tekil sınav sistemlerin oluşturduğu olumsuz koşulların ortadan kaldırılması ve çok daha kararlı bir ölçüm yöntemi kullanılmasıdır. Diğer bir deyişle bu sistemle üniversite öğrenci adaylarının en doğru ve en uygun şekilde üniversiteye yerleşmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada uygulanan yeni sistem öğrenci üzerinde oluşan sınav baskısının genellikle hangi parametrelere bağlı olduğu incelenmektedir. 50 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ Kılıç (2014) tarafından yapılan “Öğrencilerin Sınav Kaygısını Etkileyen Faktörlerin Veri Madenciliği ile İrdelenmesi” isimli çalışmadan faydalanılmıştır. Sınav Kaygısı Tüm öğrenciler girdikleri sınavlarda başarılı olmak isterler ancak, sınavlar başarılı olmanın yanı sıra başarısız olma riskini de birlikte taşıyan bir değerlendirilme durumudur. Bu nedenle sınavlar öğrencilerin kaygı yaşamalarına neden olmaktadır. Sınavların kaygı yaşantısını beraberinde getirmesi sınav kaygısının nedenlerini, ilişkili olduğu değişkenleri belirlemeyi ve sınav kaygısıyla başa çıkmayı da içeren çeşitli araştırmaların yapılmasını gerekli kılmaktadır. Sınav kaygısı, genellikle çocukluk döneminde öğrencinin bilgi ve becerilerinin ölçülmesi ile başlar, ileriki zamanlarda da giderek etkisini daha çok hissettiren bir duygu durumudur. Evdeki sıkı disiplin, kısıtlayıcı ebeveyn tutumları, okuldaki otoriter eğitimöğretim anlayışı; olumsuz, onur kırıcı öğretmen eleştirileri, cezalar, kıt not verme ve zorlu sınıf geçme koşulları sınav kaygısının küçük yaşlarda oluşmasına ve gelişmesine uygun olan koşulları oluşturmaktadır. Sık tekrarlanan okul başarısızlıkları, yetişkinlerin olumsuz değerlendirmeleri ve bu gibi durumların bireyde çağrıştırdığı öze yönelik tehdit duygusu sınav kaygısın gelişmesinde önemli rol oynar, (Öner.1990, Kılıç. 2014). Sınav Kaygısının Nedenleri Kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumudur,( http://www.pdgm.bilkent.edu.tr/sinav_ kaygisi.html). Sınav kaygısı ise; sınav öncesi öğrenilen bilgilerin sınav esnasında kullanılamamasından dolayı, başarısızlığa neden olacak yoğun duygu halidir. Sınav sonucuna ilişkin olumsuz düşünce, inanç ve beklentilerden oluşur. Yoğun duygulanım kaygının yarattığı fizyolojik uyarım sonucu; bedenden gelen ve bedenin olağan işleyiş dengesi dışına çıktığı mesajını veren sinyallerdir,( http://www.pdgm. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 51 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi bilkent.edu.tr/sinav_kaygisi.html). Sınav kaygısı her yaş grubundan öğrencinin yaşadığı önemli bir problemdir. Sınav Kaygısının Etkileri Öğrencinin kaygısı arttıkça ve sürekli hale geldikçe huzursuz olur, başarısızlık korkusu belirgin hâle gelir. Sınav kaygısı öğrencinin fiziksel ve duygusal yönlerden etkilenmesine sebep olur. Bu tepkileri genellikler 3 boyutta incelenir. • Fizyolojik boyut • Düşünce boyutu • Davranışsal boyut Fizyolojik Boyut Öğrenciler, sınav için beklerken ellerinde terleme, mide bulantısı, baş nefes alıp vermede zorluk yaşanması gibi fizyolojik tepkiler, aslında düşünsel boyuttaki tepkilerin sonucudur. Daha sonra bu tepkiler birbirini tetikleyip kısır döngü oluşturur. Düşünce Boyutu Sınavla ilgili kendi kendine oluşturduğu olumsuz düşüncelerdir. Öğrencinin sınava çeşitli anlamlar yükleyerek sınav kaygısını arttırması, düşünce boyutundaki tepkilerini ortaya çıkarmaktadır. Davranışsal Boyutu Aktif ve pasif davranışlar olarak farklılıklar görülebilir. Şiddete dayalı aktif davranışlarda bulunabilirken sorunlardan kaçma ya da içe kapanma gibi pasif davranışlarda görülebilir. Veri Madenciliği Veri boyutunun artmasıyla verileri saklamak için ilkel dosyalama sistemlerinin yetersiz olması gibi nedenlerle araştırmacılar, yeni arayışlar içine girmişlerdir. Bu arayış bize veri tabanı sistemlerini getirmiştir. Bu sistemler sayesinde veriler dijital ortamlarda daha detaylı ve güvenilir bir şekilde saklanabilmektedir. 52 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ Günümüzde ise sadece verinin saklanması yeterli olmamaktadır. Birçok şirket, elindeki verileri kullanarak geleceğe yönelik stratejilerini belirlemek istediğinden veri madenciliği kavramı ortaya atılmıştır Veri madenciliği büyük miktarda veri grubu arasında belirli adımlar izlenerek oluşturulan veri ambarının içindeki verilerden yola çıkarak, çeşitli bilgisayar programları yardımıyla gelecekle ilgili tahmin ve sonuç sağlar. Bu nedenle küçük büyük birçok firma gelecekte yapmayı planladıkları yatırımlar için veri madenciliğinden yararlanma yoluna gitmektedirler. Veri Madenciliği Kavramı Veri madenciliği, elimizdeki verilerin içinden elde etmek istediğimiz veriler doğrultusunda tahmin yapılmasını sağlayan modellerin veya bağlantıların analizinin bilgisayar programları aracılığıyla araştırılmasıdır. Ayrıca veri madenciliği, çok büyük miktardaki verilerin birbiri ile olan ilişkisini inceleyerek, anlamlı verileri oluşturan ve veri tabanı sistemleri arasında fark edilememiş gözden kaçmış verilerinde ortaya çıkarılmasını sağlayan bir veri analiz sistemidir,(Kalikov, 2006). Veri madenciliğine ihtiyaç duyulan alanlar oldukça geniştir. Bu alanlar içerisinde veri tabanı sistemleri, yapay sinir ağları, veri görselliği, istatistik vb. gibi disiplinler bulunmaktadır. İşletmeler, veri madenciliği tekniklerini, araçlarını kullanılarak geleceğe yönelik yatırımlarında daha hızlı ve etkin karar alabilmesi için karar destek sistemlerinde gerekli olan eğilim ve yöntemlerin ortaya çıkarılmasına da olanak sağlamıştır. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 53 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi Veri Madenciliğinde Kullanılan Adımlar Proje Amacının Belirlenmesi Projenin bu ilk aşamasında önce projenin hangi sektörde gerçekleştirileceğine karar verilir. İkinci aşamada, projenin hangi amaçla kullanılacağı, projenin sonunda neyin hedeflendiği, nelere dikkat edilmesi gerektiğini, uygulamada oluşabilecek kısıtlar ve projenin sonunda elde edilecek verilerin nasıl kullanılacağı konularının açık olarak ortaya konulması gerekmektedir. Veri madenciliği uygulamanın gerekliliği üzerinde düşünmesi ve kurulacak veri madenciliği sistemine ait performans kıstaslarının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Verilerin Değerlendirilmesi Projenin amacı belirlendikten sonra bu aşamada ne arandığı bilinmeden veri üzerinde çeşitli araştırma ve keşif işlemleri yapılır. Veri analizinde alan uzmanları, sorgulama yapanlar ve rapor hazırlayanlar, çok boyutlu istatistiksel analizler ile veriyi tanıma ve veri kalitesi hakkında bilgi sahibi olmaya çalışırlar. Verilerin Hazırlanması Bu aşamada veri hakkında bilgi sahibi olunduğu için projede verinin kullanılabilecek hale getirilmesini amaçlar. Gerçek veri setleri genellikle hatalı, eksik, tutarsız olabileceğinden veri madenciliği sürecini olumsuz etkileyebilir. Kalite açısından düşük verilerle çalışmaktan kaçınılmalıdır. Verilerin filtrelenmesi (temizliği) doğru sonuçlara ulaşmak için çok önemlidir. Bu asama en çok is gücü gerektiren ve toplam süreç içinde en fazla zaman alan aşamadır, (Daniel,2005). Modelleme Bu aşamada tanımlanan problemle ilgili en uygun modelin bulunması için birçok model oluşturulur göz önüne alınır, oluşturulur ve test edilir. Bu süreç en iyi modele ulaşılıncaya kadar devam eder. 54 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ Değerlendirme Bu aşamada daha önceki aşamada oluşturulmuş olan modelin doğruluğu, güvenilirliği ve kalitesi uygulamadan önce son kez test edilir. Elde edilen verilerin proje ilk oluşturulduğundaki amaçlarına uygun olup olmadığına, problemin tüm aşamalarında çözüm sağlayıp sağlamadığına bakılır. Bunu anlayabilmek için istatistiksel ölçekler, uygunluk derecesini ölçen otomatik-hazır parametreler ya da bir takım görselleştirme araçları kullanılabilir. Modelin anlaşılabilirliği ve doğruluk oranı gibi konularda model, amaç için yeterli kaliteyi sağlıyorsa uygulama aşamasına geçilir, (Chapman vd., 2000). Uygulama Oluşturulan ve doğruluğu kabul edilen modelin raporlanarak kullanıcılara aktarılması ya da performans sisteminin içine dahil edilmesi gerekmektedir. Veri Madenciliği Modelleri Veri madenciliği modelleri, gördükleri işlevlere göre temel olarak 3 grupta toplanır. • Sınıflama (Classification) ve regresyon (Regression), • kümeleme (Clustering), • birliktelik kuralları (Association Rules). Sınıflama ve regresyon modelleri tahmin edici, kümeleme ve birliktelik kuralları modelleri tanımlayıcı modellerdir, (Özekes vd., 2003). Tahmin Edici Modeller Tahmin edici modellerde, sonuçlarının bilinen verilerden yola çıkarak bir model oluşturmak ve oluşturulan bu modelden yararlanılarak sonuçları bilinmeyen bir veri kümesi için sonuç değerlerinin tahmin edilmesi amaçlanır. Başka bir deyişle, geçmişteki deneyimlerden elde edilen verileri ve mantığı kullanarak gelecekte olabilecek durumlar hakkında öngörüde bulunur. Tahmin edici modellerin temel olarak iki türü vardır. Bunlar sınıflandırma ve regresyondur. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 55 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi İki model arasındaki temel fark, sınıflandırma modelleri kategorik değerleri tahmin ederken, regresyon modelinin devamlılık gösteren değerlerin tahmin edilmesinde kullanılıyor olmasıdır. Sınıflandırma ve regresyon modellerinde kullanılan başlıca teknikleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. • Yapay Sinir Ağları • Genetik Algoritmalar • K-En Yakın Komşu • Naive-Bayes • Karar Ağaçları Yapay Sinir Ağları (YSA) biyolojik sinir sisteminin taklit edilmesi, matematiksel olarak modellenmesi çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır, (Yurtoğlu, 2005). Bir yapay sinir ağı yöntemi belirli bir amaç için oluşturulur ve geçmiş örneklemelere bakılarak yapı öğrenilir. Yapay sinir ağları öğrenebilme ve farklı bir bilgi işleyebilme sayesinde kendi yapısını ve ağırlığını değiştirir. Genetik Algoritmalar Genetik algoritmalar optimum çıktıları elde etmek için gerekli olan girdileri üretmeye ve test etmeye olanak sağlayan bilgisayar tabanlı bir arama metodudur, (Alkan 2001). K-En Yakın Komşu K- En Yakın Komşu yöntemi, sınıflandırma problemini çözen denetimli öğrenme yöntemleri arasında yer alır. Veri madenciliğinde sınıflandırma amacıyla kullanılan tekniklerden biridir. Bu yöntem nesnelerin kendilerini ya da diğer nesnelerle olan ilişkilerini tarif eden bilgileri kullanarak nesneleri gruplara ayırma işlemine dayalıdır. Kümelemede amaç; grup içindeki nesneleri, diğer gruplardaki nesnelerden olabildiğince ayrı/bağımsız, kendi aralarında ise 56 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ birbirine benzer/bağımlı olacak şekilde oluşturmaktır, (Özdamar, 2002). Karar Ağaçları İstatistiksel yöntemlerde veya yapay sinir ağlarında veriden bir fonksiyon öğrenildikten sonra, bu fonksiyonun insanlar tarafından anlaşılması zor olduğu için karar ağaçları oluşturulmuştur. Karar ağacındaki düğümler nitelik isimleriyle, dallar nitelik değerleriyle, yapraklar da farklı sınıf isimleriyle etiketlenir, (Sörensen ve Jassens 2003). Karar ağaçlarındaki kök düğüm olarak da adlandırılan ilk eleman en yüksek karar düğümüdür, kullanılan algoritmaya bağlı olarak her düğüm iki veya daha fazla dala sahip olur. Her dal bir başka karar düğümüyle, ya da ağacın bitmesiyle sonlanır. Tanımlayıcı Modeller Kümeleme Modelleri (Clustering) Kümeleme analizinin amacı, gruplanmamış verileri benzerliklerine göre sınıflandırmak ve araştırmacıya kolayca anlaşılabilen özet bilgiler sunmaktır. Kümelemede amaç; grup içindeki nesneleri, diğer gruplardaki nesnelerden olabildiğince ayrı/bağımsız, kendi aralarında ise birbirine benzer/bağımlı olacak şekilde oluşturmaktır, (Özdamar, 2002). Birliktelik Kuralları (Association Rules) Veri madenciliğinde kullanılan ilk tekniklerden birisi de birliktelik kurallarıdır, (Agrawal vd, 1993). Birliktelik kuralı birbirine bağlı olan olayların ya da özelliklerin keşfedilmesi sürecidir, “İlişki Analizi” ya da “Pazar Sepet Analizi” olarak da adlandırılır. Birliktelik kuralı genellikle tanımlanırken “Şu olursa ardından da bu olur “şeklinde tanımlanır. Naive-Bayes Naive bayes, hedef değişkenle bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyi analiz eden tahmine yönelik ve tanımlayıcı bir sınıflama ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 57 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi algoritmasıdır, (Al-Hudairy, 2004). Bu algoritma genellikle GSM, Bankacılık, sigortacılık, market gibi birçok alanda kullanılır. Bu algoritmanın uygulanabilmesi için bir takım kabuller yapılması lazımdır. Bunların en önemlisi niteliklerin birbirinden bağımsız olması gerektiğidir. Nitelikler birbirinden bağımsız değilse, birbirlerini etkiliyorlarsa, olasılık hesaplamak oldukça zordur. Apriori Algoritması Agrawal ve Srikant tarafından geliştirilmişti, (Agrawal and Srikant, 1994). Veri Madenciliğinde, birliktelik kuralı çıkarım algoritmaları içerisinde en fazla bilinen ve kullanılan algoritma apriori algoritmasıdır, (Şekil 1). Algoritmanın ismi, yaygın nesnelerin önsel bilgilerini kullanmasından yani elindeki bilgileri bir önceki adımdan almasından dolayı “önceki (prior)” anlamına gelmektedir. Eğer bir öğe kümesi minimum destek değeri sağlıyorsa, onun bütün alt kümeleri de minimum destek değeri sağlar mantığında düşünülür. Bu özelliğin diğer bir adı ise “anti-monotone”dir. Şekil-1. Apriori Algoritması Pseudo-Code Uygulama Araçları Bu araştırmada verilerin sorgulanması ve ambarının oluşturulmasında Microsoft SQL Server programı kullanılmıştır. Veri ambarlarındaki 58 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ veriler üzerinde Veri Madenciliği uygulamalarına olanak sağladığı için Microsoft SQL Server platformunun sağladığı uygulamalardan biri olan “Business Intelligence Developmnet Studio” kullanılmıştır. Business Intelligence Development Studio Business Intelligence Development Studio, SQL Server Business Intelligence’ a özgü ek proje türleri içeren Microsoft Visual Studio 2008 uygulamasıdır. Her proje türü, karar destek çözümleri için gerekli nesnelerin oluşturulmasına yönelik şablonlar sağlar ve nesnelerle çalışmaya yönelik çok çeşitli tasarımcılar, araçlar ve sihirbazlar sunar. Analiz Verilerin elde edilmesinde çalışmanın yapılacağı ortaöğretim kurumları Kültür Dershanesi tarafından belirlenmiş ve gerekli izinleri alarak yapılmış anket verileri bu çalışmanın uygulama bölümünde kullanılmıştır, (Kılıç, 2014). Bu çalışmada 5 bölge (İstanbul/Gaziosmanpaşa, İstanbul/Bağcılar, İstanbul/Kartal, İstanbul/Kadıköy ve Ankara /Elvankent) ve toplamda 6 öğretim kurumu göz önüne alınmıştır(4’si Anadolu Lisesi, 2’i Düz Lise).Veri toplam olarak 339 erkek, 481 kız öğrenci verisi göz önüne alınmıştır. Bu çalışmada kullanılan sınav kaygısı ölçüm yöntemi toplam 50 adet soruyu içermektedir. 50 soru toplam 7 adet faktöre dağılmaktadır; Bunlar I. başkalarının sizi nasıl gördüğü ile ilgili endişeler, II. kendinizi nasıl gördüğünüzle ilgili endişeler, III. gelecekle ilgili endişeler, IV. yeterince hazırlanmamakla ilgili endişeler, V. bedensel tepkiler, VI. zihinsel tepkiler, VII. genel sınav kaygısı şeklinde sıralanabilir. Çalışmamda kullanılan ölçüm yöntemlerine bakıldığında, her soru için sadece “doğru” veya “yanlış” şeklinde cevap seçeneklerinin bulunduğu görülmektedir. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 59 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi Karar Ağaçları Şekil-2’ de ankete katılan tün öğrencilerin sınav kaygı oranları verilmiştir. Bu analize göre öğrencilerin %53,78 kaygılı, %46,22’ sinin durumu normal olarak bulunmuştur. Şekil-2 Ankete Katılan Tüm Öğrencilerin Sınav Kaygısının Oranları Şekil-3 ’de ankete katılan öğrencilerin cinsiyet, şehir, zihinsel tepkiler, okul türü vb. bütün kriterleri seçilerek yapılan analizinde genel sınav kaygısını en çok etkileyen sebepler gösterilmektedir. Şekil-3 Sınav Kaygısını En Çok Etkileyen Etkenlerin Karar Ağacı Modeli İle Belirlenmesi 60 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ Zihinsel Tepki oranı % 80 ve %80 üzerinde olursa öğrencinin kaygı düzeyi %85,39 dur. Zihinsel Tepki oranı %60’ in altındaki öğrencilerin sınav kaygı düzeyi %28,06 olarak hesaplanmıştır. Bu öğrencilerin bedensel tepkilerde verdikleri gözlemlenmiştir. Bedensel Tepki oranı %20,06‘nin altında olan öğrencilerin kaygılı olma olasılıkları %17,34’ken, sınav kaygılarının normal olma olasılığı %82,66’dır. Ayrıca Bedensel Tepki oranı %20,06‘nın altında olan öğrencilerde yeterince hazırlanamamak ile ilgili kaygıları olduğu gözlenmektedir. Bedensel Tepki oranı %20,06 ve %20,06’nın üzerinde olan öğrencilerin kaygılı olma olasılığı %43,15’iken normal seviyede olma olasılığı %56,85 olarak analiz edilmiştir. Zihinsel Tepki oranı %60 üzeri ve %80 den küçük öğrencilerin sınava yeterince hazırlanamamak ile ilgili kaygıları olduğu görülmektedir. Bu öğrencilerin kaygılı olma olasılıkları %61,09’dur. Şekil-4 incelendiği zaman sınav kaygı düzeyini etkileyen faktörler arasından öğrencinin gösterdiği zihinsel tepkiler, bedensel tepkiler ve yeterince hazırlanamamak ile ilgili kaygıları ön plana çıkmaktadır. Öğrencinin anket sonuçlarına göre “Zihinsel Tepki Oranları” ne kadar yükselirse genel sınav kaygı düzeyeninde paralel olarak yükseldiği görülmüştür. Şekil-4 Sınav Kaygısını En Çok Etkileyen Etmenler ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 61 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi Karar ağaçlarıyla yapılan diğer bir analiz çalışmasında cinsiyet ve sınav kaygı düzeyi arasındaki ilişkiyi irdelemektir. Şekil-5’ de CINSIYET not=”E” kız öğrencileri, CINSIYET =”E” ‘de erkek öğrencileri temsil etmektedir Şekil-5. Karar Ağacı Cinsiyet Analizi Analize katılan 339 erkek öğrencinin kaygı düzeyi %54,97 çıkmıştır. Analizlerden kız öğrenciler erkek öğrencilere göre %14 daha fazla kaygılı olduğu saptanmıştır. Bu nedenle özellikle kız öğrencilere yönelik danışmanlık desteklerinin planlanması gerekmektedir. Kümeleme Modelleri Kümeleme Modeli kullanılarak öğrencilerin okul türleri ve sınav kaygısı arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma Anadolu ve Genel lise şeklinde iki kategoriden oluşmaktadır. Şekil-6‘ da ki sonuçlara göre anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. 62 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ Şekil-6. Anadolu Liseleri ve Genel Liseler de Sınav Kaygısı Cluster 1 yani “Anadolu Liseleri”, Cluster 2 ise “Genel Liseleri” temsil etmektedir. Analizden çıkan kaygı oranları aşağıdaki şekillerde verilmiştir. . Genel liselerdeki öğrencilerin sınav kaygı oranının Anadolu Lisesi öğrencilerinin sınav kaygı oranına nazaran %10-15 daha fazla olduğu söylenebilir (Şekil 7 ve Şekil 8) Şekil-7. Anadolu Lisesi Sınav Kaygısı Oranları ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 63 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi Şekil-8 . Genel Lise Sınav Kaygısı Oranları Sonuç Günümüz eğitim sisteminde, eğitimin her kademesindeki öğrencilerin karşısına çıkan sınavlar, öğrenciler için büyük bir kaygı ve stres oluşturmaktadır. Çoğu zaman öğrenciler ve aileleri bazı sınavları hayatının dönüm noktası olarak görmektedir. Bundan dolayı gireceği sınavın önemi bir kat daha büyümekte ve buna bağlı olarak öğrenci ve ailenin kaygısı da artmaktadır. Sınav kaygısının pek çok öğrenci tarafından yaşandığı yadsınamaz. Çoğu öğrenci, gireceği sınava bağlı olarak, kaygının etkilerini farklı şekillerde yaşar ve hisseder. Bazıları ise gireceği sınavdaki başarı düzeylerini genelleyerek bunu kişiliği ile bağdaştırma eğilimindedir. Yani sınavda başarılı olup olmaması onun kişiliğinin 64 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ başarılı olup olmaması anlamına gelir. Öğrencinin kendini bu yönde değerlendirmesinin bireylerin sınav sürecinde yaşadıkları kaygıyı daha da fazla artıracağı düşünülmektedir. Oysa sınav kişilik değerlendirilmesi değil, sınava giren bireylerin bilgi derecesini ölçen bir değerlendirmedir. Sınavdan düşük puan almak o kişinin gerekli olan bilgiyi tam olarak öğrenemediğini, yüksek puan almak ise bireyin gerekli bilgiyi elde ettiğini gösterir. Yani öğrencinin kişiliğiyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılması yanlış bir tutumdur. Yapılan araştırmalara göre sınava yeteri kadar hazırlanmamış olmak, sınav kaygısının en önemli sebeplerindendir. Sınav yaklaştıkça bireyin kaygısı artmakta ve birey konuların yetişmeyeceğini düşündükçe paniklemektedir. Bunlara ek olarak, eğer birey sürekli yaşıtları ile karşılaştırılıyorsa, başarıları sıradan görülüyorsa veya sürekli başarısız görüldükleri bir ortamda yaşıyorlarsa sınav kaygısı geliştirme riskleri de o oranda artacaktır. Bu doğrultuda, öğrencilerin sınav kaygısı ve onunla ilişkili olabileceği düşünülen cinsiyet, okul türü, öğrencinin kendisi ile ilgili düşünceleri vb. çeşitli değişkenler arasındaki ilişkiyi saptamaya yönelik bir araştırma yapılmıştır. Farklı modellere dayalı incelemeler sonucuna göre öğrencilerin sınav kaygısını etkileyen birden çok faktör olduğu ortaya çıkmıştır. ‘Karar Ağaçları Yönetimi’nde bütün değişkenlerin ele alındığı analizde, öğrencinin sınav sırasında veya öncesinde mide bulantısı, huzursuzluk ve gerginlik gibi bedensel tepkileri sınav kaygısını en çok arttıran nedenlerdendir. Diğer bir bulgu ise öğrencilerin bildiklerini unutmaları, karşılaştırmaları ve sınav esnasında zihinlerinin başka konulara kayması gibi zihinsel karışıklıkların sebep olduğu sınav kaygısıdır. Öğrencileri en çok etkileyen diğer bir bulgu ise sınava yeterinde hazırlanamadıklarını düşünmeleridir. Bu durum içindeki öğrenciler sınava yeterince hazırlanamadıklarını düşünerek kendine olan özgüvenlerini de yitirirler. Bu da sınav kaygılarını ciddi oranda arttıran etkenlerdendir. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 65 Öğrencilerin sınav kaygısını etkiliyen faktörlerin veri madenciliği ile irdelenmesi ‘Karar Ağaçları’ analizi yöntemi sayesinde ulaşılan diğer bir bulgu cinsiyet farklılıklarının sınav kaygısı üzerinde etkisidir. Diğer bir ifadeyle analiz sonucunda cinsiyet faktörünün sınav kaygısı üzerinde etkisi olduğu belirlenmiştir. Ankete katılan 820 öğrencinin 481’ i kız öğrenci 339 ‘u ise erkek öğrencidir. Ankete katılan tüm öğrencilerin %53,78’ i kaygılı,%46,22’ sinin kaygı düzeyinin normal olduğu bulunmuştur. Kümeleme Yöntemi’ kullanılarak yapılan başka bir analizde öğrencilerin okul türleri değerlendirilmiştir. Genel Liselerde normal bir devlet okulunda eğitim gören öğrencilerin sınav kaygısının Anadolu Lisesinde eğitim gören öğrencilerin sınav kaygısından daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun öğrencinin sınava yeteri kadar hazırlanamamak ile ilgili endişelerin sonucu olduğu düşünülmektedir. Anadolu Lisesinde okuyan öğrencilerin sınavlara gereğinden fazla anlamlar yüklemediği gözlemlenmiştir. Sınavlara yeterince hazırlandıklarını düşünmelerinden dolayı sınavlara karşı verdikleri bedensel ve zihinsel tepkiler normaldir. Genel Lise de eğitim gören öğrenciler sınavların gelecekteki güvenliklerinin bir ölçüsü olarak değerlendirdikleri için sınav kaygı düzeyleri daha yüksektir. Bu sonuçlar göz önüne alınarak Genel Lisede eğitim gören öğrencilere yönelik sınav kaygısıyla başa çıkma yöntemleri üzerinde daha fazla durulmalıdır. Öğrenciyi rahatlatacak ve sınav motivasyonunu arttıracak hem birebir hem de grup olarak katılabilecekleri aktiviteler düzenlenmelidir. Elde edilen sonuçlara göre genel öneri olarak okullarda öğrencilerin sınav kaygısını azaltacak faaliyetlerin yapılması öğrencilerin sınavlarda daha başarılı olmasına yol açabilir. Sınav kaygısı sonrada öğrenilen bir davranış biçimidir. Öğrencilerdeki sınav kaygısı algısı sahip olduğu aile ve çevre ile birlikte yeniden yapılandırılabilirse, öğrenci üzerindeki etkilerinin hem sosyal hem de psikolojik olarak olumlu olabileceği düşünülmektedir. 66 Buket KILIÇ , Prof. Dr. Zafer ASLAN, Yrd. Doç. Dr. Metin ZONTUL, Prof. Dr. Ali GÜNEŞ KAYNAKÇA [1] Kılıç B. (2014) “Öğrencilerin Sınav Kaygısını Etkileyen Faktörlerin Veri Madenciliği İle İrdelenmesi”,. İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, (Tez Danışmanı: Prof. Dr. Zafer ASLAN), İstanbul. [2] http://www.pdgm.bilkent.edu.tr/sinav_kaygisi.html,(2013). [3] Kalıkov, A., (2006), Veri Madenciliği ve Bir E-Ticaret Uygulaması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü. [4] Daniel T., (2005), Larose Discovering Knowledge in Data: An Introduction to Data Mining. [5] Chapman, P.; Clinton, J.; Kerber, R.; Khabaza, T.; Reinartz, T.; Shearer, C. & Wirth, R. (2000). CRISPDM 1.0 step-by- step data mining guide. Technical report, CRISP-DM [6] Özekes S., Çamurcu A. Y., (2003), “Veri Madenciliğinde Sınıflama ve Kestirim Uygulaması”, Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi. [7] Yurtoğlu, H., 2005, Yapay sinir ağları metodolojisi ile öngörü modellemesi: bazı makroekonomik değişkenler için Türkiye örneği. Uzmanlık Tezi, Yayın No: Dpt: 2683, Ankara [8] Alkan, A. (2001) Predictive Data Mining With Neural Networks and Genetic Algorithms,Ph. D. Thesis, Institute of Science and Technology, Computer Engineering, ITU,İstanbul 51s. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (49 - 68) 67 [9] Sörensen, K. and Janssens G. K., (2003), Data Mining With Genetic Algorithms on Binary Trees, European Journal of Operational Research, 151: 253-264. [10] Özdamar E. Ö., (2002), “Veri Madenciliğinde Kullanılan Teknikler ve Bir Uygulama”, İstatistik Anabilim Dalı, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimar Sinan Üniversitesi. [11] Agrawal, R. ve Srikant, R., (1994), “Fast Algorithms for Mining Association Rules”, In Proceedings of the 20th International Conference on Very Large Databases (VLDB ’94), Santiago, Chile, 487-489. [12] Al-Hudairy, (2004), ”Data Mining and Decision Making Support in The Governmental Sector”, Department of Computer Engineering, University of Louisville. [13] Öner, N. (1990). Sınav Kaygısı Envanteri el kitabı. Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı Yayını No: 1. İstanbul. 68 Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri M. Nafiz DURU 1 Hasan AYDIN 2 Özet Günümüz teknolojisi, işletmelere büyük olanaklar sağlamaktadır. Bu olanaklar İşletmelerin hantal yapılarından kurtulmalarına, değişik iş kollarının ortadan kalkmasıyla gereksiz işgörenlerin çalıştırılmamasıyla, ekonomik tasarruf sağlamalarına, müşterilerine hızlı, kaliteli ve ekonomik hizmet vermelerine yardımcı olur. Kütüphaneler de birer işletme olarak kabul edildiğine göre, müşterilerine yani okur/araştırmacılarına hızlı, kaliteli ve ekonomik hizmet vermek zorundadır. Bu hizmetin verilebilmesi kütüphanede varolan dermenin sayısal ortama aktarılması ile mümkündür. Sayısal bir kütüphane; zaman, mekân ve kaynak kısıtlaması olmadan değişik formatta hızlı ve güncel bilgi sunarak, müşterilerine kaliteli bir hizmet ile ekonomik tasarruf olanağı sunmuş olacaktır. Anahtar Kelimeler: Üniversite/araştırma kütüphaneleri, sayısallaşma, Okur/araştırmacı, İşgören, Müşteri. 1 Prof. Dr. M. Nafiz DURU, İAÜ, Endüstri Müh. Bl. Başkanı 2 Hasan AYDIN, İÜ. Merkez Kütüphane ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 69 Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri PROBLEMS WITH THE UNIVERSITY/RESEARCH LIBRARIES AND SOLUTION PROPOSITIONS ABSTRACT The technology nowadays provides many opportunities for the businesses. These opportunities allow businesses to shake off their clumsy structure, economically benefit by replacing unproductive labor, and provide fast, high quality and affordable service for their customers. Considering libraries as businesses, they have to provide fast, high quality and affordable services for their customers, in other words readers/researchers as well. Such service is only possible via transitioning the printed materials into the digital world. Without time, location and source limitation, a digital library providing fast and up to date information in variety of formats, offers high quality service and budget efficiency. Keywords: University Libraries, Research Libraries, Numerical, Digital, Reader, Researcher, Customer. Giriş Üniversitelerde, bilginin düzenlenmesi ve okur/araştırmacıya sunulmasında kütüphanelerin rolü çok büyüktür. Artık kütüphaneler de bir işletme olarak görüldüğü için, müşterisi olan okur/ araştırmacısının isteklerini önemsemek zorundadır. Kütüphanelerin müşterileri olan okur/araştırmacılar; hızlı, güncel, kaliteli ve ekonomik hizmet beklerler. Kütüphanelerin müşterileri olan okur/araştırmacılarına hızlı, güncel, kaliteli ve ekonomik hizmet verebilmeleri için hantal yapılarından kurtulmaları ve teknolojik olanaklardan yararlanmaları gerekmektedir. 70 M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN Günümüzde sayısal teknoloji işletmelerin her alanında kullanılmaktadır. Kütüphaneler de dermesini sayısallaştırarak hem ekonomik hem de kaliteli bir hizmet verme olanağına sahiptir. Sayısal/dijital kütüphaneler; müşterileri olan okur/araştırmacılarına zaman ve mekân kavramlarından uzak, sayı kısıtlaması olmadan hizmet verir. Kütüphanenin sayısallaşması ile birlikte, kütüphane gereksiz personel, kırtasiye, mobilya, ısıtma-soğutma, temizlik, bakım onarım giderlerinden kurtularak, bütçesini asıl hedefine yönlendirecektir. ÜNİVERSİTE/ARAŞTIRMA KÜTÜPHANELERİNİN SORUNLARI Üniversite kütüphanelerinde varolan sorunları irdelerken kütüphaneyi oluşturan bileşenler öncelikle ele alınmalıdır. Bu bileşenlerin yarattığı sorunların bilinmesi, sunulan hizmetin kalitesinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Üniversite/araştırma kütüphanelerinde sorunları iki grupta inceleyebiliriz. Birinci grupta kütüphane ve kütüphane öğelerine dair sorunlar, ikinci ana grupta ise okur/araştırmacının yaşadığı sorunlar. 1. Kütüphane ve Kütüphane Öğelerine Dair Sorunlar Bu gruptaki sorunlar dört başlık altında toplanır i. İşgören Sorunu Her kurumda olduğu gibi üniversite kütüphanelerinde işgören faktörü önemlidir. Cumhuriyet öncesi dönemde katib’ül kütüb olarak nitelendirilen meslek elemanları, Cumhuriyet döneminde kütüphaneci, ikibin yıllarından sonra da belge ve bilgi yöneticisi olarak adlandırıldı. Zaman içinde gelişen kütüphanecilik mesleğine paralel olarak ismi de değişmiştir. Hızlı gelişen teknolojiye meslek elemanlarının uyum sağlaması ve değişimin izlenmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki durumu incelersek üniversite/araştırma kütüphanelerinde ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 71 Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri çalışan meslek elemanları sayı olarak yeterli değildir. Ayrıca gelişen mesleki alandaki bilgilere hâkimiyet ve yabancı dil alanında da yeterli olmadıkları gözlemlenmiştir. 3 Ülkemizde üniversite/araştırma kütüphanelerine kısıtlı bütçe ayrılmaktadır. İşgören giderleri sadece işgörenin maaşı olarak düşünülmektedir. İşgörenin sağlık, yemek, yol giderleri, düzenli olarak mesleki eğitim programlarına gönderilmesi, işgörenin çalışması için gerekli malzemeler, yabancı dil ve teknolojik gelişmeler konusunda gerekli eğitimleri almaları giderlerinin de hesaba katılması gerekmektedir. Gelişen ve değişen dünyada üretilen bilginin ne kadar önemli olduğu bilinmektedir. Bu bilgiyi bulup akademik çevrenin hizmetine sunmak için kaliteli işgörene gereksinim vardır. Kütüphanede çalışan işgörenin iyi derecede yabancı dil bilmesi, gerekli teknolojiyi kullanabilme yeteneği ile bilgiye erişim konusunda yeterliliğe sahip olması gerekir. ii. Kütüphane Binasının Yapısı Kütüphane binaları yapılırken genellikle üniversitenin kurulduğu yıldaki okur sayısı göz önünde bulundurulur. Bu çok yanlış bir davranıştır. Yıldan yıla artan öğrenci ve öğretim görevlisi ile dışarıdan gelen okur sayısı kütüphane binasını fiziksel olarak yetersiz hale getirir. İkinci bir olumsuz durum ise dermenin sürekli artışıdır. Zamanla kütüphaneye gelen dermeye yer bulmak sorun oluşturur. 4 iii. Üniversite/Araştırma Kütüphanelerinin Hizmet Süreleri Bilgi deviniminin yirmi dört saat olduğu günümüzde bilgi hizmetini zamanla sınırlamak akla mantığa uymamaktadır. Ülkemizde bazı üniversite kütüphaneleri saat 17.00 de Bengü Çapar, “Türkiye’de Kütüphane Hizmetleri Alanında İnsan Gücü Planlaması”, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, cilt 30, sayı 2, 1981, s.101. 4 Berrin Küçükcan, Ayşe Öztürk, Kütüphane Binası Kullanıcıları Arasındaki İletişimde Binanın Rolü, I. Uluslararası Bilgi Hizmetleri Sempozyumu, İletişim, İstanbul, Türkiye, 25-26 Mayıs 2006, 2007 s. 335. 3 72 M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN bazıları da saat 20.00 d kapatılmaktadır. Bu durum bilimsel ilerlemenin ve araştırmanın önünde büyük bir engel oluşturur. • • • • • • • • • • • • iv. Bina Giderleri Kütüphane binaları, işgörenin amaca uygun hizmet verebileceği, kullanıcıların rahatça yararlanabileceği yaşam merkezi olarak kullanılacak yapılardır. Bina giderleri aşağıdaki gibi sıralanır: Okuyucu salonu havalandırma giderleri Temizlik giderleri İşgörenin çalışması için gerekli malzeme giderleri Okur/araştırmacının çalışması için, gerekli mobilya giderleri Okurun/araştırmacının araştırma yapması için gerekli elektronik aksam giderleri Elektrik giderleri Bina tadilat giderleri Materyali koruma giderleri Su giderleri İlaçlama giderleri Isıtma ve klima giderleri Güvenlik giderleri 2.Okur/Araştırmacı Sorunları Okur/araştırmacı kütüphaneye geldiğinde istediği materyale hemen ulaşmalıdır. Okur/araştırmacının yaşadığı sorunlar genel başlıklarıyla aşağıdaki gibi sıralanır. i. Maddi Sorun Okur/araştırmacının, üniversite/araştırma kütüphanesine gelip araştırma yapması okur/araştırmacıya belli miktarda mali külfet yüklemektedir. ii. Ulaşım Sorunu Üniversite/araştırma kütüphanelerinin katalogları artık elektronik ortamda yer almaktadır. Bundan dolayı mekân ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 73 Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri gözetmeksizin araştırma yapma imkânına sahip olan araştırmacılar maalesef bu özgürlüklerini dermeye erişmede kullanamamaktadırlar. Bazen şehir dışından gelenler için büyük zahmetler doğurmakta ve zaman kaybına neden olmaktadır. iii. Materyale Ulaşım Sorunu Okur/araştırmacı her zaman istediği bilgilere, kısa sürede ve zamanında ulaşmak ister. Ancak işgörenin durumu, okur/ araştırmacının yoğunluk durumu, elektronik aksamların durumu, kitap çıkaran aksamların durumu, kütüphanenin açık olup olmama durumu gibi nedenler okur/araştırmacının materyale ulaşmasını engeller. iv. Kaynak Çeşitliliği Sorunu Okur/araştırmacı istediği kaynağı kütüphanede her zaman bulamamaktadır. Okur/araştırmacı, araştırma yaptığı konu hakkında çok farklı kaynaklardan yararlanmak ister. Ancak kütüphane yönetiminin derme alımlarında iyi bir planlama yapamaması ve bağlı bulunduğu üniversitenin akademik eğitimini yakından izlememesi nedeniyle okur/araştırmacı kaynak çeşitliği sorunu yaşar. SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ Gelişen ve değişen dünyada hız, kalite ve uygun maliyet önem kazanmıştır. Üniversite/araştırma kütüphanelerinde yaşanan sorunların çözümünü ararken geleceğe de bir kapı aralamak gerekecektir. Verilen hizmet şeklinden binanın fiziksel yapısına, işgörenin eğitiminden okurun/araştırmacının durumuna, bina giderlerinden güvenlik sorununa kadar çözülmesi gereken birçok konu bulunmaktadır. Sorunları ve çözümlerini şöyle sıralayabiliriz; 1.İşgören Sorununun Çözümü Gelişen ve değişen bilgi çağında kütüphane işgöreninin de değişime ayak uydurması kaçınılmazdır. Kütüphane işgöreninin çeşitli dillerde 74 M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN yayımlanan bilimsel materyali izlemek, teknoloji ve kütüphane konularında yeni gelişmeleri izleyip uygulamasını yapmak gibi özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Öncelikle kütüphane işgöreninin mesleki eğitim konularında farklı disiplinlerle etkileşim içinde bulunması önem kazanmaktadır. Kütüphane işgöreni denince, değişik kademelerde çalışan birçok işgören akla gelmektedir. Kütüphanecilerin yaptığı teknik işlemlerin dışında kütüphanede değişik kademelerdeki işlerin yapılması için kütüphaneci dışında işgörene de ihtiyaç vardır. Bu işgörenler şunlardır: • İşçi • Teknisyen • Halkla ilişkiler uzmanı • Çeviri bürosu elemanı • Satınalma elemanı • Ayniyatçı • Hizmetli • Sekreter • Güvenlik görevlisi Materyallerin dijital ortama aktarılması ile birlikte daha az kütüphaneciye ihtiyaç duyulacaktır. Diğer yandan meslek dallarında çalışan işgörene ihtiyaç kalmayacağından bilgisizliğe, koordinasyonsuzluğa, iletişimsizliğe ve değişime direnç azalacak böylece kalitesizliğin önüne geçilecektir. Ayrıca işgörenin yarattığı maddi yükten de kurtulmuş olunacaktır. 2.Kütüphane Binası Sorunun Çözümü Gelişen ve büyüyen dermeye sürekli yer bulmak veya yer açmak gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun kütüphane binasının yapısının ya da kütüphane binasının değişmesi anlamına gelmektedir. Ancak bu yoğun emek ve sermaye gerektiren bir iştir. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 75 Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi özellikle depolama alanında yaptığı büyük atılım ile bu soruna çözüm bulabiliriz. Geleneksel kütüphaneler bilgi kaynakları için ne kadar geniş bir fiziksel alana sahip olursa olsunlar daima sınırlı bir mekâna sahiptir. Dijital kütüphaneler dijital ortamın avantajıyla çok daha fazla bilgi barındırabilirler 5 Teknolojin gelişmesi: • Artan dermeye nazaran kütüphane binasının küçülmesine • Bina için ayrılan bütçenin azalmasına • Çok işgören yerine teknik işgörenin işlendirilmesine • Okur/araştırmacıya zaman ve mekân kavramlarından uzak kaliteli bir hizmetin sunulmasına • Daha çok okur/araştırmacıya sayısal kütüphane aracılığıyla ulaşarak bilimin gelişmesine katkıda bulunmaya • Sayısal kütüphane vasıtasıyla sosyal eşitsizliğin giderilmesine yardımcı olur. Dijital kütüphaneye geçişle bina sorununa çözüm bulunacaktır. 3.Bina Giderlerinin Azaltılması Sorunu Bina giderleri yıldan yıla artış göstermekte ve kütüphane bütçesinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Kütüphane bütçelerinin kısıtlı olmasına karşın okur/araştırmacı isteklerinin sürekli artış göstermesi, kütüphane hizmetlerinin; daha hızlı, az maliyetli, güvenilir ve kaliteli gerçekleşmesini sağlayıp, zaman ve mekân tanımayan sistemlerin geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Gelişen teknoloji bizlere yeni olanaklar sunacak, çok uzaklardaki bilgiye ulaşabilmemize olanak sağlayacaktır. Bir derme, dijital ortamda küçük bir alana sığdırılabilmektedir. Böylece bazı iş kollarına gerek kalmayacaktır. Fatoş Subaşıoğlu, “Dijital Kütüphaneler: Tanımlama Sorunu”, Türk Kütüphaneciliği, cilt 15, sayı 1, 2001, s.45. 5 76 M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN Dijital kütüphaneciliğe geçilince; • Dermeyi sığdırmak için yapılan büyük binalara • Okurun çalışması için mobilyaya • Temizlik giderine • Dermeyi korumak için havalandırma ve yangın söndürme • Tesisatına • Gereksiz işgören yığılmasına • Okurun çalışması için zaman kısıtlamasına • Materyalin onarımına • Binanın ısıtılması ve soğutulmasına • İşgörenin çalışması için malzeme giderlerine • Bina güvenliğine • Aydınlatma giderlerine • Bina tadilat giderlerine • İlaçlama giderlerine • Okurun araştırma yapması için gerekli elektronik aksam giderlerine ihtiyaç olmayacaktır. Yukarıda söylediğimiz iş kolları gelişen teknolojiye paralel olarak ortadan kalkacağından, kütüphane asıl hedefine odaklanmış olacaktır. 4.Üniversite/Araştırma Kütüphanelerinde Zaman Sorunu Geleneksel kütüphane uygulamaları araştırmacının yararına olmamaktadır. Bunun başlıca nedenleri şunlardır: • Kütüphanenin çalışma saatleri • Materyalin okur/araştırmacıya ulaşma zamanı • Randevuyla çalışan birimlerin uygulamaları • Kütüphaneler arası ödünç verme (ILL) yöntemiyle okur/ araştırmacının ihtiyacını giderme. Bu nedenlerle okur/araştırmacı istediği kaynağa ulaşmada zorluklar yaşamakta ve bundan dolayı da daha az bilimsel çalışma yapabilmektedir. Hızın ve zamanın önem kazandığı çağımızda gelişen teknolojik ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 77 Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri olanaklar okur/araştırmacının bu gibi sorunlarını çözecek düzeydedir. Müşteri olarak görülen okur/araştırmacıya, daha ekonomik, kaliteli ve hızlı hizmet verilebilmesi için kütüphanenin sayısallaştırılması gerekmektedir. Sayısallaşan kütüphanede okur/ araştırmacı kütüphaneye gelmeden veya herhangi bir bürokratik engelle karşılaşmadan günün her anında hizmet alma olanağına kavuşacaktır. OKUR/ARAŞTIRMACININ ÖZEL SORUNU Okur/araştırmacının, araştırma yaparken yaşadığı sorunları ve çözüm yollarını dört ana grupta toplayabiliriz. 1.Materyale Ulaşım Sorunu Üniversite/araştırma kütüphanelerine gelen okur/araştırmacılar, doğru ve hızlı bir biçimde en güncel bilgilere ulaşmak ister. Genellikle okur/araştırmacılar üniversite kütüphanelerinin sağladığı bu hizmetlerin yeterli olmadığı görüşündedirler. 6 Günümüz teknolojisi kullanıldığında bugün binlerce derginin ve kitabın tam metin olarak kullanıcıya sunulması mümkündür. Böylece okur/araştırmacının yedi gün yirmi dört saat, hem mekândan hem de zamandan bağımsız olarak hizmet alabilme olanağı olacaktır. Okur/araştırmacının kütüphaneye gelmeksizin ve zaman sınırlaması olmaksızın literatür taraması yapması, elektronik kitap ve makaleleri okuması mümkün hale gelecektir. Sanal ortama aktarılmış derme okur/araştırmacıya; • Kütüphaneye gitmeden literatür taraması yapılabilmesini • Yayına erişimin mekâna bağlı olmaktan çıkmasını • Aynı kaynaktan aynı anda birden fazla kişinin yararlanabilmesini • Zaman sınırlamasının ortadan kalkmasını • Erişilen yayın sayısının katlanarak artmasını Ahmet Çelik, Nazan Uçak, “Üniversite Kütüphaneleri Üzerine”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, cilt 10, sayı 2, 1993, ss. 117-118. 6 78 M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN • Yayınların kullanıma sunulması için gerekli zaman kısalması olanakları sağlayacaktır. 2.Ulaşım Sorunu Bu sorun okurun kütüphanedeki materyale ulaşımı ve başka kütüphanelerdeki, hatta yurt dışındaki materyale ulaşım sorunu olarak da düşünülmelidir. Okur/araştırmacı aradığı materyale ulaşmak için zamanının önemli bir bölümünü harcamaktadır. Ancak teknolojinin gelişmesi e-iletişim araçlarının çeşitlenmesi bu sorunun ortadan kalkmasını sağlar. Okur/araştırmacıya e-iletişim araçları ile hizmet verilmesi halinde okur/araştırmacı kütüphaneye gelmeden kütüphanedeki kaynaklara ulaşabilir. Ayrıca; • Bu durumda sosyal eşitlik sağlanarak, sadece kütüphanenin bulunduğu şehirdeki insanlar değil, en ücra köşedeki okur/ araştırmacı da kütüphaneden faydalanmış olur • Özürlü Okur/araştırmacılar ulaşım engeline takılmadan istedikleri kadar araştırma yapabilecekler • Okur/araştırmacılar, istedikleri materyale ulaşım sorunu yaşamayacaklarından daha çok araştırma yapma olanağına kavuşacaklardır. 3.Maddi Sorun Okur/araştırmacı, araştırma yapmak için kütüphaneye gitmek zorundadır. Bunu yapması için belli miktarda maddi kaynağa ihtiyaç duyacaktır. Bu giderlerin başlıcaları şunlardır; • Kütüphaneye ulaşım için yapacağı harcama, taşıma giderleri • Gıda harcamaları • Kütüphanelerarası işbirliğiyle gelen materyale yapacağı harcama • Fotokopi için yapacağı harcama E-teknoloji kullanıldığında, uzaktan görsel ve işitsel erişim ile uygun depolama olanakları sağlanır. Araştırmacı e-iletişim araçları ile ulaştığı kütüphane materyallerini okuyup, indirip depolayabilecek ve böylece yukarıda belirttiğimiz maddi külfetten kurtulmuş olacaktır. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 79 Üniversite/araştırma kütüphanelerinin sorunları ve çözüm önerileri 4.Kaynak Çeşitliliği Sorunu Kütüphaneciler, kütüphane hizmetlerini sürekli gelişen ve değişen beklentilere göre izleyerek şekillendirmeye çalışırlar. Basılı ortamdan elektronik ortama geçen bilgi kaynaklarına paralel olarak genç kuşak kullanıcılar bilgiye elektronik ortamdan zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın erişmek istemektedir. Bu da elektronik ortamdaki kaynaklara kolay ve hızlı erişimi sağlamayı bir zorunluluk haline getirmiştir. 7 Sonuç Gelişen teknoloji aynı anda birden fazla kişiye hizmet sunulmasına olanak sağlamaktadır. Sayısallaştırılmış bir dermede, materyalin kaybolması gibi bir sorun olamayacağı gibi eksik olan materyal için paydaş kütüphanelerle işbirliğine gidilerek bütçe sorunu da aşılmış olur. Sonuç olarak, günümüzde gelişen teknoloji bizlere çeşitli olanaklar sağlamaktadır. Bu olanaklar işletmelere çeşitli kolaylıklar sağlayarak, işletmeyi çeşitli giderlerden de kurtarmaktadır. Müşteriler zaman ve mekân kavramı olmadan hizmet alabilmeye teknoloji sayesinde ulaşabilir. Kütüphanelerde okur/araştırmacı olarak tanımladığımız müşteriler, hızlı güncel ve ekonomik bir hizmet beklerler. Müşterilerin bu beklentilerini karşılamak için teknolojik gelişmeleri kütüphaneye uyarlamak gerekmektedir. Müşteri memnuniyeti, klasik kütüphanelere karşın sayısal kütüphanelerde daha da artacaktır. Kütüphaneler; klasik kütüphane anlayışından sıyrılarak geleceğini sayısal ortamda arayacak. Okur/araştırmacılarına hızlı, güncel ve kaliteli hizmeti, zaman ve mekân kavramları olmadan ancak sayısal ortamda verebilecektir. Sami Çukadar, vd., Türkiye’de Üniversite Kütüphaneleri: Mevcut Durum ve Gelecek, Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar, 27-29 Mayıs 2011, İstanbul; cilt 3. bölüm 16, 2011, s. 10. 7 80 M. Nafiz DURU, Hasan AYDIN Sayısallaşan bir kütüphane ile birlikte okur/araştırmacılar (müşteriler); sayı kısıtlaması, yayının bulunamaması, yayını bekleme, yol, gıda, sağlıksız ortam gibi olumsuzluklardan uzak kaliteli bir hizmet almış olacaklardır. Kütüphanelerde kütüphanecilerden başka değişik yerlerde çalışan işgörenler bulunmaktadır. Bu işgörenler gerekli hizmet becerisinden yoksundurlar. Kütüphanenin sayısallaşması ile birlikte, bu tür işgörenlere ihtiyaç kalmayacağından, kütüphane bütçesini daha doğru yerlere harcayacaktır. Sayısallaşan bir kütüphanede; okur/araştırmacı uzaktan hizmet alacağından, kütüphane binaları küçülecek, gereksiz araç-gereç alınmayacak, kütüphaneye ayrılan bütçenin önemli bir bölümü derme alımına gidecektir. Böylece üniversite/araştırma kütüphaneleri gerçek görevlerine dönerek; hızlı ve kaliteli hizmet verebilecektir. KAYNAKÇA [1] Çapar, Bengü, “Türkiye’de Kütüphane Hizmetleri Alanında İnsan Gücü Planlaması”, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, cilt 30, sayı 2, 1981, s.101. [2] Çelik, Ahmet, Nazan Uçak, “Üniversite Kütüphaneleri Üzerine”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, cilt 10, sayı 2, 1993, ss. 117-118. [3] Çukadar, Sami, vd., Türkiye’de Üniversite Kütüphaneleri: Mevcut Durum ve Gelecek, Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar, 27-29 Mayıs 2011, İstanbul; cilt 3. bölüm 16, 2011, s. 10. [4] Küçükcan, Berrin ,Ayşe, Öztürk, Kütüphane Binası Kullanıcıları Arasındaki İletişimde Binanın Rolü, I. Uluslararası Bilgi Hizmetleri Sempozyumu, İletişim, İstanbul, Türkiye, 25-26 Mayıs 2006, 2007 s. 335. ABMYO Dergisi. 37, (2015) - (69 - 82) 81 [5] Subaşıoğlu, Fatoş, “Dijital Kütüphaneler: Tanımlama 82 Sorunu”, Türk Kütüphaneciliği, cilt 15, sayı 1, 2001, s.45. ABMYO Dergisi’nde Yayınlanacak Makaleler İçin Yazım Kuralları Dergide yayımlanan makaleler yazı işlerinin izni olmaksızın başka hiç bir yerde yayımlanamaz veya bildiri olarak sunulamaz. Kısmen veya tamamen yayımlanan makaleler kaynak gösterilmeden hiçbir yerde kullanılamaz. Dergiye gönderilen makalelerin içerikleri özgün, daha önce herhangi bir yerde yayımlanmamış veya yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Makaledeki yazarlar isim sırası konusunda fikir birliğine sahip olmalıdır. 1. Makale Türleri Makaleler iki grupta değerlendirilecektir: Dergiye gönderilen makaleler aşağıdaki özellikleri taşıyan çalışmalar olmalıdır: • Özgün araştırmalarla ilgili çalışmalar, • Uygulama örneklerini bilimsel bir yaklaşımla anlatan çalışmalar, • Belirli bir konuda, önemli geliúmeleri değerlendirip eksiklikleri ortaya koyan derleme çalışmaları, • Tez çalışmasından elde edilen sonuçların bilimsel tutarlılığı olan bir bölümünden ya da tümünden yararlanılarak hazırlanmış, doktora öğrencisinin ve tez danışmanının ortak yazar olarak yer aldığı bilimsel makaleler. ABMYO Dergisi’nde yayımlanan makaleler yayın tarihinden itibaren derginin bir sonraki sayısına kadar tartışmaya açık olacaktır. Makaleler için yapılan eleştiriler dergide yayınlanacaktır. Makaleler en fazla 12 sayfa olmalıdır. Makaleler en az Word 6.0/95 formatında diskette veya CD’de teslim edilmeli ya da ABMYO Dergisi elektronik posta adresine gönderilmelidir. Orijinal olarak hazırlanmış makaleler % 20 oranında küçültülerek basılacaktır, bu nedenle şekil ve tablolar bu durum göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır. ABMYO Dergisi siyah beyaz basıldığından gönderilen makaledeki resim, fotoğraf, şekil ya da grafikler renkli olmamalıdır. 2. Sayfa Düzeni Sayfa boyutu A4 kağıt boyutunda olmalı, sayfa yapısında sağdan ve soldan 2 cm; üstten 2.5 cm; alttan da 3 cm boşluk bırakılmış olmalıdır. Metin, sağ ve sola dayalı (justify), tek aralık olarak yazılmalı, paragraflar arasında bir satır boşluk bırakılmalıdır. Başlık, şekil adı, tablo adı gibi forrnatı belirtilmiş yazılar dışında kalan metin Times New Roman yazı karakterinde 12 punto ile yazılmalıdır. 3. Makale Başlığı Makale başlığı metnin içeriğini yansıtmalı, 70 harfi geçmemeli ve gereksiz uzatmalardan kaçınılmalı; Times New Roman yazı karakterinde 20 punto ile yazılmalı ve sadece başlığın ilk harfi büyük olmalıdır. Başlık sayfanın üst sınırından 6 cm boşluk bırakıldıktan sonra yazılmalıdır. 4. Yazar Adı Yazar adı sayfanın üst sınırından 10 cm aşağıda olmalıdır. Yazar adının ilk harfi ve soyadı büyük harf olmak üzere Times New Roman, 12 punto ve koyu (bold) olarak yazılmalıdır. Yazar adının altına Times New Roman 10 punto ve italik olarak adres yazılmalıdır. Yazışmalara yapılacağı yazarın ismi, telefon numarası, elektronik posta adresi, yayının 1. Sayfasının altında dip not (footer) olarak alttan 2 cm yukarıda, 10 punto, Times New Roman formatıyla yazılmalıdır. 5. Dergide yayımlanmak üzere gönderilen yazıların, daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olması veya bir başka yayın organında değerlendirme aşamasında bulunmaması gerekmektedir. 6. Herhangi bir sempozyum, kongre, konferans v.b. bilimsel etkinliklerde sunulmuş veya sunulacak 83 olan bildiri metinleri, yayımlanmamış olması koşulu ile hakem değerlendirmesine gönderilir. 7. Kısaltmalar, ilgili bilim alanının standart kısaltmaları olmalı ve metin içinde ilk geçtiği yerde tanımlanmalıdır. 8. TürkçeÖzet Özet; yazıya konu olan çalışmanın amaçlarını, kullanılan yöntemleri, ulaşılan sonuçlan, değerlendirmeleri içermeli ve 200-250 kelime arasında olmalıdır. Bu haliyle özet, yapılan çalışma hakkında fikir verebilmelidir. Özet, Times New Roman yazı karakteri ile 12 punto, italik olarak sayfanın üst sınırından 13cm boşluk bırakıldıktan sonra yazılmalı ve satırlar arasında tek aralık (single space) bırakılmalıdır. Özet kelimesi koyu (bold) olmalıdır. Özet kelimesi ile metin arasında bir satır boşluk bırakılmalıdır. 9. Anahtar Kelimeler Özet ve abstract kısımlarından sonra, makalenin konu sınıflandırmasının yapılabilmesi için en az 3, en çok 6 adet anahtar kelime verilmelidir. Anahtar kelimeler önemlerine göre sıralanmış, Times New Roman yazı karakteri ile, Türkçe anahtar kelimeler 12 punto, İngilizce keywords 11 punto ve italik yazılmalıdır. Sadece anahtar kelimeler ve keywords kelimeleri koyu (bold) ve italik olarak yazılmalıdır. Türkçe özet ile anahtar kelimeler arasında ve abstract ile keywords arasında bir satır boşluk bırakılmalıdır. 10.Makalenin İngilizce Başlığı Makalenin İngilizcc başlığı sadece ilk harfi büyük olmak üzere Times New Roman yazı karakterinde punto ile koyu olarak yazılmalıdır. 11.İngilizce Özet (Abstract) İngilizce özet, yazıya konu olan çalışmanın amaçlarını, yazıda kullanılan yöntemleri, ulaşılan sonuçları ve değerlendirmeleri içeren, Türkçe özette olduğu gibi bilgi vermek üzere, 200-250 kelime arasında olacak şekilde hazırlanmalıdır. Abstract, Times New Roman yazı karakteri ile 11 punto, italik ve satırlar arasında tek aralık olacak şekilde yazılmalı, sadece abstract kelimesi 12 punto ve koyu (bold) olmalıdır. 12. Başlıklar Ana Başlık Giriş bölümü yazıyı doğrudan ilgilendiren, uzun tarihçeler içermeyen bir bölüm olmalıdır. Tüm ana başlıklar sola dayalı olarak Times New Roman formatında 14 punto, koyu renk (bold) ve başlığın sadece ilk kelimesinin ilk harfi büyük olacak şekilde yazılmalıdır. Hiçbir başlığın önüne numara veya herhangi bir işaret konulmamalıdır. Giriş dışındaki ana başlıklardan öne 18 punto boşluk bırakılmalı, ana başlıktan sonra boşluk bırakılmadan makale metni başlamalı, metin yazı karakteri Times New Roman ve 12 punto olmalıdır. Ara Başlık Ana başlıktan sonra herhangi bir metin yazılmadan ara başlık yazılması gerektiğinde arada boşluk bırakılmayacaktır. Ara başlıklar sola dayalı olarak Times New Roman formatmda 12 punto, koyu renk (bold) yazılmalı ve başlığın sadece ilk kelimesinin ilk harfi büyük olmalıdır. Ara başlıktan sonra boşluk bırakılmadan makale metni başlamalıdır. Herhangi bir metin yazıldıktan sonra konulacak ara başlıklardan önce bir boşluk bırakılmalıdır. 84 Alt Başlık Alt başlıklar paragrafın başında ve metinden bir çizgi (-) iúareti ile ayrılarak yazılmalı ve hemen yanından metin devam etmelidir. Alt başlık Times New Roman yazı tipinde italik, 12 punto ve sadece ilk kelimenin ilk harfi büyük olarak yazılmalıdır. 13. Şekiller Metin içinde yer alan şekiller metin sınırlarını aşmayacak şekilde ortalanarak konulmalıdır. Şekiller mutlaka net ve okunaklı olmalıdır. Baskı sırasında yayın %20 oranında küçültüleceği için şekil büyüklükleri bu durum göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Şekiller ya bir çizim programı ile çizilmiş olmalı ya da taranmış ise en az 300dpi çözünürlükte taranmış olmalıdır. Şekil olarak gösterilen grafik, resim ve metin kutularında yer alan yazı ve sayıların büyüklüğü makale içinde Times New Roman karakteri ile yazılmış 9 punto boyutundaki bir yazının büyüklüğünden az olmamalıdır. Şekil no ve adları şeklin altında ortalanarak, tek aralıklı ve Times New Roman 12 punto ile italik yazılmalı ve sadece ilk kelimenin ilk harfi büyük olmalıdır. Şekilden önce, şekil adından önce ve sonra da birer satır boşluk bırakılmalıdır. Şekiller metin içine yerleútirilirken mutlaka şekilden önce atıfta bulunulmalıdır. 14.Resim ve Fotoğraflar Resim ve fotoğraflar taranmış ise en az 300 dpi çözünürlükte taranmış olmalı, metin içinde mutlaka atıfta bulunulmalı, şekillerle beraber numaralandırılmalıdır. 15.Tablolar ve Denklemler Metin içerisinde yer alan tablolar aşağıda görüldüğü gibi metin sınırlarını aşmayacak şekilde ortalanarak konulmalıdır. Tablo no ve adları, tablonun üstünde tek aralık ve Times New Roman 12 punto ile sadece ilk kelimenin ilk harf büyük olacak şekilde ortalanarak ve italik yazılmalıdır. Tablo adı yazılırken üstte ve altta birer satır, tablodan sonra ise bir satır boşluk bırakılmalıdır. Tablolara tablodan önce mutlaka metin içerisinde atıfta bulunulmalıdır. Tablo satır ve sütunlarındaki rakam ve yazılar Times New Roman 12 punto yazılmalıdır. Ancak zorunlu kalman durumlarda yazı boyutu yazı sınırlarını geçmeyecek şekilde en az 9 puntoya kadar düúürülebilir. Tablodaki parametre ve isimlerin yer aldığı ilk satırın hem altı hem de üstü 1.5 punto kalınlıkta birer çizgi ile kapatılmalıdır. Daha sonraki satırlarda herhangi bir yatay ve düşey çizgi kullanılmadan son satırın altına bir çizgi daha ilave edilerek tablo sınırlandırılmalıdır. Metin içerisine yazılacak denklemler, word yazım programındaki equation editör ile sola dayalı olarak yazılmalı ve eşitliklere sağa dayalı olarak parantez içerisinde numara verilmelidir. 16. Semboller Makale çok sayıda sembol içeriyor ya da makaledeki sembollerin açıklanması gerekiyorsa uluslararası standarda uygun olarak, semboller, kaynaklardan önce, Times New Roman 11 punto ile ve italik yazılmalıdır. Makalede ondalık gösteriminde nokta kullanılmalı, binlikleri ayırırken virgül veya nokta kullanılmamalı gerekiyorsa tek boşluk kullanılmalıdır. 17. Dergi yayın Kurulu, makaleleri, üç hakem gönderir. Makaleler, en az iki hakemin olumlu görüşüyle yayımlanır. 18. Yayımlanması için düzeltilmesine karar verilen yazıların, yazarları tarafından en geç (posta süresi de dahil olmak üzere) 30 gün içerisinde, yeniden Yayın Kuruluna gönderilmesi gerekir. Belirlenen sürede 85 gönderilen makaleler bir sonraki dönemde yayımlanmak üzere sıraya konulur. Metin, değişiklikleri isteyen hakemler tarafından yeniden incelenebilir. 19. Hakem onayı alan makaleler, raporların tamamlanma tarihlerine göre sıraya konularak yayımlanır. 20. Dergiye gönderilecek yazılar, iki kopya alınarak hazırlanmalıdır. Bunlardan bir kopya posta yolu ile gönderilmeli; bir kopya ise; elektronik posta aracılığıyla iletilmelidir. Elektronik posta olarak gönderilen nüshada, yazar/yazarların adı soyadı, makalelerin tam adı, bağlı bulundukları kurum ve ünvanları, iş-cep telefonları ve elektronik posta adreslerini içeren bir kapak sayfası bulunmalıdır. Kapak sayfası, posta yolu ile gönderilecek kopyaya da eklenmelidir. 21. Yazarlar, yayınlarını İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisine göndermekle, telif haklarını İstanbul Aydın Üniversitesine devretmiş sayılırlar. 22. Dergide yazısı yayımlanan yazarlara, iki adet dergi ücretsiz olarak gönderilir. Ayrıca telif hakkı ödenmez. 23.Ulusal ve uluslar arası düzeyde akademik bilgi paylaşımının sağlanması amacıyla İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisi’nde yayımlanmak üzere Hakem Kurulundan geçen yazılar Üniversitenin internet sitesine bağlı olarak da yayımlanabilir. 24. Dergiye gönderilen yazılar, yayımlanmasa dahi iade edilmez 25. Kaynaklar Yazı içinde atıfta bulunulan kaynaklar; ya ...Smith (1980)... şeklinde cümlenin içinde, ya ...(Smitb, 1980; Adams, 1981) ya da (Smith vd., 1980) şeklinde cümlenin sonunda yazar soyadı ve yayın yılı belirtilerek verilmelidir. İki yazarlı kaynaklarda iki yazarın da soyadı yazılmalı (Snell ve Ettre, 1971), ikiden fazla yazarlı kaynaklar parantez içinde gösterilecek ise vd. kısaltması kullanılmalı (Li vd., 1998), parantez dışında Li ve diğerleri (1998) kullanılmalıdır. Makale metninin sonunda kaynaklar bölümü bulunmalı ve yazar soyadına göre A’dan Z’ye doğru alfabetik sıralama yapılmalıdır. Kaynaklar, Times New Roman 11 punto ile yazılmalı, sadece dergi, kitap ya da sempozyum adı italik olmalıdır. Kaynaklarda, varsa cilt numarası koyu renkte, sayı numarası normal karakter ile yazılmalıdır. Kaynaklar kısmında yer alan ulusal-uluslararası makalelerin yer aldığı dergi adları kısaltılmış halleriyle değil, açık olarak yazılmalıdır. (Örnek olarak dergi adı Wat. Res. şeklinde değil Water Resources şeklinde yazılmalı.) Kaynak gösterimleri aşağıdaki örnekler gibi yapılmalıdır. i) Ulusal - Uluslararası Makaleler Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Magnetic fıelds, Electra, 24, 9, 117-143. ii) Ulusal - Uluslararası Bildiriler Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Magnetic fields, Proceedings , 5tJl Conference, Electronics, 117-143, Sydney, A. iii) Ulusal - Uluslararası Kitap Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Magnetic fields, 295, Mc. Graw Press, London. Aziz,A (2008). İletişime Giriş. 135, Aksu Yayınevi. İstanbul. - Kitap İçinde Bölüm Sensoy, T., (1998). Magnetic fields, in Reinhards, M, eds, Physics, Mc. Graw HM Press, 2-5, Oxford, 86 UK. - Çeviri Kitap Ong, W.J (1995). Sözlü ve Yazılı Kültür. Sema Postacıoğlu (Çev.). 136, Metis Yayınevi. İstanbul - Editörlü Kitap Çebi, M.(Ed).(2003). Medya Etki Araştırmaları 142, Alternatif Yayınevi. Ankara. - Editörlü Kitapta Bölüm Keeplinger. H,M(2003). Etki Kavramının Sınırları. Murat Çebi (Ed.), Medya Etki Araştırmaları 142, Alternatif Yayınevi. Ankara. - Dergiden Makale Gezgin, S. (2009). Medyanın Sorumluluğu (Türk Alman ilişkileri Örneğinde). İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 44-54 - Basılmamış Tezler, Bildiriler Arvas, İ.S (2010). Cumhuriyet Döneminde Basında Etik Bağlamda Ortaya Konulan Uygulamalar ve Bir Meslek Örgütü: Basın Konseyi. (Yayınlanmamış doktora tezi.) İstanbul Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. - İnternette Makale Koloğlu, O. (1999). Medya, Devlet ve Sermaye. http://dorduncukuvvetmedya.com iv) Basılmış Bilimsel Rapor Yilmaz, A„ Brown, O. ve Nelson, H., eds. (1998). Magnetic fields, J., Technical Report, ICTP TRIL Programme, 12, Trieste. v) Mesleki Teknik Rapor Yılmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., eds. (1998). Manyetik Alan Teorisi, Teknik Rapor 5, CEV Vakfı, İstanbul. vi) Doktora, Y.Lisans Tezi Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Manyetik Alan Teorisi, Doktora tezi, AÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. iviii) Standartlar TS920, (1990). Binalarda rüzgar yükü kuralları, Türk Standartları, Ankara. ix) Güncel Yazı Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Manyetik Alan Teorisi, Bilim ve Teknik, 63, 7, 3-5 Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (2000). Manyetik Alan Teorisi, Hürriyet Gazetesi, sf. 1, 2, 12,2000. x) Web Adresleri Kaynakların A’dan Z’ye sıralanması bittikten sonra 1 punto kahnlıklı bir çizgi çekilerek, çizginin altından itibaren, internet kaynakları, siteden yararlanılan tarihle beraber yazılmalıdır. Yilmaz, A., Brown, O. ve Nelson, H., (1998). Manyetik Alan Teorisi, http://www.server.com/final/paperl .html, (21.12.2005)  87