n türk dünyası`nın coğrafyası m

Transkript

n türk dünyası`nın coğrafyası m
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
İçindekiler Tablosu
1. Hsiung-Nu At Definleri ....................................................................................... 2
1.1. Orta Avrupa’dan İdil Nehri’ne .................................................................................................. 3
1.2. Hunlar ve Hsiung-Nu’nun Kısmi (sembolik) At Definleri ve Mezar Yapılarının Haritası ........... 4
1.3. Yenisey Vadisi ve Civarında Hun Definleri ................................................................................ 5
1.4. Sarı Nehir Bölgesi ..................................................................................................................... 5
1.5. Transbaykalya’daki Buryat ....................................................................................................... 6
1.6. Jundu Şan Eteklerindeki Şanrong Mezarlıkları ......................................................................... 6
1.7. Tarihsel Gözlemler .................................................................................................................... 7
1.8. Şekil 3’teki Arkeolojik Höyükler İçin Coğrafik İsimler. Kuzey Barbarları, Hsiung-Nu ve
Hunların Kısmi (ya da Sembolik) At Definleri (M.Ö. 8. Yüzyıl-M.S. 5. Yüzyıl) .................................. 9
2. Hun Kadınlarının Altın Başlıkları ....................................................................... 10
2.1. Altın Başlıkların Dağılım Haritası ............................................................................................ 10
3. Hsiung-Nu Tipi Bronz Kazanlar.......................................................................... 12
3.1. Hun Tipi Kazanların Haritası ................................................................................................... 14
3.2. Kazanların Tarihlerinin Saptanması ........................................................................................ 15
4. Ermitaj Araştırmacılarının Çalışmaları ve Eski Yazılı Kaynaklar .......................... 15
4.1. Hunların Orta Avrasya Boyunca İlerleyişinin Haritası............................................................. 16
Dipnotlar ............................................................................................................. 17
Kaynaklar ............................................................................................................. 19
Dr. Miklos ERDY
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 1
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Hsiung-Nu ve Hunlar arasındaki arkeolojik bağlantılar açık değildir. Belki de bilim
adamları arasındaki fikir ayrılığının sebebi budur. Azınlıkta da olsalar, Çin Seddi’nin
M.Ö. 3. yüzyılda kendilerine karşı yapıldığı Uzak Doğu’daki Hsiung-Nu ile M.S. 5.
yüzyılda Orta Avrupa’daki Atilla’nın Hunları arasında bir tarihsel devamlılığın olduğunu
kabul etmeyen bilim adamları da bulunmaktadır. Bu olumsuz görüşün önde gelen
temsilcileri, 1990 ve daha sonra 1997’deki1 çalışmalarındaki görüşleriyle; Prof. Denis
Sinor2 (ABD) ve 1999’daki çalışmasıyla Rus bilim adamı Sergey Miniayev’dir.3
Türklerin mevcut cildindeki bu yayın, 20. yüzyılın son dönemlerinde sırasıyla kabul
edilmiş olan Xiognu ile Hunlar arasındaki mevcut üç arkeolojik bağı açıklamak için en
uygun forum olabilir.4 Bu üç arkeolojik bağ şunlardır:
1. Kısmi at definleri ve Hunların mezar yapıları,
2. Hun kadınlarının değerli taşlarla kaplı altın başlıkları,
3. Hun tipi bronz kazanlar.
Kalıntıların bulunduğu arkeolojik höyükler üç ayrı haritada gösterilmiştir. Ancak, görünen
o ki, bu iki halk arasındaki, kesintisiz devam eden, tarihsel süreklilik sadece arkeoloji
tarafından teyid edilmemiştir. Daha sonra tartışacağımız gibi ikisi Çince, biri Soğdiyanca
olmak üzere üç eski yazılı kaynak da arkeolojik neticeleri desteklemektedir.
1. Hsiung-Nu At Definleri
Hsiung-Nu ve Hun cenaze adetleri, kısmi at definleri ile karakterize edilmektedir. Bu
gelenekte, atın kafatası ve genellikle de dört bacağı gömülmektedir. M.S. 1. binyılın ilk
yarısından sonra, mezarda katlanmış şekilde at derisi de bulunabilmektedir. 1500 yıldan
daha eski olan definlerde ise at derisinin var olup olmadığı kesin değildir. Anlaşılan bu
adetin ayrıntıları zaman içinde değişmiş de olabilir.
At parçalarının ölmüş insanlarla birlikte gömülmesi bir dini inancı yansıtmaktadır ve bu
inanç, kabile konfederasyonları ve coğrafik konumların değişip durduğu yüzyıllar
boyunca değişmeden devam etmiştir. Önde gelen Macar arkeolog, Istvan Dienes, 9. ve
10. yüzyıllarla uğraşarak, iki çalışmasında çift-ruh kavramını ve çok yönlü şaman-taltos
mesleğini incelemiştir. Dienes’in ulaştığı neticeler Istvan Fodor tarafından toparlanmıştır.
Bu eserin kısmi at definlerinin ait olduğu inanç hakkındaki kısmı aşağıda alıntılanmıştır: 5
"I. Dienes, meşhur çalışmasında, erken dönem Macarları arasında var olan iki-ruh
inancının bir zamanlar Avrasya’da çok yaygın olduğunu ispatlamıştır. Buna göre,
insanoğlu ile bir ruha sahip diğer yaratıkların iki ruhu bulunmaktaydı. Bunlardan biri
nefes ruhudur, diğeri ise eski Macarların is ya da iz diye atıfta bulundukları özgür-ruh ya
da gölge ruhtur. Bunların inancına göre, nefes ruhu vücuda bağlıdır ve yaşam boyunca
fonksiyonlarını ifa eder ve vücudun çürümesiyle birlikte bu ruhun varlığı da son bulur.
Öte yandan, gölge-ruh kafatasında bulunmaktadır ve ölümden sonra son
bulmamaktadır. Bu ruh, çürüyerek çöpe dönüşen vücudun dışında yaşamayı sürdürür.
Yaşam boyunca da gölge-ruh vücudu kısa ya da uzun süreler için terkedebilir (Bu,
uykuda sık sık çok uzaklara gidilmesini ve artık yaşamayan insanlarla buluşulmasını
açıklamaktadır.)”
Ben, öncelikle Hun asilleri ve aristokratlarının definlerini tartışacağım. Şekil 1,
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 2
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Moğolistan’ın batısındaki (Manhan bölgesindeki, Hovd muhiti) Tahilt Nehri vadisinde bir
aristokrat kadın türbesidir. Yazar Navaan, burada ayrıca çok sayıda sıradan insan
mezarının varlığından da söz etmektedir.6 Soylu kadının mezarının derinliği 12 metredir
ve üzerinde de taştan bir tümülüs bulunmaktadır. Çizim, cenaze arabasının kalıntılarını,
içindeki tabutla birlikte cenazeye ait olan kütükten odayı göstermektedir. Bu, Hun asilleri
ve hükümdarlık ailesinin defin şeklidir. Kuzey Moğolistan’da Noyon uul Dağı’nın
vadilerinde buna benzer çok sayıda (yaklaşık 200) mezar bulunmaktadır.
Ancak, Tahilt Vadisi’ndekiler gibi, bu mezarlarda da biniş takımları, gem, at heykelcikleri
ve at kemileri bulunduğu kaydedilmesine rağmen, bunlar bu çalışmamız kapsamında ilgi
alanımıza giren mezar tiplerini teşkil etmemektedir.
1.1. Orta Avrupa’dan İdil Nehri’ne
Şekil 2’de, M.S. 4. yüzyıldaki Hun mezarlarının üç temel yapısı görülebilir. Bunlar İdil
Nehri ve Pontus Stepleri7 boyunca bulunan mezarlardır, ancak bu defin tipleri M.S. 4. ve
5. yüzyıllar boyunca Orta Avrupa’yla da özdeşleşmiştir.
1. Dikdörtgen Çukur Mezar: Şekil 2.2 ve Şekil 2.1’de gösterilmektedir. Bu, Rusya’da
İdil’in doğusundaki Pokrovsk’taki bir kadının çukur mezarıdır. Atın kalıntıları cesedin
ayağının dibine konmuştur. Hunların çukur mezarları, ölenin mevki ve ekonomik
durumuna göre değişmektedir ve hiçbir işaret içermeyen basit bir görünüşe sahip
mezarlardan, taşlarla çevresi sarılmış kese mezar adı verilen tiplerine kadar değişiklik
göstermektedir. Bu mezarlar aynı zamanda içindeki tabutuyla birlikte kütükten bir odaya
da sahip olabilir. Tabut kullanımı Hunların bütün defin tiplerinde oldukça yaygındır.
Mezarın toprak yüzeyindeki kısmının görünüşünde değişiklikler olabilir. Hiçbir işaret
içermeyeceği gibi, bir çember ya da kare (kereksur) içinde belli edilebilir, ya da toprak ya
da taştan yapılmış bir tümseğe (kurgan) sahip olabilir. Bununla birlikte, mezarlar içinde
çok daha fazla yapısal detaylar bulunabilir.
2. Kaya Çıkıntısı Şeklinde Raf: Mezar içindeki raf cesedin seviyesinden daha
yüksektedir, bu Rusya’da İdil’in doğusundaki Leninsk’te raflı bir kadın mezarının
gösterildiği Şekil 2.3’te görülmektedir. At kalıntıları ve diğer cenaze nesneleri, genellikle
ölünün uzunluğu boyunca olan bu rafın üzerine konulabilmekteydi, fakat Uzak Doğu’daki
erken dönemlerde raf ölünün başının arkasında da olabilmekteydi.
3. Yan Oda ya da Hücre: Bu oda ya da hücreler mezarın dip seviyesinde, uzunluğu
boyunca paralel olarak oyulabilmekteydi. Şekil 2.4’te Ukrayna’da Dinyester’in
doğusundaki Kubey’de yan odası bulunan bir erkek mezarı görülmektedir. Ölü, daha
sonra üzeri ağaç levhalar ya da yassı taşlarla kapatılacak olan yan odanın içine
yerleştirilmekteydi. Bu, ceseti yukarıdan dökülecek taşlar ya da topraklardan korumak
için yapılmış çok insancıl bir düzenlemeydi. Yan oda, mezarın tabanından 20 cm kadar
daha aşağıda olabilmekteydi, böylece mezarın tabanı at ve diğer adak hayvanlarının
kalıntıları ve cenaze nesnelerinin yerleştirilebileceği bir raf hizmeti görebilmekteydi.
4. Sembolik At Defni: Şekil 2.1, değişik bir düzenlemeyi göstermektedir. Bu, Rusya’da
İdil’in doğusundaki Verkneye Pogromnoye’deki çukur bir kadın mezarıdır. Bu defin
adetinde at kurban edilmemekte, bu yüzden de çukur mezarda at kalıntıları
bulunmamakta, sadece atın takımları yer almaktadır. Bu, sembolik bir at defnidir. En
önemlisi çukurun varlığıdır; kullanımından kolayca çıkarımsayabileceğimiz gibi bu
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 3
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
çukurun ağzı, kadın ya da erkek fark etmeksizin yeniden dirilecek olan insan tarafından
kullanılmak üzere, gölge-ruhun bu atı ölümden sonra yeniden hayata getirebilmesine
yetecek kadar olmalıdır. Atın geminin yanı sıra eyer ya da diğer at takımları da
sunulabilmekteydi.
5. Herhangi Bir At Kültünün İşaretleri Bulunmamaktadır: Son olarak, ne sembolik ne
de kısmen olmak üzere at kültüne dair hiçbir işaret bulunmayan Hun mezarlarının
olduğunu da kaydetmeliyiz. Böyle durumlarda mezar yapısı, mezar tefrişatı ve
süslemelerdeki resimler bizim bir Hun mezarı ile uğraştığımızı orataya koyacaktır.
Özetleyecek olursak, en tepedekiler hariç olmak üzere Hunların definlerinde üç adet yer
altı mezar yapısı (çukur, raf ve yan oda) ve üç düzenleme (kısmi, sembolik at kültü ve at
kültü olmaksızın) bulunmaktadır. Toprağın üstündeki düzenlemeler de hiçbir işaret
içermeyen düz bir mezar veya kereksur ya da bir kurgan tümseğiyle belirtilmiş olabilir.
Hunlar ve Hsiung-Nular atı tam olarak gömmemekteydiler, cenaze kabulünde atın etini
tüketmekte ve sadece parçalarını mezarın içine koymaktaydılar.
Avrupa’dan başlayarak doğuya doğru Avrasya’yı baştan başa geçen Hun/Hsiung-Nu
definlerinin aynı olduğunu gösterebilmek için, birkaç tane önemli bölge seçtim. Buralar,
Orta Yenisey Havzası ve Krasnoiyarsk’ın güneyine doğru olan çevresi (Sağ kıyıdaki
Minusinsk Havzası ve nehrin sol kıyısındaki Hakasya’da bulunan Abakan Stepleri),
Daodunzi (Sarı Nehir üzerindeki Lanzhou’da), Baykal’ın kuzeyindeki Buryat ve Pekin’in
kuzeyindeki Yundu Şan’da bulunan Yuhuangmiao’daki bir erken dönem Hsiung-Nu
höyüğü. Bunlar aşağıda, Hun ve Hsiung-Nu kısmi at definlerinin dağılım haritasının
açıklanmasından sonra tartışılacaktır.
1.2. Hunlar ve Hsiung-Nu’nun Kısmi (sembolik) At Definleri ve Mezar Yapılarının
Haritası
Şekil 3’teki Avrasya haritasında, at kültlü (yani kısmi at definleri ve sembolik at definleri)
bütün Hun arkeolojik defin bölgeleri, M.Ö. 8. yüzyıl ve M.S. 5. yüzyıl arasında geçen tüm
zamanı kuşatacak şekilde, gösterilmiştir. Bu harita, mevcut çalışmanın en önemli
sonucudur. Bu harita, M.Ö. 10-5. yüzyıllardaki Kuzey Barbarlarından (Şanrong ve erken
dönem Hsiung-Nular olarak Rong) başlayarak, daha sonra M.Ö. 4. yüzyıl ile M.S. 5.
yüzyıllar arasındaki dönemde bütün Avrasya’daki Hsiung-Nu ve Hunlara ait tüm
arkeolojik bölgeleri göstermektedir. Sorunun tam bir analizini vermeden önce, Kuzey
Barbarları ile Hsiung-Nu arasındaki tarihi bağların daha fazla ispatını isteyen okurlar için,
bu bağın aşağıdakilere dayandığını ifade etmek istiyorum:
1. En temel cenaze adeti olan kısmi at defninin niteliği,
2. Bronz cenaze kazanları da dahil olmak üzere bronz süslemeler ve silahların
benzerliği,
3. M.Ö. 2. yüzyılda buna atıflarda bulunan Sima Qian’ın yazılı referansı.
Ben, Macaristan, Szeged’de yapılan 39. P.I.A.C. toplantısında bu benzerliklere dair bir
tebliğ sundum8 (16-21 Haziran 1996). Şekil 3’teki at definleri haritasında, arkeolojik
sitelerin ondalık sisteme dönüştürülmesi coğrafi isimlere, Bölüm 1’in 1.7. kısmının
sonunda vereceğimiz, bir anahtar sağlamaktadır.
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 4
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Söz konusu harita, at kültünün varlığına ilave olarak, bir ikinci grup bilgiyi daha
içermektedir. Bu bilgi, çukur mezar, raflı mezar ve kenarında bir oda bulunan mezar
olmak üzere Hun definlerinin üç temel yapısıdır. Mezar yapılarının tipi haritada
sembollerle temsil edilmektedir, siyahlaştırılmış site at kültünün mevcudiyetini
gösteririken, boş bırakılmış karenin herhangi bir at kültüne rastlanmadığını gösterdiğini
hatırlatarak, sembollerin izahının ayrıntıları ortaya koyacağını ifade edebiliriz. Kuzey
Barbarlarına ait birkaç mezarlık 6.1 (Daodunzi) sitesinin güney ve doğusundakilerdir bunlar Rong mezarlığıdır- ve Pekin’in kuzeyindeki 6.14’ten 6.16’ya kadar olan siteler ise
Şanrong mezarlıklarıdır. Bu harita, Uzak Doğu’daki Hsiung-Nu, Orta Asya boyunca
bulunan Hun halkı -bunları kim her ne şekilde adlandırırsa adlandırsın- ve Avrupa’daki
Hunların cenaze adetlerinin arkeolojik sürekliliğini göstermek üzere ilk adımdır. Rus bilim
adamlarına göre, Hun/Hsiung-Nu bronzları M.Ö. 3. yüzyılda Orta Yenisey Havzası’nda
yapılmaya başlanmıştır.9 Şekil 3’teki harita, arkeoloji temelli bir tarihi sürekliliği temsil
etmektedir, bu süreklilik diğer iki harita tarafından da desteklenmektedir. Bunlardan biri
Hun kadınlarının altın başlıklarının dağılımını göstermektedir. Diğeri ise, Avrasya’daki
Hun tipi bronz kazanların dağılımını. Bunlar aşağıdaki ana bölümlerde tartışılacaktır.
1.3. Yenisey Vadisi ve Civarında Hun Definleri
Şekil 4, Yenisey Nehri boyunca Hun definlerini göstermektedir.10 Dört mezarın hepsi de
yan odaları bulunan tiptendir ve kuzeye ya da kuzeye yakın bir yöne dönüktür.
Minusinsk Havzası’ndaki Tepsey’den olan Mezar 4.1’in tarihi konusunda M.Ö. 2-1.
Yüzyıllara atıflar bulunmaktadır. Bu mezar, (Bölüm 1.4’te tartışılacak olan) Şekil 5’te
gösterilen Sarı Nehir’deki mezarlarla -erken dönemlerde Sarı Nehir’den Yenisey civarına
doğrudan göç ya da bir yayılmanın olduğunu gösterecek kadar- önemli ölçüde
paralelliklere sahiptir.
4.2 ve 4.3 nolu mezarların her ikisi de Tuva’daki Aymirlig’dendir ve tarihleri M.Ö. 2-1.
yüzyıllara dayanmaktadır. Her ikisinde de yan odalar taş levhalarla kapatılmıştır ve 4.3,
nolu mezarın tamamı da taş levhalarla kaplanmıştır. Bunlar, karakteristik Hun defin
tipleridir. Tuva’da Kokel’den olan 4.4 nolu mezar (M.Ö. 1. yüzyıl), açıkça bir tabutun
içinde sırtüstü yatırılarak boylamasına uzatılmış şekilde bir defni göstermektedir ve
bunların hepsi de Hun özellikleridir.
Yenisey çevresindeki bu mezarların hepsi de üçüncü türdendir, yani at kültünden
herhangi bir iz olmaksızın Hun definlerinin bütün özelliklerini göstermektedirler.
1.4. Sarı Nehir Bölgesi
Şekil 5, bizi Ordos Steplerinin güneyindeki Sarı Nehre ve Huang He’nin batı dirseğinin
altlarına götürmektedir. Bu höyük, Sarı Nehrin bir güney kolu olan Qin Şui Nehri
üzerindeki Daodunzi’dir. 27 mezarın bulunduğu bu mezarlığın tarihi M.Ö. 2-1. yüzyıllara
dayanmaktadır. Bu mezarlıkta, 20 çukur mezar, 6 adet kenarlarında oda bulunan mezar
ve bir tane de taşlarla kaplanmış kese mezar bulunmaktadır.11
Şekil 5.1, taş kaplı kese mezarını (M22) ve M5 mezarından, at yüzü ile desen verilmiş
bir Hun/Hsiung-Nu kemer tokasını resmetmektedir. Bir diğeri olan 5.2 mezarı, kenar
odasıyla (M10) Minusinsk Havzası’ndaki mezarla kayda değer benzerlikler
göstermektedir. Sadece mezarın yapısı ve yan odası aynı değildir, aynı zamanda kurban
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 5
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
edilen hayvanlar ve ölünün kafasının üzerindeki hücrenin içinde bulunan testinin tipi de
aynıdır.12 Bu kültürel paralellikler, aynı zamanda, aynı cenaze adetlerinin Sarı Nehir’den
Minusinsk havzasına transferiyle sonuçlanacak olan Hsiung-Nu gücünün M.Ö. 2.
yüzyılda gerçekleştirdiği bir yayılmayı da göstermektedir.
Daodunzi’deki mezarlığın etütlerine dayanarak önemli bir sonuca ulaşılabilir. Bu
mezarlıkta hiçbir savaşçı mezarı bulunmamaktadır. Burada sadece kadınlar, genç kızlar
ve erkek çocuklar defnedilmiştir. Mezar yapıları ve pek çok sayıdaki kemer tokaları,
Hsiung-Nu tarzıyla yapılmış diğer süslemeler ve resimler bu mezarlığın Hsiung-Nulara
ait olduğunu saptamaktadır. Burada şu sonuca varabiliriz; bu dönemde bu bölgede
kadınlar ve hatta erkek çocuklarının mezarlarında koyun ve keçi gibi kurban edilmiş
diğer hayvanların çok miktarda kalıntıları bulunmasına rağmen, kendileriyle birlikte
gömülmüş at kalıntılarına rastlanılmamıştır. 4.2 nolu mezarda, sadece üzerinde
çömelmiş bir şekilde resmedilmiş bir atla kemer tokaları gösterilmektedir. Ordos’ta ve bir
seferinde de Sui Yuen bölgesinde (Hohhot civarı) çok sayıda örnekleri bulunan at
definleri sadece erkek savaşçılara hasredilmiştir. Kadın ve çocukların at kalıntılarıyla
birlikte gömülmemesi de, aşağıda tartışılacak olan Kuzey Barbarları, Şanrong’un erken
dönem Hsiung-Nu mezarlıklarındakilerle paralellik arz etmektedirler.
1.5. Transbaykalya’daki Buryat
Daha kuzeye gidildiğinde, Buryat’ta bulunan Ilmovaya yazıt bölgesinde, Konovalov
tarafından zengin bir mezar ortaya çıkarılmıştır.13 Bu mezarın geçmişi, Hıristiyanlık
devrinin başladığı civardaki yüzyılara dayanmaktadır. Mezarda bulunan pek çok kurban
edilmiş hayvanın arasında üç adet de at kafası bulunmaktadır. Diğer hayvanlar arasında
ise koyun kafası, çok sayıda keçi ve daha küçük hayvan başları bulunmaktadır ve bunlar
diğer dünyada yemesi için ölüye eşlik etmektedirler. Üç at kafası ölünün sağ
tarafındadır. Ceset tahta bir tabut içine konulmuştur. Bu tabut, çevresi tomruklarla
yapılmış olan bir ağaç oda içinde olup bu oda da bu tür tomruklarla kaplanmıştır. Küçük
nesneler ve bunlar arasındaki bir gem ölünün kafasının arkasındaki bir rafa
yerleştirilmiştir. Kurban edilen hayvanlar tahta odanın dışında, başın arkasında ve
ölünün gövdesinin seviyesindedir. Mezar, toprağın altında çok sayıda yassı taş ile
korunmuştur, ancak bunlar bile mezar soyguncularının mezara girmelerini
engelleyememiştir. Bu soyguncular iskeletleri mezarın bir köşesine doğru çekmişlerdir,
ancak bu esnada kırılan bir ayak Şekil 6’da gösterilmekte olan orijinal konumunda
kalmıştır. Bu zengin mezarlarda boynu ve başı süsleyen altın işlemeler alınmıştır.
1.6. Jundu Şan Eteklerindeki Şanrong Mezarlıkları
En eski kısmi at definlerinin bulunduğu höyüklerin Uzak Doğu’dan oldukları
bilinmektedir. Pekin’in kuzeyindeki Yanqink eyaletinde bulunan Jundu Şan Dağı’nın
güney etekleri boyunca, üç adet erken dönem Şanrong mezarlığı bulunmaktadır. Bunlar
arasında Yuhuangmiao’da bulunan ve 280 defin ile en büyüğünü teşkil eden mezarlığı
ziyaret ettim. Diğer ikisi ise, 150 mezarıyla biri daha doğudaki Hulugu’da, 47 mezarla
diğeri de Xilang’tadır.
Değişik mevki ve ekonomik statüye sahip 10 mezar, okul kitaplarında örnek
gösterilebilecek bir kazıyla, hiç zarar görmeden olduğu yerde bırakıldı ve üzeri daha
sonra sürekli bir müze şeklinde hizmet verecek olan büyük bir yapı ile kapandı. 1985 ve
1990 yılları arasında kazının direktörü Profesör Jin Fengyi idi. İç Moğolistan’daki
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 6
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Hohhot’ta 1992 yılında yapılan bir arkeolojik konferansın bir parçası olarak yaptığımız
ziyarette o ev sahibimizdi.
Radyo karbonla tarih belirleme yöntemiyle, bıçak şeklindeki para ve silahlar üzerindeki
incelemelerde, bu mezarlıkların M.Ö. 8. yüzyıl ile 5. yüzyıl arasında bir tarihe dayandığı
saptanmıştır. Bu mezarlıklarda bulunan kısmi at definleri Avrasya’da bilineneler arasında
en eskisidir. Şekil 7’de, başın arka kısmına bir raf yerleştirilmiş, ölünün sağ tarafında ise
atın alt çenesi ve yukarıdan aşağıya doğru kırılmış bir üst çene ile birlikte dört bacak
görülmektedir. Kurban edilen diğer hayvanlar olan keçilerin başları ve bir ineğin çenesi
ile uyluk kemiği de raftadır.
İki adet gem ölünün sol uyluk kemiğinin yanına ve bir bronz kazan da başın arka
kısmına konulmuştur. Nadir buluntulardan olan kazan ve boynun çevresinde bir altın
turkuaz bulunması ölünün yüksek mevkilerden olduğunu göstermektedir. Bu mezar ile
alakalı olarak, M.Ö. 8-5. Yüzyıllara ait bu erken dönem Şanrong mezarındaki hayvan
kalıntılarının düzenlenmesi ile yukarıda tartıştığımız Buryat’taki Ilmovaya yazıt
bölgesinde ortaya çıkarılan arasındaki benzerlikleri kaydedebiliriz. Diğer hayvanlar başın
arkasındayken, at başı ölünün sağ yanındadır. Mezarlar arasında 500 yıldan fazla bir
zaman farkı vardır. Aynen Sima Qian’ın ifadeleri ve pek çok cenaze tefrişatı ile HsiungNu tipi bronz kazanın kullanımına dair saptamaları gibi bu paralellikler de Şanrongların
erken dönem Hsiung-Nu olduklarını göstermektedir.
Şekil 8, ölünün başının arkasında bulunan raftaki at kafası ve dört at bacağı ile aynı
antikiteye ait diğer bir Şanrong mezarıdır. Bunlara ilaveten, öteki dünyada yiyecek temini
için rafta bir inek kafası ve bir inek uyluk kemiği de bulunmaktadır. Altın turkuaz, bu
ölünün de üst mertebelerden olduğunu göstermektedir. Ölünün gövdesi yaklaşık iki
metre derinliktedir. Şanrong definlerini gösteren iki figür benim kendi fotoğraflamamın
sonucudur ve bunlar benim Hsiung-Nu ve Hunların kısmi at definleriyle uğraşmama
sebep olan bütün çalışmalarımın arkasındaki faktörlerdir.
Çin histografisinin babası olarak bilinen Sima Qian’ın çılışmalarına değer verenler Şiji’de
şunları okuyabilirler:
“Üç hanedanlar döneminden itibaren Hsiung-Nu, Çin için sürekli bir endişe ve zarar
kaynağı oldu... İmparatorlardan Yao ve Şun’un dönemlerine kadar uzanan eski
zamanlarda ve hatta daha önceki zamanlarda, Kuzey Barbarların bölgesinde yaşayan
ve hayvanlarını otlatmak için oradan oraya başıboş dolaşan bu insanlardan Dağ
Barbarları (Şanrong), Xianyun ya da Hunşu (Hunyu) diye bahsedildiğini işitmiştik.”
Yani, Şanrongların erken dönem Hsiung-Nu olduğu görülmektedir. Sima Qian’ın buna
yönelik atıfları ve aralarında cenazelerde kulanılan bronz kazanların da bulunduğu pek
çok arkeolojik paralellikler dolayısıyla, ben de-bu çalışmada-Şanrongların eski dönem
Hsiung-Nu (proto-Hsiung-Nu) olduklarını kabul etmekteyim.
1.7. Tarihsel Gözlemler
I. Hsiung-Nu kadınının defninin, at kültünün işaretleriyle, nasıl geliştiği ile alakalı olarak
aşağıdaki gözlemelerimi dikkatlerenize sunuyorum:
Eski dönem Hsiung-Nu’da, Şanrong mezarlığı (M.Ö. 8-5. yüzyıllar) (Höyük 6.14) ve
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 7
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Daodunzi’deki Hsiung-Nu mezarlığında (M.Ö. 2. yüzyıl) (Şekil 3’teki Höyük 6.1)
mezarlara kurban edilmiş pek çok hayvan konulmasının yanı sıra, ölü kadınlara mezarda
at kültünün işaretleri eşlik etmemektedir.
İlk bronz at heykelcikleri Ordos bölgesindeki Xigoupan’da zengin bir kadın mezarında
(M.Ö. 2. yüzyıl) bulunmuştur, bu mezardaki ölünün çevresine erken dönem at kültünün
bu tür heykelciklerinden 49 tanesi konulmuştur (Höyük 6.20).
Daha önce ele aldığımız, Batı Moğolistan’daki Tahilt Nehri vadisinde bulunan, asil
Hsiung-Nu kadınının kurgan mezarında (höyük 5.14) bu tür heykelciklerin yanı sıra
demir gemler ve at kemikleri de bulunmuştur.
M.S. 2. yüzyıl olarak belirleyebileceğimiz bir tarihte, Balkaş Gölü’nün kuzeyindeki
Kanattas’taki bir kadın mezarına (Höyük 3.8) ilk kez bir at kafası konulmuştur. Öteki
dünya için yiyecek amaçlı olarak da bir at uyluğu/butu ve bir koyun kafası da mezara
konulmuştur.14
Tam olarak uygulanmış bir kısmi at defni vakası, Orta Asya’da Akmolia yakınlarındaki
Kara Ağaç’ta bulunan bir Hun kraliçesinin mezarında gerçekleşmiştir. (Höyük 3.9). Atın
kafatası ve bacakları derisinin içinde bırakılmıştır. Daha batıya gidildiğinde kadın
mezarlarında da kısmi at definlerine oldukça sık rastlanılmaktadır.
II. Şanrong etnik ismi, M.Ö. 4. yüzyılda Çin kaynaklarında geçen Hsiung-Nu isminden
çok daha erken dönemlere aittir. Hsiung-Nu adı ilk kez M.Ö. 318 yılında Şiji’de bulunan
Qin’in Ana Yıllıklarında kaydedilmektedir. Bu, Qin Devleti’nin artan saldırganlığına karşı,
Hsiung-Nu ile beş Çinli devlet (Han, Zhao, Wei, Yan, Qi) arasında bir ittifakın kurulma
tarihidir.15
İkinci atıf, M.Ö. 312 yılında Şuoyuan’daki tarihçi Liu Xiang (M.Ö. 77-6) tarafından
yapılmıştır.16 Bu kayıtlar "Hsiung-Nu, Loufan Şehri’ne (bugünkü Şanxi bölgesi) gitmek
için atlarına bindi” demektedir.
Burada, M.Ö. 4. yüzyılda meydana gelmiş bir üçüncü olaydan bahsetmek de uygun
olacaktır. Bu dönemde, özellikle Zhaou Devleti Hsiung-Nu ile yakın temaslara sahipti.
Hsiung-Nu’nu askeri tehdidini bertaraf edebilmek için Zhao Hükümdarı Wuling, M.Ö. 307
yılında, meşhur bir ferman yayınlayarak resmen barbar kıyafetlerini benimsedi ve
halkına ata binip, ok atmasını öğrenmeyi emretti. Çin ordusunun geleneksel adetine
göre, bunlar savaş arabalarıyla savaşmaktaydılar. Askerlerin temel silahı ise kısa
kılıçlardı. Hem askerler hem de siviller için kıyafetleri bol bir fistan, terlikler ve
sandallardan oluşmaktaydı. Yeni fermana göre, Çinli askerler Hsiung-Nu kıyafetleri
giyecekler, okla ve mızrakla hedef vurmayı, at sırtında savaşmayı öğreneceklerdi. Artık
kısa yerine uzun kılıçlarla savaşmak durumundaydılar. Hsiung-Nu tarzı giyinmek,
pantolon ve botlar giymek anlamına geliyordu.17 Bu "barbarlaşma” siyaseti derhal
meyvelerini vermeye başladı, Zhao askeri kuvvetleri, M.Ö. 306 yılında,18 yani bir yıl
içinde Gansu’daki Hsiung-Nu topraklarına girmeyi başardı ve Hsiung-Nu’yu bu önemli
bölgeden attılar.
Bu referanslar, M.Ö. 4. yüzyılda Hsiung-Nu’nun hem diplomatik hem de askeri açıdan
son derece aktif olduğunu ve yaygın bir şekilde tanındıklarını göstermektedir.
Eserlerinde, Hsiung-Nular’ın ilk olarak M.Ö. 3. yüzyılda görüldüklerini yazan bilim
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 8
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
adamlarının, tarihi olaylara ve yazılı kaynaklara aşina olmadıkları açıkça görülmektedir.
1.8. Şekil 3’teki Arkeolojik Höyükler İçin Coğrafik İsimler. Kuzey Barbarları,
Hsiung-Nu ve Hunların Kısmi (ya da Sembolik) At Definleri (M.Ö. 8. Yüzyıl-M.S. 5.
Yüzyıl)
1. Tuna-Don Bölgesi
Kafkaslar-Kuban Nehri-1.1 Kispek, 1.1A Zdvizenskoe.
Kırım ve Dinyeper Nehri-1.2 Belarus, 1.3 Melitopol, 1.4 Aleski, 1.5 Stara Igren, 1.6
Novogrigorevka.
Aşağı Tuna-Dinyester Bölgesi.-1.7 Odesa Oblastı’ndaki Kubey.
Karpat Havzası-1.8 Nagyszeksos-Szeged, 1.9 Budapeşte-Zuglo, 1.10 Leva/Levice, 1.11
Pannonhalma-Szeldomb. 1.12.1 Keszthely-Gâti domb, 1.12.2 Keszthely-Clay quarry,
1.13 Lengyeltoti, 1.14 Szekszârd, 1.15 Pecs-Üszögpuszta.
2. İdil-Ob Bölgesi
Ural Nehri civarı-2.1 Kızıl Adir, 2.2 Mertvie Soli, 2.3 Fedorovka,
Orta İdil Nehri-2.4 Pokrovsk, 2.5 Verhneye Pogromnoye, 2.6 Leninsk.
3. Yenisey Bölgesi
3.1 Tepsey VII, 3.2 Kokel-KE II, 3.3 Kokel-Tuva, 3.4 Aymugluk-Tuva, 3.5 Sibirsk, 3.6
Tugozvonovo, 3.7 Kosogol, Uzhur Bölgesi, 3.8 Kanattas, 3.9 Kara Ağaç, 3.10 Sidorovka,
3.11 Kulayka.
4. Zungarya, Tiyenşan Bölgesi
4.1 Dongcheng, Muley Kazak Özerk Bölgesi, Doğu Sincan, 4.2 Barköl Gölü.
5. Baykal Gölü-Orhon Bölgesi
Zabaykala-5.1 Ivolga Gorodişe, 5.2 Derestuy, 5.3 Çeremhovo, Moğolistan-5.4 Il’movaya
pad, 5.5 Darkhan, 5.6 Noyon Uul, 5.7 Dulga Uul, 5.8 Höshön-uha (Ih- het), 5.9 Tevsh
Uul, 5.10 Batcengel, 5.11 Taravgantay, 5.12 Sul-Tolgoi Dağı, 5.13 Naymaatolgoy, 5.14
Tahilt Havzası, 5.15 Golmud.
6. Huang He-Liao He Bölgesi
6.1 Daodunzi-NX, 6.2 Yanglang-NX, 6.3 Baoji-Qin, 6.4 Taohongbala, 6.5 Jialainor, 6.6
Xiyuan, 6.7 Budonggou, 6.8 Xiaobaiyang, 6.9 Guoxianyaozi, 6.10 Maoqinggou, 6.11
Yinniugou, 6.12 Jicheng, 6.13 Tangxian, 6.14 Yuhuangmiao, 6.15 Hulugou, 6.16
Xilang, 6.17 Yujiazhuang, 6.18 Guyuan, 6.19 Qingyang, 6.20 Xigoupan, 6.21 Xichagou
(Liaoning Bölgesi).
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 9
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
2. Hun Kadınlarının Altın Başlıkları
Başlıklar taçtan farklıdır, çünkü bunlar başın sadece 2/3’ünü sarmaktadır. Başlıkların
temel yapıları, bir altın band ya da akik, lal taşı, kehribar ve bir metal üzerinde incilerin
anası ile süslenmiş olan altınla kaplı bir bronz band şeklindedir. Ayrıca, bu başlıkların
üzerinde beyaz, yeşil ve kırmızı camlar da bulunabilmektedir. Bu taşların rengi
çoğunlukla kırmızı ya da kırmızımsı kahverengidir. Bugün, bildiğim kadarıyla, bütün
Avrasya’da bulunmuş toplam 19 başlık mevcuttur. Materyaller Irina Zasetska19 ve Istvan
Bona’nın20 iki yayınından derlenmiştir. At defin siteleri ya da bronz kazanlara nispeten bu
başlık buluntularının sayısının çok az olmasına rağmen, bunlar son derece önemlidir,
çünkü Hun başlıkları son derece etnik özellikler taşmaktadır. Bu tür cenaze başlıklarını
kullanan bir başka etnik grup bulunmamaktadır. Scythiyanlar da altın başlıklara sahiptir,
ancak bunların dizaynları tamamen farklıdır ve bazı zamanlar bu başlıklara açıkça
Yunan görüntüsü ve özellikleri eklenmiştir. Bu tür Scythiyan başlıklarının sadece
sayacağımız birkaç sitede olduğu bilinmektedir: Khoklach- Novocherkassk,
Novocherkassk, Artiukhov, Kerch, Karantin-Taman ve Kelermes.
2.1. Altın Başlıkların Dağılım Haritası
Şekil 9, Hun başlıklarının 13’ünü göstermektedir. Dizaynları farklılıklar gösterse de,
değerli taşlarla süslenmiş olmalarından kaynaklanan özellikleri açıkça görülmektedir.
Hem haritada ve hem de başlıkların ilustirasyonlarında ondalık rakamlar
kullanıldığından, bunların harita (Şekil 10) üzerindeki yerleri kolayca bulunabilir. Şekil 10,
Hsiung-Nu ile Hunlar arasında bir tarihi süreklilik olduğunu gösteren ikinci arkeolojik
haritadır. Batı’dan Doğu’ya doğru Hun kadınlarının cenaze törenlerinde kullanılan altın
başlıklarının bulunduğu siteler şöyledir:
1.1 Csorna, Macaristan
1.2 Szekszârd-Csatâr, Macaristan
1.2.1 Balmazüjvâros-Malâtoni-halom, Macaristan
1.3 Gheraseni, Romanya
1.4 Shurbanec, Moldavya
1.5 Buhaeni, Romanya
1.6 Antonovka, Ukrayna
1.7 Tiligul Bay, Ukrayna
1.8 Proletarskaya, Ukrayna
1.9 Stara Igren, Rusya
1.10 Melitopol, Ukrayan
1.11 Kerç, Ukrayna
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 10
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
1.12 Marfovka, Rusya
1.13 Verhne Yabloçnoye, Rusya
2.1 Berezovka, Rusya
2.2 Verhneye Pogromnoye, Rusya
2.3 Şipovo, Rusya
2.4 Çuluk Tau, Kazakistan
2.5 Kanattas, Kazakistan
6.1 Xigoupan, Çin İçinde özenle yapılmış bir başlık bulunan en erken dönemlere ait defin
Ordos bölgesindeki Xigoupan sitesindendir21 ve tarihi M.Ö. 2. yüzyıla dayanmaktadır;
burada ayrıca 49 at heykelciği de bulunmuştur. Başlık çekiçle yassıltılmış altından
yapılmıştır ve bir band biçimindedir. İnciden yapılmış olan taşlar, Şekil 11’de gösterilen
motiflerle süslenmiş ve çekiçle düzlenmiş olan bandın en üstüne yerleştirilmiştir. Oval
biçimindeki en büyük inci olan ana incinin her iki yanı da küçük ve sitilize edilmiş altın
varaklarla kaplanmıştır. Bu özenli başlık iki küpe süslemesi ve üç gerdanlıkla
tamamlanmaktadır. Küpelerin büyük oval parçası beyaz zümrütten yapılmıştır ve üzerine
Hsiung-Nu sanatında kullanılan ejderha figürü resmedilmiştir. Bunlar, kalıntılarından
zamanında turkuaz kakma dekorasyonu olduğu anlaşılan, zıplayan bir geyik figürü
üzerindeki dikdörtgen şeklindeki iki altın parçası üzerine asılmışlardır. Bu Hsiung-Nu
cenaze başlığı, bilinenlerin en eskisidir. Bununla coğrafi olarak en yakın yer olan Balkaş
Gölü’nün kuzeyindeki Kanattas (höyük 2.5) arasında yaklaşık üç yüzyıllık bir fark
bulunmaktadır. Don ve İdil arasındaki Verhne Yablonoçnoye’de22 bulunan ve restore
edilen diğer başlığa da yine kulak ve boyun dekorasyonları eşlik etmektedir (Şekil 12).
Stara Igren’den (Höyük 1.9) olan bir başkası üzerinde, birbirine değecek şekilde mantar
şekillerinden oluşan bir hat bulunmaktadır ve bu kazan kulplarındaki mantar şekillerine
benzemektedir.
İki başlığa daha dikkat etmekte fayda bulunmaktadır. Szekszard-Csatar’da (Höyük 1.2)
1818 yılında bir kadın mezarı bulunmuş ve bu 1865 yılında bir yayında tasvir edilmiştir.
Som altından bir band şeklinde olduğu ve üzerinde değişik ebat ve renklerde taşlar
bulunduğu ifade edilmiştir. O dönemde bunun nereye ait olduğu bilinmediğinden
Macaristan, Baja’da eritilmiştir. Bir diğeri (höyük 1.2.1) ise, 1858 yılında BalmazujvarosMalatoni’de bir iskeletin kafatasının üzerinde bulunmuştur.
Zemini yine som altından olduğu için, bir önceki ile aynı kaderi paylaşmış ve eritilmiştir,
ancak eritilmeden önce belgelere geçme şansını bulabilmiştir.23
Başlıkların haritasını (Şekil 10) incelediğimizde belirgin bir eğilim fark edilecektir. Batı’ya
doğru gidildikçe, başlıklarıyla birlikte üst düzey kadın cesetlerinin süslenme modasında
bir artış gözlenmektedir. Bu gözlem bronz kazanların daha batıya gittikçe daha fazla
süslendiğinie dair olan ve kolayca fark edilen trende paralel bir trend olarak
görülmektedir. Burada 20 başlığın, Hsiung-Nu ile Hunlar arasında bir tarihsel sürekliliğin
varlığıyla ilgili olarak çok güçlü bir gösterge sunduğundan bir kez daha bahsetmeye
değer, çünkü başka hiçbir etnik grup bu özelliklere sahip değildir, yani M.Ö. 2. yüzyıl ile
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 11
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
M.S. 5. yüzyıl arasında hiçbir etnik grup, altın cenaze başlıklarına değerli taşlar
kakmamaktaydı.
3. Hsiung-Nu Tipi Bronz Kazanlar
İncelediğim arkeolojik buluntulardan üçüncü grubu Hsiung-Nu tipi bronz kazanlar
oluşturmaktadır. Bu kazanların dağılım haritasını veren ilk yayınım24 1990 yılındadır, en
son ve tam olan versiyonu25 ise 1995’te yayınlanmıştır. Bu yayında 185 kazan, boyutları
birebir olan çizimlerle gösterilmektedir. O zamandan bu yana, henüz hiçbiri
yayınlanmamış ve hiçbir haritada yer almamış olan 30 tane daha küpün varlığını
öğrendim. Ermitaj araştırmacıları da, 1993 yılında, kazanlar hakkında bir makale
yayınladı, onların bilgisi dahilinde olan küp sayısı ise 56 idi.26
Hsiung-Nu tipi Avrasya bronz kazanlarını üç büyük gruba ayıran Şekil 3, bu kazanlar
hakkında bize kuş bakışı bir fikir vermektedir. Bu gruplar şunlardır:
 Dikdörtgen kulplu olan tipler,
 Yuvarlak kulplu olan tipler ve
 Düz tabanlılar.
Her grup içindeki kazanlar, sol üst köşeden sağ alt köşeye doğru gidildiğinde, batıdan
doğuya doğru gidiliyormuşcasına rahat bir şekilde düzenlenmiştir.
Bronz kazanların rolü üç şekilde olabilir. Özene bezene yapılmış manzaralar içindeki
kabartma kazan resimleri, aşağıda tartışılacağı gibi küplerin kullanımı hakkında da
faydalı bilgiler sağlamaktadır.
A. Şaman Törenleri: Şekil 14’te, yukarıdaki kabartma büyük bir manzarayı
göstermektedir. Burası, Yenisey’in batı kolu olan Abakan Nehri civarındaki Kızıl
Kaya’dadır.27,28 Dokuz kazan resmedilmiştir ve bunların hepsi de Hun tipi kazanlardır.
Bunlardan beşinde erkekler açıkça yemek pişirmekte ve kazanların içindekileri
karıştırmaktadırlar. Manzaranın tam ortasında, açık renkli ve uzun bir elbise ile
diğerlerinden farklı olduğu hemen anlaşılan bir insan figürü bulunmaktadır. Bu şahıs elini
kaldırmıştır ve kıyafetinin kolunun dışında olan parmakları görülebilmektedir.
Parmaklarının altı tane olduğu sayılabilmektedir. Bu altı parmak şaman mesleğinin bir
işaretidir. Buna ilaveten bir de maske taktığı görülmektedir. Bu manzarayı bir şamanistik
etkinlik ya da tören yemeklerinin pişirildiği dini bir vaka olarak yorumlamak
durumundayız.
B. Günlük Olağan Yemek Pişirme: Kazanların diğer bir rolü de günlük olağan yemek
pişirilmesinde kullanılmasıdır. Bolşaya Boyarskaya Pisanitsa29 olarak adlandırılan Şekil
14’ün alt yarısı bir Hun luo ve bu luo (Wade-Giles yazıtlarında bir lo ya da pu lo)
resmetmektedir. Bu, 4-5 yurt ve 30-40 insandan oluşan bir Hsiung-Nu çoban ünitesidir.
Figürün gösterdiği gibi, her yerleşim ünitesinin yanında en fazla 5 tane olmak üzere
birkaç kazan olduğu görülmektedir. Bu resimleri büyütmeden bile, bu kazanların
çoğunun basit dizaynlı oldukları, birinin ise süslenmiş olduğu görülmektedir. Bu kazan,
kabartma resmin sağında bulunan toplanmış insan grubunun sağ tarafındadır.
Manzarının üstündeki 5 rakamı bu kazan ile alakalıdır. Bu 19 kazanın hepsinin törensel
amaçlar için olmadığı sonucuna varmamız gerekmektedir, özellikle de basit dizaynlı
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 12
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
olanlar günlük, sıradan yemek pişirmek için kullanılmaktadır. 19.7 metre uzunluğundaki
bir kabartma üzerine resmedilmiş olan manzara, bir bayram manzarası olmalı ki, bütün
kazanların hepsini göstermektedir. Bunun bir dini etkinlik olduğundan da şüphe
duyulabilir.
Pek çok insanı (28 kişi sayılabilmektedir) resmeden bu itinalı luodaki yaşamın yanı sıra,
19 keçinin çobanlığını yapan bir çobanın yaşamında da aynı geleneği görmekteyiz (Şekil
15) ve bu çobanın bu kabartmaları oyduğu varsayılmaktadır. Tıpkı bir önceki büyük kaya
oymacılığında olduğu gibi, O dışarısında bir Hun tipi kazan görülen bir küçük yurt ya da
samandan yapılmış bir kulübenin sahibidir. "Keçi çobanı” kabartmasının uzunluğu 175
cm, yurttaki yüksekliği ise ayaktaki en kısa keçi seviyesinde olup 55 cm’dir. Bu tür
evcilleştirilmiş uzun boynuzlu keçiler ve bunların çobanlarının 1998 yılında Tuva’daki bir
tur esnasında fotoğrafları çekilmiştir. Buradaki keçi çobanı kabartması, yazarın 1998’de
çektiği fotoğraflarına dayanılarak yorumlanmaktadır. Bu, 54 derece kuzey enleminde,
Yenisey’in batı yakasındaki Oglahti Dağı kompleksinde bulunmaktadır. Yani, Kemerovo
Devlet Üniversitesi’nin çizimlerine göre 4. höyüğün 1. çentiğindedir.
C. Cenazeler: Bronz kazanların üçüncü rolü cenazelerdedir. Büyük kazanlar yerine
mezarlarda sembolik rollerle, sadece 20 cm veya daha küçük olmak üzere, küçültülmüş
ebatlarda kazanlar görülmektedir. Küçültülmüş küpler, Uzak Doğu’daki Hsiung-Nu
mezarlarında iyi bilinmektedir, bunlar Tuva ve Yenisey ırmağının her iki yakasında da
Baraba Steplerine kadar yayılmışlardır. 3 cm’ye kadar küçültülmüş bronz küpler
bulunmaktadır,
bunlar
Stockholm’deki
Doğu
Asya
Müzesi’nde
Tovostine
kolleksiyonundadır.
Diğer İki Vasıtadaki Kazanlar
A. Kaya Oymaları: İlaveten, Hsiung-Nu/Hun tipi kazanlara ikinci bir vasıtada da
rastlanabilmektedir. Bunlar kaya yüzeylerine oyulmuş olarak bulunmaktadır. Hun tipi
kazanların resmedildiği bütün kabartmalar, Orta Yenisey Havzası’nın batı yakasındaki
Abakan Steplerinde bulunmuştur, burada 47 kabartma mevcuttur. Buna ek olarak, kaya
üzerine oyulmuş olan bütün küp tiplerinin, Orta Yenisey Havzası civarında, bronz
benzerleri ortaya çıkarılmış ya da bulunmuştur.30
B. Seramik Kazanlar: Kil kazanlar, üçüncü tür bir vasıtayı teşkil etmektedir.
Cenazelerde kullanılan küçültülmüş bronz kazanların yanı sıra, Yenisey civarında yeni
bir usul ortaya çıkmıştır. Pahalı olmayan ve bronz türünden olanların taklidi durumundaki
toprak kazanlar, cenazelerde kullanılmakta ve mezarın içine konulmaktaydı, bunların
ebatları genellikle 15-20 cm idi, ancak 40 cm’ye de ulaşabilmekteydi. 475 definin
bulunduğu büyük bir mezarlıkta, mezarlar içinde 92 toprak/kil kazan bulunmuştur. Bu
mezarlık, Hemçik kolu yakınında Yenisey’in batı yakasında bulunan Tuva’daki
Kokel’dedir. Bu nehrin buluştuğu yer Yenisey’in batısındaki 90 derecelik kavistir.
Seramik kazanlarla birlikte bu bölgede yeni bir usulün ortaya çıkmasına paralel olarak
başka yeni gelişmelerin olduğunu söylemeye teşvik edilmekteyim. Hsiung-Nu, yani Hun
bronz kemer tokaları, Hunların yeni bir ejderha dizaynı ile ortaya çıkmıştır. Ejderhanın
yılan gibi kıvrılan gövdesi eski zamanlardakilerle aynı olmakla birlikte, kurda benzeyen
baş yerine, şimdi başta yuvarlak bir burun ve uzun kulaklar bulunmaktaydı. Olağan Hun
ikonografisinin oluşturduğu diğer dizaynlar arasında ondokuz tane bu tür dizayn
bulunmuştur.
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 13
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Toprak kazanların çoğunluğu Orta Yenisey vadisi ve çevresinde olmakla birlikte, batıda
Sir Derya Deltası kadar uzak bir bölgede, Altın Asar’da M.S. 3. yüzyıla ait olduğu
saptanan iki adet toprak kazana rastlanmıştır (Tolstov). Bunlar Verkhnii Konets
tipindedir. Bunların bronz prototipleri Ural Dağlarının batısında, Kama nehrinin
kaynağının yakınlarındadır.
3.1. Hun Tipi Kazanların Haritası
Bu 185 buluntuyla oluşturulmuş bir haritadır (Şekil 16). Erdy’nin 1995’teki 90 sayfalık
yayını, bu kazanları/küpleri 36 tabloyla düzenlemekte ve bu buluntuların konumlarını
mümkün olduğu durumlarda coğrafik koordinatları ile birlikte detaylı bir şekilde
vermektedir.31 Ayrıca, bu buluntuların durumu, bugün nerede oldukları, haklarındaki
yayınlar ve mükemmel bir çizimle bütün boyutları (fotoğraflarından izleri sürülerek) tasvir
edilmektedir. Bu kazanların dizaynının en belirgin özellikleri de harita üzerinde
gösterilmektedir. Bundan önce, bazı haritalar ve makaleler 1994’te,32 1992’de33 ve en
erken tarih olarak da 1990’da34 yayınlanmıştır. Zaman geçtikçe, haritalar çok daha fazla
bilgi içerir hale gemiştir.
Haritadan görüldüğü kadarıyla kazanlar altı bölgede toplanmıştır. Bu yüzden, pek çok
sayıdaki buluntularla uğraşmayı kolaylaştırmak için, Orta Avrasya altı bölgeye
bölünmüştür. Bu bölgeler batıdan doğuya doğru 1’den 6’ya kadar numaralandırılmıştır.
Bu yolla, hiçbir itiraza mahal bırakmayacak şekilde, paralel dizayn unsurlarının
rehberliğini kullanarak, Avrupa’daki kazanların kimlik tanımlamasından, Uzak Doğu’ya,
eski zamanların derinliklerine taa M.Ö. 1. yüzyıla kadar gidebiliriz. Höyüklerin
numaralandırılması esnasında, daima ilk numara bölge numarası olarak
belirlenmektedir.
Haritalar incelendiğinde, Avrasya boyunca buluntularda bir süreklilik görülebilecektir.
Hatta buluntular, Hunların ya da en azından bunların bir kısmının, 57 derece kuzey
enleminde Ural Dağlarını kesen 50 km genişliğindeki bir etek olan Yakaterinburg geçidini
kullanarak Ural Dağlarını geçtiklerini göstermektedir. Bu yola bir alternatif de (Orenburg
yakınlarındaki), Kızıl Adir’deki bir buluntunun gösterdiği (Şekil 16’daki Höyük 2.8) gibi,
Ural Nehri vadisine girerek, bu nehir boyunca ilerlemektir.
Belaya Nehri’nin kaynağı da Yekaterinburg eteği yakınlarındaki Ural Nehri kaynağına
yakın olduğu için, burası da Ural Dağlarını geçmeye üçüncü bir rota teşkil etmektedir.
Diğer göçer halklar da bu geçitleri kullanmışlardır. Örnek olarak, etnografik haritalar35
üzerinde, doğuya ve batıya doğru yüzlerce kilometre boyunca uzanan Yekaterinburg
geçidinin iki yakasında Çuvaş ve Tatar halklarının bulunduğu enklavlar
görülebilmektedir. Bunlara ilaveten, 6. ve. 8. yüzyıllar arasında hem Ural Nehri boyunca
ve daha büyük rakamlarda olmak kaydıyla da, Belaya nehri boyunca Macarların erken
dönem mezarları bulunmaktadır.36 Yekaterinburg geçidinden geçmeyi tercih eden
Macarlar (Bolşiye Tigani’de) Kama nehrinin güney yakasına yerleşmişlerdir. Bahsi geçen
her üç nehir (Kama, Belaya, Ural) boyunca, çok eski cenaze gelenekleriyle, zengin bir
halkın tipik Macar mezarlıkları bulunmaktadır. Mezarlar gümüş eşyalarla doludur. Hem
erkek hem de kadın mezarlarında benzersiz kısmi at definleri de görülmektedir, bu
mezarlarda cenazenin yüzü gümüşten göz plaketleriyle kaplanmıştır, silahlar arasında
nadiren de olsa oklanmış kürkler ve diğer karakteristik Macar süsleme unsurları
bulunmaktadır. Diğer etnik grup örnekleriyle, 56-57 derece kuzey enleminde Ural
Dağı’nın ortasından geçen yönleri göstermek amaçlanmıştır
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 14
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
3.2. Kazanların Tarihlerinin Saptanması
Bizim buradaki konumuz Hun bronz kazanları olduğundan, bu kazanların tarihlerinin
saptanması hakkında neler söyleyebileceğimizi gözden geçireceğim. Mezarlarda ortaya
çıkarılan birkaç tanesinin yanı sıra, kazanlar genellikle şans eseri bulunmaktadır.
Spasskaya’nın çıkarımsamada bulunduğu gibi, bunun sebebi, 20-40 kg ağırlığındaki
kazanların mevsimsel törenlerin yapıldığı ve adakların adandığı kutsal yerlere
getirilmesiydi. Bu törenlerden sonra, bu tören alanına Hunlar yeniden dönünceye kadar,
kazan orada gizlenerek bırakılmaktaydı. Ancak Hunların oradan göç etmesiyle, yaklaşık
2000 yıl sonra bir viyadük, bir bina, bir yol inşaatının yapımı sırasında ortaya çıkarılıp
müzeye getirilinceye kadar, kazanlar bulundukları yerlerde kalmaktaydılar. Çoğu zaman
bunlar tek başına ve şans eseri bulunmaktadırlar. Yine de, bunların tarihlerinin
saptanması bugün artık mümkündür.
Avrupa’da kazanlar pek çok durumda Roma surlarının kalıntıları arasında bulunmuştur.
Bu onların M.S. 4. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar geçen döneme ait olduklarını
göstermektedir. Bu tür siteler şunlardır: Intercisa (Dunaujvâros), Karpat Havzası’ndaki
Celamantia (Izsa-Leânyvâr) ve Hinova, Eflak’taki Celei.
Silenya’daki (Lehçesi Jedrzyhowice) kazan, içi Roma mücevherleriyle dolu olan bir
Roma sandığıyla birlikte bulunmuştur. Bunlar M.S. 5. yüzyıla aittirler. Bu tür buluntular
kazanların Hunlara ait olduğunu göstermektedir.
Baykal bölgesinde, Batcengel’de bulunan bir Hsiung-Nu mezarının tarihi, o dönemde
iktidarda olan imparatorun ismiyle, Çince sırlanmış olan bir fincanın parçalarından tespit
edilebilir. Ivolginsk’te ise, Çin aynaları mezarın tarihinin saptanmasını mümkün kılmıştır.
Bugünkü İç Moğolistan’da, Jilin’de Han hanedanına ait sikkeler ve Erlanhugou’da Doğu
Han çıngırakları ve aynaları ortaya çıkarılmıştır. Xichagou’daki bir Hsiung-Nu
mezarlığında M.Ö. 74 yılında basılmış sikkeler bulunmuştur.
4. Ermitaj Araştırmacılarının Çalışmaları ve Eski Yazılı Kaynaklar
Üç haritayı mukayese ettiğimizde, Hsiung-Nu ile Hunlar arasında bir tarihi sürekliliği
göstermede büyük bir uyumun olduğu fark edilmektedir. Fakat, Hunların Avrasya
boyunca ilerlemelerini araştıran sadece ben değilim. Şekil 17, Ermitaj37 ile işbirliği yapan
kıdemli araştırmacıların bir haritasıdır, bu araştırmacılar 1993 yılında yayınlanan
makalelerinde, sadece 56 kazan üzerinde çalışmışlardır. Ortaya çıkardıkları buluntulara
dayanarak, Hsiung-Nu/Hunların Avrasya boyunca göç hareketlerini yeniden kurmuşlar
ve kodlanmış oklarla temsil ettikleri bu halkların hareketlerine tarihler tahsis etmişlerdir.
Benim 1990’da yazdığım ve Harvard’ın bir bülteni olan Inner Asia Report’ta yayınladığım
makaleme de atıflarda bulundular. Bu, benim Orta Avrupa’dakilere benzer şekilde düz
bir mantar kese stiline sahip olan Urumçi müzesindeki kazan hakkındaki raporumla
birlikte olan ilk haritamdır.38 Bunların, Hunların göçüne dair kavramlaştırmaları, temel
olarak, benim çıkarımsamalarımla aynıdır.
Ancak benim çalışmalarımı ve ulaştığım sonuçları destekleyenler sadece Ermitaj’ın
araştırmacıları değildir. Bunların yanında, Hsiung-Nu ile Hunlar arasında bir tarihi
süreklilik oduğunu gösteren üç eski yazılı kaynak bulunmaktadır. Tartışacağım ilk iki
kaynak birbirlerinin tamamalayıcısıdır.
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 15
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
İlk kaynak, M.S. 4-6. yüzyıllarda hüküm sürmüş olan Topa Wei’nin tarihiyle uğraşan Wei
Shu’dur (Topa Wei M.S. 386-534). Su-t’e, Sogdiyana’dan bahsederken, onun eski
isminin Yen-ts’ai olduğunu yazmakta ve Hsiung-Nu’nun Yen-ts’ai’yi mağlup ederek
hükümdarını öldürdüğünden ve hükümdarlığı kendi mülklerine kattığından da
bahsetmektedir.
Diğer bir önemli kaynak da, daha erken bir tarihteki Ts’ao Wei döneminden, M.S. 3.
asırdaki olayların raporunu veren Wei-Lueh’tir (Ts’ao Wei, M.S. 220-265). Wei Lueh bize
Yen-tsai’nin aynı zamanda A-lan-liao ya da A-lan, veya A-lan-na şeklinde adlandırıldığı
bilgisini vermektedir. Bu iki Wei kaynağına dayanarak, "Hsiung-Nu” Yen-ts’ai’yi mağlup
ettiğinde, Alanlar’a atfedilen toprakları Hsiung- Nu’nun mülküne kattığı sonucuna
ulaşabiliriz.
Ancak, Jordanes ve Marcellinus gibi Avrupalı kaynaklardan bildiğimize göre, Alanları
M.S. 370 yılında yenilgiye uğratanlar "Hunlar”dı. Netice olarak, Hirth’in analitik
çalışmasında39 ve D. Wright’ın40 bu sorunu yeniden incelemesinde belirttiği gibi, HsiungNu ve Hunlar tek ve aynı halktı. Bu çalışmalarda eski kaynaklar da tartışılmaktadır.
Üçüncü eski kaynak ise, Sir Aurel Stein tarafından bir çöl kalesinde bulunan sekiz
Soğdan mektubundan biridir. Henning’in analizinde mektupta şöyle denildiği
kaydedilmektedir, "Hunlar” Çinlilerin başkenti Luoyang’ı işgal ettiler. Bu, Büyük Shanyu
Liu Yuan’ın oğlu olan Güney Hunlarının Shanyu’sunun M.S. 311 yılındaki meşhur
Luoyang’ı işgaline bir atıftır.41 Hsiung-Nu ve Hun etnik isimleri, bir seferinde Asya’nın
doğu ucunda, öteki seferinde de Asya’nın batı ucunda tamamen aynı halk için
kullanılmaktadır.
4.1. Hunların Orta Avrasya Boyunca İlerleyişinin Haritası
Bu karmaşık sonuçların birbirleriyle uyumundan ve Ermitaj araştırmacılarının
oluşturduğu haritadan cesaret alarak, tarihleri saptanmış arkeolojik buluntuları ve
tarihleri belli olan tarihi olayları birleştirdim. Oluşturduğum haritayla Hsiung-Nu’nun Orta
Asya boyunca batıya, yani Avrupa’nın içlerine doğru göçünü resmettim. Şekil 18’deki
oklar bugün bilinen ve tarihleri saptanabilen Hsiung-Nu göç hareketlerini göstermektedir.
Okları tanımlayan tarihler aşağıdaki kaynaklardan alınmıştır.
I. Boş oklar, M.Ö. 4-2. yüzyılarda Hsiung-Nu gücünün Ordos ve Huang He bölgesinden
kuzeye, Minusinsk Havzası’nın (Orta Yenisey Havzası) içlerine doğru ve ayrıca M.Ö. 3.
yüzyılın başlarında Zabaykalya bölgesinin derinliklerine doğru yayılmalarını
göstermektedir.
M.Ö. 4. yüzyılda Hsiung-Nu’ya ilk atıflar Qin’in Ana Yıllıklarında yapılmaktadır. M.Ö. 4.
yüzyıldan üç referans Bölüm 1.7’deki Tarihi Gözlemler kısmında detaylı olarak
tartışılmıştır.
M.Ö. 3. yüzyılın sonlarında, Modun Şangü yönetimi altında Hsiung-Nu hakimiyeti
Yenisey bölgesine yayıldı ve bu tarihten M.S. 2. yüzyıla kadar süren döneme ait
arkeolojik buluntular (kemer tokaları) ortaya çıkmaya başladı.42
II. Siyah oklar M.S. dönemde doğudan batıya doğru hareketleri göstermektedir.
Doğu’daki en geniş siyah ok M.S. 1. yüzyılın sonlarını göstermektedir ve Parker’ın Hou
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 16
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Han Shu ve Wei Shu’nun uygun bölümlerini tercümesinden türetilmiştir. Hsiung-Nu’ya
karşı saldırılar birbirini izleyen beş yıl içinde, yani M.S. 85-90 yılları arasında
kaydedilmiştir (Parker sh. 263).43 Hou Han Shu’da, Hunların saldırıya uğrayarak mağlup
edildiği tarihleri M.S. 89-105 olarak verilmektedir (Parker sh. 93) 44 Günümüz bilim
adamlarının görüşüne göre, nihai belirleyici saldırı M.S. 91 yılında oldu, bu tarihte
Hsiung-Nu dört bir taraftan göçmen düşmanlarının saldırılarına uğradı: Güney’de, Güney
Hsiung- Nu’nun, Doğu’da-Siyengi’nin, Batı’da-Türkistan kabilelerinin, Kuzey’deDingling’in (Parker sh. 263). Bu olayın üç sonucu olmuştur: M.S. 91 yılından sonra
Kuzey Şangü, sarayını Balkaş gölünün güneyindeki İli Vadisi’ne taşımıştır. M.S. 87
yılındaki zaferlerinden sonra Siyengi, Kuzey Hsiung-Nu topraklarına girmiştir ve sonraki
yıllarda yavaş yavaş bu toprakları işgal etmiştir. Wei Zhi’nin alıntılarında, Hou an
Shu’nun dediği gibi (Parker sh. 93), Shanyu ile gidemeyen/gitmeyen Hunların sayısı
100.000 çadır kadardı ve bunlar Liaotung’da yerleştiler, kendilerinin Siyengi’ye
uydurdular ve Siyengi askerleri olarak hizmet verdiler.
Sir Derya deltasındaki arkeolojik buluntuların tarihi 3. ve 7. yüzyıllar arasında (Tolstov
tarafından) ve Levina tarafından da 4. yüzyılın başları olarak gösterilmektedir. Tarihler,
diğer kalıntıların yanısıra Doğu Avrupa’nın Verhniy Konets tipi iki Hun toprak taklit
kazanın da bulunduğu Altın Asar’daki (ya da Yedi Azar)”Büyük Ev”deki buluntulara atfen
saptanmıştır.
Hunlar, Avrupa’ya M.S. 370 yılında Doğu Avrupa’nın en güçlü göçer milleti olan Alanları
yenilgiye uğratarak girmişlerdir (Jordanes ve Ammianus Marcellinus), bunu takip eden
birkaç yıl içinde Ostrogotlar (374) ve Vizigotların (376) yenilgisi izlemiştir.
Bronz kazan buluntularının, en azından Hunların bir kısmının Yekaterinburg geçidinden
Ural Dağlarını geçerek ve 4. yüzyılda Ural Nehri (Orenburg yakınlarındaki Kızıl Adir’de
defin ve kazan bulunmuştur) boyunca ilerlediklerini ortaya koyduğunu daha önce
tartışmıştım.
Romalıların vassalları olarak Vizigotlar, 409 yılına kadar hala Batı Pannonia’daydılar,
fakat topraklarının batı ve doğu bölümlerinin (P. Inferior-Valeria) çoğu, Aetius tarafından
410 yılında Hunlara teslim edildi. Bir Batı Roma elçisi olan Olympiodorus 412 yılında
Pannonia’ya gitmek zorunda kalmıştı bile.45
Bunlar Şekil 18’de, Hsiung-Nu’nun Uzak Doğu’dan Avrupa’nın içlerine doğru göçünü
gösteren okların tarihini belirleyen kaynaklardır. Şöyle bir düşündüğümüzde, M.S. 156
yılında Ili-Balkaş bölgesini terk eden Hsiung-Nu’nun Avrupa kapılarında gözükmesi
sadece 215 yıl almıştır ve bu durum da ancak Alanları yenmeleriyle dikkat çekmektedir.
Daha önce işaret ettiğim gibi, Hun/Hsiung- Nu göç haritası üç arkeolojik harita ve üç eski
kaynak tarafından doğrulanmaktadır.
Dr. Miklos ERDY
Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 1 Sayfa: 928-941
Dipnotlar :
1.
Sinor, Denis, Migrations in Inner Asia: Facts and Fancy, American Oriental Society’nin Miami, FL’de
23-26 Mart 1997 tarihinde düzenlediği 207. Toplantısında bir özeti ve bir makalesi tebliğ olarak
sunulmuştur.
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 17
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
2.
Sinor, Denis, The Hun period, The Cambridge History of Early Inner Asia. Cambridge (UK), New
York, Cambridge Univ. Press, 1990, ss. 177-205.
3.
Miniaev, Sergei, Archaeology of the Hsiung-nu in Russia: New Discoveries. New York’taki
Metropolitan Sanat Müzesi’nde, Eski Yakın Doğu Bölümü’nde tebliğ olarak sunulmuştur, NY 15.
Ocak 1999.
4.
Harvard Üniversitesi’nin İç Asya Komitesi’nde bu çalışmanın malzemesinin bir kısmı aylık ders
serilerinde anlatılmıştır (4 Nisan 1999), I. C. A. N. A. S. ’de 2000 Kongre, Montreal (27 Ağustos-2
Eylül 2000) ve Central Eurasian Studies Society’s 1. Yıllık toplantısında (Wisconsin Üniversitesi, 28
Eylül-1 Ekim 2000).
5.
Fodor, Istvan, A magyarsag születese (Tmagyarların doğuşu), Magyarorszag Kronikaja series, No. 1.
Budapest, Adams Publ., ss. 13O-131, 1992.
6.
Navaan, D., The Grave of a High Ranking Hunnic Person in Western Mongolia, Eurasian Studies
Yearbook (Bloomington, IN), 71, 1999, ss. 95-109.
7.
Zasetskaia, I. P., Kultura kochevnikov yuzhnorucckih stepey v Gunnckuyu epohu (konets IV-V vv.)
(Hunlar döneminde Güney Rus Steplerinde göçer kültürü: M. S. dördüncü ve beşinci yüzyılın sonu).
Sankt-Peterburg, 1994, ss. 17-18, Şekil. 3.
8.
Erdy, Miklos, Archaeological Insights Into Two Controversial Areas of Eurasian Hun History. 39. P. I.
A. C. ’de tebliğ, Szeged, Macaristan, 6-21 Haziran 1996.
9.
Martinov, Anatoly I., The Ancient Art of Northern Asia, D. B. Shimkin ve E. M. Shimkin tarafından
tercüme ve edit edilmiştir. Urbana and Chicago, Univ. Illinois Press, 1991, s. 80.
10. Miniaev, S., Niche Grave Burials of the Hsiung-Nu Period in Central Asia, Information Bulletin, Issue
17. Moskow, Internat. Assoc. for the Cultures of Central Asia, 1990, ss. 91-99.
11. Ningxia Institute of Archaeology, Ningxia Archaeological Group and the Office for the Preservation of
Ancient Monuments, Tongvin County (authors), Hsiung-Nu (Hun) Cemetery at Daodunzi in Tongxin
County, Ningxia, Kaogu Xuebao, No. 3, 1988 ss. 333-356 with 20 plates. In Chinese with English
Summary.
12. The Museum of Ningxia Autonomous Region, et al., Excavation of a Hsiung-Nu Cemetery of the Han
Dynasty at Daodunzi, Tongxin, Ningxia, Kaogu, No. 1, 1987, ss. 33-37, Plate No. 3. Çince.
13. Konovalov, P. B., Hunnu v Zabaikale (Huns in Transbaikalia). Ulan Ude, Buriatskoe knizhnoe
izdatelstvo, 1976, ss. 55-56.
14. Erdy, Miklos, Ancient Hungarian Funerary Customs Observed in Northern Barbarian (8th c. B.C.) and
Hsiung-Nu Cemeteries, International Journal of Central Asian Studies (Seoul, Korea) 2, 1997, ss.
135-208. Cited s. 166.
15. Ssu-ma Ch’ien, The Grand Scribe’s Records C. I, The Basic Annals of Pre-Han China Ed. by William
H. Nienhauser, Jr. Bloomington, Indiana University Press, 1984, s. 112.
16. Lin Gan, Hsiung-Nu lishi nianbiao (Hsiung-Nu Tarihi Kronolojisi). Beijing, Chinese Publishing House,
1984, s. 1 of text.
17. Mc Govern, W. M., The Early Empires of Central Asia. Chapel Hill, The Univ. of North Carolina
Press, 1939. s. 101-102.
18. Yü Ying-shi, The Hsiung-nu, in Denis Sinor ed. The Cambridge History of Early Inner Asia.
Cambridge, Cambridge Univ. Press, 1990, ss. 118-149. Cited s. 108-109.
19. I. P. Zasetskaia, Kultura kocsevnikov yuzhnorusskih stepey v Gunnskuyu epohu (konets IV-V vv.)
(The nomadic culture of the south Russian steppes in the Hun epoch; end of IVth to Vth c. A. D.)
Sankt-Peterburg: 1994.
20. Bona Istvan, A hunok es nagykiralyaik. Budapest: Corvina, 1993.
21. Tian Guangjin, Guo Suxin, Eerduosishi qingtongqi (Ordos bronşları hakında çalışma), Beijing:
Wenwu-Culture Relics Publishing House, 1986, s. 380.
22. Zasetskaia, ibid., Figure 12.
23. Bona, ibid., s. 204.
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 18
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
24. Erdy, Miklos, Unique Hsiung-Nu Cauldron from Ürümqi. Inner Asia Report, Newsletter-Harvard.
Cambridge, USA, Fall 1990, (No. 7) ss. 11-13.
25. Erdy, Miklos, "Hun and Hsiung-Nu Type Cauldron Finds Throughout Eurasia”, Eurasian Studies
Yearbook, 67, 1995.
26. Bokovenko, N. A. & I. P. Zasetskaia, Proizhozhdenie kotlov” gunnskogo tipa” vostochnoi Evropi v
svete problemi hunno-gunnskih sviazei, Peterburgskiy Arkheologicheskiy Vestnik. S. Peterburg,
FARN, (3), 1993, ss. 73-88.
27. Appelgren-Kivalo, H, Alt-Altaische Kunstdenkmaeler-J. Aspelins Reisen in Sibirien und der Mongolei
1887-1889. Helsingfors, Finnische Altertumgesellschaft, 1931, Figure 299.
28. Erdy 1995, ibid. s. 62.
29. Devlet, M. A., Bol’shaia Boiarskaia Pisanitza, Sovetskaia Arkheologiia, 1965, ss. 124-132 (3).
30. Erdy, Miklos, Manichaeans, Nestorians, or Bird Costumed Humans in their Relation to Hunnic Type
Cauldrons in Rock Carvings of the Yenisei Valley, Eurasian Studies Yearbook, 68, 45-95, 1996.
Cited ss. 64, 88.
31. Erdy 1995, ibid. ss. 68-94.
32. Érdy, Miklós, An Overview of the Hsiung-Nu Type Cauldron Finds of Eurasia in Three Media with
Historical Observations. in: Bruno Genito ed.: The Archaeology of the Steppes, Napoli, Instituto
Universitario Orientale, 1994 ss. 379-438.
33. Érdy, Miklós, The Hsiung-Nu Type Cauldrons Throughout Central Eurasia and Their Occurrence on
Petroglyphs, English-Chinese bilingual MS distributed and paper presented at The International
Academic Conference on Archaeological Cultures of the Northern Chinese Ancient Nations. Hohhot,
Inner Mongolia, China. August 11-18, 1992; Ibid. Distributed MS was included in the republication of
facsimile volumes. C. I-III. Asian Art and Archaeology, 600 Kalmia Ave, Boulder, CO 80304, USA.,
1992; Ibid. Chinese Translation and Publication (somewhat abbreviated): Journal of Xinjiang Normal
University (Ürümqi) C. 16, No. 4 1995, ss. 35-48; Ibid. Türkçe çevirisi: Orta Avrasya Boyunca Hiongnu Tarzı Kazanlar ve Bunların Kaya Kabartmalarında Ortaya Çıkışları, Tarih İncelemeleri Dergisi.
Bornova-Izmir, Ege Üniversitesi Basımevi, C. XI, 1996, ss. 265-316.
34. Érdy, Miklós, Unique Hsiung-Nu Cauldron from Urumqi. Inner Asia Report, Newsletter-Harvard
(Cambridge USA) (No. 7) Fall 1990, ss. 11-13.
35. Atlas SSSR. Moskva, Glavnoe Upravlenie Geodezii i Kartografii pri Sovete Ministrov CCCR, 1984,
ss. 128-129.
36. Halikova, E. H., Ösmagyar temetö a Káma mentén (Kama Nehri civarında Eski Macar mezarlığı),
Archaeologiai Értesító (Budapest) 103, 1976, ss. 53-78.
37. Bokovenko & Zasetkaia, ibid. s. 78.
38. Érdy, Miklós, Unique Hsiung-Nu Cauldron from Urumqi. Inner Asia Report, Newsletter-Harvard
(Cambridge, USA) 11-13 (No. 7) Fall 1990.
39. Hirth, Fredriech, Hunnenforschungen, Keleti Szemle, 2, 81-91, 1901.
40. Wright, David C., The Hsiung-nu-Hun Equation Revisited, Eurasian Studies Yearbook, 69, 1997, ss.
77-112.
41. Henning, W. B., The Date of the Sogdian Ancient Letters, Bulletin of the School of Oriental and
African Studies, 12, 601-615, 1948.
42. Martynov, ibid. s. 80.
43. Parker, E. H., The Turko-Scythian Tribes, The China Review C. XX, 1892-1893. (1) 1-24, (3) 109125. C. XXI, (2) 100-119, (4) 253-267, (5) 291-301. Cited
(4) s. 263,
44. Parker, E. H., The History of the Wu-wan or Wu-hwan Tunguses of the First Century, The China
Review, C. XX, 1982-1983 (2) 71-100. Cited s. 93.
45. Sinor 1990, ibid. s. 185.
Kaynaklar :
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 19
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
 Appelgren-Kivalo, H. (1931). Alt-Altaische Kunstdenkmaeler-J. Aspelins Reisen in Sibirien und der
Mongolei 1887-1889. Helsingfors, Finnische Altertumgesellschaft.
 Atlas SSSR. (1984). Moskva, Glavnoe Upravlenie Geodezii i Kartografii pri Sovete Ministrov SSSR,
ss. 128-129.
 Bokovenko, N.A.&I.P. Zasetskaia (1993). Proizhozhdenie kotlov” gunnskogo tipa” vostochnoi Evropi
v svete problemi hunno-gunnskih sviazei, Peterburgskiy Arkheologicheskiy Vestnik. S. - Peterburg,
FARN, (3), ss. 73-88.
 Bóna, István (1993). A hunok és nagykirályaik (The Huns and their Greatkings). Budapest, Corvina.
 Devlet, M. A. (1965). Bol’shaia Boiarskaia Pisanitza, Sovetskaia Arkheologiia, 124-132 (3).
 Érdy, Miklós (1990). Unique Xiong-nu Cauldron from Ürümqi. Inner Asia Report, Newsletter-Harvard.
(Cambridge, USA) (No. 7) Fall 1990, ss. 11-13.
 Érdy, Miklós (1992). The Xiong-nu Type Cauldrons Throughout Central Eurasia and Their
Occurrence on Petroglyphs, English-Chinese bilingual MS distributed and paper presented at The
International Academic Conference on Archaeological Cultures of the Northern Chinese Ancient
Nations. Hohhot, Inner Mongolia, China. August 11-18, 1992.
 Ibid. Distributed MS was included in the republication of facsimile volumes. C. I-III. Asian Art and
Archaeology, 600 Kalmia Ave, Boulder, CO 80304, USA., 1992.
 Ibid. Çince kısaltılmış tercümesi: Journal of Xinjiang Normal University (Ürümqi) C. 16, No. 4 1995,
ss. 35-48.
 Ibid. Türkçe tercümesi: Orta Avrasya Boyunca Hiong-nu Tarzi Kazanlar ve Bunlarin Kaya
Kabartmalarinda Ortaya Cikislari, Tarih Incelemeleri Dergisi. Bornova-Izmir, Ege Üniversitesi
Basimevi, C. XI, 1996, ss. 265-316.
 Érdy, Miklós (1994). An Overview of the Xiong-nu Type Cauldron Finds of Eurasia in Three Media
with Historical Observations. in: Bruno Genito ed.: The Archaeology of the Steppes, Napoli, Instituto
Universitario Orientale, 1994 ss. 379-438.
 Erdy, Miklos (1995). Hun and Xiong-nu Type Cauldron Finds
Studies Yearbook, 67, 5-94. Also: Corrigenda, ESYb, 68, 1996,
Throughout
s. 143.
Eurasia,
Eurasian
 Erdy, Miklos (1996). Manichaeans, Nestorians, or Bird Costumed Humans in their Relation to Hunnic
Type Cauldrons in Rock Carvings of the Yenisei Valley, Eurasian Studies Yearbook, 68, ss. 45-95.
 Erdy, Miklos (1996/b). Archaeological Insights Into Two Controversial Areas of
History. Presentation at the 39th P. I. A. C. in Szeged, Hungary on June 16-21.
Eurasian
Hun
 Erdy, Miklos (1997). Ancient Hungarian Funerary Customs Observed in Northern Barbarian (8th c. B.
C. ) and Hsiung-Nu Cemeteries, International Journal of Central Asian Studies (Seoul, Korea) 2, ss.
135-208.
 Fodor, Istvan (1992). A magyarsag születese, Magyarorszag Kronikaja series, No. 1. Budapest,
Adams Publ. ss. 130-131.
 Halikova, E. H. (1876). Ösmagyar temetö a Kama menten, Archaeologiai Ertesitö (Budapest) 103,
ss. 53-78.
 Hirth, Fredriech (1901). Hunnenforschungen, Keleti Szemle, 2, 81-91.
 Henning, W. B. (1948). The Date of the Sogdian Ancient Letters, Bulletin of the School of Oriental
and African Studies, 12, 601-615.
 Lin Gan (1984). Hsiung-Nu lishi nianbiao. Beijing, Chinese Publishing House, s. 1 of text.
 Konovalov, P. B. (1976). Hunnu v Zabaikale. Ulan Ude, Buriatskoe knizhnoe izdatelstvo, ss. 55-56.
 Martinov, Anatoly I. (1991). The Ancient Art of Northern Asia translated and edited by D. B. Shimkin
and E. M. Shimkin. Urbana and Chicago, Univ. Illinois Press, s. 80.
 McGovern, W. M. (1939). The Early Empires of Central Asia. Chapel Hill, The Univ. of North Carolina
Press.
 Miniaev, S. (1990). Niche Grave Burials of the Xiong-nu Period in Central Asia, Information Bulletin,
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 20
HSİUNG-NU VE HUNLAR ARASINDA ÜÇ
ARKEOLOJİK BAĞLANTI
Issue 17. Moskow, Internat. Assoc. for the Cultures of Central Asia, 1990, ss. 91-99.
 Miniaiev, Sergei (1999). Archaeology of the Hsiung-nu in Russia: New Discoveries. Presentation at
the Metropolitan Museum of Art, Ancient Near East department in New York, NY on January 15.
 Museum of Ningxia Autonomous Region, The et al. (1987). Excavation of a Hsiung-Nu Cemetery of
the Han Dynasty at Daodunzi, Tongxin, Ningxia, Kaogu, No. 1, ss. 33-37, Plate No. 3. In Chinese.
 Navaan, D. (1999). The Grave of a High Ranking Hunnic Person in Western Mongolia, Eurasian
Studies Yearbook (Bloomington, IN), 71, ss. 95-109.
 Ningxia Institute of Archaeology, Ningxia Archaeological Group and the Office for the Preservation of
Ancient Monuments, Tongvin County (authors) (1988). Hsiung-Nu (Hun) Cemetery at Daodunzi in
Tongxin County, Ningxia, Kaogu Xuebao, No. 3, ss. 333-356 with 20 plates. In Chinese with English
Summary.
 Parker, E. H. (1892-1893). The Turko-Scythian Tribes, The China Review C. XX, (1) 1-24, (3) 109125. C. XXI, (2) 100-119, (4) 253-267, (5) 291-301. Cited (4) s. 263,
 Parker, E. H. (1982-1983). The History of the Wu-wan or Wu-hwan Tunguses of the First Century,
The China Review, C. XX, (2) 71-100. Cited s. 93.
 Sinor, Denis (1990). The Hun period, The Cambridge History of Early Inner Asia. Cambridge (UK),
New York, Cambridge Univ. Press, ss. 177-205.
 Sinor, Denis (1997). Migrations in Inner Asia: Facts and Fancy, Abstracts of and paper presented at
the 207th meeting of the American Oriental Society in Miami, FL, March 23-26.
 Ssu-ma Ch’ien (1984). The Grand Scribe’s Records C. I, The Basic Annals of Pre-Han China Ed. by
William H. Nienhauser, Jr. Bloomington, Indiana University Press.
 Tian Guangjin, Guo Suxin (1986). Eerduosishi qingtongqi, Beijing: Wenwu-Culture Relics Publishing
House.
 Wright, David C. (1997). The Hsiung-nu-Hun Equation Revisited, Eurasian Studies Yearbook, 69, ss.
77-112.
 Zasetskaia, I. P. (1994). Kultura kocsevnikov yuzhnorusskih stepey v Gunnskuyu epohu (konets IV-V
vv. ) Sankt-Peterburg.
 Yü Ying-shi (1990), The Hsiung-nu, in Denis Sinor ed. The Cambridge History of Early Inner Asia.
Cambridge, Cambridge Univ. Press, ss. 118-149.
Türkçülerin Kavşıt Yeri
http://www.Altayli.Net
Sayfa No: 21

Benzer belgeler