S - dedemansm.com

Transkript

S - dedemansm.com
DEDEMAN QUARTERLY
DQ
SAYI-ISSUE 11 YAZ-SUMMER 2011
45 yıllık zaman tüneli
45 year time tunnel
Antalya’da macera
Adventure in Antalya
Dedeman Otelleri CEO’su
Tamer Yürükoğlu ile röportaj
Interview with CEO Tamer
Yürükoğlu of Dedeman Hotels
DQ
ÖNSÖZ-FOREWORD
1
Değerli Dedeman Dostlar›,
Doğanın canlandığı güneşli yaz günlerini karşılarken 45. yılımızın mutluluğu ve coşkusu ile
sizlere çok özel bir sayı hazırladık. 45 yıllık geçmişi satırlara sığdırmamız zor olsa da; bu yılları
hatırlatacak ajanda sayfalarımız, 45 yıllık Dedeman serüvenimiz, 1960’lar yılını yâd ettiğimiz moda
çekimimiz, yine bu yıllara ait vazgeçilmez arabalarla ilgili hazırladığımız konu başlığımız, sizleri bir
nebze olsun o yıllara götürecek.
Ayrıca; 2011 yılının seyahat trendleri, Antalya’nın macera tarafı, bu yaza damgasını vuracak
festivaller, başarılı ressam Mehmet Emin Karahan ile söyleşi, Dedeman mutfağından çok özel
tarifler ve daha fazlası DQ’nun bu sayısında sizleri bekliyor.
Güzel bir yaz geçirmeniz dileğiyle, keyifli okumalar….
Dear friends of Dedeman,
This month’s edition is a very special one, since we are celebrating our 45th year in the beautiful
summer season. Although it’s hard fitting 45 years into a couple of sentences; we’ll be taking you
back with our agenda pages, 45 years of Dedeman adventures, a fashion shoot dedicated to the
1960’s and an article all about the unforgettable cars of those years.
In addition to this, summer trends of 2011, Antalya’s adventurous side, top festivals this summer,
an interview with artist Mehmet Emin Karahan and very special recipes straight from the Dedeman
kitchen are all waiting for you in this month’s DQ magazine.
Wishing you a wonderful summer...
Tamer Yürükoğlu
CEO
Dedeman Hotels & Resorts International
DQ
DQ
‹Ç‹NDEK‹LER-CONTENTS
10
ajanda-zoom
04 Türkiye’de ve dünyada olup bitenler
The news from Turkey and the world
trend
2011 Seyahat trendleri
18
2011 Travel trends
seyahat-travel
Antalya’da macera
24
Adventure In Antalya
24
hobi-hobby
1960’lı yılların vazgeçilmez otomobilleri
32
The unforgettable cars of the 1960’s
yemek-food
Dedeman mutfağından lezzet taşıyor…
37
32
The Dedeman kitchen is packed with flavor...
kültür&sanat
Festivaller mevsimi
YAPIM - PRODUCTION
AJANS MEDYA
GENEL YAYIN YÖNETMEN‹
EDITOR-IN-CHIEF
Arzu Karacadağ
YAZI ‹ŞLER‹ MÜDÜRÜ (Sorumlu)
MANAGING EDITOR
Duygu Uz Koronel
KATKIDA BULUNANLAR - CONTRIBUTORS
Esin Müftüoğlu, Eda Yeşim, Sema Şanl›, Güneş
F›nd›koğlu, Sara Baydur,
Gizem Ünsalan, Müge Şenel Esatoğlu,
Şule Demiröz, Duygu Altekin
REKLAM GRUP BAŞKANI
ADVERTISING GROUP CHAIRMAN
Gonca Alyanak Savc›
REKLAM KOORD‹NATÖRÜ
ADVERTISING COORDINATOR
Tolgay Gülten
röportaj-interview
Mehmet Emin Kahraman ile söyleşi
AJANS MEDYA
Kuruçeşme Caddesi, No: 3
Kuruçeşme 34345 ‹stanbul
Tel: 0212 287 19 90
moda-fashion
45 yıl öncesine yolculuk…
BASKI VE C‹LT / PRINTING PRESS
Apa Uniprint Bas›m San. ve Tic. A.Ş. Had›mköy
‹stanbul Asfalt›,
Ömerliköy Mevkii 34555 Had›mköy,
Çatalca- ‹stanbul
Tel: 0212 798 28 42
Dedeman
röportaj-interview
Otelleri CEO’su
Yay›n Türü 3 ayl›k, süreli, yerel
Bas›m Yeri ve Tarihi ‹stanbul, Mayıs 2011
Interview with Mehmet Emin Kahraman
58
Journey to 45 years ago...
70
Tamer Yürükoğlu ile söyleşi
Interview with CEO Tamer Yürükoğlu
of Dedeman Hotels
Dedeman Hotel&Resorts International’›n
ücretsiz yay›n›d›r.
Complimentary copy of Dedeman Hotels&Resorts
International.
haberler-news
Dedeman dünyas›ndan haberler
Dergide yay›mlanan yaz›, fotoğraf ve illüstrasyonlar›n
her hakk› sakl›d›r. Kaynak gösterilmeden al›nt›
yap›lamaz. Yaz›lar›n sorumluluğu yazarlara,
yay›nlanan ilanlar›n sorumluluğu ise sahiplerine aittir.
74
News from Dedeman Hotels
58
YÖNET‹M YER‹ - EXECUTIVE CONTACT
Dedeman Hotel&Resorts International
Y›ld›z Posta Caddesi No.52 34340
Esentepe- ‹stanbul
Tel: 0212 337 39 00
www.dedeman.com
REKLAM MÜDÜRLERİ
ADVERTISING MANAGERS
Gözde Çokgezen, Özgür Çokgezen
52
70
‹MT‹YAZ SAHİBİ - CHAIRMAN
Dedeman Hotel&Resorts International ad›na
Tamer Yürükoğlu
Season of the festivals
46
37
DEDEMAN QUARTERLY
öykü-story
Begüm Ahu Ağlaç’dan keyifli bir hikâye
78
A cozy tale from Begüm Ahu Ağlaç
All rights are reserved that pertain to the written
materials, photographs and illustrations published in
the magazine. Nothing in this magazine may be
borrowed or reproduced without full credit being
given to the source.
DQ
18
S
TREND-TREND
19
ravel trends continuously change due to
holiday hot spots being replaced with new
and different locations, altering habit and
preference. In order to stay on top of these changes, the
tourism sector constantly renews its system. With new
services come exciting and interesting offers for visitors.
Let’s start with a couple of hints and measures to be
looked out for before we focus on a couple of the travel
trends of this year.
T
Seyahat Trendleri
Travel Trends
Before boarding the plane be fully aware of the rights
granted to you by the company that sold you the ticket.
A number of companies certify that in case of flight
cancellation they will get you to your destination
with another airline. This way there is no risk of your
holiday being cancelled.
The majority of hotels these days have corporate
memberships that offer privileges. Along with your
membership comes a card that works like a credit card
collecting points which can then be spent on any of
the hotel services. Before making your reservation, you
should remember to ask about these types of privileges.
4
45
DQ
YILLIK ZAMAN TÜNELİ
YEAR TIME TUNNEL
45 yıl öncesinin gündemine yolculuk…
A JOURNEY BACK TO THE AGENDA 45 YEARS AGO…
THE BEATLES’TAN
YEPYENİ BİR ALBÜM
Son zamanların en çok konuşulan
grubu The Beatles yepyeni
albümüyle müzik dünyasındaki
popülaritesini sürdürmeye devam
ediyor. “Rubber Soul” adındaki
albüm Beatles’ın 6. stüdyo albümü
olma özelliğine sahip. Müzik
eleştirmenlerine göre Beatles
bu albümleri ile zirveye ulaştı ve
kariyerlerinin en büyük başarısına
imza attı. Albümdeki tüm şarkıların
sözleri ve müziği ise Lennon ve
McCartney’e ait. Beatles furyasından
uzak kalmak istemiyorsanız, bu
albümden bir tane edinmenizde
fayda var.
A BRAND NEW ALBUM
FROM THE BEATLES
The most talked about group
recently, The Beatles continues its
popularity in the music world with a
brand new album. “Rubber Soul,”
The Beatles’ 6th studio album,
is considered to be the biggest
success of the band’s career by
music critics. The lyrics and music
for all of the songs on the album
belong to Lennon and McCartney.
If you don’t want to miss out on
The Beatles craze, we highly
recommend you get your copy of
“Rubber Soul” today.
ÖDÜLLÜ FİLMLER
YENİDEN GÖSTERİMDE
18-24 Nisan tarihlerinde 2.si
düzenlenen Ankara Kısa Filmler
Festivali’nde gösterilen filmler
gösterime hazırlanıyor. Festival için
Türkiye’ye gelen ünlü yönetmen
Roger Vadim başkanlığındaki jüri
tarafından ödüle layık görülen
filmler arasından seçilen 5 Film üye
olmayan sanatseverler için tekrar
yayınlanacak. Birinciliği paylaşan
Rusya yapımı “İkiz” ve Kanada yapımı
“Altmış Bisikletçi” dikkati çeken
filmler olurken, ikincilik ödülünü
kazanan İsveç yapımı “Johann
Ekberg”, üçüncü olan Bulgaristan
yapımı “Papatya” ve dördüncü olan
Fransa yapımı “Gül ve Tuz” yeniden
gösterilecek filmler arasında. Filmler
11 Haziran Cumartesi 18.30-21.15
saatleri arasında ve 12 Haziran
Pazar günü 21.15’te Sinematek
Derneğinde ücretsiz olarak izlenebilir.
AY’DA BİR ADAM
İnsanoğlu sonunda uzaya ayak bastı. Bunca zaman boyunca uzaya sadece
insansız araçlar gönderiliyordu ancak NASA bu durumu değiştirdi ve ilk insanlı
uzay aracını aya gönderdi. Apollo-11 isimli bir uzay aracıyla aya gönderilen
astronotlar, 21 Haziran 1969’da dünyanın tarihini değiştirecek bir olaya imza
atmış oldular. Astronot Neil Armstrong’un önderliğini yaptığı bu keşifte uzayın
sırları çözülmeye çalışılacak.
AWARD WINNING FILMS
RE-SHOWN
Films that were shown during the
second Ankara Short Film Festival
from April 18-24 will be re-shown.
The jury by famous director Roger
Vadim selected and awarded five
award winning films to be re-shown
to art lovers. The first place was a
draw between a Russian production
“Twins” and a Canadian production
“Sixty Cyclists”. The second
place was awarded to a Swedish
production “Johann Ekberg”, third
place to a Bulgarian production
“Daisy” and the fourth to a French
production “Rose and Salt”. The
films will be shown Saturday June
11, 18:30-21:15 and Sunday
June 12, 21:15 at the Sinematek
Association for free.
A MAN ON THE MOON
Mankind has finally stepped foot in space. The only crafts sent into space were unmanned until
NASA sent the first manned spaceship to the moon. On June 21, 1969, the astronauts sent to the
moon with the Apollo-11 spaceship made history. This voyage, led by Astronaut Neil Armstrong,
will attempt to solve the mysteries of space.
5
BİR DELİNİN
HATIRA DEFTERİ
6
KADIN
SMOKİN
GİYER Mİ?
Son zamanların en çok konuşulan oyunu “Bir Delinin Hatıra Defteri” salonları tıklım
tıklım doldurmaya devam ederken, oyuncuları da ödülleri de silip süpürmeye devam
ediyor. Ünlü Rus oyun yazarı Gogol tarafından 1842 yılında yazılan tek kişilik oyunu
oynayan Genco Erkal Ankara Sanatseverler Derneği tarafından en iyi erkek oyuncu
ödülüne layık görüldü. Sevdiği kadının bir asilzadeye aşık olduğunu öğrendikten
sonra delirerek kendini İspanya Kralı zannetmeye başlayan bir devlet memurunun
hikayesinin anlatıldığı oyun, Şubat ayı boyunca Ankara Sanat Tiyatrosu’nda
perdelerini açmaya devam edecek.
Eğer giydiren Yves Saint Laurent ise neden
olmasın? Yaratıcı tasarımlarıyla modanın
öncülerinden olan Yves Saint Laurent “Le
Smoking” adını verdiği ve kadınlar için
tasarladığı smokin ile moda dünyasının
dikkatini üzerine çekmiş durumda.
Kadınlığı öne çıkarmak yerine, erkeksi
yanları ortaya koyan bu smokin, dünyanın
moda anlayışını baştan sonra değiştirecek
gibi görünüyor.
CAN A WOMAN WEAR
A SMOKING JACKET?
If the one dressing
you is Yves Saint
Laurent, then why
not? A pioneer in the
world of fashion Yves
Saint Laurent has
captured everyone’s
attention with his
brand new design,
a smoking jacket for
women called “Le
Smoking”. It looks
like this will have the
fashion world turning
upside down with a
design that doesn’t
aim to bring out
the feminine side of
women but rather
their masculine side.
THE DIARY OF A MADMAN
Of late, one of the most talked about plays
The Diary of a Madman has been completely
sold out as well as the cast picking up all the
awards. Genco Erkal who performs the one man
play written by Russian playwright Gogol in
1842 has been awarded Best Male Actor by the
Ankara Art Lovers Foundation. The story is about
a civil servant who finds out that the woman he
loves actually loves a nobleman causing him
to go insane and into thinking he is the King of
Spain. The play will be performed at the Ankara
Sanat Theatre throughout February.
7
CELESTE HOLM
İSTANBUL’A GELİYOR
8
DQ
“Ohklahoma” müzikali ile kendisini gösteren ve sonrasında
“Gentlemen’s Agreement”,”Come to the Stable” ve “All
About Eve” adlı filmlerle dünyaca ünlü bir sinema sanatçısı
haline gelen, hem yetenekli hem de güzel kadınlardan
olan Celeste Holm, çıktığı Yakın Doğu Turnesi sayesinde
İstanbul’a da uğrayacak. Kendisi gibi yetenekli Wesley
Addy ve Gordon’un da eşlik edeceği turnede, 22 yazarın
eserlerinden derlenen müzik ve tiyatro metinlerini kapsayan
“Interplay” adlı oyun sergilenecek. Kadın erkek ilişkilerinin
irdelendiği bu oyun Türk-Amerikan Derneği desteğiyle
23 Haziran Perşembe günü saat 21.00’de, Yeni Komedi
Tiyatrosu’nda seyredilebilir.
CELESTE HOLM IS COMING
TO ISTANBUL
After making an impact with her performance in the musical
“Oklahoma”, followed by performances in films like “Gentlemen’s
Agreement”, ”Come to the Stable” and “All About Eve”, the talented
and beautiful Celeste Holm took her place as a world famous film
star. During her Eastern Tour accompanied by Wesley Addy and
Gordon, she will also be stopping by Istanbul. The performance
called “Interplay” features a compilation of 22 musical and theatrical
works. Sponsored by the Turkish-American Association, the play that
focuses on the relationship between men and women will take place
Thursday June 23 at 21:00 at the Yeni Komedi Theatre.
THE FAMOUS
MEDRANO
CIRCUS VISITS
ISTANBUL
Founded in1873 by the
Casertelli family, Italy’s most
important circus “Medrano”
will be making a stop in
Istanbul following visits to
many countries around the
world. Be prepared to have
your breath taken away by
never before seen stunts and
performances. The Medrano
Circus will be setting up
the biggest circus to have
ever taken place in Istanbul,
bringing with it Bengal tigers,
snow white Spanish show
horses and a range of talented
acrobats. If you don’t want to
miss this amazing experience
then make sure you book now.
The Medrano Circus will take
place throughout June and July
at the Spor ve Sergi Sarayı.
İSTANBUL AŞIĞI BİR FRANSIZ:
MARC ARYAN
Ermeni asıllı Fransa doğumlu Belçikalı şarkıcı Marc Aryan,
geçtiğimiz günlerde yaptığı Türkiye ziyaretinden bir İstanbul
aşığı olarak geri döndü. Bu düşkünlüğünü İstanbul için özel
bir şarkı yaparak anlatmaya karar veren Aryan, “İstanbul”
adını verdiği yeni şarkısını yayınladı. Sözleri Fransızca
olan şarkıda sık sık İstanbul’u düşlediğini ve Boğaz’ı tekrar
görmek istediğini belirten Aryan’ın konserini kaçırdıysanız
üzülmeyin, kendisini çok geçmeden tekrar İstanbul’da
dinleyebileceğiz gibi duruyor.
A FRENCHMAN IN LOVE WITH
ISTANBUL: MARC ARYAN
Originally from Armenia the French born Belgian singer Marc
Aryan fell in love with Istanbul during his recent visit to Turkey.
He solidified his love by writing and releasing a song called
“Istanbul”. The song that is in French is about how he often
dreams of Istanbul and longs to see the Bosphorus once again.
Don’t worry if you missed Marc Aryan’s concert as it looks like
he will be back performing very soon.
ÜNLÜ MEDRANO SİRKİ
İSTANBUL’DA
1873 yılında Casertelli ailesi tarafından kurulan İtalya’nın en önemli
sirki “Medrano” daha önce görülmemiş, nefes kesecek performanslarını
sergilemek üzere dünyanın birçok ülkesine uğradıktan sonra nihayet
İstanbul’a gelmeye hazırlanıyor. İstanbul’daki gelmiş geçmiş en büyük sirki
kuracak olan Medrano Sirki’nin beraberinde getireceği Bengal kaplanlarını,
bembeyaz İspanyol gösteri atlarını, birbirinden hünerli cambazları kaçırmak
istemiyorsanız yerlerinizi şimdiden ayırtın. Medrano Sirki Haziran ve
Temmuz ayları boyunca Spor ve Sergi Sarayı’nda görülebilir.
9
DEDEMAN
ANKARA
10
Bundan 45 yıl önce, Türkiye’yi ilgilendiren politik ve
ekonomik kararların alındığı önemli süreçte başkent,
Dedeman grubunun ilk oteliyle tanıştı. Dedeman Ankara,
kentin merkezindeki konumu ve sunduğu misafirperverlik
ilkesiyle kapılarını açtı. Güler yüzlü çalışanları, kendinizi
evinizde hissettirecek yapıdaki odaları ve konforlu ortamıyla
Dedeman Ankara, Dedeman Oteller zincirinin ilk göz ağrısı...
DEDEMAN
ANKARA
45 years ago, in a time of
important political and
economical events, Ankara
met with Dedeman Group’s
first hotel. Dedeman Ankara
opened the doors with
its location in the city
center and its principle of
hospitality. With its
smiling staff, rooms that
make you feel at home and
comfortable environment,
Dedeman Ankara is the
first beloved hotel of the
Dedeman Hotels chain...
11
YEARS
DEDEMAN
JOURNEY
YILLIK
DEDEMAN
YOLCULUĞU
60’LAR
’S
70’LER
’S
80’LER
’S
12
13
Beatles çılgınlığı
Beatlesmania
Dedeman Ankara 1966
İnsanoğlu aya ayak bastı
First man on the moon
Hippiler dönemi
Hippies
Diana ve Charles’ın evliliği
The marriage of Diana and
Charles
Dedeman İstanbul
1982
Dedeman Antalya Hotel &
Convention Center
1989
90’LAR
’S
Dedeman Cappadocia Hotel &
Bilgi Çağı ve İnternet
Convention Center
Information Age and Internet
1989
Berlin Duvarı’nın yıkılışı
The fall of Berlin Wall
2000’LER
’S
Dedeman Palandöken
1994
Pop Müziğin Kralı
Michael Jackson
King of the Pop Music
Dedeman Rize
1995
Dedeman Park Antalya
1997
Dedeman Diyarbakır
1998
Yeni bir bin yılın başlangıcı
Arrival of new millenium
Galatasaray
UEFA Kupası’nı Kazandı
Galatasaray
win the UEFA Trophy
Dedeman Silk Road Tashkent
2003
Türkiye Eurovision birincisi
Turkey wins Eurovision
Song Contest
Dedeman Palandöken
Ski Lodge
2005
Dedeman Konya Hotel &
Convention Center
2006
Dedeman Şanlıurfa
2007
Fatih Akın Cannes’da En İyi
Senaryo Ödülü’nü kazandı
Fatih Akın wins the Best
Scenario Award at Cannes
Dedeman Princess Sofia
2008
Dedeman Trimontium
Princess Plovdiv
2008
Dedeman Damascus
2009
Dedeman Palmyra
2009
Dedeman Aleppo
2009
Dedeman Gaziantep Hotel &
Convention Center
2009
Kate ve William evliliği
The marriage of Kate and
William
Dedeman Zonguldak
Açılış / Opening 2011
Dedeman Edirne
Açılış / Opening 2011
45 YILLIK DEDEMAN OTELCİLİK SERÜVENİNİN LİDERİ
MEHMET KEMAL DEDEMAN…
14
Çevresindekilerin deyimiyle “söz ağası” , yazmayı hayatından esirgemeyen, her lafı uyaklara
sokmayı seven bir isim Mehmet Kemal Dedeman, nam-ı diğer hayatını sayısız başarılarla
doldurmuş Dedeman Otelleri’nin kurucusu, tam 45 yıl önce 6 Haziran 1966’da Ankara’da
adımları atılan Dedeman Ankara Oteli...
Aslında Özdedeoğlu olan Mehmet Kemal Bey’in soyadı, aile isimlerine atıflarda bulunan
“Dedeman” olarak, bu otel zincirinin kuruluşuyla beraber değişiyor. Dedeman Otelleri’nin
ambleminde bulunan kartal figürü ise, her zaman gurur duyduğu memleketi Kayseri’nin Aladağlar
ilçesinde bulunan Kartal Tepesi’nden geliyor.
“Otelcilik aslında bir hizmet dalı, misafir ağırlayacaksın
Şartlar ne olursa olsun misafire bakacaksın, baktıracaksın” 1990
İnsana hizmet, ibadet etmektir düşüncesiyle iş hayatına yön veren Mehmet Kemal Dedeman,
otelcilik işinde “İhtisasa hürmet” ve “Misafirimiz her zaman haklıdır” prensiplerini de benimsemişti.
Bir konuşmasında “Müşterilerimizi evimizdeki misafir olarak kabul ederiz ve mümkün olan oranda
onların kendi evlerinde gibi hissetmelerini sağlarız. Bu anlayış her zaman her noktada değişmez
bir değerdir.” demiştir. Misafirlerine kendi isimleriyle hitap etmenin önemini de her zaman
vurgulayan Mehmet Kemal Bey, ancak böyle bir iletişim ile kurulan bağın güçlü olacağını savunur,
kendi otellerinden vazgeçmeyen konuklarının bu nedenle burada olduklarını belirtirdi.
Mehmet Kemal Dedeman aşırı çalışkanlığı ve iş tutkusuyla da bilinirdi. “Üstüme güneş
doğmamıştır.” sözüyle her gün erkenden kalktığını belirten ve işe erken başlamanın bereketi
getirdiğini söyleyen Mehmet Kemal Bey, günde en fazla 4-5 saat uyur, buna rağmen her daim
enerjik olurdu. Bu bitmek bilmeyen enerjisiyle, bir patron olarak, yanında çalışanlara her zaman
örnek olmuştur. Onu tanıyanların söylediğine göre iş tutkusunun yanı sıra, gür sesi, heybetli yapısı
ve otoriter kişiliği de iş hayatına damga vuran diğer özelliklerinden olmuştur.
“Mükemmel yoktur, tekâmül vardır.”
Her zaman gelişmeye açık olunmasının önemini belirten Mehmet Kemal Dedeman’a göre
üstesinden gelinemeyecek sorun yoktu. Bir sorunla karşılaştığında, telkin yoluyla sorunları
çözebileceğine kendini inandırır “Yakınmayı bırak, yekinmeye bak.” diyerek harekete geçerdi.
Yeniliklere, değişikliklere her zaman açık bir insan oldu, yeni şeyler öğrenmenin peşini asla
bırakmadı. “Torunlarımla arasında asla tercüman olsun istemem.” diyen Mehmet Kemal Bey,
zamanından uzak kalmayarak, başarı çizgisini hep yukarılara taşıdı.
Dedeman Otelleri’nin günümüzdeki başarısının temel taşını oluşturan Mehmet Kemal Bey’i,
45. yılımızda saygıyla anıyoruz…
“Otellerimize gelenlerin müşteri değil, misafir olduklarını her zaman herkese telkin etmişimdir.”
1966 – Mehmet Kemal Dedeman
15
MEHMET KEMAL DEDEMAN,
16
THE LEADER OF 45 YEARS’ DEDEMAN STORY
17
Known as a “master of words” by those around him, Mehmet Kemal Dedeman, also known as
the founder of the ever-successful Dedeman Hotels, was someone who always incorporated
writing into his life and who enjoyed poetry. Dedeman revealed just how strong the 45-yearold hotels chain is… Perhaps the most important step in this history was the establishment on
June 6, 1966, exactly 45 years ago, of the Dedeman Hotels in Ankara...
Mehmet Kemal Bey’s last name, which was originally Özdedeoğlu, changed with the founding
of this hotel chain into “Dedeman,” which alludes to his family name. The eagle figure on
Dedeman Hotels’ emblem comes from the Kartal Hill in the Aladağlar province of Kayseri,
Dedeman’s homeland of which he was ever proud.
Mehmet Kemal Dedeman was also known for his extreme assiduousness and his passion for
work. Mehmet Kemal Bey said that he woke up early each morning with the words “the sun
has not risen over me,” and that starting work early brings abundance.” In spite of sleeping for
only 4-5 hours at the most each day, he remained ever energetic. With his ceaseless energy,
he always set an example for his colleagues as a boss. According to those who knew him,
qualities that characterized him include his rich voice, statuesque appearance and domineering
personality, in addition to his passion for what he did.
“Hotel management is actually a service branch; you have to host guests
You have to look after or have others look after the guest, no matter what the circumstances” 1990
Mehmet Kemal Dedeman knew the importance of always being open to improvement;
according to him, there was no problem that could not be solved. When he faced a conflict,
he would make himself believe that he could resolve it with his calm manner and take
action, saying, “Stop whining. Start being certain.” He was someone who was always open to
innovation and change, never giving up on learning new things. “I would never want there to
be a translator between my grandchildren and myself,” Mehmet Kemal Bey said; he constantly
strove to achieve more while staying close to the present.
In our 45th year, we respectfully commemorate Mehmet Kemal Bey, who was the cornerstone
of Dedeman Hotels’ success today…
Having shaped his career based on the belief that serving people is a kind of worship, Mehmet
Kemal Dedeman had also embraced the principles of “respecting expertise” and “our guest is
always right.” In one speech, he said, “We consider our customers our guests at home, and we
make sure they feel as much at home as they possibly can. This approach is an unchanging value
everywhere, all the time.” Mehmet Kemal Bey always emphasized the importance of referring
to his guests by their names, defending that only a relationship formed through communication
such as this can be strong and that this is why his regular guests always prefer his hotel.
“There isn’t perfection. There is evolution.”
“Those who come to our hotels are not our clients, they are our guests.”
1966 – Mehmet Kemal Dedeman
20
21
Rising
Destinations
Every other day a new country is added to the “no
visa required” list. Russia is now one of those countries
which will allow you to travel without a visa. The holiday
plans that are in demand in Russia are river tours. One of
the tours that starts in St. Petersburg and ends in Moscow is
a great opportunity as an introduction to Russian Culture
as well as being completely relaxing.
Russia
Yükselen Destinasyonlar
Her geçen gün vize uygulanmayan ülkelere bir
yenisi daha ekleniyor. Rusya da vizenin kalkmasıyla
rahatlıkla gidebileceğiniz ülkelerden. Bu ülkede
en çok revaçta olan tatil planlarını ise nehir turları
oluşturuyor. Özellikle St. Petersburg’dan başlayan
ve Moskova’ya kadar uzanan nehir yolculuklarında,
hem Rus kültürü ile tanışabilir, hem de kış boyu
yorulan ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.
Rusya
Sveti Stefan Island A neighbor to Croatia and located in
Montenegro, the Sveti Stefan Island is soon to become a
destination in demand. The Aman hotel chain has bought
the villa that the Montenegro King used to spend his
summers in, transforming it into a luxurious hotel turning
the island into a heavenly holiday spot.
Another trend of this year is the cheap but equally
luxurious Middle Eastern tours. Following the endless rain
and cold that has had us seeking out the sun, these tours of
Egypt are guaranteed to warm you to your core.
Egypt
Hırvatistan’ın komşusu Karadağ,
nam-ı diğer Montenegro’da bulunan Sveti Stefan
adası yeni yeni yükselen destinasyonlardan bir tanesi.
Aman otel zincirinin Montenegro Kralı’nın yazlarını
geçirdiği villa’yı alarak lüks bir otel haline getirdiği
ada bambaşka bir tatil cennetine dönüşmüş
durumda. Deniz ve güneş tutkunlarının vazgeçilmezi
olmaya hazırlanan bu ada, hem ruhunuza hem
bedeninize iyi gelecek.
Sveti Stefan Adası
Bu yazın diğer trendlerinden bir tanesi de
ucuz ama bir o kadar da lüks olan Ortadoğu
turları. Bu sene bitmek bilmeyen yağmurlardan
ve soğuklardan usananlar için düzenlenen Mısır
turları deyim yerindeyse kemiklerinizi ısıtacak
seçeneklere sahip. Hem Anadolu medeniyetlerinin
tarihine tanıklık etmenize, hem de çöl safari
turları ile maceracı ruhunuzu ortaya çıkarmanıza
yardımcı olacak bu turlar, hayatınız boyunca
unutamayacağınız anılarınız arasına girmeye aday.
Mısır
22
Yunan Adaları Yazların vazgeçilmez bir seçeneği
olan mavi turlar sayesinde bu yaz en çok tercih
edilecek rotalardan bir tanesi de mitolojisiyle,
tarihiyle, masmavi denizi ve yemyeşil doğasıyla
bir cenneti andıran Yunan Adaları. Hem yakın
olması, hem de vize engelinin bulunmaması ile
cazip hale gelen bu adalara düzenlenen mavi turlar
ile hem engin denizlerde yol alacak, hem de huzur
bulma fırsatını yakalayacaksınız.
Dubrovnik Vizesiz gidebileceğiniz yerlerden başka
bir tanesi de Dubrovnik. Hırvatistan’ın Adriyatik
Denizi sahilinde bulunan bu küçük ama sevimli
şehir, geçen sene olduğu gibi bu senenin de
gözde destinasyonlarından bir tanesi. Avrupa’nın
en güzel tarihi kentlerinden biri ve Adriyatik’in
incisi olarak değerlendirilen Dubrovnik, bir yandan
tarihi havayı solurken diğer yandan doyasıya yüzme
imkânı bulabileceğiniz olağanüstü bir kent.
Yorucu iş yaşamından uzaklaşmak
istediğinizde doğaya dönmek hem bedeninizi hem
ruhunuzu dinlendirir. Malezya’nın güneydoğusunda
bulunan Mabul Adası, bu tür doğa kaçamakları
arayanlar için tam bir cennet. Pırıl pırıl denizi ve
bu denizin içinde bulunan birbirinden ilginç ve
nadide deniz canlılarıyla özellikle dalış yapmayı
sevenlerin uğrak noktası olan bu ada, 2011 yazının
en gözde destinasyonlarından bir tanesi.
Mabul Adası
23
Şehirdeki keşmekeşten uzaklaşmak
isteyenlerin muhteşem bir doğa ile huzur bulduğu
bir ada Lummi Adası. Tarihi mekânları, şirin
kafeleri ve restaurantları, birbirinden lezzetli deniz
ürünleri ise cabası. Yolu Washington’a düşenlerin
uğramadan geçmemesi gereken bu ada, tatilinde
sakinlik arayanların yükselen yeni tercihi.
Lummi Adası
Greek Islands The Blue Voyages that are an all time summer
favorite will be making major headway around the Greek Islands
that reflect heavenly attributes with their mythology, history,
deep blue sea and luscious greenery. The fact that it’s so
close as well as a no visa requirement, you will find yourselves
completely relaxed and cut off from any distractions as you sail
along the open sea.
Dubrovnik Dubrovnik is another place that you can go without
a visa. This small but charming city is on the coast of the
Adriatic Sea, Croatia. Besides last year, this year it is again
one of the favorite destinations. Dubrovnik is considered to be
one of Europe’s most beautiful historic cities and the pearl of
the Adriatic. It is a remarkable city where you can find the
opportunity to swim in a beautiful sea while enjoying history.
Mabul Island To relax our body and soul we mostly prefer to
turn to the nature. Mabul Island in southeast Malaysia is a
heaven for people who are seeking nature getaways. With its
sparkling sea and interesting but rare sea creatures, this island is
a remarkable stopover especially for diving lovers.
Those who want to get away from the chaotic
life of the city can find a wonderful peace with the nature
that Lummi Island has. Historical places, pretty cafes and
restaurants, delicious seafood are other charming features of this
lovely island. If you stop by in Washington, you ought to visit
this island which is calm holiday-seekers’ rising new choice.
Lummi Island
DQ
24
YAZI- BY M Ü G E ŞEN EL E SAT OĞL U
SEYAHAT-TRAVEL
Antalya’da
Macera
Güzel havası ve masmavi deniziyle yıllardır yerli ve yabancı turistlerin
gözdesi olan Antalya’nın aktif yönünü keşfedin. Son yıllarda alternatif
turizm açısından da önemli bir merkez haline gelen Antalya’nın çok fazla
bilinmeyen maceracı yönünü sizler için araştırdık…
Adventure In
Antalya
Discover the active side of Antalya, which has been a favorite of locals and
tourists alike for many years thanks to its fresh air and blue sea. The city
has also become an important center for alternative tourism in recent years.
We looked into the little-known adventurous side of Antalya for you…
Toroslar’da Safari Keyfi
Kemer’den Toroslar’a günübirlik cip safari
turları, bu konuda uzmanlaşmış acentalar
tarafından organize ediliyor. Çeşitli uluslardan
onlarca insanın katıldığı bir konvoyla şenlik
havasında gerçekleştirilen safari turları
hareketli ve de çok eğlenceli. Pek çok seyahat
acentası tarafından sunulan safari turlarının
içerikleri birbirine benziyor. Şehir içerisinde
diğer araçlar ile birlikte grup oluşturarak
yola çıkmadan önce buluşma noktasında, tur
güzergâhı ve diğer önemli konularla ilgili bilgi
veriliyor. Daha sonra cipler ile yüz kilometreyi
aşan parkur için yola çıkılıyor. Kemer’den
Beydağları’na doğru hareketle başlayan
safarinin, asıl keyifli tarafı asfalt yerini toprak
yola bıraktıktan sonra başlıyor.
The Joy of Safari in the Taurus Mountains
The daily jeep safari tours that go from Kemer to
the Taurus Mountains are organized by agencies
that have become experts in this field. These
vigorous and fun safari tours, which have the air of
a convoy festival, are held with tens of people from
various countries. These safari tours are offered
by many travel agencies and contain more or less
the same things. Prior to forming a group with the
other vehicles within the city and then departing,
information is given at the meeting point regarding
the tour’s route and other important subjects.
Afterwards, jeeps make their way to the racetrack
that exceeds 100 kilometers. The truly enjoyable
part of the safari, which starts out in Kemer and
extends out towards Beydağları, begins after the
asphalt turns into unpaved road.
25
Cable Ski’yle Su Kayağı Heyecanı
26
Tatil anlayışınızda maceracı bir ruh hali içersindeyseniz işte tam size göre bir macera:
Cable Ski.
Cable Ski, Alman mühendis Bruno Rixen’in 1959’da icat ettiği ve kısa sürede dünyanın
pek çok yerine yayılmış olan bir su sporu. Tekneyle çekilerek yapılan su kayağı yerine,
özel tasarlanmış çelik direklerden yapılan, su yüzeyinden 8-12 metre yüksekliğe kurulu
bir kablo hattından sarkan iplerin çekmesiyle yapılıyor.
Antalya Havalimanı’na 38 kilometre uzaklıktaki Türkiye’nin ilk Cable Ski Parkı HipNotics, 200 dönümlük arazi üzerinde, 90 dönümlük 3 ayrı göletten oluşuyor. Göletler
toplamda 120,000 m3 su içeriyor. 350 metre uzunluğundaki ilk gölette, mono kayanlar
için bir slalom kursu bulunurken, ikinci gölette 7 adet rampa mevcut. Üçüncü gölet
ise yeni başlayanlar ve özel ders almak isteyenler için düşünülmüş. Göletlerin hepsinde
kablo makara sistemi mevcut. Tellere bağlı bir mekanizma sayesinde, motor gürültüsü
veya benzin kokusu olmadan göletlerin üzerinde su kayağı ve wakeboard yapılıyor.
Teleski’ye benzer mantıkla çalışan Cable Ski’de, sporcuların hızı saatte en az 20, en
fazla 65 kilometre gidecek şekilde ayarlanıyor. Gölette 12 kişi aynı anda kayabiliyor.
Kablo saatte 28 kilometre hızla döndüğünde, 800 metrelik bir parkurda her bir kayakçı
parkuru iki dakikada tamamlıyor.
Tesiste kaymaktan sıkılanlar göletlerde yüzebiliyor. Ayrıca çocuklar için de park
bulunuyor. Hem eğlenmek, hem de wakeboard hareketleri yapmayı denemek isteyenler
trambolini tercih ediyorlar. Su kayağı sporları dışında tesiste basketbol, plaj voleybolu,
kaykay pisti, langırt ve masa tenisi gibi farklı etkinlikler de yapılıyor.
27
The Thrill of Water Skiing with Cable Ski
If you’re the kind who’s searching for a thrilling vacation, this adventure is just for you:
Cable Ski.
Cable Ski is a water sport that was invented in 1959 by German engineer Bruno Rixen
and that quickly became popular around the world. Instead of being pulled by a boat,
however, skiers use ropes that dangle from a cable line built 8-12 meters above water
level and made out of specially designed steel poles.
Turkey’s first Cable Ski park Hip-Notics, located 38 kilometers away from the Antalya
Airport, is spread out over 200 acres, with 3 ponds that each take up 90 acres. These
ponds include a total of 120,000 m3 of water. The first pond, which is 350 meters
long, features a slalom course for those skiing mono, while the second pond has 7 ramps.
The third pond is set aside for beginners and those who want to take private lessons. All
of the ponds feature a cable reel system. Thanks to a mechanism attached to the wires,
you can enjoy water skiing and wakeboarding in the ponds without loud motor noises or
the smell of gasoline.
Cable Ski is similar in idea to Teleski, and the athletes’ speed is arranged to be at least
20 kilometers an hour and at the most, 65. 12 people can ski at once in the pond.
When the cable spins at 28 kilometers an hour, each skier completes the 800-meter
racetrack in 2 minutes.
Those who get tired of skiing are invited to swim in the ponds. There is also a park
for children. Those who want to have fun while trying out wakeboarding moves
prefer the trampoline. In addition to water skiing sports, the facilities allow for
different activities such as basketball, beach volleyball, skateboarding, foosball and
table tennis.
The facilities are open 12 months out of a year, and visitors include foreign
tourists who are there daily as well as professionals. For now, Turks are not seen
regularly at Hip-notics, yet the company aims to bring Cable Ski tourism to
Turkey and contribute to the development of water skiing in our country.
28
Hip-notics Water Skiing Center
Address: Manavgat Street Koprulu Kanyon Crossroad Antalya
Tel: 0 242 762 32 34
www.hip-notics.com
Discover the Freedom Hidden in the Wind
Paragliding emerged in the early 1980s as an extreme sport when several pioneers
began jumping off slopes with parachutes. In time, the aerodynamic structure of
parachutes developed, as did their performance abilities; they became vehicles,
separate from free parachutes, whose purpose was flight.
Paragliding training begins with theory, which includes subjects such as equipment
knowledge, aerodynamics, flight technique, macro and micro meteorology. Ground
training is given after theoretic training; the purpose of ground training is to
further the students’ parachute reflexes while on the ground and to teach them
the basic movements. Students who complete ground training take about 20-30
beginners’ flights from hills that are 30-40 meters tall.
Yılın 12 ayı boyunca açık olan tesisin ziyaretçileri arasında hem günübirlik gelen
yabancı turistler hem de profesyoneller var. Türklerin ilgisi şimdilik çok sınırlı.
Hip-notics, Cable Ski turizmini Türkiye’ye taşıyor hem de ülkemizde su kayağının
gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor.
Hip-notics Su Kayağı Merkezi
Adres: Manavgat Yolu Köprülü Kanyon Kavşağı Antalya
Tel: 0 242 762 32 34
Rüzgarda Saklı Özgürlüğü Keşfedin
Yamaç paraşütü, birkaç yenilikçi havacı tarafından 1980’li yılların başlarında
serbest paraşütlerle yamaçlardan koşarak kalkmalarıyla başlayan bir ekstrem spor
türü olarak ortaya çıktı. Zamanla paraşütlerin aerodinamik yapılarının gelişmesiyle
birlikte performansları da arttı ve serbest paraşütlerden ayrılarak amacı uçuş olan
bir araç haline geldi.
Yamaç Paraşütü, dağ ya da tepe gibi bir yükseltinin yamacından koşarak
havalanabilen, hava şartlarına bağlı olarak kalkış noktasından daha da yüksek
irtifalara çıkabilen ayrıca keskin dönüş ve istenen noktaya kolayca inebilen oldukça
güvenli bir hava aracı. Kanat şeklini alan paraşüt birkaç adımlık koşu sonrasında
yerden kesiliyor ve uçuş başlıyor.
Yamaç paraşütü eğitimi önce teoriyle başlıyor. Teorik eğitimde; malzeme bilgisi,
aerodinamik, uçuş tekniği, makro ve mikro meteoroloji gibi konular anlatılıyor.
Teorik eğitimin ardından geçilen yer eğitiminin amacı öğrencilerin yerde
paraşütle ilgili olan reflekslerinin gelişmesini sağlamak ve onlara temel hareketleri
29
30
öğretmek. Yer eğitimini bitiren öğrenciler önce
30-40 metre yükseklikteki tepelerden 20-30 civarı
başlangıç uçuşu gerçekleştiriyorlar.
Yamaç paraşütü, tandem adı verilen çift kişilik
paraşütlerle de yapılabiliyor. Macera tutkunları,
tecrübeli pilotlar eşliğinde Toroslar’ın zirvesinden
Akdeniz’in kumsallarına süzülerek inebiliyor ve
doğanın yeşili ile denizin mavisinin buluşmasını
gökyüzünden izlemenin ayrıcalığını yaşayabiliyorlar.
Tandem uçuşları için tecrübeniz olması gerekmiyor;
yapmanız gereken tek şey kalkış sırasında birkaç
adım atarak koşmak. Bu atlayışlar için gerekli tüm
ekipmanlar da hizmet veren şirketler tarafından
sağlanabiliyor.
Yamaç paraşütü yapanlara unutulmaz anlar yaşatan
atlayış, Adrasan’ın 980 metre yüksekliğindeki
Odunluk tepesinde başlıyor; yaklaşık 25 dakikalık
uçuş sonrasında Adrasan, Mavikent ya da Karaöz
sahilinde sona eriyor. Böylece yamaç paraşütü
meraklıları hem uçmanın mutluluğunu yaşıyor,
hem de bakir koyları havadan görme imkânına sahip
oluyorlar.
Dedeman Antalya Hotel & Convention Center
Dedeman Park Antalya
31
Paragliding can also be done with two-person
parachutes, called tandems. Adventure-seekers,
accompanied by experienced pilots, can glide down from
the peak of the Taurus Mountains to the beaches of the
Mediterranean and experience the privilege of watching
the green of nature meet with the blue of the sea as
they’re floating in the sky.
You don’t need any experience for tandem flights; all
you need to do is take a few steps and then run during
takeoff. All of the necessary equipment for these jumps
may be obtained from the companies that offer their
services.
The jump lets those who are paragliding experience
unforgettable moments, starting at the Odunluk hill of
Adrasan, which has a height of 980 meters. The nearly
25-minute flight comes to an end in the Adrasan,
Mavikent or Karaöz beach. This way, paragliding
enthusiasts get to experience the joy of flying while they
also have a chance to view virgin coves while suspended
in the air.
Nerede Kal›n›r?
Dedeman Antalya Hotel & Convention Center
Lara Yolu 07100 Antalya, Türkiye Tel: +90 (242) 310 99 99
Denizi, muhteşem doğası ve kültürel etkinlikleriyle yaz aylarının vazgeçilmez adreslerinden biri olan
Antalya’da bulunan Dedeman Antalya Hotel & Convention Center, bu şehirde konaklamak isteyenler
için en iyi adres. Antalya Havaalanı’na 15 kilometre, otogara ise sadece 13 kilometre uzaklıkta olan otel,
şehrin merkezindeki konumuyla yurt dışından ve yurt içinden tatile gelenlerin buluşma noktası.
Dedeman Park Antalya
Dedeman Antalya Hotel & Convention Center’ın hemen karşısında bulunan Dedeman Park Antalya,
modern mimariyle tasarlanmış 48’i superior, 6’sı dublex, 10’u süit olmak üzere toplam 64 odası,
misafirlerini rahat ettirmek adına sunduğu özel hizmetleriyle unutulmaz bir tatil geçirmek isteyen
herkesi bekliyor.
Where to stay?
Dedeman Antalya Hotel & Convention Center
Lara Road 07100 Antalya, Turkey Tel: +90 (242) 310 99 99
With its sea, marvellous nature and cultural activities, Antalya is one of the indispansable places of the
summer and Dedeman Antalya Hotel & Convention Center is the best address for the visitors of this city.
The hotel is situated 15 kilometers from the Antalya Airport and 13 kilometers from the intercity coach
terminal. With its place in the heart of the city, it is the meeting point of both local and international
travelers.
Dedeman Park Antalya
Dedeman Park Antalya is located just opposite Dedeman Antalya Hotel & Convention Center.With its
modernly designed 48 superior, 6 dublex, 10 suit in total 64 rooms and special offers to make the guests
feel at home, Dedeman Park Antalya welcomes all the guests to an unforgettable holiday.
DQ
32
HOBİ-HOBBY
1960’LI YILLARIN VAZGEÇİLMEZ
Otomobilleri
33
THE UNFORGETTABLE
cars of the 1960’s
1964 Porche 911
1965 Ford Mustang
1960
yıllar The Beatles’ın,
uzay çalışmalarının, hippi
kuşağının olduğu kadar,
arabaların da en çok gündemde olduğu zaman
diliminden biriydi. Özellikle 1950’lerde
otomobillere karşı artan talep bu sektör içindeki
hareketliliği artırmış, yarış içerisindeki firmalar
kendini sürekli yenilemek ve geliştirmek zorunda
kalmış, bunlara paralel olarak da arabaların
çeşitleri ve fonksiyonları artmaya başlamıştı.
Bu döneme damgasını vuranlar ise “Big Three”
olarak anılan ve otomobil sektöründe öncü
olmaya hala devam eden General Motors, Ford
ve Chrysler olmuştu. “Muscle car” olarak tabir
edilen 2 kapılı ve yüksek performanslı arabalar
ise bu dönemin en tipik arabalarıydı şüphesiz.
Bu yılların arabalarının en önemli farkı ise
tasarımlarından geliyordu. Özellikle yarışlarda
The
1960’s were famous for The Beatles,
developments in space, the hippy
era and cars. The demand for cars really grew
following the 1950’s kick starting the sector into
motion, forcing rival companies to constantly renew
and develop, which resulted in a wide range of cars
with many more functions. General Motors, Ford
and Chrysler were the leading car companies known
back then as the “The Big Three” and continue to
be recognized as the leading brands. The 2 door,
high performance car known as the “Muscle car” was
undoubtedly the typical car of that time.
The biggest difference concerning the cars of that
time was the designs. There were ideal cars for each
situation. For example, a Porsche 911 was preferred
34
kullanılan Porsche 911 yansıttığı lüks için tercih edilirken,
Ford’un Falcon’dan etkilenerek tasarladığı Mustangler
ise şık ama uygun fiyatlı araba arayanlar için idealdi.
Dodge ise ortayı bulmuş, hem lüksü hem de kullanışlılığı
bir araya getiren Charger adlı modellerini piyasaya
sürmüştü. Sadece 2 koltuğa sahip Lamborghini Miuralar
bu tasarımları sayesinde kendilerine alıcı bulurken, minik
boyutlarıyla 1960’lı yılların hemen başında ortaya çıkan
Morris Mini Cooperlar tasarım anlayışını baştan sona
değiştirecek bir etki yaratmıştı.
60lı yılların arabaları elbette ki burada saydıklarımızla
sınırlı değil. Bu dönemde üretilmiş, her biri birbirinden
farklı özelliklere sahip onlarca model var. Artık birer
klasik olarak değerlendirilen bu arabalar meraklıların
gözdesi olmaya devam ediyor.
1966 Lamborgini Miura
Bu yıllara ait otomobilleri
almak hatta bulmak hiç
kolay değil… Ancak
bu modellerin birebir
ufaltılmış hallerine sahip
olabilir, belki de güzel bir
koleksiyonun başlamasını
sağlayabilirsiniz.
Fotoğraflardaki modeller ve
daha fazlası için
www.dekalo.com sitesini
ziyaret edebilirsiniz.
for luxury, a Mustang that was inspired by Falcon but
designed by Ford was elegant but also had a suitable price.
Dodge however managed to find the middle ground by
creating Charger which was a car that was both luxurious
and convenient. There was a demand for the two-seater
Lamborghini Miura but it’s the Morris Mini Coopers that
were released at the beginning of the 1960s that really
changed the understanding of design.
The cars of the 1960s are obviously not limited to the
ones stated above. There are thousands of models that were
created during this time and each with different functions.
Now each one is considered to be a classic and their
popularity continues among enthusiasts.
1966 Dodge Charger
35
It’s nearly impossible to
buy or even find any of
the cars of this period...
However you may choose
to collect the small
model versions of them
and maybe even start a
collection. For
further information about
these cars and more visit
www.dekalo.com.
Dedeman Hotels&Resorts
International Kurumsal
Şefi Hüseyin Bölük
Çalışma hayatına Platan Green Oteli
Marmaris ’de Mutfak bölümünde
başlayan Hüseyin Bölük, sırasıyla
Çınar Catering’de Demi Chef,
Radisson SAS Istanbul’da Chef de
Partie, Kempinski Barboros Bay
Oteli’nde Sous Chef görevlerinde
bulundu. Son olarak Kempinski
Barboros Bay Oteli’nde Baş Aşçı
olarak görev yapan Bölük, yaklaşık
1 yıldır Dedeman Hotels&Resorts
International Kurumsal Şefi olarak,
otel misafirlerine birbirinden leziz
alternatifler sunuyor.
Dedeman Hotels &
Resorts International
Corporate Chef
Hüseyin Bölük
Having begun his career in the
kitchen of Platan Green Hotel
Marmaris, Hüseyin Bölük later
worked as Demi Chef for Çınar
Catering, Chef de Partie at Radisson
SAS Istanbul and Sous Chef at
Kempinski Barbaros Bay Hotel. Bölük
last worked as Assistant Executive
Chef at Kempinski Barbaros Bay
Hotel. For nearly a year, he has been
offering special guests delectable
alternatives as the Corporate Chef
of Dedeman Hotels & Resorts
International.
Dedeman
Mutfağından
Lezzet
Taşıyor…
Yaz kapıda! Bir yandan sağlıklı beslenmenin
bir yandan da leziz yemekleri tadımlamanın
yolu Dedeman Otelleri’nde mümkün.
The Dedeman
Kitchen is
packed with
flavor…
Summer is at the door! Make your way to the
Dedeman Hotels as there is way of eating delicious
food while at the same time trying to stay healthy.
37
38
Zeytinyağlı
dolma tabağı:
Kuru incirli domates dolması
& Vişneli kuru patlıcan
dolması & Kestaneli
Yaprak sarma
Zeytinyağlı, Türk mutfağının vazgeçilmez seçeneklerinden. Hele ki
dolma konusunda bizden iyisi yoktur demek yanlış olmaz. Ama bu
dolmalar başka… Kuru meyvelerin ve çeşitli baharatların tatları bu
kadar mı uyumlu olur? Siz de dolmanızla meşhur olmak istiyorsanız
buyurun tarifi…
Malzemeler
50 gr Pirinç, 200 gr Soğan, 50 ml Zeytinyağı, 10 gr Çam fıstık,
10 gr Kuşüzümü, 5 gr Kuru nane, ¼ bağ Taze nane,
5 gr Vişne komposto, 50 gr Limon, 10 gr Tuz, 5 gr Yenibahar,
5 gr Kimyon, 3 gr Toz tarçın, 2 adet Salamura yaprak, 1 adet
Cherry domates, 2 adet Patlıcan kurusu, 1 adet Kuru incir,
10 gr Kestane, ¼ bağ Taze nane, Yeteri kadar su
Yapılışı Kuru patlıcanı sıcak suda haşlayıp süzün. Domatesin
içini çıkarın. Yaprakları sıcak suda 1 saat kadar bekletin ve
sonra süzün. Şimdi tüm malzemelerimiz doldurulmak için hazır.
Dolmaların içini hazırlamak için öncelikle çam fıstığını 20 ml
zeytinyağı ile kavurun. İçine piyaz şeklinde doğranmış soğanları
ilave edin. Soğanlar iyice kavrulduktan sonra yıkanmış ve süzülmüş
pirinci ilave edin. Hepsini kavurduktan sonra üzerine baharatları
ve tuzu ilave edin. Pirincin yarısına gelecek kadar su koyduktan
sonra 4-5 dakika kısık ateşte, ağzı kapalı olarak pişirin. Domates
dolması için yeteri kadar içi alıp ayrı bir tencerede haşlanmış kuru
inciri ince doğrayıp karıştırın. Bir miktar daha su koyup kısık ateşte
biraz daha pişmesini sağlayın. (Domates diğerlerine göre daha kısa
zamanda pişeceği için onun içini daha fazla pişirmek gerekir.) İlk
tencerede kalan için yarısını rendelenmiş kestane ile, diğer yarısını
ise vişne ile karıştırın. Maydanoz ve taze naneyi ince ince kıyarak
tüm içlere eşit miktarda ilave edin ve karıştırın. Kuru patlıcanı
vişneli iç ile yaprak sarmayı kestaneli iç ile ve domatesi kuru
incirli iç ile doldurup pişmeye hazır hale getirin. Cherry domatesin
üzerine çok az şeker ve tuz atarak tatlandırabilirsiniz. Üzerine 5 ml
kadar zeytinyağı ve çok az miktarda su ilave edip önceden ısıtılan
fırında 180 derecede 5 dakika kadar pişirin, sonra da soğumaya
bırakın. Kuru patlıcana da çok az şeker, tuz, 10 ml zeytinyağı
ve yeteri kadar su koyup 180 derece fırında buhar ve kuru sıcak
kombinasyonu ayarında 25 dakika pişirin. Sonra soğumaya bırakın.
Yaprakları dolma içiyle sarın. Kapaklı bir tencerenin tabanına
herhangi bir tabağı ters kapatın. Üzerine yarım soğan, yarım
havuç ve limon dilimleri döşeyin. Doğradığınız sebzelerin üzerini
kalan yapraklarla kapatın ve sardığınız yaprakları dizin. Üzerine az
miktarda tuz ve şeker ilave edin. Yarım limon dilimlerinin kalanını
üzerine döşeyin. Üzerine 15 ml zeytinyağı ve dolmaların üstüne
çıkacak kadar su ilave edin. En son üzerine bir tabak daha
kapatın ki dolmalar kaynarken dağılmasın. En son tencerenin
kendi kapağını kapatıp kısık ateşte 45 dakika kadar kontrollü
şekilde kaynatın. Sarmalar piştikten sonra tencereden çıkarmadan
soğutun ki sarmalarınız kararmasın.
Plate of stuffed
aubergine, tomato,
grape leaves in
olive oil
Olive oil dishes are a core section of Turkish cuisine, and
anything stuffed is pretty much one of our fortes. However these
ones are a little different...The perfect balance between these
dried fruits and mixed herbs is breathtaking. If your looking to
make a name for yourself then try this recipe...
Ingredients
50 gr Rice, 200 gr Onion, 50 ml Olive oil, 10 gr Pine nuts, 10
gr Currants, 5 gr Dried mint, ¼ bunch Fresh mint, 5 gr Cherry
Compote, 50 gr Lemon, 10 gr Salt, 5 gr Pimento, 5 gr Cumin,
3 gr Powdered cinnamon, 2Pickled leaves, 2 Dried aubergines,
1 Cherry tomatoes, 1 Dried Figs, 10 gr Chestnut, ¼ bunch
Fresh mint, Water (According to need)
Preparation Boil the dried aubergine in hot water, then drain.
Remove the insides of the tomatoes. Leave the leaves in hot
water for an hour, then drain. Now all the ingredients are ready
to be stuffed. First off, roast the pine nuts in 20ml of olive oil
and then add the onions that have been thinly sliced. Once
the onions are nicely cooked add in the washed and drained
rice. Once all of it has been cooked add the spices and salt.
Add enough water to cover the rice half way and then cover
and over a low heat cook for 4-5 minutes. For the stuffed
tomatoes, take enough mixture and mix in with the pre-boiled
and smaller cut fig. Add a little more water and continue to
cook a little longer (Compared to the other ones tomatoes
cook very quickly so that’s why we need to cook the inside a
lot longer). Separate the mixture in the first pan into two and
add grated chestnut to one and the cherry to the other. Finely
chop the parsley and fresh mint and distribute evenly to all the
mixtures. Stuff the aubergine with the cherry mixture, the grape
leaves with the chestnut mixture and the tomatoes with the fig
mixture. You may choose to add a little sugar or salt to your
stuffed tomatoes. Drizzle 5 ml of olive oil and add a little water
and place in a 180 degrees pre-heated oven for 5 minutes then
leave to cool. Add a little sugar, salt, drizzle 10 ml of olive oil
and enough water over the dried aubergines and place in the
preheated oven set to the steam and bone dry setting and cook
for 25 minutes. Then leave to cool. Wrap the leaves around the
mixture. Place any sort of plate upside down on the roof of a
casserole with a lid. Place half an onion, carrot and lemon slices
on top. Cover this with the remaining leaves. Add a little salt and
sugar and then place the remaining lemon slices on top. Drizzle
15 ml olive oil and enough water to cover the stuffed leaves and
then place another plate on top so that they don’t fall apart.
Finally cover the casserole with its own lid and over a low heat
boil for 45 minutes. After they’re cooked let them cool inside the
casserole so that they don’t darken.
Zeytinyağlı dolma tabağı: Kuru incirli
domates dolması & Vişneli kuru patlıcan
dolması & Kestaneli Yaprak sarma
Plate of stuffed aubergine, tomato, grape
leaves in olive oil
39
40
41
Ispanaklı, Ricotta peynirli
kadayıf böreği: Hafif
domates sos ve taze nane
dip ile
Spinach, Ricotta Cheese
Kadayıf Pastry: With a light
tomato sauce and fresh
mint dip
Kadayıf denince akla tatlı gelse de Dedeman’da başka bir
amaçla da kullanılıyor. Hem görselliği hem de nefis tadıyla
hafızalara kazınan kadayıf böreği, baharat ve peynirin ne denli
uyumlu olduğu, içindeki diğer malzemelerin de etkisiyle gözler
önüne seriliyor.
Although Kadayıf is usually used for sweet dishes, it’s used
in Dedeman for something else. Both visually and taste wise
the Kadayif pastry holds within it a beautiful combination
of spice and cheese accompanied by the other ingredients
making it a delightful experience.
Malzemeler
Kadayıf Börek İçin: 15 gr Ricotto peyniri, 10 gr tereyağı,
40 gr mantar, 3 gr tuz, 80 gr ıspanak, 2 gr tane karabiber,
40 gr kadayıf
Nane Dip İçin: 30 gr süzme yoğurt, 1 diş sarımsak, ½ bağ
taze nane, yeteri kadar tuz
Domates Sos İçin: 500 gr domates, 10 gr tereyağı, 10 gr
taze fesleğen, 5 gr tane karabiber, 10 gr tuz
Ingredients
Kadayıf Pastry 15 gr Ricotta cheese, 10 gr butter, 40 gr
mushrooms, 3 gr salt, 80 gr spinach, 2 gr peppercorns,
40 gr kadayıf
Mint Dip 30 gr strained yogurt, 1 tooth garlic, ½ bunch
fresh mint, Salt (Your preference)
Tomato Sauce 500 gr Tomato, 10 gr butter,
10 gr fresh Basil,
5 gr peppercorns, 10 gr salt
Yapılışı Soğan, mantar ve ıspanağı bir tavada tereyağı ile
sırasıyla soteleyin. Tuz ve değirmen karabiber ile tatlandırın.
Sonra suyu süzdürüp soğumaya bırakın. Soğuyunca 10
gr Ricotto peyniri ile karıştırın. Kadayıfları ince ve uzun bir
şerit halinde açın. Silidir bir kalıbın içerisine döşeyin. Kalınlık
ayarlamasını yaptıktan sonra 5 gr Ricotto peynirini sürerek
kadayıfın birbirini tutmasını sağlayın. Hazırladığınız ıspanaklı içi,
koyup kadayıfı kapatın. Üzerine hafif tereyağı koyarak önceden
ısıtılan fırında 180 derecede 10 dakika kadar pişirin.
Domates Sos Domateslerin kabuğunu soyup çekirdeklerini
çıkarın ve küp küp doğrayın. Bir tencereye tereyağını koyup
domatesleri bir müddet soteleyin. İçerisine biraz su ekleyin
ve suyunu iyice çekene kadar kısık ateşte pişirin. Daha sonra
ince kıydığınız fesleğenleri ekleyip, tuz ve tane karabiberle
baharatlandırın.
Nane Dip Naneyi ve sarımsağı ince kıyım doğradıktan sonra tüm
malzemeleri çırparak karıştırın.
Preparation In order sauté the onion, mushroom, spinach
and butter in a pan. Add flavour with salt and a pepper
grind. Then drain the water and leave to cool. Once cool
blend in the Ricotta cheese. Open up the kadayıf into long,
thin strips and place into a cylinder mould. Once you decide
on the thickness, spread 5 gr of Ricotta cheese to help the
kadayıf stick together. Add the spinach mixture and then
close the kadayıf. Brush a little butter over it and place in a
180 degrees pre-heated oven and cook for 10 minutes.
Tomato Sauce Peel off the tomato skins and discard the
seeds and then chop into squares. In a saucepan, add the
butter and tomato and sauté for a while. Add a little water
and cook on a low heat till all the water has been drawn.
Later add the chopped basil, salt and peppercorns.
Mint Dip Finely chop the mint and garlic and then add the
other ingredients and whisk.
Ispanaklı, Ricotta peynirli kadayıf
böreği: Hafif domates sos ve taze
nane dip ile
Spinach, Ricotta Cheese Kadayıf
Pastry: With a light tomato sauce
and fresh mint dip
Karides ile kaplanmış levrek
fileto: Fırınlanmış patates,
bebek ıspanak sotesi ve
tarhana sos ile
42
Balık ve karides…Deniz ürünlerinin vazgeçilmezleri. Peki Tarhana
soslusunu hiç duydunuz mu? Bu mükemmel lezzet anlatılmaz,
yaşanır…
Karides ile kaplanmış levrek fileto:
Fırınlanmış patates, bebek ıspanak sotesi
ve tarhana sos ile
Sea bass fillet encased in shrimps: oven
cooked potatoes, sauteed baby spinach
served with tarhana sauce
Malzemeler
Levrek fileto için: 1 adet levrek, 1 adet Jumbo karides, 5 gr
Krema, 1 diş sarımsak, ½ adet limon çubuğu, 1 adet limon,
10 gr tarhana, 1 dal taze fesleğen, 1 dal taze kekik, 1 adet
kurutulmuş domates, 10 gr yeşil kokteyl zeytin, 3 gr tane
karabiber, 5 gr taze kişniş, 10 gr tuz
Tarhana Sos için: 3 adet limon, 20 gr tarhana, 20 ml
zeytinyağı, 10 ml taze portakal suyu, 5 gr bal
Garnitür için: 1 adet İri boy patates, 1 adet domates, 120 gr
taze ıspanak, 50 gr soğan, 10 gr tereyağı, 1 diş sarımsak, 3 gr
tane karabiber, 5 gr Tuz
Yapılışı
Tarhana Sos Limonun kabuklarını soyun ve bir kabın içine sıkın.
Soyduğunuz kabukları limon suyunun içine bastırın üzerine ağırlık
koyarak 2 gün bekletin. Bekledikten sonra yumuşayan limon
kabuklarını, zeytinyağı, bal, portakal suyu ve tarhana ile mikserde
iyice çekerek sos haline getirin.
Garnitür Patatesleri soyun ve boydan 1,5 cm kalınlığında
doğrayın. Kenarlarını tıraşlayıp fritözde kızartın. Tuz ve değirmen
biberle tatlandırın. Domatesleri enlemesine 2’ye bölün. Düz
durması için alt taraflarını tıraşlayabilirsiniz. Çekirdekli kısmını
çıkarın. Sarımsakları dövüp domatesin üzerine ekleyin,
sonrasında tuz ve biberle tatlandırın. Ayrı bir tavada ıspanak ile
soğanı soteleyip üzerine ekleyin.
Levrek Fileto Kurutulmuş domatesi suda haşlayıp yumuşatın.
Levreğin filetolarını çıkarıp yıkayın. Kuruladıktan sonra uçlarından
belli miktar keserek büyüklüğünü ayarlayın. Kestiğiniz küçük
parçaların derilerini temizleyip miksere koyun. Sonra mikserin
içine krema, sarımsak, limon çubuğu, fesleğen, kekik, kuru
domates, tarhana ve kokteyl zeytinini koyun ve tüm malzeme
macun kıvamına gelene kadar çekin. Levrek filetoyu tuz,
değirmen karabiber, kişniş ve limon ile tatlandırıldıktan sonra
mikserde çektiğiniz fars karışımı filetonun üzerine sürün. Jumbo
karidesleri halka halka keserek levreğin üzerine döşeyin.
Karideslerin üzerine de yeteri kadar tuz ve karabiber ekleyin.
Balığı fırına vermeden önce derili tarafını teflon tavada 3 dakika
kadar pişirin. Sonra da önceden 180 derece ısıtılmış fırında 10
dakika boyunca pişirin. Patatesi garnitürün üzerine koyun ve
sosu üzerine ilave ederek servis yapın.
Sea bass fillet encased
in shrimps: oven cooked
potatoes, sauteed baby
spinach served with
tarhana sauce
Fish and shrimps, two of the preferred choices from the sea.
However, have you ever heard of them being served with
tarhana sauce? It’s impossible to describe it as one can only
experience it…
Ingredients
Sea Bass Fillet 1 sea bass, 1 Jumbo Shrimps,
5 gr cream, 1 tooth garlic, ½ lemon grass, 1 lemon,
10 gr tarhana, 1 sprig fresh basil, 1 sprig fresh thyme, 1
dried tomato, 10 gr green cocktail olive, 10 gr salt, 3 gr
peppercorns, 5 gr fresh coriander
Tarhana Sauce 3 lemons, 20 gr tarhana, 20 ml olive oil,
10 ml fresh orange juice, 5 gr honey
Trimmings 1 big potato, 1 tomato, 120 gr fresh spinach,
50 gr onion, 10 gr butter, 1 tooth garlic, 3 gr peppercorns,
5 gr salt
Preparation
Tarhana Sauce Peel the lemon peels and squeeze into a
bowl. Press the peels into the lemon juice and using a weight
and leave for 2 days. Then take the peels that will have gone
soft and put them in the mixer and blend with the olive oil,
honey, orange juice and tarhana into a sauce.
Trimmings Peel the potatoes and cut into 1,5cm long slices.
Shave the sides and fry them. Add salt and pepper. Chop
the tomatoes width wise. You may want to shave off their
bottom parts a bit so they stand. Remove the seeds. Crush
the garlic and add to the tomatoes and add salt and pepper.
In a pan sauté some spinach and onions and place on top.
Sea Bass Fillet Boil the dried tomatoes in water and soften.
Take out the sea bass fillets and wash. Once dry chop off
bits from the ends and determine size. Remove the skin from
the small parts you cut off and place in the mixer. Then add
cream, garlic, lemon grass, basil, thyme, dried tomatoes,
tarhana and the cocktail olives and blend till it becomes a
thick paste. Add salt, black pepper, coriander and lemon to
the fillets and then spread the mixture in the blender over
them. Cut the jumbo shrimps into rings and place over the
sea bass. Then add salt and pepper on the shrimps. Before
you place the fish in the oven, place the skin side down on
a Teflon pan and cook for 3 minutes. Then place in a 180
degree pre-heated oven and cook for 10 minutes. Serve
with the potato garnish and sauce.
43
Karamelize enginar tart: Ev yapımı
nar sorbe ile
Caramelized Artichoke Tart: With
homemade pomegranate sorbet
44
Karamelize enginar tart:
Ev yapımı nar sorbe ile
Enginar sevmeyenleri kolayca enginara alıştırabileceğiniz eşsiz
bir lezzet. Dışarıdan tatlı görüntüsüne sahip olan bu yemek
alternatifleriyle, karamelin enginarla gerçekleştirdiği harika
uyumuna şahit olacaksınız
Malzemeler
Karamel Sos İçin: 40 gr toz şeker, 15 gr tereyağı
Enginar Compot için: 4 adet donmuş enginar, 80 gr
karamelize şeker, 200 gr toz şeker, 300 gr su
Badem Kremi için: 20 gr yumuşak tereyağı, 20 gr pudra şekeri,
20 gr un, 20 gr irmik, 20 gr toz badem
Tart Hamuru için: 80 gr yumuşak tereyağı, 40 gr toz şeker
4 adet bütün yumurta, 120 gr un, 2 gr Varise vanillin stick,
4 gr portakal suyu tercihe bağlı kabuğunun rendesi de olabilir
Yapılışı
Karamel Sos Şeker ve tereyağını kısık ateşte, esmerleşene
kadar kaynatıp, ocaktan alın.
Enginar Kompot Tüm malzemeyi bir kapta yaklaşık 30 dakika
kadar kısık ateşte pişirin.
Badem Kremi Tüm malzemeyi mikserde 3 dakika yavaş, 2
dakika hızlı olacak şekilde çırpın.
Tart Bütün malzemeyi 2 dakika boyunca mixerde harmanlayın.
Yuvarlak bir kabın içine önce karamel sosu, sonra enginar
kompotu ekleyin, üzerine badem kremasını koyun. Son olarak
tart hamuru ile kapatıp 180 derece ısıtılmış fırında 20 dakika
kadar pişirin. Üzerine karamel jel sürün. Arzu ederseniz yanında
dondurma koyarak da servis yapabilirsiniz.
Caramelized Artichoke
Tart: With homemade
pomegranate sorbet
A great recipe that even artichoke haters, could get used to.
This tasty dish that appears like a dessert on the outside is an
ideal dish that manages this amazing blend between caramel
and artichoke.
Ingredients
For the Caramel Sauce 40 gr granulated sugar, 15 gr butter
Artichoke Compote 4 frozen artichokes, 80 gr caramelized
sugar, 200 gr granulated sugar, 300 gr water
Almond Cream 20 gr butter (Softened), 20 gr castor sugar
20 gr flour, 20 gr semolina, 20 gr powdered almond
Tart Pastry 80 gr butter (Softened), 40 gr granulated sugar,
4 whole eggs, 120 gr flour, 2 gr vanilla stick, 4 gr orange juice
or grated orange peel according to preference
Preparation
Caramel Sauce On a low heat allow the sugar and butter to
boil till brown then remove from heat.
Artichoke Compote On a low heat cook all ingredients in a pan
for 30 minutes.
Almond Cream Whisk the ingredients 3 minutes slowly and
then 2 minutes fast in the mixer.
Tart Blend all the ingredients in a mixer for 2 minutes. Into a
round tin first pour the caramel sauce, then add the artichoke
compote and then pour the almond cream. Finally cover with
the tart pastry and place in the oven pre-heated to 180 degrees
and cook for 20 minutes. Brush caramel gel over it. You may
choose to serve it with ice-cream.
45
DQ
46
KÜLTÜR&SANAT-CULTURE&ART
Festivaller mevsimi
Season of the festivals
Yaz ayları, birbirinden çeşitli festivallerle kapımızı çalmaya hazır… Yeni açılacak sergiler
sanat hayatımızı canlandırırken, birbirinden güzel konserler ve etkinlikler de bizlere keyifli
anlar yaşatacak. Her yıl tekrarlanan festivallerin yanı sıra bu yıl ülkemize ilk kez gelecek olan
dünyaca ünlü isimlerin konserleri de bu yaza damgasını vurmaya hazırlanıyor.
Summer is ready to knock on our doors with lots of festivals… New exhibitions will enlighten
our art life while concerts and other activities will lift our spirits. Besides our well-known
festivals, some bands will be in Turkey for the first time.
47
Rock’n Coke
Tekrar Evinde
Rock’n Coke
Returns Home
Bugün Türkiye’nin
en önemli rock
festivallerinden biri sayılan
Rock’n Coke, dopdolu bir
programla evine dönmeye
hazırlanıyor. Hayatına
Hezarfen Havaalanında
başlayan festival zaman
içinde farklı mekânlara
taşınmak zorunda
kalmıştı. Bu sene tekrar
Hezarfen Havaalanı’nda
düzenlenecek olan festival
16-17 Temmuz’da
gerçekleşecek.
Dünyanın en köklü rock
gruplarından biri olan
Mötorhead’in yanında
Limp Bizkit, Travis,
Skunk Anansie gibi önemli
gruplar bu sene Rock’n
Coke sahnesinde olacak.
Daha önceleri ülkemize
uğramış olan Moby ile
İstanbul’a ilk defa ayak
basacak olan Mogwai
de festivalin renkli
isimlerinden. Temmuz
ayının tam ortasında
gerçekleşecek bu festivalin
biletlerini Biletix’ten
edinebilirsiniz.
As one of the most important
rock festivals, Rock’n Coke
plans to return its home with
a terrific program. Festival’s
starting home was Hezarfen
Airport but over time, the
festival moved from place to
place. This year on 16th-17th
July it returns to its home to
host one of the biggest rock
bands Mötorhead and famous
groups like Limp Bizkit,
Travis, Skunk Anansie. The
festival will also host Moby,
who stopped by in İstanbul
once and Mogwai, a band
that’ll take stage in Turkey
for the first time. To join the
spirit that will take place in
the middle of July, do not
forget to get your tickets from
Biletix.
Rock’n Coke
16-17 Temmuz
Hezarfen Havaalanı
www.biletix.com
Rock’n Coke
16th-17th July
Hezarfen Airport
www.biletix.com
“Masum
Suretler”
İstanbul
Modern’de
48
İstanbul Caz
Festivali 18
Yaşında
İKSV’nin düzenlediği
ve yaz aylarının en
önemli festivallerinden
biri olan İstanbul Caz
Festivali bu sene 18.
yaşını kutlayacak. Farklı
alternatifler arayanlara
iyi bir seçenek sunan
festival 40’ın üzerinde
konser ile 300’ü aşkın
yerli ve yabancı sanatçıyı
ağırlayacak. Bu seneki
festivalin “A Strange
Place For Jazz – Caz İçin
Farklı Bir Yer” adında
farklı bir etkinliği de
olacak. Bu yeniliğin sebebi
ise yakın zamanlarda
kaybedilen ünlü caz
müzisyeni Esbjörn
Svensson’u anmak.
1-28 Temmuz tarihleri
arasında gerçekleşecek
olan festivalin biletleri
yine Biletix’ten temin
edilebilir.
İstanbul Caz Festivali
1-28 Temmuz
www.iksv.org
www.biletix.com
İstanbul
Jazz Festival
Celebrates 18th
Year
Organized by İKSV, İstanbul
Jazz Festival celebrates 18th
year. It is one of the most
important festivals that
takes place in summer. The
festival will be held between
1st-28th July with more
than 40 concerts, hosting
more than 300 local and
foreign musicians. This year
a new section will be added
to the festival. The section
“A Strange Place For Jazz –
Caz İçin Farklı Bir Yer” will
be an ode to recently died
famous Jazz musician Esbjörn
Svensson and it gets its name
from one of his albums. It
will be held on 9th July, in
an old shipyard in Golden
Horn. Tickets can be bought
from Biletix.
İstanbul Jazz Festival
1st-28th July
www.iksv.org
www.biletix.com
İstanbul Modern, yaza
bir fotoğraf sergisiyle
merhaba demeye
hazırlanıyor. “Masum
Suretler” adlı bu serginin
fotoğrafçısı ise değişik
çalışmalarıyla tanınan
fotoğrafçı Lale Tara. Bu
sergi ile bizi “mekânsızlık”
ve “zamansızlık”
kavramları üzerine
düşünmeye çağıran
fotoğrafçı, serideki
fotoğraflarının gerçeğin
iki boyutlu kopyaları
olduğunu belirtiyor
ve bu suretlerin hayal
dünyamıza dâhil olması
ile onların gerçekliklerini
ispatladığını iddia
ediyor. Merak edenler,
Lale Tara’nın bu farklı
sergisini 1 Haziran - 4
Eylül tarihleri arasında,
İstanbul Modern’in
Karaköy Antrepo No:4’te
bulunan binasında
görebilir.
Masum Suretler
1 Haziran – 4 Eylül
İstanbul Modern, Karaköy
Antrepo No:4
www.istanbulmodern.org
James Blunt
Türkiye’ye
Geliyor
İki Brit, iki World Music,
iki MTV Video Müzik,
bir MTV Avrupa Müzik
ödülü ve 5 Grammy
adaylığı bulunan İngiliz
müzisyen James Blunt,
çıkardığı “Some Kind
of Trouble” isimli yeni
albümünden sonra
turneye çıktı. Turne
kapsamında İstanbul ve
İzmir’de olmak üzere 2
konser de Türkiye’de
49
“Innocent
Surrogates” in
İstanbul Modern
This summer, İstanbul Modern
is planning to welcome summer
with a photography exhibition
named “Innocent Surrogates”.
The photographer of the
exhibition Lale Tara, is calling
us for a rethinking action about
the issues like “timelessness” and
“placelessness”. She insists on the
fact that these 2 dimensional
photographs in the show prooves
to be real once they have been
seen by anyone. Those who
interested in the stories told by
the artist, can see the exhibition
between the dates 1June – 4
September in İstanbul Modern,
Karaköy Antrepo No:4.
Innocent Surrogates
1st June– 4th September
İstanbul Modern, Karaköy
Antrepo No:4
www.istanbulmodern.org
James Blunt is
Coming to Turkey
Having Two Brit, two World
Music, two MTV Video Music,
one MTV Europe Music award
and 5 Grammy nomination,
English musician James Blunt
released a new album called
“Some Kind of Trouble”. He
is now touring worldwide and
he is coming to Turkey, too.
He will give two concerts; one
in Istanbul and one in Izmir.
With the songs like “Goodbye
My Lover”, “You’re Beautiful”
Simón Bolívar Orkestrası
Konserleri
8-9 Ağustos
Haliç Kongre Merkezi
www.biletix.com
Music and Social
Action Comes
Together
Simón Bolívar Orchestra is
not only an orchestra but also
a part of an important social
act. They have been in act
since 1975 and they will come
to Turkey in August for the
first time. It is a part of El
Sistema, a Venezuellan based
social system which aims to
prevent especially the young
ones from becoming criminal
by introducing them with
music. They will give two
concerts in İstanbul. Between
the dates 8 – 9 August, we
will have a chance to listen
both Venezuellan and Latin
American melodies and
hopefully think more about
these kind of social issues.
Simón Bolívar Orchestra
Concerts
8th-9th August
Haliç Cenvention Center
www.biletix.com
2 0 1 1
s e r g i s i
Ağustos’ta ülkemize
uğramaya karar veren
Simón Bolívar Orkestrası
bir müzik orkestrasından
daha fazlası olma
özelliğini taşıyor.
1975’de kurulan bu
klasik müzik orkestrası,
El Sistema adlı sosyal
eylem programının bir
parçası. Venezüella
çıkışlı bu program,
özellikle yoksul gençleri
müzikle tanıştırıyor ve
onları suçtan uzak tutma
amacını taşıyor. 8 – 9
Ağustos tarihlerinde
Türkiye’ye ilk defa
gelecek olan bu orkestra,
bizleri hem Venezüella
ve Latin Amerika
ezgileriyle buluşturacak,
hem de bu tür sosyal
konular üzerinde bir
kere daha düşünmemizi
sağlayacak.
James Blunt
24 June, İstanbul Küçükçiftlik
Park
25 June, Izmir Arena
www.biletix.com
y a z
Sanat ve
Sosyal Eylem
Bir arada
and “High”, he will bring
some kind of sweet melancholy
to the city. The concert in
İstanbul is on 24th of June,
the one in İzmir is on 25th
of June. Do not forget to buy
your tickets from Biletix.
i s t a n b u l
James Blunt
24 Haziran, İstanbul
Küçükçiftlik Park
25 Haziran, Izmir Arena
www.biletix.com
Yeni Bir Sanat
Etkinliği Daha
Doğuyor
iys
50
verecek olan müzisyen,
yaz aylarının neşeli
havasına biraz melankoli
katacak. “Goodbye
My lover”, “You’re
Beautiful”, “High” gibi
şarkılarını dinlemeyi
umduğumuz James
Blunt, 24 Haziran’da
İstanbullu hayranlarıyla
buluştuktan sonra, ertesi
gün İzmir Arena’da
olacak.
Bu yaz mutlaka görülmesi
gereken sergilerden biri,
bu sene ilki düzenlenecek
olan İstanbul Yaz Sergisi.
Yanına İngiliz Kraliyet
Akademisi’nin desteğini
de alan sergi, her yıl
değişik sanatçıları bir
araya getirecek ve
resim, heykel, fotoğraf,
enstalasyon gibi farklı
türleri bünyesinde
barındıracak. Umut
vadeden yeni sanatçılar
ile Türk sanatının önemli
isimlerini bir araya
getirmeyi planlayan
sergi, yurtdışından
önemli misafirlere de ev
sahipliği yapacak. Julian
Schnabel, Damien Hirst,
David Salle gibi dünyaca
ünlü sanatçıların eserleri
de sergi kapsamında
görülebilecek. Çocuklara
yönelik sanat eğitimi
etkinliklerini de
bulabileceğiniz bu sergi
9 Haziran – 15 Temmuz
tarihleri arasında Sanat
Limanı, Antrepo No:5’te
olacak.
1. İstanbul Yaz Sergisi
8 Haziran – 15 Temmuz
Sanat Limanı, Antrepo
No:5
www.istanbulyazsergisi.
com
A Newly Born
Summer
Exhibition
An artist that many Turkish
one of the must see event of
summer is the first İstanbul
Summer Exhibition. With
the support of English Royal
Academy, exhibition will
be held in every summer
with different names and
different genres like painting,
photography, sculupture,
installation and so on. It
is a huge collection of arts
which includes works of young
artists and prominent artists
in Turkey. You can also
have a chance to see works
of world famous artists like
Julian Schnabel, Damien
Hirst, David Salle and much
more while your kids attend
enjoyable classes of arts. The
exhibition is held between the
dates 9 June and 15 July and
it will be in Sanat Limanı,
Antrepo No:5. For more
information you can visit the
website of the event.
First İstanbul Summer
Exhibition
9thJune – 15th July
Sanat Limanı, Antrepo No:5
www.istanbulyazsergisi.com
51
DQ
52
RÖPORTAJ-INTERVIEW
“Tarihin gölgesinde yeşeren gençler, yarınları şekillendirirken geçmişin izlerini taşırlar.
Her doğumla insana yüklenen sorumluluklar bir ömür birlikte büyür.” diyerek hikâye
ve masal kahramanlarının aslında birer genç olduğunu ve bu gençlerin bir zamanlar
tarihin akışını değiştirdiğini hatırlatan Mehmet Emin Kahraman aynı zamanda günümüz
gençliğinin yaşam standartlarını ve sorumluluk bilinçlerini sorguluyor. Genç ressamın
üçüncü kişisel sergisi Yaşam Labirentleri, 25 Haziran’a kadar İstanbul Kültür Üniversitesi
Akıngüç Sanat Galerisi’nde ziyaretçilerini bekliyor.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Diyarbakır’da doğdum. Diyarbakır Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olduktan
sonra Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümüne başvurdum ve
bölümü dereceyle kazandım. 2005 yılında mezun oldum. Ardından Gazi Üniversitesi
Mehmet Emin Kahraman,
Yaşam Labirentleri sergisinde
tarihin akışını değiştirenler
ile günümüz gençliğini
karşılaştırıyor.
The Youth That Wanders
the Maze Called Life…
In his exhibition Yaşam Labirentleri, Mehmet Emin Kahraman compares people who
have changed the pace of time and the youth of today.
Yaşam Labirentlerinde
Dolaşan Gençler...
“As the shadow of history falls upon the youth, they carry the marks of history with them as
they form tomorrow. With the birth of each person comes responsibilities and with time those
responsibilities grow as well.” Says Mehmet Emin Kahraman reminding us that the characters
in stories and fables are actually young people and in his current work questions the living
standards and their awareness of responsibility. The young artists’ third personal show Yaşam
Labirentleri will be showing till June 25th at the Istanbul Kültür University Akıngüç Art
Gallery.
Could you tell us a little bit about yourself?
I was born in Diyarbakır. After I graduated from the Diyarbakır Anatolian Fine Arts High
School I applied to the Painting course of the Fine Art Department at Hacettepe University
and was accepted. I graduated in 2005 and began my masters in graphics at Gazi University.
53
→ Making that transition from art school to an academic faculty was quite difficult but I successfully
completed it and continued with my masters in the same field.
How did your talent for art surface? Were you drawn to it from a young age?
My mother was the one to notice my artistic talent. Apparently at a very young age I would make
changes to the portraits in newspapers with a pen. Although I began to speak very late, I began to
doodle at a very early age. The interesting thing is that my first doodles were of portraits and now
I take the most enjoyment in my portrait works.
54
Are there any artists that have affected you or that you take example of?
Due to my high school teachers teaching me exceptionally art history, I know the artists and the
artistic eras up to the 1960’s extremely well.
Do you take advantage of different artistic disciplines?
Farklı olmayı ve yeni şeyler denemeyi seviyorum.
Atölyeye kapanıp dünyadan kopuk eserler üretemem,
bu yüzden yapılanları takip etmem gerekiyor.
Grafik bölümünde yüksek lisans eğitimine başladım. Sanat fakültesinden eğitim fakültesine
geçişim oldukça zorluydu ama süreci başarıyla tamamladım ve doktora eğitimime aynı
alanda devam ettim.
Resim yeteneğiniz nasıl ortaya çıktı? Küçük yaşlardan beri bu alana eğiliminiz var
mıydı?
Resim yeteneğimi annem keşfetmiş. Çok küçük yaşta elime kalemi alıp gazetedeki portre
fotoğraflara müdahale ettiğimi söyler. Konuşmaya epey geç bir dönemde başlamama
rağmen karalamalara çok daha erken yaşta başlamışım. İlginç olan şu ki ilk karalamalarımda
portreler çizermişim ve halen en zevk aldığım konu portre çalışmalarıdır. Sanat eğitimime
annem her zaman destek olup yol gösterdi.
Etkilendiğiniz ya da örnek aldığınız sanatçılar kimler?
Lise eğitimi alırken hocalarım sanat tarihini iyi öğrettiler. Bu yüzden 1960 dönemlerine
kadar etkili olan tüm sanatçıları ve akımları öğrenme fırsatı buldum. Resim derslerinde
birbirinden farklı tüm teknikleri uyguladım. Rönesans döneminin canlı ve gerçekçi
resimleri ve özellikle Leonardo Da Vinci’nin ustalığı beni derinden etkiliyor.
Farklı sanat disiplinlerinden ne kadar besleniyorsunuz, ne şekilde etkileniyorsunuz?
Çağdaş ve güncel olanı çok yakından takip ediyorum. İnternetin büyük katkısı oluyor.
İstanbul’da yaşamamın da etkisi oluyor; galerileri ve açılan sergileri gezerek tüm
gelişmelerden ve yeniliklerden haberdar olmaya çalışıyorum. Bu sayede hem yeniliklerden
geri kalmıyor hem de ufkumu genişletiyorum. Ayrıca farklı olmayı ve yeni şeyler
denemeyi seviyorum. Atölyeye kapanıp dünyadan kopuk eserler üretemem, bu yüzden
yapılanları takip etmem gerekiyor.
I follow everything that is contemporary and current. The internet helps a great deal with this.
Living in Istanbul also helps; I try and keep up to date with the all the developments and new
ideas by visiting galleries and the latest exhibitions. This way I’m never behind and I widen my
perspective. I also enjoy being different and trying new things. I wouldn’t be able to create work if
shut myself away in my atelier, I need to follow what’s going on.
What inspires you?
My inspiration is my homeland and our past. Mythological tales, sagas, our culture, traditions
and customs...I feel very fortunate to have been born in Anatolia. Anatolia has plenty of tales that
give me exactly what I need.
55
56
57
I also enjoy being different and trying new things. I
wouldn’t be able to create work if I shut myself away
in my atelier, I need to follow what’s going on.
İlham kaynaklarınız neler?
İlham kaynağım vatanım ve geçmişimiz. Mitolojik hikâyelerimiz, destanlarımız, kültürümüz,
örf ve adetlerimiz… Bu konuda Anadolu topraklarında doğduğum için kendimi şanslı
görüyorum. Anadolu toprakları ihtiyacım olan hikâyelere fazlasıyla sahip.
Araştırma görevlisi olarak çalışıyor olmak sanatınızı ne şekilde etkiliyor?
Reklam ajanslarında uzun süre çalıştım fakat küçük yaşlardan beri akademisyen olmak
istediğim için üniversite ortamı bana hep cazip geliyordu. 2009 yılında tesadüfî olarak
İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümüne başvurdum ve göreve başladım.
Bölüm müfredatı sanatı ve sanatçıyı yöneten ve yönlendiren gençler yetiştirdiği için oldukça
cazip gelmişti. Ayrıca bölüm başkanımız Prof. İktu’yla çalışmak ve ekibinde bulunmak da
oldukça gurur verici. Resimlerimde konu aldığım gençlerin sürekli çevremde olması ve
onlarla diyalog kurabiliyor olmam da benim için önemli.
Yeni nesil ressamlar hakkında fikirleriniz neler?
Ben de bu grubun içinde olduğum için yakından takip etmeye çalışıyorum. Ankara’ya oranla
İstanbul’da imkânlar oldukça geniş. Bundan memnunum çünkü Ankara kapalı bir kutu gibi.
Genç sanatçılara imkân verilmesinden yanayım; özellikle de halen lisans eğitimi alan Güzel
Sanatlar Fakültesi öğrencilerine... Çünkü en çılgın ve ilginç fikirler o yıllarda geliştiriliyor.
Eğitim sürecinden sonra teknik ve kişilik oturuyor ve bu çizgide devam ediyorsunuz.
Genç yaşınıza rağmen üçüncü kişisel serginizi açtınız. İlerisi için planlarınız nedir?
Uzun yıllar kişisel sergi açmaktan korktum ve kaçındım. İmkân olmasına rağmen
erteledim. Şimdi biraz pişmanım çünkü ilk kişisel sergimi 2009 yılında açabildim. Sergiler
stresli ve yoğun bir süreçten geçilerek açılıyor. Fakat açılış sonrası hemen yeni bir sergi
planına girişmek oldukça ilginç. Son üç yıldır düzenli olarak kişisel sergi açıyorum ve
karma sergilere katılıyorum. İleride de yeni resimler yaparak yeni sergiler açmaya devam
edeceğim.
→
How does working as a research assistant reflect on your artwork?
I have actually worked in advertising agencies for quite awhile but from a young
age I always wanted to be an academic and so the university environment was
always alluring. By coincidence in 2009 I applied for the position at the Istanbul
Kültür University’s Art Management department and got it. I was drawn to this
course because it trained young people to be able to guide art and artists. The other
reason for being drawn to it was the pride I got from working with the department
head Prof. Iktu and being part of his team. It’s extremely important that I am
around and have conversations with the young people because they are my subject
within my work.
What are your views on the artists of the new generation?
Because I am also one of them, I try to keep a very close eye on it. Compared to
Ankara, the possibilities in Istanbul are plentiful. I’m glad for this because Ankara
is like a closed box. I believe that young artists should be given opportunities;
especially Fine Art students still completing their degrees...because the craziest ideas
really develop during that period. Following education, techniques and personality
begin to set and you continue like that.
Despite your young age you just opened your third individual show. What
are your plans for the future?
For many years I was terrified of having my own show and so I shied away from
it. Even though I had the opportunity I postponed. Now I’m a little disappointed
because I had my first individual show in 2009. Exhibitions are opened following a
lot of stress and a very intense preparation process. However, it is quite interesting
getting involved in exhibition planning following the opening. During the past 3
years I have been opening individual shows as well as taking part in mixed shows.
In the future I plan to continue making more work and then exhibiting them.
SOL SAFYA/LEFT PAGE
TRENCH COATTRENCH COAT
MIU MIU (BEYMEN),
FULARSCARF
NINE WEST,
ETEK-SKIRT
KOTON,
ELDİVEN-GLOVES
RETRO.
58
BU SAFYA/THIS PAGE
ŞAPKA-HAT
ZARA,
GÖZLÜK-SUN GLASSES
GARDROPE,
ELBİSE-DRESS
CHLOE (BEYMEN).
45
yıl
ÖNCESİNE YOLCULUK…
1960’LI YILLARA GERİ DÖNDÜK VE DEDEMAN ANKARA’NIN AÇILDIĞI YILLARA YOLCULUK YAPTIK…
ANKARA’NIN TARİHİ MEKÂNLARINDA DOLANARAK BU YILLARI YAD ETTİK.
JOURNEY TO 45 YEARS AGO
WE RETURNED TO THE 1960S AND TRAVELLED TO THE YEARS WHEN DEDEMAN ANKARA FIRST
OPENED... WE TOURED AROUND ANKARA’S HISTORIC PLACES TO REMINISCE ABOUT THESE YEARS.
FOTO⁄RAF-PHOTOGRAPHY: RIFAT BORA TARHAN STYLING MEHL‹KA AYDO⁄AN SAÇ/MAKYAJ - HAIR/MAKE-UP: GEORGINA BILLINGTON
MODEL: ANASTAJIA BELKINA MEKAN/LOCATION: DEDEMAN ANKARA
YELEK-JACKET
KOTON,
T-SHIRT -T-SHIRT
İPEKYOL.
YELEK-JACKET
TWIST,
T-SHIRT -T-SHIRT
MANGO,
AYAKKABI -SHOES
NINE WEST.
59
60
61
ŞAPKA-HAT
MADAME KATIA,
ELBİSE-DRESS
BİS,
AYAKKABI-SHOES
NINE WEST,
ELDİVEN-GLOVES
RETRO,
KOLYE-NECKLACE
ACCESSORIZE.
SOL SAFYA/LEFT PAGE
KİMONO-KIMONO
KYOTO,
İÇ-LINGERIE
PRINCESS TAM TAM.
BU SAFYA/THIS PAGE
GÖZLÜK-GLASSES
PRADA,
ELBİSE -DRESS
RETRO.
62
63
64
65
ELBİSE-DRESS
MIA.
GÖZLÜK-GLASSES
PRADA,
ELBİSE-DRESS
VAKKO,
ELDİVEN-GLOVES
RETRO.
66
67
ŞAPKA-HAT
ZARA,
ELBİSE-DRESS
CICCI COCCO (ADAM&EVE),
ELDİVEN-GLOVES
RETRO,
AYAKKABI-SHOES
BURBERRY.
ELBİSE-DRESS
MIA.
istanbul
yaz
sergisi
2011
68
69
Dedeman Ankara
Akay Cad. Büklüm Sok. No:1 06660 Ankara Tel: (0312) 416 88 00
Nerede Kalınır?
Dedeman Otelleri’nin ilk göz ağrısı olan Dedeman Ankara avantajlı konumu ile dikkat çekiyor. Toplam
290 oda, 174 superior oda, 70 deluxe oda, 20 executive oda, 15 junior süit, 6 deluxe süit, 2 executive
süit, 1 kral dairesi ve engellilere özel 2 odaya sahip olan Dedeman Ankara’da; erken check - in imkânı,
hızlı check-out imkanı, geç check-out imkanı, kuru temizleme servisi, çamaşır servisi, resepsiyonda
kasa, kuaför, mesaj servisi, uyandırma servisi, bagaj odası, döviz bozdurma, ücretsiz kablosuz internet,
güvenlik kamera sistemi, lostra ve oto kiralama gibi hizmetler misafirlerin rahatı için düşünülmüş.
Dedeman Ankara
Akay Cad. Büklüm Sok. No:1 06660 Ankara Tel: +90 (0312) 416 88 00
Where to stay?
The very first hotel of the Dedeman Hotels, gathers interest due to its ideal location. The Dedeman
Ankara has totally 290 rooms, 174 superrior rooms, 70 deluxe rooms, 20 executive rooms, 15 junior
suit, 6 deluxe suit, 2 executive suit, 1 king suit and 2 disabled rooms. All types of facilities
have been thought for the guests’ comfort; early check-in, late check-out, dry cleaning service,
laundry, safety, deposit box at reception, hairdresser, massage service, wakeup service, baggage
room, foreign currency cashier, free wireless internet, security camera system, shoe-polish and a
car rental service.
ORGANİZATÖRLER
9 Haziran-15 Temmuz
Antrepo 5 Sanat Limanı Meclis-i Mebusan Caddesi Liman İşletmeleri Sahası
www.istanbulyazsergisi.com
Türkiye’deki otellerinizin konumu itibariyle
görüyoruz ki ülke turizmine katkılarınız çok değerli.
Palandöken, Rize, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kapadokya
gibi birbirinden farklı coğrafyalarda açtığınız
otellerden beklentileriniz nelerdi? Bu beklentileriniz
bugün ne ölçüde gerçekleşti?
DQ
70
RÖPORTAJ-INTERVIEW
1966’da Dedeman Ankara ile yolculuğuna
başlayan Dedeman Otelleri bugün Türkiye’deki
turizm sektörünün öncülerinden biri. Eşsiz
misafirperverliği ile bilinen Dedeman
Otelleri’nin 45 yıldır süregelen başarısının
sırlarını Dedeman Otelleri CEO’su Tamer
Yürükoğlu ile konuştuk.
Dedeman
Otelleri ile 45 Yıl
45 Years with the
Dedeman Hotels
Tatil, şehir, kongre ve seminer gibi farklı amaçlara
hitap eden otellerimizde birbirinden farklı pazarlama
stratejileri geliştiriyor ve uyguluyoruz. Örneğin,
Dedeman Palandöken ve Dedeman Palandöken Ski
Lodge yatırımlarımızla kayak sporunun Türkiye’de
yaygınlaşmasını ve kış turizminin büyümesini;
Dedeman Rize ile birlikte Karadeniz’in sunduğu doğal
güzellikleri tanıtmayı ve Türkiye’de yayla turizminin
gelişmesini hedefledik. Dedeman Şanlıurfa ve Dedeman
Cappadoccia Hotel & Convention Center otellerimiz
ile kültür turizmine yeni destinasyonlar eklenmesini,
bunun yanı sıra otellerimizin bulunduğu bölgelerin
kalkınmasını ve yerli ve yabancı turistlere tanıtılmasını
sağladık. Sonuçta da beklentilermizin üzerinde başarılar
elde ettik diyebilirim.
45 yıldır süregelen başarının arkasında sizce en
önemli etkenler neler olmuştur?
“Geleneksel Dedeman Misafirperverliği” üzerine
kurduğumuz değerler bizim için çok önemli.
Bu nedenle de mutlu çalışanlar bizim olmazsa
olmazlarımız arasında. Önce çalışanlarımızın mutlu
ve işlerine bağlı olmasını sağlıyor, sonra da bu
memnuniyetimizi konuklarımıza en iyi kalitede hizmeti
vererek yansıtıyoruz. Bunların yanında, geçtiğimiz
dönemde başlattığımız otel yenileme çalışmalarımız
ile konuklarımızı daha yeni mekânlarda ağırlamaya
başladık. Uzun yıllar önce hizmet vermeye başlayan
otellerimizi günümüzün konaklama ihtiyaçlarına
cevap verebilecek teknik altyapı ve konfor sağlayacak
ayrıntılar ile destekledik. Misafir memnuniyetimizi
en üst düzeyde sürdürmek için her zaman elimizden
gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.
Dedeman, sadece ülkemizde değil dünyada
da tanınan bir turizm zinciri. Bu alandaki
çalışmalarınızda önem verdiğiniz kriterler nelerdir?
18 otelimizin 6 tanesi yurt dışında yer alıyor.
Önümüzdeki dönemde yurt dışında yeni otellerimizin
açılışını gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yurt dışı
otellerimiz için özellikle internet ortamındaki
tanıtımlara ağırlık veriyoruz. Son yılların etkili iletişim
kanalını verimli olarak kullanmaya çalışıyor ve aktif
tanıtım faaliyetlerimizi sürdürüyoruz diyebilirim.
Back in 1966, Dedeman Ankara was
the first hotel of the Dedeman Hotel
chain; today they are one of the leading names in the industry. We spoke
to the Dedeman Hotel’s CEO Tamer
Yürükoğlu about the secrets behind
the 45 year success of this highly
acclaimed hotel chain, known for its
hospitality.
The locations of your hotels in Turkey contribute a lot
to the countries tourism. What were your expectations
of opening hotels in different areas such as
Palandöken, Rize, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kapadokya?
To what extent did your expectations come true?
Our hotels that address a range of purposes such as
holiday, the city, congress and seminars are each developed
with different strategic marketing methods. For example
our investments in Dedeman Palandöken and Dedeman
Palandöken Ski Lodge were to expand the interest in skiing
around Turkey and to help the winter tourism grow; with
Dedeman Rize we aimed to introduce the naturel beauty of
the Blacksea and help the high plateau tourism grow. With
our hotels Dedeman Şanlıurfa and Dedeman Cappadoccia
Hotel & Convention Center new destinations were added to
cultural tourism and with the financial development of those
areas we assisted in more tourists hearing about them. In
short we have been successful beyond our expectations.
What important factors do you think lies behind the
success of 45 years?
Our values that have been built upon the saying “The
Traditional Dedeman Hospitality” are extremely important
to us. So having a happy staff is one of those crucial points.
We first ensure that our employees are happy and dedicated
to their job, then we reflect this satisfaction to our guests
with high quality service. Alongside this, following the
renovation projects we began last season, we have started
welcoming our guests in brand new venues. Our hotels that
have been in service a very long time are all completely up
to date with the necessary technical foundation to ensure
a comfortable stay. In order to keep the satisfaction of our
guests at the highest level, we will continue to do the best
that we can.
71
Önümüzdeki dönemde yurt dışında yeni otellerimizin
açılışını gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yurt dışı otellerimiz için
özellikle internet ortamındaki tanıtımlara ağırlık veriyoruz.
→
Otel misafirleriniz Dedeman Otelleri’ni neden tercih
ediyor?
6 Haziran 1966 tarihinden itibaren her geçen gün daha
da yükselttiğimiz hizmet kalitemizi kurucumuz Mehmet
Kemal Dedeman’ın öğüdü doğrultusunda “Geleneksel
Dedeman Misafirperverliği” ilkesi ile birleştiriyor ve
otellerimize gelen herkesi kendi misafirimizmiş gibi
ağırlamaya çalışıyoruz. Bu nedenle, misafirlerimiz
kendilerini evlerinde gibi hissediyor ve her gittikleri yerde
Dedeman misafirperverliğini arıyor. Aynı zamanda otel
çeşitliliğimiz ve lokasyonlarımız ile de farklı olduğumuza
inanıyorum.
Otellerinizde nelere önem veriyorsunuz? Neden?
Öncelikli olarak misafirlere en iyi kalitede hizmet vermek
bizim için çok önemli. Kişiye özel hizmetlerin öne
çıktığı turizm sektöründe, konukların kendilerini özel
hissedebileceği ayrıcalıklı hizmetler vermek, her türlü
teknik ihtiyaca cevap verebilecek teknolojik altyapıyı
bulundurmak, farklı lezzetleri barındıran kaliteli yeme
içme hizmetini sağlamak ve bütün bu hizmetleri değerine
uygun olarak fiyatlandırmak uluslararası bir marka
olabilmek adına oldukça önemli. Biz de bu gereklilikleri
yerine getirmek için çalışıyoruz. Uluslararası kabul
görmüş bir marka olmak zorlu bir süreçtir, ancak doğru
politikalar ve stratejiler uygulandığı takdirde başarı
rahatlıkla yakalanabilir diye düşünüyorum.
Türkiye’de otelcililiğin bulunduğu nokta nedir?
Türkiye’de turizm sektörü 1980 yılından sonra büyük
bir gelişme gösterdi. Özellikle 2009 yılında uygulanmaya
başlayan yeni teşvik sistemi, turizm alanına yapılan
yatırımların artmasında etkin rol oynadı. Önceki yıllarda
daha ağırlıklı olarak kıyı bölgelerimize yatırımlar
yapılırken, artık Anadolu’nun birçok kentinde de
önemli turizm yatırımlarını görebiliyoruz. Bunlar güzel
gelişmeler. Bunun yanında, turizm sektöründe, son
dönemde hızlanan zincirleşme sürecinin de markalaşma ve
kaliteyi arttırmada önemli rol oynadığını düşünüyorum.
Dedeman is not only known within Turkey but is a
chain also known worldwide. What are the criteria
you focus on in this area of your work?
6 of our 18 hotels are abroad. In the upcoming months
we aim to open a couple more hotels abroad. For the
advertising of those hotels we have focused a lot more
on advertisement through the internet. During the past
years we try to use the internet efficiently and are still
continuing with our introductive activity.
Why do guests prefer Dedeman Hotels?
Since it was founded on June 6, 1966 by Mehmet Kemal
Dedeman the key principal had been “The Traditional
Dedeman Hospitality”, with our constant advances in
service we try to host each guest as if they were the only
one. Due to this, our guests feel at home and look for the
Dedeman hospitality everywhere they go. I also believe that
we offer something different because of our wide range of
hotels and locations.
What is significant for you in your hotels? Why?
Firstly, offering our guests the best possible service is very
important for us. There are a number of services a hotel
must cover in order to be an international name, primarily
focused around services aimed at the individual. Such as
having a technical foundation that can cover any technical
needs, offering a wide range of choice and flavour with
the food and drink services and offering all these services
with a suitable price. We are working extremely hard to
make all that is necessary happen. Although becoming an
international brand is hard I believe as long as you follow
the right politics and strategies then you can reach your
goal.
Where is the hotel industries current stand in Turkey?
The tourism industry in Turkey really took off following
1980. With a new system of encouragement in 2009,
investments in tourism grew. In past years the majority of
investments were for hotels near the coast and beaches but
Bir de, eskiden otel denildiği zaman akla ilk önce tatil
mekânları gelirdi. Zamanla şehir otelciliği, kış, sağlık
ve kongre otelciliği gibi kavramlar ortaya çıkmaya ve
bu alanlarda özel olarak hizmet veren oteller açılmaya
başladı. Artık misafirler otel seçimlerini yaparken sadece
gece konaklayacakları bir yer aramıyorlar. Kendi hayat
tarzlarından izler bulabilecekleri otelleri tercih ediyorlar.
Önümüzdeki dönem planlarınız neler? Yeni açılışlar
olacak mı?
Dedeman Hotels & Resorts International olarak
otelcilikte, önümüzdeki dönemde daha geniş bir
coğrafyada yer almayı, otel zincirimize yurt içinde ve
yurtdışında yeni oteller eklemeyi planlıyoruz. Türkiye
ile ortak tarihi geçmişe sahip, ekonomik işbirliğimizin
yanı sıra kültürel bağımızın bulunduğu ülkelerde de
otellerimizle yer almak istiyoruz. Mevcut projelerimize
ilave olarak, Medine’de bir otel işletmek üzere
çalışmalara başladık. 2013 yılında Suriye’de Dedeman
Latakia’yı açmayı planlıyoruz. Ortadoğu’nun yanı sıra
Berlin, Viyana gibi Avrupa’nın önemli başkentlerini de
büyüme planlarımıza dâhil ettiğimizi söyleyebilirim.
Ülkemizde ise ağırlığın şehir otellerinde kalmasını
istiyoruz ancak yeni resort otelleri de bünyemize
katacağız. 2011 yılında Dedeman Zonguldak ve Dedeman
Edirne’yi, 2012 yılında ise Dedeman Bostancı’yı otel
zincirimize ekleyeceğiz. Ayrıca markamıza yeni bir alt
marka eklemek için yoğun bir çalışma içindeyiz.
45. yılınızla ilgili DQ okuyucularına söylemek
istedikleriniz…
Türkiye’nin ilk uluslararası otel zinciri olarak Türk
turizminin gelişmesinde başrolü oynayan öncü kuruluşlar
arasında yerimizi aldık. Bugün hâlâ hizmet verdiğimiz
sektörümüzde, geleceğe giden yolların açılmasında
benzersiz bir liderlik sergiliyoruz ve liderliğimizi her
geçen gün artan başarılarımızla devam ettirmek için
çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Bu 45 yıl boyunca bizimle birlikte olan misafirlerimize
teşekkürlerimizi sunarız.
→
now many towns around Anatolia are being invested
in. These are great investments. I also think that the
growing number of chains actually help the branding
process as well as playing a part in offering better
grounded services. In addition to this, before when
someone said ‘hotel’ the automatic thought would be
‘holiday destination’. With new concepts such as winter,
health, city and congress the hotel trade began offering
recognised services as well as opening concept specific
hotels. Guests aren’t only looking for somewhere to
stay overnight anymore. They prefer hotels that feature
things that reflect their lives.
What are you plans for the upcoming season? Will
there be any new openings?
As the Dedeman Hotels & Resorts International we aim
to cover an even wider geography and open a couple more
hotels in Turkey and abroad. We want to open hotels in
countries that share certain parts of history and share a
cultural bond. In addition to current projects, we have
begun the process for opening a hotel in Medina. In
2013, we aim to open Dedeman Latakia in Syria. I can
also add that in addition to the Middle East we have
plans to open hotels in Berlin and Vienna. In Turkey
however we want our city hotels to continue to carry on
being a little more grounded. In 2011, we will be opening
Dedeman Zonguldak and Dedeman Edirne and in 2012
we’ll be opening Dedeman Bostancı. We are also working
extensively to add a sub brand to our chain.
What would you like to tell our DQ readers about
your 45th year…
We have taken our place as one of Turkey’s first
international hotel chain as well as helping in the
development of Turkish tourism. The current road that
we are headed on is an unmatched leadership and we are
working and will continue to work to ensure that our
day to day success continues.
We want to thank our guests for standing next to us for
this 45 years period.
For the advertising of those hotels we have focused a lot
more on advertisement through the internet. During the
past years we tried to use the internet efficiently and are still
continuing with our introductive activity.
73
NEWS
DQ HABERLER NEWS
74
75
DOYASIYA BALIK KEYFİ İÇİN GARDEN BALIK
Akdeniz ve Toros Dağlarının muhteşem manzarasını
lezzetli ve zengin yemek çeşitleriyle birleştiren
Dedeman Antalya, Garden Balık Restaurant ile
mutfağına bir de balığı ekledi ve balık tutkunu
konuklarına unutulmaz bir damak zevki yaşatmaya
başladı. 1 Mayıs 2011 Pazar gününden itibaren, salı
hariç her gün konuklarını ağırlamaya başlayan mekân,
mevsime uygun balık çeşitlerinin yanı sıra; acılı ezme,
haydari, patlıcan, közde biber kızartması, zeytinyağlı
barbunya pilaki gibi geleneksel Türk mezelerini de
konuklarının beğenisine sunuyor. Dedeman Antalya’nın
sofralarına yeni bir renk katmaya başlayan bu
restaurantın ana lezzetlerini ise kırmızı soğanlı roka
salatası ve mevsim sebzeleriyle birlikte servis edilen
ızgara levrek veya çipura oluşturuyor.
GARDEN BALIK FOR
AN UNMATCHED
FISH EXPERIENCE
Dedeman Antalya has a new addition to add
to the spectacular view of the Mediterranean
and Taurus Mountains combined with the
delicious and rich food selection. The Garden
Balık Restuarant now offers a rich choice of
fish where guests will experience unforgettable
moments with their taste buds. The restaurant
is welcoming guest’s everyday apart from
Tuesday, serving fish according to season as
well as traditional entrees like: spicy tomato
puree, yogurt spread, aubergine, coal roasted
peppers and pinto beans in olive oil. The main
dishes of this restaurant aiming to bring a new
colour to Dedeman Antalya’s dining is a red
onion, rocket salad and grilled sea bass or sea
bream served with seasonal vegetables.
ZANZİBAR
CUMHURBAŞKANI
DEDEMAN
ANTALYA’DAYDI
Deniz, doğa, kültür ve kongre turizmi
alanlarında Türkiye’nin öne çıkan kenti
haline gelmiş Antalya, 30 Nisan’da önemli
bir konuğu ağırladı. Tanzanya’nın yarı
özerk bölgesi Zanzibar ile Antalya arasında
yapılması planlanan turizm köprüsü
projesini görüşmek üzere, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün davetlisi olarak
Antalya’ya gelen Zanzibar Cumhurbaşkanı
Sayın Ali Mohammed Shein ve heyeti,
konaklamak için Dedeman Antalya Hotel
& Convention Center’ı seçti. Dedeman
Antalya, bünyesinde bulundurduğu farklı
büyüklükteki toplantı salonlarıyla, iş
dünyasında gerçekleşen toplantılara ev
sahipliği yapmaya devam edecek.
THE PRESIDENT OF ZANZIBAR VISITED DEDEMAN ANTALYA
Antalya is one of the cities in Turkey to come forward with its sea, nature, culture and conventions. On
April 30th the city played host to a very important guest. As part of the Zanzibar Antalya tourism bridge
project the Zanzibar President Ali Mohammed Shein came over as the guest of President Abdullah Gül
and chose to stay at Dedeman Antalya Hotel & Convention Center. With its different sized meeting rooms
Dedeman Antalya will continue to host a range of business events.
MEKSİKA
DEDEMAN’IN
MUTFAGINDA!
DQ HABERLERNEWS
76
22 - 29 Haziran haftasında, Dedeman Ankara’nın mutfağı;
Meksika’nın en lezzetli yemeklerini ağırlıyor.
Dedeman Ankara bu lezzetli organizasyonda, birbirinden
farklı Meksika yemeklerini tatmak isteyen misafirleri
için enfes anlar yaşatıyor olacak. Muhteşem festivalde
yerinizi almak için acele edin!
DEDEMAN
ANKARA
KAPILARINI
YENİLİĞE AÇTI...
Başkentin simgelerinden olan Dedeman Ankara misafirlerini
yenilenmiş odalarında ağırlamaya başladı, geleneksel
Dedeman misafirperverliği yine fark yarattı.
DEDEMAN
ANKARA OPENED
ITS DOORS TO
INNOVATION…
A monument within the capital, Dedeman Ankara has
begun receiving guests into its newly renewed rooms
accompanied by the traditional Dedeman hospitality.
With a brand new take on comfort, Dedeman Ankara
has blended its new rooms with the traditional Dedeman
hospitality offering guests an unmatched service. Besides
the new rooms, the legendary ‘Avizeli Salon’ has also
undergone renovations merging with the 1000 capacity
Dedeman Garden renewed as an alternative wedding venue
creating fairytale beginnings, and now waiting to host
unforgettable moments for you. Dedeman Ankara unveiled
these renovations with the 45th year celebration and will
continue to invest in new and cutting edge hospitality.
With 100 completely redesigned rooms and a re-born
Dedeman Garden all projects have been finalised, however
Dedeman Ankara still has plans for the future. A Dedeman
Ankara classic ‘Roof’ will be back in the new season
adding colour to the Ankara social life.
Dedeman Ankara yeni bir konfor anlayışı ve yeni odalarıyla
yine geleneksel Dedeman misafirperverliğini ön planda
tutarak konuklarına ayrıcalıklı hizmet vermeye devam
ediyor. Odalarının yanı sıra Ankara’da bir efsane haline
gelen ‘Avizeli Salon’unu da yenileyerek hizmete açan ve
1000 metrekarelik Dedeman Garden’ı da bünyesine katan
Dedeman Ankara, yine unutulmaz anlara ev sahipliği
yapmayı bekliyor. Efsane salon ile birleşen yeni mekan
‘Dedeman Garden’ düğünlerin masallara dönüştüğü alternatif bir mekan özelliği taşıyor.
45. yılına bu yeniliklerle birlikte giren Dedeman Ankara,
yeniliklerine ve fark yaratan yatırımlarına hız kesmeden
devam ediyor. 100 odanın baştan aşağı yenilenmesi ile
başlayan çalışmalar Dedeman Garden’ın hayata geçmesi ile
şimdilik son bulurken Dedeman Ankara’nın gelecek planları
hiç son bulmuyor. Önümüzdeki dönem içerisinde yine
efsane haline gelmiş bir diğer Dedeman klasiği olan Roof
da iddialı bir şekilde hizmete yeniden girerek, Ankara’nın
sosyal hayatına renk katmayı bekliyor.
MEXICO ENTERS THE
DEDEMAN KITCHEN!
During June 22-29, the Dedeman Ankara kitchen
will be serving a range of delicious Mexican food.
During this tasty event, Dedeman Ankara has
something special in store for those looking to try
something different. Make sure you book in order
to take part in this amazing festival!
PAZARIN KEYFİNİ DEDEMAN
RİZE’DE ÇIKARIN
Yeşilin her tonunu görebileceğiniz manzarası ve masmavi deniziyle Dedeman
Rize, pazar günlerinizin vazgeçilmez mekânı olmaya hazırlanıyor. Deniz
kenarında alabileceğiniz brunch, canlı müzik eşliğinde yiyebileceğiniz
akşam yemeği, sauna ve spor merkezi hizmetleri ile geçirdiğiniz yorucu bir
haftanın izlerini silme fırsatı ile keyifli bir pazar günü seçeneği sunan otel,
misafirlerine saat 15.00’a kadar konaklama imkânını da yaratıyor. Ailecek
gelip, tüm gününüzü geçirebileceğiniz Dedeman Rize, size haftaya yenilenmiş
olarak başlama ayrıcalığını tattıracak.
SOAK UP SUNDAY AT DEDEMAN RIZE
With its place in Rize, the city where you can see all shades of green landscape
and clear blue sea, Dedeman Rize will be your indispensable place with its
special Sunday offerings. You can have brunch by the sea and eat dinner while
listening beautiful live music. You can either relax with sauna or work out in the
sports center. Dedeman Rize also gives you the opportunity to use the room till
3 pm. After spending your day at Dedeman Rize, you will start your week fully
relaxed and refreshed.
77
Odanın camı hafifçe aralandı. İçeri çelimsiz bir rüzgâr bütün
kıvraklığıyla sızıverdi. Gücü, sadece tül perdeyi gıdıklamaya
yetmişti. Yatakta gerinerek, perdeyle rüzgârın kısa süreli
oyununu seyrettim. Gözümün önüne çocukken dedemle
birlikte Çeşme’de geçirdiğimiz o son yaz gelip yerleşti.
8 yaşındaydım. Okullar 3 ay boyunca açılmamak üzere
kapanmıştı. Tatilin başladığı ilk cumartesi bizim evde hep
aynı telaş yaşanırdı. Annem bana büyük bir çanta hazırlar,
kahvaltı faslı bittikten sonra arabamıza biner Çeşme’ye
doğru yola çıkardık. Ben arabaya biner binmez arka koltuğa
uzanır, yol boyunca camdan gökyüzünü seyrederek nerede
olduğumuzu tahmin etme oyunu oynardım. Kendime göre
işaretlerim vardı: Sarı boyalı metruk binayı gördüğümde ayağa
dikilir, gözümü ufuk noktasına dikerdim. Denize giden yolda
soldan 3. sokakta dedemin açık mavi, üstü açık Chevrolet
Impala’sı karşılardı bizi. Babam geldiğimizi haber vermek
için kornaya sık sık basar, bu gizli parolayı duyan dedem ve
anneannem koşarak kapıya çıkardı. Kucaklaşmalar, kafamı
okşamalar, kıkırdaşmalar, arayı kapatmaya çalışan özlem dolu
konuşmalar…
DQ
78 Ö Y K Ü - S T O R Y
Mavi Kız
Blue Girl
YAZI-WORDS: BEGÜM AHU AĞLAÇ
Dedem iri yarı bir adam değildi ama kesinlikle neşeli bir
adamdı. Onunla takılmaya bayılırdım. Sabahları erkenden
kalkar, emektar İmpala’ya atlar fırından taze ekmek almaya
giderdik. Bu araba dedemin kendi deyimiyle ‘ilk aşkıydı’.
“Sakın anneannene söyleme kıskanır” der mavi kızın beyaz
deri koltuklarını şefkatle okşardı. 60’lı yılların başında
piyasaya sürülmüş ve büyük sükse yapmış bu arabayla dedem
24 yaşında tanışmıştı. İzmir’de Amerikalı bir aileden satın
almışlardı. “O zamanlar deden gencecik bir adam Murat.
Senin gibi okula da gitmemişim, babamın yanında çalışıyorum
gündüzleri. Akşam da Kordon’da arkadaşlarla turluyoruz.
Bir gün önümden bir kız geçti. Rengi gökyüzüne karışıyor.
Kar beyaz koltukları, jant kapaklarıyla aynı renk. İşte o gün
âşık oldum ben. Ondan sonra baktım aklımdan hiç çıkmıyor,
bizim çocuklarla düştük peşine. Resmen hafiyelik bizimkisi.
Bir Amerikalı aileye aitmiş. İzmir’e kısa süreli bir çalışma
için gelmiş buranın güzelliğinden etkilenip dönmemişler
memleketlerine. Babama açtım konuyu. Ne yapıp edip bu
araba benim olsun istedim. Büyük büyük baban da cabbar
bir adam, tuttuğunu koparan cinsten. 24’üncü yaş günümde
almış, getirdi bana bu zarif kızı. Bizim aşkımız o gün bugündür
devam eder işte Murat. Ben ona o bana bakar dururuz. Haa
anneanneni de bu arabayla kandırdım evlenmeye. 40 senedir
beni bir tek bu arabadan kıskanır.” diye anlatır ve basardı
kahkahayı.
O yaz bizim en kötü yazımızdı. Dedem Temmuz ayında bir
akşam hiç bir şey yokken yere yığılmış, büyük bir yaygarayla
The window was open just a crack. Wind sneakily but weakly
entered and surrounded the room. Its strength, lacking, only
managed to briefly tickle the curtain. I stretched as I lay in
bed, watching this short play between wind and curtain. I then
pictured the last summer I spent with my grandfather in Çeşme,
as a child.
I was 8. The schools were closed for 3 months. On the first
Saturday of each holiday, the same panic would always be
experienced in our house. My mother would prepare me a big
breakfast before we got into our car and made our way to
Çeşme. From the moment I entered the car, I would lie along
the backseat and look up at the sky through the window and
try to guess where we were. I had appointed certain marks, like
the moment I saw the yellow derelict building I would sit up
and look to the horizon. As it was each time, along the third
street on the left along the road to the beach would be my
grandfathers light blue convertible Chevrolet Impala waiting
to greet us. My father would honk the horn a couple of times
as a sort of code to communicate our arrival which would
be reciprocated by my grandparents who would run outside.
Hugging, head patting, giggling and conversations of the latest
news would commence. ..
Although my grandfather wasn’t a burly man he definitely
was a cheerful man. I would love spending time with him. We
would wake up early in the morning, jump in the old Impala
and go to the bakery to buy fresh bread. In my grandfathers
own words, this car was his ‘his first love’. As he stroke the
white leather seats of the Blue Girl he’d say “Don’t tell
your grandmother, she’ll be jealous”. At the age of 24 my
grandfather met this car that had been a huge hit when it
was released at the beginning of the 60’s. They had bought
it from an American family living in Izmir. “Back then I was
a young man Murat, I didn’t go to school like you, I would
work with my dad during the day. At night we’d hang out with
friends driving along the Kordon. One day a girl went by. Her
colours blending into the sky, snow white seats with the same
colour hubcaps. It was that day that I fell in love. Following
that moment, I couldn’t get her out of my head so my friends
and I went in search of her. This was literally detective work.
We found out that it belonged to an American family. They’d
originally come here for a short period due to work, but had
been mesmerised by Izmir’s beauty and decided to stay. I told
my dad about the situation. I was ready to do anything to own
this car. Your great great grandfather was also a determined
man, he got what he wanted. He went and bought this delicate
beauty and brought it to me on my 24th birthday. Our love
continues to be as strong as the very first day Murat. I look
at her, and she looks at me. Let’s not forget to add that I
79
gelen ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Oradan bir daha
hiç çıkamadı. Sonradan öğrendik. Kalbi daha fazla bu hayatın
ritmine dayanamamış ve kendi ritminden ödün vermişti.
Ondan sonra hiçbir yaz aynı olmadı bizler için. Anneannem
onu bırakıp gittiği için dedeme küstü, ne o eve gitmek istedi
ne de mavi kızı görmek istedi…
Mavi kız da o günden sonra hiç çalışmadı bir daha. Çekiciyle
garaja kaldırılırken annem ağlayarak “Bu arabayı bir tek babam
çalıştırabilir” demişti garip bir gurur ve buruklukla.
80
--Yataktan kalkıp üzerime bir kot bir de tişört geçirip fırladım.
Bahar (eşim) mutfakta Kaya’nın doğum günü partisi için
hazırlıklara girişmişti. Elime alınacaklar listesini tutuşturup,
“ Murat saat 4’te herkes burada olacak, daha hiçbir şey hazır
değil hemen bunları halletmen lazım canım” diyerek beni
kapıya doğru yöneltti. Belli belirsiz bir öpücükle kapı dışarı
edilmiştim. Oğlumuz Kaya bugün 8 yaşına giriyordu. Aklımda
sadece bir tek şey vardı. Ona yapacağım sürpriz. Arabaya
atlayıp Alsancak’a gittim. Bahar’ın listesini hallettiğimde saat
2 olmak üzereydi. Telefon cebimde can havliyle çalıyordu.
Arayan Bahar.
“Murat hadi neredesin?”
“Gelmek üzereyim. Merak etme her şey kontrol altında 1
saate evde olurum.”
Ondan sonraki bir saat boyunca Bahar en az 5 kere daha
aradı. Açmadım. Sadece yüzüme vuran rüzgarı ve Kaya’yı
düşündüm.
Evimizin bulunduğu sokağa döndüğümde kendimi bir
kahraman gibi hissediyordum. Kornaya kesik kesik basmaya
başladım. Evin önüne park ettim ve kornaya basmaya devam
ettim. Komşular tek tek pencerelere çıkmaya başladı. Bahar
da sinirle pencereye koşanlar arasına katıldı. Beni mavi kızın
içinde görünce hemen içeri koştu. Apartmanın kapısında kaya
ve Bahar göründüklerinde ben hala kornaya basıyordum…
Kaya ve ben dedemin ruhunu yaşatmak için Kordon’da
rüzgarla savaştık. Artık Kaya’nın da bir kahramanı vardı: Mavi
bir kız…
convinced your grandmother to marry me with this car. For 40
years she has only been jealous of this car.” he’d say as he burst
out laughing.
That summer was our bad summer. One evening in July my
grandfather collapsed on the floor and was rushed to the
hospital with an ambulance. He never left. Then we found out
that his heart just couldn’t take the pace of this life anymore.
Following that no summer was ever the same for us. My
grandmother fell out with my grandfather for leaving her and
didn’t want to go to the house or see the blue girl...
After that day the blue girl never worked again. As the tow
truck pulled her off to the garage my mother said with pride
and sorrow “Only my father could work that car.”
--I jumped up from bed, put jeans and a t-shirt on. Bahar (my
wife) had begun preparations for Kaya’s birthday. She ushered
me to the door as she placed a list of things to buy and said
“Murat everyone will be hear at 4 and nothing is ready, you
have to sort these things out darling”. With a quick kiss I found
myself outside. Our son Kaya was turning 8 today and there
was only one thing on my mind, the surprise I had for him. I
jumped in the car and drove to Alsancak. It was 2 by the time
I had completed Bahar’s list. My phone was ringing insistently.
It was Bahar.
“Murat, where are you?”
“I’m nearly home. Don’t worry, everything is sorted. I’ll be
back within the hour.”
During that hour Bahar called me 5 more times. I didn’t
answer. I just thought of Kaya as the wind brushed against my
face.
As I turned into our street, I felt like a hero. I began honking
the horn, parked and continued to honk. One by one the
neighbours opened their windows and looked out. Bahar also
joined those opening the window in annoyance, but when she
saw me sitting in blue girl she ran back into the house. I was
still honking the horn as Kaya and Bahar appeared at the
door…
My grandfather’s spirit lived on as Kaya and I drove along the
Kordon battling the wind. Now Kaya also had a hero: Blue girl…

Benzer belgeler

Menü Detayları

Menü Detayları with shrimp çıtır marul yaprakları kroton ekmeği sezar sos ızgara tavuk dilimleri permasan peyniri ile chicken or shrimp on top of crispy lettuce, croton bread, ceasar’s sauce and parmesan cheese

Detaylı