CISG ve TBK Kapsamında Kısmi İfa ve Kısmen Ayıplı İfa Halinde

Transkript

CISG ve TBK Kapsamında Kısmi İfa ve Kısmen Ayıplı İfa Halinde
MİLLETLERARASI MAL SATIMINA İLİŞKİN SÖZLEŞMELER HAKKINDA
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ANTLAŞMASI (CISG)
VE
TÜRK BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA
KISMİ İFA VE KISMEN AYIPLI İFA HALİNDE ALICININ HAKLARI
Berfu BEYSÜLEN
ARALIK 2015
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR CETVELİ .................................................................................................................
1.
GİRİŞ ............................................................................................................................................1
2.
AYIPLI İFA VE KISMEN AYIPLI İFA KAVRAMLARI .......................................................2
2.1.
Genel Açıklamalar ................................................................................................................2
2.2.
TBK Kapsamında Ayıplı Mal ve Kısmen Ayıplı Mal Kavramları....................................5
2.2.1.
Vaat Edilen Niteliklerin Yokluğu ................................................................................5
2.2.2.
Gerekli Niteliklerin Eksikliği .......................................................................................5
2.3.
2.3.1.
Sözleşmeye Uygun Mal .................................................................................................7
2.3.2.
Ayıp Teşkil Eden Eksiklikler .......................................................................................9
2.4.
3.
4.
CISG Kapsamında Ayıplı Mal ve Kısmen Ayıplı Mal Kavramları ..................................6
Malın Ayıplı Olup Olmadığının Belirlenmesindeki Ölçütler .......................................... 11
2.4.1.
Vasıf Anlaşmaları ....................................................................................................... 11
2.4.2.
Satıcının Vaadi ............................................................................................................ 11
2.4.3.
Mutad Kullanıma Elverişlilik .................................................................................... 11
2.4.4.
Örnek veya Model Üzerinde Anlaşma ...................................................................... 12
2.4.5.
Mutad veya Uygun Paketleme ................................................................................... 12
2.4.6.
Alıcının Bildirdiği Özel Kullanım Amaçları ............................................................. 13
2.5.
Malın Sözleşmeye Uygunluğunun Arandığı An ............................................................... 14
2.6.
Malın Muayene Edilmesi ................................................................................................... 15
2.7.
Ayıbın İhbar Edilmesi ........................................................................................................ 16
2.8.
Alıcının Malı Muhafaza Etmesi ......................................................................................... 17
KISMİ İFA KAVRAMI ............................................................................................................. 18
3.1.
TBK Kapsamında Kısmi İfa Kavramı .............................................................................. 18
3.2.
CISG Kapsamında Kısmi İfa Kavramı ............................................................................. 19
KISMİ SÖZLEŞMEYE AYKIRILIK HALİNDE ALICININ HAKLARI ............................ 20
4.1.
Kısmi İfa .............................................................................................................................. 21
4.2.
Kısmen Ayıplı İfa ................................................................................................................ 22
4.3. CISG Kapsamında Alıcının Kısmen Ayıplı İfa ve Kısmi İfa Hallerinde Sahip Olduğu
Seçimlik Haklar .............................................................................................................................. 23
4.3.1.
İfayı Talep Etme Hakkı .............................................................................................. 23
4.3.2.
Sözleşmeden Dönme Hakkı ........................................................................................ 24
4.3.3.
Semenin İndirilmesini Talep Etme Hakkı ................................................................ 25
4.3.4.
Tazminat Hakkı .......................................................................................................... 26
4.4. TBK Kapsamında Alıcının Kısmen Ayıplı İfa ve Kısmi İfa Hallerinde Sahip Olduğu
Seçimlik Haklar .............................................................................................................................. 27
4.5.
5.
Satıcının Sorumluluğunun Kapsamı ................................................................................. 27
SONUÇ........................................................................................................................................ 28
KAYNAKÇA ...................................................................................................................................... 30
KISALTMALAR CETVELİ
AB
: Avrupa Birliği
CISG
: United Nations Convention on Contractsforthe International Sale of Goods
(Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması)
(Viyana Satım Sözleşmesi)
E.
: Esas
Ed.
: Editör
HGK
: Hukuk Genel Kurulu
K.
: Karar
Md.
: Madde
PN.
: Paragraf Numarası
S.
: Sayfa
T.
: Tarih
TBK
: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
Vb.
: Ve benzeri
1. GİRİŞ
Satım sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Satıcı, taraflar arasındaki
sözleşme ve CISG hükümleri uyarınca malı teslim etmek, ilgili belgeleri vermek ve mal
üzerindeki mülkiyeti nakletmek borcu altındadır1.
Satıcının satış sözleşmesi kapsamındaki temel borcu, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun
mal teslim etmektir. Satıcının bu yükümlülüğü, malın maddi ve ekonomik anlamda ayıpsız
olması anlamına geldiği gibi, malın üçüncü kişilerin hak veya taleplerinden ari olarak alıcıya
teslim edilmesini ifade eden hak ayıplarından da yoksun olmasını içermektedir2.
İşbu ödevin konusunu oluşturan ayıplı mal, kısmen ayıplı mal, kısmi ifa ve ayıba veya zapta
karşı tekeffül gibi kavramlar, TBK kapsamında açıkça düzenlenmekte iken CISG hükümleri
uyarınca bu kavramların kullanımından kaçınılmış, bunların yerine “sözleşmeye aykırılık”
kavramı kullanılmıştır. Bu durum, dünyanın çeşitli yerlerindensatım hukuku alanında uzman
olan hukukçular tarafından tasarlanmış olan3CISG üzerindeki CommonLaw etkisinin bir
sonucu olduğu gibi, üye ülkelerin tamamı bakımından geçerli olacak genel hükümler yaratma
çabasından kaynaklanmaktadır.
Ancak, farklı terimler kullanılmış olsa da, satıcının satım sözleşmesi kurulurken alacaklıya
vermeyi taahhüt ettiği şeyin sözleşmeye uygun olmaması halinde, satıcının sorumluluğunun
doğması için gerekli şartların neler olacağı hem iç hukukumuzda ve CISG hükümlerinde
düzenlenmiştir4.
CISG uyarınca, satıcının bu borcunu ifa etmiş sayılabilmesi için, sözleşmede öngörülen
malları sözleşmede veya CISG hükümlerinde öngörülen yer ve zamanda, malları teslim
almaya yetkili olan kişiye, sözleşmede öngörülen koşullarda teslim etmelidir5.Aksi takdirde,
sözleşmeye aykırılık ortaya çıkacaktır.
Malın kısmen ayıplı olarak teslim edilmesi veya sözleşmenin kısmi ifası hallerini CISG md.
51 hükmü düzenlemektedir.
“(1) Satıcı malların yalnızca bir kısmını teslim etmiş ise veya teslim edilmiş malların
yalnızca bir kısmı sözleşmeye uygun ise, 46 ilâ 50. maddeler eksik veya sözleşmeye
uygun olmayan kısım için uygulanır.
1
Öztürk, Esra, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşmasına
(CISG) Göre Satıcının Malları ve Belgeleri Teslim Yükümlülüğü, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl:6,
sayı:21, Nisan 2015, s. 595.
2
Ayhan, Hilal Lale, Birleşmiş Milletler Viyana Satım Sözleşmesine Göre Uluslararası Satım Sözleşmelerinde
Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Yıl:2011, Sayı:2, s. 2.
3
Kee, Christopher – Munoz, Edgardo, In Defence of the CISG, Deakin Law Review, Cilt:14, No:1, s. 103.
4
Özdemir, Hayrunnisa, Türk Borçlar Kanununa ve Viyana Satım Sözleşmesine (CISG) Göre Ayıptan Doğan
Sorumluluğun Şartları, s. 46.
5
Erdem; H. Ercüment, Satıcının Malları ve Belgeleri Teslim Borcu; Atamer, Yeşim (Ed.), Milletlerarası Satım
Hukuku, İstanbul, 2012, s. 108 vd.
1
(2) Eksik veya sözleşmeye uygun olmayan ifanın sözleşmeye esaslı aykırılık teşkil
etmesi halinde alıcı sözleşmenin tamamının ortadan kalktığını beyan edebilir.”
Dolayısıyla, CISG md. 51 uyarınca, satıcının satım konusu malların yalnızca bir kısmını
teslim etmesi veya teslim edilmiş malların yalnızca bir kısmı sözleşmeye uygun olması
halinde, CISG md. 46 ilâ 50. maddeler ile düzenlenen sözleşmeye aykırılığa ilişkin alıcıya
tanınan haklar, eksik veya sözleşmeye uygun olmayan kısım için uygulanacaktır.
Dolayısıyla, CISG hükümleri kapsamında kısmi ifa ve kısmen ayıplı ifa kavramlarının
kullanımından kaçınıldığı gibi, bunlar “kısmi sözleşmeye aykırılık” başlığı altında bir arada
değerlendirilmiş ve alıcının bu hallerde sahip olacağı seçimlik haklar aynı hükümler altında
içeriğinde düzenlenmiştir.
2. AYIPLI İFA VE KISMEN AYIPLI İFA KAVRAMLARI
2.1.Genel Açıklamalar
İç hukukumuzda ayıptan doğan sorumluluk ve bu sorumluluğun varlığı halinde alacaklının
sahip olacağı haklar, TBK md. 219 – 231 hükümleri arasında düzenlenmiştir.
CISG kapsamında ise bu hususta başvurulacak olan hükümler, Sözleşmenin II. ve III.
Bölümlerinde düzenlenmiştir.
TBK md. 2196 hükmünde yapılan düzenleme doğrultusunda, ayıp, satıcının alıcıya herhangi
bir surette bildirdiği niteliklerin satılan malda bulunmaması, satılan malın satım
sözleşmesinde belirlenen nitelik veya niceliğine aykırı olması, malın kullanım amacı
bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli
ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik eksikliklerin bulunması olarak tanımlanabilir.
Dolayısıyla, alacaklının beklentilerine uymayan bir mal teslimi söz konusudur7.
Ayıp, en basit hâli ile, aynı cinsten normal malda bulunması gereken iyi niteliklerin sözleşme
konusu malda bulunmaması ya da bulunmaması gereken kötü niteliklerin bulunmasıdır8.Ayıp,
malın tamamına ilişkin olabileceği gibi, bir kısmında da ortaya çıkabilir. Malın bir kısmının
ayıplı olduğu hallerde, kısmen ayıplı maldan söz edilecektir.
6
TBK md. 219: (1) Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması
sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından
değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da
ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
(2) Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
7
Özdemir, s. 65.
8
Yüce Bilgin, Melek, Satış Sözleşmesinde Ayıptan Dolayı Sorumluluğun Şartları ve Alıcının Seçimlik Hakları,
Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2011, s. 383.
2
Ayıptan doğan sorumlulukla, beklentilerin korunması amaçlanmıştır9. Dolayısıyla, sözleşme
ile satıcının alıcıya borçlandığı satım konusu malın vaat edilen niteliklerden yoksun bir
şekilde teslimi ile ifa gerçekleşmiş olmaz10.
TBK çerçevesinde satıcının ayıptan sorumluluğunun doğması için “malın ayıplı olduğunun”,
“ayıbın yarar ve hasarın alıcıya geçmesinden önce mevcut olduğunun” ispatlanması ve
alıcının “gözden geçirme ve ayıp bildirimi külfetlerini” zamanında yerine getirmiş olması
aranırken; CISG çerçevesinde de ayıplı mal teslim eden satıcının sorumluluğunun doğması
için TBK hükümlerinde aranan bu üç koşulun gerçekleşmiş olması gerekmektedir11.
Malın hangi şartlar altında ayıplı sayılacağı, iç hukukumuzda yukarıda anılan TBK md. 219
hükmü ile, CISG kapsamında ise CISG md. 35 ile ortaya konmuştur.
“(1) Satıcı, miktarı, kalitesi ve türü sözleşmede öngörülen malları, sözleşmede
belirtilen paket veya muhafaza içinde teslim etmek zorundadır.
(2) Taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde, mallar ancak aşağıdaki hallerde
sözleşmeye uygun sayılırlar:
(a) aynı türden malların mutat olarak tahsis edildiği kullanım amacına uygun iseler;
(b) sözleşmenin kurulması esnasında açıkça veya zımnen satıcıya bildirilen her türlü
özel kullanım amacına uygun iseler; meğerki koşullardan, alıcının, satıcının bilgisine
ve değerlendirmesine güvenmediği veya güvenmesinin makul olmadığı anlaşılsın;
(c) satıcının alıcıya örnek veya model olarak sunduğu malların kalitesine sahip iseler;
(d) ilgili türden mallar için mutat sayılan şekilde veya böyle mutat bir şeklin var
olmadığı hallerde, malın muhafazası ve korunmasına uygun olan şekilde paketlenmiş
iseler.
(3) Alıcının sözleşmenin kurulması anında bildiği veya bilmemesinin mümkün
olmadığı sözleşmeye aykırılıklardan satıcı, fıkra 2′nin (a) ilâ (d) bentleri çerçevesinde
sorumlu değildir.”
CISG md. 35 içeriğinde ayıplı mal kavramının bulunmamasına karşın, maddede belirlenen
şartlara uymayan mallar sözleşmeye aykırı, dolayısıyla ayıplı olacak ve satıcının bu durum
nedeniyle sorumluluğu söz konusu olacaktır. Alıcı, kendisine sözleşmeye aykırı mal teslim
edildiğini ileri sürerek teslim edilen malı reddetme hakkına sahiptir12.
Ayıptan doğan sorumluluktan bahsedilebilmesi için, aşağıdaki koşullar aranmaktadır:
9
VonBüren, Bruno, SchweizerischesObligationenrecht, BesondererTeil(Art. 184 – 551), Zürich, 1972, s.20
(Özdemir, s. 69’dan naklen).
10
Özdemir, s. 69.
11
Akçura Karaman, Tuba, Borçlar Kanunu ve Viyana Satım Antlaşması (VSA) Çerçevesinde Satıcının Ayıptan
Sorumluluğu ve Alıcının Hakları, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal
Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde
Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı, s. 227.
12
Özdemir, s. 66.
3
i.
Geçerli bir satım sözleşmesi kurulmalı ve bu sözleşme kapsamında mal, satıcı
tarafından alıcıya teslim edilmelidir. Satıcının teslim yükümlülüğü, CISG md. 30 13
ve TBK md. 20714 uyarınca, satıcının satım sözleşmesinden doğan temel
yükümlülüğü olarak düzenlenmiştir. CISG md. 30’da genel bir ifade olarak
“teslim” kelimesi kullanılırken, TBK md. 207’de satım konusu malın zilyetliğinin
ve mülkiyetinin alıcıya geçirilmesi aranmaktadır15.
ii.
Satım sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı, söz konusu ayıptan haberdar
olmamalıdır. Zira hem TBK md. 22216, hem de CISG md. 35/3 uyarınca, alıcı,
satım sözleşmesinin kurulduğu esnada ayıbı biliyor ise, satıcının bu ayıba ilişkin
sorumluluğu doğmayacaktır.
iii.
Alıcı, teslim edilen malda herhangi bir sözleşmeye aykırılık tespit ederse, CISG
md. 3917 anlamında uygun bir süre içerisinde satıcıya bu durumu ihbar
etmelidir18.Alıcının ayıbı uygun süre içerisinde satıcıya ihbar etme yükümlülüğü,
TBK md. 22319 kapsamında da öngörülmüştür.
iv.
Ayıptan doğan sorumluluğa ilişkin kusur şartı, ne TBK ne de CISG hükümlerinde
öngörülmemiştir20. Dolayısıyla, satıcı, ayıbı bilmese de sorumlu olacaktır ve
bunun sonucu olarak alıcının ayıptan doğan haklarını kullanabilmesi için satıcının
kusuru aranmayacaktır.
13
CISG md. 30: Satıcı sözleşmede ve bu Antlaşmada öngörüldüğü şekilde malları teslim etmek, onlara ilişkin
belgeleri vermek ve malların mülkiyetini geçirmekle yükümlüdür.
14
TBK md. 207: Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna
karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
15
Özdemir, s. 85.
16
TBK md. 222: Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu
değildir.
Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın
bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur.
17
CISG md. 39: (1) Alıcı, bir sözleşmeye aykırılık saptadığı veya saptaması gerektiği tarihten itibaren makul bir
süre içinde satıcıya, sözleşmeye aykırılığı türünü de belirterek bildirmezse, bu sözleşmeye aykırılığa dayanma
hakkını kaybeder.
(2) Her halde, alıcı, malların fiilen kendisine verildiği tarihten itibaren en geç iki yıllık bir süre içinde
sözleşmeye aykırılığı satıcıya bildirmezse, bu sözleşmeye aykırılığa dayanma hakkını kaybeder; meğerki bu süre
sözleşmesel bir garanti süresiyle bağdaşmıyor olsun.
18
Özdemir, s. 66.
19
TBK md. 223: (1) Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz
gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde
ona bildirmek zorundadır.
(2) Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda
olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür
bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte
kabul edilmiş sayılır.
20
Özdemir, s. 67.
4
İşbu ödev konusu kapsamında olmadığından ayrıntılı değinilmeyecek olsa da, bu
noktada CISG md. 7921 ve 8022 ile belirli şartlar altında satıcıya sorumluluktan
kurtulma imkanı sağlandığı belirtilmelidir.
Bu koşulların gerçekleşmesi neticesinde ortaya çıkan satıcının ayıptan doğan sorumluluğu
çerçevesinde, hem TBK hem de CISG alacaklıya çeşitli haklar sunmuş ve bunların yanında
ayrıca uğradığı zararın tazminini talep etme hakkını vermiştir.
2.2.TBK Kapsamında Ayıplı Mal ve Kısmen Ayıplı Mal Kavramları
TBK md. 219 hükmü ve üst başlığı uyarınca, satım konusu malda satıcının alıcıya garanti
ettiği niteliklerin eksikliği ve satım konusu malda bulunması gereken lüzumlu niteliklerin
yokluğu olmak üzere iki somut olay mevcuttur23.Dolayısıyla, satıcının alıcıya vaat ettiği
niteliklerin satım konusu malda bulunmaması ve herhangi bir vaat söz konusu olmasa dahi,
satım konusu malda bulunması gereken niteliklerin yokluğu hallerinde ayıplı maldan söz
edilecektir.
2.2.1. Vaat Edilen Niteliklerin Yokluğu
TBK md. 219/1 hükmündeki “satıcının alıcıya herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin
satılanda bulunmaması” ifadesi ile açıkça ortaya konduğu üzere, satıcının, satım konusu mala
ilişkin herhangi bir vaadinin yokluğu, ayıp anlamına gelir.
2.2.2. Gerekli Niteliklerin Eksikliği
Satım konusu şeyin niteliği, onun değeri ve olağan kullanım elverişliliğine önemli bir şekilde
bağlıdır24.Satım konusu maldan hayatın olağan akışı, dürüstlük kuralı ve malın kullanım
21
CISG md. 79:(1) Taraflardan biri yükümlülüklerinden birini ifa etmemesinin, denetimi dışında kalan bir
engelden kaynaklandığını ve bu engeli, sözleşmenin kurulması anında hesaba katmasının veya engelden ve
sonuçlarından kaçınmasının veya bunları aşmasının kendisinden makul olarak beklenemeyeceğini ispatlaması
halinde ifa etmemeden dolayı sorumlu tutulmaz.
(2) Taraflardan birinin yükümlülüklerini ifa etmemesi, sözleşmeyi kısmen veya tamamen ifa etmek ile
görevlendirdiği bir üçüncü kişinin ifa etmemesinden kaynaklanıyorsa, bu tarafın sorumluluktan kurtulması
ancak;
(a) Fıkra 1 uyarınca sorumluluktan kurtulmuş olduğu takdirde ve,
(b) Görevlendirmiş olduğu kişiye 1. fıkra hükmünün uygulanması durumunda görevlendirilen kişi de
sorumluluktan kurtulacak olduğu takdirde mümkündür.
(3) Bu maddede öngörülen sorumluluktan kurtulma, engelin var olduğu dönem için geçerlidir.
(4) İfa etmeyen taraf, engeli ve kendisinin ifa kabiliyeti üzerindeki etkilerini diğer tarafa bildirmek zorundadır.
Bu bildirim, ifa etmeyen tarafın engeli bildiği veya bilmesi gerektiği andan itibaren makul bir süre içinde karşı
tarafa ulaşmazsa, ulaşmama olgusundan kaynaklanan zararı ifa etmeyen taşır.
(5) Bu madde, tarafların bu Antlaşma uyarınca tazminat talebi dışındaki herhangi bir hakkını kullanmasını
engellemez.
22
CISG md. 80: Bir taraf, diğer tarafın yükümlülüklerini ifa etmemesine, bu ifa etmeme durumu kendi
eyleminden veya eylemsizliğinden kaynaklandığı ölçüde dayanamaz.
23
Özdemir, s. 89.
24
Özdemir, s. 90.
5
amacı kapsamında beklenebilecek olan, satıcı tarafından bilinen veya bilinmesi gereken
nitelikler, gerekli niteliklerdir.
i.
Maddi Ayıp: Satım konusu malın, kendisinden beklenen amaçları gerçekleştirecek
niteliklere sahip olması beklenir25.Malın fiziki yapısında bulunan ve bu amaçları
gerçekleştirmesine engel teşkil eden eksiklikler, maddi ayıp olarak
tanımlanmaktadır.Bu doğrultuda, maddi ayıbın malın fiziksel özelliklerine ilişkin
eksiklikler, bozukluklar vb. olduğu ifade edilebilir. Satılanın maddi yapısına ilişkin
özellikler (saf gümüş, altın kaplama, hakiki inci); kullanılmasını, normal ve
sağlıklı işlemesini sağlayan özellikler; satılana değer kazandıran, fakat yarar
kazandırmayan özellikler (sanat eserinin eskiliği, emtianın geldiği bölge) maddi
anlamda nitelik olarak değerlendirilebilir26. Buna göre, alınan giyim ürünlerinin
yırtık olması maddi ayıp teşkil edecektir.
ii.
Hukuki Ayıp: Alıcının satılandan yararlanmasını engelleyen, herkes için bağlayıcı,
objektif hukuk kurallarından kaynaklanan sınırlamalar, hukuki ayıp olarak
nitelendirilmektedir. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2007 tarihli bir
kararında, satım konusu battaniyelere Ürdün Gümrüğü tarafından el konulması
nedeniyle battaniyelerin hukuki ayıplı olduğuna karar vermiştir27. Patent ihlalleri
nedeni ile kullanılamayan bir cihaz, hukuki olarak ayıplı maldır28.
iii.
Ekonomik Ayıp: Alıcının satım konusu maldan beklediği yararlanma imkanını
azaltan veya malın ekonomik değerinde azalmaya neden olan eksiklikler,
ekonomik ayıp teşkil eder. Kullanılmış otomobilin kaza yapmış olduğunun
bildirilmeden satılması halinde, ekonomik ayıptan söz edilir29.
2.3.CISG Kapsamında Ayıplı Mal ve Kısmen Ayıplı Mal Kavramları
Daha önce de açıklanmış olduğu üzere, CISG hükümlerinde ayıp, ayıplı mal, kısmen ayıplı
mal veya ayıptan doğan sorumluluk kavramlarına yer verilmemiş, bunların yerine
“sözleşmeye aykırılık - sözleşmeye uygunluk” kavramları kullanılarak hükümlerin daha geniş
bir alanda kullanılması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu sebeple, CISG uyarınca ayıptan
sorumluluğa ilişkin temel düzenleme 35. Madde hükmüdür. Ek olarak, CISG md. 41 ve 42 ile
hukuki ayıplara değinilmektedir.
CISG md. 35/1 ile ortaya konan taraf iradesi kuralını, aynı maddenin 2. Fıkrası, tarafların
aksini açıkça kararlaştırmadıkları takdirde sözleşmeye uygun olduğunu kabul ettikleri,
malların kalitesi ve paketlenmesine ilişkin yükümlülükleri belirlemek suretiyle daha açık bir
25
Özdemir, s. 91.
Özdemir, s. 92.
27
Yargıtay HGK, 24.1.2007T., 2007/19-25E., 2007/21K. (Çevrimiçi erişim: www.kazanci.com).
28
Özdemir, s. 95.
29
Özdemir, s. 96.
26
6
hale getirmektedir30.Satım konusu mal, CISG md. 35/2 ile ortaya konan şartları taşımıyorsa,
sözleşmeye aykırı, dolayısıyla ayıplı maldır.
2.3.1. Sözleşmeye Uygun Mal
i.
CISG md.35/2.(a): Bu bent ile “aynı türden malların mutat olarak tahsis edildiği
kullanım amacına uygun” malların sözleşmeye uygun sayılacağı belirtilmiştir. Bu
düzenleme, CISG hükümlerine tabi satımlarda alıcının talep edebileceği temel
kalite standardını ortaya koymaktadır31.Bu bent ile ortaya konan düzenleme, her
türlü satım sözleşmesi için, taraflar aksini kararlaştırmadıkları sürece uygulanma
imkanı bulur32.CISG md. 35/2.(a) çerçevesinde ortaya çıkan en belirgin sorun,
alıcının malları kendi ülkesinde yeniden satmak amacıyla satın aldığı mallar, o
ülkede uygulanan mevzuat uyarınca kanunen tekrar satılamıyor ise, taraflar bu
mevzuata herhangi bir atıf yapmamış olsalar dahi, bu malların “kullanım amacına
uygun” kabul edilip edilmeyeceğidir 33.
Bu hususta Alman Federal Mahkemesinin Midye Davası Kararı34 önem
taşımaktadır. İsviçreli satıcının Yeni Zelanda’dan alıp alıcının Almanya’daki
deposuna teslim ettiği midyelerin kadmiyum miktarının Alman sağlık mevzuatı
kapsamında önerilen ancak emredici olmayan kadmiyum miktarının üzerinde
olduğunun tespit edilmesi sonucu, alıcı ödeme yapmayı reddetmiş ve sözleşmeyi
sonlandırmak istemiştir. Bunun üzerine satıcı tarafından açılan davada, midyelerin
alıcı CISG md. 35/2.(a)’ya aykırılık teşkil etmesi sebebiyle sözleşmeye aykırı mal
olduğu savunmasını ileri sürmüştür. Ancak mahkeme, bu olayda satıcının malları
alıcının ülkesindeki özel kamusal düzenlemelere uygun olarak teslim etme
yükümlülüğünün bulunmadığına, zira satıcının bu şartları bilmesinin mümkün
olmadığına karar vermiştir. Satıcı, ancak, kendi ülkesinde aynı standartlar
uygulanıyorsa, alıcı tarafından söz konusu düzenlemeye ilişkin olarak
bilgilendirilmişse veya somut olayın gerekleri uyarınca söz konusu düzenlemeleri
bilmesi gerekiyorsa (örneğin; satıcının söz konusu ülkede bir şubesinin bulunması
veya alıcı ile uzun süreden beri devam eden bir iş ilişkisinin olması vs.), bu
düzenlemelere aykırılık teşkil eden mallara ilişkin sorumlu tutulabilecektir.
Dolayısıyla bahse konu olayda Alman Federal Mahkemesi, satıcının ödeme
talebinde haklı olduğuna karar vermiştir.
ii.
CISG md. 35/2.(b): Bu bent uyarınca, “sözleşmenin kurulması esnasında açıkça
veya zımnen satıcıya bildirilen her türlü özel kullanım amacına uygun olan” mal,
sözleşmeye uygun olarak nitelendirilecektir. Aynı bent içerisinde bu düzenlemeye
dair bir istisna ortaya konmuş ve “koşullardan, alıcının, satıcının bilgisine ve
30
Flechtner; Atamer (Ed.), s. 166.
Flechtner; Atamer, (Ed.), s. 168.
32
Flechtner; Atamer, (Ed.), s. 167.
33
Flechtner; Atamer, (Ed.), s. 168.
34
Alman Federal Mahkemesi (Bundesgerichtshof), 08.03.1995, VIII ZR 159/94 (Çevrimiçi erişim:
http://cisgw3.law.pace.edu/cases/950308g3.html).
31
7
değerlendirmesine güvenmediği veya güvenmesinin makul olmadığının
anlaşılması” halinde bu fıkranın uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu bent ile
düzenlenen zımni yükümlülük her satımda kendiliğinden doğmaz, ancak
taraflardan biri gerekli adımları atmışsa uygulama alanı bulur35.Dolayısıyla,
satıcının bu kapsamdaki yükümlülüğünün doğması için, alıcının satıcıyı
bilgilendirmesi gerekmektedir.
iii.
CISG md. 35/2.(c): Satım konusu mallar, “satıcının alıcıya örnek veya model
olarak sunduğu malların kalitesine sahip iseler” sözleşmeye uygundurlar.
Satıcının bu fıkradan kaynaklanan yükümlülüğünden söz edilebilmesi için de,
yukarıdaki açıklamalara paralel olarak, satıcının alıcıya satım konusu malların bir
örnek veya modelini göstermiş olması aranmaktadır.
iv.
CISG md. 35/2.(d): Malların“ilgili türden mallar için mutat sayılan şekilde veya
böyle mutat bir şeklin var olmadığı hallerde, malın muhafazası ve korunmasına
uygun olan şekilde paketlenmiş” olmaları gerekmektedir. Maddenin 2. Fıkrasının
(a) bendinde olduğu gibi, bu bent ile ortaya konmuş olan düzenleme de, her satım
sözleşmesinde, taraflar aksini kararlaştırmadığı sürece uygulanacaktır.
v.
CISG md. 4136 ve 4237: CISG md. 41 uyarınca, teslim edilen malın sözleşmeye
uygun sayılabilmesi için, yukarıdaki koşullara ek olarak, üçüncü kişilerin hak ve
taleplerinden ari bir şekilde teslim edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla CISG ile,
devredilen mülkiyetin “temiz olması” gerektiği, yani hukuki ayıplarının olmaması
gerektiği düzenlenmiştir38. Ancak TBK hükümlerinde düzenlenmesinin aksine,
CISG kapsamında ayıba karşı tekeffül ve zapta karşı tekeffül ayrımları
yapılmamış, TBK hükümlerinde hukuki ayıptan doğan sorumluluğa ilişkin “zapta
karşı tekeffül” kavramı kullanılmakta iken, CISG bu kavramları yeknesak
“sözleşmeye aykırılık” çerçevesinde bir potada eritmiştir39.
35
Flechtner; Atamer (Ed.), s. 167.
CISG md. 41:Satıcı, üçüncü kişilerin her türlü hak ve taleplerinden ari mallar teslim etmek zorundadır,
meğerki, alıcı bu hak ve taleplere konu malları almayı kabul etmiş olsun. Bununla birlikte, bu hak veya talep
sınaî ya da diğer bir fikrî mülkiyete dayanmaktaysa, satıcının borcu 42. maddeye tabidir.
37
CISG md. 42: (1) Satıcı, üçüncü kişilere ait sınaî veya diğer bir fikrî mülkiyete dayanan ve sözleşmenin
akdedilmesi sırasında bildiği veya bilmemesinin mümkün olmadığı hak veya taleplerden ari mallar teslim etmek
zorundadır, şu şartla ki, hak ya da talep,
(a) malların yeniden satılacağı veya diğer bir şekilde kullanılacağı devletin hukukuna göre mevcut olan bir
sınaî veya fikrî mülkiyete dayansın ve taraflar sözleşmenin kurulması sırasında malların bu devlette yeniden
satılacağını veya kullanılacağını hesaba katmış olsun; veya
(b) bunun dışındaki her halde, alıcının işyerinin bulunduğu devletin hukukuna göre mevcut olan bir sınaî veya
fikri mülkiyete dayansın.
(2) Satıcının fıkra 1 uyarınca yükümlülüğü,
(a) sözleşmenin kurulduğu anda alıcının hakkı ya da talebi bildiği veya bilmemesinin mümkün olmadığı halleri;
veya
(b) hak ya da talebin, alıcının, satıcının kullanımına sunduğu teknik çizim, tasarım, veya başkaca veriden
kaynaklandığı halleri kapsamaz.
38
Atamer, Yeşim, Uluslararası Satım Sözleşmelerine İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca
Satıcının Yükümlülükleri ve Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, İstanbul, 2005, s. 245.
39
Atamer, CISG Uyarıca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 245.
36
8
CISG md. 41 ve 42 ile hukuki ayıplar iki başlık altında toplanmış; CISG md. 41 ile
üçüncü kişilerin satım konusu mal üzerindeki ayni ve şahsi hakları ele alınırken,
CISG md. 42 ile üçüncü kişilerin mal üzerindeki sınai veya bir fikri mülkiyete
dayanan hakları üzerinde durulmuştur. 42. Maddede, 41. Maddeden farklı olarak,
satıcının sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurlu olması gerekmektedir.
DresdenYüksek Eyalet Mahkemesinin bir kararına40 konu olan bir olayda, Alman
satıcı tarafından Beyaz Rusya’daki bir alıcıya teslim edilmiş olan satım konusu
arabanın çalıntı çıkması nedeni ile araca el konmuştur. Mahkeme, satıcının
arabanın mülkiyetini alıcıya geçirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu
sebeple sözleşmeyi ihlal ettiğine karar vermiştir.
2.3.2. Ayıp Teşkil Eden Eksiklikler
CISG md. 35, satıcının yükümlülüklerini malların “miktarı, kalitesi ve türü”, bunun yanında
satılan malların paketlenmesi sorunları çerçevesinde düzenlemekte ve malların sözleşme
şartlarına uygun olması gerektiği temel kural olarak ortaya konmaktadır 41.
CISG hükümlerinde, sözleşmeye aykırılık, sadece kalite eksikliğinde öngörülmemiş, bilakis,
miktar, tür ve paketleme eksikliğini de kapsar halde düzenlenmiştir42.
i.
Kalite Eksikliği: TBK ile ortaya konan maddi, hukuki ve ekonomik ayıp halleri,
CISG md. 35 ile kalite eksikliği kapsamında korunmaktadır43. Alıcı, satım konusu
malın en azından satıcı ülkenin kamu hukuku kurallarına uygun olmasını
arar44.Malın kalitesi, malın fiziki ve hukuki niteliklerini kapsamaktadır. Malın
uyması gereken standartlara uygun olması ve üretim koşulları da kalite niteliğine
dahildir.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi, bir kararında, satım konusu organik arpanın
organik olup olmadığının tespit edilmesi için gerekli olan belgelerin alıcıya
sunulmamış olmasının, edimin CISG md. 35/1 anlamında kalite bakımından,
sözleşmeye aykırı olarak ifası şeklinde yorumlamıştır45.
ii.
Miktar Eksikliği: Miktar eksikliği, satılan malın niteliğini belirlemediği veya
kullanım amacı bakımından önem taşımadığı sürece, TBK uyarınca ayıp olarak
40
Dresden Yüksek Eyalet Mahkemesi (Oberlandesgericht Dresden), 21.03.2007, 9 U 1218/06 (Çevrimiçi
erişim: http://cisgw3.law.pace.edu/cases/070321g1.html).
41
Flechtner; Atamer (Ed.), s. 165.
42
Özdemir, s. 101.
43
Özdemir, s. 101.
44
Akikol, Diana, DieVoraussetzungen der SachmaengelhaftungbeimWarenkauf (Obligationenrecht un UNKaufrecht), Zürich, 2008, PN. 179,65 (Özdemir, s. 101’den naklen).
45
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi(OberlandesgerichtMünchen ) 13.11.2002, 27 U 346/02 (Çevrimiçi
erişim: http://cisgw3.law.pace.edu/cases/021113g1.html).
9
kabul edilmemektedir46. Ancak, CISG md. 35 uyarınca miktar eksikliği
sözleşmeye aykırılık olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla, CISG uygulamasında,
malın az veya çok miktarda teslimi sözleşmeye aykırı sayılır47.Miktar eksikliği,
kullanım amacı bakımından önem taşıyorsa, vasıf eksikliği olarak kabul
edilebilmesine karşın, satıcının, satım sözleşmesinde kararlaştırılan miktarda malı
eksik ifa etmesi kısmi ifa niteliğindedir48.
iii.
Tür Bakımından Eksiklik: Satıcının, sözleşme gereği üstlendiği maldan başka bir
malı teslim etmesi halinde aliud ifa söz konusudur49.Aliud ifada, alıcı, sözleşmede
kararlaştırılan satım konusu malı elde edemez. Dolayısıyla, aliud ifa halinde,
ortada bir ifa olmadığından, ayıplı ifadan değil, borcun ifa edilmemesinden
bahsedilecektir50.Ancak, teslim edilen mal, sözleşmede kararlaştırılan satım
konusuna uygun, ancak belirtilen niteliklerden yoksun ise, vasıf ayıbı vardır51.
Ancak CISG,aliud ifa ile ayıplı ifa arasında herhangi bir fark öngörmemiş52 ve
ikisini de sözleşmeye aykırılığa ilişkin hükümlere tabi tutmuştur.
Stuttgart Eyalet Mahkemesinin bir kararına 53 konu olan bir olayda, satıcı, alıcıya
somaki mermerinden (porphyry) yapılmış kaldırım taşı yerine çakıl taşından
(gravel) yapılmış farklı nitelikteki bir kaldırım taşı göndermiştir. Mahkeme
kararda olayda bir aliud ifanın söz konusu olup olmadığı tartışmasına girilmesi
gerekmediğini, aliud ifa olsa da olmasa da yapılan ifanın sözleşmeye aykırı bir mal
teslimi olduğunu ifade etmiştir.
iv.
Paketleme ve Muhafaza Eksikliği: Muhafaza ve paketleme, TBK hükümlerinde
yan edim olarak ele alındığından bunlara ilişkin eksiklikler ayıptan doğan
sorumluluğa yol açmamaktadır54. Ancak, CISG uyarınca malın paketlenmesi ve
muhafaza edilmesine ilişkin eksiklikler sözleşmeye aykırılık olarak ele alınmıştır.
Zira CISG kapsamında malın uygun paketlenmesi ve muhafazası, malın
niteliklerinden biri olarak sayılmıştır55.
Malın paketlenmesinde, taraflar arasında kararlaştırılan biçimde paketlenmesi
beklendiği gibi, paketleme ürünün zarar görmesini de engelleyecek şekilde
olmalıdır. Ancak, ambalajın yalnızca malı zarardan korumak amacına hizmet
etmesi halinde, satıcı, malı alıcıya ayıpsız olarak teslim edebilmişse burada
ambalajın yetersizliğinin sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu kabul etmek
46
Özdemir, s. 103.
Özdemir, s. 105.
48
Özdemir, s. 104.
49
Akikol, PN. 196,71 (Özdemir, s. 105’ten naklen).
50
Özdemir, s. 108.
51
Özdemir, s. 108.
52
Özdemir, s. 109.
53
Stuttgart Eyalet Mahkemesi (Landgericht Stuttgart), 04.06.2002, 15 O 179/01 (Çevrimiçi erişim:
http://cisgw3.law.pace.edu/cases/020604g1.html).
54
Özdemir, s. 110.
55
Özdemir, s. 111.
47
10
mümkün olmayacağından56, her somut olayda koşullara bakılarak malın
paketlenmesi ve muhafazasına ilişkin eksikliklerin bir ayıplı ifa oluşturup
oluşturmadığı belirlenmelidir57. Taraflar arasında, paketleme ve muhafazaya
ilişkin olarak zımni bir anlaşma yapılabilir veya aralarındaki teamüllerin zımni bir
anlaşmaya vücut verebilir58.
Ancak, Saarbrücken Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin bir kararına göre, taraflar
arasında daha önceden yapılmış olan teslimlerde muhafaza ve paketlemenin
yetersiz olması halinde, bu yönde zımni bir anlaşma olduğu kabul
edilmemektedir59.
2.4.Malın Ayıplı Olup Olmadığının Belirlenmesindeki Ölçütler
2.4.1. Vasıf Anlaşmaları
Hem TBK hem de CISG hükümlerinde, malın sözleşmeye uygunluğunun ölçütünü taraflar
aralarında kararlaştırabilir. Bu anlaşma, herhangi bir şekle tabi değildir. CISG md. 11 60
uyarınca, malın sözleşmeye uygunluğuna ilişkin ölçütü belirleyen anlaşma, zımni de olabilir.
2.4.2. Satıcının Vaadi
Satıcının, alıcıya, satım konusu malın özelliklerine dair ciddi nitelikteki vaatlerine uygun
olmayan mallar, ayıplı maldır. Ancak, satıcının vaadi ile bağlı olabilmesi için alıcının, makul
bir kişi olarak malın niteliklerini somut şartlar altında değerlendirmesi gerekmektedir61.Vaade
konu olan olumlu veya olumsuz niteliklerin, hasarın alıcıya geçişi anında mevcut olması
gerekmektedir62.
2.4.3. Mutad Kullanıma Elverişlilik
Malın niteliği konusunda, taraflar arasında herhangi bir anlaşma yoksa, satım konusu mal,
CISG md. 35/2 ile belirlendiği üzere aynı türden malların mutad olarak tahsis edildiği
kullanım amacına elverişli olmalıdır63.TBK md. 8664 kapsamındaki düzenleme de anılan
56
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 195.
Ayhan, s. 10.
58
Baysal, Pelin, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması
(CISG) Çerçevesinde Satıcının Ayıptan Sorumluluğu; Şıpka, Şükran – Yıldırım, Ahmet Cemil (Ed.), Yeni Türk
Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri, İstanbul, 2012, s. 228.
59
Saarbrücken Yüksek Eyalet Mahkemesi (OberlandesgerichtSaarbrücken), 17.01.2007, 5 U 426/96-54
(Çevrimiçi erişim: http://cisgw3.law.pace.edu/cases/070117g1.html).
60
CISG md. 11: Satım sözleşmesinin kurulması veya ispatı yazılı şekilde yapılmak zorunda olmadığı gibi başka
herhangi bir şekil hükmüne de bağlı değildir. Sözleşme, tanık dahil her usulle ispat edilebilir.
61
Özdemir, s. 127.
62
Özdemir, s. 132.
63
Özdemir, s. 140.
64
TBK md. 86: Çeşit borçlarında hukuki ilişkiden ve işin özelliğinden aksi anlaşılmadıkça, edimin seçimi
borçluyaaittir. Ancak borçlunun seçeceği edim, ortalama nitelikten daha düşük olamaz.
57
11
CISG hükmündeki düzenlemeye paraleldir. Hem CISG, hem de TBK’ndaki ilgili hükümler,
alıcının korunması amacını taşımaktadır.
Hem TBK, hem de CISG uyarınca, bu kıstas, tarafların uymak zorunda oldukları asgari kalite
standardını teşkil eder ve alıcı, malın bu niteliklerinin var olduğunu varsayarak satım
sözleşmesini akdeder65. Alıcının, malın mutad kullanıma elverişliliğini tacirlerden de, özel
satıcılardan da talep etme hakkı mevcuttur66.
Mutad kullanımın içeriği belirlenirken, ticari hayattaki standartlara ilişkin bir genelleme
yapmak yerine, somut olaydaki koşulların dikkate alınması daha adil bir sonuç doğuracaktır67.
Alman Federal Mahkemesi bir kararında68, Belçikalı bir satıcının Alman alıcıya gönderdiği ve
Alman alıcı tarafından Bosna Hersek’teki son alıcıya gönderilecek olan et mamullerinin
“dioxin” isimli zararlı maddeyi içermesi nedeniyle, gönderilen malların uluslararası ticaret
açısından tekrar satılamaz olma durumunun malın mutad kullanım amacına aykırılık
oluşturduğu tespit edilmiştir.
2.4.4. Örnek veya Model Üzerinde Anlaşma
Tarafların örnek veya model üzerinde anlaşarak akdettikleri satım sözleşmeleri kapsamında,
malın ifası söz konusu örnek veya modele uygun olarak gerçekleşmelidir. Örnek, satıcının
elinde bulunan ve satım konusunu teşkil edecek mallar içinden alıcıya gösterilen
maldır69.Alıcıya bir numune sunulması halinde, satıcı, malın, numunenin tüm özelliklerini
taşıyacağını garanti eder70.Model ise, satıcının elinde satım konusu malın orijinalinin
bulunmadığı hallerde, alıcıya gösterilen ve aslına kısmen veya tamamen uygun olan, aslını
kısmen veya tamamen temsil ettiği düşünülen nesnedir71.
Dolayısıyla, üzerinde mutabık kalınan örnek veya aykırı bir malın alıcıya teslim edilmesi
halinde, satıcının sözleşmeye aykırılığa ilişkin sorumluluğu doğacaktır. Ancak, taraflar, satıcı
tarafından gönderilen malların, daha önce sunulan numune veya modele uygun olmaması
hâlinde satıcının sorumlu olmayacağını kararlaştırabilirler72.
2.4.5. Mutad veya Uygun Paketleme
CISG kapsamında, malın uygun paketlenmesi, gerekli olan vasıf niteliğinde düzenlenmiş ve
paketlemede yapılan hatalar, sözleşmeye aykırılık olarak belirlenmiştir73.Buna göre, satım
65
Özdemir, s. 141.
Özdemir, s. 141.
67
Ayhan, s. 12.
68
Alman Federal Mahkemesi (Bundesgerichtshof), 02.03.2005, VIII ZR 67/04 (Çevrimiçi erişim:
http://cisgw3.law.pace.edu/cases/050302g1.html).
69
Özdemir, s. 159.
70
Baysal, s. 241.
71
Özdemir, s. 159.
72
Ayhan, s. 16.
73
Özdemir, s. 165.
66
12
sözleşmesinin konusu olan mallar için mutad olan biçimde malların paketlenmemesi veya
yüklemenin o mallar için uygun olan biçimde yapılmaması hâlinde ayıplı mal söz konusu
olacaktır74.Sözleşmenin konusu olan mallar için yükleme ve paketlemeye ilişkin mutad bir
uygulama mevcut değilse, o malların muhafazası ve korunmasına uygun biçimde
paketlenmesi ve yüklenmesi gerekmektedir75.
Saarbrücken Yüksek Eyalet Mahkemesi bir kararında, olaydaki satım konusu mermer
blokların, taşıyan aracın ani fren yapması halinde zarar görmelerini engelleyecek biçimde
paketlenmemiş olmalarının, sözleşmeye aykırı yapılmış bir ifa olduğunu belirtmiştir76.
Ancak, malın herhangi bir ambalaj olmadan taşınmasının mümkün olduğu veya malın
taşınmasının özel bir paketleme gerektirmediği hallerde, paketlemenin satıcı tarafından
yapılmaması, sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyecektir77.
Malın uygun paketlenmesine ilişkin incelemeler, her somut olayın kendi özellikleri göz
önünde bulundurularak yapılmalıdır. Zira malın özellikleri, taşıma süresi, iklim vb. faktörler
bu hususta etkilidir.
2.4.6. Alıcının Bildirdiği Özel Kullanım Amaçları
TBK md. 219 ve CISG md. 35/2, alıcının satım konusu mala ilişkin olarak satıcıya bildirmiş
olduğu özel kullanım amaçlarını da bir ölçüt olarak düzenlemiş ve bu sayede hem iç
hukukumuzda, hem de CISG uyarınca satım konusu malın sahip olması gereken niteliklerin
kapsamı genişletilmiştir.
CISG md. 35/2, malın, sözleşmenin kurulması esnasında açıkça veya zımnen satıcıya
bildirilen her türlü özel kullanım amacına uygun ise sözleşmeye uygun olacağını ortaya
koymuş, bu doğrultuda alıcın, malın söz konusu özel kullanım amaçlarına uygun olarak teslim
edileceğine olan güveni korunmuştur. Elbette, bu ölçütün kullanılabilmesi için, söz konusu
özel kullanım amaçları satıcıya açıkça veya zımnen bildirilmiş olmalıdır. Yapılan bildirim,
anlaşılabilir olmalıdır.Alıcının bu kapsamdaki güveni, TBK md. 219’da, “alıcının ondan
beklediği faydaları ortadan kaldıran” ifadesi ile iç hukukumuzda da korunmaktadır.
Münih Eyalet Mahkemesi’nin bir kararında78, özel kullanım amacı, malın kullanım ömrü
bakımından önem kazanmış ve bu kapsamda tartışılmıştır. Olayda satım konusu mal alıcının
işyerlerinde dekorasyon amacı ile kullanılacak olan kürelerdir. Dosyada alınan bilirkişi
raporunda, pahalı ve sofistike bir yapıya sahip kürelerin, kalıcı bir sergi malzemesi olarak
satınalındığı, ancak kürelere monte edilen motorların uzun süre çalışmaya uygun olmadığı
74
Ayhan, s. 18.
Ayhan, s. 19.
76
Saarbrücken Yüksek Eyalet Mahkemesi (OberlandesgerichtSaarbrücken), 17.01.2007, 5 U 426/96-54
(Çevrimiçi erişim: http://cisgw3.law.pace.edu/cases/070117g1.html).
77
Özdemir, s. 165.
78
Münih Eyalet Mahkemesi (LandgerichtMünchen), 27.02.2002, 5 HKO 3936/00 (Çevrimiçi erişim:
http://cisgw3.law.pace.edu/cases/020227g1.html).
75
13
tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından bir yıldan daha az bir kullanım ömrü biçilen kürelerin,
alıcının küreleri şubelerine taşımadaki yüksek nakliye ücretlerini de dikkate alarak ortalama
üç yıl çalışması gerektiği kanaatine varılmıştır ve mahkeme tarafından söz konusu kullanım
ömrünü karşılamayan küreler için semende indirim kararı verilmiştir.
Ancak, tarafların bunun aksini kararlaştırmaları, yani malın özel kullanım amacına uygun
olmaması hâlinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcu gereğince sorumlu olmayacağını
kararlaştırmaları mümkündür79.
2.5.Malın Sözleşmeye Uygunluğunun Arandığı An
Satıcının ayıba ilişkin sorumluluğu, belirli bir süre ile sınırlandırılmıştır. CISG md. 36 80 ile
satım konusu mala ilişkin hasarın satıcından alıcıya geçişi açıkça düzenlenmiştir. Satıcının
ayıplı maldan sorumlu olabilmesi için, ayıbın, hasarın alıcıya geçtiği anda mevcut olması
gerekli ve yeterlidir81.En geniş anlamıyla hasar, doğal nedenlerle veya insan iradesinin sonucu
olarak eşya üzerinde meydana gelen kırılma, bozulma, tamamen yok olma (telef olma) gibi
olaylar olup, “hasarın geçmesi” kavramı bir tehlikeyi, bir riski ifade etmektedir82.
Ayıp daha sonra fark edilse dahi, hasarın alıcıya geçişi sırasında mevcut ise, satıcı bundan
sorumlu olacaktır. Tarafların hasarın geçiş anını aralarında kararlaştırmaları, CISG md. 6 83 ve
TBK md. 208/184 kapsamında mümkündür.
Ancak, tarafların aralarında kararlaştırmamaları halinde bu konudaki genel eğilim, CISG
örneğinde de olduğu gibi hasarın geçmesini teslime bağlamaktır85.Taraflar arasında bu
hususta bir anlaşma yok ise, CISG md. 6786 hükmüne göre hasar, satıcı malları belirli bir
79
Ayhan, s. 14.
CISG md. 36: (1) Satıcı, hasarın alıcıya geçtiği anda mevcut olan sözleşmeye aykırılıktan, sözleşmeye
aykırılık bu andan sonra belirgin hale gelmiş olsa dahi, sözleşme ve bu Antlaşma uyarınca sorumludur.
(2) Satıcı, fıkra 1’de belirtilen andan sonra ortaya çıkan ve malların belirli bir süre için, mutad amaçlarına veya
belirli bir amaca elverişli kalacağı veya belirli nitelikleri veya özellikleri muhafaza edeceği konusundaki
garantinin ihlâli de dahil olmak üzere herhangi bir yükümlülüğünün ihlâline dayanan sözleşmeye aykırılıktan
sorumludur.
81
Ayhan, s. 20.
82
Altay, Sabah, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ve Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında
Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca Hasarın Alıcıya Geçişi, Galatasaray Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın (CISG) Türk
Borçlar Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı, s. 186, 187.
83
CISG md. 6: Taraflar, bu Antlaşmanın uygulanmamasını kararlaştırabilecekleri gibi, 12. madde saklı kalmak
şartıyla, hükümlerine istisna getirebilir veya hükümlerinin doğurabileceği etkileri değiştirebilirler.
84
TBK md. 208: (1) Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan ayrık
hâller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil
anına kadar satıcıya aittir.
85
Bridge, Michael, CISG Uyarınca Hasarın Geçmesi. Atamer (Ed.), s. 193.
86
CISG md. 67: (1) Satım sözleşmesi malların taşınmasını gerektiriyorsa ve satıcı malları belirli bir yerde
vermeye mecbur değilse hasar, malların, alıcıya ulaştırılması amacıyla, satım sözleşmesine uygun olarak ilk
taşıyıcıya verilmesi ile alıcıya geçer. Satıcının malları belirli bir yerde taşıyıcıya vermesi gerekiyorsa malların o
yerde taşıyıcıya verilmesine kadar hasar alıcıya geçmez. Satıcının malları temsil eden belgeleri alıkoyma hakkı
olsa bile, bu, hasarın intikaline etki etmez.
(2) Ancak mallar, üzerlerindeki ayırt edici işaretler, taşıma belgeleri, alıcıya yapılacak bildirim veya diğer
herhangi bir yolla açıkça sözleşmeye tahsis edilmediği sürece hasar alıcıya geçmez.
80
14
yerde vermeye mecbur değilse, malların, alıcıya ulaştırılması amacıyla, satım sözleşmesine
uygun olarak ilk taşıyıcıya verilmesi ile alıcıya geçecektir.
Malın belirli bir yerde taşıyıcıya teslim edilmesinin gerektiği hallerde, bu gerçekleşene kadar
hasarın intikal etmeyeceği düzenlenmiştir87.
Tarafların bu konuda herhangi bir düzenleme yapmamış olmaları halinde, satım konusu mala
ilişkin hasar, TBK md. 208’de belirlenen zamanlarda satıcıdan alıcıya geçecektir.
2.6.Malın Muayene Edilmesi
Ayıp ihtarı, alıcının, ayıba ve sözleşmeye aykırılığa ilişkin TBK ve CISG uyarınca kendisine
verilen haklardan faydalanabilmesi için yerine getirmesi gereken şekli şarttır. Ayıp ihtarı,
muayene ve ihbar külfetlerini de kapsamaktadır ve bu külfetler alıcı tarafından yerine
getirilmeden, satıcının, ayıptan ve sözleşmeye aykırılıktan dolayı sorumluluğuna gidilemez88.
Ancak, satıcı, maldaki ayıpları biliyorsa veya bilmesi gerekiyorsa ve bu durumu alıcıya
bildirmemişse, alıcının muayene ve ihbar külfetini yerine getirmediğini öne sürerek
sorumluluktan kurtulamayacaktır89.
TBK md. 223 ve CISG md. 38/190, alıcıya, satım konusu malı muayene etme yükümlülüğü
getirmiştir. Ancak, iki düzenlemede de muayeneye ilişkin herhangi bir kapsam ve şekil
belirlenmemiştir91.Yine iki düzenlemede de, muayene yükümlülüğüne ilişkin net bir süre
belirlenmemiş, bunun yerine somut olayın özelliklerine göre “uygun bir süre içinde” veya
“koşulların izin verdiği ölçüde kısa bir süre içinde” muayenenin yapılması gerektiği
belirtilmiştir. Açık ayıplarda bu süre, alıcının malı teslim aldığında yapacağı mutad
muayenesi anında başlarken, gizli ayıplarda ayıbın öğrenildiği andan itibaren ihbar süresi
başlayacaktır92. CISG ile muayene süresi olarak koşulların izin verdiği ölçüde kısa bir süre
belirlenmiştir93.
Elbette, tarafların malın muayenesine ilişkin bir şekil öngörmeleri halinde, bu şekle uygun bir
muayene yapılması gerekecektir. Böyle bir belirlemenin yapılmamış olması halinde, CISG
87
Özdemir, Hayrunnisa, Satış Sözleşmesinde Yarar ve Hasarın İntikali, Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a Armağan, s.
376.
88
Özdemir, s. 203.
89
Ayhan, s. 24.
90
CISG md. 38:(1) Alıcı, malları, koşulların izin verdiği ölçüde kısa bir süre içerisinde muayene etmek veya
ettirmek zorundadır.
(2) Sözleşme, malların taşınmasını gerektiriyorsa, muayene, malların varma yerine ulaşması sonrasına
ertelenebilir.
(3) Mallar alıcı tarafından, muayene etmek için yeterli imkâna sahip olmaksızın, taşıma halindeyken başka bir
yere yönlendirilir veya onun tarafından başka bir yere gönderilirse ve satıcı sözleşme kurulurken böyle bir
yönlendirme veya başka yere gönderme ihtimalini biliyor veya bilmesi gerekiyor idiyse, muayene, malların yeni
varma yerine ulaşması sonrasına ertelenebilir.
91
Özdemir, s. 204.
92
Özdemir, s. 287.
93
Aksakal, s. 356.
15
md. 994 kapsamında, taraflar, aralarında yerleşen teamüller ve milletlerarası ticari teamüller ile
bağlıdırlar.
Alıcı, makul bir süre içinde malı muayene etmek zorundadır. Zira alıcının her zaman muayene
ederek ayıp ihbarında bulunabilmesi halinde, satıcı bakımından devamlı bir güvensizlik söz
konusu olur. South Dakota Yüksek Mahkemesi tarafından verilen bir kararda95, satıcı, alıcının
1978 yılı sonbaharında yetiştirmek için satın aldığı aşıları olmayan 400
mandanınbrusellozhastalığına sahip olmadıkları hususunda alıcıya garanti vermiştir. Sonraki
ilkbaharda hamile dişi mandalarda düşükler tespit edilmesi üzerine hayvanları muayene eden
veteriner, mandalardan birinin kan örneğinde brusellozmikrobuna rastlandığından, tüm
hayvanların kontrol edilmesini tavsiye etmiştir. Bu tavsiyeye uymayan alıcı, düşüklerin
artması neticesinde 1980 yılı ilkbaharında hayvanları test ettirmiş, sonuç %78 pozitif
çıkmıştır. Ancak mahkeme, alıcının bu konuya ilişkin talebini, sürüyü 1979 yılında test
ettirmiş olsaydı durumun daha erken tespit edilebileceği ve gereken önlemlerin alınabileceği
gerekçesi ile reddetmiştir.
Alıcı, malın dış kontrolünden veya örneğinden bir sonuç elde edememiş ise, malı daha geniş
muayene ve kimyasal teknik analizden geçirmekle yükümlüdür96.
Taraflar arasında aksi kararlaştırılmadıkça veya bu alanda herhangi bir mutad davranış
olmadıkça, muayene masraflarına alıcı katlanır97.
2.7.Ayıbın İhbar Edilmesi
Alıcı, satım konusu malın gereği gibi yapılan muayenesi sonucu saptadığı veya saptaması
gereken her türlü sözleşmeye aykırılığı (açık ve gizli ayıpları) makul bir süre içinde satıcıya
bildirmezse, sözleşmeye aykırılıktan dolayı sahip olduğu hakları kaybeder98. Hem CISG md.
38, hem de TBK md. 223 ile düzenlenen bu hususta da, CISG ve TBK arasında uyum söz
konusudur.
Örneğin, malı teslim aldığı hafta maldaki ayıpları tespit eden alıcının, satıcıya ihbarı 1 yıl
sonra yapması halinde, zararın artması sebebiyle satıcı daha fazla zarara sokabileceğinden,
alıcının bu halde makul süreyi aştığının kabul edilmesi hakkaniyete uygun olacaktır99.
94
CISG md. 9: (1) Taraflar, uygulanmasını kabul ettikleri teamüller ve aralarında yerleşmiş olan
alışkanlıklarla bağlıdır.
(2) Aksi kararlaştırılmadıkça, tarafların bildiği veya bilmesi gerektiği ve milletlerarası ticarette aynı tür
sözleşmeleri ilgili ticari branşta akdedenler tarafından yaygın olarak bilinen ve düzenli olarak uygulanan
teamüllerin sözleşmelerine ve sözleşmenin kurulması aşamasına uygulanmasını zımnen kabul ettikleri varsayılır.
95
South Dakota Yüksek Mahkemesi (Supreme Court of South Dakota), Hepper v. Triple U Enterprises Inc.,
28.05.1986, 388 N.W.2d 525 (Çevrimiçi erişim: http://law.justia.com/cases/south-dakota/supremecourt/1986/14287-1.html).
96
Özdemir, s. 208.
97
Özdemir, s. 220.
98
Özdemir, s. 249.
99
Ayhan, s. 38.
16
Yargıtay uygulamasına göre, alıcı, kanuni süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı halde,
satıcının ihbar süresi geçtikten sonra alıcının bildirdiği ayıpları kabul etmesi ve giderilmesi
taahhüdünde bulunması halinde, satıcı artık bu ayıplardan da sorumlu olur100.
İhbar, tespit edilen sözleşmeye aykırılıkları ve alıcının malı bu haliyle kabul etmeyeceğini,
satıcıya karşı sahip olacağı hakları kullanacağına ilişkin bir kaydı içermelidir101. Dolayısıyla,
alıcı, ayıp ihbarını zamanında ve ayıbın niteliğini açıkça belirterek yapmazsa, malı olduğu
gibi kabul etmiş sayılacaktır102.Örneğin, Hannover Eyalet Mahkemesi, alıcının ihbarında
teslim edilen ayakkabıların içlerinin çok sert ve kaba olduğunu ve renginin aktığını
bildirmesini yeterli görmemiş, ayakkabıların sözleşmede kararlaştırılan hali ile mevcut
durumları arasındaki farkı göstermiş olması gerektiğini belirtmiştir ve bu sebeple, olaydaki
ihbar metninde ayakkabıların ilk ve son halleri hakkında herhangi bir açıklama
bulunmadığından alıcının talebini reddetmiştir103.
Hem CISG, hem de TBK uygulamasında alıcının ayıbı ihbar mecburiyeti, alıcı ihbarda
bulunmadığında herhangi bir tazminat ödemek gibi bir yaptırım ile karşılaşmadığından, tek
başına bir hukuki mükellefiyet olmayıp, gerekli ihbar yapılmadığında alıcının satıcıya dava
açma veya tazminat talep etme hakları ortadan kalktığından bir külfet niteliğindedir104.
Ancak, CISG md. 38 ile maddi ayıplara ilişkin olarak ortaya konan alıcının muayene ve
araştırma külfeti, CISG md. 41 ve 42 ile düzenlenmiş olan hukuki ayıplar için yoktur105.
2.8.Alıcının Malı Muhafaza Etmesi
CISG md. 86106 uyarınca, alıcı, ayıplı malı kabul etmek istemiyorsa, malları muhafaza etmek
için gereken önlemleri almak zorundadır.
Ancak, CISG md. 88’e107 göre, satıcı veya temsilcisi, malları makul bir süre içerisinde geri
almaz veya muhafaza masraflarını ödemez ise, alıcı, bu malları satma hakkına sahip olur.
100
Yargıtay HGK, 2003/19-184E., 2003/200K., 26.03.2003 t.
Özdemir, s. 249.
102
Özdemir, s. 275.
103
Hannover Eyalet Mahkemesi (Landgericht Hannover), 01.12.1993, 22 O 107/93 (Çevrimiçi erişim:
http://cisgw3.law.pace.edu/cases/931201g1.html).
104
Özdemir, s. 260.
105
Atamer, CISG Uyarıca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 246.
106
CISG md. 86: (1) Malları teslim almış olan alıcı, sözleşmeden veya bu Antlaşmadan doğan, malları reddetme
hakkını kullanmak isterse, onların muhafazası için koşulların gerekli kıldığı makul önlemleri alması gerekir.
Yapmış olduğu makul masraflar satıcı tarafından karşılanıncaya kadar malları alıkoyabilir.
(2) Alıcıya gönderilen mallar, varış yerinde alıcının tasarrufuna hazır bulundurulmuş ve alıcı bunları reddetme
hakkını kullanmışsa, bunların zilyetliğini satıcı adına devralması gerekir. Şu kadar ki devralmak, semenin
ödenmesini gerektirmesin ve makul olmayan zahmet veya masraflara sebep olmasın. Bu hüküm, varma yerinde
satıcı veya malları satıcı adına hâkimiyeti altına almaya yetkili bir kimsenin bulunduğu hallerde uygulanmaz.
Alıcı malların zilyetliğini bu fıkra uyarınca devralırsa hakları ve borçları 1. fıkraya göre belirlenir.
107
CISG md. 88: (1) 85 veya 86. madde uyarınca malları muhafaza etmekle yükümlü olan taraf, diğer taraf,
malların zilyetliğini devralmakta veya bunları geri almakta veya semeni veyahut muhafaza masraflarını
ödemekte makul olmayan ölçüde geç kalmış ise bunları uygun bir şekilde satabilir. Şu kadar ki, satma niyetine
ilişkin olarak diğer tarafa makul bir bildirimde bulunulmuş olsun.
101
17
Alıcının bu yükümlülüğü, TBK md. 226 108 ile hukukumuzda yer almaktadır. Maddeye göre,
alıcı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü malın korunması için gerekli olan önlemleri almadan
satıcıya geri gönderemeyecektir.
3. KISMİ İFA KAVRAMI
3.1.TBK Kapsamında Kısmi İfa Kavramı
TBK uyarınca, borçlunun borcunu hiç ifa etmemesi, borca aykırılık türlerinden biridir 109.
TBK md. 213110 hükmüne göre, borcunu ifa etmeyen satıcı, alıcının bu yüzden uğradığı zararı
gidermekle yükümlüdür.Bu halde, satıcı, satım konusu malı teslim etmemekte, dolayısıyla
satım sözleşmesinden doğan temel yükümlülüğünü yerine getirmemektedir.
Ancak, satıcının, alıcıya malın bir kısmını teslim etmesi de karşılaşılabilen bir durumdur.
Edim, ister bir defada ifa edilmesi gereken bir edim olsun, ister kısım kısım ifası gereken bir
edim olsun, borçlu, muaccel olan bir borcu kısmen ifa ile borçtan kurtulamaz111. Zira borçlu,
borcun tamamını ifa etmekle yükümlü olup, kısmi ifaya yetkili değildir112.
TBK hükümleri kapsamında, satıcı, taahhüt ettiği miktardan az bir miktarda mal teslim
etmişse, kalan kısımda kısmî temerrüde düşmüş olur ve buna bağlı sonuçlar
uygulanacağından satıcının kalan kısmı tamamlaması asıl olandır113. Dolayısıyla, miktar
eksikliği, kısmi ifa anlamına gelmektedir.
(2) Mallar çabuk bozulacak türdense veya bunların muhafazası makul sayılamayacak masrafı gerektirecekse, 85
veya 86. madde uyarınca malları muhafaza etmekle yükümlü olan taraf, bunları satmak için uygun önlemleri
almak zorundadır. Mümkün olduğu ölçüde diğer tarafa satma niyetine ilişkin bildirimde bulunulmalıdır.
(3) Malları satan tarafın, malların muhafazası ve satımı için yapılan makul masraflara eşit bir miktarı satımdan
elde edilen gelirden alıkoyma hakkı vardır. Bakiyeyi diğer tarafa borçludur.
108
TBK md. 226: (1) Başka yerden gönderilen satılanın ayıplı olduğunu ileri süren alıcı, bulunduğu yerde
satıcının temsilcisi yoksa, satılanın korunması için gerekli önlemleri geçici olarak almakla yükümlüdür. Alıcı,
ayıplı olduğunu ileri sürdüğü satılanın korunması için gerekli önlemleri almaksızın onu satıcıya geri
gönderemez.
(2) Alıcı, satılanın durumunu gecikmeksizin usulüne göre tespit ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri
sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü alıcıya düşer.
(3) Satılanın kısa zamanda bozulma tehlikesi varsa, alıcı onu bulunduğu yerdeki mahkeme aracılığıyla
sattırmaya yetkili, hatta satıcının yararı gerektiriyorsa sattırmakla yükümlüdür. Alıcı, durumu satıcıya en kısa
zamanda bildirmezse, bundan doğan zarardan sorumlu olur.
109
Kılıçoğlu, Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2012, s. 631.
110
TBK md. 213: (1) Borcunu ifa etmeyen satıcı, alıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.
(2) Satıcı borcunu ifa etmezse alıcı, satış bedeli ile kendisine devredilmeyen satılanın yerine, bir başkasını satın
almak için dürüstlük kurallarına uygun olarak ödediği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın
giderilmesini isteyebilir.
(3) Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa fiyatı bulunan mallardan ise alıcı, onun yerine bir başkasını satın alma
zorunda olmaksızın, satış bedeli ile belirlenmiş ifa günündeki piyasa fiyatı arasındaki farka göre hesaplanacak
zararın giderilmesini isteyebilir.
111
Kılıçoğlu, s. 590.
112
Ertaş, Şeref, Borçların İfası ile İlgili Yeni Borçlar Kanununun Değerlendirilmesi, Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a
Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2011, s. 309.
113
Yüce Bilgin, s. 385.
18
İsviçre Federal Mahkemesinin, bu hususta, “… doktrinde gerçek olmayan miktar eksiklikleri
diye adlandırılan ifa bozukluklarına, diğer bir deyişle, mislî nesnelerin, ölçü, ağırlık ya da
sayıya göre satılıp, vaat edilen nicelikte teslim edilmemesine uygulanır. Bu durumda, alıcının
ayıba karşı tekeffül kurallarına göre korunması gerekli değildir. Dilerse kalan miktarı ister,
dilerse satıcının temerrüdü kurallarına başvurur. Buna karşılık, ölçü, ağırlık ya da sayıya
ilişkin açıklamalar, satılanın miktarını değil de, mislî olmayan bir nesnenin, belirli bir mislî
nesnenin ya da belirli bir mislî nesneler kümesin niteliklerini belirtmeye yarıyorsa; mesela
satıcı belirli bir soğutma tezgâhının uzunluğu hakkında yanlış bilgi vermişse, ya da götürü
olarak satımı teklif edilen belirli bir vagon ticarî malın ağırlığını veya parça sayısını
olduğundan fazla söylemişse, farklı sonuca varılmalıdır. Bu durumlarda “gerçek anlamda
miktar eksikliği değil”, satılanın OR 197/ BK 194 anlamında vaat edilen niteliğinde eksiklik
vardır.” şeklinde bir kararı114 bulunmaktadır.
Bu karara göre, miktar eksikliği, kısmi ifaya ilişkin bir sorun olsa da, miktarın satıcı ve alıcı
arasında sübjektif unsur olarak belirlenmesi halinde, vaat edilen niteliğin eksikliği söz konusu
olacaktır.
TBK md. 84’e115 göre, alıcının, tamamı belirli olan bir borcun kısmi ifasını reddetme hakkı
mevcuttur. Zira borcun kısmi ifası, borca aykırı bir davranıştır116.
TBK uyarınca, alacaklının kısmi ifayı reddedebilmesi için, borcun miktarı belirli olmalı ve
belirli olan borç muaccel olmalıdır117.Ancak, alıcıya tanınan reddetme hakkı, dürüstlük kuralı
ile bağdaşmadığı ölçüde geçerli olmayacaktır. Örneğin, gemiyle gönderilen 100 ton buğdayın
500 kilogram eksik çıktığı saptandığında, alıcı gönderilen buğdayı kısmi ifayı kabul etmek
zorunda olmadığı gerekçesi ile reddedemez118. Bu örnekte alıcı, ifa edilmeyen kısma ilişkin
TBK kapsamında kendisine sağlanan seçimlik haklara başvurma hakkına sahiptir.
Alıcının kendisine tanınan kısmi ifayı reddetme hakkını kullanmayarak kısmi ifayı kabul
etmesi halinde, satıcı, ifa ettiği kısma ilişkin sorumluluktan kurtulacaktır. Ancak, bu durum,
satıcının ifa etmediği kısma ilişkin yükümlülüklerini etkilemeyecektir.
Ayrıca satıcı, TBK md. 84/2 uyarınca, borcun kendisi tarafından ikrar olunan kısmını ifadan
kaçınamaz. Örneğin119, alıcı, satım sözleşmesi gereğince satıcının kendisine 10 ton daha
pirinç teslim etmesi gerektiğini iddia etmiş, satıcı ise yalnızca 5 ton daha pirinç teslim etmesi
gerektiğini savunmuş ise, satıcının artık söz konusu 5 ton pirinci teslim etme zorunluluğu
doğmuştur. Alıcı, kalan 5 ton pirince ilişkin yasal yollara başvurma hakkına sahip olacaktır.
3.2.CISG Kapsamında Kısmi İfa Kavramı
114
Yavuz, Cevdet, Satıcının Satılanın (Malın) Ayıplarından Sorumluluğu, İstanbul 1989, s. 53 vd.
TBK md. 84: (1) Borcun tamamı belli ve muaccel ise, alacaklı kısmen ifayı reddedebilir.
(2) Alacaklı kısmen ifayı kabul ederse borçlu, borcun kendisi tarafından ikrar olunan kısmını ifadan kaçınamaz.
116
Kılıçoğlu, s. 590.
117
Kılıçoğlu, s. 591.
118
Kılıçoğlu, s. 591.
119
Kılıçoğlu, s. 592.
115
19
CISG hükümlerinde, kısmi ifa kavramı kullanılmamış, ayıplı ifaya ilişkin düzenlemelerde
olduğu gibi bu kavram da “sözleşmeye aykırılık” çatısı altında düzenlenmiştir. CISG uyarınca
eksik ifa da, fazla ifa da bu çatı altında düzenlendiğinden, CISG hükümlerinin
uygulanmasında eksik ifa veya fazla ifa ile ayıplı ifa arasındaki sınırın belirlenmesi pratik
anlamda önem taşımamaktadır120. Zira bunların her biri, alıcının, malların sözleşmeye uygun
olmamasından doğan seçimlik haklarını kullanması ile sonuçlanacaktır.
CISG md. 35/1 uyarınca, malın, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları miktardan eksik veya
fazla ifası sözleşmeye aykırılık oluşturmaktadır ve bu düzenleme, kural olarak kararlaştırılan
ile teslim edilen arasındaki farkın miktarına bakılmaksızın uygulanır121.
CISG md. 51 hükmünde, kısmi ifa yerine “kısmi sözleşmeye aykırılık” kavramı kullanılmıştır.
Bu maddeye göre, satım konusu malların yalnızca bir kısmının teslim edilmesi halinde, eksik
kısım için CISG md. 46 ila 50 arasında düzenlenmiş olan alıcının seçimlik haklarına ilişkin
maddeler uygulanacaktır. Dolayısıyla, alıcının CISG hükümleri kapsamında kısmi ifa
nedeniyle sahip olduğu haklar, sözleşmeye aykırılıkta sahip olacağı haklarla aynıdır. Ancak,
alıcı, bu haklarını yalnızca eksik olan kısım için kullanabilir.
4. KISMİ SÖZLEŞMEYE AYKIRILIK HALİNDE ALICININ HAKLARI
CISG md. 51 hükmü ile ortaya konan “kısmi sözleşmeye aykırılık” kavramı, kısmi ifa ve
kısmen ayıplı ifa hallerinin ikisini de kapsamakta ve alıcının bu hallerde sahip olduğu
seçimlik haklarını düzenlemektedir. Madde 51, satıcı sözleşmenin tamamının ifa edilmesi
niyetindeyken ifanın bir kısmının gerçekleştirilememesi halinde uygulanır122.Elbette, satım
konusunun bölünebilir olması bu maddenin uygulanabilmesinin ön koşuludur123.Örneğin,
teslimi borçlanılmış 1000 ton buğdayın yalnızca 950 tonu teslim edilmişse veya çuvallar
içinde bulunan 50 tonluk kısmı çürümüşse, CISG md. 51 uygulanabilecektir124.
Ancak, tarafların, edimin belirli bir zamana yayılarak kısımlar halinde ifa edilmesi üzerinde
anlaştıkları art arda teslimli satım sözleşmelerinde CISG md. 51 uygulanmayacak, bunun
yerine bu sözleşme tipine özel olarak düzenlenen CISG md. 73125 hükmü uygulama alanı
120
Ayhan, s. 8.
Baysal, s. 224.
122
Kee, Christopher, Remedies for Breach of Contract When Only Part of the Contract Has Been Performed: A
Comparison Between Provisions of the CISG (Articles 51 and 73) and Counterpart Provisions of the Principles
of European Contract Law; Felemegas, John (Ed.), An International Approach to the Interpretation of the United
Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods (1980) as Uniform Sales Law, 2007, s. 415.
123
Erdem, Ercüment, La Livraison, N. 809 (Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s.
340’dan naklen).
124
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 340.
125
CISG md. 73: (1) Malların art arda teslim edilmesinin öngörüldüğü bir sözleşmede, taraflardan birinin
münferit teslimatlardan birine dair yükümlülüklerini ifa etmemesinin bu teslimata dair sözleşmenin esaslı şekilde
ihlâlini teşkil etmesi halinde, karşı taraf, bu teslimata ilişkin olarak sözleşmenin ortadan kalktığını beyan
edebilir.
(2) Taraflardan birinin münferit teslimatlardan herhangi birine dair yükümlülüklerinden birini ifa etmemesi,
karşı taraf açısından, gelecek teslimatlara ilişkin olarak sözleşmenin esaslı şekilde ihlâl edileceğine dair ciddi
121
20
bulacaktır. Yalnızca teslim edilmesi gereken kısımlardan birinin kendi içinde eksik teslim
edilmesi halinde CISG md. 51’in devreye girmesi düşünülebilir126.
CISG kapsamında, alıcının CISG hükümlerinden doğan haklarını kullanması, satıcının
kusuruna bağlı değildir127. Ancak bu durum, alıcının CISG kapsamında sahip olduğu hakların
sınırsız olduğu anlamına gelmemektedir. Seçimlik haklara ilişkin CISG hükümleri, alıcının bu
hükümleri satıcıya zarar vermek gibi stratejik amaçlarla kullanmasını zorlaştırmaktadır128.
Örneğin, alıcının malı reddetme haklarına ilişkin düzenlenen önemlilik standardı ile bu haklar
sınırlanmıştır129.
4.1.Kısmi İfa
Daha önce değinildiği üzere, miktar bakımından eksik ifa, CISG bağlamında ayıplı ifa olarak
değerlendirilmektedir130.Zira eksik ifa, CISG sisteminde kısmi ifa olarak görülmemiş; eksik
kalan kısım için temerrüt hükümleri yerine sözleşmeye aykırılık hükümlerine gidilmesi kabul
edilmiş ve bu doğrultuda miktar eksikliğinin sözleşmeye aykırılığının ağırlığına göre alıcının,
sahip olduğu seçimlik haklardan somut olaya uygun düşenini kullanacağı düzenlenmiştir131.
Alıcı, ayıplı ifayı reddetme hakkına sahip olduğu hallerde, kısmi ifayı da reddetme hakkına
sahiptir132.
TBK md. 84133 ile alıcıya, borcun tamamı belli ve muaccel ise kısmen ifayı reddetme hakkı
verilmiştir. Ancak CISG sisteminde aynı imkan,yalnızca ayıp nedeniyle sözleşmenin esaslı
olarak ihlal edildiği hallerde alıcıya tanınmıştır134.Dolayısıyla, kısmi ifa halinde alıcının ifayı
reddetme hakkı istisnai bir hak olup, yalnızca esaslı ihlal halinde kullanılabilir.
bir gerekçe teşkil ettiği takdirde, karşı taraf, makul bir süre içerisinde sözleşmenin ileriye dönük olarak ortadan
kalktığını beyan edebilir.
(3) Münferit bir teslimata ilişkin olarak sözleşmenin ortadan kalktığını beyan eden alıcı, aynı zamanda,
gerçekleşmiş teslimatlara ve gelecekteki teslimatlara ilişkin olarak da sözleşmenin ortadan kalktığını beyan
edebilir, yeter ki teslimatlar arasındaki bağlantı nedeniyle bunlar artık sözleşmenin kurulması sırasında
taraflarca öngörülen amaç doğrultusunda kullanılamayacak olsun.
126
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 340.
127
Erdem, Ercüment, Viyana Satım Antlaşmasına Göre Alıcı ve Satıcının Borçlarının İhlalinin Sonuçları ve
Türk Hukuku ile Karşılaştırılması, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal
Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde
Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı, s. 263.
128
Katz, Avery W.,RemediesforBreach of Contract Under the CISG, International Review of LawandEconomics
25 (2005), s. 392.
129
Katz, s. 392.
130
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 340.
131
Aksakal, Enver, Birleşmiş Milletler Anlaşması (CISG) Kapsamında Satıcının Sözleşmeye Uygun Ve Üçüncü
Kişilerin Hak Veya Taleplerinden Ari Mal Teslim Etme Borcu, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:88, Sayı:1, Şubat2014, s. 344.
132
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 341.
133
TBK md. 84: (1) Borcun tamamı belli ve muaccel ise, alacaklı kısmen ifayı reddedebilir.
(2) Alacaklı kısmen ifayı kabul ederse borçlu, borcun kendisi tarafından ikrar olunan kısmını ifadan kaçınamaz.
134
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 341.
21
Esaslı ihlal, CISG md. 25135 uyarınca, taraflardan birinin beklemekte haklı olduğu şeyden
önemli ölçüde yoksun kalmasına neden olan olumsuzluk olarak tanımlanmıştır. Esaslı ihlal
kapsamında, sözleşmenin ihlalinin yarattığı olumsuzluk, alıcının sözleşmesel menfaatlerine
yöneliktir136. CISG sisteminde sözleşme ihlalleri, türlerine göre değil, esaslı olup
olmamalarına göre hukuki yaptırımlara konu olması nedeniyle yapılan “esaslı ihlal”
değerlendirmesi, commonlaw hukuk çevresinden gelmektedir137.
Kısmi ifanın esaslı ihlal teşkil etmediği durumlarda, alıcının malı teslim alması ve eksik ifa
edilen kısma ilişkin olarak diğer seçimlik haklarını kullanması gerekmektedir138. Yukarıda
verilmiş olan buğday örneğinde, 1000 ton buğday yerine 950 ton buğday teslim edilmiş
olması esaslı bir ihlal oluşturmadığından, alıcının ifayı reddederek sözleşmeden dönme hakkı
bulunmamaktadır. Bu durumda alıcı, teslim edilmeyen 50 ton buğdaya ilişkin olarak diğer
seçimlik haklarından birini kullanabilir.
4.2.Kısmen Ayıplı İfa
CISG md. 51 ile düzenlenen ikinci hal, satıcının malın tamamını teslim etmiş olmasına karşın,
bu malın bölünebilen, ayrılabilen bir kısmının ayıplı olmasıdır139. Burada ayıplı mal ile
kastedilen, sözleşmeye aykırı maldır.
Satıcının, alıcıya aralarındaki satım sözleşmesine göre teslim ettiği 100 cep telefonundan 10
tanesinin bozuk olduğunun tespit edilmesi halinde, kısmen ayıplı ifadan söz edilebilir. Bu
halde, alıcı, sözleşmeye aykırı olan 10 adet cep telefonu ile ilgili olarak CISG md. 46 ila 50
arasında düzenlenen seçimlik haklarını kullanabilecektir. Buna göre sözleşmeden dönme
seçeneğinin kullanılabilmesi için yapılacak olan ihlalin esaslı olup olmadığına dair
değerlendirme, sadece bozuk olduğu tespit edilen 10 adet cep telefonu bakımından
yapılacaktır140.
Ancak, bozukluk kolayca tamir edilebiliyorsa veya bozukluğa rağmen malların piyasada bir
alıcısı varsa, dönme veya yenisiyle değiştirme hakları kullanılamayacaktır141.
135
CISG md. 25: Taraflardan birinin sözleşme ihlâli, diğer tarafı, sözleşme uyarınca beklemekte haklı olduğu
şeyden önemli ölçüde yoksun bırakacak bir olumsuzluğa sebep oluyorsa, esaslıdır; meğer ki, böyle bir sonucu
sözleşmeyi ihlâl eden taraf öngörmemiş ve aynı konum ve koşullar içindeki makul bir kişi de öngöremeyecek
olsun.
136
Dayıoğlu, Yavuz, CISG Uygulamasında Sözleşmenin İhlali Halinde Alıcının Hakları ve Özellikle Alıcının
Tazminat Talep Etme Hakkı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekonomi Hukuku Yüksek
Lisans Programı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010, s.32.
137
Ersin, Kübra, Karşılaştırmalı Hukukta Borcun İfa Edilmesi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Özel Hukuk (Karşılaştırmalı Hukuk) Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007, s. 79.
138
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 341.
139
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 342.
140
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 342.
141
Heilmann, Jan:Mangelgewahrleistung in UN-Kaufrecht – VoraussetzungenundRechtsfolgen im Vergleich
zum deutscheninternenKaufrechtundzu den HaagerEinheitlichenKaufgesetzen, Berlin, 1994, s.403 (Atamer,
CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 343’den naklen).
22
Aynı tür malların satılması durumunda, sözleşmenin geri kalanına da sirayet edebilecek esaslı
hallere örnek olarak142, satım konusu malın çok sayıda konserve olması ve temsil kabiliyetine
sahip olacak sayıda konservenin içeriğinin bozuk olduğunun tespit edilmesi hali gösterilebilir.
Bu durumda, alıcının tüm konserveleri geri vererek sözleşmeden dönmesi mümkündür.
Bir bütün oluşturan bir mobilya takımından bazı parçaların ayıplı çıkmasında olduğu gibi,
satım konusunun farklı parçalardan meydana gelen bir bütünü oluşturması ve bu bütünün
içinden bir parçanın bozuk olması durumunda da, sözleşmenin tümünden dönülebilir143.
4.3.CISG Kapsamında Alıcının Kısmen Ayıplı İfa ve Kısmi İfa Hallerinde Sahip
Olduğu Seçimlik Haklar
4.3.1. İfayı Talep Etme Hakkı
i.
Aynen İfa Talebi: CISG md. 46/1144 ve 51 uyarınca, alıcı, kısmi ifa halinde,
satıcından ifa etmemiş olduğu kısmı ifa etmesini talep edebilir. Alıcı, bu genel ilke
uyarınca, her türlü ifa etmeme halinde aynen ifada ısrar edebilecektir145.Bu fıkra
ile, sözleşmenin kurulması ile doğan ve ifa etmeme halinde aynen devam eden,
sözleşmeyle
üstlenilen
yükümlülüklerin
ifasına
ilişkin
asli
talep
146
düzenlenmektedir .Aynen ifa talebinin amacı, alacaklının menfaatinin mümkün
olduğunca
taraflar
arasındaki
sözleşmeye
uygun
şekilde
tatmin
147
edilmesidir .CISG md. 51 dikkate alındığında, CISG md. 46/1 ile düzenlenen
aynen ifaya ilişkin asli talep hakkı, kısmi ifa halinde ifa edilmeyen kısım için
geçerli olacaktır.
Alıcının aynen ifa talebinde bulunabilmesi için, malın bir kısmının teslim
edilmemiş olması, yani satıcının kısmi ifada bulunmuş olması gerekmektedir.
CISG md. 47148 uyarınca, alıcı, satıcıya makul bir süre vererek aynen ifa talebinde
bulunabilir. Ancak, maddede yer alan “tanıyabilir” ifadesinden, alıcının satıcıya ek
süre vermek zorunda olmadığı anlamı çıkmaktadır149.
142
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 343.
Schlechtriem, Peter – Schwenzer, Ingeborg, Kommentar zum Einheitlichen UN-Kaufrecht – CISG,
München, 2004, Art. 51, N.11 (Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 343’den naklen).
144
CISG md. 46:(1) Alıcı, satıcıdan yükümlülüklerini ifa etmesini talep edebilir, meğerki bu talebiyle
bağdaşmayan bir hukukî imkândan yararlanmış olsun.
(2) Mallar sözleşmeye uygun değilse, alıcı ancak bu uygunsuzluğun sözleşmeye esaslı bir aykırılık oluşturması
ve 39. madde uyarınca yapılacak bildirimle veya bildirimden itibaren makul bir süre içinde talepte bulunması
halinde ikame mal teslimini isteyebilir.
(3) Mallar sözleşmeye uygun değilse, alıcı, satıcıdan sözleşmeye aykırılığın onarım yoluyla giderilmesini
isteyebilir; meğerki tüm koşullar gözönüne alındığında bu, makul olmayan bir talep oluştursun. Onarım talebi
39. madde uyarınca yapılacak bildirimle veya bildirimden itibaren makul bir süre içinde yöneltilmelidir.
145
Dayıoğlu, s. 43.
146
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 363.
147
Işıntan, Pelin, Uluslararası Satım Sözleşmelerine İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması ve Borçlar Kanunu
Düzenlemelerinde Aynen İfa Kavramı, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası
Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde
Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı, s. 163.
148
CISG md. 47: (1) Alıcı satıcıya, yükümlülüklerini ifa etmesi için makul uzunlukta ek bir süre tanıyabilir.
143
23
ii.
İkame Mal Talebi: CISG md. 46/2 ve 46/3 ise, malın ifa edildiği, ancak ifa edilen
malın sözleşmeye aykırı olması halinde, dolayısıyla ayıplı ifa halinde alıcının
sahip olacağı tali ifa talebi ele alınmıştır150.CISG md. 46/2 ve 46/3 ile CISG md.
51 kapsamında, kısmen ayıplı ifa halinde, tali ifa talebi, ayıplı olan kısma ilişkin
olarak ikame mal teslimi veya onarım talebi olarak ortaya çıkacaktır. Alıcı,
sözleşmenin ihlâlinin CISG md. 25 anlamında esaslı olması halinde, ikame bir
malın, daha doğru bir deyişle satılanın ayıpsız bir benzerinin teslimini talep
edebilir151.
Alıcının ayıplı kısma ilişkin olarak ikame mal teslimi talebinde bulunabilmesi için,
satıcının malı alıcıya teslim etmiş olması, ancak malınbir kısmının satım
sözleşmesi veya CISG hükümleri ile belirlenen koşullara uygun olmaması ve bu
durumun, sözleşmeye esaslı bir aykırılık teşkil etmesi gerekmektedir.
iii.
Onarım Talebi: CISG md. 46/3 uyarınca alıcının malın ayıplı kısmının onarımını
talep edebilmesinde, yukarıda ikame mal teslimi talebinde bulunulabilmesi için
gerekli olduğu açıklanmış olan şartlar, sözleşmeye aykırılığın esaslı olması dışında
aynen geçerlidir152.Onarım talebinin, ayıbın bildirilmesi sırasında veya bildirimden
sonra makul bir süre içerisinde yapılması gerekmektedir153. Onarım talebi
karşısında, satıcının malı makul bir süre içerisinde tamir etmesi gerekir154.
4.3.2. Sözleşmeden Dönme Hakkı
Alıcının CISG md. 49 155 kapsamında sahip olduğu sözleşmeden dönme hakkı, bir son çare
olarak öngörülen, istisnai bir haktır ve sözleşmeye aykırılığın esaslı olduğu
(2) Bu süre içinde yükümlülüklerini ifa etmeyeceği konusunda satıcıdan bir bildirim almadıkça, alıcı, bu ek süre
içinde, sözleşmeye aykırılık halinde sahip olduğu hukukî imkânlardan hiçbirine başvuramaz. Ancak bu yüzden
alıcı, gecikmiş ifa nedeniyle tazminat talep etme hakkını kaybetmez.
149
Ayhan, s. 43.
150
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 363.
151
Yücer Akartürk, İpek, Viyana Satım Sözleşmesi Kapsamında Satıcının Ayıptan Doğan Sorumluluğu, Ankara
Barosu Dergisi, 2015, Sayı:1, s. 225.
152
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 384.
153
Ayhan, s. 46.
154
Dayıoğlu, s. 46.
155
CISG md. 49: (1) Alıcı aşağıdaki durumlarda sözleşmenin ortadan kalktığını beyan edebilir:
(a) Satıcının sözleşmeden veya bu Antlaşmadan doğan yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmemesi
sözleşmeye esaslı bir aykırılık oluşturuyorsa veya
(b)Teslim etmeme durumunda satıcı, alıcı tarafından 47. maddenin 1. fıkrası uyarınca verilmiş ek süre içinde
malları teslim etmez veya verilmiş süre içinde bunları teslim etmeyeceğini açıklarsa.
(2) Ancak, satıcının malları teslim ettiği hallerde alıcı, sözleşmenin ortadan kalktığını beyan etme hakkını yitirir;
meğerki
(a) gecikmiş teslim halinde, teslimin yapıldığını öğrendiği andan itibaren makul bir süre içinde sözleşmenin
ortadan kalktığını beyan etmiş olsun,
(b) gecikmiş teslimden farklı bir sözleşmeye aykırılık halinde,
(i) bu aykırılığı bildiği veya bilmesi gerektiği andan itibaren;
(ii) alıcı tarafından 47. maddenin 1. fıkrası uyarınca verilmiş herhangi bir ek sürenin geçmesinden sonra veya
satıcının bu ek süre içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini açıklamasından sonra; veya
24
hallerdekullanılabilmektedir. Sözleşmeden dönme hakkının doğması, satıcının sözleşmeye
aykırılığı haksız olarak yaratmasına bağlıdır156. CISG md. 26157 uyarınca, sözleşmeden
dönmek isteyen alıcının dönme beyanında bulunması gerekmektedir158.
CISG md. 49’a göre, alıcının bu hakkı kullanabilmesi için, satıcının neden olduğu sözleşmeye
aykırılık esaslı nitelikte olmalı ve sözleşme konusu malı teslim etmemiş olan satıcı, kendisine
verilen ek süre içinde malı teslim etmemeli yahut etmeyeceğini açıklamalıdır.Taraflar
arasındaki sözleşmede hangi yükümlülüklerinin ihlâlinin esaslı aykırılık sayılacağı belirtilmiş
olabilir159. Tarafların bu hususta herhangi bir belirleme yapmamaları halinde, sözleşmeye
aykırılığın esaslı olup olmadığı, CISG md. 25’e göre tespit edilecektir.
Ancak, CISG md. 80 uyarınca, alıcının, satıcının yükümlülüklerini ifa etmemesine, bu durum
kendi eylem veya eylemsizliğinden kaynaklanmadığı sürece başvurma hakkı
bulunmamaktadır.
Ayrıca, CISG md. 82’ye 160 göre, alıcı, malları teslim aldığı andaki haliyle teslim edemiyorsa,
sözleşmeden dönme veya ikame mal talep etme hakkı düşecektir. Bu durumun istisnaları,
maddenin ikinci fıkrasında sıralanmıştır.
4.3.3. Semenin İndirilmesini Talep Etme Hakkı
CISG uyarınca semenin indirilmesi, uluslararası bir satış sözleşmesinde, sözleşmeye uygun
olmayan malların teslim edilmesi halinde, fiyatın orantılı olarak indirilmesi şeklinde
tanımlanabilir161.CISG md. 50162 ile alıcıya tanınan semenin indirilmesi hakkı, sözleşmeye
(iii) satıcı tarafından 48. maddenin 2. fıkrası uyarınca belirlenmiş sürenin tamamlanmasından sonra veya
alıcının ifayı kabul etmeyeceğini açıklamasından sonra; sözleşmenin ortadan kalktığını makul bir süre içinde
beyan etmiş olsun.
156
Erdem, Ercüment, Viyana Satım Antlaşması’na Göre Alıcı ve Satıcının Borçlarının İhlalinin Sonuçları ve
Türk Hukuku ile Karşılaştırılması”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hakemli Dergisi, 2013/1,
Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu
Çerçevesinde Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı (İhlalin Sonuçları), s. 21.
157
CISG md. 26:Sözleşmenin ortadan kaldırılması beyanı, ancak diğer tarafa bildirimle yapılması halinde
hüküm ifade eder.
158
Dayıoğlu, s. 52.
159
Ayhan, s. 47.
160
CISG md. 82: (1) Alıcının, teslim aldığı malları, teslim aldığı andaki duruma esaslı surette yakın bir durumda
iade etmesi imkansızlaşmışsa, sözleşmeyi ortadan kaldırma veya satıcıdan ikame mal talep etme hakkı düşer.
(2) Önceki fıkra hükmü aşağıdaki hallerde uygulanmaz:
(a) malların iade edilmesinin veya teslim alındığı andaki duruma esaslı surette yakın bir durumda iade
edilmesinin imkansızlaşması alıcının bir eyleminden veya eylemsizliğinden kaynaklanmıyorsa;
(b) mallar veya malların bir bölümü 38. maddeye dayalı olarak yapılan muayene sonucunda ziya’a veya hasara
uğramışsa; veya
(c) mallar veya malların bir bölümü sözleşmeye aykırılığın tespit edildiği veya tespit edilmesi gerektiği tarihten
önce ticarî faaliyetin olağan seyri içinde satılmış veya olağan kullanım kapsamında alıcı tarafından tüketilmiş
veya şekil değiştirmişse.
161
Jansen,Sanne, PriceReduction Under the CISG: A 21st Century Perspective, Journal of Law& Commerce,
Cilt: 32, No:2 (2014), s. 326.
162
CISG md. 50: Malların sözleşmeye uygun olmaması durumunda semen ödenmiş olsun veya olmasın alıcı
semeni, fiilen teslim edilen malların teslim anındaki değeri ile sözleşmeye uygun malların aynı andaki değeri
arasındaki farkla orantılı olarak indirebilir. Ancak satıcı 37. veya 48. maddeler uyarınca yükümlülüklerinin
25
aykırı bir mal teslim edilmiş olması nedeniyle edimler arasında bozulan dengenin yeniden
kurulabilmesi için tanınmış olan, taraflar zaten başlangıçtan itibaren bu ayıplı malı satım
konusu yapmışlar gibi semenin de düzeltilmesine imkan veren bir haktır163.Bir başka deyişle,
semenin indirilmesi yolu ile, tarafların, satıcının sözleşmeye uygun olmayan ifası nedeniyle
ortaya
çıkan
yeni
duruma
göre
sözleşmeyi
yeniden
düzenlemeleri
164
sağlanmaktadır .Dolayısıyla, satım sözleşmesinin teslim edilen ayıplı veya eksik mala
uyarlanması söz konusudur.
Alıcının semenin indirilmesini talep edebilmesi için, sözleşmeye aykırılığın esaslı surette
olması gerekmemektedir. Ancak, satıcı malı alıcıya teslim etmiş olmalı ve teslim edilen mal
kısmen ifa edilmiş olması veya ifa edilen malın bir kısmının ayıplı olması yoluyla sözleşmeye
aykırılık teşkil etmelidir.
4.3.4. Tazminat Hakkı
CISG sisteminde tazminat hakkı, satıcının sözleşmeye uygun hareket etmiş olsaydı içinde
bulunacağı malvarlığı durumuna sokulmasını amaçlar165.CISG md. 74166 uyarınca, söz konusu
sözleşme ihlalinden dolayı alıcının ödediği zarar, satıcı tarafından tazmin edilecektir.
Dolayısıyla amaç, fiili zarar ve mahrum kalınan kar da dahil olmak üzere alıcının tüm
zararının tazmin edilmesidir. Tarafların tazminat olarak talep edebilecekleri zarar çeşitlerine
gelindiğinde CISG md. 74’ün, ulusal hukuk düzenlerinin aksine, bu konuyu karmaşaya yer
vermeyecek biçimde açık bir ifade ile düzenlediğini söylemek mümkündür167.
CISG kapsamında tazminat telafi edici bir işleve sahip olduğundan, zarar gören, sadece,
“ihlalden dolayı uğradığı zararın toplamını” talep etme hakkına sahiptir ve bu nedenle prensip
olarak alacaklının sadece gerçekten ortaya çıkan ve aynı zamanda hesaplanabilir kayıpları
karşılanır168.
Tazminat miktarının belirlenmesi için, alıcının mevcut malvarlığı ile sözleşme ihlal
edilmemiş olsaydı sahip olacağı malvarlığı durumu kıyaslanmalıdır169.
ifasındaki bütün eksiklikleri giderirse veya alıcı, satıcının bu maddelere uygun olarak yaptığı ifayı red ederse,
alıcı semeni indiremez.
163
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 387.
164
Torsello, Marco, SubstantiveandJurisdictionalAspects of International ContractRemedies: A Comment on
AveryKatz’s “RemediesforBreach of Contract Under the CISG”, International Review of LawandEconomics, 25
(2005), s. 407.
165
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 424.
166
CISG md. 74: Taraflardan birinin sözleşmeyi ihlâli halinde ödenecek tazminat, mahrum kalınan kâr dahil
olmak üzere, ihlâlden dolayı diğer tarafın uğradığı zararın toplamına eşittir. Söz konusu tazminat, ihlâl eden
tarafın sözleşmenin kurulması sırasında sözleşme ihlâlinin muhtemel sonucu olarak öngördüğü veya o tarihte
bildiği veya bilmesi gerektiği veriler ışığında öngörmesi gerektiği zararı aşamaz.
167
Ersin, s. 104.
168
Atamer, Yeşim, Zararın Soyut Yöntem ile Hesaplanması ve Bu Hesabın CISG Madde 74 ve 76 Örneğinde
Mahrum Kalınan Kar Talebi İle İlişkisi, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası
Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde
Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı, s. 138.
169
Dayıoğlu, s. 65.
26
Alıcının tazminat talep etme hakkına sahip olabilmesi için, satıcının sözleşmesel bir
yükümlülüğünü ihlal etmesi, bu ihlal nedeniyle bir zararın doğması ve sorumsuzluk
sebeplerinden birinin var olmaması yeterlidir.
4.4.TBK Kapsamında Alıcının Kısmen Ayıplı İfa ve Kısmi İfa Hallerinde Sahip
Olduğu Seçimlik Haklar
TBK md. 227170 uyarınca, satıcının, satım konusu malın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde
sözleşmeden dönme, indirim talep etme, onarım talep etme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir
benzeri ile değiştirilmesini isteme hakları mevcuttur. Dolayısıyla, TBK kapsamında alıcı,
kısmen ayıplı ifa veya kısmi ifa hallerinde, CISG kapsamında sahip olduğu haklarla benzer
haklara sahip olacaktır.
Alıcı, malın kısmen ayıplı olması halinde bu seçimlik haklardan birini kullanabilir. CISG
sistemine paralel olarak, alıcının bu seçimlik hakları kullanması halinde, tazminat talep etme
hakkı saklıdır.
Yine CISG hükümlerine benzer şekilde, durum alıcının sözleşmeden dönme hakkını
kullanmasını haklı göstermiyorsa, hakim, satılanın onarılmasına veya bedelinin indirilmesine
karar verebilecektir.
4.5.Satıcının Sorumluluğunun Kapsamı
CISG md. 39/2171 uyarınca, alıcı, sözleşmeye aykırılığı malların fiilen kendisine verildiği
tarihten itibaren en geç iki yıllık bir süre içerisinde satıcıya bildirmezse, bu sözleşmeye
aykırılığa dayanma hakkını kaybedecektir. Ancak, bu iki yıllık sürenin sözleşmesel bir garanti
süresiyle bağdaşmaması halinde, bu süre geçerli olmayacaktır. Dolayısıyla, taraflar, daha
uzun veya daha kısa bir süre belirleme hakkına sahiptirler.
170
TBK md. 227: (1) Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik
haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz
onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
(2) Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
(3) Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek
seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
(4) Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın
onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
(5) Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın
ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
171
CISG md. 39: (1) Alıcı, bir sözleşmeye aykırılık saptadığı veya saptaması gerektiği tarihten itibaren makul
bir süre içinde satıcıya, sözleşmeye aykırılığı türünü de belirterek bildirmezse, bu sözleşmeye aykırılığa
dayanma hakkını kaybeder.
(2) Her halde, alıcı, malların fiilen kendisine verildiği tarihten itibaren en geç iki yıllık bir süre içinde
sözleşmeye aykırılığı satıcıya bildirmezse, bu sözleşmeye aykırılığa dayanma hakkını kaybeder; meğer ki, bu
süre sözleşmesel bir garanti süresiyle bağdaşmıyor olsun.
27
İkinci fıkra ile belirlenen iki yıllık süre, maddenin birinci fıkrasında alıcının satıcıya ihbarı
için ortaya konan “makul süre” ile karıştırılmamalıdır172. İlk fıkradaki makul süre alıcının
ihbar külfetini yerine getirmesi gereken süreyi ifade ederken, ikinci fıkradaki iki yıllık süre,
ayıba karşı tekeffülde hak düşürücü süredir173.
Ancak, CISG md.40 uyarınca, satıcının ayıpları bilmesi veya bilmesinin gerektiği durumlarda,
bunları alıcıya bildirmezse, iki yıllık sürenin geçtiğini ileri sürerek sorumluluktan
kurtulamaz174.
Almanya Landshut Eyalet Mahkemesinin 1995 tarihli bir kararında 175, renk, beden ve miktar
açısından sözleşmeye uygun olmayan spor kıyafetlerdeki ayıba ilişkin bildirimin, durumun
öğrenilmesinden on dokuz gün sonra yapılması, çokgeç yapılmış bir bildirim olarak
nitelendirilmiş ve bu şekilde gizli olmayan ayıplarda bildirimin, öğrenmeden sonra birkaç gün
içinde yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak olayda satıcının malların sözleşmeye aykırılığı
durumunu bildiğini kabul etmesinden dolayı Mahkeme, CISG md. 40’ın uygulanması, yani
sözleşmeye aykırılığın, satıcının tarafından bilindiği ve alıcıya açıklamadığı için CISG md. 38
ve 39’un olayda dikkate alınmaması gerektiğine karar vermiştir.
CISG hükümlerinde bu konu ile ilgili düzenlemelere benzer bir şekilde, TBK md. 231’e176
göre, alıcının, malın ayıplı olmasından doğan hakları, malın satıcı tarafından kendisine teslim
edilmesinden itibaren iki yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrayacaktır. Ancak, tarafların daha
uzun bir süre belirlemesi mümkündür. Ayrıca, satıcının, malın ayıplı olarak devredilmesinde
ağır kusurlu olması halinde, söz konusu iki yıllık sürenin geçmiş olduğunu öne
süremeyecektir.
5. SONUÇ
Uluslararası satım sözleşmelerine ilişkin yeknesaklığın sağlanması süreci neredeyse yüz yıldır
desteklendiğinden ve CISG, birçok ülke tarafından kabul edildiğinden, bu teşebbüsün
yararlılığına itiraz etmek gittikçe daha zor hale gelmektedir177. Diğer tüm uluslararası
yeknesak maddi hukuk düzenlemelerinde olduğu gibi, CISG, uluslararası satım
sözleşmelerinden doğabilecek her konuyu ele almamaktadır178. Ancak, özellikle sözleşmeye
172
Ayhan, s. 38.
Atamer, CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, s. 236.
174
Ayhan, s. 38.
175
Landshut Eyalet Mahkemesi (LandgerichtLandshut), 05.04.1995, 54 O 644/94 (Çevrimiçi erişim:
http://cisgw3.law.pace.edu/cases/950405g1.html).
176
TBK md. 231: (1) Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa
ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki
yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği
ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
(2) Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
177
Cuniberti, Gilles, Is the CISG Benefiting Anybody?,Vanderbilt Journal of Transnational Law, Cilt: 39, Sayı:
5, Kasım 2006, s. 1512.
178
Ferrari, Franco, WhatSourcesLawforContractsforthe International Sale of Goods? WhyOne Has toLook
Beyond the CISG, International Review of LawandEconomics, 25 (2005), s. 328.
173
28
aykırılık ve alıcının seçimlik hakları bakımından kapsamlı bir çerçeve oluşturmaktadır. Zira
CISG, özel olarak satıcı ve alıcı arasındaki sözleşmesel ilişki ile ilgilenmektedir179.
CISG sisteminde, uluslararası yeknesaklığın sağlanabilmesi amacıyla, TBK hükümleri
kapsamında düzenlenen ayıp, ayıba karşı tekeffül, zapta karşı tekeffül, kısmi ifa gibi
kavramların kullanılmasından kaçınılmış ve bu kavramlar, “sözleşmeye aykırılık” ve “kısmi
sözleşmeye aykırılık” kapsamında düzenlenmiştir.
Ancak, terimlerdeki bu farklılığa karşın, kısmi ifa ve kısmen ayıplı ifa hallerinde alıcının
sahip olduğu seçimlik haklar bakımından, aralarında belirli farkların mevcut olduğu açık olsa
da, CISG ve TBK hükümleri birbirlerine paralel düzenlemeler içermektedir.
CISG md. 51 ile, sözleşmeye aykırılık hallerinde uygulanacak hükümlerin, kısmi sözleşmeye
aykırılık hallerinde, eksik veya sözleşmeye aykırı kısımlara uygulanacağı düzenlenerek,
alıcının sözleşmeye aykırılık durumunda sahip olduğu seçimlik hakları, kısmi sözleşmeye
aykırılık hallerinde de ilgili kısım bakımından kullanabilmesi sağlanmıştır.
CISG hükümleri, uluslararası yeknesaklığı sağlamak amacıyla fazlasıyla genel düzenlemeler
getirdiğinden, Antlaşmanın boşlukları, taraflar arasındaki sözleşmenin hükümleri ve somut
olayın koşulları doğrultusunda yorumlanarak doldurulmalıdır.
Hem CISG, hem de TBK hükümleri kapsamında, alıcının kısmi ifa veya kısmen ayıplı ifadan
doğan seçimlik haklarını kullanabilmesi için muayene ve bildirim külfetlerini yerine getirmesi
büyük önem arz etmektedir180.
CISG kapsamında, ayıba karşı tekeffül hükümleri, alıcı ve satıcının menfaatlerini
dengeleyecek bir sisteme oturtulmuş, milletlerarası ticarette korunmaya muhtaç zayıf bir taraf
olmadığından, her iki tarafa da eşit mesafede durulmuştur181.
CISG hükümleri ile, bu kavramlar kullanılmasa da, kısmen ayıplı ifa ve kısmi ifaya ilişkin
düzenlemeleri ile uluslararası satış sözleşmelerine ilişkin önemli yenilikler getirilmiş ve
uluslararası satımlarda yeknesaklık sağlamada önemli bir adım atılmıştır.
179
Schwenzer, Ingeborg – Hachem, Pascal, The CISG – SuccessandPitfalls, TheAmericanJournal of
ComparativeLaw, Cilt: 57, s. 470.
180
Aksakal, s. 367.
181
Ayhan, s. 53.
29
KAYNAKÇA
Akçura Karaman, Tuba, Borçlar Kanunu ve Viyana Satım Antlaşması (VSA) Çerçevesinde
Satıcının Ayıptan Sorumluluğu ve Alıcının Hakları, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın
(CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı
Aksakal, Enver, Birleşmiş Milletler Anlaşması (CISG) Kapsamında Satıcının Sözleşmeye
Uygun Ve Üçüncü Kişilerin Hak Veya Taleplerinden Ari Mal Teslim Etme Borcu, İstanbul
Barosu Dergisi, Cilt:88, Sayı:1, Şubat-2014
Altay, Sabah, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ve Milletlerarası Mal Satımına İlişkin
Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca Hasarın Alıcıya
Geçişi, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal Satımına
İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde
Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı
Atamer, Yeşim (Ed.), Milletlerarası Satım Hukuku, İstanbul, 2012
Atamer, Yeşim, Uluslararası Satım Sözleşmelerine İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması
(CISG) Uyarınca Satıcının Yükümlülükleri ve Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, İstanbul,
2005 (CISG Uyarınca Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları)
Atamer, Yeşim, Zararın Soyut Yöntem ile Hesaplanması ve Bu Hesabın CISG Madde 74 ve
76 Örneğinde Mahrum Kalınan Kar Talebi İle İlişkisi, Galatasaray Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler
Antlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi Sempozyumu
Özel Sayısı
Ayhan, Hilal Lale, Birleşmiş Milletler Viyana Satım Sözleşmesine Göre Uluslararası Satım
Sözleşmelerinde Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dergisi, Cilt:15, Yıl:2011, Sayı:2
Baysal, Pelin, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler
Antlaşması (CISG) Çerçevesinde Satıcının Ayıptan Sorumluluğu; Şıpka, Şükran – Yıldırım,
Ahmet Cemil (Ed.), Yeni Türk Borçlar Kanunu ve CISG’e Göre Satış Sözleşmeleri, İstanbul,
2012, s. 221 - 268
Bridge, Michael, CISG Uyarınca Hasarın Geçmesi; Atamer, Yeşim (Ed.), Milletlerarası
Satım Hukuku, İstanbul, 2012, s. 193 – 219
Cuniberti, Gilles, Is the CISG Benefiting Anybody?, Vanderbilt Journal of Transnational
Law, Cilt: 39, SAyı: 5, Kasım 2006
Dayıoğlu, Yavuz, CISG Uygulamasında Sözleşmenin İhlali Halinde Alıcının Hakları ve
Özellikle Alıcının Tazminat Talep Etme Hakkı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ekonomi Hukuku Yüksek Lisans Programı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010
30
Erdem, Ercüment, Satıcının Malları ve Belgeleri Teslim Borcu; Atamer, Yeşim (Ed.),
Milletlerarası Satım Hukuku, İstanbul, 2012 içinde, s. 104 – 161
Erdem, Ercüment, Viyana Satım Antlaşması’na Göre Alıcı ve Satıcının Borçlarının İhlalinin
Sonuçları ve Türk Hukuku ile Karşılaştırılması”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Hakemli Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler
Anlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi Sempozyumu
Özel Sayısı
Ersin, Kübra, Karşılaştırmalı Hukukta Borcun İfa Edilmesi, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk (Karşılaştırmalı Hukuk) Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,
Ankara, 2007
Ertaş, Şeref, Borçların İfası ile İlgili Yeni Borçlar Kanununun Değerlendirilmesi, Prof. Dr.
Cevdet Yavuz’a Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2011
Ferrari, Franco, What Sources Law for Contracts for the International Sale of Goods? Why
One Has to Look Beyond the CISG, International Review of Law and Economics, 25 (2005)
Flechtner, Harry M., Malların Sözleşmeye Uygunluğu, Üçüncü Kişilerin Talepleri ve
Alıcının İhbar Bildirimi; Atamer, Yeşim (Ed.), Milletlerarası Satım Hukuku, İstanbul, 2012,
s. 163 – 192
Işıntan, Pelin, Uluslararası Satım Sözleşmelerine İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması ve
Borçlar Kanunu Düzenlemelerinde Aynen İfa Kavramı, Galatasaray Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi, 2013/1, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler
Antlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi Sempozyumu
Özel Sayısı
Jansen, Sanne, Price Reduction Under the CISG: A 21st Century Perspective, Journal of Law
& Commerce, Cilt: 32, No:2 (2014)
Katz, Avery W., Remedies for Breach of Contract Under the CISG, International Review of
Law and Economics 25 (2005)
Kee, Christopher – Munoz, Edgardo, In Defence of the CISG, Deakin Law Review, Cilt:14,
No:1
Kee, Christopher, Remedies for Breach of Contract When Only Part of the Contract Has Been
Performed: A Comparison Between Provisions of the CISG (Articles 51 and 73) and
Counterpart Provisions of the Principles of European Contract Law; Felemegas, John (Ed.),
An International Approach to the Interpretation of the United Nations Convention on
Contracts for the International Sale of Goods (1980) as Uniform Sales Law, 2007
Kılıçoğlu, Ahmet M., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2012
Özdemir, Hayrunnisa, Türk Borçlar Kanununa ve Viyana Satım Sözleşmesine (CISG) Göre
Ayıptan Doğan Sorumluluğun Şartları
31
Özdemir, Hayrunnisa, Satış Sözleşmesinde Yarar ve Hasarın İntikali, Prof. Dr. Cevdet
Yavuz’a Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2011
Öztürk, Esra, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler
Antlaşmasına (CISG) Göre Satıcının Malları ve Belgeleri Teslim Yükümlülüğü, Türkiye
Adalet Akademisi Dergisi, Yıl:6, sayı:21, Nisan 2015
Schwenzer, Ingeborg – Hachem, Pascal, The CISG – Success and Pitfalls, The American
Journal of Comparative Law, Cilt: 57
Schwenzer, Ingeborg – Hachem, Pascal – Kee, Christopher, Global Sales and Contract Law,
New York, 2012
Torsello, Marco, Substantive and Jurisdictional Aspects of International Contract Remedies:
A Comment on Avery Katz’s “Remedies for Breach of Contract Under the CISG”,
International Review of Law and Economics, 25 (2005)
Yavuz, Cevdet., Satıcının Satılanın (Malın) Ayıplarından Sorumluluğu, İstanbul 1989
Yüce Bilgin, Melek, Satış Sözleşmesinde Ayıptan Dolayı Sorumluluğun Şartları ve Alıcının
Seçimlik Hakları, Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a Armağan, Marmara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi, İstanbul, 2011
Yücer Akartürk, İpek, Viyana Satım Sözleşmesi Kapsamında Satıcının Ayıptan Doğan
Sorumluluğu, Ankara Barosu Dergisi, 2015, Sayı:1
www.cisg.law.pace.edu
www.globalsaleslaw.org
www.kazanci.com
www.law.justia.com
32

Benzer belgeler

Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş

Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş ve değerlendirmesine güvenmediği veya güvenmesinin makul olmadığı anlaşılsın; (c) satıcının alıcıya örnek veya model olarak sunduğu malların kalitesine sahip iseler; (d) ilgili türden mallar için m...

Detaylı

milletlerarası satım hukuku

milletlerarası satım hukuku tarafından alıcıya teslim edilmelidir. Satıcının teslim yükümlülüğü, CISG md. 30 13 ve TBK md. 20714 uyarınca, satıcının satım sözleşmesinden doğan temel yükümlülüğü olarak düzenlenmiştir. CISG md....

Detaylı

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/1

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2013/1 CISG md. 35 içeriğinde ayıplı mal kavramının bulunmamasına karşın, maddede belirlenen şartlara uymayan mallar sözleşmeye aykırı, dolayısıyla ayıplı olacak ve satıcının bu durum nedeniyle sorumluluğ...

Detaylı

Türk Borçlar Hukuku Kapsamında Ayıptan Sorumluluk ve Gizli Ayıp

Türk Borçlar Hukuku Kapsamında Ayıptan Sorumluluk ve Gizli Ayıp ayıplardır. Malda maddi ayıp bulunup bulunmadığını anlamak için, benzer malların kıstas olarak alınması mümkündür. Ancak eser sözleşmelerinde özel bir eşyanın üretimi konusunda anlaşılmış ise benze...

Detaylı