Orhan Günay Alper Cihan - İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan

Transkript

Orhan Günay Alper Cihan - İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan
Editör
Orhan Günay
Alper Cihan
Editör
Okutman Orhan GÜNAY
Prof. Dr. Alper Cihan
International Congress on
DIGITAL LIFE ENVIRONMENTS
“Mobile Application And Content Development”
Grafik Tasarım ve
Mizanpaj Editörü
İsra Ebubekir NALBANT
KURULLAR
Isbn: 978-605-07-0590-4
İstanbul, 2015 1. Baskı
Onur Kurulu
Prof. Dr. Mahmut AK
(Istanbul Üniversitesi Rektörü)
Organizasyon Kurulu
Prof. Dr. Alper CİHAN
(Kongre Başkanı)
Assoc. Prof. Dr. Fatih GÜRSUL
(Kongre Koordinatörü)
Prof. Dr. Hafize KESER
Doç. Dr. Şükrü SİM
Yrd. Dr. Ekrem DEMİR
Bilim Kurulu
Yrd. Dr. Ahmet AĞIR
Harun ALTUNTAŞ
Sekreterya
Okutman Orhan GÜNAY
Öğr. Gör. Kemal ŞAHİN
Danışma Kurulu
Prof. Dr. Alper CİHAN
Prof. Dr. Hülya ÇALIŞKAN
Prof. Dr. Uğur DEMİRAY
Prof. Dr. Deniz EKİNCİ
Prof. Dr. Hafize KESER
Prof.Dr. Hasan Rıza GÜVEN
Prof.Dr. Zeynep Çiğdem KAYACAN
Prof.Dr. Sedat MURAT
Prof.Dr. Mustafa ÖZKAN
Prof.Dr. Arif YAVUZ
Doç. Dr. Tuğçe BORAN
Doç. Dr. Fatih GÜRSUL
Doç. Dr. Şükrü SİM
Doç. Dr. Nazan SUSAM
Yrd. Dr. Ahmet AĞIR
Yrd. Dr. Ekrem DEMİR
Yrd. Dr. Bilal ŞİNİK
Yrd. Dr. Yusuf Sait TÜRKAN
Doç. Dr. Halil Yurdagül, Hacettepe Üniversitesi | Doç. Dr. Tuğçe Boran, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Carmencita L. Castolo,
Üniversitesi of the Philippines | Prof. Dr. Petek Aşkar, Freelance Professor | Prof. Dr. Alan Bruce, CEO & Director: Universal
Learning Systems, Ireland | Prof. Dr. Mark Bullen, Üniversitesi of British Columbia | Prof. Dr. Alper Cihan, İstanbul Üniversitesi
| Prof. Dr. Hülya Çalışkan, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Uğur Demiray, Anadolu Üniversitesi, UDEEEWANA | Prof. Dr. Emine
Demiray, Anadolu Üniversitesi | Prof. Dr. Mukaddes Erdem, Hacettepe Üniversitesi | Prof. Dr. Francis Glasgow, Guyana
Üniversitesi | Prof. Dr. Sevinç Gülseçen, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Ali Güneş, Istanbul Aydin Üniversitesi | Prof. Dr. Nedim
Gürses, Anadolu Üniversitesi | Prof. Dr. Hafize Keser, Ankara Üniversitesi | Prof. Dr. Bobby Harreveld, Central Queensland
Üniversitesi | Prof. Dr. Rozhan M. Idrus, Üniversitesi Sains | Prof. Dr. Hasan Rıza Güven, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Şelçuk
Hünerli, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Asha Kanwar, President of the Commonwealth of Learning (COL) | Prof. Dr. Zeynep
Çiğdem Kayacan, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Paul Kawachi, Freelance professor | Prof. Dr. Kay Mac Keogh, Dublin City
Üniversitesi | Prof. Dr. Mehmet Kesin, Anadolu Üniversitesi | Prof. Dr. Kinshuk, Athabasca Üniversitesi | Prof. Dr. Ene Koitla,
Estonia Information Technology Foundation for Education | Prof. Dr. Antonis Lionarakis, Hellenic Open Üniversitesi | Prof. Dr.
Fredico Litto, (Emeratus) President of ABED | Prof. Dr. Tamar Lominadze, Georgian Technical Üniversitesi | Prof. Dr. Mirjana R.
Markovic, Institute of Economic Sciences | Prof. Dr. Sanjaya Mishra, Ignou, India and COL | Prof. Dr. Boriss Misnevs Transport
and telecommunication Institute | Prof. Dr. Sedat Murat, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Mihai Jalobeanu, Vasile Goldis West
Üniversitesi of Arad | Prof. Dr. Santosh Panda, Indira Gandhi National Open Üniversitesi | Prof. Dr. Salih Ofluoğlu, Mimar Sinan
Fine Arts Üniversitesi | Prof. Dr. Süleyman Özdemir, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Yaşar Özden, Doğu Akdeniz Üniversitesi |
Prof. Dr. Mustafa Özkan, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Anna Rybak, Üniversitesi of Bialystok | Prof. Dr. Farhad Saba, San Diego
State Üniversitesi | Prof. Dr. Casper Schutter, Director of Science, Technology and Informatics, UNISA | Prof. Dr. Süleyman
Sadi Seferoğlu, Hacettepe Üniversitesi | Prof. Dr. Michael R. Simonson, Nova Southeastern Üniversitesi | Prof. Dr. Katherine M.
Sinitsa, Institute of Cybernetics | Prof. Dr. Nurettin Şimşek, Ankara Üniversitesi | Prof. Dr. Alan W. Tait, The Open Üniversitesi
| Prof. Dr. John Traxler, Üniversitesi of Wolverhampton | Prof. Dr. António Teixeira, Universidade Aberta | Prof. Dr. Yasemin
Koçak Usluel, Hacettepe Üniversitesi | Prof. Dr. Tapio Varis, Üniversitesi of Tampere | Prof. Dr. Asaf Varol, Fırat Üniversitesi |
Prof. Dr. Halil İbrahim Yalın, Doğu Akdeniz Üniversitesi | Prof. Dr. Sıddık Yarman, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Arif Yavuz,
İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Ergun Yolcu, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Cem Çuhadar, Trakya Üniversitesi | Doç. Dr. Yüksel
Göktaş, Atatürk Üniversitesi | Doç. Dr. Fatih Gürsul, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Tolga Güyer, Gazi Üniversitesi | Doç. Dr. Ersun
İşçioğlu, Doğu Akdeniz Üniversitesi | Doç. Dr. Serçin Karataş, Gazi Üniversitesi | Doç. Dr. Şirin Karadeniz, Bahçeşehir Üniversitesi
| Doç. Dr. Hasan Karal, Karadeniz T. Üniversitesi | Doç. Dr. Hünkar Korkmaz, Hacettepe Üniversitesi | Doç. Dr. Özgen Korkmaz,
Amasya Üniversitesi | Doç. Dr. Abdullah Kuzu, Anadolu Üniversitesi | Doç. Dr. Natalija Lepkova, Vilnius Gediminas Technical
Üniversitesi | Doç. Dr. Feza Orhan, Yıldız Teknik Üniversitesi | Doç. Dr. Şükrü Sim, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Nevra Seggie,
Boğaziçi Üniversitesi | Doç. Dr. Erkan Tekinaslna, Abant Izzet Baysal Üniversitesi | Doç. Dr. Dr. Ertuğrul Usta, Necmettin Erbakan
Üniversitesi | Doç. Dr. Hatice Öz, Işık Üniversitesi | Doç. Dr. Murat Paşa Uysal, Ufuk Üniversitesi | Doç. Dr. Gülin Terek Ünal,
İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Costas Tsolakidis, Üniversitesi of the Aegean | Doç. Dr. Aslıhan Tüfekçi, Gazi Üniversitesi | Doç. Dr.
Yalçın Kılıç Türel, Fırat Üniversitesi | Doç. Dr. Hakan Tüzün, Hacettepe Üniversitesi | Doç. Dr. Loreta Ulvydiene,Vilnius Üniversitesi
| Yard. Dr. Ahmet Ağır, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Halil İbrahim Akyüz, Kastamonu Üniversitesi | Yard. Dr. Bahar Baran, Dokuz
Eylül Üniversitesi | Yard. Dr. Elif Bengü, Okan Üniversitesi | Yard. Dr. Salih Bardakçı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi | Yard. Dr. Levent
Çelik, Afyon Kocatepe Üniversitesi | Yard. Dr. Ekrem Demir, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Çiğdem Selçukcan Erol, İstanbul
Üniversitesi | Yard. Dr. İnci Zaim Gökbay, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Nilgün Özdamar Keskin, Anadolu Üniversitesi | Yard. Dr.
Zerrin Ayvaz Reis, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. İrfan Şimşek, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Bilal Şinik, İstanbul Üniversitesi
| Yard. Dr. Burak Şişman, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Necmettin Teker, Ankara Üniversitesi | Yard. Dr. Nilgün Tosun, Trakya
Üniversitesi | Yard. Dr. Bülent Onur Turan, Mimar Sinan Fine Arts Üniversitesi | Yard. Dr. Agah Tuğrul Korucu, Necmettin Erbakan
Üniversitesi | Yard. Dr. Yusuf Sait Türkan, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Filiz Varol, Fırat Üniversitesi | Yard. Dr. Serap Yetik,
Pamukkale Üniversitesi | Meena Hwang, Dir. of Community Outreach at the Open Course Ware Consortium Seoul | Dr. Hikmet
Çığlık, Istanbul Üniversitesi | Dr. Saygın Dinçer, Hacettepe Üniversitesi | Dr. Ali Evren Göksungur, Istanbul Technical Üniversitesi
| Dr. Mehmet Kurt, Ankara Üniversitesi | Dr. Fatih Mehmet Türker, İstanbul Üniversitesi | Lec. İsmail GÜLCÜ | Lec. Bilal Burak
GÜL | Lec. Hasan Hakan ULUTİN | Prof. Dr. Eralp ALTUN, Ege Üniversitesi | Prof. Dr. Buket Akkoyunlu, Hacettepe Üniversitesi
05
33
39
49
59
69
Akıllı Telefonlarda
Kötü Amaçlı
Yazılımlarla
İşlenen Suçlar
Tevfik Örkün, Engin Möngü,
Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
Akıllı Telefonlarda
Çalışan Bir Uydu Sinyali Ölçüm Uygulaması
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik,
Özge Batu
Bulut Üzerinde
Çalışan Koşullu Uydu
Kurulum Sistemi
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik,
Özge Batu
“Aday Memur Eğitimi”
Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci
Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç.
Dr. Gülşah Batdal Karaduman,
Uzm. Mehmet Tosun, Uzm. Erkan
Erol, Uzm. Aydın Gevşek, Uzm.
Selma Tosun, Uzm. Onur Erdal
Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi
Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun,
Mehmet Elibol,
Doç. Dr. Fatih Gürsul
Ulusal Gazetelerin
Mobil Uygulamalarının Arayüz Tasarımı
Açısından İncelenmesi
Faruk Dursun, Fatih Gürsul,
Kemal Şahin
Sosyal Medya
Pazarlama Sürecinde
Duygu Analizi:
Bir Twıtter
Uygulaması
113
Yrd. Doç. Dr. Hasan Tınmaz,
Bahadır Aktaş, Onur Balkanlı
Mobil Cihaz Uyumlu
Ders Arayüzü Tasarımı
ve Geliştirmesi: AUZEF
Faz-2 Ders Arayüzü
Örneği
135
Zeynep Dursun, Dilek Yördem
Ceylan, Behlül Gücükoğlu,
Dr. Ahmet Ağır
151
Türkiye’de Elektronik
Devlet (E-Devlet) Ve
Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
Adem Korkmaz, Cemal Aktürk,
Tarık Talan, Murat Gezer
Yerel Yönetimlerde
E-Belediyecilik
Uygulamaları Ve
Mobil Uygulamalara
Verilen Önem:
İstanbul Örneği
167
Kadir Peker
183
Mobil Uygulamalarda
Kullanıcı Deneyimi
Elde Etmeye Yönelik
Bir Çalışma
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem
Selçukcan Erol
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
Akıllı Telefonlarda
Kötü Amaçlı Yazılımlarla
İşlenen Suçlar
Tevfik Örkün*, Engin Möngü*,
Ali Erdoğan*, Fatih Gürsul*
Özet
Bu çalışmada akıllı telefonlar üzerinde işlenen kötü amaçlı yazılım suçlarının belirlenmesi, bu suç ve tehditlere karşı alınması
gereken tedbir ve çözüm önerilerinin sunulması amaçlanmıştır. Araştırmada yayınlanmış istatistiklerden ve akademik literatürden faydalanılmıştır. Çalışma kapsamında kötü amaçlı yazılım
türlerinin neler olduğu, nasıl zarar verdiği ve bu tür yazılımlara
karşı geliştirilen güvenlik sistemlerinin özellikleri hakkında bilgiler verilmiştir. Akıllı telefonlar üzerinden gelebilecek güvenlik
tehditlerine karşı alınması gereken tedbirler üzerinde durulmuş
ve kötü amaçlı yazılım kaynaklı bilişim suçlarının Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen cezaları hakkında bilgi ve örnekler verilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Akıllı Telefon, Mobil Uygulamalar, Kötü Amaçlı Yazılım, Bilişim Suçları
(*) İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Enformatik Bölümü Doktora Programı
5|
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
Abstract
In this study, it is aimed to detect the malware cybercrimes
on smartphones, present precaution and solution tips against
these crimes and threats.
In the study, available statistics and the academic literature
have been made use of. The scope of the study is malware
types, how they damage and information about the features
of the security system has been developed for those malwares.
It is focused on the precautions that have to be taken against
threats by smartphone malware. Also some information has
been shared about the penalty fixed by Turkish Criminal Code
for smartphone malwares with some examples.
Keywords
Smartphone, Mobile Application, Malware, Cybercrime
|6
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
1.
Giriş
Son yıllarda iletişimin ayrılmaz bir parçası haline gelen cep telefonları
akıllı telefonlarla birlikte yeni bir boyuta taşınmıştır. Akıllı telefonlar
sahip oldukları kablosuz ağa bağlanabilme, mobil şebeke üzerinden internet erişimi, GPS ile hassas konum belirleme gibi özellikleri ile son
kullanıcı tarafında bilgiye erişim için bilgisayarlardan daha fazla tercih
edilir hale gelmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılında yayınlamış olduğu rapora göre Türkiye’deki hane halkı internet erişimi
%53,8 seviyesindedir ve insanların %58’i internet erişimi için cep telefonunu tercih ederken %28,5’i taşınabilir bilgisayarı tercih etmektedir
[1]. Bu bilgiler bize internete erişimde akıllı telefonların çok önemli bir
yer tuttuğunu göstermektedir.
Akıllı telefonların kullanıcılarına sunduğu bir başka özellik ise uygulama mağazalarına internet üzerinden bağlanıp ücretli ve ücretsiz çeşitli
uygulamalar indirerek yeni fonksiyon ve işlevler eklenebilmesidir. Bu
uygulamalar telefonu üreten firma tarafından sağlanabileceği gibi pek
çoğu özel ve tüzel kişiler tarafından geliştirilerek uygulama mağazalarında listelenmektedir. Bu uygulamalar akıllı telefon üreticilerinin
uygulama geliştiricilerine sağladıkları uygulama geliştirme ara yüzü ile
geliştirilmektedir. Uygulama geliştiriciler bu alt yapı sayesinde akıllı
telefonun sesli görüşme, mikrofon, kamera, GPS, internet erişimi, kısa
mesajlar, arama kayıtları gibi pek çok işlevine erişerek işlev değişikliği
ya da ek işlevler ekleme gibi işlemleri yapabilmektedirler. Uygulamaların bu şekilde farklı kısımlara erişebilmeleri yetenekli yazılımların ortaya çıkmasını sağlarken bir takım güvenlik ve gizlilikle ilgili konuları
da akıllara getirmektedir.
International Data Corporation (IDC) tarafından 2014’ün 4. çeyreğinde yapılan araştırmaya göre mobil cihazlar %76,6 oranında Android, %19,7 oranında IOS, %2,8 oranında Windows Phone ve %0,9
oranında da diğer işletim sistemleri ile çalışmaktadır [2]. Bu rakamlar
bize Android platformunun daha yaygın bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Bununla birlikte F-SECURE isimli güvenlik firmasının
7|
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
yayınladığı 2014 1. çeyreği mobil tehdit raporuna göre sadece 2014
yılında Android platformunda çalışan 275, IOS platformunda çalışan
1 adet zararlı yazılım tespit edilmiştir [3]. Bu iki rapor birlikte değerlendirildiğinde özellikle Android kullanıcılarını ilgilendiren ciddi sayıda tehdidin bulunduğu görülmektedir.
2.
Mobil Kötü Amaçlı Yazılımlar
Mobil kötü amaçlı yazılımlar (Malware) kullanıcıların istekleri dışında
mobil cihazların işleyişine zarar veren, kullanıcının kişisel bilgilerini
toplayarak üçüncü şahıslara ileten ya da mobil cihaz üzerindeki mahrem kısımlara yetkisiz erişim sağlayan yazılımlardır [4].
Zararlı uygulamalar kullanıcının telefonunda
arka planda gizlice çalışan uygulamalar olabileceği gibi, hâlihazırda kullanıp faydalandığı fakat amacının dışında veri hırsızlığı gibi
işler de yapan uygulamalar olabilmektedir.
Android platformunda uygulama yüklenmeden önce kullanıcıya bu uygulamanın hangi
birimlere erişebileceğine dair uyarılar yapılmakta ve eğer kullanıcı onaylıyorsa bu uygulamayı yüklemektedir (bkz: Şekil-1). Her ne
kadar uygulamayı yüklerken bu izinleri kullanıcı verse de bu izinlerin hangi program kodu
ile ne için kullanılacağını bilmesi mümkün
değildir.
3.
Kötü Amaçlı Yazılımların
Şekil-1:
Android İşletim
Sistemi’nde uygulama
yüklerken talep edilen
erişim izinleri
Sınıflandırılması
Kötü amaçlı yazılımlar üçüncü kişilerin, akıllı telefonlar üzerinde, kullanıcıların rızaları olmaksızın suç teşkil edebilecek faaliyetler yürütmesini sağlarlar. Cihaz ekranında veya görüntülerinde değişiklik meydana
|8
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
getirebilecekleri gibi, veri gizliliği ve bütünlüğünün zarar görmesine
sebep olabilirler. Akıllı telefon kullanıcılarının şifrelerinin, kredi kartı
bilgilerinin, kimlik bilgilerinin kötü amaçlı mobil yazılımlar tarafından
yasadışı bir şekilde elde edilmesi mümkün olabilmektedir [5].
Kötü amaçlı yazılımlar, türlerine, saldırı ortamlarına, saldırı amaçlarına
ve saldırı yöntemlerine göre sınıflandırılabilirler.
3.1 Kötü Amaçlı Yazılım Türleri
Kötü amaçlı yazılım türleri ve kısa tanımları aşağıda verilmiştir [6].
•
•
•
•
•
•
Virüs
Solucan (Worm)
Truva atı (Trojan)
Arka kapı
Kök kullanıcı takımı (Rootkits)
Botnet
Virüs, sisteme izinsiz girerek kendini çoğaltan diğer dosyaların içine
gizlenerek, sistemdeki program ve dosyaları etkileyen kod parçasıdır.
Solucan, kendini kopyalayarak çoğaltan, ağ bağlantıları üzerinde bağımsızca yayılabilen programlardır. Herhangi bir taşıyıcı dosyaya ihtiyaç duymadan, yayıldığı cihazlara zarar verebilirler.
Truva Atı, farklı bir fonksiyonu yerine getiriyormuş gibi görünen esasında zararlı yazılımlar içeren aldatmaya yönelik paket halinde gelen
dosyadır. Virüsler ve solucanlar gibi kendilerini çoğaltmazlar. Yayılmaları için içinde bulundukları dosyanın yürütülmesi gerekmektedir.
Arka kapı, sisteme dışarıdan izinsiz girilebilmesi için sistemde açık
oluştururlar, genellikle bazı portları açarak sisteme sızılabilmesine olanak sağlarlar.
Kök kullanıcı takımı, çalışma süreçleri ve dosyalarını gizleyerek direkt
olarak işletim sistemini olumsuz etkileyen, anti virüs ve güvenlik du-
9|
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
varlarını hizmet dışı bırakan program veya program gruplarıdır. Gizlice
çalışabilme özelliğinden dolayı uzun süre etkiledikleri cihazı kontrol
edebilirler ve diğer saldırılar için zemin hazırlarlar [7].
Botnet, virüsten etkilenmiş olmaları dolayısıyla saldırgan tarafından
uzaktan erişim vasıtası ile kontrol edilmeye açık hale gelmiş olan cihazlardır. Para ele geçirmek için yapılan organize suç kapsamındaki bu
saldırılar yığın iletilerini (spam) içerirler.
3.2 Saldırı Ortamları
Akıllı telefonlar, telefon görüşmeleri, SMS, MMS servislerini kullanma imkânlarının yanında internete erişim ve Bluetooth gibi kablosuz
haberleşme imkânlarına sahip olmaları nedeniyle farklı ortamlar üzerinden kötü amaçlı yazılım saldırılarına maruz kalabilirler.
Akıllı telefonlar sürekli ve hareketli şekilde kullanılmalarından dolayı,
sabit bir yerde kullanılan cihazlara göre saldırıya maruz kalma riskleri
artmaktadır [8].
Akıllı telefonlar için saldırı ortamları aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir [9].
•
•
•
•
•
•
SMS, MMS, e-posta
Uygulamalar
İnternet
Kablosuz ara yüzler (Wifi, Bluetooth ve Radyo)
Zarar görmüş, tehlikeli PC’ler
Güvenlik özellikleri uygulama dışı bırakılan (Jailbroken) Cihazlar
Akıllı telefonları hedef alan farklı tipte kablosuz saldırılar mevcuttur
ve bunlar genellikle kişisel ve önemli verileri hedef alırlar. Yaygın olan
saldırı türü gizlice dinleme yaparak kullanıcı ismi ve şifrelerinin ele
geçirilmesidir. Kötü amaçlı yazılım sıklıkla Bluetooth’u yayılma ortamı
olarak kullanır. 2004 yılında yaratılan Cabir isimli solucan Symbian
işletim sistemine sahip mobil akıllı telefonları hedef almış ve bluetooth
| 10
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
üzerinde yayılmıştır. Kullanıcı SIS dosyasını kabul ederse Cabir aktive
olmaktadır [25]. Cabir solucanı bluetooth üzerinden yayılırken, CommWarior MMS ve Bluetooth üzerinden yayılabilmektedir [10].
SMS/MMS ile birlikte Bluetooth üzerinde yayılan solucanlar, sadece
mesaj ortamını kullanan solucanlardan daha hızlı yayılırlar [11].
3.3 Saldırı Amaçları
•
•
•
•
•
•
•
•
Paralı servislere erişim: Paralı servisler ile konuşma, SMS ve MMS
gönderme sebebiyle maddi zarara yol açılması
Yanıltma yolu ile kimlik bilgilerinin ele geçirilmesi: Spitmo [12]
ve ZeusMitmo truva atı kullanıcının kimlik bilgilerini ve banka
hesabını ele geçirmektedir.
Eğlenme amaçlı saldırı: Saldırgan İkee.A virüsü Iphone cihazların
duvar kağıdını değiştirerek, kullanıcıya sisteminin ele geçirildiğini belirtmektedir [13].
Servis dışı bırakma: İhtiyaç duyulduğu anda görüşme, SMS ve
e-posta işlemlerinin yapılamaması nedeniyle gecikmelerin yaşanması. Örneğin, borsacıların zamanında hisselerini satamaması
SMS ve E-posta Spam saldırıları: Ticari reklam amacıyla gönderilmektedir. Bazı ülkelerde suç kapsamında ele alınmaktadır. Türkiye’de de 23 Ekim 2014’te Resmi Gazetede yayımlanan ve 1 Mayıs 2015 ’te yürürlüğe giren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun’a göre SMS ve e-posta tüketicinin onayına tabi
olmuştur.
Kişisel mahremiyete yönelik saldırılar: Telefonda yer alan kişisel
bilgiler, adres, kontak kişi bilgileri, e-postalar, SMS, kullanılan uygulamalar, lokasyon bilgileri vb. kişisel verilerin ele geçirilmesine
yönelik yapılır. Flexispy kötü amaçlı yazılımı kullanıcının konuşma ve kontak kişi bilgilerini ele geçirerek, uzaktaki bir sunucuya
aktarmaktadır [14].
Fidye elde etmeye yönelik saldırılar.
Güvenlik özellikleri uygulama dışı bırakılan (Jailbroken) telefonlara saldırılar: Dutch solucanı [15] ve İkee solucanı güvenlik özel11 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
•
•
•
likleri uygulama dışı bırakılan cihazlara saldırmıştır [16].
Kullanıcı hesaplarının çalınmasına yönelik saldırılar.
Adres defterinin ele geçirilmesine yönelik saldırı: Saldırı yapılan
cihazda ele geçirilen adres defteri sayesinde diğer cihazlara yayılmak için yapılır.
Ağ ve Ağ kullanıcılarına saldırı: Kötü amaçlı yazılım ile zarar görmüş olan cihaz vasıtası ile zarar görmüş cihazın bulunduğu ağa ve
ağ kullanıcılarına saldırı yapılması [17].
3.4 Saldırı Yöntemleri
Kötü amaçlı yazılımlar, saldırı yöntemlerine göre yeniden paketleme,
güncelleme, zararlı içeriğe sahip reklamların tıklanması ve yükleme vasıtası ile aktive olma gruplarına ayrılabilirler [18].
Yeniden Paketleme: Yaygın olarak kullanılmakta olan yasal olarak
meşru bir uygulamanın, kötü amaçlı yazılım eklenerek yeniden paketlenmesi ve yayınlanması ile gerçekleştirilir. En yaygın olan saldırı
yöntemidir. Kötü amaçlı yazılımların incelenmesinde 1260 adet örneğin 1083 tanesinde (%86) yeniden paketleme yönteminin kullanıldığı
saptanmıştır [19].
Gemini truva atı yeniden paketlenme yöntemiyle hazırlanıp, Çin Android uygulama mağazalarına gönderilmiştir. Lokasyon bilgilerini ve cihaz IMEI numarasını ele geçirmektedir [20].
Güncelleme: Güncelleme saldırılarında, öncelikle yasal bir uygulama
yaratılır, kullanıcılar meşru bir uygulama olduğu için şüphelenmeden
uygulamayı kullanmaya başlarlar. Saldırgan, kullanıcı sayısı arttıktan
sonra içerisinde kötü amaçlı yazılım içeren güncel yazılım versiyonu
yayınlar. 2011 yılında ortaya çıkan DroidKungFu isimli Truva atı bu
yöntem ile Android cihazları hedef almıştır [21].
Zararlı içeriğe sahip reklamlara tıklanması: GGTracker isimli kötü
amaçlı yazılım Android kullanıcılarını hedef almıştır. GGTraker isimli
Truva atı, Android market izlenimi verilmiş sahte market üzerinden
| 12
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
uygulamanın çalıştırılması ile aktive olmakta ve kullanıcıyı paralı SMS
servislerine üye yapmaktadır [22].
Yükleme vasıtası ile aktive olma: Kullanıcının SMS, e-posta veya açılan menüler üzerindeki link vasıtası ile zararlı içeriğe sahip siteye yönlendirilmesi ve kötü amaçlı yazılımın kullanıcı onayı olmadan cihaza
yüklenmesi ile çalışır.
3.5 Kötü Amaçlı Yazılım Örnekleri
Akıllı telefon kullanım adetlerinin artmasına paralel olarak kötü amaçlı yazılım içeren mobil saldırılar da artmaktadır. Çin’de 2012 yılında
163.000 mobil kötü amaçlı yazılım örneği tespit edilmiştir, bu değer
bir önceki yılın 25 katıdır [29]. Kaspersky Lab. tarafından hazırlanan
2014 yılı güvenlik bültenine göre, 2014 yılı içerisinde yine Kaspersky
Lab tarafından 4.643.582 adet mobil kötü amaçlı yazılım içeren yükleme paketi tespit edilmiştir. Mobil kötü amaçlı yazılım içeren saldırı sayısı Ağustos 2013’te 69.000 iken Mart 2014 tarihinde yaklaşık on kat
artarak 644.000’e çıkmıştır. Aynı dönemde saldırıya maruz kalan kişi
sayısı da Ağustos 2013’te 35.000 iken Mart 2014 tarihinde 242.000’e
çıkmıştır. 2014 yılı içerisinde tespit edilen bütün mobil kötü amaçlı
yazılımların %59,6’sı para çalmaya yöneliktir [24].
Yıllar içerisinde akıllı telefonlarda Android işletim sistemin kullanım oranı artmaktadır [2]. Tablo-1’de 2011 ve 2014 yılları arasında
satılan akıllı telefonlardaki işletim sistemi kullanım oranları gösterilmiştir.
Periyot
Android
iOS
Windows
Phone
BlackBerry
OS
Diğerleri
Q4 2014
76.6%
19.7%
2.8%
0.4%
0.5%
Q4 2013
78.2%
17.5%
3.0%
0.6%
0.8%
Q4 2012
70.4%
20.9%
2.6%
3.2%
2.9%
Q4 2011
52.8%
23.0%
1.5%
8.1%
14.6%
Tablo-1: Mobil İşletim Sistemi Kullanımı Dağılımı
13 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
Android işletim sistemin daha yaygın olarak kullanılmasından dolayı
mobil kötü amaçlı yazılım içeren saldırıların büyük kısmı da Android
işletim sistemine sahip cihazlara yapılmıştır. 2013 yılında yapılan mobil kötü amaçlı yazılım içeren saldırıların %98,05’inde Android işletim
sistemine sahip cihazlar hedef alınmıştır [24].
Farklı işletim sistemlerini hedef alan kötü amaçlı yazılımların bazıları
Tablo-2’de belirtilmiştir.
İsim
Tarih
Tip
İşletim Sistemi
Liberty Cracks
Cabir
Dust
Mosquitos
Skulls
Feakk
Cardblock
Redbrowser
Lasco
Infojack
Yxe
Zeus Mitmo
iSAM
Faketoken
Sypeng
Stealer
MimobSMS
Opfake
2000
2004
2004
2004
2004
2005
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2014
2014
Truva Atı
Solucan
Virüs
Truva Atı
Truva Atı
Solucan
Virüs
Truva Atı
Solucan
Truva Atı
Solucan
Solucan
Çeşitli şekillerde
Truva Atı
Truva Atı
Truva Atı
Risk Tool
Truva Atı
Palm
Symbian
Windows Mobile
Symbian
Symbian
Symbian
Symbian
OS -Bağımsız
Symbian
Windows Mobile
Symbian
Platformlar arası
İphone
Android
Android
Android
Android
Android
Tablo-2: Mobil Kötü Amaçlı Yazılım Örnekleri
Kötü amaçlı yazılıma örnek olarak, Windows Mobile işletim sistemine
sahip telefonları hedef alan ve 2004 yılında ortaya çıkan Dust virüsü
gösterilebilir. Virüs, .exe dosyasının sonuna eklenerek bulaşmaktadır.
Var olduğu alt dizin içinde yayılarak, etkilediği dosyaları kullanılamaz
hale getirmektedir [25].
| 14
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
Kötü amaçlı yazılım davranışlarının hızla değişmesine paralel olarak
davranışların analizleri giderek daha karmaşık hale gelmektedir. Bazı
araştırmacılar kötü amaçlı yazılımların akıllı telefonların batarya doluluk oranını hızla düşürmesinden dolayı, batarya doluluk oranını gözlemlemeyi önermektedirler [27], [28], [23].
4.
Akıllı Telefonlar İçin Güvenlik Çözümleri
Akıllı telefon pazarındaki muazzam büyüme ile birlikte negatif bir yan
etki olarak akıllı telefonlar üzerinden işlenen suç ve tehditlerde de büyük bir artış olmuştur. Buna karşılık kullanıcıların bu tehdit ve suçları
önleme yönünde etkin bir adım atmadıkları görülmektedir.
Yeterli güvenlik önlemleri alınmadan kullanılan akıllı telefonlar hem
bireyleri hem de organizasyonları riske atmaktadır. McAfee ve Carnegie Mellon tarafından 14 ülkede 1500 katılımcı ile yapılan bir araştırmaya göre; [30]
•
Şirketlerin %95’inin yürürlükte olan bir mobil cihaz politikası
vardır.
•
Ancak çalışanların %30’dan daha azı bu politikadan haberdardır.
•
Şirketlerin %50’den daha azı çalışanlarının mobil cihaz erişim ve
izin politikalarını anladığını belirtmiştir.
Mart 2013’te AppRanger tarafından yapılan bir araştırma akıllı telefon
kullanıcılarının anti-virüs uygulama kullanım oranının %10’dan düşük olduğunu göstermiştir [31].
Bu sonuçlar, bankacılık gibi kritik öneme sahip işlemler dâhil hayatın
her alanında kullanılan akıllı telefonların karşı karşıya olduğu riskleri
ve alınması gereken tedbirlerin önemini göstermektedir.
Akıllı telefonlar cihazı şifreleme gibi temel bazı güvenlik tedbirlerini
sunmaktadırlar ancak bu tedbir, telefonu gelişmiş virüs ve siber saldırılardan korumaya yetmemektedir. Etkin bir koruma için uzaktan
15 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
telefonun kilitlenmesi, önemli bilgilerin silinmesi, telefonun bulunabilmesi için GPS fonksiyonunun açılması gibi bazı işlemlerin yapılabiliyor olması önemlidir.
Akıllı telefonlar için geliştirilmiş, piyasada ticari ürün olarak satılan ve
temel seviyede güvenlik fonksiyonları sağlayan uygulamalar olduğu gibi
geliştirme safhasında olan yeni güvenlik uygulamaları da mevcuttur.
F-Secure
Trend Micro
Lookout Premium
BullGuard
NetQim
?
?
?
?
?
?
?
?
Bitdefender
92%
100% 100% 100%
ESET
Webroot
Kaspersky
KORUMA
McAfee
Tablo-3’te değişik firmaların akıllı telefonlar için sağladığı güvenlik çözümleri verilmiştir [34]. (? = ‘Test edilmedi’ anlamında kullanılmıştır)
Koruma
100% 100% 100% 100% 100%
Kolay Kullanım
100% 100%
Tespit Etme
92%
?
100%
99%
?
99%
97%
96%
96%
?
?
Antivirüs
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Gerçek Zamanlı Koruma
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Uzaktan Kilit
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Lokasyon Tespit
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Uzaktan Silme
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Antiphishing
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Antispyware
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Alarm
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
SIM Kart Kilit
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Otomatik Güncelleme
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Arama Engelleme
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Yedekleme Hizmeti
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
ÖZELLİKLER
Var
Var
Parental Kontrol
Var
Var
Var
DESTEK
E-Mail
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Telefon
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Canlı Görüşme
Var
Var
Var
Var
Var
7/24
Var
Var
Var
Var
Var
Tablo-3: Akıllı Telefonlar için Güvenlik Uygulamaları
| 16
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
4.1 Saldırı Tespit Sistemleri (IDSes, Intrusion Detection Systems):
Mobil güvenlik çözümleri Saldırı Tespit Sistemleri ana başlığı altında
toplanabilir; Bu sistemler için iki tamamlayıcı yaklaşımdan bahsedilebilir [26].
•
Önleme tabanlı yaklaşım (prevention-based approaches); şifreleme algoritmaları, dijital imza, kimlik doğrulama gibi yöntemleri
kullanır. Bu yöntemde sistem gerçek zamanlı olarak çalışmak zorundadır.
•
Tespit tabanlı yaklaşım (detection based approaches); otomatik
olarak data toplayan, bunları analiz eden ve saldırıyı tespit eden
yazılım araçlarıdır. Şekil-2’de kötü amaçlı aktiviteleri tespit etmeye
çalışan tespit sisteminin kendi içinde farklı özelliklerine göre sınıflandırılması gösterilmiştir [36];
Şekil-2: Saldırı Tespit Sistemlerinin Sınıflandırılması
17 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
4.1.1 İzleme (Monitoring) Kapsamına Göre;
•
Cihazdaki tüm uygulamalar ve aktiviteler gözden geçirilir. Sistem
cihazın hafıza, RAM, hard disk gibi tüm birimlerini izlemek durumundadır. Kritik bir bileşen üzerinde gözlenen değişiklik kötü
amaçlı yazılım işareti olabilir. Bu işlemler genelde uzaktaki bir
sunucu tarafından yapılır çünkü kapasite ve donanım limitleri
sebebiyle bu tarz algoritmaların cihaz üzerinde çalışması mevcut
limitler nedeniyle uygun değildir [35].
Tablo-4’te 2008-2013 yılları arası sadece Google Akademi’de yayınlanan ve akıllı telefonlar için savunma mekanizmalarını inceleyen saldırı
tespit sistemleri ile ilgili yayın sayıları ve bu yayınların işletim sistemine
göre dağılımları verilmiştir. Çalışmaların daha çok Android işletim sistemi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir [36].
Tablo-4: Bilimsel Yayınlar ve İşletim Sistemine Göre Dağılımı
4.1.2 Tespit Yöntemine Göre;
•
| 18
Anomali Tespiti: Ağ trafiğini izleyerek verinin yanlış, geçersiz veya
anormal olduğunun tespitidir. “Normal” kabul edilen durum ile
“gerçekte” oluşan durumun karşılaştırıldığı bir yaklaşımdır. Bir
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
IP paketinin hangi yolla bozulduğunu belirtmez sadece anormal
olduğu bilgisini verir. Mevcut ve yeni geliştirilen saldırıların tespitinde avantajlıdır ancak yanlış alarm verme oranı yüksektir.
•
İmza Tabanlı (Signature-based) yaklaşım: Bilinen veri trafiğini baz
alarak istenmeyen verileri tespit eden yöntemdir. Sistem oldukça
hızlıdır ancak saldırı üzerinde küçük bir değişiklik bile saldırının
tespit edilmesini önleyebilir. Bu yöntemin avantajı sistemin yanlış
alarm verme oranının çok düşük olmasıdır. Ancak çözüm sadece
iyi bilinen saldırıları tanımaktadır [37].
4.1.3 Yayılma Seviyesine Göre;
•
Statik Analiz: Kötü amaçlı yazılım veya kodu uygulamayı çalıştırmadan tespit etmenin hızlı ve ucuz yoludur. Şüpheli uygulamaların tehdit içerip içermediğini anlamada ilk adım olarak yaygın
şekilde kullanılır.
•
Dinamik Analiz: Statik Analizin tersine mobil uygulama sanal bir
makine veya emülatör gibi izole bir ortamda çalıştırılır. Bu sayede
araştırmacı uygulamanın davranışını dinamik olarak gözlemler [38].
4.2 Güvenli Mobil (Trusted Mobile):
2003 yılında AMD, Hewlett-Packard, IBM, Intel, Microsoft, Cisco,
Lenovo gibi büyük firmalar tarafından oluşturulan ve kişisel bilgisayarlarda güvenli bilişim konseptini hayata geçirmeyi hedefleyen Trusted
Computing Group, wireless ve mobil güvenlik ihtiyaçlarına hitap eden
yeni bir teknik şartname yayınlamıştır [32].
Bu şartname aşağıdaki bileşenleri içermektedir;
•
Mobil cihaz güvenliği için donanım tabanlı yaklaşım.
•
Kablolu ve kablosuz ağlar için farklı mobil cihaz, işletim sistemi
ve uygulamalara yönelik platformdan bağımsız ve açık güvenlik
standartları.
19 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
•
Kullanıcı bilgilerini, operatör yatırımlarını ve cihazın kendisini eş
zamanlı olarak koruyabilen çözümler.
4.3 Akıllı Telefonlar İçin Güvenlik Önerileri:
Akıllı telefon kullanımında güvenlik konusu hem bireysel hem de organizasyonlar açısından önem arz etmektedir. Bu amaçla Türkiye’de
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Siber Güvenlik Derneği
ve sektörde önde gelen firmalar her gün artan mobil güvenlik tehditlerine karşı insanların bilinçlendirilmesi ve gerekli önlemleri almaları
için aşağıdaki benzer uyarılarda bulunmuşlardır [33], [39], [40];
•
Telefonun kaybolma ve çalınma durumlarına karşı Kişisel Kimlik
Numarası –şifre/PIN- ayarlaması yapılmalıdır. Mümkün oldukça
e-posta, bankacılık, kişisel siteler gibi sitelerin her biri için farklı
bir şifre kullanılmalıdır.
•
Akıllı telefonun güvenlik ayarları değiştirilmemelidir. Aksi takdirde telefon siber saldırılara daha duyarlı hale gelecektir.
•
Bilgilerin kaybolma ihtimaline karşı akıllı telefon yedeklenmeli ve
veri güvenliği sağlanmalıdır.
•
Kötü amaçlı yazılım içerme ihtimaline karşı sadece güvenilir kaynaklardan gelen uygulamalar yüklenmelidir.
•
Uygulama kabul edilmeden önce uygulamaların kişisel bilgilere
erişim yetkisi kontrol edilmelidir.
•
Akıllı telefon kullanıcıları cihazlarına uzaktan erişim ile veri silmeyi sağlayan güvenlik uygulamaları yüklemelidir.
•
Akıllı telefonun yazılım güncellemeleri yapılarak siber tehditlere
maruz kalma riski azaltılmalıdır.
•
Açık Wi-Fi ağlarına bağlanırken dikkatli olunmalıdır. Güvenilir
bir operatöre ait Wi-Fi bağlantı kullanılmalıdır.
•
Kullanılmış telefon bir başkasına verilmeden veya satılmadan önce
kişisel veriler silinmelidir.
| 20
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
5.
Mobil Zararlı Yazılımlar Hakkında Hukuki Durum
Ülkemizde ve Dünya’da akıllı telefonlar üzerindeki gizlilik, bilgi güvenliği, bilgi bütünlüğünün korunması gibi kavramlar daha çok sansasyonel olaylarla gündeme gelmektedir. Akıllı telefon kullanıcılarının
karşılaştıkları, özel bilgilerin ve kimlik bilgilerinin çalınması durumuna karşı kanunlarda koruyucu hükümler bulunmaktadır. Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası’nın 20. maddesinde “Herkes, özel hayatına ve
aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” hükmü bulunmaktadır
[41]. Yine Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre kişinin hak, hürriyet ve refahının korunması ve güvenliğinin sağlanması devletin temel
görevlerindendir.
Bilgi güvenliğinin sağlanabilmesi için üç unsurun temin edilmesi gereklidir. Bunlar gizlilik, veri bütünlüğü ve erişilebilirliktir [42]. Gizlilik, veriyi oluşturan kişinin iletmek, paylaşmak istediği kişi ya da kişiler haricinde verilerin erişilememesi, depolanamaması kavramlarını
kapsar. Veri bütünlüğünde ise veriyi oluşturan ve alıcı arasında verinin
değiştirilmeden iletilmesi esastır. Örneğin bir telefona gelen kısa mesajın içeriğinin değiştirilmesi, çeşitli dosya ve dokümanlarda değişiklikler
yapılması veri bütünlüğüne yapılan müdahalelerdir. Erişilebilirlikte ise
verinin yetkililerce gerekli durumlarda erişilebilir olmasıdır. Verilerin
gizliliği ve veri bütünlüğü kişisel gizlilik noktasında önemli iki unsur
olsa da şahısların ya da milli güvenliğin söz konusu olduğu durumlarda, yani bu gizliliğin başka kişi ve kurumların güvenliklerini tehdit
eder olduğu durumlarda, güvenlik ve adalet sağlayıcı kurumların bu
bilgilere erişebilir olması gereklidir.
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) bilgi ve haberleşmenin gizliliği ile ilgili
oluşabilecek suçlar ve cezaları belirlenmiştir. TCK’nın 132’inci maddesi haberleşmenin gizliliğinin ihlali ile ilgili durumları kapsamaktadır.
Bu maddeye göre kişiler arasındaki görüşmeleri hukuka aykırı olarak
ifşa eden kimseler ve kendisi ile özel olarak yapılan görüşmelerin içeriğini karşı tarafın rızası olmaksızın bireysel ya da basın-yayın yolu ile ifşa
21 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
eden kimseler haberleşmenin gizliliğini ihlal etmiş olurlar. TCK’nın
133’üncü maddesinde ise kişilerin rızası haricinde görüşmelerin kaydedilmesinin kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda
alınması durumunun suç teşkil ettiği belirtilmektedir. Kullanıcısının
rızası haricinde konuşmaları kaydeden ve üçüncü şahıslara ileten uygulamaları geliştirenler haberleşmenin gizliliği konusunda suç işlemiş
olacaklardır. Ayrıca uygulama mağazaları incelendiğinde “Automatic
Call Recorder”, “Arama Kaydedici”, “Görüşme Kaydı” ve daha pek
çok uygulamalarla akıllı telefon kullanıcılarının görüşmelerini sesli bir
şekilde kayıt edebildikleri görülmektedir. Eğer bir akıllı telefon kullanıcısı görüşmelerini bunlara benzer uygulamalarla kayıt altına alıyorsa
ve karşı taraf ya da tarafların bu durumdan haberi yoksa, görüşmeyi
kayıt altına alan taraf haberleşmenin gizliliği ile ilgili TCK maddesini
ihlal etmiş olacaktır.
TCK’nın 136, 137 ve 138’inci maddelerine göre kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişiler
ya da kanunların belirlediği sürelerde imha edilmesi gereken verileri
görevlerini yerine getirmeyerek saklayanlar suç işlemiş olurlar. Ayrıca
verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ya da yayılmasında eğer
belli bir meslek ya da sanatın sağladığı kolaylıklardan faydalanılmışsa
nitelikli suç vasfı kazanmakta ve suçun cezası yarı misliyle artmaktadır.
Zararlı mobil uygulamalarla kişisel verilerin ele geçirilmesi, yayılması,
pazarlanması suç teşkil etmektedir. Mobil uygulama hazırlarken yazılım geliştirme mesleğinden faydalanıldığından nitelikli bir suç işlendiği
hususu değerlendirilebilir.
Bununla birlikte mobil yazılımların düzgün çalışabilmek adına bir
takım verileri kaydetmeleri gerekebilmektedir. Bu durum kişisel verinin ne anlama geldiğini sorgulamayı gerektirir. Yargıtay Ceza Genel
Kurulu 2012/1514 E., 2014/312 numaralı kararında kişisel verilerin
ele geçirilmesinin suç olduğu fakat kişisel verilerin neler olduğunun
kanunda açıklanmadığı sebebi ile bir içtihat metni yayınlamıştır. Bu
içtihat metninde kişisel veriler şu şekilde tarif edilmiştir:
| 22
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
a.
Yaşam şekline ilişkin kişisel veriler: Kişilerin üçüncü kişiler
tarafından ayırımcılığa uğramaması ve haysiyetinin korunmasıyla ilişkili olarak dini inançları, cinsel tercihleri, etnik kökeni, suç geçmişi,
politik eğilimleri ve kişisel özel aktivitelere ilişkin bilgiler.
b.
Ekonomik ve finansal kişisel veriler: Suçlular tarafından
suiistimale ve kimlik hırsızlığına hedef olmamak için kişinin mali varlığı, sahip olduğu hisse ve hesaplar, borçları, yaptığı alış verişler, kredi
kartlarına ilişkin veriler. Ayrıca sayılan bu bilgiler ile kişinin nerede
ve kimlerle bulunduğuna, sağlık bilgilerine ilişkin bilgiler de ortaya
çıkarabileceğinden ve varlık bilgisinin toplumsal açıdan da özel sayılmasından dolayı önemi artmaktadır.
c.
Bilişim alanına ilişkin kişisel veriler: E-postaların bizzat
adresleri veya şifreleri, internet ortamında paylaşılan kişisel veriler
mahrem olarak değerlendirilebilir. İnternette gezinti yapan insanların
birçok kişisel bilgisini paylaşması, bu bilgilerin kayıt altına alınması,
yine internet erişimine ilişkin iz kayıtlarının hizmet sağlayıcı ve sunucu
sahipleri tarafından tutulabiliyor olması nedenleriyle mahrem bilgilerin önemi artmaktadır.
d.
Sağlıkla ilgili kişisel veriler: Sağlık verileri kişilerin iş güvenliğini, toplum içindeki statüsünü ve sigorta kapsamını etkileyen hassas
bilgilerdir. Ayrıca sağlık verileri kişilerin sosyal yaşantısı ve psikolojik
durumları hakkında bilgi edinilmesine neden olabilir. Biyometrik veriler de (kişinin kendine özgü fiziksel veya biyolojik niteliklerine dayalı
olarak insanların kimliğini tespit için dijital teknolojiden faydalanma
bilimi) kişisel veriler arasındadır.
e.
Politik kişisel veriler: Toplum içinde yaşayan kişilerin siyasi
tercihleri toplum katmanları arasında bilinme halinde ayırımcılığa maruz kalma ihtimali bulunduğundan bu bilgilerde kişisel veridir.
Zararlı mobil uygulamalar vasıtası ile elde edilen kimlik bilgileri ve diğer
gizli veriler dolandırıcılık, sahtecilik ve şantaj gibi suçlarda kullanılabilir.
23 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
Dolandırıcılık suçu TCK’nın 157’inci maddesinde “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine
veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis
ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Devamı niteliğindeki 158’inci maddenin (f ) bendinde yer alan “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” ifadesi ile bilişim araçları kullanılarak yapılan dolandırıcılık faaliyetleri nitelikli dolandırıcılık olarak belirlenmiştir.
Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 24.10.2007 gün, 7300/7063 sayılı kararında bilgi hırsızlığı yolu ile bir başkasının e-posta adresini ele geçirerek
mağdurun tanıdığı kişilerden kontör yüklemekte kullanılan kart numarası istemesini nitelikli dolandırıcılık olacağına hükmetmiştir. Dolandırıcılığı yapan kişi kart numarasını kullanmasa da eşyanın, paranın
failin egemenliğine girmiş olmasının suçun oluşmuş olmasında yeterli
olacağı görüşü bildirilmiştir.
Akıllı telefonlarda uygulamaların kısa mesajlara, internete, rehbere
erişmesi mümkündür. Uygulamaların uzaktan kontrol yöntemi ile telefon rehberindeki ya da başka numaralara kısa mesaj gönderebilmesi,
gelen mesajları okuyup silebilmesi mümkündür. Bu durum dolandırıcılık bakımından yukarıda belirtilen suça bir zemin hazırlamaktadır.
Bilişim ortamında kullanılan bir başka yaygın dolandırıcılık yöntemi
ise yemleme (phishing) olarak bilinmektedir. Yemleme internet kullanıcılarının banka şifreleri, web sitesi parolaları, kredi kartı numarası
gibi özel bilgilerinin ilgili web sayfası ve uygulamaların aynı görüntüdeki kopyalarının yapılması ile gerçekleştirilen bir bilgi hırsızlığı
yöntemidir [43]. Bu yöntemde bir sosyal medya uygulaması hesabının
şifresi veya bir e-posta hesabının şifresinin elde edilebilmesi mümkündür. Bu yöntem sahte polis üniforması ile bir şahsa giderek normalde
elde edemeyeceği bilgileri elde eden kötü niyetli bir kişinin davranışına benzetilebilir. Mobil uygulamaların kendilerine verilen izinler dâhilinde başka uygulamaları kaldırma ve yeni uygulamalar yüklemeleri
mümkün olabilmektedir. Böyle bir durumda yüklenen bir oyun vb.
| 24
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
uygulamanın, arka planda bir internet bankacılığı uygulamasını ya da
Twitter vb. bir sosyal medya uygulamasını kaldırıp, yine aynı görünümde tasarlanmış fakat girilen kullanıcı bilgilerini farklı bir mecraya
gönderen bir uygulama yüklemesi mümkündür. Bu durumu gündelik
bir kullanıcının fark etmesi oldukça güçtür. Mağdur kullanıcı, uygulamayı çalıştırdığında karşısına bir kullanıcı girişi ekranı çıkacak, girdiği
bilgiler ise kötü niyetli şahıslara iletilerek kullanıcıya “şu anda sistem
erişilemiyor, lütfen daha sonra tekrar deneyin” benzeri bir mesaj gösterilecektir. Çalınan bu bilgiler şantaj, itibarı zedeleme ya da maddi çıkar
elde etmek için kullanılabilir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2009/3019 E., 2009/6644 Sayılı kararında
müştekinin cihazına kötü niyetli yazılım yerleştirerek internet bankacılığı bilgilerini ele geçirip yatırım hesabında bulunan parayı kendi hesabına havale eden kişinin “bilişim sistemlerinin aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu işlediğine hükmetmiştir.
Banka ile ilgili kullanıcı bilgilerinin çalınması durumunda havale
yapıldığı için, hesap bilgilerini çalan kişinin takibinin yapılabilmesi
mümkündür. Ancak herhangi bir havale benzeri işlemin yapılmadığı
durumlarda suçu işleyen kişinin bulunması ya da suçu işlediğinin ispatlanması oldukça zordur.
12.Ceza Dairesi 2014/7409 E., 2014/24197 numaralı kararında bir
başkasının adına Facebook üzerinde özel hayatın gizliliğini ihlal eden
fotoğraflar ve içerik yükleyen bir kişi hakkında “Sanığın atılı suçu inkâra yönelik savunması, dosya içerisinde, Facebook da hesap açarak fotoğraf yüklemesi yapan bilgisayara ait IP bilgilerine ilişkin bir tespit bulunmadığı gibi, sanığın kullandığı bilgisayarda suça ilişkin maddi delil
etmek amacıyla yapılmış bir inceleme de bulunmadığı, Adalet Bakanlığı
Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün İnternet Ortamında İşlenen Suçlarda Uluslararası Ceza İstinabe İşlemlerine ilişkin
yazısına göre, google, yahoo, facebook, skype, hotmail, twitter, youtube
gibi internet ortamında yaygın olarak kullanılan yer sağlayıcı firmaların
merkezinin Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunduğu, ABD mevzu25 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
atına göre, internet ortamında işlenen suçlara ilişkin trafik bilgileri, yer
sağlayıcılar veya erişim sağlayıcılar tarafından 90 gün süreyle saklandığı, bu süre içinde resmi otoritelerce başvurulduğunda anılan saklama
süresine 90 gün daha ilave edildiği belirtilmiş olmakla, aradan geçen
süre nedeniyle, hesap açarak fotoğraf yüklemesi yapan bilgisayara ait
IP bilgileri ile bilgisayarda yapılacak incelemede suça ilişkin maddi bir
delilin elde edilmesinin mümkün görülmemesi” ifadelerini kullanarak
suçlanan kişiye verilen mahkûmiyet kararının bozulmasına hükmetmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere kimlik hırsızlığı vb. durumlarda mağduriyetin ispatlanması ve hukuksal yoldan mücadele edilmesi oldukça
güçtür. Çünkü popüler pek çok uygulama verilerini yurt dışında bulunan yer sağlayıcılar üzerinde tutmakta, bu yer sağlayıcılar ise bulundukları ülkenin kendi mevzuatı uyarınca erişim bilgilerini saklamakta
ve oldukça uzun süren bir prosedür sonucunda bilgi paylaşmaktadır.
Günümüzde satılan pek çok cep telefonunda kamera bulunmaktadır.
Özellikle yaygınlaşan mesajlaşma, eposta uygulamaları ile pek çok mahrem bilgiyi kişiler akıllı telefonları üzerinde bulundurmaktadır. Bu bilgiler özel hayatları ile ilgili olabileceği gibi bir ticari kuruluşun paylaşılması ile itibar yahut para kaybedeceği bilgiler olabilir. Mobil uygulamalar
sahip oldukları erişim yetkileri ölçüsünde telefon üzerinde bulunan fotoğraf, metin, mesajlar vb. içeriklere erişip bunu üçüncü şahıslara ulaştırabilirler. Bu kişilerin bu içerikleri kişiye şantaj yapma yönünde kullanması olasıdır. Şantaj, TCK’nın 107’inci maddesinin 2’inci bendinde
“Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref
veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya
isnat edileceği tehdidinde bulunulması” şeklinde tanımlanmıştır. Buradan akıllı telefonlar üzerinden usulsüz bir şekilde elde edilen bilgilerle
yapılacak zorlamaların suç teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
Dijital ortamlarda işlenen suçlarla mücadele noktasında atılan en
önemli adımlardan biri de Avrupa Konseyi tarafından hazırlanarak 23
Kasım 2001 tarihinde Budapeşte’de imzalanan Sanal Ortamda İşlenen
Suçlar Sözleşmesi’dir. Bu sözleşmeye tüm Avrupa Konseyi ülkeler ve
| 26
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
ABD taraf durumundadır. Sözleşme Türkiye tarafından da 10 Kasım
2010 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin odağında akıllı cihazlar
üzerinden yapılan sahtecilik, telif hakları ile ilgili durumlar ve dijital
güvenlik durumlarının ihlali konuları vardır.
Dijital ortamlarda işlenen suçların genellikle küresel bir boyut taşıması, mağdurların ve suçluların farklı ülkelerde olabilmeleri yine küresel
bazda işleyen bir hukuk sistemi gerektirmektedir. Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi bu anlamdaki ilk uluslararası sözleşme niteliğindedir. Bu sözleşme ile birlikte
işlenebilecek suçlar için ortak isimlendirmelerin yapılması ve suçların
soruşturulmasını sağlayacak ceza kanunlarının hazırlanması küresel temelde bir standarda bağlanabilecektir.
Budapeşte Sözleşmesi olarak da anılan Sanal Suçlarla Mücadele Sözleşmesi’nin 2’inci bölümünün 1’inci kısmının ilk başlığında bilgisayar
verilerinin ve sistemlerinin gizliliğine, bütünlüğüne ve erişilebilirliğine
yönelik suçlar belirlenmiştir. Yasadışı erişim, yasadışı araya girme, verilere müdahale, sisteme müdahale, cihazların kötüye kullanımı gibi
konularda yasaların hazırlanması konusunda hükümler verilmiştir.
6.
Sonuç ve Öneriler
Akıllı telefonların özelliklerinin, internet erişim imkanlarının ve kullanılan uygulamaların artması ile beraber maruz kaldıkları kötü amaçlı
yazılım tehditleri de artış göstermiştir.
Kullanım yoğunluğu, işlem gücü, işletim sistemi, pil ömrü nedeni ile
yapılan optimizasyonlar ve yapılan bağlantı sayısı gibi yapısal farklılıklar göz önüne alındığında mobil cihazlar için geleneksel PC güvenlik
sistemlerinden farklı bir güvenlik standardı oluşturulması gerektiği anlaşılmaktadır.
Gelişen teknoloji fiziksel sınırları ortadan kaldırdığından mobil güvenlik
konusu ulusal bazda olduğu kadar uluslararası bazda da ele alınmalıdır.
27 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
Akıllı telefon güvenliği ve yapılan hukuka aykırı eylemler konusunda
bireysel ve kurumsal bazda kullanıcı farkındalığının geliştirilmesi için
daha fazla bilimsel çalışma yapılmalıdır.
Nesnelerin İnterneti (Internet of Things) teknolojisinin gelişmesi ile
birlikte mobil cihaz, uygulama ve toplanan veri miktarı katlanarak artacağından mevcut güvenlik çözümlerine ilave olarak daha gelişmiş ve
etkin çözümlerin geliştirilmesi gerekmektedir.
KAYNAKÇA
[1]
TÜİK,”Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım
Araştırması,” 2014 [Çevrimiçi] http://www.tuik.gov.tr/
PreHaberBultenleri.do?id=16198 [Erişim Tarihi: 27-Nis-2015]
[2]
IDC, “Smartphone OS Market Share,” Q4 2014
[Çevrimiçi] http://www.idc.com/prodserv/smartphone-os-marketshare.jsp [Erişim Tarihi: 28-Nis-2015]
[3]
F-Secure, “Mobile Threat Report,” Q1 2014 [Çevrimiçi]
https://www.fsecure.com/documents/996508/1030743/Mobile_
Threat_Report_Q1_2014.pdf [Erişim Tarihi : 28-Nis-2015]
[4]
Seo S., Kim J., Jeon K. (2011). “Analysis and forecast of
mobile malicious code trends in 2010. KIISC REVIEW,” 21(1), 11-18.
[5]
F-Secure, “Threat report H22014,” 2014 [Çevrimiçi]
https://www.f-secure.com/documents/996508/1030743/Threat_
Report_H2_2014 [Erişim Tarihi: 26-Nis-2015]
[6]
A. Porter Felt, M. Finifter, E. Chin, S. Hanna, D. Wagner,
“A Survey of Mobile Malware in the Wild,” SPSM’11, Chicago,
Illinois, USA, October 17, 2011.
[7]
J. Bickford, H. A. Lagar-Cavilla, A. Varshavsky, V.
Ganapathy, L. Iftode, “Security versus Energy Tradeoffs in Host-
| 28
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
Based Mobile Malware Detection,” MobiSys’11, Bethesda, Maryland,
USA, June 28–July 1, 2011
[8]
M. A. Elfattah, A.A Youssif, S. Ahmed, “ Handsets Malware
Threats and Facing Techniques,” (IJACSA) International Journal of
Advanced Computer Science and Applications, Vol. 2, No. 12, 2011
[9]
A. Egners, B. Marschollek, U. Meyer, “ Hackers in Your
Pocket: A Survey of Smartphone Security Across Platforms,”
Research Group IT Security UMIC Research Center RWTH Aachen,
Germany, 2012.
[10]
C. Fleizach, M. Liljenstam, P Johansson, “G. M. Voelker, A
Mehes, Can You Infect Me Now? Malware Propagation in Mobile,”
WORM’07, Alexandria, Virginia, USA, November 2, 2007.
[11]
A. Bose and K. G. Shin, “On mobile viruses exploiting
messaging and bluetooth services,” in Securecomm, Baltimore, MD,
Aug. 2006.
[12]
Amit Klein, “First SpyEye Attack on Android Mobile
Platform Now in the Wild,”13.09.2011, [Çevrimiçi] http://
securityintelligence.com/first-spyeye-attack-android-mobile-platformnow-wild/ [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015]
[13]
C. Gonzalez, B Stackpole, T. Oh, “Anti-Spyware Analysis
for iOS: An Evaluation of Current Security Products Available for
iOS,” Annual Symposium On Information Assurance & Secure
Knowledge Management, ALBANY, NY, June 5-6, 2012.
[14]
L. Xie, X. Zhang, A. Chaugule, T. Jaeger, S. Zhu,
“Designing System- level Defenses against Cellphone Malware,”
[15]
“New iPhone worm can act like botnet say experts,”
23 November 2009, [Çevrimiçi] http://news.bbc.co.uk/2/hi/
technology/8373739.stm [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015]
29 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
[16]
Warwick Ashford, ” First ever iPhone worm Ikee unleashed
by Aussie hacker,” 09 November 2009, [Çevrimiçi] http://www.
computerweekly.com/news/1280091290/First-ever-iPhone-wormIkee-unleashed-by-Aussie-hacker [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015]
[17]
C. Xiang, F. Binxing, Y. Lihua, L. Xiaoyi, Z.Tianning, “
Andbot: towards advanced mobile botnets ,”. pages 11–11, 2011.]
[18]
A. Eshmawi, S. Nair, “Smartphone Applications Security:
Survey of New Vectors and Solutions,” Southern Methodist
University, 2013
[19]
Y. Zhou, X. Jiang, “Dissecting Android Malware:
Characterization and Evolution,” North Carolina State University
[20]
Tim wyatt, “Security Alert: Geinimi, Sophisticated New
Android Trojan Found in Wild,” December 29, 2010 [Çevrimiçi]
https://blog.lookout.com/blog/2010/12/29/geinimi_trojan/ [Erişim
Tarihi: 22-Nis-2015]
[21]
F-Secure, “These aren’t the droid updates you’re looking for,”
[Çevrimiçi] http://www.f-secure.com/weblog/archives/00002258.
html, October 2011, pp 23-25 [Erişim Tarihi: 23-Nis-2015]
[22]
P. Krysiuk, “ Android.Ggtracker,” June 22, 2011,
[Çevrimiçi] http://www.symantec.com/security_response/writeup.
jsp?docid=2011-062208-5013- 99&tabid=2 [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015]
[23]
J. Hoffmann, S. Neumann, T. Holz, “Mobile Malware
Detection Based on Energy Fingerprints,A Dead End?”, Horst Görtz
Institute (HGI), Ruhr-University Bochum, Germany
[24]
Kaspersky Lab and INTERPOL Joint Report, “Mobile
Cyber Threats,” October 2014 [Çevrimiçi] http://media.kaspersky.
com/pdf/Kaspersky-Lab-KSN-Report-mobile-cyberthreats-web.pdf
[Erişim Tarihi: 23-Nis-2015]
| 30
Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul
[25]
K. Dunham, Mobile Malware Attacks and Defense ,
Syngress Publishing Inc. ,2009
[26]
M.L.Polla, F.Martielli, D.Sgandurra, “A Survey on Security
for Mobile Devices” IEEE 10.1109/SURV.2012.013012.00028,
IEEE ,2012
[27]
L. Liu, G. Yan, X. Zhang, and S. Chen, “Virusmeter:
Preventing your cell phone from spies,” in Recent Advances in
Intrusion Detection. Springer, 2009, pp. 244–264
[28]
H. Kim, J. Smith, and K. Shin, “Detecting energy-greedy
anomalies and mobile malware variants,” in Proceedings of the
6th international conference on Mobile systems, applications, and
services. ACM, 2008,pp. 239–252
[29]
China’s National Computer Network Emergency Response
Technical Team’s report (CNCERT), 2013, [Çevrimiçi] http://www.
computerworld.com/article/2483587/cybercrime-hacking/chinasees-increase-in-trojan-and-botnet-attacks-from-other-countries.html
[Erişim Tarihi: 24-Nis-2015]
[30]
L.R.Heinrichs, B.H.Jones, “Tools and Tips for Teaching
Smartphone Security”, Issues in Information SystemsVolume 14,
Issue 2, pp.329-335, 2013
[31]
J.H.Woo, T.S.Kim, “Factors Affecting Use Of Mobile AntiVirus Application”
[32]
TCG, Trusted Computing Group, [Çevrimiçi] https://www.
trustedcomputinggroup.org/files/resource_files/DF8CF3B9-1A4BB294-D0AE2E4ED2FFDEAD/Final_iGR_mobile_security_white_
paper_sept_2006.pdf [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015]
[33]
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), “Akıllı
Telefon Güvenliği” [Çevrimiçi] https://tuketici.btk.gov.tr/dosya/
c0d79e199edfbb5d886c26138d83b26d.pdf [Erişim Tarihi: 26-Nis-2015]
31 |
Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları
[34]http://mobile-security-software-review.toptenreviews.com/
[Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29-Nis-2015]
[35]
A.D.Schmidt, “Detection of Smartphone Malware” Von
der Fakultat IV Elektrotechnik und Informatik der Technischen
Universitat Berlin zur Erlangung des akademischen Grades (2011)
[36]
Characterizing Evaluation Practices of Intrusion Detection
Methods for Smartphones Abdullah J. Alzahrani, Natalia Stakhanova,
Hugo Gonzalez, Ali A. Ghorbani Information Security Center
of Excellence Faculty of Computer Science, University of New
Brunswick
[37]http://www.uniassignment.com/essay-samples/informationtechnology/intrusion-detection-systems-for-smartphone-securityenhancements-information-technology-essay.php [Çevrimiçi] [Erişim
Tarihi: 29-Nis-2015]
[38]http://www.infoq.com/articles/detection-of-mobile-malware
[Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29-Nis-2015]
[39]http://usa.kaspersky.com/internet-security-center/internetsafety/smartphones#.VUPPn_ntmko [Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29Nis-2015]
[40]http://www.siberguvenlik.org.tr/2013/12/10-admda-aklltelefon-guvenligi.html [Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29-Nis-2015]
[41]
7 Kasım 1982 tarih ve 2109 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası
[42]
Goodrich, M. ve Tamassio, R. (2010). Introduction to
computer security. Addison-Wesley.
[43]
Kirda E, Kruegel C (2005) Protecting Users Against
Phishing Attacks
| 32
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
Akıllı Telefonlarda Çalışan Bir
Uydu Sinyali
Ölçüm Uygulaması
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu*
Özet
Bu çalışma, uydu üzerinden TV yayıncılığında kullanılan L bandı DVB S2 sinyalini ölçen bir cihaz ve bu cihazla Bluetooth
üzerinden haberleşerek ölçülen verileri alan, anlamlandıran ve
görselleştiren bir mobil uygulama üzerinedir.
Uydu sistemlerinde, uydu anteninin ayarlanması, gerekli sinyal kalitesinin sağlanması ve arıza durumlarının analiz edilerek
ortadan kaldırılması yüksek teknik bilgi ve deneyim gerektirmektedir. Geleneksel uygulamada, teknik servis elemanı bu
işlemleri gerçekleştirirken, uydu yön bulucu diye de bilinen
uydu sinyal ölçüm cihazını kullanır. Ancak bu cihazlar yetersiz
ekran özellikleri başta olmak üzere sınırlı iletişim teknolojileri
ve taşımayı zorlaştıran ebatları sebebiyle kullanım zorluğu ortaya koymaktadır.
* Krea İletişim Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş (Digiturk), Beşiktaş, İstanbul, Türkiye
* İletişim Kurulacak Yazar: [email protected]
33 |
Akıllı Telefonlarda Çalışan Bir Uydu Sinyali Ölçüm Uygulaması
Bu çalışmada sunduğumuz yeni nesil uydu sinyal ölçüm sistemi iki bileşenden oluşmaktadır: Mobil uydu sinyal ölçüm
cihazı ve bu cihazla uyumlu mobil uygulama. Mevcut sinyal
ölçüm cihazlarıyla karşılaştırıldığında küçük, hafif, kompakt ve
kolay taşınabilir yapısıyla öne çıkan mobil sinyal ölçüm cihazının en önemli özelliği Bluetooth teknolojisine sahip olmasıdır.
Bu özellik sayesinde akıllı telefonlarla iletişim kurabilmektedir.
İkinci bileşen olan ve akıllı telefon üzerinde çalışan uygulama
ise ölçüm cihazından transfer ettiği verileri anlamlandırarak
kullanıcı dostu bir arayüz ile sunar. Böylece iki bileşenli bu sistem kullanıcılar için kolay, zengin ve keyifli bir deneyim sağlamış olur.
Burada sözü geçen mobil sinyal ölçüm cihazı ve akıllı telefon
uygulamasından oluşan sistem ticari olarak üretilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Mobil sinyal ölçüm cihazı, Bluetooth, akıllı telefon ile uydu bulma,
akıllı telefonu yardımıyla uydu anteni ayarlama, L bandı sinyal ölçümü.
| 34
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
1.
Giriş
Dijital TV yayıncılığında veri iletiminde dijital olarak modüle edilmiş
RF sinyali kullanılır. RF sinyalinin kalitesi sinyalin gücü (seviyesi), bit
hata oranı (BER), taşıyıcı gürültü oranı (C/N) gibi parametreler ile
değerlendirilir.
Sinyal ölçümü piyasada uydu yön bulucu olarak tabir edilen cihazlarla
yapılmaya çalışılmaktadır. İdeal durumda dijital olarak modüle edilmiş
RF sinyalinin ölçümü spektrum analizörü yardımıyla yapılabilir. Yine
de, spektrum analizörü ile yapılan ölçümlerde ölçüm sonuçları nihai
değildir ve dijital modülasyon detaylarını içeren parametreleri gözlemlemek mümkün değildir. Uydu yön bulma cihazlarında ise ölçüm sonuçları oransal olarak kullanıcıya sunulur. Bu tarz cihazlar isimlendirilmelerine uygun olarak yayın alınmak istenen uydunun gökyüzündeki
yerini bulmaya yönelik üretilmiş cihazlardır. Gökyüzünde yayın alınmak istenen uydunun yerinin bulunması da anten kurulumunda karşılaşılan sorunlardan bir tanesidir. Çanak antenin uyduyu tam olarak
görmesi gerekmektedir. Yayın alınmak istenen uydunun gökyüzündeki
yerini bulmak için yönü ve kalkış açısı bilinmelidir. Yani iki değişken söz
konusudur. Bu durum olayın karmaşıklığını ve hata ihtimalini arttırır.
Dijital TV yayının alınacağı uydunun gökyüzündeki yeri bulunduktan
sonra çanak antenin ve LNB polaritesinin ayarlanması gerekmektedir.
LNB polaritesi sinyal kalitesine etki eden eden C/N ve BER değerlerini
doğrudan etkiler. Sinyal kalitesinin optimum değerleri için LNB Polaritesi hassas bir şekilde ayarlanmalıdır.
Dijital TV yayıncılığında birden fazla transponder kulanımı söz konusudur. Her bir transponderin uzaydaki ve kablo üzerindeki yani L bandındaki frekans değerleri bir birinden farklıdır. Transponderin L bandı
frekans değeri kullanılan LNB’nin lokal osilatör frekans değerine göre
değişiklik gösterir. Bir transponderin sinyal değerlerini ölçmek isteyen
bir kullanıcının o transpondere ait sembol oranı, FEC değeri, transponderin uzaydaki frekansı ve LNB lokal osilatör frekans değeri gibi pek çok
35 |
Akıllı Telefonlarda Çalışan Bir Uydu Sinyali Ölçüm Uygulaması
parametreyi bilmesi ve bu parametreleri ölçü aletine en az bir defa kayıt
etmek suretiyle bir ön veri oluşturması gerekir. Bu da ölçüm işleminin
karmaşıklığını artırdığından kullanıcılar genelde tek bir transponder
frekansını ölçerek işlem yapma eğilimindedirler. Tek bir transponder
değerlerinin ölçülmesi özellikle arıza analizi durumlarında yeterli olmaz.
Uydu yönü bulunması uydu alıcı antenin ayarlanması ve sinyal ölçümü gibi işlemlerin yapılması karmaşık ve özel yetkinlikler gerektiren
işlemlerdir. Bu çalışmada ölçülmek istenen sinyalin bir aşamada işlem
kapasitesi daha yüksek bir platform olan akıllı cep telefonuna aktarılmak kaydıyla kullanıcın tüm bu karmaşık sinyal ölçme işlemlerini ekstra bir yetkinliğe ihtiyaç duymadan yapabilmesi ve ölçüm sonuçlarını
anlamlandırabilmesi hedeflenmiş ve gerçekleştirilmiştir.
2.
Sistem ve Kullanıcı Deneyimi
Sistem L bandındaki dijital olarak modüle edilmiş RF sinyalini tuner yardımıyla alıp gerekli bazı işlemleri yaptıktan sonra Bluetooth 2.1
protokolü üzerinden akıllı telefon uygulamasına transfer eden bir cihazdan oluşmaktadır.
Uygulamanın çeşitli fonksiyonlarını gösteren ekran görüntüleri Şekil
1’de sunulmaktadır. Kullanıcı akıllı telefonundaki uygulamayı çalıştırdığında ana ekran görüntüsü ile karşılaşır. Burada anten ayarlamak
ve sinyal ölçmek üzerine uzmanlaşmış menüler bulunur. Kullanıcı tek
dokunuşla LNB tipi transponder frekansı gibi bir secim yapmadan
herhangi bir parametre girmeye ihtiyaç duymadan istediği ölçümü gerçekleştirebilir. Ölçüm sonuçları transponder frekansı sinyal gücü kalite
parametrelerini içerir. Sinyal seviyesi, gücü ve kalite parametreleri daha
önceden kaydedilmiş eşik değerlerine göre iyi veya kötü şeklinde anlamlandırılır. İyi sinyal parametreleri yeşil renkle gösterilir. Kötü sinyal
parametreleri kırmızı renkle gösterilir. Arıza analizi gibi detaylı incelemenin gerektiği durumlarda sinyal seviye ve kalitesi hem birimleri
ile ayrı ayrı hem de kavramsal fikir vermek amacıyla yüzdesel ve renk
| 36
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
koduyla gösterilmiştir. Aynı ekranda o transponderdeki kanallardan en
popüler olan TV kanalının adı da belirtilmiştir. Bu sayede kullanıcı TV
ve uydu alıcı üzerinde o kanalın durumunu kontrol edebilir.
LNB polaritesi anten kurulumunun yapıldığı coğrafi lokasyona göre
değişiklik gösterir. Bu detay çoğu zaman kullanıcı tarafından atlanır.
Bu detay bilinse bile GPS koordinatına göre gerekli açının hesaplanması için başka uygulamaların kullanılması gerekmektedir. Uygulamalardan açı tespit edilse bile bu anten üzerinde referans noktası olmadığı
için açının LNB açısı ile eşleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Uygulama akıllı telefonun sensörlerini kullanarak gerekli açıyı hesaplar ve
bunu görsel olarak kullanıcıya sunar.
Şekil 1: Ekran görüntüleri. Sol üstten
sırayla: Ana menü, ölçüm sonuçlarının
gösterim ekranı, uydu yerinin
gökyüzünde bulunması, transponder
bazında sinyal değerlerinin gösterimi,
LNB polarizasyonunun ayarlanması,
spektrum gösterimi.
37 |
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
Bulut Üzerinde Çalışan
Koşullu Uydu Kurulum Sistemi
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu*
Özet
Bu çalışma, TV yayıncılığında kullanılan uydu sistemlerinin kurulumunda elde edilen uydu sinyalinin gerekli kriterlere uygunluğunun merkezi bir sistem tarafından kontrol edilmesini
sağlayan bir mobil uygulama üzerinedir.
TV yayıncılığında, uydu anteninin doğru monte edilmesi ve
düzgün bir kablolama yapılması elde edilen sinyalin kalitesini
ve buna bağlı olarak da yayının kalitesini doğrudan etkileyen
en önemli unsurdur. Ancak piyasada mevcut sinyal ölçüm cihazları kullanıldığında kurulumun başarısını anlık olarak kontrol etmek mümkün olmamakta; kurulumu yapan kişinin bilgi,
beceri ve deneyimi belirleyici olmaktadır.
Bu çalışmada sunduğumuz koşullu uydu kurulum sistemi,
uydu alıcısının TV yayınlarını sorunsuz alması için gerekli sinyal
* Krea İletişim Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş (Digiturk), Beşiktaş, İstanbul, Türkiye
* İletişim Kurulacak Yazar: [email protected]
39 |
Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi
değerlerinin elde edilip edilmediğinin merkezi bir karar verme mekanizması tarafından kontrol edilmesini ve bu kontrole
bağlı bir kurulum onayı verilmesini sağlamaktadır.
Sistem, mobil sinyal ölçüm cihazı ve bu cihazla haberleşerek
aldığı ölçüm verilerini bulut üzerindeki karar merkezine aktaran ve çıkan değerlendirmeyi kullanıcıya gerçek zamanlı
sunarak gerekli yönlendirmeleri yapan bir akıllı telefon uygulamasından oluşur. Bulutta yer alan karar sistemi, uydu sinyal
değerlerini kullanıcının bulunduğu GPS koordinatları, kullanılan anten çapı, LNB tipi, uydu alıcısı modeli, hava durumu gibi
bilgileri dikkate alarak değerlendirir ve sinyal kalitesinin yeterli
olup olmadığına karar verir. Uygun olmayan sinyal değerleri
tespit edildiğinde mobil uygulama kullanıcının gerekli koşulları sağlaması için geri bildirimde bulunur ve kullanıcının takip
eden işlem adımlarına geçmesini engeller. Burada takip eden
işlem adımları TV platformu yeni abone kazanım adımlarıdır.
Sistem kullanıcının uygun olamayan sinyal değerlerine sahip
bir abonenin kazanımına izin vermemek suretiyle kullanıcıyı
uygun sinyal onayını almak için gerekli iyileştirmeleri yapmaya
mecbur bırakır.
Anahtar Kelimeler
Mobil sinyal ölçüm cihazı, Bluetooth, akıllı telefon ile uydu bulma, akıllı telefonu yardımıyla uydu anteni ayarlama, L bandı
sinyal ölçümü.
| 40
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
1.
Giriş
Bu çalışma; uydu sinyal ölçüm verisinin, ölçüm cihazından alınarak
merkezi bir değerlendirme sistemine iletilmesini, çeşitli kaynaklardan
toplanan diğer veriler ile harmanlanarak işlenmesini ele alan bir uygulama üzerinedir.
Günümüzde uydu sektöründe uydu alıcı cihazlarının kurulumunu yapan tüm teknisyenler, sinyal ölçüm cihazı adını verdiğimiz cihazları
kullanmaktadır. Bu cihazların temel fonksiyonu çanak anten kurulumu sonrası elde edilen sinyalin kalitesini ölçmek, kontrol etmek ve
teknisyeni bilgilendirmektir. Bilgilendirme işlemi genelde basit LCD
ekran aracılığı ile yapılmaktadır. Ekran yetersizlikleri nedeniyle mümkün olduğunca az bir alanda en çok bilgi verilmeye çalışılmakta olup
bazı bilgiler ise hiç verilememektedir. Çeşitli bilgilerin aynı anda aynı
ekranda gösterimi bir karışıklık meydana getirmekte ve bu durum cihazın kullanımı için belirli bir eğitim ihtiyacını doğurmaktadır. Sektördeki personel sirkülasyonu nedeniyle bu her zaman mümkün olamamakta, kalifiye teknisyen açığı sıklıkla gündeme gelmektedir.
Sektör genelinde kullanılmakta olan sinyal ölçüm cihazları, basit bir
ölçüm değerlendirme fonksiyonu da barındırmaktadır. Ancak bu
değerlendirme fonksiyonu, üretici tarafından cihaza yüklenmiş sabit
referans değerlerini kullanarak çalışmakta ve özel koşullara uyum sağlamamaktadır. Bu fonksiyonun bir diğer önemli eksikliği ise ölçüm
yapılan uyduda yer alan tüm transponderleri değil sadece belirli bir
transpondere ait ölçüm sonuçlarını kullanarak değerlendirme yapacak
şekilde çalışmasıdır. Bu sorun, kimi durumlarda oldukça yanıltıcı sonuçlar elde edilmesine neden olmaktadır.
Bir uydu, sinyal alma ve geri yansıtma işlevini farklı frekanslarda çalışan n adet transponder kullanarak yerine getirir. Ancak hava şartları,
transponder özellikleri, transponderin uyduda yerleşim yeri, kullanılan
iletişim frekansı gibi etkenler her bir transponderin ölçüm sonucunun
diğerlerinden farklı olmasına sebep olur. Bu nedenle, etkin bir değer-
41 |
Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi
lendirme için tek transponder yerine tüm transponderleri ölçmek ve
değerlendirmek mecburiyeti bulunmaktadır.
Mevcut koşullarda etkin bir sinyal ölçümü yapmanın pratik bir yolu
bulunmadığı için sektör genelindeki eğilim ölçüm sonuçlarının değerlendirilmesinde inisiyatifin kullanıcıya (teknisyene) bırakılması şeklindedir.
Bu çalışmada sunduğumuz koşullu kurulum sistemi, yukarıda bahsettiğimiz sorunları ele almakta ve bir çözüm önerisi getirmektedir. Sistem,
temel olarak nihai kararı verme inisiyatifi ve yetkinliğini kullanıcıdan
alarak daha etkin bir ölçüm değerlendirmesi yapmayı hedeflemektedir.
Bunu yapabilmek için ölçüm anından başlayarak kullanıcının yaptığı
işlemlere müdahale etmekte, kullanıcıyı yönlendirmekte, elde edilen
ölçüm sonucunu değerlendirmekte ve sonuca göre işleme onay veya
red verebilmektedir.
Koşullu kurulum sisteminin ana hedefi; bir üyeye ulaşan yayın sinyal
kalitesinin servis anında ölçümlenmesi, değerlendirilmesi, değerlendirme sonucunda eğer gerekiyorsa uygun yönlendirmeler ile o üyeye özel
olarak maksimum kaliteye ulaştırılmasının sağlanması ve bu yolla olası
yayın arızası şikayetlerinin önüne geçilmesidir.
2.
Sistem
Sistem ilk çalıştırıldığında, etkin bir değerlendirme için yeterli sayıda ölçüm verisine sahip olmadığı için önceden tanımlanmış referans
değerler üzerinden değerlendirme yapmaktadır. Sinyal ölçüm verisi
sisteme ulaşıp veri havuzu büyüdükçe yapılan değerlendirmeler gelen
verinin niteliğine göre değişkenlik göstermekte ve dinamik bir özelliğe
kavuşmaktadır.
Dinamik bir değerlendirme yapabilmek için sistem aşağıdaki koşulları
dikkate almaktadır:
•
| 42
Ölçüm verisi içerisinde lokasyon bilgisi alınıp alınamadığı,
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
•
Lokasyon bilgisi alındı ise ilgili lokasyona yakın yerler için başka
ölçüm verisi alınıp alınmadığı,
•
Ölçüm verisi alındı ise ilgili ölçüm işlemleri için yapılmış değerlendirme sonucu,
•
Ölçüm verisi içerisinde müşteri bilgisinin alınıp alınamadığı,
•
Müşteri bilgisi alındı ise müşterinin adresinin GPS lokasyonundan elde edilen adres ile uyumlu olup olmadığı,
•
Uyumsuz ise müşteri adresine yakın yerler için başka ölçüm verisi
alınıp alınmadığı,
•
İlgili GPS lokasyonu veya müşteri adresi için hava durumu bilgisinin elde edilip edilemediği,
•
İlgili GPS lokasyonu veya müşteri adresi için yönetici tarafından
girilmiş bir düzeltme oranı olup olmadığı,
•
İlgili müşteri için CRM sisteminden elde edilen ekipman ve hizmet alınan uydu yayın bilgilerinin elde edilip edilemediği.
Bu koşulların sağlanabilmesi için çeşitli dış sistem entegrasyonları da
projeye dahil edilmiştir. Dış sistem entegrasyonları aşağıdaki gibidir:
•
CRM Entegrasyonu,
•
Meteoroloji entegrasyonu (adres veya GPS bazlı hava durumu
elde edilmesi),
•
Haritalama entegrasyonu (GPS lokasyonundan adres elde edilmesi).
Sistem, yukarıda bahsedilen koşulların değerlendirilmesi ve dış sistem
entegrasyonları ile etkin bir sinyal değerlendirme yetkinliğine sahip
olmuştur. Sinyal değerlendirme işlemi sırasında aşağıda belirtilen parametrelerin tümü kullanılabilmektedir:
43 |
Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi
-
Sinyal bilgisi parametreleri
oUydu bilgisi
oLNB tipi
oSinyal ölçüm cihazının tanımlayıcı seri numarası
oUydudan alınan tarih ve saat
oÖlçüm yapılan transponder sayısı
oÖlçüm yapılan her bir transponder için

Transponder numarası

Sinyal kalitesi

Sinyal gücü

BER - Bit Error Rate Count
-
Üye bilgisi parametreleri (CRM sisteminden elde edilenler)
oİzlemeye yetkili olunan kanallar
oHD yayın yetkisi / Yayın kayıt yetkisi
oÇanak anten kurulum tipi
(Apartman tipi kurulum, bireysel kurulum)
oÜyenin kullandığı ekipman marka, model ve tipleri
oÖnceki sinyal ölçüm değerleri
oÜyenin adresi (Coğrafi değerlendirmeler için)
-
İşlem bilgisi parametreleri (Mobil uygulamadan elde edilenler)
oSinyal ölçüm verisi
oServis hizmeti verilen üye numarası
oÖlçümü yapan servis personel kimliği
oÖlçüm tarihi ve zamanı
oÖlçüm lokasyonu
(Coğrafi değerlendirmeler için GPS lokasyonu)
-
Coğrafi bilgi parametreleri (GPS, ülke, il, bölge bazlı)
oÖlçüm yapılan lokasyonun güncel hava durumu bilgisi
oÖlçüm yapılan lokasyonun civarında yakın zamanda yapılmış
diğer ölçüm bilgileri
| 44
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
Şekil 1
Ölçüm
değerlendirmesi
akış diyagramı.
Sistem, Şekil 1’deki akış diyagramına uygun olarak elde ettiği ölçüm ve değerlendirme sonuçlarını
Şekil 2’de gösterilen ekranlarda
kullanıcıya sunmakta ve bir sonraki ölçüm işlemlerinde kullanmak
üzere saklamaktadır.
45 |
Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi
Şekil 2 Sinyal Ölçüm ve Değerlendirme Sonuç Ekranları
3.
Vargılar
Çalışma sonucunda sinyal değerlendirme inisiyatifi kullanıcıdan alınmış ve koşullu kurulum sistemine bırakılmıştır. Daha önce personel
inisiyatifi doğrultusunda çoğu zaman yetersiz sinyal seviyesinde gerçekleşen uydu çanak anten kurulumları artık ilgili müşterinin ihtiyacını karşılayacak düzeyde gerçekleşmektedir.
Koşullu kurulum sisteminin, tüm taraflar (müşteri, kullanıcı, yayıncı
şirket) için ciddi olumlu etkileri bulunmaktadır.
Müşteri açısından başlıca olumlu etkiler şunlardır:
•
Her türlü hava koşulunda kesintisiz yayın alabilmesi,
•
Çanak anten kurulumu kaynaklı daha az sorunla karşılaşması,
•
Daha az servis hizmetine ihtiyaç duyması, gereksiz zaman ve para
harcamaması,
•
Müşteri memnuniyetinin artması.
| 46
Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu
Kullanıcı (teknisyen) açısından başlıca olumlu etkiler şunlardır:
•
Aynı müşteriye tekrarlanan servis hizmetinin azalması,
•
Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle müşteri memnuniyetinin artması,
•
Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle zaman kazancı,
•
Servis kalitesinde artış.
Kullanıcının (teknisyen) bağlı olduğu bayi/servis açısından başlıca
olumlu etkiler şunlardır:
•
Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle müşteri memnuniyetinin artması,
•
Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle benzin, araç gibi
servis maliyetlerinde azalma,
•
Daha az servis ihtiyacı nedeniyle personel ihtiyacında azalma,
•
Karar inisiyatifinin kullanıcıda olmaması nedeniyle personel eğitim maliyetlerinde azalma,
•
Servis kalitesinde artış,
•
Bayi/servis performans ve verimliğinde kümülatif artış.
Yayıncı şirket açısından başlıca olumlu etkiler şunlardır:
•
Müşteri memnuniyetinde artış,
•
Bayi/servis performans ve verimliğinde artış,
•
Daha az yayın şikayeti oluşması ve yayın şikayetine bağlı gelir kaybında azalma,
•
Servis hizmet kalitesine bağlı müşteri kaybında azalma,
•
Teknisyen yetersizlikleri nedeniyle sinyal sorunu olan müşteride
sinyal iyileştirme yerine yayın alıcı cihaz değişimi yapılmasına
bağlı yeni cihaz satın alma, stok, lojistik, onarım maliyetlerinde
ciddi azalma.
47 |
Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman...
“Aday Memur Eğitimi”
Uzaktan Eğitim Programı
Tasarım Süreci
Prof. Dr. Alper Cihana, Yrd. Doç. Dr. Gülşah
Batdal Karadumanb*, Uzm. Mehmet Tosuna,
Uzm. Erkan Erola, Uzm. Aydın Gevşeka, Uzm.
Selma Tosuna, Uzm. Onur Erdala
Özet
İstanbul Üniversitesi Kamu Akademi projesi ile tüm kamu alanında online eğitim platformunun kolay, hızlı ve nitelikli öğrenim bilgilerinin sunulması hedeflenmektedir. Uzaktan eğitimin
zaman ve mekan avantajı ile tüm kamu personeline alanında
uzman eğitimcilerle online eğitim verilmektedir. Kamu Akademinin bir alt programı olan Aday Memur Eğitim Programı’nda,
Temel Eğitim kapsamında 13 ders, Hazırlayıcı Eğitim kapsamında 16 ders bulunmaktadır. Eğitimler, alan uzmanları tarafından
a Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
b Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
* Yazışmadan Sorumlu Yazar: [email protected]
49 |
“Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci
hazırlanmış ders sunumları şeklindedir. Her bir ders için hazırlanan sunumların izlenmesinden sonra her dersin sonunda
bulunan 10 soruluk ders değerlendirme testinden %60 başarı
elde edilmesi beklenmektedir. Bu proje ile kalifiye kamu personeli sayısının artırılması amaçlanmıştır. Uzaktan eğitim ile aday
memur eğitimlerinin niteliğinin artırılması, daha kolay ulaşılabilirliğinin sağlanması, iş gücü kaybının önlenmesi, eğitimde
engellerin ortadan kaldırılması gerçekleştirilmiştir. Uzaktan
eğitim ile hazırlanan Aday Memur Eğitim Programı ile bu süreç
daha ilgi çekici ve nitelikli bir eğitim boyutuna taşınmıştır.
Anahtar Kelimeler
Uzaktan eğitim, aday memur, aday memur eğitimi, kamu akademi.
| 50
Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman...
1.
Giriş
Günümüzdeki teknoloji alanındaki büyük ve hızlı gelişmeler, ekonomik ve toplumsal kalkınmayı geliştiren insan unsurunun daha güçlü,
daha faydalı hale getirilmesini zorunlu kılmıştır. Bunu gerçekleştirmenin temel noktası eğitimdir. Memuriyetten önce memuriyet sırasında
kişilerin beklenilen görevleri gereği gibi yapabilmeleri günün koşullarına göre yetiştirmeleri ancak eğitimle olur (Atlıoğlu, Elgin, 1993).
Eğitim, insanı yetiştirmenin ve ülkenin kalkınmasının yolu olarak görülebilir. Bunun içinde gerekli nitelik ve nicelikte insan yetiştirmekten
geçer (Peker, 1989: 2). Toplumun gelişiminin ve kalkınmasının yolu
olarak görülen eğitim sistemi özenle oluşturulmalı, korunmalı ve gelişen değişen koşullara göre yeniden şekillendirilmelidir.
Küresel eğitim, öğrencilere uzaktan eğitim ile dünyanın değişik ülkelerde bulunan üniversitelerin eğitim imkânlarından yararlanma imkânı
sunmakta, küresel iletişim ise, dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan
öğrenciler ve eğitimcilere kendi aralarında etkili iletişim kurma fırsatı
sunmaktadır. Bu iki fırsat, uzaktan eğitimin öneminin artmasına katkılar sağlamakta, uzaktan eğitim programları öğrencilerin ve öğretmenlerin bağımsız, bireysel ve kubaşık çalışma ortamlarına girmelerine
imkan tanımaktadır (İşman, 2011).
Uzaktan öğretim materyalleri içinde de internet üzerinden eğitim, ölçme ve değerlendirme gibi unsurlar daha çok öne çıkmaktadır. Kaliteli bir internet destekli öğretimle öğrenciler bireysel, kalıcılığı yüksek,
uzun dönemde fayda ve maliyeti hesaplı, zaman ve mekândan kısmen
bağımsız eğitim alabilmektedirler (Deperlioğlu, Yıldırım, 2009). Uzaktan öğrenme, mektupla yazışma, video konferans, tartışma forumları ve
çevrimiçi dersler içerebilir. Uzaktan eğitimin doğru kullanımı öğrenme
ve öğretme faaliyetlerini kolaylaştırır (Batdal Karaduman, 2011).
Aday Memur, ilk defa Devlet memurluğuna atanacaklar için uygulanacak merkezi sınavı kazanarak temel, hazırlayıcı eğitim ve staj’a tabi tutulmak üzere herhangi bir kurum veya kuruluşa atananları ifade eder. Asli
51 |
“Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci
Memur ise, adaylık süresi içinde Temel, Hazırlayıcı Eğitim ve Staj devrelerinin her birinde başarılı olarak adaylığı kaldırılan kişileri ifade eder.
Temel eğitim, bütün aday memurların, asli memur olabilmeleri için
tabi tutuldukları, Devlet memurlarının ortak vasıfları ile ilgili hususları kapsayan eğitimi, hazırlayıcı eğitim ise aday memurların atandığı
kurum veya kuruluşu, sınıfı ve görevi ile ilgili olarak yapılan eğitimi
ifade eder. Temel eğitimin hedefi; aday memurlara, Devlet memurlarının ortak vasıfları ile ilgili bilinmesi gereken, asgari bilgileri vermektir.
Bu eğitim her sınıf ve kadrodaki memura ortak bir program dahilinde
ve aday memurların öğrenim durumları dikkate alınarak uygulanır.
Hazırlayıcı eğitimin hedefi; aday memurların işgal ettikleri kadro ve
görevleri dikkate alınarak bu görevlerin yürütülmesi için gerekli bilgi
ve becerileri kazandırmak ve görevlerine intibakını sağlamaktır.
Aday memur eğitimi ve hizmet içi eğitimler genelde hizmetin görüldüğü zaman yapılmaktadır. Bu durum memurun geçici sürede olsa
işinden ayrılmasına ve işini ihmal ederek eğitime katılmasına neden
olmaktadır. İş yükü fazla olan kurumlarda bu husus sorun yaratmakta
ve amirlerde personelini bırakmamaktadırlar. Aday memur eğitimi ve
hizmet içi eğitimin gerçekleşmesi için gerekli fiziksel ortam, öğretimin
kadrosu, katılanların harcırahları ve diğer zorunlu giderler yönünden
kurumlara ek mali külfet getirmenin yanında eğitimin nitelik açısından güçlendirilmesi gerekmektedir. Gün geçtikçe gerekliliği önem kazanan hizmet içi eğitimin gerçekleştirilebilmesi ve amaca ulaşılabilmesi için güçlükleri ortadan kaldırıcı veya azaltıcı önlemler alınmalıdır
(Atlıoğlu, Elgin, 1993). Aday memurların eğitiminde oluşan engelleri
ortadan kaldırmayı amaçlayan, bilişim teknolojilerinden yararlanarak
hazırlanmış, internetin olduğu her ortamda ulaşabileceğiniz; size zaman, mekân, iş gücü açısından ve mali açıdan kazanç sağlayan Uzaktan Aday Memur Eğitimi Programı’nın bunlar gibi pek çok faydası
bulunmaktadır.
Türkiye’de kamu personelinin hizmet için de eğitilmesi için ortaya konan yasalar yeterli olmasına rağmen, personelin eğitilmesinde uygula| 52
Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman...
nan yöntemlerin yeterli olmadığı görülmektedir. Uygulamada en çok
“düz anlatım yöntemi” kullanıldığı görülmektedir. Anlatımının basit
ve masrafsız olması, bu yönteme olan ilgiyi kamu kurumlarınca arttırmış olmasına rağmen, teorik düzeyde kalması, personele bir takım bilgi
ve beceri kazandırmaması bakımından olumsuzluklar doğurmaktadır.
Buna rağmen, ekonomik ve teknik işlerle uğraşan kamu kurumları;
daha çok “işi yaptırarak öğretme yöntemini” kullanmaktadırlar. Bu
yöntem de, diğer yöntemlere göre ucuz oluşu kamu kurumlarınca tercih sebebidir (Gül, 2000: 14, akt. Peker, 2010).
Devlet Memurları Kanunu personelin eğitilmesine büyük önem vermiştir. Fakat ülkemizde yasalarla düzenlenmiş olan bu alanın uygulaması hiç de iç açıcı olmamıştır. Aday memur eğitimi ve hizmet içi
eğitimler daha çok kuramsal düzeyde kalmış, uygulamaya yönelememiştir. Örneğin birçok kurum ve kuruluşta, kanunu emrettiği gibi
eğitim birimleri olmasına rağmen, insan gücü planlaması yapılmamış
yapılan hizmet içi eğitim çalışmaları göstermelikten öteye gidememiştir (Gül, 2000: 14). Bu nedenle eğitimlerde çağın gerektirdiği yeni yaklaşımların uygulanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Çalışmamızın amacı Aday Memur Eğitimi sürecinde tespit edilen eksiklikleri gidermek
amacıyla Uzaktan Aday Memur Eğitimi Programının hazırlanması ve
uygulanmasıdır.
2.
Programın Hazırlanması ve Uygulanması
Kamu Akademi Aday Memur Eğitimi ile aday memur eğitimlerinin
niteliğinin arttırılması, daha kolay ulaşılabilirliğinin sağlanması, iş
gücü kaybının önlenmesi, eğitimde engellerin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Uzaktan eğitimin zaman ve mekan avantajı ile tüm kamu
personeline alanında uzman eğitimcilerle uzaktan eğitim verilmektedir.
Eğitimler alan uzmanları tarafından hazırlanmış ders sunumlarının
anlatılması şeklindedir. Her bir ders için hazırlanan sunumların izlenmesinden sonra her dersin sonunda bulunan 10 soruluk ders değer-
53 |
“Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci
lendirme testinden %60 başarı beklenmektedir. Her dersin sonundaki
sınavlardan başarılı olunan dersler için Ders Yeterlilik Belgesi alınmaya
hak kazanılacaktır. Ders sınavlarının tekrarlanmasında alınan en yüksek not geçerli olacaktır. Bu şekilde bütün derslerdeki eğitimler bittikten sonra, bitirme sınavı testinin cevaplanması gerekmektedir. Bitirme
sınavından alınması gereken başarı oranı ise %60 dir. Derslerden sonra
cevaplanması gereken testleri bitirmeden, programı bitirme sınavının
görülmesi mümkün olmamaktadır.
Kamu Akademi Aday Memur Eğitim Programına ulaşmak için,
http://kamuakademi.istanbul.edu.tr internet sayfasından sisteme giriş yapmak gerekmektedir. Bu sayfada Kamu Akademi Aday Memur
Eğitim Programı kapsamındaki dersleri, ders içeriklerini, ders tanıtım
videolarını, dersi veren öğretim üyesine ait bilgileri katılımcılar görebilmektedirler. Katılımcı aday memurlar kullanıcı girişi sayfasından
kendileri için oluşturulmuş şifre ve kullanıcı adı ile kendi derslerinin
bulunduğu sisteme giriş yapabilmektedirler. Bu şekilde katılacakları
dersler ve sınavlara kolaylıkla ulaşabileceklerdir. Zaman ve mekân kısıtlaması olmaksızın istedikleri zaman eğitimlerini ve sınavlarını başarı
ile tamamlayan adaylar, eğitimi bitirme sertifikasını almaya hak kazanacaklardır.
Aday Memur Eğitimi kapsamında oluşturulan uzaktan eğitim için
dersler hazırlanırken öncelikle derslerin hangi konuları kapsayacağı
belirlenmelidir. Bunun için uzaktan eğitim programının hangi kurumdaki katılımcılara uygulanacağı önemlidir. Bu program hazırlanırken
bu programın İl Sağlık Müdürlüklerindeki aday memurlar başta olmak
üzere Temel Eğitimleri alan bütün aday memurlara uygulanabilir olması düşünülmüştür. Kamu Akademi Aday Memur Eğitim Programında,
Temel Eğitim kapsamında 13 ders, Hazırlayıcı Eğitim kapsamında 16
ders bulunmaktadır. “Aday Memur Eğitiminin Önemi” dersleri bilgilendirme dersleridir, bu derslerin sınavları bulunmamaktadır. Kamu
Akademi Aday Memur Eğitim Programı kapsamındaki derslerin isimleri aşağıda belirtildiği gibidir.
| 54
Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman...
Aday Memur Eğitimi Temel Eğitim Dersleri:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
Devlet Malını Koruma ve Tasarruf Tedbirleri
Genel Olarak Devlet Teşkilatı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Atatürk İlkeleri
İnkilap Tarihi
İnsan Hakları
Halkla İlişkiler
Haberleşme (İletişim)
Türkçe Dil Bilgisi Kuralları
Milli Güvenlik Bilgileri
Gizlilik Ve Gizliliğin Önemi
Dosyalama ve Yazışma Usulleri
Aday Memur Eğitimi Hazırlayıcı Eğitim Dersleri:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Taşınır Mal Yönetmeliği
Ekip Çalışması
Mobing
Çalışan Hakları ve Güvenliği
Sağlık Hizmetlerine Toplum Katılımı
Sağlık Hizmetlerinin Gelişimi ve Örgütlenmesi
İlk Yardım
Güzel ve Etkili Konuşma
Sağlık Hizmetlerinde Afet ve Kriz Yönetimi
Mevzuatlar
Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı
Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Toplam Kalite Yönetimi
Uluslararası Sağlık Kuruluşları
Sağlık Bakanlığının Teşkilat Yapısı ve Görevleri
İş Disiplini Ve Zaman Yönetimi
Etik ve Hasta Hakları
55 |
“Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci
Eğitim programındaki dersler ve sınavlar başarı ile tamamlandığında
aday memurların bağlı bulundukları kurum tarafından gerçekleştirilecek sınava girebilmek için gerekli olan Aday Memur Eğitimi Programını tamamlama sertifikası alınmaya hak kazanılacaktır.
Uzaktan eğitim sisteminde katılımcı ihtiyaçları düşünülerek katılımcıların ihtiyaç duyacağı tüm yapılar ana sayfaya kullanımı en kolay olacak şekilde yerleştirilmiştir. Özellikle linklerin yerleştirilmesinde kullanıcılar tarafından alışılmış site yapısı kullanılarak aday memurların
sistemde daha rahat gezinebilmeleri sağlanmıştır. Genel ve sabit linkler
sitenin üst kısmında, dersler ve sınavlar gibi yapılan plana göre değişen
kısımlar altta yer almaktadır. Solda ise katılımcılar için aydınlatıcı bilgilere yer verilmiştir. Ana Sayfanın genel görünüşü Şekil 1’deki gibidir.
Şekil 1: Aday Memur Eğitimi Sayfasının Görüntüsü
3.
Sonuç ve Öneriler
Eğitim sistemlerine büyük yatırımların yapılması gerekmektedir çünkü
toplumların gelişimini etkileyen en önemli etkenlerden biri eğitimdir.
Dünyadaki ve Türkiye’deki nüfus artışına parallel olarak artan eğitim
ihtiyacının karşılanması da toplumların çözmesi gereken önemli eğitim
| 56
Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman...
sorunlarından biridir. Aynı zamanda bilgi çağı gereği olan yaşam boyu
öğrenme ihtiyacının karşılanmasının gerekliliği de ortadadır. Gelişmiş, gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkeler eğitim sistemlerini çağın
şartlarına uygun yenileme ve geliştirme faaliyetlerini hızlı bir biçimde
devam ettirmelidirler (İşman, 2011). Bilişim teknolojilerinin işe koşulması ile yeni ortaya çıkan eğitim modeli “uzaktan eğitim” modelidir.
Çağımızda yaşanan hızlı değişim ve gelişim kamu kurum ve kuruluşlarını da etkilemiştir. Sosyal ekonomik ve teknolojik değişmeler kamu
kurum ve kurumlarında ve özel sektörde çalışanları yaşanan değişime
ayak uydurmaya, yenilikleri öğrenmeye zorunlu olarak yönlendirmiştir.
Yaşanan değişimin farkında olan kurum ve kuruluşlar rekabet ortamından silinmemek için personelini nitelikli ve her açıdan donanaımlı yetiştirmeyi amaç edinmişlerdir. Bu nedenle personeline hizmet içi eğitimler
düzenleyerek, çağın gerektirdiği şartları taşıyan personelle ayakta kalmaya rekabet etmeye çalışmaktadırlar (Peker, 2010). 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu ile pesonelin yetiştirilmesine önem verilmiş ve personel eğitimi yasal bir statüye kavuşturulmuştur. Çünkü bir ülke ulusal
kalkınmasını başarılı bir şekilde gerçekleştirmek istiyorsa eğitime önem
vermelidir. Ulusal kalkınmayı yetişmiş insan gücünün varlığı gerçekleştirecektir. Bu amaçla kamu sektörü ve özel sektörün personelini eğitmesi
zorunlu olmuştur. İçinde yaşadığımz yüzyılın gerektirdiği bilgi anlayışı
ve paylaşımı ortamlarında bu eğitimlerin verilmesi gerekmektedir.
Zaman kavramının öneminin en iyi anlaşıldığı bir dönemde kamu ve özel
sektör personelinin teknolojik gelişmelerin ışığında geliştirilen uzaktan
eğitim modelleriyle eğitim almaları kaçınılmaz bir durum haline gelimiştir. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde oluşturulan
Aday Memur Eğitim Programının personele uzaktan eğitim yöntemiyle
uygulanması pek çok açıdan kolaylık sağlamasının yanında eğitimin niteliğinin artmasında büyük rol oynamıştır. Eğitime katılan aday memurlar
ile gerçekleştirilen anket değerlendirmeleri sonucunda katılımcıların bundan sonraki memuriyet hayatlarında alacakları hizmek içi eğitimlerin de
bu yöntemle verilmesi gerektiği görüşünü savunmuşlardır.
57 |
“Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci
Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de geliştirilen bu uzaktan eğitim
programı gibi personel yetiştirmeye yönelik programların arttırılması
gerekmektedir. Kamu kuruluşlarının bu yöntemle oluşturulmuş eğitimlere destek vermesi gerekmektedir ve personeline bu şekildeki eğitimleri
benimsetmelidir. Aday memur eğitimi gibi diğer hizmet içi alanlarda da
güncel gelişmeleri takip eden, sürekli ve programlı eğitimler düzenlenmesi için uzaktan eğitim modeli kullanılmalı ve desteklenmelidir.
KAYNAKLAR
Atlıoğlu, Y., Elgin, E. (1993). Hizmet İçi Eğitim. Gazi Üniversitesi
End. San. Eğt. Fak. Dergisi. 1 (1), 35-38.
Batdal Karaduman, G. (2011). Üstün Yetenekli Öğrencilere Yönelik
Matematik Öğretim Programlarında E-Öğrenmenin Yeri. Türkiye’de
E-Öğrenme: Gelişmeler ve Uygulamalar. (Ed. Gonca Telli Yamamoto,
Uğur Demiray, Mehmet Kesim). Ankara: Efil Yayınevi. ISBN 978605-4334-61-2, 276-290.
Deperlioğlu, Ö., Yıldırım, R. (2009). Mesleki Eğitimin Uzaktan Eğitim ile Desteklenmesi ve Örnek Uygulama. Afyon Kocatepe Üniversitesi
Fen Bilimleri Dergisi, 9(1), 61-70.
Gül, H. (2000). Türkiye’de Kamu Yönetiminde Hizmet İçi Eğitim,
Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2 (3).
İşman, A. (2011). Uzaktan Eğitim. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
http://www.sbe.deu.edu.tr/Yayinlar/dergi/dergi06/gul.html
Peker, Ö. (1989). Yönetici Eğitimi, Ankara: TODAİE Yayını.
Peker, K. (2010). Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Hizmet İçi Eğitim
Ve Yöntemleri. Mevzuat Dergisi. 13 (156), http://www.mevzuatdergisi.
com/2010/12a/02.htm.
| 58
Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul
Mobil Hukuk
Uygulamalarının İncelenmesi
Harun Aksayaa, Kadir Burak Olguna,
Mehmet Elibola, Doç. Dr. Fatih Gürsula
Özet
Mobil uygulamaların kullanımının yaygınlaşması ile birlikte
her alanda olduğu gibi hukuk alanında da mobil hukuk uygulamaları geliştirilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. Bu
çalışmada; Android tabanlı mobil hukuk uygulamalarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Google Play’de
“hukuk” ve “mevzuat” kelimeleri aratıldığında ilk 100’de çıkan
uygulamalardan ücretli ve ücretsiz Türkçe hukuk uygulamaları
incelenmiştir. Uygulamalar, aldıkları yorumlar, market puanları,
a) Enformatik Bölümü, İstanbul Üniversitesi
Beyazıt Kampüsü, İstanbul,Türkiye
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
59 |
Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi
indirilme sayıları ve işlevselliklerine göre karşılaştırılarak aralarındaki farklar, benzerlikler, yeterli ve yetersiz oldukları kısımlar
ortaya konulmuştur. İnceleme sonucunda uygulamaların zayıf
ve güçlü yönleri tespit edilmiş ve önerilerde bulunulmuştur.
Ayrıca uygulamaların çoğunun sadece derslere yönelik olduğu, gerçek yaşamda insanların hukuksal işlerini kolaylaştıracak
tarzda uygulamaların azlığı dikkat çekmiştir. Bunun sonucu
olarak uygulama geliştiricilere, insanların hukuksal süreçlerini
daha kolay takip edebilecekleri ve işlevsel yönden güçlü uygulamalar geliştirmeleri tavsiye edilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Mobil, Android, Google Play, Hukuk, Mevzuat.
| 60
Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul
1.
Giriş
Mobil teknolojiler toplumsal yaşamın hemen her alanında, kişisel ve
kurumsal kullanma imkanı tanıyan yararlı çözümler sağlayan, taşınabilir durumdaki elektronik cihazlar olarak tanımlanmaktadır(Odabaş,
2011, Özdemir ve diğ, 2013). Bu mobil teknolojilerinin gelişimi ile
birlikte günlük yaşamın bir parçası haline gelen akılllı telefonlar, beraberinde getirdikleri mobil uygulamalar sayesinde de insan hayatına ciddi anlamda kolaylıklar sağlamaktadır. Mobil cihazlar üzerinde
eğitim hayatına devam edilebilmekte, ofise gitmeden birçok iş süreci
gerçekleştirilebilmektedir. Bilgiye hızlı şekilde ulaşmanın önemli olduğu günümüzde eğitimden, finansa, iş dünyasından sağlığa ve hukuka
kadar hemen hemen her sektör ve alan ile ilgili nitelikli veya niteliksiz
birçok uygulama bulmak mümkün hale gelmiştir.
Çeşitli mobil marketlerde, “mobil market; belirli bir uyumluluğa sahip
mobil cihazlar için çok sayıda uygulamayı kategoriler halinde internette barındıran, kullanıcıların ücretli ya da ücretsiz olarak bu uygulamaları indirmesine, geliştiricilerin de uygulamalarını sunmasına imkan
veren bir ortam olarak tanımlanmaktadır”(Özdemir ve diğ, 2013), bir
çok alanda yayınlanmış mobil uygulamalar mevcuttur. Bu alanlardan
birisi de hukuk alanıdır. Hukuk alanında uygulama marketlerinde çeşitli konularda yayınlanmış mobil uygulamalar mevcuttur.
Günlük internet kullanım süresinin, bilgisayar kullanım süresinden
daha fazla olmaya başlaması, aslında internet kullanım aracı olma işlevinin bilgisayarlardan mobil cihazlara geçmeye başladığının bir göstergesi olarak görülebilmektedir (Çelik ve Akadal, 2014). Bu açıdan
bakıldığında internet ortamında kullanıcıların düzenli bilgiye ulaşmalarını olanak sağlayan yapıların, mobil ortamlara aktarılmasının önemli olduğunu göstermektedir.
Günümüz şartlarında insanlar günlük yaşamlarında hukuksal sorunlarla karşılaşmaktadır. Herhangi bir hukuksal sorunla karşılaşıldığında,
hızlı bir şekilde bilgiye ulaşmak istemektedirler. Bilgiye ulaşmak için
61 |
Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi
genelde internet ortamında çeşitli arama motorları aracılığıyla veya
çevresinde güvendiği kişilerden bilgiye ulaşma yoluna gidilmektedir.
Bunun yanı sıra insanların hızlı şekilde, düzenli bilgiye ulaşmasını sağlayan mobil marketlerde yayınlanmış mobil hukuk uygulamaları da
mevcuttur.
Bu çalışmanın amacı, uygulama marketlerinde yer alan hukuk uygulamalarının nitelik ve nicelik yönünden araştırılmasıdır. Çıkan bulgu
ve sonuçlara göre de geliştiricilere, alanda yapılan proje ve çalışmalara
referans ve yol göstermektir.
2.
Yöntem
Bu araştırma kapsamında uygulama marketi olarak Google Play seçilmiştir. 21 Nisan 2015 tarihinde “Hukuk” ve “Mevzuat” anahtar
kelimeleri ile ayrı ayrı yapılan arama sonucu her iki kategoride ilk
100 uygulama olmak üzere, toplamda 200 uygulama tespit edilmiştir.
Araştırma kapsamında Türkçe hukuk uygulamaları inceleneceğinden
yabancı dillerde hazırlanmış olan 144 uygulama ve sadece açıklama
kısmında “Hukuk” ya da “Mevzuat” anahtar kelimeleri geçtiğinden
dolayı arama sonucu listelenmiş ama hukuk uygulaması olmayan 27
adet uygulamayla birlikte toplam 171 adet uygulama inceleme dışı kalmış, sonuç olarak incelenecek uygulama sayısı 29 olarak belirlenmiştir.
Uygulamalar Google Play uygulama marketindeki kategorileri, ücretli
ya da ücretsiz oluşları, son güncelleme tarihleri, indirilme aralıkları,
aldıkları oy sayıları ve market puanları açısından ayrı ayrı sınıflandırılarak incelenmiş ve SPSS Statistics 20 programı kullanılarak tanımlayıcı
istatistik bilgiler elde edilmiştir.
3.
Bulgular
“Hukuk” ve “Mevzuat” anahtar kelimelerinden yola çıkarak yapılan
sıralamaya göre Tablo 3.1’de gösterildiği gibi 29 uygulamanın 11’i
“Hukuk”, 18’i “Mevzuat” kelimesi altında sıralanmaktadır.
| 62
Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul
Anahtar Kelime
Uygulama Sayısı
Uygulama Yüzdesi
Hukuk
11
%38
Mevzuat
18
%62
Tablo 3.1:
Uygulamaların
anahtar kelimelere
göre dağılımı
Çalışmada uygulamaların marketteki kategorileri göz önüne alındığında 5 ana kategoriye rastlanılmıştır. Tablo 3.2’de uygulamaların kategorileri ve her kategoriye ait uygulama sayısı verilmiştir.
Kategori
Uygulama Sayısı
İş
12
Eğitim
7
Kitaplar ve Referans
7
Verimlilik
2
Sosyal
1
Tablo 3.2:
Uygulama
kategorileri ve
sayıları.
Tablo 3.2 incelendiğinde marketteki Türkçe hukuk uygulamalarının
12’sinin iş kategorisinde, 7’sinin eğitim kategorisinde, yine 7’sinin
kitaplar ve referans kategorisinde, 2’sinin verimlilik kategorisinde ve
sadece 1 uygulamanın da sosyal kategorisinde olduğu görülmektedir.
Şekil 3.1’de bu uygulamaların yüzdelik dağılımları incelenmiştir. %41
ile en büyük dilimi iş kategorisi oluşturmaktadır. Eğitim ile kitaplar ve
referans kategorileri %24’lük pay ile ikinciliği paylaşırken onları %7 ile
verimlilik kategorisi takip etmektedir. %4 ile en düşük paya sahip olan
kategori ise sosyal kategorisidir.
Şekil 3.1:
Uygulama
kategorileri
yüzdelik dağılım.
63 |
Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi
Tablo 3.3’te uygulamalar kategorilerine göre ücretli ya da ücretsiz olarak incelenmiş ve hiçbir kategoride ücretli herhangi bir uygulamaya
rastlanmamıştır.
Ücretli
Uygulama
Sayısı
Yüzdelik
Gösterim
Ücretsiz
Uygulama
Sayısı
Yüzdelik
Gösterim
İş
0
%0
12
%41
Eğitim
0
%0
7
%24
Kitaplar ve Referans
0
%0
7
%24
Verimlilik
0
%0
2
%7
Sosyal
0
%0
1
%4
Tüm Kategoriler
0
%0
29
%100
Kategori
Tablo 3.3: Uygulamaların kategorilerine göre ücret durum dağılımı.
Tablo3.3’teki verilere bakıldığında uygulamaların tamamının ücretsiz
olduğu ve uygulama sayıları ile yüzdelik dilimlerin Tablo 3.2 ve Şekil
3.1’deki veriler ile aynı olduğu görülmektedir.
Uygulamalar güncellenme tarihlerine göre incelenmeden önce bu tarihlere göre aylık dilimler halinde sınıflandırılmıştır. Tablo 3.4.’te uygulamaların güncellenme tarihleri ile ilgili kategorilere göre aylık dönemler halinde gruplandırılarak elde edilen sayıları gösterilmektedir.
2015
Son
1 Ay
Son
2 Ay
Son
3 Ay
Son
4 Ay
İş
5
1
1
Eğitim
-
-
3
Kitaplar ve Referans
1
1
Verimlilik
1
Sosyal
-
Toplam
7
Kategori
2014
Öncesi
2014
Son
6 Ay
Son
1 yıl
1 Yıldan
Fazla
2
-
1
2
1
1
-
2
-
-
-
-
5
-
-
-
1
-
-
-
-
-
1
-
-
2
4
3
3
1
9
Tablo 3.4: Uygulamaların güncellenme tarihlerine ait kategorilere göre aylık dönemler
halinde gruplanmış rakamsal verileri.
| 64
Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul
Tablo 3.4’teki verilere göre son 1 ayda güncellenmiş en çok uygulama
5 adet uygulama ile iş kategorisinde ayrıca 2015 yılında güncellenmiş uygulamalara bakıldığında iş kategorisi toplam 9 adet uygulama
ile yine birinci sırada bulunuyor. En çok güncel olmayan uygulamaya
sahip kategori ise 1 yıldan fazla süredir güncellenmeyen 5 adet uygulaması ile kitaplar ve referans kategorisidir. Kategorilerin tümü değerlendirildiğinde son 1 ay içerisinde güncelleştirilen uygulama sayısı 7 iken
1 yıldan uzun süredir güncelleştirilmeyen uygulama sayısı 9’dur.
Uygulamaların indirilme aralıklarına ait veriler güncellenme dilimlerine göre Şekil 3.2’deki gibi gruplandırılmışlardır.
Şekil 3.2: Uygulamaların
güncellenme dilimleri ile
indirilme aralıklarının ilişkisi.
Şekil 3.2’deki verilere göre son 1 ay içinde güncellenmiş uygulamalardan sayı olarak en çok olanları 100-500 aralığında indirilen uygulamalardır. 1 yıldan fazladır güncelleme yapılmayan uygulamalardan ise 4
adet uygulama ile 10.000-50.000 aralığındakiler diğer indirilme aralıklarına göre daha üstündür. 50.000-100.000 indirilme aralığındaki
tek uygulama 1 yıldan uzun süredir güncellenmemektedir.
Uygulamaların markette aldıkları oy sayılarına ait yüzdelik veriler Şekil
3.3’te gruplanarak verilmiştir.
65 |
Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi
Şekil 3.3: Uygulamaların
markette aldıkları oy sayılarının
gruplanmış yüzdelik dağılımı.
Şekil 3.3’e bakıldığında hukuk uygulamalarının %28’nin 11-50 aralığında oy aldığı hemen ardından %24 ile 6-10 aralığında oy verildiği
görülmektedir. Hukuk uygulamalarında en yüksek oy aralığı olan 500
üstü oy alan uygulamaların oranı %3’tür.
Şekil 3.4’te uygulamaların her birinin güncelleme tarihi puanları, indirilme aralığı puanları, kullanılan oy sayısı puanları ve oy ortalaması
puanları hesaplanarak grafiksel olarak gösterilmiştir.
Şekil 3.4: Uygulamaların güncelleme tarihi puanları, indirilme aralığı puanları,
kullanılan oy sayısı puanları ve oy ortalaması puanları grafiği.
| 66
Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul
Şekil 3.4’ten de anlaşıldığı üzere hukuk uygulamalarının güncelleme
tarihi puanları, indirilme aralığı puanları, kullanılan o sayısı puanları
ve oy ortalaması puanlarının grafiği aynı davranışı sergilememek birbirleri ile alakasız bir biçimde hareket etmektedir.
4.
Tartışma ve Sonuç
Uygulamaların ağırlıklı olarak eğitim ve iş alanında geliştirildiği tespit edilmiştir. Eğitim alanında olan uygulamaların hukuk alanındaki
terimleri ağırlıklı olarak öğretmeye dönük olarak tasarlandığı görülmüştür.
T.C. Adalet Bakanlığı tarafından geliştirilen UYAP uygulamasıda hem
indirilme sayısı ve kapsamı bakımından hemde aldığı oy sayısı ile diğer
uygulamalardan açık ara önde yer almıştır. Uygulama üzerinde Türk
Hukuk sistemine ait güncel mevzuat ve içtihat bilgilerine arayarak
ulaşma ve görüntüleme fonksiyonları bulunmaktadır. Bir başka bakanlık olan T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan
uygulamanın Hukuk Okuryazarlığı, Kişi Hakları, Aile Hukuku, İş
Hayatı ve Hukuk, Özel Gereksinim Grupları modüllerinin yer aldığı görülmüştür. Bu bakanlıkların yaptığı gibi, farklı bakanlıklarında
alanlarındaki hukuksal durumları açıklayan uygulamalar geliştirmesi
önerilmektedir.
Bir başka uygulamada Faiz Hesabı, Dava Harcı Hesabı, Vekalet Ücreti
Hesabı, İcra Kapak Hesabı, İcra Takip Masrafı Hesabı, Serbest Meslek
Makbuzu hesabı gibi özellikleri taşıdığı görülmüştür. Bu şekilde bir
uygulama ile kişilerin hızlı bir şekilde mobil olarak işlemlerini gerçekleştirebilecekleri söylenebilir. Bu tarz uygulamaların geliştirilmesi gerektiği söylenebilir.
Avukat bürolarına ait uygulamarda tespit edilmiştir. Ancak bu uygulamaların çok büyük bir kısmı hukuksal bilgi sunmak yerine kurumun
reklamını ve tanıtımını yapmak amacıyla geliştirildiği görülmüştür.
67 |
Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi
Arama yapılırken Türkçe arama yapılmasına rağmen, uygulamaların
ağırlıklı olarak Türkçe dışındaki dillerden geldiği görülmüştür. Bundan
dolayı hukuksal alanda Türkçe hukuk uygulamalarının sayısının yetersiz olduğu söylenebilir. Araştırmacılara bu alanda araştırma yaparken
Türkçe ve İngilizce hukuk uygulamalarını içeren bir araştırma yaparak
bu farkı ortaya çıkarmaları önerilmektedir.
Geliştirilecek olan uygulamaların temel amacı; insanların hukuk alanındaki bilgilere veya çeşitli konulara ulaşmalarını kolaylaştırmak şeklinde olmalıdır. Bu noktadan hareketle daha nitelikli hukuk uygulamalarına ihtiyaç olduğu söylenebilir.
KAYNAKÇA
Özdemir, Ş., Akadal, E., Çelik, S., & Reis, Z. A., 2013, Uygulama
Marketlerinin Eğitim Kategorisi Altındaki Uygulamalarının İncelenmesi, Akademik Bilişim Konferansı 2013, 23-25 Ocak 2013, Akdeniz
Üniversitesi, Antalya, Türkiye.
Odabaş, H. (2011). Mobil Öğrenmeden Mobil Kütüphaneye. ÜNAK
2009, 01-02 Ekim 2009,Yeditepe Üniversitesi, İstanbul, 51 - 57.
Çelik S., Akadal E., «Mobil Ticaret Uygulamaları Arayüzleri Üzerine
Bir Araştırma», XIX. Türkiye›de İnternet Konferansı, İzmir, Türkiye,
27-29 Kasım 2014, 66-74
| 68
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Ulusal Gazetelerin Mobil
Uygulamalarinin
Arayüz Tasarımı
Açısından İncelenmesi
Faruk Dursuna, Fatih Gürsula
ve Kemal Şahinb*
Özet
Bu çalışmada Türkiye’de kullanılan ulusal gazetelerin mobil uygulamalarının arayüz tasarımı açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Google Play ve App Store’dan indirilen ulusal gazetelerin mobil uygulaması araştırmanın kapsamını oluşturmatadır.
Çalışmada araştırmacılar tarafından hazırlanan arayüz tasarım
değerlendirme rubriği isimli veri toplama aracı kullanılmış ve
araştırma sonunda farklı temellere yönelik elde edilen bulgular
katılımcılar ile paylaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler:
Mobil Gazete, Mobil Arayüz Tasarımı, Mobil Uygulama, Arayüz Tasarımı
a Yönetim Bilişim Sistemleri, Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya, Türkiye
a Enformatik, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
b Güzel Sanatlar, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
* Corresponding Author: [email protected]
69 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
| 70
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
GİRİŞ
M.Ö. 1000’li yıllarda abaküs ile temelleri atılan ve zaman içerisinde
büyük evrimler geçiren bilgisayar teknolojisinin modern anlamdaki ilk
yansımaları 1946 yılında Pennsilyvania Üniversitesi’nde J. Presper Eckert tarafından geliştirilen, 30 ton ağırlığında ve saniyede 5000 işlem
yapabilen ENIAC ile olmuştur. ENIAC ayrıca 17000 vakum tüpü,
70000 resistans içermekte, 63 m2 yer kaplamakta ve 150 kw/s elektrik
harcamakyadı. ENIAC’ı 1947 yılında geliştirilen transistor ve 1958 yılında tümleşik devrenin icadı izlemektedir. Bu gelişmelerle paralel olarak
1946-1959 yılları arasında yaşanan “Birinci Kuşak” bilgisayarlar vakum
tüplü, 1959-1964 arasında “İkinci Kuşak” transistörlü, 1964-1970 yılları
arasında “Üçüncü Kuşak” entegre devreli 1970-1990 arası “Dördüncü
Kuşak” mikroişlemcili ve 1990’lı yıllardan itibaren de “Beşici Kuşak”
mikroişlemcili bilgisayarlar teknolojinin hızlı gelişimini gözler önüne sermektedir. Her bir kuşakta kullanılan bilgisayarların ilk bilgisayar olarak
adlandırılan ve 63 m2 yer kaplayan ENIAC’a göre gittikçe küçülmüş ve
artık günümüzde kullanıcıların ceplerinde ya da çantalarında taşıyabilecekleri kadar minimal boyutlara ulaşmıştır. Bilgisayar teknolojisinde kat
edilen bu mesafenin önemli kilometre taşlarından birisini 1962 yılında
J.C.R. Licklider’in öncülüğünde Amerika’da bulunan Massachusett Institue of Tecnology (MIT)’de tartışılan internet oluşturmaktadır. Licklider
tarafından ortaya atılan bu fikir 1969 yılında Lawrence G. Roberts ile
Thomas Merrill tarafından yapılan çalışma ile dört merkez arasında bir
bağlantı kurulmasına ve internetin ilk şeklinin ortaya çıkmasına öncülük
etmiştir. Yapılan çalışmada ARPANET isimli proje kapsamında birbirine bağlanan dört merkez ise University of California at Los Angeles
(UCLA), Stanford Research Institute (SRI), University of Utah ve son
olarak University of California at Santa Barbara (UCSB) olmuştur (Dursun, 2008). Özellikle 1990’lı yıllarda hem bilgisayarın hem de internet
bağlantısının iş ve sosyal yaşamda kendine yer bulduğunu ve kullanımının yaygınlaştığı gerçeği karşımızda durmaktadır. Önceleri masaüstü
formuyla iş ve sosyal hayata giren bu teknoloji büyük ilgiyle karşılanmış
ve yoğun şekilde kullanılmıştır. Zaman ilerledikçe bilgisayar teknolojisi
71 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
de gelişmiş, notebook ve netebook gibi masaüstü formundan uzak ve
devrim yaratan taşınabilir bilgisayarlar piyasaya sunulmuş ve masaüstü
bilgisayarın alternatifi olmuştur. Taşınabilir özelliği ile bir devrim yaratan
bu bilgisayarlar internet bağlantısı için WiFi yapısına olan bağımlılığı ile
ancak bir internet bağlantısının olduğu ortamlarda kullanıcıların internet
ortamındaki ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağı sunmuştur. Taşınabilir
bilgisayarlar ile yaratılan bu sinerji tablet ve akıllı telefonlar gibi mobil
cihazların cihazların doğuşuna zemin hazırlamıştır. Mobil cihazlar taşınabilirlik açısından notebook ve netbooklara benzemekle birlikte bu cihazlara oranla daha ergonomik ve hafif yapısıyla birlikte internet bağlantısı
için WiFi teknolojisinin yanı sıra 3G teknolojisini kullanarak bu cihazlardan ayrılmaktadır. Ayrıca kullanılan işletim sistemleri de bu cihazları
benzerlerinden ayırmaktadır. Notebook ve netbook gibi taşınabilir bilgisayarlar Windows ve iOS işletim sistemin kullanırken mobil cihazlar
ise Android, iOS, Symbian ve Windows Mobile gibi işletim sistemlerini
kullanmaktadır. Hayatın her alanında karşılık bulan bu yeniliğe iş hayatı
da kayıtsız kalamamamış ve alt yapılarını bu yeniliğe uyumlu hale getirmek için çalışmalar yapmıştır. Masaüstü teknolojisiyle tanışan ve rutin
iş süreçlerinin yönetiminin yanı sıra mevcut ve potansiyle müşterilerine
ulaşmak isteyen örgütler bu mecrada ilerlemişlerdir. Şüphesiz ki müşterilere ve piyasaya ulaşmada örgütlerin işini kolaylaştıran en önemli etken
internettir. Örgütler hazırladıkları internet sayfalarıyla masaüstü ve taşanabilir bilgisayar kullanan müşterilerine ulaşmakta ve faaliyet gösterdikleri sektörlere sunulan ürün ve/veya hizmetleri tanıtmaktadırlar. Sektörel
bazda basın ve yayın kuruluşları da bu yenilik üzerinden faaliyetlerini
biçimlendirmişlerdir. Dünyada ve yaşanılan coğrafyada ortaya çıkan gelişmeleri okuyucusuyla paylaşarak onları bilgilendirmeyi amaçlayan gazeteler geleneksel yaklaşım olarak uzun bir süre basılı şekilde okuyucularına
ulaşmıştır. Uzun süre devam eden geleneksel yaklaşıma artık yukarıda
bahsedilen gelişmeler eşlik etmektedir. Gazeteler yayınlarını sanal ortamlara taşımış ve bu mecradan da okuyucularına ulaşmak için internet siteleri hazırlamışlardır. Hatta Radikal Gazetesi 21 Haziran 2014 tarihinde
son kez okuyucularıyla basılı olarak buluşmuş ve bu tarihten sonra yayın
hayatına elektronik ortamda devam etme kararı almıştır. Okuyucularına
| 72
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
7/24 bu platform üzerinden haber sunan gazeteler internet teknolojisinin
sunduğu güncelleme avantajlarında da yararlanmaktadır. Basılı platformda ancak bir sonraki gününün baskısında okuyusuyla paylaşabilecekleri
haberler internet siteleri aracılığıyla gelişmenin ortaya çıktığı anda okuyularına sunmaktadırlar. Masaüstü ve taşınabilir bilgisayarlar için tasarlanan web siteleri mobil cihazların kullanıma başlanmasıyla yerini mobil
uygulamalara bırakmışlardır. Mobil cihazların kullanıdıkları işletim sistemlerinin farklı olması bu değişikliği zorunlu kılmaktadır.
İster masaüstü bilgisayarlar ister notebook ve netbook gibi taşınabilir
bilgisayarlar ister tablet ve akıllı telefonlar gibi mobil cihazlar olsun gazete tasarımlarının okuyucunun ilgisini çeker nitelikte olması zorunludur.
Çeşitli haber ajansları tarafından servis edilen haberlerin hemen her gazetenin ister web ister mobil uygulamalarında yer alıyor oluşu gazetelerin okuyucu kitlesini elde etmesinde ve elde tutmasında tasarımın önemi
ortaya koymaktadır. Tasarımın bu derecede önemli olması elektronik ortamda okuyucuya ulaşan gazeteler için tasarıma yaklaşımın dekoratif ve
sanatsal kaygılarla değil okuyucuyla kurulacak olan iletişimin vazgeçilmez bir parçası olması gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Gazete tasarımı yapılırken estetiğin ön planda tutulması okuyucuyla olan iletişime
zarar vermekte ve bilgi aktarımının sağlıklı bir biçimde gerçekleşmesini
zorlaştırmaktadır. Tasarım yapılırken okuyucu ile paylaşılması hedeflenen haberi engelleyici değil tam aksine bu haberin içeriğinin okuyucuya anlaşılır bir şekilde verilmesi hedeflenmelidir. Tasarımda kullanılan
yazı karakterleri, yazı karakteri boyutu, satır ve sütun aralıkları, görsel
öğelerin yerleştirileceği sayfanın dikey mi yatay mı olacağı, karakter ve
kelime boşlukları, kullanılan renklerin kurumsal kimlikle bağdaşıp bağdaşmadığı gibi bir çok etken okuyucuyla aradaki iletişimi olumlu ya da
olumsuz etkileyecektir ve tasarımın heyecan vericiliği yanında haberin
hedeflendiği şekliyle verilip verilmediğini de belirleyecektir. Bu nedenle
Akdağ (2009)’a göre 1950 ve 1960’lı yıllarda gazete tasarımında İsveç
Mimari Tasarım hareketi olarak adlandırılan işlevsel tasarım anlayışının, 1970’li yıllarla birlikte bu hareketin yerini bıraktığı ve Amerikan
gazetelerinde kullanılan Mondrian tarzı modüler yaklaşımların takip
73 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
edildiği gibi tasarımcıların yeni akımları sürekli takip etmeleri ve kendi
üslüplarını da tasarımlarına yansıtmaları gerekmektedir. Ayrıca tasarımlarda “Gestalt İlkeleri” olarak anılan ve algı psikolojisini içeren kurallarla
birlikte tasarım elemanlarının yerleşim düzenini de yöneten ilkeler kullanılmaktadır. Bu çalışma ulusal gazetelerin mobil uygulamalarının arayüzlerini uzman görüşlerini yansıtarak incelemeyi amaçlamakta bunun
için arayüz tasarımını “tipograf ”, “simge kullanımı”, “renk kullanımı” ve
“sayfa düzeni” başlıkları altında bilgiler sunarak açıklamaktadır.
Gazete ve Tarihçesi
Siyaset, sosyal-kültürel, ekonomi vb. konularla birlikte günlük olaylar
ile ilgili bilgileri okuyucularına ulaştırma amacıyla günlük ya da süreli
çıkarılan yayınlar gazete olarak adlandırılmaktadır. Latinceden dilimize
geçen gazete sözcüğünün aslı “Gazette”dir ve haberler bülteni anlamına
gelmektedir. Batı dünyasında “Journal”, “Duirna” ve “Chronicle” adları
da kullanılmaktadır (Aydoğan, 2013). Medeniyetler yüzyıllar boyunca
insanlığa haber ve bilgi yaymak için yazılı yöntemleri kullanmıştır. İlk
olarak MÖ. 59 yılında Jüll Sezar tarafından halkı önemli toplumsal ve
siyasi olaylar ile ilgili bilgilendirmek amaçlı kullanılan Acta Duirna isimli duvar kağıtları bilinen ilk gazete olma özelliğini taşımaktadır (Joseph
ve diğ., 2013). Eski Yunan ve Roma’da haberler agora ve Pazar yerlerinde
duyurulumuştur. Roma’da Acta Publica ve Acta Diurna olarak adlandırılan resmi gazete duvarlara asılarak Romalılar tarafından okunmuş ve
haberler bu yolla yayılmıştır ki bu durum el yazması haberlerin ortaya
çıkmasına ve haber mektuplarının yaygınlaşmasına da öncülük etmiştir
(Birsen, 2000). İlk çağlarda Roma’da fırınlanmış kil tabletlere yazılan
duvar gazetleriyle başlayan gazetecilik serüveni 15. yüzyılda Gutenberg’in matbaa makinesini icadıyla teknik bir boyut kazanmıştır (Gönenç, 2006). Basılı medyanın en yaygın ve ünlü enstrümanı gazetelerdir.
Bir kağıt parçasına basılı haber, makale, baş yazı ve reklamlar günlük,
haftalık ya da aylık olarak gazeteler aracılığıyla okuyucuya ulaştırılır. Tarihte bilinen ilk gazeteci Daniel Defoe’dur (Rahman, 2014). Gazeteler
periyodik olarak yayınladıkları haberlerle ülke içinde ve dışında olan
| 74
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
olaylardan okuycularını haberdar etmektedirler. Gazeteler genel olarak
günlük yayınlanmalarına rağmen haftalık, iki haftalık ya da aylık olarak
da okuyucusuyla buluşmaktadır (Saeyang, 2014). Güncel bilgiyi elde
etmekte ulaşılması en kolay kaynak olan gazeteler içerikleri itibariyle şehir, ülke, dünya, ekonomi, sağlık vb gibi konulardaki haberleri zengin
görsel unsurlarla birleştirerek okuyucuya sunmaktadır. Bu özellikleriyle her gün yenilen bir kitap işlevi görmektedir (Yahşi ve Keleş, 2013).
14. yüzyılda aristokrasi ile ilgili bilgileri halka ulaştıran haber kağıtları
ile birlikte burjuvazinin ticari sorunların çözümü için kullandığı haber
mektupları gazetenin kökenlerini oluşturmakla birlikte gazeteleri bu iki
kavramdan ayıran en önemli özellik gazetenin düzenli aralıklarla yayınlanmasıdır (Tokgöz, 2003). İngiltere’de yayınlanan ilk gazeteler kraliyet
ailesine mahsustur. Kral VIII. Henry döneminde 1512 yılında “Royal
Mail” adlı gazete yayınlanırken Kral Charles döneminde 1635 yılında
özel vatandaşlar ücret karşılığında bu gazete sahip olmuştur (Rahman,
2014). 17. yüzyılda İngiliz asil ailelerine mensup kimseler Londra’daki
dedikodu ve mahkeme haberlerini istihdam ettikleri muhabirler aracılığıyla el ile yazılan ya da basılı halde gönderilen haber mektupları ile öğrenmişlerdir. Amerika’da ise ilk gazete olarak Boston News-Letter kabul
edilmektedir (Park, 1923). Johann Gutenberg’in 1447 yılında matbaayı
icat etmesi ilk modern gazetenin de yolunun açmıştır. 17. yüzyılda gazeteler halkın bütün kesiminin ulaşabileceği haliyle basılmış ve ilk örnekleri Doğu Avrupa ülkelerinde görülmeye başlanmıştır. 1616 yılında Belçika’da, 1631 yılında Fransa’da, 1665 yılında Almanya İngiltere’de modern
gazeteler çıkarılmıştır (Rahman, 2009). 1849 yılında Josep Baker editörlüğünde dört iş adamı tarafından kurulan Intelligencer isimli gazete
Atlanta’nın en eski saygın gazetesi olarak anılmaktadır (Malone, 1953).
Samirhanova (20009) İngiliz gazete okurlarını iki grup olarak incelemiştir. Bu gruplardan ilki “kaliteli” gazete okuru olarak adlandırılmakta ve
The Times, The Daily Telegraph, The Guardian gibi yurt içinde ve yurt
dışındaki önemli politik olayları okuru ile paylaşmaktadır. İkinci grup
ise “popüler” okuyucuların olduğu ve Daily Mail, Daily Mirror ve Daily
Sketch gibi bir ile iki milyon tirajı olan gazetelerin okunduğu gruptur.
Gazeteler fikir ve bulvar gazeteleri olarak ikiye ayrılmaktadırlar. Bulvar
75 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
gazeteleri daha fazla okura hitap edebilmek için sansasyonel haberlere
yer verirken fikir gazateleri toplumsal değişim ve gelişime etkisi olan
olayları okuyucularıyla paylaşmaktadırlar (Öktem, 2001). Gazeteler 19.
yüzyılda ise bilgiyi almak ve yaymak amaçlı birincil hale gelmiştir (Joseph ve diğ., 2013). Gazeteler haberlerini geleneksel olarak kabul edilen
5N1K (ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden, kim) ölçütüne göre hazırlamakta ve okuyucularına sunmaktadırlar (Buchanan, 2014). Ayrıca gazeteler sadece olayları kaydetmekle kalmayıp devrine ait sosyokültürel
etkileri de yansıtmaktadır (Mills, 1981).
Gazete yayıncılığı tarihi ile toplumsal ve teknolojik gelişmeler arasında
bir etkileşim bulunmaktadır. Baskı teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler seri üretimin önünü açarken 18. yüzyılda ortaya çıkan sosyal
değişimler okuma yazma bilen bir orta sınıfı yaratmış, bir posta sistemini ortaya çıkarmış ve gazete endüstrisinin temelleri atılmıştır (Skripeland, 2012). Gazetenin tarih boyunca geçirdiği evrim internetin gelişimine paralel olarak değerlendirilmektedir. Bu aşamalar elektronik
medya öncesi, radyo ve televizyon çağında ve internet çağında gazete
olarak sınıflandırılmaktadır (Scharpf, 2006).
Dünyadaki medya serüveninin ülkemize yansımaları 1727 yılında İstanbul’da kurulan küçük bir matbaayla başlamaktadır. Osmanlı Devleti’nde
demokratikleşme hareketlerini başlatan, Milli Mücadele yıllarında halkın sesini yansıtmayı hedefleyen gazeteler Cumhuriyetin ilanıyla daha
serbest bir ortamda faaliyetlerini sürdürmüştür. Ülkemizde yayın hayatına devam eden 6800 dergi ve gazeteden %60’ı yerel, %5’i bölgesel ve
%36’sı ise ulusal platformdadır (Karakaya, 2013). Kültürel inşa sürecinin önemli aktörlerinden biri olan Türk basını 19. yüzyılın ilk yarısına
dayanan bir geçmişe sahiptir. Basının bu uzun geçmişe rağmen endüstri
haline gelişi 1950’li yılları bulmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında baskıda yeni bir teknolojiyle tanışan basın mali sorunların domine ettiği
1923-1950 yılları arasında istenilen gelişmeyi gösterememiştir (Akpınar,
2006). Aşağıda Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Döneminde basın tarihinde meydana gelen gelişmeler kronolojik sıra ile verilmektedir.
| 76
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Şekil 1. Türk
Medya Tarihçesi
77 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Gazeteler modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Gazeteler haber ve düşüncelerin alışverişi için önemli bir platformdur.
Basının birincil fonksiyonu halkı bilgilendirmek, eğitmek ve eğlendirmektir. Aynı zamanda ülkenin sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel
hayatın tüm yönelerine ilişkin bilgi sağlamakta, eğitici ve harekete geçirici bir rol oynamaktadır (Pillai, 1993). Bununla beraber basılı gazetelerin bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır.
Gazetenin Avantajları
Gazetenin Dezavantajları
Haberi TV ya da radyodan
takip edenlerin aksine haberin
herhangi bir bölümünü
anlamayan okuyucu geri
dönerek herhangi bir anda
tekrar tekrar okuyabilmektedir.
Günlük gazetenin yaşam süresi
kısadır. Hergün değiştirilmesi
gerekmektedir.
Gazetelerin toplumun çeşitli
kesimlerine ulaşması kolaydır.
Okuyucular çok çeşitli gazeteler
arasından ilgilerini çekenleri
satın almaktadırlar.
Gazetelerin okuma bilmeyen kişilere
ulaşması olanaksızdır. Ayrıca gazete
diğer medya ürünleriyle örneğin
dergilerle karşılaştırıldığında
okuyucuya eğlenceli gelmeyecektir.
Her ne kadar ilustrasyonlarla
canlandırılmaya çalışılsa da ilgi çekici
gözükmeyecektir. Ayrıca gazete
kağıtları da düşük kalitededir.
Gazeteler okuyucularına her
gün veya her hafta haberler
ve bu haberlerle ilgili detaylı
bilgiler sunmaktadırlar.
Bu haberler sürekli
güncellenmektedir.
Okuyucular gazetede sadece ilgisini
çeken haber ya da haberleri okumakta
ilgisi haricinde kalan bölümleri
okumamaktadır.
Mobil Uygulama
Tablo 1. Basılı gazetelerin
avantaj ve dezavantajları
Geleneksel masaüstü uygulamalar günümüzde mobil uygulamalara doğru evrilmektedir. Hareketlilik parametlerini ve dinamik çevresel koşulları işleyebilen mobil cihazlardan katma değerli hizmetleri sunmak ve
karmaşık bilgileri yürütmek amacıyla yararlanılmaktadır (Costa, 2003).
Mobil teknolojilerin hızlı gelişmesi masaüstü bilgisayar uygulamalarının
| 78
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
yerini mobil uygulamalara bırakmasına sahne olmaktadır (Karademirci,
2008). Mobil teknolojinin gelişmesi ve mobil cihazların yaygınlaşması
beraberinde mobil uygulamaların üretiminde de artışı getirmiştir. Gelişmiş ara yüz ve kapasiteleriyle estetik açıdan etkileyici ve kolay kullanılabilir mobil uygulamalar kullanıcılar için yaratılmaktadır (Kaya,
2010). Mobil cihazlar için geliştirilen yazılımlar mobil uygulamalardır.
Mobil cihazlar için uyumlu olan bu yazılımlar masaüstü yazılımlar ile
benzerlikler göstermekle birlikte geliştirildikleri platform, kurulacak cihazlar ve kullanılan teknoloji bakımından farklı özellikler taşımaktadır
(Namlı, 2010). Mobil cihazlar gününün bütün dilimlerinde kullanıcısına eşlik etmektedir. Sabit bilgisayarlar ve notebookların aksine mobil cihazlar toplantılar, havalimanları gibi spesifik yerlerde ve iç ve dış
ortamlarda kullanıcıyla birliktedir. Mobil cihazların kullanımı kültürel
normlar ve gerçekleştirilecek görevlere göre şekillenmektedir (Savio ve
Braiterman, 2007). Mobil uygulama kullanıcıları bulundukları ortamdan bağımsız olarak sabit kullanıcıların tam tersi cihazlarını karşılarında
ve dizlerinde olacak şekilde kullanmamaktadırlar. Trafik, toplantı, ders
ya da yolda, sınırsız ve değişken ortamlarda gündelik işlerini yaparken
bu cihazlardan yararlanmaktadır (Namlı, 2010). Toplumda mobil teknolojilerin benimsenmesi beraberinde giderek artan mobil cihaz sayıları
ve bu cihazlar üzerinde çalışacak yazılımları getirmektedir. Blackberry
OS, Android, Symbian OS, iOS, Windows Mobile farklı mobil cihazlar
için geliştirilmiş yazılımlardır (Teng ve Helps, 2010). Çok çeşitli platformlar olsa da piyasayı domine eden iki büyük firma bulunmaktadır
ki bunlar Android ve iOS’dur. Mobil cihazlar 20. yüzyılın en önemli
yenilikleri arasındadır. 90’lı yılların sonunda cep telefonlarının iletişim
cihazları arasında en önemli oyuncu haline gelmiştir. Mobil cihazların
evrimi dört aşamada incelenmektedir (Raytop, 2012): Bunları Birinci
Nesil, İkinci Nesil, Üçüncü Nesil ve Dördüncü Nesildir. Birinci nesil
Dr. Martin Cooper tarafından 3 Nisan 1973 yılında ilk el mobil telefonun icadıyla başlamaktadır. 1 kg. ağırlığında olan bu mobil cihazın pili
20 dakika yetiyordu. Motorola DynaTAC8000X modelindeki mobil telefon Motorola markasının ve iletişim dünyasının ilk telefonudur. İkinci
nesil 1990’da 1G cep telefonları için analog sinyal yerine 2G cihazların
79 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
artık dijital sinyal kullanmalarıyla başlamaktadır. Üçüncü nesil cep telefonları günümüzde kullanılan telefonlardır. 3G ile daha hızlı veri transferi yapılmaktadır. Dördüncü nesil ise 2009 yılında başlamasına karşın
2011 yılına kadar bu teknolojiye uyumlu mobil bir cihaz bulunmamaktadır. Bu teknoloji yüksek bant genişliği ve daha hızlı very transferi imkanı sunmaktadır. Kullanıcılar için web sitelerinin mobil versiyonları
ya da mobil uygulamaları bulunmaktadır. Mobil uygulamalar normal
web sitelerine göre daha az veri kullanarak aynı içeriğe ulaşmaya imkan
tanımaktadır. Bu uygulamalar cihazlarda kullanılan işletim sistemlerine
göre farklı marketlerden indirilmektedir. iOS platform kullanan cihazlar
App Store’dan, Adroid cihazlar Google Play’den diğer cihazlar ise Windows Phone Store ve Blackberry App Store gibi mağazalardan ücretli
veya ücretsiz olarak indirilmektedir.(Bilgili, 2014). Mobil uygulamalar
kullanıcıların masaüstü bilgisayarlarının başında olmama durumunda
da işlerini kolay, hızlı ve özgür bir şekilde yapabilme isteklerine cevap
vermek için ortaya çıkmıştır (Beyaznar, 2014).
Mobil Gazete Uygulamaları
Bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler örgütsel bilgi işlem manzaralarını da değiştirmektedir. Mobil ve kablosuz iletişim teknolojilerinin
tetiklediği önemli gelişmeler her geçen gün minimalize edilen bilgisayar
tabanlı aygıtlar sekörlerde de karşılık bulmaktadır (Lyytinen ve Yoo,
2002). Chae ve Kim (2003) mobil internetin karakteristiğini anlamak
için üç farklı grup üzerinde durmuştur. Bunlar mobil internet üzerinde bulunduran ve kişisel özellikliklere göre özelleştirilebilen kullanıcı
grubu, istenilen anda ve yerde internete ulaşılabilen çevresel grup ve
son olarak taşınabilirlik ve kullanılabilirlik açısından kullanıcılara avantaj sağlayan sistemdir. Kitle iletişim araçları internetin yaygınlaşması
ve geniş bant kullanımı ile büyük değişikliklere uğramıştır. Genellikle
profesyoneller tarafından yaratılan ve büyük medya şirketlerinin servis
ettiği bilgi ve içeriği artık sanal toplum içerisinde çeşitli aktörler tarafından dağıtılmaktadır. İnternet bilgi paylaşımında düşük maliyetinin yanı
sıra internet kullanan herkesin düşünce, görüş, video ve bilgi paylaşımı
| 80
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
yapabildiği bir mecra haline gelmiştir (Skripelan, 2012). Yıllardır web
alanında ortaya çıkan gelişmeler web teknolojilerinin son noktası olan
anlamsal webin doğuşuna zemin hazırlamıştır (Karademirci, 2008).
Statik
Dinamik
Söz Dizimi
Anlamsal
Kodlama
HTML
+RDBMS
+XML
+RDF/OWL
Oluşturma
El ile
Sunucu taraflı
uygulamalar
aracılığıyla
Şema tabanlı
uygulamalar aracılığıyla
Model tabanlı
uygulamalar
aracılığıyla
Kullanıcı
İnsan
İnsan
İnsan ve Uygulama
İnsan ve
Uygulama
Kullanım
Tarayıcı
Oluşturma,
Sorgulama,
Güncelleme
Bütünleştirme
Birlikte Çalışma
Uygulama
Tarayıcılar
Tarayıcılar
Bütünleşik Prosesler,
Kurumsal Bütünleşik
Uygulamalar, İş süreçleri
yönetimi yazılımları
Zeki Ajan
yazılımları,
Anlamsal çekirdek
yazılımlar
Tablo 2. Web teknolojilerinin evrimi
Günümüzde haberler web, wap, PDF gibi farklı iletişim kanalları aracılığıyla okuyucuya iletilmektedir. Gazetelerin basılı versiyonları halen
önemli bir rol oynamakta ve bu rol uzun yıllar da devam edecek gibi gözükmektedir. Fakat 90’lı yılların başında kullanılmaya başlayan internet
teknolojisi gazete endüstrisinde de radikal değişimlere yol açmıştır. Artık
gazete endüstrisi bilgi teknolojilerin toplum üzerindeki etkilerini dikkate
alarak bu kanalları kullanmak suretiyle okuyucularına ulaşmaktadır (Henriksson ve diğ., 2006). Gazete yayıncılarının geleneksel gazetelere oranla
daha karlı olan yeni alternatif ortamlar arayışlarının sonucu e-gazetenin
doğuşunu beraberinde getirmiştir. Baskı ve okunabilirlik açısından klasik
gazeteler ile arasında büyük farklılıklar bulunmayan mobil gazeteler sürekli güncellenebilen yapısıyla da gün içerisinde değişen haberleri sıcağı sıcağına okuyucusuna ulaştırmaktadır (Svensson ve Hakeröd, 2006). Mobil
telefonlar ve PDA’lar aracılığıyla gazetelerin okuyucuya ulaşma fikri daha
81 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
geniş kitlelere ulaşmak noktasında belirleyici olmakta ve iyi bir alternatif
olarak kabul edilmektedir (Ihlström ve diğ., 2004).
Teknolojinin gelişmesine kayıtsız kalamayan basın işletmeleri internet
teknolojisinin gelişerek geniş bant genişliklerine ulaşması ve evlere kadar girmesiyle okuyucularına ulaşmak için keşfettikleri yeni mecrada
ilerlemektedirler. Sahip olunan hız, kolay güncellenebilmesi, mekan
ve zaman sınırının olmamasıyla birlikte maliyetlerde sağladığı avantajlar klasik gazetelere iyi bir alternatif oluşturmaktadır (Sırma, 2007).
Gazete endüstrisi teknolojinin isteklerine cevap vermektedir. Kullanıcılara hızlı, zamanında ve eğlenceli içerikler sunarak konumlarını yeniden gözden geçirmektedirler. Ayrıca gazeteler okuyucularına iki yönlü interaktif bir iletişim sunmaktadırlar. Gazeteler mobil teknolojiler
aracılığıyla hizmetlerini mobil aygıtlar üzerinden okuyucuya iletirken
okuyucudan haberlere gelen görüşlere de uygulamalarında yer vermektedirler (Joseph ve diğ., 2013). Ihlström ve Henfridsson (2005)’e göre
Jyllands-Posten (Danimarka), Götebors-Posten (Sweden) ve Dagbladet
(Norveç) adlı gazeteler 90’lı yılların ortasında internet üzerinden yayına
başlamışlardır. Dijital çağın gelişmeleri kitle iletişim araçlarını yapı ve
yöntem bakımından gelişime mecbur bırakmaktadır. Gazetelerin asli
görevleri olan haber verme eylemi basılı olarak gerçekleştirildiği gibi internet ortamında da etkin bir şekilde yerine getirilmeye çalışılmaktadır
ki bu çalışmalar 1995 yılında meyvelerini vermiş ve The Washington
Times, New York Times gibi Amerika patentli gazeteler bu yılda internet aracılığıyla okuyucularına ulaşmaya başlamışlardır. 26 Kasım 1996
yılı ise Milliyet gazetesinin içeriğinin tamamının düzenli olarak internet
üzerinden yayınlanmasıyla ülkemiz için milat olmuştur (Çakır, 2007).
Gazete şirketleri sektörün ilgisini çeken mobil yenilikle karşı karşıyadır. E-gazete olarak adlandırılan bu yenilik gazetelerin mobil cihazlar
yardımıyla elektronik ortamda yayınlanmasıdır. Taşınabilir ve yüksek
çözünürlüklü olan bu teknoloji okuyuculara kağıt tabanlı gazetelerle
aynı deneyimi yaşatmayı hedeflemektedir (Eriksson ve Svenson, 2008).
Dijital gazeteler salt metin ile birlikte video, görsel, ses, animasyon gibi
unsurlarla hipermetin özelliği taşımaktadırlar (Aydoğan, 2013).
| 82
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Arayüz Tasarımı
Arayüz kullanıcıların sistemle olan iletişim ve etkileşimini sağlamaktadır (Gürses, 2006). Hayali kurulan bir olayın, projesinin çizilmesi ya
da üç boyutlu görüntüsü olarak uygulanan ve ortaya konulan eserler
tasarım olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan yola çıkarak tasarlama ise
zihinde şekillendirilen bir düşüncenin ya da bir eylemin gerçekleştirilmesi olarak tanımlanmaktadır (Arslan, 2010). İstek (2004)’e göre
tasarlamak, planlamak ve karışıklığa, ayrılığa düzen getirmektir ve getirilen bu düzen iletilen mesajın daha kolay anlaşılmasını sağlamaktadır. Çakıroğlu ve diğ. (2008) arayüz tasarlanırken siteyi/ uygulamayı
ziyaretçi sayısının fazla olmasının amaçlanmasını savunmuşlardır. Arayüz tasarımının temelinde kullanıcıların sayfalarda olabildiğince kısa
sürede, hatasız ve siteden/ uygulamadan memnun bir bakış açısıyla
ayrılmaları yatmaktadır. Bu nedenle arayüz tasarımında kullanıcı-web
entegrasyonu sağlanarak yüksek performans elde edilmesi amaçlanmalıdır. Arayüz tasarlanırken ve geliştirilirken dört unsura dikkat
edilmektedir. Kullanılabilirlik; sezgisel veya kolay bir şekilde haberler
arasında gezinmek bunu sürekli hale getirmeyi amaçlamakta; görselleştirmede tasarımda gereksiz ve rahatsız edici detaylardan kaçınmak hedeflenmekte, fonksiyonellikte tasarımın belirli bir amaç doğrultusunda
ortaya konulması temel alınırken ulaşılabilirlik fonksiyonelliği desteklemek ve kullanıcıların farklı ortamlarla tasarıma ulaşması üzerinde durulmaktadır (Schmidt ve diğ., 2003). Yapılan tasarımlarda bir kimlik
oluşturarak içeriği hakkında net bir bilgi vermek gereklidir. Ayrıca kullanıcıların sayfayı kaydırmak zorunda kalmamaları için önemli bilgilerin ekrana sığacak şekilde tasarlanması önemlidir. Bununla birlikte yapılan tasarımların internet bağlantısı kullanılarak aygıtlara yükleneceği
göz önünde bulundurularak görüntü kalitesi yüksek, düşük boyutlu
bir tasarım yapılmalıdır (Bevan, 1999). Yoo ve Jin (2004) başarılı bir
ekran arayüz tasarımı için 7 kriter belirlemişlerdir. Bunlar; kaydırma
çubuğu, ekran boyu, arama kutusu, üye girişi, kullanılan renk sayısı,
arka plan rengi ve kullanılan görsel sayısıdır. Tasarımlarda kaydırma
çubuğu kullanıcı memnuniyetini etkilemektedir. Kaydırma çubuğu-
83 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
nun kullanılması kullanıcının dikkatinden önemli bilgilerin kaçmasına neden olabilmektedir. Ekran boyuna göre tasarlanmayan bir arayüz
kullanıcı için yararlı olmamaktadır. Yine kullanıcı uygulama içerisinde
arama yapabilmek için arama kutusuna ihtiyaç duymaktadır. Özellikle
kişiselleştirilebilen uygulamalarda bir üyelik giriş ile uygulama kişilerin
tercihlerine göre düzenlenebilmektedir. Bu özellik Hürriyet gazetesinin mobil uygulamasında kullanılmaktadır. Yoo ve Jin (2004) logo ve
diğer görseller hariç dörtten fazla renk kullanımının kullanıcı için kafa
karşıtırıcı olacağını savunurken arka plan rengi için açık mavi, beyaz
ya da gri renklerden birinin kullanılmasını tavsiye etmektedir. Buna
ek olarak tasarımda uzun yükleme süresinin önüne geçmek için de üç
resimden fazla resim kullanılmaması tavsiye edilmiştir.
Tipografi
Tipografi belirli bir amaç doğrultusunda basılı materyallerin düzenlenmesi ve basılı materyal alanının düzenlenmesiyle birlikte okuyucunun metni anlama oranını maksimize etmeyi amaçlamaktadır
(Myung, 2003). Tipografi metnin okuyucu tarafından anlaşılmasına yardımcı olmak amacıyla sayfadaki metin dengesine odaklanarak
metnin içeriğinin özümsenebilmesi için görsel bir iletişim sağlamaktadır. Bunu sağlamak üzere resimler, başlıklar ve alt başlıkların görsel
bir hiyerarşi içerisinde sunulması tipografinin konusudur (Lynch ve
Horton, 1999). Tipografi kavramı Guttenberg tarafından geliştirilen
yüksek baskı yönteminin kullanılmasıyla telafuz edilmeye başlanmıştır. Gutenberg tarafından geliştirilen bu teknik daha önceleri Çinliler
tarafından kullanılmıştır (Erdal, 2009). Okuma modern kültürlerde
de temel öneme sahiptir. Okumaya bir sayfa veya ekranda sembollerin dizeleri aracılık etmektedir. Bu sembollerin büyüklüğü ve şekilleri
baskı okunurluğunu etkileyen krik faktörlerdendir (Legg eve Bigelow,
2011). Dijital tipografi sanat ve bilgisayar bilimi gibi iki farklı alanın
tamamlayıcı yönlerini sunan bir yaklaşımdır. Dijital tipografi klasik
tipografi ve bilgisayar bilimlerinin kapsamaktadır. Bu noktada dijital
tipografinin klasik tipografi öğretimi üzerine kurulmaktadır (André ve
| 84
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Hersch, 1992). Basılı kelimeler yoluyla sanat ya da iletişim becerisinin tasarımı şeklinde tanımlanan tipografi harfler, sayılar, semboller
ve şekiller üretme sanatı olmasının yanı sıra harf ve alan tasarımını da
içermektedir (Thangaraj, 2004).
Bir tasarım bütünü olarak yaklaŞekil 2.
şılan tipografinin parametreleri
Tipografik
Tasarım
Wilkons ve diğ. (2009) tarafınÖrneği
dan karakter büyüklüğü, karakterler arası boşluk, kelimeler arası boşluk, satır boşlukları, satır
uzunlukları ve hizalama şeklinde
sıralanmaktadır.
LeBourgeois
ve Emptoz (1999) yazı karakteri seçimi (font), yazı karakterin
stili ve yazı karakterinin rengini
tipografik unsurlar olarak belirtmişlerdir. Burt (1949) tipografik
unsurların okunurluk üzerinde
etkileri olduğunu belirterek bu
unsurları şöyle sıralamaktadır: gözlerin hareketi, okuma hızı, kısa süreli
odaklanma, maksimum uzaklık, yazı karakteri stili, büyük-küçük harf
dengesi, satır uzunluğu, satır aralığı, sayfa düzenleme, sütun boşlukları,
paragraf boşlukları, renk, baskı malzemesi ve ışıklandırmadır. Hughes
ve Wilkins (2000) tipografik unsurları font seçimi, fontun boyutu ve
tipi, satır arası boşluklar, kelime ve karakter arası boşluklar ve kontrsast
olarak sıralamakta ve bu unsurların okunurluk üzerinde etkili olduğunu
savunmaktadır. Tipografi kriterleri zaman içerisinde değişkenlik göstermektedir. Önceleri “estetik temelli” yaklaşılan tipografi kavramı zamanla “uygunluk” yaklaşımına evrilmiştir. Bu evrimde yayınlarda ortaya
çıkan çeşitlilik etkili olmuştur. Gazeteler, ders kitapları, kitap, bilimsel
makaleler, broşürler, kılavuzlar ve şirketlerin kendi standartlarına uygun
belirlediği rapor çerçeveleri bu çeşitlilik örneklerindendir (Gallagher ve
Jacobson, 1993).
85 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Sayfa Düzeni
Estetik olarak gazeteyi farklı kılmak amacını taşıyan bunun yanında okuyucuyla paylaşılan içeriğin kolay bir şekilde okunabilmesi için sayfanın
düzenlenmesi sayfa düzeni olarak adlandırılmaktadır. Sayfa düzeni ofset
teknolojisinin yaygınlaştığı 1950’li yıllardan bu yana farklılaşarak devam
etmektedir. Bu farklılıklar sayfa estetiğinin oluşumunda rol oynayan unsurların düzenlenmesinde gözlemlenmektedir. Bununla birlikte sunulan
içeriğin yoğunluğu da sayfa düzenini etkilemektedir (Şeker, 2006). Sayfa
tasarımı yayın yapılan konularda dergi, gazete ve kitap yayıncılarına bilgilerin aktarılmasında yardımcı olmaktadır. Sayfa tasarımı geleneksel anlamıyla kağıt üzerinde şekillenen bilginin oluşmuş halini yansıtmasının yanı
sıra elektronik ortamdaki belgelerin, web sayfaları ve etkileşimli grafiklerin
temelinde de yatmaktadır. Elektronik ortamda kullanılan ilkeler geleneksel sayfa tasarımında kullanılan ilkelerle örtüşmekte ve Gestalt ilkeleriyle
bir bütünlük oluşturmaktadır (Uztuğ, 2006). Gestalt teorisi insanların
bilinçaltı eğilimleri olarak bilgi parçalarını “bütün” başlığı altında birleştirmelerini savunmaktadır. Gestal ilkeleri temel olarak insanların belli bir
durumda algıladıkları en basit, en düzenli ve en simetrik yapıya ulaşmayı
amaçlamaktadır. Bu ilkeye göre insanlar bilgi parçalarını tek tek algılamak
zorunda değildir. Bunun için insanlara bu parçaların bir organizsyon halinde verilmesi gerekmetekdir (Smith, 2004). Akdağ (2009) gestal ilkelerini
benzerlik, yakınlık, devamlılık, tamamlama, şekil-zemin ve simetri olarak
sıralanmakta ve şu şekilde tanımlamaktadır: Benzerlik ilkesi birbirine benzer nesnelerin insanlar tarafından birbirlerine bağlı olarak algılanmasıdır.
Şekil 3. Benzerlik ilkesi
Birbirine uzaklık olarak yakın olan
nesnelerin birlikte gruplanması ilkesi
yakınlıktır. Bu ilkeye göre birbirine
yakın iki ya da üç nesne birlikte algılanmaktadır.
| 86
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Şekil 4. Yakınlık ilkesi
Aradaki boşluğun az olmasıyla birlikte nesnelerin birbirine yakın oluşu bir nesnenin ya da
bir çizginin diğerinin devamı olarak algılanması devamlılık ilkesidir.
Şekil 5. Devamlılık ilkesi
Henüz tamamlanmayan şekillerin ya da çizgilerin
insanların beyninde tamamlanmış olarak algılandığı fikrinden yola çıkan ilke tamamlama ilkesidir.
Şekil 6. Tamamlama ilkesi
Şekil-zemin ilişkisinde üstüste binen iki şekilden daha küçük olan nesne şekil olarak düşünülürken daha büyük ise zemin olarak algılanmaktadır.
Şekil 7. Şekil-zemin ilkesi
Simetri ilkesinde birbirinden bağımsız nesnelerin
aynı şekilde hizalandıklarında birbirine bağlı tek bir
nesne olarak algılandıkları vurgulanmaktadır.
Şekil 8. Simetri ilkesi
87 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Simge Kullanımı
Başarılı arayüz tasarımları için kullanıcının ilk baktığında tanıyacağı simgelerin kullanımı her ne kadar amaçlanan bir durum olsa da bu kolay
değildir. Çünkü bir çok uygulama kullanıcılar tarafından zaman zaman
tercih edilmektedir (Rosenbaum ve Bugental, 1998). Uçar (2004) simgeyi
evrenselleşmiş sessiz bir dil olarak tanımlamakta ve belirli bir nesnek olayın ya da olgunun düşünsel kaynaklı bir kavram ya da kavramın kendi açılım ve çağrışımlarıyla doğacağını savunmaktadır. Simgeler yalın bir anlatıma sahip olmaları nedeniyle insanlar için aynı nesne ya da kavramı tasvir
etmektedirler. Resimsel özelliklerin soyut hale gelmesi ve sembolleşmesiyle
zaman içerisinde yazılı ifadelerde resim ve yazının iç içe kullanılması özgün bir yapıya evrilmiştir. Aşağıdaki “2” rakamı bir simgedir. İki şeklinin
çift nesneye atıfta bulunması için bir neden olmamakla birlikte simgenin
şekli itibariyle de böyle bir amacı taşıdığı söylenemez. Bu nedenle rakamlar simgedir. Roma rakamı ile yazılan “II” ise görüntüsel gösterge olması
açısından tek tek biri ve dolayısıla da ikiyi göstermektedir (Hancı, 2008).
Ortaya çıkışı oldukça eski olan simgeler konusunda
Çin uygarlığı oldukça fazla mesafe katetmiştir. Modern anlamdaki simgelerin ilk versiyonu ise Mallerme tarafından denenmiştir. Mallerme şiirlerinde
yoğun olarak simgeler kullanmış ve bu simgeler
anlatımın yerini almıştır. Gündelik hayatta sık sık
karşımıza çıkan simgeler trafik levhalarından, halka
açık alanlardaki reklamlara hatta insanların kenŞekil 9. Rakam
dilerini ifade etmekte bir araç olarak kullanıdıkları
dövmelere kadar birçok alanda kullanılmaktadır (Yanar, 2004). Eraslan
(2013) imgelerin asıl dünyayı değil seçilmiş dünyayı gösterdiğini ve gösterilenin gerçeğin temsilleri olduğunu savunmakta retinada oluşan imge ile
ekranda oluşan imge arasındaki farkı da bu sav üzerine inşa etmektedir.
Retinada oluşan imgelerin insan duyusu tarafından diğerinin ise teknoloji
tarafından üretildiğini insan duyusuda oluşan kavramın gerçeklik, ekranda oluşan kavramın ise temsili olduğunu eklemektedir. René Magritte
çalışmalarında temsil ve gerçeklik hakkında sorgulamalar yapmıştır. Bir
| 88
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
çalışmasında piponun görsel göstergesini çizerek tablonun altına “Bu Bir
Pipo Değildir (Ceci n’est pas une pipe)” yazarak bunun bir pipo olmadığını sadece piponun resmi, temsili olduğunu belirtmiştir (Batu, 2014).
Şekil 10.
René Magritte,
İmgelerin
İhaneti, 1928.
Tasarımlarda semboller organizasyon isimlerinin de yer aldığı logolardan farklı olarak kullanılmakta ve genellikle logodan daha yoğun bir
şekilde yer almaktadırlar. Semboller doğru kullanıldıklarında iletişimin
önemli bir unsurudur (Laundy ve Vignelli, 1980).
Renk Kullanımı
Renk kullanımı görsel kimlik yaratım sürecinde önemli bir aktördür. Logoda kullanılan bir rengin tasarımda da kullanılması bu tasarım için artan
bir tutarlılık yaratmaktadır. Birbirleriyle kolay ilişki kurulabilen renkleri
kullanmak tasarımlarda güçlü bir yan oluşturmaktadır (Laundy ve Vignelli, 1980). Renk kullanımı görsel tasarım açısından önemli bir enstrümandır. Renk kullanımı tasarımda kullanılan diğer bileşenlerin görüntülenmesini etkilemektedir. Bu nedenle renk ve renk tonlarının kullanımı dikkatli
analizler ve kullanım amacına uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Yanlış
renk ve ton seçiminde aktarılmak istenen mesaj okuyucuya hatasız ve doğru bir şekilde gönderilememektedir. Bu nedenle tasarımın içeriğine göre
sıcak ve soğuk renk tercihi doğru düzlemde yapılmalıdır. Çocuklar için
yaratılan tasarımlarda sıcak renk kullanımı doğru bir hamle iken yetişkinler
için soğuk renklerin tercih edildikleri görülmektedir. Ayrıca renk kullanımı
89 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
tipografik açıdan da verilmek istenen mesajı desteklemektedir (Kuzu ve
Ceylan, 2010). Renk kullanımının okuma hızı ve anlama üzerinde etkisi
bulunmaktadır. Buna ek olarak renk kombinasyonu tercihinin algılanan
görüntü kalitesi üzerinde de etkilidir. Siyah-beyaz kombinasyonu kullanım
açısından daha etkilidir. Bununla birlikte Beyaz/Mavi kombinasyonu hız,
kavrama ve algılanan görüntü kalitesi açısından etkilidir (Ramadan, 2011).
Işıkla birlikte varolan renklerin insanların üzerinde değişik duygular uyandırdıkları bilinmektedir. Uyarıcı olan sıcak renklerin aksine soğuk renkler gevşeticidir. Her rengin bir duyguyu yansıttığı göz önüne alındığında
tasarım yapılırken renk seçiminde rengin bulunduğu kültürdeki karşılığı,
hedef kitlenin renk tercihi, firmanın ya da ürünün karakteri ve kişiliği ve
tasarımdaki yaklaşım biçimi gibi unsurlara dikkat edilmelidir (Özdemir,
2011). Renk kullanımının bir boyutu olan konstrast zıtlık ifade etmekte
ve tasarımda dengeleyici bir rol oynamaktadır. Kontrast tasarım boyutuyla
renk değerlerini ya da diğer nitelikler açısından öğeler arasındaki karşıtlığı
ifade etmektedir. Bunların yanı sıra tasarımda vurgu yapmak için, hareket
ve ritm katmak için de contrast kullanılmaktadır (Hancı, 2008).
Kültür
Kırmızı
Mavi
Yeşil
Sarı
Beyaz
ABD,
Avrupa
Tehlike
Yiğitlik,
Tatlı, Sakin,
Otorite
Emniyet,
Güven,
Ekşi
Uyarma,
Korkaklık
Saflık
Fransa
Asalet
Özgürlük,
Barış
Suçluluk
Hazırlayıcı
Tarafsızlık
Mısır,
Arap
Ulusları
Ölüm
Erdem,
İnanç,
Gerçek
Verimlilik,
Güç
Mutluluk,
Refah, Varlık
Sevinç
Hindistan
Yaşam,
Yaratıcılık
Refah,
Varlık,
Verimlilik
Başarı
Ölüm,
Temizlik
Japon
Öfke,
Tehlike
Utanç,
Aşağılık
Gelecek,
Gençlik,
Enerji
Zarafet,
İtibar, Asalet,
Çocuksu, Neşeli
Ölüm
Çin
Mutluluk,
Keyif,
Kutlama
Gökyüzü,
Bulut
Hanedan,
Krala Ait,
Onur
Doğum,
Zenginlik,
Kuvvet, Güç
Şekil 11. Farklı Toplumların Değer Yargılarına Göre Renklerin Anlamları
| 90
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Renk kullanımı tasarımın başarısında içerik ve gezinti kadar önemli bir
yer tutmaktadır. Buna ek olarak renk kullanımı tasarımın etkili bir bileşendir. Tasarıma kattığı görsel çekicilik yanında hedeflenen kitleye gönderdiği mesaj için de önemli bir enstrümandır (Karataş, 2003). Renkler
sessiz bir dil yaratmakta ve iletişime yeni bir boyut kazandırmaktadır.
Buna ek olarak sessiz iletişimin de bir parçasıdır (Şeref, 2015).
YÖNTEM
Çalışma Grubu
Bu araştırmanın çalışma grubunu, İstanbu ili sınırları içerisinde yer
alan %45,05’i devlet, %54,95’i vakıf üniversitesinde olmak üzere
araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, yardımcı doçent doktor, doçent
doktor ve profesor doktor akademik ünvanlarına sahip 30 kişi oluşturmaktadır. Katılımcıların %42,9’unu Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde görev yapan akademisyenler, %33’ünü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nde görev yapan akademisyenler, %12,05’ini İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sanat ve Tasarım
Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü’nde görev yapan akademisyenler ve %12,05’ini de Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler
Fakültesi Görsel Sanatlar ve İletişim Tasarımı Bölümü’nde görev yapan
akademisyenler oluşturmaktadır.
Veri Toplama Aracı
Çalışamada verilerin toplanması için araştırmacılar tarafından amaca
yönelik olarak geliştirilen “Ulusal gazetelerin mobil uygulamalarının
arayüz tasarımlarının değerlendirilmesi ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek
üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kullanıcıların demografik
özelliklerinin yer aldığı sorular, ikinci bölümde kullanıcıların mobil uygulamalara olan yaklaşımlarının belirlenmesinin amaçlandığı sorularla
birlikte üçüncü ve son bölümde kullanılan mobil gazete uygulamasına
yönelik sorular yer almaktadır. Ulusal gazetelerin mobil uygulamaları91 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
nın arayüz tasarımlarının değerlendirilmesi ölçeğinin geliştirilmesinde
izlenen aşamalar şu şekilde özetlenmiştir: Ölçek geliştirilirken öncelikle
literatür taraması yapılmış bu tarama çalışmalarında ulusal ve uluslararası alanda konu ile bağlantılı olarak hazırlanan yüksek lisans ve doktora tezleri, yine ulusal ve uluslararası makaleler, kitaplardan yararlanılmıştır. Taslak olarak hazırlanan ölçek “tipografi” ve “sayfa düzeni”,
“renk kullanımı” ve “simge kullanımı” olarak dört başlığa ayrılmış ve
taramalarda tespit edilen ögelerin ilgili başlıklar altında toplanmasıyla
bu taslak ortaya çıkmıştır. Ortaya konulan 43 soruluk taslak alanında
uzman kişilerin kontrolüne sunulmuştur. Uzmanlardan gelen geribildirimlerle “Ulusal Gazetelerin Arayüzlerinin Değerlendirilmesi Ölçeği” oluşturmuştur.
Veri Toplama Yöntemi
Veri toplama aracı olarak kullanılan ölçek Google Docs aracılığıyla
elektronik ortama taşınmış ve akademisyenlerin okul web sayfalarındaki e-mail adreslerine gönderilmiştir. Alınan cevapların teyit edilmesi
amacıyla akademisyenlerle telefonda görüşülerek veri toplama işlemi
tamamlanmıştır.
Veri Analizi
Çalışmada kullanılan ölçek aracılığıyla elde edilen bilgiler SPSS istatistik programının 18.0 sürümüyle analiz edilmiştir. Ankette yer alan sorular 0,05 anlamlılık düzeyi kullanılarak frekans ve yüzde değeri alınarak değişken ortalamalarına göre değerlendirmeler yapılmıştır. Analiz
yapılırken 5’li likert ölçeği 3’lü likert ölçeğine indirilmiş ve ortalaması
1-2,33 aralığıda bulunan sorular için “Katılmıyorum” ifadesi kullanılırken 2,34-3,66 aralığı “Kararsızım” ifadesini karşılamakta, 3,67-5
aralığı da “Katılıyorum” ifadesine karşıklık gelmektedir1.
1 Bu derecelendirme için Taşkın, Demireli ve Cingöz’ün Yüksek Öğretimde Hizmet Kalitesinin Müşteri Memnuniyetine Etkisi Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Bir
Uygulama başlıklı çalışması referans alınmıştır.
| 92
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
BULGULAR
Tablo 3: Cinsiyete Ait Sonuçlar
Cinsiyetiniz?
Frekans
Yüzde
Erkek
12
40,0
Kadın
18
60,0
Toplam
30
100,0
Araştırmaya katılan 30 kişinin 12’si yani %40’ı erkeklerden oluşurken
18’i yani %60’ı kadınlardan oluşmaktadır.
Tablo 4: Yaşa Ait Sonuçlar
Yaşınız?
Frekans
Yüzde
25-30
5
16,7
31-36
8
26,7
37-42
7
23,3
43-48
5
16,7
49-54
4
13,3
55+
1
3,3
Toplam
30
100,0
Araştırmaya katılanlardan %16,7 si 25-30 yaş aralığında iken 31-36
yaş aralığında olanların oranı %26,7, 37-42 yaş aralığında olanlar
%23,3, 43-48 yaş aralığında olanlar %16,7, 49-54 yaş arasındaki katılımcılar %13,3’lük dilimi oluştururken 55 ve üzerinde olan katılımcılar ise %3,3’tür.
93 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Tablo 5: Ünvana Ait Sonuçlar
Unvanınız?
Frekans
Yüzde
Arş. Gör.
11
36,7
Öğr. Gör.
7
23,3
Yrd.Doc.Dr
9
30,0
Doc.Dr
3
10,0
Toplam
30
100,0
Tablo 5’te çalışmaya katılan 30 kişinin 11’inin Arş. Gör. ünvanına sahip olduğu görülürken 7 kişinin Öğr. Gör, 9 kişinin Yrd. Doç. Dr ve
son olarak da 3 kişinin Doç. Dr. ünvanına sahip olduğu görülmektedir.
Tablo 6: Mobil Cihaz İşletim Sistemi
Mobil cihazınız hangi işletim sistemini kullanmaktadır?
Android
Frekans
Yüzde
15
50,0
iOS
15
50,0
Toplam
30
100,0
Tablo 6’da çalışmaya katılanlardan 15’inin mobil cihazlarının Android
işletim sistemi kullanırken geriye kalan 15’inin ise iOS işletim sistemini kullanan cihazlara sahip olduğu görülmektedir.
Tablo 7: En Çok Kullanılan Uygulamalar
En çok hangi tür uygulamaları kullanıyorsunuz?
Frekans
Yüzde
Mesajlaşma ve Sosyal Medya
20
66,7
Üretkenlik Uygulamaları
6
20,0
Müzik, Medya ve Eğlence
2
6,7
Oyun
2
6,7
Toplam
30
100,0
| 94
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Tablo 7’de çalışmaya katılanların %66,7’sinin mobil cihazlarında en
çok mesajlaşma ve sosyal medya uygulamalarının kullandığı görülürken bu uygulamayı sırasıyla %6 ile üretkenlik uygulamaları, %6,7 ile
müzik, medya ve eğlence uygulamaları takip ederken son olarak oyun
uygulamalarını kullananların oranı %6,7 olarak belirlenmiştir.
Tablo 8: En Çok Kullanılan Mobil Gazete Uygulamaları
En çok kullandığınız mobil gazete uygulamasını seçiniz.
Frekans
Yüzde
Bugün
1
3,3
Cumhuriyet
4
13,3
HaberTürk
2
6,7
Hürriyet
15
50,0
Milliyet
3
10,0
Sabah
2
6,7
Sözcü
3
10,0
Toplam
30
100,0
Araştırmaya katılanlardan %50’lik biro ran yani 15 kişi Hürriyet gazetesinin uygulamasını yoğun olarak kullanırken bu oranı sırasıyla
%13,3’lük dilimle Cumhuriyet gazetesi, %10 ile Milliyet ve Sözcü gazetesi, %6,7’lik dilimle Sabah ve HaberTürk gazeteleri takip ederken
%3,3’lük dilimle son sırada Bugün gazetesi yer almaktadır.
Tablo 9: İndirilen Mobil Uygulama Sayıları
Mobil cihazınıza mevcut uygulamalar haricinde kaç tane uygulama indirdiniz?
Frekans
Yüzde
1 ile 3 arası
1
3,3
4 ile 6 arası
3
10,0
7 ile 9 arası
4
13,3
10 ve üzeri
22
73,3
Toplam
30
100,0
95 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Çalışamaya katılan 30 kişiden 22’si mobil cihazına mevcut uygulamalar haricinde 10 ve üzeri uygulama yüklerken, 7 ile 9 arası uygulama
yükleyen 4 kişi, 4 ile 6 arasında uygulama yükleyenler 3 kişi ve son
olarak 1 ile 3 arasında uygulama yükleyen 1 kişidir.
Tablo 10: Basılı Gazete Okuma Oranları
Hangi sıklıkla basılı gazete okuyorsunuz?
Frekans
Yüzde
Her gün
10
33,3
3 günde bir
3
10,0
Haftada bir
4
13,3
15 günde bir
1
3,3
Ayda bir
4
13,3
Hiç
8
26,7
Toplam
30
100,0
Tablo 10’da çalışmaya katılan 30 kişiden 10’unun hergün basılı gazete
okuduğu gözlemlenirken 3 kişinin 3 günde bir basılı gazete okuduğu,
4 kişinin haftada bir, 1 kişinin 15 günde bir ve 4 kişinin de ayda bir
basılı gazete okuduğu anlaşılmaktadır. Hiç basılı gazete okumayanların
oranı ise %26,7 ile 8 kişiye karşılık gelmektedir.
Tablo 11: Masaüstü Bilgisayardan Gazete Okuma Oranları
Hangi sıklıkla masaüstü bilgisayardan gazete okuyorsunuz?
Frekans
Yüzde
Her gün
19
63,3
3 günde bir
5
16,7
Haftada bir
2
6,7
15 günde bir
2
6,7
Hiç
2
6,7
Toplam
30
100,0
| 96
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Araştırmaya katılanlardan 19 kişi hergün masaüstü bilgisayardan gazete okumaktayken 5 kişi 3 günde bir, 2 kişi haftada bir, 2 kişi 15 günde
bir masaüstü bilgisayardan gazete okumaktadır. 2 kişi ise masaüstü bilgisayardan hiç gazete okumadığını belirtmiştir.
Tablo 12: Dizüstü Bilgisayardan Gazete Okuma Oranları
Hangi sıklıkla dizüstü bilgisayardan gazete okuyorsunuz?
Frekans
Yüzde
Her gün
16
53,3
3 günde bir
7
23,3
Hiç
7
23,3
Toplam
30
100,0
Tablo 12’de araştırmaya katılan 16 kişinin hergün dizüstü bilgisayardan gazete okuduğu anlaşılırken, 7 kişi üçgünde bir okumaktadır. 7
kişi ise dizüstü bilgisayardan gazete okumadığını belirtmiştir.
Tablo 13: Mobil Uygulama Olmadan Web Arayüzüyle Gazete Okuma Oranları
Hangi sıklıkla cep telefonu ya da mobil cihazınıza indirdiğiniz bir uygulama
olmadan web arayüzüyle gazete okuyorsunuz?
Frekans
Yüzde
Her gün
14
46,7
3 günde bir
4
13,3
Haftada bir
5
16,7
15 günde bir
1
3,3
Hiç
6
20,0
Toplam
30
100,0
Araştırmaya katılan 30 kişiden %46,7’si hergün bir uygulama olmadan web arayüzüyle gazete okuduğunu belirtirken %13,3’ü 3 günde
bir, %16,7’si haftada bir okurken %3,3’ü 15 günde bir okumaktadır.
%20’lik bir oran ise mobil uygulama olmadan web arayüzüyle gazete
okumadığını belirtmiştir.
97 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Tablo 15: Mobil Aracılığıyla Gazete Okuma Oranları
Hangi sıklıkla indirdiğiniz mobil uygulama aracılığıyla gazete okuyorsunuz?
Frekans
Yüzde
Her gün
22
73,3
3 günde bir
3
10,0
Haftada bir
5
16,7
Toplam
30
100,0
Tablo 15’de çalışmaya katılanların %73,3’ü hergün mobil uygulama aracılığıyla gazete okuduğunu belirtirken, %16,7’lik bir dilim haftada bir
kez okuduğunu belirtmiştir bununla birlikte %10’luk bir dilim ise 3 günde bir kere mobil uygulama aracılığıyla gazete okuduğunu belirtmiştir.
Kararsızım
Katılıyorum
Kesinlikle
Katılıyorum
8
5
14
3
Yüzde
0
Frekans
0
Yüzde
0
Başlıklar net ve uygun
tipografik farklılıklar
barındırmaktadır.
Frekans
0
Yüzde
Tercih edilen yazı
tipinin okunabilirliği
yüksektir.
Frekans
2
Harflerin espası yeterli
ölçüdedir.
| 98
Yüzde
26,7 16,7 46,7 10,0
7
5
15
3
23,3 16,7 50,0 10,0
5
11
9
5
16,7 36,7 30,0 16,7
4
14
7
3
6,7 13,3 46,7 23,3 10,0
Std. Deviation
Katılmıyorum
0
Satır arası boşluklar
yeterli ölçüdedir.
Mean
Kesinlikle
Katılmıyorum
Frekans
Tablo 16: Tipografik Özelliklere Ait Sonuçlar
3,40 1,003
3,47 ,973
3,47 ,973
3,17 1,020
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Majiskül ve miniskül
harf dengesi yeterli
düzeydedir.
Birden fazla yazı tipi
ailesi kullanılmıştır.
Frekans
0
Yüzde
0
Frekans
2
Yüzde
Frekans
0
Yüzde
0
Metinsel içeriklerde
vurgu öğeleri net ve
belirgin olarak ayırt
edilebilmektedir.
Frekans
0
Yüzde
0
Frekans
3
Uygulama genelinde
yazı tipi hizalaması
tutarlıdır.
Yüzde
Frekans
Yüzde
14
7
3
20,0 46,7 23,3 10,0
8
11
8
1
6,7 26,7 36,7 26,7 3,3
Bir yazı tipi ailesinin
birden fazla üyesi
kullanılmıştır.
Tercih edilen yazı tipi
ölçüleri yeterlidir.
6
7
11
10
2
23,3 36,7 33,3 6,7
9
5
16
30,0 16,7 53,3
5
9
11
0
,0
2
10,0 16,7 30,0 36,7 6,7
3
3
9
13
2
10,0 10,0 30,0 43,3 6,7
3,23 ,898
2,93 ,980
3,23 ,898
3,23 ,898
3,13 1,106
3,27 1,081
Tablo 3’te yer alan tipografik özelliklere ait sorulara verilen cevapların ağırlıklı ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız
kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların harflerin
espası (boşlukları) yeterli ölçüdedir sorusu ile başlıklar net ve uygun
tipografik farklılıklar barındırmaktadır sorusuna verdikleri cevapların ağırlıklı ortalamalarının yüksek olduğu dikkat çekerken birden
fazla yazı tipi ailesi kullanılmıştır sorusunun ağırlık ortalaması daha
düşüktür.
99 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Metin - görsel içerik
dengesi orantılıdır.
Yüzde
Frekans
Yüzde
Katılıyorum
Kesinlikle
Katılıyorum
10
6
12
1
Std. Deviation
Kararsızım
1
Mean
Katılmıyorum
Frekans
Kesinlikle
Katılmıyorum
Mobil site içerisindeki
sayfalar arasında
bütünlük vardır.
Tablo 17: Sayfa Düzenine Ait Sonuçlar
3,07 1,015
3,3 33,3 20,0 40,0 3,3
1
7
11
11
3,3 23,3 36,7 36,7
0
3,07 ,868
,0
4
5
10 10
1 2,97 1,098
Sayfa içerisinde yeterli Frekans
düzeyde negatif alanlar
mevcuttur.
Yüzde
13,3 16,7 33,3 33,3 3,3
Sayfa içinde
navigasyona ulaşım
kolaydır ve istenilen
tüm yönlendirmeler
mevcuttur.
Frekans
Yüzde
Navigasyon yapısı önem Frekans
derecesine göre farklı
bölümlere bölünmüştür. Yüzde
Sayfa içinde arama
fonksiyonuna erişim
kolaydır.
Frekans
Yüzde
Farklı amaçlı sayfaların Frekans
(resim galerisi, içerik
detay vb) sayfa düzeni
Yüzde
karakteristiktir.
| 100
1
5
11
11
2
3,27 ,944
3,3 16,7 36,7 36,7 6,7
1
9
11
9
3,3 30,0 36,7 30,0
3
5
13
9
10,0 16,7 43,3 30,0
0
,0
8
12
9
0
2,93 ,868
,0
0
2,93 ,944
,0
1
26,7 40,0 30,0 3,3
3,10 ,845
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Simetrik bir sayfa
düzeni hazırlanmıştır.
Asimetrik bir sayfa
düzeni hazırlanmıştır.
Frekans
Yüzde
Frekans
3
Yüzde
12
12
6
40,0 40,0 20,0
7
13
7
10,0 23,3 43,3 23,3
0
2,80 ,761
0
0
2,40 1,329
0
Tablo 4’te yer alan sayfa düzenine ait sorulara verilen cevapların ağırlıklı
ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların sayfa içinde navigasyona ulaşım
kolaydır ve istenilen tüm yönlendirmeler mevcuttur sorusuna verdikleri cevapların ağırlıklı ortalamalarının yüksek olduğu dikkat çekerken asimetrik
bir sayfa düzeni hazırlanmıştır sorusunun ağırlık ortalaması daha düşüktür.
Katılıyorum
Kesinlikle
Katılıyorum
0
9
11
8
2
Yüzde
0
Frekans
Yüzde
Simgelerin alanları net Frekans
olarak belirtilmiştir.
Gerekli negatif alanlara
Yüzde
sahiptir.
1
30,0 36,7 26,7 6,7
7
14
7
2
23,3 46,7 23,3 6,7
8
15
4
2
3,3 26,7 50,0 13,3 6,7
Std. Deviation
Kararsızım
Frekans
Mean
Katılmıyorum
Simge boyutları sayfa
bütünü ile dengelidir.
Kesinlikle
Katılmıyorum
Kullanılan simgeler
aynı ailenin üyesidir.
Simgeler arasında
uyumsuzluk yoktur.
Tablo 18: Simge Kullanımına Ait Sonuçlar
3,10 ,923
3,13 ,860
2,93 ,907
101 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Simgelerde birden
fazla vurgu öğesi
barındırmaz. (renk,
gölge, ışık vb
Frekans
Yüzde
3
6
12
7
2
10,0 20,0 40,0 23,3 6,7
2,97 1,066
Tablo 5’te yer alan simge kullanımına ait sorulara verilen cevapların
ağırlıklı ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların kullanılan simgeler
aynı ailenin üyesidir. Simgeler arasında uyumsuzluk yoktur sorusuna
verdikleri cevapların ağırlıklı ortalamalarının yüksek olduğu dikkat çekerken simgelerin alanları net olarak belirtilmiştir, gerekli negatif alanlara sahiptir sorusunun ağırlık ortalaması daha düşüktür.
Katılıyorum
Kesinlikle
Katılıyorum
9
7
11
3
Yüzde
Tercih edilen renkler
aynı palet üzerinden
seçilmiştir.
Frekans
2
2 veya 3 tane ana renk
mevcuttur. Yardımcı
renkler ana renklerin
farklı tonlarıdır.
Frekans
Renk kontrastı yeterli
düzeydedir.
| 102
Yüzde
Yüzde
Frekans
Yüzde
30,0 23,3 36,7 10,0
4
17
7
6,7 13,3 56,7 23,3
2
4
12
11
0
,0
1
6,7 13,3 40,0 36,7 3,3
2
7
14
6
1
6,7 23,3 46,7 20,0 3,3
Std. Deviation
Kararsızım
Mean
Katılmıyorum
Frekans
Tercih edilen renkler
kurumsal kimlik ile
ilişkilidir.
Kesinlikle
Katılmıyorum
Tablo 19: Renk Kullanımına Ait Sonuçlar
3,27 1,015
2,97 ,809
3,17 ,950
2,90 ,923
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Metinsel içeriklerde
tercih edilen renk
okunabilirlik için
uygundur.
Frekans
Yüzde
Aksiyon isteyen öğeler Frekans
için özel bir renk
belirlenmiş ve bu rengi
Yüzde
algılamak kolaydır.
Uyarı ve geri bildirimler Frekans
için kullan özel bir renk
dili vardır.
Yüzde
2
5
10
11
2
6,7 16,7 33,3 36,7 6,7
1
9
10
10
3,3 30,0 33,3 33,3
5
17
8
16,7 56,7 26,7
3,20 1,031
2,97 ,890
3,10 ,662
Tablo 6’da yer alan renk kullanımına ait sorulara verilen cevapların
ağırlıklı ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların tercih edilen renkler
kurumsal kimlik ile ilişkilidir. sorusuna verdikleri cevapların ağırlıklı
ortalamanın yüksek olduğu dikkat çekerken renk kontrastı yeterli düzeydedir sorusunun ağırlık ortalaması daha düşüktür.
TARTIŞMA, SONUÇ ve ÖNERİLER
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte 63 m2 yer kaplayan ilk bilgisayarlar
günümüzde ceplerimize ve çantalarımıza girmiştir. Bu baş döndürü hızın önemli kilometre taşlarından olan internetin de hayatımıza girmesiyle artık zaman ve sınır tanımadan bilgi alış verişi yapılmakta, rutin
işler ofis ortamından bağımsız olarak yolda, trafikte, havaalanından
idare edilebilmektekdir. Sosyal hayatta kullanımının yoğun hale gelişiyle birlikte iş dünyası da bilgisayar teknolojilerinin gelişimine kayıtsız
kalamamıştır. Örgütler rutin ofis işlemlerini bu teknoloji yardımıyla
kısa sürede gerçekleştirip maliyetlerde önemli ölçüde düşüş sağlamakta, personel oryantasyon ve kurum içi bilgi güncelleme eğitimleri de
bilgisayar teknolojisi yardımıyla kısa sürede ve düşük maliyetle verilebilmektedir. İş dünyasına yansımalarının ilk akla gelen örneklerini bir
çırpıda bu şekilde sayılabilmektedir. İş dünyasının teknolojiye enteg103 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
rasyon noktasında gösterdiği bu refleksin medya dünyasında da hayat
bulması yadırganmamalıdır. Hergün dünyada ve ülkemizde meydana
gelen sosyal, politik, finansal, magazinsel, sportif bir takım gelişmeleri
okuyucularıyla, dinleyicileriyle, izleyicileriyle paylaşmayı amaçlayan
medya sektörü önce masaüstü bilgisayarlara uygun şekilde altyapısını
oluşturmuş sonrasında notebook ve netbook gibi taşınabilir bilgisayarlarla bu süreci devam ettirmiştir. Taşınabilir bilgisayarların yarattığı devrimin gelişiminin önünü açtığı mobil cihazlar ise teknolojinin
vardığı noktayı gözler önüne sermektedir. Mobil cihazlarla masaüstü
ve taşınabilir bilgisayarlarla bağını koparan modern çağ insanı ergonomik tasarımı ve hafifliğiyle bu cihazları benimsemekte gecikmemiştir.
Böylesine yoğun talep gören teknoloji karşısında medya sektörü de
geleneksel bir yaklaşım ile okuyucuyla buluşan gazeteleri mobil platformlara taşımıştır. Artık ulusal basında faaliyet gösteren gazetelerin
tamamına yakınının mobil uygulamalarının olduğu gözlemlenmektedir. Hatta Radikal gazetesi basılı yayın hayatına son vererek bundan
sonar okuyucularıyla elektronik ortamlarda buluşma kararı almıştır.
Gazeteler okuyucuya sundukları haberlerin önemli bir kısmını haber
ajanslarından temin etmekte bununla birlikte muhabirleri aracılığıyla
da habere ulaşmaya ve ulaştıkları bu haberi okuyucusuyla ilk paylaşan
gazete olmaya çalışmaktadırlar. Habere ulaşma yol ve yöntemleri diğer
gazetelerle hemen hemen aynı olmakta rekabet olarak niteleyebileceğimiz bu süreci başarıyla geçmeyi hedeflemektedirler. Sunulan haberler
ile yönetimi zor olabilecek bu süreç gazetelerin mobil cihazların için
tasarladıkları uygulamalar ile kolay yönetilebilmektedir. İçerik olarak
birbirine çok benzeyen haberleri okuyucuya ulaştırırken kendine has
tasarım çizgileriyle bütünleştiren gazeteler bu mücadelede bir adım
öne çıkacaklardır. Tasarım böylesi hayati bir önem taşımaktadır. Dolayısıyla gazeteler mobil uygulamalarını hem original tasarımlar ile
yapılandırıken okuyucunun habere ulaşmasını, haberi sağlıklı ve tam
olarak anlayabilmesini yönetebilmektedirler. Salt olarak tasarıma yönelecek gazeteler okunurluk ve okunabilirliği göz ardı edecek ortaya
çıkan mükemmel tasarıma karşın okuyucunun ilgisini çekmeyecektir.
Bu çalışmada piyasayı domine eden iki işletim sisteminin Android ve
| 104
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
iOS kullanılan cihazlarda kullanılan ve ulusal basında faaliyet gösteren
gazetelerin mobil uygulamalarının arayüz tasarımları hazırlanan ölçek
çerçevesinde alan uzmanı akademisyenlerin görüşleri alınarak incelenmiştir. Çalışmada “Tipografi”, “Simge Kullanımı”, “Sayfa Düzeni” ve
“Renk Kullanımı” gibi temel tasarım unsurlarından yola çıkarak kullanılan mobil gazete uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Ortaya çıkan sonuç alan uzmanlarının yukarıda sayılan başlıklar hakkında kararsız olduklarını göstermektedir. Önemsenmesi gereken bu
sonuç medya şirketlerine tasarımlarını yaratırken akademik camiadan
yani üniversitelerden destek alınması gerekliliğini belirtme veya böylesi
bir öneriyi sunma noktasında bizleri cesaretlendirmektedir. Bununla
birlikte İstanbul ilinde bulunan iki devlet ve iki vakıf üniversitesinin
güzel sanatlar fakülteleri üzerinde yapılan bu çalışma ülke geneline yayılarak daha genellenebilir sonuçlar elde edilebilecektir.
REFERANSLAR
Akdağ, Ç., T. (2009), Gazete Tasarımında Bilinmeyenler, Erciyes İletişim, 1(1),
28-40.
Akpınar, N. Ş. (2006). An Analysis of the Weekend Supplements of Turkish Daily
Newspapers: From Women’s Pages to Lifestyle Guides, The Degree of Master
of Science, Middle East Technical University, Ankara.
André, J. & Hersch, R., D. (1992). Teaching Digital Typograph, Electronic
Publishing, 5(2), 1-12.
Arslan, A., A. (2010). Üniversitelerin Temel Sanat Eğitimi Dersini Alan Öğrencilerin Derse İlişkin Tutumları, e-Journal of New World Sciences Academy, 5(4), 267-265.
Aydoğan, D. (2013). Türkiye’de Dihital Gazetecilik: HaberTürk ve Hürriyet
Gazeteleri Örneği, The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 3(3), 26-40.
Batu, B. (2014). Sanat Yapıtı ve Dil Arasındaki Bağlantı, İDİL, 3(14), 13-26.
105 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Bevan, N. (1999). ExperienceLab-Usibility Issues in Website Design, Restricted
Commercial, USA.
Beyaznar, B. (2014). Mobil Uygulamalarda İnsan Kaynakları Metrikleri Tasarımı, Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul.
Bilgili, M., İ. (2014). Adaptif Bağlam Bilinçli Mobil Uygulama Geliştirme, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Bilişim Enstitüsü Bilgisayar Bilimleri
Anabilim Dalı, Ankara.
Birsen, H. (2000). Geleneksel Gazete ve Sanal Gazete Ortamlarında Haber Sunumunun Farklılığı Konusunda Bir Araştırma, Anadolu Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Basın ve Yayıncılık Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,
Eskişehir.
Buchanan, C., M. (2014). A More National Reprensentation of Place in Canadian Daily Newspapers, The Canadian Geographer, 54(4), 517-530.
Burt, H. E. (1949). Typography and Readability, Elementary English, 26(4),
212-221.
Çakır, H. (2007). Geleneksel Gazetecilik Karşısında İnternet Gazeteciliği, Sosyal Bilimler Dergisi, 22(1), 123-149.
Çakıroğlu, Ü., Akkan, Y., Çebi, A. (2008). Eğitsel İçerikli Web Sitelerinin
Standardizasyon Kriterlerinin Belirlenmesi ve Uygulanması, Akademik Bilişim 2008, Çanakkale.
Chae, M. & Kim, J. (2003). What’s so Different About the Mobile Internet?,
Communications of the ACM, 46(12), 240-247.
Costa, P., D. (2003). Towards a Services Platform for Context-Aware Applications, Thesis for a Master of Science, University of Twente, Enschede, The
Netherlands
Dursun, F. (2008). Elektronik Ticaret ve 2008 Yılında İnternet Sitesi Üzerinden
Yapılan Alışverişlerde Müşteri Sadakatinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma, Beykent Üniversitesi Fen Bilimleri Esntitüsü, İstanbul.
| 106
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Eraslan, U., R. (2013). Sosyal Medya Her An ve Her Yerde Görünür Olmak,
The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication-TOJDAC,
3(4), 29-37.
Erdal, G. (2009). Çocuk Eğitiminde Tipografi, Akademik Bakış, 18, 1-9.
Eriksson, I., Svensson, J. (2008). How to predict the future of an IT innovation? – Examining Pre-adoption of the e-newspaper. In Proceedings of
IRIS’31, Åre, Sweden, August 10-13.
Gallagher, T. J. & Jacobson, W., S. (1993). The Typography of Enviromental
Impact Statements: Criteria, Evaluation and Public Participation, Environmental Management, (17)1, 99-109.
Gönenç, Ö. (2006). Medyanın Sorunları, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 24, 35-43.
Gürses, E., A. (2006). Kütüphane Web Sitelerinde Kullanılabilirlik ve Kullanılabilirlik İlkelerine Dayalı Tasarım, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Bilgi ve Belge Yönetimi Anabilim Dalı, Ankara.
Hancı, H. (2008). Göstergebilimin Grafik Tasarım Dersi Alan Öğrenciler Üzerindeki Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resim-İş Öğretmenliği, Ankara.
Henriksson, S., Lindqvist, M., Söderblom, M. (2006). E-newspaper Navigation – Designing navigational aids for a new electronic medium, Proceedings
of the 29th IRIS, Denmark
Hughes, L. E. & Wilkins, A., J. (2000). Typographt in Children’s Reading
Schemes May be Suboptimal: Evidence from Measures of Reading Rate,
Journal of Resarch in Reading, 23(3), 314-324.
Ihlström, C., Åkesson, M.,Nordqvist, S. (2004). From Print to Web to e-paper
- the challenge of designing the e-newspaper. In Proceedings of ICCC 8th
International Conference on Electronic Publishing, ELPUB, Brasilia.
Ihlström, C. & Henfridson, O. (2005). Online Newspaper in Scandinavia: A
107 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Longitudinal Study of Genre Change and Interdependency. IT & People,
18(2), 172-192.
İstek, R. (2005). Görsel İletişimde Tipografi ve Sayfa Düzeni, Pusula Yayınları,
İstanbul.
Jospeh, C., Muthusamy, C., Michael, A., S., Telejan, D., S., D. (2013). Strategies Applied in SMS: An Analysis on SMS Column in The Star Newspaper,
Asian Social Science, 9 (15), 8-13.
Karademirci, O. (2008). Anlamsal Web Teknikleri Kullanarak GPS Tabanlı Bağlam Bilinçli Mobil Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar Mühendisliği, Ankara.
Karakaya, M. (2013). Bir Bakışta Türk Medyası, T.C.Başbakanlık Basın-Yayın
ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Ankara.
Karataş, S. (2003). Öğretim Amaçlı Web Sayfası Tasarımında Renk Kullanımı, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23(2), 139-148.
Kaya, H. (2010). GPS Kullanan Web Servis Tabanlı Uyarlanabilir Mobil Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar Mühendisliği, Ankara.
Kuzu, E. & Ceylan, B. (2010). Typographic Properties of Online Learning
Environments for Adults, Procedia Social and Behavioral Sciences, 9, 879883.
Laundy, P. & Vignelli, M. (1980). Graphic Design for Non-Profit Organizations,
The American Institute of Graphic Arts, New York.
LeBourgeois, F. & Emptoz, H. (1999). Document Anlaysis in Gray Level and
Typography Extraction Using Character Pattern Redundancies, ICDAR
‘99. Proceedings of the Fifth International Conference on, 177-180.
Legge, G., E., & Bigelow, C., A. (2011). Does Print Size Matter for Reading?
A Review of Findings from Vision Science and Typograph, Journal of Vision, 11(5), 1-22.
Lynch, P.J. & Horton, S. 1999. Web Style guide: Basic Design Principles for
| 108
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Creatin Web Sites, Yale University Press, New Haven.
Lyytinen, K. & Yoo, Y. (2002). Research Commentary: The Next Wave of
Nomadic Computing, Information System Resarch, 13(4), 377-388.
Malone, H., T. (1953). The Weekly Atlanta Intelligencer as a Seccessionist
Journal, The Georgia Historical Quarterly, 37(4), 278-286.
Mills, T., F. (1981). Preserving Yesterday’s News for Today’s Historian: A Brief
History of Newspaper Preservation, Bibliography and Indexing, The Journal of Library History, 16(3), 463-487.
Myung, R. (2003). Conjoint Analysis as a New Methodology for Korean Typography Guidline in Web Environment, International Journal of Industrial Ergonomics, 32, 341-348.
Namlı, Ç. (2010). Mobil Uygulama Kullanılabilirliğin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Endüstri Mühendisliği, İstanbul.
Öktem, M. G., (2001). Türkiye’de Fikir Gazeteciliğinde Değişim: Cumhuriyet
ve Radikal Gazetelerinin Karşılaştırılması, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
Özdemir, F. (2011). Popüler Müzik Albüm Kapaklarının Tasarım Sorunları,
İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, 1(1), 115-123.
Park, R., E. (1923). The Natural History of the Newspaper, American Journal
of Sociology, 23(3), 273-289.
Pillai, M.,P. (1993). Management of Newspaper Industry in Kerala with Special
Reference to Marketing, Cochin University of Science and Technology Doctor of Philosophy, Kerala.
Rahman, M. (2009). Free Newspaper-The Case Analysis of Bangladesh, Master
Thesis in Business Administration, Blekinge Institute of Technology School of Management, Sweden.
Rahman, M. (2014). Learning Feature Writing: Experiences from The Daily Star,
Brac University Degree of Master, Bangladesh.
109 |
Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi
Ramadan, M., Z. (2011). Evaluating College Students’ Performance of Arabic Typface Style, Font Size, Page Layout and Foreground/Background
Color Combinations of E-Book Materials, Journal of King Saud University-Engineering Sciences, 23, 89-100.
Rosenbaum, S. & Bugental, J. (1998). Measuring the Success of Visual Communication in User Interfaces, Society for Technical Communicator’s Technical Communication, 45(4), 1-18.
Saeyang, J. (2014). A Comparative Study on News Literacy of College Students
Between Online and Newspaper News, Master of Art Thesis, Chinese Culture University College of Journalism and Communication, China.
Samirhanova, O. (2009). A Glimpse of Journalism, Hrodna State University,
Phd Thesis, Grodno.
Savio, N. & Braiterman, J. (2007). Design Sketch: The Context of Mobile
Interaction, Mobil HCI 2007, Singapore.
Scharpf, L., G. (2006). Print and Online Cultures in the Modern Newspaper, A
Major Qualifying Project Submitted to the faculty of Worcester Polytechnic Institute in partial fulfillment of the requirements for the Degree of
Bachelor of Science, Massachusetts
Schmidt, K., E., Bauerly, M., Liu, Y., Srdiharam, S. (2003). Wep Page Aesthetics and Performance: A Survey and an Experimental Study, Proceedings of
the 8th Annual International Conference on Industrial Engineering – Theory,
Applications and Practice, Las Vegas, Nevada, USA.
Şeker, M. (2006). Sayfa Düzeni Ekollerinin Estetistik ve İçeriğe Etkileri –Hürriyet, Star ve Zaman Gazeteleri Örneği-, Selçuk İletişim, 4(2), 30-40.
Şeref, G. (2015). Using Typography and Colour in Packing Design, Global
Journal on Humanites&Social Sciences, 1, 521-526.
Sırma, N., S. (2007). Türk Basın İşletmelerinde Teknoloji Kullanımının Gelişimi
ve Teknoloji Kullanımında Hürriyet ve Zaman Gazetelerinin Karşılaştırmalı
Olarak İncelenmesi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı Basın Ekonomisi ve İşletmeciliği Bilim Dalı,
| 110
Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Skripeland, L. (2012). News Quality and the Internet: An Economic Analysis,
Thesis for degree Master of Economics Theory and Econometrics University of Oslo, Oslo.
Smith, K. (2004). Perception and the Newspaper Page: A Critical Analysis,
Handbook of Visual Comminication Theory, Methods, and Media, In:
Smith, K., Moriarty, S., Barbatsiz, G., Kenny, K. (ed.), Chapter 5, US:
Lawrence Erlbaum Associates Inc. New Jersey.
Svensson, J. & Hakeröd, J. (2006). Desing of Navigational Support for Task
Oriented Reading in E-Newspapers, Proceedings of the 29th IRIS.
Teng, C. & Helps, R. (2010). Mobile Application Development: Essential New
Directions for IT, School of Technology, Brigham Young University.
Thangaraj, J. (2004). Fascinating fonts; Is the power of typography a marketing myth? PRism 2, 4(3), 5-25.
Tokgöz, O. (2003). Temel Gazetecilik, İmge Kitabevi, Ankara.
Uçar, T., F. (2004). Görsel İletişim ve Grafik Tasarım, İnkılap Kitapevi, İstanbul.
Uztuğ, F. (2006). Halkla İlişkilerde Uygulama Teknikleri, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, Eskişehir.
Wilkins, A., Cleace, R., Grayson, N., Wilson, L. (2009). Typography for
Children May be Innapproriately Designed, Journal of Research in Reading, 32(4), 402-412.
Yahşi, İ.& Keleş H. (2013). Tarih Öğretiminde Gazete Kullanımının Çok
Perspektifliğe Etkisi, Kastamonu Eğitim Dergisi, 21(2), 693-710.
Yanar, I. (2004). Televizyon Reklamlarında Simge ve Fenomen, Yüksek Lisans
Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon.
Yoo, S. & Jin, J. (2004). Evaluation of the Home Page of the Top 100 University Websites, Proceedings of the Academy of Information and Management
Sciences, 8(2), 57-60.
111 |
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
Sosyal Medya Pazarlama
Sürecinde Duygu Analizi:
Bir Twitter Uygulaması
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ*
Bahadır AKTAŞ**
Onur BALKANLI***
Özet
Sosyal medya hayatın her alanında kullanılan ve bağımlılık
halini alan bir teknolojik araçlar listesinin genel adı olarak kullanılabilir. Özellikle akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla beraber
sosyal medya daha da kullanılan bir ortam haline gelirken,
sosyal medyanın farklı süreçlere entegrasyonu da gerçekleşmeye başladı. Bu süreçlerden önemli bir tanesi de pazarlama
sektörüdür. Bu kapsamda “sosyal medya pazarlama” adını alan
ürün satış süreci içerisinde çok kullanılan Facebook, Twitter,
Youtube ve LinkedIn araçları tercih edilmektedir. Bu araçlar
üzerinden yapılan pazarlamanın etkinliğini değerlendirebilmek adına sosyal medya platformları üzerinde yapılan paylaBilgisayar Mühendisliği Bölümü,
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İstanbul
Gelişim Üniversitesi
Cihangir Mh. Şehit Jandarma Komando Er
Hakan Öner Sk. No:1 Avcılar, Istanbul
*[email protected]
**[email protected]
***[email protected]
113 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
şımların analizi çok büyük bir önem taşımaktadır. Sözü edilen
analiz sürecinde en yakın kullanılan yöntem veri madenciliğidir. Bu çalışma bir sosyal medya pazarlama platformu olarak
seçilen Twitter üzerinde metin madenciliğinin bir alt dalı diye
tanımlanabilecek olan duygu analizi yönteminin gerçekleştirilmesini tanımlamaktadır. Çalışmanın amacı bu konuda atılacak
adımlara bir öncülük etme adına süreçleri, sorunları ve ortaya
çıkan ilk taslak ürünü betimlemektir. Sosyal medya pazarlama
gibi yüksek rakamların döndüğü bir piyasada, kullanıcıların yorumlarının ne kadar önem taşıyacağı açıktır. Twitter üzerindeki
tweetlerin toplanması, Türkçe dil kurallarına göre analiz edilmesi, duygu analizi (bir metne yoğunlaşarak, metnin olumlu,
olumsuz veya tarafsız içeriğe sahip olup olmadığını inceleme
süreci) yapımı gibi süreçlerin net olarak tanımlanacağı bu betimsel çalışma mühendislik, pazarlama ve dil bilimi açısından
önemlidir.
Anahtar Kelimeler
Duygu Analizi, Veri Madenciliği, Sosyal Medya Pazarlama, Twitter
| 114
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
1.
Giriş
1.1. Sosyal Medya Pazarlama
Gelişen Bilgi ve İletişim Teknolojileri zaman içerisinde günlük hayatın
her boyutunda çığır açmaya ve dinamikler değiştirmeye başlamıştır.
Bu değişimin bir sonucu olarak teknolojinin içerisine sosyal boyut eklenmiş ve özellikle de etkisini 2000li yıllardan sonra göstermiş olan
sosyal medya platformları ortaya çıkmıştır. 2004 yılında Facebook’un
herkese açılmasıyla beraber sosyal medya devrimi daha da hız kazanmış
ve günümüzde 7,2 milyarlık dünya nüfusunda 1,7 milyar sosyal medya
hesabının varlığı noktasına gelinmiştir. Özellikle de İngilizce dışında
yerel dillerde (Rusça, Türkçe ve Çince gibi) açılan sosyal medya araçları
yabancı dil bilmeyen ya da kültür bağımlı olmayan sitelerin popülerliğine de arttırmıştır. Genel olarak Bullas’ın (2015) sağladığı istatistiklere bakarak sosyal medyanın ne kadar da vazgeçilmez bir ortam olduğu
ortaya çıkmaktadır; (i) dünya üzerindeki tüm İnternet kullanıcılarının
%47si Facebook üyesidir, (ii) günde 500 milyon tweet atılmaktadır,
(iii) günde 70 milyon fotoğraf ya da video Instagram üzerinden paylaşılmaktadır, (iv) iş-tabanlı ve daha resmi olan LinkedIn üzerinde 347
milyon üye bulunmaktadır ve son olarak (v) çevrimiçi sohbet araçlarının sayısı ve kullanımı ciddi oranda artmaktadır (Whatsapp 600
milyon, Facebook Messenger 500 milyon, Viber 200 milyon).
Tüm bu gelişmeler genel manada iş dinamiklerine ve özel manada pazarlama yöntemlerine de yansımış ve farklı sosyal medya araçlarının kullanımıyla yapılan alışveriş süreçlerini betimleyen “sosyal medya pazarlama”
olgusu ortaya çıkmıştır. Önemli bir sosyal medya istatistik veritabanı
olan Statista.com (2015, Nisan) verilerine göre ABD’ sosyal medya pazarlama üzerindeki dönen rakam 2014 yılında 7,52 milyar dolarken bu
rakamın 2019 yılında 17,34 milyar dolar olması beklenmektedir.
Sosyal medya işletmeler ve tüketiciler arasındaki şeffaflığı daha önce
hiç olmadığı kadar arttırmıştır. Bunun en önemli yansıması olarak işletmelerin sürekli olarak cevap aradığı “en etkin ürün sunumunu nasıl
115 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
yaparım” ve “ürünlerimi müşterilerim için nasıl daha çekici kılarım”
sorularına tüketici tarafından doğrudan bir cevapla ve sürece katkı yapabilecek şekilde fikir sunulması sağlanmıştır. Bunun bir sonucu olarak
da işletmeler hedef kitlelerine doğrudan erişim yöntemi olarak sosyal
medyayı birincil yol olarak seçmeye başlamışlardır (Radicati, 2012).
2800 işyeri üzerinde çalışma yapan Stelzner’in 2014 Mayısında yayınladığı
“Social Media Marketing Industry Report 2014 [Sosyal Medya Pazarlama
Endüstrisi Raporu 2014]” araştırmaya göre sosyal medya pazarlama endüstrisine destek ve sosyal medya üzerinden pazarlama yapmak konularında
hızlı bir artış görülmektedir. Raporun en temel bulgularına bakıldığında;
•
2013 yılında %86 olan işyerleri için sosyal medya önemlidir desteği bir yıl içerisinde %92’ye yükselmiştir.
•
Patronların %89’u sosyal medya pazarlama hakkında en etkin sosyal taktikleri ve hedef kitleleriyle etkileşime geçebilecekleri yöntemleri bilmek istemektedir.
•
Blog yazma gelecek sosyal medya pazarlama planları içerisinde ilk
sırada yer almaktadır. İşyerleri sahiplerinin %68’i 2014 yılı içerisinde blog yazma ve bloglarla ilgili diğer işlemlere maddi yatırım
yapacaklarını belirtmiştir.
•
İşyerleri sahiplerinin %54’ü Google+ sosyal ağını kullanmasına
rağmen, %65 bir oranda Google+ hakkında daha da fazla bilgi
sahibi olma düşüncesi görülmektedir. Ayrıca %61 oranında 2014
yılı içerisinde Google+ üzerinde pazarlama etkinliği yapılması
planlanmaktadır.
•
Podcasting yöntemi ile çalışan sadece %6 oranında işyeri sahibi
bulunmaktadır. Buna rağmen, 2014 yılında podcasting kullanacağını belirtenleri oranı %21’e yükselmektedir. Tüm işyeri sahiplerinin %28i ise podcasting hakkında daha çok şey bilmek istemektedir.
| 116
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
•
Facebook ve LinkedIn en önemli iki sosyal ağ olarak halen varlığını sürdürmektedir. Eğer sadece bir sosyal medya pazarlama platformu seçmeniz gerekse diye bir soru sorulduğunda, katılımcıların
%54’ü Facebook’u, %17’si ise LinkedIn’i seçmektedir.
•
Katılımcıların sadece %34lük bir kısmı kullandıkları Facebook pazarlama tekniklerinin etkin olduğunu düşünmektedir. Bu durum Facebook pazarlamanın halen tam olarak bilinmediğini göstermektedir.
•
Sosyal medya pazarlama adına kullanılan en önemli yollar sorulduğunda %58lik bir oranda özgün yazılmış içerik olduğu belirtilmiştir. Özgün içerikten sonra %19 oranında özgün görsellerin
önemli olduğu belirtilmiştir.
“Apps – Uygulama” geliştirmenin kolaylaşması ve akıllı telefon teknolojisinin günlük hayatta yaygınlaşmasının (bir sonucu olarak “Apps”
kullanımının da artması sosyal medya olgusunun çerçevesini daha da
genişletmiştir. “Apps” entegrasyonunun sağlanmasına izin vererek, birçok sosyal ağ platformu sunabilecekleri hizmetlerin ve kullanıcılarıyla
etkileşim yollarının sayısını da arttırmıştır. Para kazanma gibi tüm sosyal
medya platformları için büyüyen bir endişe ortamında, “Apps” pazarları
gerek kurumsal olarak sosyal medya ortamlarına gerekse de tüketicilerine/kullanıcılarına umut verici yöntemlerden birisi halini almıştır (Radicati, 2012). Global Digital Statistics’in Ocak 2015 verilerine göre dünya
üzerinde 3,7 milyar aktif mobil cihaz kullanıcısının 1,7 milyarı aktif
mobil sosyal medya kullanıcısıdır. Bu durum sosyal medya pazarlama
endüstrisi adına “Appslerin” ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
O halde, başta mobil sosyal medya platformları olmak üzere tüm sosyal medya araçlarının ve ortamlarının büyük bir anapara merkezi olarak
kullanıldıkları sosyal medya pazarlama süreçlerinde yapılacak tüm bilimsel çalışmalar önem taşımaktadır. Bu noktada şeffaflığı sağlayıcı, doğrudan etkileşime ve dönüt almaya ortam sağlayan sosyal medya araçları
üzerinde sosyal medya kullanıcılarının görüşlerinin değerlendirilmesi ve
bunu sosyal medya pazarlamanın girdisi olarak işverenlere sağlanması
önemli bir adım olacaktır. Diğer bir deyişle, sosyal medya pazarlamanın
117 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
merkezinde yer alan satın alanların (ki aynı zamanda sosyal medya katılımcılarının) fikirlerinin etkin ve doğru değerlendirilmesi adına yapılacak olan etkinlikler hayli önem taşımaktadır. Bu noktada “duygu analizi” dediğimiz yenilikçi yöntem işverenlere ve kurumlara kullanıcıları ya
da hedef kitleleri hakkında detaylı bir bilgi verebilme gücüne sahiptir.
1.2. Duygu Analizi
2006 yılında insanların hayatına girmiş olsa bile, günümüzde her saat başı
gigabytelar büyüklüğünde veri Twitter üzerinde paylaşılmakta ve sosyal
medya atmosferine atılmaktadır. Bu ortaya çıkan büyük veri iş dünyası,
hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve hatta bireyler için büyük önem
taşımaktadır. Ortaya çıkan veri, birisinin düşüncesi, ilginç bir hikâyesi
ya da duyguları olabilir. Bu nedenle bunların toplu olarak yorumlanması
birçok olgunun anlaşılması adına önem taşıyacaktır. Arap Baharı denen
süreç içerisinde atılan tweetlerin basit bir analizi ile o süreçte yaşananlar
tam olarak olmasa bile ana çatı itibariyle (hatta görgü tanıklarının birincil ağızdan söylemleriyle) anlaşılabilir (Denskus & Esser, 2013).
Temel özelliklerine bakıldığında Twitter üzerinde birisini takip etmek,
birisi tarafından takip edilmek mümkündür. Bu sayede birçok insanın tweetlerinde paylaştıklarını anlık görebilmek mümkün olacaktır
(Beyhan, 2014). Twittercounter.com (2015, Nisan 29) verilerine bakıldığında bu takip edilme ve edilebilmenin sınırlarını daha da iyi anlayabilmek mümkündür (Tablo 1);
Twitter Kullanıcısı
Takipçi Sayısı
Takip Ettiği
Toplam Tweet
1
Katy Perry @
katyperry
68.935.252
156
6.464
2
Justin Bieber @
justinbieber
63.066.428
206.359
28.471
3
Barack Obama @
BarackObama
58.480.172
643.307
13.424
4
Taylor Swift @
taylorswift13
56.697.439
196
3.320
| 118
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
5
YouTube @
YouTube
50.427.381
891
13.503
6
Lady Gaga @
ladygaga
46.037.442
132.757
6.503
7
Justin Timberlake
@jtimberlake
44.693.007
106
2.925
8
Rihanna @
rihanna
44.459.339
1.179
9.686
9
Ellen DeGeneres
@TheEllenShow
42.655.429
39.022
10.457
10
Britney Spears @
britneyspears
41.656.106
399.073
4.076
Tablo 1. Dünya üzerindeki en çok kullanıcısı olan Twitter hesapları
69 milyona yakın takipçi sayısı olan Katy Perry gibi hesaplar bir anda
bir birim bilginin aslında ne kadar çok insana erişebileceğini göstermektedir. Yollanan bu tweetler içerisinde bir sözcüğe vurgu yapmak ya
da aranır/bulunur kılmak için # (hashtag) işareti kullanılabilir (…#kelime …) ya da birisinin yazdığı tweeti aynen siz de paylaşabilirsiniz
(re-tweet). Günümüzde Twitter “alıntı” özelliğini eklemiş ve birisinin
attığı tweeti aynen iletmeden önce kullanıcıların yorum yapabilmesine de olanak sağlamıştır. Tüm bu bilgi üretme ve tüketme süreçlerinde oluşan devasa bilginin analiz edilebilmesi oldukça güçleşmektedir
(Beyhan, 2014).
Ortaya çıkan bu verinin insanların hislerini yansıtması adına analiz
edilebilmesi için metin madenciliği denilen yöntem içerisinde duygu
analizi dediğimiz analiz gerçekleştirilebilir. Diğer bir ifadeyle farklı teknolojilerden faydalanarak sosyal medya üzerinde kullanıcılarının belirli
konular üzerinde bıraktığı duygu izlerinden oluşan yapıyı ölçmenin
bir yolu duygu analizidir. Duygu analizi yapanlar duygu kategorilerini (olumlu, olumsuz ya da yansız biçimlerinde) belirlemek amacıyla
genelde linguistik ve metinsel değerleri kullanarak kelime kullanımı,
sıralaması ve kelime kombinasyonlarını analiz ederler. Ortaya çıkan
bilgi miktarının elle işleme tabi tutulmasının imkânsız bir hal alması
119 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
sonucunda verilerin işlenebilmesi adına yazılımların tasarımı zorunlu
bir hal almıştır (Eroğul, 2009).
Geçmişi çok da eskilere gitmeyen duygu analizinin ortaya çıkmasına neden olan etkenler sıralandığında; günümüzdeki firma sayısının
çokluğu, bu firmalar tarafından piyasaya sürülen mesajların fazlalığı,
reklamlara olan güvenin düşmesi ve buna paralel olarak akran tavsiyelerine olan güvenin artması sayılabilir. Diğer bir ifadeyle, müşteriler
firmaların reklamlarından çok arkadaşlarının bu firmalar ve ürünler
hakkında yaptığı yorumlara değer vermektedir (Ergün, 2012). Bu
nedenle, firmaların müşterilerinin bu yorumlarını analiz etmeleri ve
duygularından yola çıkarak yollarına devam etmeleri göz ardı edilemez
bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır (Kennedy, 2012). Fakat unutulmamalıdır ki; büyük verinin çağı olan günümüzde duygu analiz şirketleri tarafından işlenen veri (ya da en azından makine üzerinde analiz
yapanlar da) muazzam ölçüdedir.
Duygu analizleri sadece kâr amaçlı şirketler tarafından kullanılmamaktadır. Bugün akademisyenler, siyasetçiler, medya kuruluşları ve hatta
hayır kurumları bile duygu analizini kullanmaktadır. Önceleri doğrudan ulaşılamayan toplum tercihleri ve duygularına duygu analizleri
aracılığıyla elde edilen bilgiler sayesinde ulaşılabildiğine inanılmaktadır. Örneğin; bir firma bu bilgiler sayesinde pazarlama kampanyalarının başarılı olup olmadığını tespit edebilir ve gerektiğinde strateji
düzeltmeleri gerçekleştirebilirler (Kennedy, 2012). Oluşan bu yeni
algının sonucu olarak kurulan duygu analizi şirketleri sosyal medyanın fikir ve görüşlerini analiz ederek, ilgili bilgilerini müşterilerine pazarlamaktadırlar. Böylece sosyal medya aracılığıyla elde edilen öngörü,
başarılı firmaların bir olmazsa olmazı haline gelmektedir. Bu nedenle
müşterilerin kendi istekleriyle bıraktığı izlerden yorumlar çıkarmak ve
firmalara pazarlama stratejileri üretmek artık bir avantaj değil olmazsa
olmaz hükmündeki bir zorunluluktur (Beyhan, 2014).
Duygu analistlerinin, analizlerin doğrulu konusundaki en önemli kuşkuları veri çokluğu ve veri kirliliğinden kaynaklanmaktadır. Yazılan
| 120
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
bir metnin her bireyin üzerinde farklı his ve algı bırakıyor olması ve
insanların duygularını ifade etmelerinde kullandıkları ironi, iğneleme,
mizah ve sosyal medyada yaygın görülmekte olan kısaltmalar nedenleriyle, sosyal medya üzerinde duygu analizi yapmak çokta kolay bir
iş değildir. Kennedy’nin (2012) söylediği gibi duygu analizi alanında
%70’lik doğruluk iyi bir oran olarak kabul görse de gerçekte bu oran
daha düşüktür. Ayrıca, Twitter üzerinden atılan tweetlerin hepsinde
de bir duygu olması beklenmemelidir. Bu durum işi daha da zora koşmaktadır. Bu durumla alakalı olarak, duygu analistleri verilerin kirliliğinden şikâyetçi olmakta ve verilerin işlenmeden önce “temizlikten”
geçmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Geliştirilmekte olan bu yazılım içerisinde farklı yöntemlerle bu işlemin nasıl gerçekleştirilmekte
olduğu ileride anlatılacaktır.
Kullanıcılar farklı sosyal medya araçları üzerinde tüketim deneyimlerini paylaşmaktadır. Kennedy (2012) çok kabul gören “insanlar olumsuz
düşüncelerini olumlu düşüncelerine göre daha çok belirtme eğiliminde” oldukları düşüncesini reddederek durumun aslında tersi olduğunu
beyan etmektedir. Fakat Beyhan (2014) doktora tezindeki katılımcıların genel analizlerinin sonucunda müşterilerin daha çok olumsuz deneyimleri yazmakta oldukları ortaya çıkmıştır. Bu nedenle yapılacak
olan duygu analizi çalışmaları bu tezat durumların açıklanması adına
da fayda sağlayacaktır.
Duyguların bazen gerçeklik tabanından da uzak olarak oluşabiliyor
olması ya da öğrenilen yeni durumlara göre hızlı olarak değişim gösterebiliyor olması, duyguların ölçülmesini daha da zorlaştırmaktadır.
Hali hazırdaki sosyal medya kullanıcıların sosyal medya ortamındaki
davranışlarına odaklanan birçok geniş çaplı çalışma yapılsa da edinilen
bulgular aynı zamanda “biz gerçekten duygularla mı uğraşmaktayız”
sorusunu da gündeme getirmektedir (Kennedy, 2012).
Yapılan işin etik boyutu da tartışılmakta olan diğer bir durumdur. Zira
firmaların bireylerin duygularını toplamaları, kullanmaları ve bazen de
müdahale etmeleri bir soru olarak nitelenmektedir. Örneğin; bu alanda
121 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
çalışma yürüten duygu analizi firmalarına veri erişimi noktasında sorular sorulduğunda alınan cevap herkese açık verilere erişim sağlandığıdır
(Kennedy, 2012). Diğer bir ifadeyle, eğer tweetleriniz herkese açık değil
ise veya bir güvenlik duvarınızı varsa, bu firmalar tweetlerinize erişmemektedirler. Fakat gerçekte bu durumun böyle olup olmadığı bilinmemektedir. Yazılımcılar tarafından hazırlanacak olan API (küçük yazılım
öğeleri) yardımıyla tüm tweetlerin toplanıp ölçülebileceği bilinmektedir. Hatta mobil uygulamalarda bu durum daha da kolaylaşmaktadır.
Beyhan (2014) tarafından yapılan Türkçe duygu analizi doktora tezinin sonucunda tanımlanan durum aslında bu projeye ne kadar da
ihtiyaç olduğunu tanımlamaktadır;
Çalışmada karşılaşılan en büyük zorluk, Türkçe dil desteği gelişmiş bir
metin madenciliği programına sahip olmamaktı. Bu nedenle çok sayıda manuel ve sübjektif işlem yapılmıştır. Eğer programın “Edat ve
bağlaç olan sözcükleri çıkar” gibi bir komutu Türkçe için de çalışsaydı
“için”, “yani”, “fakat” gibi sözcükler otomatik olarak elenebilirdi. Böyle bir aracın olmayışı, metinlerde geçen bu kelimelerin manuel olarak
elenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu bağlamda Türkçe dilbilgisi kurallarının öğretildiği, Türkçe dil algısı yüksek bir metin madenciliği aracı
ihtiyacı bulunmaktadır (s. 59-60).
2.
Yöntem ve Bulgular
Bu çalışma, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği bölümünde 2014-2015 Güz ve Bahar
yarıyıllarında Bitirme Tezi Projesi olarak yapılmış olan “Sosyal Medya Pazarlamada Duygu Analizi” adlı Twitter uygulamalı çalışmanın başından
sonuna kadar olan süreçlerin tanımlanmasıdır. Bu tanımlamayla henüz
emekleme çağında olan “sosyal medya pazarlamada ölçme ve değerlendirme” adımlarında yapılacak olan diğer çalışmalar bir taban sağlamak,
süreçteki zorluk ve hataları tanımlamak, ortaya çıkan çözüm ve sonuçları
belirtmek ve gelecekteki çalışmalara bir yol gösterici olmaktır. Bu nedenle ilk olarak en başından sonuna kadar olan süreçleri listelemek gerekirse;
| 122
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
•
Tez/Proje danışmanı olan öğretim üyesinin uzmanlık alanına paralel olarak tez öğrencilerinin özelde “Web 2.0” ve genelde “Sosyal
Medya” kavramları üzerinde ve günümüze bir izdüşümü yaparak
istatistikleri hakkında belirleme yapmaları sağlandı. Bu sayede,
hacimsel istatistiklere bakılarak “sosyal medya pazarlama” sektörü
hedef kitle olarak tespit edilmiştir.
•
Sosyal medya pazarlama olgusu içerisinde bilimsel alanyazına
(literatüre) bakıldığında hâlihazırda ciddi bir ROI (return-on-investment – yatırımın geri dönüşü) ölçen ve değerlendiren bir yazılımın olmadığı tespit edilmiştir. Bu durum bir işverenin sosyal
medya pazarlama üzerine yatırım yapmasını engelleyeceği gibi,
yatırım yapanların da bu işten nasıl bir gelir sağladıklarını somut
olarak görmelerini zorlaştıracaktır.
•
O halde basit Excel uygulamalarının ötesine geçecek bir yazılıma ihtiyaç olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Piyasadaki mevcut
sosyal medya pazarlamada kullanılan programları ve uygulamaları
incelenmiş (ki bunların büyük kısmı ciddi rakamlarla satın alınmayı bekleyen yazılımlardır) ve genel özellikleri tespit edilmiştir.
•
Yapılan araştırmayla, sosyal medya pazarlamanın sağladığı şeffaflık
ve müşteri ile doğrudan etkileşime geçilebilme özellikleri sayesinde
yakalanan durumun en iyi veri madenciliği yöntemleriyle analiz edilebileceği ortaya çıkmıştır. Dolgun, Özdemir ve Oğuz (2009) veri madenciliğinin tanımını “büyük veri yığınlarında gizli olan örüntüleri ve
ilişkileri ortaya çıkarmak için istatistik ve yapay zekâ kökenli çok sayıda ileri veri çözümleme yönteminin tercihen görsel bir programlama
ara yüzü üzerinden kullanıldığı bir süreç” (p.49) olarak yapar. Daha
basit manada veri madenciliği, toplanan ya da üretilmiş olan büyük
miktardaki ve karmaşık yapıdaki ham bilginin yani verinin anlamlı bir
bütün oluşturacak şekilde düzenlenmesi, analiz edilmesi ve yorumlanmasıdır. Bu proje kapsamında atılan binlerce tweet’in toplanması ve
firma/ürün adına anlamlı bir hale getirilmesi amaçlandığından dolayı
doğrudan veri madenciliği ana çatısı altında yer almaktadır.
123 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
•
Veri madenciliği uzmanlarıyla yapılan görüşmede, istenen durumun (müşterilerin sosyal medya üzerinde firmalarla ve ürünleriyle
alakalı yaptıkları yorum ve mesajların) aslında veri madenciliğinin
bir alt alanı olan “metin madenciliği (text mining)” olduğu sonucuna varılmıştır. Metin madenciliği ve veri madenciliğini birbiriyle etkileşim halinde çalışan iki süreçtir. Metin madenciliğinin
çıktısı olarak meydana gelen yapısal veri, veri madenciliğinde modeller üretmek adına girdi niteliği taşımakta ve bunun bir sonucu
olarak da söz konusu metnin yapısının incelenmesi amaçlı sürece dâhil edilmektedir (Dolgun, Özdemir & Oğuz, 2009). Metin
madenciliği, verilerin büyük çoğunluğunun text (metin) tabanlı
olduğu bir dünyada, sınıflandırma (classification), birliktelik analizi (association analysis), bilgi çıkarımı (information extraction)
ve kümeleme (clustering) kategorilerinde verilerin işlenmesi demektir (Ergün, 2012). Bu projede üretilecek olan yazılım son aşamada bu kategorilerin tamamının gerçekleştirilebilir olabileceği
bir program olmayı ön görmektedir.
•
Yapılan okumalar ve araştırmalar sonucunda metin madenciliğinde kullanılan birçok yöntem olduğu tespit edilmiştir. Bunun
sonucunda proje hedeflerine en uygun olan “sentiment (duygu)
analizine” odaklanılmasına karar verilmiştir. Duygu analizini metin madenciliğinin genelinden ayıran nokta, duygu analizinin sadece özne olan kelimeye odaklanmayıp onu niteleyen duygusal
sinyalleri analiz etmeye yönelik olmasıdır (Pang & Lee, 2008).
•
Duygu analizinde yaşanan en büyük sorun olarak, dile özel çözümlerin üretme zorluğu tanımlanmaktadır. Ayrıca alanyazın
incelendiğinde bu alanda Türk dili üzerinde yapılan çalışmaların
yetersiz olması ve hala çok sayıda eksikliklerinin var olması, duygu
analizi çalışmalarına yönelmekte diğer bir ölçüt olmuştur.
•
Bu yöntem daraltılmasının ardından, çok geniş olan sosyal medyada da kapsam daraltılmasına gidilmiş ve Türkiye’de çok yaygın
olan Twitter mikroblog sitesi seçilmiştir. Bu kapsam daraltılması
| 124
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
hem bitirme tezinin zaman kısıtlaması hem de Twitter verilerine
erişimin daha kolay olması adına yapılmıştır.
•
Sonraki aşamada üretilen kapsam ve hedeflerin piyasanın ihtiyaçlarına çözüm olup olmadığı konusunda çalışma yapmak amacıyla
sosyal medya ile pazarlama hakkında bilgisi olan ve bu iş ile uğraşan kişilerle yarı-yapılandırılmış görüşme formunda konuşulup
ve görüşlerini alarak bu işin tam olarak nasıl yürütüldüğü belirlenmiştir.
Bu kapsam daraltılmasından sonra projenin teknik altyapısı konusunda çalışmalara başlanmıştır;
•
Belirlenen kapsam ve hedefler çerçevesinde ilk adım analizi gerçekleştirebilmek için Twitter’dan veri çekebilmekti.
•
Ancak Twitter’ın kendi bünyesinde yazılımcılar için geliştirdiği bir
API servisi olan REST API’si (Twitter’ın bir takım fonksiyonlarının başka uygulamalar tarafından kullanılmasına olanak sağlayan
ve entegre etmesi kolay API) sınırlı ve az sayıda tweet çekilmesine
izin verdiği için (çok sayıda tweet çekebilmek için bilimsel ve ticari
olmayan bir iş yapıldığının evraklarla ispatlanması gerekmektedir)
Twitter’ın REST API’sini değil proje geliştiricilerinin kendilerinin
oluşturacağı API’nin kullanılmasına ve ihtiyaç duyulan kadar tweet çekebilme fırsatının oluşmasına karar verildi.
•
Bu API’nin yazılması için gereken bilgileri tamamlamak adına eğitimler alındıktan sonra metin madenciliğinde sentiment (duygu)
analizi için yapılabilinecek yöntemler incelenmiştir.
•
İlk olarak kendi sözlüğümüzün Türk Dil Kurumundan alınacak
kelimeler veritabanı üzerinde örnekleme yaparak oluşturulmasına
karar verilmişti. Fakat Türk Dil Kurumuyla yapılan görüşmeden
sonra Türk Dil Kurumunun oluşturduğu sözlüğü telif hakkı nedeniyle bir bilimsel çalışma için bile olsa edinilmesinin pek mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal Atatürk tarafından
125 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
kurulan Türk Dil Kurumunun ve kendi ana dilimizin sözlüğünün
bilimsel bir çalışma adına açılmamış olması tam bir hayal kırıklığıdır.
•
Bu olumsuz durum karşısında daha önce Türkçede duygu analiz
çalışmaları yapmak için de kullanılan sözlükleri içeren “BalkanNet” ve “SentiWordNet” projeleri incelenmiştir.
•
Türkçe desteği olan BalkanNet projesinin ilk bakışta daha iyi görünmesine rağmen üzerindeki geliştirme çalışmaların artık durmuş olması ve var olan kelime kapasitesinin yetersiz kalmasından
dolayı BalkanNet projesinden faydalanmamaya karar verilmiştir.
•
Gerek bilimsel çalışmalardaki yapılan vurgu, gerek BalkanNet
projesinin yetersizliği ve Türk Dil Kurumunun sözlüğünün çevrimiçi elde edilememesi sonucunda çalışma İngilizce için var olan
SentiWordNet projesine yönelmeye yol açmış ve bu sözlük kullanılmasına karar verilmiştir.
•
Türkçenin dil yapısındaki farklılık bu projenin en çok zorlanan
kısmıdır. Sondan eklemeli dil olması itibariyle bu zamana kadar
yapılan duygu analizi çalışmalarında üzerinde çok da fazla durulmamıştır.
•
SentiWordNet’in (http://SentiWordNet.isti.cnr.it/) kullanılması
için yazarlar tarafından bir API hazırlanmış ve bu API yardımıyla
İngilizce bir kelime alıp SentiWordNet’teki puanlarını çekilebilmektedir.
•
Kelime puanlamasına ulaşabilmek adına ilk önce puanına ulaşılmak istenilen Türkçe kelimeyi cümle içinden ayıklamak ve İngilizceye çevirmek gerekmektedir.
•
Ancak kelimelerin sosyal medya dili (özellikle de 140 karakterle
sınırlı olan Twitter dilinin) olarak birçok imla hatasının veya diğer kelimelerden olan zamir, bağlaç ve her cümlede geçen ancak
| 126
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
herhangi bir anlam ifade etmeyen kelimelerden temizlenmesi gerekmekteydi.
•
Bu temizleme işlemi için piyasada var olan, “Zemberek” adlı açık
kaynak kodlu ve gönüllüler tarafından sürekli geliştirilen program
tespit edilmiştir. Zemberek programı, eldeki cümlede bir imla
hatasını gidermede tam çözüm olmasa bile kelimelerin hangileri
zamir hangileri sıfat gibi soruların cevaplanması adına etkili bir
programdır (Eroğul, 2009, Ergün, 2012).
•
Projenin amacı olan İnternet üzerinden çalışan dinamik bir sistem
oluşturulması hedefine hizmet etmek üzere “Zemberek” programını doğrudan geliştireceğimiz yazılıma ekleme kararı alınmıştır. Ayrıca geliştirilmesi devam eden “Zemberek” programında
herhangi bir değişiklik olduğunda bunun doğrudan geliştirilecek
olan sistemimizde de güncellenmesini sağlamak adına “http://
zemberek-web.appspot.com/” sitesinden faydalanılarak bir API
yazılmıştır.
•
Böylece yapılacak olan duygu analizinde sözlük tabanlı bir yöntem kullanılmasına karar verilmiştir. Kelimeler temizlenip ayrıldıktan sonra sözlük yetersizliği yeterince İngilizceye çevrilmeliydi.
Bu sorunu çözmek adına “kullanım sözleşmesinde akademik çalışmalar için ticari amaç güdülmez ise ücretsizdir ifadesi yer alan” bir
İngilizce-Türkçe çeviri sisteminden çevrimiçi olarak faydalanılmıştır; “http://api.seslisozluk.com/”. Ayrıca, araştırmacılar ticari
amaçlarla kullanılmak istenirse faydalanılabilecek bir başka API
daha tanımlamışlardır; “https://translate.yandex.net”.
•
Hemen arkasından bir veritabanı oluşturma çalışmaları başlatılmıştır. Veritabanı için hızlı bir alt yapıya sahip özgürce girdi gönderebilecek bir sisteme ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. Bunun bir
neticesi olarak “NoSQL” bir sisteme sahip “MongoDB” içinde
veritabanı oluşturmaya karar verilmiştir.
127 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
•
Not-only-SQL (Sadece SQL kullanılmayan) kavramının kısaltması olan “NoSQL”, herhangi bir şema formatında ve “ilişkisel
olmayan” verilerin depolanabileceği bir veritabanı sistemidir. Esnek kullanımı sayesinde diğer veritabanı sistemlerine göre daha
avantajlıdır.
•
“MongoDB” ise bir NoSQL veritabanıdır. Özellikle “ilişkisel
veri tabanlarındaki” Big Data (gerek disklerde çok yer kaplayan
veri gerekse de bilinen geleneksel yöntemlerle işlenemeyen ya da
analiz edilemeyen veri manasında kullanılan ve Türkçeye büyük
veri ya da dev veri diye geçen veri yığını) problemine bir çözüm
olarak C++ programlama dilinde yazılarak geliştirilmiştir. Daha
da iyisi Windows, Unix ve MacOS gibi farklı işletim sistemlerinde de çalışabilmektedir. MongoDB sayesinde 100 gigabayt’a
kadar tweet (text) verisinin saklanabilmesi hedeflenmektedir.
Diğer bir deyişle, farklı zaman aralıklarında bir firma ya da ürün
hakkında karşılaştırma ve detaylı analiz yapılabilmesi mümkün
olacaktır.
•
Twitter üzerinden gelen bütün verileri toplanıp ve gerekli diğer
işlemleri gerçekleştirildikten sonra kelimelerinin olumlu, olumsuz
ya da yansız mana ifade etmelerine göre puanlara dönüştürülmesi
sağlanarak bir veri ambarı oluşturulur.
•
Böylece sözlük tabanlı analiz ile gerçekleştirilen bir sistem oluşturulmuş olur. Bu sayede firma kendileri ya da ürünleri adına yapılan yorumların yönünü (olumlu, olumsuz ya da yansız) tespit
etmiş olacaktır.
Tüm çalışmalar sonucunda geliştirilen sistemin son halinin algoritması
aşağıdaki gibidir:
1. Arama Yapılacak Kelimeyi Al
a. Kelime Hakkındaki Tweetleri Çek.
b. Tweetleri Veritabanına Kayıt Et ve İşlem Yapılmadı Olarak İşaretle.
| 128
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
2. Veritabanında İşlem Yapılmamış Tweetleri Çek.
a. Tweetleri Zemberek Programında Temizle ve Ayır.
b. Tweet’e Ait İşe Yarar Kelimeleri Veritabanında Daha Önce Var
mı Diye Kontrol Et,
i. Varsa Var Olanı Kullan
ii. Yok İse Veritabanına Kayıt Et ve İşlem Yapılmadı Olarak
İşaretle.
3. Veritabanında İşlem Yapılmamış Kelimeleri Çek.
a. Kelimeleri İngilizceye Çevir, Veritabanına Kayıt Et ve İşlem
Yapılmadı Olarak İşaretle.
4. Veritabanında İşlem Yapılmamış İngilizce Kelimeleri Çek.
a. Kelimeleri SentiWordNet Puanlarını Al ve Veritabanına Kayıt Et.
5. En Son Aranan Girdiye (kelime ya da hashtag’e) Ait Puanlar Üzerinde Analizi ve İşlemleri Gerçekleştir Ve Kelimeye Ait Analiz Sonuçlarını Geri Döndür.
Sistemin tasarlanan veritabanı Şekil 1 içerisinde gösterilmektedir.
Veritabanı kısaca özetlenecek olursa; sisteme aranacak kelime alınır
Searching tablosunda searching_word kısmına yazılır. İşlem yapılmadığı bilgisi searching_information hücresinde belirtilir. Aranan
kelime hakkında ki tweetlerin hepsi Tweets tablosuna işlenir. Sistemden işleme çekilmesi için yani daha önceden tweet’in analizin yapılmadığını belirten tweet_information hücresine bilgi girilir. Analiz
işlemine alınan her tweet’in sahibinin bilgileri çekilerek Person tablosuna işlenir. Her tweet temizlenerek, işe yarar duygu barındırma
ihtimali olan kelimeleri Words_tr tablosuna işlenir. İşleme alınan her
Türkçe kelimenin İngilizce çevirisi ve puanları Words_eng tablosuna
işlenir. Tweet içinde geçen her kelimenin duygu puanından tweet’in
duygu puanına her tweet’in puanından ise aranan kelimenin duygu
puanına ulaşılır.
129 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
Şekil 1.Geliştirilen
programın veritabanı tasarımı
Girdi aşamasından son analiz kısmına kadar olan süreçleri Şekil 2 içerisinde görsel olarak görebilirsiniz;
Şekil 2. Yazılımın ilk aşamasından son aşamasına süreçleri
| 130
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
ÖNERİLER
Bu çalışmada Twitterda yer alan hashtag veya kelime bazlı aramalar ile
ulaşılan yorumlardan olumlu, olumsuz ve yansız görüşlerin sınıflandırılması sonucu kullanıcı ya da tüketiciye özet bilgi sunmayı hedefleyen
bir yazılım geliştirilmiştir. Ortaya çıkan bu sistemin Doğal Dil İşleme
(NLP - Natural Language Processing) çalışmaları açısından kısıtlarına
bakarsak;
•
Twitter gibi kişilerin dilbilgisi kurallarına dikkat etmediği yada
140 karakter kısıtlaması nedeniyle dikkat edemediği sistemlerde
kelimelerin tam ve düzgün, yani imlaya uygun yazılmıyor olması
en önemli problemlerden biridir. Sonraki çalışmalarda bu hataları
gidermek veya en aza indirgemek için çalışmalar yapılabilir. Eğer
bu hataları gidermek için çalışma yapılamaz ise imlanın biraz daha
düzgün ve özenle kullanıldığı sözlük sitelerinde aynı çalışma denenebilir.
•
Çalışmamızda İngilizce -Türkçe çeviri sözlüğündeki kelimelerin
ilk anlamlarının kullanılmasından dolayı bazı kelimelerin istenilen sınıflandırmanın dışında olduğu görülmüştür. Bunun sebebi
Türkçede kelime anlamı ve türü cümlede geçtiği yere göre değişebilmesidir. Bu sorunu gidermek için “Kelime Anlamı Belirginleştirme” çalışmaları sisteme dahil edilmeli ve çeviriler bu çalışmaların kontrolünde gerçekleştirilmelidir.
•
İngilizceden çeviri bir sözlük yerine Türk Dil Bilimcileriyle ortak
yürütülecek bir proje vasıtasıyla Türkçe Duygu (Görüş) Sözlüğü
çalışmaları yapılabilir. Bu şekilde bir çalışma eğer tek bir alan için
değil geniş çaplı olursa elbette ki çok vakit ve emek harcar ancak
verdiği sonucun doğruluğu kinaye ve göndermeler de göz önüne
alındığında daha yüksek olacaktır.
•
Bu çalışmada Retweetler (başka kullanıcı tarafından tekrar paylaşılan tweetler) elenmemiştir; çünkü Retweet edildiği kadar çok
kullanıcı tarafından benzer düşüncelerin sahip olunduğu kabul
131 |
Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması
edilmiştir. Bu kabul mantık olarak doğru görünse de kümeleme
yapılırken, kümeleri domine ederek Retweetler etrafında yoğunlaşmalara sebep olmuştur. Retweet edilen tweetleri analizi domine
etmemesi için farklı istatistik algoritmaları kullanılabilir.
Duruma bir de çalışmanın uygulandığı alan bazında bakılacak olursa; Twitter gibi düşüncelerin duygulardan daha ön planda aktarılmaya
çalışıldığı bir mikroblogta duygu analizi yapmak yerine, aynı çalışma
görüşlerin olumlu veya olumsuz olarak net aktarılmaya çalışıldığı ve
yapılan puanlamanın (filmi beğenmedim; 0 yıldız) da bunu desteklediği alış-veriş siteleri ya da sinema/film siteleri kullanılıp karşılaştırmalar
daha net yapılabilir. Daha da ötesinde Facebook grupları ve Youtube
video yorumları üzerinden çalışmanın geliştirilmesine devam edilebilir.
KAYNAKÇA
Beyhan, H. D. (2014). Sosyal medya üzerinden metin madenciliği ve
duygu analizi ile pazar değerlendirme. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi:
İstanbul Teknik Üniversitesi.
Bullas, J. (2015, Nisan). 33 social media facts and statistics you should
know in 2015. Alıntı: http://www.jeffbullas.com/2015/04/08/33-social-media-facts-and-statistics-you-should-know-in-2015/
Denkus, T. & Esser, D. E. (2013). Social media and global development rituals: A content analysis of blogs and tweets on the 2010 MDG
Summit. Third World Quarterly, 34(3), 405–422.
Dolgun, M. Ö., Özdemir, T. G., & Oğuz, D. (2009). Veri madenciliği’nde yapısal olmayan verinin analizi: Metin ve web madenciliği.
İstatistikçiler Dergisi, 2, 38-58.
Ergün, K. (2012). Metin madenciliği yöntemleri ile ürün yorumlarının
otomatik değerlendirilmesi. Basılmamış Doktora Tezi: Sakarya Üniversitesi.
| 132
Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI
Eroğul, U. (2009). Sentiment analysis in Turkish. Basılmamış Yüksek
Lisans Tezi: ODTÜ.
Global Digital Statistics (2015, Ocak). Digital, social and mobile in
2015 report. Alıntı:http://wearesocial.net/blog/2015/01/digital-social-mobile-worldwide-2015/
Kennedy, H. (2012). Perspectives on sentiment analysis. Journal of broadcasting & electronic media, 56(4), 435-450.
Pang B. & Lee L. (2008). Opinion mining and sentiment analysis.
Foundations and Trends in Information Retrieval, 2, 1-135.
Radicati, S. (2012, Haziran). Social media market, 2012-2016. Alıntı: http://www.radicati.com/wp/wp-content/uploads/2012/05/Social-Media-Market-2012-2016-Executive-Summary.pdf
Statista.com (2015, Nisan). Social media marketing spending in the
United States from 2014 to 2019. Alıntı: http://www.statista.com/statistics/276890/social-media-marketing-expenditure-in-the-united-states/
Stelzner, M. A. (2014, Mayıs). Social media marketing industry report
2014. Alıntı: http://www.socialmediaexaminer.com/SocialMediaMarketingIndustryReport2014.pdf
Twittercounter.com (2015, Nisan 29). Twitter Counter. Alıntı: http://
twittercounter.com/pages/100
133 |
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü
Tasarımı ve Geliştirmesi:
AUZEF Faz-2
Ders Arayüzü Örneği
Zeynep Dursuna*, Dilek Yördem Ceylana,
Behlül Gücükoğlua ve Dr. Ahmet Ağıra
Özet
Uzaktan eğitimde öğrencilerin ders materyallerine çevrimiçi olarak
erişimlerinin sağlanması öğrenme sürecindeki en önemli noktalardan
biridir. Öğrencilerin tüm materyal türlerine tek bir noktadan erişebilmeleri başarılı bir öğrenme sürecinin kurgulanması için büyük önem
taşımaktadır. Bunun yanı sıra günümüzde mobil cihazların kullanımının
azımsanmayacak ölçüde artmasıyla ve hatta bu cihazların kullanımının
masaüstü ve dizüstü bilgisayarları geçmesiyle birlikte ders materyallerine mobil cihazlardan da ulaşılması artık bir ihtiyaç değil bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bu zorunlu gereksinimi karşılamak için İstanbul
Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF), tüm ders materyallerine tek bir noktadan ulaşmayı sağlayan ve gerek mobil cihazlar
gerekse de bilgisayarlar üzerinden ulaşılan mobil cihaz uyumlu bir ders
arayüzü geliştirmiştir. Bu çalışmanın amacı, AUZEF Faz-2 ders arayüzü
olarak adlandırılan mobil cihaz uyumlu bu ders arayüzünü anlatmaktır.
Bu çalışma kapsamında; AUZEF Faz-2 ders arayüzüne, arayüzün özelliklerine, arayüzün çalıştığı platformlara, arayüzün üretim sürecine ve
arayüz tarafından desteklenen materyal türlerine değinilmiştir.
a Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi
Bozdoğan Kemeri Cad. No:1 Vezneciler/Fatih, İstanbul, Türkiye
*Sorumlu Yazar: [email protected]
135 |
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği
Anahtar Kelimeler
Mobil Cihaz, Mobil Eğitim, Arayüz Tasarımı, Ders Arayüzü, Mobil Ders Arayüzü, Mobil Tasarım, Açık Öğretim, Uzaktan Eğitim.
Design and Development of Course Interface
Compatible with Mobile Device: An Example of
AUZEF Phase-2 Course Interface
Abstract
In distance education, one of the most important point of learning
process is for students to provide online access to course materials.
The fact that students can access all types of materials from a point
carries a great importance for editing a successful learning process.
In addition to this, nowadays it has become compulsory -not optional anymore- for course materials to be accessed from mobile devices
with increasing the use of mobile devices substantially and passing
the use of these devices away desktop and notebook computers.
In order to meet this compulsory requirement, Istanbul University
Open and Distance Education Faculty (shortly AUZEF in Turkish)
has developed a course interface compatible with mobile device
that provides access to all course materials from a point and that
is accessed from not only mobile devices but also computers. The
purpose of this study is to explain this course interface compatible
with mobile device that is called AUZEF Phase-2 course interface.
Through the coverage of this study, AUZEF Phase-2 course interface,
the properties of the interface, the platforms that run the interface,
the production process of the interface and the types of material
that are supported by the interface are mentioned.
Keywords
Mobile Device, Mobil Education, Interface Design, Course Interface, Mobile
Course Interface, Mobile Design, Open Education, Distance Education.
| 136
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
1.
Giriş
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sadece insanların birbirleri ile iletişim kurmasını sağlamamış, bu teknolojilerin gelişmesi
yıllar içinde farklı görevler de üstlenmiştir. “Özellikle 1980’den sonra,
bilgi ve iletişim teknolojilerinde ... görülen hızlı gelişmeler, günümüz
toplumlarının tüm sistemlerini önemli ölçüde etkilemiştir.” (Göktaş,
Yıldırım ve Yıldırım, 2008, s. 31). Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki
gelişmeler yirminci ve yirmi birinci yüzyılda birbiri ardı sıra gelen
birçok yeniliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi sonucu yirminci yüzyılda ortaya çıkan internet
daha sonraki zamanlarda mail servislerinin ve arama motorlarının
ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu yenilikleri sırası ile e-ticaret ve
sosyal ağlar izlemiştir. Günümüzde ise bilgi ve iletişim teknolojilerinin ortaya çıkardığı en büyük yenilik ise bulut teknolojisi ve mobil
teknolojilerdir.
Gelişmiş ülkelerde insanlardan teknolojiyi kullanmanın ötesinde teknolojiyi öğretim etkinliklerinde de kullanması beklenmektedir (Cüre
ve Özdener, 2008). “Günümüzde ise, mobil teknolojilerin erişilebilir
hale gelmesiyle, bunların büyük kolaylıklar sağlayacağı alanlar ortaya
çıkmıştır.” (Bulun, Gülnar ve Güran, 2004, s. 165). Mobil teknolojilerdeki gelişmeler eğitim sektörünü de pozitif yönde etkilemiştir.
“Eğitimi temelden etkileyen teknolojik yenilikler ve buluşlar, her
defasında bir önceki sisteme göre üstünlükler sağlamakta, yeni kavramların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.” (Al ve Madran, 2004,
s. 260). Mobil teknolojiler sayesinde insanlar artık zaman ve mekân
kısıtlaması olmadan istedikleri anda istedikleri eğitime ulaşabilmektedirler.
Üretilen bilgiler içinde yaşadığımız zaman diliminde artık sadece kütüphane raflarında kalmamaktadır. Mobil teknolojiler sayesinde bilgiye ulaşmak ve bilgi paylaşımı önceki yıllara göre oldukça kolaylaşmıştır. Bu teknolojiler sayesinde milyonlarca sayfa bilgi insanların cebinde
kolaylıkla taşınmaktadır. “... Mobil öğrenmenin geleneksel uzaktan
137 |
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği
eğitimin etkinliği ve verimliliğini önemli ölçüde artırdığı düşünülmektedir.” (Işık, Özkaraca ve Güler, 2013, s. 867).
Mobil öğrenmeyi etkileyen en önemli faktörlerden birisi mobil cihazların özellikleridir. Mobil cihazların avantajları olduğu kadar dezavantajları da vardır. Bu dezavantajların en önemlilerinden biri ise akıllı
telefon ya da tablet gibi mobil cihazların ekran boyutlarının normal
bilgisayarlara kıyasla oldukça küçük olmasıdır. Bu dezavantajı minimum düzeye indirmek için mobil öğrenmede farklı bir ders arayüzü
geliştirmek gerekmektedir.
E-öğrenmede ders arayüzleri kaynak materyallerin öğrencilere düzenli
ve sistematik bir biçimde ulaştırılmasını sağlar. Kullanışlı bir ders arayüzü geliştirmek, öğrencilere ders konularının kolayca anlatılmasını
sağlamanın en etkili yolları arasında olmazsa olmazdır. “Öncelikle ilgi
çekici, etkili ve verimli arayüzler, öğrencilerin dikkat ve ilgilerini çekebilir, öğrenci ile öğrenme materyali arasındaki etkileşimi destekleyebilir,
öğrencilerin algılama, düzenleme, bütünleştirme ve hatırlama becerileri
için bir platform oluşturabilirler.” (Cheon ve Grant, 2008; akt. Fırat ve
Yurdakul, 2015, s. 42). Bu çalışmanın amacı, AUZEF Faz-2 ders arayüzü olarak adlandırılan mobil cihaz uyumlu ders arayüzünü anlatmaktır.
2.
AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Nedir?
AUZEF ders materyallerini öğrencilerine Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 olmak
üzere üç farklı ürün olarak sunmaktadır.
Faz-1 ürünler, ders notlarını ve ders sunumlarını kapsamaktadır. Faz-1
ürünleri öğrencilere hem Android hem de iOS cihazlarda çalışan ve
PDF ya da EPUB dosyalarını okuyan AUZEF Mobil adlı bir mobil
uygulama (bk. Şekil 1) ile sunulmaktadır. Bu uygulama sayesinde öğrenciler binlerce sayfa ders notuna istedikleri zaman ulaşma imkânına
sahip olmuşlardır. Bu sayede öğrenciler, hem istedikleri zaman istedikleri yerden derslerini takip etme şansı yakalamışlar hem de kitap taşıma
külfetinden kurtulmuşlardır.
| 138
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
Şekil 1: AUZEF Mobil Uygulaması (Android Cihazda Yatay Görüntü)
Faz-2 ürünler, ders notlarını, ders sunumlarını, sesli ders notlarını ve
ders videolarını kapsamaktadır. Faz-2 ürünler Faz-1 ürünler kullanılarak geliştirilir. Faz-2 ürünleri öğrencilere hem AUZEF Mobil uygulaması ile hem de internet üzerinden sunulmaktadır.
Faz-3 ürünler, Faz-2 ürünlerin zenginleştirilmiş hâlini kapsamaktadır.
Faz-3 ürünler Faz-2 ürünler kullanılarak geliştirilir. Faz-3 ürünleri,
öğrencilere hem AUZEF Mobil uygulaması ile hem de internet üzerinden sunulmaktadır. Faz-3 üretim aşamasında Faz-2 ürünleri harita,
illüstrasyon, infografik, soru seti, 2B ve 3B animasyon, video, animasyon video, interaktif uygulama, fotoğraf galerisi, oyun gibi ögeler ile
zenginleştirilir.
AUZEF Faz-2 ders arayüzü, Faz-2 ve Faz-3 ürünlerini çalıştıran, öğrencilerin farklı tür materyallere tek bir noktadan ulaşmasını sağlayan,
HTML5 teknolojisi ile geliştirilen ve duyarlı tasarıma (İng. responsive
design) sahip olan mobil cihaz uyumlu bir ders arayüzüdür.
2.1. AUZEF Faz-2 Ders Arayüzünün Özellikleri
AUZEF Faz-2 ders arayüzü iki sayfadan oluşmaktadır. Bunlar dersin
ana sayfası ve ders içeriği sayfasıdır.
Dersin ana sayfası öğrencileri karşılayan ilk sayfadır (bk. Şekil 2).
139 |
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği
Şekil 2: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü: Ana Sayfa (Bilgisayar Ekranı Görüntüsü)
Dersin ana sayfasında aşağıdakiler yer alır:
•
AUZEF logosu
•
Dersin adı ve ders tanıtım metni
•
Dersin tanıtım videosu: Bu videoda ilgili dersi veren akademisyen
ya da akademisyenler tarafından ders hakkında oryantasyon anlatımı yapılır.
•
Ders materyallerine ulaşım butonları: Bu butonlar kullanılarak
ders içeriği sayfasına ulaşılır. Hangi butona tıklandı ise ders içeriği
sayfasında o materyal türü gösterilir.
•
Dersin kazanımı
•
Ek kaynak bilgisi
| 140
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
•
Teknolojik gereksinimler
•
AUZEF bağlantıları
Ders içeriği sayfası ise ders için üretilen materyallerin sunulduğu sayfadır (bk. Şekil 3).
Şekil 3: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü: Materyal Türlerine Göre Ders İçeriği Sayfaları
(Bilgisayar Ekranı Görüntüsü)
Ders içeriği sayfasında aşağıdakiler yer alır:
•
AUZEF logosu
•
Arama alanı
•
Sözlük
•
İçindekiler menüsü
•
İçerik görüntüleme alanı
Ders içeriği sayfasının sol tarafında yer alan içindekiler menüsü öğrencilere materyal türü ve ünite seçme imkânı sağlar. Seçilen materyal türü
ve ünite, içerik görüntüleme alanında öğrencilere sunulur.
Ders içeriği sayfasında materyal türü olarak;
141 |
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği
•
ders notu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite adları ile bu ünitelere ait konu adları ve içerik görüntüleme alanında
ise ders notu ve yorum alanı gösterilir. Öğrenciler eğer isterse yorum alanına ekranda yer alan konu ile ilgili yorumlarını yazabilirler.
•
ders sunumu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite
adları ve içerik görüntüleme alanında ise sunum dosyası ve sunum
dosyası sayfaları arasında geçiş yapmak için ileri-geri butonları
gösterilir.
•
sesli ders notu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite
adları ve içerik görüntüleme alanında ise ses oynatıcısı gösterilir.
•
ders videosu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite
adları ve içerik görüntüleme alanında ise video oynatıcısı gösterilir.
AUZEF Faz-2 ders arayüzü aşağıdaki özelliklere sahiptir:
•
Arayüz mobil cihaz uyumlu olarak çalışmaktadır.
•
Arayüz öğrencilerin farklı tür materyallere tek bir noktadan ulaşması sağlar.
•
Arayüz farklı tür materyalleri tek bir noktadan gösterilmesini sağlar.
•
Arayüz HTML5 teknolojisi kullanılarak geliştirilmiştir.
•
Arayüze gerek mobil cihazlardan gerekse de bilgisayarlardan (masaüstü ve dizüstü) ulaşılabilir.
•
Arayüz duyarlı tasarıma (İng. responsive design) uygun olarak geliştirilmiştir. Bu yüzden ders içeriği cihazın ekran özelliğine göre
farklı cihazlarda farklı şekilde görüntülenir. Bu durum, öğrencilerin ders materyalini daha etkin kullanmasını sağlar.
3.
AUZEF Faz-2 Ders Arayüzünün Çalıştığı Platformlar
3.1. İnternet
AUZEF Faz-2 ders arayüzü en güncel dijital platformlarda öğrencile-
| 142
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
re ders materyali ulaştırma amacı güdülerek farklı ekran boyutları ve
çözünürlükleri ile farklı işletim sistemleri için ortak çalışacak şekilde
geliştirilmiştir. Bu dijital platformların en yoğun kullanılanlarından
biri olan internet için çalışma yapılmıştır. Ders arayüzü her ders için
özelleştirilmiştir ve içerisinde farklı türlerde zengin ders materyali (ders
notu, ders sunumu, sesli ders notu ve ders videosu) bulunan bir yapıya
sahiptir.
İnternet ortamında arayüze ulaşmak isteyen öğrenciler bir öğrenme
yönetim sistemi üzerinden kullanıcı girişi yaparak bu arayüze ulaşmaktadırlar.
3.2. Mobil
AUZEF Faz-2 ders arayüzü akıllı telefon ya da tablet gibi mobil cihazlardan ders materyaline erişim sağlanacak şekilde geliştirilmiştir. Ders
arayüzü öğrencilerin zamandan ve mekândan bağımsız olarak derslere
erişimini hedeflediği için mobil cihazlarla uyumlu bir arayüzü olması için tasarlanmıştır. Bu arayüzün duyarlı olarak tasarlanması (İng.
responsive design) mobil cihazlarla da uyumlu bir tasarım olmasını
sağlamıştır. “Ethan Marcotte 2010 yılında ortamlarına duyarlı olan
(tamamen büyüyen) yerleşim planlarını söylemek için akışkan ızgaraları, akışkan görüntüleri ve CSS3 medya sorgularını birleştiren internet
yerleşim planı yaklaşımını tanımlamak için duyarlı web tasarımı terimini ortaya koymuştur.” (Jehl, 2014, s. 5).
Mobil arayüzün öğrencilere sağladığı faydalar; farklı büyüklükteki ve
çözünürlükteki mobil cihazların zenginleştirilmiş içeriğe herhangi bir
kalite kaybı ya da erişim zorluğu yaşamadan ulaşmaları ve ulaştıkları
arayüzün bilgisayardaki görüntü ile aynı tasarım ögelerini barındırıyor olmasıdır. Bu sayede öğrenciler bilgisayar ile eriştiği internet sitesinden edindiği kullanım alışkanlıklarını birebir kullanacağı, yeniden
öğrenmek zorunda kalmayacağı ya da çalışmaya kaldığı yerden devam
edebileceği mobil bir ders öğrenim ortamıyla buluşmuş olmaktadırlar
(bk. Şekil 4).
143 |
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği
Şekil 4: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü: Ana Sayfa ve
Ders İçeriği Sayfası (Android Cihazda Dikey Görüntü)
Mobil ortamdan arayüze ulaşmak isteyen öğrenciler AUZEF Mobil uygulaması üzerinden kullanıcı girişi yaparak bu arayüze ulaşmaktadırlar.
4.
AUZEF Faz-2 Ders Arayüzünün Üretim Süreci
AUZEF Faz-2 ders arayüzünün tasarım süreci ilk olarak interaktif
medya tasarımcıları tarafından bilgi mimarisinin oluşturulması ile başlamıştır. Grafik tasarımcıların katılımı ile şablon hâlindeki arayüzün
görsel bir anlatım diline sahip olması sağlanmıştır. Yazılım geliştirme
aşamasında ise arayüzün istenilen doğrultuda çalışması sağlanmıştır.
Tasarım süreci sırasıyla; arayüzde gerekli olan nesnelerin belirlenmesi
ve bunların sayfalar içerisinde konumlandırılması, eskizlerin elle çizilmesi, eskizler üzerinde fikir birliği sağlandıktan sonra tasarımın dijital
| 144
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
ortama aktarılması, arayüz taslağı (İng. wireframe) çalışması, grafik tasarım çalışması ve yazılım geliştirme çalışması şeklinde gerçekleşmiştir.
Tasarım süreci fikir üretim aşamasından çalışan bir arayüze ulaşana kadar farklı disiplinlerden çalışanların işbirliği ile ilerlemiştir.
4.1. Arayüz Taslağı Çalışması Adımı
Arayüz taslağı çalışması grafik tasarım süreci öncesinde arayüze ait
bir şablonun ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu şablonda arayüzün
yerleşeceği ızgara yapısı, etkileşimli nesnelerin konumları ve ölçüleri,
arayüze ait tüm sayfaların başlıkları, etkileşimli nesnelerin isimleri net
bir şekilde görüntülenir.
Arayüz taslağı çalışması adımında AUZEF Faz-2 ders arayüzü için alternatifli şablonlar çalışılmıştır. Güncel ve arayüz için faydalı olabilecek örnek çalışmalar bu adımda incelenmiştir. Bunun yanı sıra hedef
kitlenin sahip olduğu internet ve mobil cihaz kullanım alışkanlıkları
dikkate alınarak yenilikçi ve kullanıcı dostu bir yaklaşımla bilgi mimarisi şekillendirilmiştir.
Bu süreçte öğrencilerin ihtiyaç duyabileceği düşünülen sözlük, arama
alanı ve kurumsal bağlantıların linkler de arayüze eklenmiştir.
4.2. Grafik Tasarım Adımı
Şablon tasarımı tamamlanan arayüz üzerinde grafik tasarımcılar çalışmaya başlamıştır. Grafik tasarım sürecinde arayüzün öğrencilere sunulacak görsel yüzü çalışılmıştır. Bu adımda yine hedef kitlenin sahip
olduğu özellikler göz önüne alınarak renk, yazı tipi, boyut vb. görsel
detaylar üzerine bol alternatifli çalışmalar yürütülüp tüm ekibin fikir
paylaşımıyla arayüzün son hâline gelmesi sağlanmıştır.
Bu adımda özellikle üzerinde durulması gereken nokta öğrencilerin
ders materyalinden başka hiçbir şeye ilgisinin kaymamasının sağlanması ve sade, az nesneli bir arayüz ile içeriğe ulaşmasının sağlanmasıdır.
Bu sebeple AUZEF Faz-2 ders arayüzü tasarımında renk kullanımı,
145 |
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği
kurumsal kimlik unsurları ve yardımcı materyaller konusunda oldukça
sadeleştirici bir yol izlenmiştir.
Ders arayüzünde her materyal türüne bir renk kodu atanmıştır. Öğrencilerin ders notuna ya da ders sunumuna tak ekran olarak ulaşabilmeleri için tüm yardımcı menülerin gizlenebilir olması sağlanmıştır.
Ders arayüzü genelinde tek bir yazı tipi ailesi kullanılarak metinler
arası hiyerarşik yapının düzenlenmesi sağlanmıştır. Farklı ekran boyutları için metinlere dizgi çalışması yapılmış ve görsel yerleşim sağlanmıştır.
Grafik tasarım adımında geri bildirim özelliği taşıyan küçük ikon animasyonlar yapılmıştır.
4.3. Yazılım Geliştirme Adımı
Grafik tasarım adımının sonunda arayüzü hayata geçirmek ve öğrencilere ulaştırmak için yazılım geliştirme adımına geçilmiştir. Bu adımda
öncelikli olarak mobilde çalışan bir öğrenim ortamı olduğu için duyarlı (İng. responsive) bir yazılımın geliştirilmesine dikkat edilmiştir.
Bu yüzden küçük ekranlı cihazlar öncelikli kabul edilerek ve mobil
cihaz jestleri dikkate alınarak HTML5, CSS ve JavaScript altyapısı ile
yazılım geliştirme süreci tamamlanmıştır.
Duyarlı özelliğe sahip bir arayüz oluşturmada yazılım geliştirme uzmanları, hem örnek niteliğinde hem de yardımcı olabilecek kaynaklardan yararlanmıştır. Bootstrap, bu kaynaklardan birisidir.
5.
AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Tarafından
Desteklenen Materyal Türleri
AUZEF öğrencilerine ders notları, ders sunumları, sesli ders notları
ve ders videoları olmak üzere dört farklı ders materyali sunmaktadır.
AUZEF Faz-2 ders arayüzü bu dört materyal türünü desteklemektedir.
| 146
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
5.1. Ders Notları
Ders notları, akademisyenlerden gelen ham ders notlarının redakte
edilmesi ve belirlenen standartlara göre tasarım ve dizgi çalışmalarının
yapılması ile elde edilen PDF ya da EPUB formatındaki ders materyalleridir. Bu tür ders materyalleri, on dört akademik ders haftasını temsil
eden on dört üniteden oluşur ve her bir ünite aşağıdaki başlıkları içerir:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Anahtar Kavramlar
Giriş
Anlatılacak Konular ve Alt Konular
Uygulamalar
Uygulama Soruları
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
Bölüm Soruları
5.2. Ders Sunumları
Ders sunumları, akademisyenlerden gelen ve akademisyenlerin ders
anlatımı esnasında kullandığı PPT formatında ders materyalleridir. Bu
tür ders materyalleri, on dört akademik ders haftasını temsil eden on
dört üniteden oluşur.
5.3. Sesli Ders Notları
Sesli ders notları, belirlenen standartlara uyun olarak hazırlanan ders
notlarının profesyonel kişiler tarafından seslendirilmesiyle oluşan MP3
formatındaki ders materyalleridir.
5.4. Ders Videoları
Ders videoları, akademisyenlerin ders anlatımı yaptığı ortalama yirmi yirmi beş dakika süren webcast formatında ders materyalleridir.
147 |
Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği
6.
Sonuç
Mobil teknolojiler günümüzde artık eğitim sektöründe de kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışma ile ders materyallerini internet üzerinden
(özellikle de mobil cihazlar üzerinden) öğrencilerine ulaştırmak isteyen
kişiler ya da kurumlar için örnek bir ders arayüzü ve bu arayüzün taşıması gereken özellikler paylaşılmıştır. Bu kapsamda; AUZEF Faz-2
ders arayüzüne, arayüzün özelliklerine, arayüzün çalıştığı platformlara,
arayüzün üretim sürecine ve arayüz tarafından desteklenen materyal
türlerine değinilmiştir.
“Son yıllarda gelişen teknolojilerle birlikte çoklu ortamların arayüz
tasarımlarında yeni yaklaşımlar dikkati çekmektedir.” (Kılıç Çakmak,
2007, s. 1). Günümüzde artık tek tip görüntüye sahip arayüzler değil,
farklı tür cihazlara uyum sağlayacak türde arayüzler geliştirilmelidir.
Farklı cihazlarda ekran boyutları ve çözünürlükleri değiştiği için nesnelerin yerlerinin ve dizilişlerinin değişmesi gerekir. Bu arayüzler ayrıca
farklı tür materyalleri destekleyecek şekilde geliştirilmelidir çünkü farkı tür materyaller için farklı tür arayüzler geliştirmek zaman, enerji ve
para kaybıdır.
KAYNAKLAR
Al, U. ve Madran, R. O. (2004). Web tabanlı uzaktan eğitim sistemleri: Sahip olması gereken özellikler ve standartlar. Bilgi Dünyası,
5(2), 259-271. Nisan 19, 2015 tarihinde, http://bd.org.tr/index.
php/bd/article/view/286/285 adresinden alınmıştır.
Bulun, M., Gülnar, B. ve Güran, M. S. (2004). Eğitimde mobil teknolojiler. The Turkish Online Journal of Educational Technology (TOJET), 3(2), 165-169. Nisan 19, 2015 tarihinde, http://www.tojet.
net/articles/v3i2/3223.pdf adresinden alınmıştır.
Cheon, J. ve Grant, M. M. (2008). A cognitive load approach to metaphorical interface design: Reconsidering theoretical frameworks.
| 148
Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır
K. McFerrin vd. (ed.), Society for Information Technology & Teacher
Education International Conference içinde (s. 1054-1059). Chesapeake, VA: Association for the Advancement of Computing in Education (AACE). Nisan 20, 2015 tarihinde, http://www.editlib.org/
noaccess/27321/ adresinden alınmıştır.
Cüre, F. ve Özdener, N. (2008). Öğretmenlerin bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) uygulama başarıları ve BİT’e yönelik tutumları.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 34, 41-53. Nisan 19,
2015 tarihinde, http://www.efdergi.hacettepe.edu.tr/200834FATMA%20C%C3%9CRE.pdf adresinden alınmıştır.
Fırat, M. ve Yurdakul, I. K. (2015). Eğitsel web arayüz tasarımında
metaforlar: EMMA adımları. Bilişim Teknolojileri Dergisi, 8(1), 4150. Nisan 20, 2015 tarihinde, http://www.btd.gazi.edu.tr/article/
view/5000072759/pdf_9 adresinden alınmıştır.
Göktaş, Y., Yıldırım, Z. ve Yıldırım, S. (2008). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitim fakültelerindeki durumu: Dekanların görüşleri.
Eğitim ve Bilim, 33(149), 30-50. Nisan 20, 2015 tarihinde, http://
egitimvebilim.ted.org.tr/index.php/EB/article/view/638/109 adresinden alınmıştır.
Işık, A. H., Özkaraca, O. ve Güler, İ. (2013). Mobil öğrenme ve podcast. M. Akgül, E. Derman, A. Özgit, U. Çağlayan, M. Ertürkler ve
M. Karakaplan (ed.), XIII. Akademik Bilişim Konferansı (Akademik
Bilişim’11) içinde (s. 863-868). Nisan 20, 2015 tarihinde, http://
ab.org.tr/ab11/kitap/_AB11_tek_pressquality.pdf adresinden alınmıştır.
Jehl, S. (2014). Responsible responsive design. New York: A Book Apart.
Kılıç Çakmak, E. (2007). Arayüz tasarımında yeni bir yaklaşım: Paralel
öğretim tasarımı. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 27(1), 1-22. Nisan
20, 2015 tarihinde, http://www.gefad.gazi.edu.tr/window/dosyapdf/2007/1/2007-1-01-22-1-ebrukiliccakmak.pdf adresinden alınmıştır.
149 |
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
Türkiye’de Elektronik Devlet
(E-Devlet) Ve Mobil Devlet
(M-Devlet) Uygulamaları
Adem KORKMAZa, Cemal AKTÜRKb,
Tarık TALANb, Murat GEZERb
Özet
Geleneksel devlet modelinden elektronik devlet modeline geçişin olduğu 1993’lü yıllardan günümüze, Türkiye’de ilk e-devlet projelerinden itibaren yaşanan değişimler ve gelişen teknolojiye karşılık devletin e-devlet uygulamalarında kendini nasıl
geliştirmeye çalıştığı örnekler ile karşılaştırılarak sunulmaya çalışılmıştır. 2007 yılından sonra tüm dünyada yaşanan akıllı (İOS,
Android vs.) telefon devrimi ile mobil uygulamalar ve internet
uygulamaları geliştirilerek mobil internet devrimi başlamıştır.
Bu gelişmelerin paralelinde e-devlet uygulamalarının m-devlet uygulamalarına geçişi sağlamıştır. Yapılan çalışmada, Türkiye’de ki m-devlet uygulamalarındaki gelişmelerin dünyadaki
gelişmelerin gerisinde kaldığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler
m-devlet, e-devlet, Mobil Devlet
a Department of Computer Technology, Kilis 7 Aralık University, Kilis, Türkiye
b Department of Informatics, İstanbul University, İstanbul, Türkiye
151 |
Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
Electronıc Government (E-Government)
And Mobıle Government (M- Government)
Applıcatıons In Turkey
Abstract
From 1993 years to today, transition from the traditional government model to electronic government model, changes
from the first government projects in Turkey, emerging technologies in response to how the government tried to develop
e-government applications itself is presented in comparison
with samples studied. After 2007, with the smart phone revolution that took place in all the world and with developping
mobile applications and internet applications, mobile internet
revolution has started. In parallel with these developments,
the transition of the e-government applications to m-government applications are provided. In this study, developments in
the m-government applications in Turkey is is determined to
remain behind in the world.
Keywords
m-government, e-government, Mobile Government
| 152
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
1.
GİRİŞ
Elektronik devlet (e-devlet) kamu hizmetlerinin eş zamanlı olarak
internet ortamında verilmesine olanak sağlayan sistemdir (Efe, Yıldız,2011). Diğer bir deyişle devletin vatandaşlara karşı vermekle yükümlü olduğu görev ve hizmetler ile vatandaşların buna karşılık devlete karşı olan görev ve hizmetlerinin karşılıklı olarak elektronik iletişim
ve işlem ortamlarından yararlanarak kesintisiz ve güvenli olarak yürütülmesidir (TBD, 2001).
Şekil 1 Devlet ve E-Devlet
Yönetim Modeli (TBD, 2001)
Geleneksel devlet modelinde vatandaşın bilgi talep ettiği bir görevli
vardır, bu görevli tarafından vatandaşa gerekli bilgiler verilir. Vatandaşın ihtiyaç duyduğu bilgiyi alması için kurum görevlisi ile görüşmesi
gerekmektedir. E-devlette vatandaş istediği bilgiye direk ulaşır. Bilgi
yönetim sistemleri sayesinde vatandaş-kurum iletişimi direk sağlanmış
olur. Bu açıdan vatandaşın talep ettiği bilgilerin sistemde son hali bulunmalıdır. Kurumun görevlisi son bilgiyi sisteme koymaktan sorumludur (TBD, 2001).
153 |
Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
Bu sistemlerin sağlıklı bir şekilde hayat bulması, sistemin temel ayaklarını oluşturan bilişim alt yapısı ve kullanıcıların hazır bulunurlukları
ile doğru orantılıdır.
Tablo 1 Türkiye’de
Hanelerde İnternet ve
Bilgisayar Kullanım
İstatistikleri
(TÜİK, 2014)
Türkiye‘deki bilişim alt yapısı incelendiğinde ise masaüstü bilgisayarlaşma oranı 2004 yılında %10 iken bu oran 2013 yılında %30,5 olmuştur, Taşınabilir bilgisayar (Dizüstü, notebook vb.) oranı için daha
eski oranlar yok iken 2013 yılında %31,4 ile çok uzun zamandır kullanılan masaüstü bilgisayar oranına göre çok yüksek bir oran olmuştur.
Hanelerde internet erişimi 2004 yılında %7 iken bu oranın 2013 yılına gelindiğinde %49,1 olduğu saptanmıştır (TÜİK, 2014). Bu oranlar
incelendiğinde bilgisayar kullanım ve teknoloji takibi olarak halkın
teknolojiyi yakında takip ettiği ve yeni gelen teknolojilere çok daha
çabuk uyum sağladığı söylenebilir. Hanelerde internet kullanımının
yıllara oranla düzenli bir şekilde arttığı internet erişimin tabana yayıldığı görülmektedir.
Tablo 2 Türkiye’de
İşletmelerde İnternet
ve Bilgisayar Kullanım
İstatistikleri
Mobil telefon istatistikleri incelendiğinde ise halkın cep telefonu kullanım oranı %91,5 ile çok yüksek bir orandır. Bilgisayar kullanım oranları bazında TÜİK istatistikleri incelendiğinde işletmelerde bilgisayar
kullanım oranı %92, internet kullanım oranı %90,8 iken hanelerde
bilgisayar kullanım oranı %49,9 internet kullanım oranı ise %48,9’dır.
| 154
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
Tablo 3 Türkiye’de Mobil Telefon ve Mobil İnternet Kullanım İstatistikleri
Oysa BTK mobil abone kullanım penetrasyon oranları incelendiğinde
%91 gibi çok yüksek bir oran bulunmuştur. Mobil internet kullanım
sayısı ise 21.099.677’dir (BTK, 2014)(TÜİK,2014).
2009 Temmuz ayı ile birlikte hizmet vermeye başlayan 3G geniş bant
internet hizmeti 2014 Mart ayında 51.023.960 aboneye ulaşmıştır. Bu
sayı ise halkın %71,42’lik bir kesiminin cep telefonu ile geniş bant
internet hizmeti aldığını göstermektedir. Geniş bant internet hizmeti
daha çok 3G veya daha üzeri mobil standartları kullanan cihazlarda
kullanılan internet hizmeti olduğundan özellikle web sayfalarına erişimde daha çok kullanılmaktadır.
2.
DÜNYA’DA E-DEVLET UYGULAMALARI
Bilgi ve iletişim teknolojilerinin son yarım yüzyıldaki hızlı gelişimine
paralel olarak oluşan internet network altyapısı ile birlikte 1993 yılında, Amerika Birleşik Devleti (ABD) tüm kamu hizmetlerinin tek bir
çatı altında toplanıp sunulmasını amaçlayan “Access America” e-devlet
programı ile bu alandaki çalışmalarına başlamıştır (Akurgal, 2003).
ABD 2001 yılında ise E-Devlet Strateji Raporunu onaylayıp devletin
vatandaş ile etkinliği artırıp, hizmet işlemlerinde çevrimiçi işlemleri artırarak hem güvenilirlik hem de tasarruf sağlamayı amaçlamıştır.
A.B.D. e-devlet stratejilerini üç temel yapı üzerinde oluşturmuştur.
155 |
Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
Bunlar;
•
Bürokrasi merkezli değil; vatandaş merkezli devlet
•
Sonuç odaklı devlet
•
Yenilikleri destekleyen pazar odaklı devlet şeklindedir.
Bunların başarılı bir şekilde sağlanması, ancak amaçlanan isteklerin
vatandaşlara kolay ulaştırılması ile sağlanabilir. ABD yaptığı bu çalışmalar ile 1993-1998 yılları arasındaki 5 yıllık süreçte e-devlet projeleri
sayesinde 138 milyar dolar tasarruf elde etmiştir.
ABD’nin sağladığı bu başarılar üzerine Avrupa ülkeleri de bu konuda harekete geçmişler ve e-Avrupa Girişimi, Aralık 1999’da Avrupa
Komisyonu tarafından kabul edilmiştir. E-Avrupa girişiminin temel
amacı; Avrupa’yı dünyanın en dinamik ve rekabet gücü yüksek pazarı
haline getirmek hedefi ile temelde internet teknolojileri olmak üzere
yeni ekonomi için gerekli altyapının sağlanması için gerekli çabaların
tamamını kapsamaktadır (Büke, 2002).
Avrupa Birliği’ne aday ülkeler de ortaya konulan bu hedefi benimsemiş
ve kendileri için e-Avrupa benzeri bir eylem planı hazırlamaya karar
vermişlerdir. Bu şekilde “e-Avrupa Girişimi” ortaya çıkmıştır. Avrupa
Komisyonu, içinde Türkiye’nin de bulunduğu aday ülkelere bu ortak
eylem planının sağlanması için davette bulunmuş, Türkiye de 15-16
Haziran 2001’de yapılan Avrupa Birliği zirvesinde e-Avrupa Girişimi’ne üye olmuştur (Yücetürk, 2002).
Dünya’da ABD’den sonra e-devlet alt yapısını en iyi oluşturan ülkelerin
başında Kanada gelmektedir. Bunun başlıca nedeni ise e-devlet sistemi
oluşturulurken vatandaşların ve işletmelerin taleplerine göre alt yapılarını hazırlamaları gösterilmektedir.
Dünyada e-devlet çalışmalarının genellikle 1998 yılında sonra yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir. Fransa 1998 yılının ilk çeyreğinde
Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanmış olan “Elektronik Ticaret Ra-
| 156
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
poru” ile e-devlet faaliyetlerine başlamıştır. İspanya 1999 yılında “Toplum ve Yeni Teknolojiler Oluşumu” ile e-devlet çalışmalarını sağlamayı
amaçlamıştır (Çarıkçı, 2009).
Günümüzde ülkelerin e-devlet alanındaki gelişmeleri incelendiğinde;
Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı raporda, ülkeler değerlendirilirken 3 ana indeksten yararlanır. E-devlet Gelişme Endeksini (E-Government Development Index (EGDI)) oluşturan etmenle ise Online
Hizmet Endeksi (OSI—Online Service Index), Telekomünikasyon Altyapı Endeksi (TII-Telecommunication Infrastructure Index) ve İnsan
Kapasite Endeksi (HCI—Human Capital Index)’dir (UNAP,2014).
Ülkelerin e-devlet gelişmişlikleri sıralanırken bu alanlardaki gelişmişlikleri hesaplanarak e-devlet sıralaması yapılmaktadır.
Tablo 4 Dünya E-devlet Gelişmişlik Sıralaması
2014
EGDI
2014
Sıralaması
Asya
0.9462
1
1
-
Avustralya
0.9103
2
12
↑10
Singapur
Asya
0.9076
3
10
↑7
Fransa
Avrupa
0.8938
4
6
↑2
Hollanda
Avrupa
0.8897
5
2
↓3
Japonya
Asya
0.8874
6
18
↑ 12
ABD
Amerika
0.8748
7
5
↓2
İngiltere
Avrupa
0.8695
8
3
↓5
Ülke
Konum
Güney Kore
Avustralya
2012
Sıralaması
Değişimi
(2012–2014)
Yeni Zelanda Asya
0.8644
9
13
↑4
Finlandiya
Avrupa
0.8449
10
9
↓1
Türkiye
Asya
0.5443
71
80
↑9
Ülkelerin e-devlet gelişmişlikleri incelendiğinde sıralamanın en üstünde gelişmiş ülkelerin bulunduğu görülmektedir. E-GOV 2014 raporuna göre dünya ortalaması EGDI sayısı 4712 iken; Güney Kore bu
rakamın çok üzerinde 9462 değeriyle dünya birincisi olarak görülmek-
157 |
Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
tedir. Güney Kore’yi sırasıyla Avustralya, Singapur, Fransa, Hollanda,
Japonya, ABD, İngiltere ve Yeni Zelanda ülkeleri izliyor. Ülkelerin gelişmişlik seviyeleri ile e-devlet seviyelerinin orantılı olduğu görülmektedir (UNAP, 2014).
3 ana endeks göz önüne alınarak değerlendirildiğinde, Türkiye’nin
hem altyapı hem de insan faktörleri bakımından çok düşük seviyede
kaldığı görülmektedir. Avrupa Birliği ortalaması 7300 iken, Türkiye
bu sıralamada Avrupa Birliği üye ülkelerinden sadece Bulgaristan’dan
iyi durumdadır. Bir önceki rapora göre 18 puan düşmesine rağmen
Türkiye’nin önünde Sırbistan; sonrasındaysa Moldova, Romanya, San
Marino ve Belarus gibi balkan ülkeleri yer almaktadır. Aynı sıralamada
Kafkas ülkelerinden Ermenistan 61. Sırada, Azerbaycan ise 68 sıra ile
Türkiye’nin önünde yer almıştır. Arap ülkelerinden Suudi Arabistan
36, Katar 44, Kuveyt ise 49. sıra ile Türkiye’nin çok önünde bulunmaktadır (UNAP, 2014).
3.
TÜRKİYE’DE E-DEVLET UYGULAMALARI
Türkiye’deki ilk e-devlet çalışmaları 1998 yılında başlayan Vergi Dairesi
Otomasyon Projesi (VEDOP) ve Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNIS) projeleridir. 2002 Aralık ayında hükümet tarafından başlatılan Acil
Eylem Planı, ülkenin ekonomik sorunlarını çözerek, ülkeye katma değer
sağlayacak ve toplumsal refahını artırmayı amaçlamıştır. Bu eylem planın
en önemli ayaklarından biri, Türkiye’nin bilgi toplumuna geçmesini hedefleyen, e-Dönüşüm Türkiye Projesi’dir. Bu projede bir Başkan Yardımcısı e-Bakan fonksiyonunu icra ederken, projenin koordinasyon görevi
için de Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığı görevlendirilmiştir.
27 Şubat 2003 Başbakanlık genelgesi ile e-Dönüşüm Türkiye Projesinin
amaçları ve hedefleri belirlenmiş ve bu işlemleri yürütmek için DPT çatısı altında Bilgi Toplumu Dairesi kurulmuştur (DPT, 2009).
İlk yapılan e-devlet uygulaması ise 2003 yılında hizmete vermeye
başlayan, Nüfus Müdürlüklerini Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel
| 158
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
Müdürlüğüne bağlayan MERNİS’tir. Ekim 2004 yılında vergi beyannameleri internet üzerinden alınmaya başlanmıştır. 2005 yılında diğer kurumların MERNİS sisteminden yararlanması amacıyla kimlik
paylaşım sistemi (KPS) hayata geçmiştir. Kasım 2005’te Türk Telekom
ile OYAK Teknoloji (OYTEK) ve merkezi Singapur’da bulunan ortağı Crimson Logic ile kamu hizmetlerinin tek merkezden sunumunun
gerçekleştirileceği e-devlet Ana Kapısı sisteminin teknik altyapısının
oluşturulması için 20 milyon Avro’luk bir anlaşma imzalamıştır. Hazırlanacak Portal sistemi ile 70 milyon vatandaşın tek bir merkezden
e-devlet hizmetlerine ulaşması amaçlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı
ise e-devlet uygulaması olan, e-Okul isimli öğrenci portalı sistemini
Mayıs 2006’da başlatmıştır. Bu proje ile öğrencilerin sınıf, not ve branş
bilgileri gibi okul kayıtları, MERNİS sistemindeki kimlik bilgileri ile
entegre edilerek daha sağlıklı merkezi bir bilgi sistemine kaydedilmiştir
(DPT, 2009).
18 Aralık 2008 yılında e-devlet kapısı www.turkiye.gov.tr hizmet vermeye başlamıştır. Portal ile 70 milyon vatandaşa ve iş dünyasına devlet
hizmetlerine tek merkezden erişim sağlama imkânı verilmiştir. Sosyal
Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) 27 Ekim 2009 tarihinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nde kamuoyuna tanıtılmıştır (DPT, 2009).
E-devlet sisteminde belediyeler için oluşturulan uygulamaların 2014
yılında sadece 87 belediye tarafından kullanıldığı bunun ise 1421 belediye içinde %6,12’lik bir orana denk geldiği görülmüştür.
Türkiye e-devlet stratejisine bakıldığında süreç; e-Dönüşüm Türkiye
Projesinin başlangıcı ile birlikte 2003-2004 Kısa Dönem Eylem Planı, e-Dönüşüm Türkiye 2005 Eylem Planı, Bilgi Toplumu Stratejisi
(2006-2010) Temmuz 2006’da ve son olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından 28 Haziran 2006 tarihinde 877 sayılı Kanun ile kabul edilen Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 – 2013) e-devlet alanında yapılan faaliyetler olarak görülmektedir (DPT, 2009).
159 |
Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
Türkiye’de e-devlet kapsamında yapılan çalışmalar; Devlet Planlama
Teşkilatı bünyesinde www.turkiye.gov.tr adresinden toplanarak bir
eş güdüm sağlanmaya çalışılmıştır. İlgili kurumlar ile tam entegrasyona sadece MERNİS ve VEDOP projelerinde başarıya ulaşıldığı,
özellikle MERNİS sisteminde her kurum ya da işletmenin aldığı sorgu hakkı ile kimlik ve adres bilgilerin tek elden sağlıklı sunulduğu
görülmüştür. Diğer projelerin kurum bazında ve yalnızca veri sorgu
şeklindeki işlemlerle sınırlı kalıp, veri işlem bütünlüğünün sağlanamadığı görülmüştür. Örnek uygulamalara bakıldığında Sağlık Bakanlığının Aile Hekim Sorgulama veya Randevu sistemi ile sınırlı
kalması ve halen hastanelerde bilişim entegrasyonun olmaması, e-okul sisteminin ise sadece Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile sınırlı
kalıp, buradan mezun olan öğrencilerin gittiği Yükseköğretim kurumlarındaki öğrenci bilgi yönetim sistemleri ile entegrasyonunun
yapılmadığı görülmüştür.
Türkiye’nin e-devlet kapısı olan www.turkiye.gov.tr adresinde hizmet
veren 1005 uygulamadan en çok kullanılan hizmet sayısı 50 olarak
saptanmıştır. Bunlar incelendiğinde çoğunluğunun sorgu hizmetleri
olduğu görülmektedir. E-devlet’te vatandaşla etkileşimli işlemler değil,
daha çok durum bilgisi öğrenme üzerine işlemlerin yapıldığı saptanmıştır (E-Devlet, 2014).
Literatür çalışmalarına baktığımızda, eğitimli halkın bilgisayar ve internet kullanma eğilimlerinin eğitim seviyesi ile doğru orantılı olarak
artığı yapılan çalışmaların bulgularında görülmektedir. (Pavlichev,
2004; Yiğitcanlar, 2003; Borge vd., 2009; Belanger & Lemuria, 2006).
Eğitim seviyesi artıkça insanların e-devlet uygulamaları kullanımı da
artmaktadır (Belanger ve Lemuria, 2006; Borge vd., 2009). Eğitimli
halkın beklenti ve yüksek farkındalıkları sebebiyle belediyeler üzerinde
gelişmiş e-devlet hizmet sunmaları yönünde baskı kurulabilir (Debreceny vd., 2002). Saruç (2007) Eğitim seviyesi yükselen Türk halkında
e-devlet uygulamalarını kullanma düzeylerinin de artığını rapor edilmektedir (Arslan, 2012).
| 160
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
4.
TÜRKİYE’DE MOBİL DEVLET
Mobil devlet uygulamaları, vatandaşların zaman ve mekân sınırlaması
olmadan, her yerde ve ihtiyaç duydukları her zaman, Kamu Kurum
ve Kuruluşlarının sunmuş oldukları hizmetlere erişebilmelerini ve hizmetlerden yararlanabilmeleri için kullanıma açılan e-devlet hizmetleridir. Mobil devlet uygulamaları, bilgisayarın olmadığı yerlerde bile
mekândan bağımsız olarak yaygın bir telefon desteği ile ihtiyaç duyulan bilgilerin vatandaşlara ulaşabilmelerini amaçlamaktadır (Turkiye.
gov.tr, 2015).
Dünya’da m-devlet uygulamaları 2000’li yıllarda e-devlet uygulamalarına paralel bir şekilde ilk olarak cep telefonu sms uygulamaları ile
faaliyete başlamıştır. Londra polisinin kısa mesaj servisi ile vatandaşlar
güvenlik tehditlerine karşı uyarılmaktadır. Stockholm’de ise iş ilanları
kısa mesaj yolu ile vatandaşlara duyurulmaktadır. Norveç’te vatandaşlar vergi bildirimlerini tümüyle kısa mesaj yoluyla ve özel bir kodla
yapabilmektedirler. Estonya’da 2002 yılında başlayan bir proje ile yolcular tren ve otobüs biletlerini kısa mesaj yolu ile satın alabilmektedirler. Hong Kong’ta 2004 yılında SARS salgını sırasında 6 milyon kişiye
kısa mesaj göndererek panik ortamını engellemeye çalışmıştır (Erkul,
2008).
Türkiye’de m-devlet alanındaki ilk çalışmalar, 2005 yılında başlatılan
Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin mobil ayağını teşkil eden birim ise UYAP
SMS Bilgi Sistemi’dir. Bu sistemle avukatlar ve vatandaşlar; açılan davaları, başlatılan icra takiplerini, duruşma tarihi gibi bilgileri adliye binalarına gitmeden cep telefonlarına gönderilen kısa mesajlar sayesinde
daha hızlı öğrenebilmektedir. (Sms.Uyap, 2014). 2002 yılında başlatılan Deprem Acil Müdahale Projesi ile İstanbul’un yoğun yerleşim,
sanayi, ve ticaret bölgelerinden seçilmiş konumlara 100 adet deprem
kayıt cihazları simkart ve modem bağlantıları ile Avea mobil şebekesi üzerinden düzenli olarak takip edilmesi amaçlanmıştır (kurumsalsosyal.com, 2014). Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen
Mobil Bilgi Projesi kapsamında, velilerin ve öğrencilerin ders program-
161 |
Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
larını ve notlarını, sınav tarihlerini ve sonuçlarını, okula devam ve devamsızlık gibi verilerin cep telefonu yolu ile öğrenmeleri sağlanmıştır
(Güler ve Döventaş, 2009).
Günümüzde ise devletin e-devlet kapısı olan www.turkiye.gov.tr
m-devlet uygulamasını 2011 yılında faaliyete geçirmiştir. Sms uygulamaları ile başlayan m-devlet uygulamaları yerel m-devlet ile daha
çok büyük şehirlerde aktif olarak faaliyet göstermiştir. İstanbul ve
Ankara’da şehir içi otobüs sefer hat durumları, trafik yoğunluğu uygulamaları en önemli m-devlet uygulamaları olarak Türkiye’de görülmektedir.
Yapılan bu projeler e-devlet ile paralel olarak başlamış ilk örnekler olmasına rağmen devletin oluşturduğu e-devlet strateji planlarının yürütme yönetmelikleri incelendiğinde Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem
Planı (2006-2010) çerçevesinde ağırlıklı olarak e-devlet kavramı işlenirken mobil kavramı ise sadece 3 başlıkta 61, 62 ve 71. başlıklarda
geçmektedir. 2007-2009 Orta Vadeli Program strateji programında
mobil kavramına hiç değinilmezken sadece geniş bant internet alt yapısının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına değiniliyor.
5.
SONUÇ
Türkiye’deki e-devlet uygulamalarının 16 yıllık bir geçmişi olmasına
rağmen hala yeterli hizmetleri vermediği görülmüştür. Mobil internet kullanımının 24 milyon kişiyi aşmasına rağmen Turkiye.gov.tr’nin
m-devlet uygulaması ancak 2011 yılında hizmet vermeye başlamış olup
tanıtım faaliyetleri ise yetersiz seviyededir. Ayrıca Türkiye’deki e-devlet
uygulamalarının genel olarak sadece sorgu yapma ve başvuru işlemlerinden ibaret olduğu, bankalar her türlü finansal işlemlerini mobil
uygulamalardan gerçekleştirmeye imkân sunarken; devletin 2005 yılında e-imza uygulamasını başlatmasına rağmen bireysel yapılan devlet
işlemlerinin büyük çoğunluğunun hala e-devlet platformunda gerçekleştirilemediği görülmüştür.
| 162
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
Dünya devletleri olgunlaştırdıkları e-devlet uygulamalarını m-devlet
olarak uyarlamayı başarmışken ülkemiz hala e-devlet uygulamalarını
olgunlaştıramamıştır. Netice olarak ülkemiz gelişen mobil teknolojilerini de göz önüne alarak mevcut e-devlet gelişim politikasını güncellemeli veya yeni bir e-devlet politikası oluşturmalıdır.
Artan genç nüfus oranı m-devlet uygulamalarının benimsenmesi açısından en önemli faktör olarak karşımızda durmaktadır. Buna paralel
olarak özel sektör mobil uygulamaları baz alınarak insanların yatkınlıkları ve ihtiyaçları doğrultusundan m-devlet uygulamaları geliştirilmelidir.
KAYNAKÇA
Akurgal, A., (2003).“Dünyada E-Devlet Uygulamaları, Sağlanan Yararlar ve Türkiye”, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Elektronik Devlet Paneli Kitabı, İstanbul.
Arslan, A. (2012). Türk Belediyelerinde M-Devlet Hizmeti Uygulamaları. Journal of Internet Applications & Management/İnternet Uygulamaları ve Yönetimi Dergisi, 3(2).
Belanger, F. & Carter, L. (2006). The Effects of the Digital Divide
on EGovernment: An Emperical Evaluation. Proceedings of the 39th
Annual Hawaii International Conference on System Sciences (HICSS’06),(4),
Büke, A. (2002), Bilişim Çağında e-Devlet ve e-Türkiye, Aymar Yayıncılık, İzmir.
BTK, (2014),“Üç Aylık Pazar Verileri Raporu, 2014 Yılı 1. Çeyrek”,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Ankara.
Borge, R., Colombo, C. & Welp, Y. (2009). Online and Offline Participation at the Local Level. Information, Communication & Society,
12(6), First published on: 07 September 2009 (iFirst),
163 |
Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları
Çarıkçı, O., 2009. Türkiye’de Kamu Hizmetlerinin Sunumu Ve E-Devlet
Uygulamaları: Isparta İli Örneği, Yüksek Lisans Tezi. Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta.
Debreceny, R., Gray, G. L., & Rahman, A. (2002). The determinants
of İnternet financial reporting. Journal of Accounting and Public Policy, 21(4-5), 371-394,
DPT, (2009), Türkiye E-Devlet Raporu, Devlet Planlama Teşkilatı,
Kasım 2009.
Efe, H. ve Yıldız, S., (2011). “Türkiye’de E-Devlet Uygulamalarının Sorunları: Kars Örneği”, Uluslar Arası 9. Bilgi, Ekonomisi ve Yönetim
Kongresi , 23-25 Haziran, Saraybosna-Bosna Hersek
E-Devlet,(2014). www.turkiye.gov.tr, Erişim:02.08.2014.
Erkul, R. E.,(2008)“Dünyada Mobil Devlet Uygulamaları”, 6.eTR
Ödülleri ve Kongresi 2 Aralık 2008, www.digitaldevlet.net
Güler, M., & Dövertaş, E. (2009). Elektronik Devletten (E-Devlet)
Mobil Devlete (M-Devlet) Geçişte Türkiye’de Yerel Yönetim Uygulamaları. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(1).
Kurumsalsosyal.com, 2015, http://www.kurumsalsosyal.com/tr-TR/
avea/180_deprem-acil-mudahale-projesi.aspx Erişim: 05.04.2015
Pavlichev, A. (2004). The Effects Of Internal Characteristics Of Municipal Government Agencies And Environmental Factors Of Municipalities On The Scope And The Quality Of Municipal E-Government
Initiatives: Developing An Integrated Approach. Doctorate Dissertation, Graduate Faculty of North Carolina State University, Public Administration, Raleigh,
Saruç, N. T. (2007). E-devlet Hizmetlerinden Yararlanma Derecesi ve
Algılanan Hizmet Kalitesi: Amprik bir Çalışma.
| 164
Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER
Sms.Uyap, (2014). Ulusal Yargı Sistemi, http://www.sms.uyap.gov.tr/
nedir.html Erişim: 03.08.2014
TBD, (2001), “Türkiye’de E-Devlet Nasıl Olmalı?”. Türkiye Bilişim
Derneği.
TUİK, (2014), http://www.tuik.gov.tr. Türkiye İstatistik Kurumu.
Turkiye.gov.tr, 2015, Mobil Devlet, https://www.turkiye.gov.tr/bilgilendirme?konu=mobil Erişim: 16.04.2015
UNAP, (2014) “Unıted Natıons E-Government Survey 2014 E-Government For The Future We Want”, United Nations.
Yücetürk, E. (2004). Türk Kamu Yönetiminde E-Devlet Uygulamaları
ve Tabana Yayılabilme Yeteneği Bakımından Bir Değerlendirme: Bolu
Örneği. I. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, K. Ü... BF
Yayını, İzmit, ss, 145-163.
Yigitcanlar, T. (2003, May). Bridging the gap between citizens and
local authorities via e-government. In Symposium on E-government
(pp. 10-12).
165 |
Kadir PEKER
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK
UYGULAMALARI ve MOBİL
UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM:
İSTANBUL ÖRNEĞİ
Kadir PEKER
Özet
Belediye faaliyetlerinin ve belediye başkanın tanıtımı amacıyla
kurulan web sitelerinin, online hizmetleri de sunmaya başlamasıyla birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Vatandaşın artık 7
gün 24 saat erişebilir olduğu e-belediyecilik hizmetleri vasıtasıyla, emlak vergisini, su borcu gibi borçlar ödenebilmekte,
açılan ihaleler, belediye meclis kararları ve arsanın imar durumunu gibi konular hakkında bilgi edinilebilmekte, ayrıca diDr., Kamu Yönetimi Bilim Dalı
[email protected]
167 |
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: ..
lek, öneri ve şikayet gibi konular online olarak yapılabilmektedir. Bu çalışmada, İstanbul ilinde faaliyet gösteren İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ve 39 ilçe belediyesinin e-belediyecilik
uygulamalarının karşılaştırmalı analizini yapmak ve özellikle de
belediyelerin mobil teknoloji ile gelişen mobil uygulamalara
verdiği önemi araştırmaktır.
Anahtar Kelimeler
Belediye, E-devlet, E-Belediye, Mobil Uygulama
| 168
Kadir PEKER
GİRİŞ
Dünya’da “küreselleşme” eğilimleri yaşanırken “yerelleşme” eğilimlerinin de yaşandığı görülmektedir. Küreselleşme ile birlikte, yerele
yüklenen anlam ve içerik yeniden şekillenirken, kentler ve yerel
yönetimler de yeni işlevler kazanmaktadır (Alodalı vd., 2013: 2). Diğer
bir ifade ile iletişim ve bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, küreselleşmenin etkisinde şekillenen yenidünya düzeni kamusal hizmet
sunan birimlerin yapılarını ve iş görme şekillerini de bu değişimlerin
paralelinde dönüştürmeye zorlamaktadır (Akgün,2003: 66). Çünkü
insanlık tarihi boyunca son 50 yıl içinde yaşanan değişim hiç bu kadar
hızlı olmamıştır. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş binlerce
yıl alırken, sanayi ve teknolojik gelişmeler ile birlikte sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş çok hızlı olmuştur (Çukurçayır ve Çelebi,
2009: 60). Bilgi toplumunda yaşanan teknolojik değişim küresel alanda baş döndürücü bir şekilde devam ederken hizmet sunan birimlerden beklentilerin de değişmesine ve çeşitlenmesine neden olmuştur. Teknolojik alanda yaşanan değişim, hizmet sunan birimlerin vatandaşa
hizmet sunumunda kolaylık sağlamış ve vatandaşın hızlı hizmet alabilmesini sağlamıştır. Fakat yaşanan değişim beklentilerin çeşitlenerek
artmasına ve değişmesine neden olmuştur. Özel sektör yönetimi gibi
kamu kurum ve kuruluşları da yaşanan değişimler ile birlikte vatandaşın beklentilerine karşılamada bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanmaya başlamışlardır. Dolayısıyla hızla değişen ihtiyaçlara çözümler
üretme çabası, bugün özel sektörün yanı sıra kamu sektörünün de
önem verdiği konuların başında gelmektedir.
Hizmet sunumunu daha verimli kılmak veya hizmet alanlara daha kolay ulaşabilmek amacıyla çağın gerektirdiği teknolojileri takip edip en
iyi şekilde kullanma çabası belediyeleri de diğer kamu kurumları gibi
elektronik uygulamalara kullanmaya yönlendirmiştir. Bunun için birçok proje geliştirilmiş, hayata geçirilmiş ve hizmetler elektronik ortama
taşınarak vatandaşa 7gün 24 saat hizmet sunumu amaçlanmıştır.
169 |
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: ..
Bu çalışmanın amacı, İstanbul ilinde faaliyet gösteren belediyelerin
e-hizmet uygulamalarının karşılaştırmalı analizini yapmak ve özellikle
de mobil teknoloji ile gelişen mobil uygulamalara verdiği önemi araştırmaktır. Çalışmada öncelikle, bilişim teknolojisi ve kamu yönetimi
ilişkisi, e-devlet, e belediye kavramları ve Türkiye’de uygulamaları ve
İstanbul ilinde faaliyet gösteren belediyelerin e-belediyecilik uygulamaları karşılaştırmalı olarak analiz edilmeye çalışılacaktır.
1. Bilişim Teknolojisinin
Kamu Yönetimine Etkisi
Geçmişten günümüze devletler siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyal
alanlarda değişimler yaşamaktadır. Geçmişte tarımsal toplumsan sanayi toplumuna geçildiği gibi günümüzde de sanayi toplumundan bilgi
toplumuna doğru bir geçişin söz konusu olduğu görülmektedir (Aydın
ve Kiracı, 2014: 33). İçinde yaşadığımız şu dönemde, bilgi ve iletişim
teknolojileri her alanı etkilediği gibi kamu yönetimi alanını da yoğun
bir şekilde etkilemektedir. Bilgi toplumuna geçişte, bilgisayarlar, internet, telefon gibi bilgi iletişim araçlarının yaygınlaşmasının katkısı
olmuştur (Aydın ve Kiracı, 2014: 33).
Bilgi ve iletişim teknolojisindeki yaşanan gelişmelere paralel olarak,
devletler kamu yönetimlerini daha etkin, verimli ve vatandaş odaklı
hale getirmek amacıyla bilgi ve iletişim teknolojisinden daha fazla yararlanmaya başlamışlardır. (Parlak ve Sobacı: 2005:226). Devletlerin
söz konusu bilgi ve iletişim alanındaki değişime olan ilgisi e-devlet kavramını ortaya çıkarmıştır.
2. E-Devlet Kavramı ve Türkiye’de
E-Devlet Uygulama Örnekleri
İdarenin yeniden yapılandırılması çabalarıyla önem kazanan, elektronik
devlet, dijital devlet gibi isimler ile de anılan e-devlet kavramı, basit ve
dar anlamda kamu hizmetlerinin üretimi ve vatandaşa sunumunda bilgi
ve iletişim teknolojilerinin vasıtasıyla elektronik ortamda sunumunu ifa-
| 170
Kadir PEKER
de etmektedir (Şahin, 2007: 164; Aydın ve Kiracı, 2014: 33). Bir başka
tanıma göre e-devlet; kamu kurum-kuruluşları, vatandaşlar ve ticari kurumları arasındaki bilgi, hizmet ve mal alışverişlerinde aracı olan yazılı
ve klasik bürokratik işlemlerin (kamusal hizmetlerin) elektronik ortama
taşınarak performans ve verimlilik artışını hedefleyen devlet modelidir
(Türkiye Bilişim Şurası, 2002: 10; Ateş, 2003: 485). Aslında en yalın
biçimiyle e-devlet devletin vatandaşına karşı, vatandaşında devlete karşı
yerine getirmek zorunda olduğu görev ve hizmetlerin karşılıklı olarak
elektronik iletişim ve işlem ortamında kesintisiz ve güvenli olarak yürütülmesi şeklinde tanımlamak mümkündür (Arifoğlu vd., 2002: 12).
Sunulan hizmetlerinin online ortama taşınması ile birlikte, devlet hizmetleri vatandaşa en kolay yoldan en etkin şekilde, kaliteli, hızlı, kesintisiz, sürekli, güvenli olarak ulaştırılmaya çalışılmaktadır (Aydın ve
Kiracı, 2014: 33).
Türkiye’de uzun yıllar kamu kurumlarının bireysel inisiyatifleri düzeyinde
kalan e-devlet çalışmaları, 15-16 Haziran 2001’de Göteborg’da yapılan AB
Liderler zirvesinde Türkiye’nin “e-Avrupa+” projesine imza atması ve Başbakanlık koordinasyonunda “e-Türkiye” çalışmalarının başlamasıyla hız
kazanmıştır (Balcı: 2008: 324). Ayrıca 27 Şubat 2003 tarih ve 2003/12
sayılı Başbakanlık Genelgesi ile E-Dönüşüm Türkiye Projesi başlamıştır.
Kamusal hizmet alan vatandaşın 7 gün 24 saat kamusal hizmete online
olarak erişebilmesine imkan tanıyan e-Devlet uygulamalarının hayata geçirilmesi ile şunlar amaçlanmaktadır (Türkiye Bilişim Şurası, 2002: 10);
§ Devletin şeffaflaşması,
§ Devletin hızlı ve etkin bir şekilde işleyişinin sağlanması,
§ Her düzeyde vatandaşın yönetime katılımının sağlanması,
§ Kurumlar arası bilgi alışverişinin sağlanarak iş ve veri yinelenmesinin önlenmesi,
§ Kamunun hizmet verdiği vatandaşların yaşamlarının kolaylaştırılması,
171 |
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: ..
§ Karar vericilerin bilgiye dayalı karar verme süreçlerinin geliştirilmesi ve hızlandırılması.
Sayılan amaçların gerçekleşmesi durumunda ise sağlanacak yararlar
şunlardır (Bilişim Şurası, 2002: 10);
§ Zamansal kazanç sağlanacaktır,
§ Maliyetler düşecek ve verimlilik artacaktır,
§ Memnuniyet artacaktır,
§ Ekonomik gelişim desteklenecektir,
§ Hayat kalitesi artacaktır,
§ Bireysel katılımın artacaktır,
§ Kâğıt bağımlılığı ve kullanımı azalacaktır,
§ Kamu ile olan işlemler için vatandaşın talep ettiği bilgilere bir
noktadan ve doğru şekilde ulaşılacaktır. Böylece insan yanlışları
en aza indirilecektir,
§ Bilgi ve iletişim teknolojileri ilk kurma maliyeti yüksek olmasına
karşın zaman boyutunda toplam sahip olma maliyetinin düşmesi,
verilecek olan hizmetin daha hızlı sunulması, işletme giderlerinin azalması, doğru bilgiye ulaşım vs. gibi olumluluklar hizmetin
elektronik olarak sunumu için bir neden olacaktır,
§ e-Devlet aynı zamanda hem kamu hem de vatandaş için karar almada kolaylık ve hız sağlayacaktır,
§ e-Devlette vatandaşın talebi ön plana çıkacaktır,
§ Vatandaş ile devlet arasındaki ilişki gelişecek, güven ortamı oluşarak kuvvetlenecektir,
§ Vatandaşın kamu ile işlerinde kısa sürede doğru bilgiye ulaşımı
karşısında kamuya güveni artacaktır.
Türkiye e-devlete ilişkin birçok projeyi sağlıklı bir şekilde hayata geçirmiştir. İnce (2001: 76-78) tarafından 2001 yılında 61 adet e-devlet
projesinin yürütüldüğü belirtilmekte olup bu projelerden önemli olan-
| 172
Kadir PEKER
ları “MERNİS” (Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi Projesi), “VEDOP”
(Vergi Daireleri Otomasyon Projesi), “GİMOP” (Gümrük İdaresinin
Modernizasyonu Projesi), “UYAP” (Ulusal Yargı Ağı Projesi), “POLNET” (Polis Bilgi Ağı Projesi)’dir (Parlak ve Sobacı: 2005:235-236).
3. E-Belediye Kavramı ve Türkiye’de
E-Belediye Uygulama Örnekleri
E-devlet düşüncesinin yerel yönetimlere yansıması olarak, e-belediyecilik anlayışı ortaya çıkmış ve uygulamaya konulmuştur. E-belediyecilik,
belediyelerin gerçekleştirmiş olduğu yerel mal ve hizmetlerin sunumunun elektronik ortamda yerel halkın hizmetine sunması olarak ifade edilebilir. Ayrıca, e-belediye, belediyelerin, yerel halkın talep ve şikayetlerinin alındığı ve yerel halk ile online iletişim kurduğu bir platform olarak
değerlendirilebilir (Alodalı vd., 2013: 6). Aslında e-devlet için geçerli
olan tüm tanımlamalar, ilkeler ve beklentiler, e-devletin yerelde uzantısı
olan tüm yerel yönetim kurumları için geçerlidir (Şahin, 2007: 166).
Teknoloji alanında yaşanan değişim ile birlikte yerel hizmet alan birey ve kurumların yerel yönetimlerden beklentisi sürekli artmakta ve
değişmektedir. Bu bakımdan bilgi çağının gerektirdiği kent yaşamını
kolaylaştırıcı faaliyetlerin yürütülmesi konusunda yerel yönetimlere
özellikle de belediyelere önemli görevler düşmektedir (Şahin, 2007:
166). Belediyelerce sunulan hizmetlerde etkinlik, verimlilik, şeffaflık,
hesap verebilirlik, vatandaş odaklı olma, temiz ve sağlıklı çevre gibi
talepler öne çıkmaktadır (Erdal, 2002: 168).
Bir yerel yönetim sınırları içinde oturan, çalışan ya da okuyan insanların kendi bilgisayarlarından veya okul, kütüphane ya da kamu terminallerinden, yerel yönetim ile ilgili her türlü bilgiye ulaşabilmesi; yerel
yönetim çalışanları ve diğer vatandaşlarla iletişim kurabilmesi; sanal
ortamdaki konferanslar ve sohbet kanalları aracılığı ile yerel yönetim
sorunları hakkında etkileşimde bulunabilmesi; çeşitli form ve raporları
yerel yönetim yetkililerine sunabilmesi, son derece önemlidir (Henden,
2005: 7). Bu açıdan belediyeler e-belediyecilik ile belde halkına sundu-
173 |
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: ..
ğu hizmetleri online ortama da taşıyarak hizmet sunumunda kalite ve
kolaylık sağlamaktadır. Bir başka ifade ile de, vatandaşların yönetime
daha fazla katılımını sağlamak, herkesin, her zaman bilgiye ulaşmasını
sağlamak, zamandan tasarruf ederek verimliliği arttırmak ve böylece
vatandaş memnuniyeti sağlamaktır (Aydın ve Kiracı, 2014: 36)
E-belediyecilik aracılığıyla vatandaşlar, akla gelebilecek her konuda
birbirleriyle etkileşimde bulunup, ortak sorunlarını dile getirip, bu konularda fikir üretebileceklerdir. En basit anlatımıyla e-belediyecilik ile
yerel yönetimin, daha demokratik, kolay ulaşılabilir ve şeffaf olması
amaçlanmaktadır. Daha geniş anlatımıyla ise, yerel yönetimler, e-belediye ile (Henden, 2005: 7);
§ Faaliyetlerinin kamuoyu tarafından sürekli ve güncel olarak izlenmesini,
§ Belediyenin ulusal ve uluslararası ölçekte, en düşük maliyetle ve
en etkin şekilde tanıtımını,
§ Tüm basın ve yayın kuruluşlarına hızlı, doğru ve güvenilir şekilde
bilgi ve veri aktarımı yapabilmesine imkân vermeyi; bu kuruluşlarla elektronik posta sistemine dayalı olarak hızlı iletişim gerçekleştirmeyi,
§ İnternet teknolojileri kullanılarak belediye-vatandaş ilişkisini daha
etkileşimli bir zemine taşımayı,
§ Kent gündeminin çok yönlü ve güncel olarak web sitesinden izlenmesini sağlamayı,
§ Kent verilerinden oluşan bilgi bankasının geliştirilmesine yönelik
çalışmaları sürdürmeyi amaçlarlar.
E-belediyecilik anlayışıyla belediyeler, hizmet sunduğu belde halkına ve
daha geniş halk kitlesine daha kolay ulaşabilmekte ve sunulan belediye
hizmetlerinde hız ve kolaylık sağlamaktadır. Bu anlayış ile belediyeler,
ihale ilanlarını, meclis kararlarını, yıllık faaliyet raporlarını, stratejik
planlarını, performans, yatırım ve hizmet programlarını kısaca belediyeye ait her türlü bilgiyi web siteleri üzerinden erişime açmaktadırlar.
| 174
Kadir PEKER
4. İstanbul İli İlçe Belediyelerinin
E-Belediye Uygulamalarının Karşılaştırmalı Analizi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul sınırları içerisinde faaliyet
gösteren 39 ilçe belediyelerinin e-belediyecilik uygulamalarının karşılaştırmalı analizinin yapıldığı bu çalışmada Parlak ve Sobacı (2008:
242-245) ve Alodalı vd. (2013: 7)’nin çalışmalarında e-belediyecilik
ölçütü olarak kullandıkları “bilgi ve belge verme”, “iletişim hizmetleri”
ve “online işlem hizmetleri” olarak üç temel ölçüt alınmıştır. Üç temel
ölçüte bazı alt ölçütler eklenerek 15 alt ölçüt üzerinden belediyelerin
karşılaştırmalı analizi yapılmıştır.
Çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul sınırları içerisinde faaliyet gösteren 39 ilçe belediyesinin web sayfaları Şubat 2015
- Mart 2015 tarihleri arasında taranarak, e-belediyecilik uygulamaları
tespit edilmiş, ayrıca bazı belediyeler ile telefon ve e-mail aracılığıyla da
iletişime geçilmiş ve bilgi alınmıştır.
Temel ölçütlerden bilgi ve belge verme; kurumsal tanıtım, stratejik
plan yayınlama, meclis karar ve özetlerinin yayınlanması, ihale ilanı
adı altında dört alt ölçütten, iletişim hizmetleri; başkana mesaj, beyaz
masa – istek öneri ve şikâyet, e-bilgi edinme, facebook ve twitter adı altında dört alt ölçütten, online işlem hizmetleri ise imar durumu/planı,
e-sorgulama ve e-ödeme, iş yeri açma ve ruhsat verme, e-beyanname,
evrak takibi, mobil uygulama, kent ve coğrafi bilgi sistemi şeklinde
yedi alt ölçütten oluşmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve 39 ilçe belediyesinin e-belediyecilik uygulamalarının yer aldığı tablo 1 incelendiğinde İstanbul sınırları
içerisinde faaliyet gösteren toplam 40 belediyeden 15 ölçütü yerine
getiren hiçbir belediye bulunmadığı anlaşılmaktadır. E-belediye uygulamalarını, 13 ölçüt ile en fazla İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Bahçelievler Belediyesi, Sancaktepe Belediyesi ve Şişli Belediyesi, en az 6
ölçüt ile de Çatalca Belediyesi yerine getirmektedir.
175 |
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: ..
Tablo 1: İstanbul Belediyelerinin Karşılaştırmalı Analizi
Belediye Adı
Nüfus
İstanbul BŞ
Adalar
Arnavutköy
Ataşehir
Avcılar
Bağcılar
Bahçelievler
Bakırköy
Başakşehir
Bayrampaşa
Beşiktaş
Beykoz
Beylikdüzü
Beyoğlu
Büyükçekmece
Çatalca
Çekmeköy
Esenler
Esenyurt
Eyüp
Fatih
Gaziosmanpaşa
Güngören
14.377.018
16.052
225.670
408.986
417.852
754.623
599.027
221.594
342.422
269.809
188.793
248.071
262.473
241.520
223.324
67.843
220.656
458.857
686.968
367.824
419.266
498.120
303.371
| 176
Online İşlem
Hizmetleri
Kurumsal Tanıtım
Stratejik Plan Yayınlanması
Meclis Karar ve Özetleri
Yapılmış / Yapılacak İhale İlanı
Başkana Mesaj
Beyaz Masa - İstek Öneri ve Şikâyet
E-Bilgi Edinme
Facebook - Twitter
İmar Durumu / Planı
E-sorgulama ve E-Ödeme
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Verme
E-Beyanname
Evrak Takibi
Mobil Uygulama
Kent / Coğrafi Bilgi Sistemi
TOPLAM
Bilgi ve
İletişim
Belge Verme Hizmetleri
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
13
8
10
9
9
11
13
7
9
9
10
10
8
10
10
6
12
10
10
8
11
9
7
Kadir PEKER
TOPLAM
482.571
432.230
450.498
748.398
476.806
663.569
329.788
337.681
161.165
315.022
513.022
32.823
272.380
221.620
674.131
534.970
287.223
14.377.018
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+ +
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
11
12
11
12
11
12
14
13
12
11
11
9
13
12
12
11
12
39
35
34
24
29
36
33
40
34
39
2
16
12
13
33
419
Kadıköy
Kâğıthane
Kartal
Küçükçekmece
Maltepe
Pendik
Sancaktepe
Sarıyer
Silivri
Sultanbeyli
Sultangazi
Şile
Şişli
Tuzla
Ümraniye
Üsküdar
Zeytinburnu
Bakırköy Belediyesi’nin dışındaki tüm belediyeler kurumsal tanıtım
sayfasına yer vermektedir. Ayrıca, Çatalca Belediyesi, Gaziosmanpaşa
Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyeleri stratejik planlarını web sayfalarında yayımlamamaktadırlar. 5393 sayılı Belediye Kanununun 41.
maddesinin 3. fıkrasına göre de “nüfusu 50.000’in altında olan belediyelerde stratejik plân yapılması zorunlu değildir”. Bu nedenle Adalar
ve Şile Belediyelerinin stratejik plan yapma zorunlulukları yoktur. Bakırköy, Beykoz, Beylikdüzü, Gaziosmanpaşa, Kâğıthane ve Sultangazi
Belediyeleri dışındaki tüm belediyeler belediye meclislerinin karar ve
özetlerini kurumsal web sayfalarında ilan etmektedirler.
Yapılmış / yapılacak ihalelerin yayınlanması ölçütünü 40 belediyeden
büyükşehir belediyesi ve 23 ilçe belediyesi sağlamaktadır. Aydın ve Kiracı (2014: 39) belediyelerin yapılan ihalelerini canlı olarak yayınlamasını, belediyelerin şeffaflık konusuna önem verdiğinin göstergesi sayılabileceğini ifade etmişlerdir. İstanbul’da faaliyet gösteren belediyelerden
hiç biri yapılan ihaleleri canlı olarak yayınlamaktadır.
177 |
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: ..
Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beylikdüzü, Beyoğlu, Eyüp Fatih,
Kadıköy, Maltepe ve Üsküdar Belediyelerinin dışındaki 30 belediyede
belediye başkanına online mesaj gönderilebilmektedir. Günümüzde
sosyal medya araçları da önemli bir iletişim ve bilgi paylaşım aracıdır.
Bu nedenle twiter ve facebook belediyelerin belde halkı ile önemli bir
iletişim aracı olabilmektedir. Bu sebepledir ki tüm belediyelerin facebook ve twiter kullandığı anlaşılmaktadır.
Kimi belediyelerde “mavi masa” adıyla kimi belediyelerde ise yaygın
olarak “beyaz masa” adıyla kurulan hizmet birimi vatandaşların 7 gün
/ 24 saat ulaşarak sorun, görüş ve taleplerini iletebildiği hizmet birimidir. Beyaz masa sadece istek, şikâyet ve görüşlerin değerlendirilerek çözüm üretildiği birim değil aynı zaman elde edilen veriler doğrultusunda kaynakların daha verimli kullanılmasına aracı olan birimdir (www.
ibb.gov.tr; 2014). Tablo incelediğinde 40 belediyeden 36’sında beyaz
masa birimi vardır. Beyaz masa birimi adı altında birimi bulunmayan
Ataşehir, Başakşehir, Çatalca ve Esenler Belediyelerinde ise çağrı/iletişim hattı aracılığı ile istek, öneri ve şikâyetler alınabilmektedir.
İmar durumu ve imar planı ölçütünü 34 belediye, iş yeri açma çalışma
ruhsatını verme ölçütünü sadece 2 belediye, e-beyanname ölçütünü 16
belediye, evrak takibi ölçütünü 12 belediye, mobil uygulama ölçütünü
13 belediye, kent ve coğrafi bilgi sistemi ölçütünü ise 33 belediye karşılamaktadır. Tablo incelendiğinde belediyelerin daha çok bilgi ve belge
verme ölçütü ile iletişim hizmetleri ölçütüne ilişkin alt ölçütleri yerine
getirdiği online işlem hizmetleri ile ilgili alt ölçütleri yerine getirmede
eksiklikleri olduğu anlaşılmaktadır.
Tablodan da anlaşılacağı üzere mobil uygulama ölçütünü karşılayan
13 belediye sırasıyla İstanbul Büyükşehir, Ataşehir, Bahçelievler, Başakşehir, Beyoğlu, Esenyurt, Fatih, Küçükçekmece, Sancaktepe, Tuzla,
Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu Belediyeleridir. Belediyeler birçok
hizmeti vatandaşa mobil uygulamalar aracılığıyla 7 gün 24 saat her
yerden erişilebilir hale getirmektedirler. Söz konusu mobil uygulamalar aracılığıyla vatandaş belediye ile ilgili haberler, duyurular, iletişim
| 178
Kadir PEKER
bilgileri, nöbetçi eczane bilgisi, yardım masası, borç sorgulama, ödeme, şikâyet-öneri sistemi, etkinlik takvimi ve kültür haberleri, ulaşım,
trafik, yoğunluk haritası gibi daha birçok hizmeti her an her yerden
alabilmektedir.
Vatandaşa daha kaliteli ve kesintisiz hizmet verebilmek amacıyla teknolojik altyapı yatırımlarına ağırlık veren belediyeler, mobil uygulamaları şeffaf belediyeciliğin aracı olarak görmektedir. Mobil uygulamayı
kullanan vatandaşlar belediyeye gelmeden istek, sorun ve şikâyetlerini belediyeye iletebilecek ve bunların takibini kolayca yapabilecekler.
Dolayısıyla belediyeler mobil uygulamalar üzerinden kendilerine erişilebilir olmasına imkân sağlayan sistemi şeffaflık aracı olarak kabul
etmektedirler. 5. Sonuç ve
Değerlendirme
Başlangıçta belediye faaliyetlerinin ve belediye başkanın tanıtımı amacıyla kurulan web siteleri artık online hizmetleri de sunmaya başlamasıyla birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Bu nedenle gerek belediyelerin vatandaşa erişim sağlamasında, hizmet sunmasında ve gerekse de
vatandaşın belediye hizmetlerinde erişim sağlamasında e-belediyecilik
önemli bir rol üstlenmiştir.
Belediyelerin web sayfaları incelendiğinde artık sadece belediye başkanını, belediye teşkilatını tanıtan, belediyenin faaliyetlerinden haberdar
eden bir web sitesi değil vatandaşın ihtiyacı olan her türlü hizmete
cevap verebilecek bir konuma eriştiği anlaşılmaktadır. Vatandaş artık
online ortamda belediyeye beyaz masa, facebook ve twitter aracılığıyla talep ve şikayetlerini iletebilmekte, e-bilgi edinme vasıtasıyla bilgi
talebinde bulunabilmekte, arsasının imar durumunu/planını görebilmekte, e-sorgulama ve e-ödeme vasıtasıyla borçlarını ödeyebilmekte,
evrak takibini yapabilmektedir. Kısaca artık vatandaş birçok hizmete
belediyeye gitmeden erişebilmektedir. Söz konusu e-belediye yönetim
uygulamalarının online ortamda verilmesiyle birlikte vatandaş zaman-
179 |
YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: ..
dan tasarruf ederken, belediyelerin iş yükü hafiflemektedir.
Sonuç olarak, e-devlet anlayışının belediyeler tarafından da benimsenmesi ve e-belediyecilik hizmeti olarak sunulmasıyla birlikte bürokrasinin azaltılmasına önemli bir katkı sağladığı, son yıllarda yaygın olarak
kullanılan facebook ve twitter gibi sosyal medya araçlarının belediyeler
tarafından da yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte vatandaşın yönetime katılım düşüncesinin arttığı iddia edilebilir. Ancak hemen hemen
tüm belediyelerin bilgi-belge verme ve iletişim hizmetleri gibi araçlara
daha fazla önem verirken, bazı belediyelerin online işlem hizmetlerine
gerek önemi vermediği gözden kaçırılmamalıdır. Özellikle günümüzde akıllı telefon uygulamalarının diğer ifade ile mobil uygulamalara
gereken önem verilirse vatandaşın belediye hizmetlerinde erişiminde,
vatandaşa hizmet sunumunda önemli bir aşama kaydedilecektir. Dolayısıyla söz konusu e-belediyecilik uygulamaların yaygınlaştırılmasıyla
birlikte vatandaşın nazarında güvensiz olan kamu kurumlarına karşı
duyulan güven düzeyi tekrar artırılabileceği gibi belediyelerde şeffaflaşacaktır.
Kaynakça
Aydın, İ. S. & Arzdar K. (2014), “Belediyelerin Hizmet Sunumunda
E-Belediyecilik Kriterleri: Kocaeli İli ve Bazı İlçelerinden Bir Örnek”,
İktisadi Yenilik Dergisi, 2(1), Temmuz, 32-43.
Akgün, B. (2003), “Küreselleşme, Sanal Siyaset ve E-Demokrasi”, Küresel Sistemde Siyaset, Yönetim, Ekonomi, (Der. M. Akif Çukurçayır), Çizgi Kitabevi. Konya.
Çukurçayır, M. A. & Esra Ç. (2009), “Bilgi Toplumu ve E-Devletleşme
Sürecinde Türkiye”, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 5(9), 59-82.
Parlak, B. & Zahid S. (2005), Kurum ve Uygulamalarda Kamu Yönetimi - Ulusal ve Global Persperktifler, Alfa Aktüel Yayınevi. Bursa.
Şahin, A. (2007), “Türkiye’de E-Belediye Uygulamaları ve Konya Örne| 180
Kadir PEKER
ği”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 29, Temmuz-Aralık, 161-189.
Balcı, A. (2008), “e-Devlet: Kamu Yönetiminde Yeni Persperktifler, Fırsatlar ve Zorluklar” Kamu Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar, Ed.
Asım Balcı vd., Seçkin Yayınevi. Ankara, 317-336.
İnce, N. M. (2001), Elektronik Devlet, Kamu Hizmetlerinin Sunulmasında Yeni İmkânlar, Devlet Planlama Teşkilatı Yayınları. Ankara.
Arifoğlu, A., Körnes, A., Yazıcı, A., Akgül, K., Ayvalı, A. (2002),
e-Devlet Yolunda Türkiye, Türkiye Bilişim Derneği. İstanbul.
Henden, B. (2004), “Katılımcı Yerel Yönetim Anlayışında E-Belediyeciliğin Yeri ve Önemi”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 1(1), 1-13.
http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/BilgiHizmetleri/Istatistikler/Documents/beyazmasa/beyazmasa_faaliyetleri_2010_haziran.pdf
(07.02.2015)
181 |
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
Mobil Uygulamalarda
Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye
Yönelik Bir Çalışma
Mehmet Elibola*, Dr. Çiğdem Selçukcan Erolb
Özet
Akıllı telefonların hayatımıza girmesi ile birçok alanda mobil
uygulama ihtiyacı doğmuştur. Mobil uygulama geliştiriciler,
sonsuz gibi görünen bu ihtiyaçları karşılamak için, daha fazla
sayıda kişi tarafından kullanılabilecek, müşteri memnuniyeti
odaklı uygulamaları geliştirme çabası içerisine girmektedirler.
Mobil uygulama pazarında kalıcı olabilmenin anahtarlarından biri şüphesiz müşteri memnuniyeti olarak görülmektedir.
Müşteri memnuniyetini sağlamak için bazı durumlarda anket
aracılığı ile geri bildirim alınmaktadır. Geri bildirimi iyi analiz
edebilmek için kullanıcı davranışlarının doğru şekilde tespit
edilmesi çok önemli olmaktadır ve bunun için geliştirilmiş
araçlar mevcuttur. Bu araçlardan biri olan Appsee yazılımı ile
analiz edilmek istenen uygulamayı kullanan kullanıcıların, uygulama üzerinde hangi bölgeleri tıkladıkları, hangi sayfada ne
a Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü,
Marmara Üniversitesi, Göztepe Kampüsü, Istanbul, Turkiye
b Enformatik Bölümü, İstanbul Üniversitesi, Beyazit, İstanbul, Turkiye, [email protected]
*Sorumlu Yazar: [email protected]
183 |
Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma
kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl hareket ettikleri
ısı haritaları ve video kayıtları şeklinde tespit edilmektedir.
Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İlaç
Araştırmaları birimi için geliştirilmiş “İyi Klinik Araştırma” uygulaması1 kullanıcı davranışları Appsee yazılımı ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda; uygulamayı kullanan kullanıcıların,
uygulama üzerinde hangi bölgeleri tıkladıkları, hangi sayfada
ne kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl hareket ettikleri ısı haritaları ve video kayıtları şeklinde elde edilmiştir. Bu
ısı haritaları gerçek kullanıcı deneyimlerini yansıtmaktadır. Elde
edilen kullanıcı deneyimleri doğrultusunda, mevcut uygulama güncellenerek uygulamanın daha kullanıcı dostu olarak
düzenlenmesi planlanmaktadır. Sonuç olarak mobil uygulama
geliştiricilerin, gerçek kullanıcı deneyimleri elde etmek için,
uygulamalarını platformlarına uygun olan yazılımlarla analiz
etmeleri önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Mobil Uygulama, İyi Klinik Araştırma Uygulaması, Kullanıcı Davranış
Analizi, Mobil Kullanıcı Deneyimi
1
| 184
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.itp.klinikuygulama&hl=tr
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
1.
Giriş
Teknolojik gelişmeler insanoğlunun ihtiyaç kavramının evrimleşmesine neden
olabilmektedir. Özelikle son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan
yenilikler sayesinde akıllı telefonlar ihtiyaçlardan biri halini almıştır. Geniş yelpazede kullanıma neden olan en önemli özelliklerden birinin akıllı telefonların
içerisinde yer alan mobil uygulamalar olduğu düşünülmektedir. Bu uygulamalar ihtiyaç duyabileceğiniz neredeyse her alanda geliştirilmektedir ve pazar,
tam rekabet piyasası özelliklerini barındırmaktadır. Bu durumda pazarda yer
edinebilmek ve kalıcı olabilmek için müşteri memnuniyeti önemli faktörlerin
başında gelmektedir.
Sarıkaya (2013) akıllı cihazların satılmasını sağlayan en önemli iki faktör olarak,
sahip oldukları işletim sistemleri ve bu sistemlere yönelik geliştirilen uygulamaların çeşitliliği ile kalitesi olduğunu belirtmektedir. Burada kaliteyi belirleyen
unsurlar arasında müşteri memnuniyetinin yer aldığı düşünülmektedir. Müşteri
memnuniyetini belirlemek için kullanıcı deneyimi sonuçlarını tespit etmek gerekmektedir. Kullanıcı deneyimi son yıllarda İnsan Bilgisayar Etkileşimi ve Etkileşim Tasarımı alanında bir terim haline gelmiştir (Hassenzahl ve Tractinsky, 2006).
Müşteri memnuniyetini arttırabilmek ve bunu yaparken müşteriye ek bir
külfet getirmeden (örneğin; zaman ayırarak soru cevaplamak), hatta hissettirmeden yapabilmek için mobil uygulama geliştirme alanında çeşitli araçlar
geliştirilmektedir. Bu araçlardan biri olan Appsee yazılımı ile analiz edilmek
istenen uygulamayı kullanan kullanıcıların, uygulama üzerinde hangi bölgeleri
tıkladıkları, hangi sayfada ne kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl
hareket ettikleri ve ısı haritaları video kayıtları şeklinde tespit edilebilmektedir.
Sarıkaya (2013) yazılım geliştirme yaşam döngüsünün bakım aşamasında, kullanıcı oylarının ve yorumlarının en önemli geri beslemelerden biri olduğunu
vurgulamaktadır. Ancak rekabetin yoğun olduğu bu pazarda sadece bu veriler
yeterli olmamaktadır. Bununla beraber bu verilerin güvenilirliği ile ilgili şüpheler de bulunmaktadır; kimi zaman uygulamayı oylayan ya da yorumlayan
kişiler, uygulama geliştiricilerin tanıdıkları olmakta ve taraflı görüş bildirerek
uygulamanın yaygınlaşmasına katkı sağlamayı hedefleyebilmektedir.
185 |
Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma
Internet, sağlık hizmeti alanında da bilgi paylaşımı amacı ile sıklıkla kullanılmaktadır (Diaz et al, 2002; Baker et al, 2003; Sarıkaya, 2013). Mobil uygulama
marketlerinde de sağlık alanına yönelik uygulama sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Fox ve Dugan (2012) araştırmalarında akıllı cep telefonu sahiplerinin
yarısının sağlık konusunda bilgi almak için kendi cihazlarını kulandıklarını,
beşte birinin ise cihazlarında bir sağlık uygulaması olduğunu raporlamıştır.
Mirkovic et al (2011), sağlık alanındaki mobil uygulamalara yönelik kullanıcı
geri bildirimi ile ilgili yüz yüze görüşmeler yaptıkları çalışmalarında, kullanıcıların bir kısmının mobil uygulamaların web versiyonlarının da olmasını talep
ettikleri, ortamda bilgisayar olduğunda cep telefonu yerine bilgisayardan buraya ulaşmak istediklerini belirtmişlerdir. Ancak araştırmacılar web versiyonu
ve mobil uygulama versiyonu arasında renk kullanımı, menu adlandırmaları,
ikon, logo kullanımı konusunda yoğun benzerliklerin iyi olmasına karşın içeriğin sunumu ve etkileşimi açısından mobil uygulama platformlarında kesinlikle
farklılıklar olması gerektiğini belirtmektedir. Kullanıcıların mobil uygulamaların oldukça basit ve sadece en önemli fonksiyonlara sahip olmalarını bekledikleri aynı çalışmada ifade edilmiştir. Bu çalışma sonucunda mobil uygulamaların kullanımına yönelik özelliklerinden (Ör; yazı boyutu ayarlama) dolayı
gençler için daha uygun olduğunu belirtmişlerdir.
Web sayfaları ve mobil uygulamalardaki kullanıcı davranışlarını analiz etmek
için web tabanlı olarak çalışan çeşitli analiz yazılımları mevcuttur. Web sayfalarındaki kullanıcı davranışlarını analiz etmek için kullanılan web tabanlı
yazılımlara örnek olarak MouseFlow1 ve LuckyOrange2 kullanılabilirlik testi
yazılımı örnek olarak verilebilir (URL-1, URL-2). Bu yazılımlar web sayfaları
üzerinden, fare hareketleri ve tıklama, kaydırma hareketleri, klavye hareketleri ve form doldurma, tıklama ısı yoğunluk haritası, hareket ısı haritası ve
kaydırma ısı haritası gibi çeşitli verileri elde etme imkanı tanımaktadır. Web
tabanlı olarak mobil uygulamalardaki kullanıcı davranışlarını analiz etmek için
kullanılan web tabanlı yazılımlara örnek olarak UXCam3 ve Appsee Mobile
1 https://mouseflow.com/
2 https://www.luckyorange.com/
3 https://uxcam.com/
| 186
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
Analytics4 kullanılabilirlik testi yazılımı örnek olarak verilebilir (URL-3, URL4). Isı haritaları ve kullanıcılar uygulamayı kullanırken ekran görüntüsü kayıt
etme imkanlarından dolayı bu çalışma sırasında Appsee Mobile Analytics kullanılabilirlik yazılımının kullanılması tercih edilmiştir.
Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İlaç Araştırmaları
birimi için geliştirilmiş “İyi Klinik Araştırma” uygulaması kullanıcı davranışları Appsee yazılımı ile analiz edilmiştir. Kullanıcı davranışlarının analiz edilme
nedeni, mobil uygulamayı, son kullanıcılar için daha kullanışlı hale getirerek
kullanıcı sayısının ve müşteri memnuniyetinin artırılmasına katkı sağlamaktır.
2.
Metod
Bu çalışmada “İyi Klinik Araştırma” uygulaması kullanıcı davranışları Appsee yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir. Analize ilişkin süreçler aşağıda yer
almaktadır:
2.1. Appsee Kullanıcı Deneyim Aracı
Appsee yazılımı5, mobil uygulamalarda mümkün olan en iyi müşteri ve kullanıcı deneyimini sunmaya yardımcı olmak için tasarlanmış bir araçtır. Appsee
yazılım aracı ile kullanıcıların uygulamayı kullanırken, yaptıkları her eylemin
kaydının video kaydı şeklinde tutulmasına imkan tanımaktadır. Bununla birlikte her ekranda yapılan dokunuşları ısı haritaları şeklinde sunma imkanı tanımaktadır. Isı haritalarının yanı sıra, her ekrandaki kullanıcı davranışlarını,
ekranda kalma süresi, o ekrandan farklı ekrana geçme yüzdesi gibi, basit ve
güçlü raporlarla sunma imkanı tanımaktadır.
2.2. Sisteme Üye Olmak
Appse kullanıcı deneyim aracını kullanabilmek için www.appsee.com adresinden sisteme üye olunması gerekmektedir. Üye olunduktan sonra Appsee kullanıcı deneyim aracı ücretsiz olarak 14 günlük bir kullanım süresi tanımaktadır.
4 https://www.appsee.com/
5 https://www.appsee.com/,
[Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015]
187 |
Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma
14 gün sonunda uygulama üzerinden elde edilen tüm veriler ve sonuçların
görüntülenmesini engellemektedir.
Sisteme üye olma işlemi gerçekleştirildikten sonra, mobil uygulamamızı izleyebilmek için mobil uygulama ile Appsee aracınının eşleştirmesini sağlayan
bir API anahtar sözcüğününün oluşturulması gerekmektedir. Oluşturulan bu
API anahtar sözcüğü, uygulamanın kod bölümüne entegre edilir. Bu entegre
işleminden sonra uygulama derlenerek android markette güncellenir. Bu aşamadan sonra uygulamamızı kullanan kullanıcıların uygulamayı kullanmıyla
ilgili verilerini elde edilebilir.
2.3.Verilerin Analiz Süreci
Apssee kullanıcı deneyim aracı ücretsiz olarak 14 günlük bir kullanım süresi
sunması ve 14 gün sonunda uygulama üzerinden elde edilen tüm verileri ve sonuçları görüntülenemsini engellemesi dolayısıyla araştırma sürecinde verilerin
toplanması 1-11 Nisan 2015 tarihleri arasında alınan 11 günlük sürede gerçekleştirilmiştir. 12-14 Nisan 2015 tarihlerinde elde edilen sonuçların analizleri
araştırmaya aktarılmıştır.
Uygulama üzerinde verilerin analiz edilmesi sürecinde (1 -11 Nisan 2015 tarihleri dahil olmak üzere) uygulamayı kullanan 44 kullanıcının 123 defa uygulamayı kullanmasından elde edilen sonuçlar baz alınmıştır. Appsee yazılımın 14
günlük ücretsiz kullanım izni olmasına rağmen, 14 gün sonunda sistemin tüm
verileri kapatıldığı için 11 günlük süreçteki veriler değerlendirmeye alınmıştır.
3.
Bulgular
Analiz sonucunda elde edilen bulgular alt başlıklar halinde incelenmiştir;
3.1. Sistemden Elde Edilen Veriler
Şekil 1’de görüldüğü gibi, 44 kullanıcı 123 defa uygulamayı kullanırken ortalama 50 saniye uygulama içerisinde kalmıştır. 123 defa uygulamanın kullanılması sonucunda, kullanıcıların uygulamayı kullanırken nasıl hareket ettiklerini
gösteren 71 video kaydı elde edilmiştir. Uygulamanın 123 defa kullanılmasına
| 188
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
rağmen 71 video kaydının elde edilmesinin sebebi, bazı telefon modellerinin,
kullanıcı uygulamayı kullanırken video kaydetmeyi desteklememesinden kaynaklanmaktadır. Şekil 2 ve 3’de görüldüğü gibi bu süre içinde uygulamayı en
fazla kullanan kullanıcı sayısı 3 Nisan 2015 tarihinde olmuştur ve 17 kullanıcı
tarafından 45 kez uygulama kullanılmıştır.
Şekil 1: Uygulama Kullanıcı Sayısı, Uygulama Kullanma
Sayısı ve Ortalama Uygulama Kullanma Süresi
Şekil 2: Uygulamayı kullanan kullanıcı sayısı
Şekil 3: Uygulamanın kullanılma sayısı
Şekil 4’de görüldüğü gibi, süreç içinde uygulama en fazla %27 oranla 1 ve 3
dakika aralığında kullanılmıştır. %26 oranında 0 ve 3 saniye aralığında kullanılmıştır. Bu oranda uygulamayı hemen giriş yapıp, uygulamayı hiç kullanmadan uygulamadan çıkış yapanları göstermektedir. %5 oranında 3 ve 10 dakika
aralığında uygulama kullanılmıştır ve uygulamayı bir kullanıcı en fazla 5 dakika 29 saniye süreyle kullanmıştır.
189 |
Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma
3.2. Kullanıcı Deneyimine Doğru
Şekil 4: Uygulama kullanma süreleri
Bir önceki adım da kullanıcı sayıları ve uygulama ile ilgili teknik verilere yer
verilmiştir. Bu kısımda uygulama ile kullanıcı arasındaki etkileşim sonucunda
meydana gelen verilere yer verilecektir.
Şekil 5’ de görüldüğü gibi en çok kullanıcı etkileşimi % 27 oranında Konuları Listeleme Ekranında meydana gelmiştir. Bu ekranda meydana gelmesinin
sebebi olarak, konuların listelenmesi ve uygulama içinde önemli bir alan olmasından dolayı olduğu düşünülmektedir.
Şekil 5: En çok kullanıcı etkileşimi olan ekranlar
Şekil 6’da görüldüğü gibi kullanıcılar, en uzun sürelerle Öğretici Soru Detay ve
Konu Detay Ekranlarında kalmıştır. Bu şekilde bir oranın ortaya çıkma sebebi,
Öğretici Soru Detay ekranında kullanıcının bir sorunun seçeneklerini okuyup,
doğru cevabı bulmaya çalışmasından kaynaklanmaktadır.
| 190
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
Şekil 6: En uzun ziyaret süresi olan ekranlar
Şekil 7’ de görüldüğü gibi, uygulamanın kullanımı sırasında kullanıcılar, en
kısa sürelerle Kullanıcı Karşılama Ekranı, İletişim Detay Ekranı, Hakkında
Detay Ekranı ve Doğru Cevap Ekranın’da kalmıştır. Bu şekilde bir oranın ortaya çıkmasında, Kullanıcı Karşılama Ekranı’nın ekranda 1 saniye kaldıktan
sonra kapanması özelliğinin etkisi olduğu düşünülmektedir. İletişim Detay ve
Hakkında Detay sayfalarını kullanıcının okuma süresi 5 saniye dolaylarında
olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Şekil 7: En kısa ziyaret süresi olan ekranlar
191 |
Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma
Şekil 8’ de görüldüğü gibi Yanlış Cevap Ekranı, İletişim Detay Ekranı ve
Hakkında Detay Ekranlarında kullanılabilirlik problemleri yaşanmıştır.
Video kayıtları ve ısı haritaları incelendiğinde bu ekranlarda kullanılabilirlik problemleri yaşanmasının sebebi kullanıcının uygulamanın tepki
vereceğini düşünerek, bu ekranlarda çeşitli noktalara tıklamasından kaynaklanmaktadır. Örneğin İletişim Detay ekranında metin içinde verilen
bir linke kullanıcılar, link üzerinden bağlantı sağlayacaklarını düşünerek
tıklamışlardır.
Şekil 8: Kullanılabilirlik problemleri yaşanan ekranlar
3.3. Gerçek Kullanıcı Deneyimi ve Isı Haritaları
Bu kısımda kullanıcının farklı cihaz ekran çözünürlüklerinde uygulama üzerinde nasıl hareket ettiğini gösteren detaylı analizlere yer verilmiştir.
3.3.1. 1080 x 1920 Ekran Çözünürlüğünde
Şekil 9’da görüldüğü gibi, Yönlendirme Ekranına %22 oranında Konu Listeme Ekranından kullanıcılar gelmiştir. Bu oranı %17 oranıyla Öğretici Sorular
Ekranı ve % 15 oranıyla Sık Sorulan Sorular Ekranı izlemektedir. Yönlendirme Ekranından kullanıcıların % 21’i uygulamadan çıkış yapmak için, % 19’u
Konu Listeleme Ekranına, % 17’si Öğretici Sorular Listeleme Ekranına gitmek için kullanmıştır. Isı haritası incelendiğinde, 95 oturum, 344 etkileşim
| 192
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
sonucunda, kullanıcıların uygulamayı genel olarak sağ taraftan kullandıkları
ama bazı kullanıcıların uygulamayı sol taraftan kullandığı dikkat çeken nokta
olmuştur.
Şekil 9: Yönlendirme Ekranına hangi ekrandan gelindiğinin ve yönledirme
ekranından hangi ekranlara gidildiğinin ısı haritası ile birlikte gösterimi.
3.3.2. 1080 x 1776 Ekran Çözünürlüğünde
Şekil 10’da görüldüğü gibi, 41 oturum, 50 etkileşim sonucunda, İletişim
Ekranında % 60 oranında cevapsız hareketlerin olduğu ortaya çıkmıştır.
Isı haritası incelendiğinde bunun ortaya çıkmasının nedeninin erişim linki olarak verilen linkin ve birim adresininin verildiği alanın herhangi bir
bağlantıya yönlendirilmemiş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
İnternet erişim linkinin birim web sayfasına yönlendirilmesi ve birim adresinin google maps üzerine yönlendirilmesi ile bu sorunun çözülebileceği
düşünülmektedir.
3.3.3.720x1280 Ekran Çözünürlüğünde
68 oturum ve 345 etkileşim sonucunda ortaya çıkan ısı haritası Şekil 11’de
görülmektedir. Bu ekranda kullanıcılar ortalama 13 saniye geçirmiştir. Isı ha-
193 |
Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma
Şekil 10: İletişim Ekranında ortaya çıkan ısı haritası
ritasında da görüldüğü gibi bu ekranın, etkileşimi yüksek bir ekran olduğu
ortaya çıkmıştır.
Şekil 11: Konu Listeleme Ekranında Ortaya Çıkan Isı Haritası
| 194
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
Şekil 12’de görüldüğü gibi 39 oturum ve 330 etkileşim sonucunda Öğretici
Soru Detay ekranı ısı haritası oluşmuştur. Kullanıcılar Öğretici Soru Detay
Ekranında ortalama 21 saniye geçirmişlerdir. Eğitim uygulamalarında kullanıcıların ortalama olarak bir soru üzerinde ne kadar beklediklerinin doğru ölçme
ve değerlendirme yapma açısından önemli olacağı düşünülmektedir.
Şekil 12: Öğretici Soru Detay Ekranı
3.4. Gerçek Kullanıcı Deneyimi ve Video Analizleri
Bu kısımda kullanıcının uygulama üzerinde nasıl hareket ettiğini gösteren video kayıtlarından elde edilen analizlere yer verilmiştir.
Uygulama geliştirilirken telefon üzerindeki çıkış butonu devre dışı bırakılmış, uygulamadan çıkmak için Çıkış butonuna basılarak uygulamadan çıkma özelliği eklenmiştir. Video kayıtları incelendiğinde, uygulamadan çıkmak için kullanıcıların telefon
üzerindeki çıkış butonunu kullanmak istediği ortaya çıkmıştır ve telefon üzerindeki
çıkış butonun devre dışı bırakılmasının doğru bir yaklaşım olmadığı görülmüştür.
Daha önce ısı haritalarında tespit edildiği gibi, kullanıcıların uygulama içindeki
“Hakkında” ve “İletişim” kısımlarında tıklama etkileşimi olmayan bazı noktalara tıklamaya çalıştıkları tespit edilmiştir. Bu noktaların “İletişim” kısmında web
adresi gibi kullanıcının etkileşim beklediği noktalar olduğu tespit edilmiştir.
195 |
Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma
4.
Sonuç
Mobil uygulama pazarı her geçen gün büyüyen ve rekabet ortamının yoğun
olduğu bir sektördür. Bu sektörde hemen hemen her konuda uygulama bulunmaktadır. Bu nedenle içerikten ziyade müşteri memnuniyeti rekabette avantaj
sağlayacak alanlardan biri olarak görülmektedir.
Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İlaç Araştırmaları
birimi için geliştirilmiş “İyi Klinik Araştırma” uygulaması Appsee yazılımı ile
kullanıcı davranışları analiz edilmiştir. Analiz sonucunda; uygulamayı kullanan
kullanıcıların, uygulama üzerinde hangi bölgeleri tıkladıkları, hangi sayfada ne
kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl hareket ettikleri ısı haritaları ve
video kayıtları şeklinde elde edilmiştir. Bu ısı haritaları gerçek kullanıcı deneyimlerini yansıtmaktadır.
Appsee Mobile Analytics yazılımının ücretiz kullanım süresinde kullanarak,
kullanıcı deneyimlerini ortaya çıkarmak isteyen araştırmacılara, ücretsiz kullanım süresini dikkat etmeleri önerilmektedir. Bunun önerilme nedeni; 14 gün
sonunda Appsee Mobile Analytics yazılımının tüm verileri gizlemesi ve verileri
göstermek için ücretli pakete geçilmesini istemesinden kaynaklanmaktadır.
Araştırma sonucunda kullanıcıların en çok etkileşimde bulunduğu ekranlar
tespit edilmiştir. Bu sayede en çok etkileşimin bulunduğu ekranın olumlu
yönleri başka ekranlara aktarılabilir. Ayrıca kullanıcıların en uzun süreyle ve
en kısa süreyle kaldıkları ekranlar tespit edilmiş ve bunların nedenleri ortaya
çıkarılmıştır. Mobil uygulama geliştiricilere, uygulamalarını daha başarılı hale
getirebilmek için bu şekilde tespitler yapmaları önerilmektedir. Bununla birlikte video kayıtları ve ısı haritaları ile kullanıcıların kullanılabilirlik problemi
yaşadığı noktalar tespit edilmiştir.
Elde edilen kullanıcı deneyimleri doğrultusunda, mevcut uygulama güncellenerek uygulamanın daha kullanıcı dostu olarak düzenlenmesi planlanmaktadır. Sonuç olarak mobil uygulama geliştiricilerin, gerçek kullanıcı deneyimleri elde etmek ve uygulamalarının eksi ve artı yönlerini ortaya çıkarmak için,
uygulamalarını markette yayınladıktan sonra, platformlarına uygun olan bir
kullanıcı deneyimi elde etme yazılımıyla analiz etmeleri önerilmektedir.
| 196
Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol
5.
Kaynaklar
Baker, L., Wagner, T. H. , Singer, S. & Bundorf, M. K. (2003). Use of the internet and e-mail for health care information: Results from a national survey”,
JAMA J. Am. Med. Assoc., 289 (18): 2400–2406.
Diaz, J. A., Griffith, R. A., Ng, J. J., Reinert, S. E., Friedmann, P. D. & Moulton, A. W. (2002). Patients’ Use of the Internet for Medical Information, J.
Gen. Intern. Med., 17 (3): 180–185.
Elibol, M., 2014, Çevik Yazılım Geliştirme Metodolojisi İle Klinik Araştırmalar
İçin Mobil Uygulama Geliştirme, Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul Üniversitesi.
Fox, S. & Duggan, M. (2012). Mobile health 2012, Pew Internet Am. Life
Proj., 8, http://community.g.pewinternet.com/~/media/Files/Reports/2012/
PIP_MobileHealth2012_FINAL.pdf
Hassenzahl, M., & Tractinsky, N. (2006), User experience-a research agenda.
Behaviour & information technology, 25(2), 91-97.
Mirkovic, J., Bryhni, H., & Ruland, C. (2011). Designing user friendly mobile application to assist cancer patients in illness management. IneTELEMED
2011, The Third International Conference on eHealth, Telemedicine, and Social
Medicine (pp. 64-71).
Sarıkaya, B. (2013). Mobil İlaç Prospektüs Uygulaması, İstanbul Teknik Üniversitesi Bilişim Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi.
URL-1, https://mouseflow.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015]
URL-2, https://www.luckyorange.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015]
URL-3, https://uxcam.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015]
URL-4, https://www.appsee.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015]
197 |
International Congress on
DIGITAL LIFE ENVIRONMENTS
“Mobile Application And Content
Development”
ISBN 978-605-07-0590-4

Benzer belgeler